-TÜRKÇE
Anla tım Boz uk luk la rı A) Gereksiz yardımcı eylemler B) Eş anlamlı sözcükler C) Çıkarıldığında cümlenin anlamını daraltmayan sözcükler
SÖZCÜK DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUKLARI 1) Anlamca Çelişen Sözler: Aynı cümlede çelişkili ifadeler yer alırsa anlatım bozukluğu olur. Bu durum okuyucuyu şaşırtır ve cümlenin anlaşılması zorlaşır.
Kadın, söz almak için oturduğu yerden ayağa kalktı. Bu cümlede "kalkmak" sözcüğü "ayağa" anlamını içerdiği için "ayağa" sözcüğüne gerek yoktur.
Muhakkak sınavı kazanmıs olmalı; yoksa İstanbul'dan dönerdi. (Altı çizili ifadeler çelişki ifade eder.)
Bir insan, en güç ve müşkül zamanlarda akrabalarını arar.
Eminim Ahmet bize gelmiş olabilir. 2) Yanlış Anlamda Kullanılan Sözcükler: Cümledeki her sözcük kendi anlamına uygun biçimde kullanılmalıdır. Yoksa anlatım bozukluğu olur. Yazılıdan kötü not alması sınıfta kalmasını sağladı. Cumhuriyet 1923 tarihinde ilan edilmiştir.
"Güç" ve "müşkül" sözcükleri eşanlamlıdır. Bu işi onun yapabileceğinden şüphe etmiyorum. tr
uj
o c/3
Bu cümlede "tarihinde" yerine "yılında" sözcüğü m CL getirilmelidir. 3) Sözcüğün Yanlış Yerde Kullanılması: Sözcüklerin cümle içinde doğru yerde kullanılmaması anlamda belirsizliğe yol açar. Gazeteniz, herkesi ücretsiz üniversite sınavına hazırlıyor.
Cümiede "etmek" yardımcı eylemi gereksiz. "şüphe etmek" yerine "şüphelenmek" kullanılmalı. 6) Tamlama Yanlışları: Tamlama eklerinin yanlış ya da eksik kullanımı, tamlama unsurları arasındaki uyumsuzluklar ya da tamlama unsurlarından birinin kullanılmayışı anlatım bozukluğuna yol açar. Bir toplumdaki normal karşılanan bir davranış başka bir toplumda anormal karşılanabilir. (Bu cümlede "-ki" eki gereksiz kullanılmıştır. Bu ek atılırsa cümle kusursuz olur.)
Ağrısız kulak delinir. (Kulak ağrısız delinir.) Yukarıdaki cümlede üniversitenin ücretsiz olduğu anlamı çıkıyor. Aslında anlatılmak istenen "hazırlama" eyleminin ücretsiz yapılacağıdır. 4) Birbiriyle Karıştırılan Sözcükler: Özel - özgü, etken - etkin, ayrıcalık - ayrılık... gibi sözcükler. Bunlar arasındaki anlam ayrımına dikkat edilmelidir. Bu ürün Brezilya'ya özeldir. ("özel" yerine, "özgü" getirilmelidir.) 5) Gereksiz Sözcük Kullanımı: İyi bir cümlede, anlama katkıda bulunmayan bir sözcük yer almamalıdır. Gereksiz sözcükler cümlede üç şekilde görülebilir.
CÜMLE DÜZEYİNDE ANLATIM BOZUKLUKLARI Cümle: Anlam, anlatım ve yargı birliğidir. Türkçe'de anlatımın temel birimi cümledir. Anlatımın etkili olması, okuyucunun anlatılmak isteneni algılaması cümlelerin doğruluğuna, dilbilgisi kurallarının uygunluğuna bağlıdır. Cümle düzeyindeki anlatım bozukluklarını şu başlıklar altında inceleyebiliriz. 1) Özne Eksikliğinden Doğan Yanlışlar: Gerekli olduğu halde, cümlede öznenin bulunmayışı anlatımı bozar. Özne yanlışlıkları her yükleme ayrı ayrı özne buldurucusu sorular yöneltilerek belirlenir. "Baraj inşaatı, bu ayın sonunda bitecek ve çok miktarda elektrik üretecektir."
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI. Bu cümlede iki ayrı yargı ve iki ayrı yüklem vardır. Birinci yargıda özne belirtilmiş, ikinci yargıda özne belirtilmemiştir.
Bu şiiri okuyun, bunu defterinize yazın. (altı çizili sözcüğe gerek yoktur: çünkü baştaki "bu şiiri" nesnesi cümledeki yüklemler için uygundur.)
Bu yüzden anlatım bozukluğuna yol açmıştır. Doğru cümle şöyle olmalıdır: Baraj inşaatı, bu ayın sonunda bitecek ve baraj çok miktarda elektrik üretecektir.
7) Ekeylem Eksikliğinden Doğan Yanlışlar: Dilimizde "idi, imiş, ise" sözcüklerine ekeylem denir. Ekeylemin gerektiği yerde kullanılmaması anlatım bozukluğuna yol açar.
2) Özne - Yüklem Uyuşmazlığından Doğan Yanlışlar: Bir cümlede özne ile yüklemin kişi, tekillik - çoğulluk yönünden tutarlı oluşuna uygunluk denir. Bu kurata uyulmaması durumunda anlatımda bozukluk olur.
0 yıllarda ben on yaşında, annem ise otuz dört yaşındaydı. (virgülden önce "idim" ekeylemi getirilerek anlatım bozukluğu giderilebilir.)
Bu tür duygular gözlerimi yaşartırlar (cümlesi anlatım bakımından bozuktur. Çünkü soyut kavramların çoğulları özne olduğunda yüklem tekil olur. Cümledeki bozukluk, yüklemin "yaşartır" yapılmasıyla giderilebilir.) 3) Yüklem Eksikliğinden Doğan Yanlışlar: Sıralı cümleİ9rde, gerekli olduğu halde bir yükleme yer verilmeyişi ya da bileşik cümlel^rde yardımcı eylem kullanılmayışı anlatımı bozar. Görevlilerin kravat ve beyaz renk ceket giymeleri 2 gerekiyor. g ("Kravat" sözcüğünden sonra "takmaları" yüklemi getirilirse anlatım bozukluğu giderilebilir.) 4) Tümleç Eksikliğinden Doğan Yanlışlar: Sıralı cümlelerde tümleçlerin yüklemlere uyumlu olması gerekir. Aksi halde cümlenin anlatımı bozulur. Artık bizi aramıyorsunuz, yoksa ihtiyacınız kaimadı mı? Anlatım bozukluğu "...bize ihtiyacınız kalmadı mı? şeklinde düzeltilebilir.) 5) Nesne Eksikliğinden Dogan Yanlışlar: Sıralı cümlelerde yüklemlerden biri için kullanılan nesne, diğer yüklem için de uygun değilse anlatım bozukluğu meydana gelir. Yasalara göre paranın üz^rine yazı yazmak, yırtmak yasaktır. ("yırtmak" sözcüğünden önce "parayı" nesnesi getirilmeli) 6) Tümleç veya Nesnenin Gereksiz Kullanımından Doğan Yanlışlar: Bir cümlede herhangi bir tümlecin ya da nesnenin eksik kullanımı, nasıl anlatım bozukluğuna yol açıyorsa, bunların gereksiz kullanımı da anlatım bozukluğuna n^den olur.
8) Noktalama Yanlışları: Virgül veya noktalı virgül, kullanılmadığında veya yanlış kullanıldığında anlatım bozukluğuna neden olabilen iki noktalama işaretidir. Bu işaretlerin kullanılmaması, zaman zaman özn9 belirsizliğine yol açabilmektedir. Bazen de isim ve sıfat tamlamalarının beiirsizliğine neden olmaktadır. Dana ahırına koştu. Büyük şehirde oturuyor. (Bu cümlede "büyük" özne olarak kullanılmışsa, "büyük"ten sonra virgül konulmalıdır. Aksi halde "büyük şehir" bir sıfat tamlamasıdır.)
SINAV TERMİNOLOJİSİ Açıklık: Yazının herkes tarafından açık ve kolayca anlaşılabilmesidir. Biçim: Yazının dış yapısı, dili, üslubu, anlatım özellikleri gibi içerikten bağımsız olan nitelikleri. İçerik: Yazıda anlatılan konu, verilen bilgiler, düşünceler. Üslup: Yazıda kullanılan anlatım tarzıdır. Akıcı, yalın, öznel, nesnel gibi. Özlü: Konunun en gerekli ve asıl yönlerini veren, gereksiz ayrıntıya girmeyen anlatım tarzı. Klasik (Geleneksel): Bu kavram farklı anlamlarla kullanılır. -
Öteden beri geçerli olan kurallara bağlılık.
-
Değerini yitirmeyen eski başarılı eserler.
-
Kendini yenileyememiş anlatım tarzı.
-
Klasisizm akımına bağlı.
Duruluk: Anlatımda gereksiz kelime veya söz sanatlarına yer verilmemesi. Yalınlık: Anlatımın süsten, S9S sanatlarından, mecazdan arınmış olması.
-TÜRKÇEDoğallık: Kendini zorlamadan, doğal bir biçiminde söyleyişe dayalı olan anlatım tarzı. Gerçekçilik: Gerçeğin dışına çıkmadan, abartmadan, hayale yer vermeyen, nesnel anlatım tarzı. Popüler: Geniş kitlelerin beğenisine uygun. Yeti: Zihinsel yetenek.
nazari) bilimi, güzel duyu. ♦ Güzellik duygusu ile ilgili olan ya da güzellik duygusuna uygun olan. Faktör: Etken, etmen. Etki yapan her şey. ♦ Birlikte ya da ayrı ayrı etkisini gösteren ve belli bir sonuca götüren güçlerden, şartlardan, öğelerden her biri.
Kuram: Görüş, teori, nazariye. Fantezi: Sonsuz, sınırsız hayal. Yadsıma: Dışlama, kabul etmeme, inkar etme. ? Değişik heves, değişik beğeni, değişik düşünüş. Yetkin: Başarılı, gücü yeten
? Süslü ve türü değişik olan.
Bütünlük: Yazının konu dışına çıkmadan anlatmak istediği konuyu bir uyum içinde anlatması. Tutarlılık: Konunun, çelişkiye yer vermeden belli bir mantık dairesi içinde anlatılması. Tema: Şiirin okuyanda uyandırdığı his. Konu ile tema birbirine karıştırılmamalıdır. Savaş sahnesinin anlatıldığı bir şiirde konu savaş iken, tema kahramanlık olabilir. Duygulu: Hislere, insani duygulara hitap eden. Duygusal: Davranışlarını mantıktan ziyade duyguları
Görece: Varlığı başka bir şeyin varlığına bağlı olan, kesin oimayıp kişiden kişiye, zamandan zamana, yerden yere değişebilen; bağıl, izâfi. Güdümlü: Güdülebilen, yönetilebilir. Güncel: Günün konusu olan, şimdiki, bugünkü. Haz: Hoşa, giden duygular (etkilenme), hoşlanma. İçgüdü: Bir canlı türünün bütün bireylerinde akıl ve düşünceden bağımsız olarak, doğuştan gelen her türlü eylem ve davranış.
yönlendiren. Betimleme: Tasvir etme, anlatılan konunun okuyucunun zihninde resmini çizme. Aktüel: Güncel, içinde yaşadığımız günierle ilgili. Bilinç: Şuur, insanın kendisini ve çevresini tanıma yeteneği.(mec) Temel bilgi. Bilim: Evrenin ya da olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneysel yöntemlere ve gerçekliğe dayanarak yasalar çıkarmaya çalışan düzenli bilgi. ? Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve sistematik. ? Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci. Çağdaş: Aynı çağda yaşayan. ♦ Bulunulan çağın anlayışına, şartlarına uygun olan.
İletişim: Duygu, düşünce ya da bilgilerin akla gelebilecek her türlü yolla başkalarına aktarılması, bildirişim; haberleşme. ♦ Televizyon; telgraf, telefon, radyo gibi aygıtlardan yararlanarak yürütülen bilgi alışverişi. İmge: Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen soy düş, hayal, imaj. ? Duyu organlarının dıştan algıladığı bir nesnenin bilince yansıyan benzeri; hayal imaj. ? Duyularla alınan bir uyaran söz konusu olmaksızın bilinçte beliren nesne ve olaylar. İşlev: Bir nesne ya da kimsenin gördüğü iş; iş görme yetisi; görev, fonksiyon. ♦ Bir yapının gerçekleştirilebileceği ve onu başka yapılardan ayırt etme imkanı veren eylem türü ya da türler.
Devinim: Hareket.
İzlenim: Bir durum ya da oiayın duyular yoluyla insan üzerinde bıraktığı etki, intiba.
Duyarlık: Hassasiyet.
Kanı: inanılan düşünce, kanaat.
Tenkit: Bir edebiyat ya da sanat eserini her yönüyle inceleyip açıklamak, anlaşılmasını sağlamak ve değerlendirmek amacıyla yazılan yazı türü.
Kavram: Bir nesnenin zihindeki soyut ve genel tasarımı; mefhum.
Estetik: Sanat amacıyla ortaya çıkarma işinin genel yasalarıyla, sanatta ve hayatta güzelliğin kuramsal(teorik,
♦ Nesnelerin ya da olayların ortak özelliklerini kapsayan ve bir ortak ad altında toplayan genel tasarım.
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI. Kuram: Uygulamalardan bağımsız olarak alınan soyut bilgi. ? Belirli bir konudaki düşüncelerin, görüşlerin tümü. ? Sistemli bir biçimde düzenlenmiş birçok olayı açıklayan ve bir bilime temel olan kurallar, yasalar bütünü. ? Teori, nazariye. Kültür: Tarihi ve sosyal gelişme süreci içinde meydana getirilen bütün maddi ve manevi değerler ile bunları ortaya çıkarmada, sonraki kuşaklara iletmede kullanılan, insanın doğal ve sosyal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların tümü. ? Bir topluma ya da halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin tümü. ? Muhakeme, beğeni ve eleştirme yeteneklerinin öğrenim ve yaşantılar yoluyla geliştirilmiş olan biçimi. ? Bireyin kazandığı bilgi. Mistik: Aklın erişemediği, açıklanamayan ya da çözülemey^n şeylere ait olma durumu. Nesnel: Gerçeğe varmak amacıyla, taraf tutmadan inceleme yapan, hüküm veren. ♦ Bireyin kişisel görüşünden bağımsız olan. Nitelik: Bir şeyin nasıl olduğunu belirten, onu başka şeylerden ayıran özeilik. ? Bir şeyin iyi ya da kötü oluşu, kalite. ? Bireyi, nesn9 ya da yaşantının bir yönünü, ötekilerden ayırt etmeye yarayan ve ölçülebilen özellik. Keyfiyet. Orijinal: Özgün. Alışılagelenden değişik, şaşırtıcı nitelikte olma durumu. Özdeş: Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt ediİ9meyecek kadar benzer olan, aynı. ♦ Bir ve aynı olan ve aynı anlama gelen. Özdeşlemek: Özdeş duruma gelmek. Özgü: Özellikle birine ya da bir şeye ait olan, belli bir kimsede ya da şeyde bulunan. Has, mahsus. Özgün: Yalnız kendine özgü bir nitelik taşıyan. ? Bir buluş sonucu olan, nitelikleri bakımından benzerlerinden ayrı ve üstün olan. ? Çeviri (t9rcüme) olmayan, asıl olan metin. Öznel: Nesnelerin gerçeğine değil, bireyin düşünce ve duygularına dayanan. Subjektif.
Ölçüt: Bir yargıya varmak ya da değer biçmek için başvurulan ilke, kıstas. Özveri: Bir amaç uğruna ya da gerçekleştirilmesi istenen herhangi bir şeyi için kendi yararlarından vazgeçme. Fedakarlık. Özümlemek: Edinilmiş olan bilgileri bireyin öz malı durumuna getirmek. Popüler: Halkın beğenisine uygun, halk tarafından tutulan. ?
Herkesin tanıdığı.
Realite: Gerçek, gerçeklik. Salt: Yalnız, tek, sırf. ?
İçinde yabancı öğe bulunmayan, mutlak.
♦ İçine, kendisine yabancı hiçbir şey karışmamış, arı. Sanat: Bir duygunun, tasarının ya da güzelliğin anlatımında kullanılan yöntemİ9rin tümü ya da bu anlatım sonucunda ortaya çıkan üstün yaratıcılık. ? Belli bir uygarlığın anlayış ve beğeni ölçülerine uygun olarak ortaya konulmuş anlatım. ? Bir şey yapmada gösterilen ustalık. ♦ Bir meslekte uyulması gereken kuralların tümü. Saygın: Saygı gören, sayılan, hatırlı, itibarlı, muteber. Somut: Gerçekliği algılanabilen. Müşahhas. ♦ Beş duyudan biriyle ya da birkaçıyla belirlenen varlık. Soyut: Beş duyu aracılığıyla algılanamayan varlık. ? Anlaşılması, kavranılması güç. ? Düşünce yoluyla kabul edilen varlık. Mücerret Sentez: Terkip. Parçaların ya da öğelerin bir araya getirilip bir bütün olarak birleştirilmesi. Bu biçimde oluşan bütün. Süreç: Aralarında birlik olan ya da belli bir düzen içinde yinelenen, ilerleyen, gelişen olay ya da eylemler dizisi. Süregelen: Ne kadar süreceği belli olmaksızın sürüp giden. Müzmin. Teknoloji: Bir sanayi dalı ile ilgili yapım yöntemlerini, kullanılan araç, gereç ve aygıtları kapsayan bilgi. Tem: Tema. Bir hitabede, öğretici ya da edebi bir eserde işlenen konu, düşünc9, görüş. ? Herhangi bir sanat eserinde işlenen konu. ? Bir besteyi oluşturan temel motif. (müzik)
-TÜRKÇETutarlı: Aralarında çelişme bulunmayan, uygun her yönden bağlaşmış, dengeli. İnsicamlı.
ÇOZUMLU KOHU KAVRAMA TESTİ
Tutarlık: Tutarlı olma durumu. Tutku: İrade ya da arzuları aşan güçlü bir coşku. İhtiras. Uzlaşmak: Aralarındaki düşünce ya da çıkar ayrılığını karşılıklı ödün (taviz)lerle kaldırarak uyuşmak.
1.
Virtüöz: Herhangi bir müzik aracını büyük ustalıkla çalabilen sanatçı.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Ya verdiğin sözde dur ya da insanlara söz verme. B) Hem derslerime çalışıyorum diyor hem de sınavlarından düşük not alıyor. C) Bu olayın sorumlusu o mu yoksa başkası mı
Yargı: Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme gibi yollara başvurularak kişi, durum ya da nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi. Hüküm. Yaratı: Özel bir yetenekten yararlanılarak ortaya konulan şey. Kreasyon.
bilmiyorum. D) Kimin akıllı, kimin akıllı olmadığı sonuçlar açıklanınca ortaya çıkacak. E) Ne çiçekleri sulamış ne evi temizlemişti bizim temizlikçi.
Yazın: Olay, düşünce, duygu ve hayallerin dil aracılığıyla biçimlendirilmesi sanatı. Edebiyat. Bu sanatın kuralları ve ürünleri ile uğraşan bilim kolu. ♦ Bir çağda, bir dilde, bir millete yazılmış sanat eserlerinin tümü. Yeti: İnsanda bulunan bir şeyi yapabilme gücü. Meleke. Yetkin: Gerekli olgunluğa erişmiş, kâmil, mükemmel.
2.
Yetke: Yaptırma ya da yasak etme hakkı ya da gücü. Sulta. Otorite.
A) Zaman kimseye acımaz, ölümlülere tolerans tanımaz. B) Sohbette sözün az, kulağın çok olsun. C) Hayatımızı önümüze çıkan fırsatlar, karşımıza çıkan fırsatları biz belirleriz. D) Bu mağazadan aldığım kazağı beğenmedim, bir gün sonra yenisiyle değiştirdim. E) Seramızda yetişen sebzelere düzenli bir yetiştirme programı hazırlıyor, uyguluyoruz.
Yoksun: Belli bir şeyden kendisinde olmayan, belli bir şeyin yokluğunu çeken, mahrum. Yorum: Bir yazının ya da bir sözün anlaşılması güç yönlerini açıklayarak aydınlığa kavuşturma. Tefsir. ? Bir olayı, belli bir görüşe göre açıklama, değerlendirme. ? Gizli ya da hayali olan bir şeyden anlam çıkarma. ? Bir müzik parçası ya da tiyatro oyununun özgün bir teknik ve duyarlıkla sunulması. Zanaat: İnsanların maddeye dayanan ihtiyaçlarını karşılamak için yapılan öğrenimle birlikte deneyim ve ustalık gerektiren iş. ♦ Ei ustalığı isteyen işler.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde öğe eksikliğinden doğan bir anlatım bozukluğu vardır?
3.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) İnsanın, arkadaşlarına vefa duyması onun insanlığının gereğidir. B) Sanatçının, kendi düşüncesine eserlerine aksettirmesi gerekir. C) Sınavın tüm soruları çözülürken zaman idareli kullanılmalıdır. D) Hayatın insan için önemli olması başkaları tarafından kullanılmamalıdır. E) Çevremizin temiz olması için çalışmak vatandaşlık borcudur.
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ4.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "onu" sözcüğü gereksiz kullanılmıştır?
A) Bu yıl çalışmak istediği kurumla anlaşmak için bir gece Bursa'ya gidip hemen döndü. B) Tatilini bu yaz dağ evinde geçirmek için şimdiden hazırlık yapmaya başladı. C) Dersanede birçok öğrencisine kendi hazırladığı soruları çözdürdü. D) Köylerinin ortasından geçen yolu temizletmek üzere belediyeye başvurdu. E) Saçlarını bahar gelince kazıtıp kafasına yeni saç kökleri ektirdi.
A) Ahmet'e bir hediye aldım, onu başarısından ötürü kutladım. B) Bizi izleyen kadına baktım, onu bir yerden tanıyor gibiyim. C) Çorbaya tuz ilave ettim, onu servise hızırladım. D) Ülkemizde en çok satan gazeteyi okuyorum; onu hep beğeniyorum. E) Döneminde yalnız olan şairde bir farklılık var; onu anlatmakta zorlanıyorum.
5. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde ekeylem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır? A) Onun amacı ineklere bakmak değil, işten kaytarmaktı. B) Hayatındaki sorunlar çok; fakat hiç de çözülemeyecek gibi değil. C) Karşıya geçen adam yaşlıydı; ama yaşına göre H çok hıziıydı. § D) Ocaktaki çay yeterince demliydi yalnız içileek ö kadar sıcak değildi. -2 E) Çıkardığı albüm güzeldi; halk tarafından fazla tutulmadı.
6. Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir sözcüğün yanlış anlamda kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır? A) Ozon tabakasının delinmesi canlıların yaşamını olumsuz yönde etkiliyor, B) Tarım Bakanlığı'nın izni olmadan üretilen ilaçlar ağaçların verimini düşürüyor. C) Ani sıcaklık değişiklikleri topraktaki çölleşme oranını yükseltiyor. D) Makinelerin kapladığı alan arttıkça insanlar için yaşama alanı daralıyor. E) Radyasyonlu çayları içmek sakat çocukiarın doğmasına neden oluyor.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde "bir deyimin yanlış kullanılmasından kaynaklanan" anlatım bozukluğu vardır? A) Müdür küplere binmişti, işlerin bitmemesine öfkelendi. B) Yeni alınan işçinin elinden iş gelmiyor, verilen işleri yapamıyor. C) Senin arkadaşın saman altından su yürütüyor, işleri profosyenel bir eda ile çözüyor. D) Ahmet bütün durumlarda hazıra konuyor, hiç çabalamadan kazanç sağlıyor. E) Misafir gelenlere yüzünü astı, hiç ilgi göstermedi.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Öğrencilerimiz son aylarında birçok konu ve soru çözerek eksiklerini tamamlamalılar. B) Bütün insanlar, insanlığın iyiliği için yapılan bilimsel çalışmaların önünde durmamalıdır. C) İhtilallerle çözüım olmayacağını dünya, her ihtilalde anlamıştır. D) Ticarette, üretilen, malların çok olmasındansa tüketilen malların çok olması daha önemlidir. E) Kimya dersinin gazlar konusunu anlamayan öğrenciler, hocalarına soru götürerek konuyu anlamaya çahşmalıdırlar.
-TÜRKÇE13. Ankara'dan 17:30'da hareket eden kafilemiz büyük bir ihtimalle istanbul'a saat 23:30'da varmış olabilir.
10. Biraz ilerledikten sonra küçük eve girdi. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) B) C) D) E)
Kardeşim, lise öğrenimini Ankara'da tamamladı. Hayat; insana, dayanmayı çabuk öğretir. Yaralı polise elini uzatmaya çalışıyordu. Sanat, insanın yeryüzünde kalıcı olma çabasıdır. Onunla ilk defa bir yemekte tanışmıştık.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu yoktur? A) İlk kez dersanemizin açılış gününde tanıştığımız beyefendi dersanenin sahibiymiş. B) Sınavı kazanamayınca eşinden hatta işinden bile oldu. C) Fabrikaya yeni gelen müdürün onu koltuğundan edeceğini düşünerek, ona karşı tavır aldı. D) Bu kazadan kurtulan yaralılardan yoğun bakıma alınanların ölüm şansları çokyüksek. E) Hızlı koşan sporcu yarışmayı elbette erken bitirecektir.
12. 'Yine" sözcüğü aşağıdakilerin gereksiz kullanılmıştır?
Bu cümledeki giderilebilir?
anlatım
bozukluğu
nasıl
A) "hareket eden" yerine "kalkan" sözcüğü getirilerek B) "ihtimalle" yerine "olasılıkla" sözcüğü getirilerek C) "17:30'da" sözünden önce "saat" sözcüğü getirilerek D) "kafilemiz" yerine "bizim grubumuz" sözü getirilerek E) "büyük bir ihtimalle" sözü cümleden çıkarılarak
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Babamın söylediği söz: "İnsanlara hep saygılı ol."dur. B) Tüm ailemizin görmek istediği, senin sınavı kazandığındır. C) Sinemada en çok ilgimi çeken, filmlerin perde arkalarıdır. D) Hayatımı yönlendiren ansızın karşıma çıkan olaylardır. E) Ömür boyunca beklenilenler, insana kendi ayaklarıyla gelmez.
hangisinde
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aynı anlama gelen sözcüklere yer verilmemistir?
A) Bu kitapları bir dahaki ay yine okuyacağım. B) Evimize, yine bir takım koltuk almayı düşünüyorum. C) Yaptığımız toplantıya bu kez de yine gelmemeyi göze alamaz. D) Aldığım sütten hiç içmeden süt yine bitti. E) Ağaçlarımız yağmurlardan sonra yine ilaçlanacakmış.
A) Bu ay demeğimiz çok ihtişamlı, gösterişli etkinlikler düzenleyecek. B) Arkadaşlarımızla çetin ve zor bir dönemin kapılarını araladık. C) Öğrencilerin rehberlik servisinde sorunları, problemleri çözüme kavuşturulmalıdır. D) Onunla bu konuyu tartışmak için ne vaktim ne zamanım var. E) Biz müşterilerimizi iyi, güzel sözlerle avutmayız.
8-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ.
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
19. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır?
A) Kitabın kapağında yayıncımız mavi, sarı ve yeşil renkleri kullanmış. B) Köyümüzün kenarından g^çen ırmak bu yıl daha gür akıyor. C) Boş vakiîlerimde yaptığım işler arasında en çok kitap okumayı severim. D) Diş fırçalama alışkanlığı, çocuklara küçük yaşlarda kazandırılması gereken bir özelliktir. E) Söylediklerimi tek tek not alıyor, bunlarla ilgili bana soru soruyordu.
A) Telefon modelleri, tanıtıldıkları kadar özelliğe sahip değil. B) Telefon üreticileri ve biz alıcılar aramızda hiç anlaşamadı. C) Telefonların hızla hayatımıza yerleşmesi bizi biraz robotlaştırdı. D) Telefon firmaları bu yıl kıyasıya bir rekabete girdiler. E) Telefonu bundan iki yüzyıl önce Graham Bell bulmuştu.
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük, gereksiz kullanılmıştır? A) Arkadaşıma sövlenenler bana da söylenmiş sayılır. B) Yazdığım roman benim, hayatımı borçlu olduğum insana, hanımıma hediyedir. C) Dağlarımıza dikilen fidanlar, bakanlıkça koruma altına alındı. D) Doktor hastalanan dedeme on gün istirahat verdi. E) Annemle yaptığımız pastayı akrabalarımıza ikrâm ettim.
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Yazarın kullandığı üslup, onun rengini, kokusunu taşımalıdır. B) Tarih dersinde başarılı olması bilgisinin çokluğundan kaynaklanır. C) Dergimizin yazılarının yanlış anlaşılmasının nedeni iyi okunmamasından iİ9ri geliyor. D) Yayınlarımızın bir çok sıkıntı içinde çıkması, bazı hatalara sebep olmuştur. E) Velilerimizin öğrencileri sürekli takip etmesi, onların başarılarının artmasını sağlar.
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? A) Fırtınanın etkisi gün geçtikçe artıyor. insanlar daha çok tedirgin oluyordu. B) Dağ yolundan aldıkları evin baca ve soba tesisatı hâlâ yapılmamıştı. C) Benim eserlerimle ilgili bir inceleme yapmıştı; ama incelemeterinde objektif olamamıştı. D) Bu çarşıdaki mağazaları teker teker dolaşmış; buralardan bir elbise beğenememişti. E) Baharın gelmesi insanlara mutluluk yerine, mutsuzluk getirmişti.
-TÜRKÇE-
ÇÖZÜMLER 1. D seçeneğini inceleyelim: "Kimin akıllı, kimin akıllı olmadığı sonuçlar açıklanınca ortaya çıkacak" Doğrusu "Kimin akıllı olduğu, kimin akılh olmadığı sonuçlar açıklanınca ortaya çıkacak". (Fiilimsi eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu) (Cevap D) 2. C seçeneğini inceleyelim: "Hayatımızı önümüz9 çıkan fırsatlar, karşımıza çıkan fırsatları biz belirleriz." Doğrusu "Hayatımızı önümüze çıkan fırsatlar belirler, karşımıza çıkan fırsatları biz belirleriz." (Yüklem eksikliği / öğe eksikliği) (Cevap C) 3. B seçeneğini inceleyelim; "Sanatçının, kendi düşüncesine, eserlerine aksettirmesi gerekir." Doğrusu, "Sanatçının, kendi düşüncesini eserlerine aksettirmesi gerekir." (Cevap B) 4. A'da "Bu yıl çalışmak istediği kurumla anlaşmak için bir gece Bursa'ya gidip hemen döndü." Anlam bulanıklığı var. "Bu yıl", ifadesi ne için kullanılmıştır. iki şekilde döşünülebilir. I. Bu yıl gidip döndü. II. Bu yıl çalışmak istiyor. Cümledeki anlam açık olmadığı için A seçeneğindeki cümle bozuktur.
8. C'de "Saman altından su yürütüyor" deyimi yanlış kullanılmıştır. Bu deyim ustalık değil, kurnazlık anlamı verir. (Cevap C) 9. A'da "Öğrencilerimiz son aylarında birçok konu ve soru çözerek eksikliklerini tamamlamalılar" "konu ve soru çözerek" cümlenin içinde karışmış gibi görünüp, zor fark edilebilir ama konu çözülmez. Doğrusu, konu çalışarak ve soru çözerek olacak. (Cevap A)
10. Soru kökünde verilen cümledeki anlatımbozukluğunun sebebi doğru tesbit edildikten sonra çözüme geçilmelicfir. "Biraz ilerledikten sonra küçük eve girdi." Cümlesinden iki anlam çıkar: 1. Küçük biri eve girdi. 2. Biri, küçük bir eve girdi. Yani küçük sözcüğü adlaşmış sıfat mıdır yoksa "ev" sözcüğünün sıfatı mıdır? Aynı anlam karışıklığına C seçeneğindeki "yarah" sözcüğü de sebep olmuştur. Yaralı olan polis midir? Yoksa bir yaralı mı var? Seçeneklerde başka cümleler de var; ancak bunlar soru kökünde verilen cümleden farklı bir sebepten bozuk oldukları için doğru seçenek olamazlar. (Cevap C)
(Cevap A) .3 11. A'da -ilk kez tanıştığımız- ifadesi yanlıştır. İlk kez 5. B'de "Hayatındaki sorunlar çok; fakat hiç de = cs gereksizdir, tanışma zat9n bir kez olur. B'de mantık çözülemeyecek gibi değil" derken sıralı bir cümledir. hatası var. Eşinden oluşu daha üzücüdür hatta ilk cümlenin yüklemi "çok"tur; fakat yüklem olabilmesi ifadesinden sonra "o" gelmeliydi. D'de "ölüm şansları" için olumlu ya da olumsuz bir ekeylem olması gerekir. ifadesi yanlış sözcük seçimi nedeniyle anlatım Olmadığı taktirde ikinci cümlenin ekeylemini ortak bozukluğu oluşturmuştur. Ölüm riski denilmeliydi. kullanırım. Bu defa da ortaya başka bir anlatım E'de "elbette" kesin, "bitirecektir" ihtimal, çelişen bozukluğu çıkar. Doğrusu "Hayatındaki sorunlar sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım çoktur." olmalı. bozukluğuna neden olmuştur. (Cevap B) (Cevap C) 6. C'de "Ani sıcaklık değişiklikleri topraktaki çölleşme oranını yükseltiyor." "çölleşme oranı" derken bundan iyi bir Ş9ymiş gibi bahsettiği hissine kapılıyoruz. 12. C'de yaptığımız toplantıya bu kez de yine gelmemeyi "Oran" yerine risk, "tehlike" olmalıydı. Yine sıcaklık göze alamaz. "yine" sözcüğünün anlamını "bu kez de" değişiklikleri değil "değişimleri" olacaktı. sözcüğü zaten vermektedir. Çıkarılsa da anlamda bir (C9vap C)
değişme olmaz.
(Cevap C) 7. Cümledeki kelimelerden biri cümleden çıkartıldığında anlam bozulmuyorsa o kelime gereksiz kullanılmıştır. D'de ülkemizde en çok satan gazeteyi okuyorum, onu hep b^ğeniyorum." "onu" çıkarıldığında, "neyi beğeniyorum" sorusunu yanıtlayacak bir öğe hâla var bu nedenle "onu" çıkartılabilir. (Cevap D)
13. "Ankara'dan 17:30'da hareket eden kafilemiz büyük bir ihtimalle İstanbul'a saat 23:30'da varmış olabilir." Çelişen sözcükler anlatım bozukluğuna neden olur. (büyük bir ihtimalle / olabilir?) Bu ifade çıkarılmalıdır. (Cevap E)
10-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISL
14. B'deki "Tüm aliemizin görmek istediği, senin sınavı kazandığındır" ifadesi yanlıştır. "Sınavı daha kazanmadığına göre; cümle tüm ailemizin görmek istidiği, senin sınavı kazanmandır" olmalıydı.
CEVAFLÎ KONU KAVRAMA TESTİ
(Cevap B) 1. Aşağıdaki cümlelerin bozukluğu vardır?
15. A'da: ihtişam, gösterişli B'de: çetin, zor C'de: sorun, problem D'de: vakit, zaman E'de yok (Cevap E) 16. C'de "Boş vakitlerimde yaptığım işler arasında en çok kitap okumayı severim." Boş vakitinde bu kadar iş yapıyorsan nasıl boş vakit oluyor. (Cavap C)
hangisinde
anlatım
A) Yönümüzde çıkan fırsatları değerlendirmemiz gerekiyor. B) Televizyonlar, eğlence programlarına ağırlık vermeye başladı. C) ilimizde değişik kültürel ve sanat etkinliklari gerçekleştirilir. D) Yani dizi bu hafta da, çok izlenecek. E) Bu hafta, tiyatromuzda beş yeni oyun sahneleyeceğiz.
17. B'yi inceleyin, (Benim) hayat-ım I.T.Ş.(Ben) iyelik zamiri Bu zamirin içinde benim anlamı zaten vardır. Çıkarılsa anlamda hiçbir daralma olmaz. (Cevap B) o 18. C'de "Dergimizin yazılarının yanlış anlaşılmasının > nedani iyi okunmamasından ileri geliyor." (nedeni/okunmamasından) her iki sözcük de naden anlamını veriyor. Aynı anlamı veren her iki sözcüğün bir arada kullanılması anlatım bozukluğu oluşturur. (Cevap C) 19. B'de "Telefon üreticileri ve biz alıcılar aramızda hiç anlaşamadı." Doğrusu; "Telefon üreticileri ve biz alıcılar aramızda hiç anlaşamadık." olmalıdır.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde sözcüğün yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır? A) Uzun yolculuklar beni hep hüzünlendirmiştir B) Son dakikada yediğimiz gol maçı kaybetmemizi sağladı. C) Uzakları yakın eden tek şey sevgidir. D) Her son bir başlangıçtır aslında. E) Üniversite öğrenimini tamamlarkan çok zorlanmış.
(Cevap B) 20. B'de "Dağ yolundan aldıkları evin baca ve soba tesisatı hâlâ yapılmamıştı." Anlam bulanıklığı vardır, dağ yolundan alınan ev midir yoksa soba tesisatı mı anlaşılmıyor. (Cevap B) Aşağıdaki cümlelerin bozukluğu yoktur?
hangisinde anlatım
A) Milli takımımız Avrupa'da birçok büyük zafere imzaattı. B) Toplantıya Ahmet, Yusuf ve ben gelmedim. C) Hakkımdaki haberleri eminim mutlaka duymuş olabilir. D) Kardeşimin saçları çok çabuk büyüyorlar. E) Kandine çok güveniyor, her yerda övüyordu.
11
-TÜRKÇE-
4.
5.
Aşağıdaki cümlelerin bozukluğu vardır?
hangisinde
anlatım
8. Üç yaşına kadar konuşmasını öğrenememiş çocuklarda gelişim bozukluğu olduğu kabul edilir.
A) Önündeki yol bitince neyle karşılacağını bilmiyordu. B) Yolun sonuna yaklaştıkça içindeki rn^rak daha daarttı. C) Kafasını kaldırdığında uçsuz bucaksız bir oba gördü. D) Yolun bu tarafına daha önce hiç gelmemiş, hiç görmemişti. E) Buraya bundan sonra daha sık geleceğini söyledi.
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
"Hiçbiri yakın tarihimizin gelişiminden doğru dürüst haberdar değiller."
Aşağıdaki cümlelerin bozukluğu vardır?
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun nedeni aşağıdakilerden hangisidir?
A) Beni her yerde aramış bulamayınca da not bırakmış.
A) B) C) D) E)
Gereksiz iyelik eki kullanımı Sözcüğün yanlış yerde kullanılması Yüklemin çoğul kullanılması Dolaylı tümleç eksikliği Ekeylem eksikliği
A) B) C) D) E)
S2 'o cr UJ Q >
Nesne eksikliği Gereksiz sözcük kullanımı Özne eksikliği Gereksiz iyelik eki kullanımı Yükİ9m eksikliği
hangisinde
anlatım
B) Çağımızın en önemli hastalığı kanserdir. C) Hayatında hiçbir önemli iş yapmayan insanlar, başkalarının başarılarını küçümserler. D) Dilin korunması konusunda sanatçılara büyük görev düşüyor. E) İletişimin en önemli aracı dildir.
m a. 5§
'S 6.
Bu yolu yayan yürüyerek bitiremeyiz. Bu cümledeki anlatım bozukluğunun benzeri aşağıdakilerden hangisinde vardır? A) B) C) D) E)
Yemek, çok sıcakta kaldığından ekşimiş. Beyaz kar taneleri beni hep duygulandırmıştır. Kitaplarını rafları düzenli bir şekilde yerleştirdi. Bulduğu her şeyi çantasına koyup gidiyor. Davete hasım akraba birçok misafir geldi.
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde gereksiz sözcük kullanımından kaynaklanan anlatım bozukluğu vardır? A) Dostların kırıcı sözleri asla unutulmazlar. B) Anlattıklarımı birçok kişiler anlamadılar. C) Oturduğu yerden ayağa kalkarak bana doğru geldi. D) Ellerin V9 ayakların sıcak tutulması gerekir. E) Bütün canlılar bir gün ölümü tadacak.
7.
Aşağıdaki cümlelerin bozukluğu vardır?
hangisinde
anlatım
A) Buradaki her binanın önünde küçük bahçeler var. B) Meslek hayatında çeşitli güçlüklerle karşılaşmak çokdoğaldır. C) Acım sonsuz da olsa gizli sırlarımı kimseye söylemedim. D) Ay ışığının aydınlattığı gecede ağlarım. E) Yeni ev alınca eskisini kiraya verdi.
CEVAP ANAHTARI 1. C
2. B
3. A
4. D
5. C
6. B
7. C
8. D
9. A
10 C .
12-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ.
hepsi(lll) ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
de(V)
A, B, C ve E seçeneklerinde altı çizili sözcükler cümleyi anlam bakımından tamamlamaktadır. Onun için cümleden çıkarılamaz. Fakat D seçeneğindeki "olarak" kelimesinin kullanımına gerek yoktur, cümleden çıkarıldığında anlamda değişme olmaz.
1. Bûtün(l) vardı. Yukarıdaki cümlede numaralanmış sözcüklerden hangisi atılırsa cümlenin anlamı bozulmaz? (99 DMS OÖ) A)V
B) IV
0) III
D )ll
(Cevap D)
E)l
"Bütün" ve "hepsi" kelimeleri aynı anlamı ifade etmektedir. Hepsi kelimesi cümleden atılırsa anlam bozulur ancak bütün kelimesi atılırsa cümlenin anlamı bozulmaz. Onun için doğru cevabımız "E" seçeneğidir.
o> Yüzden fazla bulgunun ortak adı olan(l) romatizmal hastalıklar, pek çok(ll) ölümlere neden olmasa bile yol açtığı yıkım(lll) işgücü kayıpları ve tedavi harcamaları acısından(IV) günümüzün önemli saglık(V) sorunlarından birini oluşturur.
(Cevap E)
Bu cümledeki anlatım bozukluğunun giderilmesi için numaralanmış sözlerden hangisinin çıkarılması gerekir? (99 DMS OÖ)
2. Pahalı(l) mobilyalarla döşenmiş olan(ll) ve kapısında(lll) "genel müdür" levhası bulunan(IV) oda, her zaman olduğu qibi(V) kapalıydı.
A B)ll.
Yukarıdaki cümlede altı çizili sözlerden hangisi atılırsa, cümlenin anlatımında bir bozulma ya da anlamında daralma olmaz? (99 DMS OÖ) A) I. B)ll.
0) III.
D) IV.
0) III.
D) IV.
E)V.
"Pek çok" sözü anlatım bozukluğuna neden olmaktadır. Bu sözün çtkarılması gerekir.
E)V.
(Cevap B) Pahalı, kapısında, bulunan ve olduğu gibi kelimeleri cümleden atıldığında anlam bozulur. Ancak "olan" kelimesinin kullanımı gereksizdir. Cümleden çıkardığımızda anlamda değişme ya da daralma olmayacağı için cevabımız "B" seçeneğidir. (Cevap B)
Aşağıdakilerin hangisindeki altı çizili sözcük çıkarılırsa cümlenin anlamında bir daralma olmaz? (99 DMS OÖ) A) Anlamadınızsa bir kez daha anlatayım. B) Fazla ışık gözlerine dokunduğunda perdeyi kapattı. C) Bu evi satın alırken onlara en çok biz yardım ettik. D) Peşimi hiç bırakmıyor, sürekli olarak beni izliyordu. E) Onun bu boş sözlerine artık kimse inanmıyor.
5.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS 00) Göreve geldiğimden sonra böyle şeyler olmadı. Kendisini görmeye gittiğimde yerinde yoktu. Bu kitabı okumaya başlayalı bir hafta oldu. İsteklerimi yerine getirmek için uzun süre uğraştı. E) Olanları bize anlatırken bile heyecanı yatışmamıştı. A) B) C) D)
"geldiğimden sonra" sözünde anlatım bozukluğu vardır. "geldiğimden beri" ya da "geldikten sonra" şeklinde olmalıdır. (Cevap A)
13
-TURKÇE-
6. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS OÖ)
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS OÖ)
A) Yaptığı işe yaratıcılığını katmayan insan, sanatçı değildir. B) Öğrenciler, yaptıkları resimleri ders yılı sonunda sergilediler. C) Öğretmen tahtaya iç içe daireler çizdi. D) Sonuçtan, yazı sahiplerine bilgi verip haberdar ediniz. E) Öğrencilerin ilgisini çekmek için konuya uygun
A) Oyuncular antreman yapmak için koşarak sırayla alana çıktılar. B) Sporcular kamp çalışmalarına başladıkları nedeniyle izin alamıyorlar. C) Takımın çalıştırıcısı, sporcuları sıraya dizip onlara bir şeyler anlatıyor. D) Bir sporcu başarılı olabilmek için günde beş saat çalışmalıdır. E) Oyun sırasında, her takım kendine özgü taktikler uygular.
bir fıkra anlattı.
D seçeneğinde "bilgi vermek" sözü "haberdar etmek" sözünün anlamını da içerdiği için gereksiz yere kullanilmıştır.
B seçeneğinde "başladıkları nedeniyle" sözünden dolayı bir anlatım bozukluğu vardır. "başladıkları için" veya "başlamaları nedeniyle "şeklinde olmalıdır.
(Cevap D)
(Cevap B) Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS OÖ) "ö tr. SJJ Q £0
m a.
A) B) C) D) E)
Bahçe içinde küçük bir evimiz vardı. Dedem sabah erkenden bahçeye inerdi. Çocukluk dönemimiz mutluluk içinde geçti. Bahçemizdeki ağaçlar bu yıl budandı. Herkes kendinden özveride bulundu.
ÇÖZÜM: E seçeneğinde "kendinden" sözü gereksizdir. (Cevap E) 7. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS OÖ) A) Hiçbir basın üyesine farklı bir ayrıcalık yapılmayacak. B) Gece geç vakit, bomboş caddelerden geçerek otoyola ulaştık. C) Bazı ünlüler, kendileriyle iigili gazete haberlerini arşivlerinde saklarlar. D) Sabahleyin sokaktan geçen simitçiler bana çocukluğumu anımsatır. E) Sanırım, gazeteciler bu haberi önemsemedi.
A seçeneğinde "farklı bir ayrıcalık" sözünde ayrıcalık kelimesi farklı davranmak anlamındadır. (Cevap A)
10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde çoğul ekinin (ler, -lar) gereksiz yere kullanılmasmdan doğan bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS ÖL) A) Son yağmurlar, bahçeleri yeşertiyor. B) Sporcular, yola çıkmak üzere otobüse biniyorlar. C) Yetkililer, evlerinin kısa sürede bitirilebileceğini söylüyorlar. D) Balıkçılar, balıkları ağlardan topluyorlar. E) Birçok uzman, bu iş için bir araya geliyoriar.
"Birçok uzman, bu iş için bir araya geliyorlar." cümlesindeki "geliyorlar" sözcüğündeki "lar" eki anlatımı bozmaktadır. (Cevap E)
14-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ.
11. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS ÖL)
13. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS ÖL)
A) Sonunda biz de çalışmamızın karşılığını aldık. B) Açık pencereden, odanın duvarına asılmış resimier görünüyor. C) Karşıdaki küçük tahta kulüb9d9 kitap ve gazete satılıyor. D) Bu zor günümde hem halam hem de sen yanımdaydm. E) Babası ve annesi, yıllarca onun sıkıntılarına ortak olmuşlar.
A) Hem sözüımü dinlemiyorsun hem de yardım bekliyorsun. B) Gerek işyerinde ya da g^rekse evd9, bu konuda dikkatli olmalısın. C) Ne benim görüşümü alıyorsun ne de başkalarına danışıyorsun. D) Sen d9 yakınların da bu konuda yanlış düşünüyorsunuz. E) Ya bizimle gel ya da arkadaşınla tatile çık.
"Bu zor günümd9 h9m halam hem d9 sen yanımdaydın." cümlesinde "yanımdaydın" yüklemi "halam" ve "S9n" öznelerinin ortak yüklemi olarak kullanılmıştır. Fakat "halam" öznesiyte "yanımdaydın" yüklemi uyumsuzdur. Cümİ9nin doğrusu şöyledir: "Bu zor günümde hem halam yanımdaydı hem S9n yanımdaydın."
B seçeneğinde kullanılmıştır.
"ya
da"
bağlacı
gereksiz (Cevap B)
(Cevap D) zo >■
Ç2
"Q Uâ
12. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS ÖL) A) Kaynakların hepsi d9 ahlak kavramına yer vermiş, önemli bulmuştu. B) Annem telefonda, en sevdiğim yemeği pişirdiğini söyledi. C) Böylece çok istediğim bu yolculuğa çıkma fırsatını bulmuştum. D) Hani gülünce yanağında güller açar derler ya, işte öyle birgülüşü vardı. E) Kalabalığın arasında bizi görmüş, koşa koşa yanımıza gelmişti.
A S9çeneğind9 nesn9 eksikliği var: "... ahlak kavramında... önemli bulmuştu." anlatım bozuk. Cümİ9 şöyle olmalıydı: "Kaynakların hepside ahlak kavramına yer v^rmiş, ahlak kavramını önemli bulmuştu." (Cevap A)
14. Bugün öğteden sonra yoğun bakıma alınan hastanın durumu iyileşiyor. Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerden hangisiyle giderilebilir? (99 DMS ÖL) A) "öğleden sonra" sözü, "alınan"dan önce getirüerek B) "bugün" sözcüğü, yüklemden önce getirilerek C) "öğleden sonra" sözü "iyileşiyor"dan önce getirilerek D) "hastanın durumu" yerine, "hasta" sözcüğü getirtlerek E) "yoğun bakıma" sözü cümlenin başına getirilerek
"... hastanın durumu iliyeşiyor" hastanın durumu iyileşmez; hasta iyileşir. (C9vap D)
-TURKÇE-
15
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde aynı anlama gelen iki sözcük birlikte kullanılmıştır?(99 DMS ÖL)
17. Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük atılırsa, anlatımda bir bozulma olmaz? (99 DMS L)
Bu hadiseden sonra başka olay olmadı. Konuyu bir başka açıdan inceleyelim. Arkadaşım dalgın ve dağınık bir insandı. Eski çantam büyük ve kullanışlıydı. Anlattıklarımı ömekler vererek pekiştirmek isterdim.
A) Elinde güçlü kanıtlar olmasına karşın tuttu, adamdan özür diledi, ona haksızlık ettiğini söyledi. B) Asıl bu sorun üzerinde durmalı, onun çözümü için önerilerde bulunmalısınız. C) Böyle davranmaya devam etseydi, onu eleştirmeye kalkanlara hak vermek gerekirdi. D) Bu hareket, ulusal kültürümüze yararlı olmak şöyle dursun, ona zarar bile vermiştir. E) Söz konusu ilkelere sımsıkı sarılalım, çağdaş bir ulus olmanın, onlara bağlılıktan geçtiğini unutmayalım.
A) B) C) D) E)
A seçeneğinde "hadise" ve "olay" sözcükleri aynı anlama gelmektedir. (Cevap A)
D seçeneğinde birinci yargıda geçen "ulusal kültürümüze" sözü "ona" sözcüğünü de karşılıyor "ona" sözcüğüne gerek yoktur. (Cevap D) "(3 «0
D
16. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, eşanlamlı sözcüklerin birlikte kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır? (99 DMS L) A) Hizmetin niteliğini ve kalitesini yükseltmek için bunların yerine getirilmesi gerekiyor. B) Salt para kazanmak için değil, sevdiğim bir işi yapmak için de çalışmak istiyorum. C) Eskiden geceleri bütün kent uyurken ben sabah dörde kadar çalışırdım. D) Okumak için evden kaçtığını, aç kaldığını, çileli bir öğrencilik dönemi geçirdiğini anlatırdı. E) Önce, kısa öyküyü çok önemli bir yazım türü saydığımı belirtmek isterim.
A seçeneğinde "nitelik" ve "kalite" aynı anlama gelmektedir. (Cevap A)
18. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde, yakın anlamlı sözcüklerin bir arada kullanılması anlatım bozukluğuna yol açmıştır? (99 DMS L) A) Seninle görüşmeyeli neredeyse yirmi yıl oluyor. B) Gözleri buğulanmıştı, sevinçten neredeyse ağlayacaktı. C) Hava birden bozdu, neredeyse soğuktan donuyorduk. D) Az daha, neredeyse arabanın altında kalacaktım. E) "Çabuk, neredeyse bul getir!" diye bağırdı.
D seçeneğinde "az daha" ve "neredeyse" yakın anlama gelmektedir. (Cevap D)
16-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISL
19. Bir başka söyleyişle, folklor ürünlerinin ilk söyleyeni bilinmediği için halkın ortak malı olmuştur.
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki değişikliklerin hangisiyle düzeltilebilir? (99 DMS L)
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS L)
A) "ürünlerinin" yerine "ürünleri" sözcüğü getirilerek B) "söyleyişle" yerine "anlatımla" sözcüğü getirilerek C) "söyleyeni" yerine "söyleyenler" sözcüğü getirilerek D) "bilinmediği için" yerine "bilinmediğinden" sözcüğü getirilerek E) "ortak malı olmuştur" yerine "ortak malıdır" sözcüğü getirilerek
A) Bugün işte çok yoruldum, eve gelir gelmez yattım. B) Dün çok rahatsızdım, bu yüzden işe gitmedim. C) Bugün çok yoğundum, bakkala gitmek için zaman bulamadım. D) Dün sokak sokak dolaştım, istediğim gibi bir ev bulamadım. E) Dün çok telaşlıydım, istediklerini almayı unuttum.
"...folklor ürünlerinin... halkın ortak malı olmuştur." halkın ortak malı olan ne? folklor ürünleri, "folklor ürünlerinin" sözünde "nin" anlatım bozukluğuna yol açmaktadır.
C seneneğinde "Bugün çok yoğundum... zaman bulamadım." "zaman" sözcüğünden önce "bile" sözcüğü gelmeli. (Cevap C)
(Cevap A) o
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS L)
"Q §
A) Sorunlar çözüldükten sonra tatile çıkmak istiyordu.
2.
o
20. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (99 DMS L) A) B) C) D) E)
— B) Sorulara verdiği yanıtlar hiç akla yakın değildi. « C) Gördüklerini nastl anlatacağını düşünüp duruyordu. D) Bu üzücü olayları bir daha yaşamak istemiyordu. E) İstekleri vardı; ama nasıl üstesinden geleceğini bilemiyordu.
Onunla uzun yıllar aynı odada çalıştık. 0 bana kalem, ben ona kitap hediye ettim. Arkadaşlarımızla iyi ve kötü günlerimiz oldu. Geçen yıllar da bizi birbirimizden koparamadı. Ne zaman bir sıkıntımız olsa birbirimizi arardık.
f&g&Ms E seçeneğinde tamlayan eksikliğinden kaynaklanan anlatım bozukluğu var. (Cevap E) 3.
B seçeneğinde yüklem eksikliği var: "o bana kalem hediyeettim."olmaz. (Cevap B)
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili söz anlatımı bozmaktadır? (2000 DMS) A) Dostlukla alışverişi birbirine karıştırmamalı, diye uyardı. B) "Evde yiyecek hiçbir şey kalmamış mı?" diye sordu. C) Böyle güzel bir ortamda insan istemese de sıkılmaz. D) Yağmur altında sabaha kadar vol almışlardı. E) Oysa bu çiçeklere de ötekiler gibi özen gösteriyorum, dedi.
17
-TÜRKÇE-
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2000 DMS)
A, B, D ve E seçeneklerinde altı çizili sözcükler, cümlenin anlamını bozmamıştır. Ancak "C" seçeneğindeki "istemese de" sözcüğünün anlatım bozukluğuna yol açtığını görüyoruz. "İst9mese de" sözcüğü yerine "istese de" sözcüğü kullanılmalıydı. Çünkü "sıkılmaz" eylemi zaten olumsuz. "istemese de" kelimesi d9 olumsuz olduğu için cümtenin anlamı bozukoluyor.
A) Okulun kimi masrafları bağışlarla ve mezunların katkılarıyla karşılanıyor. B) Bir çocuğun eğitimi için yılda yaklaşık altı yüz milyon lira harcanıyor. C) Okuldaki sanat ve spor etkinliklerine yalnızca yatılı öğrenciler katılabiliyor. D) Bu okul, her çocuğa ücretsiz eğitim veriyor ve her türlü ihtiyacını karşılıyor. E) Okula giriş sınavı, h9r yıl haziranda yapılıyor ve sınav sonuçları eylülde açıklanıyor.
(Cevap C)
4. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bozuklugu vardır? (2000 DMS)
anlatım
A) Benc9, elmanların yeterince olgunlaştığı kanısında değilim. B) Etence, her usta böyle sağlam, böyle düzgün bir duvar örem^z. C) Etence, burada boşu boşuna bekleyerek zaman yitiriyoruz. D) Bence, bu titizlik ona babasından geçmiştir. E) Benc9, bir suç işlemiş gibi ezilip büzülm^ne hiç gerekyok. "ö
"D" seçeneğinde, birinci cümlenin dolaylı tümleci olan "her çocuğa" kelimesi ikinci cümled9 nesn9 dummuna düşmüştür. Yani "her çocuğa" kelimesi, yüklem için ortak bir kelime değildir. Bu sebeple ikinci cümlede nesnenin açıkça belirtilmesi gerekirdi. Yani "çocuğa" ketimesi ikinci cümled9 "çocuğun" şekline dönüşmeliydi. İkinci cümledeki nesne eksikliğinden dolayı anlatım bozukluğu olan cümlemiz "D" seç^neğinde yer almaktadır.
£C UJ Q CO
(C9vap D)
Anlatım bozukluğu olan cümlemiz "A" seçeneğindeki tn cümle "Bence" ve "kanısında değilim" kelimeleri tezat oluşturacak şekilde kullanılmıştır. "Ben, elmaların yeterince olgunlaştığı kanısında değilim" şeklinde anlatım bozukluğunu giderebiliriz. (Cevap A)
Onun bana(l) ö£(ll) beşleyeçeği(lll) aklımdan(IV) bile g^çmemişti. Çünkü, bütün konuşmalarımız sakadan(V) başka bir şey değildi.
5.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2000 DMS) A) "Öyleyse, zarar eden bu iş yerini niye kapatmıyorsun?" dedi. B) Genel kanı, siz etki altında kalarak bu ödülü istemediniz. C) "Çok safsın!" diye yenid^n söze başladı. D) Masamda birikmiş gaz9telere, dergilere şöyle bir göz attım. E) Hepimiz bir yabancı dil bilmenin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. (Cevap B)
Bu cümledeki altı çizili sözcüklerden hangisi, anlatım bozukluğuna yol açmaktadır? (2000 DMS) A)
B) II.
C) D) IV.
E) V.
II numaralı sözcük yani öç kelimesi cümİ9de anlatım bozukluğuna sebep olmaktadır. Öç kelimesi yerine "kin" kelimesi kullanılarak anlatım bozukluğu gîderîlebilir. Öç içteki kötü duyguların dışa yansımasıdır. Kin ise içte b9slen9n, büyüyen bir duygudur. Burada beslemek kelimesi öç kelimesiyle yan yana geldiğinde anlatım bozukluğu oluşuyor. (C9vap B)
18-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
8. Arkadaşım(l) bu(ll) sorumluluğu(lll) birlikte(IV) paylaşmalıyız(V) dedi.
11.
A) Çok sesli müziğin geleceğinin halk türkülerinde olduğunu söylüyor ve uyguluyordu. B) Toplumun eğitimi için yararlı olacağını düşündüğü müzikli oyunlar ve operetler besteledi. C) Müziğe olan yeteneği, çok küçük yaşlarda annesinden duyduğu şarkıları söylediğinde ortaya çıktı. D) Hastalığı yüzünden uzun süre okula gidemedi ve müzik alanındaki çalışmaları yarım kaldı. E) Müzikseverlerin yardımıyla bir dernek kurdu bu derneğin başkanlığını yaptı.
Numaralanmış sözcüklerden hangisi çıkarılırsa cümlenin anlamında daralma ya da bozulma olmaz? (2001 KMS) A) B)ll
0) III
D) IV
E)V
Paylaşmak eylemi karşılıklı yapılan bir işi ifade etmektedir. Bunun için "birlikte" kelimesinin kullanımına ihtiyaç yoktur. Cümleden atıldığında herhangi bir anlaım daralması olmaz. (Cevap D) 9. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bozukluğu vardır? (2001 KMS)
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2001 KMS)
anlatım A seçeneğindeki tümceye "neyi uyguluyordu?" diye sorulduğunda kopukluk ortaya çıkıyor, yanıt alınamıyor. Oysa "... çok sesli müziği uyguluyordu" olması gerikiyordu.
A) Bu konuda bir açıklama yapılıp yapılmayacağı söylenmedi. B) Saat kaçta burada olacaklarını öğrenemedik. C) Buraya hangi yoldan gelip gelemeyeceklerini kestiremiyorum. D) Ameliyattan ne kadar iyileşip iyileşemeyeceği bilinmiyor. E) Bununla ilgili bir sorusu olup olmadığını sordum.
D seçeneğindeki cümlenin ne anlatmak istediği belli değil, cümle; "Ameliyattan ne kadar sonra iyileşip iyileşemeyeceği bilinmiyor." ya da "Ameliyatla iyileşip iyileşmeyeceği bilinmiyor." olmalıydı. (Cevap D) 10. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2001 KMS) A) Uzmanlık alanındaki bütün araştırmaları ilgiyle izlerdi. B) Uzmanlar, konuyla ilgili görüşlerini belirttiler. C) İş yaşamının da uyulması gereken birtakım kuralları vardır. D) Çocuklar, ailenin ve öğretmenin ortak çabasıyla iyi eğitilebilir. E) Bu durum, aldığımız başarısız sonuçlardan dolayı kaynaklandı.
-den eki "dolaylı" anlamını verdiğinde "-den dolayı" biçiminde kullanılmaz. (Cevap E)
(Cevap A)
12.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bozukluğu vardır? (2001 KMS)
anlatım
A) Bu fotoğraf sergisinde, su altındaki gizemli dünyanın gözler önüne serilmesine çalışılmış. B) Yoğun trafikte, ani fren yapıldığında çocuklar mutlaka başlarını bir yere çarpabilirler. C) Sporcularımızın kazandığı kupa ve madalyalar bu bölümde bulunuyor. D) Sıcak yaz akşamlarında, deniz kenarında oturmanın zevki bir başkadır. E) Dağcılık, ülkemizde de çok ilgi gören bir spor dalıdır.
"Kesinlik" anlamı veren bir sözcükle "olasılık" anlamı veren bir sözcük aynı cümlede kullanılırsa anlatım bozukluğu meydana gelir. B'deki "mutlaka" kesinlik, "çarpabilirler" olasılık anlamındadır. (Cevap B)
19
-TÜRKÇE-
13. Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2002 KPSS) "Kar yağışının yarın da devam edeceğini bekliyoruz." tümcesinde bir tahmin söz konusudur. O nedenle "bekiiyoruz" yerine "tahmin ediyoruz" ya da "...yarın da devam edeceği sanılıyor." olması gerekir.
A) Su kaynaklarının azaldığı belirtiliyor. B) Yazın buranın nüfusu, şimdikinin iki katına çıkıyor. C) Bu tarihi yapı turistler tarafından ilgi çekiyor.
(Cevap C)
D) Doğal güzelliklerin korunmasına çalışılıyor. E) Ulaşım hizmetleri, aksatılmadan yürütülüyor.
C seçeneğindeki cümlede anlatım bozukluğu vardır. Cümlemiz şu şekilde olmalıydı; "Bu tarihi yapı, turistlerin ilgisini çekiyor."
16.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2002 KPSS)
(Cevap C)
A) Bilim, insan topluluklarını ileri ya da geri
14. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2002 KPSS)
bıraktıran etmenleri gözler önüne seriyor. Bilim ilerledikçe, elde edilen bulguların hayatımızı değiştirme gücü de artıyor. Son yıllarda, bilim adamlarının buluşları daha çok ilgi çekiyor. Bilim, çevremizdeki kimi sorunlara kalıcı çözümler getirmeye çalışıyor. Kimi bilim adamları, bilimsel sonuçları, zaman geçirmeden kamuoyuna açıklıyor.
B) C)
A) B) C) D) E)
Gezdiği yerler içinde yalnızca burayı beğenmiş. Bugün seninle karşılaştığıma çok memnunum. Ne zaman yola çıkacağını kimseye söylememiş. Otobüsteki ön koltuklar yaşlılara ayrılmış. Yarına kadar bu işin biteceğini sanmıyorum.
D) E) m " ü tr.
LÜ Q OO
V)
A seçeneğindeki tümcede "Bilim, insan topluluklarını ileri ya da geri bıraktıran..." denmiş. İleri bıraktırmak ifadesi yanlıştır. İleri götüren olması gerekirdi.
a. B" seçeneğinde, "karşılaştırma" kelimesinin yanlış kullanımından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu 'S vardır. Bu kelimenin "karşılaştığım için" şeklinde kullanılması gerekirdi. Çünkü sebep bildirmektedir ve zarf tümleci göreviyle cümlede bulunmaktadır. "a" ekini kaldırıp "için" kelimesini ekleyerek anlatım bozukluğunu giderebiliriz. (Cevap B)
15. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2002 KPSS) A) Üç günlük tatilde yaylaya gidiyoruz. B) Bugün kızımın doğum gününü kutluyoruz. C) Kar yağışının yarın da devam edeceğini bekliyoruz. D) Söylediklerinizden, bugünlerde durumunuzun pek iyi olmadığını anlıyoruz. E) Onların bir ay sonra buraya geleceğini sanıyoruz.
(Cevap A)
17.
Aşağıdaki cümlelerin hangisindeki altı çizili sözcük çıkarıldığında cümlenin anlamında daralma olmaz? (2002 KPSS) A) B) C) D) E)
Bu, onun jlk suluboya çalışmasıydı. Hiç kimse bu olay hakkında konuşmak istemiyor. Tatile gitmeden önce onu herhalde görürsünüz. Eve gelir gelmez hemen arkadaşına telefon etti. Böylesine önemsiz bir sorunu büyütüp tartışmanız doğru değil.
D seçeneğindeki cümlede "... gelir gelmez" sözü çabukluk belirtir. "Hemen" sözü de aynı anlama geldiğinden kullanılmazsa anlamda daralma olmaz. (Cevap D)
20-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ. Yazıların 12 puntoyla aşmamasını rica ediyoruz.
18.
yazılıp dört sayfayı
20. Şon (I) yıllarda (II) sık sık özeleştiri (V) yapıyorum.
Bu cümledeki anlatım, bozukluğu, aşağıdakilerin hangisiyle giderilebilir? (2003 KPSS) A) B) C) D) E)
"yazıların" sözcüğü "yazıiarınız" yapılarak "yazılıp" sözcüğü "yazılmasını ve" yapılarak "aşmamasını" sözcüğü "geçmemesini" yapılarak "puntoyla" sözü "punto ile" yapılarak "rica ediyoruz" sözü "bekliyoruz" yapılarak
kendi kgndime (IV)
Bu cümledeki anlatım bozukluğu, numaralanmış sözlerden hangisinin atılmasıyla giderilebilir? (2003 KPSS) B) II
A
C) D) IV
E)V
"Özeleştiri" kişinin "kendi kendini" eleştirmesidir. O nedenle IV numaralı söz gereksiz kullanılmıştır. (Cevap D)
Bir cümledeki eylemsilerin hepsi aynı biçimde yapılandırılmazsa anlatım bozukluğu meydana gelir. 0 n^denle yazılıp aşmamasını eylemsileri bozukluğa neden olduğundan (Cevap B)
21.
A) Ailemin geçmişiyle ilgili her şeye değer veriyorum. B) Çocukluk dönemimle ilgili anılarımı yazıyorum. C) Siz ve siz9 ait her belgeyi saklıyorum. D) Bu kentteki tarihsel yapıları inceliyorum. E) Çevreyi güzelleştirmek için gösterdiğiniz çabalara saygı duyuyorum.
19. Aşagıdaki cümlelerin hangisinde anlatım o > bozukluğunun giderilmesi için, boş bırakılan yere uygun bir sözcük getirilmelidir? (2003 KPSS) A) Oyunun ... insan ilişkileriyle güçlendirilmiş trajikomik bir anlatımı var. B) Oyun, ... yaşamdaki gerçeklerle insanın düşünceleri arasındaki uçurumu vurguluyor. C) Oyunumuz... toplumsal yaşama bakışını yansıtan çağdaş bir komedidir. D) Oyunda, ... geleneksel Türk tiyatrosunun kahramanları, günümüz gerçekleriyle karşı karşıyadır. E) Oyun, ... sevda dolu bir yazdan sonra yaşamı bütünüyle değişen bir kızın öyküsüne dayanmaktadır.
Cümlelerin anlamı "sizi ve ....saklıyorum" gibi olmuş. Oysa saklanan kişinin kendisi değil. "siz ve" ifadesi cümleden çıkarılırsa anlam düzelir. (Cevap C)
22. C seçeneğindeki cümlede kişi belirsizliği söz konusudur. "Kimin toplumsal yaşama bakışı?" sorusuna "Onun / senin" biçiminde iki yanıt var. O nedenle tümcedeki boşluğa "yazarın / onun" sözcüklerinden biri getirilmelidir. (Cevap C)
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2003/2 KPSS)
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2003/2 KPSS) A) Sağlıklı olduğum sürece emekli olmayı düşünmüyorum. B) Bu davranışı ona yarardan çok zarar sağladı. C) Okuduğu her kitabın, ufkunu genişlettiğine inanıyordu. D) Ailesine duyduğu özlemi dostlarıyla gidermeye çalıştı. E) Yapılan çalışmalarla ilgili görüşlerimi derginin geçen sayısında belirtmiştim.
21
-TÜRKÇE-
"Sağlamak" olumlu anlamda kullanılır. "Zarar" olumsuz olduğu için ikisi bir arada kullanılmaz. "Sağladı" yerine "getirdi" kullanılarak anlatım bozukluğu giderilebilir.
Tepki bırakılmaz, gösterilir. 0 yüzden "etki bırakmak" ifadesi daha doğru bir kullanım olur. (Cevap D)
(Cevap B) 25. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2004 KPSS) A) Okulu bitirince bir iş kurma telaşı içine girmiştim. B) Çok hastaydı; ama yine de güçlü olmaya
23. Aşagıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2003/2 KPSS) A) Yeni arkadaşımız, hevesli olduğu kadar oldukça daçalışkandı. B) Hepimiz, elimizden geidiğince ona destek olmalıyız. C) Çalışma yaşamına yeni atılmış biri için bu doğaldır. D) Sorunların giderek daha da azalacağını umuyoruz. E) Burada hepimiz aynı ailenin üyeleri gibiyiz.
çalışıyordu. C) Kendini çalışmaya adamış, yılmadan bize önderlik etmişti. D) Sonradan pişman olmamak için attığı her adıma dikkat ederdi. E) Yaşanan sıkıntılardan sonra o işini, ben de onun izini kaybettim.
Q
tc LSJ O
"... kadar oldukça da ..." ifadesi olumsuz ile olumluyu birleştirmek için kullanılır. Burada iki olumlu (hevesli ve çalışkan) arasına getirildiği için anlatım bozukluğuna sebep olmuştur.
E seçeneğinde yüklem eksikliğinden kaynaklanan bir anlatım bozukluğu vardır. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde düzeltilebilir. - Yaşanan sıkıntıtardan sonra o işini kaybetti, ben de onun izini kaybettim. (Cevap E)
(Cevap A)
26. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2004 KPSS)
24. Gençlere hoşgörülü davranıp onların üzerinde olumlu tepkiler bırakmamız, onlarla olan iletişimimizi güçlendirir. Bu cümledeki anlatım bozukluğunu gidermek için aşağıdaki değişikliklerden hangisi yapılmalıdır? (2003/2 KPSS) A) "davranıp" yerine "olup" sözcüğü getirilmeli B) "onların üzerinde" yerine "onlarda" sözcüğü getirilmeli C) "bırakmamız" yerine "yaratmamız" sözcüğü getirilmeli D) "tepkiler" yerine "etkiler" sözcüğü getirilmeti E) "iletişimimizi" yerine "ilişkilerimizi" sözcüğü getirilmeli
A) Her hangi bir işe girişirken önce amacınızi belirleyin. B) Birtakım kurallar koyun ve onları uygulayın. C) Davranışlarınızın nedenlerini birer birer açıklayın. D) Bunu başarmak sizin için imkansız gelmiyorsa üzülmeyin. E) Haberi güvenilir kaynaklardan aldık.
f&g&Ms D seçeneğindeki cümledeki sözcüğün (gelmiyorsa) yanlış anlamda kullanılmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu şu şekilde düzeltilebilir. Bunu başarmak sizin için imkansız değilse üzülmeyin. (Cevap D)
22-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
27. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2004 KPSS)
29. Aşagıdaki cümlelerin hangisinde, bir anlatım bozukluğu vardır? (2005 KPSS)
A) Bu çiniler dünya insanlığının gözdesi oldu. B) Çocukları çok sever, onlarla daha çok vakit geçirmek isterdi. C) İyi bir çocuk kitabı, yetişkinlere de seslenir. D) İki haftada, aldığı kitapların hepsini okudu. E) Baz9n günlerini resim yaparak geçiriyormuş.
A) Sorunlara çözüm bulmak için bir toplantı düzenleyebiliriz. B) Ellerine geçen fırsatları iyi değerlendirdiler. C) Gezilecek yerleri önceden saptamalıyız. D) Davranışlarıyla çocuklara örnek olmaya çalıştılar. E) Yaptığı suçları bir bir sıraladılar.
ÇÖZÜM: A seçeneğinde gereksiz sözcük (dünya) kullanılmasından kaynaklanan bir anlatım bozukluğu var. Cümledeki anlatım bozukluğu şu şekilde düzeltilebilir.
"Yapmak" sözcüğü anlamına uygun olarak kullanılmamıştır. Cümienin doğru şekli "işlediği suçları bir birsıraladılar." (C^vap E)
Bu çiniler insanlığın gözdesi oldu. (C^vap A)
28. Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2005 KPSS) A) Programında kültürel ve sanatsal konulara ağırlıkveriyor. B) Yaşlılığınızda, torunlarınızın varlığı mutlu edecek ve yalnız hissetmenizi önleyecektir. C) Onun, sesleri birbirinden ayıran çok iyi bir müzik kulağı var. D) Sunuculann, canlı yayınlarda konuşmalarına daha çok özen göstermeleri gerekir. E) Yakınları, bu yeteneğini babasından aldığını düşünüyor.
o 30.
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir anlatım bozukluğu vardır? (2005 KPSS) A) B) C) D) E)
Onun, bugün ya da yarın geleceğini sanıyorum. Bu yıt iyi bir karne getirmesini bekliyorum. Desteğinizin ileride de sürmesini düşünüyorum. Bu koşulların işinizi zorlaştıracağına inanıyorum. Evin bütün yükünü sizin taşıdığınızı biliyorum.
"Desteğinizin ileride de sürmesini düşünüyorum." Cümİ9sinde "düşünmek" sözcüğü kullanıldığt cümleye uygun düşmemiştir. Bunun yerine "istemek, dilemek" sözcüğü kullanılabitir. (Cevap C)
B seçeneğindeki cümlenin doğru hali şöyle olmalıdır: "Yaşlılığınızda, torunlarınızın varlığı sizi mutlu edecek ve kendinizi yalnız hissetmenizi önteyecektir". UYARI: Anlatım bozukluğu sorularında verilen cümlelerin tamamına bozuk otabileceği ihtimali dahilinde bakılmalıdır. Bir cümİ9de anlatım bozukluğuna seb9p olabilecek bütün madd9İ9r, anlatım bozukluğu sorularının seçenekferi okurken akılda tutulmalıdır. (Cevap B)
23
-MATEMATİK-
Tablo - Grafik Okuma ve Yorumlama GRAFİKÇEŞİTLERİ 1.
2. Daire Grafiği Bu grafik tüm öğelerin toplamı içindeki tek tek öğelerin birbirlerine oranlarını göstermek için kullanılır. Daire grafiğinde her seferinde tek bir veri serisini gösterdiğinden özellikle bir öğeyi vurgulamak istendiğinde çok işe yarar. Örneğin seçimlerde partilerin aldığı oylar en iyi bu grafikte gösterilir.
Siitun Grafiği Aynı kategoriden bağımlı değişkenlerin, bir bağımsız değişkene bağlı olarak şekillenmiş verilerine ait nisbi bü yü klü kl erin , s ütu nl ar ku ll anıl ar ak b ağı ms ız değiş k enl eri n t anı ml an dığı eks en üz eri nd e ölçeklendirilmesiyle oluşan grafiklere sütun grafik denir. Verilerin karşılaştırılmasını sağlar. Belli bir zaman aralığındaki değişiklikleri gösterir. Sütun grafikler, belli bir seri verinin özellikle zamana bağlı d^ğişiklileri göstermek için kullanılır. Yani karşılaştırmanın en kolay yapıldığı grafik türüdür. Kategoriler yatay, değerler ise dikey olarak düzenlenirler.
ÖRNEK:
m
ÖRNEK:
ÜJ
Şekildeki sütun o grafiği, A, tn B, C mallarının alış ve Q satış m göstermektedir.
y (milyar TL)
Şekildeki dairesel grafik bir memurun yıllık bütçesini göstermektedir. Bu bütçede tasarruf edilen miktartn % 50'si kira için ayrılan miktardan 100 milyon eksiktir. Bunafiyatlarını göre, bu memurun maaşı kaç milyon TL'dir? A) 400
B) 500
C) 600
D) 700
E) 800
6u mallardan birer tane satıldığında elde edilen Mallar
CÖZÜM:
kâr oranı kaçtır?
Dairenin tamamı % 100 olmalı, Tasarruf için ayrı lan
2/
/5
R\ 1/ D
' /9
r\
/ 7 15 /
YW 3
pay = 100 - 30 - 25 - 15 - 10 Tasarruf için ayrılan pay '15
u
^' 715
l/
= 20 % Maaşın tamamına 100x dersek, Tasarruf için ayrılan pay = 20x olur. 50
ÇOZUM: Alış
Satış
20x .
Kâr
Amalı
50
70
20
Bmalı
70
80
Cmalı
30
70
10 40
100,
=^20x = 100 x = 5 milyonTL maaşın tamamı = 100x = 500 milyon TL olur.
(C9vap B)
Toplam
150 150'de
= 30x-100rr>10x =
70 kârvarsaoran:
70 70
V
;
olur.
150 (Cevap C)
24-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-
3. Çizgi Grafiği
4. Doğru Grafiği
Verilerin yatay ve dikey eksenlerdeki karşılıklarını veren noktaların birleştirilmesiyle elde edilen grafiktir.
Verilerin ve bilgilerin grafik üzerinde doğrularla gösterilmesi durumunda, veriler kullanılarak sorular
Verilerin oluşumunu ve hareketini çizgiler halinde gösterir. Daha çok zaman akışı ve değişimin oranı gibi durumları göstermek için kullanılırlar. Beli aralıklarda yada belli zamanlardaki değişikliği gösterir. Örneğin bir hisse senedinin veya döviz kurunun seyrini en iyi açıklarlar. Çizgi grafikte veri serileri yatay çizgilerle ifade edilirter.
ÖRNEK: y (milyar TL) Şekildeki grafik bir ş i rk e ti n g e l i r v e giderleri arasındaki ilişkinin değişikliğini göstermektedir. Zaman (hafta)
12-
ÖRNEK: Yükseklik (m) Şekildeki grafik şeklindeki bir deposundaki zamana yüksekliğini
silindir su suyun
Buna göre, bu şirketin kaçıncı haftanın sonunda kârı 16 milyon göre
olur? A) 20
B) 18
C) 17
D) 16
E) 15
göstermektedir. CÖZÜM:
5 8 1 2 20
(dakika) 4. haftanın sonundaki gelir haftantn sonundaki gider 20 dakikada depoya 25m yüksekliğinde su akıtan musluğun akış hızının en büvük olduğu zaman aralığında deponun yüzde kaçı dolmuştur? A) 20
B) 21
C) 22
D) 23
E) 24
1 2 -6 = 6 milyon TL 4. 8 - 6 = 2 milyon TL Buna
göre, 4. haftanın sonundaki kâr 6 - 2 = 4 milyar TL 4 milyar TL kâr 4. haftanın sonunda elde edilirse x=
16 milyarTL kâr x 1 6 x 4 = 16. haftanın sonunda (Cevap D)
1.
(0 - 5) 5 dakikada 5m m
(5 - 8) 3 dakikada 6m
-> 1 dakikada 1
-> 1 dakikada 2 m (8
-12) 4 dakikada 6m -» 1 dakikada 1,5 m (12-20 )8dakikada8 m m
-> 1 dakikada 1
Buna göre en hızlı olduğu aralık (5 - 8) aralığı 25 metrenin
6m'si dolduysa
100'de
x
x = — — ---- = % 24'ü dolmuştur. (Cevap E)
25
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Satış (milyon
ÇOZUMLU KAVRAMA TESTİ 1.
4
TL) A
Biriken para (milyon TL)
3
5 Zaman
g
Maliyet (milyon TL)
Yukarıdaki grafikte bir tüccarın sattığı A ve B mallarının maliyet satış fiyatlarını göstermektedir. Buna göre, bu tüccar A ve B mallarından 10 ar tane alıp sattığında yüzde kaç kâr elde eder? Yukarıdaki grafik Ali ve Veli'nin kumbaralarında bulunan para miktarının zamana bağlı değişimini göstermektedir.
A) 0
B) 2,5
C) 5
D) 7,5
E) 10
Buna göre, Ali'nin kumbarasındaki para bittiğinde Veli'nin kumbarasında kaç milyon TL olur? A) 12
B)15
C) 18
D) 20
E) 22 ©
İ2 "o sr LU Q C/5
m a.
Q
2.
Su miktarı (ton)
10
-Zaman (saat)
Yandaki grafik bir karışımdaki A, B ve C maddelerinin dağılımını göstermektedir.
O, dairelerin merkezi, Yukarıdaki grafikte 36 tonluk bir havuzdaki su miktarının tamamına göre değişimi verilmiştir. Havuzu ilk 2 saat B musluğu sonraki 8 saat A musluğu doldurmuştur. Başlangıçtan itibaren sadece A musluğu açık olsaydı havuz kaç saatte dolardı? A) 8
B) 12
C) 16
D) 20
E) 24
m(OTM) _ 180° m(OFZ) -
OT = | TM 4. 7200 gr lık bir karışımda kaç gram A maddesi bulunur? A) 500 D) 1200
B) 750 E) 1600
C) 900
26-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİYandaki grafik A ve B hareketlilerinin gittikleri yolun zamana göre değişimini göstermektedir.
Yol (metre)
5.
A 240 160
4 8
A B C D
12 'Zaman (saniye)
B) 6
C) 8
D) 10
Yukarıdaki sütun grafiğine göre B dersini seçen öğrenciler tüm öğrencilerin yüzde kaçıdır? A) 25
E) 12
B) 28
C) 30
D) 32
E) 35
o
(bin adet)
6.
Dersler
Bir sınıftaki öğrenciler A, B, C, D gibi dört ders seçmişlerdir.
Araçlar sabit hızlarla yollarına devam ettiklerine göre, B aracı hareket ettikten kaç saniye sonra A aracına yetişir? A) 4
Öğrenci sayısı
8.
>■
g
Öğrenci sayısı
Notlar
Ününler 12
Yukarıdaki dairesel grafik ile sütun grafik bir fabrikada üretilen A, B, C mailarının aylık üretim miktarlarını göstermektedir.
B) 14
C) 16
D) 18
4
5
Yukarıdaki sütun grafik ile daire grafik bir sınıftaki öğrencilerin aldıkları notların dağılımını göstermektedir.
Buna göre, C ürününden bir ayda kaç bin tane üretilmektedir? A) 12
3
Buna göre, daire grafikteki d açısı kaç derecedir?
E) 20
A) 40
B) 50
C) 60
D) 70
Satış (milyon TL)
7.
Boy (metre)
60 3 0 4 Ö ----- MaliV et (milyon TL) A) 13 Yandaki grafik A e B bitkilerinin boylarının zamana göre değişimini göstermektedir. Buna göre, A bitkisinin boyu dikildikten kaç yıl sonra B bitkisinin boyu ile eşit olur?
B) 15
C) 16
D) 17
E) 18
E) 80
Şekildeki grafik, bir mağazadaki ürünlerin maliyet fiyatları ile satış fiyatları arasındaki ilişkiyi göstermektedir. Buna göre. satıştan elde edilen kâr oranı yüzde kaçtır? A)70
B)75
C)80
D) 90
E) 100
27
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Boy (cm)
14.
Şekildeki grafikte bir bitkinin boyunun zamana göre değişimini göstermektedir.
'Zaman (ay)
-Zeytin (kg)
Şekildeki grafik zeyîinden elde edilen yağ miktarım göstermektedir.
Bitkinin boyu kaçıncı ayda 90 cm olur? A) 5
B) 7
C) 10
D) 13
E) 15 Buna göre, 25 kg yağ elde edebilmek için, kaç kg zeytin gerekir? A) 85
12
B) 95
C) 105
D) 115
E) 125
3
Hacim(m
Yandaki grafik dolu bir havuzun zamana göre boşalmasını göstermektedir.
k 36
t (saat) Q
Bu grafiğe göre havuzun % 50'si kaç kaç litredir? m A) 20
B) 22
C) 24
D) 26
E) 28 'a
Şekildeki dairesel grafikte bir ürünün maliyeti ile satışından elde edilen kâr oranları verilmiştir. Buna göre, 4680 TL'ye satılan bu üründen kaç TL kâr edilmiştir?
UJ
A) 850
13.
Tuz(kg) Şekildeki
grafik
A
ve
B karışımları içindeki tuz göstermektedir. 20
B) 875
E) 1000
miktarını
Kar| |m
Ş
28
işçiler
A karışımından 60 kg., B karışımından 40 kg. alınarak oluşturulan yeni karışımın tuz yüzdesi kaçtır? B) 17
D) 975
Üretim (ton)
(kg)
A) 16
C) 925
C) 18
D) 19
E) 20
Şekildeki sütun grafiği üç işçinin bir yıllık üretimini göstermektedir. A işçisinin üretimini dairesel grafikte kaç derecelik bir açıyla gösterir? A) 92
B) 96
C) 100
D) 104
E) 108
28-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISL Miktar(ton)
20. Hasta sayısı
■Yıl
# / #
Şekildeki sütun grafiği bir çiftçinin elde ettiği buğday miktarının yıllara göre dağıtımını vermektedir.
22
B) 56
C) 58
D) 60
Yukarıdaki şekil bir doktorun muayene ettiği hasta sayısının aylara göre değişimini göstermektedir.
E) 62
Buna göre hasta sayısının en yoğun olduğu iki ay arasında kaç ay vardır? A) 3
18.
18 20 22 25 30
'Yaş
o >~ Ü7
Şekildeki grafik bir işyerindeki çalışanların yaş g ortalamalarını vermektedir. ^ Buna göre, işyerinin yaş ortalaması kaçtır? A) 22,3 B) 22,5
19
C) 22,8
D) 23
E) 23,2
Boy(cm)
10
B
Zaman (saat)
Yukarıdaki grafik aynı anda yakılan A ve B mumlarının boylarının zamana göre değişimini göstermektedir. B mumunun boyu 4 cm kaldığında A mumunun boyu kaç cm olur? A) 12
B) 16
C) 20
D) 24
E) 28
16
15
f->Aylar
Buna göre, 5 yılda elde edilen buğdayın yıllık ortalaması kaç tondur? A) 54
17
15
B) 4
C) 5
D) 6
E) 7
29
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ1 fin A aracı 8 sn'de 160 m yol alır. => 1 sn'de — = 20
ÇOZUMLER 1. Veli 4 günde 8 milyon TL biriktirirken, Ali 5
m yol alır. 240 B aracı 8 sn'de 240 m yol alır. => Isn'de — = 30
günde 15 milyon TL harcar. Ali'nin tüm parası 30 milyon TL olduğuna göre, 15 milyon 30 milyon
m yol alır.
5 günde t + 4 saniye sonra A aracı 20 (t + 4) = 80 + 20t yol alırken B aracı sadece t saniye gitmiştir. (4sn. sonra harekete başlıyor!)
x
x =■
15
= 10 günde parası biter
B aracı t saniyede 30t m. yol gider. 80 +
Veli 4 günde 8 milyon TL biriktirirse 10 günde x x=
20t = 30t => 10t = 80 => t = 8sn. (Cevap C)
4 = 20 milyon TL biriktirir. (Cevap D) 6. Çemberin içi 360° olduğundan 360 - 120 = 80 = 160° C malı için ayrılmış bölgenin büyüklüğünü ifade 9der.
2. B musluğu 2 saatte 12 ton doldurmuş. Geriye 36 -12 = 24 ton kalmıştır.
A malı: 120° => 12 bin adet üretiliyorsa B
Amusluğu
malı: 80° => 8 bin adet üretiliyorsa C
24tonu 36tonu
8 saattedolduruyorsa x S2 o
OC Y R
x = — ------ = 12saatte tamamını 24 doldururdu. (Cevap B)
GC LU
malı: 160° => 16 bin adet üretilir. k = 16bin
CO
tf)
(C^vap C) B bitkisi 2 yılda 6m uzarsa => 1 yılda 3m uzar. A bitkisi 3 yılda 6m uzarsa ==> 1 yılda 2m uzar. 1 yılda
3. A malı 3'e alınıp 5'e satılmış 2 kâr edilmiş. B'nin boyu 3t uzarken, A'nın boyu 2t uzar. 6. yıla B malı 6'ya alınıp 4'e satılmış 2 zarar edilmiş. kadar B'nin boyu 2 + 3 . 6 = 20m. olur. 10maldaA
10 x 2 = 20 kâr 10maldaB
10x2
= 20zarar Toplam 20 kâr + 20 zarar = 0 kâr elde
6. yılda A bitkisi de dikilir ve ikisi için aynı zaman geçmeye başlar.
edilir.
20 + 2t = 2 + 3t (Cevap A)
=> 18 = t
t = 18 yıl sonra (Cevap E)
4. Grafiğe göre A maddesinin karışım içindeki payı derece ile biçimlendirilmiş bir dairesel grafikte 45° ile temsil ediliyor öyleyse, 360° => 7200 gr'ı temsil ediyor. 45° => x gr'ı (A) t9imsi! 9der. x . ------ = 7200gr => x = 900 gr bulunur. 45 7200 gr lık bir karışımda 900 gr A maddesi bulunmaktadır. (Cevap C)
2 + 5 + 8 + 10 = 25 öğrenci varken B dersini 8 kişi seçmiş 25 de
^ J
8 kişi seçerse
100 de 1 0 0 x 8 x x-y 32 x - /o 32 25 (Cevap D)
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
30-
13. A karışımı: 3 kg tuz / 20 kg karışım
9. Sınıfta toplam 8 + 7 + 6 + 5 + 4 = 30 öğrenci varsa 30 öğrenciden
5 tanesi 4 almışsa
360 öğrenciden
B karışımı: 7 kg tuz / 28 kg karışım
x
36 x5
°
60 x — +40x — = (100) x — 20 28 100
= 60 tanesi 4 ahr.
oU
Buna göre, d açısı 60° dir.
(Cevap D) (Cevap C)
14. 10. 40 mityona mal edilen ürün 80 milyona satılıyorsa
75 kg. zeytinden 15 kg yağ elde edilirse 25 kg yağ elde etmek için
x
80 - 40 = 40 milyon kârı vardır. 100 milyona
75x25 ,__. ,. .. x = — — ----- = 125 kg zeytın gerekır.
mal edilen ürün x 100x40 x= = 100 milyon kâr eldeedilir.
15
30
(Cevap E) % 100 kâr elde ediliyor.
15. 360° satış fiyatını 75° kârı temsil ediyor. (Cevap E)
Buna göre, 360'a satılan üründen
11.
4680'e satılan üründen
3 ayda
34 - 10 = 24 cm uzarsa
x
90 -10 = 80 cm uzaması için .3 = 10ay geçmesi gerekir.
x
4680x75 360
o >-
24
75 kâr elde edilirse
€0
(Cevap D)
(Cevap C) ei[ 16. İşçilerin toplam üretimi 4 + 5 + 6 = 15 tondur. o
«i
12. l . y o l Doğru denklemini yazarsak
»4=1 8 k 36
3
15 ton
360° ile gösterilirse
4ton
x
x =——— = 96° ile gösterilir. I0
2 + 36 8 k ,
AO
— = - z => k = 48 k
(Cevap B)
4
17. 5 yıl boyunca toplam 30 + 50 + 60 + 80 + 50 = 270 ton buğday elde edilmiş. 270 Yıllık ortalama = — = 54 ton buğday
II. yol
(Cevap A) 18. İşyerindeki çalışanların yaşları toplamı = 7x18 + 9x20 + 8x22 + 10x25 x 6x30 = 126 + 180 + 176 + 250 + 180 = 912 İşyerindeki çalışan sayısı =10 + 9 + 8 + 7 + 6 = 40 6 36 - = — => k 8 k 48 Havuzun tamamı 48 litre ise, yarısı (% 50'si)
912
24 litre olur.
48
Yaş ortalaması =------- = 22,8 40 (Cevap C)
(Cevap C)
31
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
19.
CEVAPLI KAVRAMA TE5Tİ
Boy 60
Satış (TL)
20
30 25 20 15 10 5
-> Zaman 10 |B
XB-
10
xB
60 3XB - 30 = XB^>2 XB = 30
♦----♦
5
=> XB = 15 saat
Ahş (TL)
10 15
Yukarıdaki grafik 6 ürünün alış ve satış fiyatlarını göstermektedir. Buna göre, bu ürünlerin satışlarından yüzde kaç
D E R G
kâr elde edilmiştir? A) 60
=*2 ( X A - 1 0) =
XA
D) 90
E) 50
©
"çg
2XA - 20 = xA XA =
C) 80
40
E D İ İ K L
xA
B) 75
Hız(km/s aat)
m
20 saat 4cm kalması
B'nin boyunun gerekir.
40
için 56 cm yanması s
30 10 ■ Zaman (saat)
3
B'nin 60 cm'i 15 günde yanarsa B'nin 60cm'i 56 cm'i
15günde x günde
Hız - zaman grafiği şekilde verilen aracın hareketi boyunca ortalama hızı saatte kaç km dir?
x = —TT — = 14 günde yanar Amumu 20günde
10cmyanarsa
14günde
xcmyanarsa
x=
pn
8 10
A) 26
B) 25
C) 24
D) 23
E) 28
Satış (milyon TL)
=28cmyanar
Yandaki
doğrusal
grafik bir toptancının
40-28 = 12cmkalır.
sattığı ürünlerin alış (Cevap A)
satış
fiyatları
arasındaki ilişkisini 0
s
Alış (milyonTL)
gösteriyor.
20. En fazla hasta Temmuz ve Aralık aylarında gelmiştir. Buna göre, toptancının ne kâr ne zarar ettiğinde Yani 7. ay ile 12. ay arasında 4 ay vardır.
alış ve satış fiyatları toplamı kaçtır? (Cevap B)
A)18
B) 24
C)36
D) 42
E) 48
32-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Boşalan
4.
Yandaki ve
L
grafikte, K depolarındaki su mik
tarının Zaman
zamana göre değişimi verilmiştir.
7. Zaman
Yukarıdaki grafik bir havuzdaki suyun zamana göre değişimini göstermektedir. İlk 5 saatte yalnız X musluğu açıktır. 5 saat sonra Y musluğu da açılmıştır.
(saat)
Başlangıçtan 1 saat sonra depoda kalan su miktarları eşit olduğuna göre, başlangıçta K deposunda kaç litre su vardır? A)70
B) 75
C)80
D) 90
E) 100
Y musluğu saatte kaç litre su boşaltır? A) 200
B) 240
C) 250
D) 270
E)300
-. Milyar (TL)
8.
Kar oranı (%)
Yanda bir tüccarın parasının zamana bağlı değişim grafiği görülmektedir.
5. z. o >~ ço 'a
2—
+* Zaman
UJ
4
Zaman (yıl)
6
Bu tüccarın geçen 7 yılın sonundaki toplam kârı kaç milyar (TL) olur?
Yukarıdaki grafik bir şirketin zamana göre kâr oranını göstermektedir.
A)4
B) 5
C)6D)7
E) 11
Buna göre kaçıncı yılda kâr oranı % 15 olur? A) 10
B) 11
C) 12
D) 13
Yol (km)
E) 14
Zaman (ay)
i ı Benzin miktarı
6.
Yanda bir kişinin zamana bağlı harcama grafiği görülmektedir.
48 32
30
24 • Zaman (dk)
-►
61 73 85 Zama
9.
n (dk)
Buna göre bu araç başlangıç noktasından itibaren 135 km yol aldığında depoda kaç litre benzin kahr?
A) 24
B) 28
C) 30
D) 32
E) 34
4. ayın sonunda bu kişinin cebinde kaç milyon (TL) parası vardır? A) 82
B) 81
C) 78
D) 77
E) 76
33
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
Boy (cm) Şekildeki grafik bir bitkinin yıllara göre boyunun uzamasını göstermektedir.
Su (br°)
10.
Dolu bir kaptaki su 16 saatte
13.
boşalmaktadır.
0
25 (saat)
12
3
1. ve 3. yıllar arasındaki
-►Zaman ortaiama uzama kaç cm dir?
3
Grafiğe göre bu kapta başlangıçta kaç br su vardır?
A)10
A)30
B) 36
C)40
D) 45
(yi) B) 15
C) 18
E) 48
11. Bir iletişim şirketi telefon aboneliği için bir kereliğine mahsus 15 milyon ve h9r 100 kontör için 12 milyon lira ücretalmaktadır. Buna göre, abonenin ödeme şeklini gösteren grafik aşağıdakilerden hangisidir? A
B
) 4 Milyon (TL)
) i Milyon (TL)
54 27
©
"o
Şekil -1 Şekil - II
DC UJ
-*- Kontör 100 200
m
co a,
100 200 Kontör
Milyon (TL)
Bir terazid e 15 kg lık bir ağırlık tartıldığı zam an kadran 25° lik açı yapmaktadır.
14.
Milyon (TL)
Kadran Şekil - II deki konumda iken kaç kg ağırlık
UJ
tartılmaktadır? A) 100 ■♦- Kontör
B) 110
C) 120
D) 140
E) 150
■♦- Kontör
100 200
100 E
) 4 Miiyon (TL)
27 15 100 200
-♦- Kontör
V (hız) 12-
iSıcaklık(°C)
15
Şekilde hareketlinin
hız -
10
zaman
grafiği
bir
Şekildeki grafik bir sıvının ısıtılmasının zamana göre değişim ilişkisini göstermektedir.
15. 30 12
verilmiştir. ■** t (sn)
-»•Zannan (dk)
0 Hareketlinin durmadan 2 saniye önceki hızı kaç br
Sıvının sıcaklığı kaçıncı dakikada 54 °C olur?
dir? A) 2
B) 3
C) 4
D) 5
E) 6
A)10
B) 12
C) 13
D) 14
E) 16
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
34-
, Hacim (It)
Şekitdeki grafik boş bir havuza su akıtan Kv9 L musluklarına aittir.
16. Bir işyeri, işe 4 işçi ile başlamış ve her ay 3 yeni işçi almıştır.
Havuz dolduğunda K musluğu, havuzun
İşçi sayısının (y), aylara (x) göre değişimini gösteren grafik aşağıdakilerden hangisidir?
*► Zaman (dk)
yüzde kaçını doldurmuştur?
A) i y
A) 90
A C
U
B) 80
C) 75
D) 60
E) 40
0 -2
E)
19.
D) -4
Boy (m)
10 4
Dikildikten kaç yıl sonra A ve B ağaçlarının boyları farkı 6 m olur? Zaman
-*- x
-3
0
2S
A)12
o ço
3 B)
UJ
11
20.
/
'■
/ . "■
\
E)6 C)10
D)9
Bir marketteki malların satış grafiği dairesel olarak gösterilmiştir.
Buna göre, III. mal ile IV. mal arasındaki satış farkı yüzde kaçtır? A)5
Satış (TL)
B)8
C) 10
D) 15
E) 20
17.
CEVAPANAHTARl 1
2
3
4
5
6
7
8
B
A
C
D
E
C
B
D
Yukarıda bir malın alış fiyatı ile satış fiyatı arasındaki
9
10
11
12
13
14
15
16
bağıntının grafiği verilmiştir.
B
c
D
D
B
E
D
C
17
18
19
20
C
c
A
A
■ Ahş (TL)
0
Bu malın satışından yüzde kaç kâr elde edilmiştir? A)100
B) 150
C)200
D) 250
E) 300
35
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİSatış fiyatı (miyon TL)
2.
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
C
A
1.
Maliyet fiyatı (miyon TL)
Grafikteki A, B ve C noktalarının koordinatları üç değişik malın maliyetlerini ve satış fiyatlarını göstermektedir. Bu üç maldan birer adet satıldığında toplam kâr ya da zarar durumu ne olur?(1999LDMS)
10 km/sa^
8km/sa
Saatteki hızları 8 km ve 10 km olan iki koşucu şekildeki ABC dik üçgeninin A noktasından aynı anda koşuya başlıyor ve 3 saat sonra, ilk kez koşuculardan biri B, diğeri ise C noktasına varıyor.
B) 14
C) 16
D) 18
B) 4 milyon TL kâr
C) 5 milyon TL kâr
D) 3 milyon TL zarar
E) 4 milyon TL zarar
Bu durumda koşucuların ulaştıkları B ve C noktaları arasındaki x uzaklığı kaç km dir? (99 DMSL) A) 12
A) 3 milyon TL kâr
A malından elde edilen kâr = 7 - 5 = 2 milyon B malından elde edilen zarar = 7 - 5 = 2 milyon C malından elde edilen kâr = 1 1 - 8 = 3 milyon T =3 + 2 + (-2) = 3 milyon kâr
E) 20
© "eg
'o
(Cevap A)
£T ÜJ Q OT
30.
m €
A
24
B
A noktasından C ye doğru giden yolcu; İACİ = 10 . 3 = 30 km yol alır. A dan B ye giden yolcu; İABİ = 3 . 8 = 24 km yol alır. Dik üçgen özelliğinden; 242 + x2 = 302 => x2 = 302 - 242 => x2 = 36 . 9 => x = 18 km bulunur. (Cevap D) 3.
Saat
Saat
Yukarıdaki I. grafik hızla hareket eden bir aracın yolda geçen siireye göre deposunda kalan benzin miktarını, II. grafik ise aynı aracın yolda geçen süreye göre aldığı yol miktarını göstermektedir. Bu araç, deposunda bunan 80 litre benzinle kaç km yol alır?(2001 KMS) A) 300 B) 320 C) 340 D) 350 E) 400
36-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
Not
f&M&Ma
Oğrenci sayısı
km
Litre
Saat 2
2 2
3 10
4 8
5 X
Yukarıdaki tabloda üstteki satır, bir sınıfta Türkçe dersinden alınan notları, alttaki satır ise bu notları alan öğrenci sayılarını göstermektedir. Bu sınıfın Türkçe dersindeki not ortalaması 3 olduğuna göre, x kaçtır? (2001 KMS)
Saat
5
A) 6
Verilenlere göre eğimlerden; 40 — = 8 litre (saatte)
1 10
B) 7
C) 8
D) 9
E) 10
80 = 40 km
8 litre benzinle 80
40 km giderse x
litre benzinle
km gider.
~. . Nottoplamları . Ortalama = ----------------- olur. Kişi sayıay 3 _; (10.1) + (2.2) + (3.10) + (4.8) + (5.x)
8x = 80 . 40 x
30+ x
= 400 km
90 + 3x = 76 + 5x (Cevap E)
14 = 2x=>x = 7 kişidir. (Cevap B)
Kâr (milyon TL)
4.
1996 s:
o >
100 Yıl 1990
Yandaki doğrusal grafik bir fabrikanın altı yıl boyunca elde ettiği yıllık kârları göstermektedir. Buna göre. hangi yılda 200 milyar TL kâr elde edilmiştir? (2001 KMS) A) 1991 D) 1994
B) 1992 E) 1995
C) 1993
f Konut sayısı Yerleşim yeri
Kâr (milyon TL)
200 140 100
Yukarıdaki sütun grafiği A, B, C, D yerleşim yerlerindeki konut sayılarını göstermektedir.
Yıl 1990
?
1996
Önce yıldaki kâr payını bulalım. y 400-100 300 m = — = -------------- = x 1990
= 50milyon 1996-
6 100 milyon + x(50) milyon = 200 milyon
Bu grafikteki bilgiler grafik ile ifade edildiğinde, A yerleşim yerindeki konut sayısını gösteren dilimin merkez açısı kaç derece olur? (2002 KPSS) A) 140
x = 2 yıl sonra ise 1992 yılında 200 milyar kâr eder. (Cevap B)
B) 100
C) 70
D) 60
E) 50
37
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
Hepsini toplayıp bir pasta dilimi grafiğine çevirmeliyiz.
8.
A=100 B = 140 C = 280 Zaman (saat)
+ D = 720 Tam açı 360°
Yukarıda aynı anda, aynı yönde harekete başlayan A ve B araçlarının yol-zaman grafiği verilmiştir. 3. saatin sonunda A aracının hızı aynı kalırken, B aracının hızı 5 katına çıkıyor ve bu değerde devam ediyor.
olduğundan
Buna göre, harekete başladıklarından kaç saat sonra B aracı A ya yetişir? (2002 KPSS) A) 3
B) 5
C) 6
D) 8
E) 10
(Cevap E)
© "o cc
ÜJ Q
a.
7.
B o 3
(cm)
12
A Q UJ
0 2 8 1 2
3
4
30.t = 10.3 + 50(t-3)
>■
30.t = 30 + 50t-150
20t = 120
t=6 saat sonra
-----1 ---- 1 -----i— > 1
(Cevap C) Zaman (ay) u
2
'â
4
Yukarıdaki A ve B fidanlarının boy zaman grafiği verilmiştir. Bu grafiğe göre, B bitkisi ayda kaç cm büyümektedir? (2002 KPSS) A) 1
B) 2
C) 3
D) 6
Aşağıdaki grafik bir kırtasiyecinin satılan silgi, kalem ve defterlerin satış fiyatlarını göstermektedir. Satış fiyatı (milyon TL)
E) 5
defter kalem silgi Adet
A'yı bir bulalım. mA =— = —^ =2cm Buna göre, 1 defter, 1 kalem ve 1 silginin toplam fiyatı kaç TL dir? (2003
=> 0 zaman A için y = 2x + 28'dir. 4 ayda kesiştiğine göre yB = 2 . 4 + 28 = 36 cm dir. B'nin büyüme fonksiyonunu bulalım. 36-12 ■ = 6 cmolur. (Cevap D)
KPSS) A) 1 600 000 D) 1 900 000
B) 1 700 000 E) 2 000 000
C) 1 800 000
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-
38-
11. Ahmetve Burak birlikte çalışarak I. işia, II. işi b, III. işi c saatte bitiriyor.
Defter -» d
Buna göre, aşağıdaki sıralamalardan hangisi doğrudur? (2003/2 KPSS)
Silgi -» s Kalem -» kolsun.
A)a
7d = 5.600.000 -» d - rel="nofollow"> 600.000 9s = 4.500.000 -> s -> 500.000 5k = 2.000.000 -> k -» 400.000
B)b
2 _a ~ 6
d + s + k = 1.700.000 (Cevap B)
1-1 +1 b~8
b = - = at 3
4
1-1. 1 c
10. - 12. soruları aşağıdaki bilgilere göre cevaplayınız.
a = 4 sa 2_2
12
3 c
(Cevap E) DİKKAT! SORULARI BİRBİRİNDEN BAĞIMSIZ OLARAK CEVAPLAYINIZ. Aşağıdaki tabloda, Ahmet ve Burak'ın üç farklı işi tek başlarına bitirme süreleri saat olarak z verilmiştir. §■? 'o İU
l.iş
II. iş
III. iş
Ahmet
6
8
12
Burak
12
4
3
12. Ahmet I. işte çalışırken, Burak III. işi bitirip ara vermeden II. işte çalışıyor. Ahmet I. işi bitirdikten hemen sonra Burak ile birlikte II. işte çalışıyor. Çalışmaya aynı anda başladıklarına göre, ikisi bu üç işi toplam kaç saatte bitirir? (2003/2 KPSS)
10. Tek başlarına, aralıksız çalışarak Ahmet I. işi ve II. işi, Burak ise III. işi bitiriyor. Buna göre. Ahmet, Burak'tan kaç saat fazla çalışmıştır? (2003/2 KPSS) A) 7
B) 9
C) 11
D) 13
E) 17
Ahmet, I ve II. işi 6 + 8 = 14 saatte, Burak III. işi 3 saatte bitirir. Ahmet, 14-3 = 11 saat Burak'tan fazla çalışmıştır. (Cevap C)
A) — 2
B) — 3
C — 3
D) — 15
E) 7
Ahmet6günde 1. işi, 3 Burak 6 günde III. işi bitirir ve II. işin — ünü yapar. 4 — ü kalır. İkisi birlikte II. işi, 1 1 1 8 .. . 1 ..... — = — H — = rel="nofollow">x= — gunde ve — unu ıse x 8 4 3 4 81 2 . . ^ ---- = — gunde yaparlar.
3 4
3
y
y W
Üç işi 6 + — = — günde bitirirler. (Cevap C)
39
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
15. Bu işyerinde çalışanların % kaçı orta öğretim
13. Toplamları, sabit bir pozitif k sayısına eşit olan a ve b sayısının grafiği aşağıdakilerden hangisi
mezunudur? (2004 KPSS)
olabilir? (2003/2 KPSS) A)
A) 29
fb
B)30
C)25
D) 40
E) 45
B)
C)
360derece
%100ıse
90derece
% xolur 360, 4
D)
x = % 25 olur
7
(Cevap C)
E)
16. Bu işyerinde önlisans mezunlarından 10 kişi ayrılır, onların yerine lisans mezunu 10 kişi alınırsa; çalışanların lisans mezunu %'si kaç olur? (2004 KPSS) a + b = k biçiminde denklemi olan ifade doğru belirtir.
A) 30
B)35
C)40
D) 45
E) 50
a = 0 için b = k, b = 0 için a = k olduğundan grafik D deki gibi olur. Toplam ç alış an s ayısı değişmez anc ak ç alış an lisans mezun sayısı 50 + 10 = 60 kişi olur.
(Cevap D) ©
'm
14-15-16. soruları aşağıdaki şekle göre cevaplayınız. ___________________________________ Lisans Mezunu
'(3 oc ixi Q t/î t/ i
120 kişide kişide
CL -*£
150
/
\.
UJ
/ mezunu
>■
(Cevap E)
Bir işyerinde çalışan personellerin öğrenim düzeylerini gösteren şekil yukarıda verilmiştir. Toplam personel sayısı 120 olduğuna göre;
B)45
C)50
D) 55
DİKKAT! SORULARI BİRBİRİNDEN OLARAK CEVAPLAYINIZ.
BAĞİMSIZ
Aşağıdaki grafik, bir işletmenin 2001-2005 yıllarını
14. Bu işy erinde lisans mez unu çalışan kaç kişi vardır? (2004 KPSS) A)30
120
"o
/ilköğretirr
\
X kişide lisans mezunu olur
Şg
/ \ Y üks e k üs a ns \ me zunu
jf
60 kişi lisans mezunu ise 100
kapsayan dönemde alıp sattığı bir malın birim alış ve satış fiyatlarını göstermektedir. YTL 0 Alış Fiyatı
E) 60
120 kişi
360 dereceyi temsil ederse
x kişi
150 dereceyi temsil eder
2
120.150 _ . . . . x = ------------= 50 kışı 360 7 6 5 4
I
I
D Satış Fiyatı 10 9
I
1 Yıllar
3 2
2001 (Cevap C)
2002
2003
2004 2005
40-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
17. İşletme. 2005 yılında bu maldan yüzde kaç kâr elde etmiştir? (2005 KPSS) A)60
B)65
C)70
D) 75
19. İşletme 2004 yılında bu maldan 5000 birim alıp hepsini satmıştır.
E) 80
Bu satıştan elde edilen kârın tümüyle 2003 yılı fiyatından kaç birim mal alınabilir? (2005 KPSS)
2005 yılında kâr: 9
A)750 D) 1500
- 5 = 4 YTL Ahş :
B) 1000 E)1750
C) 1250
ÇÖZVM:
5 YTL ise
2001 yılında kâr = 5 - 3 = 2 YTL 5000 . 2 = 10000 YTL
100 x D.O 4.100 = 5.x
2003 yılında alış 8 YTL ise
10000
= 1250 birim mal
alınır. 2005 yılında % 80 kâr edilmiştir.
(Cevap C) (Cevap E)
o >-S2
18. Bir birim malın 2002 yılı satış fiyatı, 2001 yılı satış fiyatına göre yüzde kaç azalmıştır? A) 12,5
B) 15
C) 17,5
D) 20
E) 25
2002 yıhnda saîış 7 YTL 2001 yıiında satış 8 YTL dir. 2002 yılı 2001 yılına göre; 8 - 7 = 1YTL satış azalmıştır. 100 1 x D.O 8.x = 100 100 = 145 Yani % 12,5 azalmıştır. (Cevap A)
41
-TARIH-
TÂ RIH
|
Atatürk İikeferi
Atatürk'ün devlet hayatı, fikir hayatı ve ekonomik hayatı ile toplumun temel kurumlarını ilgilendiren görüş ve ilkelerinin bütününe Atatürkçü Düşünce Sistemi - Atatürkçülük denir. Atatürkçülüğün Nitelikleri: Atatürkçülüğün önde gelen niteliği, aklın ve bilimin ışığında yol göstermesidir. Atatürkçülüğün bir diğer niteliği de her çağda Çağdaş olmayı gerektirmesidir. Kişi hak ve hürriyetlerine önem verir. Tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkelerinin Türkiye Cumhuriyeti'nin temel unsuru olarak kabul etmek, gerçekçi ve laik olmak, yurtta ve dünyada barıştan yana olmak, Atatürkçü Düşünce Sistemi'nin vazgeçilmez unsurlarıdır. Atatürkçü Düşünce Sistemini oluşturan temel nitelikler, Atatürk ilkeleri'dir. İlkelerin Ortak Özellikleri Türk toplumunun ihtiyaçlarından doğmuştur. Evrensei olarak benimsenen değerlerdir. Temeli Türk tarihi ve kültüründen oluşur. Akla ve bilimsel doğrulara aykırı değildir. İlkeler bir bütündür. Birbirinden ayrı değerlendirilemez. ♦ Türk milletini çağdaş medeniyet seviyesine ulaştırmayı amaçlar. Atatürk ilkeleri; temel ilkeler ve bütünleyici ilkeler olmak üzere iki ana bölümde incelenir.
1
____ i
mmimrnsst unkı... ı.x ., ı mmmmmmm
Cumhuriyetçılık
pilllllllllSIIIII Mılli egemenlık
Milliyetçilik
Milli bağımsızlık
Halkçılık
Milli birlikve beraberlik
Devletçilik
Yurttasulh, cihanda sulh
Laiklik
Akılcılık ve bilimsellik
inkılapçılık
Çağdaşlık ve batılılaşma insan ve insanlık sevgisi
TEMEL ILKELER
Bu ilkeler 1924 Anayasasında 5 Şubat 1937'de yapılan bir değişiklikle Anayasaya konmuştur. Söz konusu maddede yapılan değişiklik "Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, milliyetçi, haikçı, devletçi, laik ve inkılâpçı'dır, resmi dili Türkçe'dir, makamı Ankara şehridir." CUMHURİYETÇİLİK Cumhuriyet yönetimi, halkın kendi kendisini yönetmesi, devlet başkanını ve diğer yöneticilerini, milli irade ile bizzat seçmesi gerçeği üzerine kurulmuştur. Diğer bir ifade tarzı ile, milli iradenin, milli egemenliğe sahip olması demektir. Kurtuluş Savaşından sonra Türk Milletinin tekrar mutlakiyet rejimine dönmesi beklenemezdi. Bu nedenle, insan onuruna en çok yaraşır bir yönetim biçimi seçilmeliydi. İşte bu rejim uygar toplumların uyguladığı cumhuriyet rejimidir. Çünkü bu rejim, ülke yönetiminde halkı doğrudan doğruya söz sahibi yapıyordu. Atatürk, 1924 tarihinde yaptığı konuşmada, "Türk milletinin tabiat ve şiarına en mutabık (uygun) olan idare cumhuriyet jdaresidir." demiştir. Cumhuriyet yönetimi, milletle devlet arasında kaynaşma sağlar. Cumhuriyet rejimimiz herhangi bir biçimde değişmemek üzere, 1923 yılından itibaren bütün anayasalarımıza girmiştir. 6 Kasım 1982'de kabui edilin yeni anayasamızda da; Madde 1: "Türkiye devleti Bir Cumhuriyettir" denilmektedir. Cumhuriyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan İnkılaplar: » TBMM'nin açılması » 1921 ve 1924 anayasalarının hazırlanması » Saltanatın kaldırılması >> Cumhuriyetin ilan edilmesi » Siyasi partilerin Kurulması » Kadınlara Seçme ve Seçilme hakkının verilmesi >> Ordunun siyasetten ayrılması
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
42-
Cumhuriyet ilkesi ile; >> Bütün vatandaşların eşitliği sağlandı. »Türk milletinin çağdaşlaşması ve ilerlemesi sağlandı. »Vatandaşlara devlet yönetimine eşit katılma hakkı tanındı. MİLLİYETÇİÜK Milliyetçilik; Türk Milletini ve onun maddi, manevi değerlerini savunmak ve sevmektir. Milliyetçilik ilkesinin dayanağı millettir. Millet ise bir toplum aşamasıdır. Toplum, millet olma niteliğini kazanıncaya kadar birçok aşamadan geçer, aşiret ve boy gibi, toplumun en son ulaştığı çağdaş durum ise millettir. Milliyetçilik; millete bağlılık, milleti yüceitme, yükseltme, şimdi ve gelecekte birlikte çalışma, bu çalışma azmini gelecek kuşaklara yansıtma anlayışıdır. Atatürk, Türk Milleti'ni sadece tek din ve tek bir ırk esasına dayandırmamıştır. Üniter bir hukuk devleti kurmuştur. 29 Ekim 1933'te "Ne Mutlu Türküm Diyene" sözünü söylemiştir. Birleştirici ve bütünleyicidir. Asla parçalayıcı ve bölücü değildir. Atatürk'ün millet anlayışı akılcı ve insancıldır. Atatürk'e göre bir milleti diğer milletlerden ayarın nitelikler vardır. Bunlar, her milletin kendine mahsus, yetenek, duygu, düşünce ve değer yargılarıdır.
Halkçılıktaki amaç, imtiyazsız, sınıfsız kaynaşmış bir halk ülküsüdür. Kişinin kendisini Türk Halkı'nın hizmetinde görmesine, kendisini Türk Halkı'na adamasına "Halkçılık" denir. Bu ilke "Cumhuriyetçilik" ve "Milliyetçilik" ilkelerinin bir sonucudur. Türk Milleti'ne yani Türk Halkı'na hizmet etme anlayışıdır. Burada belirttiğimiz Türk Halkı, bütün vatandaşlarımızı kapsar. Bunun zaten aksi düşünülemez. Halkçılık, ülke içindeki tüm insan gruplarının çıkarına ve yararına bir siyaset izlenmesidir. Bütün halkın kendisini yönetmeye alıştırılmasıdır. Halkın sadece bir kesimine hizmet etme anlayışı, Atatürk'ün "Halkçılık" ilkesine tamamen zıt bir anlayıştır. O'na göre Türk Halkı bir bütündür. Halkçılık ilkesi inkılâplar:
doğrultusunda yapılan
»TBMM'nin açılması »Saltanatın kaldırılması >> Medeni Kanun'un kabulü >> Cumhuriyetin ilanı »Soyadı Kanunu »Kadınlara siyasi hakların verilmesi »Kılık Kıyafet Kanunu'nun kabulü »Aşar vergisinin kaldırılması Halkçılık ilkesi ile;
Milliyetçilik ilkesi doğrultusunda yapılan İnkılaplar: lilli birTürk Devleti'nin kurulması
>> Milli egemenlik tam olarak gerçekleşmiştir. >>
»
TBMM'nin açılması
yönetime katılma hakkına sahip olmuştur.
»
Kabotaj Kanunu'nun çıkarılması
>> »
Demokrasinin gerçekleşmesi sağlanmıştır. »Toplumda barış ortamı oluşmuştur. »Halk
Türk Tarih Kurumu'nun kurulması Türk Dil Kurumu'nun kurulması
Milliyetçik ilkesi ile; » Kurtuluş Savaşı kazanıldı. » İç ve dış tehditlere karşı ülke bütünlüğü kuruldu. » Birlik ve beraberliğin oluşmasına zemin hazırlandı. HALKÇILIK Belirli bir zamanda o ülkede oturan, o ülkeyi vatan bilen, kaderini mutluluğunu o ülkeye bağlamış, çeşitli meslek ve sosyal gruplara ait olan insanlara halk denir. işte bu yaklaşımdan "Halkçılık" ilkesi doğmuştur.
DEVLETÇİLİK Devletçilik Türkiye'nin kendine özgü bir ekonomi siyasetidir. Kurtuluş savaşından sonra halkın elinde yeterli sermaye olmayışı nedeniyle benimsenmiş bir ilkedir. Devletçilik ilkesi; üretimde artış sağlanarak temel ihtiyaçları karşılamak, işletmelerin millileştirilmesi, sermayesi olanların üretime katılma serbestliği esaslarına dayanır. Devletçilik İlkesi doğrultusunda yapılan İnkılâplar: >> Teşvik-i Sanayi Kanunu >> Aşar vergisinin kaldırılması »İzmir İktisat Kongresi'nin yapılması >> Misak-ı Milli'nin kabulü
43
-TARIH-
»Hukuk birliği sağlayarak yargı önünde tüm vatandaşların eşit olması sağlandı.
»Kalkınma planlarının hazırlanması »Toprak reformunun yapılması
»Türk toplumunun batılaşması çağdaşlaşması sağlandı.
»Bankaların açılması Devletçilik ilkesi ile;
ve
»Din ve mezhep farlılıkları ortadan kaldırıldı.
»Bölgeler arası ekonomik kalkınma farlılıkları önemli ölçüde kaldırıldı.
»Bilim ve teknoloji alanında önemli ilerlemeler sağlandı.
»Sanayi alanında önemli yatırımlar yapıldı. »Planlı ekonomiye geçildi. RilgiNotuf
İNKILAPÇILIK
1934 - 1939 yılları arasında hızlı bir şekilde devletçilik ve kalkınma planı uygulanmıştır. LAIKLIK Laiklik devlet işleri ile din işlerinin birbirinden ayrılmasıdır. Yani devlet düzenini sağlayan hukuki kuralların bir dine göre değil zamanın ihtiyaçlarına göre belirlenmesidir. Anayasa'da Laikliğe Aykırı Hükümlerin Çıkartılması: 10 Nisan 1928'de Anayasa'da gerekli değişiklikler yapılarak "Devletin dini İslâm'dır ve din işlerini TBMM yerine getirir" cümleleri kaldırıldı. Millet vekillerinin ve Cumhurbaşkanı'nın yemin ederken kullandıkları dini sözcükler de değiştirilerek yerine laik ifadeler kondu. Laikliğin Doğrultusunda Yapılan İnkılaplar »
1 Kasım 1922'de Saltanat kaldırıldı. »
Halifeliğin kaldırılması » 3 Mart 1924'te Şer'iyye ve Evkaf Vekaleti kaldırıldı. » 3 Mart 1924'te Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkartıldı. » 30 Kasım 1925'te Tekke Zaviye ve türbeler kapatıldı. >> 17 Şubat 1926'da medeni Kanun Kabul edildi. » 10 Nisan 1928'de "devletin dini İslam'dır." Maddesi anayasadan çıkartıldı. » Milletvekillerinin değiştirilmesi.
yemin
şeklinin
5 Şubat 1937'de altı Atatürk İlkesi anayasaya girdi. Laiklik ilkesi ile; »Din ve vicdan hürriyeti güvence altına alındı
İnkılâp, bir toplumun önemli kurumlarının kısa bir süre içerisinde toptan değiştirilip, yenilenmesi şeklinde tanımlanabilir. Atatürk idaresindeki Türk Milleti, tarihindeki en önemli inkılâplardan birisini gerçekleştirmiştir. Böylece bütün kurumlarını çağdaşlaştırma imkânını bulmuştur. Mustafa Kemal'in en büyük inkılâbı, Türkiye Cumhuriyeti'dir. Toplumu geri bırakan ve bunda ısrar eden kurum ve kuruluşları değiştirerek; toplumu çağdaşlaştıracak yeni kurum ve kuruluşları kurmak, inkılâpçılığın esas prensiplerindendir. İnkılâpçılık ilkesi ile; »Türk toplumunun her yönden gelişmesi ve ilerlemesi sağlandı. »Milli egemenliğe dayalı laik bir devlet kurulması sağlandı. »Modernleşme ve çağdaşlaşma hızlandı. BÜTÜNLEYJCİ İLKELER Milli Egemenlik: Devlet yönetiminde en üstün gücün doğrudan millete ait olmasını esas alır. Cumhuriyetçilik ilkesini büyünler. Hürriyet ve Bağımsızlık: Devletin bağımsızlığı ve milletin hürriyeti esastır. Milli mücadele bu duyguları esas alarak gerçekleştirilmiştir. Yurtta Sulh, Cihanda Sulh: Ülke ve dünya barışını ön planda tutmaktır. Dış politikada belirleyici olmuştur. Halkçılık ilkesini bütünler. Çağdaşlık ve İnkılapların bir doğrultusunda bütünler.
Batılaşma: Modernleşme esastır. kısmı çağdaşlaşma ve batılaşma yapılmıştır. İnkılapçılık ilkesini
İnsan ve İnsanlık Sevgisi: Bütün ilkeleri içine alan ilkedir. Türk inkılabının bir özelliği de insanlık sevgisine değer vermesidir. Bilimsellik ve Akılcılık: Atatürk'ün "Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" özdeyişi atılımlarda temel öğe olarak alınmıştır.
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
44-
5. Türk kadınına seçme ve seçilme hakkının tanınması, aşağıdaki ilkelerden hangilerinin doğrultusunda gerçekleşen bir uygulamadır?
ÇOZUMLU KAVRAM
Atatürk'ün
A) B) C) D) E)
temel
Ulusçuluk - Devletçilik Haikçıhk - Devletçilik İnkılâpçılık - Devletçilik Cumhuriyetçilik — Hatkçılık Cumhuriyetçilik - Devrimcilik
1. Aşağıdakilerden hangisi ilkelerinden değildir?
A) Laiklik C) B) Milli Egemenlik D) Milliyetçilik E) Devletçilik Halkçıhk
6. Aşağıdakilerden hangisi Cumhuriyetçilik ilkesi ile doğrudan ilgili değildir?
Herkesin kanun önünde eşit olması ve kimseye ayrıcalık tanınmaması aşağıdaki ilkelerden hangisiyle ilgilidir? B) Devletçilik A) Laiklik D) İnkılapçılık C) Halkçıhk
2.
A) B) C) D) E)
E) Cumhuriyetçilik
z. o > .m
Saltanatın kaldırılması TBMM'nin açılması Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi Tevhid-i Tedrisat kanunu Halifeliğin Kaldırılması
Ui «3
3. Ait olduğu milletin varlığını sürdürmesi ve yüceltmesi için diğer bireylerle birlikte çalışmaya ve bu çalışmayı ve bilinci diğer kuşaklara da yansıtmaya denir. Yukarıda verilen tanım Atatürk ilkelerinden hangisine aittir? A) Halkçılık C) Cumhuriyetçilik E) Laiklik
B) Milliyetçilik D) İnkılapçılık 7. Teşkilat-ı Esasiye yer alan şartsız milletindir." maddesi ile;
"Hakimiyet kayıtsız
I. Laiklik II. Cumhuriyetçilik 4. Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumunun kurulması. aşağıdaki Atatürk ilkelerinden hangisi ile doğrudan ilgilidir? A) B) C) D) E)
Laiklik Milliyetçilik Halkçıiık Devletçilik Cumhuriyetçilik
III. Halkçılık İlkelerinden hangisi vurgulanmıştır? A) B) C) D) E)
Yalnızll Ivell Ivelll llvelll I- II- III
ya
da
hangileri
45
-TARİH8. Atatürk ilkelerinden hangisi kapsayan bir yapıya sahiptir?
diğerlerini
12.1. Miltet Mekteplerinin açılması
de
II. Yeni Türk Harflerinin kabulü
A) Cumhuriyetçilik C) Halkçıhk E) B) Milliyetçilik D) İnkılapçılık Laiklik
III.Türk Dil Kurumunun kurulması Yukarıdaki gelişmelerden hangileri Milliyetçilik ilkesi esasına dayanır? A) Yalnız I C) II ve III
13. Milli mücadele döneminde Amasya Genelgesinde yer alan "Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır" maddesi
9. Aşagıdakilerden hangisi Atatürk ilkelerinin ortak özellikleri içinde ver almaz? A) B) C) D) E)
B) I ve II D) Yalnız III
Bir bütünü oluşturmaları Akıl ve Bilimsellik Bazı yabancı ideolojilerle benzerlik göstermesi Çağdaşlaşmayı hedeflemesi Milli egemenlik anlayışını benimsemesi
I. Cumhuriyetçilik II. Halkçıhk III. Laiklik İlkelerinden hangisi veya hangileri ile doğrudan ilgilidir? o cr
A) Yalnız I C) I ve II
B) Yalnız I D) II ve III
UJ O W
tn CL
10. Türk Medeni Kanununun kabul edilmesi;
'5
I. Laiklik 14. Atatürk ilkelerinden hangisi diğerlerinin yaşama geçmesinde etkili olmuştur?
II. Halkçılık III. Devletçilik
A) B) C) D) E)
İlkelerinden hangileri ile ilgilidir? A) Yalnız I C) I ve II
B) Yalnız II D) II ve III
11.1. Medreselerin kapatılması II. Halifeliğin kaldırılması III. Saltanatın kaldırılması Yukandaki gelişmelerden hangisi veya hangileri Cumhuriyetçilik ilkesi ile doğrudan ilgilidir? A) Yalnız I B) Yalnız III C) II ve III D) Yalnız II
Milliyetçilik Laiklik Cumhuriyetçilik Inkılapçılık Devletçilik
15. Atatürk: "Memleket kesinlikle modern, uygar ve yenilikçi olacaktır. Bizim için bu hayat davasıdır. Bütün fedakarlığımızın verimli sonuç buna bağlıdır" sözü ile aşağıdakilerden hangisini vurgulamıştır? A) B) C) D) E)
Milli egemenlik anlayışı Çağdaşlaşma Ekonomik kalkınmayı Uluslar arası barış ve hoşgörülü Dış ülkelerin örnek alınacağı
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISİ-
46Ç ÖZÜ ML ER İ 1.
2.
Verilen seçeneklerd^n Milli Egemenlik ilkesi Atatürk'ün temel ilkeleri içerisinde yer almaz. Bu ilke Atatürk'ün bütünleyici ilkeierindendir. (Cevap B) Laiklik: Yeni düz^nde hukukun şer'i hukuktan ayrı tutulması, hukuka uygulanan müesseseterin de dini kurumlardan bağımsızlığını amaçlar. Devletçilik: Kurtuluş savaşından çıkan Türkiye'nin içinde bulunduğu buhrandan kurtulması ve atak yapabilmesi için ekonominin devlet ile işbirliği içinde yapılması ve devletin ilk etapta menfaatini amaçlayan V9 ulusal ekonomiyi hedefleyen bir ilkedir. İnkılapçılık: Etkisiz ve pasif kalan eski kurumun, fikir vs. her şeyin değiştirilebilmesine temel hazırlamayı amaçlayan bir ilkedir. Halkçılık ise halkın, vatandaşın kanun önünde eşit olması, dil, din, ırk vb. açılardan ayrıcalık tanınmamasıdır.
7. "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir" maddesi ile Cumhuriyetçilik, Halkçılık ve Laiklik ilkeleri vurgulanmıştır. Egemenliğin millete ait olması her üç ilke ile doğrudan ilgilidir. (Cevap E) 8. Atatürk ilkelerinin temeli Türk Milliyetçiliğidir. Milliyetçilik diğer ilkelerin de özünü oluşturmaktadır. Atatürk ilkeleri Türk miiletinin bağımsızlığı, egemenliği ve çağdaşlaşmasını amaçlar ve her alanda Türk milletinin çıkarlarını savunur. (Cevap B) 9. Soruda veriien "Bazı yabancı ideolojilerle benzerlik göst9rmesi" Atatürk ilkelerinin özellikleri içinde yer almaz. Atatürk ilkeleri Türk toplumunun ihtiyaçlarından ortaya çıkmıştır. (Cevap C) 10. Türk M9d9ni kanununun kabul edilmesi Atatürk ilkelerinden Laiklik ve Halkçılık ilkeleri ile doğrudan ilgilidir.
(Cevap C) 11. Halifeliğin kaldırılması ve Saltanatın kaldırılmast, milli egemenliğin sağlanması önündeki engelleri 3. Milliyetçilik, kendini aynı milletin üyesi sayan kaldırmasından dolayı Cumhuriyetçilik ilkesi ile insanların milletini s^vmeleri ve onu yüceltme o doğrudan ilgilidir. amacını b9nims9meleridir. Atatürk'ün milliyetçilik •§ (Cevap C) anlayışında dini, dili ne olursa olsun kendini Türk S 12. Soruda verilen gelişmelerden her üçü de Milliyetçilik sayan ve Türk olarak yaşayan her insan Türk'tür ve c3 esasına dayanır. Bu üç gelişme d9 Türk dili V9 Türk bunu "Ne mutlu türküm diyene" sözüyle ifade ^ kültürünün gelişmesini hızlandırmıştır. etmiştir. Milliyetçilik ilkesi; ülkede milli birlik ve ^ (Cevap E) bütünlüğü korumak esaslarına dayanır. Kurtuluş 13. "Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı savaşında birleştirici rol oynayan ilkedir. kurtaracaktır" maddesi Atatürk ilkelerinden (Cevap B) Cumhuriyetçilik ve Halkçılık ilkesi İİ9 doğrudan ilgilidir. 4. Bu kurumların kurulması milliyetçilik ilkesi ile ilgilidir. (Cevap C) (Cevap B) 14. Atatürk ilkelerinden İnkılapçılık, diğer ilkelerin yaşama geçirilmesinde etkili olmuştur. Atatürk ilkeleri yapılan 5. Türk kadınına seçme ve seçilm^ hakkının tanınması inkılaplarla uygulamaya konulmuş ve Türk inkılabı cumhuriyetçilik ve halkçılık ilkeleriyle doğrudan gerçekleştirilmîştir. İnkılapçılık her alanda çağdaşlaşmayı V9 ilerlemeyi esas alır. ilişkilidir. (Cevap C)
(Cevap D) 6. Soruda verilen bilgilerden Saltanatın kaldırılması TBMM'nin açılması, kadınlara seçme ve seçilme hakkı verilmesi Halifeliğin kaldırılması Cumhuriyetçilik ilkesi ile doğrudan ilgilidir. Çünkü h^psinde halkın iradesinin egem^n olmasına yöneiik düzenlemeler yapılmıştır. Tevhid-i Tedrisat kanunu ise eğitimin birleştirilmesine yönelik bir düzenlemedir. Eğitim alanındaki ikiliği ortadan kaldırmak amaçlanmıştır. (Cevap D)
(Cevap D) 15. Atatürk bu sözünde ülkenin modern, uygar ve yenilikçi olmasından söz ederek çağdaşlaşma kavramını vurgulamıştır. Her alanda çağdaşlaşma Atatürk ilkelerinin temelini oluşturur. (Cevap B)
-TARİH-
47
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇDZÜMLERİ
Halkçılık ilkesinde halkın bütün fertleri kanun önünde eşittir. Herkes devlet hizmetlerinden eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. (Cevap B)
1. Kanun önünde eşitliğin sağlanması ve her türlü ayncalığın reddi anlamına gelen "Halkçılık" aşağıdakilerden hangisiyle doğrudan ilgilidir? (99 DMS ÖL)
4.
Türkiye de devletçilik ilkesi hangi yıldan başlayarak uygulamaya konulmuştur? (2000 DMS)
B) Inkılapçılık D) Demokrasi
A) Özgürlük C) Devletçilik E) Bağımsızlık
A)1927
B)1929 C)1933 D)1939 E)1940
1933-1939 yılları arasında, hızlı bir devletçilik ve kalkınma palanı uygulanmıştır.
Halkçılık milli egemenliği esas alır ve demokrasiyi öngörür. Bu ilke, halkın kendini yönetmesi özelliği ile demokrasinin doğal bir sonucudur.
(Cevap C)
(Cevap D) Aşağıdakilerden hangisiyle. Atatürk İlkeleri Anayasa güvencesine alınmış ve devlet, temel nitelikleriyle "cumhuriyetçi, milliyetçi, halkçı, devletçi, laik ve inkılâpçı" olarak tanımlanmıştır? (2000 DMS)
2. Yürürlükteki anayasaya göre, herkes vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir. o oc
Anayasada yer alan bu hüküm öncelikle aşağıdaki ilkelerden hangisinin bir gereğidir? (99 DMS ÖL) A) B) C) D) E)
Cumhuriyetçilik Laiklik Devletçilik Milliyetçilik İnkılapçılık
UJ
û
to
m a.
A) B) C) D) E)
1921 Anayasası'nda yapılan 1923 değişikliğiyle 1924Anayasası'ndayapılan 1937değişikliğiyle 1924 Anayasası'nda yapılan 1928 değişikliğiyle 1924 Anayasası'nda yapılan 1934 değişikliğiyle 1961 Anayasası'nda yapılan 1971 değişikliğiyle
UI
Atatürk ilkeleri 1924 Anayasasında yapılan 5 Şubat 1937'de yapılan bir değişiklikle anayasaya konulmuştur.
Anayasada yer alan bu hükümler Laiklik ilkesinin bir gereğidir. Çünkü Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması olarak tanımlanır. Laiklik ilkesi; din ve vicdan hürriyeti esaslarına dayanır. (Cevap B) 3. Vatandaş haksızlığa uğradığı zaman, herkese eşit biçimde uygulanan yasalarla hakkını arar. Bu
anlayış
aşağıdaki
ilkelerden
hangisiyle
(Cevap B) Hayatta en hakiki mürşit ilimdir" sözü aşağıdakilerden en çok hangisiyle ilişkilidir? (2001 KMS) A) B) C) D) E)
Halkçılık Laiklik Cumhuriyetçilik Inkılapçılık Devletçilik
doğrudan ilgilidir? (99 DMS L) A) B) C) D) E)
Milliyetçilik Halkçılık Cumhuriyetçilik İnkılapçılık Devletçilik
Atatürk bu sözü ile bilimin önemini belirtmiştir. Buda inkılâpçılıkilkesi ile ilişkilidir. (Cevap D)
48-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-
7. I. Ulusçuluk II. Devletçilik III. Özerklik Halifeliğin kaldırılması yukarıdakilerden hangilerinin doğrudan gereğidir? (2002 KPSS) A) Yalnız I D) I ve III
B) Yalnız II E )l l vel l l
10. Cumhuriyet döneminde yabancıların elindeki demiryollarının tümünün satın alınması ve bütünüyle yabancı sermayeye dayanan sanayileşme modeli yeni devlet tarafından öz kaynakları temel alan sistemi uygulaması, I. Milliyetçilik II. Devletçilik III. Laiklik Yukarıdakilerden hangisiyle ilgili değildir? (2004 KPSS)
C) Yalnız III
Halife bütün Müslümanların dini lideri olduğu için Ümmetçilik esasına dayanır. Ümmetçiliğin zıttı ise Milliyetçiliktir. (Ulusçuluktur)
A) Yalnız I D)l, III
C) Yalnız III
Uf
(Cevap A)
Türkiye Cumhuriyeti'nde millileştirme, devletçilik ilkesinin kabulünden önce başlamıştır. İlk millileştirme 1924 yılında bazı demiryollarının Haydarpaşa Limanı'nın ve rıhtımının satın alınmasına ilişkin kanunla gerçekleşmiştir. 1930 yılında devletçilik ilkesinin uygulanmaya konulmasıyla birlikte daha kapsamlı millileştirme yapılmış, millileştirmenin önemli bir kısmı belediye hizmetlerinde, madencilikte ve demiryollarında gerçekleştirilmiştir.
8. Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, aşağıdaki ilkelerden hangisini kötüye kullanarak Şeyh Sait ayaklanmasına ortam hazırlamıştır? (2001 B) Devletçilik KMS) D) Milliyetçiiik A) İnkılapçılık C) Halkçıhk E) Laiklik
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası içine teşkilatlanan hilafet yanlıları ve bazı ajanlar din konusunu Doğu Anadolu'da propaganda aracı olarak kullanmaya başladılar. Bu çalışmalar sonucu 13 Şubat 1925'te Şeyh Sait İsyanı başladı. Bu nedenle parti Laikliğe karşıdır.
B) Yalnız II E) II, III
g 'p g fî S ^
Devletçilik: Devletçilik Türkiye'nin kendine özgü bir ekonomi siyasetidir. Kurtuluş savaşından sonra halkın elinde yeterli sermaye olmayışı nedeniyle benimsenmiş bir ilkedir. Devletçilik ilkesi; üretimde artış sağlanarak temel ihtiyaçları karşılamak, işletmelerin millileştirilmesi, sermayesi olanları üretime katılma serbestliği esaslarına dayanır.
(Cevap E)
(Cevap C)
9. Cumhuriyetçilik ilkesi aşağıdaki ilkelerden hangisiyle doğrudan ilgilidir? (2004 KPSS) A) Halkçıhk B) Devletçilik C) inkılapçılık E) Laiklik D) Milliyetçilik Halkçılık: Halk, bir ülkede belli bir ÇÖZÜM: zaman içerisinde oturan o ülkeyi vatan bilen çeşitli meslek ve çalışma gruplarının meydana getirdiği insan topluluğuna denir. Halkçılık milli egemenliği esas alır ve demokrasiyi öngörür. Bu ilke, halkın kendini yönetmesi özelliği ile Cumhuriyetçiliğin, vatandaşın huzuru için çalışma prensibiyle milliyetçiliğin doğal bir sonucudur. Halkçılık ilkesi ile halkın bütün fertleri kanun önünde eşittir. Devlet hizmetlerinden herkes eşit olarak yararlanma hakkına sahiptir. (Cevap A)
11.1. Yasalar önünde eşitlik II. Vatandaşların sosyal ve siyasi alanda etkileşimini arttırma III. Ekonomide özel girişimciliğe karşı çıkma Yukarıdakilerden hangilerinin halkçılık ilkesinin amaçları arasında oldugu savunulabilir? (2005 KPSS) B) Yalnız II A) Yalnız I C) I ve II E) D) I ve III II ve III
Halkın özel girişimlerinin engellenmesi devletçilik ilkesiyle alakahdır. (Cevap C)
-TARIH13. Yeni Türk Devletlerinde; I. Tarih ve dil anlayışının değişmesi, II.Ölçülerin ve takvimin yeniden düzenlenmesi, III. Şapka giyilmesi, İle ilgili inkılaplarının hangilerinde doğrudan uluslaşma amacı olduğu savunulabilir? (2005 KPSS) A) Yalnız I C) Yalnız III E)l, llvelll
B) Yalnız II D) I ve II
Türk tarihini araştırmak için Türk tarih kurumu, Türk dilinin araştmlması ve dilin millileştirilmesi için Atatürk Türk Dil Kurumunu kurdurmuştur. Bu iki kurum milliyetçilikle (ulusçulukla) alakalı kurulmuş olan kurumdur. (Cevap A)
14. Atatürk, "İnkılap, var olan müesseseteri zorla § değiştirmek dem^ktir. Türk milletini son asırlarda geri o bırakmış olan müesseseleri yıkarak yerlerine, milletin w en yüksek medeni gereklere göre ilerlemesini & sağlayacak yeni müess9seleri koymuş olmaktır." -™ demiştir. -M Atatürk'ün bu sözleriyle Türk İnkılabı'nın; IÇağdaşlaşmaya yönelik olma, Il-Toplumun gereksinimlerine cevap verme, Ill-Kamuoyunun gerçekleştirilme,
hazırlanmasından
Özelliklerinden hangilerini savunulabilir? (2005 KPSS) A) Yalnız I C) Yalnız III
sonra
vurguladığı
B) Yalnız D) I ve II
Atatürk'ün "Türk milletini son asırlarda geri bırakmış olan müesseseleri yıkarak yerlerine, milletin en yüksek medeni gereklere göre ilerlemesini sağlayacak..." cümlesi incelendiğinde, Türk inkılabının en yüksek medeni gereklere göre ilerlemeye yani çağdaşlaşmaya V9 toplumun gereksinimlerine yönelik olduğu anlaşılmaktadır. (Cevap D)
49
50-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
DEPREM
COĞRAFYÂ | Tablo - Grafik ve Haritaiarla Coğrafya (Özet Çalışma ve Sorular)
Sevgili KPSS adayları; KPSS modüler dergi yayınının bu sayısında özet bir çalışma yapmayı, bu suretle kısa ve öz olarak konuları hatırlamayı uygun bulduk. Bunun içinde hemen hemen coğrafyanın bütün konulartnı kapsayan V9 coğrafi etüd mahiy9tin9 sahip olan bölgeleri seçtik. Dergimizin sonraki sayısına da ülkemizde sahip olduğu önem itibariyle önde gelen "enler" çalışmasını ekledik. Ayrıca Türkiye'de etkili şekillendirici kuvvetler ile ilgili özet tablolar yaptık. Yararlı olacağını ümit eder, başarı dileklerimi iletirim.
Coğrafya Zümresi Adına Dursun Demir
Karadeniz Bölgesi'nin Türkiye Ekonomisindeki Yeri
KARADENİZ BÖLGESİNİN KISA KİMLİĞİ DAGLARI
OVALARI
DÖKÜLEN AKARSULAR
Giresun Dağları
Taşköprü
Çoruh Kızılırmak Yeşilırmak Bartın Çayı Filyos (Yenice) Sakarya
Rize Dağları Kop Dağları Mescid Dağı Yalnızçam Dağı Canik Dağları Küre Dağları Bolu llgaz Dağları Köroğlu Dağları
GÖLLERİ Sera Tortum Abant Yedigöller Uzungöl
Tosya Bolu Düzce Bafra (Delta Ovası) Çarşamba (Delta Ovası) Amasya Taşova Tokat Turhal Erbaa Suluova Merzifon
MADENLER Taşkömürü (Zonguldak, Ereğli, Amasra) Bakır (Küre, Murgul) Mangenez (Ereğli, Artvin-Borçka) Barit (Gümüşhane, Giresun) Linyit (Merzifon, Havza)
TURİSTİK DEĞERLERİ
SANAYI
Kağıt Fab. (Giresun-Aksu, ÇaycumaYedigöller Milli Parkı Zonguldak, Taşköprü-Zonguldak) Abant Gölü ve Çevresi Çay Işl. Fabrikası (Rize çevresinde) Bolu Termal Kaynaklar Fındık İşieme (Giresun, Ordu çevresinde) Giresun, Samsun, Ünye, Akçakoca, Çimento Fabrikası (Trabzon, Çorum, Bolu) Amasra (deniz turizmi) Şeker Fab. (Amasya, Turhal, Çorum, Çarşamba) Bolu Dağları, Aladağlar, llgaz (Dağ turizmi) Sigara Fab. (Samsun, Tokat) Sümela Manastırı(Trabzon-Maçka) Demir - Çelik (Ereğli, Karabük) Yaylalar (Yayla turizmi) Cam Fab. (Sinop) Orman San. (Kastamonu, Bolu, Düzce, Bartın) Santral (Çatalağzı Termik Santrali)
BARAJLAR Almus (Yeşilırmak üzerinde) Baiahar (Yeşilırmak üzerinde) Ayvacık (Yeşilırmak üzerinde) Altınkaya (Kızılırmak üzerinde) Hakan Uğurlu (Yeşilırmak üzerinde)
MARMARA BÖLGESİNİN KISA KİMLİĞİ DAGLARI OVALARI
Yıldız Dağları Samanlı Dağları Adapazarı Uludağ Işıkdağı
Bursa Balıkesir Gönen Ergene Havzası inegöl
MADENLER Bor Mineralleri (Balıkesir-Susurluk çevresi) Mermer (Marmara Adası ve Bilecik) Volfram (Bursa-Uludağ) Linyit (Çanakkale, istanbul) Demir (Kaz Dağı etekleri) Doğalgaz (Kırklareli-Hamitabat)
SANAYI Dokuma San. (Bursa, istanbul) Otomotiv San. (Bursa, İstanbul) Petro Kimya (izmit) Seramik San. (Çanakkale, Bilecik) Santral (Kırklareli-Hamitabat) Gemi San. (Gölcük)
Marmara Bölgesi'nin Türkiye Ekonomisindeki Yeri
TURİSTİK DEĞERLERİ Manyas (Kuş) Gölü Milli Parkı Uludağ (Dağ Turizmi) Yalova, Gemlik, Bandırma, Erdek (Derıiz Turizmi) Saraylar, camiler, köşkier, müzeler (Kültür turizmi) Bursa, İnegöl, Gönen, Gemlik, Çanakkale (Termal Turizm)
GÖLLERİ Manyas Ulubat iznik Sapanca Terkos (Durusu)] „ „ ,
' Kıyıset y
B. Çekmece ^Gö leri K. Çekmece J
DÖKÜLEN AKARSULAR Susurluk (Kemalpaşa-Kocaçay) Gönen Çayı
-EGE BÖLGESİNİN KISA KJMLİĞİ DAGLARI
OVALARI
Kaz Dağı Madra Dağı Yunt Dağı Boz Dağı Aydın Dağları Menteşe Dağları Emir Dağı Murat Dağı Sandıklı Dağı
Bakırçay Gediz K. Menderes B. Menderes Kütahya Afyon
MADENLER
DÖKÜLEN AKARSULAR
Linyit (Muğla, Manisa, Kütahya) Krom (Kütahya, Muğla çevresi) Civa (İzrmir çevresi) Demir (Edremit Yöresi) Mermer (Afyon çevresi)
Meriç (Ergene) Bakırçay K. Menderes B. Menderes Gediz
SANAYİ Dokuma San. (Denizli, izmir) Yağ San. (Edremit, Ayvalık) Santral (Yatağan, Tunçbilek, Soma Termik Santrali, Denizli-Sarayköy, Jeotermal Santral) Halıcılık (Uşak, Gördes, Simav, Kula) Mermer San. (Afyon) Şeker Fab. (Uşak, Kütahya, Afyon)
TURİSTİK DEĞERLERİ Ege Bölgesi'nin Türkiye Ekonomisindeki Yeri
GÖLLER Çamiçi (Bafa) Gölmarmara
BARAJLAR Kemer (B. Menderes üzerinde) Demirköprü (Gediz üzerinde) Adıgüzel (B. Menderes üzerinde)
Edremit, Ayvalık, Çeşme, Kuşadası (Deniz turizmi) Bergama, Efes, Bodrum, Sard (Tarihi turizm) Pamukkaie Travertenleri (Denizli)
Akdeniz Bölgesi'nin Türkiye Ekonomisindeki Yeri DAGLARI DÖKÜLEN AKARSULAR
AKDENIZ BÖLGESİNİN KISA KİMLİĞİ
GÖLLERİ Seyhan Çiçek Dağı Ceyhan Baba Dağı Beyşehir Gölü Göksu Bey Dağları Eğirdir Gölü Aksu Geyik Dağları Burdur Gölü Manavgat Sultan Dağları Suğla Gölü Dalaman Bolkar Dağları Kovada Gölü Asi Aladağlar Köyceğiz Gölü Binboğa Dağları BARAJLAR Acıgöl Nur Dağları Salda Gölü Söğüt Gölü Ceyhan l-ll (Ceyhan Üzerinde) OVALARI Kovada l-ll (Aksu Üzerinde) Seyhan Kestel Gölü Antalya (Seyhan Üzerinde) Aslantaş (Ceyhan Üzerinde) Oymapınar Elmalı Tefenni (Manavgat Üzerinde) Çatalan Çukurova (Seyhan Üzerinde) Amik
MADENLER Boksİt (Seydişehir, Akseki, Adana-Saim Beyli ) KÜkÜrt (Isparta, Keçiborlu, Burdur) Krom (Fethiye, Amonos Dağı) Demİr (Antalya ve Adana Çevresinde) Linyit (K. Maraş-Elbistan) Amyant (Hatay) Barit (Mersin)
TURİSTİK DEĞERLERİ Manavgat - Düden Şelaleleri Cennet ve Cehennem Obrukları (Silifke) Kaain, insuyu, Damlataş Mağaraları Köprülü Kanyon (Antalya) Milli Parkı Olimpos - Beydağı (Antalya Milli Parkı)
SANAYİ Demir Çelik (iskenderun) Kağıt Fabrikası (Mersin-Taşucu, Dalaman) Dokuma (Mersin, Adana, Antalya) Petro-Kimya (Mersin) Alüminyum Fab. (Seydişehir) Şeker Fab. (Burdur) Kükürt işleme Tesisleri (Keçiborlu) Gülyağı Fab. (Isparta) Ferro Krom Tesisleri (Antalya) Halıcılık (Burdur, Isparta)
— İÇ ANADOLU BÖLGESİNİN KISA KİMLİĞİ DAĞLARI
OVALARI
Sündiken Dağı Sivrihisar Dağı Elma Dağı Tecer Dağı Hınzır Dağı Akdağ Karadağ
Konya Eskişehir Ankara
PLATOLARI
Volkani k Dağlar Karacadağ
Hasandağı Melendiz Erciyes
Haymana Cihanbeyli Obruk Bozok Uzunyayla
SANAYI Çimento San. (Konya, Karaman, Kayseri, Niğde Yozgat, Sivas, Ankara) Şeker Fab. (Konya, Karaman, Kayseri, Sivas) Dokuma San. (Karaman, Konya, Kayseri) Halıcılık (Kayseri) Silah San. ve Rafineri (Kırıkkale) Otomotiv (Aksaray) Lokomotif Fab. (Eskişehir) Uçak ve motor fab. (Eskişehir) içki ve Besin San. (Ankara) Tarım Aletleri (Ankara, Konya)
İç Anadolu Bölgesi'nin Türkiye Ekonomisindeki Yeri
MADENLER GÖLLER
AKARSULARI
Tuzgölü Akşehir Eber Seyte Tuzla Hotamış Mogan Eymir
Kızılırmak orta ve yukarı kısmı Porsuk Delice
BARAJLAR Hirfanlı (Kızılırmak üzerinde) Sarıyar (Sakarya üzerinde) Kesikköprü (Kızılırmak üzerinde) Gökçekaya (Sakarya üzerinde)
TURİSTİK DEĞERLERİ Hacı Bektaş Veli ve Mevlana Türbesi (Dini turizm) Nevşehir, Ürgüp, Göreme (Peri Bacaları) Hattutaş, Yazıhkaya, Alacahöyük, Gordion (Tarihi turizm) Eskişehir, Ankara, Niğde, Kayseri (kaplıca ve içmeceler) Erciyes, Elma Dağı (Dağ turizmi)
Krom (Eskişehir, Sivas, Kayseri) Demir (Kayseri, Sivas) Civa (Konya-Sarayönü) Tuz (Tuzgölü) Lületaşı (Eskişehir) Jips (Sivas) Kayatuzu (Çankırı) Bor (Eskişehir, Seyitgazi) Linyit (Beypazarı, Çayırhan) Mermer (Kırşehir)
— DOĞU ANADOLU BÖLGESİNİN KISA KİMLİĞİ ~ DAGLARI
OVALARI
Munzur Dağları Karasu Dağları Aras Dağları Şerafettin Dağları Tendürek Dağfl Süphan Dağı lVo]kanjk Nemrut Dağı [Dağiar
Ağrı Dağı J
Elbistan Erzurum Erzincan Malatya Muş Iğdır Yüksekova Elazığ
Kjyısı Ccivd.ıı
Sckcıpancarı
SANAYİ
Yrap.ıgı
Buğday
Arpa
Şeker Fabrikası (Elazığ, Erzincan, Muş, Erzurum, Ağrı) Çimento Fab. (Elazığ, Van) Sigara Fab. (Bitlis) Santral (Elbistan Termik Sant.)
Sut
TURİSTİK DEĞERLERİ
Doğu Anadolu Bölgesi'nin Türkiye Ekonomisindeki Yeri MADENLER GÖLLER
PLATOLAR
Van Gölü (Volkanik Set) Erzurum - Kars Nemrut (Krater Gölü)
Nazik] Erçek İTektonik Çlldir [Göller
HazarJ
BARAJLAR Keban (Fırat üzerinde) Tercan (Karasu üzerinde) Karakaya (Fırat üzerinde)
AKARSULAR Kura Aras Fırat (Murat - Karasu) Dicle
Linyit (Erzurum, Elbistan, Afşin) Demir (Divriği, Hekimhan) Krom (Guleman, Ergani, Maden) Kurşun (Elazığ - Keban) Bakır (Elazığ, Ergani, Maden) Amyant (Erzurum) Barit (Muş) Oltu taşı (Erzurum - Oltu) Kaya tuzu (Erzincan, Tercan)
Palandöken Dağları (Erzurum - Kış turizmi) Munzur Vadisi (Tunceli) Milli Parkı Ağrı, Süphan (Dağ Turizmi) Nemruz Krater Gölü Van ve Çevresi (Tarihi turizm)
Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin Türkiye Ekonomisindeki Yeri ---------------------------------------------------------- GÜNEY DOĞU ANADOLU BÖLGESİNİN KISA KİMLİĞİ GÖLLER AKARSULAR MADENLER OVALARI Göl yoktur. Türkiye'nin göl bakımından en fakir bölgesidir.
PLATOLAR Gaziantep Şanlı Urfa
BARAJLAR Atatürk (Fırat üzerinde)
SANAYİ
Ka na
Firat] y 9inı
_. . ^Doğu Anadolu'dan
Dıclejahrrar.
DAĞLARI Mardin Dağı Raman Dağı Mazı Dağı Karacadağ (Volkanik)
Harran Viranşehir Suruç Diyarbakır Ceylanpınar Birecik Altınbaşak
Petrol (Batman, Raman, Garzan, Adıyaman) Fosfat (Mardin, Mazıdağı) Linyit (Siirt, Cizre, Silopi) Bakır (Az miktarda Diyarbakır'da)
Dokuma San. (Diyarbakır, Gaziantep) Besin San. (Diyarbakır, Gaziantep) Petrol Arıtma Tes. (Batman) Fosfat işletme Tes. (Mazıdağı) İçki Sanayi (Diyarbakır, Gaziantep) Battaniye Fab. (Siirt) Hayvansal Yağ (Şanlı Urfa) Madeni Eşya, Tarım Makinaları, Bitkisel Yağ, Sabun Sanayi (Gaziantep)
58-
GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-3.
CEVAPLI HOHU KAVRAMA TESTİ
i 0/ .
10 050 -
i 0/ .
1
100-
1
i 0/
100-
i
l
,
1
100-
0/ 1 /O
I
1
100-
50 50- gelen nüfus 50- oranı m : Bölge ' nüfusu50-El: Göçle
H_
1. Aşağıdaki grafikler Türkiye'nin 1927 ve 1990 yıllarındaki kır ve kent nüfus oranlarını göstermektedir. Kır
1 IV.
Yukarıdaki grafiklerde bölgelere gelen göç oranları dikkate alındığında bu bölgelerdeki sanayinin gelişmişlik sıralaması en fazla olandan en az olana doğru nasıldır? Kent
f
Â
«\*
~
\Kent
B) D)
- ■ ıl
1927
1990
Türkiye'nin değişmeyi,
kır
ve
kent
nüfusundaki E) V > II > IV > l >
I. Tarımsal üretimin artması II.
Sanayi ve hizmet sektörünün gelişmesi
III. Nüfus artış hızının azalması IV. Doğum oranının artması V. Tarım alanlarının daralması maddelerinden hangisi en iyi açıklar? A) V
B) IV
C) III
D) II
E) I
o >'o İU
Bölgeler DoğuAnadolu
47
G.D Anadolu
38
I
51
Karadeniz iç Anadolu
31
Akdeniz Ege Marmara
Kent
2. Aşağıdakilerden hangisi kırsal kesimden kente olan göçün azaltıiması için alınması gereken tedbirler arasında ver almaz? A) Kırsal kesimde küçük işletmeler açmak. B) Kırsal kesimde eğitim ve sağlık hizmetlerini yaygınlaştırmak. C) Kırsal kesimde alt yapı hizmetlerini yaygınlaştırmak. D) Kırsal kesimin tarım sorunlarını iyileştirmek. E) Büyük şehirlerdeki ulaşım ağını geliştirmek.
Köy
Yukarıda 1990 yılında Türkiye nüfusunun köy ve kentlere göre oranlarının gösterildiği grafik için aşağıdaki yargılardan hangisi doğru degildir? A) Kentleşmenin en yüksek olduğu bölge Marmara'dır. B) Kentsel nüfus oranı en düşük Karadeniz'dir. C) Kentsel nüfus oranları Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde birbirlerine oldukça yakındır. D) Kır nüfus miktarı en fazla olan Karadeniz'dir. E) Kentsel nüfus oranının en fazla olduğu bölge Marmara'dan sonra İç Anadolu'dur.
-COGRAFYA-
7. Aşağıdaki tabloda ülkemizde 1950 - 1997 yılları arasındaki kır ve kent nüfusunun oransal değerleri verilmiştir.
5.
Yeryüzü şekillerinin engebeli olduğu yerlerde tarımda makine kullanımı kısıtlı olduğuna göre, yukarıdaki haritada numaralı alanlardan hangilerinde meydana gelen göçün nedeni makineleşme ile B) V ve I açıklanamaz? D) N l v e l V A) II ve IV C) I ve IV E) IV ve V
Yıllar
Kent(%)
Kır (%)
1950
25
75
1960
32
68
1970
39
61
1980
43
57
1985
55,5
44,5
1992
59,1
40,9
1997
65
35
Tablodaki bilgilere bakılarak yargılardan hangisine ulasılamaz?
S2 "o DC UJ Q CO
: Kadın
6.
59
aşağıdaki
A) Kent nüfusu 1980 den sonra kır nüfusunu geçebilmiştir. B) 1997 de kent nüfus oranı en fazladır. C) 1950 deki kır nüfus oranı 1997 deki kent nüfus oranından fazladır. D) Kır ve kent nüfus oranları arasındaki farkın en az olduğuyıl 1985 tir. E) Kent nüfusu arttıkça işsizlik azalmıştır.
: Erkek
100--80--60--40--20--
öî
0
o. 1990 1994
1991
1992
1993
ÜJ
Yukarıdaki grafikte Türkiye'de cinsiyete göre ölüm oranlarının 1990 - 1994 yılları arasındaki gidişi verilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi grafikten rılabilecek bir sonuç değildir?
çıka-
A) Erkeklerin ölüm oranında sürekli artış olmuştur. B) Kadın ölüm oranında 1994'te azalma olmuştur. C) Erkeklerdeki ölüm oranının en fazla olduğu yıl 1994 tür. D) Her iki cinste de ölüm oranları arasındaki farkın en fazla olduğu yıl 1994'tür. E) Kadın ölüm oranındaki azalma kadın sayısının artmasına neden olmuştur.
Yukarıdaki grafikte "A" nüfus artış hızını "B", ise doğurganlık oranlarını ifade etmektedir. Grafikler için yapılacak aşağıdaki yorumlardan hangisi vanlıştır? A) B) C) D) E)
II. bölge dışarıya göç vermektedir. I. bölge, II. bölgeye göre daha gelişmiştir. I. bölge dışarıdan göç almaktadır. II. bölgenin kırsal karakteri daha ağır basmaktadır. I. bölgedeki iş imkanları daha kısıtlıdır.
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
60-
0/ /o
Doğurganlık oranı %
Milyon kişi
i
9.
11.
i, 60-■
-- 5
7-6-5-4-.
50-■
-- 4
40-■
3-■
-- 3
30-•
-- 2
20-■
2--
n «4.
10-- ■ 1
1
0--
0
0
Kent |
Köy
|:
Yukarıda üç bölgemize göre üretim oranları verilen tarım ürünü aşağıdakilerden hangisidir?
Doğurganlık
Nüfus
A) Turunçgiller C) Susam E) B) Zeytin D) İncir Sığla Yağı
Yukarıdaki grafik bir bölgenin kırsal ve kentsel nüfus miktarı ile doğurganlık oranlarını göstermektedir. Grafiğe göre, 12.
I. Kent nüfusu kır nüfusundan fazladır. II.
Kırdaki doğum oranı daha fazladır.
III.
Kırsal kesimdeki tarım topraklarının verimi
Aşağıda bazı tarım ürünü ve en çok yetiştirildiği bölge ile ilgili yapılan eşleştirmelerden hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
düşüktür. IV. Kent ve kırda yaşayan toplam nüfus 10 milyondan fazladır.
İncir - Ege Bölgesi Soya Fasulyesi - Akdeniz Bölgesi Muz - Akdeniz Bölgesi Üzüm - İç Anadolu Bölgesi Kırmızı Mercimek - Güneydoğu Anadolu Bölgesi
gibi yapılan yorumlardan hangileri doğru olamaz? A) I ve II
B) I IHvel V D) I II ve IV
Ollvelll E) I ve III
13. Aşağıdaki tabloda bir bölgede verilen hayvan sayısı ve et üretimi verilmiştir.
V
B ö l
geier
III 6--
IV
Hayvan türü
Sayısı (Bin)
Et Üretimi (ton)
Sığır
2000
261000
Manda
100
14000
Koyun
15360
147000
Kıl keçisi
1200
18000
Tiftik keçisi
150
3500
5-4--
: Nüfus artış oranı
□ : Doğurganlık oranı
3--
Yukarıda beş bölgenin nüfus artış 1-oranları ile 0 doğurganlık oranlarının gösterildiği grafikte kaç numaralı bölge Marmara Bölgesi'ne ait olabilir? 2--
10.
A)
B) IV
C) III
D) II
E) I
Kesilen Hayvan
Tablodaki bilgilere dayanarak bu bölge ile ilgili aşağıdaki yargılardan hangisine ulaşılamaz? En fazla et üretimi sığırdan yapılmıştır. Et verimi en fazla olan hayvan türü Manda'dır. En fazla kesimi yapılan koyundur. Et üretiminin en az olduğu hayvan türü tiftik keçisinden sonra kıl keçisidir. E) Küçükbaş hayvan kesimi büyükbaş hayvan kesiminden fazladır. A) B) C) D)
-COGRAFYA-
14.
Yukarıdaki haritada işaretli alanlarda yetişen hayvan türleri aşağıdakilerden hangisinde doğru verilmiştir?
A ) B ) C ) D ) E )
Tiftik keçisi
Koyun
Kıl keçisi
Sığır
Sığır
Kıl keçisi
İpek böcekçiliği
Sığır
Tiftik keçisi
Kıl keçisi
Sığır
Kıl keçisi
Koyun
Koyun
Sığır
£2
'ü a; aı
15. } co a.
Q
Ortak Pazar (Avrupa Topluluğu Ülkeleri) Ortak Pazar (Avrupa Topluluğu Ülkeleri) İngiltere ■i >-
Almanya
5
Diğerleri
yj
61
16. Doğu Anadolu Bölgesinin doğal koşulları düşünüldüğünde, I.
Yükselti
II.
İklim koşulları
III. Yüzölçüm gibi faktörlerden hangileri ulaşımı güçleştirici etkide bulunmaz? B) Yalnız III A) I ve I I I C) II ve I I I D) I v e l l E) Yalnız I
17.Aşağıdakilerden hangisi Karadeniz Bölgesi'nin yerşekillerinin engebeli olmasının sonuçları arasında yer almaz? A) B) C) D) E)
Tarım alanlarının az olması Ulaşımın güçolması Tarımda makine kullanımının zor olması Yer altı kaynaklarının zengin olması Tarımsal nüfus yoğunluğun fazla olması
islam Ülkeleri
İHRACAT(1991)
İTHALAT(1991)
Yukarıdaki grafiklerde Türkiye'nin 1991 yılında çeşitli ülkelerle yaptığı ticaretin ithalat ve ihracata göre oranları gösterilmiştir. Aşağıdakilerden hangisi çıkarılabilecek bir sonuçtur?
grafiklerden
A) Türkiye'nin dış satımında en fazla paya İslam ülkeleri sahiptir. B) Türkiye daha çok sanayi ürünleri satmaktadır. C) Hem dış satım hem de dış alımda en fazla paya sahip ülke Almanya'dır. D) Türkiye dış ticaretinden en önemli pay ortak pazar ülkelerine aittir. E) İslam ülkeleri ile yaptığımız dış alım giderek azalmaktadır.
18. Karadeniz Bölgesinde dağınıkolmasında,
kır yerleşmelerinin
I. Yağışın bol olması II.
Yerşekilerinin engebeli olması
III. Su kaynaklarının bol olması IV. Falezlerin yaygın olması V. Tarım alanlarının parçalı olması gibi faktörlerden hangisinin etkisi voktur? A)V B ) IV
C)
D) II
E) I
62-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
19. Aşağıdaki ürün çiftlerinden hangisi Doğu Karadeniz Bölümü halkı için en fazla gelir sağlar? A) B) C) D) E)
24. Marmara Bölgesinin ülke ekonomisine katkısı, I. Endüstride II.
Çay-Mısır Buğday - Üzüm Fındık-Çay Fındtk - Zeytin Çay - Turunçgiller
Ticarette
III. Madencilikte IV. Turizmde V. Ulaşımda gibi alanlardan hangisinde en azdır?
20. Aşağıda Karadeniz Bölgesi'nde bir yöre ve burada bulunan sanayi kuruluşu ile ilgili yapılan eşleştirmelerden hangisi vanlıstır? A) B) C) D) E)
A)l
B) II
C) III
D) IV
E) V
Sigara Fabrikası - Samsun Kağıt Fabrikası - Giresun (Aksu) Şeker Fabrikası - Turhal Çay Fabrikası - Rize Şeker Fabrikası - Rize 25. Ege kıyılarında kuzeye gidildikçe sıcaklık neden azalır?
21.
I. Merzifon II. Turhal III. Düzce IV. Altınbaşak V. Bafra Yukarıdakilerden hangisi ovalarından değildir? B) II
C)
A) Sapanca C) İznik E) Manyas
o ço ıu
Yerşekillerinden dolayı Enlemin etkisinden dolayı Yükseltinin artmasından dolayı Dağların uzanış doğrultularından dolayı Kıyı şekillerinden dolayı
Karadeniz Bölgesi
D) IV
22. Aşağıdaki göllerden Bölgesinde yer almaz?
A) B) C) D) E)
E)V
hangisi
26.Aşağıda verilen tarım ürünleri çiftlerinden hangisinin üretiminde Ege Bölgesi ilk sırada yer almaz? Marmara
B) Bafa D) Ulubat
A) B) C) D) E)
İncir-Zeytin Haşhaş - Tütün Tütün - Zeytin Üzüm - İncir Susam - Turunçgiller
23. Aşağıda Marmara Bölgesinde yer alan bir merkez ve burada çıkarılan maden eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır? A) B) C) D) E)
Bor mineralleri - Susurluk Linyit - Çanakkale Volfram - Uludağ Mermer - Bilecik Alüminyum - Bursa
27. Aşağıdaki geçitlerden hangisi Göller Yöresini Antalya'ya bağlayan geçittir? A) Çubuk B) Kop D) Sertavul C) Belen E) Gülek
63
-COĞRAFYA-
32.
28. Aşağıdaki göllerden hangisi Göller Yöresinde yer almaz? A) B) C) D) E)
!. Hekimhan - Demir II.
Keban - Civa
III. Guleman - krom
Beyşehir Gölü EğirdirGölü Acıgöl BurdurGölü NazikGölü
IV. Elbistan - Linyit Ergani - Bakır
V.
Yukarıdaki Yukarı Fırat Bölümünde yer alan bir yör e v e bur a da ye r al a n m a de n eşleştirmelerinden yanlış olanı hangisidir? A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V
33. Aşağıdaki volkanik dağlardan hangisi Doğu Anadolu Bölgesinde bulunmaz? 29. Yetişme koşulları içinde yaz yağışları isteyen bir tarım ürünü yetişmesi için en uygun yöreyi aşağıdaki bölgelerden hangisinde bulabilir?
A)Tendürek C) Nemrut E) Melendiz
B) Süphan
A) Akdeniz B) C) D) E)
Karadeniz DoğuAnadolu Ege İçAnadolu
34. Aşağıdaki göllerden hangisinin oluşumu ile Tuz Gölü'nün oluşumu aynıdır? o
A) Mogan Gölü C) Bafa Gölü E) UlubatGölü
B) Tortum Gölü D) Van
■|
İU
30. Aşağıdakilerden hangisi Güneydoğu Anadolu Bölgesin'de yer alan B) Suruç bir ova degildir? D) Tefenni A) Harran C) Altınbaşak E) Ceylanpınar
31. Aşağıdaki ürünlerin hangilerinin üretiminde Güneydoğu Anadolu Bölgesi ilk sırada yer alır? A) B) C) D) E)
Üzüm - Mercimek Tütün - Zeytin Mercimek - Antep Fıstığı Pamuk-Antep Fıstığı Zeytin - Mercimek
1.D
CEVAP ANAHTARI p E 3. A
4. D
5. C
6. E
7.
8. E
9. B
10 E
11 B .
12 D .
13. D
14 C
15 D .
16 B
17. D
18 B
19 C .
20 E
21. D
22 B
23 E .
24 C .
25. B
26 E
27 A
28 E
29. C
30 D
31 C .
32 B
33. E
34 E
64-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
TEÎVÎEL YURTTÂŞLIK BfLGlSl | Ç«krmşSoruiarveAynntJİıÇözümleri3 1. Ara seçim ne demektir? (2004 KPSS) TBMM'nin yetkilerinden olan savaş ilanı ve silahlı kuvvet kullanılmasına izin verilmesi yetkilerinin, bir TBMM kararı ile kullanılması gerekir. Silahlı kuvvet kullanılmasına derhal karar verilmesinin kaçınılmaz olduğu durumlarda Cumhurbaşkanı da, silah kullanılmasına karar verebilir.
A) TBMM'nin seçim dönemi dolmadan kendi seçimlerinin yenilenmesine karar verilmesi halinde yapıian seçimdir. B) İki genel seçim arasında boşalan mületvekillikleri için yapılan seçimdir. C) İki milletvekili genel seçimi arasında yapılan yerel seçimdir. D) Savaş haü nedeniyle bir yıl geriye bırakılan milletvekili seçimidir. E) Cumhurbaşkanının TBMM seçimlerinin y9niİ9nmesine karar vermesi halinde yapılan seçimdir.
(Cevap B)
2S O <0
Ara seçim: İki milletvekili genel seçimi arasında ' Ö TBMM üyelerinden boşalan yerlerin amacıyla boş doldurulması g seçimdir. üyeli seçim bölgelerinde yapılan fi (Cevap B)
1982 anayasasına göre bir kimsenin belediye başkanı adayı olup olamayacağı konusundaki itirazları inceleyip kesin olarak karara bağlayan merci aşağıdakilerden hangisidir? (2004 KPSS)
A) Vali B) C) D) E)
Danıştay Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Devlet Denetleme Kurumu (DDK)
ÇÖZÜM:
2. 1982 anayasasına göre savaş hali ilanına ve Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesine izin verme yetkisi TBMM'ye aittir. Ancak TBMM tatildeyken veya ara vermedeyken ülkenin ani silahlı saldırıya uğraması durumunda silahlı kuvvetlerin kullanılmasına derhal karar verilmesi kaçınılmaz olabilir. Bu gibi durumda kararı hangi merci verir? (2004 KPSS) A) B) C) D) E)
TBMM Başkanı Cumhurbaşkanı Başbakan Bakanlar Kurulu Genel Kurmay Başkanı
Bir kişinin belediye başkanlığıyla ilgili itirazları inceleyip karara bağlayan merci Yüksek Seçim Kurulu (YSK)'dur. (Cevap D)
4. 1982 Anayasası'na göre açık olan bakanlıklarla izinli veya özürlü bakanlara aşağıdakilerin hangisi geçici olarak vekalet eder? (2004 KPSS) A) B) C) D) E)
TBMM Başkan Vekili Bakanlık Müsteşarı BaşbakanlıkMüsteşarı Cumhurbaşkanı Genel Sekreteri Bakanlardan biri
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ-
1982 Anayasası'na göre bakan, izinli ve özürlü bulunan bir başka bakana vekalet edebilir. Ancak bir bakanın aynı anda birden fazla bakana vekalet etmesi mümkün değildir. Bakan vekalet ettiği bakana aittüm yetkileri kullanabilir. (AY. Md. 113/2 ) (İdare Hukuku, Prof. Dr. Metin GÜNDAY) (Cevap E)
5. Aşağıdakilerden hangisi Türk parlamenter sisteminin özelliklerinden birisidir? (2004 KPSS) Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi Yürütmenin yasama organını istediği zaman feshedebilmesi C) Parlamentonun iki meclisli olması D) Cumhurbaşkanının bütün işlerinin yargı denetimine tabi olması E) Hükümetin partamentoya karşı sorumlu olması
65
Dilekçe hakkı ile ifade edilen aşağıdakilerden hangisidir? (2004 KPSS) Vatandaşların kendileriyle ilgili dilek ve şikayetleri hakkmda yetkili makamlara ve TBMM'ye yazı ile başvurma hakkı B) Vatandaşların ilgili mahkemelerde dava açabilme hakkı C) Aleyhinde karar alınan bir kişinin düzeltme istemiyle yazılı olarak yetkili mercie başvurabilmesi D) Vatandaşların mahkemede dava açabilme hakkı E) Vatandaşların doğrudan Anayasa Mahkemesine başvurabilmesi A)
A) B)
Türk parlamenter sistemi içinde Cumhurbaşkanı halk § tarafından değil TBMM tarafından seçilir. Cumhurbaşkanı TBMM üye tamsayısının üçte iki çoğunluğu ile ve gizli oyla seçilir. (Cevap E):
Dilekçe hakkı MADDE 74. - (Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Vatandaşlar ve karşılıklılık esası gözetilmek kaydıyla Türkiye'de ikamet eden yabancılar kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında, yetkili makamlara ve Türkiye Büyük Millet Meclisine yazı ile başvurma hakkına sahiptir. (Değişik: 3.10.2001-4709/26 md.) Kendileriyle ilgili başvurmaların sonucu, gecikmeksizin dilekçe sahiplerine yazılı olarak bildirilir. Bu hakkın kullanılma biçimi kanunla düzenlenir. (Cevap A)
6. 1982 Anayasası'na göre savaş, seferberlik, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde milletlerarası hukuktan doğan yükümlülükler ihlal edilmemek kaydıyla aşağıdaki temel hak ve hürriyetlerden hangisinin kullanılması durdurulamaz? (2004 KPSS) A) B) C) D) E)
Yerleşme ve seyahat hürriyeti Haberleşme hürriyeti Vicdan hürriyeti Basın hürriyeti Dernek kurma hürriyeti
8. I. Başbakan II. Bakanlar III. TBMM Başkanlık Divanı Üyeleri
ÇÖ2ÜM:
IV. Bakanlık Müsteşarları ve Müsteşar Yardımcıları
1982 Anayasası'na göre savaş, seferberlik, sıkıyönetim ya da olağanüstü durumlarda uluslar arası hukuki yükümlülükler ihlal edilmemek koşuluyla yalnızca vicdan hürriyeti engellenemez.
V. Sayıştay Başkan Vekilleri
(Cevap C)
Anayasa Mahkemesi yukarıdakilerden hangilerini Yüce Divan sıfatıyla yargılar? (2005 KPSS) A) I-II-V D) Ill-V
B) II-III-IVC) IV E) III-IV-V
66-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanı'nı, Bakanlar Kurulu Üyelerini, Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay, Askerî Yargıtay, Askerî Yüksek İdare Mahkemesi Başkan ve üyelerini, Başsavcılarını, Cumhuriyet Başsavcıvekilini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ve Sayıştay Başkan ve üyelerini görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divan sıfatıyla yargılar. (Cevap A)
9. Siyasi partilerle ilgili aşağıdaki bilgilerden hangisi doğrudur? (2005 KPSS) A) Yüksek Öğretim üyelerinin siyasi partiye üye olabilmesi ancak kanunla düzenlenir. B) Siyasi partiler İçişJerî Bakanlığı ve Adalet Bakanlığından izin alınarak kurulur. C) Devlet memurları merkez, il ve ilçe teşkilatlarında yönetici olmamak şartıyla siyasi partilere üye olabilirler. D) Siyasi partiler devletten hiçbir ad altında mali yardım alamaz. E) Vatandaşların siyasi parti üyesi olabilmeleri için 30 yaşını doldurmaları gerekir. (Cevap A)
Milletvekilliğinin düşmesi Anayasa'nın maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre;
84.
İstifa eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesi, istifanın geçerli olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlık Divanınca tespit edildikten sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunca kararlaştırılır. Milletvekilliğinin kesin hüküm giyme veya kısıtlanma halinde düşmesi, bu husustaki kesin mahkeme kararının Genel Kurula bildirilmesiyle olur. 82'nci madd9y9 göre milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev V9ya hizmeti sürdürmekte ısrar eden milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesine, yetkili komisyonun bu durumu tespit ed9n raporu üzerine Genel Kurul gizli oyla karar verir. Meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toptam beş birleşim günü katılmayan milletvekilinin milletvekilliğinin düşmesin9, durumun Meclis Başkanlık Divanınca tespit edilmesi üzerine, Genel Kurulca üye tamsayısının salt çoğunluğunun oyuyla karar verilebilir. Partisinin temelli kapatılmasına beyan ve eylemleriyle sebep olduğu Anayasa Mahkemesinin temelli kapatmaya ilişkin kesin kararında belirtilen milletvekilinin milletvekilliği, bu kararın Resmî Gazetede gerekçeli olarak yayımlandığı tarihte sona erer. Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı bu kararın gereğini derhal yerine getirip Genel Kurula bilgi sunar. (Cevap A)
10. Bir milletvekilinin, TBMM genel kurulunda oylama yapılmasına gerek kalmadan, kararın genel kurula geldiğinde milletvekilliğinin düşmesi aşağıdaki durumlardan hangisiyle olur? (2005 KPSS) A) Milletvekillinin kesin hüküm giymesi B) Milletvekilinin istifa etmesi C) Milletvekilinin milletvekilliğiyle bağdaşmayan bir görev veya hizmeti sürdürmekte ısrar etmesi D) Milletvekilinin meclis çalışmalarına özürsüz veya izinsiz olarak bir ay içerisinde toplam b9ş birleşim günü katılmaması E) Milletvekilinin parti değiştirmesi
11.1982 Anayasas ı ile aşa ğıdak i Ata türk devrimlerinden hangisi kanunla alınmamıştır? (2005 KPSS) A) B) C) D) E)
Şapka Kanunu Yeni Türk Alfabesinin Kabulü Tevhid-i Tedrisat Kanunu T9kke V9 Zaviyelerin kapatılması Osmanlı Hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılması
-TEMEL YURTTAŞLIK BİLGİSİ
67
13. Aşağıdakilerden hangisi Türkiye'de uygu lanmakta olan p arlament er hü kü met sistemin in özelliklerinden biri degildir? (2005 KPSS)
f&M&Ms I. İnkılâp kanunlarının korunması MADDE 174. - Anayasanın hiçbir hükmü, Türk toplumunu çağdaş uygarlık seviyesinin üstüne çıkarma ve Türkiye Cumhuriyetinin lâiklik niteliğini koruma amacını güden, aşağıda gösterilen inkılâp kanunlarının, Anayasanın halkoyu ile kabul edildiği tarihte yürürlükte bulunan hükümlerinin, Anayasaya aykırı olduğu şeklinde anlaşılamaz ve yorumlanamaz:
A)
1. 3 Mart 1340 tarihli ve 430 sayılı Tevhidi Tedrisat Kanunu;
D)
B) C)
E)
2. 25 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 671 sayılı Şapka iktisâsı Hakkında Kanun;
Doğrudan halk tarafından seçilen bir parlamento bulunması Hükümetin parlamentodan güvenoyu alma zorunluluğu olması Belli koşullar altında cumhurbaşkanının parlamento seçimlerini yenileme imkanının olması Parlamentonun çeşitli hukuki araçlarla hükümeti denetleyebilmesi ve düşürebilmesi P arl am entonun i ki turl u bir s eçim sis temiyl e oluşması (Cevap E)
3. 30 Teşrinisâni 1341 tarihli ve 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Seddine ve Türbedarlıklar ile Bir Takım Unvanlann Men ve ilgasına Dair Kanun; 4. 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı Türk Kanunu Medenisiyle kabul edilen, evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına dair medenî nikâh esası ile aynı kanunun 110'uncu maddesi hükmü;
14. 2004 yılında yapılmış olan anayasa değişikliğine göre TBMM aşağıdakilerden hangisine yetkili degildir? (2005 KPSS)
5. 20 Mayıs 1928 tarihli ve 1288 sayılı Beynelmilel •§ Erkamın Kabulü Hakkında Kanun; g Q
6. 1 Teş ri ni s âni 1928 tari hl i v e 1353 s ay ılı Türk ■ 8. 3 Kânunuevv el 1934 tarihli ve 2596 s ayılı B azı Kisvelerin Giyilemeyeceğine Dair Kanun.
A) B) C) D) E)
Savaş ilanına karar vermek Para basımına karar vermek Bütçe ve kesin hesap kanun tasarılarını görüşmek ve kabul etmek Meclis üye tamsayısının 3/5 çoğunluğuyla genel ve özel af ilanına karar vermek Mahkemeler tarafından verilip kesinleşen ölüm cezalarının yerine getirilmesine karar vermek
Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin kuruluşuna ilişkin Anayasa'nın 143. maddesi yürürlükten kaldırıldı. (Mülga: 7.5.2004-5170/9 md.)
Anayasa'nın 10. maddesinde yapılan değişiklikle, kadın ve erkeğin eşit haklara sahip olduğuna ilişkin maddeye 'Devlet, kadınların ve erkeklerin eşitliğinin yaşama geçmesini sağlamakla yükümlüdür' fıkrası da eklendi. Ölüm cezası, Anayasa'dan tamamen çıkarıldı. Bu amaçla; 15, 17, 38 ve 87. maddelerde değişiklik yapıldı. 'Ölüm cezası' ibaresi ile buna day anak ol uş turan c üml el er bu m addel erden ayıklandı. 13 numaralı ek protokolün idam cezasını tamamen kaldırmasını öngörmesi nedeniyle, '...ölüm cezasının infazı' ibaresi, 15. maddeden çıkarıldı. Ölüm cezasının kaldırılması nedeniyle 'Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı' başlıklı 17. maddede de değişikliğe gidildi ve 'Sıkıyönetim veya olağanüstü hallerde yetkili merciin verdiği emirlerin uygulanması' durumunda da yaşam hakkına dok unul am ay ac ağı hük m ü m eti nden ç ık arıl dı. Böylece, 'Ölüm cezasının yerine getirilmesi hali' dışında tüm istisnalar korunmuş oldu.
(Cevap B)
(Cevap E)
(Cevap E)
12. 2004 yılında kaldırılan mahkeme aşağıdakilerden hangisidir? (2005 KPSS) A) B) C) D) E)
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi Devlet Güvenlik Mahkemesi Yargıtay Danıştay Sayıştay
68-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGİSİ-
15. Aşağıdakilerden hangisi halkoylamasına sunulan kanunlar arasında yer alır? (2005 KPSS) A) B) C) D) E)
Bütçe Kanunları Yeni bakanlıkların kurulması hakkında kanun Türkiye'nin milletlerarası kuruluşlara üye olmasına yönelik kanunlar Anayasayı değiştiren ve TBMM'de 3/5 - 2/3 arasında bir çoğunlukla kabul edilen kanunlar Temel hak ve hürriyetlere ilişkin milletlerarası antlaşmaların onaylanması hakkında kanun
Anayasayı değiştiren ve TBMM'de 3/5 - 2/3 arasmda bir çoğunlukla kabul edilen kanunlar cumhurbaşkanı tarafından halkoyuna sunulur. (Cevap D)
z. o >Ü3
69
-GÜNCEL: TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI-
GUNCEL | Türkiye'nin Sosyo-Ekonomik Yaprsına Genel Bakrş (EKONOMI) 2 IKTISADI GELIŞMELER
önşartlar hazırlanmış ve 1981 yılındaki bir kanun ile Sermaye Piyasası Kurulu oluşturulmuştur. Bu önlemlere paralel olarak, bankacılık hizmetleri modernleştirilmiş ve uluslararası işlemlerin daha da hızlandırılabilmesi için, gerekli yasal düzenlemeler yapılmıştır. Sanayileşme politikasının vazgeçilmez ön şartlarından olan ulaştırma ve haberleşme hizmetlerinin iyileştirilmesi konusuna ise özel bir önem verilmiştir.
Türkiye'de 1963 yılından itibaren uygulanan beşer yıllık planlı dönemler boyunca, "yüksek büyüme hızları" ve "sanayileşme yönünde yapısal değişim" temel hedefler olarak alınmıştır. Benimsenen sanayileşme stratejileri ve izlenen ekonomik politikalar, 1980 öncesi ve sonrası dönemlerde büyük bir farklılık gösterir. 24 Ocak 1980 Ekonomik İstikrar Programı ve devamında izlenen politikalarla para, maliye, dış ticaret ve döviz kuru politikalarında radikal değişikükler yapılmış ve "ithal ikamesine dayalı-iç piyasaya yönelik" sanayileşme yerine "ihracata dayalı-dışa yönelik' sanayileşme yönünde bir dönüşüm gerçekleştirilmeye başlanmıştır.
İIİİİİİ lÖzelleştirmenin altın yılı
CARİ FİYATLARLA GSMH VE KİŞİ BAŞINA GSMH İM Q
2000
2001
2002
2003
2004
GSMH (Milyon S)
201.439 148.215
180.892
239.235
299.475
Kişi Başına GSMH (S)
2.965
2.123
2.598
3.383
4.172
Büyüme Oranı
6,3
-9,5
7,8
5,9
9,9
Kaynak: Türkiye istatistik Kurumu
1980 sonrası dönemde, sanayi kesiminin desteklenmesi üretim aşamasında yoğunlaştırılmış ve yabancı sermaye teşvikleri artırılmıştır. Yatırım malları içinde, karayolu taşıtları, elektriksiz makineler ve madeni eşya üretimi ilk sıralarda yer alırken, ara malları üretiminde ise petrol ve demirçelik ürünleri en fazla paya sahip olmuşlardır. Ayrıca ara ve yatırım malları ithalatı önemli ölçüde kolaylaştırılmıştır. Böylece sanayinin ihtiyacı olan yeni teknolojiler ve modern pazarlama yöntemlerinin ülke içindeki kullanımı yaygmlaştırılmıştır. Özellikle 1980'li yılların ikinci yarısından itibaren, hükümetler sanayi sektöründe altyapı yatmmlarını hızlandırmak ve daha iyi şartlarla kaynak ihtiyacını karşılayabilmek için, "yap-işlet-devret" modelini devreye sokmuşlardır. Sermaye piyasasına yönelik olarak ise, önceükle küçük tasarrufların sanayiye yönlendirilmesini sağlamak amacıyla gerekli
05
a.
Q UJ >
; (Türkiye 2005 yılını Cumhuriyet tarihinin en büyükj lözelleştirmelerini gerçekleştirerek kapattı. Tüpraşj JTelekom, Erdemir gibi özelleştirmeler hem tartışma| lyarattı hem de yabancı sermayenin Türkiye'ye olan| igüvenini kanıtladı. Özelleştirme geliri 2005 yılında 16| imilyar doları geçti. I jBankacılık sektöründe birleşme ve devralmalarlaj jhareketli bir dönem yaşandı. Ekonomideki olumlul Igelişmeler, yatırım ortamında sağlanan iyileşme ve AB ilej |müzakerelerin başlaması, yabancı yatırımcıların Türki |bankalarına yönelik ilgisini artırdı. | [Konut kredisi faizindeki ciddi düşüşler, deprem ve| (ekonomik kriz nedeniyle durgun olan emlak piyasasınıl îcanlandırdı. Konut kredilerinde uzun vadeli uygun koşullul Ikredi imkanı sağlayacak Mortgage yasa taslağı da| JMeclis'e sunuldu. Yasa, 2006 yılında uygulamayal jkonulacak. | |Büyüme rekor kırdı enflasyon şaşırttı | |Mali disiplinin büyük oranda korunduğu 2005 yılındaj isürdürülebilir büyüme ortamı da yakalandı. Büyümedekii ibu gelişme istihdama yansımadı. Resmi işsiz sayısı 2| |milyon 400 bini geçti. Uygulanan ekonomik programi Isayesinde enflasyon yüzde 10'un altına indi. i İEkonomide kaydedilen olumlu sonuçlar piyasada da| letkisini gösterdi. Borsa, 2005 yılının son gününde 40 binl |puanı geçerek yeni bir tarihi zirve rekoruna imza attı. Faizi jilk kez yüzde 13 seviyelerine kadar indi. Döviz YTLİ ikarşısında tutunamadı. Merkez Bankası kurdaki!
ioynakhğa karşı zaman zaman dövize alım yönündel jmüdahale etti. | l Dünya ekonomisi petrol fiyatlarındaki dalgalanmaları j jtakip ederken ham petrolün varil fiyatı 70 doları da| | geçerek rekor kırdı. I
70-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Önemli bir bölümü 1980 yılında başlatılan ve ihracata yönelik düzenlemelerle birlikte döviz kazandırıcı faaliyetleri teşvik eden önlemler, sanayinin rekabet gücü kazanması ve ihracatın artırılması yönünde büyük katkılar sağlamıştır. Türkiye'de açılmış bulunan serbest bölgeler ve ulusiararası fuarlar ise Türk sanayinin gelişmesi ve dünya pazarlarıyla bütünleşmesi yönünde oldukça etkili olmuşlardır. Sanayi kesiminin gelişmesine yönelik olarak gösterilen bütün bu gayretler sonucunda, Türkiye'nin toplam ihracatında sanayi ürünlerinin payı, 1980-1998 yılları arasında %36'dan %77.4 seviyesine yükselmiştir. Sanayi sektöründeki büyümenin esas kaynağı, öze! sektörün yatırımları ve dinamizmidir. Son yıllarda mevcut sanayi yapısının iyileştirilmesi çalışmalarına paralel olarak, kamu kesiminin yürüttüğü iktisadi faaliyetlerin özelleştirilmesi çalışmalarına hız verilmiştir. Kamu kesiminin sanayi üretimine yönelik olarak yaptığı yatırımlar da azalmıştır. Ayrıca Türk özel sektörü tarafından yürütülen AraştırmaGeliştirme (AR-GE) faaliyetleri, 199O'lı yılların ortasından itibaren devlet tarafından sistemli bir şekilde desteklenmeye başlanmıştır. Ayrıca 1995 yılında AR-GE faaliyetlerinin devlet yardımlarıyla desteklenmesine ilişkin mevzuat yürürlüğe girmiştir. Dünya pazarları ile bütünleşme yönünde yürütülen çalışmalar bütün hızıyla devam etmektedir. Türk sanayi, elde ettiği tecrübe ve birikimlerle Ortadoğu, İslam ülkeleri ve 1990 sonrası dönemde bağımsızlığını kazanmış Orta Asya Cumhuriyetleri başta olmak üzere tüm dünya ülkelerinde yapılmakta olan ortak yatırımları üstlenebilecek ve yönlendirebilecek bir seviyeye ulaşmıştır. Ülkede özellikle 1980'li yılların başından itibaren altyapı maliyetlerini azaltmak ve sınai faaliyetlerin çevreye zarar vermesini önlemek amacıyla, organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi sitelerinin kurulması ve ülke genelinde yaygınlaştırılması fikri, giderek daha fazla destek görmektedir. Avrupa Birliği ve Türkiye arasında 1996 yılından itibaren yürürlüğe giren Gümrük Birliği Anla şması sonucunda daha ucuz ve kolay bir şekilde ithal edilebilen ara ve yatırım malları, sanayi kesiminde yapılan üretim kalitesini yükseltmektedir. Bu reformlar özel sektörün dinamizminin artırılmasına önemli katkılar sağlamış ve Türk ekonomisinin iç ve dış etkilere karşı uyum yeteneğini artırmıştır. Böylece, son yıllardaki endüstriyel büyümenin kaynağını özel sektörün yatırımları ve dinamizmi oluşturmuştur. Sonuçta, ekonomik krizlerin olduğu yıllar dışında, 2000
yılına kadar sanayi büyük bir gelişme göstermiştir. Sanayi katma değerinde, ihracat hacminde ve ihracat içerisinde imalât sanayinin payında önemli artışlar olmuştur. Sanayi katma değerinde ortalama yıllık büyüme oranı 1980-90 döneminde % 6,6, 1990-2000 döneminde ise % 4,2 olarak gerçekleşmiştir. Bu oran 2001 yılında % -7,5, 2002 yılında ise % 9,4 olarak gerçekleşmiştir. Sanayinin GSMH içindeki payı 1980'de % 18,3 iken, 2000 yılında % 23'e, 2002 yılında ise yüzde 25,6'ya ulaşmıştır. İmalât sanayi üretimi, 19801990 döneminde yıllık ortalama % 7,1, 1990-2000 döneminde ise % 4,2 artış göstermiştir. Bu oran 2001 yılında % -9,5, 2002 yılında ise % 10,9 olarak gerçekleşmiştir. Sanayideki büyümenin en önemli yansıması dış ticarette gözlenmiştir. Toplam ihracat 1980'den sonra hızlı artış göstermiş; 1980 yılında 2,9 milyar ABD Dolarından, 2000 yılında 27,8 milyar ABD Doları, 2002 yılında ise 35,8 milyar ABD Doları seviyesine ulaşmıştır. Sanayi mallarının ihracat içerisindeki önemi artmış ve imalât sanayii mallarının toplam ihracat içerisindeki payı 2000 yılında 25,3 milyar ABD Doları ile % 91'e, 2002 yılında ise 33,3 milyar ABD Doları ile % 93'e ulaşmıştır. Ekonomideki büyümenin bir sonucu olarak, ithal edilen yatırım ve ara mallarının hacmi de artmıştır. Toplam ithalât 1980 yılında 7,5 milyar ABD Doları iken, hızlı bir artışla 2000 yılında 54,5 milyar ABD Dolarına ulaşmış, 2002 yılında ise 51,3 milyar ABD Doları olarak gerçekleşmiştir. İmalât sanayii ithalâtı ise 2000 yılında 45 milyar ABD Dolarına ulaşarak, toplam ithalâtın % 82,6'sını oluşturmuştur. Bu değerler 2002 yılında sırasıyla 41,9 milyar ABD Doları ve % 81,7 olmuştur. Sanayileşme süreci etkisini istihdam yapısı üzerinde de göstermiştir. Toplam istihdam, 2000 yılında 21,7 milyona ulaşmış ve istihdam içerisinde sanayinin payı 1980 yılında % 11,6'dan, 1990 yılında % 15,6'ya ve 2000 yılında da % 17,8'e yükselmiştir. 2002 yılında ise ortalama 20,3 milyon olarak gerçekleşen istihdamın % 19,5'i sanayi sektöründe gerçekleşmiştir. Türkiye ekonomisi, 2001 yılında karşı karşıya kaldığı finansal krizin ardından hızlı bir toparlanma sürecine girmiş ve geçen dört yıllık sürede uzun dönem eğilimini yeniden yakalamıştır. Yaşanılan kriz ertesinde sürdürülebilir büyüme kavramı ülke gündemine alınmış ve bunun başarılabilmesi için öncelikle enflasyonun kalıcı olarak düşürülmesi gerekliliği kabul görmüştür. Geride bırakılan dört yıllık süre zarfında, enflasyonun düşmesi fiyat belirsizliğini azaltmış ve kontratlarda vadelerin
-GÜNCEL: TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI-
uzaması yoluyla da iç talebi artırmıştır. Ekonomik programın kararlılıkla uygulanması, güven ortamının ve dolayısıyla da makroekonomik istikrarın yeniden tesis edilmesinde büyük rol oynamıştır. Türkiye genelinde işsiz sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre % 3 (62 bin kişi) artarak 2 miiyon 390 bin kişi olmuştur. Türkiye genelinde işsizlik oranı % 9.5, tarım dışı sektörlerde işsizlik oranı ise %14 olarak tahmin edilmiştir. Geçen yılın aynı döneminde ise bu oranlar, sırasıyla % 9.4 ve % 14.2 olarak hesaplanmıştı. Söz konusu dönemde kayıt dışı istihdam oranı ise %55.4'e çıkmıştır. 2002 ve 2003 yıllarından sonra 2004 yılında da enflasyon hedeflerine ulaşılmış ve enflasyon %9.3 ile hedeflenenin 2.7 puan altında kalmıştır. Uygulanan sıkı para ve maliye politikaları neticesinde, ekonomide güven artışı sağlanmış ve bu sayede enflasyon bekleyişleri başarılı bir şekilde yönetilmiştir.
TÜRKİYE'NİN KAYITDIŞI EKONOMİ SORUNU Kayıt dışı ekonomi, Türkiye ekonomisinin en ciddi sorunlarından biri olmaya devam etmektedir. Türkiye'de kayıt dışılığın büyüklüğünü %15 düzeyindeki OECD ortalamasının oldukça üzerinde yer almaktadır. Türkiye'deki vergi sistemi ve idari ve bürokratik altyapı, kayıt dışı ekonomi için uygun zemini yaratmaktadır.
SANAYİ Ülkemizin bazı sanayi dalları ile ilgili çeşitli bilgiler aşağıdasunulmuştur.
Tekstil ve Konfeksiyon Sanayi: Türk tekstil ve konfeksiyon sanayi, ülke kalkınmasında lokomotif görevi yapan önemli bir yere sahiptir. Dünya pamuk üretiminde altıncı sırada bulunan Türkiye, tekstil ve konfeksiyon konusunda da dünyanın önemli üreticileri arasında yer almaktadır. Sektör üretiminin %70'i ihraç edilmektedir. İhraç edilen ürünlerin %80'ini pamuklu ürünler oluşturmaktadır. Türk tekstil ve konfeksiyon sanayi, günümüzde dünyanın önde gelen 10 ülkesindeki tekstil üreticisi rakipleri ile rekabet edebilecek seviyeye ulaşmıştır. Son yıllarda özellikle boya-baskı-apre ve konfeksiyon sanayinde kapasite artışları gerçekleştirilmiş, iplik ve dokuma alt sektörlerinde modernizasyon ya da yenileme yatırımları ağırlık kazanmıştır.
71
Yabancı sermayeli çok sayıda firma mevcuttur. Sektörde yaklaşık 4 milyon kişi istihdam edilmektedir, Vasıflı işgücü konusunda herhangi bir sorunla karşılaşılmamaktadır. Tekstil ve konfeksiyon üretiminin en yoğun olduğu şehirler arasında İstanbul, Bursa, Denizli, Adana, Gaziantep, Kahramanmaraş, Kayseri, Antalya, Mersin ve Malatya bulunmaktadır. Sektördeki ihracat gelirlerinin, %75'i hazır giyim ve %25'i tekstilden elde edilmektedir. Türkiye, 1997 yıiında hazır giyim ihracatında dünyada altıncı sırada yer almıştır. Hazır giyim sektörünün 1998 yılı ihracatı ise bir önceki yıla göre %5.6 oranında artış göstererek 7 milyar doları aşmıştır. Avrupa Birliği ülkelerine yapılan tekstil ve konfeksiyon ihracatında Türkiye, Çin'in hemen arkasından başı çekmektedir. Ülkeler bazında ise Almanya, ABD, İngiltere, Fransa, Hollanda ve Rusya Federasyonu, Türkiye'nin en önemli pazarları arasında yer almaktadır. Deri Sanayi: Türk deri sanayi gerek üretim değeri gerekse ihracat potansiyeli açısından ülkenin en önemli sektörlerinden biridir. Sahip olunan deneyim, teknolojik düzey ve yüksek üretim kapasitesi nedeniyle ülkede deri işleme sanayi çok gelişmiştir. Özellikle Tuzla, Menemen ve Çorlu Organize Deri Sanayi Bölgeleri'nin devreye girmesi ile deri işleme kapasitesinde önemli bir artış meydana gelmiştir. Gıda Sanayi: Gıda sanayi, sanayi sektöründe oluşturulan toplam katma değer içinde %20'lik bir paya sahiptir. Gıda sanayinde faaliyet gösteren özel sektör kuruluşları veya işletmeleri, Batı Anadolu ve Marmara bölgelerinde, buna karşılık kamuya ait olanlar ise Orta Anadolu'da yoğunlaşmışlardır. Türkiye'de kamu kesimi gıdayla ilgili olarak özellikle şeker, çay, tütün ve alkollü içki üretimi yapmaktadır. Bununla birlikte, 199O'lı yıllarda kamuya ait gıda kuruluşlarının önemli bir bölümü özelleştirilmiş, geriye kalanlar da özelleştirme programına alınmışlardır. Gıda sanayi, daha çok küçük ve orta ölçekli işletmelerin ağırlıklı olduğu bir sektördür. Sektörde istihdam edilen kişi sayısı 250 bin civarındadır. Türkiye'de un ve unlu mamüller, dondurulmuş sebze ve meyveler, domates salçası ve konserveler, çekirdeksiz kuru üzüm ve kuru kayısı gibi geleneksel gıda ürünleri üretimi giderek artmaktadır. Bu ürünler dünyanın hemen hemen her yöresine ihraç edilmektedir. Ayrıca ülkede üretilen zeytinyağı ve sofralık zeytin, fındık, şeker ve şekerli mamüller, lokum ve helva dünya çapında bir üne sahiptir.
72-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
Meyve ve sebze konserveleri ihracatının en önemli kalemini, domates salçası oluşturmaktadır. Yüksek kalite ve fiyatların uygunluğu nedeniyle uluslararası piyasalarda rekabet üstünlüğü sağlamış bir diğer gıda alt sektörü de makarna sanayidir. Dünyanın önemli makarna ihracatçısı ülkeler arasında olan Türkiye'nin makarna ihracatı hızlı bir şekilde büyümektedir. Otomotiv Sanayi: Türk otomotiv sanayinin temelleri 1950'li yıllarda atılmıştır. İlk kez 1954 yılında askeri jip ve kamyonet montajıyla başlayan otomotiv sanayi üretimi, ticari kamyon ve otobüs montajlarıyla devam etmiştir. Otomobil üretimi alanında ise ilk ciddi seri üretime 1966 yılında geçilmiştir. 1998 yılı otomotiv ana ve yan sanayi ihracatı 1.5 milyar dolara, 2004'te 10,7 milyar dolara ve 2005 yılında 13 milyar dolara ulaşmıştır. Otomotiv sanayi gelişmiş ülkelerde olduğu gibi Türkiye'de de teknolojik gelişmenin temelini oluşturmaktadır. Bu sanayinin kurulması ile Türkiye'de başta demir çelik olmak üzere lastik, plastik, cam gibi temel sanayiler yanında özellikle parça üreten yan sanayide çok önemli gelişmeler olmuştur. Kuruluş halindeki savunma sanayinin de temel taşını otomotiv sanayi oiuşturmaktadır. Sektör ekonomi içinde doğrudan ve dolaylı olarak yarım milyon kişiye iş imkanı sağlamaktadır. Dayanıklı Tüketim Malları: Türkiye'de beyaz eşya sektörü başta olmak üzere dayanıklı tüketim malları canlı bir dönem yaşamakta ve sektöre olan talep gün geçtikçe artmaktadır. Sektörün ihracat miktarı ithalat miktarından daha fazladır. Kimya Sanayi: Türk kimya sanayi 1950'lerden bu yana önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu tarihten önce tamamen ithalat yoluyla karşılanan yurtiçi talep, bugün %60 oranında yurtiçi üretim ile karşılanmakta ve yılda 1 milyar dolardan fazla ihracat yapılmaktadır. Kimya sanayi alt sektörlerinden olan Eczacılık Sektörü, üretim ve ihracat imkanına sahip, katma değeri yüksek olan sektörlerden biridir. İlaç üretiminde kullanılan hammaddelerin yaklaşık %80'i ithalatla sağlanmaktadır. Elektronik Sanayi: Girdi konusunda dışa bağımlılığı büyük çapta devam eden sektör, tasarım ve teknolojisini önemli ölçüde üretir hale gelmiştir. Hem üretim hem de ihracat miktarı her geçen yıl hızla artmaktadır.
Para ve Bankacılık: Türkiye'de para politikaları, Türkiye Cumhuriyet IVterkez Bankası tarafından yönlendirilmektedir. Banknot çıkarma yetkisi de, bir Anonim Şirket gibi kurulmuş olan Merkez Bankası'na bırakılmıştır. Merkez Bankası'nın emisyona gitmenin dışında para politikasını yürütmek, para arzını düzenlemek, bankalara kredi verm^k, para politikası araçlarını oluşturmak ve döviz kurlarını belirlemek gibi görevleri bulunmaktadır. Döviz kurları, Merkez Bankası'nın denetiminde ve serbest piyasa şartlarında oluşmaktadır. Merkez Bankası politikalarında Hazine Müsteşarlığı önemli bir ağırlığa sahiptir. Bu kurum, özellikle bankacılık sisteminin çalışmasına ve yönlendirilmesine katkıda bulunmaktadır. Türkiye'de bankacılık sektörü, 24 Ocak 1980 kararlarına paralel olarak uygulamaya konan Yapısal Uyum Programı'nın öncesine kadar, yerli ve yabancı bankaların piyasaya girişine kapalı, faiz oraniarının idari kararlarla belirlendiği bir yapı göstermiştir. 1980 sonrası yeni dönemde ise ortaya konan finansal politikalar, sektörde varolan kısıtlayıcı düzenlemeleri kaldırmış ve bu yolla r^kabet ortamının gelişmesini sağlamıştır. Yerli ve yabancı bankaların giriş ve çıkışlarının kolaylaştırılması ve faizlerin serbestleştirilmesi gibi liberal poütikaiarın uygulamaya konulması da bankacılık sektörüne canlılık getirerek hızla büyümesine sebep olmuştur. Uygulanan liberal politikalar sayesinde sisteme yeni giren bankalar ile birlikte kamu sektörünün sistem içindeki ağırlığı da azalmıştır. Madencjlik: Türkiye maden yataklan, çeşitlilik ve rezervleri bakımından oldukça zengin bir ülkedir. Maden yatakları açısından birçok madende dünyanın en büyük rezervlerine sahiptir. Krom, mermer, trona ve many^zit gibi rezervlerin yanında dünya bor rezervlerinin üçte ikisi Türkiye'de bulunmaktadır. Ülkede bugün madenciük sektöründe 53 farklı maden ve mineralin üretimi yapılmaktadır. Kamu sektörü mineral yakıtlar ve metaiik cevher üretiminde ağırlığını korurken, özel sektör endüstriyel minerallerin üretiminde yoğunlaşmıştır. Ülkede madencilik faaliyetlerinin başlangıcı, 1810'lu yıllara kadar gitmektedir. Bakır üretimine 1812, kömür üretimine 1849 yılında başlanmıştır. Krom yatakları ise 1848 yılında bulunmuş, bu madenin ileri teknoloji ile değerlendirilmesine 1930 yılında başlanmıştır. Madenciliğin büyük yatırımlar gerektirmesi ve özel sermayenin sınırlı olması
-GÜNCEL: TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI-
sebebiyle, 1933 yılında dönemin Ekonomi Bakanlığı'na bağlı olarak çalışan "Petrol Arama ve İşletme İdaresi" ve "Altın Arama ve İşletme İdaresi" adıyla iki kuruluş meydana getirilmiştir. Bu kuruluşlar yerlerini 1935 yılında kurulan "Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü"ne bırakmışlardır. Maden arama, işletme ve değerlendirme çalışmaları, daha sonraki yıllarda da aynı hızla sürdürülmüştür. Petrol fiyatlarında gözlenen yükselişler, altı ayda bir petrol fiyatlarına göre ayarlaması yapılan, doğalgaz fiyatlarını da doğrudan etkilemiş ve doğalgaza Temmuz, Ekim, Kasım ve Aralık aylarında, her defasında %5 civarında olmak üzere, zam yapılmıştır. Bunlara ek olarak, Ağustos ayında da doğalgazdan alınan ÖTV tutarı üç misline çıkarılmıştır. Son dönemde hidrolik üretimin tercih edilmesi söz konusu olmakla birlikte, elektrik enerjisi üretiminin yaklaşık %40'ı doğalgaz kaynaklıdır. Ayrıca, ülkemizde tüketilen doğalgazın %60'ından fazlası da yine elektrik üretimi amaçlı kullanıldığından, elektrik üretimi bu gelişmelerden olumsuz etkilenmektedir. Türkiye'de üretilen en önemli madenlerden bazıları şunlardır: Taşkömürü: Batı Karadeniz'deki Zonguldak-Ereğli havzasında bol miktarda bulunan taşkömürü, 1937 yılında devletleştirilmiş ve kalori değeri yüksek olduğu için uzun yıllar evlerde yakacak olarak kullanılmıştır. Daha sonra alınan bir kararla sadece sanayide kullanılmaya başlanmıştır. Ülkenin taşkömürü rezervi 1.1 milyar ton olup, bunun yaklaşık %82'si koklaşabilir özelliktedir. Yıllık ortalama 2.5 milyon tondan fazla taşkömürü üretilmektedir. Ülkede taşkömürü üreten tek kuruluş olan Türkiye Taşkömürü Kurumu Genel Müdürlüğü, yeraltı madencilik yöntemi ile 5 müessesede işletme faaliyetlerini sürdürmektedir. Linyit ve Ham Petrol: Türkiye'nin hemen her bölgesinde linyit yataklarına rastlanmaktadır. Bilinen linyit yataklarının en önemlilerini Afşin-Elbistan, Muğla, Soma, Tunçbilek, Seyitömer, Beypazarı ve Sivas havzaları oluşturmaktadır. ülkenin toplam linyit rezervleri 8.4 milyar ton olup, yıllık linyit üretimi 6065 milyon ton civarındadır. Ülke linyit rezervleri bakımından dünyada yedinci ve üretim sıralamasında ise altıncı durumdadır. Linyit madenciliğinin ekonomiye katkısı esas itibariyle enerji üretimi alanında olmaktadır. Ham petrol ise Türkiye'de ilk defa 1940 yılında Güneydoğu Anadolu'da Raman Dağı eteklerinde bulunmuştur. Daha sonraki yıllarda yeni petrol kuyuları açılmış ve
73
ham petrol üretimi 1980 yılında 2 milyon 370 bin ton olmuştur. 1991-1993 yılları arasında yıllık bazda 4 milyon metrik tonu geçen ham petrol üretimi, 1998 yılında 3 milyon 224 bin metrik ton olarak gerçekleşmiştir. Ham petrol üretiminde sağlanan artışlar, büyük ölçüde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı tarafından gerçekleştirilen çalışmaların sonucunda sağlanmıştır. Sektörde linyit ve ham petrol üretimi, toplam üretimin yaklaşık %60'ını karşılamaktadır. Ayrıca yurtdışında petrol arama ve üretimine yönelik girişimlerde de bulunulmaktadır. Bu kapsamda Mısır ve Kazakistan'da ortak arama sonucu tespit edilen sahalarda, sınırlı da olsa, petrol üretimi çalışmaları sürdürülmektedir. Demir Cevheri: Ağır sanayinin en önemli hammaddesi olan demir cevheri, başta İç Anadolu'da Sivas ve Kayseri illeri olmak üzere, ülkenin çeşitli yörelerinde çıkarılmaktadır. Yıllık üretim 6 milyon tonun üzerindedir. Son yıllarda bakır, krom, bor minerali, alüminyum, kurşun, civa, kükürt, zımpara taşı ve lületaşı yanında, mermer üretimi de giderek artmaktadır. 5.2 milyar metreküp mermer rezervine sahip olan ülkede, mermer sektöründe entegre üretim yapan tesislerin artmasıyla işlenmiş mamul üretiminde büyük artışlar sağlanmıştır. Nitekim madencilik sektöründe mermer ve sert taş ihracatı ilk sırayı almaktadır. 40 milyon ton krom rezervi bulunan ülkede üretilen kromun büyük bir bölümü hammadde, bir miktarı da ferrokrom olarak ihraç edilmektedir. Ayrıca dünyanın en büyük ikinci trona yatağı 1979 yılında Ankara Beypazarı'nda tesbit edilmiştir. 240 milyon tonluk bu kaynağın ekonomiye kazandırılması için çalışmalar devam etmektedir. Enerji Sektörü: Enerji, yenilenebilir ve yenilenmeyen enerji olarak ikiye ayrılır. Yenilenmeyen kaynaklar arasında petrol, doğalgaz, kömür, linyit ve nükleer enerji sayılabilir. Yenilenebilir enerji kaynakları ise, yakacak odun, hidrolik, rüzgar, güneş, jeotermal, gel-git ile biyogazdır. Enerji sektörü, elektrik enerjisi dahil, kömür, petrol, doğalgaz, odun, hayvan ve bitki artıkları gibi bütün enerji kaynaklarını kapsamaktadır. Geleneksel enerji kaynaklarının tükenme eğilimine girdiği, enerji fiyatlarının arttığı, enerji kullanımından kaynaklanan çevre sorunlarının büyüdüğü bir dönemde enerji planlaması, özellikle enerji kaynakları kıt, ithal kaynaklara bağımlı, yetersiz döviz kaynaklarına sahip ülkeler için bir zorunluluktur.Türkiye'de enerji üretim ve tüketim değerleri son kırk yılda hızla gelişen ve büyüyen
74-
-GENEL YETENEK GENEL KULTUR DERGISI-
ekonomiyle birlikte önemli artışlar göstermiştir. Üretim, büyük ölçüde kamu kuruluşları tarafından gerçekleştirilmiştir. Üretimin talebi karşılamadığı enerji türleri, ithalat yoluyla sağlanarak tüketiciye sunulmuştur.Türkiye, enerji üretimi bakımından dışa bağımlı bir ülkedir. Türkiye'de oluşan enerji talebi, günümüzde ortalama %50 oranında dış kaynak kullanımı ile karşılanmaktadır.Türkiye'de enerji tüketiminde taşkömürü, linyit, petrol, doğalgaz, hidrolik ve jeotermal enerji, odun, hayvan ve bitki artıklan gibi birincil enerji kaynakları ile güneş enerjisi kullanılmaktadır. Elektrik enerjisi ve kok ise, ikincil enerji kaynağı olarak değerlendirilmektedir. Birincil enerji tüketiminde son yıllarda linyit, doğalgaz ve güneş enerjisinde bir artış gözlenmiş,taşkömürü ve petrol tüketiminde ise azalma olmuştur. Tarım Sektörü: Türkiye'de tarım sektörü Çiftçilik, Ormancılık ve Kara ve Su avcılığı alt sektörleri altında ele alınmaktadır. Türkiye 77.6 milyon hektar araziye sahiptir. Bunun 28 milyon hektarı işlenebilir topraklardır. Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana tarım sektöründe önemli gelişmeler kaydedilmiştir. 1970 yılında 27 milyon hektar olan ekili ve dikili alan 1992 yılına kadar yaklaşık 1 milyon hektar artmıştır. Buna karşılık önemli tarım ürünleri üretiminde 2 ila 10 kat arasında artışlar meydana gelmiştir.Tarımsal üretim içinde cari fiyatlarla ifade edildiğinde % 70.3 oranı ile en büyük pay bitkisel ürünlerde olup, bunu %25.4 ile hayvansal ürünler izlemekte daha sonra %3.4 ile orman ürünleri ve %1.2 ile su ürünleri gelmektedir. Tarımsal yapıdaki bozukluklar nedeniyle tarım işletmelerinin büyük bir kısmında işletme sermayesi yetersiz, girdi kullanımı ve tarımsal teknoloji düzeyi düşüktür. Dolayısıyla tarımda verimlilik düşük ve çiftçi gelirleri yetersizdir. Kamu teşebbüsleri sadece kâr amacıyla değil, kamu hizmeti ve sosyal amaçlarla kurulurlar. Cumhuriyet'in ilk yıllarında başlayan kamu girişimciliği ile devlet, öncelikle imalat sanayi ile Madencilik sektörlerinde önemli adımlar atmıştır. 1950'lerden sonra KİT'ler, özel sektörü her yönden güçlendirmek için bir araç olarak kullanılmışlardır. 1980 sonrası dönemde KİT'lerin ekonomi içindeki payının küçültülmesi hedeflenmiş olmakla beraber, bunda istenilen başarıya ulaşılamamıştır. Cumhuriyet'in ilk yıllarından itibaren Türkiye ekonomisindeki sanayi.tarım, bankacılık, ulaştırma, haberleşme gibi temel sektörlerde KİT'ler,daima önemli bir yere sahip olmuşlardır. Bazı ve mal ve hizmetlerin üretiminde tekel, bazılarının üretiminde
oligopol durumundadırlar. Bu üretim dalları arasında madencilik, demir-çelik, alüminyum, petrol, petrokimya, yüksek alkollü içkiler, sigara ve tütün ürünleri, elektrik enerjisi, lokomotif.vagon, ulaştırma ve haberleşme sayılabilir. Özelleştirme veya çok genel ifadesiyle Kamu İktisadi Teşebbüslerinin mülkiyetlerinin özel sektöre satışı, dünya ekonomisinde son 20 yıl içinde en önemli konulardan biri haline gelmiştir. Geniş anlamda özelleştirme, devletin ekonomik faaliyetlerinin azaltılması amacıyla kamu sektörünün denetimi altındaki ekonomik kuruluşların özel sektöre devredilmesidir. Özelleştirmede temel amaç, ekonomide etkinliği arttırmaktır. Türkiye'de 1980 yılından bu yana izlenen liberal ekonomik politikalar doğrultusunda ağırlıklı olarak 1986 yılından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme programının amaç ve hedefleri, diğer ülkelerden pek farklı değildir. Bu amaçlar arasında, piyasa güçlerinin ekonomiyi harekete geçirmesine izin vermek, üretkenlik ve verimliliği arttırmak, sınai mülkiyeti tabana yaymayı teşvik etmek ve KİT'lerin bütçe üzerindeki yüklerini azaltmak sayılabilir. 1980lerin ortalarından itibaren ve özellikle 1990'larda Türkiye ekonomisinin en önemli sorunlarından birisi, devletin iç ve dış borçlarıdır. Ulaştırma sektörü, sanayi ve tarım gibi mal üreten bir sektör değildir. Ancak, sosyal, kültürel, politik ve ekonomik bakımdan oldukça önem taşıyan bir sektördür. Özellikle ekonomik kalkınmayı gerçekleştirmek, verimliliği artırmak, iç ve dış ticareti geliştirilmek açısından önemlidir. Ulaştırma sektörü Türkiye Milli Gelirindeki yaklaşık %13,5 luk payı ile oldukça önemlidir. Milli gelirimizdeki payı itibariyle sanayi, tarım ve ticaretten sonra dördüncü sırada yeralmaktadır. İnşaat sektörü Türkiye'de katma değer yatırım tutarı, istihdama katkısı ve konut sorunun çözümüne olan katkıları ile ekonominin en önemli sektörlerinden biridir. Konut açığı günümüzde ülkemizin önemli sorunlarından birisidir. Konut açığı nedeniyle gecekondulaşma hızla artmıştır. Gecekondulaşma ise bir çok sosyal ve ekonomik sorunu beraberinde getirmektedir. Ülkemizde konut sorunun çözmek amacıyla 2985 sayılı Toplu Konut Yasası çıkarılarak toplu konut yapımı özendirilmeye çalışılmıştır. Bankalar enflasyondaki düşüşe paralel olarak konut kredilerinde vadeyi 30 yıla kadar uzatırken, aylık faizleri de yüzde 1 düzeyine çekti.Konut kredilerinde
75
-GUNCEL: TURKIYE'NIN SOSYO-EKONOMIK KONULARI-
uzun vadeli uygun koşullu kredi imkanı sağlayacak Mortgage yasa taslağı da Meclis gündeminde.
Ana faali\ Tarım
Dış Ticaret
Sanayi
Türkiye'nin ihracatında 19801i yıllarda önemli bir yapı değişikliği ortaya çıkmıştır. Tarım ürünleri ihracatının toplam ihracat içindeki payı, 1970'te %75 ve 1980'de %57 gibi çok yüksek düzeylerde iken, 1998 yılında %18.7 olmuştur. Sanayi ürünleri ihracatının payı ise 1970'teki %18 ve 1980'deki %36 düzeylerinden hızlı bir şekilde artarak 1998 yılında %77.4'e yükselmiştir. Bu gelişme Türkiye'nin ekonomik yapısında gerçekleşmekte olan "sanayileşme yönünde yapısal değişim" olgusuyla da uyumlu bulunmaktadır.
İnşaat
Yıllar itibariyle ihracatımız hızla artmakta, ancak öte yandan ithalatımız da hızla artmaktadır. İthal edilen mallarda tüketim mallarından ziyade üretim mallarının çoğunlukta olması ise olumlu bir durumdur. Türkiye'de ithalatın yapısına bakıldığında ekonomik kalkınma ve sanayileşme çabalarının doğal bir sonucu olarak 19901ı yıllarda yatırım ve hammadde ithalatı payının yıllık ortalama %85'in üzerinde olduğu görülmektedir. Son yıllarda izlenen liberal politikaların sonucunda, Türkiye'nin ithalatında tüketim mallarının payı da hızla artmaya başlamıştır. 19801i yıliarın başlarındaki %2 gibi çok küçük bir düzeyden, 1985 yılından itibaren %8-9 seviyelerine ve 19901ı yıllarda da ortalama %12'nin üzerine çıkmıştır. Türkiye bazı mallar itibariyle dünya ticaretinde ön sıralardadır. Hazır giyim, tütün, bazı metaller, meyve ve kabuklu yemişler gibi ürünlerde dünya ihracatındaki payı %5-10 arasında değişmektedir. DIŞ TİCARET GÖSTERGELERİ (Milyar Dolar) 2000
2002
2003
2004
2005
Ihracat 23,2
1996
27,7
36,0
47,2
63,1
73,1
Ithalat 43,6
54,5
51,5
69,3
97,5
116,0
Denge -20,4
-26,7
-15,4
-22,0
-34,3
-42,9
GAYRİ SAFİ MİLLİ HASILA (GSMH) Son yıllarda Türk ekonomisi, 1980 ve 1994 yılları hariç, iyi bir gelişme trendi yakalamıştır. GSMH yıllık ortalama olarak 1980-1990 yılları arasında %5.3, 1990-1995 yılları arasında %3.2 ve 1995-1997 yılları arasında ise ortalama %7.9 ile dünya ortalamasının üzerinde bir büyüme gerçekleştirmiştir.
Hizmetler
ret kollarına göre GSMH (Milyon YTL) 1998
2000
2002
2003
2004
8,8 11,1 2,9 27,7
17,0 28,0 6,3 68,1
31,5 67,3 10,7 157,4
41,5 JŞ5,7 12,0 206,7
48,3 107,0 15,3 240,8
GSMH (sabit fiyatlarla, ytilık % değişme)
1995 1996 19S7 1998
1999 2000 2001 2002 2003 2004
Kaynak: DİE
Tarımın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYİH) içindeki payı, 19601ı yılların sonunda %30 civarında iken, 19901ı yılların başlarında %15'lere gerilemişir. Buna karşılık sanayinin payı, aynı dönemde %19'dan %25'in üzerine çıkmıştır. Ülkede hizmet sektörü de dünya ekonomisindeki gelişmelere paralel olarak milli gelir içindeki payını artırmıştır. Hizmet sektörünün GSYİH içindeki payı 1980 öncesi %50'nin altında iken, bu oran 1995 yılında %59.4, 2000 yılında ise %65'e yükselmiştir. Milli Gelir ve Büyüme: Bir ulusal ekonominin bir yıl içinde yaratmış olduğu mal ve hizmetlerin değerlerinin toplamı olarak tanımlanan GSMH'nın (ya da bir anlamda Milli Gelirin) ulusal ekonominin büyüklüğü hakkında ilk bakışta genel bir bilgi verebilmesi en önemli özelliğidir. Marmara ve Ege bölgelerinde görülen çarpık gelir dağılımı, bu yönüyle Türkiye ekonomisinde yaşanan gelir dağılımı sorununun da belirleyicisi durumundadır. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri dengeii gelir dağılımlarına karşın düşük gelir düzeyleri ile yoksuliuk sorununu en ağır biçimde yaşayan bölgeler olarak görülmektedirler. Milli hasılanın ve istihdamın sektörel dağılımı gelir dağılımındaki eşitsizliğin derecesini belirleyen önemli bir göstergedir. Tarım-dışı sektörde kişi başına üretim değeri, tarım sektöründeki değerin çok üzerindedir.Sektörler arası işgücü verimliliklerinde görülen bu farklılık, Türkiye'de gelir dağılımındaki dengesizliğin temel nedenlerinden biridir.
76-
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
TURKIYE'NIN IŞGUCU GOSTERGELERI 2000 Sivil işgücü (1000 kişi) Sivil istihdam (1000 kişi) Tanm
2002
2004
22,031
24,347
24,297 24,989
20,579
21,658
21,870 22,566
7,103
7,618
|
Sanayi
3,738
3,953
Hizmetler
9,738
10,086
6.6
11.0
İşsizlik Oranı (%)
Bİİ0İ Notu /
BANKACILIGA YABANCIILGİSİ
2005
7,201
6,661
3,978
4,360
10,691 11,545 10.0
9.7
fîilgi Notv j
ÖZELLEŞTİRME ALTIN YILINIYAŞADI | 2005 yılında özelleştirmede rekor üzerine rekor) [ kırılırken, Türkiye tarihinin en büyük | özelleştirmeleri gerçekleştirildi. 6 milyar 550 milyon | | dolarlık rakam ile Türk Telekom ihalesi en başa j ; otururken, bunu 4 milyar 140 milyon dolarlık bedel I ile Türkiye Petrol Rafinerileri A.Ş. (TÜPRAŞ), 31 jmilyar dolar ile Atatürk Havalimanı kiralama | | ihalesi ve 2 milyar 770 milyon dolar ile de Ereğli | Demir Çelik Fabrikaları A.Ş. (ERDEMİR) | özelleştirmesi izledi. Ayrıca Türkiye Denizcilik I İşletmeleri A.Ş. (TDİ) tarafından yapılan | Galataport ihalesinde de 3 milyar 538 milyon | Avroluk teklif alınırken, söz konusu ihale Yüksekl Planlama Kurulu (YPK) tarafından iptal edildL Bu | yıl ayrıca, Petkim ve Vakıfbank'ın bir bölümü halka | arz edildi. Bunun yanında, TMSFnin yaptığı | ihalelerde de Uzan Grubu ve Medya Grubu ile| Telsim'in satışından 6 milyar 152 milyon dolar elde ] edildi. Türkiye'nin ikinci büyük GSM operatörü olan | Telsim'in satışında en yüksek teklif 4 milyar 5501 milyon dolar ile İngiliz Vodafone'dan geldi. Öte| yandan, Turkcell'in yüzde 13.22 oranındaki hissesi! de Rus Alfa'nın kontrolüne geçti. Bu yıl Körfez | sermayesinin ilgisinin Türkiye'ye gittikçe arttığı | gözlenirken, Dubai Veliaht Prensi Al Maktum, | İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile 5 milyar dolarlık |
Türkiye'de ekonomide sağlanan gelişme ile yatırım | ^ortamında sağlanan iyileşme ve AB ilei j müzakerelerin başlaması, yabancı yatırımcıların | | ilgisini artırırken, özellikle bankacılıkta birleşme veî j devralmalar arttı. Nitekim, Yapı Kredi Bankası'nınj lyüzde 57.4'ü Koç Grubu ve İtalyan Unicredito | tarafından satın alındı. Türk Ekonomi Bankası'nda |(TEB) yönetim BNP Paribas'a geçti. Dışbank | Fortis'e satıldı, Rabobank Şekerbank ile Türkiye jpazarına girerken, General Electric de Garanti | Bankasfnın yüzde 25.5 hissesini aldı.
0İİ0İ Notu /
KISACA |Enflasyondaki düşüşün sürdüğü, mali disiplinini |büyük oranda korunduğu 2005 yılında, sürdürülebilirj |büyüme ortamı da yakalandı. Türk ekonomisi, 2002| |yılından bu yana sürdürdüğü büyümeyi 2005 Ocak-| |Eylül döneminde de devam ettirdi. 2002 başından] |bu yana büyüyen Türk ekonomisi, 2005'in 9 ayındal |da 2004'e göre yavaşlasa da yüzde 5.5'lik biıj İrakamı yine de tutturdu. j | Bütün olumlu gelişmelere rağmen kırılganlığını | | sürdürdüğüne dikkat çekilen Türk ekonomisinin | |yıllardır sorunlu alanı olan cari açıkta, yılın 101 | ayında (Ocak-Ekim) 17.1 milyar dolara ulaşıldı. |
77
-GÜNCEL: TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI-
4. Türkiye'de, tarım sektöründen sonra, kalifiye olmayan işgücünün en çok istihdam edildiği sektör aşağıdakilerden hangisidir? (2003 KPSS)
ÇIKMIŞ SORULAR ve ÇÖZÜMLERİ
A) B) C) D) E)
1. 1982 Anayasası'nın aşağıdaki hükümlerinden hangisi, işadamların Doğu ve Güneydoğu Anadolu'da yatırım yapmak için özendirmeye yöneliktir? (99 DMS L) A)
B) C) D)
E)
Devlet, özel teşebbüsün çalışmalarının milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini sağlayacak tedbirleri alır. Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek için gerekli tedbirleri alır. Devlet, çalışma hayatını geliştirmek için gerekli tedbirleri alır. İşverenler ve işçiler, çalışma ilişkilerinde ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak için sendikalar kurabilirler. Kimse yaşına, cinsiyetine ve gücüne uymayan işlerde çalıştırılamaz.
Enerji İnşaat Bankacılık Hizmet İmalat
5. Aşağıdakilerden hangisi, Ağustos 2003 verilerine göre, Türkiye'de ekonominin istikrar içinde büyüme sürecinde olduğunu gösteren durumlardan biri deqildir?(2003/2 KPSS) A) B) C) D) E)
Enflasyon oranının düşmeye devam etmesi Sanayide kapasite kullanım oranının artması işsizlik oranının azalmaya başlaması Toplam talepte artışın sürmesi Döviz piyasalarında istikrarın sürmesi
C5
cc LU
2. Türkiye'de 1999 sonunda uygulamaya başlayan o C/3 / ekonomik istikrar programı 2000 yılının Kasım ayında krizle sonuçlanmıştır. Aşağıdakilerden hangisi, 2000 yılının Kasım ayında başlayan krizin öncü göstergelerinden biri degildir? (2001 KMS) A) B)
C) D) E)
Türk lirasının aşırı değer kaybetmesi İthalat ve ihracat farkının artışından kaynaklanan cari açığın gayri safi yurt içi hasılaya oranının büyümesi Bankacılık kesimi pozisyonunun döviz rezervine oranının büyümesi Kamu bankaları ve KİT'lerden kaynaklanan açıkların büyümesi Faiz oranlarının hızla düşmesi
3. Aşağıdakilerden hangisi KİT'lerin özelleştirilmesiyle ilgili degildir? (2002 KPSS) A) B) C) D) E)
Fiyatların düşürülmesi Siyasilerin müdahalelerini engelleme Devletin yükünü hafifletme Mal ve hizmetlerin daha nitelikli olması Zarar eden kuruluşları devretme
GUNCEL BİLGILER CEVAP ANAHTARI 4. B 1.D 2. E
3.A
5. D
-GENEL YETENEK GENEL KÜLTÜR DERGİSİ-
78-
ÇOZUM: ÇÖZÎIMLU KAVRAMA
1. Ülkemizde son yıllarda özelteştirme faaliyetlerinde artış gözlenmektedir.
Ülk9mizde yapılan özelleştirme ihalelerine TC vatandaşı olmayan yabancılarda girebilmektedir. Hatta yabancı sermayenin ülkeye gelmesi için yabancıların özelleştirmeye katılması özellikle istenmektedir. (Cevap C)
Aşağıdakilerden hangisi amaçlarından değildir?
özelleştirmenin
A)
Devletin adalet ve güvenlik konusunda etkinliğini artırması B) Serbest Pazar ekonomisine geçmek C) İşsizliği azaltmak D) Devletin finansman ihtiyacını karşılamak E) Kitlerin devlet üzerindeki yükünü azaltmak .5
işsizliği azaltmak özelleştirmenin amaçlarından biri değildir. Hatta özelleştirilen kurumların yeni sahipleri daha az personel çalıştırdığı için özelleştirme genellikle işsizliği artırıcı bir etki yapaktadır. Seçeneklerdeki diğer maddeler ise özelleştirmenin amaçlarıdır. (C9vap C)
Aşağıdakilerden hangisi yurtdışındaki işçilerin Türk ekonomisine sağladığı yararlardan biri degildir? A) B) C) D) E)
işsizliğin ve dış ticaret açığının azalması, döviz girişlerinin artması ve ülkeler arasındaki yakınlaşmaya katkı sağlaması yurtdışındaki işçilerin ülkemize sağladığı yararlardır. Bilgi ve görgülerin artması orta vadede bu kapsamda düşünülem^z.
2. Ülkemizde ilk özelleştirme hangi yıl yapılmıştır?
A) B) C) D) E)
1952 1974 1982 1985 1996
Türkiye'de işsizliğin azalmasına katkı Dış ticaret açığının azalmasına katkı Döviz girişlerinin artmasına katkı Ülkelerarasındaki yakınlaşmaya katkı Bilgi ve görgülerin artması
(Cevap E)
Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye ekonomisinin karşı karşıya bulunduğu temel sorunlardan biri degildir?
Türkiye'de ilk özelleştirme 1985 yılında Kars Süt Mamülleri müess9sesi'nin özelleştirilmesidir. (Cevap D) 3. Özelleştirme konusunda aşağıdaki ifadelerden hangisi yanlıştır? A) İlk özelleştirme 1985'te yapıimıştır. B) Sadece 2005 yılı içinde yapılan özeileştirme, daha önceki 15 yılın toplamından daha fazladır. C) Özelleştirmeden yabancılar yararlanamamaktadır. D) Özelleştirmeierin çoğu blok satış yöntemiyle yapılmaktadır. E) 2005 yılında 8 milyar dolardan fazla özelleştirme gerçekleşmiştir.
Yükselen 9nflasyonun, reel dengeleri bozması Konsolid9 bütçenin faiz yükü altında ezilmekte olması C) Kayıt dışı ekonominin büyüklüğünün kamu gelirlerini sınırlandırması D) Sosyal güvenlik kurumlarının açıklarının sürmesi E) Lüks tüketim ağırlıklı ithalatın dış ticaret açığını büyütmesi
A) B)
Son yıllarda enflasyonla mücadelede büyük bir başarı sağlanmış ve enflasyon ülke ekonomisi için büyük bir sorun olmaktan çıkmıştır. (Cevap A)
-GÜNCEL: TÜRKİYE'NİN SOSYO-EKONOMİK KONULARI-
6.
Aşağıdakilerden hangisi, Türkiye ekonomisinin temel döviz geliri kaynaklarından biri degildir? A) B) C) D) E)
9.
Ülkemizin tarımsal üretiminde en yüksek ve en düşük paya sahip olan ürünler aşağıdakilerden hangisinde dogru olarak gösterilmiştir?
Turizm gelirleri İşçi dövizi giderleri Deniz taşımacılığı gelirleri Müteahhitlik hizmetleri geliri İhracat gelirler
A ) B )C )D ) E )
Ülkemizin üç tarafı denizlerle kaplı olmasına rağmen deniz taşımacılığı konusunda ülkemiz çok gelişmiş değildir.
79
En Yüksek Hayvanlar ürünler Bitkisel ürünler
Hayvansal ürünler Bitkisel ürünler Orman ürünleri
En Düşük Orman ürünleri Su ürünleri Su ürünleri Orman ürünleri Su ürünleri
Tarım alanında en yüksek pay bitkisel ürünlere ve en düşük pay su ürünlerine aittir.
(Cevap C)
(Cevap B)
7. Aşağıdaki madencilik ürünlerinden hangisinde Türkiye dışa bağımlı değildir?
A B ) C ) D )E )
Demir cevherı Bakır cevheri Fosfat Maden kömürü Kükürt
22 "es tx.
ÜJ Q
Bakır cevh9ti konusunda ülkemiz dünyada en büyük r^zervlere sahip ülkelerden biridir, dolayısıyla dışa bağımlı değildir. (Cevap B)
8.
Aşağıdakilerden hangisi eşitsizliğe yol açmaz? A) B) C) D) E)
gelir
dağılımında
Yüksek faiz oranları Enflasyon işsizlik İşsizlik sigortası uygulaması Eğitim farklılıkları
İşsizlik sigortası, gelir dağılımındaki dengesizliği gidermek amacıyla uygulanan sosyo-ekonomik bir politikadır. (Cevap D)
10. Ülkemizde bölgelerin kendi içindeki gelir dağılımı incelendiğinde, gelir dağılımının en çarpık olduğu bölge, aşağıdakilerden hangisidir? A) B) C) D) E)
Marmara Bölgesi Eg9 Bölgesi Akdeniz Bölgesi Karadeniz Bölgesi Doğu Anadolu Bölgesi
Ülk^mizde bölgeler arasında büyük bir gelir dağılımı dengesizliği vardır. Marmara Bölgesi'nin geliri diğer bölgelerden oldukça yüksektir. Ama burada sorulan şey, bölgeler arasındaki değil, her bölgenin kendi içindeki gelir dağılımıdır. Bu konuda da Marmara Bölgesi başı Ç9kmektedir. Marmara Bölgesi'nde gelir dağılımında çok büyük bir dengesizlik vardır. Doğu ve Güneydoğu Bölgeleri diğer bölgelerden daha az gelire sahiptir, ancak kendi içinde gelir dağılımı dengesizliği daha azdır. (Cevap A)