Mektûbât-ı Hulûsî-i Dârendevî Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s)
Otuzdördüncü Mektup
4
Kasım 2008
Doğruluk, samimiyet ve sevgiyi devam ettirmede kendini insanlığın gerçeği say ve gerçek ol. Kendini böyle ortaya koy. Hakirlik, fakirlik ve itibarsızlıkta kendini dünyanın en aşağısı say ve mütevazı ol. Gül bahçesinin gençliği, canlılığı soldu -ömrün bahar çiçekleri soldu- ve göç eden konaklayacağı yere varamadı. Bütün çarşı, pazar dağılmaya yaklaştı. Mümkün olmayan hevesler, istedikleri şeye kavuşmaya yönelmedi. Gözün ışığı, gözlerin parlaklığı sönerse ona göz mü denir? Yârin güzellik cazibesi aydınlık yüzün ışıklarına, parlaklığına şahitler kolay olan olmazsa işitmenin yükselip meydana çıkan esrarı sona erer de o tanıdık resim gibi güzel sevgilinin kavuşma davetini yakından işiten kulak, can kulağıyla işitmezse ona kulak mı denir? Bu elemli vadinin kızgın demirle nişanlanmış heveslerini geçen, Musa Peygamberin Tur Dağı’nda Allah’ın tecellisine mazhar olduğu yeri sevgiliye kavuşmak için gezinerek adımlamaya, o ayak ki ona ayak mı derler?
Günümüz Türkçesine Aktaran: Cemil GÜLSEREN
5