PARA BABA(SI) VE ÇOCUK Ünlü yazar ve felsefeci AYN RAND`IN, bir sözünü çok beğeniyorum ve ona katılıyorum. Paranın felsefesiyle ilgili tanımı , hem değişik, hem çarpıcı. Diyeceksiniz ki, paranın felsefesi olur mu? Olur tabii, neden olmasın. Her sözcük felsefeye giriyor da; yaşamımıza kimi zaman güneş gibi doğan, kimi zaman karabulut gibi çöken, bu nesnenin, felsefede neden yeri olmasın. Söz aynen şöyle “ Parayı yaratmak” Parayı kazanmak, gibi alışılagelmiş söylemden çok farklı. Parayı kazanmak; sözü bana, biraz banal, biraz bencil ve hiç felsefesi olmayan, bir tanım gibi gelir. Neden mi? Çünkü, kazanmak ile yaratmak arasında, ciddi bir anlam farkı vardır. Kazanmak, çoğu kez , kazanırken başkalarına kaybettirmeyi, çağrıştırır. Ve yaratmak kadar, etik görünmez gözüme. Oysa, bir nesneyi yaratmak, başkalarının da, yolunu açmak, başkalarını da, yararlandırmak demektir. Bizim toplumumuzda para kültürü, parayı kullanma kuralları ve adabı ıskalanmıştır. Çocuklarımız yetişirken, nedense en çok kullanacağı, en çok karşılaşacağı, bu bedelden uzak tutulur. Hatta uzak kalması sağlanır. Çoğu kez de, yetişkin oluncaya kadar, onu hiç tanımaması için, özel bir çaba harcanır. “ Aman paracı olur, aman paranın her şey olduğunu sanır” diye, para için hep; Cızz…denir. Ve sonra birden bire para dikilir karşısına!...Evde, işte, sokakta. Cebine dolar, cüzdanına girer. Fakirken zenginleşir, zenginken beş parasız kalır. Bazen mutluluk, bazen de, mutsuzluk getirdiğine inanır. Ama tam olarak, bu yaramaz, yerinde duramaz, sabun gibi kaygan, köpük gibi balon olup, sonra kaybolan büyülü nesneyi, koyacak yer bulamaz. Ya yastık altında saklar; ya da nasıl olsa, arkası gelecektir diye, har vurup, harman savurur. Oysa, anne babası; küçük yavrusuna, bu afacanı tanıtıp, ilerideki yaşamında, büyük rol oynayacağını söyleyerek; onu, nasıl yöneteceğini öğrenmesini, sağlasalardı, çocuk yetişkin olduğunda; har vurup, harman savurmayacaktı. Para her şey değil diye, ona arkasını dönmeyecekti. Daha önemlisi, paranın kölesi olmayacaktı. Parayı tanıyan çocuk, yetişkin olduğunda; Onu yaratmaya çalışır, Çöp yığınlarını, topraktaki demiri, kömürü,doğadaki her bir varlığı yeni değerlere dönüştürerek; onlardan, insanlığın yararlanacağı nesneler yaratır, pazarlayarak; paraya çevirir. Yani, PARAYI YARATIRDI. Yarattığı bu değerin de, kıymetini bilirdi. Bu yaratıcılık ona, bir üstünlük kazandırırdı. Kimse onu, “ Paracı” diye aşağılayamaz, “PARA
BABASI” olarak görüp, sömüremezdi. O da çocuklarına, paranın yaratılacak bir değer olduğunu, öğretir; Öğretisinden de, gurur duyardı. Lider Erşan Eğitimci Yazar