Ust Yonetici

  • December 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Ust Yonetici as PDF for free.

More details

  • Words: 978
  • Pages: 4
Fıkıh Abdullah KAHRAMAN*

İslâm’ın Yöneticilik İçin Önerdiği Bazı İlkeler

Üstün NİTELİKLİ

YÖNETİCİ 48

Temmuz 2008

T

0plumda yöneten ve yönetilen gibi iki temel sınıfın bulunması kaçınılmazdır. Bu sebeple insanlar üstün nitelikli yöneticilere her zaman ihtiyaç duymuşlardır. Aslında yöneticilerin nasıl olması gerektiğini hem yöneticiler, hem de yönetilenler çok iyi bilmektedirler. İnsan nefsi dişine ve keyfine göre yöneticiler istese de, bu gibilerin istenen huzuru sağlayamadığını görür ve bir süre sonra bunları çekiştirmeye başlar. Dirayetli, ehliyetli ve üstün nitelikli olmayan bir yöneticiden, başta kendisine fayda gelmez. Durum böyle olunca bu gibilerin insanların ve devletlerin âlî menfaatlerini temin etmeleri tamamen hayal olur. Bu sebeple insanlık ne çekmişse niteliksiz idarecilerden çekmiş, iyilik ve güzellik adına ne görmüşse üstün nitelikli yöneticilerden görmüştür.

“Bir yöneticinin istenen itaati hak edebilmesi için de İslâm bazı vasıflar belirlemiştir. Bunların bir kısmı kısaca şöyledir: Yönetici her şeyden önce kendine, halkına, insanlara ve ülkesine karşı samîmî olmalıdır. Samîmî olan yönetici ve lider hiçbir yapmacık hareketlerde bulunmaz. Halkına ve ülkesine hizmetten ibadet etmekten aldığı zevk gibi zevk alır. Onun için de onun yorgunluğu kendini mutlu eder.” İslâm’ın Liderlik Konusundaki Öncelikleri İnsanlık için son din olma yanında, aynı zamanda eşsiz bir medeniyet olan dinimiz insanlık için son derece önemli olan liderlik konusunda da sağlam prensipler getirmiştir. Çünkü istenen niteliğe sahip liderlere itaatı şart koşmuştur. Hatta yöneticilere itaatı, Allah ve Resulüne itaatı emrettiği âyette ele almış ve şöyle buyurmuştur: “Ey iman edenler! Allah’a itaat edin. Peygamber’e ve sizden olan ülü’l-emre (idarecilere) de itaat edin…”1. İslâm’a göre yöneticiye itaat mutlak değildir. Aksine bu, yöneticinin doğru yolda olmasına; halkın, ülkenin, insanlığın faydasına çalışmalar yapmasına bağlıdır. Bu konularda haddi aşanlar, yönetim makamını şahsî çıkarları için kullananlar, halkın ve ülkenin geleceğini karartacak icra-

atlar yapanlar ve adaleti teminden âciz kalanlar itaat hakkını da kaybederler. Konuyla ilgili bir hadiste Resûl-i Ekrem şöyle buyurmuştur: “Masiyeti (kötülüğü ve günah olanı) emretmediği sürece, hoşuna giden ve gitmeyen her hususta Müslüman ferde düşen, yöneticiyi dinlemek ve ona itaat etmektir. Kendisine masiyet emredildiği zaman dinleme ve itaat etme yükümlülüğü düşer”2. Bir yöneticinin istenen itaati hak edebilmesi için de İslâm bazı vasıflar belirlemiştir. Bunların bir kısmı kısaca şöyledir:

1. Samimiyet Yönetici her şeyden önce kendine, halkına, insanlara ve ülkesine karşı samîmî olmalıdır. Samîmî olan yönetici ve lider hiçbir yapmacık hareketlerde bulunmaz. Halkına ve ülkesine hizmetten ibadet et-

49

“Hz. Peygamber de bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki adaletle iş görenler, Allah katında nurdan minberler üzerinde Rahmân’ın sağında olacaklardır…” Yine adaletli yöneticiler Allah’ın özel gölgesinde olacaklar arasında sayılmıştır.”

mekten aldığı zevk gibi zevk alır. Onun için de onun yorgunluğu kendini mutlu eder.

2. Adalet Yöneticinin asla taviz veremeyeceği hususlardan biri de adalet ilkesidir. Adaleti temin edemeyen veya kendisi âdil davranamayan zulüm yapıyor demektir. Yüce Allah idarecilerin adalet şartına riayet etmesi gerektiğini anlatırken şöyle buyurmuştur: “Allah size, mutlaka emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adaletle hükmetmenizi emreder…”3. Adalet aynı zamanda halkın gönüllü itaatini de sağlayacağı için çok önemli bir ilkedir. Bu hem başarının hem de kalkınmanın temel sebebidir. Bundan dolayı Hz. Ömer: “Adalet mülkün temelidir.” demiştir. Hz. Peygamber de bir hadislerinde şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz ki ada-

50

Temmuz 2008

letle iş görenler, Allah katında nurdan minberler üzerinde Rahmân’ın sağında olacaklardır…”4 Yine adaletli yöneticiler Allah’ın özel gölgesinde olacaklar arasında sayılmıştır.

3. Görev Almaya Aşırı Hırs Göstermemek Yüce dinimiz yönetici olmaya aşırı hırs göstermeyi aslâ hoş karşılamamıştır. Bunun yerine yönetici olmaya elverişli vasıfları taşıyacak duruma gelmeyi teşvik etmiştir. Abdurrahmân b. Semûre’nin anlattığına göre Hz. Peygamber kendisine şöyle demiştir: “Ey Abdurrahman! Yöneticiliği isteme! Çünkü isteyerek sana verilirse onunla baş başa bırakılırsın! İstemeden verilirse onun gereklerini yerine getirme hususunda yardım görürsün”5. Böyle bir prensibin ortaya konmasının sebebi, yönetici olmaya talip olanların mutlaka bir çıkar peşinde koş-

maları ve kerametlerini kendileri nakletmeleridir. Hâlbuki başkası tarafından seçilen ve aday gösterilenler genelde ehil insanlardır. Bir başka hadiste Hz. Peygamber görev alanlarından birine talip olanlara şöyle demiştir: “Vallahi biz bu işe ne onu isteyen birini tayin ederiz; ne de ona hırs gösteren birini”6.

4. Ehliyet ve Dirayet Hz. Peygamber yönetici olarak tayin ettiği kimselerin ehil ve dirayetli olmasına dikkat etmiş ve önem vermiştir. Nitekim kendisini vali yapmasını isteyen Ebu Zer’i bu işe tayin etmemiştir. Olayı ve gerekçesini bizzat Ebu Zer’den dinleyelim, o diyor ki : -Ya Rasulallah! Beni vali yapmıyor musun? dedim. Bunun üzerine Rasulüllah eli ile

omzuma vurdu ve sonra şöyle buyurdu. “Ya Ebu Zer! Sen zayıfsın. Bu valilik bir emanettir. Gerçekten o, kıyamet gününde kepazelik ve pişmanlıktır. Yalnız onu hakkı ile ele alarak o hususta üzerine düşeni yapan müstesnâ!”7. Burada Hz. Peygamber, Ebu Zer’in şahsiyetinden kaynaklanan zaafa bizzat dikkat çekmektedir. Çünkü ehliyetli ve dirayetli olmayan yöneticiler kısa sürede başkalarının oyuncağı haline gelir ve halkın maslahatını temin edemezler. Bu gibiler bulundukları makamların hakkını veremeyecekle-

ri için halka ve hakka ihanet etmiş olurlar.

5. Yolsuzluktan Sakınma Bir idarecinin ve liderin kendisine güven duyan ve itaat eden halka ve insanlara yapacağı en büyük ihanet yolsuzluğa bizzat başvurması veya göz yummasıdır. Hz. Peygamber bu durumu o günün toplumunun anlayabileceği sade bir dille anlatmış ve şöyle buyurmuştur: Bu hadisleriyle Hz. Peygamber yöneticinin bulaştığı

her yolsuzluğun onun boynuna dolanacağını ve kıyamette onun hesabını veremeyeceğini ve peygamberin bile onu kurtaramayacağını anlatmak istemiştir.

6. Sorumluluk Sahibi Olmak İdareci ve liderin en temel vasıflarından biri de sorumluluk sahibi olması ve bu bilinci taşımasıdır. Bu özelliği taşımayan idareciler günübirlik yaşar, kâr zarar dengesini gözetemez ve bunun hesabı yapamaz, halklarının huzur ve barışına hizmet edemezler. Konuyla ilgili açıklamalarının birinde Sevgili Peygamberimiz bizlere şu mesajı vermektedir: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz sürüsünden mes’uldür. İnsanlara hükmeden emîr bir çobandır; o idaresi altında olanlardan mes’uldür…”9. Bu mes’uliyeti en iyi ve en derinden hisseden insanlığın örnek yöneticisi Hz. Ömer şöyle demiştir: “Kenâr-ı Dicle’de bir kurt aşırsakoyunu Gelir de adl-i İlâhî sorar Ömer’den onu!”10

Dipnot * Dr. 1 2 3 4 5 6 7 8 9

4/Nisâ, 59. Tâc, III, 44. 4/Nisâ, 58. Müslim, İmâret, 5. Müslim, İmâret, 3. Müslim, İmâret, 3. Müslim, İmâret, 4. Müslim, İmâret, 24. Müslim, İmâret, 5.

10

M. Akif Ersoy, Safahât, Hazırlayan: M. Ertuğrul Düzdağ, Çamlıca yayınları, İstanbul 2007, s. 83.

51

Related Documents

Ust Yonetici
December 2019 31
Ust Opi.docx
December 2019 23
Ust Yellow
November 2019 29
Ust Amran
August 2019 27
Ust Mug
November 2019 24
Kajian Ust Adi Hidayat.docx
November 2019 30