çemberlitas Ve Konstantin Forumu

  • Uploaded by: Faruk Ahmet
  • 0
  • 0
  • August 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View çemberlitas Ve Konstantin Forumu as PDF for free.

More details

  • Words: 650
  • Pages: 2
ÇEMBERLİTAŞ VE KONSTANTIN FORUMU I. Konstantin Byzantion’u yenip İstanbul’u ele geçirdiği zaman şehri romanın yeni başkenti olarak görüp şehirde yoğun imar faaliyetlerinde (324-337) bulunup, eski surlarını genişletip, yeni sınırlarını belirlediği şehrin ortasında kendi imzasını taşıyan bir forum yaptırmak istiyordu. Forum için seçilen yerin alt katmanında daha önceden Septimius Severus (193-211) tarafından yeniden kurulmuş olan şehrin sınırları dışındaki mezarlık arazisi bulunmaktaydı. Konstantin forumu, Mese adı verilen şehrin ana aksı üzerinde konumlandırılmıştı ve bu forum tam ortasında tepesinde Konstantin’in heykelinin bulunduğu bir sütun bulunmaktaydı. Forumun sınırları bilinmemekle beraber, meydanın klasik dikdörtgen veyahut kare biçimli olmayıp oval bir formu olduğu bilinmektedir. Meydan revaklarla çevrili olup, zemininde geniş mermer yer kaplamaları bulunmakta ve ayrıca Mese aksı doğrultusunda açılan forumun doğusundan ve batısından birer kemer bulunmaktaydı. Bu kemerlerden doğuda olan Septimius Severus’un yaptırdığı direkli caddeye, batıdaki ise şehirden çıkışa uzanan yola kavuşuyordu. Forumun içinde bir çok heykel bulunmaktaydı. Doğu kemeri üstünde aralarında bir haç olmak üzere İmparator Konstantin ile annesi Helena’nın heykelleri bulunuyordu. Burada ayrıca şehrin talih simgesi olan bir fortuna heykeli de yer almaktaydı. Meydanın doğu tarafında, sağda, üzerlerinde altın kaplamalı 12 efsane yaratığı ve deniz perileri heykeli yerleştirilmiş 12 sütun bulunmaktaydı. Solda ise bir fil ile bir domuz heykeli görülüyordu. Orta kısımda ise büyük havuzun üzerinde veya yanında aslanlar arasında peygamber Davud’un tunç heykeli yerleştirilmişti. Burada ayrıca masif tunçtan tanrıça Junon’unda bir heykeli bulunmaktaydı. Fakat daha sonraki dönemlerde IV. Haçlı Seferi ile burayı işgal eden batılılar (1204) bu heykelleri para basmak için eritmişlerdir. Çemberlitaş’ın gövdesi, imparatorluk taşı olarak bilinen erguvan rengindeki porfir taşından yapılmıştır. Çemberlitaş’ın tepesinde ise çoktanrılı inancın tanrılarından Apollon görünümünde altın yaldızlı Konstantin heykeli bulunuyordu. Heykelin sol eli, üstünde haç olan bir küre, sağ eli ise bir mızrak tutuyordu. Bu heykel, Hıristiyanlığın koruyucusu olarak bilinen ve bu dinin meşrulaştırılmasında büyük rol oynayan Konstantin’in çok tanrılı inanç kültüründen ve geleneklerinden kopamadığının göstergesidir. Tarihi bilinmeyen bir dönemde, anıtın paganizmayı hatırlatan tarafını silmek ve onun Hıristiyanlığın bir simgesi olduğunu vurgulamak için sözleri şu anlama gelen bir kitabe konulmuştur; “ İsa sen ki, dünyanın yaratıcısı ve sahibisin, senin olan bu şehre onunla birlikte Roma’nın asasını ve gücünü de sundum. Onu bütün saldırılardan koru ve tehlikelerden kurtar.” Sütunu oluşturan porfir taşlarının yontulmuş yuvarlak parçalarının, Roma’dan getirilerek 328 yılında dikildiği bilinmektedir. 418 yılında en alttaki gövde taşlarından birisi parçalandığından demir çember ile sarılmıştır. 465, 475, 498, 509, 512, 532, 582 ve 603 yıllarındaki yangınlarda anıtın taşları zarar görmüştür. Heykelin elindeki bir mızrak 542 yılındaki bir depremde, daha sonra 869 yılında başka parçaları ile birlikte küre de kopup düşmüştür. 1079 yılında yıldırım düşmesi ile anıtın tepesi zarar görmüştür. 1106 yılındaki şiddetli bir kasırga da, Konstantin’in heykeli ile birlikte sütunun başlığı yere düşüp bir çok kişinin ezilmesine neden olmuştur. İmparator I. Manuel Komnenos (1143-1180) anıtı restore ettirirken sütunun üstüne mermerden bir tepelik ve onun üzerine ise tunçtan bir haç koydurtmuştur. Mermer tepeliğin üstüne de “Zamanın sakatladığı bu kutsal eseri dindar imparator Manuel ihya ettirdi” yazdırtmıştır.

Anıtın zamanla depremlerden ve yangınlardan zarar görmesi üzerine II. Mustafa döneminde (1695-1703) anıtın kaidesinin taştan bir kılıf içerisine alınmıştır. Bu kaidenin genel hatlarının ve üzerindeki işlemelerinin barok üslubunda oluşu onarımın 1766 depreminin arkasından gerçekleştiğini gösterir. Anıtın yapım aşamasında kaidesinin içerisine, Konstantinin dindar annesi Helena’nın gittiği kutsal topraklardan getirdiği Hz. İsa’nın gerildiği haçın parçalarının ve bazı kutsal emanetlerinin yerleştirildiğine inanılmaktadır. Bu söylenti üzerine 1912-1923 yılları arasında işgal dönemlerinde çevredeki bir kahvehaneden, anıtın içine girmek için yerin altından kaçak bir kazı yapılmıştır. Fakat sonuç alınamamıştır. Benzer bir girişim de 1929’da Danimarkalı, teosof C. Vett tarafından gerçekleştirilmiştir. Fakat bu girişimde de başarılı olunulamayıp, yine anıtın kaidesine ulaşılmamıştır. Yapılan bu kazılarda cadde kotunun 2.5 metre aşağısında forum döşemesini, onunda altında 5 metre derinliğe kadar nekropolisin varlığını gösteren mezar kalıntılarını tespit etmişlerdir. Çemberli taşın boyunun gerçekte forum döşemesinden 37,5 metre yükseklikte, yani günümüz yer kotundan 35 metre yükseklikte olduğu bilinmektedir. Anıt 1955 yılında restore edilmiş, anıt baştan aşağıya güçlendirilerek gerek kaidedeki taşların, gerek gövdedeki porfirlerin araları ve çatlakları doldurulmuş, demir çemberler yenilenmiştir. Günümüzde de anıt üzerinde restorasyon çalışmaları yapılmaktadır.

Related Documents

Estomatitis Ve
June 2020 19
Ngay Ve
November 2019 17
Ve Rung
August 2019 16
J1-ve
May 2020 23

More Documents from "syed"

August 2019 25
August 2019 32
August 2019 36