YAZAR ve ESERLER‹ HAKKINDA Harun Yahya müstear ismini kullanan yazar Adnan Oktar, 1956 yılında Ankara'da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Ankara'da tamamladı. Daha sonra İstanbul Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde ve İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü'nde öğrenim gördü. 1980'li yıllardan bu yana, imani, bilimsel ve siyasi konularda pek çok eser hazırladı. Bunların yanı sıra, yazarın evrimcilerin sahtekarlıklarını, iddialarının geçersizliğini ve Darwinizm'in kanlı ideolojilerle olan karanlık bağlantılarını ortaya koyan çok önemli eserleri bulunmaktadır. Harun Yahya'nın eserleri yaklaşık 30.000 resmin yer aldığı toplam 45.000 sayfalık bir külliyattır ve bu külliyat 41 farklı dile çevrilmiştir. Yazarın müstear ismi, inkarcı düşünceye karşı mücadele eden iki peygamberin hatıralarına hürmeten, isimlerini yad etmek için Harun ve Yahya isimlerinden oluşturulmuştur. Yazar tarafından kitapların kapağında Resulullah'ın mührünün kullanılmış olmasının sembolik anlamı ise, kitapların içeriği ile ilgilidir. Bu mühür, Kuran-ı Kerim'in Allah'ın son kitabı ve son sözü, Peygamberimiz (sav)'in de hatem-ül enbiya olmasını remzetmektedir. Yazar da, yayınladığı tüm çalışmalarında, Kuran'ı ve Resulullah'ın sünnetini kendine rehber edinmiştir. Bu suretle, inkarcı düşünce sistemlerinin tüm temel iddialarını tek tek çürütmeyi ve dine karşı yöneltilen itirazları tam olarak susturacak "son söz"ü söylemeyi hedeflemektedir. Çok büyük bir hikmet ve kemal sahibi olan Resulullah'ın mührü, bu son sözü söyleme niyetinin bir duası olarak kullanılmıştır. Yazarın tüm çalışmalarındaki ortak hedef, Kuran'ın tebliğini dünyaya ulaştırmak, böylelikle insanları Allah'ın varlığı, birliği ve ahiret gibi temel imani konular üzerinde düşünmeye sevk etmek ve inkarcı sistemlerin çürük temellerini ve sapkın uygulamalarını gözler önüne sermektir. Nitekim Harun Yahya'nın eserleri Hindistan'dan Amerika'ya, İngiltere'den Endonezya'ya, Polonya'dan Bosna Hersek'e, İspanya'dan Brezilya'ya, Malezya'dan İtalya'ya, Fransa'dan Bulgaristan'a ve Rusya'ya kadar dünyanın daha pek çok ülkesinde beğeniyle okunmaktadır. İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Urduca, Arapça, Arnavutça, Rusça, Boşnakça, Uygurca, Endonezyaca, Malayca, Bengoli, Sırpça, Bulgarca, Çince, Kishwahili (Tanzanya'da kullanılıyor), Hausa (Afrika'da yaygın olarak kullanılıyor), Dhivelhi (Mauritus'ta kullanılıyor), Danimarkaca ve İsveçce gibi pek çok dile çevrilen eserler, yurt dışında geniş bir okuyucu kitlesi tarafından takip edilmektedir.
Dünyanın dört bir yanında olağanüstü takdir toplayan bu eserler pek çok insanın iman etmesine, pek çoğunun da imanında derinleşmesine vesile olmaktadır. Kitapları okuyan, inceleyen her kişi, bu eserlerdeki hikmetli, özlü, kolay anlaşılır ve samimi üslubun, akılcı ve ilmi yaklaşımın farkına varmaktadır. Bu eserler süratli etki etme, kesin netice verme, itiraz edilemezlik, çürütülemezlik özellikleri taşımaktadır. Bu eserleri okuyan ve üzerinde ciddi biçimde düşünen insanların, artık materyalist felsefeyi, ateizmi ve diğer sapkın görüş ve felsefelerin hiçbirini samimi olarak savunabilmeleri mümkün değildir. Bundan sonra savunsalar da ancak duygusal bir inatla savunacaklardır, çünkü fikri dayanakları çürütülmüştür. Çağımızdaki tüm inkarcı akımlar, Harun Yahya külliyatı karşısında fikren mağlup olmuşlardır. Kuşkusuz bu özellikler, Kuran'ın hikmet ve anlatım çarpıcılığından kaynaklanmaktadır. Yazarın kendisi bu eserlerden dolayı bir övünme içinde değildir, yalnızca Allah'ın hidayetine vesile olmaya niyet etmiştir. Ayrıca bu eserlerin basımında ve yayınlanmasında herhangi bir maddi kazanç hedeflenmemektedir. Bu gerçekler göz önünde bulundurulduğunda, insanların görmediklerini görmelerini sağlayan, hidayetlerine vesile olan bu eserlerin okunmasını teşvik etmenin de, çok önemli bir hizmet olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu değerli eserleri tanıtmak yerine, insanların zihinlerini bulandıran, fikri karmaşa meydana getiren, kuşku ve tereddütleri dağıtmada, imanı kurtarmada güçlü ve keskin bir etkisi olmadığı genel tecrübe ile sabit olan kitapları yaymak ise, emek ve zaman kaybına neden olacaktır. İmanı kurtarma amacından ziyade, yazarının edebi gücünü vurgulamaya yönelik eserlerde bu etkinin elde edilemeyeceği açıktır. Bu konuda kuşkusu olanlar varsa, Harun Yahya'nın eserlerinin tek amacının dinsizliği çürütmek ve Kuran ahlakını yaymak olduğunu, bu hizmetteki etki, başarı ve samimiyetin açıkça görüldüğünü okuyucuların genel kanaatinden anlayabilirler. Bilinmelidir ki, dünya üzerindeki zulüm ve karmaşaların, Müslümanların çektikleri eziyetlerin temel sebebi dinsizliğin fikri hakimiyetidir. Bunlardan kurtulmanın yolu ise, dinsizliğin fikren mağlup edilmesi, iman hakikatlerinin ortaya konması ve Kuran ahlakının, insanların kavrayıp yaşayabilecekleri şekilde anlatılmasıdır. Dünyanın günden güne daha fazla içine çekilmek istendiği zulüm, fesat ve kargaşa ortamı dikkate alındığında bu hizmetin elden geldiğince hızlı ve etkili bir biçimde yapılması gerektiği açıktır. Aksi halde çok geç kalınabilir. Bu önemli hizmette öncü rolü üstlenmiş olan Harun Yahya Külliyatı, Allah'ın izniyle, 21. yüzyılda dünya insanlarını Kuran'da tarif edilen huzur ve barışa, doğruluk ve adalete, güzellik ve mutluluğa taşımaya bir vesile olacaktır.
OKUYUCUYA ● Bu kitapta ve di¤er çal›flmalar›m›zda evrim teorisinin çöküflüne özel bir yer ayr›lmas›n›n nedeni, bu teorinin her türlü din aleyhtar› felsefenin temelini oluflturmas›d›r. Yarat›l›fl› ve dolay›s›yla Allah'›n varl›¤›n› inkar eden Darwinizm, 140 y›ld›r pek çok insan›n iman›n› kaybetmesine ya da kuflkuya düflmesine neden olmufltur. Dolay›s›yla bu teorinin bir aldatmaca oldu¤unu gözler önüne sermek çok önemli bir imani görevdir. Bu önemli hizmetin tüm insanlar›m›za ulaflt›r›labilmesi ise zorunludur. Kimi okuyucular›m›z belki tek bir kitab›m›z› okuma imkan› bulabilir. Bu nedenle her kitab›m›zda bu konuya özet de olsa bir bölüm ayr›lmas› uygun görülmüfltür. ● Belirtilmesi gereken bir di¤er husus, bu kitaplar›n içeri¤i ile ilgilidir. Yazar›n tüm kitaplar›nda imani konular, Kuran ayetleri do¤rultusunda anlat›lmakta, insanlar Allah'›n ayetlerini ö¤renmeye ve yaflamaya davet edilmektedir. Allah'›n ayetleri ile ilgili tüm konular, okuyan›n akl›nda hiçbir flüphe veya soru iflareti b›rakmayacak flekilde aç›klanmaktad›r. ●
Bu anlat›m s›ras›nda kullan›lan samimi, sade ve ak›c› üslup ise kitaplar›n yediden yetmifle herkes taraf›ndan rahatça anlafl›lmas›n› sa¤lamaktad›r. Bu etkili ve yal›n anlat›m sayesinde, kitaplar "bir solukta okunan kitaplar" deyimine tam olarak uymaktad›r. Dini reddetme konusunda kesin bir tav›r sergileyen insanlar dahi, bu kitaplarda anlat›lan gerçeklerden etkilenmekte ve anlat›lanlar›n do¤rulu¤unu inkar edememektedirler.
● Bu kitap ve yazar›n di¤er eserleri, okuyucular taraf›ndan bizzat okunabilece¤i gibi, karfl›l›kl› bir sohbet ortam› fleklinde de okunabilir. Bu kitaplardan istifade etmek isteyen bir grup okuyucunun kitaplar› birarada okumalar›, konuyla ilgili kendi tefekkür ve tecrübelerini de birbirlerine aktarmalar› aç›s›ndan yararl› olacakt›r. ● Bunun yan›nda, sadece Allah r›zas› için yaz›lm›fl olan bu kitaplar›n tan›nmas›na ve okunmas›na katk›da bulunmak da büyük bir hizmet olacakt›r. Çünkü yazar›n tüm kitaplar›nda ispat ve ikna edici yön son derece güçlüdür. Bu sebeple dini anlatmak isteyenler için en etkili yöntem, bu kitaplar›n di¤er insanlar taraf›ndan da okunmas›n›n teflvik edilmesidir. ● Kitaplar›n arkas›na yazar›n di¤er eserlerinin tan›t›mlar›n›n eklenmesinin ise önemli sebepleri vard›r. Bu sayede kitab› eline alan kifli, yukar›da söz etti¤imiz özellikleri tafl›yan ve okumaktan hoflland›¤›n› umdu¤umuz bu kitapla ayn› vas›flara sahip daha birçok eser oldu¤unu görecektir. ‹mani ve siyasi konularda yararlanabilece¤i zengin bir kaynak birikiminin bulundu¤una flahit olacakt›r. ● Bu eserlerde, di¤er baz› eserlerde görülen, yazar›n flahsi kanaatlerine, flüpheli kaynaklara dayal› izahlara, mukaddesata karfl› gereken adaba ve sayg›ya dikkat edilmeyen üsluplara, burkuntu veren ümitsiz, flüpheci ve ye'se sürükleyen anlat›mlara rastlayamazs›n›z. Birinci Bask›: fiubat 2001 ‹kinci Bask›: Kas›m 2002 Üçüncü Bask›: fiubat 2006
ARAfiTIRMA YAYINCILIK Talatpafla Mah. Emirgazi Caddesi ‹brahim Elmas ‹fl Merkezi A Blok Kat 4 Okmeydan› - ‹stanbul Tel: (0 212) 222 00 88 Bask›: Seçil Ofset 100 Y›l Mahallesi MAS-S‹T Matbaac›lar Sitesi 4. Cadde No: 77 Ba¤c›lar-‹stanbul Tel: (0 212) 629 06 15
w w w. h a r u n y a h y a . o r g - w w w. h a r u n y a h y a . n e t
HARUN YAHYA fiubat, 2006
G‹R‹fi 8 CEV‹Z‹ SEVEN S‹NCAPLAR 10 HAVUCU SEVEN TAVfiANLAR 16 SADIK DOSTLARIMIZ: KÖPEKLER 20 KÜÇÜK BEYAZ KUZULAR 24 VEFAKAR ARKADAfiLARIMIZ: ATLAR 27 P‹JAMALI ATLAR: ZEBRALAR 30 BENEKL‹ KULE ZÜRAFA 34 DEV F‹LLER 39 BOYNUZLARIYLA ÜNLÜ GEY‹KLER 43 6
CEPL‹ KANGURULAR 46 UYKUCU KOALALAR 49 SEV‹LMEK ‹STEYEN YARAMAZ KED‹LER 52 ORMANLAR KRALI: ASLAN 55 VAHfi‹ KED‹: KAPLANLAR 57 MASKEL‹ PANDALAR 60 BAL DÜfiKÜNÜ AYILAR 62
DEV KARDAN ADAMLAR: KUTUP AYILARI 64 HIZLI YÜZÜCÜ FOKLAR 70 SMOK‹NL‹ PENGUENLER 72 BALIKÇI PAF‹NLER 77 GÖKLER‹N HAK‹MLER‹: KUfiLAR 79 UZUN BACAKLI LEYLEKLER 84 PEMBE KUfi: FLAM‹NGOLAR 88 ZAR‹F KU⁄ULAR 90 DEVEKUfiLARI 92 SÜSLÜ TAVUS KUfiU 95 TAKL‹TÇ‹ KUfi: PAPA⁄AN 98 Yeflil bafll› ÖRDEKler 101 RENK HAR‹KASI KELEBEKLER 105 DEN‹ZLER‹N SAK‹NLER‹: BALIKLAR 112 SOYTARI BALI⁄I 116 GÜLERYÜZLÜ YUNUSLAR 118 DEV BAL‹NALAR 121 SONUÇ 126
7
G‹R‹fi Sevgili çocuklar, bu kitapta sizlerle birlikte etraf›m›zdaki canl› ve cans›z varl›klar›n yarat›l›fllar›ndaki harikal›klar› keflfedece¤iz. ‹leriki sayfalarda, do¤adaki birbirinden sevimli canl›lar›n ilginç ve flafl›rt›c› özelliklerini ö¤reneceksiniz. Bu kitab› okurken, Allah'›n tüm canl›lar› en güzel biçimde yaratt›¤›n› ve her birinin O'nun sonsuz güzelli¤ini, gücünü ve bilgisini yans›tt›¤›n› göreceksiniz. "Hayvanlar›n ne kadar›n› tan›yorsunuz?" sorusuna, "ço¤unu" cevab›n› verdi¤inizi duyar gibiyiz. Peki tan›d›¤›n›z hayvanlar›n
8
yaflamlar› hakk›nda neler biliyorsunuz? Nas›l do¤up nas›l yafl›yorlar, kendilerini nas›l savunup, nas›l yiyecek buluyorlar?... "Pek bir fley bilmiyorum" dedi¤inizi tahmin etmek zor de¤il ama bu kitab› okudukça onlar hakk›nda çok ilginç bilgiler edineceksiniz. Allah'›n bu sevimli canl›larda yaratt›¤› çeflit çeflit birbirinden mükemmel ve flafl›rt›c› özellikleri göreceksiniz. Onlar›n ço¤unu yak›ndan tan›yorsunuz. Ama bu kitapta bugüne kadar belki hiç görmedi¤iniz, hatta ad›n› bile duymad›¤›n›z hayvanlarla, onlar›n gizli ve sevimli dünyalar›yla da tan›flacaks›-
n›z. Ve hepsini çok seveceksiniz. Hayvanlar›n baz› fleyleri nas›l olup da yapabildiklerini hayretle okuyup, flafl›racaks›n›z. Dünyan›n en h›zl› koflucular›ndan biri olan devekuflunu, en iyi atlay›c›lar›ndan olan kaplan›, keskin diflleriyle sincaplar› ve göz al›c› güzellikleri ile tavus kufllar›n› hem de birbirinden güzel foto¤raflar›yla görüp tan›yacaks›n›z. Ama emin olun, bu canl›lar ö¤reneceklerinizin yaln›zca birkaç›... Dünyada sayamayaca¤›n›z kadar çok hayvan türü var. Bu sevimli canl›lar› yaratan Allah'›n bizden istedi¤i, onlardaki güzellikleri seyrederken O'nun sonsuz gücünü ve sanat›n› düflünmemiz, herfleyi O'nun yaratt›¤›n›, herfleyin sahibinin Allah oldu¤unu fark etmemiz ve O'nun yaratt›¤› fleylerdeki güzellikleri görüp zevk alabilmemizdir. Ayn› zamanda da, bize bu say›s›z güzellikleri yaratt›¤› için O'na flükretmemiz ve O'nu çok sevmemizdir. Bütün evrenin, bütün güzel hayvanlar›n, bitkilerin, gecenin ve gündüzün, etraf›m›zdaki herfleyin yarat›lmas›n›n tek bir amac› vard›r. O da Allah'›n yüceli¤ini ve yaratmas›ndaki üstünlü¤ü görebilmektir. "Allah ne kadar güzel yaratm›fl" diyebilmektir. Bu kitab› okuduktan sonra art›k çevrenizde görece¤iniz tüm canl›lara bu gözle bakmal›s›n›z. Ne duruyorsunuz! Öyleyse hemen sayfay› çevirip canl›lar aleminde gezinmeye bafllay›n.
9
CEV‹Z‹ SEVEN S‹NCAPLAR Bu bölümde, Allah'›n sevimli sincaplar› yarat›rken onlara verdi¤i baz› ilginç özellikleri ö¤reneceksiniz. Arkadafllar›n›z bu minik, sevimli canl›lar hakk›nda ö¤rendiklerinize çok flafl›racaklar. Sincaplar, daha çok Avrupa k›tas›ndaki ormanlarda yaflarlar. Boylar› 25 cm., yani sizin ellerinizle iki kar›flt›r. Vücutlar›n›n arkas›nda, hemen hemen kendi boylar› kadar uzun, yukar› do¤ru duran, genifl ve gür tüylerden oluflan kuyruklar› bulunur. Herfleyi bir amaçla yaratan Allah'›n, sincaba böyle bir kuyruk vermesinin de
10
elbette bir nedeni vard›r: Sincap, bu kuyruk sayesinde dengesi bozulmadan a¤açtan a¤aca atlar. Sincap, minik sivri t›rnaklar› sayesinde a¤açlara t›rmanabilir. Bir dal›n üstünde koflabilir, bafl afla¤› sallanabilir ve o flekilde ilerleyebilir. Özellikle gri sincaplar bir a¤ac›n en uçtaki dal›ndan 4 metre uzaktaki bir baflka a¤ac›n dal›na rahatl›kla atlayabilirler. Havada uçarken de kollar›n› ve bacaklar›n› açarak adeta bir planör gibi hareket ederler. Bu esnada yass›laflan kuyruklar› ise hem
dengelerini sa¤lar hem de yönlerini ayarlayan bir dümen görevi görür. Hatta kendilerini 9 metre yükseklikten bofllu¤a b›rak›p dört ayaklar›n›n üzerine yere yumuflak inifl yapabilirler. fiimdi flu sevimli sincaplar›n neler yapt›¤›n› bir kere daha düflünelim... Art›k siz de biliyorsunuz, sincaplar bir a¤açtan di¤erine düflmeden ve yuvarlanmadan atlayabilmek ve üstelik atlarken incecik dallar› hedefleyip tam üstüne tutunabilmek gibi hareketleri bir sirk cambaz› ustal›¤›yla yapabilirler. Peki ama nas›l? ‹flte, tüm bunlar sincab›n arka ayaklar›n›, mesafeleri çok iyi ayarlayabilen keskin gözlerini, güçlü pençelerini ve denge kurmas›na yarayan kuyru¤unu kullanmas› sayesinde olur. Ama hiç düflündünüz mü, acaba sincaba bu özellikleri veren ve bunlar› kullanmas›n› ö¤reten kimdir; sincap bu flekilde yaflamas› gerekti¤ini nereden biliyor? Sincaplar›n ailece ellerine cetvel al›p ormandaki her a¤ac›n boyunu veya a¤aç dallar›n› ölçmeleri mümkün olmad›¤›na göre, sincaplar a¤açtan a¤aca atlarken mesafeleri nas›l ayarl›yorlar? Ayr›ca, sincaplar nas›l hiçbir yerlerini sakatlamadan ya da yaralanmadan bu kadar h›zl› hareketlerle atlay›p z›playabiliyorlar? Hiç kuflkusuz bu sevimli hayvanc›klar› sahip olduklar› bu özelliklerle birlikte yaratan ve onlara bu özelliklerini kullanmay› ö¤reten Rabbimiz olan Allah't›r. Üstelik sincaplar yüksek a¤açlar›n tepelerinde yetiflen ceviz, kestane, f›nd›k ve çam f›st›¤› gibi sert kabuklu besinlere ulaflabilmek için
11
gereken bütün yeteneklere ve fiziksel özelliklere sahiptirler. Allah do¤adaki bütün hayvanlar gibi sincaplar ›da, ihtiyaç duyduklar› yiyecekleri kolayca elde edebilecek flekilde, özel olarak yaratm›flt›r. Sincaplar k›fl›n yemek bulmakta çok zorlan›rlar. Bu yüzden yaz aylar›nda k›fl için yiyecek biriktirirler. Sincaplar k›fl›n yiyecekleri besin maddelerini daha önceden toplayan canl›lardand›r. Ancak yiyecek depo ederken çok dikkatlidirler. Meyveleri ve bulduklar› etleri depo etmezler. Çünkü bu yiyecekler k›sa zamanda bozulur, o zaman da sincaplar k›fl›n aç kal›rlar. Bu yüzden sincaplar k›fl için yaln›zca ceviz, f›nd›k ve kozalak gibi dayan›kl› yemiflleri toplarlar. Sincaplara do¤ufltan bu bilgiyi veren ve bu flekilde beslenmelerini sa¤layan ise Allah't›r. Burada Allah'›n s›fatlar›ndan birisini gö-
12
rürüz. Bu, Allah'›n "r›z›k veren", yani "yaratt›¤› her canl›ya yiyecek veren" s›fat›d›r. K›fl için yiyecek depolayan sincaplar, çeflitli yerlere gömdükleri f›nd›klar›n› mükemmel koku duyular›n› kullanarak bulurlar. Öyle ki, 30 cm.'lik kar›n alt›na gizlenmifl olan f›nd›klar›n bile kokusunu alabilirler. Yiyeceklerini keselerinde tafl›yan sincaplar bunlar›
yuvalar›na götürürler. Bu inlerde birden çok yerde besin depolarlar. Fakat ço¤unun yerini daha sonra unuturlar. Ancak bunun özel bir sebebi vard›r. Allah bu durumu da özel olarak yarat›r Sincaplar›n unutup yer alt›nda b›rakt›klar› yemifller zamanla orman›n içinde filizlenip geliflerek tekrar yeni a¤açlar oluflturur. Bütün bunlar›n yan›s›ra sincaplar›n da pek çok canl›da oldu¤u gibi kendi aralar›nda kulland›klar› haberleflme yöntemleri vard›r.
KIRILSA DA YENİLENEN DİŞLER Sincaplar›n bir insan›n asla sahip olamayaca¤› keskinlikte ve sa¤laml›kta diflleri vard›r. A¤›zlar›n›n ön taraf›nda, sert maddelerin kemirilip k›r›lmas›n› sa¤layan kesici difller, arka uzun bofllukta ise az› diflleri bulunur. Biz bir cevizi k›rmak istedi¤imizde, oldukça sa¤lam bir tafl veya bu ifl için özel olarak demirden yap›lm›fl bir alet kullan›r›z. Bu minik hayvanlar ise a¤›zlar›ndaki keskin difllerle bu ifli kolayl›kla yapabilirler. Sincaplar›n difllerinin bir ömür boyu nas›l sa¤lam kald›¤›n› veya diflleri hasar gören sincaplar›n daha sonra nas›l beslendiklerini -f›nd›k ya da ceviz yediklerinihiç merak ettiniz mi? ‹flte, herfleyi mükemmel bir uyum içinde yaratan Allah, onlar›n difllerine çok önemli bir özellik vermifltir. Bak›n flimdi çok flafl›racaks›n›z; çünkü sincaplar›n diflleri k›r›l›p-afl›nsa bile, yerine hemen yenisi ç›kar. Afl›nan difller sürekli uzayarak alttan yenilenir. Dahas›, Allah bu özelli¤i yaln›zca sincaba de¤il, yiyeceklerini kemirmek zorunda olan bütün canl›lara vermifltir.
13
Örne¤in k›rm›z› sincaplar düflman gördüklerinde kuyruklar›n› sallar ve heyecanl› sesler ç›karmaya bafllar. Bu haberleflme yöntemlerinin d›fl›nda yüksek dallarda koflarak hareket edebilen sincaplar kuyruklar›n› denge sa¤lamak için de kullan›rlar. Yönlerini de kuyruklar›n› çevirerek de¤ifltirirler. Sincaplar›n kuyruklar› bir geminin dümeni ile ayn› ifllemi görür. Sincaplar›n b›y›klar› da dengelerini sa¤lamada önemli bir unsurdur. B›y›klar› kesilen sincaplar dengelerini koruyamazlar. Ayn› zamanda sincaplar b›y›klar›n› geceleri dolafl›rken etrafta bulunan nesneleri hissetmek için de kullan›rlar. Çocuklar! Sincaplar›n bir de uçan cinsleri oldu¤unu biliyor muydunuz? Avustralya'da yaflayan ve boylar› 45 cm. ile 90 cm. aras›nda de¤iflen "uçan sincaplar"›n bütün türleri a¤açlarda yaflar. Asl›nda yapt›klar› tam olarak uçma de¤ildir. Bir a¤açtan di¤erine
14
uzun atlay›fllar yaparak hareket ederler. A¤açlar aras›nda bir planör gibi uçarak hareket eden bu canl›larda kanat yoktur, uçma zar› vard›r. Uçan sincaplar›n bir türü olan "fleker uçan sincaplar›"n›n uçma zar›, ön bacaklardan arka bacaklara do¤ru uzan›r; dard›r ve püsküle benzer uzun tüyleri vard›r. Baz› türlerindeyse uçma zar› kürklü bir deriden oluflan bir zar halindedir. Bu zar ön aya¤›n bile¤ine kadar uzan›r. Uçan sincap, bir a¤ac›n gövdesinden f›rlar ve gerilmifl derinin planöre benzeyen etkisiyle bir seferde ortalama 30 m.'lik bir uzakl›k aflabilir. Hatta kimi zaman arka arkaya 6 kaymayla 530 m.'lik bir mesafe alabildikleri gözlenmifltir. Boyut olarak küçük olan hayvanlar hare-
ket etmediklerinde h›zla ›s› kaybeder ve donma tehlikesi ile karfl›lafl›rlar. Bu da onlar için özellikle uykuda olduklar› vakitlerde bir tehlike oluflturur. Ama Allah her canl› türü için olumsuz d›fl flartlardan etkilenmemelerini sa¤layacak korunma yöntemleri yaratm›flt›r. Örne¤in sincap gibi canl›lar kal›n bir kürke benzeyen kuyruklar›n› vücutlar›n›n etraf›na sarmalay›p, bir top gibi k›vr›larak uyurlar. Sincaplar›n kuyruklar› t›pk› bir palto gibidir. So¤uk havalarda uyuduklar›nda kuyruklar›na sar›larak donmaktan kurtulurlar. Bu sevimli canl›lara Allah ihtiyaçlar› olan bütün özellikleri vermifl ve nas›l kullanacaklar›n› da ö¤retmifltir. Onlar da Allah'›n ilham› ile hareket ederek yaflamlar›n› rahatl›kla sürdürürler.
15
HAVUCU SEVEN TAVfiANLAR! Evlerimizde besledi¤imiz, o bembeyaz tüylerini okflad›¤›m›z ve havuç kemirifllerini seyretmekten büyük zevk ald›¤›m›z tavflanlar hakk›nda da yeni bilgiler ö¤renmeye ne dersiniz? Bakal›m bu sevimli hayvanlar›n hem bilmedi¤imiz, hem de ilginç ne özellikleri varm›fl: Bir tavflan›n yan›na yaklaflmaya çal›fl›rsan›z ne kadar h›zl› kaçt›¤›n› hemen fark edersiniz. Bu sevimli hayvanlar›n, kafalar›n› e¤mifl ot yerken bile o uzun kulaklar›yla düflmanlar›n› çok rahat fark edebildiklerini biliyor muydunuz? ‹flte, bu keskin iflitme yeteneklerinden dolay›, kendinizi fark ettirmeden onlara yaklaflman›z
16
çok zordur. En ufak bir sesi veya k›p›rt›y› hissedip, olanca h›zlar›yla kaçarlar. Tavflanlar büyüdüklerinde 50-70 cm. aras›nda bir boya ulafl›rlar. Arka bacaklar› ön bacaklar›ndan daha uzun ve güçlüdür. Bu özellikleri sayesinde saatte 60-70 km h›zla koflabilir ve bir seferde 6 metre ileriye s›çrayabilirler. Bir tavflan flehir içinde giden bir arabadan daha h›zl› koflabilir. Tüm tavflanlar yarat›l›fltan bu özelliklere sahip olarak do¤arlar. Allah onlar› h›zl› koflucular olarak yaratarak, düflmanlar›ndan kolayca kaçabilmelerini sa¤lam›flt›r.
Sizce bir tavflana "en çok ne yemeyi seversin?" diye sorsak ne cevap verir bize? Evet, hakl›s›n›z "havuç" der (havucun gözlerimize ne kadar iyi geldi¤ini de unutmayal›m). Peki, tavflanlar›n yeralt›nda kazd›klar› yuvalarda yaflad›klar›n›, havuçlar›n da tam onlar›n yerin alt›ndaki yaflant›lar›na uygun flekilde yerin alt›na do¤ru büyüdüklerini biliyor muydunuz? Evet, sizin de bu sorudan anlad›¤›n›z gibi havuçlar tavflanlar›n beslenme ihtiyaçlar›n› karfl›lamalar›na en uygun flekilde yarat›lm›fllard›r. Allah, bizler için de herfleyi kullanmam›za en uygun flekilde yaratm›flt›r. K›fl aylar›nda büyüklerinizin size s›k s›k yedirdi¤i portakal› düflünün. E¤er kabu¤undan dilimlenmifl bir flekilde ç›kmasayd›, o sulu haliyle onu yememiz çok zor olurdu. Oysa çevrenizde gördü¤ünüz herfleyi yaratan Allah, k›fl aylar›nda içindeki C vitamini sayesinde bizi hastal›klardan koruyan bu lezzetli meyveyi özel olarak dilimlenmifl ve paketlenmifl olarak yaratm›flt›r. Tekrar tavflana dönelim! Tavflan, kendisine çok sevimli bir hava
17
veren ve sürekli uzayan ön diflleri sayesinde havuçlar› kolayl›kla kemirebilir. Allah canl›lara yiyecek içecek ihtiyaçlar›ndan baflka yaflamlar›n› kolaylaflt›racak baflka birçok özellik vermifltir. Yeryüzünde farkl› özelliklere sahip çeflit çeflit tavflanlar vard›r. Örne¤in, so¤uk bölgelerde yaflayan tavflanlar genelde beyaz renklidir. Bu onlar›n karlar üstünde fark edilmemeleri ve kolayca saklanmalar› için verilen önemli bir özelliktir. Ayr›ca di¤erlerine göre daha büyük olan yabani tavflanlar›n, bacaklar› ve kulaklar› daha uzundur. Çöllerde yaflayan Amerikan tavflan›n›n ise iri kulaklar› vard›r. Bu kulaklar tavflan›n serinlemesine yard›mc› olur. Hayvanlar›n ço¤u do¤ada kendileri için belirledikleri bölgelerde
18
yaflamlar›n› sürdürürler. Bunu insanlar›n kendilerine ve ailelerine mahsus evlerde yaflamalar›na benzetebiliriz. Hayvanlar ve hayvan topluluklar› genelde di¤erlerinin yaflad›klar› bölgelere girmemeye özen gösterirler. Hayvanlar kendi yaflam bölgelerini belirlemek için "koku b›rakma" yöntemini kullan›rlar. Örne¤in ceylanlar kendi bölgelerini belirlemek için uzun ince dallara ve otlara, hemen gözlerinin alt›ndaki bezlerden salg›lanan ve katran gibi kokan bir madde b›rak›rlar. Bu koku di¤er ceylanlar›n bölgenin bir sahibi oldu¤undan haberdar olmalar›n› sa¤lar. Ren geyiklerinin ise, arka ayaklar›n›n
ucunda koku bezleri vard›r. Bu bezlerden salg›lanan koku, bölgelerini iflaretlemelerine yard›mc› olur. Tavflanlar da çenelerindeki bezler ile bir koku b›rakarak bölgelerini iflaretlerler. Gördü¤ünüz gibi Allah hayvanlar› çok ilginç ve önemli özelliklerle yaratm›flt›r. Tüm bunlar› ö¤rendi¤imizde ise Allah'›n kusursuz yarat›fl›na hayranl›k duyar›z. Allah'›n hepimizin yarat›c›s› oldu¤unu bilir ve Rabbimize her zaman flükrederiz. Unutmay›n çocuklar; Allah Kuran'da insanlara her zaman nimetleri düflünüp flükretmelerini emretmifltir. Al-i ‹mran Suresi'ndeki bir ayette flükredenleri ödüllendirece¤ini Allah bize flöyle bildirmifltir: …Biz flükredenleri pek yak›nda ödüllendirece¤iz. (Al-i ‹mran Suresi, 145)
Çocuklar! O zaman siz de her zaman gördü¤ünüz nimetler ve güzellikler için Allah'a flükretmeyi sak›n unutmay›n.
19
SADIK DOSTLARIMIZ: KÖPEKLER Köpekler, birçok canl›dan çok daha zeki ve e¤itilmeleri çok daha kolay olan hayvanlard›r. ‹yi e¤itimli olanlar› kimi zaman bekçi köpe¤i olarak kullan›l›r. Bir bekçi köpe¤i kendi vücudundan 5-6 kat büyük bir canl›y› etkisiz hale getirebilir. Ancak, çok ilginçtir ki, tehlike anlar›nda böylesine vahfli olabilen bu köpekler sahiplerine hiç zarar vermezler. Ken-
20
di canlar›n› sahipleri için tehlikeye atabilirler ve ne olursa olsun sahiplerini zorluk anlar›nda terk etmezler. Köpekleri sevmemizin bir baflka nedeni ise kuflkusuz çok oyuncu olmalar›d›r. Ayr›ca, köpekleri tasmalar›ndan tutup dolaflt›rmak da çok zevklidir. Bir de uzun tüylü ise ve sevimli sevimli bak›yorsa hemen biz de bir tanesine sahip olmak isteriz. ‹flte, farkl› türlerde ve renklerde, büyüklü-küçüklü, tüylü-tüysüz yüzlerce köpek çeflidinin olmas› Allah'›n canl›lar› yarat›rken hiçbir örnek olmadan, benzersiz, örneksiz yaratmas›n›n en güzel göstergelerinden biridir. Kuran ayetlerinde Rabbimizin örneksiz yarat›fl› flöyle anlat›l›r: Gökleri ve yeri bir örnek edinmeksizin yaratand›r... O, herfleyi ya-
ratm›flt›r. O, herfleyi bilendir. ‹flte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan baflka ilah yoktur. Herfleyin yarat›c›s›d›r, öyleyse O'na kulluk edin. O, herfleyin üstünde bir vekildir. (Enam Suresi, 101-102)
fiimdi bir düflünün, bugüne kadar hiç köpek görmemifl olsayd›n›z ve sizden bir köpek resmi çizmeniz istenseydi, bunu yapabilir miydiniz? Tabii ki yapamazd›n›z. Böyle olmas› da çok normal. Bunu yaln›zca siz de¤il, hiç kimse yapamazd›. Çünkü insan, do¤ada benzeri olmayan hiçbir fley yapamaz. Örne¤in, uçaklar kufllar›n uçufl sistemleri taklit edilerek yap›l›r. Robotlar insanlar›n vücut sistemleri taklit edilerek üretilir. Oysa Rabbimiz, yeryüzündeki say›s›z canl› türünü örneksiz, benzersiz yaratm›flt›r. Kutuplarda yaflayan sevimli penguenleri, ormanlar kral› aslan›, yunuslar›, kelebekleri, kufllar›, ar›lar›... K›saca tüm canl›lar› yaratan Allah't›r. Tüm canl›lara kendilerine ait özellikler veren Allah, köpeklere de di¤er canl›lardan farkl› fiziksel özellikler vermifltir. Örne¤in, köpeklerin difllerinin say›s› bizimkinden on tane daha fazla, tam 42 tanedir. Böylece yiyeceklerini, özellikle de kemikleri rahatl›kla a¤›zlar›nda ufalay›p ö¤ütebilirler. Ayr›ca, köpekler gözlerindeki özel bir yarat›l›fl sayesinde karanl›kta insanlardan çok daha iyi görürler. Hareketli cisimleri çok daha uzaktan alg›layabilirler. Öte yandan, köpekler, bizim duyamad›¤›m›z baz› sesleri duyabildiklerinden; sesleri, insanlardan 4 kat
21
daha uzak mesafeden fark edebilirler. Mesela köpeklere emir vermeye yarayan köpek düdü¤ünün sesini insanlar duymaz, ama onlar çok rahat duyabilirler. Köpeklerin koku alma duyular› da çok güçlü yarat›lm›flt›r. Beyinlerindeki koku alma merkezi insanlardan 40 kat daha fazla geliflmifltir. Bu nedenle köpeklerin koku alma yetene¤i, insanlardan çok daha üstündür. Tüm bu özellikleri sayesinde köpekler, av›n kokusunu al›p, izini
22
sürerek, avc›lar›n vurduklar› avlar› kilometrelerce uzakta da olsa bulup getirirler. Polis köpekleri kendilerine koklat›lan küçük bir eflyadan yola ç›karak o eflyan›n sahibini bulabilirler. Örne¤in; Sen Bernard cinsi köpekler, hani flu kocaman sark›k yanakl› olanlar, son derece duyarl› burunlar› ile kar alt›nda gömülü kalan yaral›lar› kolayca bulup ç›karabilirler. ‹flte, köpeklerin sahip oldu¤u bu ola¤anüstü duyu organ› bafll› bafl›na bir mucizedir. Köpekler, havay› solumak için de burunlar›n› kullan›rlar. Hava buradan geçerken süzülür, ›s›t›l›r, nemlendirilir ve oradan da ci¤erlere dolar. Bu sevimli canl›lar, insanlarda oldu¤u gibi vücut ›s›lar›n› düzenlemek için terlemezler, çünkü vücutlar›nda ter bezleri yoktur. Is› ayar›n› solunum sistemleriyle yaparlar. Köpeklerin vücutlar›ndaki tüyler ise d›flar›dan gelen ›s›n›n deri ile temas›n› önler. Hava s›cakl›¤›n›n artmas›yla köpeklerin vücut ›s›lar› da artar;
vücut ›s›s› artan köpekler meydana gelen fazla ›s›y› dillerini ç›kararak atarlar. Böylece s›cak günlerde kal›n tüylerine ra¤men terlemezler. Allah onlara öyle mükemmel bir sistem vermifltir ki; insanlar›n yar›m saat hareket edince hemen terlemesine ra¤men, saatlerce hiç durmadan koflan köpekler yine de terlemezler. Art›k bunlar› bildi¤inize göre, s›cak havalarda dilleri d›flar› sarkm›fl köpekler gördü¤ünüzde onlar için üzülmenize gerek olmad›¤›n› da anlad›n›z de¤il mi?. Siz de gördü¤ünüz köpekleri düflünürseniz hemen hat›rlayacaks›n›z, köpeklerin vücutlar› hep yumuflak ve parlakt›r. ‹flte, onlar›n derilerine bu yumuflakl›¤› ve parlakl›¤› veren, derilerinde çok bol bulunan ya¤ bezleridir. Bir de, köpeklerin vücutlar›nda bizde olmayan baz› özel sistemleri vard›r. Bu sistemler sayesinde, hayvan›n yürürken sürekli yere sürtünen patileri tahrifl olmaz, pençeleri de afl›n›p kurumaz. Gördü¤ünüz gibi Rabbimiz, yaratt›¤› bu canl›n›n en küçük bir sorununu dahi onun için yaratt›¤› bir koruma mekanizmas› ile çözmüfltür. Rabbimiz herfleyi birbiriyle uyumlu yaratand›r. Bu örnekte de gördü¤ümüz gibi Allah her canl›y› ihtiyac› olan özelliklerle donatm›flt›r. Böyle örnekler bizi düflünmeye ve Rabbimizin yarat›fl›ndaki sanat› fark etmeye yönlendirir.
23
24
KÜÇÜK BEYAZ KUZULAR Belki dikkatinizi çekmifltir, kuzular›n hepsi küçük, sevimli ve masum yüzlüdür. Bir de yine onlara benzeyen fakat daha iri olanlar› vard›r. Bunlar da, kuzunun annesi olan koyunlard›r. Kuzuyla annesi aras›nda çok güçlü bir ba¤ oldu¤unu biliyor muydunuz? Bu güçlü ba¤ ise koyun kuzuyu doyurmaya bafllad›¤› zaman oluflur. Koyun, kuzuyu do¤urdu¤u an, onu diliyle temizlerken ald›¤› tad› ve kokuyu bir daha asla unutmaz. Bu yüzden de baflka tat ve kokudaki kuzuyu yan›na kabul etmez. ‹nsan bile hastanede kendisine baflkas›n›n bebe¤i verilse bunu farkedemezken, koyunun kendi yavrusunu kalabal›k bir sürünün içinden yan›lmadan bulmas› gerçekten hayret vericidir. Oysa, koyunun kendi yavrusunu tan›mak için fazla zaman› yoktur, do¤um yapt›¤› an bunu baflarmak
zorundad›r. Yoksa o kalabal›k sürüde bir daha kuzusunu asla bulamaz. Ama böyle bir sorun yaflanmaz. Çünkü, Allah, koyuna yavrusunu do¤urdu¤u an, tad›n› ve kokusunu ö¤renmek için hemen yalamas› gerekti¤ini ilham etmifltir. Peki, ya¤murlu havalarda kuzular›n ya¤murdan korunmak için ne kulland›klar›n› biliyor musunuz? Postlar›n›!.. Kuzu postu, çok yumuflak ve ya¤l› bir tabakadan olufltu¤u için kuzunun ›slanmas›na engel olan bir ya¤murluk görevini görür. Böylece ya¤murlu havalarda tüylerinin k›vr›k ve kuru kalmas›n› sa¤lar. Ayr›ca, bu sevimli kuzular›n en büyük özelliklerinden biri gevifl getirmeleridir. Siz hiç gevifl getiren bir hayvan gördünüz mü? Görmediyseniz anlatal›m. Ot yiyen hayvanlar›n bir k›sm› gevifl getirirler. Bu hayvanlar›n 4 adet midesi vard›r. Hayvan yemek yedi¤i zaman besin ilk önce mideye gider, bir süre sonra tekrar a¤za gelir. Hayvan tekrar çi¤nedikten sonra ise di¤er mideye gider. Bu iflleme "gevifl getirmek" denir. Rabbimiz, baz› hayvanlara sindirimi zor
25
besinleri kolay hazmetmeleri için böyle bir özellik vermifltir. Koyunlar›n ve kuzular›n bizim için birçok yarar› vard›r. Bize her gün süt verirler. Sütün içindeki kalsiyum kemiklerimizin ve difllerimizin geliflimi için çok önemlidir. Sütten yo¤urt, peynir gibi temel g›dalar yap›l›r. Pasta, börek ve di¤er yemeklerde de bunlar kullan›l›r. K›sacas› süt en çok kulland›¤›m›z ve bize en faydal› olan g›dalardan biridir. Ayr›ca yünlerinden elde edilen ipliklerle de giyinmemiz için kumafl üretilir. Birçok kullan›m alan› olan iplikler yaflam›m›z› çok kolaylaflt›rm›flt›r. Allah'›n insanlara indirdi¤i kitap olan Kuran'da da bu hayvanlar›n insanlara sa¤lad›¤› faydalar afla¤›daki ayetlerle anlat›lm›flt›r: ...Size hayvan derilerinden hem göç gününde, hem de yerleflme gü-
26
nünde kolayl›kla tafl›yabilece¤iniz evler; yünlerinden, yapa¤›lar›ndan ve k›llar›ndan bir zamana kadar giyimlikler döflemelikler ve (ti caret için) bir meta k›ld›. (Nahl Suresi, 80) ...‹çenlerin bo¤az›ndan kolayl›kla kayan dupduru bir süt içirmekteyiz. (Nahl Suresi, 66)
Gerçekten bu ayetlerdeki gibi koyunlar›n ve kuzular›n birçok özelli¤inden yararlan›r›z. Allah'›n bizim için yaratm›fl oldu¤u bu nimetler için çok flükretmeliyiz.
VEFAKAR dostumuz: ATLAR Köpeklerden sonra en sad›k dostlar›m›z›n atlar oldu¤unu biliyor muydunuz? Evcil atlar, sahiplerini hiçbir zaman terk etmezler. 25 'ten fazla türü olan bu sad›k dostlar›m›z hiç yorulmadan bizi kilometrelerce uza¤a tafl›yabilirler. Atlar, tarih boyunca insana en çok yard›mc› olmufl hayvanlard›r. Bugün sokaklarda binlerce araba ve bu arabalar için yap›lm›fl yollar var. Oysa, bu arabalar ancak son yüzy›lda insanlara hizmet etmeye bafllam›fllard›r. Sizin dedenizin dedesinin do¤du¤u y›llarda hiç kimse araba diye bir fleyin varl›¤›n› bilmiyordu. O tarihte ulafl›m ve tafl›ma iflleri hayvanlar, özellikle de atlar sayesinde yap›l›yordu. Peki, atlar›n yafl›n›n kesici difllerinin afl›n›p y›pranmas›na göre anlafl›ld›¤›n› biliyor muydunuz? Atlar›n yedi¤i ot, kumlu ve tozlu oldu¤u için diflleri zamanla afl›n›r. Ancak Allah atlar›n difllerini çok uzun yaratm›flt›r. Bu difller çene kemi¤inin çok derinlerine kadar gömülen uzun fleritler halindedir. Yani difllerin kök k›sm› bizimkilere göre çok daha derinlerdedir. Difl afl›nd›kça kemi¤in içindeki bölüm
27
d›flar› ç›kar. Hatta yafll› atlarda difllerin kökü difl etinin yüzeyine gelir. Her bir difl, yemek yeme kabiliyetini yitirmeden 2.5-5 cm afl›nabilir. ‹flte biz de bu afl›nman›n miktar›na göre atlar›n yafl›n› tahmin edebiliriz. Düflünsenize; e¤er Rabbimiz atlara böyle bir özellik vermeseydi, bu hayvanlar k›sa sürede difllerini kaybedip açl›ktan ölürlerdi.. Rabbimiz, at›n tüylerine de çok önemli bir özellik vermifltir. Atlar›n tüyleri vücut ›s›lar›n›n ayarlanmas› için termostat, yani ›s› ayarlay›c›s› görevi görür. Vücutlar› her zaman 38 derece s›cakl›kta olmal›d›r. Bu ›s›n›n korunmas› için so¤uk k›fl günlerinde at›n tüyleri uzar, s›cak mevsimlerde ise dökülür ve vücut ›s›s›n›n sabit kalma-
28
s›n› sa¤lar. ‹flte size ilginç bir özellik daha: Atlar ayakta uyurlar! Peki nas›l olur da uyurken yere hiç düflmezler biliyor musunuz? Çünkü bacak kemiklerinin kilitlenebilme özelli¤i vard›r. Rabbimizin verdi¤i bu özellik sayesinde atlar hem ayakta uyuyabilir hem de çok a¤›r yükleri tafl›yabilirler. Oysa insanlar, oturduklar› yerde uyuya kald›klar› zaman bile bafllar›n›n yana düflmesini engelleyemezler. Atlar›n bacaklar› yaln›z a¤›r yükleri tafl›yabilmeleri için de¤il, ayn› zamanda da h›zl› koflabilmeleri için özel yarat›lm›flt›r. Atlarda, di¤er hayvanlarda oldu¤u gibi köprücük kemi¤i yoktur. Bu da onlar›n daha büyük ad›m atabilmelerini sa¤lar. Ayr›ca atlar›n ba-
caklar›nda h›zland›kça harcad›klar› kuvveti düflüren buna karfl›n hareket edebilme yeteneklerini art›ran bir kemik-kas mekanizmas› vard›r. Bu mekanizman›n çal›flmas›n› otomobillerdeki vites sistemine benzetebiliriz. H›zlanan bir araban›n vitesini büyütmesi gibi atlar da h›zland›kça adeta vites büyütürler. Bu sayede itme için harcanan güç azalt›l›rken, hareket yetene¤i artar. Peki atlar›n vücutlar› niçin çok a¤›r yükleri tafl›malar› ve çok h›zl› koflabilmeleri için dizayn edilmifltir? Normalde a¤›r yük tafl›ma ve h›zl› koflma yetene¤ine sahip olmak, at›n çok fazla ifline yarayacak özellikler de¤ildir. Öyleyse atlar bu özelliklere niçin sahiptirler? Cevap çok basittir. Atlara bu yetenekler kendileri için de¤il, insanlara faydal› olabilmeleri için verilmifltir. Yani atlar› Allah bu özellikleriyle insanlara hizmet etmeleri için yaratm›flt›r. Rabbimiz hayvanlar› insanlar için yaratt›¤›n› ayetlerinde flöyle bildirmifltir: Ve hayvanlar› da yaratt›; sizin için onlarda ›s›nma ve yararlar vard›r ve onlardan yemektesiniz. Akflamlar› getirir, sabahlar› götürürken onlarda sizin için bir güzellik vard›r. Kendisine ulaflmadan canlar›n›z›n yar›s›n›n telef olaca¤› flehirlere onlar, a¤›rl›klar›n›z› tafl› maktad›rlar. fiüphesiz sizin Rabbiniz flefkatli ve merhametlidir. Onlara binmeniz ve süs için atlar›, kat›rlar› ve merkebleri (yaratt›). Ve daha sizlerin bilmedi¤iniz neleri yaratmaktad›r? (Nahl Suresi, 5-8)
29
P‹JAMALI ATLAR: ZEBRALAR ‹nsana ilk bak›flta at› hat›rlatan zebralara, pijamal› sevimli atlar da denebilir. Zebralar, t›pk› atlarda oldu¤u gibi, yele denilen saçlara sahiptirler; vücut yap›lar› da atlara benzer flekilde yarat›lm›flt›r ve en az onlar kadar h›zl› koflarlar. Yaln›z ikisi aras›nda görünüm aç›s›ndan bir fark vard›r. Sizin de tahmin etti¤iniz gibi bu, zebran›n bafl›ndan t›rnaklar›na kadar
30
tüm bedenini kaplayan düzgün fleritlerdir. fierit deyip geçmeyin, çünkü bu düzenli çizgiler her zebrada farkl›d›r. Nas›l parmak izi her insanda farkl›ysa zebralar›n üzerindeki çizgiler de her birinde farkl›d›r. Bir zebran›n çizgileri sanki onun kimlik kart› gibidir. Zebralar›n dikey çizgileri ayn› zamanda önemli bir savunma unsurudur. Birarada durduklar› zaman kendilerini avlamak isteyen kaplan ve aslanlar bu çizgilerden dolay› sürüyü bir bütün olarak alg›larlar. Bu durumda avc›, avlayaca¤› zebray› seçmekte güçlük çeker, bu da zebralar için bir korunma olur. Zebralar›n yaflamlar›nda önemli iki fley vard›r, su ve ot... Baz› günler ot ve su bulabilmek için sürü halinde 50 km yol yürüyebilirler. Fakat akflam tekrar yaflad›klar› yere dönerler. Çünkü daha önce baflka hayvanlar için de anlatt›¤›m›z gibi, her sürü kendi için
belirledi¤i bir bölgede yaflar. Zebralar›n en hoflland›klar› fleyin toz-banyosu oldu¤unu biliyor muydunuz? Evet, çok ilginç ama do¤ru, zebralar toz banyosunu çok severler. Çünkü, toz banyosu üzerlerindeki asalak böcekleri temizler. Zebralar›n bir de onlara efllik eden ve temizlenmelerine yard›m eden misafirleri vard›r. Oxpecker kuflu denilen bu kufllar, zebralar›n üzerlerine konarlar ve zebralar›n hastal›k kapmas›na ve kafl›nmas›na yol açan asalak böcekleri üstlerinden tek tek ay›klarlar. Gördü¤ünüz gibi bütün canl›lar›n yaflamlar›n› düzenleyen, idare eden ve birbirine yard›mc› k›lan Rabbimiz, hayvanlar aleminde de, onlar› birbirine yard›mc› olarak görevlendirmifltir. Küçük zebralar do¤duktan yar›m saat sonra titreyerek de olsa kalk›p yürümeye bafllarlar. Hemen annelerine yönelerek onlar›n sütlerini emerler. Süt onlar için çok faydal›d›r. Allah'›n onlar için özel olarak yaratt›¤› pembe renkteki süt, onlar› do¤duklar› andan itibaren hastal›klardan korur. Ayr›ca ba¤›rsaklar›n›n da çal›flmas›n› sa¤lar... Allah'›n
korumas›
alt›nda
olan tüm canl›lar gibi zebralar da kendilerine ö¤retilen savunma sistemleri sayesinde yaflayabilirler. Bu savunma sistemlerinin birincisi, Allah'›n onlara do¤ufltan verdi¤i görme, iflitme ve koku alma duyular›n›n çok hassas olmas› sayesinde ortaya ç›kar. Bu duyu organlar›n›n
31
hassas olmas› zebralar›n düflmanlar›n› çok çabuk fark edip, kaçmalar›na yarar. Koflmaya bafllad›klar›nda ise inan›lmaz bir h›za ulafl›rlar. ‹kincisi, sürü uykuya dald›¤›nda bir veya iki zebran›n muhtemel tehlikeleri sürüdekilere önceden haber vermek amac›yla nöbetçi kalmalar›d›r. ‹flte, zebralar insanlar›n kulland›¤› savunma taktiklerine benzer savunma taktikleriyle hareket ederler. Ancak, bu hayvanlar›n sürüler halinde uyum içinde yaflamalar› ve belirli bir ifl bölümü yapmalar› ilginçtir. Çok aç›kt›r ki, bunu onlara emreden, zebralar› yaratan, onlar› biraraya toplayan, onlara yiyeceklerini veren Allah't›r. E¤er böyle olmasayd› zebralar›n uykular›ndan vazgeçmelerini, gece boyu nöbetçilik yapan zebran›n bu fedakarl›¤› niçin yapt›¤›n› hiç kimse aç›klayamazd›.
32
Öte yandan, dünyaya gözlerini yeni açm›fl bir yavru zebra için, Allah'›n ona ö¤retti¤i savunma takti¤i çok daha basittir. Yavrunun tek yapmas› gereken annesinin yak›n›nda olmakt›r. Çünkü, yeni do¤mufl bir zebran›n dünyaya yeni aç›lm›fl gözleriyle ne sinsi düflmanlar›n› görmesi, ne de görse bile titrek bacaklar›yla onlardan kaçabilmesi mümkündür. ‹flte, Allah bu yavruya do¤du¤u andan büyüyünceye kadar annesinin yan›ndan ayr›lmamas› gerekti¤ini ilham etmifltir. Yoksa zebra yavrusu do¤ar do¤maz kendisini düflmanlar›n bekledi¤ini, bu düflmanlardan korunabilece¤i en emin yerin annesinin yan› oldu¤unu nereden bilebilir? Zebralar›n ço¤u gizlenecek fazla yer olmayan aç›k otlaklarda yaflar. Bu nedenle hayatta kalabilmek için çok h›zl› hareket etmek zorundad›rlar. Zebralar›n tüm vücut yap›lar› bu ihtiyaçlar›n› kar-
fl›layacak flekilde yarat›lm›flt›r. Örne¤in bacaklar› çok uzundur, güçlü kaslar› ve genifl bir alana sahip olan akci¤erleri vard›r. Bu yüzden hiç yorulmadan ve yavafllamadan çok uzun mesafeleri koflabilirler. Zebralar›n kemikleri de hafif olmas›na ra¤men oldukça güçlüdür. Bundan baflka zebralar s›k s›k su içme ihtiyac› hissederler. Suyun olmad›¤› bölgelerde ise koku duyular›n› kullanarak çukur açacak bir yer bulurlar ve temiz suyu ortaya ç›kar›rlar. Herhangi bir tehlike an›nda yetiflkin zebralar, sürüdeki yavrular› koruyabilmek için onlar› sürünün içine do¤ru iterler. Tüm zebra sürüsü koflarken yavrular daima kalabal›¤›n iç k›sm›ndad›r ve daha iyi korunmak için annelerine yak›n hareket ederler.
33
BENEKL‹ KULE: ZÜRAFA 5-6 metrelik boylar›yla zürafalar› benekli bir kuleye benzetebilirsiniz. Zürafalar›n en uzun yerleri boyunlar›d›r. Boyunlar›n›n uzun olmas›, a¤açlar›n en üst dallar›na kadar uzan›p oradaki filizleri ve bitkileri yiyebilmelerini sa¤lar. Zürafalar›n, hiç çi¤nemeden yuttuklar› bu dikenli bitkiler önce dört bölmeli midelerine gider. Daha sonra bunlar› sindirmek için tekrar a¤›zlar›na gönderir ve burada çi¤nerler. En sonunda da tekrar yutarak midelerinin bir baflka bölmesine gönderirler. Ancak, burada çok ilginç bir ayr›nt› var. Biraz evvel bahsetti¤imiz gibi zürafalar midelerindeki dikenli bitkileri çi¤nemek için
34
a¤›zlar›na geri gönderirler. Fakat, bu çok uzun bir yolculuktur. Besinin mideden a¤za gidebilmesi için, beneklinin yaklafl›k 3-4 metre uzunlu¤unda olan boynundan yukar› do¤ru ç›kmas› gerekir. Sizin de tahmin edebilece¤iniz gibi yemeklerin kendi kendine oraya ç›kabilmesi mümkün de¤ildir. Peki, zürafalar›n bunu nas›l baflard›klar›n› merak ettiniz mi? Hemen söyleyelim. Zürafalar, besinleri yemek borusundan yukar› do¤ru ç›karacak asansör benzeri bir sisteme sahiptir. Tabii ki zürafalar›n, "yediklerimizi sindirmek için a¤z›m›za geri göndermeliyiz, bunu yapabilmek için de asansör gibi bir sistem infla etmemiz gerekir" diye düflünmeleri mümkün de¤ildir. Öte yandan bu sistemin tesadüfen oluflmas› ise hiç mümkün de¤ildir. Bir insan, "y›llar önce inflaat yapmak için gerekli malzemeleri koydu¤um bofl araziye gittim bir bakt›m malzemelerin yerinde
kocaman bir bina duruyor, herhalde biraz ya¤mur biraz kar biraz da günefl, sonunda seneler için de bu binay› oluflturdu" dese, her halde bu kifliye çok gülersiniz. Hatta belki de akl›n› yitirmifl oldu¤unu düflünüp ona ac›rs›n›z. ‹flte, beneklinin asansör sistemli boynu için de "tesadüfler sonucunda oluflmufltur" demek ayn› fleydir. Böyle bir sistem tesadüfen oluflamaz. Üstelik bir zürafa, tafl, toprak ve kerpiçten oluflan cans›z bir bina de¤ildir. Bu, koflan, ac›kan, çocuklar› olan bir canl›d›r. Hiç bunun tesadüfen oluflmas›, tesadüflerin ona sahip oldu¤u uzun boynu ve içindeki sistemleri vermesi mümkün müdür? Tabii ki de¤il... Çok aç›kt›r ki, zürafaya ihtiyac› olan herfleyi, do¤ufltan Allah vermifltir. Allah, zürafan›n a¤z›n› ve mide yap›s›n› i¤neli ve dikenli bitkileri rahatça yiyebilmesi için özel olarak yaratm›flt›r. Boyun yap›lar› gibi, zürafalar›n uyuma flekillerini de Allah özel olarak yaratm›flt›r. Zürafalar, boyunlar›n› arka gövdelerinin yan›na uzatarak uyurlar. Birkaç dakika d›fl›nda bütün uykular›n› bu flekilde ayakta geçirirler. Bir de zürafalar hiçbir zaman ayn› anda uyumazlar, mutlaka aralar›ndan biri nöbet tutar. ‹flte, bu nöbetçinin uykusundan fedakarl›k etmesi ve zürafalar›n bu konuda ortak karar al›p anlaflabilmeleri, bize tüm canl›lar gibi beneklinin de Allah'›n kontrolünde oldu¤unu gösterir. fiimdi, bu beneklilerin yemek yiyifllerini bir kenara b›rakal›m ve biraz da bu sevimlilerin
35
su içmeleri hakk›nda konuflal›m. Eminiz, zürafalar›n metrelerce e¤ilip nas›l rahatça su içebildiklerini ö¤renince bu çok hoflunuza gidecek. Bu konuyu ço¤u insan bilmez ya da bilse bile üzerinde düflünmek akl›na gelmemifltir. Oysa, herfleyi yaratan Rabbimiz, bizlerin düflünen insanlar olmam›z› ister. ‹lk olarak flunu söyleyelim, bu uzun benekli kuleleri su içerken önemli bir sorun bekler. Onlar› bekleyen sorunun ne oldu¤unu anlaman›z için biraz in-
36
sanlardan bahsedelim. Bildi¤iniz gibi bir insan bafl afla¤› durdu¤unda veya amuda kalkt›¤›nda yüzü k›pk›rm›z› kesilir. Bunun sebebi yerçekiminin etkisiyle önemli miktarda kan›n insan›n bafl›na toplanmas›d›r. Böyle bir durumda kan, bafl›n içindeki damarlara bir bas›nç uygular ve bu kuvvete "kan bas›nc›" denir. ‹flte, bu kan bas›nc› zürafalar su içerken de meydana gelir. Ancak ortada büyük bir problem vard›r. Zürafalar›n boylar› 5-6 metre oldu¤u için, bu yükseklikten afla¤› inen kafaya etki eden kan bas›nc› da oldukça büyük olacakt›r. Söz konusu kan bas›nc› bir insana uygulansa insan hemen beyni parçalanarak ölür. Peki, zürafalar nas›l olur da su içerken beyin kanamas› geçirmezler? Çünkü, uzay›n, gökyüzünün, dünyam›z›n ve içinde yaflayan tüm canl›lar›n yarat›c›s› olan Allah, zürafalar›n bafllar›n›n içine çok özel bir mekanizma yerlefltirmifltir. Zürafalar›n bafllar›nda-
ki damarlar›n içinde kapakç›klar vard›r. Bu kapakç›klar, zürafan›n bafl›n›n yüksekli¤i de¤iflti¤inde devreye girer ve kan›n zürafan›n bafl›na bas›nç yapmas›na engel olurlar. Böylece, zürafa rahatl›kla su içebilir. Peki, zürafalar›n neden benekli oldu¤unu hiç düflündünüz mü? Çok estetik olan bu görüntü asl›nda onlar›n saklanmalar›n› sa¤lar. Yaflad›klar› ortam›n rengi ile böyle bir uyum içinde olmalar› düflmanlar› taraf›ndan görülmelerini zorlaflt›r›r. Çok büyük olmalar›na ra¤men, tek düflmanlar› olan ormanlar kral› aslandan bu sayede saklanabilirler. Ayr›ca zürafalar, bir tehlike an›nda koflarak 55-60 km. h›za ulaflabilirler. Koflmaya bafllad›klar›nda bafllar›n› pompalar gibi ileri geri götürür ve kuyruklar›n› k›v›r›rlar. Koflarken di¤er bir özellikleri ise, di¤er hayvanlar gibi ayaklar›n› çaprazlama atmamalar›d›r. Önce ön ve arka sol, daha sonra ön ve arka sa¤ ayaklar›n› kullanarak koflarlar. Aslanlar›n bu yüzden zürafay› yakalayabilmesi çok zor olur. Tabii bu durum yavru zürafalar için geçerli de¤ildir. Onlar, henüz tam geliflmemifl bacaklar›yla anneleri gibi h›zl› koflamazlar. Bu yüzden, aslanlar onlar› kolayca yakalayabilirler. Ancak, ilk baflta da belirti¤imiz gibi bu sevimli, minik yavrular, annelerinin ya-
37
n›ndan hiç ayr›lmazlar. Anneleri de öldürücü tekmeler atabilen uzun bacaklar›n› onlar› korumak için kullan›rlar. Burada biraz durup düflünün. Zürafa dedi¤imiz canl› sonuçta bir hayvand›r. Hayvanlar›n akl›, zekas› yoktur. ‹nsanlar gibi duygular› da yoktur. Yani bir tehlike karfl›s›nda
38
annenizin sizi korumas› çok do¤ald›r ve bu durum size olan sevgisinden kaynaklan›r. Ama bir insan gibi duygulara, akla ve vicdana sahip olmayan zürafan›n tehlike karfl›s›nda yavrusunu korumas› son derece flafl›rt›c›d›r. ‹flte zürafan›n ve di¤er tüm hayvanlar›n yavrular›n› korumalar› Allah'›n onlara ilham etmesi sayesinde olur. Allah sonsuz flefkat sahibidir. Hepimizin yarat›c›s› olan Rabbimiz, yaratt›¤› varl›klara olan benzersiz flefkatini ve merhametini bir Kuran ayetinde flöyle haber verir: …Öyleyse Rabbin, gerçekten flefkatli ve merhamet sahibidir. (Nahl Suresi, 47)
DEV F‹LLER Karada yaflayan hayvanlar›n en büyü¤ü olan fillerin, Afrika ve Asya fili olmak üzere iki türü vard›r. Afrika filleri di¤erlerine göre daha büyüktür. Yüksekli¤i 3.5 metreye, a¤›rl›¤› da 6 tona ulaflabilir. Yelpaze gibi olan kulaklar›n›n uzunlu¤u 2 metreyi, geniflli¤i ise 1.5 metreyi bulur. 3.5 metre olan boylar›yla bu dev gibi hayvanlar› yaflad›¤›m›z evlere sokmam›z, onlar› kedi köpek gibi beslememiz mümkün de¤ildir. Fillerin di¤er hayvanlardan en büyük fark› hortumlar›n›n olmas›d›r. Bahçe hortumuna benzeyen bu uzun hortumun içinde 50 bin kas vard›r. Evet yanl›fl duymad›n›z "50 bin" kas... Burun delik-
39
leri ise bu hortumun ucundad›r. Filler, hortumlar›n› besinleri ve suyu a¤›zlar›na götürmek, eflyalar› kald›rmak ve tabi bir de koku almak için kullan›rlar. Bu hortum, filin su içebilmesi veya vücudunun üstüne su püskürtebilmesi için 4 litre suyu tutma kabiliyetine de sahiptir. Öte yandan, filler kocaman eflyalar› tafl›yabilen hortumlar›yla minicik bir bezelye tohumunu bile kopar›p, a¤›zlar›nda patlatarak içini yiyebilirler. Onlar›n, kocaman cüsseleriyle böylesine incelik isteyen bir ifli baflarabilmeleri gerçekten de hayranl›k vericidir. Birçok konuda ifle yarayan bu hortum ayn› zamanda hem uzun bir parmak, hem bir borazan hem de hoparlör olarak kullan›l›r.
40
Ayr›ca, filler hortumlar›n› y›kanmak için su, toprak banyosu yapmak için de toz püskürtmek amac›yla kullan›rlar. Ancak, yavrular yeni do¤duklar›nda hortumlar›n› kullanmay› beceremezler. Hatta bazen hortumlar›na bas›p düflerler. ‹nsanlar, onlar›n bu hallerini çok komik ve sevimli bulurlar. Fakat, minik yavrular›n hotrumlar›na bas›p düflmekten hoflland›klar› söylenemez. Anne fil, 12 y›l boyunca yavrusunu hiç yan›ndan ay›rmaz. Alt› ay boyunca hiç b›kmadan, s›k›lmadan yavrusuna hortumunu kullanmay› ö¤retir. Filin a¤z›n›n iki kenar›nda iki sivri uzun difli vard›r. Bu difller, onlar›n kendilerini savunmalar›n› kolaylaflt›r›r. Ayr›ca, filler bu difllerin birini yerde delik aç›p su bulmak için kullan›rlar. Öte yandan, lifli bitkileri çi¤neyen bu hayvanlar›n diflleri çok fazla afl›n›r. Bu yüzden Rabbimiz onlara çok önemli bir özellik
vermifltir. Her afl›nan diflin yerine arka s›radaki difllerden bir yenisi gelir. Yetiflkin bir fil yiyecek olarak günde yaklafl›k 330 kg. bitkiye ihtiyaç duyar. Bu miktar alt› küçük balya samana denk gelmektedir. Filler 24 saatlerinin yaklafl›k 16 saatini yemek yemeye harcamak zorundad›rlar. fiimdi size filler hakk›nda ilginç bir bilgi daha verelim. Siz, bugüne kadar bu kal›n derili, koca hayvan›n nas›l serinledi¤ini hiç düflündünüz mü? Asl›nda, sizin de tahmin edece¤iniz gibi kal›n derileri yüzünden terleyemeyen filler, do¤al olarak etrafta bulduklar› su ya da çamur birikintileriyle serinlemeye çal›fl›rlar. Tabii, fillerin serinlemek için kulland›klar› baflka yöntemler de vard›r. Örne¤in, kulaklar›n› vücutlar›n› so¤utmak için yelpaze gibi kullan›rlar. Ayr›ca, kulaklar›nda bulunan ince kan damarlar› da bu hareket s›ras›nda so¤uyarak vücudun serinlemesine yard›mc› olur. Fillerin di¤er bir özelli¤i ise büyük hayvan avc›lar›n› ve hayvan bilimcilerini uzun süre flafl›rtm›flt›r. Bu özellik, fillerin kar›nlar›n›n guruldamas›d›r. Fillerin kar›nlar› guruldarken çok yüksek sesler ç›kar›r. Ancak insanlar› flafl›rtan, fillerin kar›nlar›ndan gelen seslerin yüksekli¤i de¤il, fillerin bu gürültüleri kontrol edebilmesidir. Asl›nda fillerin ç›kard›¤› bu gürültülerin sindirim-
41
le hiçbir ilgisi yoktur. Bu sesler, fillerin arkadafllar›n›n yerini anlamak için kar›nlar›ndan ç›kard›klar› seslerdir. Ancak, daha da ilginci, filler bir tehlikeyle karfl›laflt›klar› zaman hemen sessizleflirler. Tehlike geçtikten sonra ise sesler yeniden bafllar. Böylece, filler 4 km uzakl›ktan bile birbirleriyle haberleflebilirler. Öte yandan, fillerin göç edifl hikayeleri bilim adamlar›n› flafl›r-
42
tan bir baflka konudur. Bu koca kulakl›, dev cüsseli hayvanlar kurak mevsimlerde göç ederler ve bu s›rada hep ayn› yolu izlerler. Daha da ilginci, bu göç s›ras›nda yolda gördükleri dal parçalar› gibi çöpleri de temizlerler. Filler genifl alanlara yay›larak yaflayan hayvanlar olduklar› için aralar›nda sa¤lam bir "iletiflim" olmas› çok önemlidir. Bu iletiflim yaln›zca fillerin keskin koku alma duyular› sayesinde olmaz. Bunun yan›nda, Allah filin aln›nda, insanlar›n duyamayaca¤› bo¤uk bir ses ç›kartan bir organ yaratm›flt›r. ‹flte bu organ sayesinde filler kendi aralar›nda, di¤er canl›lar›n anlayamayaca¤› gizli ve flifreli bir dil kullanarak konuflurlar. Fillerin ç›kard›klar› bu bo¤uk sesler çok uzak mesafelere ulaflabilir. Bundan dolay› fillerin ç›kard›klar› bu özel ses uzun mesafeli görüflmeler için idealdir.
BOYNUZLARIYLA ÜNLÜ GEY‹KLER Hiç boynuzlu bir hayvana dokundunuz mu? E¤er dokunmufl olsayd›n›z çok flafl›r›rd›n›z. Çünkü hayvan›n tüyleriyle kapl› yumuflak derisinin içinden ç›kan boynuzlar oldukça serttir. Boynuzu biraz kendi t›rna¤›n›za benzetebilirsiniz. Elimizin üzerindeki yumuflak deriden son derece sert t›rnaklar›n ç›kmas› ve t›rnaklar›n son derece düzgün bir flekilde büyümesi herhalde hepinizi flafl›rt›yordur. ‹flte hayvanlarda ki boynuz da, t›rnaklar›m›z›n uzamas› gibi uzar; ama bunlar çok daha kal›n, sert ve büyüktür. Ren geyikleri d›fl›nda, geyiklerin sadece erkeklerinde boynuz vard›r. Çiftleflme mevsiminden sonra bu boynuzlar düflüp yenilenir. Eski boynuzlar düfler düflmez, yenileri hemen boy gösterir. Boynuzlar büyürken, kadifemsi ince bir deri tabakas›yla örtülür. Tamamen büyüyünce kan damarlar› kesilir, deri kanla beslenemez ve hayvan boynuzlar›n› sürterek deriyi afl›nd›r›r, kemikler ortaya ç›kar. Geyikler 6 yafl›nda iken boynuzlar› en geliflmifl halini al›r. Bu yafltan sonra ise art›k bozulmaya bafllar. Boynuzlar›n boyu ve biçimi, çatallar›n say›s› geyikten geyi¤e de¤iflir. Belki akl›n›za "geyikler niçin boynuz-
43
ludur?" diye bir soru gelmifltir. Boynuz geyik için önemli bir silaht›r. Onu kullanarak kendini düflmanlar›ndan korur. Hatta bazen yaln›zca boynuzunu göstermesi bile karfl›s›ndaki düflman›n kaçmas› için yeterlidir. K›z›l geyiklerin erke¤i koku bezinden salg›lad›¤› bir maddeyi bulundu¤u bölgede her yere sürerek bir s›n›r çizer. Bu bölgede diflilerden oluflan bir sürü oluflturur. Sürüsünü ise sahip oldu¤u boynuzlarla düflmanlar›ndan korur. E¤er bölgeye baflka bir hayvan girerse, onu gür kükremelerle ya da boynuzlar›yla dövüflerek bölgesinden uzaklaflt›rmaya çal›fl›r. Allah bu hayvanlar› bafllar›nda boynuzlarla yaratarak bun-
44
larla düflmanlar›na karfl› kendilerini ve sürülerini savunma imkan› vermifltir. Allah onlara bu güçlü boynuzlar› vermeseydi o zaman bu hayvanlar düflmanlar›na karfl› oldukça savunmas›z ve çaresiz kal›rlard›. Erkek geyikler diflilerini koruyamaz, sürü oluflturamazlard›. Vahfli hayvanlara karfl› kullanabilecekleri bir silahlar› olmazd›. Herhalde dünyadaki hiç kimsenin de akl›na; "Keflke baz› hayvanlar›n kafalar›ndan kemik gibi sert bir madde ç›ksayd› da, bu
madde çatall› bir flekil alarak hayvanlara özel bir koruma sa¤lasayd›" gibi bir fikir gelmezdi. Gelseydi de yapabilecekleri bir fley olmazd›. Ancak bütün canl›lar› en güzel flekilde yaratan ve bu canl›lar›n bütün ihtiyaçlar›n› bilen Allah, geyiklere ve birçok hayvana tam ihtiyaçlar›na uygun savunma sistemleri vermifltir. Kuran'da insanlara bu gerçe¤i Allah flöyle hat›rlat›r: De ki: "E¤er biliyorsan›z (söyleyin:) herfleyin mülk ve yönetimi kimin elinde dir? Ki O, koruyup kolluyorken kendisi korunmuyor." (Müminun Suresi, 88)
Tüm canl›lar›n koruyucusu yaln›zca Allah't›r. …Senin Rabbin, herfleyin üze rinde gözetici-koruyucudur. (Se be Suresi, 21) …Allah herfleyin üzerinde koru yucudur. (Nisa Suresi, 85)
45
CEPL‹ KANGURULAR
"Hiç hayvanda cep olur mu?" diyebilirsiniz. Fakat, gerçekten de kangurunun karn›nda "kese" denilen ve yavru kangurunun beslenmesinin, korunmas›n›n ve geliflmesinin sa¤land›¤› bir bölüm bulunur. Cebin içinden kafas›n› ç›karm›fl yavrunun çok sevimli ve flefkat uyand›ran bir görüntüsü vard›r. Bu yavru, o cebe henüz 1 cm. iken
46
annesinin rahmini terk ederek, yani daha hiçbir organ› geliflimini tamamlamadan, 3 dakikal›k bir yolculuk sonucunda ulafl›r. Annesinin kesesinin içinde dört farkl› meme bulunur. Bu memelerden birisinde, k›vam› ve ›s›s›yla kendisi için özel haz›rlanm›fl bir süt vard›r. Di¤er üç memede ise yeni do¤mufl bir bebek için de¤il, yafl› daha ileri bir yavru için haz›rlanan süt bulunmaktad›r. Bu yavru da birkaç hafta sonra ilk emdi¤i memeyi b›rakacak ve yafl›na göre olan memeyi emmeye bafllayacakt›r. Biraz daha büyüyünce ise bir ötekisine geçifl yapacakt›r. Çocuklar, burada kendi kendinize sorman›z gereken baz› sorular var: Öncelikle, 1 cm boyundaki kanguru yavrusu, bu dört memeden hangisini seçece¤ini nereden bilecektir? Anne kanguru dört memesinin her birine bu kadar farkl› özellikteki sütleri nas›l yerlefltirmifltir? Dahas›, yeni do¤an yavrunun emdi¤i süt di¤er me-
melerden gelen sütlere göre daha s›cakt›r. ‹çerdi¤i besinler de daha farkl›d›r. Peki, anne kanguru bu meme içindeki sütü nas›l ›s›tm›flt›r? Her yavrunun ihtiyac› olan farkl› besinleri sütün içine nas›l yerlefltirmifltir? Sak›n unutmay›n, bunlar›n hiçbirini yapan asl›nda anne kanguru de¤ildir. Anne kangurunun, kesesinin içindeki sütlerin farkl› oldu¤undan haberi bile yoktur. Memelerinden birinin içindeki sütün s›cakl›¤›n› hesaplayabilmesi mümkün de¤ildir. Her süte farkl› özellik vermeyi ise kendisi hiç beceremez. O hangi sütün içinde hangi besinin oldu¤unu da hiçbir zaman bilemez. O sadece Allah'›n kendisine emretti¤i flekilde yaflayan bir kangurudur. Yavrusunun ihtiyaçlar›n› da Allah yaratm›flt›r. Sonsuz flefkat ve merhamet sahibi olan Rabbimiz, en uygun yap›daki sütleri, kanguru yavrular› için en uygun yere yani annelerinin karn›na yerlefltirmifltir. Kanguru yavrusu 6,5 ay› özel kesesinden hiç ç›kmadan geçirir. Ard›ndan yaklafl›k 8 ay› hem kesenin için-
47
de, hem de d›flar›da dönüflümlü olarak geçirdikten sonra, sürekli d›flar›da kalmaya bafllayacakt›r. Bu arada, daha birinci yavru cepten ç›kmadan, ona yeni bir kardefl t›rmana t›rmana gelir. Her ikisi ayn› cepte ve kesinlikle birbirine zarar vermeden uzun bir süre yaflar. Her yavru kendi yafl›na göre besinler içeren sütün bulundu¤u memeyi emer. Peki her kardefl kendisinin emmesi gereken memenin hangisi oldu¤unu nereden bilir? Bu sorunun cevab› çok aç›kt›r: Allah'›n ilham›yla, ö¤retmesiyle.
48
Kangurular cüsseleriyle de oldukça dikkat çeker; gövdeleri 1,5 m., kuyruklar› ise 1 m.'dir. Kanguru ailesi arka ayaklar›n›n büyüklü¤ü sayesinde 8 metrelik mesafeyi bir anda katedebilir. H›zl› koflarken dengelerini çok güçlü ve iri olan kuyruklar›yla sa¤larlar. Peki sizce ayaklar› tesadüfen mi bu kadar büyüktür? Ya da rahatça s›çramak için çok büyük arka ayaklara ihtiyaçlar› oldu¤unu anneleri mi hesaplam›flt›r? Tabii ki do¤ru cevap bunlar›n hiçbiri de¤ildir. Hiçbir fley tesadüfen olmam›flt›r. Herfleyi canl›lar›n ihtiyaçlar›na göre yaratan Allah, kanguruyu da di¤er tüm canl›lar› yaratt›¤› gibi en mükemmel flekilde yaratm›flt›r.
UYKUCU KOALALAR Koala deyince, akl›m›za okaliptüs a¤ac› denilen a¤ac›n gövdesine kollar›n› ve bacaklar›n› dolayarak tutunmufl olan gri tüylü, sevimli bir hayvan gelir. Gerçekten de koalalar›n bu görüntüleri çok sevimlidir. Bu arada koalalara neden uykucu dedi¤imizi merak etmiflsinizdir. Hemen söyleyelim, koalalar günde 18 saat uyurlar! Koalalar›n elleri ve ayaklar›, ömürlerinin çok büyük k›sm›n› okaliptüs a¤açlar›n›n üzerinde geçirmelerine imkan tan›yacak flekilde yarat›lm›flt›r. Koala, uzun k›vr›k kollar›, keskin pençeleri ve a¤aca s›k›ca tutunan ellerinin yard›m›yla genifl a¤aç gövdelerine h›zla t›rmanabilir. Bu hayvanlar›n ön ayaklar›ndaki ilk iki parmaklar› di¤er üç taneden ayr›kt›r. Kendi elimizi düflünürsek, iki tane bafl parmaklar› oldu¤u söylenebilir. Arka ayaklardaki bafl parmaklar da di¤erlerinden ayr›kt›r ve di¤er dört parmak gibi keskin pençelere sahip de¤ildir. Di¤er parmaklardan farkl› olan bu bafl parmaklar küçük dallara kolayca tutunmay› sa¤lar. Koalalar pençelerini a¤açlar›n yumuflak ve düzgün gövdelerine çengel gibi saplayarak tutunurlar. Dört ayaklar›yla da, t›pk› bizim bir sopay› kavramam›z gibi a¤aç dallar›n› rahatl›kla kavrayabilir ve a¤aç dallar›na sar›larak
49
t›rmanabilirler. ‹flte koalan›n a¤açlar›n üstünde yaflamas›n› kolay k›lan yap› budur. Koalalar, tembel san›lmalar›na karfl›n a¤açlar üzerinde h›zla hareket edebilir hatta bir daldan di¤erine olmak üzere bir metre uza¤a bile s›çrayabilirler. Difli koala, iki y›lda tek bir yavru do¤urur ve onu kanguru gibi kesesinde tafl›r. Yavru ilk aylarda annesinin kesesinden ç›kmaz ve daha sonra 1 yafl›na kadar annesinin s›r-
50
t›nda yaflar. Tabii annesi de okaliptüs a¤ac›n›n üzerinden baflka yerde de¤ildir. Koalalar›n bu a¤ac›n üzerinde yaflamalar›n›n nedeni, onun yapraklar›n› yiyerek beslenmeleridir. Zaten, bu nedenledir ki koalalara yaln›zca tek bir k›tada, okaliptüs a¤ac›n›n bolca bulundu¤u, Avustralya k›tas›nda rastlar›z. Avustralya'da Okaliptüs a¤ac›n›n 600'den fazla türü olmas›na karfl›, koalalar bunlar›n sadece 35 kadar›n› kullan›rlar. Okaliptüs a¤ac› bir koala için yaln›z bar›nak de¤il, ayn› zamanda önemli bir besin kayna¤›d›r. Hatta okaliptüs yapraklar›n›n koalan›n yegane g›das› oldu¤unu söylemek yanl›fl olmaz. Öte yandan, koalalar›n birçok farkl› türü vard›r. Bu türlerin her biri farkl› bir okaliptüs yapra¤› ile beslenir. E¤er bir koalay› al›p baflka bir yere götürürseniz yan›n›zda onun yedi¤i okaliptüs yapra¤›n› da götürmeniz gerekir. Yapraklar›n›n lezzetinden baflka bu
hayvanlar›n okaliptüs a¤ac›ndan çok az inmelerinin bir nedeni de yerde yürürken çok zorlanmalar›d›r. Bu okaliptüs a¤ac›, asl›nda bildi¤imiz nane flekerinin yap›ld›¤› a¤açt›r. Yapraklar›nda farkl› kimyasal maddeler vard›r. Bu maddeler, koala d›fl›ndaki bütün hayvanlar için zehirli ve tehlikelidir. Baflkalar› için zehirli olan bu yapraklar› koala yutmadan önce diflleriyle ö¤ütür. Yapraktaki zararl› madde koalan›n vücudunda, karaci¤erde ar›t›l›r ve vücuttan d›flar› at›l›r. Di¤er canl›lar için zehirli olan bu yiyecek, Allah'›n dilemesiyle koalaya zarar vermez. Bu yüzden bir koala her gün yaklafl›k olarak 1 kg zehirli yapra¤› hiçbir problem yaflamadan yiyebilir. Ayr›ca koalalar ihtiyaçlar› olan suyun büyük bir k›sm›n› da okaliptüs yapraklar›n› yiyerek al›rlar. Y›l›n belli zamanlar›nda okaliptüs yapraklar›n›n üçte ikisi su tafl›r. Bu yüzden bir koala sadece yapraklar› yiyerek, aylarca su içmeden yaflayabilir. Okaliptüs a¤açlar›n›n tepeleri oldukça rüzgarl›d›r. Bu yüzden koalalar›n s›cak kalabilmeleri için s›rtlar›nda çok kal›n bir kürkleri vard›r. Zehirli bir bitki ile bir hayvan aras›ndaki bu uyum bize koalalar›n ve okaliptüslerin ayn› Yarat›c› taraf›ndan yarat›ld›klar›n› gösterir. Yaratt›¤› herfleyi kusursuz yapan bu Yarat›c› hiç kuflkusuz ki tüm alemlerin Rabbi olan Allah't›r.
51
SEV‹LMEK ‹STEYEN YARAMAZ KED‹LER 52
Kediler, yaln›z yaflayan, ba¤›ms›z olmaktan hofllanan hayvanlard›r. Evcil köpekler gibi sahiplerinin isteklerine hiçbir zaman boyun e¤mezler. Sizin de bildi¤iniz gibi kediler aç kald›klar›nda miyavlar, sevilmek istediklerinde sürtünür, tüyleri okfland›¤›nda ald›klar› zevkten ötürü m›r›ldan›r ve daha bunlara benzer pek çok hareketle istedikleri mesaj› verirler. - Kedilerin Geceleri Çok ‹yi Gördüklerini Biliyor musunuz? Evet, bu tüy yumaklar›n›n görmesi için az›c›k ›fl›k yeterlidir. Çünkü kedilerin gözleri bizim gözlerimizden farkl› yarat›lm›flt›r.
Onlar›n gözbebekleri karanl›kta, olabildi¤ince çok ›fl›k alabilmek için büyüyerek yuvarlaklafl›r. Bu da onlar›n karanl›kta rahatça görebilmelerini sa¤lar. Ayr›ca, kedilerin gözlerinde insanlar›n gözlerinde bulunmayan bir tabaka vard›r. Bu tabaka, retina tabakas›n›n hemen arkas›ndad›r. Retinadan geçip buraya gelen ›fl›k tekrar retinaya do¤ru yans›r. ‹flte, bu tabaka ›fl›¤› geri yans›tabildi¤i için retinadan iki kere ›fl›k geçmifl olur. Bu sayede kediler çok az ›fl›kta, hatta insan gözünün göremeyece¤i kadar karanl›k ortamlarda bile gayet iyi görür. - Peki Hiç Düflündünüz mü Gözleri Geceleri Neden Parlar? Bu parlama, kedinin gözlerindeki biraz önce bahsetti¤imiz tabaka ile ilgilidir. Art›k sizin de bildi¤iniz gibi, bu tabaka gelen ›fl›¤› ayna gibi geri yans›t›r. ‹flte, onlar›n gözlerini daha parlak gösteren, gözlerindeki aynadan yans›yan ›fl›kt›r. - Pençelerinin Özelli¤ini Biliyor musunuz? Bu sevimlilerin minik patileri, tehlike anlar›nda y›rt›c› bir pençe-
53
ye dönüflürler. Bunlar› tehlikeli hale getiren, içlerinde saklad›klar› sivri ve keskin t›rnaklar›d›r. Tehlike anlar›nda bu t›rnaklar› d›flar› ç›karmak için yapt›klar› hareket, ayn› zamanda pençelerin yay›larak genifllemesini de sa¤lar. - Niçin Hep Dört Ayak Üzerine Düflerler? Hepiniz biliyorsunuzdur, metrelerce yükseklikten düflseler dahi kediler her seferinde dört ayaklar› üzerine düflerler. Dört ayak üstüne düflmenin kedilerdeki gerçek sebebi onlar›n düflerken dengelerini sa¤lamak için kuyruklar›n› kullanmalar› ve gövdelerinin a¤›rl›k merkezini bu sayede de¤ifltirip, patileri üzerinde yere düflebilmeleridir. A¤açlar›n üzerinde, yüksek yerlerde dolaflmaktan keyif
54
alan bu sevimli hayvanc›klara düflme tehlikesi karfl›s›nda bu koruyucu özelli¤i veren, sonsuz flefkat ve merhamet sahibi olan yüce Rabbimizdir.
ORMANLAR KRALI: ASLAN 55 Aslan kedigillerin bir üyesidir ve çok y›rt›c›d›r. Uzun gövdesi, k›sa bacaklar›, büyük kafas›, güçlü görünüflü ve azametiyle ormanlar kral› olmay› hak eder. Uzunlu¤u kuyru¤uyla birlikte 3 metredir. Yüksekli¤i yaklafl›k bir metre, a¤›rl›¤›ysa yaklafl›k 230 kg'd›r. Yani, aslan sizden yaklafl›k 1.5-2 metre daha uzun, kocaman bir kedidir. Erkek aslanlar›n yeleleri vard›r. Çok yumuflak olan bu tüyler, ya yüzü çevreler ya da bafl›n arkas›n›, boynu ve omuzlar› kaplayarak gö¤üsten bele kadar uzar. Bu yele aslana çok heybetli bir görünüm verir. Allah'›n aslana verdi¤i bu yele hayvan› oldu¤undan daha da güçlü ve gösteriflli hale getirir. Bütün gününü kayalar›n ve a¤açlar›n gölgesinde yatarak ya da uyuyarak geçiren aslan ço¤u zaman geceleri avlan›r. Mükemmel
bir gece görüflüne sahip olan aslanlar bu sayede geceleri rahatl›kla avlar›n› görebilirler. Karanl›kta dolaflan aslanlar›n ›fl›¤› mümkün oldu¤u kadar fazla toplayabilmeleri için gözlerinde özel bir tasar›m vard›r. Di¤er canl›lara göre daha büyük olan gözbebekleri ve göz mercekleri aslanlar› iyi birer avc› yapan en önemli özelliklerdendir. Allah bu canl›lar› içinde yaflad›klar› ortama en uygun
56
özelliklerle birlikte yaratm›flt›r. Aslan›n kendine özgü kükremesi, genellikle akflamlar› avlanma zaman›ndan ve gün do¤madan önce duyulur. Aslan kükredi¤i zaman, ormanda sanki hayat durur. Uluyan bir s›rtlan ulumas›n›, h›rlayan bir leopar h›rlamas›n› keser. Herkes susar ve kral› dinler. Maymunlar a¤açlar›n en üst dallar›na kaçarak, ç›karabildikleri kadar 盤l›k atarlar.
VAHfi‹ KED‹: KAPLANLAR Sak›n onlar› kedi gibi uysal sanmay›n! Onlar çok vahfli ve güçlüdürler. Kaplanlar kedi ailesinin en güçlülerindendir. Yeni do¤an yavru kaplanlar›n gözleri ancak iki gün sonra aç›l›r. Anne kaplan di¤er hayvanlara karfl› çok vahfli olmas›na ra¤men yavrular›na karfl› çok hassas ve düflkündür. Alt› hafta boyunca onlar› sütle besler. Daha sonra onlara yavafl yavafl avlanmay› ve kendi yiyeceklerini elde etmeyi ö¤retir. Bu e¤itim döneminden sonra kaplan, çok h›zl› hareket edebilen güçlü ve yetiflkin bir hayvan olur. Bir s›çray›flta tam 4 metre atlayabilir. fiimdi, kollar›n›z› iki yana aç›n, bir elinizin parmak ucundan di¤er elinizin parmak ucuna kadar olan uzunluk 1 metre kadard›r. ‹flte, bu uzunlu¤un dört tanesinin yan yana gelmifl hali de kaplan›n bir s›çray›flta atlayabilece¤i mesafeye eflittir. Kaplanlar›n kendilerinin bile fark›nda olmad›klar› kamuflaj (bulundu¤u ortama uyabilme) özellikleri vard›r. Yaflad›klar› yerlerin do¤al renklerine benzer tüy renkleri ormanda
57
kolayl›kla gizlenebilmeleri sa¤lar. Bu sayede kaplanlar avlar›na sezdirmeden yaklaflabilirler. Ayr›ca bu renkler kaplana çok estetik ve etkileyici özellikler kazand›r›r. Her kaplan›n postundaki ve yanaklar›ndaki çizgiler ile kafllar› di¤erlerinden farkl› farkl›d›r. Kaplanlar birbirinin avlanma alan›na kesinlikle girmez. Bir kaplan, kendi bölgesini çal›l›klar üzerine salg›lad›¤› bir kokuyla iflaretler. Di¤er kaplanlar, kokuyu duyduklar›nda baflka birinin bölgesine girmekte olduklar›n› anlarlar. Kaplanlar›n özellikleri bu kadarla s›n›rl› de¤ildir. Bu vahfli kediler, di¤er kedi türlerinin aksine suyu çok severler. Hatta, o dev gibi
58
cüsseleriyle mükemmel birer yüzücüdürler. Allah tüm canl›larda oldu¤u gibi kaplanlarda da hayranl›k uyand›ran özellikler yaratm›flt›r. Örne¤in küçük kaplan yavrular› bak›ld›¤›nda insanda fliddetli flefkat uyand›racak bir sevimlili¤e sahiptirler. Asl›nda son derece vahfli olan kaplanlar› da Allah kendi yavrular›na karfl› çok yo¤un bir flefkat ve merhamet gösterecek flekilde yaratm›flt›r.
MASKEL‹ PANDALAR
Dev bir oyunca¤a ben-
60
zeyen bu hayvanlar› hepiniz görmüflsünüzdür. Bu sevimli hayvanlar›n yaln›zca bambu yedi¤ini biliyor muydunuz? Örne¤in, yetiflkin bir panda günde 15 kilo bambu yer. Bu da senede 6 ton bambu yapar. Bu yüzden günün her saati yemek yerler. Ne kadar oburlar de¤il mi? Pandalar›n çok ilginç bir özelli¤i vard›r. fiimdi kendi elinize bak›n. 5 parma¤›n›z var. Ama pandalar›n fazladan bir tane parma¤› daha var. Her ifli kolaylaflt›ran Rabbimiz, pandalara alt› parmak vererek yiyeceklerini s›k›ca kavramalar›n› ve kolayca yemelerini sa¤lam›flt›r. Pandalar her zaman so¤uk ve ›slak ortamlarda yaflarlar. Bu yüzden yavrular›n› ma¤ara gibi yerlerde do¤ururlar. Pandalar›n,
minik ve sevimli bir oyunca¤a benzeyen yavrular› do¤duklar›nda kör ve diflsizdir. Genellikle eylül ay›nda do¤an yavrular›n boylar› 10 cm'dir ve bu bebek pandalar 142 gram a¤›rl›¤›ndad›r. Çok çabuk geliflip büyüyen pandalar, do¤duklar›nda annelerinden 800 kat daha küçüktürler. Daha dokuz ayl›kken 27 kilo olurlar. Oysa do¤duktan sonra bizim 27 kilo olmam›z için en az 6 y›l geçmesi gerekir. Pandan›n di¤er bir özelli¤i de sald›rgan olmamas›d›r. Tek yapt›¤› patileriyle a¤açlar› t›rmalamakt›r. Bunu da t›rnaklar›n› temizlemek ve törpülemek için yapar. Kaçmak için o kocaman cüssesiyle a¤açlara t›rman›r. Panda çok sakin bir hayvand›r, uyurken kendisine insanlar›n yaklaflt›¤›n› fark etse bile rahat›n› bozmadan uyumaya devam eder. Yani bir gün bir pandayla karfl›lafl›rsan›z, bu sevimli hayvan› hiç çekinmeden rahatl›kla sevebilirsiniz.
61
BAL DÜfiKÜNÜ AYILAR Kal›n postlar› ve bal yemeleriyle ünlü olan ay›lar›n, görme ve iflitme duyular› çok zay›ft›r. Peki o halde çok sevdikleri bal› nas›l bulabiliyorlar biliyor musunuz? Tabii ki tüm ihtiyaçlar›n› en iyi flekilde karfl›layan Rabbimizin ay›lara verdi¤i uzun burun sayesinde. Bu burun onlar›n çok iyi koku almalar›n› sa¤lar. Böylece, ay›lar yiyeceklerini kolayca bulurlar. Biliyorsunuz, ay›lar çok hantal görünüfllü hayvanlard›r. Ama,
62
bu görüntü sizi yan›ltmas›n, ay›lar asl›nda çok h›zl› hayvanlard›r. Hatta, saatte 48 km h›zla koflabilirler. Tabii, ay›lar›n h›zl› olmalar›n›n yan› s›ra çok kuvvetli olduklar›n› da belirtmek gerekir. Ay›lar›n baz› türleri, 2-3 metrelik cüsseleriyle a¤aç tepelerine t›rmanarak vakitlerini orada geçirirler. Genellikle bitkilerle beslenen ay›lar, yemek bulmak için 30 metre yüksekli¤e bile t›rmanabilirler. Bal ararken ar› kovan› bulduklar›nda pençeleriyle bir iki keskin vurufl yap›p tüm ar›lar› kaç›r›rlar. Sonra kovandaki bal› afiyetle yerler. Sak›n siz böyle bir fley yapmay›n! Çünkü, ar›lar her taraf›n›z› sokar ve hastalanman›za sebep olur. Fakat Rabbimizin ay›lara verdi¤i kal›n kürk, onlar› ar›lar›n i¤nelerinden korur. Böylece hiçbir tehlikeye girmeden bala kolayca ulaflabilirler.
Sonbaharda k›fl uykusuna yatan ay›lar ilkbahara kadar kuru dal ve otlarla döflenmifl, güvenli bar›naklar›ndan hiç ç›kmazlar. K›fl uykusuna yatmadan önce de bol bol yemek yerler. Derilerinin alt›ndaki ya¤ tabakas›n› art›rmak için bol miktarda kay›n kozala¤› ve kestane tüketirler. Vücutlar›nda ya¤ depolamak zorundad›rlar. Çünkü ilkbaharda bar›naklar›ndan ç›kt›klar›nda kilolar›ndan ço¤unu kaybetmifl olurlar. E¤er bir insan bu kadar kilo kaybedecek olsa hemen ölür. Oysa ay›lar vücut a¤›rl›klar›n›n ço¤unu kaybetseler de yaflamlar›n› sürdürürler. Do¤um da ay›lar› ma¤ara yaflant›s›na döndüren bir baflka etkendir. Genellikle üç yavru do¤uran ay›lar bahara kadar onlar› sütle beslerler. Bu süre içinde de bar›naklar›ndan hiç ç›kmazlar. Yavrular kör, diflsiz ve tüysüz do¤arlar. Yavrular ma¤aradan ç›kt›klar›nda anne, yavrular›n› korumak zorundad›r. Yoksa avc›lar ya da erkek ay›lar taraf›ndan öldürülebilirler. Sonsuz flefkatli ve merhametli olan Rabbimiz, bütün canl›lar›n ihtiyaçlar›n› karfl›layan, onlar› koruyup kollayand›r. Bu yüzden sevimli ay› yavrular›n›n da yaflamlar›n› sürdürmeleri ve zarar görmemeleri için gereken bütün imkanlar› onlara sa¤lam›flt›r. Onlar› güçlü annelerinin yan›nda d›flar›dan gelecek tehlikelere karfl› koruma alt›na alm›flt›r.
63
DEV KARDAN ADAMLAR: KUTUP AYILARI 64
Hayvanlar›n en iri yap›l›lar›ndan biri olan kutup ay›s›n› gördü¤ünüzde, onu kocaman bir kardan adama benzetebilirsiniz. Bu kardan adam›n erkeklerinin a¤›rl›¤› 800 kiloyu, boylar› da 2.5 metreyi bulur. Bu kilo ortalama 10 insan›n toplam kilosuna eflittir. Kutup ay›s›n›n vücudu bütün özellikleriyle yaflad›¤› ortama göre tasarlanm›flt›r. Dondurucu so¤uklara, buzullara ve kar f›rt›nalar›na ra¤men, Allah'›n yaratt›¤› bir mucize olarak, kutup ay›lar›n›n derilerinin alt›nda bulunan kal›n bir ya¤ tabakas› onlar› so¤uktan korur. Kürkleri kal›n, s›k, uzun ve kabar›kt›r. Bu özelliklere sahip olan kutup ay›s›n›n neden Afrika'da çölde yaflamad›¤›n› hiç düflündünüz mü? Elbette ki sorunun cevab›, Allah'›n onu yaflayaca¤› iklimin özelliklerine göre yaratm›fl olmas›d›r. Bir düflünün! Çölde yaflasayd› çöl s›ca¤›nda kavrulup ölürdü. Kutup ay›lar›yla ilgili bir baflka konu da onlar›n di¤er ay›lardan
farkl› olarak k›fl uykusuna düflkün olmamalar›d›r. Yaln›zca difli olanlar›, özellikle de hamile olanlar› uzun dönemler boyunca k›fl uykusuna yatarlar. Yeni do¤an yavrular için ihtiyaç duyacaklar› besinler de haz›rd›r. Çünkü Allah’›n "Rezzak" (r›zk veren) s›fat› vard›r. Kutup ay›s›n›n sütü çok yüksek oranda ya¤ içerir. Bu ya¤l› süt yavrular›n en çok ihtiyac› olan besindir. Böylece yavrular çok çabuk büyüyüp, baharda inlerinden ç›kmaya haz›r hale gelirler. Peki, size bir soru daha: Kutup ay›lar›n›n çok iyi bir yüzücü ve dalg›ç olduklar›n› biliyor muydunuz? Evet, yanl›fl duymad›n›z, kutup ay›lar› bu iki ifli de çok iyi yaparlar. Yüzerken ön ayaklar›n› kullan›rlar. Bu ayaklar› bir kürek gibi kullanabilmeleri, Allah'›n onlar için yaratt›¤› bir kolayl›kt›r. Di¤er bir kolayl›k ise suyun içindeyken burun deliklerini kapatabilmeleri ve gözlerini aç›k tutabilmeleridir. Dahas›, parmak aralar›n›n ördek aya¤› gibi perdeli olmas› yüzmelerine yard›mc› olur.
65
66
Kuzey Kutbu, Kuzey Kanada, Kuzey Sibirya ve Antartika gibi dünyan›n en so¤uk bölgelerinde yaflayan bu hayvanlar›n ayaklar›n›n üflüme problemi yoktur. Aya¤›n›z› veya elinizi bir buzun üzerinde birkaç dakika bekletirseniz, bir süre sonra so¤u¤a dayanamay›p çekmek zorunda kal›rs›n›z. Oysa kutup ay›lar› bu
so¤u¤u fark etmezler bile. Çünkü ayaklar› ka-
l›n kürkle kapl› olarak, yani so¤uktan etkilenmeyecek flekilde yarat›lm›flt›r. E¤er insan derisi gibi bir deriyle kapl› olsalard›, asla o ortamda yaflayamazlard›. Ayr›ca, kutup ay›lar›n›n derilerinin alt›ndaki 10 cm'lik ya¤ tabakas› ›s› yal›t›m› sa¤lar. Böylece buzlu sularda saatte 10-11 km. h›zla, 2000 km. uza¤a kadar yüzerek gidebilirler. Peki kutup ay›lar›n›n renginin neden beyaz ya da sar›ms› bir tonda oldu¤unu biliyor musunuz? Kutup ay›s›n›n beyaz rengi, yaflad›klar› so¤uk buzlu ortamda korunmalar›n› sa¤lar. Kutup ay›s›n›n o yüzlerce kilometrelik bembeyaz buzullar içinde saklanma imkan›n› art›r›r. E¤er rengi bir karga kadar siyah ya da tropikal ormanlarda yaflayan papa¤anlar gibi rengarenk olsayd› o zaman saklanabilmesinin ne kadar güç olaca¤›n› herhalde tahmin edersiniz. Kutup ay›lar›n›n koku alma duyular› öylesine keskindir ki 1.5 m. kal›nl›¤›ndaki kar tabakas›n›n alt›nda saklanan bir fok bal›¤›n›n kokusunu bile rahatça alg›layabilirler. Kutup ay›lar›n›n yaz-k›fl
67
kulland›¤› taktikler de vard›r. fiimdi, bu ay›n›n bembeyaz tüyleriyle kardan adama benzer halini gözünüzün önüne getirin. Sizce bembeyaz karlar›n içine uzanm›fl olsa fark edilir mi? Evet, fark edilir. Tabii siz bu soruya sadece tüylerini düflünerek cevap verdiyseniz, "hay›r fark edilmez" demifl olabilirsiniz. Ancak, kutup ay›lar›n›n siyah renkli burnunu unutmay›n. Bu burun, ay›n›n karlar içinde tamamen kamufle olmas›n› engeller. Ama, o ne yapar biliyor musunuz? Son derece ak›ll› bir hareket yapar. Beyaz renkli ön patileriyle burnunu ka-
68
pat›r. Böylece renk fark›n› ortadan kald›r›r. Karlar içinde tamamen gizlenmifl bir flekilde av›n›n kendisine yaklaflmas›n› bekler. Burada hepinizin dikkat etmesi gereken çok önemli bir nokta var. fiöyle ki, kutup ay›s›n›n avlanmak için taktik kullanmas›, onun üstün bir zekaya sahip olmas›n› gerektirir. Bir düflünün, ay› kendisinin beyaz renkte oldu¤unun ve etraf›n da ayn› renkte buzullarla kapl› oldu¤u için kendini kamufle edebilece¤inin, yani
gizleyebilece¤inin fark›ndad›r. Dahas› kutup ay›s› kamufle olmas›na tek engel olan siyah renkteki burnunu kapatmas› gerekti¤ini ak›l eder. Tabii, sizin de tahmin edece¤iniz gibi, kutup ay›s›n›n birkaç kere avdan eli bofl döndükten sonra, oturup ne yapmas› gerekti¤ini düflünürken burnunu kapamas› gerekti¤ini ak›l etmesi mümkün de¤ildir! Ay›lar yaln›zca Allah'›n kendilerine "vahyetti¤i" (bildirdi¤i) gibi hareket etmektedir. Onlar›, Allah bu flekilde avlanmaya programlam›flt›r. Çünkü, onlar da di¤er canl›lar gibi Allah'›n korumas› alt›ndad›rlar.
69
HIZLI YÜZÜCÜ FOKLAR Ço¤unuzun televizyondan ve sirklerden tan›d›¤› bu sevimli hayvanlar hayatlar›n›n büyük bir k›sm›n› suda geçirirler. Çok iyi birer yüzücü ve dalg›çt›rlar. Biz nas›l karada rahat ve mutluysak onlar
70
da suda ve buzda ayn› flekilde rahat ve mutludurlar. Bahar aylar›nda bile bulunduklar› yerin s›cakl›¤› en fazla [-5] derecedir. Bizim böyle bir so¤ukta donmamak için kat kat giyinip, birçok önlemler almam›z gerekirken, onlar hiç üflümezler. Çünkü, kürkleri ve vücutlar›nda depolad›klar› ya¤lar› üflümelerini önler. Foklar kalabal›k sürüler halinde yaflarlar. Peki, sizce anne fok
bu kalabal›k sürünün içinde yavrusunu nas›l tan›r? Çok kolay. Fok, yavrusunu do¤urduktan sonra ona bir tan›flma öpücü¤ü verir. Bu öpücük sayesinde yavrusunun kokusunu tan›r ve onu baflka yavrularla hiç kar›flt›rmaz. Yavrular do¤duklar›nda bebek ya¤› denilen bir ya¤la kapl› olarak do¤arlar. Küçücük vücutlar› bu ya¤ sayesinde sürekli s›cak kal›r. Bu ya¤ o kadar çoktur ki annesi yavruya yüzme dersi verirken küçük fok adeta can simidi takm›fl gibi batmadan su üzerinde kal›r. Bunun nedeni ya¤›n sudan daha hafif olmas›d›r. Anne fokun yavrusunu e¤itmesi iki hafta sürer. ‹ki hafta sonra yavru ba¤›ms›z hareket etmesini ö¤renmifltir. Bütün hayvanlar gibi foklar da, Rabbimiz taraf›ndan bulunduklar› ortam›n flartlar›na göre yarat›lm›fllard›r. Bu da bize Rabbimizin ne kadar merhamet sahibi oldu¤unu kan›tlar.
71
SMOK‹NL‹ PENGUENLER Paytak paytak yürüyen penguenler asl›nda bir kufl türüdür ama uçamazlar. Büyük topluluklar halinde yaflarlar. Allah onlar›, ›s›n›n [-88] dereceye kadar düfltü¤ü dondurucu ortamlarda bile hayatlar›n› devam ettirebilecekleri mükemmellikte yaratm›flt›r. Bir düflünün; bizler k›fl›n kazak, çorap, eldiven derken ne hale geliriz. Ama penguenler üstlerine hiçbir fley giymezler. Üstelik onlar›n ayaklar›na giyecek ayakkab›lar› da yoktur. Ama buz üstünde kaymadan kolayl›kla yürürler. Ayr›ca, evleri de olmayan penguenler buz üstünde yaflarlar. Peki, ama nas›l oluyor? Onlar hiç üflümezler
72
mi acaba? Hay›r, üflümezler. Çünkü, Allah, penguenleri buzlarla dolu bir yerde yaflayabilecek flekilde özel olarak yaratm›flt›r. Penguenlerin sahip olduklar› vücut özellikleri insanlardan çok farkl›d›r. Bunlar nelermifl bir bakal›m m›? Kimi zaman say›lar› 400 bini bulan bir grubun üyesi olan bu sevimli canl›lar, k›fl geldi¤inde deniz kenar›ndan, daha güneye do¤ru gitme karar› al›rlar. Bu ortak karar, Allah'›n yaratt›¤› büyük bir mucizedir. K›fl mevsiminin geldi¤ini anlay›p, aralar›nda anlaflarak, gidecekleri yeri kararlaflt›rmalar›, ortak bir gün tayin edip,
hiçbir itiraz olmadan toplu hareket etmeleri, yaln›zca Allah'›n sonsuz gücünün bu sevimli hayvanlar›n üzerindeki hakimiyeti olarak aç›klanabilir. Aksi takdirde bu hayvanlar›n anlafl›p yaflamlar›na elveriflli yerlere topluca göç etmeleri mümkün olmazd›. Göç mevsimi, ayn› zamanda penguenlerin çiftleflme mevsimidir. Bunu anlayan penguen, birinci ad›m olarak derhal kendisine bir efl seçer. At›lacak ikinci ad›m, eflin kaybedilmemesi için onun flark›s›n› ö¤renmek, yani ç›kard›¤› özel sesi ay›rt edebilmektir. Unutmay›n, akl› ve zekas› olmayan bir penguenin 400 bin penguenin aras›ndan birini belirleyip, onun sesini tan›yabilmesi Allah'›n gücünün ve yarat›fl›ndaki üstünlü¤ün bir baflka göstergesidir.
74
Ses ay›r›m›ndaki bu hassasiyet yavru penguenler için de geçerlidir. Yavrular da anne-babalar›n› yaln›zca seslerinden tan›yabilirler. Birbirine bu denli benzeyen hayvanlar aras›nda, böyle bir ay›r›m olmasayd›, yaflant›lar› karmakar›fl›k olurdu. Bu ise ancak Allah'›n eflsiz düzeniyle ve onlara verdi¤i özelliklerle sa¤lanmaktad›r. Çiftleflmenin ard›ndan difli yaln›zca bir yumurta yumurtlar. Erkek penguenin sorumlulu¤u, yumurtan›n üzerinde kuluçkaya yatmakt›r. Ortalama [-30] derecede, 65 gün bo-
yunca hiç k›p›rdamadan bu görevi yerine getirmeye çal›fl›rlar. Bu oldukça zorlu bir dönemdir. Erkek penguen yerinden k›p›rdayamad›¤› için yemek yiyemeyecektir. Anne penguen de uzaklarda, do¤acak yavru için besin arayacakt›r. Siz [-30] derecede, 65 gün boyunca, hiç yemek yemeden bekledi¤inizi düflünebiliyor musunuz? Bir insan için bu durumun sonucu ölümdür. Fakat penguenler hiçbir sab›rs›zl›k ve b›kk›nl›k göstermeden bu fedakarl›¤› gösterirler, Allah'›n kendilerine ilham etti¤i görevi terketmeden sonuna kadar yerine getirirler. Geçen 2 ayl›k kuluçka döneminin ard›ndan, erkek penguen kilosunun 1/3'ünü yitirir. Bunu 60 kiloluk bir insan›n 40 kiloya düflmesi fleklinde düflünebiliriz. Kuluçkadan ç›kan yavru penguen, ilk iki ay› anne ve babas›n›n ayaklar›n›n aras›nda geçirir. Bu korunma yavru için çok önemlidir. Çünkü, yanl›fll›kla 2 dakika gibi k›sa bir süre için dahi buradan ç›kmas›, donarak
75
ölümüne sebep olacakt›r. Anne ve babaya bu korumay› ilham eden Allah't›r. Burada da Allah'›n koruyan, gözeten s›fatlar›n› görürüz. Dahas›, so¤uktan korunmak amac›yla, kümeler halinde toplanarak birbirine adeta yap›flan 400 bin üyeli penguen toplulu¤u mükemmel bir dayan›flma örne¤i sergiler. Ald›klar› bu önlemle s›cakl›¤›n devaml›l›¤›n› sa¤layarak ›s› kayb›n› yar›ya düflüren sevimli penguenler, kümenin d›fl›nda kalanlar› da s›rayla aralar›na alarak onlar›n da ›s›nmalar›n›
76
sa¤larlar. Penguenler, aralar›ndaki düzeni bozabilecek en ufak bir itiraz olmadan, nesiller boyu büyük bir uyum içinde yaflam›flt›r ve ayn› düzen içinde yaflamaya devam etmektedirler.
BALIKÇI PAF‹NLER Bu hayvan›n ad›n› daha önce hiç duymam›fl olabilirsiniz. Ama flimdi tan›y›nca hem çok sevecek hem de çok e¤leneceksiniz. Ço¤u insan, pafinleri bir penguen çeflidi san›r. Oysa pafinler farkl› tür kufllard›r. Aralar›ndaki en büyük fark ise penguenlerin aksine pafinlerin uçabilmeleridir. Pafinler Kuzey Kutbunda, penguenler ise Güney Kutbunda yaflarlar. En önemli benzerlikleri her iki hayvan›n da so¤uk ortamlara kolayca uyum sa¤layabilmeleridir. Pafinlerin yaflant›lar› çok ilginçtir. Bir pafin ailesinde, anne ve baba pafin genelde hayatlar› boyunca ayr›lmazlar. Her sene bir yavru pafin yetifltirirler. Çiftleflme dönemine gelindi¤inde, bütün y›l boyunca donuk renkte olan gagalar›n›n üstünde parlak çizgiler oluflur. Ancak bu çizgilerin oluflmas› tesadüfi de¤ildir. Bu çizgiler belli bir amaca hizmet etmektedir ve pafinlere Allah bunlar› özel olarak vermifltir. Pafinler bu çizgiler sayesinde gagalar›n› bayrak gibi kullanarak uzak mesafelerden birbirleriyle anlafl›rlar. Siz istedi¤iniz zaman burnunuzun üzerinde bir tek renkli çizgi ç›kartabilir misiniz? Diyelim ki, do¤ufltan böyle bir çizgi var. Kendi kendinize bunu siliklefltirebilir veya yok edebilir misiniz? "Hay›r" cevab›n› duyar gibiyiz. Art›k, siz de biliyorsunuz, bu sanat› is-
77
tedi¤i renkte ve büyüklükte yapabilecek tek güç vard›r: Rabbimiz olan Allah. Rabbimiz için çeflit çeflit kufllar var etmek, onlar›n özelliklerini yaflad›klar› yere göre ayarlamak nas›l çok kolay ise, bu çizgileri yarat›p, yok etmek de o kadar kolayd›r. Pafinleri bu kadar güzel ve sevimli yaratan Allah, onlara baflka ilgi çekici özellikler de vermifltir. fiimdi bu özellikleri incelemeye devam edelim: Yavru pafinler, 6 haftal›kken anne ve babalar›n› terk edip aç›k denizlerde tek bafllar›na uçarlar. Sa¤l›kl› bir pafin 25 sene kadar yaflayabilir.
78
Pafinler çok derinlere dalabilirler. ‹nsanlar›n onlar gibi derinlere dalabilmesi için ne kadar çok çal›flmalar› gerekti¤ini biliyor musunuz? Öncelikle oksijen tüpü takmalar› gerekir. Ayr›ca derinlik artt›kça bas›nç da artaca¤›ndan her an ölüm tehlikesiyle karfl› karfl›yad›rlar. Bu yüzden dalma ifllemi çok büyük ustal›k gerektirir. Pafinler, onca derinlikte nefesini tutma ve su yüzüne tekrar ç›kmak için gereken tekni¤i nas›l ve nereden ö¤renmifl olabilir? Rabbimiz bir kez daha yaratma sanat›ndaki yüceli¤ini ve benzersizli¤ini bizlere göstermektedir. ‹flte size bitmek bilmeyen güzelliklerden bir örnek daha: A¤›z yap›lar› sayesinde birçok küçük bal›¤› ayn› anda tutabilen pafinler için bilinen rekor say› 62 bal›kt›r. Bir defada bu kadar çok bal›¤› a¤z›nda tutabilen annenin tek bir amac› vard›r; yavrular›n› beslemek! fiu halde a¤z›nda bir sürü bal›k tutan bir pafin görürseniz bilin ki, onun besledi¤i yavru bir pafini vard›r.
GÖKLER‹N HAK‹MLER‹: KUfiLAR Gö¤ün bofllu¤unda boyun e¤dirilmifl kufllar› görmüyorlar m›? Onlar› (böyle bofllukta) Allah'tan baflkas› tutmuyor. fiüphesiz iman eden bir topluluk için bunda ayetler vard›r. (Nahl Suresi,79)
Herhalde hepiniz akl›n›zdan kufl gibi uçmay› geçirmiflsinizdir. Kufllara bakarak uçman›n kolay oldu¤unu sanabilirsiniz, ama uçmak hiç de kolay bir ifl de¤il! Belki kufllara göre kolay ama insanlara göre çok zordur... Kufllar ilk havaland›klar›nda çok enerji harcamak zorundad›rlar, çünkü bütün vücut a¤›rl›klar›n› incecik kanatlar›yla kald›rmalar› gerekir. Ama bir kere uçmaya bafllad›klar›nda dinlenebilmeleri için Allah onlara kolayl›klar sa¤lam›flt›r. Havada rüzgara kendilerini b›rakarak uzun süre uçabilen kufllar bu flekilde az enerji harcad›klar›ndan kolay kolay yorulmazlar. Rüzgar›n etkisi geçince ise tekrar kanat ç›rpmaya bafllarlar. Bu özellikleri sayesinde kufllar çok uzaklara göç edebilirler. Allah'›n yaratt›¤› bu kolayl›k sayesinde kufllar uzun mesafeleri uçabilirler. Kufllar›n içinde 1000 km.'den 40.000 km.'ye kadar yolculuk yapan türler vard›r. Dünyan›n çevresinin 40.000 kilometre oldu¤unu düflünürseniz, kufllar›n uçabilecekleri mesafenin uzunlu¤unu daha iyi anlars›n›z. Denizleri geçerken hiçbir flekilde durma ve
79
dinlenme imkanlar› yoktur. Bu uzun yolculuklar›nda kufllar›n yönlerini nas›l bulduklar› da hala anlafl›lamam›flt›r. Her sene kufllar hiç flafl›rmadan istedikleri yere göç edebilmektedirler. Bu ister yavru bir kufl olsun, isterse yafll› bir kufl olsun de¤iflmez. Merak edilen di¤er bir konu da kufllar›n bedenlerine oranla çok ince ve küçük olan bacaklar›n›n nas›l olup da tüm a¤›rl›klar›n› tafl›yabildi¤idir. Düflünsenize, incecik bir baca¤›n içinde pek çok kas, damar ve sinir var! Ama yine de son derece incecik… E¤er kufllar›n bacaklar› daha kal›n ve hantal olsayd› uçmalar› oldukça zorlafl›rd›. Hemen hemen bütün kufllar uyurken tek ayaklar› üzerinde dururlar. Vücut a¤›rl›klar›n› bu baca¤›n üzerine verdiklerinden den-
80
gelerini kaybetmezler. Çünkü Allah kufllar› böyle muhteflem bir dengeyi sa¤layacak özellikte yaratm›flt›r. Kufllar›n en iyi duyu organlar›ndan biri gözleridir. Allah kufllara, uçma yetene¤inin yan› s›ra üstün bir görme kabiliyeti de vermifltir. Çünkü, bafll› bafl›na bir mucize olan uçma, üstün bir görme yetene¤i ile desteklenmedi¤i sürece son derece tehlikeli olacakt›r. Kufllar uzaktaki nesneleri insanlardan çok daha net görme gücüne ve daha genifl bir görme aç›s›na sahiptirler. Böylece tehlikeleri önceden fark ederek uçufllar›n›n yönünü ve h›z›n› ayarlarlar.
Kufllar›n gözleri göz yuvalar›na sabit oturmufltur. ‹nsanlar gibi gözlerini hareket ettiremezler. Ama kufllar bafllar›n› ve boyunlar›n› h›zla çevirerek görüfl alanlar›n› büyütürler. Ayr›ca, baykufl gibi gece kufllar›n›n çok büyük gözleri vard›r. Gözlerindeki baz› özel hücreler lofl ›fl›¤a karfl› duyarl›d›r. Örne¤in, paçal› baykuflun görüfl keskinli¤ insana oranla 100 kat daha iyidir. Bu özelli¤i sayesinde baykufl, geceleri çok iyi görüp avlanabilmektedir. Su kufllar›n›n gözleri ise suyun içinde çok net görebilecek bir flekilde yarat›lm›flt›r. Biz suyun alt›nda 45 saniye bile gözümüzü aç›p bakamazken, su kufllar› kafalar›n› suya dald›r›p ç›kararak sudaki böcek ve yumuflakçalar› kolayca yakalarlar. Kar›nlar›n› doyurmak için tek yollar› bu oldu¤undan, avlanacaklar› suyun içini net görmeleri gerekir. Bu nedenle, Allah bu kufllar›n gözlerinde su alt›nda görmeye uygun bir yap› yaratm›flt›r. Bu sayede kufllar suyun alt›n› bizim gibi bulan›k de¤il, berrak görür ve hemen avlar›na do¤ru yüzerler. Duymak da kufllar için çok önemlidir. Baz› kufllarda çok alçak sesleri çok rahat duymalar›n› sa¤layan kulak zarlar› vard›r. Suyun alt›nda ve karanl›kta iyi görebilmek, çok alçak sesleri duyabilmek insanda olmayan özelliklerdir. Zaten bizim bunlara çok fazla ihtiyac›m›z
81
yoktur. Çünkü bu özelliklere sahip olmadan da yaflam›m›z› rahatl›kla sürdürebiliyoruz. Ama kufllar›n bu özelliklerden yoksun olarak beslenmeleri, yavrular›n› doyurmalar›, hayatlar›n› ve nesillerini devam ettirmeleri mümkün de¤ildir. Baykufllar›n kulaklar› sese karfl› çok hassast›r. Duyma oranlar› insanlardan daha fazlad›r. Baykufllar›n yüzünün iki yan›nda saç benzeri tüyler vard›r ve bunlar ses dalgalar›n› toplay›p kula¤›n içine gönderirler. Bu tüyler ayr›ca bir kula¤› di¤er kulaktan ay›r›r, böylece sa¤ taraftan gelen ses, büyük ölçüde sa¤ kulak taraf›ndan duyulur. Bunun yan›nda kulaklar, kafada simetrik olarak yer almazlar. Biri di¤erinden daha yüksektedir. Böylece baykufl sesleri
82
çok yönlü olarak dinler ve ses ç›karan canl›y› görmese dahi onun nerede oldu¤unu, sesin kayna¤›na göre tam do¤ru olarak tespit eder. Bu av bulman›n çok zorlaflt›¤› karl› havalarda önemli bir avantajd›r. Baz› kufllar düflmanlar›n› yan›ltmak için seslerini çeflitli flekillerde kullan›rlar. Örne¤in a¤aç deliklerinde yuva yapan birçok kufl rahats›z edildi¤inde bir y›lan gibi t›slar. Yuvaya sald›ran y›rt›c› hayvanlar da, delikte muhtemelen bir y›lan oldu¤unu düflünerek bu deli¤i kurcalamazlar. Ayr›ca Rabbimiz baz› kufllar›n suya girdiklerinde h›zl› yüzmelerini sa¤lamak için onlar›n ayak parmaklar›n›n aras›n› perdeli ya-
ratm›flt›r. T›pk› bir palet gibi. Yüzerken aya¤›n›za palet takarsan›z h›z›n›z›n ne kadar artt›¤›n› fark edebilirsiniz. ‹flte baz› kufllar do¤ufltan bu paletlere sahiptir. Baz› kufllar da yavrular›n› düflmanlar›ndan korumak için sahte yuvalar kurarlar. Özellikle, Afrika ve Hindistan'da kufl yumurtas›yla beslenen hayvanlar ço¤unluktad›r. Bu yüzden Afrika çal›kufllar› çok say›da sahte yuva kurarak aralar›na gizledikleri gerçek yuvalar›ndaki yumurtalar›n› korurlar. Tropik bölgelerdeki a¤açlarda yaflayan y›lanlar çok zehirlidir. Bu nedenle ayn› bölgede yaflayan Çulhakuflu kolonilerinin yuvalar›n›n giriflleri gizli ve karmafl›kt›r. Ayr›ca bu kufllar baflka bir önlem olarak da yuvalar›n› hem dallar› dikenli Akasya a¤açlar›na kurarlar hem de çok say›da bofl yani sahte yuva yaparlar. Her gün önümüzden uçup giden kufllar›n gagalar›na hiç dikkat ettiniz mi? Türlerine göre farkl› farkl› olan bu gagalar çok önemli görevler görecek flekilde yarat›lm›flt›r. Kufllar›n gagalar›, yaflad›klar› ortamda beslenmelerine en uygun olacak biçimlerdedir. Örne¤in bal›kla beslenen kufllar›n gagalar› genelde bal›klar› kolay avlayabilmeleri için uzun ve kepçe fleklindedir. Bitkiyle beslenenlerin gagalar› ise beslendikleri bitki çeflidine göre o bitkilere en rahat ulaflabilecekleri biçimdedir. Rabbimiz olan Allah, yeryüzünde yaflayan tüm canl›lara ihtiyaç duyduklar› özellikleri eksiksiz ve kusursuz olarak vermifltir.
83
UZUN BACAKLI LEYLEKLER Bahar›n ›l›k günlerinde, uçurtma uçururken gökyüzünde gördü¤ümüz binlerce beyaz büyük kufl leyleklerden baflkas› de¤ildir. Leylekler, 1-1,5 m. boylar›nda, büyük bembeyaz kanatlar›, uzun siyah kuyruklar› olan iri, göçmen kufllard›r. Gagalar›n›n ve uzun
84
bacaklar›n›n k›rm›z› olmas› leyleklere do¤al olarak sevimli bir hava kazand›r›r. Leyleklerin en çok dikkat çeken özellikleri uçufl biçimleridir. Gagalar›n› ileri, bacaklar›n› geri do¤ru uzatarak uçarlar. Leyleklerin bu estetik uçufl flekilleri, onlara havay› yararak çok daha h›zl› uçabilme imkan› sa¤lar. Leylekler her y›l kalabal›k sürüler halinde göç ederler. Bunun sebebi so¤uk bölgelerde yaflayamamalar›d›r. Göç eden leylekler bize yaz›n s›cak günlerinin müjdesini verirler. Leylekler, yaz mevsiminde Avrupa'dan Kuzey Afrika'ya, Türkiye'den Japonya'ya kadar uzanan ›l›man alanda yaflamlar›n› sürdürürler. Havalar so¤umaya bafllamadan Güney Yar›mküre'ye, tropikal Afrika'ya ve Hindistan'a göç ederler.
Leyleklerin, Güney Yar›mküre'nin o tarihlerde ›s›nmaya bafllad›¤›n› nereden bildikleri ise flafl›rt›c›d›r, hatta bu bir mucizedir. Ancak, daha flafl›rt›c› olan aradan bir y›l geçip tekrar bahar geldi¤inde leyleklerin binlerce kilometre yolu geri dönüp eski yuvalar›n› bulmalar›d›r. Evet! Yanl›fl okumad›n›z... Leylekler bir y›l önce yapt›klar› yuvalar›n› bulup tekrar oraya yerleflirler. Peki, nas›l olur da, bu kadar uzun bir zaman sonra, o kadar uzak mesafeleri katedip gelirler ve sanki ellerinde bir pusula varm›fl gibi, eski yuvalar›n› hiç flafl›rmadan, hemen bulabilirler? Tabii ki bu denli güçlü bir haf›za ve böyle muhteflem bir yön bulma duygusunu leyleklere herfleyin yarat›c›s›, Rabbimiz olan Allah ilham etmektedir. Bir de bu sopa bacakl› leylekler deniz afl›r› yolculuklara ç›kmazlar. Bunun nedeni yorulduklar›nda dinlenecekleri bir kara parças› bulamamaktan endifle etmeleridir. Bu yüzden ‹stanbul Bo¤az›,
85
Cebelitar›k ve Süveyfl Kanal› gibi karaya yak›n denizler üzerinden seyahat etmeyi tercih ederler. ‹nsanlardan kaçmayan leylekler yuvalar›n› binalar›n, a¤açlar›n, odun y›¤›nlar›n›n ve bacalar›n tepelerine yaparlar. Genellikle tüm leylek sürüleri beraber göç ederler. Avrupa'ya ulafl›nca belli bir süre burada kal›rlar. Bir süre sonra, ço¤unlukla da Nisan'›n ilk haftas›nda, erkek leylek dallardan güzel bir yuva yapar. Az önce de söyledi¤imiz gibi her y›l ayn› yeri seçer. Yuvay› titizlikle korur ve yaln›zca yiyecek aramak için, k›sa sürelerle yuvadan ayr›l›r. Leyleklerin baz› türleri de batakl›klarda, a¤aç tepelerinde yuva kurar ve topluluklar halinde yaflarlar. Ayn› selvi a¤ac›nda, 12 büyük leylek yuvas›na rastlayabilirsiniz. Kufllar›n topluluklar halinde yafla-
86
mas›na Kuran'da da dikkat çekilmifltir: Yeryüzünde hiçbir canl› ve iki kanad›yla uçan hiçbir kufl yoktur ki, sizin gibi ümmetler olmas›n. Biz Kitap'ta hiç bir fleyi noksan b›rakmad›k, sonra onlar Rablerine top lanacaklard›r. (Enam Suresi, 38)
Peki, leyleklerin birbirleriyle nas›l anlaflt›klar›n› biliyor musunuz? Leylekler de¤iflik sesler ç›kartarak de¤il de, gagalar›n› t›k›rdatarak birbirleriyle anlafl›rlar. Bize sanki birbirinin ayn›s›ym›fl gibi gelen ‘t›k t›k'' sesleriyle birçok fleyi anlatabilirler. Size bir soru daha, leyleklerin dans ettiklerini biliyor musunuz? Evet, soruyu do¤ru anlad›n›z. Erkek leylek ve efli biraraya gelince gagalar›n› t›k›rdat›p, kanat ç›rparak dans ederler. Bu dans›n en
büyük özelli¤i erkek leyle¤in, diflinin dikkatini çekmeye çal›flmas›d›r. Leyleklerin hemen hemen bir insan boyunda oldu¤unu düflünürseniz danslar›n›n ne kadar ilgi çekici oldu¤unu gözlerinizin önünde canland›rabilirsiniz. Tabii, leyleklerin hepsi ayn› boyda olmaz. En küçük leylek türü, Asya ve Afrika'da yaflayan aç›k gagal› leyleklerdir. Gagas›n› kapatt›¤› zaman gagan›n yaln›zca bafl› ve sonu kapan›r, ortas› aç›k kal›r. Bu gaga leyle¤in salyangoz ve midye kabuklar›n› daha kolay yiyebilmesini sa¤lar. Allah'›n hayvanlar› bu kadar çeflitli, güzel ve sevimli yaratmas›, bizim iman›m›z›n artmas›na, her bakt›¤›m›z fleyde Allah'›n yüceli¤ini ve mükemmel yarat›fl›n› görebilmemize, ayetlerini anlay›p tan›yabilmemize yard›mc› olur.
87
PEMBE KUfi: FLAM‹NGOLAR Hiç televizyonda pembe, uzun boyunlu ve uzun bacakl› bir kufl gördünüz mü? ‹flte, bu kufla "flamingo" denir. Flamingolar, yumurtalar›n› çamurlu ve s›¤ olan göllere b›rak›rlar. ‹lginç olan ise diflinin yumurtas›n›, çabuk kuruyan çamurdan yapt›¤› yuvaya b›rakmas›d›r. 88
Kendinizi bu kuflun yerine koyun! Böyle bir yuva yapmak istedi¤inizi düflünün. Bir kere, önce hangi çamur daha iyi kurur bunu keflfetmeniz, sonra da yavrunun yumurtadan nerede daha rahat ç›kaca¤›n› deneyip bulman›z gerekir. "Günefl alt›na b›rakmak m› iyidir, yoksa gölge daha m› iyi olur?" gibi bir sürü soruya cevap bulman›z flartt›r. Oysa her flamingo bunu nas›l yapaca¤›n› bilir. Ayr›ca bir ay boyunca uzun bacaklar›na ra¤men hiç rahats›z olmadan kuluçkaya yat›p, yavrusunun yumurtadan ç›kmas›n› bekler. Siz olsan›z o dev gibi cüssenize ra¤men yumurtan›n üstüne oturmaya cesaret eder misiniz? Oturdu¤unuz takdirde yumurtan›n k›r›l›p k›r›lmayaca¤›n› hesaplayabilir misiniz? Elbette bunu hesaplaman›z çok zor olacakt›r. ‹flte flamingo bunlar›n hepsini hiç planlamadan, denemeden do¤al olarak yapar. Çünkü
Rabbimiz ona ne yapmas› gerekti¤ini ö¤retmifltir. Gösteriflli renkleriyle ve uzun boyunlar›yla dikkat çeken flamingolar ayn› zamanda iyi birer yüzücüdürler. Flamingolar›n perde ayaklar› yüzmelerini kolaylaflt›r›r. Bu perde ayaklar›n yass› ve genifl bir yap›da olmas› flamingolar›n yumuflak çamur üzerinde bile batmadan kolayl›kla yürüyebilmelerini sa¤lar. Ayr›ca parmaklar› aras›nda bulunan a¤lar, flamingonun suyu itebilmesi için genifl bir yüzey alan› sa¤lamaktad›r. Görüldü¤ü gibi Allah flamingolar› uçabilmeleri için gerekli olan her detayla birlikte yaratm›flt›r.
89
ZAR‹F KU⁄ULAR Masmavi sular›n üzerinde zarif ve uzun boyunlar›, iri gövdeleri ile bembeyaz ku¤ular gururlu bir biçimde yavafl yavafl süzülürler. Görünüflteki bu asillik herkesin onlara hayranl›k duymas›n› sa¤lar. Böylesine güzel ve estetik yarat›ld›klar›ndan, süs kuflu olarak bilinirler. Çirkin ördek yavrusu masal›n› duymuflsunuzdur. Bu masalda anlat›ld›¤› gibi ku¤u yavrular› yumurtadan ç›kt›klar›nda çok çirkindirler. Kahverengi ya da krem rengindedirler. K›sa boyunlu ve s›k tüylerle kapl› olarak yumurtadan ç›kan yavrular birkaç saat
90
içinde koflabilecek ve yüzebilecek duruma gelirler. Anne ve babalar› yavrular›na birkaç ay boyunca özenle bakarlar. Sonunda çirkin yavru muhteflem bir ku¤uya dönüflür. Bu yavrular›n bu kadar k›sa sürede yüzebilmeleri ve de¤iflerek çok güzel bir görünüm kazanmalar› ancak Rabbimizin yaratma sanat›ndaki mükemmellik sayesinde olur. Bir ayette bildirildi¤i gibi Allah, " y a r a t t › ¤ › h e r fl e yi en güzel yapan"d›r. (Secde Suresi, 7)
Ku¤ular›n ‘trumpeter' ad› verilen bir türü, geliflmekte olan yumurtalar›n›n s›cak kalmalar›n› sa¤lamak için, yumurtalar›n üzerine otururlar. Sadece zaman zaman aya¤a kalkarak yumurtalar› çevirirler. Böylece ›s›n›n her yere eflit da¤›lmas›n› sa¤lam›fl olurlar. Kuflkusuz ki yumurtalar›n›n nas›l bir bak›ma ihtiyaçlar› olaca¤›n› ku¤ulara ilham eden Allah't›r.
Ku¤ular, Allah'›n onlara verdi¤i kabiliyet sayesinde hem su üstünde hem de havada en h›zl› ilerleyen su kufllar›d›r. Suda karadan daha rahat yaflayan ku¤ular perdeli ayaklar› sayesinde çok h›zl› yüzerler. Havalar so¤udu¤unda uçarak göç eden ku¤ular çok yüksekten ve çapraz bir hat fleklinde dizilerek uçarlar. Bu s›rada karfl›laflt›klar› güçlü rüzgar ak›m›n› delmek için "V" biçiminde yol al›rlar. Bu ak›ll›ca formül çok daha h›zl› uçmalar›n› ve yolculuk süresince yorulmadan ilerlemelerini sa¤lar. Tabii ki, ileri bir fizik bilgisi gerektiren bu formülü ku¤ular›n kendilerinin keflfetmesine imkan yoktur. Herfleyi bilen Allah, onlara bu flekilde uçmalar›n› ilham etti¤i için böyle uçarlar. Onlar, üstlerinde dizi dizi kanat aç›p
kapayarak
uçan
kufllar›
görmüyorlar m›? Onlar› Rah man (olan Allah')tan baflkas› (bofllukta) tutmuyor. fiüphesiz O, herfleyi hakk›yla görendir. (Mülk Suresi, 19)
Ku¤ular batakl›klar›n, derelerin, gölcüklerin dibinde bulduklar› bitkilerle beslenirler. Uzun boyunlar› yiyece¤e ulaflmalar›n› kolaylaflt›r›r. Ördekler gibi suya dalabilirler ve k›sa dal›fllar›nda hiçbir güçlükle karfl›laflmazlar. Ku¤ular›n bitkileri koparmas›n›n yararl› bir yönü de vard›r: Baz› bitkiler toprak kabart›ld›kça büyürler ve olgunlafl›rlar. ‹flte ku¤u yiyecek bulmak için dibi kar›flt›rd›kça bitki örtüsünün gürleflmesini sa¤lar. Böylece kendilerinden sonra yaflayacak hayvanlar için bol bol bitki yetiflmesine sebep olurlar. Rabbimiz böylece ku¤ular› sebep k›larak bitki örtüsünün geliflmesini sa¤lar.
91
DEVEKUfiLARI (O KADAR BÜYÜK K‹ UÇAMIYOR!) Devekufllar› dünyadaki en büyük kufllard›r. Boylar› bizim boyumuzdan daha uzundur. Bir devekuflu yaklafl›k 2,5 metre uzunlu¤unda ve ortalama 120 kilo a¤›rl›¤›ndad›r.
92
Orta Afrika'da gruplar halinde yaflayan bu kufllar uçma kabiliyetine sahip de¤ildirler. Ama Allah onlara düflmanlar›ndan kaçmalar› için baflka bir özellik vermifltir. Uzun bacaklar›yla çok h›zl› koflarlar, o kadar h›zl›d›rlar ki, hiçbir insan koflarak onlara yetiflemez. Devekuflu hayvanlar alemindeki en h›zl› koflan iki bacakl› hayvand›r ve 1 saatte yaklafl›k olarak 70 kilometrelik bir h›za ulaflabilmektedir. Ve flimdi size çok ilginç bir fley söyleyelim: Devekuflunun her bir aya¤›nda sadece iki parma¤› vard›r, biliyor musunuz? Üstelik bu parmaklar›n biri di¤erinden çok daha büyüktür. Ve devekufllar› yaln›zca bu büyük parmaklar›n›n üzerinde koflarlar. Ayr›ca, devekufllar› h›zl› koflmalar›n› sa¤layan uzun bacaklar› sayesinde usta bir dövüflçüdürler. Ayaklar›yla tekme atarlar ve
93
pençeleriyle düflmanlar›na karfl› rahatça kendilerini savunurlar. Dünyan›n bu en büyük kuflunun yumurtas› da kufl yumurtalar›n›n en büyük olan›d›r. Bu dev yumurtalar için kumda genifl bir çukur kazar ve buraya tüm yumurtalar› yerlefltirirler. Fakat 10-12 tane yumurtlad›klar›nda çukurun büyüklü¤ünü de ona göre ayarlamalar› gerekir. E¤er devekuflu, çukuru, kumda de¤il de toprakta
açsayd›, bu çok zaman al›rd› ve kuflun çok fazla enerji harcamas›na sebep olurdu. Gerçekten de kumun tafl›nmas›, topra¤a göre daha kolayd›r. Kumu elinizle bile efleleyebilirsiniz, fakat toprak için en az›ndan bir kürek gereklidir. ‹flte bu nedenle, Allah'›n ilham›yla hareket eden devekufllar› kazmak için topra¤› de¤il de en az emek harcad›klar› kumu tercih ederler. Sonra da yumurtalar›n üzerini kolayca yine kumla örterler. Devekufllar› hakk›ndaki bir di¤er ilginç bilgi de sürüdeki bütün
94
yumurtalar›n bak›m›n› tek bir diflinin üstlenmesidir. Ancak yuva belli say›da yavruyu bar›nd›rabildi¤i için bu difli önceli¤i kendi yumurtalar›na verecektir. Devekufllar› kendi yumurtalar›n› kabuklar›n üzerindeki hava delikleri sayesinde ay›rt ederler. Yumurtadan ç›kan yavrular savunmas›zd›r. Her an y›rt›c› bir kufla yem olabilirler. Ancak, yavrular bir tehlike ile karfl›laflt›klar›nda kendilerini korumak için yere yamyass› serilerek ölü taklidi yaparlar. Bu flekilde, düflmanlar› onlar›n ölü oldu¤unu düflünerek onlara sald›rmaz. Bu taklidi bütün yavrular ayn› flekilde uygular. Daha dünyaya yeni gelen bir kuflun bunu akletmesi veya ö¤renmesi imkans›zd›r! Peki, o zaman nas›l olur da bir kufl do¤ar do¤maz adeta bir tiyatrocu gibi böyle bir rol yapma yetene¤ine sahip olabilir? Cevap çok aç›kt›r. Allah, "Rab" yani e¤iten, ö¤reten s›fat›yla baflka hiçbir savunmalar› olmayan bu yavrulara böyle etkili bir korunma tekni¤ini ö¤retmifltir.
SÜSLÜ TAVUS KUfiU (HAYVANLAR ALEM‹N‹N EN SÜSLÜSÜ) E¤er hayvanat bahçesine gitmiflseniz, sizlere süslü kanatlar›n› açarak flov yapan, mükemmel görünümlü bir tavus kuflu mutlaka görmüflsünüzdür. Tavus kufllar›n›n en önemli özellikleri, hayal bile edilemeyecek güzellikte renklerle bezenmifl bir kuyru¤a sahip olmalar›d›r. Ancak burada tarif edilen kuyru¤un sahibi sadece erkek tavus kufludur.
95
Bafl› ve boynu mavi olan tavus kuflunun, kuyru¤undaki "telek" adl› tüyleri yald›zl› yeflil renkli olup uçlar›nda da bu mükemmel sanat› tamamlayan yuvarlak benekli bir bölüm bulunmaktad›r. Ancak, bu muhteflem görüntüyü her zaman göremezsiniz. Görebilmek için tavus kufllar›n›n çiftleflme zaman›n› beklemeniz gerekir. Erkek tavus kuflu kuyru¤unu yaln›zca çiftleflme gösterisi s›ras›nda, diflinin dikkatini çekmek için yelpaze biçiminde açar. Burada düflünmemiz gereken fludur: Kendini göremeyen tavus kuflu kuyru¤unu aç›nca bu kadar güzel ve çekici göründü¤ünden nas›l emin olabilir? Bunun biri taraf›ndan ö¤retilmesi gerekli de¤il midir? fiüphesiz ki böylesine bir güzelli¤i yaratan Rabbimiz ona
96
kuyru¤unu en güzel flekilde kullanmas›n› da ilham etmifltir. Peki ya böylesine kusursuz bir görüntü, tavus kuflunun kendi çabas›yla oluflabilir mi? Ya da bu hayranl›k uyand›ran renk uyumu tesadüfen meydana gelebilir mi? Elbette bunlar imkans›zd›r. Size bir arkadafl›n›z gelse ve evinizdeki bir tablonun tesadüfen, kendi kendine, boyalar›n dökülmesiyle meydana geldi¤ini söylese inan›r m›s›n›z? Elbette inanmazs›n›z!. O halde tavus kuflunun hiçbir tablo ile k›yaslanamayacak kadar mükemmel kuyru¤u da kendili¤inden meydana gelmemifltir. Bu renk uyumunu ve esteti¤i görüp de hayran olmayan insan yoktur. Çünkü bu kusursuzlu¤u yaratan benzersiz bir yaratma gücüne sahip olan Allah't›r.
TAKL‹TÇ‹ KUfi: PAPA⁄AN Papa¤anlar dünyan›n s›cak bölgelerinde kalabal›k bir arkadafl grubuyla yaflayan çok renkli sosyal kufllard›r. Yiyeceklerini arkadafllar›yla paylaflma cömertli¤i göstermeleri son derece ilginçtir. Tropikal ormanlarda, papa¤an sürüleri a¤açlar›n üstünde 盤l›klar atarak uçuflurlar. Baflka bir sürünün verdi¤i yan›tlardan, meyve dolu a¤açlar›n
98
yerlerini ö¤renirler. Papa¤anlar yiyeceklerini ayaklar›yla tutup sanki sandviç yiyormufl gibi ›s›r›rlar. Evcil papa¤anlar›n en sevdi¤i yiyeceklerden biri, bizim de severek yedi¤imiz çekirdektir. Yuvarlak dillerinin yard›m›yla, yenmesi biraz zahmet isteyen çekirde¤in kabu¤unu kolayca ikiye ay›r›p içini yerler. Y›lda 2 ile 8 aras›nda yumurta yaparlar. Kuluçka döneminde (yani yavrular daha yumurtada iken) erkek ve difli papa¤anlar s›rayla yumurtan›n üstüne otururlar. Tüysüz olarak yumurtadan ç›kan yavrular, anne ve babas›n›n a¤›zlar›nda onlar için haz›rlad›klar› sindirilmifl yiyeceklerle beslenirler. Papa¤anlar›n en büyük özelli¤i sesleri taklit etmeleridir. Çok s›k duyduklar› kelimeleri aynen söyleyebilirler. Ama söylediklerini
kendileri anlamazlar, yaln›zca duyduklar› sesin ayn›s›n› ç›kar›rlar. Hatta zil ve telefon sesini bile taklit ederler. O yüzden evde papa¤an besliyorsan›z s›k s›k kap›n›n ve telefonun çald›¤›n› sanabilirsiniz. Bu parlak renkli ve konuflkan hayvanlar yeryüzünde yarat›lmam›fl olsayd›, biz böyle bir canl›n›n varl›¤›n› hayal bile edemezdik. Yani ‘papa¤an diye rengarenk bir kufl olsayd› ve insanlar›n konuflmalar›n› taklit edebilseydi” diye düflünemezdik bile. Allah'›n bize ö¤retmedi¤i ya da göstermedi¤i hiçbir fleyi kendi bafl›m›za tasarlayamay›z, hayal bile edemeyiz. Yaratma, örneksiz ve benzersiz var etme s›fatlar› yaln›zca yüce Rabbimize aittir. Bu gerçe¤i Allah
100
Kuran'da flöyle bildirmifltir: O Allah ki, yaratand›r, (en güzel bir biçimde) kusur suzca var edendir, ‘flekil ve suret' verendir... (Haflr Su resi, 24)
Allah bizim için böyle çeflit çeflit güzellikler yarat›r. Her an her yerde sürekli bize mucizelerini gösterir. Tüm bunlar›n karfl›s›nda Allah'›n bizden istedi¤i ise bu mükemmel yaratmas›ndaki sonsuz güzellikleri görüp O'na flükretmemiz, yani O'na teflekkür etmemiz ve O'nu hiçbir zaman akl›m›zdan ç›karmam›zd›r. Siz de bundan sonra bu gibi güzellikler gördü¤ünüzde Allah’a flükredin ve baflkalar›na da flükretmeleri için anlat›n.
Yeflil bafll› ÖRDEKler "Paytak paytak yürümek" deyince akl›n›za ilk ne gelir? Genellikle insanlar›n akl›na, paytak paytak yürüyerek annelerini takip eden ördek yavrular› gelir. Ördekler beslenirken iki teknik kullan›rlar: Baz›lar› yüzerken, dibe dalmadan böcekler ve bitkilerle beslenirler. Bunlar› s›k s›k, bafllar› ve gövdelerinin ön bölümü suya gömülü, kuyruklar› kalk›k biçimde yiyecek ararken görürsünüz. Ördeklerin baz› türleri ise suya dalarak besinlerinin hemen hemen tümünü suyun alt›ndan sa¤larlar. ‹ri perdeli ayaklar› suya dalmalar›na yard›mc› olur, fakat bu yüzden karada yürümeleri zor olur. Zaten üreme mevsimi d›fl›nda da sudan ç›kmazlar. Ördek gibi su kufllar› havay› vücutlar›n›n içinde tafl›rlar. Bu, suyun üstünde kalmalar›n› sa¤layan sebeplerden biridir. Bir örde¤in vücudunda küçük balonlara benzeyen hava kesecikleri vard›r. Bu kesecikler havayla dolduklar›nda örde¤in suyun içinde kalabilmesine yard›mc› olurlar. Ördek dalmak istedi¤inde hava keseciklerindeki havay› d›flar›ya pompalar. Vücudunun içinde daha az hava
101
kald›¤› için kolayl›kla suyun içine batar. Ayr›ca su kufllar›n›n ço¤u çok iyi birer yüzücüdürler. ‹yi yüzmelerinin bir nedeni de ayak parmaklar›n›n aras›ndaki a¤lard›r. Bir ayaklar›n› geriye ittiklerinde bu a¤lar onlara daha fazla itme kuvveti verebilmek için genifller. Su kufllar›nda iyi yüzmek için gerekli olan bütün özelliklerin birarada toplanm›fl olmas› elbette ki bir tesadüf sonucunda gerçekleflmemifltir. Bu özelliklerin tümünü su kufllar›na, onlar› yaratan Allah vermifltir.
102
Erkek ördekler her zaman difli ördeklerden daha parlak tüylere sahiptirler. Yuvas›nda kuluçkaya yatm›fl difliler için bu önemli bir korumad›r. Çünkü soluk renkleri
sayesinde
düflmanlar› onlar› göremedi¤i için difliler yuvalar›nda daha güvenlikte olurlar. Diflilerdeki ortama uygun soluk renkler ve kamuflaj flekilleri onlar› yak›n mesafede bile göre-
103
bilmeyi oldukça zorlaflt›r›r. Erkek ördekler de yuva yapan diflilerini korumak için parlak renkli tüylerini kullanarak düflmanlar›n dikkatini üzerlerine çekerler. Bir düflman yuvan›n yak›n›na geldi¤inde erkek hemen havalanarak, çok fazla gürültü yapar ve düflman› yuvadan uzaklaflt›rabilmek için elinden gelen tüm çabay› sarfeder. Kafile halinde gezen ördeklerin eriflkinleri yavrularla ender olarak ilgilenirler. Erkekler kuluçkaya yatmaz ve yavrular yumurtadan ç›kt›ktan birkaç saat sonra koflup yüzmeye, kendi bafllar›na beslenmeye bafllarlar. Küçücükken bile nas›l besleneceklerini bilen yavrular Allah'›n onlara ihtiyaçlar›
104
olan konular› ilham etmesiyle yaflamlar›n› sürdürürler. Kendinizi bir düflünün. E¤er do¤duktan bir saat sonra sizi suya atsalard› ne olurdu? Tabii ki su yutup bo¤ulurdunuz. Ama Rabbimiz ördek yavrular›na do¤ufltan yüzme kabiliyeti verdi¤i için onlar bo¤ulmazlar. Ördeklerin uçarken saatte 50 km. h›z›n üstüne ç›kt›¤›n› biliyor muydunuz? Peki, çevrelerindeki vahfli hayvanlara yem olmamak için de uçarken durmadan yön de¤ifltirdiklerini? Ördeklerin yön de¤ifltirmeyi nereden bildikleri sorusuna bir cevab› olan var m›? Elbette bu da Allah'›n, di¤er canl›lara verdi¤i özellikler gibi sevimli ördeklere kendilerini korumalar› için vermifl oldu¤u bir özelliktir.
RENK HAR‹KASI KELEBEKLER Kelebeklerin, ilk do¤duklar›nda o rengarenk kanatlar› olmad›¤›n› biliyor muydunuz? Evet, kelebekler kanats›z do¤arlar. Sizin k›rlarda, bahçelerde gördü¤ünüz biçimlerine ulaflmalar› için dört aflama geçirmeleri gerekir. Baz›lar› 24 saat, baz›lar› 1-2 ay ömre sahip olan kelebekler yumurtadan bir kurtçuk olarak ç›karlar. Kurtçuk büyüdü¤ünde küçük sevimli bir t›rt›l olur ve kelebe¤in ikinci devresi bafllar.
105
T›rt›l›n vücudunda toplam 14-15 halka vard›r. Bafl›nda küçük gözleri, a¤›z k›sm›nda bizim difllerimiz gibi çi¤nemeye ve ezmeye yarayan çenesi bulunur. Gövdesinin ön k›sm›nda, karn›na kadar olan bölgede 8 baca¤› vard›r. Kelebek henüz t›rt›l iken kanatlar› yoktur ve antenleri çok k›sad›r. Tükürük bezleri ise bir çeflit ipek salg›lar. T›rt›llar›n di¤er canl›lar gibi büyüdükçe boylar› uzamaz. Onlar büyüdükçe kendi derilerine s›¤amamayacak kadar fliflmanlarlar. Sonunda t›rt›llar
106
yavafl yavafl derilerini y›rtarak ondan kurtulurlar. Yerine fliflmanlam›fl bedenlerine daha uygun olan yeni bir deri ç›kar›rlar. T›rt›l, böcek yiyen kufllar için çok lezzetli bir canl›d›r. Bu yüzden Rabbimiz t›rt›llar›n kendilerini korumalar› için onlara çeflitli saklanma tekniklerini ö¤retmifltir. Baz›lar› dimdik ayakta durarak dal taklidi yapar, bir k›sm› kendi rengindeki bir yapra¤›n üstünde durarak kendisini kamufle eder, baz›lar› ise ölü taklidi yapar. Bu saklanma teknikleri, t›rt›l›n yaflam›n› sürdürüp ileride kele-
bek olabilmesi için çok önemlidir. T›rt›l, bu kamuflaj tekniklerini, kelebek olduktan sonra da kullan›r. fiöyle ki, kelebekler kendilerine uygun renkte olan bölgelerde yaflarlar. Böylece kolayca saklanabilirler. Peki, kelebek kendisini d›flar›dan göremedi¤ine göre, renginin çevreye uyup uymad›¤›n› nas›l kontrol edebilir? Güvende oldu¤undan nas›l emin olabilir? Elbette bunlar›n hiçbirini kendisi bilemez, hesaplayamaz. Kelebe¤i, güvende olabilece¤i en uygun ortama yerlefltiren, onu buraya yönelten, kendisini yaratm›fl olan Rabbi Allah't›r. Bu olayda Allah'›n "koruyan", "esirgeyen", "merhamet eden" s›fatlar›n› görürüz. Allah yaratt›¤› her canl›ya, onlar› tehlikelerden koruyacak özellikleri de vermifltir. Yoksa, kelebe¤in kendisini korumas› gerekti¤ini düflünebilecek bir akl› yoktur, dolay›s›yla kamuflaj yani saklanma gibi bir teknik gelifltiremez. Tüm bu kolayl›klar› ona sa¤layan gökleri, yeri ve bunlar aras›ndaki herfleyi yaratan Rabbimizdir. Allah'›n kendisine sa¤lad›¤› üstün korunma sistemiyle geliflimine devam eden t›rt›l nihayet üçüncü devreye girer. T›rt›l bu devreye geçece¤i vakit karn›n› t›ka basa yaprakla doldurur ve neredeyse çatlayacak hale gelir. Bu üçüncü devrede t›rt›l kendisini bir torban›n içine hapseder ve burada de¤iflime bafllar. Bu evrede t›rt›l›n etraf›nda oluflan sert kabu¤a "krizalit"
107
108
denir. Bu kabu¤un içinde iken hareketsizdir ve hiç yemek yemez. Yaln›zca t›rt›l iken yedi¤i yapraklar›n enerjisini kullan›r. Krizalit kabuklar bir yapra¤›n, kayan›n veya bir dal›n üzerine tutturulmufltur. Bunlardan birine rastlarsan›z içine bak›n. Çünkü bu krizalitlerin içindeki t›rt›la bakt›¤›n›z zaman kelebe¤in üzerinde oluflacak olan hortumunun ve bacaklar›n›n yerlerini görebilirsiniz. Afla¤› yukar› 10 gün kadar bir süre geçtikten sonra kelebek bir-
kaç dakika içinde, krizalitin kabu¤unu y›rtarak ç›kar. O anda kelebe¤in kanatlar› henüz normal boyutlar›na ulaflmam›flt›r. Dördüncü evrede yeni kelebek kanatlar›n› germek için kanatlar›n›n üzerindeki damarlar› vücut s›v›s›yla fliflirir. Kanatlar›n› kuruttu¤u an ise hiç e¤itim almadan an›nda uçar. Kanatlar ayn› zamanda kelebe¤in solunumuna da yard›mc› olur. Gördü¤ünüz gibi, minicik bir kelebek bile Rabbimizin bize gösterdi¤i inan›lmaz bir mucizedir. Bilim adamlar›, "nas›l olur da bir t›rt›l kelebe¤e dönüflmeye karar verir diye?" hala araflt›rmaktad›rlar. Bunun tek sebebi Rabbimizin böyle dilemesidir. Allah bize ne kadar çeflitli canl›lar yaratabilece¤ini, hatta bir canl›y› nas›l de¤ifltirebilece¤ini göstermektedir. Di¤er bir mucize de kelebe¤in küçücük pulcuklarla kapl› olan kanatlar›d›r. Kanatlar bu pulcuklar›n üst üste dizilmesiyle meydana gelmifltir. Peki bu kanatlar nas›l oluflmufltur? Pulcuklar tesadüfen kendi kendilerine birleflerek mükemmel yap›da bir kanat m› oluflturmufltur? Elbette ki bunlar›n hiçbiri tesadüfen oluflmam›flt›r.
109
110
Peki ya kelebek pulcuklar› kendi kendine üst üste yap›flt›r›p bir kanat m› yapm›flt›r? Yapt›¤› kanad› sonra s›rt›na m› takm›flt›r? Kelebek kendi s›rt›n› göremez. Ancak hiç görmedi¤i s›rt›n›n üzerinde simetri harikas› desenler vard›r. Pullar öylesine bir düzende dizilmifllerdir ki, iki kanat üzerindeki desenler birbirinin ayn›d›r. Desenlerin boyutlar›n› bir cetvel ile ölçmeye kalksan›z hepsinin birbirine eflit oldu¤unu görürsünüz. Tüm bunlar Rabbimizin üstün sanat›n›, sonsuz bilgisini ve s›n›rs›z gücünü bize göstermektedir. Biz de bunlar› görüp üzerinde düflünerek Rabbimizi her zaman düflünmeli ve O’na flükrederek flan›n› yüceltmeliyiz.
111
DEN‹ZLER‹N SAK‹NLER‹: BALIKLAR Oturdu¤umuz ev, okudu¤umuz okul, üzerinde yürüdü¤ümüz kald›r›m, içinde oynad›¤›m›z parklar, soludu¤umuz hava hepsi bizim dünyam›za ait varl›klard›r. Bu dünyada kufllar, insanlar, a¤açlar, bitkiler, hayvanlar bulunur. Oysa, bizim fazla görmedi¤imiz, sadece varl›¤›n› bildi¤imiz ve ço¤unlukla televizyondan izledi¤imiz bir
112
dünya daha vard›r. Bu dünyan›n içinde de kendine özgü hayvanlar ve bitkiler yaflar. Onlar da bizim dünyam›z›n nas›l bir yer oldu¤unu bilmezler. Biz onlar›n dünyas›nda yaflayamay›z, onlar bizim dünyam›zda yaflayamazlar. Hatta o dünyada nefes almam›z bile imkans›zd›r. Evet, sözünü etti¤imiz dünya, bal›klar›n yaflad›klar› su alt› dünyas›d›r. Yaln›z unutmaman›z gereken bir fley var. Su alt›
dünyas›nda yaln›zca bal›klar yaflamaz. Sürüngenleri, böcekleri, bitkileri bar›nd›ran su alt› dünyas› milyonlarca tür canl›ya ev sahipli¤i yapar. Bu dünyada yaflayan canl›lar da kendilerine özgü yöntemlerle yemek yer, nefes al›r ve uyurlar. Bal›klar›n solunum sistemleri tüm canl›lardan farkl›d›r. Bal›klar, bizdeki burunlar›n yerine nefes almak için solungaçlara sahiptirler. Bunlarla suyun içindeki oksijeni kullanabilirler. Sürekli olarak a¤›zdan içeri al›nan su, solungaç yaylar›n›n üstünden arkaya do¤ru geçer. Solungaçtaki k›lcal damarlar sudaki çözünmüfl oksijeni al›p, vücuttaki karbondioksiti suya b›rak›rlar. Bal›klar›n ço¤unlu¤unda burun delikleri vard›r, ama bunlar solumak için hiçbir zaman kullan›lmaz. Burun delikleri minik keseciklere aç›l›r ve bal›k bunlara dolan sudan kokuyu al›r. Mesela köpekbal›klar› avlar›n› kokular›ndan bulur. Ayr›ca, bal›klarda insanlardaki gibi göz kapaklar› yoktur. Bal›klar dünyaya gözlerinin üstünü kaplayan fleffaf bir örtü arkas›ndan bakarlar. Bu perde dalg›çlar›n sualt› gözlüklerini and›r›r. Ço¤u zaman oldukça yak›ndaki nesneleri görmeleri gerekti¤inden bal›klar›n gözleri de bu ihtiyaca göre yarat›lm›flt›r. Küresel ve sert
113
olan yap›lar› yak›n plan› görmeye göre ayarl›d›r. Uza¤a bakmak istedi¤inde ise, bütün lens (mercek) sistemi gözün içindeki özel bir kas mekanizmas›yla arkaya do¤ru çekilir. Bal›klar çevrelerindeki dünyay› koklama, iflitme, dokunma ve tatma gibi befl temel duyular›n›n yan› s›ra "yanal" çizgileriyle de alg›larlar. Bu çizgiler boyunca uzanan duyarl› sinir hücreleri ya-
114
n›ndan geçtikleri cismin büyüklü¤ünü ve yönünü alg›lar. Kör olan ma¤ara bal›klar› karanl›kta böylece kolayl›kla hareket edebilir. Bu sistem bir çeflit denizalt› radar› ya da di¤er ad›yla "sonar"d›r. Ayr›ca birçok bal›k türünün kar›n bofllu¤unda ince uzun, balona benzer, içi hava dolu bir kesecik vard›r. Bu keseci¤in yard›m›yla suyun içinde dengelerini korurlar. Allah'›n dilemesiyle çeflit çeflit yarat›lm›fl olan bal›klar, güzel renkleri, flekilleri ve hareketleriyle insanlar› hayrete düflürür. Birçok bal›kta görülen canl› ve parlak renkleri, di¤er hayvanlar›n aras›nda bulmak güçtür. Buraya kadar anlatt›klar›m›z› belki de biliyordunuz. Ancak bal›klarla ilgili çok flafl›raca¤›n›z bir detay daha var. Bal›klar, üzerlerinde yaflayan parazitlerinden temizlenmek için
ço¤u zaman kendilerinden çok daha küçük temizleyici bal›klara ihtiyaç duyarlar. Bu temizleyici bal›klar rahat ve korkusuz bir flekilde bazen kendilerinden çok büyük bir bal›¤›n a¤z›na girerler. Bu bal›¤›n difllerini ve solungaçlar›n› temizler, bu sayede kendi kar›nlar›n› da doyurmufl olurlar. Büyük bal›klar da temizlenmelerine yard›mc› olan bu bal›klara hiçbir zarar vermezler. Peki temizleyici bal›klar a¤›zlar›na girdikleri büyük bal›klar›n kendilerini bir anda yutuvermeyece¤inden nas›l emin olurlar? A¤›zlar›n› temizledikleri büyük bal›klar›n kendilerine hiç zarar vermeyece¤ini nereden bilirler? Adeta karfl›l›kl› bir anlaflmalar› varm›fl gibi onlara nas›l güvenebilirler? Anlaflmalar› olsa bile iflleri bitti¤inde büyük bal›¤›n anlaflmay› bozup kendilerini yemeyece¤i hakk›nda ne garantileri vard›r? Evet temizleyici bal›klar bu tehlikelerin hiçbirinden emin olamazlar. Ancak Rabbimiz her iki bal›¤a da birbirlerinden karfl›l›kl› faydalanmay› ilham etti¤i için ne büyük bal›k temizlikçi bal›¤a zarar verir, ne de temizlikçi bal›k büyük bal›ktan çekinip korkar. Büyük bal›k temizlenir, küçük bal›k ise temizledi¤i parazitlerle karn›n› doyurur. Allah'›n kendilerine olan ilham› sonucu her ikisi de büyük bir uyum ve yard›mlaflma içinde yaflamlar›n› sürdürürler.
115
SOYTARI BALI⁄I Çok çarp›c› renklerle süslenmifl olan bu bal›¤›n en ilginç özelli¤i Allah'›n ona yaflamas› için seçti¤i yerdir. Soytar› bal›klar›, ‘deniz flakay›¤›' ad› verilen bitki benzeri bir canl›n›n dallar› aras›nda yaflarlar. Deniz flakay›¤›n›n dallar›nda zehirli kapsüller vard›r ve bunlara de¤en bal›klar ya zarar görürler ya da ölürler. Oysa soytar› bal›¤› deniz flakay›klar›ndan hiç zarar görmez. Hatta bunlar›n aras›na girerek kendini korur. Çünkü bu bal›klar›n özel bir salg›s› vard›r ve bu sayede yak›c› kapsüllerden hiç etkilenmezler.
116
Kafan›zda bir s›ralay›n. Öyle ki, bir bal›k di¤erlerinden farkl› olarak bir salg› salg›l›yor. Bu da yaflad›¤› ortamdaki zehirli kapsüllerden zarar görmesini engelliyor. Sanki o da zarar görmeyece¤ini biliyormufl gibi tehlike an›nda hemen zehirli kapsüllerin aras›na saklan›yor. Peki di¤er bal›klar›n buraya yaklaflamayacaklar›n› ve salg› ç›karamayacaklar›n› nereden biliyor? Tabii ki küçücük bir bal›¤›n ne beyni ne de yetenekleri kendisine böyle bir özellik kazand›ramaz. Ancak bunlar› ona ö¤reten bir güç vard›r ki, o güç herfleyin hesab›n› en iyi bilen, yeri, gö¤ü ve ikisinin aras›ndakileri yaratan Rabbimizdir.
117
GÜLERYÜZLÜ YUNUSLAR Belki de yunuslar kadar cana yak›n, insanlarla dost olabilen güler yüzlü bir hayvan yoktur. Allah'›n onlara verdi¤i uysall›¤› ve insanc›ll›¤›, yüzlerinden anlayabilirsiniz. Yavru yunus do¤arken, önce kuyru¤u, sonra gövdesi ve en son bafl› ç›kar. Anne yunus onu beslemek için süt bezlerini s›k›p gevfle-
118
terek sütünü yavrusunun a¤z›na f›flk›rt›r. Anne yunusun hareketini fluna benzetebilisiniz: Elinizde süt dolu plastik bir flifle oldu¤unu ve bunu elinizle s›kt›kça süt f›flk›rd›¤›n› düflünün. ‹flte anne yunusun yapt›¤›, bunun benzeridir. Su d›fl›nda yaflayan memelilerin yavrular›n› beslemeleri için sütlerini f›flk›rtma sistemine ihtiyaçlar› yoktur. Oysa suyun içinde böyle bir yönteme ihtiyaç vard›r. Anne yunusun bunu düflünüp de böyle bir karar vermesine imkan var m›d›r? Böyle bir durumun fark›na var›p, daha sonra süt bezlerine kaslar eklemifl olabilir mi? Tahmin etti¤iniz gibi; kesinlikle hay›r! Daha önce de belirtti¤imiz gibi, Allah anne yunusun vücudunu onun yavrusunun ihtiyaçlar›n› karfl›layabilece¤i en uygun biçimde yaratm›flt›r. ‹nsan dostu olan yunuslar›n, solunumlar› da insanlara benzer. Ancak onlar›n burun delikleri insanda oldu¤u gibi yüzünün orta-
s›nda de¤il, bafl›n›n üzerindedir. Yunuslar da insanlar gibi suya dalmadan önce d›flar›daki havay› içlerine çektikten sonra nefeslerini tutar ve öyle suya dalarlar. Tekrar su üstüne ç›karken, son birkaç metrede akci¤erlerindeki
havay›
suyla d›flar› püskürtürler. Hepiniz
yunuslar›n
denizde nas›l süzülürcesine yüzdüklerini, hatta gemilerle nas›l yar›flt›klar›n› bilirsiniz. Hepsi mükemmel yüzücüdür. Onlar›n mükemmel yüzmelerinin en önemli sebebi, derilerinin pürüzsüz ve kaygan olmas›d›r. Bu özellikleri, onlar›n suyun üzerinde kolayca kay›p gitmelerini ve çok h›zl› yüzmelerini sa¤lar. H›zl› yüzmelerini sa¤layan bir di¤er özellik de burun yap›lar›yla ilgilidir. Yunuslar›n burunlar› suyun üzerinde h›zla yol almak için en uygun yap›dad›r. Bunu farkeden insanlar, gemilerin suyun içinde kalan ön k›s›mlar›n›, yunuslar›n burunlar›na benzeterek infla etmifllerdir. Bugün gemiler, bu sayede h›zl› gidebilmektedir. Peki yunuslar›n hiç koku almad›klar›n› ve kör olduklar›n› biliyor muydunuz? Ancak, buna karfl›n Allah yunuslara çok geliflmifl bir
119
iflitme duyusu vermifltir. Yunuslar, kilometrelerce uzaktaki sesleri dahi geliflmifl iflitme duyular› sayesinde kolayca duyarlar. Ayr›ca, vücutlar›nda bulunan ve denizalt›lardaki "sonar" adl› cihaza benzeyen bir sistem sayesinde yollar›n› rahatl›kla bulur ve avlar›n›n yerini kolayl›kla saptarlar. Bu olay flöyle gerçekleflir: Ç›kard›klar›, insan kula¤›n›n duyamayaca¤› sesler, suda dalgalar halinde yay›l›r. Bu ses dalgalar›, önlerine bir engel ç›karsa ona çarp›p geri döner. Sesin gidip bal›k ya da kayaya çarp›p geri döndü¤ü süre, av›n ya da engelin uzakl›¤›n› gösterir. Az önce bahsetti¤imiz denizalt›lardaki sonar sistemi de insanlar taraf›ndan yu-
120
nuslar›n bu özellikleri taklit edilerek üretilmifltir. Koku almayan ve görmeyen yunuslar›n Allah'›n verdi¤i güçlü bir iflitme duyusuna sahip olmas›, onlar› di¤er bal›klara yem olmaktan korur.
DEV BAL‹NALAR Denizde yaflayan en büyük canl›lar balinalard›r. Özellikle Mavi Balina olarak tan›nan balina türünün boyu 30 metre'yi, a¤›rl›¤› ise 150.000 kiloyu aflar. Bu balinan›n boyunun uzunlu¤unu anlayabilmek için gözünüzün önüne 5 katl› bir apartman getirmeye çal›fl›n. Bir de yine ayn› balinan›n 25-30 fil ile yaklafl›k ayn› a¤›rl›kta olabilece¤ini de unutmay›n. Peki bu kadar büyük ve bu kadar a¤›r olan bir hayvan nas›l olur da denizin 800-1000 metre derinliklerine dal›p, oradan su yüzüne kolayca ç›kabilir? Örne¤in 150 tonluk, 30 metrelik koca bir gemi düflünün. Bu koca gemi denizde batsa ve 1000 metre derinli¤e gömülse, onu tekrar su yüzeyine ç›karabilmek için y›llar süren bir çal›flma gerekir. Oysa, balina Allah'›n ona verdi¤i güçle 15-20 saniye gibi k›sa bir sürede su üstüne ç›kabilir. Çünkü balinan›n kemikleri süngerimsi bir maddeden yarat›lm›flt›r ve bu kemiklerin içi ya¤ ile doludur, bu sayede balina kolayl›kla su üzerinde durabilir. Bir de, balina usta bir dalg›çt›r. Gövdesi denizin derinliklerindeki
121
büyük bas›nçlara dayanabilecek biçimde yarat›lm›flt›r. Hayvan›n kan›nda ve kaslar›nda dolaflan oksijen, su alt›ndayken ve soluk almad›¤› zamanlarda balinay› besleyecek kimyasal maddelerle ka-
122
r›fl›r. Dolafl›m sistemi ise kan› iç organlardan beyne gönderebilecek flekilde yarat›lm›flt›r. Bu sayede balina nefes almak için suyun yüzeyine ç›kana kadar vücudundaki oksijeni, oksijene en çok ihtiyac› olan organa, yani beynine gönderebilmektedir. Bilim adamlar›n› hayrete düflüren bu muhteflem sistem, Allah'›n sanat›n›n bir tecellisi, yani yans›mas›d›r. Bu sayede balina, bir dal›flta 15-20 dakikadan daha fazla bir süre suyun dibinde nefessiz kalabilir. Dahas›, balinalar denizin derinliklerinden suyun yüzeyine birden bire ç›kt›klar›nda, insanlar gibi vurgun yemezler. Çocuklar, vurgun yemek ne demek diye düflünmüfl olabilirsiniz. Vurgun, yükseklik farklar›ndaki bas›nç de¤iflimlerinden oluflur. Dalg›çlar da derinlere indiklerinde vurgun yememek için, yani bas›nç fark›ndan etkilenmemek için belirli seviyelerde durarak vücut-
lar›n› o bas›nca al›flt›r›rlar. Bu flekilde çok derinlere yavafl yavafl inebilirler. Yaln›z unutmay›n, tekrar yukar› ç›kmak için belirli aral›klarla yine dinlenmek zorundad›rlar. Aksi takdirde dalg›c›n damarlar› bas›nç farkl›l›¤›ndan dolay› çatlar ve dalg›ç ölür. Ancak balinalar›n böyle bir problemi yoktur. Çünkü Allah balinalar› denizde, insanlar› da karada yaflayabilecekleri özelliklerle yaratm›flt›r. Balinan›n bafl›n›n üzerindeki delikten su f›flk›rtt›¤›n› görmüflsünüzdür. Peki buras›n›n burnu oldu¤unu biliyor muydunuz? Balinalar, burunlar›n› sadece nefes al›p vermek için kullan›rlar. Kimi insanlar balinalar›n bu delikten su f›flk›rtt›klar›n› zannederler. Oysa balinalar sadece ci¤erlerindeki havay› boflaltmaktad›rlar. Bu hava su buhar› dolu oldu¤u ve d›flar›daki havadan daha s›cak oldu¤u için, uzaktan bak›ld›¤›nda sanki su sütunu gibi alg›lan›r. Balinan›n bedeni genellikle torpil biçiminde ve suda yüzmeye elverifllidir. Bal›klar›n kuyruklar› genel olarak suya dikey dururken balinalar›n kuyruklar› suya yatayd›r. Balina bu kuyruk sayesinde vücudunu suyun içinde iter. Balinan›n derisinin alt›nda yaklafl›k 50 cm kal›nl›¤›nda bir ya¤ tabakas› vard›r. Bu tabakan›n temel görevi balinan›n vücut s›cakl›¤›n› 34-37 derece
123
dolaylar›nda tutmakt›r. Burada önemli bir noktay› hat›rlatmakta fayda var. Balinalar ve di¤er bal›klar san›ld›¤› gibi deniz suyunu içmezler. Çünkü tuzlu su içmek bir canl›ya zarar verir. Bu yüzden ihtiyaçlar› olan suyu yedikleri besinlerin içerdikleri sudan sa¤larlar. Her y›l Kaliforniya'da Aral›k ve Ocak aylar›nda gri balinalar Ku-
124
zey Buz Denizi'nden Kuzey Amerika'n›n güney sahillerine geçerek Kaliforniya'ya do¤ru yüzerler. Do¤urmak için ›l›k sulara do¤ru hareket ederler. Bu yolculuklar› s›ras›nda en ilginç olan ise, hamile olan anne aday› balinan›n hiçbir fley yememesi ve buna ihtiyac›n›n da olmamas›d›r. Uzun yaz günleri boyunca, kuzeyin besin yönünden zengin sular›ndaki yiyeceklerle kendini doyurur. Ve böylece uzun süren göç dönemi için gerekli olan enerjiden daha fazlas›n› içeren kal›n bir ya¤ tabakas›na sahip olur. Anne aday› balina, Bat› Meksika'ya ulafl›r ulaflmaz do¤um yapar. Yavrular, annelerinin sütleriyle beslenir, ya¤ takviyesi yaparlar, böylece kendi türlerinin Mart ay›nda bafllatt›klar› kuzeye yap›lan göç için güç kazanm›fl olurlar. Bütün memeliler gibi balina da yavrular›na süt verir. Ne var ki,
yavrular sütü emmezler, sütü emecek olsalar a¤›zlar›na süt ile birlikte deniz suyu da girecektir. Daha önce de belirtildi¤i gibi tuzlu su içmek balina için zararl› olacakt›r. Ancak difli balinalar›n meme bezleri çevresinde bir kas halkas› vard›r. Anne balina bu halkay› kas›nca bir bas›nç oluflur ve böylece -yunuslarda oldu¤u gibi- sütü do¤rudan yavrusunun a¤z›na püskürtebilir. Bu süt normal bir süt de¤ildir. Kat›ya yak›n, ya¤l› bir maddedir. Bu sayede süt deniz suyuna kar›flmaz. Yavrunun içti¤i daha do¤rusu yedi¤i- bu madde midede çözünür. Çözünen besin ayn› zamanda da yavrunun su ihtiyac›n› karfl›lar. Görüldü¤ü gibi, yavrular›n beslenebilmesi için Allah onlara en mükemmel sistemi sa¤lam›flt›r. Balinan›n gözlerinin üzerinde bulunan ya¤l› ve saydam salg›, hayvan›n gözlerini deniz suyunun olumsuz etkilerinden korur. Balinan›n dokunma ve iflitme duyular› çok keskindir. Su alt›nda çeflitli sesler ç›kar›r ve bu seslerin yank›s›n› dinleyerek yön bulabilirler. Bu duyunun çal›flma prensibi, radarlar›n çal›flma prensibiyle ayn›d›r. Zaten radarlar da balinalar›n bu özelliklerinin taklit edilmesiyle yap›lm›flt›r. Bilim adamlar› balinan›n ç›kard›¤› bu seslerin son derece karmafl›k bir dil oldu¤una inan›rlar. Bu dil aralar›ndaki etkileflim ve haberleflmede de önemli bir rol oynar.
125
SONUÇ fiimdi buraya kadar sayd›¤›m›z hayvanlar hakk›nda ö¤rendiklerinizi flöyle bir düflünün. Art›k, yavrusunu kokusundan tan›yan beyaz kuzulardan, her biri ayr› simetriye ve flekle sahip olan pijamal› zebralara kadar, birçok hayvan hakk›nda yeni bilgiler ö¤rendiniz. Ama, bu kitapta ö¤rendi¤iniz en önemli bilgi, bu hayvanlara sahip olduklar› özellikleri verenin Allah oldu¤udur. Kitap boyunca her örnekte gördü¤ünüz gibi, yeryüzündeki tüm canl›lar› yaratan Allah onlar›n yaflamlar› için de gerekli olan bilgileri onlara ö¤retmifltir. Allah, bu bilgilerin baz›lar›n› canl›lara do¤ufltan verir. Örne¤in, siz flu an bu sat›r› okurken gözünüzü aç›k tutman›z
126
gerekti¤ini biliyorsunuz. Ancak, görebilmeniz için yaln›zca gözünüzü aç›k tutman›z gerekti¤ini bilmeniz yeterli de¤ildir. Gözünüzün bir sürü ifllemi ayn› anda gerçeklefltirmesi gerekir. Bunu bir bilgisayar oyununa benzetebilirsiniz. Oyunun çal›flmas› için yaln›zca bafllat dü¤mesine basman›z gerekir ama bu hareketle beraber bilgisayar›n içinde binlerce kar›fl›k ifllem bafllar ve böylece siz de keyifle oyununuzu oynars›n›z. ‹flte, aynen bir bilgisayar›n kendi kendine oluflmas›n›n imkans›zl›¤› gibi, gözünüzün görmesi için gerekli bütün parçalar›n da kendi kendilerine ortaya ç›kmalar› imkans›zd›r.
Herfleyi oldu¤u gibi gözümüzü ve tüm bedenimizi de kusursuz ve mükemmel bir flekilde yaratan Allah't›r. ‹flte, sonsuz bilgi sahibi olan Rabbimiz, size de fiziksel özelliklerinizi do¤ufltan çal›flabilir bir flekilde hediye etmifltir. Zaten bunun içindir ki bizim de O'nun bu hediyesine flükretmemiz, yani teflekkür etmemiz gerekir. Ak›l sahibi her insan›n bu bilgileri ö¤rendikçe Allah'a olan inanc›, O'nun bilgisine ve gücüne olan sayg›s› artar. Asl›nda, bir canl›n›n tek bir özelli¤i bile bize hemen Allah'› hat›rlat›r. Yaln›zca canl›lar de¤il, etraf›m›zdaki tüm varl›klar, olup biten herfley Allah'›n varl›¤›n›n aç›k birer delilidir. Bir ayette bu önemli gerçe¤i Allah flöyle vurgulamaktad›r: fiüphesiz, göklerin ve yerin yarat›lmas›nda, gece ile gün düzün ard arda geliflinde, insanlara yararl› fleyler ile de nizde yüzen gemilerde, Allah'›n ya¤d›rd›¤› ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra diriltti¤i suda, her canl›y› orada üretip-yaymas›nda, rüzgarlar› estirmesinde, gök le yer aras›nda boyun e¤dirilmifl bulutlar› evirip çevir mesinde düflünen bir topluluk için gerçekten ayetler var d›r. (Bakara Suresi,164)
O halde siz de sak›n Rabbimiz olan Allah'›n sonsuz gücünü ve sahip oldu¤unuz tüm nimetleri verenin O oldu¤unu unutmay›n. Çevrenizde gördü¤ünüz tüm güzelliklerin Allah'›n yaratmas›yla var oldu¤unu akl›n›zdan ç›karmay›n.
127
128
...Sen yücesin, bize ö¤retti¤inden baflka bizim hiçbir bilgimiz yok. Gerçekten Sen, herfleyi bilen, hüküm ve hikmet sahibi olans›n. (Bakara Suresi, 32)