“Gülün vasl-ý demin yâdýyla bülbül rûz u þeb inler Aný hiç gördünüz mü gülden özge þeye zâr etmek”
Kimleri Nasýl Sevelim ? Hulûsi Kalb’den
Prof. Dr. Mehmet AKKUÞ
“Osman Hulûsî Efendi de bu gazelinde, insanýn sevdiði kiþiye gerçekten samîmî bir þekilde baðlanmak, onun yolundan ayrýlmamak, toz toprak içinde kalsa bile onun yolunda her türlü sýkýntýlara katlanmak, hatta gerekirse sevdiði þahýs uðrunda canýný vermekten çekinmemek gerektiðini belirtir.” Zaman zaman daha önceki gazellerin açýklamalarýnda da geçtiði üzere, mutasavvýf þairlerin eserlerinde sýkça kullanýlan hûb, aþk, yâr, âþýk … gibi kelimelerden maksatlarýnýn, bir kadýna duyulan sevgi, ona delicesine tutulan sevgili anlaþýlmamalýdýr. Onlarýn nazarýnda yâr-ý hakîkî Cenâb-ý Hak'týr veya Habîbullâh olan peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.v)'dir. Ya da Rasûlullâh'ýn yolunda giden, onun sünnet-i seniyyesine sýký sýkýya baðlý, onun vârisleri olan gerçek âlimler, mürþitler, erenler ve nice gönül erbâbý fâzîlet sâhibi þahsiyetlerdir. Bunlara ittibâ edip, gösterdikleri yolda samimî bir þekilde yürümek, emrettikleri, tavsiye ettikleri þeylere gerçekten baðlý kalmak, onlarýn gösterdikleri örnek hayatý yaþamak, takip edilecek en güzel yoldur. Ýnsaný iki cihan saâdetine ulaþtýracak da böyle davranmaktýr. Kiþinin sevdiði uðrunda sýkýntý çekmesi, ezâ ve cefâlara katlanmasý hattâ bu uðurda canýný vermesi de sevginin ne derece samîmî ve güçlü olduðunun delilidir. Seven, sevdiði þahsýn hayatýný örnek almalýdýr. Bu uðurdaki sýkýntýlara da sabretmelidir. Ýnsan nasýl dünyada sevdiði ile beraber olmakla mutlu olursa, âhirette de böyle olacaktýr. Nitekim Peygamberimiz: "Kiþi sevdikleriyle beraber haþr olunacaktýr." buyurmuþtur.
16
Osman Hulûsî Efendi de bu gazelinde, insanýn sevdiði kiþiye gerçekten samîmî bir þekilde baðlanmak, onun yolundan ayrýlmamak, toz toprak içinde kalsa bile onun yolunda her türlü sýkýntýlara katlanmak, hatta gerekirse sevdiði þahýs uðrunda canýný vermekten çekinmemek gerektiðini belirtir. Bunun için bülbülün gece gündüz bir ömür boyu güle kavuþmak emeliyle zâr u figân ettiðini; ýþýða hayran olan pervânelerin geceleri mum ýþýðý etrafýnda döne döne kendilerini ateþe atýp hayatlarýna son verdiklerini örnek gösterip, gerçek sevginin kolay olmadýðýný söyler.
Ga zelin Met ni : 1. Saâdettir o yârýn uðruna câný nisâr etmek Kabâhattir ona cân vermeyip de i'tizâr etmek 2. Yetirmez âþýký maksûd-ý valsa gayrýnýn hubbu Kabâhattir yüzün yârýn görüp gayra pazâr etmek
kalarýyla pazarlýk etmek de onun için kabahattir. 3.
Bülbül, güle kavuþma ümidiyle gece gündüz
inleyip durmaktadýr. Siz hiç bülbülün gülden baþka bir
3. Gülün vasl-ý demin yâdýyla bülbül rûz u þeb inler Aný hiç gördünüz mü gülden özge þeye zâr etmek
þey için aðlayýp sýzladýðýný duydunuz mu?
4. Yanan þem'a dönen pervâneye cân verme derlerse Olur mu ona hîç dil baðlayan cânda karâr etmek
dönüp duran kelebeklere, "Sakýn bu ýþýklarýn etrafýnda
5. Eðer derlerse gel yârýn yolunda terk-i cân eyle Sana ey dil düþer mi gayrý meydâna güzer etmek
baðlayýp da o sevgide karar kýlanýn, sevgilisi uðrunda can
6. Hulûsî'ye murâd oldur ki yârýn hâk-i pâyýna Düþüp toprak olup bu cism ü câný hâk-sâr etmek
Gazelde geçen sevgiden Allah sevgisini, peygamber sevgisini anlayabiliriz. Ancak Hulûsî Efendi, son beyitte birbirleriyle yakýn anlamlarý olan hâk-i pây, toprak, hâksâr gibi kelimeleri kullanarak tenâsüp sanatý yapmakta, belki de kendisinin mürþidi olan merhûm Ýsmail Hakký Toprak Efendi hazretlerine iþaret etmektedir.
1. Ýnsanýn sevdiði kiþi uðruna canýný fedâ etmesi onun için en büyük mutluluktur. Eðer böyle canýný seve seve vermeyip de çeþitli özürler beyan ederek bu fedâkarlýktan kaçýnmasý onun için kabahattir, ayýptýr.
Bu genel deðerlendirmenin ardýndan önce gazelin metnini sonra da onun günümüz Türkçesiyle anlamýný verelim:
2. Bir âþýkýn, sevdiði kiþinin yanýnda baþkalarýný da sevmesi, onlara da yönelmesi, onun gerçek muhabbet besleyip, hakîkaten âþýkým dediði zâta ulaþmasýna mâni-
Somuncu Baba
dir. Nitekim sevgilisinin yüzünü, cemâlini görüp de baþ-
Ga zelin Açýk la ma sý :
Ekim / 2006
4.
Geceleri yanan mumlarýn, lambalarýn etrafýnda
dönüp canýný verme." denilir mi ? Bir þeye gönlünü vermesi bir hiç sayýlýr mý ? 5.
Ey âþýkým, seviyorum diyen kiþi! Sana "Gel
sevdiðin uðrunda bu canýný terk et." denilirse, senin baþka yollara gidip, baþka sevdâlara düþmen uygun olur mu ? 6.
Hulûsî'nin arzu ettiði, istediði odur ki, muhab-
bet duyduðu, sevip saydýðý zâtýn ayaðýnýn topraðýna kapanýp, toz toprak içinde kalarak cismini de, canýný da onun yolunda fedâ edip, toprak olmaktýr.
17