Genel Yetenek 7-www.sozelciyiz.net

  • May 2020
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Genel Yetenek 7-www.sozelciyiz.net as PDF for free.

More details

  • Words: 30,650
  • Pages: 94
-TÜRKÇE-

Ses Bılgısi ve Yazım Kuralları o, ö, u, ü, —> a, e, u, ü SES BİLGİSİ

Örnek;

Sesler çıkış biçimlerine ve oluşum yerlerine göre sınıflandırılır. Seslerin sınıflandırılmasında çıkış biçimi esas alınır. Buna göre sesler iki gruba ayrılır:

Gö-rün-mek O-tur-duk

1- Üniüler (Sesli harfler)

Koş-tur-mak

2- Ünsüzler (Sessiz harfler)

Türkçe kelimelerde ilk heceden sonraki hecelerde geniş yuvarlak (o, ö) sesler kesinlikle bulunmaz.

Ünlüler: a, e, ı, i, o, ö, u, ü

Kuraldışı Durumlar:

İNCE

KALIN Geniş

Dar

Geniş

Düz

a

I

Yuvarlak

0

u

e ö

Dilimizde, Türkçe olmalarına karşın büyük ünlü uyumuna uymayan, zaman içinde değişime uğramış birkaç sözcük vardır:

Dar i ü

elmaolma

Ünsüzler: Türkçe'de 21 tane ünsüz vardır. Sert Yumuşak

Süreksiz P, ç, t, k b, c, d, g

Sürekli f, h, s, ş ğ, j, I, m, n, v, y, z

kardeş
co a.

hangkkangı anneona » Türkçede ünlüsü değişmeyen kimi ekler büyük ünlü uyumuna aykırıdır.

UNLU UYUMLARI lii >■

1. BüyükÜnlü Uyumu: Türkçe bir sözcüğün ilk hecesinde kalın bir ünlü (a, ı, o, u) varsa sonra gelen hecelerinde de kalın; ilk hecesinde ince bir ünlü varsa (e, i, ö, ü) sonra gelen hecelerinde de ince ünlüler bulunur. Büvük ünlü uvumu kalınlık, incelik uyumudur. Örnekler: Konuklarımız, çiçeklik, uyuyanlar, söylev Türkçede sözcüklere getirilen ekler de genellikie sözcüklerin son ünlüsüne uyar: çiçek-çi, güzel-lik, babamın... 2. Küçük Ünlü Uyumu: Sesli harflerin düzlük - yuvarlaklık bakımından uyumudur. Buna göre; a) Düz ünlüleri düz ünlüler takip eder.

Örnek: Seviyor, okurken, sabahki, yeşilimtrak, sabahleyin, meslekteş » Birleşik sözcüklerde büyük ya da küçük ünlü uyumu aranmaz. Örnek: Çanakkale, bilgisayar, hanımeli, dereotu, başıboş » Tek heceli sözcüklerde bu kurallar aranmaz. Örnek: çok, bir, tek, dip » "-yor" ve "-ki" ekleri küçük ünlü uyumuna uymaz. (konuşmuyor, onunki) Yalnızca bugünkü, dünkü ve öbürkü sözcükleri küçük ünlü uyumuna uyar. 3. Ünlü Daralması: Düz geniş (a,e) ünlüleriyle biten fiillere şimdiki zaman eki (yor) getirildiğinde a, e harfleri darlaşarak (ı, i, u, ü) olur.

a, e, ı, i->a, e, ı, i Örnek:

Örnek;

Kal-mış-tı

İn-ce-M b) Yuvarlak ünlüleri, dar yuvarlak veya düz geniş ünlüler takip eder.

İzle-yor -^ izliyor Ağlayor -> ağlıyor

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ. 7. Kaynaştırma:

Söyle-yor —> söylüyor

Türkçede ünlü ile biten sözcüler ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında araya (y, ş, s, n) kaynaştırma harflerinden uygun olan girer.

Gelme-yor -> gelmiyor Sadece "yor" ekinin değil "y" harfinin de daraltıcı özelliği vardır. De-y-en —> diyen Ye-y-

| Kaynaştırma ünsüzleri kimi zaman ünsüzle başlayan | I eklerden önce de kullanılır. Bir tür bağlantı ünsüzü gibi [ | görev yapar. 0 - n - dan, o - n - suz.

erek —> yiyerek 4. Ünlü Düşmesi: Farklı yollarla meydana gelir. a) Orta hece tutumu: Türkçede iki heceli bazı sözcükler (organ adları, akrabalık adları) ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında ikinci hece (orta hece) deki ünlü düşer.

I Örnek:

Su-y-un i ki -ş-er Baba - s -1 O-n-un

Burun-u -> burnu 3-ü -» göğsü b) Bazı yabancı kökenli sözcükler ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında ya da yardımcı eylemle birleşik eylem oluşturduklarında ünlü düşer.

ÜNSÜZ UYUMLARI

Sabır - etmek -> sabretmek Keşif - etmek —> keşfetmek c) Bazı renk adları "er" ekiyle türetilirken ünlü düşebilir. Sarı + armak —> sararmak Kara + armak —> kararmak d) Bazı sözcükler ünlü düşmüş olarak kullanılır, kök ya da gövdelerinde bir ünlü bulunur. Kavuş - ak —> kavşak Devir - im --> devrim Savur - uk-> savruk 5. Ünlü Türemesi: Bazı sözcüklerin sonuna "-cık" eki getirildiğinde sözcükte bir ünlünün türediği görülür. Türeyen ünlü söyleyişi kolaylaştırır.

^

Ünsüz Benzeşmesi (Ünsüz Sertleşmesi): Sonu "p, ç, t, k, s, ş, f, h" sert ünsüzleriyle biten sözcüklerden sonra "c, d, g" yumuşak ünsüzleriyle başlayan bir ek gelirse ekin başındaki yumuşak ünsüz sertleşir. Sert sessizler FıSTıKÇı ŞaHaP Örnekler; Ağaç - da -»ağaçta Git - di->gitti Giriş - gen -> girişken Kitap- cı-> kitapçı Ünsüz Yumuşaması (Ünsüz Değişmesi): Sonu "p, ç, t, k" sert ünsüzleriyle biten sözcüklerden sonra ünlü bir harf gelirse sert ünsüz yumuşar. Örnekler:

Dar-cık —.> daracık

Yoğurt - u-~> yoğurdu

Öp-cük -> öpücük

Denk-i —> dengi Kitap

6. Ulama:

-1-> kitabı

Ünsüzle biten bir sözcüğün son sesinin, ünlü ile başlayan bir sözcüğün ilk hecesiyle birleştirilerek okunmasıdır.

BilgiNotu/ Ulama olabilmesi için arada hiçbir noktalama işaretinin olmaması gerekir.

Ünsüz Düşmesi: Bazı sözcükler "-cik, -cük" küçültme eki aldıklarından sözcüğün sonundaki ünsüz düşer. Örnekler: sıcak-cık—> sıcacık küçük — çük —> küçücük yumuşak - cık —> yumuşacık

Örnek: Ekmek almak içinfırın aradı.

Ünsüz Türemesi: Tek heceli sözcükler ünlü ile başlayan bir ek aldıklarında veya ünlü ile başlayan bir sözcükle bitiştiklerinde bunların sonundaki ünsüzler ikizleşirler. Biz buna ünsüz ikizleşmesi ya da ünsüz türediği için ünsüz türemesi diyoruz.

-TURKÇE-

(JilgiNotu/

Örnekler: Hak-ımız—> hakkımız Zan etmek --> zannetmek Af -

"Ki" bağlacı bazı sözcüklerde birleşmiş ve kalıplaşmıştır. Bu nedenle bitişik yazılır:

etmek -> affetmek

Mademki, oysaki, halbuki, meğerki, sanki, çünkü, belki Bu kelimelerin kolay hatırlanması için şu formülüj

YAZIM KURALLARI

kullanabiliriz: 0 s

Bir dilin ortak yazım biçimini belirleyen kurallara yazım kuralları denir.

1 1) "-de" (-da,-te,-ta) Ekinin Yazımı: Sözcüğe bitişik yazılır. Eklendiği sözcüğe, "bulunma, kalma, içinde olma ya da zaman" anlamı yükler.

1

M

1

sanki oysaki moğerki

B a

H

1 belki

ç

e

M

1

i

i

halbuki

çünkü

mademki

5) "-mi" Soru Edatının Yazımı: Bu edat cümleye ister s oru anlamı kats ın, ister katmas ın daima diğer sözcüklerden ayrı yazılır.

Örnek: Türkçe kitabımı evde unutmuşum (Yer anlamı)

Örnek: Saat yedide buluşalım. (Zaman anlamı) Bu filmi

beğendin

mi?

"Ne zaman" ve "nerede" sorularına cevap olan de-da bitişikyazılır.

Beni dinliyor musun? Onu

2) "-de" (-da) Bağlacının Yazımı:

gördüm mü söylerim.

BilgİNotuJ

» Bağlaç olan "da" daima ayrı yazılır.

i Beni neden s ev miyors un? Bu cümlede "miyors un" | I yanlış yazıl mış tır. Bir s oru ed atı d eğil d ar alm aya | I uğramış olumsuzluk ekidir.

» Hiçbir zaman "te" veya "ta" şeklinde yazılmaz. » Cümleden çıkarıldığında cümlenin anlatımı bozulmaz; fakat cümlenin anlamı daralır. Örnek:

|

Sırrımı annem de öğrendi. (Başkası öğrenmiş, annem de öğrendi) Ablamın masası da çok dağınık. Seviyordasöylemiyor.

"5 m

6) İkilemelerin Yazımı: İkilemeyi oluşturan sözcükler daima ayrı yazılır. İkilemelerin arasına hiçbir noktalama işareti girmez. Örnek: İleri geri konuşmayın.

3) "-ki" Ekinin Yazımı: Sözcüğe bitişik yazılır. - ilgi zamiri -ki: Bir ismin yerini tutar. Örnek: Seninki iyi yazmıyorsa, şunu al. (-ki "kalem" in yerini tutuyor.) Sıfat yapan -ki : İsimlere eklenerek yer ve zaman bildiren sıfatlar türetir.

7) Sayıların Yazımı: Sayılar yazıyla yazıldıklarında, her sözcük ayrı yazılır. Bankacılık işlemlerinde, ç eklerde, senetlerde araya başka sözcükler yazılmasın diye bitişik yazılır. Sayılardan s onra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılır. -

Mersin'e on üç gün sonra geliriz. (doğru)

-

Onaltımilyonsekizyüzellialtınbinlira (çek için)

-

Yarın 14.30'da buluşalım.

Örnek: Ortadaki masada üç kişi oturuyor. (sıfat)

(ad)

4) "-ki" Bağlacının Yazımı: Sözcükten ayrı yazılır. Cümlede sebep - sonuç ilişkisi kurmak, cümlenin herhangi bir öğesini açıklamak için kullanılır. Örnek: Beni dinle ki işin iç yüzünü öğrenesin. "ki" bağlacı, genellikle yüklem olan s özcüklerden sonra gelmektedir.

8) Büyük Harflerin Kullanımı: » Bütün cümlelerin ilk harfi büyük yazılır. İstanbul'a ilk defa gittim. Sanat, hayatı yüc eltme ç abasıdır. Her s anat dalı, insanın içindeki değişik cevherleri gün yüzüne çıkarır. » Rakamla başlayan cümlelerde rakamdan sonra gelen kelime büyük harfle başlamaz: 1923 yeni bir devrin başlangıcı oldu. » Cümle içinde başkasından aktarılan ve tırnak içine alınan cümleler de büyük harfle başlar. Tırnak içinde aktarılan söz tam bir cümte değilse veya cümlenin

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISİ-

baş tarafı tırnak içine alınmamışsa büyük harfle başlamaz:

9. Devletadları: Örnek: Türkiye Cumhuriyeti, Etiyopya

Emerson'un "Rüyaları gerçekleştirmenin en kısa yolu uyanmaktır." sözünü hatırladım.

10. Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını anlatan sözler:

» Örnek cümlede gördüğünüz gibi tırnak içindeki cümle büyük harfle başlıyor ve sonuna nokta konuyor. Tırnaktan sonra ise esas cümle küçük harfle devam ediyor:

Örnek: Müslüman / Müslümanlık Katolik/ Katolikfik 11. Din ve mitoloji kavramlarını karşılayan özel adlar:

Osana" ......................"diyecekti. » iki çizgi arasına alınmış açıklama cümleleri büyük harfle başlamaz:

Örnek: Allah, Tanrı, Zeus 12. Gezegen ve yıldız adları:

Bu günlerde - belki yarın - sana uğramak istiyorum.

Örnek: Mars, Dünya, Halley

» Özel adlar büyük harfle başlar. 13. Yer adları (kıt'a, ülke, bölge, il, ilçe, köy, semt, cadde, sokak vb.):

Türkçe'de özel adlar büyük harfle başlar, ancak burada kastedilen sadece insan adları değildir. "Özel ad" kavramına nelerin girdiğini maddeler halinde öğrenelim.

Örnek: Asya, Batı Anadolu, Ankara, Üsküdar, Piri Reis Mahallesi

1. Kişi adları, soyadları ve takma adlar:

14. Saray, köşk, han, kale, köprü, anıt vb. yapı adlarının bütün kelimeleri:

Örnek: Ömer Seyfettin, Ali Ünlü, Orhan Veli Kanık, Yunus Emre,

Örnek: Topkapı Sarayı, Çankaya Köşkü, Galata Kulesi

Gazi (Mustafa Kemal Atatürk), Muhibbî (Kanunî Sultan Süleyman), Deli Ozan (Faruk Nafiz Çamlıbel). o 15. Kurum, kuruluş ve kurul adları:

2. Şahıs adları ile birlikte kullanılan saygı sözleri, ö Örnek: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Sermaye unvanlar ve meslek adları: S Piyasası Kurulu, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme o Kurumu

Örnek:

5.

o

Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk, Seyfi Bey, ^ Doç. Dr. ibrahim Ak 3. Tarihî kişilerin adlarından önce gelen unvan ve lâkaplar: Örnek: Fatih Sultan Mehmet, Kanunî Sultan Süleyman 4. Resmî yazılarda saygı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren kelimeler: Örnek: Sayın Milletvekilleri, Sayın Kaymakam, Sayın

- Kurum, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm vb. kuruluş bildiren kelimeler, belli bir kurum kastedildiği zaman büyük harfle başlar: Örnek: Bu ay Kurum, beş ayrı sınav yapacak. 16. Kitap, dergi, gazete, tablo, heykel ve hukukla ilgili kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi: Örnek: Nutuk, Akşam, Düşünen Adam (heykel), Medenî Kanun

Vali

17. Millî ve dinî bayramların adları:

5. Mektuplarda ve resmî yazışmalarda hitapların ilk kelimesi:

Örnek: Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı

Örnek: Sevgili anneciğim, Aziz dostum 6. Hayvanlara verilen özel adlar: Örnek: Çomar, Sarıkız, Tekir 7. Millet, boy, oymak adları: Örnek: Türk, İngiliz, Acem 8. Dil ve lehçe adları: Örnek: Türkçe, İngilizce, Türkmence

18. Bayram niteliği kazanmış günlerin adları da büyük harfle başlar: Örnek: Anneler Günü Öğretmenler Günü, Tıp Bayramı Kurultay (kongre), bilgi şöleni (sempozyum), açık oturum (panel) vb. toplantıları bildiren özel adlarda her kelime büyük harfle başlar: Manas Bilgi Şöleni, Türkçenin Sırları Açık Oturumu.

-TÜRKÇE19. Tarihî olay, çağ ve dönem adları: Kurtuluş Savaşı, Tanzimat Dönemi.

Mücadele, Cilâlı Taş Devri,

20. Özel adlardan türetilen bütün kelimeler: Türklük, Türkleşmek, Türkçü, Türkçülük, Türkçe, Türkolog, Türkoloji, Avrupalı, Avrupalılaşmak, Asyalılık, Darvinci, Konyalı, 21. Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde özel adlar büyük harfle başlar Antep fıstığı, Behçet hastalığı, Frenk gömleği, İngiliz anahtarı, Japon gülü, Van kedisi, Vaşington portakalı. 22. Belli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar: 29 Mayıs 1453 Salı günü, 23 Nisan 1920. ♦ Şiirde bütün dizeler büyük harfle başlar. Deniz bildiğin gibi Orhan Veli'den kalma Mevsimse Yahya Kemal'in sonbaharı Nedim'dir seyreylediğin bir elde mey, bir elde gül Çeşmeler Karacaoğlan'ın Dağlar Köroğlu'nun dağları Tarancı'nın kuşları havada dönen Kadınlar Haşim'in kadınları görüyor musun? Yeter bir nabız gibi vurduğun bende Bana bir şiir ver güzelliğinden Bütün şiirler senin olsun Ümit Yaşar Oğuzcan »

Konu başlıklarının her kelimesinin ilk harfi büyük yazılır. - Türkiye'nin Fiziki Coğrafyası Ömekler: İç Anadolu Bölgesi'nde kışlar serttir. Oraya 14 Kasım'da gidelim.

Ahmet Turan Alkan, edebiyatımızda önemli bir yere sahiptir.

ftiİQİNotu/ Bazı tarihî ve menkıbevî şahsiyetlerde ise akrabalık bildiren kelime sonda olduğu hâlde unvan değeri kazandığı için büyük harfle yazılır: Gül Baba, Sultan Ana. j Tanrı kelimesi özel ad olarak kullanılmadığıj zaman küçük harfle başlar: Eski Hitit tanrıları. | Bazı dinî kavramların küçük harfle başlaması gelenekleşmiştir; cennet, cehennem, uçmak, Dünya, güneş, ay kelimeleri yalnız coğrafya ve gök bilimiyle ilgili yayınlarda terim olarak kullanıldığı zaman büyıik harfle başlar: bunun dışındaki durumlarda küçük harf kullanılır. Yer adlarında ilk isimden sonra gelen deniz, nehir, göl, dağ, boğaz vb. tür bildiren ikinci isimler küçük harfle başlar: Marmara denizi, Erciyesdağı. İkinci isim özel isme dahil ise ve ikisi birden kastedilen kavramı karşılıyorsa, ikinci isim de büyük harfle başlar: Çanakkale Boğazı, Beyşehir Gölü, Van Gölü, Ağrı Dağı; Bu örneklerde ikinci isim kullanılmadığı takdirde söz konusu yer adı anlaşılmaz. Meselâ Çanakkale Boğazı sadece Çanakkale kelimesiyle anlatılamaz; sadece Çanakkale denildiği zaman Çanakkale şehri anlaşılır. Özel ada dahil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler küçük harfle başlar: Milliyet gazetesi, Kitap adlarında ve başlıklarda, arada ve sonda bulunan ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü soru eki küçük harfle yazılır: Suç ve Ceza, Leylâ ile Mecnun. Genel nitelikteki günlerin, haftaların, mevsimlerin, kurultay, bilgi şöleni vb. toplantıların adları küçük harfle başlar: tiyatro günü, kitap haftası, Tarihî dönem bildirmeyip tür veya tarz bildiren terimler küçük harfle başlar: divan edebiyatı, halk şiiri, klâsik Türk edebiyatı, Özel ad, kendi anlamı dışında yeni bir anlam kazanmışsa küçük harfle başlar: acem (Türk müziğinde bir perde), hicaz (Türk müziğinde bir makam), Müzikte kullanılan makam ve tür adları küçük harfle başlar: hicazkâr, türkü, Belli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar: Okullar genellikle eylülün ikinci haftasında öğretime başlar.

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISL

BİRLEŞİK SÖZCÜKLERİN YAZIMI

aslanağzı (bitki) tavukgöğsü

(tatlı)

kelime adı verilir.

karagöz (balık) çayırsedefi

(bitki)

Dilimizde belirtisiz isim tamlamaları, sıfat tamlamaları, isnat grupları, birleşik fiiller, ikilemeler, kısaltma grupları ve kalıplaşmış çekimli fiillerden oluşan ifadeler, yeni bir kavramı karşıladıkları zaman birleşik kelirne olurlar: yer çekimi, hanımeli, beyaz peynir, açıkgöz, toplu iğne, söz etmek, gelebilmek, alıvermek, çoluk çocuk, çıtçıt, ev bark, baş üstüne, günaydın, ateşkes.

yeşilbaş (ördek) gelinfeneri (bitki)

Kelime birleştirmesi yoluyla kurulan sözlere birleşik

A.

Bitişik yazılan (Bitişik kelimeler)

birleşik

kelimeler

Birteşik kelimeler, yazılış bakımından bitişik yazılanlar V9 ayrı yazılanlar olmak üzere ikiye ayrılır. Bitişik yazılan birleşik kelimelere bitişik kelime adı verilir. Birleşik kelimeler aşağıdaki durumlarda bitişik kelime olurlarve bitişikyazılırlar. 1. Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler bitişik yazılır: Örnek: kaynana (kayın ana), cumartesi (cuma ertesi), 2. Dilimize Arapçadan girmiş azil (azl), emir (emr), hüküm (hükm), keşif (keşf), küfür (küfr), gibi birtakım kelimeler etmek, edilmek, olmak, olunmak, 9ylemek yardımcı fiilleriyle birleşirken asıllarına uyarak ikinci hecedeki ünlülerini düşürürler. Bu gibi kelimelerle yapılan birleşik fiiller bitişik yazılır: azletmek, azledilmek, emretmek, hükmetmek, keşfetmek, sabretmek, seyretmek. 3. Dilimize Arapçadan girmiş af (aff), his (hiss), ret (redd), zan (zann), zem (zemm) gibi birtakim kelimeler etm9k, edilmek, olmak, olunmak, eylemek yardımcı fiilleriyle birleşirken sondaki sesler, asıllarına uyarak veya asıllarının etkisinde kalarak çift sese dönüşür. Bu tür birleşik fiiller bitişik yazılır: affetmek, halletmek, hissetmek, zannetmek.

kargabumu (alet)

balgümeci (dikiş)

kuşlokumu (kurabiye)

camgüzeli (bitki)

ayşekadın (fasulye)

Kervankıran (yıldız)

6. -a, -e ve -ı, -i, -u, -ü ekleriyle yapılmış tasvir fiilleri, yardımcı fiil anlam değişmesine uğradığı için bitişik yazılır: düşünebilmek, uyuyakalmak, yazadurmak, süregelmek, düşeyazmak, uçuvermek, 7. Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır: albeni, ateşkes, rastgele, sıkboğaz, çekyat, geçgeç, örtbas, veryansın (etmek), 8. -an/-en, -r/-ar/-er ve -maz/-mez ekleriyle kurulmuş sıfat-fiil gruplarından kalıplaşmış birleşik kelimeler gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır: ağaçkakan, cankurtaran, çöpçatan, dalgakıran, fındıkkıran, gökd9İen, günebakan, oyunbozan, yelkovan, varyemez, vurdumduymaz 9. dı (-di /-du / -dü, -tı/ -ti /-tu Mü) ekiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır: çıtkırıldım, dalbastı, fırdöndü, gecekondu 10. Her iki ögesi de -dı (-di /-du /-6ü, -tı /-ti /-tu Mü) V9ya r /-ar /-er eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler bitişik yazılır: dedikodu, kaptıkaçtı, oldubitti, biçerdöver, okuryazar, uyurgezer, yanardöner. 11. Hayvan, bitki, organ ve çeşitli nesne adlarıyla kurulan ve içinde renklerden birinin adı veya renk sözü geçmeyen renk adları bitişik yazılır: balköpüğü, devetüyü, fildişi, tavşanağzı 12. Renk adlarıyla kurulan ve bitki, hayvan veya hastalık türlerinden birini gösteren birleşik kelimeler bitişik yazılır: aksöğüt, sarıçiçek, alabalık, karakuş, karasinek, aksu.

4. Vurgusu son heceye kaymış birleşik kelimeler bitişik yazılır: açıkgöz, anaerkil, boşboğaz, büyükbaş (hayvan), camgöz, elense, elverişli, günaydın, işveren, kafakol, önayak (olmak), paragöz, pisboğaz, tepegöz.

13. Somut olarak yer bildirmeyen üst, alt ve üzeri sözlerinin sona getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır: olağanüstü, öğleüstü, ayaküstü, ayaküzeri, akşamüstü

Vurgusu son hecede bulunan ikilemeler de bitişik yazılır: cırcır (böceği), cızbız, civciv, çıtçıt, dırdır, fırfır, fısfıs, hımhım, hoşbeş, şıpşıp (bir tür terlik), altüst (etmek), yüzgöz (olmak).

14. İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşmuş kişi adları, soyadları ve lâkaplar bitişik yazılır: Atatürk, Alper, Birol, Abasıyanık

5. Kelimelerden biri veya ikisi, birleşme sırasında benzetme yoluyla anlam değişmesine uğrarsa bu tür birleşik kelimeler bitişik yazılır:

15. İki veya daha çok kelimeden oluşmuş Türkçe yer adları bitişikyazılır: Çanakkale, Gümüşhane Şehir, kent, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su vb. kelimelerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adlarında birinci kelime tek başına söz konusu yer adını ifade edemiyorsa bu tür yer

-TÜRKÇEadları bitişik yazılır: Beyşehir, Eskişehir, Nevşehir, Yeniköy, Sarıyer, 16. Şahıs adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, meydan, köy vb. yer ve kuruluş adlarındaki unvan grubu, unvan kelimesi sonda ise, gelenekleşmiş olarak bitişik yazılır: Bayrampaşa, Davutpaşa 17. Ara yönleri belirten kelimeler bitişik yazılır: güneybatı, güneydoğu, kuzeybatı, kuzeydoğu. 18. Dilimizde her iki ögesi de aslî anlamını koruduğu hâlde yaygın bir şekilde gelenekleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler vardır. Biraz, birkaç, birtakım, birçok, hiçbir, herhangi, başbakan, başçavuş, başh^kim, başhemşire, başkent, başkomutan, başköşe, başmüfettiş, başöğretmen, başparmak, başpehlivan, başrol, başsavcı, ahçıbaşı, yüzbaşı, elebaşı, mehterbaşı, onbaşı, ustabaşı, çayhane, dershane, eczahane, hastahane, kahvehane, pastahane, postahane, süthane, yatakhane, yazıhane, yemekhane, Karaosmanoğlu, Topaloğlu, Osmanoğulları, dayıoğlu, eloğlu, halaoğlu, hinoğluhin, amcakızı, elkızı, ağababa, ağabey, beyefendi, efendibaba, hanımanne, hanımefendi, hanımnine, kadınnine, paşababa, dalkavuk, dalkılıç, daltaban, daluyku, açıortay, ağırbaşlı, ağırcanlı, ağırkanlı, ahududu, akarsu, akaryakıt, akciğer, akkor, aksakal, alyuvar, anaokulu, anapara, anayasa, anneanne, atardamar, atarkanal, atasözü, aybaşı, ayçiçeği, ayçöreği, babaanne, basmakalıp, başıboş, başıbozuk, başörtü, başvurmak, beşibiryerde, bilirkişi, birdenbire, birdirbir, birtakım, bozkır, bugün, buzdolabı, çiftetelli, delikanlı, demirbaş, denizaltı, denizaşırı, derebeyi, derebeylik, dereotu, dışbükey, dikdörtgen, dipnot, doludizgin, dolunay, dörtkenar, dörtnal, dörtnala, düzayak, ebekuşağı, ebemkuşağı, enikonu, erbaş, eşkenar, etobur, gelişigüzel, giderayak, gökyüzü, gözyaşı, günaşırı. 19. Kanunda bitişik geçen veya bitişik olarak tescil ettirilmiş olan kuruluş adları bitişik yazılır: Dışişleri, İçişleri, Genelkurmay, Yükseköğretim. 20. Oto, tele, matik ögeleriyle kurulan alıntılar da bitişik yazılır: otobiyografi, otokritik, telekart, telekız, telekonferans, bankamatik. B. Ayrı yazılan birleşik kelimeler 1. Etmek, edilmek, olmak, olunmak, eylemek, kılmak, kılınmak yardımcı fiilleriyle kurulan birleşik fiillerde, isim herhangi bir ses düşmesine veya türemesine uğramazsa bu tür birleşik fiiller ayrı yazılır: alay etmek, alt etmek, arz etmek, arz olunmak, dans etmek, deli olmak, el etmek, gelin olmak, göç etmek, hayret etmek, kabul etmek, not etmek, okumuş olmak, sağ olmak, söz etmek, var olmak, yardım etmek, yok etmek, yok olmak, azat etmek, terk etmek. 2. Birleşme sırasında kelimelerden hiçbiri anlam değişikliğine uğramamışsa bu tür birleşik kelimeler ayrı yazılır:

ardıç kuşu, arı kuşu, çalı kuşu, deve kuşu, muhabbet kuşu, ateş çiçeği, atlas çiçeği, ıtır çiçeği, ipek çiçeği, mum çiçeği, peygamber çiçeği, salon çiçeği, yılan çiçeği, yıldız çiçeği, deniz yılanı, mercan yılanı, ok yılanı, su yılanı, Ankara keçisi, dağ keçisi, ada tavşanı, yaban tavşanı. 3. - r /-ar / -er, -maz /-mez ve -an /-en ekleriyle kurulan sıfat tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır: bakar kör, boyar madde, çalar saat, çıkar yol, döner sermaye, güler yüz, koşar adım, yatar koltuk, yazar kasa, yeter sayı, çıkmaz sokak, görünmez kaza, tükenmez kalem, akan yıldız, uçan daire.. 4. Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamlaması yapısındaki renk adları ayrı yazılır: bakır rengi, bal rengi, gül rengi, gümüş rengi, kiremit rengi, kurşun rengi, kül rengi, menekşe rengi, gece mavisi, limon sarısı, okyanus mavisi. 5. Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır: açık mavi, açık yeşil, kara sarı, kirli sarı, konur al, koyu mavi, koyu yeşil. 6. Sıfatı sonda olan birleşik kelimeler (isnat grupları) ayrı yazılır: ayak yalın, baş açık, başı açık, cebi delik, eli sıkı, gözü açık, kulağı delik. 7. Grup vurgusu ilk kelimede olan ikilemeler ayrı yazılır: yana yakıla, yarım yamalak, akın akın, allak bullak, eski püskü, salkım saçak, adım adım, derin derin, karış karış, tıkır tıkır, uslu uslu, ağır ağır, çeşit çeşit, düşe kalka, eğri j, sere serpe, soy sop. m- ile yapılmış ikilemeler de ayrı yazılır: at mat, çocuk mocuk, dolap molap, kapı mapı, kitap mitap. İsim hâl ekleri ve iyelik ekiyle yapılan ikilemeler de ayrı yazılır: baş başa, diz dize, el ele, göz göze, iç içe, yıldan yıla, başa baş, bire bir, dişe diş, teke tek, 8. Yer adlarında kullanılan Batı, Doğu, Güney, Kuzey, Güneybatı, Güneydoğu, Kuzeybatı, Kuzeydoğu, Aşağı, Orta, Yukarı, Küçük, Büyük, Eski, Yeni, İç, Yakın, Uzak kelimeleri ayrı yazılır: Doğu Anadolu, Batı Trakya, İç Anadolu, İç Asya, İç Erenköy, İç Aydınlıkevler, Küçük Çekmece, Aşağı Ayrancı, Küçük Çamlıca. 9. Köy, mahalle, dağ, tepe, göl, deniz, ırmak, su vb. kelimelerle kurulmuş sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalıbındaki yer adlarında birinci kelime tek başına söz konusu yer adını anlatabiliyorsa bu tür yer adlarında köy, mahalle vb. kelimeler ayrı yazılır: Bahçelievier Mahallesi, Yunus Emre Mahallesi, Alp dağları, Altay dağları, Nemrut dağı, Marmara denizi, Sakarya ırmağı, Meriç nehri, Tuna nehri. 10. Ev, ocak ve yurt kelimeleriyle kurulan birleşik kelimeler ayrı yazılır: aş evi, bakım evi, doğum evi, düğün evi, gözlem evi, huzur evi, konuk evi, ordu evi, radyo evi, yayrn evi, aile ocağı, aş ocağı, sağlık ocağı, sağlık yurdu. 11. Ara, dış, öte, sıra sözlerinin sona getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır:

8-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISL

devletler arası, milletler arası, uluslar arası, çağ dışı, kanun dışı, olağan dışı, yasa dışı, fizik ötesi, kızıl ötesi, mor ötesi, akh sıra, peşisıra. 12. Somut olarak yer belirten üst sözüyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: arka üstü, baş üstü, sırt üstü, tepe üstü. Somut olarak yer belirten alt sözüyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler de ayrı yazılır: deri altı, su altı, toprak altı, yer altı. 13. Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin, bir, iki, tek, çok, çifl sözlerinin başa getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır: alt yapı, alt yazı, ana arı, ana bilim dalı, ana cadde, ana dil, ana fikir, ana kent, ana vatan, ana yön, ön çalışma, ön denetim, ön lisans, ön seçim, ön söz, ön şart, ön yargı, art niyet, yan cümle, yan etki, karşı oy, iç barış, iç deniz, iç tüzük, dış borç, dış gezi, dış hat, dış piyasa, orta öğrenim, büyük anne, büyük elçi, büyük şehir, küçük dil, küçük hanım, sağ açık, sağ bek, sol açık, sol bek, tek anlamlı, tek eşli, tek sesli, çok anlamlı.

ÇOZUMLU KOKU KAVRAMA TESTİ

1. Geniş ünlü "e, a" ile biten sözcüklerden sonra "-yor" eki getirildiğinde bu geniş ünlüler dar ünlüye dönüşür. Aşağıdakilerden hangisinde bu kurala örnek bir kullanım voktur? A) Toplantımıza katılmayanları anlamıyorum. B) Ödevlerini yapmayanları azarlıyorum. C) Yaşadıklarımı her akşam günlüğüme yazıyorum. D) Ben de onun söylediklerini onaylıyorum. E) Yapılan açıklamaların hiçbirine katılmıyorum.

14. Birden fazla kelimeden oluşan sayılar ayrı yazılır: on bir, yirmi beş, yüz altmış üç, otuz b9ş, üç yüz kırk beş, bin dokuz yüz yetmiş beş. 15. Kanunda bitişik yazılanlar dışında kuruluş adları ayrı yazılır: Türkiye Büyük Millet Meclisi, Türk Dil Kurumu, Yüksek Seçim Kurulu, Devlet Malzeme Ofisi, Emekli Sandığı, Atatürk Orman Çiftüği

2. Ali ayaklarını karnının altına toplamıştı. Bu cümledeki ses olayının benzeri aşağıdaki cümlelerin hangisinde yoktur? A) B) C) D) E)

Ağzının içinde lafı eveleyip geveledi. Ondan uzak düşmek beni üzdü. Burnu büyük insanlarla çalışmak zor. Alnında leke bulunmasın yeter insana. Yediklerine karşı şükrü bir borç bilmelisin.

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bileşik eylemlerin yazımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır? A) Dikkatli bakınca ayrıntıları fark edersin. B) Olay senin zannettiğin gibi değil. C) Onu okulun bahçesinde görünce ölesim gelmişti. D) Ayşe'yi o halde göre bilmek için kendimi zor tuttum. E) Şu dosyalara akşam bir bakıver de bu iş bitsin.

-TÜRKÇE7. Özel adlarla kullanılan saygı bildiren sözcükler, şanlar ve takma adlar büyük harfle başlar.

4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde özel isimlerin yazımıyla ilgili bir yanhşlık yapılmıştır? Bu hafta Karagöz ile Hacivat'ı anlattım. Yahya Akenginin "Eski Çarıklar" adlı tiyatrosu çok güzel. C) Ağrı Dağı'na tırmanış yapmak için izin alacaklar. D) Milli Eğitim Bakanlığı'na tayin işlemleri için gitti. E) Fırat ve Murat bizim memlekette sularını birleştirirler. A) B)

5.

Aşağıdakilerin uvulmamıştır?

bu

kurala

A) Ahmet Amca savaşta sağ kolundan yaralanmıştı. B) Geçen yıl yüzbaşı Cengiz Topel Şehit edilmişti. C) Bu tip konulara Mehmet Bey bakıyordu. D) Kurtuluş Savaşfnda Kara Fatma kadınlara öncü olmuş. E) Kurtdereli Mehmet unutulmaz sporcularımızdandır.

Belirli bir gün ya da tarih bildiren gün ve ay adları büyük harfle başlar. Bunun dışında küçük harfle yazılırlar. Aşağıdakilerin hangisinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan bir yazım yanlışı vardır? Okullar eylül ayında açılır; haziran ayında kapanırdı. B) 3 Mayıs cuma evliliklerinin yirminci yıl dönümü olacak. C) 1 Kasım'da yapılacak seçimlerde oy kullanacağım. D) 19 Mayıs'ta okullarımız bir gün tatil olacak. E) 29 Ekim 1923'te hayatımızın temelleri atılmış. A)

6.

hangisinde

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır? A) B) C) D) E)

8. Tırtıl, duraksamadan yapragın kenarına geldi. Altı çizili kelimede görülen aşağıdakilerden hangisidir?

ses olayı

A) Ünsüz Benzeşmesi B) C) D) E)

Ünlü Daralması Ünsüz Yumuşaması Ünlü Türemesi Ünsüz Düşmesi

9. Aşağıdakilerden hangisinde "ki"nin yazımı yanlıştır? A) Düşündüm ki bu böyle olmayacak. B) Sen ki beni hiç anlamıyorsun. C) Onu göremedim ki konuşayım. D) Bugün ki konumuzu biliyor musun? E) Öyle hoş ki nasıl anlatayım?

Ayşe Teyze kalemini yine evinde unutmuş. Memduh Bey şirketimizin müdürüdür. Bu destanı nene Hatun'dan derledik. Tuğrul Bey Sokağı'nda ailesi on yıl konaklamış. Ahmet Ağa emrindeki marabaları savaşa yollamış.

10-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISL

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "yön adlarının' yazımı yanlışttr? A) B) C) D) E)

Kuzeyden esen rüzgârlar soğuk getirir. Isı, güneydoğuya gidildikçe düşmektedir. Bölgenin güney kesimi bol yağış alır. Burası Doğudan göçen insanlarla doludur. Batı'da sosyal sorunlar daha azdır.

11. Aşağıdakilerden hangisi yazım ve noktalama yönünden doğrudur? A) Türk yazımının yerleşmesinde, 1932'de kurulan TDK'nun katkısını kimse yadsıyamayacaktır. B) Türk yazımının yerleşmesinde, 1932 de kurulan TDK'nin katkısını kimse yadsıyamayacaktır. C) Türk yazımının yerleşmesin de 1932'de kurulan TDK'nin katkısını kimse yadsıyamayacaktır. D) Türk yazımının yerleşmesinde 1932'de kurulan TDK'nin katkısmı kimse yadsıyamıyacaktır. E) Türk yazımının yerleşmesinde 1932'de kurulan TDK'nin katkısını kimse yadsıyamayacaktır.

14. "Ki" bağlacı kalıplaşmalar dışında ayrı yazılır. Aşağıdakilerden hangisinde "ki" bağlacının yazımı yanlıştır? A) B) C) D) E)

Oysaki ben oraya hiç gitmedim. Sanki onu bir yerden tanıyordum. Halbuki sen hepimizden iyisin. Mademki çok istiyorsun, dinle. Şöyleki deyip açıklamaya başladı.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur? A) B) C) D) E)

0, evde dün mü temizlendi? 0 ev de dün temizlendi mi? 0, evde mi dün temizlendi? 0 mu evdedün temizlendi? 0, evdedün temizlendi mi?

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

12. Aşağıdakilerden hangisinde "ay, dünya, güneş" sözcüklerinin yazımı yanlıştır? A) B) C) D) E)

Hayatı boyunca bütün dünyayı gezmişti. Daha güneş doğmadan yola çıkmıştık. insanoğlu ayda yaşam olmadığını öğrendi. Kitap dünyaya açılan bir penceredir. Güneşimsin gündüzleri; geceleri ayımsın.

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüğünün yazımı yanlıştır? A) B) C) D) E)

"batı"

Biraz daha batı yönünde yürümemiz gerekecek. Tanzimat'ta aydınlarımız batıyı örnek aldılar. Ülkemizin batısı yaz aylarında daha sıcak olur. Kasabanın batısında verimli, geniş bir ova vardı. Batıdan gelen yağışlı hava, etkisini sürdürüyor.

A) 20 Ekim 1972'de evlenmişler, büyük bir aşkla. B) Ben de kardeşim de operayı sevmeyiz. C) Ahmet Haşim akşamı çok sever ve akşamları gezmeye çıkarmış. D) Kermesden büyük gelir elde etmek için uğraşıyoruz. E) Çamurdan havuzlar yapmayı çocukken öğrenmiştim.

17. Her şey (I) o günkü çalışmalarımızla başlamıştı. Birdenbire(ll) önümüze çıkan engeller işlerimizi aksattı. Biraz (III) bocaladıktan sonra kendimize gelmiştik. Akıllıuslu (IV) bir engel bizi kendimize getirdi. Bundan sonra hiçbir şey (V) bizi yıldıramazdı. Bu parçada numaralanmış sözlerden hangisinin yazımı yanlıştır? A)l

B)ll

0) III

D) IV

E) V

-TURKÇE-

21. Serçe, yapragın (I) ucuna doğru ilerledi (II). Bu cümlede altı çizili sözcüklerde görülen ses olayları aşağtdakilerden hangisidir? I II A Ünlü daralması Ünlü düşmesi ) B Ünsüz benzeşmesi Üniü türemesi )C Ünsüz yumuşaması Ünlü düşmesi )D Ünsüz yumuşaması Ünlü türemesi ) Ünsüz türemesi E Ünsüz düşmesi )

18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım ve noktama bakımından bir yanlışlık yoktur? A) B) C) D) E)

İhtiyar: "Beni karşıya geçirsene!" demişti. Karanlık ta bir gün kaybolur elbet. Oysa ki ben seni ne kadar sevmiştim zalim. Aldınmı boyunun son ölçüsünü akıllanmaz adam! Binbir türlü dertle yoğurulurmuş insan.

19. Sonunda süreksiz sert ünsüzlerden biri bulunan sözcük, ünlü ile başlayan bir ek aldığında sondaki sert ünsüz yumuşar. Aşağıdaki sözcüklerden hangisi bu kurala uymaz? A) B) C) D) E)

ağaç zambak taşıt yürek ilaç Q

Bardağımdaki çayı kim içmişti?

20.1. II.

Otobüsten inen adamı tanımıyorum.

III.

Bu olay daha çok su götürür.

IV.

Bizim kağıtçıdan saman kağıdı al.

V.

Aklımdan geçti senin bana dediklerin.

Yukarıdaki cümlelerin hangisinde benzeşmesine örnek voktur? A)l

B)ll

C)lll

D) IV

ünsüz E)V

11

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

12-

3. A- fark edersin (doğru) B-

ÇOZUMLER Soruda daralma ses olayını bulmamız isteniyor. Aanlama-yor-um > anlamı-yor-um B- azarla-yor-um > azarlı-yor-um D- onayla-yor-um > onaylı-yor-um Ekatılma-yor-um > katılmı-yor-um C seçeneğinde; yazıyor-um Kelime kökü "yaz"dır. Kelime kökü bir ünlüyle bitmiyor. "Yor"un önündeki "ı" bağlama ünlüsüdür. Daralmış bir harf değildir.

zannettiğin (doğru) C- ölesim gelmişti (doğru) E- bakıver (doğru) D- göre bilmek (yanlış), çünkü bu bir kurallı birleşik eylemdir. Kurallı birleşik eylemler bitişikyazılır. (Cevap D)

(Cevap C)

ftilgiNotuf

4. B'de Yahya Akengin'in şeklinde olmalıydı. Özel ada gelen çekim ekleri ayrı yazılır.

İÜnlü daralması görülen Türkçe kelimeler

anla-yor > anlıyor, de|söyle-yor > söylüyor |yaşa-yor yor > diyor de-y-en > > yaşıyor |de-y-e > diye jde-y- diyen, ye-yen > yiyen, elim > diyelim ^e-y-ince > ye-y-ecek > yiyecek, yiyince Ikork-ma-yor > gel-me-yor > gelmiyor... korkmuyor | Birden çok heceli olan kelimelerde de sadece söyleyişte | d a r a l m a vardır, yazıda bu daralma | gösterilmez:(atlayarak > atlıyarak),(başlayan >başlıyan), lyaşayacak (yaşıyacak), atlamayalım (atlamıyalım), I gelmeyen (gelmiyen), gizleyeli (gizliyeli)

(Cevap B)

5. 3 Mayıs cuma (yanlış) 3 Mayıs Cuma (doğru) Gün ya da ay adlarının önünde rakam ya da sayı belirtilmişse gün ve ay adları büyük harfle yazılır. (Cevap B)

A- Ağız > ağzının C- Burun > burnu

6. İsmin önüne gelen unvanlar büyük harfle yazılmalıdır. C seçeneğinde bu kurala uymamaktan kaynaklanan yazım yanlışı vardır.

D- Alın > alnında E- Şükür > şükrü

(Cevap C)

2. karın-ının > karnının (ünlü düşmesi)

B'de ünlü düşmesi yoktur. (Cevap B)

nilgiNotuf

7. Açıklamaya uygun olarak B seçeneği doğru değildir. yüzbaşı Cengiz Topel Şehit... (yanlış) Yüzbaşı Cengiz Topel şehit... (doğru) (Cevap B)

Ünlü düşmesi olan kelimeler Iiz > ağzı burun > burnu [Oğul > oğlu gönül > gönlüm (Beniz > benzi ömür > ömrüm ICürüm > cürmü hüküm > hükmü İUyu > uyku devir > devrilmek Nerede > nerde burada > burda [Şurada > şurda kayıp > kaybolmak lEmir > emretmek keşif > keşfetmek JAIın > alnı koyun > koynuna (bağır, döş) |Fikir > fikri ileri-le-mek > ilerlemek |Gönülden gönüle, ağıza, buruna, babadan oğla jörneklerindeki gibi ekte geniş ünlü varsa hece düşmesi (olmayabilir. pzel isimlerde hece düşmesi olmaz: pmür'ü gördük yolda. i Gönüi'e verin kitabı.

8. yaprak-ın Kelime sonundaki sert ünsüz ünlü ile başlayan bir ek alınca değişerek yumuşamıştır. Buradaki ses olayı ünsüzyumuşamasıdır. (Cevap C) 9. D seçeneğindeki yâzım yanlıştır. Bugün ki konumuz (yanlış) Bugünkü konumuz (doğru) "ki" adın önündeki sözcüğe eklenerek adı niteleyen ya da belirten bir sıfat olduğunda bitişik yazılır. (Cevap D)

-TÜRKÇE10. "Burası Doğu'dan göçen insanlarla doludur." cümlesinde "Doğu" doğudaki kentler anlamında kullanılmıştır. Bu nedenle büyük harfle yazılır. D seçeneğindeki Doğudan kelimesindeki "dan" eki kesme işaretiyle ayrılmalıydı. "Doğu'dan" şeklinde. (Cevap D) 11. Aseçeneğinde "TDK'nın" şeklinde yazılması gerekir. B seçeneğinde "de" bağlaç değil, hal ekidir; dolayısıyla bitişik yazılır ve kesme işaretiyle ayrılır. C seçeneğindeki "de", B seçeneğindeki gibi yine hal ekidirve bitişik yazılır. D seçeneğinde "yadsıyamıyacaktır" kelimesi yanlış yazılmıştır; Çünkü "yadsımı-" sadece konuşurken söylenir, yazarken "yadsıma-" şeklinde olmalıdır. Dolayısıyla doğru yazım "yadsıyamayacaktır" şeklinde olmalıdır. (Cevap E)

OilglNotuf i Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen | | eklerde kelimenin okunuşu; büyük harflerle yapılan | | kısaltmalara getirilen eklerde kısaltmanın son I i harfinin okunuşu esas alınır: kg'dan, cm'yi.l Imm'den; BDT'ye, THY'de, TRT'den. Ancakj Ikısaltması büyük harflerle yapıldığı hâlde bir| | kelime gibi okunan kısaltmalara getirilen eklerde | i bu okunuş esas alınır: ASELSAN'da, BOTAŞ'ın, I | NATO'dan, UNESCO'ya. \ 12. C seçeneğindeki ay kelimesi coğrafya terimidir. Dünya, güneş, ay kelimeleri yalnız coğrafya ve gök bilimiyle ilgili bir terim olarak kullanıldığı zaman büyük harfle başlar; bunun dışındaki durumlarda küçük harf kullanılır. (Cevap C) 13. B seçeneğindeki "Batı" sözcüğü Avrupa anlamında kullanıldığı için büyük harfle başlar. (Cevap B) 14. "ki" bağlacının yazımının hiç değişmediği bazı kalıp sözcükler vardır. Bunlar; "oysaki, sanki, halbuki, mademki, çünkü, belki" sözcükleridir. "Şöyle kf kelimesinde ki ayrı yazılır. (Cevap E) 15. "0 ev" sıfat tamlamasıdır, sıfat tamlamalarının arasına noktalama işareti girmez. "de" bağlacı ayrı yazılır. "mi"soru edatı ayrı yazılır.

13 (Cevap B)

16. Unutmayalım ki ses olaylarına uymamak da yazım yanlışıdır. D seçeneğinde ses olaylarından sertleşmeye uyulmamıştır. Kermesden > den eki s sert ünsüzünün yanında "ten" halini almalıydı. (Cevap D)

17.1- "şey" sözcüğü daima ayrı yazılır. II- "birdenbire" sözcüğü bitişik yazılır. III- "biraz" kalıplaşmış bir sözcüktür ve daima bitişik yazılır. IV- "akıllı uslu" bir ikilemedir ve ikilemeler ayrı yazılır. (Cevap D)

18. B- "da" bağlacının "ta" şeklinde yazılrnası yanlıştır. C"oysaki" kalıplaşmış bir sözcüktür. D- "mi-mı" soru edatı her zaman ayrı yazılır. E- "bin bir" bir ikilemedir, ikilemeler ayrı yazılır. (Cevap A)

19. Ağacı, zambağı, yüreği, ilacı derken sözcüklerin sonundaki ünsüzler yumuşuyor ama "taşıtı" derken "t" sert ünsüzü yumuşayarak "d" olmuyor. (Cevap C)

20. l'de > içmiş-ti ll'de >otobüs-ten IH'te >yok IV'te > kağıt-çı V'te > geç-ti (Cevap C)

21. Yaprak- ın ("k" sert ünsüzü ünlü ile başlayan bir ek aldiğında yumuşamıştır.) İteri - le ("i" ünlüsü, sözcük türetilirken düşmüştür.) (Cevap C)

14-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISL 4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözün yazımı yanlıştır?

CEVAPLI KONU KAVRAMA TESTİ

A) B) C) D) E)

1. Peygamber çiçeğinin aydınlığında ara Sana doğru uzanan çaresiz ellerimi

Bu yıl yeni bir denizaltı alındı. Böyle gerçeküstü yaklaşımlar tutarlı olamaz. Art arda çıkan söylentiler adımızı lekeledi. Bu hafta sonu hep evdeydim. Gazetenin baş yazarı istifa etmiş.

Sırrımı söylüyorum vefakar balıklara Bu dünyada yalnız onlar tutacak yerimi Yukarıdaki dörtlükte altı çizili sözcüklerde görülen ses olayları aşağıdaki seçeneklerin hangisinde sırasıyla verilmiştir?

5. Aşağıdaki dizelerin hangisinde ünsüz benzeşmesi kuralına uyulmadığı için yazım yanlışı yapılmıştır?

A) Ünsüz yumuşaması-Ünlü düşmesi- daralma B) Ünsüz benzeşmesi-Ünsüz türemesi- Ünlü düşmesi C) Daralma-ünsüz türemesi-Ünsüz benzeşmesi D) Ünsüz yumuşaması-Ünsüz türemesi - daralma E) Ünlü düşmesi- daralma- daralma

A) B) C) D) E)

Kulaklarımız alışmışdı tıpırtısına yağmurun Şehre sıkıntının rahatlığı basmadan giriyordur Azan bir hevestir artık tanyeri Söküp gövdesinde bir cehennem parçalamak ister insan Şehrin defterini dürüp uzanmak ister yanına

o > 'a ÜJ

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde birden fazla yazım yanlışı vardır? A) Hiçbirşey daha acı değildir ayrılıktan B) her zamanki yerde onu bulamadım C) Sendende evdekilerden de bir beklemiyorum. D) Fark etmek için bakmak gerekir. E) Evi dün tertemiz yapmıştık

şey

3. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır? A) B) C) D) E)

Ahmet Bey 16 Haziran 1974'te evlenmiş Başkalarının dertleri de bizi ilgilendirmeli. 2007'de her şey çok farklı olacak. Ünlü şair, ölümünün 50'nci yılında anıldı. Her şey bir anda olup bitmişti.

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı yoktur? A) Ankara lisesi bu yarışmayı da kazandı. B) Hayatda rövanş yoktur. C) Dünyada her şeyi bir gün acıyla kaybetmek için kazanıyoruz. D) Kötülüğe engel olmak da iyilik yapmak sayılmazmı? E) Kötüler, kendilerine tahammül edildikçe daha da azarlar.

7. Bir insanın içinde intikam almak arzusu varsa, onu iş başına getirmek, bir delinin eline kılıç vermekten farksızdır. Numaralı sözcüklerden hangisinde kaynaştırma ünsüzü yoktur? A)l

B)ll

0) 111

D) IV

E) V

15

-TÜRKÇE12.1. İnsan, kendi sevmez.

8. Aşağıdaki altı çizili sözcüklerden hangisinde ötekilerden farklı bir ses olayı vardır? A) Azıcık aşım kaygısız başım. B) Bebeği öpücüklerle rahatsız etmeyin. C) Biricik yavrumuzu göremeden geldik.

çok; II. Bir insan, söylediği söylemedikleriyle de insanlaşır.

D) Artık ağzıyla kuş da tutsa nafile. E)

kendisinden sakladığı yanını

III.

Etrafa yapmacık gülücükler saçıyordu.

şeylerden

inanç, arzuya dönüşen aşktır.

IV. Hiçbir davayı, hiçbir inancı bir katilin kurşunları öldüremez. V

İçki, içeri girer girmez, aklı dışarı çıkarır.

Numaralanmış cümlelerde olaylarından hangisi yoktur? 9. İnsan bir şeye inandımı onu başkasınada inandırmayı bir borç bilir, kolay inandırmak için de anlattığına dilediği gibi yön verir, bir şeyler katmaktan çekinm^z.

A) B) C) D) E)

Yukarıdaki parçada kaç yazım yanlışı vardır? A)l

B )2

C)3

D)4

aşağıdaki

ses

Ünlü daralması Ünsüz yumuşaması Ünsüz benzeşmesi Kaynaştırma Ünlü düşmesi

E) 5

tc uı Q

& 13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı s vardır? 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı S vardır? A) B) C) D) E)

Anladım ki sevgisiz asla yaşanmıyor. Gerekli bilgileri kurumunuza arzetmiştim. İyiyle kötüyü ayırt edebilirim. Orijinal düşünceler ufkumuzu açacaktır. Uzaktan da çok güzel olduğu anlaşılıyor şehrin.

H.Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır? A) B) C) D) E)

Ankara'dan çıkınca çok hüzüntendim. Yarın Gaziantep'den misafirlerimiz gelecek. Akşam, Doktor Sinan Bey beni aradı. Önümüzdeki yıl üniversiteyi bitirecekmiş. Mehmet de bizimle gelecekmiş.

A) İyi bir hukucu bulup bu davayı kazanmalıyız. İnsan ruhunun en az sabredebildiği şey mutluluktur. C) Bazı nimetler vardır ki onlara sahip olamamak. D) Güneş yoksa, olgunlaşmasını bil. E) Acılar da paylaşılarak giderilebilir. B)

14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözün yazımı yanlıştır? A) B) C) D) E)

Enflasyon bu yıl biraz daha iyiydi. Böyle espriler artık tutulmuyor. Yeni bir eşofman almak için çıktı. Bu fermuar elbisene hiç uymamış. Bir takım insanlar iyilikten anlamıyor.

16-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI.

15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı yoktur? A) B) C) D) E)

19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüğün yazımı yanlıştır? A) B) C) D) E)

Ayakda bekleyen yaşlılara yer vermeliyi. Yere düşünce alını kanamaya başladı. Kasım da evime döneceğim. Ankara'daki tiyatrolar zevk vermiyor. Uzakmı uzak bir yerde ev almış.

biieşik

Seni götüren trenin ardından baka kaldım. Toplumbilimciler sosyal kişiler olmalıdır. Akşamüzeri bizde toplanalım. Olayla ilgili bilirkişi raporu bekleniyor. Gelişigüzel konuşmalar tat vermez.

16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır? A) B) C) D) E)

Böyle süprizlere alışık degilim. Hukuku, herkes savunmalıdır. Bu cicekten ben de istiyorum. Bize karşı tavrı hoş değildi. Birtakım tabak almalıyız.

20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde yazım yanlışı vardır?

2: o

'o ÜJ

A) B) C) D) E)

Türk Dil Kurumu yoğun bir çalışma içinde. PTT'nin sorunları da çözüm bekliyor. İyice dinlen ki yarın başarılı olasın. Ağır ağır konuşmaya başladık. Madem ki çalışmıyor, konuşmaya hakkı yok.

17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? A) B) C) D) E)

Her şey ben yaşarken oldu. Dünkü toplantı hiç te zevkli geçmedi. Balıkesirli arkadaşım hiç olmadı. Uzaktan gelen sesle irkildik. Kavramak için görmek; görmek için de dikkatle bakmak gerek.

CEVAPANAHTARIIİ 18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde büyük harflerin kullanımıyla ilgili bir yanlışlık yapılmıştır? A) B) C) D) E)

Komşumuz Ahmet Bey çok iyi bir insandı. Geçen yıl liseyi bitirdi, ama üniversiteyı kazanamadı. Batılılar her gün geri gidiyor. 16 Şubat'ta bize gelecekler. Dünkü Sınav hakim adaylarını belirleyecek.

1 D . 5 A . 9. D 1 .A 3 n 1 7

2. C

3.A

4. E

6. C

7. A

I

8. D

10. B

11. B

|

12. A

14. E

15. D

16. A

18. E

19. A

20. E

17

-TÜRKÇE-

ÇIKMIŞ 50RULAR ve ÇÖZÜMLERİ

Gün, ay ve yıl şeklinde verilen tarihlerde ay ismi büyük harfle yazılır. Ancak "A" seçeneğinde nisan kelimesi küçük harfle yazılmıştır. 23 Nisan 1920 şeklinde olmalıydı. (Cevap A)

1. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? (99 DMS OÖ) A) B) C) D) E)

Güzel bir otelde kendilerine öğle yemeği verildi. Buraya gelirken epeyce sıkıntı çektik; ama yorgunluğumuza deydi. Orası da Ankara kadar sıcak mı? Kıyıdaki zeytin ağaçlarının gölgesinde oturduk. Evdeki eşyaların yerini mi değiştirdin? Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?

A, C, D ve E seçeneklerinde yazım yanlışı yoktur. B seçeneğinde ise "deydi" kelimesi yanlış yazılmıştır. Kelimenin doğru yazımı değdi şeklindedir. "Deymek" diye bir fii! yoktur, "değmek" fiili vardır, bunun için cevabımız "B" seçeneğidir. (Cevap B)

A) B) C) D)

2. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? (99 DMS OÖ) A) B) C) D) E)

E)

Kimi günler onlar da toplanılırdı. En sevdiği arkadaşı da ondan uzaklaştı. Bu yaz da çabucak gelip geçti. Çiçekleri sutarken kurumuş yaprakları da topladı. Ailesinden bu hafta da haber alamadı.

o

Adayları iki gruba ayırdık. Doktorlar spor yapmasını önerdi. Bugün yeni kravatımı taktım. Eşortmanın iyice eskimiş. Herhalde o bugün gelmeyecek.

LU

a

m w a.

A seçeneğinde "da" ekinin yazımıyla ılgılı yanlış vardır. "da" ek olduğundan sözcüğe bitişik yazılır. "da" hal eki olarak yer bildiriyor, bitişik yazılmalıdır. (Cevap A)

Ö UJ

ÇOZUM: D seçeneğinde eşortman bakımından yanlıştır.

kelimesi

yazım 5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? (99 DMS L)

eşortman (yanlış)

(Cevap D)

3. Aşağıdakilerden hangisinde bir yazım yanlışı vardır? 23 nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi açıldı. Geçmişte Amasra'nın en büyük sorunu ulaşımdı. C) Karadenizli girişimciler birçok sorunu çözmüşler. D) Bu kent 15. yüzyıldan beri cam sanatıyla ünlüdür. E) Burada dükkanlar saat 10.00'dan sona açılır. A) B)

Arabamız karanlıkta ağır ağır ilerliyordu. Tepeyi aşınca çok güzel bir manzarayla karşılaşıcaksınız. C) Yolda bir köylüye gideceğiniz yeri sorabilirsiniz. D) Bu kitabın yazarını gönülden kutluyorum. E) Geçen yıl okulunu bitirerek iş yaşamına adım attı. A) B)

eşofman (doğru)

B seçeneğinde yüklemde konuşurken yaptığımız daralma yazıya geçirilmiştir. Karşılaşıcaksınız (yanlış) Karşılaşacaksınız (doğru) (Cevap B)

18-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? (99 DMS L) A) B) C) D) E)

A, B, D ve E seçeneklerinde altı çizili sözcüklerin yazımında herhangi bir yanlış yoktur. "C" seçeneğindeki "direk" kelimesinin "direkt" şeklinde yazılması gerektiği için doğru cevabımız "C".

Her gün bir, pazar günleri iki gazete alırdı. Aylık dergilere de yazılarını gönderirdi. Beyendiği yazılardan bazılarını kesip saklardı. ilkbahar geldiğinde çiçek fidelerini dikmeye başladı. Onun büyükler arasında da saygın bir yeri vardı.

(Cevap C)

C seçeneğinde "beğenmek" sözcüğü "beyen-" şeklinde yazılmıştır. Bu bir yazım yanlışıdır. (Cevap C)

9.

A) B) C) D) E)

İstanbul'daki Türk ve İslâm eserleri müzesinde(l) 15.19. yüzyıl(ll) Osmanlı-Polonya iliskilerini (III) konu alan bir sergi açıldı. Sergide, Polonya'daki müze, arşiv ve kütüphanelerden seçilmiş, en eskisi 1683 tarihli(IV), 382 vapıt(V) yer alıyor.

7.

o

Yukarıdaki parçada altı çizili yerlerin hangisinde yazım yanlışı vardır? (2000 DMS) B)ll.

0) III.

D) IV.

E)V.

I numaralı cümlede yazım yanlışı yapılmıştır. Özel adlar tamlama halinde kurulmuşsa tamlamanın her sözcüğü büyük harfle yazılır. Doğrusu "Türk ve İslâm Eserteri Müzesi'nde" dir. Bu bir isim tamlamasıdır. "i" iyelik eki tamlamaya aittir. Bu nedenle müzeden ayrılmaz. (Cevap A)

8. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcüğün yazımı yanlıştır? (2001 KMS) A) B) C) D) E)

Bürokraside vazgeçilmez krallar vardır. Bu evin dekorasvonu henüz bitmedi. Güneş ışınları çiçeklere direk olarak gelmemeli. Onun espri yeteneğine hepimiz hayranız. Kahvaltıyı bir pogaçayla geçiştirdi.

Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır?(2003 KPSS) Bir zamanlar sık sık buluşur, dertleşirdik. Konuşmasıyla çevresindekileri etkilemişti. Onun bu tavırı beni oldukça rahatsız etti. Verdiği bir sözden döndüğünü hiç görmedim. Başladığı her işi başarıyla tamamlardı.

C seçeneğindeki "tavır" sözcüğü ünlü ile başlayan bir ek aldığında ikinci hecesindeki "ı" sesinin düşmesi gerekir. (tavır-ı -> tavrı). Ses olaylarına uymamak yazım yanlışı oluşturur.

Ş.

(Cevap C)

10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı vardır? (2003/2 KPSS) A) İyiki geldin, ben de seni çağıracaktım. B) Ne yazık ki, seninle gelemiyorum, işim çıktı. C) Eminim ki onu benden başka kimse desteklemeyecek. D) Deniz kıyısındaki evimizi sattık, yenisini alacağız. E) Duydum ki uzun zamandır resim yapmıyormuşsun.

"ki" bağlaç olarak kullanıldığı zaman ayrı yazılır. Ancak "A" seçeneğindeki cümlede "ki", bağlaç olduğu halde kelimeye birleşik yazılmıştır. (Cevap A)

19

-TÜRKÇE-

13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı

vardır? (2005 KPSS)

vardır? (2004 KPSS) A)

Bu sınava Ahmet'te girecekmiş.

A)

Ansiklopedinin son cildini henüz alamadım.

B)

Senin Kayserili olduğunu bilmiyordum.

B)

Anketteki her sorunun, belli bir amaca yönelik

C)

Arkadaşım, 22 Haziran 1986 Pazar günü

olması gerekir.

doğmuş.

C)

Son günlerde bu yapıttan çok söz ediliyor.

D)

Film için Arzulara da bilet aldım.

D)

Bu fırsattan sen de yararlanabilirsin.

E)

Emekli olan arkadaşımızın yerine Bilge Hanım

E)

Seçimlerde

Verilen cümleler incelendiğinde A seçeneğinde

E

yazım

yazılmıştır.

yanlışı

vardır.

Cümledeki;

"Ahmet'te"

bir yurtdaşlık

seçeneğindeki Bu

"yurtdaşlık" s özc ük

sözcüğü

"yurttaşlık"

yanlış

ş eklinde

yazılmalıdır. Çünkü Türkçe'de "p, ç, t, k," seslerinden

kelimedir. Bu nedenle hiçbir s özcüğe bitişik

sonra "b, c, d, g," sesleri gelemez. (Cevap E)

olmadıkları için ses olaylarından etkilenmezler ve (te, ta) halinde yazılmazlar. (Cevap A)

12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir yazım yanlışı _____ vardır? (2005 KPSS) | cc

A) B) C) D) E)

Bana yardım eder mi ki? Öyle yorulduki, uyuyakaldı. Oysaki ben bunu bilmiyordum. Sendeki evrakları getirdin mi? Evde ekmek kalmamış ki.

o g> ^ "ğj "5

B seçeneğinde kullanılan "ki" eki bağlaç olan "ki" dir ve ayrı yazılmalıdır. Seçenekte bitişik yazıldığı için yanlıştır. Uyarı: Burada çeldirici olan "oysaki "sözcüğüdür. Dilimizde bazı kelimelerde kullanılan "ki" kalıplaştığı için bitişik yazılır. Bu kelimelerin kolay hatırlanması için şu formülü

I

kullanmak

sözcüğündeki "te" bağlaçtır. Bağlaçlar ek deği! yazılmazlar. Bağlaçların ikinci önemli özelliği ek

s

oy

görevidir.

atanmış.

kullanabiliriz: M 0

I

sanki oysaki

1 moğerki

B

1 belki

a

H

ç

1

i

1

halbuki

çünkü

mademki

e

M

(Cevap B)

20-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

MATEMATIK

Oran-Orantı

Tanım:

ı\

O.

Aynı birimden iki terimin karşılaştırılmasına "oran" o denir. UJ

b-d-e

>■

a+c+e . 4. ----------= k

ÖRNEK:

b + d+f

5m__5 15 kg _ 15

Doğru Orantı:

7 m ~ 7 ' 7kg " 7

y ile x doğru orantılı ise; Tanım: İki veya daha fazla oran birbirine eşitse, bu eşitliğe "orantı" denir.

a . c . e . — =k, — = k, — =k b

d

— = k => y = kx dir. x Ters Orantı: y = — => xy = k dır. x Tanım:

f

a c —= - = k (2'liorantı) b d

a a c

e =k (3'lüorantı) "b Özellikler:

l.C

3 a+b ) a-b

c+d

4 a+c ) b+d

a

b

c orantıh" ise, dir.

Tanım: x, y, z sırasıyla a, b, c ile "Ters orantılı" ise, dir. ax = by = cz

a c. = — ıse " d b' 1 a .d = ) b 2 a_b )

x, y, z sırasıyla a, b, c ile "Doğru

x_y_z

ÖRNEKLER 1. 2x ile y +1 doğru orantılı, x = 1 iken y = 6 ise

c~d

a c

x = 2 iken y kaçtır?

c-d dir 2x

— uır.

e

b = k olsun.

c

d' a

y+ 1

=k2

=k

. 16+1

"b

c

e

k

-= kdır. 7 x= 2 iken,

2.

2 (y+1) = 28 y+1

7 =>

2y+2 = 28 k

k

y = 13 olmalıdır.

21

-MATEMATIK3

2. x ile y ters orantılıdır. y = 2 iken x = 135 ise y = 3 iken x kaçtır?

a 2

b

c



3

3

.



2

— f\

4

x. y = k r^> y = 2 iken x = 135 ise k = 135 . 8

Vc

135-8

ve

= 40 olur.

y = 3 iken x -

27 3. 156 sayısını 3, 4, 5 ile orantılı parçalara ayırırsak

2

2

= V 3. 3 k - V 2. 2 k + V 4 k

en büyük parça kaç olur?

2

2

= 3k - 2k + 2k = 3k bulunur. x

y

z (Cevap B) => z = 5k

x + y + z = 156

En büyük parça 5k = 5 .13 = 65 En küçük parça 3k = 3 .13 = 39 olur. 4.

6. ax = by = cz = 16 ve

3300 lira üç kişi arasında 1, 2, 3 sayıları ile ters £T

j

— +— + — = — ise (x+y+z) toplamı kaçtır? a b c 4

orantılı pay laştırılıy or. En az alan kişi kaç lira A) 10

almıştır?

B) 8

C) 6

D) 4

E) 2

%

k z =3

ş eklinde

ters

-= orantıyı "g >.

ax = by = cz = 16 ise

16'

yazarsak,

r=> x + y + Z:

x 16

= 3300

k

k

k

(6)

(3)

3

a

6 x=1800

-3300 =>

k = 1800

y = :900

z = 600 olur. En az

En çok

b

c

4

cz = 16 => c = — z

(2)

nk

1 1 1 1 . ve — + — ■ { - — = — ıse

16

16

16

x

y

z

ı

4= +

5. k G Z ve — = - = — = k olduğuna göre, 3 2 4 4 olur.

V3a-V2b+Vc ifadesinin değeri aşağıdakilerden hangisidir?

x

y +

A) k

B) 2 k

C) 3 k

D) 4k

E) 6 k

z +

1

76 T6 76~7 x+y+z

16

1

(Cevap D)

22-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSI-

ARİTMETİK VE GEOMETRİK ORTALAMA

ÖRNEK:

Aritmetik orta:

a ile c'nin geometrik ortası geometrik ortası 8'dir. a ile ortası 10 olduğuna göre, c hangisidir?

Sayıların toplamının terim sayısına bölümüyle bulunur.

n

tane

sayının

aritmetik a +b +c

ortalaması ..................

a

A)3

B) 4

C)5

6, b ile c'nin b'nin aritmetik aşağıdakilerden D)6

E) 8

—, a, b, c nin aritmetik ortası = tür. a ile c'nin geometrik ortası: Vcic =6 ise a.c = 36 dır. b ÖRNEK: ile c'nin geometrik ortası:

12 sayının aritmetik ortalaması 16'dır. Bu sayılarda 8,10 ve 12 çıkarsa geri kalanların aritmetik ortası nedir?

a+b

VbTc = 8 ise b.c=

64'tür. = 10 ise a+b= 20'dir. a ile b'nin aritmetik ortası

Bu sayıların toplamı = 12.16 = 192 dir. 8

a . c = 36 + b . c = 64

+ 10 + 12 = 30 çıkarsa,

c(a+b) = 100 c.

=> Kalan 9 sayının toplamı 192 - 30 = 162 dir.

20=100 c = 5

Bu sayıların ortası = — = 18 çıkar.

bulunur. (Cevap C)

o >■

'5 Ui to o

Geometrik orta:

C3

Tanım: Sayılar çarpılır, toplam kaç tane sayı varsa kadar dereceden kök alınır. a ile b'nin geometrik ortalaması a, b, c'nin geometrik ortası

l a- b

'a-b-c

dir. dir.

BilgiNottt/ Burada kök üssü sayıya göre değişir. n tane sayının geometrik ortası f\jxvx2 .........xn şeklinde yazılır.

ÖRNEK: 4 ile 49'un geometrik ortasının yarısı kaçtır?

V4.49 = 2 . 7 = çıkar. 2.7 = 14 çıkar. 2 1 4

■ ,

,

—=7

-MATEMATIK-

23

_ a 3 b 6 . .. . . . . 7. — = — ,— = — ve bu uç maddenın karışımından v b 2 c 7 * oluşan 440 gr lık karışımda a maddesi kaç gramdır?

ÇOZUMLU HU KAVRAMA TESTİ 3x_4_2 oranı yx +

1.

y

18

4

4x -t- y 3y-

2.

B) 180

C)270 D) 360 E) 450

15

15

A B C 8. — - — - — ve b = 28 olduğuna göre, A kaçtır?

oranı

A)2 B)4

B)-5

A)

A)90

C)6

D)8

E) 10

C )- - D ) 6 6

17

x ■ ■ »•■ y

x-y

1

5

A)5

o

3.

a x b y a ._ . . .. - = - , — = — ve - = 16 olmak uzere; x b y c c

9. 3, 4, 5 sayılarının dördüncü orantılı sayısı a ise a ile - sayılarının aritmetik ortalaması nedir? o

oranı kaçtır? A) 2

x I— yy

C)6

B)4

D)8

E) 10

o cc

A)1,5 B)2,5

UJ

C)3,5

D)4,5

E) 5,5

>

(fi

4. Bir üçgenin iç açılarının ölçüleri sırasıyla 3, 6, 9 ,3: sayılarıyla orantılıdır. Bu üçgenin en büyük iç g açısının ölçüsü nedir? ^" 10. a sayısı b - 2 ile ters orantılı, c ile doğru orantılıdır. b = 3, c = 5 için a = 10 ise b = 8, a = 20 A) 45 B)90 C) 135 D) 145 E) 170 için a kaçtır? A)5 =

_ , sea b

3

c— enedır? . a .d .f 5, d f c3 .e.b4

A) -1

B)0

_

=

B) 10

C)20

_ D)2 E)3 11. — = — = — olduğuna göre; y 2 4 5

D)30

E) 60

2

6. 8, 125 ve 27 sayılarının geometrik ortalaması nedir? A)10 B) 20

C) 30

D) 40

E) 50

2

2

a 4-b + c ab+ac+bc eşittir? A) — 51

D) İŞ 38

ifadesi aşağıdakilerden hangisine

25 C) — 11 17 73 E) 45 B)

24-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISIL V - - 1 17. x + 1 sayısı - — doğru ve z ile ters orantılıdır.

12. Kareleri toplamı 56 olan üç sayı sırasıyla 1, 2 ve 3 sayılarıylaorantılıdır. Buna göre, bu sayıların aşağıdakilerden hangisi olabilir? A) 8

B) 12

C) 14

x = 9 ve z = 6 iken y = 13 x = 7 ve y = 3

toplamları

D) 28

iken z = m olduğuna göre z- 1 kaç m'dır? x 11

E) 36

A) — 20

13. x, y, z rakamları birer pozitif tamsayılardır. x

3

y

4

. . -

■ v

B) — 30

C) — 15

D) — 35

E) — 40

/

— = — ve — = — olduguna gore, (x + y + z) y 2 z 3 toplamının değeri kaç olabilir? A) 5

B) 20

C) 36

D) 27

18.x, y, z sayıları sırasıyla 3, 4, 5 sayıları ile orantılıdır.

E) 13

3x + i- . z = 26 z ve (73+72) sayısının geometrik

14. V5-V24

olduğuna göre, z kaçtır?

ortalaması kaçtır? A) 1

B) 3

C) 5

D) 2

E) 4

§

A) 5

B) 15

C) 10

D) 20

E)

-

UJ

15. x + 3 sayısı y - 1 ile ters, z + 2 ile doğru orantılıdır. 19. Bir at, yarış pistinde sabit hızla 5 saatte 95 km koşabildiğine göre 152 km'lik bir pisti kaç saatte koşabilir?

x = 2 ve y = 3 iken z = 1 dir. x = 2 ve y = 5 iken z kaçtır? A) 3

16.

B) 4

C) 5

D) 7

E) 8

A) 7

B) 14

C) 14

D) 8

E) 10

1

x-2y

3

1 y + 2z

3

20. a ve b gibi iki reel sayının aritmetik ortalaması 7 ve 2 +V

olduğuna göre, —-^— oranı kaçtır?

2X

xz

B) - 2 E) 1

geometrik ortalaması 2^6 dır. Buna göre, bu iki sayının kareleri toplamı kaçtır? A)124

B) 148

C) 156

D) 96

E) 116

-MATEMATİK-

25

ÇÖZÜMLER £-1 b ~ 2 b 2 . 3 _b __6 c ~ 7 b 6 a = 9x, _b__6 b = 6x, c = 7x olur, ve 9x c ~ 7 + 6x + 7x = 22x = 440 => x = 20 bulunur. a = 9 . 20 = 180 gr

3y 3x + 2y 4 x+ 3y

x_ 3^ y~4

7.

17y

(Cevap B) 15y 4

15

A B C , . 0 8. — = — = — = k olsun. 2 7 4 = 4 bulunur.

(Cevap D)

(Cevap D)

2. x+y 1

—- - — -^ 5x + 5y = x - y ve 4x = -6y x-y 5

7 n 9.

2x = -3y olur. 4x + y 6y 4- y _ 5 3y-2x~3y + 3y 6

20 7

a+ 3 5 20 3+3 3 AC - = - = > a = — ve ------*■ = -^—^ = 4,5

4

a

3

2

2 (Cevap D)

(CevapC)-52 UJ

Q

c 5 $ 10. a = k.------ rr> io = k—^— => k =2 bulunur, & b- 2 3- 2

3. £ = - ^> a . b = x 2 ve - = - => b . c = f x b y c

S^

ve20 = 2.—— o O



o

y2

b.C

o-d.

(Cevap E)

C

0

Ar = V?6 ve - = 4 = /- = 2

11. £=- = - = k ^>a = 2k, b = 4k,c = 2 4 5 ) 2 +(4k) 2 4(5k) 2 (2k)2 +(4k)2 4-(5k)2 45k2 45 (2k.4k)4-(2k.5k) + (4k.5k) 38k2 38

(Cevap A)

(Cevap D)

4. 3x4-6x + 9x = 180vex = 10 bulunur, En büyük iç açı 9 .10 = 90 olur. (Cevap B)

. a c e . . . 5. - = - = — = k denırse b d f

a

l4 1 3 1 =4 k . — .-3 = c .e.b k k

c

e

a 4 .d3 .f

. . . 1 kd

1

l4

k

12. - = i- = - = k 12 3 (

(Cevap C)

k

6.

A /8.125.27-^2

3

3

3

,5 .3 =2.5.3 = 30

) 2

(Cevap C)

4 (

x=k,

2k)2 4 (3k)2 = 56 14k2 = 56

k=2 x=2 y=4 2 + 4 + 6 = 12

z=6

(Cevap B)

26-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-

13. - = - , ^ = - y 4 z 3

x=6k

y=4k

y-1

k-

z=3k

17. x

6k + 4k + 3k = 1 3 k

z

k = 1 ^ x + y+ z = 1 3

13 -1 (Cevap E)

g+1=

6 31

10

7+1= 10

m 2

I

7+1

8

10 1 a . — == — 8 32

G.0= V(V3-V2 )(V3+V2) İki kare farkından =

32 1 a=— 40 (Cevap E)

V3 ^2 =1 (Cevap A)

5

15. x + 3 =

k-(z + 2)

4k

o

y- 1

tn

5k

'o

5k = 26

18. - = -^. 3 4

Ui

3-2

k x=3k, y=4k, z=5k

"

; = z = 10 3.3k +

^ 2 )

20= y (z + 2)

2+3=

(Cevap C)

13k = 26

(Cevap B)

19. 5 saatte \y 958 km koşuyorsa x saatte /\ 152 km koşar x - »52 . 5

„ _ n 95

(Cevap D) 16.3x = x-2y

3y = y + 2z

2x = -2y

2y = 2z

x = -y

y=z y = z = -x 2

_ ( - y) + y

2

2y

2

20.

,

a-ı-b

-y.y Vâ b =2 ^6 = >a . b (Cevap B)

a2 + b2 = (a+b)2 - 2ab = (14)2-2.24=148 (Cevap B)

27

-MATEMATIK-

K, L, M sayıları sırayla 3, 5, 15 sayılarıyla ters orantılıdır.

CEVAPLI KONU KAVRAMA TESTİ

K + L - M = 70 olduğuna göre, L kaçtır? A) 50

B) 40

C) 30

D) 20

E) 10

1. Toplamları 36 olan üç sayı sırasıyla 3, 4 ve 5 sayılarıyla orantılıdır. Buna göre, bu sayıların en büyüğü kaçtır? A) 6

B) 9

C) 12

D) 15

7. Bir duvarı 4 işçi 25 günde boyamaktadır. E) 18 Aynı duvarı boyamak için 5 işçi çalışmış olsa idi kaç günde bitirirlerdi? A) 16

o

u

B) 20

C) 25

D) 30

E) 45

O

2. _ ■- _ - — orantısında orantı sabiti 2 dir. 2

5c

Buna göre, a + b - 3c işlemi kaçtır? A) 1

B) 2

C) 3

D) 4

8. b

E) 5

-=-: d 3

olduğuna göre, I-------

—- I çarpımı kaçtır?

cd

A) 1

es

tr UJ o co m

3. a : b : c = 6 : 8 : 10 2a + 3b +

B) ^

* 2 13

12

D)

*

E) 1 25

CL

4c = 76 olduğuna göre, a+b kaçtır? A) 6

B) 8

C) 14

UJ

>■ 9.

D) 16

E) 18 'Q

Bir dikdörtgenin kenarları ve çevresi 4, 5 ve 72 sayılarıyla orantılıdır. Bu dikdörtgenin çevresi 72 olduğuna göre alanı kaç br2 dir? A) 40

2

4. x sayısı y ile doğru ve z ile ters orantılıdır.

B) 54

C) 60

D) 72

E) 80

x = 2ve y = 2 ise z = 2 dir. Buna göre, y = 3 ve z = 3 ise x kaçtır? A) 2 C) 6

B) 3

D) 9 E) 12

5. 147 metrelik bir kumaş 2 ve 3 sayıları ile doğru, 4 sayısı ile ters orantılı 3 parçaya ayrılıyor. Buna göre, en küçük parça kaç metredir? A) 7

B) 14

C) 18

D) 21

10

5 b

c

a + b + c = 43 olduğuna E) 28

göre, a kaçtır? A) 43

B) 36

C) 33

D) 30

E) 24

28-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

11. ax = by = cz = 4 a + b + c = 40 olduğuna göre, sayılarının geometrik ortalaması kaçtır? — 4—H— toplamı kaçtır? x y z A) 4

B) 5

A) 1

C) 8

D) 10

12. x, y, z maddelerinden — = ' b 2 bir karışım yapılıyor.

B) 15

C) 20

- = — oranlarında c 5

D) 25

C) 3

D) 4

E) 5

E) 20

16. Bir öğrenci altı sınava girmiştir. Son beş sınavın ortalaması 66 dır. Bu altı sınavdan aldığı notların ortalaması 67 olduğuna göre, ilk sınavdan kaç almıştır?

Karışımda bulunan en az madde 10 gr ise, en çok bulunan madde kaç gr dır? A) 10

B) 2

A) 72

E) 30

B) 76

C) 83

D) 85

E) 90

z, o £2 13. Ardışık dört tek sayının aritmetik ortalaması 12 dir.

CN O

Bu sayılardan en küçüğü çıkartılırsa yeni ortalama kaç olur? A) 9

B) 13

C) 14

D) 15

E) 17

B = 14. A =

2-V3'

2 + V3

olduğuna göre, A ile B nin aritmetik ortalaması kaçtır? A) 1

B) V3

C) 2

D) V3+2E) 4

1.D

6.

ım Üİ ıc

j

11 .D ;

2. B

7

B

12 .D

3.C

8. E

12 .B

4. B

9. E

14 .C

5.A

1 .B 0

15

.c

16. A

29

-MATEMATIK-

a, b, c sayıları sırasıyla 2,4,7 sayıları ile orantılı ve c-b-a=8 olduğuna göre, c sayısı kaçtır? (2000 DMS)

ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ

A)77

1

°

b

b

2 .. „ — olduguna gore, a, cmn 5

5

A )

5

f € a

ı

B)8

C) 11

C)57

D) 56

E) 47

a=2k b=4k c=7k cb-a7k-4k-2k=8

c 5 yüzde kaçıdır? (99 DMS OÖ)

b

B)67

D) 15

E) 20 -» 7.k - 6k = 8

m

k = 8 -> c=7k = 7 x 8 = 56

1 "" > her iki ifadede b'leri eşitlersek; 5

(Cevap D)

c a

12

a_ 2

b "" 2 ^ b ~ 10 " a -> 2k, b —> 10k, c —>• 25k olsun. Soruda bize a, c'nin % kaçı diye soruluyor. 25k.— = 2k ^> - = 2 => x = 8 bulunur. 100 4 (Cevap B)

UJ Q OO

w

70 soruluk bir sınavda 42 soruyu doğru cevaplayan bir öğrenci, soruların yüzde kaçını dogru cevaplamıştır? (2000 DMS) A)42

2. a ve b sayıları sırasıyla 0,5 ve 0,25 sayıları ile >orantılıdır.

B)45

70 soruda

C)50

D) 55

E) 60

42 doğru varsa

100soruda_________ x __________ Buna göre, -------oranı kaçtır? (99 DMS OÖ) a B) -

C) 2

D) 3

x=

100x42 --------- = 60 doğru vardır. %60

E) 4

(Cevap E)

İfadede a ve b sayılarının orantılı oldukları sayıları yerine yazarsak; a -> 0,5k b -■■> 0,25k

a + b _ 0,5k + 0,25k _ 0,75k 15 _ 3 ^

a

0,5k

~ 0,5k ~ 1 0 ~ 2 (Cevap A)

5. x ile y pozitif sayıları ters orantılıdır. x = 12 iken, y = 4 olduğuna göre, x = 3 iken y nin değeri kaçtır? (2001 KMS) A) 12

B) 15

C) 16

D) 18

E) 24

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-

30-

8. 20 000 000 TL yi 6, 8 ve 10 yaşlarındaki üç çocuğuna, yaşlarıyla orantılı olarak paylaştıran bir baba, en küçük çocuğuna kaç TL vermiştir? (2003/2 KPSS)

x ve y > 0 Ters orantı ise x. y =k

A) 5 000 000 C) 6 500 000 E) 9 000 000

x = 12 iken y = 4 ise "k" sabiti bulalım. 12.4 =k=> k = 48 (k değişmez) x = 3 iken 3. y = 48 olmalıdır.

l

y =16 dır. (Cevap C)

6

=

l 8

=

l.

=k

10 6k + 8k + 10 . k =

20 000 000 24k = 20 000 000 20000000 6. 15, a, 2a sayılarının aritmetik ortalaması 75 olduğuna göre, a kaçtır? (2003 KPSS) A) 55

B)60

C)65

D) 70

6 5 0

24

E) 75

(Cevap A)

A ı0=

o to"Q Ui

5 + a = 75

B) 6 000 000 D) 7 500 000

(Cevap D)

7

-2L_X-k 25 16 9. 6 kişinin aritmetik yaş ortalaması x'dir. Bu gruba 2 kişi daha katılırsa yaş ortalamaları değişmediğine göre sonradan katılan 2 kişinin yaşları toplamı kaçtır? (2004 KPSS)

olduğuna göre, k kaçtır? (2003/2 KPSS) A) 16

B)24

C)32

D) 48

E) 64

B)

\

C) x

D) 2x E) 4x

= 25, y = 6 kişinin aritmetik yaş ortalaması x ise yaşları toplamı 6x olur. B kişinin de yaş ortalaması x olduğuna göre yaşlarının toplamı 8x'tir. Buna göre 2 kişinin yaşları toplamı 8x - 6x = 2x olur.

=4

=4

=4

k = 43

= 64 (Cevap E)

(Cevap D)

-MATEMATIK10. AB, BC, CA iki basamaklı sayıların aritmetik ortalaması 22 olduğuna göre; A + B + C toplamı kaçtır? (2005 KPSS) A)6

B)9

AB + BC+CA

C) 6

D)4

E) 2

= 22

AB + BC + CA = 66

11 (A+B+C) = 66 A + B + C = 6olur. (Cevap C)

55 "o €C va Q

co

m

61 84 , 7 86 11. a = — + —, b= — + — 68 85 68 85

Ü

olmak üzere; a sayısının b cinsinden değeri g nedir? (2005 KPSS) *~ A)3-b

+

a +

u

B)4-b

C)6-b

D) 8-b

E)9-b

68 85 7 86 6 85 61+7 84 + 86 68 85 68 1 I70

a b= 68 85 + a b = 1 +2 + a = 3-bolur. (Cevap A)

31

32-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

TARIH | Türkiye Tarihi | Osmanlı Devleti'nin Dağılma Dönemi XIX. Yüzyılda Osmanlı Devleti'nde Demokratikleşme Çalışmaları ve Islahatlar; » 1808 Sened-i Ittifak » 1839 Tanzimat Fermanı >> 1856 Islahat Fermanı » 18761. Meşrutiyet » 190811. Meşrutiyet II. MAHMUT DÖNEMİ III. Selim'in izinden giderek yenilikleri sürdürdü. Sened-i İttifak (1808) Ayanlar ile II.Mahmut arasında imzalandı. Bu antlaşmaya göre; » Ayanlar tanınmış merkeze bağlanmış ve devletin eyaletler üzerinde otoritesi yeniden kurulmaya çalışılmıştır. » Padişah, ilk defa kendi otoritesi dışında bir gücün varlığını kabul etmiş böylece yetkilerini sınırlamıştır. » Sened-i ittifak Osmanlı Devleti'nin Ayanlara söz geçiremeyecek kadar güçsüz olduğunu ortaya çıkarmıştır. » Bu ittifak ile ayanlara mevcut yönetimi denetleme, ayaklanmaları önleme ve suçları cezalandırma hakkı tanınmıştır. defa padişahın yetkileri sınırlandırılmış oldu.

A- Askeri Alanda Yapılan Yenilikler » Sekban-ı Cedit adlı yeni bir askeri örgüt kuruldu. » Modern usullerle eğitim gören Eşkinci ocağını kurmuştur. » Yeniçeri Ocağı kaldırıldı. Bu olaya Vaka-i Hayriye denir. Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı yeni bir ordu kuruldu. » Askerlik işlerini düzenlemek için Darı Şura-yı Askeri kuruldu. B- İdari Alanda Yapılan Yenilikler » Divan örgütü kaldırıldı. Yerine Heyet-i Vükela (Bakanlar Kurulu) kuruldu. » İller merkeze bağlandı. Ayanlık kaldırıldı. » Müsadere usulü kaldırıldı, mülkiyet hakkı güvence altına alındı. » Devlet memurları maaşa bağlandı. Tımar sistemi kaldırıldı. » Yalnız erkeklerin sayıldığı ilk nüfus sayımı yapıldı. » Kıyafet alanında değişikiik yaparak memurların fes,ceket ve pantolon giymeleri kararlaştırıldı. » Posta ve karantina servisleri kuruldu. » Köy ve mahallelere muhtarlar tayin edildi. »

Yurt dışı seyahatlerinde pasaport uygulamasına geçilerek Osmanlı ülkesine yapılan giriş ve çıkışlar kontrol altına alındı.

C- Eğitim ve Kültür Alanındaki Yenilikler » İstanbul'da ilk öğretim zorunlu oldu » Rüştiye Mektebi açıldı nilgiNotu' Sened-i İttifak, İngilizlerin "Magna Charta"sına benzetilebilir.

» Harbiye, Askeri tıbbiye mektepieri açıldı » İlk kez Avrupa'ya öğrenci gönderildi » Takvimi Vekay-ı adlı ilk resmi nüfus çıkarıldı

33

-TARIH-

D - Ekonomi Alanındaki Yenilikler

>> Mahkemelerde duruşmalar halka açık olacak, herkes yasa önünde eşit sayılacak, kimse yargılanmadancezalandırılmayacaktır.

» Osmanlı tüccarlarının yabancı tüccarlarla rekabet edebilmesi için gümrük vergilerinde düzenlemeler yapıldı.

» Herkese mülkiyet ve miras hakkı tanınacaktır.

» Yerli malı kullanımı teşvik edildi ve kumaş üretimi için yeni fabrikalar açıldı.

» Rüşvet ve iltimas kalkacaktır.

>>

Tanzimat Fermanımn Önemi

Üretilen malların önemli merkezlere ulaştırılabilmesi için yeni yollar yapıldı.

Tanzimat Fermanı'yla padişah ilk kez kendi üzerinde bir yasa gücünün varlığını kabul etmiştir. Tanzimat Fermanı, Osmanlı tarihinde anayasacılığa ve demokrasiye geçişin ilk aşamasıdır.

Mısır valisi Kavalalı Mehmut Paşa'nın isyan etmesi Osmanlı Devletini güç durumda bırakmıştır. Bu isyanda İngiltere'nin desteğini alabilmek için 1838'de İngiltere ile Balta Limanı Ticaret Antlaşması imzalanarak İngiliz tüccarlara birçok ayrıcalıklar tanınmıştır.

Tanzimat Fermanı Yapılan Yenilikler

Tanzimat Fermanıyla öncelikle yönetim ve hukuk, ayrıca adliye, maliye, askerlik ve eğitim alanlarında yenilikler yapmıştır.

Bu antlaşmadan sonra Osmanlı ekonomisi tamamen dışa bağımlı hale gelmiş ve Osmanlı | ülkesi Avrupa'da üretilmiş malların istilasına] uğramıştır. Bundan dolayı da Osmanlı | Devleti'ndeki küçük atölyeler kapatılmıştır.

Yasaları hazırlama görevi Meclis-i Ahkamı Adliye'ye verildi. Avrupa hukukundan da yararlanılarak ceza yasası, memurlar ve ticaret yasaları çıkarıldı. ars "o

|

UJ

o

TANZİMAT DÖNEMİ (1839-1876) Padişah Abdülmecit döneminde hazırlanmıştır. Tanzimat Dönemi 3 Kasım 1839'da Gülhane Parkı'nda Mustafa Reşit Paşa'nın okuduğu Hatt Hümayun ile başlar ve 23 Aralık 1876'da Kanun-u Esasi'nin ilânına kadar sürer. Tanzimat Fermanı'nın ilan sebepleri: » İmparatorluğu dağılmaktan kurtarmak ve devamını sağlamak. » Avrupa devletlerinin iç işlerimize karışmasına engel olmak. » Devleti ve toplumu demokratik bir yapıya kavuşturma isteği olması. >> Mısır ve Boğazlar konusunda Avrupalı devletlerin desteğini kazanmak. Tanzimat Fermanı'nın ilkeleri şunlardır: » Tüm tebaanın ırz, namus, can ve mal güvenliği sağlanacaktır. » Vergi sistemi yeniden düzenlenecek, herkesten gelirine oranla eşit vergi alınacaktır. >> Askere alma ve bırakılma sağlam esaslara bağlanacaktır.

Doğrultusunda

Askerlik, herkes için zorunlu hale getirildi. İltizam usulü kaldırılarak vergiler tahsildar denilen devlet memurlarınca toplanmaya başlandı. Memleket yönetim bakımından il (vilayet), sancak, kaza (ilçe), nahiye (bucak) köy birimlerine ayrıldı. Eyalet kaldırıldı. İllerde valiye yardımcı olmak üzere, üyelerinin bir bölümü halk tarafından seçilen "İl meclisi" kuruldu. Arazi kanunu çıkarıldı, toprak mülkiyeti yaygınlaştırıldı. İlk kağıt para bastırıldı. Avrupa'dan ilk borç para alındı. Öğretmen okulu, sanat okulu, idadi (lise), mülkiye mektebi (yönetici yetiştirmek için) açıldı. Dar-ül Fünun (üniversite) açılması için çalışmalar başladı. BilgiNolu/ "Mecelle" denilen aile hukuku hazırlandı (sadecej » Vatan, millet, eşitlik adalet gibi kavramlar yaygınlaştı. » Türkçe'nin sadeleştirilmesi akımı başlatıldı. Tiyatro, roman, makale türleri edebiyata bu dönemde girdi.

34-

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

» Yabancı devletlere (ABD, İngiltere, Fransa, Avusturya) okul açma izni verildi. İlki Robert Kolej olan bu okulların açılış amacı siyasi, ticari ve dinseldir. » İlk demiryolları yapıldı, "Şirket-i Hayriye" denilen denizyolu işletmesi kuruldu. Osmanlı pazarına mal vermek ve hammadde taşımak için bunlar gerekliydi. >> Avrupa etkisiyle Nizamiye ya da adliye mahkemeleri kuruldu. ISLAHATFERMANI(1856) Bu ferman ile Avrupa kamuoyunun beğenisinin kazanılması amaçlanmıştır. Ayrıca devletin dış görünüşünün Avrupa devletlerinden farklı olmadığı fikri verilmek istenilmiştir. Padişah Abdülmecit döneminde yayınlanmıştır. Islahat Fermanı kaynağını Yabancı devletlerden almaktadır. Bu fermanın esasları Fransa'nın ısrarı ile, Avusturya, İngiltere ve Fransa tarafından belirlenmiştir. Islahat Fermanı azınlıklara şu hakları tanımıştır; » Bedel karşılığı askere alınmayacaktır. (Bu madde ile gayri Müslimler para karşılığı askerlikten muaf tuîulmuş ve ülke savunmasına doğrudan katılmamıştır.)

Tarım ve ticaret alanında düzenlemeier yapılacak, herkes banka ve şirket kurabilecek nilgiNotuf Fermanı Osmanlı

jTanzimat Devleti'nin kendi: | iradesi ile yayınlanmış tüm tebaayı kapsamıştır. | | Islahat Fermanı ile özellikle azınlık haklarının | | geljşjirjlmesi arn.açlanmıştır. j Önemi: Islahat Fermanı, yabancıların hazırladığı, Osmanlıların uyguladığı bir ıslahat programıdır. Bu ıslahat, Müslüman-Türk tebaaya hiçbir yenilik getirmemiş, azınlık ayrıcalıkları genişletilmiştir. ABDÜLHAMİT DÖNEMİ MEŞRUTİYET'İN İLANI 23 Aralık 1876'da Kanuni Esasi'nin ilânı ile başlayıp 14 Şubat 1878'de Meclis-i Mebusanın kapatılmasına kadar süren döneme I. Meşrutiyet Dönemi denir. Bu dönemin temel özelliği Osmanlı Devleti'nin Anayasalı bir döneme girmiş olmasıdır. Kanun-i Esasi; Mithat Paşa ile arkadaşları Namık Kemal, Ziya Paşa ve Ali Suavi'nin çalışmaları sonucu, 23 Aralık 1876'da II. Abdülhamit tarafından anlaşmalı olarak kabul edilerek ilân edilmiştir. Bu anayasaya göre;

» Azınlıklar devlet memuru olabileceklerdi (Daha önce Müslüman olmayan memur olamazdı). İl meclislerine üye seçilebileceklerdi. (Bu madde ile Osmanlı toplumu arasındaki ayrıcalıklar giderilmeye çalışılmıştır.) » İşkence, dayak ve angarya kaldırılacaktı.

Yürütme Yetkisi -> şeyhülislam ve bakanlara

» Vergide ve adalet önünde Müslümanlarla eşit tutulacaklardı.

Kanuni Esasi'ye göre padişahın yetkileri şunlardır:

>> İnanç ve eğitim özgürlüğü tanınacaktı. (Gayrimüslimlerin bu dönemde açtığı dini kurumlar ve okullar ulusal nitelikli isyanların gelişmesine etki eîmiştir.) » Avrupa Devletlerinin yurttaşlarına mülkiyet hakkı tanınacaktı. (Bu madde ile yabancı yatırımcılarm Osmanlı ülkesinde yatırım yapıp etkinliklerini arttırmalanna ortam hazırlamıştır.) » Rüşvet ve iltimas kaldırılacak » Vergilerin toplanmasında iltizam usulüne son verilecek

Yasama Yetkisi -> Mebuslar ve âyanlar Meclisi'ne Padişah, sadrazam,

Yargı Yetkisi -> Yüce divan ve mahkemelere verilmiştir.

>> Meclisi açıp kapatma yetkisi padişaha aittir. >> Mebusan ve Ayan Meclisi'nden oluşan yasama organlarından Ayan Meclisi üyelerinin tümünü padişah yaşam boyu olmaküzereatayacaktı. » Dilediği kimseleri sürgüne gönderebilecekti. >> Meclisçe kabul edilen yasaları veto etme yetkisi olacaktı. » Sadrazamı ve Hükümet üyelerini seçme ve denetleme yetkisi yürütmenin başı olan padişaha aitti. I. Meşrutiyet'le halk, ilk olarak dolaylı da olsa yönetime katılmıştır. I. Meşrutiyet'in ilanının en önemli sebebi imparatorluğu dağılmaktan kurtarmak, dil, din, ırk ayrımı gözetmeden bir Osmanlı toplumu meydana getirmektir.

35

-TARİH-

Meşrutiyet özellikle kendisinden sonra gelecek1 siyasi olaylara öncülük etmesi ve Osmanlıi vatandaşlarının yasal olarak eşitliğini öngören! demokratik fikirlerin ortaya çıkması, anayasal birl Meşrutiyet Dönemi Fikir Akımları Osmanlıcılık: Tanzimat Döneminin sonlarına doğru bazı Osmanlı aydınları Genç Osmanlılar adıyla bir cemiyet kurdular. Bunların amacı Fransız ihtilali sonucu yayılan Milliyetçilik akımının Osmanlı Devleti üzerindeki etkisini kırmak idi. Bunun için de dil, din ve ırk farkı gözetmeden herkesin eşit haklara sahip olmasını savunuyorlardı. Osmanlıcılık, "Milliyetçilik" akımının güç kazanmasına paralel olarak etkisini kaybetmiştir. Ümmetçilik: Osmanlıcılık fikrine karşı II. Abdülhamit İslâmcılığı savunmuştur. Padişahın bu görüşü savunmasındaki amacı; » İmparatorluğu korumak ve devam ettirmek » Hilafet çatısı altında dünya İslâm birliğini sağlamak İslamcılık görüşü de milliyetçilik akımının güç kazanmasıyla önemini yitirmiştir. Türkçülük: I. Meşrutiyet Dönemi'nde Türk ırkının Avrupa'da aşağılanmasına bir tepki olarak doğdu. II. Meşrutiyet döneminde güç kazandı. II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ 23 Temmuz 1908'den 30 Ekim 1918'e kadar süren döneme İkinci Meşrutiyet ya da İttihat ve Terakki Dönemi adı verilir. II. Abdülhamit'in baskılı yönetimi 33 yıl sürmüştür. Bu süre içinde memleketi onun idaresinden ve istibdadından kurtarmak için aydınlar ve gençler gizli gizli çalışmaya başlamıştır. Amaç 1876'da ilan edilen I. Meşrutiyet gibi yeni bir Meşrutiyeti ilan ettirip, ülkenin bu yeni anayasaya göre yönetilmesini sağlamaktır. Bu amaçla 1889'da Terakki ve İttihat isminde yeni bir siyasi gizli cemiyet kuruldu. Bu cemiyetteki üyelerin amacı, Osmanlı İmparatorluğu içinde buiunan bütün insanları ırk, din ve mezhep farkı gözetmeden birleştirmektedir. Bu sırada Balkanlar'da Müslüman-Hıristiyan çatışması devam ediyordu. Harp Akademisi'nden kurmay yüzbaşı olarak mezun olan Mustafa Kemal, Şam Ordusu Kurmay subaylığına atanmıştır. Mustafa Kemal buralardaki

birkaç vatansever subay arkadaşı ile Vatan ve Hürriyet isimli gizli bir siyasal Cemiyet kurmuştur. Bu cemiyetin bir şubesini gizlice gittiği Selanik'te açmıştır. Bu sıralarda Terakki ve İttihat Cemiyeti idari yönden sarsılmış ve işlevini yapamaz duruma düşmüştü. Selanik'te bu iki cemiyet birleşmiş ve bu kez Jttihat ve Terakki Cemiyeti ismini almıştır. Yabancı devletlerin Osmanlı İmparatorluğu'nun içişlerine karışmaları, İttihat ve Terakki'nin harekete geçmesine sebep olmuştur. Bunlar yabancılarının Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışmalarını önlemek, meşruti bir irade kurmak için ihtilal yapmaya karar vermişlerdir. İttihat ve Terakki Cemiyeti ikinci defa Meşrutiyetin ilan edilmesinde en büyük paya sahiptir. 31 Mart Olayı Özgürlük ortamından yararlanan meşrutiyete karşı çevreler İttihat ve Terakki Partisi'ne karşı Ahrar Partisi'ni kurdular. Daha sonra muhafazakarların güçlü partisi olan Hürriyet ve İtilaf Partisi kurulmuştur. Bazı çevrelerin kışkırtmalarda bulunması sonucunda İstanbul'da 13 Nisan 1909'da Meşrutiyet yönetimini yıkmak amacıyla gerici bir ayaklanma çıktı. Bu ayaklanma o zamanki takvimle 31 Mart'ta çıktığı için "31 Mart Olayı" olarak adlandırıldı. Hareket ordusu ayaklanmayı bastırarak Meşrutiyetin devamını sağladı. Meşrutiyete karşı olduğu bilinen II. Abdülhamit, Mebuslar Meclisi kararıyla tahttan indirilerek yerine V. Mehmet Reşat padişah yapıldı (1909). Ayrıca, Kanun-u Esasi'de yapılan değişikliklerle padişahın yetkileri azaltıldı. 31 Mart Olayı, sisteme karşı bir harekettir. Bu olayı çıkaranların amacı meşrutiyet sisteminden, tekrar padişahın egemen olduğu bir sisteme geçişi sağlamaktır. nilgiNohı'

İTürk siyasi tarihinde sistemi değiştirmeye yönelikj | çıkarılan ilk isyan, 31 Mart Olayı'dır. 31 Mart Olayı | i Cumhuriyet tarihinde çıkan Şeyh Sait ve Menemen | | olayları ile benzerlik gösterir. | II. Meşrutiyet Döneminin Fikir ve Siyasi Yapısı II. Meşrutiyet Dönemi öncesinde Osmanlıcılık, İslâmcılık, Adem-i Merkeziyetçilik (vilayetlerin merkeze bağlılığının azalması) ve Batıcılık fikirleri benimsenmiştir.

36-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

İttihatçılar 1909'dan itibaren hürriyet, adalet ve eşitliği de öngören Türkçülüğü esas almışlardır.

sonucunda, Osmanlılar Makedonya, Batı Trakya, Arnavutluk ve Ege Adalar'ını kaybettiler.

İttihatçılar dış politikada ise İngiltere, Fransa ve Rusya'ya karşı Almanya'nın yanında yer almışlardır. Denge unsuru olarak diğer büyük devletlere karşı, Alman İmparatorluğu'nu kabul etmişlerdir.

Osmanlı devlet yönetimi, tümüyle İttihat ve Terakki Cemiyeti'nin eline geçti. Almanya'dan yeni silah ve taktikleralındı.

İttihatçılar iç politikada ise tek parti egemenliği fikrini kabul etmişlerdir. Diğer siyasi fikirlerin savunucularına baskı yapmışlar ve onların kurdukları siyasi partileri illegal hale getirmişlerdir. TRABLUSGARP SAVAŞI (1911-1912) Trablusgarp, bugünkü Libya topraklarıdır. Trablusgarp savaşı, Osmanlı ve İtalya arasında yapılmıştır. İtalya'nın Trablusgarp'a saldırmasından dolayı çıkmıştır. Savaş sonunda Uşi Antlaşması imzalandı, bu antlaşmaya göre Trablusgarp İtalya'ya verildi. RilgiNotu /

| Osmanlı Devleti Kuzey Afrika'daki son topraklarını | da kaybetmiş olmaktadır. BALKAN SAVAŞLARI (1912-1913) I. Balkan Savaşı; Sırbistan, Karadağ, Yunanistan ve Bulgaristan aralarında anlaşarak Osmanh'ya karşı savaştılar, Osmanlı mücadeleyi kaybedince barış istemek zorunda kaldı. Balkanlardaki Osmanlı ordusu terhis edildiği için yenilgi kaçınılmaz oldu. Londra Barış Antlaşması (30 Mayıs 1913) » Osmanh'nın batı sınır Midye- Enez hattı olarak belirlendi.

Balkan Savaşlarını Bitiren Antlaşmalar 1) Bükreş Antlaşması (10 Ağustos 1913) Bulgaristan'la Savaşa katılan Balkan devletleri arasında imzalanmıştır. 2) İstanbul Antlaşması (29 Eylül 1913) Osmanlı Devleti ile Bulgaristan arasında imzalanmıştır. Bu antlaşma ile; » Meriç nehri iki devlet arasında sınır olmuştur. » Batı Trakya Bulgaristan'a Edirne Kırklareli ve Doğu Trakya Osmanlı Devleti'ne bırakılmıştır. » Bulgaristan'da kalan Türklerin Bulgarlar'la eşit haklara sahip olması isteyenlerin dört yıl içinde Osmanlı topraklarına göç edebilmesi kararlaştırılmıştır. 3) Atina Antlaşması (14 Kasın 1913) Osmanlı Devleti ile Yunanistan arasında imzalanmıştır. Bu antlaşmaya göre; >> Osmanlı Devleti, Girit adası ve savaşta ele geçirdiği toprakların Yunanistan'a ait olduğu kabul etmiştir. » Yunanistan'da kalan Türklerin hakları güvence altına alınmıştır. "X

AKDENI?

» Arnavutluk ve Ege adalarının geleceğinin kararlaştırılması büyük devletlere bırakıldı. Kavala, Dedeağaç ve bütün Trakya Bulgaristan'a bırakıldı. Selanik, Güney Makedonya ve Girit

Yunanistan'a bırakıldı. >> Makedonya'nın diğer bölümleri Sırbistan'a bırakıldı

20. Yüzyıl Başında Osmanlı İmparatorluğu

II. Balkan Savaşı; I. Balkan savaşında yer almayan Romanya, Bulgaristan'dan pay almak için II. Balkan savaşını başlattı. Bulgaristan'ın yenildiğini gören Osmanlı da savaşa girerek Bulgaristan'dan Edirne ve Kırklareli'yi geri aldı. Balkan savaşlarının

V

v \

V-

-TARIH-

I. DÜNYA SAVAŞI (1914-1918) Birinci Dünya Savaşı'nın Nedenleri: 1. Ekonomik yayılma: Savaşın nedenlerinden en önemlisi ekonomik yayılmadır ve bu da sömürge edinme ve dış yatırımlarla gelişmiştir. Sömürgecilik daha XV. yy'da Rönesans'la gelişen bilimin yarattığı olanaklarla insanlarda uyanan yeni ülkeler, yeni uygarlıklar keşfetme duygusundan kaynaklanan ve bunlara Avrupa'ya ucuz baharat ve değerli maden getirme isteği eklenmişti. Ancak giderek bu ülkelerin zenginliklerinden yararlanmak önem kazandı ve büyük devletler sömürgeciliğe yöneldiler. XIX. yy'dan itibaren nüfus yerleşimi, ulusal itibar sağlama, büyüklük isteği, güven kazanma, fakat özellikle sanayi inkılâbının iki temel kaynağı olan hammadde kaynağı ve pazar edinme gibi nedenlerle sömürgeci devletler arasında büyük bir sömürge rekabeti başladı. 2. Avrupa'da Alman - Fransız, Balkanlar'da Rus Avusturya anlaşmazlığı: Avrupa'daki Alman Fransız anlaşmazlığı savaşın diğer bir nedenini oluşturuyordu. Alman Birliği'nin kurulması aşamasında Almanlar Fransızlar'ı yenmişler ve Alsace - Lorrain'i Fransa'dan almışlardı. Fransızlar bunu ulusal bir sorun haline getirmişlerdi. Diğer yandan Balkanlar'da Rusya ile Avusturya arasında çekişme vardı. Akdeniz'e açılmak isteyen Rusya, Pan - Slavist sloganla Balkanlar'ı nüfusuna almak istiyordu. Oysa Avusturya da Balkanlar'a sahip olmayı arzu ediyordu ve kendi üikesinde de Slavlar vardı. 3. Dinsel ve Kültürel yayılma: Devletler sömürgelerine dinlerini ve kültürlerini de götürüyorlardı. Bunun için çeşitli mezheplerden Hıristiyan misyonerler çalışmalara girişmişti. Bunun yanında kendi kültürlerini yaymak amacıyla her devlet gittikleri yerlerde kendi dillerini yayıyor, kitaplar yayınlıyor, kütüphaneler ve başka kurumlar kuruyor, bu işler için uzmanlar gönderiyorlardı. Bu da devletler arası nüfus çekişmesinin bir başka yönünü oluşturmaktaydı. 4. Ulusalcılık: 1789 Fransız ihtilali ile dünyaya yayılan ulusalcılık fikri çeşitli uluslar üzerinde etkili olmuş, ulusal sınırlar içerisinde ulusal devletler kurma düşüncesi gelişmiş ve yer yer bağımsızlık savaşları olmuştu.

37

5. Hızlı Silahlanma: I. Dünya Savaşı'nın nedenlerinden biri de hızlı silahlanma ve militarizmdir. Almanya birliğini kurduktan sonra sanayileşmiş ve bunun bir kısmını da savaş sanayine yöneltmişti. Almanya'nın bu davranışı karşısında diğer Avrupa devletleri de siiahlanma yarışına girdiler. Bu da ülkelerde militarizmin güçlenmesine ve yönetimler üzerinde etkili olarak savaşa özendirmelerine neden oldu. 6. Hanedan çekişmeleri: Savaşın nedenleri arasında diğerleri kadar olmasa bile hanedan çekişmeleri, rekabeti ve dedikodularının da etkisi vardır. I. Dünya Savaşı arifesinde Fransa hariç diğer devletler, krallık veya imparatorluk hanedanları tarafından yönetiliyordu. 7. Bloklaşma: I. Dünya Savaşı'na neden olan faktörlerin son aşaması bloklaşmadır. Almanya birliğini kurduktan sonra giderek güçlendi ve Avrupa üstünlüğüne yönelik atak ve gelişmeci bir dış politika izlemeye başladı. Almanya sermayesinin dışa açılması için denizci bir devlet olma doğrultusunda güçlü bir donanma yapımına girişti. Almanya kendine müttefik devletler edinmek istiyordu. Bu nedenle 1879'da Avusturya ile ittifak yaptı. Fransa'nın Tunus'u işgali üzerine, büyük bir devletle ittifak yaparak itibannı yükseltmek ve büyük devletler arasına katılmak isteyen İtalya da 1881'de bu ittifaka katıldı. Böylece Üçlü İttifak Devletleri denilen grup oluştu. Almanya'nın Avrupa'daki politikasını kuşkuyla izleyen Fransa ile Rusya, Fransa'nın Rusya'ya borç vermesi, silah satışı, karşılıklı yardım gibi bir dizi anlaşmadan sonra 1894'te bir ittifak yaptılar. Bunlar aralarına İngiltere'yi de almak istiyorlardı. Fransa Üçlü İttifak'a karşı bir denge kurmak için İngiltere'ye anlaşma önerdi. Bu İngiltere tarafında da uygun karşılanarak 1904'te İngiltere ve Fransa arasında "Entente Cordiale (Dostluk Bağlaşması)" imzalandı. Bir süre sonra Rusya ile arasındaki anlaşmazlığı bitince İngiltere'de 1907'de Rusya ile anlaştı. Böylece Üçlü İttifak'a karşı Üçlü İtilaf Devletleri grubu kurulmuş oldu. İki grup gittikçe birbirine karşı kutuplaştılar.

Birinci Dünya Savaşı'nın Başlaması ve Osmanlı Devleti'nin Savaşa Girmesi: Osmanlı Devleti'nin savaşa girme nedenlerini ise şöyle sıralamak mümkündür: 1. İtilaf grubundaki devletlerin XIX. yy'dan beri Osmanlılar'a karşı izlediği politikalar.

38-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

2. Son savaşlarda kaybedilen topraklarının geri alınması.

Osmanlı

3. Türk - Alman dostluğu. 4. Almanya'nın düşüncesi.

savaştan

galip çıkacağı

5. Turan İmparatorluğu kurma fikri. İttifak Devletleri: Almanya, Avusturya-Macaristan, Bulgaristan, İtalya, Osmanlı Devleti İtilaf Devletleri: Fransa, İngiltere, Rusya, Yunanistan, ABD OSMANLI DEVLETİ'NİN SAVAŞTIĞI CEPHELER Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda şu cephelerde savaşmıştır. 1. Doğu Cephesl: Osmanlı orduları ilk olarak Kafkas Cephesi adı verilen Doğu Anadolu'da, Ruslar'la savaştılar. Uygun olmayan koşullarda ve zamanda, donanımsız Türk askerlerinin büyük bir çoğunluğu Sarıkamış'ta, Allahuekber dağlarında soğuktan dondular. Ancak Çanakkale Savaşlarfndan sonra buradaki XVI. Kolordu Komutanlığfna gelen M. Kemal, yaptığı başarılı savaşla Ruslar'ı yenip, Bitlis ve Muş'u kurtarmıştir. Bu başarılarından dolayı madalya almış ve generalliğe terfi etmiştir. İkinci cephe, Süveyş Kanalı'na yapılan seferdir. Ancak yine gerekli önlemler alınmadan, hazırlıksız olarak yapılan savaşta, üstün İngiliz birlikleri karşısında bir şey yapılamadı. 2. Güney Cephesl: Osmanlı Devleti'nin savaştığı bir başka cephe Sina, Hicaz ve Yemen'dir. Bir kısım Osmanlı birlikleri kutsal yerleri kurtarmak için bu bölgede coşkuyla savaştılar. Ancak Sina'da gerek çölün olumsuz koşulları ve gerekse güçlü İngiliz birlikleri karşısında bir sonuç alınamadı. Osmanlı birlikleri Gazze'de savunmaya çekildiler. Hicaz ve Yemen'de savaşan birlikler ise bir yandan İngilizler'le savaşırken, bir yandan da arkadan saldıran Mekke Emiri Şerif Hüseyin'le uğraşmak zorunda kaldılar. Bu cephede de İngilizler üstün duruma geçtiler. Irak'ta, buranın petrollerine sahip olmak için Musul'u ve İran'da Akmaz'ı işgal eden İngilizler'le savaşan Osmanlı birlikleri, başarılar kazandılar. Ancak sonunda İngiliz birlikleri galip geldi. Suriye ve Filistin cephesinde ise İngilizler'i oyalamak isteyen Yıldırım Orduları Grubu, başarılı savunmalar yaptı. Ancak Baalbek'te kurulan bu ordunun merkezi

savaşın seyri içerisinde kuzeye doğru Şam, Halep ve daha sonra da Adana'ya çekildi. 3. Batı Cephesi: Batı cephesinde Osmanlı birlikleri Galiçya'da, Romanya'da ve Makedonya'da savaştılar. Rusya'nın Karadeniz kıyalarına çıkarma yapması üzerine, Bulgarların yardımına birlikler gönderildi. Rus ilerlemesini önlemek amacıyla Galiçya'da başarılı savunma savaşları yapıldı. Makedonya'da ise, Sırpları desteklemek için Selanik'e Fransız birlikleri gelmişti. Diğer İtilaf Devletleri'nce de desteklenen bu birliklerin durdurulması için, Almanya Osmanlı Devleti'nin de ortak harekete katılmasını istedi. Osmanlı başkomutanlığının gönderdiği birlikler, Serez'de Bulgarlarla ortak savunma savaşları yaptılar. 4. Çanakkale Cephesi: İtilaf Devletleri'nin Çanakkale Savaşı'ndan umdukları yararlar vardı. İtilaf Devletleri, Çanakkale'yi önce denizden geçmeyi denediler. Ancak Türk tabyaları Boğazı kahramanca savundular. 18 Mart'ta yapılan son büyük saldırı da bir sonuç vermedi. Bunun üzerine Çanakkale'yi karadan geçmek üzere kıyılara çıkarma yapıldı. Cereyan eden ilk savaşlarda İtilaf birlikleri Türklerce püskürtüldü. Bu durum karşısında İtilaf Devletleri Suvla Limanı'ndan Anafartalar, Arıburnu ve Conkbayırı'na birlikler çıkardılar. Ancak burada Mustafa Kemal'in komutasındaki Türk birlikleri, destansal bir kahramanlıkla düşmanlarını kıyılara kadar püskürttüler. İtilaf Devletleri'nin Çanakkale'yi karadan geçme çabası da bir sonuç vermemişti. Türkler, devletlerinin büyük olanaklarıyla desteklenen İngiliz Fransız ve Anzaklardan oluşan İtilaf ordusuna karşı büyük bir başarı kazandılar. Çanakkale Savaşları'nın sonucunda İngiltere ile Rusya arasında ilişki kurulamadı. İngilizlerin Orta Doğu projeleri aksadı. Ayrıca İttifak Devletleri Bulgaristan'ı kendi yanlarına alarak Makedonya'da Yunan ve Sırplara karşı harekete geçme olanağına kavuştular ve bazı cephelerde başarılar kazandılar. İttifak Devletleri'nin morali yükselmişti. Türkler ise düşmanlarını yenmişler, Boğazları ve İstanbul'u kurtarmışlardı.

39

-TARIH-

I. DÜNYA SAVAŞI'NIN SONUCU » Rusya'nın I. Dünya Savaşfndan çekilmesı İttifak Devletleri için olumlu olmuş, birçok cephede başarı kazanılmıştır. Fakat Almanya'nın İngiltere'ye silah ve cephane taşıyan gemileri Atlas Okyanusu'nda batırması Amerika'nın da savaşa girmesine neden olmuştur.

Jg a

» Ermenilere bırakılması düşünülen Doğu'daki altı ilde karışıklık çıkarsa Anlaşma Devletleri bu bölgeleri de işgal edebilecekler. » Tüm haberleşme istasyonları (telsiz, telgraf ve kablo) Anlaşma Devietleri'nce denetim altına alınacak. 2. Askerî Hükümler:

» Batı Cephesi'nde yapılan savaşlar sonunda Almanya'nın yenilmesi, AvusturyaMacaristan, Bulgaristan ve Osmanirnın da yenilmesine neden oldu. ABD'nin savaşa girmesi savaşın süresini kısalttı.

» Sınırların denetlenmesi ve iç düzenin korunması için gerekli olan birlikler dışında, Osmanlı Orduları terhis edilecek, bütün savaş gemilerine, ordunun taşıt, araç, gereç, silah ve cephanesine el konacak.

» ABD savaşa girdiğinde, barışın hangi esaslara göre yapılması gerektiğini VVilson İlkeleri ile ilan etmişti. Galip devletler, yenilen devletlere şartları çok ağır olan barış antlaşmaları imzalattılar.

» Osmanlı Devleti'nin elindeki tüm savaş tutsakları (Suçlu Ermeniler dahil) serbest bırakılacak. Buna mukabil Türk tutsaklar Anlaşma Devletleri buyruğunda kalacak.

I. Dünya Savaşı'nı Bitiren antlaşmalar » Almanya ile Versailles (Versay) 28 Haziran 1919. » Avusturya ile Saint Germen (Sen Jermen) 10 Eylül 1919. » Bulgaristan ile Neuill (Nöyyi) 27 Kasım 1919. » Macaristan ile Trianon (Triyanon) 4 Haziran 1920. » Osmanlı Devleti ile Sevres (Sevr) 10 Ağustos 1920.

» Brest - Litovvsk barışından sonra İran ve Kafkasya'ya giren Osmanlı birlikleri derhal geriye çekilip dağıtılacak, Anadolu dışındaki Osmanlı birlikleri ise en yakın Anlaşma Devletleri Komutanlıklarına teslim olacak. 3. Ekonomik Hükümler: » Tüm liman ve tersanelerden Devletleri yararlanabilecekler.

Anlaşma

Kömür, akaryakıt ve benzer kaynaklarda (ülkenin ihtiyaçları karşılandıktan sonra) satın alma kolaylığı sağlanacak. Demiryolları denetim altına alınacak.

MONDROS ATEŞKES ANTLAŞMASI

RilgiNotu/

I. Dünya Savaşı, 1914 yılından beri büyük devletlerle amansızca mücadele eden Osmanlı Devleti ve birlikte savaştığı Bağlaşma devletlerinin yenilgisi ile sona erdi. 30 Ekim 1918'de Mondros Ateşkes Anlaşması imzalandı.

I Müttefiklere güvenliklerini tehlikede hissettikleri I anda diledikleri bölgeyi işgal etmelerine izin veren 17. Madde, ülkenin işgal ve paylaşılmasına sebep I oldu.

Mondros Ateşkes Hükümleri:

Antlaşmasrnın

Ana

1. Osmanlı Devleti'nin egemenlik haklarını kısıtlayan hükümler; » Boğazlar açılacak, bu bölgelerdeki kaleler Anlaşma devletleri tarafından işgal edilecek. >> Anlaşma Devletleri güvenliklerini tehdit eden bir durum halinde istedikleri bölgeleri işgal edebilecekler.

İşgaller İngilizler; Musul, Batum, Antep, Urfa, Maraş'ı işgal ettiler. Merzifon ve Samsun'a asker çıkardılar. Fransızlar; Adana ve Doğu Akdeniz bölgesini işgal ederek Afyon'a birlikler gönderdiler. İtalyanlar; Antalya, Muğla gibi Güneybatı Anadolu yörelerimizi işgal ederek, Konya'ya askeri birlikler sevk ettiler. Yunanlılar; İzmir ve çevresi ile Doğu Trakya'da bazı yerleri işgale başladılar. İtilaf Devletleri, 13 Kasım 1918'de İstanbul'u işgal ettiler.

40-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

I. DÜNYA SAVAŞI SONUNDA KURULAN CEMİYETLER A) ZARARLI CEMİYETLER a) AZINLIKLARIN KURDUĞU ZARARLI CEMİYETLER Bu cemiyetlerin ortak özellikleri: » Anadolu'nun işgalini kolaylaştırmak

d. Makabi ve Alyans-İsrailit Cemiyeti İstanbul'da Makabi ve bu cemiyeti destekleyen Alyans-İsrailit adlı Musevi gençlik teşkilatı tarafından kurulmuştur. Bu cemiyet Osmanlı vatandaşı olan Yahudilere siyasi ve sosyal haklar tanınmasını istemektedir. b) TÜRKLERİN KURDUĞU MİLLİ VARLIĞA VE TÜRKLÜĞE ZARARLI CEMİYETLER

» İtilaf Devletleri'yle işbirliği yaparak onlardan yardım almak » Türk topraklarını parçalamak ve bağımsız devletler kurmak » Mondros Mütarekesi'nin maddelerinden istifade etmek

Bu cemiyetlerin ortak özellikleri:

» Türk milli birliğini bozmak

Mücadele hareketine karşı olmaları >>

» Dışarıdan göçmenler getirerek nüfuslarını arttırmak.

Düşman işgallerini kolaylaştırmaları

a. Mavri-Mira Cemiyeti Bu cemiyet İstanbul Rumları ve Fener Rum Patrikhanesi tarafından kurulmuştur. Merkezi İstanbul'dur. Amacı; Bizans İmparatorluğu'nu yeniden kurmak, Yunanistan'ın ve Yunan Hükümeti'nin propagandasını yapmak ve Yunanlılan Anadolu'ya yerleştirmektir. Bu cemiyetin yan kuruluşları: Yunan Kızılhaç'ı, Resmi Göçmenler Komisyonu, Yunan okullarındaki

izcilik kuruluşlarıdır. b. Pontus Rum Cemiyeti: Üyeleri Trabzon, Giresun, Samsun ve Kuzeydoğu Anadolu'da faaliyet gösteriyordu. Merkezi Trabzon'dur. Amacı; Pontus-Rum Devletini, Batum'dan İnebolu'ya kadar uzanan sahilde yeniden kurmaktır. Bu cemiyeti İstanbul'daki Fener Patrikhanesi de desteklemiştir. c. Ermeni Gizli Cemiyeti: Cemiyetin merkezi İstanbul'dadır. Başta Rumlar'la birlikte çalışmışlar, İstanbul'un Rumlar'a verileceğini anlayınca, Rumlardan ayrılmışlardır. Amacı; Avrupa'nın büyük devletlerince Mondros Mütarekisi'nde ve Sevr Antlaşması'nda belirtilen bir Ermeni Devleti'ni Doğu Anadolu topraklarında kurmaktır. Cemiyet Hıncak Komitesi ismiyle, Gizli Ermeni siyasi teşekkülleriyle bölücü ilişkiler kurmuştur.

» Saltanat ve hilafet yanlısı görünmeleri >> Manda ve himaye taraflısı olmaları >> Milli birliğe zarar vermeleri » Düşman devletleri ile işbirliği yapmaları » Milli

a. Sulh ve Selâmet-i Osmaniye Fırkası Cemiyet, ülkemizin kurtuluşunun kuvvet yolu ile değil de sulh yolu ile sağlanacağına taraftardır. Bu sebeple aktif bir yol izleyen Milli Mücadele'cilerin karşısında yer almıştır. Merkezi İstanbul'dadır. b. Hürriyet ve İtilâflar Fırkası Bu cemiyeti, halifeliğe taraftar olan hilâfetçiler ve aşırı dinciler kurmuştur. Kurtuluş Harekâtı'nın tamamen karşısındadır. En kuvvetli olduğu il Konya'dır ve merkezi İstanbul'dadır. Anadolu'daki isyanların teşvikçisi olmuştur. c. Kürdistan Teali Cemiyeti Cemiyetin merkezi İstanbul'dadır. VVİIson Prensipleri'ne göre Doğu Anadolu'da bağımsız bir devlet kurmayı amaçlamıştır. Bölücü bir cemiyettir. Doğu Anadolu'da şubeler açmıştır. Bağımsız bir devlet kurmak için İngiltere'den para yardımı ve destek görmüştür. d. Teali İslâm Cemiyeti Bu cemiyeti İstanbul medreselerinde çalışan müderrisler kurmuştur. Amaçları, İslâm'ı yükseltmek, Osmanlı Devleti'ni düştüğü buhrandan, kuvvet yolu ile değil de, iman, din, ahlâk ve sosyal vasıtalarla kurtarmaktır. Hürriyet ve İtilâf Fırkası ile işbirliği yapmıştır. Cemiyetin merkezi İstanbul'dadır. Milli Mücadele'nin karşısında yer almıştır. e. İngiliz Muhipleri Cemiyeti Bu cemiyetin üyeleri, padişaha, İstanbul Hükümeti'ne ve İngilizlere tam bir bağlılık

41

-TARIH-

göstermişlerdir. taraftardırlar.

İngiltere'nin

mandasına

f. VVilson Prensipleri Cemiyeti Bu cemiyetin kurucuları, Amerika'ya yakın ve Amerikan mandasına taraftar kişilerdir. Milli Mücadele'nin karşısında yer almışlardır. Bazı durumlarda Hürriyet ve İtilâf Fırkası ile işbirliği yapmıştır. Cemiyetin amacı; I. Dünya Savaşı yenilgisinin neticelerini gidermek, VVilson bildirisinde belirtildiği şekilde ülkemizi diğer ülkelerle eşit hukuka sahip bir ülke halinde getirmektir. Bu cemiyet taraftarlarının, manda teklifini ABD kongresi kabul etmemiştir. B) MİLLÎ VARLIĞA VE TÜRKLÜĞE YARARLI CEMİYETLER Bu cemiyetlerin ortak özellikleri: » Cemiyetler bölgesel kurulmuşlardır. » Amaçları düşman işgalini önlemek, Türk milletinin hürriyet ve bağımsızlığını sağlamaktır. » Basın ve yayın yoluyla hak aramak yolunu seçmişlerdir. >> Ülkenin müdafaası için silahlı mücadeleyi kabul etmişlerdir. » Halkı teşkilatlandırmak için bulundukları yörelerde kongreler düzenlemişler, mitingler yapmışlardır. » Cemiyetlerin ortaya çıkışındaki temel sebep Türk Milliyetçiliğidir. a. Trakya Paşaeli Cemiyeti Cemiyetin merkezi Edirne'dedir. Amacı; Trakya'daki Rumların taşkınlıklarına son vermek ve Trakya'nın Yunanistan'a katılmasını önlemektir. b. İzmir Müdafaa-i Hukuk-ı Osmaniye Cemiyeti İzmir'in işgalinden önce, bu şehrimizin Mondros Mütarekesi'ne göre Yunanlılara verileceğinin duyulması üzerine, cemiyet 2 Aralık 1918'de İzmir'de aydın kişiler tarafından kurulmuştur. Amacı; İzmir ve civarında yaşayan halkın Rum olmayıp, burada yaşayanların çoğunluğunun Türk olduğu hakkında, dünya kamuoyunu aydınlatmak ve Paris'te toplanmış bulunan barış konferansı nezdinde bu konuda teşebbüslerde bulunmaktır.

Redd-i İlhak Cemiyeti, 14 Mayıs'ta İzmir-Bahribaba parkında düzenlediği bir mitingle Yunan istilâsına silâhla karşı koymak için direnme kararı almıştır. c. Doğu Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Cemiyetin merkezi İstanbul'dadır. Erzurum ve Elazığ'da şubeleri açılmıştır. Amacı; Doğu Anadolu'da Mondros Mütarekesi'ne göre kurulması söz konusu olan Ermenistan'ın kurulmasını önlemektir. Cemiyet özetle şu üç prensibi benimsemiştir; 1. Asla göç etmemek, 2. Saldırıya uğrayan bir bucak dahi olsa, buranın müdafaasında birleşmek, 3. İlim, ekonomi teşkilâtlanmaktır.

ve

din

alanında

Cemiyet, Doğu Anadolu'da yaşayan Türklerin, Ermenilerden çok olduğunu ispatlamak için basın yolu ile propaganda faaliyetlerine girişmiştir. Bu cemiyetin çalışmalarını Mustafa Kemal'de desteklemiştir. Doğu Anadolu'nun bölünmezliğini savunan bu cemiyetin aracılığı ile Mustafa Kemal, diğer yerel cemiyetleri tek çatı altında birleştirmiştir. d. Trabzon Muhafaza-ı Hukuk-ı Milliye Cemiyeti Cemiyetin merkezi Trabzon'dur. Bu cemiyet Doğu Karadeniz Bölgesi'nde faaliyet gösteren PontusRum davasını güden Rumlara karşı bir tepki olarak kurulmuştur. Cemiyet Mustafa Kemal'e destek vermiş, temsilcilerini Erzurum ve Sivas kongrelerine göndermiştir. e. Kilikyalılar Cemiyeti Cemiyetin merkezi İstanbul'dadır. Mondros Mütarekesi'nden sonra, İstanbul'da faaliyete geçen bu cemiyetin amacı, Adana ve dolaylarındaki, Fransız-Ermeni işbirliği harekâtına karşı, silâhlı bir direniş hareketi meydana getirmektir. Cemiyet üyeleri Adana ve civarında Fransız-Ermeni düşman birliklerinin işgalinden kurtarılmasında büyük yararlıklar göstermişlerdir.

OSMANLI DEVLETİNİN DAGILMA DONEMINDEKI PADIŞAHLAR VE MEYDANA GELEN II. Mahmut

- İlk defa padişah, kendisinin dışında siyasi bir gücün (âyanların) varlığını kabul etmiştir. - Fransız İhtilâli'nin etkisiyle isyan eden Sırplara bazı ayrıcalıklar verilmiştir. - Osmanlı ülkesindeki milliyetçilik hareketleri ilk defa başarıya ulaşıp Rumlar bağımsızlığını ilan etmiştir. - İstanbul isyanlarının çıkmasında etkili olan Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır. Boğazlar ilk defa uluslararası bir sorun haline gelmiştir. - 1839 Nizip Savaşı yenilgisi haberi İstanbul'a gelmeden II. Mahmut ölmüştür.

Abdülmecit Dönemi - Hukuk devletinin temelleri atılmıştır. - Tanzimat ve Islahat Fermanı ilan edilmiştir. - Padişahın yetkileri kısıtlanmış, kanun gücünün üstünlüğü kabul edilmiştir. - Askerlik vatan görevi haline getirilmiştir. - Kaime adıyla ilk kağıt para basılmıştır. -İlk defa Avrupa'dan borç para alınmıştır.

II. Abdülhamit - İlk defa anayasal düzene geçilmiştir. - I. ve II. Meşrutiyet ilân edilmiştir. - İlk defa parlamenter sısteme geçilmiştir. - Halk ilk defa yönetime katılmıştır. - İttihat ve Terakki Partisi ve buna muhalif yeni partiler kurulmuştur. - İslâmcılık ve Osmancılık siyasetleri uygulanmıştır. - Düyun-u Umumiye (Genel Borçlar İdaresi) kurulmuştur (1881).

ENLER-İLKLERVESONLAR 1812 yılında imzalanan Bükreş Antlaşması ile Sırplar'a imtiyazlar verilmiştir. Böylece Osmanlı Devleti ilk defa sınırları içindeki bir azınlığa imtiyaz vermiştir.

» Sened-i İttifak ile Osmanlı tarihinde ilk üefa padişah yetkileri sınırlandırılmıştır.

Yunanistan, Osmanlı'dan bağımsızlığını kazanarak ayrılan ilk Balkan devletidir.

» Kuzey Afrika'da Cezayir'dir.

kaybedilen

ilk

Berlin Antlaşması ile ilk defa çok sayıda devlet Osmanlı'dan ayrılmış, Balkanlar Osmanlı'dan kopmuştur.

Dömeke Meydan Muharebesi Osmanlı Devleti'nin kazandığı son meydan muharebesidir.

» İlk defa Anayasal düzene II. Abdülhamit Dönemi'nde geçilmiştir. İlk defa parlamenter sisteme geçilmiştir.

toprak

Hünkâr İskelesi Antlaşması ile Boğazlar üzerindeki Türk hakimiyeti ilk defa sınırlandı.

» II. Abdülhamit Dönemi'nde halk ilk defa yönetime katılmıştır.

II. Mahmut Dönemi'nde ilk defa Avrupa'ya öğrenci gönderildi.

II. Mahmut ilk defa kendisinin dışında siyasi bir gücün varlığını kabul etmiştir. | » I. Meşrutiyet'le halk ilk olarak dolaylı da olsa | yönetime katılmıştır.

Osmanlı Devleti'nin galip olarak imzaladığı son | antlaşma Paris Antlaşması'dır. | » Osmanlı tarihinden anayasalı ve meclisli i yönetime ilk defa Meşrutiyet'le geçilmiştir.

Osmanlı Devleti ilk defa Abdülmecit Dönemi'nde | İngiltere'den borç para almıştır. | » Türk siyasi tarihinde sistemi değiştirmeye | yönelik çıkarılan ilk isyan, 31 Mart Olayı'dır.

Abdülmecit Dönemi'nde Kaime adıyla ilk kâğıt para basılmıştır.

44-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

4.

ÇOZUMLU KAVRAMA TE5Tİ

"Tebaamdan Müslümanları camide Hıristiyan'ları kilisede, Musevi'leri de havrada görmek isterim." diyen II. Mahmut, bu sözüyle neyi amaçlamıştır? A) B)

Avrupa ülkelerinde Sanayi inkılâbı sonrasında büyük fabrikalar kuruldu ve üretim arttı. Avrupa devletleri ucuza üretilen fabrika mallarını satabilmek için yeni pazarlar aramaya ve birbiriyle rekabet etmeye başladılar.

C) D) E)

Devlet işlerini düzene koymayı Osmanlı topraklarında yaşayan bütün halkın eşit olduğunu göstermeyi Eğitim faaliyetlerini düzenlemesi Din işlerine ağırlık vermeyi Tanzimat Fermanını uygulamayı

Buna göre, aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Devletini olumsuz yönde etkilememiştir? A) B) C) D) E)

II. Mahmut ile ayanlar arasında yapılan Sened-i İttifak'ta "Padişah aşırı vergi koyamayacak eşit ve adaletli vergi alacaktır." ifadesi yer almıştır.

Osmanlı tüccarlarının Avrupa tüccarlarıyla rekabet edememesi Osmanlı ülkelerindeki loncaların önemini yitirmesi Akdeniz ticaretinin canlanması Osmanlı pazarlarının Avrupa malları ile dolması El tezgahlarının eski önemini kaybetmesi

Bu durum aşağıdakilerden göstergesidir?

z>-m o "o

A) B) C) D) E)

hangisinin

bir

Padişahın yetkilerinin sınırlandırıldığının Merkezi otoritenin güçlendiğinin Yeniçeri Ocağının kaldırıldığının Kapitülasyonların kaldırıldığının Ayanların gücünü kaybettiğinin

UJ «3

2.

19. yy.da banka ve sigorta şirketlerinin kurulması, kağıt para ve çeklerin kullanılması aşağıdakilerin hangisine neden olmuştur? A) B) C) D) E)

Aşağıdakilerden hangisi Tanzimat Fermanı ile ortaya çıkmamıştır?

Milliyetçilik fikrinin yaygınlaşmasına Ticaretin gelişmesine Sömürgeciliğin sona ermesine I. Dünya Savaşı'nın çıkmasına Akdeniz limanlarının önemini kaybetmesine

A) B) C) D) E)

Bütün halkın can ve mal güvenliğinin devlet tarafından sağlanması Vergilerin herkesin gelirine göre ayarlanması Kanun önünde herkesin eşit sayılması Askerliğin vatan görevi olması Gayri Müslimlerin devlet memuru olabilmesi

3. "Avrupa devletleri 1815 Viyana Kongresinde milliyetçilik isyanlarını destekleme kararı aldılar." İngiltere, Fransa ve Rusya aşağıdakilerden hangisinin isyanını destekleyerek bağımsız olmasını sağlamışlardır? A) Sırplar C) Romenler B) Karadağlılar D) Bulgarlar E) Yunanlılar

7. 31 Mart Olayı, aşağıdakilerden hangisi tarafından bastırılmıştır? A) B) C) D) E)

Kuvay-i Milliye Kuvay-i İnzibatiye Hareket Ordusu Yıldırım Ordusu Vatan ve Hürriyet Cemiyeti

-TARIH-

45

12. II. Mahmut döneminde;

8. Osmanlı Devleti'nde azınlıkların ticari kuruluşlar açmaları aşağıdakilerden hangisiyle kabul edilmiştir?

Yabancı kumaşlardan elbise yapılması yasaklanmıştır.

A) Tanzimat Fermanı B) Sened-i İttifak C) Islahat Fermanı D) Paris Konferansı E) Berlin Antlaşması

Yerli tüccarlara yabancı tüccarlarla rekabet edebilmeleri için gümrük kolaylıkları sağlanmıştır. Bu bilgilere dayanarak aşağıdakilerden hangisi çıkarılamaz? I. Ekonomi yabancı devletlerin etkisinden kurtarılmak istenmiştir.

9. Osmanlı Devleti'nin I. Meşrutiyeti ilan etmesinin nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

II.

Yabancı mallann satılması kısıtlanmıştır.

III.

Dış borçlar ödenmeye başlanmıştır.

IV. Batı tarzında sonuçlanmıştır.

Avrupalı devletlerin içişlerine karışmasını önlemek B) M. Ali Paşa isyanına karşı Avrupalı devletlerden yardım almak C) Rusya'nın tarihi emellerini engellemek D) Müslüman halkın ayrılmasını önlemek E) Paris Antlaşması'nın imzalanmasını sağlamak A)

A) I ve II C) II ve III E) l l l v el V

yenilikler

başarısızlıkla

B) I ve III D) II ve IV

C5

tr UJ

o co

10. Aşağıdakilerden hangisi, Rusların panislavizm >: politikasının amaçları dışında kalır? A) B) C) D) E)

Slavları yönetimi altında toplamak Osmanlı Devletini zayıflatmak Yunanistan'ın bağımsızlığını sağlamak Balkanlarda etkinlik kazanmak Balkanlar üzerinden sıcak denizlere açılmak

H.Osmanlı Devleti Islahat Fermanını aşağıdaki antlaşmaların hangisinin imzalaması sırasında Avrupalı devletleri etkileyebilmek için yayınlamıştır? A) Berlin C) Paris E) B) Bükreş D) Londra Kütahya

13. Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşına girmesi, savaşın gidişi üzerinde nasıl bir etkide bulunmuştur? A) B) C) D) E)

ABD'nin savaşa girmesi hızlandırılmıştır. İtalya'nın savaşa girme olasılığını arttırmıştır. Savaş daha geniş alana yayılmıştır. Dünya güçler dengesini bozmuştur. Savaş ittifak devletlerinin lehine dönüşmüştür.

14. Osmanlı Tarihi'nde çok partili yaşam aşağıdaki dönemlerin hangisinde gerçekleşmiştir? A) B) C) D) E)

Lale Devrinde II. Meşrutiyet Dönemi'nde III. Selim Dönemi'nde Tanzimat Dönemi'nde I. Meşrutiyet Dönemi'nde

46-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISU

15. Aşağıdakilerden hangisi II. Mahmut Dönemi'nde kaldırılan Yeniçeri Ocağı'nın yerini almıştır? A) B) C) D) E)

19. İngilizler I. Dünya Savaşında Osma nlı kuvvetlerinin İran'a girmesini ve Hindistan'ı tehdit etmesini önlemek için hangi cepheyi açmışlardır?

Sekban-ı Cedit Eşkinci Ocağı Sürat Topçuları Mühendishane-i Bahr-i Hümayun Asakir-i Mansure-i Muhammediye

A) Kanal C) Filistin E) Yemen

B) Irak D) Arabistan

20. İttihat ve Terraki Partisi'nin etkisiyle ilan edilen II. Meşrutiyetin aşağıdaki padişahlardan hangisi döneminde ilân edilmiştir? A) B) C) D) E)

16. Aşağıdakilerden hangisi Çanakkale Savaşı'nın sonuçlarından biri değildir? A) I. Dünya Savaşının uzaması B) İtilaf Devletlerinin Ruslara gerekli askeri yardırnı yapamaması C Yarım milyona yakın insanın ölmesi ) ingiliz ve Fransız donanmalarının büyük kayıplar vermesi E) Rusya'nın I. Dünya savaşından çekilmesi 2:

o >» m 'o UJ

to

o o CNİ

17. Mustafa Kemal'in tanınması ve Milli Mücadelede 2? önder olarak kabul edilmesinde aşağıdakilerden hangisinin etkisi en çoktur? A) B) C) D) E)

Vatan ve Hürriyet Cemiyetini kurması Halep'in kuzeyinde düşmanları durdurması Muş'u ve Bitlis'i Ruslardan geri alması Anafartalar ve Conkbayırı'ndaki başarısı Deme'de İtalyan kuvvetlerini durdurması

18. Aşağıdaki devletlerden hangisi Çanakkale Savaşlarının kazanılması üzerine İttifak Devletleri tarafında I. Dünya Savaşına girmiştir? A) ABD C) Romanya E) Bulgaristan

B) Sırbistan D) Yunanistan

II. Abdülhamit II. Mahmut Abdülmecit lll.Selim Genç Osman

47

-TARIH-

ÇÖZÜMLER

10. Rusların Yunanistan'ın bağımsızlığını sağlamak gibi bir amacı yoktur.

1. Akdeniz ticaretinin canlanması Akdeniz'e hakim Osmanlı Devleti için olumlu bir gelişmedir. (Cevap C) 2. Bankacılık ve sigortacılığın ve ayrıca kağıt para ve çeklerin kullanılması ticarette kolaylıklara sebep olmuş ve bu nedenle ticaret gelişmeye başlamıştır. (Cevap B) 3. Yunanlıların isyan girişimlerini Avrupa devletleri tam desteklemiş ve bu nedenle Osmanlının Fransa, İngiltere ve Rusya ile arası bozulmuş 1827'de Navarin Limanında Osmanlı donanması Ruslar tarafından yakılmış, Osmanlı Rus savaşı çıkmıştır. 1829 Edirne Antlaşması ile Yunanlılar bağımsız olmuşlardır. (Cevap E) 4. Bu sözüyle II. Mahmut din, dil, ırk ayrımı yapılmaksızın halkın eşit ve özgür olduğunu göstermek istemiştir. (Cevap B) 5. Ayanlarla yapılan Sened-i ittifakla padişahın yetkilerinin sınırsız olmadığı anlaşılmıştır. (Cevap A) 6. Gayrimüslimlerin devlet memuru olabilmeleri kararı; Tanzimat'tan sonra 1856 Islahat Fermanı'nda kabul edilmiş ve gayrimüslimlerle Müslümantar arasındaki ayrıcalıklar giderilmiştir. (Cevap E) 7. 31 Mart olayı II. Meşrutiyete karşı (rejime karşı yapılan ilk isyan) 13 Nisan 1909'da yapılmıştır. Komutanlığını Mahmut Şevket Paşa'nın Kurmay Başkanlığını Mustafa Kemal'in yaptığı Hareket Ordusu bu isyanı bastırmış. II. Abdülhamit tahtan indirilip yerine V. Mehmet Reşad getirilmiştir.

(Cevap C) 11. 1856 Paris Antlaşması ile aynı zamanda Islahat Fermanı yayınlanmıştır. (Cevap C) 12. Bilgîlere dayanarak ulaşamayız.

E

şıkkındaki

yargılara

(Cevap E) 13. En kesin etkisi yeni cephelerin açılmasıyla savaşın daha geniş alana yayılmasıdır.

(Cevap C) 14. Osmanlı Devleti'nin çok partili siyasal sisteme geçişi II. Meşrutiyetle gerçekleşmiştir. (Cevap B) 15. Yeniçeri Ocağı'nın yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir askeri örgüt kurulmuştur. (Cevap E) 16. Rusya Çanakkale Savaşı nedeniyle yardım alamamıştır. Ama savaştan çekilmesinin tam olarak nedeni Bolşevik isyanı nedeniyle Rusya'da yeni bir hükümetin kurulması olmuştur. (Cevap E) 17. Çanakkale savaşında Anafartalar ve Conkbayırında Mustafa Kemal ve ordusunun kahramanlıkları milletimize yeni bir güç, kuvvet ve inanç katmıştır. (Cevap D) 18. Kendisine yakın bir cephede Osmanlı'nın itilaf kuvvetlerini yenmesi Bulgaristan'ı hem korkutmuş hem de Osmanlının yanında olduğu takdirde Balkan ülkelerine karşı cesaretlendirmiştir. (Cevap E)

(Cevap C) 8. Islahat Fermanında azınlıkların ekonomilerinin güçlendirilmesi için mal mülk ve ticaret serbestlıgı tanınmış ve yabancı sermayenin yatırım yapmasına olanak sağlamıştır. (Cevap C) 9. I. Meşrutiyet'in ilanının nedenleri arasında Avrupalı Devletlerin Osmanlı Devleti'nin içişlerine karışmasını engellemek isteği ve İstanbul Konferansı'nın toplanmasını ve Osmanlı aleyhine karar alınmasını engelleme düşünceleri vardır. (Cevap A)

19. ingilizlerin Irak cephesini açmalarının nedeni Osmanlının İran'a girmesini ve Hindistan'ı tehdit etmesini önlemek, kıyıdan karayolu ile Rusya ile birleşmektir. (Cevap B)

20. II. Meşrutiyet II.Abdülhamit Dönemi'nde ilan edilmiştir. (Cevap A)

48-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

3. Osmanlı Devleti, aşağıdakilerden hangisiyle Birinci Dünya Savaşından çekilmiştir? (99 DMS OÖ)

ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ

1. Osmanlı Devleti yönetiminde, Divan-ı Hümayun (bakanlıkların) kurulması

yerine

nezaretlerin

Sadrazamlık makamının (başbakanlık) olarak değiştirilmesi

başvekalet

A) B) C) D) E)

Ankara Antlaşması Sevr Antlaşması Mudanya Ateşkes Antlaşması Lozan Antlaşması Mondros Ateşk9S Antlaşması

Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'ndan Mondros Ateşkes Antlaşması ile çekilmiştir. (Cevap E)

hangi padişah döneminde gerçekleşmiştir? (99 DMS OÖ)

A B )C ) D ) E )

II. Abdulhamit I. Mahmut Abdulmecit III. Ahmet II. Mahmut

Aşağıdakilerden hangisi, Osmanlı Devleti'nin Balkan Savaşları sonunda kaybettiği yerlerden biri değildir? (99 DMS OÖ)

II. Mahmut döneminde Divan-ı Hümayun kaldırıldı. Yerine "Meclisi Has" adıyla Bakanları Kurulu § (Nazırlıklar) kuruldu. Sadrazamlık makamının adına |Ş Başvekâlet (Başbakanlık) olarak değiştirildi. 0 II. Mahmut zamanında askeri, idari, eğitim V9 kültür, ekonomik alanda bir çok yenilikler yapılmıştır. (CevapE) 2. Osmanlı Devİ9ti'nde,

A) Bosna-Hersek C) Batı Trakya E) Ege Adaları

ÇÖZUM: Bosna - Hersek II. Meşrutiyet'in ilanı ile ortaya çıkan bunalımdan istifade eden Avusturya Macaristan tarafından işgal edilmiştir. Bosna - Hersek Balkan Savaşları öncesinde kaybedilen topraklardandır. Diğer seçeneklerdeki yerler ise Balkan Savaşları sırasında kaybedilmiştir. (Cevap A)

Herkesin temel haklarının güvence altına alınması, Müslümanlar ile Müslüman arasında her alanda eşitlik sağlanması Şer'i mahkemelerin mahkemelerin kurulması

olmayanlar

yanında

yeni

5. Osmanlı Devleti'nde halkın yeniliklere ilgisiz kalması, aşağıdakilerden hangisine neden olmuştur? (99 DMS ÖL) A) B)

kaçıncı yüzyılda gerçekleşmiştir? (99 DMS OÖ) A) 16.

B) 17.

C) 18.

D) 19.

E) 20.

f&g&Ms Verilen bilgiler Osmanlı Devleti'nde Tanzimat Dönemi'nd9 gerçekleştirilmiştir. Tanzimat Dön^mi 1839 - 1876 yılları arasıdır. Bu da 19. yüzyılı göstermektedir. (Cevap D)

B) Makedonya D) Arnavutluk

C) D) E)

Merk9zi otoritenin gücünü yitirmesine Yabancıların içişlerine müdahalesinin azalmasına Yenilik taraftarlarının güç kazanmasına Yeniliklerin kısa ömürlü olmasına Ayaklanmaların azalmasına

Osmanlı Devletinde halkın yeniliklere ilgisiz kalması yapılan yeniliklerin kısa ömürlü olmasına yol açmıştır. (Cevap D)

49

-TARIH-

6. Aşağıdakilerden hangisi Yeniçeri Ocağı'nın yerini almıştır? (99 DMS ÖL) A) B) C) D) E)

8. I. Dünya Savaşı'ndan sonra imzalanan ve Osmanlı Devleti'nin karşılıksız olarak elindeki tüm tutsakları serbest bırakması, Osmanlı Ordusu'nun dağılması, Boğazların açılması koşullarını içeren belge aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS ÖL)

Sekban-ı Cedit Eşkinci Ocağı Sürat Topçuları Mühendishane-i Bahri Hümayun Asakir-i Mansure-i Muhammediye

A) B) C) D) E)

Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde büyük sorunlar yaratan Yeniçeri Ocağı II. Mahmut döneminde kaldırılmıştır. Bu olaya "Vaka-i Hayriye" (Hayırlı olay) adı verilmiştir. (1826) Yeniçeri Ocağı'nın yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye adıyla yeni bir askeri örgüt kurulmuştur.

Soru kökünde verilen hükümler, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'ndan çekilmesini sağlayan Montros Ateşkes Antlaşması'na aittir.

(Cevap E)

(Cevap A)

7. Batı Anadolu'da kurulan direnme örgütlerine ne -g; ad verilmiştir? (99 DMS ÖL) g A) B) C) D) E)

Q

m tn a.

İttihat ve Terakki Cemiyeti Felah-ı Vatan Adem-i Merkeziyet Cemiyeti Redd-i ilhak Cemiyeti Teal-i islam Cemiyeti

Q UJ

Almanya, Osmanlı Devleti ile aynı ittifakta olmasına karşın, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girerken kapitülasyonları kaldırmasına karşı çıkmıştır. Almanya'nın bu tutumu aşağıdakilerden hangisi ile açıklanabilir? (99 DMS ÖL) A)

Batı Anadolu'da kurulan direnme örgütü Reddi İlhak Cemiyetidir. Bu cemiyet hakkında bilgi verirsek İzmir Redd-i İlhak Cemiyeti milli (faydalı) cemiyetlerden olup 1918'de Türk Ocağı tarafından kurulan cemiyet 14 Mayıs 1919'da bu ismi almıştır. İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edileceğinin duyulması üzerine, cemiyet büyük bir miting düzenleyerek işgali protesto etmiştir. (Cevap D)

Mondros Ateşkes Antlaşması Versay Antlaşması Sen Jermen Antlaşması Nöyyi Antlaşması Triyanon Antlaşması

B) C) D) E)

Kendisine danışılmadan hareket edilmesinden huzursuzluk duyması Elde ettiği ayrıcalıkları korumak istemesi Kapitülasyonlardan yararlanan diğer devletlere karşı Osmanlı Devleti'ni korumak istemesi Uluslar arası antlaşmalara bağlılığı ilke edinmesi Osmanlı Devleti'ni uluslar arası platformda yalnız bırakmak istemesi

Almanya'nın Osmanlı Devleti ile aynı ittifakta olmasına karşın, Osmanlı Devleti'nin I. Dünya Savaşı'na girerken kapitülasyonları kaldırmasına karşın çıkmasındaki amacı daha önce elde ettiği ayrıcalıkları korumak istemesinden kaynaklanmaktadır. Almanya Osmanlı Devleti ile yaptığı antlaşmalarla ekonomik ayrıcalıklar elde etmiştir. (Cevap B)

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

50-

10. 31 Mart Olayı'nı kimler çıkarmıştır? (99 DMS ÖL) A) B) C) D) E)

12. XVII. yüzyıldan sonra medreselerde deney ve eleştiriye yer verilmemiştir. Tanzimat Dönemi'ne gelindiğinde ise medreselerin yanında modern anlamda okullar açılmıştır.

Meşrutiyet rejimine karşı olanlar Hareket Ordusu mensupları İttihat ve Terakki Partisi mensupları Nizam-ı Cedit Ordusu mensupları Kabakçı Mustafa ve yandaşları

Bu durum aşağıdakilerden hangisine neden olmuştur? (99 DMS L)

f&g&ite

A)

31 Mart Olayı (13 Nisan 1919) II. Meşrutiyetin ilanından sonra İttihat - Terakki Cemiyeti'nin ülkede demokratik koşullar oluşturmuş ve tüm grupların örgütlenerek siyasi çalışma yapmalarına olanak sağlamıştır. Bu gruplardan biri olan Ahrar grubu II. Abdülhamit'ten aldığı güçle rejime yönelik sert muhalefet çizgisi oluşturmuştur. Bu örgütün lideri öldürülünce İstanbul'da terör olayları meydana gelmiş ve Derviş Vahdet adlı gazeteci, meşrutiyet yönetime karşı şeriat istekli bir ayaklanma başlatmıştır.

B) C) D) E)

Batıdaki teknolojik gelişmelerden ilk kez yararlanılmasına İlköğretimin zorunlu hale gelmesine Medrese sayısının sabit kalmasına Medreselerde eğitim düzeyinin yükselmesine Öğretimde ikili bir sistemin ortaya çıkmasına

Osmanlı Devleti'nde Tanzimat Dönemi'nde medreselerin yanı sıra modern anlamda okulların da açılmasıyla öğretimde kültür farklılıkları, dolayısıyla ikili bir sistem ortaya çıkmıştır.

Mahmut Şevket Paşa komutasındaki Hareket ordusu 23 - 24 Nisan'da İstanbul'a gelmiş ve ayaklanmayı bastırmıştır.

(Cevap E)

(Cevap A)


H.Osmanlı Devleti'nin ba ğımsız dış tica ret politikasını izleme hakkından vazgeçmesine neden olan antlaşma, aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS L) A) B) C) D) E)

Paris Antlaşması Berlin Antlaşması Londra Antlaşması Balta Limanı Antlaşması Hünkâr İskelesi Antlaşması

A) B) C) D) E)

Şeker Ahmet Paşa Osman Hamdi Bey Süleyman Seyyid Halil Paşa Osman Nuri Bey

Türkiye'de gerçek anlamda müzecilik, Osman Hamdi Bey ile 1882 yılında başlar. Osman Hamdi Bey, Asar-ı Atika Nizamnamesi'ni yeniden düzenlemiş ve eserlerin yurt dışına çıkmasına yasak getirmekle, müzeciliğimiz açısından önemli bir adım atmıştır. (Cevap B)

Osmanlı Devleti Mısır meselesinde Fransa, M. Ali Paşa tarafını tutmuş, İngiltere Osmanlı tarafında yer almıştır. Osmanlı İngiltere'nin tam desteğini almak için 1927 Navarin olayının sonrasında kaldırdığı kapitülasyonları 1838 Balta Limanı Ticaret Sözleşmesi ile yeniden onaylanmış ve genişletmiştir. 1838 Balta Limanı Ticaret Sözleşmesi ile Osmanlı Devleti açık pazar konumuna gelmiştir. (Cevap D)

14. Aşağıdaki cemiyetlerden hangisi Mustafa Kemal tarafından kurulmuştur? (99 DMS L) A) B) C) D) E)

Vatan ve Hürriyet Cemiyeti İslam Teali Cemiyeti Milli Kongre Cemiyeti Redd-i İlhak Cemiyeti Şark Vilayetleri Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti

—TARIH-

Mustafa Kemal Şam'da 5. Ordu'nun emrine kaldığı üç yıl içinde Suriye'nin hemen her yerini görevle dolaşmış, memleket idaresindeki aksaklıkları, ordunun eğitim ve öğretimindeki eksiklikleri daha da yakından görmüştü. Mustafa Kemal burada 1906 yılında güvendiği bazı arkadaşları ile gizli olarak Vatan ve Hürriyet Cemiyetlerini kurdu.

51

Londra Konferansının amacı; Balkanlar'ın yeni haritasını belirlemektir. imzalanan Londra Antlaşmasına göre, Osmanlı Devleti, Midye-Enez çizgisinin batısında kalan bütün topraklarını kaybettiğini kabul etti. Böylece Osmanlı Devleti'nin Balkantar'daki varlığı sona erdi. (Cevap A)

Diğer cemiyetler hakkında kısaca bilgi verirsek, İslam Teali Cemiyeti: İslam medreselerindeki bazı öğretim üyeleri tarafından kurulmuştur. Cemiyet din birliğini esas alıp saltanatı ve hilafeti güçlendirerek vatanın kurtarılacağını savunuyordu. Türklerin kurduğu zararlı cemiyetler içerisinde yer alır. Kongre Cemiyeti: Faydalı Cemiyetler içerisinde olup, İstanbul'da Darülfünun öğretim üyeleri tarafından kurulmuştur. Bütün müli müesseseleri bünyesinde topladığını ilan eden cemiyet, Türk halkının sesini duyurmaya çalışmıştır. Redd-i İlhak Cemiyeti: Faydalı cemiyetler arasında yer alır. 1918'de Türk ocağı tarafından kurulan cemiyet İzmir'in Yunanlılar tarafından işgal edileceğinin duyurulması üzerine büyük bir miting düzenleyerek işgali protesto etmiştir. Şark Vilayetleri Müdafa-I Hukuk Cemiyeti: Faydalı cemiyetler arasında yer alır. Amacı Doğu Anadulu'nun Türk ve Müslüman halkıyla bölünmez bir bütün otduğunu savunarak, bölgede bir Ermeni devletinin kurulmasını önlemektir. (Cevap A)

16.1. Dünya Savaşı'nın çıkmasında, Aşağıdaki etkenlerden hangisinin en az rol oynadığı savunulabilir? (99 DMS L) A) Ekonomik yayılma poiitikası B) Avrupa'da Alman-Fransız anlaşmazlığı C) Balkanlarda Rus, Avusturya-Macaristan anlaşmazlığı D) Ulusçuluk düşüncesi E) Hanedan çekişmeleri

I. Dünya Savaşı'nın nedenlerine göz attığımızda, Emperyalist devletlerin yeni pazarlar edinme ve ucuz hammadde sağlama arayışlarının doğurduğu bir savaştır. Fransa'nın 1871'de Almanya'ya bıraktığı Alsas - Loraine'i geri almak istemesi İngiltere'nin Boğazlar ve Balkanlarda Rusları serbest bırakmasıyla Rusya'nın Panislavizm politikasına ağırlık vermesi Panislavizm politikasının Avusturya Macaristan İmparatorluğu'nun çıkarlarına ters gelmesi (Cevap E)

15.1912 yılında toplanan Londra Konferansı'nın amacı aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS L) Balkan Yarımadası'nın yeni siyasi haritasının belirlenmesi B) İstanbul ve boğazların Rusya'ya verilmesi C) İngiltere ve Fransa'nın Almanya'ya karşı yeni bir politika belirlemesi D) Almanya'nın Müslümanların halifesi olan Osmanlı Padişahı'yla yakınlık kurmak istemesi E) Rodos ve On iki Ada'nın Yunanistan'a verilmesi A)

17. Aşağıdakilerden hangisi Osmanlı Devleti'nin Mondros Ateşkes Antlaşması'nı imzalamasının sonuçlarından biri değildir? (99 DMS L) Osmanlı ülkesinin işgal edilmesi için ortam oluşması B) Osmanlı Devleti'nin savunma gücünden yoksun kalması C) Balkanların Osmanlı ülkesinden kopması D) Osmanlı ülkesinde ulusal cemiyetlerin kurulması E) Osmanlı Devleti'nin hukuki varlığının devam etmesi A)

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

52-

19.1. Dünya savaşı sırasında, Mekke Şerifi Hüseyin ve oğulları Osmanlı Devleti'ne karşı İngilizlerle birleşerek bir Arap devleti kurmak istemişlerdir.

Mondros Mütarekesinin İmzalanmasının sonuçları •

Osmanlı Devleti fiilen sona erdi. Bu durum Aşağıdakilerden hangisinin bir göstergesidir? (99 DMS L)

• Milli Mücadele hareketinin doğmasına zemin hazırladı. •

İşgaller başladı.

• işgallere tepki olarak cemiyetleri kurulmaya başladı.

bölgesel

A) B)

direniş

C) D) E)

C seçeneğinde veriten Balkanların Osmanlı ülkesinden kopması Balkan Savaşları sonunda olmuştur. (Cevap C)

Dini duyguların ikinci planda kaldığının Hristiyanlar arasında Haçlı zihniyetinin önemini yitirdiğinin Sömürgecilik hareketlerinin sona erdiğinin islam dünyasında ilk ayrılıkların başladığının Osmanlı Devleti'nin, Arapları azınlık saymadığının

I. Dünya Savaşı'nda Osmanlı Padişahı Halife V. Mehmet, İngilizlere karşı cihat çağrısında bulundu. Ancak bu çağrı Müslüman Araplar üzerinde hiçbir etki yapmadı. Aksine Araplar İngilizlerin yanında Osmanlılara karşı savaşmışlardır. Bu durum dini duyguların ikinci planda kaldığının bir göstergesidir. (Cevap A)

o 'o

18.1.

Dünya Savaşı sırasında gerçekleşen;

II.

Kanal harekatı

III.

Rusya'da Bolşevik İhtilali

IV. Yunanistan'ın Anlaşma Devletleri'nin yanında yer alması gelişmelerinden hangileri, gizli anlaşmalarla değişiklik yapılmasına neden olmuştur? (99 DMS L)

A Yalnız I C I ve II ) llvelll E

B) Yalnı D) Izve III

20. Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra, işgalci devletlere karşı tepki olarak ortaya çıkan direniş kuruluşu Aşağıdakilerden hangisidir? (99 DMS L) A) B) C) D) E)

VVilson Prensipleri Derneği Kuva-i Milliye Teşkilat-ı Esasiye İngiliz Muhipler Derneği Kuva-i İnzibatiye

ÇÖZÜM: Mondros Ateşkes Antlaşması'nda sonra itilaf Devletlerinin Anadolu'yu işgale başlaması üzerine Türk milleti Kuva-i Milliye adı verilen direniş cemiyetlerini kurmuştur.

I. Dünya Savaşı sürerken İtilaf Devletleri, savaşın bitiminde Osmanlı topraklarını nasıl paylaşacaklarını gizli antlaşmalarla belirlemişlerdi. Buna göre, Boğazlar ve Doğu Anadolu Rusya'ya verilecekti. Ancak Rusya'da Bolşevik İhtilali'nin çıkması ve Bolşeviklerin I. Dünya Savaşı'ndan çekilmeleri ile gizli antlaşmalarda değişiklik yapılmıştır. (Cevap E)

(Cevap B)

53

-TARIH-

3. "19. yüzyılda Osmanlı Devleti, Avrupa Devletlerinin

ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ

siyas i ve ek onomik istilası karşısında kendini korumak için bazı girişimlerde bulunmuştur." Aşağıdakilerden hangisi bu girişimlerden biri

1. Aşağıdakilerden hangisi, Avrupa devletlerinin Osmanlı ülkesinde okul açmalarının amaçlarından biri değildir? (2000 DMS) A) B) C)

değildir? (2000 DMS)

Kültürlerini yaymak Çıkarlarını sürdürmek Uyruklarındaki

çocukların

eğitimlerini

A)

İttifak yapma

B)

Avrupa hukukundan yararlanma

C)

Borç para alma

D)

Askere alma ve terhis etme işlemlerini belli bir düzene bağlama

sürdürmek D)

E)

Osmanlı Devletindeki yenilik hareketlerine

Tanımış olduğu ayrıcalıkları kaldırma

öncülük etmek E)

Azınlık haklarını korumak Verilen şıklar incelendiğinde; A) İttifak yapma; Fransa ile yeniden dostluk ilişkileri kurulmaya başlanmıştır.

Avrupa devletleri kendi politik çıkarlarına uygıın düşen herhangi bir Osmanlı azınlığını korumak bahanesiyle okullar açmışlardır ve onlar aracılığı ile çıkarlarını sürdürmeye çalışmışlardır. Osmanlı Devleti parçalanmaya başladığı son yüzyılda azınlık ve yabancı okulları, başta din ve mezhep propagandası olmak üzere öğretmen adı -^ altında papazların, casusların ve politikacıların bir 'ö üssü haline gelmiştir. g w (CevapD) g?

Q Ui >■

B) Avrupa hukukundan yararlanma; Tazimat Fermanı ile duruşmaların açık olması ve hiç kimsenin yargılanmadan cezalandırılmaması sağlanmıştır. 1840 yılında Ceza Kanunu çıkartılmıştır. C) Borç para alma; 1854'te ingiltere'den ilk dış borçalınmıştır. D) Askere alma ve terhis etme işlemlerini belli bir düzene bağlama; Tanzimat Fermanı ile sağlanmıştır. E şıkkı ise yanlıştır. Osmanlı Devleti'nin tanımış ol duğu ayrıc alı kl ar k aldırıl m amış d ah a d a arttırılmıştır. (Cevap E)

2. Türk siyasi tarihinde, İttihat ve Terakki Partisi ile Ahrar Partisi gibi partilerin kurulmasıyla çok partili sisteme geçiş ilk kez hangi dönemde olmuştur? (2000 DMS) A)

Tanzimat

"19. yüzyıl s onlarına doğru Osmanlı aydınları,

B)

I. Meşrutiyet

Osmanlı İmparatorluğunda yaşayan tüm azınlıkları

C)

II. Meşrutiyet

din, dil, s oy f arkı göz etmeks izin Os manlıc ılık

D)

İlkTBMMHükümeti

düşüncesi etrafında toplamak istemişler ancak bunu

E)

Cumhuriyet

başaramamışlardır." Aşağıdakilerden hangisi bu başarısızlığa yol açan

1908'de II. Meşrutiyet'in ilanı ile Kanuni Esasi'nin Meclis Hükümet ilişkilerine yeni düzenlemeler getirildi. Meclisin yetkileri arttırıldı. 1912'den sonra da Meclis yeni siyasi partilerin faaliyete geçmesiyle, parti hükümetlerine sahne oldu. Böylece çok partili sisteme geçiş başladı. (Cevap C)

etkenlerden biri değildir? (2000 DMS) A)

Çarlık Rusyası'nın izlediği dış politika

B)

Osmanlı maliyesinin yabancıların kontrolüne girmesi

C)

Fransız ihtilalinin getirdiği ilkeler

D)

Genç Osmanlılar Cemiyetinin kurulması

E)

Büyük

devletlerin,

sürdürmesi

azınlıkları

korumayı

54-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

Tanzimat Dönemi'nin sonlarına doğru bazı Osmanlı Aydınları Genç Osmanlılar adıyla bir cemiyet kurmuşlardır. Osmanlıcılık görüşüne göre; ulusai birliğin sağlanması, ulusal bilinç ve ülkünün oluşturulması ancak Osmanlı birliğini sağlamakla gerçekleşerek, İmparatorluğun dağılıp yok olması önlenebilecekti. Fakat Tanzimat, Islahat ve I. Meşrutiyet dönemlerinde etkili olmuştur. Bu görüş, kendisiyle hemen hemen aynı zamanda Avrupa'da ortaya çıkan ulusçuluk düşüncesine taban tabana ters düştüğünden istenilen ölçüde etkili ve başarılı olamamıştır. Balkan savaşıyla önemini yitirmiştir.

II. Mahmut eyaletlerde merkezi otoritenin eskisi gibi etkili otabilmesi için büyük ayanlarla S9ned-i ittifak denilen antlaşma imzalanmıştır. 1826'da yine II. Mahmut döneminde Yeniçeri Ocağı kaldırılmış ve yerine "Asakir-i Mansure-i Muhammediye Ordusu" kurulmuştur. Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla; • Yeniliklere engel olan önemli bir kurum ortadan kalkmıştır. • Padişahlar devlet üzerindeki otoritelerini yeniden kurmuşlardır. (Cevap E)

(Cevap D) Türk orduları I. Dünya Savaşı'nda,

5. Aşağıdakilerden hangisi, Osmanlı Devleti'nin yabancılara verdiği ayrıcalıklardan biri değildir? (2000 DMS) A) Yabancılara verilmesi

ayin

yapma

özgürlüğünün

misyonerlerin g Osmanlı ülkesine Hıristiyan gelmesi C) Cemaatl^re ait kiliselerde okulların açılması D) Elçiliklerde, elçilik okullarının açılması E) Darülfünunun açılması B)

I.

Sarıkamış

II.

Çanakkale

III.

Kanal

Cephelerinin hangilerinde başarılı olmuştur? (2000 DMS) A) I

B) II

C)

D) l-lll

E) ll-l

Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı'nda şu cephelerde savaştılar: Çanakkaİ9, Galiçya, Irak, Filistin, Yemen, Makedonya, Kafkasya, Suriye, Kanal. Osmanlı orduları Çanakkale cephesinde başarılı olmuştur. (Cevap B)

Osmanlı ülkesine Hıristiyan misyonerlerin gelmesi Osmanlı Devleti'nin yabancılara verdiğı ayrıcalıklardan biri değildir. (Cevap B

6. 19. yüzyılın başlarında;

9. Osmanlı Devleti'nde

I. S^nedi İttifak ile ayanlardan devletin emirlerine uyacaklarına dair söz alınmış

I. Nizarn-ı Cedit Ocağı yerine S9kban-ı Cedit Ocağı'nın kurulması

II. "Devlet ocak içindir" anlayışı ile harek9t eden Yeniçeri Ocağı kaldırılmıştır

II. Yeniçeri Ocağı yerine Asakir-i Mansure-i Muhammediye'nin kurulması

Bu iki olayın ortak amacı aşağıdakilerden hangisidir? (2000 DMS) A) B) C) D) E)

Ayanların denetim altına alınması Halkın yönetim9 katılması Orduda disiplinin sağlanması Ayanlığın resmiyet kazanması Yönetimin güç kazanması

III. Sekban-ı Cedit Ocağı yerine Eşkinci Ocağı'nın kurulması gelişmelerinden hangileri niteliğindedir? (2000 KMS) A) Yalnız I C) Yalnız III E) II ve III

köklü

B) Yalnız D) I ve II

bir

ıslahat

55

-TARIH-

Sekban-ı Cedit: Sadrazam Alemdar Mustafa Paşa'nın II. Mahmut döneminde kurduğu ocaktır. 1609'da bir ayaklanma ile sona erer.

Osmanlı Devleti'nin Balkan Savaşları'nda yenilgi almasının nedenleri: Balkanlar'daki ordunun terhis edilmiş olması

Eşkinci Ocağı: II. Mahmut'un Sekban-ı Cedit Ocağı yerine kurduğu bir ocaktır. Yeniçeriler bundan da hoşnutolmamışlardır.

Ordu içindeki siyasi ayrıcalıklar Silah ve

Asakir-i Mansure-i Muhammedi'ye: 1826'da Yeniçeri Ocağı'nın kaldırılmasıyla kurulan askeri örgüttür.

olması

cephane yetersizliği Haberleşmenin yetersiz

İttihak ve Terakki Partisi'nin Balkanlar'ı birleştirme politikası

Verilen bilgiler dikkate alındığında köklü ıslahat niteliğinde olan II. gelişmedir.

(Cevap C)

(Cevap B) 12. Osmanlı Devleti parlamenter sisteme aşağıdakilerden hangisi ile geçmiştir? (2000 DMS) 10. Aşağıdaki Osmanlı hükümdarlarından hangisi, Panislavizmi savunarak Halifeliği siyasal bir araç ve güç kaynağı olarak kullanılmıştır? (2000 KMS) A) II. Abdülhamit C) I. B) III. Selim D) I. Süleyman E) IV.

A) B) C) D) E)

Kanuni Esasi Tanzimat Fermanı Islahat Fermanı Kanunname-i Ali Osmani Halepa Fermanı

Mehmet

Panislavizmi savunarak halifeliği siyasal bir araç ve Q güç kaynağı olarak kullanan padişah II. j» Abdülhamit'tir. Padişahın bunda iki amacı vardır. * İmparatorluğu korumak ve devam ettirmek.

" 5

Hilafet çatısı altında dünya İslâm sağlamak.

tU

Tanzimat döneminde yetişen Osmanlı aydınları, meşrutiyet yönetiminin kurulması, parlamentonun açılması, ırk, din ve mezhep ayrılıklarının ortadan kaldırılması için Kanun-i Esasiye'nin ilan edilmesini istiyorlardı. 1876'da Kanun-i Esasi ilan edildi. Bu anayasanın en büyük özelliği Türkiye'ye parlamento kavramını getirmiş olmasıdır. (Cevap A)

(Cevap A)

11. Osmanlt Devleti'nin; Orduların önemli bir bölümünün terhis edilmiş olması, Ordularının teknoloji bakımından yetersiz olması, II. Meşrutiyet'in karışıklıklarla uğraşması,

ilanı

nedeniyle



yol Aşağıdakilerden hangisinde yenilmesine açmıştır? (2000 KMS) A) B) C) D) E)

1877 - 78 Osmanlı - Rus Savaşı Dömeke Savaşı Balkan Savaşı Kırım Savaşı Sırp isyanını bastırma harekâtı

13. Aşağıdakilerden hangisi, Mustafa Kemal'in İttihat ve Terakki Partisinden ayrılmasının nedenlerinden biridir? (2000 DMS) Yıldırım orduları komutanlığına atanması Askerlerin siyasi hayata karışmasına karşı olması C) Hareket ordularının kurmay başkanı olması D) Osmanlı Devleti ile İtalya arasında çıkan savaşa katılması E) Veliaht Vahdettin ile Almanya seyahatine çıkması A) B)

Mustafa Kemal'in İttihat ve Terakki Partisinden ayrılmasının nedenlerinden biri de askerlerin siyasi hayata karışmasına karşı olmasıdır. (Cevap B)

56-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

17. Fatih'ten sonra hangi padişah halka, Osmanlı Devleti'nin vatandaşlar arasında din ve mezhep ayrılığı gözetilmeyeceği teminatını vermiştir? (2001 KMS)

14. Osmanlı Devletine parlamento kavramı aşağıdakilerden hangisiyle gelmiştir? (2001 KMS) A) B) C) D) E)

Kanunname-i Al-i Osmani Divan-ı Humayun Saltanat Şurası Vilayet Nizamnamesi Kanuni Esasi

A) I.Abdülhamit C) lll.Selim E) Abdülaziz

ÇÖZÜM:

B) V.Murat D) II. Mahmut

II. Mahmut, devletçe din ve mezhep ayrımı yapılmayacağını "Tebaamdan Müslümanları camide, Hıristiyanları kilisede, Musevileri de havra da görmek isterim" sözü ile ifade etmiştir.

Osmanlı Devleti Kanun-i Esasi ile ilk kez anayasal meclisli (parlamenter) sisteme geçişi sağlamış, sınırlı da olsa halk ilk kez yönetime katılma şansını elde etmiştir.

(Cevap D) (Cevap E)

15. Antlaşma Devletleri Anadolu'yu aşağıdakilerden hangisine dayanarak işgal etmişlerdir? (2001 KMS) Mondros Antlaşması Londra Antlaşması Sevr Antlaşması Paris Antlaşması Berlin Antlaşması

18.1876 Anayasası'm daha demokratik hale getirmek için 1909 yılında yapılan değişikliklerden biri o aşağıdakilerden hangisidir? (2002 KPSS)

>tn E DI

A) B) C) D) E)

to o o

30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi'nin 7. ve 24. maddeleri bahane edilerek, Türk vatanı işgal edilmeye başladı. (Cevap A) 16. Osmanlı Devletinde

CM O >

A Halkın seçimlere katılabilmesi )B Padişahın Mebuslar Meclisi'ni kapatma ) yetkisine bazı sınırlamalar getirilmesi C Padişahın Ayan Meclisi üyelerini seçmesi )D Mebuslar Meclisi üyelerinin dört yılda bir yenilenmesi

E) Parlamentonun, biri "Ayan Meclisi" diğeri "Mebuslar

Meclisi" adında iki meclisten

oluşması

I.Tanzimat Fermanının ilanı ll.lslahat Fermanının ilanı 111.31 Martolayının bastırılması

1876 Anayasası'nda (Kanuni Esasi) 1909 yılında yapılan değişlikler;

Gelişmelerinden hangileri, mevcut anayasal düzene karşı olanlara bir tepkidir? (2001 KMS)

Padişahın yetkileri sınırlandırılmış meclisi açma-kapama yetkisi zorlaştırılmıştır.

B) Yalnız III A) Yalnız I C) l-ll

ÇÖZÜM:

Hükümet getirilmiştir. E) l-ll-l

rneclise

karşı

sorumlu

hale

Kanun teklif etme yetkisi meclise verilmiştir.

31 Mart Olayı sisteme ve rejime karşı bir harekettir. Amacı, mevcut sistemden, tekrar padişahın egemen olduğu bir sisteme geçişi sağlamaktır. Türk siyasi tarihinde sistemi değiştirmeye yönelik çıkarılan ilk isyan 31 Mart Olayı'dır. (Cevap B)

Basın özgürlüğü, parti ve cemiyet kurma özgürlüğü, toplantı özgürlüğü getirilmiştir. (Cevap B)

57

-TARIH20.1. Yerli tüccarların %8 oranında iç gümrük vergisi vermek zorunda olması ve yabancıların bu vergiden muaf tutulması

22. XIX. yüzyılda Osmanlı Devleti'nde,

II. Osmanlı Devleti'nin parçalanması ve Balkan devletlerinin kurulması III. ithalattan %5, ihracattan %12 oranında vergi alınması

Sened-i İttifak'ın imzalanması

II.

Kanun-l Esasi'nin kabul edilmesi

III.

Tanzimat Fermanı'nın ilan edilmesi,

IV.

Islahat Fermanfnın ilan edilmesi,

gelişmelerinden hangileri, toplumu oluşturan bireyler arasında eşitlik sağlanmasına yöneliktir? (2003 KPSS)

Yukarıdakilerden hangileri, Osmanlı Devleti'nde ticaretin yabancıların eline geçmesine ortam hazırlamıştır? (2002 KPSS) A) Yalnız I C) I ve III

I.

A) I ve III C) III ve IV E) II, II! ve IV

B) Yalnız II D) l l v e l l l

B) II ve IV D) I, II ve IV

f&Z&Ms

E)l, llv elll

Tanzimat Fermanı, Islahat Fermanı ve Kanunî Esasiye ile kişi haklarında eşitlik sağlanmıştır.

Ç&MÖMs Verilen üç bilgide de Osmanlı egemenliğinde yaşayan ve ticaretle uğraşan azınlıkların ayrılması ve yabancılara tanınan ayrıcalıklar sonucu ticaret tamamen yabancıların eline geçmiştir.

Sened-i İttifak; 1808 yılında Âyanlar ile imzalanan antlaşmadır. Bu antlaşmaya göre; Ayanlar ıslahatları desteklenecek padişah da ayanların varlığını kabul edecekti. Sened-i ittifak ile ilk defa padişahın yetkileri sınırlandırılmışoldu.

(Cevap E)

(Cevap E) tr.

VJ Q

23. Türk milli mücadelesinin haklılığı ilk kez aşağıdakilerin hangisinde belirtilmiştir? (2003 KPSS) A) B) C) D) E)

21. Osmanlı Devleti'nde, I.

Aydın

II.

Yeniçeriler

III.

Ulemalar sınıfı

kesimlerinden hangileri I. Meşrutiyet'in ilan edilmesi için çalışmıştır? (2003 KPSS) A) Yalnız I B) Yalnız II E)l, llvelll D) I ve III

C) I ve II

I. Meşrutiyetin ilanında etkili olan grup Jön Türkler (Genç Osmanlar) adı verilen aydınlardı. Avrupa'yı yakından tanıyan ve gören aydınlar, ıslahat hareketlerini yeterli bulmuyorlardı. Osmanli İmparatorluğunda meşrutiyet yönetimi kurulursa işlerin düzeleceğine inanıyorlardı. (Cevap A)

Mudanya Konferansı Habord Raporu Moskova Antlaşması Paris Barış Antlaşması Aımiral Bristol Raporu

Yunanlılar Batı Anadolu'da Rumlar'ın çoğunlukta olduğunu ileri sürerek dünya kamuoyunu etkilemek istemişlerdir. Yunanlıların propagandaları karşısında durumu araştırmak için ABD Generali Bristol, bölgede incelemeler yaptı. Verdiği raporda, Batı Anadolu'da Türkler'in ezici bir çoğunlukta olduğu ve Rumlar tarafından Müslüman Türk halkına katliamlar yapıldığını belirtti. Amiral Bristol Raporu Türk milletinin haklılığını dünyaya duyuran ilk resmi belgedir. (Cevap E)

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-

5824.1.

26. Osmanlı Devletinde dış borçlanma hangi padişah döneminde başlamıştır? (2004 KPSS)

Amiral Bristol Raporu

II.

VVilson ilkeleri

III.

Paris Barış Konferansı

A) Abdülaziz C) II. Abdülhamit E) B) Abdülmecit D) V. Murat II. Mahmut

Yukarıdakilerden hangilerinde, Batı Anadolu'daki katliamdan Yunanistan'ın sorumlu olduğu belirtilmiştir? (200312 KPSS)

A Yalnız 1 C Yalnızlll )E 1, II ve III )

Padişah Abdülmeciî döneminde ingiltere'den ilk dış borç alınmıştır.

B) Yalnı D) Ivell

(1854'te)

(Cevap B)

Amiral Bristol Raporu'nda Batı Anadolu'daki katliamdan Yunanistan'ın sorumlu olduğu belirtilmiştir. Bu rapor hakkında kısa bilgi vermek istersek; Amiral Bristol Raporu (11 Ekim 1913) Yunanlıların İzmir'i işgalinden sonra bölgeye ABD, İngiltere, Fransa ve İtalyan generallerinden oluşan ABD'li Amiral Bristol başkanlığında bir komisyon gönderildi. Bu raporun önemli maddeleri şunlardır. Yunanlıların katliam bildirilerinin gerçek olmadığı anlaşılmıştır. Mondros Ateşkesi'nden sonra İzmir ve çevresindeki Hıristiyan halkın güvenliği tehlikeye düşmemiştir. İşgalden sonra Batı Adanolu'da yapılan katliamların sorumluluğu Yunanistan'a aittir. izmir ve çevresinin milliyet prensiplerine görü, Yunanistan'a katılması söz konusu olamaz. Çünkü bölgede Türk çoğunluğu hakimdir. (Cevap A)

27.

Tanzimat Fermanı'nda aşağıdakilerden hangisinde ıslahat yapılması öngörülmemiştir? (2004 KPSS) B) Vergi sistemi A) Yargı sistemi C) D) Devlet rejimi Askerlik işleri E) Eğitim sistemi

Tanzimat Fermanı Doğrultusunda Yapılan Yenilikler; » Yasaları hazırlama görevi Meclis-i Ahkamı Adliye'ye verildi. » Avrupa Hukukundan da yararlanılarak ceza, memurlar ve ticaret yasaları çıkarıldı. »

25. II. Meşrutiyetin ilanında aşağıdakilerin hangisi etkili olmuştur? (2004 KPSS) A) B) C) D) E)

Hürriyet ve İtilaf Partisi İktisat Partisi Terrakiperver Cumhuriyet Partisi Ahrar Partisi İttihat ve Terakki Partisi

Askerlik, herkes için zorunlu hale getirildi.

» İltizam usulü kaldırılarak vergiler tahsildar denilen devlet memurlarınca toplanmaya başlandı. » Memleket yönetim bakımından il (vilayet), sancak, kaza (ilçe), nahiye (bucak) köy birimlerine ayrıldı. Eyalet kaldırıldı. » İllerde valiye yardımcı olmak üzere, üyelerinin bir bölümü halk tarafından seçilen "İl meclisi" kuruldu. » Arazi kanunu çıkarıldı, toprak mülkiyeti yaygınlaştırıldı.

İttihat ve Terakki Cemiyeti ikinci defa Meşrutiyetin ilan edilmesinde en büyük paya sahiptir. (Cevap E)

»

İlk kağıt para bastırıldı.

»

Avrupa'dan ilk borç para alındı.

» Öğretmen okulu, sanat okulu, idadi (lise), mülkiye mektebi (yönetici yetiştirmek için) açıldı. Dar-ül Fünûn (üniversite) açılması için çalışmalar başladı.

59

-TARİH-

B- İdari Alanda Yapılan Yenilikler

» Vatan, millet, eşitlik adalet gibi kavramlar yaygınlaştı.

» Divan örgütü kaldırıldı. Yerine Heyet-i Vükela (Bakanlar Kurulu) kuruldu.

» Türkçe'nin sadeleştirilmesi akımı başlatıldı. Tiyatro, roman, makale türleri edebiyata bu dönemde girdi. » Yabancı devletlere (ABD, ingiltere, Fransa, Avusturya) okul açma izni verildi. İlki Robert Kolej olan bu okulların açılış amacı siyasi, ticari ve dinseldir. » ilk demiryolları yapıldı, "Şirket-i Hayriye" denilen denizyolu işletmesi kuruldu. Osmanlı pazarına mal vermek ve madde taşımak için bunlar gerekliydi.

» Devlet memurları maaşa bağlandı. Tımar sistemi kaldırıldı.

»Avrupa etkisiyle Nizamiye ya da adliye mahkemeleri kuruldu.

»

İstanbul'da ilk öğretim zorunlu oldu.

»

Rüştiye Mektebi açtldı.

»

Harbiye, Askeri tıbbiye mektepleri açıldı.

»

İlk kez Avrupa'ya öğrenci gönderildi.

»

Takvimi Vekay-ı adlı ilk resmi gazete çıkarıldı.

»

Senedi İttifak ile ayanların varlığı kabul edildi. »

Müsadere usulü kaldırıldı.

» Yalnız erkeklerin sayıldığı ilk nüfus sayımı yapıldı. C- Eğitim ve Kültür Alanındaki Yenilikler

(Cevap D)

» Mehterhane kaldırılıp yerine Hümayun (Bando okulu)" kuruldu.

eo "o cc ÜJ o

"Mızıka-yı

»

Posta ve polis teşkilatı kuruldu.

»

Memurlara fes ve pantolon giyme şartı getirildi.

♦ İlk defa anayasal düzene Kanuni esasi-i ile II. Abdulhamit Döneminde geçilmiştir. (Cevap B)

Q

Ui

>

Mahmut 28. Aşağıdakilerden hangisi II. ıslahatlarından değildir? (2005 KPSS) A) B) C) D) E)

Nüfus sayımı yapılması Anayasal düzene geçilmesi İlk öğretimin zorunlu olması Yeni bir ordu kurulması Resmi gazete yayımlanması

29. Tanzimat döneminde aşağıdakilerin hangisinde ikili düzenlemeler yapılmıştır? (2005 KPSS) I. Yargı II. Eğıtım III. Maliye A) Yalnız 1 D) l-lll

B) Yalnız E) IIl-ll-lll

C) Yalnız III

II. Mahmut dönemi yenilikleri A- Askeri Alanda Yapılan Yenilikler

Yargı: Herkes kanun önünde eşit sayılacak.

» Sekban-ı Cedit adlı yeni bir askeri örgüt kuruldu.

-Mahkemeler herkese açık olacak. Hiç kimse haksız yere idam edilmeyecek.

» Yeniçeri Ocağı kaldırıldı. Bu olaya Vaka-i Hayriye denir. Asakir-i Mansure-i Muhammediye adlı yeni bir ordu kuruldu.

Maliye: Rüşvet ve iltimas kaldırılacak.

» Askerlik işlerini düzenlemek için Darı Şura-yı Askeri kuruldu.

-Herkes mal-mülk sahibi olabilecek, bırakabilecek, müsadere kaldırılacak.

mıras

(Cevap D

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

60-

30. II. Abdülhamit aşağıdaki olaylardan hangisinden sonra tahttan indirilmiştir? (2005 KPSS) A) Anayasal düzeni kaldırması B) 31 Mart Olayının çıkması C) Ittihat ve Terakki Partisi'nin hükümete darbe yapması D) Duyunu Umumi'ye idaresinin Osmanlı, maliyesine el koyması E) Osmanlı İmparatortuğu'nun 1877-78 Rus Savaşı'na katılması

Bazı çevrelerin kışkırtmalarda bulunması sonucunda İstanbul'da 13 Nisan 1909'da Meşrutiyet yönetimini yıkmak amacıyla gerici bir ayaklanma çıktı. Bu ayaklanma o zamanki takvimle 31 Mart'ta çıktığı için "31 Mart Olayı" olarak adlandırıldı. Hareket ordusu ayaklanmayı bastırarak Meşrutiyetin devamını sağladı. Meşrutiyete karşı olduğu bilinen II. Abdülhamit, Mebuslar Meclisi kararıyla tahttan indirilerek yerine V. Mehmet Reşat padişah yapıld; (1909). Ayrıca, Kanun-u Esasi'de yapılan değişikliklerle padişahın yetkileri azaltıldı. (Cevap B)

z

o

Q UJ

31.1-Girit - Amavutluk II- Batı Trakya ve Makedonya III- Gökçeada ve Bozcaada Yukarıdakilerden hangileri Balkan Savaşları sonucunda yapılan anlaşmalarla kaybedilmiştir? (2005 KPSS) A) B) C) D) E)

Yalnız I Yalnız II Yalnızlll l-ll l-ll-lll (Cevap D)

-COGRAFYA-

61

COGRAFYA | Türkiye'nin Ekonomik Coğrafyası (Hayvancılık - Ormancılık)

TÜRKJYE'DE HAYVANCILIK

Türkiye'de meralar giderek azalmaktadır. Çünkü buraların bir kısmı sürülerek ekim alanlarına dönüştürülmektedir. Bu da, hızla artan nüfus için tarım alanlarının yetersiz kalmasının bir sonucudur. Meralar aşırı şekilde otlatılmaktadır. Aşırı otlatmaya ek olarak yapılan erken otlatma da otlaklarımızın bir başka sorunudur.

Hayvancılık, çeşitli evcil hayvanları besleme, onların ürünlerinden ve gücünden yararlanma işlerini kapsar. Hayvancılık, ülkemizde hızlı bir gelişme içinde olmasına rağmen, henüz istenilen düzeye ulaşamamıştır. Türkiye, ürettiği hayvansal maddeleri kendine yeterli olan az sayıdaki ülkelerden biridir. Çeşitli iklimleri ve geniş meralarıyla Türkiye, hayvancılık yönünden önemli bir potansiyele sahiptir. Özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da geçimini tamamen hayvancılıktan sağlayan aileler bulunmaktadır. TÜRKİYE'DE HAYVANCILIĞI ETKİLEYEN FAKTORLER

| LU

Türkiye'de hayvancılık bazı altındadır. Bunlar;

faktörlerin etkisi JJ £

LOtlaklarvelslahı

3

Türkiye'de büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık "g yaygın olarak geleneksel mera (otlak) hayvancılığı *" şeklindedir. Bu yüzden Türkiye'de hayvancılık ile meraları birlikte düşünmek gerekir. Onun için otlakların iyileştirilmesi ve ot veriminin arttırılması, hayvancılığımızın gelişmesine önemli katkıda bulunacaktır. Otlaklar, Türkiye arazisinin %21,4'ünü kaplamaktadır. Bu da çok geniş bir arazi olup, pek çok ülkenin yüzölçümünden daha fazladır. Ancak otlaklarımızın eğim durumu, yağış miktarı toprak örtüsü ve ot verimi her yerde birbirinden farklıdır. Düz alanların sürülerek tarıma açıldığı ülkemizde otlaklar, genellikle az, orta, bazen fazla eğimü yerlerdir. Bu nedenle otlaklarda toprak örtüsü yeteri kadar gelişmemiştir. Ayrıca, karasal iklime sahip yörelerde sadece Mayıs ve Haziran ayında yeşil kalan otlar, daha sonra kurumaktadır. Yani hayvanların otlaklardan faydalanma süresi çok kısadır. Sonuç olarak, toprağın verim gücünün azlığı ve yaz kuraklığı yüzünden, cılız kalan otlar hayvanları yeteri kadar besleyememektedir.

Mera alanlarının erozyona uğraması da meralar için önemli bir sorundur. Genellikle yamaçlarda bulunan ve ağaçtan yoksun meralar, yaz ortalarından sonra iyice çıplaklaşmaktadır. Bunlar da meraların erozyona maruz kalmasına olmaktadır neden Meraların sorunlarının . için bazı çözülmesi önlemlerin alınması gerekir. Bunlar; >> Aşırı otlatma yapılmamalı. » Otlaklar tarım alanlarına dönüştürülmemeli. » Otlaklara uygun ot tohumu ekilmelidir. » Otlaklar gübrelenmeli ve az eğimli olan yerteri sulanmalı. >> Otlar yeterince büyümeden otlaklara hayvan sokulma malı, yani erken otlatma yapılmamalıdır. 2. Hayvan Soylarının İyileştirilmesi Hayvan soyu ıslahı çalışmalarına son yıllarda hız verilmiştir. Bu amaçla bir yandan hayvan ve çiftliklerin sayısı artırılırken, diğer yandan da damızlık hayvan ithalâtına başlanmıştır. 3. Hayvancılığın yapılış biçimi Besicilik temiz ve bakımlı ahırlarda et ve süt verimini en yüksek düzeye çıkarmayı amaçlar. Modern y ö n t e m l e r u y g ul a n ı r. B e s i ci li k v e a h ır hayvancığında; >> Et ve süt kapasitesi yüksektir. » Doğal koşullara bağımlılık yüksektir. » Suni yemler kullanılır. >> Yıllara göre et ve süt üretimi düzenlidir.

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISL

Doğal koşullara bağımlılığın daha fazla olduğu mera hayvancılığında hayvansal verim düşüktür. Mera hayvancılığının yaygın olduğu yerlerde et ve süt miktarıyla o çevreye düşen yağış miktarı arasında paralellik vardır. Bu nedenle hayvansal verim mevsime ve yıllara göre dalgalanma gösterir. Türkiye'de daha çok mera hayvancılığı yaygındır. Türkiye, hayvan sayısı bakımından en zengin ülkeler arasmdadır. Türkiye'nin her ilinde büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştirilmektedir. Ancak otlakların çok bulunduğu illerde ziraat alanlarının yeterli olmadığı ve sanayinin gelişmemiş olduğu yerlerde yetiştirilen hayvan sayısı daha fazladır. Özellikle step alanlarının dağılışıyla küçükbaş hayvan dağılışı arasında bir bağlılık görülürken, çayırlık alanlarla da büyükbaş hayvancılık arasında yakın bağlılık vardır. KÜÇÜKBAŞ HAYVANCILIK

Türkiye'nin toprakları, iklimi, biîki örtüsü ve yer şekilleri kırsal kesimde yaşayan nüfusun bir kısmını küçükbaş hayvancılığa yöneltmiştir. Koyun: Fazla engebeli olmayan bozkırların geniş alan kaplaması, ülkemizde koyun yetiştiriciliğini teşvik etmiştir. İç bölgeler başta olmak üzere Türkiye'nin her yerinde koyun yetiştirilir. Koyun yetiştiriciiiğinde başta Orta Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadoiu bölgeleri gelir. Ayrıca İç Batı Anadolu eşiği, Karadeniz Bölgesi'nin iç yöreleri, Güney Marmara ve Trakya'nın iç kesimleri de koyun yetiştiriciliğinin yoğun olduğu yerlerdir. Kıyı yörelerinde koyun yetiştiriciliği azdır.Türkiye'de yetiştirilen başlıca koyun ırkları; kıvırcık, karaman, dağlıç, merinos ve sakızdır. Kıvırcık koyunları Orta ve Doğu Anadolu'da yetiştirilir. İyi otlaklar ister ve soğuğa fazla dayanamaz. Bu nedenle yüksek yaylalar bu cins koyunun sınırını çizmiştir. Karaman, Anadolu iklim koşullarına en iyi uyum sağlamış olan yerli koyundur. En çok Orta Anadoiu ve İç Batı Anadolu'da yetiştirilir.

Merinos koyunu daha çok Güney Marmara'da yetiştirilmektedir. Kıl keçisi: Türkiye'de yetiştirilen keçinin %80-85'i kıl keçisidir. Kılları çuval ve kıl çadır yapımında değerlendirilir. Hemen her ilimizin dağlık yörelerinde yetiştirilen kıl keçisi ağaçların sürgünlerini yiyerek beslendikleri için, ülkemizdeki ormanların tahribinde pay sahibidir. En yaygın olduğu yer Akdeniz bölgesidir. Tiftik keçisi: Dünyada ilk kez Ankara'da kültür altına alındığı için Ankara keçisi olarak da bilinir. En çok Ankara ve çevresinde yetiştirilir. Ülkedeki tiftik keçisinin %90'ı Ankara ve çevresindedir. Geri kalanı ise Van Gölü güneyinde yetiştirilir. BÜYÜKBAŞ HAYVANCILIK Türkiye'nin doğal koşulları, özellikle de yaz kuraklığı, büyükbaş hayvan yetiştiriciliği için fazla elverişli değildir. Onun için büyükbaş hayvancılık faaliyetleri belirli yörelerde sınırlı kalmıştır. Bu yerler Doğu Karadeniz bölümü ile Kuzeydoğu Anadolu'dur. Buralarda yaz mevsiminin yağışlı ve serin geçmesi, büyükbaş hayvanların beslenmesinde önemli yeri olan yüksek boylu çayırların yetişmesine imkân hazırlamıştır. Ayrıca buralarda tarım alanlarının çok az olması da yöre halkını büyükbaş hayvancılığa yöneltmiştir. Büyükbaş hayvanlar arasında en çok besleneni inektir. Daha sonra öküz ve boğa gelir. Ahır hayvancılığına dayanan büyükbaş hayvancılık Marmara ve Ege bölgelerinde de yapılmaktadır. KÜMES HAYVANCILIĞI Türkiye'de büyükbaş ve küçükbaş hayvancılıktan sonra gelen hayvancılık faaliyetidir. Özellikle son yıllarda çok hızlı bir gelişme göstermiştir. Kümes hayvancılığı yurdumuzun her yerinde yapılmaktadır. Ticarî amaçlı tavuk çiftlikleri daha çok, büyük tüketim merkezlerinin çevresinde kurulmuştur. Tavuk çiftliklerinin bulunduğu yerler arasında en başta İstanbul çevresi gelir. Bunu Ankara, İzmir gibi büyük kentler takip eder. Büyük kentlerin yakınlarında bulunan tavuk çiftliklerinin sayısı hızla artmaktadır. Buralarda modern yöntemlerle yapılan tavukçuluk sayesinde et ve yumurta üretimi önemli ölçüde artmıştır. Bu sayede Türkiye, tavuk ve yumurta ihraç eden ülkeler arasına girmiştir.

63

-COGRAFYA-

ARICILIK Değişik iklim bölgelerinde zengin bir floraya sahip olan Türkiye'nin hemen her yerinde arıcılık yapılmaktadır. Türkiye'de arıcılık genellikle dağ ve orman köylerinde yaygın olup, gezici arıcılık şeklinde yapılır. Arıcılık çok yerde ziraat, büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığa ek olarak yapılır. Arıcılık ülkenin hemen her yerinde yapılır. Ancak en yoğun

olduğu yerler şuralardır: Ege Bölgesi: Manisa, Muğla, İzmirve Aydın illeri Akdeniz Bölgesi: En çok Antalya ve İçel Orta Anadolu: Ankara, Konya ve Niğde Marmara Bölgesi: Balıkesirve Çanakkale Doğu Anadolu Bölgesi: Erzurum, Kars ve Hakkâri Karadeniz Bölgesinin çeşitli yaylaları. İPEK BÖCEKÇİLİĞİ İpek böceği yetiştirme ve bu böceğin ürettiği kozadan ipek elde etme faaliyetlerine ipek böcekçiliği denir. En yoğun olarak ipek böcegi yetiştirilen yer, Güney Marmara illeridir. Bursa, Bilecik ve Balıkesir ipek böcekçiliğinin en yoğun olarak yapıldığı illerdir. Türkiye ipek üretiminin %80'i Güney Marmara'ya, bunun da yarısı Bursa'ya aittir. Ayrıca Muğla, Antalya ve Diyarbakır'da da ipek böcekçiliği yapılmaktadır. SU ÜRÜNLERİ AVCILIĞI Türkiye'nin üç tarafının denizlerle çevrili olması, deniz sularının fiziksel, kimyasal ve biyolojık özellikler bakımından farklı olması, değişik iklim bölgelerinde çok sayıda irili-ufaklı göllerin ve akarsuların bulunması, su ürünleri avcılığını önemli hale getirmiştir. Deniz balıkçılığı: Çok uzun (8333 km) ve özellikleri birbirinden farklı deniz kıyılarına sahip olmamız, Türkiye için deniz balıkçılığını ön plâna çıkarmıştır. Türkiye'deki deniz balıkçılığı kıyı balıkçılığı şeklinde yapılır. Buraları ülkemizin kara suları, yani ekonomık yararlanma alanıdır. Buraların genişliği, Karadeniz ve Akdeniz'de kıyıdan 12 mil uzağa kadar olan denizleri kapsarken, Ege denizinde 6 mil'dir. Tatlı su balıkçığı: İç sularda (akarsularda, göllerde ve baraj göllerinde) yapılan balıkçılıktır. Türkiye'de bulunan çok sayıdaki akarsu, göl ve baraj gölü, balıkçılık yönünden önemli bir potansiyel oluşturur.

Ancak; Van Göiü, Tuz Gölü, Acıgöi ve Burdur Gölü gibi, suları acı ve tuzlu olan göller, balık üretimi için elverişli değildir. Onun için tatlı su balıkçılığının boyutları, deniz balıkçılığına göre çok sınırlı ve yetersiz kalmıştır. Kültür balıkçılığı: Havuz ve göletler gibi balık üretme ve yetiştirme çiftliklerinde yapıian balıkçılıktır. Deniz kıyılarındaki dalyanlarda ve deniz içine bırakılmış metal kafeslerde kültür balıkçılığı yapılır. Ülkemizde deniz ve tatlı su balıkçılığı yoluyla avlanan balıkların yeterli olmaması, kültür balıkçılığını teşvik etmektedir. Ülkemizin üç tarafının denizlerle çevrili olmasına rağmen balıkçılık istenilen düzeyde değildir. Bunun nedenleri; » Türkiye'nin çevresindeki denizlerin balık bakımından fazla zengin olmaması » Denizlerimizin okyanuslarla bağlantılarının zayıf olması » Zararlı ve usulsüz avlanma yöntemlerinin devam etmesi >> Balıkçı araç, gereçlerin ve bu alanda ortaya konan sermayenin sınırlı oiması » Pazarlama olanaklarının yetersizliği gibi etkenlersayılabilir. TÜRKİYE'DE ORMANCILIK Ağaç topluiuğu olan ormanlar, çok sayıdaki insana iş imkânı sağladığı, çeşitli sanayi dallarına ham madde sağladığı, doğaya ve insanlara çeşitli yönlerden olumlu katkılarda bulunduğu için ülkelerin en önemli doğal zenginliklerinden biridir. ORMANLARDAN YARARLANMA Ekonomik Yararları Ormanların ekonomik yararları, ormanlardan elde edilen ürünler (orman ürünleri ve orman yan ürünleri) ile bu ürünlerin elde edilmesi sırasında insanlara sağladığı istihdam olmak üzere iki yönlüdür. Doğal Çevreye Sağladığı Yararlar » Ağaçların gövde ve kökleri, yağış sularının yüzey akışına geçmesini engelleyerek sel oiuşumunu önler.

64-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

Ağaçların kökleri ve gövdeleri toprağı tutarak erozyona ve heyelânlara engel olur. Ayrıca çığ olaylarının oluşumunu da engeller. İnsanlar için yeşil, sakin ve temiz bir ortam oluştururlar. Bu yönüyle dinlenme ve piknik yerleri olarak da değerlendirilir. Yaban hayvanları için barınak oluştururlar. park ve rekreasyon alanları olarak önemli değer gösterirler. Orman Alanlarımn Geliştirilmesi

Korunması

ve

Ülke ekonomisine ve doğal çevreye çok çeşitli yararları olan ormanlarımız ülke yüz ölçümünün ancak Vi'ünü oluşturmaktadır. Yetersiz olan yüzölçümünün daha da artırılması için başlıca iki konuda çalışmaların yapılması uygundur; » Mevcut orman alanlarının korunması, » Boş alanların ağaçlandırılarak orman alanlarının genişletilmesi Mevcut Ormanların Korunması Karadeniz dağlarının bol yağış alan kısımları dışında kalan ormanların tahrip edildikleri zaman doğal yollardan yenilenmeleri çok zor, hattâ bazı yerlerde imkânsızdır. Çünkü mevcut sıcaklık, yağış, toprak ve topoğrafya koşulları buralarda ağaç yetişmesi için minimum özelliklerdedir. Yani ağaçiar buralarda korunma ve bakım ister. Onun için mevcut ormanlarımız korunmalı, bunun için de bir takım önlemler alınmalıdır. Bunlar aşağıdaki gibi sıralanabilir: » Orman içi ve orman kenarındaki yerleşmelerde yaşayan insanlara (orman köylülerine) başka geçim kaynaklarının sunulması gereklidir. » Tarla açma ve yerleşme yoluyla orman tahribi önlenmelidir. Ormandan önlenmelidir.

izinsiz

ağaç

kesilmesi

» Yanan ve kaçak kesilen ağaçların yerine yeni ağaçlar dikmek. » Yakacak olarak odundan en düşük oranda yararlanmak. Orman yangınlarının yayılmadan söndürülebilmesi için gerekli önlemler alınmalıdır. Bunun için de yeterli gözetleme kuleleri kurulmalı, yangın alanına

kolay ulaşılabilmesi için orman içi yollar yapıimaiı ve orman içinde şeritler halinde boşluklar bırakılmalıdır. Eğitilmiş yangın söndürme ve haberleşme personeli bulundurulmalıdır. Ayrıca yeterli miktarda havadan ve yerden yangın söndürme araçları ile haberleşme cihazları bulundurulmalıdır. ORMANCILIĞIN TÜRKİYE EKONOMİSİNDEKİ YERİ Ormancılığın ülke ekonomisi açısından önemi büyüktür. Ormanlardan elde edilen ürünler, çeşitli sanayi kollarının ham maddesidir. İnşaat sanayi, mobilya sanayi, kerestecilik, parke, kontra plâk, sunta yapımı ormandan sağlanan ağaç ham maddesine dayanır. Bu sanayi kollarında çalışan insanlar orman ürünleri sayesinde geçimlerini sağlar. Ormancılık sektöründen elde edilen yıllık gelir, ülke gelirinin %25'ini karşılamaktadır. Ancak ormanlardan yapılan üretim, Türkiye ihtiyacını karşılamadığı için her yıl işlenmiş ve yarı işlenmiş olarak orman ürünü ithâli yapılmaktadır.

65

-COGRAFYA-

5. Besicilik ve kümes hayvancılığının en yaygın yapıldıgı bölgenin Marmara olmasının nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

ÇOZUMLU KAVRAMA

A) B) C) D) E)

1. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de hayvancılığı geliştirmek ve verimi artırmak için alınması gereken önlemlerden değildir? A) B) C) D) E)

Yüzey şekillerinin sade olması Ortalama yükseltisinin az olması Farklı sosyal özelliklerin görülmesi İklim şartlarının uygun olması Nüfusun fazla olması

Soy ıslahının yapılması Ahır hayvancılığının yaygınlaştırılması Otlak ve mera alanlarının genişletilmesi iklim koşullarına bağımlılığın azaltılması Erken yaşta hayvan kesiminin önlenmesi 6. Türkiye'de ipekböcekçiliği ve ipekli dokumacılık giderek gerilemektedir.

2. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de daha çok küçükbaş hayvancılığın yaygınlaşmasının nedenlerindendir? A) B) C) D) E)

Hayvan türlerindeki çeşit azlığı Verimin daha düşük olması Kentli nüfusun daha fazla olması Daha karlı olması Doğal koşulların uygun olması

Bu durumun nedeni aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

tn

El sanatlarındaki gerilemenin Yağış miktarının değişmesinin Dut ağacının azalmasının Talebin azalmasının Pamuklu dokumacılığın hızla gelişmesinin

"o £T

P


"5 UJ

3. Kümes hayvancılığında aşağıdaki bölgelerimizden hangisi ilksıradadır? A) B) C) D) E)

Akdeniz İç Anadolu Ege Karadeniz Marmara

7. Türkiye'de en çok yetiştirilen koyun cinsi aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

Merinos Sakız Karaman Dalgıç Kıvırak

4. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de en fazla beslenen hayvan türüdür? A) B) C) D) E)

Manda Sığır Koyun Kıl keçisi Tiftik keçisi

8. İç Anadolu Bölgesi aşağıdaki hayvanlardan hangilerinin yetiştiriciliğinde birinci sıradadır? A) B) C) D) E)

Koyun - Sığır Kıl Keçisi - Tiftik Keçisi Manda - Koyun Koyun - Tiftik Keçisi Koyun - Kıl Keçisi

66-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

9. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de balıkçılığın gelişmemesinin nedenlerinden değildir? A) B) C) D) E)

13. Karadeniz Bölgesi dışındaki bölgelerimizde ormanın kendiliğinden yetişmesinin zor olması aşağıdakilerden hangisi ile ilgilidir?

Denizlerimizin kirli olması Kıyı uzunluğunun yetersizliği Usulsüz avlanma Denizlerin balık açısından veriminin düşük olması Denizlerimizin okyanuslarla bağlantılarının zayıf olması

A) B) C) D) E)

14. Türkiye'de kereste fabrikalarının çoğunun Karadeniz Bölgesi'nde yer almasının temel nedeni aşağıdakilerden hangisidir?

10. Aşağıdakilerden hangi ülkemizde küçükbaş hayvancılığın yoğun olduğu yörelerin ortak bir özelliğidir? A) B) C) D) E)

Yerşekilleri Yükselti Enlem Bakı Nemlilik

A) B) C) D) E)

Yaz mevsiminin serin olması Bozkır bitki örtüsünün yaygın olması Tarım gelirlerinin yüksek olması Akarsu ağının sık olması Ortalama yağış miktarının fazla olması

Tarım alanlarının dar olması Nüfusun yoğun olması Hammaddenin bol olması Su kaynaklarının bol olması Ulaşım imkanlarının gelişmiş olması

2 O

m

15. Aşağıdakilerden hangisi İç Anadolu'da ormanların az yer kaplamasında etkili olmuştur? H.Aşağıdaki ürünlerin hangisinin yoğun olduğu yerde küçükbaş hayvancılık en azdrr? A) B) C) D) E)

Çay Ayçiçeği Buğday Susam Şekerpancarı

A) B) C) D) E)

Kuraklık - Bağıl nem azlığı Yüzölçüm - Kuraklık Kışların soğuk olması - Kuraklık Yüzölçümü fazlalığı Bağıl nem azlığı

16. I. Akarsu rejimi II. Yağış miktarı 12. Aşağıdakilerden hangisinin gerçekleşmesi halinde hayvancılığımız bu durumdan olumsuz yönde etkilenir? A) B) C) D) E)

Hayvan türlerinin ıslah edilmesi Tarım alanlarında hayvan yemi yetiştirilmesi Mera hayvancılığının teşvik edilmesi Hayvan hastalıkları ile mücadele edilmesi Hayvancılığa destekleme alım uygulanması

III. Bağılltemoranı IV. Denize uzaklık Yukarıdakilerden hangisi Türkiye'de ormanların dağılımını etkileyen faktörlerden değildir?

A) Ivelll D) Yalnızl

B) Yalnız IV E) II ve IV

C) II ve III

67

-COGRAFYA-

17. Aşağıdakilerden hangisi ormanlarımızın faydaları arasmda yer almaz? A) B) C) D) E)

20. Aşağıdakilerden hangisi hayvancılığın gelirini artırma yollarından biri değildir?

Erozyonu önlemesi Hava kirliliğini azaltmaları Ekonomiye katkı sağlamaları Turistlik değere sahip olmaları ve dinlenme yerleri olarak tercih edilmeleri Yüksek yer altı maden potansiyeline sahip olmaları

D) E)

ton

bin

18.

A) B) C)

40--

40--

30-

30--

20--

20--

10

10--

II I I ! IV

I II I I I IV

Yukarıda verilen grafiklerde Türkiye'de sağılan hayvan sayısı ve elde edilen süt miktarları 'o a: verilmiştir. UJ Q Verilen bilgilere göre II numara ile gösterilen hayvan aşağıdakilerden hangisidir?

A Manda C Koyun ) Kıl keçisi E

B) Inek D) Tiftik keçisi

19. Ülkemizde yetiştirilen hayvan türleri, yetiştirildikleri bölgenin iklim ve bitki örtüsüne paralellik gösterir. Aşağıdakilerden hangisi bu duruma terstir? A) B) C) D) E)

Büyükbaş hayvancılık - Doğu Anadolu Bölgesi Küçükbaş hayvancılık - İç Anadolu Bölgesi Kıl keçisi - Akdeniz Bölgesi Tiftik keçisi - İç Anadolu ve Dicle Bölümü İpek Böcekçiliği - Güney Marmara Bölümü

w

Q

Hayvan ırklarının ıslahı Otlakvemeraların ıslahı Besicilik ve ahır yaygınlaştırılması Devletin üreticiye kredi vermesi İşgücünü artırmak

hayvancılığının

68-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISİ-

ÇÖZÜMLER 1. Mera hayvancılığında verim yüksek değildir. Bu nedenle mera alanlarını genişletmek hayvancılığın gelişmesinde alınması gereken bir önlem olamaz.

11.Çay bitkisinin yoğun olduğu yerler her mevsimi yağışlı ve orman örtüsünün sık olduğu alanlardır. Bu gibi yerler küçükbaş hayvancılık için az elverişli alanları oluşturur. (Cevap A)

(Cevap C) 12. Mera 2. Ülkemizin doğal koşulları küçükbaş hayvancılığın yaygınlaşmasını teşvik etmiştir. (Cevap E)

hayvancılığı

ilkel

bir

hayvancılık

uygulamasıdır. Bu tür hayvancılıkta aşırı otlatma ile yeterli beslenme olamaz, et ve süt verimi düşük olur. (Cevap C)

3. Tüketici pazarın daha yoğun olduğu Marmara bölgemiz bu hayvancılık faaliyet kolunda ilk sırada yeralır. (Cevap E) 4. Ülkemiz doğal koşullarına en iyi uyum sağlamış bu nedenle en fazla yayılış alanına sahip hayvan türü koyundur. (Cevap C) 5. Tüketici kitlenin fazla oluşu bu hayvancılık faaliyetlerinin bölgede yaygın olmasını sağlamıştır. (Cevap E) 6. Tekstil sanayi ve özellikle pamuklu dokumacılığın gelişmesi ipekböcekçiliğinin gerilemesine neden olmuştur. (Cevap E) 7. Koyun türleri arasında Karaman en çok yetiştirilen koyun cinsidir. (Cevap C) 8. Koyun ve Tiftik keçisi yetiştiriciliğinde Orta Anadolu Bölgesi ilksıradayeralır.

13. Ağaç yetişmesi için gereken koşullar uygun sıcaklık ve yağış (nemlilik)'tır. Karadeniz dışında diğer bölgelerde yaz kuraklığı görüldüğünden nemlilik koşulları yeterli değildir. (Cevap E) 14. Endüstri tesisi için en önemli koşul hammaddedir. Kereste fabrikalarının hammaddesi ise ormandır. Bu nedenle bu fabrikaların çoğu Karadeniz'de yer almıştır. (Cevap C) 15. Kuraklık ve bağıl nemin düşük olması İç Anadolu'da ormanların yayılış alanını sınırlandırmıştır. (Cevap A) 16. Akarsu rejiminin ormanların dağılışında etkisi yoktur. Akarsu rejimi yağışa bağlıdır. (Cevap D) 17. Her orman alanı maden rezervine sahip değildir. Madenler jeolojik yapıyla ilgili olan kaynaklardır. (Cevap E)

(Cevap D) 9. Ülkemizde balıkçılığın gelişmeme nedenleri arasında kıyı uzunluğunun yetersizliği gibi bir neden yoktur. (Cevap B) 10. Küçükbaş hayvanların dağılımı ile bozkır bitki örtüsü arasında paralellik vardır. (Cevap B)

18.1 numara ile gösterilen manda, II numara ile gösterilen inek, III numara ile gösterilen koyun IV numara ile gösterilen ise keçidir. (Cevap B) 19. İpek böcekçiliği kapalı mekanda yapıldığı için fiziki şartlardan etkilenmemektedir. (Cevap E) 20. A, B, C, D seçenekleri hayvancılık gelirini artıran yollardan biridir. E seçeneği ise hayvancılığı geliştiren etkin bir rol değildir. (Cevap E)

69

-COGRAFYA-

3. Aşağıdaki grafikler Türkiye'de sağılan hayvan sayısım n v e bunlar da n e lde e dile n s üt miktarmın bazı hayvan türlerine göre oransal dağılımını göstermektedir.

ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ 1. I.

Yüzey Şekilleri

II.

Jeopolitik yapı

III.

Otlakların dağılışı

ıv

T ü r k iy e ' d e büyükbaş ve küçükbaş hayvancılığının dağılışında yukarıdakilerden hangileri etkilidir? (99 DMS OÖ) A) B) C) D) E)

Sağılan hayvarı sayısı

ı

Süt miktarı

Bu grafiklerde III numara ile gösterilen hayvan

Yalnızl Yalnız II I ve II I ve III II ve III

türü aşağıdakilerden hangisi olabilir? (99 DMS L)

Türkiy e'de büy ük baş v e k üç ük baş hayv ancılığın dağıl ış ında y üz ey ş ekill eri v e otl akl ar ın dağıl ış ı etkilidir. Çünk ü, geniş yaylaları ve dağ çayırları ile Türkiye, önemli bir hayvan yetiştirme ülkesidir. Türkiye'de yer şekillerinin çok engebeli olması, bazı bölgelerde tarım a elverişli düz arazilerin az olması v e m er al ar ın geniş y er k apl am as ı gi bi etm enl eri n etkisiyle hayvancılık yaygınlaşmıştır.

A) B) C) D) E)

._ 'ö g
Koyun Kıl keçisi Tiftik keçisi İnek Manda

Süt üretimi en fazla olan hayvan türü inektir. Hayvan sayısı lll'te daha az olmasına rağmen süt miktarı daha fazladır. (Cevap D)

(CevapD) |

2. Aşağıdakilerden hangisi, son 20 yıl içinde Türkiye'de hayvancılık alanında görülen gelişmelerden biridir? (99 DMS ÖL) A) B) C) D) E)

Hayvancılıkla uğraşanların toplam nüfus içindeki oranının artması Balıkçılıktan elde edilen gelirin, diğer hayvan türlerinden elde edilen gelirden fazla olması Mera hayvancılığı yapılan alanların artması Hayvansal üretimde devlet yatırımlarının payının özel sektör yatırımlarının önüne geçmesi Hayvansal ürünlerin hammadde olarak kullanıldığı endüstri kollarının çeşitlenmesi

4. Türkiye'de belli bir yılda sağılan hayvan sayısının ve bunlardan elde edilen süt miktarının dört hayvan türüne göre oransal dağılımını gösteren grafik aşağıda verilmiştir. Sağılan hayvan sayısı

Süt miktarı

ÇÖZÜM: E seçeneğinde verilen bilgi, hayvancılıktan elde edilen ürünlerin değişik endüstri kollarında kullanılmaya başlanması, en önemli gelişmedir. A, B, C ve D seçeneklerinde ise gelişme değil azalma söz konusudur. (Cevap E)

Bu g rafi kte 4 nu m ara il e gö st eril en h ayvan tü rü aşağı d aki l erd en h ang i si di r? ( 2001 K PSS) A) B) C) D) E)

Koyun Kıl keçisi Tiftik keçisi İnek Manda

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

70-

7. Türkiye hayvancılığının aşağıdaki özelliklerinden hangisi, doğal etmenlerin bir sonucu degildir? (2003/2 KPSS) A) Küçükbaş hayvancılığın bozkırlarda yaygın olması B) C) Kıl keçisinin makilik alanlarda yaygın olması Büyükbaş hayvancılığın daha çok yüksek platolarda yapılması D ) Akarsu ve göllerde balıkçılık yapılması Kümes hayvancılığının kent çevrelerinde yaygın olması

Grafiği incelediğimizde IV numarayla gösterilen bölümde hayvan sayısının az fakat süt veriminin yüksek olduğunu görürüz. Bu hayvan türü inektir. Türkiye'de büyükbaş hayvanlar arasında en çok süt vereni inektir. (Cevap D)

5. Türkiye'de yetiştirilen hayvan türleri, yörenin iklimine ve bitki örtüsüne göre değişmektedir. Buna göre, yaz yağışlarının fazla olduğu ve gür otlakların bulunduğu yörelerde ha ngi hayvancılığın en yaygın olması beklenir? (2002 KPSS) A) B) C) D) E)

Kümes hayvancılığının kent çevrelerinde yaygın olması Türkiye hayvancılığının doğal etmenler sonucunda oluşan özelliklerden değildir. Kümes hayvancılığı her bölgemizde yapılmaktadır. Yumurta tüketiminin taze olarak yapılması gerektiğinden, tavuk eti ve yumurtası tüketimin fazla olduğu büyük kentlerin çevresinde, modern tavuk çiftlikleri yoğunluk kazanır.

Büyükbaş hayvancılık Küçükbaş hayvancılık Arıcılık Kümes hayvancılığı İpek böcekçiliği

(Cevap E)

Büyükbaş hayvanlar nemli serin iklim sonucu oluşan gür otlaklarda yetiştirilir. Ülkemizde büyükbaş hayvancılık için en uygun saha Doğu Anadolu'nun yüksek platolarındaki çayırlıklar (Erzurum - Kars ile Yukarı Murat-Van Platoları) ve Karadeniz Bölgesi'ndeki dağ çayırlıklarıdır.

z o >ço 'o lli

(Cevap A) 6. Türkiye'de hem küçükbaş hem de büyükbaş hayvanlarda, kesilen hayvan başına elde edilen et miktarının düşük olduğu görülmektedir. Aşağıdakilerden hangisi et verimini artırmak için alınması gereken önlemlerden biri deqildir?(2003 KPSS) A) Hayvancılık eğitimi konusundaki çalışmaların artırılması B) Hayvan soylarının iyileştirilmesi C) Besi ve ahır hayvancılığının geliştirilmesi D) Besin değeri yüksek yem kullanımının artırılması E) Küçükbaş ve büyükbaş hayvan sayısının artırılması Hayvan sayısının arttırılması et verimliliği ile ilgili değildir. (Cevap E)

8. Türkiye'de geçimin geleneksel yöntemlerle yapılan hayvancılıktan sağlandığı ve küçükbaş hayvancılığın yaygın olduğu iki yörenin aşağıdakilerden hangisi bakımından benzer olduğu beklenir? (2004 KPSS) A) B) C) D) E)

Hakim rüzgaryönü Nüfus sıklığı Akarsu ağı Doğal bitki örtüsü Tarım ürünleri Türkiye'de geleneksel yöntemlerle küçükbaş hayvancılık yapılan yörelere baktığımızda buraların doğal bitki örtüsünün birbirine benzediği görülür. (Cevap D)

COGRAFYA-

9. 1988-1998 yıllarındE balıkçılığı

üretimi

ı Türkiye'de aşağıdak

tatlı

su

grafikte

belirtilmiştir. Üretim 6000 5000 4000 3000 2000 1000

11.'ZZ i

----------

1 1988 1990 1992

Yıl

1394 1996 1998

I. Üretimde en büyük paya sahip olan balık cinsi II. Üretimin yıllar arası değişimi III. Üretimin en fazla olduğu yıl Grafiğe göre; aşağıdakilerken ulaşılamaz? (2004 KPSS) A Yalnız 1

) B ) C )D )E

hangisine

Yalnız II Yalnız III 1,11 1,11,111

Sfi'o lii Q

ÇÖZUM:

CO

(/>

Grafikte verilen bilgilerden üretimde en büyük paya sahip olan balık cinsini çıkartamayız. (Cevap A)

71

72-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

TEMELYURTTAŞLIKBİLGİSİ | İdare Hukukuna Giriş 1 » Adli yargı » Seçim IDARE KAVRAMI İdare Hukuku en basit ve genel tanımıyla idarenin hukukudur. Konumuzu oluşturan idare "yönetmek" anlamına gelip, bununla kamu idarelerini kastetmekteyiz. İdare kavramı, hem bir faaliyeti, hem de bu faaliyeti yerine getirmek amacıyla kurulmuş kuruluşları anlatmak için kullanılır.

Organik anlamda idare: Anayasamız, "Cumhuriyetin Temel Kuruluşlan" başlığını taşıyan 3. kısmında Yasama, Yürütme, Yargı organları ve bunların kurufuş ve görevlerini düzenlemiştir. Buna göre yürütme; Cumhurbaşkanı, Bakanlar Kurulu ve İdareden oluşur.

Devletin organları

r> Yasama -> Yargı -> Yürütme

Yürütme » Cumhurbaşkanı >> Bakanlar Kurulu » İdare Ancak Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulunu idare kavramının tamamen dışında tutmak mümkün değildir. Fonksiyonel İdare: Devletin belli bir tür faaliyetini ifade edip, devletin öteki tür faaliyetlerinden ayrılması gerekir. Yasama: İstisnalar dışında kanunlar, genel, soyut ve sürekli kurallar verir. Yasamanın asii görevi yasa (kanun) yapmaktır. Yargı: Bağımsız mahkemeler tarafından hukuki uyuşmazlıkları gidermek amacıyla faaliyette bulunur. Ülkemizde 5 ayrı yargı düzeni bulunur. >> Anayasa yargısı » İdari yargı

yargısı » Uyuşmazlık yargısı

jSayıştay, Anayasa Mahkemesince bir yüksek! | mahkeme sayılmamaktadır. | İdarenin temel amacı kamu yararını gerçekleştirmektir. İdari fonksiyonun özellikleri şunlardır: » İdari işlemlerle yerine getirilir. >> Üstün ve ayrıcalıklı yetkiler kullanılır. İdare tek taraflı ve icrai karar alma yetkisine sahiptir. >> Sürekli bir devlet fonksiyonudur. Bu özelliğiyle yasama ve yargıdan ayrılır. TÜRKİYE İDARESİNİN GÖREVLERİ Milli güvenliğin sağlanması: Mıllı güvenliğin sağlanmasından ve Silahlı Kuvvetlerin yurt savunmasına hazırlanmasından TBMM'ye karşı Bakanlar Kurulu sorumludur. Kolluk faaliyeti: En basit tanımıyla kamu düzeninin sağlanmasını amaçlayan faaliyetlerdir. Kamu hizmetleri: Hangi hizmetin kamu hizmeti olduğunu belirlemede asli organ, yasama organıdır. Özendirme, destekleme faaliyetleri: Özel sektör ve çalışanları kamu yararı amacıyla destekleyebilir. Plânlama Faaliyetleri: Sosyal Devlet ilkesinin bir gereğidir. Siyasi konularda Milli Güvenlik Kurulu (ilk kez 1961 Anayasasıyla getirilmiştir), ekonomik konularda Devlet Planlama Teşkilatı tarafından yerine getirilir. (1961 Anayasası'nda ismen yer alırken, 1982'de ismen yeralmamaktadır.) İç idare (öz yönetim) faaliyetleri

-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ-

» Güçlü bir devlet yönetimi sağlar.

ANAYASA VE İDARE I. İdareye Hakim olan Anayasal İlkeler:

» Hizmetler, daha az harcama ile ve rasyonel bir biçimde yürütülür.

» Hukuk Devleti ilkesi

» Hizmetler, yeknesak bir biçimde yürütülür.

» Laiklik ilkesi

Sakıncaları

» Merkezden ve yerinden yönetim ilkeleri

» Bürokrasi ve kırtasiyeye yol açar.

» Yetki genişliği ilkesi

» Hizmetlerin yöresel gereksinimlere göre yürütülmesi güçtür.

» İdarenin bütünlüğü ilkesi 1. Hukuk Devleti İlkesi:

>> Demokratik ilkelere pek uygun değildir. 3.

En basit tanımıyla, vatandaşların hukuki güvenlik içinde bulundukları, Devletin eylem ve işlemlerinin hukuk kurallarına bağlı olduğu sistemi anlatır.

Yetki Genişliği: Merkezi yönetimin sakıncalarını gidermek için kullanılan bir ilkedir. Buna göre, aslında görevi merkezi idarenin emri ve talimatlarını uygulamak olan görevlilerin merkezin yerine geçerek karar almasıdır. İller yetki genişliği ilkesine göre yönetilir.

Hukuk Devletinin Unsurları » Yürütme işlemlerinin yargısal denetimi » Yasama işlemlerinin yargısal denetimi

Özellikleri:

» Yargı bağımsızlığı

» Merkeze ait olan bir yetki, merkezi idarenin taşra örgütünde amir (vali) tarafından kullanılmaktadır.

» Kanuni Hakim güvencesi » Ceza Sorumluluğunun ilkeleri » Hukukun genel ilkelerine bağlılık

£2"ü

2. Laiklik İlkesi:

m m

LU Û

Laiklik, din ve ibadet hürriyetine yer veren ve devlet hayatını din kurallarının etkilemediği anlayıştır. "5yj

Laikliğin Unsurları: » Resmi bir devlet dininin olmaması » Devletin, bütün din mensuplarına eşit davranması » Din kurumlarıyla devlet kurumlarının ayrılmış olması » Deviet yönetiminin etkiienmemesi

din

kuraliarından

3. Merkezden ve Yerinden Yönetim İlkeleri: Merkezden Yönetim: İdarenin topluma sunacağı hizmetlerin, başkent adı verilen devlet m erkezinden ve tek elden yürütülmesidir. Özellikleri: » Tüm idari hizmetler merkezde toplanmıştır. » Bir taşra örgütü vardır. » Tüm kaynaklar da merkezde toplanmıştır. Merkezden Yönetimin Yararları

73

» Valinin kullandığı bu yetki, merkezi idareyi yönetmekle görevli olduğu bir hizmetin (milli bir kamu hizmetinin) yürütülmesi için kullanılmaktadır. » Yetkinin kullanılmasıyla elde edilen gelirler ve bu amaçla yapılan giderler merkezi idareye aittir. Yerinden Yönetim İlkesi (Ademi Merkeziyet) Merkezden yönetimin tersine, yerinden yönetim, topluma sunuiacak bazı idari hizmetlerin devlet merkezinden ve tek elden değil, merkezi idare teşkilatı içinde yer almayan ve merkezi idare hiyerarşisine dahil olmayan kamu tüzel kişileri tarafından yürütülmesidir. Bu ilke ya belli bir yöre veya belli bir hizmet için olmak üzere iki şekilde uygulanır. a) Yerel yerinden yönetim: Belli yörelerde yaşayan insanların, salt o yörede yaşamaktan doğan gereksinimlerinin, karşılanması amacına yöneliktir. Hangi hizmetlerin mahalli idareler hangi hizmetlerin merkezi idare tarafından görüleceğinin tercihi yasama organına aittir. Mahalli idareler, anayasamızda: "İl, belediye veya köy halkının mahalli müşterek ihtiyaçiarını karşılamak üzere kuruluş esasları kanunla belirtilen ve karar organları, gene kanunda gösterilen, seçmenler

74-

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

tarafından seçilerek oluşturulan kamu tüzel kişileridir." diye ifade edilmiştir. Özellikleri: >> Mahalli idareler, merkezi idarenin kişiliğinin dışında yer alan kamu tüzel kişileridir. » Mahalli, idarelerin kurucuları, bu kuruluşların hizmet gördükleri yörenin seçmenleridir. b) Hizmet yerinden yönetimi: Devletin üstlendiği kamu hizmetlerinin son derece artmasıyla bu hizmetleri görecek kurumların uzmanlaşmasına gerek duyulmuştur. Bu hizmetlerin uzman kamu tüzel kişiler tarafından görülmesiyle kamu yararının gerçekleşeceği düşüncesine dayanır. Yerel Yerinden Yönetim - Hizmet Yerinden Yönetimin Karşılaştırması Yerel Yerinden Yönetim » Hizmetler, alan itibariyle sınırlıdır. (Kayseri Belediyesi Ankara'da hizmet sunamaz) » Kişi topluluğu niteliğindedir. » Karar organları seçimle iş başına gelir. Hizmet

Anayasanın 123. md 3. fıkrasına göre, "Kamu tüzel kişiliği ancak kanunla ve kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulur" Hemen belirtelim ki, burada kanunun verdiği yetkiye dayanılarak kurulmanın bir idari işlemle olması gerekir. Ölçütleri: » Kanun veya kanunun açıkça verdiği yetkiye dayanılarak kurulma » Üstün ve ayrıcalıklı yetkilerle donatılmış olma » Mal ve gelirlerin statüsü » Personelinin statüsü 4. İdarenin Bütünlüğü İlkesi Anayasa md. 123'e göre "İdare kuruluş ve görevleriyle bir bütündür, kanunla düzenlenir." Merkezden ve yerinden yönetim ilkesinin birlikte uygulanması sonucu devlet tüzel kişiliğinin dışında ayrı kamu tüzel kişileri ortaya çıkmaktadır. İşte bu sakıncayı gidermek amacıyla idarenin bütünlüğü ilkesi kabul edilmiştir. İdarenin bütünlüğü ilkesi iki hukuki araçla sağlanabilir. » Hiyerarşi » İdari

Yeriden Yönetim >> Hizmet, alan itibariyle sınırlı değildir. Ülkenin geneline yayılmıştır. » Mal topluluğu niteliğindedir. » Karar organları atama yoluyla iş başına gelir. Yerinden Yönetimin Yararları: » Yerinden yönetim uygundur.

demokratik

ilkelere

gereksinimlere

uygun

a) Hiyerarşi: Üst makam veya memurların ast derecedeki makam veya memurlar üzerinde sahip olduğu hukuki güçtür. Hiyerarşik Makamlar: Merkezi idarede bakan, il özel idaresinde vali, belediyede belediye başkanı köyde muhtar en yüksek hiyerarşik amirdir.

» Astın memuriyet durumuna ilişkin işlemler yapma » Asta emir verme yetkisi

Yerinden Yönetimin Sakıncaları: » Ülke bütünlüğü ve milli birliğin sarsılma tehlikesi » Partizanca uygulamalara yol açması » Hizmetlerin yeknesak yürütülmemesi

vesayet

Hiyerarşinin Kapsamı:

» Kırtasiyecilik ve bürokrasinin azalması >> Hizmetlerin yürütülmesi

kişileri vardır. Bunların bir kısmı Anayasada sayılmıştır. İl özel idaresi, belediye, köy gibi.

bir

biçimde

» Mali denetimdeki güçlükler Kamu Tüzel Kişiliği Yerinden yönetim, ilkesinin bir sonucu olarak devlet tüzel kişiliğinin dışında ayrı kişiliğe sahip kamu tüzel

» Astın işlevlerini denetleme yetkisi: Hiyerarşik am ir işlemin hem hukukiliği hem de yerindeliği denetleyebilir. b) İdari Vesayet: Anayasa 127. md.nin 5. fıkrasına göre: "Merkezi idare, mahalli idareler üzerinde, mahalli hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun şekilde yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve mahalli ihtiyaçların gereği gibi karşılanması

75

-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ-

amacıyla, kanunda belirtilen esas ve usuller dairesinde idari vesayet yetkisine sahiptir." İdari vesayet öncelikle merkezi idarenin, yerinde yönetim organları üzerinde bütünlüğü sağlamaya hizmet eder. Ancak Yüksek Öğretim Kurulu ile üniversiteler arasındaki ilişkide bir vesayet ilişkisidir. Vesayet istisnai yetki olması sebebiyle kanunda düzenleme varsa vesayet yetkisi vardır. Vesayet makamının işlemi onaması işlemin yürürlüğe girmesi şartıdır. Merkezi idare iradesini, yerinden yönetimin iradesi yerine geçiremez. Bunun için kanunda açık hüküm bulunması gerekir. ÖTEKJ HUKUK KAYNAKLARI VE İDARE Kanun ve İdare: İdare, kuruluş ve görevleriyle bir bütündür ve kanunla düzenlenir. (Anayasa md 123) Bu ilkeye kanuni idare ilkesi denir. İdare ancak kendisine kanunla yetki verilen alanlarda faaliyette bulunabilir. Kanun teklif etmeye Bakanlar Kurulu ve milletvekilleri yetkilidir. Teklif -> Bakanlar Kurulu => Kanun Tasarısı -> Milletvekili => Kanun Teklifi Aynntılı bilgi için Anayasa Hukuku bölümüne bakınız. Kanuna Eşit Hukuk Kaynakları: A) Eski Kaynaklar: Bunlar da kanunlar gibi bağlayıcıdırlar. a) Geçici Kanunlar b) Meclis Yorumları: 1924 Anayasasıyia kanunları yorumlama görevi TBMM'ye verilmişti, ancak bu yetki gerek 1961 gerekse 1982 Anayasasında yer almamaktadır. B) Yeni Kaynaklar: a) Milletlerarası Antlaşmalar: Milletlerarası antlaşmaların yapılması yetkisi yürütme organına ve bunu onaylama yetkisi ise Cumhurbaşkanına vermiştir. Ancak onaylama kural olarak onaylamanın bir kanunla uygun bulunması koşuluna bağlanmıştır. Usulüne göre yürürlüğe girmiş milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasa'ya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulmaz. Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların aynı konuda

farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabüecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır. b) Kanun Hükmünde Kararname (KHK) 1971 Anayasa değişikliğiyle hukukumuza girmiştir. TBMM, belli konularda Bakanlar Kuruluna KHK çıkarma yetkisi verebilir. Ancak sıkıyönetim ve olağanüstü haller saklı kalmak üzere, Anayasının II. kısmının 1. ve 2. bölümlerinde yer alan temel haklar, kişi hakları ve ödevleriyle, siyasi hak ve ödevler KHK ile düzenlenemez. Yetki kanunu, çıkarılacak KHK, amacını, kapsamı, ilkelerini, kullanma süresini ve süresi içinde birden fazla kararname çıkarılıp çıkarılamayacağını gösterir. Sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde Cumhurbaşkanın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulunun KHK çıkarmasına ilişkin hükümler saklıdır. Düzenleyici İdari İşlemler Bunlardan tüzük ve yönetmelik Anayasada düzenlenmiştir. Ancak düzenleyici işlem bunlarla sınırlı değildir; çünkü idarenin genel düzenleme yetkisine sahip olması nedeniyle, başka adlar altında da düzenleyici işlem yapabilir. Biz burada sadece tüzük ve yönetmelikten bahsedeceğiz. Tüzük: Bakanlar Kurulu, kanun uygulamasını göstermek veya kanunun emrettiği işleri belirtmek üzere, kanunlara aykırı olmamak ve Danıştay'ın incelemesinden geçilmek şartıyla tüzük çıkarabilir. Tüzükler Cumhurbaşkanınca imzalanır ve kanunlar gibi yayınlanır. Tüzüklerin yargısal denetimini ilk derece mahkemesi olarak Danıştay yapar. Yönetmelik: Başbakanlık, bakanlık ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelik çıkarabilirler. Hangi yönetmeliklerin Resmi Gazetede yayımlanacağı kanunla belirtilir. BilgiNotuf 1961 Anayasasına göre bütün yönetmenliklerin Resmi Gazetede yayınlanması gerekmekteydi. İDARİ İŞLEMLER İdari işlemler; tek yanlı idari işlemler ve iki yanlı idari işlemler olarak iki kısma ayrılır. Tek yanlı idari işlemler: İlgilisinin rıza ve muvafakatına bağlı olmadan, idarenin tek yanlı olarak açıkladığı iradesiyle oluşan işlemlerdir.

76-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-

a) Bireysel İşlemler: Belli kişi ve durumlara ilişkin olarak yapılan idari işlemlidir. b) Düzenleyici işlemler: Genel ve soyut hukuk kuralları koyan işlemlerdir. Tüzük, yönetmelik gibi. İki yanlı idari işlemler: İdare ile ilgilisinin karşılıklı olarak açıkladıkları iradelerin uyuşması sonucu yapılan işlemlerdir. İdari sözleşmeler gibi. Bireysel idari işlemler (İdari kararlar) Özellikleri a) Tek yanlıhk - icrailik: İdari kararlar, idarenin tek yanlı olarak iradesini açıklaması ile alınırlar ve ilgilisinin rıza ve muvafakatı olmasa dahi onların hukuki durumları üzerinde etki yaparlar. b) Hukuka uygunluk kaidesinden yararlanma: En basit anlatımla bu kararların hukuka uygun olduğu kabul edilir. Hatta iptal davası açılması dahi kararın uygulanmasını kendiliğinden durdurmaz. Bunun için yürütmenin durdurulması kararını almak gerekir. c) Yargısal denetim: İdarenin her türlü kararlarına karşı yargı yolu açıktır. Ancak bunun istisnaları vardır. Bunlar başlıca: » Cumhurbaşkanının işlemler.

tek

başına

yaptığı

>> Yüksek Askeri Şura kararları ve buniara bağlı yapılan işlemler » Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kararları >> Kamu görevlerine verilen uyarma ve kınama cezaları İDARİ KARARLARIN TÜRLERİ A) Maddi Açıdan Şart işlemler: Belli bir kişiyi veya nesneyi, hukuk kurallarınca önceden düzenlemiş bulunan nesnel ve kişilik dışı bir hukuki duruma sokan veya böyle bir hukuki durumdan çıkaran işlemlerdir. Memur ataması gibi.. Subjektif (öznel) işlemler: Belli bir kişiyi ya da nesneyi, kapsamını da kendilerinin belirledikleri duruma sokan işlemlerdir. Sınavlara not verilmesi gibi. B) Hukuki sonuçlara göre Yapıcı idari işlemler: Belli bir kişi hakkında yeni bir hukuki durum doğuran veya mevcut bir hukuki durumu değiştiren veya kaldıran işlemlerdir.

Belirleyici işlemler: Bunlar önceden doğan hukuku belirlerler. Mezun olmuş öğrenci için diploma düzenlenmesi gibi. C) Açıklanan iradenin sayısına ve iradenin açıklanmasında izlenen usüle göre Basit işlemler: Tek bir idari merciin iradesinin açıklanması ile meydana gelen işlemlerdir. Amirin maiyetine uyarma cezası vermesi Kollektif işlemler: Birden fazla iradenin aynı anda ve aynı yönde açıklanması ile meydana gelen işlemlerdir. Burada iradeler hukuki açıdan bir sıraya girmemektedir. Kurul kararları gibi.. Karma işlemler: Aynı yönde, aynı amaca ve aynı konuya yönelik birden fazla iradenin sırayla açıklanması sonucu meydana gelen işlemlerdir. Müşterek kararname gibi.. b) Zımmi işlemler: Hukukumuzda, idarenin susması veya hareketsiz kalması, bazı koşullarla bir idari karar sayılır. a) Zımmi red işlemleri: İlgililer haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış günün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış gün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde idari yargıda dava açabilirler. b) Zımmi kabul işlemleri: İdarenin yapılan bir başvuru üzerine hareketsiz kalması halinde kural, bu hareketsizliğin zımmi red işlemi olduğudur. Bunun zımmi kabul sayılması için, kanunda bu yönde açık bir hüküm bulunmalıdır. E) Muhatapları üzerinde yarattıkları etkiler bakımından a) Yararlandırıcı işlemler: İlgiliye bir yarar sağlayan veya ilgilinin üzerinden bir yükü kaldıran işlemlerdir, izin ve ruhsat işlemleri gibi b) Yükümlendirici işlemler: İlgiliden belli bir davranışta bulunmasını, bulunmamasını veya belli bir davranışa göz yummayı isteyen işlemlerdir. Kolluk işlemleri gibi. İDARİ KARARLARIN ALINMASI 1) Yetki Unsuru: İdari işlemin özünü oluşturan irade açıklamasının kim veya kimler tarafından yapılacağı hususu o işlemin "yetki unsurunu" oluşturur. Yetki kamu düzeni ile ilgilidir. Yetki kurallarına aykırılığın türleri:

77

-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ-

Kişi yüzünden yetkisizlik: Özel hukuka göre ehil olmayan kişinin irade açıklaması ya da idareye tamamen yabancı kişilerin yaptıkları idari işlemler hukuka aykırıdır. Bu kararlar (?) yok hükmündedir. Kişi yüzünden yetkisizlik halleri yetki gasbı olarak adlandırılır.

İlgililerin rıza ve taleplerinin gerekli olduğu isteğe bağlı işlemlerde, gerekli rıza veya talep alınmadan idarece işlem yapılması işlemin sebep unsurunu sakatlar. 4) Konu Unsuru: İdari işlemin konusu, onun hukuk aleminde meydana getirdiği değişikliktir. Konu unsuruna aykırılık halleri şunlardır:

Konu yönünden yetkisizlik: Astın üst yerine, üstün ast yerine işlem tesis etmesi veya aynı kuruluşun organlarının birbirinin yerine karar almaları davaları hukuka aykırıdır. Konu yüzünden yetkisizlik halleri yetki tecavüzü olarak adlandırılmakta ve açık ve bariz olmak kaydıyla yok hükmündedir.

» Konu-sebep unsuru arasında bağlantının kopuk olması » Belli statüdekiler için yapılacak bir işlemin, başka statülere uygulanması » İdari işlemin konusunun imkânsız veya gayri meşru olması: Ölmüş bir insanın memur atanması, kamu malının kamulaştırılması gibi. » İdari işlemin geçmişe etkili tesis edilmesi: İdari işlemler kural olarak geçmişe etkili olarak tesis edilmezler. Aksi halde idari işlem konu yönünden sakattır. Bazı istisnai durumlarda geri alma gibi geçmişe tesir etmesi hukuka uygundur.

Yer yönünden yetkisizlik: İşlem tesis eden mercinin coğrafi olarak görev alanı dışında işlem tesis etmesidir. Akkışla Kaymakamlığının, Bünyan ilçesi sınırları içerisinde işlem tesis etmesi gibi.. Zaman yönünden yetkisizlik: İstifa etmiş, resmen atanması tamamlanmamış, başka göreve atanmış, yıllık izinde bulunan veya emekli olmuş kamu görevlisinin yaptığı işlemler veya belli işlemlerin belli sürede yapılmasını emreden hükümlere aykırı olarak tesis edilen işlemler zaman yönünden yetkisizlik oluşturur.

tn

'o 2) Şekil Kuralları: İdari işlemler kanunda tr UJ Q gösterilen şekil ve usul kurallarına uygun olarak m m yapılmalıdır. Belli başlı şekil kuralları şunlardır: a. Yazılılık: İdari işlemler kural olarak yazılı ve imzalı olması gereklidir. İstisnaları bulunmaktadır. Gerekçe: İdare işlemin gerekçesini ilgiliye bildirmek zorunda değildir; ancak yapı organına gerekçesini bildirmek zorundadır. Savunma alınması: Kural olarak savunmanın alınma zorunluluğu yoktur. Kanunda belirtilmişse uyulması gerekir. Hazırlık işlemlerinin yapılması: Kanunda bu yönde bir hüküm varsa uyulmaması işlemi şekil yönünden sakatlar. ftilgîNotuf | Asli şekil kurallarına aykırılık işlemi sakatlarken,; | tali şekil kurallarına aykırılık işlemin geçerliliğine | | etki etmez. | 3) Sebep Kuralları: İdareyi işlem yapmaya iten nedenlerdir. İkamet ettiği ilin hudutlarını izinsiz terk eden memura aylıktan kesme cezası uygulanır. Burada idari işlemin sebep unsuru: ikamet ettiği ilin sınırlarını izinsiz terk etmektir.

5) Maksat Unsuru (Yetki Saptırması): İdari işlemin nihai amacı kamu yararıdır. Bu nedenle kişisel amaç güdülerek alınan idari kararlar, siyasal amaç güdülerek alınmış idari kararlar ve özel maksadı aşan idari kararlar amaç yönünden sakattır. İdari İşlemlerdeki Müeyyideler:

Sakatlıklara

Uygulanacak

a) Yokluk: Alınan idari karar yok hükümdedir. İstisnaidir ve kamu düzenini ilgilendiren konularda idari işlem yoklukla maluldür. Belli başlı yokluk hallep: Görev gasbı, yetki gasbı, ağır ve bariz olmak kaydıyla yetki tecavüzü gibi... b) Hükümsüz Kılınma: Bu sakatlıklar hakim tarafından kendiliğinden göz önüne alınamaz. Menfaati olan kimseler belii süre içinde dava açmazlarsa işlem kendiliğinden geçerli hale gelir. Bu sakatlıklar ya geri alınmayla ya da iptal davasıyla giderilir. İptal davası: Menfaati ihlâl edilmiş kişiler, idari yargı mercileri önünde bir idari işlemin ortadan kaldırılmasını talep ederler. İptal davasında genel süre yazılı bildirimden itibaren kural olarak 60 gündür. Geri alma: Sakat bir idari kararın, idarenin alacağı başka bir idari kararla hükümsüz hale getirilmesi, alındığı tarihten itibaren hukuk aleminden silinmesidir.

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

78-

CEVAPLI KAVRAM

1. Aşağıdakilerden hangisi hukuk devletinin gereklerinden biri değildir?

4. Tüzük çıkarma yetkisi hangisine tanınmıştır? A) B) C) D) E)

aşağıdakilerden

Bakanlar Kurulu Cumhurbaşkanı Bakanlar Kurulu ve Bakanlıklar Kamu Tüzel Kişileri TBMM

Devlet faaliyetlerinin belirliliği ilkesi Teme! hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmış oiması Kanuni idare ilkesi Devlet faaliyetlerinin sürekliliği ilkesi idarenin yargısal denetimi A ) B) C ) D) E)

2. Ye tki Ge niş liği İlke si ile ilgili ola rak v erile n bilgilerden hangisi yanlıştır?

Aşağıda tüzük ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır? Tüzük çıkarma yetkisi sadece Bakanlar Kuruluna verilmiştir. B) Tüzük tasarılarının Danıştay incelemesinden geçirilmesi zorunludur. C) Kanunun henüz düzenlemediği bir alanda tüzük çıkarılamaz. D) Tüzükler, Resmi Gazetede yayımlanır. E) Tüzük çıkarılması için, bunun önceden kanunda açıkça öngörülmüş olması gerekir.

A) Yalnızca il idaresinde uygulanır. B) Merkeze ait olan yetki vali tarafından kullanılır. C) Yetkiyi kullanan amir (vaü) merkezi idarenin hiyerarşisine tabi değildir. D) Yürüten hizmetin giderleri genel bütçeden karşılanır. E) Yetki, milli bir kamu hizmetinin yürütülmesi için kullanılır.

A)

3. Aşağıdaki düzenleyici işlemlerden hangisi Anayasada düzenlenmiştir?

B) C) D) E)

A) Kararname

Yönetmelik Karar Genelge Tebliğ

6. Aşağıdakilerden yönetmelik çıkaramaz? A) B) C) D) E)

hangisi

Bakanlıklar Bakanlar Kurulu Diyanet İşleri Başkanlığı Yüksek Öğretim Kurulu Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü

79

-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ-

11. İdarenin, bir başka devlet organının görev alanı içine giren konularda işlem tesis etmesi nedeniyle ortaya çıkan yetki sakatlığına ne ad verilir?

7. Aşağıdakilerden hangisi yargı denetimi dışında değildir? A) Cumhurbaşkanının tek başına yaptığı işlemler B) Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu kararları C) 657 Sayılı Kanuna tabi kamu personüii hakkındaki uyarma ve kınama cezaları D) Yüksek Askeri Şura kararları E) 657 Sayılı Kanuna tabi kamu personeli hakkındaki aylıktan kesme cezası

A) Yetki tecavüzü Görev B) gasbı Yetki saptırması C) Yetkisizlik Yetki gasbı D) E)

8. Belli bir kişiyi veya nesneyi, hukuk kurallarınca önceden düzenlenmiş bulunan nesnel ve kişilik dışı bir hukuki duruma sokan işlemlere ne ad verilir? A) B) C) D) E)

Düzenleyici idari işlemler Şart işlemler Subjektif işlemler Yapıcı idari işlemler Karma işlemler

12. "Yetki saptırması" durumunda idari işlem hangi öğesi bakımından hukuka aykırıdır? A) B) C) D) m

E)

Sebep öğesi Konu öğesi Yetki öğesi Maksat öğes Şekil öğesi

5 Jd

(/>

m a.

■1

9. Aşağıdakilerden hangisi şart işlem türünde bir idari karar değildir? A) B) C) D) E)

idari sözleşmeler Memurluğa atama Emekliye sevk işlemi Okula kayıt işlemi Tahsis işlemi

10. Kişi yönünden yetki kurallarına aykırılık veya kişi yönünden yetkisizlik hangisi ile ifade edilir? A) B) C) D) E)

Fonksiyon gasbı Yetki gasbı Görev gasbı Yetki tecavüzü Yetki saptırması

TESTİCEVAPANAHTARİ B

| 4. A

6. C

7. E

8. B

1 .B 0

111 .B

| 12. D

1. D

2. C

5. E 9. A

! 3.

80-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

GÜNCEL | Türkiye'nin Sosyo-Ekonomik Yapısına Genel Bakış (EKONOMİ) 1 Günümüz Türkiye'sinin ekonomik yapısını daha iyi anlayabilmek için Cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar yaşanan gelişmelere ve bazı önemli ekonomik terimlere kısaca değinelim. Gerileme dönemini yaşayan Osmanlı Devleti'nde diğer tüm kurumlar gibi ekonomi de çöküş içindeydi. Bunun nedenlerinden bazılarını aşağıdaki gibi sıralayabiliriz. » Ülke ekonomisi büyük ölçüde tarıma dayalıydı ve Batıdaki sanayi devrimi ülkeye gerekli şekilde getirilemedi. » Sermaye birikimi yabancı ve azınlıkların elindeydi. Dolayısıyla bankacılık sistemi de tamamen aynı kişilerin elindeydi. » Yoğun olarak yaşanan savaşlar ve isyaniar Bu olumsuz gidişi durdurmak için Tanzimat Dönemi'nde bazı girişimler yapıldıysa da başarılı olunamadı. Sürekli borçlanmayla kapatılan gelirgider dengesizlikleri 1881 yılında kamu maliyesinin Duyun-u Umumiye İdaresi'nin kontrolüne girmesiyle sonuçlandı. Bu durum ise sadece ekonominin değil, ülke bağımsızlığının ve devletin de sonunu yaklaştırmıştır. Yıllarca süren savaşlardan sonra çok zorlu koşullar altında kurulan Türkiye Cumhuriyeti, henüz Cumhuriyeti ilan etmeden Şubat 1923'te İzmir İktisat Kongresi'ni düzenlemiştir. İlk yıllarda ekonomi özel sektör üzerine bina edilmek istenmiş, ama başarılı olunamamıştır. Dolayısıyla "Devletçilik İlkesi" ekonomi alanında da uygulanmış ve özel sektör yerine kamuya bağlı bir ekonomik sistem kurulmuştur. Cumhuriyetin ilk yıllarında ekonominin özel sektöre yüklenememesinin sebepleri şöyledir: » Özel sektörün sermaye yetersizliği >> Alt yapı yetersizliği »Teknik bilgi yetersizliği

| Duyun-u Umumiye | Ekonomik çöküntüye giren Osmanlı Devleti, 1854! | yılından itibaren dış borçlar almaya başladı.: | Borçlar ödenemedi ve sürekli yeni borçlar alındı.j l Bunun sonucu devletin farklı ülkelere olan j | borçlarını bir merkezde toplayan Duyun-u j j Umumiye idaresi kuruldu. Devletin bazı mallar j | üzerinden aldığı vergiler Türkiye Maliye Nezareti I jyerine Duyun-u Umumiye tarafından tahsil | ; edilecekti. Yani devlet içinde bağımsız ikinci biri I Maliye Bakanlığı kurulmuş oldu. Ancak bu yeni \ | bakanlığın 7 üyeden oluşan idare meclisinin ikisi | İ Türk, beşi ise yabancı idi. (Yabancı üyelerden biri | | İngiliz, biri Fransız, biri Alman, biri Avusturyan ve | Ibiri de İtalyandı. Duyun-u Umumiye idaresininl | başkanı ise sadece İngiliz veya Fransız üyeleri \ arasından seçilebilmekteydi.) j | Duyun-u Umumiye'ye verilen gelirler şunlardır: j [ Tütün, tuz ve ipek vergileri, damga pulu ve balıkj | resimleri. Duyun-u Umumiye idaresinde 1912! I yılında 8931 memur çalışıyordu. Bu personelin İ | tayin ve azli doğrudan doğruya Duyun-u Umumiye | I idaresine aitti. | Bu dönemdeki temel strateji "sanayileşme"dir. Devlet eliyle yürütülen bu sanayileşme yurtiçinde üretilen hammaddelere dayalıdır ve yurtiçindeki ihtiyacı karşılamaya yöneliktir. Cumhuriyetin ilk otuz yılındaki ekonomik yapıyı; "devletçi, dışa kapalı ve sanayileşmeye dönük" olarak özetleyebiliriz. 1929'a kadar olan dönem, "dışa kapalı olma" açısından bir istisnadır. Lozan Antlaşmasının iktisadi hükümleri yeni Cumhuriyet'i bağlayıcı hükümler içermekteydi. Lozan, dışa açık politikaların benimsenmesini istemekte; Osmanlı gümrük tarifelerinin bir müddet daha yürürlükte kalmasını ve yeni yasaklar getirilmemesini öngörmekteydi. Bu nedenle, 1929 yılına kadar gümrük tarifelerinde artışlar

yapılamamıştır. İzmir İktisat Kongresi'nde alınan kararlarda ülkenin siyasi bağımsızlığının iktisadi bağımsızlıkla

-GUNCEL: TURKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI-

güçlendirilmesi ve milli girişimciliğin geliştirilmesi hedefleniyordu. 1927'de yapılan ilk nüfus sayımına göre 13,6 milyon kişi olan nüfusun %48'ini çiftçiler, %3,7'sini sanatkarlar, ve %2,8'ini de tüccarlar oluşturuyordu. Ülke nüfusunun yarısı tarım alanında çalışıyordu ama verimlilik yoktu, ilkel yöntemlerle tarım çalışmaları yapılıyordu ve elde edilen ürünü işleyecek fabrika da yoktu. Tarım alanındaki reformiardan en önemlisi, mahsulün onda birinin vergi olarak ödenmesi anlamına gelen "aşar vergisi" nin 1925'te kaldırılmasıdır. 1925'te çıkarılan bir kanunla köylülere bedelini 20 yılda ödemek üzere toprak dağıtılmıştır. Zirai araç ve makinelerin kullanımını artırmak için de teşvikler uygulanmıştır.

Dovlot İetatistik Enstitüsü (DİE) ! | "Türkiye İstatistik Kurumu" (TÜİK) ! 11926 yılında Cumhuriyetin ilanından sonra; | Atatürk'ün direktifleri ile Başbakanlığa bağlı | | Merkezi İstatistik Dairesi olarak kurulmuştur. |

| | İlk Genel Nüfus Sayıımı DİE'nin kuruluşunun ikincii : yıhnda (1927) yapılmıştır. | I Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) yerine, Kasım I J2005'te "Türkiye İstatistik Kurumu" (TÜİK)İ | kurulmuştur. Kurum Başkanı 5 yıl süre ile Bakanlar; | Kurulu Kararıyla atanır. | | Türkiye İstatistik Kurumunun görevleri: |» Resmî İstatistik Programını hazırlamak. | |» Program ile belirlenen istatistikî faaliyetlerin | | yürütülmesini organize etmek ve uygulanmasını | | sağlamak. ! j» Ülkenin ekonomi, sosyal, demografi, kültür,j | çevre, bilim ve teknoloji alanları ile gerekli görülen j j diğer alanlardaki istatistiklerini derlemek, \ \ değerlendirmek, analiz etmek ve yayımlamak. i 1927 yılında sanayi kuruluşlarının teşviki ve korunması amacı ile, Teşvik-i Sanayi Kanunu

81

çıkarılmıştır. Bu kanunla yerli sanayi sektörüne ucuz devlet arazisi tahsisi, çeşitli vergi muafiyetleri, taşıma ve ulaştırma indirimleri gibi teşvikler ve muafiyetler getirilmişti. Milli ekonomi anlayışı ile milli tüccar ve milli sanayici oluşturulmaya çalışılmıştır. Yerli sanayinin korunması için, 1929 yılından itibaren, ulusa! sanayinin dışarıdan gelenlerin rekabet güçlerine karşı korunması için yüksek gümrük tarifeleri uygulanmaya başlanmıştır.

Cumhuriyetin ilk yıllarında devlet, temel tüketim ve ara malları alanında dışa bağımlı kalmamak amacıyla un, şeker, pamuk ile kömür, demir ve akaryakıt üretimine özellikle öncelik vermiştir. Bu temel malların yurt içinde üretilmesi ve dışa karşı bağımlılığın kırılması hedeflenmiştir. Sanayileşmede önceliklerden olan şeker üretimi için çok önemli adımlar hızla atılmıştır. 5 Nisan 1925'de şeker fabrikalarının kurulması ve ayrıcalıkları hakkında kanun kabul edildi. Cumhuriyetin ilk onbir yılında dört şeker fabrikası açıldı: Alpullu Şeker Fabrikası (1926), Uşak Şeker Fabrikası (1926), Eskişehir Şeker Fabrikası (1933) ve Turhal Şeker Fabrikası (1934). Aynı dönemde açılan diğer fabrikalar şunlardır: Bursa dokumacılık fabrikası (1927), Bünyan dokuma fabrikası (1927), Ankara çimento fabrikası (1928) ve Ford Şirketi ile bir otomobil montaj fabrikası (1929). Bu dönemde açılan diğer yeni kurumlar şunlardır: Türkiye Teyyare Cemiyeti (1925), Ankara'da Gazi Çiftliği (1925), Başvekalet İstatistik Genel Müdürlüğü (1930), Tekel Genel Müdüriüğü (1931), PTT Genel Müdürlüğü (1933), Hava Yolları İşletmesi (1933), Türkiye Şeker Fabrikaları Genel Müdürlüğü (1935), Elektrik İşleri Etüd İdaresi (1935), Maden Tetkik Arama Enstitüsü (1935), Tapu Kadastro Umum Müdürlüğü (1936), Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü (1937). Yeni Cumhuriyet finans sektörüne de önem vermiş ve bir çok yeni milli banka kurulmuştur: Türkiye İş Bankası (1924), Türkiye Sanayi ve Maadin Bankası (1925), T.C. Merkez Bankası (1930), İller Bankası (1933), Sümerbank (1933), Etibank (1935) ve Halk Bankası (1938). Atatürk ulaştırma sektörüne özel önem vermîş ve özellikle demiryollarının geliştirilmesi için çalışmalarda bulunmuştur. Cumhuriyetin kuruluşu ile Osmanlı döneminde yabancı şirketlerin yönetiminde bulunan demiryolları satın alınarak devletleştirilmiş ve bir yandan da yeni demiryollarının yapımına önem verilmiştir. Bu amaçla, 1924!de Anadolu demiryollarınm devletleştirilmesi hakkındaki kanun kabul edilmîştir. Bu kanun uyarınca, öncelikle HaydarpaşaEskişehir-Konya- Yenice-Mersin hattı (1928), daha sonra da diğer hatlar satın alınma yolu ile devletleştirilmiştir. Cumhuriyetin ilk on yılında Batı, İç ve Doğu Anadolu, demiryolu ile birbirine bağlanmıştır. 1923'de 1.378 km. olan demiryolu, 1938'de 6.656 km.ye çıkanlmıştır.

82-

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

Ulaştırma alanında yapılan diğer önemli atılımlar da denizcilik sektöründedir. Osmanlı Devleti, verilen imtiyazlar nedeni ile kabotaj hakkına sahip değildi ve bir çok limanın işletilmesi yabancıların elindeydi. 1926'da 'Kabotaj Kanunu' çıkarıimış ve kabotaj hakkının tam olarak uygulanarak, Türk deniz ticaretinin ve taşımacılığının gelişmesi sağlanmıştır. 1933'de Denizyolları İşletmesi kurulmuştur. 1933'de İzmir Rıhtım Şirketi ve 1935'de İstanbul Rıhtım Şirketi satın alınarak devletleştirilmiştir. Ayrıca, 1937'de deniz işletmeciliği ve bankacılık işletmelerine yardımcı olmak amacı ile Deniz Bank kuruimuştur. Havacılık alanında da gelişmeler yaşanmıştır. 6 Ekim 1926 Kayseri'de açılan uçak fabrikası, 1934'de 6 avcı uçağı üretti ve bu uçaklardan biri 50 dakikada Ankara'ya uçtu. 1929'da İstanbul- Berlin arasında tarifeli uçak seferleri başlamıştır. Yurt içinde ise ilk olarak, 1933'de Ankara-İstanbul arasında tarifeli uçak seferleri başlamıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında iletişim alanında da çalışmalar yapılmıştır. 11 Eylül 1926'da Ankara'da otomatik telefon hizmete girmiştir. 1929'da İstanbul-Ankara ve 1937'de de AnkaraAdana arasında telefon görüşmeleri başlamıştır.

sektörlerine ağırlık verilmiştir. Hedeflenen büyüme oranlarına büyük ölçüde ulaşılmıştır. Devl et Pl anlama T eşkil atı (DPT ): Ülke | kaynaklarının verimli kullanılması ve kalkınmanın | hızlandırılması amacıyla ülkenin ekonomik, sosyal ıve kültürel planlama hizmetlerinin bir bütünlük \ içerisinde etkin, düzenli ve süratli olarak I görülebilmesi için kurulmuştur. Devlet Planlama Teşkilatı Başbakana bağlıdır. DPT'nin görevleri kısaca şunlardır: » Ülkenin doğal, beşeri ve iktisadi her türlü kaynak ve imkanlarını tespit ederek, takip edilecek iktisadi, sosyal ve kültürel politika ve hedeflerin belirlenmesinde Hükümete müşavirlik yapmak, » Hükümetçe belirlenen amaçlar doğrultusunda kalkınma planları ile yıllık programları hazırlamak, » Bakanlıkların ve kamu kurum ve kuruluşlarının | iktisadi, sosyal ve kültürel politikayı ilgilendiren) faaliyetlerinde koordinasyonu sağlamak, | uyguiamayı etkin bir biçimde yönlendirmek ve bu konularda Hükümete müşavirlik yapmak,

1950'li yıllarda devletçilik anlayışı değişmeye başlamış, ekonomide özel girişime destek verilmeye Q » Bölgesel veya sektörel bazda gelişme başlanmıştır. Liberal ekonominin uygulanmaya £ programları hazırlamak. çalışıldığı bu dönemde ekonomi ayrıca dışa açılmış, § ithalat büyük oranda (%75) serbest bırakılmıştır. © 19801i yıllara gelindiğinde Türkiye'nin en önemli Bu dönemdeki gelişmeleri maddeler halinde şöyle ^ sorunu % 20 düzeyine ulaşan işsizliktir. sıralayabiliriz. >> Sanayileşme yerine tarıma ağırlık verilmiştir.

1980'li yıllarda ekonomide yeni bir döneme girilmiştir. Bu dönemin özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

>> İthalat serbest bırakılmış, bunun sonucunda ithalat patlaması yaşanmıştır.

»İhracata dönük bir büyüme hedeflenmiştir.

» Liberal ekonomi uygulanmaya çalışılmıştır.

»Sınai üretimin yükseltilmesi hedeflenmiştir.

Bu dönemin ilk yıllarında büyük bir bolluk ve refah yaşanmış ancak 1954'ten sonra olumlu gelişmeler yerini olumsuz gelişmelere bırakmıştır. Fiyatlar genel düzeyi hızla artmış ve ülke enflasyonla tanışmıştır. Liberal ekonomi kısa sürede yerini müdahaleci ekonomiye bırakmıştır. Serbest bırakılan ithalata yeni kotalar (sınırlamalar) getirilmiş, kar oranları sınırlandırılmış, dış finansman sağlanmış (yurt dışından borç alınmış) ve enflasyon durdurulmuştur. Yaşanan bu sskıntılardan sonra 1960 yılında DPT (Devlet Planlama Teşkilatı) kurulmuş ve planlı kalkınma dönemi başlamıştır. 1963'te beş yıllık kalkınma planları uygulanmaya başlamıştır. Bu dönemde sanayi ve hizmet

»Ekonomik ve sosyal yapının geliştirilmesi esas alınmıştır. »Serbest pazar ekonomisi benimsenmiştir. Bu dönemde yüksek büyüme hızı yakalanmış fakat enflasyon aşırı şekilde yükselmiştir.

-GÜNCEL: TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI-

EKONOMİYLE İLGİLİ ÖNEMLİ KAVRAMLÂR Ekonomi (İktısaî): Sınırsız olan insan ihtiyaçiarının sınırlı kaynaklarla nasıl karşılanacağını inceleyen bir sosya! biümdir. Ayrıca ekonomi, bir toplumda gerçekleşen ekonomik faaliyetlerin (üretim, tüketim, bölüşüm) bütününü kapsayan bir kurumdur. Enflasyon: Günlük deyimde "genel fiyat seviyesindeki yükselme eğilimi" olarak bilinmesine karşın, ekonomide eğilimin nasıl hesaplanacağı tartışılmaktadır. Türkiye İstatistik Kurumunun her ay açıkladığı Toptan Eşya Fiyat Endeksi (TEFE) artış oranı enflasyon rakamı olarak belirleniyor. Devalüasyon: Bir ülkenin para biriminin ulusal sınırlar içerisinde enflasyon nedeniyle değer yitirmesi sonucu, ulusal paranın yabancı paralar karşısındaki değerinin azalmasını ifade eder. Örneğin, Türk Lirasının ABD doları karşısındaki değerinin 1.20 YTL'den 1.40 YTL' ye düşmesi, YTL'nin 0,20 YTL değer kaybetmesi (ABD dolarınm 0,20 YTL değer kazanması) anlamındadır. Ülkemizde ilk devalüasyon 1946'da uygulanmıştır. Eylül 1946'da gerçekleştirilen Cumhuriyet tarihindeki ilk devalüasyon Kararı, bir istikrar programından çok, savaş sonrası döneme ve yeni ekonomi politikalarına uyum sağlamaya, ithalatı kısmaya, ihracatı artırmaya yönelik önlemleri kapsamıştır. Ancak hedeflenenin aksine ihracat azalmış, ithalat artmıştır. 1958 yılında ikinci devalüasyon uygulanmıştır. 1970-1980 arasında 4 defa, sonra 1994 ve son olarak da Şubat 2001'de devalüasyon uygulanmıştır. Revalüasyon: Ülkenin para birimi değer kazandığında, yabancı paralarının döviz kuru cinsinden değer yitirmesi sürecine de revalüasyon denmektedir. Devalüasyon ve revalüasyon, yanı ülkenin para biriminin diğer ülke paraları cinsinden değerinin dalgalanması, o ülkenin rekabet durumu derinden etkilemektedir. Para Politikası: Ekonomik büyüme, istihdam artışı ve fiyat istikrarı gibi hedeflere ulaşabilmek için paranın elde edilebilirliğini ve maliyetini etkilemeye yönelik olarak alınan kararları ifade eder. Uygulanmasından sorumlu kuruluşlar merkez bankalarıdır. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Kanununda, Bankanın temel amacının fiyat istikrarı olduğu ifade edilmiştir. İç Borç: Hükümetin ülke sınırları içinde kişi ve kurumlara ulusal para cinsinden borçlanmasıdır. İç borçlanmada ülkenin kullanabileceği kaynakların artması söz konusu değildir. Bu borçlanmanın

83

iktisadi niteliği, devletin özel kesimden borç almasıdır. Devlet, en yaygın yöntemle halka ve kurumlara sattığı bono, tahvil ve kağıda bağlı olmayan yöntemlerle borçlanabilir. İç borçların en önemli iki özelliği kısa vadeli ve yüksek faizli olmasıdır. Türkiye'nin en önemli ekonomi sorunlarından biri iç borçlardır. Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) :Bir ulusal ekonomide belirli bir dönem içinde (bir takvim yılında), üretilen mal ve hizmet değerlerinin toplamıdır. Gayri Safi Milli Hasıla'nın üretilmesinde Milli Servet kullanılır. Türkiye'nin tahmini milli serveti 2.5 trilyon dolar civarındadır ve Türkiye her yıl milli servetinin yüzde 7 ile 10'u arası bir GSMH üretmektedir. İstikrarlı bir GSMH artışı ekonominin iyiye gitmesinin göstergesidir. Kayıt Dışı Ekonomi :Devletten gizlenen, kayda geçirilmeyen/geçirilemeyen, denetlenemeyen ve vergisi alınamayan faaliyetler oiarak tanımlanabilir. Enformel ekonomi, illegal ekonomi, gayri resmi ekonomi, gizli ekonomi diye de adlandırılır. Genel olarak kayıt dışı ekonominin, mal ve hizmet üretimine konu olmasına karşılık ekonominin geleneksel ölçüm yöntemleriyle bütünüyle tespit edilemeyen ve GSMH hesaplamalarına yansımayan alanları kapsadığı kabul edilmektedir. Kayıt dışı ekonomi ne kadar küçülürse, o kadar iyidir. Merkez Bankası: Banknot ihraç eden, hükümetin para ve kredi politikasını yürütmede yardımcı olan, veznedarlık görevini üstlenmis, devletin iktisadi ve mali danışmanlığını yapan bir kurumdur. Enflasyon ve Deflasyon: Bir ulusal ekonomide, fiyatlar genel seviyesinin veya düzeyinin düzenli ve sürekli olarak artması veya yükselmesi sürecine enflasyon denir. Mal ve hizmetlerin fiyatlarını temsil eden fiyatlar genel seviyesindeki düzenli ve sürekli azalma veya düşüş ise deflasyon olarak adlandırılır. Bir ulusal ekonominin enflasyon veya defiasyon tehdidinde olup olmadığı, oluşturulan fiyat indeksleri ile hesap edilir. Türkiye'de bu hesaplama, Tüketici Fiyatları İndeksi TÜFE ve Toptan Eşya Fiyatları İndeksi TEFE kullanılarak hesap edilmektedir. Enflasyonun yükselmesi bir ülke ekonomisi için istenmeyen bir durumdur. Ancak daha da kötüsü enflasyonun ani artışlar göstermesidir. Büyüme: Ekonomik büyüme reel GSMH'deki artıştır. Bir ekonomide daha çok mal ve hizmet üretildiği sürece, reel GSMH artar ve toplum daha fazla tüketme olanağına kavuşur. Reel GSMH'de,

84-

-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-

bir önceki döneme göre meydana gelen yüzde artış oranına "ekonomik büyüme oranı" denmektedir.

ÇOZUMLU KONU KAVRAMA TESTİ

Kalkınma: Ekonomik büyüme ülkenin üretim hacmindeki bir artıştır. Dolayısıyla ekonomik büyüme sadece sayısal bir kavram olarak ele alınmaktadır. Oysa ekonomik kalkınma ekonomideki niteliksel gelişmelerdir. Ekonomik kalkınma toplumun yaşam standartlarında, üretilen malların kafitesinde veya üretim organizasyonunda iyileşmeler yaşanan bir ortamı ifade etmektedir.

1. Türk denizlerinde gemi işletme hakkının yalnız Türkiye'ye ait olması aşağıdakilerden hangisiyle sağlanmıştır? (2001 KMS) A) B) C) D) E)

İstihdam: Bir ulusal ekonomide, mal ve hizmet üretiminde görev almak üzere çalıştırılmaya hazır nüfusa istihdam denmektedir. İstihdam ve İşsizlik: Çalışma ve gelir sağlama kararında olan bireylerin, hizmetlerinden yararlanmak üzere çalıştırılmalarına "istihdam" denmektedir. Çalışma isteğine ve yeteneğine sahip olup, geçerli ücret ile çalışma saatlerini kabul ettiği halde iş bulamayan kimseye "işsiz" denir. Toplam işgücü içerisinde işsiz olanların yüzdesine ise "işsizlik oranı" denmektedir. İşsizlik, ülkemizin en önemli ekonomik sorunlarından biridir.

Teşvik-i Sanayi Kanunu Kabotaj Kanunu Lozan Antlaşması Birinci Beş Ytllık Sanayi Planı Birinci izmir İktisat Kongresi

1 Temmuz 1926'da Türk karasularında deniz nakliyatı, yolcu taşımacılığı ve her türlü liman hizmetlerinin Türk bandıralı gemiler tarafından yapılmasına ilişkin kanun (Kabotaj Kanunu) yürürlüğe girdi. Yabancılara verilen imtiyazlar iptal edildi. (Cevap B) o >

2. Cumhuriyetin ilk yıllarında, aşağıdaki alanlardan hangisine ekonomik kalkınmada öncelik verilmemiştir? (2001 KMS) A) B)

Tarım Ticaret

C) Sanayi D) E)

Ulaştırma Turizm

Cumhuriyetin ilk yıllarında tanm, sanayi, ticaret ve ulaştırmaya büyük önem verilmiş ve içe dönük bir ekonomi izlenmiştir. Turizm konusuna öncelik verilmemiştir. (Cevap E)

85

-GUNCEL: TURKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI-

1933 yılında kabul edilen 1. Beş Yıllık Sanayi Planı başarıyla sonuçlandırılmış ve Türk Sanayisi ilerleme yoluna girmiştir. Ancak 2. Beş Yıllık Kalkınma Planı istenilen şekilde uygulanamamıştır. 2. Beş Yıllık Kalkınma Planı'nın uygulanmamasında aşağıdakilerden hangisi etkili olmuştur? (2001 KMS)

3.

Dünyada büyük bir ekonomik bunalımın yaşanmaya başlanması B) Özel girişimlerin sayıca az olması C) Teşvik-i Sanayi Kanununun çıkarılmasının gecik-mesi D) 2.Dünya savaşının çıkması E) Devletçilik ilkesinin uygulanmaya başlaması

Ziraat Bankası'nın kuruluşu 1863 yılına dayanmaktadır. Seçeneklerdeki diğer bankalar Atatürk döneminde kurulmuştur. (Cevap D)

A)

5. Atatürk'ün talimatıyla 1926'da kurulan Devlet İstatistik Enstitüsü Kasım 2005'te çıkarılan yasa ile yeni bir yapıya ve isme kavuşmuştur. yeni

1933'te I. Beş Yıllık Kalkınma Planı hazırianıp 1934'te uygulamaya konulmuştur. Bu ilk Sanayi Planı'nda tekstil sanayii, kendir-kesen sanayii, demir-çelik sanayii, sömikok fabrikası, porselen-çini sanayii, sudkostik, klor, suni ipek, selüloz ve kağıt tesisleri, şeker sanayii, süngercilik ve gül sanayileri yer almıştır. Planın uygulanmasına 1934 yılında başlanmış, planda öngörülen tesisler beş yıl içinde tamamlanarak işletmeye açılmıştır. Birinci Beş Yıllık Sanayi Planının başarılı uygulaması ve hedeflere ulaşılması üzerine 1938 yılında ikinci Beş Yıllık Sanayi Planı hazırlanmıştır. Bu planın uygulanacağı yıllarda II. Dünya Savaşının başlamış olması devletin savaş ekonomisine uygun bazı tedbirler almasına yol açmış ve II. Beş Yıllık Kalkınma Planı uygulanamamıştır.

adı

Devlet istatistik Enstitüsünün aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)

Türkiye İstatistik Enstitüsü Istatistik Yüksek Kurulu Devlet İstatistik İşleri Türkiye İstatistik Kurumu T.C istatistik Merkezi

Devlet istatistik Enstitüsünün yeni adı Türkiye İstatistik Kurumudur. (Cevap D)

(Cevap D) Devlet Planlama Teşkilatı tarafından hazırlanan ilk "Beş Yıllık Kalkınma Planı" hangi tarihte uygulanmaya başlamıştır? A)

1934

B) 1952 C) 1963 4. Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyet döneminde kurulan bankalardan biri degildir? A) B) C) D) E)

Türkiye iş Bankası Etibank İller Bankası Ziraat Bankası Halk Bankası

D) E)

1970 1982

f&g&Ms 1960 yılında kurulan Devlet Planlama Teşkilatının hazırladığı ilk "5 yıllık Kalkınma Planı" 1963 yılında uygulamaya konulmuştur. (Cevap C)

-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-

86-

Yararlanılan kaynaklar:

7. Ülkemizde günümüze kadar uygulanan ilk ve son enflasyon aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A B C D E

1.

Türkiye Coğrafyası, Prof. Dr. Cemalettin Şahin ve Diğerleri, Gündüz Yay. 2. Baskı, 2004, Ankara

2.

Türkiye'nin Beşeri ve Ekonomik Coğrafyası, Yard. Doç. Dr. Ersin Güngördü, Nobel Yayın Dağ., 2001

3.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi 1/1, YÖK Yay.

4.

Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi, Dr. Yılmaz Yıldız, Nobel Yayın Dağ, 2004

f&MÖS&s

5.

Ülkemizde devalüasyon ilk olarak 1946'da, son olarak ise 2001'de uygulanmıştır.

Türk inkılabı ve Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, Ufuk Kitabevi, Kayseri

6.

Anayasa Hukuku, Prof. Ergun Özbudun

7.

Üniversiteler İçin Türk Dili, Prof. Dr. Muharrem Ergin, Bayrak Yay.

8.

Ali Coşkun, Atatürkçü Düşünce Dergisi, Kasım 2003, Sayı: 4, Sayfa: 72-77.

9.

Dış Ticaret Müsteşarlığı, www.dtm.gov.tr

1932-1983 1934-1994 1946-2001 1958-1994 1960-2002

(Cevap C)

8. Aşağıdakilerden hangisi bir ülke ekonomisinin geliştiğine işaret edebilir? A) B) C) D) E)

Enflasyonun yükselmesi İthalatın artması Gayri Safi Milli Hasılanın (GSMH) artması Faiz oranlarının yükselmesi Devalüasyon yapılması

Gayri Safi Milli Hasılanın yükselmesi ekonominin büyüdüğünü gösterir. Diğer seçeneklerde belirtilen durumlar gelişmeden ziyade gerilemenin işareti olabilir. (Cevap C)

2:

o co

ASİL YAYIN'dan Yepyeni bir roman! Sürükleyici ve aydınlatıcı.

12 Mart I97i'de Silahlı Kuvvetler bir "Muhtıra" verir. Demirel'e mi, Ecevit'e mi, Marksist İhtilâlcilere mi, yoksa bir aşka mı verilmiş bu Muhtıra? "Aşka Verilmiş Muhtıra" bir duygu ve düşünce hesaplaşmasının romanı. Değişen zaman ve mekânlann üzerinde daima bir aşkın işdüşümleri görülüyor. Her okuyanın bir bam teline dokunuş var bu kitapta.

Genel Dağıtım Asil Yayın Dağıtım Ltd. Şti. Fevzl Çakmak 1. Sokak No:22/A Kmlay/Ankara Tel.0312. 230 28 80-81 Fakı:0312. 230 28 82 e-potta: [email protected] in»emet:atilyayln.com.tr

0 Z G Ü R 1L E T i M Yenl Zlreat Mahallesl 12. Sokak NO.18/A Dışkapı-ANKARA Tel: 0.312. 341 50 01 Fax: 0.312.341 50 03

^J www.yediiklim.net | ^J www.asilyayin.com.tr www

www.yediiklim.com.tr

A Grubu Ders Notları Seti A grubu adaylar için hazırlanmış kapsamlı bir çalışma!

ÖSYM STANDARTLARINDA 120sorudan oluşan deneme sınavları! Soru kapsamından soruların zorluk derecesine, kağıt kalitesinden sayfa mizampajına kadar tüm aşamaları ÖSYM standartlarında! Optik Formlu!

KPSS EĞİTİM BİLİMLERİ 12 DENEME SETİ

Bu ürün dersaneler için özel olarak hazırlanmıştır. DERSANELERE OZidlL Kitapçılarda bulunmaz. EĞİTİM Soru kapsamından BİLİMLERİ soruların zorluk DENEME derecesine, SINAVl SETİ kağıt kalitesinden sayfa mizampajına kadartüm aşamaları ÖSYM standartlarında! Optik Formlu!

KPSSTUM ADAYLAR İÇİN GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR 12 DENEME SETİ

Soru kapsamından soruların zorluk derecesine, kağıt kalitesinden sayfa mizampajına kadar tüm aşamaları ÖSYM standartlarında! Optik Formlu!

DERSANELERE OZEL

GYGK DENEME SINAVI SETİ

Bu ürün dersaneler için özel olarak hazırlanmıştır. Kitapçılarda bulunmaz. Soru kapsamından soruların zorluk derecesine, kağıt kalitesinden sayfa mizampajına kadar tüm aşamaları ÖSYM standartlarında! Optik Formlu!

Genel Dağıtım

s

Asil Yayın Dağıtım Ltd. Şti. Fevzi Çakmak 1. Sokak No:22/A Kızılay/Ankara Tel.0312. 230 28 80-81 Faks:0312. 230 28 82

e-posta: [email protected] internet:asilyayin.com.tr

www.yediiklim.net I ^^m www.asilyayin.com.tr I ^^m www.yediiklim.com.tr I

Related Documents