Www.somuncubaba.net 2008 002 0088 Sahabe

  • December 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Www.somuncubaba.net 2008 002 0088 Sahabe as PDF for free.

More details

  • Words: 852
  • Pages: 1
Doç. Dr. Bünyamin ERUL durduracak hiçbir kudret yoktur, kudretine karşı koyacak hiç bir şey düşünülemez. O hiçbir hususta mecbur değil, tam mânâsı ile fiillerinde hürdür ve her tercihi hikmettir. Genel olarak yarattıklarında sırf eşitlik ve benzerlik irade etmemiş, eşitlik içinde üstünlük ve çeşitlilik, çokluk içinde “birlik” murad etmiş ve insanlarda mutlak zorlama istememiş, teklif (mükellef kılma) murad eylemiştir. Hakikî sevgili olan Allah’ı müşahede etmenin, hayret makamına ulaşmanın yolunu gönüldeki ikiliği kaldırmakla mümkün gören Hulûsi Efendi bu gerçeği bir gazelinde şu beyitlerle dile getiriyor: Aradan ey gönül çıkıp fenâ-ender-fenâ olsan İkilik perdesin çâk eyleyip birle bekâ bulsan Unutsa gözlerin kendini görmekden görüp yârı Tahayyür içre kalsan gayrı bendlerden rehâ olsan

Es-Seyyid Osman Hulûsi Efendi (k.s) Bir Programda Kutlu Aktaş Bey İle

Ümmet, çeşitli insan gruplarına önder olan ve kendisine uyulan bir cemaat demektir. Yani bir imamın çevresinde sağlam bir birlik oluşturup, düzenli bir şekilde faaliyet gösteren ve bu şekilde çeşitli insan grupları üzerine hâkim olan bir topluluktur. Diğer bir tabirle ümmet, imamet-i kübra sahibi cemaattir. Cemaatlara göre ümmet, fertlere göre imam gibidir. Demek ki ümmet, hâkim bir milletin fertlerinden meydana gelmiş olan bir sosyal toplumdur. Her nefis, kendi vicdanına bir göz atışta, kendi varlığının ikilik içindeki birliğini görür ki; biri bulan nefis, öbürü bulunan nefistir. Bulan kim, bulunan kimdir? Burada hayret verici bir vahdet /birlik sırrı kendini gösterir. Kalb denilen şey de işte nefsin bu birlik merkezidir. Manevî hayat bu bir anlık atışların merkezi olan vicdana borçlu olarak varlığını sürdürür.

İkilik Perdesini Yırtmak Allah ne dilerse yapar, dilediğine koruma, dilediğine yenilgi verir. Mutlak irade O’nun, tam tercih O’nun, mutlak kudret O’nundur. İradesini

34

Dinî hassasiyetin mânâsı, itaat ve bağlılık anlamıyla selametin sağlanmasıdır. İslâm; faydalı bir selamet, katıksız bir teslimiyet ve bağlılık demektir. Dini bize en güzel yaşama biçimi olarak tanıtan tasavvufun özünün teslimiyet ve boyun eğmekten ibaret olduğu bilinmektedir. Hakikaten selamet bahşeden hak bir İslâm ise ancak hakikî tevhîd inancına dayanan bir İslâm’dır. Hakikî tevhîd ise, şeriki ve ortağı bulunma ihtimali bile olmayan, ezel ve ebed bakımından hayy ve kayyum bir ilâh tanımak ve ancak O’na şehadet etmektir. Böyle bir ilâh ise ancak Allah Teâlâ’dır. Evvel ve âhir bütün izzet ve hakimiyeti şahid ve meşhud olan zat-ı ehadiyyetinde toplayıp, kendisinden başka ilâhları nefyetmiştir. O’nun emrine mûti olan iman nefisle mücedele eder, Allah’ta fani olur ve ikilik perdesini yırtıp, birliğin hakikatine ulaşır. Kendi iradesini Allah’ın iradesinde yok eden, insan-ı kâmiller vahdet sırrına erişirler. Kendisinin de bu yolda ilerlemesine mürşidi vesile olur. O makama ulaşan irşad kabiliyetine kavuşan kâmil veliler de kendi müntesiplerini vahdete götürürler. Sağlam bir inanç ve bilinçle Allah’a yakın olmanın sırrını belirten Hulûsi Efendi’nin bir beytiyle yazımızı bağlayalım: Şol vahdete yol bulmuşum âhir o yol ben olmuşum Îkânı tahkîk görmüşüm tahkîk bana îkân imiş Somuncu Baba

Adı : Abdullah Künyesi : Ebû Muhammed Doğum yılı : Tespit edilemedi Doğum yeri : Medine Baba adı : Ravâha b. Sa’lebe Anne adı : Kebşe bint Vâkıd Eş(ler)i : Tek hanımı var fakat ismi tespit edilemedi. Akrabaları : Amre adlı kızkardeşi vardır ve ondan dolayı Numan b. Beşir’in dayısıdır. Oğulları : Yok Kızları : Yok Kabilesi : Hazrec’in Benî Hâris kolundan İslâm’a girişi : II. Akabe bey’atı öncesi yani M. 621-622 civarında Sohbet süresi : 8-9 yıl Rivayeti : 1-2 rivayeti var. Ancak hakkında birçok rivayet nakledilmiştir. Yaşadığı yer : Medine Mesleği : Şair, hatip, edip, asker. İslâm’ı savunan, müşrikleri hicveden önemli şairlerden, oldukça etkili konuşmalar yapan hatiplerdendir. Hicreti : Yok Savaşları : Bedir, Uhud, Hudeybiye, Hendek, Hayber, Mûte Görevleri : II. Bedir Seferinde Medine’de Hz. Peygamber’e vekalet, Hayber öncesi gönderilen seriyyenin komutanı, Mûte’de Zeyd ve Cafer’in şehit düşmelerinden sonra üçüncü komutan ve sancaktar Fiziki yapı : Tespit edilemedi Mizacı : Abid, zahid, tefekküre, zikir ve ibadete düşkün. Ayrıcalığı : II. Akabe bey’atındaki 12 nakibden biri, cahiliye döneminden beri okur-yazar olduğu gibi, Hz. Peygamber’in de özel kâtiplerindendir. Ömrü : Orta yaşta olduğunu tahmin ediyoruz. Şubat / 2008

Ölüm yılı : H. 8 Ölüm yeri : Mûte (Ürdün) Ölüm sebebi : Şehit Hakkında : Hz. Peygamber’in “Kardeşiniz boş ve ahlâksızca şeyler söylemez”, “Müşriklere yönelttiği şiirleri, oklardan daha etkilidir.” “Allah kardeşim Abdullah b. Ravâha’ya rahmet eylesin, nerede namaz vakti girse, devesini çöktürür (ve namazını kılar)dı” şeklindeki övgülerine mazhar olmuştur. Ayrıca şairler aleyhine 19. Şuarâ 224-226 âyetleri inince kendi hakkında endişesini dile getirince, “Ancak iman edip iyi işler yapanlar, Allah’ı çokça ananlar ve haksızlığa uğratıldıklarında kendilerini savunanlar başkadır. Haksızlık edenler, hangi dönüşe (hangi akıbete) döndürüleceklerini yakında bileceklerdir” şeklindeki 227. âyet inmiştir. Hadisleri : Bir gece yoldan gelmiş, alelacele hanımının yanına vardığında evde lambanın yandığını ve hanımın yanında birinin olduğunu hissedince kılıcını çekmişti. Bunu fark eden hanımı “Aman yavaş ol! (Yanımdaki) saçlarımı tarayan falan hanımdır!” demiş ve onu durdurmuştu. O, bunu haber verince, Hz. Peygamber, bir kimsenin yolculuktan ailesine geceleyin dönmesini yasakladı. Sözleri : Allah Rasûlü, Hendek Savaşı’nda Abdullah b. Ravâha’nın şu şiirini yüksek sesle okumuştur: Allah’ım! Sen olmasaydın, doğruyu bulamazdık, Zekâtı da veremezdik, namazı da kılamazdık! Bâri üzerimize indiriver sekînet, Sabitle ayaklarımızı, savaşırsak şayet! İstedikleri fitneden kaçındığımız Bilinse de, bize karşı azdı düşmanımız! Kaynaklar: Tabakat, III. 525-530; İstiab, II. 293-297; Üsd, III. 234-238; Nubela, I. 230-240; İsabe, II. 306-307; DİA, I. 129130; Sahabiler Ansiklopedisi, s. 41-43; Buhârî, Cihâd 34; Ahmed, Müsned, III. 451; Taberânî, el-Mu’cemu’l-Kebîr, XII. 322.

35

Related Documents