tayy�be b�lderberg mektubu Timu�in Leflef - GlobalResearch Say�n Ba�bakan; Ben �rlanda�da ya�ayan bir T�rk film yap�mc�s�y�m. Bilderberg Grubunun; bu y�lki toplant�lar�n�, 31 May�s-3 Haziran tarihleri aras�nda �stanbul�da yapacaklar�n� ��rendim. Bu gruptan 1993y�l�ndan beri haberdar�m ve son 14 senedir faaliyetlerini takip ediyorum. Bir �ok kayna�a g�re; 1954 y�l�nda eski bir Nazi S.S. subay� olan Hollanda Prensi Bernhard taraf�ndan kuruldu�u g�nden bu yana; Bilderberg Grubu gizli bir Nazi politikas� olan Yeni D�nya D�zeni�ni yaratmaya �al��yorlar. Bu seneki toplant�ya kat�lmas� muhtemel isimler Paul Wolfowitz; Dr. Henry Kissinger ve Donald Rumsfeld : * Paul Wolfowitz; Savunma Bakan Yard�mc�s� olarak Irak sava��n�n mimarlar�ndand� ve hala PNAC �yesi (Project for New American Century - Yeni Bir Amerikan Y�zy�l� Projesi). PNAC; 9/11 olay�ndan bir sene �nce, politikalar�n� ger�ekle�tirmek i�in, Pearl Harbour benzeri bir kataliz�r vaka gere�ini dile�inde bulunan bir yenimuhafazakar(neo-con) d��nce kurulu�u. Mr. Wolfowizt �u anda yolsuzluk su�lamalar� y�z�nden sorgulan�yor ve D�nya Bankas� Ba�kanl���ndan istifa etmesi isteniyor. * Bilderberg Grubu�nun y�nlendirici komitesinin �yesi olarak muhtemelen Dr. Henry Kissinger da bu toplant�ya kat�lacak. Dr. Kissinger; 1969-1973 y�llar� aras�nda 500.000 Kambo�yal�n�n �l�m�ne sebep olan (Men� Operasyonu) 600 yasad�� bombalama g�revini uygulayan ve bu uygulamay� savunan bir kitle katilidir. ABD Anayasas�na g�re bu ABD Kongresi taraf�ndan onaylanmayan yasad�� bir bombalama kampanyas�yd�. 1972 Ekiminde Kuzey Vietnam ile bir bar� anla�mas� sa�lanmas�ndan iki ay sonra; G�ney Vietnaml�lar� memnun edecek bir halkla ili�kiler egzersizi olarak 11 g�n boyunca bir g�steri bombalamas� ger�ekle�tirmek i�in 129 B-52 bombard�man u�a��n� g�revlendirdi. Hem ABD�nin eski Endonezya b�y�kel�isi David Newsom, hem de �st d�zey bir CIA yetkilisi 1975 5 Aral�kta Dr. Kissinger��n, Ba�kan Ford ile birlikte Endonezya Ba�kan� Suharto ile bir toplant� yapt���n� teyit ediyorlar. Bu toplant�da konu�ulanlar�n metinleri; Endonezya�n�n daha sonra Do�u Timur�u istilas�na ye�il ��k yakt���n� g�steriyor. Bu 100.000 Timurlunun katline neden oldu ve ABD�nin silah ticareti ile ilgili yasalar�na ayk�r�yd�. Yak�nlarda; bir Frans�z savc�s� Dr. Kissinger hakk�nda �ili�deki kitle katliamlar�; Akbaba Operasyonu ve General Augusto Pino�e olaylar�ndaki ABD�nin dahli ile ba�lant�l� olarak tevkifname ��kard�. Kendisi hala bu bu �a�r�ya uymad� ve tevkifnameden ka��yor. * Bilderberg �yelerinden Donald Rumsfeld bir di�er PNAC �yesi ve Irak sava��n�n ana mimarlar�ndand�.Bilderberg toplant�lar�n�n m�davimlerinden biri olarak; �stanbul�daki toplant�ya kat�lmas� olas�.
Ba�l�ca kayg�lar�m ve dolay�s� ile size sorular�m �unlar : a) Neden; Paul Wolfowitz, Henry Kissinger ve Donald Rumsfeld gibi sava� t�ccarlar�n�n; T�rklerin bilgisi ve onay� d��nda �stanbul�da gizli bir toplant� yapmas�na izin veriliyor? b) T�rk gazeteleri neden �stanbul�da ger�ekle�ecek bu olay� tart�m�yorlar? c) Bu tarz elit beyinler ve sava� t�ccarlar�n�n gizli bir toplant�s� olas� bir yeni sava� rant� yaratmak ile sonu�lanacakt�r. Bu y�zden; �ran�la yakla�an sava�� planlamak i�in toplan�p toplanmayacaklar�n� bilmek isterim? T�rkiye�yi bir sonraki sava�ta bir satran� ta�� olarak m� kullanacaklar? Ayr�ca; �N�kleer Silahlar ve D� Politika� kitab�nda yazd��� �zere Dr. Kissinger bir sava� durumunda n�kleer silah kullan�m�na kar�� olmad���n� belirtti�ine g�re, bizi bir n�kleer sava�a dahil edecekler mi? d) Bu toplant�ya davet edilen gazetecilerden biri Cengiz �andar. Fakat benim kanaatim kendisinin bu toplant�y� tamamen aklayaca�� y�n�ndedir. 2003 Irak Sava�� s�ras�nda Paul Wolfowitz�in yak�n arkada�� ve �stanbul Bilgi �niversitesi konu�mac�lar�ndan biri olarak ; �andar��n Bilderberg�e olan sadakati dolay�s� ile bu konferanslara davet edildi�i ve Bilderberg taraftar� yaz�lar yazaca�� ortada. Bu nedenle; kendisinin bu seneki toplant�lar hakk�nda yapaca�� de�erlendirmelere inan�lmamas� gerekti�ini d��n�yorum ve T�rklerin kendi �lkelerinde neler oldu�unu ��renmesi i�in ba��ms�z T�rk gazetecilerin toplant�ya kat�lmas�n� istiyorum. Yakla�makta olan Bilderberg toplant�lar� hakk�nda T�rk gazetelerindeki tart�ma eksikli�inden, bu toplant�lar� �evreleyen y�ksek gizlilik ve inkardan, bu toplant�lar�n �effafl�k eksikli�inden ve Bilderberg Grubu�na kar�� T�rk insanlar�n�n g�sterdi�i duyars�zl�ktan dolay� tamamen irkilmi� durumday�m. D�nyan�n en g��l� sava� t�ccarlar� taraf�ndan burnumuzun dibinde gizli bir toplant� ger�ekle�tiriliyor. Bu bir ��lg�nl�kt�r. Bir T�rk vatanda�� olarak; benim h�k�metimin benim bilgim ve onay�m olmadan bu gizli toplant�n�n T�rk topraklar�nda ger�ekle�mesine izin vermesinden rencide olmu� durumday�m. Bu nedenle sizden bu sene �stanbul�da ger�ekle�ecek Bilderberg toplant�s�nda gazetecilik ad�na tam �effafl�k talep ediyorum. E�er Bilderberg Grubu�nun saklayacak bir �eyi yoksa; o zaman toplant�n�n tam metnine ula�mam�z gerekiyor. Bu y�zden ba��ms�z T�rk bas�n� bu toplant�ya kat�lmal�. Bu m�mk�n de�ilse; T�rk milletinin bir hizmetkar� olarak size, Bilderberg toplant�s�na izin vermemenizi istiyorum. Bir kamu hizmetkar� olan sizden; bu a��k mektupa olan cevab�n�z� 10 g�n i�inde bekliyorum. Sayg�lar�mla
Timu�in Leflef Kaynak: Timu�in Leflef - GlobalResearch - www.acikistihbarat.com Orijinal Metin: http://www.globalresearch.ca/index.php?context=viewArticle&code=LEF20070511&articl eId=5618 K�saca Bilderberg Nedir? Vikipedi�de Bilderberg Toplant�lar�: Bilderberg toplant�lar�, ilk olarak 1954 y�l�nda Hollanda�da ba�lam�t�r. �smini ilk toplant�n�n yap�ld��� Bilderberg otelinden al�r.Bilderberg, CFR ve �teki �rg�tlerin Avrupa aya��n� ve etkinli�ini te�kil etmek i�in Hollanda�da Oosterbeek �ehrinde Bilderberg Oteli�nde 1954'te kurulmu�tur. D�nyan�n y�netimi ve k�reselle�me konusunda her y�l farkl� �lkelerde toplant�lar yapar (Ross 2000, Marrs 2000). Toplant�lar son derece gizli ko�ullarda ve �zel ortamlarda yap�l�r. Kat�lanlar bu konuda hi�bir bilgi vermezler. �Spotlight� isimli bir dergileri de vard�r.Bilderberg�in kurucular� aras�nda Hollanda prensi Bernhard ve Polonyal� sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger de vard�r. Retinger, Bilderberg�in babas� olarak bilinir. Bilderberg�in kurulu�unda, ABD istihbarat �rg�tlerinin, �zellikle CIA�n�n rol� oldu�u �ok iyi bilinmektedir. Prens Bernhard ise eski bir NAZ� SS �yesidir, 1937'de Hollanda prensesi ile evlenmi�tir, ama Nazilerle olan yak�n ba�lar� �ok iyi bilinmektedir (Marrs 2000). ABD�li gizli �rg�t ve CFR �yelerinin baz�lar� da Bilderberg �yesidir.Asl�nda Bilderberg, CFR�nin �ok daha gizli bir bi�imde uluslararas� boyuta yay�lm� halidir. Hedefi; Yeni D�nya D�zeni�ni ve ABD�ngiltere h�kimiyetini ve emperyalizmini t�m d�nyaya yaymakt�r. Her y�l yap�lan �ok gizli ortamdaki toplant�lar�; hem CIA, hem de o �lkenin istihbarat �rg�t� kontrol eder. T�rkiye�de son 50 y�ld�r ba�a ge�en �nl� politikac�lar�n �o�unlu�u Bilderberg �yesidir, halen bu gizli Bilderberg �yeleri T�rkiye�nin etkin y�netiminde rol almaktad�rlar. T�rkiyedeki toplant�lar �u ana dek 18-20 Eyl�l 1959'da Ye�ilk�y-�stanbul�da, 25-27 Nisan 1975'te (�e�me�de Hotel Alt�n Yunus�ta) yap�lm�t�r.Her y�l de�i�ik bir �lkede yap�lan toplant�ya Bat� d�nyas�n�n siyasi ve ekonomik elitleri kat�l�r. T�rkiye�den de kat�lanlar olmu�tur. Selahattin Beyaz�t, Suna K�ra�, Ali Hikmet Alp, U�ur Bayar, Din� Bilgin bunlardan baz�lar�d�r. Amerika Birle�ik Devletleri�nin �nde gelen d��nce kurulu�lar�ndan CFR (DI� �L��K�LER KOM�SYONU)ve Amerika-Japonya- Avrupa ortak d��nce kurulu�u TR�LATERAL�le ortak �al�malar yapar.2007 toplant�s� G-8 zirvesine paralel olarak may�s-2007'de �stanbul�da yap�lacakt�r. Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/Bilderberg_Toplant%C4%B1lar%C4%B1 K�saca �Council of Foreign Relations� (CFR) Nedir? Vikipedi�de CFR: Bilderberg�den sonra ge�ti�imiz g�nlerde de CFR g�ndeme geldi. CFR�nin ne oldu�u hakk�nda bilgi vermeden �nce iki konuya temas etmek istiyorum:Birinci olarak: Rotary, Bilderberg, CFR gibi Derin D�nya Devleti�nin temel organlar�yla s�k� m�nasebet i�ine girilmesini, mevcut �artlar�n zorlamas�na ba�layarak birilerini mazur g�sterme gayretke�li�i g�sterilmesini hakl� ve isabetli bulmuyorum. Bunu, onlar�n d�nya siyasetlerini ku�atm� olmalar� sebebiyle ne d��nd�kleri hakk�nda bilgi sahibi olma �abas� �eklinde izah etmek de yerinde de�ildir. Bu �ekilde mazur g�sterme veya gerek�elendirme �abas� i�ine girenlerin kendilerine: �Acaba filanca politikac�lar benzer �eyleri yapm� olsalard� bu �ekilde mazur g�sterme veya gerek�elendirme gayretke�li�i i�ine girecek miydik?� sorusunu sormalar� gerekir. Adalet faile g�re de�il fiile g�re i�ler. Fiil hataysa failin, yak�nl�k vs. gibi birtak�m s�fatlar� haiz olmas� onu do�ru hale getirmez. Mevcut �artlar�n zorlay�c�l��� ise, hataya g�t�ren politik tercihleri de�il zaruretleri mazur k�labilir. Birilerine yaranabilmek i�in onlar�n hakimiyetlerinin g��lendirilmesine ya da yapt�klar�n�n me�rula�t�r�lmas�na yarayacak t�rden ataklar yap�lmas� ise
�artlar�n zorlamas�ndan de�il birtak�m politik tercihlerden ileri gelmektedir.�kinci olarak: Derin d�nya devletinin organlar� olarak bilinen Bilderberg, CFR vs. gibi organlar�n �ok b�y�k n�fuz sahibi oldu�u s�k s�k vurgulan�yor. Asl�nda bunlar�n n�fuzlar�n�n yar�dan fazlas� b�yle b�y�k n�fuz sahibi olarak g�sterilmelerinden kaynaklanmaktad�r. Onlar s�rekli kendilerini �ok b�y�k n�fuz sahibi g�stererek adam kazan�yor ve yapt�r�m g��lerini art�rmaya �al��yorlar. Bu konuda Dr. R�za Nur�un, Lozan g�r�meleri esnas�nda �stanbul hahamba�� Haim Naum�un y�r�tt��� lobi faaliyetleri hakk�nda anlatt�klar� olduk�a ibret vericidir. Ben uzun olaca�� i�in onun anlatt�klar�n� aynen buraya alm�yorum. Ancak �zetle ifade etmek gerekirse, Naum o zaman T�rk taraf�n�: �Benim Avrupal�larla ili�kilerim iyidir, onlar �zerinde n�fuzum b�y�kt�r. �stedi�imi yapt�r�r�m� diyerek; Avrupal�lar� da: ��smet (yani �n�n�) benim samimi arkada��md�r. Bir dedi�imi iki etmez� diyerek etkilemeye �al��yor. Bu politika siyonist �rg�tlerin s�rekli izledikleri politikad�r ve mevcut n�fuzlar�n� da bu yolla elde etmi�lerdir.Bu iki hususa dikkat �ektikten sonra ge�ti�imiz g�nlerde T�rkiye�de toplant� ger�ekle�tiren ve �nemli devlet yetkilileriyle g�r�meler yapan CFR�nin ne oldu�u hakk�nda �zet bilgiler verelim:CFR�nin a��k okunu�u �Council of Foreign Relations� yani �D� �li�kiler Komitesi�dir. Gizli D�nya Devleti�nin en �nemli organlar�ndan biridir ve Yuvarlak Masa teorisine g�re �ekillendirilmi� organizasyonlar�n eskilerindendir. Yuvarlak Masa teorisi ise Illuminati �ebekesinin d�nyay� tek merkezden y�netmek amac�yla geli�tirdi�i bir teoridir. Illuminati �ebekesi ise Tap�nak ��valyeleri�nin Orta�a�da ortaya ��kard�klar� bir t�r siyonizm hareketidir.CFR, 21 Temmuz 1921'de New York�ta kuruldu. Kurulu�unda yahudi k�kenli Walter Lippmann��n �nemli rol� oldu. 2. D�nya Sava��nda �ok �nemli bir rol oynad�. Foreign Affairs adl� �nl� dergi bu �rg�t�n yay�n organ�d�r. Bu dergi vas�tas�yla d�nya kamuoyu �zerinde bir politik y�nlendirme yapmaya �al�maktad�r. G�r�n�te CFR�nin �al�malar�n�n pek gizli olmad��� ileri s�r�l�r. Ger�ekte ise di�er Gizli D�nya Devleti organlar� gibi son derece gizli �al�maktad�r. Ancak y�nlendirme ama�l� faaliyetlerini d�a yans�tmakta ve bu yans�tma ile a��ktan �al�t��� intiba� vermeye gayret etmektedir. CFR�nin bug�n finans, ileti�im, akademi, istihbarat, teknoloji alanlar�nda en etkin konumlarda bulunan 3500 civar�nda �yesinin oldu�u san�lmaktad�r. �zellikle Amerika�daki istihbarat �rg�tleri �zerinde etkilidir. Gizli D�nya Devleti�nde �nemli etkinli�i olan yahudi k�kenli Rockefeller ailesinin bir ferdi olan David Rockefeller, CFR�nin onursal ba�kan� olarak kabul edilmektedir. Soros Vakf� vas�tas�yla d�nya �lkelerinin gelece�i i�in Gizli D�nya Devleti�ne hizmet edecek y�neticiler yeti�tirmeye �al�an yahudi k�kenli George Soros ABD�nin CFR �yesi �nl�lerinin ba��nda gelir. CFR �yelerinin bir�oklar� ayn� zamanda Bilderberg ve/veya SBS �yesidirler. CFR�nin T�rkiye�den de �yeleri mevcuttur. Kaynak: http://tr.wikipedia.org/wiki/CFR Bilderberg Nedir? 23 May�s 2003 Cuma, Vakit gazetesi Son zamanlarda, d�nyadaki derin g��lerin organizasyonlar� hakk�ndaki kanaatlerin yumu�at�lmas� y�n�nde bir ata��n oldu�unu g�r�yoruz. Bu olu�umlar masumane fikir al�veri�lerinin yap�ld��� uluslararas� organizasyonlar olarak g�steriliyor. Ancak geli�meleri yak�ndan takip edenlerin zihinlerindeki sorulara cevap verilebilmesi i�in ayd�nl��a kavu�turulmas� gereken konularda herhangi bir bilginin verilmemesi, bu konular�n hep kaypak ifadelerle ge�i�tirilmesi dikkatlerden ka�m�yor. Biz bug�n Bilderberg hakk�nda, �zel olmayan bilgileri yani b�t�n ara�t�rmac�lar�n bildi�i ya da konuyla ilgili yaz�lar�nda zikretti�i bilgileri aktararak okuyucular�m�z�
ayd�nlatmak ve bu organizasyonun nas�l bir kimlik ta��d��� hakk�nda kendilerini bilgilendirmek istiyoruz. Bilderberg, uluslararas� siyonizmle yak�n ba�lant�l� hatta onun bir te�kilat� oldu�u bilinen organizasyonlardan olan D� �li�kiler Komitesi (CFR)'nin Avrupa aya��n� olu�turmak amac�yla 1954'te, Hollanda'da Oosterbeek �ehrinde Bilderberg Oteli'nde kurulmu�tur. Kurulu�un ger�ekle�tirildi�i otelin sahibi de Hollanda kral�yd�. �rg�t de ilk toplant�n�n ger�ekle�tirildi�i otelin ad�n� alarak Bilderberg Group (Bilderberg Grubu) diye adland�r�lm�t�r. CFR �yelerinin bir�oklar� ayn� zamanda Bilderberg �yesidir. Bilderberg Grubu'nun kurucular� aras�nda Hollanda prensi Bernhard ve Polonyal� sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger de vard�r. Retinger, Bilderberg'in fikir babas� olarak bilinir. Ayn� zamanda CFR �yesidir. Bilderberg'in kurulu�unda, ABD istihbarat �rg�tlerinin, �zellikle CIA'nin rol� oldu�u bilinmektedir. Prens Bernhard ise eski bir Nazi SS �yesidir. Burada bir �eli�ki kar��m�za ��k�yor. Ancak bu �eli�kinin izah� s�z� epey uzatmam�z� gerektirir. Biz bu yaz�m�zda yine Bilderberg ile ilgili genel bilgiler vermeye devam edelim. Bilderberg, d�nyan�n y�netimi ve k�reselle�me konusunda her y�l farkl� �lkelerde toplant�lar yapar. Toplant�lar son derece gizli �artlarda ve �zel ortamlarda yap�l�r. Toplant�lar� genellikle her y�l�n May�s ay�na denk gelmektedir. Kat�lanlar yakla��k �� g�nl�k toplant� s�resince d� d�nya ile ba�lant�lar�n� koparmak zorunda kal�yorlar. �rg�t�n �yesi olanlar�n d��nda hi�bir gazeteci veya yazar toplant�ya al�nmaz. �ye olanlar da d�ar�ya bir �ey s�zd�rmazlar. Dolay�s�yla medyan�n toplant�lar�n i�eri�i hakk�nda herhangi bir bilgi edinmesi m�mk�n de�ildir. �rg�t�n "Spotlight" isimli bir dergisi yay�nlanmaktad�r. Bilderberg toplant�lar�n�n ana amac� d�nya siyaseti �zerinde �nceden programlamalar yapmak ve projeler geli�tirmektir. Konu�ulacak ve tart��lacak konular �nceden tespit edilir. Ama bu tespiti �rg�t hiyerar�isinin �st kademesinde yer alanlar yapar. Kat�lanlar ise sadece g�r� beyan ederler. Bilderberg Grubu'nun kendi i� hiyerar�isi a��s�ndan daimi �yelik, �yelik ve herhangi bir toplant�ya kat�lma aras�nda fark oldu�unu hat�rlatal�m. Bununla birlikte toplant�lara kat�lmak da grupla bir ba� kurmay� ve siyasi sahnede grubun kararlar�na ters d�ecek tutumdan ka��nmay� beraberinde getirir. Bilderberg'in T�rkiye sorumlusunun ABD'deki siyonist lobinin ba��n� �ekenlerden ve bu �lkenin eski D�i�leri bakan� yahudi k�kenli Henry Kessenger oldu�u baz� kaynaklarda zikredilmektedir. Biz burada Bilderberg hakk�nda olduk�a genel bilgileri, kendimizden bir �ey katmadan, kaynaklarda ge�ti�i �ekliyle aktard�k. Ancak bu grubun fikri temelini olu�turan Illuminati �ebekesi, yine bu �ebekenin alt yap�s�n� �ekillendiren, son zamanlarda da birtak�m tart�malarla g�ndeme gelen Tap�nak ��valyeleri, halen �al�malar�na devam eden ve Bilderberg ile do�rudan ba�lant�l� CFR, Yuvarlak Masa, Trilateral Komisyon ve b�t�n bunlar�n arka plan�nda duran isimler hakk�nda ayr�nt�l� bilgilere sahip olunmas�n�n meseleyi biraz daha geni� boyutlu anlamaya vesile olaca��n� d��n�yoruz. Biz daha �nce bu olu�umlarla ve ba�lant�l� konularla ilgili ayr�nt�l� bilgiler i�eren "Gizli D�nya Devleti ve Siyonizm" adl� bir dosya haz�rlam�t�k. Bu dosya halen Web sitemizde (www.vahdet.com.tr) mevcuttur. Bu dosyay� yay�nlamak da serbesttir. �steyenler Web sitelerinde veya sesli ya da bas�l� medya ara�lar�nda de�erlendirebilirler. Papa'n�n Siyonizmi Tezkiyesi
14 May�s 2009 Per�embe, Vakit gazetesi Siyonistlerin 10. Kanal adl� televizyonlar�ndan Hz. Meryem'e ve Hz. �sa (a.s.)'ya hakaretlerinin, �irkin iftiralar�n�n s�cakl��� hen�z ge�mi� de�il. Bu �irkin hakaretlerden ve iftiralardan birinci derecede rahats�z olmas� gerekenler M�sl�manlard�r. ��nk� �sa Mesih (a.s.)'�n insanl��a tebli� etti�i inan� sistemi Hz. Muhammed (s.a.s.)'in tebli� etti�inden farkl� de�ildir. Onlar�n hepsi t�m peygamberlerin ortak �izgisi olan tevhit �izgisi �zeredirler. Fakat biz M�sl�manlar olarak, Siyonistlerin b�yle �irkin hakaretlerinden ve i�ren� iftiralar�ndan sonra Katolik �leminin ba�� durumundaki Papa'n�n adeta Siyonistleri �d�llendirmek ister gibi ayaklar�na gitmesinden de rahats�z oluruz. Bizi rahats�z eden, o iki m�barek insan�n manevi �ahsiyetlerine yap�lan sayg�s�zl�kt�r. Bu ziyaret vesilesiyle Papa'n�n, o iki zat� takdis iddialar�ndaki samimiyetsizli�i a���a ��km� olsa da yine s�z konusu sayg�s�zl�ktan rahats�z olmam�z gerekir ve olmaktay�z. B�yle bir ziyaretin Gazze'de b�y�k bir katliam ger�ekle�tirilmesinden, binlerce evin y�k�lmas�ndan sonra d�zenlenmesi ise konunun bir ba�ka y�n�n� olu�turuyor. Normalde her iki olaydan dolay� da Siyonistlere kar�� tav�r almas�, tepki g�stermesi gereken Papa'n�n b�yle bir ziyareti tercih etmesini onlar� yapt�klar�ndan dolay� �d�llendirmekten ba�ka bir anlama �ekemiyoruz. Nazi katliam�ndan dolay� Papa'n�n H�ristiyan d�nyas� ad�na �z�r dilememesi sebebiyle olu�an buzlar� eritme giri�imini ziyarete bahane yapmak sadece k�l�f bulmad�r. Uluslararas� Siyonizm, Nazi katliam�n� y�llardan beri Bat� d�nyas�n� s�m�rmenin gerek�esi olarak kullan�yor. Oysa onun altm� bir y�ldan bu yana Filistin'de ger�ekle�tirdi�i vah�i katliam�n, y�k�m�n ve tehcirin hesab�n� kimse sormuyor. Siyonist medya Hz. Meryem'e ve Hz. �sa'ya hakaretinden dolay� �z�r dileme ihtiyac� duymazken, Katolik �leminin ba�� Papa'n�n, Nazi utanc�ndan dolay� Siyonistlerin aya��na gitme ihtiyac� duymas� Uluslararas� Siyonizmin holokost s�m�r�s�n�n devam�na imk�n sa�lamaktan ba�ka bir ama� ta��maz. Papa, Hz. Muhammed (s.a.s.)'e y�nelik olarak bizzat kendisinin sarf etti�i �irkin s�zlerden dolay� M�sl�manlardan �z�r dileme ihtiyac� duymazken Nazi utanc�n� t�m H�ristiyan �lemi ad�na sahiplenme ve bu sebeple Siyonistlerin aya��na gitme ihtiyac� duymas� arka planda birtak�m sinsi hesaplar�n bulunmas�ndan ileri geliyor olmas�n! B�yle bir ziyaretin �zellikle vah�i Gazze katliam�n�n arkas�ndan ger�ekle�tirilmesi bo�una de�ildir. Bilindi�i �zere i�galci Siyonist devlet s�z konusu katliam�ndan dolay� t�m d�nyada ve bu arada Bat�'da kamuoyu nazar�nda ciddi �ekilde y�prand�. Bu y�pranman�n giderilmesi ve Siyonist i�gal devletinin tebri edilmesi amac�yla ata�a ge�ilmi�tir. Ge�mi�te benzer olaylarda oldu�u gibi bu kez de Siyonist vah�etin �zerine s��rayan kan lekelerinin temizlenmesi i�in yine holokost efsanelerinden yararlan�lmak isteniyor. Bu sefer bula�an kan lekelerinin temizlenmesinde biraz daha etkin bir ata�a ihtiya� duyuldu�u i�in �zellikle Papa'n�n harekete ge�irilmesi istenmi�tir. Papa'n�n b�t�n �srarlara ra�men Gazze'yi ziyaret etmeme karar�n� de�i�tirmemesinin sebebi de zaten budur. ��nk� Gazze'yi ziyaret etseydi oyun bozulacakt�. Ziyaret as�l amac�n�n d��na ��km� olacakt�. ��nk� as�l ama� Siyonistlerin �zerindeki kanlar� temizlemek. Gazze'nin ziyaret edilmesi durumunda tam tersi bir fonksiyon icra edilmesi, Siyonistlerin orada sergiledikleri vah�ete dikkat �ekilmesi, yapt�klar� katliamlara ve y�k�mlara i�aret edilmesi gerekecekti. E�er ki Siyonist i�galcilerin aya��na gitme program�n�n amac�yla Gazze'nin ziyaretinden do�acak
sonu� aras�nda b�yle bir z�tl�k olmasayd� Papa oraya gitmi�ken Gazze halk�n�n sorunuyla ilgileniyormu� g�r�nme f�rsat�n� de�erlendirmekten ka��n�r m�yd�? Siyonistlerin aya��na gidip de �zerlerindeki kan� temizleme ata��na "ziyaret" ad� verilse ve bu ziyarete g�stermelik birtak�m k�l�flar ge�irilse de Katolik �leminin din� lideri b�yle bir oyuna �let olmay� kabul etmesinden dolay� ciddi itibar kaybetmi�tir. Kutsal de�erlere sayg�s�zl��a kar�� duranlar aras�nda, Hz. Muhammed (s.a.s.)'i hedef alan yak��ks�z s�zleriyle zaten itibar kaybetmi�ti. Tahmin ediyoruz, Siyonistlerin Hz. Meryem'i ve �sa Mesih (a.s.)'� hedef alan �irkin sald�r�lar�na ra�men Gazze katliam� sonras�nda Siyonistlerin �zerindeki kan� temizleme oyununa �let olmas� ona H�ristiyan �leminde de itibar kaybettirdi. Gizli D�nya Devleti ve Siyonizm 12 Haziran 2002 �ar�amba Bug�n yery�z�nde �ok say�da ba��ms�z devletin varl���na inan�lmaktad�r. Fakat bu devletlerin y�neticilerinin kendi �lkelerini ve halklar�n� ilgilendiren basit konularda bile kendi ba��ms�z iradeleriyle karar vermekte zorland�klar�n� g�r�rs�n�z. Bir �nemli husus da �udur: Bilindi�i �zere �a��m�zda demokrasi adeta b�t�n insanl��a mal edilmi� bir "siyasi din" haline getirilmi�tir. Hatta demokrasi �a��m�z siyasetinin a priorisi yani �nc�l�d�r. Bu y�zden demokrasinin de, t�pk� akl�n a priorileri gibi muhakemeden ve tart�madan uzak tutulmas� gerekti�ine inan�l�r. Oysa bir�ok �lkede halk�n b�y�k bir �o�unlu�unun se�ti�i ve istedi�i ki�iler bir t�rl� y�netime gelemezler. Bunlardan baz�lar� i�in i�ine girdi�inde kendilerine sunulan demokrasinin sadece bir seraptan ibaret oldu�unu fark ederler. Baz�lar� Cezayir'de oldu�u gibi y�netime talip olurken kendilerini zindanda bulurlar. Baz�lar� da y�netime gelseler bile iktidara gelemezler. Siyaset meydanlar�nda prim yapmak i�in savunduklar�na kar�� en ba�ta onlar�n kullan�ld���na �ahit olursunuz. B�t�n bunlar� g�r�nce bir "derin devlet" ger�e�i kar��n�za ��kar. Asl�nda bu "derin devlet" ger�e�i sadece lokal veya ulusal de�ildir. "Derin devlet" ger�e�inin global y�n�n�n, lokal y�n�ne bask�n oldu�unu unutmayal�m. Bu y�zden g�n�m�z d�nyas�n� kar�t�ran gizli ellerin sahiplerini tan�mak i�in ara�t�rma yapanlar bir "D�nya Derin Devleti"yle veya "Gizli D�nya Devleti"yle kar��la�m�lard�r. Ge�ti�imiz May�s ay�nda Amerika'da Bilderberg Grubu'nun y�ll�k toplant�s� ger�ekle�tirildi. Bu toplant�yla birlikte s�z konusu Gizli D�nya Devleti veya D�nya Derin Devleti konusu yeniden g�ndeme geldi. Ancak yap�lan yorumlarda a��rl�kl� olarak Bilderberg konusu �ne ��kt�. Oysa Bilderberg Grubu, yirminci y�zy�la damgas�n� vuran ve 21. y�zy�lda da d�nya �zerindeki sultas�n� daha da g��lendirme amac�na y�nelik yeni teoriler geli�tiren karanl�k a��n sadece bir organ�d�r. S�z konusu karanl�k a�la ilgili yorumlarda dikkat �eken bir �ey de a��rl�kl� olarak, emperyalizmin bu a� �zerindeki etkisine ve rol�ne dikkat �ekilmesiyle yetinilmesidir. Baz� yorumcular, 20. y�zy�lda h�k�m s�ren emperyalizmin uluslararas� siyonizmle ilgisine de dikkat �ekiyorlar. Ama bir�oklar�nda bu ger�ek g�z ard� ediliyor. Siyonizm, 1897 Basel konferans�yla te�kilatlanmaya ba�layan bir ideolojik olu�umdur. Yahudiler bu konferanstan �nce de devlet y�netimleriyle irtibat kurarak birtak�m siyasi oyunlar �eviriyorlard�. Ancak siyonist ideolojiye g�re te�kilatlanman�n ba�lamas�yla birlikte bu i�i tek merkezden ve daha organize bir �ekilde y�r�tmeye ba�lam�lard�r. B�ylece g��lerini ve etkilerini daha da art�rm�lard�r. Biz bu ara�t�rmam�zda siyonizm ve bu ideolojinin organik yap�s� �zerinde
durmayaca��z. A��rl�kl� olarak yukar�da s�z�n� etti�imiz D�nya Derin Devleti yahut Gizli D�nya Devleti, bu gizli devletin d�nyan�n her taraf�na elini uzatan te�kilatlar� ve bu te�kilatlarla siyonistlerin irtibatlar� hakk�nda bilgiler vermeye �al�aca��z. Karanl�k Bir �er �rg�t�: �lluminati �ebekesi Yukar�da s�z�n� etti�imiz Bilderberg Grubu, Illuminati �ebekesinin bir organ�d�r. Ancak Illuminati �ebekesi 18. y�zy�l�n son �eyre�inde ortaya ��karken, Bilderberg Grubu 1954'te ortaya ��km�t�r. Yani arada 177 y�ll�k bir zaman fark� var. Temelinde "ayd�nlanma, ru�enilik, vahdet-i v�cud felsefesi" gibi muhtelif felsefi ak�mlar�n etkisi oldu�u iddia edilen �lluminati hareketi, 1 May�s 1776'da Adam Weishaupt taraf�ndan Almanya'n�n Bavyera eyaletinde kurulmu�tur. Daha do�rusu o tarihte bir Illuminati �rg�tlenmesi ortaya ��km�t�r. Weishaupt, Ingolstadt �niversitesi'nde hukuk profes�r� iken masonik e�ilimlere merak sarm� ve bir gizli �rg�t kurmu�tur. 1779'a gelindi�inde Illuminati �rg�t�n�n 54 �yesi bulunuyordu ve Bavyera eyaletinin d�rt �ehrinde te�kilatlanm�t�. �rg�t �yeleri a��rl�kl� olarak masonik kimlikleri �ne ��kar�yorlard�. Almanya'daki din adamlar�n�n hemen tamam� Illuminati �ebekesine d�mand�. Bunun sebebi elbette onun, h�ristiyanlar�n de�erleriyle alay eden, bu de�erlere i�ren� bir �ekilde sald�ran Tap�nak ��valyeleri'nin devam� oldu�unun tahmin edilmesiydi. Ayr�ca Illuminati �yeleri zaman zaman y�netimi de hedef alan yay�nlar yap�yorlard�. Bu y�zden 1784'te te�kilatlar�na bir polis bask�n� ger�ekle�tirildi ve bir�ok �yeleri g�z alt�na al�nd�. 22 Haziran 1784 tarihinde de Bavyera Elekt�r� bir ferman yay�nlayarak Illuminati �rg�t�n� tamamen kapatt�. �rg�t�n �yelerinin �o�u tutukland�. Ba�ta lider Weishaupt olmak �zere bir�ok �yesi de �lkeyi terk etmek zorunda kald�. Ayn� ferman 1785 A�ustos'unda tekrarland� ve b�ylece Bavyera'da sadece �lluminati de�il, masonluk da silinmi� oldu. Bavyera'da Illuminati ve masonlu�un yasaklanmas�n�n Avrupa ve Amerika'da ciddi bir etkisi oldu. Baya�� korku ve tela�a kap�lan di�er �lkelerdeki masonlar kendilerine de yasak getirilmemesi i�in b�y�k bir g�r�lt� kopard�lar. �yle ki ABD ba�kan� George Washington, teredd�tlere kap�lan Amerikal� masonlara g�vence verme ihtiyac� duydu. Bavyera'da yasaklanan Illuminati ve mason te�kilatlar� �ok ge�meden yer alt� �rg�tleriyle faaliyetlerini s�rd�rd�. Fakat bu kez Almanya d��na da uzanarak t�m Avrupa'da te�kilatlanmak i�in faaliyetlerini h�zland�rmaya ba�lad�. �rg�tlenme �al�malar�n� h�zland�rmas�nda Johann Bode adl� bir masonun �nemli katk�lar� oldu. Baz� kaynaklara g�re Goethe, Mozart, Schiller ve Herder gibi bir�ok �nl� bu �rg�t�n saflar�na kat�lm�lard�r. Yeralt� te�kilatlar�n�n yap�land�r�lmas�nda farkl� isimler kullan�ld�. �rne�in Frans�z Devrim Kul�b� ve Jacobin Kul�b� Illuminati hareketinin devam�n� sa�lamak i�in kurulmu� olu�umlard�r. Bunlar as�l �nemli faaliyetleri yer alt�ndan y�r�t�yor, ama masonlu�un �ok fazla murakabe alt�nda olmad��� yerlerde salon toplant�lar� da d�zenliyordu. Fakat bu toplant�lar� yine de halka a��k de�il, sadece �yelerin kat�labildi�i t�rden toplant�lard�. �rne�in Jacobin Kul�b� i�in tutulan salona 1300 �ye kat�l�yordu. Tamamen �yelere mahsus ve gizli olarak d�zenlenen bu toplant�lara Fransa'n�n en iyi e�itim g�rm� ve en etkin ki�ileri kat�l�rd�. Jacobin'lerin ideali, t�m kurumlar� ve krall��� ortadan kald�rarak ad�na "Yeni D�nya D�zeni" ya da "Evrensel Cumhuriyet" dedikleri bir d�zen kurmakt�. Illuminati, kelime olarak ayd�nl�k��lar veya ayd�nlananlar anlam�na geliyor. K�k olarak �talyanca'd�r. Frans�zca'da ��k anlam�na gelen la lumi�re kelimesi de ayn� k�kten gelir. Bir�ok ara�t�rmac�n�n ortak tespitine g�re fikri altyap�s� ve temeli
Tap�nak ��valyeleri'ne dayan�yor. Kurulu�undaki amac� Avrupa masonlu�unu bir �at� alt�nda birle�tirmekti. Illuminati'nin Temelini Olu�turan Tap�nak ��valyeleri Illuminati �ebekesinin fikri altyap�s�n� olu�turan Tap�nak ��valyeleri orijinal ad�yla "Tampliye Tarikat�" Ha�l� seferleri sonras�nda Kud�s'te kuruldu. Bu ad� almalar�n�n sebebi ise iddia edildi�ine g�re Kud�s kral�n�n S�leyman mabedinin bulundu�unu ileri s�rd�kleri b�lgeyi koruma g�revini kendilerine vermesiymi�. Masonlu�un da temel fikriyat�n� geli�tiren Tap�nak ��valyeleri muhtelif adlarla varl���n� s�rd�rm�t�r. Bug�n bu hareketin en �ok tan�nan kolu ise Sion Birli�i'dir. Sadece masonlu�un de�il siyonizm ideolojisinin fikriyat�n�n geli�tirilmesinde de rolleri oldu�u bilinen Tap�nak ��valyeleri k�sa zamanda b�y�k servetler elde etmi�lerdir. Bat�'n�n yaln�zca en b�y�k askeri g�c� olmakla kalmay�p ayn� zamanda en �nemli t�ccarlar� aras�nda ilk s�ralarda yer ald�lar. Tap�nak ��valyeleri hareketi bug�nk� masonlar gibi gizlili�e b�y�k �nem verirlerdi. �lgin�tir ki Bat�'ya ait oldu�u san�lan bu �rg�t�n mensuplar� Hz. �sa'y� yalanc� peygamber olarak tan�ml�yorlard�. Ha�a t�k�rmeyi, ha��n �zerine basmay� ve h�ristiyanlar�n dini de�erlerine hakaret etmeyi adeta kutsal fiiller addediyorlard�. Bunun sebebi ise as�l fikir babalar�n�n ve organizat�rlerinin yahudi k�kenli olmas�yd�. Bir ara siyasi otoritelerinin zay�flamas� sebebiyle h�ristiyanlar�n dini de�erlerine hakaret ve sald�r� su�lamalar�yla yarg� �n�ne ��kar�ld�lar ve baz�lar� �l�me mahkum edildiler. Ama daha sonra saklanmay� yani yer alt�na �ekilmeyi ba�ararak varl�klar�n� s�rd�rd�ler. Bir�ok ara�t�rmac�n�n ortak tespitine g�re masonluk hareketinin temelini de bu Tap�nak ��valyeleri hareketi olu�turur. Her iki hareketin ayn� simgeleri kullanmalar� bu y�ndeki kanaati desteklemektedir. Ayr�ca Tap�nak ��valyeleri'nin h�ristiyanlar�n dini de�erlerine hakaretten dolay� yarg�lanmalar�ndan sonra yer alt�na girmelerinin ard�ndan masonluk �rg�tleriyle ortaya ��kt�klar� tahmin edilmektedir. Bu kanaati destekleyen muhtelif tarihi belgeler ve bilgiler de bulunmaktad�r. Fakat mason karde�ler ad�yla yeniden �rg�tlenirken biraz daha tedbirli hareket etmeyi tercih etmi�lerdir. Bu kez h�ristiyanlar�n dini de�erlerini a�a��lay�c� tutum i�ine girmektense onlar� �ok rahats�z etmeyecek hatta onlar�n da kabul edebilecekleri bir fikri altyap� olu�turmaya �zen g�stermi�lerdir. Ayr�ca masonlukta gizlili�e �nem vermi�, kendilerini �ok fazla a���a vurmaktan s�rekli ka��nm�lard�r. Tap�nak ��valyeleri, Mason Biraderler ve Illuminati �ebekesi, Hepsi Ayn� Kaynaktan Beslenmi�tir Illuminati �ebekesini olu�turanlar ise hem masonluk hem de Tap�nak ��valyeleri hareketi ile irtibat� olan ki�ilerdi. Tap�nak ��valyeleri, Mason Biraderler ve Illuminati �ebekesi'nin fikriyatlar�n�, t�ren bi�imlerini, beyin y�kama metotlar�n� ve simgelerini ba��ms�z bir bak� a��s�yla inceleyenler bunlar�n hepsinin de ayn� kaynaktan beslendikleri ve ayn� amaca hizmet ettikleri �zerinde ittifak etmektedirler. Illuminati �ebekesinin Orta�a�'daki siyonizm hareketi olarak nitelendirebilece�imiz Tap�nak ��valyeleri'nin di�er ad�yla Tampliye tarikat�n�n bir devam� oldu�u konusunda fikir veren baz� bilgileri burada aktarmak istiyoruz: Nesta H. Webster'in Secret Societies and Subversive Movements adl� �al�mas�nda �nl� b�y�c� ve ok�lt uzman� Cagliostro'nun Illuminati �ebekesine kat�lmas� m�nasebetiyle d�zenlenen t�ren hakk�nda �u notlar aktar�l�yor: "��i evrak dolu demir bir sand�k a��ld�. T�reni y�neten ki�i sand�ktan el yazmas� bir kitap ald� ve ilk sayfas�n� okudu: "Bizler, Tampliyelerin B�y�k �stadlar�..." s�zlerini kanla
yaz�lm� bir and izliyordu. S�z konusu bu kitap "�lluminizm"in asl�nda t�m monar�ilere ve kiliseye kar�� bir nifak oldu�unu, ilk sald�r�n�n Fransa taht�na y�nelece�ini ve Fransa'da krall���n ��kertilmesinden sonra s�ran�n Roma'ya gelece�ini belirtmekteydi." Burada vurgulanan hususlar ger�ekten �zerinde durulmas� gereken �eylerdir: Birinci olarak: El yazmas� kitab�n bir sand�kta saklanmas� ve t�rende oradan ��kar�lmas� i�lemini ele alal�m. Sand�k yahudi literat�r�nde �zel bir mana ta��maktad�r. Yahudilerin bu konudaki dini anlay�lar�na temel te�kil eden hadiseye Kur'an-� Kerim'de de i�aret edilir. Talut ve Calut k�ssas�nda Talut'un komutanl���n�n ilahi bir h�kme dayand���n� bildirmek i�in o d�nemin peygamberinin verdi�i bilgi hakk�nda ��yle buyurulur: "Peygamberleri onlara: "Onun h�k�mdarl���n�n belgesi, size, i�inde Rabbinizden bir ferahl�k ve Musa ailesiyle Harun ailesinin geriye b�rakt�klar�ndan arta kalanlar�n bulundu�u ve meleklerin ta��d��� Tabut'un gelmesidir. E�er iman ediyorsan�z, bunda sizin i�in bir delil vard�r" dedi." (Bakara, 2/248) Burada tabut ile kastedilen bir sand�kt�r. Yahudiler bu sand���n bug�n hala d�nyada dola�t���na inan�rlar. O sand���n ta��d��� manayla irtibatland�rmak i�in de el yazmas� kutsal kitaplar�n� �zel bir sand�k i�inde saklarlar. Dini t�renlerinde kitaplar�n� bu sand�ktan ��kar�r, t�ren sonras�nda yine �zenle sand��a yerle�tirirler. �kinci olarak: Kanla yaz�lan and �zerinde durmak gerekir. Kan sembol�, siyonizmde ve bu ideolojinin temelini olu�turan dini literat�rde s�k�a kullan�lan bir sembold�r. Ancak kanla ilgili semboller genellikle gizli tutulur. (Necip el-Kiylani'nin Yahudinin Kanl� B�re�i ad�yla T�rk�e'ye terc�me edilen tarihi ve belgesel roman�nda, siyonizmin temelini olu�turan dini literat�rdeki "kan" kutsamas�na i�aret eden �nemli bilgiler ve belgeler mevcuttur.) �zerinde durulmas� gereken ���nc� husus Illuminati'nin asl�nda kiliseye kar�� oldu�u hususudur. Tap�nak ��valyeleri de kiliseye kar�� tav�r alan ve h�ristiyanlar�n dini de�erlerine hakaret eden bir hareketti. Ama bu konuda izledikleri tutum tepkilere yol a��nca ve bir�ok idam cezas�na kap� a�an yarg�lamalara sebep olunca s�z konusu tarikat yer alt�na �ekilmi�, ard�ndan farkl� bir y�zle ortaya ��km�t�. Fakat bu farkl� y�z�nde h�ristiyanlar�n de�erlerini hedef alan, bu de�erlere hakaret anlam� i�eren tav�rlar pek d�a yans�t�lm�yordu. Ger�ekte ise bu konuda de�i�en bir �ey yoktu. Aradaki tek fark bu d�manl���n art�k bir "nifak"a d�n�mesiydi ki bu husus da yukar�daki notta vurgulanmaktad�r. D�rd�nc� husus Illuminati'nin Avrupa'daki monar�ilere kar�� bir hareket oldu�unun vurgulanmas�d�r. Bu tutum �zellikle entelekt�el kesimin ilgi ve deste�inin kazan�lmas�n�n en �nemli sebebiydi. Ne var ki entelekt�el kesimde ortaya ��kan monar�i kar��tl���n�n Illuminati taraf�ndan y�nlendirilmesi, monar�ik d�zenlerin yerine ge�ecek y�netimlerin tek merkezden kontrol edilmesine ve bu kontrol�n de Illuminati �ebekesinin elinde olmas�na f�rsat verecekti. �lk do�u� yeri olan Bavyera'da yasaklanmas�ndan sonra a��rl�k merkezini Fransa'ya ta��yan Illuminati hareketinin bu �lkedeki monar�ik d�zene kar�� �al�malara a��rl�k vermesi dikkat �ekmektedir. Daha �nce de s�z etti�imiz �zere, Illuminati'nin bir devam� durumundaki Jacobin Kul�b�'n�n �yeleri monar�ik d�zeni y�k�p yerine Yeni D�nya D�zeni yahut Evrensel Cumhuriyet olarak adland�rd�klar� yeni bir y�netim getirmeyi bir ideal olarak g�r�yorlard�. 1785'te Almanya'dan kovulan Illuminati'nin Fransa'da bu �al�malar� h�zland�rmas�n�n �zerinden �ok fazla zaman ge�meden 1789'da Frans�z Devrimi'nin ger�ekle�mesi bir tesad�f olmasa gerek. Frans�z Devrimini haz�rlayan sebepleri ve geli�meleri inceledi�imizde �ok ilgin� �eylerle kar��la��r�z. Bak�n William T. Still'in New World Order adl� eserinde ne deniyor: "1789 y�l�n�n ilkbahar ve yaz aylar�nda �lluminatilerin tah�l piyasas�nda ger�ekle�tirdikleri manipulasyonlar sonucunda yapay bir bu�day darl��� yarat�ld�. Bu durum o denli geni� bir a�l��a yol a�t� ki, t�m �lke k�sa zamanda ayakland�. Olaylar�n ba��n� �eken ki�i, Fransa B�y�k Do�usu'nun B�y�k �stad� Orleans D�k� idi. �lluminatiler, halk�n �ekti�i ac�lar� bir ara� olarak kullanarak yaratt�klar� huzursuz ortam�n devrimci eylemlerine yararl� olaca��n� planlam�lard�. Ger�ekten
de, besin stoklar�n� bloke ederek ve Ulusal Meclis'te t�m reform giri�imlerini engelleyerek, durumu iyice k�t�le�tirdiler ve halk� tam anlam�yla a�l��a mahkum ettiler... 14 Temmuz g�n� Bastille ya�maland�. �zg�r b�rak�lan tutuklu say�s� yaln�zca yedi idi. Frans�z tarih�iler bug�n, eylemin as�l amac�n�n Bastille'i y�kmak ve tutuklular� kurtarmak olmad���n� belirtiyorlar. As�l ama� Bastille'de saklanan barut ve sil�hlar� ele ge�irmekti. B�ylece sil�hlanan Jakobenler, 22 Temmuz g�n�nden ba�layarak o g�ne dek e�i g�r�lmemi� ve titizlikle planlanm� bir ihtil�l giri�imini sahneye koydular. Bu d�nem tarihte "B�y�k Korku" diye adland�r�lacakt�r... �ncelikle t�m �lkede e�zamanl� bir panik duygusu yarat�ld�. K�yden k�ye, kentten kente giden atl�lar, yurtta�lara "haydutlar�n!" yakla�makta oldu�unu ve kendilerini korumak istiyorlarsa sil�ha sar�lmalar� gerekti�ini bildirdiler. Ayr�ca, t�m bu olaylar�n sorumlular�n�n malik�nelerde ve �atolarda gizlendikleri, bizzat kral�n buralar� ate�e vermelerini buyurdu�u yurtta�lara s�ylendi. Fransa kral�na ba�l� olan halk bu emirlere uydu. Art�k alevlerin denetlenmesi imkans�zd�, ya�ma ve y�k�m s�rerken, anar�i gittik�e yayg�nla��yordu... Paris sokaklar� ter�re teslim olmu�tu...1793 Kas�m'�nda t�m Fransa'da rahiplerin �ld�r�lmeye ba�lanmas�, dine kar�� bir kampanyan�n y�r�rl��e girdi�ini ortaya koyuyordu. T�m mezarl�klara, �lluminatilerin �nl� slogan� olan "�l�m Sonsuz Bir Uykudur" s�zlerini i�eren yaz�lar as�lmaya ba�land�. Paris'teki kiliselerde "Ak�l Bayramlar�" ad� alt�nda e�lentiler d�zenleniyor, fahi�eler tanr��a gibi tahta ��kar�l�yorlard�. Bu t�renlerin bir ad� da "Exoterion"du ve Weishaupt'un kaleme ald��� "A�k Tanr��as�n�n Kutsanmas�" adl� bir �iiri �rnek al�yorlard�... Thomas Jefferson, �� y�l s�ren Fransa el�ili�inden 1791'de Amerika'ya geri d�nd���nde, t�m bu k�y�m� "ne g�zel bir devrim" diye tan�mlam� ve t�m d�nyaya yay�lmas�n� umut etti�ini yazm�t�r. Jefferson, neredeyse t�m Fransa halk�n�n Jakoben oldu�una inand���n� a��klam�t�r. Ona g�re, bu b�y�k �o�unluk, ulusal iradeyi a��k�a ortaya koymaktayd�... 1793 y�l�n�n sonlar�na do�ru, yeni devrim y�netimi say�lar� y�z binlere ula�an i�sizlerle y�z y�ze kald�. Devrimin �nderleri, sonradan b�t�n diktat�rlerin taklit edece�i yeni bir "ter�r" projesini uygulamaya ge�irdiler: N�fus azalt�lmas� Ama� Fransa'n�n yirmi be� milyona ula�an n�fusunu on alt� milyona indirmekti. Robespierre, n�fusun azalt�lmas�n� ka��n�lmaz buluyordu. N�fusun azalt�lmas� ile g�revli devrim komitesi �yeleri, gece g�nd�z harita ba��nda her kentte ka� kellenin kopart�lmas� gerekti�ini hesapl�yorlard�. Devrim mahkemeleri kimlerin �lmesi gerekti�ine karar veriyor ve sonu gelmez bir kurban s�r�s� giyotinin yolunu tutuyordu. Yaln�zca Nantes'de, bir gece i�inde 500 kimsesiz �ocuk kent mezbahas�nda �ld�r�l�yor, 144 yoksul kad�n nehre f�rlat�l�yordu." Frans�z Devrimi'nde masonlar�n rol�ne i�aret amac�yla Nesta H. Webster de Secret Societies and Subversive Movements adl� eserinde �unlar� yaz�yor: "1789 y�l�nda krall���n y�k�lmas� ile birlikte, 10 A�ustos g�n�nden ba�layarak �� renkli Frans�z bayra�� devrimin k�z�l bayra�� ile de�i�tirildi. "Ya�as�n Kral Orleans" ���l�klar� ile masonlar�n "�zg�rl�k, E�itlik, Karde�lik" sesleni�i sokaklar� kaplad�." �te b�yle bir devrim, d�nyadaki kalabal�k kitleleri y�nlendiren medya organ� taraf�ndan yeni bir �a� a�an, d�nyay� demokrasi ile tan�t�ran son derece �nemli bir olay olarak lanse edilmi�tir. �lluminati �ebekesinde �hanetin Cezas� �l�md�r
�lluminati ad�n� ve �yelerini inan�lmaz bir s�r gibi saklayan �l�mc�l bir kurulu�tur. Bug�n hemen her �lkede mevcuttur. �zel e�itim, t�ren ve alt k�lt�rlerden gelmeyenler �lluminati'ye kabul edilmezler. ABD ba�kanlar�n�n pek �o�u �lluminati'den ya icazet al�rlar ya da �yesidirler. �lluminati o kadar gizlidir ki, varl���ndan bile bahsedilmez. Bu gizli �rg�te ihanet edenlerin cezas� kay�ts�z �arts�z �l�md�r. Illuminati'nin NATO ile veya Gladyo gibi yeralt� �rg�tleri ile de ili�kisi oldu�u bilinmektedir. �n�allah bu ili�kiden ileride s�z edece�iz. Irk��l���n Babas� Cecil Rhodes ve Illuminati 19. y�zy�l�n ikinci yar�s�nda Illuminati �ebekesi'nin en �ok �ne ��kan ad� Cecil Rhodes adl� �ngiliz siyaset�idir. Bu ki�i G�ney Afrika'y� t�m�yle yerlilerin ellerinden alarak s�m�rgecili�in kontrol�ne sokan adamd�r. G�ney Afrika topraklar�n� ayn� zamanda olduk�a insafs�zca y�netmi� ve ��kard��� fitnelerle yerli halktan pek �ok insan�n k�r�lmas�na sebep olmu�tur. Zaten G�ney Afrika'y� s�m�rgecilerin kontrol�ne sokmas�ndaki ba�ar�s� izledi�i fitne politikalar�ndan kaynaklan�yordu. �zledi�i fitne politikas�nda se�ti�i iki kabileyi birbirine d��r�yor, bu iki kabilenin fertleri iyice birbirlerini k�r�ncaya kadar hadisenin d��nda kalmaya yahut bir yandan ate�in �zerine benzin d�kmeye devam ediyordu. Her iki kabile de iyice zay�f d�t�kten sonra m�dahale ediyor, "bar� ve anla�ma" sa�lama iddias�yla her ikisini birden kontrol�ne al�yordu. Bu ama�la: "�nce sorun ��kar, sonra ��z�m �ner" teorisini geli�tirmi�ti. Irk ayr�m� politikas�n�n fikir babas� da odur. Onun bu fikriyat� y�z�nden G�ney Afrika'n�n yerlileri ve as�l sahipleri olan siyahlar y�llarca zulme, a�a��lanmaya maruz kald�lar. Rhodes, politik alanda bu oyunlar� �evirirken kendisi de G�ney Afrika'n�n b�t�n zenginliklerine kondu. Elmas kayna�� y�n�nden olduk�a zengin olan G�ney Afrika'n�n elmas tarlalar�n� i�leterek hayal edebilece�inin �ok �st�nde servete sahip oldu. Bug�nk� Rhodesia adl� �lke de ad�n� onun soyad�ndan al�r. �te bu Rhodes, 19. y�zy�l�n sonuna do�ru Londra'da olduk�a etkili bir faaliyet merkezi olu�turan Illuminati �ebekesini devreye soktu. Bu �ebekenin amac� ise d�nyay� tek merkezden y�netmek, dolayl� s�m�rgecili�in �engeline tak�lan devletlerin y�neticilerini yeti�tirmek ve onlar vas�tas�yla b�t�n d�nyaya kumanda etmekti. Bu ama�la Rhodes Burslar� ad�yla gelece�in y�neticisi olacak �niversite ��rencilerine yard�m ve onlar�n murakabe edilmesi amac�yla bir organizasyon olu�turdu. Rhodes bursuyla okuyan ��renciler di�erlerinden baya�� farkl� kabul ediliyordu. ��nk� onlar belli bir ama� i�in haz�rlan�yordu. Onlar �lkelerine d�nd�klerinde y�netim, ekonomi ve medya alan�nda �nemli noktalara yerle�ebilmek i�in �al�acaklard�. Bunun yan� s�ra gittikleri yerlerde Illuminati �ebekesinin temsilcisi olarak �al�acaklard�. Illuminati �ebekesi onlar� �lkelerine d�nd�klerinde kendi gayretleriyle ba� ba�a b�rakmayacak hedeflenen noktalara yerle�meleri i�in gerekli irtibatlar� kuracak, bu ama�la siyasi bask� g�c�n� kullanacakt�. Illuminati �ebekesi Rhodes burslar�yla okuyan �niversite ��rencileri i�in ayn� zamanda bir beyin y�kama mekanizmas� olarak �al��yordu. Onlar� belirlenen ama�lara hizmet etmelerini sa�layacak fikirlerle donatmak i�in �abal�yordu. Kendilerine d�nya hesaplar� a��s�ndan parlak bir gelecek haz�rlamak isteyenler i�in de Rhodes burslar� sadece bir e�itim bursunun yani maddi yard�m�n temin edilmesinden ibaret de�ildi. Bunun �ok �ok �tesinde bir anlam ta��yordu. Bu y�zden maddi durumlar� iyi olan ��renciler de bu Rhodes burslar� organizasyonuyla irtibat kurmak i�in f�rsatlar� de�erlendiriyorlard�. Talep �ok oldu�u zaman da Rhodes burslar�n� koordine edenler a��s�ndan i� kolayla��yordu. ��nk� ama�lara uygun olanlar� se�me ve gerekti�inde aralar�ndan eleme yapma imkan� do�uyordu. D�nyadaki bir�ok �nemli y�netici Rhodes burslar�yla �niversite tahsilini
ger�ekle�tirmi�tir. Bunlardan biri de ABD'de iki d�nem ba�kan se�ilen Bill Clinton'dur. Cecil Rhodes, 1902'de �l�rken t�m mal varl���n�n Rhodes burslar� i�in kullan�lmas�n� vasiyet etti. Vitrinde Rhodes, Arkada Rothschild Ailesi Buraya kadar verdi�imiz bilgilerden Illuminati �ebekesinin etkili k�l�nmas�nda ve Rhodes burslar� organizasyonunun olu�turulmas�nda Cecil Rhodes'in ad�n�n �ne ��kt��� anla��l�yor. Fakat onun arkas�nda duranlar ve as�l i�in sermayesini sa�layanlar farkl�yd�. O da Rothschild ailesi. Peki neyin nesidir bu aile? Bu aile bankac�l�k alan�nda tam anlam�yla bir saltanat olu�turmu� olduk�a zengin bir aileydi. Fakat burada dikkatlerden ka�mamas� gereken husus bu ailenin yahudi az�nl��a mensup oldu�udur. Bu aile maddi g�c�n� kullanarak siyasi alanda pek �ok i� becermi�tir. Hatta Hitler'le de yak�n irtibat� oldu�u bilinmektedir ki in�allah bu hususa ileride temas edece�iz. Yuvarlak Masa Teorisi Illuminati �ebekesinin temel amac� b�t�n d�nyay� tek merkezden y�netebilmek i�in eli her tarafa uzanabilen bir a� olu�turmakt�. Fakat bunun ger�ekle�mesi i�in birbirleriyle irtibatl� birtak�m alt mekanizmalar�n olu�turulmas�na ihtiya� vard�. �te bundan dolay� bir Yuvarlak Masa (The Round Table) teorisi geli�tirildi. Bu teoriye g�re �ekillendirilecek organlar, �stlendikleri g�revlere g�re kendi aralar�nda bir irtibat a�� kuracak, bilgi al� veri�inde bulunacak ve d�nya �lkelerini y�nlendirecek politikalar geli�tireceklerdi. Yuvarlak Masa organlar�n�n elemanlar� kendi �lkelerinde etkili ki�iler olacaklard�. Yuvarlak Masa teorisi ilk olarak 1877'de John D. Rockefeller, Cecil Rhodes, John P. Morgan, Andrew Carnegie ve Mayer A. Rothschild'dan olu�an be�li taraf�ndan ortaya at�lm�t�r. Bunlar�n hepsi de Illuminati �ebekesinin �yeleriydi ve ��� yani Rockefeller, Morgan ve Rothshild yahudi k�kenliydi. Yuvarlak Masa ve Birinci D�nya Sava�� Yuvarlak Masa'n�n se�kin �yeleri, Birinci D�nya Sava�� �ncesinde �lkelerindeki sava� komitelerinde �nemli g�revler �stlenmi�lerdi. Bu ki�iler siyaset sahnesinde, birbirlerine z�t �lkeleri temsil ediyor ama Yuvarlak Masa'da bir araya gelebiliyorlard�. Bu ki�ilerin sava��n �artlar�n� ve sebeplerini kendi elleriyle haz�rlad�klar�, Birinci D�nya Sava��'n�n arkas�nda duran ger�eklerin alt�n� kurcalama zahmetine katlanan ara�t�rmac�lar�n dikkatinden ka�mam�t�r. Bu ki�iler sava� esnas�nda da �lkelerinin sava� komitelerindeki �st g�revlerini s�rd�rm�lerdir. Sava� sonras�nda ortaya ��kan �artlar Illuminati �ebekesinin hesap ve planlar�na daha da uygundu. Sava��n ate�ini yakan ve d�rt y�l boyunca �zerine gaz d�ken Yuvarlak Masa �yeleri, 1919'da Fransa'n�n ba�kenti Paris yak�nlar�nda Versailles Bar� Konferans�'nda bir araya gelmi� ve sava� sonras� �artlarda d�nyaya nas�l �ekil verebileceklerini tart��yorlard�. Bu toplant�da bir araya gelen Alfred Milner, Edward Mandel ve Bernard Baruch, Yuvarlak Masa'n�n se�kin �yeleriydi ve zaten kendilerinin ��kard��� sava��n ortaya ��kard��� �artlar� de�erlendirme konusunda g�r� al� veri�inde bulunuyorlard�. Bunlardan Alfred Milner, Yuvarlak Masa'n�n lideriydi. Konferansa kat�lanlar�n bir�o�u, daha �nce s�z�n� etti�imiz �nl� banka hanedan� Rothschild ailesinin fertleri taraf�ndan �nerilmi�ti. Bu ailenin yahudi az�nl��a mensup oldu�unu daha �nce belirtmi�tik. Filistin topraklar�nda bir yahudi devletinin kurulmas�yla ilgili politikalar�n geli�tirilmesinde karanl�k gizli �rg�tlerin �nemli rol� olmu�tur. Versailles Bar� Konferans�'nda al�nan kararlar�n aras�nda da Filistin'de bir yahudi devleti kurulmas� vard�.
Hotel Majestic'te Yap�lan Toplant� Birinci D�nya Sava�� sonras�nda yap�lan �nemli bir toplant� da Paris'teki Hotel Majestic'te ger�ekle�tirilen toplant�d�r. Bu toplant�da Yuvarlak Masa'n�n baz� organlar�n�n olu�turulmas�yla ilgili kararlar al�nd�. Bu kararlar do�rultusunda 1920'de D� �li�kiler Komitesi, 1921'de de Kraliyet Uluslararas� �li�kiler Enstit�s� kuruldu. Bu organlar�n y�netiminde Rothschild ve Rockefeller aileleri her zaman s�z sahibi olmu�lard�r. Bu ailelerin her ikisi de yahudi az�nl��a mensuptular. Rothschild ailesi Avrupa'daki, Rockefeller ailesi ise Amerika'daki yahudi az�nl���n ileri gelenlerindendi. D� �li�kiler Komitesi (Council of Foreign Relations-CFR) D� �li�kiler Komitesi (CFR), Gizli D�nya Devleti'nin en �nemli organlar�ndan biridir ve Yuvarlak Masa teorisine g�re �ekillendirilmi� organizasyonlar�n da eskilerindendir. Bu y�zden CFR �zerinde biraz ayr�nt�l� bir �ekilde durmak gerekmektedir. CFR, 21 Temmuz 1921'de New York'ta kuruldu. Kurulu�unda yahudi k�kenli Walter Lippmann'�n �nemli rol� olmu�tur. Fakat bu olu�umun kurulmas�yla ilgili ilk karar daha �nce de s�yledi�imiz �zere Birinci D�nya Sava�� sonras�nda toplanan Versailles Bar� Konferans�'nda al�nd�. CFR, 2. D�nya Sava��'nda �ok �nemli bir rol oynam�t�r. Foreign Affairs adl� �nl� dergi bu �rg�t�n yay�n organ�d�r. Bu dergi vas�tas�yla d�nya kamuoyu �zerinde bir politik y�nlendirme yapmaya �al�maktad�r. G�r�n�te CFR'nin �al�malar�n�n pek gizli olmad��� ileri s�r�lmektedir. Ger�ekte ise di�er Gizli D�nya Devleti organlar� gibi son derece gizli �al�maktad�r. Ancak y�nlendirme ama�l� faaliyetlerini d�a yans�tmakta ve bu yans�tma ile a��ktan �al�t��� intiba� vermeye gayret etmektedir. CFR'nin bug�n finans, ileti�im, akademi, istihbarat, teknoloji alanlar�nda en etkin konumlarda bulunan 3500 civar�nda �yesinin oldu�u san�lmaktad�r. �zellikle Amerika'daki istihbarat �rg�tleri �zerinde olduk�a g��l�d�r. FBI, CIA, DIA, DEA ve ba�ka istihbarat �efleri bu �rg�t�n de eleman�d�r ve CFR'nin ilkelerinden d�ar� ��kamazlar. Gizli D�nya Devleti'nde �nemli etkinli�i olan Rockefeller ailesinin bir ferdi olan David Rockefeller, CFR'nin onursal ba�kan� olarak kabul edilmektedir. ABD'nin eski ba�kanlar� Bill Clinton ve Jimmy Carter, Antony Lake, eski ba�kan yard�mc�s� ve son ba�kanl�k se�imlerinde o�ul Bush'un rakibi olan Al Gore, George Bush (baba ve o�ul her ikisi de), o�ul Bush'un ba�kan yard�mc�s� Dick Cheney, eski bakan Warren Christopher, Savunma bakan� Colin Powell, Les Aspin, eski CIA direkt�r� James Woolsey, yine CIA eski direkt�r� Robert Gates, ABD hava kuvvetlerinin eski sekreteri Donald Rice, ABD'nin eski Pakistan b�y�kel�isi Robert Oakley, ABD eski D�i�leri bakan� ve ay� zamanda bu �lkedeki yahudi lobisinin ba��n� �eken Henry Kissenger, eski Savunma bakanlar� James Baker, Donald Ramsfeld ve Casper Weinberger, Jimmy Carter d�neminin ulusal g�venlik dan�manlar�ndan Zbigniew Brzezinski, baba George Bush d�neminin ulusal g�venlik dan�manlar�ndan general Brent Scowcroft, eski hazine bakan� Lloyd Bentsen, eski devlet bakan� George Shultz, eski ticaret bakan� Robert Mosbacher, ABD'li �nl� finans�r ve para piyasalar�nda spek�lasyonlar yaparak milyarlar kazanmas�yla tan�nan, Soros Vakf� vas�tas�yla d�nya �lkelerinin gelece�i i�in Gizli D�nya Devleti'ne hizmet edecek y�neticiler yeti�tirmeye �al�an yahudi k�kenli George Soros ABD'nin CFR �yesi �nl�lerinin ba��nda gelir. Bu isimler ABD politikas�nda s�z sahibi ya da ge�mi�te s�z sahibi olmu� CFR �yesi �nl�lerin sadece az bir k�sm�n� te�kil etmektedir. CFR �yelerinin bir�oklar� ayn� zamanda Bilderberg ve/veya SBS �yesidirler. CFR'nin T�rkiye'den de �yeleri mevcuttur. Ayd�nl�k gazetesinde yer alan bir yaz�da
Rahmi Ko�'un CFR'nin T�rkiye temsilcisi oldu�u ve �rg�t�n, �ubat 2001'de Ko� Holding binas�nda Rahmi Ko�'un ev sahipli�inde bir toplant� yapt��� ileri s�r�lm�t�r. Bilderberg Gizli D�nya Devleti'nin ismi en �ok duyulan organlar�ndan biri Bilderberg'dir. Asl�nda Bildirberg, Illuminati �ebekesinin emellerini ger�ekle�tirmek amac�yla geli�tirdi�i Yuvarlak Masa teorisine g�re ortaya ��kar�lm� bir olu�umdur. Fakat Illuminati �ebekesinin ortaya ��kmas�ysa Bilderberg'in kurulmas� aras�nda 177, Yuvarlak Masa teorisinin ortaya at�lmas�yla aras�nda ise 77 y�l vard�r. Yuvarlak Masa'n�n en eski organlar�ndan olan CFR'den ise 33 y�l sonra ortaya ��km�t�r. Yukar�da �zerinde durdu�umuz CFR'nin a��rl�k merkezini Amerika olu�turuyordu. Bu y�zden Bilderberg, CFR ve �teki �rg�tlerin Avrupa aya��n� ve etkinli�ini te�kil etmek i�in Hollanda'da Oosterbeek �ehrinde Bilderberg Oteli'nde 1954'te kurulmu�tur. Kurulu�un ger�ekle�tirildi�i otelin sahibi de Hollanda kral�yd�. �rg�t de ilk toplant�n�n ger�ekle�tirildi�i otelin ad�n� alarak Bilderberg Group (Bilderberg Grubu) diye adland�r�lm�t�r. Bilderberg Grubu'nun kurucular� aras�nda Hollanda prensi Bernhard ve Polonyal� sosyolog Dr. Joseph Hieronim Retinger de vard�r. Retinger, Bilderberg'in fikir babas� olarak bilinir. Ayn� zamanda CFR �yesidir. Bilderberg'in kurulu�unda, ABD istihbarat �rg�tlerinin, �zellikle CIA'nin rol� oldu�u �ok iyi bilinmektedir. Prens Bernhard ise eski bir Nazi SS �yesidir. (Nazi SS'den ileride s�z edece�iz). 1937'de Hollanda prensesi ile evlenmi�tir, ama Nazilerle olan yak�n ba�lar� �ok iyi bilinmektedir. Bilderberg'in olmas� konusu gizli ellerin orada girmeyi
kurucucular� aras�nda yer alan Prens Bernhard'�n Nazi SS �yesi �zerinde biraz durmak gerekmektedir. Fakat Hitler'in y�kseli�inde rol� hakk�nda �zel bir b�l�m gelece�inden bu konunun ayr�nt�s�na tercih ediyoruz.
Bilderberg'in kurulu�unda zikretti�imiz iki isim ge�mekle birlikte as�l �nemli rol oynayanlar ve finans�rl�k yapanlar Gizli D�nya Devleti organlar�nda ismi s�k�a ge�en Rothschild ailesidir. Bu �al�mada Amerikal� Rockefeller ailesi taraf�ndan da desteklenmi�lerdir. Bilderberg, d�nyan�n y�netimi ve k�reselle�me konusunda her y�l farkl� �lkelerde toplant�lar yapar. Toplant�lar son derece gizli �artlarda ve �zel ortamlarda yap�l�r. Toplant�lar� genellikle her y�l�n May�s ay�n�n son haftas�na denk gelmektedir. Kat�lanlar yakla��k �� g�nl�k toplant� s�resince d� d�nya ile ba�lant�lar�n� koparmak zorunda kal�yorlar. Kat�lanlar toplant�larda neler konu�uldu�u de�il nelerin g�ndeme geldi�i hakk�nda bile herhangi bir bilgi vermekten ka��n�rlar. �rg�t�n �yesi olanlar�n d��nda hi�bir gazeteci veya yazar toplant�ya al�nmaz. �ye olanlar da d�ar�ya bir �ey s�zd�rmazlar. Dolay�s�yla medyan�n toplant�lar�n i�eri�i hakk�nda herhangi bir bilgi edinmesi m�mk�n de�ildir. Toplant�larda gizlilik prensibinin eksiksiz uygulanabilmesi i�in dikkat edilen baz� hususlar� burada zikredelim: Grup her y�l yapt��� d�zenli toplant�larda, toplant� yap�lan otelin b�t�n�n� tutar ve bina g�venlik g��leri taraf�ndan yak�n korumaya al�n�r. �� g�n s�ren bu toplant�lara �yelerin e�leri bile �a�r�lmaz. Toplant�larda not tutulmas� yasakt�r. Kat�lanlardan konu�ulanlar� d�ar�ya s�zd�rmayacaklar� �zere yemin al�rlar. �imdiye kadar d�zenlenen toplant�lara bir�ok yazar da kat�lm� ama bu ki�iler kat�ld�klar� toplant�lar�n i�eri�i hakk�nda tek sat�r bile yazmam�lard�r. Bu da gizlilik prensibine ne kadar s�k� bir �ekilde ba�l� kal�nd��� hakk�nda yeterince fikir vermektedir. Bu toplant�lar�n ne derece
b�y�k bir gizlilik i�inde y�r�t�ld���n� grubun etkinliklerini ara�t�ran Robert Eringer, "Bilderberg Group, The Global Manipulators" adl� kitab�nda dile getirir. Eringer, kitab�n �al�ma safhas�nda toplant�lara muhtelif tarihlerde kat�lan d�i�leri bakanlar�na ve CIA'ye yazd��� mektuplara �a��rt�c� cevaplar al�yor. Gelen cevaplarda sorulara muhatap olan ki�iler b�yle bir grubun varl���n� bilmediklerini belirtirler. �rg�t�n "Spotlight" isimli bir dergisi yay�nlanmaktad�r. ABD'li gizli �rg�t ve CFR �yelerinin bir�oklar� ayn� zamanda Bilderberg �yesidir. Asl�nda Bilderberg, CFR'nin �ok daha gizli bir bi�imde uluslararas� boyuta yay�lm� halidir. Amac� Yeni D�nya D�zeni'ni ve ABD-�ngiltere h�kimiyetini ve emperyalizmini t�m d�nyaya yaymakt�r. Her y�l yap�lan �ok gizli ortamdaki toplant�lar�n� hem CIA, hem de toplant�n�n yap�ld��� �lkenin istihbarat �rg�t� kontrol eder. Bilderberg kararlar�n�n devlet y�neticilerinin de�i�tirilmesinde de �nemli rol� oldu�una inan�lmaktad�r. �ngiltere'nin eski ba�bakan� Margaret Thatcher'�n y�kseli�i ve d��� buna �rnek g�sterilir. Thatcher'in 1975'te Bilderberg toplant�lar�na kat�lmas�n�n ard�ndan y�ld�z�n�n biri birden parlamas�, bu geli�menin hemen ertesinde yap�lan �ngiltere genel se�imlerinde masonlar�n deste�iyle ba�bakanl��a se�ilmesi ve bu g�revini 3 d�nem �st �ste s�rd�rm� olmas�, bir�oklar�n�n ortak g�r��ne g�re Bilderberg kararlar�yla onun desteklenmesi sayesinde olmu�tur. Daha sonra g�zden d�mesinin ve y�ld�z�n�n biri birden s�nmesinin sebebinin de Bilderberg grubunun, �ngiltere'deki kraliyet rejimine direnmesi taleplerine itiraz etmesi oldu�u Jim Tucker adl� bir �ngiliz gazeteci taraf�ndan dile getiriliyor. Thatcher'in d���nden sonra Tony Blair'in y�kseli�e ge�mesinde de Bilderberg'in �nemli rol oynad��� tahmin ediliyor. ��nk� Blair de, Bilderberg toplant�s�na kat�lmas�ndan sonra �ngiltere ba�bakanl���na se�ilmeyi ba�ard�. ABD'nin son d�nem ba�kanlar�ndan Jimmy Carter, baba George Bush ve Bill Clinton'un i� ba��na gelmesinde Bilderberg kararlar�n�n etkili oldu�u konuyla ilgili ara�t�rmalarda vurgulanmaktad�r. Bilderberg grubu �zerinde siyonistlerin sultas� �o�unlukla a���a ��kar�lmaz. Oysa i�in ger�e�inde grubun karar mekanizmas�nda yer alanlar yahudilerdir. Hatta grubun as�l y�netim merkezinin Kud�s'te oldu�unu iddia edenler vard�r. Kud�s'te 70 hahamdan olu�an Sanhedrin grubunun ba� hahamlar�n�n �rg�t hiyerar�isinin en �st noktas�nda bulundu�u baz� kaynaklarda vurgulanmaktad�r. Bu konudaki bilgiler gizli tutulsa da Bilderberg'in Amerika'daki yahudi lobisinin en �nemli �rg�tlerinden B'nai B'rith ile i�birli�i i�inde oldu�u art�k gizlenemeyecek kadar a��kt�r. Bilderberg toplant�lar�n�n ana amac� d�nya siyaseti �zerinde �nceden programlamalar yapmak ve projeler geli�tirmektir. Konu�ulacak ve tart��lacak konular �nceden tespit edilir. Ama bu tespiti �rg�t hiyerar�isinin �st kademesinde yer alanlar yapar. Kat�lanlar ise sadece g�r� beyan ederler. Fakat kat�l�mc�lar say�ca �ok oldu�undan g�r� beyan etme s�resi olduk�a k�sad�r. Konu�tu�u konuda uzman olanlara 5, uzman olmayanlara 3 dakika konu�ma s�resi tan�n�r. S�re kontrol� ��k sistemiyle yap�ld���ndan kimse s�resini a�ma imkan� bulamaz. Buradan anlad���m�za g�re bu g�r� beyan etme i�i bir bak�ma ye�illik olsun diye yap�lmakta, karar mekanizmas�nda yine �st kademeyi olu�turanlar�n s�zleri birinci derecede etkili olmaktad�r. Kat�lanlar ise siyaset sahnesinde ilerleyebilmek i�in kararlar� uygulama zorunlulu�u duyduklar�ndan kendilerinden isteneni yapma d��nda bir se�enek bulamamaktad�rlar. Al�nan kararlar herhangi bir �ekilde yaz�l� veya g�rsel kayda ge�irilmez. Herkes kararlar� akl�nda tutmak ve yeri geldi�inde hat�rlamak zorundad�r. Bilderberg toplant�lar�na kat�lan �st d�zey devlet adamlar� al�nan kararlar�,
kendi �lkeleri aleyhine olsa da uygularlar. Bilderberg Grubu zaman i�inde �ye say�s�n� baya�� art�rm� ve etki alan�n� geni�letmi�tir. Zikretti�imiz di�er gizli �rg�tlerle de i�birli�i i�inde oldu�undan, g��lerini belli bir noktada birle�tirmektedirler. Bilderberg'in bug�ne kadar d�zenlenen toplant�lar�n�n iki tanesi T�rkiye'de oldu. Bunlar�n birincisi 1959'da �stanbul ��nar Otel'de ikincisi ise 1975'de �e�me Alt�n Yunus tatil k�y�nde ger�ekle�tirildi. T�rkiye'de son 50 y�ld�r ba�a ge�en �nl� politikac�lar�n bir�o�unun Bilderberg �yeleri aras�nda adlar� ge�mektedir. Baz�lar�n�n bu toplant�lara kat�ld���na dair medyaya yans�m� bilgiler bulunmaktad�r. B�lent Ecevit ve S�leyman Demirel'in 1975'te T�rkiye'de, �e�me'de d�zenlenen toplant�ya kat�ld�klar� bilinmektedir. Mesut Y�lmaz 1990'da New York'ta d�zenlenen toplant�ya kat�lm�t�r. Yine Bilderberg �al�malar�yla ilgili ara�t�rmalarda ge�ti�ine g�re 1995 toplant�s�na Meclis eski ba�kan� Hikmet �etin, tan�nm� akademisyen Prof. Dr. �erif Mardin ve Cem Boyner, 1996 toplant�s�na eski bakanlardan Emre G�nensay ve Merkez Bankas� ba�kan� Gazi Er�el, 1997 toplant�s�na eski bakan Vahit Halefo�lu, Sabah gazetesinin sahibi Din� Bilgin, Enka Holding'ten Sinan Tara, Prof. Dr. �st�n Erg�der, 1998 toplant�s�na �ktisadi Kalk�nma Vakf� ba�kan� Meral Gezgin Eris, Ko� Holding'ten Suna K�ra�, �zelle�tirme �daresi ba�kan� U�ur Bayar, emekli b�y�kel�i G�rb�z Aktan ve D�i�leri bakan� �smail Cem, 1999 toplant�s�na H�rriyet gazetesinin Ankara temsilcisi Sedat Ergin, Merkez Bankas� ba�kan� Gazi Er�el, T�S�AD ba�kan� Erkut Y�ceo�lu ve Ko� Holding'ten Suna K�ra�, 2000 toplant�s�na Sosyal �ler Komisyonu �yesi ve d�nemin NTV y�neticisi Nuri �olako�lu ve T�S�AD �yesi Muharrem Kayhan, 2001 toplant�s�na Gazi Er�el, emekli b�y�kel�i �zdem Sanberk, 2002 toplant�s�na ise D�nya Bankas�'ndan b�y�k �mit ve hesaplarla T�rkiye'ye getirtilen Kemal Dervi� ile birlikte birka� ki�ilik bir ekip kat�ld�. Bunlar�n d��nda da kat�lanlar oldu tabii ki. �adam� Selahattin Beyaz�t'�n daimi �ye s�fat�yla her sene kat�ld��� medya kaynaklar�nda belirtilmektedir. Onun d��nda da bir�ok daimi �ye bulunmaktad�r. Ayd�nl�k gazetesinin yay�nlad��� bir listeye g�re Bilderberg'in T�rkiye �yeleri �u ki�ilerdir: Selahattin Beyaz�t, �ar�k Tara, B�lent Eczac�ba��, Jak Kamhi, Sak�p Sabanc�, Mehmet Emin Karamehmet, S�leyman Demirel, B�lent Ecevit, Erdal �n�n�, Mesut Y�lmaz, Hikmet �etin, �smail Cem, �lter T�rkmen, Kemal Dervi�. Fakat bu arada Bilderberg toplant�s�n�n kendi i� hiyerar�isi a��s�ndan daimi �yelik, �yelik ve herhangi bir toplant�ya kat�lma aras�nda fark oldu�unu hat�rlatal�m. Bununla birlikte toplant�lara kat�lmak da grupla bir ba� kurmay� ve siyasi sahnede grubun kararlar�na ters d�ecek tutumdan ka��nmay� beraberinde getirir. ABD'nin eski D�i�leri bakan� ve Amerika'daki yahudi lobisinin ba��n� �eken Henry Kissinger, Gizli D�nya Devleti'nin di�er �rg�tleri gibi Bilderberg'in de �yesidir. Kendisinin T�rkiye'deki "D�nmeler" kitlesinden oldu�u ve ayn� zamanda uluslararas� g�� merkezleriyle irtibat�n�n bulundu�u bilinen eski b�y�kel�i Co�kun K�rca, Kissinger'in bu �rg�tlerdeki rol� hakk�nda �unlar� s�yl�yor: "Kat�lanlar�n bir�o�u zaten kat�lmadan �nce kendi memleketlerinde o t�r platformlara uygun g�r�ler dillendirmi� insanlard�r ve �nemli insanlard�r. Bu toplant�lar onlar�n kat�lmas�yla �nem kazan�yor. Mesela Henry Kissinger zaman zaman kat�ld� bu t�r toplant�lara ama Henry Kissinger bu toplant�lar�n d��nda da konu�tu�u zaman zaten s�ylediklerine �nem atfedilir... Dolay�s�yla Henry Kissinger'in bu toplant�lara kat�lmas� toplant�lara �nem katar." Bu arada Bilderberg'in T�rkiye'ye y�nelik �al�malar�ndan Henry Kissinger'in
sorumlu oldu�unu hat�rlatal�m. Trilateral Komisyon Yuvarlak Masa teorisine g�re �ekillenen �rg�tlerden biri de Trilateral Komisyon (TR)'dur. Bu komisyon 1973'te her ikisi de yahudi olan David Rockefeller ve Zbigniew Brzezinski taraf�ndan kurulmu� gizli bir �rg�tt�r. Bu iki ki�inin ayn� zamanda CFR �yesi olduklar�n� hat�rlatal�m. Bu �rg�t�n ortaya ��kmas�nda yukar�da s�z�n� etti�imiz Bilderberg grubunun �al�malar�n�n �nemli rol� olmu�tur. Her ne kadar adresi, yeri, �yeleri belli ise de yapt��� aktivitelerin ard�nda gizli ama�lar ABD'li istihbarat �rg�tleri ve NATO'nun gizli �zel sava� �rg�tleri bulunmaktad�r. ABD ba�kanlar�n�n ve Avrupa, Amerika ve Japonya'daki y�netici kadrolar�n �o�u TR �yesidir. T�m d�nyada TR, Bilderberg ve CFR birbirinin i�ine girmi�lerdir. Bir�ok etkili y�netici bunlar�n her ���ne birden �yedir. �rne�in Amerika'daki yahudi lobicili�inin �nde gelen ismi ve ABD'nin eski D�i�leri bakan� Henry Kissinger bunlar�n her ���ne birden �yedir. Yine eski ABD ba�kan� Bill Clinton, CIA eski direkt�r� John Mark Deutsch, Savunma bakanl��� eski sekreteri Robert Strange McNamara, ABD'nin Japonya B�y�kel�isi Walter Fritz Mondale, Hazine eski sekreteri Benjamin Nye gibi isimler de her �� te�kilata birden �yedir. Bilindi�i kadar�yla her ���n�n de �yesi olan 48 ki�i vard�r. Bohemian Kul�b� Gizli D�nya Devleti'nin Amerika'daki karanl�k �ebekelerinden biri de Bohemian Grove (Bohemian Kul�b�-BG)'d�r. BG, 1880'lerde California'da kurulmu� bir cemiyettir. �yeleri, t�renleri ve faaliyetleri �ok gizli tutulur. Merkezdeki �iftlik ayn� anda y�zlerce ki�inin hafta sonu toplant�lar�na kat�labilece�i niteliktedir. Her �ehirde tap�naklar� vard�r. Sembolleri Bayku�'tur. ABD'deki yahudi lobisinin en �nemli isimlerinden olan ve ABD'nin eski D�i�leri bakan� Kissinger bu cemiyetin �yesidir. Eski ba�kan Ronald Reagan da bu cemiyetin �yeleri aras�nda yer al�yordu. Faaliyetleri her ne kadar gizli tutulsa da Bohemian Kul�b�'n�n SBS, Pilgrem Society, Rotary Club gibi masonik cemiyetlerle i� i�e oldu�u �ok iyi bilinmektedir. �ddialara g�re Amerika'da bir istihbarat �rg�t�n�n ba��na getirilmenin �art� BG'den referans almakt�r. BG �yeleri sadece devlet y�netiminde de�il iktisadi kurulu�larda da �nemli ve kilit noktalara gelmi�lerdir. �rne�in 1991'de Amerika'daki �nemli iktisadi kurulu�larda �st d�zey y�netimlerde bulunan BG �yelerinin say�s� ��yleydi: Bank of America 7 direkt�r, Pacific Gas and Electric 5 direkt�r, AT-T 4 direkt�r, First Interstate Bank 4 direkt�r, McKesson Corporation 4 direkt�r, Ford Motors 4 direkt�r, General Motors 3 direkt�r, Pacific Bell Telephone 3 direkt�r. �stihbarat �rg�tlerinin ba�kanlar�n�n veya �st d�zey y�neticilerinin bir�o�unun da BG ya da SBS �yesi oldu�u kay�tlarda ge�mektedir. Yeni D�nya D�zeni teorisinin �ekillendirilmesinde BG'nin de SBS gibi �nemli rol� olmu�tur. Skulls and Bones Society (Kafatas� ve Kemikler Cemiyeti- SBS) Bug�nk� Gizli D�nya Devleti'nin �nemli karanl�k �rg�tlerinden biri olan Skulls and Bones Society (Kafatas� ve Kemikler Cemiyeti- SBS)'nin temelinin 1832'de Amerika'da at�ld��� tahmin edilmektedir. Fakat bu �rg�t�n ortaya ��kmas�nda da Illuminati �ebekesinin rol� olmu�tur. Baz� tespitlere g�re 1832'de ABD'ye �lluminati'nin bir uzant�s� olarak William Russell ve Alphonso Taft taraf�ndan getirilmi�tir. Alphonso Taft, ABD ba�kanl��� yapan ve SBS �yesi olan William Howard Taft'�n babas�d�r. Fakat bu �rg�t�n 1882 �ncesindeki �al�malar� �ok fazla bilinmemektedir. SBS'nin fikriyat� ve t�renleri masonlar�nkine �ok benzemektedir. Beyin y�kama uygulamas�n�n bir start� olarak inisiasyon t�reni ad� verilen bir t�ren uygulan�r. Bu t�rende �yeli�e kabul edilen ki�i ��r�l��plak soyunup bir tabuta girer. Tabuttan ��kt���nda kendini yeniden do�mu� gibi kabul eder. Ondan sonra art�k kafa
yap�s�n� SBS �ebekesinin organizat�rleri ve bu �ebekenin dayand��� fikirler �ekillendirir. �leyi� tarz� Illuminati �ebekesinin i�leyi� tarz�ndan farkl� de�ildir. Son derece gizli �al��r. �yelerinin d�ar�ya bilgi s�zd�rmamas�na b�y�k �nem verilir. SBS'ye �yelik ancak davetle m�mk�nd�r. Yani bir kimse kendi istese de �rg�t�n i�inden bir davet olmadan bu iste�i dikkate al�nmaz. �rg�t� organize edenler �zellikle se�tiklerini almak ve onlar� da �nemli konumlara getirmek amac�yla bu sistemi uygulamaktad�rlar. Bir ki�inin �rg�te kabul edilmesi i�in Beyaz, AngloSakson ve Protestan olma �art� aran�r. Bu �art WASP (White, Anglo-Sakson, Protestan) k�saltmas�yla ifade edilir. SBS'nin son 150 y�lda 2500'den fazla �yesi olmu�tur. Bunlar�n hepsi de Amerika'da kilit noktalara gelmi�lerdir. �rg�te al�nanlar�n aile fertleri ve akrabalar� da elit tabakadan kabul edilirler. Bug�nk� ABD ba�kan� o�ul Bush da onun babas� da SBS �yesidir. �rg�t�n merkezi Yale �niversitesi'ndedir ve �rg�te her y�l sadece 15 �ye kabul edilmektedir. SBS �yeli�ine al�nacaklarda protestan olma �art� aransa da �rg�t�n fikriyat� Illuminati'nin fikriyat� ile ayn�d�r. Dolay�s�yla SBS de masonik �rg�tlenmenin bir kanad� say�l�r. Masonik �rg�tlenmeyi ise sadece masonlu�un de�il ayn� zamanda siyonizmin fikri alt yap�s�n� haz�rlayan Tap�nak ��valyeleri, Malta ��valyeleri ve Illuminati �ebekesi ile birlikte de�erlendirmek gerekir. Amerika'da olduk�a etkili olan SBS'nin mensuplar� toplumda hemen her yap�ya girmi�tir. Bunlar�n i�inde Beyaz Saray, Y�ce Divan, medya, i� ve end�stri, federal banka sistemi, kanun yap�c� kurullar, mahkemeler vs. yer al�r. Birinci ve �kinci D�nya sava�lar�nda Avrupa'daki Illuminati �ebekesi gibi Amerika'daki SBS de �nemli rol oynam�t�r. Yeni D�nya D�zeni teorisinin geli�tirilmesinde de en �nemli rol oynayan organizasyonlardan biri bu �rg�tt�r. SBS'yi kesinlikle Illuminati �ebekesinden ayr� d��nmemek gerekir. Bu ikisinin bir �al�ma irtibat� ve koordinasyon i�inde oldu�unu rahatl�kla tahmin edebiliriz. Ayr�ca �unu ifade edelim ki SBS �yelerinin tamam�na yak�n� ayn� zamanda Illuminati'nin Yuvarlak Masa teorisine g�re olu�turulan Bilderberg ve D� �li�kiler Komisyonu (CFR) gibi organlara �yedirler. Hepsi Bu Kadar m�? Asl�nda global alanda faaliyet g�steren gizli �rg�tlerin hepsinin bu kadar olmad��� san�lmaktad�r. Bunlar sadece isimleri duyulmu� ve faaliyet yapt�klar�ndan biraz haberdar olunmu� �rg�tler. Faaliyetlerinin i�eri�i ise bilinmiyor. Gizli �rg�tlerin ortaya ��kmam� olanlar�n�n da bulundu�una i�aret eden eski b�y�kel�i �smail Berd�k Olga�ay'�n bu �rg�tlerin faaliyetleri ve etkileri hakk�nda dikkat �ekti�i hususlar ger�ekten d��nd�r�c�: "Gizli olmalar� do�alar� gere�idir. �imdi diyelim ki orada T�rkiye'deki bir parti hakk�nda herhangi bir karar al�nd� veya Apo'nun as�l�p as�lmamas� konusunda bir karar al�nd�. Siz bunu nas�l a��klars�n�z? Do�al olarak a��klayamaz ama uygulamak zorunda kal�rs�n�z. Ve uygulamak zorundas�n�z." �zellikle ���nc� d�nya �lkelerinin bu t�r platformlarda al�nan kararlar� uygulamalar�n�n zorunlu oldu�una vurgu yapan emekli b�y�kel�i "ya uygulanmazsa?" sorusuna �u cevab� veriyor: "Burada gaye s�z� ge�en h�k�metlerin kendilerine yak�n olan h�k�metlere ya�ama hakk� vermeleri kendilerine uzak olanlara ise ya�ama hakk� vermemeleridir. Yani uygulanmama noktas�nda veya muhalefet noktas�nda �ans�n�z yok, sizi her alanda s�k�t�r�rlar ve ya�ama hakk� elinizden al�n�r."
Olga�ay'�n bu tespitine Kanada'da yay�nlanan Toronto Star isimli gazetenin 30 May�s 1999 tarihli say�s�nda yer alan bir de�erlendirme de �nemli dayanak olu�turuyor. Gazetenin bir bilim adam�na dayand�rd��� tespiti ��yle: "Bilderberg �ok g��l�d�r. Ald��� her karar� istedi�i ulusa dayatma g�c�ne sahip. Dolay�s�yla bir �lkeyi y�kseltmesi de ��k�nt�ye sevk etmesi de an meselesidir." Burada belki biraz abartma olabilir ama Bilderberg'in tek ba��na olmad��� Gizli D�nya Devleti'nin di�er organlar�yla i�birli�i i�inde �al�t�klar�, bunlar�n da �a��m�z�n etkili ve g��l� �lkelerinin y�neticilerini b�nyelerinde toplad��� dikkate al�n�rsa konu biraz daha a��kl�k kazan�r. Gizli D�nya Devleti ve Rockefeller Ailesi ile Rothschild Ailesi Bu iki aileden daha �nce �e�itli vesilelerle s�z ettik. Burada her ikisi de yahudi olan bu iki aileden �zel bir ba�l�k alt�nda ve ayr�nt�l� bir �ekilde s�z etmek istiyoruz. ��nk� bu ailelerin mensuplar�n�n adlar� Gizli D�nya Devleti'nin �rg�tleriyle ba�lant�l� olarak s�k�a ge�mektedir. 19. y�zy�l�n b�y�k bir �o�unlu�unda, bir Yahudi bankac�lar ailesi olan Rothschild Ailesi, Avrupa'n�n para marketlerini y�netti. Bir�ok Avrupa toplumu, bor�lar�n�, sava� tazminatlar�n� �demek veya bar� projelerini finanse etmek i�in Rothschild'lardan para bor�land�. Ailenin ismi, yani Rothschild ismi, bir atalar�n�n d�kkan�n�n i�areti olarak kulland��� k�rm�z� bir kalkandan (a red shield, Almanca'da rothen schilde) gelmektedir. Mayer Amschel Rothschild (1744-1812) aile servetinin kurucular�ndan olmu�tur. Almanya'da, Frankfurt-am-Main'deki yahudi b�lgesinde do�mu�tur. Bir t�ccar oldu ve d�vizcilik gibi birka� bankac�l�k servisinde bulundu. Nadir madeni para uzman� olan Mayer Amschel Rothschild pek �ok zengin eve kat�labilme imkan�n� elde etti. �zellikle de se�me hakk�na sahip olan William of Hesse-Kassel'in evine girebilecek ayr�cal��a sahip olmas� �nemliydi. K�sa s�rede, se�me hakk�na sahip bu �ahs�n ba�l�ca ekonomik i�leri ile u�ra�maya ba�lad�. Mayer Amschel Rothschild 5 o�lunu da aile i�inde �al�mak �zere yeti�tirdi. Rothschild'lar uluslararas� bankac�lar olarak �n kazanmalar�n�, Napolyon Sava�lar�'na bor�ludurlar. Mayer Amschel'in ���nc� o�lu Nathan Mayer (1777-1836), 1800 civarlar�nda �ngiltere'ye gitti ve Napolyon'un ku�atmas� s�ras�nda �ngiltere i�in e�yalar ka��rd�. Karde�lerinin yard�m� ile, Nathan Mayer ayr�ca �spanya'daki �ngiliz ordusunu finanse etmek amac�yla Fransa'dan alt�n da ta��d�. Bu �abalar�, Nathan'a �ngiliz hazinesinin temsilcisi unvan�n� kazand�rd�. Sava��n sonunda, Rothschild Ailesi Fransa ve Avusturya'ya bor� vermekle y�k�ml�yd�. Nathan'�n erkek karde�i Jacob ya da James (1792-1868), Fransa'n�n ba�kenti Paris'te bir banka kurdu.Onun karde�i Salamon Mayer ise (1774-1855) Avusturya'n�n ba�kenti Viyana'da bir banka kurdu. Bir di�er erkek karde� Karl Mayer (1788-1855) �talya'n�n Naples �ehrinde bir ba�ka banka kurdu ama tutunamad� ve 1861 civar�nda kapatt�. En ya�l� karde� Amschel Mayer (1773-1855), Frankfurt'taki ekonomik i�lerden sorumlu olarak kald�. Rothschild Ailesi, Avrupa ve Amerika'da tren yollar�n� finanse etti ve ABD'de isteyenlere bor� alma imkan� sa�lad�. Nathan Mayer'in o�lu Lionel Nathan (1808-79) 1875'te S�vey� Kanal�'n�n kontrol�n� sat�n almas� i�in Ba�bakan Benjamin Disraeli taraf�ndan kullan�lmak �zere �ngiltere'ye bor� verdi. Lionel Nathan �ngiliz Meclisi'ne se�ilen ilk Yahudiydi ve onun o�lu Nathan Mayer (1840-1915) ilk Baron Rothschild oldu. Rothschild'lar bir�ok onur ve unvan elde ettiler. �ngiliz ve Frans�z ailelerinin �yeleri olanlar ise kendilerini bilim adamlar� ve hay�rsever olarak tan�tm�lard�r.
Rothschild ailesinin 2000'li y�llara �� trilyon dolar sermaye ile girdi�i tahmin edilmektedir. B�t�n bu bilgilerden anla��ld��� �zere bu aile faiz prangas�n� kullanarak hem siyasi y�netimleri kendilerine ba�lam�, hem de bu yolla b�y�k gelirler elde etmi�, servetlerine servet katm�lard�r. Tabii servetlerini katlamalar�na paralel olarak y�netimler �zerindeki etkileri ve g��leri de artm�t�r. �te bu etki ve g��lerini kullanarak, ba�ta Illuminati �ebekesi olmak �zere destekledikleri b�t�n karanl�k te�kilatlar�n ve masonik �rg�tlerin elemanlar�n�n istedikleri yerlere gelmelerini sa�lam�lard�r. Onlar�n bu etkinlikleri de kendilerine siyaset meydan�nda "parlak" bir gelecek haz�rlama hayalleri yapanlar�n onlar�n a�lar�na d�melerini kolayla�t�rm�t�r. Rockefeller ailesi, Amerika'daki yahudi lobisinin ba��n� �eken bir ailedir. Bu aile de Rothschild ailesi gibi ba�lang��ta banka ve finansman i�ine a��rl�k verdi. Bu y�zden Amerika'da y�llardan beridir para piyasalar�nda saltanat s�rmektedirler. Hatta Amerika'da sermaye alan�nda 150 y�l� a�an bir Rockefeller hanedanl���ndan s�z edilir. Fakat sadece finans ve para piyasas�nda kalmam�lard�r. Petrolden end�striye �ok geni� bir alana yay�lm� ve olduk�a g��l� bir sermayenin sahibi olmu�lard�r. �zellikle petrol alan�nda tam bir dev ve tr�st haline gelmi�lerdir ve Amerika'n�n en �nemli petrol �irketleri onlar�n elindedir. Ailenin Rockefeller Vakf� ad�yla bir vak�flar� da bulunmaktad�r. Bu vakf�n amac� da Illuminati ve Yuvarlak Masa �ebekesinin a��na d�ecek y�neticiler yeti�tirmek amac�yla �niversite �a��ndaki ��rencilere burs temin etmektir. �smi daha �nce birka� kez ge�en yahudi Henry Kissinger bu vakf�n dan�manlar�ndand�r. Kissinger'in Rockefeller ailesiyle dan�manl���n �tesinde olduk�a derin ili�kileri bulunmaktad�r. Bu y�zden bir�ok �al�malar�nda ortakt�rlar. Rockefeller Vakf� ayn� zamanda Beyaz Saray'a strateji �reten bir tink tank kurulu�u gibi �al�maktad�r. Bu �al�mas�n�n as�l amac� ise ABD'nin politikas�na y�n vermektir. Bu vak�f T�rkiye'de y�netimde �st kademelere kadar gelmi� baz� ki�ilere de burs vermi�tir. Chase Manhattan Bank (CMB), Rockefeller ailesinin finans kurumlar�ndan biridir. Ad�nda ge�en Manhattan, New York'ta yahudilerin olduk�a yo�un olduklar� adan�n ad�d�r. Bu bankan�n �ah d�nemi �ran'da �e�itli yat�r�mlar� bulunuyordu. Uluslararas� Temel End�stri Ortakl��� (IBEC) ailenin bir ferdi olan Nelson Rockefeller taraf�ndan kurulmu�tur. Aileye ait �irketlerin Suudi Arabistan'da bir�ok yat�r�m� bulunmaktad�r. Suud petrollerine hakim durumdaki �nl� ARAMCO �irketinin hisseleri Rockefeller ailesine ait d�rt �irket aras�nda payla�t�r�lm�t�r. Bunlar da Texaco, New Jersey Oil, Socony Vacum ve California Standart Oil �irketleridir. Bu d�rt �irket 1944'te bir araya gelerek ARAMCO'yu kurmu�lard�r. Merkezi Londra'da bulunan Harts Horn J. E. Oil Company es and Goverments'�n yay�nlad��� istatistiklere g�re Ortado�u petrollerinin % 99'u yedi b�y�k petrol �irketinin kontrol� alt�ndad�r. Bu �irketlerin be�i yahudi Rockefeller ailesine aittir. Geriye kalan iki �irketten Shell'in sahibi Marcus Samuel ve Royal Dutch'�n sahibi Wiliam Detending de yahudidir. �nl� American International Corporation (AIC)'�n ortaklar�ndan biri de Rockefeller ailesidir. Ailenin Avrupa'daki baz� bankalarla da i� ba�lant�s� oldu�u bilinmektedir. Daha �nce s�z�n� etti�imiz Yuvarlak Masa teorisine g�re olu�turulmu� olan Trilateral Komisyon'un fikir babal���n� da Rockefeller ailesine mensup David Rockefeller ve yine bir yahudi olan Zbigniew Brzezinski yapm�t�r. David Rockefeller'in tek marifeti zikretti�imiz komisyonun fikir babal���n� yapmak
de�ildir. H�ristiyan ve Yahudi Milli Konferans�'na �yedir. Kom�nizmin ��k� merhalesinde yahudi sermayesinin Sovyetler Birli�i'nden ayr�lan �lkelere kaz�k �akmas�nda �nemli rol oynam�t�r. Bunda Sovyetler'deki kom�nistlerle eski dostlu�unun �nemli rol� olmu�tur. Yukar�da s�z�n� etti�imiz global gizli �rg�tlerin t�m�nde Henry Kissinger'den �ok daha fazla etkinli�i vard�r. CFR, Bilderberg ve Trilateral Komisyon'un her ���n�n de birinci derecede David Rockefeller'in kontrol�nde oldu�u bu �rg�tlerle yak�ndan ilgilenenlerin �o�unda olu�an yayg�n bir kanaat. Hatta bu �� �rg�t�n kral�n�n David Rockefeller, ba� dan�man�n�n da Henry Kissinger oldu�una inan�lmaktad�r. Her ikisi de yahudi ve her ikisi de Amerika'daki yahudi lobisinin ba��n� �ekenlerden. Bu �� b�y�k �rg�t�n kendi i� hiyerar�isinde merkezde bulunan ki�iye "bo�an�n g�z�" denmektedir ve hali haz�rda "bo�an�n g�z�"n�n David Rockefeller oldu�una inan�l�r. Hitler'in Y�kseli�inde Gizli Ellerin Rol� Siyonistlerin Hitler s�m�r�s� bug�n hala s�rmektedir. Asl�nda bu i�in arkas�nda duran ger�ek nispeten g�n y�z�ne ��km�t�r. Ama ne yaz�k ki, gizli eller bu ger�eklerin yaz�lmas�na ve konu�ulmas�na pek f�rsat vermek istemiyorlar. Biz Hitler ve Nazizm ger�e�ini de biraz tahlil etmek istiyoruz. Her �eyden �nce Hitler'in y�kseli�i ve Almanya'da y�netimi ele ge�irmesi bir tesad�f�n eseri de�ildir. 1919'da Paris yak�nlar�nda ger�ekle�tirilen Versailles Bar� Konferans�'nda Almanya, �demesi m�mk�n olmayan tazminatlara mahkum edildi. Bu tazminat kararlar�n� alanlar�n ba��nda gelenler ise Illuminati �ebekesinin organ� durumundaki Yuvarlak Masa �yeleriydi. Bu karar Almanya'y� ciddi bir ekonomik ��k�e s�r�kledi. Zaten ama�lanan da buydu. �te bu ekonomik ��k�, Hitler'in bir kurtar�c� gibi y�kselmesi i�in �artlar� haz�rlad�. Nazizmin siyasi mekanizmas� durumundaki Nasyonal (Ulusal) Sosyalist Parti, Almanya'da ilk ortaya ��kt���nda pek tan�nm�yordu. Fakat �lkenin tan�nm� sanayicilerinin bu partiye girmesiyle birlikte biri birden tan�nmaya ve y�ld�z� parlamaya ba�lad�. Krupp, I. G. Farben ve di�er baz� yahudi �irketlerinin sahipleri 1929'da bu partiye girdi. Bunlar�n partiye girmeleri ani bir kararla ve h�zla ger�ekle�mi�ti. Bu ki�iler Hitler'in parti i�inde y�kselmesinde �nemli rol oynad�lar. Bunun i�in her t�rl� maddi yard�m� yapt�lar. Sadece sanayiciler de�il yahudi bankerler de Hitler'e istedi�i yard�m� yap�yorlard�. Uluslararas� alanda faaliyet g�steren yahudi banker Warburg, Amerika'n�n �nl� yahudi ailesi Rockefeller ad�na Hitler'le irtibat kurarak yard�m teklifinde bulundu. Henry Coston, La Haute Finance et Les Revolutions adl� eserinde Warburg'un Hitler'le ba�lant� kurmas� ve deste�i hakk�nda �u bilgileri veriyor: "Warburg, Almanya'ya geldi�inde Hitler'in dan�manlar�yla g�r�meler yapt�. Temsil etti�i Amerikal� finans�rler ad�na F�hrer'e ba�a ge�mesi i�in 10 milyon dolar vaat etti. Hitler, Wall Street'teki koruyucular�yla devaml� mektupla��yordu: 'Hareketimiz Almanya'da b�y�k bir h�zla geli�iyor. Bana g�nderdi�iniz para bitti. Bir dahaki sefere ne kadar alabilece�imi bana bildirmenizi �nemle rica ederim.' Hitler. Hitler'in bu ricas� yahudi bankerler taraf�ndan kar��l�ks�z b�rak�lmad�. Yap�lan k�sa bir toplant�dan sonra Nazilere 15 milyon dolarl�k yeni bir yard�m�n yine Warburg arac�l���yla ula�t�r�lmas� kararla�t�r�ld�." Hitler'e maddi yard�m yapanlardan biri de yine yahudi banker ailelerden ve Royal Dutch Shell �irketinin sahibi Samuel ailesiydi. Hitler'in yahudi para babalar�yla ili�kisine dair bilgileri �ok fazla uzatmaya gerek g�rm�yoruz. Ancak bu konuda �zel bir ara�t�rmaya yetecek kadar bilgi oldu�unu hat�rlatmakta yarar g�r�yoruz. Yukar�da �zerinde durdu�umuz ve Gizli D�nya Devleti'nin en �nemli organlar�ndan biri durumundaki Bilderberg'in kurulu�unda birinci derecede rol oynayan Hollanda
prensi Bernhard'�n ayn� zamanda Nazi SS �rg�t�n�n �yelerinden oldu�unu daha �nce belirtmi�tik. SS, Koruyucu Kademe anlam�na gelen Schutz Staffel isimlendirmesinin k�saltmas�d�r. Hitler, bu �zel birli�i 1925'te kendisinin korunmas� i�in kurdurmu�tu. Ba�lang��ta k���k bir �rg�t olan bu birli�in, Nazilerin iktidara geldi�i 1933'te 50 bin ki�ilik mensubu oldu. B�ylece b�y�k bir ordu haline geldi. Daha �ok ordu disiplininde �al��yordu. Ba��na ge�irilen Heinrich Himmler ise fanatik bir �rk�� olarak tan�n�yordu. �lgin�tir ki Himmler'in ba� yard�mc�l���na da yahudi k�kenli Reinhard Heydrich getirilmi�ti. Nazilerin h�k�m s�rd��� b�lgelerdeki Yahudileri g��e zorlama veya ikna etme g�revini de SS'ler �stlenmi�ti. "Yahudi Sorunu" olarak isimlendirilen, ger�ekte ise yahudileri g��e zorlamay� ama�layan program� uygulama i�iyle ise ad� ge�en Reinhard Heydrich ile Adolf Eichman adl� ikinci bir yahudi ilgileniyordu. Hitler'in h�k�m s�rd��� b�lgelerde estirdi�i anti-semitist (yani yahudi kar��t�) ter�r Filistin topraklar�na yahudi g���n� son derece h�zland�rm�t�r. �yle ki 1917'de �ngilizlerin Filistin topraklar�n� i�gal etmelerinden itibaren yap�lan onca te�vike ra�men 1933'e kadar ger�ekle�en g��lerle birlikte Filistin topraklar�ndaki yahudi n�fusun say�s� 150 bini ge�memi�tir. Ama Hitler'in 1933'te iktidar� ele ge�irmesinden sonra anti-semitist ter�r estirmesiyle birlikte yahudiler �ekirge s�r�leri gibi Filistin'e ak�n etmeye ba�lam�lard�r. ��nk� Hitler'in adamlar� birka� yahudiyi �ld�r�p kamyonetlerin arkas�na atarak yahudilerin yo�un oldu�u mahallelerde dola�arak: "Buralar� terk etmezseniz sizin sonunuz da b�yle olacak" diye ilanlar yay�nl�yorlard�. Hitler'in adamlar� yahudileri sadece tehdit yoluyla de�il ikna yoluyla da g��e y�neltiyorlard�. F�r�nlama, binlerce insan�n kitleler halinde katledildi�i iddialar� ise siyonistlerin y�llardan beridir s�m�r� arac� olarak kulland�klar� efsanelerden ibarettir. Hitler ter�r� sebebiyle yahudilerin Filistin topraklar�na ak�n etmesi neticesinde II. D�nya Sava��'n�n sona erdi�i 1945'e gelindi�inde Filistin topraklar�ndaki yahudi n�fusun say�s� 800 bine ula�m�t�. B�ylece Filistin'de bir "�srail" devletinin kurulmas� i�in yeterli insan potansiyeli olu�mu� oluyordu. Zaten Hitler'in g�revi de i�te bunu sa�lamakt�. Hitler'in g�revini tamamlamas�ndan sonra defteri de d�r�ld�. II. D�nya Sava��'ndan b�y�k bir yenilgiyle ��kan Hitler kurtulu�u intiharda buldu. Gizli D�nya Devleti'nin Para Tuzaklar�: IMF ve D�nya Bankas� Bu iki kurulu�, Gizli D�nya Devleti'nin �zel fitne politikalar�yla ve oyunlar�yla ��kar�lan II. D�nya Sava��'n�n getirdi�i ortamdan yararlan�larak kurulmu� para tuzaklar�d�r. Bu kurumlardan tarih boyunca s�rekli zay�f devletleri bor� bata��na sokmak, bor� yoluyla ayaklar�na pranga vurmak, verilen bor� kar��l���nda siyonistlerin kontrol�ndeki finans kurumlar�na faiz geliri sa�lamak, b�t�n bunlara ra�men yine de verilen kredi kar��l���nda dolayl� s�m�rgecili�e esir edilen �lkelere belli politikalar� zorla kabul ettirebilmek i�in yararlan�lm�t�r. Biz burada bu iki tuzaktan biraz daha ayr�nt�l� olarak s�z etmek istiyoruz. IMF (Uluslararas� Para Fonu) Kurulu�u, II. D�nya Sava��'n�n bitmesinin hemen ard�ndan yani 1945'te ger�ekle�tirilmi�tir. 1-22 Temmuz 1944 tarihleri aras�nda ABD'nin New Hampshire eyaletinin Bretton kasabas�nda 44 �lkenin kat�l�m�yla ger�ekle�tirilen konferansta al�nan karar do�rultusunda 27 Aral�k 1945 tarihinde kurulu�u resmen ilan edilmi�tir. Kurulu�a merkez olarak Washington DC se�ilmi�tir. Kurulu�ta ilk ba�kan olarak da Bel�ikal� Camilla Gutt se�ilmi�tir. �yelikte zorlay�c� kriterler aranmad��� i�in ve bu te�kilattan kredi al�nabilmesi i�in �yelik �art ko�uldu�undan �ye �lke say�s� h�zla artm�t�r. Bug�n 182 �lke bu te�kilata �yedir. �ye �lkelerin gayri safi yurti�i has�las�, ortalama rezervleri, cari d� �demelerinin y�ll�k ortalamas� gibi parametreler esas al�narak hesaplanan �yelik paylar� vard�r. Bu �yelik pay�na 'kota' denir. Kotalar, �ye �lkelerin IMF'deki oy g�c�n�n, kurulu�tan yararlanabilece�i mali imkan�n miktar�n�n ve tahsis edilecek
�zel �ekme Hakk� (SDR) miktar�n�n belirlenmesinde tek �l�� olarak kullan�l�r. �ye �lkelere �artlar gere�i �zel bir imkan tan�nmaz ama acil ve �nemli durumlarda kotas�n�n sadece �� kat� tutar�nda IMF kayna�� alabilir. IMF'e �ye her �lkenin toplamdaki oy oranlar� ve y�zdeleri e�it de�ildir. Amerika'n�n toplamdaki oy oran� % 17.35 T�rkiye'nin toplamdaki oy oran� % 0.49, Rusya'n�n % 2.79, �in'in ise % 2.20'dir. Buradan da g�r�lece�i �zere ABD'nin karar mekanizmas�ndaki oy hakk� T�rkiye'nin hakk�n�n 35 kat�d�r. Kald� ki ABD'nin oyun �tesinde birtak�m yapt�r�m ve engelleme imkanlar� da bulunmaktad�r. Kurumun �rg�tlenmesinde IMF ba�kan� ve kurumun kararlar�n�n al�nd��� iki merkez vard�r: Guvern�rler Kurulu ve �cra Direkt�rleri Kurulu. IMF nezdinde ba�ta ABD olmak �zere, Avrupa Birli�ine �ye geli�mi� �lkelerce onaylanmayan hi�bir karar al�nmad��� gibi IMF'ce al�nacak olan her karar, bu geli�mi� �lkelerin menfaati ve siyasi beklentileri do�rultusunda olmak zorundad�r. �lkelerin sundu�u programlar 1-2 y�l� kapsarsa stand-by d�zenlemesi, 3-4 y�l� kapsarsa s�resi uzat�lm� d�zenleme olarak adland�r�l�r. IMF'in mali imkanlar�n� kullanmak isteyen �lkelerin, istek ve �nerileri dikkate alarak veya IMF dayatmas� do�rultusunda haz�rlad�klar� ekonomik istikrar program� di�er ad�yla 'Niyet Mektubu' �cra Direkt�rleri ve Guvern�rler Kurulu'nun onay�na sunulur. ABD Ba�kan� Eisonhower d�neminde ekonomik i�lerden sorumlu D�i�leri bakan yard�mc�s� Douglas Millon'un ABD Kongre Bankac�l�k ve Para Komisyonu'nda 4 Mart 1959'da yapt��� konu�mada sarf etti�i s�zler IMF'in siyasi ve ekonomik politikalar� geri kalm� �lkelere kabul ettirme konusunda ne derece etkili oldu�u hakk�nda baz� ip u�lar� i�ermektedir: "Uluslararas� bir kurulu� olarak Para Fonu'nun ba��ms�z h�k�metlere mali konularda fikir vermesi ve/veya yard�m kar��l���nda baz� konularda �srar etmesi geli�mi� �lkelerin h�k�metlerinin ayn� �eyi yapmalar�ndan daha �nemlidir. Bu nokta son derece �nemlidir. Para ve maliye gibi hassas konularda h�k�metler, nesnel yans�z ve yetenekli bir uluslararas� kurulu�un g�r�lerini ne kadar iyi niyetli olursa olsun, bir di�er h�k�metin g�r�lerine ye�lerler" IMF'in politikas� hakk�nda, J.Marcus Fleming, The International Monetary Fund adl� eserinde �u �zl� bilgileri vermektedir: "IMF, g��l� ve zengin �lkelere d�viz kurlar�n� desteklemek amac�yla b�y�k yard�mlar sa�larken, bu �lkelerin d�viz kurlar�n�n ve ticaret politikalar�n�n belirlenmesinde etkili bir rol oynayamaz. Fon'un uluslararas� spek�lasyonlardan kaynaklanan krizlerdeki �aresizli�i ve uluslararas� bir kurulu� olmas�na ra�men kendi politikalar�n� ���nc� d�nya �lkeleri d��ndaki �lkelere dikte ettirememesi son derece ilgin�tir." IMF'in g�r�nen y�z� ile gizlenen y�z� olduk�a farkl�d�r. Kamuoyu IMF'i "�ok zengin sermayeli bir banka ve d�nya �ap�nda bir finans kurumu" �eklinde tan�maktad�r. Oysa IMF'in as�l i�levi ve �zelli�i "arac� kefalet kurumu, tefeci ve komisyoncu" olmas�d�r. Bu i�i de a��rl�kl� olarak a�a��da tan�taca��m�z D�nya Bankas�'n�n veya Amerika'daki siyonist lobiye mensup ki�ilerin elindeki finans kurumlar�n�n kasalar�n� kullanarak yapar. B�ylece hem geri kalm� �lkelerin y�netimlerinin ayaklar�na pranga takm� ve onlar� Gizli D�nya Devleti'nin g�d�m�ne sokmu� hem de yahudi sermaye sahiplerinin paralar�n�n i�lemesini, onlar�n b�y�k miktarlarda faiz gelirleri kazanmalar�n� sa�lam� olur. IMF'nin kredi sa�lama konusunda izledi�i metot da yeterince bilinmemektedir. S�rekli "kredi ald�k, kredi verdi" ibareleri kullan�ld���ndan insanlar�n zihinlerinde, a��klanan rakamlara tekab�l eden miktarlarda paran�n kredi alan devletin hazinesine aktar�ld��� �eklinde bir kanaat olu�maktad�r. Oysa IMF'in yapt��� sadece kalem oynatmaktan ve ka��t karalamaktan ibarettir. Bunun kar��l���nda muhatap devlet ad�na belirlenen miktarda para, IMF yetkilileri taraf�ndan kabul edilen resmi veya �zerk kurumlar�n hesaplar�na, yine belirlenen ama�lar do�rultusunda kullan�lmak �art�yla aktar�l�r. Bu y�zden de bazen
haberlerde "kredi al�nd�, al�nacak" ifadesi yerine "serbest b�rak�ld�, b�rak�lacak" ifadesi tercih edilmektedir. Yani IMF'in yapt��� bir t�r �ek yazmakt�r. IMF'in Gizli D�nya Devleti'nin �rg�tleriyle Ba�lant�s� IMF'in as�l dikkat �ekilmesi gereken y�n� Gizli D�nya Devleti'nin �rg�tleriyle aras�ndaki irtibatt�r. Fakat bu y�n�ne �ok fazla dikkat �ekilmez. Bat�l� ara�t�rmac�lardan Peter Thompson, IMF'in bu ba�lant�s� hakk�nda �u bilgiyi verir: "Bat�n�n uluslararas� koordinasyonunu sa�layan ayg�tlar�n ba��nda Bat� Avrupa ve Kuzey Amerika elitlerini bir araya getiren Bilderberg toplant�lar� gelir. Bu toplant�larda al�nan kararlar ise BM, IMF, D�nya Bankas�, OECD ve NATO gibi ekonomik, politik kurumlar arac�l���yla hayata ge�irilir." IMF y�neticilerinin geneli ba�ta Bilderberg ve CFR olmak �zere Gizli D�nya Devleti'nin muhtelif �rg�tlerinin toplant�lar�na �zenle kat�l�rlar. IMF Kirli �lerde IMF'in kredi kar��l���nda istedikleri sadece iktisadi alanla ilgili de�ildir. Birtak�m siyasi hesaplara dayanan kirli planlar�n� da dayatt��� olmaktad�r. �te iki �rnek: Frans�z Haber Ajans� (AFP)'nin yay�nlad��� bir habere g�re Yemen 1996'da IMF'ten 280 milyon dolar kredi ister. Bunun kar��l���nda iki �art ileri s�r�l�r: -H�k�met kademelerinde �slami ak�mlara kar�� m�cadele edilmesi, -�slami banka kurulmas� �abalar�na izin verilmemesi. Bir di�er �nemli �rnek de �e�enistan sava��n�n yol a�t��� ekonomik a����n kapat�lmas� amac�yla Rusya'ya verilen destektir. Rusya'ya g�nl�k maliyeti be� milyon dolar olan sava��n ekonomik y�k�n�n hafifletilmesi amac�yla IMF, bu �lkeye �nemli miktarda kredi verir. D�nya �ktisat Enstit�s�'nde g�rev yapan uluslararas� ili�kiler uzman� Viktor Bosok'un yapt��� a��klama bu konuda �nemli bir ipucu vermektedir: "Rusya'n�n IMF'e Ekim 1999'da 369 milyon, Kas�m 1999'da da 800 milyon dolar geri �demesi varken, IMF'ten bu d�nemde 1 milyar dolar kredi almas� son derece anlaml�d�r." Ba�ta Afrika �lkeleri olmak �zere bir�ok ���nc� d�nya �lkesinin ekonomik y�nden geri kalmas�nda ve halklar�n�n a� b�rak�lmas�nda IMF'in dayatt��� politikalar�n �nemli rol� bulunmaktad�r. 1993 y�l�nda Afrika Sendikalar Birli�i Genel Sekreteri Hasan Sunmonu, Herald Tribune gazetesinde yay�nlanan a��k mektubunda IMF'in uygulamalar�yla ilgili olarak �unlar� anlat�yordu: "IMF ve D�nya Bankas� b�lgedeki askeri ve totaliter diktat�rl�kleri s�rekli destekleyen bir politika izlemektedir. Bu d�nemde IMF ve D�nya Bankas�'na y�nelik �ift�i protestolar� vah�ice bast�r�lm�t�r. Bu iki organizasyonun Afrika'ya verdi�i en b�y�k zarar ise dayatt�klar� tar�m politikalar� oldu. Fakir Afrika �lkeleri ihtiya�lar� olan g�da maddeleri yerine kakao, pamuk, kau�uk gibi maddelerin �retimine zorlanm�lar, g�da maddelerini ise AB ve ABD'den ithal etmeye mecbur b�rak�lm�lard�r. Son 10 y�lda Afrika 100 milyar dolar bor� faizi �demi�tir. Bu bor�lar� �deyebilmek i�in kamu kurulu�lar�n�n �zelle�tirilmesini �art ko�an IMF, �ngiltere gibi liberal ekonominin kalesi say�lan bir �lkede 12 y�lda kamu kurulu�lar�n�n sadece y�zde 12'sinin �zelle�tirildi�i ger�e�ini g�z ard� ederek, bu konuda siyasi iktidarlar �zerinde bask� kurmu�tur." �lkelerdeki �nemli ekonomik kararlar�n, ac� re�etelerin ve hatta pek �ok ihtilallerin ve h�k�met de�i�ikliklerinin, IMF merkezinde planland��� ara�t�rmac�lar�n �zellikle �zerinde durduklar� bir husustur. Venezuella Cumhurba�kan�'n�n: "�lkemizdeki ekmek ve benzin fiyatlar�ndan memur ve i��i
maa�lar�na, yat�r�m alanlar�ndan ihracat ve ithalat kotalar�na kadar her sahada etkili olan bu kurulu�un, siyasi iktidarlar� de�i�tirme yetkisinin de olaca��n� d��n�yorum" s�z� bu a��dan dikkat �ekicidir. T�rkiye ve IMF T�rkiye 1947 y�l�nda IMF'e �ye olmu�tur. 1970 y�l�ndan itibaren ise IMF'in istek ve �nerileri do�rultusunda ekonomik istikrar programlar� haz�rlam�t�r. �imdiye kadar 17 stand by anla�mas� imzalam�t�r. �mzalad��� 16 stand-by anla�mas� ile IMF'in mali imkanlar�ndan ve kendi SDR'sinden 4 milyar 362 milyon dolar kredi alm�t�r. Bunun kar��l���nda IMF taraf�ndan dayat�lan ve T�rkiye'yi ekonomik y�nden baya�� gerilere g�t�ren, �e�itli alanlardaki �retimlerine kota koyan, d� ticaretini s�n�rland�ran pek �ok program� uygulamak zorunda kalm�t�r. 1947'den buyana ve 16 stand-by anla�mas�na imza atarak ald��� kredilerin toplam� ise Amerika'n�n �srail'e bir y�lda verdi�i yard�mdan sadece 1 milyar dolar fazlad�r. De�er olarak d��n�rsek ald��� toplam kredi 215 adet orta halli sava� u�a��na tekab�l etmektedir. T�rkiye'nin kulland��� kredilere �yelik kar��l���nda yat�rmak zorunda oldu�u kat�l�m pay� kar��l���ndaki para �ekme hakk� yani SDR'si de dahildir. D�nya Bankas� D�nya Bankas�, IMF'in bir karde� kurulu�u olarak bilinir. Merkezi Washington'dad�r. IMF ile ayn� binada ve tam bir koordinasyon i�inde �al��r. Birle�mi� Milletler'e ba�l� mali kurulu� olan D�nya Bankas� 1944 y�l�n�n Temmuz ay�nda, Birle�mi� Milletler Para ve Maliye Konferans�'nda al�nan kararlar do�rultusunda kurulmu�tur. Ancak resmi kurulu�u Haziran 1946'da ger�ekle�ti. D�nya Bankas�, �ncelikli olarak II. D�nya Sava�� sonras� imar etkinliklerini desteklemeye y�nelik krediler vermi�tir. Yani II. D�nya Sava��'n�n yol a�t��� y�k�m ve tahribat sebebiyle Gizli D�nya Devleti'nin de finans�rleri olan siyonist finans�rlere g�n do�mu�tu. �stelik i�in hamall���n� ba�kalar�na yapt�r�yor kendileri sadece para ve kredi temin etmek suretiyle servetlerine servet kat�yorlard�. Paralar�n�n herhangi bir �ekilde riske girmemesi i�in de onu uluslararas� g�venceye sokmak amac�yla BM'e ba�l� bir uluslararas� banka kurdurmu�lard� ve kanal olarak onu kullan�yorlard�. D�nya Bankas� kredilerini 1949'dan sonra ekonomik kalk�nma ama�l� projelere kayd�rm�t�r. D�nya Bankas�'n�n en yetkili organ� Guvern�rler Konseyi'dir. 20 ki�iden olu�ur ve bor� para verme i�lemleri �zerinde karar al�r. Mevcut sermayesi 171 milyar dolard�r. Kredi verece�i zaman �u kriterlere bakar: 1) Kredinin do�rudan devlete veya h�k�metlerin g�vencesi alt�nda olmak �art�yla �zerk kurulu�lara verilmesi, 2) Genellikle 15 veya 20 y�l vadeli verilmesi 3) Mali piyasadaki faiz oran�na yak�n faizle verilmesi NATO ve Gizli D�nya Devleti NATO, II. D�nya Sava�� sonras�nda ortaya ��kan bir askeri bloktur. Ancak ger�ekte Gizli D�nya Devleti'nin askeri kanad� niteli�i ta��maktad�r. Kurulu�unun gerek�esi Sovyet tehdidiydi. Yani Sovyet tehdidiyle kar�� kar��ya �lkeleri bir ortak savunma bloku i�inde bir araya getiriyordu. Dolay�s�yla bloka girecek �lkelerden herhangi birine y�nelecek tehdit ya da sald�r� t�m�ne y�nelik kabul edilecek ve ortak savunma yap�lacakt�. Bunlara bak�l�rsa gerek�e masum gibidir. Fakat arka plana bakt���m�zda yine o karanl�k �rg�tlerin elleriyle kar��la��yoruz. Jean Monnet adl� ara�t�rmac�n�n Memoires adl� eserinde ��yle denir: "NATO, Amerika'daki en g��l� yahudi
lobilerinden biri olan CFR taraf�ndan kurulmu�tur... Kurucular� aras�nda Bilderberg, Trilateral ve CFR �yesi Joseph Luns, CFR ve Bilderberg �yesi George Marshall, yine CFR ve Bilderberg �yesi Dean Acheson bulunmaktad�r." Alle E. Roberts'in Brother Truman adl� eserinde de ��yle denir: "(NATO'nun) �nc�l���n� yahudi ve mason ABD ba�kan� Truman yapm�t�r." �lk NATO ba�kumandan� da CFR �yesi ve yahudi lobilerine �nemli katk�lar� olan General Eisenhower'di. Historia Hors Serie'de yazd���na g�re sonraki ba�komutanlar�ndan General Lemnitzer de bir yahudi ve masondur. �lhami Soysal'�n D�nya'da ve T�rkiye'de Masonlar ve Masonluk adl� kitab�nda yazd���na g�re yine NATO ba�komutanlar�ndan Omar Bradley de bir masondur. Bunlar NATO'nun �st kademelerinde g�rev alm� masonlar�n sadece birka��. Bunlar�n d��nda da NATO'nun �st kademelerinde g�rev alm� daha bir�ok isim mason te�kilatlar�na �yeydi. Bunlar�n tamam�n�n Gizli D�nya Devleti'nin geri planda durup d�nyaya y�n vermeye �al�an �rg�tleriyle do�rudan irtibat� vard�. Gladio ve Gizli D�nya Devleti Gladio, daha �ok �talya'daki siyasi cinayetleriyle ad�n� duyurmu� bir gizli �rg�tt�r. Ancak bu �rg�t�n NATO'nun g�zetiminde �al�an bir �zel tim oldu�u kesindir. NATO'nun do�rudan d�man ilan edemedi�i ki�ilere veya siyasi mekanizmalara kar�� Gladio kullan�lm�t�r. �rg�t sadece siyasi cinayetler ger�ekle�tirmekle kalmam�, zaman zaman askeri darbelerin zeminlerini ve �artlar�n� da haz�rlam�, hatta bu t�r darbeleri y�nlendirmi�tir. Gladio NATO ile paralel kurulmu�tur ve g�r�n�te amac� herhangi bir kom�nist sald�r� kar��s�nda gerilla sava��n� organize etmekti. �rg�t�n finansman� ise b�y�k �l��de ABD taraf�ndan sa�lanm�t�r. Bu arada bir yandan da medya kanal�yla antikom�nist propaganda faaliyetlerini organize edecekti. Y�neticileri NATO �yesi �lkelerde e�itim g�r�yordu. Faaliyetlerini genellikle gizlice y�r�ten Gladio sadece NATO �yesi �lkelerde de�il, Avusturya, �sve�, Norve� gibi NATO �yesi olmayan �lkelerde de �rg�tlenmi�tir. Farkl� �lkelerde farkl� kod adlar�yla �al�ma yap�yordu. �rne�in �talya'da Gladio, Yunanistan'da B-8 ya da Sheep Skin (Koyun Postu), Bel�ika'da SDRA-8, Hollanda'da NATO Command, Almanya'da Gehlen harekat� (kurucusu General Reinhard Gehlen'e nispetle), Avusturya'da Schwert, �ngiltere'de Secret British Network kod ad�yla �al�ma yap�yordu. T�rkiye'deki kontrgerillan�n da bir Gladio uzant�s� oldu�u iddia edilmektedir. Gladio'nun �ekillendirilmesinde rol oynayan �nemli �ah�slardan General Reinhard Gehlen ayn� zamanda bir Naziydi. �in ilgin� taraf� ise bu ki�inin �srail'in gizli servisi MOSSAD'la da ba�lant�s�n�n olmas�yd�. B�t�n bu ba�lant�lar Gizli D�nya Devleti'nin geri plandaki faaliyetleri hakk�nda �nemli ip u�lar� veriyor olmal�. General Gehlen, Gladio'nun olu�turulmas� ve �ekillendirilmesi merhalesinde �nemli rol oynad� ve bu konuda Hitler'in yan�nda edindi�i tecr�beden yararland��� tahmin edilmektedir. Gladio'nun siyonizmle ba�lant�s� hakk�nda Richard Deacon, The Israeli Secret Service adl� eserinde �u i�aretleri veriyor: "Almanya'daki kontrgerilla hareketi Gehlen Organizasyonu sava� sonras� d�nemde istihbarat toplamak �zere kurulan bir �rg�t. �rg�t�n ba�� Reinhard Gehlen, CIA yoluyla ABD'den destek al�yor. Bu �rg�t i�in �al�an Alman yetkililerden biri Nas�r'�n (M�s�r'�n eski cumhurba�kan� Abd�nnas�r'�n) dan�manl���n� yap�yor. Gereken bilgileri yetkililere aktar�yor. Organizasyonda �srail'le ba�lant�dan haberi olan �ok az ki�i vard�. Ba�lant�lar daha ileriki safhalarda Frans�z istihbarat servisindeki MOSSAD ajan�na haber verilerek Paris'te y�r�t�ld�. Fransa bir NATO �yesiydi ve bu MOSSAD ajan�n�n da NATO �lkeleri aras�nda askeri istihbarat edinme yollar� vard�." Ayn� eserde General Reinhard Gehlen'in MOSSAD hesab�na �al�t��� da �zellikle vurgulanmaktad�r. Richard Deacon'a g�re Gehlen 1950'lerde so�uk sava� konusunda Amerika'n�n en �nemli elemanlar�ndan biriydi.
Gladio'nun �talya kanad�n�n ise bu �lkenin en �ok ismini duyuran P-2 Mason locas�yla yak�n irtibat i�inde oldu�u, hukuki soru�turmalar neticesinde ortaya ��km�t�r. Bu locan�n �stad-� azam� Licio Gelli ayn� zamanda �spanya i� sava��nda fa�istler ad�na sava�m� bir isimdi. �talya'n�n mafyayla ve Gladio ile yak�n irtibat� oldu�u tespit edilen eski ba�bakan� Giulio Andreotti de bu locan�n �yesiydi. Me�hur Temiz Eller Operasyonu'nda sorguya �ekilen Andreotti ba�bakanl��� d�neminde Gladio'yu savunmu�tu. P-2 locas�n�n Gladio ve mafya ba�lant�s� ara�t�r�ld���nda bu locan�n �yeleri aras�nda 43 parlamenter, 54 �st d�zey devlet g�revlisi, ba�ta Genelkurmay ba�kan� Amiral Giovanni Torrisi olmak �zere 8'i amiral 30'u general 183 askeri yetkili, 19 hakim, avukatlar, polis komiserleri, bankerler, gazete sahipleri, yazarlar, ba� yazarlar, 58 profes�r, siyasi parti liderleri ve haber alma servisinin 3 eski ba�kan� oldu�u tespit edilmi�ti. Bu durum �lkede Gladio'ya destek veren mason locas�n�n ne kadar geni� bir alana yay�ld���n� ortaya koyuyordu. P2-Mafya-Gladio ba�lant�s�n�n g�n y�z�ne ��kmas� sebebiyle ba�lat�lan hukuki soru�turmada birtak�m ilgin� ger�eklerle de kar��la��ld�. Locan�n ba�kan� Gelli, �talya se�imlerinde H�ristiyan Demokrat Parti'nin se�imi kazanmas� i�in naylon operasyonlar d�zenlemi� ve bunun i�in CIA'den yard�m alm�t�. Yeni D�nya D�zeni Yeni D�nya D�zeni d�nya kamuoyunun g�ndemine daha �ok Do�u blokunun ��kmesinden sonra girdi. Oysa Illuminati �ebekesinin ve onun ortaya ��kard��� global gizli �rg�tlerin g�ndeminde y�zy�llardan beri vard�r. Hatta Frans�z devrimi �ncesinde y�r�tt�kleri �al�malar�nda hedeflerini "Yeni D�nya D�zeni" olarak a��klam�lard�. Sonraki d�nemlerde ise bunu muhtelif vesilelerle ve geli�melerle ba�lant�l� olarak g�ndeme getirmi�lerdir. Do�u blokunun ��kmesinden sonra Amerika'n�n t�m d�nya �zerinde kurmak istedi�i saltanat� "Yeni D�nya D�zeni" emeli olarak a��klamas� da bir tesad�f de�ildir. Bunun Illuminati �ebekesinin y�zy�llardan beridir vurgulad��� Yeni D�nya D�zeni teorisiyle �ok yak�ndan irtibat� vard�. Zaten ABD'nin son d�nemde �zerinde durdu�u Yeni D�nya D�zeni'nin fikri temeli de Bilderberg ve CFR toplant�lar�nda �ekillendirilmi�tir. Amerika'n�n �nc�l���nde son d�nemde ortaya at�lan Yeni D�nya D�zeni teorisinin arkas�nda da Gizli D�nya Devleti'nin global �rg�tlerinin rol� vard�r. Fakat bu �rg�tlerin hedefi siyasi g��lerden ziyade sermaye kurulu�lar�n�n k�skac�nda bir d�nya ortaya ��karmakt�r. Tabii bu konuda siyonist olu�umlar kendilerinin sermaye �zerindeki hakimiyetlerine biraz fazla g�venmekte ve sermayenin sultas�nda bir d�nya d�zeni kurman�n kendilerinin egemenliklerinin daha da g��lenmesine imkan verece�ini hesap etmektedirler. Bu konuda ad�ndan daha �nce s�z etti�imiz �nl� yahudi David Rockefeller ��yle diyor: "H�k�metlerin yerini alacak birileri olmal� ve bana �yle g�r�n�yor ki, bunu da en iyi �irketler yaparlar..." Bundan dolay�d�r ki �nl� yazar Alev Alatl�'n�n da dile getirdi�i �zere Yeni D�nya D�zeni'ne muhalefet edenler bunun anlam�n�n, d�nyan�n siyasi ve yasal h�viyetini t�m�yle de�i�tirmek, ulus-devletlerin tarihi rollerini ortadan kald�rmak, kontrol� uluslar-�tesi tr�stlere devretmek suretiyle millet kavram�n� ortadan kald�rarak, idareyi �ngilizce konu�an Anglo-sever bir oligar�iye teslim etmek oldu�undan eminler. Siyonizmin Sultas� ��k�te 20. y�zy�l siyonizm i�in bir alt�n �a� olmu�tur. B�yle bir �a�� ya�amas�n�n en �nemli sebebi ise bu ara�t�rmam�zda �zerinde durdu�umuz uluslararas� gizli �rg�tler vas�tas�yla kurmu� olduklar� saltanatt�r. Bu saltanat� kurmalar�na imkan sa�layan en �nemli etken ise para kaynaklar�na hakim olmalar�d�r. �zellikle Orta�a� Avrupa's�nda finansman ve faizle, bor� verme yoluyla siyasi platformda da �nemli i�ler �evirmeyi ba�arabilmi�lerdir. Rockefeller ve Rothschild ailelerinin
y�r�tt��� faaliyetler bundan dolay� �nem arz etmektedir. Fakat uluslararas� siyonizmin siyasi mekanizmada sultas�n� kurmas� i�in �artlar� haz�rlayanlar sadece bunlar de�il. Bunlar sadece isimleri bir�ok yerde �ne ��kan iki �nemli aile. Bunlar�n d��nda daha pek �ok yahudi aile para kaynaklar�na h�kmetmek suretiyle siyasi mekanizmay� etkileme imkan� elde edebilmi�tir. Fakat d�nyada hi� kimsenin sultas� ebedi ve kal�c� de�ildir. Y�ce Allah, Kur'an-� Kerim'de ��yle buyurmaktad�r: "Bu g�nleri b�yle aran�zda d�nd�r�r�z." (Ali �mran, 3/140) Yirmi birinci y�zy�l�n ba�lang�c�ndan itibaren siyonizmin sultas� da bir ��k� d�nemine girmi�tir. �lk bak�ta siyaset meydan�nda hala ABD vas�tas�yla uluslararas� siyonizmin ve onun kontrol etti�i global organlar�n h�k�m s�rd��� g�r�lmektedir. Ancak bu �rg�tlerin art�k eski etkinliklerine sahip olmad�klar� anla��l�yor. �rne�in Bilderberg'in �nemli kabul etti�i �yeler bazen �lkelerinde ciddi soru�turmalara tabi tutulabiliyorlar. Bu grubun toplant�lar�na kat�lmalar�ndan dolay� siyaset meydanlar�nda parlayacaklar� san�lan ki�ilerin hi� de parlayamad�klar�, g�lgede kald�klar� m�ahede ediliyor. Ayr�ca �zellikle entelekt�el kesim bu �rg�tleri bug�n d�ne nispetle biraz daha yak�n takibe alm� durumdad�r. �st�n ahlaki de�erlere inanan kesim ise siyonizmin tarih boyunca insanl�k i�in bir tehdit ve tehlike oldu�unu g�rm�t�r. Dolay�s�yla s�z konusu �rg�tlerle siyonizm ba�lant�s� kendilerini rahats�z etmektedir. Bu rahats�zl�k zaman i�inde daha da artacakt�r. Daha bug�nden sadece �slami camiadan de�il Bat�'daki entelekt�el kesimden de bir�oklar�n�n s�z konusu �rg�tlerin faaliyetlerinden rahats�z olduklar�n� belli ettiklerine �ahit oluyoruz. Bu rahats�zl�k s�z konusu �rg�tlerle irtibatl� ki�ilerin siyaset meydanlar�nda biraz daha �ekingen hareket etmelerine sebep olacakt�r. Ayr�ca bu konuda kitlelerin biraz daha bilin�lendirilmesi durumunda, kitleler siyasi tercihlerinde s�z konusu �rg�tlerle irtibat� bir eksi puan olarak kabul edeceklerdir. Bu arada s�z konusu �rg�tlere y�n verenlerin para kaynaklar� ve iktisadi kurulu�lar �zerindeki saltanatlar� da gittik�e zay�flamaktad�r. Bu zay�flama tabii ki onlar�n siyasi mekanizmay� y�nlendirmelerini de zorla�t�rmaktad�r. Bu a��dan, zikredilen �rg�tlere y�n verenlerin ekonomik saltanatlar�n� sarsabilmek i�in mutlaka alternatif iktisadi faaliyetlere a��rl�k verilmesi gerekir. Toplumlar�n h�r ve ba��ms�z bir gelece�e do�ru ilerlemelerini isteyenlerin de siyonizmin ekonomik kaynaklar�n� boykot ve alternatiflerine destek kampanyalar�na kat�lman�n basite al�nmamas�, �nemsenmesi gereken bir tav�r olaca��n� bilmeleri gerekir. Burada vurgulanmas� gereken �nemli bir husus da, Gizli D�nya Devleti'ni y�nlendiren mekanizmalar�n �o�unun bug�n ABD merkezli �al�malar�n�n dikkat �ekmesidir. Bu durum kar��s�nda ABD ile rekabet halindeki �lkeler veya bloklar o mekanizmalara mesafeli durmay� ve yakla��nca da ��pheli yakla�may� tercih ediyorlar. �zellikle 11 Eyl�l olaylar�ndan sonra ABD'nin tek merkezli bir d�nya otoritesi olu�turma �abas� i�ine girmesi ve bu �aban�n arkas�nda da s�z�n� etti�imiz Gizli D�nya Devleti'ne y�n veren global �rg�tlerin bulunmas�, bu �rg�tler kar��s�nda ihtiyat�n biraz daha art�r�lmas� ihtiyac�n� do�urmu�tur. Bug�n Gizli D�nya Devleti'nin gelece�ini tehdit eden en �nemli geli�me �slami bilin�lenmedir. Bu y�zden de �slami olu�umlar yeni d�man olarak ilan edilmi�tir. Dolay�s�yla �slami bilin�lenmenin y�prat�lmas� amac�yla yo�un bir anti-propaganda faaliyeti y�r�t�lmektedir. Bu anti-propaganda faaliyetinde de a��rl�kl� olan g�n�m�z toplumlar�n�n en �ok nefret etti�i olgu durumundaki ter�r olgusundan ve ter�r kavram�ndan yararlan�lmaktad�r. Bu konudaki propagandalar�n etkili olabilmesi i�in zaman zaman provokasyon ama�l� ter�r eylemleri de d�zenlenebilmektedir. Hatta 11 Eyl�l sald�r�lar�n�n bu t�r bir sald�r� olaca��, o olay� yak�n takibe alanlar�n b�y�k bir �o�unlu�unun zihinlerinde olu�mu� teredd�tt�r. Bir�oklar� bu teredd�tlerini hakl� k�lan gerek�eler de ortaya koymu�lard�r. Bunlar sadece �slamc� kesimden de�ildir. Hatta diyebiliriz ki �o�unlu�u Bat�l� entelekt�el kesimdendir. Baz� yerlerde ise bir yandan sosyal ve
psikolojik �artlar olu�turulmakta, di�er yandan bu �artlardan etkilenebilecek olu�umlar�n ortaya ��kmas�na f�rsat verilmektedir. Bu ikisi bir araya gelince de birtak�m �iddet olaylar�n�n vuku bulmas� zorunlu bir sonu� olarak ortaya ��kmakta ve bu sonu� anti-propaganda faaliyetinin malzemesi olarak kullan�lmaktad�r. Ama ne kadar ilgin�tir ki bu anti-propaganda �o�u zaman ilginin artmas�na da sebep olabilmektedir. �slami camian�n geli�meleri �ok ak�ll�ca ve hem kendi geleceklerini hem de t�m insanl���n gelece�ini g�z �n�nde bulundurarak de�erlendirmesi zorunludur. Antipropaganda ve fi�lenme korkusu �slami faaliyetlerini kendi elleriyle baltalamalar�n�n sebebi olmamal�. Ama belli ama�lar i�in olu�turulan sosyal ve psikolojik �artlar da kendilerini, �slami camian�n aleyhine olacak fiillere itmemeli. Biz Allah'�n izniyle gelece�in �slam'�n olaca��na inan�yoruz. �nsan� canl� tutan en �nemli etken umuttur. Umutlar�m�z� mutlaka canl� tutmal�y�z. Umudun kaybedilmesiyle hayat da manas�n� kaybeder. �nanc�na ba�l� bir m�'minin �midini kaybetmesi ise anlams�zd�r. ��nk� Y�ce Allah onun her hal � karda kazan�l� oldu�unu bildiriyor. �hlasla yapt��� hi�bir �ey kar��l�ks�z kalmayacakt�r. Bu d�nyada alamasa bile ahirette Allah kat�nda alacakt�r. Bu d�nyadaki sonucu belirleyen Allah't�r. M�'mine d�en kendisinden istenen gayreti sarf etmektir. Ama �mit canl� tutulmazsa gayret a�k� da kaybedilir. Not: Gizli D�nya Devleti'nin T�rkiye kanad� hakk�nda fikir edinilmesi i�in daha �nce yay�nlanm� olan "T�rkiye'de Yahudi Lobicili�i" ba�l�kl� yaz�m�z� mutlaka okuman�z� tavsiye ediyoruz. Buradaki bilgileri oradaki bilgilerle birle�tirmeniz durumunda hadisenin boyutlar� zihninizde biraz daha netlik kazanacakt�r. rgenekon koyunundan ka� post ��kar�lacak?
Taraf gazetesine yapt�r�lan son hamle, bir tak�m �mutabakatlarda� bir tak�m k�r�lmalar ya�and���n� d��nd�r�yor. Sar� �k�z feda edenler, s�ran�n �kara �k�zlere� geldi�ini g�r�nce m�zm�zlanmaya ba�lam� olabilirler mi? Veya sar� �k�z almaktan s�k�lm� olanlar, haz�r �ran da kar�m�ken, plan�n son perdesini sahneye koyma karar�na varm� olabilirler mi?
O bak�mdan, K���k Provokat�r�e att�r�lan man�eti, sadece TSK�ya kar�� y�r�t�len psikolojik harbin yeni bir safhas� olarak de�il, ayn� zamanda Erdo�an-Ba�bu� eksenine vurulmak istenen bir darbe olarak okumak gerekir. Her ikisi de bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek, bir tak�m planlarda senkronizasyon sorunu ya�anmas�na neden oluyorlar ��nk�
On bin tirajl� k���k provokat�r, kendisinden bekleneni yine b�y�k bir ba�ar�yla icra etti ve �ran��n kar�mas�yla e� zamanl� olarak Ankara�y� kar�t�rmay� ba�ard�. Bir ta� bile atmadan� Oturdu�u yerden.. Bir piyon muhabirci�e imza att�rarak�
Oysa her �ey iyi gidiyor gibiydi. Bir tak�m �mutabakatlar� ray�na oturmu� g�r�n�yordu. ��nsan kendi askerini teslim eder mi� diye hislenenler ba�r�na ta� basm�ken, Ergenekon�a kurban se�ilenler hapishane hayat�na al�maya ba�lam�ken,
gece sohbetleri sunucusu ve Ajda Pekkan��n eski partneri Aziz �stel bile ��lker Pa�a, �zk�k Pa�a�n�n yolundan gidece�ini ispatlad� diye yaz�lar d�kt�r�rken�
Eski genelkurmay ba�kanlar� ��fademe ba�vurmazsan�z �l�m� g�r�n; ama tan�k ama san�k olarak benim de �orbada tuzum olsun� diye kuyru�a girmi�ken,
�Darbeler d�nemi bitmi�tir� �eklinde man�etler at�l�rken�
Ne oldu da birden bire �Ergenekon 2009!� noktas�na gelindi?
Taraf gazetesine yapt�r�lan son hamle, bir tak�m �mutabakatlarda� bir tak�m k�r�lmalar ya�and���n� d��nd�r�yor. Sar� �k�z feda edenler, s�ran�n �kara �k�zlere� geldi�ini g�r�nce m�zm�zlanmaya ba�lam� olabilirler mi? Veya sar� �k�z almaktan s�k�lm� olanlar, haz�r �ran da kar�m�ken, plan�n son perdesini sahneye koyma karar�na varm� olabilirler mi?
�Bana pa�am demeyiniz� ricas�nda bulunan, eline Ceza Mukakemeleri Usul� Kanunu�nu alarak bas�n toplant�s� d�zenleyen, �� g�ne bir �Hukuka ba�l�y�z� a��klamalar� yapan bir Genelkurmay�a reva g�r�len davran�a bakar m�s�n�z?
Provokat�r gazetenin man�eti �zerine ayn� g�n soru�turma ba�lat�ld��� halde, soru�turma ba�lat�lmasayd�, �Genelkurmay neden sessiz kal�yor� diye man�et atacak olanlar, bu kez �B�yle bir soru�turma askeri mahkeme taraf�ndan yap�lamaz� demeye ba�lad�lar. Bir yandan askeri mahkemelere sava� a��p di�er yandan belgenin do�rulu�unu ba�tan kabul eden bir yakla��mla haberler yay�mlamaya, bu do�rultuda tepkiler organize etmeye giri�tiler.
B�yle bir soru�turman�n bir g�nde sonu�land�r�lamayaca�� bilindi�i halde, �TSK neden geciktiriyor, kamuoyuna derhal a��klama yap�ls�n� diyen bir koro daha ortaya ��kt�. Yani, zaten ba��ndan beri yap�lmas� gerekenleri gecikmeksizin yapm� olan TSK, haberin yay�mlanmas�n�n �zerinden daha 48 saat ge�meden � a��r hareket etmek ve belgenin do�rulu�u konusundaki ku�kular� g��lendirmekle� su�lanmaya ba�land�.(Bu arada, belgenin ofisinde ele ge�irildi�i iddia edilen eski mal�l �ste�menin avukat�, �Bizde b�yle bir belge ele ge�irilmedi� diye kendini paral�yor, ancak bu �nemli a��klama kay�tlara bile ge�irilmiyordu)
TSK �zerinde bir s�redir alttan alta kaynat�lan kazanlar, birden bire meydanlara ta��nd�. Bu i� art�k a��ktan a���a yap�lmaya ba�land�
N�oluyor?
Bir tak�m �k�r�lmalar� �u noktalarda ortaya ��km� olabilir mi?
1-Genelkurmay Ba�kan� Orgeneral �lker Ba�bu�, g�reve geldikten sonra kulland��� dikkatli �slupla iktidar ve cemaat �evrelerinin tevecc�h�n� kazanm�, yeni �demokrat pa�a� alk�lamalar� ortaya ��km�t�. Ancak, 14 ve 29 Nisan�da yapt��� a��klamalar bu havay� birden bire tersine �evirdi. Ergenekon iddiamasinin hukukili�i konusunda ku�ku belirtmesi, kaz�larda bulununan m�himmat konusunda Emniyet�i adres g�stermesi, yanda� medyay� a��k�a �ahlaks�zl�kla� su�lamas�, Ergenekon san�klar� hakk�nda ��n�allah hepsi beraat eder� temennisinde bulunmas� ve cemaati hedef al�c� ifadeler kullanmas�, kendisine a��lm� olan kredinin sona erdirilmesine neden oldu. �Biz Ba�bu�u yanl� tan�m��z, erken h�k�m vermi�iz� diyenler belirdi. Ordunun �st kademesine y�nelik de�erlendirmeler g�zden ge�irildi, iyimserlik havas�na erken kap�l�nd���na karar verildi.
2-�K�rt sorununun ��z�m�nde tarihi f�rsat� ad� verilen ve T�rkiye Cumhuriyeti Cumhurba�kan�n�n Kandil�deki ter�rist bozuntusuyla muhatap k�l�nmas�na neden olan s�re�te Genelkurmay ayak s�r�d�. Abdullah G�l ve Be�ir Atalay��n �Devletin her kademesinde uyum ve kararl�l�k var� �eklindeki heyecanl� a��klamalar� sessiz ge�i�tirildi. Dahas�, �Kimin kiminle ne pazarl�k yapt��� bizi ba�lamaz. Ter�risti g�rd���m�z yerde vururuz, �niter devletin de �ivisini oynatmay�z� �eklinde a��klamalar yap�ld�. Bize g�re de bu konuda �devletin her kademesinde uyum� var ama �kararl�l�k� ayn� seviyede mi, i�te oras� belli de�il� TSK gibi bir kurumun, Kandil�deki ter�rist bozuntusu bir gazeteciyle haber g�nderdi diye �sevindirik� olmas� da beklenemezdi zaten. O tuza�a, sanki on y�ll�k tecr�be b�y�k bir tecr�beymi� gibi, �Devlette on y�ll�k tecr�bem� var diye �v�nen Abdullah G�l d�t�. (Devlette on y�l tecr�be genel m�d�rl�k i�in yeterlidir, cumhurba�kanl��� i�in de�il(!)). Devletin sivil kanad�n� co�turan bu ani �tarihi f�rsat� r�zg�r�, askerde ayn� heyecan� yaratmad�. �hale h�k�met ve �ankaya�n�n �zerinde kald�. Askerden kamuoyu �n�nde destek gelmeyince a��kta kald�lar. �te bu s�re� de Ba�bu�a ve Genelkurmay�a duyulan �g�venin� a��nmas�na neden oldu.
3-Ba�bu�un ABD gezisi. Bu ziyaret, cemaat cephesinde ciddi bir tedirginlik yaratt�; ��nk�; �Uzun zamand�r kopan TSK ABD hatt� yeniden onar�l�yor� �eklinde yorumlar yap�lmaya ba�lanm�t�. Birden bire ortaya ��kan �ABD ili�kilerini art�k TSK �zerinden mi g�t�recek� sorusunun kayna��, Washington'�n etkili d��nce kurulu�lar�ndan Stratejik ve Uluslararas� Et�tler Merkezi'nin (CSIS) yerel se�imlerden 1 g�n sonra, yani 30 Mart�ta yay�mlad��� rapordu.. Raporda, Obama y�netimine "Genelkurmay'�n siyas� rol�n�n artmas� T�rk-Amerikan ittifak�n� bitirmez" �nerisinde bulunuluyor, t�pk� eski y�netimler gibi T�rkiye ile ili�kileri askerler �zerinden kurmalar�n�n yararl� olaca��na i�aret ediliyordu. Bu rapor, h�k�met-cemaat cephesinde k���k �apl� bir panik atak ya�anmas�na neden oldu. Acaba AKP d�neminde siviller �zerinden i�leyen mekanizma bitirilecek, bunun yerine askerlerin belirleyece�i yeni yol haritas� m� benimsenecekti? AKP h�k�metine yak�n gazetelerde, b�yle bir makas de�i�ikli�inin �darbeler d�nemine� geri d�n�� getirece�ini ima eden felaket yaz�lar� bile yay�mlamaya ba�lad�lar. General Ba�bu�'a, ABD�de CSIS'in, ABD Ba�kan� Barack Obama'n�n T�rkiye ziyareti �ncesinde haz�rlad��� bir raporda, T�rkiye'de daha milliyet�i bir y�netimin veya
askeri bir y�netimin iktidara gelmesinin ABD ile ili�kiler bak�m�ndan s�k�nt� te�kil etmedi�ini yazd��� s�ylendi. Bunun �zerine Ba�bu�, CSIS y�neticilerinin ABD Savunma Bakanl���n�n 25 ki�ilik dan�ma kurulundaki isimlerden olu�tu�una i�aret etti ve �O d��nce kurulu�u �nemli bir kurulu� oldu�u i�in biz o kurulu�la beraber olman�n yararl� olaca��n� d��nd�k� diye konu�tu.Yani, �Neticede bir d��nce kurulu�udur, de�erlendirmeleri kimseyi ba�lamaz, zaten bizim de ABD ile do�rudan irtibat kurmak diye bir niyetimiz yok� falan demedi. Bu yakla��m�n da Ba�bu� ve Genelkurmay�la �kankal�k� tesis etmeye ba�layanlar�n ho�una gitmedi�i anla��l�yor.
4-Ve Erdo�an cephesi�.Dikkat edilsin Erdo�an, askerin so�uk durdu�u iki konuda, yani Ermenistan s�n�r kap�s� ve �K�rt a��l�m� konusunda kendisini bir tak�m r�zg�rlara kapt�rmad�. (Bunu, Serdar Akinan duygusall��� veya Yeni�a� gazetesi uyan�kl��� ile s�ylemiyorum; yani Erdo�an��n �ehven-i �er� oldu�unu d��nenlerden de�ilim, sadece bir tespit yap�yorum) �Erdo�an, G�l�e kar�� Ba�bu�a yak�n duruyor� f�s�lt�s� bu yakla��mla birlikte yay�lmaya ba�lad�. Anla��lan G�l de kendisini b�t�n �Devlette uyum var� a��klamalar�na ra�men, �farkl� bir �izgiye itilmi�� gibi hissetti ki, hem anayasa de�i�ikli�i, hem de �tarih f�rsat� konusunda giri�ti�i ataklarda, liderlik pozisyonu almalarda frene bast�. Bir s�redir sesi solu�u ��kmaz oldu.
O bak�mdan, K���k Provokat�r�e att�r�lan man�eti, sadece TSK�ya kar�� y�r�t�len psikolojik harbin yeni bir safhas� olarak de�il, ayn� zamanda Erdo�an-Ba�bu� eksenine vurulmak istenen bir darbe olarak okumak gerekir. Her ikisi de bilerek veya bilmeyerek, isteyerek veya istemeyerek bir tak�m planlarda senkronizasyon sorunu ya�anmas�na neden oluyorlar ��nk�
Kaynak: A��k �stihbarat Ergenekon davas�n�n 3 tutuklu san���, mahkeme heyetine 3 �nemli dilek�e sundu. Dosyaya konulan dilek�elerin sonucu, iddianamede kurgulanan �yalan kulesini� yerle bir edebilecek nitelikte. �te o dilek�eler.. Dilek�e 1 �ddianamenin en iddial� tezlerinden biri-ki bunu Dan�tay davas�nda yarg�lanan Osman Y�ld�r�m��n nedense sonradan de�i�en ifadelerine dayan�yor-Rasim G�r�m��n Muzaffer Tekin�in korumas� oldu�u ve Ata�ehir�de Rasim G�r�m, Muzaffer Tekin, Fikri Karada�, Oktay Y�ld�r�m��n da bulundu�u bir toplant�da bombalar�, Muzaffer Tekin ve Alpaslan Aslan��n talimat�yla i�eriden getirip teslim etti�i yolunda.
D�ar�dan bak�nca g�r�nt� ciddi ve bu toplant� i�eri�i ile birlikte kan�tland���nda davan�n sa�lam bir dayana�� olaca�� ortada. Peki, bu sahne ile ilgili savc�n�n elinde Osman Y�ld�r�m��n ifadesi d��nda bir kan�t var m�? E�er savc�, hukuk ve delil pe�inde ko�sayd�, bu toplant�ya dair ek kan�t pe�ine d�mez miydi?
Yapaca�� �ey �ok basitti.
S�zkonusu ki�ilerin toplant�n�n ger�ekle�ti�i tarihteki baz istasyonu-cep telefonu kay�tlar�n� ister ve s�zkonusu ki�ilerin ayn� zamanda, ayn� yerde olduklar�n� reddedilemeyecek �ekilde ortaya koyard�.
Neyse ki savc�n�n bu t�r delil kayg�lar� yok. yaftas� ile dola�an san�klar�n ise var.
Aylard�r boynunda �ter�rist�
Bu nedenle, hakk�ndaki iddialar� reddeden Rasim G�r�m, mahkemeye bir dilek�e sundu ve s�zkonusu tarihlerde cep telefonu, baz istasyonu ve kredi kart� i�lemlerinin ��kar�lmas�n�, bu yolla, bu ki�ilerle ayn� yerde olmad���n� kan�tlayaca��n� mahkemeye bildirdi.
Kan�tlad��� noktada, �Dan�tay sald�r�s� i�in Muzaffer Tekin�in bombalar�n� teslim eden koruma� tablosunu bakal�m birileri nerelerine asacak medyada?
Dilek�e 2
Davan�n en �nemli dilek�elerinden birisi, �Kuvvai Milliye�nin �ayc�s� olarak medyaya yans�yan Erol �lmez�e ait. Erol �lmez, savc�n�n �Sen istedi�im ki�ileri su�lay�c� ifade ver ; ben de seni tahliye ettireyim� �eklindeki teklifini reddeden san�k. Daha da �nemlisi, bu teklif hakk�nda bir dilek�eyle Adalet Bakanl��� ve Hakimler ve Savc�lar Y�ksek Kurulu�na su� duyurusunda da bulundu. Bu su� duyurusu, Erdal Sar�zeybek�in savc�yla ilgili benzer y�ndeki ba�vurusu dikkate al�nd���nda daha da anlam kazan�yor. Bunun yan�na, yine savc�n�n �mit Say�n��n �n�ne geni� bir general listesi koyup, bunlardan 45�ini su�lamas� halinde serbest kalaca��n� s�ylemi� olmas�n� da koyunca, Zekeriya �z��n cevap vermesi gereken sorular listesi uzuyor.
Dilek�e 3
Bu davan�n en b�y�k iddias�, Zekeriya �z��n cumhuriyet savc�s� oldu�u ve davay� Anayasa�da, TCK�da ve CMK�da belirlenen us�l �artlara uygun olarak y�r�tt��� iddias�.
Hakk�nda, TCK 83 (kasten �ld�rmenin ihmali davran�la i�lenmesi-Kuddusi Okk�r vakas�) dahil onlarca sayfal�k su� duyurusu bulunan bir savc� hakk�nda en �nemli iddialardan biri, soru�turman�n gizlili�ini bizzat kendisinin ihlal etti�i yolunda.
B�yle bir dilek�e de Behi� G�rcihan taraf�ndan mahkemeye sunuldu. G�rcihan, savc� ile listesini verdi�i gazeteciler aras�nda telefon ileti�iminin tespitini ve Savc� Zekeriya �z��n hangi tarihlerde Tekirda� ve Kand�ra F Tipi cezaevlerini ziyaret etti�inin ve bu ziyaretlerde ba�ka �ete h�k�ml�leri ile g�r��p onlara baz� yasad�� teklifler yap�p yapmad���n�n tespitini istedi. �te yandan, tutuklu san�klardan Do�.Dr. �mit Say�n, �nternetajans haber sitesine g�nderdi�i a��klamada �ok �arp�c� iddialarda bulundu.
Say�n��n a��klamas� ��yle:
�Say�n bas�n mensubu, �stanbul Savc�l���n�n ve Emniyet i�indeki Fethullah�� �rg�tlenmenin uzant�lar�n�n kurmu� oldu�u komplo hayal �r�n� olup hi�bir ger�ekle alakas� yoktur. Bizler gibi T�rkiye Cumhuriyeti�ne bayra��na ba�l� vatanperver insanlar�n �eriat endi�elerini demokratik platformda d��n�p tart�an ki�iler olarak hala bu endi�emizi devam ettiren bu AKP mant��� ve Fethullah G�len (Dini �rg�tlenmesi) Cumhuriyeti tehlikelere s�r�klemektedir. Buna paralel olarak y�llard�r devam eden PKK ter�r�ne gerek parlamentoda gerekse siyasi zeminde destek veren AKP zihniyeti �ocuklar�m�z�n bask�nlara maruz kalarak �lmesine sebebiyet vermektedir. AKP�nin hedefi TSK olup ABD ile AB ku�atmas�n� topluma dayatarak T�rk Milletinin ortadan kald�r�lmas�na f�rsat vererek zemin haz�rlamaktad�rlar.
Ben 8 ayd�r tutukluyum. Hala hangi sebepten tutuklu oldu�umu dahi bilmiyorum. Devletinin ba��na gelecek felaketleri �nceden hisseden ve d��nen y�llarca yurt i�i ve yurt d��nda e�itim alm� bir Akademisyen olarak devletin g�venli�i ile ilgili kitap yazm� biri olarak �rg�t �yesi olmam ve ortada bir �rg�t�n olmas� dahi s�z konusu olamaz. Kald� ki �stanbul Emniyet M�d�rl��� TEM de (Ter�rle M�cadele) bana i�birlik�ili�i ve yalan ifade vermemiz konusunda �antaj yapm�lard�r. Akabinde Say�n Savc� �z ve Mehmet Ali Pekg�zel ayn� komplo ve �antajlar� i�birli�i yapmam konusunda �srarlar�n� s�rd�rd�ler. 47 ya��na gelmi� ve sa�l�k sorunlar� ya�ayan biri olarak a� ve uykusuz b�rak�larak her t�rl� �iddete maruz b�rak�ld�m. Bunlar� sorgu s�ras�nda savc� ve hakime anlatmama ra�men hi�bir tedbir al�nmad��� gibi umursamazl�ktan gelinmi�tir. �nsan haklar�na ayk�r� olan bu durum �lkemizin demokratikle�me s�recine zarar vermektedir.
Uluslar aras� konferanslar veren bir Akademisyen olarak Cumhuriyet savc�lar�n�n komplolar� ve hukuk d�� istem ve tehditleri, �antajlar� beni derinden etkilemi�tir. Benim itiraf�� olmam durumumda, ekonomik olarak katk� sa�lanaca��n�n belirtilmesi talihsiz bir hukuk ay�b�d�r. �al�t���m �niversitede mesai arkada�lar�ma ajanl�k yapmam ve komplo kurmam anla��lacak bir davran� de�ildir. �Anayasaya ba�l� bir T�rk vatanda�� olarak, kendimi T�rk milletine adam� bir bilim adam� olarak� endi�em �udur:
Say�n Ergenekon soru�turmas�n� y�r�ten savc�lar�n kar��s�nda deh�ete d�t�m. ��yle ki �Allah ve Hz. Muhammed i�in hizmet, AKP�ye, Ba�bakan�a ve Cumhurba�kan�na yard�m ettik. Bu u�urda gerekirse can�m�z� vermeye haz�r�z. Darbecilerden ve AKP muhaliflerinden hesap sormak� tarz�ndaki s�zleri endi�emi 1 kat daha artt�rm�t�r. Oysa ben say�n Cumhuriyet savc�lar�n� devlete hizmet eder diye biliyordum. Siyasilere hizmet edebileceklerini o g�n ��rendim.
T�p e�itimi alm� bir Akademisyen olarak Say�n Zekeriya �z��n psikolojik ve sosyolojik sorunlar� oldu�u, kronik paranoyak tav�r sergiledi�ini s�yleyebilirim. Hayal d�nyas�nda ya�ayarak soru�turma yapt��� 8 saatlik diyalogda bunlar� te�hise vard�m. Kendisine �aka yollu bunu ima ederek size ��yi bir psikiyatr tavsiye edebilirim� dedi�imde agresif ve depresif hareketlerde bulunarak bu tan�y� daha da g��lendirdi. �antas�ndan ��kard��� 360 ki�ilik bir AKP muhalifi insanlar�n ayn� zamanda Fethullah G�len cemaati i�in, T�rkiye i�in zararl� insanlar�n listesi oldu�unu s�yledi�i isimleri �Hepsini tek, tek i�eri t�kaca��n� s�yleyerek kararl� tav�rlarla kendisine bu g�c� veren insanlara hizmet etmek amac�nda oldu�unu s�ylemi�tir. Kendi bilgisayar�ndan bir ��kt� alarak bana imzalatmak istedi�i listede 35�e yak�n generalin ismi vard�. �Bunlar darbe yapacak beton Kemal�in generalleri, bunlar� koruma, aleyhlerinde ifade ver� diye �srarc� tavr�n� 8 saat botunca s�rd�rd�. �Zihin kontrol� ve bu ki�ilerin sorgular� s�ras�nda bize destek olur ve yard�m edersen seni hem tahliye ederim hem de �niversitede �ok iyi yerlere gelebilirsin� dedi. Benim ald���m aile terbiyemden dolay� ger�ek d�� iftiralar� gayri ahlaki ve hukuk d�� oldu�unu s�yledim. Bunlar� yapmazsam! elinde benim �ekilmi� foto�raflar�m�n! Ve Tape�lerimin (telefon kay�tlar�) bas�na verilece�ini s�yleyerek beni sindirmek istemi�tir. Kendinden emin biri olarak �Bu sizin tercihiniz, hukuk ne gerektiriyorsa onu yap�n� dedim. Say�n savc�n�n b�y�k bir hata ve oyun pe�inde oldu�unu biliyorum. Akl� s�ra birilerine hizmet etmek amac�nda oldu�u �ok a��k �ekilde g�r�lmektedir. Kendisi hakk�nda her t�rl� hukuki yola ba�vuraca��m. Nas�l olurda bir savc� insanlar� su� i�lemeye te�vik eder?
T�rkiye Cumhuriyeti�nin hukuk d�zeninde, kanunlar�nda fiillerin su� oldu�unu bilmeden varsay�mlara ve komplolara dayanarak 2580 sayfal�k iddianame haz�rlayan savc�n�n y�ce T�rk devletinde g�rev yapm� olmas�n�n T�rk halk� i�in b�y�k tehlikeler do�uraca��n� d��n�yorum.
Hi�bir neden ve delil olmadan sadece telefon kay�tlar�ndaki sohbetlerimden yola ��karak ���nc� ki�ileri su�lamak konusundaki tav�rlar� ahlaks�zl�k olarak kabul ediyorum. Savc� Zekeriya �z��n bu gelene�ini s�rd�rmesi pek �ok su�suz insan�n zan alt�nda kalmas�na neden olacakt�r. Toplumda yaratm� oldu�u travman�n derin yaralar�n� uzun y�llar T�rk Milleti sosyolojik olarak hissedecektir. Say�n savc�n�n h�rslar�n�n akl�n�n �n�ne ge�ti�ini d��n�yorum. Bu vesile ile uzun s�re sessizli�imi koruyarak nelerin olup bitti�ini ��zmeye �al�t�m!
Y�ce T�rk kamuoyuyla bunlar� payla�mak ve Y�ce Milletimizin takdirine sunmak istiyorum.�
Kaynak: A��k �stihbarat, 16.06.2009