YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA
2
Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 yılında Ankara'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamladı. Daha sonra İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde öğrenim gördü. 1980'li yıllardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser hazırladı. Bunların yanı sıra, yazarın evrimcilerin sahtekarlıklarını, iddialarının geçersizliğini ve Darwinizm'in kanlı ideolojilerle olan karanlık bağlantılarını ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktadır. Harun Yahya'nın eserleri yaklaşık 30.000 resmin yer aldığı toplam 45.000 sayfalık bir külliyattır ve bu külliyat 41 farklı dile çevrilmiştir. Yazarın müstear ismi, inkarcı düşünceye karşı mücadele eden iki peygamberin hatıralarına hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden oluşturulmuştur. Yazar tarafından kitapların kapağında Resulullah'ın mührünün kullanılmış olmasının sembolik anlamı ise, kitapların içeriği ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-ı Kerim'in Allah'ın son kitabı ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya olmasını remzetmektedir. Yazar da, yayınladığı tüm çalışmalarında, Kuran'ı ve Resulullah'ın sünnetini kendine rehber edinmiştir. Bu suretle, inkarcı düşünce sistemlerinin tüm temel iddialarını tek tek çürütmeyi ve dine karşı yöneltilen itirazları tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'ın mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duası olarak kullanılmıştır. Yazarın tüm çalışmalarındaki ortak hedef, Kuran'ın tebliğini dünyaya ulaştırmak, böylelikle insanları Allah'ın varlığı, birliği ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düşünmeye sevk etmek ve inkarcı sistemlerin çürük temellerini ve sapkın uygulamalarını gözler önüne sermektir. Nitekim Harun Yahya'nın eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, İngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, İspanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan İtalya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyanın daha pek çok ülkesinde beğeniyle okunmaktadır. İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boşnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, Sırpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullanılıyor), Hausa (Afrika'da yaygın olarak kullanılıyor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullanılıyor), Danimarkaca ve İsveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt dışında geniş bir okuyucu kitlesi tarafından takip edilmektedir.
Dünyanın dört bir yanında olağanüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insanın iman etmesine, pek çoğunun da imanında derinleşmesine vesile olmaktadır. Kitapları okuyan, inceleyen her kişi, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlaşılır ve samimi üslubun, akılcı ve ilmi yaklaşımın farkına varmaktadır. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri taşımaktadır. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düşünen insanların, artık materyalist felsefeyi, ateizmi ve diğer sapkın görüş ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün değildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklardır, çünkü fikri dayanakları çürütülmüştür. Çağımızdaki tüm inkarcı akımlar, Harun Yahya Külliyatı karşısında fikren mağlup olmuşlardır. Kuşkusuz bu özellikler, Kuran'ın hikmet ve anlatım çarpıcılığından kaynaklanmaktadır. Yazarın kendisi bu eserlerden dolayı bir övünme içinde değildir, yalnızca Allah'ın hidayetine vesile olmaya niyet etmiştir. Ayrıca bu eserlerin basımında ve yayınlanmasında herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir. Bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, insanların görmediklerini görmelerini sağlayan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmasını teşvik etmenin de, çok önemli bir hizmet olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu değerli eserleri tanıtmak yerine, insanların zihinlerini bulandıran, fikri karmaşa meydana getiren, kuşku ve tereddütleri dağıtmada, imanı kurtarmada güçlü ve keskin bir etkisi olmadığı genel tecrübe ile sabit olan kitapları yaymak ise, emek ve zaman kaybına neden olacaktır. İmanı kurtarma amacından ziyade, yazarının edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyeceği açıktır. Bu konuda kuşkusu olanlar varsa, Harun Yahya'nın eserlerinin tek amacının dinsizliği çürütmek ve Kuran ahlakını yaymak olduğunu, bu hizmetteki etki, başarı ve samimiyetin açıkça görüldüğünü okuyucuların genel kanaatinden anlayabilirler. Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaşaların, Müslümanların çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizliğin fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulmanın yolu ise, dinsizliğin fikren mağlup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konması ve Kuran ahlakının, insanların kavrayıp yaşayabilecekleri şekilde anlatılmasıdır. Dünyanın günden güne daha fazla içine çekilmek istendiği zulüm, fesat ve kargaşa ortamı dikkate alındığında bu hizmetin elden geldiğince hızlı ve etkili bir biçimde yapılması gerektiği açıktır. Aksi halde çok geç kalınabilir. Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmiş olan Harun Yahya Külliyatı, Allah'ın izniyle, 21. yüzyılda dünya insanlarını Kuran'da tarif edilen huzur ve barışa, doğruluk ve adalete, güzellik ve mutluluğa taşımaya bir vesile olacaktır.
3
Bu kitapta kullan›lan ayetler Ali Bulaç'›n haz›rlad›¤› "Kur'an-› Kerim ve Türkçe Anlam›" isimli mealden al›nm›flt›r.
Birinci Bask›: Haziran, 2001 ‹kinci Bask›: Ekim, 2003 Üçüncü Bask›: fiubat 2006
ARAfiTIRMA YAYINCILIK 4
Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹fl Merkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88
Bask›: Seçil Ofset 100. Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi 4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15
www.harunyahya.org - www.harunyahya.net
ÇOCUKLAR HİÇ DÜŞÜNDÜNÜZ MÜ? .2.
göklerdeki ihtişam 5 (Allah) Gökleri ve yeri, bir örnek edinmeksizin Yaratan’d›r. O, bir iflin olmas›na karar verirse, O'na yaln›zca 'OL' der, o da hemen oluverir. (Bakara Suresi, 117)
HARUN YAHYA
O K U Y U C U YA ● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür. ● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitaplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r.
6
● Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler. ● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r. ● Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir. ● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r. ● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z.
‹Ç‹NDEK‹LER G‹R‹fi .......................................................................................8 1. bölüm: EVREN‹N YARATILIfiI ............................................ 12 Bir Zamanlar Evren Yoktu! .....................................................12 Big Bang (Büyük Patlama) ve Evrenin Genifllemesi .................20 Patlamayla Oluflan Düzen .....................................................22 Kuran’da Evren Hakk›nda Verilen Bilgiler ...............................26 2. bölüm: EVREN .................................................................. 28 Galaksiler ..............................................................................29 Y›ld›zlar ................................................................................37 Günefl Sistemi .......................................................................38 Gezegenler ...........................................................................49 Di¤er Gök Cisimleri ...............................................................54 3. BÖLÜM: DÜNYA ............................................................... 56 DÜNYAMIZ'DA ÖZENLE HAZIRLANMIfi DENGELER ..............56 XXDünya’n›n Evrendeki Yeri .................................................62 XXDünya’n›n Is›s› ..................................................................67 XXDünya’n›n Büyüklü¤ü ve XXDi¤er Gök Cisimlerinden Korunmas› .................................71 XXOkyanuslar - Denizler .......................................................74 XXAtefl Püskürten Da¤lar ......................................................75 ATMOSFER ...........................................................................79 Ak›p Giden Bulutlar ...............................................................90 Ya¤murdaki Ölçü ..................................................................94 Rengarenk Gökkufla¤› ...........................................................96 Gecelerimizi Ayd›nlatan Ay ...................................................99 Gece-Gündüz ve Mevsimler ................................................101 SONSÖZ ............................................................................106
7
G‹R‹fi
E
çinde yaflad›¤›m›z evrenin büyüklü¤ünü hiç düflündünüz mü? Herhalde bu konu üzerinde çok detayl› düflünmemiflsinizdir. Zaten düflünmüfl
olsan›z da evrenin geniflli¤ini tam olarak anlayabilmeniz
8
çok zordur. Bunu size bir örnekle anlatmaya çal›flal›m. Akl›n›za gelen en büyük genifllik nedir, bir düflünün. Örne¤in oturdu¤unuz flehrin bir ucundan di¤er ucuna kadar olan alan›n çok genifl oldu¤unu düflünüyor olabilirsiniz. Veya kimileriniz bulundu¤unuz ülkenin en do¤usundan en bat›s›na kadar yolculuk etmifl ve ne kadar genifl bir alan oldu¤una flahit olmufl olabilir. Hatta baz›lar›n›z ülkenizden çok uzak bir ülkeye seyahat etmifl olabilir. Ancak flunu unutmay›n! Tüm dünyay› dolaflm›fl bile olsan›z, dünya üzerindeki hiçbir uzakl›k evrenin geniflli¤ini anlayabilmeniz için yeterli de¤ildir. Çünkü Dünya'n›n evren içinde kaplad›¤› yer bir toz tanesi kadar bile de¤ildir. Yanl›fl duymad›n›z! Koskoca Dünya gezegeni, ev-
Bir topun üzerinde tutmaya çalıştığımız oyuncak arabalar kolayca yere yuvarlanır. Peki Dünyamız'ın üzerinde nasıl durabildiğimizi hiç düşündünüz mü?
rende bir toz tanesi kadar yer tutmaz. Bu örnek size evrenin ne kadar büyük oldu¤unu bir parça anlatabilmifltir san›r›z. Sevgili çocuklar, flimdi koskocaman evrenin içinde, küçücük bir yer kaplayan Dünyam›z'› düflünün. Her gün bu yuvarlak topun üzerindeki evinizde uyan›yorsunuz. Okula, bu yuvarlak topun üzerinde yap›lm›fl olan yollardan gidiyorsunuz. fiimdi bir düflünün! Elinize bir top alsan›z ve onun üzerine minik arabalar koysan›z, bu arabalar› da tutmasan›z onlar bu topun üzerinde durabilirler mi? Tabii ki du-
9
10 ramazlar. Ama siz hiç düflmeden yuvarlak bir top olan Dünyam›z'›n üzerinde bütün gün arkadafllar›n›zla birlikte gülüp e¤lenebiliyorsunuz. Peki bir de Günefl'i düflünün. Alev alev yanan bu k›rm›z› atefl topu olmasa nas›l ›s›nacakt›n›z, nas›l ayd›nlanacakt›n›z? Yaz›n denize girip, yüzebilir miydiniz? Ailenizle ya da s›n›f arkadafllar›n›zla ve ö¤retmeninizle birlikte pikni¤e gidebilir miydiniz? Hay›r! Bunlar›n hiçbirini yapamazd›n›z. Çünkü, Günefl olmasa Dünya'da hiçbir canl› varl›k olmazd›. Yaln›zca bitkiler, a¤açlar, kufllar, böcekler,
çok sevdi¤iniz kedi ve köpekler de¤il, anneniz, baban›z, arkadafllar›n›z, kardefliniz ve siz de olmazd›n›z. Dünya ve Günefl'le ilgili bu iki örnek, evrendeki gök cisimlerinin ve onlar›n sahip olduklar› özelliklerin, hayat›n›z için çok önemli olduklar›n› göstermektedir. Tabii, bunlar›n benzeri daha pek çok ilginç örnek verebiliriz. ‹flte bu kitapta size bu örneklerden baz›lar›n› anlataca¤›z. Bu örneklerle evreni tan›mak sizin için hem çok ilginç hem de e¤lenceli olacak. Annenize, baban›za ya da arkadafllar›n›za ö¤rendiklerinizi anlatmal›s›n›z. Emin olun, bu ilginç konular› ö¤renmek onlar›n da hofluna gidecektir. Bu kitaptaki bilgileri okudukça evrenimizin ve içindeki tüm varl›klar›n Yarat›c›m›z olan Allah taraf›ndan en güzel flekilde var edildiklerini göreceksiniz. Allah'›n Günefl'i, Ay'›, Dünyam›z'› k›sacas› evrendeki herfleyi, bizim en güzel ve en rahat bir flekilde yaflamam›z için özel olarak yaratt›¤›n› ö¤reneceksiniz. fiimdi sizlerle birlikte evrende güzel bir yolculu¤a ç›kaca¤›z...
11
1. bölüm: EVREN‹N YARATILIfiI
U
çsuz bucaks›z evrenin nas›l olufltu¤unu, koskocaman Dünyam›z'›n, Günefl'in, Ay'›n ve y›ld›zla-
r›n nas›l meydana geldi¤ini hiç merak edip araflt›rd›n›z m›? Peki, evrenin Dünyam›z, Ay ve Günefl'ten baflka birçok
12
ilginç cisimle dolu oldu¤unu biliyor musunuz? Bu cisimlerin bir arada varl›klar›n› sürdürebilmeleri için, evrende birçok hassas dengenin ayn› anda çal›flmas› gerekti¤inden haberiniz var m›? fiimdi bu sorular›n cevaplar›n› ö¤renece¤imiz ihtiflaml› bir yolculu¤a ç›kal›m ve Allah'›n evreni ilk olarak nas›l yaratt›¤›n› ö¤renelim.
Bir Zamanlar Evren Yoktu! Eskiden insanlar gökyüzü hakk›nda çok az fley biliyorlard›. Çünkü, gökyüzünü araflt›rmak için gerekli olan araçlar flimdiki gibi geliflmifl de¤ildi. Bu yüzden, insanlar›n
evrenin ilk ortaya ç›k›fl›yla ilgili saçma ve komik düflünceleri vard›. Bunlar›n en komik olan› ise evrenin hep var oldu¤unu zannetmeleriydi. Yani, gökyüzü yeterince incelenmeden önce, baz› bilgisiz insanlar evrenin bir bafllang›c› olmad›¤›n› hep var oldu¤unu söylüyorlard›. Oysa bu çok mant›ks›z bir düflünceydi! Bir düflünün, evinizin ya da okulunuzun ilk yap›ld›¤› tarih hatta flu an okudu¤unuz bu sat›rlar›n bile belli bir yaz›l›fl tarihi vard›r. Ayn› flekilde, annenizin, baban›z›n ve tabi sizin de bir do¤um tarihiniz var. Demek ki, canl› ya da cans›z olsun, herfley belli bir tarihte ortaya ç›kar. ‹flte, bunun için "evrenin ortaya ç›k›fl tarihi yoktur, o zaten hep vard›" diye düflünmek çok ak›ls›zca bir düflünce olur. Bu konuyu daha iyi anlaman›z için flöyle bir örnek verelim: Sabah okula giderken farkl› bir yoldan gitti¤inizi ve yol üzerinde bir heykel ile karfl›laflt›¤›n›z› düflünün. Ne düflünürsünüz? "Bir heykelt›rafl bu heykeli yapm›fl ve buraya yerlefltirmifl" dersiniz de¤il mi? Peki bir arkadafl›n›z ç›ksa ve "hay›r bu heykel hep buradayd›, onu kimse yapmad›, her zaman burada duruyordu" dese ne dersiniz? Herhalde arkadafl›n›z›n son derece saçma düflündü¤ünü, her sanat eserinin mutlaka bir yap›mc›s› oldu¤unu söylersiniz de¤il mi?
13
O kula gidip gelirken yol üzerinde gördüğünüz bir heykel elbette bir sanatçı tarafında meydana getirilmiştir. Aynı şekilde insan da Allah tarafından yaratılmış bir varlıktır. Bunların tesadüfen meydana gelmesi ise imkansızdır.
14 O halde evrenin hep var oldu¤unu söyleyenler, heykelin hep var oldu¤unu söyleyen arkadafl›n›zdan çok daha saçma düflünmektedirler. Çünkü heykel, bir kaya parças›n›n flekillendirilmifl halidir. Evrenin içinde ise bu kaya parças› ile asla k›yaslanamayacak kadar çok gök cismi, çok fazla sistem ve ola¤anüstü dengeler vard›r. Zaten evrenin hep var oldu¤u gibi bir düflüncenin saçma oldu¤u gökyüzü araflt›rmalar› geliflince daha da iyi anlafl›ld›. Çünkü, bu araflt›rmalar›n sonucunda herfley gibi evrenin de bir bafllang›c› oldu¤u ortaya ç›kt›. Evrenin bir do¤um günü oldu¤unu ispatlayan ilk kifli Ed-
win Hubble (Edvin Hab›l) ad›nda bir gök bilimcidir. (Zaten biliyorsunuzdur ama yine de hat›rlatal›m: gök bilimci gökyüzünü, uzay› inceleyen insanlara denir.) Gök bilimci olan Hubble'›n dev bir teleskobu vard›. 1929 y›l›nda, her zamanki gibi dev teleskobuyla gökyüzünü inceledi¤i bir gün, y›ld›zlar›n hareket etti¤ini fark etti. Bunlar s›radan hareketler de¤ildi. Çünkü y›ld›zlar sürekli olarak bizden uzaklafl›yorlard›. Hatta y›ld›zlar birbirlerinden de uzaklafl›yorlard›. herfleyin birbirinden uzaklaflt›¤› bir evren ise sürekli geniflleyen bir evren demekti. Bundan yüzy›l öncesine kadar insanlar bu gerçe¤i bilmiyorlard›. Fakat bugün y›ld›zlar›n birbirlerinden ve Dünya'dan uzaklaflt›klar›n› bütün bilim adamlar› söylemektedir. Y›ld›zlar›n bu hareketi evrenin yarat›l›fl›yla ilgili çok önemli bir bilgidir. Çünkü, y›ld›zlar›n birbirlerinden sürekli
15
uzaklafl›yor olmalar›, bafllang›çta hepsinin bir arada oldu¤unu gösterir. Bilim adamlar›, bundan yaklafl›k 15 milyar y›l önce evrenin tüm maddesinin toplu i¤ne bafl› kadar küçük bir noktada s›k›fl›k olarak bulundu¤unu hesaplad›lar. Bu noktan›n patlamas› ve uzaya da¤›lmas› sonucunda bugünkü evren ortaya ç›km›flt›. fiimdi, buraya kadar anlatt›klar›m›z› s›rayla alt alta yazal›m: - Birincisi, y›ld›zlar sürekli hareket ederler; - ‹kincisi, y›ld›zlar bizden uzaklaflmaktad›rlar; - Üçüncüsü, zaman yavafl yavafl geriye al›nsa, y›ld›z-
16
lar›n birbirlerine yaklaflt›¤› görülür. Bu geri gidifl, tüm evren tek bir noktada birleflinceye kadar devam eder. Biraz daha geriye gidersek bu nokta da yok olur. Yani evren hiç yokken var olmufltur, yani Allah taraf›ndan yarat›lm›flt›r. Yoklu¤un nas›l bir fley oldu¤unu afla¤›daki üç basit soruyu cevaplayarak kolayca anlayabilirsiniz. 1- Bir sene önce kaç yafl›ndayd›n›z? Mutlaka flu anki yafl›n›zdan bir yafl daha küçük oldu¤unuzu söyleyeceksiniz. 2- fiu anda bulundu¤unuz yafltan birer birer geri saysan›z, en son hangi yafl›n›z› söylersiniz?
Hepiniz "bir" demifl olmal›s›n›z. Bu sizin do¤du¤unuz andan bir y›l sonra girdi¤iniz yaflt›r. ‹lk do¤du¤unuz anda ise henüz bir yafl›n›z yoktur, bu an ise s›f›r yafl olarak ifade edilebilir. 3- Do¤du¤unuz zamandan bir sene önceyi düflünün! O zaman kaç yafl›ndayd›n›z? Ve neredeydiniz? Bu soruya, "O zaman ben yoktum" fleklinde cevap vermifl olmal›s›n›z. Do¤ru cevap da gerçekten anneniz size henüz hamile kalmadan önceki zamanlarda yok oldu¤unuzdur. Yafl›n›zla birlikte vücudunuz için de ayn› geriye sayma ifllemini yapacak olursak, sonuçta vücudunuzun da yok oldu¤unu görürsünüz. Geri ald›¤›m›z her bir yaflla birlikte vücudunuz da küçülür. Vücudunuz küçüle küçüle, annenizin karn›ndaki halinizi al›r. Annenizin karn›nda da
Eğer
günümüzden geriye doğru gidersek, daha sizin hiç ortada olmadığınız ana kadar, bu resim kareleri tersine dizilmiş şekilde devam eder.
17
küçülme devam eder ve en sonda annenizin size hamile olmad›¤› zamana gelir. ‹flte evren de, ayn› sizin gibi, Allah taraf›ndan yarat›lmadan önce yoktu. Zaman› geri ald›¤›m›zda evrenin de yafl› küçülür. Yine sizin gibi, bir yere kadar küçülür ve en sonunda yok olur. O halde evrenin ortaya ç›km›fl olmas›, onun "yarat›lm›fl" olmas› demektir. Bu arada flunu hat›rlatmal›y›z, bir fleyin yok iken var oldu¤unu anlatmak için "yarat›l›fl" kelimesi kullan›l›r. Ve herhangi bir fleyi yoktan var edebilen yani "yaratan" sadece Allah't›r. ‹nsanlar da daha önce var olmayan fleyler ya-
18
pabilirler. Örne¤in ortada bir resim yokken resim yapabilirler. Veya bir gemi yokken gemi infla edebilirler. Ama insanlar ancak Dünya'da var olan imkanlarla, daha önce örneklerini gördükleri fleyleri yapabilirler. Bu ise, yaratmak de¤ildir. Yaratmak bir fleyi yoktan örneksiz olarak meydana getirmektir. Evrendeki herfleyi ve tabi evrenin içindeki Dünyam›z'› da Allah örneksiz olarak yaratm›flt›r. ‹nsan ise, biraz önce söyledi¤imiz gibi bir resim yaparken bile Allah'›n yaratt›klar›n› örnek al›r. Örne¤in, sizden bir manzara resmi çizmenizi istesek, ka¤›da neler çizersiniz? Büyük ihtimalle, Günefl, da¤ ve birkaç yeflil a¤aç ve belki bir de gökkufla¤› ya da deniz çizersiniz. Peki, flim-
Daha önce hiç görmediğiniz bir şeyin resmini yapabilir misiniz? Elbette yapamazsınız çünkü sadece Allah örneksiz yaratabilir.
di bir düflünün! Hiç a¤aç görmemifl olsayd›n›z, a¤aç resmi çizebilir miydiniz? Hay›r, kesinlikle çizemezdiniz. Ya da do¤ufltan kör birini düflünün Günefl'in yuvarlak oldu¤unu bilmesi için birinin kendisine söylemifl olmas› gerekir. Çünkü, göremedi¤i bir fleyi bilmesine imkan yoktur. Çocuklar! Bu örneklerden sonra bir kez daha aç›kça gördü¤ümüz gibi, örneksiz yaratma gücü olan sadece Allah't›r. Allah'›n tüm insanlara yol gösterici olarak indirdi¤i kutsal kitap olan Kuran'da bu gerçek flöyle haber verilmektedir: O (Allah) gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratand›r... (Enam Suresi, 101) Çocuklar flimdi s›ra, Allah'›n evreni nas›l yaratt›¤›n› ö¤renmeye geldi. Eminiz hepiniz, böyle büyük bir olay›n nas›l gerçekleflti¤ini merak etmeye bafllam›fls›n›zd›r.
19
BİG BANG (BÜYÜK PATLAMA) VE EVRENİN GENİŞLEMESİ Evrenin milyarlarca y›l önce, tek bir nokta oldu¤unu art›k biliyorsunuz. fiimdi s›ra bu minik noktan›n nas›l bir anda büyümeye bafllad›¤›n› ö¤renmeye geldi. Bilirsiniz, çizgi filmlerde kahraman›n
20
hep bir düflman› olur. Bu düflman filmin kahraman›n› yakalamak için çeflitli yollara baflvurur. Bu yollardan s›k s›k baflvurdu¤u yöntem ise dinamit kullanmakt›r. Örne¤in; sevimli tavflan Bugs Bunny'nin yuvas›na ya da h›zl› deve kuflu Road Runner'›n geçti¤i yollara düflmanlar› hep dinamit koyarlar. Sevimli kahramanlar bu dinamitlerden büyük bir ustal›kla kurtulurlar. Evet flimdi, bu patlamalardan birini hayal edin. Örne¤in; Bugs Bunny'i yakalamak isteyen avc›n›n, Bunny'nin topra¤›n alt›ndaki yuvas›na dinamit koydu¤unu düflünün! Dinamit patlad›¤›nda ne olur? Yerden yukar› do¤ru dört bir tarafa toprak parçalar› f›rlar, de¤il mi? Patlamadan
önce bu toprak parçalar› bir aradad›r. Fakat, patlamadan sonra toprak minik parçalar halinde etrafa da¤›l›r ve parçalar birbirlerinden uzaklafl›r. ‹flte çocuklar, evren de milyarlarca y›l önce, böyle bir patlamayla ortaya ç›kt›. Patlamayla parçalar olufltu. Bu parçalar, toprak parçalar›n›n etrafa f›rlay›p da¤›lmas› gibi birbirlerinden uzaklaflarak da¤›ld›lar. Evreni ve içindeki gök cisimlerini oluflturmaya bafllad›lar. Evrenin Allah taraf›ndan yarat›l›fl›n›n bafllang›c› olan bu patlamaya, Big Bang (Büyük Patlama) ad› verildi. Bu büyük patlama ile evren o andan itibaren sürekli büyümeye ve genifllemeye bafllad› ve hala da genifllemeye devam etmektedir. fiimdi, di¤er bölüme geçmeden önce buraya kadar anlatt›klar›m›z›, maddeler halinde yazal›m.
21
1-
Uzun y›llar önce evren diye bir fley yoktu;
2-
Evren, tek bir noktan›n patlamas› ile var oldu;
3-
Patlamayla evrenimizi oluflturan cisimler ortaya ç›kt› ve birbirlerinden uzaklaflmaya bafllad›lar;
4-
Evrendeki cisimlerin birbirinden uzaklaflmas› ile evren genifllemektedir.
Tüm bunlar Allah'›n sonsuz güç ve kudretinin delilleridir. Dünyadaki bütün insanlar biraraya gelse evrenin küçük bir benzerini bile meydana getiremezler. Big Bang'in
22
benzeri bir patlama, Dünya'daki bütün malzemeler kullan›lsa bile gerçeklefltirilemez. Demek ki, tüm güç bütün bunlar› gerçeklefltiren Allah'›nd›r. fiimdi gelen konuyu okudu¤unuzda Allah'›n gücünün ve akl›n›n sonsuz oldu¤unu daha iyi anlayacaks›n›z.
PATLAMAYLA OLUŞAN DÜZEN Çocuklar sizin de tahmin edece¤iniz gibi hiçbir patlama düzenli bir yap› oluflturmaz. Tam tersine, patlama var olan düzeni bozar. Patlaman›n oldu¤u yerdeki herfley zarar görür. Güçlü bir bomba, kocaman bir binay› y›kabilir. Dünya'n›n en güçlü bombas› atom bombas›d›r. Bu bomba
Bomba patladığında herşeyi yakıp yıkar. Patlamanın ardından tesadüfen düzenli bir yapı oluşamaz.
at›ld›¤› yerdeki bütün düzeni yok eder. Bir anda koca bir flehri yerle bir edebilir. Big Bang ismini verdi¤imiz evreni meydana getiren Büyük Patlama ise milyarlarca atom bombas›n›n patlamas›ndan çok daha güçlü bir patlamad›r. Fakat tam tersine, bu patlaman›n sonucunda, mükemmel bir düzen oluflmufltur. Her taraf› bizim için özenle haz›rlanm›fl olan Dünyam›z da bu patlaman›n ard›ndan ortaya ç›km›flt›r. Peki sizce Big Bang'ten sonra bu mükemmel düzen nas›l oluflmufl olabilir? Evet çocuklar, büyük bir patlamayla evreni yoktan yaratan Allah't›r. Tabi evrendeki mükemmel düzeni sa¤layan da yine Rabbimiz'dir.
23
Zaten bundan baflka her cevap yanl›flt›r. Örne¤in, patlamadan sonra düzen kendi kendine olufltu diyen bir insan, saçma bir cevap vermifl olur. Bunun neden saçma bir cevap oldu¤unu bir benzetmeyle size aç›klayal›m: Kumsala bir bomba at›lsa, kumlar ne olur? Etrafa saç›l›rlar, de¤il mi? Peki, biri kumsalda bir patlamadan sonra çok büyük bir kale olufltu¤unu söylese, ne düflünürsünüz? Bu kiflinin muhtemelen deli, söylediklerinin de kesin-
24
Kumsalda oluşan bir patlama sonucunda resimde görülen kumdan kalenin tesadüfen oluşması nasıl imkansız ise, Big Bang (Büyük Patlama) dan sonra içinde Dünyamız'ın ve canlıların da yer aldığı evrenin tesadüfen, Allah'ın kontrolü dışında oluşması o derecede imkansızdır.
likle uydurma oldu¤unu düflünürsünüz. ‹flte ayn› flekilde, evrendeki düzenin kendi kendine olufltu¤unu söyleyen birinin de deli oldu¤u düflünülür. Üstelik dev evrende kumdan bir kaleyle k›yaslanamayacak kadar çok fazla ayr›nt›, denge ve üstünlük vard›r. Sonuç olarak, evrendeki mükemmel düzen, evrenin kendi kendine oluflmad›¤›n› kan›tlar. Evrende var olan her düzen ve denge de Allah'›n sonsuz akl›n›n göstergelerindendir.
25
KURAN'DA EVREN HAKKINDA VERİLEN BİLGİLER Kuran, Allah'›n insanlara gönderdi¤i kutsal kitapt›r. Her konuda en do¤ru bilgiler Kuran'dan ö¤renilir. Çünkü, Kuran'›n her sat›r› Yüce Allah'›n bir sözüdür. Fakat, Kuran'›n indirildi¤i dönemde, bilim ve teknoloji bugünkü kadar geliflmifl de¤ildi. Bu sebeple, son y›llara gelinceye kadar Kuran'da yaz›l› olan bilgiler araflt›r›lamad›. Bugün ise bilimde ve teknolojide çok büyük ilerlemeler yaflanmaktad›r. Her yeni geliflme, Kuran'da haber verilen bilgilerle tamamen ayn› ç›kmaktad›r. Örne¤in, Kuran'da evrenin bir aradayken ayr›l›p da¤›ld›¤› bildirilir. Önceki
26
sayfalarda size anlatt›¤›m›z gibi, günümüz biliminin ulaflt›¤› sonuç, Kuran'daki bilginin tamamen ayn›s›d›r. Kuran'da bu bilimsel gerçek flu flekilde anlat›l›r: O inkar edenler görmüyorlar m› ki (bafllang›çta) göklerle yer birbiriyle bitiflikken, Biz onlar› ay›rd›k … (Enbiya Suresi, 30) Bu ayeti flu flekilde aç›klayabiliriz -
"Gökler" kelimesi, tüm evren anlam›na gelir.
-
Öyleyse, "Göklerle yer birbiriyle birleflikti" ifadesi, eskiden evrendeki tüm varl›klar›n birbirleriyle içiçe oldu¤unu anlat›r.
-
Son olarak, ayette geçen "Onlar› ay›rd›k" ifadesi evre-
nin patlamayla parçalara ayr›ld›¤›n› belirtir. Kuran'da, bilimin yeni keflfetti¤i, evrenle ilgili daha pek çok bilgi vard›r. fiimdi bu bilgilerden bir örnek daha verelim. Size daha önce söz etti¤imiz Hubble adl› gök bilimci, evrenin geniflledi¤ini ispatlad›¤›nda y›l 1929'du. Yani bundan sadece 72 y›l önceydi. Oysa, ayn› bilgi Kuran'da bundan tam 1400 sene önce haber verilmifltir. Ayetlerde bu konudan flöyle bahsedilir: Biz gö¤ü 'büyük bir kudretle' bina ettik ve flüphesiz Biz (onu) geniflleticiyiz. (Zariyat Suresi, 47) Ayette geçen "gök" kelimesi, uzay ve evren anlam›nda Biz (onu) geniflleticiyiz" ise aç›kça evrenin geniflkullan›lm›flt›r. "B ledi¤ini bildirir. Bu örnekler iki fleyi kan›tlar: -
Kuran kesin olarak Allah taraf›ndan gönderilmifl bir kutsal kitapt›r;
-
Kuran'da yaz›l› olanlar, her zaman en do¤ru bilgilerdir. Çünkü Kuran, evreni ve içindeki herfleyi yaratan Allah taraf›ndan gönderilmifltir, elbette Kendi yaratt›¤›n› en iyi bilen de Allah't›r.
Bu bölümde tüm evrenin Allah taraf›ndan yoktan var edildi¤ini gördük. fiimdi de Allah'›n sonsuz gücünün ve bilgisinin eseri olan evrende bir yolculu¤a ç›kal›m.
27
2. bölüm: EVREN
B
u bölümde size evreni oluflturan gök cisimlerini anlataca¤›z. Günefl, Ay ve Dünya elbette bu gök cisimlerinin bize en yak›n ve en tan›d›k
olanlar›... Ancak evrenin gözünüzle göremedi¤iniz yerle-
28
rinde baflka gök cisimleri de var. Uzay› konu alan çizgi filmleri ya da uzayla ilgili sinema filmlerini düflünün! Bulutlar›n yukar›s›, bu filmlerde gördü¤ünüz y›ld›zlar, gezegenler ve gök tafllar›yla doludur. Bunlar›n her birine gök cismi denir. Bu gök cisimlerinin milyarlarcas› toplan›p bir araya gelerek galaksi dedi¤imiz dev y›ld›z kümelerini olufltururlar. Gök cisimlerinin hepsi çok büyüktür. Örne¤in, Dünyam›z di¤er gök cisimleri içinde küçük say›labilecek bir gezegendir. Ama buna ra¤men insanlar›, hayvanlar›, da¤lar›, ovalar›, okyanuslar› akl›n›za gelen herfleyi üzerinde tafl›yacak kadar büyüktür. fiimdi isterseniz yolculu¤umuza milyarlarca y›ld›z›n
birarada bulundu¤u, dev y›ld›z kümeleri olan galaksilerle devam edelim!
GALAKSİLER Galaksiler milyarlarca y›ld›zdan oluflur. (fiunu unutmay›n: Y›ld›zlar Günefl gibi büyük gök cisimleridir. Örne¤in Dünyam›z veya Ay birer y›ld›z de¤il, sadece gezegendir.) En büyük galaksideki y›ld›z say›s› yaklafl›k 3 trilyondur. Orta büyüklükteki bir galakside yaklafl›k 200-300 milyar, küçük bir galakside ise yaklafl›k 100 milyar y›ld›z vard›r.
29
30
Burada k›saca bir durup düflünelim: Milyar rakam› sizin için ne ifade ediyor? Örne¤in 1 rakam›n›n yan›na iki s›f›r koyarsan›z 100 olur. E¤er buna bir s›f›r daha eklerseniz o zaman 1000 olur. Bir s›f›r daha ekleyin, flu an karfl›n›zda 10.000 (on bin) rakam› vard›r. 10.000'e kadar sayabilir misiniz? Belki sayars›n›z ama bu muhtemelen baya¤› uzun bir vaktinizi al›r. Fark›ndaysan›z hala milyar rakam›n› ulaflamad›k. O zaman 10.000'in yan›na iki s›f›r daha ekleyelim. fiu an karfl›m›zdaki rakam 1.000.000 (bir milyon)'dur. Yine galaksilerdeki y›ld›z say›s›na ulaflamad›k. Ama 1.000.000'un yan›na üç s›f›r daha koyarsan›z iflte flimdi 1.000.000.000 (bir milyar) rakam›na ulaflt›n›z.
1.000.000.000'a kadar sayabilir misiniz? Buna biz cevap verelim: Bir milyara kadar saymak birkaç tane on y›l›n›z› alacakt›r... fiimdi galaksilerdeki y›ld›z say›s›na yaklaflt›k say›l›r. 1.000.000.000 rakam›n›n yan›na iki s›f›r daha koyarsan›z 100.000.000.000 (yüz milyar) olur. ‹flte bu, milyarlarca galaksi içinde en küçüklerinden birinde yer alan y›ld›zlar›n say›s›d›r. fiimdi uzay›n ne kadar büyük oldu¤unu anlad›n›z m›? Uzaydaki tüm y›ld›zlar› saymaya kalksan›z, bunu hiç durmadan ömrünüz boyunca sürdürseniz bile bitiremezsiniz. Ama Yarat›c›m›z olan Allah, bu, gözünüzde canland›ramayaca¤›n›z kadar büyük uzay› yoktan yaratm›flt›r ve her an bu uçsuz bucaks›z evrenin her yerine hakimdir.
31
Dev evrenimizde gerçekleflen herfleyi, var olan her varl›¤› Allah bilir ve görür. Rabbimiz'in sonsuz kudreti bir Kuran ayetinde flöyle bildirilir: ...Ve göklerde olan› da, yerde olan› da bilir. Allah, herfleye güç yetirendir. (Al-i ‹mran Suresi, 29) Biz yine konumuza devam edelim ve Allah'›n yaratt›¤› galaksileri daha yak›ndan tan›maya çal›flal›m. Büyük ve orta büyüklükteki galaksilerde bir galaksi merkezi olur. Bu merkez, yaklafl›k 100 milyar y›ld›zdan oluflan bir y›ld›zlar toplulu¤udur. Galaksi merkezinin et-
32
raf›nda ise büyük bir h›zla dönen kollar vard›r. Bu kollar, y›ld›zlar, gaz ve toz bulutlar›ndan oluflur. Kollar› ve merkezleriyle galaksiler uzaydaki en büyük gök cisimleridir. Bu dev gök cisimleri bir de kendi aralar›nda kümeler olufltururlar. Baz› galaksi kümelerinde binlerce galaksi vard›r. Dahas›, bu galaksi kümeleri de kendi aralar›nda tekrar kümeleflirler. Bu düzenli kümeleflme böyle devam eder. fiimdi buraya kadar anlat›klar›m›z› s›ralayal›m: - Galaksiler milyarlarca hatta trilyonlarca y›ld›zdan oluflur. - Büyük ve orta büyüklükte galaksilerin, galaksi mer-
kezleri vard›r. Bu merkezler yaklafl›k 100 milyar y›ld›z›n galaksinin ortas›nda toplan›p kümelenmesiyle oluflur. - Galaksi merkezinin y›ld›zlar, gaz ve toz bulutundan oluflmufl kollar› vard›r. Bu kollar, büyük bir h›zla galaksi merkezinin etraf›nda durmadan dönerler. - Galaksiler bir araya gelerek galaksi kümelerini oluflturur. Kimi zaman, bir galaksi kümesinde binlerce galaksi olabilir. Galaksi kümeleri de kendi aralar›nda kümeleflir. Bütün bunlar›n haricinde, 100 milyar y›ld›zl› bir galaksinin küçük bir galaksi oldu¤unu unutmay›n. Tabi her bir y›ld›z›n en az Güneflimiz kadar büyük oldu¤unu, ayr›ca pek çok y›ld›z›n etraf›nda Dünyam›z gibi irili ufakl› gezegenlerin döndü¤ünü de... Peki, flimdi iyice düflünüp cevap verin. Milyarlarca y›ld›z kendi kendilerine düzenli bir flekilde bir araya gelebilir mi? Y›ld›zlar birbirleriyle veya di¤er gök cisimleriyle (örne¤in Dünyam›z veya di¤er gezegenlerle) çarp›flmadan hareket edebilecekleri bir dengeyi kendi kendilerine oluflturabilirler mi? Hay›r, y›ld›zlar›n kendi kendilerine bir düzen ya da
33
denge oluflturmalar› mümkün de¤ildir. Demek ki y›ld›zlar›n, birbirlerine çarpmadan ilk var olduklar› günden beri yani milyarlarca y›ld›r, büyük bir süratle dönebilmeleri, onlar› bir yaratan, planlayan ve düzenleyen oldu¤unu gösterir. Hiç flüphesiz bu Yarat›c›, tüm evrenin hakimi olan Allah't›r. Allah, uzaydaki gezegenler, y›ld›zlar ve kuyruklu y›ld›zlar için say›s›z yollar yaratm›flt›r. Bu gök cisimleri kendi yollar›nda birbirleriyle çarp›flmadan ilerler. fiimdi, evrendeki yolculu¤umuza içinde bizim de bulundu¤umuz galaksiyle devam edelim!
34 Samanyolu Galaksisi Samanyolu, Dünyam›z'›n içinde bulundu¤u galaksinin ismidir. Samanyolu Galaksisi çok büyüktür. Tabii, bütün büyük galaksilerde oldu¤u gibi Samanyolu'nun da bir galaksi merkezi vard›r. Hat›rlarsan›z, galaksiler bölümünde, galaksi merkezinin ne oldu¤undan bahsetmifltik. Bu merkezde bulunan y›ld›zlar daha yafll›, k›rm›z› ve sar› olan y›ld›zlard›r. Galaksinin kollar›ndakiler ise daha çok s›cak, genç mavi y›ld›zlard›r. Ayr›ca bu kollarda gaz ve toz bulutlar› da vard›r. Bu galaksi sarmal fleklindedir, asl›nda galaksinin flek-
Samanyolu Galaksisi'nin içinde Dünyamız'ın bulunduğu yer okla gösteriliyor.
li "rüzgar gülünün" fleklinin ayn›s›d›r. Yani, merkezinden d›fla do¤ru aç›lan kollar› vard›r. Bu kollar dört tanedir. Bunlardan birinin ad› "Avc› Kolu"dur. "Günefl Sistemi" denilen gezegenler toplulu¤u bu kolda bulunur ve bu topluluktaki gezegenlerden biri de Dünyam›z'd›r. Günefl Sistemimiz Samanyolu Galaksisi'nin merkeze yak›n olan k›sm›ndad›r. Fakat, yak›n olmas›na ra¤men merkezin etraf›ndaki turunu, ancak 220 milyon y›lda tamamlar. Dev Samanyolu, milyarlarca y›ld›r bu biçimini ve ha-
35
reketini sürdürür. ‹çindeki y›ld›zlar, son derece büyük bir süratle döndükleri halde, hiç flafl›rmadan düzenlerini ve yörüngelerini korurlar. Ancak, y›ld›zlar›n kendi kendilerine böyle bir flekil oluflturmas› mümkün de¤ildir. Kendi aralar›nda böyle bir karar al›p en uygun biçimde dizilmeleri ve hareket etmeleri de imkans›zd›r. Bir bahçedeki tafllar› düflünün! Tafllar bir araya gelerek, "bir bölümümüz merkezi, di¤er bölümümüz de kollar› olufltural›m ve sonra da hiç durmadan ve s›ray› bozmadan bahçede dönelim" diye bir karar alabilirler mi? Biri size böyle bir fley gördü¤ünü söylese inan›r m›s›n›z? El-
36
bette ki inanmazs›n›z... Tabii ki Samanyolu'nun tesadüfen olufltu¤unu ve y›ld›zlar›n kendi kendilerine ald›klar› kararla hareket etti¤ini söylemek de en az bu bahçedeki tafllar örne¤i kadar komik olur. Unutmay›n, tafllar nas›l cans›z varl›klarsa, gök cisimleri de cans›z, fluursuz varl›klard›r. Allah'tan baflka hiçbir güç, milyarlarca dev y›ld›z› yarat›p onlar için düzenli bir sistem oluflturamaz. ‹flte bu nedenle, evrenle ilgili ö¤rendi¤imiz her bilgi Allah'›n varl›¤›n› ve üstün yaratma gücünü hat›rlat›r. Ayr›ca, O'nun sonsuz akl›n› ve bilgisini bize gösterir. fiimdi, yolculu¤umuzun bafl›ndan beri sürekli bahsetti¤imiz y›ld›zlara do¤ru yola devam edelim.
YILDIZLAR Y›ld›zlar ve gezegenler, uzaydaki "bulutsu" ismi verilen gaz ve toz y›¤›nlar›n›n bir araya gelip s›k›flmalar›yla meydana gelirler. Gök cisimlerinin kayna¤› olan bulutsular bu nedenle evrende oldukça önemli bir yere sahiptirler. Bulutsular›n y›ld›zlar gibi kendi ›fl›klar› yoktur. Bu nedenle, onlar› görmek çok zordur. Ancak, içlerindeki gaz parlad›¤›nda, y›ld›zlardan gelen ›fl›¤› yans›tt›klar›nda veya ›fl›¤›n kayna¤›n›n önüne geçtiklerinde görünürler. Y›ld›zlar, çevrelerine ›s›, ›fl›k ve enerji verirler. Çok küçük y›ld›zlar oldu¤u gibi çok büyük dev y›ld›zlar da vard›r.
Yıldızları biz uzaktan bakınca beşgen ya da altıgen görürüz. Ama aslında yıldızlar da bizim Güneşimiz gibi küre şeklindedir.
37
Bununla beraber çok büyük oldu¤unu düflündü¤ümüz Günefl orta büyüklükte bir y›ld›zd›r ve Günefl'ten çok daha büyük y›ld›zlar vard›r. Peki y›ld›zlar›n belli bir süre yaflad›klar›n› biliyor muydunuz? Evet, çocuklar y›ld›zlar canl› de¤ildirler ama t›pk› canl›lar gibi do¤ar, yaflar ve ölürler. Yukar›da da bahsetti¤imiz gibi y›ld›zlar bulutsularda oluflur ve yaflamaya bafllarlar. Dev bir y›ld›z yaflam›n›n sonuna geldi¤inde ise, fliddetli bir patlama ile uzay bofllu¤una da¤›l›r. Bu y›ld›z›n da¤›lan parçalar›ndan da daha küçük y›ld›zlar ve gezegenler oluflur. Günefl, Günefl Sistemi
38
içindeki gezegenler ve elbette bizim Dünyam›z da, çok eski zamanlarda dev bir y›ld›z›n patlamas› sonucunda ortaya ç›km›flt›r. fiimdi de Günefl Sistemimiz'in konu¤u olal›m. Bakal›m Günefl Sistemi'yle ilgili neler ö¤renece¤iz.
GÜNEŞ SİSTEMİ Günefl Sistemimiz; Günefl, dokuz gezegen ve bu gezegenlerin altm›fl bir adet uydusundan meydana gelir. Bu gezegenlerin aras›ndaki bofllukta birçok kuyruklu y›ld›z ve göktafl› bulunur. Bütün bu gökcisimlerinin en büyü¤ü olan Günefl ise, tüm Günefl Sistemi'nin kalbidir.
Günefl Sistemimiz'in bir parças› olan bu dokuz gezegen, hem kendi etraflar›nda, hem de Günefl'in etraf›nda s›ralanm›fl bir flekilde sürekli dönerler. Günefl'e en yak›n olandan en uza¤a do¤ru gezegenlerin adlar›n› sayal›m; Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün ve Plüton. Gördü¤ünüz gibi Dünyam›z, Günefl'e yak›nl›k s›ralamas›nda üçüncüdür. Günefl Sistemi içinde bulunan her gezegenin farkl›
39
özellikleri
var-
d›r. Bunlardan kiminin s›cakl›¤› kurflunu eritecek kadar yüksektir. Kimi ise tamamen buzullarla kapl›d›r. Baz› gezegenler tamamen gazdan oluflur. Baz›lar› ise Ay kadar minik gezegenlerdir. Uydular ile gezegenler aras›nda çok uyumlu bir iliflki vard›r.
40
Gezegenler uydular›n› kendilerine do¤ru çekerler. Uydular ise bu çekimi dengelerler. E¤er bu denge kurulmasayd›, uydular gezegenlere yap›fl›r ya da kopar giderlerdi. Örne¤in, Ay biraz daha yavafl dönseydi, h›zla Dünya'ya çarpard›. Bu ise Dünya'n›n sonu olurdu. Daha h›zl› dönseydi, bu sefer de Dünya'dan giderek uzaklafl›r ve art›k bizim uydumuz olamazd›. Yolculu¤umuza Günefl Sistemi'nin kalbi olan Günefl'i inceleyerek devam edelim.
Güneş Günefl, Günefl Sistemi'ndeki en büyük gök cismidir. Çok s›cak ve yanmakta olan baz› gazlardan oluflur. Bu nedenle, yüzeyinde her saniyede milyonlarca atom bombas› patlamas›na eflit güçte patlamalar olur. Bu patlamalarda boyu Dünyam›z'›n büyüklü¤ünün 40-50 kat› olan alevler f›flk›r›r. Ateflten bir topa benzeyen Günefl, yüzeyinden çok büyük bir ›s› ve ›fl›k yayar. E¤er, Günefl olmasayd›, her zaman gece olurdu ve her yer buzla kapl› olurdu. En önemlisi daha önce söylemifltik ya! Dünya'da yaflam yani biz olamazd›k. Çünkü, uzay (uzay filmlerinden de hat›rlars›n›z) karanl›k bir yerdir. Dünyam›z da bu karanl›k yerdeki bir gök cismidir. Bu karanl›k yerin içinde Dünyam›z'› Günefl'ten baflka ayd›nlatabilecek ve ›s›tabilecek bir gök cismi yoktur. Ancak, Günefl'ten yay›lan ›fl›k çok parlakt›r. Havan›n aç›k oldu¤u bir günde Günefl'e bak-
41
Güneş'in dış yüzeyindeki sıcaklık 6000 derece, içindeki sıcaklık ise 12 milyon derecedir.
may› denemiflsinizdir. Hat›rlay›n bakal›m. Birkaç saniye bak›nca gözleriniz kamaflm›flt›, de¤il mi? Asl›nda, Günefl'e
42
bu parlak ›fl›k nedeniyle do¤rudan bakmak çok tehlikelidir. Gözlerimize bu parlak ›fl›k zarar verebilir. Ayr›ca, yaz›n uzun süre Günefl'te kalmak da tehlikelidir. Hatta, cildimizde uzun bir tedaviyi gerektirecek çok ciddi yan›klar oluflabilir. Çünkü, Günefl'ten yay›lan ›s› özellikle yaz›n çok yüksek olur. Oysa Günefl, Dünya'ya milyonlarca kilometre uzaktad›r ve uzaya yayd›¤› ›s›n›n sadece binde ikisi Dünyam›z'a ulafl›r. Peki Günefl'ten çok uzakta olmas›na ra¤men, Dünyam›z'da s›cakl›k bu kadar yükselebiliyorsa, acaba Günefl'in üzerindeki s›cakl›k ne kadard›r? Bilim adamlar›, bu konuda yaklafl›k say›lar verebilir-
Güneşimiz eğer bizim
Dünyamız'a gereğinden fazla yakın olşaydı, Dünyamız bayağı ter dökerdi hatta erirdi. Tüm bu hassas dengeler Allah'ın kontrolündedir.
43 ler. Ama bu s›cakl›¤›, bildi¤imiz herhangi bir fleyin s›cakl›¤›yla karfl›laflt›rarak anlamak mümkün de¤ildir. Bir düflünün! Günefl'in yüzeyindeki s›cakl›¤›n 6 bin derece oldu¤unu, içinde ise s›cakl›¤›n 12 milyon dereceye kadar yükseldi¤ini... Bunu bildi¤imiz neyle karfl›laflt›rabiliriz ki? Elimizle s›cak suya temas etti¤imizde 50 dereceden fazlas›na dayanamay›z. En s›cak yaz günlerinde bile hava en fazla 4050 derece civar›ndad›r. Bu örnekten de anl›yoruz ki, Allah Dünya ile Günefl'in uzakl›¤›n› en uygun olacak flekilde yaratm›flt›r. Günefl bize biraz daha yak›n olsayd›, Dünya üzerindeki herfley s›caktan kavrulur kül olurdu. Ancak,
biraz daha uzakta olsayd›, bu sefer de herfley buz tutard›. Tabi ki her iki flekilde de yaflam mümkün olmazd›. Asl›nda, benzer flekilde Günefl'in ›s›s›n› daha az alan kutup bölgeleri devaml› bir buz tabakas› ile kapl›; daha çok alan Ekvator bölgeleri ise devaml› s›cakt›r. Allah, bu bölgeleri bizlere örnek olsun diye yaratm›flt›r. Di¤er yerler ise canl›lar›n yaflam›na en uygun flartlarda yarat›lm›flt›r. Bu Allah'›n bize olan flefkatini gösterir. Çünkü, Allah Günefl ile Dünya aras›ndaki uzakl›¤› flu anki gibi en uygun flekilde yaratmasayd›, Dünya'daki yaflam çok daha zor olurdu. Hatta olmayabilirdi.
44
Ancak önceki sayfalarda da anlatt›¤›m›z gibi Allah Günefl'i ve Ay'› Dünya'da yaflam›m›z› rahatl›kla sürderebilece¤imiz gibi bir düzen ile yaratm›flt›r. Bir Kuran ayetinde Günefl'in ve Ay'›n Allah'›n emri ile hareket etti¤i flöyle haber verilir: Allah O'dur ki, gökleri dayanak olmaks›z›n yükseltti; onlar› görmektesiniz. Sonra arfla istiva etti ve Günefl ile Ay'a boyun e¤dirdi, her biri ad› konulmufl bir süre ye kadar ak›p gitmektedirler. Her ifli evirip düzenler, ayetleri birer birer aç›klar. Umulur ki, Rabbiniz'e kavuflaca¤›n›za kesin bilgiyle inan›rs›n›z. (Rad Suresi, 2)
Güneş'in Çekim Kuvveti Evrendeki say›s›z gök cisminin birbirleri ile çarp›flmadan, bir düzen içinde hareket edebilmeleri, "yörüngeleri"nin Allah taraf›ndan çok ince bir hesap ile belirlenmifl olmas› sayesindedir. Gezegenlerin Günefl'in etraf›nda dönerken izledi¤i yola "yörünge" denir. Hiçbir gezegen yörüngesinden kopup baflka bir yöne do¤ru hareket edemez. Çünkü, gezegenler Günefl'in çekim kuvvetinin etkisindedir. Düflünün, siz bu sat›rlar› okurken Dünyam›z Günefl çevresindeki yörüngesinde saatte yaklafl›k 108.000 kilometre h›zla ilerliyor. Bu h›z›n ne kadar büyük bir h›z oldu¤unu flöyle anlayabilirsiniz: Normal bir araba ile saatte ulaflabilece¤iniz en yüksek h›z, ortalama 200 kilometre kadard›r. Yani Dünya'n›n Günefl etraf›nda dönüfl h›z› araba ile yapabilece¤iniz süratin 540 kat› kadard›r. Bu konuda bir
Dünyamız'ın Güneş etrafındaki hızı, bir yarış arabasının yaptığı hızın 540 katıdır.
45
46
Dünyamız'ın yerçekimi eğer şu ankinden az olsaydı Dünyamız'ın üzerindeki herşeyle birlikte biz de uzaya savrulurduk.
baflka örnek ise flöyledir: bir mermi saatte yaklafl›k 1800 kilometre h›zla ilerler. Dünya'n›n Günefl etraf›ndaki dönüfl h›z› ise bir merminin h›z›n›n 60 kat› kadard›r. ‹flte Dünya'n›n bu yüksek h›z› nedeniyle, Günefl'in çekim kuvveti çok önemlidir. E¤er, flu an Günefl'in çekim kuvvetinde bir azalma olsa, ola¤anüstü h›z› nedeniyle Dünya ile birlikte uzaya savruluruz ve bu, Dünya'n›n sonu olur... Tam tersi bir durumda, yani Günefl'in çekim kuvveti artsa, Dünyam›z süratle Günefl'e yaklafl›r ve eriyerek buharlafl›r. Tabii, bizler de yok oluruz. Dahas›, Günefl'in çe-
kim kuvveti yörüngede ilerleyen gezegenlerin birbirlerine çarpmalar›n› da engeller. Peki ama Günefl bu gezegenleri nas›l kendine do¤ru h›zla çekebilir, hiç düflündünüz mü? Asl›nda, herfley çok aç›kt›r. Bu dengeleri yaratan ve
Dünyamız'ın üzerinde yere
onlar› bu haliyle sürekli koru-
basabilmemiz, yürüyor, koşuyor olabilmemiz Allah'ın çok hassas dengeleri yaratması ve kontrolünde tutması sayesinde mümkün olmaktadır.
yan üstün bir güç sahibi olan Yarat›c›m›z Allah't›r. Ayr›ca, çekim kuvvetine sahip olan yaln›zca Günefl de-
¤ildir. Günefl Sistemi'nin içerisindeki gezegenlerin de kendi çekim kuvvetleri vard›r. Örne¤in, Dünya'n›n çekim kuvveti, Ay'› Dünya'ya do¤ru çekmektedir. Ay, bu çekim kuvvetinden dolay› belli bir uzakl›kta adeta as›l› durur. Bu sayede, Dünya Ay'la çarp›flma gibi bir tehlikeden korunmufltur. fiüphesiz ki, onu Dünya'ya düflmekten al›koyan, Allah'›n üstün ve sonsuz gücüdür. Günefl'in çekim kuvvetine benzeyen ve insan hayat› için önemli olan bir çekim kuvveti daha vard›r. Bu da yerçekimidir. Bizi yeryüzünde tutan, rahatl›kla yürüyüp kofl-
47
mam›z› sa¤layan sebep yerçekimidir. Elinizde bir top oldu¤unu düflünün. Ellerinizi çekti¤inizde ne olur? Top düfler de¤il mi? Çünkü yerçekimi onu yere do¤ru çeker. Fakat, bu topu uzayda elinizden b›raksan›z, top düflmez. Çünkü, uzaya ç›k›ld›¤›nda yerçekiminin etkisi biter. Bu yüzden yerçekiminin varl›¤› bizim için çok önemlidir. Ama çok önemli bir konu daha var: Yerçekiminin tam flu andaki ölçülerde olmas› da flartt›r. E¤er az olsa biraz önce söyledi¤imiz gibi uzaydaym›fl gibi havada yürür, ye-
48
re ayak basamazd›n›z. Rahat hareket edemez, sürekli bir yerden bir yere sürüklenir, bir ad›m att›¤›n›zda z›play›p tavana çarpard›n›z. Ayn› flekilde e¤er yerçekiminin fliddeti fazla olsayd› bu sefer de yere yap›flaca¤›n›z için yürüyemezdiniz. Ancak, yerde sürünerek hareket edebilirdiniz. Fakat, bunlar›n hiçbiri bafl›m›za gelmez. Çünkü, Allah yerçekimini yaflant›m›z için en uygun ölçüde yaratm›flt›r. Bu konuda bir örnek verirsek daha iyi gözünüzde canland›rabilirsiniz: Ay'da da Dünya'daki gibi yerçekimi kuvveti vard›r. Ancak, bu çekim kuvveti Dünya'dakine göre daha azd›r. Bu nedenle, Ay'da yaflam›n›z› sürdürmeniz mümkün olmaz. Muhakkak televizyonda veya uzayla ilgili filmlerde
astronotlar›n Ay'daki hareketlerini izlemiflsinizdir. Tüm yaflam›m›z› böyle geçirebilir miydik? Elbette geçiremezdik. fiimdi, Günefl'in çekim kuvveti alt›ndaki gezegenleri ziyaret ederek yolculu¤umuzu sürdürelim.
GEZEGENLER Gezegenlerin y›ld›zlar›n etraf›nda dönen gökcisimleri oldu¤undan daha önce bahsetmifltik. Bu bölümde Dünyam›z'›n da içinde bulundu¤u Günefl Sistemi'ndeki gezegenleri inceleyece¤iz. Günefl Sistemi'ni bir daire olarak düflünürsek Günefl bu dairenin tam ortas›nda yani merkezindedir. Dairenin en d›fl›ndaki gezegen Plüton'dur. Plüton ayn› zamanda, Günefl'e en uzak ve en küçük olan gezegendir. Bu gezegenin gözlemlenmesi oldukça zordur, Hubble uzay teleskobu bile, ancak bunun yüzeyinde bulunan baz› kaba ayr›nt›lar› ortaya ç›kartabilmifltir. Bu küçük gök cismi, oldukça "so¤uk"tur. Yaklafl›k eksi 238 derece kadar! K›fl›n karl› havalarda eksi 2-3 dereceye kadar düflen ›s› dondurucu bir so¤uktur. Plütondaki eksi 238 derecelik ›s› ise bizim dayanamad›¤›m›z k›fl günlerindeki so¤u¤un yaklafl›k 100 kat›d›r. Bu da hayat›m›z› sona erdirecek derecede bir so¤uk demektir. Plüton gezegeni bu kadar so¤uk olmas› ne-
49
M
ars
P
lüton
U
ranüs
50 deniyle d›flar›dan bir buz y›¤›n› gibi görünür. Günefl Sistemi'nin merkezine, yani dairenin iç k›sm›na do¤ru biraz daha ilerledi¤inizde Neptün'le karfl›lafl›r›z. Bu gezegen de oldukça "so¤uk"tur: Yüzey s›cakl›¤› eksi 218 derece civar›ndad›r. Gazlardan oluflan atmosferi insan için zehirlidir. Dahas› gezegenin yüzeyinde, h›zlar› saatte 2000 kilometreye varan korkunç f›rt›nalar eser. Merkeze yani dairenin ortas›na do¤ru biraz daha ilerleyince Uranüs'le karfl›lafl›r›z. Uranüs, Günefl Sistemi'ndeki üçüncü büyük gezegendir. Atmosfer s›cakl›¤› eksi 214 derece civar›ndad›r yani bu ge-
N
eptün
J
D
üpiter
ünya
zegen de bizi bir saniyede donduracak kadar so¤uktur. Zehirli gazlardan oluflan atmosferi, yaflama kesinlikle uygun de¤ildir. Günefl'e do¤ru yolculu¤umuza devam edersek Satürn'le karfl›lafl›r›z. Günefl Sistemi'nin bu ikinci büyük gezegeni, etraf›ndaki halkalarla tan›n›r. Bu halkalar gaz, buz ve kaya parçalar›ndan oluflmaktad›r. Bu gezegende ›s› yine yaflama izin vermeyecek derecede düflüktür: Eksi 178 derece. Günefl'e do¤ru biraz daha ilerledi¤imizde Günefl Sistemi'nin en büyük gezegeni olan Jüpiter'le karfl›lafl›r›z. Jüpiter, Dünya'n›n çap›n›n 11 büyüklükte (Bu büyüklü¤ü daha iyi anlamak için 11 tane Dünya büyüklü-
S
atürn
¤ünde gezegenin birleflti¤ini düflünün!) olan bir gezegendir. Bu gezegende de flartlar yaflamaya elveriflli de¤ilir. Çünkü Jüpiter'in, üzerinde hiç kara parças› bulunmaz ve çok so¤uk bir gezegendir. Jüpiter'den sonra Mars gelir. Mars, Dünya ile karfl›laflt›r›lama-
V
enüs
M
erkür
yacak kadar ölü bir gezegendir. Mars'ta herhangi bir canl›n›n yaflamas› mümkün de¤ildir. Bunun çok önemli nedenleri vard›r: Birincisi, Mars'›n atmosferi yo¤un karbondioksit içeren zehirli bir kar›fl›md›r. ‹kincisi, gezegenin üzerinde hiç su yoktur. Üçüncüsü, Mars'ta s›cakl›k yaklafl›k eksi 53 derecedir. Ve dördüncüsü, Mars'ta çok kuvvetli rüzgarlar ve aylarca devam eden kum f›rt›nalar› vard›r. Mars'tan sonra karfl›m›za ç›kan mavi gezegen, Dünyam›z'd›r. Dünyam›z'›n özelliklerini en son bölümde size detayl› bir flekilde anlataca¤›z. Ancak flimdiden flunu hat›r-
52
latal›m: Dünyam›z, üzerinde canl›lar›n yaflamas›na izin veren tek gezegendir. Günefl'e do¤ru bir sonra karfl›laflaca¤›m›z gezegen Venüs'tür. Venüs gökyüzünde Günefl ve Ay'dan sonraki en parlak cisimdir. Bu nedenle, en eski ça¤lardan bu yana insanlar taraf›ndan bilinir. Venüs'te, dondurucu so¤uklar›n aksine, yak›c› bir s›cakl›k hüküm sürer. Is› yüzeyde yaklafl›k art› 450°C'ye kadar ulafl›r. Bu, kurflunu bile eritmeye yetecek bir ›s›d›r. Venüs'ün bir di¤er özelli¤i de, yo¤un bir karbondioksit tabakas›ndan oluflan a¤›r atmosferidir. Ayr›ca, Venüs'ün atmosferinde kilometrelerce kal›nl›kta asit katmanlar› bulunmaktad›r. Bu yüzden gezegende sürekli öl-
dürücü asit ya¤murlar› ya¤ar. Böyle bir ortamda, hiçbir canl› yaflayamaz. Günefl'e do¤ru ilerlemeye devam edersek Günefl'e en yak›n gezegen olan Merkür'e ulafl›r›z. Merkür'ün en ilginç özelli¤i, kendi etraf›nda çok yavafl dönmesidir. Kendi etraf›ndaki dönüfl h›z›, neredeyse Günefl'in etraf›nda yapt›¤› dönüfl kadar yavaflt›r. Öyle ki Merkür Günefl etraf›nda iki kez döndü¤ünde, kendi etraf›nda sadece üç kez dönmüfl olur. Gece ile gündüzün bu kadar uzun sürmesi, gezegenin bir yüzünü kavururken, öteki yüzünü ise dondurur. Bu nedenle gece ile gündüz aras›ndaki ›s› fark› yaklafl›k 1000 derecedir. Elbette böyle bir ortam, hiçbir canl›n›n yaflamas›na imkan vermez. Buraya kadar ö¤rendiklerimizin sonucunda ortaya ç›kan gerçek, Dünya hariç Günefl Sistemi'ndeki gezegenlerin hiçbirinin yaflamaya uygun olmad›¤›d›r. Günefl Sistemi'ndeki gezegenlerin her biri ölü ve sessiz dev cisimlerdir. Dünyam›z ise yaflam için gerekli olan herfleyin var oldu¤u, yüzeyi rengarenk bir gezegendir. Yemyeflil ormanlar› ve masmavi denizleriyle uzaydan çok güzel görünmektedir. Ay'a ilk giden astronotlar, Dünya'n›n renkli ve parlak görünümü karfl›s›nda hayrete düflmüfllerdir.
53
DİĞER GÖK CİSİMLERİ Günefl Sistemi'ndeki di¤er baz› gök cisimleri de kuyruklu y›ld›zlar, göktafllar› ve meteroitlerdir. Bunlar, bundan yaklafl›k 4 ya da 6 milyar y›l önce içinde Günefl Sistemi'nin de olufltu¤u bulutsudan geriye kalan gök cisimleridir. - Kuyruklu y›ld›zlar donmufl haldeki gazlardan ve tozlardan oluflmufltur. Bunlar bazen Günefl'in etraf›nda dolanmaya bafllarlar. Kuyruklu y›ld›z Günefl'e yaklaflt›kça ›s›n›n etkisiyle yüzeyi buharlaflmaya bafllar. Buharlaflman›n sonucunda parlak ›fl›k ortaya ç›kar. Çekirde¤in üzerin-
54
de büyük bir gaz ve toz küresi oluflur. Bu gaz ve toz küresine "saç" ismi verilir. Ayr›ca saça ba¤l› yine gaz ve tozdan bir kuyruk oluflur. - Göktafllar› uzaydaki kayal›k cisimlerdir. Genelde Mars ve Jüpiter'in yörüngeleri aras›nda görülürler. Göktafllar›n›n çaplar› en fazla 1000 km'ye kadar ç›kabilmektedir. - Meteroitler genelde göktafllar› ya da kuyruklu y›ld›zlardan kopan, küçük tafl ya da tafl ve demir kar›fl›m› parçalard›r. Dünya, bir kuyruklu y›ld›zdan arta kalan toz bulutunun içinden geçti¤inde toz bulutunun içindeki cisimler atmosferde yanarlar. Dünya atmosferine girdiklerinde ›s›n›r ve ince bir çizgi b›rak›rlar. Buna meteor denir. Ama baz› meteorlar tamamen yan›p tükenmediklerinden yeryüzü-
ne düflerler. Yeryüzüne ulaflan bu meteorlara göktafl› ya da meteroit denir. Ancak burada önemli
bir
konuya
dikkat etmenizi istiyoruz:
Kuyruklu yıldız
Atmosfere giren meteorlar çok ender olarak yeryüzüne düflerler. Düfltüklerinde ise büyüklüklerine göre de¤iflen zararlar verebilirler. Dünyam›z her an bu tehlike ile karfl› karfl›yad›r. Ama Allah, bu gök cisimlerini ço¤unlukla atmosferde yanarak yok olup bize zarar vermeyecek flekilde yaratm›flt›r. ‹flte bu, Allah'›n bize olan flefkat ve merhametinin, korumas›n›n bir göstergesidir. Evet çocuklar, ikinci bölümün sonuna geldik. Bu bölümde anlat›lanlardan sonra, Allah'›n küçük ya da büyük, bütün gök cisimlerini kontrol etti¤ini, her an hepsini planl› ve düzenli bir flekilde yönetti¤ini anlam›fl olmal›s›n›z.
Meteoritler kuyruklu yıldızlardan kopan parçacıklardır.
55
3. bölüm: DÜNYA
B
u bölümde, Dünya gezegenini daha yak›ndan tan›yacaks›n›z. Dünyam›z'›n fleklinin ve
gökyüzündeki mavi bofllu¤un hayat›m›z için ne kadar önemli oldu¤unu ö¤reneceksiniz. Ayr›ca, sürekli gördü¤ü-
56
nüz mükemmel sistemleri, asl›nda Allah'›n bizim yaflam›m›z için en uygun flekilde yaratm›fl oldu¤u gerçe¤ini anlayacaks›n›z.
DÜNYAMIZ'DA ÖZENLE HAZIRLANMIŞ DENGELER Çocuklar, onalt›nc› yüzy›la yani bundan 500 sene öncesine kadar Dünya'n›n bir gezegen oldu¤u bilinmiyordu. Ancak bu tarihte yap›lan gözlemler sonucu insanlar bu gerçe¤in fark›na vard›lar. Geçti¤imiz 20. yüzy›lda ise Dünya'n›n Günefl Sistemi içindeki yeri kesinleflti. Bu bulgulara göre Dünya, Günefl'e olan uzakl›k bak›m›ndan üçüncü, büyüklük bak›m›ndan ise beflinci büyük gezegendir.
Dünya'n›n demirden bir çekirde¤inin bulundu¤u düflünülmektedir. Merkezdeki s›cakl›¤›n ise 7500 dereceye kadar ç›kt›¤› tahmin edilmektedir. Bu, Günefl'in yüzeyinden bile daha büyük bir s›cakl›kt›r. Oysa siz bu s›cakl›¤› hiç hissetmeden s›n›fta ö¤retmeni nizi dinler ya da geceleri rahat rahat yata¤›n›zda uyursunuz. Çünkü yer kabu¤u bu s›cakl›¤› geçirmez. Allah, çok flefkatlidir ve üzerinde yaflad›¤›m›z yer kabu¤unu, s›cakl›¤›n bize gelmesini engelleyecek kadar kal›n yaratm›flt›r. Dahas› Allah, Dünya'n›n atmosferini de insanlar›n yaflamas›na en uygun flekilde yaratm›flt›r. Ayr›ca bitkilere bu denge içindeki oksijen ve karbondioksit oran›n› sabit tutmalar›n› sa¤layan özellikler vermifltir.
57
7500oC
58
Dünya'nın merkezindeki sıcaklık 7500 dereceye ulaşır. Ama biz Dünya yüzeyinde bu inanılmaz sıcaklığı hiç hissetmeyiz.
‹flte bunlar ve di¤er hassas dengeler Dünya'n›n insanlar›n yaflam› için en uygun flekilde yarat›ld›¤›n› gösterir. Dünya, atmosferinden yeryüzü flekillerine, Günefl'e olan mesafesine kadar, her türlü dengesiyle, tamamen ya-
59
Akvaryumdaki balıkların yaşayabilmeleri için özenli bir bakım gerekir. Atmosfer de, Dünyamız'ın bu bakımını üstlenmiştir. flam için özel olarak yarat›lm›flt›r. Örne¤in, Dünyam›z'› bir akvaryuma benzetebiliriz. Akvaryum, içindeki bal›klar›n yaflam›na en uygun flartlar› sa¤lar. Suyun ›s›s›n› sa¤layan termostat ve havalanmas›n› sa¤layan bir motor, dibe konan kum, suya at›lan ilaçlar, akvaryumun koruyucu kapa¤›, suyu sürekli olarak süzen filtre sistemi, eksildikçe takvi-
ye edilen besinler... Tüm bunlar, akvaryumdaki bal›klar›n hayatta kalmas›n› sa¤lar. Ama akvaryumun içindeki bal›klar›n bu yapay ortamdan haberi yoktur. Onlar "do¤al", yani kendili¤inden oluflan bir ortamda yaflad›klar›n› san›rlar. Birinin ›s›t›c›y›, suyun seviyesini, hava motorunu ayarlad›¤›n› bilmezler. Suyun üzerinde aniden beliren yemlerinin kayna¤›n› da bilmezler. Oysa kaynak aç›kt›r; akvaryumun sahipleri onlar için gerekli olan herfleyi sa¤lamaktad›r. Elbette Dünya'daki hayat akvaryumdaki hayattan
60
çok daha detayl› ve çok daha hassas sistemlere sahiptir. Ak›ll› bir insan, akvaryumdaki bal›klar gibi hiçbir fleyin fark›nda olmadan yaflayamaz. Kendisi için "dayan›pdöflenmifl" olan Dünya'n›n bir Yarat›c›s› ve düzenleyicisi ol-
du¤unu anlar. Hiç flüphesiz, Dünya üzerindeki yaflam› sa¤layan bu hassas dengeleri ve düzeni, Allah kurmufltur. ‹flte, ak›ll› bir insan kendisine tüm bu nimetleri veren Rabbimiz'i tan›mak, O'nun bizden neler istedi¤ini ö¤renmek ister. Allah tüm insanlara gönderdi¤i kitab› Kuran'da, bize Kendini tan›tmakta ve bizden neler istedi¤ini bildirmektedir. Hiç flüphesiz, Dünya üzerindeki yaflam› sa¤layan bu hassas dengeler ve düzen, Allah taraf›ndan kurulmufltur. Allah, bu gerçe¤i Kuran'da flöyle bildirir: Yeryüzünde, onlar› sarsmas›n diye, sabit da¤lar ya ratt›k ve do¤ru gidebilsinler diye genifl yollar açt›k. Gökyüzünü korunmufl bir tavan k›ld›k... (Enbiya Suresi, 31-32) Dünya bizim yaflamam›z için oldukça hassas dengelerle yarat›lm›flt›r. Bunu fark eden insan›n Allah'a iman etmesi, O'nun sonsuz gücünü görebilmesi ve kendisine verdi¤i herfleye flükretmesi gerekmektedir. fiimdi, bizleri ve canl›-cans›z herfleyi yaratan Allah'›n, gezegenimizde var etti¤i dengelerin baz›lar›n› daha detayl› olarak inceleyelim ve böylece Allah'›n gücüne daha yak›ndan flahit olal›m.
61
Dünya'nın Evrendeki Yeri E¤er Dünyam›z Günefl'e flu anda oldu¤u mesafeden biraz daha yak›n olsayd› neler olurdu? Asl›nda, bu sorunun cevab›, hepiniz için çok kolay olmal›d›r. Çünkü, herkes, Günefl'in s›cakl›¤›n›n kavurucu oldu¤unu bilir. ‹flte çocuklar, bu s›cakl›k nedeniyle ne flu anki atmosfere sahip olurduk ne de okyanuslara ve denizlere... S›cakl›k o kadar yüksek olurdu ki, yeryüzündeki suyun ço¤u buharlafl›rd›. Tabii, o zaman da yeryüzünde hiç su kalmazd›. Yeryüzü, bütünüyle bir çöl gibi kuru olurdu.
62
Örne¤in, önceki bölümde anlatt›¤›m›z Venüs gezegeni, bildi¤iniz gibi Günefl'e Dünyam›z'dan daha yak›nd›r. Bu sebeple, Venüs gezegeninde s›cakl›k Dünya gezegenin-
Güneş'in gezegenimize biraz daha yakın olması Dünyamız'ın tıpkı yukarıdaki resimdeki gibi tamamen çöl olup kavrulmasına sebep olacak tı. Eğer Güneş bugünkü uzaklığından biraz daha fazla mesafede yer alsaydı o zaman da sağdaki resimde olduğu gibi Dünyamız tamamen buzullarla kaplanmış olacaktı .
kinden kat kat fazlad›r. Bu s›cakl›k 475 dereceye kadar ç›kabilir. Bu s›cakl›¤›n ne kadar yüksek oldu¤unu zihninizde canland›rabilmek için flunu bir düflünün! Oca¤a kaynamas› için su koysan›z, suyun s›cakl›¤› 100 dereceye ulaflt›¤›nda, fokurdamaya bafllar. Bir de tam tersini düflünelim. Ya Dünyam›z Günefl'e flu anda bulundu¤u mesafeden biraz daha uzak olsayd›? Tabii ki çocuklar, böyle bir durumda da tam tersine, Dünyam›z daha az ›s›n›rd›. Daha az ›s›n›nca ne olurdu dersiniz? Yeryüzündeki suyun ço¤u donarak buza dönüflürdü. Böyle bir durumda ise Dünyam›z'›n yüzeyi, Günefl'e bizden biraz daha uzak olan Mars'›n buzlarla kapl› kuru yü-
63
zeyine benzerdi. Bu iki durumdan flu sonucu ç›karabiliriz: Dünyam›z tam olmas› gereken yerde duruyor. Peki sizce bu nas›l olabilir? Dünyam›z'›n böyle tam yerinde durmas› bir tesadüf olabilir mi? Tabii ki olamaz. Dünya cans›z ve fluursuz bir gezegendir. Uzayda kendine en uygun yeri belirlemesi ve tesadüfen yerleflmesi mümkün de¤ildir. Dünya'n›n flu an bulundu¤u en uygun yerde olmas›, eksiksiz ve kusursuz yaratmaya güç yetiren Allah'›n yaratmas›d›r. Bilimin elde etti¤i son bilgiler, Günefl Sistemi'ndeki di¤er gezegenlerin varl›¤›n›n da, Dünya'n›n güvenli¤i için bü-
64
yük önem tafl›d›¤›n› göstermifltir. Jüpiter'in konumu buna bir örnektir. Günefl Sistemi'nin en büyük gezegeni olan Jüpiter, varl›¤›yla asl›nda Dünya'n›n dengesini sa¤lamaktad›r. Jüpiter'in bulundu¤u yerde e¤er bu büyüklükte bir gezegen var olmasayd›, Dünya, uzay bofllu¤unda gezinen meteor tafllar›na ve kuyruklu y›ld›zlara hedef olurdu. K›saca Jüpiter, adeta Dünya'y› koruyan bir kalkan gibidir. E¤er Jüpiter flu anda bulundu¤u yörüngeden baflka bir yörüngede olsayd›, üzerinde yaflad›¤›m›z gezegen ve tabii bizler de var olamazd›k. Tüm bunlar› bilen ak›ll› bir insan, evrende hiçbir fleyin amaçs›z ve bafl›bofl yarat›lmad›¤›n› anlar. Bu anlay›fl, bir Kuran ayetinde flöyle tarif edilmektedir:
Dünya Jüpiter
Jupiter'in yerçekimi Dünyamız'ınkinden çok fazla olduğu için, uzayda dolaşan göktaşları ve meteoritler, tıpkı güçlü bir mıknatısın çektiği gibi, Jupiter gezegeni tarafından çekilirler. Jupiter'in bu güçlü çekimi, Dünyamız'ı ve dolayısıyla da bizi uzaydaki tehlikelerden korumuş olur. fiüphesiz göklerin ve yerin yarat›l›fl›nda, gece ile gündüzün ardarda geliflinde temiz ak›l sahipleri için gerçekten deliller vard›r. (Al-i ‹mran Suresi, 190) Bu ayetten de anlafl›ld›¤› gibi yerlerin ve göklerin yarat›l›fl› konusunda düflünmelisiniz. Bu kitaptan ö¤rendikleriniz, Allah'›n evreni yaratmas›ndaki üstün gücünü göstermektedir. Bu bilgileri düflündü¤ünüzde Allah'›n gücünü daha iyi kavrayacaks›n›z.
65
KURAN'DA DÜNYAMIZ'IN ŞEKLİ
Ç
ocuklar! Dünyam›z, bildi¤iniz gibi yuvarlakt›r. Geliflen teknoloji sayesinde, Dünya'n›n uzaydan çekilen foto¤raflar›nda da bu gerçek görülmektedir. Ancak 20. yüzy›lda ö¤reni-
lebilmifl bu gerçek, 1400 y›l önce Allah'›n indirdi¤i Kuran'da flöyle bildirilmektedir: Gökleri ve yeri hak olarak yaratt›. Geceyi gündüzün üstüne sar›pörtüyor, gündüzü de gecenin üstüne sar›p örtüyor... (Zümer Suresi, 5) Ayette geçen "sar›p örtmek" Arapça'daki "tekvir" kelimesinin Türkçesidir. "Tekvir" kelimesinin tam olarak Türkçe karfl›l›¤›, "yuvarlak bir fleyin üzerine bir cisim sarmak"t›r. Ayette, gecenin ve gündüzün birbirleri-
66
nin üzerlerini sar›p-örtmeleri (tekvir etmeleri) konusunda verilen bilgi, ayn› zamanda Dünya'n›n yuvarlak oldu¤u konusunda kesin bir bilgi içermektedir. Yani 1400 y›l önce indirilen Kuran'da Dünya'n›n yuvarlak oldu¤u bildirilmifltir. Oysa o dönemde insanlar, Dünya'n›n yuvarlak de¤il, düz oldu¤u düflünüyorlard›. Bütün bilimsel hesaplar ve aç›klamalar da buna göre yap›l›yordu. Hatta insanlar, o dönemde uzay konusunda o kadar bilgisizlerdi ki, Dünya'n›n büyük bir öküzün boynuzlar› aras›nda durdu¤u gibi komik bir inanca sahip olanlar bile vard›. Çocuklar gördü¤ünüz gibi, bilim adamlar›n›n Kuran'›n indirilmesinden yüzy›llar sonra ö¤rendikleri bilgiler, Allah taraf›ndan ayetlerde çok önceden haber verilmifltir. Bu da, Kuran'›n tüm evreni yaratan, herfleyi bilen Allah'›n sözü oldu¤unun apaç›k delillerinden biridir.
Dünya'nın Isısı Uzay›n ortalama ›s›s›n› biliyor musunuz? Eksi 270 derece! Bu so¤ukta bizim ya da herhangi bir canl›n›n yaflamas› imkans›zd›r. Bizim Dünyam›z'›n ortalama ›s›s› ise 1520 derece aras›ndad›r. Bu ›s› atmosfer tabakalar›ndan yukar› do¤ru ç›karken çok büyük fakl›l›klar gösterir. Örne¤in, Afrika k›tas› oldukça s›cak bir k›tad›r. Size "Afrika'da kartopu oynayabilir miydiniz?" diye sorsak ne cevap verirsiniz? Asl›nda cevab›n›z› biliyoruz. Muhtemelen ço¤unuz soruya flu flekilde cevap verecektir: "Kartopu oynamak için önce kar gerekir. Bu yüzden, o kadar s›cak bir yerde kar olamayaca¤› için kartopu oynamak mümkün de¤ildir". Fakat bu cevap yanl›flt›r. Çünkü, oldukça s›cak oldu¤u bilinen Afrika k›tas›nda isterseniz kartopu da oynayabilirsiniz. Ama bunun için bu k›tan›n en yüksek da¤› olan Klimanjaro'nun zirvesine do¤ru t›rmanman›z gerekir. Yerden çok yüksek olan bu da¤›n tepesi karlarla kapl›d›r. Çünkü, yerden yukar› do¤ru ç›kt›kça hava so¤ur. So¤uyan hava atmosferin "Stratosfer" ismi verilen tabakas›nda eksi 50'lere kadar düfler. Fakat, daha da yükselince hava tekrar ›s›n›r. Ama Allah'›n korumas› sayesinde yeryüzünde bu kadar büyük ›s› farkl›l›klar›na rastlanmaz.
67
Dünyamız'daki yükseklik farklılıklarından dolayı Dünya'nın aynı yerinde insanlar aynı anda denize girip güneşlenirken, atmosferin yüksek kısımlarında kartopu oynayıp, kayak yapabilirler.
68
Dünya'da bu en uygun ›s›n›n korunmas›, elbette Günefl ile Dünya aras›ndaki mesafeyle ve Günefl'in yayd›¤› s›cakl›kla yak›ndan iliflkilidir. Daha önceki bölümlerde bu konudan biraz söz etmifltik. Burada biraz daha detayl›
bilgi verelim. Yap›lan hesaplara göre, Dünya'ya ulaflan günefl enerjisindeki yüzde 10'luk bir azalmada, yeryüzünü metrelerce kal›nl›kta bir buzul tabakas› kaplar. Enerjinin biraz artmas› halinde ise bütün canl›lar kavrularak ölür. Dünya'n›n kendi etraf›ndaki yüksek dönüfl h›z› da ›s›n›n dengeli da¤›l›m›na yard›mc› olur. Dünya sadece 24 saatlik bir süre içinde kendi etraf›nda döner. Bu nedenle, geceler ve gündüzler k›sa sürer. K›sa sürdükleri için de gece ile gündüz aras›ndaki ›s› fark› çok azd›r. Merkür gezegenini hat›rlayal›m. Bu gezegenin bir günü yaklafl›k bir y›l sürer. Bu yüzden Merkür'de gecegündüz aras›ndaki ›s› fark› 1000 dereceyi bulur. Yeryüzünün flekilleri de ›s›n›n dengeli da¤›l›m›na yard›mc› olur. Dünya'n›n ekvatoru ile kutuplar› aras›nda yaklafl›k 100°C'lik bir ›s› fark› vard›r. E¤er böyle bir ›s› fark› da¤lar›n olmad›¤› bir yüzeyde gerçekleflseydi büyük f›rt›nalar Dünya'y› allak bullak ederdi. Oysa ki yeryüzü, ›s› fark›ndan dolay› ortaya ç›kmas› muhtemel kuvvetli rüzgarlar› engelleyecek s›rada¤larla donat›lm›flt›r. Bu s›rada¤lar, Çin'de Himalaya s›rada¤lar› ile bafllar, Anadolu'da Toros da¤lar› ile devam eder ve Avrupa'da Alp da¤lar›na kadar uzan›r.
69
Dünyamız'ı çevreleyen sıradağlar, kutuplarda oluşan büyük fırtınaların Dünya'yı allak bullak etmesini engeller ve Dünyamız'ın ısısını dengede tutmaya yardımcı olur. Allah yarattığı bu sistemlerle bizim için yaşanabilecek çok güzel ortamlar var etmiştir. Dünyam›z'›n uzaydaki eksi 270 derecelik ›s›ya ra¤men nas›l tam bizim yaflayabilece¤imiz derecede ve sürek-
70
li ayn› kalarak ›s›nd›¤›n› ö¤rendik. Dünya bizim vücudumuzun dayanamayaca¤› kadar s›cak ya da so¤uk olsayd› yaflamam›z ya çok zor ya da imkans›z olurdu. Demek ki, Dünya'n›n s›cakl›¤›n›n bize uygun oluflu da Allah'›n bize büyük bir nimetidir. Bizim üzerimize düflen ise en güzel flartlarda bizim yaflamam›z› sa¤layan Allah'a flükretmektir. Bunu sak›n unutmay›n çocuklar. Bu kadar mükemmel flekilde yarat›lm›fl olan Dünyam›z ne kadar büyük ve uzaydaki di¤er cisimlere karfl› Allah Dünya'y› nas›l koruyor? fiimdi, yolculu¤umuza bu sorular›n cevaplar›n› ö¤renerek devam edelim...
Dünya'nın Büyüklüğü ve Diğer Gök Cisimlerinden Korunması Hat›rlarsan›z daha önce gezegenlerin çok farkl› büyüklüklerde olduklar›ndan bahsetmifltik. fiimdi Dünyam›z'› di¤er gezegenlerle bir de büyüklükleri bak›m›ndan karfl›laflt›ral›m. Hatta flöyle bir benzetme yapal›m: Dünyam›z'› küçük bir bezelye tanesi olarak düflünelim. Bu durumda s›ras›yla; Merkür bir susam tanesi, Venüs yine Dünyam›z gibi bir bezelye, Mars bir karpuz çekirde¤i, Jüpiter bir portakal, Satürn bir mandalina, Uranüs ve Neptün iri birer kiraz tanesi, Plüton ise yine bir susam tanesi kadard›r. Bunlar›n yan›nda Günefl ise bir basket topundan daha büyük, kocaman bir küre olarak kalacakt›r. Peki bu kadar farkl› büyüklükteki gezegenler içinde, Dünyam›z'›n büyüklü¤ü tesadüfen mi belirlenmifltir? Hay›r! Yerkürenin özelliklerini inceledi¤imizde, üzerinde yaflad›¤›m›z bu gök cisminin tam olmas› gereken büyüklükte oldu¤unu görürüz. Dünya, daha küçük olsayd›, yerçekimi çok zay›flayacak ve atmosferi Dünya'n›n etraf›nda tutamayacakt›. Atmosferin olmamas› ise bildi¤iniz gibi uzaydaki meteorla-
71
r›n, zararl› ›fl›nlar›n sürekli Dünya'ya gelmesi, oksijenin yok olmas› k›sacas› canl›lar›n yaflayamamas› demektir. E¤er Dünya daha büyük olsayd›, bu kez de yerçekimi çok artacak ve baz› zehirli gazlar› da tutarak atmosferi öldürücü hale getirecekti. Dünya'n›n kütlesinin yan› s›ra, iç yap›s› da özel olarak yarat›lm›flt›r. Bu iç yap›daki tabakalar birbiri etraf›nda hareket eder. Bu hareket, Dünya çevresinde büyük bir manyetik alan oluflturur. Bu manyetik alan ise yeryüzündeki yaflam›n korunmas› aç›s›ndan çok önemlidir. Manye-
72
tik alan› koruyucu bir z›rha benzetebiliriz. Dünya'ya yönelen zararl› ›fl›nlar bu z›rha çarparak geri püskürürler. Bu koruyucu z›rh sayesinde Dünya, uzaydan gelebilecek tehlikelere karfl› korunur. Günefl'ten ve Günefl d›fl›ndaki y›ld›zlardan gelen öldürücü ›fl›nlar, Dünya'n›n etraf›ndaki bu koruyucu kalkan› geçemezler. Bilimin ortaya koydu¤u di¤er gerçekler, bizlere evrenin bafl›bofl olmad›¤›n› göstermektedir. Elbette ki, bütün evrene hakim olan, onu diledi¤i gibi flekillendiren, galaksileri, y›ld›zlar› ve gezegenleri kudreti alt›nda tutan, O üstün Yarat›c›, bütün evrenin Rabbi olan Allah't›r. Üzerinde yaflad›¤›m›z mavi gezegen de, Allah taraf›ndan özel olarak düzenlenmifltir. Allah Kuran'da bu
Ayakkabıcı, marangoz veya bakır işleme ustasının ürettiği her ürün bu ustaların tasarımlarının sonucunda ortaya çıkar. Ustalar işlerinin her aşamasında planlayarak, ölçüp biçerek çalışırlar. Ortaya çıkan bu sanat eserlerinin düşünülmeden, planlanmadan, tesadüfen kendiliğinden oluştuğunu söylemek ne kadar komikse, koskocaman evrenin içinde yer alan milyarlarca galaksinin, gezegenin ve yıldızın da kendi kendine tesadüfen oluştuğunu söylemek de o kadar komik ve saçmadır.
73
mükemmel yaratmay› Naziat Suresinin 30. ayetinde "se rilip-döflenmifltir" ifadesiyle tarif etmektedir. Bu ifade Dünya'n›n düzenli bir flekilde ve insan›n ihtiyaçlar›na göre Allah taraf›ndan yarat›ld›¤›n› anlatmaktad›r. Çocuklar yolcu¤umuzun bundan sonraki bölümüne Dünya üzerinde devam edece¤iz. Muhteflem maviliklere, yani okyanuslara ve denizlere konuk olaca¤›z. fiimdi Rabbimiz'in bütün bunlar› hangi amaçlarla yaratt›¤›n› ve bize nas›l bir nimet olarak sundu¤unu inceleyelim.
74
Okyanuslar - Denizler Dünya yüzeyinin yüzde 71'i sularla kapl›d›r. Dünya ayr›ca suyun s›v› halde oldu¤u tek gezegendir. Bu su, büyük çukurlarda birikerek okyanuslar› oluflturur. Bu okyanuslar, Dünya'daki canl›l›¤›n devam edebilmesi için çok önemli görevler üstlenirler. Örne¤in atmosfer s›cakl›¤›ndaki ani de¤iflmeleri önlerler. Böylece, canl›lar›n sabit bir ›s›da yaflamlar›n› sürdürebilmelerine yard›mc› olurlar ve iklimleri yumuflat›rlar. Ayr›ca okyanuslar, karalar› erozyon ve afl›nd›rma yoluyla flekillendirerek yeryüzü flekillerini olufltururlar. Bu çeflit bir olaya Günefl Sistemi'ndeki baflka hiçbir gezegende rastlanmaz.
Lezzetli deniz ürünleri de Allah'ın bizler için denizlerde yarattığı nimetlerdendir.
Ayr›ca çok sevdi¤imiz bal›klar ve birçok deniz ürünü de bu denizlerden ç›kar. Çok lezzetli olan bu deniz ürünlerini yemek, denize girmek ve deniz üzerinde zevkli bir yolculuk yapmak da Allah'›n bizlere sundu¤u nimetlerdendir. Evet çocuklar, Allah herfleyi bizim ihtiyaçlar›m›za göre kusursuz bir flekilde yaratm›flt›r. Tabi, bu güzelliklerin yan›nda bir de d›flar›ya bazen atefl püskürten ama genelde sessiz görünen da¤lar vard›r. Dilerseniz, yolculu¤umuza büyük atefl püskürten bu da¤lar› ziyaret ederek devam edelim.
Ateş Püskürten Dağlar Çocuklar, az önce bahsetti¤imiz yer kabu¤unun alt›ndaki magma ak›c› oldu¤u için, bir geçit bulabilirse zaman zaman yer kabu¤unu yararak büyük bir patlamayla
75
Volkanik patlamalar Dünyamız'ın içinin nasıl bir ateş topu ile dolu olduğunu gösteriyor. Eğer Dünyamız Allah'ın koruması altında olmasaydı bizler her gün bu volkanik patlamalarla karşı karşıya kalabilirdik.
76 yeryüzüne ç›kar. Bu ürkütücü olaya, volkan ya da yanarda¤ patlamas› denir. Kuran'da da bu dehfletli olay flöyle haber verilir: Dönüfllü olan gö¤e andolsun, "yar›lan yere" de. (Tar›k Suresi, 11-12) Bu flekilde yerin yar›lmas› ile meydana gelen bir patlamada, volkan önce gökyüzüne tonlarca toz ve kül püskürtür. Böylece, kapkara dev bir bulut oluflmas›na sebep olur. Ard›ndan da magma yeryüzüne ç›kmaya bafllar ve önüne ç›kan herfleyi, ormanlar›, flehirleri silip süpürür. Volkanlardan yeryüzüne akan magmaya "lav" da
denir. Lavlar bir süre sonra yerin üstünde so¤uyarak kayalara dönüflür. Tarih boyunca bu tür felaketlerle ortadan yok olan birçok flehir olmufltur. Mesela milattan sonra birinci yüzy›lda, ‹talya'n›n o zamanlar en zengin flehirlerinden biri olan Pompei, ans›z›n patlayan Vezüv yanarda¤›n›n lavlar› alt›nda kalarak yok olmufltur. Üstelik bu, öyle ani olmufltur ki, flehir halk›n›n yerlerinden k›p›rdamaya bile f›rsatlar› olmam›flt›r. Yanarda¤ lavlar› h›zla Pompei flehrine ulaflm›fl ve flehirde yaflayanlar›n tamam› lavlar›n alt›nda kalarak ölmüfltür. Azg›nl›klar›, ahlaks›zl›klar› ve Allah'›n emirlerine karfl› gelmesiyle tan›nan Pompei flehrinin halk›ndan geriye kimse kalmam›flt›r. Bu ve benzeri topluluklar›n u¤rad›klar› kaç›n›lmaz son Kuran'da flöyle tarif edilmektedir: … Böylece onlardan kiminin üstüne tafl f›rt›nas› gönderdik, kimini fliddetli bir 盤l›k sar›verdi, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda bo¤duk… (Ankebut Suresi, 40) Çocuklar bu ayetlerden anlafl›ld›¤› gibi Allah herfleye güç yetirendir ve isterse yeryüzündeki herfleyi yok edebilir. Allah'›n azab›ndan kimse emin olamaz. Ancak Allah kul-
77
lar›na karfl› ayn› zamanda çok flefkatli ve merhametlidir. Bu kitap boyunca da Allah'›n sonsuz flefkatinin pek çok delilini gördük. Bu bölümde söz etti¤imiz tarzda yanarda¤ patlamalar›n›n çok ender olmas› da Allah'›n nimetlerinden biridir.
ATMOSFER Çocuklar, gökyüzüne bakt›¤›m›zda orada neler olup bitti¤ini merak ediyor musunuz? San›r›z hepiniz merak ediyorsunuzdur. O halde gökyüzündeki mavi yolculu¤umuza bafllayal›m. atmosYerküreyi çepeçevre saran hava katman›na "a fer" denir. Atmosfer 7 katmandan oluflur. Atmosferin katmanlar›ndan her biri de¤iflik gazlar içerir ve birbiriyle tam bir uyum içindedir. Atmosferin 7 katmandan olufltu¤u Kuran'›n bir ayetinde flöyle bildirir: Böylelikle onlar› iki gün içinde yedi gök olarak ta mamlad›… (Fussilet Suresi, 12) Kuran'da pek çok ayette kullan›lan gök kelimesi, bütün evreni ifade etmek için kullan›ld›¤› gibi, Dünya gö¤ünü ifade etmek için de kullan›l›r. Kelimenin bu anlam› al›n-
79
d›¤›nda ayette, Dünya gö¤ünün, bir baflka deyiflle atmosferin, 7 katmandan olufltu¤u bildirilmektedir. Bugün Dünya atmosferinin üst üste dizilmifl farkl› katmanlardan meydana geldi¤i bilinmektedir. Üstelik aynen ayette bildirildi¤i gibi, tam yedi ana katmandan... fiimdi ayette bildirilen katmanlar› s›ras›yla inceleyelim: - Troposfer: Yeryüzüne en yak›n olan ve en afla¤›da olan bölümdür. Bu katman›n kal›nl›¤›, iklimlere göre de¤iflir. Troposferde yükseklik artt›kça s›cakl›k düfler, en yüksek
80
Dünyamız'ın atmosferini oluşturan 7 katmanın hepsi birbirinden farklı yoğunluktadır ve farklı görevler üstlenmiştir. Dünyamız'ı yaşanır hale getiren atmosferi yaratan Allah, aynı zaman da atmosferi Dünya'nın koruyucu kalkanı olarak yaratmıştır. Ekzosfer Termosfer ‹yonosfer
Mezosfer
Stratosfer Ozonosfer Troposfer
Auora Ifl›nlar›
seviyesinde ise ›s› eksi 51 ile eksi 79 derece aras›ndad›r. - Stratosfer: Troposferin üzerindedir. Bu katmanda yukar› ç›k›ld›kça s›cakl›k da artar. - Mezosfer: Stratosferin üstünde yer al›r. Burada s›cakl›k eksi 73 dereceye kadar düfler. - Termosfer: Mezosferin üst kat›ndad›r. Burada s›cakl›¤›n tekrar artt›¤› görülür. Gece ve gündüz aras›ndaki s›cakl›k farklar› 100 dereceden fazlad›r. - İyonosfer: Yerden 80-40 kilometre aras› yükseklikte, iyon ad› verilen elektrik yüklü parçac›klar vard›r. ‹flte, bu parçac›klar›n bulundu¤u atmosfer katman›na ‹yonos-
81
fer ad› verilir. - Eksosfer: Yeryüzünün 500 kilometre yukar›s›ndan bafllayan katmand›r. - Manyetosfer: Manyetosfer Bu katman, Meteorlar
manyetik gücü nedeniyle Manyetosfer olarak adland›r›lm›flt›r. Koruyucu z›rh görevi gören bu katman, 3.000 ile 30.000 kilometre aras›ndad›r. Daha önce de anlatt›¤›m›z gibi, Dünyam›z'› uzaydan gelen
Faydal› Kozmik Ifl›nlar
tehlikeli ›fl›nlara karfl› koruyan bu kufla¤a Van Allen kufla¤› da denir. Atmosferin bizim için ne kadar önemli oldu¤unu anlaman›z için bir de di¤er gezegenlere bakal›m. Örne¤in, Merkür gezegeninde oldu¤umuzu düflünelim. Burada atmosfer yoktur. Ancak atmosferin varl›¤› birçok aç›dan son derece önemlidir. Buraya kadar atmosferdeki oksijen gibi gazlar›n, atmosferin koruyucu özelli¤inin öneminden k›smen söz ettik. Ama bir de insan yaflam› için son derece önemli olan, atmosferin a¤›rl›¤› vard›r.
82
Atmosfer, çok hafif olan havadan yarat›lm›flt›r. Ama bu, atmosferin hiç a¤›rl›¤› olmad›¤› anlam›na gelmez. Asl›nda, üzerimizde yükselen kilometrelerce kal›nl›ktaki hava katman›n›n a¤›rl›¤› oldukça fazlad›r. Araflt›rmalara göre atmosfer her birimizin üzerine hava bas›nc›" tonlarca a¤›rl›k uygulamaktad›r. ‹flte buna "h denir. fiimdi akl›n›za "O halde nas›l ezilmiyoruz?" diye bir soru gelebilir. Çocuklar, bunun nedeni, vücudumuzun atmosferin a¤›rl›¤›n› kald›rabilecek bir sa¤laml›kta yarat›lm›fl olmas›d›r. Daha farkl› bas›nçtaki bir ortamda ise hayat›m›z› sürdürmemiz mümkün de¤ildir. Çünkü bu bas›nç olmad›¤›nda vücudumuzun içinde h›zla hareket eden kan›n d›flar› do¤ru yapt›¤› bas›nç devreye girer. Ve kan ba-
Günefl Ifl›nlar›n›n Riskleri UVB (orta uzunluktaki ›fl›nlar) Atmosfer %70'ini tutuyor.
UVC (k›sa ›fl›nlar) Atmosfer %100'ünü tutuyor.
UVB (uzun uzunluktaki ›fl›nlar) Hemen hemen hepsi atmosferi geçiyor.
83
Göktaşları ve Güneş'in zararlı ışınlarından da yine atmosferimiz sayesinde korunuyoruz.
s›nc›, atmosferin bas›nc› ile dengelenmezse damarlar›m›z yüksek bas›nc›n etkisi ile patlar. ‹flte bu yüzden, Merkür gibi atmosfer olmayan bir ortamda insan›n yaflam›n› sürdürmesi mümkün de¤ildir. Venüs gezegeninde ise atmosfer vard›r. Ama oradaki bas›nç da Dünya'daki atmosferden tam doksan kat daha fazla oldu¤u için insan›n yaflamas›na uygun ortam› sa¤lamaz. Buradan anlad›¤›m›z; Venüs gezegeninde yaflam olamaz, çünkü insan bu sefer de yo¤un bas›nç alt›nda ezilir ve ölür.
84
Yediğiniz lezzetli kurabiyelerin kendi kendine tesadüfen oluşabileceği size söylense inanır mıydınız? Tabii ki kurabiyeleri annenizin yaptığını bildiğiniz için bu saçma fikrine inanmazdınız. İşte aynı şekilde evren de tesadüfen oluşmamıştır. Evreni ve içindeki canlı-cansız her varlığı Yüce Allah yaratmıştır.
Buraya kadar anlatt›klar›m›z› tekrar k›saca özetleyelim: Atmosfer, Dünya'daki canl›l›¤›n devam etmesinin en önemli flartlar›ndan biridir. Atmosferin, bir k›sm›ndan k›saca söz etti¤imiz birçok görevi vard›r. Hat›rlarsan›z bunlardan biri atmosferdeki gazlar›n insan yaflam› için gerekli olmas›d›r. E¤er atmosfer olmasayd› canl›lar nefes alamazd› ve yeryüzünde hayat olmazd›. Atmosferin görevlerinden biri de Dünyam›z'› uzaydan gelen birçok tehlikeye karfl› korumakt›r. Dünyam›z'› bekleyen tehlikelerden biri, daha önce de anlatt›¤›m›z gibi uzayda dolaflan göktafllar›d›r. ‹flte, atmosferin görevlerinden biri de bu göktafllar›n›n Dünyam›z'a düflüp zarar vermesine engel olmakt›r. Atmosferin bir di¤er görevi de uzaydan gelen zararl› ›fl›nlar› engellemektir. Atmosfer sayesinde bu zararl› ›fl›nlar›n yaln›zca yüzde 7'si Dünya'ya ulafl›r. ‹flte çocuklar, size üzerinde düflünmeniz gereken yeni bir konu... Dünyam›z'a ulaflan ›fl›nlar›n oran›, tam da yaflam›m›z› sürdürebilmemiz için gerekli olan miktardad›r. Hat›rlarsan›z, Dünyam›z'›n Günefl'e olan uzakl›¤› da tam olmas› gerekti¤i kadard›, ne daha uzak ne daha yak›n... Peki çocuklar, bizim için son derece önemli olan atmosfer kendi kendine, tesadüfen meydana gelmifl olabilir mi?
85
Böyle bir fleyin asla olamayaca¤›n› anlatmak için size küçük bir örnek verelim: Annenizin yapt›¤› kurabiyelerin lezzetini düflünün. Bu kurabiyelere lezzet veren nedir? Elbette annenizin bunlar›n hamurunu gereken malzemeleri tam gerekti¤i miktarda ekleyerek haz›rlamas› ve yine tam gerekti¤i flekilde piflirmesi en büyük etkendir. Biri ç›k›p size, "böyle lezzetli kurabiyeler yapmak için annene gerek yok, bunlar tesadüfen de piflip senin önüne ayn› lezzette gelebilirler" dese ona inan›r m›s›n›z? Elbette inanmazs›n›z. Peki çocuklar küçücük bir kurabiye bile kendi kendine
86
oluflamazken, hiç koskocaman Dünyam›z, üzerini saran atmosfer ve tabii en önemlisi üzerinde yaflayan bizler tesadüfen oluflabilir miyiz? Kesinlikle böyle bir fleyin mümkün olmayaca¤›n› art›k hepimiz biliyoruz. Bütün bunlar› bilen birinin gökyüzüne bakt›¤›nda ne düflünebilece¤ine bir örnek verelim. Örne¤in, "Allah atmosferi yaratmasayd› Dünyam›z'da yaflamak mümkün olmazd›" fleklinde düflünebilir. Ya da bu düflünce, "Allah gerçekten çok güçlü. E¤er Rabbimiz Dünyam›z'› korumasayd›, dev gök tafllar› Dünya'ya çarpar ve Dünyam›z'› minicik parçalara ay›r›rd›." fleklinde olabilir. Ö¤rendi¤iniz bütün bilgileri, bu örneklerdekine benzer flekilde düflünebilirsiniz.
Ayn› zamanda Allah'a bu flekilde bizi korudu¤u için de flükreder, yani teflekkür edersiniz.
Atmosferin Yaşam İçin Uygunluğu Dünyam›z'›n atmosferi, yaflam için gerekli bütün özelliklere sahiptir. fiimdi, size atmosferimizin özel yap›s›n› anlatal›m. Dünya atmosferi, yüzde 77 azot, yüzde 21 oksijen ve yüzde 1 oran›nda karbondioksit ve argon gibi di¤er gazlar›n kar›fl›m›ndan oluflur. Bu gazlardan ilk önce oksijeni inceleyelim. Oksijen canl›lar için çok önemlidir. Çünkü canl›lar›n yaflamas› için gereken enerji baz› kimyasal ifllemlerle elde edilir. Bu kimyasal ifllemlerden ço¤u da oksijen sayesinde gerçekleflir. ‹flte biz de bu nedenle sürekli olarak oksijene ihtiyaç duyar›z. Tabi bu ihtiyac›m›z› karfl›lamak için sürekli nefes al›r›z. Atmosferde bulunan oksijenin oran› yaflam için gereken en uygun orand›r. Bu oran, yüzde 21 yerine, örne¤in
87
yüzde 22 olsayd›, tek bir y›ld›r›mla orman yang›nlar› bafllard›. Hele oran yüzde 25'lere ç›ksayd› Dünyam›z dev yang›nlarla kavrulup yok olurdu. Çünkü oksijen çok yan›c› bir gazd›r. Bunu ö¤rendi¤inizde akl›n›za flöyle bir soru gelmifl olabilir: Ya bir gün oksijen biterse? Son yüzy›ldaki yo¤un hava kirlili¤ine ra¤men, böyle bir tehlike söz konusu de¤ildir. Çünkü Dünyam›z'da üretilen oksijenin yüzde seksenden fazlas›, okyanuslardaki mikroskobik canl›lar taraf›ndan üretilmektedir. Yani yeryüzündeki bütün ormanlar
88
yok olsa dahi yaflam›m›z› sürdürebilece¤imiz oksijen olacakt›r.
Atmosferdeki oksijen oranı yüz-
Atmosferdeki oksijenin yüz-
de 21 değil de yüzde 22 olsa atmosfer yanıcı hale gelirdi ve bu durum Dünyamız için büyük bir tehlike oluştururdu.
de 80'i yukarıda büyütülmüş resmi görülen okyanuslardaki mikroskobik canlılar tarafından üretilmektedir.
Atmosferdeki oksijen oran›n›n dengede kalmas›, mükemmel bir sistem sayesinde gerçekleflir. Buna geri dönüflüm sistemi denir. Hayvanlar ve insanlar oksijen tüketir, karbondioksit üretirler. Bitkiler ise bu ifllemin tam tersini gerçeklefltirirler. Karbondioksiti oksijene çevirerek canl›l›¤›n devam›n› sa¤larlar. Her gün bitkiler taraf›ndan milyarlarca ton oksijen bu flekilde üretilerek atmosfere b›rak›l›r. Burada çok önemli bir gerçe¤e dikkat çekelim. Niçin yaln›zca bitkiler oksijen üretirler? Tüm canl›lar oksijen üretselerdi yaflam daha kolay olmaz m›yd›? Hay›r, kesinlikle yaflam daha kolay olmazd›. Aksine hem insanlar hem hayvanlar hem de bitkiler oksijen üretselerdi, atmosferdeki oksijen oran› çok artar ve atmosfer k›sa sürede "yan›c›" bir özellik kazan›rd›. Bunun sonucunda en ufak bir k›v›lc›m bile dev yang›nlar ç›kar›rd›. Öte yandan, bunun tam tersini de düflünebiliriz: Bitkiler oksijen de¤il de di¤er canl›lar gibi karbondioksit üretseler ne olurdu? E¤er tüm canl›lar karbondioksit üretselerdi, bu sefer de atmosferdeki oksijen h›zla tükenir ve bir süre sonra canl›lar nefes almalar›na ra¤men, soluduklar› havada oksijen bulunmad›¤›ndan "bo¤ularak" toplu halde ölmeye bafllard›.
89
Çocuklar görüyorsunuz, atmosfer bizi koruman›n d›fl›nda ayn› zamanda nefes almam›z için gereken oksijeni de muhafaza etmektedir. Ve Allah oksijen miktar›n› sabit tutacak pek çok sistemi içiçe yaratm›flt›r. ‹flte Allah, Dünyam›z'daki herfleyi böyle ince hesaplarla ve dengelerle yaratm›flt›r. Bu Allah için çok kolayd›r. Sak›n unutmay›n, rahatl›kla her nefes al›fl›n›z Allah'a flükretmeniz için bir sebeptir. Çünkü O dilemese atmosfer de olmazd›, oksijen de…
90
AKIP GİDEN BULUTLAR Gökyüzüne bakt›¤›m›zda, havada beyaz veya gri renkli pamuk kütlelerine benzer bulutlar› görürüz. Hatta kimi zaman onlar› pek çok de¤iflik flekilleriyle, bildi¤imiz bir fleylere de benzetiriz, de¤il mi? Peki ama bulutlar nas›l oluflmaktad›r, hiç düflündünüz mü? ‹sterseniz hep birlikte bu pamuk kütlelerinin nas›l olufltu¤unu görelim. Her gün yeryüzündeki sular›n bir bölümü Günefl'in s›cakl›¤›n›n etkisiyle buharlafl›r. Yani su, çok küçük damlac›klar biçiminde havaya kar›fl›r. Bu flekilde havaya kar›flan suya "su buhar›" denir. Yere yak›nlaflan hava ›s›n›r. Is›nan
Ortalama büyüklükteki bir yağmur bulutunda yaklaşık 300 bin ton (300 milyon kg.) su bulunur.
hava ise yükselir ve yükselirken bu su buhar›n› da kendisiyle birlikte yukar›lara götürür. Yüksekteki so¤uk hava ile karfl›laflan s›cak havan›n içindeki su buhar›, buz kristallerine dönüflür. Bunlar da bulutlar› oluflturur. Tuzlu denizlerden, mineralli göllerden buharlaflan su, beraberinde tuzlar› da yukar› tafl›r. Bu tuz taneleri gözle görülemeyecek kadar küçüktür. Atmosfer, rüzgar›n bu damlac›klar› tafl›mas› sayesinde, günde 27 milyon ton tuz kazan›r. Bu tuzlar sonradan oluflacak ya¤mur damlas›n›n çekirde¤ini oluflturur. Bulutlar, Dünyam›z'dan bak›nca pamuk gibi görünürler. Bu nedenle bulutlar›n çok hafif olduklar›n› düflünmüfl olabilirsiniz. Oysa, bu su kristalleri, yeterince büyüyüp ya¤mura dönüfltü¤ünde tonlarca su akt›¤›n› görürsünüz. Ortalama büyüklükte bir ya¤mur bulutunda 300 bin
91
ton su bulunur. (1 ton 1000 kilograma eflittir. 300 bin ton ise, 300 milyon kilogramd›r. Yetiflkin bir insan›n ortalama a¤›rl›¤›n›n 60-70 kilogram oldu¤unu düflünürseniz bunun ne kadar büyük bir rakam oldu¤unu anlars›n›z.) Evet yanl›fl duymad›n›z havada as›l› duran 300 bin ton… ‹flte, Allah, bu dev bulutlardan yeryüzünü canland›racak ya¤muru ya¤d›r›r. Bu flekilde her yere kolayl›kla su ulaflmas›n› sa¤lar. Rabbimiz bize Kuran'da bulutlar›n ya¤mura nas›l sebep oldu¤unu ise flu ayetle bildirir: Görmedin mi ki, Allah bulutlar› sürmekte, sonra ara -
92
lar›n› birlefltirmekte, sonra da onlar› üst üste y›¤maktad›r; böylece, ya¤murun bunlar›n aras›ndan ak›p ç›kt›¤›n› görürsün... (Nur Suresi, 43) Ayr›ca, Allah Kuran'da gökten indirdi¤i suyun temizli¤ine de dikkat çekmifltir: ... Biz, gökten tertemiz su indirdik. (Furkan Suresi, 48) Ayette belirtildi¤i gibi su, gökten tertemiz bir flekilde iner. ‹çinde az oranda tuz ve baz› mineraller vard›r. Asl›nda, bu da Allah'›n büyük bir rahmetidir. Çünkü toprak, ya¤mur suyundaki bu az miktardaki tuz ve mineraller sayesinde beslenir. E¤er okyanuslardan buharlaflan sular, ya¤mur olarak ya¤d›klar› zaman yüksek oranlarda tuz
içerselerdi, bu, yeryüzüne büyük zarar verebilirdi. Çünkü ya¤mur suyu çok tuzlu olsayd›, topra¤› ve bitkileri kavurabilirdi. Bitkiler ölece¤i için de yiyecek bulamayan canl›lar yok olurlard›. K›sacas› Dünya'daki yaflam k›sa bir süre içinde sona ererdi. Ama böyle olmaz çünkü Allah insanlara karfl› büyük rahmet sahibidir. Kuran'da bu flöyle bildirilmektedir: fiimdi siz, içmekte oldu¤unuz suyu gördünüz mü? Onu sizler mi buluttan indiriyorsunuz, yoksa indiren Biz miyiz? E¤er dilemifl olsayd›k onu tuzlu k›lard›k; flükretmeniz gerekmez mi? (Vak›a Suresi, 68-70) Ayette anlat›lanlar gayet aç›k bir flekilde herfleyin insanlar›n yaflamas›na uygun bir flekilde yarat›ld›¤›n› haber vermektedir. Çocuklar gördü¤ünüz gibi asl›nda hayat›m›z için gerekli olan hiçbir fleyi yapmaya ya da denetlemeye yetecek gücümüz yok. Allah dilemese yeryüzünde yaflamam›z mümkün de¤il. Bu nedenle her an herfleyi Allah'›n yaratt›¤›n› hat›rlay›p, sürekli O'na flükretmeliyiz. Yeryüzündeki suyun nas›l buharlaflt›¤›n›, bulutlar›n nas›l olufltu¤unu ve nas›l ya¤mura dönüfltü¤ünü ö¤rendik. Peki ya¤murun yeryüzüne belli bir ölçü ile indi¤ini ö¤ren-
93
meye ne dersiniz? O halde yolculu¤umuza ya¤murlar›n nas›l ölçülü ya¤d›¤› konusunu anlatarak devam edelim.
YAĞMURDAKİ ÖLÇÜ Ya¤mur yeryüzüne belli bir miktarla ya¤ar. Ya¤murdaki bu ölçü ça¤›m›zda yap›lan araflt›rmalar sonucunda tespit edilmifltir. Ölçümlere göre, yeryüzünden bir saniyede 16 milyon ton su buharlaflmaktad›r. Bir y›lda bu miktar 505 trilyon tona ulafl›r. Ve yine her y›l Dünya'ya ayn› miktarda yani 505 trilyon ton ya¤mur ya¤ar. ‹flin ilginç yan›
94
bu miktar her y›l ayn›d›r, hiç de¤iflmez. Daha bilim adamlar›n›n yeni keflfetti¤i bu gerçe¤i Allah bize bundan 1400 y›l önce gönderdi¤i Kuran'da flu flekilde bildirir: Ki O (Allah) belli bir miktar ile gökten su indirdi… (Zuhruf Suresi, 11) Unutmay›n çocuklar! Bundan binlerce y›l önce daha hiç kimsenin bilmedi¤i böyle bir bilginin Kuran'da insanlara bildirilmifl olmas› Kuran'›n bir mucizesidir. Ve bu, kutsal kitab›m›z› Allah'›n gönderdi¤inin bir kan›t›d›r. Kuran'da böyle daha pek çok mucizeler vard›r. Yeryüzündeki hayat›n devam›, bahsetti¤imiz suyun eflit miktarda buharlaflmas› ve tekrar yeryüzüne dönmesi
Dünyamız'a her yıl ortalama olarak 505 trilyon ton yağmur yağar. Bu miktar her yıl aynıdır ve hiç değişmez. Bu durum, Allah'ın herşeyi ölçülü ve dengeli yarattığının örneklerinden biridir.
yani "su döngüsü" sayesinde sa¤lan›r. ‹nsan sahip oldu¤u bütün teknolojik imkanlar› kullansa dahi, böyle bir ölçüyü yapay olarak gerçeklefltiremez. Su döngüsünde küçük bir de¤ifliklik olsa, k›sa zaman sonra do¤ada büyük bir dengesizlik ortaya ç›kar. Bu da hayat›n sonunu getirir. Fakat hiçbir zaman böyle olmaz. Ya¤mur, Kuran'da bildirildi¤i gibi, yeryüzüne her sene ayn› miktarda inmeye devam eder. Hepiniz ya¤murun ya¤mas›ndaki ölçüyü Allah'›n kontrol etti¤ini anlam›fl olmal›s›n›z. Yoksa ya¤mur, nas›l
95
olur da her y›l ayn› ölçüde ya¤abilir? Hepimizin bildi¤i gibi böyle bir fley kesinlikle mümkün de¤ildir. Allah bütün evrenin sahibidir. Herfley ancak onun emriyle olmaktad›r. Ya¤mur damlalar› aras›nda biraz dolaflt›ktan sonra, ya¤mur ya¤d›ktan sonra oluflan muhteflem bir güzelli¤in renkleri aras›nda yolculu¤umuza devam edelim.
RENGARENK GÖKKUŞAĞI Bu yolculu¤umuz da rengarenk gökkufla¤›n›n içinde olacak. Bugüne kadar bir gökkufla¤› görmüfl olmal›s›n›z.
96
En az›ndan kitaplarda veya televizyonda görmüflsünüzdür. Eminiz gökkufla¤›n›n renkleri ve flekli hepinizin çok hofluna gitmifltir. Peki bu rengarenk gök tac›n›n nas›l olufltu¤unu hiç düflündünüz mü? fiu ana kadar düflünmedinizse bile bu bafll›¤› okudu¤unuzda düflünmüfl olmal›s›n›z. Öyleyse siz daha fazla merak etmeden hemen anlatmaya bafllayal›m. Gökkufla¤›, ya¤murdan sonra Günefl'in görülmesiyle ortaya ç›kar. Yedi renk, taç gibi yar›m daire fleklinde arka arkaya dizilir. Gökkufla¤›n›n bu hali çok etkileyicidir. Gökkufla¤› asl›nda bir ›fl›k oyunudur. Gökkufla¤›, günefl ›fl›¤›n›n temel renklerini tafl›r. Evet bizim beyaz olarak
Gökkuşağı, güneş ışınlarının yağmur damlasının içinden geçerken 7 ayrı renge ayrılmasıyla oluşur. Gökkuşağı aslında uzaydan bakıldığında tam daire şeklindedir, ama biz Dünya'dan yarısını görürüz.
gördü¤ümüz günefl ›fl›nlar› asl›nda renklidir. Günefl'ten gelen bu renklere temel renkler denir. Temel renkler, k›rm›z›, turuncu, sar›, yeflil, aç›k mavi, koyu mavi ve mordur. Günefl ›fl›nlar›n›n beyaz rengi bu renklerin birleflmesiyle ortaya ç›kar. Ancak günefl ›fl›n›, bir ya¤mur damlas›n›n içinden geçti¤i zaman gerçek renkleri ortaya ç›kar. Çünkü, su ›fl›¤› k›rar. Suyun ›fl›¤› k›rma etkisiyle renkler ayr›fl›r. Ayr›lan renkler ya¤mur damlas›n›n arkas›ndan yans›r ve d›flar›ya e¤rilerek ç›karlar. Kar›fl›k m› göründü? E¤er kar›fl›ksa kristal bir bardak bulun ve üzerine güçlü bir ›fl›k tutun. Burada su damlas›n›n görevini, cam yerine getirir. Göreceksiniz, barda¤a
97
güçlü bir ›fl›k geldi¤inde, duvarda küçük bir gökkufla¤› belirecek. Bu arada çocuklar, gökkufla¤›ndan bahsederken hep yar›m daire diyoruz ama, bu do¤ru de¤ildir. Çünkü, gökkufla¤› asl›nda tam bir çember biçimindedir. Fakat, yerden bu çemberin bütünü görülemez. Bu nedenle gökkufla¤›n› her zaman yar›m daire olarak görürüz. Sadece uçaktan tam daire olarak görülebilir. Gökkufla¤›n›n çemberinin merkezi, her zaman Günefl'in tam karfl›s›na düflen bir noktadad›r. Günefl yükse¤e ç›kt›¤›nda, gökkufla¤› da tam Günefl'in karfl›s›na gelecek
98
flekilde yukar› ç›kar. Gökkufla¤›n›n bu rengarenk, hayranl›k uyand›ran görüntüsü, Dünya'daki güzelliklerden zevk almam›z için Rabbimiz taraf›ndan özel olarak yarat›lm›flt›r. Allah s›n›rs›z say›da benzersiz güzellik yaratmaya güç yetirendir. Bu
nedenle bu bizi flafl›rtmaz, Allah'› daha iyi tan›mam›z› ve O'na daha çok flükretmemizi sa¤lar Böyle renkli bir yolculu¤a yine göz kamaflt›ran bir güzellikle devam edelim. Bu defa, geceleri gökyüzünde gördü¤ümüz ve güzelli¤ine hayran oldu¤umuz küçük bir gök cismini, Ay'› inceleyelim.
GECELERİMİZİ AYDINLATAN AY Ay, Dünyam›z'›n etraf›nda dönen tafltan bir top gibidir. Geceleri, hava bulutsuz oldu¤u zamanlarda Ay, kapkaranl›k gökyüzünde ›fl›l ›fl›l par›ldar. Ancak bu ›fl›k, Ay'›n kendi ›fl›¤› de¤ildir çünkü Ay'›n kendine ait bir ›fl›¤› yoktur. O, yaln›zca Günefl'ten gelen ›fl›nlar› bir ayna gibi etraf›na yans›t›r. Böylece, gökyüzüne as›l› kocaman bir ›fl›k gibi görünür. Ay'›n bu özelli¤i Kuran'da flöyle haber verilmektedir.
99
"… ayd›nl›k ve nurlu bir Ay var eden Allah ne Yü ce'dir." (Furkan Suresi, 61) Bizler Ay'›n hep ayn› yüzünü görürüz. Çünkü Ay, hem kendi etraf›nda hem de Dünya'n›n etraf›nda 29 günde döner. Her ikisinde de dönüfl süresi ayn› oldu¤u için bize hep
100
ayn› yüzü denk gelir. Öte yandan, gece gökyüzüne bakt›¤›m›zda, Ay'› bazen yuvarlak bazen yar›m daire fleklinde görürüz. Bunun sebebi, Dünya çevresinde döndükçe, Ay'›n ayd›nl›k olan yüzünün farkl› biçimler almas›d›r. Dünya ve Ay, birbirini çeker. Ama Dünya'n›n yerçekimi Ay'›n yerçekiminden 6 kat daha fazlad›r. Buna ra¤men Ay'›n yerçe-
Ay'ın yüzeyinde derin kraterler vardır. Çünkü atmosferi olmadığı için göktaşları ve meteoritler kolaylıkla Ay'a ulaşabilmekte ve çarpmaktadırlar.
kimi Dünya'y› etkiler. Bu çekim, okyanuslarda ve denizlerde "gel-git" denilen bir olaya neden olur. Su seviyesi k›y›larda bir süre alçal›p sonra eski haline döner. E¤er Ay'›n çekim kuvveti daha fliddetli olsayd›, gel-gitler su seviyesinin çok fazla alçal›p yükselmesine neden olurdu. Böyle bir durum karfl›s›nda, denize yak›n bölgeleri sürekli su basard›. Ama gel-git olaylar›nda sular genellikle afl›r› yükselmez. Çünkü, Rabbimiz Ay'›n ve Dünya'n›n çekim kuvvetini bizim yaflam›m›z için en uygun olacak flekilde yaratm›flt›r.
GECE-GÜNDÜZ VE MEVSİMLER Dünyam›z, kendi etraf›nda dönüflü s›ras›nda yörüngesine göre hafif e¤ik bir pozisyonda durur. Bu da; ilkbahar, yaz, sonbahar ve k›fl olarak adland›rd›¤›m›z dört mevsimin oluflmas›n›n tek sebebidir. E¤er Allah dileseydi, Dünyam›z dik dururdu. Ama Dünya yörüngesinde tam dik dursayd›, hiçbir mevsim olmazd›. Dünya'n›n her yerinde s›cakl›klar sabit olurdu. Sonuç olarak, yedi¤imiz yiyecekten, soludu¤umuz havaya kadar bambaflka bir ortamda yaflard›k. Peki çocuklar, gece ile gündüzün nas›l oldu¤unu hiç düflündünüz mü? Uzayda her yer karanl›kt›r. Oysa, uzay›n
101
içindeki Dünyam›z'da gece gündüzü, gündüz geceyi takip
102
eder. Sabahlar› hava ayd›nlan›r, akflam olunca karar›r. Peki kapkaranl›k uzayda Dünyam›z sabah olunca nas›l ayd›nlan›r? Bunun nedeni, Dünyam›z'›n, yörüngesinde Günefl
ilerlerken bir topaç gibi kendi etraf›nda da dönmesidir. Dünya kendi etraf›nda döndükçe Gü-
Dünyamız'daki mevsimler 23.5 derecelik eğimden kaynaklanır.
nefl'e karfl› gelen yüzü ayd›nlan›r.
Uçakla hep batıya doğru giden bir yolcu, Güneş batmadığı için devamlı gündüzü yaşar. Eğer Dünyamız kendi ekseni etrafında dönmeseydi biz de tıpkı bu uçaktaki yolcu gibi geceyi hiçbir zaman göremezdik.
Oysa, gezegenlerden Uranüs, kendi yörüngesinde yerde yuvarlanan bir top gibi ilerlemektedir. Bu ola¤anüstü bir duruma neden olur: Uranüs'ün bir taraf› hep ayd›nl›k, di¤er taraf› ise hep karanl›kt›r. Peki, Dünya'n›n bir taraf›nda sürekli gündüz, di¤er taraf›nda sürekli gece olsayd› ne olurdu? Kuflkusuz böyle bir durumda insanlar›n belirli bir uyku saati olmazd›. Herkes farkl› zamanlarda uyur, farkl› zamanlarda uyan›k olurdu. ‹nsanlar aras›ndaki iliflkilerde aksakl›klar olurdu.
103
Önce sürekli gündüzü yaflad›¤›m›z› düflünelim: Rahat uyuyabilir miydik acaba? Ayr›ca, sadece gece görebildi¤imiz Ay'› ve y›ld›zlar› hiçbir zaman fark edemezdik. Ya da sürekli karanl›¤› yaflasayd›k? Herfleyden önce Günefl'i, bulutlar›, gündüz gözüyle görebildi¤imiz güzelliklerin hiçbirini göremezdik. Uyuma saatlerimiz ile okul saatlerimiz kimbilir nas›l olurdu? Gece karanl›¤›nda okula gider ve ders aralar›nda karanl›k havada bahçede oynamaya çal›fl›rd›k. Ancak bunlardan daha da önemlisi, yaflayabilmek için hem karanl›¤a hem de ayd›nl›¤a ihtiyaçlar› olan bitki-
104
ler k›sa zamanda yok olurlard›. Dolay›s›yla bu da canl›l›¤›n sonu olurdu. Ancak, Rabbimiz bizlerin hayat›n› kolaylaflt›rmak için geceyi ve gündüzü yaratm›flt›r. O, bizim için geceyi ve gündüzü yaratarak, yaflam›m›z› en güzel flekilde düzene koymufltur. Kuran'da gece ile gündüzün yarat›l›fl sebepleri flöyle bildirilmektedir. O, geceyi sizin için bir elbise, uykuyu bir dinlenme ve gündüzü de yay›l›p-çal›flma (zaman›) k›land›r. (Furkan Suresi, 47) Bir düflünün, çocuklar… Her gün, yeni fleyler icad edilir ya da yeni fleyler keflfedilir. Oysa yap›lanlar, var olan› anlamaktan ya da var olan› taklit etmekten baflka bir fley
de¤ildir. Düflünün… ‹çlerinden hangisi koskocaman Dünya'y› kendi etraf›nda döndürebilir ve böylece gece ile gündüzün oluflmas›n› sa¤layabilir? Hiçbiri, de¤il mi? Bunu yaln›zca gökleri, yeri ve içindekilerin tümünü yaratan Rabbimiz yapabilir. Ancak, flunu sak›n unutmay›n çocuklar. Allah, geceyi ve gündüzü yaratt›¤› gibi, dilerse onlar› geri de alabilir. O zaman binlerce zorluk yaflar›z, hatta biraz önce de belirtti¤imiz gibi yeryüzünde yaflam›m›z› sürdüremeyiz. Bir Kuran ayetinde Allah'›n dilerse geceyi veya gündüzü kesintisiz sürdürece¤i flöyle bildirilmifltir: … Allah k›yamet gününe kadar geceyi sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa, Allah'›n d›fl›nda size ayd›nl›k verecek ilah kimdir?… (Kasas Suresi, 71) … Allah k›yamet gününe kadar gündüzü sizin üzerinizde kesintisizce sürdürecek olsa, Allah'›n d›fl›nda si ze içinde dinlenece¤iniz geceyi getirecek ilah kim dir?… (Kasas Suresi, 72) Evet çocuklar, Allah'›n dilemesi d›fl›nda, gecenin de gündüzün de olamayaca¤›n› bu ayetlerden aç›kça anl›yoruz. Evren ve içindeki herfley, onlar› yaratm›fl olan Allah'›nd›r. Çocuklar sak›n unutmay›n! Siz dahil herfleyi kusursuzca yaratan üstün ve güçlü olan Allah't›r.
105
SONSÖZ
S
evgili çocuklar evrendeki yolculu¤umuz burada sona eriyor. Bu yolculukta evrenin eflsiz yarat›l›fl›n› ve Dünyam›z'›n bizim için evrende
özel olarak, son derece hassas dengeler içinde yarat›lm›fl bir gezegen oldu¤unu gördünüz. Bu kitapta anlat›lanlar›
106
k›saca flöyle tekrarlayabiliriz. Dünyam›z, uzay›n havas›z, so¤uk ve cans›z bofllu¤unda bulunmaktad›r. Uzay uçsuz- bucaks›z ve ›ss›z bir çöle; Dünyam›z ise bu çölde bulunan bir flatoya benzetilebilir. Çöldeki bu flato bizi tüm çöl f›rt›nalar›ndan ve s›caktan korur, konforu sayesinde ihtiyac›m›z olan herfleyi bize sa¤lar. Dünyam›z da aynen çöldeki bu flato gibi bizim uzaydaki flatomuzdur. Bir uzay gemisi gibi seyahat eden Dünya sayesinde uzaydaki tehlikelerden uzak yaflamaktay›z. Hava, su ve ihtiyac›m›z olan herfleyi rahatl›kla bulabilmekteyiz. Çöldeki flato nas›l kendi kendine oluflmazsa Dünyam›z da tesadüfen oluflamaz. Dünyam›z'›n üstün bir
yarat›l›fl sonucunda bu hale geldi¤i aç›kt›r. Ayr›ca evrende, bu kitapta ö¤rendi¤iniz hassas dengelerden daha milyonlarcas› vard›r. Ama yaln›zca burada say›lanlar bile evrenin ve Dünya'n›n rastgele olaylar›n ard› ard›na gelmesiyle oluflamayaca¤›n› kesin olarak kan›tlar. Bütün bunlar, apaç›k bir gerçe¤i bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bütün evreni, y›ld›zlar›, gezegenleri, da¤lar› ve denizleri kusursuzca yaratan, insana ve bütün canl›lara hayat veren, sonsuz güç ve kudret sahibi olan Allah't›r. Allah'›n bu kusursuz yarat›fl› Kuran'da flöyle anlat›lmaktad›r:
107
Yaratmak bak›m›ndan siz mi daha güçsünüz yoksa gök mü? (Allah) Onu bina etti. Boyunu yükseltti, ona belli bir düzen verdi. Gecesini karartt›, kufllu¤unu aç› ¤a-ç›kard›. Bundan sonra yeryüzünü serip döfledi. Ondan da suyunu ve otla¤›n› ç›kard›. Da¤lar›n› di kip-oturttu; size ve hayvanlar›n›za bir yarar (meta) olmak üzere. (Naziat Suresi, 27-33) Çocuklar! Sak›n unutmay›n, sizleri ve sahip oldu¤unuz herfleyi Allah yaratm›flt›r. Herfley Allah'›n size bir lütfudur. Her an bu gerçe¤in fark›nda olmal›, sahip oldu¤unuz
108
nimetleri düflünmeli ve bunlar› size verdi¤i için Allah'a teflekkür etmelisiniz.
... Sen Yücesin, bize ö¤retti¤inden baflka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herfleyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olans›n. (Bakara Suresi, 32)