Azerbaycan Aşıkları Ve El şairleri 1.pdf

  • Uploaded by: Phillip Key
  • 0
  • 0
  • April 2020
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Azerbaycan Aşıkları Ve El şairleri 1.pdf as PDF for free.

More details

  • Words: 60,469
  • Pages: 226
Ehliman AHUNDOV Tehmasib FERZELİYEV - İsrafil ABBASOV

AZERBAYCAN AŞIKLARI VE EL ŞAİRLERİ BİRİNCİ CİLT

Hazırlayanlar

Doç. Dr. Saim SAKAOGLU Dr. Ali Berat ALPTEKİN - Esma ŞİMŞEK

��

Halk Kültürü

Ehliman AHUNDOV Tehmasib FERZALİYEV - İsrafil ABBASOV

AZERBAYCAN AŞIKLARI ve

..

.

EL ŞAiRLERi BİRİNCİ CİLT

Hazırlayanl'ar: Doç. Dr. Saim SAKAOGLU Dr. Ali Berat ALPTEKİN - Esma ŞİMŞEK

Halk Kültürü İstanbul 1985

Halk Kültürü Yayınları: Aşık Edebiyatı Dizisi : 1

ı

Bu antolojinin orijinalinıip künyesi şöyledir : Azerbaycan Aşıgları ve El Şairler I, Baku 1983, 375 s. Ehriman Ahundov'un derlediği malzemenin bir bölümü, ölümünden sonra Teh_ masib Fevzeliyev ve İsrafil Abbasov tarafıno.an birinci cilt olarak hazırlanmıştır.

Halk Kültürü Yayınları P.K. 147 Sirkeci-İSTANBUL Tel : 338 90 47 Dizgi: Edebiyat Cephesi Matbaası ve Bahadır Matbaası Baskı : Gümüş Basımevi/İstanbul _ 1985

İÇİNDEKİLER İÇİNDEKİLER

IILIV

ÖNSÖZ

v_vı GİRİŞ

VILVIII

KURBANİ Hayatı: L2 Şiirleri : 3_20 TUFARGANLI AŞIK ABBAS Hayatı : 2L23 Şiirleri : 24-40 SARI AŞIK Hayatı : 41-42 Şiirleri : 43_45 HASTA KASIM Hayatı : 46-47 Şiirleri : 48_60 KARACAOGLAN Hayatı: 6L62 Şiirleri : 63_65 AŞIK VALEH Hayatı: 66_67 Şiirleri : 68_75 HAN ÇOBAN Hayatı: 76 Şiirleri : 77 DELLEK MURAD Hayatı: 78 Şiirleri : 79_80 VARHIYANLI AŞIK MEHE1\,L.\1ED Hayatı : 81-82 Şiirleri : 83_96 YAHYA BEY DİLGEM Hayatı : 97 Şiirleri : 98_103 ŞAİR MEMMED HÜSEYİN Hayatı: 104 Şiirleri : 105_106 -III-

MEŞKİNLİ MEHEMMED Hayatı : 107

Şiirleri : 108 MÜCRÜM KERİM Hayatı : 109_110 Şiirleri: 111-117 AŞIK PERİ Hayatı: 118

Şllrleri : 119_ 121

MİRZECAN MEDEDOV Hayatı : 122_123 Şiirleri : 124_127

MEHEMMED BEY AŞIK Hayatı: 128 Şiirleri : 129 _ 134

ZABİT Hayatı : 135_136 Şiirleri : 137 _142 MELİKBALLI KURBAN Hayatı : 143

Şiirleri : ı,ı4_149

AŞIK ALİ

Hayatı: 150

Şiirleri ; 151-155 ŞEMKİRLİ AŞIK HÜSEYİN Hayatı : 156_157 Şiirleri : 158_ l 71

AŞIK MUSA

Hayatı : 172

Şiirleri : 1 73_178

BAGBAN MEHEMMED Hayatı: 179 Şiirleri ; 180_181 OOLLU MUSTAFA Hayatı: 182 Şiirleri : 183_187

SÖZLÜK

189_205

BiBılYOGRAFYA 206

DOGRU-YANLIŞ CETVELİ 2·06_208

- ıv-

ÖNSÖZ Bugün, milli sınırlarımızın dışında, milyonlarca soydaşımızın yaşadığı geniş bir coğrafya vardır. Bu soydaşranmııı kendilerine göre bir edeblyat dünyası yarat� mışlar; şiiriyle, hikayesiyle, romaniylc, tiya trosuyle seslerini duyurabilmişlerdir. Bu sesler, bazen Anadolu semalarına kadar gelebilmektedir. Bir Heyder Baba'yı, bir Cengiz Aytmatov'u, bir Cengiz Dağcı'yı, yıllardan berl. Anadolu '!'ürkü olarak Halil Karabulut'un, Tarık Buğra·nın, Kema? Tahlr'in yanında görmenin sevlnclnl yaşıyoruz. Edebiyat üzerine araştırma yapanlar, daha çok modern türlere eğilmekte, an'anevi edebiyatımızın ürünlerine pek az yer vermektedirler. Basılı bir romanı değerlendirmek, sahaya çıkıp an'anevi edebiyatın ürünlerini derleyip değerlen­ dirmeye göre daha kolay ve daha geçer akçe olduğu için. edeblyatınuzın bu dah adeta öksüz bırakılmıştır. Bir Reyhanı, bir Taşlıova, bir Çobanoğlu, bir Karabulut hakkında küçük bir kitap blfe ortaya konulmamış olması bunun acı bir örneğidir. Ama ortaya konulmuş yüzlerce Karacaoğlan şiirini yeniden neşretmenln kolaylı� ğını da pek çok kişi paylaşıvermektedir. Anadolu sahasında ilk örneklerini 16. yüzyılın başlarında gördüğümüz a.şık edebiyatımızın, Azeri sahasında da aynı devrede canlanmaya başladığına şahit oluyoruz. Aşık Kurbanı, o devrenin seslni günümüze kadar ulaştırabilen başlıca simasıdır. Biz, Anadolu Ue blrllkt.e bu an'aneyi en iyi şekilde yaşatan Azerbaycan bölgesine çok şeyler borçluyuz. Tıpkı. Garlp'te, Köroğlu'da. Kerem'de olduğu glbl. Kurbani'nln, Hasta Kasım'ın, Tuiarganlı Abbas·ın hayatları etrafında teşekkül ettirilen hikayeler, onların unutulmamasını sağladığı gibi, Anadolu'yu blr bakı­ mu takviye etmiş, an'aneyl çok geniş bir bölgede yaşatmayı başarmıştır. Yıllardan beri, aşık edebiyatını okuttuğumuz talebelerimiz, bize coğrafyayı niçin daha geniş tutmadığımızı sorarlardı. Bir-iki şiirinden başka hakkında hiç bir bilgimizin olmadığı üçüncü derecede başarılı bir aşığın yanında, sahasının ilk örneklerini vermiş oian blr Kurbani'yi, bir Tufarganlı Abbas'ı niçin okutmuyor­ duk? Son yüzyılın başlarına gellnce biraz Aşık Şenflk diyor, orada kalıyorduk Ya Hasta Kasım, ya Elesker: niçin onları olrntmuy&rduk? Elimizde, Türk alfabesi ile hazırranmış kaynaklar hemen hemen biç yoktu. Metinler ise, hiçbir antolojl hazırlanmadığı için yok denecek kadar azdı. Merhum M. Fuad Köprülü, merhum Ahmet Caferoğlu. M. Fahrettin Kırzıoğlu, Haver Aslan, Nizamett!n Onk, Ali Yavuz Akpınar, Zeynelabidin Makas vs. bu sahayı bize tanıt­ maya ve sevdirmeye çalışan birkaç gönüllü tdi. Son yıllarda bazı monogratılertn de hazırlanmasıyle sahayı az çok tanıyacak hate gelmlştlk. Fakülte Kütüphane­ mize bağışlanan kirli harnı TÜrkçe kltaplıır. Azerbaycan sahası Türk saz şiirinin kapısını bizlere olanca gücüyle açıvermişti.

-V-

Yukarıda da ifade eWğimlz gibi, üniversitelerlın!zin Türk Dili ve Edebiyatı bölümlerinde Türk Halk Edebiyatı dersleri verillrken Aşık Edebiyatı bahsinde ek­ seriyetle Anadolu sahasmın dışımı çıkılamamaktadır: Anadolu TürkTüğünün dışı Jsc, program, zaman, kaynak glbi engeller yüzünden ihmal edilmektedir. Oysa aşıklık an'anesinln en canlı olduğu bölge Doğu Anadolu ve Azerbaycan'drr. Doğu Anadolu aşıklarının şiirlerinin toplanması Anadolu'daki araştırıcılara düşerken, Azeri sahasında da o bölgenin il'lm adamları bu işi üzerlerlne almaktadırlar. Ne yazık ki, gerek bazı siyasi sebeplerden, gerekse Türk araştırıcılarının dış Tü�klere açılamaması yüzünden bugüne kadar o sahadaki e�erler alfabemize aktarılama­ mıştır- İşte biz bu düşünceden hareket ederek A.zer!ıaycan Aşıgları ve El Şairleri I isimli kitabı Kiril harflerinden Anadolu Türklüğünün kullandığı alfabeye çevir­ dik. Kitabın aslı ,ıcmügeddlme», aşıktarın hayat hikayeleri, mrtlnler ve istifade edilen kaynaklardan ibarettir. Kitabı ele alırken bazı kUçük değişikliklerin dışında tamamiyle aslına bağlı kalmaya çalıştık. Eserin aslında bazı kelimelerin izahı sayfaların altında yapıL mışken biz bunları ela, dlğeı- kellmererle birlikte lügatçeye almayı uygun gördük. Aşıkların hayat hikayelerini brışta Paşa _Efendiyev'ln, Azerbaycan Şifahi Hal{] Edebiyyatı adlı eseri olmak üzere, çeşitli kaynaklardan aldığımız bilgilerle zengin­ leştirmeye çalıştık. Ayrıca gazel, muhammes gibi bazı şeklllerln örneklerini azalt­ tık. Eserin asl'ında yer almayan şiir şekilleriyle ilgili bilgiler ele tarafımızdan ilave edilmiştir. Giriş bölümünde ise kitaba bağlı kalınmış, fakat zaman zaman ba.şka kaynak­ hırdan aldığımız bilgilerin de bu bölüme ilave edilmesi ihmal edilmemiştir- Köp_ rillü'den aktarılan bölümlerin Türkiye Türkçesindeki orijinallerinden alınması uygun görü:tmüştür. Ancak eserin aslı. faydalanılan kaynakları sadece iki yerde zikretmiştir; biz ise zikredilmeyen bölümler ile bizim faydalandığımız kaynakları da ilaveyi uygun bulduk. Metinler kısmında önce her aşığın hayat hikayesi Türkiye TUrkçeslyle, şiir­ lerinden örnekler ise kendi ağız hususiyetleri korunarak verilmiştir. Metinler ve_ rilirken matbaa imkanları gözönüne arınmış, bu sebC'pten transkripsiyonlu olarak verilememiştir. Daha sonraki bölümde ise antolojinin hazırlanmasında lst1fade edilen eser­ lerin bibliyografyası verilmiştir. Eserin ortaya konu\masmda karşılaşılan bazı güçlüklı>rin hallinde yer yer zevkle yardımlarına müracaat ettiğimiz bölümümüz öğretim üyelerinden Doç. Dr. Kemal Yavuz'a ve Yrd- Doç. Dr. Efraslyap Gemalmaz·a teşekkürlerimiz tabii­ dir. Eserin basımı güçlüğüntı üzerine alarak bizlerin çalışmalarına hız kazandıran arkadaşımız M. Sabri Koz'a da nı> kadar teşekkür etsek azdır. Erzurum, 17 Mayıs

ı 984

Doç. Dr. Saim Sakaoğlu

-VI-

GİRİŞ Aşık Edebiyatı an'anesl Azerbaycan halk edebiyatının en zengin kolunu teŞ­ k!l eder. Bu an'ane eski olduğu kadar geniş bir sahaya da yayılmıştır. İlk numu_ nelerini halkın bedii düşüncesi şekilendirmiş olup yıllarca hafkla yanyana ol­ muştur. Kaynağını ozanlık an'anesinden alan ve bu mil'astan beslenen aşık, günil­ mtizde de büyük bir heyecanla süslediği hayatımızın güzelliklerini kopuz dünya.. sının yadigarı, telll sazın difi ile terennüm eden bir sanatkar olarak faaliyet gös_ tennektedlr. Bu faartyet çerçevesinin ozanla birleştirdiği aşık şüphe yok ki, kendi geçmişlnl yine selefi olan ozana borçludur. Ozan gibi aşık da, halkın sözcüsü olmuştur. Azerbaycan halkı arasında mü­ him bir yer! olan ozanlar Oğuzların eski şairidir. Ozanlar, şairlik yanında sihir_ bazlık, rakkaslık, muslklşlnaslık, hekimlik ve buna benzer işleri de üzerlerine al­ mışlardı. Ozanlar, en eski devlrTerden bu yana kopuzları eşliğinde, çalıp söyle­ mişler ve bize birçok miras bırakarak dünyadan göçmüşlerdir. Ancak bugün bu mirasın çok az blr kısmı ellmizded!r, Bu eski şairlere, Altay Türkleri Kam, Tun_ guzlar Şaman, Moğol ve Buryetıer Bo veya Bukue, Yakutlar Oyun, Samoitler Tadıben, Fin_Uğurlar Tiotoejoe (bakıcı), Kırgızlar ise Bahsı, Bahşı adını ver­ mişlerdir. Eski Türk'Ierin, Hun, Köktürk ve Uygurların efsane ve destanlarının (Alp Er Tonga, Oğuz Kağan, Bozkurt, Türeyiş, Göç vs.) yayıhp bize kadar ulaşma­ sında ozanların büyük rolü olmuştur. Yine ozanlar halkın dünya görüşünün temsilcileri olmuşlardır. Bunların dışında ozanlar muhtel!! merasimlerin icrasın­ da, bilhassa, rığır, av (sığır. öküz avı, Oğuzların esas merasimlerinden olmuş ve bu ilk devirlerde ziyafet şeklinde geçmiştir). şölen. kurban, yug ve matem ayin_ !erine katılmışlar ve yönetmişlerdir. Çeşitli ka.ynaklardan öğrendiğimize göre Atilla ordusunda ve sarayında da vardır. 5. yüzyıldan 15. yüzyıl Selçuklularına kadar da muhtelif şekil­ lerde ozanrarın saraylarda olduğunu bilmekteyiz, Saray ve ordudaki ozanların birinci vazifesi sa.raydaki toplantı ve şenliklere Irntılma.ktır; ordudaki vazifesi ise askerlerin moralierinl düzeltmek, kahramanlık şiirleri sclylemekttr. Zaten bütün CSki Türk devletlerinin saraylarında, ordusunda ozan.şairler ve musikişinaslar Vardır. 0zantar

Yine Atilla ·nın şerefine veril en ziyafet sofrasının şu tasviri dikkat çekicidir: cAkşama doğru meş'al'eleı· yanınca, ziyafetin verildiği ipekten yapılmış muh-VII-

teşem çadıra lki şairin girdiği görllldtl. Bunlar Atilla'mn önünde, Hun 1:isanlyle kendi tanzim ettikleri şiirleri okudular; bu şiirler Atlllnnın kah ramanlıklarma, zaferlerine aitti. Orada bulunanlar bu şiirlerin tesiri ile vecd il heyecana geldlfer: gözler parlıyor, çehreler korkunç bir hal alıyordu. Bir çokları ağlıyorlardı; genç* ıer arzu ve ihtiras, lhtlyarlar da elem ve teessür yaşları döküyorlardu { 1 J. Yine Atilfa'nın ölüm merasiminde de şairler mühim bir yer tutmaktadırlar. Bu mera.simler şu gerçeği ortaya çıkarıyor: « ...düdtiklerin, davulların nağmeleri ile birrlkte olarak söylenen bu destani şiirlerı tertip eden şairler, hiç şüphesiz daha sonraki saz şairlerinin dedesidir.-. (2 ). Yine bu ozanların 7- Yilzyılda İran ordularına karşı savaşan Alp Er Tonga'nın ölümü üzerine söyledikleri sa.gu (ağıt), 11. yijzyıtda Kaşgarlı Mahmud tarafın. dan yazıya geçirilmiştir. DivanU Lügat-it Türk'teki bu parça Türk halk şiirinin ilk numunesi olınası bakımından da mühimdir. Alp Er Tunga öidi mu, İsiz ajun kaldı mu, Ödlek öçin aldı mu, Emdi yürek yırtılur. Günümüze kadar ozan hakkında çeşitli araştırmalar yapılmış. değişik fikir ve yorumlar ileri sürülmüştür, Bu araştırmalaı: neticesinde diyeb!Nrlz ki:

ı. Ozan kelimesi Oğuzların halk şairl - musikişinast manasında çok eskiden beri kullanılan bir kellmedir. Kelimenin, eskiden beri muhtelif Oğuz şubeleri ara. sında bulunması, daha Oğuzların Seyhun kıyılarında oturdukları zamanlarda, yani Büyük Selçukru Devletinin kuruluşundan evvel kullanıldığına dellldir. 2. Bu kelime muhtelif Oğuz sahalarında eskiden beri yaşamış ve belki Azerl sahaS1nda 14. yüzyılda ozanların kullandıkları kopuza da bu isim verilmiş, böy. lece bir de cozancı� kelimesi meydana çıkmıştır. 3. 15. yÜzyıldan sonra bu ozan kelimesi yerine Azeri ve Anadolu sahalarında A.şık; Türkmen sa hasında da Baksı kelimeleri yer almıştır. 4. Anadoru ve Azerbaycan Oğuzları arasında bu eski manası unutulduktan sonra, ozan kelimesi cçok söyllyen.� 1:herze söyllyen� manalarında şu son zaman­ lara kadar, gerek edebi dilde, gerek halk dlUnde devam etmiştir. Anadolu'nun bazı yerlerinde ı;:a)gıcı çingenelere de bu isim verilmektedir, 5, Başka Türk şubeleri arasında bu kelime kullanılmamıştır. Çağatay mü. ellifrerfnln bu kelimeyi Horasan Türkmenlerinden. yahut Azeri sahasında yazıl­ mış eserlerden öğrend lklerl anlaşılıyor (3). Azerbaycan bölgesinde aşıklara «varsag», tdede�. 4agsaggab, cozam, gibi isimler verilmiştir. Prof. M. Seyldov, aşığa 6-7. yüzyıllarda warsag, denildiği ka. naatlndedlr. 8.14. yüzyıllar arasında ise aşığa zaman zaman cozan.ıı denilmiştir. Dede Korkut Hikayelerinde ozanların tipik karakterini burabiTmektey!z. Ozanlar ellerinde kopuzlarıyle dolaşmakta, çalmakta ve söylemektedirler. {l) M, Fuad Köprülü, Edebiyat Araştırmaları, Ankar:ı. 1966. 157.158. Age, 158.

(2) (3)

A.ge, 143-144.

- VlTT -

Evime ozan gelibdi, Pereni pozan gelibdi, Gündüz olan işleri, Gece yazan gellbdl.

Gızım gızı.m gız ana, Gızımı verrem ozana, Ozan ahça gazana, Gızım geye bezene.

cDede» ise ozanlığın yanında müşkil işleri halteden. akıtdane. obanın ak sa­ kallı yaşlı bir kimsesidir. Dede'nin tipik numunesi olarak da Dede Korkut'u gör_ mekteyiz. cYanşag» kelimesi önceleri «aşık», dalla sonra da, ıı:çok danışanı manfı.larm_ da kullanılmıştır. Bu terimle ilgili olarak Azerbaycan'da yer, köy adları da var­ dır. Bilhassa Kelbecer vilayetinde «Yanşag» köyü halkınm büyük çoğunluğunun a.şıklıkla iştigal etmesi ve belki de bunı:ı bağlı olarak köyün «yanşag» ismi ile anıL ması gözden kaçmamaktadır ( 4). Yukarıda ozanlık sanatının pirinin eDede Korkut� olduğunu söylemiştik. Ke­ rem lle Aslı Hikayes1nin Dede Kerem'!, 16. yüzyılın Dede Yadigtir'ı, 17. yüzyılın Turab Dede'sl, 18. yüzyılın Dede Kasım'ı ile bugün· isimleri ve eserleri bize u!aşa­ mayan yüzlerce kopuz ve saz ustaları ozanlık sanatının takipçileri olmuşlardır. Yüzyıllar boyunca çalıp söyleyen bu sanatkarlar hiç şilphesiı: Türk şiirinin vezni olan hece veznlni kullanmışlardır. Halk şiirinin milli vezni ile yazıL mış ilk şUrler ise Ahmet Yesevi ve Yunus Emre'ye aittir.

milli

On sekkiz min alemde, Heyran bolgan aşıglar, Tapmag me'şug surağm, Sorsan bolgan aşıglar. dörtlüğü ile başlayan şiir Ahmet Yesevi'nindir. Yine ilk ve son dörtlükleri aşa­ ğıda verilmiş olan şiir ise Yunus Emre'ye ait ohıp her ikisi de dikkatimizi çek­ ttıektedır. Yar üreylm yar, Gör ki neler var, Bu halg içinde, Bizı> gOler var.

*

Yunis sen bundan, Meydan isteme, Meydan içinde, Merdaneler var (�). Elbette, 12-14. yüzyıllarda yaşayan şairlerin eserlerini halk şlirinın ilk numu­ neleri oiarak kabul etsek de, onları aşık edebJyatından ayrı kabul etmemiz müm­ kün değildir. Bu şairlerin şllrlerini aşık şiirinden, il.şık sanatından, an'anesln­ den ayrı tut.amayız. (4) Age, 140_141; Paşa Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 175.

(5)

Her iki kaynakta da numune olarak verilen dukça farklı olduğu gözden kaçmamaktadır. Bu şiirin dörtlüklerden kurulduğu filcriue rın notu). - IX-

manilerin hece sayılarının ol­ (haztrlayanların notu). katılamıyoruz. (Hazırlayanla_

�Aşı b kelimesi, hem. «ozan�, « va rsag», <"<dede» kelimelerinin ifade ettiği mflna ve menşe ile olan münasebeti sebebiyle, hem de sanatkftrın taşıdığı mahlası iti­ bariyle dikkati çekmektedir. Araştırıcılar bu sahada da değişik yorumlarda bu­ lunmuşlardır. Aşık kelimesinin Uk kullanırışı, bazı araştırıcılara göre 13- yüzyıl; bazılarına göre ise 15-17. yüzyıllar arasıdır. 13. yüzyılın sonu ve 14. yüzyılın bi­ rinci yarısında yaşayan Yunus Emrn'nin tesirinde kalarak şiir yazan Ali Aşık paşa, adında aşık kelimesini kullanan ilk şairdir. 15 ve 16. yüzyıllarda Ahmed, çelebi ve İbrahim gibi haTu: şiiri sahasında eser verenler, adlarının yanında aşık kelimesini de kullanmışlardır. Halk edebiyatının ilk numunelerinden sayılan, bu mirası koruyan, yaşatan v� gerçek manada aşık olanlar aşıklık mesleğini tesadüfi olarak seçmemişlerdir. Onlar. daha çok, kabiHyetıeri ile dikkati çekmişlerdir. Şiir!eri ise uzun müddet dilden dile, ağızdan ağıza, nesilden nesile, söylene söylene günümüze kadar gel­ miştir. Çıraklıktan ustalığa yükselen ber aşık btr yüksek okul bitirmiş gibidir. Aşığın ,ıstalığa nasıl yükseldiği ve diğer hatıraları aşığın ş!lrferinde bulunabilir. Bu hL Kayelerl araştırıcıların eserlerinin dışında el yazmalarında, cönklerde, halk ede� biyatı araştırıcılarının derledikleri metinlerde yine görmemiz imkan dahillnde­ ctır. l(urban.i, Tufarganlı Abbas, llasta I(asım glb! aşıklar, -ı:şifahh edebiyatın bilhassa aşık edebiyatının tesiri ile yazıp, söyl'emlşlerdir. Yine bu aşıkların ha­ yatları etrafında teşekkül eden halk hikayeleri günümüze kadar gelmiştir.

Kurbani ııYetim Kurbani". ııDlril'll Kurbanb. ııYazık Kurbanb; Tufarganiı Abbas «Adım aşıg Abbas yerim Tufargan:ı.. ııAşıg Abbas yana yana" mısralarının dışında «Kul Abbas�, s>:Tufarganlı Abbası,, cŞU;:este Abbas", «Yazıg Abbas»; Hasta Kasım ise sadece ııGasım», cHeste Gasım .. mahlaslarını kullanmışlardır. Bütün bunlardan sonra netice olıual;: dlyeblNrlz ki:

ı. Aşıklar daha çok, halk yahut da ııelP şairi olmuş, söyledik:eri şiirler ise aşık şiirinin bütün hususiyetlerini bünyesinde trışımıştır. 2. Aşıkların tesiri oldukça fazla olmuştur; onların haya ti arı etrafında teşek­ kül eden hail< hikayeleri bu fikri daha da kuvvetlendirmektedir. 16. yüzyırda Lele ve Baba, 17-18. yüzyıllarda Sarı Aşık ve Ezizi mani türünde yazdıkları ş!!rleri ile şöhret kazanmışlardır. Aşık ve saz şairi kelimelerinin aynı manayı taşımrılarına karşılık kalem şu. arasının (belli bir tahsil görmüş olup, hem hece. h<:·m de aruzla şiir yazan ancak saz çalmasını bilmeyen şairlerdir) sadece kalem şairi olduğu. halk sairi deyimi­ nin ise daha geniş bir mana taşıdığı bilinmektedir. Esasında, aşıkla, kalem şuara­ sının esasta birleştiği hususunda görüşler de ortaya atılmıştır. Aşık efü.·biyat:ı. bir başka ifadeyle saz şiiri, divan şiiri !le anonim halk şiiri arasındaki bir yerdedir. Konu ayırımı daha çok araştırmaları kolaylaştırmak için yapılmıştır. Aşıkların (saz şairlerinin) hususiyetlerini şöyle sıralayabiliriz : a) Umumiyetle okuma yazmaları yoktuı·. bl Şiirlerini saz eşliğinde terennilm e>derJı?r. c) Şiirlerini irticalen söylerler. --X-

ç) Şiirlerini umumiyetle hece ölçüsüne bağlı kalarak söylerler. dl Bir yandan anonim halk edebiyatına, b!r yandan da divan edebiyatına açıktırlar. el Şairlerine, aşık, ozan vs. deniliı·. Aşık tarzı şiirin kökü çok eskJlere dayansa da onun Azerb:ı.ycan'daki ilk tem_ sllcisi Kurbani'dlr. Gerek Kıırbani, gerekse onun takipçileri olan Tufar,qanlı Ab­ bas, Hasli: Kmnm. Aşık Valeh, Dellek Murad klasik ,<;iire \'akıftırlar. Bunlar şiirle­ rinde dini kaidelerin ve muhtelif tarlltatlerin görüşlerinin tesiri altında kalmış_ !ardır. Ancak dini düşünce bu aşıkların esas gayesı olmamıştır. Onlar, atışma. !rnşma ve tecnisleri ile saz V(' söz mec!ıslerinin sevilen simaları olmuşlardır. t.Orta esn 07-19. yüzyıl) aşık şiirinde llert. keder, dünyadan ve haııattan şfkd!!et. tabiat, güzellilc, a.�k ve sevginin terennümü daha çok işlenen konular arasındadır. Bunların dışında şiirlerde, halk ruhu ile h<:tlk duygusunun kaynaşmış olduğunu görüyoruz. Yine şiirlerde, k!Jlil ve çfrkini?-ı yerine a.sfilet, mertlik, sada­ kat gibi konular işlenmiştir. 16_19, yüzyıllar arasında yaşayan aşıkl'arın çoğu, aşık şiirinin muhtelif şeklL lerlnde meydana getirdikleri yilzlerce lirik şiirlerinin yanında halk hikayelerinin de musannifleri olRralc tanınmışlardır. Aynı yüzyılda yaşayan Ermeni, GUı-cU ve Dağıstan a.şıklarının yetişmesinde Azerbaycan Aşık Edebiyatının büyük tesiri vurdır, Bu iki zümrenin birbirinden ayrılması mümkün değildir. Azeri TUrkçesJy!e şiir söyleyen Ermeni aşıkların sa­ yısı 400 kadardır. Bu husust,a M. Nalbandyan'ın şu satırları manidardır: «.,.Er­ meni eilesinden oldukları üçün Ermeni adlanrlırmag mümkündür.» ( 6 ). Azerbaycan aşıklarımn teslr sahası oldukça geniştir. Bunların örneklerini yakın doğu ülkelerinde ve Anadolu'da_ görebiliriz. Onların şiirleri dilden dile do­ laşmış, böylece yeni varyantlar ortaya çıkmıştır. Ancak bunun tersi de olmuş­ tur. Mesela, 17. yüzyılın ikinci yarısında TUrk!ye'de büyük şöhret kazanan Ka­ racaoğlan l 606 {?)_ 1679/ 1689 (? ı Azerbaycan aşıklarının da sevdikleri bir aşık olmuş, şiirleri halk ara�ında dilden dile dolaşmış, şekilleri değişmiş, böylece yeni varyantlar ortaya çıkmıştır. Bunlardan Kurbanı, Tufarganh Abbas. Has1a Kasım, Aşık Ali, Aşık Elesker, vs. gibi aşıl,lar Tiirklye'yi gezmişler, bazıları Anadoltı'daki aşıklarla karşılaşma imkanını da elrle etmişlerdir. Böylece. onların şiirleri, yüz­ yılımızda muhtelif gazete ve dergi!erd0, hal.ta, son zamanlarda müsta!,!1' kitap­ lar hal!nde neşrolunma imk[mına kavuşmuştur. Daha evvelki yüzyıllarda da 1Ustafü. diye tarif edilen, eser ortaya koyan aşık­ ların an'anenin zenginleşmesinde mtıhim ı·olleri olmuştur. Hatta "pişekar� ve «lfaçı� adı verilen usta malı çalıp söyleyen!er ile, saz çalamayan. mecliste söz söylemeyi beceremeyen halk şairler! de verdikleri eserleriyle bu ıenginleşmeye yardımcı olmuşlardır. Geçen asırda yaşayan aşıklar arasında Göyceli tlşıklar'ın hususi bir yeri var­ dır. Aşık Ali ile başlayan bu kol A şık E!esker'in şiirleriyle zirveye ulaşmıştır. Za­ ten bu kolun Azerbaycan Aşık Edebiyatında mühim bir yeri vardır. Göyçc a�ık edebi muhiti, Almemmed (1795-1875. Aşık Elesker'ln babası) .�air Mehmet Hüseyin <1800-1884). A şık Muh.arı-em < 1825-1910). Aşık Mus.ı, },firza Beyler (1837-I91!l), Şair Aydın (1825-1915), iİ.�k Aziz. "5air Mehmet (1853-Hl37. Aşık Elesker·in kUçllk(6)

M. Nalbadyan, Eserlerinin Tcım f(ii/liydı, !. cild, Yeravan 1945, nice).

-XI-

282,

(Erme­

kardeşi), usta Abdullah (186i'U943), Beşir (1867-1934. Aşık Elesker'ln büyük oğ­ ludur), Şair Abdıılazim 0873-1943) ve bunlar gibi yüzlerce aşık yetiştirmiştir. .Aşıklık geleneğinde, Kelbecer'de Ağdaban'lı Kurban ve arkadaş!arı, geçen yüzyılın sonu ile yüzyılımızın i!l{ yarısında Aşılc Elesker geleneğini devam ettire, rek Azerbaycan Aşık Edebiyatının gelişmesinde mühim rol oynamışlardır. A şık Besti ( 1840-1932), Aşık Şemşir (1893-1980) bu bölgenin önde gelen aşıklarıdır. Gerek ,orta esr»lerde, gerek 19-20. yüzyıllarda olsun Güney Azerbaycan'da faariyet gösteren, halk şairlerinin, aşıkların, saz şairlerinin eserleri Azerbaycan aşıklık an'anesinin esasını teşlöl eder. Gittikı:.e zenginleşerek gelişen bu an'ane Azerbaycan halk şirinin zengin bir kolunu teşkil etmektedir. Aşık Edebiyatının gdiştiği diğer bölgelerde, bilhassa «Gazah-Tovuz» bölgesin_ de Çoban Efgan, Heyyat Mirza, Şair Semed, Şair Veli, Bozalganlı Aşık Hüseyin, Elimerdanlı Aşık Necef; Karabağ'da, Aşık Peri, Mirzecan Mededov, Mehmet Bey Aşık, Aşık Mahmut; Şeki'de, Molla Cuma; Şirvan'da, Padarlı Abdullah, Mirza Bilal; Şemkir"de, Şemkir'li Aşık Hüseyin, Yahya Bey Dilgem, Karacaemirli Aşık Kasım, Aşık Penah Seyfelli; Zagatala'da, Varhiyan'lı Aşık Mehmet; Derbend'de, Aşık Recep, Aşık Ahmet; Abşeron'da, Aşık Cevat, Aşık Hasan, Borçah'da; Şair Nebi; gibi şair ve aşıklar halk arasında sevilmiş ve sayılmışlardır. Yine bu aşık­ ların yardımıyle halk hikayeciliği an'anesi de devam etmiştir. 19 ve 2D. yüzyıllarda yaşayan Azerbaycan aşıklarının şiir mirası mazmun ve muhteva bakımından daha önceki yüzyılların il.şıl,larııun şiirleri kadar zengin­ dir. İçtimai ve siyasi sebepler, ahlaki, felsefi, öğretici ve ders verici fikirler, tabiat, tasvirleri, daha da önemlisi, sevginin, güzelliğin terennümü, bu tarihi devrenin aşık şiirinin zengin konularının başlıca kaynakları ormuştur. Hl ve 20. yüzyıllar edebi ve sosyal münasebetlerin arttığı bir dönemdir. Bu deVirde aşıkların, halk şairlerinin büyük bir lnsmı muhtelif ülkeleri gezip do­ laşmışlardır. Geziler neticesinde yeni dostlar ve medeniyetlerle içiçe olan aşık­ ların dünya görüşleri de değişmiştir. Elimizdeki btlgilerden anladığımıza göre Şemklr'li Aşık Hüseyin on yıl Rusya ve diğer Doğu ülkelerini gl'zmiştir. Yahya Bey Dilgem, Aşık Ali, Mirza Beyler ve Göyçeli Aziz ise Rusya, Türktye ve İran'ı gezmişler, hatta bir müddet bu ülkelerde yaşamışlardır. Aşıklar, gezdikleri ülke­ lerin içtimai hayatına çok çabuk intibak etmişler, bnzılaı:ı ise gittikleri ülkelerin dillerini öğrenmişlerdir. Aşık Elesker, hemşehrisi Mirza Bey'in birkaç dil bildiğini aşağıdaki mısralarda anlatmaktadır «Freng, Rusi, Farsi, Türkü, Ereb'i, Beş dil'lnen var savadı Beylerin� 19 ve 20. yüzyılların aşık şiirinin mahiyeti halckında şöyle yaygın bir kanaat vardır. Bu devrin sanatkarları eski şekilleri gellştirip mükemmelleştirmekle bir­ likte kendileri de yeni hususiyetler taşıyan şiirler düzenleyip si:izlü mirasımızı zenginleştirmiş, aşıklık an·anesine yeni bir mana, yeni bir rulı getirmişlerdir. 192D'Ierde N. Nerimanov'un öncterl'iğinde kurulan «Azerbaycan Öyrenme Ce­ miyyeti» aşık şiirinin toplanması, neşri ve araştırılması için bir dizi tedbir aınıış� tır. Bu yıllardan itibaren aşıklar üzerinde de rejim tesirini göstermiş, sevgi, ta� - XII -

biat ve dini şiirlerin yerine rejimi öğen şiirler söylenmeye baş\anmı�tır. Bu de­ vir !ışıklarının en dikkat çekici hususiyeti, �şıklar kurultayının llkinin 5 Mayıs 1928'de toplanması ve problemlerinin tartışılmasıoır. Kurultaya Kazak, Saryan, Borçalı, Gökçe, Bakü ve Ermenistan'dan 150 kadar aşıl� katılmıştır. Kurultaya, E. Ahundov, c. Ağanlıoğlu gibi bilim adamları da birer teblig sunmuşlardır. İkinci kurultay 12 Mart 1938 tarihinde toplanır. Bu kurultayda aşık edebiyatı ve il.şıklarla "ilgil'i önemli kararlar alınmıştır. Üçüncü kurultay ise 1961 yılıııda toplanmıştır. Kurultay'a H. Arash, M. İb­ rahimov gibi bilim adamları birer teblig ile katılmışlardır. Dördüncü aşıklar kurultayının ise 1983 yılında yapılacağını çeşitli kaynak­ lardan öğrenmiş burunuyoruz. Azerbaycan Aşıgüırı ve El �airleri, kitabı ilk anda beş cilt halinde düşü_ nillmüştür. Ancak beş cildin tertipçisi folklorcu, Ehliman Ahundov rahatsızlığı selJebiy!e bu işi bitirememiştir. Onun tertip ettiği metin ölümünden sonra Azer_ baycan NiZ,ami Adına Edebiyyat Enstitüsü'nün müdürlüğü ve halk edebiyatı ŞU­ besi ile müşterek çalışması neticesinde yeniden gözden geçirilmiş ve kitabın iki cilt halinde yayınlaması kararlaştırılmıştır. Her iki cildin metinleri yeniden gözden geçirilirken yazı heyeti, ciltleri ye_ niden düzenlemiş, eserleri verilen aşıkların çoğu hakkında derli toplu bilgi sun­ maya çalışmıştır. Ehliman Ahundov başkaları tarafından birer şahsiy et olarak tanıtılan A şık Garip, Dede Kerem, Tahir Mirza ve Köroğlu'na ait eserleri ve diğer bazı aşık­ ların şiirlerini derlemeslne almam.Jşt1r; bu sebeple elimizueki cildin yazı heyeti de her hangi bir ilavede ınılunmak istememiştir. İki cilt halinde yayınlanması kesinleşen kitap klasilc şiir an'anesine bağlı kalınarak basitten mürekkebe doğru, halk şiirinin tür ve şekilleri gözönüne alı­ narak dizilmiştir. Geraylı (sekizli koşma), koşma, tecnis, atışma, divani, mulıam­ mes, müstezad gibi şekiller ayrı ayrı başlıklar altında veril'miştir- I. cilt «Orta esr� ve 19. yüzyılın tanınmış aşıklarının şiirlerinden numuneler ihtiva etmekte­ dir. Şiirlerin başlıkları konulurken, bazı istisnaların dışında redif esasına bağlı kalınmıştır. Bu sebepten zamanla serbest bl.r başlıkla yayınlanan şiirlerin isim­ leri de değiştirilmek zorunda kalınmıştır, Ölçü, kafiye, redif yönünden bazı mısrı:ılarda aksaklıklar görülmektedir. Bun­ ların büyük bir çoğunluğu derleyici ve kaynak şahıslara ait kusurlardır. Fakat öyle mısralar vardır ki orada olan hece fflrkı ilk bakışta göze çarpar. Aslında bu kusur da, ısaz, beste, musiki, ses ve ahenge ba.ğlı olduğu için tabii görülmektedir. Her iki cildin sonuna, metinler neşre hazırlanırken istifade edilen kaynakla­ rın bibliyografyası verilmiştir. Yazı heyeti bu matbu kaynakları verilen yeni ör­ neklerle birleştirmiş, böylece yepyeni bir metin ortaya çıkmıştır. Şiirlerin düzel­ ttrmesinde ıorluk arzeden ve belki de vaktiyle kullanılıp bugün artık arkaik sa­ yılan söz ve ifadeler olduğu gibi korunmuştur. Tecnislerin açıklanmasında da belli zorluklar görülmüştür. Bazı numunelerin illt şekilleri bulunamadığından evvelki haline getirmek mümkiln olamamıştır. - XIII -

I. cilt yayına hazırlanırken fll'oloji asistanları, .İmran Babayev. Mürsel J-lı:klmov, Ebul Fazıl Hüseyin ve merhum Süleyman Rüstemov, fikir, teklif ve yardımlarıyle yazı heyetine yakından yardımcı olmuşlardır. Ciltlere dahil edilen metlnlerln okunmasında şiirlerin nyrı �yrı varyantla­ rının bulunmasında. Gızılgill Babazade ite Telli Memmedova'nm hu�usi yardım. ıarı olmuştur. Eserin aslında olmamakla berab�r. okuyucularımıza bir kolaylık sağlaması amacıyle, kitabımızda yer alan nazım şekilleri halclcında lnsa da olsa bazı bilgile­ rin ilavesi uygun görwmüştilı·. Burada yer alan bazı terimler hakkında yurdu. muzda Uk neşriyatın tarafımızdan verildiğini de sevinerek bellrt.mek isteriz: BAYATI: Sözlü edebiyatın en eski nazım şekillerinden olup Anadolu sahasındaki maninin benzeridir. Tek dörtlükten ibaret olup 7 hecelidlr. ı, 2 ve 4. mısı·aıar kendi arasında kafiyeli olup 3. mısraı serbesttir. GERAYLI: Hece vezninin s·ıı ölçüsüyle söylenen koşmadır. Dörtlük sayısı 3_5 arasında değişir. İlk dörtlilğün ı ve 3. mısraları kendi arasında kafiyeli veya serbest, 2 ve 4. mısraları ise kendi arasında kafiyelidir. Bundan sonraki dörtlük­ lerin ıse ilk üç mısraı kendi aı·asında. dördüncü mısraı ise birinci dörtlüğün son mısraı lle kafiyelidir. Geraylıların konusu, aşk, tabiat ve sevgllidir. Duraklnr 4-1· 4 veya 5 + 3'tür. Geraylıların tciğalı geraylı•, �sallama. geraylı�. ,negaratlı gerayfı:ı,, «gerayh rübah­ gibi çeşlUeri vardır. Kurbani, Tufargan'h Abbas, Aşık NoHuz, Aşık Kerem, Aşık Garip, Hasta Ka­ sım. Aşık Ali. Aşık Elesker, Molla Cüme, Yahya Bey DHgem, Şemklt'li Aşık Hüse­ yin. Aşık Mlrze, Mikayıl Azabil gibi aşıklar bu türün en güzel örneld'erini vermiş­ lerdir. GIFILBEND : Azeri aşık edebiyatında bizdeki muammaya verilen isimdir. GOŞMA (Koşma) : Azerbaycan aşık şiirinin en çok kullanılan nazım şeklidir. Geraylıda olduğu gibi 3_5 dörtlük ar.ısında değişir. :Mısraların hece sayısı ise ll'dlr. Kafiye yapısı geraylıda olduğu glbldh-: xaxa (abab), ccca, ddda, Durakları 6-1 5 veya 4 + 4+3'ttir. Kurbanı, Aşık Kerem, Aşık Mil'za, Aşık Abdullah. Tufargan'lı Aşık Abbas, Köroğhı, Aşık Valeh, Aşık Ali, Şemkirli Aşık Hüseyin, Yahya Bey Dilgem, Molla Cümf', Hüseyin Bozalganb, Aşık Esed, Aşık Mirza gibi fı.şılclaı· bu türün en güzel örneklerinl vermişlerdir. Koşmanın cgoşa yarpag goşma-ı,, «sallama gosmıı:,, �goşma müzte:zad (ayaglı goşmah gibi çeşitleri vardır. DEYİŞME: (atışma} Aşık edebiyatının en yaygın türlerinden biridir. Deyişmede lrtlcaten söyleme çok mühimdlı'. Bu tür şiirlerde Aşığın dünya görüşü, onun sanat gücü, sanattaki başarısı görülüt', Aşıklar deyişme anında başka il.şıkların şiirle­ rinden istifade edebilirler. Aşık edebiyatının tarihi boyu11ca bu türün örnelderlnl görmekteyiz. Bu tür imtihanlarda en çok şiir söyleyebilen deyişmenln blrinclsi sayılır, DİVANİ: Doğu Anadolu ve Azeri sahasında çok kullanılan bir ımzım şeklidir. Hece sayısı 15 olup durakları 8 + 7'dlr. İlk dörtlüğünün üçüncü mısraı serbest. diğerleri ise kendi aralarında kafiyelidir, Diğer dörtlüklerin ise ilk üç mısraı ken-XIV-

dl arasında, dördüncü mısraı lse birinci dörtlüğün son ııusrni He kafiyelidir. Ba­ zen mısraların sayısı dörtten fazla olabilir. Divaniterde daha çok yarım ve tam kafiye kullanılmıştır. Divani adlı bir de aşık havası vardır. Divanilerde lirik ve didaktik konular işlenir. Dlvanllerin, ,ıdivanl ınühemmes�. "'divani milseddesıı gibi çeşitleri vardır.

MÜHEMMES (Muhammes) : Her bendi 5 mısradan meydana gelen nazım şekli­

dir. Hem divan edeblyatında, hem de halk edebiyatında kuJTanılan bu şekil, heın aruzla, hem de hec:e i!e yazılır ve söylenir. Hece ile söylenen muhammesler ba­ zen 16 hecelik mısraların ikiye bölünmesi ile B'er heceli olur. Böylece mısra sa­ yısı da 5 yerine 10 olabilmektedir. Kafiye yapısı, birinci bendin bütün mısraları kendi arasında kafiye I i (aaaaa veya aaaaaaaaan), bundan sonraki bentrer in ilk dört mısraı kendi arasında, beşinci mısraı ise birinci bendin son mısraı iie- ka­ fiyelidir. (bbbba, cccca, dddda) Aşk, tabiat, güzelilk ve günlük hadiseler mııbammeslerin konusu teşkil et_ mektedir. c.orta mühemmes», �mühemmes goşa yarpagı>, .ımilhemmes tahmis•. -ımü­ bemmes üstadname», .-mühemmes tarihi manzume� gibi çeşitleri vardır. MÜSEDDES : Bentleri altı mısra olan nazım şekline müsedde:, denir. İlk bent kendi arasında (aaaaaa), diğer bentlerin ise ilk beş mısraı kendi arasında, altıncı mısraı ise birinci bendi ile lmfiyelidil' (bbbbba, ccccca, ddddda .... ). Bunun dışın_ da, aaaaaa, bbbbcc, ddddee, ffffgg veya aaaabc, ddddbc, eeeebc; aaaaanıan2, bbbbanıan2, ccccanlan2 şeklinde de kafiyeli olabllir, ccigalı zencirli mtıseddes,- ve cmühemmes dlva.nl müseddes"' gibi çeşitleri var­ dır. HERBE ZORBA (Meydan okuma) : Aşıkların kendilerini öğdükleri, kahraman­ lı.klarını belirttikleri şiirlerdir. Kafi:ye ve şekil yönünden ko;jmaya benzer. En a:ıı üç dörtlük olur. Ancak bent sayısı 15'ten fazla olanları da vardır. Bentleı• dört mısradan meydana geldiği gibi bazen beş de ol'abilmektedir, Bentler ı:lört mısra olduğu vakit, blrlrıcı dörtlüğün bir ve üçüncü mısraları kendi arasında kafiyeli veya serbest, iki ve dördüncü mısralar da kendi arasında kafiyelldlr. Beşl\lerde ise birinci bendin mısraları kendi arasında kariyelldlı:, sonraki bentlerin ise ilk dört mısraı yine kendi arasında, beşinci mısraı ise birinci bentle kafiyelidir. TECNİS : Kafiyeyi meydana getiren kelimeler clnasfı Ise bu şekle tecnls adı ve­ rlllr. Yazııı edebiyatta da tecnls örneklerine nstlanmaktadır. Vaglf ve Zakir gibi şairler bunun en güzel numunelerini vermişlerdir. Koşmaya çok yakın olan bu türün koşmadan çıktığı fikri de Azeri saba.ınnda Heri sürülmüştür- Ancak gUnU� ınüzde buna koşmnnın değişik bir şekli gözüyle bakamayız. Kafiye yapısı koşma ve geraylıda olduğu gibidir. (abab (xaxa), cccb, dddb.... ). Azeri sahasında «gara tecniSl>, «ayaglı tecnls�, «tecnis müstezad,, Gcigalı tec­ nis�, «nefesçekme tecnis», «dodag deymez tecnls», «dil terpenmez tcc:nls», «zin­ clrreme tecnls», «cığalı nefes çekme tecnis�, «tecnis şakb, «nögtesiz tecnls», «öyüd­ leme cigalı tecnis�, «tecnls evvel ahın, �herf üsttı nden tecniS> gibi çeşltleri var-

dır.

Hasta Kasım, Aşık Ali, Aşık Elesker, Molla Cilme, Şemkirli Aşık Hüseyln'ln tecnısıeri Azeri sahasında zirve teşkil edecek güçtedir. -XV-

USTADNAl\ılE: Adından anlaşılacağı üzere ustadname, cüstad söz(b, cüstad na� sibati> demektir. Bu tür şllrlerde aşıkların dünya görüştı, hadiseler karşısındaki tavrı, halka ettikleri nasihatleri işlenmektedir. üstadnamererde, atalarsözünden. hikmetlerden istifade edlllr. Bazı aşıklar dünyanın vefasızlığını. geçici olduğunu. Süleyman, İskender, gibi hükümdarların blle ölüp gittiklerini, bu sebepten kötülüğe gerek olmadığını, her§eyin iyi ve güzel Ue olmaı:ıı gerektiğini anlatırrar. Usta Aşıkların hepsi «ustadname> şeklinde şiir yazmışlardn. Ancak bunların içerisinde Hasta Kasımınkiler zirve teşkil edecek güce sahiptir. VOCUTNAME: Aşık edebiyatında nadir işlenen türlerden birisidir. Vücutnamede aşık. soyunu, anasını, babasını. anne rahmine düşmesini, dünyaya gelmesini, ço.. cukluk yıllarını, aile bayatını sevgilisini hayatta çektiği meşakkatleri ve ölüm gibi konuları işler. Vücutname aynı zamanda bir üstadnamedir. Vücutnamelı::r nasihat özellik­ leri de taşır. Yine vllcutname!ere bakarak aşığın tercüme-! hali ve yaşadığı devir hakkında bllgi sahibi olabiliriz. Kafiye yapısı koşmııda olduğu gibidir. Dörtlükler hal1rıde 15-20 bentten mey_ dana gelebilir. Tufarganh Aşık Abbas, Aşık Valeh, Kurbanı ve Molla Cilme'nin vücutnamelerl çok başarılıdır.

NOT Dört (ve altı, sekiz ... ) haneli şiirlerde hanelerin okunma sırası şöyledir: ------ (1)

------ (2)

----- (3)

------- (4)

- XVI -

KURBANi 16, yüzYıl Azeri aşıklarındandır, Doğum ve ölüm tarihi belli değildir, Ancak 16, yQzyılın birinci yarısında Şah İsmail HatıU'nin hüküıridarhğı (1501-1524) sıra­ �ında. yaşadığım sözlü _va yazılı kaynaklardan öğreniyoruz. Bir müddet da Şah katai'nin sa.rayında. bulunmuştur. Kurbani büyük. bir ihtimalle Güney Azerbay­ ca.n'ın Diri köyünde doğmuştur. Onun Dirl'den olduğunu adına tasnif edilen 1 'K11rba.nl Dastanı''ndan ve elimizde olan diğer ş_iirlerinden çıkarabiliyoruz. Kw-banl'nin kendisinden sonraki Aşıklar üzeıinde büyük tesiri olmuştur. O, söylediği 16ik şiirleri ile gücünü ispat etmiştir. Yine elimizde olan şiirleri saye- • sinde onun "kam.il" bir halk Aşığı olduğunu söyleyebiliriz. Kurbani'nin şiirlerinde içtimai mes'eleler, sevgili ve tabiat gibi konular J.ş­ �nmişti.r. Onun Şah İsmail Hatı.\i'ye yazdığı içtimai ve siyasi fikirlerini içine alan �oşması mühimdir. Şah İsmail'den yardım istediği şiirin bjr bölümü aşağıdadır ; Derin der.in deryalara boyladı, Şair olan dersin alar pirinden, Hançer alıb gara ·bağnm teyledi. ,.Gevvas olan dün" getirer derJnden, Oğul ölmüş vezir geza. eyledi, Gözü yaşlı geçmiş Hüda.ferinden, Ü'zum gülmez, heç açılmaz ah menim. Getnıez dimağımdan dud-i ah nı.enım. Sara.yına aşıklar toplayan Şah İsmail, Kurbani'yi de yanına almıştır. Yine Şah lsınail'den yardım istediği bir başka koşmasının iki dörtlüğü şu şekildedir : Dırı dağlarından uzag yollardan, Dıette ki, bir murada gelmişem. Eosin siteminden. çerhin elinden. Bir Şahım var, ona dada gelmişem.

Bülbül idim ayn düşdiim gı1hlmden, Felek vurdu cida saldı elimden, Gurbani'yem, Gara Vezir elinden. Şe.yh oğluna şikayete gelınişem.

,l{urbani'nin Hak aşığı olduğunu ise şu nıısralanndan anlıyoruz. Men Hagg aşigiyeın. hag yola mayii, Kitabım Gur'an'dır, olmuşam gayil, Müridim, mürşidim, ey Şah İsmayil, Derdimin elinden feryada geldim, Kurbanı, şiirlerinde •'vezirlerden", "hakimlerden"' şikayet etmiştir. Böylece o, � -kın arzu ve isteklerini dJle getirmiştir. Şiirlerinde yalnızlıktan da şikı\yet eden .�bani bir dörtlüğünde şöyle demektedir:

Gece gündüz vaht bivaht ağlaram, Çeşmim yaşı, Ceyhun olu, selleni, Yay mövsümü bülbül dil dil ötende, Bağ, bağçalar nergizleni, gülleni. Kurbani bu düşüncel!;'re rağmen hiçbir zaman ümitsizliğe düşmemiş, şiirle. rinde daima hakkın gelip geleceğini haykırmıştır. Ahla.ki şiirler de söyleyen Kur• bani a.hlaksızlara, mert olmayan kişHere çatmışllr. Merd odur ki, işin tuta merd ilen, Er istesen kec namerdden, er dilen, Remz anlayan. söz düşQ nen, derd bilen. Alemlerde şöhretleni, belleni. Lirik şürleri. onun kuvvetli bir Aşık olduğunu göstermektedir. Koşmalarında insanın his ve heyecanlan ile tabiat güzelliklerinin kanştmlması ustalıkla yapıl­ mıştır. "Benöfşe" redifli şüri bunun en güzel örneğini teşkil etmektedir. Bunların dışında göçle ilgili tasvirleri de onun şiirlerinde bulabiliriz. Edebi sanatlan ve kelimeleri yerli yerine kullanması onun sanat gücünü gösteren bir başka yönüdür. Ne ola bir şadbg beheri gele, Yüklene barhanam ellere doğru. Naşı ovcu bere bekler, eylener, Marallar sayrışar yollara. doğru.

Bağçalarda gurudulur harama. Naşı tebib melhem eyler ;wı.rama. Dedim, Perim zülüflerin darama, Könül geşte çıhar ballara doğru.

Kurbani'nin tecnis ve gerayhlan da C8'U koşma> mühimdir. Gerayilları alucı bir üslupla söylenmiştir. Bunların dışında dini konuları da. şiirlerinde işlemiştir. Muassırları olduğu kadar, kendisinden sonraki aşıklw· da Kurbani'nin tesiri altında kalmışlardır.

KAYNAKLAR Aşıglar, Ba.kü 1960, 5-10. A. Dadaşzade, Gurbani, Bakü 1972. Paşa Efendiyev. Azerbaycan Şifahi Halg Edeblyyatı, Bakü 1981, 184-187, Sunay Gültekin, Iğdır Ağzı Üierinde Bir İnceleme, İstanbul 1974, CMezunlyet tezi), "Aşılı Gurbani Hikayesi'', s. 26-27'dedir. Hasan �arta.rı, Doğu Anadolu'da Aşılı: Edebiyatının Esaslan, Ankara 19Tf. Sa.mi Kaya, Erciş'ten Derlenmiş Hikaye ve Masallar, En.urum 1976, CMezuni• yet tezi). "Gurbanl" hikayesi s. 40-55'tedir. Muharrem Zeki Korgunal, Aşık Kurbani, İstanbul 1935. Perizad ile Aşık Kurbanı Hikayesi, Taşbasma,_tarih yok, Osman Sanbelli, Azerbaycan Pcetry, Moskova, 619-621, Telli Saz Ostadlan, Bakü 1964, 3--6. M. Şakir (Ülkütaşır>, "Aşık Kurbani'nin Üç Manzumesi," Azerbaycan Yurt Bilgisi, 1 (4--5, Nisan-Mayıs 1932, 167-169, CA ym yazı lçin bkz. Halkbilgisl Haborlerl, 10 {109). İkinci teşrin 1940, B-ıo>. (Azerbaycan Aş,gları ve El Şairleri ı. 19-54.l.

GE.RAYULAR DOLANA DOLANA

Afçağ' yerden duman galhar, :C ağı dolana dolana. Göy üzünü bulud ale.r, Mahı -dolana dolana.

Kimi ağa. kimi nöker, Nöker olan cefa. çeker, Bülbül ağlar, gan yaş töker, Bagı dolana dolana;.

Gurbani murada yeteli, Canan geldi burdan ötdü. Nobat geldi, mana yetdt, Sagi dolana dolana.

Girdim yann bağçasına, Dedim derdim güle güle. Men ona ele müştağam, Nece bülbül güle güle.

GÜLE GÜLE Naşı bağban, satma gülü, Haramdı ağçası, pulu, Küsdürdüm şeyda bülbülü, Daha gelmez güle güle,

Gurbani'yem ennemişem, Yar gesrine glımemişem. Bele cellad gönnemişem, Aldı canım güle güle.

Cıı.ru.m tebib, gözüm. Loğman, Menim derdim ara tez tez. Bu daro meni çoh incidir, Sıııldayır yara tez tez.

TEZ TEZ Sevdim gözeller muyunu. Heç kese vermez oyunu. Tülek tarlanın oyunu, Gismet etme sara tez tez.

Guı·banm-ağlar elden ötrü, Bülbül ağlar gülden ötrü, Birce nazik belden ötrü, geçdi, �ara tez tez. Giinüm , OLMAZ

Fend eleme felli derviş, Bele kıir eylemek olmaz! Yıhıbsan kônlüm evini, Mür(plzar eylemek olmaz!

Söyİe derdin bilenlere. Dero başına gelenlere, Her üzüne gülenlere, E'ttbar eylemek olmazı

Gurbani'ye getir meze, Deni üstünde derdim teze, Derd bileni derd bilmeze, Giriftar eylemek olmaz!

ALLATDI MENİ Ay ağalar, ay gazılar, Yar yaman allatdı meni. El atdım yarın destine, Yar kenara atdı meni.

Tor gurdum çeşmim gölüne, !!işti sona.m teline. Düşdüm dil bilmez eline, Aldı, ucuz satdı meni,

Gul."bani'di menim adım, Adem atadı bünyadım, Şeş atdım çahar oynadım, Ahır Jelek uddu meni.

GELDİM Yar, seni edalet bildim, Men gapına dada geldim. Çoh cefa çekdim yolunda, Ömür verdim hada geldim,

Lehin içib çeşmim ganı, Olmıışam cellad gurbanı, Goynundu ettar dükanı, Ne eceb bu, dada geldim.

Gurbani'di menim adım, Mövlamdım aldım muradım, Sinendi çarşını, bazanm,­ Şekere, nabata geldim.

ALDIGIM Seherin dan yeli kimi, Esme �adasın aldığım! Menim sebrü geranmı, Kesme gadasm aldığUn !

Bizim bağda gül derginen, Sıh könliine, tel hörginen. Ag üz.den buse verginen, Esme gadasm aldığımı

Gurbani aşıg üzüne, Gurbandı ala gözüne, Bahma yadların sözüne, Küsme, gada.sın aldığım!

GELİREM MEN Heç gelmirsen bulag üste, Günde üç yol gelirem men. Üzüme soyug bahırsan, Üreyini bilirem men.

Ka.şki gôzel olmayqydın, Sarnhban solmuyaydın, Mennen aşna. olmuyaydın, Ayrılanda ölürem men.

Gül dibini hara goydun, Bülbülü ah-zara goyd\ın, Gurbani'n(i] biçara goydun, Gedirsen get, gelirem men.

Ne ecep sevdaya düşdiim. Deyiıi bundan Perim gelsin! Ecel şerbetini içelim, Deyin bundan Perim gelsin!

PERİM GELSİN Dağların başı dumandı, Didemin yaşı urnmandı, Bu gelen Şah-i hubandı, Deyin bundan Perim gelsin!

Eyn.ine geyfü gınnız1, Yalav kimi yanır üzü, Bu gelen vezirin gızı, Deyin bundan Perim gelsin!

Yolunda. goymuşam canı, Kirpik.leli tökcr gam, Bu gelendi Şehrebam, Deyin bundan Perim gelsin!

Men ağlaram zan zan, Bu züimü götürmez Tarı, Bu gelen Gurbani yan, Eceb gelsin, Perim gelsin 1

YETİRMESİN Vez.ir, _sana gargayıram, Hagg dileyin yetirmesinl Göyden min bir bela ense, Birin senden ötürmesin.

Evinde düşesen naçag, Sağ gözüne batsın bıçag, Oğul, uşag düşsün gaçag, İstediyin getırmesin!

Oturubsan ağ otagda, Gan gusasan lahta !ahta, Seni görüm ölen vahtda, Dilin kelme getirmesin!

Gurbani galdı burada, Çağır Hudan yetsin da.da, Meyidin galsın arada, El yığılıb götürmesin! DİLBER

Durum dolanım başına, Aşiginden küsen dilber. Gözlerini dik gözüme, Ne men dinim. ne sen dilberi

Mina geddin zeber ceddi, Ne desen cana minnetdi, El köçüb, otag helvetdi, Gelsen alam, busen dilber.

İtirmişem maralımı, Bir sinesi yaraiımı. Günüz sebri geralımı, Gece yuhum kesen dilber.

Gurbani özüne beydi, Yar hasreti geddim eydi, Ne dedim hetrine deydi, Bu men dilber, bu sen dilber.

GOŞMALAR KENARINDA

Bugün bir gözelin seyrine vardım, Elinde şanası, tel kenarında. Halga halga, gıvnm gıvrım çin be çin, Ondört börük gördüm bel kenannda.

Gapına gelmişem, sayılam, sayıl, Hagg veren paylara olmuşam gayıl, Perimin boynunda heykel, hemayıl, Le'l bazubend düzüb gol kenarında.

Gurbani der, menim sözüm düzgündü, Yar elinden yazıg canun üzgündü, Bahdım, yann gözü mene süzgündü, .Bir cüt öpüş aldım yol kenarında.

5

DÖRDÜNE Ay ağalar, derdim yaman artıbdı, Çerh-i felek elden daşım atıbdı, Sekkiz şeydi, bu dünyanı tutubdu, Ab u ateş, hak ü' baddı, dördü ne?

Onaltı gözelin seyrine vardım, Gözüm ·düşdü gözelleıin dÔrdüne. Altısı bed hesyet, dindirmek olmaz. İkisi mehriban, de, bes dördü ne?

Gurbani sözlerin eyledi tamam, Gözümün evini alıbdı duman, Sekkiz şey insana oltibdu en'am, Ağıl, me'r(ilfet, heves, kamal, dördü ne?

ÜREYİM'DE Bi-mürvetin, bi-insafın balası, Men seni sevmişem sağ üreyimde. Gıya bahdın, ortalığa gan tökdün, Gara nögte goydun ağ üreyimde.

Mehebbet bir derya geçebilmirem, Aynlıg şerbetin içebilmirem, Sirr sözüm yadlara açabilmirem, Geder giyamete dağ üreyimde.

Gurbani çıhmayıb gem libasmnan, Göz doymaz gözlerin temannasmdan, Cehennem, hofinnen, eşg havasınnan, Eridi, galmadı dağ üreyimde. BU İŞE Gadir Allah, senden budu dileyim, Penahdanm imdad eyle bu işe! Senden başga yohdur menim kömeyim, Aman Allah, imdad eyle bu işe!

Bismillah eledim, girdim meydana, Ümidim bağladım Şah-i Merdan'a, Mecnun kimi meni goyma divana, Aman Allah, imdad eyle bu işe.

Gurbani der eslim Garadağlıdı, Yar üzünden ürek düyün, dağlıdı, Zülm eleyen vezir, namerd oğludu, Aman Allah, imdad eyle bu işe. PERİ NE

Görüm ömrü uzun olsun Perimin, Heç deymedi gönlümüzün perine. Gözellikde beraberi tapılmaz, Mahruylugda huri nedi, peri ne?

Evvelceden ol1Uduğum yazardım, Gezmemişden gedemini a.za:rdun, Bir deryanın kenarında gezerdim, Yann şövgü meni atdı derine.

Gözellerde naz ü gemze, şuh olu, Seyragıblar bu aradan yoh olu, Gurbani der, gözel deyen çoh olu. Mahın yerde yetmez olmaz sirine. 6

DEYER SENE Sallana sallana geden salatın, Gel bele sallanma; göz deyer sene. Al, yaşıl geyinib garşıda durma, Yayın be4 nezerden, söz deyer sene.

Getme, getme gorum, kimin yansan. Hansı beb,teverj.n vefadansan, Kölgede beslenmiş gtızey gansan, Seherin yelleri tez deyer sene.

Gurbani der, heçkes yarın, öymesin, Düymele yahanın çarpaz düyınesin, Destele zülfle.tin, yere deymesin, Yollar guba.rlana.r, toz deyer sene. OLMAZ

Misir şehri derler, ona varmışam, Yus1f Ken'an sevdasına girmişem, Men felek ayını göyde gğrmüşem, Yerde senin kimi mah-i tab olma:z.

Ey Salatın, aşiglerin serinde, Senin zülfün kimi bişitab olmaz! Camaline Peri, müştag olalı, Bidar olan gözlerimde hab olmaz.

Gurbani der, budu sende ne.zerim, Men seni .sevmişem gül üzlü yarım, Ta sen sağ ol, şirin dilli niganm, Men ölsem bu alem, heç harab oımaz.

MENİ Başına döndüyüm, ay pir ü goca, Bir peıi salıbdı çöllere meni. Ne günüm gündüzdü, ne gecem gece. Bir peri salıbdı, çöllere meni.

Heber alsan budu sözümün düzü, Sızıldayır yaram, sepme gel duzu, Cavad Han bacısı, Ziyad Han g:ızı, O peri salıbdı çöllere meni.

Gurbani'nin derdi olub ziyada, Allah'ı çağın•am, yetişer dada. Bir göze! seçmişem işıg dünyada, O peri salıbdı çöllere meni.

SELLENİ Gece gündüz, vaht bivaht ağlaram, Çeşmim yaşı Ceyhun olu, seHenL Yaz mövsümü bülbül dil dil ötende, Ba� bagçalar nergizieni, gülleni.

Gayıtmag istemez gozum gözelden, Ge.yğ:tmı artırar derdim tezelden, Ellerde gaydadı rui ezelden, Gözellerin şanıaması elleni.

Merd odu ki, işin tuta merdilen, Er istesen, geç namerdden, er dHen, Remz anlayan, söz düşünen. derd bilen, Alemlerde şöhretleni, belleni.

Könlüm teleb edib, ahtara yarın, Halg içre hifz eier. namusun, ann, Yar yarına günde olsa meganın, Könülil şen ol�, ruhu telleni.

Gurb.ani'yem der çekınişem nahanlar, Heyalım sevmekdi sen tek cananlar, Yanaşsa fızi.ine müştag dehanlar, Nefes deyer, cıgaları yelleni.

7

GAL İNDİ Ayn düşdüm vetenimden, elimden, Başı çenli, garlı dağlar, gal indi! İçen ölmez derde derman suyundan, Ahar sular, ter bulaglar, gal indi!

Bey vefasan men görmedim vefam, Çoh çekmişem senin cövr ü cefanı, Menden sonra gerib sürer sefanı, Ferş döşeli ağ otaglar, gal indi.

İlgarsızsan, vefan yohdu dünyada, Dostunun sirrini verirsen yada, Şamamanı derdirirsen horyada, Sebze bostan, san taglar gal indi!

Gurbani'yem, yegin oldu sözlerim, Eşg elinden kabab ister gözlerim, Gan tökürsen gürbet elde gözlerim, Ağla, canan deyib ağla, gal indi! İNDİ

Sen te'rif etdiyin ol semend atın, Kellemengo tutub yamandı indi. Nalı mıhı dü.şı1b, çoh pis gı1ndedi, Ayğıran bir ölü, siçandı indi.

Anlı çıhıb gışdan, ayılması yoh, Nohtalanıb yere çekilmesi yob, Çohdankı ölüdü, dirilmesi yoh, Bir deri, bir sümük, palandı indi.

Garğa, guzgun edib ceındeyin para, Üç milden �ahbdı dişler ağara, Umsug etdin me ni, goydun avara, Dedim, yegin bir şir, aslandı indi.

Yaş gönün duzlayıp satmışam pula, Evvelki gaydada düşmüşem yola, Dedim ki, dostlugda e'tibar ola, Goymusan könlümü bicandı indi.

Ne bilim, bele de nefs olur meger, Düş yola gezginen her şam u seher, Gurbani, sevdlyin atdısa eger, Söyle, at yerişti gurbandı indi.

EYLEDİ

Bir peri sevmişem sızın ellerde, Meni camalına heyran eyledi. Bunca bir gözeli bulmadı könul, Gezdi bu cahanı seyran eyledi.

Esli şahzadad1, ismidi Peri, Yolunda goymuşam can ile seri, Bir teklif eyledi, getdim içeri, Dindirdlkçe könlüm handan eyledi.

Gümüş piyalelim, altun ayaglım, Sürahi gerdenll, gaymag dodaglım, O ceyran yerişlim, ayna gabaglım, Gurbani der, meni candan eyledi. BENEFŞENİ Başına döndüyüm, ay geşeng peri, Adetdi, dererler yaz benefşeni. Ağ, nazik elinle der, deste bağla, Ter buhag altmda düz benefşeni.

Tanrı seni hoş camala yetirmiş, Seni- gören aşıg ağhn itirmiş, Melekler mi dermiş, göyden getirmiş? Heyif ki, deribler az benefşeni.

Başına döndüyüm bağa gel bağa, O gözel hüsnünden bağa nur yağa, Deste deste derib tahar buhağa, Benefşe gız iyler, gız benefşeni.

Seher olcag şeyda bü.lbül ohuşdu, Hökm olundu Sü[eymanl>l.r yerlşdi, Sert gış geldi, gülün vahtı sovuştu, Daha iylemirik biz benefşeni.

8

Gurbani der, könlüm bundan sayrıdı, Ne etmişem yanın menden ayndı, Ayrılıg mı çekib boynu eyridl, Heç yerde görmedim düz benefşeni. PERİ

Bülbül ayrılığı sitemdi güle. Gülebetin nahış süsen sünbüle, Altından nimtene Ostden silsile, Serendazdan töküb başa, baş Peri.

Bir almaz gönderdim yara yadigar, Almadı almazı, bağrı daş Peri. Kônül teleb eler menden neyim var, Od tutub cismimi al ataş Peri.

Bir gözelin e1eyinnen elendim, Beli dedim bela.sına belendim, Yön çevirdim, her bir yana. dilendim, Gurbani'ynen gôriiş, halallaş Peri! SENİ Dağlarda maralsan, çöllerde ceyran. Qrdubad, Nal:ıçıvan boyuna heyran, Tamaşaya geler cemi gülistan, Gullü Dağı_stan'Et vermerem seni.

Başına döndüyüm ay Peıiza.da, Can içinde cana vermerem seni. Neynerem bostanı, neynerem bağı, Yüz bağ u bostana vermerem seni!

Gurbani der, can içinde can gele, Yaş yerine gözlerimden gan gele, Camalın görmeye Süleyman gele. Taht-1 Süleyman'a vermerem seni.

Ey nazenin, bu gen, geniş dünyada, Namusu ağyara satmag nedendi ? Ger adına deyilmişse şahibaz, Söyle görüm, onu atmag nedendi?

NEDENDİ

Hifz eylesin Tann seni beladan. Tapsın canın sehhet. ey gül şeCadan, Her ikimiz vesle yetek duadan, Hicranın oduna yanmag nedendi?

Eylerem her yerde senin sorağın. Günden güne artar bil, iştiyağım, Öz elinle yandırdığın çırağın, Şö'leY.i feragla yahmag nedendi? Ne güzeıdi senin şitin sözlerin, Zail etdi meni ala gözlerin, Ey sevdiyim, · gaydasıdı gızların, Gıl.hi gıihi bu söz atmag nedendi ?

Sene eyan mı, ey dilber, sevdiyim, Gurbani'di bir şey ister, sevdiyim, Ay üz.ünü görmek ister, sevdiyjm, Söyle görüm, bes bu yaşmag nedendi?

Başına döndüyüm vefalı dilber. irengln dağlardan la.la getiri. Gaşların le'l olsa, yohdu giyıneti. Gözlerin başıma bala getiri.

GETİRİ Meclisinde şınn şirin danışı, O ter}an durnşu, gıya bahışı, O serhoş yerişi, o sa1la.nışı, Kafır olsa, yene yola getiri. 9

Men gurbanam ala gözün mestine, Ne gıyıbsan şirin canm gesdine, Sallana sallana gelsen üstüne, Yazıg Gurbani'ni hala getiri.

YERİDİ Gızıl gülü deste deste derem men,

Ey arifler, eynim yaş ile doldu, Sel sel oldu, üzüm üste yerim. Alem-i röyada görd-üm camalın. Ele bildim meleklerin biridi.

Derib derib pünhan yere serem men,

Ehdim budu bir de yari görem men. Gözüm gözlerinin intizamlı.

Ezel başdan bele yazıldı yazı. Şirindi söhbeti, şirindi sazı, Gence şeherinde Ziyad Han gızı, Gurbani'ni oda. salan Peridi.

NAMİDARIDI Bir perzad görmüşem sızın ellerde, Çün clsm ü canımın, namidarıdı. Güneş nişaneli, gemer misalh, O cahan hubinin cilvedarıdJ.

Dost bilse yarınm geldiyin neyler? Yar yolunda gara bağrım teyler, Nesihet gemzene ver ki, gan eyler, Gözeller şuhinin siteınkandı.

Menim dersim elifdedi, beyde_di, Bir gözel sevnıişem, cana faydadı, Deseler, Gurbani, bu ne sevdadı, De ki bir perinin yadigandı. AYRI Seher bülbülleri ne feğan eyler, Düşerse gı1zarı çemenden ayn. Seher seher göncesinden ayrılan, Şerayigler gülmez semenden ayn.

Dedim, peri ne elersen mehpara.

Yanında dayanan yoldaşların var, Sirrini sahlayan sirdaşların var, Senin elin, gün.ün, gardaşlann var, Menim kimsem yohdu, yar senden ayn.

Gurbani der meger ahır zamandJ, Menim hasret gözüm heç uymaz hara, Sevgi sevgisinden ayn yamandı, Bağrım delik delik sinem peykandı, Bir getre ya.ş tôktun, bir de dubara, Menim üzüm gülmez vetenden ayn. Egigden, yagutdan, yemenden ayn. 0

GENCE HEY Könül galhıb Berde sarı yeridi, Orda bir ölke var, adı Gence I1ey! Gözel!eri, mehbublan, hublan, Olar batıb mal u mülke, gence heyi

Geymek üçün yaşılı var, ah var, Emmek üçün leblerinin, balı var, Hublannın bir özge cür hah var, Her yetene vunnag olmaz pence h8Y 1

Gurba.ni der vüsalına ermedim. El uzadıb gönce gülün dermedim, İran gezdim, Turan gezdim görmedim, Gözellikde, mehbublugda sence heyi

10

YARI GÖRMÜŞEM Ay ata can gedib, galıbdı nefes, Gözellikde kimse yohdu tehrinde, Bu nişanda bele yan görınüşem. Onunçun çekerem yann gehrtn de, Buncaki gözeli tapmadı könül, Ne İran, ne Turan Gence şehrinde, Canlar alan o nfgan görrn.üşem, Ah çekiben intizarı görmüşem. Ay ata, sen meni etme günahkar, Besdi bunca ne elersen ah u zar, · Çurbani der elden gedib ihtiyar, Hublar şahı o serdarı görmuşem. YETİŞDİM Lamekan şehrinden geldim cana men, Bir gözelin eleyinden elendim, Beli dedim, belasma belendim, Canlar ehli bir canana yetişdim. Yeri göyü yaradandan dilendim, Elden ele, gabdan gaba suzüldüm, Göheri ahtardım, kana yetişelim, Getre idim, bir ümma.na yetişdim. GW"bani der, göz gözledim, göz aldım, Semağ oldum, ağtlmendden söz aldım, Püz terpendim me'rufumu tez aldım, Edeb götdüm, yol erkana yetişdim. İSTEREM Gözelleıin gerek ince belleri, Cohdu cahan içre nazenin dilber, Şekerden, nabatdan şirin dilleri, Özüne münasib yan isterem. Goynunda isine nazik elleri, Ola terlan gözlü, hem yaşda uşag, Mehebbetin mene sa.n isterem. Mene ola e'tlbarı isterem. Evler yıhan ola dane-yi hah, Bir dem kem olmaya mt>nden heyalı, Aya, güne benzer ola. camah, Hem de ola. benzeri an isterem.

Ey sevdiyiın,. gel kes bu gaJmağalı, Zail oldu, aşığının kamalı, Vargel ele düzeltgilen sen halı, Gurbani der, şuh rugan isterem.

PERİM Gapına gelmişem, sayılam sayıl, Hagg veren paylara men oldwn gayıl, Gızıl gıtmığından tökdür hemayıl, Dünya olsun sana nagail, Perim!

Özü hoş si!etli. adı hoş nişan. Yeriyir gabagca Mikayı! Perim. Fitişte züJnerl tarimar olmuş, Asılıb gerdenden hemayıl, Perim.

Gurhani gurbandı şahın derine, Derviş biler, hirge nedi, deri ne? Ağam gıya bahdı, atdı derine, Yetmiş il bend etdi. Ceprayil Perim!

GELMİŞEM

Gence dağlarından. uzag ellerden, Elbette ki bir murada gelmişom. Eşgin siteminden, çerhin elinden, i3ir şahım var ona dada gelmişem.

Ferağat evimde otduğum yerde. Ohuyub elmime çatdığım yerde, Bir şirin yuhuda yatdığım yerde, İçlribfer mana batla gelmişem.

11

Bülbül idim, ayn düşdüm, gülümden, Felek vurdu, cida saldı �limden, Gurbani'yem, Gara Vezir elinden, Şahoğluna şikayete gelınişem. M:ENİM Mürşid-i kamilim, Şeyh oğlu Şahım, Yığılıban bir araya geldiler,-• Bir erzim var gulluğuna şah, menim! Şirin canım eşg oduna saldılar, Döydüler, söydüler yarım aldılar, Eziz başın üçün ohu yazğumu, Agah ol halımnan, gahbagah menim! Ahıtdılar göz yaşım, billah menim! Derin derin deryalara boyladı, Hencer alıb gara bağım teyledi, Oğlu ölmüş vezir geza eyledi, G-etmez damağımdan dud-i ah menim!

Talib olan dersln alar pirinnen, Gevvas olan dürr götürer derinnen, Gözü yaşh geçdim Hudafirinnen, Yüküm oldu gem ü hicran, ah merum!

Ohuyur bülbüller, budu geldi yaz, Gurbani'nin canı yolunda niyaz, Serim sadağadı, üzüm payendaz, Candan geyri yohdu bir metah menim! EYLEDİM Dost yolunda yaba yırtdım, baş açdım, Töhm�i hesret sinem üste ekdirdim, Gözümün yaşıyla behre yetirdim. Gece gündüz dad u bidad eyledim. Cefa çektim, derd hırmanı getirdim, Öz elimnen yıhdım özüm evimi, Onun adın töhmetabad eyledim. Müddeiler evin abad eyledim. Dost yolunda üz goyuban baş kesdim, Ağlamagdan bu didemnen yaş kesdim, Şirin üçün Bisitundan daş kesdim, Münasib adımı Ferhad eyledim.

Ne müddetdi celay veten olmuşam, Baş götürüb Gence deyib gedirem. Gevvas kimi deryalara dalmışam, Eşge düşüb onca deyib gedirem.

Şahin, şongar bey oğlunun golunda, Seyrağıblar hem sağında solunda, Gurbani der, bir namerdin yolunda, Cevan ömrüm heyif, berbad eyledim.

GEDİREM Sevgili sevgini könülnen tuta, Sidgini bağlaya eynelyaguta, Şahlar şahı özü veribdi buta, Baş götürüb onca deyib gedirem.

Gurbani tab etsin bu derde nece, Geranm kesilib gündüz, hem gece, Bir göze! sevmişem hamıdan ince, Baş götürüb ince deyib gedirem. DEYİLEM İhtiyar senindi, vefalı dilber, Her gece bayğamda, gorurem seni, Sen Allah, sen Ta,nn, sen de gör meni, Men senin betrine deyen deyilem. Çıhsın ilgarından dönenin canı, Sebeb nedi, menden kenar gezirsen, Men ki ilgarımdan dönen deyilem. Bir sözün yadlara deyen deyilem.

12

Gurbani der, gülü tutasan deste, Deriben veresen vefoh dosta. Üzümü goysam da. üzüvün üste, Öpüben dişlerem, yeyen deyilem. ALMACA GELMİŞEM Eller göçdü yaylasına dayandı, Sevgilimin gaşı Ke'be güncüdü, Sizin dağdan gar almağa gelmişem. Men ölende kimler ona yöncüdü? Ağız süddü, diş dürr. dahan incirli, Könül guşu, dövr eyleyir bu dağda, Zenbur menem, bar almağa. gelmişem. Serraf menem, zer alinağa gelmişem. Başına döndüyüm, şahların şahı, Seni gördü gözüm, çekmerem ahı, Gurbani der, budu sözün kütahı, Mühteseri, yar a).n:ıağa gelmişem, GELMİŞEM Böyüklerden eta kiçikten beta, Başına döndüyüm Gence'nin hanı, Merd iyid odu ki dediYin tuta, Metlebimdi, peri üçün gelmişem. Şahlar şahı mene veribdi buta, Buyur celladlara töksünler ganı, Metlebimdi peri üçün gelroişem. Metlebimdi, peri üçün gelmişem. Heç çıhmadun nazlı yarın köşküne, Bulanmadım enberine, müşküne, Terehhünı eyle men gerib miskine, Metıebimdi, peri üçün gelnıişeni! RAS Perinin bağında seyran eyledim, Almalı, alçalı yaza rasge1dim. Almasın, heyvasın derdim, döşürdüm, Könül istediyi naza rasgeldim.

Gurbani der, Diriliyem, men Diri, Yolunda goymuşam can ile seri, Ahtardığım yardı, ş_ikanm peri, Metlebimdi, peri üçün gelmişem. GELDİM Göteller gözeli, gözeller hası, Silindi galmadı könlümün · pası, Sineni benzetdim şongor yuvası, Oğlan libasında gıza rasgeldim.

Gurbani'yem, görcek hezer eyledim, Gözeller:i gördüm, nezer eyledim, Yeddisinde bağda güzar eyledim, Hesabım yanıldı. yüze rasgeldim. GÜL ÜZE Meni görcek ürbend çekdi gül üze, Çoh işlere o, eyleyer irade, Dara zülfün, goy tökülsün gül üze. Felek goymaz men yetişem murade, Gorhum budu, ho:ryat bağdan gül üze, Seyreregib görmesin heç gün dünyada, Kesile güllüyün medan hanım. Heç necat tapmasın eğyan hanım! Maral hanım nagis işler eyleyer, Hencer alıb ciğerimi teyleyer, Gurbani bu yarsız bağı neyleyer? Pozular ömrünün pergahı, hanımı

13

GÖRMESİN g y Haııd1 elen vezirler de anınca, Ses y ayılar, sirrlmizi bildiler, Çek perdeni, nAmehrem.ler görmesin! Dost düşmeni ahır bize güldüler, Kaş öleydim bugünlere ga!ınca, Mühennetin sözü adam öldürer, Çek perdeni, namehremler görmesin! Çek perdeni na.mehremler görmesin! Gurbani, başına yağar yağış gar, Ah, nece vetenden oldum derbeder, Bu sevdaya düşen çeker ah ü zar, Çek perdeni, namehremler görmesin! DEYERSEN Şah-ı huban menim erz-i halımı, Seni o görceyin elbet dindiri, Elbet, elbet nazlı yara deyersen! Aşıg meşugunu oda yandın. Derdim anbar anbar dennamm Peri, Heste düşdüm galdım onun küyinde, Men galmışam ne avara. deyersen. Üzü dönmüş sitemkara deyersenl Gazanmadıg bu dünyanın malını, Geyinmedik yaşıhnı alım, Dirli Gurbani'nin erz-i halını. Yalvara yalvara yara deyersen. SAGİNİN

Var mı menim kimi bir ganı dolmuş; Eyşin gurmuş otağında saginin. Çahar zülfü birbirine vuruldu, Ganla.r oynar buhağında saginin!

Ay ile gün birbirine çatılı, ·Sevdiciyim yağınan bala gatıh, Doı;tram doğram olub göze tutulu, Gara bağrlm bıçağında saginin.

Humay kimi dövr elerem havada, Babam öldü, yetim galdım yuvada, Bir eli ellerde, ağzı duada, Bir eli de. ayağında saginin.

Gurbani der, bu derd mene galınca, Canım çıhıb yar hetirin alınca, Payız geceleri sabah olunca, · Çeşmim yağı çırağında saginin.

Dağlar senin ile hemdem olma.da., Esirgersen indi gan da menden. Seyragıbın o te'neli sözlerin" Ahır ayn salar yan da menden.

MENDEN

BU'- ilmeyln, bu köyneyin, bu ağın, Ezel ba.şdan bağba.nıyım, bu bağın, Sinem üste çarp az düyün bu dağın, Bağban eslrgeyer nan da menden.

Bu dünya dediyin bir boş elekdl, Haggm min bir adı onda gerekdi, Gurbani der. bu ne çerh-i felekdi, Zülümle a.yrarlar yan da menden. GEZE GEZE MEN y y Gözüm doymaz senin kimin canandan, Altı ol gelmlşdim, bununla. eddi, Cananın itlran tez olar candan, Öldüm bu bağçanı geze geze men. İnarurursan soruş şah-ı hubandan, Dedim bir yar sevdim unudub getdi, Öldüm bu bağçam geze geze men. Öldüm bu bağçam geze geze men.

14

Peri sene gurban, Dirili Gurban, Yolunda. goyubdu. o baş ile can, Bir elinde fanus yanında huban, Öldüm bu bağçanı geze geze men.

HOŞ GELDİN Bugün ne hoş gündü, ne hoş saatdı, Gedem basdın Peri hamın hoş geldin. Metlebim almışam, ab-1 heyatdan, Tazelendi ruh-revanım hoş geldin.

Gözlerin nerglzdi, hüsnün mahtaban, Açılıb gül, süsen, sünbül, erğevan, Zambağ ü yasemen berg-i ireyhan, Fesl-i bahar gülüstamm hoş geldin.

Şad eledin Gurbani'nln didarın, Hesretin çekirdim. sen kimi yann, Saldın bağa küllü cemi dostlann. Gözeller şa.hvan canım hoş geldin. BİLMEDİN Mİ SEN Şebni:}ın eyleyib yola. düşmüşem, Men gurbanam senin kimi canana, Yar menim geldlyinı bilmedin mi sen? Olmuşam derdinden deli divana, Derdimi çekmekden deli olmuşam, Dağılsın otağım ev ile hana, Yar menlm geldiğim bulmedin mi sen?· Yar menim geldiğim bilmedin mi sen? Gurbani deylr ki, sonasan sona, Bir zaman görmesem ya.naram yana, Garabaş gönderdim ehde peymana, Yar menim geldiyim bilmedin mi sen? GiZi.ARIN Gözeller yığılıb hamısı kende, Abşamdan yağan gar çıhıbdı dize, Seneyin doldurub hurdan ötende, Kesitlb bulagdan yolu gızların. Şama.hı şeddeli, gerdenbend tende, Seneyin doldurub goyanda düze, Eyrimceden keçer beli gızların. Üşüdü barınağı eli gızlann. Gurbani der. bu dertleri hilesiz, Gohuın gardaş yığıhban göle siz, Adna abşa.mında belge goyasız, Kesile govğası galı gızlıµ-m. BAGLASIN Yaralandım i'.ıreylmin ba.şınnan, Naşı tebib derde derman etmedi, Yanı deynen yaralarım bağlasın. Canan gelib göz önünnen ötmedi, Ohianmışam kirplğinneİı. grujınnan, Hesret ôlduın elim yara yetmedi, Men ölürem onu Allah sahlasın. Vezir de menim tek kamın almasın. Gurbani'nin derdi hedden ziyada, Çağırsam ağamı yetişer da.da, Deseler necoldu o beynava da, Men al geydim o garaıı:u· bağlasın. 1�

SEVİNSİN

Gelsin bahar fesli açılsın yazlar, Göllere tökülsün ağ guba gazlar, Beyzada oğlanlar, hanzada g-ılar, Yar ile danışan diller sevinsin.

Ay arifler bu dünyanın üzünde, Tezece açılan güller sevinsin. Bir eyri çalmalı, humar gözlünün, Zülfünü dağıdan yeller sevinsin.

Gurbani'yem men severem Narıncı, Yar yar df:Jyib oldum ahir zanncı, Almanı, heyvanı, nan, turuncu, Bu dördünü deren eller sevinsin. GELİN

Yolunu salıbsan çeşme başından, Gorhuram gelesen nezere gelin. Eger gebul etsen bu şirin canı, Verrem gurban sen. tek gözele gelin.

Gızıl gülü deste tutub dergilen, Deribeni pünhan yerde sergilen, Ağ üzünden bir cüt buse vergilen, Geribem, könlümü tezele gelin.

Yazıg Gurbani'ni dertli yazgilen, Her cür cefasına cebre dözgilen, Öz elinle mezarını gazgilen, Goy mezara özün defn ele gelin. SENE GURBAN

Dindirirem niye dinmirsen ay gız, Bir zaman lal olu dil sene gurban. Gülüb neşter ile tökdün gamını, Nazik ellerinle sil sene gurban.

Maral geder, otlar dağın içinde, Pilte şö'le verer yağın içinde, Bağbanı dindirdim bağın içinde, Açılan lalelw gül sene gurban.

Yazıg Gurbani'yem ay gül-i hendan, Bir cüt ay baş verib çıhıb yahandan, Bir buse istedim ağ üzde haldan, Acıhlandı dedis al sene gurban. LEBLERİN

Ey gözel, tellerin, yıhdı evımı, Bürünmüşdü al duvağa lehlerin. Rahat goymur bir dem humar gözlerin, Salmış meni daşa dağa leblerin.

Şe'ri gözel men söylerem şanına, Olsun varım gurban senin canına, Men yetimem bir al meni yanına, Gelsin onda kef damağa leblerin.

Şipşirindi dilin memen yemeli, Sana Leyli, Esli, Şirin demeli, Ağ bedende ince bel, gül memeli, Işıg salıb al yanağa leblerin.

Ter gonçasan, ahır harın olmasa, Bir laçınsan san sarın olmasa, Menim kimi can-nisarın olmasa, Düşer ol dem çoh sorağa lehlerin.

Olsun feda mülk ü malım zülfüne, Çeker meni derd hayalım zülfüne, Heyran oldum men o zalım zülfüne, Goymur ancag danışmağa leblerin.

Gurbani der, besdi meni puç etdin, Aldın ağlım elden, deli giç etdin, Zehmetimi hem se'yimi heç etdin, Ahır saldı gara dağa lehlerin!

16

ONDAN ÖLDÜR Başına döndüyüm hanların hanı, Gem ehliyem dindirmesen dinmerem, Könlümün metlebin bil ondan öldür. Eşg oduna alışmışam sönmerem, Sen ol Tanrı mene gezebnak olma, Ta ölünce dediyimden dönmerem. Lütf ele, üzüme gül ondan öldür. Apar yar goynuna sal ondan öldür. Gurbani'yem eşg elinden büryanam, Ta ölünce men o gıza gurbanam, Gulluğunda gözü bağlı terlanam, Çalış şikar bendin al ondan öldür. GAL OLU Ulu divanlarda çekilir adım, Dedim könül sevme hublar hubunu, Onun ·her muyunda yüz min gal olu. Erşe bülend oldu, dad u feryadım, Başım üste ganım içen celladım, Nagah seni derde giriftar eyler, Gaşı fitne gemzesinde al olu. Sağ elinde elif geddim dal olu. Camalı Yusifin İbn-i Yagubun, Aleme şems olan hüsnü hebibin, Ala gözlü şirin sözlü mehbubun, Zenehdanı dürr şö'leli hal olu.

Gemer ne yandırıb güneş ne yahar, Könlüm ne titreşib ümniana ahar, Gurbani der, her kim şaha kec bahar, Onun kemalında tez zaval olu.

BEHANEDİ BU Dedim, dilber getme bir de danışag, Dedim, ey vay, halım yaman olubdu, Dedi, sözün yohdu behanedi bu. Dedi, gemden belin kaman olubdu, Dedim. bir nezer gıl aşıg lıalına, Dedim, vallah sinem meydan olubdu, Dedi, eceb deli divanedi bu. Dedi, men bilmenem, hezanedi bu. Dedim, goy gözüme gıvrım tellerin., Dedi, lazım deyil vehşi güllerin, Dedim, sen bizimsen, biz de ellerin, Dedi, aldanmayın biganedi bu.

Dedim, sene aşig olan can budu, Dedi, senin eşgin ahar bir sudu, Dedim, cavan ömrüm çürüyüp budu. Dedi, ebes sözdü, efsanedi bu.

Dedim, Gurbani'yem yarın adına, bedi, ele sensen düşen yadına, Dedim, men ha yandım eşgin oduna, Dedi, şama yanan pervanedi bu. ELLERE DOGRU Ne ola bir şadlıg heberi gele, Seherden yüklenen nazlımın köçü, Yüklene barhanam ellere doğru. , Cennetül-me'vadır goynunun içi, Naşı ovçu bere bekler eylener, Ebrişim telleri müresse saçı, Her dem şitab eler bellere doğru. Marallar sayrışar yollara doğru. Sevdiyimin Gürcü imiş atası, Eskik olmaz goç iyidin hatası, Gaşın kaman sinem onun butası, Gatı yay çekilir gollara doğru.

Tağçalarda· gurudular barama, Naşı tebib melhem eyler yarama, Dedim perim zülflerini darama, Könül geşte çıhar tellere doğru.

17

Curbani. der, nalem yandınr daşı, Üstüme gelmesin tebib--i naşı, Ümmana dönende gözümün yaşı, Ahanda tökülür sellere doğru. DÖNÜBDÜ Hicran geceleri gayğı çekmekden, Uçuşur durnalar, sekir teyhular, Elif getdim eyrt yaya dönübdü. Na.merd adam galibliyin arzular, Bedesilin eşiden tek sözlerin, Bulandı deryalar hem daşdı sular, Yegin etdim ömrüm zaya dönübdü. Gaynagsız bulaglru- çaya dönübdü. Biz de gonag oldug Gars'h Osman'a, Yunis tek mat galdık behr-i ümmana, Gurbani der dönsün bele zamana, Göydeki ulduzlar, aya dönübdü. GÜLERMİŞ Bahgilen feleyin ruzıganna, Bir bahtın yatıban bir ucalanda, Eyyam hoş keçende dövran gülermiş. Tülek terlan olub sar ov çalan.da, Behreli çağlarda mehsul ayında, Meseldi dayarlar, gurt gocalanda, Bağı bar verende bağban gülermiş. Tülkü meydan açıb dovşan gülermiş. Gurbani gemlenme kerem kanı var, Edalet hakimin Hagg divanı var, Bu çerh-i feleğin nerdibam var, Yenen ağlayarmış galhan gülermiş. AÇILMIŞ Perimin bağında seyran eyledim, Sifetde Züleyha yan Yusif'in, Sanasan bağçada güller açıimış: Hubların hubusan eylerem vesfin, Boyu uzun beli ince mahbubun, Çıhardım könülden derdi, guban, Buhağında gözet hallru- açılmış. Hoş göftarlı şirin diller açılmış. Hasil oldu Gurbani'nin dileyi, Tarumaram ne sultanı ne bey}, Mirvart golbağı, beyaz hileyi, Dal gerdende siyah teller açılmış. BİR Elif geddin, bey gametin, say saçın, Nece benzer herf içinde bir dala. Her muyuva m.in gövherdi, tay saçın, Gevvas olan yek deryada bir dala.

DALA Gevvas olan deryalara dalıbdı, Serraf le'li giymetinde a.lıbdı, Çün bülbüller ara yerde galıbdı, Zağı görüb dolanıbdı bir dala.

Süsen misen, ısünbül milsen yara san, Tiği alıb bağnm başını yara.san, Gurba.ni der cam verdim yara san, Haçag olur biz de verek bir dala,

isteyirsen getib mene yetesen, Ayag götür ta ki yara, yetince, Ömrüm. bağçasırun gülün dererler, Post bağından az kenara yetince.

YETİNCE

Her iyidin sığındığı başına, El aparma.g olmaz Haggın işine, Suyu gelib çatıb novun başına, Hesret çekir ta ki, pere yetince.

Gurbani sözlerin ya.rasta. söyle! Sızıldaşır yaram yar, asta söyle, Bir ac gann doydur yar az tas eyle, Nagah nagtıh könüllere yetince. BİR DE YAZ Gece gündüz bulud keçer havalar, Bq_le get.mez, elbet geli bir de yaz. Ohuyur bülbüller muğam havalar, Sızıldaşır yaram aman bir de yaz,

Bulud olan galhar havada gezer, Aşig olan yarın bağnnı ezer, Gevves olan girer derinde gezer, Bir derin var, bir derge var bir dayaz.

Gurbımi güldeste bağlar ohuna, Sinem buta yanm müjgan ohuna, Bir name yaz her divanda ohuna., ;Gören deye var ellerin bir de yaz. YARA ÜZ Oözel adam Dııldalanma Astıma gör CuUug eyle

gel Allah'ı seversen, bir de görgez yara üz. yann asta.nasında, hidmet eyle yara üz,

Sağdan vurdu, soldan çıkdı, sağa lanı, Sat goşundu, sol leşkerdi sağ elem, Nagümanam men bu derdden sağa.lam, Tebib birdi, derd min birdi yara yüz.

Gurbani der bura. geldim yar uçün, Kes ciğerim, doğra bağrım yar üçün, Yar odu ki yardan sonra yar üçün, Zülf dağıda yaha yırta yara dz.

TAPILMAZ Deyim blrbir derdim sene yaz gelem, Bilinmez hesabı, sanı tapılmaz. Bağla defter, çoh eleme naz gelem, Ele düşmez bu dasta.nı ta.pılmaz.

Şerik ol derdime sen de buy ara., Yüz min olub bu sinemde bu yara. Yolcusuyam yalvanra.m bu yara, Şirin dilde bir nögsanı tapılmaz.

Arif özil biler metıebj gana.n, Yohdu menim kimi eşginde yanan, Könlüm isteklisi sen kimi canan, Yüz il gezsem bu dünyanı tapılmaz.

Gurbanı olduğum gel bir insafa, Ne biler gedrini çekmeyen cefa, Seçer düIT versen hoca. serrafa., Bele ehmer gövher karu tapılrnaz.

Kesme ne.zerini bu hettl çaldan, Hesteyem ölürem düşmüşem haldan, Baş alıb gedirem sizin mahaldan, Ahtı:ı.rsa.n da bu GurbanI tapılmaz.

İNDİ

Ayın lam içinde, sin arasında, Yar mana gönderdi bir ceviz indi. Aylar iiler hasretini çekdiyim, Lütf eyle lebime birce üz indi.

Gözeller yığı.lıb gıya babanda, Züifü da.1 gerdende gıya bahanda., Nigar pencereden gıya ba.ha.nda, Ömrümün rişesin birce üz indi.

Gözeller oturmuş, göz bulağında, Surme tek govruldum göz bulağında, Güdret çeşmesinde göz bulağında, Gurbıuıi çe.lhanıb birce üz indi.

ESER

Seher seher bir gözele uğradım, Ondan deydi mene ay eser indi. Ağlım zail odu, halım digergün, Ne ki var endamım ey eser indi.

İNDİ

Bahar o!cag dağlar aylala.landı, Bu!ud zülf üzüne ağ lalalandı, Biznen mey içenler ay lal alandı. Tökülüb serine a.y eser indi.

Örtübdü başına sal geza. işin, Goymuyun da.nnıya el gaza işin, Gurbani der get gör ol gaza işin, Terlan avın almış aye sar indi. OYADA MENİ

Heste düşüb gürbet elde yata.ram, Blr klmsenem yohdu oyada meni. O siyah telleri şirin dilleri, Salıbdı sönmeyen oy, oda. meni.

Evinin dalında çeşmede su var, Gözüm gördı1, könlı1m eyledi gubar, Menden geyıi belke bir sevgisi var, Ol sebebden salmış o yada meni.

Sensen Gurbani'nin gül üzlü yan, Galsa gürbet elde artar azan, Herden oğrun balur o mene sarı, Bahışı yandırar ay o da. meni.

CANIM HEY Köç köç oldu, köçdü eller, obalar, Baygudan viranda. galan canım hey, Çaylar coştu yollar işlemez oldu, Kemisi girdabda galan canım hey.

Ezel başdan söz ustadı gelende, Gaşı cellad, gözü yağı gelende, Her dem gözelimin adı gelende, Saranb gül kimi solan canım heY,

Gurbani'yem fikrim gezir asmanda, Canan harda olsa can ala-r anda. Yegub kimi ga� ağlaram Ken'an'da, Yusif t.ek zindanda galan canım hey,

20

TUFARGAN'LI AŞIK ABBAS 16.yii.zyılın sonu ila 17. yüzyıl:ı:n başlarında yaşamıştır. Şah Abbas'tan bahset­ mesi, onun hükümdarlığı sırasında yaşadığı fikrini kuvvetlendirmekdedir. O, dev­ rlnln önde gelen usta tı.şıklanndandır. Onun şiirlerinjn bize kadar ulaşmasında. halkın ve Aşıklann büyük rolıl vardır. Arapça ve Farsça tahsili gören Abbas, bu c!Hleri çok iyj bJ!en aydın bir kimsedir. Aşık şürinin dışında kaside, rubai, gazel şekillerinde de çok güzel şiirler yaımıştır. Ancak zamanla bunlar unutulmuş, aşı­ ğın bir kısım koşma ve tecnislert bize kadar ula�abilmiştir. "Orta Esr" tezkere ve Uırihçilerin.in eserlerinde Tufargan'lı Abbo..s'dan bahsedilmez. Bazı cönk ve mec­ mualarda ondan bahsedilse de onun hayatı hakkında yine kendi şiirlerinde ve hayatı etrafında teşekkül eden "Abbas ile Gülnez" halk hikAyesinde bilgi bulabil­ mekteyiz. Şiirlere ve halk hikayesine bakarak, onun Güney Azerbaycan'da Tu­ farge.n şehrinde doğduğunu söyleyebiliriz. Men sene C9.n dedim, sen de mene can, Alış eşg oduna, menim kimi yan, Adım Aşıg Abbas, yerim Tufargan, GAhda.n agla, gAhdan yada sal meni. Şiirlerinde "Guı Abbas", "Şikeste Abbas", "Bikes", "Tufarganlı Abbas•· gibi mahlru.lar kullanmıştır. Güçlıi bir $şık otan Abbas devrindeki hiçbir hadiseye yabancı kalmamıştır. O, "beyenmez" redifli üstadnamesinde içtimai meseleleri şu şekilde dile getirmiştir, Adam Adam Adam Adam

var -var var var

dolana.r sehranı, düzü, döşürer, gülü. nergizi, geyıneye tapamaz bezi, al geyer, şalı beyen.mez.

Adam Adam Adam Adam

var "\'ar var var

çalı işler eyler irade, ki, yetebilmez murada, kt çörek tapmaz dünyada, yağ yeyer, balı beyenmez,

Şiirlerinde atasözlerinden ustalıkla istifade eden Abbas, aşağıdaki dörtlüğünde "el gucıi, sel gücü'' atasözünü değişik bir şekilde de değerlendirmiştir: Abbas bu sözleri deyer serinden, Arhı "\'Urun, suyu gelsin derinden, El bir olsa dağ oynadar yerinden, Söz bir olsa zerbi geren sındlrar. Abbas'ın yaşadığı devrede Osmanlı - İran savaşlan devam etmiş, sık sık ka­ nı;ıkhklar çıkm1ş, birçok insan da yerlerinden, yurtlanndan olmuştur. Vergiler,

21

ha.rp neticesindeki talanlar, sürgünler, yıkılan şehirler onun şiirlerinde :işlediği konular arasındadır. Abbas'ın şiirlerinde vatan sevgisinin hususi bir yeri vardır. Yine şiirlerinde devamlı olarak birlik beraberlik fikrini işlemiştir. Abbas sazıyle, sözüyle Azer­ baycan insanının temsilcisi olmuştur. Aynhk, intizar ve vatan hasretinden şöy. lece bahseder : Ay ıırtfler, ganlı felek cebrinden, Gohumdan, gardaşdan, elden aynldım, Ferhad kimi çekdim Şirin gebrini, Cığa pervaz etdi, telden aynldım.

•••

Şah hôkmüyle han üstüne ha.n getdi. Ağlar didem, yaş yerine gan getdi, Gol boşaldı. dil dolaşdı, can getdi, Ahır apard.ılar dara gelmedi. Ostadnameleıinde ahla.ki ve terbiyevi konulan işleyen Abbas bir başka dörtlüğünde şöyle demektedir : Özünden böyuyun sahla yolunu, Duşen yerde soruş erz.i halım, Emanet., emanet gonşu malını, Gonşu yoh isteyen, özü var olmaz.. Lirik şürleri ile de tamnan Abbas'ın sev_si konusundaki şiirleri de çok beğenil­ miştir. Halk dilinin inceliklerinden maharetle istifade eden Abbas'ın şiirleri yıllarca hak ağzında söyenmiş durmuştur. Aşık Abbas şiirlerinde, teşbih, mübaıağa ve diğer edebi sanatları ustalıkla kul-

lanmıştır.

Kônül Mecnun kimi y ayın dağlara, Eyil, bu lalanın budağından öp, Pervane tek dolan yarın başına,_ Arala tellerin, gabağından öp. Samimi ve akıcı olan geraylılannda tabiat güzeJ.!ikleri, gam-keder, zamanda:D şikayet gibi konular işlenmiştir. Budur geldi bahar fesli, Dağların lala vahtıdır, Açılıbdır gızıl güller, Bülbülün bala vahtıdır. Tecnisleri ise onun sanat yönünün bir başka şaheseridir, Meiı Abbas'am yara. gurban yar üçün, Doğra bağrım, kes ciyedm, yar için, Yar odur ki, bu dünyada yar üçün, Yaha yırta, zülf dağıda, yara üz.

22

Abbas, yalnız yaşadığı. devirde değil daha sonra da üstad kabul edilmiş, Azer­ baycan'lı bir çok Aşık onun tesirinde kalmıştır.

KAYNAKLAR Zeynel Akça.y, Tufargannı Abbas, Erzurum 1970, (mezuniyet tezil. Aşıglar, Bakü 1960, 11-32. .Azerbaycan Edebiyatı Tarihi, ı. cilt, Baku 1960, 485·491. Azerbaycan Sovet Ensıkloped.Jyası, ı, cilt, Bakü 1976, 11. Ahmet Caferoğlu, "XVI. Asır Azeri Saz Şairlerinden Tufa.rganlı Abbas," Azerbaycan Yurt Bilgisi, 1 (3l, Mart 1932, 97-104. Araz l?_adaşzade, Abbas Tufarganh, 72 Şe'r, Bakü Ul73, Paşa Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 187-191. Fuad Köprülü, "Abbas cAşık Tufarganlıl '', Türk Halk Edebiyatı Ansiklopedisi ı. İstanbul 1935, 16"-18. (Aynı yazı için bkz. ,''Azeri Aşıklarından Tu­ farganlı Abbas," Türk Amacı, 1 (1), Temmuz 1942, 3-5.J Zeynelabidin Makas, Tufarganlı Abbas ve Gülgez Peri Hikayesi Üzerinde Bir Araştırma, Erzurum 1982, (Doktora tezil. Nizamettın Onk, "Şe.ir Abbas," Karseli, 4 (371, Ocak 1968, 4-13. Osman Sanbelli, 'Hzl.' Azerbaycan Poetry, Moskova, '19-21. Telli Saz Ostadları, Bakü 1984, 11-14. (Azerbaycan Aşıglan ve El Şairleri I, ss-92l.

23

GERAYLILAR GEZ BURALARDA Yanın mene ve'de verdi, Dedi, gel gez buralarda. Gara bağrım şan - şan oldu. Sızıldaşır yaralar da.

Siyah zülfün belden aşır, Süsen sünbüle dola.şır, Gözellik sene yara.şır, Dur, dolanag aralarda.

Abbas ile hoş danışan, Ağ üzünde dane nişan, Keklik kimi gaggıldaşan, Gagıldaşar haralarda.

OLMAZ Bir gözel ohladı menl, Bele ebru, kaman olmaz. Göyden huri melek ense, Onun kimi gıJman olmaz.

Kabab yanar közü ile, Danış yann özü ile, Mühehnesler sözü ile, Yar ha yardan, yaman olmaz.

Aşıg Abbas yana yana, Yandı bağrım döndi gana, Bir name yaz Tufargan'a, Daha senden aman olmaz.

Duman, gel get bu dağlardan, Bahar geldi, gar eylenmez. Bu dünya bir bivefadı, Gözelde ilgar eylenmez.

EYLENMEZ

Gözelin gaşı gara.eh, Baygunun meyli hararlı, Bu dünya karvansaradı, Her gelen gonar, eylenmez.

Abbas deyer hac olanda, Ke'be'ye me'rac olanda, Doğru yoldan kec olanda, Namus geder_ ar eylenmez.

MENİ Bar Hahim gismet eyle, Yara yoldaş ele meni. Men ona can gıyar olsam, O sevsin baş ile meni.

Ağladırsan, güldürürsen, Çeşmim yaşın sildirirsen, Cellad kimi öldürürsen, O göz, o gaş ile meni.

Abbas deyer, seni tan, Çıha.rt könlünden guban, Sever olsam özge yan, Yandır ateş ile meni.

24

GETDİ

Gece 8'W}düz gan ağla.ram, Göz yaşım ümmana getdi. Şirin canım yar yolunda, Olmağa gurbana getdi.

Doymadım yarın dilinden, Gucmadım ince belinden, Aldılar yarı elimden, Garğana garğana getd.i.

Her ne oldu mene oldu, Gaynadı peymanam doldu, Deseler Abbas necoldu? Deyin Tufa.rgan'a. getdi.

YAR GELDİ Seyrağıblar başım gatdı, Sözüm dereceye çatılı. Üzünden n1gabı atdı, Budu yar geldi, yar geldi.

Derdin könlün melul çağı, Budu yar geldi yar geldi. Aşığın çeşmi çırağı, Budu, yar geldi, yar geldi.

Men Abba.s'am çekmem ahı, Gördü gözüm gözel mahı, Olmuşam yarin meddahı, Budu yar geleli, yar . geleli.

AH ZARINANDI Gece gündilz ga.n ağlaram, Menimki ah, zannandı. Men yan bivefa gördüm,

Gol, boyun eğyannandı.

Sallanıb gel bize gelin, Ağ üzünde siyah telin, Bülbül çoh isteyir gülün, Gülün meyli ha.nna.ndı.

Boynuna salmısan bağı, Sineme çekmisen dağı, Abbas'm şefa tapınağı, Goynundaki narınandı.

MEZE DAGI Yene gelib bahar fesli, Süsen, Süsen, sünbül, meze dağı, Açıhb güller nergizler,

Benef�eler, beze dağı.

Siyah zülfleri hörünsün, Dal gerdenine bürünsün, Alçag olsun yar görünsün, Bir görünsün göze dağı.

Bülbüller uçdu gülümden, Oldum ulusu eUmden, Abbas gara gül elinden, Can ağlayıb geze, dağı.

25

Gece gündüz feğandayam, Menem eşgin natava.ru. Taladaram mahaJian, Boş goyaram bu meydanı.

NATAVAN1 Bilmirsen mi hara.hyam? Ağlı, göylü, garalıyam. Yüz yerimden yaralıyam., Sinemde zenbur nişanı.

Hökmünle yazdım fermanı,

Kim eyler derde dermanı,

Periyem Şahın gurbanı, Abbas'sız istemem canı.

Budu geleli bahar fesli, Dağların lala vahtıdı. Açılıbdı grzıl güller, Bülbülün bala vahtıdı.

VAHTIDI Bülbüller dolanır bağı, Bir halvet eyle otağı, Sene gurban olum sağı, Mey ver, piyale vahtıdı.

Men Abbas'am boyu beste, Derdinden olmuşam beste, Al başımı dizin üste, Çek yatag, layla vahlıdı.

Haber aldım Tebriz'liden, Meni hercayı çağladı. Viran bağlar hezel oldu, Didelerim gan ağladı.

ÇAGLADI

Bülbülem, dala gonaram, Zergerem, gümüş yonaram, Ele bu derde ya.naram, Horyat söz meni dağladı.

Abbas'am yohdu mekanım, Sene gUrban şirin canım, Ölkemizde Peri hanım, Sidgimi Mövle bağladı.

Gece gündüz gan ağlaram, Artıbdı ferağım menim. Başımı alıb gederem, Tutdukça ayağım menim.

MENİM Felek salıb işim Ienge, Düşmüşem �ovğaya, cenge, Aşaram Hind'e, Firenge, Alınmaz sorağım menim.

Abbru; gürbet ele varsa, Namerd olar dala galsa, Deyilenler gerçek olsa, Sönübdü çırağım menim.

Durum dolanım başına, Ala gözlü yar gedirem. Ölsem boyuna sadağa, Galsam intizar gedirem.

26

GEDİREM Merd ile eyle ülfeti, Çekme namerdden minneti, Bülbül gızıl gül hesreti, Gışı, yazı zar, gedirem.

Abbas deyer gül behsidi, Bundan artıg derd hansıdı? Aynlığın ve'desidi,. Gel könlümü al, gedirem.

BİLMEREM Başına döndüyü.m perim, Get perim gelebilmerem. Sene kömek olsun Tannın. Get perim, gelebilınerem.

Peyma.neler dolmayınca, Gülgez rengim solmayınca, Şah'tan izin olmayınca. Cet perim, gelebilmerem.

Uste. ol, ustanı tanı, Üstümüzde durub garu, Gul Abbas'ın din imanı, Oet perim, gelebilmerem.

Ne ağlarsan. ne sızlarsan, Bir derdi beş olan �önııım. Ahırda. zünnar bağlarsan, Geme yoldaş olan könlüm.

KÖNLÜM Bir yar gelib obasından, Alım derd ü belasından, Çerh-i felek badasından, İçib sarhoş olan köniüm.

Abbas ağlar arsı.z a.rsız, Dünya olub e'tibarsız, Deyirdin dözerem yarsız, Döz, bağrı daş olan könlüm. EYLESİN

Duman gel get bu dağlardan, Dağlar taza, bar eylesin. Ne gözlerim seni görsün, Ne könlüm gubar eylesin.

Haşa sevdiciyim haşa, Deyilenler geldi başa, Bir yandan özün tut da.şa, Bir yandan el car eylesin.

Abbas ağlar zan zan, Getmez könlümün guban, İlganndan dönen yarı, Tanrı tez bazar eylesin.

l.e:yli yarın gemer hüsnü, Bu boyu, tel'eti neyler? Yar lebinden şeker emen, Şekeri şerbeti neyler?

NEYLER

Siyah zülfü kemend olan, Dahani dolu gend olan, Ezel ilga.re. bend olan, Senedi serhetti neyler?

Abbas ağlar güler olsa, Göz yaş.mı siler olsa, Bir yar ki, derd biler olsa., Göz gaş i§areti neyler?

27

DİLBER

Güllerin içinde gülem, O!ıuyan şeyda bülbülem, Men bir golu bağlı gulam, Sen olmusan ağa dilber.

Uca dağlann başına, Gorhuram gar yağa, dilber. Aldın ağlımı başımdan, Saldın dağdan dağa dilber.

Sen ansan men de şana., Derdinden oldum divana, Saldırmısan bentler hana, Dolan gelen otağa dilber.

Güllerin içinde haram, Gül üzüne intizaram, Men evvelki köhne ya.ram, Dolan soldan saga dilber.

Gul Abbas'ın gozu sende, Olmuşam divane men de, Bir cüt şamama sinende, Endir tağdan tağa dilber.

Oğnm yollara bahmagdan, Bağnm gan oldu, yar gelmir. Ağlamagdan eynim ya,şı, Sel umman oldu, yar ge\mir.

YAR GELMİR Menim yarım boyu beste, Derdinden olmuşam beste, Yegin çıhıbdı taht üste, Yohsa han oldu yar gelmir.

Dağlann gan söküldü, Abdı, çaylara töküldü, Abbas deyer bel büküldü, Gedd kaman oldu yar gelmir.

GOŞMALAR Gırblar piri, özün yetiş dadıma, Bir de meni yetir yar ayağına, Üzün görüm, könül alsın teselli, Hma tek yahılım el, ayağına.

AYAGINA Semada ulduzlar, sana gelibdi, Yüz ilin bestesi cana gelibdi, Ay hezerat, bir zamana gelibdi, Yohsul üzün sürtür mal ayağına.

Abbas bu sözleri deyer özünden, Doymamışam yarın o gül üzünden, Ağlamagdan bir perinin gözünden, Düşübdü Gülgez'in hal ayağına.

Bir gözelsen şövgun düşüb cabana, Yohdur senin kimi gözel göz ala. Men aşigem cahana, Camın gurban cahana, Haggın aziz hendesi, Hoş gelmisen cabana, Yaradan yaradıb salmış cabana, Yohdu senin kimi gözel göz ala.

28

GÖZ ALA Bağbansan bağa balı, balı işini gö r, Bağ besle, bağ becer, bağ işlni _gör, Aşıg hah, işini gör, Bağa bab, işinl gör, Ne yatdın ka.mil ovçu, Maralın balışım gör. Hele sen terlanın bahışını gör, isteyir canımı göze!, göz ala.

Abbas deyer men gw-banam sene yar. Uzun boylu, tuti dilli sene yar, Men aşigem sene yar, Sened verdim sene yar, Garib aşıg, gürbet el, Ca.mm aldın sen ayar. Dolandım dünyanı neçe sene yar, Görmedim sen kimi gözel, göz ala.

Hilal gaş!arına yüz berekaUah, ne heddi var ona bab ola. Canı yanar sene aşig olanın, Ya.tabilmez gözlerinde ha.b ola.

BAB OLA

Gml güller açılıbdı hemayin, Yarın gelmesini eylerenı te'yin, Dedim göze! o!ag gel bir gol boyun, Neylere_m dünyanı, goy harab ola.

Ayın

Abbas deyer yar ya.rına, va.nnca, Saraldı gül rengi dendü nannca, Sen gözeli men toruma salınca, Azca galdı ömrüm bir turab ola.

YÜZ İLE

Gedir Mövlam, budur senden dileyim, Görüm yarın, ömrü yetsin yüz ile. Artıg ola malı, mülkü, devleti, Alt.mış neri bir ga.tara. düzüle.

Sedef ince, doda.g ince, dil ince, Canım çıhdı, yru• könlünü alınca, Ölüm yeydi bu dünyada galınca, Bir iyid ki gatanndan üzüle.

Ga.şianna çekllibdi, bil, gelem, Ağız da.vat, göz mürekkeb, dil, gelem, Yalan desem çek gözüme mil, gelem. Sened verrem, gulun ollam yüz ile.

Abb85 deyer dildeki herl neçedir? Neçe gövher, neçe lel, neçe dür? Sanamadım zülfün müyü neçedir? Gorhure.m ki şana deye, üzüle.

ZOLOMDO MENE

Birce insaf eyle, a zalım Becan, Ayırma Abbas'dan, zülümdü mene. Sensen bu ölkeye eda.Iet, divan, Ayınnıı. Abbas'dan, zülümdü mene.

Bacan sen eyleme geddimi kanıan, Aşigem, me·şuge çekdirme aman, Sen olasan o duz çörek, nemek nan, Ayırma Abbas'dı,m zülümdü mene.

Perl derd elinden yetişdi cana, Oldum yar eşglnden deli divana, Gefle, gatır işler o Tufargan'a, Ayırma Abbas'dan zülümdü mene.

OLMAZ Özünden kiçJyi işe buyurma, Sözün yere düşer heç m.igdar olmaz. Her ne ki kir görsen, öz elinde gör, insan öz işindo cefakar olmaz.

Özünden böyüyün sahla yolunu, Düşen yerde soruş erz-i halını, Amanat, amanat gonşu malını_ Gonşu yoh isteyen. özü var olmaz.

29

Soruşun Gul Abbas halın neçedi? Gündüzlerin ay garanlıg gecedi, Serv ağacı her ağacdan ucadı, Esli gıtdı, budağında bar olmaz.

BEYENMEZ Adam var ki, getmeyesen işine, Adam var, geyiner pustinen deri, Adam var ki, ayran tapmaz aşına, Dindirersen yağlı nam beyenmez.

Ay hezerat. bir zamana gelibdi, Ala garğa şuh terlanı beyenmez. Oğullar atanı, gızlat ananı, Gelinler de gaynananı beyenmez. Adam Adam Adam Adam

var, var, var, var,

dağlan gezir, serseri, geyiner pustinen deri, me'rifetden yohdu hebeıi, soltanı, ham beyenmez.

Adam Adam Adam Adam

Adam Adam Adam Adam

var, var var var,

çoh işler eyler irada, ki, yetebilmez murada, ki, çörek tapmaz dünyada, yağ yeyer, balı beyenmez.

Adam var ki, adamlann nahşıdı, Adam var ki, anlamazdı, naşıdı, Adam var ki, heyvan ondan yahşıdı, Dindirersen heç insanı beyenmez.

var, var, var, var,

dolanar sehranı, düzü, döşürer gülü, nergizi, geymeye tapammaz bezi, al geyer, şalı beyenmez.

Adam var, destine veresen güller, Adam var, gözüne çokesen miller, Tufargan'lı Abbas başına küller, Ne güne galmısan, gan beyenmez.

YARA YÜZ

Ağlaya ağlaya düşdüm yollara, Yar ayri.sı derd ü möhnet, yara yüz. Derdim oldu evvelkinden bes beter, Şan şan oldu gara bağrım yara yüz.

Tutdum yar elinden beike sağalam, Sagi mestü, sagi serlıoş, sagi lam, Çetin, çetin bu yaradan sağalam, Derd bir oldu, derman dohsan, yara yüz.

Men Abbas'am yara gurban yar üçün, Doğra bağrım, kes ciyeıim yar üçün, Yar oldur ki, bu dünyada yar üçün, Ya.ha yırta, zülf dağıda, yara yüz.

Gurban olum seni çeken neggaşa, Yetirdin destimi damana Gülgez. Güdret gelem çalmış o gelem gaşa, Benzer ebruların kamana Gülgez.

GÜLGEZ Gel verek el ele çıhag bu bağa, Gülgüle sarmaşır, budah budağa, Üz üze dayanag , dodag dodağa, Ağ sinen sin-eme dayana Gül_gez.

Üzengini basım, Gillgez'im atdan, Sen meni gurtardın alovdan, oddan, Abbas'm sevdiği hab-i gefletden, Silkinib çıhasan bu yana Gülgez.

30

İNDİ Men olnı.uşam derd ü gemin barkeşi, Gemden tikdirmişem ne galam indi. İstedim ki, yara bir name yazam, Ne kağız tapılır, ne galam indi.

Bir erziın var men de deyim şahane, İlahiye şükr eylerem, şahe ne? Gorhura.m k.1, nazlı yan şah ana, Yarsız bu dünyada ne galam indi.

Katipler oburlar, Cuma da getdi, Erenler me'raca Cumada getdi, Abbas ağlar, Güigez Cumada getdi, Ne govğayam indi, ne galam indi.

YADA SAL MENİ Başına döndüyüm ala göz Peri, Gahdan ağla, gahdan yada sal meni. Gara bağnm şan şan oldu delindi, Gahdan ağla, gahdan yada sal meni.

Bağban idim, bağım teğayir oldu, Gözüm gördü ağhm teğayir oldu, Horyat eli deydi, teğayir oldu, Gahdan ağla, gahdan yada sal meni,

Men sene can dedim sen de· mene can, Alış eşg oduna, menim kimi yan, Adım aşıg Abbas, yerim Tufargan, Gahdan ağla, gahdan yada sal meni.

VAR MENİM

fsfahan mülk.ünden gelen hocalar, Bu canımda intizanm var menim. Biri hicran, biri möhnet, biri gem, Gem evliyem, biridanm var menim.

Ala gözün humarlayıb süzmesin, Ay gabağe, gızıl, inci düzmesin, Deyin yara el duadan üzmesin, Üreyimde ah u zarım var menim.

Men Abbas'am gelsin könlüm aradan, Ohudum dersimi çıhdım garadan, Sen bilirsen yeri göyü yaradan, Gillgez Peri kimi yarım var menim. AYRILDIM Ay arifler ganlı felek cebrinden, Bir canım var, yar yolunda. sadağa, Gohumdan, gardaşdan, elden ayrıldım. Bal bülenib dile dişe dodağa, Ferhad kimi çekdim Şirin gehrini, Ne müddetdi bağban idim bu bağa, Cığa pervaz etdi, telden ayrıldım. Dermedim göncesin gülden aynldım. Abbas deyer yar ayrısı yama.ndı, Heç kese gösterme Allah, amandı, Gınamayın, elif geddim kama.adı, Dodag gayma.g, dili baldan aynldım. BELE GEDEREM Ağa, Becan, Sultan Becan, Han Becan, Gözümle görmüşem öz mekanımı, Yara: gurban .dedim şirin canımı, Ayrılmam Perim'den, bele gederem. Alış Becan, tutmuş Becan, yan Becan, Öldürsen de hala! e_tdim ganımı, Ayrılmam Perim'den, bele gederem, Aynlmam Perim'den bele gederem. 31

Ne müddetdi derin deryaya daldım, O deryadan dür götürdüm, dür aldım, Şikeste Abbas'am bineva galdım, Aynlmam Perim'den, bele gederem,

DEYİLEM Ne bahırsan gözü ganlı haramı, Sen deyen günahkar ha men deyilem. Her şeherin bir adı, bir sanı var, Men Misir şehriyem, Yemen deyilem.

Yarın gapısında yüz gan eyledim, El uzatdım, çekdim, üz gan eyledim, Bir könüle deydim, yüz gan eyledim Daha bir kesinen yaman deyilem.

Abbas ağlar, libasını soydular, Zülm eyleyib gönçe gülün derdiler, Hercayılar gaş oynadıb güldüler, Eyle deyH yanın. hemen deyilem!

GELSİN

Zalım bende, uyma bunca giybete, Giybet eden tez düşecek zillete, İskender'i kim gönderdi zül.meta? Her kim ondan heberdar ise gelsin.

Bizden salam olsun arif olana, Herkesin menimle var ise gelsin. Cehennemi indi ona gösterrem, Hansı bende günahkar ise gelsin.

Gızıl gül beslenir hendan içinde, Ennabi lehlerin dehan içinde, Abbas'am durmuşam meydan içinde. Kime bu gen dünya dar ise gelsiıı DERBEND'İN Men gelmişdim bu Derbend'de g almağa, Ay cemaat, gelin te'rtf eleyim, Bir tülek tarlanı ele salmağa, Ne eceb düşübdü yeri Derbend'in. Düşmen öldürmeye, gisas almağ a, İskender el ile olub bergerar, Goçag ohu- igidleri Derbend'in. Çekilibdi burcu, barı Derbend'in. D€rbend dedikleri bağçaclı, ba ğdı, Alt yanı deryadı, üst yanı dağdı, Abbas deyer, eceb meyvesi çağdı, Hesteye şefadı nan Derbend'in.

GAŞLARIN

Ders almamış açdım kitab ohuduın, Möhtac deyil heç ustaya gaşlann. Teze çıhıb kama.ndann elinden, Benzer uç gecelik aya gaşlann.

Ovçu olan durar dağ damarımda, Derdi olan durar derdli ya.mnda, Ne durubsan seyrağıbın dalında, Veıibdi ömrünü zaya gaşlann.

Bir halın bezirgan, bir halın hoca, Hüsnün zekatını ver men möhtaca, Men Abbru,'am eylemezdim iltica, Meni getdi ilticaya ga.şlarm.

DERD AYAGINDAN Başına. döndüyüm, ay Gülgez Peri, Perim, senin üzün gören ter salar, Çekerem hicranı derd ayağından. Öldürseler meyli dönmez temalar, Elin töhmetinden, felek cebrinden. Hicrandan meşg alan, gemden ders alar, J)üşmüşem çöllere derd ayağından. Sen mene ders verdin deni ayağından. Cabak aydır, zülf buluddur, uz gündiir, Sensiz menim bir saatım yüz gündür, Heç demirsen, Gul Abbu'ım üzgündür, Gem başından tutar, derd ayağından. GELMEDİ Şah hökmüyle han üstüne han getdl, Başına. döndüyüm, gurban olğ.uğum, Ağlar didem, yaş yerine gan getdi, Hara getdl bahtı gara, gelmedi? Bülbü.l uçdu, soldu gülün yarpağı, Gol boşaldı, dil dalaşdı, can getdl, Ahır apardılar dara gelmedi. Guımet oldu gönce hara, gelmedi. Abbas dayar bu ad yaman ad_ oldu, Clsmiı:n ateş, goynum dolu od oldu, Men can dedim, canan menden yad oldu, İndi uzag düşdü ara, gelmedi.

Başımı. döndüyılm gül üzlü ana, Gelmesin Abbas'ım, Allah kerimdi, Derdlnden olınuşrun deli, divana, Gelmesin Abbas'ım, Allah kerlrndi.

KERİMDİ Felek meni şad eleyib güldürü, Ağladıbaıı çeşrnim yaşın silcliri, Becan kemfürsetcli, gelse öldürü, Gelmesin Abbas'ım, Allah kerimdi.

Gülgez Peri saralıban solunca. Gaynayıbıın peymaneler dolunca, Goy gelmesin Mebemmed Han gelince, Gelmesin Abbas'ım, Allah kerimdi. NEÇEDİ Erenler üstümde oldu nüma.yan, Bir cam.al gösterdi, beyan ve beyan, Bir set: melek gördüm, bir sef de gılman, Dal gerdende siyahlan neçedi?

Şikeste köolüni.ün megsudu usta, Bu Tebriz'in sonaları, neçedi? Tildllbdl çarşılan ya.naşı, Sarayları. binaları neçedi?

Müştag oldum bir Perinin tağına, Canım gurban olsun hoş yığnağına, Meri Abbas',un, girsem hublar bağına, Eyvan, otag, hanalan neçedi ?

BİLMEDİM Yendim, yeridiın, yete bilmedim, Derd ü gem elinden yata bilmedim, Bir yorgan ovçııydum. tutabilrnedim, Ovum garlı dağlar aşdı da getdi.

Yahşı olar el içinde gul adı, Çeşmim yaşı yar gapısın suladı, Könül guşu göyde ganad bula.eh, Gırdı şikar bendin, U_§du da getdi.

33

Men Abba.s'an\ yalan gei.mez dilime, Gayri bülbül gona bilmez gülüme, Terlan düşdü men nadanın eline, Ovlaya bllmedim, gaşdı da getdi.

PERİ Ne güiürsen menim kimi gülünce, Sen mene gülünce, derde gül Peri! Alişan otagda, gülşen bağçada, Su.seni, sünbülü der de gül, Peii!

Seninle gezird:ik, Tebriz'de bağı, Sineme çekirsen dağ üstden dağı, Bende saldın menim kimi dustağı, Çoh meni goyubsan darda, gül, Perl!

Abbas getirildi dar ayağına, Hına tek yahıltam yar ayagına, Yohsulu çekerler var ayağı.na, İndi menim kimi merde gül, Peri! BURADAN SENİ Gelme hoyrat, gelme, Başına döndüyüm, ay, geşeng Esmer, Seyrağı.b elinde zelil İstemem gedesen buradan seni. İki dostu birbirinden Menim meylim ele senle hoş olub, Görüm Hag götürsün Ne hoş helg eleyib yaradan seni. Gözeller içinde besli bellisen, Terlan cilvellsen, yuz heyalhsan, Ağ sinesi bir cüt goşa haHısan, Görceyin tanıdım oradan· seni.

yolda galasan, olasan, eylesen, aradan seni

Gözellikde senin evezin hanı? Hüsnünü behş edib keremin kam, Dağların maralı, çemen ceyranı, Ovçular keçirmez bereden seni.

Alem bilir, Adem ata zatıyam, Göyü bilmem, yerin yeddi gatıyam, Şikeste Abbas'am, herabatıyam, Könül, heç görmedim abadan seni. BU. SABAHLARI Ay gaihıbclı gönorta.nın yeline, Bir seda. eşitdim canan elinden, Talib olan gullug eyler p.irine, Qyardım yuhudan bu sabahlan. İki sevgi yetse biri, birine. Bir cavab almadım yann dilinden, Tanrı.'ya hoş geJer bu sabal1Ian. Görüm açılmasın bu sabahlan, Abbas deyer MüseUaya varmadım, El uzadlb yar zülfün(t hönnedim, Bir bağ saldım, güllerini dermedim. Derdiler, tökdüler bu sabahlan. YARIM Başına döndüyüm. gurban olduğum. Goyma. deli Becan yarım apardı_! Abşıb oduna büryan olduğum, Goyma, Deli Beca.n ya.nm apardı!

APAROI Şah Abbas hökmüyle ne.meni ya.zır, Gurub kecaveni olubdu hazır, İsCaha.n'dan geldi bu zalım vezir, Goyma, deli Becan yanm apardı!

Men Abbas'am, heç vaht söylemem yalan, Elime, ölkcme saldılar talan, Hoca, Deli Beca:o, Allahverdi Han, Goyma Deli Beca.n ywım apa.rdı! BU YANDADI Gedor iken bir ümmana tuş oldum, Behrler çalhamr, göl bu yandadı. Boy geder bir yana buhag min yana. Cığa pervaz eyler, tel bu yandadı.

Gülgez deli olub yohsa divana? Üz çevirib gadir çöl, biyaba.na, Burdan bir yol gedir ol Tufargan'a, Tamam gohum, gardaş el bu yandadı.

Hökmün Malik Ejder. ismindi Edhem. Didelerim gan, yaş töker demadem, Lütf eyle Abbas'a gibJe-yi Alem, Gadasın aldığım, yol bu yandadt,

SARI CEL SARI B�ına döndüyüm, ala.göz Peri! İnsaf eyle bize san gel. sarı. Leyi ü nahaı· hesretini çekmekden, Gw rengim olubdu san, gel, sa.n.

Sen1nle gederdim Tebriz'de bağa, Gışda. ağ otağa, yayda yaylağa, İndi men ölende özün bük ağa, Zülfüne tabutum san, gel, san.

Canım gurban olsun hem.işe merde, Ay yaradan, fürset verme na.merde! Abbas'ı salıbsan bulunmaz derde.. Dermanı özünde san, gel, sarı

AYRIL Başına döndüyüm gül üziü cavan, Halal himmet ele, gel ondan aynl! Bilmez idim, bele hicran derdini, Lüır ele, üzüme gül, ondan aynll

Gasid geldi, gesden heber getirm. Elif olan geddim dala yetirdi Ahdt çeşmim yaşı üzüm götürdü, Eynim, adalann sil, ondan ayrıl!

Eşgin a.teşidi sinemde defter, Gece. gündüz sensen dilimde ezber, Sen ol bu Perl'ye buta verenler, Golunu boynuma. sal, ondan ayni!

EZİZİM Oeı.dtın Isfahan'ı, nisf-i caham, Senııı ıumi goı.eı hanı. ezizlm? Ooaagın şekerdi, şehdi mat eyler, Atzın Içl göher kam. ezizim.

Siyah zülfün dar gerdeni döydü mü? Onun dereli, menim geddim eğdi mi? Zalım Şahın eli sene değdi ml? Dağıdaram banımaru ezizlın.

• Bu koşma, Tufarganlı Abbas'ın sevgilisi Peri'nln ağzından söylenmiştir. ıırlayanlann notul.

CHa.-­

Gemzesi bellidi gaş ü gözünden, Men ölmedim yanağından üzünden, Eyleme gapında. çüğül sözünden, Abbas kimi növcevaru ezizim. GÖRMOŞEM Aradım Osman'ı, gezdim Ecem'i, F!r'on'u Firdövsi, Nemrudu Şeddad, Misr'i İstanbul'u Şam'ı g6rmüşem, Onlar da dünya.ya. goydular bir ad, Harda adı belli gÜZel varsa da, Yusif'le Züleyha, Şiıin'le Ferhad, Arayıb, ahtanb hamı görmüşem. Behram ile Gülendam'ı görm.üşem.

Mene yarın her sitemi gözeldi, Üreyimde derdi gemi gözeldi, Perim geşeng gözet, nami gözeldi, Çar ü naçar o pernamı gönnüşem.

Abbas'am, sözlerim dilimde ezber, Hekk. olub sinemde derdim bir defter: Şahım, sizin olsun mescitl ü menber, Men gözümle Müsellamı görmüşenı.

PERİM Seher seher ser çeşmeler başında, Goy-:ma dergahından şirin nökeri, Gün kimi dağlara yayılan Perim. Ceymerem her şalı, her gelemkeri, Herkes menden sene yaman gandırsa, Hicran hestesiyem yemem şekeri, Ya egreb clişlesin. ya ilan Perim. Goynundaki nara gayılam Perim. Götür sünnenl çek gaşına gelsin, Çal eyıi çalmanı başına. gelsin, Abbas'ın sözlert hoşuna. gelsin, Huriler gızmdan sayılan Perim. AYRI SALMASIN

Başına dôndüyüm alagöz Peri, Tann seni menden ayn salmasm. Hag götürsün bu ganm aradan, Nişanası bu dünyada galmasm.

Gedeni gelmesin, yatanı ölsün, Göz göz olsun, gabıg goysun, soyulaun, Her yanına yetmiş pilte goyulsun, Ne yığıb yelini salan olmasın.

Ciyerin doğrasm bir almaz bıçag, Yeddi il yan yerde uzansın naçag. Gohumu, gardaşı düşsünler gaçag, Ehvalini heber alan olmasın.

Sen pozmusan yazıg Abbaı. halımı, Men sene neyledim, Tanrı zatımı, Çekim ciyerine men çengalımı, Cenazene yahın gelen olmasın.

HOŞ GELDİN

Başına döndüyüm ay Esmer Hanım, Teşrif gıhb sen bu bağa hoş geldin. Süsenden, sünbülden derib destine, Merhemet eyledin, saya hoş geldin.

Hicran keçdi könlı1m natavan oldu. Gara. bağrım lahta lahta gan oldu, Dağıldı gözeller perişan oldu, Elif geddim döndü yaya, hoş geldl:ıı.

Gözeller içinde besli bellisen, Şirin ihtilatlı, lebi ballısan, Zenehdanı bir cüt goşa. ha.Ihsan. Gatardan ayrılmış maya, hoş geldin.

Abbas deyer halay halay a dağlar, Tebib görse Yaralarım, gan ağlar, Esmer bundan getse boş galar bağlal', Sen verme ömrünü, za:ya hoş geldlJI.; ·

AYDIN OLSUN Bir zamanlar dövran sürdı:im sizinle, Göz.elliyi ele ca.r olan Peri, Aşig eldin söhbetinle, sözwıle, Gerdene hemayil tah, aydın olsun. Ezel başdan mene baban gözünle, Sevdası setiınde var olan Peıi, İndi özgelere bah, aydın olsun. Sinemi odlara yalı, aydın olsun. Gul Abbas'ı ne kenara .atmısan, Hencayile ülfetini gatmısan, Deyesen ki taza aşna tapmısan, Sevdiyim, gözlerin çoh aydın olsun. İNCİMESİN Gedem goyup yar yanına gelende, Ele gel, ele get, yol incinmesin. Şeker Ieblerinden mene buse ver, Dodag terpenınesin, gül incinmesin.

Derildi bostanlar, boş gılldı tağlar, Könül istediyin vermesen ağlar, Ağ sinen üstünden darayı haklar, Heykel arasından sal, incinmesin.

Bülbül feğa.n eyler gül hevesinden, Goşa nar asılıb yar sinesinden, Ele gel, ele get bağ beresinden, B\llbilller hurkü.şüb, güJ incinmesin.

Gözeller içinde sen gızıl güller, Dolansın başına. şeyde. bülbuller, Esme saba yeli, titreme çöller, Cığalar terpen.ib tel incinmesin.

Abbas deyer ağlayanlar gülende, Nazh yar sonışub halın bilende, Merhamet eyleyib bize gelende, Dola gerdenine, gol incimesin.

SENE GURBAN

Gadıı.sın aldığım, neden melulsan, Eger lal iSense, dil sene gurban. Gümüş neşter ile tôkdıln ganımı, Nezlk ellerinle sil. sene gurban.

Mal geder otlayar dağın içinde, Pilte şö'le verer yağın içinde, Bağbaru dindirdim bağın içinde, Dedi süsen, sünbül, gül sene gurban.

Başına döndüyüm gözleri hendan, Turunclar baş veıib çıhıb yahanda.n, Dedim gözel bir btise ver o haldan. Acıglandı ded1, al, sene gurban. GELİN Serı ki, bu gaydada bele gözelsen, Yohdu gözellikde sene tay, gelin. Gaşlann kamandı, kirpiklerin oh. At ü.ıünde goşa halla.r, ay gelin.

Hag götürsün a.ralıgdan yamanı, Artsın seyrağıbın derdi amanı, Her kim vursa sennen menim aramı, Dü�sün evlerine görüm vay gelin.

Abbas deyer gızıl gölü derginen, Derib derib sinem üste serginen, Ağ üzünden bir cüt busa verginen, Hesab eyle gonşulugda pay, gelin. 37

ÖP Könül mecnun kimi yayın dağlara, Eyll, bu lalenin budağından öp. Perva.ne teg dolan yann başına, Aralara. tellerin gabağından öp.

Almag olmaz nanecibin gızını, Çekmek olmaz bedesilin nazım. O üzunü, bu üzünü, gözunü, Dilinden, dişinden, dodağındao öp.

Kitabda ohunan sina yahşıdı, Seyrağıb gerdeni sına yahşıdı, Men dedim öpmeye sine yahşıdı, Könül ha yalvanr, buhağından öp.

Bağçalar titreşir bardan öteri, Almadan. heyvadan, nardan öteri, Abbas, ağlayırdın yardan öten, Dur, Şah-i Merdan'ın ayağından öp.

YANDIRAR UJ ğun cuşa gelse köpük yağ olmaz, Bed övladı ezel başdan tamra.m, Söyüd bar getirse, bağça, bağ olmaz, Çör çöp yığar, yad ocağın yandıra.r. Zibil tepe olsa küllük dağ olmaz, Seher durar ar namusun gözlemez, Yel esende alçağlara yendirer. Suyu töker. öz ocağın söndürer. Abbas bu sözleri deyer sarinden, Arhı vurun suyu gelsin derinden, Söz bir olsa dağ oynadar yerinden, El bir olsa, zerbi kerem sındırar. AY BU YANDA DUR Başına. döndüyüm ala göz Perim, Halaldandır mayam, bulunmaz haram, Gırhlar meclisinde men onla varaın, Apardın ağlımı ay bu yanda dur. Seyrağıb adamla heç olmaz aram, Ağıl başda deyil. ruh da bedende, Şeytandı fe'Jinden ay bu yanda dur. Eyledin ta.nmar ay- bu yanda dur. Abbas'am, dövramm ay bele keçdi, Dolandı ruzigar, ay bele keçdi, Sallandı bir Perim ay bele keçdi, O sebebden dedim ay bu yanda dur.

Könül gemgin sehraian gezirem, Ne insafdı, men de sensiz galım yar. Gözüm görür, yarlı yann dindirir. lsterem ki senden kamım alım yar.

YAR Gizlin gizlin senle etdiyim ilga.r, İndi bildim sen de yohmuş etibar, Her kim verse yardan nıene bir habar, $irin canım ona müjde gılım. yar.

Ayrı düşdüm vetenimden, elimden, Bülbülümden, gii.Jşenimden, giilümden, Men ne dedim, sen incidin dilimden, Hasret galdım, men dermedim gülüm yar.

Göze) Perl, menle yaman başlama, Menim erzim geder, hana. yetişer. Gaşlann lel olsa yohdu giymeti, Mln türnendi, bezirgana. yetlşer. 38

Abbas deyer terk eyledim eliıni, Blr dermedim ağ sinenden gülumil, Arada. var çerh-i felek ölümü, Goy camalın görüm, ondan ölüm l'Bf·

YETİŞER Meclisine s-Urahiler düziiler. Ala gözler humarlanıb süzüler, Bir muyun üzülse, canım üzüler, Zelzelesi Al-Osman'a yetişer.

Abbas deyer Perim nigabı atdı, Camalın gösterdi, günü yubatdı, Ağ üzde ha.Jla.nn Misri nebatdı, Sekkiz cennet-i rizvana yetiser.

Payız olcag bağlar töker bezeli, Bahar olcag bağça.lara bar geli. Bir iJldin olsa bahtı, igbah. Cennet bağçasından ona nar geli.

BAR GELf Ölkenizde ne aşna.yam, ne yadam, Dost yanında ne gemginem, ne şadam, Ay camaat, ne belalı seyyadam, Tor gururam terlan üçOn sar geli.

Abbas deyer gencin üstü bedendi, Gara bağrım delik, zeden zedendi, Ay hezarat, heç bilmirem nede;;,di, Aleme gen, dünya mene dar geli. SUDAN GELiR Başına örtübdü kalağay, gezer, Başına dôndüyüm ala göz Peri, Eyri tel üstünden gızıl düymeler, Ele bildim sonam bu sudan gelir. Beline yaraşıb zerbafdan kemer, Müjgan atdı, deydi keçdi sinemden, Çepkenli çarğatlı ağ beden gelir. O gıdı gamzeler, busudan gelir. Abbas'am yetirdim aman amana, Ne ola bir elim çata canana, Goynu içi dönüb taza bostana, O serhoş sevdiğim hamamdan gelir.

OYNAR

Sensiz görüm harab galsın bu bağı, Şeyda bülbül ne zôvg eyler, ne zağı, Zülfü dal gerdende açıb mazağı, Ağ üzü münevver, halınan oynar,

Başına döndüyüm ala göz Peri, Öz, özüne geyrt halınan oynar. Cevahir metahı, dur hlridan, Tutubdu destinde, leiinen oynar.

Ay Abbas, Perfnln be'zt işleri, Yorğun maral kimi hoş bahışlan, İnciden, sedeften. dürden dişleri, Ağzı süd. dodağı bahnan oynar.

MENİ GÖR

Doiannam başına misl-i pervane, Hasret gözü yolda galan, meni gör! Eşgin Siteminden çarhın elinden, Saralıb gu1 kimi solan, meni gör!

Ser goydum payendaz, etdim üz yara, Baygu kimi meydan verme üz yara, Zül( perişan, yaha yırtıg, üz yara, Könlümü şikeste bulan, meni gör.

Şikeste Abbas'am çekereµı. gemi, Neyler mene seyrağıbın sitemi, Kereınli soltanın budu keremi, Keremsiz, gezebnak olan, meni gör!

39

GETDİLER Gasid geldi yardan heber getinit, Nece çekim ol ferağı, getdiler. Aşig me'şug:lni gebre yetirdi, Çekdiler sineme dağı, getdiler,

Mal ü mülkü verib alıça aldılar, İlgan verdiler, buhça aldılar, Ban terk etdiler, bağça aldılar, Perişan goydular bağı, getdiler.

Abbas cavan ömrün sen verdin bada, Günü günden derdin oldu ziyada, Yediler, içdiler, fani d,,ünyada, Aldılar beş arşın ağı, getd.iler. MAH-İ Könü\ bir cananın sevdasındadı, Cismde insandı, mah-i enverdi. Buyunu arzular bağçada bülbül, Bilmirem, süsencli, ya senuberdi?

ENVERDİ Sevdlyimin hüsnü Gureyşin nuri, Yusır.ı Ken'an'dı Çin'in fekfuri, Deyirler behişt de çoh olur huri, Onlar da köhnelib, yar teze tereli.

Çohu a.şıglığı asan şey sandı, Cefasını gördü çoh tez usandı, Canım bir Peri'nin oduna yandı, Goy desinler, Abbas üçün bir ardı,

NE GÖZEL İMİŞ

Bir gün bir nazenin geldi güza.ra, Gillgez simaları ne gözel imiş. Ganovuz köyneyi, atlar goftası, Yaşıl basma.lan ne göze! imiş.

Yohdu beraberin senin dehirde, Ne insanda, ne zerbafda. ne zerdlL Yaşıl baş ona teg titreşir serde. Cığah telleri ne gözel imiş,

Söylediyfm sözler Iayigdl dosta, Dostu görmeyende galıram yasta, Saatı hoş vahtda yaradan usta.. Çekibdi hallan ne gözel imiş.

Aç hüsnün kitabın ohuyum baş baş, Neggaşla.r çekmişler ne gözel gaş daş. Gucubdu zer kemer gabağmdao gaş. O geddi dallan ne gözel imiş.

Guı-banam cananın gelem gaşına., Abbas'ı salıbdı eşg ataşına, Nişana alıbdı bağnm başına, Sancıbdı milleri ne göze! imis,

40

SARI AŞIK 17, yüzyll Aşm:lifhndandır. Doğum ve ölüm tarihi belli değildir. Onun mezan Kara.bağ'ın Zengeı;ür bölgesinin Gülebürd köyü yakınındadır. Mezar taşına saz resmi .hakkedilmiştir, 1927 yılında aı:keologlar mezarı incelemişler ve mezarın 17. yüzyıla ait olduğu fikrini ispatlamışlardır. Onun hayatı etrafında teşekkül eden bir de halk hikAyesi vardır. Yahşı ve Aşıg isimli bu halk hikayesi üzerinde çeşitli çalışmalar yapılmıştır. Bunlann arasında en önemlisi Ehliman Ahundov·a aittir. Hayatı hakkında manilerinde CbayatılanndaJ ve yul
Men Gün Sene Men

İı.şıg bu dağilen, sınmış budagilen, yabşı demezler, ölsem bu dağ ilen.

Gerçekden do, Aşık"ın yahşı adlı bir güzele aşık olduğunu biliy-9ruz. Mehemmed Bey Aşık, Peri adh sevgilisinden bahsederken söylediği manilerin birisinde Aşık ve Yahşı'nın ismini de zikretmiştir. Terlanm yahşı Peri, Garşıda yahşı Perl. Men Aşıg'dan yahşlyam, Yabşı'dan yahşı, Peıi. Lirik şiirler söyleyen Sarı Aşık aslında manileri ile ün yapmıştır. Cinaslı ma.nL lor söyleyen Aşık'ın şiirleri diğer manilerle karışmıştır. Bu sebepten on\an birbi­ rinden ayırmak oldukça zordur. Onun manileri cönklerde çok sayıda. bulunabil­ mektedir. Manl!erde de ahlaki ve terbiyevi konulara ağırhk verdiği görülmektedir. Yine manilerde atasözleri ve hikmetlerçlen istifade ed!lmiştir. Aşıg'em bağda dara. Zillüfünü bağda. dara, Vefalı bir dost uçün, Rum·u gez Bağdad ara. Aşık bu manlsinde "Vefalı yar tek tek ele düşür" atasözünden istifade etmiştir. Bilindiği gibi manilerin konusu umumiyetle sevgidir. San .Aşık da manilerinde maşutunun sevgisini. kendisinin ona karşı olan muhabbetini işlemiştir. Edebi sanatlardan da istifade Pden San Aşık, şiirlerinde teşbih ve cinas sana.­ tını ustalıkla. kullanmıştır.

41

Men Aşıg'em ganlı gül, Ganlı seviş, ganlı gül, Yemiş bülbül bağn.nı, Çthmış ağzı ganh gOI.

Bu Aşıg oda yandı, Od t.utdu, o da yandı, Yar çekd!, men yeridim. Men çekdim, o dayandı.

O, manilerinin. dışında koşma ve tecnisleri ile de tanınır, fakat yanında diğerleri çok cılız kalır.

manilerinin

KAYNAKLAR E. Ahundov, San Aş:ıg, Bakü 1966. P. Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 191-193. Azerbaycan Edebiyatı Tarihi, 1. cilt, Bakü 1960, 491-495.

Mirzazade Mustafa Fahrettln, "Azeri Aşıklarından Sıı.rı Aşık." Azerbaycan

Yurt Bilgisi, 3 {281, Nisan 1934, 176-178. T,elJi Saz Ostadlan, Bakü 1964, 7-10. (Azerbaycan Aşıkla.n ve El Galı-leri, 1. 88-921.

42

GOŞMALAR YETİŞDİ

Bir name yazmışdı göz.eller Şahi. Geldi meni mübtelaya yetişdi. Güşe-yi külahım, fehr-i nameden, Çerhe deyib, Mesihaya yetişdi.

Şchbaz.i Alemden ist.erem seni, Hüda'nı seversen unutma meni, Guya ki Yusif'in gül pireheni, Geldi Yegub binevaya yetişdi.

Sen Gerib Aşig'in giblegahısan, Melamet mülkünün padişahısan, .Aşig-i sadigin sen penahısan, Saadetin Süreyya'ya yetişdi. A YAHŞi

Şikar edib tutdum bir şah-i terlan, Sen etdin ağlımı za.il, a yahşı. Seni seven keçer can ü serinden, Olar cama1ına mail, a yahşı.

Mehebbeti olan ister sazını, Men çekerem her detn senin nazını, Şems ü gemer kimi görkez üzünü, Gün teki Aleme yayıl, a. yahşı.

Ga.şlann bir ohdu kiprlyin almaz, Haramdan ohla.san oram sağa!maz, Geder bu gözelllll sene de galmaz, EgerÇ:i sarhoşsan ayıl, a ya.hşı,

Meni sene aşig ateli yaradan, Seyra�ıbı Hagg götürsün aradan, İsteyirsen heber tutgil Sara.'dan, Yollarında menenı sail, a yahşı.

GÖRSEYDİM

Gederdi sinemden bu dağ-i hasret, Eğer senin es.malını görseydim. Eyiiiben geddim dönmezdi yaya, İki ebru hilalını görseydim.

Dolanım başına, gible-yi hacet, Curban olum sana, f'l' serv- gamet, Gumru kimin ba.ğlayardım itaet, Senin nazik nihalını görseydim.

Hıcranın elinden yetmişem cana, Ne deyinl derdimi, gelmez beyana. Bahmanam Cennet'de huri gılmana, Birce lehze vüsalmı görseydim.

Ke'be-yi kuyincli Aşıgem me'rac, Dergah-i vesline tapılmaz elac, Sehra-yı hütenden atardım herac, Süzgün çeşm-i gezahnı görseydim.

Eyibdi geddimi gaşlann ta.ğı, Gesd eleyib şirin cana g�zlerin. Bu geder şuh ba.hıb aşig öldiirıne. Heyifdi batmasın gana gözlerin.

GÖZLERİN

Camalın şö'lesi güneşden e'la, Seni gören nece olmaz mübtela, Gemze-yi celladın, hedengin bela,, Rehm elemez heç insana. gözlerin.

Gözellikde sensen bugün yEıgane, Canım gurban olsun sen tek canane, Yıhar Aş,g evin eler virane, Dola.nanda. her bir yana gözlerin.

43

GELMEDİN Elif geddim eydi hicran melalı, Ve'de verib mene gellem demlşcün, Gözüm galdı intizarda gelmedin. Nece hem eylemiş gaşın hilalı, Saldı meni geme zülfün heya.lı, Sensiz menim ağlamagdı munisim, Meni goydun eşk barda gelmedin. Mensur kimi galdım darda, gelmedin. Men ele Aşıg'em ey ve'dehilaf, Nize.yi ahımdan çerh olar şikar, Bele olar ay bimürvet nAinsaf, Getdi elden ihtiyar da gelmedin.

Geldi gasid dedi men bigerara.. Şuh-i dil-rübanın iztirabı var. Şöle-yi ah Süreyya'dan keçibdi, Gündüz ne arami, ne şeb habı var, Ne hoş çekib seni neggaş-i ezel, Ceza şövgetine vermfaen helel. Gözellikde sensen şehs-i bibedel, Herçend-i felekin afitabı, var,

VAR

Bu heber ki, yeteli men dil-i zara, Haigda.n men özümü çekdim. kenara, Ağlayıb yalvardım pervercligara, Derdimin ne haddi ne hesabi var.

Hem gılıb gam.etin felek a.şika,r, Ru'yet-i camalın çeker intizar, Dolanır başına her leyl ü nahar, Elinde teseddüg mah-i tabı var.

Aşıg, sinin oldu halga dasitan, Gün be gün ehva.lın oldu perişan, Sağlığına içdiklerim oldu gan, Ne geder saginin mey-i nabı var.

BAYATILAR w Bu Aşıg zinde deyil, Ağlı özünde deyil, Kim deyer hag cemal! Yahşı üzünde deyi!.

GözelUk soy ilendi, Şahmar da soy ilandı, Nesimi tek bu Aşıg Yolunda soyula.ndı.

Aşıg minaya deyer, Gurban mine.ya deyer. h var bir güne deymez Gün var min aya deyer.

Men Aşığ'am ganlt gül, Canlı seviş, ganlı gül, Yemiş bıilbül bağnnı Çıhm1ş ağzı ganlı güJ.

Garşıda yalışı dağlar, Köçmeye yahşı dağlar, Herkesin bir dağı var Aşığ'ı yahşı dağlar.

Aşıg Garamanhdı, Halın Gara, manlıdı, Yahşının te'nesinden Yene gar a.manlıdı.

* Bu mani örnekleri kitabın aslında. yoktur; ancak bu sahada şöhret kazanclıil ifade edilen bir aşığın o türe alt numunelerinin bulunmaması bir eksiklik. olarak kabul edilmiş, bu manilere yer veren diğer bir kaynaktan CTcUJ Saz üstadları. Bakü 1954, 7-101 alınması uygun görülmOştür. Aynca, hayatı bahsinde veri]en numune manilerle yukarıdaki maniler arasında. imla farkı görülmektedir IHa.ı.u'­ layanlann notul.

44

Aşıe;, yamanı gorum, Halı yamanı görüm, Ne yaman meni görsün Ne men yamanı görüm.

Bu Aşıg oda yandı, Od düşdü, o da yandı, Yar çekdi, men yendim Men çekdim, o dayandı.

Aşığ'ın yardı yan, Baygunu yardı yan, Alça.lsın uca dağlar Görünsün yar diyarı.

Aşıg tersine goyun, Yuyun, tersine goyun, Yahşını glblesine Meni tersine goyun.

Men Aşığ'am, gül eller, Bülbül bağda gül eller, Deryacan ağhn olsa Yohsul olsan güleller.

Men Aşığ'am ne vaya, Dur gulag as nevaya, Ne namerde yoldaş ol Ne aha düş, ne vaya.

İ.şığ'am, . balı semaya, Ner esrir, bahse. maya, Zerrece üzün görsem Namerdem bahsam aya.

Men Aşıg şirin gele, Şirin yar şirin gele, Ferhad gaya.la.r çapar Gözleyer 'Şirin gele.

Tarlanı köz öldürür, Kababı köz öldürür, Aşıg'ı gürbet elde Te'ııeli söz öldürür.

Men Aşığ'am, yad eli, Ya divana, ya deli, Gebrim od tutub ya.nar Sene deyse yad eli.

Men Aşığ'am, ay ıneler, Bülbül altdan ay meler, Deryada bir gül bitib Su deyiben ay meler.

45

HASTA KASilvl 18. yüzyll aşıklarındandır. O, lirik ve didaktik şiirleri ile ün kazanmıştır. Onun şiirlerine baktığımız zaman bilgili, seciyeli bir Aşık olduğunu anlayabiliriz. Kurba-­ ni, Sarı Aşık ve Tufarganlı Abbas'ta old1.tç< rel="nofollow">U gibi Hasta Kasım'ın hayatı hakkında da bilgimiz yoktur. Dogum ve ölüm tarihi belli değildir. Şiirlerindeki "Hasta Casım Tikmedaşlı'' ırusra.ına bakarak onun Güney Azerbaycan'ın Tikmedaş kö­ yünden olduğunu söyleyebiliriz. Hasta Kasım'ın şiirleri 19. yüzyılın sonlannda M. Mahmutbeyov tarafından yayımlanmıştır. Daha sonraki yıllarda aynı araştırıcı Şamaha'nın Tiran köyünde A.�ık Oruc'dan "Molla Ga.sım" halk hikayesini derlemiş ve Kaspi mecmuasında yayımlanmıştır. Hikayedeki hadiselerin tamamı Tikmedaş'ta cereyan etmiştir. Hikayedeki Ka­ sım, Şehzade Nurullah'ın oğlu: sevgilisi olarak görülen Melek Sima ise Tikmedaş'ın hakimi Ali Han'ın kızıdır. Hikı'.\ye bu iki sevgilinin aşkını konu almaktadır. Hikayede, hazırcevaplılığı, sanatı vs. ile Hasta Kasım hemen tanınabilir. O bu faziletleri ile Nadir Han'ın da dikkatini çeker. Yine hikflyede Hasta Kasım·ın mub· telif Aşıklarla atışmasına da yer verilmiştir. Birçok memleketi gezip dolaşan Kasım, günün birinde Da.ğıstan'a. gelir. Orada da Lezgi Ahmet isimli bir ıl.'iık vardır. Bu karşılaşmayı Himmet Elizade şöyle an­ latmaktadır "O zaman Dağıstan'da Lezgl Ahmet isimli bir aşık vardı. O, Hasta Kasım'ın ğ Da ıstan'a geldiğini öğrenir. O da bir düğünde meclis yapan Kasım'ın yanına gelir. Bu arada Kasım'a laf atar. Hasta Kasım da ona cevap verir. Nihayet iı.şıklık gele­ neğlne uyarak evvela birbirlerine bir kalı.ram.anlık şiiri söylerler. Daha sonra muamma. divanl. tecnis dallannda söyleşirler. Hasta Kasım bu işlerin hepsinde başanlıdır. Birkaç ayağı da. lezgi Ahmet açar. Neticede Hasta Kasım cevabı çok zor olan bir muamma sorar. Lezgi Ahmet bu muammayı çözemez. Bunda da Hasta Kasım Ostün gelir,,. Hasta Kasım. koşma, tecnis geraylılan yanında üstadna.meleri ile de l.a· nınır. Onun üstadnameleri, insanlan doğruluğa, iyiliğe, hayırseverliğe çağırırken mala, mülke, paraya güvenerek zıılm edenlere de doğru yolu gösterir. Şiirlerinde dalma, yalnıza, kimsesize yardım edilmesi gerektiğini söyler, Bir yere gedende özünü öyme, Şeytana bac varib, kimseye söyme, Eger güçlü isen fegiri döyme, Deme var güvvetim, golum yahşıdır.

Heste Gasım kime gılsm dadım, Cam çıhsın, özü çeksin odunu, Yahşı igid yaman etmez adını, Çünki yaman addan ölüm yahşıdır.

Llrik tarzda yazmış olduğu koşmaJannda da ahlıtkl ve tertııyevi fikirleri ön planda tutmuştur.

46

Ay ağalar size beyan eyleyim, Yene yahşı olar yar aşnalığı. Sen sevesen yarı, seni seV!Jleye, Olar bülbül ilen har aşna.lığı. .; 6 O ••• ,,;. l. + ... ,ı. t • • 1 • 1 O � � •. I • • 1 I I I I t O ·.........................................."'!

Bir adam ki, loğma ilen dost olur, Oiuı• yağış ilen gar aşnahğı. Bunlarm dışında onun bağlamaları, muammaları, hikayeleri, cığalı koşmaları, atışma ve gerayWan mühimdir. Ne baha.rsan maral gözlüm, Mene biganalar ki.mı. Durub dola.mm başına, Şam� pervaneler kimi.

Gel gedek Çin ü Maçın'a, Hesretem üzün maçına, Al meni goynun içine, İstekli balalar kimi.

Kasım, şiirlerinde yalmzlık, yoksulluk, dünyadan şıktı.yet gibi temaları işlemiş­ tir. Zaten "Heste" mahlasını alması d a manidardır. Bunun dışında "Reste Cismim" ''Heste Könül'', mahla.slanm da şiirlerinde bulabillrlz. Burada. kullanılan ''Heste" kelimesi, vücudun hastalığını det:il teklik, yalnızlık, yoksulluk miı.nıllarını ifade etmektedir. Hasta Kasım'ın hayatı etrafında bir hikayenin tasnif edidiğioi yukarıda zil<­ retmiştık. O. Ali Yaı-. Masum ve Cihan ile Abdullah adlı_ üç hikaye tasnif etmiştir ki bwılardan sonuncusu Doğu Anado1u'da bugün de anlatmaktadır. KAYNAKLAR Dr. Haver, Aslan, "Azerbaycan Aşık Edebiyatı,'' Hazer, ı Ul-121, Şubat-Mart 1980, 13-19, Aşıglar, Bakü 1960, 40-44. Aşık Lütfi Aydın (Anl.l, "Dede Kasım'dan Hikayeler : Cahan ve Abdullah," Karseli, 7 (841, Temmuz 1971, 3-4. Buroan itibaren a (92l, Mart 1972'ye kadar 8 sayı. Azerbaycan Edebiyyatı Taı-ihi, 1, cilt, Bakü 1960, 495-499. Paşa ECendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 193-195. Hasan Kartarı, Doğu Anadolu'da Aşık Edebiyatının Esasları, Ankara, 1977. Fabrettin Kırzıoğlu, "Dede Kasım," Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, Dergah Yayınları, 2. cilt, 209. S. Pa.şayev, Heste Gasım, Bakü 1975. Osman Sanbe!li, ''hzl"Azerb.a.ycan Poetry, Moskova, 623-625. Telli Saz Üstadları, Bakü 1984, 15-19. (Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 93-118)

47

GERAYIJLAR DÜNYA Gel bir senden heber alım, Süleyman'dan galan dünya. Ezeli gül kimi açıb, Ahırında solan dünya.

De görüm neye talıbsan, Dersini kimden alıbsan? Neçe min yol boşalıbsan, Neçe miu yol dolan dünya.

Heste Gasım gahb naçar, Bu siıTi bes kimler açar? Gelen gonar, gonan köçer, Hey salarsan talan dünya,

KİMİ Ne bahırsan oğrun oğrun, Mene biganeler kimi. Durum dolanım başına, Şama pervaneler kimi.

Bağbanlar besler meyını, Dönsün seyrağıb löyünü, Yıhtbsnn könlüm ôyünü, Top deymiş galalar kimi.

Gel gedek Çin'e, Maçın'a, Gurbanam zıllfün ucuna, Al meni goynun içine, İstekli balalar kimi.

Dost gapısmda dustağam, Tellerine çoh müştağam, Yar elinden düyün dağam, Dağdakı lalalar kimi.

Heste Gasım Tikmedaşlı, Könlü gemli gözü yaşlı, Gökden uçdu yaşılbaşlı, Silkindi sonalar kimi.

GÖRDÜM Megabirden güzar etdim, Ecayib merdüman gördüm. Garangu torpag altında, Yatar cismile can gördüm.

Yoluhdum bir günahkara, Günahından üzü gara, Metaından ziyı,ın vara, Bagay et peşim.an gördüm.

Sınıh şahsı kimi başlar, Çürümüş ol gelem ga.şlar, Tökülmüş inci tek dişler, Yanar pir ü cavan gördüm.

Yumulmuş ol ala göiler, Giyamet yolunu gözler, Hanı şirin şeker sözler, Dehan-ı bizeban gördüm.

Çilrümüş ol gül endamı, Tanımaz sübh ile şamı, Alıbdı çöhresiu haIDJ, ilan gördüm, çayan gördüm.

Kimi eyş ile işretde, Kimi zövk ile söhbetde, Kimi rene ile möhnetde, Gatı halın yaman gördüm.

48

Gübür ehli sifatini, Beyan etdin sen ey G.asım, Oturma yol gırağında, Dehi sındır haman, gördüm. BAŞINA DOLANDIGIM Yahşı olar gohum, gardaş, El, başına dolandığım. Harda görsen, yara yalvar, Dil, başına dolandığım.

Budu geldi bahar vahtı, Sinem oldu yarın tahtı, Soyuldu bülbülün rehti, Gül, başına dolandığım.

Gaşlann gurar divanı, Tahtdan salar Süleyman'ı, Heste Gasım'ın cananı, Al, başına dolandığım. YOLDAN EYLERSEN Göze!, sende ne gaydadı, Gedeni yoldan eylersen. Salarsan eşgin oduna, Ulusdan, elden eylersen.

Men ha billem sen ettarsan, Gend ile noğul satarsan, Deryalara tor atarsan, Sonanı gölden eylersen.

Göze!, ne bildin halımı, Eyibsen gedd-i dalımı, Men Gasım'a bu zülümü, Kim eylerdi, sen eylersen. YOHDU Ay gesrde duran göze!, Niye teksen elin yohdu? Niye pozğundu tellerin, El şanada1 telin yohdu?

Men gelirdim dağdan daşdan, Sinem yanır gem ataşdan, Aynlmısan yaşılbaşdan, Tek sonasan, gölün yohdu?

Gel derdin Gasım'a söyle, Bağrımın başını teyle, Gonağa hoş geldin eyle. Yohsa !alsan, dilin yohdu. ÇIHARIR İsfahan'da bir dellek var, Baş gırhanda zol çıhanr. Etinden az az götürür, Derisini bol çıhanr.

Avağını goyur goşa, Ülgücünü çekir daşa, Zerbi ele gelir başa, Tikmedaş'a yol çıhanr.

49

Ülgücünü çapışdırır, Suyu taşda.n gapışdınr, Kesir, pa.mbıg yapışdınr, Başımızdan kol çıhanr.

Bir fetesi vardır bezden, Durııb gelir seher tezden, Yan haggın alıb bizden, Yene acı dil çıhanr.

Bu usda nece ustadı, Hem.işe gözü ta.sdadJ, Heste Gasım can üstedi, Ele bilir pul çıhanr.

Bu zamanda ilgar handa. Aşna.lan yad eylerler. Yeyerler nan ü nemeki, Beş günde berbad eylerler.

EYLERLER

Yaram sızlar tebib naşı. Didemden ahıdır yaşı, Yar yolunda verrem başı, Bilsem ki imdad eylerler.

Mecnun kimi divaneni, Şem yandırır pervaneni, Heste Gasım biçareni. Öldürüben ad eylerler.

Menim yarım fitne gaşlı, Cigerim tüğya.n ataşlı, Dostu goyub gözü yaşlı, Düşmenleri şad eylerler.

DÜŞDÜ, GAR DÜŞDÜ Gedin deyin ana.sına, Sığa! versin sonasma, Yar sinenin arasına, Bir cüt nar düşdü, nar düşdü.

Ay ağalar, nakam getdim dünyadan, Dağa gar düşdü, gaf' düşdü. Özüm galdım gürbet elde, Yada yar düşdü, yar düşdü.

Heste Gasım'ı gem basdı, Yar bizi zülfünden asdı. Şeyda bülbül gülden kılsdü, Güle har düşdü, har düşdü.

GOŞMALAR NECOLA Ay ağalar, na.kam geldim dünya.dan, Yareb, menim hanımanım necola? Gövher tek sözlerim, bayatılarım, Lebi şirin sühenddanım necola?

Ananı yohdu gözlerinden yaş töke, Halalım yoh, sinem üste saç töke, Gardaşım yoh, gebrim üste da.ş töke, Yareb, menim ağlayanım necola?

Hayıf ola, ağ bilekler, bazılar, Ahum otlar ceyran ile yazılar, Gohumum yoh, gardaşım yoh gazılar, Yareb, menim hal ehvahm necola?

Bu gen dünya. üstümüze dar ola, Biz köçerlk, yurdumuzda kim gala, Ehmed'inıin gül endamı sarala, Manim serv-i huramanım necola?

Men Gasını'ıım, daha galmadı tabım, Gızıl gülden çekilibdi gülabım, Ceclvelkeş Gur'amm gırh cüzv kitabım, Üstü zerli gelemdanım necola?

ALINCA AY arifler, bir tarlamın uçubdu, SaJ: elimden sol elime alınca. 0 u tutan beyr ü behıin görmesin, :en yazığın na.lesi var dalınca.

Gümüş kemer bağlayıbdı beline, Danışdıgca mail oldum diline, Gül uzatdım nazlı yann eline, Canım aldı, gülü menden alınca.

ım, Elif, bey üçün, Alimden ders ald ü mey uçun, · lübd düzü SürShiler rsen ne üçün? çeki em g l, könü Deıt Gemli günün şad günü var yanınca.

Hasta Gasım ve'de verdi yüz ile, Yaşılbaşlar gölden göle düzüle, Bir igid ki gatanndan ılzüle, Ölüm yeydi bu dünyada galınca.

Bir göze! sevesen boyu tamaşa, Gören kimi könül ona bend ola. Gözelltyi, gül camalı bir yana. Dil dodağ'ı şeker ola, gend ola.

OLA

Bir gözel sevesen gameti beste, Görende aşigi eyleye heste, Çohdan ahtarıram bir ele kesde, İşare anlaya, derdimend ola..

Men Gasım'am el götürmem canandan, Canan garşı gelse keçerem candan, Rengi artıg ola. gillden reyhandan. Zülfleri �oynuma bir kemend ola.

Usta meni gözlerine feda gıl senden saz isterem amma saz ola Dindlrende imran dille danışa, Şeyda bülbüller tek hoş avaz ola.

SAZ OLA

Yamanı yamana. yahşını merde, Te'rifini edim her dü şen yerde, Dolaşmaya simler, vurmaya perde, Gözeller tek onda işve naz ola.

Heste Gasım sözüm söylerem ayan, Ele car eylerem beyan be beyan, Giymetin soruşsan tamam on tümen, Ne ondan çoh ola, ne da az ola.

Cozeııer g" ı· Dıı:ıe _ vze ı şah-ı gülbeden,

GÖRÜNCE

Kim yetikdi hagjgatin evine, ın agJar men camalın görünce. Hagigatin me'rlfetin evi ne? Aşıg deyer görünce, A.şıg deyer evine, Siyah telin görünce, Hanesine, evine, Get bir merde gul ol sen, Yağıb gemler yağışı, Namerd üzün görünce. Viran könlünı evine. ¼rıa tlerden, büllur buhag diş inci, Dolanmayın heç namerdin evine, �libct·1 hil al gaşlar gör ince. Gözü çıhar bir gonağı görünce.

Kim cahanda aşıg oldu a vara, Dolandı dünyanı galdı avara, Aşıg deyer avara, Mecnun gezer avara, Uyma namerd fe'line, Seni goyar avara. Heste Gasım ne gezirsen avara, Ölüm yeydi bu günleri görünce.

ELİMDE Üç gündü çıhmışam o Tikmedaş'dan, Gapına, gelmişem canını elimde. Ayağın torpağı govnıa gapmdan, Sızıldaram giribanım elimde.

Şeyda bülbül kimi yaman ağlaram Sinem başın düyünlerem, daglare.'.m, Lezgi kimi yüz aşığı bağla.ram, Eğer olsa sühendanım elimde.

Heste Gasım kesillbdi hitabım, Gızıl gül tek çekilibdi gülabım, Büllur gaşlı gızıl üzlü kitabım, Yohdur zerli gelemd�ım elimde.

OLMAZ Adam oğlu, me'rifeti dürüst bil, Yol erkan bilenin yeri dar olmaz. Sirrini söyleme her yeten yada, Bivefa dilberde e·tıbar olmaz.

Atırsan ohunu, sahraya atma, Geceler yatanda duasız yatma, Ha.lal dövletine sen haram gatma, Bu dünya malından sene var olmaz.

İgid gerek mü.r,vetini atmaya. Gaflet yuhusunda gafil yatmaya, Bir oğul ki höyük sözün tutmaya.. O kimsede namus, geyret, ar olmaz.

YAR OLMAZJ Deli könül ne divane gezirsen, Bivefa dilberden sene yar olmaz. Düz çıhmaz ilgarı ehd-i peymanı, Hercayıda namus, gayret, ar olmaz.

Üz verme nadana, sirr verme pise, Ahır gelbln ya inciye ya küse, Ot biter kök üste, esli ne ise, Yovşan beslemekle çemenzer oırnaz.

Vefalıya emek çeksen itirmez, Bedesil nesihet, öyüd götürmez, Gabag tağı ter şamama bitirmez, Göy söyüdde heyva olmaz, nar olmaz.

Teklif olunmamış bir yere varma,, ,Her olmaz meydanda her bığı burına. Seyrağıb adama sen ya.hın durına, Hain çıhar, onda düz ilgar oırna.z-

Heste Gas�m günü geçmiş gocadı, Gelen bezirgandı, geden hocaclı Serv ağacı her ağa.edan ucadı, Esli gıtdı, budağında bar olmaz.

t)zHAOZ

Hegiget behrinde gevvasam deyen, Q.ıvvas isen, gir derya.ya üzhaüz. Aşıg deyer üzhaüz, Sona.m gölde üzhaüz, Gan düşmen dost olmaz, Yalvarasan üzhaiiz. Bir ınerd ile ilgannı vur başa, NAmerd ile kes ülfeti üzhaüz.

Parçalandı gem.im, galdı derinde, Gerg oldu ummana, galdı derinde, Aşıg deyer derinde, Da.yazında derinde, Sidgi, gelbl duz olan, Hergiz galmaz derinde. Gismet olsa o mövlamm derinde, Üz döşeyek, secde gıla.g üZhaüz.

Heste Gasun cananına can deye, Can danışa., can eşide. can deye, Aşıg deyer can deye, Vefalıya, can deye, Görmedim hen:ayılar, Cananına can deye. Yoh vefalım can deyene can deye, Bivefa.san çek elini üzha.üz.

GETDİ Nece ,ehnımanlar geldi dünyaya, Köç vahtı yetişdi, tez oldu getdi. Rüstem 'in zer-binden titredi dağlar, Dufdü destanlara söz oldu getdi.

Hakimlik eyledi çoh üzün vahdı, Bütün kainata Süleyman bahdı, Tersine döndü Şah Cemşid tahtı. Firudinin derdi üz oldu getcli.

Necoldu Keykavus, hanı Keyguba.d, fJansı bu dünyadan alın.ışdı mured? Allah'hg eyledi Fir'onla $eddad, Naınrud'un galası düz oldu getdi.

fskender Da.nı.'m tahtından saıdı, Caba.na. şah geldi. sonu ne aldı? Yan yolda. öldü, Misir'de galdı, Gasım kimi yandı. k�z oldu getdi.

AHULAR MENİ Gece aündüz ağlnram men derinde, Hakkak ister bek etmeye gaimdl, Gocaıtdı nalalar, ahular meni. Hegigetin gapısında gaimdi, Çoh yahşıdı öz dininde gıı:imdi, Yıırebim bu derd ü nalam eşidib, GeUbdi sapında ahular mani. Cahil Müselmanlar ahuıar meni. Heste Gasım, kim yaraşır eğyara, Baygunu gör mesken salmış ağ 'f&ra, BH.menem ki neylemişdim ağyara, Yatar, durar, her dem ahuiar meni.

l

YAYILAN MENİ

Payııderdim. gış möhnetim, yaz menim, Hlcnın tapd&ğ etdi yayılan meni. C(;tfl selem. serhettfmi yaz manim, Oonrıa dergahından yayılan meni.

Hüsn içinde yer almısan yar alım, Soruşmadın halın nedir yar alım, Gencin üsten götürmerem yar elim, Ya egreb dişleye ya ilen meni.

Mehrum olmaz şecer gucub nar emen, Sensiz getmem behişte men, nare men, Tecüb galdım goynundakt na.re men, Niye atar serhaş yay ilan meni?

Heste Gasım gördü eme.ne geldl. Gevvaslar dürr üçün emane geldi, Sinem oh zer-binden emane geldi, Dehi ne tapdarsan yayılan menl.

NAMENİ Geıiblikde gemhanmsan, ezizim, Yetir-esen bir de dosta nameni. İki dilli yardan hezer eylerem, Salır dilden dile dastana meni.

Garşı durdum Ley1i dağı görilndü, Boyun tek sürahi, sağı göründü, Goynunda şamama tağı göründü, Bes niye goymursan bostana meni

Ağzını ohşatdım zenbura, şana, Naşı bülbül uçub gona.r gillşana, Yar gemzene sinem tutdum. nişana, Bes niye vurmursan, gesden, a meni?

Men Ga.sım'am uza.g atdım da.şımı, Didemden ahıtdım ganlı yaşımı, Dost yolunda. men goye.ram başımı, Doğru gebul et.se astima meni.

AL Ne müddetdi hasretini çekirdim, 2.enehdam etdin mene al indi. Talan salmış Hind'e. Belh'e. Hebeş'e, O gaş indi. o göz indi, hal indi. ·

İNDİ Meclisinde al şerablar içilir, Buhağ:ından etr-i güller saçılır, Dindirende dehanından açılır, Şeker indi, nebat indi, bal indi

Gurban' olum en.isine, eline, Zemişan şeddesin çalmış beline, Payendazdı nazlı yarın yoluna, Bu baş indi, bu can indi, mal indi.

Yar geydiyl atlas ile hamdı, Meni goyub özgelere varadı. Ay ağalar, menim bahtım garadı, Kıtab açdım, bele geldi fal incil.

Heste Gas1m dost kuyine varanlar, Namus anlar, geyret anlar, ar anlar, Herf içinde elif idim yaranlar, Felek eydi geddim oldum dal indi.

Gem elinden şikesteyem, ovrağam, Dilim eyler nale indi, zar indi. Heyli vahtdı camalına. müştağam. Soruş indi, damş indi, yar indi. Menim yanm illereten sağ ola, Dörd çövresi behişt ola bağ ola, Ne heddi var sedrin kimi ağ ola, Kağız indi, beyaz indi, gar indi,

İNDİ Bizim yerde naz çekmeye tab olmaz, Vallah hüsnün kimi mahi tab olmaı, Şuhluğuyla memelere bab olmaz, Nannc indi, tunmc indi, nar indi, Bülbül olan hergiz dönme;,; gülünden, Dindirersen bal töküler dilinden. Yeddi yerden sannaşıbdı belinden, Heberdar ol, seni çalar mar indi.

Men G.ıısım'am miskin miskin be.haram, Omman olub deryalara alıaram. Ah çekende yandınban, yaharam, Dolanmasın gul yanına har indi.

GAL İNDİ Obalarmıı. sef ser olub yüklenir, Başı ala garlı dağlar, gal indi. Biz içmedik ab-1 kevser suyundan, Soyug sular, ter bulaglar, gal indi.

Bivefa.san, heç görmedim. vefan yar, Tifil iken çoh çekmişem cefan Yal'.", Men ölende kimler sürer sefan yar, Ferş döşenmiş ağ otaglar, gal indi,

Bivafasan vefan çohdu dünyada., Aenanın s!rrini vererser,. yada, Şamamanı derdirersen horyada, Sebze, bostan san tatlar gal indi.

Heste Gasım tamam oldu sözlerim, Eş$ ucundan kabab oldu gözlerim, Garib yerde, yad ölkede gözleırim, Veten deyib ağla, ağlar gal indi

YAHŞIDl Deli könül menden sene emanet, Deme bu dünyada galım yahşıdı. Bir gün olar gohum gardaş yad olar, Deme ulusum var. ellm yahşıdı.

Bir meclise varsnn, öı:iinü öyme, Şeytana bac verib, kimseye sövme, Güvvetli olsan da, yohsulu döyme, Deme ki, zorluyam golum yahşıd,ı.

Cinçagdnn olubsan goçag olgunan, Gadıwan, baladan, gaçag olgunan, Aşıg ol. cömerd ol, alçag olgunan, Deme varım çohdu, pulum yahşıdı.

Heste Gasım kime gılsm dadını, Ce.nı çıhsın, özü çeksin odunu, -Yahşı igid yaman etmez adını. Çünki yaman addan ölüm yahşıdı.

DİVANASJDI Gece gündüz hesretini çekdiyim, Heyalım heyalın divanasıd1. Meni senden uzag saJan seyrağıb, Bu çerh-1 gerdişin za.manasıdı,

Mina boylu, siyah telli sevdiyim, Uzag duıııb yahın sözüm dediyim, Acı sözün şeker kimi yediyim, Yanm gözellerin bey vefasıdı.

İnsaf eyle a beymürvet. a za.Iım. Dolanıb başına. derdinj alım, Ala gözlu, şuh bahışh terle.mm, Bu Gasım gözlerin sadağasıdı, GURBANI Gertblikde mene hemdem olan yar, Bir bert gel ayaglann gnrbam. Ş!keste könlume melhem olan yar, Dilin, dlşln. dodaglann gurbanı.

Könlüm ister yara. gurban olmağa, Dolan.ıh başına, heyran olmağa, Ala gozlu yara mehman olmağa, Ferş döşenmiş otagla.nn gurbanı,

Heste Gasım sen yolundan aza.rsa.n, Mecnun kimi sehralıın gezersen, Ala gözlü yara name yazarsan, Gelemdanın, barmagların gurbanı. 55

AŞNALIGI

Bağban odur zehmed çeke e!1eşe, Saldığı bağ çiçekleşe, gülleşe, Eger güçsüz güclü ile güleşe, Olar terlan ile sar aşnalığı.

Ay ağalar, gelin size söyleyim, Ezel yahşı olar, yar aşnaJığı. Sen sevesen yann seni sevmeye, Olar bülbül ile har aşnalığı.

Hesta Ga.sım gem elinden mest ola, Ehl-i derviş hırhasında pust ola, Bir adam ki, lohma ile dost ola, Olar yağış ile gar aşnadığı.

Köhne Şamahı'nın seyrin eyledim. El deymemiş teze bağlar galıbdı. Ele köçüb gedib ulusu eli, İşlenmemiş ağ otaglar galıbdı.

GALIBDI Felek şad könlümden alma hevesi, Ayırma yanından tutaram yası, Nece oldu bu seyvanın yiyesi? Derd gemi var tamam ağlar galıbdı,

Heste Gasun adım şaha deyili, Çerh-i felek senden memem gileyli, Ele köçüb gedib bivefa Leyli, Birce Mecnun, bir de dağlar galıbd.ı. SENEM GEL Aşıg odur bir söz desin özünden, Te'rifli gözeller gel ha gel oldu, Alem bada geder ala gözünden, Yaşıllı, zerbaflı, allı Senem gel. Danışanda şeker damar sözünden, Ovçunu görende maral bahış�ı, Gayınag doda.klan ballı Senem gel. Ay üzü birçekli, hallı Senem gel. Heste Gasım deyer henek benekli, Ağ üzünde goşa ballar benekli, Atlas nim.taneli, ipek köynekli, Üstü başı tirme şallı Senem gel. SEVDİYİM Sabaha dek didelerim uymazdı, . Seyrağıblar ganımızdan doymazdı, O zalımlar seni mene gıymazdı, Sen eledin vefa, geldin sevdiyim.

Ge_dem basdın didelerim üstüne, Sen hoş geldin, sefa. geldin sevdiyim. Gurban olum siyah çeşmin meseline, Ne eceb insafa geldin sevdiyim. Endelib tek ayırdılar' gülümden, Ah çekerem üreyimden, dilimden, Eğyar te'nesinden, menim elimden, Çekdin cevri cefa, geldin sevdiyim.

Yar yanınd� yaslanara.m men yüz il,

Sen taza gonçasan, mert şeyda bülbül. Bu derd meni öldürerdi yegin bil, Sen derdime şefa geldin sevdi)Tim.

Mem Gasım'am sinem Haggın kelamı, Şükür Hagga yar eşidib nahı.mı, Cama.Tın şö'lesi basmış alamı, Düşmüş Gafdan Gafa geldin sevdiyim.

56

TER GÜLER SENEM Ter getdim. ter yann, ter hanesine, Ter mehman, ter eyler, ter güler Senem. Ter hubdur, ter şuhdur, ter nazenindir, Ter deyer, ter söyler! ter güler Senem.

Ter zülfün ter burmuş ter buhağında, Ter beyaz, ter ehmer, ter yanağında, Ter şeker, ter damar, ter dodağmda, Ter tutub, ter dişler, ter güler Senem.

Ter gemzen, ter hedeng, ter sinesinde, · Ter atmış, ter peykan, ter sinesinde, Ter asmış, ter nann, ter sinesinde, Ter deymez, ter salılar, ter güler: Senem.

Ter çeşmi, ter cadu, ter fitnelidir, Ter lale, ter dertb, ter tutmalıdır, Ter miyan, ter gerden, ter son�ıdır, Ter· dunıb, ter gezer, ter güler Senem.

Ter Ter Ter Ter

bülbül, ter gonar, ter budağında, mecnun, ter gezer, ter budağında, lale, ter biter, ter budağJnda, Gasım, ter derer, ter güler Senem.

Yahşı fikir ele, gafil dolanma, Celbini şeytandan yad ele insan. Hala.l yaşa bir kimseden utanma, Yıhma. könülleri şad ele insan.

İNSAN

Dünya dediyin bir fanidir fani, Ezel Nuh gelmişdi, görünmür hanı, Yola saldın İskender tek haganı, Bize de esecek had ele insan.

Reste Gasım düşünmeyin bihuşdu, Benadam dedtyin yuvasız guşdu. Sahasız dövlı,tin ahın puçdu, Ye malın, dehanda dad ele insan.

Yeri gözel, yeri, sene garğaram,

OLSUN

Gözeller içinde giryan olasan, Yanasan odlara büryan olasan, Vefalı yarlara gurban olasan, Halga halga. çin be çinden mar olsun. Onlara babanda sene ar olsun.

Ölene dek işin ah u zar olsIDt. Siyah zülfün .dal gerdende seraser,

Men gurbanam yahşılann muyuna, Hündür gametine, gözel boyuna, Sanın soyun dönsün sonsuz soyuna, GO.J açmasın bağçanızda har olsun.

Ay gız bir kes bilmez senin sirıini, Giyametde yandırsınlar derini, Yatan vahtda şahmar vursun. erini, Nalesinden gulaglann kar olsun.

Heste Gasım dost yolunda galanda, El uzadıb gol boynuna satanda, Kefin durulanda, könlün olanda, Bize gelen ayagların var olsun. · Ç�HAÇAP 13\lgfuı iki sultan bir tahta çıhmış, Ağlaram didemden yaş, lıin geler, Oh atarlar birbirine çaphaçap. Emerem leblerinden ya şirin geler, Deyerler gesıinden ya Şirin geler, t�aztı dilber mene sitem eyledi, Ferhad kimi _vur dağlara çaphaçap. l(�ilmün şehrine saldı çaphaçap. 57

Heste Gasım deyer yar dada gelsin, Eşgin eteşinden yar dada gelsin. Bir name gönderim yar dada gelsin, Gurban ollam sene gasid, çaphaçap.

DEYERLER

Ay ağalar gelin size söyleyim, Yalgız daşdan olmaz divar deyerler. Bezlrgansan aç metahın hırd eyle, Ararlar, yükünde ne var, deyerler.

Ovçu otan besler alıcı guşu, Sarraflar tanıyar giymetu daşı, Bir oğul atadan artırsa işi, El içinde ona tavar deyerler.

Gızıl gülü deste deste derginen, Deribende yayhg üste sergjnen, Her ne versen öz · elinle vergi nen, Yüz gadam başdan sövar deyerler.

Neynirem bir bağı, ban olmasa, Alması, heyvası, nan olmasa, Bir igidin dövlet varı olmasa, Yeleksiz oh kimi çovar deyerler.

İskender atlandı, çıbdl zülmatdan, Gasım, Hızr içdi ab-i heyatdan, Behs düşse igidden, gılıncdan, atdan, Süfreni hamsmnan kübar deyerler.

EYLER EYLER Bir ele kişinin tut eteğinden, Bil sene imdadı, ol eyler eyler. Zerrece üstünde olsa nezeri, Yerden daş götürsen Jel eyler eyler.

Böhtan deme, böhtan tutar adamı, Gul eyler ha.zarda satar adamı, Cehennem odundan beter adamı, Yohsullug yandıra.r kül eyler eyler.

Agil insan demez her gördüyünü, Daldalar düşmenden vay derdiyini, Görmezsen nakesin pay verdiyini, Verse de töhmetin bol eyler eyler,

Heste Gasım deyer sözün bu başdan, Pay umma gohumdan, yaddan, gardaşdan. Özün emek çeksen su çıhar daşdan, Ender dağlan yol eyler _eyler.

YAYJNUR Bir gözelin camalına mayılam, Ne müddetdir göze! menden yayınur. Men gurbanam ağ üzünde o hala, Zenehdan'ın şö'legahı yayınur.

Heste könlüm yar beslemiş, hemderdi, Derdbilmeze demek olmaz hem derdi, Bir iyidin yahşı olsa hemderdi, Gışı nurdur, yazı nurdur, yayı mır.

Heste Gasım bu ]ezgini yaratar, Çetin günde çetin seni yar atar, Üz çevirse, müjgan ohu yar atar, Eli nurdur, ohu nurdur, yayı nur.

O nece guşdu ki, yaz geler bağa, Sinemi çekibler düyüne, dağa, Bir şana. bir hafta bir de bir cığa, Bu üçü bir olsa telde gizlener. 58

DAGA

O nece guşdu ki. gayada seker, Gaynağı neşterdir, gamını tök�r. J<el', Bir noğul, bir nabat, bir de bır şe Bu üçü bir olsa dilde gizlenir.

O nece guşdu ki, anasız emer, Havada dövr eder, şems ile gemer, Bir gılmc. bir hencer, bir de bir kemer,· Bu üçü bir olsa. belde gizlener.

Aladır gözleri sehla-yı nergiz, Senin tek blr gôzel bulunmaz hergiz, Bir bulag, bir hovuz, bir de ki, kehriz, Bu üçu bir olsa yerde gizlener.

Yar ki yara şirin verer salamı, Tebibimsen, özün bağla yaramı, Bir oğ'ru, bir eyri, bir de haramı, Bu üç_ü bir olsa kolda gizlener.

Hestc G.asım deyer, lehi ballı gız, Bir şirin göftarlı, üzü hallı gız, Bir gelem, bir davat, bir de bir kağız, Bu üçü bir olsa elde gizlener.

KEKLİKLER

Men gedirem sizi kime tapşınm, Dam üstünde duran sona keklikler. Al yaşı} geyinib. tirme bağlarsız. Ne girmişiz dondan dona keklikler.

Fere keklik daş başında ses eyler, Gaggtldaşıb birbirine behs eyler. Heç bilmirem toy mu eyler, yas eyler, Eller batıb gızıl gana, keklikler.

Kekliyin ovlağt gayalar başı, Gagpida.şıb tapar yoldaş yoldaşı, Beresi berk olsa, ovcusu naşı, Uçub geder ol asmana, keklikler.

Göze! keklik daş üstünde durubdu, Gerden çekib, neçe boynun burubdu, Heç bilmirem ovcusun mu görübdü, Üz tutduiar biye.bana keklikler.

Her ikiniz yaşlıb�lı, sonasız. Menim gizli derdim pünhan ganasız, Ayrılıng, sağlığınan galasız, Gasım gedir, Dağıstan'a keklikler. HA MAYIL OLDU Ya.tnıışdım w,tüme geldi bir peri, Tebib görsün yaralarım sinem aç, Yene yar sevdası ha mayıl oldu. Öz elimle bu düyünüm, senem aç, Demiş idin her gün verrem sene maç, Derd-i gemim cana eser eledi, Gollann boynuma hemayil oldu. Günüm aya. döndü, hem ay il oldu. Vardım dost kuyine. seg sana durdu, Derdim tek bir iken, seksene durdu, Gasım'ı gören tek seksene durdu, Cözeller gefleten hem ayıl oldu. OHURDU Bir .nazenin sevdim mektebhanada, Men tanıra.m öz yazı.mı nefesden, li'agg kelamın dil ezberden oburdu. Ol sebebden könül düşmez hevesden. Eline almışdı eşgln kitabın, Tavus kimi seda verer ge:İ'esden, Menim ders.im, bil ezberden ohurı;lu. Bülbül kimi hoş defterden oburdu. Hcste Gasım kömek diler Mövladan, Naz gamzesi aşıgları aldadan. Heya ile, hicab ile molladan, Gah yavaşdan, gah hündürden ohurdu. 59

AY HAYIF HAYIF Seher tezden ezm-i gülşen eleçHm, Sarrafın destinde ne dane gördünı Mürğü dehanında ne dane görd� Gem meni çulğadı, ay hayıf hayıf! Aşıg deyer, ay hayıf, Aşıg, ne dane gördüm, Kimler oldu ay hayıf, Halın Iie dana g ördüm, Tülek terlan tuş .oldu, Sen ile men sevişdim, Ayn düşdüm, ay hayıf. Ahır nadane gördüm, Bağb.an oldum, bağ besledim, çifayda, Gövheri verdiler nadane gördüın Dermedim. gülünü, ay hayıf hayıf! Bilmedi giymetin, ay hayıf hayıf[ ' Ohudum dersimi, çıhdım Yasin'e, İyid olan ihlas bağlar yasına. Aşıg deyer, yasına. Namerd boynu yasına, Nanecibe söz deme, Ya inciye, ya sına. Gasım öler, dostlar geler yasına, Eşidenler deyer, ay hayıf hayıf!

60

KARACAOGLAN Doğum ve ölüm tarihi belli değildir: (1606 ?, - 1679 ?, 1689 ?). Hatta sözlü ve ya.zıh kaynaklarda. yüzlerce şiiri olan Karacaoğla.n'ın doğduğu yüzyıl dahi belli değildir. Ancak 17. yüzyıldan bu yana bulunan bütün yazmalarda.. cönklerde "Ka­ racaoglan'' mahlaslı şürleri bulabilmekteyiz. Onun hayatını şiirlerinden ve ha.k­ kıodıı. anlatılan efsane ve hikayelerden çıkarabiJmekteyiz. ŞUrlerine bakıldığı zaman onun Güney Anadolu'da yetişmiş bir şair olduğunu SÖ)'leyebi\1riz. Bugün ona, Kahramanmaraş, Adana, Mersin (İçel) gibi illerimiz ev &ah.ipliği yapmak istemektedirler. Türk insanı sevdiği kahramanlan, aşıkları. şa.irleıi, hikAyeleri, fıkra tip­ lıııinl hep kendisine mal etmek ister. İşte bunlann en güz.el örneği Yunus Emre' d.ir, Karacaoğlan'chr. Köroğlu'dur, Nasreddin Hoca'dır. Bu sebeple Kara.caoğlan'a Elbistıı.n'bdır, Ba.hçeli'dir, Mut'ludur diyemeyiz. Hatta. sevilen şair ve aşıklann mah­ laalan başkaları tarafından da kullanılmıştır. Bugün birden fazla Karacaoğlan'ın varlığını gözönüne alırsak bu fikrimiz daha da kuvvetlenecektir. Bu Karacaoğlan­ lıırdan birincisi 16,yüzyı!da. yaşamıştır. Şu kaynaklar böyle bir düşüncenin doğma­ Sll'l& yol açmıştır : 1. Nera.ıs 2. 3. ·

Gelibalu'lu Mustafa Au Efendi'nln 1599 - 1600 yıllannda yazdığı Meviidii.n fi Kavaidil Moc.aHs, 1581 ytlında yazılan Surname, Yine 16. yüzyıldan kalan bir başka yazma.

İkinci Karacaağlan ise 17. yüzy�lda yaşamıştır. Bu fikre de şu kayııaklard$U hareketle varıyoruz : 1. 1707 yılında ölen Aşık Ömer "şairname" adı verilen bir destanında, Karaca.oğlan ise eski meseldir, Ezgisi çağrılır, keyfe keseldir, Biz şair saymayız öyle 02.anı."

demektedir, 2. Ali Ufki'nin 1648 yılında yazdığı Mecmua-i Saz u Söz isimli eseri, CBu eser­ de �aoğlan'dan iki şiir varclır) 3. 17, yüzyıldan kalma bir cönkte "aldı Cevheri, aldı Karacaoğlan" diye baş­ layan türküler vardır. 4. Kara.caoğlan'ın şiirlerinde verdiği tarihler h�p 17. yüzyıla aittir. ltaracaog!an Anadolu sahasında. olduğu gibi Osmanlı İmparatorluğunun haki­ miyeti altında.ki bütün i}lkelerde sevilmiş sayılmıştır. Her aşıkın şiiri dilden dile; Dıeıilden nesne geçerken bazı değişikliklere uğramaktadır. Karaçaoğlan'ın şiirleri . Az-.eri aahasında Anadolu'ya göre büyük değişiklikler göstermiştir. Böylece karşımı­ za sanki yepyeni bir Azerbaycan Karacaoğlan'ı çıkmaktadır. Anadolu sahasında 6]

koşma. ve semaileri ile tanıdığımız Kara.caoğlan'm bu antolojide sadece geraylıları {8'11 koşmal vardır, Azeri sahasında belki de ıı'li koşma.lan da bilinmektedir. Onun ş)lrlerinçle coşkun akan selleri, ak kuğulu gölleri, pınardan su doldura.ıı güzelleri, elleri kınalı sevgilileri, doiaştıl!;ı ülkeleri, Aşık olduğu güzelleri bulma­ mız mümkündür. Şiirlerinde tamamı ile milli veznimiz olan hece veznini kullanmıştır. Dil son derece sade olup, mısraları kolayca anlaşılan kelimelerle örülmüştür. Şiirlerinde, edebi sanatlar.dan en çok teş�ihi görmekteyiz. Yine şiirlerinde dini 'konulara. hemen hiç yer vermemiştir. Onun şiirler:inm. bugün Türk'ün yaşadığı hemen her yerde -küçük değişikliklerle de olsa- bilinmesi onun şöhretini ve tesiqni göstermeye yeterdir.

KAYNAKLAR Dr. Haver Aslan. ''Ebedi Yaşayanlar." Hazer, 2 1171, Ağustos 1981, 3--10, İlhan Başgöz, Karac'oğlan. İstanbul 1087. Müjgan Cunbur, Karacaoğlan/Şiirler, İstanbul 1973, Saadeddin Nüzhet Ergun, Karacaoğlan, Hayatı ve Şiirleri, 18.b,, İstanbul 1973, Mustafa Necati Ka.raer, Karacaoğlan, İstanbul 1973. Cahit Öztelli, Karacaoğlan/Bütün Şiirleri, 6.b. İstanbul 1978. Telli Saz Üstadlan, Bakil 1964, 34-37, Türk Halg Şe'rinden Seçmeler. Bakü 1980. 25-45. (Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri 1, 120-124.>

GERAYLILAR

Yar gerek yarın geydine, Yara yalvara, yalvara. Yüz naz ile gol boynuna, Sala yalvara, yalvara.

YALVARA YALVARA

Sevdim bir serhoş Leylini. Yadlara vermez meyllıti, Küsdürüb sınıh könlünü. Ala yalvara, yalvara.

Garacaoğlan sözünde, Canan heyalı gpzünde, Galdım hesret, yar özünde, Hala., yalvara, yalvara.

AYGIZ Ne bahırsan daldalarda.n, Dad elinden ay gız! Kirpiklerin gamın içir, Cellad gaşın kaman ay gızl

aman

İsterem gadanı a.lam. · Cerdenine goluın salam, Senin ucundan abdalam. Gel eyleme güman ay gız!

Her dem garşunda esirsen, Her dem barışır küsürsen, Gah asırsan gah kesirsen, Yoh mu sende iman ay gız! Birce goymur ganh felek, Şadlanıban biz de gülek, Elbet bir gün oHatn gerek, Olma menle yaman ay gız!

Garacaoğlan çek cefa, Yarla eyle ehd ü vefa, Bir vaht sürdü senle sefa, Keçeli heyli zaman, ay gız,

Ala gözlü nazlı dilber, Vah.tın kaçar demedim mi ? Gözlerin cetlad yağıdır, Gamın içer demedim mi ?

DEMEDİM Mİ Bah bu gaşa, bah bu göze, Canım gurban olsun size, Yabasız göynekler bize, Felek biçer demedim mi ?

Garacaoğlao merd Hen, İşim yohdu namerd ilen. Felek meni bu derd ilen, Salıb keçer demedim mi ? OLAR MI Menle aşna olan clilber. Aşnanı a.tmag olar mı ? S�nb şişe könlümü, . Cunaha batmag olar mı ?

Seni görüb düşdüm derde, Eşg ateşimi yanır serde, Vefalı dost olan yerde, Eğyan tutmag olar mı ?

63

Ya.r gerek geze yarman, Ehde düz vefadarınan, Ozü dönmüş eğyannan, İhtilat gatmag olar mı ?

Görende yadlar oynunda, Babahm galar boynunda, Zalım seyrağıb goymında, Sarıµaşıb yatmag olar mı ?

Olum gözlerin gurbaru, Unutma ehdi peymam, Yazıg Ga.racaoğlan'ı, Horyata satmag olar mı ?

Seher seher seyre çıhıb, Bağçaya, bağa köynekçek. Nergiz derer, deste bağlar, Sancag buhağa köynekcek.

KÖYNEKCEK

Mene de ver güllerinnen, İncimenem dillerinnen, Melhem ele ellerinnen, Sinemde dağa köynekcek.

Garacaoğlan ballara, Mayilem geddi dallara, Hesret çeken cavanla.ra, Eyle gadağa köynekcek.

Geder iken abanızdan, Düşdü size yolum gelin! Govma. aşığı gapından, Sene gurban olum gelin!

GELİN Eyrimceden keçir belin, Ağ üze tökülüb telin, Men senin �eyda bülbülün, Sensen menim gülüm gelin!

Gar.acCaJ'oğlan deYil yağı! Olmuşam gözün dustağı, Küsdürme geıib gonağı, Gonub sene meylim. gelin!

Yolum düşdü sizin ele, Bulag üste duran gıziar! Şana çekib gara tele, Birçeyini buran , g:ızlar!

GIZLAR Men gurbanam · ala göze, Şehd il şeker, şirin söze, Her dem satıb işve, gemze, Aşığını yoran gızlar.

Seher geldim size. san, Artdı könlüniün guban, Dağlar gucdu Leyli yan, Yurdum oldu aran g:ızlııT.

Ağladarsız, güldürersiz, Göz yaşımı sildirersiz, Ahır meni öldürersiz, Yay, ohunu guran gızlar.

Mayılam yann gaşına, Olaydım onla aşna, Garacaoğtan başına, Yağdırırsız boran gızlar. A4

Şükür olsun O Huda'ya, Yenice yazlar geleyir. Müştülüg sene söyüdler, Kölgena gı.ılar geleyir. Gelir bir böyük gözeller, Ag üze, inci düzeller, Bağçada elvan hezeller, Döşenin, nazlar geleyir.

GELEYİB

Gelir bir Ağ üzde Bağ,.2ada Dermeye

bölük göyçekler, gara birçekler, elvan çiçekler, nazlar geleyir.

Gelir ah, yatmalı çağlar, Gül reyhan gonçalı bağlar, Garşıdaki, garlı dağlar, Yol verin nazlar geleyir.

G.arac (al 'oğlan dilek diler, Yaylıg alıb gözün siler, Kafirden galma körpüler, Berk durun, nazlar geleyir.

Susayırsan can almağa,

SEDEF

Gaytan gaşı gara, Sedef! Vunıbdur ol kirpikleıin, Bu sineme yara, Sedef!

Sen menim söhbetim, sozum, Senden ayn neçe dözüm, Hesteyem, düşübdür gözüm, Goynundaki hara, Sedef!

Men mayılam şilin dile, Ağ üzünde gara tele, Mecnun kimi salıb çöle, Eyleme avara, Sedef!

Yahın dosta hiyle gurma, Seyrağıba yahııı durma, İnsaf ele, gel gucdurma. Ter goncam hara, Sedefi

Sensen dağlann ceyranı, Olum gözlerin gurbanı, Çekme Gare.caoğlan·ı, Tellerinden dara., Sedef!

65

AŞIKVALEH 18. yüzyıl Aşıkların.dandır. Hayatı hakkında malum.attınız yoktur, Aşığın şiirleri etrafında teşekkül eden "Valeh-Zernigar" halk hikayesinden öğrendiğimize göre Karabağ'daki ustası Aşık Semed'e çırak olmuş, icazet aldıktan sonra Derbent'e git. ıııiş, orada Aşık Zernigarla atışmış, onu mat ettikten sonra tekrar memleketine dönmüştür. 18. yüzyılda daha ziyade lirik şiirleri iıe şöhret kazanan aşıklardan birtsidll', Yukarıda Aşık Semed'e çırak olduğunu söylemiştik. O, bu hadiseyi sık sık tekrar eder. Aşağıdaki dörtlük onun ustası ile olan münasebetini anlatması bakımından; mühimdir. Üstad:ım Semed'dir, sakin-i abdal, Gören tek yüzünü nitgiın olur lal, Deyişende vermir hafize macal, Men Valehem, ona gürre, sen nesen ? Yine şiirlerinden öğrendiğimize göre mükemmel bir dini tahsil görmüştür. Ha· liyle de dini tesir kendisini şiirlerinde de hissettirmiştir. O, klasik şiiri ve halk şiirini çok iyi öğrenmiştir. Bu arada Azerbaycan Edebiyatını da. öğrenmeyi ihmal etmemiştir. Va.leh tarihi de çok iyi bilmektedir. Bu bakı.mdalil onun "Cahannaıne'si dikkatimizi çekmektedir. Nece padşahlar geldi sahib-i ceng, Ce-mşid-i Cem Nuşirevan u Huşeng, Deryanus, Hülagü, Çingiz, Teymurlenk, Onlardan bircesi bu zaman hanı ? Daha sonra Rüstem, Zal. Aristo, Eflatun, Lokman gibi filozof, kahraman ve lıl�kiınlerden bahseden ıl'tşık, ustası Semed'in de ölümünü şöyle anlatmaktadır. Dünya sende Aşıg Semed var ·ldl, Nezm ü şe'r:i le'l-i göherba.r idi, Bir göze! aşgine giriftar idi, Onun kimi pes behr-i ümman hanı ? O, klasik şiirin üstadla.nru, destan kahramanlarını anlatırken yine dünyanı.o geçiciliğini anlatmaya çalışır. Hanı Hosrov, Hesen, Yusif, Züleyha, Hanı, Esli, Kerem, Vamig ü Ezra, Şeyh Sen'an sevmiş idi bir tersa, Onların bircesi bu zaman hanı ?

66

Hafiz ü Nevan, Füzuli, Cami, Şeyh Sedi, Hilali, Ürfi, Nizami, Dünya sende geşt eyleyib temami, Firdovsi tek nezmi dürrefşan hanı ?

Ham Molla Penah, bivefa cahan, Tehellüsü. "Vagi!" nezmi dürrefşan, İndi eylemisen hak ile yeksan, Tapmag olmaz o kaınalda can hanı ? Onun şiirleri etrafında teşekkül eden "Valeh ve 2.ernigar'' adlı bir halk hika­ vesi yayımlanmıştır. Bu halk hikayesinde yukarıda da belirttiğimiz gibi Valeh'in Somed'e çırak olması, ustasından icazet aldıktan sonra Derbend'e gitmesi, orada hiçbir aşıkın mat edemediği Zernigarla karşılaşması, onu yenip, memleketine dön­ mesi hadiseleri ınanzum bir şekilde anlatılır. Bu "dastan" sayesinde Valeh'in şiir­ leri günümüze kadar küçük değişikliklerle de olsa gelebilmiştir. Lirik şürleıi samimi ve akıcıdır. Onun koşmaJarında. dini tahsil ve halk dilinin ıesirl açıkca. bellidir. Mecazlan mükemmeldir. Sallana sallana bağa çıhanda, Serv gam.etinden hecalet çeker, La.le yanağından, nergiz gözünden, Gonça gülüşünden nedamet çeker. Onun gera ylılan da CS'li koşma) samimi ve akıcıdır. hlrmişem maralımı, B lr sinesi ye.ra.lımı , Gılndüz sebr ı1 geranmı, Geı:9 yuhum kesen dilber.

Bu ne adetdir insanda, İhtiyar goymadın canda, Bu zülm olmaz Müselmanda, Kafir misen, nesen dilber ?

Şiirlerinin bir kısmını Hüseyin Müfti Ehendi Ga.yıbov ve Feridun Bey KöçerU toplamıştır. Onun bir vücutnamesi, Rusca olarak :.onuncu zat tarafından neşredil­ miştir. Bundan -başka aynı yazarın Azerbaycan Edebiyatı Tarihi MateriaJian isimli kit.ahının birinci cildinde Valeh'in hayatı ve şiirlerinden örnekler verilmiştir. Onun kendisinden sonraki aşıklar üzerinde büyük tesiri vardır.

KAYNAKLAR Aşıglar, Bakıl 19fl0, 45-47. Paşa Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Baku 1981, 196-198. F. Mehdi-H. Mir�yev, Aşıg Valeh - Alçağlı Ucalı Dağlar, Bakü 1970. Telli Saz Ostadlan, Eakü 1964, 30-33. (.A2erbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 120-124.l,

67

GERAYLU.AR Alça.glı, ucalı dağlar, Hala! eyle, hümmet eyle! Garşı, garşı duran bağlar, Halal eyle, hümmet eyle!

EYLE

Köçüm gadir düzlerinden, Dövran sürdüm sizlerinen, Neçe gelin, gızlannan, Halal eyle, hümmet eylel

Valeh gedir bir murada, Sığ'ınıbdı minbir ada, Ya gele, ya gede bada, Halal eyle, hümmet eyle!

Bu gelen bir cüt gözelin, Yolunda goymuşam seri. Biri eceb sefalıdı, Birisinin adı Peri.

SERİ

Biri dağların garıd1, Biri bağçalar bandı, Külli. dünyanın vandı, Lerzeye sahb serseri.

Valeh sevdi Zernigar'ı, Olar onun hidmetkan. Atsa ü.zünden gubarı, Mat eyler Şemsi gemert.

Gözleriniz aydın olsun, Gelibdi yarın kağızı, Bülbül uçar yuvasından, Geldi nigann kağızı.

KAGIZI

İncinmesin gülü hendan, Geler günler, geçer sandan, Can ayrılır canamndan, Geldi gubann kağızı.

Valeh ağlar yana yana, Sefer eder Dağıstan'a, Çağırır, cenge, meydana, O Zernigar'ın kağı.zı.

Garabağ'dan sefer etUm, Mülkü Şirvan'a men geldim. Mecnun tek dılşdüm sehraya, Deli, divana men geldim. Hoşdu cevanı yaylağı, Soyug sular ter bulağı, Bahar fesli gelin çağı, Eceb handana men geldim.

58

GELDİM

Şamahı şehrine yetdim. Ecayib seyriler etdim, Daşkesen gediyin ötdüm, Haki rizvanıı. men geldim.

Men Valeh'em, Zernigar'ıı., Sığındım perverdigara, Canımı saldı odlara, Misli pervana men geldinl.

DİLBER Dunıı:n dolanım başına, Aşığından küsen dilberi ü:ı.üm sürtüm ayağına, Ne men din.im, ne sen dilberi

İtirmişem maralımı, Bir sinesi yaralımı, Gündüz sebr ü geranmı, Gece yuhuın kesen dilberi

Bu ne adetcU insanda, ihtiyar goynıadı canda, Bu zülm. olmaz, Müselma.n'da, Ka!er misen, nesen, dilber!

Görmedim men sen tek yağı, Sineme çekmisen dağı, Gara geyim men, sen ağı, Gören desin usan. dilber!

Valeh ezelden bey idi, Gaşlann geddini eydi, Men, ne dedim, sene deydi ? Bu men dilber, bu sen dilber!

GOŞMALAR DÜNYA Hagdan ferman gelib gerer tapanda, l!aşlamısan c;enge, savaşa, d�ya.. Gesdlne g.irmisen yaranmışlann, CUmlesin vermisen talaşa dünya! Neçelerin saldın çovğun, borana, Neçelertn etdin deli divana., Neçeleri na.kam getdi mekana, Cloymadın onlan yanaşa dılnya!

Neçe nebileri �eçirdiri yandan, Nuh Tufanı gopdu, doymadın gandan, Zal oğlu Rüstem'i eyledin candan, Bükdün Sılleyman'ı farmaşa dünya! Valeh ağlar görüb bele divam,

Kimselenı gelmir daha giimanı,

Kama çatıb şenlik eden zamanı, Dönderdin şenliyi, gan, yaşa dünya! BEYENMEZ

Hercayı bedesle verme emeğin, Seni sayar, cüvellağı, beyenmez. Kasıblıgda tapmaz yavan -,;öreyi, Eııitse baylığı, yagı beyenınez!

Cüzi çeşme neden te'n eder çaya, Deli könlüm, möhtac olma kimsaya. Bir kes ki alçagdan çıha uca.ya, Özüden geyrini dahı beyerunez.

Ha bele gelibdi dövrü zamana, Tlilkü hücum edir kebir aslana, Yabı cövlan edip girer meydana, KOhlen atı ç_apmag çağı beyenıne:ı:

Meseldi atlıya çatmaz piyada., Her-hiş ger gürg girer inada, Özüne çe gürre verer sehrada, Kiçik tepeler de dağı beyenmez.

Gerenayin olmaz feryadi c,eres, Def'-i lane etmez hezan har ü hes, Bezirgarilar getıi metai ebes, Valeh Hind'den gelen ağı beyenmez 69

GELMİSİZ

Toy, düyünden gelen gızlar, gelinler, Toyunuzdan eceb hallı gelmisiz. Aşıg öldürmekde var mı gesdiniz? Ne fikirli, ne heyalh gelmisiz?

Biri birisini çağırır bacı, Biri başgasına bahır gıyğacı, Ne vahtdı dahamın dodayır acı Üçünüz de lebi ballı gelmisiz.

Eynini eynimden eyleme irag, Ahıban didemden töküler ferag, Bir senom, bir Valeh, bir helbet otag, Hayıf ola galmagaUı gelmisiz. DEYİL Mİ ? De, nece şad olum bu alem:::le men, Tarihin ceryanı bize yan verir, Dünya fani, insan mehman deyi! mi? Zalıma, cellada güvvet, gan verir, Onsekiz min höyük sirli deryalar, Fağır-fügeralar valıtsız can verir, Başdan, ba�a dolu al gan deyU mi? Zamana yohsula dü.7man deyil mi? Zahmı şah edir bimürvet felek, Zfilmünü görende deyir mübarek! Goymayır alemde biz de gün görek, İnsana zülm eden insan deyil mi?

Vnleh nece dözsün bele möhnete, Terig ehli düçar olub möhnete, Neçe piraneler gelib nlihnete, Gamçı altda cismi üryan deyi! mi?

MENDEDİ Gelin deyer, ördeyim var, gazım var, Bir gız ile bir gelinin behsi var, Gelin deyer, bugün meydan mendedi. Şirin şirin söhbetim var, sazım var, Sallananda yüz gız geder nazım var, Gız da deyer, açılmamış gönceyem, I•'esl-i bahar, bağ-i reyhan mendedi. 1-foya, iman, odeb, erkan mendedi. Gız deyer, men ohşamı.3am anama, Le'lü mercan düzülübdü tanama, El vursalar tağdan gopar şamama, El deymenıiş tağ.i bostan mendedi.

Gelin deyer, gel, gız, düşme araya.. Ger men ölsem, alem batar garaya, Bezenerem, sallam seni belaya, Şövg salan, camal ü can mendedi.

V.aleh deyer ikinize men gurban, Yolunuzda men goymuşaın başla can, Eylemeyin bu geribi bağrı gan, Sizden ötrü çeşm-i giryan mendedi. NE DEDİ? Hatem bağçasında oynar gülünen, Başına döndüyüm yarın nökeri. Gelmedim yanında galam ilinen, Derdimi canana dedin. ne dedi? Dediyim söhbeti, sözü sirınen, Sen de menim kimi şirin dil ile, Yalvardın sen ona dedin, ne dedi? Çekdin bir pünhane, dedin, ne dedi? 1fon sevmişem ag üzünde halını, Yohsa menden gizler mah camalıru, Divane V.aleh'in erz-i balını, Yusif-i Ken'an'a dedin, ne dedi ?

70

YAHŞIDI Yol geçiben ziyarete gedenler, Bir' yetimi sevindirmek yahşıdı. Ne Jazımdı, zehmet çekib yol getınek, .Ac çıJpağı geyindirmek yahşıdı.

Men bilirem şöhret üçün gedirler, Uzun y9llannı gödek edirler, Ahır gelib fügeram didirler, Düz insanın heyrin desek yahşıdl.

Valeh'em men, düzdü vefam, ilganın, Bir kimseye yohdu, menim azarım, Gismet olsa mene öz Zernigar'ım, Zer, zibaynan sevindirsem yahşıdı.

HARDADI? Molla Kerim, indi senden soruşum, Söyle, senin din, imanın hardadı ? Cehennem ehlisen, yohsa ki cennet? Bilirsen mi öz megamın hardadı ?

Kederin hansıdı, kinin hansıdı ? Mezhebin hansıdı, dinin hansıd1 ? Ahılsan, cahılsan, sinin hansıdı ? Metlebin hardadı, kamın hardadı ?

E'tigadın İsa'yadı, Musa'ya, Meylin mescidedi, yohsa kilsaya, Giblen mügerrerdi, hansı binaya, Vadi-yi Berut'da damın hardadı ?

A.şıg Valeh senetinden döner mi ? Yel esmekle yanan gü_neş söner mi ? Pehlevan döyüşde gaçıb siner mi ? Meylin bade çekir, camın ha.rdadı ?

SEVDİYİM İller ilen hesretini çekdiyim, n·ondü _elif geddim yaya, sevdiyim. Neçe hicret, bela, cövr ü cefadan, Heyf ömrüm getdi zaya, sevdiyim.

Aşkar deyil, menim derdim pünhandı, Firgetinden eşk_i çeşmim revandı, Mahm, mülküm, cümle canım gurbandı, Senin teki mehligaya, sevd.iyim.

Lütf ele aşigc vefa. gıl vefa, Ay gemzeli yağı, gözleri şehla, Seni menden her kim gılarsa cida, Görüm düşsün yüz belaya, sevdiyim.

Ağlamagdan çeşmim galdı ziyadan, Bize meyl et, kes ülfetin riyadan, Tanrı seni hifs elesin beladan, Gail ol sen bu Mövlaya, sevdiyim.

Valeh'em, eşginden ey şuhu leyla, Seni sevdim, oldum aleme risva, Aşigem, yolunda çekmişem cefa, Yarın gıyma bu cefaya, sevdiyim.

Abdullah Han, sara yına üz tutub, Er-ıim·1 mektubda demek isterem. B h � t_ıın Yatıb, işim düşüb müşküle, Gozunı ün Yaşını silmek isterem.

İSTEREM Derd elinden çekilmişem pünhana, Az galıb kederden üreyim yana, Salıbdılar meni şere böhtana, �e yaşamag, ne de ölmek isterem.

Bineva Valeh'em el harayında, Min matem ohunur can sarayında, Ömürüm zühnetdir gem diyarında, Ehvahm yamandır kömek isterem.

71

D0ŞMÜŞEM Bilin dostlar çaresizdir derdlerim, Bahtımın gfuıeşi zillmetde batıb Gem içinde ah u zara düşmüşem.. Yer salıb torpağın goynunda Y�tıb Ne roüddetdir pünlıanlardı mekAnım, Meni nezerinden irağa atıb, Bahar fesli çovğun, gara düşmüşem. Kömek yohdur yaman dara düşmüşem Bir şeyda bülbülem yerim gefesdi, Gelbimin hemdemi derdli nefesdi, Demeyin ki bu ah u zar ebesdi, Alovlu eşgimle nara düşmüşem.

Sallanıb çıhanda gül hiyabandan. Od tutub alışan narı göresen. Bahasan gamete hüsn ü camala. Meni derde salan yan göresen.

Valeh kimdir, derd ehlinin Loğmanı Hasretimi deyin onıı pünhanı, Söyleye bu derdin nedi dermanı ? Felek salıb başa gara düşmüşem. GÖRESEN Hüda'dan per alıb oldum pervane, Yanıb gem oduna oldum divana, Bir Hagg aşigi ki derdi pünhana. Kim gösterer mene barı göresen.

Gireydim bağına, .göreydim bann, Uzadıb elimi dereydim nann, Bu Hesde Valeh'in nazenin yarın, Ne yahşı ya.radıb Tan göresen.

Telli sazım seni menden eyleyen, Ömür boyu bu alemde har olsun. Gelmesin bahan, açmasın gÜlü, Feryad etsin gaibi ah u zar olsun.

OLSUN Kim sesi olmasın gaibin dindire, Yeddi yerden başı keçsin gendire, İstakli balası düşsün tendire, Könül mCılkü boran olsun, gar olsun, Aşıg Valeh ne belaya tuş oldu, Bahar fesli çovğun boran gış oldu, Sersem etdi seri çaşgınhuş oldu, Namerde nifreti elde car olsun.

Yüz U beste yatsın cismi ölmesin, Üreyi şad olub, üzü gülmesin. Hekimler, loğmanlar, derdin bilmesin, Gözleri kor, �laglan kar olsun. VAR Senet meydanında ismi har olan, Bir elif de, onda cahan var olsun. Yeddi kelme düzelt sekkiz içinde, Tufan olsun, bahar olsun, gar olsun .

OLSUN Bir hesab tap, çahar şeşde yazılsın, Tazelensin köhne tarih pozulsun, Her birinden yeddi me'na yozulsun, Hökm olsun, divan olsun, dar olsun,

.Aşıg Valeh bu hesabı cem bilir, Suda ateş nar içinde nen bilir, Anlamazdı her kim dese kem bilir, Matem tutsun, günü ah u zar olsun.

Nezerden salmayın camaat meni, Hegiget mülkünde bir baha.ram men. Ne alim dostuyam, ne de zamane, Merhamet soltanh bir diyaram men. 72

MEN Bilmek isteseniz işin düzünü. Mende taparsınız Haggın sözünü, Le'net yuyar mollalann izini, n. Hilget hesabında bir çabara.Jfl rne

.

Hansı hökm gelib insan nglasın, Aşıg Valeh senetinin bazıdı, Çahar fesil başa gara. pağlasın, Hegiget mülkünün bahar, yazıdı. Feryad etsin. sinesini dağlasın. BHikde molladl. hem de gazıdı. Her yubu, me'nasın düz yoza.nam men. Anlayış süfreli bir naharu.m men.

BİR GÜN

Kônül gel el götür bu gem güsseden, Senin de yurdunda t.oy olar bir gün. Ve.ht olar ki deyjşiJer bu dövran. Bahar fesli geler yay olar bir gün,

Düşübdü hayatın tubu borana, Lalezarh yurdlar galıb virana, Fesi! çöner. dağlar döner arana, Bu buzlar eriyib çay olar bir gün.

Alıbdı namerdler vahtı araya, Zülümkar şah olub çıhıb saraya, Hııgg edalet gelib çatar haraya, Zalımlar evinde vay olar bir gün.

Unutma ey Valeh geler bir zaman, Şenliye bürüner bu çöl bu orman. Mezlumlar heyatı olar çıragban, Güdretden behtine hay olar bir gün.

ÇEKER

Nesteren benöfşe çalışa. yüz il, Çetindi ömrüne yetende müşkiil, Eger züınerinle behs etse sünbül, Düşer ayaglara gara.bet çeker.

Sallana sallana bağa çıhanda. Serv gametlnden hecalet çeker. Lale yanağından nergiz üzünden, Gonca. g(llüşünden nedamet çeker.

Valeh'in bağrını eyledin büryan, Gurbanrun yolunda ey ebrü kaman. Men deyilem tekce hüsnuııe heyran, Hesretini külli vHayet çeker.

ADI VAR Peyruz söyle İstambul paşasın,a., Garabağ'ın çoh deyerli adı var. OosUa.r üçün sefalıdır her yam, Otışınen uçOn min tufanı ba.dı var.

Bir ya.nı Gence'di, bir yam Şirvan. Bir yanı Araz'dı bir ya� Muğan, Dağlan keklikdi, düzleri ceyran, Gözel lezzeti var şeker dadı var.

Bu torpağa kim el atsa har olar,

Erdebil'li Aşıg Mahmud zay oldu? Me'sum Efendi'nin yaşı çay oldu? Nahçıya.n'Iı Süleyman'a tay oldu, Bu mahalda şairler övladı var.

Geniş dünya gözlerine dar olar, Günü gara işl a.h u zar olar, Bıı, ellerin kömeyi var dadı var.

Üstad Samed Senet'de bir dağ idi, Kelenterli Alı fendli bağ idi, On il gabag Molla Penah sağ idi, Valeh kimi ii.şıglar ustadı var.

DARDADJR �tun eşgim gel menimle hem dem ol. Aşıg Mahmud bir usta.ddı dağ kimi, Aşıg Soltan bir meyveli bağ kimi, � galag bir sirdaşım dardadır. Aşıg Ehmed bil saralıb yağ kimi, ı:ı...k�asiıg et sirr-i hilget behrine, ·'"IIQQ8Jı SZiz bir yoldaşım dardadır. Yol gözleyir bir ga.rdaşım dardadır.

73

Aşıg Valeh senetinde yanılmaz, Zer olmasa zerger adı anılmaz, Odda gızarmasa polad yonulmaz, Can ayırılıb candan başım dardadır. KEÇİBDİR Sam.bur çayı gemli gemli ahırsan, Nuh Tufanı yat.ılı sen Yaran mısan? Üzerinden ne dövranlar keçibdir. Neçe gerineler yola salmısan? Külli Dagıstan'ın seyrangahısan, Süleymanlar görüb hele galm.ısan , Tufan gopub, ne boranlar keçibdir. Deyişilib ne eyyamlar keçlbdir. Hesret goyma, ay çay, bizi beş güne, Ban kemend atma ömrüm köşküne, Adı belli böyük Haggın eşgine, Valeh kimi neçe canlar keçibdir.

SAMBUR

Esriyib esriyib kükreyib ahan, Ganlı ganlı gayalardan çıhırsan, Ağzı ağ köpuklü divane Sambur. Şaggıldayıb derelerden ahırsan, Atanın ananın birce oğluyam, Yerden terpenende evler yıhırsan, Gıymagilen sen bu mehmana Sambur. Bahmazsan hec yahşı yamana Sambur. Valeh deyir bulaglardan gözün var, Güclüsen sen güvveili de sözün var, Ne çoh Şaggalann, ne çoh izin var, Neçesin vermisen ziyana Sambur. SÖHBET AÇ Otuz altı hansı bağman bağıdı? Aşıg Feyruz kamalma bade ver, Yetmiş iki hansı bina tağıdı? Üç altının diyarından söhbet aç. Eşgin bağı hansı mahsul yıığldı? Çahar şeşin me'nasmı yozgilen. Ondörd alim güzanndan söhbet aç. Hefti pencin bazanndan söhbet aç. Aşıg Valeh yol açmadı derine, Hansı hesab tapmamısan serine, Gol bağla gel, kamil ustad derine, Onbeş alem baharından söhbet aç. YAVAŞ YAVAŞ Düşmüsen cengine bir natig serin, İsmini söylesen, sersem edersen. Mehebbet behrili, kalamı derin, Başına geleni bil yavaş yava,ş. Erdebil'e çatdı gemli haberin, Dinmeye tagatin galmaz cesedde, Yasını sahla.yar, el yavaş yavaş. Guruyar ağzında dil yavaş yavaş. Derdlerin müşgüldür, dermarun balta, Şad.lığına güm.an yohdur bir daha, Gucagla möhneti, can denen aha. Çeşm!nin yaşını sil yavaş yavaş.

74

Gebrini gazarlar bir gerib yana, Ne bacı "'6 ô ;;.)ayar' ne de ki ana, d8na. Eli Aşıg Valeh'dir giren meY ıı.vaŞY aŞ av a y Gol b ğla minnete. gel

BÜKÜLMÜŞ Bu yer gö:ı:eline nabeled oldwn, Söz dedim, gunımuş dile bükülmü.,. l{eyalını görcek eyledim heta, Dürrü gôvher bir mendile bükülmüş.

Seher iken mehman oldug bunlara, Geyinfü batıblar yaşıl. allara., Gızıl bazubendler şüm.şad gollara, Gümüş kemer ince bele bükülmüş,

Gurban olum ala gözün mestine. Süzgün bahıb, girme canım gesdil1e, Elim goyum ter sinenin üstüne, Parçına, miheye, hile bükülmüş,

Nabeledem ulusuna, sayıma, Mina gerdenine, uca boyuna, Divane Valeh'i sen al goynuna.. Ele bil ki, bülbül güle bükülmüş,

MÜHEMMES MOLLALAR Sizi sahib kim edibdir, Söylen cabana mollalar, Özünüzden şübhelenib, Dılşmen gumana mollalar, Sizi bu damagda goymu.z, Bilin, zamana mollalar, Heyir işi, şere çekib, Yazınım ziyana, mollalar, Cehennem ki, haram deyi!, Eşge uyana mollalar,

Günah, savab ne olduğun, Artıg bJz de anlayıng, Ne birce gelbe deyirik, Ne kimseni da.nlayıng, Ne beçe tek gaggıldang, Ne horuz tek, banlayıng, Na varlıya baş eyirik, Ne kimseni yanlıtıng, insaf edin, el atmayın, Dine, Gur'an 'a., mollalar.

Kerbelayı olmag üçün, Nece düşmen çıhını saza, Sevdalı şeyda bülbülem, Könül müşta.g olub yaza. Ehtiyacım yohdur menim, Ne onıca, ne namaza, iki melek mügerrerd.i, Her emeli göre, yaza, Kend içinde sersem edib, Olan divana mollalar.

Neçe hacı Kerbala'a, Saggıılına hena gayur, Girvenkede bir çetveri, Oğurlayır, yana goyur, Bir yetimden mal alanda, İnek adın dana goyur, Yalan satır müşteriye, Kürek adın şana goyur. G�pik üçün and içerler, Aye Gur'an'a. mollalar.

Aşıg Valeh bu senetle. Meşhur olub ucalıbdı, Her ümmana gevvas olub, Tebietden tac alıbdı, Neçe deyiş meydanında, Ostadlardan ba.c ahbdı. Könül eşge gel, gel deyir. Demeyin ki, gocalıbdı, Bir de mene, kefer deme. Gelin ima.na mollalar, "7.1';.

HAN ÇOBAN

ıs. yüzyıl aşıklarındandır. Hayatı hakkında malumatımız çok azdır. Bir ge­ ra.ylısındaki "Han Çoban'ım Arazbar'dan" ırusrama bakarak onun Arazbarlı ol­ duğunu söyleyebiliriz Elimizde bir iki şiiri olan şairin "sara mı" redifli müstezadı, bugün Doğu Anadolu ve Azerbaycan'da dilden dile söylenmektedir. Bu şiirine bakarak onun güçlü bir ı'!.şık olduğunu söyleyebiliriz. Kelimeleri yerli yerine kullanmış olup mevcut şiirleri hecenin B'lisi ile yazılmıştır. Geray. lılarının ve diğer türlerde söylediği şiirlerin büyük bir kısmı kaybolmuştur. Onun adına bağlı olarak bir de halk hikayesi teşekkul etmiştir. o:Han Çoban• ismiyle bilinen bu hikayenin konusunu, Han Çoban ile Ebul Gasım Nebati'nin ha­ yatı teşkil etmektedir. KAYNAKLAR Telli Saz Ustaları, Bakü 1964, 45_47. (Azerbaycan Aşıglan ve El Şairleri I, 144-14.6.)

76

GERAYLILAR BİLMEZ Bir iyid ki derde düşe, Derd elinden yata bilmez. G,abağında min ov geze, tteç birine ata. bilmez.

Hagg dergı:\hı ayaz ıınış, Camalı gün, beyaz imiş, Felek ne hiylebaz imiş, Heç kes onu tutabilmez.

Han Çoban'am Ara.z.bar'dan, Bağçalanm doldu bardan, İyid galsa ger gatardan, Tay, tuşuna çatabilmez.

GAŞDI Arpaçayı aşdı daşdı, Sel Saraını götdü, gaşdı. Sara gözel, geleın gaşdı, Aparch seller Saramı, Bir ala gözlü balamı!

Yüz atlıydıg, çıhdıg düze, Bıçag batsın yaman göze, Sağn başmag suda üze, Apardı seller Saramı, Bir ala gözlü balamı.

Arpa çayı derin olmaz, Ahan sular serin olmaz, Sara kimi gelin olmaz, Apardı seller Saramı, Blr ala gözlü balamı.

Arpa çayı meni aldı, Apardı deryaya saldı, Cilovda.nm dalda galdı, Apardı seller Sara.mı, Bir ala gözlü balamı.

Men bu bağa girmemişeın, Gonça gülün derınemişem, Men Saranı görmemişem, Apardı seller Saramı, Bir ala gözlü balamı.

Oldug eceb günü gara, Derdimize yohdu çara, Sara hesret galdı yara, Apardı seller Sara.mı, Bir ala gözlü balamı.

S,Wtlı

bu sinemde dağın, Öldürdü meni ferağın, Oldu gara tay otağın, AParctı seller Sara.mı Bir ala gözlü balamı:

Adahlm gözler yolunu, Boynuna salsın golunu, Su aldı sağ u solunu, Apardı seller Saramı, Bir ala gözlü balamı.

DüyU- nu tökdüm gaza .na' C:iYnadı gald ı azana Eaaca Yoh Allah yazana, .ı-\Pardı seller Saramı Bir ala göz lü balamı:

Arpa çayı ada gelir, Kor yengeler dada gelir, Sağn başma.g suda gelir, Apardı seller Saramı, Bir ala gözlü balamı.

Gedin deyin Han Çoban'a, Gelmesin bu il Muğan'a, M�an batıb nahag gana, Apardı seller Saramı, Bir ala gözlü balamı.

77

DELLEK MURAD 18. yüzyıl Aşıklarmda�dır. Ancak bazı kaynaklar 17. yüzyılın aşığı olarak gös. termektedir : [Telli Saz Üstadları, 20). Doğum ve ölüm tarihi belli değlldir. Ancak elimizde bulunan çok az sayıdaki şürlerine bakarak onun usta bir aşık olduğunu söyleyebiliriz. Gerayh (S'li koşmal ve koşma türlerinde söylemiş olduğu şiirleriyle tanınmalı:. tadır. Onun koşmalannda "vasiyetname'' ve "üstadname" özelliklerini bulablliriz. Daima adaletten. doğrudan yanadır. Şiirlerinde kötüJük yapanlann, adil olma­ yaniann. zulmedenlerin er geç cezalannı çekeceği anlatılmlştır. Dünyanın geçici, tiğini ve �mahk!lrlan anlatan "nedi" redifli koşması bu düşüncelerini açıkca dile getirmektedir, Gelin size men erzimi eyleyim, Ağil olan, bu dünyada var nedi? Dünya bir bostandı, pozular geder, Çiçek nedi, yemiş nedi, bar nedi?

Bu dünyada çoh çoh şirin mal olu, Tamahkarlar halı müşkül hal olu, Gol burulu, gulag batı. lal olu, Gohum nedi, gardaş nedi, yar nedi?

Edebi sanatlardan bilhassa. mübalağa sanatını şiirlerinde ustaca kullanmıştır Göye çekse- baş tayalar, Felek onu tez payalai-, Her külüng çapmaz gayalar,. Her iyidden Ferhad olmaz. Yukanda şiirlerinin ''üstadname" özelliği taşıdığını belirtmiştik. Üstadnameler­ de atasözleri ve hikmetli sözlerden istifade edilir. Bugün bizde "vardığın yer köz ise bir gözünü kapa.", "sorulmadık yerden çıkma", ''üstüne lazım olmadık işe karışma" gibi atasözü ve deyimlerle anlatmaya çalıştığımız mevzuyu o bir şiirinde şöyle ifade etmektedir. Sen nüdreten bir meclise varanda, Yahşı eyleş, yahşı otur, yahşı dur, Dindirende me'rifetden ver heber, Gören desin berekallah yahşıdı. ElimJzde çok az sayıda .şiiri olan Dellek Murad ancak antolojilere gircbllmlştiz'. Hakkında belli başlı bir çalışma yapılmamlştır. KAYNAKLAR Telli Saz üst.adlan, Bakü 1964. 20-23. (Azerbaycan Aşıkları ve El Şairleri I, 147-lSll.

78

GERAYLILA.ft gemin erbabıyam, oerd ü nden irad olmaz. Derdler me eyal eyler, Günde min nıin � şad olmaz. bır }Jenı·m köniüm

az pusta, Derviş olan bahm usta. Uslu olan olar Guvenme bivefa dosta, Bivefadan imdad olmaz.

Könül. sene bir nesihet, Şer iblisden sen ge1 gen gez. Bir kes nesihet bilmese, Çekil ondan sen gel, gen gez.

OLMAZ Göye çekse baş tayalar, Felek onu tez payala.r, Her külüng çapmaz gayalar, Her iyidden Ferhad olmaz. Seher bağın eser badı, . Dostundan iste imdadı, Mövlam yaradıb muradı, Heç kes Dellek Murad olmaz.

GEN GEZ Dam üstündeki gırçıdan,

Malı çohdu demirçiden, Rengi solmuş boyagçıdan, Bed nezerden sen gel, gen gez.

Tamahkarın niyyetinden, Yay günü keçi etinden, Yoldaşın mazaratından, Dellek Murad sen gel, gen gez.

GOŞMALAI� EYLEME Gadir Allah budu senden dileyim, Edalet kanısan, keremin çohdu, Sen merdi namerde möhtac eyleme. Te'neli söz hençer, nizedi, ohdu, Geybi hazinenden yetir ruzisin, Gardaşın gardaşa vefası yohdu, Sen merdi namerde möhtac eyleme. Gardaşı gardaşa möhtac eyleme. �tı.merd köpriisünden, ölsem, keçmerem,Şair olan deyer sözün ansın, 8.rvan olsam menziline düşmerem. Ansı olmasa olsun yansın, Eli den c anımı ahb içmerem, � Goy lap alsın gözlerimin birisin, ag eli sol ele möhtac eyle Bu gözü o göze möhtac eyleme. me. 5 Dellek Murad dey.er sözün zatını, El elden ötkündü işin çetini, Gurda, guşa gismet ele etini, Atam oğula möhtac eyleme. Adern o ğı Yoı' erk u, Yol erkanı tam bil · yen dar olmaz. sıl'ri. . a.n bilenın Bive� Söyleme gemü aleme, dilberden sene yar olmaz.

OLMAZ İyid odu te'ne ohun atmaya, Hala! mayasına haram gatmaya, Bir oğul ki, ata sözün tutmaya, O oğulda geyret, namus, ar olmaz. 79

Öz sürümden gurban verim deyesen, Öz yunundan şal tohuyub geyesen, Beslediyin bağın bann yeyesen, Yad bağından sene heyva, nar olmaz.

Dellek Murad, çekme bir b unca ge Burda duran olmaz, gederler h a.mı illi, Felek biçinçidi, bu dünya zenu Biçilen zemide mürguzar olma�.

NEDİ?

Men !eleyin şerbetini içmişem, Hemdem olan gel halımı gör nedi? Bu dünyada bostan olur sovulur, Yemiş nedi, çiçek nedi, bar nedi? 1

Beyin gaynar, sümük. coşar tökülü, Gemik zail olub çoh bel bükülü, Mehşer günü bize bir dam tiklli, Eşik nedi_. baca nedi, der nedi?

Yığılag bir yere beş ü onumuz Gibleye çevrilsin bizim yönümüz Beşce arşın bez olacag donumuz· Atlas nedi, baftıı. nedi, zer nedi? Dellek Murad, gözler doymaz sürmede!), Gebre girer aşıg yann görmeden Altı torpag, üstü daşlı hörmeden' İsti nedi, soyug nedi, gar nedi?

YAHŞi DUR

Sen nüdreten bir meclise varanda, Yahşı eyJeş, yahşı otur, yahşı dur. Dindirende mo'rifetden ver heber, Gören desin berekallah yahşıdı.

İgidin me'rfeti gerek dilinde, Gocanın esası gerek elinde, Beygeyret oğulun ata yerinde, Galmağmdan heç galmasa yaJışıdı.

Dellek Murad. bir vaht geler gonağın, Mesref eyleyersen dügile yağın, Cehd ele ki, tutulmasın �a.bağın, Bir şirin dil hamısından yahşıdı.

80

VARHİYANLI AŞIK MEHEMMED 19. yüzyıl Aşıklanndandır. Zagatala vilayetinin Varhiyan köyünde doğmu�tur. Ancak doğum ve ölüm tarihi belli değildir. 18. yüzyılın ikinci yarısı ile 19. yüzyılın blrinci yansında yaşadığı rivayet edilir. Sa.yad Nova'nın çağdaşıdır. Yine rivayeıe göre 19. yüzyılın ilk yansında 65 yaşlarında iken vefat etmiştir. o, elinde sazı ile il il dolaşmış, bir çok usta aşıkla karşılaşmıştır. Mehemmed'eın geşt eledim, Bu cümle caharu gezib, Genceni, Gara.bağı, Şekini, Şirvaru gezib, Hoy, Salmaz, Marağa, Tebtizi. Tehranı gezib. Bilgili ve ustad ılşıklardandır. Aşık şiirinin ''geraylı", koşma, tecnis, muhammes, "cığalı-zencirli müseddes" ve divani türlerinde çok güzel şiirler söylemiştir. O, dev­ rindeki saz hava.lanmn tamamını çalabilecek güçte bir aşıktır. Onun hicviyeleri çok başanhdır. Toplumdaki aksaklıklar, tembeller, iki yüzlüler, ahlaksızlar, onun sazı­ nın tellerinde açık bir şekilde hicvedilmiştir. "Ömer" isimli hicviyesinin bir dört­ lütunde şöyle demektedir Üç gece galdım evinde, gazan del'"·medi sa.cağa, Bu işe tedbir etsin Abdulla, Molla Hacağa, Halgı başına yığıban, özünü verdin bucağa, Verdin manat yanm pulu, onu da saldın ocağa, Hesislekde tayın yohdu, ay mallı, dövletli Ömer. Yııkanda halk şiirinin hemen bütün türlerinde şiirler söyleyebildiğini belirtnıiş­ lk t · O tecnis dalında söylediği şiirleri ile ününü biraz daha arttırmıştır. Kama.ndarın onu der yaya düşdü, Gışın çillesinde der yaya düşdü, Deli könlüm yene deryaya düşdü, İsteyir ki, gevvas kimi ya dala. Şurıerinde edebi sanatları ustalıkla şöYle danı.ektedir. V aht Vaht Vaht Vaht

olar olar olar ilar

kullanmıştır.

Gönlü işlediği bir şiirinde

çıharsan Mecnun dağına, düşersen gem yıgnağına, yüz ataş !car etmez sana, alışıb yanarsan könül. 81

1930-1938 yıllarında Aşıglar kitabrmn muhtelif naşirlerini hazırlayatı Iiltnnı. Elizade onun 40 kadar şiirini yayımlamıştır. et

KAYNAKLAR Paşa Efendiyev, Azerbaycan Şifahi Halg Edeblyyatı, Bakü 1981, 199-20l.

Telli Saz Üstadlan, Bakü 1964, 38--40. (Azerbaycan Aşıglan ve El Şairleri I, 152-178.l

82

GERAYLILAP. YAVA1$ ET :Satlanıban geden dilber, Kerem ele yar, yavaş, get, Meni derde salan dilber,. Kerem ele yar, yavaş get.

Gül dibini almasın har, Könlüme getirme gubar, Sinem döşe tamah gılar, Ağ buhağı gar, yavaş get.

Mehemmed'em, yaş tökerem, Yollarına göz tikerem, Müdam intizar çekerem, Gedd-i gelemkar, yavaş get.

TELLERİN Haber alınag ayıb olmaz, Nedendi gısa tellerin. Yohsa aşigin ölübdü, :Ba.tıbdı yasa tellerin.

Uca dağlar ucası tek, Şahmar Hen sucası tek, Yaşılbaş eyricesi tek, Senin de ese telleı·iıı-

Mebemmed'em yana Yana, Yandı bağrını döndü gana, Çapar safa Gürcüstan'a, Firengi basa tellerin.

Gürbet elde düşdüm lıeste, Yerim silkip salan yohdu. Her terefe gefle işler, Bu berbadı,:ı. gelen yohdu,

YOHDU

Halları var hincl.i hindi, Yar başına dönüm indi, Seni sevdim alem bildi. Bu sözümde yalan yohdu.

Gel bir Mehemmed'i dindir, Suçunu boynuma mindir, Öldürürsen, özün öldür, Ganım senden alan yohdu ..

'Gulun alam binalı yar, Meni gözden neden saldın ? Derde derman bilmez idin, Meni gözden neden saldın ? Ağ üzünde haldan ötrü, Lebindeki baldan ötrü, Bu puç olan maldan ötrü, Meni gözden neden saldın ?

SALDIN Bağında gül beyaz olma.z, Olsa da yar rengi solına.z, Hercayının andı olmaz, Meni gözden neden saldın ? Mehemmed der derdim çohdu, Sineme vurduğun ohdu, Senden geyri yanın yohdu, Meni gözden neden saldın ?

83

GOYNUN İÇİNDE Narınc, turunc durur goşa, Gız, senin goynun içinde. Az galır beya.lım çoşa, Gız, senin goynun içinde.

Erisin dağların garı., Tökülsün çaylara san, Gürcüstan'ın bir cüt nan, Gız, senin goynun içinde.

Gaşın cellad gamın içdi, Ömıiim zemisini biçdi, Bir zaman dövranım keçdi, Gız. senin goynun içinde.

Geddin elif, boyun beste, Könül görcek düşür beste, Derde derman iki neste, Gız, senin goynun içinde.

Naz ile getdin hamama, Mehemmed geldi salama, Bostançı besler şamama, Gız, senin goynun içinde.

COŞMALAR SÖZ SENDEN

Dilber, mayıl oldum senin oynuna, Nazlı dilber, gel ihtilaf eyleyek, Sazı menden, simi menden, söz senden. Besle şamamalar, doldur goynuna, İzin olsa golum salım boynuna, Erzimizi hansı yana yetirek, Davat menden, gelem menden, yaz senden.Öpmek menden, guçmak menden, üz senden. Mehemmed'em bizim bağa gelesen, Siyah zülfü dal gerdene salasan, Men ovcuyam. sen bir ceyran balasan. Çemen menden, çiçek menden. göz senden. İNCİMESİN Sallana, baylana. geden Salatın, Ele sallangilen yol incimesin. Gorhuram dünyanın yeli ters ese, Tôküle gerd.ene, tel incimesin.

Gaşlann celladdı. gözlerin humar, Seni gören senden bir buse umar, İncene tahmısan gümüşden kemer, Ele gurşangınan bel incimesin.

Yazıg Mehemmed'i salmısan yasa, Ne üçün durubsan menimle bese. Könul ister at üzünden bi,r buse, Dodag zehmet çekib, dil incimesin.

BAŞINA Heber geldi şah gonıgu talandı, Heste cismim yar başına dolandı. Ört üstünü, gizlet onu amandı, Gezebnakdı, eler gan memelerin. 84

DOLANDI Esli olan kimse özünü öymez, Arası meydandı, baş başa deyınez. Şestine gerrahdı, şaha baş eyınez. Bahar birblıine ya n memeJerio.

Sinen dağdı, Savalanın ga.rıdı, Memen şuhdu, Gürcüstan'ın narı.dl, A.ş,g Mehemmed'.in yadigandı, Amanat can senin, can memelenn. YAMANDI düşmesin yar sevdasına, Gel ikimız durag, bir misal edek, l{eç kimse bele derde, yamandı. Ne ki var ürekde hoş heyal edek, mez döz }{imse Üz be üz. otunıb derd-i hal edek. Bülbül de eşg eyler gül havasına, Men seni görmedim heyli zamandı. onun da könlünde bir hoş gümandı Mehemmed'em sensen menim güllerim. Ölüm ayağında başa yalvanm, El menimdi. etek senin, dilberim, Ayırma özünden meni, amandı. NOVCAVAN Sidgile çevirdim sene yönümü, Apardın ağlımı, din, imanımı, Gıya bahıb aldın şirin canımı, Mestine gözlerin süzen, novcavan.

Şükür Hagga, yene gördüm üzünü, Be.ğ, çemen seyrinde gez·en novcavan. Bir danış, eşidim hoş avazını. Dahanına nabat ezen novcavan.

Sensen Mehemmed'in cam cananı, Cennet-i rizvanı, huri-gılınanı, Yüz min möhnetinen sevmişem seni, Görüm ne yazıbdı, yazan novcava.n.

GELİN Me.ra.J kimi bu dağlan gezirsen, Ceyranın guzusu, sağısan gelin. Dii.şdüm meclisine, tarumar oldum, Bezeyirsen bu yığna.ğı sen, gelin.

Seni gören olur beste, za.rıncı, Halın kimi şö'le vermez her inct. Sinen üste yetir narı, tunıncu. Firdövs-i e'lanın ba.ğısan, gelin.

Mehemmed'e galdı bu dağ-ı hesret, Geceni gündüzü saet be saet, Öldürürsen öldür, verme hecalet, Hamişe canıma yağısan, gelin. DEDİN Aien sen-1 go.. d n erdim salam duayla, . E:rz Örn� ha.Jun Yara dedin, ne dedi? m garu keçdi, yene ah, vayla, Çoken n i tizara dedin, ne dedi?

NE DEDİ Özü el çekmedi, :z.övg ü sefadan. Men de gurtulmadım cövr ü cefadan, Bes ne üçün döndü ehd�i vefadan, Sen o biilgara dedin. ne dedi?

Mehemmed'em derde çara bilmese, Ağlar iken didem yaşın silmese, Men de öliem yardan derman gelmese, Bes derdime çara dedin, ne dedi? 85

TOKEZBAN Bülbüller ötüşüb naz ile oynar, Yanahlann ohşar güle, Tükezban! Çığalar gı,vrılıb üz ile oynar, Ne sığal veribsen tele, Tükezban!

Şirin canım yar yolunun herabl Heste cismim ayağının tuıabı ' Mest eyler aşığı lebin şerabı. Gend ezibsen dişe, dile, Tükezbanı

Mehemmed'em indi sene uyaranı, Men arifem işareden duyaram, Vesf eyleyib ölkelere yayaram, Te'rifin dağılar ele, Tükezbanl YADA DÜŞEN YAR Yene bu könlüme saldın bir talan, Nihan yerde gelib yada düşen yar, Ezel menim ile danışıb gülen, İndi yadlarınan bayramlaşan yar.

Dograyıban ciyer, bağrım yargilen, Hezel kimi saralıban solgilen, Ha ra getsen, gayıdıban gelgilen, Ya bir erin ölsün, ya da boşan yar.

Mehemmed'in könlün sen delmeyesen, Bu dünyadan bir metleb almayasan, Günün gara keçsin, heç gülmeyesen, Hemişe ağlamag olsun peşen yar, OLMAGINA İndi yaydı_ payız gışı daldadı, Bülbül intizardı yaz olmağına. Eşginden ciyerim gara bağladı, Heç şek mı var yarub köz olmağına.

Sevdiciyim geymiş yaşıl, allan, Yaşılba�lar çem-hem eyler gülleri, Ceyran da otla.yar, gezer çölleri, ister ki gabağı düz olmağına.

Mehemmed'em. eşgim menim tehtimdi. Ceddimi yay eden şara behtimdi. Elim işde. çoh darmacal vahtımdı, İncime sözlerim az olmağına. TE'N EDER Talada sevmişem men bir şahbazı, Serv boyu tuba boya te'n eder. Süzüben babanda mest ü mestana, Caşlan eymesi yaya te'n eder.

Goynun içi mihek, darçın, hil kimi, Boyu uzun sa.çlan sümbül ki.mi. Agı ağdı, gı,rmrzısı gül kimi, Yanağı güneşdi, aya te'n eder.

Mehemmed'in könlüne aldın güman. Memesi fincandı, sinesi meydan, Erşdeki melek tek. behiştde gılınan, Göz.ellikde Züleyha'ya te'n eder.

RR

YARA MEN Keçdi aylar, geldi dolandı iller, Piyalalar meclisinde sağıdı, y y Heç bilmedim ne sö ledim ara men. Sebeb nedi her kes bize yağıdı, Sayil olub küçe küçe gezmişem, Beş barınağım bal eylesem ağıdı, Der
BUGIZ Bilin, unudacag o Haggı sayı, Yahşını. yamanı, pisi, golayı, Götürüb eline bir çatma tayı, Gör nece durubdu şah, bu gız, bu gız.

Mehemmed'em siz.e eylercm minnet, Goymayın ganımı töke bu celled, Çıbsanız aradan. verseniz möhlet, Meni doğrayacag bah bu gız, bu gız. Cern, gesavet bugün başa vuruldu, Ağ:Jııyıılım. aynlığın günüdü. �m.etimiz; gurbet elde verildi, J\tlanlım, ayrılığın günüdü.

G0N0D0

Meni kül eledi elin diUeri, Bundan sonra gözlameyin yollan, Men gezerem gedib gürbet elleri, Ağlayalım, ayrılığın günüdü, 87

Canım ustad, teveggeyim sizedi, Feleyin etdiyi mene cezadı. Belke gismetim var meni gözedi. Ağla Memmed, ayrılığın güDüdü.

ARİFLER

Evvel ustadından Dünyanın vannı, Serinde bir zerre Dediyinden nece

Eşgin şarabından bir getre içen, Elbette, od tutub yanar, arifler! Gizlin sini her cahide car açan, Düşer e'tibardan kena.r, arifler!

dersini alan, yohunu bilen, kamalı olan, döner, arifleri

Mehemmed de bilmez ömür yaşım, Canıma. salrnısan eşg ataşını, Heç kes ganmaz bu dünyanın işini, Biri köçer, biri gonar, arifler! CANIM Bağban idim bağda bar sebebine, Bülbül idim gülüzar sebebine, Bii!gar, bivefa yar sebebine, Divana Mecnun'a tay olan camın.

Ay arifler, ne kemtale gul oldum, El içinde haggı zay olan canım, Gedirbilmezlertn gecbini aldım, Emeyi itiben zay olan canım.

Mehemmed'em, bir murada yetmedim, Baş götürüb galmagaldan getmedim. Öz ohurnu, bir menzile atmadım, Özgeler ahuna yay olan canım.

Vaht Vaht Vaht Vaht

olar olar olar olar

galharsan erşe, asmana, havadan yenersen, könül. düşersen çiskin, dumana, her işi ganarsan, könül. Vaht Vaht Vaht V aht

olar olar olar olar

KÖNOL

Vaht Vaht Vaht Vaht

olar o1ar olar ola,r

çıharsan Mecnun dağına, düşersen gem yığnağına., yüz ataş kar etmez sana, alı�ıb yanarsan könul.

Mehemnted tez geler goşa, heç elin getmez bir işe, dönersen demire, daşa., şişe tek sınarsan könül.

GERİBLİK

Ah u vay çekiben, gan ağlamagdan, Dönübdü ciyertm gana geriblik. Hayamı bahıram bir kimsenem yoh! Düşübdü yadıma. ana., geriblik.

Azani-ıı çoh olub a.ğnyıb başım, Didemden tökülür al ganlı ya.şını, Yahamı çürütdü zalım göz yaşım, Getirdi canımı cana geribUk.

Alem bilir ki men nece serhoşam, Bir tuti dilliye medhuş, bihuşam, Ağ�ından od tutmuş semender guşam, Goydu meni ya.na, yana garib\ik.

Anam yohdu başın açıb ağlaya, Bacım yohdu üreyini dağlaya, 'rorpag gerek Mehemmed'i sah1aya, Bı,ılke geldi yar bu yana geribUk.

88

AGLARAM

Bir beri bah, ay gadasın aldığım, Heber gelmez, ellerinden ağlaram. Dedim aba.d olsun, bülbül oynasın, Har govulsun, gülleıi.nden ağlaram.

Ha.nalı barınağı, nazik elleri, Görmez oldug, dehi kesik telleri, Köçdü bizden, irag düşdü elleri, Göz kesildi yollanndan ağlaram.

Reste olub yar yanında galmadım, Canan, sene neçin gurban olmadım, Günahkaram, men yolunda ölmedim, İntizaram yollanndan ağla.ram.

Mehemmed'em bu zulmatda galmışam, Üz tutuban ayağına gelmişem, Gör iglabım, neçe şikest olmuşam, Ayrı düşüb dillerinden ağlaram.

BİR CAM AZ Yatmış idim gafil geldi üstüme, Dönübdü bir şaha, çıhıbdı tahta, Bir cam dolu, bir cam yan, bir cam az. Cığalan gıvnlıbdı gabahda, Üç muradı onda tutdum destime, Üç şey var, mezesi dilde, dodahda., Bir cam kamal, bir cam söhbet, bir cam söz.Bir cam pey kan, bir cam müjgan, bir cam göz. Cavan ömrüm eşg oduna odlandı, Eşg ehliler içen kövser abıdı, Bu gisaslar giyamete galandı, Herkesin sevgisi melek babıdı, Cananda üç şey var, canlar alandı, Bir cam ya.nah, bir cam buha.h, bir cam Üç şey de var, birbirine tabıdı, üz. Bir cam ceyrar:ı, bir cam çemen, bir cam düz. Mehemmed'em bu derd meni sındın, İsmim bilmez, her yetenler dindiri, Üç .şey var ebedi meni yandırı, Bir cam eşg, bir cam ateş, bir cam köz. OLSUN

Gıı alanda gözlerini açgilen,

Üzü şirin, renginde de gan olsun. Göyçeklerin boylusunu seçgilen, Canlar alan serv-i buram.an olsun.

Lehleri gırmızı, yanağı hallı, Gaşı, gözü gara, teli cığalı, Şeki'nin şahbazı, Gence maralı, Ahu balası tek bir ceyran olsun.

Esli, zatı olsun uslu, kamallı, Boy-buhun sürahi, şekilli. hallı. Meclislerde melek, peri misallı. Otag)arda ya han, ya. sultan olsun.

Üz deyirıni olsun, gözleri iri, Günün aıtda. ter şamama növberi, Saclar yasemeni, ged senuberi. Şahin bahışlan bir terlan olsun.

Yanağı al olsun, buhağı etli, Fiıişte şekilli. peri süretli, İstersen şeherli, istersen kendli, Ancag necib olsun, ganı gan olsun.

İşveli, çemhemli, şiveli, nazlı, Gareguş cilveli, durna avazlı, Acıgli, mülayim, söhbetli sazlı, Nişanlı sene de mehriba.n olsun.

Gözeilerde çoh çoh olur nişanlar. Gahbir gahbir, bele bele cana.nlar, Mehemmed der ey eşgili cavanlar, Ele cananlara can gurban olsun.

89

TECNİSLER BAGLARI Bir göze! görmüşem bizim eUerde. Üzünde sezmişem buse bağlan. Yaşılbaşlar cem hem eyler göllerde, Terlan şikarında busa bağia.rı.

Nezer saldım hanesinde a dere, ZehmeUmden süzülende a dere, Könül ister, güllerini a dere, Gorhum budu bağban btısa bağları.

Meheınmed'em, çeksem gelmez a.yanm, Dolu badem indi oldu a yarım, Ne sebebden perişansın a yarım, Seni gemgin gördüm bu sabağları. YA "DAL"A Kamandarın ohu der yaya düşdü, İbtida elifden dersim alanda, "Elif"den ohuyub geldim ya "dal"a. Gışm çillesinde der yaya düşdü, Açılanda fesl-i bahar mövsümü, Deli könlüm yene deryaya diişdü, Bülbül meylim uçub gonar ya dala, İsteyir ki, gevvas kimi ya dala. Mehemmed, yene de ayyarı, sevdin, Bayğu tek yaslanıb ay yarı scvdJn. Eşge cünün oldun, ay yarı sevdin, Layıgdı mı indi onu yad ata.

MÜHEMMESLER GELİR Dllberim aşığını sallamb görmeye gelir, Tuti tek dili fesih danışıb gülmeye gelir, Hasretinden derde diişdüm derdimi bilmeye gelir, Derdinden gan ağla.ram yaşımı silmeye gelir. Bllmirem ne var könlümde yar özü bilmeye geliı·. Yaradan bu cavaru gör nece cand,m eyledi, Yanahları lale kimi gönçeden gulşan eyledi, Kekili sünbül. cığalan zülfü perişan eyledi, Gaşları oh atıban sinemi şanşan eyledi, Şah-i kamandara dönüb bağrımı delmeye ge\il'. Agceyran gUZUsudu çıhıb çöle düzde durur. Cığalar gıvrılıban mah.i taban üzde durur, Gaşlara vesme yahıb, sürme ala gözde dunır, Huriler hidmetinde melekler pişvazda durur, Bir bele şah-i huban teveccüh gılmağa gelir.

90

Meclisi sef sef edib yığnagı elvan bezeyin. Gızıl, gümüş şamdanları, çırağı elvan bezeyin, Doldurub getir gedeh bir sağı elvan bezeyin. Döşeyin halı, gebe otağı elvan bezeyin, Belke de mehman olub bir gece galmağa gelir. Mehemmed'em yara müştag olmağımı siz de bilin, Başıma geleceği bilmeyimi siz de bilin, Saralıb lıeyva kimi solmağımı siz de bilin. Ey bidad, Allah aman, ölmeyimi si.z de bilin, Cellad-i hunhar olub canımı almağa gelir.

GURBAN OLASAN

Bir bele ay gözelin özüne gurban olasan, Dindirib, danışdınb, sözüne gurban olasan, Camalt mah-i taban üzüne gurban olasan, Süzülüb ne hoş bahır gözüne gurban ofasan, Ne eceb göftarı hoş. avazına gurban olasan. Gız senin goynun içi mihek, darçın, hil. kimidi. Tökülüb dal gerdene saçların sünbüJ kimidl. Dehanın şehdi - şekerr, dodaglann bal kimidi, Çerhi sine, beyaz buhag, yanahların gül klmidi, Bülbül-i şeyda oluban yazına gurban olasan. Birce bahın bu gözele ne eceb türfe çağıdı, Meclisi mest eleyen elinde gövsar sa.gıdı, Sinesi mermer kimi savalamn yayJağıdı, Sonrası pervaz olub şuh terlanın növrağıdı, Çöllerinde ördeyine. gazına. gurban olasan. 1sterem ol Huda'dan bir gece yanda galası, Könlüne sırdaş olub hemişe derdin alası, Açılmış gönce kimi şüküfeli bağ lalası, Dağında maral guzusu, yazında ceyran balası, Seke seke seyre çıhıb düzüne gurban olasan. Mehemmed'em keşt eledim bu cümle cal1anı gezib, Gence'ni, Garnbağ'ı, Şekin'i, Şirvan'ı gezib, Hoy'u. Salmaz, Marağa, Tebriz'i, Tehran'ı gezib. Arayıp ahtarıban mülk-i Silleyman'ı gezib, Bir bele şuh gözelin nazma gurban olasan.

ÖMER

f He C V 1

Ay bu Talanın kendinde bir olmaz iş tutdu Ömer. Neı.erıü birce balım bize zillm etdi Ömer, Yüz derdim vardı menim derdime derd galdı Ömer, liara.mdı balı.malı üzüne murdar gebahetdi Ömer, Eyledi simsarını, hamı hecaletdi Ömer. 91

Taleyin terse düşüb ah u zarda olsun halın, Ha gışın çevriliben dönsün h:dın hem igbaJm, Dad ü feryad ha çekesen heç hara çatmasın elin, Ezizin ölsün görüm, gm.lsın ehl-i eyalın, Olasan yasda seni. hemişe hövfetde Ömer. Malına tegsim düşüb mülküne plan yaraşır, Dağılıb dumdüz olub evine ta.lan yaraşır, Galayçısan garaçtsan eline ilan yaraşır, Hemedıı.n eşşeyisan beline palan yaraşır, Hayıfdır çörek sene, ruzun saman, otdu Ömor. Üç gece galdım evimle gazan deymedi sacağa., Bu işe tedbir etsin Abdulla Molla Hacağa, Halgı başına yığıban özünü verdin bucağa, Verdin manat yarım pulu onu da saldın ocağa, Hesisllkde tayın yohdu, ay mallı, devletli Ömer. Ne vaht senden kişi olar gırh elli deyir yaşım, Tanımazsan gohum, gardaş, egrabam. tay tuşunu, Evine bir gonag gelse yere salarsan başını. Mehemmed'em hecv elerem balub senin her işini, Tutgunan senin üçün bu bir nesibetdi Ömer.

CIGAU, ZENCİRLİ MÜSEDDESLER Salla.ruban yüz naz ile Gelen kim.in yandı, bu. Gedd-i gamet ne giyamet Hu-daca dilberidi bu, Gabağı vech-i gemer Yanağı ehmer idi bu, Gaşı kaman, kipriyi oh Gözlen humar idi bu, Sinemde defter olub Dilimin ezbeiidi bu, Ezberdi beste, Dehanı püste, Lebleri meste. Cennet libasta, Dal gerdan üste, Gıvrılmış siyah teller, Deyesen şahmandı bu_ Men ha mayıl 0Imuşam Dal gerdenin mlnasına, Ağ eller boyanıbdı Elvan elvan hına.sına,

YAR İDİ BU

Heç tanınmaz bu misalda Gözeller sultanı deyim, Erşde melek yerde gıimıın Ol uca bendeni deyim. Aşığı meşug eden O gül.i hendanı deyim. Leli ü mercan cevahirdi Dehanı dendam deyim, Vesfi düşübdü aleme Dillerde destanı deyim. Destan olmuş lrnh vın-. Leblerinin balı wu·, Ağ uzünün halı var, Nazik, ince beli vıır, Eceb şirin dili vnr. Avazı hoş bülbül kimi Kelme�i şeker idi bu.

Sed"a.forin düzi.'ılübdü Eyremceler şanasma, Terlan olub men gelmişelll Bu gôzeller sonasına.

Oylağında boylanıram Göz tikmişem binasına, Binası göyçek, Çemende çiçek, Serinde leçek, Üzünde birçek, Men deyim gerçek. Siz de inanın arifler Bir bele dühter idi bu, Birce balım bu cavanın Ne eceb türfe çağı var, Besleyib her terefden, Bir cüt şamama tağı var.

Açılıbdı sine meydan, Mermere benzer ağı var, Müşk-ü enber iyli, Gohusu, etri, yağı var. Bağına bağban oldum, Cennet misali bağı var, Bağındı lala, Hem sağ ü sola, Çıhanda yola, Düşdüm heyala, Te'rif deyim gulag asın, Gözeller serdarıdı bu.

Çılıanda ceyran balası, Nece gelir düzde balım, Bir bele yeriş yerimez, Ördek ile gaz da balım, Geyinib elvan elvan, Örtübdü Gülgez de balım, Süsen, sünbül, ter bönefşe, Açılıbdı yazda balım, Men bu geder vesf edirem, İnanmırsm siz de balım, Balım bu gaşı kamana, Batıbdı gara dumana, Könül düşdü gümana, Oylağmda çemene, Tez yetirin dermana, Mehemed'i derde salan, Bele sitemkandı bu. Ala gözlüm bir beri bah, Derd-i ser.inden ölürem, Düşmüşem hicran gemine, Ah u feğandan ölürem, Bil ki senin nigaranın, Heç çılımaz candan ölürem. Men bir şeyda bülbülem, Ay gülü hendan ölürem, Kipriyin siyah müjgan, Gaşı kamandan ölürem. Kamandı ohlar, Gülden buhahlar, Günündü çohlar, Kelmesi şuhlar, Elvan otahlar, Ne ola bir danışag, O dil dahandan ölürem.

ÖLÜREM Bezenib seyran ile, Her çıhanda yollan hoş, Geyinib elvan elvan, Yaşıl üstden alları hoş, Tahgılan cüt bilezik, Ter hmalı elleri hoş, Gurşasan mina kemer, Eyle nazik belleri hoş. Her seher çah şaneni; Dara siyah telleri hoş, Terlan oynağı, ' Gözle sol u sağı, Candan götür dağını, Dolan gez otağını, Aç sinevin bağını Narınclar aldı canımı, Çıhar fincandan ölürem,

93

Ay meni derde salan, Bir bele viran olu mu? Ha bu eşgin eseri, Bes menden bir yan olu mu? Göz görüb gelb sevmese. Heç aşıg heyran olu mu? İki dost arasında, Afet-i dövran olu mu? Meni saldın ateşive, Bir bele ni.ran olu mu? Heyran oldum özüne, Sallananda nazma. Bir şirin avazına, Mail oldum gözüne, Tuş babanda üzüm,, Yanagları lale kimi, Hallan den den ölürem.

Men sene gözel deyim, Cefa ile, minnet ile, Baygu kimi sızıldaram, Gece gü_ndüz zillet ile, Lehlerin şerab süzür, Şeker ile şerbet ile, Herkese gismet olsa, Nuş eyliyer lezzet ile, Geyibsen elvan elvan, Rengbereng hel'et ile Hel'etini biçer-em, Candan, başdan keçerem Öz yurduma köçerem, Zeher versen içerem, Gövherle dürr seçerem. Serrafam el üzmerem, Cevahir kandan ölürem.

Ne ola sen olasan, Men cavamn yan eziz, Cennetin rizvanısan, Gılman ile huri eziz. Bu gözellik ki sende var, Başa versin Tan eziz, Tapmaram bu dünyada, Sene beraberi eziz, Mehemmed'in müheınmesi, Dostun yadigan eziz, YadigArdı sirdaş, Sirrim etdinı halga faş, Ağlayıb tökdüm gan yaş, Yahşı sahla başa baş, Bir men ile temenneş, Bir gecenin mehmamyam, Ayrılsam senden ölürem.

DİVANİLER EZİZ Şükür gördü,m camalmı, yanağı gülşen eziz, Zülfünden hecalet çeker, sünbül ü reyhan eziz. Biz k.i, eşge mübtelayıg, birbirinden nigaran, Ta ölünce olsun bizim sirrlmiz pünhan, eziz. Seni seven gan ağlasm, gözlerini yaş eysin, Şad könlümün şişesini, sındırıban daş eysiri, Camalına ikram edib, gaşlanna baş, eysin, Daim dursun hidmetinde, emrine ferman eziz. 94

Mehemmed'em. sızıldaram. servi boyun gorunce, Ter memeler benzeyir behiştdeki türünce, Derdin meni inceldib. siyah telin bir ince, Hesteyem, geldim yanıva, sen eyle derman aziz.

NEYLİYİM ? Könül, seven dost bağına vara bilmem. neyliyim, Açılıbdı taza güller, dere bilmem, neyliyim, Bir cananın hesretinden düşdüm Eyyub derdine, Dolanıram tebib deyib, çare bilmem, neyliyim? Bilen kesler eşge düşmek, çoh sitemdir car üçün, Ne geder ki, derd-i gem vardı, yazıhbdı men üçün, Sevmişem bir mehribam nigaranam on uçun, Herden herden düşe_r yada göre bilmem, neyliyim? Mehemmed'em erz-i halım budur size, gazılar, Hoş balına ol kimsenin könlünü pervaz eler, Yaradanın kereminden bele imiş yazılar, Mesken salıb bu viranda dura bilmem neyliyim?

NALE



EFGAN EYLE

Deli könül, galh ayağa, meclisi ıı.lşan eyle, Bülbül kimi gül eşgine nale vü ergan eyle, Ovçu isen, berelerde gözlegilen maralı, Dalda.la sen seyrağıban sirrini pünhan eyle. İsteyenler, gulah asın eşg ehlinin sözüne, İstemeyen goy kor olsun mil çekilsin gözüne, Anlamazın canı çıhsın hecaleti özüne, Ol anlayan ariflere, söhbeti beryan eyle. Mehemmed'em her deyende sirrim vermerem yara, Cesedimden deni alıban, canım düşdü azara, Esremiş nere dönderib gatgil onu gatara, Gaynat eşgin küresini, bir hazır meydan eyle.

DEYER

Namerd He işim yohdu. men hecetakram deyer, Ne yükü yoh, ne metaı, şah ü hodkaram deyer, Kamallıya ne lazımdı, gizli sirri car ede, Her yetene bildiriben, açılı aşkanm deyer. Öz zatımdan heberdaram ab u ateş, bad u hak, Ge!bim tesdig, dilim idrak, inannıışam sidgi pak, Bir sevdaya giriftaram, başımda ver yüz kelek, Hele men ustad hak payam, o ustadkaram deyer.

95

Menem eşgln kamandan, ohu, yayı neylernm, Güvenmerem bu dünyaya, sultan bayı neylerem, Kamalım ki var gumaşdı, don, darayı neylerem, Mehemmed'em, bu arada bir müsafirem deyer.

YÜKÜM

Eşgiden lı:amil olan heyli igbaldı yüküm, Dürlü gumaş cem etmişem, yaşıldı, aldı yüküm, Matahın matah olunca, hazarın bazar olsun, Ne alınmaz, ne satılmaz, hayli zavaldı yüküm. Merdaneler yığılıban, söhbeti hoş eylesin, Birbirine hoş deyiben, serin peşkaş eylesin, Sagiyem merd meclisinde içenler nuş eylesin, Ab-ı kövserden almışam, ab-ı zülaldı yüküm, Mehemmed'em, serrafkandı, her ne desen varıdı, Bir sözü cevahiratdı, biri kövherkarıdı, Gedr bilenler, yahın gel, gedr bilmezler, geri dur, Göstermerem her yetene, yagut u le'ldi yüküm. GADASIN ALDIGJM Bu bağlara bağban idim, bar gadasın aldığım, Besledibdi dal budahda nar gadasm aldığım, Bahar fesli, yaz mehsulu, baglann yaraşığı, Yanahlann teze güldü, zer gadasm aldığım. Bağda seher ga.rşı gelir, işve nazlı dilberim, Gelem gaşh, ay gabahlı, humar gözlü dilberim, Ay buhalıb, gül yanahlı, güneş üzlü dilberim, Her terefden birce buse ver, gadasın a!dığım. Mehemm-ed'em gorhum budu, bu igra.r yalan ola, Naşı serraf pozğun sala, seyrağlb talan ola, Ele cana, can gıygınan, gedrini bilen ola, Her naşıynan hemden olma, yar gadasm aldığım.

YAHYA BEY DILGEM 18. yüzyılın ikinci yarısı ile 19. yüzyılın ·birinci yarısında Şamhor vUAyetL. nin Deller-Cirdahan köyünde yaşamıştır. Rivayete göre 1838 veya 1840 yılların­ da vefat etmiştir. 15 yaşında şiir yazmağa başlamıştır. Sevgilisinin vefasızlığı, zamanın bozukluğu gibi konular orıun şiirinin ana ıeınasını teşkil eder. Bütün aşıklarda olduğu gibi o da sevgilisinin vefasızlığını, onun arkasından nasıl koŞtuğunu, "geraylı'' ve koşmalarında akıcı ve tatlı bir ııslılpla anlatmıştır. Sevgiliden bahsederken bazı edebi sanatları ustalıkla kul­ lıı.nmıştır. "Gördüm" isimli koşmasının ilk dörtlüğünde bunun en güzel ör­ neklerini bulabiliriz. Senuber gametli, sürahi gerden, Könül el götürmez bele dilberden, Göyde meleklerden, yerde beşerden, Hüsnü vecahetde bir efzel gördüm. YUkarıda · sevgilisinin vefasızlığının yanmda zamandan da şikayet ettiğ!nl belirtmiştik. O bu yönü ile içtimai meselelerle yakından ilgilenmiştir. Demek kl, sevgili ile içtimai meseleleri şiirlerinde yan yana işleyebilmiştir. Ancak içti­ mai konularda yazmış olduğu şiirler, sevgili için yazılanların yanında çok cılız lı:alır. Şllrlerlnde dünya güzelini Cennet'teki hurilerden daha üstün gören Dllgem, bunu her zaman söylemiş durmuştur. Çağdaşı olan aşıklar, şen, neşeli, şakrak şiirler söylerken, o bunların tam aksine, dertli, gam ehli bir Aşık olarak tanın­ mıştır. Zaten şiirlerinin büyük çoğunluğunda dünyadaki ıstırablardan bahset­ miştir. Talihsizlik, içine kapanıklılık, dünyaya küskün hali onun şiirlerinde daha cok görülür. Devamlı olarak sevgilisinden ayrıdır. Onu "Şemseddin Elinde" "Kür Çayında'" görür, şiir söyler, fakat kavuşamaz_ Bazen de sevgiliyi bekler, fakat gelmez. Bunun en güzel örneğlnl "gelmedi" redifli koşmasında bulabiliriz. Laçın beresinde, Kür kenarında, Getdi telli sonam göie, gelmedi, İstedim ki, onun te'rifln yazam, Sığışıb geleme dile gelmedi. ''Geraylı'' ve koşmalarının dışında onun "deyişme"lerl de çok mühimdir. Atışmalarının yardımıyle de devrinde yaşayan aşıkları öğrendiğimiz gibi, o yüz.. Jlllın halk şiirtnin gücünü de kolayca öğrenebiliyoruz. Dilgem-Gasid atışmaı;ı onun aşıklık gücünü açık bir şekilde göstermesi bakımından mühimdir. Çağdaş­ bn ve kendisinden sonra gelen birçok aşık onun tesiri altında kalmıştır. DUgem'in kendi adı ile söylenen bir de halk hikayesi vardır.

KAYNAKLAR

Teli( Saz tJstadları, Bakü 1964, 54-58. <.t.:erbaycan Aşıgları ve El Şairleri ı, 179-191.)

GERYALI Gencenin Şemkir elinde, Bugün bir novcavan gördüm. Gözleri canlar alandı, Gaşlarmı kaman gördüm,

GÖRDÜM Duruşu geldi hoşuma, Yem verdi könlüm guşuna, Sevdası doldu başıma, Oldu halım yaman gördüm. Gözüm düşdü o dilbere, Bahmadı mene bir kere, Ele bil ki, gögden yere, Yendi huri gılman gördüm.

Gölde üzen göze! sona, Ne g!rlrsen dondan dona, Neçe molla, alim ona, Verdi elden iman gördüm.

Dilgem'l saydı bir geda, Rubend açdı melekzada, Mühteser, şeb-i yeldada, Men onu mahtaban gördüm. GOŞMALAR GÖRDÜM Senuber gametli, sürahi gerden, Deylb danışmadım boylandun herden, Könül el götürmez bele dilberden. Ağıl başdan getdi, dizlerim glrden, Göyde meleklerden, yerde beşerden, Bir şuh giya bahdı, huş aldı serden, Hüsnü, vecahetde bir efzer gördüm. O cadu gözlerde bir emel gördüm. Dilgem'em, garşıma çıhdı buraman, Bir şeb-i yeldada, bir mah-1 taban, Gözleridi mücrim, gaşları kaman, Zülf-1 siyahını müselsel gördüm.

Başına döndüyüm, ay Eziz emL Getdl, bes al şanım niye gelmedi? Züleyha camallı, geddi mlnalı, Şövketll sultanım niye gelmedi?

NİYE GELMEDİ

Oldum yar yanında men bahtı gara, Geden yoh, gelen yoh, kesildi ara, Sineme vurubdu peykanll yara, Töküldü al ganım, niye gelmedi?

Tlltub zülflerlnl üzüne perde, Apardı ağlımı, goymadı serde, Biçare Dilgem'i salıbdı derde, Hekim il Logman 'ım niye gelmedi? GEZEN Sekenem gürbetdi, ismim filankes, Bugün gördüm canan gezen yerleri. Halım pertşandı, könlümdü şikest. Yene geldi mene eşgin eseri.

YERLERİ Bir yerde olmasa gülle gülüstan, all, Feğan eyler ordan bülbül her zaı:n an, Behiştde olmasa huri-yi gıım Leziz olmaz onun ab-i kövserl.

Bildir bu yer idi cennet-i e'lem, Bu il firevandı möhnet ile gem, Hegir oldu Dilgem, görmedi hemdem, Ziba senem burdan gedenden beri. no

HAVALANIBDI Flreng şüşesinden ağdı golları, Göyün ulduzuna benzer halları, Ağ üzünde müselseldi telleri, Çahbdı çalmanı, sonalanıbdı.

çın beresinden, şikar evinden, � tUlek terlanım havalandıbdı. ktediın ki, seyyad olanı yetirem, S]den ele düşilb ban alanıbdı.

Canan vesfi men Dilgem'in dilinde, Eylb yohdu nazlı yarın telinde, Dostu Dilber ocaglının elinde, Ağ nazik elleri hanalambdı.

Ari! olan dlgget ele, fehm ele. :sır göze! elinden bele düşmüşem. Ağlaram, tökerem didemden yaşı, tndi de men elden ele düşmüşem.

DÜŞMÜŞEM Adını demeye men eylerem ar, Üstümü kesibdl bir beymürvet yar, Guşların terlanı, hublara zevvar, Seyyad olub çölden çöle düş�m,

Men Dilgem'em yandım yandım kül oldum, Danışdım danışdım mö'tedll oldum, Gülşenler içinde men bülbül oldum, Danışıgda dilden dile düşmüşem.

Erıze yazaram seba yelinnen, Erlzem canana yetişir m'ola? Felek meni terki veten eyledi, Nazlı yar ehvalım soru,ur m'ola?

YETİŞİR MOLA ? Ezelden aşığaın tuti dillere, Müselsel saçlara, siyah tellere, Ahdı eynim yaşı, döndü sellere, Yar içen sulara garışır m'ola?

O gızıl gülleri dermeyen Dilgem, Derib pünhan yere sermeyen Dilgem, Bu dünyada yan görmeyen Dilgem, Yareb o dünyada görüşür m'ola?

�llber ehtiramıa, merhemet He, anıma g n şir �ldiyi yadıma düşdü. in soz ile gaş ü göz ile, td.Jnı.ı blldiyi yadıma düşdü.

YADIMA DÜŞDÜ

,d;

Endelib gülünnen, kemer belinnen, Ülfet gıl gulunnan, danış dillnnen, Zülfünnen, telinnen, nazik elinnen, Göz yaşım slldiyi yadıma düşdü.

Dil(lem terlanısan, uyma sar ile, Gızıl gül bülbüle uymaz har ile, Bir şirin dil Ue, hoş göftar ile. Ucadan güldüyü yadıma düşdil.

VAR Gece tf, ıünctuz galdım zülmet içinde, 11 k: t'-'veıtnı !ııülmetde galan var m'ola? ii,v b en can deyib, can eşidenler, ttce Yanıma gelen var m'ola?

M'OLA Hayıf oldu elim elden üzüldü, Menim üçün birce saat yüz ildi, Bağlar hezel oldu, güller pozuıctu, Men kimi gülşeni solan var m'ola? 99

Biçara Dilgem'em, sorram gelenden, Ağladannan göz yaşımı silennen, İstekli dostlardan, gedir bilennen, Yareb, ola yada salan var m'ola '?

Ay ağalar, beyler, duyan gazılar, Bu derdler sinemden azalar m 'ola? Bu gizli sirrimi aşkar eylesem, Dillere düşüben söz olar m'ola?

AZALAR M'OLA Yar odu ki, öz yarını gandıra, Uçan könül şıkarına mindire, Bir çırag ki haggın özü gandıra, Seyrağız deymekle garalar m'ola?

Eriyiben torpaglara yatılsam, Hena olub ellerine yahılsam, Gul oluban hazarında satılsam, Meni gulluğuna yaralar m'ola?

Seyr-i gülistanda, Kür kenarında, Bugün bir hesretkeş galıb ağlaram. Ayrılıg cövrünün, dost ferağının, Sevdası başıma gelib ağlaram.

Dilgem'i öldürer bu derd ne ise, Loğman tebib ger yarımı görüse, Zimistan könlüme yar eli deyse Üröyşen tapıban yaz olar m'ola? AGLARAM Yadıma dü�übdü şuh melekzada, Gören o da meni salır mı yada? Menim cismim semenderden ziyada, Hicran ateşine dolub ağlaram.

Laçın ganadhdan, terlan tavardan, O hüsn-i YusiI'den, mehr-i rühsardan, Züleyha camallı, mehcebin yardan, Felek meni cida salıb ağlaram.

Leyli camalını görende dilber, Eyledi Mecnun tek divane meni. Eşgln zencirini açma boynumdan, Bağışla o ehd-i peymana menl. Gaşların aşige nezaket eyler, Gözlerin can alar, giyamet eyler. Zülflerin saile hidayet eyler, Gözlerin getirer imane meni.

Ziyneti nergizden ter benöfşeden, Al yaşıl geyinib şad olan dağlar. Ruhu tezeleylr gülab suları, Dehanları şirin dad olan dağlar. Gızılcadı soyug bulag yaylağı, Bereleri şahin, §ahbaz aylağı, Ab heyati kövser gözeller sağı, Canlara mö'tedil bad olan dağlar.

Geddi senuberdi üzan bir gün, Sevdim camalını, oldum didergin, Leylisiz Dilgem'em, men oldum Mecnun, Sehrular meskenim olub ağlaram.

:MENİ

Gördüm camalını oldum gelender, Laçın tek giya balı, üz beri dönder, Yanaram oduna misl-i semender, Görse ganlar ağlar pervane meni. Kuyinde Dilgem'em tersa dağında, Bülbül fegan eyler gül budağında, Könül guşu yar camalm bağında, Dönderı:ıın o şeyh-i Sen'ane meni.

DAGLAR Gerenfil, şegayig, lale taze ter, Baharın gülleri onu al bezer, Gara gelsin süsen, sünbül serbeser, Bülbülü güllerden yad olan dağlar. Bir yanda yaylardı Keçili, Deller, Bir yanda yurd salır o ağır eller, Açılıb nesteren, gırmızı güller, ınabl/lS, Lalezar türfeli ad olan dağlar.

:ı3aşına dön�_üyüm Gasld hoş_ gedem, :e:rziJJlİ get :'.°yle canana gelsD?-. oece günduz şama pervane kıml, octuna alışıb yanana gelsin.

Görmedim �ir bele leb:l piyala, :auııağı benovşe, yanagı lala, ceJaUı canana gelen bir bela, trzah olsun ondan bu cana gelsin,

GELSİN Dilim tutmur yara derdimi yazanı, Celallı canandan artıbdı cezam, Saranı Mahmud'a veren Mirnizam, Menim işim senden imkana gelsin. Herkes yarı mene inayet eyler, Ele bil Ke'beni ziyaret eyler, Gafil geden gasid heyanet eyler, Yar özü ilgara, imana gelsin.

Dilgem'e lütfeyle keremin kanı, Növreste nobarı, o novcavanı, Ya kes başım, ya da yetir cananı, Menim mürg_i cismim dermana gelsin.

Bei!n nazik, geddin suca, üzün gül, Melaheti sen cananda görmilşem_ Gülüstan-i Rem'de tek şahiperde, Ne melekde, ne insanda görmüşem.

GÖRMÜŞEM Müjganındı peykan, gaşmdı kaman, Gözlerin cadudu, ey afet..i can, Sen hüsnde, vecahetde novcavan, Ne ugbada, ne cahanda görmüşem.

Az bilmirsen canıalının gedrini, Görse hilal eler ayın bedrini, Nece deyim, o zülfüvün etrinl Ne benövşe, ne reyhanda gö�üşem.

Hüsnün ziynet verir hüld-i berine, Pişivaze gelir gözeller yene, Zülfünün etrini müşk enberine, Ne Umuda, ne fincanda görmüşem.

Dilgem görse lebin olmaz efsana, Lebin nisbet şehde ab-i heyvana, . Ağıl alını görse olar divana, • O hal ki, var zenahdanda görmüş em. Laçın beresinde, Kür kanarmda Getdi telli sonam göle, gelmedi. ' İs�edim ki, onun te'rifin yazanı, SJ.g:ışıb geleme, dile gelmedi. B�ıe göze! olmaz hüld-i berinde, AgıUı, kemanı, huşu serinde, Mecnun kimi durdum ve'de yerinde, Lesıu kimi getdi çö!e gelmedi.

GEUıIBDİ Can verdim cananım yolunda durdum, O dağı, düyünü sineme vurdum, Bir terlamn beresinde tor gurdum. Dedim belke tora gele, gelmedi. Yene yada düşdü o selm-i nazım, Şe'nine gaflye, gezeller yazım, Havalı ceyranım, şahım, şahbazım, Gırdı şikar bendin, ele gelmedi.

Dilgem ayrı düşdü gönçe debandan, Etr�i bönefşeden, gül-! reyhandan, CenneLi rlzvandan hur-i gılmandan, Efzel olan bu müşküle gelmedi. Ve'de oldu hilaf iller dolandı, 0 za ne üz verdi, nazlım gelmedi. t :a n � eı;;e gasidden, bad-i sebaden, e guUuğuna yazdım gelmedi.

GELMEDİ Ezelden o, şirin şirin danışdı, İndi üzü döndü. cismim ahşdı, Periveş cilveli, laçın bahışlı, Yüz naz ile humar gözlüm gelmedi. 101

Bizden yad olmuştu peymaneler tek, İndi üzü döndü biganeler tek, Leyllsiz Mecnıınem divaneler tek, Düşdüm sehralere gezdim gelmedi.

Bir ve'de ederdi menle aşnalıg, Bilmem neden gördü o bivefalıg, Eğyar aralığa salıb cldalıg, Kem lütf oldu, şirin sözlüm gelmedi

Gözüm galdı onun hindü halında, Hilal gaşlarında, şah camalında, Onun tekl bivefanın yolunda, DUoem'em, canımı üzdüm gelmedi.

Şemseddin elinde, Tovuz çayında, Gözüm bugün bir dildara düşübdü. İki çeşmi cadu canım afeti, Ele bir mehri rühsara düşübdü.

DÜŞÜBDÜ' Yüz naz il gemzeyrıen geddi payine, Müjganından bir oh çekdi yaylne, Döşendim, ferş oldum hak-1 payine Onda gördüm can nlsara düşübdü. •

Gülistan-ı Rem'den gelmiş ol Perl, Ayla gün hüsnüne olub müşteri, Yenice dolanıb şahmar zülflect, Mürcümlenib bir kenara düşübdü.

Nigab açdı, nezer saldı her yana. Hüsnünün şemine oldum pervana, Gillzarın gülü, bağ ü bostana. Ne çemene, ne gülzara düşübdü.

Ceyranlar gezerdi çöl beresinde, Sona meskeninde, göl beresinde, Efşan olan zülfün tel beresinde, Laçın könlüm hub şikara düşübdü.

Dünyada hoş olur vüsaL! hemdem, Ferağından nale çekdim demadem, Vadi.yl heyretde Geys olur Dilgem, Leyllsinden çün avara düşübdü.

DEY]ŞME Dilgem: Gasld-i b!zeval erz_l halımı, Celallı canana dedin, ne dedi? Mah.l cebin telli, zülf.ü müselsel, Gaşları kamana dedin, ne dedi?

NE DEDİ? Gasid: Erzin! söyledim melekmenzere, Danışmasın böyle efsane dedi. Olmaz menden ona yar-i vefa.dar, Dolansa yüz çerh.i zamane dedi.

Ezelden aşığam men o dllbere, Geddl senubere, sedri mermere, Sinesi billura, etri enbere, Le'li bedehşana dedin, ne dedi?

Dflgem .-

Gasfd: Meni getirmesin heç vaht diline, Gövs.i güzeh men sananın teline, Onun kimi naşı serra! eııne, Düşmez menim kimi dürdane, dedi.

Dilgem: Yar yad oldu menden blganeler tek, Düşmüşem çöllere divaneler tek, Dolannam şanına pervaneler tek, Yana.ram merdana, dedin, ne dedi?

Gasid: Bele ca vab verdi o melekzada, Efsane ömrünü vermesin bada, Abes yandırmasın balların oda, Ne olar şam dada pervane dedi.

Dilgem: Mene heyat verir dostun vüsalı, Üzllnde yandırır hebeşi halı, İskender mesnedli, Hatem sehalı, Adil Nuşrevana dedin, ne dedi?

Gasid: Buyurdu serdtlra. neçe serhenge, Emir Ü'mera'ya, plşvaz-ı cenge. Gul adına satın Hind'e, Flreng'e, Ya atın derya.yi ümnıana dedi.

102

Dilgem:

Zülfü mürcümlenib, yenib buhağa, Hüsnü ziynet verir, gesre, otağa, Calallı canana, o şebçirağa, Dilgem'i hagana dedin, ne dedi?

Gasid: Buyurdu mahala, neçe diyara, Gohum, gardaşını çekdirin dara, Özü golu bağlı, cismi sedpara, Dilgem'i getirin zindana dedi.

103

ŞAİR MEMMED HÜSEYiN 19, yüzyıl a.şıklarmdandır. Muhtemelen 19. yüzyılın ilk yarısınd a yaşamıştır Bazı kaynaklar doğum ve ölüm tarihlerini 1800-1880 olarak vermektedir. Oöyç� mahalının Daşkend köyünde doğan Hüseyin, devrinin bilgili ve sanat yönü güç!U olan Aşıklarındandır.

Onun bir sevgi "dastanı'', geraylı", koşma, tecnls, muhammes ve divani tür­ lerinde söylediği yüzlerce şliri vardır. Fakat bugün onun Şiirlerinin çok azı el\_ mlzdedir. Şltrlerinde bahtından, sevgillslnden, zamanından şilı:6-yet etmiştir. Bahtının bir türlü açılmadığını şiirlerinde söyler durur. İgldin dönmesin ehdl. Yana çevrilmesin tehti, Memmed Hilseyin'in (gara) behti, Yatıb oyanmaz oyanın.az. Yiğidi tarif eden ''ye'ni ne" redifli koşmasında ise şöyle demektedir: Heglget şert ile bahg1len söze, Giyamet perdesln çekerler üze, İgld odu gol yatırda, iş düze, Her goyğaya garışmağın ye'nl ne? Divani şeklinde yazdığı şilrlerlnde de başarılı olan Memmed Hüseyin devrin ileri gelenlerini hicvettiği için dalma takip edilmiştir.

KAYNAKLAR

Telli Saz Ustadları, Bakü 1964, 48-50.

(Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 193-195.)

104

GERAYU yönü beri bahan dağlar, ,Yatıb oyanrnaz, oyanmaz. .t)"stündeki ağır eller, yatıb oyanrnaz, oyanmaz.

OYANMAZ

Gurbanam gelen gaşına, Gör neler geldi başına, Ses verrem dostun guşuna, Yatıb oyanmaz, oyanmaz.

!gidin dönmesin ehdi, Yana çevrilmesin tebti, Memmed Hüseyln'tn (gara) behtl, Yatıb oyanın.az, oyamnaz.

GOŞMA. YE'Nİ NE? Hegiget şertile babgilen söze, Namerd ile ülfet gılmag ye'ni ne? Gıyamet perdesln çekerler üze, İgid odu gol yatırda, iş düze, )ftthennetler yahşı günde dost olur, Her govgaya garışmağın ye'ni ne? Yaman günde kecer geder ye'nl ne?

Bir merd ile üiret gılsan merdana,

Ağıl bir gumaşdı kimseye çatmaz, Esli cömerd olan zikirsiz yatmaz, Geden getdi, daha geri gayıtmaz, Dalısınca peşman olmag ye'ni ne?

Memmed Söyün deyer söhbet dilinde, Beraberin yohdu ruy-1 zeminde, Ürfan meclisinde, dost üzerinde, Herca deyib danışmağın ye'nl ne?

DIVANiLER NEYLEREM Ay cananım, senden ayrı men bu canını neylerem, Mal ü mülkü, tac ü tahtı, Süleyman'ı ney\erem, Men ölende sen olasan başım üste ağlayan, Şeyda bülbül feğan eyler, gülistanı neylerenı. Bir vefalı bemdem ile ülfet gıl, ilgar ele, Deyim könül dost kuylne sen de bir güzar ele El götürme dameninden, can ola nisar ele, Yar özü ziba gerekdi, men zibanı neylerem. Memmed Söyün, getlin üçün meclise sağı gelir, Gaşları yay, klpriyi oh, gözleri yağı gelir, Bugün ömür başa yetib, aynlıg çağı gelir, Beş arşın ki ağ lazımdı, badlıyant neylerem,

105

OLMASA Bezirganlar yük bağlamaz, ger hiridar olmasa, Nameşhur galmaz dünyada, z-atından zar olmasa, Seng ile hane yapasan bir blyaban sehrada, Tapasan geflet yuhusun, eger şahmar olmasa, İki melek milgerrerdl bahıh emelin yaza, Onlar emeline bahıb, sene vererler ceza, O gününde ne eylesin Mehemmede'l Mustafa, Mehşere getmek çetindi elde tutar olmasa, Memmed Hüseıın ölmekle bu dünya balı olmaz, Derdin deme derd bilmeze derdinden halı olmaz, Bu vergi Hag verglsidi, kimseye galı olmaz, Cebd eylemek beca şeydi, bahtın paydar olmasa.

106

MEŞKINLİ MEHEMMED

ıs. yüzyıl aşıklarından olduğu tahmin edilmektedir. Rivayete göre Erdebil şehri yakınındaki Meşkin kasabasında doğmuştur, Hayatı hakkında hemen he­ ınen biç bilgimiz yoktur. Elimizdeki koşma, "Herbe-zorba" (kahramanlık şlirl) ve muamma dalındaki şiirlerine bakarak onun gtıçlü bir aşık olduğunu söyleye_

biliriz.

Şiirlerinin çok azı elimizdedir. Ancak "Mehemmed" mahlaslı aşıkların çok­ luğu gözönüne alınırsa, bunun şlirleri onların şiirlerine de karışmış olablllr. Şiirlerinde mazmun ve edebi sanatları ustaca kullanmıştır.

KAYNAK

(Azerbaycan Agıgları ve El Şairleri I, 197-200.)

107

GOŞMALAR GERİBLİK Azarım çoh olub, ağrıyır başmı, Didernden tökülür bu ganlı yaşım, Dönübdü ciğerim gana, geriblik. Yahamı çürütdü zalını göz yaşım, Bayana bahıram bir kiınsenem yoh, İsteyirdi canım ala geriblik. Düşübdü yadıma ana, gerlblik.

Ah u vay çekiben gan ağlamagdan,

Anam muyin açıb başım bağlaya, Bacım yohdu ı rırdaş deyib ağlaya, Tapşır Mehemmed'e töhfe sahlaya, Meni yardan ayrı sala geriblik.

Alem bilir nece mest ü serboşam, Bir tuti dilliye men vurulmuşam, Ağzından od tutmuş semender guşam, Goydu meni yana yana geriblik. Getdi fesl-i bahar, geldi zimistan, Sine çaktır o bülbüller ağlamış. Esdi bad-ihezar, hezeldl yeksan, Süsen, sünbül, nerglz, güller ağamış.

AGLA:MIŞ Bilmem neler keçmiş, yar heci! olmuş. Meger fikre dalmış, camalı solmuş, Gözler humarlanmış, yaş ilen dolmuş, Zülf perişan olmuş, teller ağlamış.

Könül sevdalanmış, yar seni sevmiş, Derdü möhnet çekmiş, garalar geymiş, Dolanmış, çevrimiş, başına dönmüş, Zarıncı yalvarmış, diller ağlamış.

Dağlar viran galmış, ahu Yad olmuş, Mecnun Leyi sevmiş, avara galmış, Laçın dövre çıhmış, sona dağılmış, Yaş1lbaş silkinmiş, göller ağlamış.

Aylar, iller gelmiş, ve'deler keçmiş, Ecel şerabından badeler içmiş, Meşkinli Mehemmed fenadan köçmüş. Hem derdler yığılmış, eller ağlamış, HEHBE ZORBA Fll ü kergedan tek girrem meydana, Esremiş nerler tek sallam rezm-i ceng. Şir il bebirmlsal bir ejdahayam, Yohdu deryalarda menim tek neheng,

CENG

Ezrail zehmimden çekmez nefesin, Sur-i İsrafil'in batırram sesin, Yüz min, yüz min şair elese behsin, Vermez cavabımı Cemşid ü Huşeng..

Dastan-i Rüstem'de men gehramananl, İldirim tek yandırıban yahanam, Dosta helim, düşrnenime yamanam, Meydanda tab etmez Hind'inen Fireng. Meşkin Mehemmed'em, Külı-i Elvendenı. Serendib, Kesarut, Hut serbDendenı, Ağrı Dağı, Elburz, hem demavendern. Men eli guluyam, halis yekireng.

GIFILBEND O ne guşdu, ilde çeker bir giye, Giyesinde yüz min nahag gan olu. Ne galadı, dörd yüz gırh dörd bürcü var. Onda üçyüz altmış altı han olu'!

Ne anadı, yeyer balasın özü? Ne eli var, ne ayağı, ne gözü? O kimdi ki, iki başı dörd üııü? Üç, beş, yeddi nedi nümayan olu?

108

OLU

O kimdi ki, hanı zaddan ucadı?

O kimdi ki, istekleri bicad;,?

o Jı:imdi ki, ondördünde gocadı? Otuza yetende novcavan olu?

Ne cansızdı , dindirceyin veri ses, , .. ..k, heç· nebfesbS Onda yolıdu et, ga.n, sumu · etse e · Meşkinli Meh.emmed'nen kım Bir müemma deyer sergerdan olu.

MÜCRÜM KERİM 18. yüzyıl şairlerindendir. Büyük bir ihtimalle Kirmanşah bölgesinden olup, aynı yüzyılın sonlarında ailesiyle blrlikte Cebrayil bölgesine yerleştiği söylen­ mektedir. İlk önce Horavlı köyünde yaşayan Kerim, bir tnüddet de Hovu köyün_ de ikamet etmiştir. O devirde bölgenin hakimi Cafer Guluhan Neva'dır. AnlatıL dığına göre Kerim, Neva'dan yurt ister. Bu işin gerçekleşmesinde Aşık Peri'nin Kerim'e büyük yardımı olur. Dürüstlüğü ve yardımseverliği ile tanınan Cafer Guluhan Neva'nın o de­ virde tesiri çok fazladır. Hatta bugünkü Caferabad köyü, ismini Cafer Guluhan Neva'dan almıştır. Kerim ömrünün sonuna kadar "Ceferabad" köyünde yaşamış_ tır. 19. yüzyılda Vardan'lı köyünde Kerim isimli başka bir aşık daha yaşamıştır. Onun mahlası da "Mücrüm"dür. Bu sebepten bu iki şairin şiirleri çoğu zaman birbirlerine karışmıştır. Ancak Mücrüm Kerim (Caferabadlı) daha çok aşık tar­ zında şiirler söylemiştir. Vardan'lı Kerim ise gazel, muhammes gibi klasik şilr tarzında yazmıştır. Vardan'lı Kerim'in şiirleri "Sünbülistan" isimli bir cönkte topla nmıştır. Cönk, bugün Azerbaycan İlimler Akademisinde muhafaza edllmek­ tedlr. Mücrüm Kerim, "geraylı" (8'11 koşma), koşma, tecnis, divani, muhammes, gazeı ve "herbe-zorba'' türlerinde şiirler söylemiştir. _ Edebı: anatları şiirlerinde yerli yerinde kullanması onun güçlü bir şair oL d unu gö�ste esi bakımınd _ �� _an mühimdir. Şiirlerinde sevgilisinin vefasızlığı, ,..':_: -.:.rhametsızllg1 gibi konuları lŞiemiştir.



Cövründen geldi amana, Gözüm yaşı döndü gana, Seninle oldum bigana, Geminle aşinayam men. l{ı:

elek en, alnızlıktan şikayet onun şiirlerinde işlediği konular arasındadır. � � 0 a redıfli koşmasının ilk dörtlüğünde bu meseleyi şu şekilde işlemiştir : 1 Feleyin elinden gılan abu zar, Biri menem, biri Yareb kim ola? Gül ü rühsarına çeken intizar, Biri menem, biri Yareb kim ola ?

:ti.te��r�erinde devamlı iyiliği telkin eden aşık, varlığa, mala, mülke ve ömre · "'-J.Il.eınesi gerektiğini iiade etmiştir. 109

Fürset elde iken yahşıhg eyle, Hemlşe elinde ihtiyar olmaz. Gel güvenme dövletlne, malına, Mala, mülke, ömre, e'tlbar olmaz. inde ustalıkla işlemiş Bu meseleler� dışın�a içtimai k.onuları da şilrler tir. . . _ Dede Korkut Hl.kayelerinın başındakı kadın tasnifının tıplk bir numunesin i n Mücrüm Kerinı'in "Dul Arvad" redifli koşması da bulabiliriz. Hicviye dlyebUe.. ceğimiz bu koşmanın llk dörtlüğü şöyledir. Bendeden utanmaz, hakimden gorhmaz, Nede bahmaz o Mevlaya dul arvad. Gezer gonşuları heber öyrener, Onları obaya yaya dul arvad. Klasik şiirin muhammes ve gazel türlerinde de şiirler yazan Kerim'in gazel. lerl meşhurdur. Arıcak bu gazellerin ona alt olup olmadığ:ı meçhuldur. Daha ev­ velde belirttiğimiz gibi onun şiirleri Vardan'lı Kerim'inki ile karışmıştır, Kahra. mantık şiiri diyebileceğimiz "Bu yerler'" isimli "Herbe.Zorbası'' da oldukça mtL himdlr. Bu şiirle kendimizi destan dünyasında gezmiş gibi hissederiz. Yine bu şiirde şairin ve şiirin tarifini merdane ifadelerle bulabilmekteyiz. Şair olan merd gerek şe'ride, Arifi her nezm ü neseg nesrde, Bir menem ancag ki olan şehrde, Gövher-i geltan yeridi bu yerler, Hagan-i sultan yerldl bu yerler. Kerim, "Ululu", "Mücrüm", "Vardarlı" mahlasları ile şiirler yazmıştır. KAYNAKLAR Telli Saz Ustadları, Bakü 1964, 41-44.

( Azerbaycan Aştgları ve El Şairleri I, 201.219.).

GEAAYLILAR Gür..ril

Sevdim blr nazlı dilberi, ôzü benzer gızıl güle. Görceyin Valeh olmuşam, Atzındakı şirin dile.

İnciden andı dişi, Yolunda goymuşam başı, Ağlamagdan gözüm yaşı, Döndü çaya, döndü sele.

Yaşır gül camalın yaşu, Regibin gözü gamaşır, Zernişan şedde yaraşır, Senin teki ince bele.

Aşıgı candan eyleyen, İşini efgan eyleyen, Meni canandan eyleyen, Sürülesen elden ele.

Bir deyen yohdu canana, Rehm ele bu natevana, Men Mücrüm'em, geldim cana, Bir kes yohdu gedrirn bile. :MEN Cövıiinden geldim amana. Gözüm yaşı döndü gana, Seninle oldum bigana, Geminle aşinayam men.

Rehm et mene gül üzlü yar, Gerib-i binevayam men. İsterem hüsnün zekatın, Müsteheggem, gedayem men. Başımdı yolunda feda, Sene insaf versin Huda, Çün.Iı:i düşdüm senden clda, Deli, hem dlvanayam men.

Gurbanam ol şirin dile, Rehm ele men tek bülbüle, Çünki düşdüm dilden dile, Gerlbe efsanayam men.

Kerim Kerim'e gel dada, Tez yetir könlümü şada. Beş gün bu fani dünyada, MlsaLi mehmanayam men.

GOŞMALAR .ll:y n:ı.enimlen hem dem olan bivefa., !;rd elinden ah u zarım var menim. ebi �. blnısen. elemezsen davasın, ·�e sağaımaz yaralarım var menim.

MENİM

Efganımdan bezer ele, vehm ele, Bele olmaz aşlnalıg rehm ele, Siyah zülfün hesretinden fehm ele, Gara günlü ruzlgArım var menmı.

Kerim'em, hüsnüne olnıuşam mayll, Gem dustağı gerden1nde hemayll, Başımızda bu sevdadan ne basil, BiUhde, bihude yarım var menim.

1 t1

Könül sebr et, gel eyleme elaman, Seni bir gün o dildara yetirrem. .Ağlayıban növhe etme şiveni, Şahgubada, o serdara yetirrem.

YETİRREM Blllrem, geribllk aldı gerarım, Çekeceksen hele derdini yarın, Kesilibdi sebri bülbül-i zarın, Fesl-i bahar, gülüzara yetirrem.

Kerim'em, halımdı çoh çoh perişan, Eritdi cismimi a.teş_ı hicran, Ham, bu dünyada yohdu bir insan, Deye, seni men o yara yetirrem.

OLDU Hicranın evinde galmışam tenha, Felek verdi mene derdi bedeva. Hücum-i gem etdi könlümü yeğma, HaLi ehvalım gör bir yaman oldu.

Aman felek, mürvet felek, dad felek, Biı:iad felek, zülmün nümayan oldu. Geceler eflake yetişir nalem, Günbegünden halım perişan oldu.

Ezelden taleyim dönüb idbara, Esir ü sergeşte galdım avara, Gan ağla her zaman Kerim biçara, Cefa çekdim, ciyer dolu gan oldu.

Elerem varımı cümle teseddüg, Melek menzer o sultana yetişsem. Ele billem bu dünyamı tutmuşam, Bir yay olub o müjgana yetişsem.

YETİŞSEM Galmaz ınöhnetim zerrece filhal, Yetişse dadıma çerh-i köhensal, Garı ağlaram eger keçse bu münval, Şad olmanam her insana yetişsem.

Şirin dilli o dlldarı göreydim, Gülbergi lehlerin bir de soraydım, Gece gündüz gabağmda duraydını, Ne deyirsen Kerim, cana yetişsem.

Ey ağalar, könlüm çapdı eylenmez, Sultanım, serdarım, ağam gelmedi. Derd-i gem tapdağı olmuşam hemin, Göz galdı yollarda, sonam gelmedi.

GELMEDİ Gülbe-Yi hicranda galmışam hemin, O şahibazınıın çekerem gemin, Bu derdle ölmeyim olubdu yerin, Üstüme gözleri alam gelmedi.

Hemlşe ahu zar olub ezberim, Bilir mi halımı, şah-i serveriın, Yazıg bu haluna, a Mücrüm Kerim. Can çıhmca dedim, halım gelmedi.

Feleyln elinden gılan ahu zar, Biri menem, biri Yareb kim ola? Gülü rühsarına çeken intizar, Biri menem, biri Yareb kim ola?

KİM OLA? Ey gözleri cellad, gameti mövzun, Bu geder benden! eyleme dilhun, Serkeşte-Yi alem, halı dlgergun, Biri menem, biri Yareb kim ola?

Kerim'In könlünü eleme vlran, Zülmünden usanıb, balına bir yan, Hicran eleminden didesi giryan, Biri menem, biri Yareb kim ola 1 fiirset elde iken yahşılıg eyle, Jienıişe elinde ihtiyar olmaz. Gel güvenme dövletine, malına, r,ıaıa, mülke, ömre e'tlbar olmaz.

OLMAZ Dörd yanımız bağça ola, bağ ola, Sinem üstü düyün ola dağ ola, Bir kiçik ki, böyüyüne ağ ola, Düşer el gözünden, behtiyar olma:.ı:.

ınuıu Kerim'ı ahtaran tapar, Bir könülü yapan Ke'beni yapar. Sen ç alış işini Hagg ile apar, Hag'dan geyri kimse sene yar olmaz. DUL Bendeden utanmaz, hakimden gorhmaz, Nede bahmaz o Movlaya dul arvad. Gezer gonşuları heber öyrener, Onları obaya yaya dul arvad. Dul arvad alanlar biheyal olur, Dularvadda gerib gerib hal olur, Gece gündüz işi geyl ü gal olur, Balar seni bir davaya dul arvad. Ey gözetler şahı, ştıh-i nazenin, Yetlşlbdi hökmün güllü cabana. Blllrsen ne geder yahşı yaraşır, Zerefşan kemerin ince miyana. Perişan tellerin aldı gerarım, MayUem hüsnüne sevgili yarım, :şın-i Siyabımsen Ialeüz yarım, en heYran olayım, sen kimi cana.

ARVAD lşlere can vermez, köndelen yatar, Dolusun yeyiben, boşların atar, Arpanı, buğdam gizlince satar, Verer emeyini zaya dul arvad. Eşidin Kerim'in bu nesihetin, Gız alanlar sürer ömrün lezzetin, Götürmek asanddı, sahlamag çetin, Vallah, deymez bir paraya dul arvad.

CAHANA

Gelmeylb dünyaya sen kimi dilber, Gül rengi leblerin yaguta benzer, Dolanım başına ey peri peyker, Zülfüne her seher eyleme şana. Şahbaz_f alemsen, men seni billem, Düşüben torpağa yolunda öllem, Dane--.yi halının gurbam ollam, Gebul ele, sen ey şah-İ zamana.

Camalm art1gd1 şems ü gemerden, Yolunda keçmişem can ile serden, Biçara Kerim'i salma nezerden, Egerçi kafirem geldim imana. �ltrıı.

8ır O ış em bir neçe ehvahnı, l'er1ı; :1f:Y: ehct ü vefa gılmısan. fl.egJb u:ı� Yar-i vefadarmı, zövg ü sefa gılmısan. ¾ l 1'�tkn e edtrn bu dostluğun binası , ı:ı � lnJ.ayıb. kesilmeye arası, O!ıı.sa oıısa n deraıı könül davası, g ecı.ib geyre deva gılmısan.

GILMISAN Ayrılalı senin kimi dlldardan, Yarına heç ferg goymadın eğyardan, Canım alıb bu cesed-i bimardan, Her yetene heyr il dua gılmısan.

'

Heç yohimiş sende vefa, deyanet, Bele olmaz dost işine leyaget, Terk elemek min fegiri ne becet, Me'lüm ki, bir özge hava gıl.mısan. 11 'l

Dediglnce bey'etlnlz var imiş, Metieblniz bir özge dildar imiş, Kerim sene regib ü eğyar imiş, Ahır meni bele cida gılmısan.

TECNISLER Seher seher güneş pertöv salanda, İster ki, semadan ay aza garşı, Gah münevver olur, artırır kamal, Gah özün yetirir ayaza garşı.

GARŞI Eşg behrine daldım, derdine galdım, Mensur tek çektldtm, derinde galdım. Kelbin tek yaslandım, derdine galdım, Geceler sızlaram ayaza garşı.

Gir bağa geşt ele olanda yar hey! Sözün bülbül kimi olanda yar hey! Özün Sultan Mahmud olanda yar hey! Kerf.m'i de ohşat Ayaza garşı. HA BULAR BULAR Seher dost zülfüne şane çekende, Serrafın destinde ne dane dedim, Yayılar aleme ha bular, bular. Halın can guşuna ne dane dedim, Herkes ki, sidg ile murad istiye, Slrrin derdin bilmez nadane dedim, Elbette, metlebin ha bular bular. Anlamaz başını, ha bular bular. Baygu üçün mesken oldu o diyar, Gemzen ile bağrım başın odduyar, Evden çıhdı yalın gılınc odu yar, Billrem gamına ha bular, bular.

Aşıgı kelbin tek klm derde saldı? Könlünün şebnemin kim derde saldı? Bu Mücrilm Kerim'i kim derde saldı? Ah çekib gözlerin ha bular, bular.

DİVANI ONA

Munda kim var deyim ya.r-i vefadarım ona, Çekiben helvete bir sir açım esrarını ona, Gösterim dağ ü dilim, söyleyim azarım ona, Hanı bir derdi bilen bir para, yalvarım ona. Gibleden gaşları yay kllseye dönderdl meni, Ay kimi ehLl şeher bir bire gösterdi meni, Yay kimi eydi bu biderdlllerin derdi meni, Ham bir derdi bilen bir para, yalvarım ona. Peri tel'etli Senem çoh, veli ademllyi yoh, Başa dek bir kes ilen hemreh ü hemdemliyi yob, Eylese mehr ü vefa, zerrece möhkemUyl yob. Hanı bir derdi bilen bir para, yalvarım ona. Haçana dek gem-i hicrana düşüb, gemde ölüm, Ruz_ı vesline onun yetmesem ol demde ötüm, Deyme MiJ.crüm Kerim'e, goy meni ölsem de ölilDl, Hanı bir derdi bilen bir para, yalvarım ona.

MÜHEMMES SENİ İSTER Yüz mah-i münevver ola, könlüm seni ister, Yüz şems-i müdevver ola, könlüm seni ister, Yüz serv-i senuller ola, könlüm seni ister, Yüz sagi-Yi kövser ola, könlilm. seni ister, Yüz gamet-i er'er ola, könltim seni ister. Yüz mah-i !isal, a!et-i can, gözleri hummar, Yüz sib-1 zenen, gönçe dehen nergiz-i llimar, Yüz zülfü perişan ü belacü, büt-i hunhar, Yüz gaşı kaman, şUh perizad-1 cefakar, Yüz klprlyi hençer ola, könlüm seni ıster. Yüz le'li göherbar ola, yüz gülşen-i rengin, Yüz gaşı kaman ince miyan, lehleri şirin, Yüz gamet...i re'na ola, yüz kaklli pürçin, Yüz mah-i melabet, but-i ziba, gül-i nesrin, Yüz zülfü müenber ola, könlüm seni ister. Yüz sim beden, ince miyan, gözleri mestan, Yüz dllber ola hürUiga, nazlki püstan, Yüz hall. hebeş, gerdeni mina, het-1 reyhan Yüz s1nesi mermer, dişi dür, afet-1 dövran, Yüz bakire dühter ola, könlüm seni iSter. Yüz şahid-i Şiraz ü Heleb, Misr ü Semergend, Yüz ziynet..i alem, ferehefza, şem-1 ferhend, Yüz şem'i dilefruz ola, yüz le'U şekerhend, Yüz men kimi biçare Kerim hüsnüne hesbend, Cümle sana çaker ola, könlüm seni ister.

DiVANi MÜHEMMES AYRILIG Ah kim könlilm binasın etdi viran ayrılıg, Gıldı ehvaıım yaman, her vahtı, her an ayrılıg, Çekdi yüz dağ-i bela sinemde pünhan ayrılıg, Gıldı könlüın çeşmesin gan ile geltan ayrılıg, Zülfüne nisbet gıhb, halım perişan ayrılıg. Gane dönmüş könlümtı hicrile mö'tad eylerem, Bele keçse halımız dünyanı berbad eylerem, Her zaman yüz tehr ah ü naJe bünyad eylerem, Galmışam nalan gefes küncünde feryad eylerem, Gül kimi gıldı meni çak-i giriban ayrılıg. Dud�I ahım zehmetl, ehU caharu ağladır, Yad-i veslin söhbetl bu binevanı ağladır, Küfrü zülfün arzusu din ü imanı ağladır, Ah-f nalem heybeti erzi, semam ağladır, Gösterib ahır mana yQz dağ-i hicran aynlıg.

Olmuşam rencuri heste, sebr ile möhnet r,;eklb, Eyleşib gemhanede gan ağlaram, zehmet çekib, Her yeten adama, tutub üz besi minnet çeklb, BülbüLi şeyda kimi rühsarma hesret çekib, Gıldı her dem zar müzterr, dide giryan ayrılıg, İsterenı dehr-i gemin her ne ezabı var alam, Neyleyim hicran sarıda b'ikesem, gemhar olam, Könlümün yanmaglığında ah-i ateşbar olam, Kakilin serriştesinde isterem zünlar olaın, Etdi biçare Kerim'i Şeyh Sen'an ayrılıg. GEZELLER VAHTIDI

Gece ker,;di, dur ayağe, reht-habın vahtıdı, Tövbe, istigfare gel, indi sevabın vahtıdı. Şem'i söndür, yanın ağı hacet deyil bundan bele, Perdedar olmag gerek, çünki nigabın vahtıdı, Soy libası goy kenare, rövşen olsun hanemiz, Ebrden hali olan, ol afitabın vahtıdı. Hub olur lebberleb etmek, hem dehanı her-dehan, Teşnenin sirabına bu dem şerabın vahtıdı. Fürseti fovt etmek olmaz, g özleyir eğyarlar, Onların bedgularından ictinabın vahtıdı. Derd ü gem endühümün dermanım etsem sual, İltifatın var ise senden cavabın vahtıdı, Kerim'in könlünde dağ_i firgetin defter tutub, İsterem şerh, eyleyim berhurd hesabın vııhtıdı, TUFANA

Biyad! Çerh_i gerdun saldı bizi emane, Sensiz dönübdü ey gül, gözüm yaşı tufane, Şehla gözün hava;;ı fikrimdedi hemişe, Çekib hilali ebru müjgan ohmu kemane. Men isterem Huda'dan her vaht gahi-gahi, Kipriklerin hedengi gılsın meni nişane, Sevda-si zülfü gıldı serkeşte en dil alem, Aldı tamam sebrim dehl eyledi imane. Yareb bir gün olaydı bir de görem camalın, Şükraneler edeydim roe'bud-i lamekane. Ayrıımışam hebibden, çatmaz e1im, ne çare ? Mehbus gıldışaro men derdim gelmez beyane. Vesl içre ey Kerim'a, sebr eylemezdin ahir, Bes lmdi ayrı düşdün, gan ağla bi:temenna.

HERSE, ZORBA yeridi bu yerler, -eıdeıı sultan ,.,. yen·ct·ı bu yer Ier, an bag il oeyser (l Neriman yeri di b_u yer1er, 5Jılll t--i Loğman yeridı bu yerler, e i dövran yeridi bu yerler. gııundiŞGer . elde billurlne cam, sagı gerek.. reng, mey_ı. le•ıram. gulf -Yi e ııad g:övkebe-Yi eyş tuta bir nizam, 1:Jab-i ecelden olun�z !aye'lam, Söhbet-i dastarı yerıdı bu yerler.

Neşvü nüına tapdı bahar yaz ile, mınıer açılmışdı besi naz ile, Bü1bül ohur neğme, hoş avaz ile, aurorı sedalandı o şahbaz ile, Serv-l bnraman yerldi bu yerler.

Lale basıb köysüne daği eyan, Zarı bağ olub nesterene mehriban, Oldu şegaig semene sayeban, Tutdu şüküfe beresi bir mı:ıkan, Sünblil ü reyhan yeridi bu yerler.

Hail gılıb meclisi biganeden, Her yeten ldbar-i herifaneden, Vu mı hüner pişe, dili raneden, Ne bağ1d1 sen kimi divaneden, Sahlb-i ürfan yeridi bu yerler. Rüstemi zerblm eledi tersnak Getdi cabandan yüreyi derdn�k, Bes nedi senden ötrü bunca pak, Peleng-1 aslan yeridi bu yerler Ceng tle meydan yeridi bu ye;ler. $ait olan merd gerek şe'r ide' A:ır·1 her nezm ü neseg nesr , de B men m ancag ki olan şehrde, : vber-ı geltan yeridi bu yerler. Haı:-an_i sultan Yeridi bu yer ler.

d;

BU YERLER Geldi cahan içre ezel pişidad, Aldı hökümet eserin Geygubad, Gıldı feramerzi felek namurad, Mlihteseri oldu gem ü bürdbad, Menzil-i mehman yeridi bu yerler.

Sagi, getir bade peyapey revan, Ref'ola dilden gem ü asib-i can, Gıl bizi bu şevgetile sadiman, Seyr ü teferrue eyleyek bir zaman, Bağ ü gülistan yeridi bu yerler.

Gönçe gıhb naz ile tahta cülus, Zenbeğ ü süsen eledi desti bus, Nergisi mest eyledi avazı kus, Bad-i neslmi seheri ban ü fus, Taht-i zimeran yerldi bu yerler.

Oldu eyan şahid-i rühsari gül, Boynun eyib galdı benöfşe hecil, Cari olub her terefi selsebil, Sagi getir bade mana essebil, Ye'ni ki ehsan yeridi bu yerler.

Cengime heyran eledim Heyder'i, Feth eierem bürc ü felek Heyber'i, Gıldı melek gemzede İsker,der'i, Getirmeyin cengime her ebter1, Şah-i Stileyman yeridi bu yerler.

Kimdi menim cengime gılsın heves, Yohdu onun heddi ki çeksin nefes, $iri jeyan bulmadı bir destires, Çek sesini it kimi çoh hürme kes, Gürz ile galhan yeridi bu yerler.

Hane_yi eş'arım olub taze ter, Dembedem izhar elerem men hüner, Erş ü zemin bidmetime baş eyer, Gelme bu meydana aye biheber, Merd-! diliran yerldi bu yerler.

Heyf aJıban gerdiş-i dövraniden, Gem yemenem her yeten ldbariden, Mücrim-i dilheste günahkariden Hübsü değel Ie'net ü inkarlden, Rehmet ü küfran yeridi bu yerler.

117

AŞIK PERİ 19. yüzyıl aşıklarındandır. Doğum tarihi bilinmemekte, ölüm tarihi olarak ise 1834 tarihi ileri sürülmektedir_ Karabağ'ın Dizag bölgesinin Maralyan kö­ yündendir. Aşık Peri Karabağ şairleri ve aşıkları arasında büyük bir şöhret ka.. zanmıştır. Mehemmed Bey Aşık, Cafer Guluhan Neva, :Mirzecan Mededov, Mirza Hasan Mirza ile atışan Aşık Peri çoğu zaman onları mat etmiştir. O, devrinin edebiyat çevresinin merkezi durumundadır. Tahsilli ve aydın bir kimse olan Aşık Peri zamanındaki aşıkların ustası olarak bilinmektedir. Onun aydın bir aşık olduğuna dair fikirler çeşitli araştırıcılar tarafından ileri sürfil_ müş olup bunların başında F. Köı;;erli g�lmektedir. Onu, metheden manzum ve mensur mektupların sayısı çok fazladır. Peri de bu mektuplara şiirleri Ue ce­ vap vermiştir. Şiirlerimiz arasında bulunan 'sevdiyim" redifli koşmasını Me­ hemmed Bey Aşığın mektubuna cevap olarak vermiştir. "Oynaşı'' ve "senin" re­ difli koşmalarım ise "Mirza Hasan"a cevap olarak göndermiştir. Cafer Guluban Neva'nın aşağıda vereceğimiz koşmasına ise yine şiirlerimiz arasında bulunan "dile sen'' redifli koşması ile karşılık vermiştir. Aşıg Peri, kağız sene yeti.şeek, Durmayuban gerek bura gelesen. Bir tavuz guşusan, ya mürğ-i tuti, Gezeceksen yegin elden ele sen.

Tökmek üçün zülfe vurma şanenL Yola apar görende divaneni, Sepibsen üzüne haldan daneni, Goyubsan üzüne zülfden tele sen.

Le'net gelsin Ferhad'm imanına, Alıb Şirin kimi seni yanına, Salacagsan pamoşnikin canına, Göreceksen bişübhe velvele sen.

Peşmine saymırsan soltanı, ham, Eyleyirsen şahlar kimi divanı, Sen gedirde olan neyi zürnanı, Görmeyibsen meger göre, gelesen ( •) ·

Ünlü ve sevilen kişilerin ölümü üzerine söylenen (yazılan) koşma tarzındaki ağıtların bir örneğini de Aşık Peri'de bulabilmekteyiz_ Mirzecan'ın ölümü üze­ rine yazdığı "neyledin" redifli koşması bu yönden mühimdir. Gerayh ve koşma türlerinde şiirler söyleyen Aşık Peri'nin şiirleri ilk defa Mirza Yusuf Nersosov tarafından 1856 yılında Teymurhanşurada Mecmu�Yt Vagif ve Muasirin-i Diğer adı ile neşredilmiştir. 1867 yılında ise A. Berjen, Eşa:�ı Şüera-Yi Azerbaycan isimli mecmuada Aşık Perl'nin şiirlerini biraraya getir�JŞ­ tir. Daha sonraki yıllarda ise Reyazü'l Aşigin ve �evvab tezkerelerine de Pe_�ı şiirleri dahil edilmiştir. 1917 yılından sonra ise Aşık Peri'nin şiirleri E. Muzn S. Mümtaz ve Müfti araştırıcılar tarafından toplanmıştır. KAYNAK (Azerbaycan Aşıgla·rı ve El Şairleri I, 220-228.)

rıg:

c•1 118

btl Bu şiir eserin orijlnalinde sayfa altı notunda yer almaktadır (s. 2�4), Nev;n. e s b bU u eserde müstakilen yer almadığı için biz de bu şiirini ilgili oidug almayı uygun bulduk (Hazırlayanların notu).

GERAVU EYLEDİN Saymadın sultanı hanı. Eyleyibsen nahag gam, Badam kimi nocavam, Yer ile yeksan eyledin.

r dad elinden, · za1ırnaŞece ag gan eyıectın. h a n . şe rını,· se n h 1Ol ile könlürn h Zil .. r nece viran eyled"ın. ao ına, Nece gıydın gülzar na, arı ikr en pünhan keç rına, kena ollar y Saldın Dörd yanın al gan eyledin.

Peri'nln derdi tuğyandı, Sakin yeri maralyandı, Gülü gönçesinde yandı, Bülbüller efgan eyledi.

GOŞMALAR Çanagçı mülkünden sefer eyledim, Mene gedim oldu yollar ağlaram. Secer geldi vurdu şikar eyledi, Töker didelerim seller ağlaram. Bir şah endaz. şuh nigarm gelibdi, Kesilibdi ihtiyarım gelibdi, Köysü dağlı bir tavarım gelibdi, Guruyub lal olub güller ağlaram.

AGLARAM Nagehmdan düşdüm bele derde men, Nece çekim eşg üzüne perde men, Gözü yaşlı geldim Tağavurda men, Perişan olubdu teller ağlaram. Bir dilber periye Peri gan ağlar, Çekilib sineme düyünlü dağlar, Ölübdü bülbülüm lal olub bağlar, Saraltb savılıb güller ağlaram.

NEYLEDİN? (Mirza Can'ın vefatı münasebetiyle)

O!lnya senin e'tibarın yoh imiş, Birheber ver,Mirze Can'ı neyledin? Neçe beyler ile neçe han ile Görtarı hoş, eh'Li canı neyi edin? Puç dünya sende bir Yarıyan hanı, ��� �e gün artırdı şöketi, şanı, lis darın canı' ,.v 1ra ln sağ eli ser n goyUb Dagıs tan'ı neyledin?

Neçe şeher üste ceng edib savaş, Cari olub sel yerine ganlı yaş, Felek etdin tac.ı tehtini taraş, Nöker naib hanimani neyledin? O felekdi düyün yeri dağlayan, Ezeli şad olub sonra ağlayan, Sinesinde şe'ri, kitab bağlayan, Sahib----i huş göherkam neyledill?

SEVDİYİM: (Aşık Mehemmed'e)

Ftuşen . gecesınd e hoş bir saatda' '' '-Rl?le g l dl bu sehraya sevdiyim. 'tahşı1ı ı-.e der : Yazılsa yaman deftere ersen bu binaye sevdiyim. ?rıı tuıa .. Cohlar :ıdı bu mühteseri, ı\rııa ı ŞMen olub serseri, )'!b Örı:ır b �bLt dil olandan beri, ag getdi zaye sevdiyim.

Her gul öz yerinin bünyadı olu, Ohuyan keslerin savatlı olu, Derdlinin felekden amadı olu, Minnet eler bu dünyaye sevdlylm. Ey Peri mühteser bir cavab ele, Şayestedi rücu eden arile, Reglbler danışır ingilab ile, Goşulmaram men hercaye sevdiyim. 119

Eşitmi.şdik gulluğuna yetişdin, Gördük ki, düşübsen dilden dile sen, Unutmayıb Müselmanlıg şertini, Matem deylb bir insafa gelesen.

DİLE SEN Bu lşde Gedlr'ln vardır hub rayı, Her yeten keslere deyer sövdayı, Aralığa düşüb Meherrem ayı, Layıg deyll anda deyib gülesen. Ey Peri, tecll et sualında sen, Nög.:an yetlribsen kam.alında sen, İndi zurna çalmag heyalında sen, Onu gerek ahiret.de çalasan.

Yahşı yeter imamın feryadına, Bele iŞin lezzeti ne, dadı ne1 Adam bildik biz de geldik adına, Adamlığı ganmayıbsan hele sen.

GELİB Gören peh peh dedi şövket-1 şana, Biz de mayıl oldug gaşı kamana, Alov alov şö le salıb her yana, Sanasan ki, le'l-i bedehşan gelib.

Mirzecan ağadan, dest..l sehadan, Tiflis öl.kesinden bir nişan gelib. En'am edib kelisanın üstüne, E'caz�i mö'cüzat, zerefşan gelib. Nı1micardı, ulduz kimi seyrid!, Yeddi çırağ çar tere!ln bürlidü, Görmesine gız, gelinler yerldi, Neçe, neçe zülfü perişan gelib.

Ehtiyat göründü, şamlar alındı, Toylar tutuluban, şenlik olundu, Pak namaz gılındı, sütre salındı, Çar terefin kesdl, mecmuan gelib.

Peri'yem derd�i pünbanım içinde, Hal dolanır zenehdamn içinde, Sen billrsen kelisanm içinde. Ömrilme duaçı yüz min can gellb. Bttegsirem, yohdu menim günahını, İndi bele galıb, ihtiyar sene. Sen regibln cemi'eti tepıldı, Galdım her terefden bir eğyar sene. Heç olmasın reg!b, gelmesin eğyar, Gece gündüzlü çekerem ahu zar, Tapmamışam hele yar..i vefadar, Vahtiken eylerem heberdar sene.

SENE Men fegiri beslemisiz arada, Da.dlresim bunca yetişsin dada, Vesfini söylerem hedden ziyada, Heç esklk olmasın mülk, tavar sene. Gasld gelcek derdi dilin bllmişem, Möhnetlle didem yaşın silm\şem, Vara vara Çanakçı"ya gelmlşem, Men nece bağlayım e'tlbar sene.

Can içinde men bu cam neylerem. Le'U Yemen, bedehşanı neylerem, Hanı. beyi, men paşam neylerem, Peri'yem, eylerem dualar sene. OYNAŞI (Mirze Hesen'e) Katiplerin şahı defter içinde, Gelem ile nazik eller oynaşı. Fitneli, fe'111sen naz ü gemzeli, Dehanında şirin dlIIer oynaşı.

Eşginin elinden gederem bada, Derdim olub günü günden ziyada, Şive-yI reftarın düşende yada, Bağrımın başında miller oynaşı.

Dad eylerem, haray naşı elinden, Yandı ciyer eşg ataşı elinden, Men ne deyim gözüm yaşı elinden, Üzüşür sonalar, göller oynaşı.

Adam var dolanır mekrin içinde, Adam var dolanır zikrin tçinde, Senin kamalında fikrin içinde, Ecaylb, geraylb ballar oynaşı.

Peri'yem, halglara olınuşam bacı, Kimsenin kimseye ne ehtiyacı, Belhin, Buhara'nm, Hind'in heracı. Zenehdanda siyah ballar oynaşı. SENİN (Mirze Hesen'e) Ne yatıbsan lihaf, bester içinde, Blnlar mısan. nedi bes halın senin'? Eşgln ınerezine men ki tebibem, 5eyan ele mene ehvalm senin.

İsmi şerifiniz dada yetlrsln, Metleb alıb her murada yetirsln, Halig özü bu imdada yetlrsln, Hifzinde sahlasın zevalın senin.

nar İlahım gülzarına gıyrnasın, Heste olan bimarına gıymasın, Şirin, şirin göftarına gıymasın, Bağışlasın gaşı hilalın senin.

Bir meseldi bağban olan bar çeker, Endelib'in hem meyli gül.zar çeker, Allah'e na.bende ah uzar çeker, Gem çekme, kamildi kamalın senin.

Men Peri'yem, eşge zaram neyliyim, Derd ü dllden heberdaram, neyllylm, Burdan ora ıntizararn, neyliylm, Şefalansın nur-1 vüsalın senin.

121

MiRZECAN MEDEDOV 19. yüzyıl Aşıklarındandır. Karabağ'ın Çanakçı köyünde doğmuştur. Erment asıllı olan Mededov, Aşık Peri'nin muasırıdır. Ermeni olmasına rağmen Azeri Türkçesiyle çok sayıda şiir söylemiştir. Uzun yıllar Tiflls'de «Gafgaz'ın baş ha. kimi defterhanasında» şark dilleri tercümanlığı yapmıştır. Araştım1alar onun devrindeki ünlü kişilerle dostluk kurduğunu, onların sevgisini kazandığını gös. termektedir. Azerbaycan medeniyetine ve kültürüne bağlı olan Mededov, klasik Azerbay­ can Edebiyatı ile yakından ilgilenmiştir. Ancak şiirlerinin büyük çoğunluğunda halk şiirinin tesiri daha açık bir şekilde görülmektedir. Aşık Peri ile arkadaşlık eden Mlrzecan Mededov, şiirlerinin çoğunu ona ithaf etmiştir. Azerbaycan Şifahi halk edebiyatına vakıf olan Mededov, şiirlerinde o an'aneden lstl!ade temiştir. Lirik şiirlerinde insani duyguları işlemiştir. O hürriyet fikrini daima diğer duygularından daha üstün tutmuştur. cGerayln, koşma ve gazel türlerinde şiirler yazıp söyliyen Mededov'un asıl şöhreti koşmaları iledir. Koşmalarında sevgilinin vefasızlığı, yalnızlık, dert; bu dertlere derman bulamayışı gibi konuları işlemiştir. Ayağ torpağına üzüm sürterem. Gebul etsen bu dünyadan !terem. Hem Leyli'yem, hem Esll'den beterem, Etgllen bir çara, ana, ağlaram. Gazel türünde söylediği şiirinde, Aşık Peri'ye aşık olduğunu, onun için di­ nini bile değiştirdiğini ifade eden Mededov "ey Peri'' redifli failatün. failatün, falla.tün, fallün kalıbıyle yazdığı gazelinde şöyle demektedir : Aşig oldummen sana vallah begüman, ey Peri, Mezhebim terkin gılıb oldum belman ey Perl Men özüm nesranlyem, amma ki ta gördüm seni, Eşhedübillah ile oldum Müselman, ey Perl. Küfrü zülfün her zaman bidlnllk idi aşkar, Men getirdim sldgile gördükde iman ey Perl. Egli huş um dağılıb, terk etmlşem yar ü diyar, Çıhmaz amma bir zaman yaddan Mara?yan, ey Perl. Yola gel başla vefanı, terk gıl cürmü cefa, Mirzeca n yolunda goymuş baş ile can, ey Peri ( •) (") Kitabın orijinallnde yer almasına rağmen biz bu şiiri metinler baitsln�e değil burada örnek olara,k almayı uygun bulduk. {Hazırlayanların notu · 122

d

eğiştirdiğine dair başka mısraları da olan Mededov bir geraylısında; Dinin! d Müjganınla tökdün ganım, Apardın din ü imanım, Sene gurban şirin canım, Derdlere dayanan yarım. eı:nektedir.

Demek ki. Ermeni olmasına rağmen, zamanla dinini bile değiştiren Mededov, yönü ile bir Azert Türküne benzemektedir. her Şiirlerinde edeb[ sanatları ustalıkla kullanan Mededov "gözlerin'' ve "Be­ nöfşe" redifli koşmalarmda bunun en güzel örneklerini vermiştir. Dağıdır huşumu, alır canımı, Her bahanda o mestane gözlerin. Çekibdl üstüme hen cer_i hunriz, Batacagdı gızıl gane gözlerin .

...

Bundan artış yohdu sene bir cavab, Layig deyi! etmek aç!ge ezab, İstersen edesen dünyada sevab, Ele Mirzecan'a çare, benöfşe.

KAYNAK

(Azerbaycan Aşıglan ve l Şairleri l, 229- 240).

123

GERAYLILAR Olmasın bir günüm sensiz, Menim derdim ganan yarım. Men ha sene inanmışam, Sen de mene inan yarım.

YARIM Ömrümü vermerem batla, Meylini gel salma yada, Birce hah sen bu feryada, Andıma inanan yarım.

Müjganınla tökdün ganım, Apardın din ü imanım, Sene gurban şirin canım, Derdlere dayanan yarım.

Men fağırı sal yadına, Yuh11dan oyanan yarım!

Nece dözsün bu derdlere, Menim bu biçare canım. Veteninden, yar yanından, Olubdu avara canım.

CANIM Ebes yerden çekme aman, Sağlığına gelmez güman, Ne tebib var, ne de derman, Sen teki bimara camın.

Yoh vefa hergizhemdemde, Günüm pis keçecek gemde, Tamam el söhbetde, demde, Sen oldun bikara canım. Kim var men tek bu dünyada, E.şg oduna yana yaJgız. Yar sitemi, felek cövrü, Menim kimi cana yalgız. Yar cefası çoh canımda, Demeli Hagg divanında, Her aşig hemdem yanında, Sendeki, divana yalgız. Sen teki cahil elinden, Gelmişem amana dilber. Cana saldın e�g ateşi, Goydu yana yana dilber. Senin eşgin canım alı, Hesretin könlümde gaiı, Menim ahım govğa salı, Mecnun'e Şirvan'a dilber.

Yahşı iş ele adına,

Mirzecan yeter dadına,

Mirzecan'ı etme heves,

Bu dünyadan te'mini kes, Goymurlar çekesen nefes, Dönübsen divara canım. YALGIZ Zülm etmekden çerh utanmaz, Yatıbdı behtim oyanmaz, Men olmasam daş dayanmaz. Bir gel Gürcüstan'a yalgız. Demen eşgin cefası var, Herkes bilse sefası var, Yarın her ne belası var, Verin Mirzecan'a yalgız. DİLBER Beledi halım çoh zaman, Seni sevirem bigüman. Men Ermeni, sen Müselman, Getirdin imana dilber. Ömrümün gülşeni soldu, Gözlerim yaş ile doldu, Yanmag üçün camın oldu, Şem'ine pervana dilber.

Kirpiyin her biri ohdu, Yarası canımdan çohdu, Cahilsen, hec ağlın yohdu, Yar ol Mirzecan'a dilber.

124

GOŞMALAR GARDAŞIM , Anam ister eşgimizi soyuda, düşmüşem derde de en m in klilli Biz bahmarız hergiz bele öyüde, se�a acıgıansm anam, gardaşım. 00 Felek salıb bizi bir yaman oda, anamıza, 1 bele yalvarag biz Gerek galag yana yana gardaşım. aşım. rd , ga gana izi �=lke derdim

Biz düşmüşüz bir belalı da vaya, Mirzecan gedecek bad-i fenaya, Üz dönderib çöle, dağa, sehraya,

Sen Mecnun'san, men divana gardaşım.

çekdiyim cefadan, derd-1 beladan, Heber veren o, dildare tapılmaz. Perişan halımı, ah u zarımı, Birce deyen o gemhare tapılmaz. o onda ah çeker, men bunda feryad,

Kim var ki, eyleye bizlere imdad,

Yareb, bu memleket olaydı berbad, Gelen ondan bu diyare tapılmaz.

Geldi, heç bahmadı öz blmarına, Heyva tek rengimi soldurdu getdi. Birce tünd bahışla, al ganlı yaşla, Aşigln gözlerin doldurdu, getdi. Görmemişem hergiz bele elamet, Meger gonmuş bize bugün giyamet, Mür(ü)vetsiz elerdi risva, melamet, Alemi üstüne güldürdü getdi.

TAPILMAZ Ne canda taget var, ne dilde rahet, Goymayır bu felek olum ferağet, Derd meni öldürür saet besaet, Bu derdlere meger çare tapılnıaz. Yarın gemi çohdu Mirzecan'ında, Bir kimse yoh onun bendevamnda, Herkesin sevdiyi yarı yanında, Menim kimi heç avare tapılmaz. GETDİ 'l'ündlenib gelmişdi yar savaşma, Tel tökülmüş onun göz ü ga.şına, Bir elinde bıçag, bir elde şana, Tegsirsiz, günahsız öldürdü, getdi.

Mirzecan da olmuş yar-i sitemkar,

İnnen bele eler günde ahu zar, Çünki bilmiş olub hubları serdar, Hökmile fermam bildirdi get-dl.

GÖZLERİN Dağıdır huşumu, alır canımı, Bilirem bilibdi gemin illetin, lier babanda o mestane gözlerin. Goy çekmesin beç şadlıgın, minnetin, Çeklbdi üstüme bençer-i hunriz Çünki bilmiş ağlamağm lezzetin, Batacagdı gızıl gane göz Goy ağlasın yane yane gözlerin. lerin. ı Buıun az menimçün � bir yahşi hemdem, Eylersen ahırda sen meni Sen'an, Erzı · rnı Yetire Yare demadem Dönerem dinimden ger versen ferman, Bırce b .. aha me Bilirsen edecek canını gurban, Bel.ke ola derd _ne, gozde� yaş' to"kem, ım gana gozlerim. Bahsa eger Mirzecan'a gözlerin. EZİZİM Birce canım vardı ona emanet, ine, I> e rvan htı ete� hem de yanım, ezizim. Goy men ölüm, sen ol sihet, salamat, ııya Olsa eger menden sene heyanet, Goy ı:n gernın sene görmürem reva, en çekim, hem de yanım, ezizim, Gerek elden men utanım, ezlzim.

Doıanıb başına, eşg ateş

125

Gurtulmadım munca güsseden, gemden, Sen doymadın munca cövr ü sitemden, Tutub gehrin meni :seni sevmekden, Men bu sırrı nece gamın, ezizlm. Sen boynu burulu varıb yanına, Söyle derd-i dilim yara, benöfşe. Bir gördü, ahırda gıldı sernigun, Erz eylersen o hunhara, benöfşe.

Mirzecan'ın galıb cövr_i sitemde,

Rehm ele yazığam, men müstemend e, Ne söze bahırsan, ne içen anda, Nece sene men inamın, ezi.z!m.

BENÖFŞE Aparsalar seni yar otağına, Gafilolına, balı sen solu sağına, Üz sürtüb zülfüne, de gulagına, Salmasın aşıgi nara, benöfşe. Bundan artıg yohdu sene bir cavab, Layig deyil etmek, aşige ezab, İstersen edesen dünyada sevab, Ele Mirzecan'a çare, benöfşe.

Neylesin men kimi fegir endelib, Sen göze! benöfşe, olgilen hebib, Eger sen de mene olasan regib, Görüm günün keçsin gara, benöfşe.

AGLARAM

Ayrı düşdüm men yarımın kuyindan, Gece gündüz yalgız men gan ağlaram. Bu çerh-1 zalimin yoh imiş rehmi, Eylemez derdime derman, ağlaram.

Yeri... felek, dad elinden, dad, Regibler könlünü sen eledin şad, Blr gün olar sen de olarsan berbad, Senin ehvalına yaman ağlaram.

Bilirem derdime bulunmaz çara, Yahşıdı dünyadan olum avara, Yar gemi olmuşam men bahtı gara, Harab olsun bele zaman, ağlaram.

Bir yandan ruzigar eyleyir cefa, Bir yandan regibler sürürler sefa, Bir yandan yarımdan görmürem vefa, Bu derdlere dözmez insan, ağlaram.

Sen bir şam olubsan, men bir pervane, Gorhuram canıma od düşe yana. Mirzecan'ın gelib derdden amana, Can vermeye ister ferman, ağlaram. YETER Mİ? Gem leşkeri olub mene hevale, Girdab-1 möhnetde gerg olan canım, İsteyir gürbetde canımı ala, Yareb nola bir kenare yeter mi? Çekdiyim efganlar, etdiyim nale, Bu seyLi beladan, tufan-i gemden, Bu diyardan o diyara yeter mi? Hilas olub o dUdare yeter mi? Nece dözsün canım bu sitemlere, Bunca möhnetlere, bunca gemlere, Yarın kuyindeki siz hemdemlere, Bir de gören bu biçare yeter mi?

Çünki müşkül hicran düşmüş araya, Kim vardır yetişsin bunca haraya, Ümid yoh gaside, bad-1 sebaya, Bir ah çeksem onda yara yeter mi?

Felek meni bele salmış avare, Könül müştağ, göz müntezir didare, Mirzecan'ı meger o gülüzare, Senin kimi hah tı gara yeter mi? OLSUN

Bir bele eyyamda, bele zamanda, Gemgln könlüm neçe munda şad olsun. Munca zülm ü sitem, munca seyaset, Bes deyi! mi, yar da menden yad olsun. 1 .,,,

Ne bir gemhar, ne bir dust--i yegane, Tamamen aşina oldu bigane. Felek ahır saldı meni zindane, Goymadı güsseden dil azad olsun.

Külli alem düşmen olub canıma, Tapıb fürset düşmen batıb ganıma, Deyin dostlar, yarım gelsin yanıma, Helke görıneg ile bir imdad olsun.

oJrnasın o gemgin, men çekim cefa, unutrnag aşigi görmesin reva, Gelmese, deyerler ona bivefa, İsterem özüne yahşı ad olsun.

Felekin edli yoh, dünyada divan, Dehi gelmez heyatıma bir günıan, Nahag bende düşüb fağır Mirzecan, Sebabkarm evi goy berbad olsun. AŞIG PERİ'YE Ses verende seni sesleyen bizik, Ehdü peymanını meger ıınutdun, Arada reglbi pisleyen bizik, Nece deyim Peri blilgar sene. Seni gönçe kimi besleyen bizik, Gedrini bilenin gedrin bilmedin, Heyif hemdem olar ahır har sene. Yohdıı menden geyri bir gemhar sene. Gedrlni bilenin gedrin bilmedin, Rehme gelib didem yaşın silmedin, Yolun çoh gözledim, ahır gelmedin, Yohdu innen bele e'tlbar sene.

Eşitdim tapıbsan bir hemdem, Peri, O,hemdem deyildir, artar gem, Peri, Felek kimi etme sen sitem, Peri, Eser etmez meger ah u zar sene_

Eşg ile etmişik biz sene dilek, Teeccübem senden bunu bilmemek, Ne handı, ne paşa, ne sen gören bey, Mirzel'an'dı, yalnız intizar sene. Öldürrem özümü, bir garı eylerem, Acıglanma yara ana, ağlaram. İtirib yarımı, geydirme mene, Gara üsten gara, ana, ağlaram.

AGLARAM Gezebin sebebin niye bilmirem, Men sene fergini giya bilmirem, Utanıb özünden deye bilmirem, Balsan işim dara, ana, ağlaram.

Tanrı'dan isterem gısasım alsın, Seni de, men kimi bir eve salsın, Gıymag olur meger, o sensiz galsm, Yazıgctı beçare, a.na, ağlaram.

Yarın mehebbeti vardı canımda, Ölene dek gaynar menim gamında, Bir gün onu men görmesem yanımda, Çekseler de dara, ana, ağlaram.

Ayag torpağıva üzüm sürterem Gebul etsen bu dünyadan itere�, Hem Leyliden, hem Esli'den beterem, Etgilen bir çara, ana, ağlaram.

Yarımı incitmek ayin deyildi, Ehdü peyman meger te'yin deyildi, Mirzecan'ı bize hain deyildi, Bahma sen igrara, ana ağlaram.

1?'7

MEHEMMED BEY AŞIK 19. yüzyıl aşıklarındandır. Aynı yüzyılın birinci yarısında Karabağ'da "Vaglf'' şiiri üslubunu devam ettiren aşıklardandır. Gasım Bey Zakir, Mirzecan Mectecıov: Aşık Peri ve Cafer Gulllhan Neva ile muasır ola,n, onlarla atışan, dostluk ve ar� kadaşlık eden Meıhemmed Bey Aşık, halk edebiyatının tesiri altında Yazıp söyle­ mistir. A.şık, hem klasik şiir, hem de halk şiiq tarzında şiirler söylemiştir. Ancak klasik tarzda söylediği şiirleri, halk şiiri tarzında söylediklerinin yanında çok zayıf kalır. Rivayete göre Farsça, tahsili de görmüştür. Onun aydın birisi olduğunu şiir_ lerini okuyan herkes anlayabilir. O da şiirlerinin en güzellerini Aşık Peri'ye ithaf etmiştir. Geraylı (B'li koşma), koşma, tecnis ve "yazışma" türlerinde şiirler yazan Mehemmed Bey Aşık, hemen hemen bu şiirlerin hepsinde insani duygulan dİıe getirmiştir. Ayrılık, kavuşamama gibi konuları da işleyen Mehemmed Bey Aşık 'bir geraylısında şöyle demektedir: Merdüm-i çeşmim gan ağlar, Hal-i Hindudan ayrılmış, Sızıldar mürg-i dil daim, Zülf-i hoşbudan ayrılmış. "Senem" redifli tecnisi ise onun bu sahadaki başarısını ve edebi sanatları kullanmasındaki ustalığını göstermesi bakımından mühimdir. Cadu gözlü, ohşar üzün ser aya, Hal ü hett ü zülf ü ruyin, sar aya, Yüz naz ile sen çıhanda sehraya, Gün gizlenir, olur ay ağa, Senem. Yukarıda onun da en güzel şiirlerini Aşık Peri'ye ithaf ettiğini söylemlş�i�� Manzum "ya.zışma''Iarı bunun en güzel örneğini teşkil eder. Gasım Bey Zakır yazdığı mektubunun dışındaki dört "yazışma" örneğini de Aşık Peri'ye yazmış olması bu fikrimizi kuvvetlendirmektedir. . . koŞ� Onun şiirlerinde sevgili tasvirleri oldukça başarılıdır. "Sevmlşem" redıfiı masında bunu açıkca görmekteyiz. Tezeden bir işe düşmüşem yene, Ala gözlü bir şuh gelin sevmişem, Mina gerdenlnl, ter sinesini', Re'na geddin, gulac golun sevmişem. KAYNAK

( Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 241 - 255). -1'10

GERAYLILAR Ey gül, rehmin kesme menden, Valehti heyramnam men. Bir zaman govma kuyinden, Bülbülü hoşhanmam men.

MEN Müşgül iş derd-i firgetdi, Tut elimden mürüvvetdi, Ne desen cana minnetdi, Bende-yi fermanınanı men.

Derdin Aşig'e dermandı, Zeher versen nuş-1 candı, Tez öldür, goyma amandı, Kim, senin gurba.nınam men.

Gan ağlar can guşu daim, Rehmsiz seyyad elinden. Öldürmez, eylemez, azad, Ha çeker, feryad elinden. ZüJmünden ol sitemkArm, Nalesinden dil-i zarın, Bir nete gün ruzigarın, Olmadım dildaş elinden.

ELİNDEN Sultan-i eşgidir zalım, Yaman yere yetlb halım. Dil şehri ile heyalım, Olubdu berbad elinden. Növgi müjganları sef, sef, Eşg ehlini gıimış hedef, Atsa yayınmaz her terer, Çlhmışlar ustad elinden.

Gözlerini Aşig-1 zar, Sevenden beridir bimar, Meni Tari, öldür, gurtar, Ol iki cellad elinden.

Beyle kl bir könül olmaz, Aciz(1 binevadır bu. Eyleyiiı zülfünden mesken. Etebgü.nü garadır bu. Ser-i kuyinln herodemi, Ne derdi var, ne de gemi, İs�oıez külli alemi, Özge zövg ü sefadır bu.

BU Cemiyyet ü derdi alem, Etrafında görenler hem, Sorsalar nedir, deyerem, Yardan gelen beladır bu. Ağzını derdime derman. Gerçi derler, yohdur güma.n. Müşkül oldu aman aman, Bir derd-1 bideva.dır bu.

Derdinde eylesen şiven, Dese kimdir o meh, bilmen, Bir deyin Allah'ı seven, Aşig-1 binevadır bu.

Aşiglnem senin ahı, Eıeı gadasın aldığım. Cana vurub mehebbet,i, Çengel gadasın aldığım.

GADASIN ALDIÖIM Can çıhır könül neylesin, Derdini kime söylesin, ister sedaget eylesin, Tez gel, gada,sın aldığım.

Seyreg,j.bden iba gıllam, Kuyinde görmüşem, öllem Reşkden sayeni billem, En gel, gadasın aldığım.

Salma könlün istiraba, Zülfün içre picü taba, Sataşma hane heraba, Dince! gadasın aldığım.

Gulum deyib ey şahzada, Salmadın Aşig'i yada, Olur mu sen tek dünyada, Göze! gadasın aldığım. Niye meni derd-1 hicran, Öldürür ol yardan ayrı. Gan tökme merdum-1 çeşmim, Çeşm_i h unharından ayrı. Kes11ibdi ah u nalem, Firgetinden yaman baleın, Endelib-i nitgi lalem, Gü.l-i rubsarından ayrı.

AYRI

Nazile sallanar o mah, Yahıb canım, alır nagah, Getmenem behişte billah, O hoş göfta.rından ayrı.

Geminden el üze bilinen, ,Bir gün onsuz düze bilmen, Tutınuşam hu, geze bilmen. Nale-Yi zarından ayrı.

Ölende Aşig_ı şeyda, Gelib üste edin govğa, Desinler heyf, ı;ed heyfa, Getdi, dildarından ayrı. Merdüm-! çeşınln garı ağlar, Hal_i Hindu'dan ayrılmış. Sızıldar mürğ_i dil dainı, Zülf-1 hoş bundan ayrılmış. Gayıdıb bahmağın her yan. Gören kimi galır heyran, Deyirler Yareb bı.i ceyran, Hansı ahudan ayrılmış?

AYRILMIŞ

Goynunda bağ ü bostanın, Barverdir gülistanın, Sanasan iki büstanın, Şah-i limudan ayrılmış. Eger tab etmez hicrana, Mezemmet etmeyin cana, Para para olur şana, O tar-i mutlan ayrılmış.

Gaşın şövgUe peyveste, Gameti olub şikeste, Dirilmez Aşig-ı beste, Tağ-i ebrudan ayrılmışam. Menim divaneve,5 könlüm, Bir zülLi piçü tab ister. Öz el ile aça her şeb, Ay üzünden nigab ister. Her günde göyden mesiha, Gelir dergahına emba, Mö'cüz_i lebinden güya, Sual eyler, cavab ister. t<>n

İSTER

Sefhesi ab ü tabından, Aye_yi hett hesabından, Meshef-i hüımü babından, Her senem bir kitab ister.

Könüllerhay ü huyundan, Dil üzmen tar-i muyundan, Her seher, mah-i ruyundan, Perlövln afitab ister.

Aşiğ'i mestdir gözünden, Heberi yoh öz, özünden, Bahdıgca doymaz üzünden, Zülfünü bihesab ister. e uşşage, ı,ebln can vers özlerin. g alı ez t ne Ye . ne, Bir göz bahmaz hestesı in. ler ı göz sal den Nezer yuz terefden olsa kömek, Mümkün olmaz tab eylemek, Gayıdıb yorğun maral tek, Babanda dalı gözlerin.

GÖZLERİN Çekmiş üze tig-i ebru, Durmuş hettühaLi Hindu, Dil gesdine müdam keysu, Gurmuş belalı gözlerin. Her yan sef-i müjganıdır, Alem onun beyranıdır, Guya Hüten ceyranıdır, Ya Çin gezalı gözlerin.

Genc-i hüsnün pasibanı. Gec nigahı alır canı, Aşig'in dini, imanı, Hem mülke, malı gözlerin. Firgetinden ey dilbera, Tenge yetib, cana geldim. Sensız bu beste könlümün, Elinden amana geldim.

GELDİM Meni bu dildeki nale, Saldı bir özge heyale, Getdim yetmedim vüsale, Yene yana yana geldim.

Bir zaman kuyinde galsam, Goiumu boynuna salsam Klifr zülfün ele alsam, Ele bil ımana geldim.

Hicrinde galdım avare, Rehm eden yoh dili zare, Sen özün ele bir care, Kim sizin divana geldim.

Aşig yamandır zemane, E'tibar olmaz hubane, Goymuşam merd ü merdane, Bu başı meydane, geldim.

GOŞMALAR

OLUBDUR 8 l'ncten ayrı işim menim, ey dilber, Lehze Iehze halın sorduğun könlüm, 0 ece günd "" ahu efgan olubdur. Gündemin tesliyet verdiyin könlüm, 'l'eğ: . l uz fti vehminden zülmü sitemin, Daim §ad ü hürrem gördüğün könlüm, :aı/ mı baremizde ehsan olubdur. İndi derd elinden viran olubdur, Ne lııterse n zalım men binevadan, Hacan almarmşdın ağlımı serden, Btr gü Oh urdum mesheLi hüsnün ezberden, Sarun n el �ekmesen cövrü cefadan, Göıı e a lndı, bil ki galü beladan, O günden ki saldın gözden, nezerden, rırn hüsnune ·· heyran olubdur. Menim halım coh çoh yaman olubdur. Heç yada salmazsan men dilfigarı, Seni ne bimürvet yaradıb Tarı, Dehanın şövgünden A.şig-i zarı, Öldürüben, dağ-i pünhan olubdur. 131

SEVMİŞEM Gedr ü giyro �t bilen bir esfü:ada Tazeden bir işe düşmüşem yene, Ala gözlü bir şllh gelln sevmişem. Nam ü nişanını demen em Yada, Seraser endamı ohşar şlmşada, Mina gerdenini, ter sinesini, Nazik ayaglarm elin sevmişem. Re'na geddin, gulac golun sevmişem. Beyenmlşem onun mecmu_i karın, Şövgünde var idim bir bele yarın, Hoş edasın, hoş reftar ü göftarın, Danışanda şirin dilin sevmişem.

Görmemlşem bele zülfü dehan tek Yüz min esiri var elbette men tek, ' Gülüstana düşmüş zağ ü :ı:eğen tek, Ay gabagda siyah telin sevmişem.

Mişkln kakilinin şergestesiyem, Mövg-1 müjganının dil hestesiyem, Aşig'em, zülfünün pabesteslyem, Uzun saçın, ince belin sevmişem. GEZER Bilirsen mi könlüm, yar senden ayrı, Bir dllber-i e'la, çeşm-1 mestane Nece miskin miskin natevan gezer. Güssesinden könül oldu virane,' Düşüb sehralara şeydalar kimi. Bilmirem ki, neylemişem canane, Gece, gündüz bilmez, her zaman gezer. Her görende menden bele yan gezer. Firgetlnden gara bağrım olub su, Ahbdı gerarım, ol zülfü keysu. Men olmuşam le'LI Ieblnden ayru, Deyerler ki, cismin de bes can gezer.

Seni Tarı menden olma mükedder. İncitme bu diLi vlranı sen sen, Neylerem dünyanı ezlzim, sensiz, Bilirem derdimin dermanı sensen. Vamig'ln Ezra'ya var idi meyli, Ornınçün ahardı gözünden seyit. Yusif °in Züleyha, Mecımn'un Leyli, Menim de canımın cananı sensen.

Niye Aşig unudubdu her karı, Sevibdi bir şuh-i çeşm-1 hunharı, Ol yanağı mahı, lale ruhsarı, Nece gıyar zülfü perişan gezer. SEN SEN Gözeldi camalın, hüsnündü cemil, Öldüm hicranmdan galmışam heci!, Başın üçün ey gül, dolansam yüz 11, Könlümün mülkünün sultanı sensen. Her ne ki erz etdlm. ona bitmedin, Şad eleyib. bize gelib getmedin, Könlüm alıb, bir yol gebul etmedin, Bu geder ki çekdin amanı, sen, sen.

O gizli bahlşın ahbdı canı, Cadu gemzelerin vermez amanı, Tarı hlfz eylesin növg-i müjganı, Aşig'ln gat!Li pünhanı sensen.

TECNIS Ne müddetdi hesretini çekirem. Birce üzün görüm ay ağa Senem. Hicranın elinden beste düşmüşem, Daha durabilmem ayağa, Senem.

132

SENEM ,. Cavan ömrüm nece verdin hada go�, or. Flrgetinden ne hett gcddim bada g Le'lin ile behs elemiş, bada gör, Onunçün tez düşer ayağa Senem,

Gör neler helg edib Tarı zillfünde, Görmeylbdi eyni, tarı zlllfünde, Mürg-l dil bağlanıb tar_J ınilfünde, Goymagllen düşsün ayağa, Senem.

zlü, ohşar üzün ser aya,

ö cadUü gbett ü zülf ll ruyın, sar aya,

çıhanda sehraya, gal yuzn az ne senolur ay aga, Senem. nir, e Giln gizl Aşig'em hüsnüne ay aman gözel. Bahmaram zerrece aya men gözel, Lehlerin şehdlnden ay emen gözel. Mey! elemez gende, bal, yağa, Senem. YAZIŞMALAA

BİLLAHI GASThl (Gasım Bey Zaklr'e) Giil:ı görürsen birln serefraz eyler, Mat galıruşam bu dövranın işine, Gah birlle çem-hem gılar, naz eyler, Heyranam vallahı blllahı, Gasım. Giih birin götürüb biniyaz eyler, Gah saz ile nasaz, nli.saz ile saz, Giih dönür, tez olur bedhahı Gasım. Gah olur nii.ehlin hemrahı, Gasım_ Neyleri.k biz onu çoh ahtarmağı, Çünki varıg beş on günün gonağı, Gel oturag, durağ bu bahar çağı, Güdrete eyleyek nlgahı, Gasım.

Görürsen ki gahl acı toh eyler, Mebveşler zülfü tek azı çoh eyler, Bir ağız ucuyla varı yoh eyler, Yoluna getirer gemrahı Gasım.

Aştg_l zar etmiş bir embergeysu,

Salıbdı canına bir gara gayğu, Yandırır, öldürür bir gözü cadu. Heç bilmez ki, nedi günahı Gasım.

HABERDAR OLA (Aşıg Peri'ye)

Tebellüs ne lazım ey Aşıg Peri, B!r kes ki, mehrden heberdar ola, Röniilden, kônüle yolJar görünür, Ela.ve ne hacet aşlkar ola. 1 halı görmek ister ehl-i hal, üzayJge etme ger olsa mecal ı:ı� uı:n! n tek derdimend olmayan' mahal "" • ....-urürn k"1 dagı - lıb tarimar ola.

!;t-

Hoş yaradıb seni ustad-1 ezel, Hüsnü vecahetde yekta-yi bedel, Dizag mahalında senin tek göze!, Hagdan istemişem bergerar ola.

Bele işin ne lezzeti, ne dadı, Hublar bile gerek aşnanı yadı, Çekesen ağuşa bala Ferhad'ı, Bir Şirin didar ki intizar ola. Ağlını cem ele olma serseri, Sende yohdıı eşgibazlıg eseri, Föhmil ferasetde yüz sen tek Perl, Gerek Mehemmed'e hidmetkiir ola.

SEVDİYİM

sııın i3

ôhta1;:rde ne adetdi Ferhad'a, Oona deyen aşinaya sevdiyim. Ohul'g U e ev sahibin tanımaz, a san "ü . ., z nıın aye, sevdlyını.

(Aşık Peri'ye) Dizag mahalınan Ferhad'ı olub, Hosrov'u Şirln'in fesadı olub, Hlyle bazarının ustadı olub Ne deyersen bu sevdaya se;diylm '!

133

Aşığınam can ü dilden, ey Peri, Derd-i ferağından oldum serseri, Eşg ehlinin yarı, nazlı dilberi, Şikayet veren gün, aye, sevdiyim.

Bilmezsen ki ey mehbub-1 ka.mue Nesihet etmezsen neçin cah!le, Bele iş yaraşmaz hergiz agile, Gulag asma her ednaye sevdiyirn.

Özün blr derd ehll, bir gedlrbllen, Daruşıban deyen, oynayıb gOJen, Aşig'in kuyuna durmayıb gelen, Derdinden düşmüşem paye, sevdlylm. GOY GAYA PERİ <¾ık Peri'ye) Ustad-i ezelden dersin almışam, Mayilem her yerde govğaya Peri. Ziddü cinsü redif sözün danışma, Men desem düşersen ah, vaye Perl.

Elindeki bade olsun, saz olsun, Hereketln işve olsun, naz olsun, Yeke yerden danışmağın az olsun, Düşersen bir derin deryaye, Peri.

Müeşşerin her bendinde naı;arsan, Men açmaram, yene özün açarsan, Bu işinden yeglnimdi gaçarsan, Ahırda melike, Mirza'ye, Peri.

Gafiye gerekdl ola dilmesend, Neki bele meğşuş ola derdimend, Bilmlrem ki, sene eyleyim plşhend, Yohsa onu yazan mollaya, Peri.

Leblerlnin müseffası, Aşlgi, Dehanının müemması, Aşigi, Siyeh zülfün temannası, Aşigi, Salıbdı bir uzun sevdaye, Peri. OGLANA

(Aşık Peri'ye) Aşıg Peri bir göftügü eşltdim, Nam!zed olmusan bir şuh oğlana. Eger doğru ise gözümüz aydın, Barı gelmeyeydln çeşm-1 yamana.

Ehl-i haldan yegln kesmisen ülfet, Nadan ile tutdun resm-i mehebbet, Süariş gıl mana ey bimürüvvet, Deyen var mı görüm bu sözü hana.

Herkes ki yolunda çekdi çoh cefa, Bir gün vüsahndan görmedi sefa, Ne dilin var ey Peri-yl bivefa, Ferhad-i Şirlner, Melik Asıan·a.

Gezanın işini eger bilirdi, El çeklb dünyadan çetin ölürdü, Sıçrayıb gebirden dişre gelirdi, Yetseydi bu beher ol Mlrzecan'a.

Aşig seyreyledi, gezdi cahanı, Görmedi sen teki bir bivefanı, Goynun içindeki bag ü bostanı, Ne basil tapşırdın naşı bağbana.

134

ZABIT 19. yüzyıl lşıklarındandır. Asıl adı ve hayatı hakkında bilgimiz yoktur. Zabit onun asıl adı olmayıp muhtemelen mahlasıdır.

Rivayete göre, Gazah Bölgesinin Hacıemirli köyünde Nebi Efendi Zabit adlı bir şahıs yaşamıştır. Muhtemelen Zabit Elendi Nebi E!endl'nin ta kendisidir. Başka bir malumata göre ise Nebi Efendi Tiflis'de yaşamış, 73 yaşında iken vefat etmiştir. Necmeddln ile Kocalı köyleri arasındaki Çelebili kabristanlığına detned llrııiştlr. Ara,pça ve Farsça tahsili gören Zabit ilk tahsilini ise Şekl'deki ruhani mekte_ binde yapmıştır. "Varşava" ordusunda "hörüçik'' rütbesı ile hizmet görmüştür. Hem halk şiiri, hem de klasik şiir tarzlarında şilrler söyleyen Zabit bun­ ların her ikisinde de başarılı olmuştur. Halk şiiri tarzında yazmış olduğu geray_ lılarında alışılmışın dışına jıkmıştır. Bunun en güzel örneğini "kef, kef, kef'' ayağı ile başlayan gerayhsı teşkil eder. Arap ve Fars dilleri üzerinde yapmış olduğu tahsil onun şiirlerine de ak­ setnılştlr. Şiirlerinde Arapça ve Farsça kelimeleri ustalıkla kullanmıştır. Atasözlerl ve hikmetlerden ustalıkla istifade eden zabit "Billbiff' redifli koş_ ınasında bunun örneğini vermiştir. Bir meseldir her ağacda bar olmaz, Tur Dağı tek her dağ lalezar olmaz. Ce!a çekme blvefadan yar olmaz. Gedib bir doğru yar tutsana bülbül. u bo On n şllrlerlnin konusunu büyük ölçüde sevgili teşkil etmektedir. Sevglllnin YU. gözü, kaşı, saçı, yanakları onun şiirlerinde çok güzel bir hal almıştır. Huri_yi gılmandan gerekdi soyu, Melaik sifetli, periden boyu, Sürahiden geddi, minadan boyu, Gerdeni üstünde gara tel gerek. lütn:alk şilrlnin "bayatı'' türünde Sarı Aşık'ın üstad olduğunu daha önceki bö_ Ölçücı: �lirtmıştik. Zabit de mani tarzında şiirler söylemiş ve bunlarda bilyük aşarllı olmuştur. Bu manllerinde cinas sanatını ustalıkla kullanmış_ tır. tn.er�:lk şUr tarzında yazdığı şiirlerinde de başarılı olan Zablt'ln "olmaz" redlfll, k.U e•- n , rnern.ııun, mera.nün , mefailün kalıbıyle yazdığı gazeli buna örnek teş_ ....._e k teaır.

135

Slracil-gelb aşigsen, senin tek mahi-ru olmaz, Yanar pervane könlüm şem'ine bir arzu olmaz_ Ki billem öyrenibsen bu destur! perilerden, Ve lakin hiç mehbubda bu hislet. bele hu olmaz. Ezizim sen duran halda ne hacet özge bir mehveş, Misaldır su olan yerde teemmümden vizü olmaz. Yarın mişkin zülfünden bu Zabit tabdı hoş buler, Gezem ger şane tek ani dolanam, mu bemu olmaz. (') Arapça ve Farsça üzerinde iyi bir tahsil gördüğü için, edebi sanatıan d a Us.. talıkla, yerli yerinde kullanmıştır. KAYNAK

(Azerbaycan Aşıgları ve El Şairleri I, 256 - 268).

ınde dil' ("i Kitabın orijinalinde yer almasına rağmen biz bu şiiri metinler bah� tt11· o ğll, burada örnek olarak almayı uygun bulduk. (Hazırlayanların 136

GERAYULAR DİLBER y naz ile Cavan ömrün verdin bada, üz , an b 1 sa1ıaI1 Ne gün gördün bu dünyada, sehraya gelen dilber. Yetdi her bir kes murada, miş gönçe kimi, BU nezan dey er. d'lb ı Sensen melırum galan dilber. solan n a b saraiı Ş eyda bülbül teki ötdün, fe'lli, Gaşıarın f[tnedir lı, hal Varıb bir özge yar tutdun, a goş g n ları Buha g llı, ba Dehi menden sen el götdün, i şum taleli, bed g y dilber. lan Dön alan dilber. el, sözü o ra Bahtı ga Emib leblerini gandını, Özüm özümden usandım, zabit'em bu derde yandını, Yohdu senı alan dilber.

Kônill galh durma coş, coş, coş, Tök gilen ateş kef, kef, kef. Melekler oldu top, top, top, Gurubdu taza sef, sef, sef.

KEF, KEF, KEF

(Mükerrer) Mehemmed, azca yat, yat, yat, Var me·raca min at, at, at, Cebrayıl durma, get, get, get, Gelir avaza, ref, ref, tef. Bu dünyada guru ses. ses, ses, Gelir regibi nes, nes, nes, Desem şu halg da pis, pis, pis, Olur şahbaza hef, hef, hef.

Üıünde hindü hal, hal, hal, Geylnnıiş yeşil al, al. al, De mütrüb, durma çal, çal, çal, Yaraşıb saza def, def, def.

Zabit dese yar oh, oh, oh, Deme laleyi yoh, yoh, yoh, Günah-i blhed çoh, çoh, çoh, Ede Feyyazi ef, ef, ef. GOŞMALAR

Se- her, sehe

v b bağ r dadü feryad edince, �� küncünde yatsana, bülbül. � tı Vefa lısa n sen de menim tek, B ıa nıb ganına batsana bülbül. Et-er y Stıbhuarın bir b1_vefa yar ise, F'erhadş�m çekdıyin ah uzar ise, GetirJ ü Mecnunca derdin var ise, b derdime g atsana bülbül.

BÜLBÜL Bir meseldir her ağacda bar olmaz, Tur Dağı tek her dağ lalezar olmaz, Cefa çekme, bivefadan yar olmaz, Gedib bir doğru yar tutsana, bülbül. Gızıl gülü gara zağlar derince, Cövresinde harlar sefa sürünce, Eşgin metaıru bade verince, Varıb hazarında sat.sana bülbül.

Bivefadan ötrü çekme ah u· zar, Neçin ehvalma olmaz eşkibar, Seher seher ağlayanda zar, zar. Zabit'e bir beher versene billbül.

13'7

DAGIYAM DAGI Bir sona cilveli, garğı gaşlının, Ay ağalar kime beyan eliyim, Bir yağı gemzeli, ter savaşlının, Bir hoş camalhmn dağıyam dağı. Bir mina gerdenli, uzun saçlının Bir ter buhaglının, gen gabaglının, Bir üzü hallmın dağıyam dağı. Bir ince bellinin dağıyam, dağı. Bir eceb insanın, hub novcavanın, Bir ela mekanın. ezim lisanın, Bir tuti hendanın, şeker feşanm, Bir şirin dillinin dağıyam dağı.

Bir melek sifetli, peri boylunun, Bir rizvan bağçalı, cennet köylünün Bir er'er gametli tubu boylunun Bir şümşad gollunun dağıyam, dağı.

Bir Zabit serkerdan, iki dillinin, Bir gaşı kamanın, fitne fe'llliıin, Bir enber gohulu, ağzı hillinin, Bir lebi ballının dağıyam, dağı. Bugün Jütf eyleyib cananım bize, Teşrif gılıb hoş sefalar getirmiş. Bilibdi men onun derdlmendiyem, Gefilinde tutlyalar getirmiş. Sen bize hoş geldin, ay ağzı püste, Gellb getmek gerek dost olan dosta, Maşaallah, durubdu ilgarı üste, Cefa çekib çoh vefalar getirmiş.

GETİRMİŞ Sübh ü şem yoluna gözüm tikerdl.rn, Ağlayıb ağlayıb garı yaş tökerdim, Leblerinin temannasın çekerdim, Nuş etmeye milseffalar getirmiş. Sanasan bir yaydı gaşm teberi, Goynunun guşesl Misir şeheri, Ey ezizim, sen getdiyin heberi, Seher vahtı ol sebalar getirmiş.

Zabit, şanı istemez gören ruyini. Firdövs-i e'laya vermem kuyini, Geddü gametin. hem onun boyini, Tubi, görmüş, merhebalar getirmiş.

Bir keş ki behs edib gözelem dese, Ağ üzünde üç mö'teber hal gerek. Zerrece hüsnünde ayıb olmaya, Gaşı fitne, gemzeleri al gerek. Huri-Yi gılmandan gerekdi soyu, Melalk sif etli, periden hoyu, Sürahiden geddi, mlnadan boyu, Gerdeni üstünde gara tel gerek.

GEREK Gülebetin köynek zerden tikile, Gül tek camalmdan gülab çekile, Danışanda şehd-i zülal töküle, Bir dodağı şeker, biri bal gerek. Mehbubun mat ede cümle cahanın, Ehl-1 İsfahan'm, Azerbaycan'ın. Gözellik babında, yanınca, anın, Yusif-i Ken'an tek neçe gul gerek.

Zernişan şeddeler çala miyana, Her seher sallanıb çıha seyrana, Zabit bu dövlete, bu hanımana, Bu mal ü ahvala bir !gbal gerek. Meger me·şug aşiginln derdinden, Hali olmaz, haber bilmez, azalım! Bir yar ki, yarından cida düşende, Dehi onu yada salmaz, a zahm! 138

AZALIM Könül el götürmez bu biveradan, Bol möhnetler çeker hicr ü beladan, Yar olan usanıb cövr ü cefadan, Meger heç insafa gelmez a zalı:ın!

em, Mecnımam, Şirin, Ferhadem, 1 yuy ehvalımı könül berbadem, \san 5o gan ag-ıaram demadem, nden tl }Iesre olmaz a zalım! ilen s mı ı aş y Gtiz

Gaşlarını ohşatmışam kamana, Camalm ten eder mah-i tabana, Deme bele geder dövr' zamana, Bu gözellik sene galmaz, azalım!

Zabit hegig'etden laf-i kaf eyler, Gaşm mehrabma e'tikaf eyler, Dost olan dostuna bir insaf eyler, Birden durub canın almaz, a zalım ! FELEK

Neylemişdim sene ey çerh-i gerdun, Biztm len düşübsen inada felek. Meger gorhmaz mısan, utanmaz nusan? Getsin tac ü tehtin berbatla, felek.

Günbegün artırdın ah u zarımı, Kesdin can evinden ihtiyarınu, Neylemişdim sene, aldın yarımı, Hesret goydun meni dünyada felek.

Derd ü gemden men feglri bay etdin, Ellf geddim dönderiben, yay etdin, Ferhad'a, Mecnun'a meni tay etdin, Eyledin derdimi ziyada felek.

Seni görüm men tek giryan galasan, Her iki cahandan mehrum olasan, Menim kimi saralıban, solasan, Görüm yetmeyesen murada felek.

Men Zabit'em, eylemenem tab ona, Derd ü gemi yığıb verirsen mana, Aman çekib gora geldim gapma, Ne gora yetirdin, ne dada, felek. KAMANIDI BU Dedim, dilber men sevmişem ha seni, Dedim, ey nazenin gaşların yaydı, Dedi, nesih etse yaradan geni. Dedi, gövs-i güzeh kamanıdı bu. Dedim, sine üste algilen meni, Dedim, dost camalın te'n eder aya, Dedi, merd iyidler meydanıdı bu. Dedi, gözelliyin nişanıdı bu. Dedim, sallanışın mln cana deyer, Dedi, helke hur_i gı!mana deyer. Dedim, goynun içi rizvana deyer, Dedi, aşıg!arın mekanıdı bu.

Dedim, zülfün mat eyledi sünbülü, Dedim, sen ne bildin ağılsız deli. Dedim, açılıbdı camalın gülü, Dedi, fesLi bahar zamanı bu.

Dedim, sen Zabit'e etgilen vefa, Dedi, men aşige vermenem cefa, Dedim, lehin emen bulur mu sefa, Dedi, bestelerin dermanıdı bu. :r/:zıl�r, kime gılım şikayet, · lınürvet meni candan eledi. 011 e � h�in�en a�adanlıg goymadı, Maı üm ulkiı hanımandan eledi. tceı SarafeYmanesi dolsun regibin, Cöru::�n rengi solsun reglbin, üzü ga l/efal1 Yarımı ra olsun reglbin, menden eledi.

ELEDİ

Girdelenib baş veribdi memesi, Belirlenmiş aya benzer sinesi, Sallananda her bir naz ü gemzesi, Sanasan ki, din, imandan eledi.

Meger olmaz gözellerin bey'eti, Hercayilik olur ele sen'eti, Bülbülü öldürdü barın töhmeti, Cida saldı ol gülşenden eledi.

139

Zabit'em serimi

saldım sevdaya, Kimse rebm eylemez men binevaya, Reglbl dost bilib saldıg araya, Seni menden, meni senden eledi. Ay ağalar, bir yaşılbaş sonam var, Her seher duranda telinen oynar. Bezeniben seyre geder bağlara, Girende gülşene, gülünen oynar, Neylerem dünyada özge dlldarı, Ele sensen bu ömrümün perkarı, Enber zülfün çini olmuş ucları, Tökülmüş gerdene, bclinen oynar.

OYNAR

Gol şüm.şad, ged tubi, boy senuberdi Cismi mermer, sine beyaz ehterdl Seraser endamı müşk ü enberdl, Gohusu darçındı, bilinen oynar. Men aşıg olmuşam hett ü balına, Güneş tel'etine, meh camalına, Kimse yetmez onun mekr ü alına, Gaşları fitnedi, fe'linen oynar.

Seni söyüb, oldum halı digergün, Reglbl aradan, gel ele sürgün, Heç kimse döşenmez, nazına bir gün, Zabit bil ki, sensiz ellnen oynar. Ey sevdiyim, senin dür dehanından, Yahşı söyle, çıban söz incimesin. Şirin göftar ele tutller kimi. Eşldenler ondan tez incımesln. Yüz naz ilen salJanıban gedende, Teşrif buyuruban gedem atanda, Enber keysularm çenber edf'nde, Gefil tel tökülüb. üz incimesin.

İNCİMESİN Bezeniben sen seyrana çıhanda, Ağlımıçaşırdın pünhan bahanda, Ele ayna ahb vesme yabanda, Ele çek sürmeni göz incimesin. Çatan hercayiye verme her siri. Belke bile anı geribin biri, Diba nimteneni gel eyle ger!, Etek deylb ondan diz incimesin.

Klm sevmek istese peri rühsarı, Gerek çeke anın nazını barı. Zabit, öptıb, gucub sevende yarı, Ele bas bağrına gız incimesin. TABANELERDİR Ey sevd-iyim senin pertöv-l hüsnün, Mest olmusam mina boylu s::ı.ğıdan, Sanasan bir meh_i tabanelerd!r. Can gurta�mag olmaz bele yağıdan, Güneş ruhun şöle verse her zaman, İhtiyarım kesib, ağlım dağıdan, Mürg-i rUhum anda pervanedir. Serhoş bahan çeşm-i mestanelerdir. Söyle senin terkin etmek mi olur? Mü�tag oldum men bir eceb insana, Kuyinden el üzüb getmek mi olur? Ölürem derdinden deyill efsana, Her kim göze! sevib sonra usana, Gaşların sirrlne yetmek mı olur? O kimsene bil ki. divanelerdir. Her biri bir mekr-1 fettanelerdlr. Zabit, bu yerlerde hemdem olan yoh, Derdine b!r derman, çare gılan yob, Bir buseye can verirem, alan yoh, Bilmenem bu nece zamanelerdir. 140

l ın arasında, hublar içinde, � el!g yaradıbdı bir nur-i cahan. 8 inde arif-i. dana, oa bil-1 fehm . öz ü növresıd e b.ır yem cavan.

CAHAN Başına çiln cemdi ağlı huşlan, Gametine hub yaraşır saşları, Gab ü gövseyin kimi iki gaşları, Düzülübdü ona bir neçe peykan,

ğı, şem-i ruyin gören neyler çıra ağı, inin torp em ged dı iya rut çekende başına zedal darağı, Müşgün keysulan buy verir heryan. Hublugda misli yoh, illa ki tekdi, Müsevvirler terhin ecayib çekdi, Her kim görse ele sanır melekdt, Beşerde beç olmaz bir bele insan.

İnanmam bu gedde senuber ola, Dişln tek deryada dür, gövher ola, Ne heddi var sene beraber ola, Gözellik babinde yusif-i Ken'an. Rühsarı güldü, ol yanağı lale, Gerdeni sürahi, ağzı piyale, Yaşı te'n eliyer vehşl gezale, Gözleri şehlası_ nerglz-l mestan.

Zabit gel liltf ele ey melekzade, Duacıdı dövletlne ziyada, İnanmanam bele gözel dünyada, Relg elemiş ola gedir-i silbhan.

Görmemlşem bir cavanı onun tek, Ecaylb gözeldi, hem türfe haldı. Edebdc, erkanda, fesahetlikde, Eglü rne'rifetde o hoş kamaldı.

HALDI Şikest vedr tamam, İran, Turan'a, Bir melekdl, heç ohşamaz insana, Hüsnü şöle satır cümle cabana, Tel'etde güneşdl, mah-1 camaldı.

Gözler! celladdı, bahsa garı töker, Klprlyi neşterdi. canımı söker, Göftarından tuti hecalet çeker, İhtilatı fesih, çoh şirin dildi.

Anı hoş yaratmış şahların şahı. Damenlnden tutan çeker mi ahı, Gol şümşad, boy tuba, gerden sürahı, Gametde şahbazdı, hem ince beldi.

Goynu içi nar getirmiş behrlnde, Ceklbdller am cennet tehrinde, Bel� göze! olmaz Getran şehrinde, Bu öviad binadan bir hub şekildi.

Men anın vesflni hub dedim yene, Benöfşe zülfleri ohşar semene, Çoh klpdlr eynine diba nimtene, Üstü zerden, rengi tamamen güldi.

Çoh te'rif eleme Zabtt, ayıbdı, Ahu-yi büten! mat eyleylbdi, Hublugda aleme bir sedd goyubdl, Müşk-i enber ondan gohunu buldu.

Oıı.rM

b_ �w:gı. bı a ağarmasın, Zıı er abrmasm. ..._ oıt bir tek ınen ölüm uoaı zül .. !u ağarmasın Ca 1 8ır� Zda bir sine, Zıoıı �Şdı, birisi ne? 'l'ı;� gı.ı ?er, seyreğib, Y ansın bir sine .

BAYATILAR Yol düşdü bele dağa o Çenlibele, dağa Zabit'den geyrl gazılar, Kim dözer bele dağa? Garşıda sarı gördüm, Terlanı sarı gördüm, Zabit yarın meyi eler Regibe sarı gördüm. 141

Garşıda yasa meni, Dere gör yasemenı. Zabit, kelbin yerine Gapında yasa meni.

142

Garşıda yaman bala, Dil vurma yanan bala, Zabit der görüm deysln Yamana yaman bala.

MELIKBALLI KURBAN 19. yüzyıl aşıklarından olduğu tahmin edilmektedir. Hayatı hakkında hemen hemen biç malumatımız yoktur. Şiirlerinin büyük çoğunluğu kaybolan Mellkballı Kurban'ın halk şlirı tarzında yazdığı birkaç koşması ve manilerinin dışında, kla­ sik şllr türünde yazmış olduğu, gazel ve dlvanileri vardır. Şiirleri.nde Arapça ve Farsça kelimeleri yeril yerinde kullanması, edebi sanatlardan ustalıkla istifade et­ mesı onun aydın bir şair olduğunu göstermesi bakımından mühimdir.

Sevgililerden dalma övgü ile bahseden Kurban, zaman zaman cınlann vefa­ sızlığını da dile getirmiştir. "Bilir mi" redifli koşmasında Aşık, sevgili uğruna çektiği ıstırabları anlatır. Sahlaram hicranda gemgin başımı, Ahtarıb tap manam ol slrdaşımı, Gözlerinden ahan ganlı yaşımı, Ala gözlü nazlı yarım bilir mi?

O, daima öbür dünyayı (ahiret) hissetmiş, bunu bir cok şiirinde işlemiştir. "Ağlasın•· redUli koşmasında vasiyet havası ile ölümü dile getirmiştir. Ezrayı! geliben canım alanda, Anam, bacım, gara geylb ağlasın. Baş yastıgda, gözüm glryan galanda; Eyn_ı başın tamam soyub ağlasın.

Yukarıda edebi sanatları ustalıkla kullandığını söylemiştik. Bunun en güzel örneklerini "olsun" redifli koşmasında ve tecnlslerinde bulabiliriz. Cebhesi münevver, bedr tek beyaz, Cefasında jşve, sefasında naz, Canımı almağa baha serendaz, Cellad_i hunefşan elh�zer olsun.

"'**

Gel, gir bu bağçaya lalesin bilek, Görek gönçelerin, lalestn bilek, Gelmez tekellüme lalesln bilek, Ger olmuş eğyara ay yağı gerek.

ıcu .ı\şık edeblyantıda çok az işlenen "Vücutname..nin bir örneğini Melikballı cııtban'da bulabiliyoruz. Şllrleri.miz arasında da bulunan bu 18 dörtıüklük ..Vü­ llaı:ne"si onun sanat yönünü göstermesi bakımından mühimdir. KAYNAK (<4ıeı,b
143

GOŞMALAR GURBAN Yene saldı meni eşg-icünuna, Lale ilzarına gurban olduğum. Herdem bahıb işve verer nazile, Çeşm-i humarına gurban olduğum.

OLDUGUM Zülf-1 perişanın töküb dalına, Canım gurban ağ üzllnde balına, Yahşı heyasma, hoş megalına, Şirin göftarına gurban olduğwn_

Melikballı Gurban mayili şine, Helvet banasına, elvan eyşine, Cennet heyvasını goyub döşüne, Tazaca narına gurban olduğum. Erz-i halım gasid, ı,öyle dlldara, Gör ki. menim ah u zarım bilir mi? Dolanıb başına öp ayağını, ÜzUlübdil ihtiyarım bilir nı.i?

BİLİR Mİ? Sahlaram hicranda gemgln başımı, Ahtarıb tapmanam ol sirdaşımı. Gözlerinden ahan ganlı yaşımı, Ala gözlü, nazlı yarım bilir mi?

Yandım hicr oduna, yohdu yalanı, Cabeca erz ele gedlb fllanı, Melikballı Gurban çeken belanı, Bimürüvvet, biigrarım bilir mı? Bir göze! sevmişem güneş camallı, Gerdenrmtnadır, geddi ererdir. Gözleri celladdır, kiprik bunfeşan, CUmle gözellere o bir serverdir.

EREDİR Golları şi.mşaddır, elinden nazik, Hendanı şekerdir, dilinden nazik, Zülfü yasemendir, telinden nazik, Hetti bir benövşe müşkü enberdir.

Vaizin kelamı gösterir camı, Mütrübün megamı lezizdir hamı, Titreyir tamamen mermer endamı, Melikballı Gurban, bu ne gövherdlr? Şekersen, şehdsen şekerhasen sen, Senin yanağında lalezar gezer, Saçın gerdeninde selasll teki, Reyhan tellerinden intizar gezer.'

GEZER Dehanın hoggadır, !net dendanın, Ne şirindi dllin, leziz bendanın, Aşıglar ayağı senin zindanın, Ahır ki, canında ihtiyar gezer.

Deryadan teşnenl atdım kenara. Hicran ateşine sen ele çara, Senden ayrı getse hansı diyara. Melikballı Gurlkın haklsar gezer. OLSUN

Bir gözel ısterem beytüssefada, Gözeller içinde hublter olsun. Gaşı gövs-1 güzeh, kipriyi hunriz, Gözleri nergiz tek hoş nezer olsun.

,� ..

Telleri hurmayı, zülfü siyahı, Camalı mehv ede şemsle mahı, Gerdeni çekilmiş, sanki sürahı, Melalk kuyunda serbeser olsun.

esi -nı-urıevver, bedr tek beyaz, bh ce nda iŞve, sefasında naz, cefa� aıınağa baha serendaz, ,.anı ...µ, zer olsun. ; d-i buttefşan elhe

Yanağı innabı, buhağı hübab, Tel1 çöhresinde ede iztlrab, Slb-i zeneh, püste dehan, le'll nab, Nefesi gül kimi mllşg enber olsun.

danışan ehval, 1 şı on beş ola, u mend ü pür kamal, uş h e �hbetJnd ellikde bizaval, öz g ı;a ı g Yaşad EYVet ahlr büsnü beraber olsun.

Lebı;esi aheste, üzü hoş gülen. Nükteşinas ehLl kama! derd bilen, Aşina olmaya ona her gelen, Meıtkballt kimi mö'teber olsun,

ııa

1 ağ ola üzü meydanlı, :;�e tek mem:ler zer giribanlt, lı, Beli nazik ola sagrısı can senuber ü olsun. v ser Gedd u gamet

Sümükler! hırda, endamı sade, El, ayağı benzer ola şlınşade, Ele düşse bir belesi dünyade, O kesin igbalı seraser olsun.

Ezrayıl geliben canım alanda, Anam, bacım gara geyib ağlasın. Baş yastıgda, gözüm giryan galanda, Eyin, başın tamam soyub ağlasın.

AGLASIN

Sinem üste cellad eyleşir birden, Yıgılsın yas tutsun bir neçe adem, Gelsin gohum, gardaş, görsün demadem, Gemler ı;ekib, güsse yeylb ağlasın.

Çıhanda enake nale-yi zarı m, Töksünler üstüme sovha paltarun, Başım üste elim tutsun öz yarım, Melikballı Gurban deyib ağlasın. GILMANDAN

Erağalıır, size bir erz eyleylm, Rovze_yı r!zvandan hurı gılmandan. Tlirre_yJ terrarl şahmara benzer, Bu tövr insandan, bele canandan.

Sinesimermerden,geddiererden, Bir müşk ü enberden, mah-i enverden, Gendi mükerrerden, dili şekerden, zuım perişandan, gaşı kamandan.

Mehbubül mehbubdan hosrüv-1 huban, Zalım-1 cansltan, telleri reyhan, Melikballı Gurban, yohdur bele can, Bir yan İsfahan'dan ya Horasan'dan.

TECN!SLER lteenun 01Ub sehr

alara düşmüşem, :ıeyı:1_ Dıı.ı...Sen, LeyH'nln sorağını gör. �"an 9ikest ' daga sengihare ı;ekmişem, e endamın sor ağım gör .

GÖR Hicran geldi, ver sevdiylm bustana, Goynun iı;l eceb dönüb bustana, Ab-1 zülal bulanıbdı bustana, Teşnesen durma gel, sor ağını gör.

İstesen ki, eşg içinde üzesen, Nezer etme na.kes olan tize sen, Gesd!n olsa lgrarını üzesen, Meltkballı Gurban sorağını gör.

Gözel olan verir özüne bezek, Gözü nerglz, şimşad ayağı gerek. Giribanl her terefden ola çak, Görüne sinenin ay agı gerek.

GEREK

Gel, gir bu bağçaya lalesin bilek Görek gönçelerin, lalesın bilek, ' Gelmez tekellüme lalesin bilek, Ger olmuş eğyara a yağı gerek.

Geyin al, yaş1lı, gel olma bineng, Geşg eyle sehranı gel olma bineng, Meıikballı Gurban, gel olma bineng, Kababın yanmağa a yağı gerek. Camabnı görcek mayil olnıuşam, Bilmedim gözelim, ay adin nedir? Sebrim aldı tamam türfe senemler, Senemlerde mezheb, aya din nedir?

NEDİR? Bu dünyada var mı yar, dı, yoldaşın, Ferhad gülüng çaldı, yardı yol daşm, Alemler cem olsa, yardı yoldaşın, Gonumum, gardaşım, a yadın nedir?

Gurban deyer, yarsız güne gün demen, Hızre yeter, leblerinden gündemen. Ziyaretin hüsne varan günde men, Tamam günlerimiz ay adin nedir? DiVANİ - MÜHEMMESLER GELİB Ey könül, gem çekme kim, dildar tek cana:a gelib, Dur ayağa, et tevazö huri-yi gılman gellb, Saçı sünbül, halı filfil, telleri reyhan gelib, BülbüLi divanedür, gül açılıb gülşan gelib. Ağlama ey gözlerim, sirr-i dili pünhan gelib. Gül yanag le'lden ağ, şem'i çirag simşad ayağ, Ter buhağ, elvan otağ, çağ damağ, gözleri zağ, Sinesi ağ, esdiri sağ, bir bu sayağ, bag:nna dağ Yoh melal, rast-i nihal etdi fe'al hem inte'al, Servi bağ, eyler nesağ bir mürşid-i huban gelib. Hoş megal, müşg:ü hilal, abi zülal düşmüş bihal, Rengi al, sahib cemal ehl-i kamal, ağ üzde hal, Hub heyal, gedd e'tidal, lebinde bal, bir hırda haL Yoh melal, rast-i nihal etdi fe'al hem infe'al, Ismi hal, verir zeval, ol gedd-i dal kaman gelib. Bir ziya, sahib dila, eyler nida, bülbül seda, Yoh cefa, zülmU eda, pehpeh ziya, sertabe_pa, TUtıya, hüsnü Hga, hem bir sona, mehbub feda, Hestema erz ü sema maürği hem maeda, eyler geza, Hoş neva, derde deva, biı' hakim-i Logman gelib. Bir cavan, tuti zeban, gamet keman, gönçe dehan, Mumyan, gemzesi garı, gütb-i caban, bir novcavan, Can alan, ganlar salan gülü reyhan, bir taza can, Nügteden könül sıhan, eyler beyan, servi revan, Ey Gurban, etme feğan, ahtardığın insan gelib.

BU GIZIN Ne eceb hub yaradıb hüsnünü Tarı bu gızın, Ne eceb gül.şene benzer gülzarı bu gızın, Ne eceb mestlenib çeşm-1 humarı bu gızın, Ne eceb taze bitib heyvası, narı bu gızın, Ne eceb çiçeklenib !esl-i baharı bu gızın. Ne eceb tağ_i mügevves, çekil1b gaşı keman, Ne eceb hoş danışır lezzetilen tuti zeban, Ne eceb hetleri reyhandı ve hem püste dehan, Ne eceb gerdeni mina, ne eceb ince miyarı, Ne eceb bal lebinden olu carı bu gızın. Ne eceb inci-Yi dürdane kimi ağ dişi var, Ne eceb bad-i sebaden telinin cünbişi var, Ne eceb naz ediben işve ile gerdişi var, Ne eceb ehd ile peymane müvafig işi var, Ne eceb göycek imiş tutduğu karı bu gızın. Ne eceb ehmeri, gül, lale yanağın gördüm, Ne eceb cennet içinde bele bağın gördüm, Ne eceb fürset ile helvet atağın gördüm,· Ne eceb dişlemeli, öpmeli çağın gördüm, Ne eceb eyleyib Allah meni yarı bu gızın. Ne eceb söhbeti var, hırda megalet, ne eceb, Ne eceb derd-i dile verdi kifayet, ne eceb, Ne eceb düşmüş imiş negş-i heyalet, ne eceb, Ne eceb işler imiş buse, vüsalet, ne eceb, Ne eceb Gurban'a rast geldi bazarı bu gızın. GOŞMA MÜSTEZAD EWEL AHI-R ZENCiRLEME SÖYLEREM HİTAB �ir gözelin övsafından bu zaman, anı.şıb deyerem, söylerem hitab, Bağlaram kitab, Ollam serhesab. Serb Sab oluban sehraya düşdüm, Tap�aaı ııı senin tek bir ali nisab. _Bir illülelbab, Zülfü piç ü tab. _., hgber rıkab, men oldum sevar' lt�ncı·l Ob Ça1ııı; anı b ildim ne ki, var, _ ,� 8erv 11 iınreıı, Hun aşın Dizmar. Cartaz Delili'den içtinatı. Yoh bir içim ab. Bilmezler savab,

Piç ü tab olmagda gezdim cahanı, Tiflis'i, Gence'ni, Şeki, Şirvanı, Dağıstan Gebele, Bfl.kı, Gubam. Ga;rabağ mahalına etdim irtigab. Altımda lgab, Ayag ber, rikab.

Savab bllmez Tehle, Gozlu, Garadolah, Muğanlı, Mulğaduz, Kelenter, Dizah, Kari, Baharlı, Alpavut Gaytah, Gıyaslı, Hıdırlı, o Ebdülkelab. Herlle elgab, Tamam hacturab. 147

Seylab oldu serişki.miz, o yerde, Berbad olsun .l\.1arağa. Tumaslı, Perde. Döndük o terefden, dayandıg Kürde. Başdan baran töküb tutuşdu sühab. Gabagda girdab, İşimiz harab.

Adab bilmez, Sadıgbeyli, Eyrice, Garaman, Ternovad, Ağdam, GüUüc e, Cebelli, Kengerli, Çinli, Yarımca Bergüşad, Çelebiler, Mercanlı de;yab, Eceb ingilab, Tökerler seylab, Harab oldu işler düşdük derine Atıldıg lotganm mindik birine,' Keçdik ondan, geldik Şirvan yerine Ne gözel adamlar yaradıb Vehhab. Sehavet erbab, Biz gören eshab.

Eshab ile getdim, gezdim Salyanı, Cavadı, Narlığı, Kuyun, Talanı, Şahseveni, Buzevend, Bayat, Elinceni, Ucarı, Garagöz, Gemi.keçen, Zerdab. Yeyerler kabab, Olarlar sirab.

Sirab ile yandım, alışdım haray, Körpükend, Bıçagçı, Seyidler, Ganay, Küytevan, Ağzıbir, Fireze hem tay, Gara oğlan abada etme iztirab, Rencide esbab, Çekersen ezab.

Ezabsız yer bir Suvandı, bir Ağdaş, Seyr edib bunları gezmişem baş, baş, Vardı çoh arifler, türfe baş neggaş, Her biri bir güne eder nazi tab. Püstani hübab, Mehebbet güllab

Güllab-i mehebbetdi Tevfigll kendi. Alişan beyleri tamam bilendi, Cardamda töreyib taze efendi, Yohdu onun kimi bir ali cenab, Puside nigab, Köftügüsi nab-

Köftügüsi nab, üçgovag, Patlar, Hazır mayehtacı, içinde hazar,. Kimdir evvel yazıb, sonradan pazar, Kim ki gadir olsa, olunmaz e'yab, Versin bir cavab, Nuş edek şerab.

Nuş edek şerabı, olag sermeste, Mehbublar dehanı, dodağı püste, Siyah teller düşüb, yanağı üste, Esdi bad-i seher, doğdu afitab. Oynadı gurab, Çeşmimde turab.

Tamam hacturabdı, KÖçerli, Gazyan, Belğuzıu, Nomalı, Gervend, Üçoğlan, Hecenli, İmreli, Ereb, Hinziristan, Bilmezler Allah'ı, etmezler tevab. Yerleri zirab, Yohdur bir adab.

Turab çeşmimde, dilimde sesdir, Gözellerin eşgi mende hevesdlr, Melikballı Gurban, bu söhbet besdlr, Çoh söyleme, gözümüze geldi hab, İstesen savab, Getir reht-i hab.

VÜCUDNAME GADİR_İ GEFFAR Erbe_yi enasir şeş cihatdan, ��i gırh olanda hümr�ye �öndilffi�ndJnı, Helg eledi meni gadir-i geffar. Uç gırhda bir melek gordüm, sekSendlJJl, Dört gırhda düzeldim, beşte terp Bir getre atadan yendim anaya, r. Altı gırhda oldum, heyli g!ranba Misalimde gırh gün eledim gerar. Yeddi gırh olanda geldim cabana, Ana püstanmdan nuş eledinı zad,d Şad oldu bu işden hem ata, ana, Yığılıb geldiler gohum, gardaŞ, ya Ceddim silsilesi goydular bir ad, Cismim haki hunda düşdüm feğana, Dediler fenada galsm yadigar. Gundagdan beşiye eledim sevar.

, yaşatan öz anamdan şir aldım, gl ü şürbe yöneldim, � � yaşda e � yaşd:ı. danışdım, oynadıın güldüm, dörtde eledim izhar. o�dd-1 gamet üçümde meclislerde oturdum, on. rdünıde h er ne varsa go··tura··um, 0:ctö a lman getirdim, o Mşde Allah' neti bildim neki var. sün ile z fer ôndogguzda gemden oldum azada, jylrınide derkim oldu ziyada, otuzda berg tek gezdim havada, aırb yaşımda etdim zikr-1 girdikar.

Elli yaşda yarı etdim menzili, Altırruşda seçdim har ile gülü, Ele ki, yetmişe yetirdim ili, Ağzımdan dişlerim töküldü perkar.

Yetmişden ötende düşdüm ah, vaye, Seksende eyilib döncj.üm bir yaye, Dohsanında penah getdim esaye, Yüz yaşımda Hag'dan geldi bir azar.

Eriyib cesedim tük tek inceldi, Ezrayı! geliben çengini çaldı, Mürg_i ruhum aldı beden boş gaidı, Bega menzilim! etdim ihtiyar.

Yığılı ban, ağlayıban doydular, RehU vicüdüm tamam soydular, Namazımı gılıb, gebre godular, İn.kir, Münkir ile oldum hoş göftar.

Sual edib menden cavabın aldı, Bir neçe il cismim gebirde galdı, Emrile İsrafil surunu çaldı, Bildim giyametdi, çekdim intizar.

ı

Yığılıban geldik, guruldu divan, Şefi!m derdime eledi derman, Mövlan gazı oldu, çekildi mizan, Sirlerı faş etdi, o eybi settar. Bağrım başı ağ yara, Tlg alıban ağ yara, Mehşer idi Gurban'ın, Yar galanda ağ yara. Gurlıan menzil oh alı Döşenibdi o halı, Zmrun eceb haindi GlzliYibdi o halı.

Dogguz yaşda şüru etdim menaye, On yaşımda getdim elmi yegmaye, Onbirimde başım düşmüş sevdaye, Onikide eşglm oldu aşikar. Onaltı yaşımda oldum hiredmend, Onyeddide bir hane etdim pesend, Onsekiz yaşımda oldum paylbend, Zevg ü sefa ile geçdl ruzigar.

Rebbim şefget etdi, siratl keçdim, Firdövs_i e'lade kövserden içdim, Melikballı Gurban, cennete düşdüm. Mövlamızı onda eledim didar.

BAYATILAR Terlan avın sar ah, Menzil geden sar alı, Gem çekmekden Gurban'ın. Reng_i ruyi saralı. Dersim geldi ügb aye, Fegir çatmaz, üg baye, Can, yaş töküben ağlar, Gurban getme ilgbaye.

149

ASIK ALI 19. yüzyıl dşıklarındandır. Göyçe mahalmın Gızılbeng köyünde tahminen 1817 yılında, doğmuş. 1907 yılında vefat etmiştir. Ancak bazı kaynaklar doihun ve ölüm tarihin! 1801.1911 olarak vermektedir. 17 yaşlarında aşıklığa başlallllş 60 yıl kadar bu sanatla uğraşmıştır. Devrinin önde gelen usta aşıklarındandır.

Geraylı, koşma, tecnls, mtıbammes, dt,,anı türlerinde yazmış olduğu şürlerL nln yanında bir de "Aşıg Alı'nın Türkiye Seferi" ve "Aşıg Alı ve Esmer" adlı 1.1d halk hikayesi vardır. Halk hlkayelerlnden ve şiirlerinden öğreı:ıdlğimize göre o devamlı gezmlşt!r, Köy köy, 1l il, memleket memleket dolaşmıştır. Övgü tarzındaki bir geraylısın� da bu hususu şöyle dile getirmektedir. Heyir gördüm elinizden, Güvvet tapdım dilinizden, Yola salın ellnizden, Salamat gal Mustafa Bey. Sık sık Osmanlı topraklarına gelen Asık Ali bir koşmasında bunu şöyle dile getirmektedir : Çoh çoh salam dua gohum gardaşa, Blleslnlz Al'Osman·a gedirem. Bir dilek diledim şahlar şahından, Sığınmışam o silbhana gedirem. İlk örneklerini Divan-! Lügat_it Türk'te gördüğümüz "dedim dedi"li şiirleri ş A ık Ali'de de bulabl1mekteyiz. Her yönü !le Osmanlı ülkesin! gezdiği belli ola� Aşık Ali, bizim dağlarımıza. şehirlerim.ize de şiirlerinde yer vermiştir. "Ağrı Dağı redifli koşması bunun en güzel örneğini teşkil etmektedir. ş "Deyişme'' dalında söylediği şiirlerinde çok başarılır. "Aşıg Yığbal'' ile atı . . dir ekte y ç irm maları ve onu bü ük öl üde mat etmesi bu fikrimizi kuvvetlend .Aşık Ali saz havalarını da ustalıkla çalabilen bir aşıktır. Eski saz havalarını çaldığı gibi kendisi de yeni havalar yarat.mıştır. utı Meşhur Göyçeli Aşık Elesker aşıklık sanatını ondan öğrenmiştir. BU da on güçlil bir aşık olduğunu ispat etmesine yetme'k:tedlr. KAYNAKLAR Telli Saz ustadları, Bakü 1964; 65.68. ( Azerbaııcan AŞ19ları ve El Şairleri l, 287.298), 150

GERYALILAR nında günahkaram, far Ya üm ya1an old u. söz u . pogr ış etdi gem leşkeri, run şehri talan oldu.

:rıı

YALAN OLDU Bah bu gaşa, bah bu göze, Yandı bağrım, döndü köze, Keçen sözü çekme üze, Keçen keçdi, olan oldu.

Aşıg Alı sene gurban,

Gel eyle derdlme derman, Uçdu getdi tülek terlan, Barda keklik alan oldu. Hem atam, hem gardaşımsan, Salamat gal, ay Musa Bey. Sen de ürek slrdaşımsan, Saiamat gal, Mustafa Bey.

MUSA BEY Heylr gördüm elinizden, Güvvet tapdım dilinizden, Yola salın elinizden, Salamat gal. Mustafa Bey.

Aşıg Alı geldt getdl, Her dire metlebe yetdi. Gızıl lire giymet götdU. Salamat gal, Mustafa Bey.

GOŞMALAR GEDİREM

Coh. çoh salam, dua, gohum, gardaşa, Bilesiniz Al'Osman'a gedirem. Bir dllek diledim şahlar şahından, Sığınnıışam o sUbhana gedlrem.

Alışır sinemde gemli ateşim, DUşende yadıma dostum, sırdaşım, Gözlesin yolumu yarım. yoldaşım, Size verib bir nişana gedlrem.

Aşıg Alt gezir, İran'ı, Turan.

Uğruma açıgdı tamam her bir yan, Mene gardaş oldu Aşıg Durahan, Yoldaş olub göherkana gedirem. �nım cida dfişdü, gedlr vetenden, ekanını, meskenim virana gald ı. 8 nki yrılıbdı , gUiden, çemenden, � r:ı lbülün elacı feğana gald ı.

GALDI Yeni gül ekmişdlm men bahtı gara, Bulunmaz derdime kim eyler çara, Horyat eli deydi heyvaya, nara, Sinemde dağlarım nişana galdı.

Alt Aşıg ol"muş bir ehl-i dile, Tebiblm mövladı, derdimi bile, Bir terehhüm eyle serde agile. Çünki serden getdl divana galdı.

�· a -

.\ gaJar, "� gelin size söyıeyim, 1 1 '-'O\' teaı eu· . tnalını el dolandırı'Yegılıbdt hörmet, yohdu mehebbet, n bu dünyanı pul dolandırı.

DOLANDIRI Bu dünyanın şerabından içmeyen, Karvan olub, hag yolundan keçmeyen, Evde arvadma sözü keçmeyen, İndi koha olub, el dolandırı.

151

Aşı17 Alı deyer halım perişan, Ağ üzünde goşa hatlar her nişan, Binamus gohumdan, namuslu düşman, Öldürse, gebrlme gül dolandın,

DEYERSEN Hesen emi, bir Allah'ın eşglne, Gedlb o vetene varandan sora, Menim erzlm o canana deyersen. Sen bizim elleri görenden sora, Sen menim gasidlm, derdden heberdar, Götürüb nameni verenden sora Men tek derdi o tüğyana deyersen. Bu cavabı yana, yana deyersen.' Kamil bağban, pasiban o güllere, Vefadarım, gözünü dik yollara, Deynen yolu düşdü uzag ellere, Alı keı;;dl, Ol'osman'a deyersen. BENZERSEN Süsenll. sünbüllil, ter benöfşell, Cennet olub bizim yerin bu çağı, Yaylag, bizim yaylaglara benzersen. Ağ Iavaşlı, kere yajb., gaymağı, İı;;en olmaz ab_i kövser suyunu, Gızlar destelenlb gezer aylağı, Bulag, blzlm bulaglara benzersen. Oylag, bizim oylaglara benzersen. Ket dağı, Eyrice, Daşkend bahan, Ağ sürüler Sarıyaldan yuhan, Var blzlm suların eceb aharı, Çaylag, bizim çaylaglara benzersen.

Alı'nın gezdfyi üç gözel dere, Şegaig, çiçekli hiş gözer dere, Şahdağdan görünür baş gözeldere, Üç dağ, bizim o dağlara benzersen. GETDİ Men sene ne deyim, ey mah-1 şongar, Ağlımı apardı bir çeşm_i humar, Könlllme uymadı bir münaslb yar, Geldi melakeler, sonalar getcU.

Ötübdll zlmlstan, gellb novbahar, Yetirdi gerine, seneler getdl. DeU könfll günde yüz beyal eyler, Dolandı rüzgar, havalar'getdl.

Yazıg Alı, bu gem seni bürüdü, Eynlm yaşı sel sel oldu yerldi. Gürbet elde yazıg canım çürüdü, Neçe çerşenbeler. cümalar getdi. GEREK İyid zalım bu meydanda durmağa, Müjgan ohun şirin cana vurmağa, Bir neh\bentere gılınc vurmda, Ağam eli elde zülfügar gerek.

Aşıgam deyiben giren meydana, Aşıg deyenlerde hoş göftar gerek. Aşıg gerek sözün vesfe yetire, Beyene arırıer birbebir gerek.

Sen meni eyledin yollarında leng, Çaylarda baltğam, deryada neheng, Mahalım Göyçedi, gendim Gızılveng, Aş117 Alı mahallarda b!r gP.rek.

GEDİREM

Her kim ders alacag, gelsin ders alsın, Sinemin defterin açıb gedirem. Bir guş idim, galmış idim yuvada, Daha durmayıban uçub gedlrem.

152

Nece oldu atam, necoldu an aın, Pozulclu hasarım, yıhıldı galam. , Yüklenibdi, gefle gatır barhanaı:n Fenadan ügbaya köçüb gedlre:ın,

budu demek gesdlınde, J3U sözlerle gınellmi verlb budu destlmde, aobum, gardaş, ulus tamam üstümde, ni içlb gedirem. Ecel şerbeti aeşt eledim, bu dünyanı dolandım, Ellini keçirtdim, yüze ne galdı. AYah ketdL el getirdi, diş yedi, 13ahmagdan sevayı göze ne galdı.

Aşıo Alı minlb secerden atı, ÜzUme ohunur canım baratı. Gıldan da nazikdtr, gı,Jıncdan m, sırat Köprüsünü keçtb gedlrem.

NE GALDI

Ölüm hahdı, çıh.mag olmaz emirden, İnek tora belge salma demirden, Aydı, gündü geHb keçer ömürden, Telesirik, görek yaza ne galdı?

Her yana bahıram hava mehşuşdu, Gezdiyim oylaglar yadıma düşdü, Eşidersiz Aşıg Alı da köçdü, Sındı telli sazı, tezene galdı. DEDİ Dl'dlm, a behtever. bu ne busatdı, sır nişan istedim gül üzlU yardan, Dedi, nezer eyle, gör ne suratdı, Dirseyl gösterdi, ahsan dedi, Dedim, ay gız küsdüm senden el çekdim, Dedim, çeşmlm yaş! yeri ıslatdı, Verrem desmalımı silisen, dedi. Helbet bir yadına ııalısan dedi. Dedim, ay gız gemden defter bağlaram, Dedi, bahma nişanını sahlaram, Dedim. hesretinden inan ağlaram, Gorhma yahın vahtda gülüsen, dedi.

Dedim, ay gız ne gözeldl şamama, Dedi, deyme ömrün yeter tamama, Dedim, ay gız el uzadım memene, Özünü nüfuzdan salısan dedi.

Dedim, bestelerin can dermanısan, Dedi, ışıglarm kerem kanısan, Dedim, aygız,menim adım tanısan, İrelden bllirem, Alı'san dedi. Bavaıanıb erş tlzüne galhıbsan, Dağların serdarı, ner Ağrı Dağı. Payızın, baharın olur zimlstan, Benden eskik olmaz. gar, Ağn Dağı. Sekklzi rizvandı cennetin ba«ı Neçe banası var, neçe otağ c , ı, N h gemJsi, peyğem berin bulağı, S: nde Çoh nişana var, Ağrı Dağı_

AGRI DAGI Eteyinde han atdanır, hun düşür. Höyük adın mahallara On düşür, Her dağdan lrell sene gün düşür, Ne vahtı açılar dar, Ağrı Dağı. Gösterdin cahanı nece sirr idi, Tozun galhdı İravan'ı bürüdü, Ahşam üstü her terefden yeridi. Batırdı ölkeni pir, Ağrı Dağı.

Evvel sende olub Rüstem Pehllvan, Gezlb şah-i merdan nlşanbanişan, Aşıg Alı teecübdü her zaman. Yarın gardı, yarın nar Ağrı Dağı. lianı b Serıt at eye Şikayete geUrem, rı ona zor güvvetin çat.ar mı? Çe1ı; -��e lllı�cını girse meydana, · · Ştnaga cesaretin çatar mı?

ÇATAR MI?

Hanlar bey ey\eşib Ağrı Dağında, Neçe pehlivanlar sol u sağında, Bu coşğun sinemin oldu çağında, Allam canın heç fürsetln çatar mı'1

153

Niye boş boş danışırsan efsana, özünden basırsan çoh yeke hana, Görerler kim kimin boyayar gana, Goçuluğa gabllyyetin çatar mı?

Kürd Mell.k tek ne glribsen meydana Digget ele garşındakı oğlana, �erek giymet goysun insan insana, Insanlığa haslyyetin çatarım?

Alı deyer eşg ucundan hesteyem, Dava meydanında kemerbesteyem, Özüm nlşanlıyam, murad Usteyem, Cavanhğa ı;edagetln çatar mı?

TECNIS Blmürvet yar meni candan eledi, Tutubdu destinde ay ağ almasın. Yarın bağçasının seyrine vardım, Heç görmedim yann ay ağ almasın.

ALMASIN

Bayram ayı demek olmaz her aya, Tebib gerek derman ede heraya, Şahlar şahı, özün yetir haraya, Düşmen üstümüze ayağ almasın.

A$10 Alı deyer, yar ah ağlaya, Yahşı tebib gerek yara bağlaya, Yar ki meylin geyri yara bağlaya, Hefteye varmasın, aya galmasın.

GIFILBEND VE DEYİŞMELER MEYDANA GEL

Aştg Yığbal:

Kendine aşığam deyen, Aşıgsan meydana gel, Namerd girmez meydanıma, Merdi ol merdane gel, İgld olan kendisini, Öymeyi layig deyll. Al eline çungurunu, Bu ceng�i dövrana gel. Aşıg Yıgbal :

Aşıg A.lı:

Men deryayam, sen adasan, Ahır sen ü.mmana gel, Men danışım sen gulag ver, Me'rifet ganana gel, Sen satansan, men alanam, Açginen dükanını, Malım nadana satma, Matahın alana gel. Aşıg Alı:

Ey arif paşam yanında, Sene söylerem medhi, Me'rlretı terigeti, Anla gan heglgetL İsevisen İncil'i sev, Musevlsen Tövrat'ı Mehemmedln.hümmetisen, Boyun goy Gur'an'a gel.

İsevi'yem, Musevi'yem, Her neyem öz yolumda, Hegigetden heber verrem, Me'rifet kamalında. İndi paşa gulluğunda, Sedre'zem yanında. Haggınan divan kessinler, Edalet divana gel.

Aşıg Yıgbal :

Aşıg Alı:

Men Yıt}bal'a bir salam ver, Soruşum halın görüm, Heglget Hagg aşığısan, Söyle kamalın görüm. İncil, Zebur. Tövrat. Gur'an, Göster kitabın görüm, Dostum eger bütpereswen, Bu narlpirana gel. · "

rt

,:ır.t...

ıi

,

"

·

Adımdı Aşıg Alı, Ferz ü sünnet gtlıram, "Elif'' Allah'ın adıdı, "Bey'' Peyğember bilirem, "Tey" Tebarek, geni Allah, Ona secde gılıram, Hi!getim Adem atadı, Sen hak-1 yeksana gel.

ğ b al : ,oıa diyıki, otuzunda cavandı,

ULUDU

0 ne on beşinde çoh böyükdü, uludu? 0 nedi ki, dill iki, sırrı bir, ııansı derya her deryadan doludu?

Aşıc A.lı: O, aydı ki, otuzunda cavandı, Onbeşlnde ululardan uludu, O gelemdl, dlli iki, sırrı bir, Ehn deryası her deryadan doludu.

: Jşıg Yığbal ay dağlar bürünür, i ki, üç ned 0 0 nedi ki, el deymemlş hörünür, o nedi ki, emaneten verilir, o nedi ki. o da onun gülüdü?

Aşıg Alt: O gardı ki, üç ay dağlar bilrünflr, O könüldü el deymemlş hörünür, � urubdu emaneten verilir, Ilgar, iman dlrlllyin gülüdil.

Aşın Yığbal : o nedi ki, Hagg yanında nahagdı, o nedi kL yere, göye. dayagclı, o kimdi ki, yatmayıbdı, oyagdı, Aşıo Yığbal her elimden hahdı.

Aşıg Alı:

O böhtandı, Hagg yanında nahagd.ı, Hagg nezerl yere, göye dayagdı, Hagg özüdil, yatmayıbdı, oyagd.ı. Bu sözler! açan Aşıg Alı'dı.

155

ŞEMKiRLi AŞIK HÜSEYİN 19. yüzyılın en meşhur aşıklarmdandır. 1811 yılında, Şamhor vilayetinin Ga_ panlı köyünde doğmuştur. Daha sonra Karacaemirli'ye göçmüş ve ömrünün sonuna kadar orada yaşamıştır. 19. yüzyılın sonlarında (1891) vefat etmiştir. Onun ha­ yatı ve edebi kişillği üzerinde çeşitli araştırmalar yapılmıştır Veli Huloflu, Hım_ met Ellzade, Ehliman Ahundov bunlar arasındadır. Ehliman Ahundov'a göre 0, Molla Penah Vagif'in bacısının oğludur. Aşıklık sanatını Alabaşlı köyünde "Demirci Mecnun" mahlaslı Aşık Kehle Bağırdan öğrenmiştir. Aşık Hüseyin, 19. yüzyılda Azerbaycan sahasındald bütün aŞJklarm ustası durumundadır. O, sazı omuzunda, birçok vilayeti, köyü, hatta ülkeleri gezmiş, ünlü aşıklarla atışmıştır. Devrinin ünlü aşıklarından Elesker lle atışdığına göre ger­ çekten çok güçlü bir aşıktır. 2·0 yaşından itibaren aşıklık sanatıyla iştigal etmeye başlamış ve 50 yıl ka_ dar bu sanatla. uğraşmıştır. Onun firik şiir ve hicviyelerinde iki yüzlülerin. ahlaksızların, istirmacıların acı bir dille tenkit edildiğini görmekteyz. Aşağıya mısralni aldığımız "mollalar" redifli şiirinde bu husus apayrı bir şekilde irtaya konulmuştur. Bilmirem ne lsteyir bizden ruhani inollalar'1 Miras paltarları geyib, artırıb şanı mollalar. O, aşıkların dışında beyleri, memurları da tenkit etmiştir. Hatta ��rlık Rus ya'sının "dinme ver'' (Çar hükümeti tarafından alman ağır bir vergmın adıdır) vergisi için bile hicvlyelerini söylemekten çekinmemiştir. Hüseyin, diğer usta aşıklarda olduğu gibi "üstadname''lerinde, ailede gör�­ Ien noksanlıklar, insanların tabiatında var olan aksaklıklar gibi menfi husuSIY\ 1 lerln yanında; mertlik, kahramanlık, vatanseverlik, dostluk, insan sevglSi gı konuları da işlemiştir. Aşık'ın devrinden şikayet eden koşmaları da vardır. Zahm felek, senden şikayetim var, Aman felek ne getirdin başıma. Meni cida saldın sen tay-tuşumdan, Niye zeher gatdın şirin aşıma.

156

Aşık Hüseyin'in lirik şiirleri bedii değerinin yanında akıcılığı ve sadeliği ile ç a d ııckati ekmektedir. Onun, "ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı eül" isimli koş_ : bunun en güzel örneğini teşkil eder. ası Yarın bağçasında üç gül açıhb, Ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı gül. Her üçü de birbirinden ö ymeli, Ağ gül, gmınzı gül, bir de sarı gül.

onun güzelleme, muhammes, "geraylı'' ve "deyişme''leri başarısını ortaya koy. u auğ şekillerdir. Gedirdlm yoldan eyledi, Bir gız meni, bir gız meni. Ulusdan, elden eyledi. Bir gız meni, bir gız meni. Gara gaşlar bağrım keser, Gah ezizler, gah da küser, Saçlarıynan dardan asar, Bir gız meni, bir gız meni. Aşık, şiirlerinde halk dilinin zenginliklerinden ve diğer tasvir va:,ıtalarmdan ustalıkla istifade etmiştir. Bu yönden "görün'' redifli muhammesı söz edilmeye değerdir. Ehliman Ahundov'a göre, "zarmcı", ''Zeynelabidini", "sarayı", "Şemk1r gö_ zellemesi", "Aşıg Hüseyin'' gibi saz havalarının da yaratıcısı Aşık Hüseyin'dtr, Aşık Hüseyin, aşıklık sanatının dışında "gülle atma", ata binme ve avcılıkla da uğraşmıştır. .Aşık şiirinin muhtelif türlerinde şiirler söyliyen Aşık Hüseyin, çırak yetiştir_ me sahasında da büyük bir ün kazanmıştır. Mehemmed Borcalh, Çardahlı Nikiş, SeYfelli Aşık Penah onun yetiştirdiği aşıklardandır. Aşık Hüseyin'in yüzlerce şiiri ve kendisinin tasnif ettiği en ünlüsü "Reyhan" olan üç halk hikayesi vardır. Onun şiirleri ve halk hikayeleri halkın da sevgisini kazanmış, böylece meclislerde, taylarda yıllarca dilden dile söylenmiş durmuştur. KAYNAKLAR E. Ahundov, A,;ıg Hil:;eyin Şemkirli, Bakü 1971. AŞ:ıglar, Bakü 1960, 52-55.

Paşa Efendiyev, Azerb'rıycan Şifahi Halg Edebiyyatı, Bakü 1981, 201-205. Zeynelabidin Makas "Hüseyin (Şemkirl':i)" Türk Dili ve Edebiyatı Ansiklopedisi, ' 4- Cilt, 297. li"ızamettin Onk "Şe , mkirll Aşık Hüseyin, Göyçeli Aşık Elesker Türk Folklor Araştırmaları, 19 (344), Mart 1978. Tezıı Saz Ustadları, Bakü 1964, 59-64. (Azerbaycan A ıglan ve El Şairlert I, 299.336).

Karşılaşması,"

ş

157

GERAYLILAR Nazlı yarın gül yanağı, Yaraşıbdı hal üstüne. İnce belde gümüş kemer, Düzülilbdü pul üstüne.

ÜSTÜNE Gördün ki, yarın yar deyn, Terklnl gılmag ar deyi!, Gen dünya sana dar deyil Get birini al üstüne.

Hüstıın ağlar zarı, zarı, Getmez könlünün guban, İtirınişem nazlı yarı, Durum çıhım yol üstüne.

LAYIHDI Öldürmez seven seveni, Bağdan goymaz gül dereni, Yolunda canın vereni, Sahla mehmana layıhdı.

Sallanıb geden salatın, Gaşın kamana layıhdı. Aşıglar senin elinc!.en, Çekse amana layıhdı.

Sli1/Ün deyerler adıma, Gırhlar yetişsin dadıma, Yarım düşende yadıma, Yana pervana layıhdı.

BU GIZ MENİ Dlndirirem, dinmez, küser, Derdi sinemde serbeser, Öper, sinesine basar, O gız meni, bu gız meni.

Gedirdim yoldan eyledi, O gız meni, bu gız meni. Ulusdan, elden eyledi, O gız meni, bu gız meni.

Hüseyin salma, gözünden, Bir maç iserem üzünden. Hergiz elemez özünden, O gız meni, bu gız meni. Heber almag ayıb olmaz, o nedi peri goynunda. Öldürürsen men yazığı, Sahlarsan narı goynunda.

GOYNUNDA Otağına gedem basdıg, Söhbetine gulag a.sdıg, Sinen döşek, memen yesdıg, Sal, yatalı, yeri goynunda.

Sen ki yarından doyubsan, Bağrımm başın oyubsan, Hüseyn'i yetim goyubsan, Galıb ellerin goynunda. Boyun senin tuba kimi, Gaşların da kaman, ay gız. Görmüşem men camalmı, İtirmişem iman, ay gız.

AY GIZ Hınalı nazik ellerln, Fesih, zebandı dillerin, Ağ üzde siyah tellerin, Gohusu yasemen ay gız,

,;M:Jadırsan, güldürürsen, 'ç şoıln yaşın sildirirsen, J�ür'vetsen öldürürsen, pad elinden aman ay gız.

Aiıu Sövn'ün ibadeti, Dilinde ferz ü sünneti, Neyleyir sen,o;lz cenneti, Memelerin emen, ay gıııı,

BAYAZ

Ağ üzde siyah tellerin, Şekerden şirin dillerin, Yanahda gızıl güllerin, Kenar ele bari, Bayaz.

purunı dolanım başıva, . Bir beri bah berı Bay�,z. caoıalındı mah_i taban, Hurşidin haberi Bayaz. Gaşlarm erer ki.midi, Buhağın mermer klmidi, Sedrln gelemkar kimidi, Dişlerin mirvari, Bayaz.

Cuna salıbdı başına, Gızıl tanalar guşuna, Aşigi salmaz huşıma, Yoh imiş heberi, Bayaz.

Aşığ Hüseyn'in havası, Kembemdi sazının sesi, Geyinibdi zer libası, Üstünden kemeri, Bayaz.

Gedlrdim hublar toyuna, Çıhmışdıg düz yola, Ziba. Pervaneler heyran olub, Ağ llzünde hala, Ziba. Gözleri ala novcavan, Sana nisbet huri gılman, Etr_ı gül, nerglz, yasemen, BUlmuş idi tele Ziba.

�=::

ZİBA Lehlerin ohşar mercana, Gesd eyledi şirin cana, Memesin goyub fincana, Tutmuş idi bala, Ziba. Seni gördüm çeşmi laçnı, Ağ üzünde vardı maçın, Gerdenden aşırıb saçın, Tökmüş idi bele, Ziba.

Aştg Hüseyn'in gehbarı, Kimler çekecek ah, zarı, Abdulla'mn göyçek yarı, Te'rlfinden bile, Ziba.

GO$MALAR

iyldier veteninde gürz olu, d�nısız keslerin derdi yüz olu. Goç 1Yide :o onda ölüm ferz olu eseıer Yar elin verib yad ele.

YÜZ OLU Gohum gerek gohum üste havlaya, Gardaş gerek gardaş ganın dovlaya, Ovçu yohdu bu maralı avlaya, Otlar Otlar, aşar geder yad ele.

Alem bllir sen Hüseyn'in gözüsen, Yahşı ·sahla yaşmag aıtda. sözü sen, Nece goydun stnem üste közü sen, Demirsen mi, ya yandıra, ya dele. 159

Gözeldi gılığın, ne hoşdu soyun, Suyun şirin ab-i heyatı kimi. Şekerdi dehanın, mezedi dilin, Dodahlarm Mi,sir nabatı kimi.

KİMİ Altından zer geyib ilstden gelemk r Böyür düyme gen, küleçe, Yaha da:' , Sevdiyimin eceb gül camah var Bedirlennıiş ayın sa vatı. kimi.

Başında örpeyln bağı ipekden, Gızıl gotaz çal keçirdir dirsekden, Aylar, iller hesretirti çelanekden, Hüseım'em, inceldim heyatı kimi. BAŞIMA Zalım felek, senden şikayetim var, Aman felek, ne getirdin başıma. Meni cida saldın, sen tay, tuşumdan, Niye zeher gatdın şirin aşıma.

Bele yerler galsın görüm virana, Elim çatmır indi dağa, arana, Bir atımı verdim, tipi borana, Bir bahın yoh gözden ahan yaşıma.

Men Hüseyn'em yada saldım eliml, Soyuh tutdıı dehammı, dilimi, Bir bülbülem cida saldım gülümü, Dost sözün almadım ebes guşuma. Her yeten gözele gözel demerem, Gözelde özge bir elamet olar. Zülf dağılar cin. çin düşer gerdene, Gaşınnan, gözünnen işaret olar.

OLAR El deyende feryad eder, nimtene, Tel töküler üzü döner gülşene, Serendazı başdan salar gerdene, Görünse memeler giyamet olar.

Hüsey'nin butası terlan cilveli, Bir şirin edalı bir naz, gemzeli, Herkesin olarsa bele dilberi, Bu dünya geminden salamet olar. l\ıı:ENDEN Yeri dağlar senle hemdem olmaram, , O köyneyin, o çarpazın, bu bağın, Dağlar esirgedin garı da menden, O süsenin, o sünbülün, bu bağın, Seyrağıbın te'ne te'ne sözleri, Ne müddetdi bağbamydlm bu bağın, Bir gün ayrı salar yarı da menden. Bağban esirgedin barı da menden. Boylanırsan oğrun bahırsan gıyğaç, Dodağın şerbeti, derdime elac, Hüseyn'i eledin zelili möhtac, Aldı bu dövleti varı da menden. Yarın bağçasında üç gül açılıb, Ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı gill. Her üçü de birbirinden öymeli, Ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı gül.

160

SARI GÜL O ağ gülün gapısından bahmalı, Gızıl gülü, al yanağa tahmalı, Sarı gülü, deste tutub goh.malı, ül. Ağ gül, gırmızı gül, btr de sarı g

Ağ gülü benzetdim göy göyerçine, Şeker flzib dehanının içine, Hüseyn müştag olub gülün üçüne, Ağ gül, gırmızı gül, bir de sarı gül_

Yar-i vefadarım gel halallaşag, Hökm geTib Nahçıvan'a men gedim'. Bir uzah seferdi geden gayıtmaz, 'Dolubdu peymanam cana, men gedim.

GEDİM Yar olan yar ile gezer vefadar, Dost, düşmen içinde etme meni har, Fikir çekib olma menden intizar, Garanlıhdı, ol dumana men gedim.

İş gatma sen Aşıg Söyn'ün işine, Hercayı söz haçan geler guşuna, Nahçıvanda Ağ Keşişin gızına, Gedelik eyliyim hana men gedim. Her şeherde senin adın söylenir, Hayıf geldin bu diyara Hüseyn'im. Reyhan çoh arifdi tayı tapılmaz, Seni salar çoh azara Hüseyn'im.

HÜSEYN'İM

Eynen gıfılbenddi zalımın sözü, Dünyaya tek gelib keşişin gızı, Asıb otağından onsekkiz sazı, Sonra çeker seni dara Hüseyn'im.

Yetirceyin gollarını bağladar, Sinen üstün çar, çarpaz dağladar, Ahır gorh ki anacığın ağladar, Seni salar ah ü zara Hüseyn'im. Bir adam ki senle ülfet eylese, Yegin onun esil zatı yahşıdı. Namerd sene gurupilov yedirse, Merdin guru mehebbeti yahşıdı.

YAHŞIDI Dad, hazır çekerem perkarsız sazdan, Ver, gurtar elinden nezir, niyazdan, Söylegen garıdan, gezeyen gızdan, Güleyen gelinden lotu yahşıdı.

Aşıg olan sözün söyleyer başdan, Sallabaş adamdan, üreyi daşdan, Bednezer gonşudan, bedcins yoldaşdan, Gedir bilenlerin iti yahşıdı. Gafil könül bir meclise varanda, Ver gadağa acı dile danışma. Hercayı söyleme, hercayı deme, Laf eyleyib güle güle danışma. Sözün mana tutma azğın ahmağın, Hoşlanılmaz aralıkdan çıhmağın, Layig deyil başa gahıc gahmağın, Öz eybini bile bile danışma. Bir bağçada dörd nazenin seyreder, O bağçanın beş terefden yolu var. Bağçada var iki aynabend otag, Gapısında bir hebeşi gulu var. O bağçada iki huri biri faş, İki siyah segnen olubdu sirdaş, İçinde bir çırag çekibdi neggaş, O çırağın iki fitne fe'li var.

Aşıg Söyün söyler kelmeni "tey"den, Dersimi almışam 'welif''den, "bey"den, Çöreksiz otagdan, gözelsiz evden, Çölün, bıyabanın otu yahşıdı.

DANIŞMA

Aşıg g(lrek her meclisde sayılsın, Sözünü eşiden gansın, ayılsın, Kelme çıhart şirin cana yayılsın, Aşırıb sözünü zile danışma. Yazıg Söyün, ehdin yeter yerine, Könül bağla aşıgların pirine, Çek sözünü hegigete, derine, Her gedir bilmeze bele danışma.

VAR

Üç aguşga ona yazıb ilahı, Bir gapısı başdan geyib siyahi, İçinde bir huri yohdu günahi, Ağ üzünde bir cüt goşa halı var. O bağçada gördüm iki fevvare, Bir nakes de gaçdı canın gurtara, Vesf eyledi Söyün yazdı deftere, Me'na ahtaranın dür kemalı var.

OYNASIN

Başına döndüyüm toy adamları, Siz de deyin teze gelin oynasın. Adım demirem, elden ayıbdı, Gemzesi bağrımı delen oynasın.

Bir tuba boyludu, zülfleri deste, Derdini çekmekden olmuşam beste İşaret eylerem anlayan kesde, Dostunun gedrinl bilen oynasın.

Duman geldi uca dağı bürüdü, Yar gehri çekmekden canım çürüdü, Bu meclisde eyleşenin biridi, Yaşmağın altından gülen oynasın.

Dostlar arasında hey ola düzlük, Olmaya yahınlıg, hem iki yüzlük, Her elinde vardı bir ala yüzlük Yüzlüyü eline alan oynasın.

Şemkir'li Söyün'em, elerem feğan, Yaş yerine didelerim töker garı, Hem gelindi, hem gözeldl, hem cavan, Meni bu derdlere salan oynasın. Şemşed mahalmda, Moru! elinde, Eller, huri mehliganı görmüşem. Cevahirdi göher nişan telinde, Gözellikde canlar cam görmüşem. Boyuna atlası hara yaraşır, Siyah zülfü geddi dala yaraşır, Şehla göze gözün bahsa gamaşır, O gaşi göz can alanı görmüşem.

GÖRMÜŞEM: Bad_i seba deydi açıldı çargat, Görçek camalım ağıl galdı mat, Bele göze! ham dünyada heyhat, Derde salan zenehdanı görmüşem. Geyinibdi zer zibanın içinde, Cevahir gerg olub kanın içinde, Hind ü halı gül camalın içinde, Gören deyer Hindistan'ı görmüşem.

Aşıg Söyün derdin budu elacı,

Hidayet ol sözün söyleme acı, Cevahir Göherlen olsunlar bacı, İki pür�l nur cahanı görmüşem. Ay ağalar, slze bir erz eleyim, Olubdu gaş\arı yağı Nabatın. Geceler fikrimdi, gündüz heyalım, Çıhmaz üreyimden dağı Nabatın.

Ala gözlerile süzgün babanda, Aşigini eşg oduna yabanda, Hublar gonahlıyıb, meclis yığanda, Olum meclisinde, saği, Nabatın.

NABATIN Sazende ehline çohdu hevesi, Belinde kemeri, golda düymesi, Görünür yabadan mermer sinesi, Açılıb köksünün bağı, Nabatın. Serinde bezeyi bahışı şahlı, Bir şahbaz gerdenli, maya buhahlı, Ter gülgez yanahlı gaymag dodablı, Aynadı cisminin ağı, Nabatın.

Ola gerek Aşıg Söyn'e aşına, Bicehetdi Nabat bizden yaşına, Zer mehmeri gıyğaç goyub başına, Göyçekdi gaşmın tağı, Nabatın. FATMA'NIN Duruşu tovuzdu, bahışı terlan, Başına dündüyüm, ay duran canlar, SErinde bezeyi gemzeleri gan, Gör nece siyahdı teli Fatma'nın. Bedirlenmiş aya benzer camalı, Canıvı yolunda edesen gurban, Düzülüb üzüne halı Fatma'nın. Gör nece göyçekdi alı Fatma'nın.

Geynıişdi eynine yaşıldan, aldan, Lehleri goncadan, yanağı güldan, Zenehdan cövresi düzülüb haldan, Ahır leblerinin balı Fatma 'nın.

Özüne beraber olur mu yarı, Murazını versin perverdiyarı, Golunda gol bağı, gızıl gatarı, Heyif, heyif yohdu le'li Fa.tına 'nın.

Aşıg Söyün'ü tez yada salmağı, Yahşı olur gerib könllin almağı, Hubların toyunda mehman olmağı, Gedemi mübarek olu Fatma'nın. Her çemeni geşt eyleyib gezmişem, Görmemişem sen tek gülzarı, Heyat. Özün gülsen, taze gülün goncası, Bes!eyib goynunda gül narı, Heyat.

HEYAT Benöfşenin ağ gül olur aşnası, Telinde meşate, elde aynası, Taze gara benzer mermer sinesi, Gorhuram gelesen nezere, Heyat.

Heyran heyran kipriklerin çahanda, Ciyerciyim eşg oduna yabanda, Ala gözlerinle süzgün babanda, Salırsan alemi azara, Heyat.

Heyran oldum dodağına, diline, Meşşate zülfüne, enber teline, Eger ki düşesen sermf eline, Deyişemmez seni gövhere, Heyat.

Aşıg sayün'ün eşidin sözünü, Her dem dolandırdı ala gözünü; Nolaydı göreyim bir de üzünü, Hudam salsın seni güzara, Heyat. Könül talib olub uyma şeytana, Fitne şemateti şer olacagdı, Bu dünya bir bağdı, bağbanı İblis, Alması, heyvası var, nar olacagdı.

OLACAGDI Gözeller teşbehdi dağın gülüne, Müştag olma şirin lehçe, diline, Heveslenib sığa! verme teline, Mehşerde her biri mar olacagdı.

Em.el bir parçadı, melekler derzi, Derg eyle doğrunu, sünneti, ferzi, Nekrayıi hirslenib çalanda gürzi, O rövşen gözlerin tar olacagdı.

Aldanma cüfeye, uyma fenaye, Güvenme dövlete, simi tllaye, Bir gün köçürerler dar-i ügbaye, Sim ü zerden elin car olacagdı.

Nütfeden pak olan Sirat'dan keçer, Mühennet münklri aJmasdı, biçer, Sehavet ehlini melekler seçer, Kövser_i riz.vanda yer olacagdı.

S6yün zayigetül mövti yazanda, Şerm ile sal yada fehmin azanda, Gün heraret edib, yer de gızanda, Şahlar şahı şefakar olacagdı_ TECNİS

ONBEŞ İL Derya elmlm verme kolmaz ay ada, Belke meni nezerinden salan var, Yada salmaz, üç il, beş il. onbeş il. Tebib olan, çağır gelsin aya da, Heç demez mi menim derdim çeken var? Göz görmese, ağıl salmaz a yada, Gel görmeye üç il, beş il, onbeş il. Hesret galar üç il, be� il, onbeş il. Aşıg Söyün galıb derd ayağında, Beste şeCn bular derd ayağında, Ahu seyr eleyer derd ayağında, Ovçu gözler üç il, beş il, onbeş il. 163

DEYiŞMELER Aşıg Hüteyn : Sene gurban olum nene, De görüm ne heberin var? Reyhandan ne getir misen? De görüm ne heberin var?

GAR! Il,E DEYİŞME

Garı: Sene gurban olum oğul, Reyhanı men gorhutmuşam, Te'riflni car eyleyib, Üreyini tirkütmüşem.

Garı:

Aşıg Rüı;eyn : Özü menden söz açdı mı? Eli ele dolaşdı mı? Yohsa senle dalaşdı mı? De görüm, ne heberin var?

Me'tel galma gel bu işe, Düşme bir özge teşvişe, Polatlı çahmışam daşa, Dörd bir yanın berkitmişem.

A§ıg Hüt;,eyn : A§ıg Rüseyn Ecem elli, Reyhan eceb şirin dilli, Tuba gamet, ince belli, De görüm ne heberin var?

Ne deyirsen mene, nene, Cahan gurban olsun sene, Birce müjde ver sen mene, İşini möhkemletmişem.

Garı:

CAHAN GARI İLE DEYİŞME A§tg Hüseyn : Cahan: Menim eslim Gencelidi, Söyle görüm haralısan, Şemkirbasan elim menim. Danış indi sözün oğlan. Seyasetler çekib başım, Ağlı, göylü, garalısan, Düşüb bura yolum menim. Çıhart bahım sazın oğlan.

Cahan: Damşıhda naçar olsan, Bağlamalar açar olsan, Gece durub gaçar olsan, İzlederem izin oğlan.

Aşıg Hüı;eyn : Dostun yolunda naçaram, Çoh bağlamalar aça.ram. Ölünce çetin gaçaram, Keseler de dilim menim.

Cahan:

Aşıg Hüı;eyn : Deryalara dalaram men, Canım oda salaram men, O Reyhanı alaram men, Ona çatsa elim menim .

Cahan:

Aşıg Hüseyn : A§ıg Söyün aç meydanı, Geldim, görüm Nahcıvan'ı, Birce gucsaydım Reyhan'ı, Derdim yohdu ölüm menim.

Reyhan sineni dağladar, Gollarını dar bağladar, Anacığını ağladar, Çeken olmaz nazın oğlan_ Hoş gelibsen Nahcıvan'a, Derdi,ni söyle Cahan'a, Seni yetirrem Reyhana, Onu görer gözün oğlan.

HASO HANIMLA DEYİŞ:ME Aşzg Hüseyn : Başına dönüdüyüm ay Hasa Hanım, Başına döndüyüm, ay .Aşıg Hüseyn, Vetenimden durdum düşdüm yola men. Gel getme, gel getme, böyle yola sen. Bu yolların yolçusuyam ezelden, Onsekkiz aşığı bende salıbdı, Tifil iken gezdim elden ele men. Öz başına özün açma bela sen.

Hasa Hıanım:

ır,4

Hasa Hanım:

Aşıg Hüt.eyn : Hançalam, olmadı bıçagdan gorhum, Uçubd u başımdan ha çandan gorhum, Bezirgan döyülem gaçagdan gorhum, Tutaram onları şirin dile men.

Hasa Hanım:

Aşıg Hüs-eyn : A gözel kürd gızı, başımın tacı, Erebzengi kimi bahma gıyğacı, Aşıg Hüseyn sene deyibdi bacı, Elimi vermişem özge ele men.

Cezana gelirsen gedik.de, düzde, Meslehetin nedi, bu doğru sözde, Yeddi gacag durub Dereleyezde, Gorhuram düşesen elden ele sen. İstesen söylüyüm ,sözün düzünü, Yaraya sepmezler göydaş duzunu, Hasa Hanım, Haso Beyin gızını, Alı.ban da bizim elde galasan.

AŞIG ELESGER İLE DEYİŞME

Aşıg Elesger : !!ercaymın, dil bilmezin ucundan, Döne döne men ziyana düşmüşem. Doymag olmaz, gözellerin buyundan, Pervane tek yana yana düşmüşem.

Aşıg Hüseyn : Gırhlar piri özü verib dersimi, Şair cergesinde sana düşmüşem. Arif meclisinde, alim yanında. Neçe defe imtahana düşmüşem.

Aşın Elesger : Dövletim çoh oldu, gıymadım pula, Kor oldu gözlerim, yapışdım dıı.la, Ne ölür, ne !tir canım gurtula, Mecnun teki b!yabana düşmüşem.

Aşıg Hüseyn : Bir zaman elimde zil, bem saz oldu, Gözeller menimle üz beüz oldu, Suyum artıg geldi, toz ha toz oldu, İndi de yumşalıb una düşmüşem.

Aşıg Elesger : Elesger keçibdl namus, arından, · Alem yatabilmez ah u zarımdan, Boşa.sam gorhuram oğlanlarımdan, Boşayab!lmerem, gana düşmüşem.

Aşıg H_üseyn: Özüm aşıg olub gezirem elde, Galdı hesret gözüm ebrlşim telde, Elesger danışanı teşbih timsalda, Hilseyn deyer yaman dona düşmüşem.

Reyhan:

REYHAN Il..ıE DEYİŞME

İki aşıg bir meydanda tapılsa, Eyleşib sazların düzeller birbir. Sual verib cavabını alanda, Duruban meydanı gezeller birbir.

Aşıg Hüseifiı : Aşıglıg elminden men heberdaram, Aşmışam her yerde meydanı birbir. Yüzondörd kitabdan almışam dersim. Gel sene gösterim ayeni birbir.

Reyhan:

Aşıg Hüseyn: Sona kimi sığal verib teline, Ne cumubsan sen bu eşgin gölüne, Düşı:neyibsen kamil ustad eline, Sene dar elerem dünyanı birbir.

Rey'fı.an:

Aşıg Hü�eyn : Yetmek olmaz Aşıg Söyün işine, Bele sözler çetin girer guşuna, Alım gucağıma, basım döşilme, Derim ağ sine nden püstanı birbir.

Mühennes gözlere menem bir pıçah, Çohların salmışam meydandan gaçah. Hanı menim kimi bir gendi goçah, Gelenler yolların azallar birbir. Men Reyhan'am tapmamışam tayımı,.· Merdler itirmesin hagg_ı sayımı, .Götürmüşem erenlerden payımı, Dediyim sözleri yazallar birbir.

165

Aşıg Hüseyn :

BEY ÇOBAN İLE DEYİŞME

Bey Çoban:

Menden salam olsun duran Çoban'a, Gel ikimiz bu cahandan danışag. Hansı günde dünya bergerar oldu, Yerden, göyden, asimandan danışag.

Menden salam olsun Aştg Söyü.ne, Gel Iklmlz bu goyundan danışag, Beşyüz goyun bir yatağa sığışar, Şoraketden, biyabandan danışag.

Aşıg Hüseyn :

Bey Çoban:

Haggın dergahından klm gaçah oldu, Kimi hündür oldu, kim alçab oldu, Kemer bestelerden kim goçah oldu? Rüstem Zal'dan, gehramandan danışag.

Aşın Hilseyn:

Menim pehllvanım goçdu, goyundu, Gara goyun südü yahşı öyündü, Ahsağın dermanı dağdı, düyündü. Sağaltmasa o getrandan damşag.

Bey Çoban:

Kim idi dünyam beş elli tutdu, Kim kimi cennetden atıb govlatdı, Kim idi dinini. dinara satdı? Me'rifetden gövher kandan danışag.

Çoh bed olar ağ goyunun küresi, Ovşnr vermez ters gomralın memesi, Olmaz gacah goyun çoban göresi, Guzusunu almayandan damşag.

Aşın Hüseyn : Aşıg SlJyün adı dile gelmedi,

Bey Çoban:

Getdi gözel sonam göle gelmedi, Çoh çalışdım, Çoban ele gelmedi, Dedim bel.ke yol, erkandan danışag.

Ecel guşu geldi keçdi garşımdan, Ab-1 Neysan car oldu göz yaşımdan, Bey Çoban de. gel açıl sen başımdan, Ne istersen verim ondan danışag.

DiVANILER ECEM GIZI

Ahu gözlü, şuh bahışlı. geddi dal Ecem gızı, Lehi gönçe. yanağı gül, siyah tel Ecem gızı. Zenehdanm çöhresl hal, nece goyum glymeti, Boyu uzun, gerden uca, nazik bel Ecem gızı. Zülfün kemend, sal boynuma, özün çıbar hazara, Ovçuların şikarısan, seni sa ilam güzara, Seni gören yegin bil ki, tec�gec düşer azara, Danışıban canım alma, şirin dil Ecem gızı. Menem Söyün yegln, bil ki çohdu menim azarım, Dostlarım haln ç1h1bd1, bağlanıbdı hazanın, Seni gördüm derdim artdı, bade dllşdü gtizarım. Gülüstanda öten menem, yegin bil, Ecem gızı. VERİR (Gıhlbend) Bugün bir beyvanat gördilm, zenbur kimi şan verir, Höreyi yük ile gelir, nefesi duman verir. Dlndirirsen damşmağa nale verir asmana, Ne yerdedi, ne göydedi, sedrl üste yan verir.

166

Bir başı var, bir ayağı, gör neçe barınağı var, İki golu, bir boğazı, tek birce dodağı var, Eyleşibdi bir meğamda, neçe mln ovlağı var, Eşidin ay hezarat, her gelene nan verir. Gel, biçara A�g SIJyiln, gıl dersini mübteser, Ab ona külll olanda, olur deli, dengeser, Eşidenlar, fikir verin bu sözüme serbeser, Eger ki, avam olmasa, sldgine güman verir. İÇİNDE Çoh gözeller görmüşem h tırl gılman içinde. Marulun halgındadı, yohdu cahan içinde, Cemi.si hörmetlidL yohdu güman içinde, Çoh gezmişem, görmemlşem cemi insan içinde. Hag veribdi Morula allı, güllü göyçekler, Bahar, yaz fesli gellb, açılıbdı çiçekler, Tökülübdü Uzlerlne top gara birçekler, Sözümde yohdu yalan, tamam elvan içinde_ Adamın canın alır şive Uen nazları, Tamamı medhe laylg gelinleri, gızları, Alışıban gün kimi şefeg saçır gözleri, Eylenib aşıg, hanende söhbetı san içinde. Ki.misi söz söyleyir, sinesinin halı var, Kim.isinin özünde Hind-! gara balı var. Kimlsl melekzade, leblerlnln balı var. Amanın elden alıb galmaz iman içinde. Fatma Hanım şeydadı, Nabat, bir can alandı, Gövher ile Cevahir, Bayaz teze cavandı, Heyat Hanım hurid!, Melek Hanım gılmandı, Eyleşib o gözeller gaşı kaman içinde. Toyda bu Aşıg StJyiln gör ne feğan eyledi, Men te'r!fl deyende hamı can, can eyledi. Onlara sebebkarlıg birce canan eyledi, Elleş.ib göyle göyle, olub düban içinde. GÜLLÜNÜN

Ay hezarat te'rH edin, ne hoşdu çağı Güllü'nün, Emmeye de·lezzet verlr zülal dodağı Güllü'nün. Südden ağ, baldan şirin büllur buhağı Güllü'nün, Ay kimi şö'le verir ayna gabağı Güllü'nün. Ağ üzünde, buhdında tamam goşa bal bezenib, Eyninde zerden külece, onun üstden şal bezenib, Milhteser neyin deyim, bir honçalıg mal bezenib, Mescidl mebra ba dönüb, gaşının tağı Güllünün.

167

Biçare Aşıg Söyün'ün görün nece gelir sesi, Danışıban söyletmeye bu gözeli, var hevesi, Hestelere derman olub yeni baş verib memesi, Aşığının canın alır sözgün bahmağı Güllü'nün.

DiVANİ MÜHEMMESLER BESTİ Gelmeyib beraberin küllühüm cabana, Besti, Lebleı.ini benzetmişem güle, ireyhana Besti, Dişlerini ohşatmışam le'U bedahşana, Bestl, Yer üzünde gözel sensen, galan efsana Besti. Gatılsa yüz gözele ay içinde tek görünür, Nütfe deyi! halalzada bilin özü pak görünür, Senden geyri gözellerin yabaları çak görünür, Geyinibdi zer gırmızı, benzeyir terlana Bestl. Geşt edib men görmüşem yohdu tayın Gürcüstan'da, İravan, Gence. Bakı, Yeddi kral Dağıstan'da. Bundan bir etr gelir, helke yoh bağ-i rizvanda, Ya huridl, ya peridl, benzeyir insana Besti. Bele gözel bu nişanda şeher, çölde görmemişem, Yanağın gözelliyini lale, gülde görmemlşem, Bele lefzü ne gumruda, ne bülbülde görmemişem, Şemkir üste helg olunub, geyri elde ı;,örmemişem, Aşıg Söyn'ü güzeşt ele, getsin Nahçıvan'a, Besti, YÜYÜR Gıs vurun goçaglarım iti canavara, Yüyür, A gende, Novruzalı çıh kentle, hebere Yüyür, A gede, Mırdı�alı, sen de bulahlara Yüyür, Ağrın alım Uzun Bayram, günüm oldu gara, Yüyür, Subayların amanatı bozdarı b�lden goygunan, Açgılan zencirin!, toplam elden goygunan, Ot getir, alaf getir, peleşi genden goygunan, Amandı dagga Helil, sen de bir kenara Yüyür. Guduz deymiş canavarlar görün ne tufan eledi, Öldürdü yeddi goyun, ganına geltan eledi, Dagıtdı gomral geçu, bilin yegingan eledi, Topal tutdu canavarı derisin şan şan eledi, A gede Ehmedalı, çöllere, çaDara Yüyür. Yağış yağar, şimşek oynar, görün göy nece guruldar, Yatıbdı tenbel Gulu, ahşamdan beri horuldar, Bir kere goçdan ötri balı Mehemmed ne zarıldar, Ağlamagdan fayda yohdu, uzun gulaglara, Yüyür. 168

Guduz deymiş canavar goyunlara saldı talan, A gedeler, düz danışın sözünüzde vardı yalan, İt uşağı gudurubsuz, yuh1uyar rm çoban olan? Şahgulu çoh yahşı galhdı, boğazına keçdi palan, A gede Şahgulu, aman döşlere dübara Yüyür. Erkeclerl yohlayın, ala şişek harı gedib, Ağ seyiz, gara seylz, göy tepe! yuhan gedlb, Göy Sadıh zehinlidi, deyir goyun yarı gedib, A gede, Göy Sadıh, sen de bu yanlara Yüyür. Beş keçi, onbeş goyun, kendde bir evden tapılıb, Yeddi toğlulu_goyun da yağlı güneyden tapılıb, Onbeş toglulu goyun, gar:tı. güzeyden tapılıb, Vesf eler Aşıg sayün bele Bey Çoban tapıhb, Yüz manat nemer verdi min atı Dilbara Yüyür. SENE NE Lotuyam, bambılıyam, tallb_i bengem, sene ne? Çoh gülüb çoh danışan çoh da cefengem, sene ne? Ataram düşmen üçün topu tüfengem, sene ne? Derd il gem barkeşiyem köhne peşengem, sene ne? Şairem, söz deyerem hamıdan haşam, geri dur, Ağzımdan od töküiür, naram, ataşam, geri dur, Bez, gedek müşterisi, alam, gumaşam, geri dur, İstesen terpedesen, terpenmez daşanı. geri dur. Terpensem ev yıharam, bir ağır sengem, sene ne? Get atlasın yahşısından yaşılından da al, getir, Men özüm alıb satanam, mene sen tirme şal, getir, Serrafam tez seçerem, gövher lle le'l, getir, Girmişem meydanına meydanıma kel, getir, Deryalar boylamışam men bir nehengem, sene ne? Dünyaya tek gelmişem dal İbn_i Dal kimi, Aleme adım düşüb ol Rüstem-i Zal kim!, Sözden gala yapmışam gel'e-Yi Selsal kimi, Eridib saf etmişem gumriye misal kimi. Ohumuşam min bir dili çoh da Firengem, sene ne? Şemkirli Aşıg Söyün'em men burada yer eyledim,

Urmu, Salmas, Marağa, İsfahan'ı zar eyledim, Gezdim Çeçen, Çerkez'i, ne gorhdum, ne ar eyledim, Demir Gapı, Derbend, Guba. Gürcüstan'ı har eyledim, Tülküsen, geride dur, şiri pelengem, sene ne?

169

ZENCİRLi CIGALI MÜSEDDES KÖNÜL

Ay hezarat, gulah asın; Bir teze yar ister könül, Gözleri şehla kimi, Zülfü enber ister könül, Yanağı gül yarpağı, Lebl ehmer ister könül, Ter endamı gülden nazik, Sinesi gar ister könül, Goynu cennetin bağı, Memesi nar ister könül. Goynun rızvan, Huri_yi gılman, Can sene gurban, Öldüm ay aman, Gaşları kaman. Gaşları gövs_i güzeh, Bele dühter, ister könül.

Dühterin gül sifeti, İrengi lale gırmızı, Tikilib gııllabdan, Serinde şalı gırmızı, Goyubdu ter hınanı, Ağ, nazik ele gırmızı, Meclis içinde sagi. Elde plyala gırmızı. Dodağmdan öpesen, Yanağından öpesen, Buhağından öpesen, Ayağından öpesen. Çünki gedem götürüb, Bele nigar ister könül.

Nlgarın barınağında, Üzüklerin gaşı yaşı!, Sen ala gözlü sona, Çalhan gölde başı ya§ıl, Salıbsan bu canıma, Eşglnin ateşi yaşıl, Yanağı gül ya:rpağı, Sırğalar da guşi yaşı!, Geyinib al geddine, Libasın gumaşı yaşı!, Geyib gumaş, .hasından, Döşünde, düymesinden, Gayım tut ya.hasından, Hışmala·memeslnden. Bele menı.e emen kes, Nece nübar ister könül.

Nübar olmuş bu gızın, Başmağının nalı gara, Yanları işlemeli, Üstü sağrı, dalı gara, Ayağında yoh corabı, Eşmesinin gülü gara, Düzülilbdü üzerine, Siyah, goşa halı gara, Tökülübdü gül fü;üne, Ağ üzünde teli gara. Telleri şahmarısan, Söyle kimin yarısan, Ohladın aşkarı sen, Eceb kamandarısan, Ağ sinesi garısan. Sinesi mermer kimi, Bele ülker ister könül.

Elker zalım geyinib, Çekmesi innabı, sarı, Yahası gillabatın, Üstünden golları sarı, Geylnib hez külece, Haşyala.rın bağı sarı, Elinde tel gayçısı, Güzgtisünün gabı sarı, Götürüb gtillabdanı, İçinin gillabı sarı. 170

Gillab gülnü ar olu, Gözellerde gal olu, Üste galmagal olu, Elif geddi dal olu, Herdem min hiyal olu. Şemklrli Aşıg Söyün, Çeşm_l humar ister könül.

Sı5yün'il yara bağlar, Baygular yara bağlar, Yaramı yar bağlasın, Yar yahşı yara bağlar.

BAYATlLAR Söyün'ü bele bağlar, Kemerin bele bağlar, Üzmedik gül gonçasın Göy geysin bele bağlar.

171

AŞIK MUSA 19. yüzyıl a.şıklarındandır, Göyçe'ye bağlı Ağkilise köyündendir. Sözlü riva_ yete göre 20. yüzyılın başlarında vefat etmiştir. Aşık Musa geraylı (8'11 koşma) koşma, muhammes, divanı türlerinde şiirler söyremlştir. Ancak şiirlerinin büyük çoğunluğu kaybolmuştur. Bir kısım şiirleri ise aynı mahlaslı başka bir a.şıkm şiiriyle karışmıştır. Geraylıları arasında bulunan "telli sazın" redifli ı:ıilrlyle, aşık şiirini horlayanları sert bir dille tenkit etmiştir. Şiirlerimiz arasında olan bu koş_ ma, bizce aynı yüzyılda Anadolu sahasında yaşayan Bolu'lu Dertli'nin taşlama­ sını hatırlatmaktadır. Her iki sahada hemen hemen aynı mealde şiirlerin söylen­ nıiş olması üzerinde durulması gereken bir konudur. Koşmalarının konusu umumiyetle sevgilidir. Güzel olan sevgili onun sazının tellerinde daha da güzelleşmiştir. Sık sık sevgiliden yardım isteyen Musa "güle g:Ule" redifll koşmasında bu durumu şöyle dile getirmektedir : İnanımram müşkül işler düzele, Tebib sensen, gel yaramı tezele, Men ne deyim senin kimi gözele, Eledin ömrümü zay, güle güle, Onun şiirlerine bakarak neleri arzuladığını çıkarabiliyoruz. Bunlar sohbet_ tir, sazdır. Gürbet elde kimdi ha!ım soruşan, Ağ üzünde goşa halı ver nişan, Üç şeydi ki, bir otağa yaraşan, Biri Musa, biri söhbet, biri sa.z. Tecnis türünde söylediği şiirlerinde de oldukça' başarılır. Cinasları ustalıkla kullanması, hele hele her aşığın beceremediği "dudak değmez, ciğalı tecnisi'' dene­ mesi ve bunda başarılı olması onun gücünü dana da arttırmaktadır. Muhammes_ !erinde de Qldukça başarılı olan aşık, edebi sanatları ustalıkla kullanmıştır. GaşJarırun tağını benzetdlın kamana, Peri, Bezerliyne teeecübem, düşmüşem gümana, Peri, Molla, seyid görse üzün üz verer imana, Peri, Bir görüşün, ayrı düşen, çeker, elaman a Peri. Musa'nın şiirleri sağlığında ve ölümünden sonra sevilmiş ve birçok aşığın sa­ zının telinde, dilinde terennüm edilmiştir.

KAYNAKLAR

Telli Saz Ustadları, Bakil 1964, 51-53.

(Azerbaycan Aşıgları ve EL Şairleri I, 337 _350.) 172

GERYALILAR Könül senden gileyliyem, Yahşı yaman yazar bir gün. İki mlrgezzeb eyleşib, Çek elinden hazar bugün.

BİR GÜN Ey yükü tunc olan kimse, Nağdısı vec olan kimse, Nütfeden kec olan kimse, Doğru yoldan azar bir gün.

Yazıg Musa. eyler dilek, Bu gem goymaz bizi gülek, Demedim mi çerh-i felek, Bu dövramn pazar bir gün. Baharın gülşen çağında, Ne oh ursan sona keklik. Ohudun geldin hoşuma, Yaşayasan sen a keklik.

KEKLİK

Keklik meskien salıb daşa, Sürme çekib göze, gaşa, Bu dövranın getmez başa, Qvçu geldi, sin a keklik.

Musa söz deyer desile, Keklik ötür hevesile, Ele ohudum ses ile, Cu�a geldi sine keklik, Mecllsleri abad eyler, Ne günahı telli sazın. Melul kônüller ııad eyler, Ne günahı telli sazın. Fikrini vermir geleme. Zülüm eylemir aleme, Pulunu vermir seleme, Ne günahı telli sazın.

TELLİ SAZIN

Yeki şecer, yeki demir, Ara vurmur, yalan demir, And içmeyir, rüşvet yemir, Ne günahı telll sazın.

Yoldan çıhıb, yolun azmır, İblis kimin ara pozmur, Molla kimin cadu yazmır, Ne günahı telli sazın. Mu8a vesfin söyler saza, Ruh verir geline gıza, Ohşamır o şeyidbaza, Ne günaht telli sazın. GOŞMALAR

Budam seni ne hoş günde yaradıb, Salıbdı cahana, ay güle güle. Gözellikde Yusif sene tay olmaz. Ahbsan güdretden pay, güle güle.

GÜLE GÜLE İnannuram müşkül işler düzele, Tebib sensen gel yaramı tezele, Men ne deyim senin kimi gözele, Eledin ömrümü :ı:ay, güle güle.

Uca boylu, tuti dilli behtever, Sene gurban evim, malım her ne var. Aşıg Musa deyer, gün yanahlı yar, Sen getir, men içim, çay, güle güle. li3

Seher vahtı zehmet verme özüne, Ay gabaglı, gelem gaşlı köynekcek. Goyına sabah yeli deye üzüne, Uzun boylu gara saçlı köynekcek.

KÖYNEKCEK Gaşlarının tağı benzer me'raca, Ağ çit tuman gövdesinde alaca, Sinen beyaz, memelerin balaca, Serhoş durur hoş bahışlı köynekcek.

Musa deyer, üreylml ezersen, Eşge düşüb, ömür bağın üzersen. Vaht yetışer, gül dibinde gezersen, Bahar deyll, hele gışdı, köynekcek. Ay bimürvet, men ki senden öter!, Düşrnüşem çöllere, sayılanı tndl. Can çıhdı cesedden, sen aşkara gez, o mah camalına mayılam indi.

İNDİ Leyli, Mecnun kimi belaya tuşam, Men senin derdinden vallah bihuşam, Men ki, ıcmemişem, neden serhoşam, Emem dodağından ayılanı indi.

Gördüm camalını, bu ne hevesdl, Ruh gedlb bedenden, guru nefesdi, Bu derd il möhnetln Musa'ya besdi, Öldürürsen öldür, gayılam indi. Gız, bele gezmeyin aşig öldürür, Saçından tel ayır, sat mene dilber. Sinem nişanedi. ağrımaz beden, Doyunca yay, ohun at mene, dilber.

DİLBER

Bar-(1) İlahi bele gözel sağ olsun, Cllvelenlb terlan guşdan çağ olsun. Hesret ölsem, goy sinemde dağ olsun, Bele tenbehleri tut mene, dilber.

Musa deyer bu sözler odu ona, Men müştagam, o canana, o dona, Dağılsın oymağın, düşsün od ona, Eyer ki, sen desen get mene, Dilber. Deli könlüm sende neler dolanır, Biri payız, biri bahar, biri yaz. Üç elamet gözellerin nişıı.nı, Biri şive, biri gemze, biri naz.

BİRİ YAZ Coşğun çaylar kimi gaynadım doldum, Heyva tek sarardım, gül teki soldum, Geder iken üç gözeletuş oldum, Biri garı, biri gelin, biri gız.

Gürbet elde kimdi halım soruşan, Ağ ilzünde goşa halı ver nişan, Üç şeydi ki, bir otağa yaraşan, Biri Musa, biri söhbet, biri saz. Ey melek simalım, gedd�I minalım, Bu serhoş bahışda elametin var. İskender caialJ.ı.m. hatem sehalım, Eşginden başımda deyanetin var.

174

VAR

Dilinin kelmesi gözet bir lisan, Teline sadağa varımdı bir can, Yaraşır, şe'nine güllü bir cahan, Yuslf-i Kenan'e şebahetin var.

Seni helg eyleyib !laht, inan. cemdl gözelllyin, nlşanba.nlşan, Pertov _ı camalın, şövket..l rtzvan, Musa tek guluna hidayetin var.

DİLİM Blr meclise vardın, nitgln olsun lal, Eyleşenler senden derk etsin kamal, Dindlrseler dilten, dinmesen lal gal, Hercayı danışıb, gülüşme. dilim.

Dilim, bu özünü sene deylrem, Çoh dünya malına sarışına. dilim. Çalış, sen hem.işe öz emeyln ye, Haram mal yemeye alışma, dilim.

Musa oda ahşmayıb, ne lazım,

Menim sözlerimi sahla amanat. Sidglnen dost olan tez tapar murad, İstesen ki, başın ola salamat, Ağzına geleni danışma, dlllm.

Bivefayla barışmayıb, ne lazım, Haggın özü sirr açmayıb, ne lazım, Gel gördüyün slrri sen açma, dilim.

OLl\lIAZ

Görmemlşem bele bir geddi ı;inar, Söylesem vesfini el meni gmar, Hercayı aşıglar dalınca yanar, O gedenden bize bir madar olmaz.

Bir göze! görmüşem, Göyçe elinde, Yüz mtn gözel ona beraber olmaz. YUz mln ebru kaman gelse behiştden, Bunca ebru kaman mö'teber olmaz. Göz bahdıgca doymaz bele ceyrandan, Görse ihtiyarlar çıhar imandan, Yanahları şö'le verir her yandan, Erş Qzünde bele bir gemer olmaz. Gözell sevesen cavan çağında, Alma yanah, gül buhağı, ağ ola. Doyunca emesen dilin, dodağın, Zülfü dal gerdende bir gucah ola. Derdini anlaya, gedrini bile. Ellnde mehraba stekan sile, Alçahdan danışa, ucadan güle, · Geyine, sallana, damalı çağ ola.

Musa geldi kendinizde galmadı, Şirin canın eşg oduna salmadı, Heç yaşınıb bizden yaşmag almadı, Bir bele ev yıhan behtever olmaz.

AG OLA Oturub duranda bile me'rfeti, Elinde sahlaya meze şerbeti, Yatasan, çekesen dünya lezzeti, Uzana geceler, gec sabah ola. Şeyda bülbüllerin ötüşen çağı, Golundan tutasan. gezesen bağı, Ağzına salasan gaymah dodağı, Öpesen, gucasan. gen gabah ola.

Musa deyer lebleri gend yahşıdı, Boyu uca, zülfü kemend yahşıdı, Bu sözlerin yeri h elvet yahşıdı, Alt_üstü lempeli bir otah ola.

TECNISLER AGLAR Kemend elde seyyad ov beresinde Ovçusu da ağlar, maral da ağlar. Ohun sedasından, gülle sesinden, 'Orküdüb eylemez maralı dağlar.

Menim derdim budu öz balasına, Gözel meni saldı öz balasına, Yaradan gıyar mı öz balasına, Oh deyse tlfline mar alı dağlar.

Musa, ne derdin var yara men dedi, Lezzeti gözelin yar emendedl, Teze, köhne ne var. yara mendedl. Zenbur tek sinemde maralı dağlar. 175

Vaht dolandı, geldi geçdl zamana, Niye el çekmedi, a yara mennen. Ne ecel gelmedi, yetmlşem cana, Ne heber getmedl, a yara mennen.

MENNEN Can deyen Ferhaddı Şirin de hana, Leblerım de söyler şirin dehana, Gelibdi Ieblerin şirin dehana, Görmüşem lezzetin ayar emennen.

Musa gelem çalıb, ne hoş sef adı, Ne nizam yohundu, ne hoş sef adı, Perişan heyalım ne hoş se[adı, Hain bed gandrrar a yara mennen. AY ÜZE ÜZE Nazlı dilber elde tutub ne sazı, Deniz gördüm gözüm yaşı sel oldu, Çalhanır senalar ay üze üze. Derd çekenin ne bestesi, ne sazı, Ala gözler meni eyler nasazı, Merd deyer sözünü merde merdana, Kec bahar ömrümü ay üze üze. Namerd de sahlıyar ay üze üze. Aşıı, Musa deyer yetlbdi derdim, Meni bu gürbete atıbdı derdim, Seksennen, dohsannan ötübdü derdim, İndi de yetişib a yüze, yüze.

DODAG DEYMEZ CIGALI TECNIS Çen gelse dağlara yeller esdlrer, Gış da çetin gelse dal eyer eyer. Aşıg deyer eyerden, Ne getirdin eyerden, Laçın getdi şikara, Getlrerse eyer den_ Elin sesin gayalardan kesdiler, Eşitse geddlni dal eyer eyer.

EYER EYER Yegln keser zehri zehrin salsalı, Geza cana zehrin zehri sal salı. Aşıg gezer sal şah, Yar geddine sal salı, Canan canı nezerden, Eyer yahşı salsalı. İçinde gardaşı zehrin salsalı, Seslerdi dilinde dal eyer eyer.

Yazılı cana canan getdin eyane, Danışsan derdini salsan eyane, Aşıg gezer eyane, Dil!n eşge eyane, Hain neden garalı, Gezir elden eyane. Mum ister cahan geze eyanı:, Yaralı ı;inesin dal eyer eyer.

MÜHEMMESLER

AY FELEK

Ay felek, senin cövründen köçdü insan galmadı, Neçelerl nakam öldü getdi, cavan galmadı, Yar yarından ayrı düşdü ehd il peyman galmadı, Kelmene beli söyleyib, metleb ganan galmadı, Ne besteler şefa buldu, ne de Loğman galmadı. 176

Beş gün sende men deyenin ahrın bimar eyledin, Neçe neçe Süleyman'ın tahtın tannar eyledin, Baislikde ülfet gıldın, bele bazar eyledin, Herkese ki, şerbet verdin tez zehrimar eyledin, Pozuldu bağçalar bağlar, soldu gülşen ga:tıııadı. Men zehminden hof eledim, dldem verdi gan1ı yaş, Sümüyüme lerze düşdü, cismimde yandı ataş, Kim tle dostlug eledin, söyle görüm başabaş, Zehınetinl men çekmekden gara bağnm oldu daş, Gehrine başın eymekden Musa'da can galmadı.

SAMAVAR

Men seni çoh sevlrem, biltrsen halım, samavar. Bir eyleş meclisimde can u calalım, samavar, Hem tahtın, hemi bahtım, hemi igbalım samavar, Şik:emlnde abu ateş, hamı durub taınaşana, Çohlarına mehribansan, odu gelirsen hoşuma, Bir stekan çay vermesen, ağlım gelmez başıma, Min tümen dövramm olsa, çaşır heyalım, samavar. Başında vardı çaynlkin, etrafında yar stekan, Özü hasdı, bölmesi has, var nişanı zer stekan, Saz çalım meclisinde dolansın dilber, stekan, Belke biraz şefa tapa, bu beste camın, saınavar. Samavarım sen coşanda etrafında yar dolanır, Özü zer, libası zer, geddl gelemkar dolanır, Çoh çekir o zehmetıni, buhağında ter dolanır, Bundan artıg söz demeye yohdu kamalın, samavar: Bil ki, sensiz gün geçirmez herkesin ki, elacı var, Padşahdan beye !cimi hamının ehtıyacı var, Sama var, dövramn açıb görüm nece heracı var, Men sene peşkaş elerem dövlet ü malım, samavar.

Musa bir te'rlf dey\bdl, eşitlen gelsin behsine,

Gumru kimi zikr elersen, men valeh oldum sesine, Çirkinler hecalet çeksin, kelmesinler meclisine, Goy sene gulluh elesin bir gözel hanım, samavar.

MARAL

Men seni görenden beri, halım perişandı, Maral, Leblerlndi şehd ü şeker, besteye dermandı, Maral, Açılıb goynunun içi, bağ_! gülistandı, Maral, Derdbllmez nagis dedi, derd bilen inandı, Maral. Camalın görenden beri olmuşam heyran sene men, Gel eyleş meclisimde, eyleyim dövran sene men, BLr gecelik otağında olmuşam mehman sene men, Gıymayıram mal demeye, can deyim gurban sene men. Bu gözelllk sene galmaz, bu çerh-i dövrandı, Maral. 177

te'netler gelsin keşişe, alemde bir ses eledi, Gızı getdl ,o vermedi, övlad Ue behseledi, İki könlü birbirinden ayırdı, ebes eledi. Çekdi o din teesübü, Kerem•e glsas eledi. Hagg özü de gisas alar, edalet dlvandı, Maral. Sen bir tersa gızısan, eydin geddim, dal eyledin, Yıhdın könlümün evini, gör nece heyal eyledin, Menimle yaman başladın bele geyl ü gal eyledin. G<Jyçeli Aşıg Musa'm derdinden abdal eyledin, Bu el menim, etek senin, Ölürem amandı, Maral. PERİ Gaşlarının tağını benzetdim kamana. Peri, Bezerliyne teeccübem, düşmüşem gümana, Peri, Molla, seyid görse üzün üz verer imana, Peri, Bir görüşün, ayrı dfiŞen, çeker elaman, a Perl. Bir göze! peyda olub bu Azerbaycan'da taza, Aferin zenburuna bal besleyib şanda taza. Zimlstan'da gızıl gülü sahlayıbdı çamda taza, Gezlnmlşem, görmernişem mlslin Dağıstan'da taza, Gazah, Gırgız, Çeçen, Çerkez teline beyran, a Perl, Men heç senin beraberin İran, TUran'da görmedim, Yıhdın könlilmün evini, tayın gılmanda görmedim, Hoy'da, Salmas'da, Marağa, Tebrlz, Tehran'da görmedim, Ne Ereb'de, ne Ecem'de, ne Al'Osman'da görmedim, Garşıya gözel süre helke Gürcüstan, a Peri. Sallanıb sığal verib ay gabağa, mah camaıa, Al yaraşır, şal yaraşır gerdenine, gedd-i dala, Sen ki, gardaşım gızısan, el düşmesin kec heyala, Musa"nı gocaldıbdı bu çerh-1 zaman, a Peri.

178

BA�BAN MEHEMMED 19. yüzyıl !şıklarından o!duğu tahmin edilmektedir. Hayatı hakkında kesin bUglmiz yoktur. Ancak bazı rivayetlere göre o, 1835 yılında Cebrayll kazasının Şe_ rlkan köyünde doğmuştur. 1914 yılında verat ettiği rivayet edlllr. Çobanlık yapan Mehemmed, sade koşmaları ile tanınır. Sevgflisinln çeşltıı yönleri ile anlatıldığı koşmalannda Mehemmed dalma dertudlr, kederlidir. Çün­ kü sevgilisine blr türlü kavuşamamıştır. KAYNAK (Aıerbaııcan Alıoları ve El Şairler, I, 351.355.)

1'19

Başına döndüyünı yığılan canlar, Minnet edin geddi çlnar oynasın. Düşüm ayağına, dönüm başına, Beli nazik, gümüş kemer oynasın.

GOŞMALAR OLMASIN

O deste dUberim sözden küsmesin, Rehmin, şefahetin bizden kesmesin. Özgeler köşküne gedem basmasın, Gelem gaşlı, gözü humar oynasın.

Aşig minnet çeker yarın eşgine, Pervaneler yanar narın eşglne,

Bağban deyer bir rıigarın eşgine, Ne olar ki, o behtever oynasın. Bir cavanın sevgi olsa serinde, Onun üçün söhbet İıedi, dem ned!1 Öldürer özünü yarın yolunda, Hana. nedi, dövlet l:il.edi, cem nedi? Danışasun, mazaglaşıb gülesen, Birbirinin ürek derdlıı bilesen, Birce gece sefa sürüb ölesen, Heç kim demez, bele ömrü kem nedi? Ay gız insaf ele, barı yahın gel, Gül açıb har ile sarışan gözel, Aşigln eliııden düşübdü heste, Ruhunu eyledin perişan gi)zel. Heç gatarda yobdu bir bele maya, Gözü güne tim.sal, gaşları aya, İnanmaram, yaramb mı Huda'ya, Menim yarını kimi zerefşan gözel. . Serhoşlanıb sözgün süzgün babmısan, Clyerler doğrayıb şişe tahmısan, Hakimsen, ölkede ağa çıhmısan, Edalet eylersen hub divan, gözel. Göresen dağlarda elvan çiçeyl, Örtesen başına ipek leçeyi, İki ilde ağardarsan birçeyi, O gem ki sendedi, natevan gözel. Hansı bednezerin gözüne geldin, Düşmüsen elinden aralı, Sedef. Ovçu marığında, çahmag elinde, Senmisen Guzugan maralı, Sedef. Sensen bu derenin ancag göyçeyl,

Uzilne goymusan halga birçey1,

Gızıl güldü sekkiz cennet çiçeyl, Onun da üstünü har alı, Sedef.

NEDİ? Sen gemde dünyaya gelen olmasın, Hencerle bağrını delen olmasın, Süzürsen çeşmini bUeu olmasın, Ağlamısan, kipriyinde nem nedi?

Bağban, insaf mıdı yarın naz sata.,

Yalgız gahb, tenha gezib, tek yata, Bir yarı ki, köiıül göre, göz tuta, Lampa nedi, fanus nedi, §am nedi? GÖZEL Vesme ne lazımdı ele bir gaşa, Kemer gerek ince bele yaraşa, Pervane tek, özün atdı ataşa, La.mpa kimi gözü alışan gözel. Gey.ı: eyleme, saralarsan, solarsan, Uşag kimi indi hedde dolarsan, Deyirler celladsan, çoh can alarsan, Eyleyirsen günde neçe gan gözel. Gemlisen, üreyin dönübdü gışa, suretin bülbüldü, endamın şişe, Saçı buhağında teze benöfşe, Hanı sen etırde bir reyhan, gözel. Dost gapısın eyri açıb girmedim, Sir sözümü heç yadlara vermedim, Bağban deyer, bu çağımda görmedim, Bele senin kimi mehriban gözel.

SEDEF

Sallanıb şekllni salgllen suya, Şana çek destinle zülLl hoşbuya, Gülle deysin seni vuran ovçuya, Olmusan köksünden yaralı, Sedef.

Ziınistanda dağlar lala boyanmaz, Ruhum aparmısan cismim oyanmaz, Seni gören gözler sensiz dayanmaz, Gen dünya başına daralı, Sedef.

Guya müntezirsen çohdan eya.la, Arasbar gülüsen, dağlarda lala, Gttsseyle özünü verme heyala, Gülgez yanagların saralı, Sedef.

ôzüne münasib olsaydı yan, Atlı gabağında goşun serkan, Üç gecelik aya benzer gaşları, Sürmeli gözleri garalı, Sedef,

Bağban deyer, meni goym,a nişana, Öldürer gözlerin, düşersen gana, Bahan camalına olur divana, Bacaran döşüne ter aıı,· Sedef. Eller getdi yaylağını belledi, Bildir o dağları gezen necoldu? Ayrılıg gölünde, gem deryasında, Teze gevvas olub üzen necoldu? Könül, teleb etme dünyanın varın, Gel lç Mil suyundan, çıhsın azarın, Hamaylaf gaynasın, Çolan daşlarm, Banayıb tesbeh tek düzen necoldu?

NECOLDU? Yegin galdı Şeriganın elinde, Yohdu güvvet deharunda, dilinde, Gotları dar bağlı dlddi elin de, Ele genimlere dözen necoldu? Hecer sam varının içen çayından, Binesi o garlı dağlar payından, Çıngıllı çeşmeden, Matgab suyundan, Bilınerre elini üzen necoldu?

Şıh Mehemmed, eyle könlünü abad, Yetim galırsa da Meherrem. Cavad, Kağızsız, gelemsiz, özü bıcavad, Dünyanın işlerin yazan necoldu?

181

OOLLU MUSTAFA 19, yüzyıl Aşıklarından olduğu tahmln edilmektedir. Hayatı hakkında ma. lumat yoktur. Devrinin üstad aşıklarından olduğu rivayet edilir: Geraylı (S'rt koşma), koşma, muamma ve muhammes türlerinde şiirler söyle_ yen Mustafa, bu türlerde oldukça başarılıdır. Sevgilisini anlattığı gerayll ve koşmaları akıcı ve sadedir. Edebi sanatlar us_ talıkla kullanılmıştır. Ağ üzde halı benövşe, Könül hesret yumru döşe, Ahtarır gözüm hemlşe, Senem seni, Senı;ım seni. Koşma diyebileceğimiz ancak, büyük ölçüde "vücutname" konu.sunun i�Ien_ diğl "gız olar" redlrll şüri ve muammaları onun sanat yönUnü göstermesi bakı­ mından mühimdir. KAYNAK (Azerbaı,can AJıoları ve Zl Şairleri I, 3!Hi_367).

182

GERYAU

Gördüm seher bulalı üste, Senern seni, Senem seni. Helg eyleyib eceb neste, Senem seni, Senem seni. Ağ üzde halı benövşe. Könül hesret yumru döşe, Ahtarır gözüm hemişe, Senem seni, Senem seni.

SENEM SENİ Doymag olmaz gelem gaşdan, Senin kimi bağrı daşdan, Seçemmedlm yaşı! başdan. Senem seni, Senem seni. Gül camalın bedirli ay, Gaşlarındı gurulu yay, Eylemerem dünyaya tay, Senem seni, Senem seni.

Esklk: olmaz gözel, hatan, Dol Mustafa senin butan. Vermez mene zalım atan, Senem senI, Senem seni.

Ne dıırubsan, astanada, Gaşı gaytan, ağrın alım. Seher, ,seher bd' içinde, Güle batan, ağrın alım. Goynundakı eceb neste, Alem görse olar heste, Ellerinde deste, deste, Nerglz tutan, ağrın alım.

AGRIN ALIM Büllur buhag, beyaz gerıien, Ağlımı aparır serden, �!gine herden, herden, Şive satan, ağrın alım. Cilvelen süz, nazlı canan, Gel eyleme bağrımı gan, Gaşlarından gurub kaman, Müjgan atan, ağrın alım.

Ne bahırsan yanı. yanı, Olum gözlerin gurbanı, Derde salma Mustafa'nı, Ağcagutan, ağrın alım.

Seherden çıhdın garşıma. Gül bahçada gezen gelin. Derlb, derib buhah altda, Ter benövşe düzen gelin. Gaşların gurar dlvaru, Klprlklerin töker ganı, Öldürersen nece canı, Çohlar bağrın ezen gelin.

GELİN Bülbülü gülden eylersen. Gedenl yoldan eylersen, Ulusdan, elden eylersen. Gözlerini süzen gelin. Gümüş kemeri belinde, Şirmayı şana telinde, Cumub çalhanıb gölünde, Sona kiml süzen gelin.

BJlmlrem esil. soyunu, Hublar arzular boyunu, Mustafa. tut-sun toyunu, Al yaşıla bezen geUn. 183

Seyrağıbın sözü ile, Dostun atan, gadan alım. Ölünce dönmerem senden, Meni satan, gadan alım. Mürvet ele gel insafa, Sürek senle zövg ü cefa, Aşigine verme cefa, Gaşı gaytan, gadan alım.

GADAN ALIM Bir doymadım §irin sözden, Öpmedim, yanahdan, üzden, İşareynen, gaşdan, gözden , Dostıug gatan, gadan alım_ Sinen Savalanın garı, Memen Gürcistan'm narı, İtkin salıb köhne yan, Eğyar tutan, gadan alım.

Terlan könlüm ganad çalar, Sona görse tora salar, Ahır ki, Mustafa olar, Senin butan, gadan alım. Hesen atı yıhıb çaya, Galdırın gızlar, galdırın. Here götürüb bir paya, Galdırın gızlar, galdırm.

GALDIRIN Hesen gelirdi yohuşdan, Kişi çıhıb berkden, boşdan, Atı hürküb yolda guşdan, Galdırın gızlar, galdırın.

At serpib ipe dolaşıb, Ayağı başından aşıb, Palçığa, zıga bulaşıb, Galdırın gızlar, galdırın.

Hesen itirib başını, At unudub yoldaşını. Gmb yeherin gaşını, Galdırın gızlar galdırın.

Gapına goyub gulunu, Yolda ltkib çulunu, Vermeyib yarı, pulunu.. Galdırın gızlar, galdırın.

At çırpınır, yere deyir, Başı gövdesini eyir, Kişneyib gözünü döyür, Galdırın gızlar, galdırın.

Hesen yorğun atı neyler, Bu derdini kime söyler. Mustafa iltimas eyler, Galdırın gızlar, galdırın.

GOŞMALAR GAYIT İNDİ Sallana, saliana geden Salatın, Gözellerde üz bürümek yamandı, Gedirsen bağçaya., gız, gayıt indi. Menden yana durma, öldüm amandı, Siisenden, sünbülden, lale, nergizden, Bugün ayrılıgdı. ahır zamandı, Goncadan desten! düz, gayıt indi. Ömür başa deydi, tez gayıt indi, Ganh cellad kimi ganımı lçme, Ömrüm zemisini budayıb biçme, Heflenib ovçudan aralı keçme, Ceyransan, çölleri gez, gayıt indi.

Tutuldum eşgine, düşdüm sorağa, Getme göz önünden perim, irağa, Daha döze bilmem derde, ferağa, Goy sinem üstüne köz. gayıt indi.

Mustafa ister ki, dilber yüz yaşa,

184

Üzünde balların eceb tamaşa, Benzersen ördeye, o yaşılbaşa, Çalbalan göllerde, üz. gayıt indi.

Gözel keklik havalanıb dövr eler, Erş üzlinde ne tamaşa yazıll. Tebibim yoh, yaralarım gövr eler, Derd el1nden dilim haşa yazılı. Yar bele bahar mı şirin yarına, Almasına, heyyasına, narına, Sinen benzer Savaıanın garına, Sedrinde memeler goşa yazılı,

YAZil.,I Bir varmadım, ulusuna, eline, Bülbül olub heı; gonmadım gülüne, Gend ezUib dehanına. ditine, İncidl, sedefdi, dl_şe yazılı. Ahtararam, tayın tapa bilmerem, Ağlardırsan meni, güle bilmerem, Senin beraberin ola bilmerem, Güdret gelemldir goşa yazılı.

Men de çoh işleri gıllam irada, Çoh gulluh elerem kamil ustada, Bir gün olur köç elerem dünyada, Mustafa'yam, adım daşa yazılı. Üç yaşından dörd yaşına varanda, Gözellener, bu gız yahşı gız olar. on yaşında hedd_i bulağ alanda, Gonça tek açılıb bir nergiz olar.

GIZ OLAR Onbirinde ketan örter başına, Onikide vesme yahar gaşma, Ele ki, yatışdı onüç yaşına, Goşma gonşulara, o bir söz olar.

Ondördünde gözellere gatılar, Onbeşinde elçilere satılar, Onaltıda şirin toyu tutular, Tapar hemdemini serefraz olar.

Onyeddide al gerdeyl gurular, Onsekkizde yalan sözler durular, Ondogguzda şuh memeler gırılar, Üreyi üreye eceb saz olar.

İyirmide geler benzer geline, birmibirde sığal verir teline. Ele ki, baş vurdu eşgin gönlüne, Tezeden silkinib guba gaz olar.

Otuzunda oğul, uşah yetirer, Gırh yaşında her bir zülmü götürer, Elli yaşda geler köksün ötürer, Her yetenden gaçmaz, üzbeüz olar.

Altmışında Mustafa'nın sözüne. Yetmişinde ağ tor geler gözüne, Ele ki yetişdl, çatdı yüzüne, Ocaglar başında tek, yalgız olar.

GIFILBEND, SUAL, CAVAB Sual:

Hansı dağdı, heç eritmez gannı, Hansı bağdı, yemek olmaz barını, O kimdi, tapmadı öz hirdarını, O hansı insandı, etmez bazar, hey.

Sual:

O nedi ki, göydeıı yere sallanar, O nedi ki, her ne versen allanar, O nedi ki, göbeyinden nallanar. O nedi ki, gatarlanrnış gezer. hey!

HEY Cavab: Gaf Dağıdı, heç eritmez garını, Yemek olmaz goynun içi narını, Cebra:vıldı, tapmaz öz hirdarım, Ezrayıldı, heç eylemez hazar, hey!

Cavab:

o yağışdJ, göyden yere sallanar, o uşahdı, her ııe desen alla11ar, o nehredi, göbeyinden nalla11ar, Garışgadı, gatarlanmış gezer, hey! 185

Suaı:

O klmdi ki, geyinlbdi ağları, o kim idi, dolanıbdı dağları, O kim idi, bezeyibdi tağları, O kim idi, onun gülün üzer, hey!

Cavab:

o Leylidi, geyinlbdi ağları,

O Mecnundu, dolanır hey dağları,

o Yuslfdi, bezeyibdi tağları,

Züleyhadı, her busatın düzer, hey!

Sual:

Cavab:

Sual:

Cavab:

O neydi ki, zerresinden ay oldu? O neydi ki, getresinden çay oldu? o neydi ki, bu dünyada hey oldu? O kim idl, ona gebir gazar hey! O hansı guşdu ki, eyler hezeri? Hey geder, her yana salar nezerl, O hansı şeherdi, üçyüz hazan? Mustafa matahın orda düzer, hey!

O gün idi, zerresinden ay oldu, o ümmandı, getresindan çay oldu, Hızır idi, bu dünyada hey oldu, Cebrayıldl, ona gebir gazar, bey! Can guşudu, göyde eyler bezer!, Hara getse ,ora salar nezerı, Gebristandı, üçyilzaltmış bazarı, Mustata'dı, o bazan bezer, hey!

MOHEMMES

GAZI

Meclise tek ylyelenib, açıb dövram bu gazı! Danende herif ahtarır, sular meydanı bu gazı, And lçlb, inandırır avam insanı bu gazı, Te'rifleyir ca,maata bah bu dünyanı bu gazı. Ahır ki, boğazımıza yığ:ıbdı canı bu gazı. Çiynlnde sarı kürkü, başında ağ emmamesi, Eyleşlbdi yanında ahund, seyidin cümlesi, Hoş gelmir gulağına çalmanda sazın sesi, Herden ortalığa salır sünnl ile şie behsi, İrana garşı goyur ol Al'Osman'ı bu gazı. Maha!ı çaiıb çapır, arhalanır pristava, Bütün yerde gonah olur her gece yağlı plova, Yedlrmir aca. yohsuia, getiribdi yaman hava, Tovlayır onu, bunu saldırır bir yeni dava, Ahıtdırır nahag yere her defe ganı, bt: gazı. Her il !ağır, fuğaraya yarlığa tahıl ekdirlr, Kel alıb kotan goşdurur, ne zülümle yer sökdürür, İşledir gece, gündüz, ne ağır cefa çekdirir, Günün gızmarlı vahtı çalışdmb, tek tökdürür, Tamam iste'maldan salır, ell, ovam bu gazL Gazı menden çekinmesin, men böhtan deyen deyilem, Her bir terefde eli var, işledir, şütha�üt kelam, Pul verir beşyüz beşyüz, toplayır ne geder selem, Bu insafsızın elinden, vallah, zara gellb alem, Çekdlrir ast üstünden ahu amanı bu gazı.

Ağaya yollayarıağam der1b, halg_dan mal alır bu, Gısır goyun, emllk guzu, öküz, inek, kal alır bu. Ara aşkar, ara helvet, tümen tümen pul alır bu. Güllü gebe, derme hurcun, tlrme, fermaş, çuı alır bu. İster ziyaret elesin bir de Mekkeni bu gazı. Diş tökillüb, baş ağarıb, çıhıb üzünde hett..i can, Yene de işi, peşesl salmagdı dava, galmagal, HeslsdJ, yemeyib yıgıb elden, obadan, dövlet mal, Tanımaz gapısmı elsiz, ayagsız, kor, ş1l, lal. ömründe doydurmayıb bir ac galam, bu gazı. Ganmazlıgda heç mahalda bun un kimi ayı yohdu, Yedlyi, geydiyi haram, halal şeyden payı yohdu, Bedcislikde, bedemelde, şorgözlükde tayı yohdu, Dörd kebinliarvadı var siğeslnln sayı yohdu, Elinde alet edib dini, imanı, bu gazı. Mollalar daldan gelir, gazı gabagda yerlyir, Ele bll eyleşibdl, Süleyman tahta, yeriyir, Elini beline goyub kefde damağda yerlylr, Herden çalı çub eley!r, başmah ayabda yerlyir, Tanımag ıstemeylr Dol Mustafa'nı, bu gazı.

1A'1

SÖZLÜK

-Aaram : sabır. aran : düzlük, ova, kışlak. Arazbar : yer adı. arh : su kanalı, dere. arı : mısrada temiz ma.na.sındadır. a.rıh : cılız, zayıf. asib : bela, musibet. asıman, asman : gökyüzü. astana : eşik. aşgar : aşikar. açıkca. a$gbar : göz yaşı. a$İU : a.şı.k, ozan. aşna : tanıdık. bildik. ate$bar : ateş yağdıran. atlas : ipek kumaş. avam : herkes; kaba ve cahil ayak takımı. avara : işsiz, gü.çsüz. avaz : ses. ayag : kadeh. avaz : soğuk. aııe : sual ve hayretle blrllkte arzu ve ümit bildirir; acaba, mümkün mü? ayğıran : aygır. aytn : merasim, tören. aynabend : aynalarla süslü. ayar : eyyar. ayııar : hilekar, kurnaz, dolandırıcı; tek. az.. : şaşırmak. azar : dert, hastalık.

ab : su. ab-i ktJvser : Kevser suyu. abad : Şen, bayındır, mamur. abadan : bakımlı, mamur. acıg : öfke, hiddet. adab : edepler, kaide, kanun, tarz. adahlı : nişanlı, yavuklu. a/itab : güneş. agdh : bilgili, uyanık, haberli. a(J : ak, beyaz. at}cagutan : bir kuş 1$mi. ağı : zehir. ağıl : akıl ağrı : gam, keder, tasa. ağu$ : kucak. ağu$gq. : _pencere. ahır : son, nihayet. aktar_ : aramak. ahu : ceylan, karaca. ahula_ : beddua etmek; çağırmak. ahund : hoca. alaf : hayvan yemi. alça : erik. alçag : alçak; sade tablatlı. allan_ : kızarmak , al renge boyanmak. allat_ : aldatmak. alma2 : elmas. alov : alev. al§an : alişan, adlı, şanlı, çok ünlü. apar- : götürmek, birlikte götürmek, alıp gitmek. ar : utanma. ba b

denk, uygun; beraber; bölüm; kapı. badal : vebal. bac : zorla alınan vergi.

-Bbad : rüzga.r. yel. bad-ı seba : sabah rüzga.rı. bad_ı seher : seher rilzgA.rı. bada : bade, içki kadehi. 189

baıfüJfan : parı;;a.. ba/ta : ııırma.. baı}ban : bahçivan. bahgilerı. : bak hele. bats : sebep. bala : yavru, oğul; bela. balaca : küçücük, ufacık. vambılı : boş, gülünç. banla_ : ötmek.

belke : belki. bendevan : tutkun olan. benöfşe, benövşe: menek�e. bere : küme, av beklenen yer, :ousu. berekalıah : maşallah, mübarek ola, çok ya�a, sağol.

berg : yaprak; yıldırım. şimşek. bergerar oL : berkarar olmak, karar

üzre olmak, sabitleşmek. berhurd : tesadüf; muradına erişen. bar : meyve; ürün; Ytik. berin : yüksek. baran : yağmur. berk.: sıkı, sağlam, barı : barı, hiç omazssa; duvar çit. berkiL : sağlamlaştırmak. bar keş : yük taşıyan, yük çeken. bes : yeter, kafi. başına dön_ : çok sevilen birisinin yerine ölümü kabullenme inan­ beste : kısa; bağlı. bester : bister, yatak, döşek. cıyle ölüm döşeğinde yatan bey'et : biat, uyma. kimsenin etrafında dolanmak. bezar : bizdr, rahatsız. bay : zengin. beze- : süslemek. ba.ııatı : çoğu cinaslı olan, mani gibi bezek : süsleyen, güzellik veren şey, dörtlüklerden meydana gelen süs, ziynet. halk şiirinde bir şekil. bezerlik : süslenme. baygam : uyku. biçare : çaresiz. baygu : baykuş. bidad : zalim, gaddar. baıubend : pazubent, kol bağı. bidar : uyanık, uyumuyan, uykusuz. beca : yerinde uygun. bigtine : kayıtsız, ilgisiz, yabancı. bece : çocuk; haYVan yavruları bikar : işsiz, güçsüz. içinde kullanılır. bf.mar : hasta. bed : kötü. bina : temel; gören, geceleyin gören, bedcis : cinsi bozuk. ferasetli. Bedehşan : değerli eşya ve mücevbıneng : namussuz, rezil. herlerin alınıp satıldığı ülke. bineva : zavallı, fakir. bedesil : bed_asıl, aslı kötü, asaletsiz. birce : bir defa, bir tek. bedgu : kötü söyliyen, gıybet eden. bed nezer : kötü bakış. birçek : pürçek; zülüf, saç; örtü. bızeban : dilsiz, susmuş. bedr : dolun ay, ayın ondördüncü bozdar : boz tüylü çoban köpeği. gecesi. böhtan : bühtan, yalan, iftira. bega : baki, devamlı, ebedi. budag : dal, budak. behişt : cennet. budu : budur. behr : bahr, deniz. buhaq : insanın çenesi ile boğazı arbehre : meyve, ürün. sındaki kısım. behtever : bahtaver, şanslı, talihli. buhça : bohça, çıkın. bela.cu : kendisini belaya salan. bulag : pınar. beıe : böyle. busat : kilimler, döşekler, minder!er; beled : vakıf, tanıma, aşina olma. bayram. merasim. belke : belki. buse : öpücük. bem : bam teli. but : çok güzel (kadın). bend ; t!.şt.k, vurulmuş. buta : nlşane; hedef. bende : kul, köle. . buy: koku. bend ol-: bağlanmak, ilişip kalmak. bünyad : asıl, esas, temel; bina, yapı. beng : afyon.

çiçek kokularının bol olduğu bahçe. büU hunhar : kan içen, zalim, gad_ dar güzel.

bürdbad : yük ı;;eken. bürııan : ateşte kavrulma, kebab olma, kızarma. bUstan : bostan, gül bahçesi, gül ve

-e-

cabeca : yer yer; düzgün. cadu. cadü : cadı. cahar : dört. caıaı : celal, büyüklük, ululuk. cam : kadeh, maşrapa. camal : cemal, yüz güzelliği. cansitan : can çıkarıcı, insana bela olan güzel. car : bir kır kuşu; komşu; açığa çıkarma, delil. cari : ceryan eden, geçen, yürüyen. car ol- ; yanmak. cavan : civan, taze, genç, delikanlı. cebr : zor, zorlama. cehd eyle_ : gayret etmek. celay : memleketindenayrılma, gur_ bete düşme. celled : cellat. ı;ağ : zaman, vakit, an. çah- ; çakmak. çak : yırtık. çaker : kul, köle. çal : büyük orman. çalma : örtü, belden veya topuktan aşağı sarkan örülü ip. çap_ : koşmak, at sürmek. çapar : ufak, kurye. çaphaçap : sürekli koşma. çarh : çerh, felek; gök. Çargat : büyük baş örtüsü. Darpaz : çapraz, kopça. çartaz : bir çeşit ağaç. caş_ : şaşmak, şaşırmak. Çaşır- : şaşırmak. Cat_ : yetişmek, ulaşmak. Caynik : çaydanlık. Cernenzar : çimenlik.

cem : toplama.

cemdak : gövde, leş, hayvan ölüsü. ceres : çan. cerge : sıra, dizi. ceyran : ceylan. cığa : tac; kalkık saç, perçem. cida : cüda, ayrı, ayrı düşmüş. cilov : gem, dizgin, car : açığa çıkarına, ifşa; bağırma. cövlan : cevelan, gezme, dolanma. culus: : tahta çıkma, hükümdar olma. cum- : dalmak, atlamak. cuna : tül. cüfe : köpilk, su üzerinde çör çöp. cünun : deli, delilik. cür : tür, çeşit. cüt : çift, iki tane.

�Ççemhemli : oynak, kıvrak. çen : sis.

çenber : metinde dolamak mftnasmda. çerh�i gerdiş : dönen gökyüzü. çeşm : göz. çetver : bir tahıl ölçeği, yaklaşık sekiz kile. çıhar- : çıkarmak. çırag : çıra. çıragban : ışıklarla donanmış. çi.n : kıvrım. çiskin : çiseleyen, sis; dönen. çiyin : omuz. çoh : çok. çov- : batmak, geçmek. çovğun : kar fırtınası, tipi. çulğa_ : sarmak; bürümek, örtmek. çungur : bir çeşit müzik aleti. ihbar, jurnal; ihbarcı, jutnalcı. çüğül

-D-

:aa : adalet; imdat çağırışı, feryad. ada oeL: ağlamak, ha,z almak, tındada gelmek.

dadres: : imdada yetişen, yardım eden. dağ : yara; deli. daL : dalmak, atlamak. 191

sırt, arka; destek; budak, Arap alfabesinde "dal" har!inln adı. dalda : kıyı, köşe, gizil yer, saklanı_ lacak yer. daldalan-: bir şeyin arkasını çek_ mek; gizlenmek. dam : ev, kulübe. daman : etek. dane : tane. danıs_: konuşmak, müşavere etmek, danla- : itham etmek, suçlamak, azarlamak. dar : ev, yurt, yer; dar ağacı. Dara : Darlyus. darayı bağla-: saçı tel örgii halinde bağlamak. darmacaı : dar vakit. dasitan : destan, halk hlk!l.yesi. davat : divit, kalem. dayag : dayanak, destek. da yaz : derin olmayan; dehan : ağız. dehi : dahi. Dehl : dahil. dehr, dahır : dünya. dellek : berber. dem : an, zaman. demadem : dalma. dendan : dlı;. deng : ahmak. serseri. der : kapı. de:rdtmend : dertli, dert sahibi. derge : orta kararda olan. derg eyle_ : ayrılmak, terk etmek. derya.b : bulma, elde etme. derzi : terzL de�mal : destmal, mendil.

dal :

dest : el. deyanet : diyanet, din duygı.su.

deııtrmi : yuvarlağa yakın. dı_ : demek, söylemek. diba : bir çeşit ipek kumaş. didar : görünme, yüz, çehre. dide : göz. dut- : parçalamak. digergün : başka türlü. dil : gönUI. dtldar : gönüldaş, gönül alan, sevgili. dilfigar : gönlü yaralı. dilhun : gönlü yaralı. dilmesend : gönül alan. dinar : Araplarda kullanılan para birimi. dincel- : rahatlamak, dinlenmek. divane : deli gibi, deliye benzeyen. don : kılık, kıyafet, elbise. dovla. : bürümek, örtmek. dövran : devran. devirler. dövr eyle- : dönmek, döz- : tahammül etmek, katlanmak, dayanmak. dud: duman. aııst : dost. dustag : tutı;ak, esir. di.i ;, iki. di.iba : daha sonra, arkasından. aü.çar : çaresiz. dühter : kız çocuğu. dür, dü.rr: inci. dür_e/şan : inci saçan. düyme ; düğme. düyü : pirinç. düyün : düğün. düz_ : topla;ınak, biriktirmek.

-E-

ebes : abes. ebr : bulut. ebru, ebril : kaş. ebter : sonsuz; evlatsız. eceb : acaba. et : af. efgan : ızdırap ile çağırma, bağırma, inleme, bağırışma. eflak : !elekler; gökyüzü. efsana : e!sane. efzel : efdal, daha üstün.

e{Jig :

akik, değerli bir taş.

egl : akıl. egraba : akraba.

ei}yar : yabancı, el. ehd : ahd, söz. ehmer : ahmer, kırmızı, kızıl. eh.ter : yıldız: baht, talih. elac : çare, ilaç. elav : alev. ele : öyle. ele sal- : ele geçirmek, elde etmek.

elm : elvan eman emi :

ilim.

: renkli, çeşitli. : umman, deniz; iman. amca_

emen ; mısrada meyve manasındadır. emmame : imame sarık, çalına. en'am : bahşış. enber : anber. güzel koku. endelib : andelip, billbül.

endüh : gam, keder, tasa. entş : dost, arkadaş, sevgili. eıırı.ab : bir çe�lt meyve. erbe-yi enasir: anasır_ı erbaa, dört unsur; toprak. su, ateş, hava. er'er : güzeldeki boy pos; ardıç ağacı. erş : arş, gök yüzil. es.a : asa, baston. es.hah ashab, sahipler.

fağır, fegir: fakir. fanus : fener. tarmıaş : içine yatak, yorgan konan

-Fferehefza : ferahlık, sevinç. fermaş : içine yatak, döşek konulan

büyük çuval. faş : meydana çıkma, duyulma, açığa vurma_ fegan : figan, inilti. Fegfur : Çin imparatoru. fe'l : fiil, iş, hareket. fehm : anlayış. fend : hile, tuzak. fehr : fahr, öğünme. Jer'ug : firak. ayrılık. Feramerz: Basanı hükümdarlarmdan birisi. fere : anaç.

oabag, oabalı : ön, yüz, alın. oacag : yiğit, kahraman. nada : bela, dert. musibet.

oadasın aL : derdini almak. Gadir-i gejfar : Allah. oalı : bazen. Oalııc : başa kakılacak kusur. oail : razı. oalam : kalem. oalan : kalan.

eskik : eksik. esme ; mısradaki manası esirgeme. esre-; e.sri- : sarhoş olmak. eşg : eşk, göz yaşı. eşme : bürgü, örtü, örme. eşkibar : eşkbar, göz yaşı. eta ;' ata, bağışlama. etr : ıtr, koku. ettar : attar. eyal, ayal : eş_ eyan : ayan, ileri gelenler. e,ıb : ayıp. eyer : eğer. e,ın : ayn, göz. eyin : üst, baş, sırt. eyle_ : eğilmek. eyş : ıyş, yeme içme. günler. eyyam

büyük harar. jer!i .- döşeme, yayma, halı. Fesih : fasih, güzel, düzgün ve açık konuşan. fevvare : fıskiye. ftlanlces : fa!an, filan kimse. Jiljil : fülfül, karabiber. /ilhal : anında, hemencı:cik. firget : firkat, ayrılık. firişte : ferfşte, melek. fovt : fi?Vt, elden kaçırma. föhm: fehm, anlama, anlayış. filgera : fakir, zavallı. garip. Jürset fırsat.

-G-

Oalh_ : yükselmek, havalanmalt, terfi etmek; seviyesi yükselmek,

harekete geçmek.

oalma(Jal : gürültü, karışıklık. gamçı : kamçı_ gamet : boy, pos.

ga� : anlamak, inanmak. kavramak. ganovuz : ipekli, elbiselik. oarabaş : cariye, hizmetçi.

garaçı : gar(}ara gasid ; gatar

çingene, dilenci.

: kargış, şikayet.

ulak, postacı; kasteden. kervan, sürü. gayçt : makas. 193

gayda : kaide, adet, huy. gayğu : kaygı, tasa. rıayıl : kail, razı olan. gayım : kaim, devamlı. gayıL : dönmek. gaytan : uzun ve ince kaş. oazı : Ra dı. gebe : cübbe. gebiT : kabir, mezar. gedd, ged : kadd, boy. gede : geda, dilenci; oğlan çocuğu. gedem : kadem. ayak, adım. gedik : iki dağın arası, vadi. gefes : kafes. gefle ; kaflle, gehhar : Allah. oehr : kahır. oel'e : kale. gelemdar : kalemlik. gelender : kalender. geltan : galtan. gem: gam. oemer : kamer, ay. ııem gesavat: sıkıntı, üzüntü. oemgin : üzüntülü. gemhar : gamhar, gam yükü. gemik : kemik. gen : geniş. gene : hazine. gend : kand, şeker. gendir : kendir, ip. genim : düşman, rakip, oepik : manatın onda biri, kuruş. ger : eğer. oerabet ; garabet, gariplik. oerar : karar. gerdeben : boyun bağı, boyuna bağlanan şey, gerdanlık. gerd.iş : dönme, dolaşma. gerd.un : dönilcil, dönen, devreden. oeretı.fil : karanfil. gerine : zaman. oerrah ; kendine güvenen­ geısr : kasr, saray, köşk. oeşeng : hoş görünüşlü, güzel, yakı_ şıklı, zarif, ince. geşk : dolaşma. ge:;t : gezme, seyretme, dolanma. geşt ele_ : gezinmek. oetre : katre, damla.

194

gevvas : dalgıç. geyb : kayıp_ oeyl ü oaı : ktyl ü kal, dedi kodu. Geyser ; Kayser. geyz ele- : gayz eylemek, kızmak, gazaplanmak. geza ; kaza, sefer. gezal : gazal, bir geyik cınsl. gezebnak : gazabnak, öfkeli, gazaplı, dargın, kırgın_ gezel : gazel. uıfılbend: Azerbaycan halk şiirinde muammaya verilen isim, gılmen: tüyü, bıyığı bitmemiş, dellkanlılar, geneler. gırh_ : kırkmak, kesmek. gırçı : küçük daneli dolu. uısa : kısa. gısvur- .- saldırtmak. gıtmıg : parça. gıy{}aç : Uç köşe başörtüsü; eğrl, yatık. gıyğacı bah_ : süzgün bakmak, gözucu ile bakmak. gible : kıble. gible-yi hacet : ümit yeri. oiley .- şikayet. giraban : giriban, yaka. giranbar : ağır yüklü, hamile, iki canlı. Uirdab : dönen su, anafor. girdelen_ : yuvarlaklaşmak. Girdigar : Allah_ giriftar : bir derde tutulmuş. giryan : ağlayan. gisas : kısas, intikam. giya bah_: yan bakmak. giymet : kıymet. goçag : hamarat, kahraman, yiğit. goçu : eskiden halka eziyet eden zulm eden, insanlar arasına korku salan, zorbalık eden kimse. gar : mezar. oorğan- : bir şeyi titizlikle saklamak, üstüne titremek, gözden uzak

tutmak.

goşa : çift, iki tane. uo:ıun : ordu: karışıklık. oov_ ; kovmak, def etmek. govga : kavga. gödek : kısa. göftar ; söz.

gövher : gevher, ziynet eşyası. gönçe : gonca. gövreleme : yaraların yeniden açılması. gövs-i güzeh : kavs-i kuzah, gök kuşağı. göy : gök, mavi. göyçek : güzel. göyerçin : güvercin. gubar : toz. guc_ : sarılmak, kucaklamak. gulac : kulaç. gullug eyle_ : hizmet etmek. gurab : karga. gurşan_ : kuşanmak. {JUş : kulak. guşe : köşe, bucak.

gübur : kabirler, mezarlar. gülabatın : sırma şerit. gülab : gül suyu. gilltstan : gül bahçesi. gülşen : gül bahçesi. güman : sanma, zan, şüphe. güne : köşe. güru : kurt. gürre : ses, nara. güsse : gussa sıkıntı, kaygı, keder, gam. gütb : kutb, dönen bir çarkın aksi. güzar : geçme, geçiş. gtızar eyle-: gezmek, dolaşmak. güzey : kuzey.

-B-

hab : uyku; sıkıntı, üzüntü. hab_i ecel : ecel uykusu, ölüm uykusu. haça : direk, dayak, destek, haçan : ne zaman. H,agg : Allah. hak : toprak. hdkiser : toprak içinde kalmış, perişan, yerle bir olma. hal : yüzdeki ben. halig : yaratıcı, halk eden, Allah. hamı : herkes, bütün. hana : dokuma tezgahı. �ane : ev. haniman : ha.nman, ev, bark. hansı : hangisi. har : diken. hara : nereye. haray : çağırış, bağırış, velvele, gürültü. harda : nerede. hasil ol-: peyda olmak, türemek. haver : şark, doğu. hay : hay. huy, karışıklık, yardım. havana : nereye. hayıf : yazık. hazar : barış. hebib : habip, sevgili. hecalet : hacalet. utanma, utangaçlık, ı;;aşırma. becer ; porselen. hecil : utanma, yüzü kızarmış; iki dağın arasındaki kısım, vadi, dere. heçkes hiç kimse.

hedeng : kayın ağacından yapılmış olı:.. he/len_ : öfkelenmek. heft : yedi. hekkak : Taş yontucu, oymacı. heln : yaratma. hele : hala. helvet : tenha, yalnız. tenha yer. hemayıl : muska. hemdem : aynı zamanda bulunma; sadık, arkadaş, sevglll. hem.in : daima. hem işe : daima, devamlı, her zaman. hena, hana : kına. hendan : handan, gülen. sevinçli. hendeno : hadeng, kayın ağacından yapılmış ok. hera : yara. hercayı : hercai. kararsız. herde : ara sıra. here : her biri, herkes. lıergiz ; asla, katiyyen. hiç bir vakit, hiç. herhiş : eşek. her yeten: herkes, her biri. hes : çer, çöp. heste : hasta. heta : hata. heyat : heyhat, yazık. boşuna. heyi/ : zulüm, haksızlık; intikam. heyva : ayva. hezan : son bahar. hezel : gazel, yaprakların sararması, güz yaprağı. 195

hezer : çekinme. hezetat : ağalar, hazretler. hezer ele_ : çekinmek, vaz geçmek. hına : kına. hırd : alış veriş_ hırda : küçük. hzrman : mahrumiyet. hışmala- : karıştırmak. Hızr : Hızır. hicab : utanma. hicr : ayrılık. hicran : ayrılık. hidmet : hizmet. hidmetkar : hizmetçi. hifs : hıfz, koruma, muhafaza etme hil : baharat. hilaf : karşı; yalan. hiridar : satılacak şeyler; alıcı, müşteri. hiredmend : akıllı, alim. hirge : hırka. hiyaban : çöl, sahra. hodkdr : padişah. haf : havf, korku, dehşet. honça : bohça, çıkın. horyad : hoyrat, başı boş. hoy : huy, mizaç. ,tör. : örmek. nörük örük, saç örgüsü.

höriln- : örmek. hövfet : korku. hu : kılık, kıya,fet, şekil. hub : iyi, güzel. hubiter : daha güzel. Huda : Allah. humar : baygın, süzgün bakışlı, içkL den sonra gelen başağrısı, sersemlik. humayun : beyaz bez. hunfeşan : kan saçan, kan döken. hunhar : kan içen, kan dökücü, zallm. huraman :: hıraman, salınarak yürüyen. hurcun : heybe. hurşid : güneş. hübab : habab, hava kabarcığı. lıüban : güzeller. hüld-i berine : cennet. hümay : masal kuşu, cennet kuşu, devlet kuşu, hüma kuşu. hilmmet : ümmet; himmet, lutf, ih_s·an, bağış. Hilmra : Kırmızı. hündür : yüksek, yüce. hürle- : ürkmek. hürküş_ : ürkmek.

-i --

ıba : tiksindirme, tiksindirilme. ictinab : sakınma, çekinme: sığınma. idbar : bahtsızlık. talihsizlik. tgbal : ikbal, talih. tglab : ağlama, ağlayış. igid : yiğit. igrar : ikrar. ihlds : sadakat, bağlılık, doğruluk. ihtilat : karışma, katışma. il : yıl. ilgar : verilmiş söz; ansızın hücum, baskın. iltica : sığınma. imdi : şimdi. tmran : ümran, ilerleme, başarılılık, refah. kabab : kebap. kafir. kafer 196

bel. şimdi. irag : ırak, uzak. iser _ : istemek. isti .- sıcak. istiğfar : bağışlanmasını isteme, özür dileme. i$are : işaret. işığ : ışık. iştiyag : iştiyak, arzu, heves, istek. itgin : yitik, kayıp. iti : keskin, sivri. itir_ : yitirmek. iy : koku. iyıe_ : koklamak. ince indi :

-K-

kağız kağıt; mektup. kakil : kakül,

kalağay : büyük ipek başörtüsü. kam : istek. kamal : kemal, olgunluk. kaman : keman, yay. kamandar : usta ok atıcısı. kar : sağır. karvan : kervan. kasıb : fakir, yoksul. kebir : büyük. kec : eğri, eğilmiş. kecavet : deve üzerinde kurulan otağ, taht-ı revan. kefer : kafir. kehriz : set; çukur. kelek : bile. kellemengo : at hastalığı. kelme : kelime. kem : kötü, az, eksik. i;emkem : kaba, hoş olmayan. kemerbeste : fedakar, gönüllü; belini bağlamış. kend : köy. kere : tere yağı. kes : kişi. keşiş : papaz. keşt ele-: geşt eylemek, dolaşmak, gezmek. ketan : bir çeşit örtü. keysu : zülf, saç.

kiçik .- küçük. kilse : kilise. kimi : gibi. kip : sıkı, kesif, yoğun, hava geçirmez. kor : kör. koruk : bir kişiye ait olup başkalarının girmesi yasaklanan yer. köftugü : güft ü gı1, dedikodu; sohbet, konuşma. köhensal : yaşlı, ihtiyar, kocamış. köhlen : kilheylan. köksiln ötür-: göğsünü geçirmek. kömelc : yardım. köndelen : enine. kövkebe_yi eyş : işret yıldızı. Kövser : Kevser, Cennette bir havuzun adı. köynekcek : gömlek. köz : ateş. kus : küs, kös, büyük davul. kübar : büYilk. küçe : sokak. küh : küh, dağ. küleçe : yelek. külli : hepsi, bütün külüng : balyoz. künc : köşe. küre : çekirdek. kısa. kütah

-L-

laçın : doğan. lahta : pıhtı, katılaşmış kan parçası. Zale'lam : anlamama, bilmeme. lamekan : yersiz, yurtsuz. lap : tam; işte, hemen, çok. layla ; ninni. leb : dudak. leçek : tülbent, baş örtüsü. lefz : lafz, söz. lehze : Lahza, göz ucuyla bakış; kısa zaman, gözucuyla bir kere ba­ kıncaya kadar geçen zaman. le'l : yakuta benzer, değerli kırmızı bir taş. le'lJam : gonca ağızlı, kırmızı dudaklı. öpücü[{. 11/.adar fayda, ınadet, yardım. 11"ıaç :

lempe : tavan. leng : aksak, sakat. lenge : aksaklama, gecikme_ lerze : titreme, titreyiş. leşker : �sker, ordu. leyaget : liyakat, layık olına. leyl ü nahar : gece ve gündüz. lezgi : Dağıstan'da yaşayan bir kavim. libas : elbise. liga : lika, yüz. lihaf : örtünecek şey, yorgan. limu: limon. lotu : serseri. levn, renk. löyün

-M-

ay. malı_ı enver : ışıklı ay,

mrıh :

197

mah-ı tab : dolun ay. mah-i taban : parlak ay. mahruy : ay yllzlü. mahtab : mah-ı tab, mehtap, ay ışığı; g üzel. mana : bana. manat : ruble. mar ; yılan. maral : dişi geyik, ceylan. marıo : pusu, tuzak. m:ıt gal_: hayrette kalmak, şaşmak. maya : dişi deve. mayeh tac : lazım olan. mayii : mail, tutkun olma, aşık olma. ma:zaglaŞ- : oyna.şmak, cilveleşmek. me'bud : mabud, ibadet edilim. metah : meta; satılık mal, mülk, varlık. meoaı : maka!, söz. megalet : makalat, sözler. megam : makam. megabtr : makabir, kabirler. megarun : yakın. megsud : maksud. istenilen şey. megrib : magrib, batı. meh : ay, mehbub : sevgili. mehman : mihman, misafir. mehmer : mahrama, başörtüsü. mehpare : ay parçası. meh,'r : mlhr, evlenirken erkek tarafın_ dan kadına verilen nikah beden. mclıriban : mihr-ban, şefkatli, merhametli. ınehsuı : mahsul, elde edilen ürün. mehşer : mahşer. mehşuş karışık, karıştırılmış. mehveş : ay gibi güzel. mekr : hile, düzen; hile ile aldatma. melamet : ayıplama, kınama. melul : mahzun. men : ben. me'na : mana. mend : dertli. hasta. Mensur: Hallac-ı Mansur. m en;ıil : mesafe, durak yeri. me'rac : mirac, çıkılacak yükselicek yer, göğe çıkma. merdane : mertçe, erkekçe, erkeğe yakışır şekilde.

19.8

merdum : göz bebeği. me·reke : gürültü, gösteri; savaş meydanı. merez : maraz, hastalık, illet. meruf : maruf. bilinen, herkesçe tanınan. belli. mesel : atasözü. Meshe/: Kur·an-ı Kerim. Mesiha: Hz. İsa. mest : sarhoş. mestane : sarhoş. meşrfg : maşrık, doğu. meşşate : meşşata, gelini süsleyen kadın. meta : satılacak, mal, eşya. ıne'teı : ilgisiz. m.etleb : talep, istenilen, talep olunan şey. mey : içki. mey-i nab : temiz şar_ap. meyid : meyyid, ölmüş. mezao : mezak, zevk, lezzet, hazz alma. meze : oynak. işveli. mıhek : karanfil. mil : çubuk, demir çubuk. min : bin, sayı. mina : sürahi. mirvari : mlrvarı, inci. Misr : Mısır. müşk : müşg, güzel koku­ mtyan : bel; orta. mizan : terazi, ölçü aleti. tartı, ölçek. Movıa : Mevla, Allah. möhkem : muhkem, tahkim edilmiş, sağlam kılınmış, sağlam, kuvvetli. matad : mutad. alişkan, alışılmış. mövsüm : mevsim. maı-zün : mevzun, uyumlu, düzgün. muğam : ezgili; üzüntülü. munca : bunca. m1lnis : dost, hoşreftar, alışılmış. cana yakın. muraz : murat, maksat, arztı, istek. murdar : pislenmiş. muy : koku. mücrim : cürüm işlemiş, suçlu. müdam müdam, devam eden, slirekll. müddei ; inatçı, iddia eden.

müdevver : döndürülmüş olan, dalrevi, girde. müemma: muamma. müeşşer : her kıtası on mısralı şiir. mügerrer : mükerrer. milhennes : muhannes, korkak, alçak, kadın tabiatlı, kalleş. mühteser : muhtasar, kısaltılmış. müjgan : kirpik. mükedder : kederli, üzüntülü, tasalı. münevver : tenvir edilmiş, nurlandı_ rılmış, ışıklı, parlak. milntezir : muntazır, intizar eden; saçılan, yayılan. mtınval : minval, hal, vaziyet, şekil. mtıresse : murassa, cevahirle süslen_ miş. mürg : kuş. müro-i dil : gönül kuşu. milro-i ruh : ruh kuşu.

mürvert: mürüvvet, cömertlik, iyllik severlik. müse!fa : musafa, temizlik, saf, tasfiye edilmiş, yabancı maddelerden ayrılmış. miisella : musalla, cami yanında ce­ naze namazı kılınan yer. müselsel : zincir gibi birbirine bağlı olan.

milsevvtr: musavvir, ressam, tasvlr eden. müstemen : kendisine aman verilmiş olan kimse. müşk : müşg. güzel koku. müştag : müştak, arzu, istek. mütı-üb : mutrib, çalgıcı. rnüvafig : muvafık, uygun, yerinde, münasip. müzayig ; dar gönüllü. muztar, incinmiş. müzter

-N-

nab : berrak, temiz; azı dişi. n.abat : nöbet şekeri, bir tür şeker. naçag : güçsüz. naçar : çaresiz, ister istemez. nadan yabancı. cahil. na{]'ah ; ansızın. nagail : kabiliyetsiz, cahil. nagis : nakıs, eksik:, kusurlu, noksan,

neggaş : nakış yapan. bezeyen. neheng: çok iri. Nekrayıl : Nekir, sorgu meleği. nemer: misafirlerin düğün sahiplerine verdikleri para. nene: nine. ner : erkek deve. nerdiban: nerdban, merdiven, basatam olmayan. maktıagüman : düşüncesiz. nes: pis, uğursuz, kötü. nahag : nahak, haksız, boş yere. nesag : tarz, şekil, uslüp, yol'. nesihet ; nasihat. nahan : gizli. neste .'.. şey, adı unutulan şey için nahar : öğle yemeği. nakam : dileğine erişememiş. söylenllen kelime. ?ıakes : nekes, cimri. ne.�teren: it burnu, yaban gülü. nala : nale, inilti. neşter: bıçak. nalan : inleyen, feryad eden, ağlayan. neva: ses, seda, makam. neysan : nisan ayı. nan : ekmek. nezer: nazar, bakma, gözatma. nanecib : soysuz, soyu bozuk. nar : ateş. düşünme. nigab : nlkab, yüz örtüsü, yaşmak. nıışı : acemi, tecrübesiz. natavan : zayıf, kuvvetsiz, güçsüz, nlgar : güzel. nihai: taze, düzgün, fidan. dermansız. natig : na tık, söz söyleyen. nihan: gizli. necat : kurtuluş, azad olma. nimten: mintan, gömlek. nimtene : dokuma yünlüden kadın neçe : nice. nedamet : pişmanlık. giyeceği, don, kısa üst giyeceği. neg.� : nakış. niran : cehennemler. 199

nisab :

a:nı esas; arzu olunan derece, son had. nisar: serpme, saçma, dağıtma, bahşiş: kurban­ nis/ .· nısf, yan, yarını. nitg : nutuk. nize : mızrak. nobat : nöbet. nogte : nokta. no(jul : çerez olarak yenen kuru yemiş. nov: oluk, su oluğu; boşaltma birusu. !'ağım.

nögsan : noksan, eksik. nöker : hizmetçi. növber : nevber, turfanda meyve veya çiçek.

növbe : nevha, ölüye ağlama. növres: nevres, taze, yeni. fidan. nübar : yeni meyve, turfanda. niidret : tesadüfen. niikteştnas: ince ve derin manalı sözler bilen.

nümayan: görünen. nü.tfe: sperm, döl suyu,

-0ohuş_ : söyleşmek, atışmak.

od : ateş. oğru : uğru, hırsız. ağrım oğrun: uğrun uğrun, yavaş ya­ vaş, sallana sallana, ses seda çıkarmadan. ahşa-: benzemek. ohu-: okumak.

llrpek : baş örtüsü. llt- : geçmek. öterl : dolayısıyle, sebeblyle.

övse,/ : evsaf, vasıflar, sıfatlar. öy_ : övmek. özıüd : öğüt. yemek. öytln

-Pperkar : verinam pertöv : pervaz:

eser. paltar : elbise. para : pare, parça. pasibarı : koruyan, bekçi, gözetici. pay : ayak. paya : mesnet, destek. dayak, payan­ da. paye : rütbe, derece. payendaz: ayak altına döşenen ensiz, uzun halı. payız : güz, son bahar. peleng : pars. venah: sığınma. vene : beş. per : kanat. perdedar : saraydan içeri girenler için perdeyi kaldıran kapıcı. pere ııet- : kamil olmak. yetişmekperi gibi. perlveş 200

o. ov : av. ovçu : avcı. ovrag : parça, parça. oyıau : av yeri av alanı,

-Öötiir_ : geçirmek,

fükün : üstün. lltrü : dolayısıyle, sebebiyle.

p.-ı.beste : ayağı bağlı, hareketsiz;

or .-

düzen, intizam.

: peri isimli.

pertev, ışık, parlaklık. uçuş. uçma. perverdiuar: besleyici, terbiye edici, rızıklandırıcı: Allah. perı=ad : çok güzel. pesend : beğenme, seçme. peşe : iş, güç, meşguıtyet, meşgale, meslek, peşkaş : hediye, armağan. peşen: iş, güç. sanat. pe11apey : birbiri arkasınca, peykan : okun ucundaki demir kısım. kirpik. peyman : söz verme. ahd, yemin. peym.'ane: büyük kadeh, lçkt bardağı. peyveste : bitişik; daima. piç il tab : ızdırap. sıkıntı: karma ka... rışıklık; kıvrım, kıvnmlık.

pilte : fltllpirane: ihtlyarrar gibi, ihtiyarlara

puç : boş, hiç. puşide : örtülmUş, sır gizleyen. pul : para. pilnhan : pinhan, gizli. pilrçin : kıvrım. püttan : meme, emcek. püste : fıstık.

yakışan şekilde.

pişvaz: karşılama, öne çıkma. piyale : kadeh, plov : pilav. polad : çellk. poz- : bozmak.

-R�

rast : düz, doğru, tesadüf. reftar : gidiş yürüyüş, salınarak edalı yürüyUş.

regib .- rakip. rekm : rahm. merhamet, acıma. reht: raht, sırt, elbise. rehLi h,ab: yatak, yorgan, döşek. reht-i vücut: sırttaki elbise. remiz: remz, sembol. re'na: ra'na, güzel, latif, hoş görünen. rencur-i : sıkıntılı, incimiş, rahatsız, hasta, dertli, kederli. reşk : kıskanma, haset. sacag .- saçayağı. sagi (sağı) : saki, içki dağıtan. sağal- : iyileşmek, iyi olmak­ sail : dilenci. sar_ : kurmak. yapmak. salatın: surtanlar, güzeller. Eallabaş : nemelazımcı, umursamaz.

revan : akan. rtrcab : üzengi. riwa : rüsva, rezil, itibarsız; haysiyetsiz.

riya : iki yüzlülük. Rizvan: Rıdvan, cennet, cennetin bekçisi; razı kalma.

rövşen : ruşen, aydın. rubend: peçe, yüz örtüsü. ruhsar : yanak. ruy : yüz, çehre. ru'yet: görme, bakma, görülme. ruz .- gün, gündüz.

-Ssef : saf. f"ej he : safhıı.. seusan-: irkilmek, korkmak, ürpermek.

sana- : saymak, hesap etmek. sanc- : saplamak. sar .- ala doğan cinsinden et yiyen

seha : eli açık. sehavet : el açıklığı, cömertlik. selasil : silsile, zincir şeklinde sıralı. selatin : sultanlar, hükümdarlar, semag : işitme, dinJ"eme. semen : yasemin, bir çiçek. semend: maviye çalar boz renkli iyi

savat : gümüş üstllne kurşunla yapı-

semender: ateşte yaşayan efsanevi

say : seçme, seçkin. sayıl : sail, dilenci.

seng : taş. sengihare : mermer taşı, sert taş,

samvar : semaver.

bir kuş.

lan kara kalem nakışlar.

sayrı_ : hastalanmak. sebahet: sabahat, güzellik, yüz güzelliği_ seba yeli : sabahları doğudan esen hafif rüzgar. secer : ağaç. sedd : kapama, tıkama, engel olma. Sedpare : parça, parça, yüz parça. Sedr : sine, döş.

cins at.

bir kuş. Ateş böceği. çakmak taşı.

senem : sanem, güzel kız, put gibi güzel.

senuber .- sanavber. çam fıstığı ağacı, güzelin boyu.

ser : baş.

seraser : baştan başa. serbeser : baştan başa, büsbütün. serdar : başbuğ. 201

serendaz : baş çeken, önde giden. serefraz : başını yukarı kaldıran,

sı.nı/ı : kırık. sırğa : küpe. yükselten, benzerlerinden üstün s-ib : elma. olan. sib-i zenah : elma gibi çenesi olan. seri§ : serişk, göz yaşı. sidg : sıdk, içtenlik, bağlılık. serkeş: başkaldıran, inatçı; mağrur, sifariş : sipariş. sernigun : baş aşağı olmuş, ters dön� sife t ; sıfat. müş, tallhsiz. sim: gümüş. simsar : aracı, komisyoncu. serp- .,- düşmek. mrrof : sarraf, kuyumcu. sin : mezar, sin- : gizlenmek, saklanmak. serriı;te : ip ucu. son-a : suna. serv ; servi. sorag : sorma. setre : örtü, perde; gizleme. sovha: soyka, mirasçısı bulunmayan, sevab : doğru, adaletli, iyi iş ve haresahipsiz mal. ket. savul- : savulmak. sevar : süvari. atlı, ata binmiş kişi. seyaset : siyaset. slvuş- : savuşmak, geçmek. soyug : soğuk. seyid : seyyid, efendi bey, ağa, başba­ s/Jv_ : savmak, defetmek. kan. SlJyn : Hüseyin, seyiz : yumurtalıkları alınmış erkek suca : uzun, düzgün boy. keçi_ sübh : subh, sabah. seyl : ser. seylab : sel suyu. silfre : sofra. seura()ıb : köpek, rakib, kötü insan. sühab : se!ıab, bulut. seyvan : sayvan, gölgellk. sühendan : söz bilen, güzel söz söyle-­ seyyad : sayyad, avcı. yen. sığal ver- : okşamak. sıvazlamak. rUmük : kemik. sın-: kırılmak, incinmeksilsen bir çiçek çeşidi, susam.

şad : şen, mutlu. şagga :

-Ş-

parça. şahbaz : blr cins iri doğan: gösterişli. Şah�ı merdan : Hı. Ali. şahmar: şah-ı mar, yılanlarınşahı, şam : akşam. şama : şem'a, mum, kandil. şamama : küçük, güzel kokulu bir tür kavun. Meme. şal : örtü. şana : şane, tarak. şan şan : parça, parça. şah var: şaha, hükümdara yakışacak surette. şeb : gece. şebahet : benzerlik. şeb-i yeldu : yırın en uzun gecesi. şebnişin : blr yerde gece vakti konaklama. ağaç. şeı:-er 202

Şeddad : Yemen'de Ad kavmlnln hükümdarı. şefa : şifa.

şefeğ: şafak. şeoaig : şakayık, lale güJü, horoz gülü­ şehbaz : bir cins iri ve beyaz doğan. şe 1ı d : bal. şehla : ela renkİI göz. şem : akşam, mum. şem-i ferhend: uğurlu akşam.

şemated : birisinin başına gelen musibete başkasının sevinmesı. şems : güneş. şemt-i müdevver: daire şeklinde olan güneş. şerayfg: horoz gülü. şerik : ortakşerişte : tecrübe, görgün, bir işte kazanılan görgü. şerm : utanma, haya,

J

şest : liyakat, nüfuz, haysiyet, şeş : altı. şeş cihat : altı cihet: iman, cenup, doğu, batı, yer, gök. şi.e : şii. şeyda : şen, şakrak. şikar : av. şikem : karın. şikeste : kırık, kırılmış. şil : sakat, kötürüm. şimşad, şümşad : şimşir ağacı. boy-pos.

şir : süt; aslan. şongar : ak doğan. şö'le : şule, ışık. şölegalı : ışıklık. şövget : şevket, azamet. büyüklük. şuh : hareketlerinde serbest, neşeli. şen, güzel. şum : şom, uğursuz. şürb içme. şürıı : bir işe başlama.

-T-

tab : güç, kuvvet, takat. tepel : hayvanların alnında olan ak taba: karma karışık. leke. taban : taban. parlak, ışıklı. ter : taze. terehhüm : tarabhum, merhamet tağ ; kaşın eğrisi. etme, acıma. tağ_t mügevves : kavisi! dağ. terig : tarik, yol. tah_ : takmak. terlan : tarlan, doğan, şahin, taza_ : yağma etmek, soymak, dağıt.teı·pen- : deprenmek, hareket etmek. mak. coşmak. tale : talili, baht, tersa : Hristiyan. tamasa : seyretme. tersnak : korkak. tana : küpe. teseddüg : tasadduh, sadaka. tap-, tab- : bulmak. tesliyet : teselli verme, avutma. tabşır- ; emanet etmek, ulaştırmak, teşbeh : teşbih, benzetme, benzetılme. yetiştirmek. teşne : susamış. tar : tel, iplik: karanlık, zulmet. teşvit : karıştırma, karışık. Tan : tanrı. teır,;ıb : tövbe. tarimar: tarumar, dağınık. tevegge : ümit etme. tavar : mal, mülk, cömertlilc, el'i. açık. teyhıı : çil kuşu. tay: eş, bir ç!ftin her bir parçası, iki teyle- : deşmek, nefjterlemek. taneden biri. teze : taze, körpe. taza : taze. tezele- : yenilemek. tec-oec : er, geç. tecüb, teeccilb : taaccilb, şaşa kalmak, ti/il .' tıfıl, ufak, küçük, çocuk. tfg : kılıç. teferriic : açılma, ferahlama, gezinti. tila : gill, gül suyu. tegafül: ihıamazlıktan gelme. tfrme: elde dokunmuş bir kumaş. tegayir ol-: tegayyür olmak, bozulloğlu : toklu. mak. tor : ağ, tuzak, tegsim : taksim. toı;g .'. boyun bağı, halka. teher : tarz, usul, şekil. tovuz : tavuş kuşu_ tek: glbi. toy : düğün. tekellüm: söz, söyleme, konuşma. UJhJe : tuhfe, hediye bahşış, mükafat. tele : tuzak, kapan. tiJhm : tohum. teles- : acete etmek. töhmet : birine isnad olunan suç, tel'et : tarat, güzellik, yüz, çehre, işlendiği sanılan fakat gerçek­ temenna : arzu, istek, temenni. liği henüz meydana çıkmamış te'n : ta'n, kınama. ayıplama. olan suç. tenge yet- : zayıf düşmek, darda kalmak. 203

Cennet'te Sidrede bulunan ve dalları bütun Cennet'l gö!ge_ leyen ağaç. turab : toprak. tuş ol-: rastlamak, karşı karşıya gelmek. tutl : dudu kuşu. tutiya : göze sürülen yağ. tüt}yan : taşma, taşkınlık, azgınlık. coşgunluk.

tuba

-U-· ulğun : ılgın.

sebep, ötürü, göre. uca : yüce. ucundan : sebebiyle, yüzünden. ugba : ukba, ahiret, öbür dünya. u/dur:: : yıldız. uc :

umsug : aldatılmış, ümidi boşa çıkmış. uşag, uşah. : uşak. çocuk. uşşag : uşşak, aşıklar.

-Ü-

ügba : ukba, ahiret, öbür dünya.

urefc, ürey : yürek. üTeyşen : ruşen, aydın, parlak. üryan : çıplak. üz : yiiz, çehre. ilz- : yüzmek; koparmak, çekmek.

Ulgüc :

ustura. ülfet : alışma, kaynaşma, dostluk. ülillelbab : akıl sahipleri, akıllı adam!ar. ürbend : tülbent.

valelt: vurgun, tutkun, meftun;

-V-

vehhab: bağışlayan, affeden,

şaşıp kalma. Vamik: Vamık ile Azra hikayesinin erkek . kahramanı. vay : korku bildiren ünlem. vecahet : güzel yüzlülük; gösteriş, güzel yüz, güzellik. vech : yüz, çehre, ön.

ııabı : zayıf, lşe yaramaz.

merhametli: Allah.

vehm : kuruntu, yersiz korku. ves/ : vasıf, hususiyet. vesl : vasr, kavuşma. vesme : sürme, rastık. vflsal : vasıl, kavuşma.

-Y-

ııad : yabancı, garip; hatırlama. ı,aı)ı : düşman. ı,ıaout : yakut. ııaha : yaka. ııah- : yakmak. ııahşı : tyl, güzel. ııalav : alev. ııalgız: yalnız, tek. sadece. ııaman : kötü. ııanaşı : yanında, ilgili, birlikte. ]lllrlıt1 : ferman, emir. ııasa- : kararlaştırmak, tayin etmek. 204

tük : tüy. titıek : kurnaz, hünerli; tüyünü dökmüş kuş. tünd : şiddetli, haşin. tündlen- : sertleşmek, öfkelenmek. tilrfe turfa, görülmemiş yeni, tuhaf. şaşılacak şey. türre turra, alın saçı, kıvırcık saç lüfesi.

,ıaşıl : yeşil. yaşı/baş : yeşilbaş (lı ördek) yaşın- : gizlenmek. yaşmag : yaşmak, örtü. yavan: yağsız, tuzsuz. katıksız. yay/ao : · yayla. yayılan : yay faslı. yayın- : ayrılmak. yaylıg : baş örtüsü. ya2ı : kır, ova. yazırı : garip, zavallı. yegin : hakkıyla, muhakkak, kesin, doğru.

yeher �- . eyer. yek : bı�. . 'lleke : büyük. 'llekta : tek, eşsiz, benzersiz. yelda : uzun. 'ilen- : inmek. yene : yine. yeri- : gitmek. yürümek. ııeriş : yarış, yürüyüş. vet- : ulaşmak.

ııet1.r- : yetiştirmek. yığ_ : toplamak. yığnak : toplantı, meclis. yiye : sahip, iye. yoh : yok. yöneü- : yönelmek. yubat- : batırmak, ortadan kaldırmak. yuhla_: uyuklamak. ııuhu : uyku. koşmak. ııüyür-

-Z-

karga. zail ol- : kaybolmak, yok etmek, zenbağ : zanbak. zaval : zevat bulma, zail olma, sona erme. zrıy : hlç, boş, heder olmuş. zeb':ın : dil, lisan. .:eberced : kızıla çalar yeşllimtrak renkli bir taş. zedal : bir tarak çeşidi. zeden- : vurmak. zeğen : bir çeşit kuş. zeher : zehir. zelil : alçak. zehm: zalım, yara. zemi : ekin yeri. tarla, zenbe : zanbak. zeneh, zenehdan : çene, çene çukuru. 2enbur : arı. zer : altın. zerb : darb, çarpma, çarpış. zağ ;

zerbaf :

sırmalı kumaş dokuyan kimse.

zerefşan : altın saçan.

zerger : kuyumcu. zernigar : artınla işlenmiş. Zernişan : altınla işlenmiş, yazı, süs. ıerre : parça. zeval : yerinden ayrılıp gitme, zail olma. sona erme; bela. hastalık. ı:ıevvar: ziyaret eden, ziyaret edici. zıu : sulu çamur, bataklık. zibı1 : süslü, yakışıklı, güzel. zibillik : çöplük. zillet : hakirlik, arçaklık, aşağılık. zimistan : kış. zlrab : temizlik. zü!al : soğuk. güz-el, tatlı, saf; hafif SU, zünnar : papazların bellerine doladık­ ları uçları sarkık ipekten örme kuşak.

205

BiBLiYOGRAFYA Aşağıdaki bibliyografya eserin aslında yer almaktadır. Evvelki sayfalarda, aşıkların hayat hikayeleri bahsinde verilen küçük bibliyografyaya tarafımızdan ilave edilen kaynaklar, orijinal bibliyografyanın bütünlüğünü bozmaması için bu­ raya bir defa daha alınmamıştır. E. Ahundov, Halg Dastcınları, l ve Jl. kitaplar, Bakü 1961. E. Ahundov, Telli Saz Ustadları. Baktı 1964. E. Ahundov. Sarı Aş-ıg, Bakü 1966. E. Ahundov - M.H. Tehmasıb, Azerbaycan Dastan7arı, 5 cilt, Bakü 1965-1968, S. Ahundov, Aşıglar, Bakü 1957 .. E . Ceferzade, Mücrüm Kerim Vardani, Bakü 1978. A- Dadaşzade. Gurbani, Bakü 1972. A. Dadaşzade, Abbııs Tufaruannı, Bakil 1973. H. Elizade, Azerbaycan El Edebiyyatı, 1. hisse, Bakli 1929. H. Ellzade, Azerbaycan Aşıgları, 1I cilt, Bakü l 930. H. Ellzade, Aşıglar, 1. cilt, Bakü 1935. H. Elizade, Aşıglar II. cilt, Bakü 1936. H. El'izade, Aşıglar. 1 ve //. hisseler, Bakü 1937-19!{8. H. Eltzade, Aşıg Goli11taları, Bakü 1938. V. Huloflu, El Aşıglan, Bakü 1927. H. Hüseylnzade, Aşıg Alı, Bakü 1975. F. Mehdi - H. Mirzeyev, Aşıg Va1eh, Bakü 1970. S. Mümtaz. Azerbaycan Edebiyyafı; Bakü Hl27. S. Mümtaz, Azerbaycan Edebiyyatı. El Şairleri, 1928. S. Mümtaz, El Şairleri, I ve II. hisseler, Bakü 1935. Eli Abbas Müznlb, Aşıg Pe-ri ve Muasfrlert, Bakü 1928. S. Paşayev, Beste Gasım, Bakü 1975. · ..uııııınııııuıııııutııııın-ııı•ıuııııtu111111111tuııııt•ııııuuııııı,11ııınııııuııııutıııHtıııı•ı,ıııuıı111ınııııınııııu1111uııııııuııı[u11111uııııuuuııın :t

DOGRU - YANLIŞ CETVELİ(")

Sayfa: Satır: Yanlı:,: 2 3 6

6

6

7 9

gelip ağça temannasından 3 X seyragıblar 1 X yetmez 12 X vaht 13 X güzel 6

12 16

Doğru galib ahça temenna_ sınnan serağıblar yetmek vaht-ı gözer

Sayfa: Satır: YanZıç: 9

10

10 11

14 14 15 15

4 X danısı 12 X hasret 3 X gönce 15 X benzeri 13 küyinde 11 X sözlerin 18 bulmedin mi 18 geldiğim

Doğru danışı hesret gönçe benzi kuylnde sözleri bilmedin mJ geldiyim

("') 1) Yanında (x) işareti bulunan satırlar aşağıdan yukarıya doğru sayılacaktır. 2) Hece sayısından anlaşılacağı lçln tamlamalarla ilgili hatalar gösterilme-

mlştır.

206

Sayfa: Satır: Yanlış: 15

16 16 16

18

20 20 20 20

25

25 26

26 28 28 29 29 30 33 33 34 34 35

36

36

36 36 36 36

6 X kirpiğin nen 14 X dediS 5 X ışıg 3 X giç

21 15

14

X

5 X 5x

10 X 2 X 16 X 12 X

9

18

16 X 2 X 15 X 4

14

12 X 13 X 4 X

2

3

feleğin sal salmış kemisi sararıb goynundaki gül mövle cenge gelen umman müyü elinde bes alan gönce ayardım gönortanın dar ölmedin, çüğü\ güzel dünyaya goyma goynundaki bundan baban incimnesln harın merhamet aralara kerem GELİ atlar ona Gairleri

42 43

8 7 15 18 2 :x 4 12 20 21 5 18 5 10 :x 10 X 1 X 15 X kimin

47

17 X anlatmak-

48

15 X Gökden

36 37 37 37 37 38 38 39 40 40 45

48 49

49

3 X bülbül

tadır

8 X

şahsı

1 Gübür 4 X Avağını

Doğru

Sayfa: Satır: Yanlış:

klrplyinnen dedi işıg glc !eleyin şal salınır gemisi saralıb goynundakı gul mövla cönge gel ümman muyu elinle beş olar gönçe oyandım günortanın dal öpmedim çuğul gözel dünyada govrna goynundakı burdan bahan ıncimesin halım merhemet arala keren GELİR atlaz sona Şairleri kimi bulud anlatılmaktadır Gölden sahsı Gübur Ayağını

50 50

50

51

52 52 53 53 53 53 53 55

55 55 59 59 59

62

63

64 65

65

65 69 70

70

70

73

n

75 75 75 75 77 79

81 81 83 83 84 85 86 86 88 88

2 18

8

X

X

8 X 9 X 7 X 22 19 22 7 X 4 X

4

6 7 X 1

taşdan Ay ağalar na.kam geldim dünyadan geldim hagigatin çemenzer Her destanlara üzün üz ağyara yer Kevser çohdu gnrbaru anasız

13 girmişiz 14 daş 8 X 1987

Yara 3 X aşna 4 müştülüg 6 çeğlar 9 X hara 16 keçirdin dodayır 4 13 onsekiz gönceyem 22 20 ey 11 X Nahclyanlı 4 heyatını yanlıtırıg 18 22 Kerbela'a 2 kefer 8 X elaca 13 çohdu 10 X onu 1 X ilar 4

2

ET

8 X olam 16 ihtira!

10 güllerim 16 X gülleri 4}; aldın 13 X goşa Sx ağrıyıb

Doğrıı: tasdan Ay hezarat, ay camaat getdim heglgetln çemenzar Ner dastanlara uzun yüz eğyara yar Kövser yohdu gurbaru anasın glrmlsiz dam

1977

Gala aşına muştulug çağlar nara keçirtdin dadıyır onsekklz gönçeyem ay Nahçlvanlı hetayım yanlıyırıg Kerbela'yı kafer elac çohlu ohu olar GET Ollam ihtilat gülperlm gölleri saldın coşa ağrıyır

207

Sayfa: Satır: Yanlış: 93 93 95 98 98 98 100 100 100 100 100 101 102 108 108 112 112 113 116 116 117 119 119 119 122 123 124 124 125 126 127 129 130 130 132 133 135 139 139 140 140 140

5 X Günündü oynağı 20 ergan guşuna 4 9 gögden efzer 20 duyan 6 8 gandıra g seyrağız yatırsam 10 2 X mahlas 8 X gül-i şah 6' ilen 14 15 ağamış 11 X yerin 20 X dünyamı 2 X hecet 23 endühümün 14 X Biyad sadiman 10 gülü 9 güller 20' 3 X arile temiştir 13 5 X açige 9 X goydu 5 X mecnune 15 X üstüne 23 pervane 10 X özünden 2 X mehebbeti düzebilmen 15 10 X ayrılmışam Mövgi 11 8 X Föhmü jıkınıştır 13 könül 2 11 X sefa döşenmez 16 geribin 24 9 X pervanedir

144

20 17

146

208

7 X

Doğru Cünundu oyrağını efğan guşuma göyden efzel duran yandıra seyrağıb gatılsam çıkarılacak gülü

Sayfa: Sat-ır: Yanlış:

147 148 150 152 152 152 152 153 153 155 158 mah 158 ile 158 ağlamış 159 yegin 159 dünyanı 161 hacet enduhumurı 161 163 Biydad 163 şadiman 164 gülün 168 diller 168 agile 171 etmiştir 173 aşige 175 goydun 180 mecmui 180 üstüme 180 parvana 181 üzünden mehebbetin 183 dözebllmen ayrılmış 184 185 Növgi Fehmü 185 çıkmıştır 186 186 könlü şefa 186 dözemmez 186 reglbin 187 pervaneler - 187 dir 189 EREDİR ERERDİR 189 yoh melal, Yoh ferag, rastj nihai 192 durmaz etdi fe'a? hem gırag inte al, açmış gu_

3 X 3 2 13 20 19 X 24 7 24 1 X 13 11 X 6 X 9 15 X 25 8 X 11

19 X 17 X 16 X 7 X 1

2 X 1 2 17 X 16 X 2 X

1

Deliliden Hecenıı Gızılbeng Ol'Osmana hiş ruzgar mahi inek ışıgların elimden goymaz yesdig ellerin haberi Bulmuş Welif UÇ

meşate var keseler gende geçu gü1nü gün özünü OLMASIN sözgün bülbüldü blcavad GERYALI

Doğru cag, eymiş budag Deleliden Hesenli Gızılveng AI'Osman'a hoş ruzigar şabi ipek aşıg!arın elmden govmaz yasdıg elleri haveri Vurmuş elif ÜÇ meşşate çıkarılacak kesseler gede goçu gülün gül öyünü OYNASIN süzgün büllurdu bisavad GERAYLI-

LAR

cefa goşma verir dolarubdı bezeyibdi içlb 6 X ovam l derib 6 can 2 X badal B asıman

sefa goyma verer dolanırdı bezeyirdi içir obanı deyib cal babal asiman

8

[iki satır yukarı alınacak]

6 ]8 24 3 4 20

did_

Related Documents

Chile 1pdf
December 2019 139
Dast Qirihaye Azerbaycan
October 2019 11
Theevravadham 1pdf
April 2020 103
Azerbaycan Ulke Raporu
November 2019 31
Majalla Karman 1pdf
April 2020 93

More Documents from "ahmed"

April 2020 11
April 2020 26
April 2020 17