özgürlükçü__demokrat_birey_olmak_zor_mu

  • Uploaded by: Lider
  • 0
  • 0
  • June 2020
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View özgürlükçü__demokrat_birey_olmak_zor_mu as PDF for free.

More details

  • Words: 508
  • Pages: 3
ÖZGÜRLÜKCÜ DEMOKRAT BİREY OLMAK ZOR MU ? Bu gün, bireyin özgürlüğünün, ortaya çıktığı bir yüzyılda yaşıyoruz. Bu yaşam dizininde ,uygar toplumun bireyleri: Öz amaçlarının arkasında olup, gereksinimlerini doyuma ulaştırmaya çalışanlardır. Bireyselleşmiş kişiye ancak, özgür birey diyebiliriz. Birey evrensel değerler çerçevesinde yaşayabiliyorsa, haklarını arayıp, sorumluluklarını yerine getirebiliyorsa,hukuk devletine inanıyorsa,kişisel tercihlerinin bilincindeyse; öz değerlerini, övünme aracı yapmıyorsa, başkalarının da beğenilerine, tercihlerine ve haklarına saygılıysa, araştırıp sorguluyor,üretip tartışabiliyor, demokrasiyi özümleyebiliyorsa, ancak özgür birey olabilir. Birey,kendi varlığına katkıda bulunabilir. Varlığına biçim verebilir. kendini değiştirebilir. Özgür seçimlerini belirleyebilir. En önemlisi yaptığı seçimlerin sorumluluğunu üstlenebilir. İnsan, niçin, neye göre, nasıl yaşadığını sorgulayıp, karar veren bir varlıktır. Daha çocukken ,önce yaratıcı olma, sonra bireyselleşme, en önemlisi de, yüzyılımızda gereksinim duyulan, özgürlükcü birey olma haklarını kaybetmemelidir. Özgürlükçü olmak, her şeyden önce, ötekine, yaratıcı gücünü kullanma ve birey olma hakkını, tanımak demektir. Bir bakıma, dünyayı algılayıp yorumlama fırsatıdır. Zaten bireyin kendisi de, bu dünyanın bir parçasıdır. Kendini yaratmadan bu dünyada, varolmuş sayılamaz. Kişisel özgürlüklerin kullanımında, insanı insan yapan, onun yaratıcı gücüdür. Yaratıcı edimi köreltilmeyen insan; ancak geleceğin 1

özgürlükcü insanı olur. Ve de, geleceğin özgürlükçü dünyasını yaratabilir. Öyleyse, aile olarak, eğitimciler olarak ve toplum olarak; çocuğun yetişmesine katkıda bulunurken, onun bireysel ilgisinin, toplumsal ilgilerinin önüne geçmesine izin vermeliyiz. Amacımız, önce bir birey, sonra toplumsal kişi olan çocuklar, yetiştirmek olmalıdır. Eğitim bir yaşam hazırlığıdır. Bu hazırlık esnasında, sahip olduğu potansiyeli kullanması engellenmemiş, dünyayı bugünkü koşullarıyla algılayabilme yetisine sahip, spontalığı ana-baba, öğretmenler ve de, toplum tarafında törpülenmeyen çocuklar; yaratıcı ve özgürlükçü olma şansına sahip olabilirler. Yetişkinler olarak, çocuğu, olduğu gibi görmemizi engelleyen yanılgıları, söküp atmadıkça, özgürlükçü olma yolunda, bir adım bile atmış sayılmayız. Koşullandırılmış, yönlendirilmiş, baskılanmış çocuk, özgür çocuk değildir. Ve bu çocuklar, ne yazık ki, çoğunluktadır. Ülkemizde, kentimizde ,sokağımızda hatta daha yakınımızda yaşarlar. Bazen bir evin her türlü olanakla donatılmış, can sıkıcı odasında, bazen bir sınıfın üç kişi oturan sıkışık kara sıralarında; tek düze ders anlatan bir öğretmenin karşısında. Biraz daha büyüdüğünde, bir iş yerinde sevmediği bir işi sürüklerken görebiliriz onları. Uysaldırlar. Otoriteye boyun eğmeye alışıktırlar. Eleştiriden korkarlar. Kendilerini, normal, anlaşılır ve uzlaşır olma zorunda hissetmeleri, onları bağnaz yapmıştır. Tüm karmaşalarını, korkularını, bunalımlarını, kendilerinden sonraki kuşaklara aktarırlar. Bunlardan yeni , özgür olmayan çocuklar doğar. Otoriteye bağımlılıktan, kurtulamamış yetişkinler; akılcı ve bireyselleşmiş çocuklar yetişmesinden çok da, hoşlanmazlar. Çünkü bu akılcı ve bireyselleşmiş çocuklar, uysal, masa başı insanı olmak yerine, macera peşinde koşarlar ve de, fazlaca özgür olurlar. Kendi aklını kullanamayan, bağımlılıktan kurtulamamış yetişkinler, nasıl 2

özgürlükçü olurlar? Ve başkalarını da, kendi aklını kullanmak isteyecek kadar özgürlükçü kılarlar? Bugün ailede, eğitim kurumlarında ve toplumdaki eğitim anlayışı: Ne istediğini bilen, potansiyelini kullanabilen, günün koşullarını algılayabilen, dayatmacı sisteme karşı, kendini gerçekleştirebilen, yaratıcılığı köreltilmemiş; toplumsal bir varlık olma süreci içinde, ilgileri ve meraklarının üzeri örtülmemiş, kendini yarınlara taşıyabilen ,yarınlarda kalarak, yürüyebilen çocuklar yetiştirmek yolunda DEĞİŞMELİDİR. Bugünün dünyasının artık, dayatmacı, yönlendirilmiş, bilgi hamalı, sistemin köleleri yetişkinler yerine; yarını gören, özgür ve özgürlükçü bireylere gereksinimi vardır. Bu da, ancak , yeniliğe ve değişime açık, araştıran, üreten, tartışan, sorgulayan, hak ve sorumluluklarını bilen, evrensel değerleri ilke edinen ve bu değerlere sahip çıkan aile, kurumlar ve toplum bireyleriyle mümkündür... Lider Erşan Eğitimci yazar 15 MAYIS 2006

3

More Documents from "Lider"

June 2020 4
June 2020 3
Para Baba
June 2020 13
June 2020 2