Www.somuncubaba.net 2007 006 0080 Bilge Hukumdar

  • December 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Www.somuncubaba.net 2007 006 0080 Bilge Hukumdar as PDF for free.

More details

  • Words: 1,713
  • Pages: 5
Bilim ve Hikmet Doç. Dr. Bayram Ali ÇETİNKAYA

Bilge Hükümdar Fatih’in Özgür Bilginleri “Fatih, yaşadığı zaman içerisinde bilim ve bilim adamlarına çalışma ve araştırma yapmak için her türlü imkânı sunmuştur. O, bilim adamlarını, insanlara ve topluma hizmet etmeleri için sarayına çağırmış ve onları büyük bir saygı ve şerefle karşılamıştır.”

50

Somuncu Baba

K

elamî ve felsefî tartışmalara

düşünce ve fikirlerini özgürce

rev vermiştir. Bu iki ilahiyat âlimi,

büyük ilgi gösteren bilge hü-

ifade edebilmeleri için her türlü

Alâeddin Tûsî ile Bursalı Hocazâ-

kolaylığı sağlamıştır.

de’den başkası değildir. Fatih, bu

kümdar Fatih, dönemindeki bilginlerin ilmî çalışmalar yapmasına

ve özgür düşünmesine mani olacak her türlü engeli kaldırmıştır.

Fatih döneminde fıkıh ve kelâm bilginleri, tabiî ve fizikî ilimlerle ilgilenmişlerdir. Bu çerçeve-

iki bilginden bahsi geçen konu hakkında birer risâle kaleme almalarını arzu etmiştir.

Fatih’in inşa ettiği (Ocak

de, Hocazâde’nin, Üsküdar’dan

Olayın geçtiği zamanın ule-

1471) Sahn-ı Seman ile birlikte,

İstanbul’a kayıkla geçtikleri bir sı-

ması, ortaya çıkan iki risâleden

medreseler yeniden teşkilatlan-

rada Ali Kuşçu ile “gelgit (medce-

Gazâlî’nin

mışlar ve aşağıdan yukarıya doğ-

zir)” hususunda tartıştıkları kayıt-

Hocazâde’nin eserini üstün bulur.

ru şöyle bir derecelenmeye tabi

larda geçmektedir. Yine bir başka

Alâeddin Tûsî ise, ortaya çıkan

tutulmuşlardır:

olayı da hatırlatacak olursak, o da

durumdan dolayı, küçümsendiği

şudur:

hissine kapılarak ülkesi İran’a geri

Hâşiye Tecrid Medreseleri (20’li medreseler), Miftâh Med-

“Muslihüddin Kastelânî, -Me-

reseleri (30’lu medreseler), Kırklı

daris-i Semaniye’den birinde mü-

Medreseler, Hâric-i Ellili Med-

derristi- Sinan Paşa’nın evinde bir

reseler, Dâhil-i Ellili Medreseler,

sohbet sırasında Molla Lütfi’nin

Sahn-ı Seman Medreseleri, Alt-

‘bir zamanlar vücudumdan ter

mışlı Medreseler.

yerine kan gelirdi’ demesi üzeri-

Kırklı ve Hâric-i Ellili Medreseler, Osmanlılar’dan önceki Anadolu Selçukluları ve Anadolu Selçuklu Beylikleri hükümdarlarının

ne, herkes gülmüş; fakat Kastelânî böyle bir hastalığın baştan aşağı okuduğu İbn Sînâ’nın Kanun’una geçtiğini söylemiştir.”

haklılığını

savunan

döner. Hocazâde’nin beğenilen eseri, İslâm dünyasında, Gazâlî ve İbn Rüşd’ün eserleriyle birlikte 1303’te Kahire’de basılmış ve günümüze kadar ulaşmış olup, İran’da ve Arabistan’da meşhur olmuştur. Hocazâde,

Fatih

dönemi-

nin önemli bilgini olarak, filozof, matematikçi ve astronom olan Esirüddin Mufaddal b. Ömer Eb-

yaptırdığı medreselerdir. Ayrıca

Demek ki, Osmanlı bilginleri

herî’nin eski fizik üzerine yazılmış

bu tür medreselerin ilim yuvala-

dinî ilimlerin yanında aklî ilimler-

Hidayetü’l-Hikme’sine bir şerh

rına dönüştürülmelerine, hüküm-

le de meşgul olmayı, toplum ve

yazmıştır.

dar aileleri, vezir ve sancak beyle-

insanlık için bir zorunluluk olarak

ri de katkıda bulunmuşlardır. Dâ-

görmüşlerdir.

hil-i Ellili Medreselerin yapımına, Osmanlı padişahlarının yanı sıra onların hanımları ve çocukları da destek vermişlerdir. Osmanlı Uleması Tabiî ve Fizikî İlimler

“Hocazâde, bu eserde eski fiziğin, tabiî cisimlerdeki hareket,

Hocazâde ve Tûsî’nin

sükun ve meyil gibi özelliklerini

Din ile Felsefe Arasındaki

açıkladıktan, nokta ve çizgi üze-

İlişkiyi Tartışması

rine bazı bilgiler verdikten sonra,

İlahiyat ilimleri Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk iki yüzyılında

ışık ışınlarının ve gök kuşağını ve başka gök olaylarını anlatır.”

önemli bir mesafe kaydetmiştir.

Fatih döneminde, vezir Mah-

Osmanlı uleması, Gazâlî çiz-

Özgür düşünceli Fatih, din ve

mut Paşa’nın kıskançlığına maruz

gisinden hareket ederek, aklî

felsefe arasındaki ilişkiyle ilgili

kalan Hocazâde, II. Beyazıd dev-

delillerle İslâmî prensipleri pe-

olarak, Gazâlî ile İbn Rüşd ara-

rinde tekrar Bursa’daki Sultaniye

kiştirmek maksadıyla felsefenin

sındaki tartışmanın yeniden de-

Medresesi müderrisliğine ve aynı

öğretilmesini uygun görmüştür.

ğerlendirilmesinin yapılması için,

zamanda Bursa Kadılığına tayin

Osmanlı yönetimi de bilginlerin

zamanın iki önemli bilginine gö-

edilmiştir.

Haziran / 2007

51

Matematik Dahisi Musa Paşa Kadızâde lakabıyla bilinen Musa Paşa, bir metamatik dahisidir. Bu alanda, onun Öklid ve

Hatta Yusuf Sinan Paşa, öğrenci-

Hem kendisi hem de medre-

sinin Ali Kuşçu’dan aktardığı bilgi-

selerin istifade etmesi için, Doğu

lerle, meşhur Çağmini astronomi

ve Batı’nın bilginlerini sarayına

risâlesine bir şerh yazmıştır.

davet etmeyi seven bilge padişah

Çağmini üzerine kaleme aldığı

Kelam, Dil, Matematik ve

şerhler, son döneme kadar med-

Astronomi Bilgini Ali Kuşçu

reselerde okutulmuştur. Kadızâde, Timur’un torunu Uluğ Bey’in sarayına giderek Semerkant rasathanesinin idareciliğinde bulunmuş ve orada İslâm astronomisinde otorite kabul edilen Uluğ Be-

Ali Kuşçu’nun babası, Semarkant’ta Timur’un meşhur astronomu Uluğ Bey’in doğancısı olmuştur. Bu sebeple Kuşçu lakabıyla anılan bilgin, Doğu’da müspet

Fatih, İstanbul’a gelen Ali Kuşçu’yu günde 200 akçeyle Ayasofya Medresesine tayin etmiştir. Hakikatte Ali Kuşçu, diplomatik bir elçilik göreviyle İstanbul’a geldiğinde, Fatih onun payitahta kalması için ısrar etmiştir. Bunun üzerine o, vazifesini bitirdikten

y’in Zic’i üzerinde araştırmalarda

sonra, ailesi ve yanındaki adam-

bulunmuştur.

larıyla İstanbul’a geri dönmüştür. Bu geri dönüş seyahati için, yol-

Mutasavvıf, Matematikçi ve

luk olarak kendisine 1000 akçe

Astronom Yusuf Sinan Paşa

takdim edilmiştir.

Fatih dönemi matematikçile-

Bilginlere karşı çok cömert ol-

rinden Hızır Beyoğlu Yusuf Sinan

duğu bilinen Fatih’in bu özelliğini,

Paşa, aynı zamanda tasavvuf ve

Ali Kuşçu için sağladığı imkânlar

astronomiyle ilgilenmiş bir bil-

ispatlamaktadır. İstanbul’a geli-

gindir. En önemli eserleri tasav-

şinde, Ali Kuşçu, devrin önemli

vufa ait Tazarru’at ve astronomi

bilgini Hocazâde ve diğer ulema

hakkındaki Çağmini Risâlesi için

tarafından Anadolu yakasında

yazdığı şerhtir. Bununla birlikte o,

Üsküdar’da karşılanmıştır. Hatta,

İstanbul’un ilk kadısıdır. Tazarru’at ile tanınan Yusuf Sinan Paşa, gençlik döneminde, şüpheci bir kimliğe sahiptir.

o sırada gelgit dalgaları üzerine ilimlerin gerilediği bir dönemde doğmuştur.

bir tartışma da yaşanmıştır. Ali Kuşçu’nun bilimsel çalışmaları iki kısımda değerlendirilebilir.

onun öğrendikleri, dolaylı olarak

Büyük astronomi bilgini Uluğ Bey’in Zic’ini tamamlayan Alâeddin Ali b. Muhammed Kuşçu, Fatih’in özel davetiyle İstanbul’a gelmiştir. Onunla birlikte, Osmanlı matematiği, altın çağını yaşamıştır. Ali Kuşçu, matematik, astronomi, kelam ve dille ilgili eserlerini İstanbul’da kaleme almıştır. O, aynı zamanda Molla Lütfi ve Mirim Çelebi gibi matematik ustalarının yetişmesine ve-

ve son kısmına gökcisimlerinin

Yusuf Sinan Paşa’ya ulaşmıştır.

sile olmuştur.

dünyadan uzaklıklarına dair bir

Onun felsefî düşüncelerle ilgisi ve düşünce krizleri geçirmesi, ailesi tarafından kendisine deli olarak bakılmasına sebep olmuştur. Ali Kuşçu’nun İstanbul’a gelişiyle birlikte onun derslerini takip etmiştir. Öğrencisi Molla Lütfi kanalıyla, Ali Kuşçu’yla irtibat kurmuştur. Zira öğrencisi Molla Lütfi, Ali Kuşçu’nun derslerini takip ettiği için,

52

Bunlardan bir kısmı, kelam ve dil üzerine aittir. Diğer kısmını da, onun matematik ve astronomi ile ilgili eserleri oluşturmaktadır. Bunların

en

önemlilerinin

biri Farsça kaleme alınan Risâle fi’l-Hey’e’dir. Astronomiyle ilgili bu eser, Uzun Hasan seferi sırasında Arapça’ya tercüme edilmiş

Somuncu Baba

bölüm eklenmiştir. Zafer günü

Bu hekim, Fatih’in son hastalığın-

Dönemin bilginleri arasında

tamamlandığı için, Ali Kuşçu, bu

da onu tedavi etmiştir. Kudüslü

Fatih’in hocalığını yapan ve Gâ-

eserine Fethiye ismini vererek Fa-

olan Hekim Arap ise, memleke-

yetü’l-Emânî Tefsirü’s-Seb’a’l-Me-

tih’e sunmuştur.

tinde tıp tahsilini tamamlandık-

sânî isimli tefsirin yazarı Molla

tan sonra, Üsküp’e yerleşmiştir.

Güranî de bulunmaktadır.

Ayrıca Ali Kuşçu, 1473 yılında, Fatih Camii için bir güneş saati hazırlamıştır. Dikey bir güneş saati olan bu alet, sağdaki minarenin alt kısmındadır. 16 Aralık 1474’te İstanbul’da vefat eden Ali Kuşçu, Eyüp türbe-

İlminden ve tıp alanındaki uz-

Amasya Dârüşşifası başheki-

manlığından haberdar olan Fatih,

mi ve Cerrahnâme-i İlhânî yazarı

onu İstanbul’a davet etmiştir.

Sabuncuoğlu Şerafeddin Ali b.

Fatih dönemi hekimlerinin, o devirde bir tıp şurası düzenledikleri de bilinmektedir.

Panzehir Geliştiren Hekim:

Ahmet Kutbeddin-i Acemî, He-

Sabuncuoğlu

kim Mehmed Şükrullah-i Şirvanî,

Hekim Sabuncuoğlu, Mücer-

Hoca Ataullah-i Acemî, Yakup

rebnâme isimli eseriyle bilinmek-

Hekim, Hekim Lâri-i Acemî, He-

tedir. O, eserin önsözünde, kitabı,

kim Arap ve Altunî (Altıncızade)

hekim dostlarının arzusuyla ken-

adlarındaki hekimler, medrese-

di tecrübelerinden derleyerek te-

lerde hem dersler verip öğrenci

lif ettiğini bildirir.

yetiştirmişler hem hastaları tedavi

Eserde bazı tıp deneyleriyle

etmişler hem de hastalıklara karşı

birlikte yılan zehrine karşı bir ilaç

çareler keşfetmişlerdir.

defterdarlık mertebesine kadar

Altıncızâde ismi de tıp alanındaki

Yılan Zehrine Karşı

Fatih’in yaşadığı dönemde,

iken sonradan Müslüman olmuş,

idrar yolları hastalıkları uzmanı

mektedir.

Hekim Müderrisler

kup Hekim, başlangıçta Yahudi

önemli hekimlerindendir. Ayrıca

yetkin bir bilgin olarak kabul edil-

sinin yakınlarına defnedilmiştir.

Bunlar içerisinde bulunan Ya-

Elhac İlyas da Fatih döneminin

Beden ve Gönül Hekimi Akşemseddin ve Fatih’n Hocası Molla Güranî Tıp sahasındaki çalışmalar, Fa-

bulduğunu ve bunu hem kendi üzerinde hem de horoz üzerinde tecrübe ettiğini anlatır. “Sonda”yı İlk Kullanan Hekim: Altıncızâde

yükselmiş, hatta vezir olmuştur.

tih döneminin önemli bilimsel

Fatih’in özel doktoru da olan bu

araştırmaları olarak tıp tarihinde

bilginin, insanın rengini esmerle-

yerini almıştır. Yine bu dönem

ten behk-i şâmil isimli bir hastalığı

tıp bilginleri arasında Kitâbu’t-Tıp

tedavi ettiği bildirilir. Tıp tarih ya-

ve Maddetü’l-Hayat adlı eserle-

zarları, bu hastalığın Addison has-

Sina’nın eserinde okuduğu bir

rin müellifi olan ve dönemin en

yöntemle, bu hastalığı bir sonda

talığı olduğunu ifade ederler.

önemli şeyhlerinden biri Akşem-

ile tedavi etmiştir.

İsmi geçen hekimlerden bir diğeri de Hekim Lâri-i Acemi’dir. Haziran / 2007

seddin’dir.

İdrar yolu hastalıkları uzmanı olan Altıncızâde, idrar tutulmasına karşı bir çare bulmuştur. Kendisinin aktardığına göre, o, İbn

Tıp tarihi açısından onun diğer buluşu da, idrar yolunda ortaya

53

m’in vefatına sebep olan Şirpençe’yi (anthrawx’ı) tedavi etmeye çalışan bir hekim olarak şöhret kazanmıştır. Bununla beraber Ahi Çelebi, böbrek ve mesane taşları hakkında araştırmalarda bulunmuş ve çok önemli bir risâle yazmıştır. Eserinde taş hastalıklarının genellikle zenginlerde ortaya çıktığını söyleyen Ahi Çelebi, taşların vücuttaki yerini, belirti ve işaretlerini anlatır. Akabinde o, taşın idrar yolunu tahrip ve tahrişinde uygulanacak tedavi yöntemlerinden bahseder. Hastalığın tedavisi için, Ahi Çelebi, bitkisel ilaçları ve ilaçlı sularla banyoları önerir. Görüldüğü üzere, Fatih, yaşadığı zaman içerisinde bilim ve bilim adamlarına çalışma ve araştırma yapmak için her türlü imkâ-

Fotoğraf: Muhammed GÜLSEREN

nı sunmuştur. O, bilim adamlarıçıkan bir et parçasını, yine sonda

Mahmutpaşa’da

nı, insanlara ve topluma hizmet

ile olumlu yönde çözüme kavuş-

babasının açtığı muayenehanede

etmeleri için sarayına çağırmış ve

turması olmuştur.

çalışan Ahi Çelebi, burada pratik

onları büyük bir saygı ve şerefle

tıbba giriş yapmıştır. Babasının

karşılamıştır. Bunu yaparken Fa-

hayatını kaybetmesinden sonra,

tih, dinî ilimlerle aklî ilimler ara-

zamanın usta hekimlerinden ileri

sında bir ayırım yapmamış, her

düzeyde tıp bilgisi alarak kendisi-

iki sahanın insanlarına maddî ve

ni geliştirmiştir.

manevî geniş fırsatlar vermiş ve

İdrar Yolu Hastalıkları Uzmanı: Hekim Ahi Çelebi Fatih’ten başlayıp Kanuni’ye kadar dört padişah döneminde çalışmış usta bir hekim olan Ahi Çelebi, Osmanlı tıbbında ender

İstanbul’da

Nihayetinde Ahi Çelebi, bir

olan özel bir alanda eser vermiş-

muayenehane

tir.

hekimler arasına katılmıştır. Bu Aynı zamanda dönemin iyi

bilinen hekim ve cerrahı olan Ali Çelebi, babası Hekim Kemal Şirvanî ile birlikte Anadolu topraklarına gelerek İstanbul’da Fatih’in hizmetinde bulunmuştur.

54

açarak

başarılı

başarısıyla Fatih devrinde Edirne Sarayı’na hassa hekimliğine, akabinde Fatih Darüşşifası’na tayin edilmiştir. Osmanlı İmparatorluk tarihinde, Ahi Çelebi, Yavuz Sultan Seli-

ortamlar hazırlamıştır.

Kaynakça 1- Adnan Adıvar, Osmanlı Türklerinde İlim, V. baskı, İstanbul 1991. 2- Yusuf Halacaoğlu, “ Osmanlı Devlet Teşkilatı”, Doğuştan Günümüze İslâm Tarihi, İstanbul 1993. 3- Halil İnalcık, Osmanlı İmparatorluğu Klâsik Çağ (1300-1600), çev: Ruşen Sezer, IV. baskı, İstanbul 2004. 4- Cevat İzgi, Osmanlı Medreselerinde İlim, İstanbul 1997, I-II. 5- Aykut Kazancıgil, “Osmanlılarda Bilim ve teknoloji”, Osmanlı Ansiklopedisi (Tarih, Medeniyet, Kültür), İstanbul 1996.

Somuncu Baba

Related Documents