Kültür
Mustafa ÖNDER
Kültürler Arası Eğitim Nedir?
K
ültürler arası eğitimi, farklı kültür ve inançlara sahip insanların karşılıklı olarak birbirlerini tanıyıp,
bir arada nasıl daha problemsiz yaşayabileceklerini
araştırıp, çözüm önerileri getiren yeni bir ilim dalı olarak tarif edebiliriz. Kültürler arası eğitimin kültürleri birbirine tanıtıcı özelliği vardır. Böyle bir eğitimin hedefi ise bireylerin çok kültürlü ortamda uyum içinde yaşayabilmelerini sağlamaktır. Kültürler arası eğitimin ilgi alanları, hoşgörü, dayanışma ve evrensel değerlerdir.1
“Kültürler arası eğitim, kültürel bakımdan var olan veya olabilecek gerginlikleri, ön yargıları azaltmak, bir ülkede ya da bir bölgede yaşayan değişik insan topluluklarının ortak yaşama tam olarak katılmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen eğitim şeklidir” veya “okulda öğrencilerin din ve soy ayrımı gözetilmeksizin birlikte yaşama, çalışma ve oynama yönlerinden dolaysız yaşantılar kazanmasına önem veren eğitim yaklaşımıdır.” 60
A.F. Oğuzkan kültürler arası eğitimi şöyle tarif etmektedir: “Kültürler arası eğitim, kültürel bakımdan var olan veya olabilecek gerginlikleri, ön yargıları azaltmak, bir ülkede ya da bir bölgede yaşayan değişik insan topluluklarının ortak yaşama tam olarak katılmalarını sağlamak amacıyla düzenlenen eğitim şeklidir” veya “okulda öğrencilerin din ve soy ayrımı gözetilmeksizin birlikte yaşama, çalışma ve oynama yönlerinden dolaysız yaşantılar kazanmasına önem veren eğitim yaklaşımıdır.”2 Din Eğitiminin bir alt disiplini ya da disiplinler üstü bir etkinlik olarak kabul edebileceğimiz kültürler arası eğitimde, konunun sadece teorik olarak sunulmasından ziyade, öğrenciler bizzat yaşayarak ve katılarak öğrenirler. Bütün derslerin bu tür eğitimi destekleyeceği ve branşlar arasındaki bağın iyi kurulması gerektiği açıktır. Kültürler arası eğitim, karşılaştırmalı eğitim süreçSomuncu Baba
leri ile desteklenip çözümle-
İlişkide bulunduğumuz in-
nedeniyle Müslüman-Türklerin
nebilecek, düşünce ve sosyal
sanlarla anlaşabilmek, onları
diğer din mensuplarıyla tanış-
alandaki deneyimlerin çoğulcu
anlayabilmek,
masını sağlamak.
ve karmaşık şeklidir, biçiminde
yön veren değerleri iyi tanımak-
de tarif edilmektedir. Böyle bir
la mümkündür. Bu ise, insanın
eğitimin ön koşulunun başkası-
karşısındakinin dini, ahlak ve
nın düşüncesine saygı duymak
kültürü hakkında bilgili olma-
ve desteklemek olduğu belir-
sı ile mümkündür. Bunun için
tilirken, kültürlerin eşitliği, eş
kültürler arası eğitime ihtiyaç
değerliliği, hoş görü, çoğunlu-
vardır. Kültürler arası eğitimde
ğun ve azınlığın birbirlerini an-
öncelikle herkesin kendi kültü-
lamaya hazır olmaları üzerine
rünü ve dinini öğrenmesi esastır.
inşa edilecek karşılıklı bir süreç
Çünkü kendi dinini bilmeyen
olduğu vurgulanmaktadır
ve ona saygı duymayan birisi,
3
İçe kapanma, düşmanlıklar geliştirme dönemi artık kapanmıştır. Tanıma, anlaşma, saygı, problemlere
ortak
çözümler
arama dünyada geçerli olmaya başlamıştır.
Gelişen
teknolo-
ji, çok amaçlı ve çok kültürlü
davranışlarına
başkalarının dinini ve bundan kaynaklanan davranışlarını anlamada güçlük çekecektir.4 Kültürler arası eğitim belki de en çok Türkiye’yi ilgilendirmektedir. Bunun iki önemli sebebi ya da cephesi vardır:
b- Türkiye’nin kendi içinde de gruplaşma ve cemaatleşmelerin çoğalması ve aralarındaki uçurumun,
hoşgörüsüzlüğün
gitgide artması nedeniyle Müslüman-Türklerin iç bünyelerindeki alt kültürlerin ve grupların birbirlerini tanımalarını sağlamak.5 Dünya’da,özellikleAvrupa’da iç ve dış göçler neticesinde bütün milletler için bir kültür karşılaşması ve inanç farklılığı ortaya çıkmıştır. Bu çok dinli ve çok kültürlü yaşam yeni şartları ve yeni ihtiyaçları ortaya çıkarmıştır. Öyle ki bugün Almanya nüfusunun %8.6 sını yabancılar oluş-
toplum yapısı, insanların, kül-
a- Türkiye’nin yurtdışına çok
turmakta, Türkler %28.1 ile bu
türlerin birbirlerini tanımalarını
işçi gönderen bir ülke olması ve
nüfusun en büyük grubunu tem-
zorunlu hale getirmiştir.
bunların çocuklarının eğitimi
sil etmektedirler.6 İlk ve orta öğ-
Fotoğraf: Bekir SARI
Şubat / 2007
“Bosnalı Üniversite Öğrencileri”
Bosna - Hersek
61
renim çağındaki Türk çocukları-
yılında bir enstitü kurulmuş, bu
nın sayısı 750.000 olarak telaffuz
enstitü İslâm Din Dersleri için
edilmektedir. Bunlar bazı eyalet
program geliştirme ve ders kita-
okullarında ciddi çoğunluk oluş-
bı hazırlama çalışmalarını halen
turmaktadırlar. Mesela Berlin’de
devam ettirmektedir.8
yaşayan 170.000 Türk vatandaşının ilk ve orta öğrenimde okuyan 32.000 çocuğu vardır. Bu rakam Kuzey Ren Westfalya’da (NRW)
180.000’e ulaşmakta-
dır. Yüksek öğrenimde 22.000 Türk çocuğu okumaktadır ve 100.000 civarında vatandaşımız Alman tabiiyetine geçmiştir.
7
Yabancı nüfusun çoğalması bir “yabancılar eğitimi” problemini ortaya çıkarmış, birçok ülke yabancılar eğitimi için ciddi çalışmalar yapmaya ve çözüm yolları aramaya başlamışlardır. Nitekim Almanya’nın Kuzey Ren Westfalya (NRW) eyaletinde Soest şehrinde 1980
“Malezyalı Öğrenciler”
62
Türkiye’nin halen 26 ülkede 3.305.303 vatandaşı bulunmaktadır. Bunların okul çağındaki çocuklarının sayısı bir milyona yaklaşmıştır. Bu insanlara kendi kültürlerini öğretmek, kimliklerini koruyup geliştirmeleri açısından önemli olduğu gibi, içinde yaşadıkları toplumun kültürel değerlerini tanıyıp saygı duymalarını ve mutlu yaşamalarını sağlamak için eğitsel adımlar atmak zorunludur. Yukarıdaki rakamlar kültürler arası eğitimin ülkemiz açısından ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Ayrıca aşağıdaki sebepler bu önemi daha da artırmaktadır:
1- Türkiye’nin Doğu ile Batı arasında bir köprü konumunda bulunması, 2- Anadolu’da tarih sürecinde oluşan çok kültürlü toplum modellerinin bulunması, 3- Batı Trakya, Balkanlar, Kıbrıs ve komşu ülkelerdeki Osmanlı mirası, 4- Yurtdışına yapılan insan gücü ihracı, 5- GAP’tan dolayı Türkiye’ye Doğu Avrupa ve Asya ile Afrika’nın fakir ülkelerinden gelecek insan gücü, 6- Türk Cumhuriyetleri ile yürütülen yoğun ilişkiler, 7- Türkiye’nin Gümrük Birliğine girmesi ve Avrupa Birliğine üye olmak için yoğun çaba harcaması.9
MALEZYA
Somuncu Baba
Dipnotlar
Türkiye’den Öğrenciler
TÜRKİYE
Kültürler arası eğitimin ülke-
aralarında çekişmeye sebep ola-
Bu grupların birbirini tanıması, anlaması ve aynı hedefe gitmekte olduklarını fark etmeleri için de kültürler arası eğitim gereklidir. Herkes kendi inancını, kültürünü, ananesini devam ettirecek ama karşısındakine saygı göstererek, birliği bozmayarak. Son günlerde yaşadığımız olaylar birbirimizi tanıma ve anlamada ne kadar geride olduğumuzu gösteriyor. Kültürler arası eğitim genellikle “Dinler arası Diyalog” ve “Dinler arası Eğitim” kavramları ile birlikte zikredilmektedir. Dinler arası diyalog çok geniş bir konudur ve makalemizin sınırlarına sığmaz. Ayrı bir inceleme konusu olan diyalog hakkında kısa bir kaynakça
bilecek farklılıklara sahiptirler.
ile yetinmek istiyorum.11
miz açısından diğer bir önemli yanı da şudur: Ülkemizde aynı dine
inanmalarına
rağmen
mezhep, tarikat ayrılıkları giderek artmakta, dini cemaatler arasında, dindar ve dindar olmayanlar arasında gitgide uçurumlar büyümektedir. Aslında tarih boyunca bu mücadele sürmüş, her ekol veya mezhep diğerlerini tekfir edecek kadar ileri gidebilmiştir.10 Öyle ki, Avrupa’da yoğun olarak ve az da olsa Türkiye’de camiler dahi ayrılmaya başlamıştır. Bunlar, aynı kültürün alt bölümlerini oluşturmalarına rağmen kendi
Şubat / 2007
1- Bkz.Mustafa Önder, Prof.Dr. Beyza Bilgin ve Din Eğitiminde Yeni Yöntem Çalışmaları, AÜSBE, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, 1997 s.51–72 2- A.Ferhan Oğuzkan, Eğitim Terimleri Sözlüğü, (3.Baskı), Ankara 1993, s.92 3- Bkz. Hasan Coşkun, Eğitim Teknolojisi Açısından Kültürle arası Eğitim, Ankara 1996, s.4–9 4- Cemal Tosun, “Türkiye de Din Eğitimi ve Öğretimine Genel bir Bakış”, Tartışılan Değerler Açısından Türkiye, Ankara 1996, s.98 5- Ünver Günay,”Türklerin Dini Tarihinde ve Kültüründe Çoğulculuk ve Hoşgörü”,EÜİF Dergisi, S.10,s.49–68 6- U.Spuler- Stegemann, Muslime in Deutschland, Freiburg 1998, s.41–47 7- Bkz. Der Spiegel, 26.10.1998, s.44, Frankfurter Allgemeine Zeitung, 8 Şubat 1999, Mustafa Önder, “Almanya daki Türk Çocuklarına Yönelik Din Dersi Tartışmaları–1”, Somuncu Baba Dergisi, S.23, s.30–31 8- “Landesinstitut für Schule und Weiterbildung” (Okul ve Meslek içi Eyalet Eğitim Enstitüsü) adındaki ve Klaus Gebauer başkanlığındaki bu kuruluş Türkiye’den de ilahiyatçılar çağırarak bir program hazırlamış ve bunu yayınlamıştır. Bkz. Religiöse Unterweisung für Schüler İslamischen Glaubens, Komisyon, Landesinstitut für Schule und weiterbildung, Soest 1986, s.10-11, Klaus Gebauer, “Religiöse Unterweisung und Religionsunterricht für Schülerinnen und Schüler İslamischer glaubens in den Schulen des Landes Nordrhein-Westfalen”, Bildungsdiskussion in der Türkei und Deutschland, Ankara 1998, s.43-51, Klaus Gebauer, “Müslüman Öğrencilerin Alman Okullarındaki Dini Eğitimi”, Din Öğretimi ve Din Hizmetleri Semineri, Ankara 1991, s.75-88. 9- Hasan Coşkun, A.g.e, s.33 10- Bu konuda ayrıntılı bilgi için bkz.Süleyman Uludağ, İslam Düşüncesinin Yapısı, İstanbul 1994 11- Bu konuda şu eserlere bkz. Hans Küng, Karl-Josef Kuschel, Evrensel Bir Ahlaka Doğru, Ter: N.Yaşar Aşıkoğlu, C.Tosun, R.Doğan, Gün yay., Ankara 1995, A.İsra Güngör, Vatikan Misyon ve Diyalog, Töre yay., Ankara 1997, Maurice Borrmans, Müslümanlarla Hristiyanlar Arasında Diyaloga Yönelişler, Çev: E.Mehmet Ümit, Der,yay., İstanbul 1988, W.M.Watt, Modern Dünya’da İslâm Vahyi, Ter: Mehmet S. Aydın, Hülbe yay., Ankara 1982, İsmail R.Faruki, İbrahimi Dinlerin Diyaloğu, Çev:M.Karaşahan, İstanbul 1993, Beyza Bilgin, “İslâmı Yeniden Anlamak ve Anlatmak”, AÜİF Dergisi, 75.yıl özel sayısı, Bilgin, “ Mezhepler ve Dinlerarası Eğitim ve İşbirliği” AÜİF Dergisi C.XXXIX, Bilgin, “Avrupa’ya Bir Ruh Vermek”, AÜİF Dergisi C.XXXVIII, Bilgin, Karanlığı Işık Yapmak-1, Gün yay., Ankara 1999, Abdurrahman Küçük, “Dinlerarası Diyalog Üzerine Bazı Düşünceler”, Din Öğretimi Dergisi, S.27, Mustafa Önder, Prof. Beyza Bilgin ve Din Eğitiminde Yeni Yöntem Çalışmaları, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, AÜSBE, Ankara 1997, W.M.Watt, Müslüman-Hristiyan Diyalogu, Ter: Fuat Aydın, Birey Yay., İstanbul 2000
63