Tarih
Ýbn-i Sînâ ve Dünyaya Etkileri Resul KESENCELÝ
“Ýbn-i Sina bu ilahi ahlaký uzun uzun tahlil eder ve buradan asýl beþeri ve ameli ahlaka geçer. Ruhi kuvvetler ve ahlaki faziletler arasýndaki iliþkileri inceler. Yani ilk nokta son noktadýr fikrini doðrular. Tüm bilimlerde temel amacýn ve eriþilecek son noktanýn Allah olduðunu ispatlar. Ezelden ebede çok güzel köprüler kurar, ibret levhalarý gösterir.”
48
Aðustos ayý Türk tarihi içerisinde müstesna yeri olan aylardan biridir. Bu ayda önemli zaferler kazanýlmýþ önemli olaylar gerçekleþmiþtir. Bu ay içerisinde Alparslan Malazgirt Zaferini kazanmýþ (1107), Otlukbeli Meydan Savaþý kazanýlmýþ (1473), Yavuz Selim Çaldýran ve Mercidabýk Zaferlerini kazanmýþ (15141516), Kanuni Mohaç Savaþýný kazanmýþ (1534), Estergon Kalesi fethedilmiþ (1543), Turgut Reis Trablusgarb'ý fethetmiþ (1551), Çanakkale'de I. Anafartalar Zaferi kazanýlmýþ, M. Kemal Atatürk Baþkomutanlýk Meydan Savaþý ve Büyük Taarruzda düþmaný yenmiþ, Kurtuluþ Savaþýnýn kazanýlmasýný saðlamýþtýr (1922), 2. Kýbrýs harekatý yapýlmýþtýr. (1974) Bunlarýn yaný sýra önemli haftalarý içerisine alan bir aydýr Aðustos. Dünyaca meþhur Türk bilgini olan Ýbni Sînâ için 17-23 Aðustos tarihleri Ýbni Sînâ haftasý olarak kabul edilmiþtir. Ýþte biz bu yazýmýzda bu meþhur bilginimizi tanýtmaya çalýþacaðýz. Ýbn-i Sînâ 980 yýlýnda Buhara'ya baðlý olan Harmasyan þehrine yakýn Afþana köyünde doðmuþtur. Olaðanüstü bir zekâya sahiptir. 10 yaþýndayken Kur'an-ý Kerim'i ezberlemiþtir. 18 yaþýna geldiðinde devrinin bütün bilimlerinde en yüksek seviyeye ulaþmýþtýr. Ýbn-i Sînâ sarf, nahiv, geo-
metri, mantýk, matematik, kimya, musiki, siyaset bilimi, týp, fýkýh, fizik, felsefe, biyoloji, metafizik bilimlerini öðrendi. Fakat hangi konu ile ilgili çalýþýrsa çalýþsýn önce abdest alýr, namaz kýlar sonra da o meselenin halli için Allah'a dua ederdi. Her þeyin ondan geldiðinin farkýnda olduðu için dünyadaki tüm bilimlerin Allah'ýn ilminin yanýnda hiçbir anlam ifade etmediðinin bilincindeydi. Buhara Sarayýnýn zengin kütüphanesinde çalýþtý, buradaki tüm kitaplarý ezberlercesine okudu. Yirmi yaþýnda Harezm’e gitti. Orada Birun ile tanýþtý. Oradan Horasan'a ve Cürcan'a geçti. Cürcan'da Ebu Muhammed Þirazi kendisine yardýmcý oldu. Ýlmi çalýþmalarý için bir yer tahsis etti. Ünlü eseri Kanun fi't-Týbb'ý burada yazdý. Bütün düþünürlerin hayatýný araþtýrdý. En tanýnmýþ eserleri Kanun fi'tTýbb, Eþ-Þifa, En-necat'týr. Kendisi altý asýr boyunca doðu ve batýdaki en büyük tabib kabul edilmiþtir. Eserleri Asya ve Avrupa üniversitelerinde tek kaynak, yegâne kitap olarak okutulmuþtur. Eserleri Latince, Ýbranice ve diðer dillere çevrilmiþ, yüzlerce defa mükerrer baskýlarý yapýlmýþtýr. Yaptýðý taným tesbit ve ilaçlarý günümüzde halen geçerlidir. Somuncu Baba
Eseriyle Avrupa düþünürlerini derinden etkilemiþtir. Avrupa'da "Avicenna" diye tanýnan Ýbn-i Sînâ en büyük bilgin olarak kabul görmüþtür. Tüm bilimsel eserlerinin yaný sýra tasavvuf ile ilgili eserler yazmýþtýr. Kitabu'n-nefi adlý eseriyle psikolojinin kurucusu olarak kabul edilmiþtir. Ýbn-i Sînâ'ya göre Allah bütün ispatlarýn temelidir: "Vacibü'l-Vucut"tur. Bürhan yoluyla bilinemez. O'nun ne tarifi ne illeti vardýr. Bilakis kendisi bütün mevcudata delildir. Böylece metafizikten tasavvufa geçer. Mevcudat Cenab-ý Hakk'ýn "Vacibü'l-Vucut" olmasý sebebiyle zaruri surette vücut bulmuþtur. Bu sebeple eþya üzerinde Allah'ýn ezeli inayeti vardýr. Ýbn-i Sînâ bu ilahi ahlaký uzun uzun tahlil eder ve buradan asýl beþeri ve ameli ahlaka geçer. Ruhi kuvvetler ve ahlaki faziletler arasýndaki iliþkileri inceler. Yani ilk nokta son noktadýr fikrini doðrular. Tüm bilimlerde temel amacýn ve eriþilecek son noktanýn Allah olduðunu ispatlar. Ezelden ebede çok güzel köprüler kurar, ibret levhalarý gösterir. Ýbn-i Sînâ'nýn Þifa adlý eseri bir felsefe ansiklopedisidir. Diðer eserlerine gelince Kanun fi't-týb meþhur týp kitabýdýr. Necat ve iþaret adlý kitaplarý ve Aristo'nun Aðustos / 2005
Minyatür: A. Süheyl Ünver
Civa buharýyla tedaviyi ilk defa kendisi bulmuþtur. Kýzýl hastalýðýný ilk kez kendisi tarif etmiþ, mide ülserini ilk kez kendisi yazmýþ, bu hastalýðýn yemeklerle ilgili olduðunu açýklamýþtýr. Karaciðer hastalýklarýný da en güzel açýklayan Ýbn-i Sînâ'dýr. Kalp mide ve böbreklerin karaciðer hastalýðýndan dolayý bozulacaðýný eserinde yazmýþtýr. Ayný zamanda göz hakkýnda geniþ bilgiler vermiþtir. Göz ile burun arasýndaki kanalýn varlýðýný ilk keþfeden bilgindir. Doðum hakkýnda geniþ bilgiler vermiþtir. Kalp ve kalp hastalýklarý hakkýnda bilgi vermiþ kalbin çalýþma þeklini açýklamýþtýr. Ýbn-i Sînâ ilk kez damar içi þýrýngasýný yapmýþtýr. Týpta ilk kez sondalarý bulmuþtur. Bu aletle mesaneye ilaç koyma ve bevli çýkartmayý baþarmýþtýr. Avrupa ise buna ancak 800 yýl sonra 19. yüzyýlda eriþebilmiþtir. Hareket, kuvvet boþluk, ýþýk, ýsý, özgül aðýrlýk üzerine orijinal çalýþmalarda bulunmuþtur. Ameliyatlarda uyuþturucu narkozu bulan ve kullanan ilk kiþidir. Ýlk kez þeker hastalýðýný keþfetmiþ, idrarda þekerin olduðunu açýklamýþtýr.
felsefesini anlatan yirmi ciltli Kitabü'l-Ýnsaf'ý baþta gelen eserleridir. Ýbni Sînâ, Kimya alanýnda da çalýþmýþ ve önemli keþiflerde bulunmuþtur. Bu hususta Berthalet, kimya ilminin bugünkü hale gelmesinde Ýbn-i Sînâ'nýn büyük yardýmý olduðunu söyler. Bu çalýþmalarý ve etkileriyle Ýbn-i Sînâ doðu ve batý kültürünü geliþtiren büyük bilginlerden biri olduðunu gösterir. Bütün bunlardan baþka çok güzel þiirler yazmýþtýr. Hatta Türkçe olarak yazmýþ olduðu þiirleri bulunmaktadýr. Yani ayný zamanda þair edebiyatçý kimliði de bulunmaktadýr. Ýbn-i Sînâ'nýn Kanun fi't-Týb adlý eseri 12. yüzyýlda Latinceye çevrildi. Bu eser batý týp aleminde patlama tesiri yaptý. Çaðýn Fransa'nýn en meþhur týp fakülteleri olan Montpellier ve Lauvain Üniversitelerinin temel kitabý Kanun fi't-Týb olmuþtur. Durum 17. yüzyýlýn ortalarýna kadar devam
etti. Ýbn-i Sînâ 700 yýl Avrupa'nýn týp hocasý oldu. 600 yýl önce Paris Týp Fakültesi'nin Kütüphanesinde bulunan dokuz ana kitabýnýn en baþýnda Ýbn-i Sînâ'nýn Kanun fi't-Týb adlý eseri yer almaktadýr. Bugün hâlâ Paris Üniversitesinin Týp Fakültesi öðrencileri St. Germain Bulvarý yanýndaki büyük konferans salonlarýnda toplandýklarýnda Müslüman doktorun duvara asýlý büyük boy portresiyle karþýlaþýrlar. Bu iki portre Ýbn-i Sînâ ve Er-Razi'ye aittir. Ýbn-i Sînâ 1037 tarihinde Hemedan'da mide hastalýðýndan vefat etmiþtir. Kendisine tüm insanlýða yaptýðý katkýlarýndan dolayý þükranlarýmýzý arz ederiz.
49