Ortadoğu Su Sorunu.docx

  • Uploaded by: Bill Serbest
  • 0
  • 0
  • May 2020
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Ortadoğu Su Sorunu.docx as PDF for free.

More details

  • Words: 790
  • Pages: 2
Ortadoğu’da Su Sorunu Kapsamında Türkiye’nin Sınıraşan Sularının Jeopolitik Önemi Makalenin başında yazar suyun önemi üzerine değiniyor. İçilebilir su kaynağının nüfus artışı, çevre sorunları, iklim değişikliği gibi nedenlerden dolayı kısıtlı olduğundan bahsediyor. Mutlu Yılmaz’a göre makalenin yazılmış olduğu 2009 yılında, 3 milyara yakın insan yetersiz sağlık koşulları altında yaşamakta ve 1 milyara yakın insan da temiz su kaynaklarından yoksun yaşamaktadır. Bugün çeşitli kaynakları incelediğimizde ise durumun eskisinden daha vahim olduğunu görürüz. 2018 verilerine göre 2,1 milyar insan temiz sudan yoksundur. Dünya’nın yaklaşık %70’i sularla kaplıdır ancak bunların sadece %2,5’luk kısmı içilebilir su kaynağıdır. Bu tatlı su kaynaklarının ise %68,9’luk kısmı kalıcı kar ve buzuldan oluşmaktadır. Dünya geriye kalan tatlı su kaynağı ile yetinmek zorundadır. Yazar daha sonra su kaynaklarının ülkelere ve kıtalara göre dağılımından bahseder. Asya kıtasının temiz su kaynaklarının tümünün %36’sına sahip olmasıyla diğer kıtalardan bu konuda önde olduğunu belirten yazar bu kıtanın dünya nüfusunun yaklaşık %60’ını barındırmasından dolayı ise bu rakamın aslında bir avantaj oluşturmadığına işaret eder. Güney Amerika kıtası ise bu bağlamda en avantajlı kıta konumundadır. Su kaynakları ülke ölçeğinde ve Türkiye özelinde incelendiğinde ise yazar Türkiye’nin aslında su stresi yaşayan bir ülke olduğuna işaret eder. Bu durumu Türkiye’nin yarı kurak ikime sahip olmasıyla açıklayan Mutlu Yılmaz bu neden dolayı Türkiye’nin su kaynakları bakımından zengin bir ülke olmadığını belirtir. 2010 yılı DSİ verilerine göre Ülkede yıllık yağış 643,9 mm olup bu yağış değeri yılda ortalama 501 milyar m3 su potansiyeli oluşturmaktadır. Bu değerin %50’si ise atmosfere buharlaşarak geri döner ve bunun da %15’i yeraltı su kaynaklarını %35’i de yerüstü su kaynaklarını beslemektedir. Tüm bunlar göz önüne alındığında, Türkiye’nin yıllık su potansiyelinin 240 m3 olduğu ortaya çıkar. Yine bu verilere göre 2009 yılında Türkiye’nin su tüketimi 46 milyar m3 olarak belirlenmiştir. 2018 verilerine göre ise Dünya’da bu konuda Türkiye 7. sıradadır. 2009 yılında Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı 2936 m3’tür. Yazarın iddiasına göre ise bu rakam 2023 yılında 2460 m3 olacaktır. Ancak bugünün verilerine baktığımızda daha 2018 yılında bu beklentinin korkunç bir şekilde altında olduğumuzu görürüz. 2018 yılında Türkiye’de kişi başına düşen yıllık su miktarı ne yazık ki 1519 m3’e kadar gerilemiştir. Bu da Türkiye’yi artık su kıtlığı çeken ülkeler konumuna düşürmüştür. – kişi başına düşen yıllık su miktarı 2000 m3’ün altında olan ülkeler su kıtlığı yaşayan ülkeler kategorisine girerYazar daha sonra su ile ilgili geliştirilmiş uluslararası hukuk normlarından bahseder. Bu değiniş kabaca iki veya daha fazla ülkenin topraklarından akan akarsuların statüleri ve paylaşımları üzerinedir. Bu konuyla ilgili 1997 yılında BM Genel Kurulunda bu tip su kaynaklarının uluslararası su olarak nitelendirilmesi adına bir tasarı kabul edilmiş olsa da Türkiye ve Çin gibi ülkelerin bu tasarı konusunda çekimser kalmalarından dolayı bu tasarı yürürlüğe girmemiştir. Uluslararası su kavramını tanımlamak gerekirse bu her iki ülke arasında paylaşıma tabii olan sulardır. Sınıraşan akarsu ise bir devletin sınırları içerisinde doğan ve başka bir devletin topraklarından denize dökülen sulardır. Yazar daha sonra bu suların devletlerarasında paylaşımıyla ilgili doktrinlere dikkat çeker. Bunlar kabaca Mutlak Egemenlik yani Harmon doktrini ki bu bir akarsuyun üzerinde tek bir devletin egemenliğini ilan etmesidir, Doğal Durumun bütünlüğü doktrini, Ön Kullanım Üstünlüğü Doktrini ve son olarak Adil Kullanım Doktrinidir.

Mutlu Yılmaz bunların sonrasında Ortadoğu’da su sorununa yani ana konuya giriş yapar. Türkiye’nin diğer ülkelere oranla daha su zengini olan bir ülke olduğundan bahsetse de bunun kişi başına düşen su miktarı olarak incelendiğinde Irak’ın bile Türkiye’den daha su zengini olduğunu söyler. Türkiye 25 akarsu havuzuna sahiptir. Bunlardan 5’i sınıraşan su havzasıdır. Bu 5 akarsu ise 25 akarsuyun sahip olduğu su değerinin %35’ine sahiplik eder. Bunlardan biri Fırat Nehri’dir. Fırat Nehri’nin taşıdığı suyun %88’i Türkiye’den ve %12’si Suriye’den geçer. Bir diğeri Dicle Nehri’nin ise %42’si Türkiye’den %57’si ise Iraktan geçmektedir. Asi Nehri’nde ise durum tam tersi olup %6 Lübnan %92 Suriye ve sadece %1 Türkiye topraklarındadır. Yazar daha sonra Türkiye’de sulanabilen tarım arazisi potansiyeline değinmiştir. 28 milyon hektar olan tarım arazisinin sadece 8 milyon hektarı sulama kapasitesine sahiptir. Geriye kalan 20 milyon hektar için ise GAP gibi projeler üretilmiş bunların da tarıma kazandırılması amaçlanmıştır. Bu gibi projeler sınıraşan nehirler üzerinde baraj yapımlarını gerektirdiğinden komşu ülkeler ile bir takım anlaşmazlıklara sebep olmuştur. Bunlar üzerine Arap dünyası Türkiye’ye karşı birleşip bir takım yaptırımlar uygulamış ve bunlarında etkisiyle 1987 yılında Suriye ile bir protokol yapılmıştır. Türkiye Suriye’ye belli bir miktar su geçişinin garantisini ve taahhütünü bu anlaşmayla vermiştir. Bu konuda ülkelerin anlaşmazlıkları halen sürmektedir. 2009 yılında Türkiye Fırat Nehri’nin %51’ini kullanmak isterken Irak ise bu nehirle hiçbir bağlantısı olmamasına rağmen %64’ünü kullanmak istemektedir. Suriye ise %31 ile mantığa yatkın bir talep gütmektedir. Buna benzer bir durum Dicle Nehri içinde geçerlidir. Bu durum Ortadoğu’nun gelecekte ne gibi yeni sorunlara gebe bir bölge olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak Ortadoğu’da su önümüzdeki yıllarda en önemli stratejik kaynak olarak ortaya çıkmaktadır ve bölgedeki su kıtlığının önümüzdeki dönemlerde daha da artacak olması Türkiye’nin su konusundaki öneminin daha da belirginleşmesini sağlayacaktır.

Bilal Serbest

Related Documents

Su
April 2020 23
Su
October 2019 34
Su
June 2020 18
Su 7
June 2020 4
Lich Su
August 2019 35

More Documents from "baka-sama"

May 2020 2
May 2020 5
2061434.docx
May 2020 1
Ahdra Rulebook 09
December 2019 37