Kültür
Mustafa ÖZÇELİK
Vefatının 70.Yılında Mehmet Âkif Üzerinde Düşünmek
H
ayatında olduğu gibi vefatından sonra da sürekli ilgi uyandıran ve üzerinde konuşulan bir isim oldu Mehmet Âkif. Bu durum, kültürümüzün önemli simalarının unutulmaması adına güzel bir davranıştır. Ama, tek başına bu tutumun yeterli olamayacağı ortadadır. Hatırlamak, konuşmak ve tartışmaktan daha önemli olan şey, o kişiyi doğru anlamak olmalıdır. Bu da onun bugün için taşıdığı önemi bilmekle olacaktır. Biz bu yazıda bu soru etrafında düşünmek istiyoruz. Çünkü model insan olma noktasında örnek gösterebileceğimiz insan sayısı çok az. Yakın dönem edebiyat adamlarından bu anlamda Âkif, çok müstesna bir isimdir.
“Hayatında olduğu gibi vefatından sonra da sürekli ilgi uyandıran ve üzerinde konuşulan bir isim oldu Mehmet Âkif. Bu durum, kültürümüzün önemli simalarının unutulmaması adına güzel bir davranıştır.”
70
Bu noktada söylenmesi gereken ilk husus, büyüklüğü ve önemi konusunda Âkif’in toplumsal bir mutabakat kahramanı oluşudur. Yani onu fikren benimseyenler de reddedenler de onu büyük ve önemli bir insan olarak görme noktasında hemfikirdirler. Öyleyse Âkif’i büyük ve önemli kılan hususları onu anlamaya bir katkı olsun diye hatırlamakta fayda vardır. Eğitimi Mehmet Âkif, çok başarılı bir eğitimden geçmiştir. İlk bilgilerini aile ortamında özellikle bir medrese hocası olan babasından almış, ardından Emir Buhari mahalle mektebini, Fatih ilkokulunu, Fatih Rüşdiyesini, Mülkiyenin idadî kısmını daha sonra da Baytar mektebini bitirerek Baytar olmuştur. Ama onun tahsili sadece saydığımız bu resmi kurumlarla sınırlı olmamış, babasının yakın çevresindeki hocalardan Arapça, Farsça, Fransızca eğitimi almış, ciddi anlamda bir Kur’an eğitiminden geçerek baytar mektebini bitirdiği sırada hafızlığını da bitirmiştir. Tabi bu süreç Somuncu Baba
içinde sosyal bilimlere de ilgisiz kalmamış ve babasının teşvikleriyle edebiyat sahasında da pek çok okumalar yapmıştır. Dolayısıyla onun eğitimi hem fen hem hem sosyal bilimlerde hem de din alanında olmuştur. Kültürel Donanımı
üflemiştir. Hayatı boyunca musikîye dinleyici olarak büyük ilgi göstermiş, muhtemelen bu yüzden Neyzen Tevfik’le çok sıkı bir arkadaşlığı olmuştur. Âkif, güzel sanatların insan ruhunu güzelleştiren tarafını çok iyi bilen bir insan sıfatıyla hayatında onlara sürekli olarak yer vermiştir.
Mehmet Âkif, kendini yetiştirme sürecinde sadece okulda ve yakın çevresinde aldığı eğitimle kendini sınırlamamış, ciddi anlamda iyi bir okuyucu da olmuştur. Doğu ve batı edebiyatının önemli bütün büyük yazar ve fikir adamlarını okumuş, hatta sadece okumakla da kalmamış onlardan çeviriler de yapmıştır. Okuduğu kitaplarda bir sınırlama yapmamış, dinî, edebî, felsefî, siyasî, fikrî her tür esere ilgi duymuştur. Onun zaman içinde şair Âkif’ten sonra mütefekkir Âkif olmasında bu geniş çaplı okumaların tesirli olduğu muhakkaktır. Fakat okuma noktasında Âkif için söylenmesi gereken en önemli husus Kur’an’la olan irtibatıdır. Hayatı boyunca onu elinden düşürmemiş, sadece okumakla da kalmayarak ciddi bir anlama çabası içerisine girmiş, gerek fikrî gerek amelî dünyasının şekillenmesinde asıl faktör Kur’an’ı Kerim olmuştur. Güzel Sanatlara İlgisi Mehmet Âkif güzel sanatlarla da yakından ilgilenmiş, hatta yüksek tahsilini bitirdiği esnada ney
Ocak / 2007
Sporcu Kişiliği Onun spora verdiği önem, sporun karakter eğitiminin bir parçası olarak düşünüldüğünde çok önemli görülmelidir. Zira, iradeyi güçlendirme, planlı çalışma, zorluklardan yılmama, kötü alışkanlıklardan uzak durma bu anlamdaki sporun kişiye sağlayacağı önemli faydalardır. Âkif, bu anlamda sporla çok yakından ilgilendi. Okul yıllarında başlayan bu ilgisi sağlığı ve vakti müsait oldu-
ğu sürece hayatı boyunca devam etti. Koşma, güreş, gülle atma, taş atma, yüzme, ata binme en çok tercih ettiği spor dallarıydı. Bilhassa güreşte çok başarılıydı. Devrin ünlü pehlivanı Kıyıcı Osman pehlivandan ders almış pek çok ünlü pehlivanla güreş tutmuştur. Bürokrat Kişiliği Âkif, eğitimini tamamladıktan sonra Ziraat nezaretinde baytar muavini olarak resmi görevine başladı. Vazifesi gereği Rumeli, Anadolu ve Arabistan’da pek çok yer dolaştı. Bu görevinin dışında ayrıca muhtelif okullarda öğretmenlik de yaptı. Ama hayatını salt bir bürokrat olarak resmi işlerle geçirmedi. Baytarlık yaparken halkla iç içe oldu. Onların sorunlarını yakından inceledi. Yine öğretmenlik yaparken de aynı gözlemci tavrını sürdürdü. Safahatın bir meselesi olan kitap olduğu düşünülecek olunursa bu görevlerin Âkif’in memleket meselelerini kavrama noktasında kendisine çok şey kazandırdığı muhakkaktır. Toplumsal Yönü Mehmet Âkif, hayatı boyunca “fildişi kule” sanatçısı olmadı. O, bir toplum insanıydı. Toplumla ilgili meselelerde tam bir aydın sorumluluğuyla hareket etti. Toplumsal yarar sağladıklarını düşündüğü her oluşumun içerisinde yer aldı. İttihat Terakki cemiyetine üyeliği, Müdafa-yı Milliye Hey’eti
71
Tacettin Dergâhı
Neşriyat şubesinde görev alması, Dar’ül hikmeti’l-İslâmiye heyetindeki başkatiplik görevi, devlet adına yaptığı Berlin ve Necid seyahatleri, milletvekili oluşu, Sebilür-reşad ve Sırat-ı müstakim dergilerinde yazması, muhtelif okullarda hocalık yapması, camilerde vaazlar vermesi münevver kişiliğinin toplumsal yansımaları olarak görülmelidir. Eylemci Kişiliği Mehmet Âkif, hayatı boyunca sürekli bir aksiyon insanı oldu. Asla bir köşede oturup hadiselerin seyrini izlemekle yetinmedi. Onların müspet manada gelişmesi ve değişmesi için mücadele etti. Her şeyden önce sanat anlayışını buna göre şekillendirdi. Toplumsal ve bireysel sorunlar hiçbir şairin eserinde onunki kadar yer almadı. Üstelik sadece yazmakla yetinmedi ve konuştu da…Bilhassa Milli mücadele öncesinde İstanbul ve Milli mücadele esnasında Anadolu’nun muhtelif şehirlerinde camilerde halka hitap etti. O yerlerin ileri ge-
72
len insanlarını toplumsal sorumluluklar üstlenmeye çağırdı. Edebiyatçı Kişiliği Şiire başladığı yıllarda devrin eğilimlerine uyarak klasik tarzda gazeller, terkib-i bendler yazdı. Fakat bu dönemi uzun sürmedi. Yaşadığı devrin zor şartları sebebiyle şiirini cemiyete adadı. Cemiyetin meselelerini şiirin konusu yaptı. Öyle ki Safahat’ı o devre tutulmuş bir ayna hükmündedir. Mısır yıllarına kadar bütün şiirlerinde bu toplumcu vasfını korudu. Mısır yıllarında ise yaşamak zorunda bırakıldığı münzevi hayat nedeniyle daha içe dönük ve mistik şiirler yazdı. Karakteri Mehmet Âkif, tam bir karakter abidesi olarak karşımıza çıkar. Şüphesiz bu durum ailesinin çocuk yaşlarda kendisine kazandırdığı din ve ahlak eğitimin bir sonucudur. Âkif, aileden aldığı değerleri hayatı boyunca inanarak yaşamış, bunları içselleştirmiş ve
bir yaşama üslubuna dönüştürmüş bir insandır. Hayatında hiçbir kötü alışkanlığı olmamıştır. İnandığı ahlakî prensipleri titizlikle uygulamış, bu anlamda çevresinde örnek bir kişi olmuştur. Çalışkanlık, sözünde durma, dürüstlük, vefa gibi müsbet özellikler en güzel temsilini onda bulmuştur. Öte yandan müspeti kendi yaşayışıyla temsil eder ve yaygınlaşmasını sağlarken menfi olan kibir, tembellik, bilgisizlik, ikbal şımarıklığı, gibi menfi özelliklerle de hayatı boyunca mücadele etmiştir. Sonuç Sınırlı bir yazıda çok azını sayabildiğimiz bu özellikleriyle Âkif, yaşadığı dönemde ve vefatından sonra sadece bir şair olarak bilinmemiş, her zaman için bilgili, kültürlü, örnek samimi bir Müslüman olarak gönüllerdeki yerini almıştır. Dolayısıyla o her dönemde gençlerimizin önünde model bir şahsiyet olma vasfını taşımaktadır. Somuncu Baba