Www.somuncubaba.net 2006 004 0066 Ona Sevginin Siir

  • December 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Www.somuncubaba.net 2006 004 0066 Ona Sevginin Siir as PDF for free.

More details

  • Words: 623
  • Pages: 1
O'na Sevginin Þiir ve Hüsn-i Hatla Ýfadesi

"Ol Resûl-i müctebâ hem rahmetenli'l-âlemîn Bende medfûndur deyû eflâke fahreyler zemîn Ravzasýn idüb ziyâret, dîdi Cibrîl-i Emîn Hâzihi Cennât-i adnin fedhulûhâ hâlidîn" Hat: Kadýasker Mustafa Ýzzet (1801-1876)

Kültür

Hasan Âli GÖKSOY

ni Sultan Birinci Ahmed Ýstanbul'a getirtir, fakat daha sonra gördüðü rüyâ üzerine bir kopyasýný çýkarttýrýp aslýný geri gönderir. Yukarýdaki kýt'a bu sýrada söylenmiþ gibi geliyor insana…

Hat: Hasan Rýza Efendi (1849-1920)

Bir hadîs-i kudsîye göre, Yüce Yaratýcý'nýn buyurduðu, "Sen olmasaydýn, sen olmasaydýn, yeri-göðü yaratmazdým" meâlindeki cümle, Cenâb-ý Peygamber için söylenmiþ ilâhi bir beyit hükmündedir: "Levlâke levlâke, lemâ halâktü'l-eflâke" Yaratan'ýn, Fetih Sûresi, 28-29. âyetlerdeki "Muhammed'in Allah Resûlü olduðuna Allah'ýn þahâdeti yeter" sözü, risâlet görevinin ilâhî te'yidlerinden baþta gelenidir: "..ve kefâ billâhi þehiydâ Muhammedün resûlullah!.." Hazret-i Muhammed'in âlemi teþrifleriyle ilgili 200 kadar mevlid yazýldýðý, ancak bunlardan 64'ünün tesbit edilmiþ olduðu bilinmektedir. Süleyman Çelebi'nin 14091410 yýllarýnda yazdýðý tahmin edilen Vesiletü'n-necât veya Mevlid-i Nebevî ise, yaklaþýk 600 yýldan beri okunmaktadýr. Resûlullah için söylenmiþ na'tlar, kasideler, nazým ve nesir olarak yazýlmýþ eserler Türk edebiyatýnda özel bir bölüm oluþturur. Onlarýn tamamýndan söz etmek imkânýmýz yok. Birkaç hatýrlatmayla bu kutlu haftaya iþtirâkimiz uygun sayýlýrsa, ne mutlu bize... Þiirlerini "Bahtî" mahlâsýyla yazan Osmanlý pâdiþâhý Sultan Birinci Ahmed, Topkapý Sarayý'na getirilmiþ mukad-

des emânetler arasýndaki "nakþ-ý kadem-i saâdet"lerden birini, yâni, Hazret-i Muhammed'in "ayak izleri"nin bulunduðu dördü taþ ikisi tuðla altý adet kadem-i þeriften birini kastederek, þöyle demiþtir: N'ola tâcým gibi baþýmda götürsem dâim Kademi nakþýný ol Hazret-i Þâh-ý Rusûl'ün. Gül-i gülzâr-ý nübüvvet o kadem sâhibidir, Bahtiyâ durma yüzün sür kademine o Gül'ün... Kadem-i þeriflerin sayýsý, Mýsýrlý edip, araþtýrmacý, tarihçi ve koleksiyoner Ahmed Teymur Paþa (18711930)'ya göre "7 adet"tir ve bunlarýn dördü Mýsýr'da, ötekiler, Kudüs, Ýstanbul ve Tâif'dedir. Oysa, Eyüpsultan Türbesi'nde, Lâleli'deki Sultan Üçüncü Mustafa Türbesi'nde ve Eminönü'ndeki Sultan Birinci Abdülhamid Türbesi'nde de birer kadem-i þerif bulunmasý, yalnýz Ýstanbul'daki sayýyý dokuza çýkarmaktadýr.

Gerçekten Peygamberimiz'e ait olmayýp kendisine izafe edilse bile, yeryüzüne bastýðý mübârek kademinin sembolünü baþýnýn üzerinde taþýmak için can verecek az mý insan vardýr?.. Ýþte, Mustafa Râkým Efendi hattýyla süslenmiþ bir güzel beyit. Âþýklarýnýn nazarýnda "toprak" onun mübârek kademiyle "su" gibi azîz ve teyemmüm edilebilir olmuþtur: "Basmasa mübârek kademin rû-yi zemîne Pâk etmez idi kimseyi hâk ile teyemmüm" Ve yine toprak, onun mübârek bedenini muhafaza ediyor olmakla, feleklere, göklere karþý iftihar etmektedir. Cebrâil (a.s.), onun ravzasýný ziyaret edip "burasý Adn Cenneti'dir, ebedî kalmak üzere oraya gidin" demektedir:

"Ol Resûl-i müctebâ hem rahmetenli'l-âlemîn Bende medfûndur deyû eflâke fahreyler zemîn Ravzasýn idüb ziyâret, dîdi Cibrîl-i Emîn Hâzihi Cennât-i adnin fedhulûhâ hâlidîn" Onun ravzasýna doðru esen Sabâ rüzgârýyla selâm gönderilir. Þu Arapça kýt'adaki þiiriyet Aziz Efendi hattýyla kat kat büyümüþ gibidir… Hatýrlatalým ki, bu sayfalarda eserleri görülen hattatlarýmýz, dünyaya, "Kur'ân-ý Kerîm Hicaz'da nâzil oldu, Mýsýr'da okundu, Ýstanbul'da yazýldý" dedirten ustalardandýr. Kýt'a; "Ey Sabâ rüzgârý, birgün Harem-i Þerif topraðýna varýrsan, Muhterem Nebî'nin bulunduðu gül bahçesine selâmýmý bildir. Ki onun yanaðýndan karanlýk gecelerin bedri, mübârek yüzünden kuþluk güneþi, zâtýndan hidâyet nurlarý, elinden de himmetler denizi (fýþkýrýyor)" diyor. Ýn nilte yâ rîha's-Sabâ yevmen ilâ Arzi'l-Harem Bellið selâmî ravzaten fîhe'n-Nebiyyü'l-Muhterem Min haddihî Bedru'd-Ducâ, min vechihî Þemsü'd-Duhâ Min zâtihî Nûru'l-Hudâ, min keffihi Bahru'l-Himem Kimin söylediði bilinmeyen bir baþka na't kýt'asý da, gene hat san'atýnýn kutuplarýndan birinin hüneriyle gönül tellerimizi titretiyor, gözlerimizi ýslatýyor: "Ey, Allah'a yakýnlýkta, mahremiyette ortaksýz, benzersiz olan! Senin tesîrini Allah gönülden uzak etmesin. Ayaðýnýn tozunun her zerresine rûhum da, bedenim de, benliðim de fedâ olsun!".

Sultan Birinci Ahmed'in baþýnda tâc olarak taþýmayý arzu ettiði kadem-i þerifin hikâyesi, yine Ahmed Teymur Paþa'dan naklen þöyle bilinmektedir:

Ey mahrem-i bîmüþterek-i kurb-i Hudâ! Dilden eserin itmesün Allah cüdâ… Her zerre-i hâk-i kadem-i hazretine, Câným da fedâ, ten de fedâ, ben de fedâ…

Mýsýr'daki kadem-i þeriflerden biri Sultan Kayýtbay Türbesi'ndedir. Kayýtbay'ýn 20.000 dinara satýn alarak mezarýnýn baþucuna konulmasýný vasiyet ettiði bu ayak iziHat: Yesârî-zâde Mustafa Ýzzet (öl. 1849)

70

Somuncu Baba

Nisan / 2006

71

Related Documents