I_dunya_savashi_esnasinda_azerbaycan_turklerinin_anadolu_turklerine_kardash_komegi_(yardimi)_ve_baku_musluman_cemiyet-i_hayriyesi.pdf

  • Uploaded by: Bosna Sandzak
  • 0
  • 0
  • December 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View I_dunya_savashi_esnasinda_azerbaycan_turklerinin_anadolu_turklerine_kardash_komegi_(yardimi)_ve_baku_musluman_cemiyet-i_hayriyesi.pdf as PDF for free.

More details

  • Words: 123,909
  • Pages: 203
ATATÜRK

YÜKSEK

KURUMU

ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ BAŞKANLIĞI

I. D Ü N Y A S A V A Ş IE S N A S IN D A “A Z E R B A Y C A N T Ü R K L E R İ” N İN “A N A D O L U T Ü R K L E R İ”N E

“KARDAŞ KÖMEĞİ (YARDIMI)” VE BAKÜ MÜSLÜMAN CEMİYET-İ HAYRİYESİ

BETÜL ASLAN

■rc

Atatürk Yüksek Kuramu Atatürk Kültür Merkezi Yayını: 219

Betül Aslan 1. D ünya Savaşı Esnasında “A zerbaycan T ü rkleri”nin “Anadolu Türkleri”ne “K ardaş Köm eği (Yardım ı)” ve Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi ©Atatürk Kültür Merkezi Başkanhğı, 2000 ISBN: 975-16-13124 İLESAM: 200O.O6.Y.0143-213 Yayma Hazırlayan Serap Leloğlu-Ünal

İÇ İN D E K İL E R

Ö N SÖ Z ..........................................................................................................................IX K IS A L T M A L A R ......................................................................................................X II G İR İŞ .................................................................................................................................1 I. B Ö L Ü M A Z E R B A Y C A N T Ü R K L E R İN D E M İL L İ UYANIŞ, T Ü R K İY E İLE İL K M Ü N A S E B E T L E R V E B A K Ü M Ü SL Ü M A N C E M İY E T -İ H A Y R İY E Sİ’NİN K U R Ü L U ŞÜ

Kapak-Sayfa Tasarımı Düş Atelyesi (0312)4187903

Baskı Düş Atelyesi (0312)4187903

Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı M. K. Bulvarı 133,06570 Maltepe-Ankara Tel: (312) 23123 48-232 22 57 Belgegeçer:2324321 Intemet: www.akmb.gov.tr e-posta: www.mrks @ akmb.gov.tr G.

A. A zerbaycanT ürklerinde M illı U y a n ış .................................................................. 7 1-Ç arhkR usy ası’m n A zerbaycan’ı İ ş g a l i ........................................................... 8 2R us Ç arlık İdaresinde A zerbaycan ve R usya’nın Söm ürgeci Siyaseti 1 3- A zerbaycan Türkleri A rasm da İlk Aydm lanm a H arek etleri.................... 19 4 -1 9 0 5 Rus İhtilälinin A zerbaycan’daki E tk ileri............................................. 26 a) 1905 İhtiläli ve A zerb ay can .......................................................................26 b) A zerbay can ’da Türk-Erm eni Ç atışm ası................................................. 30 c) “D ifai” Teşkilätının K u ru lm ası...................................................................33 d) A zerbay can ’da 1905 Sonrası Siyası, Sosyal ve K ültürel G elişm eler..................................................................................... 35 B.Azerbaycan Türklerinin XX.Yüzyıl B aşlannda Türkiye ile İlişkileri.............43 C. A zerbaycan Türklerinin Trablusgarp ve B alkan Savaşlan M ünasebetiyle T ürkiye’ye Yaptıklan İlk Y ardım lar........................................46 D. BA K Ü M Ü SLÜ M A N CEM İY ET-İ H A Y R İY E Sİ.......................................53 1- B akü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’nin K uruluşu ve A m a c ı..............56 2- B akü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi’nin İdari Yapısı ve K u ru c u la n ............................................................................................................60 3. K uruluşundan I.D ünya S avaşı’na K adar Cem iyet-i H ayriye’nin Ç a h ş m a la n ............................................................................................................63 4. Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’nin Türkiye ile İlk İliş k ile ri.......63

II. B Ö LÜ M I. DÜNYA SAVAŞI’NDA AZERBAYCAN TÜRKLERİNİN KAFKAS CEPHESİ SAVAŞLARINDAN ZA R A R GÖREN ANADOLU TÜRKLERİNE “KARDAŞ K Ö M EĞ İ (YARDIM I)” VE BAK Ü MÜSLÜMAN C EM İY ET-İ HAYRİYESİ A. Birinci Dünya Savaşında A zerbaycan..............................................................67 B. Kafkas Cephesi’nde Osmanh-Rus Savaşlan ve Müslüman Halkm Maruz Kaldığt M ezälim ler.................................................................... 74 C. Kafkas Cephesi Savaşlarmda M üslüman-Türk Halkm Felaketlere Uğraması Karşısmda Azerbaycan T ü rk leri......................................................78 D. Kafkas Cephesi Savaşlannda Zarar Gören M üslüman-Türklere Azerbaycan Türklerinin “Kardaş Kömeği” ve Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi......... ................................................................................... 85 1- Rus Hükümeti’nden Yardım İçin İzin Alınması ve İlk Yardım Çahşm alan.......................................................................................................85 2. “Kardaş Kömeği” “Şiän”nm (Slogan) Ortaya Çıkışı ve Kardaş Kömeği G azetesi............................................................................................. 91 3. “Kardaş Kömeği” Günlerinde Harpzede M üslümanlar için Toplanan Y ardım lar...................................................................................... 96 4. Dini Bayram ve Günler Münasebetiyle Harpzede M üslümanlar İçin Toplanan Y ardım lar................................................................................ 99 5. Harpzede ve Kaçkın Müslümanlara Devlet Yardımınm Sağlanması..................................................................................................... 104 6. Kardaş Kömeği M ecm uası......................................................................... 109 7. Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Kafkas Cephesi’nde Savaştan Zarar Gören Müslümanlara Yardım Etmek Üzere Görevlendirdiği Baş Temsilcisi (Baş Kömekçi) Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov.................................................................. 122 8. “Kardaş Kömeği’nin Merkezi “İsmailiye Binası” ................................... 124 9. Kafkas Cephesi Savaşlannda Kimsesiz ve Yetim Kalan M üslüman Türk Çocuklanna Azerbaycan Türklerinin Yardımlan ve Bakü Müslüman Cemiyet-i H ayriyesi................................................................... 130 a) Yetim Müslüman Çocuklar İçin Sığınacaklar (Yetimevleri) Açılması..............................................................................

j3 j

b) Savaş Bölgelerinde Sahipsiz Kalmış M üslüman Yetim Çocuklann Toplanm ası..................................................................

137

c) Sığm acaklarda M üslüman Yetim Çocuklarm m Bakım ı ve İhtiyaçlarının K arşılan m ası....................................................................... 141 10. Türk Harp Esirlerine Azerbaycan Türklerinin Yardımları ve Bakü M üslüm an Cemiyet-i H a y riy e si.....................................................148 a) R usya’daki Türk Esirlerinin Durum u ve Azerbaycan Türklerinin 1917 Y ılına K adar Yaptığı Yardım Ç alışm aları...........148 b)N arg in A dası’n d an T ü rkH arp E sirlerin in K a çın lm a sı...................161 c) 1917’den Sonra Türk Esirleri İçin Yapılan Y ardım lar........ 164 11. “K ardaş K öm eği” Çalışm alarına K atılan Diğer C em iyetler ve F a a liy e tle ri...............................................................................................173 a) B akü M üslüm an İnäs (Kadm lar) Cem iyet-i H a y riy e si...................174 b) K afkas M üslüm an Cem iyet-i H a y riy e si............................................ 175 c) G ence M illı M üslüm an K om itesi ve Gence M üslüm an C em iyet-i H ay riy esi.................................................................................177 d) N ecat C e m iy e ti........................................................................................179 e) N eşr-i M aarif C e m iy e ti..........................................................................181 f) Safa C e m iy e ti........................................................................................... 182 h) Erivan M üslüm an Cem iyet-i H a y riy e s i..............................................183 III.

BÖLÜM

I. DÜNYA SAVAŞFNDA RUS İŞG A L İN D E K İ B Ö L G E L E R D E M Ü SL Ü M A N -T Ü R K A H A L İY E A Z E R B A Y C A N T Ü R K L E R İN İN “K A R D A Ş K Ö M E Ğ İ” VE B A K Ü M Ü SL Ü M A N C E M İY E T -İ H AYRİY ESİ A. K ars ve Ç evresinde Yapılan Yardım F aa liy e tle ri..........................................185 1- Rus Ç arlık İdaresinde Kars ve A zerbaycan T ü rk le ri............................. 187 2 - 1. D ünya Savaşı Esnasında Kars B ölgesi Türklerinin Felakete U ğram ası K arşısında A zerbaycan Türklerinin Başlattığı Yardım F aaliy etleri........................................................................ 189 a) Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi Tem silcilerinin K ars’a Gelişi ve İlk Y ardım lar............................................................................. 190 b) Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’nin Kars Bölgesinde Türk Ahalinin Haklarım Korumak İçin Yaptığı F aaliy etler....................... 195 c) Bakü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi’nin K ars Bölgesi Türklerini Teşkilätlandırm a Ç alışm a la n ................................................................... 203

d) “Kardaş Kömeği” Karşısmda Karslı Türklerin Minnet ve Şükran Duygularım Dile Getirmeleri...................................................211 B. Ardahan’da Yapılan Yardrnı Faaliyetleri........................................................213 C. Kağızman’da Yapılan Yardxm Faaliyetleri..................................................... 220 D. Oltu’da Yapılan Yardım Faaliyetleri................................................................230 E. Batum Bölgesi ve Çevresinde Yapılan Yardım Çalışm alan........................243 1-Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Yardım Heyeti’nin Bölgeye Gelişi ve Yapılan Yardun Çalışmaları........................................................246 Müslüman Sahipsiz ve Yetim Çocuklann Toplanması ve Sığınacaklar Açılm ası................................................................................... 255 3-Müslüman Ahalinin Haklannın Savunulması İçin Yapılan Çalışmalar.........................................................................................256 F. Erivan Bölgesinde Yapılan Yardım Faaliyetleri............................................. 260 G. Erzurum’da Yapılan Yardım Faaliyetleri........................................................269 H. Hasankale’de Yapılan Yardım Faaliyetleri.................................................... 284 I. Hmıs’ta Yapılan Yardım Faaliyetleri................................................................ 286 K. İspir’de Yapılan Yardım Faaliyetleri...............................................................290 L. Van, Erciş, Muş, Diyadin, Bayezid ve Çevre Yerlerde

Ö NSÖ Z

2-

Yapılan Yardım Faaliyetleri...............................................................................294 M. Trabzon ve Çevresinde Yapılan Yardım Faaliyetleri................................... 296 N. Erzincan ve Çevresinde Yapılan Yardım Faaliyetleri.................................. 306 SO N UÇ.....................................................................................................................311 EKLER..................................................................................................................... 317 FOTOĞRAFLAR VE RESİMLER.....................................................................339 BİBLİYOGRAFYA......................... 361 DİZIN..................................................................................................................... ...

A zerbaycan T ürkleri’nin, Birinci D ünya Savaşı esnasm da R us işgaline uğrayan Türkiye topraklannda B aku M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi vasıtasıyla yaptığı yardım çalışm alanna, işgal günlerini yaşamış kişilerin hatıralarmda zaman zaman rastlamamıza rağmen, bu konuda şimdiye kadar ilmı bir çalışma yapılmadığı gibi, g erek T ürkiye kam uoyunun ve gerekse A zerbaycan kam uoyunun bu konudaki bilgileri oldukçayetersizdir. Yani Türkiye’de yaşayan Türkler, Birinci Dünya Savaşı’nda kendilerine yapılan bu yardımlar hakkında hemen hiçbir bilgiye sahip olm adık lan gibi, A zerbaycan Türkleri de, A n ad o lu ’daki kardeşlerine yaptıklan yardım lardan habersizdirler. Özellikle Sovyet R usya’nm, Azerbaycan halkm m T ürkiye’ye karşı ilgi ve yakınlığım ortadan kaldırm ak için uyguladığı siyasetin sonucu olarak; 70 yıl boyunca A zerbaycan’da bu konularda hem en hiçbir ilmı araştırm a yapılm adığı gibi, B akü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’nin adı dahı unutturulm aya çalışılmıştır. T ürkiye’de bu konularla ilgilenm ek isteyen bazı araştırm acılar ise, yeterli kaynaklara ulaşam adıklan için, uzak durm ak zorunda kalmışlardır. M esela, A kdes N im et K urat Türkiye ve Rusya adlı eserinin önsözünde “Azerbaycanlılar tarafından kurulan Cemiyet-i Hayriye’nin Sankamış, Kars ve Erzurum çevrelerindeki Türk-İsİäm kardeşlerine ve T ürk esirlerine çokbüyükyardım lan dokünmuştur” demesine karşın, şu öz eleştiride bulunmaktan kendisırii aramamıştır: “M aalesef bunlara ait m alzem eyi ele geçirem edik. D olayısıyla bu dö n em d e T ü rk iy e ile A zerb ay can arasın d ak i m ü n aseb e tle r çok az aydınlatılabildi.”

İijte bu konulardaki bilgi eksikliğini ortadan kaldırmak, Azerbaycan ve Türkiye halkımn birbirlcrine karşı duyduklan kalpten gelen samimi ilgi ve sevgiyi bir kez daha vurgulamak, o zor günlerde hiçbir fedakärlıktan kaçmmadan, her tiirlü maddi ve manevi yardımlan yapan insanlan minnet ve şükranla yad etmek, onlara karşı teşekkür borcumuzu böylece ödemek istedik. Bu çalışma da esas olarak, Azerbaycan Türklerinin Birinci Dünya Savaşı yıllarında, Rııs işgaline uğrayan bölgelerde, Rus ve Ermeni zulm ünden dolayı çok zor dumma düşen, felaketler yaşayan Türk ve Müsliıman halka yaptığı maddı ve manevı yardımlar ele almmış, Azerbaycan Türklerinin Rus esareti altında bulunmalarma rağmen, fertler ve cemiyetler olarak, kardeşlik hissi ve muhabbetiyle, hiçbir fedakärhktan kaçmmayarak, hatta bazen bu yolda canlanm fcda ederek “Kardaş Kömeği” şiarıyla başlattıkları, dünyada bir eşi ve benzeri bulunmayan yardım çalışmaları üzerinde durulmuştur. Bu konu ele almırken ilk olarak, Azerbaycan Türklerinde Rus baskı ve esareti altında oluşmaya başlayan “MiIIı Uyanış” ve “M illet Olm a” bilincinin gelişme süreci verilmeye çalışılmıştır. Çünkü bu süreç, aym zamanda Türkiye ilc ilişkilerin gelişmesine yol açmış, Türkiye’ye olan ilgi ve sevgiyi ziyadesiyle arttınnıştır. Bu arada Azerbaycan Türklerinin yaptıkları yardım çalışmalarında öncü ve örgütleyici rol oynayan “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi”nin kuruluşu, amacı ve çalışmaları üzerinde detaylı olarak durulmuştur. Çalışmamn ikinci bölümünde, Birinci Dünya Savaşı’nda A zerbaycan Türklerinin Azerbaycan ve bütün K afkasya’da “Kardaş K öm eği” şiarıyla başlattıkları yardım toplama faaliyetleri, işgal bölgesinden Türk-Müslüman yetim çocuklarının toplanması ve yerleştirilmesi, ayrıca Türk askeri esirleri için yapılan hcr tiirlü yardım çalışmaları belirtilmiştir. Çalışmamn son bölüm ünde ise, Rus işgali altındaki Türk-Müslüman bölgelerinde bulunan ahaliye bu yardım lann ıılaştırılması, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi temsilcilerinin fedakärca çalışmaları, belgelerin ışığı altmda aydmlatılmaya gayret edilmiştir. Bu çalışma yapılırken özellikle Azerbaycan ve Türkiye’deki arşivlerden yararlanıldığı gibi, Azerbaycan ve Türkiye basmı üzerinde geniş bir taram a yapılmıştır. Burada şunu belirtmek gerekir ki, Birinci Dünya Savaşı’nda Rus işgalinc düşen bölgelerde yaşanan olaylarla ilgili, Türkiye basmında hemen hiçbir habcrc ve makaleye rast gelinmezken, Azerbaycan gazetelerinin hem en her

günkii gündemıni, bu bölgelerle ilgili yazılar, Türk halkınm düştüğü felaketlerin Azerbaycan halkma duyurulması ve başlatılan yardım çalışmalan oluştunnuştur. Bu açıdan Azerbaycan Türk basını Azerbaycan halkmı bilgilendirici, bilinçlendirici ve kardeşlerine yardım yapmaları için teşvik edici bir rol oynam ıştır. Ayrıca konumuzla ilgili yazılan eser ve hatıralardan da titizlikle yararlanılmıştır. Bu dönem de R usya’da kullamlan Julyen takvimi ile, T ürkiye’de kullanılan takvim arasmda 13 günlük bir fark bulunmaktadır. Çalışma yapılırken bir yanlışlığa meydan vcrmem ck için Azerbaycan ve Rus belge ile gazetelerinden alınan bilgi ve dipnotlann tarihleri aynen verilerek, karşılığı konulmamıştır. Bu sebeple, çalışma incelenirken bu 13 günlük fark göz önünde tutulmalıdır. Çalışm alarım ız esnasında gösterdikleri yakm ilgi ve kolaylıklardan dolayı Genel K urm ay B aşkanhğı ATASE Arşivi, Başbakanlık Osm anlı Arşivi, T.C. K ızılay D em eği Arşivi, Azerbaycan Cumhuriyeti M erkezı D evlet Yeni Tarih Arşivi ve En Yeni Tarih Arşivi, Azerbaycan Cumhuriyeti M erkezı Devlet Siyasi P artiy alar ve İçtim ai H areketler A rşivi, A zerbaycan İlim le r A k ad em isi Kütüphanesi, A zerbaycan Cumhuriyeti E1 Yazmalan Enstitüsü ve A hundov Kütüphanesi yönetici ve diğer bütün çalışanlarına ve ayrıca bazı önem li belge ve eserleri benim le paylaşan değerli arkadaşım ve hocam Doç.Dr.S.Esin D ayı’ya müteşekkirim. Araştırmalanmıza değerli fikirleriyle yön veren ve bütün kolaylıklan gösteren sayın hocam ve Enstitü M üdürüm P rof.D r.E nver K o n u k ç u ’ya, çalışmalarımda bana büyük destek veren özellikle Rusça belge ve eserlerin temini ve tercümesinde özverili katkılarda bulunan, bütün sıkmtılanmı göğüsleyen değerli eşim Yrd.Doç.Dr.Yavuz A slan’a ve çalışmamın sorumluluğunu üstlenerek, bilgi ve tecrübeleri ile bana çok büyük katkıları olan ve her türlü kolaylık ve yardım ı esirgemeyen saym hocam Prof.Dr.Dursun Ali A kbulut’a minnet ve şükranlarımı bildirmeyi bir borç bilir, kendilerine teşekkür ederim. Erzurum -1996 Betül ASLAN

G İRİŞ

K ISALTM ALAR

ATASE BO A Azerb. Cum. YTA Azerb. Cum. EYTA Azerb. Cum. SPİHA ATBD A. Ü. DTCF Atatürk Ü. AİİTED TED RSDİP A. Kl. D. E®P* D• vs*

: Genelkurmay Başkanlığı Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Dairesi Başkanlığı Arşivi : Başbakanlık Osmanlı Arşivi : Azerbaycan Cumhuriyeti Merkezı Devlet Yeni Tarih Arşivi : Azerbaycan Cumhuriyeti M erkezı Devlet En Yeni Tarih Arşivi .Azerbaycan Cumhuriyeti M erkezı Devlet Siyası Partiyalar ve İçtimaı Hareketler Arşivi : Askeri Tarih Belgeleri Dergisi : Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Dergisi : Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkıläp Tarihi Enstitüsü Dergisi ; Tarih Enstitüsü Dergisi ; Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi :A rşivN o : Klasör No :D osyaN o : Fihrist : Fond (Rusça Arşiv dipnotlannda) : Opis (Rusça Arşiv dipnotlarmda) : Dela (Rusça Arşi v dipnotlarında) '• List (Rusça Arşiv dipnotlarında) : Vesaire

Azerbaycan, Türkiye gibi çoğunluğu Oğuz boyundan gelen Türklerin yaşadığı bir ülkedir. 1828 tarihine kadar bir bütün olan Azerbaycan, bu tarihte imzalanan Türkm ençay A ntlaşm ası ile Rusya ve İran arasında paylaşılmıştır. K uzey ve Güney A zerbaycan olarak tarif edilen bu topraklar, Aras N ehri sınır kabul edilerek, ikiye aynlm ış, A ras’ın kuzeyinde kalan kısım “Rus Azerbaycanı” olarak R u sy a ’ya, gü n ey in d e kalan kısım ise “İran A zerb ay can ı” o larak İra n ’a bırakılmıştır. K uzey A zerbaycan’ın sımrları; kuzeyde D ağıstan ve G ürcistan, batıda Erm enistan, güneyde İran ve doğuda H azar Denizi ile çevrilidir. Güney Azerbaycan ise İran’ın kuzey bölgesini oluşturmaktadır. Orta A sya ve Hindistan ticaret yollarm m üzerinde olması, A zerbaycan’ı tarih boyunca Doğu ve Batı dünyasının kavuşm a noktası haline getirmiştir. A zerbaycan adım n m enşei ifade ettiği topraklann tarihi gibi karışıktır. Bu adın nereden ve ne şekilde teşekkül ettiği kesinlik kazanm am ışsa da, bir iddiaya göre, bu ism in Fars dilinde ateş anlam ına gelen “A zer” kelim esinden geldiği ve A zerbaycan yani “Ateş Ü lkesi” adım bölgedeki petrol kaynaklarının ateşlerini beslediği sayısız Zerdüşt tapmağmdan aldığı ileri sürülür. Bir başka iddiaya göre ise; bölgeyi fetheden B üyük İskender’in ölüm ünden sonra (M . Ö. 323) buranm yönetimi O ’nun komutanlanndan Atropates’e bırakılmış, bu kişinin adına izafeten de bölgeye A tropatana denilm eye başlanılmıştır. Bu kelime Sasanilerin dilinde A zurbazagan’a, A rapların dilinde de A zerbaycan’a dönüşm üş, Türkler de bu ifadeyi benimsemişlerdir. Bölgenin adı Azerbaycan olduğuiçin burada yaşayan Türklere “Azerbaycanlı” anlammda “Azeri” denmiştir. Bu kelime özellikle İlhanlılardan sonra bölgenin tam am en Türkleşmesi üzerine kullanılm aya başlanmıştır.

2

BETÜL A SL A N

Millattan önceki dönemlerden başlayarak genelde doğu ve kuzeyden gelip batı ve güneye giden kavimlerin uğrak yeri olan Azerbaycan, oldukça karışık bir tarihı gelişim süreci geçirmiştir. İlkçağlarda Asur-Babil m ücadelesi, Perslerle Yunanlılann ve Makedonyalılann çatışmalan, Parthlarla Romalılann, Sasanilerle, Bizanslılann m üca de le le ri hep bu ülke üzerinde olmuştur. Daha sonraki çağlarda yaşanan Türk akmlan, Arap-Sasani, Arap-Bizans savaşlarınm arkasından Türkmen ve Moğol akınlan ile bir Türk ülkesi haline gelen Azerbaycan, XVI. yü^yıldan itibaren de Osmanlı-İran, Osmanlı-Rus ve Rus-İran mücadelelerini yaşamıştır. Bugün, Kuzey ve Güney Azerbaycan üzerinde toplam 20 m ilyonu aşkm Türk barındıran Azerbaycan’ın Türklerle tanışması M. Ö. VII. yüzyılda Sakalar zamanında olmuştur. Daha sonra M. S. IV. ve V. yüzyıllarda bölgeye Akhunlar gelmişlerdir. Fakat Azerbaycan’da kalıcı olarak gelip yerleşen ilk Türk kavimleri M. Ö. 120 ile M. S. 503 yıllan arasmda bölgeye gelen Bulgar, Hazar, Ağaçeri, Saragur ve Sabirler olmuştur ki bu Türk kavimlerine ait coğrafi yer adları hälä yaşamaktadır. İslämiyet ile M. S. VII asırdaki Arap fetihleri sonunda tanışan Azerbaycan, 642 yılında Araplarm egemenliğine geçtiğinde ülkenin önemli bir kısm ı Hazar Türkleri’nin elinde bulunmaktaydı. Azerbaycan’a Türk unsurların gelmesi bu dönemde de devam etmiş ve Hilafetin geçirmekte olduğu iç sarsıntılar üzerine Azerbaycan yerli sülaleler idaresi arasmda parçalanmıştır. B u sülaleler sahip olduklan topraklarda hakimiyet tesis etmişlef ve Hilafete sadık kalmışlardır. Bunlar arasmda Şeddadiler, Rewädiler, Salleriler, Saciler ve Caferiler de bulunmaktadır. Azerbaycan, her ne kadar Hunlar, Göktürkler, Hazarlar zamanmda Türklerin kontrolünde kalmış ise de Müslüman Oğuzlar bölgeye Selçuklu Devleti’nin kuruluşu ile birlikte gelmeye başlamışlardır. Bu sebeple, Azerbaycan’m Türkleşmesi tarihi başlıca üç mühim devrede tetkik edilebilir. 1. Selçuklu devri, 2. Moğol devri, 3. Moğol devrinden sonraki devir ki bu sonuncusu Karakoyunlar, Akkoyunlar ve Safevilerin tarihini içine alır. Orta Asya’dan gelen öncü Türk boyları XI. asrın başlarmda Azerbaycan’da b°y göstermeye başlamış ve önceleri küçük kümeler halinde, arkadan Selçuklu hükümdarları ile, büyük zümreler halinde geldiler. Orta A sya’dan gelen Tiirk boylarınm Azerbaycan’a yerleşmeleri Balhan Türkmenleri ile başlar. Selçuklu

Türklerinin A zerbaycan’da ilk görülmeleri ise, 1015-1021 yıllan arasm da Çağrı Bey tarafından bölgeye yapılan akınlarla olmuş ve ilk defa 1035 senesinde Horasan’a lO bin hane Türkmen gelmiştir. Tuğrul B ey’in 1043’te Rey şehrine yerleşmesinden sonra, Arslan Yabgu’nun oğlu Kutulmuş, Yusuf Yabgu’nun oğlu İbrahim İnal, M usa Y abgu’nun oğlu Hasan ve Çağrı B ey ’in oğlu Yakuti, Azerbaycan taraflarına gönderilmişti. A zerbaycan 1040 Dandanakan zaferinden sonra batıya yönelen Selçuklu fiıtuhatı ile kısa zamanda Türkmen deposu haline gelmişti. 1054 senesinde Güney A zerbayean’da hüküm süren bütün yerel hüküm darlar (hanlar) artık Selçuklu Sultanı Tuğrul B ey’e itaat etmiş ve ondan sonra yerine geçen Alparslan döneminde de 1064 yılında Selçuklular bugünkü Erm enistan’ın bulunduğu bölgeyi ele geçirmişti. M elikşah dönemi ise, Azerbaycan’m kesin olarak Türk toprağı haline geldiği dönemdir. 1076 yılm a rastlayan bu dönem de Türkm enler kesin olarak A zerbaycan’a yerleşmişlerdir. Selçuklular dönem inde Azerbaycan’da birçok yeni kazalar kurulm uş, en önemli şehir ve kasabalar Türkmenlerin eline geçmiştir. Azerbayean’daki birçok yer adının Türkistan’dakilerle aynı olması, buraya gelen Türkmenlerin Türkistan menşeli olduklarım göstermektedir. A zerbaycan’da Selçuklular, İslämiyetin birleştirici harç görevini gördüğü, Türklüğün ise temel unsuru teşkil ettiği millı bir hüviyetin tesisi yolunda büyük bır merhale kaydetmişlerdir. Yine bu dönemde 1071 M alazgirt zaferinden sonra Sır-Derya boylarm dan A nadolu’ya akm akta olan Oğuzboyları, kütleler halinde kendilerinden az önce gelerek Azerbaycan’ı yurt tutan soydaşlarmın m em leketi üzerinden A nadolu’ya geçmişler ve burayı da Azerbayean gibi Türk vatanı haline getirmişlerdir. Bu bakımdan Azerbaycan, 900 yıl önce Anadolu ile birlikte, Oğuz İli’nin 24 boyu ve bu boyların oymakları tarafından iskän edilmişti. Anadolu ile tamamen aynı etnik yapıya sahip olan Azerbaycan’da bugün yerleşik hale geçıniş olan Oğuz ve diğer adı ile Türkmen boy ve oymaklarmın ismini taşıyan yerlerin çok yaygın oluşu, bu yerleşmenin ne kadar köklü olduğunun açık delilidir. Bölgede Selçuklu hakimiyetinin zayıflamaya başlamasıyla birlikte Selçuklu D evleti’nin bazı görevlileri, bulundukları yerlerde bağımsızlıklarım ilan etmeye başlamışlar ve bu hareket sonucunda ortaya çıkan “Atabeylikler Yönetimi” 11461225 yılları arasında A zerbaycan’da hüküm sürmüştür. Harezm şahlarm Azer-

4 BETÜL ASLAN

baycan’ı istilası da bu Atabeyler döneminde olmuş, fakat 1231 tarihinde Harezmşahlı Celaleddin’inordusununMoğol kuwetlerine yenilmesi ile Azerbaycan’da Moğol egemenliği dönemi başlamıştır. İlhanhlarAzerbaycan’a 1 2 3 0 yıhndansonragirmişlerdir. İlhanlılann Azerbaycan’a gimıeleri bu ülkenin Türkleşme sürecinin önemli bir safhasını oluşturmaktadır ki, Azerbaycan’ın kesin olarak Türkleşmesinin İlhanlılar zamanında tamamlandığı söylenebilir. Doğudan gelen Moğol ve Türk aşiretleri bölgedeki yerli halkı uzaklaştırarak onlarrn bıraktıklan yerlere kendileri yerleşmişlerdir. M oğollar ile birlikte Azerbaycan’a gelen Türkler zamanla burasını bir Türk ülkesi haline getirmişlerdir. Yerli kültürler çok yoğun olarak gelen Türk kitleleri karşısında hiçbir varlık gösterememişler ve Türk kültürü ülkenin her yanma hakim olmuştur. Azerbaycan’da ilk dönemlerde daha yaygın olan Doğu Türkçesi, Türkm en unsurunun gittikçe kuwetlenmesi üzerine, giderek Türkmen lehçesine dönm eye başlamıştır. Zamanla Türkmen, Kıpçak ve Doğu Türkçelerinin kaynaşması üzerine ortaya Azerı lehçesi çıkmıştır. Daha önceden Azerbaycan’a gelmiş olan ve yukarıda ifade edilen bazı Türkboylannın dabu Türkmenkültesi içinde erimesi ve daha sonra Tim ur döneminde Anadolu’dan dabazı Türkmen aşiretlerinin Azerbaycan’a gönderilmeleri ile buradaki Türkmen unsuru daha da güçlenmişti. İlhanlılardan kısa bir süre sonra, Altınordu egemenliği altında kalan Azerbaycan, Timur un ölümünden sonra 1407’de, bölgede yeni bir güç olarak ortaya çıkan Karakoyunlu ve Akkoyunlu Türk Devletlerinin hakimiyetine girdi. İlhanlılardan sonra Azerbaycan’da Türk nüfus mütemadiyen artm aya devam etm iş ve Karakoyunlular ve Akkoyunlular döneminde Azerbaycan Türk nüfus açısından en yoğun dönemini yaşamıştır. Azerbaycan, Akkoyunlu Devleti’nin yıkılmasından sonra, kuzeyde Şirvan ölgesinde hüküm süren Şirvanşahlannda hakimiyetine son veren diğer bir Türk ane anımn Safevilerin güç odağı haline gelmiştir. A zerbaycan’da hakim iyeti e e geçıren ve etkinbir merkeziyetçiliğin hakim olduğu ve İsläm ’ın Şii koluna y ın mış olan bu yeni hanedan, Osmanlılarla devamlı b ir m ücadele içinde ştur. Azerbaycan, Safevilertarafmdan Osm anlı D evleti’ne karşı b ir üs ve 'r

°*ara^ ve Osmanlılar, 16. asır başından itibaren, 1 nı’ dolayısıyla Devlet’i tehdit eden Safevilere karşı birçok seferler

yapm ışlardır. A zerbaycan bu dönemde Osm anlı ve Safevi devletleri arasında devam lı el değiştirm iş ve bu şekilde A zerbaycan T ü rk ’ü uzun süre iki kardeş T ürk’ün ateşi arasında sıkışıp kalmıştır. Bununla birlikte, (Sivas-Amasya yöresinden; Rumlu oymağı, Tokat-Amasya-Çorum-Koyulhisar-Bayburt ve İspir yörelerinden; Tekelüler, Antalya yöresinden Dulkadırlular, M araş-Elbistan ve Yozgat yöresinden; Kaçarlar, Y ozgat’tan; Halep Türkm enlerinden Alplu ve Gündüzlü A fşarlan, Varsaklar, A dana Tarsus’tan; Cerit-Silsüpür ve İmanlu Afşan, Dulkadırlu İli’nden; Turgutlular ve Karamanlılar, Konya yöresinden; Şam lu Türkm enleri ile Bayat, Afşar, Beğdili, Döğer, Yüregir, Kınık, Bayındır, Salur ve Eym ür boyları gibi) Türkm en kitlelerini bünyesinde toplam ış olan A zerbaycan’da, bu T ürkm en boy ve oym akları birleşerek, Safevi devletinin kuruluşundan hem en sonra; devletin tem el unsuru olan Şahsevenlu teşekkülünü meydana getirmişlerdir. Bugün dahi, eski yapısı dağıim asm a rağm en; A zerb ay can ’daki en kuvvetli T ürkm en unsuru yine Şahsevunlulardır. Safevi Hanedanı devresinde her ne kadar O sm anlı-Safevi çatışm ası devamlı olm uş ise de Anadolu ve Azerbaycan Türkm enleri arasındaki müşterek kültür münasebetlerine mani olmamıştır. Zira, Oğuz İli’nin Azerbaycan bölüm ünde m eydana gelen Kerem ile Aslı, Arzu ile Kamber, A şık G arip gibi Türk H alk E debiyatı’m n num uneleri saz şairleri vasıtasıyla A nadolu’ya intikal ederken; A n ad o lu ’da m eydana gelen K öroğlu destanı, H usrev ve Şirin ve Nasreddin Hoca fıkralan da Azerbaycan’a geçmiştir. Hatta bu edebı m ahsullerin Hazar-Ötesi Türkmen İli’nde de bilinişi Oğuz İli’ndeki siyası bölünmelere rağmen köklü anane, kültür ve m enşe birliği ile izah olunabilir. Diğer bir deyişle, O ğuz İli’ndeki millı ve m anevıyapı, siyasihakim iyetinparçalanm asınarağmenyüzyıllar boyu halen birlik ve bütünlüğünü muhafaza etmektedir.

I. B Ö LÜ M A Z E R B A Y C A N TÜ R K L ER İN D E M İLLİ UYANIŞ, T Ü R K İY E İLE İL K M Ü N A SEB E T LE R VE B A K Ü M Ü SL Ü M A N C E M İY E T -İ H A Y R İY E Sİ’NİN K U R U L U ŞU

A. A zerbaycan T ürkleri’nde M illı Uyanış Rusların Türk illerine yayılma politikası XVI. yüzyılda Kazan ve A starhan’ı istila etmeleri ile başlam ış' ve bu tarihten itibaren üç yüzyıldan fazla sürecek zam an sürecinde, Rus Ç arlık rejimi bu topraklarda hakimiyet kurmuştur. Rusya, T ürk illerine sadece askeri ve siyası olarak yayılm am ış, aynı zam anda işgal ettiği Türk bölgelerindeki M üslüm an -T ü rk ahaliyi H ristiyanlaştırm ak ve R uslaştırm ak politikası takip ederek, hakim iyeti altm da yaşayan m ilyonlarca T ü rk ’ü asim ile etm eye çaba göstermiştir. R uslann bu politikası özellikle XIX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren R usya esareti altmdaki Türkler arasm da m illi uyamş hareketlerinin ortaya çıkmasma sebep olmuştur. Bu cümleden Azerbaycan Türkleri arasında da millı uyanış hareketleri aynı dönemde başlamıştır. Millı uyanış hareketlerinin başlam asına paralel olarak da, Azerbaycan Türklerinin Türkiye’ye olan ilgileri de artmıştır. Azerbaycan Türklerinde milli uyanış hareketlerini, Türkiye Türklerine karşı ilgilerinin artması ve kardeşlik duygularmın ön pläna çıkmasını anlayabilmek için, Azerbaycan Türklerinin Rus esaretine düşmelerini, Çarlık R usyası’nın Azerbaycan’da takip ettiği kolonial siyaseti bilm ek gerekir. B u sebeple, ilk önce Azerbayca n ’ın işgalini ve R usya’nın burada yürüttüğü siyaseti genel hatlanyla verm ekte yarar vardır.

1Tamurbek DEVLETŞİN, Sovyet Tataristam, (Çeviren: M ehmet Emircan), Ankara 1981, s. 9-12.

8

BETÜL A S L A N

1- Çarlık Rusyası’nın Azerbaycan’ı İşgali Güçlü İran hükümdan Nadir Şah’m 1 7 4 7 ’deölümündensonra, İran’m Azerbaycan üzerindeki hakimiyeti son bulmuş ve doğan siyası otorite boşluğundan dolayı Azerbaycan’da bağımsız hanlıklar ortaya çıkmıştır.2 Bu hanlıklan kuranlar ise bölgelerinde hakim olan nüfuzlu aşiret ve kabile beyleri ya da Türkmen oymak reisleriydi. Bu hanlıklardan Gence Hanlığı Ziyadoğlulan, Şeki Hanlığı Hacıçelebioğullan, Şirvan Hanlığı Mustafa Hanoğullan, Karabağ Hanlığı Cevanşir Türkmen beyleri tarafmdan kurulmuştur.3 XIX. Yüzyılda Rus işgaline uğrayana kadar, Osmanh ve İran devletlerinin kontrolü altmda bağımsızlıklannı yürüten bu hanlıklardan bazılannm kuwetlenerek, bölgede tam hakimiyet kurmak girişimleri olmuştur. Özellikle önce Şeki, sonra ise Guba Hanlığı’nın Azerbaycan topraklarındaki diğer hanhklan kendi etraflannda birleştirmek çabalan sonuçsuz kalmıştır.4 XIX. yüzyıla gelindiğinde, Karadeniz’de iyice kuvvetlenen ve Gürcistan’ı tamamen häkimiyeti altına alan Rusya’nm bağımsız hanlıklar idaresindeki Azerbaycan topraklarının Osmanlı Devleti ve İran’ın nüfuzu altında bulunmasına ilgisiz kalması mümkün değildi.5

İran’m ise iç kanşıklıklara düşerek R usya’ya karşı koyamaması, bağımsızlıklannı yeni kazanan ve iç çekişmelerden dolayı siyası bir birlik kuramayan Azerbaycan hanlıklarınm bu güçlü devlete karşı duracak güce sahip olm am alarından dolayı, R usya A zerbaycan topraklarm ı işgal etmekte fazla zorluk çekmemiştir. Rus Ç an I. Alexander’ın 1801 ’de, Doğu Gürcistan’ı Rusya ile birleştirdiğini ilän ederek,7 Gürcü Gubemiyası’nı kurduğunu ilän etmesi ile R uslann Azerbaycan topraklarm ı işgal etme süreci de başladı. Bu yeni viläyet A zerbaycan’m K azak ve Şemşedil Sultanlıklarım da kapsadığından, bu yerler R uslar tarafından işgal edilen ilk Azerbaycan toprakları oldu.8 Rüs Çarı A zerbaycan’ı ele geçirm ek gayesiyle ilk önce ayrı ayrı hanları kendi tarafına çekerek, onları himayesi altına alm aya çalıştı ise de, Azerbaycan hanlıklannm hem en hem en hiç birisi R usya’nm egemenliği altına girmeyi kabul eünedi.9Bunun üzerine Sisianov (Tsitsianof) komutasmdaki Rus birlikleri Azerbaycan’ı işgal etm ek için harekete geçti. Rus kuvvetlerinin ilk hedefı stratejik önem i olan C ar-Balaken olmuştu. 1803 yılı yazm da Ruslar C ar-B alaken’i ele geçirerek, taş taş üzerinde bırakmadılar. Bunun üzerine Car-Balaken ahalisi Rus hakim iyetini kabul ederek, anlaşma im zaladılar.10

Rusya’nm Azerbaycan bölgesindeki iki büyük rakibi olan Osmanlı ve İran devletleri karşısında başanlı olabilmek için, bunlardan birini müttefık olarak yanma almak suretiyle diğerini etkisiz hale getirmek politikasını izlediği görülmektedir. Aynı siyaset, bölgenin diğer güçlü devleti İran tarafından da R usya’ya karşı uygulanmak istenmiştir.6 Osmanlı Devleti’nin bu yıllarda Kafkasya ve Azerbaycan meseleleriyle ilgilenememesi ve bu bölgeden çekilmek zorunda kalması;

General S isianov’un ikinci hedefı Gence Hanlığı idi. Gence Hanı Cevat H an’a bir nota vererek teslim olmasını istedi. Cevad Han bu isteği kabul etmeyerek, işgalci Rus kuvvetlerine karşı kahram anca savunm a yapm ış," ancak güçlü Rus kuvvetleri karşısmda başanlı olamayarak, 30 Ocak 1804’te, Gence K alesi’ne karşı yapılan Rus saldırısı sonucu şehit düşmüştür.12Bunun üzerine Gence Şehri

1 ladcusz SWIETOCHOWSKI, Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycam 19051920, (Türkçesi: Nuray Mert), İstanbul 1988, s. 20. 3Osmanlı Devleti ile Azerbaycan TürkHanlıkları ArasındakiMünasebetlere D äirArşiv Belgeleri, 1,(1578,1914), Ankara 1992, s. 17. 4 Mahmud İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, Bakü, 1993, s. 206. Hanlıklar arasındaki mücadeleler için bkz.: DJ. M. Mustafayev, Sevemiye Hantsva Azerbaydjana i Rossiya (Konets XVIIINaçala XIX v.), Bakü 1989, s. 26-36. 5 lmparatorluğun Sınırlarında Rusya’nın Kafkasya’daki Politikası (Moskova G azetesi’nde yayınlanan gizli rapordan parçalar)” (Çeviren: H. Kerim), Türk Yurdu, s. 76, (Aralık 1993), s. 37. Rusya XVIII. Yüzyıhn ikinci yansına doğru Azerbaycan hanlıkları ile ticari ve siyasi ilişkiler kurarak onları nüfuzu altına almaya çalışacaktır. Bu konuda bkz. (MUSTAFAYEV, Severmye Hantsva Azerabydjana i Rossiya, s. 38-112). " Osmanlı Devleti ile Azerbaycan TürkHanUklarıArasındakiMünasebetlereDairArşiv Belgeleri, I, s. 17, 208-216; Başbakanlık Osmanlı Arşivi, Hatt-ı Ilumayün, Nr. 40705-E.

7 İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 207; Firuz KAZEMZADEH, The Struggle fo r Transcaucasia, New York, 1951, s. 6.18 Ocak 1801 tarihli I. Alexander’ın manifestosu ile Gürcistan Rusya ile birleştirilmiştir (Kafkazski Kalender, Tiflis 1858, s. 238). 8 SW IETOCHOW SKI, Rus Azerbaycam, s. 22. 9 Azerbaycan Tarihi (En Kadim Zamanlardan X X esredek), I. Cilt, (Z. M. Bunjadov ve Y. B. Yussufov’un redaktesiyle), Bakü 1994, s. 570. 10 Azerbaycan Tarihi, s. 570. 11Azerbaycan Tarihi, s. 570; Cihangir Zeyneloğlu, Muhtasar Azerbaycan Tarihi, s. 91; M ehmet SARAY, Azerbaycan Türkleri, İstanbul 1993, s. 17. 12 Azerbaycan Tarihi, s. 572; Osmanlt D evleti ile Azerbaycan Türk H anlıkları Arasındaki Münasebetlere D air Arşiv Belgeleri, I, s. 18.

Çar kuvvetleri tarafından 4 Ocak 1804’te zaptedildi ve Çar I. A lexander ın eşinin şerefıne şehire Yelizavetpol adı verildi.13 Rusya’nın bu ilerleyişi karşısmda, 1804’te, İran, R usya’ya savaş ilan etti. Eçmiyadzin’de yenilgiye uğrayan İran kuw etleri geri çekilmek zorunda kaldı. Bu arada Karabağ ve Şeki Hanlıklan Rus hakimiyetini kabul etm işlerdi.'5Ancak İran kuvvetlerinin 1806 yılmda tekrar harekete geçmesi, Rus hakimiyetini kabul etmiş olan Karabağ ve Şeki’de isyan ateşinin yükselmesine sebep oldu. Savaş uzun süre devam etti. Ruslar yavaş adımlarla da olsa belli aralıklarla yükselen isyanlan bastınp 1806’da, Bakü ve Kuba Hanlıklanna ve 1809’dada, Taliş Hanlığınaboyun eğdirdi.16 Rusya İran’akarşı, ancak 1806yılmdabaşlayan Osmanlı-Rus savaşmın 16/28 Mayıs 1812 Bükreş antlaşması17 ile sonuçlanmasmdan sonra, etkin bir harekete geçebildi. Rus Ordusu’nun Iran Ordusu’numağlup ederek, Tebriz’e doğru ilerlemeye hazırlanması üzerine, İran Şahı Rusya ile anlaşma yoluna girdi. 12 Ekim 1813 ’te Karabağ’ın Gülistan şelırinde Iran ve Çar Rusyası arasmdabanş imzalandı.18Gülistan antlaşmasına göre, Taliş, Şirvan, Kuba, Bakü, Gence, Şeki Hanlıklan Rus İmparatorluğu’nadahil edilirken, İran, DoğuGürcistan, Kazak, Şemşeddil Sultanlıklan veDağıstan üzerindeki hak iddiasmdan vazgeçti. Ancak, Erivan ve Nahçivan hanhklan Iran Şahının hakimiyetine bırakıldı. Gülistan Antlaşması Azerbaycan’ın Rusya tarafından ikiye bölünmesinin başlangıcmı teşkil etti.19 11 Kavkazski Kalender, Tiflis, 1858, s. 240; İşgalden sonra Yelizavetpol adını kullanmayarak, Gence adını kullananlara Rus idaresi 1 manat ceza veriyordu. (Azerbaycan Tarihi, s. 570). Gcnce’yi işgal ettikten sonra, şehrin en büyük camisini Sisianov Kiliseye çevirdi. (Reşit Bey İSMAYİLOV, Azerbaycan Tarihi, Bakü 1993, s. 105). 14SW1ETOCHOWSK.I, Rus Azerbaycanı, s. 23. 15 İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 209; Azerbaycan Tarihi, s. 572-573. 'f Bakü’nün alınışı esnasında Rus Ordu Komutanı Sisianov öldürülmüştür. Şöyleki, Rus Generali Sisianov Şirvan Hanlığını ele geçirdikten sonra, Bakü’ya doğru hareket etmiş, B ak ü ’da I lüseyinkulu Han ile Bakü’nün teslimi şartlarım müzakere ederken, Hüseyinkulu Han’m amcası oğlu İbrahim Bey tarafmdan vurularaköldürülmüştür. İbrahim Bey, Sisianov’unbaşm ı keserek tran Şahına götürmüş ve Şah onu ödüllendirmiştir (Azerbaycan Tarihi, s. 575). 17 1806-1812 Osmanlı-Rus Savaşı ve Bükreş Antlaşması hakkmdabkz. Akdes Nimet KURAT Türkiye ve Rusya, Ankara, 1990, s. 50-51; Enver Ziya KARAL, Osmanlı Tarihi, 4. Baskı, Ankara, 1983, s. 98-102. '* Abbas Kulı-Ağa BAKİHANOV, Gülistan-ı İrem, Yay. Haz. Z. M. Buniyatov, Bakü, 1991, s. 196; M. ALESKEROV, “Mcjdunarodnaya Protivopravnost Gülistanskogo i Türkmençayskogo Dagavoı» Ü°V ar'S 0'.,]^ ' ^Mart 1990^’ Bakü’ s’ İMoriya Azerbaydjana, I, Bakü 1954, s. 207. Azerbaycan Tanhı s. 511; Karabağnameler, İkinci Kitap, Bakü 1991, s. 473. Gülistan antlaşmasınm am mctnı ıçın bkz. “Gülistanskiy Dagavor”, Hazar, no. 1(2), (Mart 1990), s. 135-139.

A zerbaycan’da R usya ile İran’m nüfuz m ücadelesi bu antlaşm a ile sona em ıedi. N itekim bu antlaşm adan 13 yıl sonra R usya ile İran arasında yeniden savaş başladı.2016 Temmuz 1826’da İran Ordusu 60 bin kişilik k u w etle Azerbaycan’m kuzey bölgelerindeki yerleri işgal ederek, Şuşa kalesini kuşattı.21Bu arada Bakü, Gence, Şeki ve K arabağ’da R usya’ya karşı ayaklanm alar m eydana geldi.22 İran Ordusu ile birlikte Azerbaycan’a gelmiş olan eski hanlann da yardımıyla İran Ordusu Lenkeran, Salyan, Gence, Şamahı, Şeki vs. yerleri aldı. A ncak R uslar birkaç ay sonra Kaflkasya’ya getirdikleri yeni ilave kuvvetlerle birlikte İran O rdusu’na karşı hücum a geçmiş ve Eylül 1826’da Şamhor yakm larında, İran O rdusu’nu büyük bir m ağlubiyete uğrattılar.23 Rus Ordusu G ence’deki isyanı da bastırdıktan sonra Erivan ve N ahçivan hanlıklarmı da alarak, 1827 yılının sonlannda A zerbaycan’ın güney topraklarma girdi ve Tebriz’e doğru ilerlemeye başladı. Urm iye ve Erbil’i de alan Rus kuw etleri Tebriz’e çok yaklaştılar.24 Tahran yolunun R uslara açıldığını gören İran Şahı Ruslarla barış yapm ak için girişimlerde bulundu.25 Yapılan görüşmelerden sonra, Tebriz yakınlanndaki Türkm ençay’da 10 Şubat 1828’de, Rusya ile İran arasmda banş antlaşması imzalandı.26 Türkmençay antlaşmasma göre, Rus Ordulan Azerbaycan’m güney bölgelerinden çekilecekler, N ahçivan ve Erivan Hanlıkları ise R usya’ya bırakılacaktı. Bu antlaşma ile Azerbaycan Aras Nehri sınır olmak üzere Rusya ile İran arasında kesin olarak ikiye bölünm üştür.27 Türkm ençay antlaşması bir yandan Transkafkasya üzerinde R us-İran rekabetine son verirken, diğer yandan da zayıflayan İran’ı R usya’nın ticari ve siyası etkinliği altm a sokuyordu. B öylece İran, Ç ar Rusyası ’nm hakimiyetini tanımış oluyordu.28

20 1826’da I. Aleksander’m ölümü ve Rusya’daki iç kanşıklıklar hakkmdaki rivayetler, İran Şahı’nın Gülistan barışını bozmasında ve Ruslara karşı harekete başlamasmda etkisi büyük olmuştur (W. E. D. ALLEN, Paul MURATOFF, 1828-1921 TürkKajkas Sım nndaki Harplerin Tarihi, Ankara, 1966, s. 20). 21 Azerbaycan Tarihi, s. 578; İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 213. 22 Osmanlı Devleti ile Azerbaycan TürkHanltkları Arasındaki Münasebetlere Dair Arşiv Belgeleri, I, s. 18. 23 Azerbaycan Tarihi, s. 578; İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 213. 24 Azerbaycan Tarihi, s. 578. 25 SWIETOCHOW SKI, Rus Azerbaycam. s. 25. 26 Kavkazski Kalender, Tiflis, 1858, s. 244; Azerbaycan Tarihi, s. 578-579. 27 Türkmençay antlaşmasının tam metni için bkz. “Türkmençayskiy Dagavor”, Hazar, no. 1 (2), (Mart 1990), s. 140-146. 28 SWIETOCHOW SKI, Rus Azerbaycanı, s. 25.

Türkmençay antlaşmasından bir kaç ay sonra başlayan Osmanlı-Rus savaşlarında, Osmanlı Devleti Balkan ve Kafkaslarda Ruslara mağlup oldu ve 2/14 Eylül 1829’da, bu iki devlet arasında Edime barışı imzalandı.29 Bu anlaşm amn Azerbaycan ile ilgili maddesine göre, Osmanlı Devleti de Türkmençay antlaşması üe Rusya’ya bırakılan Erivan ve Nahçıvan hanhklanm n R usya’ya ait olmasım kabul etmek zorunda kaldı.30 Böylece Kuzey Azerbaycan halkı için çok uzun zaman sürecek esaret hayatı başlamış oldu. Bununla birlikte Azerbaycan Türkleri Rus hakimiyetini kolay kabul etmediler. Türkmençay antlaşmasmdan sonra da Azerbaycan’da R uslara karşı birçok isyan hareketi meydana geldi. Ancak bütün bu ayaklanma girişimleri

Eski hanlık ve sultanlıklar eyalet ve dairelere dönüştürülerek, 6 eyalet (Bakü, Kuba, Şeki, Şirvan, Karabağ ve Taliş), 2 daire (Gence ve C ar-Balaken) teşkil edildi.34 Eyalet ve dairelerin başında Rus subayları bulunm aktaydı ve bu idarı sistem “K am endant” idaresi olarak adlandınlm ıştı.35 Vılayetler, hanlıklar devrinde olduğu gibi “mahaller”e bölünmüş ve mahallerin başına Kamendantlar tarafmdan yerli beylerden “Mahal Naibleri” tayin edilmiştir.36 Azerbaycan’ın bazı şehirlerinde yeni mahkemeler kuruldu. Bu mahkemelerde kamendantlar başkanlık yapıyorlardı. Mülki mahkemelerin yanmda, şer’i mahkem eler de faaliyet gösterm ekteydi.37

sonuçsuz kaldı.31 2-

Rus Ç arlık tdaresinde A zerbaycan ve R u sya’nın Söm ü rgeci

Siyaseti XIX. Yüzyılın başlannda Azerbaycan’ı istilaya başlayan Rusya, önceleri kendisine mukavemet göstermeyen hanları yerinde bırakmış ve eski idarı yapıya pek dokunmamıştı. Kendisine mukavemet gösteren Gence, Bakü ve Kuba Hanlıkların da ise, Hanlık idare sistemini kaldırmıştı.32 Ancak hakimiyette kalan hanlann da ömrü uzun sürmedi. 1819-1826 yıllan arasında Şeki, Şamahı, Karabağ ve Lenkeran hanlıklarında da hanlık idare şekli lağvedildi. Ruslar hanlık idare sistemini kaldırdıktan sonra, merkezi Şuşa şehri olmaküzere “Müslüman Eyaletleri Reisliği”ni meydana getirdiler.33 Bu idarenin başında bir Rus subayı vardı. ” 1828-1829 Osmanlı Rus Savaşı ve Edime Antiaşması hakkında bkz. KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 53-583; ALLEN-MURATOFF, Türk Kafkas Sınmndaki Harplerin Tarihi, s. 23-45; Mehmet SARAY, Rusya 'nın Türk İllerinde Yayılması, İstanbul 1975, s. 123-127; KARAL, Osmanlı Tarihi, s. 119-122; Haluk F. GÜRSEL, Tarih Boyunca Türk-Rus İlişkileri, İstanbul, 1968, s. 8688; Sülcyman KOCABAŞ, Tarihte Türk-Rus Mücadelesi, İstanbul 1989, s. 194-224. MKURAT, Türkiye ve Rusya, s. 58; Azerbaycan Tarihi, s. 579. " SWİETOCHOWSKI, Rıts Azerbaycanı, s. 27-28. 12 Azerbaycan Tarihi, s. 580; İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 216. Mehmet Emin Resulzäde Rusların bu siyasctini şöyle açıklıyor: “Çarlık Kafkasya’daki Azerbaycan hanlıklanm yendikten sonra, onlardaki idareyi hemen Ruslaştırmağa kalkmamıştır. Bilakis, başlangıçta bir taraftan Iran, dığcr taraftan Türkiye, üçüncü taraftan da Dağıstan gazevatı gibi halli ile uğraşmak mccburıyctınde bulunduğu pürüzlü meselelerle meşgul olduğundan O, Şarkı Kafkasya’da vaki olan bu hanlıklarda sırf ordu arkasını, iaşesini ve techizatmı temin eden bir işgal idaresi kurmakla ıktıfa ctmıştır. (Mehmet Emin RESULZADE, Milli Tenasüd, Ankara 1978, s. 98). Azerbaycan Tanhı, s. 580. B u n u n lab irlik teN ah çivan gib ibazıb ölgelerdehan lık id aresistem in in 1844 lcre kadardcvam ettiği görülmektedir (SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 29).

Kamendantlar Azerbaycan halkına büyük zulüm ve baskı yapıyorlardı. Topiadıklan ağırvergilersebebiyle Azerbaycan halkı iyice fakirleşmişti. Kamendantlara karşı gelmek, itiraz etmek mümkün değildi. Lenkeran Kamendantı ’nın birçok insam kendisine itiraz ettikleri için suda boğdurması gibi birçok haksız ve acımasız olaylar m eydana gelm işti.38 Senatör E. I. M eçnikov ve R I. K utaisov 1934’te, Transkafkasya’da yaptıklan bir teftiş gezisinin ertesinde şöyle yazıyorlardı: “Yüzbinlerce insanın haklan, şeref ve mülkiyetleri kum andam n arzusuna bağlı.” Aynı raporda yöneticilerin güçlerini kötüye kullandıklan belirtiliyor ve kamendantlann “kanunlan izlemek yerine, ihläl etmenin ömeği” oldukları kaydediliyordu.39 Kam endantlann keyfı idaresine Rus askeri yönetiminin acımasızlığı ile ünlü personelinin eklenmesi, 1830’lardaki Azerbaycan ve bütün Kafkasya’daki huzursuzluklann meydana gelmesine sebep oldu. Bu yüzden 1830-1840 yılları arasında

34 Azerbaycan Tarihi, s. 580. 35 Azerbaycan Tarihi, s. 580. Kamendantlık sistemine Ruslar Askeri Halk İdaresi “VoyennoNarodnoye Upravleniye” diyorlardı. Bu idarenin başında bulunan Kamendantlar, idam cezası müstesna olmak üzere, vaktiyle Han’ın haiz olduğu bütün hak ve selahiyetlere sahiptiler. (RESULZADE, M illi Tesanüd, s. 99-100). 36 Azerbaycan Tarihi, s. 581. 37 Azerbaycan Tarihi, s. 581. 38 Azerbaycan Tarihi, s. 581. Ayrıca kamendantların yaptığı baskı ve zulümler hakkında bkz.: Hüseyin B A Y K A R A ,A zerbaycanİstikIälM ücadelesi Tarihi, İstanbul, 1975, s. 30-32. 39 SW IETOCHOW SKI, Rus Azerbaycam, s. 30; RESULZADE, Milli Tesanüd, s. 100-103.

Car-Balaken, Lenkeran, Kuba, Şuşa ve Şeki’de Ruslara karşı isyan hareketleri meydana gelmiş, ancak bütün isyanlar Ruslar tarafmdan çok kanlı bir şekilde bastırılmıştır.40 Çar Hükümeti’nin “Kamendant” idare şekli ile Azerbaycan’da koloni siyasetini yürütme girişimi başanlı olamamıştı. Kanıendantlann keyfi davranışlan halkı canından bezdirmiş ve yukarıda sözü edilen birçok isyan raeydana gelm işti.41 Çarlık Hükümeti Transkafkasya’ya komisyonlar göndererek durumu inceletmiş ve onlann verdikleri raporlar doğrultusunda Kafkasya’da Kamendant idare sistemine son vermeyi kararlaştırmıştır. 1840 yılında çıkanlan bir kanunla bu sisteme son verilerek, idari sistemde bazı değişiklikler yapıldı. Transkafkasya m erkezi Tiflis olan Gürcistan-İmeretiya Gubemiyası ve merkezi Şamahı olan Kaspi Viläyeti’ne bölündü. Gence, Balaken, Ordubad veNahçivan dışmdabütün Kuzey Azerbaycan Kaspi Viläyeti’ne yukarıda belirtilen kazalar dahil, bütün Transkafkasya Gürcistan-İmeretiya Gubemiyası’na dahil edildi.42 Eski idare sistemi bozulduğu gibi, bütün Azerbaycanlı memurlar devlet işlerindcn uzaklaştırılarak, yerlerine Rus memurlar atandı.43 Topraklar ağa ve beylerden alınarak kamulaştırıldı. Böylece Rusya’nın çeşitli bölgelerinden Azerbaycan topraklarına göç ettirilecek Ruslara bu toprakların dağıtılması plänlanıyordu.44 Rus Çarlık Hükümeti böylece, Ruslara dayanarak bölgede nüftız ve otoritesini tam olarak yerleştircbilecekti.45 Ancak bu plän tutmadı. Azerbaycan halkı arasında hoşnutsuzluğun artması yanında, bu topraklara göçüp gelmek isteyen yeterli sayıda Rus zengini bulunamamıştı. Bütün Kafkasya’da isyanlar başlarken, Ruslan uzun süre meşgul edecek Şeyh Şamil hareketi de46 1841-1842 yılları arasında büyük güç kazanmıştı.47 Bu isyan hareketlerinde ellerinden topraklan alman bey ve ağaların rolü çok büyük olmuştu. İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 225. " Azerbaycan Tarihi, s. 587. n Azerbaycan Tarihi, s. 587. 41 Azerhaycan Tarihi, s. 587. 44 SWIHTOCIIOWSKİ, Rus Azerbaycanı. s. 31. "Azerbaycan Tarihi, s. 588; RESULZADE, Milli Tesanüd, s. 107-109. $cyh Şamil in Ruslara karşı başlattığı mücadcle hakkındabkz.: John F. BADDELEY, Ruslar 'ın Kajhısya 'yı İstdası ve $eyh Şamil, Çeviren: Sedat Özden, İstanbul, 1992; Lesley BLANCH Cennetm Kıhçlan. (Çev: lzzet Kantemir), İstanbul, 1978; Tank Mümtaz G ÖZTEPE, İmam W stanbul 1961; Samih Nafiz TANSU, Çarlara Boyun Eğmeyen Türk: Şeyh Şam il, An’ 1973^ 0 8uz OZDEŞ, Şeyh Şamil. Ankara 1977 47 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam. s. 31.

Bu gelişmeler üzerine 1840 ıslahatlan yeniden gözden geçirilmiş ve 1844’te doğrudan Ç ar’a bağlı olarak Kafkasya Genel Valiliği oluşturulmasma karar verilmiştir. M. Vörontsov da ilk Kafkasya Genel Valisi olarak atanmıştır.48 1846’da çıkarılan bir kanunla bey ve ağalara toprakları yeniden geri verildi. Bu Ç ar H üküm eti’nin sinsice düzenlediği birpolitika idi. Böylece bey ve ağalar elde edilerek, bunların sayesinde Azerbaycan’da sömürge idaresi sürdürülm ek isteniyordu. Bunun asıl faturası ise bey ve ağalara karşı büyük yüküm lülükler altına sokulan Azerbaycan halkına kesilmişti. Azerbaycan halkı Çar Hüküm eti’nin ortaya çıkardığı kendisine bağlı bey ve ağaların kullan, kölesi haline getiriliyor ve Rus idaresinin em rinde imtiyazlı bir sım f oluşturuluyordu.49 Yerli beylerden oluşturulacak bu imtiyazh asilzadeler sınıfmm R usya’ya sadakatini temin etmek için de bazı tedbirler düşünülm üştü.50 1846 düzeltm elerinden sonra Kafkasya Genel Valisi M. Vörontsov, yerli Müslümanlardan özel imtiyazlı bir sınıf oluşturmak içüı çalışmalara başladı. General Vorontsov, beyler ve ağalann imtiyazlannm tasdik olunması, onlann topraklannm geri verilmesi ve gelecekte de bu üntiyazlı durumlanmn garanti altma almmasının, Çar Hükümetinin K afkasya’daki hakimiyetini dağlarda Şam il’e karşı alınacak çok büyük bir galibiyetten daha fazla sağlamlaştıracağım itiraf etm işti.51 Transkafkasya, Genel Valiliğe bağlı olarak dört Gubemiya’ya (Tiflis, Kutais, Şamahı ve Derbend) bölünm üş Azerbaycan arazisi esasen Şamahı G ubem iyası’na dahil edilmişti.52 Birkaç yıl sonra Erivan Gubemiyası meydana getirilerek, A zerbaycan’ın Nahçıvan ve Ordubad kazaları bu gubem iya terkibine katıldı.53 Erivan G ubem iyası’nın oluşturulması ile Ermeni Viläyeti’nin ilk temelleri atılmış oluyordu. Nitekim bundan sonra bir taraftan İran ve Tiırkiye’den Ermeniler göçürülmeye başlanırken, diğer taraftan yerli ahali olan Türkler çeşitli bahane

48 Azerbaycan Tarihi, s. 588; İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 226; 27 Aralık 1844 tarihinde General M. Vorontsov Kafkasya Genel Valisi atanmıştır (Kafkazski Kalender, Tiflis 1858, s. 248). 49 BAYKARA, Azerbaycan İstiklälM ücadelesi Tarihi, s. 34-35. 50 Rusların bu konuda aldıkları tedbirler hakkında bkz.: RESULZADE, Milli Tesanüd, s. 110-111. 51 İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 226-227. 52 Azerbaycan Tarihi, s. 588. 53 Erivan Gubemiyası 1 Ocak 1850 tarihindö oluşturulmuştur (Kafkazski Kalender, Tiflis, 1858, s. 252; K. ORLOVSKİ, “Erivan” , Kajkazski Kalender, Tiflis 1852, s. 436).

ve zulümlerle çıkarılmaya başlanarak, bölgede Ermeni çoğunluğu sağlamlmaya çalışıldı.54 Çar Hükümeti bu siyaseti ile hem kendilerine sadık H rıstıyan bir unsur olarak Ermenileri kullanabilecek ve hem de Türkiye ile Azeıbaycan Türklerinin birbirleriyle olan temaslanm engelleyebilecekti. Çarlık Rusyası’nın Azerbaycanhalkının eğitimi konusundadabaskıcı siyaset uyguladığı görülmektedir. Ruslar Türkçe eğitimi yasak edip, Türk mektepleri açtırmazlarken, Türkçe konuşulmasını dahi engellemeye çaba göstermişlerdir. Ahalisi Türk olan yerlerde açtıklan mahkemelerde halkı Rusça konuşmaya zorlamışlardır. Tayin edilen tercümanlar ise Türk ahaliye büyük kötülükler yaptnışlardır.55 Rusya Azerbaycan’ı hakimiyeti altına aldıktan sonra, Azerbaycan Türklerinin milliyeti üzerinde de birçok oyunlar oynadı. Azerbaycan Türk ahalisini “Tatar” olarak adlandırarak, ne Türkiye ile ve ne de İran ile hiçbir ilgisi olmayan üçüncü bir millet yaratmaya çalıştı.56 Rus Çar Hükümeti Azerbaycan’ı ele geçirdikten hemen sonra, bölgenin Müslüman halkını Hristiyanlaştırmak için bazı girişimlerde de bulunmuştur. Rus Çarlığmın ideologlan, başta “Müslüman Kafkasya’yı Ortadoksluknuruile ışıklandırmak” fıkrine düşmüş ve bu maksatla “Hristiyanlığı Yayma Cemiyeti”ni özel tedbirlerle teşvik etmişlerdir.57Hatta bu dönemde Azerbaycan halkını zorla Hristiyanlığa gcçimıek faaliyetlerinin olduğu belirtilmekte ve 1850-1858 yıllan arasında Zakatala’nın 11 köyünün ahalisinin Hristiyanhğa geçirildiği kaydedilmektedir.58 Fakat Rus Çarlık İdaresi Müslüman ahaliyi Hristiyanlaştırmak hayalinin hayatta

'4 1X26-1830 yılları arasıııda Azerbaycan’a, özellikle Gence ve Erivan bölgelerine İran ve Türkiyc’dcıı 150.000 kadar Ermeni göç ettirildi. Bu göçürülen Ermeniler Erivan Viläyeti’nin en vcriıııli topraklarına ycrleştirildi. OnlaraÇar Hükümeti tarafındanhazine toprakları ayrılmıştı. (Azerhaycan Tarihi, s. 582). Tiirklerin bugünkü Ermenistan’dan çıkarılarak, buralara Ermeniler göçürülcrck Ermenistaıı ın oluştıırulmast hakkındabkz.: (Yavuz ASLAN, “Bugünkü Ermenistan Ara/isinden Türklcrin Çıkarılması Meselesi”, Türk Kültürü, XXXII/372, (Nisan 1994), s. 193-200). ” ZIYNELOĞLU, Muhtasar Azerhaycan Tarıhi, s. 191. /J.YNKLOÖLU, Muhiasar Azerbaycan Tarihi, s. 190. Kafkas Genel Valiliğinin kurulmasından soııra çıkarılan Kafkas yıllıklarına Azerbaycan Türkleri “Tatar” adı ile geçirilmişlerdir. (bkz.:. 'kafkazski Kalender, Tiflis, 1852. ) Ruslar daha sonra da Azerbaycan Türklerinin milliyeti iİ7crinc oyunlarma devam cttilcr. Önce Azeri kimliği ön pläna çıkarılmış, daha sonra ise Azcrbaycanlı kımlığı ılc Azerbaycan Türklerinde kimlikbunalımı yaratılmaya çalışılmıştır. RhSULZADE, Milli Tesaniid, s. 136. "; r

:it° r,UgUn S'nırlanndaRusya nın Kafkasya Politikası”, Türk Yurdu, s. 76, (Aralık 1993),

kısırlığım görünce, Azerbaycanh bey ve ağalara karşı takip ettiği politikayı, Müslüm an din adam larına da tatbik etmeye başladı. Yani beyler gibi, din adamı olan m ollalan da kazanarak, müstemleke memurlan gibi onlardan faydalanmak yoluna gitti. D aha Paskiyeviç’in K afkasya’da bulunduğu zam anlarda M üsliiman din ulem asm ı hüküm etçe tesis olunmuş bir “İdareyi R uhaniye”ye täbi ve kontrol altmda tutmak tasaw u ru ile, meselenin araştınlm asm a başlanmıştır. Bu zamana ait materyallerden, Kafkasya idaresinin ıslahma ait bir projede, Azerbaycan’daki molla, ahund, seyyid vs. gibi ruhanilerin sayısız oldukları kaydolunduktan sonra, şöyle devam ediliyordu:59 “Her mahalde iki molladan fazlasma hükümet müsaade vermemelidir. Bunlar da. ancak hükümetimizin müsadesiyle faaliyette bulunabilmelidirler. Mülkı ve askeri dairelerden biri onlann tayinlerini tasdik etmelidir. Tabidir ki, bu adam lar hüküm etim ize tam am ıyla täbi ve sadık şahıslardan ibaret olmalıdırlar. Şöyle ki, bunlar hükümetin bütün emir ve kararlannt samimiyetle infaz etmelidirler.” H atta Rus Baronu Gon, Rusya hudutları dışm da tahsil eden bir mollanın K afkasya’da görevini sürdürm emesi gerektiğini belirterek, Rus H üküm eti’ne şu teklifte bulunm uştur:60 “Hükümet M üslüman ruhanüeri yetiştirmek üzere, bizzat m ektepler açmalı, Rus hakim iyetine sadık m ollalar yetiştirmeli ve cemaati islämiye işlerine bakm ak için ancak böylelerine müsaade verilmelidir. ” Hüküm et bu projeleri hayata geçirmeye çalışmışsa da yeteri derecede başarı elde edememiştir. Azerbaycan halkı, atama “D efter M ollaları”m uzun zaman boykot etmiş, fıilen itimad ettiği m ollalann tesirinde kalmıştır.6' 1860 ve 1870’li yıllar R usya’da büyük reform yılları, Liberalizme doğru gidiş olarak önemle anılır. Transkafkasya için ise bu dönem, yarı koloni durumundan R usya’ya organik bir birleşme sürecine geçiş anlamı taşıyordu. Yeni siyasetin sonucu Çarlık yöneticileri, yerel yönetimlere yeniden bir seri değişiklik getirdıler.62

5’ RESULZADE, M illi Tesanüd, s. 136. 60 RESULZADE, M illi Tesanüd, s. 141. 61 RESULZADE, Milli Tesanüd, s. 141. “ SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 32-33.

Viläyct merkezi olan Şamahı’nm bir depremle harap olması sonucu,63 merkez Bakü’ya taşındı ve vilayetin ismi bu düzenlemeye uygun olarak değıştırıldı. 1860 yılında Derbend vilayeti ilga edilerek, 1867’de Bakü, Erivan ve Tiflis viläyetlerinin parçalarından oluşan Yelizavetpol (Gence) Vilayeti kuruldu.64 Bu vilayetin kurulınasıyla Azerbaycan topraklarınm büyük bir kısmı Gence ve Bakü Vilayetlerinin içerisine alınmıştı.65 1870 yılında Rusya’da yerel yönetimler ile ilgili önemli değişiklikler yapılarak, şehir dumaları (meclis) oluşturulurken, bu yasa ancak 1878 yılında yalnız Baku da yürürlüğe konuldu.66 lialkm yerel yönetime katılmasmı ifade eden bu yasanrn diğer Azerbaycan şehirlerinde uygulanması 1890’h yıllarda ancak mumkun olmuştu. Bu yıllarda yapılan yeniliklerle Çar Hükümeti bir yandan merkezı otoriteyi kuvvetlendirmeye çalışırken, diğer yandan Azerbaycan’a Rusya’nın çeşitli bölgelerinden Rusların göçürülmesi ile Azerbaycan’da Rus etnik ağtrlığının artınlması siyasetini takip etti. Önceleri yalnız vilayet merkezlerine yerleştirilen Rus göçmenler, daha sonraları kırlık kesimlere yerleştirilmeye başlandı.67 Gence yakmlannda “Handrof’, “Malakan”, “Slovckiye” vs. adlannda Rus Hristiyan köyleri teşkil edilirken, Mugan’da oldukça fazla Malakan köyleri kuruldu.68 1890 yılından itibaren Rus göçmen grupları hemen her tarafa akınlar halinde gelmeye başladılar. Çar Hükümeti’nin desteklediği göçler, Azerbaycan’da toprak kıtlığı gibi nazik bir sorunu daha da büyüttü. Üstelik gelenler dağıtım için tahsis edilen topraklardan, yerli halktan daha büyük paylar alıyorlardı. Yerli halk bu gelişmeyi Rusya ile organik kaynaşma sürecinin haksız bir sonucu olarak görüyordu. Uzun vadede bu, Rus karşıtx hisleri besleyen tükenmez bir kaynak olacaktı.69 Rusların Azerbaycan’ı işgal ettikten sonra Azerbaycan Türklerineuyguladığı, yukarıda genel hatları ile belirtilen siyası yaklaşımlar, Azerbaycan halkının ruhunda infial doğurmuş ve Azerbaycan Türkleri arasmda milli uyanışmen önemli sebeplerini teşkil etmiştir.

3- Azerbaycan Türkleri Arasmda İlk Aydmlanma H areketleri Rus istilası ve asimilasyon politikası karşısmda, Dünya’da gelişen endüstriyel kapitalizmin R usya’da da etkisini göstermesiyle, R usya esareti altındaki Türkler arasmda aydmlanma hareketlerinin başladığı görülmektedir. XIX. Yüzyılm ortalanndan itibaren K azan’da, K ırım ’da ve Azerbaycan’da Batı Liberalizmi, Rus romantizmi ve Osmanlı Devleti’ndeki batılılaşma hareketlerinden etkilenen ve daha çok kültürel alanda tesirini gösteren bir Türk aydm hareketi gelişmeye başlamıştı.70 Azerbaycan Türkleri arasında da aynı dönemde aydınlanma hareketleri başlamıştır. Ancak Azerbaycan Türkleri arasındaki aydmlanma ve millı uyanış hareketlerini R usya’nxn çeşitli bölgelerinde Rus esareti altında yaşayan diğer Türk aydm hareketlerinden ayrı olarak ele alm ak m üm kün değildir. Özellikle Kazan ve K rnm Türkleri arasında başlayan ve kültürel alanda kendisini gösteren çalışmalarm, Azerbaycan Türk aydm lan üzerinde büyük etkisi olduğu gibi, 1905 Rus İhtiläli sonrasmda Rus esareti altındaki Türklerin birlikte dayanışma içinde yaptıkları önemli çalışm alar vardır. R usya Türkleri arasında ilk uyanış hareketlerinin merkezi Kazan olmuştur. Daha XIX. yüzyılın başlannda Abdülnasr Kursavi (1770-1814) ve tarihçi İbrahim H alfın önemli çalışm alar yapmışlardır. Tanınmış b ir bilgin olarak, dini eğitime yeni reform niteliğinde düşünceler getiren Kursavi, R usya’nın Kazan Türkleri arasında uyguladığı Hristiyanlaştırma politikasına karşı mücadele ederek, Kazan halkmın dini eğitimine önem verdi.71 Tarihı araştırmalarla ilgilenen İbrahim Halfm ise, çok değerli eserler meydana getirmiştir. 1819 ’da Tatar dilinde, 1822 yılında da Rusça olarak “Cengiz Han ile Aksak Tim ur’un H ayatı” adm da anonim hikayeleri içine alan bir eser yayınladı. Halfin kitabrn ilginç önsözünde Tatar ahalisini, yok olmaya yüz tutan tarihı konuları havi folklorun tarihı el yazm alan ile eserlerini toplam aya çağınyordu. Bundan başka kitabm yedi sayfası üzerinde artık kullanılm ayan ve herkesin anlam adığı

1,1Azcrbaycan Tarihi, s. 598. MGcncc, Şıışa, Zcngczor bu vilayete dahil cdilmiş, 1883’te de Cebrail ve Cevanşir kazaları bu vılayctc ckleıımiştir (Azerbaycan Tarihi, s. 598). '''' SWIEIOCIIOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 33. “ Azerhaycan 'Tarihi, s. 597, Bakü Duması’mn kuruluşu hakkmda bkz. (Ronald Grigor, SUNY, Bakü Komünii, Türkçesi Kudrct Emiroğlu, İstanbul, 1990 s. 22-23). SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 34-35. “ ZEYNELOĞLU, Muhtasar Azerbaycan Tarihi, s. 191. SWlhTOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 35.

70 Nadir DEVLET, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi (1905-1917), Ankara, 1985, s. 8; YusufSARINAY, TürkMilliyetçiliğinin TarihiGelişimive TürkOcakları (1912-1931), İstanbul, 1994, s. 53. 71 DEVLETŞİN, Sovyet Tataristanı, s. 31 -32. Ruslarm Kazan’da uyguladıkları Hrıstiyanlaştırmak siyaseti ve A. Kursavi hakkmda bkz.: (Akdes Nimet KURAT, “Kazan Türklerinin Medenı Uyanış Devri”, A. Ü. DTCF. Yay. XXIV/3-4 (Temmuz-Aralık 1966), s. 95-101).

Türk-Tatar kclimelerinin bir sözlüğünü de düzenlemişti. İ. Halfın bundan başka, I Iive Hanı Ebül Gazi Bahadır Han’m eseri olan“Türklerin Soyağacı” adlı kıtabı yayınladı. 1809 yılmda da Tatar dilinin gramerini hazırladı. XIX. yüzyılın ortalannda Kazan’da matbaacılık da gelişmeye başlamış ve 1853-1859 yılları arasında 82. 300 adet Kuran basılmıştır. Bunun yanında birçok dini ve Tatar dilinde eserler basılarak. bunlaryalnız Rusya Müslümanlan arasında değil, aynı zarnanda Hindistan gibi Müslümanlarm bulunduğuülkelere de ihraç edildi.72 XIX. yüzyılın ikinci yansmdaKazanTürkleri arasmdamillı aydınlar yetişmeye başladı. Bunlann en önemlilerinden birisi Şahabettin Mercam’dir. Avrupai metodlarla dini ve tarihı araştırmalar yapan Mercanı, Tatarlar arasmda millı bilincin uyanmasında büyük pay sahibidir. Ruslaştırma siyaseti karşısmda cephö alan Mcrcani, Kazan Türklerinin dini ve milli özellikleri üzerinde önemli çahşmalar yaparak, 7'ular soyadlarıntn Rusça eklerle söylenmemesi gerektiğini savundu. Mcrcani’den başka Hiiseyin Feyizhani ve Kayyum Näsırı, Kazan Türklerinin milli uyanış hareketi içerisinde önemli çalışmalaryapan Türk aydınları olarak gözc çarpmaktadırlar.73 Kazan Türkleri arasında gelişen bu çalışmalann Azerbaycan aydınlan üzerinde önemli etkileri olmuştur. Ancak Rusya Türkleri arasındaki ceditçilik ve millı uyanış hareketlerinin gelişmesi ve yayılmasında ve pratikte uygulanmasında 1851 ’de, Bahçesaray’ın Gaspra köyünde doğmuş olan İsmail Bey Gaspralı nın74 rolüçok büyüktür. Türk Dünyası’nda “dilde, fikirde ve işte birlik” şiannı ortaya koyan vc biitiin hayatı boyunca bu ideale hizmet etmiş olan Gaspralı İsmail Bey, 1883’te çıkardığı Terciiman gazetesi ile fıkirlerini Türkdünyasınayaymayaçalışmıştır. Terciiman gazetesi Rusya Müslümanlarının gayriresmt sesi olm uştu.75 Kırım, İstanbul, Taşkent, Bakü ve Kazan’da okunmaya başlayan Terciiman gazetesi aracılığı ile Rusya Müslüınanları birbirleriyle tanışıyor, ilişkikuruyorve

7- D hVI.in ŞİN, Sovyet Taiaristam, s. 34-37. DI-.VLhl ŞİN, Sovyet Tataristam, s. 45-56; KURAT, “Kazan Türklerinin Medenı Uvams Dcvri”, s. 103-106. M(lasPraİ1 lsmail [İÜY hakkında gcniş bilgi için bkz.: Nadir DEVLET, İsmail Bey (Gaspralı), Ankara, 19X8; Alımct CAFEROĞLU, “İsmail Bey Gasprinski”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, cilt 11, (1933), s. 165-169; Köprülüzadc M. Fuat, İsmail Bey Gaspirinski, Azerbaycan YurtBilgisi, ; (1933)’ s- >54-155; Mchmct SARAY, Türk Dünyasmda Eğitim Reformu ve Gaspralı Isnuu Bey (1851-1924), Ankara, 1987; Zühal YÜKSEL, “Gaspralj İsmail B ey’in Anadoiu rurkluğunc Tcsırlen", Türk Kültürii, XXIX/337-338, (Mayıs-Haziran 1991) s. 478-384. SWIE TOCl lOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 50.

kültür dünyasm daki olaylar hakkında bilgi ediniyorlardı. Gaspralı İsmail Bey, bütün Türk Dünyası’nm anlayabileceği Türk dilini yaratmaya ve bu temel üzerinde bütün Türk D ünyası’m birleştirmeye çalışıyordu.76 Gasprah’nm çıkardığı Tercüm an gazetesinin oldukça belirgin bir etkisi A zerbaycan’da kendisini gösterdi.77 Ve bu etki sebebiyle Azerbaycan basınında Osmanlı Türkçesine çok yakın, ortak bir yazı dili oluşm aya başladı. Bu arada Gaspralı İsm ail Bey A zerbaycan Türk yazarları olan H asan Bey M elikzäde, Topçubaşov ve diğerleri ile sürekli tem as halinde idi.78Gaspralı İsmail Bey’in kültür ve eğitim alanındaki çalışmalan, gerek Rusya Türkleri arasında ve gerekse Türkiye’deki aydınlar üzerinde etkili olmuş ve kültür alanında başlayan Türkçülük hareketinin siyası alana kaym asına ve Pan-Türkizm idealinin doğmasına hizmet etmiştir. Azerbaycan’daki millı uyanış hareketlerini yalnız Rusya’daki Türk aydınlannm kültürel alanda yaptıklan çahşmalara bağlamak mümkün değildir. Azerbaycan’da petrolün çıkanlıp, işlenilmeye başlanmasıyla, ekonomik yapıda büyük değişiklikler meydana geldi ve Azerbaycan’da büyük ticaret merkezleri ortaya çıktı. Birkaç yıl içinde petrol B akü’yü m odem kozmopolitbir şehir haline dönüştürdü. 1859 yılında Bakü ve civarında petrol çıkarılm aya başlanm asına karşılık, asıl gelişm e Çar H üküm eti’nin 1872 yılında aldığı petrol yataklarım n ihale ile uzun vadeli kiraya verm ek kararı ile oldu. B u karar dünyanm büyük sermayeli şirketlerinin A zerbaycan’a akm asm a sebep olmuştu. İsveçli Nobel Kardeşlerin 1879’da, B akü’da, kurduklan petrol şirketi kısa zamanda dünyanın en büyük petrol şirketi haline geldi. Nobel Kardeşleri diğer büyük şirketler izlem iş, 1890’lardan itibaren 6 İngiliz, 3 Fransız, 2 Alman, 2 Belçika ve 1 Yunan fırması B akü’da faaliyete geçmiştir.79 Azerbaycan Türkleri Rus Hükümeti’nin uyguladığı siyasetlerden dolayı petrolün getirdiği bu nimetlerden yeterince yararlanamadıklan gibi, bu durum Azerbaycan’da yerel burjuvazinin gelişmesini önledi. Bunun aksine, Ç arlık Hükümeti Ermeni sermayedarlara arka çıkmış ve 1821 -1871 döneminde petrol alanlarında devlet tekeli varken ve dört yıllık dönemler halinde seçtiği girişimcilere bu alanlan

76 DEVLETŞİN, Sovyet Tataristam, s. 71. 77 M. E. RESULZÄDE, O Panturanizme, Oxford, England, 1985, s. 63. 78 Zeki Velidi TOGAN, “Gaspralı tsmail Bey”, (Çeviren, Yavuz Akpınar), Kardaş Edebiyatlar, sayı 26 (Ocak, M art 1994), s. 6. 79 SWIETOCHOW SKI, Rus Azerbaycanı, s. 39.

kiraya verirken, Ermenilere özel ayncalıklı muamelede bulunulmuştur. 1850 den 1872 yılına kadar petrol pompalama tekeli Ermeni sermayedar Ter-Gukasov’un elinde kalmış ve sonra yine bir Ermeni olan Mirzayev e geçmiştir. Çar Hükümeti petrol alanlannda devlet tekelini kaldınp araziyi en yüksek fiyat verenlere satmaya başlaymca Ermeni egemenliğine rakıp çıktıysa da durumlan pek sarsılmadı. Azerbaycan Türk sermayedarlann durumu ise Rus, Gürcü, Yahudi ve yabancı sermayenin akmasıyla daha da kötüleşti. Azerbaycan Türklerinin hem en hiç büyük şirketi yoktu. Genelde küçük işletmelerin sahibiydiler. Orta ve büyük ölçekli işletmelerin sahipleri yabancı sermaye ile birlikte Ruslar ve Erm eniler idi.80 Ancak, bu dönemde Azerbaycan Türkleri arasında da petrolün getirdiği nimetlerden faydalanarak, büyük çapta servet edinen şahsiyetler de çıkmıştı. İşte Azerbaycan’da millı buıjuvazinin ortaya çıkması ve bunlann özellikle eğitim, basın ve hayır alanlarında yaptıkları çalışmalar Azerbaycan Türkleri arasında milli uyanış hareketlerini geliştiren önemli etkenlerden olmuştur. Çar Hükümeti’nin binbir çelme takmasma ve engeller çıkarmasma rağmen, tarihin seyri ile çetin mücadelelerle doğan Azerbaycan Millı Türk Kapitalistleri, ticari rekabet hayatı içerisinde kendilerinin ve kendi halklannın sömürüldüğünü ve bir müstemleket şeklinde idare edildiklerini idrak ediyorlardı. Bu idrak ve şuur içerisinde, Azerbaycan yerli sermayesinin himayesinde Azerbaycan milli medeniyeti, kültürü, basını, sahnesi, edebiyatı, tekniği ve başka modem kurullan doğmuştur.81 Azerbaycan millı burjuvazisi arasından Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in admı özellikle anmak gerekir.82Ondan başka Şemsi Esadullayev, Musa Hacıyev, Murtaza Muhtarov, Ağabala Guliyev, Zülfıgarovlar, Settar Kerimov, Hacı Kerim Vahaboğlu, Hacı Abdulrahimov, Muradov, Ahmet Mustafaoğlu, Hüseyinovlar, Dadaşovlar vs. Azerbaycan’ın milli buıjuvazisinin temsilcileri olarak ortaya çıkmışlardı.83 *° SUNY, Uakıı Komiinü, s. 18-19. *' BAYKARA, Azerbaycan İstiklälMücadelesi Tarihi, s. 82. 82Tagiycv’in iş hayatındayapt.ğı faaliyetlerhakkındabkz.: M. DJ. İbrahimov, Predprinimatelskaya Deyaltelnost G. Z. Tagiyeva, Bakü 1988. “ Azerbaycan Tarıhi, cılt I, s. 610-611. Zeynelabidin Tagiyev, Şemsi Esadullayev, Hacı Musa, Murtaza Muhtarov petrol sanayisi sahasında, yabancı sermaye ve Ermeni ve Ruslarla rekabet edebılecek güçte değillerdi. Nitekim Tagiyev 1895 yılında, petrol kuyulanm bir Ingiliz şirketine satmak zorunda kalmıştır. Diğerlerinin çıkardığı petrol ise, yabancı sermayedarlann çıkardığı pctrolle karşılaştınlamayacak kadaraz miktarda idi. (Z. İBRAHİMOV, Sosyalistİnkıläbı Uğrunda Azerbaycan Zehmetkeşlerinin Mübarizesi, Baku, 1957, s. 12-13; Riad BABAYEV, Ekonomiçeskıya ! ° ts,a. lniye 0snovl F° rmirovaniye Neftyanoy Burjuvazii v Azerbaydjane (60,70 godı XIX Veka), Bakü, s. 146-148).

Hacı Zeynelabidin Tagiyev bir taraftan hayır işleri yaparken, diğer taraftan okullar açarak ve gazetelerin çıkması için maddı kaynak sağlayarak Azerbaycan halkınm uyanmasmda büyük katkıda bulunmuştur.84 Hatta Gaspralı İsmail B ey’in B ahçesaray’da çıkardığı Tercüman gazetesi dahi Tagiyev’in m addi desteğiyle yayınhayatmabaşlamıştır.85 Tagiyev 1901 yılm daBakü’dailkT ürkK ız Jimnasyumu (lise)’nu açarak, Türk kızlarının eğitilmesi için önemli bir adım attı.86Bunun yanmda, birçok Azerbaycanlı genç, onun verdiği burslarla Avrupa ve R usya’m n en önem li yüksek okullarında tahsil aldı.87 Azerbaycan’da aydınlanma hareketinin başlamasında öncülük edenlerin başında Mirza Feth Ali Ahundzäde gelmektedir. 1812 yılında N uha’da doğan M irza Feth Ali Ahundzäde,88 Türk dilinde yazdığı komedilerle Azerbaycan toplumunun hasta ve aksak yönlerini alaycı bir dille anlatırken,89 Şii din adamlarının körü körüne inanışına ve dini taassuba karşı m ücadele açmıştır.90 M illet olgusunu A zerbaycan’da ilk işleyen Türk aydını olan Ahundzäde,91 M üslüm an Türkler arasında kullanılan yazı sisteminin ıslah edilmesi hususundabüyük gayretler sarfetmiş, hatta Osmanlı Devleti’nin yöneticilerine bu konuda teklifler götürmüş, ancak bir sonuç alamamıştır.92Azerbaycan’da devam etmekte olan olaylan bizzat yaşayan M. F. Ahundzäde, yazdığı eserler, yayınladığı makaleler ve verdiği mücadele-

84 Azerbaycan’m ünlü devlet adamı ve aydınlarının başında gelen Ali Merdan Topçubaşov, Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in parasıyla Azerbaycan milletinin intibahında çok büyük roller oynadığını kaydetmektedir (“A. M. ” (Ali Merdan Topçubaşov), Azerbaycan ’ın Teşekkülü, Bakü 1334, (1918), s. 10). 85 SW IETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 50. 86BAYKARA, Azerbaycan İstiklälM ücadelesi Tarihi, s. 58. Tagiyev’in bu okulu açarken verdiği mücadeleler hakkmda bilgi için bkz: M anaf SÜLEYMANOV, Eşittiklerim, Okuduklarım, Gördüklerim, Bakü 1987, s. 85-89. Z. A. Tagiyev’in burs vererek, okuttuğu talebelerdenbirisi de Neriman Nerim anov’dur. (Bahış KAHRAMANOV, D oktor Nerimanov, Bakü 1990, s. 7). 88 Hüseyin BAYKARA, Azerbaycan ’da Yenileşme Hareketleri (XIX. Yüzyıl), Ankara, 1966, s. 148. SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 148. ',0 Serge A. ZENKOVSKY, R u sya ’da Pan-Türkizm ve Müslümanlık, (Çev. İzzet Kantemir), Ankara 1971, s. 143. 11 BAYKARA, Azerbaycan İstiklal Mücadelesi Tarihi, s. 87. 92 David KUSHNER, Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu (1876-1908), İstanbul, 1979, s. 17; Fevziye Abdullah TANSEL, “Arap Harflerinin Islahı, Değiştirilmesi Hakkmda İlk Teşebbüsler ve Neticeleri (1862-1884)”, Belleten, XVII/66, s. 224; Agäh Sım LEVEND, TürkDilinde Gelişme ve Sadeleştirme Evreleri, Ankara, 1972, s. 159. Mirza Feth-Ali Ahundzade’nin alfabenin islahı hakkında Osmanlı Sadrazamına takdim ettiği layiha için bkz.: A. CAFEROĞLU, “M irza feth-Ali Ahundzade Hakkında Bir Vesika”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, yıl 3, sayı 25, (II. Kanun 1934), s. 40-45.

24 BETÜL A SLA N

lerle millı uyanış hareketinin bütün Azerbaycan sathma yayılmasma çaba göstermiştir.93Halkın ana dilini canlandırma ve geliştirmek gayretleriyle, yıllardır Azerbaycan’da süren İran kültürünün egemenliğindenkendisini kurtarmasma yardımcı olmuştur. İlk Türk dramaturgu olan M. F. Ahundzäde, 1850 yılmda, basit halk dilinde yazdığı ölümsüz komedilerle halkın gönlünde taht kurarken, Azerbaycan Türk aydmlannm da ilham kaynağı olmuştur.94 Azerbaycan Türklüğünün sosyal, kültürel ve siyası uyanışa başlayıp, gelişme göstermesinde en önemli etkenlerin başında matbuat gelmektedir. R usya’da ilk Türkçe gazete, Hasan Bey Melik-zade Zerdabi tarafmdan 1875’te, Bakü’da Ekinci adıyla çıkanlmıştır.9512 Kasım 1837’de Azerbaycan’ınGökçay İlçesi’nin Zerdab köyünde doğan Hasan Bey Zerdabi, Millı Azerbaycan matbuatmm ve tiyatrosunun kurucusu olarak tarihe geçmiş, eğitimci, yazar tiyatro kurucusu, sosyolog ve cemiyet adamı olarak Azerbaycan Türk halkma büyük hizmetlerde bulunmuştur.97 Zerdabi ’nin büyük gayretleri sonucu çıkanlan Ekinci gazetesinin yaym hayatına başlaması, Türk halklan arasmda milli uyanışın gelişmesinde dönüm noktası olarak değerlendirilmektedir.98Azerbaycan’da milli edebi dilin gelişmesinde büyük etkisi olan ve millı matbuat dilinin esasmı koyan Hasan Bey Zerdabi’nin E kincfsi,99Azerbaycan halkmı cahillikten kurtarmaya çalışmış ve onlan eğitime, sosyal işlere katılmaya davet etmiştir.'00Zerdabi Ekinci gazetesinde, Moskova Üniversitesi’ndeki öğrencilik yıllanndan kalma halkçı eğilimlerine uygun olarak, öncelikle köylülere seslenmeyi amaçlıyordu. Ekinci kısa zamanda Transkafkasya Müslü-

Fcyzi AKÜZÜM, “Hasan Bey Zerdabi (1877-1907)”, Azerbaycarı Türk Edebiyat Tarihinde Abide ŞahsiyetlerU, İstanbul 1987, s. 77. MRESULZADE, O Panturanizme, s. 63-64. ” Ekinci gazetesinin birinci sayısı 22 Temmuz 1875’de çıkmıştır. Iki haftada bir yaymlanan bir gazctcdir. (Ekinci, 22 İyul/Tcmmuz 1875, Ewelinci Nömre). Ekinci’nin çıkışı hakkmdabkz.: RESULZADE, O Panturanizme, s. 63; AKÜZÜM, “Hasan Bey Zerdabi (1877-1907)” , s. 77; SWIETOCHOWSKI, Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycanı, s. 47. Ekinci gazctcsinde Zcrdabi’dcn başka M. F. Ahundov, Büyük Şair Seyid Azim Şirvani, dramaturg Ncccf Bey Vezirov gibi Azerbaycan millı kültürünün temsilcileri, yazılar yazmaktaydılar. (Gcydar HUSEYNOV, İzİstorii Obşestvennoy i Filosofskoy Mısli ve Azerbaydiane X lX veka Bakü 1958, s. 56-57). * BAYKARA’ Azerbaycan ’da Yenileşme Hareketleri, s. 132; Ekinci (1875-1877) Tertip EdenTuran Hasanzade, Bakü 1979, s. 5. ” " KÜZ? M’ ,“ » asan Bey Zerdab> (1877-1907)”, s. 77; “Azeri M atbuatınm 50. Senesi Munasebetıylc , Yeni Kafkasya, sayı (37)9, (1 Mart 1926) s. 4 98 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 47. ” Azerbaycan Edebi Dili Tarihi, Bakü 1991, s. 179-180. Mehmet Zade MİRZA BALA, Azerbaycan Türk Matbuatı, Bakü 1922, s. 7.

m anları arasında çatışm a konusu olmuştu. Şii ulem adan bazısı, bir käfır icadı olan gazeteyi taklit ederek İsläm ’ın ruhunu zedelediğini düşünüyorlardı. N azik bir konu olan dil ise, başka bir ayrılık noktasıydı. Ekinci oldukça sade bir halk diliyle yazıyordu. A rapça ve Farsça terim ler pek az kullanılıyor, buna karşılık çoğunlukla Hasan B ey Z erdabi’nin icad ettiği yeni terim lere yer veriliyordu. İfade dili olarak Farsçayı kabul eden kesim, onun yazma diline uygulanamayacak yaygın konuşm a dilini kullanmasmı, düşm anlıkla karşılıyorlardı. B u gazetenin çevresindekiler Zerdabi gibi Sünnı idiler ve yazılannda İran’m geri, katı, insancıl olmayan, halkta yaygın bir öfke uyandıran bir ülke olduğu iması bulunuyordu.101 Halkı uyandırm aya çalışan, Ruslaştırma siyasetine karşı çıkan ve Osm anlı sempatizanı tutum u yüzünden kuşku uyandıran Ekinci Gazetesi’nin ömrü uzun sürmedi ve 1877’de, Osmanlı-Rus savaşlan esnasmda Çar Hükümeti tarafmdan kapatıldı.102 Bundan sonra Rus Hükümeti Hasan Bey Zerdabi, M. F. Ahundzäde ve diğer birçok Azerbaycan yazarlannı devamlı takiplerle yıpratmaya başladı.103 Ekinci gazetesinin kapatılm ası ile Azerbaycan’da basın hayatına büyük bir darbe vurulmuştur. A ncak bundan sonra Ziya (1879-1881), Ziya-i Kafkasiya (1881-1884) ve K eşkül (1883-1891) gibi gazeteler çıkarılarak, Türkçe basın hayatı devam ettirilm eye çalışıldı.104 K eşkü rü n 1891 yılında kapatılm asından sonra 1903 yılında “Şarki R us"W5 gazetesi çıkıncaya kadar, Rusya Çarlık Hükümeti Türk dilinde hiçbir gazete ve derginin çıkmasına izin vermemiştir.106Ancak 1881 yılmda çıkanlm aya başlayan ve Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in sahibi bulunduğu Rusça Kaspi gazetesi,107Azerbaycan Türklerinin sesi olmuştu. Ali M erdan

101 SW IETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 48; ZENKOVSKY, R usya’da Pan-Turkizm ve Müslümanlık, s. 143-144. 102MİRZA BALA, Azerbaycan TürkMatbuatı, s. 8. Mehmet Emin Resulzade Ekinci’nin kapatılması hakkında şunlan yazmaktadır. “Mirza Fethali’nin mücerret yazılanna tahammül eden Çar Hükümeti, ilk siyasi gazetenin temayüllerine lakayt kalmadı ve Ekinci kapandı” (M. E. RESULZADE, “Milli Azerbaycan Hareketinin Karekteri”, ^zeröa^can YurtBilgisi, ciltlll, 1934, s. 163). 103 GUSEYNOV, İz İstorii Obşestvennoy i Filhasofskoy Mısli v Azerbaydjane X IX veka, s. 57. 104 MİRZA BALA, Azerbaycan Türk Matbuatı, s. 8-9. l05ŞarkıRus, 1903 yılındaTiflis’tegünlükolarak çıkanlmayabaşlanmış, 1904’teT iflis’tekapanıp, Bakü’ya taşınmış ve önce “Şarki Rus’un Telgramlan”, 1905’te de “Akşam Haberleri” adlanyla yayın hayatına devam etmiştir. (“Azeri Matbuatının Muhtasar Tarihçesi”, Yeni Kafkasya, yıl 3, s. 9 (57), (1 Mart 1926), s. 5; MİRZA BALA, Azerbaycan Türk Matbuatı, s. 9). '06 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 48. 107 Periodiçeskaya P eçat Azerbaydjana (1832-1920), (Redaktörleri: Rasim Tagiyev, Çılgın Ahmedova), Bakü 1987, s. 155.

Topçubaşov’un yönetiminde çıkarılan bu gazetede liberal görüşlerin yanı sıra, Pan-Türkist ve özellikle Ahmet Ağayev’in düzenli olarak yazdığı sütununda Panİslämist görüşlere de yer veriliyordu.108 Hasan Bey Zerdabi de XIX. yüzyılın sonlanna doğru Azerbaycan halkınm ihtiyaçlan ve teşekkulü hakkında, Kaspi de seri makaleler yazdı.109 Rusya Çarlık Hükümeti’nin baştan beri Azerbaycan Türklerine karşı uyguladığı Hristiyanlaştırma, Ruslaştırma politikası ve Türk halkma maddı ve manevi olarak yaptığı haksızlıklar karşısında, Azerbaycan’da meydana gelen yukarıda genel hatlanyla verilen gelişmeler, Azerbaycan toplumunda millet olma şuurunu uyandırmış, kültürel alanda Türkçülük akımımn ortaya çıkıp, gelişmesine yol açmıştı.110 Azerbaycan millı burjuvazisinin destekleriyle eğitim, basın, edebiyat, tiyatro vs. alanlarda ortaya çıkan millı uyanış hareketleri, 1905 Rus İhtiläli’nin getirdiği serbest ortamda, Hüseyinzäde Ali Bey, Ali Merdan Topçubaşov, Ahmet Ağaoğlu, Mehmet Emin Resulzäde vs. gibi Türkiye ve Avrupa’da bulunm uş, Türkçülük fıkrinin önde gelen savunucularımn çalışmaları, yine 1905 ortamında Azerbaycan’da başlayan Türk-Ermeni çatışmasımn da etkileri eklenince ve özelIikle Rusya’mn Balkanlarda yürütmeye başladığı Pan-Slavist siyasetin de tesiriyle, kültürel alanda başlayan Türkçülük hareketleri, siyası alanda dakendisini göstermeye başladı ve Pan-Türkizm idealinin doğmasma zemin hazırladı. 4- 1905 Rus İhtiläli’nin Azerbaycan’daki Etkileri a) 1905 İhtiläli ve Azerbaycan 1905 Birinci Rus İhtiläli, gerek Rusya dahilindeki milletlerin hayatında ve gerekse dış dünyada, özellikie Çin, İran ve Osmanlı Devletlerindeki kültürel ve siyası gelişmeler üzerinde etkisi olan önemli birolaydır."1

°* SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycwıı, s. 55. m Saıdc TALİ BO VA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaycanskoy B urw uaz^K oneism -N ataloX X V ), (OKSsertatsiya na Soiskaniye Uçenoy Stepen, Kand.data Istorıçcskıh Nauk), Bakü 1994, s. 8. "J^ Z, ^ af “ n.a?'d'n,lann,n Azerbaycan halkını uyandımıak için yaptığı bu çalışmalar Azerbaycan R va S ı a" k ba5,an8lclnl oluşturmaktadır. Bu konu hakkında bkz.: Süleyman, (T c ™

A ä „s«

S , " r i 0 . 1 7 T ke' “ "

ilerba>Cm- yl1 4 3 '

WoT&iS i m7D sEj9B,z,mNolla;iNazilrd“ R"S),a'‘to

2W '

1»»”".

XIX. Yüzyılın sonlan ve XX. yüzyılın başlarmda Rusya’da kuraklık başlamış, bu kuraklık tanm kesiminde, bir köylü ülkesi olan Rusya’nm halkını sarsmış ve çok etkilemişti. Şehirlerde yiyecek ve tüketim maddelerinde sıkmtı baş göstermiş, kıtlık olmuştu. Köylü halkın esasen iyi olmayan durumu daha da fenalaşmış, sefalet de bir o kadar artmıştı. Ülkenin her tarafında bir bunalım başlamış; 3000 fabrika kapanmış ve 100.000 işçi işsiz kalmıştı. R usya’da ekonomik alanda yaşanan bu bunalunlar 1905 İhtiläli’ni hazırlayan en önemli faktörlerdenbiri olmuştur.112 Diğer taraftan XIX. yüzyılm son çeyreğinde Rusya’ya yatınm yapma fırsatmı bulan Batı kapitalist serm ayenin tutan 3 m ilyar altm rubleyi bulm uştu. Bu Batı sermayesi 1895-1904 yıllan arasında kendi ülkelerine 830 milyon altın ruble kär göndermişti. R usya’nm dış sermayeye ödediği faizm iktanyılda 130 milyon altın ruble idi.113 Rusya’da 1900 yıllanna doğru kendisini göstermeye başlayan ekonomik kriz, sosyalist propagandalarm gelişmesine ve yayılmasına müsait bir ortam hazırladı. Ekonomik krizin yarattığı olumsuzluklar ve sosyalist işçi ve köylü üzerinde yaptığı propagandalann neticesi olarak, Rusya’nın çeşitli yerlerinde işçi grevleri, köylerde ise ayaklanmalar, yağmalar ve çiftlikleri yakmalar şeklinde isyanlar başladı. Bütün bu grev ve ayaklanmalar karşısmda Rus Çarlık Hükümeti, istibdat rejimini gevşetecek yerde, daha şiddetli tedbirler alıyordu. Bir taraftan sosyalistlerin faaliyetlerine karşı şiddetli mücadele açılmışken, diğer taraftan Rus olmayan milletler üzerinde baskı artınlmıştı. % 57’sini Rus olmayan milletlerin oluşturduğu Rusya’da, batıdan gelen etkilerle millı uyanış hareketlerinin başlaması, Rus Hükümeti tarafından kendileri için büvük hir tehlike olarak görülmekte ve bu uyanış hareketlerini önlemek için baskıcı tedbirler alınmaktaydı. Ancak Rus olmayanlara karşı hükümetin baskıcı siyaseti, bu İıalkİar arasmda bir reaksiyon uyandırmış, baskıya maruz kalanlar arasında milli hareketler büsbütün k u w e t bulmuştu. Bunlar arasından bazılarının Rusya’dan aynlm ak için mücadeleye atıldıklan dahi görülmektedir."4 İçteki bu gelişmelere yeterince önem vermeyen ve baskıcı tedbirlerle bunlan yatıştırmaya çalışan Çar Hükümeti, dış siyasetle uğraşıyor ve Ç in’in zayıf duru-

1,2 BAYKARA, Azerbaycan İstiklalM ücadelesi Tarihi, s. 107. XIX. yüzyıl başlarında Rusya’nm ekonom ikdurum uhakkındabkz.: (Akdes Nimet KURAT, Rusya Tarihi (Başlangıçtan 1917’y e Kadar), 3. Baskı, Ankara 1993, s. 373-375. 113 KURAT, Rusya Tarihi, s. 374. 114 KURAT, Rusya Tarihi, s. 375-378.

mundan istifade ederek yayılmacı siyasetini sürdürmeye çalışıyordu. İşte bu politikanın sonucu, Çar Hükümeti için nihai sonun başlangıcı olan Rus-Japon savaşı, 1904 yılı ocak aymda çıktı. Japonlarkısabir zaman içinde U zak Doğu daki Rus donanmasını imha ettiler, karaya asker çıkardılar ve M ançurya da arka arkaya Rus ordulannı perişan ettiler. Az sonra Port-Arthur Kalesi de Japonlara teslim oldu."5 Japonya ile savaş başladığı zaman Rus Hükümeti, Rus halkı arasında millı ve dini heyecan yaratmak teşebbüsünde bulundu. Bu maksatla kiliselerde ayinler yapıldı, gazetelerde vatanperverane makaleleryazıldı, ziyäfetlerde heyecanlı nutuklar çekildi. Japonya Rusya’ya nisbetle küçük bir devlet sayıldığından Japonlann muhakkak yenilecekleri zannolunmuştu. Halbuki durum başka türlü gelişti. Rus askeri idaresi ve Rus ekonomisininbozukluğuhemenkendisini gösterdi. Hükümet savaş sayesinde memleket içinde hakim olmaya başlayan her türlü huzursuzluğun unutulacağını, herkesin savaşı kazanmaya gayret edeceğini sanmıştı. Halbuki mağlubiyet haberleri birbirini takibe başlayınca, Rusya’da huzursuzluk süratle büyüdü. Bu sıralarda artık büyük bir teşkilat haline gelmiş olan Sosyalist Partileri ve organlan, halk ve işçi arasmda hükümet aleyhine propaganda faaliyetlerini artırdılar ve kitleleri kışkırtmaya başladılar.116 Ayrıca savaş esnasmda yapılan Rus milliyetçiliği propagandası, gayri Rus milletler arasındaki milli uyanış hareketlcrinin de daha fazla artmasına sebebiyet vermişti. Ülkede başlayan huzursuzluklar karşısında gerekli tedbirleri almayan Rus Hükümeti, Ocak 1905’te, Petersburg’daki genel grevleri önleyemedi. İşçi ve onlara katılan halkın 9/22 Ocak 1905 Pazar günü, Ç ar’a dilek ve isteklerini sunmak için, Çarlık Sarayı’na doğru yürüyüşe geçmeleri ve bunlara karşıhk Kazaklar ve jandarmaların ateş açması, Rusya’da ihtiläl meşalesini ateşleyen olay oldu. Rus tarihine “Kanlı Pazar Günü” olarak geçen bu olay, 1905 İhtiläli’nin başlangıcını teşkil etmiş ve ihtiläl dalgası R usya’nın her tarafma yayılm ıştır.117 Rusya daki bu gelişmeler Azerbaycan’da da tesirini göstermişti. Petrol saııayisinin gelişmesiyle işçi sayısı da artmış ve işçiler arasına ihtilälci Çarlık rejimi

"’ f

' " ^ azan Türklerinin Medeni Uyanış Devri”, s. 129. Rusya-Japonya Savaşı hakkmda A-r' Çarstvovaniyeİmparatora Nikolaya-II, Moskova, 1992, s. 209-400. KURAT, ‘Kazan Türklerinin Medeni Uyanış Devri”, s. 129. 117 KURAT, Rusya Tarihi, s. 380-381. 116

f

,/M n

Tofık VELİYEV-Fehreddm MEMMEDOV, İnkıläb Barrikadalarmda, Bakü 1987, s. 50-51.

karşıtı oluşum lar sızmıştı. Özellikle Rus işçiler arasında, 1903’te Bolşevik ve M enşevik diye ikiye ayrılan Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi etkili idi.118Lev ve İlya Şçendrikov kardeşler tarafından 1904’te kurulan Balakani ve Bibi-Eybat İşçi Örgütü dikkatini yerli işçilerin ekonomik sorunlanna çare bulm ak konusunda yoğunlaştırm ıştı. A zerbaycan’daki Ermeni işçiler de kendi Sosyal Dem okrat Hınçak Partilerine119 ya da daha milliyetçi Taşnaksütyun diye bilinen Erm eni Devrim Federasyonu’na doğru bir yöneliş içindeydiler. Azerbaycan’m halkı olan Türklerin yer almadıkları siyasi ortamdaki gerilim neticesi 1903’te ilk grev, 1904’te de ikinci genel grev patlak verdi. RSDİP ve Ermeni örgütlerinin katılımı ile gerçekleşen bu grevlerin sonucunda, R usya’da ilk defa işçi sözleşmesi im zalandı.120 Kısa bir süre sonra B akü’da, işçiler tekrar harekete geçtiler. Bunun sebebi 9 Ocak 1905 “Kanlı Pazar Günü” olarak adlanan Petersburg’daki işçilerin kıyımı haberinin B akü’da almması idi. Protesto gösteri ve grevleri, B akü’dan bütün Transkafkasya’ya yayıldı.121 Şubat ayı başm da B akü’da sıkıyönetim ilän edildi. Ardmdan bölgenin yönetimini büyük çapta gözden geçiren Çar II. Nikola, Kafkasya Genel Valiliği’ni yeniden yürürlüğe koyduğunu ilän ederek, başma Kont Vorontsov D aşkov’u getirdi.122 R usya’nın her tarafında meydana gelen Çarlık rejimine karşı halk ayaklanmaları, grevler, gösteriler istibdat rejimi yürüten Çarlık idaresini geri adım atm aya m ecbur bıraktı. N itekim Ç ar Nikola halkın genel tazyikine dayanam ayarak 17/ 30 Ekim 1905 tarihinde bir takım “Hürriyet H aklan” tamyan bir “M anifesto” neşretti. Bu m anifestoyla R usya’da yaşayan herkese “söz, m atbuat ve toplantı hürriyeti” tanınmakta, “Duma”nın teşrii bir müessese olacağı ve seçimler yapıla-

119Ermenice’de Çan manasına gelen “Hmçak”partisi Kafkasyalı Ermenilerden Avedis Nazarbekian ve eşi Marian ve arkadaşlan olan Kafkasyalı Ermeni öğrencilertarafından 1887’de, Cenevre’de, Marksist prensipleri esas tutularak kurulmuştur. Htnçak Komitesinin programına göre, ihtiläl yolu ile Türkiye’deki Ermenileri bağımsızlığa kavuşturduktan sonra, Rusya ve İran Ermenilerini de birleştirerek hür, bağımsız büyük Ermenistanı oluşturacaktı. (Esat URAS, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, İstanbul 1987, s. 431-432; Ermeni Komitelerinin Am ai ve Harekät-ı İhtiläliyesi, İstanbul 1332, s. 14-15. ) 120 SW IETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 65. 121 1905 İhtiläl yıllarında Azerbaycan’daki işçi hareketleri hakkında bkz.: Azerbaydjan v Godı Pervoy Russkoy R evolütsii, (Zbom ik statey), Baku 1966. 122 A. Ş. MİLMAN, “Çarskiy Gosudarstvennıy Apparat v Barbe s Revolütsionnım Dvijeniyev v Azerbaydjane v Godı Pervoy Russkoy Revolütsiı”, Azerbaydjan v Godı Pervoy Russkoy Revolütsiı, Bakü 1966, s. 233; SWIETOCHOWSKİ, Rus Azerbaycam, s. 66

cağı bildirilmekte idi. Bu suretle Çarlık istibdat rejiminde değişiklik olacak ve meşruti bir idare tesis edilecektir.’23 b) Azerbaycan’da Türk-Ermeni Çatışması Rusya, Azerbaycan’ı işgal ettikten sonra, burada hakimiyetini sağlamlaştırmak ve kendisine yandaş bir Hristiyan toplum oluşturmak için, 1804-1813 ve 1826-1828 yılları arasında Rusya-İran savaşları esnasında ve sonralan İran, Türkiye ve Güney Azerbaycan’dan Ermenileri kitlevı surette Transkafkasya’ya göç ettirdi. Bu cümleden Ermeni göçmenler Azerbaycan’ın da birçok bölgesine getirilerek yerleştirildiler. 1826-1828 İran-Rusya savaşlannm Rusya’nın galibiyeti ile sonuçlanmasından sonra yapılan Türkmençay antlaşmasına göre, Ermenilerin İran arazisinden engel çıkanlmadan göçmelerine izin verilmiştir. 1828-1830 yıllan arasında İran’dan Transkafkasya’ya 40 binden fazla ve Türkiye’den 84 bin Ermeni göç ettirilerek, Gence ve Erivan Vüäyetlerinin en verimli topraklarına yerleştirildiler.124 Özellikle Azerbaycan’ın Karabağ bölgesine pek çok Ermeni ailesi göçettirildi.’25 Daha öncede belirtildiği gibi, Çarlık Hükümeti’nin Azerbaycan’da Ermenilere öncelikler tanıyıp, destek olmasıyla Ermeniler Azerbaycan’m zenginliklerinin önemli bir kısmını ele geçirmişlerdi. Özellikle petrol sanayisinin ekonomide önemli ycr tutmasıyla, bu alanda Ermeniler söz sahibi oldukları gibi, binlerce Ermeni Bakü’ya yerleşerek, burada önemli bir güç haline geldiler. Uzun yıllar petrol pompalama tekeli Ermeni zenginlerin elinde kaldı. Petrol alanında vasıflı işçilerin çoğusunu da Ermeniler oluşturmuştu.126 Rusya’nın koruyucu kanatlan altında

123 KURAT, “Kazan Türklerinin Medeni Uyamş Devri”, s. 131; KURAT, Rusya Tarihi, s. 385386. Bu manifcstonun tam metni için bkz.: BAYKARA, Azerbaycan İstikläl Mücadelesi Tarihi s. 113-118. 121İSMAİL, Azerbaycan Tarihi, s. 217-218. Bukom ıdaayncabkz.: URAS, TarihteErmeniler ve trmeni Meselesi, s. 623-624; Kämuran GÜRÜN, Ermeni Dosyası, 2. Baskı, Ankara 1983 s 51' ^D ursun YILDIRIM-M. Cihat ÖZENDER, KarabağDosyası, II. Baskı, Ankara 1991, s ’5. 125 Iran’dan Karabağ’a gelen Ermeniler, burada cn verimli topraklara yerleştirildiler. İran’m Maraga Kcntı’ndcn gelcn Ermeniler, Karabağ’da Maraga ismiyle bir köy kurmuşlardır. Bu Ermeniler 1978’dc buraya gelışlerinin 150. yılı münasebetiyle büyük törenler tertip edip, bu günün anısına bır amt dıktıler. Ancak 1988’den itibaren Karabağ Meselesi başlayınca bu topraklann öz yerlileri olduklannı ılerı suren Ermeniler, 1978 yılında buraya gelişlerinin amsına diktirdikleri amtı yıkarak, yo etmışlcrdır (Bahtıyar VAHAPZADE, M oskova'nm Siyaseti Tavşana Kaç, Tazıya Tut cu m v ^ d a,' ° ^ !armln Yüzü), (Türkçeye Aktaran: Yasin Aslan), Ankara 1990, s. 23). SUNY, Baku Komünü, s. 32.

çok hızlı olarak gelişen ve refah düzeylerini yükselten Ermeniler, A zerbaycan ekonom isinin gelişm esinden en kärlı çıkan toplum oldu. A zerbaycan’daki 167 petrol fırmasmdan çoğu küçük 49 tanesi Azerbaycan Türklerine ait iken, zengin Ermeni aileleri olan Mirzayevler, Mailovlar, Liazanovlar, Aramyantlar, Tavetasyanlar, M entaşyanlar vs. 55 orta ve büyük ölçeİd i işletmelerin sahibiydiler. 1900’den itibaren Bakü viläyetindeki 115 endüstri fırmasmın % 29’u Ermenilerin, buna karşılık % 18 ’i T ürklerindi. Şarap yaprnıı, balık işletmeciliği ve tütün yetiştirme gibi bazı işler, Azerbaycanlıları rekabet dışma iten Ermenilerin elindeydi.127 Ermeniler ile Azerbaycan Türkleri arasındaki kültürel ve dinı açıdan farklılıklar, sanayileşmenin sebep olduğu iktisadi rekabetle, iki toplum arasmda daha göze batar şekilde ortaya çıktı. Ülkenin zenginliklerini topraklann asıl sahibi Türklerin yerine, Ruslann desteklediği ve sonradan bu topraklara yerleşen Ermeniler elinde tutuyorlardı. H er iki toplum un siyası örgütlenme dereceleri de birbirlerinden farklı idi. Azerbaycan Türkleri arasında yavaş yavaş kültürel alanda uyanm a hareketleri olmasına karşm, siyası olarak herhangi bir örgütlenme düşüncesi henüz gelişmemişti. Türklerin aksine Ermeniler ise 1890 yılında, Tiflis’te, kurulan Taşnaksütyun Partisi nin128öncülüğünü yaptığı Ermeni milliyetçiliği hareketinin tesiri altındaydılar.129Osmanlı Devleti topraklannda, büyük Ermenistan Devleti kurmak amacıyla ortaya çıkan Tasnaksütvun. 1904 yılında proğram m a Kafkasya Erm enistanı’nı dä^aahil ettTrEsasenKafkasya’daki Ermenilerin sayısı bağımsız bir devlet yaratm aya m üsaıTdeğildi. Bu tarihlerde Transkafkasya’daki 54 kazadan, ancak beşinde Ermeniler çoğunluğu teşkil ediyorlardı. Hatta Kafkasya Erm enistam ’nın merkezi addedilen E rivan’da dahi Türklerin sayısı Ermenilerin üzerinde id i.130

121 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 67. 128 Taşnaksütyun’un kuruluşu ve programı hakkmda geniş bilgi için bkz,: Richard G. HOVANNISIAN, Armenia on the Road to İndependence 1918, Universty o f Califomia Press, Berkeley and Los Angeles, 1967, s. 16-17; URAS, Tarihte Ermeniler ve Ermeni Meselesi, s. 442-454. 129SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 68. S. ŞaumyanTaşnaksütyun’u Transkafkasya’ya 1905-1907 yıllarında Ermeni proletariatınm rehberi olarak göstermektedir. (bkz.: Revolütsionnnoye Dvijeniye v Armenie 1905-1907 (Sbornik Dokumentov i Materialov), Yerevan 1955, s. 21-23). 130 M İRZA BALA, M illi Azerbaycan Hareketi, s. 55-56. Taraflı olduğunu bildiğimiz Rusların yaptığı nüflıs istatistikleri dahı, Erıvan Viläyeti dahilindeki Türk nüfusun çokluğunu inkär edememiştir. Rusların 1902’de yaptıklan nüfus sayımlarma göre, bütün Erivan Viläyeti’nde 191. 633 Ermeni, 323. 825 Türk bulunmaktädır. {Äzerbaycan CümKuriyetiTtferkeziDevletEn Yeni TariJtÄrşivi, F. 970, Op. 1, D. 232, L. 17). 1912 OcakayındayapıTan sayırrilaragöre ise, Erivan Viläyetinde Türk nüfusu hemen hemen Ermenilerin iki katıdır. (Kavkazski Kalender, Tiflis 1913, s. 138-151). .

Ermeniler arasındaki aşırı milliyetçi hareketler 1890’lı yıllarda, Ruslann dahı tepkisiyle karşılaşmıştı. Çarlığın kaynaştırma siyasetinin Ermeni milliyetçiliği ile çatışması sonucu, kısa bir süre için Ermeni-Rus dostluğu bozulur gibi oldu. 1896’ da Kafkasya Genel Valisi olan Prens Grigori Golitsin zamamnda Ermenilere karşı bazı hareketlerde bulunuldu. Ermeni okullan hükümet emri ile kapatıldı. Gregoryan Kilisesi’nin Ortadoks Kilisesi ile birleştirilmesi için baskıyapıldı. 1903’te Gregoryän KüisesTnin m allalannıt^m ulaştnılmasrkärärrn'ın alınması, Erm em lenTsyänın eşiğine getirdi. Daha önce Osmanlı topraklanndi faaliyet gösteren Ermeni eyİemcileri, Çarlık yöneticilerinin hayatlarma yönelik eylemlere giriştiler. Prens Golitsin, 1903 ’teki Ermenilerin düzenlediği suikastten yaralanarak kurtulabilmişti. Ancak, bu tarihte Kafkasya’yı terketmek zorunda kaldı. Bakü Valisi Prens V. İ. Nakaşidze de, onun siyasetini gizlice bir süre daha uygulamaya çalıştı. Fakat 1905 yılında Vorontsov Daşkov’un Kafkasya Genel Valisi olmasıyla, Rusya yeniden Ermenileri destekleyen politikasma geri döndü. Vorontsov Daşkov’un Ermeni yanlısı tutumu Taşnak Ermenilerini iyice cüretlendirdi. Buna karşılık Azerbaycan Türklerine olumsuz tavır takınan V. Daşkov, her konuda Ermenilerin yanında yer aldı. Nitekim Ağustos 1905’de, 1903’de alınan Gregoryan Kilisesi’ne ilişkin karan iptal eden Vörontsov Daşkov, Ermenileri yeniden kazanmayı başardı.131 Diğer taraftan Rusya Çarlık idaresinin Azerbaycan Türkleri arasmda öteden beri mevcut olan Rus düşmanlığının, o günlerde iyice su yüzüne çıkmasıyla oldukça tehlikeli bir hal alması üzerine, Ermenileri Azerbaycan Türkleri ile karşı karşıya getirerek ve iki millet arasmdaki husumeti artırma gayretleri de mesele üzerinde etkili olmuştu. Böylece Rusya Azerbaycan Türklerinin doğru hedefı olmaktan çıkmış, bugün de oynadığı “meseleleri çözen adil hakim” rolünüüstlenm işti.132 Yukanda belirtildiği gibi, bütün kültürel, dinı ve milli farklılıklara, iktisadı rekabcte, bir de Ruslann iki toplum arasında husumeti artıran siyaseti eklenince, 1905 İhtiläl ortamında, Azerbaycan’da Türk-Ermeni çatışması artık kaçınılmaz oldu. Bu gergin ortamda, Kafkasya’daki büyük Rus memurlan gizliden gizliye Ermenileri kışkırtmaya ve silahlandumaya başladılar.133Ermeni-Türk çatışmasıSWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 68-69,71, ÄZerbaycan Dosyasl 7- Ankara, 1990, s. 48. 1905’te Kafkasya’da başlayan ? t Ç5 I.UMİD7 S

m- T ' n S Pİerİ hakkmda 3ynCa bkz' : Ärmyano-Tatarskuya Smuta na 12 Fazısov Armyanskogo Vaprosa, Bakü 1993

f s Bl 3 LA ’MİllİAzerbaycanHarekeu' s-55;BAYKARA,AzerbaycanİstiklälMücadelesi

nm ilkpatlamalan Bakü’da oldu. Şubat 1905’de, bir Azerbaycan Türkü’nün Taşnak Ermeni çeteleri tarafından öldürülmesi üzerine başlayan Türk-Ermeni çatışması, kısa sürede Azerbaycan’ın her tarafına yayıldı.134 Erivan, Nahçivan, Ordubad, Karabağ, Şuşa, Gence, Bakü ve Şirvan’da silahsız, müdafaasız kendi hallerinde hayat yaşayan Türklere Erm eniler saldırarak, onlan öldürmeye ve km naya başladılar.135 Azerbaycan Türkleri bu saldmlara Taşnaksütyun’la kıyaslanacak bir teşkilatlan olmadığı için düzensiz, plänsız, hatta silahsız karşı koymaya çalıştılar.136 Ermenilerin Azerbaycan Türklerine karşı yaptığı katliamlarda, elbetteki büyük sorumluluk Ruslanndı. Bu çatışmalan önleyebilecek güçleri olmasma rağmen, bu çatışm alara m üdahale etmediler. Aksine iki toplum arasındaki düşm anlığı artıracak şekilde hareket ettiler. Kafkas Genel Valisi Varantsov Daşkov dahı, Rus idarecilerin Ermeni katliam lan karşısında pasif kaldığmı itiraf etmiştir.137 Çok acı olaylar yaşanmasına karşın, Ermeni-Türk çatışması, Taşnak Ermenilerin katliamlan Azerbaycan Türkleri arasındaki milli uyanış hareketini olumlu yönde etkiledi. Bu çatışma Azerbaycan’da Müslümanlar arasmdaki yerel ve mezhep çekişmelerini ortadan kaldırarak, bir dayanışmanın oluşmasma ortam hazırladı.138 Ayrıca, Azerbaycan Türklerinin kendilerini savunmak için birlik oluşturmak ve silahlı teşkilät kurmak şeklinde faaliyetlerini yönlendirmelerine sebep oldu. c) “Difai” Teşkilätınm Kurulması Ruslann göz yumması ve hatta kışkırtması ile Ermenilerin yaptığı katliamlar, Azerbaycan Türklerinde kendilerini müdafaa hissini doğurdu ve ilk olarak kendilerini savunm ak am acıyla silahlı bir örgüt kurm ak için harekete geçtiler. N itekim 1905 bahannda, “D ifai” adıyla gizli bir teşkilät kuruldu. Gerek M ehm ed-zäde M irza-Bala ve gerekse Hüseyin Baykara, D ifai’nin, B akü’da A hm et Ağaoğlu

134 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 69. 135 MİRZA BALA, M illi Azerbaycan Hareketi, s. 56; Murtuz SA D IK IJ, Atvet Tebye D ast İstoriya (GenosidAverbaydjantsevvStifrah, Faktah Dokumentah-XX Veka), Bakü 1995, s. 16. 136 KAZEMZADEH, The Struggle For Transcaucasia, s. 19. Azerbaycan’da 1905’te başlayan ve iki yıl kadar süren Ermeni-Türk çatışması hakkmda fazla bilgi için bkz.: Mehmed Seid ORDUBADİ, Kanlt İller (1905-1906-ci İllerde Kafkazde Baş Veren Er'meni-Müselman Davasınm Tarihi), Bakü 1991. 131 MİRZA BALA, M illi Azerbaycan Hareketi, s. 56-57. 138 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 70.

tarafından kurulduğunu belirtmelerine karşın,139Naki Keykurun hatıralarında, Difai’nin Ahmet Ağaoğlu’nun Gence’ye gelmesi ve burada şehrin önde gelen milletperverleriyle yaptığı toplantılar esnasında ortaya çıktığını kaydetmektedir.140 Difai’nin kurucuları arasmda Ahmet Ağaoğlu’nun yanısıra Refıbeyli Elekber, Yusufbeyli Nesip Bey, Doktor Hasan Ağaoğlu, İki Kardeş Hasm ehm etli Ali Ekber ve Ali Asker gibi şahsiyetler bulunmakta idi.141 Difai’nin Gence’de kurulup, faaliyetlerine başlamasıyla, Gence Azerbaycan Milli Hareketi’nin merkezi haline

d) A zerbaycan’da 1905 Sonrası Siyasi, Sosyal ve Kültürel G elişm eler 1905 İhtiläli’nden sonra Azerbaycan’ın sosyal, kültürel ve siyasal yaşammda yeni bir devir başladı. Türkçe olarak bir çok dergi ve gündelik gazeteler çıkanlarak, matbuat alanmda önemli gelişmeler oldu. Musikı, tiyatro vs. güzel sanatlar alamnda ilerlem eler kaydedilirken, eğitim ve edebiyat alam nda büyük atılım lar yapıldı. Birçok m aarif cemiyetleri, siyasi gruplar ve partiler kuruldu.

geldi ve öyle kaldı.142 Gizli Difai teşkilatı bir taraftan Ermeni saldınlanna karşı mücadele ederken, diğer taraftan Türk-Ermeni çatışmalarınm asıl sorumlusu olarak gördüğü Rus idaresine karşı harekete geçti. Rus yöneticilere karşı düzenlediği suikastlerle, onların gözlerini korkutmaya çalıştı. Özellikle Taşnak Ermenilere yardım eden Rus yöneticiler, Difai tarafından cezalandınlıyordu.143 Böylece Ermeni saldınlan karşısmda ortaya çıkan Difai teşkilatı, asıl mücadelesini Rusya’ya karşı yönlendirerek, Şamil zamanından beri düzenli bir direniş gösterilmeyen Ruslara karşı suskunluğu bozdu.144

1905 İhtiläli ile başlayan devir, Azerbaycan’da olduğu gibi, bütün R usya Türklerinde siyası ve ideolojik sahada büyük m ücadelelerin verildiği ve bütün Rusya M üslümanlannm arasında dayanışma ve birlik fıkirlerinin oluşmaya başladığı bir devir olmuştur. Kazan Türklerinin önderlik ettiği bu hareket, özellikle Abdurreşid İbrahimov’u n 145çalışmalan ile şekillenerek, tüm Rusya Müslümanlannı kapsayacak bir kongıenin toplanması fıkri şeklinde tezahür etti. Azerbaycan Türkleri de bu fıkri onaylayarak, sosyal, siyasal ve kültürel problemlerini tüm Rusya M üslüm anlanyla ortak olarak çözebileceklerini düşünmüşlerdi.

1905 sonrası gelişen bu olaylar, yani Ruslann Azerbaycan Türklerine yaptığı haksızlıklar, Türk-Ermeni çatışması ve bunun sonucunda Türklerin kendilerini savunmak için gizli Difai teşkilatını vücuda getirmeleri, Azerbaycan Türkleri arasında dayanışmayı geliştirdiği gibi, millet olma ve birlik oluşturma yolunda önemli ilerlemeler kaydetmelerine sebep olmuştur. Bunun sonucunda Azerbaycan Türkleri müştereken birşeyler yapabileceklerine inanmaya başlamışlardır.

Sonuçta, Birinci Rusya Müslümanlan Kongresi, Nijni Novgorod’da toplandı. R usya’nın çeşitli bölgelerinde yaşayan M üslümanların temsilcileri olarak 120 delegenin katıldığı Rusya Müslümanlannın ilk kongresinde, ilk olarak bütün Rusya Müslümanlannı birleştirecek bir “ittifak” kurulması meselesi görüşüldü. Başkanhğmı Gaspralı İsm ail Bey, yardım cılıklarını da Ali M erdan Topçubaşov, Yusuf Akçura ve Abdürreşid İbrahimov’un yaptığı bu ilk kongrede, Rusya Müslümanlan arasında “İttifak” kurulması kararlaştınlarak, şu hedefler belirlendi:146

IWBAYKARA, Azerbaycan htiklälMücadelesi Tarihi, s. 132; MİRZA BALA, MilliAzerbaycan Hareketi, s. 57.

1 - R usya’daki tüm M üslümanların tek bir hareket içinde toplanması, 2- Milletlerin eşit oranda temsil edildiği meşruti monarşinin kurulması, 3- Tüm M üslüm an ve R us halkım n yasal eşitliğinin sağlanm ası ve Müslümanlara aynm cı davranan tüm yasal ve idari uygulamalara son verilmesi, 4- M üslümanların kültür ve eğitim alanlarında geliştirilmesi.

140Nakı KEYKURUN (Şeyh Zamatılı), Azerbaycan İstiklälMücadelesinin Hatıraları İstanbul, 1964, s. 14. 141 KEYK.mm ,Azerbaycanİstiklä!M ücadelesininH atıralan s 14 '« SWIETOCHOWSKl, Rus Azerbaycam, s. 72. Gızlı Dıfaı tcşkılatı, ılk olarak Gence Vali Müşaviri Kiresçiski, daha sonra da Tiflis’te Ermeni dostu olarak bılmen ve Ermenı askerlere sivil elbise giydirterek, Türkleri öldürten General Kalascarof u oldumu^Kısa surede Rus idarecilere karşı bu tür hareketler genişleyerek devam etti. 114 SWI,F T n rÇ / [ n ^ ^ ^ I ^ m 'Azerbay cmIstiklälMücadel^m inHatıralan, s. 14-17. !>Wlb IOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 73.

145 Abdürreşid İbrahimov hakkmda bkz.: KURAT, “Kazan Türklerinin Medeni Uyanış Devri”, s. 123-125. 't(' SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 76-77; Rusya Müslümanlarının Birinei Kongresi hakkmda fazla bilgi için bkz/. KURAT, “Kazan Türklerinin Mcdent Uyanış Devri” , s. 134137; DEVLETŞİN, Sovyet Tataristanı s. 92-156; DEVLET, Rusya Türklerinin MiUiMücadele Tarihi, s. 90-95; KURAT, Rusya Tarihi, s. 396; ZENKOVSKY, R usya’da Pan-Turkizm ve Müslümanlık, s. 63-65.

36

BETÜL A SLAN

Rusya Müslümanlannın ilk kongresinde tespit edilen hususlar, 13-23 Ocak 1906’da, Petersburg’da, yapılan ikinci kongrede resmıleştirildi. Resmı ızm alınmadan toplanan bu ikinci kongrede, resmen“Rusya Müslümanlan İttifakı” kuruldu.147 Ancak bu kongreye katılanlar arasında fıkir aynlıklan da ortaya çıkmıştı.148 Üçüncü ve en önemli kongre, 16-20 Ağustos 1906 tarihleri arasında, Nijni Novgorod’da kalabalıkbir delegekurulununkatılırnıyla, bu defaresmi izin almarak yapıldı. Başkanlığını A. M. Topçubaşov’un yaptığı bu üçüncü kongrede, birinci ve ikinci kongrede belirlenen ilkeleri hayata geçirmek için “İttifak”ın siyası partiye dönüştürülmesi kararlaştmlarak, onbeş kişilik bir merkezı komite oluşturuldu. Merkezi komitede Azerbaycan’dan yalnız A. M. Topçubaşov bulunm aktaydı.149 Bütün Rusya Müslümanlanmn birliği düşüncesi Azerbaycanlı vekillerin “İttifak”ın yanında yer aldıkları Rusya Devlet Duması’nda da desteklendi.150 Ancak 10 Mayıs 1906’da, Petersburg’da açılan Birinci Rusya Devlet Duması üç ay gibi kısa bir sürede Çar tarafından dağıltıldı.151 Bu Duma’ya Transkafkasya’dan 6 milletvekili seçilerek gönderilmişti. Türklerin aleyhine değiştirilen seçim kanunlan doğrultusunda yapılan İkinci Duma seçimlerinde milletvekili sayısı dörde indi. Bunlar Feth Ali Han Hoyski, Halil Hasmemmedov, İsmail Tagiyev ve Zeynel Zeynelov idi. Buna ilaveten Erivan Viläyeti’nin Müslümanlan M. A. Şahtahtinski’ yi seçmişlerdi. Müslüman halklann savunulacağı bir forum olarak D um a’ya bağlanan ümitler, 3 Temmuz 1907’de tekrar dağıtılmasıyla suya düştü. Rusya Başbakanı Stolipin’in, yine seçim kanununda Rus olmayan milletlere karşı kısıtlayıcı hükümler getiren yeni seçim kanunu ile yapılan Üçüncü Duma seçimlerinde, ancak 10 Müslüman milletvekili Dum a’ya seçilebilmişti. Bunlardan yalm z bir tanesi Transkafkasyalı idi.152 Nitekim Duma dayaşanılan başansızlıklarMüslüman milletvekilleri arasmdakı görüş aynlıklan, Stolipin’in uyguladığı baskıcı tedbirler, bir taraftan “İttifak”m

147 DFİVLET, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi, s. 95-97. N* SWIEIOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 78. ZENKOSVSKY, Rusya’da Pan-Turkizm ve Müslümanlık, s. 70-75; D EV LET Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi, s. 98-111. 10 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 78. 151 KURAT, Rusya Tarihi, s. 393-394. '« SWIETOCHOWSKI Rus Azerbaycam, s. 78-80; BALA, M illi Azerbaycan Hareketi, s. 49. t v t n 7T n P ^ r 1 mİn RUSya DCVİet Dumasl’ndaki faaliyetleri hak k m d ab k z , D. B. SfcYIDZADE, Azerbaydjanskiye Deputatı v Gosudarstvennoy Dume Rossii, Bakü 1991.

dağılmasına yol açarken, diğer taraftan Rusya Müslüman Türk halklannın mahalli m ücadelelere yönelm elerine sebep olmuştur. Her ne kadar başarılı sonuçlar alm m am ışsa da, R usya M üslümanları Kongreleri ve İttifak, R usya Türkleri arasmdaki millı uyanış hareketlerini olumlu yönde etkilemiştir. Ancak, 1905’ten sonra, Azerbaycan Türkleri arasmda milliyetçilik duygulanm geliştiren ve millet olma şuurunu uyandıran en önemli etken matbuat sahasmdaki ilerlem eler olmuştur. 1905 hürriyet ortamı özellikle m atbuat alanmda kendisini hissettirdi ve A zerbaycan’da Tiirk burjuvazisinin maddı desteğinde Türkçülük, İsläm cıhk, Sosyalizm ve Liberalizm fikirlerini savunan birçok gazete ve dergi çıkm ayabaşladı. Bu dönemin hiç şüphesiz en önemli gazetesi, Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in maddı desteği ile 1905 yılında yayın hayatına başlayan Hayat gazetesi olmuştur. 7 Haziran 1905 ’te, ilk sayısı çıkan Hayat gazetesinde,153Azerbaycan’da Türkçülük, İsläm cılık ve Liberalizm fikirlerinin gelişm esinde önemli rol oynayan Ali M erdan Topçubaşov, A hm et Ağaoğlu ve H üseyinzäde Ali Bey gibi şahsiyetler çalışm aktaydılar.154 H ayat'm sütünlarmda ilk önce A hm et Ağaoğlu’nun daha çok İsläm cıhk fıkirlerine rastlamyordu. N itekim bir m üddet sonra Hüseyinzäde Ali Bey, Türkçülük düşüncesinin propagandasmı yine aynı sütunlarda yapmaya başladı. Hiiseyinzäde Ali Bey ilk defa H ayat’ta yayınladığı bir m akalede, daha sonra Türkçülük fıkrinin sloganı haline dönüşen “Türkleşmek, İslämlaşmak, Avrupalılaşmak”tan söz ediyordu. Daha sonra Ziya Gökalp tarafından küçük değişikliklerle benimsenen ve yaygınlaştınlan bu slogan, Osmanlı Devleti’nde Türkçülük düşüncesinin tem el sloganı oldu.155 1905 yılı sonunda A. M. Topçubaşov ile Ahmet Ağaoğlu arasmda anlaşmazlık çıkmca, Ahmet Ağaoğlu Hayat gazetesinden ayrılarak, İsa Aşurbeyli ile birhkte İrşad gazctesini çıkardı.15619 A ralık 1905 ’te, ilk sayısı çıkan İrşad gazetesinde “Hürriyet, Müsavat, Adalet” düsturlan savunulmaktaydı. Yazarları arasında Ahmet A ğaoğlu’ndan başka, Haşim Bey Vezirov, M ehmed Emin Resulzäde, Mehmet Sadık Ahundov, Üzeyir Hacıbeyli, Neriman Nerim anov gibi Azerbaycan

153 Azerbaycan Devri Matbuatı, s. 116. 154 MİRZA BALA, Azerbaycan Türk Matbuatı, s. 14. 1,5 Yusuf AKÇURA, Yeni Türk Devletinin Öncüleri, (1928 Ydı Yazüarı), (Basıma Hazırlayan: Nejat Sefercioğlu), Ankara, 1981, s. 163. 156 DEVLET, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi, s. 206-207.

fıkir hayatının ö n u c gelen temsilcileri vardı. Hümmetçilerinde yer aldığı İrşad uazetesi 1908 yılı Haziran ayında kapandı.157İrşad kapatıldıktan sonraM urtaza Muhtarov’un maddı yardımlan ile Ahmet Ağaoğlu, Terakkı gazetesinin ilk sayısını 3 Haziran 1908’de çıkardı.158 Terakki gazetesinde yayınladığı m akalelerde, Ahmet Ağaoğlu, toplumdaki tüm sınıflan milliyetçilik prensibinin birleştireceğinden bahsederek, açıktan tavrını Türkçülük fıkrinden yana koydu.159 Azerbaycan Türklerinden Sosyalist Hümmet grubuna mensup olanlar, önce Hümmet gazetesini çıkardılar.160 Daha sonra ise “Davet Koch” adlı TürkçeErmenice olarak yayınlanan ve açıkça olmasa da Müslüman-Ermeni birliğini savunan gazeteyi yayınladılar. Hükümeti, kendi düşüşünü önlemek için cemaatler arası düşmanhk kışkırtıcılığı ile suçlayan bu gazete, onaltı sayı çıktıktan sonra hükümet tarafmdan kapatıldı.1611906 yılı sonlanna doğru Hümmetçiler, Resülzäde ve Hacinski yönetiminde Tekämül gazetesini çıkarmayabaşladılar. Haftalık çıkan ve sosyalist fıkirleri yaymaya çalışan bu gazete de, hükümet tarafmdan aynı yıl içerisinde kapatılmıştır. Bu gazetenin kapatılmasından sonra Azerbaycanlı sosyalistler Yoldaş gazetesini çıkarmışlardır.162 Hayat gazetesi kapatıldıktan sonra Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in maddı desteğinde olmak üzere Hüseyinzäde Ali Bey, Azerbaycan’da ilk Türkçe dergi olan Füyuzatı çıkardı. Türkçülük düşüncesini bu dergide çıkan makalelerinde ortaya koyan Hüseyinzäde Aii Bey, bütün Türklerin edebı lisamnın Osmanlı Türkçesi olmasını savunmaktaydı.163Aralık 1907’de, Füyuzät'm kapanmasmdan sonra, Yeni Füyuzat, Şelale, Dirlik gibi dergiler çıkmıştır. Ancak bu dergilerden hiç birisi 1906’da yayma başlayarak, 1917 yıhna kadaryaym hayatını sürdüren

1,7 Azerbaycan Devri Matbualı, s. 80-81; MİRZA BALA, Azerbaycan Türk Matbuatı, s. 17. I!* MİRZA BALA, Azerbaycan Türk Malbuatı, s. 17. I5‘' SWIETOCHOWSKl, Müslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycam, s. 87. Ahmet Ağaoğlu’nun Azerbaycan Türklerinin uyanması için yaptığı çalışmalar ve verdiği mücadeleler hakkmda bkz.: Aziz MİREHMEDOV, “Azerbaycan Mütefekkirinin Milli İntibah A rzuları”, ^ e^ ayCan Demolcra‘i,c RespM ikast (Tarih, İçtimai-Siyasi ve Edebi Hayat), Bakü 1992, s. 19(f y|llannda yasal olmayan, yani gizli olarak çıkanlan Hümmet gazetesi, Azerbaycan’da f k“ llk sosyallst gazetedir. BU gazete hakkmda fazla bilgi için bkz.: Neriman YNbLOV, AzerbaycanMatbuatı Tarihi, İkinci Hisse, Bakü, 1974, s. 17-18' Ş. HÜSEYİNOV Azerbaycan Botşevik Matbuatı, Bakü, 1981, s. 17-22. ^ SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 83. 162 MİRZA BALA, Azerbaycan Türk Matbuatı, s. 20. i6-' AKÇURA, Yeni Türk Devletinin Öncüleri, s. 163.

ve Azerbaycan dışında birçok ülkede de okunan ünlü mizah dergisi M olla Nasreddin kadar etkili olam am ıştır.164 D aha sonraları çıkacak olan İkbal, İkdam, A ç ık Söz, Sada-yt K afkaz, Sada, Sada-yı H a k vs. gazeteler Azerbaycan halkınm düşünce hayatını zenginleştiren unsurlar olacaktır.165 1905’ten sonra, matbuattaki gelişmelere paralel olarak eğitim alanında da başanlı çalışmalar yapılmıştır. XX. yüzyıla gelindiğinde eğitim alanmda Azerbaycan’da Türk ahalinin durumu oldukça kötü idi. 1880 yılından sonra Azerbaycan’da ilkokul seviyesinde “Rus-Tatar Mektebi” adıyla birçok okul açılmıştı. Ancak zaman geçtikçe halk bu okullardan, çarlık idaresinin Ruslaştırma siyaseti yürüttüğünü görünce soğudu. Azerbaycan Türkleri çocuklanna milli terbiye verecek okiiilar istiyordu. Millı uyanış hareketleri geiişmiş, siyası ve kültürei kurumlar oluşmuş ve bu kurumlan maddi yardımlan ile besleyen Türk buıjuvazisi ortaya çıkmıştı. Ve ilk olarak Hacı Zeynelabidin Tagiyev Bakü’da “I. Aleksandreyevski” Türk kız jimnazmı açtı.166Azerbaycan’m birçok bölgesinde de yine Türk zenginlerinin destekleriyle bazı eğitim kurum lan oluşmaya başladı. Bu arada birçok öğrenci de Azerbaycan millı buıjuvazisinin burslanyla başka memleketlere eğitim için gönderildi.167 Bütün bu çaba ve çahşmalara rağmen, Rus Hüküm eti’nin Azerbaycan’da Türklere koyduğu yasaklar yüzünden eğitim alanında istenen gelişme sağlanamadı.168 Türklere nispeten Azerbaycan’da yaşayan diğer unsurlann durumu daha iyi idi. Bu durumu Türk aydmlan dile getirerek, Türklerin eğitimi konusunda ciddi çalışmalaryapılmasmı istiyorlardı. Mesela Neriman Nerhrıanov, tlayat gazetesinde yazdığı bir makalede; Ermeni Katoligosunun, Ermeni öğretmenlerinin bir kurultayını yaparak, Ermenilerin kendi dillerinde eğitim yapm alan ve Ermeni mekteplerinin

IMDEVLET, Rusya Türklerinin M illi Mücadele Tarihi, s. 209. 165 1905-1920 yılları arasında Azerbaycan’da Türkçe olarak çıkan gazete ve dergiler hakkında fazla bilgi için bkz.: Solmaz RÜSTEMOVA, Azerbaycan D evri Matbuatı 1875-1990, Bakü 1993; Azerbaycan D evri Matbuatı 1832-1920, Bakü 1987;M İRZA BALA, Azerbaycan Türk Matbuatı. k,6 BAYKARA, Azerbaycan İstikläl M illi Mücadelesi Tarihi, s. 58. 167 Azerbaycan milli burjuvazisinin eğitim alamnda yaptığı çalışmalar hakkmda fazla bilgi için bkz.: TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Burjuvazii, s. 67-139. 168 Ahmet CAFEROĞLU, “Azerbaycan’da M aarif Hareketleri”, Türk Kültürü, sayı 18, (1964), s. 134.

açılması konusunda çalışmalaryapılmasını kararlaştırdıklanm belirttikten sonra, bundan Azerbaycan Türklerinin de ders almalannı ve en kısa zaroanda kendi öz dillerinde mektepler açmalanm, bunun için de bir kurultay toplanarak, Azerbaycan’da milli mekteplerin açılması ve burada öğretmenlerin milletm eğitim seviyesiııi yükseltmek için neleryapabileceklerini tartışmalanmn gerektiğini kaydetmektedir.169 1905 hürriyet ortammda ve özellikle Türkiye ile daha yakın ilişkilere girilmesiyle, Azerbaycan’da eğitim alanında olumlu gelişmeler görülmektedir. 1907’de, Azerbaycan öğretmenlerinin ikinci kurultayı yapıldı. Burada “U sülü Cedit”le, yani yeni usülle eğitim yapılması ve halkın öz dilinde eğitim kurumlannın açılması kararlaştınldı. Bu amaçla eğitim verecek “Saadet” mektebi 1907’de Azerbaycan milli buıjuvazisinin yardımlan ile açıldı. Bunu 1908’de, aynı şekilde eğitim verecek bir başka okulun açılması izledi. Bu arada Azerbaycan Türkleri Türkiye’den eğitim alamnda yardım ıstediler ve 1908 yılmda Türkiye’den gelen öğretmenlerle eğitimde ciddi faaliyetlere başlanıldı. Memleketin çeşitli bölge ve şehirlerinde kurulan “Neşr-i M aarif’, “Necat” ve “Saadet” gibi demekler, yoksul çocukları himaye ederek, geniş halk tabakasına eğitim yaymaya çahştılar.170Bu çalışmalar neticesinde, millı okullarda ve diğer okullarda Azerbaycan Türk çocuklannm sayısı günden güne artmakla beraber, yine de Ermeni ve Gürcülere nispeten azdı. Bununla birlikte Anadolu Türklüğü ile daha yakın ilişkiler kurmak ve millı istikläl duygusunun yoğunlaşmasında eğitim alanında yapılan bu çalışmalann rolü büyük olmuştur. 1905’ten sonra Azerbaycan Türklerinin siyasi yaşamında da önemli gelişmeler oldu. Azerbaycan’da ilk sosyalist parti daha 1904 yılında “Hümmet” adıyla kurulmuştu. Lider kadrosunda M. G. Mavsumov, S. M. Efendiyev, Asadullah Ahundov, Mehmed Emin Resulzade, Mehmet Hasan Hacinski, Abbas Käzımzädc, Azizbekov ve Neriman Nerimanov gibi Azerbaycan ’m iyi eğitim görmüş şahsiyetlerı bulunan “Hümmet”171 sosyalist teşkilatı, Azerbaycan’da kurulan ilk Türk sıyası orgutu olmuştur.172 Sovyet yazarlannın Hümmeti Rus-Sosyal Demokrat Işçı Partısı’nın Bakü teşkilatındaki Türk şubesi olarak göstermelerine karşm 173

1 May'S. I90J6 ’ Nol09; A>T,cabkz-: Neriman NERİMANOV, SeçilmişEserleri, Icrtıp Edcn: Teymur Ahmcdov, Bakü 1985, s. 240-241 170 DEVLET, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi, s. 213-214 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 80-82. ™ BAYKARA, Azerbaycan İstikläl Mücadelesi Tarihi, s. 80. G m n ' L VTarıhme r J r i h fBır ' t TBakış u B°, lTan r Vİk MatbUaÜ’ S- ’ 9;1928, E ‘ ABİD’ Oazetecılıgı Yıldızı, no. 1, Bakü s. 22. “A zerbaycan P ro k ta r

RSDİP ile kişisel ilişkiler dışmda organik bir bağ kesin olarak belirlenememiştir. Güçlü M üslüman -Türk niteliği başlangıcından itibaren Hüm m et’in istikametini tayin etmiş ve onun Rus olan eşitine, R SD İP’ne katılmasını önlemişti. RSDİP ile kişisel ilişkileri olan Hüm m et, m erkeziyetçi ve koyu bir B olşevik hüviyet istikametinde gelişmedi. Hüm m et Partisi gerçekte Azerbaycan istikläline bir yol arayan milliyetçi nitelik taşımaktaydı.174 Hüm m et 1905-1912 yılları arasmda son derece faaldı. Çarlık idaresi ve özellikle Transkafkasya Genel Valisi Vorontsov Daşkov’un baskı politikası neticesinde polis, Hüm m et’in Azerbaycan’ayayılmış birçokhücresini kapatıp, liderlerini göç etmeye mecburbıraktı. NerimanNerim anov ve Efendiyev gibi liderler tutuklandı. M. Emin Resulzäde, İ. M. Abilov ve D. Bünyadzade gibi bazıları ise yüzlerce üyeleriyle birlikte İran’a sürgün edildi. Bu hal karşısmda epeyce zayıflayan Hümmet çok geçm eden teşkilätmı kaybetti.175 Hiç şüphesiz ki, Azerbaycan Türklerini bir m illi ülkü etrafmda toplayan ve ona istiklälin kapısını aralayan en önemli kuruluş M üsavat Partisi olmuştur. Hümm et kapatıldıktan sonra, B akü’da kalabilmiş olan bazı Hümmetçiler, Abbaskulu Kazımzade ve M ihailzade Kerbelay liderliğinde 1912 ’de Müsavat adı altmda bir parti kurdular.176 M üsavat, M ehm et Emin R esulzäde’nin 1913’te, İstanbul’dan B akü’ya dönerek partinin başına geçmesi ile etkili bir teşkilät haline geldi.177 M üsavat partisinin gayesini bildiren beyannäm ede ve program ında, PanTürkçü hislerden çok, Pan-İslämcı hislere hitap ederek, bütün M üslüm anlar

174 SÜNBÜL, Azerbaycan Dosyası I, s. 22-23. 115 SW IETOCHOW SKI, Rus Azerbaycanı, s. 83-84; KAZEMZADEH, The Struggle For Transcaucasia (1917-1921), s. 20; Sebahattin ŞİMŞİR, MehmetEmin Resulzädenin Türkiye ’deki Hayatı, Faahyetleri veDüşünceleri, Ankara 1995, s. 7. 176 M üsavatın teşkili ve kuruluş tarihi hakkmda birbirini tutmayan bilgiler verilmektedir. Bazı yazarlar 1911 ’de parti olarak ortaya çıktığını belirtmelerine karşın, bir kısım yazarlar da 1912 ’de gizli bir teşkilat olarak kurulduğunu yazmaktadırlar. (SW IETOCHOWSKl, Rus Azerbaycanı, s. 107; DEVLET, Rusya Türklerinin Milli M ücadele Tarihi, s. 136; A. BENNİGSEN-C. LEMECİER-XUELQUEJAY, Step'de Ezan Sesleri, (Çeviren: Nezih Uzel), Istanbul 1981, s. 52-53; KAZEMZADEH, The Struggle For Transcaucasia (1917-1921), s. 20; BAYKARA, Azerbaycan İstiklal Mücadelesi Tarihi, s. 202-203; MİRZA BALA, Milli Azerbaycan Hareketi, s. 64. Mehmet Ali Resuloğlu’da M üsavat’m kuruluşu hakkında önemli bilgiler vermektedir. (M ehmet Ali RESULOĞLU, “M üsavat Partisinin Kuruluşu”, M illi Azerbaycan “M üsavat" Halk Partisi Bülteni, sayı 4 (Özel Sayı), 1962, s. 9-14). 177 BAYKARA, Azerbaycan İstikläl Mücadelesi Tarihi, s. 205.

arasındaki birliği gerçekleştirmek fikri ileri sürülmekte178 ise de, ana m aksat Türklerdi. Zaten bir müddet sonra Müsavat milliyetçiliğe, Türkçülüğe kaym ış bulunuyordu. Müsavat, milli, dinı ve sosyal sloganlann bir kanşımı olan tebliğleri ve programı ile gayretini, Türlerin kurtanlması ve hepsınin İstanbul’un himayesinde geniş, yeni bir Müslüman Türk birliği kurma fıkrini yayma üzerinde yoğunlaştırdı. Gerçi Müsavat Azerbaycan’ın müstakil bir devlet olması için çahşm ışsa da, 1910-1914 yıllanndaki şartlar bağımsız Azerbaycan yaratmaya müsait değildi. Bu yüzden, özellikle buıjuvazi ve aydınlar arasında taraftar bulan Müsavat, Çar Hükümeti’ni doğrudan doğruya karşısına almamaya çaba gösterdi. Azerbaycan’da hızla büyüyen parti oldu.179 Başlangıçta; liderlerininHümmetPartisi’nden gelmesi ve Rusya’daki şartlar nedeniyle sosyalizme yakm siyası tarz takip eden Müsavat, I. Dünya Savaşı başlannda Azerbaycan Türklerinin milliyetçilik hislerinin sözcüsü haline gelmiştir. Zamanla gelişen, büyüyen Müsavat Partisi, Azerbaycan’m 1918’de, istiklälini tesis etme mücadelesinde büyük rol oynamıştır.180Bu dönemde hürriyetçi, milliyetçi, istiklälci mahiyette yeni programım ilän etmiştir.181 1905’ten sonra Azerbaycan’da sosyal, siyasi ve kültürel alanlarda yaşanan yukanda genel hatlanyla değinilen bu gelişmeler, bir taraftan Azerbaycan Türkleri arasında millet olma şuurunu geliştirip, bağımsızlık için mücadele azmini artınrken, diğer taraftan Türkiye’ye olan ilgilerini de artırmıştır. Bundan sonra Türkiye’de meydana gelecek her gelişme Azerbaycan’da yankı uyandıracaktır. Özellikle bu çalışmanın temel konusunu teşkil eden Azerbaycan Türklerinin kardeş yardımlan da, Azerbaycan Türklerinde Türkçülük hislerinin oluşması ve Türkiye’ye çok samimi bir muhabbetle duyulan ilginin neticesi olarak ortaya çıkmıştır. Bu scbeple XX. yüzyıl başlannda Azerbaycan Türklerinin Türkiye ile ilişkileri üzerinde dunnak gerekmektedir.

179

IRO INI

SWIETOCHOWSKİ, —- u u ı , Rus /xtvrvuycuni, Azerbaycam, S. s. 107. İ U/. DEVLET, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi s 135 SUNBUL, Azerbaycon

ULZADE' ' f e r t ! r a ” s. 45. Musıva, l '« ı , ı > „

Uudm P M P a n ie ,, Oxford, EnBl„ 4 1,85, Natsıonalnıy Vapros, Moskova, 1930, s. 341-345.

Bakü 1920. için b k z . ,,f l i e

70-79; S DIMANŞTE™ -

B. Azerbaycan Türklerinin XX. Yüzyıl Başlannda Türkiye ile İlişkileri D aha önceleri Osm anlı Devleti topraklarına dahil olan K afkasya Türkleri, tarihı ve coğrafi açıdan kendilerini Türkiye’ye yakın hissediyorlardı. R usya’nın bu muhabbeti yok etm ek için yürüttüğü siyasetlere rağmen, bu durum değişmemişti. A ncak daha önce de üzerinde durulduğu gibi, Rusya Türkleri arasında medenı uyamş hareketlerinin başlaması ve millet olma bilincinin uyanarak Türkçülük akımınm gelişmesi bütün Rusya Türklerinde olduğu gibi, özellikle Azerbaycan Türkleri arasmda da Türkiye’ye olan yakmlığı ve ilgiyi artırmıştı. Bu ilginin sonucu olarak, Rusya’nm kendilerine karşı yürüttüğü siyaseti benim sem eyen Azerbaycanlı Türk aydm lanndan bazılarının fırsat buldukça 19. yüzyılm sonlanndan itibaren Türkiye’ye göç ettikleri görülmektedir. Bunlarm en Önemlilerinden birisi Hüseyinzäde Ali B ey’dir. 1889’da Rusya’yı terkederek, Türkiye’ye gelen H. Ali Bey, burada tahsil hayatına devam edecek ve İttihat ve Terakki’nin ilk kurucuları arasında yer alacaktır.182 II. Abdülham id devrinde siyası alanda olmasa da kültürel alanda gelişen Türkçülük hareketinin savunuculuğunu yapan Hüseyinzäde Ali Bey, 1903’te, Azerbaycan’a geri dönm ek zorunda kalm ıştır.183 A zerbaycan’a döndükten sonra, B akü’da çıkan Hayat Gazetesi ve daha sonra Fuyuzat Dergisinde Türkçülük fıkirlerini yaym aya devam etmiş ve özellikle Osmanlı Türk medeniyetinin tanınması ve sevilmesi için çok çalışmıştır.184 1905 İhtiläli ’nden sonra oluşan hürriyet ortammda, Azerbaycan Türklerinin eğitim ve kültür alanlarmda Türkiye’den yardım istekleri olmuştur. İstanbul’dan getirilen matbaa malzemeleri ile Türk dilinde basım yapan matbaalar kurulurken, daha önce de belirtildiği gibi yeni açılan usül-i cedit okullan için Türkiye’den öğretmenler getirilmiştir.185Yine bu nispi hürriyet havası içerisinde bazı Kafkasya

1,2 Tarık Zafer TLTNAYA, Türkiye'de Siyasi Partileı; İstanbul 1952, s. 108; Ahmet Bedevi KURAN, İnkdäp Tarihimiz ve İttihad ve Terakki, İstanbul 1948, s. 61; Hilmi Ziya ÜLKEN, Türkiye 'de Çağdaş Düşünce Tarihi, İstanbul 1966, s. 425-426; Sina AKŞİN, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, İstanbul 1987, s. 22; Ali Bey HÜSEYİNZADE, “İttihat ve Terakki Nasıl Kuruldu. Ubeydullah Efendi’nin Oynadığı Roller”, Tan, 4-5 Mart 1938. 185 Yusuf AKÇURA, “Hüseyinzade Ali Bey”, Türk Yurdu, cilt VIII, s. 2556. 184 Yusuf AKÇURA, Türkçülük ve Türkçülüğiin Tarihi Gelişimi, İstanbul 1978, s. 186-187. 185 Süleyman Sami Ahundov hatıralarında, 1905 ’ten sonra Türk mekteplerinin açıldığını, Türkçe gazete ve jum alların çıktığını ve Türkçe ders kitaplarmın yazılarak mekteplerde okutulmaya başlandığını belirterek, o günlerde Azerbaycan’da yaşanan gelişmeleri çok güzel anlatmaktadır. (Süleyman Sami Ahundov ’un Hatıraları (E1 Yazması), Azerbaycan Cumhuriyeti E1 Yazmalan Enstitüsü Arşivi, Bakü).

Türkleri Paris’teki İttihat ve Terakki Merkezi ile temasa geçmişlerdir. Kafkasya Türlderinin 26Mart 1906tarihi ilegönderdikleribirmektupta, Ermenilerin saldınlan vuzünaençıkançarpışmalarİarbunİardandoğanyıkımlardan bahsedilerek, kimsesiz kadın ve^çocuklär için yardım istenmiştir.186 Bu m ektuba Dr. B aha Şakir imzasıyTaVerilen cevapta, para yardımı için en çok M ısırlılara ve bu arada ElMüevyed Gazetesiyle Mustafa Kamil Paşa’ya başvurulması öğüdü verilirken, silahtan çok okul, öğretmen ve bilgiye önem verilmesi belirtilmişti.187 Daha sonra 23 Kasım 1906’d a ,“Kafkasya’daM üslüm an Kardeşlerim ize” başlığıyla İttihat ve Terakki’nin Paris merkezinden gönderilen diğer bir mektupta, kuvvete önem verilmesi istenirken, aynca Azerbaycan Türkleri için bir çalışma programı da çizilmişti.188Kafkasya Türklerinin İttihat ve Terakki’den İstanbul Türkçesini öğretecek öğretmenler de istedikleri ve 3 Ocak 1907’de, bu isteğe olumlu cevap verildiği anlaşılmaktadır.189 Azerbaycan Türklerinin Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi vasıtasıyla, 1906-1907 yıllannda Osmanlı Hükümeti ve Padişahı ile ilişkiler kurduğu görülmektedir. Hatta cemiyet bu tarihlerde, cemiyetin üyesi Talibzäde Ahund Yusuf Efendi’ yi İstanbul’a göndermiştir.190 Rusya’da şartlann yavaş yavaş değişmesi, Türkler aleyhine yapılan yeni kanunı düzenlemeler ve Çar Hükümeti’nin baskıcı tedbirleri Azerbaycanlı Türk aydınlannın Türkiye’ye göç etmelerine sebep olmustur. Bunlar arasmda Ahmet Ağaoğlu, HüseyinzädeXliBeyrŞaırMehmet Hadi, Gazeteci Karabekov Karabayey^ Yusufbckov gibi şahsiyetler bulunmakta idi. Daha sonralan bu kervana Mehmed EminResulzädedekatılmıştı.191 Özellikle 1908’densonraT ürkiye’de yönetime hakim olmaya başlayan İttihat ve Terakki’nin Türkçülere İstanbul’da serbest çalışma imkänı tanıyan siyaseti bunda etkili olmuştur. R usya’dan göçen

6 Hikmet BAYUR, Türk İnkıläp Tarihi, cilt I, K. I, Ankara, 1983, s. 341. 7 BAYUR, Türk Inkıläp Tarihi, cilt I, K. 1, s. 342, IKA ı * BAYUR, Tiirk İnkıläp Tarihi, cilt I, K. I, s. 342-344. 9 BAYUR, Türklnkıläp Tarihi, cilt I, K. 1, s. 350

Türklerin tesiriyle daha önceleri Osmanlı D evleti’nde belirgin bir şekil almamış olan Türkçülük akım ı, şimdi çeşitli dem ekler ve kulüpler halinde örgütleniyor, basının ve giderek artan oranda hükümetin desteğinden güç alarak, siyasi bir m ahiyet kazanıyordu. Bu fıkrin Osmanlı D evleti’ndeki en önde gelen düşünürü olan Ziya Gökalp’in “Türkleşmek, İslämlaşmak ve M uassırlaşmak” olarak belirlediği düsturlar, Türkçülerin temel düsturlan haline geliyor ve Türkçülerin ideali olarak “Turan” gösteriliyordu. Bir kısım Türkçüler “Turan”da yaşayan Türklerin, Türkiye’nin önderliğinde, dil ve din bağları ve Avrupa uygarlığv çerçevesinde birleşeceklerini iddia ediyorlardı.192Turan’m uzak bir ideal olmasma karşın, Ziya Gökalp kısa vadede Türkçülüğün hedefıni şu şekilde açıklıyordu:193 “Bugün harsça birleşm esi kolay olan Türkler, bilhassa Oğuz Türkleri, yani Türkmenlerdir. Türkiye Türkleri gibi Azerbaycan, İran ve Harzem ülkelerinin Türkmenleri de Oğuz uyruğuna mensupturlar. Binaenaleyh, Türkçülükteki yakın mefküremiz Oğuz ittihadı, ya da Türkmen ittihadı olmalıdır. Bu ittihaddan maksat nedir? Siyası bir ittihad mı? Şimdilik hayır, istikbäl hakkm da bugünden hüküm veremeyiz. Fakat bugünkü mefkuremiz, Oğuzlann yalmzca harsça birleşmesidir.” Böylece Türkçülük yeni bir boyut kazanmıştı: Oğuzculuk. Bu bakış tüm Azerbaycanlılan Osmanlı Türklerinin en yakınlan, dolayısıyla özel bir ilgi alam haline getiriyordu.194 Nitekim Rus baskısından kaçarak İstanbul’a gelen Azerbaycanlı Türk aydınları, İstanbul’daki Türkçülük faaliyetlerinde önemli rol oynamışlardı. 1908’de Rusya’dan gelen Türk avdınlannm öncülüğiinde “Türk D em eği” kuruldu.195Azerbaycan Türklerinden Hüseyinzäde Ali Bey ve Ahmet Ağaoğlu demeğin üyeleri arasındayer aldılar.196Bazılan siyası hayatta ve yönetim içinde belirli mevkilere geldiler. 191 l ’de Hüseyinzäde Ali Bey, Gaspralı İsmail Bey ile birlikte İttihat ve Terakki Merkezine seçildiler. Ahmet Ağaoğlu İstanbul eğitim müfettişliğine atandı.197 Hüseyinzade Ali Bey ve Ahmet Ağaoğlu, 31 Ağustos 1911 ’de kurulan “Türk Yurdu Cemiyeti”nin kuruculan arasında bulunmakta idiler.198 Bu cemiyetin

187 1

Daha sonra Bakü M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi’nin Türkiye ile ilk ilişkileri b aşlığı altında ^bu konulara değımleceğmden, burada fazla tafsilata girilmemiştir.

IÜnEhR^ UİZ! de Ön,°e ' ran’a SÜrgÜn edilmişti-Bir süre ^urada kalan Resulzäde, Rus Sefareti’nin ta 7 vikinHmeJ ^ ^askılar sonucu, buradan ayrılmak zorunda kalm ış ve Rus Lr n u 1Çm lstanbul’a gdm İŞtİr' (M ehm ed E m in R E S U L Z A D E , “ İhtiläl Hatıraları ,D unya , 1 Hazıran 1954,Tefrikano. 11.)

192 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 104. 'I>3 Ziya GÖKALP, Türkçülüğün Esasları, İstanbul 1976, s. 62. 194 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 105. 195 Türk Demeği, 25 Aralık 1908’de, İstanbul’da kurulmuştıır. Fazla bilgi için bkz.: SARINAY, Tiirk Milliyetçiliğinin Tarihi Gelişimi ve Türk Ocakları, s. 94. 1,6 SARINAY, Türk Miliiyetçiliğinin Tarihi Gelişimi ve Türk Ocakları, s. 95. 197 SWIETOCHOWSKLÄMS/izeröayca/H, s. 103; DEVLET, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi, s. 154. 1,8 Cemiyetin kuruluşu ve kuruculan için bkz.: AKÇURA, Yeni Tiirk Devleti 'nin Öncüleri, s. 192.

en büyük hizmeti daha sonra Türk Ocaklannın yaym organı haline gelecek olan Türk Yurdu Dergisım çıkarmasıdır ki, bu dergi Türk milliyetçiliği fıkrinin oluşturulması, sistemleştirilmesi ve yaygınlık kazanmasında çok önemli bir rol oynayacaktır.199 Yusuf Akçuraoğlu’nun büyük gayretleriyle çıkarılan bu dergiye Ahmet Ağaoğlu’nun katkılan büyük olmuştur.200 Yine Ahmet A ğaoğlu’nun “Türk Ocaklan” açılışında büyük rolü olmuştur.201 Ahmet Ağaoğlu ve Hüseyinzäde Ali Bey, bu şekilde Osmanlı siyasi hayatı içerisine girerlerken, diğer Azerbaycanlılarmemleketlerine dönmüşlerdir. Bunlaruı ülkelerine dönmeleri özellikle Bakü basınmda kendisini göstermiştir. XX. yüzyıl başlarında, bazı sapmalara rağmen, genelde Azerbaycan Türk aydınmın Türkçülük düşüncesine bağlandıklan, hatta her türlü milliyetçiliğe şüpheyle bakan, Osmanlı ’ ya karşı Şiı önyargılanndan hareketle tavır alan tutucular dahı, Trablusgarp ve Balkan savaşlanyla Avnıpa saldınlanna maruz kalmış olan Osmanlılan artık dinı bir dayamşma içerisinde değerlendiriyorlardı.202Özellikle esareti altmda yaşadıklan Rusya’mn Balkan Savaşlan esnasında, Pan-Slavist siyasetini daha bariz bir şekilde ortaya koyması, Azerbaycan Türklerinin Türkiye’ye olan ilgilerine ivme kazandıran etken olmuştur. Artıkbu tarihten sonra Türkiye’de meydana gelecek her olay Azerbaycan’da yankı bulacaktır.

Bugünlerde Rusya bir taraftan Balkanlardaki bu pan-slavist siyasetini sürdürürken, diğer taraftan da Rusya içerisinde yeni Balkan devletlerine yardım toplanması için memurlannı ülkenin her tarafına gönderiyordu. Rusya’da yaşayan Rus, Ermeni, Rum halkmdan maddı yardımlar toplanmasınm yanmda,204bu halklardan toplanan gönüllüler Sırp ve Bulgar ordularına yardım için sevk ediliyordu. Hatta Rus ordusundan bazı gönüllü askerlere sivil kıyafetler giydirilerek, gönüllüler gibi Balkanlara gönderiliyorlardı. Sırp ve Bulgar Ordusuna binlerce Rus gönüllü yazıldı.205 Rusya basını da bu dönemde pan-slavist propagandaya yönelmişti. Rusya’daki doğrudan doğruya Türk alemini hedef alan pan-slavist propagandalar, o derece vahim bir seviyeye ulaşmıştı ki, Rus yazarlardan biri Balkanlara gidecek “Salib-i A hm er H eyeti”ne hitaben kaleme aldığı bir makalede, “B ir Slav, bir Hristiyan varken, Türk yaralısına bakm ayınız” diye yazıyordu.206 B alkan savaşları esnasmda, R usya’nın takmdığı bu tavır ve Balkanlardan gelen facia haberleri, R usya’da yaşayan bütün Türkleri üzüntüye boğarken,207 onlarda bir süredir oluşm aya başlayan millı hisleri kuw etlendirici rol oynamış, Türkçülük akımının daha fazla aktiflik kazanm asına sebep olmuştur.

Rusya’nm ve Rus basmmın Türkleri hedef alan bu yaklaşımlarına ilk tepkiler C. Azerbaycan Türklerinin Trablusgarp ve Balkan Savaşları Müna- M oskova’da okuyan Türk talebeler tarafından geldi. B ir kısım Türk öğrenciler Kazanlı Beybekof adında birinin evinde toplanarak, Rus gazetelerine özet olarak sebetiyle Türkiye’ye Yaptıkları İlk Yardımlar aşağıdaki yazıyı gönderdiler:208 Türkiye 1908 sonrası iç siyası çekişmelerle çalkalandığı esnada, bunu fırsat bilen İtalyanlar, Osmanlı Devleti ’nin Afrika kıtasında kalan son topraklan olan Trablusgarb’ı ele geçirmek için harekete geçerken, diğer taraftan bir müddet sonra, başta Rusya olmak üzere büyük devletlerin kışkırtmalanyla Balkan devletleri birleşerek Osmanl ı Devleti ’ne savaş açmışlardır. Rusya’nın pan-slavizm politikası ile Balkanlardakı Slavlan bırleştirerek, Osmanlı Devleti’ne karşı kullandığı 1912-1913yıllanarasında ccreyan eden bu savaşlar da Osmanlı Devleti çok zor durumlara düştüğü gibi, bölgede yaşayan Müslüman Türk ahali çok acılı günler geçirmişlerdir.203

Z

A K r n a l’ T^ i Gelişimi ve Türk Ocaklan, s. 112. AK(, UKA, Yenı Turk Devleti’nin Oncüleri s 192

™ a CS S " msn

»1^:SARmAy.«

SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 106. bkZ': B alkm HarU (19I2-I 9 I V . I. cilt, Gn. Kur. is m e G Ö R G ü S O n m T l J ” 2 ! AYUR’ T ü rk l^ ä bl Tarihi, cilt II, A nkara 1983; JKOULU’ 0 n Harbın Kadrosu 1912-1922, Ankara 1993 s 9-46

“Devletler muharebe halindedirler. Bunlarm kimsesiz ve düşkün olanlarma yardım yapm ak gerekiyor. Bu hayır işlerine İsläm lar da iştirak etmektedirler. Bahusus 1905 ’de Rus-Japon muharebesinde teb’ası bulunduğumuz Çarlık Hükümeti’ne maddi yardımlarda bulunduk. Şimdi bu yazılar bizim milli hislerimizi rencide etmektedir. Din ve m illiyet farkı gözetilmeden yardımm yapılması şarttır.” M oskova’daki Türk öğrencilerinin bu tepkileri, pan-slavist Rus basınını kızdırmış ve Rus gazeteciler hükümetten bunlann cezalandmlmasmı talep etmişlerdir. 204 Fahrettin ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, İstanbul 1954, s. 46. 205Mehmet Emin RESULZADE, Azerbaycan Cumhuriyeti Keyfıyet-i Teşekkülü ve Şimdiki Vaziyeti, İstanbul, 1339-1341, s. 32; KURAT, Rusya Tarihi, s. 409 206 RESULZADE, Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 33. 207 Türk Yurdu, cilt III, (1329) s. 96. 208 Mecit HAŞİMOĞLU, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ve Oltu Milli İsläm Komitesi”, Tarih Yolunda Erzurum, sayı 2, (1 M art'19 19), s. 13.

Nitekim Rus üniversitelerinde okuyan Azerbaycanlı talebelerin K iev’de yapm ış olduklan bir toplantıda, bazı öğrenciler tutuklanmıştı.209 Ancak, R usya’da yaşayan Türklerin Rus Hükümeti’nin bu düşmanca tavnna tepkileri büyük olmuş, Kırım, Kazan, Azerbaycan ve Türkistan’ın her tarafından R usya’nm uyguladığı bu çifte standartlı politikaya karşı sesler yükselmeye başlamıştır. Çar Hükümeti bu tepkilere fazla dayanamayarak, Kızılhaç’a yardım yapıldığı gibi, “Hiläl-ı A hm er (Kızılay)”e de yardım yapılmasına izin vermek zorunda kalm ıştır.210 B unun üzerine R usya’nın her tarafmda yaşayan M üslüm an ve Türkler, Balkan savaşlannda zor duruma düşen kardeşlerine yardım yapabilm ek için büyük bir çalışm aya girişmişlerdir. Toplanan maddı yardım lann yanında, birçok gönüllü Türk, Türk ordusunda savaşmak için Türkiye’ye giderken, genç kız ve kadm lar H iläl-ı A h m er’e müracaat ederek hemşire olmuşlardır.211 Balkan savaşlarında R usya’nın Türklük ve Müslümanlık aleyhinde vaziyet alması, her taraftan ziyade Azerbaycan Türkleri üzerinde etkili oldu. Hatta bu durum Azerbaycan liberallerini dahı, Rus liberallerinden tamamen ayınp, inkıläpçı milliyetçilere iltihak ettirmişti.2121911 ’de kurularak, bu günlerde teşkilätını geliştirm eye çalışan M üsavat Partisi, Balkan Savaşı esnasmda bir beyannäme yayınlayarak, milleti uyandırmaya ve Türkiye’ye yardıma davet ediyordu. İstanbul’da çıkan “Sebilülreşad” dergisinde dahı yayınlanan bu beyannamede şöyle yazılıyordu:213

209 KESULZhDE,Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 32; MİRZABALA,MilliAzerbaycanHareketi, s. 63. 210 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 46; DEVLET, Rusya Türklerinin Milli M ücadele Tarihi, s. 153. 2" “İmparatorlukHaricindekiTürklerinOsmanlılaraYardımları”, TürkYurdu, III, (1329), s. 159. 212 MİRZA BALA, MilliÄzerbaycan Hareketi, s. 64; SWIETOCT İOWSKI, RıısAzerbaycam, s. 108. 213 Sebilülreşad, IX/38-320, (1328) s. 226; MİRZA-BALA; Milli Azerbaycan Hareketi.s. 66-67. M ehm et AIi Resuloğlu bu beyänname hakkında şunları anlatmaktadır: “Balkan Harbi başlayınca Kafkasya Müslümanlar arasında büyük bir heyecan belirdi. Balkan harbi münasebetiyle bir beyänname hazırlandı. Bu beyännäme Oruç Oğullarınm matbaasında sahiplerinden habersiz, arkadaşımız Seyyit Hüseyin’in yardımı ve partimize mensup olan mürettiplerin el birliği ile bir gecede basıldı. Bu beyännämenin Kafkasya Müslümanlarımn merkezi sayılan B akü’de dağıtılmasını istemiyorduk. Abbas Bey bu beyannämeleri alarak T iflis’e gitti. Orada bunları posta kutularına atarak birgün sonra da geri döndü. Bu beyannäme Kafkasya Müslümanları arasında büyük bir heyecan yarattığı gibi, Çar polisini de büyük bir telaşa düşürmüştü. Beyannämede Türkiye’ye her türlü yardımda bulunulması fıkri ileri sürülüyor ve yardım edilmesi isteniliyordu. Bahis konusu beyannäme, arkadaşımız YusufZiya tarafından Istanbul’a götürüldü. Sebilürreşad Mecmuası bu beyannämeyi aynen neşrederek Kafkasya Müslümanlarının Türkiye’ye karşı gösterdikleri ilgiden dolayı memnuniyetini beyän yollu satırlar yazdı. (M ehmet Ali RESULOĞLU, “M üsavat Partisinin Kuruluşu”, s. 10-11).

“Bugün sahnei alemde bilcümle milel ve akvamın enzari tahkir ve istihzası altında İsläm alemi, faciai eliminin son perdei dilhüreşini, gamü ekdari bınihaye ile bitirmek üzredir. Bu vakta kadar kendilerini mütemeddin addeden Avrupalılar, İsläm aleminin cemı äzasını eziyor ve hergüna tahkirden çekinmi-yorlardı. Ümidvaridiler ki, Älemi İsläm’ın kalbi menzilesinde olan Hilafeti Osmaniye, nahoş (hasta) insan gibi bu kadar darbelerden sonra çar ve naçar devam edemeyip mahv ve nabüd olacaktır. Lakin ilanı meşmtiyetten sonra, onlar kendilerinin yamlmış olduklanm, Hilafeti Osmaniyenin yeniden kuwetlendiğini görerek dehşete geldiler. Ve Älemi İsläm’m gitgide terakki edeceğini yakin ettiler. Hayalı batillerine göre Müslümanlara reva gördükleri ezä, cefa ve hiyanetlerin cezasını tadacaklannı düşündüler. Ona göre Trablus, Bosna-Hersek, şimdi de Balkan meselesini çıkanb her taraftan toplar, tüfenkler, bombalar, hançer ve nizalannı alarak älemi İsläm ’ın kalbine sapladılar. Onu parçalamak ve temamile päyımal ve müzmehil etmek istiyorlar. “Dindaşlar! Biliniz ve agäh olunuz ki, yegäne üm idimiz ve çarei necatımız Türkiye’nin istikläl ve terakkisindedir. Eğer biz şimdi de kendimizin ew elki hissizliğimizden vazgeçmezsek, dünyanın gözü önünde hak, İsläm iyet ve milletimizi kaybedib ağyare ecir, täbi, adeta esir olacağım ız şek ve şüpheden aridir. “Cemi älem biliyorki, bu muharebeyi Hiläfeti İslämiye’ye malik olanTürkiye’ ye açan Balkan’m küçük ve ufak hüküm etleri değildir. Zira şir ne kadar zayıf olsa da çakallar ve tilkiler ona yakın gelmeğe cü r’et edemezler. Bu işleri işleyen, İslämiyet ve insaniyet düşmanı ve “jandarm ı älem” Iakabı ile m uläkkeb olan şimal ayısı Rusya hükümeti m üstebidesidir ki, her gün levazımi sıhhıye, etibba, ianeler ve gönüllü adı ile bölük bölük nizam iler (askerler) gönderiyor”. Müsavat imzasmı taşıyan ve M üslümanları Türkiye’ye yardım a davet eden bu beyannäme K afkasya’nın her tarafm a yayılm ıştı.214 Gerek M üsavat’m beyannämesi ve gerekse Balkanlardan gelen acılı haberler Azerbaycan Türklerinde büyük tesir bırakmıştı. Bunun üzerine Azerbaycan Türkleri Balkanlarda savaşan kardeşlerine ve zor durumda kalan bölge ahalisine yardım etm ek için çalışmalara başladılar. Bakulü Türk zenginler bu amaçla Bakü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi binasında bir toplantı yaptılar. Bu toplantıda, başta B akü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin idarecileri olmak üzere, herkesin

2,4 M İRZA -B A LA , M illi Azerbaycan Hareketi, s. 67.

durumuna göre yardımlarda bulunması kabul edilerek, bazı hissi kararlar da alınmıştı. Fahrettin Erdoğan hatıralannda, bu konuda şunlan yazm aktadır:215 “Baku’da Cemiyet-i Hayriye’nin toplanma yeri olan İsmailiye binasma biriken Bakü milyonerlerinden TagiyofHacı Zeynel Abidin Efendi, listenin başında olarak yanm milyon altın para vermişti. Diğerleri de zenginler 100.000 den eksik olmamak şartıyla, herkes kudreti nisbetinde iane yanşma katılmıştı. Para işi tamamlandıktan sonra bu cem iyet binasm da bir de karar verildi. Şöyle ki, Türkler bu harpten kurtuluncaya kadar, kızlar ve gençler evlenmeyecekler, hiç bir Türk sinema ve tiyatrolara gitm eyecek, evlerde de ahenk olmayacaktır. Erkeklerden hiç kim se traş olmayacaktır. Millı heyecanın ifadesi olan bu kararaı harfiyyen tatbik edildiğini gören (Türkiye’nin) Bakü Baş Konsolosu Ali Kemal Bey, günde iki defa traş olup, tuvalet yaptığı halde, bu karara uyarak sakal bıraktı.” Azerbaycanlı kadınlar da boş durmuyordu. Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Şemsi Esadullayev ve Ali Merdan Topçubaşov’un hanımlan, kulaklanndaki halis zümrüt, yakut ve mavi pırlanta küpelerini, boyunlanndaki takılannı çıkararak, konsolos Ali Kemal Bey’e teslim etmişlerdi. Orta halli Türk kadınlan da durum lanna göre çeşitli yardımlarda bulunmuşlardır.216 Yine Azerbaycan zenginlerinden Murtaza M uhtarov’un hanım ı da Hiläl-i Ahm er’e oldukça fazla para yardımı yapmıştır.217 Bugünlerde Azerbaycan Türklerinin Türkiye’deki kardeşlerine yardım için nasıl bir hissiyat içerisinde olduklarmı çok iyi gösteren bir olayı, Fahrettin Erdoğan şöyle anlatm aktadır:218

215 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralanm, s. 47-48. Hacı Zeynelabidin Tagiyev ve diğer Türk zenginlerinin bu yardımlarını duyan B akü’nün Rus Valisi, Hacı Zeynelabidin Tagiyev’i makarama çağırarak, “Hacı Türklere yardım mı ediyorsun? Yarım milyon lira verdiğini haber aldım” diyor. Hacı cevap olarak, “Ben Türklere değil Hiläl-ı Ahmer (Kızılay)’a yardım ediyorum, sizin başınıza böyle bir felaket gelecek olursa bir milyon yardımda bulunacağım” diyor. Vali, “Hacı bizim başımıza da mı böyle bir harp felaketinin gelmesine dua ediyorsun” diyor. Hacı, “Hayır, sözümü yanlış anlamayın, siz ianeden bahsettiniz, ben de eğer sizin başınıza da böyle bir hal gelirse iki katlı yardım edeceğimi söyledim” diyor (ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralanm, s. 48-49). 2,6 ERDOĞAN, TürkEllerinde Hatıralarım, s. 48; MİRZA BALA, M illi Azerbaycan Hareketi, s. 63. 217 Türkiye Kızüay Derneği Arşivi (Etimesgut Merkez Deposu), sıra no. 43, sahife no. 70. 218 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 48.

“Türk Konsolosluğu yedi katlı ve üstünde Ayyıldızlı şanlı bayrağı dalgalanan bir binaydı. Bir cuma günü akşamın alaca karanlığı vaktinde kapı çalındı. Konsolos Ali Kemal Bey dışarı çıktı, karşısında gözlerini dünyaya kapam ış, ämä, sakallı, ihtiyar bir adam gördü. “Ne istiyorsunuz? diye sordu. İhtiyar, “siz kimsiniz” diye suali ona çevirdi. Kendisinin Türk konsolosu Ali Kemal olduğunu söyleyen Ali Kemal Bey, ihtiyann şu sözü ile karşılaştı. “Uzat elini bana” , Ali Kemal Bey elini ihtiyann eline verdi. İhtiyar bir besm ele çekerek Ali Kemal B ey’in avucuna bir miktar para koydu ve şöyle dedi: “ Ben yedi nüfuslu bir ailenin reisiyim, bu ihtiyar halimle bir iş tutamadığım için, köşe başlarmda el açıyorum, haftada kazancımın en verimli günü Cuma günleri Cam i kapısmda geçen gündür. Türk kardeşlerimin başından bu afet geçinceye kadar, iane olarak her Cum a günü topladığım paralan size getirip teslim edeceğim. Kudretim buna yetiyor, deyip Ali Kemal Bey’in elini öpmek isteyen bu asil ruhlu Türk ihtiyannın karşısmda gözleri doldu.” Bakü’daki Türk Konsolosluğu binasımn önünde “Hiläl-i Ahm er”e yardımda bulunmak için Azerbaycan halkı m ahşeri bir kalabahk halinde toplanıyordu. Bu heyecandan ürken Rus Çar H üküm eti, Türk Konsolosluğu’nu kapattı.219 Bakü M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi yardım toplam a işine öncülük ettiği gibi, yardımlann cemiyetin binasmda toplanıp, İstanbul’a, Hiläl-i A hm er’e gönderilmesini de sağlıyordu. Yalnız Azerbaycan’dan toplanan yardımlar değil, Türkistan’dan ve K afkasya’nm her tarafında yapılan yardım lar Cem iyet-i Hayriye’de toplamyor ve buradan Hiläl-i A hm er’e gönderiliyordu.220 Azerbaycan’da toplanan bu maddı yardım ların dışında, genç öğretmenler ve birçok Türk öğrenci derslerini ve okullarını bırakarak, Balkanlar da savaşan Türk ordusuna katılmak için gönüllü olarak gitmişlerdir.221 Bakü milyonerlerinden Esadullah Ali bir grupla Balkan Harbine iştirak etmiş ve subaylık rütbesi almıştı. Din hocalarmdan Ahmed Talibzade Y usuf ve arkadaşlan da Balkan Harbine gönüllü gitmişlerdir.222 Bu savaş esnasmda Azerbaycan’dan Türkiye’ye gönüllüler

219 Mehmet AIi RESULOĞLU, “Müsavat Partisinin Kuruluşu”, s. 11. 220 S. Esin DAYI, Elviye-i Seläse (Kars, Ardahan, Batum) 'de Milli Teşkilatlanma, (Basılmamış Doktora Tezi), Erzurum, 1991, s. 23. 221 MİRZA-BALA, M illi Azerbaycan Hareketi, s. 63-64. 222 M ehm et Sadık ARAN, “Kardaş Kömeği", Ergenekon Yolu, sayı 1,(1 Temmuz 1951), s. 6-7. Bu makale kiril harflerine çevrilerek Azerbaycan ’da da yaymlanmıştır. (Edebiyat ve Incesenet Gazetesi, (Bakü) 2 Ekim 1993.)

akm etmiş, hatta İstanbul’da, gelen bu gönüllülerden “Kafkas Gönüllü K ıtası” oluşturulmuştur.223 A zerbaycan’dan gelen gönüllüler içerisinde Azerbaycan’ın büyük Türk şairlerinden Ahm ed Cevad’da bulunuyordu. Ahmed Cevad, Azerbayca n ’ın kläsik edip şairi ve pedagogu olan arkadaşı Abdullah Saik’le birlikte, Baikan savaşlarında Türk kardeşleriyle birlikte om uz omuza savaşmış ve daha sonra A zerbaycan’a geri dönmüştür.224 Bu savaşlar esnasmda Türkiye’de bulunan Hüseyinzäde Ali B ey’de çeşitli hastanelerde doktor olarak çalışarak, cephede yaralanan Türk askerlerine tıbbl yardımda bulunm uştur.22S

yaptıklan, yukanda belirtilen yardımlarla kıyaslanamayacak derecede büyük yardımlarda bulunmuşlardır. Yapılacak bu yardım larda slogan “Kardaş Köm eği” olacaktır. Bu yardımlara geçmeden önce, konulann daha iyi anlaşılması için, yapılacak yardımlarda öncü ve örgütleyici rol oynayan ve yaptığı çalışmalarla Anadolu Türk halkınm gönlünde taht kuran “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesf’nin kuruluşu, kuruculan, ilk faaliyetleri ve I. Dünya Savaşı esnasında “Kardaş Kömeği” fıkrinin ortaya çıkması üzerinde durmak gerekir. D. Baku Müslüman C em iyet-i Hayriyesi

Balkan savaşları sona erdikten sonra da, Balkan savaşlarmm yaralarını sarm ak için Azerbaycan T ürkleri’nin yardımları devam etmiştir. Bu savaşlarda yetim kalan Türk çocuklan için Edim e’de inşa olunan “Dar ül-eytam”a Azerbaycanlı zenginlerden ve Bakıı Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi idarecilerinden Hacı Zeynelabidin Tagiyev ve A ğa M usa Nakiyev, Şubat 1914’te, herbiri beşer bin ruble olmak üzere, toplam onbin ruble yardımda bulunmuşlardır.226 Ayrıca Hacı Zeynelabidin Tagiyev Edim e’deki Selimiye Cam i’ye konulmak üzere, kendi tarafmdan hazırlattırılan “Keşfül H akaik” adlı Kurän-ı Kerim tefsirini de yukarıda belirtilen maddı yardım ı ile birlikte İstanbul’a göndermiştir.227 Görüldüğü gibi, Balkan savaşları esnasmda Azerbaycan Türkleri ellerinden gelen her türlü yardım ı yapmak için birbirleriyje yanşmışlardır. Bakü Müslüman Cem iyet-i Hayriyesi de bu işte önemli rol oynamıştır. Böylece XIX. yüzyıhn sonlanndan itibaren Azerbaycan’da gelişmekte olan “Türkçülük Hareketi”, Balkan savaşlan esnasmda Türkiye’ye yapılan bu kardeş yardımlan ile ilk meyvelerini vermiş ve daha sonra I. Dünya Savaşı esnasında oluşacak olan “Kardaş Kömeği (Kardeş Yardımı)” fikrinm ve yapılacak yardımların da temelini oluşturmuştur. Elbetteki, I. D ünya Savaşı esnasında Azerbaycan Türkleri, Balkan Savaşlarında

223Bu gönüllüler kıtası içerisinde yalnız Azerbaycan Türkleri değil, Kafkasya’nın heryerinden ve Elviye-i Seläse den gelenler de bulunmaktaydı. Enver Paşa’nın himayesi altında kurulan. dört taburluk Alayın kumandanı Süleyman Askeri Bey olup, Kafkas Tabur Kumandanı Cihangiroğlu İbrahim Bey idi. Daha sonra kardeşi Hasan Bey’in de kendisine katılmasıyla birlikte, Bulgarlara karşı savaşmışlardır. Hatta İbrahim Bey, Edim e’ye ilk giren kuvvetlcr arasında yer almıştır. (Cihangiroğlu İbrahim B ey'in Haltercümesi, s. 26). 224 BAYKARA, Azerbaycan İstikläl Mücadelesi Tarihi, s. 192-193. 225Ali HaydarBAYAT, "Azerbaycan ’ın YığitEvladı" A IiB ey Hüseyinzade (Prof. Dr. Hüseyinzade A li Turan) ve Türkiye ’de Yaymladığı Eserleri, İstanbul 1992, s. 25. 226 BOA, Dahiliye Nezareti Kalemi Mahsus Müdüriycti, 1332, K. 13, Dosyano. 17,Vesikano. 7. 227 BOA, Dahiliye Nezareti Kalemi Mahsus Müdüriyeti, 1332, K. 13, Dosya no. 17, Vesika no. 7.

1- Bakü Müslüman C em iyet-i H ayriyesi’nin Kuruluşu ve Amacı XIX. yüzyılm ikinci yansında A zerbaycan’da yaşayan birçok millet hayır cemiyetleri kurmuşlardı. Ancak, Azerbaycan Türklerine ait bir hayır cemiyeti ise bulunmamakta idi. Mesela, Ermeni Hayriye Cemiyeti Azerbaycan da muhtaç Ermenilere el uzatıp, yetim çocuklara barm m a ve eğitim im känlan sağlarken, muhtaç, kimsesiz Türklerin yardım m a koşacak, Türklere ait bir cemiyet yoktu. Bu durum Azerbaycan Türk aydınlarım oldukça üzm ekte idi. Bunun üzerine eğitimci, sosyolog ve Azerbaycan’da ilk Türkçe gazetenin kurucusu olan Hasan Bey Zerdabi, 1870’li yıllarda, Türklere ait bir hayır cemiyeti kurmak için girişimlerde bulundu. Onun bu işe girerken asıl maksadı fakir öğrencileri barındırmaktı. Kuracağı hayır cemiyetinin tüzüğünü hazırlayıp, Rus idarecilere tasdik ettirdikten sonra, Bakü zenginlerini Kadı M olla Cevat A hund’un evinde toplantıya çağıran Hasan Bey Zerdabi, onlara kuracağı cemiyetin tüzüğünü okuyarak, böyle bir cemiyetin gerekliliğine onlan inandırmaya çalışmıştır. Ancak bu girişiminden beklediği sonucu alamamıştır. Hasan Bey bu başansızlıktan yılmayarak, 1872 yılında, yaz tatilinden istifade ederek, bütün K afkasya’yı dolaşarak, kuracağı hayır cemiyetine üye ve inane toplamıştır.228 Bu çabalar sonucunda gelen yardımlarla fakir çocuklan banndırmak, onlann eğitimlerine yardımcı olmak için bir hayır cemiyeti vücuda getirmiştir. Bir süre sonra bu cemiyete yardımlar azahnca, Hasan Bey cemiyet-i hayriyeyi kapatm ak zorunda kalm ıştır.229

228 Azerbaycan Matbuatının 50 Yıllığı, Ekinci (1875-1925), Komünist Gazetesi Neşriyatından, B akü 1926, s. 25-26. 229 Azerbaycan Matbuatınm 50 Yıllığı, s. 26; BAYKARA, Azerbaycan 'da Yenileşme Hareketleri, s. 136-137.

Hasan B ey’in bu başansız girişiminden sonra, 1896 yılında Kerbelayı M irza Ağa, Yusuf H anov ve Sefer Ali Bey Vekilov, yine bir hayır cemiyeti kurm ak için 2500 kişinin imzalamış olduğu bir anzayı hükümet dairesine vererek, izin istediler. Fakat bu istekleri Rus idareciler tarafmdan olumlu karşılanmayarak, reddedildi.230 1905 hüm yet ortamı Azerbaycan’da kültürel, sosyal ve siyası alanda önemli gelişmelere sebep oldu. Özellikle matbuat sahasmdaki gelişmeler, diğer sahalan da etkiledi. Azerbaycan’da çıkan Türkçe gazeteler, sütünlannda diğer milletlerde olduğu gibi, Müslümanlar içinde bir hayır cemiyeti kurulması ve eğitim cemiyetleri oluşturulması konulannı sık sık vurgulamayabaşladılar.231Diğer yandan 1905 yılında, daha önce de belirtildiği gibi Ermeni-Türk çatışması başlamış, Kafkasya Genel Valisi ve diğer Rus idarecilerin göz yumması, destek ve kışkırtmalanyla Azerbaycan ’m birçok bölgesinde Ermeniler savunmasız Müslüman halkı kırmaya başlamış, binlerce aile evini, barkmı bırakıp kaçm ak zorunda kalırken, binlerce çocuk da yetim kalmıştır. Rus idarecilerinin kayıtsız kaldığı bu durum Azerbaycan Türk aydmlanm ve zenginlerini oldukça rahatsız etmişti. Bunun üzerine bunlara yardım yapabilmek için Azerbaycanlı Türk aydınlar, imkänlan dahilinde halkına yardım etmek isteyen zenginler bir hayriye cemiyeti kurmak karannı verdiler. Ve 1905yılısonbahannda 1800im zahbirarizaile Kafkasya Genel Valiliği’ne müracaat ederek, hayriye cemiyeti açmak için izin istediler. Bu istek hükümet tarafından olumlu karşılandı232 ve Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Nizamnämesi 10 Ekim 1905 tarihinde, Kafkasya Valisi Vorontsov Daşkov tarafindan tasdik edildi.233Görüldüğü gibi, Azerbaycan Türklerinin sebatlı mücadelesi sonunda semeresini vermişti. Bu tasdikten sonra çalışmalar hızlandınlarak, Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in de büyük maddı yardımlarıyla, Kafkasya’da ilk M üslüman cemiyeti olan “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi” 15 Kasım 1905’teresm enkurularakçalışm alannabaşlam ıştır.234 M ehmed Emin Resulzade, Cemiyet-i Hayriye’nin kuruluşundan 10 yıl sonra, yani 1915 yılında, A ç ık Söz gazetesinde cemiyetin kuruluşu hakkmda şunları yazmıştır:235

230 Basiret (Bakü), 17 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 65. 231 MİRZA BALA, Milli Azerbaycan Hareketi, s. 39-40. 232 Basiret, 17 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 65. 233 Azerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 2, D. 395, L. 29; Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyyesi Nizamnamesi, Bakü, 1913, s. 1. 234 H ayat (Bakü), 15 Noyabır/Kasım 1905, no. 102. 235 M ehmed Emin RESULZADE, “ Cemiyet-i Hayriye’nin On Yıllığı”, A çıkSöz, 15 Noyabır/ Kasım 1915, s. 35.

“Bundan tam on yıl evvel, bugünün m isalinde şimdi muhteşem bir binaya malik, Rusya’nm M üslümanlarla sakin olan her tarafm da, bilhassa Kafkasya harp meydanında harpzede olan M üslüman vilayetlerinde nam ve şöhret kazanmış, Kafkasya’nın M üslüman hayriye işleri için faideli bir m erkez şeklini almış olan Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tesis edilmiştir.” Cemiyet-i Hayriye’nin ilk kuruluşundaki amacı, fakir ve muhtaç Müslümanlara yardımlarda bulunmak, yetim leri banndırm ak, fakir şahıslann çocuklannı ve yetim kalmış kimsesiz çocukları okutm ak, ihtiyacı olanlara para ve giyecek yardımı yapmak, fakir hastalan hastahanelerde tedavi ettirm ek gibi hayır işleri yapmaktı.236Cemiyet ilk dönemlerde faaliyetlerini Bakü ve çevresinde, yukanda belirtilen hayır işleri ile sımrlandınlmıştı. Birinci Dünya Savaşı yıllanna kadar bu şekilde çalışmalannı sürdüren Cemiyet-i Hayriye, bu zamanda ilk iş olarak nizamnämesini genişletmekle işe başlamıştır. Nizämnamede bulunan, ‘Cemiyet yalnız Bakü’da yaşayan M üslümanlann hayriye işleri ile ilgilenir’ hükm ü değiştirilerek, dünyada yaşayan bütün M üslüm anlara yardım yapılm ası karar altına alınmıştır. Bu değişiklikteki maksat büyük harpte m ağdur durum a düşen M üslüman-Türk ahaliye rahatça yardım edebilm ek ve bütün R usya’da yaşayan M üslümanlan birleştirmektir.237 Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi kurulduğu 1905 yılından Birinci Dünya Savaşı yıllanna kadar geçen 10 yılda kendisinden beklendiği ölçüde büyük işler yapamamıştır. Cem iyet asıl çalışm alannı I. Dünya Savaşı yıllarında Rus işgali altmda bulunan Kafkasya, D oğu Anadolu ve Doğu Karadeniz bölgelerinde gerçekleştirmiştir. Bu bölgelerde bulunan M üslüm an-Türk ahaliye yaptığı insani yardımın yanı sıra, Rus idarecilerin yaptıklan haksızlıklara ve Ermenilerin yaptıklan zulümlere karşı, onlara kol kanat germ iş ve onlann haklannı savunmuştur. Azerbaycan Türklerinin Türkiye’deki kardeşlerine yaptığı “Kardaş Kömeği” nde de Baku M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi öncü ve örgütleyici rol oynamıştır. Bu çalışm alara geçmeden önce, Cemiyet-i Hayriye’nin kurucuları, idari yapısı,

236B aküM üslüm an Cemiyet-iHayriyyesiNizamnamesi, Bakü, 1913, s. 1-2; Azerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 2, D. 395, L. 13-30. 231A çıkSöz, 18 Noyabır/Kasım 1915, s. 38; Yavuz ASLAN, “Birinci DünyaMuharibesi Zamanında B akü Müslüman Hayriyye Cemiyeti’nin Şarki Anadolu Türklerine Ettiği Yardımlar”, Millet (Bakü), 23 May/Mayıs 1992; Nazım MUSTAFA, “Bakü Müslüman Hayriye Cemiyeti’nin 1. D ünya Muharibesi Devrindeki Faaliyeti, Vatandaş (Bakü), 22 Oktıyabır/Ekim 1993.

56

BETÜL A S L A N

Birinci Dünya Savaşı yıllanna kadar yaptığı faaliyetlerden ve Türkiye ile olan ilk ilişkilerinden kısaca söz etmek gerekmektedir. 2- Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin İdari Yapısı ve Kurucuları Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, fakir ve muhtaç M üslümanlara yardım amacıyla kurulmuş bir cemiyet idi. 10 Ekim 1905 ’te tastik edilen nizamnämesine göre, Cemiyetin üye sayısı sımrlandınlmadığı gibi, ister erkek, ister kadın olsun herhangi bir sınıf, rütbe ve din farkı gözetilmeksizin herkes cemiyete üye olabilirdi. Ancak öğenciler, askerler, memur olanlar cemiyete üye olamazlardı. Bütün üyeler her yıl cemiyete belirli miktarda aidat ödemek zorundaydılar. Cemiyetin gelirleri, •üyelerden almış olduğu bu yıllık aidatlardan, cemiyete bağışlanan para ve eşyalardan, aynca cemiyet tarafmdan düzenlenecek tiyatro, konser vs. sosyal faaliyetlerden elde edilecek gelirlerden oluşacaktı.238 Cemiyetin idaresi birbaşkan, birmuavin, bir haznedar, birkatip ve üç üyeden oluşmakta olup, bunlar bir yıllığma cemiyetin üyeleri arasından bütün üyeler tarafından teşkil olunan genel meclis tarafmdan seçileceklerdi ve cem iyet idaresi ayda birkez toplanacaktı.239 Cemiyet-i Hayriye yıllık hesabını, elde edilen parayı ve yaptığı faaliyetleri kendi genel meclisi tarafından kontrol edildikten sonra, B akü Valisi’ne ve onun vasıtasıyla da Kafkasya Genel Valisi’ne bildirmek zorundaydı. Eğer Cem iyet her yıl belirli dönemlerde çalışm alanm Bakü idaresine bildirm ezse, cem iyetin çahşm alanna son verilebilirdi.240 Cemiyetin bir teftiş komitesi olup, bu komite genel m eclis tarafından bir yılhğına seçileeekti. Teftiş komitesi ayda bir defa cemiyetin bütçesini, defterlerini ve hesaplannı kontrol etmekle görevliydi. Cemiyetten yardım ve himaye isteyenlere belirli bir araştırma yapıldıktan sonra yardıma karar verilecekti.241 Cem iyetin genel m eclisi yılda bir defa M art aymda, olağanüstü genel m eclis toplantısı ise, cemiyet üyelerinin onda birinin talebi ile çağnlabilirdi.242

238 BaküM üslüm an 239 Bakü Müslüman 240 Bakü Müslüman 241 Bakü Müslüman 242 Bakü Müslüman

Cemiyet-iHayriyesi'nin Nizamnämesi, Cemiyet-i Hayriyesi ’nin Nizamnämesi, Cemiyet-i Hayriyesi ’nin Nizamnämesi, Cemiyet-i Hayriyesi ’nin Nizamnämesi, Cemiyet-i Hayriyesi ’nin Nizamnämesi,

s. s. s. s. s.

2-5. 6. 9. 11. 13 .

Nizamnämeye göre, Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin kurucu üyeleri şu şahıslardan meydana gelm işti:243 1- Hacı Zeynelabidin Tagiyev-Tüccar 2- Hasan Bey M d ıko v -E kin c i gazetesinin eski yazar ve sahibi, Kaspi ve Hayat gazeteleri yazarı. 3- Ali Merdan Topçubaşov-Ä'a.s/?/ gazetesinin eski yazar ve neşiri ve Hayat gazetesinin yazar ve im tiyaz sahibi 4- Ahmed Bey Agayev-H ayat gazetesinin eski baş yazarı. 5- Doktor Ali Bey H üseyinzäde-//ayaf gazetesinin baş yazan 6- İsmail Bey Seferaliyev-B akü’nün tanmmış şahıslarından 7- Hacı Aslan Aşurof- B ak ü ’nün tam nm ış şahıslanndan 8- İsa Bey Hacinski-Bakü B irinci S ınıf Taciri 9- Kämil Bey Seferaliyev-Bakü Şehir İdaresi Üyesi 10- Doktor Abdülhalık A hundov 11 - Doktor M ehmed R ıza B ey Vekilov 12- Doktor Hasan Bey A ğayev 13- Kerbelayı Necefkuli Sadıkov- Dum a üyesi 14- Kerbelayı İsrafıl H acıyev-D um a üyesi 15- Hasan Ağa H asanov-D um a üyesi 16- Mirza Esadullayev-Bakü Birinci Sım f Taciri 17- Esad Bey Selimhanov 18- Ağabala Guliyev-Bakü Taciri 19- Esadullah A hm edov-D um a Ü yesi 20- Hacı Hasan A tam aliyev-D um a Üyesi 21 - N ecef Emir A slanov-B akü Taciri Nizamnäme esaslanna göre, yukanda isimleri belirtilen kurucu üyelerin katıhm ıyla yapılan genel kurul toplantısı ile B akü M üslüm an C em iyyet-i Hayriyesi 15 Kasım 1905’te resmen açılarak çalışm alara başladı.244 Cem iyet genel kurulunun yaptığı bu ilk toplantıda, Cemiyetin idare kurulu için seçim yapılmış ve cemiyet idare kurulu şu şekilde oluşm uştur:245

243 Bakü Müslüman Cemiyet-i H ayriyesi ’nin Nizamnämesi, s. 21-23; A çtk Söz, 15 Noyabır/ K asım 1915, No. 35. 244 Hayat, 15 Noyabır/Kasım 1905, No. 102. 245 A çık Söz, 15 Noyabır/Kasım 1905, no. 35.

Başkan: Hacı Zeynelabidin Tagiyev Muavüı: İsrafıl Haciyev Haznedar: Hacı M ustafa Resulov Katip: A hm et Bey Agayev İdare A zälan: İsmail Bey Seferaliyev, Ali M erdan Bey Topçubaşov, Esadullah Ahmedov. Açıkça görüleceği gibi, cemiyetin kurucu üyeleri ve idare kurulu üyeleri Azerbaycan Türklerinin en önde gelen zengin ve aydınlanndan oluşmuştur. Cemiyetin kuruluşunda en büyük rolü olan ve ilk başkanı seçilen Hacı Zeynelabidin Tagiyev, daha öncede çeşitli vesilelerle bahsedildiği gibi, Azerbaycan Türk burjuvazisinin en önemli simasıdır. İlk “Türk K ız Jimnazı”m açan, sahibi olduğu Kaspi, Hayat vesair basm organlan ile Azerbaycan halkını aydmlatmaya çalışan, yaptığı hayır işleri ile yalnız Azerbaycan Türklerinin değil, bütün dünya Türklüğünün gönlünde taht kuran bir şahsiyettir. Yine kurucu üyeler arasında B akü’nün en zengin iş adamlanndan Ağa M usa Nakiyev bulunmaktadır ki, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi kadar ün alan cemiyetin merkezi olan, İsmailiye Binası onun eseridir. I. Dünya savaşı esnasmda Cemiyet-i Hayriye’nin başkanı olacak olan ve Türkiye’ye yapılacak olan kardeş yardım lannda büyük pay sahibi olan B akü’lü zenginlerden Mirza Esadullayev’de kurucu üyeler arasındadır. Bunlardan başka Azerbaycan Türk buıjuvazisinin önde gelen bir çok şahsiyet cemiyetin üyeleridirler. Azerbaycanlı bu zenginlerin yanı sıra, Türkçülük fıkrinin öncülerinden Ali Bey Hüseyinzäde ve Ahmed Bey Ağayev gibi Türkiye ile yakın ilişkileri olan Azerbaycan’m önde gelen aydm lan da kurucu üyeler arasmda yer almaktadırlar. Gerek Hüseyinzade Ali Bey ve gerekse Ahm ed Ağayev yazdıklan makalelerle Azerbaycan Türklerinde Türkçülük fıkrinin oluşmasında büyükpay sahibi olduklan gibi, Türkiye’de de bu fıkrin gelişmesinde önemli rol oynamışlardır. Rusya M üslümanlannm birleşmesi için büyük çabalar harcayan, Rusya M üslümanlan Kongrelerinin toplanması ve İttifak’m kurulmasmda önemli etkisi olan, Rusya Türklerinin haklannı her platformda savunmaya çalışan ve Azerbaycan’ın istikläle kavuşmasında büyük payı bulunan AIi Merdan Topçubaşov da hem cemiyetin kurucu üyeleri arasmda ve hem de idare kurulunda bulunmaktadır. Cemiyetin diğer kurucu üyeleri de Azerbaycan’da son derece sayılan, sevilen ve fikirlerine değer verilen ve en önemlisi Azerbaycan’a gönül vermiş şahsiyetlerden meydana gelmiştir. 1907 yılında Cemiyet-i Hayriye İdare Kurulu için yeni seçim yapılmıştır. Bu seçim le H acı Zeynelabidin'Tagiyev tekrar cemiyetin başkanlığına getirilirken,

muavinliğe Ağa Musa Nakiyev, katipliğe Mehdi Bey Hacinski, İdare kurulu üyeliklerine de Mehmed Cevad Sadıkov, Hacı M ir M ahsun A ğa ve Esadullah Ahmedov seçilmişlerdir.246Hacı Zeynelabidin Tagiyev 1910 yılına kadar, Cemiyetin başkanlığını yürütmüş ve bu yıl içinde yaşhlığından dolayı istifa ederek, başkanlıktan aynlmıştır.247 1911 yılında yapılan Cemiyet-i Hayriye İdare kurulu seçimlerinde Ağa Musa Nakiyev, Cemiyetin yeni başkanı olmuştur. Bu seçimle M iıza Esadullayev muavinliğe, Mehdi Bey katipliğe, Ali Bey Aşurbekovhaznedarhğa, Hasan Ağa Hasanov’ da idare kurulu üyeliğine seçilmişlerdir.248 Bu dönemde M usa Nakiyev başkan olmasma rağmen, diğer işleri çok fazla olduğundan cemiyetin işleriyle yeterince meşgul olamamış, cemiyeti, muavini olan Mirza Esadullayev idare etmiştir.249 Musa Nakiyef 1913 yılında başkanlık görevini bırakmca, cemiyet idare kurulu için yeniden seçim yapılmış ve Cemiyet-i Hayriye’nin yeni idare kurulu şu şekilde oluşmuştur:250 Başkan: Muavin: Haznedar: Katip: İdare Azaları:

M irza Esadullayev M ehm ed H asan Hacinski F etullahB eyR üstem bekov M ehdi Bey Hacinski M irza H abib M ahm udbekov, A ğa Hasan Tagiyev, Ali H aydar Babayev.

1914 yılı M ayıs ayının 2 5 ’inde yenilenen seçim lerde M irza Esadullayev, M ehm edHasan Hacinski ve M ehdi Bey tekraraym görevlerinde kalırken, Haznedarlığa Fetullah Bey’in yerine Murtaza Muhtarov seçilmiştir. Bu seçimle Fetullah Bey de idare kurulu üyesi olurken, Ali Haydar Babayev ve Hasib Bey Mehmed Bekov’da diğer üyeliklere seçilm işlerdir.251 Cem iyetin tettiş komitesi de, bu seçimle Mirza Yusuf Hanov, Ali Sadıkov ve Abbas Ali K erimov’dan oluşmuştur.252 Mirza Ağa Yusuf Hanov bu görevi cemiyetin kuruluşundan itibaren devam

246 M ehmet Emin RESULZADE, “Cemiyet-i H ayriye’nin On Yıllığı”, Açık Söz, 15 Noyabır/ Kasım 1915, No. 65. 247 Hacı İbrahim Kasımov, “Cemiyet-i H ayriye’nin On Y ıllığı, Basiret, 17 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 35. 248 A çık Söz, 15 Noyabır/Kasım 1915, no. 65. 249 Basiret, 17 Oktıyabır /Ekim 1915, no. 35. 250 A çtk Söz, 15 Noyabır/Kasım 1915, no. 65. 231 İkbal, 28 May/Mayıs 1914, no. 663. 252 İkbal, 28 May/Mayıs 1914, no. 663.

ettirerek, cem iyete en fazla hizm et eden şahsiyetlerin başmda gelm ektedir.253 Cemiyetin idaresi bu şekilde gerçekleştirilerek, daha verimli çalışması sağlanırken, Hacı Zeynelabidin Tagiyev ve Ağa Musa Nakiyev maddı ve m anevi yardım ları ile cemiyeti ayakta tutan şahıslar olmaya devam etmişlerdir.254 3K u ru lu şu n d a n I. D ü n y a Savaşı’na K a d a r C em iyet-i H a y riy e’nin Ç alışm aları Daha önce de belirtildiği gibi, Baku M üslüman Cemiyet-i Hayriyes; asıl faaliyetini Birinci Dünya Savaşı yıllarmda yapmıştır. Ancak 1905 ’ten bu döneme kadar sınırlı olsa da önem li faaliyetlerde bulunmuştur. Nitekim M ehm ed Emin Resulzade Cemiyet-i H ayriye’nin bu on yıllık devresini değerlendirirken “Bakü Müslümanlarının cem aat işlerine karışmalarımn on yıllığıdır” demektedir.255

meclisi tertip etmiştir. Cem iyet ilk yıllarında fakirlere 4 bin m anattan fazla para vermiş, yoksul talebelere ise ancak 1500 manat kadar yardım edebilmiştir. 1911 yılında kış çok soğuk olunca 5 bin m anat kıym etinde 600 pud257 unu ahaliye dağıtmış, 1914 yılında 504 fakire bir defa olarak 288 m anat vermiştir. Daimi olarak 39 fakire ayda 140 m anata yakın para yardım ında bulunm uştur.258 1905 hürriyet ortamında kurulan Cemiyet-i Hayriye’nin kuruculan Azerbaycan Türklerinin istikläl mücadelesinin tohumlarmı atmışlardır. Eğitim, kültür alanlannda Azerbaycan halkuıın gelişmesi yönünde büyük çalışmalar yaparlarken, onlarrn bilinçlenmesinde de büyük rol oynamışlardır. 1905 yılrnda Azerbaycan’da başlayan Türk-Ermeni çatışmalan esnasında cemiyetin idarecileri olan Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Ağa Musa Nakifyev ve Ali Merdan Topçubaşov Türk halkınm Ermenilere karşı kendilerini savunabilmeleri için milyonlarca manatlık silah ve cephane alarak, halka dağıtılmasını sağlarken, cemiyetin diğer bir kurucusu ve idarecisi olan Ahmet Agayev “Difai” teşkilatını kurarak, Türklere karşı haksızlık yapan Rus idaıeciler ve savunmasız Türklere saldıran Ermenilerle mücadeleye girişmiştir.

Cemiyetin bu dönemine ait yaptığı faaliyetler hakkmda pek fazla bilgi bulunmamaktadır. Çünkü Cemiyet-i Hayriye 1915 yılma kadar yaptığı çal ışmalan belirten bir neşriyatta bulunmadığı gibi, gördüğü işlere ait bir hesapnäme de yaymlamamıştır. Bununla beraber kuruluş anmdan itibaren Cemiyet-i Hayriye Teftiş Heyeti’ nde görev alan M irza Ağa Y usuf Hanov’un Mehmed Emin Resulzade’ye vermiş olduğu bilgiler, cemiyetin on yıllık faaliyet ve harcamaları hakkında bazı önemli bilgiler vermektedir.

Türk-Ermeni çatışmalan esnasında, Ermeniler tarafından öldürülen Türklerin sahipsiz aile ve çocuklan Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından toplanmış, okuma çağında olanlar m ekteplere yerleştirilm iş, dul kalan kadınlara ise rahat yaşayabilmeleri için gerekli yardım lardabulunulm uştur.259

Cemiyet-i Hayriye İdaresi bu on yıllık dönem içerisinde kırka yakın toplantı yapmıştır. Halbuki nizam näm esine göre bu kadar zaman içerisinde 120 toplantı yapmalı idi.256 Cemiyet, eski Nikoloyevski Caddesinde Ağa Musa Nakiyev tarafından oğlunun adına yapılan m uhteşem bınada, her yıl kurban aym da göriiş

Bu faaliyetlerinin yanı sıra, daha sonra üzerinde ayrı olarak durulacağı gibi, cemiyet, Türkiye ile ilişkiler kurmak için 1907 yılında, cemiyetin üyesi olan Talibzäde Ahund Yusuf Bey’i İstanbul’a göndermiştir. Aynca daha önce de bahsedildiği üzere, Balkan Savaşları esnasında, Cemiyet-i Hayriye H iläl-i A hm er’e bazı yardımlarda bulunmuştur.

253 A çıkSöz, 15 Noyabır/Kasım 1915, no. 65; Basiret, 17 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 35. 254 18 M ayıs 1914’teyapılanB aküM üslüm anCem iyet-İH ayriycsi’ııingenelkurui toplantısında, toplantıya başkanlık eden Ali Merdan Topçubaşov, Cemiyet-i Hayriye’nin idare heyetinden başka birde Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Ağa Musa Nakiyev gibi muhtcrem şahısiardaıı oluşacak olan “Cemiyet Şüräsı” kurulmasmı teklif etmiştir. Bu konuda, birkomite oluştuaılarak çahşmalara başlamıştır. (İkbal, 20 M ay/M ayıs 1914, no. 657). Aııcak, böyle bir şüränın kurulup kurulmadığına dair bir bilgi tarafımızdaıı tesbit edilememiştir. 255 M ehmed Emin RESULZADE, “Cemiyet-i Hayriye’nin On Yıllığı”, Açık Söz, 15 Noyabır/ Kasım 1915, no. 35. 256 Açık Söz, 15 Noyabır/Kasım 1915, no. 55. Mirza Ağa Yusuf H anof’un belirttiğine göre, 10 yılda yalnız 35 defa Cemiyet İdare Heycti toplantısı olmuştur. 1905’te 4 defa, 1906’da 14 defa, 1907-1911 yılları arasmda hiç toplantı yapılmazken 1912-1913 yıllarında ise 17 kez toplanrnıştır (İkbal, 20 May/Mayıs 1914, no. 65?.').

Bütün bu çahşmalara rağmen Cem iyet-i H ayriye’nin bu on yıllık dönemde yaptığı faaliyetler, kendisinden beklendiği ölçüde yeterli görülmemektedir. Hatta bu dönem i uykuda geçirilmiş bir dönem olarak değerlendirenler de vardır.260 Elbetteki bu dönem de Bakü M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi’nin çalışm alannın sınırlı kalm asınm birçoksebebi bulunmaktadır. Öncelikle 1907 yılından itibaren

257 Pud: 16,38 Kilograma eşit ağırlık birimi: (Russko-Turetskiy Slovar, Moskva, 1989, s. 465). 258 A çık Söz, 15 Noyabr/Kasım 1915, no. 35. 259 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 33-34. 260 A çık Söz, 15 Noyabır/Kasım 1915, no. 35.

Rus Çarlık İdaresinin, Rusya’daki Müslümanlarauyguladığı siyası ve idari baskılar bunun en önemli sebebini oluşturmaktadır. 3 Haziran 1907’de, II. D um a Ç ar’ın fermanı ile dağıtıldı ve Başkanhğa getirilen Stolipin Rus olmayan milletlere karşı baskı rejimini uygulam aya koydu.261 Rus H üküm eti’nin baskıcı tedbirleri yeni gelişmekte olan cemiyetlerin çalışmalarma da darbe vurdu. Rusya İçişleri Bakanlığı 1910 yılında bütün vilayetlere şu tamimi gönderdi:262 “Rusya’da yaşayan gayn Rus unsurlar arasmda cemiyet ve birlikler kurmaya dair olan 4 Mart 1906 tarihli muvakkat Çar Ferm anı’nın neşrinden bu yana ayn ayn milletlerinmedeniyet-maarifyolundagelişme hareketleri müşahade edilmektedir. Bu hareket millı siyasi şuurun uyanmasına çalışıyor ve bu maksatla m uhtelif adlar altmda birçok cemiyetler vücuda getiriliyor. Bu cemiyetlerin gayesi Rus olmayan milletleri kendi millı menfaatlan etrafinda birleştirmekten ibarettir. Devlet Senatosu’nun birçok kararlannda da izah olunduğu üzere bu dem ekler halkm huzuru ve emniyeti için tehlike olarak görülmelidir. Dolayısıyla 4.3.1906 tarihli fermamn birinci faslınm altm cı m addesine göre bu n ev ’i dernek faliyetlerine izin verilmemelidir.” A çıkça anlaşılacağı gibi cemiyetlerin çalışmaları sınırlandırılarak, baskıcı tedbirlerle Rus olmayan milletler arasında gelişen millı uyanış hareketleri kontrol altma ahnm aya çalışılıyordu. Azerbaycan’da da bu dönemde cemiyetler idarenin baskıcı uygulamalanna maruz kalmıştır. Cemiyet-i Hayriye’nin kurucu ve idarecileri de Azerbaycan’da gelişen m illi hareketin rehberleri olduğundan dolayı, Rus Hükümeti ’nin takip ve baskısmı çok yakından hissediyorlardı. Nitekim, Aii Merdan Topçubaşov, Çar’ın D um a’yı keyfı olarak dağıtmasını protesto etmek maksadıyla kalem e alınan “Viborg B eyannäm esi”ni imzaladığı için hapse atılırken, Ahmet Ağayev, Hüseyinzäde Ali Bey ve birçok Türk aydınlan Rus idaresinin baskılanndan dolayı Türkiye’ye kaçm ak zorunda kaldılar.263 Rus Hükümeti’nin baskıcı tedbirlerinin yanı sıra, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin bu dönemde çalışmalannın yetersiz olmasında, cemiyeti yönetenlerin de sorumluluğu olduğu anlaşılmaktadır. 1914 yılında yapılan cemiyetin genel kurul toplantısmda, bu konuda birçok eleştirileryapılmış, cemiyetin üye sayısının azlığı,

261MİRZA BALA, MilliAzerbaycan Hareketi, s. 49; DEVLET, Rusya Tiirklerinin Milli Mücadele Tarihi, s. 130. 262 MİRZA BALA, Milli Azerbaycan Hareketi, s. 50. 263 MİRZA BALA, Milli Azerbaycan Hareketi, s. 51.

bütçesinin son derece kifayetsiz olduğu ve yapılan yardımlann az olması gündeme getirilerek, gerekli şekilde cemiyet nizamnämesinde düzenlemeler yapılarak, faaliyetlerin artınlması istenmiştir.264 Birinci Dünya Savaşı esnasm da yaşanan gelişmeler, K afkas Cephesi’nde Müslüman ahalininm aruzkaldığıfelaketler,BakuM üslüman Cemiyet-i Hayriyesi üzerinde büyük tesir bırakm ış ve daha sonra detaylan ile üzerinde durulacağı gibi, cemiyet on yılın durgunluğunu, bir yıl içinde fazlasıyla telafı etmiştir. 4- Bakü Müslüman Cem iyet-i H ayriyesi’nin Türkiye ile İlk İlişkileri Daha önce üzerinde durulduğu gibi, 1905 yılmdan sonra Azerbaycan Türkleri, gerek ferdı olarak, gerekse cemiyetler halinde Türkiye ile ilişkilere girmişler, Azerbaycan halkının sosyal ve kültürel yönden gelişmesinde Osmanlı Devleti ’nden yararlanmak istemişler, eğitim ve din alanlannda Türidye’den bazı taleplerde bulunmuşlardır. Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin de kuruluşunun ilk yıllannda, Osmanlı Padişahı ve Hükümeti ile ilişkiler kurmak için çaba gösterdiği görülmektedir. Cemiyet-i Hayriye bu amaçla Cem iyet üyesi, B akü’da M üslüman okullannda öğretmenlik yapan ve aynı zam anda B akü’da çıkm akta olan Taze Hayat gazetesinin yazan Talibzade Ahund Yusuf’u Ağustos 1907’de, İstanbul’a göndermiştir.265 Talibzäde Yusuf’un yanında, B akü Müslüman Cemiyet-i Hayriye İdaresi’nin mühürü ve Cemiyet-i H ayriye ve Neşri M aarif Cem iyeti Reisi olan Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in imzası bulunan bir vekäletnäme bulunmaktadır. Bu vekäletnamede şöyle denm ektedir:266 “Vekäletnäme Bu ahir vakitlerde Rusya’da säkin otuz milyon Müslüman C em ä’ati arasmda terakkı ve teälı meyyäli görünmektedir. Ancak, bizlerin muntazam mekteplerimiz ve kütüb-i ilm iye ve fenniye ve tedrisiyyelerim iz lüzüm u derecesinde mevcut bulunmadığından hiläfet-i celile-i uzmänm saye-i m äarif vayesinde yaşayan Müslüm anlarla b ir kat daha aläka ve räbıta kesb etm ek m aksadıyla Cemiyyet-i İsläm iye azälarm dan, Ulüm-ı A rabiyye M üderrisi ve M ekteb-ifdädi M uallimi 264 Ikbal, 28 M ay/M ayıs 1914, no. 663. 265 BOA, Yıldız Sadäret Husüsı M ä’rüzatt, nr. 514/24. 266 BOA, Yıldız Sadaret Husüsı M ä’rüzatı, nr. 514/24.

Ahund Yusuf Tälibzäde Efendi te’äti-i efkär ve vesätat-ı läzimede bulunm ak m aksadıyla m erkez-i hilafet-i uzmä olan Dersaädete irsäl olundu. Dersäadet m e’murin-i aidesi tarafından kendisine muävenet-i läzimede bulunulmasını biz Rusya M üslüm anlan istirhäm ederiz. Mühür Bakü M üslüm an Cem iyet-i Hayriye İdaresi

Neşr-i M aarif ve Umur-ı Hayriyye Cemiyyet-i İslamiyye R e’isi Ceneral Hacı Zeyneläbidin T akiyof ’

Bu vekäletnämede ilginç olan taraf yalnız Azerbaycan Müslümanları için değil, Rusya’dayaşayan otuz milyon Müslüman için yardım talep edilmesidir. Cemiyeti Hayriye tarafından verilmiş bu vekäletnäme ile, İstanbul’a gelen Talibzäde Yusuf Efendi, Sadäret m akam ına 31 Temmuz 1323 (19 Ağustos 1907) tarihli olarak sunduğu yazıda,267kendisinin Cemiyet-i Hayriye’nin idari işlerinde görev yaptığmı, ulema bir aileden geldiğini, Rus Yüksekokulu’ndan mezun olduğunu, Zeynelabidin Tagiyev’in Rusya’da bazı kandınlmış, akılsız Müslümanlarm hiläfet makamı ve Osmanlı padişahı hakkmda yaptıklan garazkärane neşriyata cevap vererek, onlan etkisiz bırakmak, Müslüman ahaliyi m a’nen ve dinen hilafet makamına daha k u w etli olarak bağlamak ve onlan aydmlatmak için neşrettiği günlük Taze Hayat gazetesinde268yazarlık yaptığmı belirttikten sonra, Bakü’ da Cemiyet-i Hayriyyei İslämiye’nin kurucusu ve başkanı olan Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in takip etmeye çahştığı hatt-ı hareketi, ana hatlanyla şu şekilde bildirmiştir: “ 1- Şimdiye kadar Kafkasya Türkleri yazışmalarında hep Farsça’yı kullanmışlardır. Bundan sonra Farsça’nın yerine anadilimiz olan Türkçe’nin kullamlması ve geliştirilmesi. 2- Bilumum m ekteb kitaplanm ızın Osmanlı Türkçesi ile yazılması. 3- Mekteblerimizin programınm Osmanlı M aarif programına göre yapılması. 4-Merkezi İdaresi Bulgaristan’ın Vama Şehri ile İran’ın Urumiye Şehirlerinde bulunan “Erm eni-Am erikan ve Ermeni-Proteston Komite-i M uzırrası’nm Kafkasya ve Azerbaycan Türklerini Hilafet M akamına bağhlıktan ve mukaddes

261 BOA, Yıldız Sadäret Husüsi M ä’rüzatı, nr. 514/24. 268 Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in sahibi, Haşim Bey Vczirov’un da sorumlu müdür ve başyazarı olduğu Taze Haber 1907-1908 yılları arasında B akü’de çıkmış edebi, siyasi, iktisadl Türk gazetesidir. (Rüstemova, Azerbaycan D evri Matbuatı, s. 4 1 .)

gaye olan İsläm ittihadından uzaklaştırm ak için Arapça, Türkçe, Farsça ve Kürtçeye vakıf olan Ermeniler tarafından K afkasya’ya zararlı neşriyatlar sokulmaktadır. Bunlan bir an önce tesirsiz hale getirmek ve Kafkasya M üslümanlannı etkilemelerini önlemek için karşı neşriyatta bulunulması. 5- İran’a, M ısır’a ve A vrupa’y a fırar edip, oralarda tutunam ayarak Kafkasya’ya dönmek isteyenlere izin verilm em esi. 6- M ektep m üdürleri ve öğretm enlerin O sm anlı H üküm eti’nin de uygun görmesi ile İstanbul’dan tedarik edilmesi. 7- Dinı kitaplann tefsirleri, peygam berim izin hadisleri, ahlakı kitaplar ve bu konulardaki yararlı tam im lerin yaym lanm ası” .269 Talibzade Yusuf Efendi, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin ve onun başkanı olan Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in takip etmeye çalıştığı hareket hattını, bu şekilde açıkladıktan sonra, Hacı Zeynelabidin Tagiyev tarafından hazırlattınlarak üç cilt halinde “Keşffi’l Hakaik” adtyla neşrettirilen Türkçe K ur’an-ı Kerim tefsirinin özel olarak hazırlanmtş bir baskısını, Cem iyet’in Başkanı Zeynelabidin Tagiyev’in Padişahayazdığıbir mektubla birlikte, Osmanlı Devleti’nin Padişahı ve Müslümanlann Halifesi olan n. Abdulhamid’e verilmek üzere Sadaret Makamı’na sunmuştur. Tagiyev tarafmdan Osmanlı Padişahma gönderilen mektup aşağıdadır:270 “Atabe-i felek-mertebe-i cenäb-ı zillulähi a ’zämiye Veli-ni’met-i cihan efendimiz hazretleri! “Bu ana kadar Rusya D evleti’nin taht-ı hükümetinde bulunan biz otuz milyon Türk Müslümanlannm beyninde Türk lisänmda K ur’än-ı Şerif’in tefsiri bulunmadığmdan ekseriyetle onun m ezäm in-i äliyesinden istifade-yäb olamıyorduk. Lihaza bu ähır vakitlerde säye-i hilafetväye-i cenäb-ı zillullähi a ’zamilerinde Bakü ulemäsından vilayet kadısı kullan väsıtasıyla Kelämulläh-ı Ş erif’i Türk lisanında tefsir etdirüb tab ve neşrine m uvaffak oldum. “Ahd-i m e’ali-vefd-i cenäb-ı padişahilerinde hasıl olan işbu muvaflakiyct-i kemteränenin şükränesi yolunda huzür-ı celil-i şehriyärilerine mahzä arz-ı fariza-i ubudiyyete vesile olmak üzre mezkür tefsir-i şerifden huzür-ı bähirü’n-nür-ı hilafetpenahilerine bir takım takdim ettim. Eltäf-ı äliye ve merähim-i m üte’äliye-i hazret-i hilafet-Penahilerinden kabülünü istirham ederim. 01 bäbda ve kätıbe-i ahvälde emr ü 269 BOA, Yıldız Sadäret Husüsı M ä’rüzatı, nr. 514/24. 270 BOA, Yıldız Sadäret Husüsı M ä’rüzatı, nr. 514/24.

ferman velı-ni’met-i cihän halife-i bi’l-hakk ve padişah-her-dem-muvaffak efendimiz

II. BÖ LÜM

hazretlerinindir. Mühür

Neşr-i M aarif ve Umur-ı Hayriyye

Bakü M islü m an Cem iyyet-i Hayriye İdaresi

Cemiyyet-i İslämiyye R e’isi Ceneral Hacı Zeynelabidin Tagiyef Kullan 25 Ş e h r - i Cumäd-el-üla 1325-Şehir

I. DÜNYA SAVAŞI’NDA AZERBAYCAN TÜRK LER İNİN KAFKAS CEPH ESİ SAVAŞLARINDAN Z A R A R GÖREN AN A D O LU T Ü R K L ER İN E “K ARDA Ş K Ö M E Ğ İ (YA RDIM I)” VE BAKÜ M Ü SL Ü M A N CEM İYET-İ HAYRİYESİ

B äkü” XX. yüzyıla gelindiğinde, Rusya esareti altında yaşayan Türkler dini ihtiyaçlarını da yeterince yerine getiremiyorlardı. Rus Çar Hükümeti, Müslüman ahalinin yaşadığı yerlerdeki havayı dikkatle takip etmiş, özellikle M üslüman halkla sıkı tem asta olan M üslüman okullan, öğretmenleri ve din adam lannm faaliyetlerini kontrol altında tutmuş ve İsläm edebiyatının her çeşidi yasaklanmıştı. İşte bu baskılar yüzünden Azerbaycan’da da halk İslämı hayatı dilediği şekilde yaşamıyor ve İsläm dinine ait kitaplan bulmakta zorluk çekiyordu. Hatta 1905 yılına kadar R usya’da Türkçe K ur’anı Kerim tefsiri yoktu. Yukanda verilen belgeden de anlaşılacağı gibi, Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Reisi Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in çalışmalan ile Rusya’da ilk olarak “Keşfiil Hakaik” adıyla Türk dilinde Kurän-ı Kerim ’in tefsiri yaptınlarak yayınlanmış ve bu tefsirin özel olarak hazırlanmış bir nüshası da Osmanlı Padişahına gönderilmişti. Sonuç olarak B akü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi bu suretle Osmanlı Devleti ile ilk ilişkilere girerek, Rusya M üslüm anlan adına ondan bazı yardım taleplerindebulunmuştur. Cemiyet-i Hayriye’nin üyesi olan Talibzade Yusuf Bey vasıtasıyla yaptığı bu ğirişime, Osmanlı Hükümeti tarafm dan nasıl bir cevap verildiğinedairbirbelgetespitedilem em iştir. Ancak 1907’densonraTürkiye den A zerbaycan’a öğretmenler, din adamları, dinı kitaplar ve m atbaa malzemeleri gönderildiği ve Kafkasya Müslümanlan ile daha sıkı temaslar kurulmaya çalışıldığı görülmektedir.

A. Birinci Dünya Savaşm da Azerbaycan Azerbaycan Türkleri arasında millı bilincin geliştiği ve Türkçülük fıkrinin ön pläna çıktığı bir dönemde, Birinci D ünya Savaşı başlamışü. Trablusgarp ve Balkan Savaşlannm uyandırdığı milli heyecanın tesirleri Azerbaycan Türkleri arasmda hälädevam ediyordu.1Ahm et Ağaoğlu ve Hüseyinzäde Ali B ey ’in İstanbuPdaki faaliyetleri Türkiye’de, Azerbaycan Türklerine karşı ilgiyi ziyadesiyle artırırken Azerbaycan Türkleri de gerek kültürel ve gerekse ticaret alanında Türkiye ile ilişkiler kurmaya çahşıyorlardı. Nitekim, daha Birinci Dünya Savaşı başlamadan kısa bir süre önce, Azerbaycan’ın en büyük tacirlerinden olan Hacı Zeynelabidin Tagiyev bir temsilcisini Türkiye’ye göndererek, fabrikalannda ürettiği kumaşları Türk ordusuna satmak için girişim lerde bulunuyordu.2 Temmuz-Ağustos 1914 ’te, Rusya, Avusturya-Macaristan ve Almanya’ya karşı savaşa gırmiş,3henüz Osmanh Devleti savaşa katılmamıştı. Rusya’da yaşayan diğer

1 MEHMET-ZADE MİRZA BALA, “Cafer Cabbarlı, Diriliği, Yarattıkları ve Vakitsiz Ölümü (1889-1934)” Kurtuluş, no. 4, (Şubat 1935), s. 107. Hacı Zeynelabidin Tagiyev 1913 yılı sonlannda Mehmet Giray Efendi’yi fabrikasmda ürettiği kumaş numuneleri ile birlikte Trabzon’a göndermiştir. Trabzon Vilayeti’nden Harbiye Nezaretine gönderilen yazıda, Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in Vckılı 'nin Trabzon’da kendisine bir nıuhatap bulamadığı belirtildıktensonra, HarbiyeNezareti’ninkumaş alımı için Hacı Zeynelabidin Tagiyev’le bir mukavele yapmasının hem Harbiye Nezareti’nin hem de “Memalik-i ecnebiye de yaşayatı dindaşlanm ızm menfaatine olacağı” kaydedilmiştir. 3 0 A, DH. KMS, 1331-2-23, Dosya No. 5, Vesika no. 5. 3 KURAT, Rusya Tarihi, s. 412-413.

Müslümanlar gibi, Azerbaycan Türideri de Çarlık Rusya’smın tebalan olarak üzerlerine düşen yükümlülükleri yerine getirraek zorunda idiler. Azerbaycan’ın milli buıjuvazisi savaşın başlamasıyla Kızıl H aç’a büyükyardımlardabulunurken,4Tagiyev gibi birçok Bakülü zengin yapılacak askeri hastahaneye maddı yardım önerdikleri gibi, Alman cephesinde savaşacak Azerbaycanh gönüllü birliklerin oluşturulmasmı fınanse etmişlerdi.5Yine Bakülü zenginlerden bir kısmı, KafkasyaGencl Valisi’negönderdikleri bir mektupta, savaşta Çarlık Rusyası’na her türlü yardımı yapmaya hazır olduklannı bildirmışlerdir.6Devlet Duması’nda bulunan Müslüman vekiller Rusya’ya bağlılıklannı açıkhyorlardı. Devlet Duması üyesi olan Azerbaycanlı Caferov’un Milliyet gazetesinde yayınlanan “Müslümanlara Müracaat” adlı bildirisinde Müslümanlar vatanı korumaya davet ediliyordu. Bakü basıru da hükümetin baskısmdan çekinildiği için dikkatii davranıyor, Rusya’yı destekler yazılaryazıyordu.7 Azerbaycanlılar, Tatar ve Başkurtlar gibi askere ahnmışlar ve Rus cephesinde savaşa katılarak, pek çok kurban vermişlerdi.8 Bu dönemde Azerbaycan, Tatar, Başkurt ve K ınm Türklerinden 200 bin kişi askere alınmıştı. 1914-1917 yıl ları arasında 200 kadar A zerbaycanlı Türk, subay olarak Rus ordusunda görev yapmıştı.9Genelde Alman cephesinde savaşan subay sınıfındaki Azerbaycanlılar arasında Samed M ihmandarov, Ali Ağa Şihlinski, Hüseyin Han Nahçivanski gibi generallerde bulunm aktaydı.10 4 TALIBOVA, Kulturno, Prostvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaycanskoy Burjvazii, s. 176-177. 5 SWIETOCHOWSKİ, Rus Azerbaycanı, s. 110. 6 İstoriya Azerbaydjana, II, s. 158. 7DEVLET, Rusya Türklerinin Milli Mücadele Tarihi, s. 247. Azcrbaycan gazetelerinde halkın, Rus Devleti’ne sadakatlannı bildirdiği pek çok yazı çıkmıştır. (Basiret, 18 Oktıyabır/Ekim, 1 Noyabır/Kastm 1914, no. 26,28). 8Naki Keykurun, Azerbaycanhlann askere ahnması konusunda özet olarak şu bilgileri vermektedir. “Ruslar, AlmanCephesindeyenilgiler alıp, sıkışmaya başlayınca, Kafkasya Türklerinin orduya asker alınacağını ilän etmiştir. Ancak Azerbaycan Türklerinin önde gcleııleri buna itiraz cderek, daha önce Devlet Dumasmda Azerbaycan Türklerinin orduya askcr alınmasını Azerbaycanlı Dumaüyeleri istediğinde, Rushüküm etininbunu reddettiğini Kafkasya Valisi’nc hatırlatarak, şimdi asker almmasmın doğru olmayacağtnı söylemişlerdir. Yapılan tartışmalardan sonra, Azerbaycan Türklerinden zorunlu değil, yalnız gönüllü olanlarm askerc alınması Kafkas Valisi tarafmdan ilän edilmesi kararlaştınldı. Durum bir hafta sonra ilän edildi. Yalnız Azerbaycan’dan değil, Kafkasya’nın diğer eyaletlerinden de gönüllüler çıktı. Azerbaycanlıların verdiği bir a!ay ile diğer Kafkasya eyaletlerinin verdiği beş alay birleştirilerek bir fırka kuruldu. M uvazzaf askerlerden teşekkül etmediği için fırkaya, yabancı maııäsına gclen “Diki Divizya” adı verildi. (KEYKURUN, Azerbaycan İstikldl Mücadelesinin H atıralan, s. 25-26). 9 DEVLET, Rusya Türklerinin M illi M ücadele Tarihi, s. 247. 10 SWIETOCHOW-SKI, Rus Azerbaycanı, s. 110. Rus ordusunda görev yapan bu Azerbaycanlı subaylar hakkında fazla bilgi içinbkz.: Ş. NEZİRLİ, AzcrbaycanGeneralları, Bakü 1991.

Savaş Avusturya-Macaristan ve A lm anya’ya karşı devam ettiği sürece, vatanseverlik ve Rusya’ya bağhlık basit konular olarak kalmıştı. Azerbaycan’da hiç kimse Türkiye’nin savaşa girm esini arzu etm iyordu. Gelişmeye başlayan ilişkileri devam ettirmek düşüncesinde idiler. M esela, Avrupa’da savaşrn başladığı günlerde, Bakü’da bulunan ve çeşitli gazetelerde m akaleler yazan, daha sonra Türiaye Komünistlerinin lideri olacak olan Mustafa Suphi’nin11 9 Ağustos 1914’te Basiret gazetesinde ‘T ürkiye’nin Dahili İşleri” başlığı ile kaleme aldığı bir makalede,12Türkiye’de savaş rüzgarlannm estiğini ve Türkiye’nin R usya’ya karşı savaşa girebileceği tarzında düşüncelerini belirtm esi dahi, A zerbaycan’da tepki ile karşılanıyordu. Nitekim, hem en 10 A ğustos 1914 tarihli İkbal gazetesinde, “H. R” imzasıyla “Türkiye ve Avrupa M uharebesi” adlı bir m akale yayınlanmıştı.13 Bu makalede, M ustafa Suphi’nin İstanbul gazetelerinin savaş taraflısı yaymlar yaptığı ve İstanbul H üküm eti arasm da Rusya ile savaşa taraftarlann olduğu hakkındaki yazdıklannm tem elsiz olduğu belirtilerek, İstanbul matbuatından ve bunlann Rusya’ya akislerinden öm ekler verilmektedir. “H..R” Türk matbuatmın oldukça mülayim ve sulhperver olduğunu da kaydetmektedir. Görüldüğü gibi, Ağustos 1914 Azerbaycan’ın da hiç kimse Türkiye’nin savaşa girme ihtimalini düşünmüyor, M ustafa Suphi’nin bu konudaki düşünce ve sezgileri doğru bile olsa, buna inanm ak istemiyorlardı. Savaşın başladığı ilk günlerde, Azerbaycan Türideri ile Türkiye arasındakı ilişkiler sıcaklığını koruyordu. Hatta bu günlerde Almanya’da bulıaıan Azerbaycan Türklerimn haklanm gayr-i resmi de olsa korumayı Tüıkiye bir kardeşlik görevi olarak addediyordu. Mesela, Rusya’nın Alm anya’ya savaş ilän ettiği esnada, B akü’nun önde gelen zenginlerinden Hacı Zeynelabidin Tagiyev ailesi ile birlikte Alm anya’da istırahat etmekte idi. Savaşın başlamasıyla Almanya, ülkesinde bulunan bütün Rusya vatandaşlanm gözetim altına almaya başladı. Hacı Zeynelabidin Tagiyev ve ailesi de bundan nasibini alırken, Tagiyev’in Alman bankalanndaki parasına da el konulmuştu. Bu zor durumda Tagiyev, Rusya’da yaşayan bir Türk olarak, Almanya’dakı Türiaye Sefarethanesi’ne müracaat ederek, yardım istemiştir. Türkiye’nin Almanya Sefırinin şahsı gayretleri ve Kayzer II. Wilhem ile görüşmesi sonucu Hacı Zeynelabidin Tagiyev’e ailesi ve parasını alarak Bakü’ya dönmesine izin verilmiştir.14

11 M ustafaSuphi’ninBakü günleri hakkında bkz.: Yavuz ASLAN, TürkiyeKomünistFırkast ’nın Kuruluşu ve M ustafa Suphi, TTK. Y ay., A nkara 1997, s. 15-22. 12 MUSTAFA SUPHİ, “Türkiye’nin Dahili İşleri”, Basiret, 9 Avgust/Ağustos 1914. 13 H. R., “Türkiye ve Avrupa Muharebesi”, İkbal, 10 Avgust/Ağustos 1914. 14 SÜLEYMANOV, İşittiklerim, Okuduklarım, Gördüklerim, s. 166-167.

Osmanlı Devleti, tüm gayretlerine rağmen bu savaştan kendisini kenar tutamayarak, Almanya’nm da tazyiki ile, savaşın başlamasından yaklaşık üç ay sonra savaşa girmek zorunda kaldı. Osmanlı Devleti savaşa girerken bunun bir cihat olduğunu ilän etmiş ve tüm dünya Müslümanlarmı cihata çağınnıştı.15 Savaşmbaşladığı zaman Türkiye’de, EnverPaşa oldukça etkili idi. Milliyetçilik ruhunun gittikçe kuw etlendiği bir zamanda Enver Paşa’nm bu cereyamn dışmda kalması imkansızdı. Mamafih siyası bir şahıs olması hasebiyle aynı derecede “Panislämist” görüşünü de benimsemesi ve Türkiye’nin düşmanlanna karşı hem Türk milliyetçiliğini, hem de İsläm dinini birer silah olarak kullanması gayet tabii idi. Savaşm çıkması ile, Türkiye’nin dışındaki iki yüz milyonu aşan Müslümanlardan ve özellikle Rusya’daki Türk-İsläm zümrelerinden geniş ölçüde faydalanmak mümkün olacağı görüşü ile “cihad” ilän edilmiş ve bilhassa Kafkaslarda olmak üzere “Türkçülük” esaslarma dayanan bir siyasetin gerçekleştirilmesi istenmişti. Enver Paşa şahsmda her iki cereyanı toplamakla beraber “Türkçülük” ona daha cazip gelmekte idi.'6 Zira Osmanhların Kafkaslardaki ilerleyişinin muhtemelen, en büyük destek gücü, Rus sının ötesinde oturan Müslüman halklar olacaklardı. Bunun içinde, Rusya’ya karşı ayaklanmaya en hevesli olanlar Acaralılardı. Fakat, Osmanlılar, askerlerinin girişiyle Dağıstanlılar ve Azerbaycanlılannda ayaklanacaklannı umuyorlardı.'7Aslmda önceden savaş ihtimaline karşılık İttihat ve Terakki’nin önderleri tarafından Kafkasya’da çalışmalaryapünlarak, bir zemin oluşturulmaya çalışılmıştı. Azerbaycan Türklerinin yanı sıra Gürcüler, Ermeniler ve Dağıstanlılar arasmda da bu yönde çalışmalar yapılmıştı.18Azerbaycanlılarla, İstanbul’daki sürgün-göçmenlervasıtasıyla bağlantı sağlanıyordu. Enver Paşa’nın amcası Halil Paşa, emrine verilen üç tümenlik bir k u w et ile Azerbaycan üzerine görevlendirilmişti. Halil Paşa’nm görevi, Kuzey İran’a girerek, Hazar kıyısını Ruslardan temizlemek, batıdaki Osmanlı smınna yakm Rus kuwetlerini engellemek üzere güneyden Bakü’ya saldırmaktı.'8 Enver Paşa bununla Kafkaslardaki Türk-Müslüman unsurlan Ruslara karşı harekete geçinnek imkänına kavuşacağmı sanıyordu.19 15 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 250-253. 16 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 254; Şevket Süreyya AYDEMİR>£«v
Takviye edilen Halil Paşa komutasındaki kuw etler, Ocak 1915’te, Tebriz’i zaptederek, Rus Azerbaycanı’nın kapısına dayanmışlardı. Osm anhlann Kafkasya siyasetinin rehberi Ö m erN aci idi ve Ö m er Naci Azerbaycan ve Doğu Kafkasya İttihat ve Terakki Komitesi Müfettişi olarak atandı. Bu atama, Osmanlılann iki Azerbaycan’ı birleştirme isteklerini ve bunun Osm anlı D evleti’nin himayesinde gerçekleşeceği imasını taşıyordu.20Osm anlı kuw etlerinin Tebriz’i zaptı pek uzun sürmedi. Zira Sankamış’ta savaş sona erince, Rus k uw etleri derhal Tebriz’i geri almışlardır. Buna rağmen, Osmanlı k u w etleri bölgeye saldınlarını sürdürdüler. Fakat bu akınlarda Ruslar tarafmdan püskürtülmüştür.21Neticede, Enver Paşa’nın bu ileri yürüyüşten beklediği ve umduğu “Türkçülük” semereleri elde edilemedi.22 Osmanlı Devleti’nin R usya’ya karşı savaşa girm esi Azerbayean Türklerini kanşık hislere sevketmişti. B ir tarafta tebası olduklan ve Alm anya ve AvusturyaMacaristan’a karşı savaş başladığmda bağlılıklanm ilän ettileri Rusya, diğer tarafta da kalben metbu olduklan Türkiye bulunm akta idi. T ürkiye’nin R usya’ya karşı savaşa girdiği haberi A zerbaycan’da alındığı zam an, B ak ü ’da, Basiret gazetesinde çıkan bir makalede, T ürkiye’nin savaşa girm esinden dolayı hayrete düştükleri, kendilerinin Türkiye’ nin bu savaşa girm ektense, Avrupa’nın savaş dolayısıyla meşguliyetinden istifade ederek, kendi iç işlerini bir düzene koymasını ve daha kuw etli bir hale gelmesini bekledikleri yazılmaktaydı.23 Çarlık Rusyasının sıkı kontrolu ve baskısı yüzünden A zerbaycan Türklerinin açıkça Türkiye’den yana bir tavır koym aları m üm kün değildi. Bu arada A zerbaycan’da 1914 ve 1915 yıllarm da Ruslara karşı bazı sabotaj olayları oldu ve R usya aleyhtarı bazı broşürler ortada dolaşmaya başladı. Özellikle Ö m erN aci’nin Tebriz’de bulunduğu esnada, gerek İran Azerbayca n ’ında ve gerekse Doğu Kafkaslarda, Ruslara karşı ayaklanm alar başladı. B u hareketlerin merkezi D ifai teşkilatının güçlü olduğu Gence idi.24 Bu arada Azerbaycan Türklerinin bu teşkilät vasıtasıyla Osmanlı Devleti ile temasta bulunduğu da anlaşılmaktadır. N itekim 1915 yılı Şubat’ında, Feth Ali H an’m yeğeni

20 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 113-114. 21 Fevzi ÇAKMAK, Büyük Harpte Şark Cephesi Hareketleri, Ankara 1936, s. 96; KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 286. 22 SÜNBÜL, Azerbaycan Dosyası, s. 52. 23 Basiret, 18 Oktıyabır/Ekim 1914. 24 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 500. Birinci Dünya Savaşı esnasında Difai’nin ve Genceli Türk gençlerinin Ruslara karşı verdiği mücadeleler hakkında bkz.: (KEYKURUN, Azerbaycan İstikläl Mücade/esinin Hatıralan, s. 24-27. )

Emir Arslan Han Hoyski gizlice sının geçerek Erzurum’a gelmiş ve Türk makamlanyla temas kurmuştur. Arslan Han Hoyski, Difaı teşkilatımn sözcüsü sıfatı ile Transkafkasya Müslümanlannın müstakil bir devlet kurmak arzulannı Türk makamlanna anlatmıştır. Onun teklifine göre, Bakü, Gence, Erivan Gubemiyalanyla ' Terek ve Dağıstan’ı dahil ederek İsviçre väri müstakil bir devlet kurulması mümkündü. Kafkaslarda Türiciye ile Rusya arasında böyle büyük bir tampon devlet kurulması fikri, Enver Paşa tarafından da muvafık bulıuımasma rağmen, Türk ordusunun Ruslar karşısındaki mağlubiyetleri böyle bir projenin gerçekleşmesine mani olfnuştu.25 Ruslar, küçük çaplı da olsa bu ayaklanmalar, sabotajlar ve kendi aleyhlerinde çıkan broşürler karşısında tedbirlerini artırdı. Ayaklanmalar kısa sürede bastınlırken, bu dönemde birkaç Azerbaycan gazetesi de kapattınldı.26 Bu arada Ruslar tarafmdan, Türkiye’yi Azerbaycan halkmın gözünden düşürmek için, Bakü’da çıkan Rusça gazetelerde maksatlı haberler yazdınldığı anlaşılmaktadır. Mesela, Türkiye Hükümeti’nin İstanbul’da bulunan Ahmet Ağayev’i önce hapse attığı, sonra da öldürttüğü Rusça Bakinets gazetesinde haber verilmiştir. Ancak buna pek ihtimal verilmediği, yine Bakü’da, Türkçe çıkan gazetelerde görülmektedir. 23 Aralık 1914 tarihli, İkbal gazetesi son zamanlarda böyle yalan yanlış haberlerin, şayialann maksatlı olarak yazıldığını belirterek, “Ahmet Ağayev’ in İstanbul’daki mevkiine göre, onun hapsi ve katli hakkmdaki havadislere ehemmiyet vermemek ve ciddi bir nazarla bakmamak mümkündür” diye yazmaktadır.27 Bu dönemde Rus sansürü yüzünden, birçok Türkçe gazetenin sayfalanmn boş çıktığı görülmektedir.28Ruslann bu sıkı sansürüne rağmen Azerbaycan gazetelerinin bir kısmı şifreli olarak, Türkiye yanlısı yayınuıı devam ettirmişti. Mesela, “... Sankamış’tan bir kalemim vardı o da kınldı.” veyahut “... Kış olmasma rağmen Kars civannda horoz gülü hale bitmiştir” şeklinde Osmanlı ordusunun ilerlediğine işaret ediyorlardı.29

23 KURAT, Tärkiye ve Rusya, s. 500; SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 115. 24 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 114. 27 İkbal, 23 Dekabır/Aralık 1914, no. 821. 2* Devrin Azerbaycan gazeteleri incelendiğinde, gazetelerin bazı sütünlannın sansür yüzünden boş çıktığı görülecektir. 29 MİRZA-BALA, “Cafer Cabbarlı, Diriliği, Yarattıklan ve Vakitsiz Ölümü”, s. 110.

Azerbaycan basını üzerinde sansür gittikçe artmış ve daha fazla etkili olmaya başlamıştı. Mehmet Emin Resulzade tarafindan Ekim 1915 tarihinde çıkanlmaya başlanan ve programını “Tüıkleşmek, İslämlaşmak ve Muasırlaşmak” olarak açıklayaaAçıkSöz gazetesi30dahi, Rus Ordulannı “Bizim koşunlar (ordular)” diye adlandırarak, “Bizim koşunlar Türk hücumlannı püskürttüler” şeklinde yazmak zorunda kalıyordu.31 Rus sansürü ve baskısma rağmen Azerbaycan Türkleri firsat buldukça, münferiden de olsa, Tüıkiye ile temas kurmak ve bu savaşta Osmanlı Devleti ’ne yardımcı olmak için faaliyetlerde bulunuyorlardı. Mesela Stavropol Gubematoru’nun Bakü Başnaçalniki’ne 1 Şubat 1916 ’da, gönderdiği bir yazıda, Baku tacirlerinden Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in vekil ettiği Rıza Bey Memedov’un Stavropol Gubemiyası’nın kazalannda büyük miktarda tahıl satxn alarak, bu tahılı yalnız Bakü’ya değil, İran’a ve sonra Rusya’nın düşmanlannın (Tüıkiye kasdediliyor) erzak ve teçhizatına gönderdiği belirtilerek, bunun araştınlması istenmiştir.32 1916 yılmda Kafkas Cephesi ’nde, Türic Ordusu’nun mağlubiyetleri Azeıbaycan Türklerini ziyadesiyle üzmüş ve Anadolu’dan gelen felaket haberleri, esir Türk askerlerinin Nargin Adası’na götürülüşü gibi olaylar, Azerbaycan Türklerini derinden yaralamıştı. Osmanlı Devleti’nin Kafkas Cephesi savaşlannda Rusya’ya mağlup olması Azerbaycan Türklerinin istikläl arzulannı törpülemiş ve onlann bu konudaki ümitlerinin azalmasma sebep olmuştu. Bu tarihlerden itibaren Azerbaycan Türkleri ilgilerini, Rus işgaline uğrayan yerlerdeki Müslüman harpzedelere, savaşta esir düşen Türk esirlerine ve kendilerinin Rus ordusunda bulunan Müslüman askerlerinin problemlerine yönelttiler.33 Kafkas Cephesi savaşlannda

30 Açık Söz, 2 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 1. 31 AçıkSöz, 2 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 1. JJ Azeıbaycan Cumhuriyeti Merkezi Devlet Yeni Tarih Arşivi, F. 498, Op. I, D. 98, L. 52. 33 Rus Ordusunda bulunan Müslüman askerlerin problemlerini görüşmek için, Rusya’da bulunan Müslüman Cemiyetler, Aralık 1914’de bir toplantı yapmışlardır. Petrograd’da Rusya’nın her tarafindan temsilcilerin katıldığı bütün Rusya “Müslüman Cemiyetler lçtimäı”nda, Rus ordusunda bulunan Müslüman askerlerin problemleri görüşülmüş, yaralanan askerlere yardım ve dertlerine çare bulmak için “Sıhhiye Desteleri” ve Seyyar hastahaneterkurmak kararlaştınlnuştır. Bu Sıhhıye destelerinin nişanı olarakta, üstünde “lailahe-illallah” kelimesi ve bir hilalin bulunacağı bir bayrak kabul edilmiştir. Sıhhiye destesi içinde her türlü ihtiyaçlan dini karşılamak için bir de “Molla” bulunması kararlaştınlmıştır. Aynca, savaşa giden Müslüman askerlerin ailelerine yardım yapılması, ölenlerin çocuklanna sahip çıkılarak, okutulması gibi meselelerin görüşüldüğü bu toplantı da, Osmanh D evleti’nin savaşa girmesi ile birlikte, Rusya’daki gazetelerde çıkmaya başlayan Müslümanlann dinı hislerini rencide eden haberlerin durdurulması için hükümet nezdinde girişimlerde bulunulmast kararlaştınldı. (fkbal, 10,12,15,16,29 Dekabır/Aralık 1914, no. 810,812,814,815,825).

m ağdur duruma düşm üş öz kardeşlerine “K ardaş K öm eği” parolası ile tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yardım çalışm asına giriştiler. B. Kafkas C ephesinde O sm anlı-R us Savaşları ve M üslüm an Halkın M aruz Kaldığı M ezälim ler Amiral Souchon kom utasında K aradeniz’e çıkan Türk donanm asının 29 Ekim 1914 sabahı, R usya’nm Sivastopol, Odesa, N ovorossiski ve K efe deniz üslerine ateş açması ile Osmanlı D evleti’yle R usya arasmda savaş fıilen başladı.34 Bunun üzerine 1 K asım 1914’te, R us K afkas Ordusu, M usun, Eleşkirt, Mecingert, Karaurgan, Kötek ve Kaleboğazı bölgelerinden Türk smırlanna girerken,35 2 Kasım 1914’te, Rus Ç a n II. N ikola yaym ladığı m anifestoyla Osmanlı Devleti ile savaşınbaşladığını ilän etti.36 Kafkas Cephesi’nde ilk önemli çatışmalar 10 Kasım ’da başladı. Ö nceleri Osm anlı kuvvetleri, Rus ordusuna karşı bazı küçük başarılar kazanarak, K a rs’a doğru yöneldiler ve büyük bir müdafaa ile karşılaşmadan Batum bölgesine girdiler.37 Önceden Enver P aşa’nın emri ile Batum bölgesinde Teşkilät-ı M ahsusa’mn çalışm alan sonucu, Lazlar ve Acaralar arasm da teşkilatlanm alar yaptırılm ıştı. B u sebeple, O sm anlı kuvvetleri Batum bölgesine girdiğinde, bunlar ayaklanarak Osmanlı kuw etlerinin yanında yer aldılar.38 Elviye-i Seläse’ye giren T ürk birlikleri bölge ahalisinin de yardımlarıyla, 21 K asım ’da, A rtvin’i ve B orçka’yı, 1 A ralık’ta da A rdanuç’u Rus işgalinden kurtardılar.39 Sankamış bölgesinde, Türk-Rus ordulan arasmda savaş tüm şiddetiyle sürerken, A rdanuç üzerinden hareket eden Türk kuvvetleri 29 Aralık 1914’de Ardahan’ı kurtardılar.40

34 Birinci Dünya Harb 'ı 'nde Türk Harbi, Kafkas Cephesi 3. Ordu Harekätı, Genelkurmay Yay., Ankara 1993, C. I, s. 100. 35 Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, cilt 1, s. 100. 36E. F. LUDŞUVEYT, Turtsiyav GodıPervoyMiravoy Vaynı I914-I9I8gg. (Voyenno-politiçeskiy Oçerk), Moskova, 1966, s. 62. 37 N. G. KORSUN, Pervaya Miravaya Vayna na Kavkazskom Fronte, Moskova 1946, s. 5. 38 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycam, s. 111-112; SABİS, H arp Hatıralarım, II, s. 84; ALLEN-MURATOFF, Türk-Kafkas Sınırmdaki Harplerin Tarihi, s. 248; E. K. SARKİSYAN, Ekspansionnistkaya Politika Osmanskoy İmperii v Zakavkaze, Yerevan, 1962, s. 183. Elviyei Seläse bölgesinde Müslüman halk arasında Teşkilät-ı Mahsusa’nm yaptığı çalışmalar hakkında bkz.: DAYI, Elviye-i Seläse (Kars, Ardahan, Batum) ’de Milli Teşkilätlanma, s. 24-26. 39 Şehir ve Kasabalarm H arp Bölgeleri, Bombardıman, İşğal ve Kurtuiuş Tarihleri, Ankara 1977, s. 8-10; M. Adil Ö ZDER,A rtvin ve Çevresi 1918-1921 Savaşları, Ankara 1971, s. 112. 40 ÇAKM AK, Büyük H arpte Şark Cephesi, s. 61.

Diğer taraftan asıl çarpışmalar Köprüköy mevkiinde cereyan ediyordu. Köprüköy mevkiinde ilerleyen Rus ordusu, Hasan İzzet Paşa komutasındaki kuw etler tarafından durdurulmuş, yapılan karşı taarruzlar sonucunda, Rus kuvvetleri 7 binden fazla kayıp vererek geri çekilmek zorunda kalmışlardır. Arkadan yetişen Rus yardımcı kuvvetleri sayesinde, Rus çekilişi bir kaçış haline gelmemiştir.41 17 K asım ’a kadar süren çarpışm alarda Hasan İzzet P aşa’nm Rus ordusunu durdurarak, başarılar kazanması T ürk askerinin moralinin yükselrnesini sağladığı gibi, Çarlık Rusyası esareti altm da bulunan Türkleri de umutlandırm ıştı.42 Türk ordusunun bu başarıları ve Elviye-i Seläse’de bölge Müslümanlannın Osmanlı kuvvetleri yanında yer alarak, Ruslara karşı ayaklanmaları gibi olaylar Enver P aşa’yı oldukça üm itlendirmişti. Ruslara vurulacak bir darbe ile, Batum bölgesinde olduğu gibi, bütün Kafkasya Müslümanlan Ruslara karşı ayaklandınlabilecek, böylece Osm anlı ordularına Orta A sya’nm yolu açılm ış olacaktı.43 Bu ideali gerçekleştirmek için bölgeye gelen Enver Paşa, III. Ordu’nun kumandasını bizzat kendi üzerine alarak, Türk kuw etlerine, 22 Aralık 1914’te, ileri yürüyüş emrini verdi. Tarihe Sarıkamış Savaşı olarak geçen çarpışmalar, 17 Ocak 1915’e kadar devam etti. Türk Ordusu büyük kayıplar vererek, geri çekilmek zorunda kaldı. Türk Ordusu Ruslann karşı saldınlanndan ziyade soğuktan ve hastalıktan kınldı. Hatta X. Kolordu Kumandanı Hafız Hakkı Paşa dahi, tifusten hayatını kaybetmişti. Binlerce asker Ruslara esir düşmüştü. Bunların içerisinde IX. Kolordu Kumandanı Ali İhsan Paşa ve birçok üst rütbeli subayda bulunmaktaydı.44 Sarıkamış m ağlubiyeti Kafkas Cephesi savaşlarında bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. Sankamış taarruzlannda Türk kuvvetleri çok büyük ölçüde kuw etlerini kaybettiği için Erzurum, Doğu Anadolu ve Karadeniz sahili artık Rus taarruzuna karşı müdafaa gücünü kaybederken, K afkasya’da yaşayan M üslümanTürk ahalinin ümitleri de suya düşüyordu.

41 LARCHER, Büyük Harpte Türk Harbi II, İstanbul, 1928, s. 334; SABİS, Harb Hatıralanm, II, s. 153-155. 42 ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1918-1921 Savaşları, s. 162. 43 LUDŞUVEYT, Turtsiya v Godı Pervoy Miravoy Vaynı, s. 63; KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 268. 44 Sarıkam ış hareketi hakkm da bkz.ı N . G. KORSUN, Sarıkanıışskaya O peratsiya na Kaukazskom Fronte, Moskova 1946; B irinci Dünya Harbinde Türk Harbi, Kafkas Cephesi, I, s. 347-535.

Nitekim, Sankamış hareketinden hemen sonra Ruslar, Batum ve Güney Azerbaycanbölgesinde ileri harekete geçtiler. Kısa süre içerisinde Elviye-i Seläse bölgesinin tamamı yeniden Ruslann eline düştü. Rus Kumandanı Liyahov, Batum bölgesinde Türk kuwetlerini destekledikleri için Acaralılar, Lazlar ve Türkleri cezalandırmaya başladı. Rus katliamından Çoruh vadisinin 52 bin kişilik ahalisinden, 7 bin kişi canlı kalabilmişti.45Ar.dahan’a giren Sibir Kazak Tugayı ve daha sonra gelen Rus piyade kuwetleri, Türkleri alkışlayıp, onlara yardım ettiniz suçlamalanyla, kasabayı yakıp yıkarak halkını kılıçtan geçirmişlerdir.46 Açık Söz gazetesinin yazdığma göre, Ardahan bölgesinde 14, Şavşat’ta 42 köy yerle bir edilmiş, Artvin bölgesinde 30 binden fazla halk Ruslarm yaptıklan katliamlardan zarar görmüştür. Buralarda 100’den fazla köy tamamen boşalmış, evler, yurtlar yakılmış, yıkılmıştxr.47 Artvin, Ardanuç, Borçka ve çevre yerlerde Ruslann yaptıklan katliamlar o kadar büyük olmuştur ki, daha sonra bölge halkma yardım için giden Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi temsilcileri, bölgenin birçok yerinde yardım edecek tek bir kişi bulamamışlardır.48 Ruslann ahaliyi hain ilan ederek, giriştikleri katliamlar Çıldır, Göle, Oltu ve çevrelerinde de devam etmiştir.49 Ruslann yaptıklan, bu katliamlara gerek Rus ordusunda bulunan Ermeni gönüllü taburlan ve gerekse bölgede bulunan ve önceden teşkilatlanarak silahlanmış Ermeni ve Rum çeteleri de katılmıştır. Oltu’nun Havdos Köyü’nün erkekleri tamamen, Terpinik köyleri ve Tavusker halkuun büyük kısmı Rus ve Ermeniler tarafmdan katledilmiştir.50 Rus ordusunun öncülüğünü yapan Ermeni çetelerinin işgalle birlikte, Müslüman köylerinde yaptıklan mezalimi Oltu muhacirlerinden Humuszade Halis ile Ramiz, Osmanlı yetkililerine anlatmıştır. Ermenilerbugünkü Olur Ilçesi’ne bağlı Karacasu (Peneskirt), Boğazören (Ürek), Colakir, Ekinlik (Oğdabed), Uzunharman (Havdos), Yaylabaşı (Kamis) köylerine saldırarak, “Osmanlıyı siz davet etmiştiniz” diyerek erkekleri öldürmüş, kadınlann ırzlanna geçmiş, çocuklan ailelerinin önlerinde parçalamışlardı. Keban köyüne

45 SWIETOCHOWSKI, Rus Azerbaycanı, s. 113. 46 BAYUR, Türk İnhl&p Tarihi, cilt III, K. 1, s. 373. 47A çıkSöz, 1 Dekabır/Arahk 1915, No. 49. 48 Hüsrev Paşabey Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s. 46. 49 Fahrettin KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, II. Kitap, İstanbul 1958, s. 93. 50 Yasin HAŞlM O ĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A it K ısa H atıralarım , s. 56; Mecit HAŞİMOĞLU, “Bakü Isläm Cemiyet-i Hayriyesi”, Tarih Yolunda Erzurum, sayı 2 (Mart 1959), s. 13-22; MASLQFSKİ, Umumi Harpte Kafkas Cephesi, (Çeviren: Nazmi), Ankara 1935, s. 150.

saldıran 150 Ermeni, bütün kadmlan toplayarak, yakmmdaki ormana götürüp tecavüz ederek, bir çoğunu öldürmüşlerdir. Oltu’nun İriağaç (Pemik) köyünün Müslüman halkı Ermeni çeteleri tarafindan katledilerek açılan çukurlara doldurulmuştur.51 Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Kafkas Cephesi savaşlannda zarar gören Müslümanlara yardım etmek için görevlendirdiği baş salähiyetli temsilcisi olan Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov’un belirttiğine göre; daha savaşın başlangıcında, Kars bölgesinde Ermeni çeteleri, gelecekte kurmayı hayal ettikleri büyük Ermenistan için buralan Müslüman ahaliden temizlemek maksadıyla, Müslüman ahaliye karşı tecavüzlere başlayarak, savunmasız insanlan öldürmüşlerdir. Rus yöneticiler buna karşı herhangi bir önlem almadıklan gibi, bu hareketlere müsamaha etmişlerdir. Sultanov, Kardaş Kömeği deıgisinde, Rusya ile Tüıkiye arasındaki sınır boyundaki, Oltu, Tavas, Kars, Ardahan, Göle, Çıldur, Artvin ve Ardanuç bölgelerinde Rus ordusundaki Ermeni gönüllü gruplanrun Müslümanlan kmp, mahvetmelerine Ruslann kayıtsız kalmasına yüzlerce ömek gösterebileceğini yazmaktadır.52 Rus ordusunun önünde Oltu, Sankamış ve Kağızman bölgelerine yerleştirilen Ermeni gönüllü alaylan, savaş başladığı zaman top ve makineli tüfeklerle teçhiz edilerekNarman, Kötek, Pasinler, Karakilise, Beyazıd istikametinde sürülmüş, bu alaylar geçtikleri İsläm köylerini yağma ve talan ettikleri gibi beşikteki çocuğuna varuıcaya kadar katletmişlerdir. Erzurum’un işgalinde de Ermeniler görülmedik mezalim yapmışlardı. İşgale uğrayan köylerden kaçan halkın III. Ordu Kumandanlığı’na verdiği bilgiye göre; “Rus askerler ve özellikle Enneni erleri canice ve vahşice işler yapmışlar; genç, çocuk ve kızlan kaçırarak bilinmeyen bir yere götürmüşler; mallarını yağma ettikleri gibi, zaman zaman soykınm yapmışlar; akla hayale sığmayacak derecede de namusa tecavüz etmişlerdir.”53 Ruslann Ardahan’da kurduklan Tahkik Komisyonu, kendi ölçülerine göre suçladıklan kişileri tutuklayarak, idam ve sürgün cezalan vermişler, sadece Bardız’dan 193 kişi Sibirya’ya sürülmüştür.54 Aynı tür hareketler Artvin’de de devam etmiştir. Batum’da kurulan Divan-ı Harb’te Daşkov’un emri ile yüzlerce kişi yaıgılanmıştır.55 51 Muammer DEMİREL, Birinci Dünya Harbinde Erzurum ve Çevresinde Ermeni Hareketleri, (Basılmamış Doktora Tezi), Istanbul 1993, s. 67-68; Ermeni Komitelerinin A 'mäl ve Hareketi İhtiläliyesi, İstanbul 1332, s. 322-323. 52 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 44. 53 DEMİREL, Birinci Dünya Harbinde Erzurum ve Çevresinde Ermeni Hareketleri, s. 35, 68. 54 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 107. 55 ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1918-1921 Savaşları, s. 147-148.

Sankamış yenilgisinden sonra Türk ordusunun değil hücum, savunma direnci dahı kalmamış, az sonra başlayacak Çanakkale savaşlan yüzünden, yeni kuvvetlerde gönderilemeyince, artık Doğu A nadolu ve Karadeniz sahili Rus işgaline açılmıştı. Çok geçmeden R uslar ileri harekete başlayarak, 16 Şubat 1916’da Erzurum’u ve daha sonra da Erzincan’ı işgal etmişlerdir. Bir kısım Rus kuw etleri Trabzon’u ele geçirirken, Van bölgesi de Rus işgaline düşmüştür. Böylece Doğu Anadolu ve Karadeniz sahilinin önemli bir kısmı Ruslar tarafından işgal edilmiştir.56 Bu Rus işgali esnasmda, yüzbinlerce bölge ahalisi zarar görm üş, binlerce çocuk yetim kalmış, binlerce insan katledilmiş, kadınlarm ırzına geçilmiştir. Bir kısım bölge ahalisi A nadolu’nun içlerine göçerken, bir kısmı da K afkasya’nm çeşitli bölgelerine kaçmışlardır. Yollara düşen bu insanlann bir çoğu açlık, soğuk ve hastalıklardan ve Ermeni çetelerinin saldınlanndan dolayı hayatlannı kaybetmişlerdir. Kaçam ayarak işgal edilen bölgelerde kalan insanl'ar ise, daha büyük felaketlerle karşı karşıya kalmışlardır. Hemen her işgal edilen bölgede, Türk ahalisi Rus idarecilenn yaptıklan baskı ve haksızlıkların yanı sıra, Ermenilerin yaptıkları tecavüz ve katliamlara maruz kalmışlardır. Anadolu’da M üslüman-Türk ahalinin yaşadığı bu felaketler çok geçmeden R usya’da yaşayan bütün M üslüman-Türklerde, özellikle Azerbaycan Türkleri arasm da heyecan ve infıal m eydana getirdi. C. Kafkas Cephesi Savaşlarında M üslüm an-Türk Halkm Felaketlere Uğraması Karşısında Azerbaycan Türkleri Sankam ış’ta Türk Ordusunun mağlubiyetinden sonra başlayan Rus işgalleri esnasmda M üslüman halkın m aruz kaldığı tecavüz ve katliamlar, Rus Hüküm eti’ nin sansürüne rağmen, Özellikle Azerbaycan Türk basınının özverili çalışmalanyla, 1915 yılı başmdan itibaren Azerbaycan Türklerine duyurulmaya başlandı.57 Aslmda Kafkas Cephesi’nde Türk-Rus savaşmm başlamasından hemen sonra (1914 yıh sonlannda), Maverä-yı Kafkasya’nın çeşitli bölgelerine, özelükle Tiflis,

56 Rus işgalleri hakkında bkz.: Birirıci Diinya Harbinde TürkH arbi Kajkas Cephesi, cilt I-Il. 57 Rus Hükümeti’nin sansürüne rağmen Azerbaycan Türk basını Kafkas Cephesi savaşlarında Müslüman ahalinin maruz kaldığı felaketleri, bütün Kafkasya halkına iletirken, Türkiye’de İttihhat ve Terakki Hükümeti, 1915 Ardahan ve Sankamış felaketleri hakkında İstanbul basmına hiçbirhaberyazdırmamıştı. Bu yüzden Türkiye gazetelerinde Kafkas Cephesi’nde Türkhalkmın yaşadığı felaketlerle ilgili hemen hiçbir haber veya yazı bulunmamaktadır. (KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 108).

Gence ve Bakü’ya, Kars bölgesinden bazı kaçkın (harpzede)58 Müslümanlar gelmeye başlamıştı.59Bunlann durumlan çok kötü idi. Fakat henüz hiç kimse bölgedeki felaketler hakkmda birşeyler bilmiyorlardı. Mesela, 25 Aralık 1914 tarihli İkdam gazetesinde yer alan “M üslüman fırariler” başlıklı haberde şöyle deniliyordu:60 “Bu günlerde K ars’tan birçok M üslüman fırarileri gelmiştir. Bunların ne sebep ile oradan kaçtıklan henüz yahm ım ız değilse de ve läkin ahvallerinin son derece fena ve ianeye m uhtaç oldukları yahınımızdır. ” Azerbaycan’a gelen M üslüm an kaçkm lann bir bölümü G ence’de kahrken, bir bölümü de Bakü’ya gelerek, Bakü şehir idaresine başvurup, yardım istemişlerdir. Ancak, Bakü Şehir Gılavası (Valisi) Biç, onlara verdiği cevapta, isteklerini Şehir Duması’na bildireceğini, şimdilik kendilerine hiçbiryardım yapamayacağını söylemiştir.61 Bu durum, İkdam yazarlarından Hacı İbrahim K asım of tarafından şiddetle eleştirilerek, Biç’in Müslüman firarilere verdiği cevabın kendilerini derinden yaraladığı ve yasa boğduğu belirtildikten sonra, şöylece sitemde bulunulmuştur.62 “Zannediyorum, B iç C enablan hiç olm azsa onlara pulsuz (parasız) bir yer, her gün bunlann herbirine bir niçe kapik vermek ile ne kıyam et kopardı, ne de D um am ıza b ir şikäyet düşerdi.” Bakü’daki zenginlerin de, bunlara herhangi bir yardımda bulunmak için harekete geçm em esini ağır bir dille eleştiren Hacı İbrahim Kasımof, Azerbaycan “Avam M üslüm anlarına” seslenerek, şöyle yazıyordu.63 “Kardaşlar! M illetin hayır, ş e r’ine sizler yarıyorsunuz. Kars fırarilerinin ahvali çok fenadır. Ne kadar kuvve o biçarelere m uavenet edip, hiç olmazsa onlan bu yoksulluk derdinden halas ediniz.” 58 Azerbaycan Türkleri harpzede muhacirlere “Kaçkın” demektedirler. Bu yüzden çalışmada zaman zaman harpzede, muhacir kelimeleri kullanılmasına rağmen, bu manada olmak üzere daha çok “Kaçkın” tabiri kullanmayı tercih ettik. 59 İkbal, 28 Oktıyabır/Ekim 1914, no. 775; Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’nin 1915. Yüda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, Tiflis 1915, s. 5;İkdam, 25 Dekabır/Arahk 1914, no. 6. 60 İkdam, 25 Dekabır/Aralık 1914, no. 6. 61 İkdam, 25 Dekabır/Aralık 1914, no. 6. 62 İkdam, 25 Dekabır/Arahk 1914, no. 6. 63 İkdam, 25 Dekabır/Aralık 1914, no. 6.

80 BETÜL ASLAN

Bu sırada bazı Azerbaycanlı aydınlann girişimi ile şehir idaresinden izin alınarak, Türkiye smırlaruıdan kaçıp gelen kaçkınlara milliyetlerine bakılmaksızın yardım etmek meselesinin görüşülmesi için, 21 Aralık 1914 ’te, Duma salonunda bir toplantı yapılması kararlaştınlmış ve herkes bu toplantıya davet edilmiştir.64 21 Aralık’ta yapılan bu toplantıdan arzu edilen neticeler elde edilememiştir.65 Savaşm başladığı ilk günlerden itibaren, Kafkasya’da yayınlanan gazetelerde, yapılan çeşitli toplantılarda Ermeni kaçkınlan hakkmda konuşuluyor. Onlar için çeşitli yardım çalışmalan yapılıyor, Ermeni ve Rus Cemiyetleri bunlara yardımlar topluyorlardı.66Ancak, şimdi Rusya’da yaşayan Müslüman-Türkler, Kafkas Cephesi savaşlannda, Müslümanlann da zarar gördükleri, evleri ve yurtlanm terkederek kaçkm düştükleri gerçeği ile karşılaşıyorlardı. 1914 Aralık ayında Petrograd’da yapılan Bütün Rusya “Müslüman Cemiyetleri İçtimäı”nda, bu durum gündeme getirilmistir. Bu toplantıyäBäku Müsİüman Cemiyet-i Hayriyesi adma katılan Mirza Esadullayev, Müslümanlann yaşadıklan felaketleri dile getirerek, Türkiye serhaddine yakın olan yerlerden Müslüman ahalinin savaş sebebiyle kaçmak zorunda katdıklannı, bu Müslüman kaçkmlann durumlannm çok kötü olduğunu belirtmiş, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin tespitlerine göre halihazırda Maverä-yı_K.afkasya’da 5000 kadar Müslüman ailesinin Türkiye sınırlanndaki yerlerde aç ve çıplakdurumda bulunduklanmTMlcfinnTştir67 Günler geçtikçe Kafkasya’ya gelen Müslüman kaçkınlann sayısı giderek artmakta ve bu durum önemli bir mesele halini almaktaydı. Artık Azerbaycan kamuoyu bunlann dunımuyla daha yakından ilgilenmeye başlaricen, Azerbaycan Türk gazeteleri de halkı yardıma çağmyordu. İkbal gazetesinde Mehmed Emin Resulzade yazdığı bir makalede, Azerbaycan halkının çok yardımsever bir halk olduğunu, yardıma muhtaç hericese şimdiye kadar elinden gelen her türlü yardımı yapmaktan kaçınmadığını, muhtaç insanlara yardım etmenin zaten bir vatandaşlık görevi olduğunu ifade ettikten sonra, Müslüman kaçkmlara yardım etmenin vatandaşhk görevi olmasının yanısıra, ırkdaşlık ve dindaşlık vazifesi olduğunu da vurgulamıştır.

44 Ikbal, 21 Dekabır/Aralık 1914, no. 819. 45 Bu toplantıdan sonra Baku Valisi B iç’in başkanlığında, “Kaçkınlara bilafark millet yardım eden komite” kurulmuştur. Bu komiteye Mayıs 1916 tarihine kadar 28. 432 Manat 99 Kapik bağışlanmıştırki, komite bu paradan Haziran 1916’ya kadar, Bakü’ya gelen kaçkınlara milliyetine bakmaksızm 21066 Manat yardım etmiştir (Doğru Söz, 4 lyun /Haziran 1916, sayı 14). “ tkbal, 15 Dekabır/Aralık 1914, no. 814. 67Mehmed Emin Resulzade, “Dikkat Olunacak lki Mesele”, İkbal, 22 Dekabır/Aralık 1914, no. 820.

Mehmed Emin Resulzade, bu makalesinde, Müslümanlann yaşadıklan felaketler üzerinde de durarak, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Müslüman kaçkınlanna yardım yapmak için bir şube oluşturmasım ve diğer cemiyet ve komitelerinde ona yardımcı olmasınm gerektiğini belirterek, şöyle demektedir:68 “... Elbette ew elce mezkür Müslüman muhacirlerin mevcudu ve haralarda (nerelerde) olduğu ve ne gibi yerierden kaçbklan hakkında käfi malümat yığıp, tahkikat icra eylemek ve hemen läzım geien ianelerin toplampta mahaline sarfolunmasuıa bakmaktır. İhtiyaç günden güne artıyor. Muaveneti bir an olsun geciktirmeye gelmez. Bu hususta kimse Müslümanlan aynlık, seçkilikle de itham edebilmez. Müslümanlar sair vatandaşlanyla beraber, uhdelerine düşen vatan vazifesini zerre kadar ihmal etmediler ve etmeyeceklerdir. Erbab-ı vukufbilir ki, her milletin zavallısma, ancak o milletten olanlarniceki läzımdır. Yakınlaşıp hakiki ve manevı muaveneti icra edebilirler. Bu cerh olunmaz bir hakikattir. Bu hususta iki rey olabilmez. ” Tiflis, Gence ve Bakü gibi şehirlere gelen Müslüman kaçkınlann sayısı artmaya başlayınca, Anadolu’da Müslüman-Türk halkın yaşadığı felaketin boyutu da yavaş yavaş ortaya çıktı. 1915 Ocak aymdan itibaren, hemen hergün Azerbaycan Türk gazeteleri Kars, Ardahan, Batum vs. yerlerdeki Müslümanlann başına gelen felaketleri halka bildirmeye ve onlan kardeşlerine yardım etmek için davete başladılar. Anadolu’daki Müslüman-Türk ahalinin yaşadıklan felaketleri, Azerbaycan kamuoyuna duyuranlann başında gazeteci Ömer Faik Nemanzäde geliyordu. O, İkbäl gazetesinde yazdığı “Tecili Yardım Läztm” adlı makalesinde, sınır boylanndaki Müslümanlann karşı karşıya kaldıklan felaketlerden bahsederek, yüzbinlerce Müslümanın evsiz, barksız kaldıklanm, kadın ve çocuklarm aç ve hasta olduldanm, eğer onlara acil yardım yapılmaz ise, hepsinin ölmeye mahküm olduğunu, Ardahan Müslümanlannm yürüyerek, yüksek karlı dağlan geçmeye çalıştıklannı ve bir çoğunun karlı yollarda açlık ve soğuktan hayatlannı kaybettiklerini belirttikten sonra69 şöyle demektedir:70

“ İkbal, 22 Dekabır/Aralık 1914, no. 820. 89 Bakü, (Rusça), 22 Yanvar/Ocak 1915, no. 180. İnceleyebildiğimiz İkbal gazetesi koleksiyonu içerisinde öm er Faik Nemanzade’nin yukanda belirtilen makalesinin yer aldığı 19 Ocak 1915 tarihli sayısını bulamadık. Ancak, bir çok başka gazetede yazılan makalelerde, öm er Faik’in bu makalesine atıflarda bulunulduğundan, bu eksikliği onlarla gidermeğe çalıştık. (Bakü, 22 Yanver/Ocak, 1915, no. 180.) 70 Nazım MUSTAFA, “Baki Müselman Heyriyye Cemiyeti’nin Birinci Dünya Muharibesi Dövründeki Faaliyeti”T ''atandaş, (Baku), 2TDl{tıyabır (Ekim) 1993.

“Ümid edirik, Baku Cemiyet-i Hayriyesi, Bakü erbab-ı hamiyeti felaketin büyüklüğünü, vaktin darlığını kömeğin aceleliğini nazara alıp, iane yığmak zahmetini tezlikle alır. Biz iane yığm akla meşgul olanda, iane komisiyast üzvleri de telesik (acele) felaket yerlerine o dört okruğa (Kars, Ardahan, Kağızman, Oltu) gidip, bedbahtlığm yürek parçalayan haletini öz gözleri ile görüp bildirirler.” Ö m er Faik N e ’manzäde, bu şekilde Azerbaycan halkmı yardım yapm aya çağırırken kendisi de 25 M anat vermiştir.71 Felaket bölgelerini gezip gören Azerbaycan’ın ünlü şairlerinden Ahm ed Cevad da bölgenin durumunu şöyle tasvir ediyordu:72 “Orada açlık o kadar şiddet eylemiştir ki, biçare Müslüman balalan at pisliği aktanp, içinde olan aıpalan çıkarıp, onları kurutup onunla geçinirler.” Yine Ahmed Cevad, “Ne Gördümse” adlı şiirinde, kardeş halkın böyle bedbaht bir gününde K ars’ta karşılaştığı yürek parçalayıcı m anzarayı şu şekilde dile getirmişti:73 “Arm ağanım yaslı nağme B ir kuş oldum, çıktım yola Gittim, gördüm dost ilinde N e bir ses var, ne bir layle Sordum garip minareden Akşam olmuş ezan hani Baykuş konm uş minberlere Diyen hani, duyan hani Vicdan bana emreder ki Böyle günde bayram etme K u r’an bana yol gösterir Yoksulları meyus etm e”

71 MUSTAFA, “Baki Müselman Hayriyye Cemiyetinin Birinci Dünya Muharibesi Dövründeki Faaliyeti”, Vatandaş, 22 Oktıyabır/Ekim, 1993. 72 Basiret, 23 May/Mayıs 1915, no. 46. 73 BAYKARA, Azerbaycan İstikläl Mücadeles'ı Tarihi, s. 193-194.

Ardahan bölgesinin R uslar tarafından yeniden işgal edilmesinden hemen sonra bölgeden kaçıp gelen, eski D evlet Duması üyelerinden Zekeriya Bey Acarski, Ardahan ve etrafındaki felaketi Tiflis’te, Rusça olarak yayınlanan Kavkazski Slov gazetesi m uhabirine şöyle anlatm aktaydı:74 “Mübalağasız size diyebilirim ki, Ardahan mahali artık yeryüzünde yoktur. Hamusu (hepsi) garet edilmiş, ahalinin ekserisi katliam edilmiş, siz onlar ile kenti (köy) geçebilirsiniz ve Iakin bir nefer diri insan göremezsiniz. Ancak meyit, meyit, yine meyt görürsünüz. Herkes böyle gamlı hadiselerin ibtidasmda kaçmışsa, Ahılkelek’te, Şavşalı’da (Şavşat) ve Poshov (Posof) m ahalinde yaşıyorlar. Ve lakin burada ancak çok az adam halas olmuştur. B unlann çoğu da arvad ve uşaklardır. M en uşaklar diyorum. M en size karlann içinde düşüp telef olanları desem o zaman siz hayrete düşersiniz.” Zekeriya Bey, Ardahan bölgesindeki köylerin bir çoğunda erkeklerin tamam en katledildiğini, Çıldır ve Göle bölgelerindeki köylerde de aynı muamelenin icra edildiğini belirttikten sonra, bölgenin bütün zenginliklerinin talan ve yağma edildiğini de sözlerine eklemiştir.75 4

Şubat 1915 tarihli İkdam gazetesinde çıkan bir haberde de, şöyle kaydedili-

yordu.76 “Müslüman harpzedelerin hali Kars ve etrafmdaki kent ve kasabalann rüzgan her taraftan ve her m enba’dan alınan haberlere nazaran, dehşetli bir ihtiyaç ve felaket içindedir. Resmı ve gayri resmi haberlerin tasdik ettiğine nazaran oradaki M üslüm anlarm bir çoğu arpa kavurgası yiyorlar ve soğuğa karşı hiçbir çareleri olmayıp, donup kalıyorlar.” Bu arada Kars Gubematoru (Valisi) Podgorski tarafından gönderilen bir telgraf, resm i olarakta bölgenin durum unu ortaya koymaktaydı. Bu telgrafta Podgorski bölge ahalisinin “aç ve ağlar hallerini tasvir ediyor ve onlann artık (fazla) derecede m addi ve manevı kömeğe (yardıma) muhtaç olduklarını bildiriyordu.”77

14 İkdam, 5 Fevral/Şubat 1915, no. 38. 15 İkdam, 5 Fevral/Şubat 1915, no. 38. 76 İkdam, 4 Fevral/Şubat 1915, no. 37. 77 Basiret, 17 Yanvar/Ocak 1915, no. 36.

Azerbaycan Türk gazetelerinde çıkan haberler, Azerbaycan Türkleri arasmda büyük bir heyecan meydana getirmişti. Gazeteler halka yardımlarda bulunmalan için çağnlarda bulunuyor, Kars, Ardahan vs. bölgelerden Azerbaycan’a gelmiş ve durum lan çok kötü olan Müslüman kaçkmlara yardım edilmesi isteniyordu. İkdam gazetesinde, 23 O cak 1915 tarihinden itibaren “Kars felaketzedelerine muavenet ediniz” başlığı altmda^Karsveetofindäki Müslümanlann katledildikleri bu^olclarm ın^ät^arını^erketmek zorunda kaldıklan belirtilerek, bunlar için yardım yapılması isteniyoryeyardm ı yapan şahıslara ait isimlerin yer aldığı listeler yayınlanm aya başlam yordu.78 ~~ Felaket haberleri sade Azerbaycan Türklerinde büyük heyecan yaratırken, Azerbaycanh zengin, aydrn ve idarelerde yer alanlann, ilk başlarda sessiz kaldıklan ve yardım için harekete geçmedikleri anlaşılmaktadır. Hacı İbrahim K asım of. /fc/ggt!da-yazdjtğı “kömek lazım” başlıklı makalesinde bunlara seslenerek, Ermenilerin kendi kaçkınlan için yaptıklan fedakärlıklan ömek göstererek şöyle diyordu:79 “Efendiler! bir Ermeni komşumuza bakıp onlardan ibret alın. Bir Ermenilerin öz fırarileri için ettikleri canfeşanlığı, ettikleri fedakärlıklan seyredin, sonra özünüzdeki sehlenkärlıklara bakıp bir hacalet çekiniz.

Ey haşmetli, tantanalı evlerde, tam tarakh çaçrağlı salonlarda istirahat eden ve h er cür leziz taam lar yiyip, sersefa süren Baku M ilyonculan! Eğer siz böyle imtihan zam anlannda, onlara muavenet etmezseniz, eğer o Kars felaketzedelerinin ah naleleri sizin kalbinize tesir etmezse, o zaman sizlere taş kalpli insan demekten başka ne ad koym ak olar. Eğer onlara bu halde muavenet etmezseniz, ind-Allah mesulsünüz. B ir eclaf arvaddan ötürü var-yokunuzdan geçmek isteyen ağalanm ız, eğer bu felaketzedelere şimdi de olsa muavenet eylemezseniz, demeli siz, milleti bir eclaf arvada satmış olduğunuz meydana çıkacak. O zaman milletperestlik iddiasında olmaklığınız, bir mülhidin m ümin olması gibi birşey olacaktu-. “A ğalar ihtiyaç büyüktür. Muavenet läzımdır. Herkes ne kadar k u w e muavenet etmelidir. Işte bakınız komşumuz Ermenilere, onlardan ibret almız. Onlann canfeşanlığına, onlarrn milletleri uğrunda sarfettikleri gayrete bakıpta sizde bir iş görünüz. “Ey Ağalar, o felaketzedelere elinizi uzatmız. Gazetemizde Kars felaketzedeleri n e f’ine iane siyahisi (listesi) açılır. İmtihan meydanıdır. Herkes ne kadar kuw e yardım etmelidir. Iane veren ve gönderen zatlann adlan Basiret sütunlannda derc edileceği gibi, cem olan pullar M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi idaresine teslim edilecektir. K öm ek läzım dır Kardaşlar!” D.

“Muhterem Efendiler! Yalnız bu fırariler değil, onlar bir niçe ailedir, dolamr. Yalnız bunu biliniz ki, sizleri millet intihab edip, milletin karşısında sizler mesulsunuz. İhtiyazcunızı r e f etm ek sizin vazifenizdir. İşte millet bugün öz efradınm küçelerde (cadde) ayak yahn, baş açık dilenmesini istemiyor. Her gäh sizler millet kaygıkeşi iseniz, özünüzde olan hiss-i milliyeyi gösterip, Müslüman muhacirlerin, Müslüman firarilerin refah hali için bir iş görünüz.” Hacı İbrahim Kasım of, 17 Ocak 1915 tarihli Basiret gazetesinde yazdığı “K arsT elaketzedegänı ve B akü M üslümanları” adlı m akälesinde de, Kars ve etrafihdäkrM usİümanların katledilmesinden,feTaRetzedeleriH äcınacak durumlanndan bahsettikten sonra, Bakü’daki zengin Müslümanlan sertbir dille eleştirerek, şimdiye kadar toplanan yardımlann az olmasından dolayı sitemlerini dile getirmiş, bu günlerin Azerbaycan halkı için bir imtihan günü olduğunu belirtm işti:80 78 İkdam, 23 Yanvar/Ocak 1915, no. 27. 79 Hacı İbrahim Kasımov, “Kömek Läzım”, İkdam, 29 Dekabır/Aralık 1914, no. 7. 80 Hacı İbrahim Kasım of, “Kars Felaketzedegänı ve Bakü Müslümanları”, Basiret, 17 Yanver/ Ocak 1915, no. 36.

K afkas C ephesi Savaşlarında Zarar G ören M üslüm an-Türklere

Azerbaycan T ürklerinin “K ardaş K öm eği” ve Bakfi M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi 1-

R u s H ük ü m eti’nden Yardım İçin İzin Alınm ası ve llk Yardım Ça-

lışmaları Kafkas C ephesı savaşlarında Rus işgaline düşen bölgelerde, MüslümanTürk ahaliye Rus ve Erm eniler tarafından yapılan tecavüz ve katliamlardan kurtulabilenlerin acm acak durum lan, yukanda belirtildiği gibi Azerbaycan Türk basınının özverili çalışm alan sonucu, Azerbaycan Türklerine duyurulmuştu. Anadolu’da kardeşlerinin yaşadıklan bu felaketler, onlan çok üzmüş ve heyecana sevketmişti. Onlar, R usya’da yaşayan bütün M üslümanlar gibi, Rusya savaşa girdiğinde üzerlerine düşen vatandaşlık vazifelerini hakkıyla yerlerine getirmelerine rağm en, Ruslar, Türk ordusunun çekilmesinden sonra ellerine geçirdikleri yerlerde savunmasız M üslüman ahaliye karşı kırgınlar yapmışlardı. Batum bölgesinden, K a rs’tan, A rdahan’dan, Oltu vs. yerlerden gelen felaket häberlerine

86

BETÜL ASLAN

Azer’o ayean Türkleri daha fazla läkayt kalmamış, bir taraitan yardıın ça: iycna’ar. başlatırken, diğer taraftan Rus ve Ermenilerin tecavüzlerini durdurnıak i ç i çaiişmalar yapmışlardır. Rusya D evlet Duması’nda Bakıı vekjli olarakbuiunan Mehmed Yusuf Caferov, hükümeti Müslümanlan ezmekle suçlayan şu m chdiıf kqiiuşrnayı Devlet D um ası’nda yapıyordu:81 “Bu siyaset Transkafkasya’da, askerihareketlerin geçtiği ycrierde ve K.afkas Cephesinin gerisinde, Rus olmayan milletlere karşı açık kışkırtma şeklinde kendini gösterdi. Savaşgürültüsününgerisindeyardım sız, barışçı M üslunan halkakorkunç şeyler yapılmakta. Caıı ve mal güvenliği yok. Müslümar.iar icir, zuıünı, yağma ve cinayet gündelik şeyler oldu. Erkeklerin toptan sımrdışı eüilrnesı, gerice kalan savunmasız kadınlara tecavüz, yıkılmış terkedilmiş köyler, aç, yaran, muhtaç insanlar, bölgedeki Müslümanların durumubu. Söylediklerimin tümünü Keiivr.esi kelimesine doğrulayacak olaylar ve resmi belgeler elimizde mevcut. Ancak burada onları açıklamam imkänsız. Zamanı geldiğinde tekrar bunlardan b^hscdeceğiz. Şimdilik sadeee yerel ve merkezi yetkililerin olaylarahakim durumc'a o.dıJdann;, fakat Müslüınanlann durumunda hiçbir değişiklik olmadığını beürtmek istiyorum.” M ehmed Yusuf Caferov, Devlet Duması Başkanı Rodziyanko ve Rus Hükiimet üyeleri ve özellikle hükümetin askeri işlerle ilgili bakanı ıle göraşcrek, Kars bölgesinde Müslüman ahalinin yaşadığı felaketleri anlatmış vc onIard£.n ou Konuda yardım vaadleri dahı almıştı.82 Bu arada Azerbaycan Türklerindeki infial ve heyecanı yat.ştırmr.k için bir Rus yetkili tarafmdan, bu olaylara sebep olan Rus memurlara ve bu işicre kanşan Ennenilere gerekli ikazlarda bulunulduğu, bölgede bu türolaylara r.ıcydan vcrilrnemesi içinde tedbirler ahndığı belirtilmek zonmda kalınmıştır.^ Diğer taraftan özellikle gazctclcrin vasıtasıyia başlaiılan yardırn tonlama faaliyetleri gerekli semereleri vermiyordu,'*4 İhtiyaç çok fazla idi Jan< büyük çapta ve bütün Kafkasya M üslömanlannın katıiabileceği, koordincli bır çalışma yapılması gerekli idi. Bunun içinde hükümetten rcsmı oiarak izin ahnm ah ;di. Nihayct savaşfa :?arsr görcn fe!akeh'r.de Müsiü.vıanlar yararına ,<;akasya'n:n SWII ' : ' r 7 'OWSK '

82 Ikchmı, 24 fcvnü/Şvbat 1915, no. 54 s’ Rustn ı , 3 ■ Yanv^r/Ocık :9 ’ 3, no. ?M. tu-.hvt. 17 V.iı.v;.'/Oc;'k i'/!ä ,n o . 36.

s. i : ■ !!6.

her tarafında yardım toplam ak için izin almak ve savaş bölgelerinde meydana gelen elim faeialarla ilgili teşebbüslerde bulunmak için, hususi bir heyet oluşturularak, Kafkasya G enel Valisi ile görüşm ek üzere T iflis’e gönderildi. Bu heyette Bakü’dan Ali M erdan Topçubaşov, Fethali Han Hoyski, Ağabala Kuliyev, Ağa Hüseyin Takiyev, Erivan’dan Han Erivanski ve G ence’den eski Devlet Duması üyesi Hasan M ehm edov bulunuyordu.85 Mehmet Sadık Aran, Ergenekon Yolu dergisinde yayınlanan “Kardaş Kömeği” adlı makalesinde, Öğretmen Kadir A talar’ın hatıralannı kaynak göstererek, bu heyetin T iflis’e giderek, Kafkasya Genel Valisi nezdinde yaptığı girişimieri şöyle anlatmaktadır:86 “Kardaş yardımı için düşünülen gizli tedbirlerden başka aleni ve resmı yardım müsaadesi alm ak maksadı ile de Rusya Çarının naibi Grandük nezdine T itlis’e birheyet gönderiyor. Heyet, iyi hukukçu ve değerli diplom at olan Ali Merdan Topçubaşı’nın başkanhğı altında izam ediliyor. İki defa reddedilen müracaata Rus Hükümeti şu cevabı vemıiştir: “Siz Kafkasyalı Müsiümanlar, bizim düşmanlanmıza yardım etmek istiyorsunuz. Harp içindeyken Rusya Hükümeti buna müsaade edemez.” Fakat Azerbaycan Heyeti yılmayarak, iiçüneü defa bir müracaat daha yapıyor ve aynı soğuk cevapla karşılaşınca heyet başkanı şu cevabı veriyor: “Siz iki devlet: Osmanlı İmparatorluğu ile Rusya Çarlığı harp ediyorsurıuz. Biz, sizin düşmanlannıza değil, işgaliniz altına aldığınız vilayetlerdeki perişan kardeşlerimize insani ve hayır yardıını yapm ak istiyoruz. Bunun reddedihnesi bizi y e ’se düşürüyor...” Bu sözlere de Çar naibi m üsbet cevap verm eyince heycte dahil bulunan halk hadim lerinden Genceli Ali EkberR efibeyli87 heyecanla ycrindcn kalkıyor ve şöyle diyor: “Şu kadar milyonlarca tebaanız bulunan Türk Müslümanların sizin yanınızda hiç hatırı sayılm az m ı?” Grandük, bu temsilcinin oturmasını işarct ediyor vc biraz düşündükten sonra m üsaade veriieceğini bildiriyor.” Kafkas Cephesi savaşlarında zarargörm üş, felakete uğramış Müslümanlara yardım yapılabılm esi için resmı izin ahnm asında, hiç şüphesiz M ehmed Yusuf 85 Basiret, 24 Yanvar/Ocak 1915, ııo. 37; Bakü, 22 Yanvar/Ocak 1915. 86 ARAN, “Kardaş Kömeği”, s. 3-4. 87 AIi Ekbcr Refibeyli, daha önce verilen listeden de anlaşılacağı gibi, Tiflis’e göndcrileıı heyct içerisindc bulunmamaktadır. Ya bu şahıs sonradan heyete iştirak etmiştir veya Kadir Atalar bu ismi yanlış vermiştir.

88 BETÜL ASLAN

Caferov’un Rus Hükümeti ve Devlet Duması nezdinde yaptığı girişimlerinde önemli rolü olmuştur. O Kardaş Kömeği dergisinde bu konuda yaptığı çalışmalan anlattıktan sonra, yardım toplanması için Hükümet tarafından izin verilmesini şöyle ifade etmektedir:88 “Kars ve bilumum oblastlannda yaşayan Müslümanlann V£iz’ı ve ahvalini fraksiyamızda müzakere ettikten sonra neticede Kafkas Cephesi Müslüman kaçkınlannın ahvali hakkmda Başkumandana bir maruza ile müracaatta bulundum. Sonra Vezirler ile olan göriişmelerimiz esnasında bizzat şifahen ve hem tahriren vezirleri ve Devlet Dumasında defaatle çıkışlanmda Duma Vekillerini Müslüman Kaçkınlannm hali ile mufassalan aşina ettim ve muharebe meydanlannda vukuu gayn mümkün kadar olunmayan ve şayet öz özlüğünde ahali için bir o kadarda müessif olabilmeyecek hallerden geniş malumat verdim. “Aynı zamanda da mahal-i aidine müracaatla o kaçkınlara yardım edilmesi ve hallerinin temini hakkında meseleler (kalkızılmıştı) kaldınlmıştı. “Henüz Devlet Duması’nm Sıhhiye Destesiyle Kafkasya’da olduğum zaman Müslüman kaçkmlanna, Müslümanlann özleri tarafından yardım şubesi açılmıştı. O vakit Kafkasya’nın baş memuru bizim bu hahiş ve dileğimizi birdenbire kabul etti. Ve çok gayet uzun muhaberattan sonra, Müslüman kaçkmlarma muavenet ve yardım göstermeğe icaze verildi ve bu maksatla evvelce Kars ve biraz sonra Batum Oblastlanna serbest geliş gidişe yol verildi.” Yardım yapmak için hükümetten resmı izin alınmasından hemen sonra, 26 Ocak 1915’te, Bakü’da, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nde bir toplantı tertip edildi. Bu toplantıya başkanhk eden Cemiyet-i Hayriye Başkanı Mirza Esadullayev, durumubildirerek, yardım toplanması için izin alındığını anlattı. Bu işin Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafmdan yürütüleceğini, yardım etmek isteyenlerin Cemiyet-i Hayriye’ye, makbuz karşılığında yardımlannı teslim edebileceklerini belirterek,89doğrudan Cemiyet’in başkanının kontrolü ve gözetimi altında çalışacak, özel bir yardım komitesi kurulmasım teklif etti. Bu teklif kabul edilerek, Mirza Esadullayev’in başkanhğında 9 kişiden oluşan bir yardım komitesi

" Mehmed Yusuf Caferov, “Müslüman Harpzedelerine Yardım Işi ve Müslüman Vekilleri”, K ardaş Kömeği, Baku 1917, s. 42. mIkdam, 27,28 Yanvar/Ocak 1915, no. 30,31.

seçildi.90 Yardım işinin daha iyi organize etmek için Erivan, Kuba, Gence, Şamahı’da, harpzede Müslümanlara yardım etmek üzere bölge komiteleri ve alt komiteler seçildi.91 Erivan Gubematoru’ndan izin almdıktan sonra da Şubat 1915’te, Nahçivan Komitesi oluşturuldu. Bu komiteye Cafer Kuli Han Hahçevanski başkanlık etti.92 26 Ocak tarihli toplantıda yapılan bazı teklif ve konuşmalar, Hacı İbrahim Kasımov tarafindan İkdam gazetesi sütunlannda sert bir dille eleştirilmiştir. Hacı İbrahim Kasımov, Mirza Esadullayev’in yardımlann Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne yapılması teklifi üzerüıde durarak, Mirza Esadullayev’in bu teklifini ihtiyatkärlıktan yaptığını kabul çtm ekle beraber, yardımlarm tek elde toplanmasmın, bu işe büyük darbe vuracağını belirterek, üç günde yapılabilecek bir işin, böylece bir ay kadar sürebileceğini yazmıştır.93 Yine bu toplantıda söz alan Meşhedi Bey Azizbekov’da yardun toplanması işinde, ahaliden az az para toplanmasmdansaTAzerbaycän zenginlerinin kapısına gidilenek, onlardan fazla yardım alınması teklifinde bulunmuştur. Hact İbrahim Kasımov, Meşhedi Bey’in bu teklifinin kendisini hayrete düşürdüğünü yazarak, bir aya yakındır Bakü matbuatınm feıyat edip, ahaliye iane vermeyi tavsiye ettiğini, ancak şimdiye kadar Bakülü zenginlerden bir ses çıkmadığuu kaydederek, şöyle demiştir.,4 “... Hangi devletli (zengin) bu yolda, bu vakte kadar bin Manattan geçmiştir. Bundan sonra vereceklerdir, orasını bilmiyorum ve lakin bunu biliyorum ki, ortalıkta bir nişan, lakap m eselesi olsa idi, onda şüphesiz devletli ağalanmız ortahğa düşeridiler.” Hacı İbrahim Kasımov, bütün herkesin bu işte birlikte çalışmasını ve herkesin gücü nisbetinde yardım yapması gerektiğini, para ile giyim vs. gibi şeylerle, her ne ile olursa olsun, o çaresiz Müslümanlann imdadına yetişilmesini isteyerek, şöylediyordu:95

90 Bakü, 30 Yanvar/Ocak 1915. 91 Bakü, 17,22 Fevral/Şubat, 5 Marta/Mart 1915\Azerb. Cum. YTA, F. 312, Op. 1, D. 155, L. 20; TALIBOVA, Kultumo-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Buıjuvazii, s. 181. 91 Bakü, 19 Marta/Mart 1915. 93 tkdam, 28 Yanvar/Ocak, 1915, no. 30. * İkdam, 28 Yanvar/Ocak, 1915, no. 30. 95 tkdam, 28 Yanvar/Ocak, 1915, no. 30.

90

BETÜL A S L A N

“M usibet büyiiktür. Felaket ağırdır. Ve iş tehir kabul etmez bir iştir.” Oluşturulan kom iteler vasıtasıyla K afkasya’nm hemen her yerinde yardım toplama çalışmalan başlatıhrken, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından oluşturulan “Harbzede Müslümanlara Muavenet Komitesi” ilk toplantısmda, ilk yardımlan felaket bölgelerindeki Müslümanlara ulaştınııak üzere bir heyet oluşturdu.96 İki vagon çay, şeker, un ve giyim eşyalarından oluşan bu yardımı götürecek heyetin başkanlığma Ağabala Kuliyev getirilmişti. Heyet içerisinde Mirza Yusuf Hanov, M ehm et Hasan Hasanov,97 Doktor Vekilov ve Gence’den SafrKlirdski bulunmakta idi.98

yev’m başkanlığmdaki b u koıniteye. Mtihcndis Fetullah Bey Rüstembekov, Habib Bey Malımucf I3ckov, Belıbud Ağa Civanşir ve Babayev dahil oldular. Yapılan çalışmälarnetıcesinde härpzede M üslümanlara yardım etmek için bir heyet gönderme kararı alındı. Bu heyeti teşkil etme görevi B akü'da Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov’a, Gence’de Asianbey Safi Kurdski’ye verildi. Bu yardım heyeti, hemen oluşturularak, 16 M art’ta, Bakü’dan Kars’a gitmek üzere vola çıkarıldı. Dr. Htisrev Paşa Bey Sultonov’un~baş]
Bu heyetin görevi yardmıları götürerek, dağıtılmasma nezaret etmekten başka, bölgedeki durumu araştırarak, ihtiyacm ıniktarını belirlemekti. Bunlann verecekleri bilgiler doğrultusunda yardım hazırhkları yapılacaktı.99 Şubat 1915’de, HeyetJCars. Sarıkamış. Horasan ve ccvrcycrleri gezerek, getirdikleri yartlımları halka dağıttıktan sonra, B akü’ya dönerek, bölgedeki tespitleri hakkında Bakü M üsliiman Cem ivet-i H ayrjyesi’ne bir rapor takdim etm iştir. Raporda, bu bölgelerdeki M üslüman ahalinin acmacaklı durumu belirtildikten sonra, eğer en kısa zamanda gerekli yardım lar yapılmaz ise, buralarda bulunan M üslüman ahalinin açhktan ve soğuktan kınlacağını bildirdiler.100

Diğer taraftan Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin öncülüğü vc koordinesi ile Kafkasya’nm her tarafmda yardım toplama çalışmalan başlatıldı. Azerbaycan Türklerinin Kafkasya’mn hemen her köşesinde Anadolu’da felaketc ıığrayan kardcşleri için başlattığı yardtm çalışmalartnm şiarı “Kardaş Kömeği” olmuştur.

Bu acil dum m unazarı dikkate alan Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin girişimiyle, Mart ayı başmda bir komite kurulması kararlaştırıldı. M irza Esadulla-

2“ K a rd a ş K ö m eğ i” “ Ş ia rı” nm (Slogan) O rta y a Ç ıkışı ve Kardaş Körneği G azetesi

'H' Taze Haben 31 Yanvar/Ocak 1915, no. 9; Bakü, 30 Yaııvar/Ocak 1915. 91 Taze Habcr, 31 Yanvar/Ocak 1915, no. 9. 2* Sultanov, “Bakü Müslütnan Cemiyct-i Hayriycsi Harpzcdclerc Yardını Şubcsinin Faaiiyeti”, s. 44. Buheyctinyardım götüreceği bclli olurolmaz, Bakü Tüık gazctelcri durumu halkaduyurarak acil yardım yapmaları için çağrılarda bulunmuşlardır. 1 Şubat 1915 tarihli jkdam gazctesi durumu halka şöyle bildirir: “Kars felaketzedelcriııc iane kabul edilir. Maluııı olduğu üzerc Ccmiyet-i Huyriyc bu iki defa iclas kurulduktan sotıra, Kars felakelzcdelerinm muavenct işlcrinc scrkcştlik ctmck için hususi bir komitc tcşkil edilmiştir. Bu komitc tezlik ile muavcnct etmck mesclesini müzakcrc cdip, karar koyulmuşturki, bu güıılerdeorayaun, çay vc şckcr götürülsün. Fckaletzcdclcrin ahvalini bilmek ve oradaun vs. paylaşmak için oraya Ağa-Bala Kuliycf Cenäbları azinıct cdecckler. Özlcri ile iki vagon kant (şeker), uıl, çay aparıyoıiar (götürüyorlar). Şimdi pu! (paıa) iaııe ctmek istcyenler mahalli gazete itlaıelcrine ve Şemsi Iisadullaycv koııtunma vcrcbildikleri gibi, diğer şcylcri Ccmiycti Hayriye binasına vc Safa Maärif Ccnıiyeti’nc vercbilirlcr. İlıtiyaç çok büyiiktür. Vakit oturmaksızın muavcnet cdilme'idir. ” (İkdam, 1 Fcvı al/Şubat 1915, ııo. 34.) w Taze Haber, 3! Yanvar/Ocak 1915, ııo. 9. 100 Sultanov, “Bakıı Müslürnan Ccıııiyct-i 1Iayriycsi 1lapzcdelere Yaıdım Şubcsiniıı Faaliyeti, s. 44.

Dahaönce belirtildigı gibi, 1915 yılı başlannda Azerbaycan Türkleri, Kafkas Cephesi savaşiarında M üslüm anlann fciaketlere uğramasından dolayı büyiik üzüntii ve hcyecana düşmüşlerdi. Kars, Ardahan, Sankamış, Ultu, Artvin, Ardanuç vs. yerierden gelen haberler, onları çok etkilcmiş vc buralarda yaşayan kardeşlerine yardım cli uzatabilm ek için çalışmalar başlatmışlardı. Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin öncülüğü ve koordinesi altında, Kafkasya’da Tiirklerin yaşadıkları hcmen lıcr bölgede yardım komiteleri oluşturulmuş Kars ve çevresindcki yerlereilkyardım heyetleri gönderilmişti. Bu sırada Kafkasya Türkleri için çok önemli bır bayram olan “Ncvnız Bavram ı” yaklaşmakta idi. Yalnız savaş bölgclerinde felakct vc katliamlara uğrayan 101 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriycsi Hapzcdclere Yardım Şubesinin Faaliycti, s. 44; Bakü, 27 Marta/Mart 1915.

ve muhtaç durumda bulunan kardeşlerinin vaziyetinden dolayı, her zaman Azerbaycan’da büyük bir coşku ile kutlanan ve günler öncesinden hazırlıklar yapılan “Nevruz Bayramı”nı, bu kez kimse tantanalı bir şekilde kutlamak istemiyordu. Nitekim, Kafkasya’nın pek çok yerinde Türkler, bu bayramı zevk, safa ve eğlence içerisinde geçirmek, bunun için büyük paralar harcayıp hazırlıklar yapmak yerine, bu bayram için harcanacak paralan toplayıp, felakete uğramış kardeşlerine göndermeyi daha uygun bulmaktaydılar.102Azerbaycan Türkleri yaklaşmakta olan Nevruz Bayramı’nı kendileri için bir “imtihan günü” olarak addetmekteydiler. Mehmed Emin Resulzade, “Bayramın Yaklaşması Münasebetiyle” başlıkh makalesinde, Kars, Ardahan, Sankamış bölgelerinde olan “sitemdide”lerin ihtiyaçlannın çok fazla olduğunu belirterek şöyle yazıyordu:103 “Böyle olduğu halde ümidvanz ki, yazdıklanmız cemaatimiz yanrnda bi-netice kalmaz ve bizlerde sair dindaşlanmızın yanlannda başı yüce olup, başka milletler gibi de güzel imtihan vermiş oluruz.” İkdam gazetesi yazarlanndan Hacı İbrahim Kasımov da, Nevruz Bayramı’mn Azerbaycan halkı için bir imtihan zamanı olduğu üzerinde durarak, Nevruz Bayramı’nı tantanalı bir şekilde kutlayacak olanlan kınayan bir makale kaleme almış ve Azerbaycan halkına şöyle seslenmiştir:104 “Ey bugünü bayram saklayıp zevk-i sefa süren ağalar! Ey güzel libaslar giyinip, debdebe ile keyif süren cenäblar! Bu aziz günde Müslüman harpzedelerini, bu aziz günde Kars ve Ardahan etrafinda felakete düçar olan masum bacılannızı, bir parça kuru çörek, bir içim su için nale eden balaca balalannızı yadınıza salınız. Yadınıza sahnızda bu aziz günde ne kadar k u w e onlara iane ediniz. Onlara muavenet ediniz. İşte bu aziz günde onlan şäd etmekten, onlann kalbini ele almaktan artık (fazla) bir şey olabilmez.” Yine İkdam gazetesinde “Aciz” imzasıyla, Azerbaycan halkmı yardıma çağıran “Yardım Sadalan” başlıklı şu anlamlı şiir yayınlanıyordu:105

102 İkdam, 6 Mart 1915, no. 63. 103 İkdam, 4 Mart 1915, no. 62. 104 Hacı İbrahim Kasımov, “Nevruz Bayramı”, İkdam, 9 Mart 1915, no. 65. 105 İkdam, 4 Mart 1915, no. 62.

“Yardım Sadalan Geliniz feryada kardaş, nale ve feryat edenler için, Geliniz imdada Kardaş, bizden istimdät edenler için, Sitemdide olanlar yad ediyorlar bizleri imdi İlaç, çare läzımdır bizi e w e l yad edenler için Hamiyet ehlinin tatlı taämı camna sinmez, Yetişmezse eğer däda, acından dad edenler için Sınık (kınk) bir kalbi yapta bir hazin simayı güldürür kim. Häk aşıkıdır özü, bir gamlı kalbi şad edenler için Unutma bir müessir hali kim dehşet töretdikçe M ürüwet söylerdi kendini cellat edenler için O... bir sahne idi kim erbab-ı vicdan görmeğe bitab O... had bir manzara idi, nameler inşäd edenler için, Bütün dünyayı namerdim eğer ahımla ey aciz Cehennem yapmasam bu haneleri berbad edenler için.” Nevruz Bayramı’mn yaklaşması üzerine Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi idaresi de bir toplantı yaparak, Nevruz Bayram’ı münasebetiyle Cemiyet-i Hayriye binasında, büyük bir toplantı tertip etmeye ve bu toplantıda da Müslüman harpzedeler yaranna para toplamaya karar vermiş, bunu gazeteler vasıtasıyla Azerbaycan halkma ilän etm işti.106 Tiflis’tede Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ve İnäs Cemiyet-i Hayriyesi Nevruz Bayramı münasebetiyle büyük bir davet tertip etmeye ve bu davette iane toplayarak, bunu Kars felaketzedelerine dağıtmayı kararlaştırmıştı.107 Erivan bölgesinde yaşayan Türklerde Nevruz Bayramı ’nı bir imtihan günü olarak görüyorİäirdı. Bölgenin önde ğelenleri 14 Şubat’ta bir araya gelerek, bu yılbayram etm eninm unasebetsizolacağını kararlaştırarak, ew elk iy ılla rg ib i tantanalı bir şekilde, bu bayramı geçirmekten vazgeçmişlerdi. Ve alınan karara göre. Mart’m dokuzuncu günü herkes camiye gelerek, burada dua edildikten sonra, orada herkes bayram hazırlığı için harcayacağı parayı Kars, Ardahan, Sankamış haıpzedelerine yardım ıçm vereceklerdi.108

106 İkdam, 9 M art 1915, no. 65. 107 İkdam, 8 M art 1915, no. 64. İkdam, 4 M art 1915, no. 62.

İkdam gazetesi yazarlarından Ali Fehm i’dc, yazdığı makalesinde, Kars ve çevresindeki M üslüm an harpzedelerin maruz kaldıkları felaketlere değinerck, bu insanlarla hem dinı ve hemde ırkı bağlarınm olmasmdan dolayı büyük ü z ü n tü duyduklarım belirtmiş ve Azerbayean halkma şöyle seslenm işti:109 Bunları düşünüp kuvveler dahilinde kömek etmek hamunun vazifesidir, Bu vazifedir ki, medeniyet, insaniyet, İslämiyettarafmdan alkışlanacaktır. Veriniz kardaşlar, veriniz, veriniz. Verinzavallılara, aç kalan, yetin olana...” Şimdiye kadar gerek Kafkas Cephesi savaşlannda Müslümanların düştüklen felaketleri Azerbaycan halkına duyuran ve gerekse onlar içı'n yapılan yardım çalışm alarında en önem li rolü oynayan Azerbaycan Türk basım olm uştu. Y aklaşan N evruz B ayram ı’nm Kars ve çevresinde zor durum da bulunan kardeşlerine yardım yapmak için bir vesile olduğunu belirten ve bunu Azerbavcan halkı için bir imtihan günü olarak adlandıran da Azerbayean Türk basım idi. N evruz B ayram ı’m A zerbayean halkının önüne bir imtihan olarak kovan Azerbayean Türk gazeteleri, bunu kendileri içinde bir imtihan günü olarak addetmekteydiler. Nitekim , yaklaşan Nevruz Bayramı m ünasebetiyle gazete sahipleri ve yazarlan B akü’ da, Necat M aarif Cemiyeti idaresinde bir toplantı yaparak, “K ardaş K ö m e g F ^ ıd ly lä T lle ttrtl^ yararm a kullanıl acakb ir gazcte çıkarirıay a karar verdiler."0 Böylece ilk defa Azeroaycan Türk basm ınnvtem siIH Ientärä^^ Kömeği” şiarı ortaya atılmış oldu. “Kardaş Köm eği” ne dem ekti? Bu soruya B akü’da çıkan Doğru Söz gazetesi yazarlanndan İsläm Bey Kabulov şu cevabı vermektedir:111 “Kardaş Köm eği, Kafkasya sahne-i harbinde düçarı felaket zavallı Müsiu manların ağnsım yüngülleştirmek (hafıfletmek) için uzatılan muaveııet ellerim r yarattığı şefkat ve m erham et hissine verilen en münasip ad idi.” Bundan sonra Azerbaycan Türkleri Kafkas Cephesı savaşlaıından zaragören, haksızlığa ve katliam lara uğrayan, aç, susuz, yetim kalan, ev ve yurıiar yıkalarak kaçkın düşen, savaşlarda Rusya’ya esir düşen ırkı ve dini bağı bulunduğı: kardeşlerine yaptıklan m addı ve manevı yardım faaliyetlerinde hep “Kardaş

109 Ali Fohmi, “Verin Zavallılara!” İkdam, 2 Fcvral/Şubat 1915, no. 35. 110 Taze Haber, 7 Mart 1915, no. 14; İkdam, 8,9 Mart 1915, no. 64,65. 111 D oğru Söz, 7 Mayıs 1916, no. 10.

Kömeği” şiannı kullanmışlardır. Ve Azerbaycan Türk basınının ortaya attığı “Kardaş Kömeği” tabiri, yapılan yardım faaliyetlerinin nişanesi olarak simgeleşmiştir. Yukanda da belirtildiği gibi, Azerbaycan Türk gazete sahipleri ve yazarları tarafından yaklaşan Nevruz Bayramı münasebetiyle, bayramtn ikinci günü Mart ayının onunda K ardaş K öm eği adıyla bir gazete çıkarılm ası kararlaştırılmış ve çalışmalara başlanmıştı. İlk önce bu gazeteyi çıkarmak üzere bir heyet oluşturuldu. Bu heyete İkbal gazetesinden M ehmed Emin Resulzäde, Sada gazetesinden Haşim Bey Vezirov veİkd a m gazetesinden M ahm udN edim Karagözov seçildiler. Belirtilen toplantıda alınan karara göre, Kardaş Köm eği gazetesi Nevruz Bayramı ’nın ikinci günü çıkanlacak ve o gün B akü’da hiç bir Müslüman gazetesi çıkanlmayıp, bu gazeteden elde edilen gelirin hepsi Müslüman harpzedeler yaranna kullanılacaktı.112 Bu kararlar doğrultusunda yapılan çalışm alar semeresini vermiş ve Kardaş Kömeği gazetesi bir günlük gecikm e ile N evruz B ayram ı’nın üçüncü günü, 11 Mart 1915 ’te, yalnız bir nüsha olarak çıkanlmıştır.113Gazetenin imtiyaz sahipliğini ve sorum lu m üdürlüğünü Bakü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi başkanı Mirza Esadullayev üzerine alırken,"4 gazetenin çıkanlm ası içingerekli olan kağıdı da Haşim Bey Vezirov, O ru ço f K ardeşler ve İkdam gazetesinin sahibi Ali Muhtar AIi Ekberov karşılam ışlardır."5 A ynea K ardaş Köm eği gazetesinin çıkanlması işinde emeği geçen yazar ve işçiler de dahil, hiç kimse ücret almamış, herkes gönüllü olarak parasız çalışm ıştır.116 Kardaş Kömeği gazetesınin başkısmtnda, “Millı felaketkarşısında, milli ınatbuatımızın ittihadını gösterir bu gazete hasılatı harpzede Müslümanlar nef’ine olmak üzere bir günlük neşrolunur” yazısı bulunmakta olup, gazete de Kafkas Cephesi savaşlarında Kars ve çevresinde yaşayan Müslüınanlann maruz kaldığı felaketlerden bahsedilerek, bunlar için Azerbaycan halkt kardeş yardımtna davet edilmiştir.1'7Aynca, Azerbaycan Türk kadınlannm “Kardaş Kömeği” konusunda duydukları hassasiyet ve yaptıkları yardım çalışmalan gazetenin sütünlan arasında yer almıştı.118 1,2 İkdam, 9 Mart 1915, no. 65. 113 Kardaş Kömeği, 11 Mart 1915. 114 Taze Habet; 1 Mart 1915, no. 14. 115 İkdam, 9 Mart 1915, no. 65. 1,6 İkdam, 6 Mart 1915, no. 63. 117 Kardaş Kömeği, 11 M art 1915. 118 Yusuf Ali, “Felaket Karşısında K adınlanm ız”, Kardaş Kömeği, 11 M art 1915.

Kardaş Kömeği, gazetesi lOKapikfıyatlasatışasunulmuş"9 vegazetenin satışm 3äiri300 Manatgefir elde edilerek, bu paranm hepsi Kars, Ardahan vs. yerlerde felakete uğramış harpzede Müslümanlar için kullanılmıştır.120

asıyor, kimileri ise, para toplamak için kullamlacak “kutu ve ceb”leri hazu-lıyorlardı. Ressamlar bugünün anlamım ifade eden resimler çizerek, bunlan halkm görebilecekleri yerlere yerleştiriyorlardı.124 Bu hazırlıklar akşama kadar devam etmiş, bütün şehir “Kardaş Kömeği Günü”nden haberdar edilmişti.

Kardaş Kömeği gazetesinin çıkanlışından bir müddet sonra, bunu ömek alan Baku’daki Azerbaycan Türk şairleri de bir araya gelerek, Müslüman harpzedeler yaranna Kardaş Kömeği adıyla bir dergi çıkarmayı kararlaştırmışlardır. Bu amaçla Azerbaycan’daki bütün Türk şairlere çağnda bulunularak, bu dergide yayınlanmak üzere şiirlerini D irilik veya Baba-yı Emir dergilerinin idarelerine göndermeleri istenmiştir.121Ancak, Azeıbaycanlı şairlerin bu iyi niyetli çalışmalanmn sonuç vermediği ve 1915 yılı içerisinde bu dergiyi çıkaramadıklan anlaşılmaktadır.

Aynca, Cemiyet-i Hayriye bu günün hatırası olarak, yardım da bulunanlara verilmek üzere “nişan ve alametler” hazırlatmıştı. Bu arada yardım toplama çalışmalannın düzenli ve verimli olabilmesi için şehir 19-20 kısma bölünmüş ve her bir kısma yardım çahşmalannı Cemiyet adma yürütmeleri için, sorumlu bir başkan tayin edilmişti. Bu başkanlann emrine de, çoğunluğunu kadın ve gençlerin oluşturduğu gönüllülerden 20 veya daha fazla kişi verilmişti.125

3“Kardaş Kömeği” Günlerinde Harpzede Müslümanlar tçin Toplanan Yardımlar

7 Mayıs sabahı saat 7 ’de, Bakü şehrinin her yerinde 4 0 0 ’den fazla gönüllü tarafından “alamet ve nişanlar” satılarak, “kutu ve ceblerle” yardım toplama çahşmalan başlamış ve bu gün gece saat 10-11 ’e kadar devam etmiştir.126

Kafkas Cephesi savaşlannda Anadolu’da Rus işgaline uğrayan bölgelerde, felakete düşen kardeşlerine Azerbaycan Türklerinin başlattıklan yardım toplama çalışmalan, Mart 1915’den itibaren daha düzenli bir hal almıştır. Daha öncede belirtildiği üzere, Nevruz Bayramı dolayısıyla Azerbaycan Türkleri yardım çalışmalannı hızlandırmışlar ve Azerbaycan Türk basını da bir günlük Kardaş Kömeği gazetesi çıkarmış ve bu gazetenin satışından 1300 Manat elde edilmişti. Bu çahşmalar, Azerbaycan halkının kardeşlerine yardım etmek için her türlü fedakärIığı yapmaktan çekinmediklerini açıkça göstermişti. Bunun üzerine Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, Bakü şehir idaresine müracaat ederek, Kars, Ardahan vs. yerlerde felakete uğramış Müslümanlara Bakü’da bir günlük yardım toplamak için izin aldı.122Bu izinden sonra 7 Mayıs’ı “Kardaş Kömeği Günü” ilän ederek, Baku halkını yardıma davet etti ve hazırlıklara hemen başlamldı. Yüzlerce Azerbaycanlı kadın ve genç Cemiyet-i Hayriye’nin binasına gelerek, bu hazırhk çalışmalanna katıldılar.123 6 Mayıs günü sabah erkenden, hazırlık çalışmalan başlamıştı. Kimileri “Kardaş Kömeği” sözlerini levhalara güzel hatla yazarak, bunlan şehirin belirli yerlerine

Kardaş Kömeği, 11 M art 1915; İkdam, 6 Mart 1915, no. 63. 120 Taze Haber, 9 M ayıs 1915, no. 23; Doğru Söz, 7 Mayıs 1916, no. 10. 121 Baba-yı Emir, (Balcü), 13 May (Mayıs) 1915, no. 4; Basiret, 23 M ay (Mayıs) 1915, no. 46. 122 Taze Haber, 9 M ay/M ayıs 1915, no. 23. I2J Basiret, 9 May/Mayıs 1915, no. 44.

Bu yardımlan toplayanlann 150’den fazlasım Azerbaycanh hanımlar oluşturmuştu. İçlerinde Bakü’nün en önde gelen nüfuzlu kişilerinin hanımlan da bulunmakta idi.127Bunlardan birisi olan Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in kızı, eline aldığı sepete güller koyarak, Bakü’nün Bulvan’nda bulunan zenginlerin mağazalanna tek tek girerek, onlara gül takdim ederek, önemli miktarda paralar toplamıştı.128 Kardaş Kömeği Günü’nde yardım toplamrken yaşanan bir olay Basiret gazetesinde şöyle yer almıştı.129 “Bir nefer Koca (İhtiyar) Hacı’ya nişan teklif ediyorlar. O biçare pul (para) verdikten sonra soruşur: Bu pul kimin için yığılır? Müslüman harpzedeler için diye cevap verilir. Biçare Koca Hacı ellerini havaya kaldınp diyor: Allah sizi hafiz eylesin. Çahşın azizlerim.”

124Felaketzede Müslüman bir ailenin halini tasvir eden bir resmi Ressam Azim Azimzäde yapmıştı. Bu iş için kendisine Cemiyet-i Hayriye tarafından 30 Manat takim edilmişse de, o bunu kabul etmeyerek, meccanen çalıştığını beyan etmiştir. (TazeHaber, 9 May/Mayıs 195, no. 23). 125 Taze Haber, 9 May/Mayıs 1915, no. 23. 126 Taze Haber, 9 May/Mayıs 1915, no. 23. 127 Basiret, 9 May/Mayıs 1915, no. 44. 128 SÜLEYMANOV, Eşittiklerim, Okuduklarım, Gördüklerim. 129 Basiret, 9 May/Mayıs 1915, no. 44.

Kardaş Kömeği Günü hayli başarılı geçmiş, özellikle Azerbaycan hanım vc gençlerinin gayretli çalışmaları bunda çok etkili olm uştu.130Toplanan yardımlar Cemiyet-i Hayriye’nin binasm a getirilerek, gece saat 11 ’de Cem iyet’in başkanı Mirza Esadullayev’in de hazır bulunduğu toplantı da sayılarak, hesap edilm iş131 ve bu “Kardaş Kömeği Günü”nde 25 bin Manat toplandığı anlaşdm ıştır.132 Bu toplantıda bulunanlardan bazılannın, “Kardaş Kömeği G ünir’nün bir giin değil de, daha fazla sürm esi halinde çok daha fazla yardım toplayabileceklerini söylemesi üzerine, C em iyet yetkililerinden birisi, Cemiyet-i Hayriye’nin bu tür Kardaş Kömeği günlerini izin alıp Bakü’da yeniden tertip edeceklerini belirttiği gibi, Kafkasya’nın diğer yerlerinde de bu tür yardım toplama çalışmalan yapacaklarını ilave etmiştir.133 Nitekim bundan sonra, birçok şehirde “Kardaş Kömeği Günleri” tertip edildiği görülmektedir. Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin bu kararı doğrultusunda Tiflis’te 16 Mayıs 1915 ’te düzenlenen “Kardaş Kömeği Günü”nde, Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ve Kafkas Müslüman İnäs Cemiyet-i Hayriyesi tarafmdan, Tiflis’te yaşayan Türklerden 7665 Manat, 80 Kapik toplanmıştır.134 Daha sonralan Gence’de tertip edilen Kardaş Kömeği Günü’nde 3500 Manat, Erivan’ da ise 2400 Manat yardım toplanm ıştır.135 Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin harpzede Müslüman kaçkınlarına yardım şubesinin 26 Kasım 1915 tarihinde yaptığı toplantı da, biitün Kafkasya’da harpzede M üslüm anlar için yardım toplamak üzere teşkilata başlanrnası kararı alınmıştır. Bundan sonra hemen hemen Kafkasya’nın her tarafmdan harpzedeler yararm a kullanılm ak üzere Bakü M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi’ııe yardım lar artarak gelm eye başlam ıştır.136 ™ Basiret, 9 May/Mayıs 1915, no. 44; Baba-yı Emir, 13 May/Mayıs 1915, no. 10. 1,1 Taze Haber, 9 May/Mayıs 1915, no. 23. 132 Basiret, 9 May/Mayıs 1915, no. 44. 133 Taze Habcr, 9 May/Mayıs 1915, no. 23. l34Kafkas MüslümanCemiyet-i Hayriyesi’nin 1915’inci Yılı Olan GelirGidcrinin Sayısıdır, s. 3. 135 Kaspi, 10 Mart 1917; TALİBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Bıırjvazii, s. 182. 1,6 Karabağ, Nahçivan, Derbend, Dağıstan, Gökçay, Kunıuk, Kiirdemir vs birçok yerden, lıatta kasaba ve köylerden dahi Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriycsi’nc maddi yardımlar gönderildiği gibi, K afk asy a’nın dışında yaşayan M üslüm anların da bazı yardım larda bulunduğu görülmektedir. Cemiyet-i H ayriye’nin makbuz karşılığı kabul cttiği bu yardımlarla ilgili Azerbaycangazetelerindebirçokhaberbu!unmaktadır(/tı;-/£.l rel="nofollow">oz, 24 0ktıyabıı/F.kim 1917, no. 596;

Cemiyet-i H ayriyeB akü’da, 5 M ayıs 1916’d a b irg ü n lü k “Kardaş Kömeği Günü” daha tertip ederek, B akü’da yardım toplam a işine devam etmiştir. Bu günde yardım toplamak için şehir 16 mahalleye bölünmüş ve bu Kardaş Kömeği Günü de oldukça başarılı geçm iştir.137 4Dini Bayram ve Günler M ünasebetiyle H arpzede M üslüm anlar İçin Toplanan Yardımlar Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Kafkas Cephesi savaşlannda felakete uğrayan Müslüman Türk kardeşlerine yaptığı yardımlar için gerekli olan paranın önemli bir kısmını da, Azerbaycan Türklerinin dinı bayram ve günler dolayısıyla yapmış oldukları bağışlardan sağlamıştır. Bilindiği gibi, Müslümanlann iki büyük dinı bayramı vardır. Müslümanlar bu bayramlar münasebetiyle muhtaç insanlara yardım etmeyi, ihsanlarda bulunmayı büyük sevap görüp, yardımJarını esirgemezler. Bu bayramlardan birisi, Azerbaycan Türklerinin “Oruçluk Bayram ı” veya “Fitre B ayram ı” dedikleri “Ramazan Bayramı”dır. Daha önce üzerinde durulduğu gibi, Kafkas Cephesi savaşlarında Kars, Ardahan, Oltu, Acara vs. bölgelerde M üslüm an ahalinin düştükleri felaketler, özellikle Azerbaycan Türk basınınm yaptığı öz verili çalışmalar sonucunda bütiin Kafkasya Müslümanlarına 1915 yılı başlarından itibaren duyurulmuş ve yardım çalışmalan başlatılmıştı. Çeşitli yardım faaliyetleri yapılarak, herbir fırsat dcğerlendirilmeye gayret edilmişti. Bu tür çalışmaların başlamasından sonra, ilk Ramazan Bayram ı da 1915 yılı 21 Tem m uz’una rast geliyordu. İşte Azerbaycan basını, bayram gelişini fırsatbilerek, bütün Kafkasya Müslümanlarını harpzede Müslümanlara yardıma davet ederek, M üslümanların fitrelerini bunlar için vennelerini istem işti.138 Bu arada Kafkas Şeyhülİslämı ve Tiflis Müftüsü de bayram rnünasebetiylebirerbeyannäm eyayınlayarak, Kafkasya Müslümanlarının fitrelerini başka yerlere vermeyip, felaketzede Müslümanların yararına kullanılması için Bakü vc Tiflis Cemiyet-i Hayriyelerine göndermelerini bildirmiştir.139H erbir Müslüma-

Sada-yt Kafkaz, 8 Noyabır/Kasım 1915, no. 132; Sövkat, 14 Dekabır/Aralık 1916, no. 85; B asiret, 2 May/Mayıs 1915, no. 45; Doğru Söz, 2! Yanvar/Ocak 1917, no. 40). 137 D oğru Söz, 7 Mayıs 1916, no. 10. I3K Soıı Haher, 1 Avgust/Ağustos 1915, no. 13. 139 Sada-yı Kafkaz, 2 Avgust/Ağustos 1915, no. 51.

nın bu hayırlı işe iştirak etmesi gerektiği belirtilerek, Tiflis’te toplanacak fitreler biraraya getirilerek harpzede Müslüman yetim çocuklan için yetimevi açılacağı duyurularak, şöyle denilmişti:140 “Orada korkunç Ardahan ve Kars çöllerinde ana ve atasız kalan hakiki yetim balalanmız saklanacak, milletimizin birer uzuvlan olan bu balalara bakım ve terbiye verilecektir. “Bugün her bir akıl sahibi burasım gösterir ki, bir dilenciye yapılan muavenetten, bu muhtaç balalara yapılan yardım daha hayırlıdır ve müstahaktır. Hususen buniara sarfedilecek paranın gelecek de neticesini de göreceğiz.” Bakü Kadısı Ağa Mir Mehmed Kerim Hacı Caferzäde’de, Bakü’daki ve köylerdeki din adamlanm toplayarak, yaptığı toplantıda harpzede Müslümanlar için fitre toplamaya onları davet etmiştir.141 Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, şimdiye kadar toplanan yardımlann felakete uğrayan Müslüman harpzedelerinin ihtiyaçları için yeterli olmadığını, bu sebeple Müslümanlann iki büyük dinı bayramlannda yapacaklan yardımlardan büjmk miktarda maddı gelir elde edileceğini bildirerek, Azerbaycan halkını yardıma Çağırmış ve bu hususta her türlü yardımm kabul edileceğini ilän etmiştir.142

Hazırda bu çocuklardan bir kadan B akü’da ve birkadan da Tiflis’te bulunduğunu biliyoruz. Fitre bayramı um um M üslüm anların bayramı olduğu gibi, bu zavallı konaklanmızın da bayramıdır. Halbuki hazırda onlara ne bayramhk veren ne de gönülleri alan var. “E y! bir ay ibadet edip A llah’m emrini yerine getiren Müslümanlar, bayram ediyorsun. Bu zavallı yetim balalan da bir an hayaline getir. Onların da gönlünü al, onlara da bir bayram lık ver. H azırda Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi bu hususta her nevi bayram lık ve iane kabul ediyor. Aziz bir günde bir yetimin göz yaşmı silmek, tutkun yüreği açmak, yakın bilki büyük ibadetler kadar ecrlidir.” Cemiyet-i Hayriye, Azerbaycan Türk basını ve Kafkasya Şeyhülislämı ve Tiflis M üftüsü’nün Kafkasya M üslüm anlanna Ramazan bayramı münasebetiyle yaptıklan çağnlar semerelerini vermiş, Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne bu bayram dolayısıyla, Anadolu harpzede Müslümanlan yaranna kullanılmak üzere Kafkasya’nın hemen her yerinden önemli miktarda yardımlarda bulunulmuştur. Müslümanlann diğer büyük dinı bayramı olan “Kurban Bayramı”da harpzede Müslümanlara yardım için bir vesile teşkil ediyordu.

“Bizde bir kaide var, böyle ki; aziz günlerde öz kavim akrabamız, tamyıp bildiklerimiz çocuklanna bayramlık vermekle onlan sevindirip gönüllerini şäd ederiz. Bu tabiı bir iştir. Her yıl olan gibi, bu yılda olacak. Lakin bir hususu göz önüne almalıyız ki, bu yıl büyük Avrupa Muharebesi binler ile hanimanlar berbat ettiği gibi, bizim de ırkdaşımız, dindaşımız olan Kars ve Ardahan Müslümanlannı felakete uğrattı. Bunun neticesi olarak yüzler ile balalan ata ve İnäsız bıraktı.

1914 yılında Rusya savaşa girdiğinde, Azerbaycan ’da son bahara denk gelen Kurban B ayram ı’nda, kurban derileri Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin askerlere m uavenet eden şubesi ve Şehir Belediyesi tarafından toplanarak, bunlar düzenlenen bir m üzayede de satılmış ve elde edilen gelir Rus ordusunda bulunan M üslüman askerlerin yararına kullanılm ak üzere gerckli girişimlerde bulunulmuştu.144Fakat Osmanlı-Rus savaşının başlamasıyla Kafkas Cephesi’nde savaş bölgelerindeki M üslüm anların felakete uğraması ve çok zor durumda kalmalan üzerine 1915 yılı Ekim ayında geçirilecek Kurban Bayramı’nda, kesilecek kurbanlann derilerinin bu sefer Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından harpzede Müslümanlar yaranna toplanması kararlaştınlmıştı.145Cemiyet-i Hayriye bu am açla Ekim ayt başm da Bakü Kadısı ve birçok mahal müftüsünü Cemiyet-i H ayriye’ye davet ederek bir toplantı tertip etmiş ve bu toplantıda Kurban Bayramı günü kapı kapı gezilerek, Cem iyet’in hazırladığı makbuzlar karşılığında

140 Son Haber, 11 İyul/Temmuz 1915, no. 7. 141 Sada-yı Kajkaz, 2 Avgust/Ağustos 1915, no. 51. 142 Son Haber, lAvgust/Ağustos 1915, no. 13. 143 Son Haber, lAvgust/Ağustos 1915, no. 13.

144 İkbal, 30 Noyabır/Kasım, 7, 11 Dekabır/Aralık 1914, no. 801,807,811; Basiret, 13 Dekabır/ Aralık 1914, no. 35. 145 Sada-yı Kajkaz, 12 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 111.

Bakü’daki Türk gazeteleri de bu konu üzerinde hassasiyetle duruyor, Azerbaycanh yazarlar halkı bayram dolayısıyle harpzede kardeşlerine yardıma davet eden makaleler yazıyorlardı. Mesela, Son Haber gazetesinde bayram dolayısıyla çıkan bir yazıda Azerbaycan halkına şöyle sesleniliyordu:143

kurban derilerinin toplanması karar altına alınmıştı.146Bu arada Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, Kafkasya Genel Valisi’ne müracaat ederek, bütün Kafkasy a ’da harpzede M üslüm anlar yaranna canlı hayvan ve kurban derisi toplamak için izin verilmesini istemiştir.147 Kurban Bayramı öncesinde Baku’da bulunan Mescid mahallerine Cemiyet-i Hayriye tarafmdan toplanan kurban derisi yardımlannı kaydetmek üzere defterler dağıtıldığı gibi, her m ahalde Cemiyet adma kurban derilerini toplam ak üzere şahıslar tayin edilmişti. Kurban kesen Müslümanlar, kurban derilerini Cemiyet tarafından tayin edilen bu kişilere teslim edecekler ve karşılığmda C em iyet’in m ühürünü taşıyan m akbuzlar alacaklardı. Daha sonra C em iyet tarafm dan hazırlanan arabalar, mahalle mahalle gezip derileri toplayacaklar ve tuzlanarak önceden tayin olunan yerlere götürülecekti.148 Kurban bayram ı günü hava oldukça güzel olmuş, cemiyet tarafm dan tayin edilen şahıslar kapı kapı dolaşarak, makbuz karşılığında kurban derilerini toplamışlardır. Birçok m ahalde, daha Cem iyet’in adamları gelmeden, m ahal sakinleri kurban derilerini kendileri belirlenen yerlere getirerek makbuzlanm almışlardır.149 Yalnız Baku ’da değil, Kafkasya’nın pek çok yerinde Kurban derileri Müslüman harpzedeler için toplanarak, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne gönderilmiştir.150 Tiflis’te de Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi kurban derilerini harpzede Müslümanlar yaranna toplayarak, onlarrn satışından önemli gelir elde etmiştir.151

Kurban B ayram ı’nda derilerin toplanmasınm yanı sıra, Cemiyet-i Hayriye Bakü’da bulunan M üslüman harpzedeler vc yetim çocuklar için kurbanlar kestirmiştir.154 Bu sırada bayram m ünasebetiyle Azerbaycan halkı yetim çocukların banndırıldıklan sığınacaklara ve Cemiyet-i Hayriye binasına akın ederek, onlara çeşitli hediyeler vererek, gönüllerini almışlar, onlan sevindirmişlerdi. Azerbaycan Türkleri bu iki büyük dini bayram dışında, Müslümanlarca kutsal sayılan bazı günleri de felakete uğrayan kardeşlerine yardım toplamak için fırsat bilmişler ve bu günlerde de Azerbaycan halkı harpzede Müslümanlar için kullamlmak üzere Cemiyet-i H ayriye’ye maddı yardım larda bulunmuşlardır. Bakü’da, Safa M aarif Cemiyeti “Mevlid-i Nebi” dolayısıyla İsmäiliye binasında bir toplantı düzenlemiş ve bu toplantıya başta Hacı Zeynelabidin Tagiyev olmak üzere, Azerbaycan’m pek çok önde gelen şahsiyetleri de iştirak etmiştir. Bu esnada Bakü’da bulunan harpzede yetimler için büyük bir ziyafet verilirken, bu toplantınm sonucunda 1772 M anat, 25 Kapik harzede M üslümanlar için toplanmıştır.155 Yine Azerbaycan’m çeşitli bölgelerinde Mevlid-i Nebi dolayısıyla mescidlerde harpzede M üslüm anlar yaranna m addı yardımlar bağışlanmıştır. Mesela; Kürdem ir’de M evlid-i Nebi m ünasebetiyle harpzedeler menfaatine M escid’te Hüsnü Efendi vasıtasıyla, 267 M anat 25 Kapik toplanarak, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne gönderilm iştir.156Neşri M aarifM ektebi’nde okutulan Mevlid-i Nebi’den sonra, 188 M anat, 30 Kapik toplanarak, makbuz karşılığında Cemiyet-i Hayriye’ye teslim edilm iştir.157

Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi toplanan Kurban derilerini 13 Ekim’de bir m üzayade düzenleyerek satmış ve gelirini A nadolu’da felakete uğramış harpzede M üslümanlar için kullanmıştır.1521916 yılındaki Kurban B ayram ı’nda da K afkasya’nm birçok bölgesinde ve Azerbaycan’da Kurban derileri harpzede M üslümanlar için B akü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafmdan toplanm ış153 ve bu amaçla kullamlmıştır.

146 Açık Söz, 2 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 1 147 Açık Söz, 12 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 8. 148 A çıkSöz, 7 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 5. 149 Açık Söz, 9 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 6. 150 Sada-yı Kajkaz, 7 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 108. Kafkas Miislüman Cemiyet-i Hayriyesi ’nin 1915 'inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 4. 152 Sada-yı Kajkaz, 12 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 111. 153 Sövkat, 18 Oktıyabır/Ekim 1916, no. 46.

M üslümanlar tarafından kutsal olan “M uharrem Ayı” ve “Aşure Günü” dolayısıyla da Azerbaycan Türklerinin Anadolu’da felakete uğramış kardeşlerine yardımlan devam etmiştir. M esela, Hacı İmamlı M escidi’nden Abdüsselam Bey vasıtasıyla 100 M anat “M uharrem lik İanesi” toplanarak, Cemiyet-i Hayriye’ye gönderilmiştir.158Aşure günü münasebetiyle Ruhanı Mescit Cemaati’nden Ahund Selahattin vasıtasıyla 116 M anat toplanarak, makbuz karşıhğında Cemiyet-i Hayriye’ye teslim edilmiştir. Bu kutsal günler dolayısıyla yapılan bu tür yardımlara ait Azerbaycan Türk gazetelerinde pek çok haber bulunmaktadır.159 154 A çıkSöz, 7 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 5. 155 Açık Söz, 7 Yanvar/Ocak 1916, no. 79. 156 Doğru Söz, 21 Yanvar/Ocak 1917, no. 40. 157 A çıkSöz, 11 Yanvar/Ocak 1917, no. 82. A çık Söz, 15 Noyabır/Kasım 1915, no. 35. 159 Sada-yı Kajkaz, 8 Noyabır/fCasım 1915, no. 132; Açık Söz, 15 Noyabır/Kasım 1915, no. 35.

Bunlann yanı sıra “Taziye” merasimlerinde dahı Azerbaycan Türkleri, 'ıarpzede kardeşleri için yardım toplamayı ihmal etmemişlerdir.160 5- H arp zed e ve K açk ın M ü slü m an lara Devlet Y ardım m jn S ağlanm ası Osmanlı D evleti ile R usya arasmda savaş başiadıktan hemen sonra, savaş bölgesinde bulunan Türk ahali için felaketler başlamıştır. Binlercesi evini, yurdunu terkederek bu bölgelerden kaçmaya çalışmıştır. 1914 Kasım aymm sonlarından itibaren Aralık aym da da giderek artarak M üslüman Türk kaçkınlar eğer fırsat bulabilirlerse, bir taraftan A nadolu’nun içlerine, diğer taraftan aa K afkasya’ya doğru kaçmaya çaba göstermişlerdir. Araİık aymm sonlanna doğru Kafkasya’ya doğru kaçanlann sayısı bir hayli fazla olmuştu ve durumları da oldukça vahim idi. A ncak bu insanlara o günlerde Rus hükümeti, basmı ve kam uoyu gereken dikkat ve itinayı gösterm em işti.161 Kafkas Cephesi savaşlannda binlerce Müsliiman Türk ahalinin kaçkm diişmesi ve felaketlere uğraması hakkmdaki haberler K afkasya’nm M iislümanlarla m eskün yerlerine, özellikle Azerbaycan’a ulaştığında, daha önce de belirtildiği gibi, Azerbaycan Türk basınmın katkılanyla Azerbaycan Türkleri harekete geçmişler. Gerek savaş bölgesinde kalan Müslüman ahaliye, gerekse K afkasya’ya kaçmak zorunda kalmış Müslümanlara yardım faaliyetleri başlatmışlardı. Özellikle Ermeniler ve Rus memurlar tarafından Müslüman ahaliye yapılan katliam, tecavüz ve haksızlıklar Azerbaycan Türklerinde büyük heyecan ve tepki uyandırmıştı. Onlar savaş bölgelerindeki kardeşlerinin bu hallerine lakayd kalamamış, bir taraftan yardım faaliyetleri başlatırken, diğer taraftan onlara yapılan bu haksızlıklann durdurulması için Rus H üküm eti’ne karşı tepkilerini dile getirmişlerdir. Nitekinı bu tepkiler sonucu Erm eniier ikaz edilirken, bu haksızlıklara yol veren bazı Rus memurlannında görevlerinden uzaklaştınlması sağlanmıştı.

termeyen, yardım yapmayan Rus Hükümeti, meydana gelen bu durum karşısında Rus basm ı ve kam uoyunun da tepkileriyle kaçkın m eselesine el atm ak zorunda kaldı. Ancak, Rus H üküm eti’nin bu ilgisi Batı Cephesi’nden Rusya’nm içlerine gelen kaçkınlara yönelmiş, Kafkasya Cephesi’nden Kafkasya’mn çeşitli bölgelerine gelen M üslüman kaçkm lar ise gözardı edilm eye devam edilmiştir.162 1915 yazmda, “Kaçkınlar Meselesi” Rusya Devlet Dum ası’na da getirilerek, görüşülmeye başlamıştı. Devlet Duması’nda bulanan M üslüman milletvekilleri, Kafkas Cephesi’nde M üslüman ahalinin düştükleri zor durum hakkmda Duma’da konuşärak, onlann büyük dehşet ve felaket içerisinde bulunduklannı belirterek, onlära da devletyardımmın yapılması gerektiğini savunmuşlardır. Özellikle Devlet Dum ası’nda A zerbaycan vekili olarak bulunan M ehm et Yusuf Caferov, gerek Devlet Duması, gerekse Rus Hükümeti nezdinde girişimlerde bulunarak, MüslümanTcaçkmlara da devlet yardımmın sağlanması için önemli çalışmalarda bulunmuşfur7M. Y. Caferov, K ardaş K öm eği dergisinde yazdığı makalesinde, Dum a’ dakTMüslümanlann gayesini şöyle açıklamıştır:163 “... İşler böyle iken Müsliiman vekillerin harpzedeler hakkında maksad ve meramı bunlann hal ve fecayi’ine, sine-i hükümetin, Devlet Duması’nın ve Rus millet matbuaümn nazar-ı dikkatini celb etmek, bunlann en mühim ve birinci ihtiyaçlannı r e f edip, telef olanlann yetimlerini saklamak için hazineden maaş bırakılmasına yardım ve tasaw ut etmek, Müslüman Cemiyet-i Hayriyelerine bunlann öz müsessese hayriyeleri vasıtasıyla harpzedelerin halini tahkik edip, öz yerlerinde onlara muavenet ve yardım götürmelerine yol verilmesine müsaade almak idi.” D um a’daki M üslüman vekiller bu maksat için, bir taraftan uğraşırken, diğer taraftan da harpzede M üslüm anlar hakkında bilgi toplamak ve bunlan D um a’ya ve Rus Hüküm eti’ne sunmak için çaba sarfediyorlardı. Azerbaycan Vekili Caferov, özellikle savaştan zarar çeken M üslümanların sayısı ve listesinin belirlenip, kendisine gönderilmesi konusunda Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Başkanı

Diğer taraftan 1915 Mayıs ayında, Rusya’nın Batı Cephesi’nde geri çekilmeye başlaması üzerine, yüzbinlerce bu bölgelerde yaşayan halk, Rusya’mn içierine göç etmeye başlamış ve Haziran ayı içerisinde Rusya’nın içlerine göçen kaçkınlan n sayısı büyük miktarlara ulaşmıştı. Şimdiye kadar Kafkasya Cephesi’nden Müslüman-Türk ahalinin kaçkın düşmesi karşısmda harekete geçmeyen, ilgi gös-

“Kafkas ve Garp meydan muharebelerinde, muharebeden zarardide olanlara ve kaçkmlara kömek göstermekten ötürü pul bırakılması hususunda Dahiliye Nazın

160 Sada-yı Kafkaz, 13 Noyabır/Kasım 1915, no. 137. 161 CAFEROV, “Müslüman Karpzedelerine Yardım !şi ve Müslüman Vekiileri”, s. 41.

162 CAFEROV, “Müslüman Harpzedelerine Yardım İşi ve Müslüman Vekilleri”, s. 41. I6J CAFEROV, “Müslüman Harpzedelerine Yardım İşi ve Müslüman Vekilleri”, s. 41. 164 Sort Haber, 1 Avgust/Ağustos 1915, no. 13,

M irza E sadullayev’e şu telgrafı gönderm işti:164

ile şürämız oldu. Şürada kat’olunduki, bu barede tezlikle Duma’ya bir kanun layihası idhäl edilsin. Bu kanun layihasıyla hazineden yüz milyon Manata kadar istenilecektir. Biz talep ediyoruz ki, kömek millı cemiyetler tarafmdan gösterilsin ve pullarda bu cemiyetlerin ihtiyanna bırakılmalıdır. Buna itiraz eden henüz yoktur. Ona göre bilatehir kaçkınlann ve zarardide olanların siyahisini (listesini) tertip edip, bana gönderesizdir. Devlet Duması Vekili Caferov” Bunun üzerine, Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Kars şubesine em ir vererek, acele olarak kaçkınlann ve harpzedelerin listesini hazırlamalannı istemiştir.165 Bu arada kaçkmların ihtiyaçlarımn karşılanması ve nizama sahnm ası için Dahiliye N azm ’nın emrinde bir “Müşavere Meclisi” toplanmış ve M. Y. Caferov’ da bunda yer almıştır. C aferov’un bu heyetteki çalışmaları sonucunda, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi öz dindaş kaçkınlanna yardım ve muavenet gösterm ek ihtiyarma m alik olan, diğer bu gibi m üesseselerle beraber M üslümanların millı müessesesi tanımp, tasdik edilmesi sağlanmıştır. Cemiyet-i Hayriye’nin böyie bir müessese halinde tanınıp, tasdik edilmesi yalnız Cemiyet-i H ayriye’yi öz kardeşlerine yardım ve muavenet göstermekte değil, aynı zamanda bu yardım’ıar için devlet hazinesinden para alm ak gibi imkänlara kavuşturuyordu.166 1915 Ağustos ayı içerisinde, Kaçkmlarla ilgili kanun layihası Devlet Duması’ na getirilm iş ve yapılan görüşmelerden sonra 30 Ağustos 1915’te “Kaçkınların İhtiyaçlarmın Karşılanması Hakkında” kanun kabul edilm iştir.167 Bu kanunun ikinci maddesinde Rusya’ya gelen bütün kaçkınların ihtiyaçlarını karşılamak için Devlet hazinesinden 25 milyon Ruble ayrılması karar altına alınırken, kimlere yardım edileceği ve kimlerin kaçkın addedilebileceği de bu kanunla ortaya konulmuştu. Bu kanunda “Kaçkın” şöyle tarif edilm işti:168 “Düşman idaresindeki veya işgal edilmiş yerlerden kaçan ya da askeri veya sivil hakimiyet tarafından askeri hareketlerin devam ettiği yerlerden çıkarılan ve

165 Son Haber, 1 Avgust/Ağustos 1915, no. 13. 166 CAFEROV, “Müslüman Harpzedelerine Yardım İşi ve Müslüman Vekilleri, s. 42. 167Azerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 6, D. 1, L. 1-4. 168Azerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 6, D. 1,L. 1-4. Bu konu ile ilgili bilgi vcren Açık Söz gazetesı de bu kanuna göre kaçkın tarifmi şöyle vermişti: “Kaçkın; düşman tarafmdan tutulmuş veya tehdit olunınuş yurtlarmdan kaçmışiara, yahud hükümet-i askeriye tarafından meydan-ı harb teşkil eden yerlerden göçürölmüş olanlara, Rusya ile muharebede olan memleketlerden çıkmış olanlara denilir. ” (Açık Söz, 29 Noyabır/Kasım 1915, no. 43).

böylece Rusya Devleti’nin düşmanlığından çıkmış olan şahıslar “Kaçkın” olarak kabul edilirler.” Bu kanunun altıncı maddesi de, Rusya ile harp eden devlet tebaalanndan hangisin in yardımlardan mahrum tutulması lazım geldiği ile ilgili idi. Buna göre hükümet

tarafindan verilen yardımlar ve görülen tedbirler bütün kaçkınlan kapsıyordu. Yalnız düşman topraklanndan gelen “ Alman” ve “Macar” kaçkınlan bu kapsamm dışında bırakılıyor. Onlann bu yardımlardan istifade edemiyeceği belirtiliyordu.169 Kanunun diğer bir maddesi de, kaçkınların ihtiyaçlannın karşılanması ile ilgilenecek müesseseleri belirliyordu. Buna göre, kaçkınlann maddı ve manevı ihtiyaçlannı temin etme kaygısının, İçişleri Bakanlığı, Kaçkınlan Yerleştirmek Üzere Baş Temsilcilik, Gubematorlar, Başnaçalnikler, Zemski Soyuz, Şehir Sosyal İşleri İdareleri ve Yerel Komitelere düştüğü belirtilmişti.170 Diğer önemli bir madde de “Kaçkınlan Yerleştırmek Üzere Özel Komite”nin kurulması ve bu komiteye kimlerin dahil olduğu ile ilgili idi. Buna göre bu komitenin başkanı İçişleri Bakanı idi ve bu komiteye hiçbir yerel hakimiyet veya şahıslar emir veremez, ondan hesap soramazdı. Yalnız bu komite başkanı “Devlet Sovyeti” nin kuruluş kanunlarınm 36 ve 44. maddelerinde öngörüldüğü şekilde, Devlet Duması ve Devlet Sovyeti’ne bilgi vermek ve açıklama yapmak mecburiyetinde idi. Bu komitenin terkibi de şu şekilde oluşturulmuştu:171 “ 1- Devlet Sovyeti’nden 7 üye ve Devlet Duması’ndan 7 üye. 2- Hükümet bakanlıklarından birer temsilci, Kafkasya Genei Valisi’nin bir temsilcisi. 3- Büyük İmparator Tatyana Nikolayevna adına Komite’den bir temsilci 4- Kızılhaç’tan bir temsilci 5. Kaçkınlan yerleştirmek üzere baş temsilci. 6- Kaçkınlara yardım komitelerinden birer temsilci (Harpzedelere Yardım Eden Polonya Merkezı Komitesi temsilcisi, Kafkas Cephesi’nde savaştan zarar gören ve kaçkm düşenlere yardım göstermek üzere Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Temsilcisi, savaştan zarar görenlere yardım göstermek üzere Litvanya Cemiyet-i Merkezt Komitesi temsilcisi).” 169 A çıkS öz, 29 Noyabır/Kasım 1915, no. 48. 170 Azerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 6, D. 1, L. 1-4. 171 Azerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 6, D. 1, L. 1-4.

Görüldüğü gibi “Kaçkınlan Yerleştim ek Üzere Özel Komite”ye Bakü Müslüman Cemiyet-i H ayriyesi’nin temsilcisi de almmış ve böylece Kafkas Cephesi savaşlarında zarar gören Müslümanlara yardım etmek ve kaçkm düşenleri yerleştirmek için Devlet hazinesinden yardım almak hakkmı da elde etmişti. Kaçkınlar ve harpzedeler için yardım alınması için bunlann sayı ve listelerinin hazırlanması en önem li m esele olarak ele alrnmış ve Cemiyet-i Hayriye kendi temsilcilerini savaş alanlanna ve kaçkmların bulunduğu bölgelere göndererek, onların sayısını belirlem iş ve listelerini yapmıştır. Bu çalışmalar sonucunda 1 Nisan-20 Eylül 1915 tarihleri arasında Cemiyet-i Hayriye’nin velayeti altmdaki yerlerde 74.999 M üslüman harpzede ve kaçkm tespit edilmiştir. Kars bölgesinde 33.141 kişi, bunlardan21.641’i lOyaşındanbüyük, 11.500'ü lOyaşınaltındadır. Bunun dışında çeşitli yerlerde 14.870 kişi tespit edilmiştir. Erivan Vilayetinde 1.100 kişi kaydedilmiştir ki, bunlardan 1OO'ünü yetim çocuklar oluşturmaktadır. Tiflis Viläyeti’nde 187’si yetim olmak üzere 580 kişi, G ence’de 116’sı yetim olm ak üzere 243 kişi, B akü’de 50’si yetim olmak üzere 58 kişi kaydedilmiştir. Bunun yanı sıra, Cemiyet-i Hayriye tarafmdan çeşitli türde işlere yerleştirilen kaçkınlann çoğunluğu kayıtlara almmamıştır. Batum bölgesinde de 25 bin kadar m ağdur ve kaçkın M üslüman olduğu belirlenmiştir.172 Rusya’nın Anadolu’da işgali devam ettikçe, yeni yerler Rus işgaline düştükçe bu sayı çok daha fazla artmıştır. Bu kanun ve diğer girişimler sonucunda Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Müslüman harpzede ve kaçkmlara yardım etmek işinde daha iyi imkänlara kavuştuğugibi, 1915 yılı sonundan itibaren “Kafkas Cephesi Kaçkınlannı Yerleştirmek Üzere Baş Temsilcilik” vasıtasıyla devlet hazinesinden bu amaçla ayrılmış paradan pay almaya da başlamıştır. Ancak, alınan bu yardımlar ihtiyacı karşılayacak derecede olmamıştır. Cemiyet-i Hayriye Müslüman harpzede ve kaçkınlarına 1 Ocak 1917’ye kadar harcadığı, 2 Milyon 100 bin Ruble’den,173yalnız Müslüman kaçkmlar için 125 bin Ruble, Müslüman harpzedeler içinde 100 Bin Ruble olmak üzere, toplam 225 bin Ruble resmi olarak devlet yardım ı alm ıştır.174 Harcanan bu paranın önemli kısmı Azerbaycan halkınm ve bütün Kafkasya Müslümanlannm bağışlarından oluşmuştur. 172Azerb. Cum. YTA, F. 1, Op. 1, D. 1497, L. 3. 173 Kaspi, 10 Yanvar/Ocak 1917. m Kaspi, 31 Yanvar/Ocak 1917.

6- K ardaş K öm eği M ecm uası Daha önce üzerinde durulduğu gibi, Azerbaycan Türkleri Kafkas Cephesi savaşlannda felakete uğrayarak, m ağdur durum a düşmüş kardeşlerine yardımcı olabilmek için çeşitli faaliyetlerde bulunmuşlardı. “Kardaş Kömeği” günleri tertip edilmiş, tiyatro, opera gibi gösteriler düzenlenerek, bunlardan elde edilen gelirler, Anadolu’da zor duruma düşmüş kardeşleri için kullanılmak üzere Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne teslim edilmişti. Yine 1915 yılı M art ayında bir sayılık Kardaş Kömeği adıyla bir gazete yayınlanm ış, gazetenin geliri “harpzedeler” yaräfm^laınsnılırken, Azerbaycan halkı da yardıma davet edilmişti. Savaş boyunca Azerbaycan Türkİeri A nadolu’daki kardeşlerine yardım edebilm ek için her fırsattan istifade etmişlerdi. Her kesimden insanlann katıldığı yardım faaliyetlerine, Azerbaycan’da bulunan yazar ve şairlerde özel bir dergi çıkararak iştirak etmek istiyorlardı. Aslında ilk günlerden itibaren A zerbaycan’da çıkan gazetelerde, Anadolu felaketzedelerine yardım yapılm ası için yüzlerce m akaleler yazarak, Azerbaycan halkını bu konuda bilgi ve bilinçlendiren onlar olmuştu. Ocak 1917’de, B akü’da bir toplantı düzenleyen Azerbaycanlı Türk yazarlar, geliri “hapzedelere” harcanm ak üzere Kardaş Köm eği adıyla bir dergi çıkarmayı kararläştırdllar. Azerbaycanh Müslüman yazarlar tarafından bir sayı olarak çıkanlacak bu dergi için, Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi gerekli olan izni alacak ve Cemiyet’in başkanı M irza Esadullayev’de derginin sorumlu müdürü olacaktı.175 1917 Şubat ayında çıkanlm ası kararlaştınlan Kardaş Kömeği Dergisi176 bazı sebeplerden dolayı gecikerek ancak M ayıs 1917’de çıkarılabilmiştir. Mehmed Emin Resulzäde’nin sahibi o\d\ığa A çık Söz gazetesinin “Elektrik Matbaası”nda basılan dergi, 80 sayfadan ibaret olup, 1 M anattan satışa sunulm uştur.177 Arap harfleriyle, Türkçe olarak çıkanlan Kardaş Kömeği dergisinin başında, “Hasılatı harbzedeler faidesine gitmek için muharrirler tarafından neşrolunmuş siyasi, edebi, içtimaı bir m ecmuadır” şeklinde yazılarak çıkanlış amacı belirtilmiştir.178 Kardaş Kömeği dergisinin Şubat değil de, M ayıs ayında çıkması daha iyi olmuştur. Çünkü Rusya’da meydana gelen 1917 Şubat İhtiläli’nin tesiriyle Azer-

175 Doğru Söz, 14 Yanvar/Ocak 1917, no. 39. 176 Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s. 1. 177 Kardaş Kömeği, s. 80. 178 Kardaş Kömeği, s. 1.

baycan’da Rus sansür ve kontrolü azalarak, serbest bir ortam oluşmuştur. Bu sebeple, daha önce yazıldığm da sansüre uğrayabilecek pek çok yazı sansür ve denetim den kurtulm uş, Azerbaycan Türk yazarlan düşüncelerini, daha h ür ve sansür endişesi olmadan kaleme alabilmişlerdir. Bu durum Kardaş Kömeği dergisinde şu şekilde ifade edilm iştir:179 “Lütfen biraz düşününüz. Biraz ew el neşrolunsaydı hiç şüphesiz ki, bu mecm uanm en kuvvetli satırlan, en ruhlu ve en manalı cümle ve hatta m akaleleri sansür efendiye m ahsus bir “sır” teşkil edip, size ancak ağ (beyaz) parçalar çatacaktı. Siz de o ağ parçalara bakıp, kara kuw elerin ne surette akıl ve ruhumuza m üsallat olduğuna acıyacak, milletin, cemaatin acz ve inkişannı düşünerek -gel itiraf edelim- ezilecek, küçülecektiniz. “Halbuki bugün öyle değildir. Siz azad bir vatandaşsmız. A zad bir vatanm azad yazılarmı okuyor” geniş bir nefes ahyorsunuz!... “M ecmuam ız biraz e w e l çıkacak olsaydı, biz heman ağlar gözle, yanar kalble hitab edecek, size hezanlar, enduhlar, keder ve m usibetler getirecekdik. Halbuki imdi bütün musibetlerimize rağmen sizinle sürur ve ferahla danışabiliriz. “ Siz bu m ecm uada ancak zavallı milletin evi dağıldığını, ham m am berbad olduğunu cebr ve işkencelere tutulduğunu duyacakdınız; imdi ise milletleri kahreden zalim lerin, alem i bizar kılan m üstebidlerinde yıkıldığını okuyacak, R usya mutlakiyetinin semigün olduğu haberinden zevk olacaksınız! “Evet, biz size ancak harbin yıktığı, zulm ün yakdığı ve ateşnak o hevl-näk m anzaralan tasvir edecek, zavallı kardaşlarınız için birazca m erham et birazca şefkat dileyecekdik. İmdi yalnız buna kifayet etmiyor, edemiyoruz ve var samimiyetim izle diyoruz ki: M illetdaş, Ey Vatandaş! Bütün Rusya afakını ışıklandıran hürriyet güneşi çıkmış her yan ışıklanmışdır. Bak işte gör! Kardaşlık ne olduğunu anla, kardaşa kömek etmenin asıl hakiki yollannı bul. Bil ki bugün kemäl-i hürriyetle açabildiğin o al bayrak, bäki mandeleri bir lokma etmeğine (ekmeğine) muhtaç kalan o zavallı cinsdaşlannm, o mazlum milletdaşlanmn kanı bahasma alınmışdır. ■ “Elbette bunu derk edecek, vazife-i şefkat ne ise onu ifa edeceksin. Dünden başka sana daha büyük vazifeler terettüb ediyor. Milletdaşlık, vatandaşlık vazifesi.

“Rusya istibdadı biz Türk-Tatarlann, biz Miislümanlann en biaman bir düşmanı idi. “Ölü”sünün bir daha “hortlamamasını” temin etmek millı vazifemizdir. Bütün Rusya vatandaşlan ile beraber, bu dir-i istibdad hamumuzu eziyor, hamumuzu bağuyordu. Boğazımız bu demir çengelden çıkdıktan sonra, bütün Rusyahlarla elele verip bir daha o ähenın mengeneye koyulmamaya çalışmak vatani vazifemizdir...” Kardaş Kömeği dergisinin çıkanlm asm a birçok yazar ve şair m akale ve şiirleriyle katkıda bulunmuşlardı. Bunun yam sıra savaşın başm dan beri Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Anadolu harpzedelerine yapmış olduğu yardımlarda büyük hizmetleri olan ve “Baş Kömekçi” sıfatmı alan Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanof ile, Azerbaycan’ın Devlet Duması vekili olup, harpzede Müslümanlara yardım işm in devlet nezdinde resm i kanallarla da desteklenmesine çalışan M ehmed Yusuf C aferof’un da yazılan bulunmakdır. Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti” başlıklı yazısmda Cem iyet’in Anadolu harpzedelerine yapmış olduklan yardımlar ve bölgelerdeki faaliyetleri hakkuıda aynntılı bir şekilde bilgi vermiş ve Cemiyet-i Hayriye’nin yaptığı bu yardımlann önemini şu şekilde özetlemiştir:180 “Bakü Cemiyet-i Hayriyesi M üslüman Harpzedelerine yardım şubesi ihtiyacı r e f ’ edecek derecede kuvve-i m aliyeye m alik olm adığı halde, bununla beraber ihtiyac-ı maddiyeyi ödemek için elinde bulunan bütün kuw elerden istifade ederek bu suretle Kars ve Batum oblastlarında, Sürmeli uyezdinde, deniz kenan etrafmda Sovhom okruğunda, Milos etrafında, A hısha’da, Tiflis gubemiyasında, Suşi’de, Tortum, Erzurum ve Hm ıs-M uş etraflannda Diyadin ve B ayezid’de Kaçkm ve harpzede M üslümanlara yardım etmiştir. Beş tane yetimevleri açmıştır. Bunlann ham usundan ilave e w e lc e dediğim i tekrar ediyorum ki; bu m addi yardımların hepsi kaçkm ve harpzede M üslümanlan kul ve kenizden adamlığa çıkaran manevı yardım mukabilinde hiç mevzilesindedirler. Cemiyetin bu hidmeti çok büyüktür.” M ehm edY usuf Caferov; “M üslüman Harpzedelerine Yardım İşi ve Müslüm an Vekilleri” başlıklı yazısında Anadolu harpzedelerinin düşmüş olduklan felaketli gürilere değinerek, bunlara yardım için Rusya Devlet Dumasında bulunan Müslüm an vekillerin çahşmalan hakkmdabilgi vermiştir. Caferov, Müslümanlann dikkatlerini bu aç ve çıplak M üslüm an harpzedelerine çekmeyi kendilerine bir vazife

180 SULTANOV, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti” , s. 49.

olarak telakki ettiklerini belirterek, bütün Rusya ve özellikle de Kafkas Müslümanlarını, maddı ve manevı yardıma çağırarak, onlarm sesini duyurm aya çalışan Kardaş K öm eği dergisi hakkında da düşüncelerini şöyle dile getirm iştir:181 “Müslüman efkär-ı umumiyesine serkeşlik eden matbuatımız nümayendeleri tarafından tesis olunan bu “Kardaş Köm eği” muavenet ve yardım etm ek için b ü y ü k bir davet olarak, öz dindaş ve ırkdaşlanna kalbinde zerre kadar rehm ve mürüvvet eseri oianlara ve soğukta aç, çıplak göz yaşı dökerek, büyük bir felaket içinde acı bir yaşayış geçiren kardaşlannm bu haline lakayd ve kem-itina kalabilmeyenlere güzel ve şayan-ı takdir bir timsaldir. “Müsliiman kaçkınlarmın düçar olduklan fakr-u felaket oldukça dehşetli ve bimisal olduğu gibi, onlann adedi de gayet büyük ve çokdur. Hadsiz ve hergiz tehire koyulacak değildir. Biz Müslüman vekilleri bu biçare felaketzedelerin halini, hazineden maaş bırakdırmak ve Rus cemaat müesseseleri vasıtasıyla yüngülleştinnekden ötürü halihazırda çalışıp, bundan sonra da mümkün olan kadar çalışacağız. Fakat tecrübenin gösterdiğine göre, hükümet tarafından bunlara tahsis olunan maaş ve yardım, kaçkxnlann en mühim ve umde-i ihtiyaçlanm bile ödemiyor. Binaenaleyh muavenet ve yardım işinde görünen bu noksan yalnız Müslümanlann öz hususi hayrat ve ihsanlan ilerefolunabilir. “M üslümanlarm nazar-ı dikkatini fevkaläde muhim ve vacip olan bu işe celb etmeği özümüze borç bildik ve inanıyoruz ki Müslümanlar isteseler bu noksanı re f ederler. “Binaenaleyh matbuatım ızın davet sadası, ne kadar uzak da işitilirse ve bu “Kardaş Köm eği” dalgası M üslüman alemini ne kadar derinden ve genişten ihata ederse, ölüm pençesinden bir o kadar çok kurbanlar halas ederiz ve bununla da hayrat ve ihsanatım ız asıl ve maksad-ı meram ına çatmış olar.” Azerbaycan’m ünlü simalanndan ve AçıkSöz gazetesinin başyazan Mehmed Em in R esulzäde’nin de Kardaş Kömeği dergisinde “ Bizim N okta-i Nazardan R usya’da Cumhuriyete İnam ” isimli bir makalesi bulunmaktadır. Resulzäde bu makalesinde, Rus ve Türk tarihi hakkmda bilgi verdikten sonra, Rusya İmparatorluğu içerisinde bulunan Türk ve Müslüman nüfusun büyük bir yekün teşkil ettiği,

l8! CAFEROV, “M üslüman Harpzedelere Yavdım İşi ve Müslüman Vekilleri” , s. 43.

Rusya’da meydana gelen ihtilällerin bu nüfus üzerindeki etkisi ve bundan sonra kurulacak idare şeklinin Cum huriyet idaresi olması gerektiğini belirtmiştir.182 Anadolu harpzedelerine yardım konusunda, İkbal gazetesinde de yazılan bulunan Ömer Faik Nemanzäde ise “Ben Kimim” adlı makalesiyle dergide yer alıyordu. Türklüğün geçmişini ve meziyetlerini övdüğü, bütün Türklerin din, mezhep gözetmeden birlik içinde olmaları gerektiğini anlattığı makalesinde Ömer Faik, insanlann soy ve milletlerini tanımalannın, özlerini bilmelerinin läzım geldiği hakkında şunları yazmıştır:183 “Zamanımızda yani din ve ubudiyetten artık, cins ve milletliğin hüküm sürdüğü böyle bir çağda, insan öz soy ve milletini tanımamak, daha doğru özünü bilmemek en büyük günahlardan, silinm ez lekelerden biridir. “Lakin bu leke tezlikle giden lekeye de benzemiyor. Bu leke yaman lekedir. Bu leke suretinde öyle bir yılancık (kangren) yarasıdır ki, m illetim iz vücudunu, Türklük varhğmı yavaş yavaş kemiriyor, yok ediyor. “Bugün hem de küçük milletlerin hususiyetle mahküm milletlerin öz varlıklannı, öz hukuklarmı saklamak iddiasıyla bu kadar kan dökülen bir vakitte, bizim özümüzü tammamazlık belası-derin düşünülürse-kara yaradan da täün çıbanından da daha acılı ve daha zehirlidir. “Herkes öz milletini tanıyıp onun yolunda ağladığı, onun uğrunda gözünü kör ettiği böyle bir hengämede biz öz milletimizi sevm ek değil, onun hatta kuru adını da bilmeyip ortada şaşıp kalmışız. Çoktan çürümüş akideler, tarikatler tiıyakisinin beynimize verdiği sersemlikle herlenip duruyoruz. “Bu hal ile kim için ve neden ötürü çalışacağımız da tabiı yetirmişiz. Yitirmesek bile bilinmeyen ve bilinmediği için de sevilmeyen bir millet için kim delidir ki can yandırsm ?

182 Mehm et Emin RESULZÄDE, “Bizim Nokta-i Nazardan Cumhuriyete İnam”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s. 17-19. 183 Ö m er Faik NEMANZÄDE, “Ben Kimim”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s. 6-7.

“Kim olursa olsun insan bir nefer, bir millet veya bir fıkir ve amel uğrunda o vakit can yandırır, ona o zaman aşık olur ki, onu yakından tanıyıp yürekden sevsin, yoksa kuru ve yalancı gösterişlerle arada muhabbet, aşk değil, bayağı

“Böyle hain adlandınlanlann ailelerine ise himaye olmazdı. Bunlan himaye evezine takip ettiler. Neticede bütün aileler ayaklar altında ezilerek sessiz, sorgusuz, telef olup gittiler.

dostlukbile olmaz.” Bu şekilde Türklere milli bilinç ve milletini sevmeyi, sahip çıkmayı, aşılamaya çalışan Ömer Faik, bundan sonra bütün Türklerin, Anadolu harpzedelerine yardım etmesi gerektiğini bildiriyor ve şöyle sesleniyordu:184 “Ey pak yürekli Türk! Bu milletçilik zamamnda her miilet öz nüfusunu artırmak ve o nüfusla öz nüfuz ve kudretini büyütmek için yüz türlü tedbirler, fedakärhklar eyliyor. İnsaf değil ki, biz hazır elimizde olan binlerce nüfusumuzun-lıem de en genç ve kavi bir kuw etin- yardımsızlıkdan bir lokma ekmek bulunmamazlıklanndan telef olm alanna, özümüz bile bile sebep olalım! “Ey uca merhametli Türk! senin köhne merhametin, ihsanın, nişanelerin -o büyük camiler, medreseler, köprüler, hastahaneler, çeşmeler... Hälä senin ecdadını hürmetle yad ettiriyorlar. İmdi sona ne oldu ki milyonlarla vücuda gelen eserlerden değil, açlıkdan, çıplaklıkdan “ölümden beter” bir hale düşen öz kardaşmı, öz milletinin yavrulannı kurtarmak merhametinden aciz görünüyorsun! Yazık, yazık!” “M uharebe ve Kadınlar” adlı makalesiyle dergide yer alan Halil İbrahim ise, savaş zamanlarında, kadınların sosyal hayatta önemli m evkiler kazandığı, erkeklerin yapmış olduğu işlerin büyük kısmını kadınlaruı üstlendiğini ve bu sebeple de kendilerini daha da geliştirdiklerini fakat I. Dünya Savaşı sırasm da, Kafkas Cephesi’ndeki Müslüman kadınlann kendilerine bir mevki kazanmak şöyle dursun, bin türlü felaket ve belaya düştüklerini belirterek şöyle dem iştir:185 “Bu hususta da hamudan artık belaya düçar olan hemin Kafkasya cephesindeki Müslüman kadınlan oldu. Bunların erleri davaya gitmedilerse de, eri davaya gidenleri çok musibete düştüler. Zira kişileri, aile başçıları davaya gidenlere az da olsa himaye eden tapılıyor. Ama bu zavallı kadıniarm erleri, oğulları, kardaşlan, kısm en kırılarak, kısmen günahsız oldukları halde “hiyanetle itham ” olunarak yurtlanndan sürüldüler, mahküm edildiler, hapishanelere dolduruldular, kurşuna dizildiler, kısmen de bir “hain” gibi idam edildiler. 184 NEMANZÄDE, “ Ben Kimim”, s. 11. 185 HALİL İBRAHİM, “Muharebe ve Kadmlar”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s. 66-68.

“Hülasa bu m uharebede bir bela kalmadı ki bizim kadınlarım ız ona düçar olmasınlar. Ölmek bir defa ölüp kurtarmak yahşi bir şeydir. A m a diri iken beşeriyet aleminde kuru m u k aw a teşkil etm ek, hem de bin türlü sefalet, açlık, çıplakhkla beraber, diğer taraftan da ayaklar altına düşm ek, ırz ve nam usdan mahrum olmak... çekilmez dertlerdir. İşte muharebenin bizim kadınlanm ıza verdiği netice, binlerce kadınlanmız sefıl, sergerdan ortalıkda kaldı. “Elbette başka milletlere m ensup kadmlar da muharebeden m utazam r olmamış kalmadılar. Läkin o n lan n bir kısm ı felakete uğradıysa da, kalanlan büyük menfaatlere nail oldular. A m a bizim kadınlarım ız birşey kazanm adıklan halde kısmetleri ne de bir niçe bela ve m ihnet düştü.” Reşid Yusufzäde “Ruhanilerimiz” başlıklı yazısmda, böyle felaketli günlerde, din adamlannm daha etkili bir rol üstlenerek, insanlan yardım konusunda teşvik etm ek ve onlara öm ek o lm alan gereği üzerinde durmuş ve bu savaş sırasmda Müslüman din adamlarmın çoğunun bu görevi hakkıyla yerine getirmediğini belirterek, düşüncelerini şöyle ifade etm iştir:186 “Ruhanilerimizin milletimiz ihtiyacatına ne kadar lakayd ve bigäne olduklannı hazır ki alemşümul m uharebeden zarardide olan kardaş, bacılarımızın hakkmda gösterdikleri himmetsizlik ve faaliyetsizlik daha da açık suretde meydana çıkardı. E w e lc e Kars ve A rdahan ve sonra Anadolu harpzedeleri hakkında iki seneden ziyade, bir vakitten beri gazetelerde yazılıp ve henüz yazılm akda olan nale ve figanlan ve her taraftan uzatılan imdad ve muavenet ellerini sanki işitip okumuyorlar. Harpzedeler nefıne iane defteri açılandan imdiye gibi gazete idarehanelerine yahud Cemiyet-i H ayriyeler sandığına ruhaniler nammdan m ühim bir meblağ yetiştiği yokdur. Halbuki bu hususda birinci teşebbüs ve ikdäm ät milletin atası denile tanmmış olanruhunilerimizden olmalı idi. Milletin felaketli ve ağırgünlerinde ruhanilerim izin uhdesine düşm üş vazife gayet büyükdür. Fakat teessüfler olsun ki, ruhanilerim iz m illetin onlardan gözlediği bu vazifeyi ifada büyük bir kusur gösterdiler.

“Doğrudur ruhanilerimiz içinde millet ve cemaat ihtiyacaüna beled ve aşina olan açık fıkirli ve terakkiperver zevat yok değildir, fakat bunlar deniz içinde bir katre misalindedirler.” Kardaş Kömeği dergisinde, Azerbaycan dışından bazı Müslüman-Türk yazarlannda, yazılan bulunmaktadır. Bunlardan birisi olan Orenburg’dan Fatih Kerim, savaş ve getirdiği felaketler hakkındaki düşüncelerini şu şekilde dile getirmiştir:187 “Bugün bütün Avrupa kaçkmlarla doldu. Bütün Avrupa felaket ocağm a döndü. Harp meydanlanna yakın olan yerler şöyle dursun, dahili Rusya, Türkistan ve Sibirya’nm her tarafında her şehir ve köylerinde her millete mensup kaçkınlar var. Bunların arasında hasta ihtiyarlar, yetim sabiler, gözleri yaşlı validelerde pek çokdur. Bunları gördükde hiç bir din ve m illet farkma bakm ayarak, kim olursa olsun insamn gözünden yaş geliyor. Merhametli kalpler bunlann üzerinden gözlerini alamadan saatlerce bakıyor. Bütün varım yokunu onlarla ortaklaşm ak istiyor. Onların başlanna gelen, dehşetler, felaketler kendi başına getirilip bakıldıkda bütün vücudlar zang oluyor.” Fatih Kerim, savaşlabirlikte bütün milletlerin, özellikle yaşadıklan yerler savaş alanı olan insanlann, büyük sıkıntılar çektiklerini am a en çok ve en uzun süreli olarak Anadolu insanının bu felaketlere maruz kaldığmı belirterek, şöyle demiştir:188 “Ama A nadolu muhtaçlarının halleri, Türk kaçkınlarınm felaketleri daha başka, daha derin, daha ağırdır. Çünkü bu muharebe m ünasebetiyle başka millet kaçkınlan ikibuçuk seneden beri felaket çekdikleri halde Türk kaçkınlan, Anadolu M üslümanları mütem adiyen yedi seneden ve daha doğrusu 200 seneden beri şu felaketleri bütün mänäsıyla çekmektedirler. “N e vakit oldu ki Anadolu Türkleri sulh halinde yaşayıp im ar-ı mülk ile m eşgul oldular? N e vakit oldu ki, bunlar silahlarını bırakıp da kendi hayatlarını, kendi ailelelerini ve kendi istikballerini temin ile m eşgul oldular? Hiç değil mi! “ Sırb, Rumen, Belçika, Fransız kaçkınları kendi vatanlarm da rahat rahat çalışıyorlar. Hayat ve istikballerini temin yolunda maddi ve manevi temel atıyorlar-

137 Fatih KERİM, “M illet Sağ Olsutı”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s. 11-12. 188 KERİM , “Millet Sağ Olsun”, s. 12.

dı. Vücutları sağlam, ruhlan yüksek ümidleri äli idi. D ünya bizim içindir, biz dünyaya yaşamağa geldik, diyorlardı. Muharebe münasebetiyle kendi vatanlannı bırakıp başka illere gittiler. Dehşetli felaketlere m aruz kaldılar. Elbette bu pek büyük tagyir hal. Lakin onlann metanet-i kalbiyeleri kınlmamış, istikbal ümidleri sönmemiştir. Kendilerinin büyük hamileri, samimi muavinleri mevcud olduğunu onlar pekäla biliyorlar. Belçika, Sırbiya, Fransa, R om anya kaçkınları ve hatta Suriye’deki Hıristiyan ve Yahudiler bile bütün H ristiyan aleminin kendilerine hayırhäh olduğunu, A m erika’dan m ilyonlar ile m uavenet geldiğini pek güzel anlıyorlar. Şunun için de onlann m ecruh kalbleri, bir derece teselli buluyor. “Ama Kafkasya’daki M üslüman kaçkınlarda ve Anadolu felaketzedelerinde böyle metanet-i kalbiye ve istikbal ümidleri var mı? Bilmiyorum. Lakin zannediyorum ki olsa bile gayet zayıfdır. Türkiye’deki daimi ihtiläller, daimi heyecanlar ile bunlann vücutları yorulm uş, aile ve hayat işleri yüzüstüne bırakılmış, her türlü ağırlık ve mihnetlere göğüs gerecek “yeni nesil” henüz yetiştirilmemiştir. Bunda herşey tevekküle, herşey kaza ve kadere bağlı idi. İsläm Dünyası’nda içtim äiyyat fikrinin azlığı, m illiyet hissinin dunluğu, bir “spasiba”mn herşeyden ileri tutulması, felakete düçar olan İsläm ailelerinin ruhlanna teselli, m addelerine gıda verecek hallerden değildir. Halbuki şöyle olduğu halde bile Türk fukarası kadar sabırlı, itaatli ve herbir ağırlığa tahammülü ve şunun ile beraber kendilerinin büyüklerine hürmet ve muhabbetli bir millet dünyada yokdur. Böyle bir m illetin kaderini takdir etm eyen büyükler ve zenginler hiç şüphesiz büyük günahkärdırlar.” Kardaş K öm eği dergisine birçok Azerbaycanlı şair de, şiirleriyle katkıda bulunmuşlardı. B unlardan A. N azm i “Arş İleri!” adlı şiirinde A nadolu’da Türklerin daha önce yaşadıklan güzel hayatı tasvir ettikten sonra, savaş dolayısıyla düşmüş olduklan felaketleri sıkıntılan anlatarak, vakit geçirmeden bunlara yardım edilmesi için çağnda bulunmuştur. Şair, şiirinde Anadolu harpzedelerinin durumunu şu dizelerle dile getirm ektedir:189 B u v ak ’adan yıl devretti, aylar geçdi H er m azlum a ölümüne bir gün seçdi Yuvalan uçurulmuş bu canlann

Balasından ayn düşmüş ceyranlann İki payı, bu vakte dek ölüp itmiş Zahmetlerden farig olup, işi bitmiş. Lakin yine aç çıplaklar hadden efzun Bize taraf bakışırlar mahzun mahzun Arvad, uşak, hasta, hamı aç yalavaç Bir yardım yok, ancak ölüm ölüm ilaç Bu kadınlar, bu çocuklar, bu hastalar Bu kimsesiz şikestedil perbesteler Dertleri çok, dermanı yok hem kalbi kan Ahir bunlar hep Müslüman, ehl-i Kur’an! İ1 bunlara bı-kaydäne bakışır mı? Bu Türklüğe, İslämlığa yakışır mı? Dözülemez bu gamlara, acılara Acxyahm şu bahtsız bacılara Ey Türk oğlu! Ey Müslüman kişileri! Miskinlere yardım için; Arş İleri!!!” Yusufzäde A li Rai ise “Konaklara” adlı şiirinde, Anadolu’dan kaçıp gelen haıpzede Müslümanlan, kendilerine gelmiş olan misafir olarak kabul ediyor ve onlara şöyle sesleniyor:190 Konaklara Koca Kafkas! Aç merhamet kucağın, Uzaklardan gelir birçok konağın, Kadınlardı, çocuklardır, kocalar, Çoğusu yaralı, kanlı çabalar. Hiçbir eli yarak (silah) tutan görünmez, Hiç taraftan bir cevan sesi gelmez. “Nerelerde sizin delikanlılar?” “O ak vicdanlılar, o pak kanlılar?” Onlar hepsi vatan uğrunda şehid, Ölüp çürümüşler-şimdi bir kadid Çulgayubdır o yerleri balalar, Bacalar tütmezdir, sessiz ovalar.

Koca, çocuk, kadın yaralı, ölen. Allah Allah bu ki bir diri medfen! Nerden gelirsin ey Allah Konağı? Seni yaralamış düşman yarağı, Ey koca Türk, ne gezirsen bu dağı, Kimden kaçıp, kime olmuşsun yağı? Yann güneş doğar, dağlar dalmdan, Herşey güler, oynar, olur şadman Yalnızbunlar, sevinmezlergülmezler, Yüreklerinden hiç eskilmez keder. Meşhurdur ki, sınık polad bitişmez, Gemgin dile birde şadlık erişmez... Gel kardaşım, hakka sena ederek, Her ne ki taparsak-Onu bölüşek. Yann, bizde sizin gibi derbeder, Olub yad ellerden eylesek güzar, Şayet, onda bir rehmdil tapular Bizi kendi gölgesinde daldalar.” Azerbaycan’ın önemli şairlerinden Hüseyin Cavid “Harp ve Felaket” adlı şiirinde Anadolu haıpzedelerinin düştükleri acıklı durumu tasvir ederek şöyle diyor:191 “İşte bir levha! Görmek istersen, Bak da gör! Ah bir bakıp görsen?! O şahametli Türk’ün evladı, Şimdi toprak yiyor da, feryadı, Yükselir arşa, hep yanar sızlar, İşte bak! Yavrular, hanım kızlar, Titriyor pençe-i felakette Hep ölüm karşısında zillette... Hepsi avare, hepsi aç-çıplak, Hepsi biçare bak! Gözünden ırak? Hepsi kan ağlıyor da zar-ü zebün Hepsi mahsun hepsi şikeste-per, dilhun.. Hepsi kardaşça bir nigar arıyor,

Bir kömek, bir penahgäh anyor, Dinleyen kim, fakat o feryadı? Avutan kim, kalb-i naşadı? Ne felaket bu, hem nasıl müthiş Ah, ölüm en büyük saadet imiş!... Arkadaş, yoldaş! Ey vatandaş uyan! Yatma artık yeter... Değişdi zaman...” I. Dünya Savaşı esnasında Azerbaycan’dan Anadolu’ya gönderilen yardım heyetlerinde bulunarak, özellikle Kars’ta fedakärca çalışmış ve daha sonra Kızıl Ruslar tarafından şehid edilmiş olan Azerbaycan’ın ünlü şairlerinden Ahmed Cevad da “Yazık” adlı şiirini Anadolu harpzedeleri için yazmıştır:192 “Yazık Deniz derde düşer, dalgalar ağlar, Dağlara dert gelse, dumana yazık! Sensiz öz ilinde garip kesilip, Dumalardan haber umana yazık! Bir kuş okur bize sabah ezanı, Çağmnakda yola, yoldan azanı, Erenler söyleyen-Allah yazanı, Duymadan yok olan imana yazık. Zemzemin derdini dinleyen kardaş; Ülkende bir gönül yapmaya uğraş! Açılınca yollar Käbe’ye bir baş, Bir gönül yapmayan vicdana yazık! Gün batanda sarı bulut sansı, Söyler, size düşer derdin yansı, Ey ilin hanımı, kızı, kansı! E1 açmış bacılar düşmana yazık!”

zäde Sabit, Hüseyinzäde A. Sabur, Ahmed Cevdet, A. Sahid, Mehmed Ayaz, El-İshaki, Hacı Selim, Kasımzäde, Salman Mehmed Emin Oğlu Turhan, Şefika Efendizäde, Mehmed Seyyid Ordubadı, E Göçerli, A. Hakverdov, Asya Nerimanov, Oruç Orucov, Hacı İbrahim Kasımov, Bedreddin E1 Hüseyni, Hüseyin Cavid, A. Nazmi, Yusufzäde Ali, Ali Mişan, Taki Şahbazı, Nimet Basri, Ali Şevki, Seyyid Hüseyin, Cevad. Aynca, Talibzäde Abdullah Şaik’in “Eşhas” adlı bir perdelik draması da dergide yer almaktadır.193 Birçok Azerbaycan Türk’ü de Kardaş Kömeği dergisine ilänlar vererek, maddi katkıda bulunurken, harpzedelere yardım amacıyla yapılan bu faaliyetten dolayı memnuniyetlerini bildirmişlerdir. Aşağıda bu ilänlardan ikisi ömek olarak verilmiştir:194 “Cihanşümül Avrupa muharebesiyle düçar-ı felaket olan Müslümanlara bir muavenet kasdıyla himmet ve hamiyet gösteren bütün Müslüman kardaşlanmıza älelhusus yine bu uğurda “Kardaş Kömeği” gibi yadgarhk bir mecmua intişanna çalışan zevat-ı kirama en samimiyet-i kalb teşekküratımızı izhar eyleriz. Ağdaş: Hacı Ağa Vahidof ’ “Cihanı kaplamış Avrupa yangını münasebetiyle, kendi hanımanından bilafıtrak muhtac-ı muavenet olan Müslüman kardaşlarıma herbir hususda yardımda bulunan, himmetperver ve älelhusus “Kardaş Kömeği” gibi milletimizin kanlı günlerini ebedi bir suretde hatırda tutturacak bir mecmuanın intişanna säl (çalışan) devlet kirama en samimiyet kalb teşekkür ve samimiyetimizi takdim eyleriz. Ağdaş: Hacı Ağa A bbasof ’ Bunlann dışında dergide, başta Baku Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin “İsmäiliye” binası olmak üzere, Cemiyet’in harpzedeler için yapmış olduğu yardım faaliyetleriyle ilgili birçok resim bulunmaktadır.

Yukanda belirtilen yazar ve şairlerden başka, derginin çıkmasma yazılan ve şiirleriyle katkıda bulunanlann isimleri şöyledir: Hüseyin Mirza Cemalov, Manaf-

193 K ardaş Kömeği, s. 3-8. 194 K ardaş Kömeği, s. 80.

7Bakü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi’nin K afkas C ep h esi’nde Savaştan Zarar G ören Müslünıanlara Yardım Etmek Üzere Görevlendirdiği Baş Tem silcisi (Baş Kömekçi) Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov

Nazın olmuştur. Daha sonra yine F. Hoyski’nin kurmuş olduğu ikinci ve üçüncü hükümet kabinelerinde de görev alarak “Toprak Nazırlığı” yapmıştır.197

Kafkas Cephesi savaşlannda, Anadolu’da, Müslümanlann felakete uğraması ile Azerbaycan Türklerinin başlattığı “Kardaş Kömeği (Kardeş Yardımı)” faaliyetlerinde en önemli rolü oynayanlann başmda Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov gelmektedir.

1919 yılı Şubat ayında, Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti tarafmdan Ocak 1919 ’da kurulan ve Zengezor, Şuşa, Cavanşir, Cebrail kazalannı içine alan Karabağ Genel Valiliğine tayin olan Hüsrev Bey Sultanov, Toprak Nazırhğı görevinden aynlarak, Karabağ’a gitmiştir.

Anadolu’ya gönderilen ilk yardım heyetinin başmda bulunan Dr. Sultanov, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Rus Hükümeti’nden Müslüman kaçkmlara yardım etmek için izin almasmdan sonra, Cemiyet tarafından “Kafkas Cephesi ’nde savaştan zarar gören ve kaçkın düşen Müslümanlara yardım etmek üzere baş salähiyetli temsilci” olarak görevlendirilmiş ve bu temsilciliğin merkezi Tiflis ’te kurulmuştur. Bundan sonra I. Dünya Savaşı boyunca, Azerbaycan Türklerinin Anadolu’ya yaptıklan yardımları, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi adma koordine eden Hüsrev Bey Sultanov “Baş Kömekçi” olarak tamnmıştır. Harpzede Müslümanlar tarafindan “Millet Başı” olarak adlandırılan, millet hadimi195 Hüsrev Paşa Bey Sultanov, 10 Mart 1879’da, Azerbaycan’ın Laçin şehrinin Kurd Kapısı köyünde doğmuştur. Orta öğrenimini “Gence Kläsik Gimnaziyası”nda tamamladıktan sonra, 1897’de Odessa Üniversitesi Pediatriya Fakültesi’ne girdi. Yüksek tahsilini Odessa’da tamamladıktan sonra, Tiflis’e gelmiş uzun müddet bu şehirde yaşayarak doktorluk yapmıştır.196 Yukanda da belirtildiği üzere, I. Dünya Savaşı esnasmda Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Baş Salähiyetli Temsılcisi olarak Anadolu Müslüman harpzedelerine hizmet etmiştir. 1917 ınkıläbmdan sonra siyasetle de ilgilenen Hüsrev Bey “Müsavat” Partisine girmiş 28-31.10.1917 tarihindeBakü’datoplananMüsavat’ınl. Kurultayı’na faal bir şekilde iştirak etmiştir.

Hüsrev Bey, bu görevinde, Karabağ’m dağlık bölümünü Azerbaycan’dan ayırarak ErmenistanTa birleştirmeye çalışan Ermenilerin bu yöndeki girişimlerini etkisiz bırakmış ve kardeşi Sultan Sultanov’la birlikte Ermenistan Cumhuriyeti tarafmdan Karabağ’ın Zengezor kazasma gönderilen ve General Dro’nun komutasındaki düzenli Ermeni kuwetlerine karşı gelerek, önünü almıştır.198 Hüsrev Bey, bu görevi sırasında aynca Şuşa ve çevresinin gelişmesi için çeşitli çahşmalar yapmış ve birçok okulun açılmasına öncülük etmiştir.199Sultanov, Karabağ Valisi olmasına rağmen, halkın sorunlanyla çok yakından ilgilenmiş, haftada bir gün köyleri dolaşarak hastaların tedavi edilmesine çalışmış ve şifalı bitkilerden oluşturduğu ilaçlann bulunduğu bir de eczahane açmıştır. Bu sebeple, özellikle Zengezor ve çevresinde, Hüsrev Bey vatanperver bir general, halkm dertleriyle ilgilenen, onlann sağlık sorunlannı da çözmeye çalışan bir doktor olarak tanınmış ve çok sevilmiştir.200 Hüsrev Sultanov’un tarih, edebiyat ve sanata karşı büyük bir ilgisi vardı. Özellikle Türk tarihi, edebiyatı ve Türk medeniyetine karşı büyük hayranlık duyan Hüsrev Bey, Şuşa’daki evlerinden birini bu konulan kapsayan kitaplarla donatmış, bu sebeple, halk arasmda bu eve “Şark Kitaphänesi” adı verilmişti. Bu tür çalışmalara elinden geldiğince destek de veren Hüsrev Sultanov, Azerbaycan’ın ünlü şairlerinden Ahmed Cevad’m “Goşma” adlı şiirler kitabmm 1917 yılında neşredilip yayımmı sağlamış, Ahmed Cevad da bundan dolayı gazete aracıhğıyla bir teşekkür yazısı yazmıştır.201

1918 yılı Şubat ayında, Zakafkasya Seymi’ne üye olarak seçilen Hüsrev Bey Sultanov, 28 Mayıs 1918’de, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasmdan sonra Fethali Han Hoyski’nin teşkil ettiği birinci kabinede, Harbiye 195 Dr. Hüsrev Bey Sultanov’un Anadolu harpzedeleri yaranna yapmış olduğu çalışmalar hakkmda konular içerisinde geniş olarak yer verilmiştir. l96M evsüm ALİYEV, “Hüsrev Bey Sultanov”, Odlar Yurdu, (Bakü), 1991, no. 11.

197 ALİYEV, “Hüsrev Bey Sultanov”, O dlar Yurdu, (Bakü), 1991, no. 198 ALİYEV, “Hüsrev Bey Sultanov”, Odlar Yurdu, (Bakü), 1991, no. 199 ALİYEV, “Hüsrev Bey Sultanov”, Odlar Yurdu, (Bakü), 1991, no. 200 Sebahaddin ELOĞLU, Zengezur Hadiseleri, Bakü, 1992, s. 18-19. 201 ALİYEV, “Hüsrev Bey Sultanov”, Odlar Yurdu, (Bakü), 1991, no. Hadiseleri, s. 19.

11. 11. 11. 11. ELOĞLU, Zengazur

27/28 Nisan 1920’de, Azerbaycan’da Sovyet häkimiyeti tesis edilince, H üsrev Paşa Bey Sultanov Azerbaycan’dan ayrılmak zorunda kalarak, T ürkiye’ye gelm iş ve bir süre Trabzon’da bulunmuştur. Burada bulunduğu esnada A zerbaycan ’dan gelen siyası muhacirlere yardım etmek için “Cemiyet-i Hayriye” adında bir cemiyet kurm ak girişimlerinde bulunmuştur.202 Hüsrev B ey ’in bundan sonraki hayatı Türkiye, Almanya ve Fransa’da geçmiştir. Mövsüm Aliyev’in yazdığmagöre Sultanov 1941 yılında İstanbul’da vefat etmiştir.203Ancak, Sebahattin Eloğlu’nun “Zengezur Hadiseleri” adlı kitabında belirttiğine göre, 1941-1945 yıllan arasında Türkiye’de, Sovyet-Alman savaşmda esir düşmüş Azerbaycanlılann esir kamplanndan kurtanlması için önemli çalışmalar yapmıştır.204 8- “ K a rd a ş K öm eği” n in M erk ezi “ İsm äiliye B inası” Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’nin m erkezi olan “İsmäiliye” Binası yapıhşından itibaren mimari ve sanat özelliklerinin yanısıra, Azerbaycan Türklerinin sosyal, kültürel ve siyası hayatında önemli roller oynamıştır. Yalnız Azerbaycan’da değil, bütün İsläm äleminde tanınan ve I. Dünya Savaşı esnasmda Anadolu Türklerine yapılan yardım lann merkezi olm a itibariyle de admı duyuran bu bina Y usuf A kçura’nm ifadesiyle “ ... Belki de Älem-i İsläm ’da bu m aksatla yapılmış binalann, azamet ve ihtişam itiban ile birincisidir.”205 “İsmäiliye” binasının yapımına 1908 yılında karar verilmiştir. Binanın yapılacağı yer B akü’nün m erkezinde bulunan boş ve düzlük bir araziydi. Bu arazi daha önce Bakü halkına m escid yapılmak üzere verilmiş, fakat daha sonra Bakü Belediyesi tarafından Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’ne hibe edilmişti. Cemiyet bir müddet bu araziyi pazar yeri olarak kiraya vermiş, daha sonra burada

202 Hüsrev Bey Sultanov’un Trabzon’da iken “Cemiyet-i Hayriye” adı ile bir cemiyet açma isteği, Azerbaycan Sovyet Hükümeti’nin Türkiye Sefıri İbrahim Abilov tarafmdan, Ankara Hükümeti nezdinde yapılan girişimlerle engellenmeye çalışılmıştır. Nitekim Abilov’un bu girişimleri sonucunda Dr. Sultanov’a bu cemiyeti açması için Ankara Hükümeti tarafından olumlu cevap verilmemiştir. Jbrahim Abilov’un Türkiye’den Azerbaycan Sovyet Cumhuriyeti Dışişlcri Bakanı’na gönderdiği 16 Kasrnı 1921 tarihli raporda bu durum belirtilmiştir. (Azerbaycan Cumhuriyeti Siyasi Partiyalar ve İçtimai İlmler Arşivi, F. 609, Op. 1, D. 15, L. 133). 203 ALİYEV, “Hüsrev Bey Sultanov”, Odlar Yurdu, Bakü 1991, no. 11. 204 ELOĞLU, Zerıgazur Hadiseleri, s. 19-20. 205 Y usuf AKÇURA, Türk Ydı, İstanbul 1928, s. 506.

Cemiyet için bir bina yapılmasını kararlaştırmıştır. Bu karardan sonra Bakü zenginlerinden MusaNakiyev, bu binamn yapım masraflannı üzerine alarak, yaptıracağı binaya genç yaşta merhum olan oğlu İsmail’in adının verilmesini istemiştir.206 Bakü’da çıkan Azerbaycan gazetesi yazarlanndan Seyyid Hüseyin, Cemiyet-i Hayriyye için bir bina yapılması karannın alınması ile ilgili şunlan anlatmaktadır:207 “ 1908 senede idi. M evlid bayramı münasebetiyle şimdiki parlamen binasınm büyük salonunda görüş meclisi tertip edilmiştir. Bu m ecliste cemaate bir hoş haber ve beşaret verildi. B u haberi veren de Hacı Zeynelabidin Tagiyef Cenablan idi. Hacı Cenabian diyordular: “Şeytan pazanna artık mescid dikilmeyecek, burada Cemiyet-i Hayriye için b ir bina yapılacaktır. Bunun da bütün harcım merhum oğlu Ağa İsm ail’in beka-yı namı olm ak üzere m eclisde hazır bulunan Musa N akiyef öz uhdesine götürecektir. “H acı’nın bu nutku hazırun tarafm dan alkışlanmış, M usa Nakiyev de iş bu büyük ihsan ve ianeden dolayı ayrıca takdir edilm işti.” I. Dünya Savaşı esnasmda, B akü’ya gelen Fahrettin Erdoğan’da hatıralannda, Cemiyetbinasının yapımı ile ilgili duyduklannı şöyle anlatmaktadır:208“ ... Bu m uhteşem binayı M usa N akiyef, Cemiyet-i H ayriye’ye bağışlamıştı. N akiyev’ in İsmail adında genç yaşta vefat eden bir oğlu varmış. Binanın sekizinci katında oğlunun heykelini bir odaya yaptırıp koydurmuş ve buraya “ İsmäiliye” denmesi buradan ileri gelirdi...” Cemiyet binasının yapım ına 1908 yılında karar verilm esine rağmen, ancak 1910 yılında inşasına başlanmış ve 1914 yıhnda tamamen bitirilmiştir.209Bundan sonra Cemiyet, binayı teslim alm adan önce, binanın iç donanımı için gerekli m alzem eyi ve eşyaları da, kendi C em iyet üyeleri vasıtasıyla karşılam ış210 ve 31 M ayıs 1914 tarihli toplantısında “İsm äiliye” binasını Ağa M usa N akiyev’den devralm ak üzere bir heyet teşkil etmişti. Bu heyet, Kasım Kasımov, Rüstem

206 Seyyid Hüseyin, “Hazin B ir Hatıra İsmailiye”, Azerbaycan, 20 Ağustos 1919, no. 256; “Odlu Türk” , “B akü’den”, Türk Yurdu, C. III, s. 30. 207 Seyyid Hüseyin, “Hazin Bir Hatıra İsmailiye”, Azerbaycan, 20 Ağustos 1919, no. 256. 208 ERD O ĞA N, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 126. 209 Seyyid Hüseyin, “Hazin Bir Tablo İsmailiye”, Azerbaycan, 25 Ağustos 1919, no. 260. 210 İkbal, 28 May/Mayıs 1914, no. 663.

Han Hoyski ve Zeynel B ey Selimhanov’dan oluşmaktaydı. Yine bu toplantıda Cemiyet idaresi İsmäiliye binasmın devralınmasmdan sonra sigorta ettirilm esi karannı da alıyordu.211

esirlerinin ve Bakü’de bulunan Anadolu harpzedelerinin hasta ve yaralı olanlannm da tedavileri yapılm ıştır.218 Cem iyet hastahanesi B akü’daki diğer hastahaneler içerisinde çalışma düzeni ve hastalara ilgi açısından öm ekbir hastahane olmuştu.219

Geniş bir alan üzerine yerleşen “İsmäiliye” binası içerisinde misafirhanesi, yemekhanesi, çamaşuhanesi ve sahneli büyük bir gösteri ve toplantı salonu, bunların yanında çok sayıda odası bulunan oldukça büyük ve gösterişli bir bina idi.212

Kafkas Cephesi’nde Türk-Rus Savaşmın başlamasmdan sonra, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi başta Kars ve Ardahan olm ak üzere A nadolu’daki harpzede Müslümanlara yardım elini uzatmca, İsmäiliye binası da artık halk arasında Müslüman harpzedelerine yardım ve kardeşlik eden yer olarak tanmmaya başladı.220 Bundan sonra İsm äiliye binası, Azerbaycan Türk halkının A nadolu’ daki Türk kardeşlerine yapmış olduklan yardım lann toplandığı bir erzak ve eşya deposu haline gelm işti.221 B ütün yardım lar burada toplanıyor ve yine yardım amacıyla yapılan her türlü sanat ve kültürel faaliyet İsm äiliye’de yapılıyordu. Cemiyet-i Hayriye İsmäiliye binasında, Anadolu’da savaş bölgelerinden topladığı sahipsiz yetim çocuklar için burada bir yetimhane açarak, bunlann bütün giyecek, yiyecek, temizlik gibi ihtiyaçlannı karşılarken, İsmäiliye binası bu çocuklan müşfık bir ana gibi şefkatli kucağında banndınyordu.222Çocuklann yanı sıra savaş bölgelerinden gelen M üslüm an harpzedelerin de barınağı olan223 İsm äiliye binası, esirkam planndankaçan, özellikleN argin’den kaçan Türk esirlerinin de saklanabildiği tek yer olm uştur.224

1914 yazında, Baku Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin taşınmasıyla birlikte İsmäiliye binası içtimäı hayata başladı. İlk olarak Cemiyet-i Hayriye idaresi ve defterhanesi taşındı, daha sonra B akü’da m evcud bütün eğitim cemiyetlerine de bu binada yer verildi. Cemiyet-i Hayriye önce “Saadet” C em iyeti’ne ve mektebine birçok oda verdi. Daha sonra “Safa” ve “Neşri M aarif ’ Cemiyetlerinin idareleri yerleşti. Son olarak daN ecat Cemiyeti taşındı. Bundan sonra İsmäiliye, hem Azerbaycan’m kültür sanat merkezi haline gelmiş, hem de fakir, fukaranm dayanağı olan bir hayır m erkezi olmuştu.213 I. Dünya Savaşı başlannda Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, İsmäiliye binasmda 100 yataklı bir hastahane açmaya karar vermiş ve bu amaçla bir komite oluşturmuştu. B u komite, içerisinde Başkan M irza Esadullayev olmak üzere, M usa Nakiyev, Z. Tagiyev, M. Muhtarov, İ. Hacıyev, A. Ahmedov, İ. B. Aşurbekov, İ. Am ir Aslanov’un dabulunduğu 35 kişidenoluşmaktaydı.214Yapılan çalışm alar sonucunda 24 Ekim 1914 tarihinde İsm äiliye binasm da, Cem iyet’in hastahanesinin açılışı yapıldı.215 Hastahanenin ihtiyaçlannın tem ini için Y. A. Dadaşov, Z. Tagiyev, İ. Seferaliyev, M. M uhtarov ve M irza Esadullayev gerekli bağışlardabulunurken,216 Zeynelabidin Tagiyev, M usaN akiyev ve M. Muhtarov hastahanenin idaresi için baş komiteye seçildiler.217

Fahrettin Erdoğan, 1916 yılında gezip gördüğü İsm äiliye binası hakkında hatıralarında şunları yazm aktadır:225 “... Oturduğumuz İsmäiliye binasında (M usa Nagiyof)un 50 yataklı misafirhanesi vardı ki, her gelen Türk yolcusu burada aylarca kalıp, yiyecek ve yatakları temin edildiği gibi, çamaşırlan yıkanır, bütün m asraf N agiyof’un kasasından ödenir, misafirlerinden bir tek kuruş bile alınmazdı. 3000 sabit koltuğu olan büyük bir salon vardı, kadınlara ait yukanda localar mevcuttu. Bakü Türkleri bütün yığmcak-

Bu hastahanede savaş boyunca cephede yaralanan Rus askerlerine bakıldığı gibi, Kafkas cephesinde Ruslara esir düşerek B ak ü ’ye getirilen Türk harp

211 İkbal, 2 İyun/Haziran 1914, no. 667. 212 Evrak-ı Nefise, 27 Nisan 1919, no. 2; ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 126. 2,3 Seyyid Hüseyin, “ Hazin Bir Hatıra Ismailiye”, Azerbaycan, 25 Ağustos 1919, no. 260. 2,i Azerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 4, D. 465, L. 31. 2.5 Bakü, 24 Sentiyabır/Eylül 1914. 2.6 Bakü, 26,27 Sentiyabır/Eylül, 25 Oktıyabır/Ekim 1914. 217 Bakü, 12 Sentiyabır/Eylül 1914.

218 İkbal, 27 Oktiyabır/Ekim 1914, no. 774. 219 A. Ali MERİCAN-M. Emin GERGER, Büyük Ermenistan Hayali ve Kars'tan K arabağ’a Ermeni Vahşeti, İstanbul 1992, s. 62. 220 Seyyid Hüseyin, “Hazin Bir Hatıra İsmailiye”, Azerbaycan, 25 Ağustos 1919, no. 260. 221 ARAN, “Kardaş Kömeği”, s. 1. 222 Seyyid Hüseyin, “Hazin Bir Hatıra İsmailiye”, Azerbaycan, 25 Ağustos 1919, no. 260. 223 Basiret, 6 lyun/Haziran 19015, no. 48. 224 Seyyitli Mir Aziz, “28 M ayıs İstikläl Yolunda Azeri Talebeleri”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, cilt II, s. 119-120. 225 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 126.

larını burada topluyorlardı. Bundan başka 200 yataklı bir de yetim hanesi vardı. Buraya cepheden toplanan kimsesiz çocuklar getirilerek bakım lan sağlanmıştı.” I. Dünya Savaşı yıllannda Müslümanlar için mukaddes bir m ekän gibi tanınm aya başlayan ve Bakü’ya gelen her T ürk’ün ilk uğrak yerlerinden biri olan Cemiyet-i Hayriye binası, B akü’da yapılan dini ve m illı toplantılarm da merkezi haline gelmişti. Cemiyet-i Hayriye idaresi almış olduğu bir kararla İsm äiliye’nin büyük salonunda yapılacak toplantıları belirli kurallara bağlamıştı. Bu kurallann başında da İ'smäiliye büıasmda Müslümanlarca haram kabul edilen alkollü içkilerin içilmemesi ve bu tür içkili toplantıların yapılm am ası gelm ekteydi. Bu yüzden çeşitli Cemiyet ve kişilerin İsmäiliye binasmda, içkili toplantı yapm ak talepleri, C em iyet idaresi tarafmdan reddedilmiştir. B u durum A zerbaycan’daki Müslüm anlarca da olum lu karşılanmıştır.226 Sada-yı Kafkas gazetesi yazarlanndan A hund Abdurrahim Hadizäde; “Cemiyet-i Hayriye M ukaddes B ir M ektebdir” başlıklı yazısmda bu konu ile ilgili düşüncelerini şöyle dile getirmiştir:227 “B akü’da neşrolunan Müslüman gazetelerinde, B akü’da m evcud Cemiyetlerden birisi M üslüman Cemiyet-i Hayriye imaretinin zalında yığm cak tertip vermek baresinde, Cemiyet-i Hayriye’nin m uhterem äzälanndan izin istedikleri ve Cemiyet-i Hayriye äzalannm iclasmda “Cemiyet-i Hayriye M üslümanlar için mukaddes bir m ekän olup meşrubat ve m eskürat işleyen m eclislere vermek olm az” diye cevab-ı red vermelerini okuyup artık şad oldum. Cem iyet-i Hayriye’nin muhterem äzälanna teşekkürler olsun. Ellbette o cür mukaddes mekänlarda İsläm iyet’e yaraşmayan işleri men etmek ile um um İsläm ın dikkatini o mekäna celb etmeli, Cemiyet-i Hayriye zalının duvarlannda Ayet-i K u r’aniye yazdığı halde, zalın içinde K ur’an’a m uhalif hareket-i yaşayışa ve şurub-u meskürat gibi şeylere m ürtekip olmak K ur’an’ı basıp geçm ek demekdir. Bunlardan ilave Ağa M usaf cenaplan o imareti merhum Ağa İsmail için bakiyat-ı salahat kasdıyla bina ettiği ve imaretin adını İsmäiliye koyduğu ham ıca malumdur. Velhaza bu nevi mukaddes bir mekända o merhumun ruhuna eziyet verici şeyler değil, istirahatine aid olan amel-i hüsna mürtekip olm alı.” 1917 yılında Rusya’da meydana gelen ihtilaller dolayısıyla oluşan yeni ortam içinde İsmaliye binası da artık Azerbaycan Türklerinin siyası ve içtimai bir toplantı

226 Sada-yı Kajkaz, 21 Dekabır/Aralık 1915, no. 168. 227Ahund Abdurrahim Hadizäde, “Cemiyet-i Hayriye Mukaddes B ir Mektebdir”, Sada-yı Kafkaz, 29 Dekabır/Aralık 1915, no. 174.

yeri olmuştur.228 Bundan sonra siyasi ceıyanların adeta bir merkezi haline gelen bina, Azerbaycan Millı Şura’smm merkezi olduğu gibi229yeni kurulmuş olan bir kaç parti idaresi de buradayerleşmişti.230 1917 Şubat İhtiläli’nden sonra Maverayı Kafkasya’da Müslümanlar için en önemli gelişmelerden birisi olan 15-20 Nisan 1917’de, Bakü’da toplanan “Kafkasya Müslümanlan Kurultayı”da Cemiyet-i Hayriye’nin İsmäiliye binasmda yapılmıştır.231 1918 yılma gelindiğinde Bakü ’da Bolşevik idare kurulmuş ve bu idare tamamiyle Müslüman ahaliye karşı yöneltilmişti. 18 Mart ile 1 Nisan tarihleri arasmda Bakü’da, Ermeniler tarafmdan Azerbaycan Türklerine karşı katliamlar yapıldı. 12 bin kadar Müslümanm öldürüldüğü232 bu katliamda, Türklere ait birçok bina kültür ve tarihi eserler yıkıldı, yok edildi.233 Bolşeviklerin etkisi altmda bulunan Hazar Denizi savaş fılosu Bakü’nün camilerini bombalarken234 Ermeniler de önce Kaspi gazetesini basmış, matbaayı tahrip etmişler, bu şekilde hareketle vahşi hırslannı tatmin edemeyince hemen matbaanm yanmda bulunan Cemiyet-i Hayriye binasını da yakmışlardı. Bu sırada İsmäiliye binasmda Cemiyet-i Hayriye’den başka Millı Komite ve birkaç yeni kurulmuş parti idareleri ve birçok odalannda da Bakü’ya sığınan Türk esirleri bulunmaktaydı.235 Ermeniler tarihleri boyunca yapmış olduklan kültür terörü ömeklerinden birini de Azerbaycan ’m nadir mimarlık eserlerinden biri olan Cemiyeti Hayriye’nin binası İsmäiliye’yi yakıp yıkmakla bir kez daha göstermişlerdir. Ermeniler tarafmdan yakılan İsmäiliye binası, Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra yanmış kısımlan yıkılarak yeniden yapılmış, restore edilmiştir.236 İsmäiliye binası Azerbaycan Türkleri için her zaman büyük 228 Evrak-ı Nefıse, 27 Nisan 1919, no. 2. 225 Hüsamettin TUĞAÇ, Bir Neslin Dramı, İstanbul, 1975, s. 173. 230 EMİRCAN, GERGER, B üyük Ermenistan Hayali, s. 84. 231 Seyyid Hüseyin, “Hazin Bir Tablo İsmailiye”, Azerbaycan, 25 Ağustos 1919, no. 260; Sebahattin ŞİMŞİR, Mehmed Emin Resulzäde’nin Türkiye'deki Hayatı Faaliyet/eri ve Düşünceleri, s. 9; MİRZA-BALA, “Azerbaycan İstikläli ve Oktabır İnkıläbı”, Kurtuluş, no. 13-14, (1 Kasım 1935), s. 362. 232 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 479. 233 Cafer KIYASİ-İbrahim BOZYEL, Erm eni Kültür Terörü, Ankara, 1996, s. 10. 1918 yılında Ermeniler İsmailiye binasından ayn, Şirvan Şahlar Sarayı külliyesi içerisinde yer alan XIV. yüzyılda yapılmış olan Keykubat Cam isi’ni, Şamahı’da en eski Azerbaycan camilerinden olan Cuma M escidi’ni de ateşe vermişlerdir (KIYASİ-BOZYEL, Ermeni Kültür Terörü, s. 10). 234 BAYKARA, Azerbaycan İstikläl Mücädelesi Tarihi, s. 251. 235 EMİRCAN-GERGER, Büyük Ermenistan Hayali, s. 84. 236 Seyyid Hüseyin, “Hazin B ir Hatıra İsmailiye”, Azerbaycan, 25 Ağustos 1919, no. 260; Hilal M ÜNŞİ, “31 Mart”, Kurtuluş, no. 5, (M art 1935), s. 145.

önem arzetmiştir. Çeşitli vesilelerle yapıian toplantılarda İsmäiliye binasının Azerbaycan’ın istikläl mücadelesi tarihinde oynadığı rol devamlı vurgulanmış, hatta İsmäiliye binası ile ilgili yanşmalar düzenlenmiştir. Şöyle ki Bakü’da bulunan “Yaşıl (Yeşil) Kalem Dem eği” genç şair ve yazarlar arasında, konusu İsmäiliye binası olan bir yanşma tertip etmiş237 ve neden bu konuyu seçtiklerini şu cümlelerle ifade etmiştir:21*“Seçilmiş mevzu istikläliyetimizin tarihinde büyük roller oynamış ve bu uğurda özünün güzelliğini feda etmiş “İsmäiliye” binasının şimdiki halidir. Edip ve muharrirlerden ister şer’en, ister nesren kim İsmäiliye hakkında edebi olmak şartı ile bir parça yazar ve birinciliği kazanu-sa ona “Yaşıl Kalem” demeğinin mükäfatı verilecektir.” Bugün İsmäiliye Binası hälä dimdik ayakta durmakta ve “Azerbaycan İlimler Akademisi Prezidyum” binası olarakkullamlmaktadır. 9-Kafkas Cephesi Savaşlarında Kimsesiz ve Yetinı Kalan MüslümanTürk Çocuklarına Azerbaycan Türklerinin Yardımlan ve Bakfl M üslüman Cem iyet-i Hayriyesi Hiç şüphesiz savaşlardan en çok zarar gören çocuklardır. Kafkas Cephesi’nde yapılan Osmanlı-Rus Savaşlannda da çok sayıda Müslüman çocuk, ana ve babalanm kaybetmiş, yuvalan dağılmış ve yetim kalmışlardır. Bu çocuklardan önemli bir kısmı açlık, soğuk ve hastalıklardan hayatlannı kaybederken, önemli bir kısmı da Rus işgali altındaki bölgelerde sahipsiz ve savunmasız bir duruma düşmüşlerdir. Kafkas Cephesi savaşlannda mağdur duruma düşen Müslümanlara yardım etmek üzere Rus Hükümeti’nden gerekli izni alan Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi yardım faaliyetlerine başlarken, bu hususu gözönünde tutmuş, bin türlü felaketlere uğramış olan Müslüman çocuklanna kol kanat germek ve onları düştükleri zor durumdan kurtarmak için büyük fedakärhklarla takdirle anılacak çalışmalaryapmıştır.

237Azerbaycan, 29 Ağustos 1919, no. 263. 238Azerbaycan, 23 İyul/Temmuz 1919, no. 280; Şamil VELİYEV, “Yaşıl Kalem Edebı Cemiyetinin Faaliyeti”, Azerbaycan Demokratik Respublikası, Bakü 1992, s. 143-144.

a) Yetim Müslüman Çocuklar İçin Sığmacaklar (Yetimevleri) Açılması Osmanlı-Rus Savaşınm başlamasından bir müddet sonra başta Kars, Ardahan ve Acara olmak üzere, savaş alanı olan diğer bölgelerden Müslümanlann felakete uğradıklanna dair haberlerin Azerbaycan’a ulaşması ile beraber, Kafkasy a ’mn çeşitli yerlerine, savaş bölgelerinden Müsiüman “Kaçkın”larda gelmeye başlamıştı. Bunlann durumlan oldukça kötü idi ve bir kısmını da çocuklar oluşturmakta idi. Gerek savaş bölgelerinden gelen felaket haberleri ve gerekse Azerbaycan’ın çeşitli şehirlerine gelme başansmı göstermiş Müslüman kaçkınlann durumu Azerbaycan Türkleri üzerinde büyük tesir bırakmış ve bundan dolayı büyük üzüntü duymuşlardır. Özellikle Azerbaycan Türk basını, Müslüman halkın yaşadığı felaketleri Azerbaycan Türklerine duyurarak, onlan zor duruma düşmüş kardeşlerine yardıma çağmyor ve sahipsiz kalan Müslüman çocuklan himaye etmenin en büyük vazifeleri olduğunu belirtiyordu. Mesela, 28 Ekim 1915 tarihli Sada-yı K ajkaz gazetesi şöyle yazıyordu:239 “İsläm’ın herşeyden artık (fazla) sevap gördüğü ve insanlardan talep ettiği şeylerden biri de yetimleri ve bikimseleri himaye etmek ve onların durumlarını iyileştirmektir. Bu barede Kars, Ardahan ve Acaristan’daki facialar Müslümanlann boynıma ağır bir vazife getirmiştir ki, Müslümanlan yüzler ve binler ile yetimlere, kimsesizlere hamı olmakla mecbur etmiştir.” Son H aber gazetesinde de Kars ve Ardahan Müslümanlannın maruz kaldığı facialardan bahsedildikten sonra şunlar yazılıyordu:240 “Ardahan ve Kars facialanm gazeteler tasvir ettikleri sıralarda o korkunç sahralarda sahipsiz kalan böyle çocuklann olduğunu öğrendik. Bunlardan bir kısmının içeri Rusya’ya apanldığmı bildiğimiz gibi, geride kalan kısmınm da Bakü, Gence ve Tiflis ’e getirileceklerini, talim ve terbiye edileceklerini de gazetelerden okuduk. Bugün dikkati nazarla bakılırsa görülür ki, bu yetimlerin zararlannı tasviye edecek bir hal varsa, o da ancak onlan kentlerden getirip Bakü ve Tiflis gibi şehirlerde terbiye etmekle, okutmaktır. O çocuklar büyüyüp, akıllan söz kestikten sonra bilsinler, onlar yetim kalmamışlar, bir atalannı yitirmişlerse de millet gibi ölmez bir ata kazanmışlar. Analarmdan ayn düşmüşlerse, millet gibi ananın şefkatli avuçlanna atılmışlar.”

239 Sada-yı Kafkaz, 28 Okiyabır/Ekim 1915, no. 104. 240 Son Haber, 11 İyul/Temmuz 1915, no. 7.

Savaşta mağdur olan Müslümanlara yardım etmek işinde Azerbaycan halkının her türlü maddı ve manevı desteğini alan ve Azerbaycan halkmm yaptığı yardımlarda öncü ve örgütleyici rol oynayan Baku Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, ilk olarak savaş bölgelerine göndermiş olduğu temsilciler vasıtasıyla, buralaıcu*:ı toplanarak Tiflis, Gence ve Bakü gibi şehirlere getirilecek olan ve savaş bölgesindenkendi gayretleriyle kaçmayı başararak Kafkasya’mn çeşitli şehirlerine gelm iş bulunan Müslüman kaçkınlar için “Sığmacak”lar açarak, onlan yerleştirmek maksadıyla çalışmalanna başladı. Savaş bölgelerinden ilk yetim çocuklar Tiflis ve Bakü’ye ulaştığmda henüz Cemiyet-i Hayriye’nin bunlan baruıdıracak bir sığmacağı olmadığı gibi, bu konuda da tam hazırlıklı değildi. Bu nedenle ilk gelen yetim çocuklar Azerbaycan’ın çeşitli şehirlerine gönderilerek, ailelere dağıtxlmıştı.241 Bir kısmı da Cem iyet-i Hayriye’nin İsmäiliye binasında banndınhyordu.242 Özellikle Cemiyet-i Hayriye’ nin çocuklan Azerbaycan’ın çeşitli şehirlerindeki aileler yanma dağıtması, Azerbaycan’da tepki ile karşılanmıştı. Bakü’da yayınlanan Son H aber gazetesinde yazılan bir makalede, bu durum şiddetle eleştirilmiş, bu işleri üzerine alan Cemiyeti Hayriye’nin sorumluluklannı yerine getirmediği belirtilerek, şöyle denilmiştin243 “... Bütün Kafkaslılarla beraber İsläm alemi bilsinler ki, Bakülüler harbzede yetimleri saklamaktan aciz kalıp, onlan kabul etmediklerinden küçük şehirlere payladılar.” Ömer Faik Nemanzade, ilk başlarda çocuklann ailelerin yanına dağıtılması ve Cemiyet-i Hayriye’nin bunlaria yeterince ilgilenmemesi üzerine, Yeni Ikbal gazetesinde yazdığı “Çok Utandık” başhklı makalesinde duygulannı şöyle ifade ediyordu:244 “Vay Cemiyet-i Hayriye! Vay milyonlu şeher! Vay bedbaht millet! Meğer kuruadmvarmış!

2,1 Sada-yı Kajkaz, 12 İyul/Temmuz 1915, no. 36. 2421915 başlannda Ardahan Bölgesi’nden Bakü’ye gelen ilk, ondokuz kişilık Müslüman kaçkınlar Bakfl’da Cemiyet-i Hayriye’nin İsmailiye binasma yerleştirilerek ihtiyaçlan karşılanmıştır. Bunlardan 5 ’i büyük, 14'ü ise 1 ile 12 yaşlan arasmda yetim çocuklardır. (Basiret, 30 May/ Mayıs 1915, no. 47). 245 Son Haber, 15 Avgust/Ağustos 195, no. 16. 244 öm er Faik NEMANZADE, “Çok Utandık”, Yeni İkbal, 3 İyul/Temmuz 1915, no. 3; öm er Faik NEMANZADE, Seçilmiş Eserleri, Bakü 1991, s. 230-231.

“Aman yarabbi neler işidirik, neler görürük. N e demek, bu ne demekki 4-5 milyonluk bir cemaat 1-2 yüz yetim balasını bir yerde saklamağa gücü çatmaya! Of, doğrudan da ölmüşük, doğrudan da millı dirilik, medeni insanlık adma bir kapiğe deymerik.” Hacı İbrahim Kasımov’da Basiret’te yazdığı bir makalede, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ni eleştirmiş, Cemiyet’in Bakü’ya gelen yetimlerle daha fazla ilgilenmesi ve onlara yardım yapması gerektiğini belirterek, “Bundan artık (fazla) da ihtiyaç olar mı? Kars felaketzedelerinden artık da muhtaçlar olar mı?” diye sormuştur.245 Azerbaycan kamuoyunun gösterdiği bu haklı tepkiler, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ni olumlu yönde etkilemiştir. Nitekim, Cemiyet-i Hayriye sadece savaş bölgelerinde yaptığı faaliyetlerle yetinmeyip, sahipsiz Müslüman yetim çocuklannm yerleştirilmesi ve onlar için sığınacaklar açılması işini önemle ele alarak, çalışmalanna bu yönde de hız vermiştir. Kars, Ardahan vs. bölgelerden Tiflis’e, Bakü’ye getirilen yetim çocuklann sayısı gün geçtikte artmakta idi. Daha öncede belirtildiği üzere, Kafkas Cephesi’ nde savaştan zarar gören Müslümanlara yardım göstermeküzere Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Baş Temsilciliği Tiflis’te kurulmuş ve Müslüman felaketzedelere yardrnı faaliyetleri bu merkezden yürütülüyordu. Savaş bölgesine en yakın merkez olması hasebiyle, en çok yetim çocuk Tiflis’te birikmişti. Hükümetten sığmacaklar kurmak için izin ve maddi yardımlar alınmasmdan sonra, Cemiyet-i Hayriye Müslüman yetim çocuklar için ilk sığınacağmı Tiflis ’te açmaya karar verdi.246 Cemiyet’in Tiflis’te harpzede Müslüman çocuklan için bir sığınacak açacağı haberi, Müslüman halk tarafından büyük bir memnuniyetle karşılanmıştı.247Azerbaycan’daki Türk gazeteleri de bu haberi duyururken, açılacak sığınacaklar için halkı da yardım yapmağa davet ediyordu. Mesela, Basiret gazetesi şcyle yazıyordu:248 “Tiflis’te Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Kars, Ardahan harpzede yetimlerinin halini nazara alarak onlara mahsus 25 yataklık bir darüleytam teşkiline karar

245 Basiret, 8 Avgust/Ağustos 1915, no. 56. 246 A çıkSöz, 2 Oktiyabır/Ekim 1915.no. 1. 247 Sada-yı Kafkaz, 20 Avgust/Ağustos 1915, no. 51. 248 Basiret, 8 Avgust/Ağustos 1915, no. 56.

vermiş ve bu m aksatla yeni darüleytam için menzil tutmuş. Bugünlerde resm ı küşadı vaki olacaktır. Um um M üslümanlarm hem in darüleytama ve C em iyet-i H ayriye’ye m uavenet etmeleri birinci vazifeden olsa gerekir.” Cemiyet-i Hayriye’nin Tiflis sığınacağı Eylül 1915 tarihinde açılmıştır. Bundan önce Tiflis’e getirilm iş olan Müslüman yetim çocukları, geçici olarak altı odalı bir okulda banndınlmışlardı. Ancak bu açılan sığınacakta, mevcut ihtiyacı karşılayacak gibi değildi. Kafkas M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi tarafmdan da Tiflis’te A ğustos ayı içerisinde bir sığm acak açılarak, Kars, Ardahan vs. bölgelerde felakete uğrayan M üslümanlann yetim kalmış çocuklanndan bir kısmı buraya yerleştirilmişti. Kafkas M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi, Tiflis’te yaşayan M üslümanlardan 1915 yılı içerisinde bu sığm acaklarda yetim çocuklann masraflanna harcanm ak üzere 20.747 M anat toplamıştır. Yardxm toplanmasında Tiflis M üftüsü’nün yaptığı çalışmalar takdire şayandır. 1915 yılı sonlanndan itibaren bu sığmacağm her türlü gid erleri B akü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi tarafından k arşılanm aya başlamıştır.249 Bu arada B akü’ya getirilen Müslüman yetim çocuklann sayısı da artmıştı. Bu yetimler için İsmäiliye binası yeterli olmuyordu.250 Bu yüzden yetim çocuklann çoğunluğu aileler yamna verilmişti. Cemiyet-i Hayriye ihtiyacı karşılamak ve bütün çocuklan kendi himayesinde bulundurmak amacıyla Bakü’da sığmacaklar açmaya karar verdi. 18 Ekim 1915 tarihinde yapılan Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi İdare Hey’eti toplantısında, B akü’da bulunan ve geçici olarak cemiyetin binasında yerleşen harpzede çocuklar için bir sığmacak açılması ve aynca harpzede yetimlerden okul yaşına gelmiş olanlann, okullara gönderilmesi kararlaştınldı.251 Bu karann almmasmdan sonra Cemiyet-i Hayriye, Bakü Belediye İdaresi’ne m üracaat ederek, 1000 kişilik bir sığmacak açmak için uygun bir yer tahsis edilm esini istemiştir. Bu istek Belediye İdaresi tarafından “Şehir Dum ası”na havale edilmiştir.252 Şehir Duması, Cemiyet-i H ayriye’nin isteğini kabul ederek,

249K afkas Müslüman Cemiyet-i H ayriyesi 'nin 1915 ’inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 4-5. 250 Son Haber, 11 Iyul/Temmuz 1915, no. 7. 251 A çıkS ö z, 20 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 15. 252 A çık Söz, 30 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 26.

Cemiyet’e sığınacak açm ak için yer verdiği gibi, bu iş için 6.000 rublede yardım yapılmasını kararlaştırmıştır.253 Savaş bölgesinden M üslüm an yetim çocuklar getirildikçe, Baku Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ihtiyaca göre K afkasya’nm çeşitli şehirlerinde sığınacaklar açmaya devam etmiştir. Cem iyet-i H ayriye B akü’da kendi sığınacağmı açtıktan sonra önceden aileler yanma yerleştirilmiş çocuklan da toplayarak, kendi himayesi altına almıştı. Cemiyet bu konuda özellikle titiz davranmış, mümkün olduğu ölçüde yetim çocuklan şahıslar elinde bırakm am aya çalışmıştır. B unun başlıca sebebi çocuklann bazen şahıslar tarafından kendi hizmetlerinde kullanılmalan veya çeşitli işlerde çalışünlmalan kaygısmdan ileri gelmekte idi.254Zaten daha önce de belirtildiği üzere ilk gelen bir kısım M üslüm an yetim çocuklannm ailelerin yanlanna yerleştirilmeleri Azerbaycan basınx tarafından tepkiyle karşılanmıştı. Bununla beraber, A nadolu’da felakete uğrayan kardeşlerinin durumundan büyük üzüntü duyan bazı A zerbaycan Türkleri, M üslüm an yetim çocuklanm n Cemiyet-i Hayriye’nin sığınacaklannda bakım lannm en iyi şekilde yapıldığmı, ancak bir ailede gösterilebilecek sevgi ve şevkatin sığınacaklarda her çocuğa ayn ayn gösterilmesinin mümkün olamayacağmı, bu sebeple hiç değilse çocuklan n bir kısmınm durumları m üsait ailelerin yanlanna verilm esini istiyorlar ve bu konuda Cemiyet-i H ayriye’ye dilekçelerle başvuruyorlardı.255 Bu hayırsever isteklerine C em iyet-i Hayriye idarecileri kayıtsız kalamamış ve 18 Ekim 1915 tarihli C em iyet’in M erkezı K om ite toplantısında bu konu ele alınmıştır. Bu toplantı sonucundayetim çocuklan gönüllü olarak alm ak isteyen T ürk ailelerini her yönüyle araştırm ak üzere b ir kom isyon kurulm asm a karar verilmiştir. Oluşturulacak bu kom isyonun aileler hakkında yapacağı araştırmaların sonucunda vereceği rap o r üzerine, çocukların m üracaatta bulunan aileye verilip verilmeyeceğine karar verilecekti.256 Cemiyet-i Hayriye, özellikle sığınacağının bulunmadığı ve açm a im känm a sahip olm adığı yerlerde, yapılacak bir ö n araştırm adan sonra çocuklann gönüllü ailelerin yanlanna verilmesini uygun gö rm üştür.257

253 Azerb. Cum. 254 A ç ık Söz, 20 255 A ç ık Söz, 20 256 A ç ık Söz, 20 257 Azerb. Cum.

YTA, F. 1, Op. 1, D. 1497, L. 2. Oktiyabır/Ekim 1915, no. 15. Oktiyabır/Ekim 1915, no. 15. Oktiyabır/Ekim 1915, no. 15. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 14.

Bakü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi h er açacağı yeni sığınacak için “Kafkas C ephesi K açkm lannı Yerleştirmek Ü zere Baş Tem silci”ye m üracaat etm ek zorunda idi. B aş Temsilci bu isteği Kafkasya Genel V alisi’ne iletecek, Valinin uygun görm esi ile K açkm lan yerleştirm ek üzere Baş Temsilci yeni sığınacak açm ak için Cem iyet-i H ayriye’ye izin verebilecekti.258 Cemiyet-i Hayriye gerektiğinde yeni sığınacaklar açılması için Tiflis’te yerleşen Baş Salähiyetli Tem silcisi Dr. H üsrev Paşa Bey S ultanov’a tam yetki vermişti. Yani ihtiyaç duyulan yerlerde Dr. Sultanov m erkezden izin alm adan Kafkas Cephesi Kaçkınlarm ı Yerleştirmek Üzere Temsilci’ye m üracaat ederek, cemiyet adına sığınacaklar açabilecekti.259 Cemiyet’in açtığı bütün sığmacaklar Kafkas Cephesi Kaçkınlannı Yerleştirm ek Üzere Baş Tem silci’nin kontrol ve denetimi altmda idi. Bu idare K afkas Cephesi savaşlannda sahipsiz kalmış yetim çocuklan için sığınacaklar açılmasmı, düzenli bir şekilde belli esas ve kurallara göre yapılm asmı sağlam ak için bir esasnäme hazırlamıştır. 7 Temmuz 1916’da bu idarenin başı olan General M ayör Tamamşev im zasıylayaym lanan bu esasnämeye göre, kaçkm yetim çocuklarını kendi himayesine almak isteyen içtimäi ve hayır cemiyetleri, özel teşkilatlar veya şahıslar, Kafkas Cephesi Kaçkınlarmı Yerleştirmek Üzere Baş Temsilci’ye yazılı olarak müracaat edeceklerdir. Sığmacaklan açacak kişi veya kuruluşlar, açacaklan sığm acaklann sayısmı, açılış tarihlerini, buralarda barındıracaklan çocuklann sayısını, sığmacaklarda çalışacak kişiler ve sığınacakta bulunan çocuklarla ilgili bilgileri m utlak surette B aş Temsilci’ye bildireceklerdir. Aynca, bu esasnämede, çocuklann ihtiyaçlannın karşılanması, onlann eğitimi ve hasta olanlann tedavi ettirilmeleri gibi, sığınacaklarda uygulanması gereken bir çok hüküm yer almaktadır.260 Bütün bu düzenlemelere rağmen, yeni sığmacaklar açılması ve yetim çocuklann yerleştirilmesi işinde pek çok zorluklarla karşılaşılıyordu. Cemiyet-i Hayriye’ nin yeni sığınacaklar açm ak için yaptığı müracaatlar, bürokratik sebeplerden dolayı bazen haftalarca cevapsız kalm aktaydı. Bu durum u düzeltm ek için Dr. Sultanov’un sık sık G eneral M ayör Tam am şev’e başvurduğu görülmektedir. Çünkü çocuklann sayısı arttıkça bunlan m evcut sığmacaklarda barmdırmak imkänsızlaşıyor ve yeni sığınacaklara ihtiyaç duyuluyordu.261 258 Azerb. 259Azerb. 260 Azerb. 261 Azerb.

Cum. Cum. Cum. Cum.

YTA, YTA, YTA, YTA,

F. F. F. F.

335, Op. 1, D. 335, Op. 1, D. 335, Op. 1, D. 335, Op. 1, D.

1, L. 54; Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 41. 1, L. 4. 2, L. 60-61. 1, L. 54.

Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi çıkanlan bütün güçlüklere ve içinde bulunulan bütün olumsuz şartlara rağmen, Kafkas Cephesi savaşlannda Anadolu’ da felakete uğrayan, sahipsiz, sokaklarda kalan binlerce Müslüman-Türk çocuklannı banndırmak için Bakü’de 4,262 Gence’de 4,263 Tiflis’te 2,264 Şuşa, Şamahı, Nuha, Ahalsıh, Şeki, Batum, Çakvi, Kantri’debirer265 yetimsığınacaklan açtığı gibi, savaş bölgesinde olan ve Rus işgalinde bulunan Kağızman, Ardahan, Oltu, Iğdır,266 Hınıs267 ve Gümgüm (Varto)’de268 birer sığmacak açmıştır. Bu svğmacaklar, Cemiyeti Hayriye ’nin Kars, Batum, Tiflis, Erivan, Gence, Şuşa vs. bölgelerde savaştan zarar gören Müslümanlara yardım göstermek üzere oluşturduğu komite ve şubeleri tarafmdan oluşturulmuştur.269Aynca daha öncede belirtildiği gibi, Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafindan da Tiflis’te bir yetim sığmacağı açılmıştır. Ancak başka cemiyet ve komiteler tarafmdan açılan yetim sığmacaklannın ihtiyaç ve harcamalan da Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından karşılanmıştır. b)

Savaş Bölgelerinde Sahipsiz Kalm ış M üslüm an Yetim Çocuklann

Toplanması Kafkas Cephesi’nde savaş bölgelerinde bulunan sahipsiz çocuklann tespit edilip toplanması en önemli mesele olduğu gibi, oldukça da zor bir işti. Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi daha öncede belirtildiği üzere, Rus işgaline geçen Müslüman bölgelerine temsilcilerini göndererek, hangi bölgede ne kadar Müslüman mağdur bulunduğunu tespit ettirmişti. Kafkas Cephesi’nde savaştan zarar çeken Müslümanlara yardım göstermek için Rus Hükümeti ’nden gerekli müsaadeyi alan Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, savaş bölgelerinde sahipsiz kalmış, yetim çocuklan toplayarak, onlan himayesine almayı en büyük vazife olarak telakki ediyordu. Cemiyet-i Hayriye’nin Baş Salähiyetli Temsilcisi olan Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov, savaş bölgelerine gönderdiği temsilcilere, bölge halkına yardım etmelerinin yam sıra bölgede sahipsiz kalmış çocuklan toplamak görevini de

262 Azerbaydjan (Rusça), 18 Oktıyabır/Ekim 1919, no. 223. 263 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 90; F. 335, Op. 1, D. 2, L. 5. 264 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 90. 265 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 42; F. 335, Op! 1, D. 2, L. 34; F. 335, Op. 1, D. 2, L. 94, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 77. 266 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yaıdun Şubesinin Faaliyeti”, s. 48. 267 ATASE, Kl. 475, D. 441/1863, F. 17. 268 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L . 9. 269 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 15, 50,102; F.335, Op. 1, D. 2, L. 24, 54 ,7 4 .

vermişti. Bununla da yetinm eyen Dr. Sultanov, çocuklann toplanması işi ile özel olarak ilgilenm esi için Ruşen Bey Efendizäde’yi görevlendirmişti. D aha önce Tiflis ve diğer şehirlerde yetimevlerinin açılması işinde önemli çalışm alar yapan Ruşen Bey, Rus işgalindeki, Müslüman ahalinin yoğun olarak bulunduğu bölgelere gelerek, köyleri, kasabalan, kışlalan, Hristiyan evlerini, kiliseleri tek tek dolaşarak buralarda bulunan sahipsiz M üslüman çocuklannı toplamaya başlamıştır. R uşen Bey binbir zorluklarla topladığı çocuklan trenle Tiflis’e gönderiyor, Tiflis’ten de Cemiyet’in belirlenen sığınacaklanna dağıtıyorlardı-.270 Yetim çocuklann toplanm ası işinde birçok güçlüklerle karşılaşılm aktaydı. Savaş yüzünden çok zo r durum da olan M üslüm an çocuklar hasta, aç, sahipsiz bir şekilde idiler. Bir kısım M üslüm an çocuklar cephede Rus askerlerinin elinde bulunuyordu. Erm eniler tarafm dan da çeşitli sebeplerle alıkonulan M üslüm an çocuklar vardı. Bunlar h er türlü tehlike ile karşı karşıya idiler. Rus su b ay lan Türk çocuklannı, memleketlerine dönerken bereberlerinde götürmek istemelerinin yanısıra, Erm eniler ve bazı Ruslar tarafm dan M üslüman Türk çocuklan “H aç Suyu çekilerek” Hristiyanlaştırıyor, böylece din ve milliyetleri unutturulm aya çalışıhyordu. Kiliselerde, evlerde saklanan bu çocuklar Cemiyet-i Hayriye tem silcilerine verilm ek istenm iyordu.271 M üslüman-Türk çocuklannm toplanması ve him aye edilmesinde bütün sorumluluk Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nde bulunmasma rağmen R uşen Bey Efendiyev ve diğer arkadaşlan şahıslann ellerinde bulunan çocuklan alm akta zorluk çekiyorlardı. Bu sebeple, Dr. Sultanov, Kafkas Valiliği Mülkı İşler Sorumlusunun Yardımcısı nezdinde girişim lerde bulunarak, yetim çocukları toplam akla görevli Ruşen Bey Efendiyev’e kim olursa olsun çocuklann şahıslardan ahnm ası esnasmda herhangi bir engel çıkanlmaması için ve gerektiğinde zorla alma yetkisini de içeren bir vesikanın verilmesini istemiştir. Bundan sonra Cemiyet temsilcileri, çocuklan teslim etmek istemeyerek, zorluk çıkaranlardan, bölgedeki inzibat kuvvetlerinin yardım lanyla çocuklan teslim alabileceklerdi.272 270 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 92; Evrak-ı Nefıse, 28 Mayıs 1919, no. 13. 271 Ruşen Bey Efendiyev tarafmdan Baş temsilci Dr. Sultanov’a gönderilen bir raporda, bir Rus vatandaşının bulduğu Müslüman bir yetim çocuğu alarak, Gürcü kilisesi rahibine götürdüğünü ve ona “Haç Suyu Çektirdiğini”, bunun üzerine Ruşen B ey’in, bölge N açalniki’ne müracaat ederek, rahibin Müslüman çocuğa “haç suyu çekmeğe” hakkı olmadığını, bunun için resmı bir şekilde sorgulanmasını istediğini ve çocuğun onlardan alınarak Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi idaresine gönderilmesine em ir verilmesini rica ettiğini bildirmiştir (Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1,L . 92) 272 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 3.

Çocukların yalnız toplanmasmda değil, onlann sevkiyatında da Cemiyet-i Hayriye temsilcilerine engeller çıkanlmaktaydı. Kars, Ardahan, Erzurum, Oltu, Kağızman, Iğdır vs. yerlerden toplanan Müslüman yetim çocuklar Eçmiyadzin ve Gümrü üzerinden trenle Tiflis’e gönderilmekte idiler.273Ancak, özellikle Eçmiyadzin ve Gümrü’de İstasyon yetkilileri ve yerel yöneticiler vagon yokluğu vs. mazeretler göstererek, günlerce çocuklann sevkiyatını engelliyorlar, böylece birçok çocuk yollarda perişan birhale düşüyordu. Bu durum hakkmda bir çok kez Dr. Sultanov Kafkas Valiliğine müracaat ederek, bilgi vermiş, bölge yöneticilerinin uyanlmasını sağlamıştır.274Fakat bütün uyanlara rağmen devamlı surette Cemiyet temsilcilerine güçlükler çıkanlmaya devam edilmiştir. Özellikle kış döneminde çocuklarm sevkiyat işi daha çok fazla zor olmaktaydı. Bütün bunlan göz önüne alan Cemiyet-i Hayriye, Müslüman yetim çocuklarrnın yoğun olduğu bölgelerde stğmacaklar açmayı kararlaştırmış,275daha sonra da üzerinde durulacağı gibi, Oltu, Kağızman, Ardahan, Iğdır, Hııus vs. yerlerde sığınacaklar açarak, toplanan bir kısım yetim çocuklan buralarda banndırma yoluna gitmiştir.276 Cemiyet-i Hayriye savaş bölgelerinden sahipsiz kalmış Müslüman çocuklann toplanması işinde daha verim li sonuçlar alabilm ek için, gerek resmı kurumlarla ve gerekse diğer m illetlerin hayriye cem iyetleri ve Rus Kızıl Haç teşkilatı ile irtibat kurm uş ve onlardan da bu konuda yararlanm a yoluna gitmiştir. Cemiyet-i H ayriye özellikle bu konuda “ Um um Rusya Zemstva İttifakı 277 ile yazışmalar yaparak savaş bölgelerinde ellerine geçen M üslüman çocuklardan Cemiyet’i haberdar etmelerini istemiştir. Bunun üzerine bu teşkilat bölgelerde ellerine geçen çocuklar hakkında C em iyet’e bilgi verdiği gibi, çocukların Cemiyet-i Hayriye’nin sığınacaklarına gönderilm esi hususunda da yardımcı olmuştur.278 Cephedeki Rus askeri m akam ları ile de temas sağlayan Cemiyet-i Hayriye, bunlardan ellerinde bulunan M üslüman çocuklan cemiyetin temsilcilerine teslim 273 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 67; F. 335, Op. 1, D. 1, L. 52. 274 Azerb. Cum. YTA, F. 33 Op. 1, D. 1, L. 72-73; F. 335, Op. 1,D. 1, L. 50; F. 335, Op. 1, D. 1, L. 53, F. 335, Op. 1,D . 1,L . 62. 275 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 61, F. 335, Op. 1, D. 2, 14,42. . 276 SULTANOV, “Bakü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi Harpzedclere Yardun Şubesinin Faaliyeti”, s. 48-49. 277 Çarlık Rusyası zamamnda, bölgelerde daha çok zengin ve ileri gelenler arasmdan seçimle oluşturulan yerel idarelerin bırleşmesi ile meydana gelen teşkilat. (Rusça-Azerbaycanca Lugat, cilt 1, s. 438). “Zemstva İttifakının K afkasya’da oluşturulması hakkmda daha fazla bilgi için bkz.: (İkbal, 12 Dekabır/Aralık 1914, no. 812). 278 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 92; F. 335, Op. 1, D. 2, L21.

etmeleri isteğinde bulunmuştur. Dr. Sultanov bu amaçla Kafkas Ordusu Karargähx’na gönderdiği bir yazıda, cephedeki askeri kıtalara ellerindeki Müslüman yetim çocukları salähiyetli cemiyetlere gönderilmesi hakkında emir verilmesini rica etmiştir.279Bu arada cephelerdeki bazı askeri kıtalarda, bulduklan sahipsiz çocuklan cephede banndırm alan mümkün olmadığından, Cemiyet-i Hayriye ile temas kurarak bu çocukları him ayelerine aiıp aimayacaklarını soruyorlardı. M esela, M uhittinov imzası ile Cemiyete gönderilen bir yazıda şöyle deniliyordu:280 “2. Türkistan Kolordusu, talihin hükmüne bırakılmış Türk yetim çocuklannın ağır vaziyetini m üzakere ederek, beni size müracaat. etmeye m em ur ettiler ki, bu yetim çocuklan komiteniz himayesine alabilir mi? Eğer cevabınız olumlu olur ise ne kadar yetim çocuk alabilirsiniz? Bu konuda bilgi verin. Muhittinov” Bakü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi’nin girişimleri sonucunda, gerek “Zemstva İttifakı” ve gerekse cephelerdeki askeri kıtalar ellerine geçen Müslüm an yetim çocuklardan Cemiyeti haberdar etmişlerdir.281 Cemiyet bazen kendi temsicilerini göndererek bunlann ellerinde bulunan çocuklan almış, bazen de bunlar tarafından çocuklar bizzat cemiyetin en yakm sığınacaklanna gönderilmişlerdir. Cephede sahipsiz M üslüman çocuklann toplanmasmda Rus Kızıl Haç teşkilatıyla da irtibat kurularak, Kıçıl Haç Teşkilatı’nın eline geçen çocuklann Cemiyet sığmacaklanna gönderilmesi sağlandığı gibi,282bölgede çalışmalar yapan Gürcü ve Ermeni hayriye cemiyetleri ve yardım komiteleri iie de temaslarda bulunulmuştur. Ozellikle Ermeni hayriye cemiyet ve yardım komiteleri ile yazışrnalar yapılarak,

279 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 41. 280 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 25. 281 Sankamış bölgesi Rus kumandam tarafmdan 30 kadar yetim Türk çocuğınun eilerinde bulunduğu, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Kars Şubesine haber verlmiş, bunur. üzerine Kars Şubesi bu çocuklan Cemiyet’in himayesine alıp, Kafkasya’ya göndermek için Kars Gubematorundan izin almak içingirişimlerdc bulunmuştur(/(ç;,!:&)'z, 31 Yanvar/Ocak 1916, no. 9 9 .) 282Rus Kızıl Haç Cemiyeti’nin 3 nolu Seyyar Hastahanesi Naçalniki (Başkam)’nin Maftahaddihof adlı temsilcisine verdiği vesikalarda şöyle yazılmaktadır: Vesika “Kızıl Haç Cemiyeti’nin 3 no.lu Hastahanesinin temsilcisi Maftahaddinof, benim tarafımdan iki Müslüman yetim çocukJa Tiflis’e gönderildi ki, oriaranezaret eylesin ve onlan Tiflis Müs!ürr-an Hayriye Cemiyeti’ne teslim etsin. Rus Kızıl Haç Cemiyeti 3 Nolu Seyyar Hastahanesi Naçalniki” (Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 66).

ellerinde bulunan Müslüman çoeuklann Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne teslim edilmesi istenmiş, aynı şekilde kendilerinin de bulduklan Ermeni çocuklannı onlara teslim edecekleri belirtilmiştir. Bu girişimler sonucu Ermenilerin elinde bulunan birçok Müslüman-Türk çocuğu, cemiyetin sığınacaklanna getirilebilmiştir.283 Cemiyet-i H ayriye’nin bu sebatlı ve fedakär çalışm aları sonucu Kafkas C ephesi savaşlarında m ağ d u r düşm üş b in lerce M ü slü m an -T ü rk çocuğu hastalıktan, açhktan, sahipsizlikten kurtanlarak, C em iyet’in sığınacaklarında M üslüman-Türk adetlerine göre yetiştirilm ek im känm a kavuşurken, m aalesef az sayıda da olsa M üslüm an-Türk çocuklannm bazı Rus ve Ermeni şahıslar tarafmdan Rusya’nın içleriııe kaçmlarak, izlerinin kaybettirildiği anlaşılmaktadır.284 c) Sığınacaklarda M üslüm an Yetim Çocuklarınm Bakımı ve İhtiyaçlarının Karşılanması Harpzede Müslüman yetim çocuklannın toplanması ve onlar için sığmacaklar açılması ile işlerbitmiyordu. Çocuklann ihtiyaçlannm karşılanması, onlann en iyi şekilde bakılmalan, okul yaşma gelmiş olanlann eğitimi vs. işlerde oldukça önemli m eseleler idi. Yetim çocuklara sığınacaklar açılması, donatılması ve buralarda barınan çocukların ihtiyaçlarmın karşılanması için çok m iktarda para gerekli idi. 1915 yılı sonlartna kadar Kafkas Cephesi savaşlanndan zarar görerek kaçkın durumuna düşen Müslümanlara hiçbir devlet yardımı yapılmamıştı. Sığınacaklann

283 Azerb. Cum. YTA. F.335,O p. 1,D. 1, L. 47; F. 335, Op. l.D . 1, L. 91; A çıkSöz, 16M art 1916, no. 134. Aleksandrapol’deki E nneni Komitesi tarafından 98 Müslüman yetim çocuğun Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayricsi’ne teslim edilmesi üzerıe Cemiyet’in Baş Temsilcisi Dr. Hüsrev Paşa 3 ey Sultanov bu komiteye ve başkanm a şu teşekkür telgrafmı göndenniştir: “Aleksar.dropol’daki Ermeni Komitesi’ne, İ. G. M irzayan’a, “98 Müslüman yetim çocuğu Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi eektaşı Efendiyev’e tesim ettiğiniz için size şükranlarıını ifade ediyorum. Bu yetimler artık Tiflis’teki M üslüman sığınacağına i/laşmışt'.r. Yetimlere göstermişolduğunuz insanca sevgi ve şefkate bütün Müslüman cemiyeti adma ’.eşekkür ediyorum. 7. 10. 116 Sultanov” (Azerb. Cum. YTA.F. 335, Op. 1, D. 1, L. 79). 284 Kafkas Müslütnan Cemiyet-i Hayriyesi’nin 1915 yılı faaliyetleine ait yaymladığı kitapçıkta, bazı Rusların ellerine geçen Müslüman çocuklan Cemiyet-i Hayriye’ye vermek istemeerek, acele ile H ristiyanlaştırarak, R usya’ya kaçırdıkları belirtilmektedir. (Kajkas M üslüm an C emiyet-i H ayriyesi 'ni,ı 1915 'inci Yüdu Olan Gelir Giderinin S n "'-'rl'’- « S).

açılması, buradaki çocuklann ihtiyaçlan için harcanan paralar, Müslüman Hayriye Cemiyetlerinin kendi gayretleriyle topladıklan ve hayır sahibi kişilerin yaptıklan yardımlardan oluşmaktaydı.285Aynca, sığmacaklan gelip gezenlerde bu çocuklar için yardımlarmı esirgemiyorlardı. Kafkas Müslüman Hayriye Cemiyeti tarafından Tiflis’te açılan sığmacağm bütün ihtiyaçlan, Tiflis’te yaşayan Müslümanlann yaptıklan yardımlardan oluşmuştu. Özellikle Tiflis Müftüsü Gaibov Efendi ve hammı bu işe öncü olmuş, onlann gayretleriyle, bu sığmacak için 1915 yılı içerisinde 16. 756 Manat toplanmıştır.286 Devlet Duması’ndaki Müslüman Milletvekillerinin, Azerbaycan’m önde gelen şahsiyetleri ve Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi temsilcilerinin özel gayretleriyle, Kafkas Cephesi savaşlannda zarar gören Müslümanlara devlet yardımı yapılması ve bu yardımmda Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi vasıtasıyla yapılmasmm sağlandığı daha önceki konularda belirtilmişti. İşte, 1915 yılı sonlanna doğru devlet yardunı yapılmaya başlaymca, Baku Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi kendi açtığı sığmacaklann masraflannm bir kısmını bu yardımdan karşılamaya başladığı gibi, diğer şahıs veya cemiyetler tarafmdan açılmış olan harpzede Müslüman yetim sığınacaklanmn da harcamalanm üstlenmiştir.287 Ancak, gün geçtikçe sığınacaklann ve buralarda bannduılan çocuklann sayısı ve masraflan artmaktaydı. Yapılan devlet yardımı da bütün masraflan karşılayacak miktarda değildi. Kanuna göre verilmesi gereken paralarda zamanmda ve tam olarak ödenmiyordu.288Aynca, Rus Hükümeti Petrograd, Moskova, Kiev, Odessa gibi yerlerde bulunan yetim sığmacaklanna, Maverä-yı Kafkasya’da bulunan yetim sığınacaklanndan daha fazla yardım yaparak çifte standart uyguladığı gibi,289 285 Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’nin Tiflis’te bulunan Ba Temsilcisi Dr. Sultanov, Müslüman yetim çocuklar için yardımlar yapan hayır saiplerine, gazetelere ilän vererek teşekkür etmeyi ve böylece halkı yardım yapmaya özendirmeyi ihmäl etmiyordu. Cemiyet’in Tiflis’teki sığmacağına bağış yapan bir kişiye teşekkür etmek için şu iläm Tiflis ’te yaymlanan Vazrojdeniye gazetesine vermişti: “Vozrojdeniye Gazetesi Redaksiyasma, Aşağıdakileri yayınlamamzı gazetenizden rica ediyorum. Ali Bey Zülkadirov, Tiflis sığmacağına 280 ruble bağışlamıştır. Buna göre ona teşekkür ediyoruz. Bakü Müslüman Hayriye Cemiyeti Baş Temsilcisi Dr. Sultano (Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 56) 286Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’nin 1915 ’inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 4. 287KafkasM üslüm an Cemiyet-iH ayriyesi’nin 1915’inci Yılda Olan GelirGiderinin Sayısıdır, s. 5. 288 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 79. 289 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 20.

özellikle Cemiyet-i Hayriye’nin savaş bölgesinde açtığı yetim sığmacaklanna yardımlann ulaşmasmda yerel idareciler tarafmdan da güçlükler çıkanhyordu.290Müslüman yetim çocuklanmn ihtiyacı daha çok Baku Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin çeşitli vesilelerle topladığı yardımlardan karşılanıyordu. Azerbaycan Türkleri seferber olarak harpzede yetim çocuklarma maddı ve manevi yardımlanm esirgemiyorlar, herkes elinden geldiğince yardım yapmaya gayret ediyordu.291 Cemiyet-i Hayriye’nin sığmacaklanna getirilen çocuklann ilk olarak fotoğraflan çekilerek, haklanndaki bilgiler kayda geçiriliyordu. Bu bilgiler, çocuğun admı, anasının ve babasınm kim olduğu, kaç kardeşinin bulımduğunu ve memleketinin neresi olduğunu kapsıyordu. Bundan maksat, daha sonra bu çocuklan arayan yakınlannm, çocuklan rahatça bulup tamyabilmeleri idi.292Aynca, her sığmacaktaki çocuklann listesi Tiflis’te bulunan Cemiyet’in baş temsilcisi Dr. Sultanov’a gönderilmekte idi. Böylece Dr. Sultanov, bu yetim çocuklar için ne kadar devlet yardımı alacağım belirliyor, buna göre Kafkas Cephesi Kaçkmlannı yerleştirmek üzere Baş Temsilcilikten yardım talep ediyordu.293, Cemiyet-i Hayriye’nin harpzede yetim sığınacaklannda herşey kaide ve kurallara göre, belirli bir düzen içerisinde yürütülüyordu. Hatta Cemiyet-i Hayriye bu sığmacaklar için bir talimatnäme de hazırlamıştı. Bu talimatnämede, Cemiyet tarafmdan yetim ve kaçkın çocuklar için sığınacaklarm, ancak Müslümanlann yaşadığı bölgelerde, cemiyet tarfmdan tayin olunmuş kişiler vasıtasıyla ve yalmz onun uygun bulması ile açılabileceği ilk hüküm olarak belirtilmişti. Talimatnämede yer alan diğer hükümlerde, özet olarak şunlan kapsamaktaydı: Sığmacaklarda çalışanlann ve banndınlan yetim çocuklann sayısı, sığmacaklann erzak ihtiyaçlan ve problemleri 2-3 haftada bir defa Baş Sorumlu Temsilci olan Dr. Sultanov’a bildirilecektir. Her sığınacağm bir sorumlu müdür veya müdiresi olacaktır. 50 çocuktan az olan küçük sığmacaklarda müdür hem de hesap işleriyle ilgilenmelidir. 60 çocuktan fazla olan sığmacaklarda ise hesap işleriyle ilgilenmesi için bir kişi daha çalıştınlabilir. Sığmacaklarda bulunan büyük yaşlı kızlar, sığmacağm mutfak

290 A çıkS öz, 31 Mart 1916, no. 147. 291 Hemen hergün Azerbaycan’da çıkan Türkçe gazetelerde yardım yapan kişilerin isimleri listeler halinde yayınlanmaktaydı (Basiret, 17 Yanvar/Ocak 1915, no. 36; İkdam, 16 Yanvar/Ocak 1915.no. 21). 292 Azerbaycan Cumhuriyeti M erkezi D evlet Yeni Tarih Arşivi’nde A nadolu’dan toplanarak Cem iyet sığınacaklannda barındınlan M üslüman yetim çocuklarına ait pek çok listeler bulunaktadır. Bunlardan birkaçını ekte veriyoruz. bkz.: (Ek. 5-10). 293 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 67.

işlerine yardımcı olabilirler. Sığınacaklarda çalışan öğretmenler Türk dilini iyi bilmeli, Türkçe okuyup yazabilmelidirler. Aynca, imkänlar dahilinde sığınacaklarda belirli sanatlan çocuklara öğretmek için el işi öğretmeni, müzik öğretmeni vs. bulundurulabilir. Sığınacaklarda çocuklann sayısma bağlı olarak hamam ve çamaşırhane açılmalıdır. Sığınacaklarda, ilk günlerden çocuklara kendi yataklannı toplamak, odalannı temizlemek, basit eşyalannı dikmek gibi işleri öğretmek kuralı koyulmuştur ki, bir müddet sonra onlar kimsenin yardımı olmadan bu işleri kendi başlanna görebilsinler. Okul yaşına gelen çocuklar, okullara gönderilmeli ve bunlann masraflan için ayn hesap tertip edilmelidir. Her dönemin sonunda sığınacağın müdürü, Baş Temsiici Dr. Sultanov’a, sığ m acağ m vaziyetihakkmdaraporvermeli,yapılanbütünharcamalar, 3 Manattan fazla olanlar onu tasdik eden makbuzlarla birlikte ibraz edilmelidir. Bu talimatnämeye göre sığınacaklarda çalışanlara verilecek aylık maaşta, çocuk sayısı gözönüne alınarak şu şekilde belirlenmişti: Müdür: 50-100 Manat, Öğretmen 50-75 Manat, Elişi Öğretmeni 25-30 Manat, Muhasebeci: 40-50 Manat.294 Cemiyet-i Hayriye’nin yetim sığınacaklannda çahşanlann özellikle Müslüman olmasına dikkat ediliyor ve zorunlu kalınmadıkça Müslüman olmayanlar çalıştınlmıyorlardı. Ömeğin, Cemiyetin Bakü’deki sığınacağında çalışan Suna Hanım Ahundov bu görevinden istifa ettiğinde Cemiyet-i Hayriye gazetelere şu ilänı vermişti:295 “Harpzede yetim uşaklar için Cemiyet tarafindan tesis olunan yurdun naziresi Suna Hanım istifa verdiklerinden başka bir nazireye ihtiyaç vardır. Nazirenin Müslüman olması şarttu-. İsteyenler Cemiyet-i Hayriye idaresine müracaat edebilirler.” Suna Hanım’ın yerine başka bir Müslüman kızı işe alınmıştır. Ancak bu kız Müslüman olmasına rağmen Türkçe bilmemektedir. Bu durum Bakü’de çıkan birçok gazetede eleştirilerek, Suna Hanım Türkçe bilen bir Müslüman kızı olduğundan çocuklann terbiyesinin iyi yapıldığı, ancak onun yerine Müslüman olsa da Türkçe bilmeyen bir hanımm tayin olunması maddı katkılanna rağmen, sığınacaktaki çocuklan en muhtaç olduklan manevı yönden eksik bıraktığı belirtilmiş ve Türkçe bilmeyen birisinin bundan sonra işe alınmaması istenmiştir.296 2,4 Bu talimatnämenin tam metni için bkz.: Azerb. Cum. YTA„ F. 335, Op. 1, D. 1, L. 60-61. 295A çıkS ö z, 29 Noyabır/Kasım 1915, No. 48. 296A ç ık Söz, 12 Yanvar/Ocak 1916, No. 83.

Sığmacaklarda çocukların yem ek ve yatak odaları ayn olup, her çocuğun kendisine ait bir yatağı bulunmaktaydı. Okul yaşma gelmiş her çocuğun sığınacağa en yakm okula gönderilm esi karar altına alınmxştı. M esela, Tiflis’teki Kafkas Müslüman Cemiyet-i H ayriyesi’nin sığm acağmda yerleşen okul yaşm a gelmiş erkek çocuklar, Tiflis M üftüsünün okulunda okuyorlar, kızlara ise sığınacakta bir okul öğretmeni ve bir elişi öğretmeni ders veriyorlardı.297B akü’daki sığınacaklarda bulunanlann eğitim konusunda durumlan daha iyiydi. B akü’da bulunan birçok eğitim cemiyeti bu konuda Cemiyet-i H ayriye’ye yardım cı oluyorlardı.298 Sığmacaklarda harpzede yetim çocuklarma gerek m addı ve gerekse manevı yöndenher türlü yardımm elden geldiğince en iyisi verilmeye çalışılıyordu. Vatanından, evinden, ana-babasından ayrı düşmüş bu çocukların yalnız yeme-içme ve bakımlanyla ilgilenilm iyor, aym zamanda da onlarm Türk-İsläm adetlerine göre yetiştirilmelerine özel önem veriliyordu.299 Daha önce belirtildiği gibi, harpzede, Müslüman yetim çocuklan için ilk sığınacak Tiflis’te açılmıştı. Bu sığınacağm başında Fatma Hanım Kazıyeva buiunuyordu. Fatma Hanım çocuklarla gerçek bir anne şefkat ve merham eti ile ilgilenip, onlan en iyi şekilde yetiştiriyordu. Sığmacakta bulunan diğer çalışanlarda Tiflis’teki Müslümanlararasından dikkatle seçilmişlerdi.300 Çalışanlar bütün vakitlerini burada geçiriyor ve herbir yetim ile ayrı ayn ilgileniyorlardı. Tiflis’teki bu sığmacağı, ilk açıldığı günlerde gezen, B ak ü ’da çıkan Basiret gazetesi yazarlarından Hacı İbrahim Kasımof, gördüklerini şöyle anlatm aktadır:301 “... Saat 10 raddeleri idi. Yetimlerin sakin olduklan yere geldik. Büyük bir imaret. İmaretin hayatı bağdır. Dervaza ağzında hırda uşaklar görünür. Gezdiğimiz darüleytam naziresi Fatma Hamm cenablanna bildirdiler. Darüleytama dahil olduk. 25 solgun çiçek, 25 nefer zavallı balalar. 25 neferyetim İsläm balalan darüleytamda dolaşırlar. Salona dahil olduk M üftü Efendi’nin refikalan Saadet Hanım gelmiş, bize hoş safalar ediyor, yer gösteriyor, Bakü işlerinden, Baku Cemiyet-i Hayriyesi’ nden alelumum B akü’nün rnaden işlerinden hal-i ahval haber alıycr. Bu hayatta yetimlerden beş yaşmda birisini Fatm a Hantm getiriyor. Saadet Hamm uşağı kucağma alıyor. Onun başına el çekiyor. “Oğlum bakınız ne kadar güzeldir, hiç 297Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’nirı 1915 'inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 6. 298 A çık Söz, 5 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 3 299 A çıkSöz, 29 Noyabır/Kasım 1915, no. 48; 12 Yanvar/Ocak 1916, no. 83. 300 Sada-yı Kafkaz, 20 Avgust/Ağustos, 1915, no. 51. 301 Basiret, 8 Avgust/Ağustos 1915, no. 56.

ağlatxııyor” diye uşağa müracaat ediyor.” Buna bugün kahve vermişim” diyor. Bir kadar bu hususlarda sohbet ettikten sonra uşaklann yatacak yerlerine gidiyoruz. Muntazam bir usül ile çaıpaylar (yatak) kurulmuş, temiz rehtab salmmış.

olunan, gece yatakta sabah uyandığında onu canmdan ziyade seven bir ananm okşamasına alışan ve sonra eller eline düşen bu küçük yavrular ne büyük acılar çekmişlerdir. Şimdi bunlan ruhlan açık, yüzleri güleç görmek ne büyük bahtiyarlık.”

“Fatma Hanım bize müracaaten: Efendim geliniz size en balaca bir uşak göstereyim. Bir çarpayı üzerinden ağı (beyaz bez) alıyor, balaca bir uşak uyuyor. Bir neçe gündür anadan olmuş. Ben hanımefendi bu kimin uşağıdır? Fatma Hanım süküt ediyor. Biraz geçince inäsı işte o kızdır inäsının evi yoktur. Kars’lıdır. Atası namalumdur(!) İşte nazik bir mesele ki, bu hususta bir söz bile söyleyebilemiyeceğim. Biçare uşak inäsı haceletinden başını salmış, dinmiyor, danışmıyor. B u zavallı kızrn sufatmda müşahade ettiğim teessür bir bakışta herbir taş kalpli insam yıkınaağlatırdı.

Tiflis yetim sığınacağında gördüğü manzaradan oldukça etkilerjen Ahmet Cevat, burada çalışan Cemiyet temsilcileri hakkında da şunlan kaydetmekte idi:303

“Oradan balkona çıkıyoruz. Balaca bir oğul. Rengi saralıp, zefirana dönmüş. Gözünün içi saralıp, kamı dalma yapışmış. Uşak derin bir fikre dalmış olmalıdır ki, verdiğimiz suallere hiçbir cevap vermiyordu. Saadet Hanım uşağı dindirir. Cevap yok. Uşak doluksunur. Saadet Hanım bana müracaaten: “Bugün seher yukanda idim. O uşaklardan birine orada kahve içirdim. Yukandan hemin uşağın bana hazin hazin baktığını gördüm. Güya bir söz demek istiyor. Zavallı uşak benim kalbimi yandırdı. Gel bala, sende gel! Diye yukan götürttüm. Kahve içirttim. Ben dünyada çok bedbahtlar, çok inäsızlar, çok yetimler görmüşüm. Lakin bu biçare uşak gibisini hiç görmemişdim. Bu uşağrn manzarası, otumşu beni o kadar danhtırdı ki ve o kadar kalbimi yandırdı ki hayhay ile ağlamaya başlayıp gözü yaşlı darüleytamdan çıktım.” Tiflis’teki bu sığmacağı daha sonra gezerek, gördüklerini AçıkSöz gazetesinde kaleme alan Ahmet Cevat burasını “Muhabbet Evi” olarak adlandırmakta ve bu sığınacaktaki güzel havayı şöyle ifade etmektedir:302 “Yetimlerevinin içine girip, odalara baktığımda her yerde bir nizam ve temizlik görülür. Lakin insanı en çok mutlu eden şey burada her odada, her birşeyde, herbir çocuğun özünde millı, muhabbetli herbir kusurlan örten samimi muhabbettir. Buraya birinci defa gelen adam bile her tarafı kaplayan muhabbetin tesirine düçar olur. Onun için buraya “Yetimler Evi” demektense “Muhabbet Evi” demek daha uygundur. Kimbilir bundan bir niçe ay e w e l ana-babasının gözünün ışığı hesap 302A hm et Cevat, “Tiflis’teki Yetimler Evi-Gördüklerim, Duyduklanm ”, A ç ık Söz, 12-13 Yanvar/ O cak 1916, no. 83-84.

“Cemiyet-i Hayriye H ey’eti çoğu vakitlerini burada iş yaparak geçiriyorlar. Binaenaleyh bu da bütün milletdaşlannı kendilerine minnettar bırakıyor. Müdire Fatma Hanım ise bütün hayatını buraya bağlamış. Gece gündüz çocuklarla beraber, kendine ait bir vakti yok. Herşeyi burada. Bütün analık şefkati, kadmlık muhabbetini bu zavallı yavmlara sarfediyor ve buraya yine yetimlerevi değil, muhabbet evi dedirtmeğe mecbur ediyor, Kendisini de bu öksüz çocuklara kurban etmekle “Yetimler İnäsı” ve gerçekten “Millet Kızı” demeğe mecbur bırakıyor.” Ahmet Cevat, duygulannı oldukça anlamlı şu sözlerle noktalıyordu:304 “Ben Tıflis yetimlerevinin bütün kusursuz ve ayıpsız olup da gaynlanna bir numune tutulması iddiasında değilim ve niyetimde bu değil. Niyetim yalnız şimdiye kadar ahşmamış olduğumuz bu tür müesseseleri görüp ve bunun ne kadar äli ve ne kadar mukaddes olduğunu hissedip, bu mutluluğu dile getirmek ve bu kadar zahmet çekmiş, vakit sarfetmiş ve muhabbetle çalışmış Cemiyet-i Hayriye Heyeti’ ne ve Müdire Fatma Hanım’a borcumuz olan “Allah sizlerden çok razı olsun” demektir.” 1916 yılmda Bakü ’da bulunan ve Cemiyet-i Hayriye tarafmdan burada harpzede yetimler için yapılan sığmacaklan gezen Fahreddin Erdoğan’da, hatıralannda şunlan yazmaktadır:305 “Bakü’deki yetimhaneleri de gidip gezdim. 1000 kadar Erzurum cephesinden getirilen çocuk ve kadınlara burada bakılıyordu. Her on çocuğun bir hizmetçisi olup, her Cuma günlerinde ayn ayn renkte elbiseler giydirilerek gezmeğe çıkartılıyordu. Okumak çağındakileri günde 4 saat okutturuyorlar. 4 saatte iplik fabrikasına götürülüp kutulara doldumlan iplik makalannı kulplu sepetle çocuklar, büyük sandığın yamna götürüyorlar ve büyüklerde sandığa doldumyorlar.” 303 A çık S ö z, 13 Yanvar/Ocak 1916, no. 84. 304 A ç ık S ö z, 13 Yanvar/Ocak 1916, no. 84. 305 ERD O ĞA N, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 125.

C em iyet-i H ayriye’nin Bakü, Gence, Tiflis vs. yerlerdeki sığınacaklarım buralarda yaşayan Müslüman-Türk hanım lan devamlı ziyaret ediyorlar, b ir çoğu vakitlerinin bir kısmmı burada geçirerek, sevgi ve şevkat ile bu zavallı çocukları teselli edip, onlara acılanm unutturmaya çalışıyorlar ve çeşi tli hediyeler getirerek çocuklann gönüllerini alm ak için çabalıyorlardı.306 Yetim çocuklardan hasta olanlar, en yakın hastahanede Bakü M üslü.nan Cemiyet-i Hayriyesi hesabma tedavi ettirilirken,307 hastalıktan kurtulam ayıp ölen çocuklar, yine cem iyet tarafindan İsläm dini esaslarm a göre defnediliyordu.308 Baku M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’nin harpzede Müslüman yetim çocuklar için açtığı bu sığm acaklarda yalnız çocukiar barmdırılmıyor, zam an zam an savaş bölgesinden kaçarak buralara gelmiş kaçkm M üslüman kadm v e yaşlı erkeklerde kalıyorlardı. M esela Şuşa’daki sığmacakta çocuklardan başka 3 yaşlı erkek ve 14 kadın da bulunmaktaydı.309 10T ürk H arp Esirlerine A zerbaycan T ürklerinin Y ardım lan ve Baku M üslüm an C em iyet-i Hayriyesi a) R usya’daki Türk Esirlerinin Durumu ve Azerbaycan Türklerinin 1917 Yılına K adar Yaptığı Yardım Çalışmaları 29Ekim 1914 tarihinde, Kafkas Cephesi ’nde başlanan ve 15 Aralık 1917tarihinde fiilen son bulan savaşlarda binlerce askerimiz Ruslara esir düşmüştür. Daha savaşın başlarmda fekaletle biten Sankamış taarruzunda Türk ordusu büyük kayıplar vermiş ve IX. Kolordu Kumandam İhsan Paşa ile birlikte 200 kadar subay ve diğer kıtalardan da 100 kadar subay olmak üzere 15 bin kadar Türk askeri esir düşmüştü. A yncaR uslannErzurum ve Trabzon’ataarruzlan sırasında ve U TürkO rdusu’nun 1916 taarruzunda Ruslann eline çok sayıda esir düşmüştür.3ıc 306A çıkSöz, 1 Dekabır/Aralık 1915, no. 50. 307 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 56; F. 335, Op. 1, D. 2, L. 91. 308 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. i, L. 113. 309 Azerb. Cum. YTA„ F. 335, Op. 1, D. 2, L. 79. 3,0 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 440. Sankam ış yenilgisi üzerine, Rus Kafkas Erkän-ı Harp İdaresi tarafından resmi olarak yaymlanan bir bildiride de esir düşen Türk subaylar hakkmda şu bilgiler verilmişdir. “Sankamış’ın altır.da biz Türkleri tamamen mağlub etmişik. 9. Türk Kolordusu mahvolundu. K olordu K um andanı İhsan Paşa, 19., 28. ve 29. fırkalarm kum andanian ve iki divizya kum andanlannın muavinleri, öz erkän-ı harpleri 100 neferden artık zabit ve bir hayli asker ile beraber esir düşmüşlerdir. (İkbal, 25 Dekabır/Aralık 1914, no. 823).

Askeri esirlerin dışmda da birçok Türk vatandaşı Rusya’da esir bulunmaktaydı. Şöyle ki; Harpten önce Karadeniz sahilleri ahalisinden ve başlıca Trabzon ve Rize çevresinden olmak üzere binlerce kişi Novorossiysk, Odessa ve diğer Rus şehirlerinde çalışıyordu. Bunlar ticaret, pastacılık ve başka türlü işlerle meşgul olmakta idiler. Limandaki iskelelerde ağu- iş yapanlar da çokdu. Bunlardan başka bir çok Türk amelesi de çeşitli Rus şehirlerinde çalışmakta idi. Aynca başta Batum ve Odessa olmak üzere Türkiye’den kaçan ve “İttihat ve Terakki” rejimine karşı duran bir miktar siyası mülteci de Rusya’da bulunmakta idi. Savaş çıkmca bunlann büyük bir kısmı Moskova’nm güneyindeki Kaluga şehrindeki kampa nakledildiler.311 Yine Rusya’da bulıman Türk esirlerinden bir bölümünü de Kars, Ardahan, Batum ve daha sonra Erzurum-Erzincan gibi Anadolu’da Ruslann işgal ettikleri yerlerden götürdükleri çok sayıdaki sivil esirler oluşturmaktaydı. Bunlar genellikle Ruslarca şüpheli telakki edilen ve daha çok da Ermenilerin kışkırtma ve iftiralan sonucu Rus askerleri tarafından yakalanan, içlerinde oldukça yaşlı kişiler, çok küçük çocuklar ve kadmlann da bulunduğu esirlerdir.312 İşte Ruslara esir düşen bu askeri esirler ve diğer Türk vatandaşları Omsk, Tomsk, İrkutsk, Uralsk, Samara, Kazan, Nijniy, Novgorod, Harkov, Bakü ve diğer bazı şehirlerde özel kamplara götürülüyorlardı.313Rusya’da bulunan esirlerin sayısı yaklaşık 60. 000 dolayındaydı. Hiläl-i Ahmer Cemiyeti’nin Harp Tarihi Encümenliği’ne Rusya’daki Türk esirlerin miktarı konusunda bildirmiş olduğu raporda; 20-30 bini Kuzey Kafkasya’da ve 30 bin kadarı da Rusya’nın diğer yerlerinde olmak üzere 60.000 Türk esiri olduğu belirtilmiştir.314 Yine Türkiye’deki bağımsızlık mücadelesi üzerine birçok araştırması olan Rus tarihçisi A. M. Şamsutdinov da Rusya’da 65 binden fazla Türk esir olduğunu bildirmiştir.315 311KURAT, Türkiye veRusya, s. 441. Almanlann Rusya’nın içlerine doğru ilerlemelerinin başlaması üzerine sivil Türk esirlerinin çoğu O renburg’a yakın Uralsk şehrindeki kampa gönderildiler. Bunlann sayısı 700'ü aşmış olmalıdır. Bunlardan işçi taburlan teşkil edilmiş ve türlü işlerde kullanılmışlardır. (KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 441). 312A çıkSöz, 4 Dekabır/Aralık 1917, no. 620; AçıkSöz, 7 Dekabır/Aralık 1917, no. 623; ATASE, A. 4/3671, K. 2918, D. 495/325, F. 8-40. 313 A. M. ŞAMSUTDİNOV, “Velikiy Oktıyabır i Turtsiya”, Velikiy Oktıyabır i Turtsiya (Zbornik Statey), Tiflis, 1982,s. 10; YavuzASLAN, TürkiyeKomunistFırkast ’nınKuruluşu veM ustafa Suphi, s. 52. 3.4 ATASE, A. 1/16, D. 16/20, Kl. 1486, F. 1-42. 3.5 ŞAMSUTDİNOV, “Velikiy Oktiyabır, Turtsiya”, s. 10.

Türk esirlerinin bir kısm ı Bakü şehri karşısmdaki Nargin adasmdaki k am p a götürülüyor, bir kısmı ise R usya’nm iç şehirlerine naklediliyordu. Askeri esirlerden, genellikle erler ve küçük rütbeli askerler B akü’da bırakılıyor,316 su b ay lar ise kaçmalarmı önlemek maksadıyla daha ziyade Sibirya’da Çin hududuna yakın, İrkutsk’a gönderiliyordu. İhsan Paşa’da buraya gönderilenler arasındaydı.317 Rusya’da bulunan savaş esirlerinin durumlan genelde çok kötü idi. Milletlerarası anlaşmalar gereğince tatbiki lazım gelen kaideler Rus makamlan tarafmdan yerine getirilmiyor, esir subaylara rütbelerine göre verilmesi icap eden aylıklan ve erlere de Rus askerlerine verilen istihkakm yansı dahı hemen hiçbir kampta verilmiyordu. Yalnızca kötü de olsa genelde yiyecek ve giyecek ihtiyaçlan karşılanıyordu.318 Savaş m eydanlannda esir düşen Türk askerlerinin yaşadıkları zorluklar ve sıkmtı daha Rusya’ya nakledilmeleri sırasında başlıyordu. Yaralı esirler ile sağlamlar bir arada tutuluyor, sonra genelde Kafkas Erm enilerinin idare ve kontrolü altında bulunan esirler cepheden ellişer ellişer vagonlara bindiriliyorlar ve yine çoğu Ermeni olan askerlerin kontrolünde aç-susuz bir halde gönderiliyorlardı. Vardıklan yerlerde vagonlar açıldığı zaman her vagonda 10-15 Türk askeri ölm üş oluyordu.319 A ynca, çoğu zam an trenin durduğu her şehirde, Türkler gösteriş için “Bunlar Türk esiridir” diye dolaştınlıyorlardı.320 I. Dünya Savaşı’nda Ruslara esir düşen Hüsamettin Tugaç, esirlerin R usya’ ya nakledilişleri esnasında yaşadıklan olaylan şöyle anlatmaktadır:321 “ 1915 yılım n ilk ayının ikinci haftasında idik. Şim di K ubişef adını taşıyan Samara istasyonıma gelmişdik. Bir Rus askeri doktoru vagonumuza geldi. Hasta olup olmadığunızı sordu... Şehirde tifus hastalığı salgm halinde imiş. Esir trenlerini karantina altma almışlardı. ... Sonradan Rus gazetelerinden öğrendik ki, o sıralarda bu istasyonda müthiş bir dram oynanmış. Trenler dolusu Türk esiri karantina var diye bulunduklan

m Azerb. Cum. YTA„ F. 498, Op. 1, D. 1038, L. 79-80. 317 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 441. 318 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 441-442. 319 EM İRCAN-GERGER, Büyük Ermenistan Hayali, s. 62. 320 ERD O Ğ AN , Türk Ellerinde Hatıralanm , s. 70. 321 TUGAÇ, B ir Neslin Dramı, s. 27.

hayvan vagonlannda kilitli kapılar altında haftalarca aç ve susuz bırakılmış hepsi açlıktan, susuzluktan ve hastalıktan ölmüş gitmişlerdi...” Bu sıkıntılar içinde Rusya’ya gelen Türk esirler daha büyük sıkmtılan götürüldükleri yerlerde çekiyorlardı. B ununla birlikte R usya’daki M üslümanlar, Türk esirlerine yardımcı olm ak için ellerinden gelen herşeyi yapm aya çalışıyorlardı. Özellikle Azerbaycan ve K azan Türkleri bu konuda oldukça önemli hizm etler yapmışlardır. Bu maksatla esirlerin bulunduğu şehirlerde yardım komiteleri kurulmuş veya gazeteler vasıtasıyla yardım kam panyaları açılm ıştır.322 Yukanda da belirtildiği üzere Rusya’ya getirilen Türk esirlerin bir kısmı Hazar Denizi’ndeki Nargin adasmda tutuluyordu.323Baku’ya getirilen esirler buradan Nargin adasma geçiriliyordu. Hemen hergün B akü’ya Kafkas Cephesi’ nden Türk esirler getirilmekte ve bazen bunlann sayısı günde 1000 kişiyi geçmekteydi. Mesela 1 Ocak 1915 tarihindeBakü’ya 1283 T ürkesirgetirilm iş,bunlardan46’sıhastaolduğuiçin Baku’da bırakılmış, diğerleri buradan Sibirya’nm iç şehirlerine nakledilmiştir.324 Azerbaycan Türkleri, B akü’ya getirilen bu Türk askerlerini görm ek için Bakü İstasyonu’na doluşuyor, onlarla konuşm ak, onlara yardım cı olm ak için büyük çaba sarfediyorlardı.325 Fakat çoğu zam an esirlerin başında bulunan Rus askerler halkı trenlere yaklaştırm ıyordu. K afkas C ephesi’nde R uslara esir düşerek R usya’nın iç bölgelerine gönderilen Faik Tonguç, hatıralannda Bakü İstasyonu’ ndan geçerken gördüklerini şöyle anlatm aktadır:326 “K afkasya’nın Tiflis’ten sonra, ikinci büyük şehri olan Bakü, minareleri kubbeli camileriyle uzaktan görülüyordu. Şehir ve civannm beşte dördünü Türkler

322Kazan Türkleri, Türk esirlere yaptıklan maddı yardımlar dışında onlann kamplardan kaçmlması gibi faaliyetlerde de bulunmuşlardır. Sibirya’daki Türk esirlerinden özellikle yüksek rütbeli subaylardan bazılan Kazanlı Türkler vasıtasıyla Çin’e kaçmlmışlardır. H atta bu yüzden bazı Kazanlı tüccarlar mesela, İrkutsk’daki Şafıulin ve yakınlan Rus hükümetince takıbata uğrayarak şiddetli cezalara çarptınlmışlardır. (KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 444-445). O renburg’a sivil esir olarak giden Fahrettin Erdoğan esirlere yardım gayesiyle bir cemiyet kurduklannı ve bu cemiyetin Orenburg’daki Müslümanlarında desteğiyle esirlere yardımcı olduğunu anlatmaktadır (ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 94). 323 A zerb. Cum. YTA, F. 46, op. 7, D. 179,1. 137; ATASE, A. 1/2, D. 107, D. 43-1103, Kl. 268, F. 34. 324 A zerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 7, D. 179, L. 11. 325 İkdam , 3 M art 1915, no. 60. 326 F aik TONGUÇ, Birinci Cihan Harbinde B ir Yedek Subayın Hatıraları, A nkara 1960, s. 112.

teşkil ediyormuş. Türkçe gazeteleri, mektepleri, tiyatrolanyla, hareketli v e canlıymış. İstasyona indirmediler, bizi görm eye gelen halkı bile uzak tuttular. B unun için geçtiğimiz şehir ve kasabalar hakkmda bilgi edinmek mümkün olamadı. Geniş istasyon h atlan üzerinde yüzlerce petrol vagonu görülüyordu. K ırksekiz saat Bakü İstasyonu’ndaki dem ir odalarımızda bekledikten sonra, trenim iz ağ ır ağır kuzey istikam etinde yoluna devam etti. Hat boyunca toplanm ış binlerce insan, büyük kalpaklan, sa f gözlerini bize dikmişler, esir kardeşlerini seyrediyorlardı. Yüzleri, renkleri kendilerine benzeyen, vagon pencerelerinde gördükleri bu başlan n kendilerinden birer parça olduğunu anladıklanna şüphe yoktu.” Azerbaycan Türk gazeteleri Bakü’ya getirilen Türk esirlerinin sayısı ve durumlan hakkmda sık sık bilgi verirken,327Azerbaycan Türk halkı da Nargin adasmdaki esirlerin durumuyla yakmdan ilgileniyordu. Esir kardeşleri için üzüntü duyan Azerbaycan Türkleri, onlann Nargin’de çok kötü şartlar içerisinde bulunduklannı bildikleri için ellerinden geldiğince maddı ve manevı yardımda bulunmaya çalışıyorlardı.328 Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi de gerek B akü’daki, gerekse N argin adasındaki Türk esirlerin ihtiyaçlannı karşılamak ve yardımcı olmak için faaliyet gösteriyordu. C em iyet esirlerle daha yakından ilgilenmek ve daha serbest bir şekilde yardım yapmak amacıyla, Bakü’daki Türk esirlerinin resrrn himayeciliğini üzerine alm ak istemiştir. Cemiyet-i Hayriye hüküm et nezdinde yapmış olduğu girişim ler sonucunda, resm ı olarak izin almış ve böylece esirlerin bulunduklan yerlere rahatlıkla girip çıkm a ve kontrol edebilme hakkına da sahip olm uştur.329 Baku M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi, bu izni aldıktan sonra ilk iş olarak Nargin A dası’nda giyecek ve yiyecek yönünden m ahsur kalan Türk esirleri yaranna olm ak üzere halktan yardım toplanm aya başlamıştır. Bu amaçla çeşitli çaylar, toplantılar tertip edilmiş, tiyatro günleri düzenlenmiştir.330

gezdirilmesi içinde izin alabilmişti. Böylece Türk esirlerin haftada bir günde olsa rahat etmeleri ve dinlenm eleri sağlanıyordu. Aym günlerde B akü’da bulunan Fahrettin Erdoğan, bu konu ile ilgili hatıralannı şöyle anlatm aktadır;331 “... Erzurum ’un düşmesinden sonra Rus cephesi Erzincan’a kadar ilerlemiş, burada esir edilen subay ve erler S ibirya’ya değil, B akü’nün karşısm da H azar Denizi’nin ortasındaki Nargin adasında esirler kampmda topluyorlardı. H er pazar bu kampta bulunan esir subaylar m uhafızlarla şehri ziyarete geliyorlardı. Biz de onlan görmek için iskeleye gittik. H alk yığılmış, otom obiller sıralanmış, içinde genç kızlar yolculann gelmesini bekliyorlardı. Bu otomobildekilerin kimler olduğunu sordum. Bakü milyonerlerinin kızlan olduklannı öğrendim. Mesela; Topçubaşı Ali Merdan Bey’in, Nagiyov, Tagiyov ve Kuluyovlann hususı taksilerindeki kızlan en başta duruyordu. Motörler yanaşdı. Esir Türk subaylan kıyıya çıkdılar. Taksiden çıkan kızlar birer ikişer m evcuduna göre subaylan kollanndan tutup taksilerine oturttular. Şehrin her tarafını gezdirdikleri gibi subaylann ve kamptaki arkadaşlannın ihtiyaçlannı mağazalardan alıyorlar ve paralan Cemiyet tarafindan ödeniyordu. B unlan evlerine götürerek öğle yem eklerini aileleri arasında yedirttikten sonra tekrar taksilerle aldıkları kıyıya getirip teslim ediyorlardı. Türk ordusu B akü’ya girinceye kadar bu gelenek her pazar devam etm iş.” Cemiyet’in Türk esirleri için yapmış olduğu hizmetlerden birisi de, Rusya’ya nakledilirken vagonlarda veya getirildikleri yerlerde ölen Türk esirlerinin İslämı usüllerle defiıedilmesi, yaralı ve hasta olanlann ise bakımlannm yapılmasmm sağlanmasıydı. Cemiyet, Bakü’ya getirilip burada ölen Türk askerlerinin defin işlerini üzerine alarak bu işle İsmail Bey Sefer Aliyov’u görevlendirmişti. Aslında Rus Hükümeti ölen harp esirlerinin defiı ücretlerinin karşılanması için belirli bir miktar ödenek ayırmıştı. Fakat Türk esirleri için bu hiç uygulanmamıştı. Bu sebeple de, Cemiyet-i Hayriye, Tüık esirlerinin defin masraflannı kendisi karşılamıştır. A çık Söz gazetesinin bu konuyla ilgili birhaberi şöyledir;332

Cemiyet-i Hayriye Türk esirlerinin resmı himayeciliğini üzerine aldığından, haftada bir gün (pazar günleri) adadaki Türk esirlerinin B akü’ya çıkarılarak 327 Sada-yı Kafkaz, 6 İyul/6Temmuz 1915, no. 31; Son Haber, 9 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 24; İkdam, 24 D ekabır/Arahk 1914, no. 5; Taze Haber, 9 May/Mayıs 1915, no. 23. 328 İkdam, 3 M art 1915, no. 60. 329 Azerb. Cum. YTA, F. 498, Op. 1, D. 1038, L. 79-80. Bu sırada Nargin A dası’nda bulunan Yahudi esirlere de Yahudi Cemiyet-i Hayriyesi yardım etmekte idi. (A çıkS ö z, 24 Dekabır/Aralık 1917, no. 626). 330A çıkSöz, 18 D ekabır/Aralık 1916, no. 631.

“Geçen yıl Ekim ve K asım aylannda Kafkasya hattı harbinde B akü’ya getiriien Türk esirleri arasmda merhum olanlann defn ve kefın işlemlerine bakmak üzere Cemiyet-i Hayriye nam m a İsmail Bey Sefer A liyof cenablan görevlendirilmiş ve nam azı kılınmak ve kefin biçilm ek suretiyle 290 ölü defnedilmiştir.” 331 ERDOĞAN, Tiirk Ellerinde Hatıralarım, s. 129. 332 A ç tk S ö z, 25 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 19.

B akü’ye gelen yaralı ve.Türk esirler ise Cemiyet-i Hayriye’nin hastanesinde tedavi görüyorlardı. Cem iyet hasta ve yaralı Türk esirlerinin bakım ını üstüne almıştı. H em en hergün B akü’ye getirilen Türk esirlerinin hasta ve yaralı olanlan N argin’e gönderilm eyip333hastahanede tedavi edilip, bakımları sağlanıyordu.334 C em iyet-i H ayriye B akü’ya getirilen Türk esirlerinden ayrı esirlerin Rusya’ya nakledilişleri esnasında uğramış olduklan yerlere de adamlanm, özellikle de din adam lannı göndererek yolda ölen M üslüman askerlerin İsläm ı esaslara göre defhedilm elerini de sağlamıştır. Fahrettin Erdoğan C em iyet’in b u am açla yaptığı çalışm alar hakkında şunlan anlatmaktadır:335

“... K atanm ız yol alm aya başlamıştı. N e yöne gittiğini bilm iyorduk. Türk esiri diye gösteriş için her şehri dolaştmyorlardı. Herhangi şehirde eylendiysek, Türklerin Cem iyet-i Hayriyesine mensup bir hoca ile dört kişilik üyesi geliyor, aram ıza giriyorlar ölüler varsa, törenle çıkartıyorlar, nam azm ı kıldıktan sonra kendi İslämi mezarlığına gömüyorlar. Hastalanmızı götürüyorlardı. Sağlara, sigara, bisküvi, çay, şeker, para ve sevgi dağıtıyorlardı. R uslar bu insanı harekete mani olm uyorlar ve hoşgörülük gösteriyorlardı.” “Uğradığımız şehirlerinbirinde Cemiyet-i Hayriye’nin adamlan geldiği vakit niçin her yerde bizi yoklayışınız da bir de hoca getiriyorsunuz? diye sordum . Cevap olarak: Sankam ış muharebesinde esir düşen Türk askerlerinin S ibiıya’ya sevkedilirken hasta ve yaralı olanlan öldüklerinde bunlan alıp kendi m ezarhklanm ızda defnetm ek için din adamımızı da bulunduruyoruz, dediler.” Cem iyet-i Hayriye temsilcileri bir taraftan yaralı ve ölmüş Türk esirleri ile ilgili faaliyetlerde bulunurken, bir taraftan da, diğer sağlığı yerinde olan Türk esirlerini ziyaret ederek, onlara m oral verip teselli etmeye çalışıyorlardı. Faik Tonguç hatıralannda T iflis’te Cem iyet-i H ayriye’ye m ensup bir heyetin bu am açla kendilerine yapm ış olduklan ziyaret hakkında şunlan anlatm aktadır:336

m Azerb. Cum. YTA, F. 46, Op. 7, D. 179, L. 11. 334 Azerbaycan, 15 İyul/Temmuz 1919, No. 335 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 67-70. 336 TONGUÇ, B irinci Cihan H arbi ’nde Bir Yedek Subaym Hatıraları, s. 111.

“Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’nden bir heyetin bizi ziyaret etmesi için Merkez Kumandanı Fevkaläde m üsaade etmiş. Ruşen Bey adında bir zatın riyaset ettiği heyet gelerek bizi teselli yolunda sözler söylediler. “Sizin aıkadaşlannızı inşallah silahlı olarak şehrimizde görürüz” gibi cümlelerle milletimize karşı kalben sevgi ve bağhlıklannı belirtmekten çekinmediler. Getirdikleri yemekler yenilirken esir ıricdaşlannın elem ve kederlerine katıldıklanna dair sözler devam etti...” Esirlerin nakli sırasmda Türk esirleri için yapılan bu faaliyetler yalnızca Baku M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi görevlileri tarafından değil, Sibirya’ya gidene kadar durulan bütün istasyonlarda, oradaki Türkler tarafm dan da yapıhyordu. Ölen Türk esirler vagonlardan ahnarak İslämı usüllere göre defhediliyordu. Özellikle Gence istasyonunda ölm üş harp esiri Türklerin defnedilm esi için vilayet meclisinden izin alınarak bu işle H asan Şahm uratov görevlendirilm işti. Gence Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Başkanı Rafiyev tarafından her defiıedilen Türk esiri için 10 M anat tahsisat ay n lm ıştı.337 Aynca “Gence G ençlik Teşkilatı” adıyla, Genceli Türk gençlerinin kurmuş olduğu teşkilät da, esirlerin nakledilişleri sırasmda Gence İstasyonu’ndan geçen trenlerdeki Türk esirlerine yardım cı olabilmek için fedakär çalışmalar yapmışlardır. Bu teşkilat içinde yer alan N aki Keykurun, hatıralarında Türk harp esirleri için yaptıklan çalışmaları şöyle anlatm aktadır:338 “Teşkilatımız esir trenlerinden bırakılan cesetler için istasyonda daimı bir nöbetçi bırakıyordu. B ir gün, istasyondan geçen bir trenden dört ceset bırakıldığını haber aldık. Hemen toplanarak aziz şehitlerimize cenaze merasim i yaptık. Gözyaşlan arasında söylenen nutuklardan sonra onlan ebedı istirahatgählanna koyduk. A nadolu’da doğan Türk M ehm etçiği Türklük uğruna koşuyor, ölüyor ve yine Türk toprağı olan A zerbaycan’da toprağa veriliyordu. “Merasimden sonra Gence Belediye Reisi Halil Bey’e giderek Gençlik Teşkilätı adına kendisiyle konuştum, vaziyeti anlattım. İstediğim şuydu: Ruslar, Kafkas Cephesinde esir aldıklan Türk esirlerini trenlere doldurarak Sibirya’ya sevkediyorlar. Hasta olanlara bakılmıyor, bunlar yolda ağırlaşarak can veriyorlardı. Cesetler yolda istasyonlara bırakılıyorlar. R us idaresinin bu gayri insani hareketi halkımızı galeyana getirmektedir. Halil Bey beni dinledikten sonra durum u Gence valisiyle 337 Azerb. Cum. YTA, F. 421, Op. 1, D. 10, L. 2. 338 KEYKURUN, Azerbaycan İstiklälM ücadelesinin Hatıraları, s. 30-33.

görüşeceğini ve ne gerekirse yapacağmı söyledi. Bana kendisini akşam k u lü b te görerek neticeyi öğrenmemi söyledi. “A kşam kulübe giderek Halil B ey’i gördüm. Halil Bey bana “Vali ile görüştüm. Yann istasyonda genişçe bir bina tahliye edilecek, orası kam p ve hastane olacak. Askeriyeden doktorlar istenecek, aynca hükümet ve belediye d o k to rlan da burada vazifelendirilecek. Tiflis’ten hareket edecek esir dolu trenler önceden Gence’ye bildirilecek. Doktorlar hemen istasyona giderek trendeki esirleri gözden geçirecekler ve hasta olanlar kampa sevkedilecekler” dedi. Habere son derece sevindim ve teşkilatımız adma Halil Bey’e teşekkür ettim. Teşekküre lüzum olmadığını, bu gibi işlerin bizler kadar onun da vazifesi olduğunu ve bundan sonra da bir istediğimiz olursa bunu çekinmeden kendisine bildirmemiz gerektiğini söyleyen Halil Bey daha sonra beni akşam yemeğine davet etti. Ancak aldığım haberden duyduğum m emnuniyeti arkadaşlanmla paylaşmak için duyduğum sabırsızlıktan Halil B ey’e teşekkür ettim ve kendisine “Halil Bey, sizden bir ricam da benim de doktorlarla birlikte heyete iştirakimi, temin etmenizdir. Zira esirler doktorlann söyledikierini anlamazlar. Heyete tercüman olarak iştirak etmek istiyorum” dedim . Teklifimi makul bulan Halil Bey bu işi ertesi gün Vali ile görüşeceğini bildirdi. “Hakikaten ertesi gün istasyonda büyükçe bir bina kiralanarak tahliye edildi, döşendi. Daha sonra etrafı tel örgü ile çevrilip askeriyeye devredildi. Bende aynı gün validen tercümanlık vazifesini resmen aldım. Bu vazife için ücret almayacağımı öğrenen Vali ve M erkez Kumandanı bana aynca teşekkür m ektuplan gönderdiler. Esirleri karşılayacak olan heyette üç doktor, Meıkez Kumandanı’nın yaveri ve tercüm an olarak da ben vardım. Doktorlann üçünü de şahsen tanıyordum. “Aynı gün esir taşıyan bir trenin saat 14’de Gence İstasyonu’nda olacağım haber verdiler. H ep birlikte istasyona vanşm dan on dakika önce bir bölük R us askeri istasyonu sardı. Perondaki sivil halk yolcu salonuna dolduruldu. Ancak, biraz sonra beni salona çağıran halk, Rus askerlerinin esirlere hediye verilmesine m üsaade etmediklerini, hele bu askerler Ermeni olursa esirlerin yanm a bile yaklaştırm adıklannı söylediler. B unun üzerine durum u M erkez K um andanı yaverine bildirdim. Yaver, katarda 28 vagon bulunduğunu, hediyeler 28 paket haline getirildiği takdirde bunları esirlere verdirttireceğini söyledi. Durum u halka izah ettim , derhal paketler hazırlanm ağa başlandı. “B iraz sonra tren geldi. Heyetim iz vagonlara girince ben de Türkçe olarak hasta olup olmadığmı soruyordum. Biçareler şaşkın şakın bize bakıyorlar, kendileri-

ni muayene ettirmek istemiyorlardı. İtimat etmediklerini farkederek konuşmağa başladım: “Bulunduğunuz İstasyon Gence şehrinin istasyonudur ve şehir halkı Türk’tür. Sizin öz kardeşlerinizdir. İstasyonda hastahanem iz var. H asta olanlan alacağız, istirahat edip iyi olduktan sonra yollannıza devam edeceksiniz. Baktım hasta olmayan esirlerde hastahaneye gitmek istiyorlar. M uayene sonunda 40 kadar hasta bulduk. D aha sonra hasta olm ayan vagonlara da girdik ve bütün esirlerin hatınm sorduk. D oktorlar esirlere m uhtelif sorular soruyorlardı. Daha sonra halk tarafından hazırlanm ış paketleri vagonlara “T ürk halkı tarafından sizlere hediyedir” diyerek verm eye başladım ...” Naki Keykurun, Türk harp esirlerinden hasta olanlan, kurulan bu hastahaneye yerleştirdiklerini belirttikten sonra, bunlann ihtiyaçlannı temin etmek için yaptıklan çalışmalar hakkm da da şunları yazm aktadır:339 “... Daha sonra aram ızda toplanarak her gün esirler için hazırlık yapmağı, çok sıkıntısmı çektikleri yiyecek ve sigarayı daha önceden tem in etmeyi kararlaştırdık. Böylece yüzlerce hastayı alıp istirahat ve tedavi ettiriyor, iyileşenleri Sibiry a’daki kamplara gönderiyorduk. Kampta daimı olarak ikiyüz hasta bulunuyordu. Bunlann idaresini esir subay M urat B ey temin ediyordu. M erkez K um andanf nın yaveri de elimizdeydi. Aynca kampın kumandam da sözümüzden dışan çıkmazdı. Arkadaşlarla birlikte kam pa gider, istediğimiz kadar kalabilirdik. Esirlere Azerbaycan’da neşredilmiş Türkçe kitaplar, dergiler tem in ediyor, B akü’da M ehm et Emin Resulzade’nin çıkardığı A çıkS ö z gazetesini günü gününe temin ediyorduk. Aynca, G ence’deki bütün öğretm en ve şairleri kam pa götürüyor ve esirlerin sıkılm am alanm temin ediyorduk. En çok sevdikleri Şair A hm et Cevat idi.” Bakü’yagetirilen esirlerinbirkısm m ı da sivil esirler oluşturmaktaydı. Bunlann bir kısmı Nargin Adası’na götürülmeyip şehirde Hazar Denizi’nin kıyısında olan ve bütün masraflan Hacı Zeynelabidin Tagiyev tarafindan karşılanan bir hapishanede kalıyorlardı. Bu hapishane Nargin’den çok farklı olup yaşam şartlan oldukça iyiydi. Fahrettin Erdoğan, kendisinin de kaldığı bu hapishanede, “ekmek olarak beyaz francala, yemek olarak bol etli fasulye ve pirinç pilavı” verildiğini belirtmektedir.340 Azerbaycan Türk halkı Nargin A dası’ndaki Türk esirlerinin durumuyla oldukça ilgili bulunuyordu. H atta yardım heyetlerinin ve Cem iyetlerin dışm da şahsı 339 K EYKURUN, Azerbaycan fstikläl M ücadelesinin Hatıraları, s. 32. 140 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 63.

olarak da idarı m akam lara başvurarak, Türk esirlerine yardım etmek am acıyla girişimde bulunanlar vardı. Nargin adasında esir olan Türk subaylanndan A h m et Göze, Azerbaycan Türklerinin kendilerine yapmış olduklan yardımlara değinirken Azerbaycanlı Ayşe Hanım adlı bir Türk kadınının göstermiş olduğu yardımseverliği şöyle anlatm aktadır:341 Ayşe H am m zengin bir kadm, çok büyük bir vatanperver millT hisleri k u w e tli ve çok cöm ert bir hanımefendidir. Nargin A dası’nda yüzlerce T ürk esirinin bulunduğunu bilmekde ve her fırsatta kendilerini ziyarete gelm ektedir. “A sker evlatlanm , ziyarete geldim” diyerek hallerini hatırlannı sormaktadır. “H er haliyle bütün servetini onlara feda etmeye hazır olduğunu belli etm ektedir. Bu hamiyetli yaşlı hanım bütün kampın inäsı olmuştur adeta. Bilhassa bayram larda sabah sabah kam pa koşm akta ve “asker evlatlarm m ” bayram larını tebrik etmektedir. A m m a nasıl tebrik. Kähyası arkasından bütün esirlere m aaşlan kadar m aaş yani albaya albay, yüzbaşıya yüzbaşı maaşı bayram harçlığı ve herkese b irer kat çam aşır, ayakkabı vesaireyi muhtevi bohçalar vermektedir. “Onun karşılanışı da bir alemdir. Bütün esirler onu merasimle tabur halinde karşılayıp selam lam akta, kendisi de esir olan bu kadına en büyük saygıyı, o da onlara en büyük sevgiyi göstermektedir.” Yine B akü’da N argin A dası’nda tutulan harbi esirlerden Hakkı M ehm et de buradan kurtulduktan sonra, 1 Şubat 1918 tarihli raporunda, B akü’da Türklerin esirlereyaptıklan yardım larhakkında şunlan kaydetm ektedir:342 “... Bu zamana kadar Bakü milyonerlerinden merhum İsrafıl G acırof un zevcesi Seniha Hanım her hafta zabitan ve efradımızı ziyaret ederek birçok muavenette bulunmuş, hatta hastalanmıza bizzat pansuman ve masaj gibi büyüklükler de göstermişti. Fakat bir müddet sonra Ruslarbu hanımın da adayı ziyaret etmesini men etmişlerdi.

Azerbaycan Türklerinin gerek ferdi olarak, gerekse çeşitli teşkilatlar ve Bakü Müslüman Cem iyet-i Hayriyesi vasıtasıyla Türk esirlerine yapm ış olduğu bu yardım faaliyetlerine rağm en Kafkas cephesinden gelen esir sayısmm artması, Rus idarecilerinin ve N argin’deki esir kampı sorumlulannın dirayetsiz ve umursamaz davranışlan yüzünden Türk esirlerde dahil olmak üzere adadaki bütün esirlerin durum u çok kötüye gidiyordu. Adada esirler arasında çeşitli hastalıklar baş göstermiş, soğuklannda artm asıyla ölüm olaylan çoğalmıştı. Bu olaylar üzerine adaya gelen Kızılhaç teşkilatlan esirlerin durumunu görmüş ve Rus makamlanna şikäyette bulunarak, bu durumun derhal düzeltilmesini istemişlerdi. Yine Azerbaycan Türk gazetelerinde, Türk esirlerin nakledilmeleri sırasında yüzlerce Türk esirinin havasızlıktan, açlıktan ve hastalıktan öldüğü yolundaki haberler343 tesirsiz kalmamış, Çar H. Nikola’nm dayısı ve Rus Kızılhaç teşkilatınm başkanı Prens Oldenburg bu konuyla ilgilenmek ve bazı tedbirler almak durumunda kalmıştı. Şöyleki, 12 Ocak 1915 tarihli İkdam gazetesi, Prens Oldenburg’un Türk esirlerinin çok kötü durumda bulunmalanndan rencide olduklanm, bunun için lazım gelen yerlere emir vererek, Türk esirlerine eziyet verilmemesi, vagonlarla nakilleri sırasında geçirilen istasyonlarda esirlerin indirilerek hava aldmlması ve isterlerse kendileri için yiyecek almalanna engel olunmaması hususunda emir verdiğini yazmıştır.344 Bu haber ve şikayetler sonucunda olsa gerek, Prens Oldenburg, Nargin Adası’ndaki esirlerinde durumunu teftiş için B akü’ya gelmiştir. Nargin A dası’nda incelemeler yapan 75 yaşındaki Prens, buradaki esirlerin feci durumunu, banndıklan barakalann berbat b ir halde olduğunu görünce bu durum un düzeltilmesi için girişimlerde bulunm uştur.345 Prens O ldenburg B akü’da iken, Bakü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi’nin hastahanesinde de incelem elerde bulunmuştur. Buradaki hastalara hiçbir ırk ve din farkı gözetm eden bakan, doktorundan hasta bakıcısına kadar hepsi Türk olan bu hastahane yöneticilerinin ve çalışanlann azminden ve hızmetinden etkilenmiş hatta, kaderin garip bir tecellisi olsa gerek, hastahanede Erm eni hastalann da yattığını ve bu n lan n bile T ürk doktorlanndan ve hastahanesinden m em nun olduklannı görünce, Prens Oldenburg, Hastahane idaresi ve çahşanlannı bu azim-

“Verilen yem ekler pek fena, ekm ek çam ur gibi idi. Bakü m ilyonerlerinden M üslüm an bir zat R usların verdikleri siyah unu alarak onun yerine beyaz un ita edip pek büyük bir iyilikte bulunmuştur.”

leri ve hizm etlerinden dolayı kutlam ıştı.346

541 A hm et GÖZE, Rusya ’da Üç Esaret Yılı, 2. Baskı, İstanbul 1991, s. 71. Bu şekilde Türk askerlerine yardım da bulunan Ayşe Hanımı, Bolşevikler B akü’ya girdiklerinde öldürmüşlerdir (GÖZE, R usya'da Ü çEsaret Yılı, s. 71). 342 ATASE, A. 1/110, K. 2190, D. 5, F. 4, 7-5.

543 İkdam, 4 Yanvar/Ocak 1915, no. 12. 544 Ikdam, 12 Yanvar/Ocak 1915, no. 19. 345 GÖZE, Rusya ’da Üç Esaret Yılı, s. 69; EMİRCAN-GERGER, B üyükErmenistan Hayali, s. 62. 346 EMİRCAN-GERGER, Büyük Ermenistan Hayali, s. 63.

Prens O ldenburg incelemelerini bitirdikten sonra Bakü’da esirlerin durum u ile ilgıli bir toplantı yapmıştır. Bu toplantıya Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’ nden de tem silciler katılmıştır. Cemiyet temsilcileri bu toplantıda, Türk esirlerin çekm iş o lduklan sıkm tıları dile getirmişler, özellikle Rusya’ya nakil esnasında T ü rk esirlere yapılan zulüm leri anlatm ışlardı. Yol boyunca Türk esirlerin kendilerine muhafizlık eden Ermenilerin zulümlerine marıız kaldıklarını bildirmişler ve bu durum un düzeltilm esi için Prens Oldenburg’dan ricada bulunm uşlardı.347 Bunun üzerine Prens, Kafkas Umumı Valisi Kont Varantsov D aşkov’a bu konuda oldukça sert bir telgraf çekmiştir. Telgraf şöyledir:348 "... K afkasya Başkomutanlığımzın Türk esirlerine muhafızlık eden Erm enilerin yaptıklan zulümlerden galiba haberiniz yok. Bu gibi heyecan verici haksızlıkların büyük R usya İm paratorluğu’na yakışmadığmı ve bu hallerin Rus ordulanm n yüzünü kızartacağım bilmeniz lazımdır. İnsaniyetnamına hemen Kafkasya cephelerine emir vererek Türk esirlerinin ve umumiyetle elimizdeki Türklerin yakınlarmda ve m uhafızhğında tek bir Ermeni askeri bulunmamasmı temin etmenizi rica ederim . Bu hususta İm paratora malumat gönderiyorum ”. Prensin bu m üdahalesi üzerine bir müddet sonra Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi B aşkanhğı’na, Bakü Emniyet Müdürü tarafından şöyle bir telgraf gönderilmiştir:349

347 EM İRCAN-GERGER, Büyäk Ermenistan Hayali, s. 6 3 .1. Dünya Savaşı’nda Ermenilerden teşkil edilmiş olan askeri birlikler, Doğu Anadolu’da Türklere yaptıkları mezalim yetmiyormuş gibi, bilhassa ekserisi yarah olan Türk esirlerine de zulüm ve işkence ediyorlardı. Bu durum hakkında, Osmanlı Hariciye Nezareti ’nden Dahiliye Nezaretine çekilen bir telgrafta da Ruslann Türk esirlerini muhafaza işini Ermenilere bıraktığı bildirilerek şöyle deniliyordu: “... Muhafazası Ermenilere verilen Osmanlı üserasmın bunlar tarafmdan enva-i su-i muamelata m aruz kaldıklan ve tüfenk dipçiği ile dövülerek itlaf edildikleri mevsuken istihbar kılındığı ve Ruslarlatem asdabulunan asakir-i Osmaniye meyanında Rus ve Ermenilerin bulunmasım Kafkasya’daki hayırhahlarımızın tenkid etmede oldukları ve rivayet olunduğuna göre bunların bililtizam esir düştükleri ve Kafkasya Ermenilerinden bir kısmının da amden bize esir düşerek ve sonra kaçarak öğrendiklerini Ruslara söy led iklerini bizen-alazalik bu babda ihtiyat edilmesi. Tahran sefaretinden bildirilmişdir. Harbiye Nezaret-i Celilesine tebliğ-i keyfıyyet olundu. Üseramıza hüsn-ü muamele edilmesi esbabımn istihsali zımmında İtalyan sefareti nezdinde mükerreren teşebbüsat-< kaviyye icra olunmuş ve aksi takdirde Rus Ermenilerine karşı tedabir-i şedide ittihaz olunacağı bildirilmişdir Efendim”. (Osmanlı Belgelerinde Ermeniler, (1915-1920), Ankara 1994, s. 20-21). 348 EM İRCAN -G ERG ER, Büyük Ermenistan Hayali, s. 64. 349 EM İRCAN -G ERG ER, Büyük Ermenistan Hayali, s. 64.

“Telakki ettiğim emir üzerine Bakü demiryolu istasyonunda bugünden itibaren gelip giden Türk esirlerine hergün sıcak yemekler hazırlanacaktır. Arzu ederseniz gelip hazırlıklan görünüz. Bu malumatı ekselans valinin emri üzerine arz ediyorum.” Prens Oldenburg tarafindan verilen bu emir ve talimatlann ne kadannın gerçekleştirildiğini tesbit etmek oldukça zordur. Bununla beraber Prens Oldenburg’un telgrafından sonra Kafkasya demiryolu güzergähı boyunca ne kadar Ermeni askeri varsa bunlann çektirildiği A. Emircan ve E. Gerger tarafından belirtilmektedir.350 Ayrica, Prens Oldenburg’un Türk esirlerinin durumlannın düzeltilmesiyle, ilgili olarak bazı girişimlerde bulunduğu anlaşılmaktadır. Şöyle ki, O, hasta ve yaralı Türk esirlerinin askeri hastahanelerden başka özel hastahanelerde de tedavilerinin yapılması, Türk esirleri arasmda bulunan doktorlann kendi yaralı ve hasta askerlerine bakmalanna izin verilmesi ve Türk esirlere verilen yiyeceklerin iy ileştiri lerek lapa ve çorbayerinepilav ve koyun eti verilmesi gibi, Türk esirlerinin durumlannı iyileştirmeye yönelik em ir ve talim atlar verdiği görülmektedir.351 b) Nargin A d a sı’ndan T ürk Harp Esirlerinin K açınlm ası Azerbaycan Türkleri, esir T ürk kardeşlerinin durum lanm iyileştirm ek ve ihtiyaçlannı karşılam ak için çaba sarfederken, bir taraftan da firsat buldukça Nargin A dası’ndaki Türk esirlerinin adadan kaçm alanna yardımcı olarak, onlann Türkiye’ye ulaşmalanm sağhyorlardı. Bu konuyla ilgili bir çok bilgi bulunmaktadır. M eselä B akü’daki Türk esirlerinin resmı himayeciliğini üzerine almasmdan sonra Cem iyet-i H ayriye, yukarıda da belirtildiği gibi, esirlerin belirli günlerde Bakü’ya çıkarılm alanna da izin almıştı. İşte 1915 yılı Tem m uz ve A ğustos aylarında “Türk Bayramı Günü” 8 esir subay şehre bırakılmış ve bir daha geri dönmemişlerdi. Büyük ihtimalle bu esirlere, Cem iyet üyeleri tarafm dan yardım edilerek, İran’a kaçm alan sağlanmıştır ki, bu olaydan sonra Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin adaya gidip gelmesi kısıtlanmıştır. Nitekim , bu olayı 16.4.1916 tarihli bir rapor ile bildiren “Bakü A ram a Polisi Başkanı Rudenko”da, Cemiyet-i Hayriye’nin bu kaçınlm a işini plänladığı konu350 EMİRCAN-GERGER, Büyük Ermenistan Hayali, s. 64. 351 Basiret, 17 Yanvar/10 Ocak 1915, no. 36.

“ 1- Yüzbaşı İzzet, 2- Yüzbaşı Tapeyev Farad Bey, 3- Yusuf İbrahim Efendi, 4- Yakup M ustafa Efendi, 5- Hüseyin Hilmi Efendi, 6- Şükrü Şaban, 7- Fikri Şakar, 8- Ziya Efendi.

“Gece yarısı, ada açıklarında pusuda duran teşkilatım ızm kayıklan lamba işaretleri üzerine adaya yanaşarak sessiz bir kaç esiri kaçırdı. Birgün 16 zabit kaçınldı. Zig Bumu’nda bağlanan kayığı dalgalar gece kopanp denize kaçırmışdı. Gündüzün Rus bahriyeleri bu kayığı çevrilmiş buluyorlar ve bunun üzerine aynı gün Rus gazeteleri sevinçli bir haber veriyorlardı. “Bu gece Nargin A dası’ndan 16 Türkiye zabiti kaçm ak teşebbüsünde bulunm uş ise de fırtm antn şiddetinden kayıklan çevrilmiş ve kendileri de boğulmuşlardır. Kayık Nargin açıklannda bulunmuştur”. Halbuki flrari zabitler Cemiyet-i Hayriye (İsmäiliye) binasında istirahat etmekte idiler. D em ek kaçanların izini H azar Denizi yutm uşdu.”

“Yukanda adı geçen subaylar Adaya geri dönmeyerek kaçmışlardır. Firariler İran pasaport ve giysileriyle teçhiz edilerek Iran’a gitmişlerdir. Bakü’daki esirler üzerinde resmi himayeciliği Müslüman Hayriye Cemiyeti üstlenmişti. Bu Cemiyet’in üyeleri önceleri Askeri hastaneye giderek esirleri kontrol ediyorlardı. Ancak bu kaçış olaymdan sonra Cemiyet’in elemanlannın esirlerin yanına gitmeleri yasaklanmıştır.

Nargin Adası’ndan kaçınlan Türk esirleri genellikle B akü’dan İran’a geçiriliyor, Tebrizyolu ile A nadolu’ya gönderiliyorlardı. Bunun için şehirli, köylü her Azerbaycan Türk’ü üzerine düşen hiçbir fedakärlıktan çekinmiyorlardı. Mesela, Karabağ’a kaçırılarak getirilen firari Türk esirlerine, burada en güzel ve güçlü atlar hediye edilmiş, böylece daha rahat kaçmaları sağlanm aya çalışılmıştır.356

“Bu kaçış olayını kim tertip etmiş ve firarilere kim pasaport tem in etmiştir? Bu durum aydmlatılamamıştır. 16. IV. 1996 A ram a Polisinin Başkanı Rudenko”

Görüldüğü üzere, Azerbaycan Türkleri gerek komite ve cemiyetler vasıtasıyla, gerekse şahıslarm özel gayretleriyle fırsat buldukça Türk esirlerini Nargin Adasındaki esir kam pm dan kaçırarak, esaret hayatından kurtarıp, Türkiye’ye göndermek için her türlü tehlikeyi göz önüne alarak büyük çabalar harcamıştırlar. Bunun yanmda çeşitli vesilelerle R usya’nın diğer bölgelerinde bulunan bazı Azerbaycan Türkleri bulunduklan bölgelerdeki esir kamplanndan Türk esirlerini kaçırm ak için şahsı girişimlerde de bulunmuşlardır. Şöyle ki, Sankam ış muharebeleri zam anında esir düşen en üst rütbeli Türk subayı olan 9. Kolordu Kumandam İhsan Paşa,357 Erkän-ı Harbi Fethi B ey ve başka 27 Türk subaymın Sibirya’daki esir kam pından kaçm alarm a yardım ettiğini belirten bir Azerbaycan T ürk’ü bu konuyla ilgili olarakN aki K eykurun’a şunlan anlatmıştır:358

sunda şüpheleri olduğunu belirtmiş ve kaçan esirlerin isimlerini vermiştir. B u rapor aşağıda verilm iştir:352 “ 1915 Yılı Tem m uz ve Ağustos aylarmda Türk bayramı günü 8 esir subay kaçm ayacaklanna dair yem in ettirilerek şehire bırakılmıştır. Bunlar;

Yine aym dönemlerde Nargin Adası’ndan Türk esirlerin kaçınlması amacıyla birçok girişimler olmuştu.353Kafkasyalı Türk gençleri tarafindan kurulan “Kafkasya Müslüman Talebeleri Komitesi” bizzat Tüık esirlerinin kaçınlması faaliyetlerine iştirak etmiş354birçok esir kaçırma olaymda Cemiyet-i Hayriye ile birlikte çalışmıştı. Azerbaycanlı Türk hammlanndan bazılan da, özellikle adadan kaçınlan Türk esirlerinin çeşitli ihtiyaçlannın karşılanması konusunda büyük hizmetler görmüşlerdir. Kaflcasya Müslüman Talebeleri Komitesi’nin üyelerinden biri olan Seyitli MirAziz, Tüxk esirlerinin Nargin Adası’ndan kaçınlmasıyla ilgili şunlan anlatmaktadır:355 ‘Türkiye esirlerine yardım eden gizli Cemiyet sırf talebelerin değildi. Biz orada yalnız birkaç kişi idik. Yüksek aile kadınlannın da birçok menfaatleri dokunuyordu. Bunlar yem ekle beraber bazı silah ve elektrikli cam lam balan taşımakta idiler.

352 Äzerb. Cum. YTA, F. 498, Op. 1, D. 1038, L, 79-80. 353 Seyitli M ir Aziz, “28 M ayıs İstikläl Yolunda Azeri Talebeleri”, s. 119-120. 354 Hayri GÖKÇAY, B ir T ürk’ün Hatırat ve İntikamı, İstanbul, 1958, s. 217. 355 Seyitli M ir Aziz, “28 M ayıs İstikläl Yolunda Azeri Talebeleri”, s. 119-120.

356 ARAN, “Kardaş Köraeği”, s. 6. 357 İhsan Paşa Sarıkamış Savaşı’nda 9. Kolordu Kumandanı idi. Bu savaş esnasında emrinde bulunan 9. Kolordu tamamen dağıldığı gibi, İhsan Paşa’da Erkän-ı Harp subayları ile birlikte esir olmuş ve Sibirya’daki esir kampına gönderilmiştir. (KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 444445; İsmet GÖRGÜLÜ, On Yıllık Harbin Kadrosu 1912-1922, Ankara, 1993, s. 107-110). İhsan Paşa esir kampmdan kaçtıktan sonra, yurda dönüşünde M. M. Grubu Merkez Başkanı olarak çalışmıştır. (Tank Zafer TUNAYA, Türkiye 'de Siyasi Partiler 1859-1952, İstanbul 1952, s. 5 2 4 .) 358 KEY KU RUN , Azerbaycan İstikläl Mücadelesinin Hatıraları, s. 40-41. Akdes Nimet Kurat ise, İhsan Paşa’nm Sibirya’daki esir kampmdan Kazanlı Türklerin vasıtasıyla kaçırıldığım belirtm ektedir (KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 444-445).

“Gençliğimdebirvukuattan dolayı Rus mahkemesinde kürek cezasma çarptınldım. Ben A zerbaycan’ın Kuba şehrindenim. Beni Kuba’dan Sibirya’y a g önderdiler. 10 yıl orada kaldım. Sonra serbest bıraktılar. İyi para kazanıyordum. E v len dim, üç de çocuğum oldu. O sıralarda Birinci Dünya Savaşı patlak verdi. B ir k a ç ay sonra Türkiye savaşa iştirak etti. Kafamda binbir türlü hayäl kuruyor, vatanım Azerbaycan, Ruslaruı esaretinden kurtulacak diye düşünüyordum. Çok ümitliydim. Bu arada K afkas cephesinde esir edilen Türklerin Sibirya’ya sevk edildiklerini duydum. G elen esirlere elimden geldiği kadar yardım ediyordum. Bu arada R us esir kampından tam 27 subay kaçırdun. Onlara nüfiıs käğıdı temin ettim. Kendilerine para vererek, K afkasya’ya gönderdim. Bu gördüğünüz resim İhsan Paşa, erkän-ı harbiyesi Fethi Bey ve benim resimlerimdir. O sıralarda aklım, fıkrim hep İhsan Paşa’yı kaçırmaktı. N e olursa olsun bir Türk Paşasım esarette bırakm ayacağım diyordum. Bu fıkrimi bir görüşmemiz sırasında İhsan Paşa’ya açtım. Paşa yakalanmaktan korkuyordu. Kendisine bu hususu hiç m erak etmemesini söyledim. Paşa bana iki kişi olduklannı bildirdi. Ben de iki nüfiıs kağıdı hazırlayıp bunlan kamptan kaçırdım. Yanrnıa fazlaca para aldım, ailemi orada bıraktım ve üç kişi Çin’e geçtik. Artık serbest bölgedeydik, Ben geri dönmeden önce Paşa’ya kaçmalannı sağladığxm 27 subayın yazılannı gösterdim, okudu, çok memnun oldu. B iz de yazalım dedi. B en de aziz paşam , sizden yazı değil fotoğraf istiyorum. Ü çüm üz bir fotoğraf çektirelim dedim . İşte bu resmi çektirdik.” c) 1917’den Sonra Türk Esirleri İçin Yapılan Yardımlar 1917 Şubat İhtiläli ’ni müteakıp T ürk esirlerinin durumunda herhangi bir değiŞİkük olm am akla bareber, özellikle Sibirya’nm iç taraflarında yerli MüslümanTürk cemaatlannm kendilerine yardım imkänlan artmış ve kamplardan aynlmalan gittikçe kolaylaşm ıştı. D iğer yandan R usya’da başlayan karışıklıklar ve devlet düzeninin sarsılm ası ile esir kam plan büsbütün bakım sız kalmıştı. Ekim İhtiläli patlak verince esirler artık sahipsiz bir hale gelm işlerdi.359 1917 İhtilali ile birlikte esir kamplanndaki durumun daha da kötüleştiği görülmektedir. A rtık R us askeri m ekanizması bozulm uş ve esir kam planna, zaten m untazam olm ayan yiyecek ve giyecek gönderm e işi hem en hem en tamamen dururken, ihtilälle oluşan yeni idarelerin esirlere karşı olan muam eleleri de her bölgede farklılık göstermiştir.360 359 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 445. 360 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 449.

1917 yılı Kasım aymda; R u sy a’daki Türk esirleri hakkm da bilgi toplam ak ve onlarm yurda döndürülm esini sağlam ak amacıyla, H iläl-i Ahm er tarafından görevlendirilen Yusuf Akçura, R usya’daki Türk esirlerinm ihtilälden sonraki durumlan hakkmda şu bilgileri verm iştir:361 “Çarlık zamanmda bazı mahallerde hayat ve sıhhatleri şöyle temin olunmuş ise de bazı mahallerde teshin edilmemiş, vagonlarda günlerce kilitli bırakılarak dondurulup öldürüldükleri de vaki olmuştur. İnkıläptan sonra birbirini vali eden, birbirinin yanında teşkil eden muhtelifhükümetlerin muameleleri muhtelifolduğu gibi, aynı hükümet de bile aym muamele devam edip gitmemiştir. Osmanlı üserasma edilen muamele-i şiddetkaranenin azamisi, muhtelif menbalardan alınan haberlere, ezcümle Danimarka Salib-i Ahmeri tarafindan gönderilmiş Kastenskiyold Larsay Heyeti’nin meşhudatma nazaran Cenubı Kafkasya’da Kars, Ardahan, Erivan nahiyesiyle Y ılan Adası’nda362 reva görülmüş efraddan olan üseraya en mühsif muamele ise Sovyetler Cumhuriyeti tarafindan yapılmışdır. Bolşevikler hemen her tarafta nefer esirleri serbest bırakmışlardır. Üsera karaıgählannda nefer ve zabit farkmı kaldırarak, efradm zabitana hidmetkärlığını men etmişlerdir.” Azerbaycan’da da ihtilälin hem en ardından daha ew el faaliyette bulunmuş ve ihtiläl ertesinde tekrar meydana çıkmış eski ve yeni bazı partiler faaliyete geçmiş, Baku’da yeni oluşumlar ve yeni bir idari yapı oluşmuştur. B u parti ve kuruluşlar Azerbaycan’da özellikle Nargin A dası’nda bulunan esirlerin durumu ve bunlann yaşam şartlannın düzeltilmesi amacıyla çeşitli girişimlerde bulunmuşlardır. Çünkü artık adadaki esirlerin durumu gerçekten çok kötü bir hal almış, Cemıyet-i Hayriye’nin yardım faaliyetleri özellikle adadan Türk esirlerinin kaçınlması olaymdan sonra daha da kısıtlanmış, ihtilälle birlikte oluşan kanşık durum sonucu, adadakı esirler iyice bakımsız kalmışlardı. İşte ihtilälle birlikte Bakü’da oluşturulan “Amele ve Saldat Vekilleri Şürası’nm Hususı Kom itesi” esirlerin bulunduğu Nargin A dası’ndaki durum u incelemek üzere bir heyeti adaya göndermişdir. B u heyetin incelemeleri sonunda, adada esirlerden günde 30 kişinin öldüğü, bunlardan çoğunun ishäl ve “kızdırm adan” dolayı öldüğünü, adada 1300 hasta ve yaralı bulunduğunu, fakat N argin’deki

361 Rusya Ü sera Murahhası Y usuf Akçura B ey’in Raporu, Dersaadet, Matbaa-i Orhaniye, 1335, s. 93. 362 Nargin A dası’nı kasdetmiş olmahdır.

hastahanenin 400 kişilik olmasından dolayı hastalann çoğunun barakalarda yatm ak zorunda kaldıklarmı, yiyecek ve içeceklerinin bulunmadığı bildirilmişti.363 Am ele ve Saldat Vekilleri Şüräsı’nm Hususı Komitesi bu haberler üzerine b ir toplantı yaparak, bundan böyle adaya esir gönderilmemesini ve barakalarda yatan hastalann Bakü hastahanelerine taşınmasına karar vermiştir. Esirler için odun, mazot, su ve benzeri ihtiyaç maddelerinin gönderilmesini de kararlaştn-an Kom ite, adadaki bu kötü şartlann oluşmasında en önemli faktörlerden birinin adadaki idarecilerin kötü yönetimi olduğunu gözönünde tutarak, bu konuda d a girişimlerde bulunm aya karar vermiştir.364

Nargin Adası’nda sadece T ü rk esirlerinin değil, bütün esirlerin durum u çok kötüydü. İsveçK onsolosluğu’n u n 2 8 .11.1917 tarihinde, İsveç Büyükelçiliği’ne göndermiş olduğu bir raporda, bu hususa değinilmiş ve adadaki esirlerin durumunun bir an önce düzeltilmesi için girişimlerde bulunulmasx gerektiği bildirilerek şu bilgiler verilmişti:367 “B akü’da Nargin adasxnda esirlerin durum u çok kötüdür. Burada çalxşan memura yaşam şartlannı iyileştirmesi için emir verilmiş, fakat birşey yapılmamxştxr. H atta İsveç K onsolosu b u durum u görm üş ve düzeltm eye çalışm ışsa da elinden fazla birşey gelm em iştir.”

Yine bu Şürä’nın İcra Komitesi şehir idaresinebaşvurarakNargin’deki esirlere yardım amacıyla oluşturulacak komitenin toplantısma kendilerinden de tem silci çağnlmasım istemiş, bunun üzerine bir müddet sonra toplanan Şehir idaresi Dr. Nerimanov ile Dr. Anebikyan’ı bu amaçla oluşturulan komiteye dahil etmişlerdir.365

İşte adadaki esirlerin durum u hakkında gerek gazetelerde çıkan çeşitli haberler, gerekse adaya çeşitli vesilelerle gidenlerin görmüş o lduklan bu m anzaralar karşısmda Bakü Şehir Dumasx çeşitli m illet ve fxrka tem sicilerinden bir “Tahkik Kom isyonu” oluşturarak N argin A d a sı’na göndermiştir.368

Bakü’da esirlerin durumunun iyileştirilmesi özellikle Türk esirlerin ihtiyaçlannm karşılanması konusunda çalışan partilerden biri de Müsavat Partisi idi. Müsavat, esirlere yardım konusunda Cemiyet-i Hayriye ve Muhtaçlara Kömek Cemiyeti” ile birlikte çalışılması ve bu Cemiyetlere destek verilmesi gerektiğini savunuyordu.

Bu kom isyonda, Sovyet ve D anim arka heyetleri, b ir A lm an doktoru, bir hemşire Hüm m et Fırkası adına N erim an Nerimanov, Abdülbaki M ehmedov, M uhtaçlara Kömek Cem iyeti adına A ğa M ehmed İbrahim ov ve Türk esirlerinin himayeciliğini üstüne alan Baku M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi temsilcisi olarak da M ürselov bulunm aktaydı.369

Nargin’de bulunan esirlerin durumunun iyileştirilmesi için elinden gelen her yardım ı yapacaklannı belirten Müsavat Partisi, gazetelere de ilänlar vererek, halkı bu konuda yardım a çağınyordu:366

K om isyon adadaki incelem elerinde buradaki esirlerin ne kadar zor şartlar içinde yaşadıklannı görmüş ve büyük bir dehşete kapılmxştı. Komisyonun buradaki gözlem leri \\akk\nddi A çık Söz gazetesinde şunlar yazılmxştır:370

“Milletdaşlara! Yoldaşlara! “Muhtaçlara Yardım Cemiyeti tarafmdan Nargin ceziresindeki esirlere muavenet için iane toplanıyor. Bu ianeye iştirak etmek hepimizin insanlık ve milliyet borcudur. “Bütün M üsavat şubeleri ve azalarıııa borçdur ki, bu hususta herbir vasıta ile m üm kün ederlerse m ezkür cemiyete yardım etsinler. Türk Ademi M erkeziyet “MÜSAVAT Fırkasmm Bakü Komitesi” 363 A çık Söz, 364 A çık Söz, 365 A çıkSöz, 366 A çıkSöz,

26 Noyabır/Kasım 26 Noyabır/Kasım 26 Noyabır/Kasım 13 Dekabır/Kasım

1917, no. 613. 1917, no. 613. 1917, no. 613. 1917, no. 628.

367 ATASE, A. 1-2, D. 552-1269, Kl. 313, F. 11-2. Bu dönemlerde Osmanlı Hilal-i Ahmer Cemiyeti de, Rusya’daki Türk esirlerin ağır şartlar içinde bulunması dolayısıyla bazı girişimlerde bulunmuştu. Hilal-i AhmerCemiyeti, Rus Hükümeti’ne bavurarak; nasıl Osmanlı Devleti’ndeki esirler Danimarkah heyetler tarafından ziyaret ve kontrol ediliyorsa, Rusya’da ve bilhassa Kafkasya’da bulunan Osmanlı esirlerinde Danimarkalı Salib-i Ahmer üyeleri tarafından ziyaret ve tedkik edilmesini istemiş ve bir takım zorluklardan sonra, buna muvaffak olmuştur. (13341918 Senesinde Mün’akid Hiläl-i A hm er Meclis-i Umumisi Heyet-i Muhteremesine Takdim Edilen Merkez-i Umumi Mazbatası, İstanbul 1334). 368 Oruç ORUCOFOrucof, “Nargin’de Türk Esirlerinin Hali”, AçıkSöz, 30 Noyabır/Kasım 1917, no. 617. 369 A çık Söz, 30 Noyabır/Kasım 1917, no. 617. 370 Oruç ORUCOF, “Nargin’de Türk Esirlerinin Hali” Açık Söz, 30 Noyabır/Kasım 1917, no. 617; ATASE, A. 1/110, K. 2190, D. 5, F. 5.

“Cezirede yaşayan insanlann dehşetli durumunun izlerini gören komite azalan hüngür hüngür ağlam aktan kendilerini alamamışlardı. 400 kişi yerleştirilecek hastahanede 1200 kişi hasta esirler balık gibi birbirlerinin üstüne dökülmüş, kim isi can veriyor, kim isi “Efendim su” kimisi “Efendim yemek” diye bağınyorlar. B ir taraftan ise o gün ölm üş 40 esir aym yekdiğerinin üzerine yığılıp durm uştur. Günde 40 kadar esir acmdan, susuzluktan, soğuktan ölüyor. Üstlerinde giyecekleri, yakm aya yakacaklan yok. Birçoklan başlan altma kerpiç koymuşlar. K uru tah ta üstünde yatm akdan birçoklannm yanlannda büyük yaralar m eydana gelmiştir.” Bu kom itede bulunan ve aynı zamanda Hüm m et Partisi’nin başkam olan N erim an N erim anov da yapılan incelemelerin sonucunu bir rapor halinde şeh ir dum asm a sunmuştur. B u raporda ilk olarak adada bulunan esirlerin yiyecek, içecek ve ısınm a sorunlanna değinilerek, şöyle denilmiştir:371 “Cezirede azarlılarla sağlar bir yerde duruyorlar. Azarlılara bakan yok, derman yok, yorgan yok, yatak yoktur. Başı altma yastık evezine kerpiç koymuş. Höreke (yemek) gelince; Dr. burada çorba görmüştür. Öyle bir çorba ki yahşi erbab onu itine de vermez. Hörekin niceliği suya bağlıdır. Burada su çetinlikle ele düşen bir şeydir. Burası adeta arsa-i Kerbela’dır. Su olanda hörek yok, hörek tapılan da su yoktur. Bu yılanlar yuvasında yaşamağa değil, ölmeğe mahkum olan zavallılar susuzluktan göğermiş, kurumuş dillerini ağızlanndan çıkanp dudaklannı kemiriyor, “su, su” diye ah-vah ediyorlar. Burada içmeğe de su tapılmıyor. Buraya su karadan geliyor. Cezırenın özünün içmelik suyu yoktur. Bazen oluyor ki, deryada şiddetli külek oluyor. O günlerde barkazlar cezireye yanaşmıyorlar. Barkaz gelmeyince su da yok.” Dr. Nerimanov, adada bulunan Alman ve Avusturyalı esirlerin ölüm oranlannı da bu raporda vermiştir.372 F akat adadaki esirlerin yarısından çoğunu oluşturan ve daha kötü bır durum da bulunan Türk esirlerinin m iktan ve ölüm oranlan hakkmda bir hesap tutulmadığından raporunda bu konuda herhangi birşey bildirilmemiştir. Yalnızca Türk esirlerin durum unun Alm an ve Avusturyalı esirlerden daha kötü olduğunu belirtmiştir. 371 A çıkSöz, 7 Dekabır/Aralık 1917, no. 623. 372 Dr. Nerimanov aylara göre, adadaki Avusturya ve Alman esirlerin ölüm olaylarını şu şekilde vermiştir: “Buna göre Nargin A dası’nda 1917 yılı itibariyle Mayıs ayında 660 kişiden bir kişi ölmüş, H aziran’da 900 kişiden 18’i ölmüş, Temmuz’da 1300 kişiden 2 0 ’si ölmüş, A ğustos’da 1000 kişiden 39’u ölmüş, E ylül’de 100 esirden 34’ü, Ekim ’de 2700 esirden 265’i, K asım ’da 25 gün içinde 3300 esirden 617’si ölmüştür (A çıkSöz, 7 Dekabır/Aralık 1917, no. 623).

Bu durum toplantıda bulunan Müsavat Partisi Başkanı M ehmet Em in Resulzade tarafmdan eleştirilerek, Türk esirlerinin m iktan hakkında neden şimdiye kadar komitenin bir bilgi toplamadığmı sormuş ve bir an önce Türk esirlerinin de sayısının tesbit edilerek, buna göre onlara tahsisat aynlması gerektxğini bildirmiştir.373 D aha sonra N erim anov adada 700 kadar seksen yaşxnda, bitmiş bir halde ihtiyar kişilerin, 2 yaşxndan 15 yaşxna kadar körpe çocuklann bulunduğunu ve bunlann hepsinin Kafkasya cephesinden geldiklerini bildirerek sözlerini şu cümlelerle tamamlamıştır:374 “Burası bir cezire değil, makberdir. Öyle bir makberdir ki 1000 kadar adem kenannda oturup, növbesini bekliyor. O yerlerde böyle bir növbeye hazırlanıyorlar.” Şehir Dum ası toplantxsmda birçok kişi söz alarak esir durum lannın b ir an önce düzeltilmesi hususunda fıkirlerini söylemiş, bu durum a sebebiyet verenler aranmış ve çeşitli kararlara vanlm ıştır. M. Em in R esulzäde’de yapm ış olduğu konuşmasmda, bu durumun Rus Inkıläbı’nın getirmış olduğu kötü bir sonuç olduğunu belirterek şöyle dem iştir:375 “... Nargin ceziresi hiç şüphesiz ki, Rusya sahıfe-i ınkıläbının, Lenın’in bir lekesidir. Dünya kuldurlanna lanet okumakla özümüzünbu lekeden dolayı mesul oldugumuzu unutmayalım. Bu mesuliyetin muayyen bir kısma değil hepimize sekiz ay arzmda icra olunan bu kadar fezahatlardan bihaber kalan bütün cemaata aittir. Hıimyetten ew el bizNargin’e gazeteler gönderiyorduk. YakmdaNargin’ den Sibirya’ya sürulmüş bir Tüık esirden aldığım mektuptan anlıyorum ki, hüm yet olunduktan sonra nedense esirleri R usya’da çıkan gazeteleri okumaktan da men eylemişler.” Şehir Dum ası’nda yapılan bu görüşmelerden sonra, Icra Komitesi tarafından Dr. Neriman Nerimanov, esirlerin durum lanyla ilgilenmek, Cemiyet-i Hayriye ve diğer teşkilatlarla görüşüp birlikte hareket edılmesi amacıyla, bir komisyon kurmakla görevlendirilmiştir. Aynca, Şehir İcra Komitesi Nargin Adası’ndan yaşlılarla, çocuklan çıkarmak amacıyla girişimlerde bulunulması Ve bütün esirlere yardım edilmesine karar vermiştir.376Komitenin bu yardım kararlan Daşnak Partisi’nin üyeleri dışında

373 A çıkS ö z, 374 A çık Söz, m A çıkS ö z, iU A çıkSö z,

7 7 7 7

Dekabır/Arahk Dekabır/Aralık Dekabır/Aralık Dekabır/Arahk

1917, no. 1917, no. 1917, no. 1917, no.

623. 623. 623. 623.

oybirliği ile kabul edilmiş ve Nerimanov’uıı başkanlığmda bir komite oluşturularak, hasta esirler B akü’ya taşınmasma, yiyecek ve her türlü erzak temini k o n u su n d a çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Bu konuda Bakü’da “Şems” restorammn sah ib i Hacı Aslan M ecidova’nm büyük hizmetleri olmuştur.377 Gerek Şehir İcra Komitesi, gerekse partiler, esirlere yardım hususunda b irço k çahşmalar yapmışlarsa da, toplantılarında almış olduğu kararlann ancak bir kısm ını fıiliyata geçirebilmişlerdir. Bu sırada Bakü Müslıiman Cemiyet-i Hayriyesi de adadaki esirlerin durum unun gittikçe kötüleşm esi, yiyecek ve giyecek verilm em esi, başlarında b u lu n an Rusların da esirlere karşı olan kötü ve insafsız tutumunun artması üzerine, T ü rk esirlerinin en azmdan yiyecek ve giyecek gibi her türlü ihtiyacını karşılam ak v e bu ihtiyaç maddelerini sağlam akam acıyla İsmäiliye binasında “M uhtaçlara K öm ek Cemiyeti” adıyla bir cemiyetin açılmasını sağlamıştı. Bu Cem iyet’in görünürdeki amacı bütün m uhtaç M üslüm anlara yardım ci olm akla beraber, asıl am acı Azerbaycan’da özellikle Nargin Adası’nda bulunan Türk esirlerinin ihtiyaçlannı karşılam ak suretiyle, onlara yardımcı olm aktı.378 M uhtaçlara K öm ek Cem iyeti yardım toplam a faaliyetlerine başlarken b ir taraflan da gazetelere verm iş olduğu yazılarla Azerbaycan Türklerini yardım a çağınyordu. Kasım 1917 tarihinde Cem iyetin Başkan Yardımcısı Oruç Orucov, A ç ık Söz gazetesinde halka şöyle sesleniyordu:379 ‘Cezirede beşbinden fazla dindaş ve m illetdaşlarım ız kötü b ir halde yaşamaktadır. O nlann bu gurbet ve esarette tek üm itleri ancak bizlerdir. İhtiyaç büyük olduğu için, büyük yardıma ihtiyaç vardır. Binaenaleyh insaniyet ve milliyet nam m a felaketzedelere m erham et elinizi uzatınız. H er türlü giyecek, yorgan, döşek, yastık vesair yardım larda bulununuz.” Muhtaçlara Kömek Cemiyeti, esirler için yardım kampanyalannı sürdürürken, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi de Türk esirlerin durumunu daha yakından görmek ve ihtiyaçlannı daha iyi tetkik etmek üzere adaya Mustafa Bey Alibekov’u göndermiştir. M ustafa Bey burada yapmış olduğu incelemeler sonucunda, Nargin

377 SÜLEYMANOV, Eşittiklerim, Okuduklarım, Gördüklerim, s. 174-175. m A ç ıkS ö z, 28 Noyabır/Kasım 1917, no. 614. 379A çıkS ö z, 30 Noyabır/Kasıra 1917, no. 617.

esir kampında 9 binden fazla esir bulunduğu, bunlann 3990’ını Tüık esirlerin oluşturduğunu bildirm iş ve adadaki esirlerin yaşam şartlan hakkında şu bilgileri vermiştir:380 “B u cezirede şiddetli soğuk, külek estiğine göre herkesin hususen çıplak esirlerin ısınm aya ahd-ı ihtiyaçlan vardır. Ona binaen Dekabmn 18’inde iki Türk-Müselman esir kendini ısıtmak için oradaki boş hastahaneden bir parça tahta kopanp yakıyorlar. Çünkü hastahanelerde, vesair binalarda herkes soba yakmıyor. Cezire kumandanı bu iki esirin hareketinden dolayı ceza vermek, maksadıyla yalnız o iki esiri değil, bütün Türk-M üselman esirlerini cezalandırarak tam bir gün hepsini aç bırakmıştır. Oradaki esirlere yemek o kadar az veriyorlar ki, esirlerin bir çoğu paylannı yedikten sonra etrafı gezip, atılmış kemikleri yiyip kemiriyorlar”. B ütün bunlardan anlaşılıyor ki, Şehir İcra Kom itesi’nin esirlere yardım çalışm alan sonucunda hastalann B akü’ya taşınması suretiyle büyük bir iş görülmekle beraber, adadaki esirler, özellikle de Türk esirler yiyecek ve ısınma hususunda büyük sıkıntılan azalmamış, hepsinden önemlisi adadaki Rus idarecilerin kasıtlı ve insafsız hareketlerine m aruz kalm aya devam etmişlerdir. M uhtaçlara Kömek Cemiyeti adadaki esirlerin büyük bir kısmını oluşturan Türk esirlerin bir an önce ihtiyaçlarım karşılamak üzere faaliyetlerini artırmıştı. Cemiyet, A zerbaycan Türklerinin bu amaçla verecekleri yardım ları toplam ak üzere, h er m ahalle ve cam iye birer tem silcisini yerleştirmişti. Halkın esirlerin içinde bulım duğu kötü durumu gözönüne alarak ellerinden geldiğince yardımda bulunmasmı ve yardım yapacaklann bir an önce mahallelerindeki Cemiyet temsilcilerine m üracaat etm elerini istemiştir.381 Bu arada gazete haberleri vasıtasıyla halkın adadaki esirlerin durumu hakkında haberdar olm alan sağlanarak, daha geniş çaplı bir yardım faaliyeti sürdürülüyordu. Bu am açla verilen bir haberde şöyle deniliyordu:382 “N argin Ceziresindeki esirlerin hali son derece fenadır. Soğuklar gittikçe arttığm dan biçarelerin durum u gayet korkuludur. Hergün açlık ve soğukdan 3040 esir te le f oluyor. Binaenaleyh acil surette köm ek lazımdır. Pul ile yorgan, döşek ve h e r ne kadar verirseniz onunla köm ek edin.”

380A çıkS ö z, 24 Dikabır/Aralık 1917, no. 636. 381 A çıkS ö z, 18 Dekabır/Aralık 1917, no. 631. 382 A çıkS ö z, 14 Dekabır/Aralık 1917, no. 629.

Muhtaçlara Kömek Cemiyeti bu şekilde Azerbaycan halkından toplamış olduğu yardımlar sayesinde Nargin Adası’ndaki Türk esirlerinin yiyecek, giyecek, yakacak gibi ihtiyaçlannın kısmen de olsa karşılanmasını sağlamıştır. Bu yardımlann dışında esirler için aynca 20.000 Manat kadar da para harcayan Cemiyet,383 Türk esirlerinin yanısıra oradakı diğer bütün esirlere de yardımcı olmaya çalışmıştır.384

gönderdikleri Türk esirlerinin içinde güvendiklerine hazırladıklan m ektuplan da veriyorlardı. Bu mektuplarda, Rusya’nm iç durumu, cephelerin son şekli, Sosyalist teşkilatların Çar idaresine karşı faaliyetleri, gayri Rus milletlerin istikläl hareketlerini, Rus ordusunun askeri kıym etinin kalmadığmı ve bütün Rus milletinin büyük bir moral bozulkuğu içinde bulunduklan gibi istihbarat bilgileri bulunuyordu.387

Bunun yanısıra esirlere yardım am acıylabazı sosyal faaliyetlerde tertip edilmiştir. Şöyle ki, 1917 A ralık ayı içerisinde Hacı Zeynelabidin Tagiyev’in kurm uş olduğu okulun öğretm enleri tarafindan okul binasm da Nargin A dası’ndaki harp esirlerinin yaranna 3 perdelik “Bedbaht Bala” draması sahneye koyulm uştur.385

Azerbaycan Türklerinin esir Türk kardeşlerine yardım lan, 1918 yılında Azerbaycan’ın istiklälini kazanm asm dan sonrada devam etmiştir. Azerbaycan halkınm özellikle Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin şimdiye kadar sürdürdüğü esirlere yardım faaliyetlerini Azerbaycan Hükümeti üzerine almış, bu işlerle ilgili olarak “U m ur-u Hayriye N ezareti” görevlendirilm iştir. Bununla birlikte Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, Rusya’nm çeşitli yerlerindeki esir kamplanndan B akü’ya gelen Türk esirleriyle ilgilenmeye devam etmişti. O nlan Bakü’da İsmailiye binasmda misafir etmiş, ihtiyaçlannı karşılamış, Türkiye’ye gidebilmeleri için gerekli olan girişim lerde bulunm uş ve yol harçlıklanm dahı karşılamıştır.388

Esirlerle ilgili faaliyetler, yalnızca B aku’da Nargin A dası’ndaki esirlere yardım çahşm alanndan ibaret değildi. Azerbaycan’m diğer şehirlerinde özellikle de G ence’de birçoğu Sibirya’dan kaçarak gelen Türk esir askerlerine yardım için her türlü çaba gösteriliyordu. Daha 1916 sonlannda, Rus Çarlık İdaresi, m erkez ve cephelerde yediği ağır darbeler sebebiyle, ne cephenin çöküntüsünü durdurabiliyor, ne de m erkezin sarsmtısını önleyebiliyordu. R usya’mn birçok yerleri ve bilhassa Sibirya kendi başlanna kalmıştı. B u sebeple Sibiıya’dan Kafkasya’ya doğru bir esir akını başlamıştı. Bir taraftan vaktıyle kürek cezasına mahküm olup Sibirya’ya gönderilenler, diğer taraftan başta Sankam ış olmak üzere çeşitli cephelerde esir düşüp, Sibirya’ ya sevkedilen Türk subay ve erleri Kafkasya’ya doğru yola koyulmuşlardı. Bunlan n önemli bir kısm ı da G ence’ye geliyordu.386 Nakı Keykurun’un bildirdiğine göre, Sibirya’dan Gence’ye gelen ve sayılan oldukça kabank olan Türk esirleri, burada “Millı Kom ite” ve “Gence G ençlik Teşkilatı’ tarafından ihtiyaçlan karşılandıktan sonra, Türkiye’ye gönderiliyorlardı. Esirlerin Türkiye’ye gönderilmesi güzergähı da merkez Gence, ikinci durak Yulak İstasyonu, üçüncü m m tıka Karabağ, dördüncü m m tıka Hudafrin Köprüsü, İran ve Türkiye idi. H er m m tıka, esirleri diğer m lntıkaya teslim edecek ve böylece b ir hafta sonra Türkiye’ye ulaştıklanna dair haber alınabilecekti. Yine teşkilat 583 A çıkSöz, 24 D ekabır/Aralık 1917, no. 636. 384A çık Söz, 24 Dekabır/Aralık 1917, no. 636. Halbuki bu sırada adadaki Yahudi esirlere yardımda bulunan Yahudi H ayır Cem iyeti, yalnızca Yahudi esirleri gözetm iş, diğer esirlerle hiç ilgilenmemiştir. (A çıkSöz, 2 4 Dekabır/Aralık 1917,no. 631). A ç ık Söz, 18 Dekabxr/Aralık, no. 631. 384 KEYKURUN, Azerbaycan İstikläl Mücadelesinin Hatıraları, s. 37-38.

11-

“K ardaş K öm eği” Ç alışm alarm a K atılan D iğer C em iyetler ve

Faaliyetleri Birinci Dünya Savaşı esnasmda, Azerbaycan Türkleri Anadolu’da felakete uğrayan kardeşlerine Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin rehberliği ve vasıtacılığı ile “Kardaş Kömeği” yardım lannda bulunmuşlardır. Cemiyet-i Hayriye yardım çalışmalannı örgütlemiş, topladığı yardımlan gerek Kafkasya’ya kaçabilmiş kaçkın Müslüman Türklere, gerekse Rus işgaline uğrayan Anadolu’dakı Türk topraklannda,

387 KEYKURUN, Azerbaycan İstikläl Mücadelesinin Hatıraları, s. 38-39. 388 Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin 1918’den sonra da B akü’ya gelen Türk esirlerine yardımcı olduğu hususunda Azerbaycan gazetelerinde pek çok bilgi bulunmaktadır. M esela 28 Ekim 1919 tarihli Azerbaycan gazetesinde şu haber yer almaktadır: “Hasan Yusufoğlu, Dursun Osmanoğlu, M ustafa Nurioğlu ve Süleyman Şakiroğlu nam 4 nefer Türk esirinin herbirine bilet ve 200 Manat para ve bunlardan başka da 5 nefer Türk esirinin herbirine bilet ve 150 M anat para Cemiyet-i Hayriye tarafından verilip, B atum ’a gönderilmiştir.” (Azerbaycan, 28 Teşriniew el/Ekim 1919, no. 307). Yine Azerbaycan gazetesinde çıkan başka bir haberde şöyle deniliyordu: “Vatanlarına gitmek isteyen 37 nefer Türk esirine Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından 1200 Manat yol harçhğı verilip Umur-u Hayriye Nezareti’ne gönderilmişdir ki, B atum ’a kadar meccanen gidebilmeleri için bilet verilsin” (Azerbaycan, 7 Kanun-i sani/Ocak 1920, no. 6). Şubat 1920 tarihinde Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından esaretten dönen 78 T ürk askeri Batum tarikiyle ihtiyaçlan ve yol harçlıklan karşılanarak Türkiye’ye gönderilmiştir. (Azerbaycan, 18 Şubat 1920, no. 35).

yeni savaş bölgelerinde kalan Müslüman harpzedelere ulaştıımıştır. Savaş bölgelerinden yetim ve kimsesiz çocuklan toplamış, bunun için sığmacaklar açmıştır. A ynca, Rusya’ya esir düşen Türk esirlerine de önemli yardımlar yapılrruştır. Cemiyet-i Hayriye’nin bu kadar büyük yardun faaliyetlerini gerçekleştirebilmesinde, fert fert bütün Azerbaycan ve Kafkasya’nın diğer bölgelerinde yaşayan Müslüman Türklerin katkılan olduğu gibi, bu bölgelerde oluşturulmuş bir çok cemiyet ve komitelerinde önemli katkılan olmuştur. Bu cemiyet ve komitelerin bazı önemlileri hakkında bilgi vermek, konunun daha iyi anlaşılması için oldukça gereklidir. a) Baku M üslüm an İnäs (Kadmlar) Cem iyet-i H ayriyesi I. Dünya Savaşı esnasında, Azerbaycan Türk kaduılan Anadolu Türk harpzedelerine yardım hususunda boş durmamış, ellerinden gelen her türlü yardunı yapmışlar hatta bu amaçla Bakü Müslüman İnäs Cemiyet-i Hayriyesi’ni kurmuşlardı.389 Bakü M üslüman İnäs Cemiyet-i Hayriyesi, yardım toplama günleri düzenleyerek bunlardan elde ettiği gelirleri Anadolu harpzedeleri yararm a kullamrken, B akü’da A nadolu harpzedelerine yardım amacıyla yapılan cemiyetlerarası toplantılara devamlı olarak temsilcilerini göndermişlerdir. Mesela; 1915 yılmm Ekim ayında Anadolu harpzedelerine yardım konusunu görüşmek üzere bir araya gelen çeşitli M üslüm an C em iyet tem silcilerinin katıldığı toplantıya Bakü M üslüman İnäs Cemiyeti d H anım Esadullayev’i göndererek, kendi cem iyetlerinin de bu konudaki hassasiyetlerini göstermişlerdir.390 Inäs Cem iyet-i Hayriyesi savaştan zarar gören M üslüman harpzedelere yardım etm ek için, bu işleri koordine etm ek üzere b ir şube oluşturmuştu. Bu şube M üslüman harpzedeler için yardım toplam a faaliyetlerini gerçekleştiriyordu.39' Azerbaycan kadınlan daha ilk felakethaberleri A zerbaycan’aulaştığında bu durum karşısm da ne kadar hassas olduklarını gösterm işlerdi. Cem iyet Bakü şehrinde iyi bir organizasyon yaparak, her m ahallede komiteler oluşturmuş, daha 1915 Şubatmda bunlar vasıtasıyla 8 bin M anat toplayarak, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne harpzedeler yaranna kullamlmak üzere teslim etmiştir.392 Yine

389 Taze Haber, 11 April/Nisan 1915, no. 19. 390 Son Haber, 30 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 28. 391 İkdam, 20 Fevral/Şubat 1915, no. 51. 392 İkdam, 20 Fevral/Şubat 1915, no. 51; Taze Haber, 7 Fevral/Şubat 1915, no. 13; Yusuf Ali, “ Felaket Karşısında K adm lanm ız”, Kardaş Kömeği, 11 M art 1915.

Mayıs 1915’te Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafmdan ilän edilen “Kardaş Köm eği Günü”ne, İnäs Cemiyet-i Hayriyesi büyük ilgi göstermiş, bu günde, bu cemiyetin üyesi 150’den fazla kadın yardım toplama işine bizzat iştirak etmiştir.393 Cemiyet, yaymladığı ilänlar ile Azerbaycan halkmı M üslüman harpzedelere yardıma çağırmış, Bakü halkma seslenerek yapılacak yardım m azlığı ve değerinin düşük olmasına bakmayarak, herkesin imkänı nisbetinde yardımlarda bulunmalannı istemiş ve her türlü yardımm büyük teşekkürlerle kabul olunacağını belirterek, Azerbaycan Türklerini yardım için teşvik etmiştir.394 D aha önce de belirtildiği gibi, Azerbaycanlı kadm lar devam h olarak Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’nin yetimevlerini ziyaret ederek, ana ve babasız kalm ış bu çocuklara sevgi ve şevkat göstererek, onların gönüllerini almışlardır. Aynca, Nargin’de bulunan Türk esirleri içinde ellerinden gelen yardımlan yapmay a çalışm ışlardır. Bakü İnäs Cemiyet-i Hayriyesi bütün yardım çalışmalarında, B akü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’ne destek ve yardım cı olm aya sonuna kadar devam etmiştir. Yine, Şubat 1915’de, A nadolu harpzedeleri yararına 6 bin M anat toplayan C em iyet, B akü’nün bütün mahallelerinde kom iteler teşkil ederek yardım ların daha düzenli bir şekilde toplanmasıı sağlamışlardır.395 b) Kafikas M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi I. D ünya Savaşı esnasm da Kafkas Cephesi’nde savaştan dolayı mağdur düşm üş A nadolu Türk halkına yardım eden hatta Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’nden sonra bu konuda en fazla faaliyet gösteren Cemiyet, Kafkas M üslüm an Cemiyet-i H ayriesi’dir. Tıflis’te bulunan Müslümanlar tarafmdan kurulan cemiyet, Tiflis Müslümanlannın özellikle eğitim ve hayır işleri ile ilgilenmiş, onlar için bir bölümünü kitapla donattığı bir laraathane açmış, aynca bir de kütüphane kurmuştur.396Yine Tiflis’te Müslüman Hanımlar Cemiyeti ile birlikte bir Müslüman kız okulu açılmasını da sağlamıştır.397

393 Basiret, 9 May/Mayıs 1915, no. 44. 394 Taze Haber, 11 Aprel/Nisan 1915, np. 19; İkdam, 20 Fevral/Şubat 1915, no. 51. 395 İkdam, 20 Fevral/Şubat 1915, no. 51. 396 Sada-yı Kajkaz, 29 İyul/Temmuz 1915, no. 68. 397 İkdam, 20 Fevral/Şubat 1915, no. 51.

1917 yılı başlannda Cemiyetin başkanlığmı İbrahim Bey Vekilov yaparken, Cem iyet idaresini Tiflis’in önde gelen şahsiyetleri oluşturm aktaydı. B u n lar arasında A ğa Kasım Zeynelov, Ali Asker Bey Horamoviç, Y usuf Han M eh m ed B eyov ve N ad ir Bey Gaibov bulunmaktaydı.398 I. D ünya Savaşmm başlaması ve Türkiye’nin Rusya ile savaşa girm esinden sonra, K afkas C ephesi’nde savaşdan dolayı zarar görerek kaçan ve akın akxn T iflis’e gelen Anadolu harpzedeleri karşısxnda, Kafkas M üslüm an C em iyet-i Hayriyesi idaresi, bir an önce bu felakete uğramxş Müslüman kardeşlerine yardxm için karar alm ış ve buam açla yardım faaliyetlerine başlamıştx. Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’nin Kafkas Cephesi’nde savaşta zarar gören M üslüm anlar için devletten yardım almasma kadar, Tiflis’e gelen Anadolu kaçkınlarxna her türlü yardımı kendi imkanlanyla ve Tiflis ’teki Müslümanlann yaptığı bağışlarla karşılamaya çalışan Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, 1915 yılının sonlanndan itibaren Müslüman harpzedeler için yaptığı bütün faaliyetlerde B aku M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nden her türlü yardımı almıştır.399

cem iyetin düzenlem iş olduğu toplantı sonunda 2265 M anat para toplanmış ve bunun büyük bölüm ü B akü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’ne Kars ve Ardahan civarm da felakete d üşen kardeşleri yararına kullanılm ak üzere verilmiştir.402 16 M ayıs’ta ise, yine H am m lar Cemiyeti ile birlikte, Tiflis Gubematörü’nden izin alarak vilayetin genelinde A nadolu harpzedeleri için yardxm toplam a kampanyası yapm ışlar ve bu kam panya sonucunda elde edilen gelirin bir kısmı Bakü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi’ne M üslüm a hcirpzedelere harcanm ak üzere verilirken, b ir kısm ı da C em iy et’in harpzede yetim leri için açm ış olduğu yetimler yurdu adına “A zer D un A lvir” bankasına yatınlarak, gerektiğinde buradan alınarak yetim ler için kullanılmıştır.403 K a fk a s M ü s lü m a n C e m iy e t-i H a y riy e s i s a v a ş ın s o n la rın a kadar, Anadolu’dan gelen M üslüm an harpzedelerin ilk uğrak yeri olan Tiflis’te, onlara yardımcı olmak, ihtiyaçlarını karşılam ak, ço cuklanna sahip çıkm ak için hiç durmadn faaliyet göstermiştir. c)

Gence M illı M üslüm an K om itesi ve G ence M üslüm an Cemiyet-i

Hayriyesi Kafkas M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi daha önce de belirtildiği gibi, Tiflis’te harpzede yetim ler için öm ek bir sığmacak açm ıştır ki, bu sığınacak bu am açla açılan K afkasya’daki ilk sığınacaktır. Gerek bina, gerek düzen ve çalışanları açısmdan çok iyi olan bu yetim sxğınacağmda, bir çok Müslüman harpzede yetim çocugun yanm da, bazen bakıma muhtaç ve sahipsiz kadın ve yaşlı harpzedelerin de bakım ve bannm alan sağlanmıştır.400

I. D ü n y a S av aşı e sn a sın d a , savaş se b e b iy le A n a d o lu ’dan kaçarak Azerbaycan’a gelen M üslüm an harpzedelerin yoğun olarak geldikleri yerlerden biri de G ence Şehri idi.404 G ence’ye gelen ve çoğunluğunu yaşlı kşiler, kadın ve çocuklann oluşturduğu bu harpzedelere burada Gence M illı Komitesi ve Gence M üslüman Cem iyet-i H ayriyesi sahip çıkmış, onların ihtiyaçlarını karşılayarak yardım elini uzatmıştır.405

Cem iyet bir yandan sığmacaktaki çocuklann ihtiyaçlannın karşılanması ve bakımı için faaliyet gösterirken, diğer yandan Anadolu’dan savaş yüzünden evini, yurdunu bırakıp kaçmxş ve Tiflis’te aç, çıplak bir şekilde dolaşan M üslüman harpzedeler ile de ilgileniyor ve onlarxn ihtiyaçlarınm karşılanm ası için çeşitli toplantılar, görüş günleri ve bağış çalışmalan yapıyordu.401 Bu amaçla Müslüman Hanxmlar C em iyeti ile birlikte birçok çalışm a yapm ış ve elde edilen gelirler harpzede M üslüm anlar için harcanmıştır. M esela 9 M art 1916 tarihinde, iki

598Kajkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’nin 1915 ’inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 1. 399Kajkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi 'nin 1915 'inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 5. 400 Azerb. Cum. YTA, F. 335, op. 1, D. 2, L. 51; Kafkas M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin 1915’inci Yılda O lan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 8. 401 K ajkas M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi 'nin 1915 ’inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 8.

G ence M illı K om itesi, 1905 yılından sonra oluşan yeni ortam da kurulmuş ve bundan sonra Gence Türklerinin bütün millı işlerini bu kom ite üzerine almıştı. I. Dünya Savaşı’ndan önce ve savaş süresince de Gence Türkleri millı davalannı Milli K om ite’nin rehberliğinde yürütmüştür. Zaten bu tarihlerde Komite idaresinde bulunan kişiler arasında yalnız Gence’nin değil, bütün Azerbaycan halkının tanıdığı ve A zerbaycan’ın siyası hayatında rol oynayan şahsiyetler de bulunmaktaydı.

402Kajkas Müslüman Cemiyet-iHayriyesi 'nin 1915 'inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 3. 403Kajkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’nin 1915 'inci Yılda Olan Gelir Giderinin Sayısıdır, s. 3. 404 Son Haber, 15 Avgust/Ağustos 1915, no. 16. 405 Doğru Söz, 4 İyun/Haziran 1916, no. 14; A çıkSöz, 14 Dekabır/Aralık 1915, no. 61.

Bunlardan Komitenin başkanı Nesip Yusuf Beyli “Adem-i Merkeziyet Fırkası”nm liderliğini yaparken, A li Ekber Refı Beyli ise dürüstlüğü, adaleti ile şöhret kazanmış emekli bir kaymakam olup, aynı zamanda Difai Fırkası’nın da fahri reisi idi.406 Aynca Komitenin beş kişilik icra heyetinde bulunan Ahmet Cevad da A zerbaycan’ın ünlü şairlerinden biri olup, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Anadolu’ ya gönderdiği yardım heyetlerinden birinde de gönüllü olarak görev yapmıştır.407 Gence Millı Komitesi, I. Dünya Savaşı esnasında, Türk-Rus Savaşının balamasıylabirlikte özellikle Türklerin Sankamış yenilgisinden sonra, vagonlarla Sibiry a ’ya sevkedilen Türk esir askerlerine oldukça büyük yardımlarda bulunmuştur. Daha öncede detaylı olarak üzerinde durulduğu gibi, Gence Millı Komitesi, Gence İstasyonu’nda kurmuş olduğu hastahane sayesinde, Gence’den geçen esir trenlerinde bulunan yaralı ve hasta Türk askerlerini burada tedavi ettirmiş ve yol boyunca ölmüş olanlannm ise İslämı usüllere göre defnedilmesini sağlamıştır.408 Gence M illı Komitesi esir Türk askerlerine yardım faaliyetleri dışında G ence’ye gelen ve aç, çıplakbir halde bulunan Anadolu Müslüman harpzedelerine de yardım elini uzatmıştır. G ence’de Kafkas cephesinden getirilen M üslüman yetim çocuklar için bir sığınacak yaptıran Komite, bu çocuklann bakım ve ihtiyaçlannm giderilmesini de sağlamıştır. Komite, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ile birlikte onun direktifleri doğrultusunda harpzedelere yardım faaliyetlerini yürütmüştür. Millı Komite’ye harpzedelere yardım amacıyla devamlı olarak para ve her türlü yardımı yapan Cemıyet-i Hayriye, Baştemsilci Sultanov vasıtasıyla Gence Millı Komitesi ’yle devamlı bir irtibat halinde bulunuyordu. Mesela, Sultanov tarafından Gence M illı Müslüman Kom itesi’ne gönderilen ve Kom ite’nin açmış olduğu sığınacak için Cemiyet-i H ayriye’nin yapmış olduğu yardımı belirten bir telgraf şöyledir:409 “Gence M illı M üslüman Komitesine “Alekber B ey R efibekov’a “Benim tarafım dan sizin adınıza 7140 ruble para gönderilmesi için em ir verilmiştir. Bu paranın 2100 Rublesi herbir yetime 25 Manat hesabıyla sığmacağm

406 KEYKURUN, Azerbaycan İstikläl Mücadelesinin Hatıraları, s. 23-25. 407 BAYKARA, Azerbaycan İstikläl Mücadelesi Tarihi, s. 193-194. 408 K.EYKURUN, Azerbaycan İstiklälM ücadelesinin Hatıraları, s. 29-33. 409 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 96.

levazım atı için, 5040 M anat ise 2 ay arzında herbir yetim e 30 M anat hesabıyla sığmacağmbakımı için gönderilmiştir. Baş Selahiyetli Temsilci Sultanov” Yine Millı Komite üyelerinden AIi Ekber Refibeyli’nin girişimleri sonucunda, Gence Şehir Kom itesi, burada bulunan M üslüman kaçkm lara da yardım etmeye başlamıştır.410 G ence’ye gelen M üslüm an harpzedelerine Millı Kom ite yanm da, Gence M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi de yardım elini uzatm ıştı. Kuruluş amacı G ence’de bulunan fakirlere yardım cı olmak, durum u iyi olmayan çocukları okutm ak, gerektiğinde yeni okullar açılması için destek olm ak olan Gence Cem iyet-i H ayriyesi.4111. D ünya savaşı esnasında M üslüm an harpzedeler için yardım günleri düzenlem iş ve bağış toplama gibi faaliyetlerde bulunmuştur.412 Bu am açla, 1916 yılı Ocak aymda düzenlemiş olduğu bir geceye valilikten alman izinle G ence’de bulunan bazı Türk esir askerlerinin de katılım ı sağlanmıştır.413 Gence Cem iyet-i Hayriyesi M üslüm an harpzedelere yardım hususunda Gence Milli Kom itesi ile uyum lu bir çalışm a göstermiştir. d) N ecat C em iyeti 22 Ağustos 1906 tarihinde kurulan Necat Cem iyeti A zerbaycan’da, bu dönemde kurulan diğer eğitim cemiyetleri gibi, Azerbaycan Türklerinin eğitim seviyesini yükseltm ek am acıyla kurulm uştu. Cem ıyet’in başta gelen faaliyetleri arasında anadilin ve edebiyatın geliştirilmesine çalışmak ön plända geliyordu. İlk ve orta öğretim kurum lan açmak, M üslüm an yazarların eserlerini ve biyografılerini yaymlamak, halk kütüphaneleri açmak, ders kitaplan yayınlamak ve gece kurslan düzenlem ek C em iyet’in am açları arasındaydı.414 Cem iyetin B akü’da kurmuş olduğu büyük bir Türk ve İsläm kıraathane ve kütüphanesi mevcuttu.415 Necat

410 A çıkS ö z, 1 Fevral/Şubat 1916, no. 100. 411 TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 136; A çıkSöz, 14 Dekabır/Aralık 1916, no. 61. 412 D oğru Söz, 4 İyun/Haziran 1916, no. 14. 413 KEYKURUN, Azerbaycan İstikläl Mücadelesinin Hatıraları, s. 33-35. 414 TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya D eyatelnost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 126. 413 Odlu Türk, “Baküden” Türk Yurdu, cilt III, s. 30.

Cemiyeti, 1906-1917 yıllan arasmda bu am açlar doğrultusunda büyük h iz m e tle r yapmıştır.416 Cemiyet’in faaliyetlerini yürütmesinde Azerbaycan millı b uıjuvazisi ve aydrn kesimin önemli yardımlan olmuş, Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Ali M erd an Topçubaşov, İ. Aşurbekov, M. Muhtarov, G. A kayev gibi şahsiyetler de C em iy et yönetiminde bizzat görev almışlardı.417 Necat Cemiyeti, eğitim alanmdaki çahşmalannın yanısıra, tiyatro sahasm daki çahşmalanyla da dikkat çekmiştir. Cemiyet’in admı taşıyan tiyatro topluluğu y erli yabancı birçok oyunu yalnız Azerbaycan’da değil, diğer yerlerde de oynamışlardır.418 Necat Cemiyeti, Neşri M aarif Cem iyeti ile birlikte çalışm alar yapmış ve b u iki Cemiyetin çalışm alan sonunda, 1906-1917 y ıllan arasm da, Bakü civ an n d a otuza yakın ilkokul açmıştır. N ecat Cem iyeti bu okullar yam nda aynca işçiler içinde akşam okullan açmıştır.419 I. Dünya Savaşı sırasmda Kafkas C ephesi’nde felakete uğrayan M üslüm an harpzedelere yardım hususunda boş durm ayan Cem iyet, bir müddet binasm da da ıkamet ettiği Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi ile birlikte yardım faaliyetlerinde bulunmuştur.420 1915 yılmın O cak ayında K asım K asım ov başkanlığm da toplanan Necat Cemiyeti idaresi, bu toplantı sonunda “N ecat” tiyatro grubunun yapacaklan bütün faaliyetlerin gelirinin büyük b ir kısm ını K ars felaketzedeleri yaranna kullanmayı kararlaştırmış ve bu tarihten itibaren tiyatro gösterilerinden elde edilen gelirin büyük kısmı bu am aç için kullanılm ıştır.421 Mesela, Necat Cemiyet İdaresinin düzenlediği “M üzikal D ram atüra Gecesi”nden.422ve “Leyla ve Mecnun” operasından elde edilen gelirin hepsi Anadolu M üslüman harpzedeler için bağışlanmıştır.423 Bu faaliyetlerin dışında, yine aynı amaçla bağış toplama faaliyetlerini de sürdürmüştür.

416 RESULZADE, Azerbaycatı Cumhuriyeti, s. 138-139. TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 126. 418 RESULZADE, Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 138. 419 RESULZADE, Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 139. 420 Ikbal, 25 Mart 1914, no. 609. 421 Kaspi, 4-6 Yanvar/Ocak 1917. 422 Kaspi, 4-6 Yanvar/Ocak 1917. 423Basiret, 17 Yanvar/Ocak 1915, no. 36; Bakü, 18 Yanvar/Ocak 1915.

e) N eşr-i M a ä rif C em iyeti XX. asnn başlannda B akü’da ve Azerbaycan’ın diğer şehirlerinde kurulmuş olan eğitim cemiyetlerinin en önemlilerindenbirisidir. 1 Ağustos 1906 tarihinde, B akü’da kunılan bu cem iyetin kurucuları arasmda Esadullah Ahm ed, Şehir D um ası üyesi İsm ail Bey Seferaliyev, Bakü zenginlerinden Hüseyin Tagiyev, petrolcü Hasan M ustafayev ve Zeynelabidin Tagiyev gibi B akü’nün önde gelen şahsiyetleri bulunm aktaydı.424 Azerbaycan Türkleri arasında cehaleti ortadan kaldırmak ve eğitim seviyesini yükseltm ek am acıy Ia kurulm uş olan Neşr-i M aärif Cem iyeti, 1905 İhtiläli ’nden sonra sosyal yönden büyük gelişm eler gösteren Azerbaycan’da, eğitim ve neşriyat hususunda önemli hizmetler vermiştir. Neşr-i M aärif Cem iyeti’nin başkanlığını Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’nin de bir dönem başkanlığmı yapan, Hacı Zeynelabidin Tagiyev yapmaktaydı.425 1907 yılında Neşr-i M aärif ve Bakü Müslüm an Cem iyet-i H ayriyesi’nin birlikte çalışm alan sonucu hazırlanan K u r’an-ı Kerim tefsiri, iki cemiyetin başkam sıfatıyla Hacı Zeynelabidin Tagiyev tarafından İstanbul’a, Padişah’a hediye olarak gönderilmiştir.426 Azerbaycan’m birçok yerinde okullann açılması, kütüphanelerin kurulması, Türk işçilerinin m eslekı ve m edeni bilgilerinin yükseltilm esi, m evcut okullann ihtiyaçlannm giderilmesi, tiyatro gösterileri ve daha birçok sahada faaliyet gösteren Cemiyet,427öğretmen yokluğunu gidermek amacıyla, M üslüman öğretmenlere seminerler tertip edip, öğretmen okullan için İstanbul’dan öğretm enler getirtmiştir.428N eşr-i M aärif Cem iyeti özellikle köylerde ilkokulların açılmasını sağladığı gibi, m evcud köy okullanna da maddeten ve manen destek vermişti.429Cemiyetin bu hizmetleri gerçekleştirmesinde Azerbaycan’ın zengin ve önde gelen şahsiyetleri de a k tif rol oynam ışlardır. B unlar arasında M. G. Hacinski, K. Karabekov, İ. Aşurbekov, M. M uhtarov, A. Ağayev, M usaNakiyev, A. İ. Caferov sayılabilir.430 424 TALIBOVA, Kultumo-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 119. 425 TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 120. 426 BOA, Y ıldız Sadäret Husüsı M a’ruzatı, Nr. 514/24. 427 RESULZADE, Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 139. 428 TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyateinost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 121. 429 Odlu Türk, “Bakü’den”, Türk Yurdu, cilt III, s. 30. 430 TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya D eyatelnost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 120.

1909 yılmda Kars ’ta vilayetin resmı izni ve İbrahim Cihangiroğlu’nun yardım lanyla bir şubesini açan Neşr-i M aärif Cem iyeti yine aym tarihlerde E rivan, Nahçıvan, O ltu ve Iğ d ır’da da şubelerini açmıştır.431 1914 yılında Cemiyet-i Hayriye Binası “İsmäiliye” de faaliyetlerini sürdüren Cemiyet, I. Dünya Savaşı yıllannda K afkas C ephesi’nde savaştan zarar gören Müslüman kardeşlerine yardım am acıyla çeşitli faaliyetlerde bulunmuştur. B akü ve Azerbaycan’ın diğer illerinde bulunan Anadolu’dan gelen harpzedeler yaranna çeşitli faaliyetler düzenlemiş, özellikle Anadolu’dan getirilen Müslüman çocukların eğitim ve öğretimleri için büyük çaba harcam ıştır.432 0 Safa Cemiyeti “Safa” Eğitim Cemiyeti, 12 Aralık 1910yılm da, B akü’dakuruldu. Kuruluş amacı, başta B akü’da olm ak üzere, bütün A zerbaycan’da medreseler, okullar açmak, kütüphaneler kurmak, ders kitaplan yayınlam ak eğitim kurslan düzenlemek suretiyle Türk halkm ın eğitim seviyesini yükseltmektir.433 Bunlarm yanmda Cemiyet yetim ve kim sesiz çocukların eğitim ve öğretim leri içinde çalışm alar yapıyordu.434 Safa C em iyeti’nin bu eğitim faaliyetleri yanm da “Safa” adıyla anılan bir de tiyatro topluluğu bulunm aktaydı.435 Bir süre Cemiyet-i Hayriye binası “İsmäiliye”de faaliyet gösteren Cem iyet daha sonra kendi binasmda çalışm alannı sürdürmüştür.436 I. Dünya Savaşı esnasmda Azerbaycan’da Anadolu harpzedelerine başlatılan yardım faaliyetleri sırasmda Safa Cemiyeti de bu amaçla, özellikle Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ile birlikte oldukça fayalı çalışmalar yapmıştır.437Tiyatro topluluğunun gösterilerinden elde edilen gelirin büyük bir kısmını Kafkas Cephesi’ndeki savaşlarda zarar gören Türk kardeşleri yaranna kullanan Cemiyet438harpzede Türklere yardım amacıyla çeşitli toplantılar düzenlemiştir. Mesela 1915 yılında, Mevlid 431 Cihangiroğlu İbrahim B ey’in Haltercümesi, s. 24; DAYI, Elviye-i Seläse (Kars, Ardahan, Batum) 'deM illi Teşkilatlanma, s. 21. 432 Açık Söz, 5 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 3. TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 128. 434 Odlu Türk, “B akü’den” Türk Yurdu, cilt III, s. 30. 435 RESULZADE, Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 139. 456Açık Söz, 29 Dikabır/Aralık 1915, no. 72; İkbal, 22 Yanvar/Ocak 1914, no. 559. 437 Sada-yı Kafkaz, 26 Yanvar/Ocak 1916, no. 20. 438 Bakü, 18 Yanvar/Ocak 1915.

Kandili dolayısıyla düzenlemiş olduğu bir toplantı sonunda, Bakü’da bulunan harpzede yetim çocuklar için yem ek verirken, burada toplanan 1772 M anat 25 Kapik para da yine bu çocuklann ihtiyaçlan için harcanmıştır.439Yine aynı amaçla sinema günleri de düzenleyen Safa Cemiyeti, bu günlerde elde ettiği gelirleri ve yapılan bağışlan Cemiyet-i Hayriye aracılığıyla Anadolu harpzedeleri yaranna kullanılmasım sağlamıştır.440Safa Cemiyeti 1915 yılının başlannda, savaş bölgelerinden gelecek Müslüman yetim çocuklar için biryetimevi açm ak istemiş, fakat bu istek Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafindan kabul edilmemiştir. Bunun yam sıra, Cemiyet-i Hayriye yeni sığmacakyaptırmaya başladığında, himayesindebulımdurduğubir kısım Müslüman yetim çocuğu geçici olarak Safa Cemiyeti binasına yerleştirmek için müsaade istemiş, bu istek Safa Cemiyeti tarafmdan kabul edilmiştir. Safa Cemiyeti bunun üzerine okul binasının bir bölümünü boşaltarak harpzede Müslüman yetim çocuklann yerleştirilmesi için Cemiyet-i H ayriye’ye tahsis etmiştir.441 Safa Cemiyeti, 1917 yılı sonlanna kadar Anadolu’dan gelen Müslüman harpzedelere, özellikle de yetim çocuklar yaranna oldukça faydalı hizm etler yapmaya devam etmiştir. h) Erivan M üslüman C em iyet-i H ayriyesi Bu cemiyetin kurulm a amacı B akü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi’nin ilk kurulmasındaki amacıyla aynıdır. Yani M üslüman halktan zor durum da olanlara yardım etm ek, sahipsiz yetim çocuklarm bakım ım üstlenm ek, okullar açmak ve Müslümanlarm çeşitli ihtiyaçlannı karşılam ak amacıyla kurulmuştur.442 1913 yılında kurulan Erivan Cem iyet-i Hayriyesi443 başkanhğına Ağa Mirza Han Aliyev, yardımcılığma da M irza Cabbar M ehmedov getirilmiştir.444 Bu cemiyet hüküm etten resmı izin alarak açılmasından sonra, ilk olarak halkın aydmlatılması am acıyla bir kıraathane açm ıştır. Burayı çeşitli kitap, gazete ve dergilerle donatan Cemiyet, Bakü ve M oskova’da çıkan gazete ve dergilerinde bu kıraathaneye getirilm esini sağlamıştır.445 439 A çıkSöz, 7 Yanvar/Ocak 1916, no. 79. 440 TALIBOVA, Kulturno-Prosvetitelskaya i Blagotvoritelnaya Deyatelnost Azerbaydjanskoy Burjvazii, s. 184. 441 Son Haber, 15 Avgust/Ağustos 1915, no. 16. 442 İkdam, 22 Dekabır/Aralık 1914, no. 2. 443 İkdam, 22 Dekabır/Aralık 1914, no. 2. 444 Sada-yı Kafkaz, 13 Yanvar/Ocak 1916, No. 9. 445A çıkSöz, 4 Fevral/Şubat 1916, no. 102.

Fakir çocuklar için millı mektepler, düşkünler evi ve darüleytam açmak gibi çeşitli faaliyetlerde de bulunan Erivan Cemiyet-i Hayriyesi,4461. Dünya Savaşı’nm başlamasmdan sonra, Rus ilerleyişi sırasmda işgal edilen yerlerden ve savaş alanlarmdan kaçarak bu bölgeye gelen binlerce Müslüman kaçkmın yardımma koşmuştur.447 Türkiye topraklanndan kaçıp gelen Müslüman harpzedeleri teker teker kaydedip, sayılannı tesbit eden448ve onlann iyi şartlarda bakım lannm sağlanması için Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi ile birlikte çalışan Cemiyet, bu M üslüm an h arp zed elere y ardım am acıyla Rus hüküm et m ak am ların d an izin a la ra k faaliyetlerde bulunm uş ve “Kardaş K öm eği” günleri tertip etmiştir.449 Yukanda verilen cemiyetlerden başka Anadolu harpzedelerine yardım faaliyetlerine katılan bir çok cemiyet ve yerel komiteler bulunmaktadır. Bunlar arasmda Şamahı Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi,450Muhtaçlara Kömek Cemiyeti45' de sayılaı bilir. Bunun yanı sıra Kafkasya’nın dışmdan, mesela Petrograd’tan çeşitli şahıs ve cemiyetlerin bu amaçla gönderdikleri maddi yardımlar vardır. Aynca, Kafkasya’da bulunan İngiliz Yardım Cemiyeti tarafından özellike Çoruh Su ve çevresindeki Müslüman mağdurlar için kullamlmak üzere Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne 7500 ruble bağışta bulunulmuştur.452Hindistan Hilal-i Ahmeri de, 25000 ruble harpzedeler için kullaxnlmak üzere Cemiyet-i Hayriye’ye göndermiştir.453

446 İkdam, 22 Dekabır/Aralık 1914, no. 2; A çıkSöz, 4 FevraL/Şubat 1916, no. 102. 447A çıkSöz, 25 Noyabır/Kasım 1915, no. 44. 448 A çıkSöz, 30 Dekabır/Aralık 1915, no. 73. 449 Baba-yı Emir, 18 M ayıs 1916, no. 19. 450 “Şamahı M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi” harpzede M üslümanlara yardım etmek için bir şube oluşturulmuş e bu şubenin başkanhğma da Hacı Mirza Hasanoğlu A liyev’i getirmişti (A çıkSöz, 7 Dekabır/Aralık 1915, no. 5 5 .) 451 “M uhtaçlara Kömek Cemiyeti” özellikle Nargin A dası’nda bulunan Türk asken esirlerine yardım etmek için önemli çahşmalar yapmıştır. B u cemiyet hakkında, Türk esirlerine yapılan kardeş yardım lan anlatılırkenbilgi verilmiştir. Bkz.: s. 201-204. 452 Doğru Söz, 23 Iyul/Temmuz 1916, no. 20; Sultanov, “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47. 453 Sultanov, “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47.

II I. B Ö L Ü M I. DÜNYA SAVAŞINDA RUS İŞ G A L İN D E K İ B Ö L G E L E R D E M ÜSLÜMAN-TÜRK A H A L İY E A Z E R B A Y C A N T Ü R K L E R İN İN “K ARDA Ş K Ö M E Ğ İ (Y A R D IM I)” V E BAKÜ M Ü SLÜ M A N C E M İY E T -İ H A Y R İY E S İ

İkinci bölümde üzerinde durulduğu gibi, Birinci D ünya Savaşı ’nda K afkas Cephesi’ndeki Osmanlı-Rus savaşlannda, savaş bölgesinde bulunan yüz binlerce Müslüman-Türkbüyük felaket ve katliam lara uğram ış, kaçkın düşm üş, binlerce çocuk sahipsiz kalmıştır. Özellikle Osmanlı O rdusunun Sarıkam ış’ta uğradığı büyük mağlubiyetten sonra, A nadolu’nun doğusunda ve K aradeniz sahilinde bulunan birçok şehir ve kasaba birer birer Çarlık R usyası’nın esareti altına girmiştir. Daha öncede belirtildiği üzere, Rus işgaline düşen bu bölgelerde ve savaşm geçtiği yerlerde gerek Ruslarm ve gerekse Erm eni ve R um çetelerinin silahsız ve müdafaasız Türk ahaliye karşı büyük katliam ları olm uş, binlerce insan bu katliamlarda ölürken, binlercesi de açlık ve soğuğa m ahkum edilmiştir. Bu durum Azerbaycan’da haber alınm ca, Azerbaycan Türkleri arasm da büyük üzüntü ve heyecan meydana getirmiş ve savaş bölgesinde felakete uğrayan öz kardeşlerine kardeşlik elini uzatmak, onlarm acılarını azaltm ak ve göz yaşlarını silm ek için “Kardaş Kömeği” şianyla B akü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi’nin öncülüğü ve vasıtasıyla yardım çahşm alan başlatılmıştır. Çalışmanm ikinci bölümünde Azerbaycan Türklerinin bu amaçla Azerbaycan ve bütün Kafkasya’da yaptıklan faaliyetler üzerinde durulmuş, Azerbaycan Türklerinin Kafkasya’ya göçen M üslüm an kaçkınlara, savaş bölgelerinden toplanan M üslüman yetim çocuklara ve R usya’ya esir düşen T ürk askerlerine yaptığı yardım çalışmalanna değinilerek, “Kardaş Kömeği” şianyla Azerbaycan ve bütün Kafkasya Türklerinin yaptıkları, maddı ve m anevı yardım lardan söz edilmiştir. Bu bölümde ise savaş bölgelerinde ve Rus işgaline uğrayan Türk şehir ve kasabalannda, Azerbaycan Türklerinin Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin vasıta-

sıyla, M üslüman-Türk ahaliye yaptığı maddı ve manevı yardımlar üzerinde durulacak, Cemiyet-i Hayriye’nin Birinci Dünya Savaşı sonuna kadar Rus işgali altındaki bu bölgelerdeki faaliyetlerinden bahsedilecektir. A - K ars ve Çevresinde Yapılan Yardım Faaliyetleri D oğu ile batı arasmdaki önemli geçit bölgesi olan Kars ve onun binlerce yıllık yerli halkı Türkler, bütün tarih boyunca öz yurtlanna yapxlan akınlardan çok zorluk çekm işler ve çok can kaybetmişlerdir. Kars, 1807-1917 arasm da geçen 110 yıl içinde beş Türk-Rus savaşma sahne olmuş, Ruslann üç işgalini, üç katliam ile iki yıkım ve yakımmı görmüştür. 1877-78 Osm anlı-Rus Savaşı sonunda, 3 M art 1878 tarihinde imzalanan Ayestefanos A ntlaşm ası ve daha sonra 13 Temmuz 1878’de, im zalanan Berlin Antlaşması’yla savaş tazminaü olarak, Kars, Ardahan, Erzurum ’un Oltu, Şenkaya ve Olur, Artvin m erkez ve Borçka ilçeleri de dahil olmak üzere Çarlık Rusyası ’na bırakılmıştır.1Kars Sancağı Çarlık Rusya yönetimine geçince, Zakafkasya Genel Valiliğine b ir “O blast (Vilayet)” olarak katılmıştır.2 Bu anlaşm ayla Kars ve çevresinde yöre halkınm kırk yıllık kara günler dediği Ç arlık yönetiminde geçen dönem başlıyordu. İşte Azerbaycan Türklerinin, K ars’taki T ürk kardeşlerine ilgi ve destekleri de bu zamanda başlamıştı. Bunun için Azerbaycan Türklerinin Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi vasıtasıyla I. Dünya S avaşı’nda, bölgede yapmış oldukları yardım faaliyetlerine geçmeden önce, K ars’m Rus idaresine geçmesinden sonra, I. Dünya Savaşı’na kadar geçen dönemde A zerbaycan’la olan ilişkiler ve Azerbaycanh Türklerin, K ars’taki Türk kardeşlerine destek ve ilgileri hakkmda bilgi vermek gerekmektedir.

1- Rus Ç arhk İdaresinde Kars ve Azerbaycan Türkleri K ars’m Çarlık idaresine geçişiyle A navatan’a olan bağlantısı hemen hemen kesilmiş gibiydi. 8 Şubat 1879 yılında imzalanan İstanbul Andlaşm ası’yla üç yıl içinde sınırın ö tesin ejeçm ey en yerli ahali Rus uyruğu sayılıyordu ki, bu süre içinde; Ruslar tarafmdan Ermeni, Rum, Nasturi gibi yerli Hristiyanlar ile Yezidiler, Rus kolonileri getirilip Kars ve köylerine yerleştirilmişlerdi. Ruslar, böylece İskendernn ve Basra K örfezi’ne inmek için üstler edindikleri K ars’ta, Türkiye ile Azerbaycan arasm da yabancılardan birlik kurm ayı ve kendilerine sadık bir halk topluluğuna dayanmayı gözetiyorlardı.3 Bu şekilde K ars ve çevresinde Türkler, hem azınlık durum una getirilecek, hem de Azerbaycan Türkleriyle de ilişkileri kesilerek m illi bilinçlenm eden ve uyanıklıktan yoksun bırakılacaktı. Rusya gerçekten de bu andlaşm a sonucunda eline geçen bütün bölgelerde M üslüm an halkı uyuşturm a sistemi uygulamıştır. Şöyle ki, Rus H üküm eti yerli Türklerden bazı m em urlan o zamanki yetkileriyle iş başına getirirken, Türklerden Ruslar aleyhine herhangi bir hareket yapabilecek birçok kişiyi Sibirya’ya sürmüştü. Yine Türklerden hiç denecek kadar az vergi alm ak suretiyle, halkı sözde rahat yaşattıklan görüntüsüyle, çahşmanın, daha doğrusu hayatın, em ek vermenin ne dem ek olduğunu anlayam az bir dereceye getirm işlerdi.4 Rus H üküm eti bölge Türklerini gerek T ürkiye’ye yakın bulunm alarından, gerekse henüz Ruslara karşı uyanık olduklanndan dolayı askere almamış, bunun sonucunda da Türklerin kabiliyeti azalmış yeni silahlan kullanamaz, hatta bunlara yaklaşamamak gibi acıklı bir duruma düşmüşlerdi. Bu sistem Türkler için uygulanırken Ermeni ahalinin açıkça silah taşımasına, kendi başına eğitimli ve silahlı birer Türk düşm anı olarak yetişm elerine göz yum ulm uştu.5

1 M. Fahrettin K IRZIO Ğ LU , “A nadolu’da İlk Türk Cumhuriyeti: Cenub-i Garbı Kafkas Cumhuriyeti (Kars-Milli Şüra Hükümeti)” , TürkKültürü, sayı 72 (Ekim 1966), sayı 948-949. 2 İlber ORTAYLI, “Çarlık Rusyası Yönetiminde Kars”, Tarih Enstitüsü Dergisi, sayı IX, (1978), s. 344-345. 27 A rahk 1878 tarihinde Kafkasya Genel Valiliği, Kars vilayetinin oluşturulması hakkında birproje hazırlamış ve 1881 ’de bu projede bazı değişiklikler yapılarak “Kars Oblastı (Viläyeti)” idari bölgesi oluşturulmuştur. Buna göre, “Kars Oblastı”na Kars, Ardahan, Kağızman ve Oltu “Okrug (kaza)”lan ve bunların 14 alt birimleri olan “Uçastok (kasaba)” ve 148 köy dahil edilm iştir. (İzvestiya K avkazskogo O tdela İm peratorskogo R uskogo Geograjıçeskogo Obşestva, T. VII, M oskova, 1881, s. 175-176). Kars bölgesinin Çarlık Rusya’nın idaresine geçişi ve burada oluşturulan idari yönetim hakkında bkz.: A. M. PAGOSYAN, Karskaya Oblast v Sostave Rossii, Yerevan, 1983, s. 62-76.

Rus idaresi, bölgedeki Müslüman-Türk çocuklannı bilgisiz ve uyuşuk bir halde bırakmak için de okutma ve aydmlatma yolunda olumlu hiçbir iş yapmamış, hatta

3 Fahrettin KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, cilt I, İstanbul, 1953, s. 553. 4 M UGAN, “Çarlığın Türkleri U yuştunna İşi (Babamın Anlattıklarından)”, Doğuş, sayı 9 (50), (Şubat 1940), s. 31-32. 5 M U G A N , “Çarlığın Türkleri Uyuşturma İşi”, s. 31-32.

şiddetli sansür ve pek sıkı kontrollerle Türklerin millı kültürden geri kalmalanna ve böylece aralarındaki birlik, duygu ve düşüncesinin ortadan kalkmasma çalışmıştır.6 Türkiye’den her türlü kitap, gazete, resim getirtilmesinin, aydın ve okumuş kişilerin bölgeye gelm esinin yasak edildiği bu dönemde, kardeş Azerbaycan ve K ın m ’dan gelen gazete ve kitaplar Karslılarm gözünü açmış, başta M olla Nasredditı ve Tercüman gazeteleri, her türlü mezhep ve tarikat aynlıklanndan istifade ile düşm anın ortaya çıkanp faydalandığı geçimsizlik ve anlaşm azhklan silmiş, her T ürk’e birbirinin kardeşi olduğunu duyurmuştu.7

B ir ara yeniden A zerbaycan’dan gazete ve kitapların K ars’a getirilm esi yasaklanmış, kontroller sıkılaştınlmışsa da, bu çok uzun sürmemiş, yeniden Azerbaycan, K ınm ve başka yerlerden kitap ve gazeteler Karshlar tarafmdan okunmaya başlandığı gibi, Bayram nam azlannda C am i’de Türkiye Şehbenderi’ni görme im känm a kavuşarak, anavatandan haber alm aya da başlam ışlardı.12 1909 yılına gelindiğinde m erkezi B akü’da bulunan Neşr-i M aärif Cem iyeti’ nin bir şubesi de A zerbaycanlılarm desteğiyle ve vilayetin resmı m üsaadesiyle K ars’ta açıldı.13 A m acı okullar açmak, kütüphaneler kurm ak ve çeşitli sosyal faaliyetler düzenlem ek olan bu Cem iyetin,14 Kars Şubesi de, Türk m ahalle ve köylerinde yanıbaşlanndaki Erm eni ve R uslannkine göre % 1 ’i bile aşm ayan okur-yazar sayısm ı çoğaltm ak, cedit m ektepleri ve eski m edreseleri açm ak için çaba gösterm iştir.15

Bakü, Tiflis ve K ın m ’dan getirilen gazeteleri okuyarak aydınlanan halk hem R uslann yaptığı kıyıcılık, her türlü hakaret ve haksızlıklann farkına varmış, hem de yanıbaşlarında günden güne silahlanıp, komitelerle kuvvetlenen Ermenilere karşı ezilm em ek için birlik duygusu ve uyanıkhk göstermeye ve gizli cemiyetler kurm ak için teşebbüslerde bulunmaya başlam ışlardı. Bu arada A zerbaycan’a gidebilen Karslı Türkler de buralarda Azerbaycanlı milliyetçi kişilerle görüşerek onlarla irtibat kurm uşlardı.8

1. Dünya Savaşı başlangıcına kadar, Azerbaycan Türklerinin K ars’taki Türklerle irtibatı hiç kesilm em iş, Rus idaresinin baskı ve kontrolüne rağm en kültürel yönden ve teşkilätlanm a açısm dan desteklerini devam ettirmişlerdir.

Bundan sonra Türk nüfusu arasında içtimai teşkilätlanm a gittikçe artmış, özellikle 1905 İhtiläli’nin getirdiği serbestlik ortamında, Azerbaycan’da görülen sosyal ve kültürel hayattaki gelişmeler, millı bilinçlenme yolundaki fıkirler Kars ve çevresinde de etkisini oldukça hissettirmiştir.9

Rus işgali altında oluşan bu ortam ve yakın ilişkiler, 1914 yılında Kafkas Cephesi savaşlarında Kars ve çevresindeki Türklerin katliam ve felaketlere uğramasının A zerbaycan’da çok fazla tesir ve infial yaratm asm da önem li etken olmuştur. Ve ilk yardım çalışm aları da Kars ve çevresinde başlatılmıştır.

Azerbaycan’da 1905 yılında kurulan “Difai” teşkilätının bir kolu, Azerbaycanlı milliyetçilerin yardım lanyla, 1906 yılında, Kars’ta da açılmıştı. K ars’m en aydın ve ileri gelenlerinden olup, K ars’ta kalm ayı başarabilenlerin iştiraki ile kurulan D ifai’nin10K ars’taki am acı Ermeni komitecilerine karşı koymak, halkı bu yolda hazırlayıp Ermenilerin verebilecekleri zararlardan korumak için hükümet işlerinde Türklerin hukukunu savunm aktı.11

2. I. D ünya Savaşı E snasm da K ars B ölgesi T ürklerinin Felakete Uğraması Karşısında Azerbaycan Türklerinin Başlattığı Yardım Faaliyetleri

6 MUGAN, “Çarlığın Türkleri Uyuşturma İşi”, s. 32. 7 Fahrettin KIRZIOĞLU, Kars, CHP Halkevleri Bürosu Yayxnlarından, İstanbul, 1943, s. 28. 8 KIRZIOĞLU, Kars, s. 28-29. 9 KIRZIOĞLU, Kars Tarihi I, s. 553. 10“D ifai’nin Kars şubesinde ilin aydınlanndan Cihangiroğlu İbrahim, Hasan Bey kardeşler, Settar Bey, Hacı Ağa, Orenburglu Avukat Mamiloğlu Tevhiddin, Fahreddin Bey gibi birçok kişi çahşarak hizm et verm işlerdir (KIRZIOĞLU, Kars, s. 29). 11 KIRZIOĞLU, Kars, s. 29. K ars’taki Difai teşkilätı, Erzurum’un Pasinler ilçesinde kurulan ve Türk gönüllülerinden oluşan “Canbezar” teşkilätı ile de irtibat kurmuş ve ittifak içinde çalışmıştır. (KIRZIOĞLU, “Karslı Kahramanlar”, Kars Eli, s. 22, (Mayıs 1966), s. 13).

I. D ünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde Osmanlı-Rus savaşınm başlam asıyla, K ars bölgesinde yaşayan Türkler için felaketlerde başlamıştır. D aha önce ikinci bölüm de üzerinde durulduğu gibi,16Kars ve çevresinde bu savaşlar esnasında Türkler, R uslann ve Ermeni çetelerinin saldın, tecavüz ve katliam lanna maruz kalm ışlar ve pek çok Karslı Türk, bu saldınlarda hayatlannı kaybederken, pek çoğu da evlerini, yurtlannı terkederek, K afkasya’nın içlerine doğru kaçmışlardı.

12 KIRZIOĞLU, Kars Tarihi, I, s. 553. 13 KIRZIOĞLU, Kars, s. 29. 14 RESULZADE, Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 139. 15 K IRZIOĞLU, Kars, s. 29. 16Bkz.: II. Bölüm, s. 85-91.

Kaçkınlann önemli bir kısmı Erivan bölgesinde yığılırken, Tiflis, Gence ve Bakü gibi, büyük şehirlere ulaşm ayı başaranlar da olmuştu. Kars bölgesinde Türk ahaliye karşı haksızlık ve katliamlar o kadar artmıştır ki, Kars Gubem atörü Podgorski dahı buna daha fazla dayanamamış, bir emimäme yayınlayarak, Hristiyanlann, M üslüm anlara karşı yaptıklan saldınlann durdurulmasını istemiştir.17 Önceki konularda detaylı olarak ele alındığı üzere,18 1914 yılı sonlarmda Kars bölgesinde kaçkın M üslümanlar A zerbaycan’a gelm eye başlarken, 1915 yılı başlanndan itibaren Kars ve çevresinde M üslüman halkın m aruz kaldığı felaketler A zerbaycan Türk basını tarafmdan, Azerbaycan halkına duyurulm aya da başlamıştı. Kars ve çevresinde Türk ahaliye karşı yapılan bu haksızlık ve katliamlar A zerbaycan Türklerini büyük üzüntüye salmış ve onlar arasm da heyecan ve infiallere sebep olm uştu. Bunun üzerine bir taraflan Rus m em urlar ve Ermeni çeteler tarafından Türklere karşı yapılan bu saldırı ve katliamların durdurulması için girişim lerde bulunulmuş, diğer taraftan ise gerek Kars bölgesinden kaçan ahaliye, gerekse bölgede kalan ahaliye yardım çalışmalan başlatılmıştır. Özellikle Azerbaycan Türk basını, Azerbaycan halkına Kars Müslümanlannın maruz kaldığı felaketler hakkında günü gününe haberler vererek, onlan bu kardeşleri için yardım yapmaya davet ve teşvik etmiştir. İkdam, Basiret ve İkbal gazetelerinde “Kars felaketzedelerine muavenet ediniz” başlığı alünda yardım yapanlann listeleri verilmeye başlanmış, Azerbaycan kamuoyunun harekete geçmesi sağlanmaya çalışılmıştır. a) Bakü M üslünıan Cemiyet-i Hayriyesi Temsilcilerinin K ars’a Gelişi ve İlk Yardımlar Kars ve çevresinde Türk ahalinin başına gelen felaketler karşısında yardım çalışmalan başlatan Azerbaycan Türkleri, daha öncede belirtildiği gibi, Rus Hükümeti Devlet Duması ve Kafkasya Genel Valiliği nezdinde girişimlerde bulunarak Kars ve çevresinde m ağdur duruma düşmüş kardeşlerine yardım yapabilmek için resmı izin almayı başarmışlardı. Bunun üzerine, Kafkasya’nın her tarafmda yardım toplam a faaliyetleri başlatılmış ve bir heyet oluşturularak, hazırlanan iki vagon çay, şeker, un ve giyim eşyalanndan oluşan yardımı dağıtmak ve bölgedeki durum hakkında gözlem ler yapmak üzere K ars’a gönderilmiştir. Ağa Bala Kuliyev başkanlığındaki bu heyet, Kars, Sankam ış ve diğer çevre yerleri dolaşıp, bu ilkyardım lan dağıttıktan sonra, Azerbaycan’a dönerek, bölgedeki tesbitleri hakkrn17 İkdam, 20 Yanvar/Ocak 1915, no. 24. 18 Bkz.: II. Bölüm , s. 91-99.

da B akü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi’ne rapor vermiştir. Bu raporda; Kars ve çevresindeki Müslüman ahalinin çok zor durumda olduğu belirtilmiş ve eğer bir an önce acil yardım yapılmaz ise, ahalinin açlıktan ve soğuktan kınlacaklan bildirilmiştir. Bu rapor üzerine çalışm alarm ı hızlandıran Cemiyet-i Hayriye, 16 M art 1915 ’te Dr. Hüsrev Bey Sultänov başkanhğmda kalabalık bir heyet oluşturularak, Kars bölgesine yardrnı çalışm alanm yürütmek ve bu iş için teşkilätlanma yapmak ü z e re g ö n d e rm ıştır^ Dr. Sultanov başkanlığındaki Cemiyet-i Hayriye heyeti Kars’a geldiğinde,20 bölgedeki Türk ahalinin durumu gerçekten de çok kötü idi. Türk ahali Rus ve Ermenilerin saldm ve baskılan altmda, onlann her isteklerine boyun eğiyordu. Ellerinden tahıl, hayvan ne varsa alınmış ve buna da kanaat edilmeyerek Müslüman ahalinin namus ve canına da el uzatılıyordu. Türk ahalinin kendi dertlerini anlatmaya cesaretleri kalmadığı gibi, anlatsalar da dinleyecekkimseyi bulamıyorlardı.21 Zaten K ars’taki Türk ailelerinin büyük bir kısmı Rus O rdusu’ndaki Kazan Türklerinden olan askerlerin tavsiyesiyle, Osmanlı-Rus savaşınm başlamasından hem en sonra, eşya ve hayvanlanndan götürebildiklerini yanlanna alarak köylerdeki akraba ve yakınlanna taşınmışlardı. K ars’ta bulunanlar da Ermeni ve Ruslann saldınlan ve tecavüzlerinden dolayı evlerinden çıkmamaya gayret gösteriyorlardı. Nüfusun büyük kısmmı kadm ve çocuklar oluşturmaktaydı. Erkeklerin çoğunluğu Ruslar tarafmdan toplatıhp, yollarda çahştınldığından erkek nüfiıs çok az kalmıştı.22

19Harpzede Müslümanlara yardım için resmı izin almması ve bu heyetler hakkında Ikinci bölümde detaylı bilgi verilmiştir. Bkz.: II. Bölüm, s. 99-106. 20 Fahrettin Erdoğan hatıralannda, bu tarihlerde Kars’tan yazılan bir mektuba dayanarak, Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin K ars’a gelişleri hakkında şunlan yazmaktadır: “Türk ordusu çıktıktan sonra Erm eni ve Rusların yaptıkları fenalıkları Bakü Cemiyet-i H ayriyesi’ne bildiriyorlar. (Yusuf Bey Caferov) Moskova’ya giderek Ç ar’a bu vaziyeti şikäyet ediyor. Şikäyet şu şekildedir: “Iki devlet harbediyor. Tebanın ne günahı var. Rum ve Ermeniler kadın ve çocukları im ha ediyorlar, sahipsiz kadmlara, aç ve çıplaklara cemiyetimiz yardım edecektir. Müsaade buyurmamzı rica ederiz” diyor. Derhal Çar emir veriyor. “B u fenalığm önüne geçilmesi ve Türklere Bakü Cemiyeti’nin yardım etmesi serbesttir” diyor. D erhal Doktor (Sultanof Hüsrev Bey) elli yardımcısı Türk ekibi ile Kars’a gelip oturuyor. ” (ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 87). 21 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 44-45. 22 K IRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 110.

Özellikle K ars’m çevresinde bulunan kasaba ve köylerde durum daha acıklı idi. Cem iyet tem silcileri Kars çevresinde dolaştıklan pek çok köyde tek bir kişi dahi bulam am ışlardı.23 Cemiyet-i H ayriye’nin bu ilk yardım heyetinde bulunan ve Bakü ve K ars arasm da R uslann çıkardıkları engellere bakm ayarak mekik dokuyup, yardım işlerinde çalışan Azerbaycan’ın ünlü şairlerinden Ahmet Cevat, kardeş halkın böyle bedbaht bir gününde K ars’ta karşılaştığı yürek parçalayıcı m anzarayı “N e G ördüm se” şiirinde şöyle dile getirm işti:24 “A rm ağanım yaslı nağm e Bir kuş oldum, çıktım yola Gittim, gördüm dost ilinde Ne bir ses var, ne b ir leyla Sordum garip m inareden Akşam oldu ezan hani Baykuş konm uş minberlere Diyen hani? D uyan hani? Vicdan b ana em rederki Böyle günde bayram etme K u r’än b ana yol gösterir Yoksullan m eyus etm e.” Dr. Sultanov başkanlığmdaki Cemiyet-i Hayriye Heyeti Kars ’a gelir gelmez hem en çahşm alara başlam ış ve K ars’ı kendilerine m erkez seçerek teşkilätını burada kurm uştu. Bundan sonra bütün bölge, kabaca ahaliden alınan bilgilere dayanılarak harita üzerinde “uçastok (küçük bölgelere)”lara taksim edildi. Böylece belirlenen her bölgeye, büyüklüğüne göre, Cem iyet’in yardım heyetinde bulunan tem silcilerden bir veya ikisi, yiyecek, giyecek ve halkın ihtiyacı olan diğer erzaklarla bilrlikte gönderildi. Bunun yanı sıra ilk etapta halkın gerekli ihtiyaçlannı karşılam ası içinde, her kasaba ve köye bir m iktarda para dağıtıldı.25 Kars bölgesinde, Cem iyet-i Hayriye tem silcilerinin acil olarak yapmaları gereken işlerin başında, K ars ve çevresinde sahipsiz ve yetim kalm ış, yüzlerce çocuğu içinde bulundukları çaresiz durum dan kurtarmaktı. Zaten bölgede kalan 23 Kaspi, 8 Aprel/Nisan 1915. 24 BAYKARA, Azerbaycan İstikläl Mücadelesi Tarihi, s. 193-194. 25 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 45.

ahalinin büyük bölümünü çocuklar ve kadmlar oluşturmaktaydı. Savaşın getirdiği felaketlerden dolayı binlerce çocuk aç, susuz, sahipsiz ve yetim kalmışlardı. Bir kısım Müslüman çocuklan da Rus ve Ermenilerin elinde bulunuyor, bunlar Ermeni yetimevlerine götürülerek, hristiyanlaştınlmaya çalışılıyordu. Daha önce üzerinde durulduğu gibi, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin baş selahiyetli tem silcisi ve K ars’a gönderilen yardım heyetinin de başkanı olan Dr. Hüsrev Paşa B ey Sultanov ve diğer arkadaşlan M üslüman-Türk çocuklarını açlık, soğuk ve hristiyanlaştırılm ak tehlikelerinden kurtarmak için canla başla çahşmışlar, hiçbir fedakärhktan kaçınmamışlardır. Cemiyet-i Hayriye’nin temsilcileri tarafından binlerce kim sesiz ve yetim M üslüm an çocuk, sokaklardan, savaş alanlanndan, Gürcü kiliselerinden, Ermeni yetimevlerinden Rus askerlerinin yanlanndan ve başka şahıslardan toplanılarak, Cem iyet tarafından Tiflis’te, Gence’de, Bakü vs. yerlerde açılan sığınacaklara yerleştirilmiştir. Özellikle özel oiarak yetim çocuklan toplam akla görevlendirilen R uşen Bey Efendiyev’in çalışmaları ve fedakärlıklan çok büyüktür.26 Kars bölgesinde yetim ve kimsesiz çocuklann sayısmın çok fazla olması ve kışın bunlan Tiflis, Bakü gibi yerlere göndermenin zorluğu göz önüne alınarak ve aynca yaşlılann ve kimsesiz kadınlannda banndınlabileceği bir sığınacağın K ars’ ta açılm asm a karar verilm iş ve bu amaçla çalışm alar yapılarak, 250 yataklı bir sığınacak açılmıştır.27 Bu sığınacağın bütün ihtiyaçlan Cemiyet-i Hayriye’nin Tiflis’te oluşturduğu baş temsilciliği tarafından karşılanmış ve bu sığınacakta çocukların bakımlannın sağlanmasının yanısıra, eğitim ve öğretimleri ile de ilgilenilmiştir. Cemiyet-i Hayriye K ars’tan sonra, K ars bölgesine bağlı birçok ilçede de sığınacaklar açmıştır. 1 Nisan-20 Eylül 1915 tarihleri arasm da Cem iyet-i Hayriye tarafından Kars ve çevresinde bulunan 10 yaşın altında 11.500 çocuğa sahip çıkılarak, bunların bir kısm ı Kars bölgesinde açılan sığm acaklarda, bir kısm ı ise başta Tiflis, Gence, B akü olm ak üzere Cem iyet-i H ayriye’nin K afkasya’da açtığı diğer sığmacaklarda banndm lm ış ve en iyi şekilde bakım lan yapılmıştır.28

26 Yetim Müslüman çocukların Cemiyet-i Hayriye tarafından toplattınlması ve yerleştirilmesi hakkında İkinci bölümde ayrmtılı bilgi verilmiştir. Bkz. II. Bölüm s. 161-174. 27 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 5. 28 Azerb. Cum. YTA, F. 1, Op, L, D. 1497, L. 3.

Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’nin K ars’taki yardım komitesi halkın sağlık sorunlanyla da ilgilenmiş ve bu amaçla K ars’ta kurulan “Sıhhiye Destesi” halkın sorunlanna büyük ölçüde yardımcı olmustur.29İlk önce Dr. Qrdubadski’nin idaresinde sağlık hizm etleri veren Sıhhiye D estesi30 daha sonra, B akü’da şehir hastahanesınde görev yaparken buradaki görevini bırakarak K ars’a gelen Dr. B ahadır B ey A li Verdibekov tarafmdan idare edilmiştir.31 B üyük zorluklar, yetersiz m alzeme ve elem an ile çahşm asm a rağmen, bu Sıhhiye Destesi K ars’ta özellikle bulaşıcı hastalıkların yayılm am ası ve önüne geçilm esi hususunda oldukça yararlı çalışm alar yapmıştır.32 Cem iyet-i Hayriye, Kars ile beraber, Değirm enköy (Ardahan), Karahamza (Sankam ış), Penek (Oltu) ve Digor (Posof) köylerinde olm ak üzere 5 yerde sağlık merkezleri kurmuştur.33Bu merkezlerde Müslüman halkm, sağlık ihtiyaçlan karşılandığı gibi, Ruslara esir düşen yaralı Türk askerlerine de bakılmıştır.34 Cemiyet-i Hayriye’nin Baş Selahiyetli Temsilcisi olan Dr. Sultanov, K ars’ta 7 ay çalışıp hizm et ettikten sonra, yerine Kars bölgesi sorumlusu olarak Ali Han K antem irov’u bırakarak, bu sırada kötü bir durum da olan B atum ’da yardım işlerini düzenlem ek üzere K ars’tan ayrılmıştır.35 Dr. Sultanov, Kars’tan aynlmadan önce, Cemiyet-i Hayriye yardım heyetinin bölgeye gelişinden itibaren geçen 6-7 ay içerisinde, yapmış olduğu yardımlan, savaştan zarar gören M üslüman ahalinin ve dağıtılan köylerin sayısım tespit ettirerek, bir cetvel hazırlatmıştır. B unagöre. Kars mahallinde 182kövdağılmıs.21641 büvük, 415Qtlçocuk zarar görmüştür. Cemivet-iHavrive, bunlara bu m üddet içinde 7099 pud-luy63J 5 pud tahıl, 24.256 Manat para 3~ağıtmıstır.Aynca, Cemiyet-i Hayriye tarafmdan çok miktarda çay, şeker, sabun, giyecek için palto, gömlek ve iç çamaşır gibi her türlü ihtiyaçlannı karşılayacak yardım malzemesi dağıtılmıştır.36

Cemiyet-i Hayriye Kars’ta bir “İaşe Merkezi” teşkil ederek, buradan Müslüm an ahalinin yiyecek ihtiyacım karşılamış, ayrıca 550 pud un ve 60 M anat para dağıtılmıştır.37 Daha sonra, Ali Han Kantemirov tarafından “Karahamza”, İsmail Nazaraliyev tarafından ise “Hahafİ? (H anak)” köylerinde iki iaşe merkezi daha açılmıştır.38 Fakat bu merkezlere halkm ulaşması zor oluyordu. Çünkü yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarını karşılanıak için evlerinden çıkarak, bu merkezlere ulaşmaya çalışan Türkler çoğu kez Ermenilerin saldınlanna uğruyor, hatta öldürülüyorlardı. Bunu nazarı dikkate alan Cem iyet-i Hayriye tem silcileri bu iaşe merkezlerinin sayısım çoğaltarak, halkın kısa mesafelerde buralara ulaşmasını sağlamaya çalışmış ve hatta bazı yerlerde tek tek evler dolaşılarak, yiyecek, giyecek ve diğer yardım malzemeleri dağıtılmıştır.39

b) Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Kars Bölgesinde Türk Ahalinin Haklarını Korumak İçin Yaptığı Faaliyetler K afkas C ephesi’nde savaşın başlam asından kısa bir müddet sonra, Ruslar Kars bölgesinde, “Kars Oblast Komitesi”ni oluşturmuşlardı.40 Bu komite bölgedeki problem leri çözm ek için kurulm uştu ve savaştan zarar gören, kaçkın düşen ve zor durum da bulunan bölge halkm a da yardım cı olacaktı. Zaten, 30 Ağustos 1915’te çıkanlan, savaştan zarar gören ve kaçkın düşenlerle ilgili kanunla da, yerel idarelere savaştan zarar gören ve kaçkın düşenlere yardım etmek sorumluluğuyüklenm işti.41 Ardahan, Kağızman ve Oltu’da birer şubesi açılan bu komitenin başkanlığını, bölgenin askeri gubem atoru yaparken, üyeleri de devlet dairelerinin temsilcileri ile bölgede yaşayan her etnik gruptan bir temsilcinin iştirakiyle oluşacaktı.42 F akat milliyet farkı gözetm eden bölgede savaştan zarar gören insanlara yardım am acıyla m eydana getirilen bu komite, çalışm aya başlam asından sonra

29 A çıkSöz, 27 Noyabır/Kasım 1915, no. 48. 30 A çıkSöz, 27 Noyabır/Kasım 1915, no. 48. 31 A çıkSöz, 18 Dekabır/Aralık 1915, no. 64. 32 A çık Söz, 27 Noyabır/Kasını 1915, no. 48. 33 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46; KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 114. MA çıkSöz, 16 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 12. 35 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46. 36 A çıkSöz, 16 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 12.

37A çıkSöz, 16 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 12. 38 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46. 39 KIRZIOĞLU, Kars, s. 30. 40 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 44. 41 A çık Söz, 29 Noyabır/Kasım 1915, no. 48. 42 A çıkS ö z, 29 Noyabır/Kasım 1915, no. 48.

Kars bölgesi M üslüm anlanna herhangi bir yardımda bulunmadığı gibi, bölgede nüfus olarak en fazla olan Türklerden bu komiteye temsilci de ahnmamıştı. Aynca, Kars bölgesinin Rus m em urlan Ermenilerin Türk ahaliye karşı yapmış oldukları taşkmlık ve saldınlara da kayıtsız kalıyorlardı.43 Baku M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Yardım Heyeti K ars’a gelinceye kadar, “Kars Oblast Komitesi” Ermenilere 116.000 Manat yardımda bulunduğu halde, M üslüm anlara görünürde sadece 3000 M anat ayrılm ıştı ki, bununda Türklerin eline geçip geçmediği belli değildi.44 Halbuki bölgede cereyan eden savaştan en çok zarar gören, en fazla muhtaç durumda bulunan ve diğer milletlere nazaran en büyük çoğunluğu oluşturan M üslüman ahali idi. Cemiyet-i Hayriye temsilcileri K ars’a geldiklerinde, gerek Rus m em urlann ve gerekse Ermenilerin Müslüman ahaliye yaptıklan saldm ve haksızlıklann bizzat şahidi olm uşlar ve bu durumu düzeltmek için derhal harekete geçmişlerdir. Kars ve K ars’abağlı olan ilçelerde bulunan, özellikle Ardahan ve O ltu’daki Türk ahali, R uslar nazannda hain addedilerek cezalandınlm aya çalışılmakta ve devlet kanunlarına göre bunlara yapılm ası gereken yardım larda verilmemekte idi. Bu durum üzerine Cemiyet-i H ayriye’nin B aş Temsilcisi Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov, Kars Gubematoru ile görüşerek, durumu bildirmiş, Rum ve Ermeniler gibi Müslümanlara da yardım yapılması gerektiğini ifade etmiştir. Kars Gubernatoru bu durum karşısm da oldukça sinirlenmiş ve Sultanov’a “N e diyorsunuz? Hainlere yardım etmek mi istiyorsunuz?” diye bağırmıştır. Sultanov Gubematora verdiği cevapta, vatan haini suçlamasmı neye dayanarak iddia ettiğini, Müslümanlann bu yardım lardan neden m ahrum edildiğini sormuş ve mahkem elerce bu durum tesbit edilm edikçe, bu iddiaların geçersiz olduğunu ve kanunlara göre M üslüman ahaliye de yardım yapılması gerektiğini belirtmiştir.45 Bu arada “Kars Oblast Komitesi”nde, Müslüman ahalinin de bir temsilcisinin bulunması gerektiği konusu gündeme getirilmiş ve Kars bölgesi Müslümanlannın haklannı bu komitede savunması için Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinden Avukat Ali Han K antem irov bu kom iteye üye olarak seçilmiştir.46 43 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardtm Şubesinin Faaliyeti”, s. 44. 44 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 44. 45 Sultanov, “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 44-45. 46 A çıkSöz, 3 Yanvar/Ocak 1916, no. 76.

Bundan sonra “Kars O blast Komitesi”nin toplantı ve çalışm alanna Müslüm an ahaliyi tem silen katılan Ali Han Kantemirov, özellikle M üslüm an ahalinin hukukunun korunması ve onlann da devlet yardımmdan faydalanması için önemli çahşmalar yapmıştır. Komitede bulunan Rus, Ermeni ve Rum temsilcilerin Müslüm an ahalinin devlet yardımlarından yararlanmaması için yaptıklan beyanlar karşısında, onlara gereken cevabları vermekten çekinmemiştir. Kars Oblast Komitesi toplantılannda, Müslüman ahaliye devlet yardımı yapılması meselesi çok uzun süre gündemi işgal etmiştir. Rus, Ermeni ve Rum temsilciler, Türklerin bu yardımlardan faydalanmaması için her türlü çabayı göstermişlerdir. Mesela, bu temsilciler, savaş sebebiyle ev ve yurtlanndan aynlanlann “kaçkın” addedilebileceğini ve bunlara devlet y ardımının yapılması gerektiğini, fakat savaş sebebiyle de olsa ev ve yurtlannı terkettikten bir müddet-Sonra, yeniden yurtlanna dönenlerin bannacak yerleri olmayıp, çok zor durumda bulunsalar bile “kaçkın’’sayılamayacağmı, bu sebeple de onlara yardım yapılamayacağını ileri sürmüşlerdir.47 Kasıtlı olarak yapılan bu tekliften bölgenin Türk ahalisi en çok zarar görecekti. Ç ünkü Kars bölgesi Türklerinin büyük bir kısmı savaş başlarında Rus ve Erm enilerin baskı, saldırı ve tecavüzleri karşısında K ars’tan ayrılm ak, evlerini terketmek zorunda kalmışlardı. Durum biraz sakinleştikten sonra K ars’tan aynlan Türk ahalinin bir kısm ı yeniden evlerine dönmüş, fakat ev ve eşyalan talan edildiğinden çok zor durum da kalmışlardı. Zaten Cemiyet-i Hayriye temsilcileri Kars’a gelene kadar M üslüm an ahaliye bu şekilde uygulama yapılmış, Türk ahali hiçbir yardım almadığı gibi, Rus memurlann ve Ermenilerin yaptıklan saldm ve haksızhklara da m aruz kalm ışlardı.48 Halbuki, daha önce üzerinde durulan, savaştan zarar gören ahaliye yapılacak yardım lan belirleyen 30 A ğustos 1915 tarihli kanuna göre, böyle bir ayınm da bulunm ak m üm kün değildi. Bu kanun, kimin “kaçkm” sayılacağını ve kimlerin bu yardım dan faydalanacağm ı açıkça belirtmişti.49 B u teklifı ileri sürüp, Türkleri devlet yardımından mahrum bırakmak isteyenlere karşı, Ali Han Kantemirov, bu kanunun gayet açık olduğunu ve bu kanuna

47A ç ıkS ö z, 2 9 Noyabır/Kasım 1915, no. 41. 48 A ç ık Söz, 29 Noyabır/Kasım 1915, no. 41. 49 30 Ağustos 1915 tarihli savaştan zarar gören ve kaçkın düşenlere yapılacak yardımı belirleyen kanun hakkındaikinci bölüm debilgi verilmiştir. Bkz.: II. Bölüm, s. 124-125.

göre Türkiye tebası bile olsa bölgede savaştan zarar çeken herkesin devlet yardım m dan yararlanm ası gerektiğini bildirerek, eğer kom ite bu konuda ısrar ederse meselenin halli için Kafkasya Genel Valisi’n e m üracaat edeceğini belirtmiştir.50 Bımdan sonra Cemiyet-i Hayriye’nin Baş Temsilcisi Dr. Sultanov Kafkasya Valisi nezdinde girişimlerde bulunduğu gibi, durumu Devlet Duması ’ndaki Azerbaycan Vekili M ehm ed Yusuf C aferov’a da bildirmiştir. Gerek Bakü Müslüman Cemiyet-i H ayriyesi’nin bu çalışm alan ve gerekse C aferov’un Devlet Duması ve Rus H üküm eti nezdinde yapm ış olduğu girişim ler sonucunda, “Kars Oblast Komitesi” Kars ve çevresindeki Müslüman ahaliye yardım etmek karannı almak zorunda kalmıştır.51 A ynca, Cem iyet-i Hayriye’nin bu girişim leri sonucunda, Kars bölgesinin M üslüman ahaliye haksızlıklar yaptığı belirlenen Kars Gubem atoru Podgorski ve Ardahan Naçalniki Nikolayev görevlerinden alınırken, Çıldır Naçalniki de mahkemeye verilmiştir.52 B öylece Cem iyet-i Hayriye tem silcilerinin bu çalışm alanyla Kars bölgesi Müslüman ahalisixıin devlet yardımmdan faydalanması sağlanmıştı. Ancak burada asıl önemli olan, bu yardımın sağlanmasmdan ziyade, bölgede Rus memurlannın tahakkümü altrnda, Ermeni ve R um lann saldm ve tecavüzleri karşısında ezilmiş, hiçbir hak ve hukukunu savunamayan M üslüman ahaliye artık sahipsiz olmadıklannın, haksızlıklara karşı direnileceğinin Ermeni ve Rumlar gibi söz sahibi olacaklarrnrn gösterilmesi idi.

“Kömekçiler öz vazifelerini korkusuz büyük fedakarlık ile aynı zamanda öz hukuk ve şereflerini bilerek yahşi taktika ile ifa ediyorlardı. Allahsız Yunanlann, Ermenilerin ve hırda hükümet memurlannın insafsız emellerini bana bildiriyorlardı. B en de Kafkasya Hükümet-i Aliyesi ile D um a Vekili Caferov’a haber veriyordum. M üslümanlar biraz asude nefes alm ağa başladılar. Kanunun umum rağbetlere verdiği ve M üslümanlann bir müddet mahrum edilmiş olduğu muhafaza-i tecdıde yüz koydu. K ardaşlanm ıza yardım esası koym uş olan komite azalan çalıştıklanndan Cemiyet-i Hayriyesi’nin hidmeti çok büyüktür. Yardımm umdesi açlara, çıplaklara verilmiş olan bir parça çörek, kand, bir kadar libasda değil, Cem iyet’in um de-i hidmeti burasındadır ki; Kars oblastınm kula, kenıze döndürülmüş olan Müslümanlara manevi yardım edip, onlann Rus tebalığı hukukunu anlatmış ve iade ettirmiştir. Bakü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Komitesi tarafindan gönderilmiş olan heyetin muaveneti, sarfetmiş olduğu pullann yekünu yahud payladığı erzakm m iktanyla ölçülerek kıymetlendirilemez. Tekrar diyorum, bu heyetin birinci ve en müşkül kademi idi ki bir taraftan heyet işinde sadakat ibrazıyla lekesiz ad kazanm ak, diğer taraftan da bunu ve Ermeni, Yunan ve hırda m em urlann M üslüm anlar hakkında icra ettikleri hukuk-ı şekänelikleri esas tutarak Rusya tebası M üslüm anlann hukukunun müdafaasma kalkışmak gibi iki m ühim vazife görmeli idi. H er iki hususta heyet muvaffakiyet kazandı...” Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi temsilcileri Kars bölgesinin Türk ahalisinin mahkeme ile ilgili işlerinde de, onlara destek ve yardımcı olmuş, Rus mahkemelerinde yargılananları C em iyet avukatlan savunmuşlardır.54

Nitekim, Dr. H üsrev Paşa Bey Sultonov da Kars bölgesinde yaptıklan yardunlar konusunda bilgi verirken, yapılan yardım lann m addı ciheti yanında, asıl önemli am açlannm bölgenin M üslüman ahalisini kendi haklannt savunacak hale getirmek ve bilinçlendirmek olduğunu belirterek, yaptıklan çahşmalar ve izledikleri

Bu konuda özellikle, “Kars Oblast Kom itesi”nde Türklerin temsilciliğini de üstüne alan Avukat Ali Han K antem irov oldukça faydalı hizm etler görmüştür. Vatan hainliği iddiası ile yargılanan 2Ö’den fazla Karslı Türk’ün “Türkistan Ordu M ahkemeleri”nde yapılan bütün duruşm alanna Türklerin avukatı olarak katılan Ali Han Kantemirov, bu sayede birçok T ü rk ’ün idam ve sürgün cezasından

yol hakkmda şunlan yazmıştır:53

kurtulmasmı sağlamıştır.55

x A çıkSöz, 29 Noyabır/Kasım 1915, no. 48. 51 Sultanov, “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti , s. 44; A çık Söz, 5 Yanvar/Ocak 1916, no. 78. 52Sultanov, “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti , s. 44; ARAN, “Kardaş Kömeği”, s. 6. 53 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesınin Faaliyeti , s. 45.

Kars Türk halkm ın karşılaştığı haksız muam elelerden birisi de, Kars bölge kumandanı ve hükümet idarecileri tarafından sağlıklı olan Türklerin zorla çalıştmlm ası meselesi idi.56 54 Sada-yı Kajkaz, 16 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 115. 55 A ç ık Söz, 18 Oktibayır/Ekim 1015, No. 11. 56 Sada-yı Kafkaz, 12 İyul/Temmuz 1915, no. 11.

Şöyle ki, 1915 bahannda, Rus Cephe Kumandanlığı’mn emriyle Kars ilindeki erkekler, jandarm a ve Kazakkuwetleriyle toplattınlarak, Kars tabyalanndayapılan yeni tahkimat işlerinde, şoselerde yol boylan ve köprü inşaatmda kann tokluğuna zorla çalıştmlıyorlardı.57 Bu Türklerin bir kısmı yalnız K ars’ta değil, Kars bölgesi dışmda yapılan tahkimat ve yol işlerinde de kuUamlmaktaydılar.58Yollarda ırgat olarak, zorla çalıştınlan Kars köylülerinden olan Türklerin ayda bir defa bile evlerine gidip yıkanma ve çamaşır değiştirmelerine izin verilmiyor, yol ve bannak çadırlarmdan aynlanlar kurşuna diziliyordu. Bu yüzden Sankamış esiri askerler ile birlikte bu Karslı Türklerde, korkunç bir bit salgını yüzünden ilerleyen Tifüs, binlerce kişinin ölümüne sebep olmuştu.59 Yalnız Kars’ta çahştınlan Türklerden Tifiis yüzünden ölenlerin 4000’den fazlasını defiıettiği için, Cemiyet-i Hayriye Kars ’a geldiğinde şehirde imamlık eden Karslı Hafiz Kurban Efendi’ye Rusça yazılı bir takdimäme vermiştir.60 K ars bölgesinde Türk ahaliye yapılan bu zulüm ve işkenceler karşısmda, Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov, bu işlerden sorumlu General’e giderek, Müslüman ahaliye yapılan bu haksızlığuı bir an önce düzeltilm esini istem iş, aksi takdirde Kafkasya Valisi’ne durumu aksettirerek, onun nezdinde bu meselenin halledilmesine çalışacağını bildirmiştir. Sultanov bu teşebbüsünde muvaffak olmuş, çalışan Türk işçilerine yapılan kötü muamelenin ortadan kalkmasını sağladığı gibi, bunlara çalışmalarmın karşılığı olarak40.000 Manat para dağıtılmasını da temin etmiştir.61 B u sırada “K ars Oblast Kom itesi” tarafından bölgede sağlık merkezleri ve aşevleri kurulmuştu. Yalnız bunlardan genellikle Rum ve Ermeniler yararlanıyordu. Yıne Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin girişimleri sonucunda, az da olsa Türklerde buralardan yararlanm a im känm a kavuşm uştur.62 B ütün bu çahşm alar sonunda dahı Rus Hüküm eti ve “Kars Oblast Komitesi tarafindan Türklere yeterince yardımın yapıldığı söylenemez. Bazı Rus idarecilerinin Türklere karşı kasıtlı faaliyetleri,63 Ermenilerin düşmanca davranışlan bundan sonra da devam etmiştir. 57 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 110-111. 58 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46. 59 KIRZIOĞLU, E debiyatm ızda Kars, s. 111. 60 KIRZIOĞLU, Kars, s. 32. 61 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardun Şubesinin Faaliyeti”, s. 45. a A çıkSöz, 1 Fevral/Şubat 1916, no. 100. 63Cemiyet-i Hayriye’nin bu faaliyetleri ve Türklerin haklannm iade edilmesi gibı gelişen olaylara rağmen bazı Rus idareciler Türklere karşx olan menfi tutumlannı devam ettirmişlerdi. Bu sırada geçici olarak Kars Gubematörlüğüne getirilen “Şuarts”da, bütün Kars bölgesinde daha sıkı bir •

Bütün bunlara rağm en Cemiyet-i H ayriye’nin yaptxğı yardım çalışm alan Kars bölgesinde yaşayan Türk ahaliye büyük güven ve um ut vermiş, birlik içerisinde olmak konusunda onlan bilinçlendirmiştir. A rtık karşılaştıklan haksızlıklan, sıkıntxlan Cemiyet-i H ayriye temsilcilerine ve gerekli diğer m ercilere bildirir durum a gelmişler64 ve en önemlisi olarak da Ermenilere karşı daha uyanık bulunm ak zorunda olduklannı anlamışlardır. Kars bölgesinde bulunan harpzede Müslümanlann ihtiyaçlannın hemen büyük bir kxsmı, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’ne, Azerbaycan Türklerinin ve Kafkasya’mn her tarafinda yaşayan Müslümanlann yaptıklan bağışlarla karşılanmıştır. Bunun yanı sıra, yukanda belirtilen mücadelelerden sonra az da olsa devlet yardımı da sağlanmıştır. Cemiyet-i Hayriye büyük zorluklarla sağlanan bu yardxmın Kars bölgesinin Tüık ahalisine ulaşması konusunda da oldukça titiz davranmış, Kars Oblast Komitesi’nin bölge ahalisine yapacağı para ve diğer ihtiyaç maddelerinin dağıtımı esnasında Cemiyet mutlaka bir adamını bulundurmxıştur.65 Cemiyet-i Hayriye temsilcileri Kars bölgesi Müslümanlannın dini vecibelerini rahatça yerine getirebilmeleri için de bazx çalxşmalar yapmxşlardxr. Cemiyet yardxm heyetinin Kars’a gelişinden itibaren her konuda Cemiyet temsilcilerine yardımcı olan Karslı Hafız K urban Efendi, şehire im am tayin ettirilmiş ve Rus süvarileri tavlası olarak kullanılan “Evliya Camisi” boşaltılarak yeniden M üslüm anlann ibadet yapabilecekleri bir hale getirilmiştir.66 1917 Şubat İhtiläli ile beliren hürriyet havasından yararlanmak isteyen Karslılar, nisbeten rahat olan bu ortam içinde, Cem iyet tem silcilerinin de desteğiyle kültür ve eğitim işleriyle de ilgilenmişler. Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi K ars Şubesi, Türk ahaliyi teşkilätlandırma, bilinçlendirme ve aydınlatma amacıyla b ir taraftan Azerbaycan’da çıkan gazete ve dergilerin bölgeye getirilmesini sağlarken, diğer taraftan Kars ve ilçelerinde okullar açma, halkı fikri açxdan aydxnlatm a k gibi çeşitli faaliyetlerde bulunmuştu.67

idare kurmuş, hatta Kars şehir ve eyaletine giriş çıkışlan belirli şartlara bağlayan bir emimäme yayınlamıştır. Ocak 1916’da yayınlanan bu emimäme ile, bölgede kalan ve bölgeye gelmek isteyen Müslüman ahalinin, bölgede serbestçe dolaşmalannı vegiriş-çıkışlannı engelleyecek bir ta k ım tedbirler alınmıştı. (A çıkS öz, 18 Yanvar/Ocak 1916, no. 88). 64 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46. 65 A ç ık Söz, 28 Noyabır/Kasım 1915, no. 48. 66 K IRZIOĞ LU , Edebiyatımızda Kars, s. 115-116. 67 K IRZIO Ğ LU , Edebiyatımızda Kars, s. 114-117.

Bu husiista Cemiyet-i Hayriye’nin Kars’ta yapmış olduğu hizmetlerin başında Cemiyet’in Kars bölgesi temsilcileririden öğretmen Rıza Karaşarov (Karaşarlı)’un,68 18 Mayıs 1917 tarihinde “Yeni Hurşid” admda bir gazete çıkarması gelmektedir. Kars’ta çıkanlan ilk Türkçe gazete olan “Yeni Hurşid” halkın aydınlatılmasını ve gelişen olaylardan haberdar olmasını sağlayan millı bir kültür eseri olmuştur.69 Türk ahali bütün bu faaliyetler sayesinde nisbeten bilinçlenmiş ve sorunlannı çözmek için çeşitlı girişimlerde bulunmaya başlamışlardı. Nitekim, 1917 Ekim ayına gelindiğinde Cemiyet-i Hayriye’nin çalışmalan yanmda bütün Azeıbaycan ve Kafkasya Tüıklerinden kendilerine eğitim-öğretim hususunda yardım etmelerini istemişlerdir. Cemiyet-i Hayriye Temsilcileri de Karslılann bu isteklerine tercüman olmuşlar ve Bakü’da çıkan A çık Söz gazetesine, Cemiyet’in Kars Şubesi tarafından Ekim 1917 tarihinde yardım isteklerinin bildirildiği şu mektup gönderilmiştir:70 “Kars nahiyesi K afkasya M eydan Harbine en yakın bir vilayet olduğundan her türlü felaketlere m aruz kalmıştır. Ç ok elem ve eziyetlere düçar olm uşlar ve halä da düçar olm aktadırlar. “Çok felaketlere uğramış bu insanlar, daha doğrusu bugünkü gibi bir felaketzedeliğe, bir bedbahthğa düşmemişler. Bütün nahiyede talim terbiye yapm ış iki

68 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 49. 49 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 115. K ars’ta Türkçe bir gazete çıkanlması Türk halkı çok sevindirmiş. Hafız Kurban (Yurtseven) Efendi, Yeni H urşid gazetesinin çıkışından dolayı duyulan mutluluğu şu manzume ile dile getirmiştir: “Bin üç yüz otuz beş tarih hicride Himmetli R ıza Beğ Karaşarlı’nm K ars’ta “Yeni Hurşid” rahşan eyledi S a’y ü gayretiyle ihsan eyledi Evlad-ı vatana ne büyük hizmet Cehalet zulmünden kurtulur millet H er yerde äsann bulacak hürmet “Al-Bayrak” (Tiflis’te çıkan^azete) gazeti ilan eyledi KURBAN der bin yaşa ey milletperver Ruh verir herkese hem irşad eder Kazandırdm K ars’a büyük bir eser Gazetin halkım ız şädän eyledi. (KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 115). 70 A çık Söz, 23 O ktiyabır/Ekim 1917, no. 595.

er yoktur. Bütün nahiyede 26 mektep vardır. Lakin hakikatte 6 mektep de yokdur. En büyük musibet budur ki sair yıllara nisbetle bu yıl mahsulleri hiç olmayıptır. Hatta bazı yerlerde ektikleri iki yüz pud buğdaydan bir pud da olsa ele gelmeyiptir. Bunlarm hepsini muvakkati belalar ve muvakkati felaketler addediyorum. “İstikbalimizi söndüren, milletimizin bütün arzularmı karanlığa gömen büyük bir felaket büyük b ir m usibet varsa oda cehaletten ibarettir. K afkasya’nm bazı medem şehirlerinde yaşayan ziyalı ve medeniyetperest cevanlanna hitab ediyorum “Benim aziz kardeşlerim , m illetin bugünkü tehlikeli zam anm da feryadına biz ne vakit yetişeceğiz. Hürriyet-i gülşen sayesinde Kars nahiyesinde çok mektebler küşadı gözlenir. Lakin halihazırda olan mekteplerimizde muallimsizlik derdinden kapanacaktır. Beşeriyet nam ına, m illet adına teşrif getiriniz. M ekteplerin bağlanm asına razı olm azlara üm idvanm . Bu barede im käm olan cevanlar işten boyun kaçırmazlar. “Rica ediyorum, Cemiyetlerden, fırkalardan bu barede, millet n e f ine teşebbüsatta bulunsunlar.” M ektupta da görüldüğü üzere Kars Türk halkı gerek R uslann uyguladığı siyaset, gerekse uzun süren savaşlar sonucunda eğitim-öğretim ve kültürel faaliyetlerden uzak kalmış, çocuklannı okullara gönderememişlerdi. Bu yüzden Cemiyet-i Hayriye, ihtilälinde doğurduğu bu serbest ortam da K ars’ta çoğu kapalı bulunan okullarda yeniden öğretimin başlaması Türk çocuklannm okuyup eğitim görmeleri için çaba göstermiş, okullann bir an önce açılması ve açık olanlannda da eğitim yapılabilmesi için A zerbaycan’dan öğretmenlerin gelip buralarda ders vermelerini sağlamaya çalışm ıştır.71

c) Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Kars Bölgesi Türklerini Teşkilätlandırma Çalışmaları 1917 bahannda, Rusya’nm çeşitli yerlerinde sürgünde bulunan Karslı Türkler yavaş yavaş memleketlerine dönmeye başlamışlardı. Bunlar bölgede düzen kurup, Türk halkını Rus asker ve mem urlannm haksızlıklanndan ve Ermeni ile Rum lann kötülüklerinden korumaya ve el altından silahlandırmaya çalışan Cemiyet-i Hayriy e ’nin tem silcileriyle işbirliği etm iş ve C em iyet’in çatısı altm da birleşm işlerdi.

71 A çık Söz, 23 Oktiyabır/Ekim 1917, no. 595.

Sürgünden dönen bu vatanperver Karslılar, Cemiyet-i H ayriye’nin Kars bölge sorum lusu A lihan Kantem irov ve arkadaşlannın da katılım ıyla K ars’ta “ Gizli İsläm K om itesi”ni oluşturdular.72 Cemiyet-i H ayriye’nin binasm da ve onun adı altında faaliyet gösteren Komite’nin başkanhğmı Ali Han Kantemirov yardımcıhğını da yine Cemiyet-i Hayriye mümessilerinden Ali Rıza Karaşarov yapıyordu.73 Kısa sürede ilçelerde de teşkilätım kuran Komite, Cemiyet-i Hayriye’nin buralara göndermiş olduğu temsilcileri vasıtasıyla faaliyetlerini hızlandırmış ve halkı teşElätlandırmaya başlamıştı. Oltu’da bu teşkilätlanma Cemiyet-i Hayriye temsilcisi Ismail Nazaraliyev tarafindan yapılırken, Akbaba’da Topal Ali B ey ile Hacı Abbasoğlu Kerbeläyi M ehm ed Bey, Kağızman’da Ali Rıza Bey ve kardeşleri, Sarıkamış taFahreddinB ey, O ltu’da Esat Bey, Zarşat’ta Kocağolu M ehm ed Bev. Süregel’de M eşedi Samed Ağa, Ardahan’da Mühendis Server Bey, Dikanlı Hafız ve Hemşioğlu Celal Bey, sancak ve kaza azalan olarak çalışıyorlardı.74 A ynca, Cem iyet-i H ayriye’nin Yardım K om itesi Başkam Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov ile İsmail Nazaraliyev ve Rıza Karaşarov’un destekleriyle Ahıskalı Osman Server Bey, Azgur, Ahılkelek, Ahıska, Hırtıs ve K oblıyan’da Gizli İsläm K om itesi’nin birer şubelerini açmıştır.75 İhtiläli müteakip, K ars’ta Rus idaresinin yıkılmasıyla burada bir halk hükümeti kurulnmştur. B u h ü ld im etK ars’ta y a şa y a n h e r üç m illettenyani Türk, Ermeni ve Rumlardan birer kişinin katılımıyla oluşturulan kurullartarafından, nöbetleşe olarak birhafta süreileıdare edilmekteydTBühalk hükümetin de Türkleri temsilen vali olarak C emiyet-i H ayriye’nin Kars bölgesTsorumlusü Ali HaıTKantemirov, M utasamflığa yine Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinden olan Avukat Halil Beyzäde AliBey, H alk K om iseri görevine de C ihangirzäde Aziz Bey seçilm işlerdi.76

72 KIRZIOĞLU, Kars, s. 33-34. 73 K IR ZIO Ğ LU , K ars, s. 33; DAYI, E lviye-i Seläse (Kars, Ardahan, B a tu m )'d e M illi Teşkilätlanma, s. 31; ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 133. 74 KIRZIOĞLU, Kars, s. 33-34. 75M. Fahrettin KIRZIOĞLU, “Y. Mühendis Osman Server Atabek (1886-1962)”, Kars İli, Özel sayı 1, Ankara, 1966, s. 54-55. 76 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 131; KIRZIOĞLU, “Karslı Kahramaalar”, Kars Eli, yıl 2, sayı 23, (Haziran 1966), s. 4.

Türkleri temsilen Kars valiliğine seçilen Ali Han Kantemirov, Gürcü, Ermeni ve Azerbaycan Türklerinin kurm uş olduklan “ Sevm”e de Kars tem silcisi olarak seçilm iş ve burada da Türklerin hukukunu korum aya çahşm ıştır.77 B u sırada Türkiye ile R usya arasmda 18 A rahk 1917 tarihinde Erzincan’da bir m ütarekeim zalam nışlı. Bu mütareke ile Türk-Rus savaşı fiilen sona ermiş,78 fakat onlann yerine geçen Ermeni kıtalan işgal edilen yerlerdeki silahsız Türkleri çoluk çocuk dem eden kırarken, K ars’taki Rus askerlerinin çekilm esiyle, kalan bütün kale ve tahkimata, demiryolu ve kışlalara hakim olm ak içinde faaliyetlerini hızlandırmışlardı.79 Türkler de, 18 A ralık 1917’de. Seym H üküm eti’nin yeni ordunun milliyet esasına göre kurulacağmı ilän etmesi üzerine, bir askeri meclis kurmak için çalışm alara girişm işlerdi.80 Zaten Seym İdaresi’ndeki T ü rk heyeti, K ars İsläm Komitesi ve dolayısıyla Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Kars’ta bulunan bütün tem silcileri askeri teşkilät kurmak ve halkı silahlandırm ak konulannda çahşm alara başlam ışlardı. Rus Ordusunda m uvazzaf askerlik ederek deneyim li bulunan ve düzenli bir askerf teşkilätlan olan Erm enilere karşı, iyi teşkilätlanıp S arıkam ış ve K a rs’tak i Rus askeri depolarındaki silah ve cephanelerden Ermenilerin yalnız başlanna istifadelerine mani olmak, 40 yıldır askerlik yapmayan ve beşli ile m akineli tüfeği bile kullanamaz hale düşen Kars bölgesinin Türk ahalisini silahlandmp, teşkilätlandırmak için büyük çaba gösteriliyordu.81 Seym Hüküm eti’nin bu ilänı üzerine Kars İsläm Komitesi harekete geçerek “K ars İsläm lan A skeri M eclisi”ni oluşturmuş ve bu m eclis, özellikle Cemiyet-i H ayriye’nin Kars tem silcilerinden Ali Rıza Karaşarov’un çabalan ile, Türklerin nüfusça çök olduklannı ve kendi teşkilätlannı kurduklannı herkese bildirmek ve silahlanma, teşkilätlanma konulannda kararlar almak üzere “Kars İslämlan Askeri M eclisi” tarafından yapılacak bir kongrenin toplanmasma karar vermiştir.82 Kasım 1917 tarihinde, Elviye-i Seläseliler K ars’taki kongreye katılmak üzere davet edildi.83 Rıza Karaşarov ve arkadaşlan Kars, Ardahan, Batum bölgelerinin bütün 77 K IR ZIO Ğ LU , Edebiyatımızda Kars, s. 117-118. 78 KURAT,Türkiye ve Rusya, s. 334. K IR ZIO Ğ LU , Edebiyatımızda Kars, s. 118. 80 K IR ZIO Ğ LU , Edebiyatımızda Kars, s. 118. 81 K IR ZIO Ğ LU , “Karslı Kahramanlar”, Kars Eli, yıl 2, sayı 23, (Haziran, 1966), s. 4. 82 K IR ZIO Ğ LU , Edebiyatımızda Kars, s. 118. 83 E R D O Ğ A N , Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 135.

ilçe ve köylerinden kongreye katılımm fazla olm asını ve bu sayede daha geniş çaplı bir teşkilätlanm a yapılmasını amaçhyorlardı.

sı kongreye katılanlar tarafından alkışlarla ve “Uğrunda kıyanz cana” sesleriyle karşılanmıştır.91

G erçekten de 30-31 Ocak 1918 tarihinde başlayan “Kars İsläm ları Askeri M eclisi K ongresi”ne katılım oldukça fazla olmuştur.84 Kongreye gelen sancak ve kaza tem silcileri hep eşraf ve ileri gelen kişilerden olup, ileride bunlardan bir kısmı yerli m ilislerle Ermenilere karşı çarpışacak ve bir kısm ı da 15 Ağustos 1918’de, Elviye-i Seläse’nin Anavatana katılma dileğini bildiren plebisit zabıtlarını İstanbul’da padişaha sunan heyetin azası ve sonra da “M illı Şura”m n bölge temsilcileri olacakkim selerdi.85

Rıza B ey’den sonra Cemiyet-i Hayriye’nin Kars’ta bulunan temsilcilerinden olan ve aynı zamanda K ars’ta Rus idaresi yıkıldıktan sonra kurulan halk hükümetinde m utasam flık yapan Halil Bekov92 kürsüye çıkmıştır.93 Halil Bekov, Türk milletinin kurtulması ve hürriyete kavuşması uğrunda herşeyi göze almak gerektiğini vurgulayarak, üç oğlu olduğunu ve gerekirse bunlan vatan için feda edebileceğini söylemiş, onun bu sözleri kongrede büyük bir heyecan yaratm ıştı.94

Yine bu kongreye katılan kişilerin çoğu, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin bölgede açılan şubelerinde, Cemiyet’in temsilcileri ile birlikte çalışıp, Müslüman halkm ihtiyaçlannm karşılanmasında, yardımlann dağıtılmasmda ve Cemiyet-i Hayriye’nin bütün faaliyetlerinde bulunmuş vatanperver kişilerdi.86Bunlar arasmda Kağızmanlı Ali Bey, Dr. Esat Bey, Oltulu Yusuf Ziya Bey, Fahrettin Bey, Hafız Kurban Efendi gibi daha birçok kişi bulunmaktaydı ki.87bunlar Cemiyet-i Hayriye’nin bölgede kurmuş olduğu şubelerinde, sığınacaklannda ve bütün yardım ve teşkilätlanma faaliyetlerinde Cemiyetin birer üyesi gibi çalışmış hizmet vermişlerdi. Yaklaşık 300 delegenin katıldığı.88ve şimdiki belediyenin kuzey bitişiğindeki Sıhhiye Dairesi binasm da yapılan “Kars İsläm lan Askeri Meclisi Kongresi”nin89 kätipliğini Fahrettin B ey yapm ış ve bu kongre üç gün sürmüştür.90 Kongrenin ilk gün açılış konuşm asım R ıza Karaşarov yapmıştır. R ıza Bey konuşmasmda, Kongreye katılanlan ve bütün Türk halkı, böyle bir Meclis toplandığmdan dolayı kutlayarak, bugünü hürriyetin kazamldığı gün ilan etmiş ve Türklerin artık meclis kurup, teşkilätlanmalannm zamanı geldiğini bildirerek, bugünlere ulaşıldığı için Allah’a şükretmeleri gerektiğini söylemiştir. Rıza B ey’in bu konuşma-

84 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 117-118. 85 KIRZIOĞLU, “Cenub-i Garbı Kafkas Hükümeti (Kars M illi-Şurä Hükümeti)”, s. 953. 86 KIRZIOĞLU, “Karslı Kahramanlar”, Kars Eli, sayı 16 (Kasım 1965), s. 4; sayı 19, (Şubat 1966), sayı 5. 87 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 118-120. 88 ERDOĞAN, Türk Ellerirıde Hatıralarım, s. 135. 89 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 118. 90 ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 135.

B undan sonra yapılan görüşm eler sonunda, m erkezi K ars’ta olm ak üzere bir A skeri M eclis’in oluşturulm asm a karar verilm iş ve bu amaçla hem en orada bu Askeri Meclis üyelerinin seçimi yapılmıştır. Cem iyet-i Hayriye tem silcisi ve kongre başkanı Rıza Karaşarov Askeri M eclis’e “H arbi R eis” seçilirken her kazadan bir kişi de buraları tem silen seçildiler. K ongre’de ayrıca beş kişilik bir kurul oluşturulduktan sonra, M eclis’in hazinecisi ve diğer işlerle ilgilenecek kişiler debelirlenmiştir. Kongrede “A skeri M eclis”in yapacağı işlerde gerekli olan param n nereden sağlanacağı konusu üzerinde de durulmuş, Rıza Bey “parasız iş dönmeyeceğini”

91 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 117-118. Kars İslämları Askerı Meclisi K ongresi’ne şehir mümessili olarak katılan Evliya Camii İmamı Hafız Kurban (Yurtseven) Efendi, Kongre hakkında yazmış olduğu destanda Rıza B ey’in konuşmasını şu şekilde aktarmıştır: “Rıza Karaşar Bey ilk beyan verdi Herkes can kulağın ona çevirdi

Hazırunu tatlı sözle doyurdu Arslan tek kükredi hem cesurane

Dedi tebrik size ey vatandaşlar Sevgili yoldaşlar hem Türk sırdaşlar

Büyük bayram durur bugün kardaşlar Leyl ü nehar sana edek Yezdana

Demek bugün aldık hürriyetimiz Türkoğlu Türkleriz bizim zatimiz

Yarab hayra döndür bizim atimiz Kafkas ve K ınm ’dan Al-Osman’a

Yaşasın serbestlik, yaşasın millet H üda sen encamın eyle selamet

Hamdolsun zulümden kurtuldu Ümmet Sığınmışız Kaadir-Gani-Sübhana

D edi lazım kardaş, Meclis kıvrak Tedbirimiz alıp kararlar verek

Herkesin meramı ne olur görek Hem söyleyin, hem danışak vicdana (KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 118).

92 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 118. 93ERD O ĞA N, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 131. 94 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 119.

belirterek, b ir “M illı Fond (Millet Sandığı)” oluşturulmasının gerekli olduğunu bildirmiş ve ilk olarak da kendisi bin M anat para yardımında bulunmuştur. Rıza B ey’i takiben herkes gücü yettiği m iktarda yardım etmiştir.95 K ongrede asıl üzerinde durulan ve “Askeri M eclis” için çok anlam lı olan silahlanm ak ve silah tedariki konusuydu. Kongrede, bir an önce silahlanm ak gerektiği dile getirilm iş, Rıza Bey de R uslann bırakıp gittikleri ve Erm enilerin sahip çıkarak talan ettikleri silah ve m alların Türklere ait olduğunu belirterek “bir an önce davranıp hakkımızı savunmalıyız” demiştir.96 Kongre sırasındaKars mevkii müstahkeminde ve deposundaki Rus askerleri, kongre başkanlığma başvurarak, bırakacaklan depolan teslim alm alanm istemiş, aynca yine, bu kongre esnasmda 50 kadar Rus subayı dilekçe vererek kurulacak orduda vazife alm ak istediklerini bildirmişlerdi. Askeri Meclis, bunlardan yalnız Azerbaycanlı beşşubay ile Kazanlı topçubinbaşısı olanAli Merdan Beyi kabul etmiştir.97Kongre sonunda biranönce silahlanmak amacıyla faaliyete geçilmesine ve 15 kişilik bir grup oluşturularak, bunlann toplanılan cephaneliklerde nöbet tutmalanna karar verilmiştir.98 Kongrenin bitiminden sonra Kongre Başkanı Rıza Bey, Ruslann teklif ettikleri silah depolanna el koym ak üzere harekete geçilmesini istemiş ve Kağızman’dan Ali Rıza B ey sekiz arkadaşıyla birlikte, Fahrettin Bey Sankam ış’dan gelen arkadaşlan ile M olla M ustafa olmak üzere kongreye katılan 12 kişi bu işi gönüllü olarak üzerlerine alm ışlardı. Rus depolanm teslim almak için M olla M ustafa, köyüne giderek, Suphan, Azad, Karaçayır, Iğdır ve Kotanlı köylerinden 25 kadar cesur genci toplayarak getirdi. Böylece toplanan bu gönüllü grup istasyonda bulunan silah, eşya ve erzak depolannı R uslardan teslim alm ışlardı.99 Aynca kongre sonunda kongreye katılan kaza ve köy temsilcilerinin, Türklerin silahlanması ve eğitilmesi konusunda oldukça faydalı hizmetleri olmuş, özellikle Sankamış harekätı sonunda Ruslara esir düşüp, Kars, Sankamış ve Gediksatılmış kamplannda nezaret altında bulundurulan Türk askerlerinin Türk köylerine kaçınlm asm da önem li bir faaliyet göstermişlerdir.100 95 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 120. 96 KIRZIOĞLU, Edebiyatım ızda Kars, s. 119. 97ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 135-136. 98 KIRZIOĞLU, Edebiyatım ızda Kars, s. 120. "E R D O Ğ A N , Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 136. IOOERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralanm, s. 136-137. R uslann elinde bulunan Türk askerlerinin bir kısmı kaçınlm ak suretiyle bir kısmı ise para

“Askeri M eclis”, merkezindeki beş kişilik idare heyeti ile 15 kişilik m uhafiz komitesi gerek Türkiye cephesinden çekilen Rus birliklerinden, gerekse Cilavuz askeri m alzeme depolanndan birçok m itralyöz, tüfek ve cephane ile birkaç da top ele geçirerek “Gönüllü M ilis Birlikleri”ni donatmışlardır.101 Millı bilincin uyanm ası ve halkın teşkilätlanması açısmdan çok önemli olan Kars Isläm lan A skeri M eclisi Kongresi, bölgede İsläm -Türk ahalinin büyük bir çoğunluk ve güç teşkil ettiğini her yönüyle Erm enilere ispat etmiş ve Cemiyet-i Hayriye temsilcisi ve kongre başkanı Rıza B ey’in konuşm alan halkı çok uyandırmış ve milli birliğin gelişmesine yardımcı olmuştur. Kars ve çevresinde “K ars İsläm lan A skeri M eclisi”nin çalışm alan, Türk halkını teşkilätlandırm a ve silahlandırm a faaliyetleri devam ederken, bu sırada Ermeniler saldınlarmı gittikçe artırmışlardı. Gerek Şubat aymda Erzincan’ın Türk ordulan tarafından ele geçirilmesiyle bozulmaya başlayan Anadolu cephesindeki Erm eni k uw etlerin e m ensup kişiler, gerekse R uslann Alm anya cephesinden geri dönen 30-40 bin silahlı Ermeni askeri, Bakü, Şamahı şehirlerinde yerli Türkleri kırdıktan sonra R evan ve K ars’a da bir takım m üfrezeler göndererek, K ars ve Sankamış demiryolu ile gam izonlanna hakim oldular. Bundan sonra 3 Mart 1918 B rest-L itow skA S läşm asıyläi92 Käfs-ÄrdaEan-Batum bölgelerinin T ürkiye’ye katılmalannm yerli halkm vereceği reye bağlı hükmünü Türkler aleyhine bozmak için Ermeniler Kars ilindeki Türkleri kırmaya, köyleri yakıp, yıkmaya başladılar. 12 M art’ta E rzurum ’u kurtaran Türk ordusu Kars üzerine ilerlerken Erm eni çete ve sözde ordu kuw etleri de son güçleriyle bu ilde korkunç vahşet ve mezalim yapıyordu. 1915’te R uslann Kars ilinde yaptığı Türk katliam ınm acılan dinip yaralan kapanm adan 1918 M art-Nisan aylanndaki Ermeni mezälim i m eydana

karşılığında Rusların elinden almıyordu. Özellikle Sankamış’ta bulunan Türk erleri önce Asboğa K öyü’ne getiriliyor buradan isteyenler O ltu’daki teşkiläta veya K ağızman’daki teşkiläta gönderiliyorlardı. Bu şekilde sevkedilen esirlerin toplamı 1000 kadar olmuştur. (ERDOĞAN, Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 136). 101 F ahrettin K IR ZIO Ğ LU , “A n ad o lu ’da Ilk T ürk C um huriyeti: Cenub-i G arbi K afkas Cumhuriyeti (Kars Milli Şura Hükümeti)”, Türk Kültürü, sayı 72, (Ekim 1968), s. 948-949. 102 Brest-Litovsk Antlaşması için bkz.:: Selami KİLIÇ, Türk-Sovyet İlişkilerinin Doğuşu-Brest LitovskBarışı ve Müzakereleri (22 Aralık 1917-3 M art 1918), İstanbul, 1998; J. W. WHEELERBENNETT, Brest-Litovsk The Forgotten Peace Werch 1918), New York, 1966; Dokumentı Vneşney Politiki SSSR, I, Moskova, 1957,Belgeno. 78, s. 119-124; K\3RKT,Türkiye veRusya, s. 430.

gelmişti. Yalnızca Sankamış-Kars-Gümrü şosesi ve yollan üzerindeki 52 köyde E rm eniler 16.500 T ürk’ü en vahşi usüllerle yok etm işlerdi.103 K ars’ta, Ermenilerin Türklere yaptıklan bu saldmlar ve mezalim Azerbaycan Türkleri arasında da büyük bir üzüntü yaratmış ve Azerbaycan basmı bu konuya oldukça yer vermiştir. Mesela, bu tarihlerde İstikläl gazetesinde çıkan bir haberde K ars’taki Ermeni mezalimi şu şekilde verilm iştir:104 “Tiflis’e gelen Rum muhacirleri, Kars vilayetindeki M üslümanlann hallerini böyle tasvir ediyorlar: Türk ordusu karşısında ricat eden Erm eni askeri kıtalan ve müsellah Ermeni kaçkınlan rehgüzarlanndaki Müslüman köylerini yeryüzünden silerek h er birşeyi ateş ve kılıçtan geçiriyorlar ve tasaw u ru na-kabil bir dehşet ve felakete düçar ediyorlar. “Galip” Ermeni ordusu harbı ganimetler, yani süngü ucuna takılmüş süd-emer çocuklarla geçtikleri yollar üzerinde Müslüman kadınlan n ı çıplak soyunduruyorlar... Rumların rivayetine göre, bu cehennem azabını görmüş, çıldırm ış, kadm ve çocuklann yürek parçalayan eninlerini, ihtiyarlann umutsuz nälelerini dinlemek için ma-fevkal-beşer bir asaba m älik olmalıdır. Seksen iki köyden fazla bir sancak bu tasviri na-kabil felakete duçar olmuştur.” Ermenilerin bu katliamlan Türk ordusu K ars’a gelinceye kadar devam etmiş, bu sırada Türk halkın yanısıra, gerek Rus ordusunda görevli olup geri hizmetlerde çalıştm lan Türkistan’dan getirilen Türk askerlerinin bir kısmı, gerekse Cemiyet-i Hayriye’nin bölgedeki temsilcilerinden bazılan da bu katliamlarda vahşice öldürülmüşlerdi. Türk ordusu Sankamış ve Kars ’a girdikten sonra arkadaşlanyla beraber çevreyi gezip araştıran Fahrettin Bey Cemiyet temsilcilerinin Ermeniler tarafindan öldürülmesi ile ilgili olarak gördüklerini şu şekilde hatıralannda yazmaktadır:105

103 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 121. Bu dönemde Kars ve çevresinde Ermenilerin yaptıklan mezalim ler hakkmda bkz.: M. Fahrettin KIRZIOĞLU, Kars İli ve Çevresinde Ermenı Mezalimi (1918-1920), Ankara, 1970; A skeri Tarih Belgeleri Dergisi, sayı 81, (Aralık 1982), Belge no. 1880, s. 437; 335 Senesi Temmuz Ayı Zarfında Kajkasya 'da Jslämlara Karşı İcra olunan Ermeni Mezalimi, Osmanlı Erkän-ı Harbiye-i Umumiye Dairesi, İstanbul, 335; 335,36 Seneleri K ajkasya’da İslämlara Karşı İcra Olunduğu Tayin Eden Ermeni Mezalimi, TBM M Hükümeti Şark Cephesi Kumandanı Käzım Karabekir Paşa’nm Raporu, Kars, 337 (1921); A. Ender GÖKDEMİR, Cenub-i Garbi Kajkas Hükümeti, Ankara, 1989, s. 17-18. IM RESULZADE, Azerbaycan Cumhuriyeti, s. 51. 105 ERDOĞAN Türk Ellerinde Hatıralarım, s. 143.

“... Erm eniler yeraltı m ahzenlerinde kendilerine geri hizmetleri yapan ve Türkistan’dan getirilen 2 0 0 ’e yakın Ö zbek Türklerini beyinlerinden vurup, zeminlere doldurup çıkıp gitmişler. İstasyondaki tabur komutanına rica ettim, bu şehitleri olduklan yerde üzerlerini toprak ile örtüp defnetmelerini sağladım. Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin ekiplerinden olan Gina ile Mehmed Hüseyin’in cenazelerini de hastahanede bulduk. Bu m asum lan da zulüm ve işkence ile öldürdüklerini görerek cenazelerini alıp Pozat köyüne defnettik.” Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Temsilcileri Anadolu’da yardım götürdükleri birçok bölgede olduğu gibi, Kars’ı da Türk askeri şehre gelinceye kadar terketmemiş, Ermeni saldnganlığına karşı bölge ahalisi ile birlikte mücadele etmişlerdir. Azerbaycan Türkleri, I. Dünya Savaşı başlanndan itibaren Bakü Müslüman Cem iyet-i Hayriyesi vasıtasıyla, Kars ve çevresindeki Türk ahaliye “Kardaş Kömeği” şianyla maddı ve manevi çok büyük yardımlarda bulunmuşlar ve Karslı Türklerin, haklı olarak şükran, minnet duygulannı kazanmışlardır.

d) “Kardaş Kömeği” Karşısında Karslı Türklerin Minnet ve Şükran Duygularını Dile Getirmeleri Kars bölgesi Türkleri, I. Dünya Savaşı esnasmda düştükleri felaketli günlerde, kendilerine uzatılan tek dost eli olan Azerbaycanlı Türk kardeşlerinin büyük özveri ve fedakärhkla yaptıklan yardımlar karşısında, minnet, şükran ve teşekkür duygulannı yazmış olduklan destanlarda ve şiirlerde dile getirmişlerdir. Ardahan’m Hanak bölgesinden Aşağı Zum al köyünden “M ahzüni” mahlaslı M olla Dursun Türk, Ruslann 1915 kırgını üzerine yazmış olduğu destanda, Cemiyet-i H ayriye’den de bahsederek şöyle dem iştir:106 “Can ayak altında kadri bilinmez, K ur’anlar okunmaz, tekbir alınmaz. Camilerbağlandı, namaz kılınmaz M evlam layık görme N iräna bizi.

106 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 104-106.

N iräna kalmışken bulduk bir tutar, F akir fukaraya eyledi medar, “Bakü İsläm H ayır Cem iyeti” var Döndürdü yeniden vatana bizi.” “Sefili” mahlaslı Kuşoğlu M ehmed Efendi’de, Azerbaycan Türk kardeşlerinin, özellikle de Cemiyet-i H ayriye’nin kurucularından ve Türklük için büyük hizm etleri olan H acı Zeynelabidin Tagiyev’in, Kars ve çevresindeki Türk halka yapm ış olduklan yardrnı hakkında şunlan söylemiştir:107 “Asumamn ehli düştü naleye Arzettilerhalı Gani-Mevlaya Tuttular dehanı Arş-i A’laya Kudretinden lamekäna yetişti. M erhametkänı Takyef (Tagiyev) Hazreti H ak bire bin vermiş var devleti Namiyle tutmuşdur Cihanı zati Buldu Haktan şöhret sana yetişti. Düşkünler aldılar nitemi, nän, Sağ olsun “Cemiyyet” viläyet-han M erham et eyledi Kerem lerkänı Ç ok dert çektik, ol dermana yetişdi. Läm ekän kullara m erham et kıldı Verdi Hak sebebin gözyaşın siidi Ayändır Zatına, halini bildi Düşkünler m erham etkäne yetişdi. Şan tuttu B äkü’yü ettiler em ek C üm le hazeyinler ettiler köm ek Kim i nän getirdi, kimisi yem ek G eldi nimet, hem iane yetişti. Cemiyetin baş temsilcisi Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov’da yapılan bu yardımlar karşısında Türkhalkmın duyduğu memnuniyeti, yöre halkında şöyle gözlemlemiştir:108 107 K IRZIOÖ LU , Edebiyatımızda Kars, s. 99-100. 108 SULTANOV, “B akü M üslüman C em iyet-i H ayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesi’nin Faaliyeti” , s. 45.

O nlann üm idgähı ve penahı ancak bir Allah idi. Bizim adam lanm ız yürekte muhabbet, gözierinde hemdertlik ser-keşi ve özlerinde kardaşlık hissi ile geldikde, ilk vakitler m ahalli ahali çekmiş olduklan musibet, görm üş olduklan hakaret ve tecavüz edilm iş nam uslarına bakarak, aynı zam anda “K ardaş Köm eği” uzatan ellerin varlığm a şad olarak dem eğe söz tapmıyor, ancak “Sizi Allah göndermişdir” diyorlardı.” B. Ardahan’da Vapılan Yardım Faaliyetleri 1878 Berlin Antlaşması sonucunda Ruslarm eline geçen yerlerimizden birisi de Ardahan’dır. Çıldır, Göle, P o so f ilçelerini birer nahiye olarak içine alan^09 ve Çarlık idaresine geçince K ars’a bağlanan A rdahan110 1877 yılından, R uslann bölgeden aynldığı, 1917 yılına kadar K ars’ın en fazla Rus kırgm ına uğrayan bölgesi olmuştur.111 Ardahan ve çevresi bu Rus kırgınlannm en korkuncunu I. D ünya Savaşı sırasmda yaşamıştır. 1914 Kasımında, Pasinler’de Köprüköy Savaşı’nda Ruslan bozguna uğratan T ürk ordusu Sankam ış üzerine yürürken,11229 A ralık 1914’te, A rdanuç üzerinden gelen b ir kısım Türk k u w etleri de, A rdahan’a girm iş ve 36 sene Türk bayrağına hasret çeken Ardahan halkı sevincini saklayam ayarak Türk askerlerini şenlikler yaparak karşılamışlardır.113Fakat bu sırada Türk ordusunun büyük kayıplar vererek Sankam ış’ta yenilgiye uğraması üzerine 4 O cak 1915’de Ardahan yeniden R uslann eline geçmiştir.114

109 M am aşlı M. KUZU (Fahrettin KIRZIOĞLU), “Ardahan Sancağunızda M oskoflann Kırgın ve Zulümleri”, Kars Ili, sayı 1, A nkara 1965, s. 23. 110 PAGOSYAN, Karskaya Oblast v Sostave Rossii, s. 63-63; ORTAYLI, “Çarlık Yönetiminde K ars”, s. 345. 111 K UZU, “Ardahan Sancağımızda M oskoflann Kırgın ve Zulümleri”, s. 23. 112 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 274. 113 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 274; KUZU, “Ardahan Sancağımızda M oskoflann Kırgın ve Zulüm leri, s. 24. 114 ÇAK M A K, Büyük Harpte Şark Cephesi Hareketleri, s. 67. İsmail, Habib Sevük, 1915 felaketini gören Ardahanlılardan Türk halkının sevincinin nasıl büyük bir hüzne dönüştüğüne dair dinlediklerini şöyle aktarmıştır: “Tüık bayrağuu öpenler, bayrağı getiren askeri kucaklayanlar, askeri taşıyan atlara sanlanlar, hıçkınşlar, ağlayışlar; Allah’ım bugünü de gösterdin! diye dualar, senalar, şenlikler, Ruhlar meserret alevinin üstüne konmuş fağfur potalar içinde fıkır fıkır kaynıyorlar. Ardahan’dan selam... Bu iki kelimelik telaffuz. İşte Ardahan’ın o coşkun bayram içinde bütün memlekete telgraflarla yayılır. Güneşten ışık giden gibi bütün mem leket de o iki kelim elik telgrafla apaydın gülüyor. Fakat (Sankamış felaketimiz üzerine) bir gece Ruslar geliverince düşman kasabayn cayır cayır yakar, çatır çatır yıkarken bütün halkı da kıtır kıtır k ılıçdan geçiriyor. Ardahan’dan Selam!... Tannm, bu millet bir daha böyle selam işitT iesin” (Ism ail Habib SEVÜK, Yurttan Yazılar, Ankara 1987, s. 474).

Ahılkelek yoluyla gelen Sibir-Kazak Tugayı “Türklerin gelişini alkışladmız” diyerek, Ardahan içinde silahsızhalkı, çoluk-çocuk demeden öldürmüş, buradan kaçabilenlerse P o so f ve Şavşat’a kaçmışlardır. Ruslar bu mezalim e A rdahan’ın ilçelerinde de devam etmişler, Çıldır’m Kenarbel köyünden, Göle’de Khev köyüne ve T avusker’e değin 70 köyün silahsız Türk halkını öldürüp m allarını yağm a etm işlerdir."5 A rdahan M üslümanlarınm uğramış oldukları bu felaket Azerbaycan Türk halkı arasmda büyük bir üzüntü yaratmıştı. Özellikle o bölgelerden gelen kişilerin anlattıkları ve gazetelerde sık sık yer alan haberler A rdahan M üslüm anlarının Rus ve E rm eniler tarafından ne kadar vahşi bir şekilde katledildiklerini ortaya koyuyordu. ’ A rdahan bölgesinden henüz gelmiş bulunan ve Rus Devlet Dum ası’mn eski üyelerinden olan Zekeriya Bey Acarski “Kavkazski Slov” gazetesine verm iş olduğu beyänatm da burada yaşanan faciaları şöyle anlatm aktadır:116 “M übalağasız size diyebilirim ki, Ardahan mahalli artık yeryüzünde yoktur. Hamusu (hepsi) garet edilmiş, ahalinin ekserisi katliam edilmiş, siz, onlar ile kent (köy) geçebilirsiniz ve lakin bir nefer diri insan göremezsiniz. Ancak meyt (ölü), meyt, yine m eyt görürsünüz.

gündüz piyade gidiyorduk. A ç soğuk altında dağlar ile yol gidiyorduk. Balaca uşaklar el üstünde apanlıyordu. Bunlar gidip açlıktan karlar altına düşüp kahyorlar. K oca atalar dahi el üstünde aparılıyordu. 32 neferden ibaret olan bizim ailemiz Tiflis ’e gitmiş, sonra biz kentlilerde buraya gelmişik. Doğrudur buraya gelmişik. B izim her şeyim iz telef olmuştur. Ardahan dairesinde olan nice noktalarda ve Yukan Acar’dabizim birçok mülkümüz talan edilmiştir. Binler ile hayvanlanmız, desteler ile atlarımız sürülüp aparılmışdır. Bizim pahalı halılanm ız, kızıllanm ız (altınlanmız), gümüşlerimiz hamusu yağma edilmiştir. Biz devletlikten dilenciliğe çevrilmişik. Yalnız talan olan biz değiliz, bütün mahalde olanlar bizim halimizdedir. Ardahan mahalli Zakafkasya dairesinde en devletli bir yerdir. Ahalinin yüzbinler ile hayvanı var idi. İmdi hayvanlar mahvolup hiçbiri kalmamışdır.” Azerbaycan Türk basınmda, 1915 yılı başından itibaren Ardahan Müslümanlannın maruz kaldığı felaketler hakkında, Azerbaycan Türklerini yasa boğan ve heyecanlandıran yazılar çıkm aya başlamıştı. Ömer Faik Nemanzade, İkbal gazetesinde Ardahan bölgesi M üslümanlarının yaşadıkları felaketleri dile getirerek, acil olarakyardım edilmesi gerektiğini bildirmişti.117Yine Azerbaycanlı şairlerden A hm et Cevat,m İkdam gazetesi yazarlarmdan Hacı İbrahim Kasımov Ardahan bölgesi ahalisinin uğramış olduğu mezalimleri Azerbaycan halkına duyurmuşlard ı.119 Bu sırada A rdahan bölgesinden kaçan birçok M üslüman da Tiflis, Gence ve Bakü gibi şehirlere gelm eye başlamıştır. B unlann vaziyetleri son derece kötü idi ve yardıma m uhtaç durumdaydılar.

“Herkes böyle gamlı hadiselerin iptidasında kaçmışsa bunlar Ahılkelek’de Şavşah’da ve Poshov mahallinde yaşıyorlar. Velakin burada ancak çok az adam halas olmuştur. Bunlann çoğu da arvat ve uşaklardır. Men (ben) uşaklar derim, men size karlann içinde dökülüp telef olanlan desem o zaman siz hayrete düşersiniz. “M uharebeden evvel servedli olan kentler, Tagun harebeliklerini ohşuyor. Merim, Hivan, Sekerek, Ur, Kenkis, Olmak, Sazara, Siven (Sevan), Yora (Noro), Komak, Dedegül, Avagel, Ravas, Şadvan, Çikuf, Kinzodamad, Alabala ve birçok sair kentlerin kişileri (erkekleri) tamamıyla katledilmişti. Çıldırski (Çıldır) ve Gölski (Göle) uçastukalannda olan kentler de dahi aynı muamele icra edilmişdir. Kendlerin tamamiyle malkarası apanlıp yerle yeksan edilip bir sahraya dönmüştür. Diyebilirim ki, bu kişiler neler çekmiş ve bu ahvalata ne sebep olmuştur. A ncak bunu diyebilirim , bizim arvad uşaklarım ız kaçm ak ile seläme olmuşlardır. Gece ve 115 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 93. 116 İkdam, 5 Fevral/Şubat 1915, no. 38.

Bu durum üzerine, daha öncede üzerinde durulduğu gibi Azerbaycan Türkleri “K ardaş Köm eği” şiarıyla Kars, Ardahan vs. bölgelerde mağdur durum a düşen Türkler için yardım çalışmalan başlatmışlar, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Yardım Heyeti K ars’a gelerek, Kars ve çevresinde zor durum da bulunan M üslüm an ahaliye yardım için faaliyete geçm işti.120 İlk olarak K ars’a gelen C em iyet-i Hayriye heyetinde bulunan M ustafa Vekilov ve Cem alov durumu araştırm ak ve ihtiyacı belirlem ek amacıyla Ardahan bölgesine gönderilmiştir.121 B unlar Ardahan ve köylerinde gördükleri Müslüman ahalinin içinde bulunduklan

117 Bakü, 22 Yanvar/Ocak 1915, no. 180. 118 Basiret, 23 May/Mayıs 1915, no. 46. 119 İkdam , 4 Fevral/Şubat 1915, no. 37; Basiret, 17 Yanvar/Ocak, 1915, no. 36. 120 K U ZU , “Ardahan Sancağımızda Moskofların Kırgın ve Zulümleri”, s. 25;Sultanov, “Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 44. 121 SULTANOV, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”,

bu feci durum karşısm da çok müteessir olmuşlardı. Hatta M ustafa Vekilov Ruslan n sansürüne rağm en, Gürcülerin Tiflis’te çıkardığı Rusça “Zakafkasya” adlı günlük gazetede, burada gördüklerini, yapılan katliamlan anlatan “Ardahan Facialan” adlı beş-altı yazısım 1915 yılı içinde neşretmiş ve uzun yıllar kendisini Ardahan ’ da gördüğü b u m anzaralann etkisinden kurtaramam ıştır.122 Gerekli araştırm alan yaparak K ars’a dönen Cemiyet-i Hayriye tem silcileri, A rdahan bölgesindeki durum hakkında Cem iyet-i H ayriye’nin Yardım H eyeti Başkanı Dr. H üsrev Paşa Bey Sultanov’a bir rapor vererek, bir an önce yardım yapılm asınm elzem olduğunu bildirm işlerdir.123 Durum un aciliyeti üzerine Dr. Sultanov, hem en Cemiyet-i Hayriye temsilcilerini zor durum da bulunan M üslüm anlara yardım için, çeşitli yardım m alzem eleri ile A rdahan’a göndermiş ve yardım çalışm alannı başlatmıştır.124 Bölgedeki Rus idareciler nazannda Ardahan M üslümanlan, Türk askerlerini sevinçle karşıladıklan için hain olarak addedilmekteydi. Bu yüzden Kafkas Cephesi savaşlannda zarar gören Kars bölgesi ahalisine yardım etm ek üzere kurulan “Kars O blast Kom itesi” tarafmdan buraya hiçbir yardım da bulunulmamıştı. Rus m em urlar ve Erm eniler halkı cezalandırm ak için her türlü hakaret, haksızlık, saldın ve tecavüzleri yapmaktan geri durmuyorlardı. Cemiyet-i Hayriye temsilcileri bir taraftan Ardahan bölgesindeki M üslümanlan açlık ve soğuktan kurtarmak için, gerekli ihtiyaç m addelerini dağıtm aya başlarken, diğer taraftan M üslüman ahaliye karşı yapılan bu haksızlıklan önlemek için harekete geçmiştir. Dr. Sultanov, bu amaçla Kars Gubematoru, Kafkasya Genel Valisi nezdinde girişimlerde bulunduğu gibi, durum u Devlet Duması’ndaki Azerbaycan vekili M ehmet Yusuf Caferov’a da bildirmiştir. Ardahanlılann haklannı korumak amacıyla yapılan bu çahşmalar sonucunda “Kars Oblast Komitesi”nin Ardahan Müslüman ahalisine de yardım yapması sağlanmış ve aynca Müslümanlara yaptiğı haksızlık ve kötü muamelelerden dolayı Ardahan Naçalniki Nikolayev bu görevinden uzaklaştınlmıştır.125 s. 44. 122Mustafa V ekilot 17Kasım 1974’de,Ankara’dabugünlerleilgilihatıralannıFahrettınKırzıoğlu’na yazdırmıştır. Vekilof, aradan 30 yıl geçmesine rağmen Ardahan köylerinde gördüğü Rus mezalıminın izlerinin etkisinden kendisini kurtaramadığmı gözleri yaşararak anlatmış ve hatta geceleri de düşünde canlanan bu facialar yüzünden bir ay sonra şuurunun bozulur gibi olduğunu söylemiştiı. (KUZU, “Ardahan Sancağımızda M oskoflann Kırgın ve Zulümleri”, s. 25). 123 KUZU, “A rdahan Sancağımızda M oskoflann Kırgın ve Zulümleri” , s. 27. 124 Sultanov, “B akü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti’ , s. 44-45. 125 ^ııltanov, “Bakü M üslüman Cemivet-i Hayrivesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faalıvetı"

Ardahanlılann böyle en acılı günlerinde yanlannda bulunan ve onlann haklanıı savunan Cem iyet-i Hayriye, bölgede çok sayıda yaralı ve hasta M üslümanın bulunduğunu dikkate alarak Değirm enköy’de bir sağlık merkezi kurmuştur. Dr. Bahadır B ey’in idaresi altm da çalışan bu sağlık merkezinde M üslüman hasta ve yaralılar tedavi edilirken, yine Dr. Bahadır B ey’in idaresi altmda Ardahan’da bir de eczahane açılmış ve burada halkm ilaç ihtiyacmın giderilmesine çalışılmıştır. Bu arada Cemiyet-i Hayriye Kars Sorumlusu Ali Han Kantemirov’un gayretleriyle Ardahan’da M üslüman ahaliye “İstihkak Kooperatifleri”nden maliyetine giyecek ve yiyecek satılması sağlanm ıştır.126 Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi 1915 yılı Nisan-Ekim arasmda geçen altı ay zarfinda, Ardahan ve 35 köyünde çok zor durumda bulunan, savaştan zarar görmüş 4989 büyük ve 2360’da on yaşmdan küçük olmak üzere toplam 7349 kişiye 2070 pud un, 400 pud tahıl, 2974 Manat da nakit para yardımında bulunmuştur.127 Cemiyet-i Hayriye A rdahan’da açtığı şubesi vasıtasıyla bu faaliyetleri gerçeldeştirirken, A rdahan’m Çıldır, Göle ve P osof kazalanna da teşkilätını yaymıştır.128Cemiyet-i H ayriye Ç ıldır’a Rıza Karaşarov, A li Han Kantemirov ve Baba B ey ’i göndererek, burada teşkilätm ı oluşturmuş, bunun üzerine çok tedirgin bir durum da bulunan Ç ıldır halkı kendisini toparlamıştır. Ç ıldır’dan birçok kişi de Cem iyet’in kurduğu teşkiläta girerek, yardım lann halka dağıtılmasmda Cemiyet temsilcilerine yardımcı olmuşlardır. Bılnlardan Purut Köyü’nden Amucaoğullanndan Nebioğlu K äm il Ağa, Karavel K öyü’nden M olla M ustafaoğullanndan Deli Ağa, Cemiyet-i Hayriye’nin Çıldır teşkilätmda çalışarak, muhtaç durumda bulunan halka un, şeker vs. yiyecek ve giyim eşyası dağıtılmasında öncülük etm işlerdi.129 1915 E kim ’ine kadar Cem iyet-i Hayriye, Çıldır ’da dağılan 11 köyün 3162 büyük, 771 çocuktan oluşan harpzede Müslümanlanna yaptığı yiyecek ve giyecek yardım lannın yanısıra, 2141 M anat’ta para yardımı yapmıştır.130Bundan sonra da bu tür yardım lar artarak devam etmiştir.

s. 44-45. 126 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46; KUZU, “Ardahan Sancağımızda M oskoflann Kırgm ve Zulümleri”, s. 25. n l A ç ık S ö z, 16 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 12. 128 K U Z U , “Ardahan Sancağımızda M oskoflann Kırgın ve Zulümleri”, s. 25. 129K ars TTD. Araştırma Kolu, “Çıldırlı Kahramanlar”, Karsİli, özel sayı 1, Ankara 1966, s. 59.

Y ine C em iyet bu ilk altı ay içinde A rdahan’a bağlı G öle’de savaştan zarar gören 6280 büyük ve 4449 çocuğa 1315 pud un, 4483 pud tahıl ve 2991 M anat 50 K apik para dağıtm ış ve P osof’ta da zarar gören 965 büyük ve 396 çocuğa yiyecek v e giyecek yardımı yam nda 3495 Manat 50 K apik para yardım m da bulunm uştur.131 P o so f’ta Cem iyet’in teşkilätına katılan M üftüoğlu Hafız A ltun H oca yardım lann dağıtılmasında önemli hizm etler görm üştür.132 Cem iyet-i Hayriye bu yardımlannm dışında bölgeye geldiğinde, çok sayıda kim sesiz, yetim düşmüş, aç ve çıplak bir halde bulunan M üslüm an çocuğa da sahip çıkmıştır. A rdahan ve çevresindeki çocukların durumu gerçekten de çok acıklı bir sahne oluşturuyordu. Fahrettin Kırzıoğlu, çocukların halini; “Anaları, babaları şehit olm uş veya gece vakti kaçmış olan çocukları açık kapılardan giren kurtlar yedi, sağ kalan öksüzler, Kazaklarm “at-tersi”ni ayıklayarak içinden donmuş arpayı yem ek suretiyle açhğını giderir duruma düşmüşlerdi.” diye tarif ederken,133 bu tarihlerde Cemiyet-i Hayriye’nin yardım ekiplerinden birinde bulunan ve burada gördüğü acıkh manzarayı Azerbaycan’da çıkan Basiret gazetesinde kaleme alan, A hm et Cevat A hundzade’de Ardahan’daki çocuklann durum u hakkmda hemen hem en aynı şeyleri anlatm aktadır:134 “ ... O rada açlık o kadar şiddet eylem iştir ki biçare M üslüm an balalan at pisliği aktanp içinde olan arpaları çıkarıp onları kurutup onun ile geçinirler.” Ardahan’da Ruslann yaptığı kırgmdan sağ kalıp, sokaklarda sahipsiz köşelerde barınan bu çocuklar ilk zamanlar Cem iyet-i Hayriye tarafından toplanarak, yine C em iyet’in bir temsilcisi vasıtasıyla Bakü, Gence ve Tiflis’teki Cemiyet sığınacaklanna gönderilerek bakım ları sağlanıyor.135 D aha sonra Ardahan’da da bir sığınacak açan136 Cemiyet-i Hayriye, bu sığınacakta yalnızca yetim çocukIarı değil, bir kısım muhtaç kadm ve yaşlıların bakım ında da faydalı hizmetler

130A çık Söz, 16 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 12. 131 A çıkSöz, 16 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 12. 132Kars TTD , Araştırm a Kolu, “Posoflu Milli Mücadele Kahramanlarımızdan: Müftüoğlu Häfız A ltun-H oca (1874,1934)”, Karsİli, özel sayı 1, Ankara, '96 6 , s. 67. 133 KUZU, “Ardahan Sancağımızda Moskofların Kırgın ve Zulümleri”, s. 24. 134 Basiret, 23 M ay/M ayıs 1915, no. 46. 135 B asiret, 6 İyun/Haziran 1915, no. 48. 136 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 2, D. 2, L. 4; SULTANOV, “Bakü Müslüman Cemiyet-i H ayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 48.

görmüştür. Cem iyet’in baş temsilciliği sığınacaktaki her bir yetimin bakımı için, ayda 30 M anat ve alabildiği müddetçe Rus H üküm eti tarafından kaçkınlara verilen paydan 15 M an atp arag ö n d erm iştir.137 1917 yılına gelindiğinde R usya’da çıkan ihtilalin yaratmış olduğu serbest ortamdan faydalanarak ve Cemiyet-i Hayriye’nin de destekleriyle K ars’ta güçlenen m illı teşkilätlanma hareketleri A rdahan’da da kendini göstermişti. Özellikle Server Atabek, Cem iyet-i H ayriye’nin tem silcileri Dr. Hüsrev Sultanov, Rıza Karaşarov ve İsmail N azaraliyev’in de yardım lanyla Ahıska, Ahılkelek ve çevresinde kurulmasma çalıştığı m illi teşkilätlann A rdahan’da da kurulm asına millı birlik ve korunmanın oluşturulmasına çaba göstermiş, P osof’tan Hamsioğlu Arslan Bey, A rdahan’dan Dikanlı Hafız Efendi’de Server A tabek’le birlikte önemli hizm etler vermişlerdir.138 Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin A rdahan’da Türk halkına yardım ve destekleri Kars’ta olduğu gibi, 1918 yılmın ilk aylanna kadar devam etmiştir. Nihayet, Ardahan’ın yerli Türk kuw etleri tarafından Ermenilerden temizlenmesinden sonra, Server Atabek’in 1918 M art sonlannda H opa’da bulunan Eyüplü (Deli) Halit Beğ’e 8. Alay ve çetelerle Ahıska ile Ardahan’ın yerli Türkler elinde bulunduğunu ve Türk ordusunu beklemekte olduklannı haber vermek için gönderdiği iki temsileiden biri, Cemiyet-i Hayriye’nin yardım heyetinde bulunan ve onun temsilcilerinden olan Bibinoğlu Ahm ed Cevdet Bey’di. Bundan sonra ilerleyen Türk ordusu, 3 N isan 1918 tarihinde A rdahan’a girm iştir.139 Cemiyet-i H ayriye’nin Ardahan ve çevresinde yapmış olduğu yardım faaliyetleri ve bölge halkına verdikleri güven sonucunda, evini yurdunu bırakıp kaçan birçok Ardahanlı geri dönmüştür. Bunlardan biri olan A rdahan’ın önemli halk şairlerinden Ahmed M azlumi’de, Ruslar Ardahan ve köylerini kınp, yağmalarken ailesiyle birlikte Posof’un Suskap köyüne kaçmış, daha sonra Cemiyet-i Hayriye-’ nin bölgede M üslüm anlar açısından sağladığı güven ve destek üzerine tekrar Orta H anak’daki evine dönm üştür.140 Mazlumı “ 1915,1916 Ardahan Kırgmı ve m Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 2, D. 2, L. 83. 138Fahrettin KIRZIOĞLU, “Türk Gürcü Savaşında En Büyük Milli Kahramanımız: Y. Mühendis O sm an Server Atabek (1886-1962)”, Kars İli, özel sayı 1, 1966, s. 54-55. 139 Fahrettin KIRZIOĞLU, “Türk Gürcü Savaşmda En Büyük Milli Kahramanımız: Y. Mühendis O sm an Server Atabek (1886-1962)”, Kars İli, özel sayı 1,1966, s. 54-55. 140K ars TTD. Tanıtma Kolu, “Hanaklı Halk Şairi Ahmet Mazlümı”, Kars İli, özel sayı 1, Ankara 1966, s. 73.

Açlığı Destaıu”nda Azerbaycan Türklerinin yaptıklan yardımlar karşısmda duygularını şu dizelerle ifade etm iştir:141 “Ağlar kan-yaş döker nice m erdanlar Sofrası meydanda çok hanedanlar Oğuldan uşaktan aynldı onlar Şimdi ister torba taka dilene N e dilensin yok ki sahib-ül ihsan Bakü ile K ınm , Kazan, Dağıstan Vilayetler oldu hak ile yeksan Yığdı her taraftan geldi iane İane gönderdi hep ehl-i iman Gördü halimizi eyledi beyan Sebebi Takiyef o hanoğluhan Yazıldı gazetler gitti her yana Yazıldı gazetler her yana gitti B akü ağalan bütün el kattı M usa Bey Nakiyef, çok ihsan etti Adlannı bilmem alam lisana.” C . K a ğ ız m a n ’d a Yapılan Y ardım F aaliyetleri Kağızman, Kafkas Cephesi savaşlannda, Kars bölgesinin diğer kısımlanna göre daha az zarar görmüştü. Ardahan ve Oltu bölgelerinde meydana geldiği derecede büyük katliam lar burada yaşanmamıştı. Bununla birlikte halk açlık ve soğuktan perişan hale düşmüş, yüzlerce sahipsiz Ve yetim çocuk sokaklarda kalmıştı. Aynca, Rus memurlannın yaptığı haksızlıklar ve Ermeni çetelerinin saldın, tecavüz ve zulümleri Kağızman bölgesi Müslümanlannx canlanndan bezdirmişti. 1915 yılı bahannda Kars’a gelen Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov başkanhğındaki, B aku M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Yardım Heyeti, Kağızman bölgesine de tem silcilerini göndererek halkm durumunu tedkik ve ihtiyacı tespit ettirmiş ve

141 K IRZIO Ğ LU , Edebiyatım ızda Kars, s. 102-104.

derhal yardım çalışmalanna başlamıştır.142Ekim 1915 ’e kadar Cemiyet-i Hayriye, Kağızman’da dağılan 11 köyün mağdur duruma düşmüş 800 büyük, 402’si çocuk M üslüman harpzedelerine 650 pud un, 351 pud tahıl ve önemli m iktarda para yardımında bulunm uştur.143 Bölgede çok m iktarda sahipsiz ve yetim çocuk bulunduğunu dikkate alan Cemiyet-i Hayriye, Kağızm an’da 100 yetimi banndırabilecek bir sığınacak açmış ve bu sığınacağuı müdürlüğüne Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinden İdris Ahundzade getirilmiştir.144K ağızm an bölgesinden toplanan M üslüman yetim çocuklannm önemli bir kısmı K afkasya’da açılan Cemiyet-i Hayriye’nin sığm acaklanna götürülürken, bir kısmı da Kağızm an’da açılan bu sığınacakta banndınlarak, ihtiyaçlan karşılanmıştır. Cem iyet’in tem silcisi İdris Ahundzäde K ağızm an’da sadece sığınacak ve yetim çocuklarla değil, bütün Kağızman M üslüm anlannın sıkıntı ve dertleri ile ilgileniyor ve fedaklrcaçalışm alar yapıyordu. Cemiyet’in Kağızman sığınacağma ve Kağızmanlılara gönderdiği yardımlarda zaman zaman çeşitli sebeplerle aksamalar oluyor, sığmacak için gönderilen paralann bazen, Kağızman’a ulaşmasmda gecikmeler m eydana geliyordu. Bu zamanlarda, İdris Ahundzäde bölgedeki Rus idarelerine yaptığı yardım başvurularına olumlu cevap alam amış ve onlardan istediği desteği bulamamıştır. Hatta sığınacakta ve diğer yerlerde hasta durumda bulunan çocuklan Rus hastahanelerinde tedavi ettirm e girişimi bile sonuçsuz kalmıştır. İdris A hundzäde, Kağızm an’dan Tiflis’te C em iyet’in baş temsilcisi Dr. Sultanov’a çektiği bir telgrafta sığınacaktaki durum ve Rus idarecilerin kayıtsızlığı hakkmda şunlan yazm ıştır:145 “... Kifayet kadar erzak olmadığından sığınacaktaki çocuklann hepsi hastalanmıştır. Çocuklann hastalanmaması için çocuklara haftada bir defa et yedirmek m ecburiyetindeyim . A ncak etin fiyatı pazarda 1 Manattır. “Şehirler İttifakı”nm askeri hastahanesi çocuklan tedavi için kabul etmemektedir. Benim sığmacağımda özel tıbbi heyet ve araç olmadığı için, çocuklar arasın142 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Haıpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 45. 143 A ç ık Söz, 16 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 12. 144 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 101; Kaspi, 26 May/Mayıs 1917; Sultanov, “Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 48. 145 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 101.

da hastalık günden güne genişliyor. Fakat henüz bu hastalıklar yaygın vaziyette değildir. Gerekli tedbirleri almanız için bunlan size bildiriyorum.” İdris A hundzade’nin bu beyanları üzerine, Dr. Sultanov derhal harekete geçerek, K ağızm an sığmacağına daha fazlayardım gitmesini sağladığı gibi,146 aynca bölgede doktor ve sağlık personeli ihtiyacınm karşılanması içinde Azerbaycan gazetelerine ilän vererek yardım istem iştir.147 Kağızman sığınacağmda sadece Kağızman bölgesindeki yetim çocuklar değil, Cemiyet-i Hayriye’nin savaş bölgelerindeki yetim çocuklan toplamakla görevlendirdiği R uşen B ey Efendiyev’in çevre yerlerden toplayarak getirdiği M üslüm an yetim çocukları da barındılm yordu. Bu durum karşısında sığınacakta sıkışıklık oluyor, çocuklara istenilen hizmet verilemiyordu. Bu sıkışıklığın önüne geçilmesi için İdris A hundzäde’nin Cemiyet-i Hayriye Merkezine yaptığı başvurular sonucunda C em iyet-i H ayriye Kağızman’da ikinci bir sığmacak daha açm ıştır.148 Kağızman sığınacağmda çocuklarınyalnızbakımı ile ilgilenilmiyordu. Okuma yaşında olanlara, okuma-yazma öğretiliyor, aynca elişi ve çeşitli sanatlar çocuklara öğretilmeye çalışılıyordu. İdris Ahundzade çocuklann eğitimi üzerinde özellikle duruyor ve çocukların eğitimi için ihtiyaç duyulan öğretm enlerin bir an önce getirilmesi için Baştem silci Dr. Sultanov ile yazışmalarda bulunuyordu.149 Cemiyet-i Hayriye Rus memurlann bölgede yaptıklan haksızlıklann giderilmesi, kanunlarlabelirlenen devlet yardımlanndan bölgedeki Ermeniler gibi, Türklerinde yararlanm ası için çalışmalar yapmıştır. Bu arada C em iyet’in K ars’taki temsilcisi Ali Han Kantemirov’un yaptığı plänla, Kağızman’da “İstihlak Dükkänlan ” açılması ve Müslüman halkm buradan ihtiyaçlanm karşılamalan için girişimlerde bulunulm uştur.150 B u kär amacı gütm eyen dükkänların açılması Kağızm an halkımn ihtiyaçlannm karşılanması hususunda çok yararlı olmuştur.151

m Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 104. 147 Taze Haber, 4 Aprel/Nisan 1915, no. 18. 148 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 38,40. 149 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 69. 150 SULTANOV, “B akü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46. 151 K IRZIOĞLU, Edebiyatım ızda Kars, s. 114.

Rusya’da m eydana gelen 1917 Şubat İhtiläli ile ortaya çıkan serbest ortam ve hürriyet havası K ağızm an’da da etkisini göstermiş ve Kağızm anhlar bundan en iyi şekilde faydalanmasını bilmişlerdir. Özellikle Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi ve onun Kağızman bölgesi vekili İdris Ahundzäde (Genceli)’nin hürriyet ortammdan faydalam larak Kağızm an’da yapılan çahşm alarda büyük rolü olmuştur.152 Cemiyet-i H ayriye şim diye kadar K ağızm an’a önemli m iktarda yardım yapmış, açtığı sığınacaklarda yüzlerce Kağızmanlı Müslüman yetimi banndırmıştı. Cemiyetin himayesinde Kağızmanlılann kendilerine güveni gelmişti. Şimdi Kağızm anhlar ihtilälle oluşan ortamdan daha iyi faydalanmak istiyorlardı. Ve ilk olarak Cemiyet-i H ayriye’nin K ağızm an’da bir şubesinin açılmasını arzu ediyorlardı. Bunun için bir taraftan Cem iyet-i Hayriye Baş Temsilcisi Dr. Sultanov’a, İdris Ahundzäde vasıtasıyla m üracaat ederlerken, bu şubenin açılabilmesi için kendi aralannda 4000 ruble toplamışlardır. Kağızmanhlann bu isteği ve girişimleri olumlu karşılanmış ve “B akü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Kağızman Şubesi” 1917 bahannda açılm ıştır.153 Cemiyet’in şubesi açılır açılmaz hemen faaliyete geçmiştir. Kınm ve Bakü’da çıkan bütün Türkçe gazetelerin buraya da gelmesi sağlanarak, halkın aydınlatılması ve gelişen olaylardan haberdar olması amaç edinilm işti.154 Şim diyekadarbütün bölgede olduğu gibi Kağızman’da da, R uslann uygulamış olduklan siyaset gereği Türkçe eğitim yapılamıyordu. Bu da Kağızman Türklerinin en önde gelenproblemlerindenbiriydi. Nitekim Cemiyetin Şubesi açıldıktan sonra, Kağızmanhlar Cemiyet-i Hayriye’ye müracaat ederek bu konuda kendilerine yardımcı olunmasım istemişlerdir. Bu konuda hazırlam ış olduklan bir dilekçeyi Tiflis’te Cemiyet-i Hayriye Baş Temsilcisi Dr. Sultanov’a iletm eküzere Kağızman Şubesi sorum lusu İdris A hundzäde’ye veren Kağızmanlılar, bugüne kadar köylerde ve bütün bölgede R us m em urlannın Ruslaştırmak ve Hristiyanlaştırmak politikası yürüttüklerini,

152 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 117. 153 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46. 154 KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 117; Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46.

buyüzden çocuklanm Ruslann açmış olduklan okullara göndermeğe korktuklannı, ne köylerde, ne de şehirde Müslüman erkek ve kız çocuklarmın okullara gitmediklerini belirterek, ancak çocuklannı bu okullara göndermediklerinde, bu sefer de Rum ve Erm eni çocuklanna göre eğitimsiz ve hiçbir şeyden habersiz büyüm ekte olduklannı anlatmışlardır. Kağızman’da önceden Türkçe olarak ders veren öğretm enlerin bulunduğunu, fakat bunlara Rus m emurlar ve Erm eniler tarafm dan çeşitli iftiralar edilerek, Kağızman’dan kovulduklannı verdikleri dilekçede bildiren Kağızmanlılar, bölge halkının kız ve erkek çocuklannı okutmaya hazır olduklannı, ancak M illı M ekteplerde okutmak istediklerini, bunun içinde Cemiyet-i H ayriye’ nin Tiflis’te bulunan Baş Temsilcisi Dr. Sultanov’u kendilerine bu problem lerini çözmek için vekil tayin ettiklerini kaydetmişlerdir.155 İdris A hundzäde’ye m üracaat eden bu heyet içerisinde bulunan Kürt ve Çerkezler de, R u slann bölgede uyguladıklan bu siyasetten rahatsızlıklanm dile getirerek C em iyet-i H ayriye’den şu istekte bulunm uşlardır:156 “Ruslar, bütün şerait ve akayid-i diniyem iz Türkçe olduğu halde, okullarda biz Kürtlere Farsça, Çerkezlere ise birinci günden Rusça okutturma karan almışlardır. Ancak, biz okullarda Farsça ve Rusça yerine kendi çocuklanm ıza Türkçe eğitim verilmesini istiyoruz.” İdris Ahundzäde Kağızmanlılann bu isteklerini, 28 Haziran 1917 ’de Tiflis ’te bulunan Dr. Sultanov’a bildirmiştir.157Bu talebe Sultanov’un ne cevap verdiğine dair bir belge bulunamamasına karşm, Kağızman’da bu dönemde okullar açıldığı, H afızK urban (Yurtseven) Efendi’nin, 9 Ekim 1917’de yazıp, Cem iyet’in Kağızman Şubesine gönderm iş olduğu destandan anlaşılm aktadır.158

155Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 30. ^ A z e r b . Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 30 157 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 30. 158 Hafız K urban Efendi’nin yazmış olduğu bu destanın konu ile ilgili bölümü şu şekildedir: “M illet umudunu sana bağlamış Kars ülkesi seninle iftihar eder Şerefle bin yaşar şanın Kağızman M aarif Ocağı kanın Kağızman M ekteplerin gür gür gürüldemede Okumuş zenginin cehdeylemede Adrnı m illetler hep söylemede ö m e k tır Türklere yönün Kağızman

Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Kağızman ve çevresinde yapm ış olduğu en önemli işlerin başmda, burada Müslüman halkı teşkilätlandırmak suretiyle “Kağızman M üslüman M illı Komitesi”ni oluşturması gelm ektedir.159 Kağızman’da açılan Cemiyetin Şubesi, halkrn da iştirakiyle, M üslümanlann problemleri ile ilgilenen, onlann bilinçlenip teşkilätlanm alanm sağlayan bir yer olm uş ve bunun sonucunda da Cem iyet’in K ağızm an şubesi sorum lusu İdris A h u n d zad e’nin b a şk a n lığ m d a “K ağ ızm an M ü slü m an M illı K o m ite si” kurulm uştu.160 Komite çalışanlan ve üyeleri, Cemiyet-i H ayriye’nin Kağızm an şubesi sorum lulanndan ve K ağızm an M üslüman halkınm en sevilen nüfuz sahibi kişilerinden oluşmuştu. Bunlar arasında Ahm ed Bey, Hacı Öm er Beyoğlu, Öm er Abdullahoğlu, Davut Ziya ve kom ite çalışm alannda çok büyük hizm etler veren Ö m er Lütfi İm am zade161 de vardı. Müslüman M illı K om itesi’nin üzerinde durduğu en önemli konu ve aym zam anda kuruluşunun da asıl gayesi, bölgedeki Ermeni saldm ve taşkınhklanna karşı M üslüman halkı uyam k tutm ak ve tedbirler almaktı. Kağızman M üslüm an M illı Komitesi, 27 Ekim 1917 tarihinde bir toplantı yaparak, Müslüman halkm sıkmtılan ve alınacak tedbirler hakkmda görüşmelerde bulundu.162Toplantıda ilk olarak Ermenilerin Müslümanlara karşı yaptıklan saldıfılar ve İsläm ahalinin durum u üzerinde görüşmeler yapılarak bölge halkından bu

Yığınacaklar yığıp, nutuk söylediz, Darüleytam açıp, öksüz toyladız, Cemiyetler kurup ilän eylediz Hayrile amlır şanın Kağızman" (KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 117). 159 A ç ık Söz, 24 Oktiyabır/Ekim 1917, no. 596. 160A ç ık Söz, 24 Oktiyabır/Ekim 1917, no. 596. 161 Ö m er Lütfı Imamzäde, bu dönemde özellilde M aärif konusunda Kağızmanlılara büyük hizmet verm işti. (KIRZIOĞLU, Edebiyatımızda Kars, s. 117). Daha sonra Cenubi Garbi Kafkas H ükü m eti’nin dağıtılmasıyla Ali R ıza (Ataman) Bey tarafından oluşturulan Kağızman Milli Şurasm ın reisliğine getirilmiştir. (ATASE, A. 4/8316, D. 10/6, Kls. 254, F. 12). TBMM I. D önem inde Kars Milletvekili olan Ömer Lütfi (Terim) 1957 yılında K ars’ta vefat etmiştir (K IRZIOĞ LU, Edebiyatımızda Kars, s. 117). '62A ç ık S ö z , 3 Dekabır/Arahk 1917, no. 619.

konuda gelen şikayetler ve yardım istekleri ele alındı. Burada dikkati çeken nokta, K om ite’ye yalnızca Kağızman ve çevresinden değil, N ahçıvan ve H orasan’dan dahı, Ermeni saldınlanna karşı yardım edilmesi hususunda istekler gelm esiydi. Gizlice göndermiş olduklan mektuplar vasıtasıyla şikayetlerini dile getiren bu bölgelerin Müslüman halkı; “yukanda Cenab-ı Hak, aşağıda siz milletvekilleri, ya bize im dat edin yahut kati bir cevap verin canımızdan el götürmüşüz” diyerek, yardım istiyorlardı.163 İdris A hundzäde ve arkadaşlan, bu zulümlerin bir an önce durdurulm ası için ilk önce Kafkasya Genel Valiliğine başvurarak, bu saldınlann önüne geçilmesini istemişlerdir. Daha sonra yapılan bu zulmü gazeteler aracılığıyla herkese duyurmayı amaçlamışlar ve gazetelere gönderdikleri yazıda yöre halkmın içinde bulunduğu durumu şu şekilde bildirmişlerdi:164 “Horasan Uçastukası Karakurt’da ve Nahçıvan Uçastukası D igor köyünde Ermeni saldatlan (askerleri), İslämlara özellikle milletler muharebesinden dolayı esir düşm üş Türk esirlerine gayet zulüm ve cefa ediyorlar. Gizli olarak Erm eni guldur desteleri tertip edilmiştir. Bu desteler hergün, her zaman İsläm köylerine hücum ederek günahsız ahaliyi katl, koyun ve mallannı dahi garet ediyorlar. İsläm köylüleri, Ermeni kaçak ve guldurlannın elinden Kağızman şehrine gelemiyor.” Kağızman Müslüman Millı Komitesi, bu şekilde çahşmalanna devam ederken, Ermeniler de K ağızm an’da kurmuş olduklan “Kağızman Ermeni Zemski M uhtar Oblastı”na Türklerin de dahil olması için baskı yapıyorlardı. Çünkü bu şekilde kendilerinin egem en oldukları ve idaresini ellerinde bulundurdukları bir bölge oluşturacaklardı. Müslüman Millı Komitesi, buna şiddetli bir şekilde karşı çıkmış ve almış olduğu bir kararla, Kağızman kazası İsläm ahalisinin ne olursa olsun ve hangi şartlar altında olursa olsun “Kağızman Ermeni Zemski M uhtar Oblastı”na dahil olmayacağını bildirmiştir.165 Kağızman Müslüman Millı Komitesi’nin ele aldığı en önemli konulardan biri de, Kağızman ve çevresindeki Müslüman halktan, Ermeni ve Ruslara karşı “Millı Alaylar” oluşturm ak istemesidir. Komitenin 27 Ekim 1917 tarihli toplantısında, bu konu üzerinde de görüşmeler yapılmış, toplantıda bulunan herkes “Millı Alay-

163 A çıkSöz, 3 Dekabır/Arahk 1917, no. 619. 164 Açık Söz, 3 Dckabır/Aralık 1917, no. 619. 165A çıkSöz, 3 Dekabır/Aralık 1917, no. 619.

lar” kurulması için gerekli maddı ve manevı hiçbir yardımdan çekinmeyeceklerini bildirmişlerdir. Millı Alaylann bir an önce kurulmasını isteyen Komite üyeleri bu konudaki düşüncelerini şöyle dile getirmişlerdir:166 “... Bu vaziyetin (Erm eni saldırılarımn) tek çaresi M illı A lay olabilir. Milli Alay sindirilmez bulat bir kuwettir. N e kadar ki milli alaylanm ız yoktur, “Sanbulak”da ve sair ülkelerde olduğu gibi, İsläm Türk adına hor bakılacak... Cemiyet-i Hayriye Vekillerini Türk Osmanlı zabitidir diye biliriz ve diyoruz ki: Yegäne çaremiz ve necatımız Millı Alaylar. Zengin ve fakirlerim izbilaistisna can ve malımızla millı gururumuzu müdafaa için Milli Alaya yazılmaya hazm z.” Kağızman Türklerinin, Cemiyet-i Hayriye tem silcilerinin öncülüğünde ve maddi, manevı yardım lanyla teşkilätlanmalan ve yapmış olduklan bu faaliyetleri gören Ermeniler ve Rus askerleri, Cem iyet tem silcilerine karşı menfı bir tutum takınmaya başlamışlardı. Cemiyet’in Kağızman Şubesi Sorumlusu ve Milli Komite’nin başkanı İdris Ahundzäde ve arkadaşları Rus K azaklan ve Erm eniler tarafından, Müslüman ahaliye yardımcı olduklanndan dolayı, Osmanlı Zabiti (subayı) addedilerek saldınlara maruz kalıyorlardı. Hatta Cem iyet’in temsilcilerinden Abdullah Sultanov, M üslüm anlara yardımcı oluyor diye öldürülm ek istenm iş son anda ellerinden kurtulabilm işti.167 Ermenilerin C em iyet temsilcilerine karşı menfı tutumu yalm zca yaptıkları çirkin saldmlarla kalmıyordu. Ermeni gazeteleri, Cemiyet-i Hayriye temsilcilerini ve Müslüman halkı aşağılayıcı, onları Rus kam uoyunda kötü olarak gösteren yazılar yazıyorlardı. Özellikle Cemiyet m ensuplanm “Osm anh Zabiti” sıfatıyla adlandırarak Rus resmı m akamlannı da Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’ne karşı tavır alm aya teşvik ediyorlardı.168 Kağızman Müslüman Millı Komitesi, Cemiyet temsilcileri aleyhine ve Cemiyet temsilcilerinin çalışmalarına ve yardımlanna engel olmak maksadıyla yapılan bu girişim ler üzerine bir toplantı yaparak, bu saldırılara cevap verm ek kararım alm ış ve çeşitli gazetelere bu konuda görüşlerini bildiren yazılar göndermiştir.

166 A çıkS ö z, 3 Dekabır/Aralık 1917, no. 619. 167 A çıkSöz, 3 Dekabır/Aralık 1917, no. 619. Cemiyet-i Hayriye temsilcilerine M üslüman halka yardım amacıyla gittikleri çoğu yerde, Özellikle Ermeniler tarafmdan bu ve buna benzer saldınlarda bulunulmuştur. 168 A çıkS ö z, 3 Dekabır/Aralık 1917, no. 619.

B u y azılardadile getirilen sıkmtılar şöyledir:169“(Ermeniler) Cemiyet-i Hayriye Vekillerini O sm anlı zabitleri addederek ortalığa bir şürur ve bir tufan salm ak istiyor ve bu yol ile İslämlara eziyet vermekle onlan sıkmağa çalışıyorlar. Binaenaleyh Cemiyet-i Hayriye Vekillerini Osmanlı zabiti addedenlere bildirmek lazımdır ki, O adamlar Osmanlı zabiti değil, onlar ırkdaş ve dindaşlannın aç, çıplak ahalisini m üdafaa ve açlıkdan halas etmek için Kafkas tarafından gönderilmiş vekillerdir. “B ize yalandan hücum eden Ermeni gazete ve m uharrirlerine, İsläm lann üzerine hücum ve tecavüzde bulunan Ermeni saldatlanna, okuyan kazaklanna izhar-ı nefretimizi ilan etmekle beraber milletin terkibine çalışmak niyetinde bulunan K afk as’ın pek älicenap vekillerinden rica ederiz ki, bu işlerin önü alınsın. Eğer dertlere çare bulunmazsa o zaman Kağızman nahiyesi İsläm lan mahvolup gidecektir. Can boğaza dayanmış artık, devam etmek mümkün olmayacak. İslämlara älelhusus köylülere o kadar zulüm edilmiş ki, artık hepsinin sözlerinden hayatı hiçbir şey saydıklan anlaşılıyor.” AsJmda Cemiyet temsilcileri kendilerinin “Türk-Osmanlı Zabiti” diye adlandın lm alanndan herhangi manevf bir hoşnutsuzluk duymuyorlardı. H atta İdris A hundzade’nin başkanhğındaki kom ite toplantısmda, “B iz Cemiyet-i Hayriye Vekillerini, Türk-Osm anlı zabitidir diye de biliriz” şeklindeki konuşm alanndan bir sakm ca görm em işler,170 fakat bölgede Cem iyet tem silcilerinin M üslüman halka daha fazla ve rahat bir şekilde yardım etmeleri hem de kendilerinin can güvenliği açısından, Rus askerlerinin ve Ermenilerin çıkardıklan bu tür söylentilerin önüne geçilm esi düşünülerek bu şekilde hareket edilmiştir. C em iyet’in Kağızm an şubesi bütün bu saldınlara rağmen çalışm alanna devam etmiştir. Hatta 1918 yılında Erivan ve çevre yerlerden Ermeni saldınlanndan kaçıp gelen M üslümanlara kucak açarak onlann ihtiyaçlannı gidermeye de çalışmıştır. Bölgedeki M üslümanlann durumu ve ihtiyaçlan konusunda, Osmanlı Ordu K om utanlanyla da irtibat kuran İdris Ahundzade, bu amaçla, 7 M ayıs 1918 tarihinde 36. Kafkas Tümeni K om utanı’na şu telgrafı gönderm iştir:171

169 A çıkSöz, 3 Dekabır/Aralık 1917, no. 619. m AçıkSöz, 1 Dekabır/Aralık 1917, no. 619. 171IITVD. Belge no. 2034.

Kağızman 7. 5. 36 “Otuz A ltıncı Kafkas Fırkası (Tüm eni) Kum andanı Hazretlerine “İki aydan ziyadedir ki Kafkas’ta vukua gelen Ermeni-Müslüman döğüşmesinden dolayıdır ki bu husum et Erivan Viläyeti İsläm lanyla Erm eniler arasında dahi belirmeye başlam ıştır. Şimdiki günlere kadar Erm eni eşkiyalan desteleri, İslämlan keserek köyleri birer ikişer yıkıp yakmaktadır. Erivan Vilaveti’nde mahalli avlanan yerde Erm eni zalimleri tarafmdan otuzdan ziyade İsläm kövlerinin ahalisi kesilerek köyler tahrip ve yandm lm ıştır. B u felaket ve helakete binaen Verilen şayiata göre Erivan şehri İslämlan Ermeniler tarafindan muhasara edilmiştir. Hergün Erivan tarafından külli surette hasta, m ecruh ve ihtiyar kan , kız muhacirler Kağızman tarafina gelmektedirler. M uhacirler hepsi açlıktan ve yersizcek ve çok şeylere m uhtaçdırlar. Gördükleri adam lara valvarm ava baslıvorlar. Erivan Vilayetindeki din kardeşlerim izin şu esefnak hallerini Türkiye içerisine haber vermeleri tem enna ölunur. “Kumandan hazretlerinden muhacirlere maddi ve manevi yardımda bulunmalanm ve tavattun ve mesken edecek yerler göstermelerini istirham ve niyaz ederim. Em r-ü ferm an hazret-i alilerinindir. Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesinin Harpzedelere M uavenet H eyeti’nin Kağızman K azası Vekili ve Kafkas CephesiM üftüsü. İdris Ahundzade Genceli” Cemiyet’in Kağızman şubesi yetkilileri bu şekilde Osmanlı Ordu Kumandanlanyla irtibat kurup, onlann da bu zor durumda olan Müslümanlara yardım yapmasını sağlamaya çalışmışlardır. Cemiyet-i Hayriye diğer bölgelerde olduğu gibi Kağızman’da da uzun süre hizmet etmiş, özellikle, Müslüman Millı Komitesi ’nin kurulması, Müslümanlann haklannrn savunulması ve onlann bilinçlendirilmesi hususunda büyük hizmetler görmüştür.

D. O ltu ’da Yapılan Yardım Faaliyetleri 3 M art 1878’de imzalanan Ayestefanos Antlaşm asıyla Çarlık R usyası’n a bırakılan Oltu, Ç arlık idaresine geçtikten sonra Kars, A rdahan ve K ağızm an ile birlikte bu idare tarafm dan oluşturulan “Kars Oblastı”na dahil edilm iştir.172 Rus idaresinde bulunan diğer Türk bölgelerinde olduğu gibi, O ltu’da da R u s Ç arlık idaresi sıkı bir kontrol ve baskı politikası kurmuştu. Özellikle I. D ü n y a Savaşı arifesinde Elviye-i Selase ve bütün bölgede yaşayan Türklere karşı uygulanan bu baskı daha da artmıştı. O ltu’da bulunan Rus askerleri Rum ve Erm enilerin kışkırtmalan ile Türklere karşı çok sert davranıyor, Oltulu erkekler zorla evlerinden alınıp, karm tokluğuna güç işlere sevkediliyorlardı. Ayrıca bölgede Erm enilerin oluşturduklan çeteler Türklere karşı her türlü kötülüklerde bulunduğu halde, R us idareciler bu konuda hiçbir müdahalede bulunm uyorlardı.173 B ütün bu baskı ve saldmlara rağmen,Çarhk idaresine geçmesinden I. D ünya Savaşı’na kadar O ltu’da Rus yönetimine karşı herhangi bir başkaldın ve direnm e hareketi olmamıştı. Oltulular savaş başlangıcında henüz Türkiye ile Rusya savaş halinde olm adıklan halde, büyük bir umuda kapılmışlar ve esaretin sona ereceği, kurtuluş günlerinin yakmlığı bütün Oltulular da ortak bir inanç haline gelmişti. B u inançla bir kısım Oltulular, Osmanlı-Rus savaşınm başlamasıyla Yusufeli tarafmdan Tavusker kazasm a giren Türk kuw etlerine katılarak Ruslara karşı savaşmışlardı.174Nihayet 23 Aralık 1914’te, Türk ordusunun Oltu’ya girmesi halkta büyük sevinç ve heyecan yaratmıştı. Ancak, Oltuluların bu sevinci uzun sürm em iş, Türk ordusunun Sankam ış’ta Ruslara mağlubiyeti bölge halkınm felaketli kaderini de tayin etmişti. Zira çok geçm eden Türk kuvvetleri O ltu’dan çekilirken, Rus Kazak Alayları, 12 O cak 1915 ’te, O ltu’yu işgal ettiler.175

bu katliamlannda Rum ve Ermeniler büyük ölçüde ön ayak olmuşlardı. Hatta daha Türk Ordusunun çekilişi esnasında, Rus ordusunun yaklaşmasını fırsat bilen Ermeni çeteleri Türklere saldırmışlar, evlerini yağma, mallanm talan etmişlerdir. Ruslar, işgal esnasmda Oltu’da yaptıklan katliamlann yam sıra işgal esnasında ve daha sonra devam eden Ermenilerin M üslüman ahaliye yaptığı saldın, tecavüz ve katlimalara da lakayd kalmışlardır. Bölgedeki Rus m em urlar O ltu ahalisini hain olarak addederek, cezalandırılm aya m üstehak olduklanm düşünüyorlar ve Ermeni ve Rumların Türklere yaptıkları bu hareketlere göz yum uyorlardı. Bu katliamlardan kurtulan ve son derece zor durumda bulunan M üslümanlara hiçbir yardımdabulunulmamıştı.176Daha önce üzerinde durulduğu gibi, M üslüman ahalinin yaşadığı bu felaketler A zerbaycan’da büyük infıal ve heyecan yaratm ış ve Azerbaycan Türkleri, savaş dolayısıyla zor durum a düşmüş, felakete uğram ış bu kardeşlerine yardım etm ek için faaliyetlere başlamışlardır. Yapılan hazırlıklardan sonra, 1915 M art’ında K ars’a gönderilen Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi M üslüman Harpzedelere Yardım Heyeti, K ars’a geldikten sonra diğer yerlere olduğu gibi, Oltu’ya da temsilcilerini göndererek, Oltu’daki Müslümanlarm durumunu ve ihtiyacın m iktannı belirleyerek, acil olarak yardım çalışması başlatmıştır. Cemiyet-i Hayriye ilk önce bir taraftan zor durumda bulunan ahaliye yiyecek ve giyecek dağıtırken, diğer taraftan Rus m em urlann yaptığı haksızlıklarm ve Ermeni saldın ve baskılannm durdurulması için gerekli girişimlerde bulunmuştur. B u en ıstıraplı günlerinde Cem iyet-i H ayriye’nin yaptığı bu yardım lar Oltu ahalisine rahat bir nefes aldırm ıştır.177

R uslar O ltu’yu yeniden işgal ettikleri sırada, bölge halkını Türklere yardım ettikleri suçlamasıyla cezalandırmaya ve katletmeye başlamış, daha öncede belirtildiği üzere, Oltu’nun Havdos, Terpinik ve Bahçecik köylerinin erkeklerinin hepsinin ve Tavusker halkmm büyük bir kısmı Ruslar tarafından katledilmiştir. Ruslann

Cemiyet-i Hayriye O ltu’da yaptığı araştırmalar sonunda 21 köyün tamamen dağıldığmı, 540'ı çocuk olm ak üzere 10 bine yakm M üslümanm büyük sıkıntı ve m ağduriyet içerisinde olduklannı tespit etmiş ve bunlara 1915 Ekim ayına kadar un, tahıl, çay, şeker ve giyim eşyalanndan oluşan yardım lann dışmda 2490 M anat d a p ara dağıtm ıştır.178 Yine bu dönemde yapılan girişim ler sonucu, az da olsa 1916 yılından itibaren “Kars Oblast Komitesi” tarafmdan bölge ahalisine yardım yapılm ası da sağlanm ıştı.179

172ORTAYLI, “Çarlık İdaresinde Kars”, s. 345; PAGOSYAN, Karskaya Oblasl v Sustave Rossii, s. 63. 173 HAŞİM OĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 5. 174 HAŞİM OĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 5. 175 KURAT,Türkiye ve Rusya, s. 274.

176 Sultanov, “BakuMüslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 44. 177 Sultanov, “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 44-45. 178 A ç ık Söz, 6 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 12. 179 B u konuda Kars bölgesinde Cemiyet-i Hayriye’nin yaptığı faaliyetlerden bahsedilirken, aynntılı b ilg i verilmiştir. Bkz.: s. 231-237.

Cemiyet-i Hayriye’nin hiç şüphesiz Oltu’da yaptığı en önemli yardım faaliyetlerixıin başında savaş ve yaşanılan katliamlar yüzünden sahipsiz ve yetim kalm ış Müslüman çocuklannın toplattınlması, yerleştirikneleri ve ihtiyaçlannın karşılanması gelmekteydi. Savaşta ailelerini kaybeden yüzlerce çocuk ya sokak başlarmda, harabeliklerde açlık ve soğuktan ölmekte, ya da Rus subay ve erleri, hatta Ermeniler tarafindan alıkonulmakta, bunlar Hristiyanlaştınlarak özleri unutturulmaktaydı.180 Bölgedeki sahipsiz yetim Müslüman çocuklan toplamak üzere Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi tarafından özel olarak görevlendirilen Ruşen Bey Efendiyev181 ve diğer Cemiyetin temsilcileri O ltu’nun her köşesini dolaşarak M üslüman çocuklan sokaklardan, köylerden, kışlalardan, Hristiyanlann evlerinden, kilise vs. yerlerden tek tek toplayarak Cemiyet-i Hayriye’nin Tiflis, Gence, B akü v s yerlerde açm ış olduklan sığınacaklanna getirerek, yerleştiriyorlardı.182 R uşen B ey E fendiyev O ltu ve çevresinde bu am açla yaptığı çalışm alann bir kısm m ı, T iflis’te B akü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Baş Temsilcisi Dr. Hüsrev P aşa Bey S ultanov’a yazdığı bir raporda şöyle anlatm aktadır:183 “B akü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi’nin Tiflis’de sakin olan vekili Tabib Hüsrev Paşabek Sultanov Cenabmın teklifıne binaen geçen İyun (Haziran) ayınm 22. günü Tiflis’ten hareket edip gittim. İyun’un 24'ünde K ars’tan otomobil ile hareket ettim. Oltu kasabasm a İsp ir’ den “Zem ski Soyuz” vasıtasıyla gelen yetimleri kabul etmeğe. Yetimlerin o vakit O ltu’ya gelip yetişmemeklerine binaen m ecbur oldum onlan orada bir niçe vakit gözlemeğe. B u arada fırsattan istifade edip ve bir niçe yetimlerin bazılan hastahanede diğerleri saldatlar arasında ve başka şahıslann ellerinde olm aklannı bilip, çalıştım bunlan yığmağa. “N eticede 1) Zem ski Soyuzun hastahanelerinde olan Çatak köylü Zennure Zekeriye kızını (17 yaşm da), 2) İkinci Türkistan batalyonun saldatlan arasmda olan K üçük D ereli M ustafa B ahar oğlunu (9 yaşında), 3) Erm eni ve R um lann bed fikirlerinden halas olm ak için O ltu’ya gelm iş olan G ürşeken köylü Faize

'8o Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 92; M acit HAŞİM OĞLU, “Bakü İsläm Cemiyet-i Hayriyesi ve Oltu M illi tsläm Komitesi”, Tarih Yolunda Erzurum, sayı 4, (Aralık 1959), s. 20. 181 Evrak-ı Nefise, 28 M ay/M ayıs 1919, no. 3. Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 22,24,92. m Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 92-93.

Ömer kızı nam ında avratı (28 yaşında), 4) O ltu’da sahipsiz, küçelerde kalm ış Tortum köylü Firdevs Y usuf kızmı (30 yaşm da), iki evladı ile E sm a (3 yaşm da) ve Zeliha (15 yaşında) M ehm ed kızlanm ve 5) Yine Oltu’da sahipsiz ve küçelerde perişan halde kalm ış Tortum köylü Läle H asan kızını (8 yaşm da) götürüp bir yere cem ettim. Bunlardan m aada Oltu okruğunun Bardız köyünde Dimitri Dimitriyov isimli “istrajnik”de 9-10 yaşında bir İsläm kızınm olduğunu bilip okruk naçalniğine, rücu ettim. N açalnik ahvalatı cem ettikten sora bana: “çocuğu haç suyuna çekmişler ve buna görede onu daha verm ek gayr-ı m üm kündür deyip” cevap verdiyse de ben bununla kifayetlenm eyip, N açalnik’e anza verip yetim i resmen talep ettim. N eticede N açalnik benim yam m da hem in İstrajniki çağırtıp sual cevap etti. İstrajnik ise söyledi ki hakikaten o, geçen sene M ay aym da Nem slerin (Almanlann) koloniyasında mevcut olunan Gürcü kilisesinde, ora keşişine yetimi haç suyuna çektirm iş. B u sual cevaptan sonra ben N açalnik’den rica ettim ki; benim istrajnikin sözüne inanmadığıma ve onun İsläm uşağını haç suyuna çekmeğe hakkı olmadığma göre resmı surette o keşişten sual olunsun: Kağıdı öz yanımda yazdmp gönderttim ve rica ettim ki cevabı almdığmda M üslüman Cem iyet idaresine gönderilm eğe serencam verilsin. “Yine O ltu’d a sakin 14. Türkistan A layı’m n anbannda Saldatlar arasında hemin alayın idare m em uru Polkin’in emri ile saklanm akta olan İspirli yetim bir kızı (7 yaşında) alm ak için İyunun 2 8 ’inde m ezkür alayın kum andam na harbi telegram gönderdim. B u vakit haıbin şiddetli zamam olmağına göre 9 gün müddette b ir cevap alam adım . Sonra rücü ettim. O ltu’nun nokta-i kum andanm a. Bu şahıs öz tarafmdan benim vasıtam ile alay kumandanma ikinci telegramı gönderdi. B en O ltu’dan çıkan vakte kadar hem in telegram lara cevap alm adığım a göre Oltu nokta-i kumandanından mektup ile rica ettim ki, yetimin Müselman Cemiyeti’ ne verilm esi baresinde alay kum andanm dan cevap alına vakit çocuğun Oltu naçalniği vasıtasıyla Cem iyetin Oltu’da olan vekili M ehm et K aragözov’a teslim olunm asm a serencam verilsin. “Böyle ki İyul (Temmuz)’un 7’sine gibi Oltu kasabasmda yukanda zikrolunan işlerde çalıştım ve bu müddette İspir’den gözlenilen uşaklar gelmediğinden Zemski S oyuz’dan rica ettim ki, beni binek ve adam verip İspir’e göndersinler. Bımlar ricam ı kabul ettiler. Seher gün at ile O ltu’dan İspir’e tarafhareket ettim. Gecesi A zo rt köyünde kalıp seherden ileriye hareket ettün. B ir zaman yolda İsp ir’den gönderilm iş olan 11 uşağa ve b ir avrata tesadüf ettim. Bunlan O ltu’y a gönderip, özüm ise H ahud köyüne gittim . Burada harp zamam türlü türlü belalalara düçar

olduktan sonra K azak ve Saldat ellerinden kaçıp özünü “Zem ski Soyuz”u n b ir şefkat bacısına (hemşire) götürmüş ve ona penah etm iş olan (15 y aşın d ak i) Fatma İsmail kızmı çok meşakkatle aldım. İyul’un 12’sinde Oltu’ya geldim. S abahı gün “Zem ski Soyuz” ’un yük otomobili ile burada cem ettiğim 21 adamı getirdim . M erdenik’e. H em in gece M erdenik’ten Konka ile uşakları getirdim K a rs ’a. Burada vagon olmadığma göre, iki gün kalıp aym 15’inde, Kars’ta e w e l y ığ ılm ış olan sekiz çocuğu da alıp cemi 29 yetim i getirip hareket ettim T iflis’e. İy u l’u n 17’sinde seher vakti Tiflis’e yetimleri selametle getirdim .” R uşen Bey Efendiyev ve Cemiyet-i H ayriye’nin O ltu’daki Vekili M eh m ed K aragözov ve arkadaşlannın çalışmalan sonunda Oltu ve çevresinden çok say ıd a çocuk toplanıp Tiflis, Gence, Suşa ve B akü’daki sığınacaklara gönderilm iştir. Fakat bu sahipsiz çocuklann sayısmm oldukça fazla olması, ilk durak olan Tiflis’in bile kilom etrelerce uzakta bulunması ve kış aylannda çocukların nakli esnasm da çekilen zorlukları gözönüne alan Cem iyet-i Hayriye, O ltu’da bir sığınacak açm aya karar verm iş ve bu işle Käzım G. Tagizäde, Ç ıldır Bölgesi tem silcisi T. H üseyinov ve Dr. Samed Hacıyev’i görevlendirmişti.184Bunlar tarafından yapılan çalışm alar sonucunda, o günkü şartlara göre oldukça teşkilätlı ve donanım lı b ir sığınacak m eydana getirilmiş ve bu sığınacağın müdürlüğüne Dr. Samed H acıyev tayin edilmiştir. Sığmacağm diğer personeli de şukişilerden oluşm aktaydı:185 “Ö ğretm en- N evzad Şakirov A şçı, Eva A hm ed Kızı Sucu-Fahri İbrahimoğlu N öbetçi-G affar Hüseyinoğlu

M uhasebeci-Vera Yasenava Bekçi- Sara Tagiyeva Süpürgeci-Suruyil Abdullah kızı Bulaşıkçı-Ayşe A hm ed kızı”

Cem iyet-i Hayriye, Oltu sığınacağında çalışan bu kişilere belirli m iktarda aylık maaş veriyordu. Sığmacak Müdürünün çocuk sayısı ve sığmacağın ihtiyaçlan hakkında Tiflis’te Cemiyet-i Hayriye’nin Baş Temsilcisi Dr. Sultanov’a gönderdiği bilgiler doğrultusunda, üç aylık dönemler halinde sığınacak için ödenek tahsis edilerek O ltu’ya gönderilmekteydi. Fakat zaman zaman bu paraların sığınacağa ulaşm asında problemler meydana geliyordu. Oltu sığmacağmda yetim çocuklann yanı sıra M üslüm an kadın ve yaşlı erkeklerde barmdırılmaktaydı. Kısa süre içerisinde sığınacakta yerleştirilenlerin sayısı 150’yi aşm ıştı.186 Sayımn artmasıyla

184 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 81-82. 185 Azerb. Cum. YTA,F. 335, Op. 1, D. 2, L. 59. m Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 6.

doğru orantılı olarak ihtiyaçlarda artmıştı. Kışm bölgede çok ağır geçmesi hem ahaliyi, hem de Oltu sığınacağında barınan ve çalışanları etkilem işti. Ayrıca, para olsa bile Oltu’da ihtiyaçlan giderecek bütün malzemeleri bulm ak imkänsızdı. Bu durum sığınacak müdürü Dr. Hacıyev tarafından Dr. Sultanov’a bildirilerek, bir an önce tedbirler alınm ası istenmişti. Dr. Haciyev, T iflis’e çektiği bir telgrafta şöyle yazıyordu:187 “... Yakmda kış geliyor. Çocuklar için kalm giyecekler ve zaruri yiyecek bulunmamaktadır. Um um iyetle denilebilir ki sığmacak kışa hazır değildir. Kışm Oltu’da çocuklar için hiçbir şey almak mümkün olmayacakdır. Bunun için Oltu’ya lazım olan herşeyi gönderm ek lazım gelecektir.” Dr. Sultanov C em iyet’in im känlan doğrultusunda bu istekleri karşılam aya çabalıyor, para dışında bölgelerde bulunm ayan m alzem eleri de T iflis’ten temin ettirerek, göndermeye çalışıyordu. Ancak, bazen çeşitli sebeplerden dolayı aksamalar meydana geliyordu. Oltu sığmacağının müdürlüğünü yapan Dr. Hacıyev, aym zamanda bölgede kurulansağlıkteşkiläündadasorumluhekimlikyaptığmdan188birmüddetsonra, sığınacak müdürlüğünden aynlmak zorunda kalmışti. Onun yerine, Oltulu bir öğretmen olan ve Cemiyet temsilcilerinin Oltu’ya gelişinden itibaren bütün faaliyetlerine iştirak ederek, onlara yardımlarda bulunan Yasin Bey (Haşimoğlu) tayin edilmişti.189Bundan sonra, uzun bir süre Cem iyet’in Oltu Sığınacağı Müdürlüğünü yapan Yasin Haşimoğlu bu göreviyle ilgili olarak hatıralarmdaşunlan anlatmaktadır:190 “Rus idaresi zamanında altmda bulunduğum zannı ber taraf edip takipten kurtulmak için 1915 yılında Rus hükümetine m emur olarak ğirdim. Gizli olarak da Bakü İsläm Cemiyet-i Hayriyesi’ne intisap ettim. Teşekkül eden Gizli İsläm Komitesi’nde çalışıyordum. Gizli İsläm Komitesi’nin Sekreterliğini ve Cemiyet-i Hayriye

187 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 81-82. 188 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 81-82. m Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1,D . 2, L. 80. Dr. Hacıyev’inbu görevden ayrılmasmdan sonra, Yasin Bey bu göreve geçici olarak getirilmiştir. Bir süre sonra Yasin Bey, Baş Temsilci Dr. Sultanov’a bir telgraf çekerek, sığınacak müdürlüğüne asaleten tayin edilmesini istemiştir. Bu isteği kabul edilmiş ve kendisi bu göreve resmen atanmıştır. (Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 84). 190 HAŞİM OĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 10-11.

tarafından R uslann ellerinden alınan Türk çocuklannın kurduğu “Yetim Y urt” müdürlüğünü yapıyordum.”

tirerek, özellikle 1917 İhtiläli ile meydana çıkan ortamda Ermeniiere karşı teşkilätlanmaya teşvik etm işti.193

C em iyet-i H ayriye tem silcileri sahipsiz M üslüman çocuklann toplanm ası işinde, özellikle R us subay ve erlerinin yanlannda alıkoydukları çocukları g e ri alm ak hususunda birçok zorlukla karşılaşıyorlardı. Yasin Haşim oğlu bu k onuda şu bilgileri verm ektedir:191

Bu konuda en büyük rolü oynayan Cem iyet-i H ayriye’nin M elo-Tortum mıntıkası temsilcisi olan ve 1917 yılı başlannda O ltu’ya gelen İsmail Nazaraliyev olmuştur. İsmail N azaraliyev’in çalışma ve çabalarmdan etkilenen Oltulular onun samimiyetinden em in olarak etrafına toplanm ışlar ve onu kendilerine rehber seçmişlerdi. Nitekim, 1917 sonlannda01tuluTürkler,teşkilätlanm ayakararvererek, İsmail Nazaraliyev’in başkanlığında “Oltu M illı İsläm Kom itesi”ni kurdular.194

“R us subaylanm n ve hatta erlerinin de yanlannda bulundurm akta olduklan Türk çocuklannı memleketlerine dönerken beraberlerinde R usya’ya götürüyorlardı. C em iyet-i H ayriye hüküm etten aldığı salahiyet üzerine mahalli hüküm et v e kom utanlar vasıtasıyla Türk çocuklanm alıp teşkil ettiği “Yetim-Yurtlan”na koym akta idi. Ç ocuk toplam a işi m uharebe hattından başlayıp B akü’ya kadar uzanmıştı. O ltu’da R uslann elinden alınıp köylere dağıtılan çocuklardan başka, yetim ler yurdunda 134 sahipsiz yetim çocuk vardı. Rus ordusunun dağılmasmda ve C em iyetin b ir kom ite haline gelm esinde çocuk toplam a işine daha fazla ehem m iyet verilmiş ve bu defa zorla dahi alııumştır.” R us askerlerinin aylarca ve daha çok zaman yanlannda alıkoyduklan ve adlannı değiştirerek kendilerine ahştırdıklan Türk çocuklan Cemiyet temsilcileri tarafından kurtanlıp kendi köy ve akrabalannın yanına götürüldüğünde, onlan tanım ıyor hatta ürkek davranıyorlardı. Bu çocuklann bir kısm ı da ana dillerini dahı unutm uş durum da bulunuyorlardı.192 Oltu ve çevresinde gerek Ruşen Efendiyev’in, gerekse sığınacak çalışanlannın gayretleri sonucunda, yüzlerce sahipsiz Türk çocuğu felaketten kurtularak, sığınacaklarayerleştirilm iş ve en iyi şekilde bakım lan yapılmıştır. B akü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi 1915 yılı bahanndan itibaren Oltu bölgesinde halka yiyecek, giyecek dağıtımı yapmış, Rus m em urlar ve Ermeniler karşısında halkm hukukunu savunmuş, bölgedeki sahipsiz çocuklan toplamış ve bölgede sığınacak, sağhk ve iaşe merkezleri açarak bölge halkına büyük hizmetler vermişti. Cem iyet-i Hayriye bu m addı ve m anevı yardım lannın yanı sıra, Oltu halkını bilinçlendirmeye çahşmış, onlarda birlik olma ve direnme duygulannı geliş-

1.1 HAŞİM OĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 10-11. 1.2 HAŞİM OĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A itK ısa Hatıralarım, s. 10-11.

“Oltu M illi İsläm Kom itesi” Türk halkm ı uyam k tutmak ve gizliden gizliye silahlanmak am acıyla “B akü M üslüman Cem iyet-i Hayriyesi O ltu Şubesi” adı altında kurulmuştur.195Bunun sebebi, kom itenin çalışm alanm büyük bir gizlilik altmda sürdürmek zorunluluğuydu. Çünkü Tüıklerin teşkilätlanıp, silahlandınldıklannı öğrenen Erm eni ve R uslann buna engel olm aya çalışacaklan kesin olarak bilindiği gibi, Türkler de teşkilätlanma ve silahlanma faaliyetlerini rahat bir şekilde yapamayacaklardı. Halbuki, C em iyet-i H ayriye temsilcileri 1915 yılında ve R us H üküm etinin resmı izniyle O ltu’ya gelm iş ve burada teşkilätmı kurarak yardım çalışm alarına başlamıştı. Bunun için Cem iyet-i Hayriye çatısı altında yapılacak çalışmalar, hem dikkat çekmeyecek, hem de Ermeniler tarafm dan bir m üdahalede bulunulamayacaktı. A ynca Cem iyet, Türklere yardım am acıyla burada bulunduğu için, Oltululann C em iyet’le sıkı bir irtibat içinde olm ası pek d ik k at çekm eyecekti ki, zaten Oltu Millı Komitesi kurulmadan önce, Oltulu birçok Türic, Cemiyet-i Hayriye’nin şubesinde, yetim hanesinde ve diğer yardım faaliyetlerin de Cem iyet mensuplanyla birlikte çalışmışlardı. Bu nedenie Oltu Millı İsläm Komitesi, teşkilätlanm asm ı tam am layana kadar, Cem iyet-i H ayriye’nin O ltu’daki şubesi adı altında çalışm alannı devam ettirerek varlığını gizlemiştir.

193 Saıtıi ÖNAL, “M illi M ücadelede Oltu’” eserinde Bakü Müslüman Cem iyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Komitesi Başkanı Dr. Hüsrev Sultanov’un Oltu’ya geldiğinde, ilçenin ileri gelenleri ile görüşerek, onlarnı kafalarına direnme, milli mücadele ve istikJäl ruhunu soktuğunu ve onlara “uyanın ve hazırlanın, istikläl için mücadele etmek gerekecektir” dediğini yazmaktadır (Sam i ÖNAL, M illi M ücadele ’de Oltu, s. 25). 1,4 HAŞİM OĞLU, Oltu ’nun Yakın Tarihine A itK ısa Hatıralarım, s. 79; KIRZIOĞLU, Kars, 33. 195 H üseyin KÖYCÜ, “O ltu İsläm M illi Komitesi”, Kars Milli Şürası ve Cenub-i Garbi Kafkas Hükümeti”, Şenkaya, 1 Eylül 1950, no. 4; Macit HAŞİMOĞLU, Bakü İsläm Cemiyet-i Hayriyesi ve Oltu M illi İsläm Komitesi, s. 20.

O ltu Millı İsläm K om itesi’nin merkezi Oltu idi. O ltu’nun bütün nahiyeleri, Olur ve N arm an kazalan da O ltu’ya bağlıydılar ve komite başkanlığının em rinde idiler. M erkez Komite, bir başkan ve altı üyeden meydana gelmişti. Bunun dışında bir de özel kätibi olan bu komitenin önde gelen üyeleri şu kişilerden oluşm uştu:196 “İsm ail N azaraliyev (T aşkan), Dr. Esat Hacıoğlu (Oktay), Y usuf Ziya (H aşim oğlu) Bey ve kardeşi Y4sTn (Haşimoğlu) Bey (kätip), Şerifoğlu M ehm ed Bey (O lur Kaym akam ı), Hasanoğlu İsmail Bey (Oltu Jandarm a K um andam ), Sankam ış’ın Yenigazi köyünden Şafi, Kurban Mehmed, Sadık Efendiler ve arkadaşlan, Süleyman Efendi, Mehmet Çavuş, Molla Biläl, Şakirzäde Ahmed Dağgirli, Taştan Efendi, Sefer Efendizäde Ahmed, Terpinikli M olla Veysel.” O ltu İsläm K om itesi’nin üyeleri bu kişilerden oluşm akla beraber, burada adı sayılm ayan ve aslında Oltu ilçesinin ve köylerinin her ferdi bu m ücadelede ortak çalışm ış ve K om ite’nin almış olduğu kararları harfıyen uygulamışlardır. Oltu İsläm Komitesi kurulup, teşkilätlanırken ilçede bulunan Rus ve Ermenilerde boş durmuyorlardı. 1917 yılınm sonlannda Oltu’nun idaresi “Er Şurası İcra Komitesi (Saldatski İspolnitelniy Komitet)”nin eline geçmişti. Başlangıçta erlerin hukukunu korum ak amacıyla kurulan bu komite, daha sonra yetkilerini artırarak ilçenin bütün işlerini de üzerine almıştı. Bir müddet bu komite tarafmdan yönetilen Oltu, daha sonra “İlçe Komiserliği (Okrujnoy Komisariat)” adı verilen dört kişilik bir mülkı kurul tarafmdan yönetilmiştir. Bu komitenin başkanlığını da Gürcü üsteğmen Bakradze yapıyordu. Bunlar ilçede eski idareyi kaldırarak, yerine halk tarafından seçilen m em urlardan oluşan bir idareyi getirmek istem işlerdi.197 O ltu’da kurulacak bu yeni idareye Türkleri sokmamak ve bütün memurluklan kendi ellerine geçirm ek isteyen Erm eni ve Rumlar, bu durum u fırsat bilerek çeşitli girişimlerde bulunmuşlar ve Ruslan etkilemeye çalışmışlardı. Fakat, Nazaraliyev ve Komite üyelerinin etkili çalışmaları sonucu onlann bu niyetleri gerçekleşm em iş ve yapılan m em ur seçim lerini Türkler kazanarak, idarede söz sahibi olmuşlardır. Bu da O ltu İsläm K om itesi’nin amaç ve faaliyetlerini Türkhalkına kolayca ulaştırm asında önemli b ir etken olm uştur.198

196 KÖYCÜ, “Oltu (Kars, Ardahaıı, 197 H AŞİM OĞLU, 198 H AŞİM OĞLU,

İsläm Milli Komitesi”, Şenkaya, 1 Eylül 1950, no. 4, DAYI, Elviye-i Selase Batum) ’de Milli Teşkilätlanma, s. 36-37. O ltu ’nun Yakın Tarihine A itK ısa Hatıralanm, s. 7-8. O ltu'nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 12-14.

İlçede Türklerin gittikçe kuvvetlenm esi ve Cemiyet-i H ayriye’nin Türkler lehine faaliyetlerini artırm ası, yerli Rum ve Erm enilerin gözünden kaçmıyordu. Bu sebeple çeşitli girişimlerde bulunuyor, özellikle dağmık ve başıbozuk bir halde bulunan Rus askerlerini Türkler aleyhine kışkırtıyorlardı. Bu kötü niyetlerini her fırsatta ortaya seren E rm eniler daha da ileri giderek Türklerin güçlenm esi ve teşkilätlanmasını önlemek amacıyla Cemiyet-i Hayriye mensuplannı ortadan kaldırmayı dahı düşünmüşlerdi. Ermenilerin bu yönde bir girişimini Yasin Haşimoğlu hatıralarmda şöyle anlatm aktadır:199 “... Postahaneden gelirken köprü başında bir sürü Rus askerinin toplanm ış olduğunu gördüm. A ralannda fıskos yapan Erm eniler de vardı. Daha fazla kulak verdiğimde bunların T ürk m ahallesine taarruz ederek, B akü İsläm Cemiyet-i Hayriyesi Vekili İsmail B ey N azaraliyev’i, Doktor Hacıyev’i ve Ziya B ey’i başta olmak üzere bir kısım ileri gelenleri öldürmek istediklerini ve bu maksatla toplanmış olduklannı öğrendim...” Cemiyet temsilcilerini öldürmek amacıyla düzenlenen bu plän, önceden haber alınması üzerine gerçekleştirilem em iş ise de, R um ve Erm eniler, Türklerin aleyhine propaganda yaparak Rus askerlerini katliama teşvike devam etmişlerdir. F akat gerek C em iy et tem silc ile rin in , g erek se O ltu lu T ü rk lerin tedb irli davranmaları bu katliam plänlarmm uygulanm asına fırsat vermem iştir.200 Oltu İsläm Komitesi, yalnız Oltu Türklerinin hukukunu korumakla kalmayıp, ulaşabildiği yerlerdeki saldm lara m aruz kalan Türklerin de haklarını korumaya çalışmıştır. ÖzellikleNarm an veTortum ’daTürkhalkm ayapılan zulümlerin önüne geçilmesi için büyük çaba göstermiştir. M esela, Tortum’un Kisha köyünde Rus kaymakamı başta olmak üzere memurlar tarafından Türklere yapılan baskını haber alan Nazaraliyev ve Kom ite üyeleri Bakü İsläm Cemiyet-i Hayriyesi sıfatıyla ve Oltu Er İcra Komitesi ’nin vasıtasıyla bu mezalimin önüne geçilmesi için teşebbüste bulunmuştur. M üracaat üzerine Er İcra Komitesi mezalim hakkında tahkikatın yapılm asm a karar vermiş ve bu amaçla Üsteğmen Bakradze’nin başkanlığında erlerden bir komisyon teşkil edilmiştir. Bu heyete iştirak etmek üzere “İsläm Ahalinin

199 HAŞİM OĞLU, Oltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 8-9. 200 HAŞİM OĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 9-10.

Mümessili” sıfatıyla İsmail Nazaraliyev’de davet edilmiştir.201Nazaraliyev’in y erin e vekil olarak Yasin Bey (Haşimoğlu)’in katıldığı bu komisyonun yapm ış o ld u ğ u tahkikat sonunda, suçlu görülen memurlar görevden almmıştır.202 İsm ail Nazaraliyev’in idaresinde ve Cemiyet-i Hayriye’nin adı altında çalışm alannı sürdüren Oltu Millı İsläm Komitesi teşkilätlanmasını tamamladıktan sonra halkı silahlandırm a faaliyetine girişmişti. Fakat Rus idaresi zam anında T ü rk le r askerlik yapmadıklan için silah kullanmasını pek bilmiyorlardı. Üstelik kullanabilecekleri silahlan da yoktu. Oysa ki Erm eniler ve Rumlar, R uslann u y g u lad ık lan siyaset gereği askerlik yapmış ve halkça da silahlanmışlardı. H atta R u sla n n çekilmeye başlamasıyla Ermeniler Rus ordusu subaylanndan Bağdayev’in kom utasında 250 kişilik bir düzenli bölük teşkil edip, Oltu’daki bütün depo ve am barlan ele geçirmişlerdi. B u sebeple, Türklerin de Ermeniler karşısmda biran önce silahlandınlm ası am acıyla faaliyete geçen K om ite üyeleri, R uslardan para ile tü fek ve cephane satın alırken, ilçelerde kom itenin adam lan olan m em urlar, K om ite aracılığıyla halka silah tedariki ve teşviki yapmaktaydılar.203 Fakat köylüler h arp sıralannda ve ordulann geçişlerinde bütün varhklan yağm a edilmiş olduğundan hepsi para ile silah tedarik edecek durum da değildi. B u sebeple hayvanlanm v e ellerinde bulunan buğdaylannı satarak silah temin ediyorlardı.204

201 Bu hususda N azaraliyev’e gönderilen davet yazısı şöyledir: “O ltu G am izonu Er Şurası tcra Komitesi 29 Eylül 1917. Sayı: 253 “Yeni İşgal Edilen Topraklann İsläm Ahalisi Mümessili N azaraliyev’e “Oltu G am izonu E r Mümessilleri Şurası Heyeti’nin karan mucibince, Kisha kazası komiseri ve m em urlannm irtikap ettikleri yolsuzlukların tahkikine memur komisyona iştirak etm ek üzere 4/Birinciteşrin/1917günü Tortum’un Kisha köyüne gelmenizi rica ederim. H eyet Reisi Üsteğmen Bakradze” N azaraliyev’in 3-10-1917 tarihli yazısıyla, yerine vekil olarak Yasin B ey’i tayin ettiğini şu şekilde bildirmiştir: “Elimde olm ayan sebep dolayısıyla komisyona iştirak edemeyeceğim. Komisyona gereken materyali verecek M uavinim Yasin Haşim bekov’un komisyona iştirak etmek üzere tevkil ediyorum. 3 .1 0 .1 9 1 7 Bakü İsläm Cemiyeti’nin Melo-Tortum Mmtıkası Mümessili I. Nazaraliyev” (HAŞİM OĞLU, O ltu'nun Yakın Tarihine A itK ısaH atıralarım , s. 12). 202 HAŞİM OĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 10-12. 203 H AŞİM OĞLU, O ltu'nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 14-15. 204 Hüseyin K öycü, O ltululann on sığır fiyatına bir tüfek, bir teneke buğday fiyatma bir fişek satm aldıklannı söylem ektedir (KÖYCÜ, “Oltu Isllm Milli Komitesi”, Şenkaya, 15 Aralık 1950, no. 7).

Bu şekilde kısa bir süre içinde hem silahlanm a faaliyetleri artm ış, hem de bütün bölge halkı Oltu İsläm K om itesi’nin m evcudiyetinden ve em ellerinden haberdar olmuş ve hepsi istisnasız tek vücut ve tek kafa gibi K om ite’nin gizliliğini muhafaza etmiştir.205 Kom ite para karşılığında silah ve cephaneyi O ltu’da kalan Ruslardan ve ekserisi Gürcülerden alm akta idi. B u şekilde K om ite’nin Gürcü üsteğmen B akradze’den tanesi 15 K apikten 2200 m erm i satın aldığm ı öğrenen Ermenilerin bunlara el koyması, Komite’nin faaliyetlerinin açığa çıkmasına sebep olmuştur. Çüxıkü bunlan geri almak isteyen komite mensuplan bu durumda, satın alman silahlann görünürde yalnızca yardım amacıyla gelen Cemiyet-i Hayriye’nin Oltu şubesine ait olduğunu söyleyemezlerdi. Bu sebeple Komite Başkanı Nazaraliyev Ermeni Taşnak K om itesi’ne, bu cephanenin Türklere ait olduğunu ve Oltu Türklerinin hukukunun muhafazası için bir İsläm Komitesi teşkil edildiğini ve el koyduklan cephanelerin bir an önce iade edilmesini istemiştir. Böylece Ermeniler eksik olmakla beraber cephaneyi iade etm işler ve O ltu İsläm K om itesi de artık faaliyetini açıktan yapm ağa başlamış ve varlığını resm en duyurm uştu.206 Komite, silahlaxıma konusunda Ruslann elinde kalan silah ve cephane depolarmı ele geçirmek için de girişimlerde bulunuyordu. Bu amaçla Sürbahan köyündeki Ruslara ait bir silah deposu ele geçirilerek halka dağıtıhrken,207 K isha köyünde Ermenilerin ellerinden silahlan alınmış, Ödük köyünde ise Ermenilerin muhafazası altında bulunan silah am bannı ele geçirmişlerdir.208 Bütün bu faaliyetler sonunda, Oltu M illi İsläm Komitesi oldukça muntazam idari ve askeri bir teşkiläta sahip olmuştu. K om ite’nin silahlı kuvvetleri süvari ve piyade olmak üzere ikiye aynlmış komutanlığma ise Yusuf Ziya Bey getirilmişti.209 Bu sırada O ltu’ya gelip giden Türk köylüleri Ermeni askerlerinin sık sık tecavüz ve hakaretlerine m aruz kalıyorlardı. Hem bu olaylara nihayet vermek, h em de Türk halkın m evcudiyetini gösterm ek am acıyla 27 Ocak 1918 tarihinde harekete geçildi. O ltu her taraftan bu yerli k u w etlerce işgal edildi. Ermeni bölük kom utam B ağdayev’in ele geçirilm esiyle, O ltu’daki silah ve cephanelerde kan dökülm eden Türklerin eline geçti.210 205 HAŞİM OĞLU, 206 HAŞİM OĞLU, 207 K ÖY CÜ , “Oltu 208 HAŞİM OĞLU, 209 K ÖY CÜ , “Oltu 2,0 HAŞİM OĞLU,

Oltu'nun Yakın Tarihine A itK ısa Hatıralarım, s. 15. O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 16. Isläm Milli Komitesi”, Şenkaya, 15 Aralık 1950, no. 7. O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Ktsa Hatıralarım, s. 15. İsläm Milli Komitesi”, Şenkaya, 15 Mart 1951, no. 9. O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 16-20.

Bu başanlı harekättan sonra, Oltu Millı İsläm Komitesi, Ermeni Bölük Komutanı Y üzbaşı B ağdayev ve Taşnak K om itesi üyelerini çağırarak kendileri ile müzakerelerde bulundular. Bunun sonucunda Ermeni askerlerinin silahlanm teslim etmesi kaydıyla ilçede ortak bir yönetim in kurulm asına karar verildi. Fakat b u ortak yönetim dönem i uzun sürmemiş, her iki tarafta bu zam an zarfında silahlanmayı hızlandırm ış ve yer yer çarpışm alar da devam etmiştir.211 3 M art 1918’de, Osmanlı Devleti Bolşevik Rusya ile Brest-Litovsk Antlaşmasını im zalam ış ve bu anlaşma gereğince 1878’de R usya’ya bırakılan Elviye-i Seläse ile Oltu, plebisit yoluyla Türklere geri verilmişti. O ltu’nun Türklere ait olduğu resmı bir antlaşm a ile de tescil edilince şimdi sıra Ermenileri bu topraklardan atm aya gelm işti.

Böylece Oltu halkı kırk yıllık bir ayrılıktan sonra, yeniden Türk ordusuna kavuşmuş ve anavatanla birleşm iş oluyordu. Oltu Milli İsläm Komitesi, halkı Türk ordusuna emanet edinceye kadar canla başla savaşıp büyük bir kahramanlık eseri göstermiştir. Bu komitenin başkanı olan ve Ermenilerle yapılan bütün mücadelelere bizzat katılan İsmail Nazaraliyev ve Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin diğer temsilcileri Türk Ordusunun Oltu’ya girmesiyle buradan aynlarak Azerbaycan’a gitmişlerdir.214Fakat İsmail Nazaraliyev Oltu’nun Mondros Mütarekesiyle tekrar Türk sınırlannın dışma bırakılmasmdan sonra, bu sırada kurulan Müstakil Azerbaycan Cumhuriyeti ’nin bir temsilcisi olarak bölgeye gelmiş ve yardım faaliyetlerine bu dönemde de de\a: a etmiştir.215 E. Batunı Bölgesi ve Çevresinde Yapılan Yardım Faaliyetleri

Bu amaçla çalışmalannı daha da hızlandıran Oltu Millı İsläm Komitesi kuw etleri, Mart ayı başlannda köylerden toplanan kuwetler ve Narman’daki yerli kuwetlerle birleşerek N arm an’ı kuşatmışlardır. Narman Ağcaova ve Şekerli dolaylanndaki mücadele iki gün iki gece sürmüş ve Ermeniler Pasin köylerine kadar sürülmüştür.

Batum Sancağı,216 ona bağlı Artvin, Ardanuç, Borçka, Şavşat kazaları ve H opa’dan Kemal Paşa kesim ine kadar olan yerler 13 Tem m uz 1878 Berlin Antlaşması ile savaş tazm inatı olarak R usya’ya bırakılm ıştı.217

İsmail N azaraliyev ve Azerbaycanlı Arslan B ey’in de katıldıklan bu savaşta, Oltu M illı İsläm Kom itesi kurucu üyelerinden Dağgirli Taştan Efendi şehit düşmüştür. Oltu, Tam rut ve Cücürüs’de çarpışan Komite kuvvetleri, Oltu, Narman, Şenkaya, O lur ve köylerini Ermenilerden temizlemişlerdir. Oltu Millı İsläm Komitesi, 12 M art 1918 ’de almış olduğu bir kararla da Oltu köylerindeki bütün Ermenileri smırdışı etmiştir.212

Çarlık Rusyası yönetim ine geçtikten sonra “Batum Oblastı (Vilayeti)” idari bölgesi oluşturularak, Batum Oblastı; “Batum 0 m ” ve Artvin Okruğu” olmak üzere iki ana kısma aynlmıştır. Artvin Okruğu; / uç Artvin ve Şavşat-İmerhov U çastokları (k a z a )’ndan oluşturulurken Veı -A carski (Y ukarı A cara), K intrişski ve N ije-A carski (Aşağı acara) Uçast 'Kİarı Batum O kruğu’na dahil edilm işti.218

Oltu halkı Erm enilere karşı mücadele ettikleri bu sırada, Erzurum üzerinden yürüyüşe geçen Türk Ordusunun V. Kafkas Tümeni, K aym akam Mürsel B ey’in kom utasında 25 M art 1918 ’de O ltu’ya girmiştir.213 Bu tarihten sonra Oltu M illi İsläm Komitesi kendisini feshederek, bütün görev ve yetkilerini T ürk ordusuna devretti. M ürsel Bey, Y usuf Ziya B ey’i Oltu K aym akam lığına tayin etti ve V. Kafkas Tüm eni O ltu’yu Erm enilere karşı savunan yerli kuvvetlerden bir kısmım takviye alarak, Kars ve A rdahan’a doğru ileri harekäta geçti.

211 HAŞİM OĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım, s. 2. 212 HAŞİM OĞLU, Oltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralanm, s. 22-25. 213 Käzım K arabekir, D oğu 'nun Kurtuluşu, Erzurum, 1990, s. 227.

214 HAŞİMOĞLU, O ltu ’nun Yakın Tarihine Ait Kısa Hatıralarım, s. 79. 2,5 G enelkurm ay B aşkanlığı A sk eri Tarih A rşiv i’nde İsm ail N azaraliy ev ’in M ondros Mütarekesi’nden sonra, Oltu ve çevresinde Türk ordusu İstihbarat birimleriyle birlikte çalıştığmı gösteren pekçok belge bulunmaktadır. (ATASE, A. 5/2799, D. 8-15, Kls. 325, F. 77,102, 1021, 102-2; A. 5/2791, D. 59, Kls. 325, F. 86, 86-1). 216 Batum Sancağı 1877-1878 yıllarında Trabzon Viläyeti’ne bağlı idi. Lazistan Sancağı da denilen B atum Sancağı, Batum, Çürüksu, Aşağı Acara (Merkez Keda Köyü) ve Yukarı Acara (Nahiyeleri: M erkez Khula/Hulo ve Maçakhel; Livana, Merkezi Artvin-şimdiki Yusufeli dahil, Arhavi ve Gönye/Gonye nahiyeleri ile Hopa; Hemşin nahiyesi ile Atina/Pazar’dan ibaretti. 1876 Trabzon Salnäm esine göre, Batum ’un içinde 75 Rum, 19 Ermeni, 5 Katolik, Artvin’de 31 Katolik ve 63 G rigoryan Ermeni dışında, Batum Sancağı’nda Hristiyan ahali yoktu. (DAYI, Elviye-i Selase (Kars, Ardahan, Batum) ’de M illi Teşkilätlanma, s. 2). 217 F ah ir ARMAOĞLU, Siyası Tarih 1789-1960, Ankara 1974, s. 271. 218 K avkazski Kalender, Tiflis 1908, s. 15.

Ç arlık İdaresi I. Dünya S avaşı’na kadar Batum bölgesinde ve T ü rk lerd en aldığı yerlerde M üslüm an ve Türklere karşı sistemli bir siyaset uygulam ıştı. B u siyasetin ana hatlan şöyleydi:219 “ 1. Yerli M üslüm an ve Türk ahaliyi uyuşturm a ve Ruslaştırma. 2. Türk ve M üslüm anlan kendi yerlerinde azmlığa düşürmek için yürütülen uygulamalar. 3. Yerli ahaliden ileri gelenleri m em nun etmek ve kendisine sadık k ılm ak için verilen ünvan ve m em uriyetler” . 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşlan ve antlaşmalar döneminden başlayarak, B atum, Acara, Borçka, Ardanuç, Şavşat ve çevrelerinden pek çok insan Anadolu’nun içlerine doğru göçerken, Ruslann da teşvikiyle bunlann yerine Rum ve Erm eniler yerleşmişlerdi.220Bu unsurlann nüfuslan çoğaldıkça yerli halkın aleyhine olarak fazia arazi sahibi oldular ve bunlara Ruslar tarafindan daha ayncalıklı davranıldı. Bu şekilde plänlı olarak bölgeye yerleştirilmeye başlayan ve çoğunluğu başlangıçta fakir çiftçiler olan Erm eniler kısa zaman sonra sözü geçen, zengin insanlar oldular. İçlerinden birazparalı olanlar ise bölgenin ticaret ve yerli sanatlannı tamamıyla ellerine geçirmişlerdi. Yerli ahali bir nevi bunlann kölesi durumuna düşürülmüştü.221 Bu şartlar içerisinde 1914 yılma geldiğinde daha I. Dünya Savaşı başlannda, Ruslar, bu bölgedeki Ermeni ve Gürcülerden “Millı Teşkilät” adını verdikleri teşkilätlar kurmuşlardı. Türkiye Ermenilerinden ve Batum’daki Gürcülerden gönüllü taburlar m eydana getiren Ruslar, Türkleri ve yerli M üslümanlan da bu tür teşkilät altında toplayarak, onlan Türk ordulanna karşı silah çektirmeyi denemişlerse de “Biz kendi milletimize karşı silah kullanmayız” diyen halkı kandıramamışlardır.222

Türk ordusu hesabm a çalışıyorlardı. Bunlar Trabzon ve Erzurum ’daki Teşkilät-ı Mahsusacılarla da sıkı bir temas ve haberleşm e içindeydiler. Savaş öncesinde Teşkilät-ı Mahsusacılardan Dr. Bahattin Şakir ve Yenibahçeli Yakup Cemil Beyler Batumhududuna gelerekburadaki yerli gönüllüleri teşkilätlandırmışlardı. Savaş başladığında İşhan, Melo, Hot, Sangöl, Hopa ve A rhavi’de Osmanlx D evleti’nin hudud taburlan bulunuyordu. Bunlardan başka İstanbul, Rize ve Artvin çevresinden toplanmış 2000 er sayısmda Teşkilät-ı M ahsusa Gönüllü Alayı vardı.223 I. Dünya Savaşı’nda Kafkas Cephesi’nde Osmanh-Rus çatışm alannm başlamasıyla Türk kuvvetleri R us sınınnı aşarak Çoruh kıyısında Sirya ve Artvin üzerine yürüyüşe geçmişlerdi. İşte bu sırada Ardanuç kesim inde düşm ana karşı ilk yerli kurşunlar Arkım (Avcılar) köyü önünden atılmış ve böylece yöre halkmın Ruslara karşı olan tutum u flili olarak burada kendini göstermişti. İlerleyen Türk kuw etleriyle birlikte yerli ku w etlerin başansı sonucunda, 21 K asım ’da Artvin, daha sonra da B orçka ve Ardanuç R uslardan kurtanlarak A şağı Çoruh Vadisi Türk kuvvetlerinin eline geçti.224Fakat bu başan uzun sürmedi. Türk k u w etleri Sankamış’ta büyük bir yenilgiye uğraması sonucunda alınan bu yerleri bırakarak geri çekilmek zorunda kaldı. Sarıkamış bozgunundan sonra Rus ordusunda bulunan ve Türk düşmanhğı ile şöhret bulan Sibir-Kazak, Rus Tugayı 4 Ocak 1915’te A rdahan’a ani bir baskın yapmış, daha sonra ilerleyen Ruslar Hopa, Borçka, Ardanuç, Arhavi’yi ve 27 Mart 1915 ’te de Artvin’i alarak, Ermenilerin alkışlan arasmda şehre girmişlerdir.225 Daha öncede üzerinde durulduğu gibi, Ruslar, bu ilerleyişleri ve işgalleri sırasında A rtvin ve çevresindeki yerleşim yerlerini yakıp yıkm ışlar, bölgedeki yerli Müslüman ve Türkleri, Türk kuw etlerine yardrnı ettikleri gerekçesiyle vatan haini ilän edip kılıçtan geçirmişlerdir. 1915 ’te R uslann uygulam ış olduklan bu zalim ce m isillem e, tarihe “A carlar K atliam ı” olarak geçmiştir.226

Oysa ki, bu sırada bölgedeki M üslümanlann bir kısmı daha savaş öncesinden Elviye-i Seläse’de faaliyetlerini sürdüren Teşkilät-ı M ahsusa’ya bağlı olarak, 215 Adil ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 74-77. 220 Batum, Acara, Artvin, Borçka, Ardanuç, Şavşat ve çevrelerinden pek çok insan göçmüştür. Sayılan bilinmeyen bu muhacirler, Samsun, Çorum, Tokat, Yozgat, Adapazan, İzmit ve özellikle Bursa gibi şehirlere yerleşmişler ve ilk yıllarda bunlar “93 Muhaciri” adını almışlardı. (ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 78-79). 221 ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 78-79. 222 ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 78-79.

223 ÇAKM AK, Bäyük Harpte Şark Cephesi Hareketleri, s. 67. Sadece M üslüman ve Türkler arasında değil, Gürcülerle de temas sağlanmıştır. Bağımsız Gürcistan Komitesi’yle gizli bağlantılar kurularak, savaş zamanmda Osmanlı Ordusuna katılacak bir Gürcü alayımn oluşturulması gibi faaliyetlerde bulunulmuştu. (SWIETOCHOW SKI, Rus Azerbaycanı, s. 111). 224 ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşlan, s. 79; K.VRÄT,Türkiye ve Rusya, s. 267268; Näsır YÜCEER, I. Dünya Savaşında Osmanlı Ordusu 'nun Azerbaycan ve Dağıstan Harekätı, Ankara, 1996, s. 9. . 225 B irinci Dünya H arbinde Türk H arbi Kajkas Cephesi, 3. ncü Ordu Harekätı, cilt I, s. 623. SW IETOCHOW SKI, Rus Azerbaycam, s. 113-116.

Aynca yine bu bölge msanlannm bır kısmı da, Rus ilerlemesi sırasında düşmanın dönüp tekrar yerlerini işgal edeceğini anlayarak evlerini ve yurtlannı bırakmış, Türkiye topraklarına göç etmek zorunda kalmışlardı. I. D ünya Savaşı esnasmda çok zor duruma düşen, büyük felaketlere uğrayan Batum bölgesi ve çevresinin M üslüm an ve Türklerine, kardeşlik elini uzatan, onlann hak ve hukuklannı koruyarak tamamen yok olmaktan kurtaran, bölgedeki yetim çocuklan toplayıp en iyi şekilde bakımlannı sağlayarak ölümün pençesinden alan, Azerbaycan Türklerinin Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi vasıtasıyla ve “Kardaş K öm eği” şiarıyla başlattığı yardım lar olmuştur.

1Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Yardım Heyeti’nin Bölgeye Gelişi ve Yapılan Yardım Çalışmaları Batum bölgesinde, özellikle Artvin ve çevresindeki bütün yerleşim yerlerinde, sürüp giden felaketler arasına, bir de yerli ahali arasında baş gösteren açlık ve sefalet eklenm iştir. Savaş boyunca bu bölge oldukça büyük zarar görmüş ve halk büyük sıkm tılar çekmesine rağmen bunlara hiçbir yardım yapılm am ıştı.227 Köylerinde kalan halk savaş dolayısıyla ekim işlerini tam yapamamış olduğundan ekm eklik tahılı bile bulunm am aktaydı. Rus Hükümeti, kendisine silahla karşı koyan yerli halkın açlığına bir bakım a intikam duygusuyla seyirci kalmasının yanmda, Rus K ızılhaçı da yardım için hiçbir teşebbüste bulunm am ıştı.228 Bu sırada A zerbaycan Türk gazeteleri bu bölge M üslüm anlarının çok kötü bir durumda olduklan, derhal yardım elinin uzatılması gerektiği konusunu sık sık dile getiriyor ve herkesi yardım etmeye teşvik ediyordu. Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi de bu am açla harekete geçerek, özellikle A rtvin ve çevresindeki Müslüman kardeşlerine yardım etm ek için Rus Hükümeti’nden izin istedi. Fakat bu konuda yapılan girişimler “Batum bölgesindeki savaştan zarar gören insanlann Rus Hükümeti’nin Kaçkınlar hakkındaki kanununun kapsamı dışmda kalmaktadır” gerekçesiyle, Rus Hüküm et m akam lan tarafından reddedildi. Bu durum üzerine bölgedeki M üslüman halka yapılan haksızlığm önüne geçilmesi için Bakü Müslüman Cem iyet-i Hayriyesi çeşitli girişimlerde bulunurken,229 Devlet D um ası’nda bulunan K afkas M üslüman Vekilleri de bu yönde oldukça etkili konuşmalar yap227 Azerb. Cum. YTA, F. 1, Op. 1, D. 1497, L. 8. 228 ÖZDER, ArtvUı ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 167. 229Azerb. Cum. YTA, F. 1, Op. 1, D. 1497, L. 8.

m ış, hatta savaş m eydanı olm uş, Kars ve Batum bölgesi M üslüm an halkınm fevkaläde kötü ve acınacak bir halde olm alan dolayısıyla bir soru önergesi vererek, harpzede Müslümanlann zarar ve ihtiyaçlan belirtilmiş ve hüküm et tarafından bunlara yardım yapılması talep edilmişti.230 Bütün bu gelişmeler sonunda, Batum ’da, Batum bölgesi Sorumlusu General Liyahov başkanlığmda, bu konunun ele alındığı bir toplantı yapılmıştır. Toplantıda m ülkı işlerle sorum lu Senatör N . L. Peterson’un bu konudaki olum lu raporu üzerine, Kafkas Namestniki (Valisi) Kaçkmlara yardım edilmesi ve onlann yerleştirilm esi hakkındaki kurallarm savaştan zarar görmüş Batum bölgesi sakinlerini de kapsaması hakkm da em ir vermiştir.231 Bakü M üslüman C em iyet-i Hayriyesi hüküm et tarafından izin çıkm ası üzerine Batum Kumandanı Liyahov’a bir telgraf çekerek, oraya yardım amacıyla gönderilecekkişiler için izin istedi ve Cemiyet-i Hayriye, Tiflis’te bulunan Kafkas Cephesi savaşlannda zarar gören M üslümanlara yardım etmek üzere baş temsilcisi Dr. Hüsrev Paşa B ey Sultanov’u buradaki yardım işlerinin organizesi ve yardım malzemelerinin dağıtılması işiyle görevlendirdi.232Sultanov’un görevlendirilm esi ile ilgili olarak gazete haberlerinde şu satırlar yer almıştı:233 “Karilerin malumu olsa gerektir ki, Kars ve Ardahan harpzedelerine kardaşlık elini uzatan Bakü M üselm an Cemiyet-i Hayriyesi, bu defa Acaralı M üselm an kardaşlannı da güldürecek. Güldürmek olmasa da yaşatmak ümidiyle kendisinin K ars şubesine nüm ayende seçtiği Dr. H üsrev Bey Sultanov’u Cemiyetin Batum şubesine de nüm ayende ederek m ezkür şehre gönderdi.” Dr. Sultanov, Kars bölgesindeki işlerini tamamladıktan sonra, 26 Ekim 1915 ’te, B atu m ’a geldi. Batum ’da ilk olarak General Liyahov ile görüşen Sultanov, bölgedeki Müslümanlara yardım yapabilmek için önce bölgeyi tetkik ederek, buralardaki yardım a muhtaç M üslüm anlann yerlerini ve sayılanm öğrenmek maksadıyla Gen eral’den izinistedi. Fakatbuistekolum lukarşılanm ayarak, eskibölge sorumlusunun yapm ış olduğu tetkiklere göre yardımm dağıtılmasına izin verildi.234

230 S o n Haber, 8 Avgust/Ağustos 1915, no. 14. 231 A zerb . Cum. YTA, F. 1, Op. 1, D. 1497, L. 8. 232 A ç ık Söz, 4 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 2. 233 A ç ık Söz, 3 Noyabır/Kasım 1915, no. 27. 234 A ç ık S ö z , 3 Noyabır/Kasım 1915, no. 27.

A slında C em iyet-i Hayriye idarecileri daha 1 Nisan tarihinden başlayarak 20 Eylül 1915 ’e kadar olan zaman içinde Batum bölgesi idarecilerine birkaç kez başvurarak bölgedeki M üslüman harpzedelerin durumunu ve sayısmı tetkik için izin istemişlerse de, bundan bir sonuç alamamış ve bunun üzerine Cemiyet, “Tiflis Gürcü H ayriye C em iyeti”nin verdiği bilgilere dayanarak burada 25.000 kadar M üslüm an m ağdur ve kaçkm bulunduğunu belirlem işti.235 Dr. Sultanov, B atum ’a geldiğinde Müslümanlann yeniden sayımı ve yerlerinin belirlenmesi am acıyla yapılacak bir çalışmaya izin alamayınca, bölgedeki harpzede kaçkm lann sayısm ı, yerlerini tam olarak belirlem ek için yine G ürcü Hayriye Cemiyeti ile irtibat kurarak, onlardan bu konuda bilgi alm aya çalıştı. 1915 yılı E kim ayı itibariyle B atum eyaletinde harpzedelerin m iktarı 50000’den fazlaydı.236 Gürcü Cem iyet-i H ayriyesi’nin verdiği bilgilere göre; Kutayıs G ubem iyası’nın Sıknak ve Zokdik Uyezdi’nde 15000, Aşağı Acaristan’da 13.000, G iltiriş nahiyesinde 2500, B atum ’da 2000, Ş avşat’ta 800, A rdanuç’ta 60, A haltsıh (A hıska)’da 3000, A hılkelek’te 4000, Sovhom O kruğu’nda 6000 ve A zurket U yezdi’ nde 5000 kaçkın vardı.237 Bu kaçkınlarm 25 bin kadarm ı M üslüm anlar oluşturm aktaydı ki, bunlann durum lan da çok kötüydü. Zaten bu bölgedeki M üslüm an halkm bir kısmı Kutayıs, Kars ve Türkiye topraklanna göçm üş, b ir kısm ı yerlerinde kalm ıştı. Fakat buradan gidenler gibi, kalanlar da çok zor durum da bulunuyorlardı.238 Özellikle Acara Suyu’ndan B atum ’a kadar olan harpzede köyleri ve yine A cara Suyu’ndan aynlan diğer yol üzerindeki Maçahi (Maçahel), Aşağı Maradid, Yukan Maradid, Borçka, Deviskel gibi Artvin ve A rdanuç ’a kadar yüzlerce yıkılm ış ve yakılmış köyler mevcuttu. B u köylerin bir kısm ında hiç kim se kalmamış kalan köylere ise hiçbir yardım gitmemişti.239 Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi bölgeye gelene kadar, yalmzca Gürcü Cemiyet-i Hayriyesi tarafindan az da olsa buradaki Müslümanlara yardım edilmişti.240

235Azerb. Cum. YTA, F. 1, Op. 1, D. 1497, L. 3. 236 Son Haber, 9 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 244. 237 A çık Söz, 22 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 17. 238Azerb. Cum. YTA, F. 1, Op. 1, D. 1497, L. 8. 239 Sövkat, 28 D ekabır/A rahk 1916, no. 96. 240 Gürcü C em iyet-i Hayriyesi, bu sırada Müslümanlara 12. 000 pud buğday ve 1800 ruble para yardım ında bulunmuştur. (Açık Söz, 3 Noyabır/Kasım 1915, no. 27).

Dr. Sultanov, General L iyahov’dan sonra Batum Harbi Valisi R om anofski ile de görüşmüş ve hiç değilse yardımcılanyla birlikte bölgeyi serbestçe dolaşmak ve durumu yakmdan görmek amacıyla kendilerine valilik tarafindan izin vesikalanm n verilmesini istemiştir. B u girişimler sonunda izin vesikalannı alan241 Dr. Sultanov ve beraberindeki yardım heyeti, Batum ’da Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriy e s i’nin bir şu b esini ku rd u k tan sonra, bölgede M üslüm an h alk a yardım faaliyetlerine başlam ıştır.242 Sultanov ve arkadaşlan bölgedeki incelemeleri ve yardım dağıtımı esnasmda büyük zorluklarla karşılaşıyorlardı. A razinin dağlık olması, yollann bozukluğu, hamal ve nakliyat vasıtası bulunmaması yardımlann dağıtılmasında ve yöre halkına ulaşılmasmda önem li bir engel teşkil ediyordu.243 B u durum özellikle Artvin ve çevresinde daha çok hissediliyordu. A ynca A rtvin’in B atum ’a uzak oluşu, A rdanuç, Satlel (Söğütlü) arası Çöverib ve İm erhev (M eydancık) arasındaki uzun mesafe, yardım malzemclerinin taşınmasmda büyük zorluklar çıkanyordu.244 Sultanov ve beraberindeki yardım heyeti ilk olarak Ardanuç ilçesine gittiler. A rdanuç ve çevresindeki bütün köyler yakılıp, talan edilmiş bir haldeydi. Daha önce 103 köy ve 40. 000 ahalisi bulunan A rtvin ve çevresinde şim di, köylerin çoğu yanmış ve halkın çoğu göçmüş bir vaziyetteydi. Cemiyet temsilcileri ilçeye geldikten sonra o kadar köyden dağılmadan kalan bir kaç köyden biri olan Tanzot’ a gittiklerinde, burada 131 kişi bulunduğunu görmüşler ki bunlann çoğu da kadın ve çocuklardan ibaretti. Bunlara ne yiyecek veren, ne de onlan koruyan kimseleri vardı. Çok kötü b ir halde bulunan bu yöre M üslüm anlanna, Cem iyet-i Hayriye tarafından çay, şeker, sabun, un ve metrelerce kalın kum aşlar dağıtılm ış, ayrıca buradaki 9 köy halkm a 9478 M anat kadar da ihtiyaçlannı karşılam ak am acıyla p a ra verilmiştir.245 Ardanuç ve çevresinde, kişi başına 14. 5 M anat para dağıtan Cemiyet-i Hayriye, özellikle Cemiyet temsilcilerinden Yusuf Hanov ve Aliyov’un çalışmalan so n u n d a halka çok m iktarda yiyecek ve giyecekle birlikte, 22. 024 M anat da p a ra yardım ı yapm ıştır.246 241 A ç ık S ö z, 242 A ç ık S ö z, 243 A ç ık S ö z, 244 A ç ık Söz, 245 A ç ık Söz, 246 A ç ık Söz,

3 Noyabır/Kasım 1915, no. 27. 15 Noyabır/Kasım 1915, no. 35. 20 Dekabır/Aralık 1915, no. 65. 20 Dekabır/Aralık 1915, no. 65. 20 Dekabır/Arahk 1915, no. 65. 20 D ekabır/Arahk 1915, no. 65.

21 K asım 1915 tarihinde A rdanuç’a yardım heyetiyle birlikte gelen Dr. Sultanov, bu ilçedeki izlenimlerini şöyle anlatmaktadır:247 “ ... A rd an u ç’dan daha müthiş, daha tabii, daha azam etli bir yer tasvir etm ek m üm kün değil. İhtimal ki, ben buralarda geçmiş olan kanlı vakalardan gördüklerim i m übalağlandınyorum . Fakat bana öyle geliyor ki, benim yerim de herkes olsa A rdanuç’un güzellikleri hakkında aynı tasaratı hasıl eder. Ardanuç tabii bir kaledir. Büyük bir kaya üstüne yapılmıştır. Bu kayayı yanm daire şeklinde akan Ardanuç sulan yıkamaktadır. Kaya bir nice yücelikte olup uçurum ve amüdi bir surette suya inmektedir. Bu uçurumlu kayalıklann birisinden özlerini heläkete yuvarlıyorlarm ış. B u facia tafsillerinin şahidi ise Ardanuç Suyu’dur. Ardanuç Suyu ki, acıklı bir surette kayalara çarpıp insanlann vahşetini adavet ve inadlanm hatırladıkça kahroluyor.” Dr. Sultanov ve arkadaşlan Ardanuç halkma dağıttıklan bu yardımlann yanmda, Cemiyet’in girişimleri sonucuRus Hükümeti’nden “Kaçkınlar Kanunu”na dayanılarak alman 85 bin M anat da, yine Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin gözeteminde 1915 yılrnın Aralık aymda Ardanuç ve çevresindeki harpzedelere dağıtılmıştır.248 C em iyettem silcileri Ardanuç’tan sonra İmerhev (Meydancık) ve Çavçereli nahiyelerine giderek, buradaki M üslüman halka yardım etmişlerdir. Buradaki halkın sefalet içinde yaşadıklanm İm erhev’in, Artvin ve çevresindeki en geri kalmış yer olduğunu ve buraya şimdiye kadar bir okul bile götürülmediğini, onun için de okum a yazm a bilen kimsenin bulunmadığını gören Cem iyet temsilcileri ilk etapta halkm yiyecek ve giyecek ihtiyaçlannı karşılamaya çalışmışlar ve belirli m iktarda para yardım ı da yaptıktan sonra, daha fazla yardım getirm ek amacıyla buradan ayn larak Ş avşat’a gitmişlerdir.249

Cemiyet-i Hayriye, bu bölgede tek tek her yerleşim yerine her m ahalleye ulaşmak zor olduğu ve büyük zaman aldığı için, Müslüman halkın ihtiyaçlannı bir an önce giderm ek m aksadıyla belirli yerlerde “İaşe M erkezleri” kurm uştu. Bu m erkezler sayesinde halkın yiyecek ihtiyacı büyük ölçüde karşılanxyordu.251 Bunxm yanı sıra, Dr. Sultanov’un girişimiyle bölgedeki harpzedelerin çeşitli gereksinimlerini karşılam ak için “Rus Tatyana K om itesi”nden 40. 000 M anat yardım sağlanarak, halka m aliyetine satış yapan m ağazalar açılmasx kararlaştırılmış, bu işi yapm ak için kurulan kom iteye Dr. Sultanov da üye olarak katılm ıştır.252 Cemiyet-i Hayriye tem silcilerinden A hundzade’nin de özverili çalışmaları sayesinde A şağı A cara’da 50 köye, Yukarı A cara’da yani Artvin ve çevresinde 48 köye Cem iyet-i H ayriye yardım lan ulaştınlm ış ve bu yerlerde toplam 6671 kişiye yardım edilmiştir.253 Cemiyet-i Hayriye A rtvin ve çevresindeki M üslüm anlann dim vecibelerini rahatça yerine getirebilm eleri içinde önem li çalışm alarda bulunmuştur. M esela, Azerbaycan Türklerinden bu amaçla toplanan yardımlarla Artvin m ahallinde bir cam i inşa ettirilmiştir. B akü zengin ve hayırseverlerinden Hacı Zeynelabidin Tagiyev ve M urtaza M uhtarov bu iş için her biri 5.000 M anat vermişlerdir. Ayrıca cemiyet cam i için bir de im am tutm uştur.254 Bundan başka Cem iyet tem silcilerinden C em u B ey H acinski’nin girişim leri sonucunda aylardır kapalı olan Melo ve A rtvin Cam ileri açılmış ve her iki cam i içinde ezan okum ak ve cem aate nam az kıldırm ak üzere ayda 30 M anat m aaşla imam tutulm uştur.255 Yine C em iyet-i H ayriye Artvin ve çevresi M üslüm an ahalisine tohum luk için hükümet tarafından üç senelik buğday verilmesini sağlamış ve 1916 Temmuz’ un da bu amaçla, 3000 pud tohum luk buğday, üç yüz deve sırtında A rtvin’e getirilerek halka gruplar halinde dağıtılmıştı.256

Şavşat’a yardım ulaştırmak oldukça zor olmuştur. Çünkü buranın yollannın daha fazla bozuk ve kayalık olması, tabiat şartlarının ağırlığı ve kışın sertliği bura ahalisini, diğer yerlere göre daha ağır şartlarda yaşam aya m ecbur ediyordu. Bunun için C em iyet-i Hayriye bölgede açmış oldukları yiyecek, giyecek ve her türlü erzakm bulunduğu m erkezlerden birini de Şavşat’da açmıştır.250

247 A çıkSöz, 248 A çıkSöz, 249A çıkSöz, 250A çıkSöz,

20 Dekabır/Aralık 10 Dekabır/Aralık 10 Dekabır/Aralık 10 D ekabır/Aralık

1915, 1915, 1915, 1915,

no. no. no. no.

65. 58. 58. 58.

Cemiyet-i Hayriye’nin bölgedeki yardım faaliyetleri Müslüman halkı rahatlatm ıştı. O günleri yaşayan ve hatta bu sırada “Artvin Okruğu Rus Naçalniği M ek251 A çıkS ö z, 1 Dekabır/Aralık 1915, no. 49. 252 A ç ık Söz, 20 Dekabır/Aralık 1915, no. 65. 253 A çıkS ö z, 20 Dekabır/Aralık 1915, no. 65. 254 Sultanov, “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 49. 255 D oğru Söz, 23 Iyul/Temmuz, no. 20. 256 D oğru Söz, 23 Iyul/Temmuz, no. 20.

tupçusu” görevinde bulunan Süleyman Taştan hatıralarında C em iyet’in A rtvin’e gelişi ve yardım lan konusuna da değinerek şu bilgileri vermiştir:257 B u durum karşısmda Baku İsläm Cem iyeti’nin yardım lannı istedim. B ir yandan da C em iyet azasından olup, kendisini yakından tanıdığım A ğabala Guliyev’e vaziyeti etrafıyla bildirdim . Aradan onbeş gün geçm eden adı geçen cemiyet, T iflis’te bulunan ve Kars ahalisine yardım ı ile m eşhur olan Cem iyet mümessili Dr. Sultanoğlu Hüsrev B ey’e yardım için talimat vermiştir. B ir müddet sonra A rtvin ve A rdanuç’a un, şeker, sabun ve elbise gelm eye başladı. “G elen bu yardım lar nezaretim iz altında Cemiyet M üm essili A liyev Bey vasıtasıyla ahaliye dağıtıldı. Bu yardım bitm ekte iken A rtvin başında, Salalet mevkiinde kışlayan Rus kuw etleri H alitB ey’in M elo’dan çekilmesiyle Yusufeli köylerine girdiler. B u kaza köylerinin m uhacir olamayan ihtiyarları ve çocuklan da daha aç ve perişan vaziyette idiler. Erkekler Türk kuw etleriyle çekilip gitmiş, yiyecek adıyla birşey kalmamıştı. Bu sefer aynı Cemiyetten bu yerler için m ısır yardımı yapılm asım rica ettim. Bu haberin üzerine İsläm alemine hizm eti vazife edindiğini bildiren B aku Cemiyeti derhal 10 bin çuval m ısır göndermiş ve yine Aliyev vasıtasiyle Yusufeli kadm lanna dağıtılmıştır...” Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi bölgede M üslüm anlar yararına her türlü yardım ı yaparken, Gürcü Hayriye Cemiyeti de özellikle buradaki Gürcü M üslüm anlara az da olsa yardım lanm esirgemiyorlardı. H atta Tiflis’te çıkan Zakajkas Skayerec gazetesi, Bakü İsläm Cemiyet-i Hayriyesi ile Gürcü Cemiyeti H ayriyesi’nin birlikte iş yapm alarım teklif ediyor, Gürcü ve M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’nin birlikte iş görmelerinin diğer Rusya M üslüm anlan tarafmdan da çok hoş karşılanacağım belirtiyordu.258 Her iki cem iyet de bölgede yardım faaliyetlerine birlikte olmasa da aralıksız devam etmişlerdir. Fakat Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’nin m addı ve manevı yardım lan yanında Gürcü Cem iyeti’nin buradaki yardım lan çok cüzi bir m iktar olarak kalm ıştır.259 Hatta G ürcü Cem iyetinin yapm ış olduğu yardım lara değinen D oğru Söz gazetesi de bu m iktann azlığma değinerek şöyle demiştir:260

257 ÖZDER, A rtvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 148-149. 258 Taze Haber, 11 Aprel/Nisan 1915, no. 19. 259 Doğru Söz, 23 İyul/Temmuz 1916, no. 20. 260 Doğru Söz, 23 İyul/Temmuz 1916, no. 20.

“Gürcü Cem iyet-i Hayriyesi A rtvin Postası M üdürü İvan N ikoloyeviç Sayışvili’ye M elo kazasında Gürcüce konuşan 6 İsläm köyüne 1000 ruble göndermiştir. Sayışvili, M elo kazasında Çilçim, Nikzevan, Zar, A hund, Barhal, Zavihal köylerinde yaşayan Gürcü M üslüm anlarm ı A rtvin’e davet edip taksim etmiştir. Gürcü kardeşlerim izin bu hareketleri şayan-ı takdirdir. Fakat 5 binden fazla ahalisi olan bu köylerin yaralanna bin ruble şifa edici m erhem olam az.” Cemiyet-i Hayriye, Arhavi, Hopa, Borçka ve çevresindeki yerlere de yardım götürmüştü. Bura halkı savaşm büyük zararlannauğramıştı. Aç, susuz ve çıplak bir halde bulunan ahaliye hiç kimse yardım elini uzatmamış, Arhavi ve Hopa etrafindaki köyleıde yalnızca çocuklar, kadınlar ve çok yaşlı erkekler kalmıştı. Cemiyet temsilcileri buradaki halka da yiyecek ve giyecek yardımı yapmış aynca para dağıtmıştır.261 Cemiyet-i Hayriye’nin Batum Şubesi, Melo (Sanbudak) kazası Müslümanlan n a yardımcı olması maksadıyla da İdris Ahundzade ve Daşdemir Aliyev’i görevlendirmişti. Bu temsilciler, M elo ve çevresinde M üslüman halka yardım ederek, onlann yiyecek ihtiyaçlannı karşılamaya çahşmışlardır. B unlann çalışm alan sonunda Gülek, Cilcim , Arm eşen, N ikzavan, Kuşnara, Uşhum, Ahot, Ardcevan (Arcivan-Ercivan), Danilet, B edasor (Bedazor), Zovar, N usuncul (Lusuncur), Sancevan, Küçük Hök, Zemevan, M ızıkapur köylerinin ahalisine 8 bin pud mısır ve 150 pud tuz dağıtılmıştır.262 M elo kazasınm Udav, Zovar, Kum a, Oğdan aldı dört köyünün halkm a da 2000 pud m ısır taksim edip dağıtan Cemiyet temsilcileri, bundan sonra M urgul’a giderek burada da halka 3000 pud m ısır dağıtm ışlardır.263 Cem iyet-i H ayriye’nin deniz kenanndaki yerleşim yerlerindeki yardımları d a Dr. Sultanov’un idaresinde 1916 yılının Nisan ayına kadar devam etm iş, bundan sonra Sultanov burada kendine Cemu Bey Hacinski’yi vekil tayin ederek, E riv a n ’ a gitmiştir. Cemu Bey, arkadaşlan Ahundzade ve A liyev’den ayrı, yine C em iyetin yardım heyetinde bulunan Seyidov ve Ali K asım ov’u da yanm a çağırarak bölgede yardım faaliyetlerini daha da genişletmiştir. B unlar H opa’dan başlayarak bütün Anadolu sahilinde 53 bin pud buğday dağıtarak M üslüm an harpzedelerine yardım için ellerinden gelen herşeyi yapmışlardır.264 261 A ç ık Söz, 12 Yanvar/Ocak 1916, no. 83. 262 D o ğ ru Söz, 23 İyul/Temmuz 1916, no. 20. 263 D o ğ ru Söz, 23 İyul/Temmuz 1916, no. 20. 264 SULTANOV, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47.

Milos etrafmda dabuğday dağıtılmasma önem verilmişti. Fakatburanın ihtiyacı daha çok olduğundan, daha fazla yardım gerekiyordu. Bunun içinde Dr. Sultanov, hem İngiliz Komitesi (Lord Mir) başkanma, hem de Hindistan Hiläl-i Ahmeri’ ne başvurarak, bura halkı için yardım istem iş ve her iki cem iyetten de yardım almıştır. A ynca yine Cemiyet kendi im känlanyla 10.000 pud daha buğdayı bölge M üslüm anlanna dağıtmıştır.265 Batum ’a bağlı olan Müslüman yerleşim yerlerinde Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’nin yapmış olduğu yardımlara değinerek, bu yardımlardan birinin dağıtılması sırasında bizzat bulunan bir Gürcü gazeteci burada gördüklerini şöyle anlatmıştır:266 “Okuyucu! M üslüm an kentlerin ihtiyaçları ve çıplaklarına dair yalnız bir defa söylem iş değilim. B u m akale ile de şehirler ittifakı ve B akü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi tarafmdan gönderilen isti paltarlann (sıcak tutan giyecekler) ne suretle dağıtıldığını kısaca anlatm ak istiyorum: “Kentlerde yaşayanlar onlara dağıtmak üzere 22 vagon isti paltarlar gönderildiğini haber aldıklan zaman erkenden gelmeğe başlamışlardı. Bu dondurucu ve soğuk kışta 20-30 versattan uşaklar, kadmlar, kişiler geliyorlar idi. Bunlarm çoğu tamamiyle ayaklan çıplak ve paltarsız idiler. Müselman Cemiyeti’nin yardımcılan ve yardım malzemeleri gelmişti. Bu çıplak kitle korkunç bir manzara idi. Soğuktan muzdarip uşaklar, insanm yüreğini dağdar eden ağlaşmalar işitiliyor idi. Kadınlar yüksek sesle öz dertlerini söylüyorlardı. Bazılan ayaklanmıza düşerek yalvanyorlardı: “Efendi, yardım etm eyecek misiniz? U şaklar çıplaklıkları sebebiyle helak oluyorlar. “Bu facialı m anzaraya gözyaşı dökm ekten bakm ak m üm kün değildi. Biz paltarların dağıtılm asına istical ediyorduk. Fakat ihtiyaç içindeki felaketzedeler o kadar çok idi ki dörtte birine kifayet etmezdi. Ve burada yaralı bir kalbin feryadı işitildi ki taş bile müteessir olardı. “Lal gibi bakıyorduk. Arkadan korkunç bir feryat işitildi. Derhal baktım ve gözüm ün önünde böyle bir manzara göründü. Tamamıyla ihtiyar ve çıplak bir 26S SULTANOV, “Bakü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47. 266A çıkSöz, 9 Fevral/Şubat 1916, no. 108.

adamı, yine çıplak uşaklar sarmış idi. İhtiyar ağlıyor, uşakları teselli ediyor idi. Yetiştim ve ihtiyan kaldırdım. “Efendi, efendi diye ihtiyar bana hitap etti. Ve öyle bir bakışla baktı ki gözlerim yaşlanm saklamadı. Oğlumu cephede öldürdüler bu yetimleri bana bıraktı, bunlara bakmağa iktidanm var m ı? Bana yardım et, bu sözü korkunç b ir vaveyla takip etti, söz ağzında parçalandı.” Gürcü yazar, bunları anlattıktan sonra burada bu tür m isallerin çok olduğu ve bunlara bütün İsläm alem inin yardım etmesi gerektiğini söyleyerek sözlerini şu şekilde bitiriyordu:267 “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi her cihetten günahsız olarak felakete uğrayan kardaşlara yardım etmek için çok çalışıyor, fakat bu yeterli olmuyor. Onun için umum M üslüman cemaatine burada şairimiz İlya’mn şu sözlerini arz ediyorum. “Tali yar olanın sevm ede yok birer cihan İş odur ki, sevm esek tali-i nä saz olanı”268

2M üslüm an Sahipsiz ve Yetim Çocukların Toplanm ası ve Sığmacaklar Açılması Bakü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi tem silcileri Batum bölgesi ve çevre yerleri gezdiklerinde, çok fazla sahipsiz ve yetim çocuk olduğunu tespit etmişlerdi. Savaştan en fazla zaran gören bu çocuklar açlık, soğuk ve hastalıklardan dolayı ölüme mahkum bir halde idiler. Bu durum üzerine Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov, durum u m erkeze bildirip, bölgede çocukları banndırm ak için sığm acak açmak gerektiğini belirtmiştir. Bu istek olumlu karşılanmış ve bölgede Cemiyet-i Hayriye’ nin ilk sığmacağı Batum ’da açılmıştır. 150 Müslüman yetim çocuğun banndınlacağı bu sığınacaktaki her bir çocuk için aylık 20 M anat ödenek ayrılmıştır. A ynca çok iyi şekilde teçhiz edilen bu sığmacaktaki çocuklann eğitim işleriyle ilgilenmek ü zere Cevat A hundzäde görevlendirilm iştir.269

267 A çıkS ö z, 9 Fevral/Şubat 1916, no. 108. 268 Şair burada talihi, şansı iyi olanların, iyi durumda olup, rahat içinde yaşayan insanlann, herkes tarafm dan sevildiğini, kıymet verildiğini ama asıl iyiliğin ve insanlığın zor durumda bulunan talihsiz insanları sevmek ve onlara yardım etmek olduğunu anlatmak istemiştir. 269 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 103; F. 335, Op. 1, D. 2, L. 34; F. 335, Op. 1, D. 1, L. 108; F. 335, Op. 1,D . 2, L. 44.

İhtiyacm çok fazla olm asm dan dolayı Cemiyet-i Hayriye bölgede ve çevre yerlerde başka sığınacaklarda açmıştır. Batum bölgesinin Çakvı U çastok’unda 100 kişilik bir sığmacak açılmıştır ki, buraya Muş ve Hmıs bölgelerinden toplanarak getirilen yetim çocuklar da yerleştirilmiştir.270 Ayrıca K intrişski’de ve A hıska’da da 100’er yetim çocuğun barındınlacağı birer sığınacak açılm ıştır.271 Sığınacaklann bütün m asraf ve harcam aları Bakü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi tarafından karşılanırken, Batum sığmacağına B atum ’da oturan Kafkasya ve İran Türkleri de aralannda topladıklan para ve giyecek yardım lanyla katkıda bulunmuşlardır.272 A ynca, Cemiyet-i Hayriye sığmacaklarda barındınlan bu çocuklar için b ir m iktar devlet yardımı da almıştır. Cem iyet-i Hayriye bölgede sahipsiz kalmış çocuklann toplanması işine de özel önem vermiştir. Cemiyet temsilcileri bütün bölgeyi dolaşarak, sahipsiz ve yetim çocuklan oplayarak Cem iyet’in sığınacaklanna getirmişlerdir. Bu konua özel olarak görevlendirilen Ruşen Bey Efendiyev çok önemli hizmetlerde bulunmuştur.273

3- Müslünıan Ahalinin Haklannın Savunulması İçin Yapılan Çalışmalar Türk askerinin çekilmesinden sonra, bölgeye yeniden R uslann egemen olmasım fırsat bilen Ermeniler, Artvin ve çevresinde özellikle Ardanuç M üslüm anlan hakkmda tahkikatyapılmasmı istediler. Bu tahkikate sebep olarak da, bölge Müslümanlannm Türk kuw etlerine yardım ederek, onlann safmda savaşmalan gösteriliyor ve “Vatan H ainliği” ile cezalandınlm alan isteniyordu. Bu sırada K afkas G enel Valisi Vörontsov Daşkov ve onunla aynı görüşte olan birkaç yüksek rütbeli Rus m em urlar da M üslümanlar hakkında bir tahkikat yapılm asım gerekli görüp, Rus kırgınından ve göçden sonra bölgede kalan az sayıdaki M üslüm anlan cezalandırmak suretiyle sindirmek istiyorlardı.274

m Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 2; A çıkSöz, 10 Oktibayır/Ekim 1917, no. 578. 271 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 94; Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 48. 272 A çıkSöz, 1 O ktiyabır/Ekim 1917, no. 578. 273 Azerb. Cum. YTA, Op. 1, D. 2, L. 31. 274 ÖZDER, Artvitı ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 143-144.

Zaten büyük sıkıntılar içerisinde bulunan Müslüman halkın bir de bu şekilde cezalandınlm ak istenm esi A zerbaycan’da da duyulmuş ve gazeteler bu haberi şöyle vermişlerdi:275 “Yerleri savaş meydanı olan bu muharebe meydanındaki Müslümanlar yalnız, talamp, dağıtıhp, yer yurtlarından avare düşmek, soyulup bir soğana dönmek suretiyle değil, bunlann hepsinden büyük, daha ağır bir belaya düşmüşlerdi. Acara ile Kars etrafı M üslüm anlan Türk kuw etlerine yardım etmek ve onların tarafına geçmek ve bu suretle de R usya’ya ihanet etm ekle suçlanıyorlar.” Azerbaycan Türk gazeteleri bölge M üslümanlannm düşmüş olduklan kötü durumu bu şekilde aktanrken, aym tarihlerde çıkan Rus gazetelerinin hemen hepsi ise, yöre Müslümanlannı R usya’ya ihanetle suçlayarak cezalandırılm alannı istiyorlardı.275 Bu sırada Erm eniler de büyük bir faaliyete girişmişlerdi. Çünkü onlarm bu tahkikatı istemelerinin asıl amacı farklıydı. Şöyle ki, Tiflis Ermeni Cemiyeti, Türkiye’nin doğu illerindeki Ermenileri bir yere yerleştirmek teşebbüslerinde bulunuyordu. İşte bu sebeple de A rtvin ve çevresindeki bölgelerin M üslüm an halkınm vatan haini olarak suçlanıp, buradan sürülmesi, yerlerine Ermenilerin yerleştirilmesi amacıyla Rus m akam lannı kışkırtıyorlar ve bir an önce Müslümanlar hakkmda bir tahkikat heyetinin gönderilmesini istiyorlardı. Tiflis E rm en i P isk o p o su M esrop, K afkasya Genel V alisi Vorontsov D aşkov’un Erm eni olan eşinin vasıtasıyla, R usya’ya karşı silah çekip, ihanet eden ve so n ra T ü rk iy e ’ye göçen T ü rk lerin arazilerin e bu E rm en ilerin yerleştirilmesini tek lif etmişti. Daşkov bu teklifı muvafık bularak derhal A rtvin’e ve Ardahan çevrelerine b irer tahkikat heyeti gönderdi. Bu heyet A rtv in ’e gelmeden e w el Tiflis Ermeni Cemiyeti üyelerinden biri, Artvin, Ardanuç, Şavşat çevrelerini dolaşıp Erm enilere gerekli direktifleri vermişti.277 İştebuam açla, 2 9 N isan 1915’te, A rtvin’e b i r “TahkikH eyeti” gönderildi. Ü ç ay süren bir tahkikat sonunda, bu yöre Türklerinin hepsinin “Vatan haini” olduklan, ayrıca 840 kişinin bölgedeki Erm enilerin öldürülmeleri ile ilgilerinin bulunduklan karanna vanlmıştı. Ardahan’a gönderilen tahkik heyeti de aym kanaatte bulunarak bu her iki heyetin raporlan “Rusya Vekiller Heyeti”ne gönderilmışti.

275 A çıkS ö z, 22 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 17. 276 A ç ık Söz, 22 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 17. 277 ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 144.

R aporlann sonucuna göre, Ardahan ve Artvin bölgesinde kalan ve göç edenlerden ileride yurtlanna dönecek olan Türk ahalisinin Sibirya’ya sürülmesi, onlann

Batum’daki mahkeme on gün kadar sürmüş, Cemiyet-i Hayriye avukatlan büyük fedakärlıkla vatana ihanet etmekle suçlanan bu insanlan savunmuşsa da,284mahkeme neticesinde 72 Türk’e idam, sürgün ve uzun süreli hapis cezalan verilmiştir.285

yerlerine ise Erm enilerin yerleştirilmesi kararlaştmlmıştı. Tahkik heyetlerinin sunmuş olduklan bu raporlan inceleyen Rus Vekiller Heyeti, durum u görüşerek Ağustos 1915 tarihinde, Vorontsov Daşkov’un yapmış olduğu teklifi uygun bularak gerekli işlem lerin yapılması için D aşkov’a havale etmişlerdi. Bundan sonra Daşkov’un emri üzerine Batum ’da “Rus Harp Divanı” kuruldu. 840 kişilik listede adı geçenlerden ve halä Ardanuç ve Şavşat köylerinde ve diğer yerlerde bulunan Türkler aranıp bulunarak tevkif edildiler.278 Batum Askeri mahkemesi, mahkemeye getirdikleri Müslümanları “Cinayet Kanunnamesinin 108. m addesi” gereğince itham etmişti. B u madde, devlet ve vatana ihanet edenleri cezalandırm ak içindi.279 M ahkeme işe başlarken bütün Rusya, onun vereceği karan büyük bir merakla bekliyordu. Tabii bu hususta en duyarlı ve ilgili olanlar Kafkasya M üslümanlan idi. Aynca Gürcüler de bu konuyu yakından takip ediyorlardı. Çünkü tevkif edilenlerin arasında G ürcü M üslüm anlardan da vardı.280 Fakat bu olayla en yakından ilgilenen Azerbaycan Türkleri olmuştu. Bakü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi M üslüman kardeşlerine yardım etm ek istemiş ve bu am açla da yapılacak işleri düzenlem ek am acıyla,Tiflis’te bulunan Baş temsilcisi Dr. H üsrev Paşa Bey Sultanov’u görevlendirm iştir.281 Sultanov, ilk etapta, mahkemede yargılanacak M üslüm anlann savunulması gerektiğini düşünerek, B akü’dan tecrübeli avukatlann gönderilm esini istedi. Bunun üzerine B akü’dan Reşid Bey A hundzäde, G ence’den Arslan B ey Safı Kurdski ve A. B. Has M ahmudov Tiflis’e gelerek gerekli tem aslara başladılar282 ve m ahkem eye, M üslüm an kardeşlerini hiçbir karşılık alm adan savunmak, avukatlıklarım yapm ak üzere geldiklerini bildirdiler.283

278 ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 145. 279 A çıkSöz, 22 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 17. 280 A çıkSöz, 22 Oktiyabır/Ekim 1915, no. 17. 281 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46. 282 Sultanov, “B akü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46-47. 283 ÖZDER, A rtvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 145.

Cemiyet-i Hayriye avukatları bu sonuç üzerine, Türk ahalinin daha fazla zarara uğramaması amacıyla Batum ’dan Tiflis’e giderek, orada A zerbaycan ve Acara Beylerinden bir kısmını gizli bir toplantıya davet ettiler. Bu toplantı esnasında avukatlar, görülen haksızlıklan, Vorontsov Daşkov’un Ermenileri iltimas ettiğini ve Rus V ekiller H e y eti’nin kararı gereğ in ce T ü rk ah alisin in S ib iry a’ya sürüleceklerini söyleyerek buna karşı läzım gelen tedbirlerin almmasmı rica ettiler. Bu toplantı sonunda 3 temsilci seçilerek Tiflis yakınındaki B orcum ’da bulunan Rus Çarı’nın amcası M ihail A leksandroviç’e gönderildiler. Aynı zam anda Acaralı Temur Beyin aracılığı ile Acaralı bir çok yaşlı kişiyi dahı bu am açla B orcum ’a göndererek, M. A leksandroviç’e istida verdirdiler. Gerek Azerbaycan ve Acara ileri gelenlerinin, gerekse halkın ısrarlı başvurula n üzerine M. Aleksandroviç, Petersburg’a gidip Ç ar N ikola’ya K afkasya’da cereyan eden olaylar ile Acara ve çevresindeki gelişmeler hakkmda bilgi vermiştir. Bunun üzerine Çar, Bölgede bir tahkikat yapılm asım isteyerek, bu am açla G eneral Yolicin’i B atum ’a göndermiştir.286 284 Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi avukatları yaptıkları savunmalarda özellikle şu hususları belirtmişlerdi: “Vatana hiyanet ve Ermenilerin katli isnat edilen mazlum insanlar mahkemeye verilmişlerdir. B u mazlumların aslında suçları, gelen Türk askerlerini karşılayıp, silahlarıyla onlara katılmak ve Türkçeteleriyle birlikte Rus kuw etlerine saldırmış olmaktır. “Yerlilerin bu hareketlerine misal olarak; Enver Paşa Sarıkamış’a taarruz ederken, Tiflis Belediye reisi Hatisov’un meclisini toplayarak, Paşa Tiflis’e gireceği zaman yapılacak istikbäl m erasim ini müzakere etmiş olması gösteriliyor ve halkın yaptığı bu işin onun yanında pek ehemmiyetsiz kalacağı beürtiliyordu. Ermenilerin katli meselesine gelince: Bu mevzuun kökleri çok derindeydi. Artvin ve çevresi Ermenileri kämilen ticaretle meşgul idiler. Türkler ise çiftçiydiler. Bunlar kendi ev ihtiyaçlannı Ermeni dükkänlanndan alır ve her zaman borçlu vaziyette kalırdı. Kumaz Ermeniler çiftçi Türklerin gözlerini açmamak için onlara karşı, alacak davası açmaz, daima borçlu kalmalannı isterlerdi. “Şahitlerin ifadelerine nazaran birköylü birErm eni’yi öldümıüş ise, diğer birçok Ermeni’yi de çete elinden kurtarmıştır. Buna göre, Ermenilerin katli ne bir milliyet davası ve ne de yerlilerin işi idi. Meselede vatana hıyanet mevzuu da yok demektir. ” (ÖZDER,Artvin ve Çevresi 18281921 Savaşları, s. 145-146). 285 A ç ık Söz, 22 Oktıyabır/Ekim 1915, no. 17; ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 146-147). 286 Ö Z D E R , Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 146-147.

Batum bölgesinde bu gelişm eler olurken, Azerbaycan Türkleri de, özellikle Artvin, Ardahan, Ardanuç taraflanndaki M üslümanlann vatan haini addedilerek topluca Sibirya’ya sürülmeleri ve bunlann yerlerine Ermenilerin getirilerek yerleştirilmesi haberleri üzerine büyük bir üzüntü içinde bulunuyorlardı. Onlara yardımcı olmak am acıyla B akü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi, bir taraftan avukatlan vasıtasıyla cezalandınlmalannı önlemeye çalışırken, diğer yandan da hem cemiyetin üyesi olan, hem de R usya D evlet D um ası’nda Bakü Vekili olarak bulunan M ehm ed Y usuf C aferov vasıtasıyla M üslümanların uğradıkları bu haksızlıklara bütün R u sy a’m n dikkatini çekm ek istiyordu. Zaten Azerbaycan Türkleri Kars, Ardahan, O ltu ve B atum bölgelerinde M üslüman ahaliye karşı yapılan haksızlık ve katliam lardan dolayı infial ve heyecan içerisinde bulunm aktaydı. B u sırada, Ruslann, aynı zam anda Transkafkasya’nuı diğer halklanna karşı bir uyan niteliği taşıyan, M üslüm anlarakarşı giriştikleıi bu zalimce misilleme karşısında, M. Yusuf Caferov, D evlet D um ası’nda Hüküm eti M üslüm anlan ezmekle suçlayan bir konuşm a yapm ıştı.287 İşte gerek Ç ar’m bölgede yaptırdığı tahkikatm sonuçlan, gerek Azerbaycanlı avukatlann çalışm ası ve Caferov’un D um a’daki bu etkili konuşmalarının, aynca gelişen bazı olay lann sonucunda Türk düşmanlığıyla bilinen K afkasya Genel Valisi Vörontsov Daşkov emekli edilerek, yerine Ç ar’ın amcası Nikola Nikolayeviç tayin edilm iştir.288 B u gelişm eler sonucunda, A rtvin ve çevresindeki M üslüm anlarm sürgün edilmesi am acıyla hazırlanan Tahkik H eyeti’nin raporları ve bu raporlara göre karar veren R us Vekiller Heyeti’nin kararı da hükümsüz kalmıştır. Ayrıca bundan sonra, tasarlanan cezalann hiçbiri yerine getirilmediği gibi, asıl önemli olan ve Ermenilerin amaçladığı, göç ve sürgün ile yerlerini bırakan Türklerin yerine Ermenilerin yerleştirilm esi emellerinin gerçekleştirilmesine engel olunmuştur.

F. Erivan Bölgesinde Yapılan Yardım Faaliyetleri Erivan bölgesi 1827 yılında, R usya’nm esaretine düşm üş Türklerin büyük çoğunlukta yaşadığı bir bölgedir. 1828 Türkm ençay Antlaşm ası289 ile İran ve 287 SW IETOCHOW SKI, Rus Azerbaycarıı, s. 115-116. 288 SW IETO C H O W SK I, R us A zerbaycam .s. 116; ÖZDER, Artvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, s. 147. 2m Azerbaycan Tarihi, s. 578-579.

1828-1829 Osmanlı-Rus savaşlan sonunda yapılan Edime Antlaşm ası290 ile de Osmanlı Devleti Erivan bölgesindeki Rus hakimiyetini tanımak zorunda kalmışlardır. Böylece Rus hakim iyetine geçen bölgede Ruslar, 1 Ocak 1850 tarihinde “Zakavkazya Genel Valiliği”ne bağlı olarak, Erivan Viläyeti’ni oluşturdular.291 Rus hakimiyetine geçmesinden itibaren bu bölgede sistemli bir politika izlenmiş, bir taraftan baskı, şiddet, sürgün ve katliamlarla bölgedeki Türk nüfus eritilirken, diğer tarafitan İran ve Türkiye’den gelen Erm eniler bu topraklara yerleştirilmiştir. İzlenen bu siyaset sonucu Birinci D ünya Savaşı y ıllanna gelindiğinde, hemen hemen T ürk ve Erm eni nüfus eşit hale gelmiştir.292 Birinci Dünya Savaşı’nın başlamasıyla savaş bölgelerinden Erivan bölgesine, özellikle Sürmeli ’ye Müslüman-Türk kaçkınlar gelmeye başlamıştır. Kars, Sankamış, Kağızman, Ardahan, Oltu vs. yerlerden 1915 yılı başı itiban ile Erivan bölgesine 5000’den fazla M üslüm an kaçkın gelm iştir ki, bunlann çok büyük bir kısmını kadın ve çocuklar oluşturmaktaydı. Evlerini, yurtlannı bırakıp kaçan bu insanlar, aç, çıplak ve m ağdur durum da bulunm aktaydılar.293 Erivan ve Sürmeli bölgesinde bu kadar çok kaçkm M üslümanın toplanması ve durum lanm n da son derece kötü olduğu haberleri Azerbaycan’a ulaştığmda, Azerbaycan Türklerinde büyük üzüntü yaratmış ve bunlara yardım için çahşmalar başlatılmıştı. Erivan ve Sürmeli bölgesinde yaşayan Türkler bu insanlara ellerinden gelen yardımı yapm alanna rağmen, ihtiyacı karşılamalan mümkün değildi. Bunun üzerine harekete geçen B akü M üslüman Cem iyet-i Hayriyesi bu bölgeye gelen Müslüman kaçkmlara yardım çalışmalannı yürütmek üzere bir taraftan Erivan’da Türkler tarafından kurulm uş olan Erivan M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi ’ni görevlendirirken,294diğer taraftan Cemu Bey Hacinski başkanlığmda oluşturduğu bir yardım heyetini bölgeye göndermiştir. Aynca, Erivan’da bir yardım komitesi ve ona bağlı bölgelerde alt kom iteler vücuda getirilerek, yardım işlerinin daha koordineli bir şekilde yürütülm esi amaç edinilmiştir.295 290 KURAT,7tir£ıye ve Rusya, s. 58. 291 Kavkazski Kalender, Tiflis, 1858, s. 252. Erivan Vilayeti, Erivan, Aleksandropol, Nahçivan, Novubeyazıt, Sürm eli, Şerur, Daralagez ve Eçmiadzin bölgelerinden meydana gelm iştir (Kavkazski Kalender, Tiflis, 1908, s. 16-17). 292 B u konuda bkz.: Yavuz ASLAN, “Bugünkü Ermenistan Arazisinden Türklerin Çıkanlması M eselesi”, TürkK ültürü, XXXII/372, (Nisan 1994), s. 193-200. 293 A çık Söz, 26 N oyabır/Kasım 1915, no. 45-._ 294 Sultanov, “Bakü M felümaıı£extıiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 46-47. ~ * -------295 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. İ, D. 1, L. 15,50,102; Bakü, 12,22 Fevral/Şubat, 5 Mart 1915.

Erivan M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi ve bölgeye gelen Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Temsilcileri ilk olarak Sürmeli bölgesinde kütlevı surette toplanan M üslüm an kaçkmlarm durum unu yakm dan görm ek ve ihtiyacı tespit etmek am acıyla, Iğ d ır’a bir heyet göndermiştir.296 Erivan Cemiyet-i Hayriyesi Başkanı Hasan Aliyov, Bakü Cemiyet-i Hayriyesi Müfettişi Mirza Y usuf Hanov ve muhasebecisi Cemil Taliyov’unda yer aldığibu heyet,297bölgede incelemelerde bulunarak, bölgeye gelen kaçkm M üslümanlann sayımını yaptırarak, bunlan defterlere geçirtmiştir. Y apılanbu sayım sonucunda, yalnızca Sürmeli bölgesinde, 5083 M üslüm an harpzede olduğu tespit edilmiştir.298 Erivan M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Anadolu harpzedelerine yardım amacıylä^bölgedeki Rus İdarı m akam lanndan izin alarak geniş çaplı yardım toplama faaliyetlerine başlamxş ve toplanan bu yardımlarla bölgeye gelmiş bulunan Müslüman kaçkm larm yiyecek, giyecek vs. ihtiyaçlarxnx bir nebze olsun karşılam aya çaba göstermiştir.299 Ancak, bu yardxmlar gün geçtikçe artan kaçkm sayısı karşısında yeterli olmuyordu. Hatta Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin gönderdiği maddı yardım larda ihtiyacı karşılamaya käfı gelmemişti.300 Bu durum üzerine, Erivan M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Başkanı Hasan Aliyov Bakü M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi’ne bir telgraf çekerek, acil yardım yapılm asm ı istemiş ve durumu şöyle ortaya koym uştur:301 “Sürmeli Uyezdi’ndeki muavenet heyetinin reisinin malumatma göre, ihtiyaç içinde olan aç kaçkxnlann sayısx 5000’den ziyadedir. Kömek geciktirilmemelidir. Çünkü bugün geç gelen kömek birçok zavallılarm canı pahasma olacaktır. Hahiş olunur ki, acele ile un gönderesiniz. Her ay 6 vagon una ihtiyaç vardır.” Bu istek üzerine B akü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi bölgeye gönderdiği yardımların m iktannı önemli miktarda artırmıştır.302

Bu arada Erivan Cemiyet-i H ayriyesi, M üslüm an kaçkınlara daha fazla yardımyapılması amacıyla, çeşitli günler düzenleyerekbunlardan elde ettiği gelirlerle Müslüman harpzedelerin ihtiyaçlarımn karşılanm asmı sağlıyordu. Mesela, Aralık 1915 ’te, düzenlemiş olduğu “Paltor Günü”nde, her m ahalle için ayrı ayrx heyetler seçilmiş ve bu heyetler m illi bayraklarla donatılmış araba ve faytonlara binerek, sokak sokak gezip halktan A nadolu’dan kaçıp gelen, oralarda bulunan Müslüman harpzedeler için yardım toplamışlardxr.303 Erivan Cemiyet-i Hayriyesi, açm ış olduğu çay ocaklarında, halka günde 3000 bardaktan fazla çay satarak, bundan elde edilen gelirleri M üslüm an harpzedelerin yararına kullanm ıştır.304 Bölgede “K ardaş K ö m eğ i” g ü n leri de tertip eden E riv an C em iyet-i Hayriyesi, buradaki M üslüm an halktan, A n ad o lu ’daki kardeşlerine yardım yapmalannı isteyerek, onlardan un, mısır gibi çeşitli yiyecek, soğuk kış günlerinde sıcak tutacak kıyafet ve kürkler, her türlü erzak toplayarak, bunlann harpzedelere dağıtılmasmı sağlam ıştır.305 Kardaş K öm eği G ünü’nde, Eriv an ’da M üslüman kaçkınlar için 2400 ruble para toplantnıştır.306 Bütün bu çaba ve çalışmalara rağmen, yardım çalışmalan düzenli ve istenildiği kadar yeterli olm uyordu. B u yüzden E rivan V ilayeti’ne, özellikle de Sürmeli bölgesine gelen Müslüman kaçkmlann ve bölgeye sınxr olan Anadolu topraklannda çok sefıl bir halde bulunan harpzedelerin durum unun düzeltilm esi, yardım ların daha etkili bir şekilde yapılm ası ve bunun yanında R us Hüküm et memurlarxnın M üslümanlara karşı olan adaletsiz davranışlarm ın önüne geçilm esi için, gerek Erivan Cemiyet-i Hayriyesi, gerekse Bakü M üslüm ün Cemiyet-i Hayriyesi M erkezi, Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov’un E rivan’a giderek, Kars ve B atum ’da olduğu gibi burada da yardım işlerini düzene koym asını istiyordu.307 Hatta bu am açla Erivan’dan A çık S ö z gazeteşine gelen bir m ektupta durum un aciliyetine de değinilerek şöyle deniliyordu:308

296 A çık Söz, 23 Noyabır/Kasım 1915, no. 42. 297 A çıkSöz, 29,30 Dekabır/Aralık 1915, no. 72,73. 298 A çıkSöz, 30 Dekabır/Aralık 1915, no. 73. 299 A çıkSöz,3 Fevral/Şubat 1916, no. 102. 300 Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi bu kaçkm Müslümanlar için vagonlarla yiyecek ve giyecek maddelerinin yanısıra 4000 M anat’ta para göndermişti (AçıkSöz, 23 Noyabır/'Kasım 1915, no. 42). 301 A çıkSöz, 20 D ekabır/A rahk 1915, no. 65. 302 A çıkSöz, 21 D ekabır/Aralık 1915, no. 66.

303 A çıkSöz, 30 Dekabır/Aralık 1915, no. 73. 304 Baba-yı Emir, 18 May/Mayıs 1916, no. 19. 305 A çıkS ö z, 31 Yanvar/Ocak 1916, no. 99. 306 10 Mart 1917. 307 SULTANOV, “Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi H arpzedelere Y ardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47. 308 A ç ık Söz, 9 Dekabır/Aralık 1915, no. 57.

Türidye’den kaçmış zavallılann yürek yandıncı halleri, aç, yalvaç, çınlçıplak, sahipsiz ve sergerden dolanmalan nazara alınırsa müteessir olmamak elde değildir. “E y Kari! İhtiyaç büyüktür. Madd! ve manevı kömeklik lazımdır. B u barede Bakü Cemiyet-i Hayriyesi de her nevi çalışmakta, maddi ve manevı köm eklikten durmamalıdır. “A ldığım ız m alum ata göre Erivan ve Bakü Cemiyet-i Hayriyesi tarafm dan gönderilmiş olan heyet öz vazifesini ifa etmektedir. Kadan imkän çalışıp o çöllere dağılmış zavallılan toplamaya ve onlan rahat ettirmeye çalışıyor. Fakat käfi kadar libas ve u n yetirm ek çok müşküldür. “B inaenaleyh B akü M üslüm an Hayriye Cem iyeti’nin nazannı bu noktaya celb eylemeli ki, bu felakatzedelerin halini teftiş etmek ve onlan rahat ettirmekten ötürü K ars ve A rdahan kaçkm lannın nezaretine tayin olunm uş H üsrev Bey Sultanov cenablanm bu noktalara göndersin. Elbette böyle ağır vazifeye serencam verilip, o zavallı felaketzedeleri açlıktan ve soğuktan halas edilsin. “E rivan Cem iyet-i Hayriyesi ise öz hidmeti etmektedir. Böyle ki Erivan’da ve kazalan n d a h er nevi iane toplam ağa şüru etmiştir. Abbas N aki B eyzäde” Bu durum üzerine Dr. Hüsrev Sultanov, Cemiyet merkezinin de direktifiyle, B atum ’daki işlerini düzenledikten sonra, Erivan bölgesine giderek Sürmeli ve çevresindeki M üslüm an kaçkınlara yardım işini düzene koym aya çalışmıştır.309 Dr. S ultanov’un heyeti buradaki yardım faaliyetlerinde diğer bölgelere nazaran fazla zorluk çekmemiştir. Çünkü daha önce Erivan Cemiyet-i Hayriyesi ve Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin yardım komitelerinin faaliyetleri sonucunda, Sürmeli bölgesinde ve haıpzedelerin bulunduğu diğer yerlerde, kaçkınlann belirli yerlerde toplanm ası sağlanılarak, sayım lan yapıldığı için yardım dağıtımı işleri daha kolay oluyordu. Fakat burada asıl önemli sorun, M üslüm an ve Ermeni kaçkınlar dahil bütün kaçkınlar işine bakan Rus idari m akam lannm Müslümanlara gerek hüküm et yardımlarmda, gerekse Cemiyet-i Hayriye’nin yardım lannda zorluk çıkarm alan ve bu yardım lan engellem eye çalışm alarıydı.310 309 SULTANOV, “B akü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47. 510 SULTANOV, “B akü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47.

Ruslann Erivan bölge komitesi, Rus Hüküm eti’nin kaçkmlar kanununa göre, Müslümanlarda dahil bütün kaçkınlara yardım da bulunm ak durumundaydı. 1915 yılmdald sayımlara göre, Erivan Vılayetinde toplam 100.000 harpzede kaçkm bulunmaktaydı. Bunun 5000’den fazlası M üslüman olup bunlann büyük çoğunluğu Sürmeli bölgesinde bulunmaktaydılar.311Rus Hükümeti bölgedeki bütün kaçkınlar için 2 milyon 400 bin M anat tahsisat ayırmıştı. Fakat bu paranm büyük kısm ı Erm eni kaçkınlar için harcanmaktaydı. Erivan Gubemiya Komitesi bu paranın dağıtımmda adaletli davranmıyor ve bu meblağın büyük kısmı Ermeni kaçkm lar için okullar açılmasına ve Eçmiyadzin ile Iğdır’da kanalizasyon gibi aciliyeti olm ayan işlere harcanıyordu. Müslüman kaçkmlara ise ne gibi bir yardım yapılacağı hiçbir şekilde söz konusu edilmiyordu. Halbuki bu sırada M üslüman kaçkınlar okul, eğitim işleri bir yana yeterince yiyecek ve giyecek bulm ak durum unda bile değillerdi.312 İşte bütün bu olumsuz hareketler üzerine Dr. Sultanov ve yardımcısı Ahm et Bey B ibino v, Rjjs idari makam lan nezdinde harekete geçerek Hüküm etin bütün kaçkınlarayaptığı yardımlardan aynı ölçüde Müslümanlannda yararlanmasını sağlam aya çalışmışlardır. Bu girişimler sonucunda, yardım dağıtımı esnasmda Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’den de bir temsilcinin gözetim amacıyla bulundurulm asm a karar alınmış, fakat buna rağmen gerek Kaçkınlar Merkezi İdaresi gerekse Erivan Gubematörünün kasıtlı hareketlerinden dolayı, Sürmeli bölgesindeki yardım işleri umumiyetle çok ağır ilerlemiştir. Bu nedenle, Sultanov, Rusya Devlet Duması üyesi olup Müslüman kaçkmlara yardım meselelerini hükümet nezdinde çözmeye çalışan Mehmet Yusuf Caferov’a durumu bildirmiş, yapılan çalışmalar sonucunda da Müslümanlara yardım konusunda hüküm et m em urlannın daha insaflı olması ve yardımlann dağıtılmasmda daha adil davranılması sağlanmıştır.313 Baku Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin bu bölgede yaptığı önemli çalışmalardan birisi de M üslüm an sahipsiz ve yetim çocuklann toplanm ası ve onlann yerleştirilmesiidi. Cemiyet-i H ay ry e, birçok yerde çocuklann toplanması işinde başanlı çalışm a la r yapan Ruşen Bey E fendiyev’i bu bölgeye göndererek, bu sorum luluğu o n a verm işti.314 Efendiyev ve em rindeki arkadaşlan bölgeyi ve çevre yerleri

311 A ç ık Söz, 31 Mart 1916, no. 147. 312 A ç ık Söz, 31 Mart 1916, no. 147. 313 SULTANOV, “B akü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi H arpzedelere Y ardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47-48. 314 A zerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 11.

gezerek, tespit ettikleri yetim çocuk, kadın ve yaşlı erkekleri toplayarak açlık, soğuk ve çeşitli tehlikelerden kurtanyorlardı. Özellikle Sürmeli bölgesinin çevresinde bulunan Van, M uş, Erciş, Diyadin vs. yerlerden yüzlerce sahipsiz çocuk ve kadın toplanm ıştı.315 R uşen B ey Efendiyev, bölgeden topladığı sahipsiz M üslüm an çocuklar ve bakıma muhtaç olan kadmlan trenle Bakü, Gence ve özellikle de Tiflis’te bulunan Cemiyet sığınacaklanna gönderiyordu.316F akat bu işi yaparken büyük zorluklarla karşılaşılıyordu. Şöyle ki; Efendiyev, Diyadin, Beyazıd, Van, Erciş, Muş ve çevrelerinden topladıkları sahipsiz M üslüman çocukları bir an önce yokluk içinde bulunan bu ortam dan kurtarm ak için önce Iğ d ır’da topluyordu.317 B urada çocuklar C em iyetin şubesine ait olan binada kalıyor, sonra gruplar halinde Efendiyev tarafından Eçm iyadzin istasyonuna getiriliyorlardı. Fakat bazen çocuklar günlerce buralarda bekletilebiliyordu. Çünkü Rus idari m akam lanndan Tiflis’e götürülecek her çocuk için ayrı bir izin belgesi alınması gerekiyordu.318 Erivan G ubem atoründen alınması gereken bu belgelerin düzenlenm esi işi çok uzun sürebildiği gibi, Eçmiyadzin istasyon müdürünün Türklere karşı olan menfi tutum u da k ısa zam anda çocukları taşıyacak vagonları bulm akta zorluk çıkarıyordu.319 İşte bütün bu sebeplerden dolayı ve Ruşen Efendiyev’in bir an önce bu durumun düzeltilmesi konusundaki ısrarlı istekleri320 sonucunda Dr. Hüsrev Sultanov, Kafkas Cephesi Kaçkmlanm Yerleştirmek Üzere Baş Tem silci’ye müracaat ederek, bu konuda çekilen zorlukları ve isteklerini şu şekilde bildirm iştir:321

“Baş tem silciliğinizin defterhanesi 20 A ğustos tarih ve 4129 nolu yazı ile bana, Kafkas A skeri Dairesi B aşkanı’nın emri ile, M üslüm an yetim çocukların Eçmiyadzin’den Tiflis’e kadar vesika almak suretiyle yolcu trenleriyle götürüleceğini ve ayrıca Erivan G ubem atoru’na da bunlar için vesika verilmesi hususunda emii'verildiği bildirilmişti. “Ancak, bu şekilde yetimlerin Tiflis’e getirilmesi çokzam an alacaktır. Çünkü vesika almak için Erivan’a gitmek lazımdır. Bütün çocuklar Iğ d ır’da son derece çetin durumda bulunm aktadır. Rica ediyorum telgrafla em ir verin ki, bu işler Bakü Müslüman Cem iyet-i Hayriye adm a halledilsin. ” Cemiyet’in bu girişimleri sonunda, bölgedeki harpzede M üslüman çocuklar ve onlar için hazırlanan sığınacaklar, nakil işlemleri hakkındaki bütün sorumluluk ve idare Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi’nin ihtiyannda toplanm ıştır.322 Cemiyet, bundan sonra çocuklann nakil işlerini daha kolay bir şekilde yapmış, fakat vagon tedarikinde yine aynı sıkıntılar devam etmiştir.323 Çocuklann naklinde yaşamlan zorluklar, yetim çocuk sayısınm fazla olm ası dikkate alınarak, bölgede sığınacaklar açılm asm a karar verilmiştir. İlk olarak, Erivan’da, Sultanov’un desteğiyle Erivan Cemiyet-i Hayriyesi tarafindan A nadolu’dan kaçıp gelen M üslüm an felaketzedeler ve sahipsiz çocuklar içinbirsığm acakaçılm ıştır. B usığınacakilketapta, lÖ yaşındanbüyükçocukları kabul etmış, küçük yaşta olanlann, daha ii bakım a ihtiyaçlan olduğu için Bakü ve Tiflis’teki her türlü donanımı bulunan sığmacaklara gönderilmeleri sağlanmıştır.324

“K afkas Cephesi Kaçkınları Yerleştirmek Üzere Baştem silciye 22 Ağustos 1916 “ 15 Ağustos tarih, 22 Nolu yazıyla, 82 Müslüman kaçkın yetimi Eçmiyadzin’ den Tiflis’e getirm ek için parasız vagon tahsis edilmesini rica etmiştim.

315 Evrak-ı Nefise, 28 M ay/Mayıs 1919, no. 3. 316 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 67. ™ Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 72,73 318 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 61. m Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 72,73 320 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 50. 321 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 62.

Cemiyet-i Hayriye ikinci olaraklgdır ’da birsığınacak açmıştır. Bu sığınacak hem Iğdır’daki çocuklann bakımı ve eğitimi ile ilgilenmiş hem de, Muş, Diyadin, Beyazıd, Van ve Erciş gibi çevre yerlerden getirilen M üslüman çocuklardan bir kısmımn yerleştirildiği bir kısmının da Tiflis ve Bakü’ya götürülene kadar bakımlanm n sağlandığı ihtiyaçiarm m görüldüğü b ir m erkez halini almıştır.325 Cemiyet-i Hayriye bu bölgede çocuklann toplanması ve sığmacaklarm açılması konusunda daha bir hassasiyetle durmuştur. Çiinkü, bölgede Erm enilerin de kendilerine ait

322 Azerb. 323 Azerb. 324 Azerb. 325 Azerb.

Cum. Cum. Cum. Ctım.

YTA, F. 335, Op YTA, F. 335, Op. YTA, F. 335, Op. YTA, F. 335, Op.

1, 1, 1, 1,

D. 1, L. 68. D. 1, L. 72-73. D. 1, L. 104. D. 1, L. 50.

sığınacaklan bulımmakta ve bazen sahipsiz kalmış Müslüman çocuklar Erm eniler tarafından alınarak bu sığınacaklarda tutulm aktaydı.326 Bu sebeple, Cemiyet-i Hayriye’nin bölgedeki temsilcileri, Ermeni komiteleri ve sığınacaklan ile irtibata geçerek, bu şekilde ellerinde bulunan Müslüman çocuklann kendilerine teslim edilmesini istemişlerdi. Fakat çoğu kez Erm enilerden olumlu bir cevap alam adıklanndan durum u Cemiyet m erkezine bildirerek bu konuda çalışm alar yapılmasını istemişlerdi.327 Mesela, Cemiyet’in bölgedeki temsilcisi, Tiflis’te bulunan Dr. Sultanov’a çekmiş olduğu bir telgrafta, kendi bulunduğu yerdeki durumu şöyle anlatmaktaydı:328 “... Size acele olarakbildiriyorum ki Eleşkirt ovasında K arakilise’den biraz ötede Eleşkirt denilen yer var. B urada Ermeni darüleytam ında 30 M üslüm an çocuğu bulunm aktadır. Çocuklar Erm eni çocuklan ile birlikte yaşıyor. O nlan acele buradan alm ak läzımdır.” Yine Cemiyete bildirildiğine göre, Delican Ermeni darüleytammda 28 Müslüman çocuk,329Aleksandropol (Gümrü)’deki Ermeni darüleytammda ise 98 Müslüm an çocuk bulunm aktaydı.330 Bu tür haberler Azerbaycan basınında da yer almış ve bu durum Azerbaycan Türk halkı arasm da büyük tepki uyandırmıştı. M üslüman çocuklann Erm eni çocuklarla aynı yerde tutulması, onların dinlerine ve geleneklerine göre yetiştirilmesinin derhal önüne geçilmesi ve bunun içinde kesin çözümler bulunması isteniyordu. Aynca, Ermeniler tarafından, çocuklann verilmek istenmemesi veya verilme süresinin uzatılm ası hakkında da gerekli m akam lara başvurularak çocuklann hem en o Erm eni sığmacaklanndan almması isteniyor ve bu am açla Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi ’ne telgraflar yağıyordu.331 Bu gelişmeler üzerine Cemiyet-i H ayriye Baştemsilciliği derhal Erm eni M erkez K om itesi’nin Aleksandropol’deki temsilciliği ile irtibat kurarak, onlann elinde bulunan Müslüman çocuklann 326 Açık Söz, 16 M art 1916, no. 134. 327 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 47. 328 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 47. 329 A çık Söz, 16 M art 1916, no. 134. 330 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 79. 331 A çıkSöz, 16 M art 1916, no. 134.

Cemiyet-i H ayriye’ye iade edilmesini, bundan sonrada ellerine geçecek Müslüman çocuklardan Müslüman Cemiyetini haberdar etmeleri ve iadesini sağlamalannı istemiştir. A ynca, Cemiyet-i Hayriye, kendisi de bulduklan Ermeni çocuklan hakkmda aynı şekilde davranacağını bildirmiştir.332 İşte gerek Azerbaycan Türk halkının bu konudaki tepkisi, gerekse Cemiyet-i Hayriye’nin girişimleri sonucu, Aleksandropol’deki 98 Müslüman çocuk Ermeni komitesi tarafından Ruşen Bey E fendiyev’e teslim edilmiş,333 Eleşkirt’deki 30 çocuk Vekilov’un gönderdiği bir temsilci vasıtasıyla Ermeni sığınacağından almarak Iğdır’a götürülmüş ve diğer yerlerdeki Müslüman çocuklar Cemiyet-i Hayriye temsilcilerine iade edilmiştir.334

G. E rz u ru m ’d a Yapılan Yardım Faaliyetleri Bilindiği gibi, Aralık 1914-Ocak 1915’te, Sankamış harekätmda Türk Ordusu büyük bir yenilgiye uğram ış ve Türk k u w etlerin in büyük bir bölüm ü, savaştan çok soğuk ve hastalıklardan dolayı kaybedilmişti. Sankam ış’ta Rus kuw etlerine karşı uğranılan bu yenilgi, aym zam anda Erzurum yolunun ve diğer pek çok bölgenin Rus istilasma açılması sonucunu doğurmuştur. Nitekim General Yudeniç komutasmdaki Rus kuw etleri Sankamış harekätından bir yıl sonra Erzurum kapılan n a dayanmış ve nihayet 16 Şubat 1916’da, Erzurum Rus işgaline düşmüştür.335 B öylece işgal esnasında şehirden kaçam ayan Türkler için iki yıl kadar sürecek acılı, ıstıraplı karanlık günlerde başlamıştır. Bu ıstıraph, kara günlerde, Erzurum halkınm im dadına A zerbaycan Türkleri yetişm iş ve Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi vasıtasıyla Erzurum halkının im dadm a koşmuşlardır. Daha önce belirtildiği gibi Bakü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi Kafkas C ephesi’nde Türk-Rus savaşmın başlamasmdan hem en sonra, Rus işgaline düşen ve savaştan zarar gören M üslüm an-Türklere büyük b ir yardım çalışması başlat-

332 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 79. 333 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 79. 334 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. I, D. 1, L. 47. 335 Erzurum’un Ruslar tarafmdan işgal edilmesi hakkında geniş bilgi için bkz.: Enver KONUKÇU, S elçu k lu la rd a n C um huriyete E rzurum , A nkara 1992, s. 615-696; N . G. K O R SU N , Erzurumskaya Operatsiya, M oskova 1938 ; M. LARCHER, Büyük Harpte Türk Harbi, II, İstanbul 1928, s. 360-363; A hm et İzzet Paşa, Feryadım, cilt I, İstanbul 1992, s. 209; Fahri B ELEN, Birinci Cihan Harbinde Türk Harbi, cilt IV, A nkara 1966, s. 186; Birinci Dünya H arbi'nde T ürkH arbi Kajkas Cephesi, cilt II, s. 109-114.

mış, K a rs’ta, A rdahan’da, K ağjzm an’da, Batum ve Iğdır böigeleriııde binlerce insanı sefalet ve felaketlerden kurtarmışlardır. Erzurum ’un işgal ediidiği haberi almır alınmaz Bakü M üslüman Cem iyet-i Hayriyesi harekete geçerek, çahşm alanm bu bölgeye de yaymak, bu bölge T ürklerine de yardım götürm ek için girişimlere başlamış, izin almak için m üracaat etmiştir. Ancak, bu bölgeye yardım getirmek için izin almak hususunda Cem iyet’e pek çok zorluklar çıkanlmış ve izin verilmek istenmemiştir. Çünkü Rus Hüküm eti’ nin “Şehirler İttifakı” yeni işgal edilen yerlere yapılacak yardımı sımrlı tutuyor ve C em iyet’in, E rzurum ’daki M üsliim anlara yardım etm e teşebbüsüne karşı çıkıyordu. Halbuki yeni işgal edilmiş, bu yerlerdeki Ermeni halka yardım yapıiması konusunda hiçbir sorun çıkanlmadığı gibi kendileri de destek oluyorlardı. İşte bu sebeple, Bakü M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi’nin Tiflis’teki Baş Temsilcisi Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov, “Şehirler İttifakı” Başkanı ile, yeni istila edilm iş olan yerlerdeki Müslümanlara yardım konusunda sıkı bir irtibata giri şerek, bölgede Ermenilere yapılan yardımlann, aym şekilde Müslümanlara da yapılmasmı istemiş ve C em iyet’in bu hususta yaptığı birçok girişimler sonucunda yardım koııusunda izin almabilmiştir.336 B undan sonra Cemiyet-i Hayriye, 1916 yılmm Haziran aym da,337 General M ayor H an Talişinski ve İlyasov’u E rzuram ’a göndermiştır.33'1Halkm durumu ve ihtiyaçlan hakkında bir ön araştırma yapan bu temsilciler, Erzurum ve çevresinde 16 bin harpzede M üslümanm bulunduğunu belirleyerek, bunlarm listelerini çıkannışlardır.339 Rus işgali sırasında özeliikle Rus ordusunda bulunan Ermeni askerler girdikleri köy ve kasabalarda M üslümanlan katletmiş, evleri yakmış, eşyaiannı ve yiyeceklerini ellerinden almış oldııklanndan, Müslüman halkın elınde hiçbir şey kalmamış 336 SULTANOV, “B akü M üslüman Cem iyet-i H ayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 48. 337 Kantarcızäde Hacı M ustafa hatıralarında, Cemiyet-i Hayriye teınsilcilerinin Erzurum ’a, Rus işgalinden 3 ay sonra geldiklerini yazmaktadır ki, bu da Sultanov’un verdiği tarihe uygun düşmektedir. (Kantarcızäde Hacı M ustafa 'nm H atıralan, s. 20. Bu hatjralar Yavuz Aslan tarafından günümüz harflerine çevrilerek yayınlanmıştır (Yavuz ASLAN, “Erzurum’da Ermeni Mezalimi Hakkında Kantarcızädc Hacı M ustafa’mn Hatıralan”, Ätatürk Üniv. AİİTED, 1/6 (1993), s. 85-103). 338 Doğru Söz, 4 İyun/Haziran 1916, no. 14. 339 SULTANOV, “B akü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliveti”, s. 48.

ve büyük bir yiyecek ihtiyacı doğm uştu.340 Bu nedenle Cemiyet, ilk etapta bu ihtiyacı karşılamak amacıyla, temsilcileri İlyasov, Abdullah Sultanov ve İsmail Nazaraliyev aracılığı ile önce K ars’tan 400 pud un, daha sonra 5000 pud un getirterek halka dağıtmış, aynca Hınıs ve Tortum ’a da un gönderilerek ihtiyacın giderilmesine çalışılmıştır. Fakat bunlarda yeterli olmaymca, 5000 pud da arpa gönderilmiştir.341 Erzurum’da inceleme yapan Cemiyet temsilcilerinin üzerinde durduğu bir nokta da, şehirde tıbbı malzeme ve hastahaneye duyulan ihtiyaç sorunuydu.342 Çünkü, daha Rus işgalinden önce Erzurum’daki hastahaneler, Köprüköy ve diğer yerlerde yapılan savaşlarda yaralanan Türk askerleri ile dolmuştu. Hatta bütün camiler, kışlalar, okullar ve bazı büyük konaklar hastahane haline getirilmişti. Fakat yaralılann çoğu bakımsızhk ve tıbbi m alzeme yokluğundan ölmekteydi. Ruslar şehri işgal ettikleri zaman çoğu ölülerle dolu olan bu binalann büyük bir kısmını boşaltmışlardı.343 Cemiyet-i Hayriye temsilcileri işgalden sonra Erzurum’a geldiklerinde hastahanelerin ve M üslüm an yaralılann bu kötü durumunu Cemiyet merkezine bildirmişlerdi. Bunun üzerine Baştemsilci Sultanov, Tiflis’te Kızılhaç Cem iyeti’nin yetkilileriyle görüşm üş ve onlardan Erzurum ’da Müslümanlar için bir hastahane açtlmasım istemiştir.344 Ancak, C em iyet’in Erzurum ’da bir hastahane açılması hususunda yapmış olduğu girişimlerin sonuçsuz kaldığı anlaşılmaktadır. Çünkü bu dönemde Erzurum ’da böyle bir hastahane açıldığma dair herhangi bir bilgi yoktur. Cemiyet-i H ayriye’nin, ilk etapta üzerinde durduğu m eselelerden biri de, diğer bölgelerde olduğu gibi, sahipsiz Müslüman çocuklannın toplanarak, bakımlarının sağlanm asıydı. C em iyet tem silcilerinin çabaları sonucunda Erzurum ve çevresinde, yüzlerce çocuk sokaklardan ve Rus askerlerinin ellerinden alınarak Baku ve Tiflis’teki sığınacaklara götürülmüş ve buralarda bakılmıştır,345 Cemiyet temsilcilerinin bu çalışm aları sayesinde daha ilk ay içinde 250 sahipsiz çocuk ve 150 bakıma m uhtaç kadın felaketten kurtarılm ıştır.346

340 ATASE, K. 528, D. 2061, F. 1. 341 SULTANOV, “ B akü M üslüm an Cem iyet-i H ayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 48. 342 A çıkSöz, 16 M art 1916, no. 134. 543 Ahmet HÜRBAŞ, “ 1918 Erzurum Katliamı, Neden ve Nasıl Oldu?”, Ermeniler Hakkında "Makaleler-Derlemeler " cilt II (Atatürk Üniversitesi Yaymlan: no. 535), Ankara 1978 s. 72-74. 344 A çık Söz, 16 M art 1916, no. 134. 345 Doğru Söz, 18 İyun/Haziran 1916, no. 15. 346 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 18.

Cemiyet-i H ayriye’nin Erzurum ’a göndermiş olduğu, ilk temsilcileri burada halkın acil ihtiyaçlannm karşılanması hususunda yaptıklan çalışm alardan sonra şehirden aynlm ışlardı.347 Bundan sonra Cemiyet-i Hayriye Erzurum ’da uzun süre kalacak ve halkı teşkilätlandırarak, uyanık tutmak ve aynı zam anda çeşitli ihtiyaçlarm ı karşılam ak üzere C em iyet’in b ir şubesini E rzurum ’da açm ak am acıyla Seyidov başkanlığında bir heyet göndermiştir.348 C afer Erçıkan, Seyidov’un Erzurum ’a gelişi ve Cemiyet-i Hayriye’nin çalışm alan hakkm da şunlan anlatmaktadır:349 “Kafkas (Azerbaycan) Türkleri, Türklük ve Müslümanlık uğrunda (1915)’te Kars ile Batum İlleri’nde Oltu, Şenkaya-Olur ve Artvin’de yaptıklan gibi 1916 ’da R uslann işgaline ugrayan Erzurum ve Trabzon Viläyetlerimizde) esarette kalan Türklere birçok muavenetle, iane ve himaye de bulunmuşlardır. (Rus istilasmdaki) her K aza v e Viläyette, Türklük için hayatım feda eden birer, beşer Türkler, Türk M üslüm anlan (Azerbaycanlılar) gelmişler. Ve bunlar m eyänm da Kafkas (Baku İsläm) Cem iyet-i Hayriyesi Mümessili bulunan ve Kafkas Türklerinin verdikleri iäneleri, gazyağlan, un lan ve hatta zürrä’a çift kotanlan (pulluklan) tevzi’ine memur edilen yirmi iki yaşmda genç ve dilber simalı (Genceli aydınlardan) Saidov (Seyidov) E rzurum ’a büyük hizmetlerde bulunmuş.” K antarcızäde H acı M ustafa hatıratmda, Seyidov’un E rzurum ’a geldiğinde B akü M üslüm an C em iyet-i H ayriyesi M erk ezi’nden E rzurum halkına ve belediyesine hitaben b ir mektup getirdiğini anlatm akta ve bu m ektubun içinde yazılı olanlan şu şekilde dile getirmektedir:350 347 Doğru Söz, 4 İyun/Haziran 1916, no. 14. ■ M8 K antarcızade H acı M ustafa 'nın H atıraları, s. 20-22; (K öseoğlu C afer ERÇ IK A N ), “Kurtuluşu’nun Beşinci Haftasında Erzurum ’u Anlatan Bir M ektup”, Ermeniler Hakkında “M akaleler-Derlem eler", cilt II, Ankara 1978, s. 302; Mehmet N usret Efendi, Tarihçe-i Erzurum, İstanbul 1338(1922),s . 84-86;R efıkSavaşçı’nınH atıralan,s. 16(B uhatıralardaha sonra günümüz harflerine çevrilerek yayınlanmıştır. Bkz.: Refik SAVAŞÇI, Sabır Taşı, İstanbul 1981). Faruk Telli hatıralannda Seyidov, Erzurum’a geldiğinde beraberindeki heyette, Selman Han, Abdülm abut ve Rıza Ahmet Han adındaki kişilerin bulunduğunu belirtmiştir (Faruk Telli ’nin H atıralan, s. 54). 349 “K urtuluşu’nun Beşinci Haftasında Erzurum ’u Anlatan Bir M ektup”, s. 302. M ehmed N usret Efendi ise “Tarihçe-i Erzurum” adlı kitabında Cemiyet-i Hayriye ve Seyidov hakkmda şunlan bildirmiştir: “ ... E rzurum ahaliyi İslamiyesini açlık ve sefaletten kurtarm ak niyet-i hayriyesiyle K afkasya’da teşkil eden Cemiyet-i H ayriye’nin o sırada nümayendelik vazifesini Genceli Seyidov ifa ediyordu” (M ehmet Nusret Efendi, Tarihçe-i Erzurum, s. 84-86). 350 K antarcızade Hacı M ustafa 'nın Hatıraları, s. 21-22.

“Asırlardan beri sizlerden ayn düştüğümüzden bugüne kadar da babalanmızdan, annelerimizden duygulu sözlerle tarihlerimizin yazılışından, eski haritalann çizgisinden anlıyoruz ki, bizler sizin haritanızdan çıkanlm ış bugün R us elinde yaşamaktayız. Zam an geliyor ki bu harita birleşecek sizinle birlikte bir harita olarak görüneceğiz. 50-100 sene e w e l bizlerin başına gelen felaket bugün de sizin başınızdadır. “Bu acıkh feryadlan duydukça iki kol açarak birisi Türkistan, Kafkasya Azerbaycan Cumhuriyetleri, siz kardaşlanmıza yardım için büyük cemiyetimizden siz İsläm kardaşlanmıza iane olarak gönderilen bu hedayeleri almız, halkın ihtiyacı olanlara tevzi ediniz. Ikinci kolumuz, düşmanlannız sizlere bir dakika olsun değil... böyle bir yan bakarlarsa oraya gönderilen bu vekilimiz Seyidov’a hem en malümat veriniz. Vekilim iz derhal bizleri haberdar eder. Bu iki kol kapanmaz, yorulmaz, yumulmaz, yatmaz, uyum az sizin gibi Türk kardaşlanmızm istirahatını bekler bir cemiyettir. Bütün özlerimiz halka birlikle selamlar.” Cemiyet-i Hayriye Heyeti Erzurum’a geldiğinde beraberinde Müslüman halka dağıtılmak üzere çok miktarda yiyecek ve giyecek malzemesi de getirmişlerdi. Bu yardım miktan 62 bin telis un, arpa, mercimek, buğday, mısır gibi yiyecek maddeleriyle, 13.252 telis ve sandıklar içerisinde kadın, ericek ve çocuk elbisesi ile ayyakkabıdan oluşmaktaydı.351 Aynca, bu yardım malzemelerinin yanmda bir de Bakü ve diğer Kafkas şehirlerinde basılmış gazete, dergi ve bİrçok edebi şiir kitablan da getiren Cemiyet temsilcileri bunlan tek tek kendi elleriyle halka dağıtıp, bu tür kitap ve dergilerin belirli zaman dilimleri içerisinde yeniden geleceğini bildirmişlerdi.352 Seyidov ve arkadaşlan Erzurum ’a gelir gelm ez Müslüman halkı uyanık tutmaya çalışmış, birlik ve beraberlik içinde olmalannı telkin etmişlerdi. Rus işgalinde E rzurum ’da bulunan R efık Savaşçı, yardım heyetinde bulunan Azerbaycanlı Türklerin bu konuda gayretlerini şöyle ifade etm ektedir:353 “... Hepsi m ünew er kişiler olan Azeri gençleri taassup ve hurafelerden uyuşmuş, eneıjisini kaybetmiş halkm uyanlmasına çalışıyorlardı. (Kar yağanda elde üşür ayak da) çare küsüp bir kenara çekilmek değil, çare aramak, çalışmak lazımdır, diyorlardı.” 351 Kantarcızade H acı M ustafa ’nın Hatıraları, s. 21; Faruk Telli ’nin Hatıraları, s. 54. 352 R efik Savaşçı'nın Hatıraları, s. 16. 353 R efık Savaşçı 'nın Hatıraları, s. 16.

Cemıyet-i Hayriye tenısilcileri Rus ve Ermeni askerlerin Türklere karşı yaptıklan, hakaret ve saldınlan engeilemeye çalışarak ve gerekirse bu askerleri komutanlanna şikäyet ederek, Türkhalkınıkoruyorlardı. Özeliikle Seyidov’un Türkleri korumak için yaptıklan hakkmda Kantarcızäde Hacı Mustafa şunları anlatmaktadır:354 “Bumilletvekili Seyidov, genç, çalışkan, cesurbirTürk evladı idi. B irT ürk’ün bum unun kanam am asm a çalışırdı. Hatta çarşılarda gezerken bir E nneni bir T ürk’e ufak bir harekette bulunduğu vakit bu Erm eni’ye karşı koyar, bağırır ve söylerdi ki, “ Şark’taki Büyük Türkistan, Kafkasya, Azerbaycan buradaki Türk kardaşlarına sahiptirler.” Devamlı bir surette Türklerin ittifak içinde olmalan gerektiğini, bu yapılmazsa M üslüm an-Türk halkm büyük zarara uğrayacağmı halka anlatan A zerbaycan heyeti, halkın aydınlatılması ve çocukların yetiştirilm esi amacıyla E rzurum ’da okulların açılm ası girişim inde de bulunm uşlardı. Hatta, ilk, orta okullarm ın ve lisenin açılması halinde, bütün masraflannın Cemiyet-i Hayriye tarafmdan karşılanacağım bildirm elerine rağmen, bu teklif ne Ruslar tarafm dan, ne de şehirdeki bazı “gericiler” tarafından kabul edilmemiş okulların yerine birkaç adet medrese355 ve çeşitli tarikatlara mensup tekkeler açılmış, bunların başları da dim lider sayılmıştı. Diğer dim teşekküller gibi tekyeler de Ruslar tarafmdan büyük himaye ve teşvik görm üştü.356 Zaten, Cemiyet temsilcilerinin halkı teşkilätlandmna ve uyanık tutma faaliyetleri gerek Erm eniler, gerekse Ruslar tarafından hissediliyor ve bu durumdan rahatsız oluyorlardı. Ruslar, halkın uyanmamasına büyük önem veriyordu. Halka hoş görünmek için, Rus idaresinin, Müslümanlann din? vecibelerini yerine getırmelerine çok önem verdiğini göstermek istiyorlardı. Hatta elleri kırbaçlı polislerini Cuma günleri şehirde dolaştırarak, halkı zorla camilere sevkediyorlardı. Dinı kıyafet giyen kişilere dokunm uyor ve onlara serbest gezmek için kartlar vererek h ünnetkär görünm eye çalışıyorlardı. Ayrıca, Belediyenin Ramazan günlerinde top atm asm a da izin veriyorlardı.357 M üslüm an halkın bir çoğu bu davranışları R uslann İsiäm dinine olan hürm etlerine bağlıyor, hatta gizli İsläm dininde olan Rus generailerin m evcudiyetinden bile bahsediyorlardı. Papazlarm en büyük

354 Kantarcızade Hacı Mustafa ’ntn H atıralan, s. 22-24. 355 Reftk S a va şçı’nın Hatıraları, s. 17. 356 H Ü R B A Ş, “ 1918 E rzurum K atliam ı, N eden ve N asıl O ldu?”, s. 77.

357 Refık Savaşçt ’nın Hanraları, s. 17.

amiıierinin de gizli din taşıdıklan, fakat ınaddı düşünce ile M üslümanlıklannı belli etmedikleri propagandası yapılıyordu.358 Bu sırada Erzurum ’un hakiki din adamları, vaızleri ve im am larım n birçoğu m uhacir olup, şehirden gittikleıi için bunlarm yerlermi alan, eğitim siz ve cahil kişilerin kendilerini halkm mümessili olarak gördükleri ve halkı yanlış yön iendirdikleri gömlmüştür.359 Ruslann bütün bu halkı uyutma ve uyuşuk tutma çabalanna karşılık, Cemiyet temsilcilerinin Türklerin birlik içinde bulunmaları ve düşmanlarına karşı uyanık olmaları için çaba göstem ıesi üzerine, Ruslar tarafmdan C em iyet temsilcilerine karşı bir antipropaganda başlatılmıştı. Ruslann etkisiyle, halktan bazı kişiler cemiyet temsilcilerinin Şii mezhebinden olduklannı, Şiiliği yaymak için geldikleri, hatta getirdikleri gıda maddelerini bile yemenin günah olduğunu yayarak, Türkçe, gazete ve kitapların okunm asm ı yasaklam ışlardı.360

358 HÜ RBA Ş, “ 1918 E rzurum K atliam ı, N eden ve N asıl O ldu?”, s. 77-79. A slında R uslar gizli o la ra k h a lk ı H r is tiy a n la ş tır m a g a y e si d c g ü d iiy o rd u . B unun iç in R u s y a ’daıı h alkı Hristiyanlaştınnak amacıyla Erzurum ’abirkaçyüzkişilikpapazkafilelerini gctirmişlerdi. Ekserisi yeni m ezunlardan oluşan bu papazların yapm ış oldukları propagandalar hiç sonuç vcrm ediği gibi, halka alay konusu olmvış ve geri gitm ek zorunda kalm ışlaı dır (H Ü R B A Ş, “ 1918 Erzurum K atliam ı, N eden ve N asıl O ld u ?” , s. 78).

359 Refık Savaşçı 'nm H atıralan, s. 16-17; H Ü R B A Ş, “ 1918 Erzurum K atliam ı. Neden ve Nasıl O ldu?”, s. 77. 360 HÜRBAŞ, “ 1918 Erzuruın Katliarnı, Neden ve Nasıl Oldu?”, s. 77-78; RefıkSavaşçı ’nm Hatıraları, s. 16-17. Esaretc düşm üş olan kardeş ve dindaşlanna maddı ve manevi vardıma koşan Azcrbaycan Türkleri, Türkler arasrna sokulm ak istenen bu Şii, Sünn? gibi ayrılıkçı fikirlcre yer vcrilm em csini ve birlik içinde olunm ası gerektiğini, Kardaş Kömeği dergisinde dedilegetirm işlcrdir. O m er Faik N cm anzäde “ B en K im im ” adh m akalede bu am açia Türklere şöyle scslenm iştir:

“Sen ey Türk ne akidede ne meslekten olursam ol hemişe Türksiin! Sen, gerek bilsen ki dünyada; hele Şi 'a, Siinni, Bäbt- Şeyhi adları yo k iken, sen var idin! Islämiyyet Arabistan kumluklartnda doğmadan evvel bıle sen, Altay 'm etekleı inde etrafin güzelliğini temaşa edip, zevk ahyordun! Oradan uzun seyir ve seyahatlere hazırlanıyordun E y özünden habersiz Titrk! medeniyet eserleri, nizam, idare ve asayiş usülii, “Yasak" kanunları henüz Bağdat, Şam, Paris ve L ondra’da yo k iken, senin yurdunda vardı. Senin öz tatlı dilini çığınndan çıkarıp, bugünkü actnacak hale salan Arap Elijba veyaztsından evvel senin gerçek Elifba veyazın vardı. E y Şia, ey Babi, Sünni Türk kardeşterim! Diriliğimizin Milli-İttihad da olduğunu biienden sonra, daha reva görmemeliyiz ki milletimizin kütlesini meydana getiren azantn bir kısmı A nadolu ’nun, ıssız, şenliksiz, dağılmış karkunç bucaklarınaa, yalm z başlanna aç, çıpiak btrakdıp tele f olarlar " (Ö m er Faik N em anzade, “B en K im im ”, Kardaş Körneği, B akü 1917 s. 6- 11).

R efik Savaşçı, Erzurum halkının kendilerine yardım için A zerbaycan’dan gelen Türklere karşı tutum lan hakkında şunlan anlatm aktadır:361 “H alk o zam ana kadar ne Azerbaycan diye bir m em leket ve ne de A zeri T ürk’ü diye birşey işitmişti. B unlara şüpheli gözlerle bakıyordu. A zerbaycanlı gençler güler yüzlü, tatlı sözlü insanlardı. Kendilerinin kim olduğunu halka anlatm aya çalışıyorlar, rasgeldiklerine ihtiyar genç kim olursa olsun selam veriyor, hatır soruyorlardı.” B u sırada E rm eniler de Cem iyet-i H ayriye tem silcilerine karşı düşm anca bir tavır içinde bulunuyorlardı. Türklere her fırsatta saldırmaktan geri durmayan Ermeniler, Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin Türk ahaliyi korumalan ve Ermenilere karşı, o n lan n haklannı savunmasından rahatsız oluyorlar, Türkler arasındaki bu yardım laşm ayı önlem ek istiyorlardı.362 H atta bu yüzden C em iyet tem silcileri özellikle de Seyidov Ermeniler tarafından artık istenmeyen kişi olmuştu. Ermenilerin, C em iyet tem silcilerine karşı tavırlan hakkında K antarcızade hatıralannda şunlan yazm aktadır:363 “Seyidov, bir günde çarşı, mahallatı yüz defa gezer, halkın istirahatını temin için çalışırdı. Seyidov’un bu hareketinden böyle halka iane getirip dağıtılmasından, İsläm m illetinin birbirlerine yardım etm esinden, çarşı ve m ahallatı gezip ufak ufak teftişinden Erm eniler hoşnut değildiler. Yavaş yavaş kuşkulanmağa başladılar. Ellerinden gelse bir an e w el bu adamı parça parça edeceklerdi. Lakin korkulan da yok değildi. Ermenilerin bazılan Seyidov’a Taşmağazalan çarşısmda gözümün önünde hücum etm ek, silaha davranm ak istedilerse de, Seyidov göğsünü açarak kabara, kabara Erm enilere söyledi ki: “B en bir tek adam bana karşı gelmek, hatta E rzurum ’da Türk kardaşlarım a ve bana ufak bir hareketiniz sonra sizin başımza gelen felakettir. Güneşin doğduğu tarafa bakın oradan yüz milyon İsläm tarafm dan sadaya karşı perişan olursunuz” der bağınrdı. E rzurum ’da Rus işgali devam ederken bu arada, Rusya’da önemli gelişmeler olmuş, 1917 ’de Petersburg ve M oskova’da meydana gelen olaylar, Çarlığın çökü361 HÜRBAŞ, “ 1918 Erzurum Katliamı, Neden ve N asıl Oldu?”, s. 77-78; Refik Savaşçı’mn Hatıraları, s. 16. 362Bazı Ermeniler Azerbaycan’dan gelen bu Türkleri halka kötü göstermek maksadıyla, kendilerini Rusya’daki Türklerden diye tanıtarak Türkçe konuşarak ahaliyi aldatmaya çalışmışlardır (A TBD, sayı 81, B elge no. 1846, s. 235-246). 343 K antarcızäde Hacı M ustafa 'mn Hatıraları, s. 23-24.

şünü hazırlamış ve Bolşevikler idareyi ele geçinnişlerdi. Bu duruın üzerine Rus ordusunda da bozulm alar başlamış, cephedeki Rus askerleri geri dönrncye başlamışlardı. Bütün bu olumsuzluklar üzerine Rus Kafkas ötesi komutanlığı Türklere mütareke teklif etınck zorunda kalmıştı. Türk ve Rus temsilcileri Erzincan’da 15 Aralık 1917’de, bir araya gelerek mütareke maddeieri tespit edihnış ve 18 Aralık’ta mütareke imzalanmıştı. Bu mütareke ile çekilmeye başlayan Rus ordusu bölgeyi Rus topçusu ve subayları yönetim inde Ennenilere bırakıyorlardı.361 31 Aralık 1917 ’de Doğu Anadolu’dan çekilmeye başlayan R usO rdusu’nun yerini çoğunluğunu Erm enilerin oluşturduğu birlikler almıs ve Erzıırum, Türk ordusunun ileri harekätı üzerine Erzincan’dan çekilen fırari Em ıenilerle dolmuş idi.36^ Erzurum halkt büyük bir tedirginlik içindeydi. Çünkü Erm eniler açıktan açığa saldmlara başlamışlardı. Türkleri gördükleri yerde öldürüyor, dükkänlarına, evlerine girip yağm a ediyorlardı.366 Bu sonu gelmeyen saldınlarkarşısmda, Cemiyet-i Hayriye temsilcileri Emıeni saldırılanna karşı Erzurum ahalisinin silahlandınlmast gerektiğine inanıyorlardı. Bu amaçla Seyidov, Erzurum’un ileri gelen ve ııüfuzlu kişilerinden, Belediye Reisi Hakkı Paşa, Hoca Ahmet Efendi, Kom iser Küçük Ali Efendi, Hafız Davut Bey ve diğer birkaç kişiden oluşan on iki kişilik bir heyetle Erzurum ’da bulunan Rus Müstahkem M evki Kom utam ’na müracaat etmişlerdi. Heyet, Rus komutanından, ’Ermenilere silah verilmemesini, bu mümkün değilse, kendilerini korumak için Türklere de silah verilmesini ve Ermeni taşkınlıklannın bir an önce önüniin al ınmasını istemişti. Komutan bu talebe; Rus kanunlannın, Rus vatandaşlarının haricindekilere silah vermeyi yasakladığmı, bu yüzden Türklere silah veremeyeceğini, yalnızca Cemiyet-i Hayriye temsilcilerine (bunlann da Rus tebası olması sebebiylc) siiah verebileceğini bildimıiş, fakat Ermenilerin yaptıklan mezalimlere karşı herhangi bir tedbir alacaklan konusunda hiçbir şey söylememiştir. Heyet, Rusiardan yalnızca Cemiyet-i Hayriye temsilcileri adma verilen 50 silahı alabilmişti.367 364 Erzincan Mütarekesi ve sonrası gclişmeler hakkında bkz.: KURAT,r«>Ä7ve ve Rusya, s. 333; Richard G. HOVANNİSİAN, Armenian on The Road lo Independence 1918, Los-Angeles, 1967, s. 109; Stcfanos YERASİM OS, Türk-Sovyet İlişkileri, Ekiın D evrim inden M ii/i Mücadeleye, İstaııbul 1979, s. 13; Kamüran GÜRÜN, Türk-Sovyet İlişkileri (1950-1953), Ankara, 1991, s. 1; Nurcan YAVUZ, Birinci Dünya H arbi’nde E rzincan’da Rus İşgaU rr Ermeni Mezalimi, (Basılmamış Doktora Tezi), Erzurum 1995, s. 118-144. 365 KONUKÇU, Selçuklulardan Cumhuriyet’e Erzurum, s. 692. 366 Zeki BAŞAR- Ermenilerden Gördüklerimiz, Ankara 1974, s. 89-110; DEMİREL, Birinci Dünya Harbinde Erzurum ve Çevresinde Ermeni Hareketleri, s. 67,84-98, 118-121. 367 “Acı Günlerimiz”, Tarih Yolunda Erzurum, sayı 11-12, (12 Maıt 1962), s. 12.

Ruslann, Erm eni saldınları karşısında herhangi bir tedbir almayacakları ve Türklere de silah verm e niyetlerinin olm adığı anlaşılınca, Seyidov ve heyette bulunan Erzurumlular kendi başlannın çaresine bakmalan gerektiği düşüncesiyle Erm enilere karşı şehirdeki silahları ele geçirm ek üzere bir hareket yapılm asına karar verdiler. Bu hareket için önce şehir dahilindeki M üslüm an halkm elinde bulunan silah m iktarım tespit etm ek gerekiyordu. Bu iş Cemiyet-i H ayriye’nin temsilcileri ile birlikte çalışan Zakir B ey’e verildi. Zakir Bey bütün mahalleleri, ev ev dolaşarak hem Cem iyet’in vermiş olduğu erzak ve giyecekleri dağıtmış, hem de herkesten evlerinde silah bulunup bulunmadığını öğrenerek bunlan teker teker kaydetmişti. Sonuçta; Erzurum’da 600 kadar silah bulunduğu tesbit edilmişti. Bu tespitten sonra, 16 Şubat 1918 ’de Seyidov ve Zakir Bey’in de bulunduğu 13 kişilik bir heyet, Cemiyet-i Hayriye’nin şubesinin bulunduğu Hacı Hayri Efendi’nin evinde toplanarak yapılacak işleri kararlaştırmışlardır.368 B una göre, Seyidov’un daha önce yaptırtıp C em iyet’in binasında sakladığı 6 el bombasından üçünü Seyidov ve üçünü de Seyidov’un yardımcılanndan Abdülmabud alacaklar veAbdülmabud, Gez m ahallesindeki Ruslara ait harp malzemesinin saklandığı kayık am banna giderek, oradaki nöbetçileri bom balarla imha edecek, bom ba gürültüsü işitecek olan Gez, M urat Paşa, Yoncalık, Dere Mahallelerinden silahlı M üslümanlar hem en oraya koşacak kayık am barım zaptederek diğer ahaliyi de silahlandıracak ve G ürcükapısı’na doğru yürüyeceklerdi.369 Aynı saatte Seyidov, elindeki bombalan Çifleminareler karşısmdaki Ermenilere karakol vazifesi gören bir kahveye atacaktı. Bu sesi işitecek olan Hasanbasri mahallesi ahalisinden dört yüz kişi, iki yüz baltalı, iki yüz silahlı olarak silah deposu vazifesi gören Camiikebir’e ve Durmuş Paşa Cam ii’ne hücum edecekler ve orada silahlandıktan sonra onlar da Taşmağazalar yolu ile Gürcükapısı’na ineceklerdi. Bu plän uygulanabilirse, Erzurum ’da Erm enilerin yapacakları katliam lann önüne geçilebilecekti. Fakat bütün bu çalışm alara rağmen, plänı önceden haber alan Erm eniler derhal harekete geçerek şehir içinde her yerde Türk halka saldınlannı artırmış ve plänm uygulanm asına engel olm uşlardı.370

368 “Acı Günlerimiz”, s. 12-13. 369 “Acı Günlerimiz”, s. 12-13. 370 “Acı Günlerimiz”, s. 13.

Seyidov ve arkadaşlan gittikçe artan Ermeni saldınlan karşısmda, Türk halka devam lı olarak birlik içinde bulunm alarını, yoksa Erm enilerin bu durum dan faydalanarak T ürkleri katledeceğini söylüyor ve Erzurumlularla birlikte bu mezalime karşı durmanın yollannı anyordu. Bu amaçla, Erzurum Türk halkmuı uğradığı mezalimi ve çektikleri sıkmtdan sık sık Tiflis’teki baş merkeze bildirerek Cemiyet’ ten yardım istiyordu. Bu yardım istekleri üzerine Tiflis’te Sultanov’un girişimleri sonucunda bu sırada Tiflis ’te bulunan “Tiflis Müslüman Millı Komitesi”de Ermeni Millı Şüräsı’na başvurarak, R uslann Türkiye’den almış olduğu yerlerde özellikle Erzincan, Erzurum, B ayezid ve diğer yerlerde Erm enilerin Türk halka m ezalim yaptıklan, bunun önüne bir an önce geçilmesi için, gerekli tedbirlerin alınmasını isteyerek, bu kötü durum un K afkasya’da her iki m illet arasmdaki (AzerbaycanErm enistan) m ünasebetlere de kötü etki edeceklerini bildirm işlerdi.371

371 Tiflis Müslüman Milli Komitesi, Ermeni Millı Şüräsı’na şöyle bir mektup yazmıştır: “T ürkiye’den almmış olan yerlerde müselllah Ermeni destelerinin dinç M üslüman ahalisini tazyik ve tecavüzleri hakkında son zamanlarda Tiflis Millı Komitesi’ne heyecanlı haberler gelmektedir. “Komitenin son iclasındada Erzincan, Erzurum ve Bayezid’den gelmiş olan nümayendeleri: m ezkür yerlerde Rus koşununun çekilerek, Ermeni koşunlarının gelmesinden sonra dinç M üslüman ahalinin düçar olduğu, nihayet derecede ağır vaziyeti hakkında mufassal maruzalar vermişlerdir. Vekillerin rivayetine göre dinç Müslümanların öldürülmesi, tecavüz ve garetleri adi b ir şey olmuştur. M aateessüfane bu haberler Türkiye toprağında bulunan Müslüman teşkilätlarınm resmi nümayandeleri (Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Temsilcileri) ve gerekse birçok bitaraf şahıslar tarafından teyid olunur. Zakafkasya ve hususen Tiflis Gubemiyası Müslümanları Türkiye arazisinde dört yıldan beri mahvedilen ve bin türlü tecavüzlere maruz kalan, aç, çıplak ve muhafazasız Müslüman kardaşlannın ahvalinden elbette çok narahat oluyorlar. “Bu vakte dek böyle hayasızlıklar, Rus koşunu tarafından icra ediliyordu. Bilhassa böyle facialarla beraber Rus saldatları aç körpeleri ve kocaları, yemek verip saklamak, hayatına necat verm ek gibi hüsn-ü reftar dahı edemiyorlardı. “Lakin şimdi Milli koşunlar teşkili ile bu hareket çekilmez bir suret alıyor ve buna artık tahammül edilmez. Şimdi her bir hırda harekete cemaat milli nokta-i nazardan bakıyor. Ona göre de m esele müşkülleşiyor. “İşte bunların hepsini nazara alarak Tiflis Millı Komitesi, Ermeni Millı Şüräsı’na müracaatla Türkiye toprağındaki dinç Müslüman ahalisinin artık hasarat çekmemesi ve tecavüzlere maruz kalmamaları için lazım binagüzarlıklar edip lazım gelen tedbirleri görsün. “ T iflis M üslüm an K om itesi, inanıyor ki, halihazırda T ürkiye ile sulh karşısm da bulunduğum uz büyük Rusya inkıläbının azad ettiği milletler yeni azad hayatma başlamaya hazırlandıkları bir zamanda, burada Zakafkasya’da bütün milletlerin zahmetkeş halkının m üttehiden sulh ile yaşamaları esası koyulan bir zamanda Ermeni Millı Şüräsı Türkiye’den alınmış olan yerlerdeki ihtilaf ve hadiselerin önünü almak için her türlü tedbirleri görür. Çünkü bu hadiseler demokratlığa en yakın kısmınm çalışmasına mani oluyor ve orada mahallinde çok fena neticeler veriyor. Burada Zakafkasya’da dahı her iki milletin münasebetine su-i tesir ediyor. ” (AçıkSöz, 19 Fevral/Şubat 1918, no. 685).

Türk ordusunun Erzurum ’a yaklaştığı bu tarihlerde Ermenilerin M üslüm an halka karşı saldırılan daha da artmış ve bu sırada şehre Ennenilerin m eşhur ç e te reisi Antranik kumandasmda bir müfreze yerleştirilmişti.372Antranik’in gelm esinden sonra durum daha da kötüleşmiş, Ermeniler şehrin birçok yerlerinde hapishaneler tesis ederek, şehirdeki Türklerden ele geçirdiklerini buralara doldurmuşlardı. Bu sırada belediye binasma yerleşmiş bulunan Antıanik de, emellerini bir an önce gerçekleştirmek ve Erzurum halkını toptan katletmek amacıyla plänlar kuruy ordu. Antranik Erzurum’da bulunan Rus Töpçu Komutanı Çiçeri ile anlaşarak bir plän yapmışlardı. Buna göre, Erzurum Türk halkı silah verileceği bahanesiyle bir y ere toplanacak ve burada toplu halde Ermeniler tarafındaıı katledileceklerdi. Bu maksatla Şubat 1918 ortalannda, Rus Komutanı, içlerinde Seyidov’un da bulunduğu Belediye H eyeti’ni çağırarak; kendisinin şehirden gideceğini bu sebeple, ellerinde bulunan silahlan, kendilerini Ermenilere karşı müdafaa etmek için Türklere vereceğini, fakat bunun için bütün Türk halkmın eksiksiz olarak İstanbul K apısı’nda N um une Hastahanesi ’nin yamndaki talimgähta toplanmasmın gerektiğini bildirmişti.373 S eyidov’un da dahil olduğu Belediye Heyeti, Rus kom utanınm yanından aynlarak, aralannda görüşme yaptıktan sonra, silah veriieeek mevkiinin çok tehlikeli bir yer olduğu, bu sebeple de, silahlann başka bir şekilde Türklere verilm esi konusunda karara varmış ve tekrar Rus kom utanımn yanına gitmişlerdir. Heyet, Komutana; şehrin hertarafında Ermenilerin Türkleri, gördükleri yerde öldürdüklerini, hal böyleyken evlerinden silah alm ak için gösterilen mevkiye gelecek olan Türklerin, yollarda Ermeniler tarafından katledileceğinin kesin olduğunu, aynca halk bu mevkiye gelmeyi başarsa bile, burasının boş bir düzlük olduğunu, halkın burada çok kolay katledilebileceğini söyleyerek, silahlarm Türklere başka bir şekilde dağıtılmasım istemişler ve şu teklifı sunmuşlardı: Öncelikle Rus komutanlığı Erm enilerin h er tarafta silah atm alarım yasak edip, kendi askerlerini şehirde belirli noktalara yerleştirerek emniyeti sağladıktan sonra, her mahallenin muhtarı arabalarla gelip silah dağıtacak yerlerden bu silahlan alarak kendi mahallesindeki halka dağıtmalıdır.374 Belediye heyetinin bu teklifi Rus konıutan tarafından kabul edilmemişti. Bu teklifm kabul edilmemesi, belediye heyetinin ne kadar yerinde bir karar verdiğini 372 ALLEN-MURATOFF, 1828-1921 Türk Kajkas Sınınndaki Harplerin Tarihi, s. 431. 373 K antarcızäde Hacı Mustafa ’nın Hatıralan, s. 26. 374 K antarcızäde Hacı Mustafa 'nın Hatıraları, s. 27-28.

göstermişti. Seyidov ve belediye heyetinde bulunanlar eğer bu şekilde davranmayıp, halkı Rus komutanm istediği yere toplasalardı, Erzurum halkı çoluk, çocuk toplu bir katliama uğrayacaklardı.375 Kantarcızäde Hacı Mustafa, Türk Ordusu Erzunım ’a girdikten sonra şehirde katliama uğrayan ahaliyi tespit için çalışmalar yapılırken, bir binanrn kapısmda asılı Antranik irnzalı şu yazıyı bulduklannı kaydetmektedir:376 “Ey Belediye Heyeü siz eğer muvafakat etmiş olsa idiniz, İstanbul Kapısı’nda talimgäh m evkiine eğer halk gelmiş olsa idi. T ürk’ün Erzurum ’da bir tek halkı kalm ayacak ve alacağım ız intikamımız Erm eni tarihine yazılacaktı. Sebep siz oldunuz. Şimdi siz burada yatınız. Ben yann yine sizden intikam almağa Hasankale’ye gidiyorum.” Antranik, Cemiyet-i Hayriye temsilcileri ileBelediye Heyeti’nin halkı uyanık tutup, onlan yönlendirdiğini ve bu yüzden de kendi planlannı tarn anlamıyla fıiliyata geçiremediğini görünce, bunları ortadan kaldırm aya karar vermişti.

375KantarcızädeHacı Mustafa ’nın Hatıralan, s. 28-29. Bu tariiılerde Erzumm’da iki Rus topçusu bulunmaktaydı. Bunlardan biri Çiçeri, diğeri de Türklere esirdüşetı İvan Gokilaviç Pilyat’dır. Pilyat Erzurum İstihkäm Topçu Alay Kumandanı Tverdo K hlebof’ayazm ış olduğu meklupta; 12 parça çabuk atış yapan koşulu ve dağ topları ile makineli tüfekleri Erzuıum Bakü İsläm Cemiyet-i Hayriye Reisi Seyidov’a, Erzurum’da Enııeni ntezalimini durdunnak amacıy la vcmıek istediklerini, fakat silahların gelip ahnmadığım bildimıiştir. (İvan Gokilaviç Pilyat’ın Mektubu (Rus İhtiläli Bidayetindeıı İtibaren 27 Şubat 1918’de Osmanlı Kıtaatının Erzurum’u İstirdad Ettikleri Tarihe Kadar Ermenilerin Erzurum Şehri ve Havalisi Türk Sakincsine Karşı Tavır vc Hareketlerine Dair, s. 15). Bu ifade ve bunun gibi “Ruslardan sılahların alımnaması ve bu yiizden Erzuruııı’dakı katliamların olduğu” şeklindeki ifade ve söylentiler, başta Cemiyet-i Hayriye temsücileri ve Belediye Reisi Hakkı Paşa’yı olmak üzere bütün belediye heyetini zan altmda bırakmıştır. Halbuki yukarıda da görüldüğü üzcre hadiseler çok farklı bir şekilde gelişmiş vc gcrek Seyidov,' gerekse Belediye heyeti, Türk halkım korumak için ellerinden gelcn herşeyi yaprnışiar, hatta bu uğurda canlarım vermişlerdir. Rus topçusu Pilyat. Türklere esir bulunduğu bir sırada yaznuş olduğu bu mektupta, silaliian Türklere teslim etmek istedikleriııi belirtmesine rağmen, bu silahları dağıtmak için neden bütün halkı çoeuk, kadın, yaşlı demcden savunmasız bir şekilde, açtk bir alana toplamak istemelerinin sebebiııi belirtmemiştir. Yine Ruslar, ııeden Erıneniler Türkleri kırtp keserken hiçbir müdahalede bulunmayıp, ancak Türk askerinin yakıaşmakta olduğıı bu son günleri beklemişlerdir. Üstelik dahaönce Seyidov ve Belediye Heyeti’nin kendilerinden yardım isteğinde bulunm alarma rağmen, ayrıca zaten Ruslar emniyetleri ve menfaatleri bakım ından kendileri ile Türk ordusu arasmda tampon vazifesini gören bir emniyet tedbiri almak, korkusuz ve rahatbir şekilde çekilmek için şehri, silahlan ve topları i!c birlikte Ermenilere bırakm ak zorundaydılar. Bu durumda Seyidov ve Belediye Heyeti’nin almış olduğu karar Erzum m halkını tamamen yok olmaktan kurtaran bir karar olmuştur. 376 Kantarcızäde Hacı M ustafa ’nın Hatıraları, s. 34-35.

B u maksatla, Belediye heyetinin toplanmasını ve kendisi ile görüşmeye gelm elerini istem iş, bunun üzerine Belediye Reısi Hakkı Paşa, Baş Katip Ahm et, belediye azalanndan Hacı Käzım, Hoea Ahmet, Tevfık ile Hafız Davut, Haşmet, K om iser A li, Narman M ahallesi imam ı Ziya, Käbe m escidi imamı M ehm ed M olla Ağazade Tevfık, H oca İbrahim Efendi ve Cem iyet-i H ayriye tem silcileri Seyidov ve Abdulmabüd toplanarak hep birlikte Antranik’in yanma gitmişlerdir.377 A ntranik’in bulunduğu binaya üzerlerindeki para ve ne varsa her şeyleri alındıktan sonra içeri alınan heyet, A ntranik’e Ermenilerin Türklere karşı yapmış olduklan mezalimi anlatmışlardı. Antranik heyete; onlan Trabzon’daki Sulh Konferansı’na katılm ak üzere ve sulhun bir an önce yapılm asına tesir etmeleri için Trabzon’a göndereceğini bildirmiştir. Bu durumdan şüphelenen heyettekiler, bir an önce oradan aynlm ak bahanesiyle, evlerine gidip hazırlık yapmaları için izin istemişler, fakat Antranik bütün ihtiyaçları kendisinin karşılayacağını söyleyerek heyetin aynlm asm a izin vermemiştir.378 Bundan sonra heyettekileri zorla ve bir sıra halinde binanın kapısı önüne dizdiren A ntranik, dışanda bulunan halka hitaben şunları söylemiştir:379 “İsläm ve H ristiyan birdir. Bir çocuğun bile bum unun kanam asını istem iyom m . Ben hüküm etimin em n ile mevkii müstahkem kumandanı oldum. M uhasama nihayet bulmuştur. A rtık aramızda bir dostluk tesis edilmiştir. Emelim adalettir. Ahali müsterih olsun, dükkänlar açılsın korkulacak birşey kalmamıştır.” Antranik’in bu şekilde davranmasmın amacı şuydu: Halk Belediye heyetindekilere güveniyordu ve onlann verdiği direktiflere göre de evlerinden ve gizlendikleri yerlerden dışan çıkmıyordu. Fakat Antranik, Belediye heyetindekileri, kendi binasının önünde ve herkesin görebileceği şekilde bulundurarak, artık dostluğun kumlduğunu ve bu sebeple de herkesin dışan çıkmasını, dükkanlarını açmasını istiyordu ki, bundan sonra Türk ahaliyi rahatça katledebilsin. Artık kendilerine yol gösterecek Belediye H eyeti’nin de bulunmaması dolayısıyla Antranik’in sözlerine inanan birçok kişi çarşılara çıkıp dükkänlannı açtılar. Bunu fırsat bilen Ermeniler rastladıklan Türkleri toplamaya başlayarak şehrin birçok yerinde hapishane olarak tesis

377 Erzurum Viläyeti ’nde Vukubulan Ermeni M ezalimini Tahkik Heyeti ’nin Raporu, (Bu heyet Emmyet-i Umumiye Müdürlüğü tarafından teşkil edilerek Erzurum’a gönderilmiştir) 1918, s. 52. (Bu rapor Enver Konukçu tarafından günümüz harflerine çevrilerek yayına hazırlanmaktadır). 378 Erzurum Vıläyeti'nde Vukubulan Ermeni M ezalim ini Tahkik H ey e ti’nin Raporu, s. 53-54. 379 Erzurum Viläyeti ’nde Vukubulan Ermeni M ezalimini Tahkik Heyeti ’nin Raporu, s. 54.

ettikleri kışlalara, büyük evlere, müstahkem yerlere, istasyon civanndaki barakalara doldurdular. Halbuki Belediye H eyeti’nin almış olduğu karara göre halk hiçbir suretle evlerinden çıkmayacaktı. Cemiyet-i Hayriye temsilcisi Seyidov’ un da birlikte olduğu Belediye heyeti de Ermeniler tarafından o zamanki Rus kilisesinin karşısında bulunan bir binaya götürülerek hapsedilmişlerdi.380 Bundan sonra, Türk ordusunun iyice yaklaştığmı anlayan Ermeniler, hastahane ve diğer binalara doldurmuş olduklan Türkleri yakmaya başlam ışlar ve Ermenilerin bu katliamından, şehirden topladıklan Türkler ve Belediye heyeti de dahil kurtulan olmamıştır.381 Rus ordusunun çekilmesi sırasında onlarla Azerbaycan’a dönmeyip Erzurum’ da Türk kardeşlerine yardım etmek amacıyla burada kalan ve bunun için de her fedakärlığı göze alan Cemiyet-i Hayriye temsilcisi Seyidov ve arkadaşlan da Ermeniler tarafından çok feci bir şekilde öldürülmüşlerdir.382 Aynı akıbete uğramaktan son anda kurtulan ve belediye heyetinde bulunan Hoca İbrahim Efendi, Erzurum’daki katliamı ve Belediye Heyeti’nin ölümü hakkında şunlan söylemiştir:383 “... Erm eniler s ırf benim m ahallem den 15 haneye girm işler, bu hanelerde ele geçirdikleri 45 kişiyi kılıç ve baltalarla katletmişlerdir. Tiflis’e götürüldüklerini zannettiğimiz Belediye Reisi Hakkı P aşa’yı, arkadaşlannı ve o koca hastahaneyi dolduran m asum halkımızı onar onar götürdükleri kabristan aralannda türlü işkencelerle katletm işler vakıa bu m aktülleri ben de gördüm...” Bu sırada E rzurum ’a yaklaşan, Käzım Karabekir kom utasm daki Türk ordusu 11 M art 1916 sabahı güneş doğm adan ileri harekete başlam ış, bir gün süren çarpışmalardan sonra 12 Mart 1918 ’de, Erzumm ’a girmiş, böylece Erzumm halkının iki yıl süren esaret hayatı da sona ermiştir.384 İşte Anadolu halkımn bu sıkmtılı günlerinde, onlara kardeş elini uzatan Azerbaycan Türkleri ve bu m aksatla buralara göndermiş olduğu Cem iyet-i Hayriye 380 Erzurum Viläyeti'nde Vukubulan Ermeni Mezalimini Tahkik Heyeti'nin Raporu, s. 54. 381 Ahmet Refık (ALTINAY), Kafkas Yollannda, İstanbul, 1919, s. 38; HÜRBAŞ, “ 1918 Erzurum Katliamı, Neden ve Nasıl Oldu?”, s. 84-89. 382 Kantarcızäde Hacı Mustafa ’nın Hatıraları, s. 34. 383 Erzurum Viläyeti'nde Vukubulan Erm eniM ezalim ini TahkikH eyeti’nin Raporu, s. 57. 384 Käzım KARABEKİR, Doğu ’nun Kurtuluşu (Erzincan ve Erzurum 'un Kurtuluşu, Sarıkamış, Kars ve Ötesi), s. 146-149.

temsilcileri, Türk kardeşlerine yardım için ellerinden gelen her yardımı yapmışlar, hatta Seyidov ve arkadaşlan gibi birçoğu bu uğurda canlarım feda etmişlerdir.

Abdullah Sultanov yaptığı çalışm alar sonunda, H asankale’de ilçe halkınm iştirakı ve Rus ordusunda bulunan Türk asıllı askerlerin, özellikle bunlardan Ahmed Safa ve K erim ov’un destekleriyle bir M aarif Cemiyeti açılm asını sağlamıştır.388

H . H a sa n k a le ’de Y apılan Y ardım F aaliyetleri Rusların, 19 ocak 1916 tarihinde, H asankale’yi işgal etm esinden385 sonra ilçe halkı son derece kötü durum da kalm ıştı. İşgalle birlikte baş gösteren kıtlık ve yokluk bir de Ermenilerin her fırsatta Türk halka saldırmaktan geri durmayışlan durum u daha da kötüleştiriyordu.386 İşgalden bir müddet sonra, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Hasankalelilere yardımcı olm aküzere, Cem iyet’in Sankamış Şubesi Vekili Abdullah Sultanov’u ilçeye göndermiştir. A bdullah Sultanov da H asankale’ye geldiğinde halkın çekm iş olduğu sıkıntıları görmüş ve ilçedeki durumu şöyle bildinniştir:387 “U hdem e düşen vazifeyi ifa etmek için H asankale’ye azim et edip, orada olan harpzedelerin herbir hallerine vakıf oldum. Hakikaten biçare millet acınacak ve ağlanacak bir halde yaşıyorlar. N e bir ibtidai (ilkokul) mektepleri ve ne de bir kitaphaneleri var. Türkiye zamanında olan mektepler hastahaneye çevrilip, biçare m illet balalan, köşelerde sefil geziyorlar. Yüzlerine bakıldığında yaş ve elem müşahade eylersiniz. Ne için mahsun olmasınlar ki; milletin bütün ümit ve gelecek namma m edar olacak balaca yavrulan bedbahtlık felaketine doğru sürükleniyor.” H asankale’ye Türk ahaliye dağıtm ak üzere çeşitli erzak ve eşyalarla gelen A bdullah Sultanov ve arkadaşlan, burada M üslüm anlann faydasına daha köklü ve kalıcı bir şeyler yapılması ve içinde bulunulan bu acı durumun kötü neticelerinin önlenmesi amacıyla çareler düşünmüşlerdi. Bu amaçla Müslüman ahalinin arasında birlik ve yardımlaşmayı sağlamak, halkm aydınlanması ve çocuklann sokaklarda kalm asm ı önlem ek için bir “M aarif Cem iyeti” açılm asm a karar verilmişti.

385 KURAT,Türkiye ve Rusya, s. 289. 386 Erzurum Vıläyeti ’nde Vukubulan Ermeni M ezalimini Tahkik H eyeti ’nin Raporu, s. 52 ■S1 A çıkSöz, 9 Dekabır/Aralık 1917, no. 625.

Cemiyet-i Hayriye’nin bir şubesi gibi çalışan bu cemiyet, bir M aarif Cemiyeti olarak açılmasma rağmen, asıl amacı M üslüman halkm her türlü ihtiyacmın karşılanmasına yardımcı olmak, sahipsiz çocuklan korumak ve her şeyden önce İslämlan n birlikte hareket etm esini ve birbirlerine destek olm alarm ı sağlam aktı. İşte bu sebeple, C em iyet’in açılm asıyla ilk olarak sahipsiz kadm, yaşlı ve çocuklann yiyecek ihtiyaçlanm karşılamak üzere bir yemekhane açılmasına karar verilmiştir. Daha sonra cemiyet, halkın isteğiyle ilçede bulunan, fakat kullanılam az bir halde olan kaplıcanm tam ir edilmesini kararlaştırmış, bu ış için Abdullah Sultanov Belediye veznesinden 300 M anat alm ayı başarmıştı. Aynca, Cem iyet binasında halkın aydınlanması ve olup bitenlerden haberdar olması için bir kitaplık kurulmuştur. A bdullah Sultanov A zerbaycan ile kurmuş olduğu bağlantılarla A ç ık Söz, Tercümarı, K aspi ve//gazetelerin in zaman zaman buraya gelm esini de sağlıyordu.389Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Pasin ovasmm merkezı yerlerinde açm ış olduğu seyyar aş evleri ve sıhhi yardım ocaklan da bulunuyordu.390 Fakat bunlar yeterli olm adığı için Abdullah Sultanov, zaman zam an A zerbaycan’da çıkan gazetelere yazılar göndererek, Hasankale M üslüman halkm a her türlü yardımm yapılması am acıyla Azerbaycan Türklerine çağnda bulunuyor ve kendilerine daha fazla destek olunm asını istiyordu.391 Hasankale’de kurulan bu Cemiyet, işgal yıllanndaki halkm yaralannı sarmaya çalışmış, toplanan paralar ve gelen yardımlarla sokakta kalmış çocuk ve kadınlara sahip çıkılmıştır. Fakat bir müddet sonra 1917 Rus ihtilalinin sonucunda, Hasankale ’de bulunan R uslann çekilmesi ve yerlerini Ermenilere bırakm alan Hasankale ahalisinin yeniden bütün ümitlerini söndürmüştü. Bu gelişm eler üzerine Ermenilerin saldırganlıklannı ve vahşetlerini daha da artırm alan karşısında halk toplanarak Rus kumandanına m üracaat etm işlerdi. b u m üracaatlannda “ Siz burada iken Erm enilerin yapm adıklan kalmıyor. Siz

388 A çık Söz, 9 Dekabır/Aralık 1917, no. 625. 389 A çıkS ö z, 9 Dekabır/Aralık 1917, no. 625. 390 ARAN, “Kardaş Kömeği”, s. 5. 391 A çıkS ö z, 9 Dekabır/Aralık 1917, no. 625.

gittikten sonra halim iz nice olacak. Rus silahlarını onlara verdiniz, m üdafa-yı nefis için bize de silah verin” demişler, fakat Rus kumandan, Ermenilerin kendilerine yardım ettiklerini, muvaffakiyetlcrine sebep olduklannı, Türklerin ise düşm anları olduğunu belirterek, bu isteğe olumsuz cevap vermiştir.392 Bundan sonra Rus askerlerinin çekilmeleri üzerine burada bulunan Ermeniler, ilçeyi ablukaya alarak, kimsenin dışan çıkmasma izin vermemişler, 26 Şubat 1918 ’de, Erzurum ’dan gelen Ermenilerle birlikte, Hasankale ve köylerinde Müslüman halka yapm adıklan işkence ve mezalimi bırakmamışlardır.393 Ermenilerin Hasankale’de yaptıklan katliamlardan çok az kişi kurtulabilmiştir. Bu sırada C em iyet-i Hayriye Temsilcisi Abdullah Sultanov ve yardım cılanm n ne olduklan ve sonları hakkında herhangi bir bilgi bulunamamıştır.

I. Hınıs’ta Yapılan Yardım Faaliyetleri 13 O cak 1916 tarihinde, H ınıs’ın Ruslar tarafından işgal edilm esinden.394 bir m üddet sonra, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi buradaki M üslüm anlann sorunlarıyla ilgilenm ek ve ihtiyaçlannı karşılamak üzere bir temsilcisini 2000 pudun ve çeşitli erzakla birlikte H ınıs’a göndermiştir.395 Bu sırada H ın ıs’ta M üslüman halk bir taraftan yiyecek ve erzak sıkm tısı çekm ekte, bir taraftan da Erm enilerin saldırı ve tehditlerinden dolayı çok zor durum da bulunm aktaydılar. Erm eniler M üslüm an halka saldırm akla kalm ıyor, m allarm ı talan ediyor, evlerini yakıyorlardı. Erm eniler bu şekilde H ınıs’ta 28 haneyi yakm ış, 100 haneyi yıkıp kerestelerini odun yapıp yakm ışlardı.396 392 Erzurum Viläyeti'nde Vukubulan Erm eniM ezalim ini TahkikHeyeti'nin Raporu, s. 142. 393 Erzurum Vıläyeti'nde Vukubulan Erm eniM ezalim ini TahkikHeyeti'nin Raporu, s. 142. 394 KONUKÇU, Selçuklulardan Cumhuriyete Erzurum, s. 668. 395 Sultanov, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47. 396O günleri yaşayan Htnıs’ın Dere mahallesinden Alioğlu Hasan ve Yusufoğlu Mevlüd, Ermenilerin M üslüm an halka yapttğı mezalim hakkında şunları anlatmışlardır: “Ruslar memleketimizi işgal ederken Ermenileri de yanlarında getirmişlerdi. Bunlar ew ela İsläm izzet-i nefsini rencide etmek için Koya B aşı’ndaki türbe ve Şeyh Mahmut ve Ömer Ağa türbelerini abdesthane yaptılar. Umumiyet mezar taşlarını kırıp işe yarayacak şekilde olanları ev yapm ak için köylerine taşıdılar. Camileri de kısmen harap ettikleri gibi, harap edemedikleri camilere giden cemaati sövüp, saymak ve tehdit etmek suretiyle ibadet yapamaz duruma getirdiler. Seksen yaşmdaki bir ihtiyarı kulağı tozundan yaralayıp öldürdüler. İmamımızı da cam iye gelirse öldüreceklerini bildirmek suretiyle imamlık vazifesinden alıkoydular. Bunun üzerine halk toplanıp Rus kumandanma şikayette bulundular. Rus kumandanı bu şikayet

Hm ıs’ta Müslüman halka yapılan bu mezalimler karşısında Rus idaresi hiçbir önlem almıyor, Ermenileri engelleme konusunda herhangi bir girişimde bulunmuyordu.397 Bu sırada H ınıs’ta bulunan C em iyet’in tem silcisi ise yokluk içinde bulunan halkın ihtiyaçlannı karşılamaya çalışıyor, fakat Müslüman halkın çekmiş olduğu her türlü sıkmtı karşısında bu yardım yeterli olmuyordu. İşte bu sebeple Cemiyet-i Hayriye, hem halkın yiyecek ve giyecek ihtiyaçlarm a daha iyi cevap vermek, hem de Ermeniler karşısmda Rus idaresi nezdinde M üslümanlann hukukunu korum ak am acıyla H ınıs’ta Cemiyet-i H ayriye’nin bir şubesini açmaya karar verdi. Cemiyet-i H ayriye’nin Hmıs Şubesi açıldıktan sonra, başına sorumlu müdür olarak Canik Efendi Botaş getirilmişti.398 Şubedeki tem silcileryanmda Cemiyetin Hınıs, M uş Vekili Abdullah Sultanov ile yine Hınıs bölgesi sorumlularından İdris Akusov (?) köylere gönderilerek, buralardaki M üslüman ahalinin durumlarmı inceleyip, yardım lann herköye dağıtılmasmı sağlamakla görevlendirilmişlerdi.399 B u sırada H ım s’ta gerek Erm enilerin katliamları sonucunda, gerekse savaş sebebiyle ailesini kaybetmiş, sahipsiz kalmış bir çok çocuk bulunmaktaydı. Cemiyet-i Hayriye temsilcileri, bu çocuklara sahip çıkarak, onlan bölgede açmış olduklan sığınacaklara (özellikle Kağızman Sığınacağına) ve buralardan Tiflis ve Bakü’ daki sığınacaklara göndererek bakım ve eğitimlerini sağlıyorlardı.400 Fakat ilçe ve köylerinde bu durum da bulunan çocuklarm yanı sıra, ayrıca bakım a muhtaç çok sayıda kadın ve yaşlı kişilerin de bulunm ası itibariyle Cem iyet-i Hayriye H m ıs’ta bir de darülaceze açmıştır. Darülacezenin m üdürlüğünü de C em iyet’in Hınıs şubesi sorum lusu olan Canik Efendi Bataş(?) yürütm ekteydi.401 Rus işgali döneminde bu şekilde Hınıs ve köylerinde Müslüman halkm yaralannı sarm aya çalışan Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin, 1917 İhtiläli sonucunda Ruslarm işgal etmiş olduklan yerlerden çekilmeye başlamaları ile artan Ermeni

üzerine Kozanlı Abdullah Efendi isimli bir Rus vatandaşım strf cuma namazlannı kıldırmak için vazifelendirdi ve Ermenilerin bu zata da kötülük yapılmayacağına itimad edemediğinden yanına iki tane Müslüman Rus askeri tefrik etti”. (Erzurum Vıläyeti ’nde Vukubulan Ermeni Mezalimini T a hkikH eyeti’nin Raporu, s. 166). 397 ATASE, Kls. 475, D. 441-1863, F. 17. 398 ATASE, Kls. 475, D. 441-1863, F. 17. m Açık Söz, 22 Oktiyabır/Ekim 1917 no. 594. 400 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1 D. 2, L. 12,19. 401 ATASE, Kls. 475, D. 441-1863, F. 17.

saldınlan karşısm da çalışm alan gittikçe zorlaşırken, bölge halkı da Ermenilerin tehdit ve katliam larm a daha çok m aruz kalmaya başlamışlardı. Ermeniler, İhtilälin yaratmış olduğu bu boşluk ortamından da faydalanarak M üslüm an ahaliye karşı her türlü saldm lannı artınrken, buna engel olmaya ve M üslüm anlan korum aya çalışan Cemiyet m ensuplan da artık Ermeniler tarafından tehdit edilm eye ve saldmlara uğramaya başlamışlardı. H ınıs’taki Cemiyet-i H ayriye’nin ve Darülacezesinin m üdürü Canik Efendi de İslämları him aye ettiğinden dolayı Erm enilerin saldınlanna uğradığından buradaki Rus idaresinden bir m iktar m uhafız asker alarak, buraların koruması ile ancak M üslüm an halka yardımda bylunabilmişti.402Cemiyet temsilcileri yalnızca Hınıs’ta değil, köylerinde de Ermeni saldınlanna maruz kalmışlar. Cemiyet’in Hıms bölgesi sorumlulanndan Abdullah Sultanov ve İdris Akusov köylere yardım götürdükleri esnada Ermeniler tarafm dan ölüm cül bir surette dövülmüşlerdir.403 Ermeniler, bu şekilde cemiyet temsilcilerini etkisiz hale getirerek Müsliiman halka yardım yapılm asım engellemeye çalışıyorlardı. 7 A ralık 1917 tarihli bir Rus gazetesinde bile, bölgedeki Müsliiman halka ve Cemiyet temsilcilerine Ermeniler tarafından yapılan haksızlık ve saldınlara değinilerek şu bilgiler verilm işti:404 “H m ıs’ta açılan M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi bizim elimizdeki Anadolu M üslüm anlanna erzak tevziine yetim ve fakirleri iaşeye çalışmak için Müslüman darülacezesine iltica etmişlerdi. B unlann içtimalanm gören Ermeniler adavetlerini teskin edem eyerek sokaklarda M üslümanlara taarruza, darba başladılar. Can çekişen hastalar, ağır yarahlar ile Hınıs Kala’nm içi civan leb-ä-leb doldu. Müslüm anlann m allan, çoluk çocuklan esir alındı. Pek çok masum adamlar Ermeniler tarafm dan tev k if edilerek, Rus H üküm eti’ne teslim olundu. “Yerli R us ve Erm eni tercüm anlan İsläm larm ifade ve cevaplarm ı kasten tağyir ve tebdil ediyorlar. İslämlann ceplerine, eşyalan arasma mahsus yazdmlmış kağıtlar koyarak güya teftiş neticesinde İslämların cebinde bulmuş olmak suretiyle Rus H üküm eti’ne veriyorlar. Bugün Hmıs Kale hapishanesi zavallı Şarkı Anadolu İsläm lan ve yerli Erivan M üslümanlan ile doludur. 402 ATASE, Kls. 475, D. 441-1863, F. 17. 403 A çık Söz, 22 Oktiyabır/Ekim 1917 no. 594. 404 ATASE, Kls. 475, D. 441-1863, F. 17.

“Ennenilerin İslämlara olan cebr-ü azaplan täkat-fersädır. Zavallı İslämlann hal ve maişetleri çok fena ve tahammül mümkün değildir.” Himaye etmek vazifesiyle m ükellef olan Rus hüküm et-i mahalliyesi tarafm dan hiç bir güna maddı ve m anevı yardım yoktur.” Erm enilerin son zamanlarda baskı ve zulümleri o kadar artm ıştır ki, artık Cemiyet-i Hayriye’nin temsilcileri dahı bu taşkınlıklara mani olamıyorlardı. Hatta cemiyet tem silcileri de aynı hareketlere m aruz kalıyorlardı. G erek M üslüman ahaliye yapılan saldın ve haksızlıklara ve gerekse Cemiyet-i Hayriye’nin temsilcilerine yapılan tehditlere, sorumlu Rus idareciler de göz yumuyorlardı. Bu durum karşısında Hmıs Müslümanlan Cemiyet-i Hayriye temsilcileri vasıtası ile, Cemiyetin baş tem silcisi Dr. Hüsrev Bey Sultanov’a ve bütün Rusya M üslüm anlanna hitaben “İm dat Bekliyoruz” başlığıyla aşağıdaki m ektubu göndermişlerdir:405 “Bizim için öz dilimizle halimizi söyleyecek ve anlatacak hususı hakimler, müessese ve mahkemeler hiçbir mahalde tayin ohnamıştır. Doğrusu yardım ve muavenet görecek yerde, hükümetten (Rus idaresi) halimize karşu müsamahakärla muameleden, itaatsizlikten başka bir şey görmüyoruz. Hatta haksız cebr ve zulüm bekliyor ve dünya başlanmıza ne vakit yıkılacak, kıyametler kopacak endişesiyle yaşıyoruz. Hükümet ve m em urlan huzurunda, zalimler mazlum, mazlumlar zalim oluyor. “Çoktan değil, birkaç adamımızı Hınıs’taki memurlar cebren Türkiye toprağına hafıyelik için gönderdiler. “M üslüm an askerlerin halleri de itibara alınmamış mühim bir meseledir. M illetimizin k u w e ti olan kahram an uşaklarım ız büsbütün Ruslar arasında birer ikişer dağılmış ve kaybolmuşlardır. Bütün R usya’daki milletler ve askerleri halsiz ve ruhsuz bir haldedir. Can getirecek, ruh verecek malümatlı gençleri ve zabitleri nerededirler ki hiç görülmüyorlar. “Bugün de Müslüman askerlerinin askeri imamının taht-ı nezaretinde bulunan ve bütün M üslümanlan toplayıp ibadet etmekte olan Hmıs Camisi’ni (..... ) etmek istediler. Bereket versin ki mesele hazırlıkça Müslümanlar (taralindan) hallolunmuştur. “Ey sevgili Müslüman kardaşlara! Eğer biz Müslüman kardaşlanmzm, kadmlarının, kızlarının iffet ve nam usları, çoluk ve çocuklannm m asum gözyaşlan, 405 A çıkSöz, 25 Dekabır/Aralık 1917 no. 637.

erlerinin canlan, kan ve m allan sizlere her şeyden muhterem ve kıym etli ise bizi bu feläket ve yokluklardan kurtanm z. “Haklanmızı ve namuslanmızı günahsız canlanmızı edepsiz ve hain canavarlann tım aklanndan İslämoğlu askerler kuw etiyle muhafaza ediniz. “B u rica ve niyazlanmızı sizin otuz milyonluk hissiyat ve hamiyet-i milliyenize m ukaddes ve Äli İsläm iyenize em anet bıraktık.” Görüldüğü üzere bu mektupta, Rus Hükümeti’nin yalnızca Hınıs Müslümanlan n a uyguladığı siyaset değil, bütün Rusya M üslüm anlanna ve Rus ordusunda bulunan M üslüm an askerlerine, uygulam ış olduğu siyasete ve M üslüm anlann durum una dikkat çekilerek, buna karşı uyanık olunması istenmiştir. B ütün b u çabalara rağmen Rus ordusunun H ınıs’tan çekilm esinden sonra, bölgede Erm eni tecavüz ve saldınlan katliamlara dönüşmüş, Türk ordusu buralan alıncaya k adar bu katliam lar devam etmiştir. K. İspir’de Yapılan Yardım Faaliyetleri I. D ünya Savaşm da Rus işgaline uğrayan ve Erm eni m ezalim ine m am z kalan ilçelerim izden birisi de İspir’dir. Ruslann İspir’i işgalini müteakip, zaten bir kısmı muhacir olarak gitmiş olan halkın elindeki bütün hayvanlan, yiyecekleri, her şeyleri alınm ış406 ve Ruslar bulabildikleri on beş ve altmış yaşlanndaki bütün erkekleri esir olarak R usya’ya götürm üşlerdi.407 B una karşılık, Rus işgalini fırsat bilen ve önceden İsp ir’den R usya’ya kaçm ış olan Erm eniler de geri dönerek, bilhassa H unut (Çamlıkaya) bölgesi başta olm ak üzere İspir’in bütün köylerinde ve kaza merkezinde insanlık dışı işkencelerle katliam a başlam ışlardı.408 İspir Türk ahalisinin bu sıkıntıh dum m u üzerine Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi A li ve H asan Beyleri, halka yiyecek ve giyecek dağıtm ak, aynı za406 Fahri PARİN, Kahram anlann Dilinden Ermeni Zulmünün Canlı Tarihi, s. 47. 407 Süreyya Ham i ŞEHİDOĞLU, Birinci Dünya Harbinde İspir Müdafaası, Erzurum 1957, s. 19-20. 408 M ustafa Y ılm az ÇAĞLAYAN, Şu Bizim İspir, Istanbul 1981, s. 41; ATBD, S. 81, (Aralık 1982), B elgen o. 1889, s.449.

manda onlarm haklannı müdafaa etm ek ve teşkilätlandırmak m aksadıyla İspir’e göndermiştir.409 Bu sırada Cemiyet-i Hayriye’nin işgal edilen bölgelerde bulunan yetim ve sahipsiz M üslüm an çocukları toplam ak üzere görevlendirildiği Ruşen Bey Efendiyev de İspir’e gelerek, bu bölgede olan ve açlık, soğuk ve hastalıktan dolayı ölüme m ahkum dummda bulunan M üslüm an yetim çocuklan toplamaya başladı. İspir ve köylerinden toplanan bu çocuklar önceleri Tiflis ve B ak ü ’daki cemiyetin sığmacaklarma gönderilirken, daha sonra Cemiyet-i Hayriye’nin Oltu’ da açılan sığınacağm a götürülürek, yerleştirilmişlerdi. Ruşen Bey Efendiyev’in bu çalışm alan sayesinde yüzlerce çocuk ölüm den kurtarılm ıştır.410 1917’de Bolşevik İhtiläliyle birlikte Rus askerlerinin cephelerden çekilmeye başlamasıyla, İspir’deki Rus birliği de çekilmek içinhazırlıklarabaşlamıştı. Buradaki Rus askerlerinin komutanlığını Kazanlı M üslüman bir albay yapm aktaydı.411Bu Kazanlı albay, kendisi buradan aynlm adan önce Türklerin Erm enilere karşı silahlanmalannı ve birlik içinde hareket ederek, bir teşkilät kurm alanm sağlamak istiyordu. Bu maksatla, kaza merkezinde finncılık yapan ve iyi Rusca bilen Hunutlu M ehmed Efendi’yi karargähma çağırarak “sizi idare edecek, önderlik edecek kim varsa acele buldur ve birlikte benim yanım a gelin” demiştir. M ehm ed Efendi, bunun üzerine M üftü H acı Hafız M ustafa (Başkapan) Efendi’ye haber vererek birlikte kom utanm yam na gitmişlerdi. Rus birliğinin kom utanı, kendisinin de M üslüm an olduğunu, R usya’da ihtilälden dolayı ricat emri aldığım söylemiş ve Ermenilerin emellerini anlatarak, M üslüman halkın durumunun kötü olacağım ve bu bakımdan hemen birlik olup teşkilätlanmalannı istemişti. Albay, Türklerin teşkilät kurm alannda ve her türlü konuda Cemiyet-i Hayriye

409 ÇAĞLAYAN, Şu Bizim İspir, s. 42. 410 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 92; F. 335, Op. 1, D. 1, L. 22; F. 335, Op. 1, D. 2, L. 103. İspirbölgesinden toplanarak Bakü’daki Cemiyet-i Hayriye sığmacağına getirilen çocuklann b ir kısmına ait liste ekte verilmiştir. Bkz.: Ek. 6. 411 Bu albayın İspir’deki Rus birliğinin başına getirilmesi hakkında M ehm et Günal şunları anlatmaktadır: “Ruslann işgalinden hemen (3 ay) sonra, Azerbaycan’da çıkan Nasreddin Hoca namıııdaki b ir gazetede, din kardeşlerimiz işgal kuw etlerinin tazyikinden başka, Ermeni komitecilerinin devamlı tazyikleri arasmda fena muamele gördükleri yolundaki neşriyatından istifade eden Azerbaycan’daki İslämlar tarafından Rus Başkumandanlığına müracaat edilerek buraya iyi bir kum andanın gönderilerek dindaşlarım ızın Erm eni zulm ünden him ayesi istenilm iş ve Başkumandanlık bu istek üzerine Kazanlı bir Müslüman zabit intihap ve temin etmişlerdir (M ehmet GÜNAL, “Erzurum Tarihini Tanıtma ve Araştırma Demeği Sayın Başkanlığına”, Tarih Yolunda Erzurum, sayı 4 (Aralık 1959), s. 7).

tem silcileri olarak İspir’de bulunan Hasan ve Ali Beylerin yardımcı olacaklarım ve onlann Rus askerleriyle birlikte dönmeyerek, İspir’deki Türk halkınm yanm da kalıp Ermenilere karşı İspir Türk halkıyla birlikte hareket edeceklerini bildirmiştir. Bunun üzerine M üftü M ustafa Efendi, Türklerin teşkilätlanm ası için zam ana ihtiyaç olduğunu bu sebeple, R us birliğinin birkaç gün daha ilçede kalm asım istem iş ve kom utan da bunu kabul etmiştir.412 B undan sonra Müftü M ustafa Efendi ve Cem iyet-i Hayriye tem silcileri H asan ve Ali Beyler, halkı teşkilätlandırm ak amacıyla hem en harekete geçtiler. İlk iş olarak M üftü M ustafa Efendi başkanhğında bir araya gelen, Hasan ve A li Efendiler ile Şeyhzäde Hacı Mehmet Efendi, Cerrahzäde (Cilonun) Hasan Efendi, H oca Hayrullah Efendi, Hunutlu M ehm et Efendi, Känlı Saadettin Hoca Efendi, Hacı H afızzäde M üştak (Çağlayan) Efendiler 20 O cak 1918 tarihinde, “İspir Şürälar C em iyeti”ni kurdular.413 Şürälar C em iyeti’nin amacı bir an önce İspir’in çevre bucak ve köyleriyle irtibat kurarak teşkilätlanmasım sağlamaktı. Bu amaçla Müftü M ustafa Efendi ile Cemiyet-i Hayriye temsilcisi Hasan Bey birlikte Hunut bucağına giderek, burada Cum a nam azm dan sonra camide halka hitaben birer konuşm a yapmışlar ve halkı teşkilätlanma hususunda bilgilendirerek, burada da bir komite kurmuşlardır.414 R uslann İsp ir’den çekilmesine kadar, gerek silahlanma ve gerekse teşkilätlanm a hususunda Cemiyet-i Hayriye temsilcileri Müftü M ustafa Efendi ve arkadaşlanyla birlikte büyük bir gayretle çalışmışlardı.415 3 Şubat 1918tarihinde,Ruslar’ınİspir’iterketmesiyleyönetimi “İspir Şurälar C em iyeti” ele almıştır. Bundan sonra yapm ış olduğu toplantılarla, İspir’in Ermenilere karşı savunulması hususunda çeşitli kararlar416 alan Şürälar Cemiyeti, eli silah tutan, çocuk, yaşlı kim varsa silahlandırarak birlikler oluşturmaya başlamıştı. Oluşturulan bu birliklerin hepsine komutanlar tayin edilerek, Şürälar C em iyeti tarafm dan tayin edilen cephe ve geçitlere gönderilm işlerdir.417

412 GÜNAL, “Erzurum Tarihini Tanıtma ve Araştırma Demeği Sayın Başkanlığına”, s. 7. 413 ÇAĞLAYAN, Şu Bizim İspir, s. 43. 414 GÜNAL, “Erzurum Tarihini Tanıtma ve Araştırma Derneği Sayın Başkanlığına”, s. 7. 415 GÜNAL, “Erzurum Tarihini Tanıtma ve Araştırma Demeği Sayın Başkanlığına”, s. 7-8. 416 A lm an kararlar ve geniş bilgi için bkz.: ÇAĞLAYAN, Şu Bizim İspir, s. 45. 417 ŞEHİDOĞLU, B irinci Cihan Savaşında İspir Müdafaası, s. 42.

Bu sırada Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinden Ali Bey, M üftü M ustafa Efendi ile idaıi işlerle ilgilenmek üzere İspir ’de kalırken, Hasan Efendi Karakoç Boğazı’m tutacak olan Şeyhin Hacı Bey kom utasm da Akpirikli Hacı N ecip Bey, Conkerli Ekşioğlu H acı Süleym an, Hacı H afızın M üştak Efendi ve Yavuza’m n Şükrü Efendi ile birlikte N o rg äh ’a ve m erkez kasabaya bağlı köyler ile B ahar köyleri Tarpını, Madur, Kerap köylerinin bulunduğu Bayburt cephesinde görev almıştır.418 Hasan Efendi İsp ir’in kurtuluşuna kadar bu cephelerde bir İspirli gibi canla başla düşm anla çarpışmıştır. 25 Şubat 1918’de Türk ordusunun İspir’e girm esi ve ilçenin Erm enilerden temizlenmesinden sonra burada mücadele eden birçok kişi, Ermenilerle çarpışmak üzere Erzurum ’a gitm iştir.419 Cemiyet-i Hayriye temsilcileri H asaa ve Ali Efendiler aslında görevleri Türk halkım teşküätlandırmak ve uyamk tutmak olduğ halde, İspir Ermenilerden temizlenene kadar cephede bir asker gibi çarpışmışlar ve daha sonra, Şürälar Cemiyeti’nden arkadaşlanyla birlikte E m ıru m ’da Ermenilere karşı mücadele vermişlerdir. Fakat ne yazık ki Erzurum ’daki çarpışmalarda Hasan B ey Erzurum ’un İnhisar Dairesi önünde Ermeniler tarafmdan şehid edilirken,420 aslen Cemiyet-i Hayriye’ nin Kars bölgesi sorumlusu olup,421 Erzurum ve İspir’in işgalinden sonra buralarda da faaliyet göstererek, Türk halkına büyük hizmetlerde bulunan Ali B ey (Ali Han Kantemirov)’de bölgedeki görevi sona erdikten sonra, Azerbaycan’a geri dönmüştür. Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin fedakärlıklarma ve çalışmalanna karşı İspir halkmın düşüncelerini ve minnet duygulanm Süreyya Şehidoğlu’nun şu cümleleri çok iyi ifade etm ektedir:422 “M em leketin böyle en buhranlı b ir anm da her türlü tehlikeyi göze alarak İspirlilerle ta kurtuluşa kadar, bir er gibi om uz omuza, aynı davanın yolcusu olarak çalışmış bulunan bu pek muhterem kişilerin adlarmı saygı ile anmayı yerine getirilm esi gereken b ir borç sayanz.”

418 ÇAĞLAYAN, Şu Bizim İspir, s. 47. 4,9 ÇAĞLAYAN, Şu Bizim İspir, s. 50. 420 ŞEHİDOĞLU, Birinci Cihan Savaşında İspir Müdafaası, s. 38. 421 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 49. 422 ŞEHlDOĞLU, Birinci Cihan Savaşında İspir Müdafaası, s. 38.

L. Van, Erciş, Muş, Diyadin, Bayezid ve Çevre Yerlerde Yapılan Yardım Faaliyetleri Osmanlı-Rus Savaşı’nm başlamasından sonra, 2 Kasım 1914’te, Zivin-Karaurgan hattını aşan Ruslar, bu sırada Türkiye ile İran arasında ve Rusya ile sınır olan B ayezid ve D iyadin m evkilerini işgal etmişlerdir.423 Rus k u w etlerin in bu ileri hareketi bölgede, özellikle de Van’da bulunan Ermenileri harekete geçirmiş ve R usya’dan gelen yardımla gizlice silahlanarak Müslüman halka karşı saldınlara başlam ışlardı. Van ve Muş civanndaki Erm eni kom iteleri Andranik, Sim bad, H am azasp vs. liderlerin teşkil ettikleri üçyüz-dörtyüz kişilik taburlarla O sm anlı ordusunu gerilerden vurm ak amacıyla faaliyete başlarken, bunlardan bir kısm ı da Van’da hüküm et memurlanna, jandarmalara, bütün M üslümanlara ve kendilerini desteklemeyen Ermenilere saldırmaya başlamış ve eşkıya gruplannı toplayarak Van’ı bir m erkez haline getirm eye çalışmışlardı.424 1915 Şubat ayı içerisinde birçok olay m eydana gelm iş ve Erm eni eşkıya gruplan çevredeki bütün M üslüm an köylerine karşı saldırıya geçerek, yüzlerce kişiyi öldürm üş ve her yeri tahrip etmişlerdir. Birçok sıkm tıya katlanan halk ve az sayıdaki asker Van’da Nisan sonuna kadar tutunabilm iş ve 20 M ayıs’ta şehir düşmüştür. Bu olay Rus askeri hareketinin Van üzerine yöneltilm esinde m ühim rol oynamıştır. Vän’ın işgalinden sonra Ruslann da tahrikleriyle Ermeni isyanlan çevreye yayılm ış, katliam lar daha da artmıştır.425 Fakat Van’ın düşm esinden birkaç gün önce Müslüman ahalinin şehri terketmesi426 daha fazla insanın katledilm esini önlem işti. B u sırada çeşitli kollardan ilerleyen Rus k u w etleri, 16 Şubat 1916’da, M uş’u ele geçirmiş, Van ve M uş’tan takviye alan R uslar 3 M art’ta da, Bitlis’i işgal etmişlerdir. Böylece Van-Muş ve Bitlis çevresi de Ruslann ve Ermeni çetelerinin eline geçmiş427ve bölge M üslümanlannm büyük bir kısm ı gerek Rus işgalleri, gerekse Ermeni m ezalim i karşısm da yerlerini yurtlannı bırakıp göçetm ek zorunda kalmışlardı.

423 KXJRXT,Türkiye ve Rusya, s. 265. 424 A zm i SÜ SLÜ , “Van Z eve’deki T ürk K atliam ı” , Yakın Tarihim izde Van Vluslararası Simpozyumu, Van 1990, s. 29. 425 SÜSLÜ, “Van Zeve’deki Türk Katliamı”, s. 29. 426 H üsam ettin Y ILD IR IM , “R usların Van Ü zerindeki Em elleri” , Yakın Tarihimizde Van Uluslararası Simpozyumu, Van 1990, s. 247. 427 KURAT, Türkiye ve Rusya, s. 291.

B ölgeden kaçanlardan Sürmeli bölgesine gidenler, burada Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafindan yapılan yardımlar sayesinde ihtiyaçlannı karşılarken,428 bölgeden kaçamayıp burada kalanlar ise büyük bir sefalet içine düşmüşlerdi. Axıne babasım kaybeden çocuklar, sahipsiz kadın ve yaşlılar, açlık, soğuk ve çeşitli hastalıklardan kınlır duruma gelmişlerdi. Bu sırada Kars ve Sürmeli bölgelerinde yardım faaliyetlerini sürdüren Cemiyet-i H ayriye’nin Yardım komitesi, başta Diyadin ve Bayezid olm ak üzere Muş, Van, Erciş, M üslümanlannm çok kötü bir durumda olduklan haberlerinin gelmesi üzerine, derhal temsilcilerini bölgeye gönderdi.429 Cem iyet-i H ayriye’nin ilk yardım heyeti bölgeye geldiklerinde M üslüman halkın durumu gerçekten çok kötüydü. Yalnızca Diyadin’de 2000’den fazla insan açlık ve sefillik içinde bulunm aktaydı ki, bu durum karşısında ilçeden sorumlu Rus idarecisi bile, Cemiyet-i Hayriye temsilcilerine, Diyadin’de M üslüman halkın haddinden fazla sıkıntı ve açlık içinde bulunduğunu, bir an önce bunlara yardım edilmesi gerektiğini bildirmeden kendini geri alamamıştı. Hatta bu hususu Kafkasy a ’da kaçkınlardan sorum lu baş tem silciye de bildirmişti.430 Yine Erivan’dan B aku’ye gelen haberlerde de, bu bölge ahalisinin çok kötü rtnrumda olduğu bildirilerek; “Bayezid ve Diyadin nahiyelerinde kaçkın ve harpzedeler arasmda büyük bir ihtiyaç vardır. Onlann ne isti paltarlan ne de yem ek için birşeyleri vardır” denilmiş ve hiç zaman kaybetmeden yardım gönderilmesi istenmiştir.431 Cemiyet-i H ayriye’nin yardım komitesi Ahmet Bey Bibinov’un öncülüğünde432 bölgede yardım faaliyetlerine hem en başlam ış, ilk olarak halkın yiyecek ihtiyacını karşılam ak amacıyla Bayezid’a 500 pud un gönderilirken, bölgeye iki vagon un d a B ak ü ’dan sevkedilmiştir.433 Bundan sonra çeşitli erzak ve giyecek yardım ında da bulunan Cemiyet-i Hayriye’nin yardım komitesi, halkın ihtiyacmın

428 SULTANOV, “B akü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47. 429 SULTANOV, “Bakü M üslüm an Cem iyet-i Hayriyesi H arpzedelere Y ardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 47-48; Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 54; A çıkSöz, 17 Yanvar/Ocak 1916.no. 87. 430 A çıkS ö z, 17 Yanvar/Ocak 1916, no. 87. 431 A çıkS ö z, 14 Yanvar/Ocak 1916, no. 85. 432 SULTANOV, “Bakü M üslüm an Cemiyet-i H ayriyesi H arpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 48.

çok fazla olması dolayısıyla, bölgeye ulaşm ası daha kolay olan Erivan Cemiyet-i Hayriyesi’ne de m üracaat ederek, bir an önce bölge halkm a yardım için tedbirler alm asm ı istemiştir.434 E rivan C em iyet-i Hayriyesi ilk olarak 160 pud un ve belirli m iktarda p ara yardımı yaptıktan sonra, Erivan ve çevresinde “Kardaş Kömeği” günleri düzenleyerek bu günlerden elde edilen gelir ve yardım malzemelerini Diyadin, Bayezid, Van ve M uş illerine göndermişlerdir. Özellikle bu günlerde toplanan kışlık kıyafet ve kürkler M üslüm an halkın soğuktan kom nm asında çok faydalı olmuştur.435 M uş bölgesinde yardım faaliyetleri Cem iyet-i H ayriye’nin M uş-Hm ıs Vekili A bdullah Sultanov tarafından yürütülm üştür.436 Cemiyet-i Hayriye Yardım Komitesi, bir taraftan bölgede yardım faaliyetlerini sürdürürken, diğer taraftan da Erm enilerin saldırılan ve katliam lan sırasında anne babalannı kaybetm iş, sahipsiz kalmış, hatta bir çoğu Erm eniler tarafından alıkonulan M üslüman çocuklarmı toplayarak, Cemiyet sığmacaklanna göndererek bakım lannı sağlamıştır.437 B akü M üslüm an Cemiyet-i Hayriyesi 1917 yılı sonuna kadar, bölgede savaştan zarar görm üş, evleri dağılmış, aç ve sefil bir halde yaşayan 10.000’den fazla M üslüm an ahaliye yiyecek, giyecek ve para yardımmda bulunmuş, aynca onlann Rus idarecilere ve Erm enilere karşı hak ve hukuklannı kom m aya çalışmıştır.438

M. Trabzon ve Çevresinde Yapılan Yardım Faaliyetleri I. Dünya Savaşı devam ederken, Rusya boğazlan kendisine kapayan Türkiye ile savaşı bir an önce bitirmek istiyordu. A ncak Erzurum ’u ele geçirmiş olması, Türk maneviyatm ı umduğu ölçüde sarsmamıştı. Bu durumda A nadolu’nun geniş çapta işgalinin bir sonuç verebileceği ihtimal olarak görülmüş Trabzon’un zaptı, Türkler üzerinde bekledikleri etkiyi yapabilecek en önemli hedef olarak kabul <3}A çıkSöz, 17 Yanvar/Ocak 1916, no. 87. 434 Açık Söz, 17 Yanvar/Ocak 1916, no. 87. *is A çıkSöz, 31 Yanvar/Ocak 1916, no. 99. 436 A çıkSöz, 22 Oktıyabır/Ekim 1917, no. 594. 437 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 2, L. 11. Bölgede toplanan çoeuklann ilk bakım ve toplanma yerleri Iğdır ve Erivan olduğu için, bu konuyla ilgili olarak geniş bilgi yukarıda da görüldüğü üzere Sürmeli bölgesi anlatılırken verilmiştir. 438 SULTANOV, “Baku MüsJüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 49.

edilmişti.439Aynca, Anadolu’nun kuzey sahilindeki dış limanlann en iyilerinden biri olan bu limanın alınması Ruslann Erzurum’da tutunabilmeleri için gerekli olup, Erzincan’a yapılacak herhangi bir harekätta da büyük bir kolaylık sağlayacaktı.440 İşte bu sebeplerle Ruslar Trabzon yönüride harekäta başlayarak önce Rize441 daha sonra büyük bir direnişle karşılaştıklar O f’u442 işgal etmişler ve 18 Nisan 1916 Akşamı Trabzon’a girmişlerdir.443 Trabzon Türk halkının büyük bir kxsmı, şehrin Ruslar tarafindan işgal edileceği haberi üzerine şehri boşaltarak, daha iç kısımlara göç etmişlerdi. Şehirdeki Rum ve Ermeniler ise Rus askerlerini büyük bir coşku içinde karşılamışlardı. Hatta Rumlar Rus karargähına bir heyet göndererek, onlan şehire davet etmişler ve Trabzon Rum Metropoliti Hrisantos hemen harekete geçerek, Rus komutanırun da müsadesiyle şehirde çoğunluğu Rum olan yeni bir “Belediye Meclisi” kurmuştu.444 Rus generali “Şwartz” şehre yerleştikten sonra, Rusça ve Türkçe bir bildiri yaymlayarak Trabzon’un artık Rus Imparatorluğu’na dahil olduğunu, Rus kanunlanxıın burada geçerli olduğunu, Ermenilerin, Rumlann ve Türklerin Rus tebahğına geçtiklerini ve bu sebeple de hepsinin hak ve ihtiyarca eşit haklara sahip olduğunu belirterek nizam ve asayişi bozanlann cezalandınlacaklannı, hatta Sibirya’ya gönderileceklerini bildirmişti.445 Halbuki hakikat tamamiyle buna aykın olup, gerek Rumlar ve gerekse Ermeniler, Ruslann gözleri önünde Müslümanlara yapmadıklanm bırakmıyorlardı. Hatta Ruslar yüzyıllarca önce Türkler tarafindan camiye çevrilmiş olan kiliselerde namaz kıhnmasını yasaklayarak, buralan Rumlara vermişler,446 bu arada fırsa, kollayan Rum çeteleri de Rus işgali ile faaliyete geçmişlerdi. Bazı Rus subaylanmn dahi kumanda ettiği bu Hristiyan çeteler Müslüman köylerine saldırarak, Müslümanlan öldürüyor evlerini yakıyorlardı.447

439 Sebahattin ÖZEL, Milli M ücadelede Trabzon, Ankara l991, s. 3,348-349. 440 ALLEN-MURATOFF, Türk-Kajkas Sm ırındaki Harplerin Tarihi, s. 182. 441 BAYUR, Türk İnkıläp Tarihi, cilt III, K. 3, s. 63. 441 BELEN, Birinci Dünya Harbinde TürkH arbi, cilt II, s. 31. 443 Birinci Dünya H arbi 'nde Türk Harbi K afkas Cephesi, cilt II, s. 202-207. 444 M. Reşit TARAKÇIOĞLU, Trabzon’un Yakın Tarihi, Trabzon 1986, s. 9-10. 445 D oğru Söz, 13 Avgust/Ağustos 1916, no. 23. 446 KURAT,Turfoye ve Rusya, s. 294. 447 M ahmut GOLOĞLU, Trabzon Tarihi, Ankara 1975, s. 260.

Trabzonlu Türkler hayatlanmn en acılı günlerini yaşıyorlardı. Eli silah tutan evlatlanmn çoğu savaşlarda şehit düşmüş, geri kalanlar hala silah altmda ve cephelerde idi. Şehir halkınm çoğu herşeyini geride bırakıp perişanhk içinde yollara düşmüş muhacir olmuştu.448 Şehirde kalanlar ise her türlü Rum saldınlanna maruz kalıyor, zaten kendilerini savunacak hiçbirşeyleri olmayan halk evlerinden gizlendikleri yerlerden çıkmamaya çalışıyordu.449 Trabzon’un Ruslar tarafmdan işgali ile Trabzon ve çevresindeki Müslüman ahalinin çok kötü duruma düşmesi üzerine, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi bu bölgeye de yardım amacıyla temsilcilerini göndermiştir.450 Trabzon’a gelen Cemiyet-i Hayriye Temsilcileri bölgede yaptıklan incelemeler sonucunda halkın çok ağır vaziyette olduğunu, sokaklarda, köşelerde çok sayıda sahipsiz ve yetim Müslüman çocuğun bulunduğunu görmüşlerdi. Bölgedeki temsilciler vakit geçirilmeden bu çocuklara sahip çıkılarak bunlann Batum ve Tiflis’teki sığmacaklara götürülmesi,451 aynca bölgede bir erzak ve tıp merkezinin acilen teşkil edilmesi ve hasta Müslüman kadmlar için kadın doktorlann gönderilmesi hakkında bir rapor vermişlerdir.452 Bu rapor üzerine Cemiyet-i Hayriye, yokluk içinde ve zor şartlar altında bulunan halkın ihtiyaçlanm karşılamak ve onlara destek olmak üzere, Trabzon’da bir şubesini açmaya karar verirken, sahipsiz Müslüman çocuklan da bir an önce toplayarak, Cemiyet Sığmacaklanna yerleştirmek için harekete geçmiştir. Trabzon’un işgalinden sonraki iki ay içerisinde Trabzon’dan 350 yetim Müslüman çocuk toplanarak Batum ve Tiflis’teki Cemiyet’in sığmacaklanna yerleştirilirken,453 Rize ve çevresinde toplanan sahipsiz çocuk sayısı 250’yi geçmiştir.454 Cemiyet-i Hayriye temsilcileri bir taraftan sahipsiz Müslüman çocuklan toplama işiyle uğraşırken, diğer taraftan Rum ve Ermenilerin saldınlanna maruz

448 TARAKÇIOĞLU, Trabzon’un Yakın Tarihi, s. 9-19, 449 TARAKÇIOĞLU, Trabzon’un Yakın Tarihi, s. 25-26. 450 Sultanov, “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Harpzedelere Yardım Şubesinin Faaliyeti”, s. 48. 431 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 1. 452 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 8,9,10. 453 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 6,7. 454 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 8,9.

kalan Trabzon’un Türk ahalisinin haklanm korumak ve onlara daha faydalı olmak amacıyla Cemiyet’in bir şubesini de Trabzon’da açmışlardı.455 İşgal yıllannda Trabzon’da bulunan ve bir süre Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi temsilcileriyle birlikte çalışan Sadi Selçuk hatıralannda, Cemiyetin Şubesi’nin Trabzon’da açılış gayesini şu şekilde anlatmaktadır:456 “Bu Cemiyet, Trabzon’un işgalinde kurulmuş yan resmi bir hayır cemiyeti idi. Sırf İslämlan korumak için açılan bu şube “Baku”daki genel merkeze bağlı üniformalı ve sivil oniki kişiden müteşekkildi. Bu kuruluşun başmda Azeri Türklerinden Rus ordusuna mensup bir süvari albayı bulunuyordu”. Cemiyet Trabzon’da şubesini açar açmaz çalışmalanna başlamıştı. Cemiyetin bu çahşmalanna Rus ordusunda bulunan Azerbaycanlı ve diğer Türk asıllı askerlerde yardımcı olmaya çalışıyordu. Cemiyet temsilcileri Rus Hükümeti’nin izniyleburaya geldikleri için gerek Rum ve gerekse Ermenilerce fazla engellenemiyorlardı. Bunun için de Cemiyet elinden geldiği kadar Müslüman halkın can, mal ve namuslannın korunmasma, işlerinin kolayca görülmesine çahşıyor, aynca Bakü ve Tiflis’ten gelen yardımlarla Müslümanlann ihtiyaçlannı karşılıyor, hasta olanlann bakımı ve ilaçlannın tedariki için uğraşıyordu.457 Cemiyet’in Trabzon’daki çalışmalan ve yardımları hakkında Sadi Selçuk şunları yazmaktadır:458 “Takatsız, yaşlı ve kimsesizlere sıcak yemek vermek, erkeksiz ailelere muntazaman ekmek dağıtmak gibi, hayırlı işlerin intizam dahilinde yürütülmesine gayret gösteren cemiyet, kontrolünü de eksik etmiyordu. Bundan başka Türklerin hükümet ve adliyece görülmesi icap eden resmi muamele ve davalannı salähiyetli şahıslardan takip ettirmek, gerek miri ve gerek müteahhit işlerinde çahştmlan

455 ARAN, “Kardaş Kömeği”, s. 5. Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Trabzon şubesi Trabzon’da Ortahisar’da Zanos Köprüsü yakınında bulunan bir binada açılmıştır. (Tasvir-i Efkär, 7 Mayıs 1918, no. 2447). 456 Sadi SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, 3 7. Kafkas Fırkasının Trabzon 'u Düşmandan İstirdadı, Konya 1955, s. 91. 457 Azerb. Cum. YTA, F. 335, Op. 1, D. 1, L. 8,9,10. 458 SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 91.

Türk işçilerinin459 haklanm zayia uğratmamak gibi her sahada Türklere karşı başanlı yardım ve iyiliklerini esirgememişti.” Cemiyet-i Hayriye Trabzon’un ilçelerinde de faaliyet gösteriyordu. Cemiyetin Akçaabat’ta yapmış olduğu yardımlara değinen Muzaffer Lermioğlu, Kafkasyalı Islämlar olarak bildirdiği cemiyet temsilcilermin Türk halkma geniş miktarda yardıma koşarak onlara bol ekmek ve yiyecek dağıttıklanm, Rumlann saldmlanna karşı koruduklanm belirterek yapılan yardımlar hakkında şunlan kaydetmektedir:460 “Rumlar, Rus ordusu ve bu ordu ile buralara sarkan Ermenilerle birleştiler. E w ela talana, sonra da rastgeldikleri ve fırsatım düşürdükleri Türkleri kadm, erkek ve çocuk demeksizin bir tefrik yapmaksızın öldürmeye koyuldular, her Rum öldürmeye muktedir olmadığı yerde ağır bir hakaretle Türk komşusunu manen ezm eğe gayret ediyordu. Geceleri bir çok evleri ateşe vererek yakın komşulanm diri diri yakmışlardı. Şunu katiyetle söyleyebilirim ki: Rus ordusunda bulunan Tatarlarla diğer Türk ırkmdan olan askerler ve Kafkasyalı İslämlann müdahalesi olmasaydı, avdetimizde bu topraklar üzerinde sağ kalmış bir Türk’ü görmek nasip olmayacaktı.” Bilindiği üzere Birinci Dünya Savaşı’nda Çanakkale Cephesi’ndeki Türk zaferi Rusya’nm mevcut sıkmtılanm daha da artırmış ve başgösteren Ekim 1917 Bolşevik İhtiläli bütün cephelerde Rus birliklerinin dağılmasına yol açmıştı. Trabzon’daki Rus kuwetleri arasmda da disiplinin zayıfladığı, kumandanlann emirlerinin yerine getirilmediği ve resmi selam yerine “yoldaş” diye birbirlerine hitap ettileri görülmekteydi.461 Busırada, 18 Aralık 1917’de,OsmanlıDevleti’yleRusyaarasmdaimzalanan Erzincan Mütarekesi sonrasında Ruslann cepheden çekilişleri daha da hızlanmıştı. Gerek karayoluyla gerekse deniz yoluyla Rusya’ya dönmek isteyen Rus askerleri Trabzon’da büyük kanşıklık yaratıyorlardı.462 Üstelik Trabzon’dan karayoluyla hareket eden Rus askerleri geçtikleri yerlertie Türk halkmın evlerini, dükkanlarmı yağma edip, rastgeldikleri savunmasız Müslümanlan öldürüyorlardı. Trabzon’dan

459Ruslar gerek Trabzon’da, gerekse ilçelerinde yol açtırmak ve çeşitli binalannm inşasırıda Türk halkı çalıştırmışlardır. (Muzaffer LERMİOĞLU, Akçaaabat-Akçaabat Tarihi veBirinci Genel Savaş-Hicret H atıralan, İstanbul 1949, s. 328. ) 460 LERMİOĞLU, A kçaabat Tarihi, s. 328-329 441 SELÇUK, Esaretin A cı Hatıraları, s. 87. 462 ÖZEL, M illi M ücadelede Trabzon, s. 10. -

deniz yoluyla Rusya’ya dönmek isteyen Rus birliklerinin şehirde toplanmalan da yiyecek sıkmtısı yaratmış, çarşıdan birşey almak ve fmnlarda ekmek bulmak imkansız bir hale gelmişti.463 Ruslarm cephelerden geri çekilmesini ve Kafkas cephesindeki durumu fırsat bilen Ermeniler de Ruslann boşalttığı cephenin işgaline girişmişlerdi. Erzurum’da kurulan “Ermeni Asker İttihädı” admdaki komite bölgeye el koymuştu. Komitenin Trabzon’a gönderdiği Rus ordusunda görevli subaylardan Yüzbaşı Bedros 260 kişilik bir Ermeni kuw etiyle harekete geçmişti. Ermeni Taşnak Komitesi’nin ileri gelenlerinden Tigranyum da 400 atlı ile Trabzon’a gelerek Rum gençleriyle anlaşmış, Türkleri katletmek için hazırlıklara girişmişti. Artık Ermeniler Müslümanlara karşı bir program dahilinde baskı ve zulüm yapmaya, hatta gördükleri her yerde Müslümanlan katletmeye başlamışlardı.464 Trabzon’da Müslüman halka yapılan vicdansızca saldmlar karşısında Cemiyet-i Hayriye temsilcileri birtakım tedbirler almış, hatta Azerbaycan gazetelerine haberler göndererek kendilerine yardım edilmesini bile istemişlerdi. Cemiyet’in Trabzon Şubesi sorumlulanndan Ali Hasanov, Azerbaycan’da Açık Söz gazetesine gönderdiği yazıda Trabzon Türk halkmın düştüğü kötü durumu ve yardım isteklerini şöyle bildirmiştir:465 “Muhterem Müdür! Bu mektubuma gazetelerde yer vermenizi rica ederim. “Trabzon’da bulunan Müslüman kardaşlanmızın ahvali pek müşküldür. Hergün onlardan beş altı adam ölür. Bunlan sorup arayan da yoktur. Böyleki Ermeniler, gün ortasmda Müslümanlan öldürüp köşelere koyuyorlar. Bir taraftan evleri basıp talan ediyor ve kadınlann ırz ve namusuna dokunuyor ve bazan bunları öldürdükten sonra parmaklanndaki yüzükleri ve kulaklanndaki küpeleri ahyorlar. Velhasıl camileri, tahkir edinceye kadar şenaätte bulunuyorlar. “Bu kadar zulümler karşısmda ne edeceğimizi bilemiyoruz. Binaenaleyh biz bu hususta ancak Müselman kardaşlanmızm muavenetini bekliyor ve ümit ediyoruz ki millet ve din namma bize muavenette geri durmasınlar. Ali Hasanov” 4<’3 SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 86. 464 ÖZEL, Milli Mücadelede Trabzon, s. 10-11; İs/äm Ahalinin Düçar Oldukları Mezalim Hakktnda Vesaike M üstenidM alum at, İstanbul 1335 (1919), s. 23. 465 A ç ık Söz, 28 Dekabır/Aralık 1917, no. 640.

Cemiyet-i Hayriye temsilcileri bu baskı ve zulüm karşısında bazı tedbirler almak istemişse de, birdenbire kanşan ortamda her türlü kötülüğe başvuran bu canileri durdurmak mümkün olmamıştı.466 Bunun üzerine Cemiyet daha etkili tedbirler alma gereğini duydu ve bu amaçla ilk olarak Türkleri, Ortahisar ve Kaleiçi gibi savunması oldukça kolay olan bu mahallelere toplayarak, onlan silahlandırmaya başladı. Rus ordusundabulunan Türk asıllı askerlerle de irtibat kuran Cemiyet, bu askerler aracılığıyla, Türklere karşı yapılacak fenalıklarm bir kısmmı daha önceden haber alarak, kötü sonuçlann doğmasım önlüyorlardı. Sadi Selçuk Rus ordusundaki Türk soylu askerlerin Cemiyet temsilcilerine yardımlan konusunda şu bilgileri vermektedir:467 “Ordu içinde Ermeniler bulunduğu gibi, Kafkasyalı muhtelif ırk ve mezhep säliklerinden de asker bulunuyordu. Bunlar arasında Kavak meydanmdaki nakliye kıtaatma mensup birçok Karabağlı Türkler mevcuttu ki kämilen Cemiyetin gizli elemanlarmdan sayılıyorlardı. Bunlann imkän nisbetinde Türklere yardım etmeleri Cemiyetin verdiği direktifler içerisinde idi.” MuzafFer Lermioğlu da yine Rus ordusundaki Türk soylu askerlerin Trabzon halkma yapmış olduklan yardımlara değinerek şöyle demiştir:468 “Rus ordusunda bulunan ve Türk kanı taşıyan erler Rus ordusundaki hizmetlerini terkederek tahliyenin son günlerine kadar Türkleri muhafaza için gerekli tedbirleri almakta kusur etmemişlerdir. ” Trabzon’da bulunan Rus kuwetleri Değirmendere mmtıkasmda toplanmakla birlikte, henüz şehirdeki karargäh binalanyla kışlalan tahliye etmemişlerdi. Bu sebeple güvenlikleri için şehrin Kavak Meydam denilen giriş taraflanna nöbetçiler dıkmişlerdi. Hiçkimsenin Trabzon’dan aynlmasına izin vermedikleri gibi, tahliye için toplandıklan ve büyük bir cephaneliğin bulunduğu Değirmendere semtine de sivillerin geçişini yasaklamışlardı. Bütün bunlar yapılırken, aynı zamanda deniz yoluyla Rus askerlerinin sevkiyatı da devam ediyordu.469

466 SELÇUK, Esaretin A cı Hatıraları, s. 89. 467 SELÇUK, Esaretin A cı Hatıraları, s. 95-96. 468 LERMİOĞLU, Akçaabat Tarihi, s. 329. 469 ÖZEL, M illi M ücadelede Trabzon, s. 12.

Ermeniler ise, Türklere son kötülüklerini yapmak için firsat kolluyorlardı. Ermenilerin yapmak istedikleri fenalıklardan kendilerine de zarar gelebileceğini hesaplayan Ruslar, Ermeni subay ve erlerini önden sevketmeğe gayret etmişlerse de, Erzurum’dan gelen Yüzbaşı Bedros’un teşvikleri üzerine 250 kadar silahlı bir Ermeni birliği vapurlara binmemişlerdi.470 Buna karşılık, Cemiyet-i Hayriye temsilcileri bir taraftan halkı silahlandmnak için büyük gayret sarfederken,471 diğer taraftan Ruslarca yasak edilen ve Ermenilerin toplandıklan Değirmendere mmtıkasxnda neler olup bittiğini öğrenmeye çalışıyorlardı. Bu semtte aym zamanda Ruslarm en büyük cephanelikleri mevcuttu. Cemiyet-i Hayriye, Rus askeri kıyafetinde adamlannı, Ermenilerin niyetleri hakkmda istihbarat toplamak için buraya göndermiş ve Ermenilerin şehirden çıkmadan önce uygulayacaklan plänı öğrenmişti. Buna göre Ermeniler, Türk Ordusu Trabzon’a girdiği sırada, cephanelikleri infıläk ettirecekler ve aynı günün akşammda şehir içinde bulunan bütün Türkleri imha için son baskmlannı yaparak, muntazam bir kıta halinde karadan Gümüşhane, Bayburt merkezlerini de yakıp yıktıktan sonra Erzurum’daki komiteye iltihak edeceklerdi.472 Bunun üzerine Cemiyet, ilk iş olarak Trabzon içindeki savunmasız durumda bulunan Türk halkmı silahlandırma işini daha da hızlandırmıştır. Hemen şehirde bulunan Türklerin listesi hazırlanarak, listede kayıtlı şahıslarm bildirilen saat ve yerde teker teker gelip muhtelif sargılar içinde bulundurulan tüfek ve cephaneleri gizlice alarak evlerine götürmeleri sağlanmıştır. Bu silahlardan iyi ve işlek olanlan askerlik yapanlara, tek ateşli berdan tüfekleri de merbut, taş binalarda oturan ve etraftaki evlerin savunmasını yapabilecek erkeklere dağıtılmıştı. Cemiyet tarafındaxı silah dağıtılması Türklerin maneviyatını artumış ve cesaretlendirmişti. Fakat bu sırada Türklere silah dağıtıldığmı duyan Rumlar da, Rus makamlanna başvurarak onlar da silahlanmışlardı.473 Gelişen bu olaylar sonucunda şehrin içi her an patlamaya hazır bir dinamit halini almıştı. İşte bu sıralarda Türk ordusunun Trabzon’a yaklaştığı haberi şehirde 470 SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 82. 471 Cemiyet-i Hayriye Temsilcileri Rus Ordusunda bulunan Türk asıllı askerler vasıtasıyla 150 silah ve bol cephane elde etmişler ve bu silahlan Cemiyetin şubesine getirmişlerdi. Ayrıca Cemiyet temsilcileri çeşitli yollardan tek ateşli Berdan tüfeklerden 250 kadar temin edebilmişlerdi. (SELÇUK, Esaretin Acı Hatıralart, s. 92.) 472 SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 93. 473 SELÇUK, Esaretin Acı H atıralan, s. 94-95.

yayılmış ve gerek Cemiyet-i Hayriye mensuplannı gerekse Türk halkım büyük bir sevinç kaplamıştı. Gerçekten de III. Orduya bağlı 37. Kafkas Tümeni Trabzon önlerine kadar gelmişti. Fakat III. Ordu Komutanı Vehip Paşa, Trabzon’a muharebesiz girilmesini istediği için; Tümen Komutanlığı Ruslann şehri üç gün içinde boşaltmasını istemiş ve bu üç günlük bekleme sürecinde de 37. Kafkas Tümeni harekätını durdurmuştu.474 Türk ordusunun Trabzon’a varması üzerine Cemiyet-i Hayriye temsilcileri de vazifelerini tamamlamak ve şehirde gelişen olaylar hakkmda malumat vermek maksadıyla,'bir rapor hazırlayarak 37. Tümen Kumandanı’na göndermişlerdir. Bundan sonra birkaç gün içinde de Cemiyet ile 37. Tümen Kumandanhğı arasında devamlı bir irtibat olmuştu.475 Bu sırada, Bedros ve beraberindeki Ermeniler ordumuzun Trabzon’a yaklaştığını, şehrin yakınlanna kadar geldiğini ve içerideki Türklerinde silahlandıklannı bildikleri için cesaretleri oldukça kmlmıştı. Aslında kendilerinin durumlannm tehlikeli olduğunu ve Türklere karşı tasarladıklan melanetlerini Trabzon’da arzulanna uygun olarak tahakkuk ettiremeyeceklerini anlamışlardı. Bu yüzden Türk ordusunun şehre girmesine iki gün kala, bu Ermeni grubu gündüz şehrin, bütün mahalle, çarşı ve sokak aralanna dağılarak türlü sebeplerle birer ikişer büyük küçük ikiyüz kişiyi toplayarak, imha etmek amacıyla Kemeraltı Camii’ne doldurmuşlardı. Bu durumu öğrenen Türklerin cami yönüne hücum etmesi ve Cemiyet-i Hayriye mensuplannın şiddetle karşı çıkmalan üzerine Ermeniler amaçlanna ulaşamamışlar ve böylece de büyük bir faciada önlenmiştir.476 Yine aynı günün gecesi, Bedros çetesinin seçme askerleri tarafından Türk mahallelerine baskınlar yapılmışsa da Cemiyet tarafından silahlandınlan Türklerin karşılık vermesi sonucu teşebbüslerinde başanlı olamamışlardı. Bundan sonra

474 Birinci Dünya Harbinde T ürkH arbi Kafkas Cephesi, cilt II, s. 452-453. 475 SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 95. Cemiyet-i Hayriye temsilcilerinin daha Ocak 1918 tarihınde, 3. Ordu Komutanlığı’yla irtibata girmiş olması muhtemeldir. Çünku 3. Ordu Komutanı Vehip Paşa 28.1.1918 tarihinde, II. Ordu Komutanhğı’na yazmış olduğu bir telgrafta Cemiyetten bahsederek şöyle demiştir: “... Trabzon’dan alınan haberlere göre ahiren Trabzon’a bir piyade alayı gelmiş ve ArdesaTrabzon şosesinde nakliyat münkati olmuştur. Trabzon’da ahaliyi İslämiyeyi himaye için bir İsläm Cemiyet-i Hayriyesi teşekkül etmiştir. (ATASE, A. 4-3671, Kls. 2905, D. 433, F. 5-28). 476 SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 100.

birşey yapamayacaklannı anlayan Ermeniler, Trabzon’dan Erzurum’a kadar Ruslardan boşalan mıntıkalara henüz Türk askerinin girmediğinden istifade edip, karadan kaçarak Trabzon’u terketmişlerdi.477 24 Şubat 1918 ’de, Ruslann bütün nakil işlerini tamamlamasıyla Türk ordusu halkın sevinç ve coşkusu içinde bir Rus birliği tarafından karşılanarak olaysız bir şekilde şehre girdi.478 37. Tümen, Trabzon’a girerken Türk donanması da kurtarma harekätına denizden katıldı.479 Cemiyet-i Hayriye temsilcileri daha Türk ordusu şehire girmeden Değirmendere’de Rus ve Ermeni askerlerinin infilak ettirmek üzere hazırladıklan cephanelik ve planlan hakkında Türk kuwetlerini uyararak bu konuda bilgi vermişlerdi. Türk ordusu şehre girerken patlatılması düşünülen cephaneliği daha önce ele geçirip bir faciaya engel olmak isteyen Cemiyet-i Hayriye’nin Trabzon şubesi temsilcileri Değirmendere mevkiine girip çıkmanın yasak olmasından dolayı birşey yapamamışlardı. Fakat, Cemiyet tarafından birinci derecede insan zayiatının önlenmesi düşünülerek, yukanda belirtildiği gibi Türk askerleri uyanlmış ve halk haberdar ve ikaz edilerek tedbirler alınmıştır.480 Gerçekten de Ruslarm Trabzon limanından aynlmalarmı takiben önceden planladıklan şekilde Değirmendere’deki cephaneliği infılak ettirmişlerdi.481 Cemiyet-i Hayriye’nin önceden durumdan haberdar olması ve Türk askeri ile şehirdeki halkı bu bölgeye girmeme konusunda uyarması sonucunda bazı yaralanmalar dışında Türkler arasında herhangi bir kayıp olmamıştır. Fakat infiläkta, Ermeni çetelerine yardım ve yataklık ettikleri için sahilden deniz yoluyla, Rusya’ya kaçmaya çalışan Maçka Rumlanndan onbeş kişi parçalanmıştı.482Bunun yanısıra nakli-

477 Bu Ermeni grup, Trabzon’dan kaçtıktan sonra Maçka Rumlannın yardımıyla Zigana Dağı’nı aşmışsa da Torul halkınm karşı koyması üzerine pek çok ölü ve yaralı vererek geri dönmek zorunda kalmıştı. Bunlardan Trabzon’a dönebilen 61 çeteci Ermeni, Rus ordusunun mensuplan olarakvapurabinmişlerdir. (SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 100-101). 478 Birinci Dünya H arbinde T ürkH arbi Kafkas Cephesi, s. 452-453. 479 Birinci Dünya Harbinde Türk Harbi, cilt III (Deniz Harekätı) Genelkurmay Harp Tarihi Başkanhğı Yaymı, Ankara 1976, s. 385. 480 SELÇUK, Esaretin A cı Hatıraları, s. 107-108. 481 A çıkS ö z, 1 Mart 1918, no. 693; SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 107-108. 482 SELÇUK, Esaretin Acı Hatıraları, s. 107-108,

yat gemilerine binmeye hazırlanan Rus askerlerinin bir kısmı da bu patlamadan dolayı yaralanmış, hatta ölenler bile olmuştu.483 Türk ordusunun Trabzon’a girmesinden sonra, Türk kıtalannı karşılayarak doğruca vapura giden Rus piyade alayı ile süvari birliğinden sonra, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Trabzon Şubesi’nin başkan ve üyeleri de Soğuksu’da Türk komutanı ile görüşüp veda ederek, onlarda ayrn vapurla Trabzon’dan aynlmışlardır.484 Böylece Trabzon’un işgal edildiği 1916 yılında gelip, Türk kardeşlerine her konuda yardım ve destek olan Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi temsilcileri, şehrin kurtanldığı 24 Şubat 1918 tarihine kadar geçen iki yıl içinde, Trabzon ve çevresindeki Türk halkın yaralannı sarmış, onlara rehber olmuş, her türlü tehlikeyi göze alarak çalışmışlardır. Azerbaycan Türklerinin Trabzon ve çevresinde yapmış olduklan bu kardeş yardımını, Trabzon’un kurtuluşundan yaklaşık bir ay sonra Trabzon’a gelerek şehri gezen ve izlenimlerini Tasvir-i Efkär gazetesinde “G. K” imzasıyla yazan Osman Server Atabek, çok güzel bir şekilde ifade etmiştir:485 “Ortahisar’da Zanos Köprüsü civannda bir hanenin kapısma “Bakü Müslümanlan Cemiyet-i Hayriyesi Trabzon Şubesi” levhası talik olunmuş. Bu bina dahilinde toplanmış olan cemaat hakikaten isimleriyle müsavi bir hayırkärlıkla, bura ahval-i müslimesinin hukukunu, mal ve canını sıyänete çalışmış, cami ve medärisin daha fazla tahribine meydan vermemiş ve hiçbir şeyden yılmayarak, çekinmeyerek bugüne kadar hidemat-x insaniyet perveranelerine devam etmekde bulunmuşlardır. Cenäb-ı Häk kendilerinden razı ve hoşnud olsun”

N. Erzincan ve Çevresinde Yapılan Yardım Faaliyetleri Erzurum’un düşmesinden sonra, Erzincan yolu Ruslara açılmış ve yaklaşık olarak 5 ay sonra, 25 Temmuz 1916’da, Erzincan’da Rus işgaline uğramıştır.486

m A çıkSöz, 11 Mart 1918, no. 693.Trabzon’dameydanagelenbupatlamayaTiflisgazetelerinde de yer verilerek, Ruslann bu cephaneliği Türklere bırakmamak amacıyla infilak ettirdiklerini ve çok sayıda ölü ve yarah olduğunu yazmışlardır. (A çık Söz, 1 Mart 1918, no. 693). 484 SELÇUK, Esaretin Act Hatıraları, s. 106. 485 Tasvir-i Efkär, 7 Mayıs 1918, no. 247. 486 YAVUZ, Birinci Dünya H arbi'nde Erzincan ’da Rus İşgali ve Ermeni Mezalimi, s. 37.

Erzincan’a öğle vakti giren Rus kuwetleri ve Ermeni asker ve komitecileri akşama kadar şehri yağma etmiş ve Müslüman ahaliye karşı saldın ve tecavüzlerde bulunmuşlardır. B öylece 1.5 yıl kadar sürecek açlık, sefalet ve eziyetlerle dolu günler Erzincan Türkleri için başlamıştır. Bu sırada, pek çok bölgede zor duruma düşmüş Müslüman ahaliye maddi ve manevi yardımlarda bulunan Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Ruslar tarafmdan yeni işgal edilen yerlere de dikkatini çevirmişti. Daha önce belirtildiği gibi Erzurum’a Cemiyet-i Hayriye temsilcileri gelmiş ve yardım faaliyetlerine başlamıştı. Erzincan’ın düştüğü haberi alınması üzerine Erzincan’a da temsilcilerini gönderen Cemiyet-i Hayriye bu bölgede de yardım faaliyetlerine başlamıştır. Cemiyet-i Hayriye temsilcileri bir taraftan beraberinde getirdikleri yiyecek ve giyecek maddelerini son derece zor durumda bulunan Müslüman halka dağıtmaya başlarken, diğer taraftan onlan Ermeni saldmlanna karşı korumak amacıyla da bir teşkilät yapma girişiminde bulunmuşlardır. Nitekim “Gerekgerek” Camii’nin dershanesi merkez olmak üzere şehir yedi kısma aynlmış, her mmtıkaya bir baş muhtar tayin olunmuştur. Kurulan bu teşkilät sayesinde alman karar ve tedbirler derhal halka ulaştınlabildiği gibi, giyecek ve yiyecek yardımlan da bu teşkilätla halka çok seri ve düzenli olarak dağıtılıyordu. Fakat Cemiyet temsilcileri tarafından oluşturulan bu teşkilätm ömrü uzun sürmemiş ve Ruslara yapılan ihbarlar sonucunda teşkilät dağıtılmıştır.487 Ali Kemali Erzirıcan adlı eserinde, bu esnada Erzincan’a önce Cafer Bey, daha sonra da Mazhar B ey adlannda İsläm K omitesi’nin gönderdiği kişilerin geldiğinden bahsederek, bu konuda şunları anlatmaktadır:488 “... O esnada istila olunan memleketlerdeki İslämların ahvalini tahkik ve läzım gelenlere muavenet etmek üzere Cafer Bey manımda bir zat Erzincan’a gelm işti. Müslümanlara un ve cephane verecek, hafı bir ordu teşkil edilecekti. A hali arasında itimada şayan kimse bulunamadığından çok ulvı vazifesini ifa edem edi, meyusen aynldı, gitti. “İsläm Komitesi faaliyetten geri durmuyordu. Cafer B ey’in yerine Mazhar B e y namında bir zat geldi, läkin bu da uzun boylu birşey yapamadı.” 487 A li Kemali, Erzincan, İstanbul 1932, s. 121. 488 A li Kemali, Erzincan, s. 121.

Bu Cafer ve Mazhar Beylerin Bakü Müslüman Cemiyet-i H ayriyesi’nin temsilcileri olması büyük ihtimaldir. Zira Ali Kemali, bunlardan sonra İsläm K om itesi’nin “Abdülmabut Bey”i gönderdiğini kaydetmektedir ki,489Abdülmabut Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Erzurum’a gönderdiği heyet içerisinde bulunmaktaydı ve daha sonra da “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Erzincan Vekili” olarak tayin olmuştu.490 Abdülmabut, Erzincan’a geldikten sonra, gerek Müslüman ahaliye yardım dağıtımı ve gerekse onlan Ermenilere karşı korumak ve haksızlıklar karşısmda savunmak için önemli çalışmalar yapmıştır. Mesela, Rus subaylan, özellikle “L ahof (Liyahov)”un Erzincan bölgesi Rus kuwetleri komutanhğına gelmesinden sonra, şehirde pek çok talan ve yağmaya katılmışlar, bunun yanısıra Erzincan’ın ileri gelenlerinden birçoğunu, halkı isyana sevkediyorlar suçlamasıyla göz altına alarak, Tiflis’e göndermeye karar vermişlerdir. Yargılanmak üzere Tiflis’e sevkolunacak bu kişiler, Abdülmabut Bey’in Rus kumandanı nezdinde yaptığı girişimler neticesinde serbest bırakılmışlardır.491 Ayrıca daha önce Erzincan bölgesinden pek çok sivilin tutuklanarak, Tiflis’teki hapishanelere ve Nargin Adasındaki esir kampına gönderildikleri haberini alan Abdülmabud, Kafkasya Valiliği, Baku Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Baş Temsilcisi Dr. Hüsrev Paşa B ey Sultanov ve Azerbaycan kamuoyuna bu dummu bildirerek, bunlara yapılan haksızhğın önüne geçilmesini istemiştir. Abdülmabut’un Erzincan’dan Bakü’da Açık Söz gazetesine bu konuda gönderdiği telgraf şöyledir:492

Abdülmabud, Erzincan ahalisine yardım etmek, onlan teşküätlandırmaya çalışmak ve Ermeni ve Ruslann yaptıklan haksızlıklara karşı onlan koruma gibi faaliyetlerinden dolayı Ermenilerin kinini üzerine çekmişti. Nitekim bu yüzden Ermeniler Abdülmabud’u öldürmeye teşebbüs etmişlerdi. Bu sırada, Erzincan Mütarekesi imzalanmış ve Rus ordusu cephelerden geri çekilmeye başlamıştı. Bununla birlikte daha fazla Erzincan’da kalma imkänı bulunmayan Abdülmabud da şehri terk etmek zorunda kalmıştı.493 Rus askerlerinin çekilmesiyle Ermeniler tarafından Erzincan’ın her tarafında Müslüman ahaliye karşı büyük katliamlar yapılmıştır.494 Erzincan’dan Rus kumandanı ile birlikte aynlarak canım kurtaran Abdülmabud, Erzurum’a geldiğinde, burada bulunan diğer Cemiyet temsilcileri ile birlikte halkı Ermenilere karşı teşkilätlandırmak için çaba gösterdiği sırada, Ermeniler tarafından şehit edilmiştir.495

“Nargin Adasında ve Tiflis’teki hapishanede külli miktarda Türk esiri var ki, ne bu muharebede askerlikte bulunmuşlar, ne kabaklarda. Lakin Rus koşunlan Türkiye toprağma sokuldukta yalan danışlar ve provakatiya neticesi olarak hapsedilmişlerdir. Bunlann arasmda 90 yaşmda kişiler dahi vardır. Ben telgraf ile Kafkasya Komisarlığı Sadn’na ve Doktor Sultanov’a müracaatla asker olmayan Türk esirlerinin bırakılmalan hakkında teşebbüste bulunmalanm istida etmişim. Atalar ve kardaşlar, fıtne ve yalan danış kurbanı olan bu zavalhlann müdafaa ve muhafazasma ses kaldırm. Erzincan-Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Vekili Abdülmabud” 489 A li Kemali, Erzincan, s 122. 490 A çıkS ö z, 4 Dekabır/Aralık 1917, no. 620. 491 Ali Kemali, Erzincan, s. 124. 492 A çık Söz, 4 Dekabır/Aralık 1917, no. 620.

493 A li Kemali, Erzincan, s. 124-125. 494 B u dönemde Ermenilerin Erzincan’da yaptıklan mezalimler hakkında geniş bilgi için bkz.: YAVUZ, Birinci Dünya H arbi 'nde Erzincan ’da R us İşgali ve Ermeni Mezalimi, s. 192-238. 4,5 E rzurum Viläyeti’nde Vukubulan Ermeni Mezalimini TahkikH eyeti’nin Raporu, s. 57.

SONUÇ

Oğuz boylan tarafmdan bir ‘Türk Yurdu” haline getirilen Azerbaycan, coğrafi konumu ve zengin tabii servetlere sahip olmasmdan dolayı, devamh surette civar büyük ülkelerin häkim iyet mücadelesine sahne olmuştur. Bu hakimiyet mücadelesine XVIII. yüzyıl sonlanndan itibaren büyük bir güç olarak katılan Çarlık Rusyası, XIX. yüzyıl başlarmdan itibaren Kuzey Azerbaycan’da hakimiyet kurmaya başlamış ve 1813 Gülistan, 1828 Türkmençay Antlaşmalan ile İran, 1829 Edime Antlaşması ile de Osmanlı Devleti, Rusya’nm bölgedeki hakimiyetini tanımak zorunda kalmışlardır. Böylece, hakimiyetine giren Kuzey Azerbaycan’da Rusya, sömürgeci bir siyaset izlemeye yönelirken, bölgenin kültürel etnik ve dini yapısı üzerinde de devamlı oyunlar oynamaya başlamıştır. Rusya bölgenin asıl sahibi olan Azerbaycan Tüıklerini uyutmak ve özellikle Türkiye ile olan ırld, dinl ve kültürel bağlannı gevşetmek ve koparmak için çok planlı ve sürekli bir politika takip etmiştir. Çarlık Rusyası’nm hakimiyet kurduğu diğer Türk illerinde olduğu gibi, Azerbaycan’da da, askeri ve siyasi yayılm asının yanında, Türk ahaliyi Hristiyanlaştırmak, Ruslaştırmak ve köle konumuna getirmekpolitikası izlemesi, XIX. yüzyılın ikinci yansmdan itibaren, Azerbaycan Türkleri arasında “Milli Uyanış Hareketleri”nin başlamasına sebep olmuştur. Bu dönem de daha çok kültürel alanda kendini gösteren milli uyanış hareketleri XIX. yüzyıl başlannda siyası alanda da kendisini hissettirmiştir. Azerbaycan Türkleri arasında millı uyanışın başlaması “Millet olma” bilincinin gelişm esi, doğal olarak aynı ırktan geldiği, aynı dili konuştuğu ve aynı din ve kültüre sahip olduğu Türkiye Türklerine karşı, ilgisinin artması ve kardeşlik duygulannın ön pläna çıkması sonucunu da doğurmuştur.

1905 Rus İltilalinden sonra, Azerbaycan’da sosyal, kültürel ve siyasi alanlarda yaşanan gelişmelerin, bu süreçte önemli bir etkisi olmuş, özellikle Azerbaycan Türk basını ve aydmlanmn katkılan ile büyük aktivite göstererek, doğal seyrine yerleşmiştir. Bu dönemde yetişen Mirza Feth Ali Ahundov, Hasan Bey Zerdabi, H üseyinzäde A li Bey, Ahm et A ğaoğlu, Mehmed Emin R esulzäde g ib i Azerbaycan Türk aydmlarmın Azerbaycan Türklerinde milli uyanma ve m illet olma bilincinin gelişmesinde büyük rolleri olduğu gibi, Hacı Zeynelabidin Tagiyev, Musa Nakiyev, Mirza Esadullayev, Murtaza Muhtarov vs. Azerbaycan m illi buıjuvazisinin de, özellikle sanat, kültür ve eğitim alanlarmda yaptıklan yatınmlarla bu sürece önemli katkılan olmuştur. 1905 sonrasında Azerbaycan’da yaşanan Türk-Ermeni çatışması ve daha sonra Rusya’da Pan-Slavist eğilimlerin ağırlık kazanması Azerbaycan Türklerinde birlik, dayanışma ve mücadele etme ruhunu geliştirerek “Türkçülük” akımının kuw et bulmasma ve böylece Türkiye’ye karşı büyük bir ilgi ve sevginin meydana gelmesine yol açmıştır. Bundan sonra Türkiye’de yaşanan her olay, her gelişme Azerbaycan’da yankı yapmaya başlamıştır. Nitekim bu gelişmeler yani millı uyanma, millı olma bilincinin gelişm esi, Türkiye’ye yakın ilgi ve muhabbetin oluşması, Balkan Savaşlan esnasmda ilkmeyvelerini vermiştir. Bu savaşlar esnasında, Azerbaycan Türkleri gerek maddı olarak ve gerekse manevı olarak Türkiye’ye yardımlar yapmışlar, bir kısım Azerbaycan Türkleri gönüllü olarak Türkiye’ye gelerek, Balkan devletlerine karşı savaşmışlardır. Azerbaycan Türkleri arasında millı bilincin geliştiği ve Türkçülük fıkrinin ön pläna çıktığı bu dönemde, Birinci Dünya Savaşı başlamıştır. Daha Balkan savaşlanmn uyandırdığı milli heyecan tesirleri Azerbaycan Türkleri arasmda sıcaklığmı koruduğu bugünlerde, Osmanlı Devleti’nin Rusya’ya karşı savaşa girerek, ilk başlarda küçük başarılar kazanması Azerbaycan Türklerinin millı bağımsızlık yolunda büyük ümitlere kapılmalanna sebep olmuştur. Ancak Türk ordusunun Sankamış’ta büyük bir mağlubiyete uğraması, bu istikläl arzulannı törpülemiş ve onlann bu konudaki ümitlerinin azalmasına sebep olmuştur. Sankamış mağlubiyeti Kafkas Cephesi savaşlannda bir dönüm noktasını teşkil etmiştir. Bu savaş esnasmda Türk Ordusu büyük kuvvet kaybma uğradığı için artık, Doğu Anadolu ve Karadeniz sahili Rus işgallerine açılırken, bu bölgelerde yaşayan Türkler içinde kara günler başlamıştır. Rus işgaline uğrayan ve savaş alanı olan bölgelerde Müslüman-Türk ahali Ruslarm, Ermeni ve Rum

çetelerinin baskı, tecavüz, saldın ve katliamlanna maruz kalmış, Kars, Ardahan, Kağızman, Oltu, Artvin, Ardanuç vs. pek çok bölgede yüzlerce köy dağıtılmış binlerce savunmasız insan katledilmiştir. Anadolu’da Türklerin yaşadığı bu felaketler çok geçmeden, Rus Hükümeti’nin katı sansürüne rağmen, özellikle Azerbaycan Türk basımnın özverili çalışmalanyla tüm çıplaklığı ile Azerbaycan kamuoyuna duyurulunca, Azerbaycan Türklerinde büyük üzüntü, heyecan ve infial yaratmıştır. Kardeşlerinin yaşadıklan bu felaketlere ilgisiz kalamayan Azerbaycan Türkleri bir taraftan bu katliam ve haksızlıklann durdurulması için hükümet nezdinde girişimlerde bulunurlarken, diğer taraftan “Kardaş Kömeği” şianyla tarihte eşi benzeri görülmemiş bir yardım çalışması başlatmışlardır. Bütün Azerbaycan Türklerinin fert ve cemiyetler olarak, büyük bir heyecan ve istekle başlattıklan bu “Kardaş Kömeği” faaliyetlerinde, Kafkas Cephesi savaşlanndan zarar görmüş, zor durumda bulunan binlerce MüslümanTürk harpzede ve kaçkma yardımda bulunulmuştur. Binlerce sahipsiz ve yetim çocuk sokaklardan, harabelerden toplanılarak, bunlar için açılan sığınacaklara yerleştirilmişlerdir. Yalnız ahali değil, Kafkas Cephesi savaşlannda Ruslara esir düşen Türk askeri esirleri de bu yardım çalışmasından nasibini almıştır. Bu yardım çalışmasında en büyük görevi ise, 1905 yılında Bakü’da kurulmuş olan “Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi” üstlenmiş, yardım çalışmalarını organize ettiği gibi, yardımlann yerlerine ulaşmasmı da sağlamıştır. 1915 yılı başlannda, savaş sonuna kadar Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi yardım heyetleri, bütün işgal edilen ve Türk ahalinin zor durumda bulunduğu yerlere gitmişler, halka yiyecek, giyecek yardımlan yaptıkları gibi onların hak ve hukuklanm korumaya çalışmışlardır. Kars, Ardahan, Kağızman, Oltu, Batum, Erzurum, Hmıs, Trabzon, Iğdır vs. yerlerde şubeler açmış, iaşe ve sağlık merkezleri oluşturmuş, Rus memurlannın Müslüman halka yaptığı haksızlıklann, Ermeni ve Rumlann yaptığı tecavüz ve saldınlannın önünü almaya çalışmıştır. Aynca, 1917 Şubat İhtiläliyle oluşan ortamda Ermeni saldınlanna karşı Türk halkını teşkilatlandırm aya çaba göstermiştir. Rus ordusunun Erzincan mütarekesiyle işgal ettiği bölgelerden çekilmesi esnasmda, bölge halkı ile birlikte Ermenilere karşı verilen mücadelelerde birçok cemiyet temsilcisi de Ermeniler tarafmdan şehit edilmişlerdir. Azerbaycan Türklerinin “Kardaş Kömeği” I. Dünya Savaşı’ndan sonra da devam etmiştir. Bu zamana kadar Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi tarafından

sürdürülen yardım çalışmalan, gelişen olaylar sonucunda Azerbaycan Türklerinin istiklällerini kazanmasıyla devlet eliyle yürütülmeye devam edilmiştir. Bu dönemde Kafkasya’da biriken Türk askeri esirlerine ve Birinci Dünya Savaşı esnasm da kaçkın düşerek Azerbaycan’a gelmiş Müslüman kaçkmlara bu kez devlet eliy le yardımlar yapılmaya başlanmıştır. Kars, Ardahan vs. bölgelerin Azerbaycan’da bulunan kaçkınlara yardım konusu günlerce Azerbaycan Parlamentosu’nun gündemini işgal etmiştir. A ynca Elviye-i Selase bölgesinde “Millı Teşkilatlanma” çalışmalannda ve Mondros Mütarekesi’nden sonra Türk ordusunun çekildikleri bölgelerdeki Müslüman ahalinin Ermenilere karşı korunması lconusunda önemli çalışmalar yapılmıştır. Devlet eliyle yapılan çalışmaların yanı sıra, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi de Azerbaycan’da bulunan Türk esirlerine, yetim çocuklara ve kaçkınlara yardım yapmaya devam etmiştir. Mondros Mütarekesi’nden sonra Türkiye’nin yeniden işgallere maruz kalması sürecinde, yine Azerbaycan Türkleri tepkilerini göstermekten geri durmamıştır. Çeşitli bölgelerde “Türk Millı Mücadesi”ne ve Yunan işgaliyle zor duruma düşmüş Türklere yardım çalışmaları başlatılmış, bu amaçla cemiyetler oluşturulmuştur. 22/23 Nisan 1920’de, Azerbaycan Sovyet blokuna dahil olduktan sonra dahı, AzerbaycanTürklerininTürkiye’yekarşı ilgileridevametmiştir. Türkiye’deyaşanan bütün gelişmeler, Azerbaycan gazetelerinin baş sütunlannda yer alırken TBMM Hükümeti ile Azerbaycan Sovyet Hükümeti arasmda da iyi ilişkiler kurulmuştur. Bu iyi ilişkilerin sonucu devlet olarak yapılan yardımlann yanı sıra, Azerbaycan Türkleri fert ve cemiyetler olarak da Anadolu’daki kardeşlerine yardım yapmak istemişlerdir. Pek çok Azerbaycan Türk’ü bu dönemde Azerbaycan İnkıläp Komitesi’ne dilekçelerle baş vurarak, Anadolu’da Yunan işgali yüzünden zor durumda bulunan kardeşlerine yardım toplamak için cemiyetler kurmak istediklerini belirtmişlerse de, halkın bu gönülden gelen istekleri Azerbaycan İnkıläp Komitesi tarafmdan reddedilmiş ve Inkıläp Komitesi Türkiye’ye yapılacak yardımlann yalnız devlet eliyle ve devlet tarafından yapılmasını kararlaştırmıştır. Bu amaçla, Anadolu’da savaşta zarar gören.Türkler için bir “fond” oluşturulmuştur. 1922 yılma kadar devam eden bu iyi ilişkiler, daha sonra Sovyet Rusya’nın Türkiye’ye karşı siyasetinin değişmesi ile son bulmuştur.

70 yıla yakın süren bu devrede, Sovyet Rusya Azerbaycan Türklerine her türlü kültür emperyazilmini, asimile programlarım uygulamasına, onların Türklüklerini unutturmaya çalışmasına ve Türkiye ile bütün bağlannı koparmak için gösterdiği gayretlere rağmen, Sovyet bloku dağıhp, Azerbaycan Cumhuriyeti ortaya çıktığında görülmüştür ki, Azerbaycan Türklerinin Türkiye’ye ve Türkiye’de yaşayan soydaşlarına karşı duydukları sevgi ve muhabbet hiç eksilmemiş, hatta ziyadesiyle artmıştır. Dün olduğu gibi, bugünde Türkiye’de yaşanan her gelişm e, her olay Azerbayan’da ilgi ve yankı uyandırmakta, Türkiye’de yaşanan doğal felaketler karşısında bile, Azerbaycan Türkleri zor durumda bulunmalanna rağmen yardım yapmaya çalışmaktadırlar. Dün Kars’ta, Erzurum’da, Trabzon’da, Ardahan’da, Oltu vs. yerlerde yaşanan olaylar, bugün bütün dünya kamuoyunun gözü önünde Azerbaycan’ın bir çok yerinde, H ocah’da, Şuşa’da, Akdam’da, Fuzuli’de yaşanmaktadır. Azerbaycan topraklannm bir kısmı Ermeni işgali altrnda bulunmakta ve buralarda yaşayan insanlar kaçkm düşerek, Bakü sokaklannda son derece zor şartlar altında hayatlanm devam ettirmeye çalışmaktadırlar. Yine 1988-1990 yıllan arasında 200 binden fazla Türk, Ermenistan’dan Azerbaycan’a göçm ek zorunda kalmışlardır. Çok zor durumda bulunan bu insanlara ve bugün yine Irak’ta siyası baskı ve ekonomik sıkmtılar yüzünden mağdur duruma düşmüş Irak Türklerine, Türk Dünyası yardım elini uzatmak mecburiyetindedir. Türk M illeti’nin bugün de, Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi gibi cemiyetlere, Hacı Zeynelabidin Tagiyevlere, Dr. Hüsrev Paşa B ey Sultanovlara, Ahmet Cevatlara, Mehmet Emin Rezulzädelere ihtiyacı vardır.

EKLER

»—

& -*J ikXS —

l

J ' JM*i».»lC’J t

&Çt's J*> A/l> V< J^j 'sjf ‘>j y j J ^ \ J J* ~r,}->J\ " ‘■’->J-rM-C1 ' *>Jy.

( j S.*\/f i' - r 'f ^ i

ı / ^ l''V t r <'y ^ (f~** '})\s>^?. ij, ,a- < t!;J (’*--' ‘,^_<_,L^-* ^ *v i j ^ 'y *•

VA*L!

^j* 1 1/f j t

y~Lj'sft ^

\ ‘CJj/ ^ S j t f aSjlfZ. '. J < j j A ^ u ' A>' A y r£'" tr 'ı „1' ^ ' l ^ ^ . j K l j i ' . < £ 4 s J cj

‘r JJ^ J l İJL** O j / * *•' Hİi* Vİ—‘* ıJ^t+l t£jir~<. XŞ'S J •*/}-’ 0 —'.J ^ ’ * •*^ C ' - • tÄy. ssfij! s *iy t* Jf^A\ <j?J'~Uj I •■":

*jt//?J'’in z J jlJ * t.^( l(*£s i v} ü ; y \''S* •->y 'J k'O^* *l jU f fLe* ıJ •j •>

Cr*Jj

'j s t ı s y J •*-*'t / x / * ' ' , JU ı/^-,ı/ i / ı / ç y j y J JL-~*LS '’-LfJ/lt-', ( ° -i O'J'J Z S ’^

ı>tj'Z^k

(_J

*

^

.

1

'> * > 1 - - ^

i/1

i f j !

? t

J *

' y

j

s

l

f - '’

* t!

f

ı» ı7 * .

yf .-t«V

T H > X It C 1.,



................

K*xfcct«o, '> - ı s ı H a p r n c / r . '» efjeiT . rocıyjıapcifteiiuait Ea.HK> aımo liej.filıfetttMiD [ipr:,ı,('.t.,iüi«JIIO Uj!»HllCK4PO KDUKTQTa C/
^

^ - f

!lä n o jc y « j- ijı o v s ö T f t o d i j t d İ İ c y u w t , t . ı a -

c /r.

s a K! 2 - S I ,

r.

an rel="nofollow"> ıııo * « Ä » e e

2 7 - i'D

IJ a p ts

rrp e ju ° K itJ » a UyujıııcKCWy X c u ıiT e T y

n w cflaT lı y n c « ı ın y T u a o r ’ı e M

IwHfl İ 9 H

(r lb

a * If I M

e t t

o : 6 ‘} 5 p y ö . .

H ı c - T n t.r t

ü t i i c i c b j i I d w ı o rı> 3 - r r .

c c o Ö i iis o t^ ,

'i’T s , ı ı s

a j ıa n

DnırriHOHHOİI c v u u u ,

rn -

K « u « T ,a 'i 4

3

ııa o fia ıiü npw *cı,t.v sı o * tı o ıi W !J«;ı:ıo

ılfo -

c ı ı r ı . d n ^ r.« ftO Ä t ıta iL a p a y u m iT B o p T b .

w^'—^ L> /

! '¥ < ! ..

r 0 » « 0 p a T 0 Ä b llC 9 2 -S O o r n o n a n i o n t

BftKKHOxaü llycyflt,«a.H (5K O ö İİjm raTTicıpK TO fliıiioä

^ t i'./_ ' -' J^'-r'

1» '

J

r

£ 13 it Ä

p eftiJiL 'H M iıro ıı o a ıı a H S ı ıin

1 / 1^ i~>*;JJ***. Jf-— *a*J J ^ ( ( ' ^ t t'J1-'•• ‘ l' •* J

\jV*tĞ ^s»>jl’j j t f i 1-*. *< sJyL~ı Jh irf*"'' f*ı^ tr / JJ Vt*AfJsl ( l ^ J İ kJ ^

L-'*c_-^^ 11

S

İS?*. •* r“-

mwctwro £fl&rctıiDpıiTis^>.uor6 O-mt Ä-J!y /.,11.0. U 7 .! T A ;l 0 if V.

ııs- 9 1 D . U yu.nııcıcıte, l( o « ıt ı -

-» •Ç>r-’ı_^' v ‘ 'z/L*? .jJJ Jİ L L/ j J ' X • !'■-*' I (j ~ v , - J t / ^ t --- ' Jf*■> ^ ‘V-• 'H

/ jl~*l f w- *

>\ı

/1* tfjl *.jfcV// t •JtA*

*^/ /,'-?Jl'-jfj ' (J**S j;^ J ıJ^J' £r** *JU M/ \ S ' y

/p ,.//..

/

K a n s f e u tt.

( • i^ / \-)ijt -J* u t / y *t_j£ CJj >ç~> J —~/-^> £*ıJ? f~yj) ü±*sslr r»\-f

• ^ .*■'/ iX^1•* *V-*->^’

‘s j^ı*'g—~ j

i'\ij, y. •+*/ fii ,-i—* t.,

yııasnouoM 3M H
UÄKHtlCHÖt BfCTItlÜU*EUWBJtRltlK Ot!JUECT*<>

C - s o n o jjo r ıw ı« - » M e ı o T t n e p io H T e ry

a k u i.

tıep T fc

a a u ııe jm T * . ııııiu o cK o aaiiH y ıu cyuM,v ae.

H q rın tp T iı ıt r.-:-pBcoTiı tlyusiHCjiOMy H o w c -

Jio /ıo cT ä.d X jijı

to k k v . i

2 1 7 p y 3 , , / Jl.n İtT H

oÄ pım oM iı

se.

^ıvy w ı .

c a n n v tU lW b j t y S n o l l / .

'— •_' ^ ■— , - r —

•J&' >ss~>lf' j ^ t jä » *t Iı*—’ J /7>J x{

\/ ifrt'ijiJüi Lr £J*/s*ieJ& d t tf+fl'**!*! ~K*i W '-‘^ ' J>'

Itp n 9 T 0 H 1 HJOQIIMİ CODlSjlttTl,, K e A ia it OHS3&11. j f e j i T w m o c T b U y o a ıı c n a r o itO 'iiıtv e rıı CKKMi

'O S u ,a ry ö * p )iJ K iım .

X f lK C * B e u n o ^ t.

ct .

K o m s r e r o ıi'tı,

S - m c t tiı e r n c ın j j-

najcofljaıiiHM Ciı. u «

\

** t»t*y •* {4+-~y.lVjSjxjtf{yT<. \ v ) "•'-~ l- ıs :** \ '> /.+ \ s * J • j/ J 'U j ! J b ; . £ "' . S . ^ İ p e 'ö ,l^ B .T c n iı'l

''^-GffKpesapiJ' £ y ? y ? f'ş .:.v ~ -

R uşen B e y e fe n d iy e v ’in D oktor H üsrev Paşa B e y Su ltan ov’a Gönderdiği B ir Rapor

.6
M .4rf ptfy > <1

V*>< ^l y M,

*TfrVı r I - > ft

*

•*

|!to |»‘« ^ ft *-y,ı

f JT

ı

// ,£ > i "T . H

I

----- ----

-

-

—'

•&+?+

'—‘^*

İ ( J J

<ı**<4V

/, j»

^ ,^Vt 1*-^fVf.,/?*»*Mh(».t J^4Ktat«-fO*«

! /5? *

S!) **f+<

_-•? .

&<«. ı

^

^_-rı'r

/-<Ät,



ı—^yCr^- -

^

2£ ‘

~yo- : Z '

^ i ’JÄü^ |

ı < a fc<.n

^ <M*'a J^f. ; ^ **«*w-*■« ^ Xn^r ^ . t .,

£ /, : / ' i ’.

J j .'f t — A

/5 . y /1 * //. j i & ^

'“ ^ * rt‘ ' ^

*?!

^ f '’

: /r — /j~*-4^4-*^-^PTt «***«■«.,. ^T, , *, & S _ x. _ iT. -4a

*a‘ ^ JT&*\

' VS*-^-*--?*.

.1.. •^ * --^ -.

/ / '

W

« »*

l^nt»

/ £

perfjL^ı

jfu? J m

/ y **,c ^

ÄCj ^ I

'

’3

v4*--«~» .

> i

V^’ ^

/jO- i ^J/ '

~ı s '‘“?7**M -?* t^»

-'■ >-yS*. j

S7'-lrU&*tZ'£- &T4+PXW Cty'*- / / / ^ t-*-j \ &t

•.

A^cil£p

// / ^ —' ^ itvjıryrJi*.#**' d t t~'<X*zy —•

+-?sp£*i*fW*’ /C

/ /. ^ yr

AV^4o 'i&AL*4£A-

£^r ^rtVr/>*>

^i'.

++4jr*t/i.i 6*i*w/w/. <>rf /*&-+<e^jr% AUyt< „ ir.‘/ ^ d - /W,.,, -_. (^v-»<
Ä « * /> 4

?

.

. ..

«~s

£ ^ i K ^ «t <e*(A / 9 ,- ^ im - / f t y ı ^ *<»1- *İÜ« *? , * , * 't rf / ' f £f-+f»'>*~.J- /St*w^_ /C tjfitvtn p ! j ■ * /. ı ^ .. (■» ;/. iä5^**^s*s*.— /* S&Jtyt AUft*. /1 * s p ^ * ? • T - y f - w //, /C-++-j£~*—iı ^ı* /fc &VUU*. Ziİa‘u*44u4 A4+}t*n Ä*«f'i-A\<«lL ^ lf-^4 —

f. /*

/ . f$044jp 3 ./ i/ ^ y-/ - -•*> —-

„ ^ ^ - / 1 --

ı*f

^

ıM>-£s*mt»r*st.

jf.

4.+yr**-~&-

2/f

*

«*f-4$~s.*. .v

O le * —

/,

Wrf «tvC<Ap^ /^,^!j«.vjH«’-

0^4-**^-" j .

,

v

(.J^dj^/T. y.Uä^Sri--

*T*t i.

J .

^

^-* .

/

^

^

~

#, . y>

/ - i ^ a »# y İ/e-mi’+g*** ^ M ' ^ 1 .^ 7 A

/,

'■

/^, flf . /[■Ç"

.

^Jl/ ^

Ruşen Beyefendiyev Tarafından tspir ve Çevresinden Toplanarak Tiflis’e Gönderilen Türk Yetim Çocuklanna Ait Bir Liste

,—

*

fi/c 4 + - » .* ^ L < * .< .

<-
^ ^ La-«.-£?><_ t

$£c.'*.-t*jf#%

5^^'»u»“ 4-^W 4n^*;"~ _ -

^ ^


'5* ,v * 1

*

«

"/ „

V



J” V v /'tf w

a-

v

/ if

|!-C.'*-«^-6.*— .

^ •>

/*£ r

0
^{^4+-^4.-yVsV

-

äu.M44<£4-

/X

i / a - * - * ~ O t.+ 4 - ts Z

£ ? - * - * * -*-< L - ----

/g 2 + ~ W .& % -

.?£ C ^jb'gir-*-y-HSt

m-t+-t--*£j-i »i-Ä.ı-

/ / .T

/-^ a

y*'** *-4/**-rf •*****- ■■

(L ~ ~ / o L ^ O r _ l^ ,, ^

;

&.

/• x). dP.



ofXT ı_JW -.-t-v*v-«-<^l

> -v ^ <jJu.J i/w ^ S ^ /w ^ 1

ıl. !C+YJSCaJ&t ^svwu /,

---

< L , J İ / t - nL+~^*-c__ %-

/■/.

^2/

y,

/ / CMrfj^dr

/{£

jff 2/

,# A

-

■—ı ^ f ı 9*1

k-+ -* + -r* T 't

.

■■*

İ. $ h j & + / y A * ~ ^Uİİ*, rt

*1^<■*-

M L c tjt& C -

^y,

u

/ J 6 * u u i^ 4 f sa*y4jL '^ / ÄW. /

•^.

( I >^ ( I f/j

}H*

'f'

>

jr->-

(T • A'--t A.U ; * - ! -J--.

'33* M. •r £ r«

c-- c<^-t-r-v* 'X J İ İ

2& 0 ^ *■

7-'

<-■>-£-*-*

£ ^ y i! _ M .~ e -X - ^ C ^ İ- —

Jt

/V

Ç V y o ,.^

(\\

£ıä.*-«-f•C*-1---

U £o ( £ & / t l - *

X.

-»=-1 V ;

iS



/ü 7

l

w. W, ■^?«

j

-

C

^ \r-ı^ jl

t

-

t

-

f

v

w

fL c ~ r U LV - lS/o(~<-ir-ı

W ÄT*

^jJJ K- ^ v u

-

;< ı+ ^ i--

^ * K^l-IX* (j^4-+r4^C7 —

> u t 1 ,h .

jl■—

«»^.ı

(\^

(\A

tJ S - < j J ^

(Y.

iS \ —ıJj*

j> l

(r-\

( ^ r iS W - kS ?

Ub

(V r

jjT

f/

(ro

Nt'—^ ) ^ t j m\i i 3

0 6*

ö m - O y -J İ*

tS A - ^ i . ;\

;•* * ■ •* !

.^ 1!1

o ’1*1-

<s \ \ - ^ j ' 0 k ■Vr-J .l-Ve'

(ı«\ ^ A - J t j l

^ ll-

(YV

(> ı^lw *r'

«ä.a^-(fr

J-^t» ^ J İ (oY t f \ A - t 5 J >

>*T ^

ıi o - ^ i> l

( ra

0~*'

(fV

ür**- *^‘

J ;*--

t* p -ı* ;.» r-tiJ

ı i \ r _ c^ .) l a Vt. .*JW U *

\ s A-Cf^jl

J ;a - '

( r . \*

(rf

( i o ı£ \ ♦-t/k-*!

^

M ‘ J

c < ljy

^ \\—

^

(y a ^ \ if - c * } +*=-** *'*jj (x o & a - l s y>

(y-iı.'s' ( r r

(^ ;l r • . • J+*~

(^

•! ■■>•-»-( - f . -

i;«— - ( r r

>*T

.ı;l t > - u ^ .

o

*?J (Y\

3l; •M.J* (XA

(r\

\ ı - w^

»'

^

a \* -^ y »

(Y \ >Sc>~iSj ^

i t jl

J



( \ v . ı5 V - ^ * 1 JU- y T ( \ \

<^~>-

(rv

.•>.■?

(\\^ tS \ ^ —S iJ

t$ v r ~ıs>» J_>-j

) jT

^ :.

fr-

J ^ w—> ^ '- n (\x

(yv*

<j \ \~ (S J

r

^

V—

<>

(r\

w i-*

(\.

('fır ı J A - ^ j * u it

U :^ !

\ ♦—

1

or

---- --

? /-i Q «-/-<-tJl-*-IL.Jt<’ P '- 'i JnV. M t_S>Jf—-<-<-U

-

up \ f - < s j

J.-J

e&^ic*r*'*&4»- ^— j‘^/ı^y*--*$.*.^<.y^**hl- £2j-*-*-&.-*~ ^ ft.

\T"—

OİJ*^ -A*>cj (\fl

; ,->

^le-ı1 J ^ -

'■t*/?1’v* ( a

•* J (\r

-

^ \r

-U.>-t . ( \

^ A—

^' / e>C-*A*6-I oc-Cä + ä-Z .•

'f r

J*.«l

'r^ — ’X-c^r—

..! ( f

(\

cf \ . _ v^ jl 0 cf

*(,< \'E’- u l c '*

j^-*~ ( f \

<J a -

U-T / U

l / i

(a \

ıSV-ıi;*

J '- .

(fA (s*

■«

£

Kafkas Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Tiflis’teki Sığınacağında 1915 Yılmda Bulunan Türk Yetim Çocuklannın Listesi

('c r

y

?ıimiA ıt •vamwAiis •. • JVfä.H «fi(çijiŞ.pi5^ffpÄrt; ci^ep^*qııı;
itu u ın iu n

ü iiiic o ıc ı

ptuKiıvii

ry

u iıp o T i,

*> (1/cy^^US.rtcjtöı^lı flpi. (iTİ, A5Ty 1,11 .

V ?.) r/Aütiü-b

• • 3 j i'jjtısqaırb

'1J

• IUOMOSİ ’ sautapt

‘; H q a Ş ı # j j i f ' •Ilcsın’tıı, * ’Japcrjı :a;‘,

m iu ..: ,. .>.; Ijis| LsaışK ^ , 7;

’Kapoeıtöfc DC.jm.cva

UQMM» 'fÇf9U' Mlj ' k1I3V 4' ıiejte kmw

-"r-pcc-Ko,; oir,ur.7",. <]|«İİ M

j?.»#.a*!ij» Ocyji- k« ^ j p.ft;;4ifÄİ’ kv«u

' h İ .fb tjw h j)

4aş*'

■ Hcn ıi«3u' i V.

j

, , ■..

l’ycolin-D kh»ii V ai9fl ■* ‘VUtll'KqObl

! • ■■ • i !> K^3«J» U ) KIUKI , itl . ,.; , te-j UQiSia H } ıicfjdys^

n--I.rtra



İJISI RH3SI" . ' •■•. . !v V I :.3Jiıur> Knatı ]'jafa> Kitau

9- t h

' I r * . \.v .:j-tv ırJ , , \ r ı u n , - u .



10-7.1 j: P-jI I .

10-th I 9 - tn

M

r - jä , 'ty.i:. p y . r /C. II ■

<>
'

"'"ıraii'Hjı:ı/;fı

“ '.y.r r ;, ryo

h

‘'••ttll

M C T A C A - K u q u '■,

Q u t i i ıttt

<W]3i'JrB-orjıu

racüttH 'L

T ayuitiipu.

H 3J,

X ıiA u p x u *

» 31 , Ap^aııo^uı,

ityCTJK -A-orjıu u a ı

7 . C o rc p i. JdycTAtA-KUUtı 8.

CttTKMtt

İICyC-Kwau

X ıuupjıiıı,

iia-i,

XuAupjii.

rj-T!l

]2 .

HcJiiH ■ UAMmt-KU3U

■■•-sı

13. üuueAi*

. '. i

•’B-wyÄİ nupr-

i:

llO.' C KXƏIİ . AfyypfSjnu* x tm fOilP.tet raaj:

»rtr' I *.-T ı ‘.'-T': I'-f:, 1 1 t:i

U3T. ApA

9 . i3cyı{»T>- .HAJj'üHiJrji-orjiu

AJIH-or^w

JW^Ü'AW :il!3U

jOoy<> HH!VH

,u a ı

ııaı.

jİ4>4 »uiöhw.

uoı>.

H cııııp u .

uoi* ApAttiıoMH.

uaa. Ajjtbivuu.

HCttAlUTb-orJiu

na-L

ApA*uiuMiı.

y- 7-

H'tı^

C3t{'

Aäntı ıa au

4 .

TyPCyJl-Kuau

Houuiiii-L

.'.oi

15;. L7>y5IV ■■•\'' Ç '/ n m

3 . CoÖpe

tl.

rjrc^ütl^ KÜBIİ

;/.)■

ApA*uıo!iıt.

İ^3HT>-ü r jıy

riOÄƏ KSJBtt

'C.WM

Al&y<3JlA-ç.r,au ıuir

10. UauJayıı.

ı? ) V.t-ua

3 i;

Pe^ -ıeCh,

- uk

f.OitB

Ä.lftJV*

2'.

G.

/>-TH

^ c y ”*

,-r )

AiWHümj.

y-Mii

i" ) Tfij "i ’rr.KB

'

MyCTACA-.oıvau ıraı.

5 :
İ'V V, ;,.]>•>ux

ksc»h

(fleDKurj*

'T-tW

H-ıw "-I x, ‘vi"nr’ ;'i>a r^ıp-soır, rvii. M Aii»UKnjı&,rips«iT!.rı. ryf-. 'N hh ’’ Eo&dypvı, ' r*|saopyt.pyd, 10* r K 1-7,1 3Vp. .VrMnrjc!!»4j>. "•■ı,

1.

■'ıi*;nnroj ,rı,

M ’yı. . r '•-fi.

■ ’ —T.:

liU p u o o 'rb . tiiiHoita :c u i eiiı*

11-t :

B akü’daki Cem iyet-i Hayriye Sığınacağında Bulunan Yetim Çocuklara Ait Bir Liste

Cu

uoAmıeı>»

n

ıiüMaTU

liyoT u p ı.

l*-T’t

yAo«T.ontp*i0i-t

uıftAJituıııuu'b

İIAMIITJ AJDItÜl'JlU. ırlıpıı o ;

u.ıu

ı i pu^u-

« n ■' m t> st'.

7 x ır

>,.n

B E J 0 II 0 M b

RuteB iiyxeKiıro.norta,. 'iCÄopsaans^ı ıa. .S-yçımc.r.oi'i! cyJifci!ftiicı;o:st> rcpt^Ti. u

ÄA-Kfc-

'lu: 13/11 orÄi«.

'i

loCy^i o rjm

3 ) ' f'acaıi's

■jvjıeKy&Kt Oi jvj

r& .^ ıı-A ra

AlJjıypft:::i!iL ;qrj5it A d aci c rjıu «■*

.1

•s çr\

*)

- ’!•?!;& o r w

^ üji II ■* rı »■

-

"

^amıııjt* on.n;ı

tn j

tiaııpH

H

I I 'i ..c a n r

f*ftx ry ^ ı orjın

»»

ı r , ; '■'.'Ct i .

"llftll* OPÄK

r

T3) !'!nnrıt

PyceöH^ oi'jDıi

II

M / '" f . r a

Äy.xpfcröew* r, rjj.

1*

V>,

f a a fı^ u ;

"

' -TX ryr*.

* r-'tK j , * . , ;*y 6 ,

r;-rjUjriVA^ 1'ia.j.A C'-'.ui* : y ;i, n i'VUIKft,

■ i - “*Om r v« . •• r

' -V M ],■;>-?«

; A',","p.T.',.:!aHi> /.S,>;yjiKH-S T H "ior:v. p-"*c>r V j'. . Ei'rrJil^'-'Jj iV."Jü . »■v .

>1

ISyHpa k i t . ' / ' f t x u h X

43. OCHILH Kajıvjıı 4 4.

11 .3hh öonıf (S. To^wrt

4D. l y p ıg *

13.

47. Ounp ^ ja n t

14. lUms*

15. [0. 17. IB. 111,

7 ıı :ı

oj’jjh

---------- ---

tluaıu)ı İXU4JI C(HJ(

40.

4 8 .'

Xxu«ji Boıfım* -— liyXTap.-OMpıı Qıt*|> 4ıuikD«a Rlwp k*x lUjmu "

! I C * | * r Aj m

Bakü’daki Cemiyet-i Hayriye Sığınacağında Bulunan Türk Yetim Çocuklara Ait Bir Liste

40. O vap i ın 4 1 . U y « tıi( ( a Jd m *4

16. At»$ HeuaM

'r-«3l

k tfp trH U

X iijib

ftaıtaı

- 48. A»P>M«

!ıU, KıiımfHu Juıu il .

D cıi'} V.y,}Tıu{u

tlC,

y.iUG^

63. J.ına,!

ItijiKU



&C f y0,' Tı« Oui,p

a. tmimr»<ınH iı

55,

K ysT ivJu S e x ı ı y j i i

I ı6 .

AdjıyAjııı Jl>'paytı

İ3< 3d4. Xy(l«M.

07, UyaTiı]«

14,

5«.

Qctian

'

. ,ıj C-,

42« Aj k Oii Typuı

Ho ih ji

Jt:ı \ ı’acr

’. ■j >j.

-3&. Ewwp J*mhj[> . • .

и. £ t« ıtu t Jy»4«

ryu ar

. + |;

r * ıt w r - r y e « lb ı

9, Ouo.fi C u n

r -<’ •

jr r:c..ı ryr-*

36.

-

. . . . .p: a-

3B. r*cıw< 3k6 . . . . 39. Ou*tl İCfyjun

з . r< uııı< P a ö w ı

1 ) "::jiö£:rM i

j ,* * *

j

İ ? . ' K ö p u rn ii

7.

. .

r.)fııu a

4 , HaiU« Irtuo

f l. T M H t H jrp M

A-vil

. . .

3 , P jN İ* tv R y jw

>•

I-05:kc :i , *

.

m n tix e

H iifü tt * ı{ıaırjuif*

1, Rfpıl HqıtftlU * -T'/

.

. ----- ----

.................... *

1.

" r

'r\ i7r.‘i ı 'J p /V p ı

. . . . .

J’d T a xflU ı

•1

!{c.ınxjt& c rju .

!lyy»,Ti> o rjıu

. .

,1

H) ’1a;|0,viı

17)

.

"

*

m

M »

I H - I ..... -Əs•V’

tıu.iRNMitr m ı/,aıiA'«4ı>»h»aai3H9iM «ııi(uij rifp ıi» > (,s Ti|iJ!iHjiıqKÜ

2 , Sk * Aj(yılj(o»

II

opjiu

. . . . . .

ira';ııi?::. f" i:.

3ı\*mpi-flf»Kiı-cr'jnı

rfiWKJI*

-

o y i) u ,

r»a»j<

İ5 .----- —-------------

İ S . lU ıııu A-i*

2 0 . A Jtuajı H u a j ı a >

60

?.?. Axuajı lUfAnmatt

6 1 . F «.cy.ı 1UUJU,

"0. ryo«»* R0partt«o» _______ ________

4 2. lU ıtjn a ^

JVcıiK O cu u k

03. UixxpaiMM

80. Hfn T»'t«L^UyoTa,[|* . 04. Hom&iu 31.

H ypau Uı^XMjrX-

t Z . OoıtfcM I U m x .— 3 9 . R h jto P & jc u fl 3 4 . O ıu p f m m

65.

HıJpttrxıı K a t y x t ä .

60. JLxu»x İ 4 j y j4 t
*<_ /

Ji-fc

,

Bakü’ya Gelen Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi’nin Yardım Ettiği Türk Askerf Esirlerine Ait Bir Liste

C - ITTA

.........

M H lM U a i'

f j.* ^5 ^ l j ı d jJjt

a'vJ J. .

^ »«Jj j j JU~£fjj) t/* !

J f ,

«/ji"VjA,İjİ J-

^

k ^ .l v*

İY

j

. J j J t * 1; j* ! ,uM

j

^ /

<sJj£—+ A )y

j

p*vı

VA ö V jl

Cw««y*

- - ? - =jlfej..r "'

J j

O

■**

i Ojtkl

? j y

- r v>*!

u^rL/* v rf

■irr'ıv^

*<■■£> ı f ‘3 ^ * ' u ^ -r/y

m r

/s

ı#-',-*»-

,j» jlt« İ jı » J v y l / j> J^ÖI^ xCa. y )j j j j

\ j r ‘rts*röU!r*,: »0«

.J>*i-

«İLL- ^ . j i r İ>V * » f

Cemiyet-i Hayriye’nin Türk Haxp Esirlerine Türkiye’ye Dönmeleri İçin Yardım Ettiğine Dair Azerbaycan Gazetesi’nde Çıkan Bir Yazı

fv* %

*** •*“ *

J -y jr j * 7 ' r f t

*-*■<‘i> I 4«^

•'t-***,

V ^ * A / 4 .^ • 4 * /.£ ^ 4 - ^ t4*

>jVv»*«■*/*<"»

tm

. */ • )+*x 4 wJ^ * «ıA

* \t,» . ..« ■ tt

. >

«■*

-"• ."^'^

fi* .

jw * - w -1i*

A*\ •*» J¥+ *r?r,

■•W* t>U^T» j

> -i

ir f

jü jt^ l^ . ■»•>— f j n

<-!■-( - ^ r - ■ -J l > f ■»<■'

*-> ■»‘- >-> Ä' -.J> I Jj.» J»/1

-t*

j^r«< •** -V £

<Jh)

4

*-»r» •,*«*.«***—/ '—->—^u> / • »^ # - < V , »•

1

<^*»**V^..»*‘<•*

!*■*• «Jrf

/; Ji-’-jr rf'ir1

Jj* ^

»ır^«* «►* ‘■_'v“ -%»J«-İ J-

ı

*■"— ./■'*1 «— ı— —• —#s>> 1 *■•*» ./1 *

•■V* **i v r ««*■j u ^ /«■ # I 4-* *>•>

%X-V*

w .r **V

•* * *

V-i* *•

*f

+*•

r - ^ r - • .^J- V/-i>,' « * ı».1-*,/ ,y ^

ı*/. -**-«l **’ +> y-'

W

J ' . Ji*y> ^1« )/

.

W1fl< W/ kl4b

«+•*i* **+*~

tt^ »

‘ * * A t 4rrt ^ j k t

»• Ujl 4A>r

*ı^?

. . ’lA .,* Ü .L . „

,

V /rVj*J .M.v ~ * »^ ; Nı» Jt— *mw: Lf <

■ •

jS

»-»J »-*

-■'z

it«_*; * f j fe.

j^*j#4/

1 «r

> * v / - * 4.— L ; V / .-^tf

4>U»

j; »*V«* s~

<,*j>

jJ j> >*» 1 Wj

--‘ J-M* JİMJİ^ J,j ■^J1•»//*- »rtJl'j>r**-^' vt*j

! 1

‘ j;< jv j?

y >7'

P —1-- *

*»v

Ow >-t • i*>.J

«_b u r—*iu ,>

—- •v

'&j-} *,.l«"^j^s^,-_/ U^*t

, f , ( r~,~+*

■»

f -**y- •*j'—*'-•'

*>u_.rı.^-,.*-*-t.

*.>.J •*-------. ^,1. 4 * .U -jy t„ 4.

.% -u .

1

—V - r 'ı »T^‘ «

i/j, -**j. - rf»-4fr*.*>

X*

*'*•«•/.»•*#

J / . ‘ ■j’

* r-»

k

^ ş l & '~

. ^lJw ju O İ«u?

r'

, ..w i ^jı-, rf.j.i.4 j',y » r
<*-* ■• ••_*

• «•» »>/•*- ...

\f -j* i*»JjrV-ı?t

‘r tr‘*tl lwf*

Ar^yUıl-d*

Vr-Vı

. J* .-SUj/

1

‘--^r'. Vv. J- ,J

•'k. U-l ,..l J i.*j V\ .

HJri,S -»/•- J*,J

• -fc-r.-4j- /*— Jh T.^'İ»^r4-*.-‘-V «■*. -4<-‘.»/»>.

-.1*,1

^ I J,/. . *-/ ^ f ‘n ^... .•»> .jf* -/* U4! ^>»,.ir.*‘ / JÜ rr >-*»-*r — Ji/** ^ -'**-*«’. 47-*^^■^.‘••jf-hT* ** jw.r— X f’^J »-' ıV ^ 1*•>'***,/ l^v i.v~1 • o r-. ru , f4r,l ,».^

•«. t Sr ^-J.

.1

,.-.

t 'C ; r r t r

1

• JrJ^ 'rii*/ «j .;

o

- »Vı.‘-V1 ;.ı -

^r*i"'— '•,—»*-<***J"r^V^A

•l •'VjF y>|J f f *
»*v>>

<*İ'jj^, I«-W ı5*ı> V .*->i £ İ f -‘x-/* '’n f jk Ij .

»*J J - ^ - 1

*v -

I

<,' " r 1'"v, ' t

’Vu- / y**,j —• >-w /y lv .t./. . jW --. L. ■,'

»■*?• W 1- ^*

Jil

',* lw»lV ‘f 't j J. ‘y^*

jA jf**/ 'vH

r»« > • ^4^

»^*

V1—rt

«* «<*A *4-‘“-» **• rf^tj 4j»

Jh^+f+4 *<»

,J ^

‘ .« .^ k _ - j

**»— ^-«./

<>-*_/, VJ. |



< "** * »«* *V» Ətr* t»* <*n-» * * " *V- ^rw*. . ^ »•—#•■ *•*»; jt-. m-4 +.'**

.V I*

JkU

-Vtr*W- /#C»;>...^ -

fJU



<■-•

•ı-j.V--*— ‘ •* .•»-V-1xr. L,- ,-.

**» i , - .

^ r r # .« ı* rv » ‘^ıi,’*"l'.jı* * ,j *• • >*'*~v w

. ^- v- 1.

J+ r ^ 4ı■j*»’:'■ .« m

^ j

«V>rf»V»

«* .«U«.

1

W

4>*y

1;V •. - %*». "-.I ' . r ' • - > B* * . - —1 • ^r*,V «r< i l .V.-/ ■ .’«’ J

.I..1- » .İJ^ ,.ri-*i:..w<‘

« - V - -.h-^r * v '/'/w .i j W-. o.— 'ı*lH•♦• |«,t -jt—- m Ai*

- * j İ»Ui ^ / m^ ^ ç

4»vf *

j ,i|V»

M

jjmj*'

/•* ıi.'1^'Z1 J! '. jM,'. i-' *-*f-' 4.-*;-*'*.1''’ «u-.‘y<' —i. l*J •. -/ - •sy •>V>•►-•. >.jyx'ı .'j.’r

-H

■‘»*1■/“ *r <«'^U -*r* v i * , v^ 1

^-‘ —

«»^.*. kV j,cı <3l_Tj ^ 1 ...V- *a.t +—** i, •*> ./* ^

*“• •—#*J* J

1

^ I& L iw A

-AfJ

. r*-^ *<}/ — v ' ^-« -//'> .)/'*,' ^ ı . t t £ i -4 - . ~».| ".Jp■ Att.J f *••■•* «,*^‘ ■>” .^ •*>*' ^ **-r- ı*- *

İ ^

*W '

rfA V i v - / f

JL**

*.*&■'**•

JM> 4 J . j *l > .^*^-!

jJ» / 1 * .-»-*

^»« y-KçJ"-yri ^ ’-h/

* »Vf

« ı ^ ( A w y a , y , i ı v ..JA ^s.jr . w , ^ ^

* *»« *»^r~.% ~*», r rfJ*’ /1 y f *w *»*» ^ *"* X* —*» **»



i f

i

^ p "

a t '. „ j , . l f ^

** / 1 J./V - t ıi

• J I^ V v.rr. J..l’j ' * '''••' «-r r

■&'

**>*» 4.«y>< r *> **-•• i'l* "«» ■*« ./- >«* «V« •*• / «*l »| « »•»• /*<• . / IK« **

V i - ^ • » -* <*••• ■**

^ y . ~ ‘/

v*iri *-* rN(lrJ^ J.»’*,1

•>»* -

j J J ^ İ . j ^ r' ,.;

v-',' - ./ > X-—-^-S'-^.ıfc

*«ı*_^Ci

..-*j,, J

«r->» **l*Jf t. -X ■,>^-.^■_ j. ------ !t <•■UI ~İ.J„/,J ,J_

4 f i t taC+r

+i~tr* f ‘ k rk

l w>,'

■«f‘- . 1. '■ —/i'j^

I^

•"; - ’'■> -. J-^ 1 -.0* ^#v -‘VVl M ,><■-Vr. - -'■',.- * ... ...... J .

♦^rf v - » * 'r*r ‘

jj.

't+t'#*+&■*** *-*.>■-« ‘ .y j l"

»

«r»»J.’-Ö <:

r" **.•; •«■*•< ^ V * ı/

**»*V**“**>*v.T«rjiJ »;0, <■> ✓-r* V-t^ t J#+JV *V * rT -iJ*> «>l> * * -*\ w • *l **Tt4 * *« .»»,♦ 9 i* . 1V1 I • ı* . ı*

*«■’*

■ük^u JV** v ^ J-*4*J-*■>*■

4 j jJ Z

«^ 1

A P X M 0

. ju ü<;. -iV.^ı,!,.. (a,j,_» tr-V^ ■j./.y' ı/-'-^ •S?‘i‘- } V

^l.'u

y»*•-*✓■«*

/# Wfc> 1«,*<

• |M (t >4 «İ4,> 1»

i

İW-f «* /r“ İi^1 I/ f t İ 'İjJ . '-‘->*iJ*•rf/r •*}*•<*■,' ^ —-v-1*b«'* *

V

*VJr •*,

*V''

• .'^y Jt . ,rL•*><*&At.*>fV/»V

Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Trabzon Şubesi İle İlgili Tasvir-i Efkär Gazetesi’nde Çıkan Bir Yazı

2a fl

I j - ^V.^V>

\ ^ \A

4 ^

ı^ . t

. -I .

^ ^ fi.9 iä

FOTOĞRAFLAR VE RESİMLER

H acı Z ey n el A b id in T agiyev

H ACIZEYN ELA BİDİN TAGİYEV

Hacı Z e y n elab id in T agiyev tara fın d a n y a p tın la n ilk T ü rk K ız O k u lu ve y an ın d a B a k ü M ü slü m an C em iy eti H ay riy esi’n in “ İsm ailiy e” B inası

Dr. Hüsrev Paşa Bey Sultanov

H asan B ey Z erdabi

A li M e rd a n T opçubaşov

M irza Feth A li A h u n d o v

Ar'#t

<►j v -

M ehm et E m in R esulzade “K ard aş K öm eği” M ecm u asım n K apağı

In. 1» ıı-t^tM *!3mi nxm«ı tı* nt,**.. 'f*("i <-|>ınıı lr>i**ı,,

^Jrml fttK-uırJ fcı^mı

İsm ailiye B inasının B ugünkü D urum u (A zerbaycan İlim ler A kadem isi P rezidyum Binası)

'J “

ı / 'I

f *f+- «1,—«•

C em iyet-i H ayriye Tem silcileri U n D ağıtırken

*

/ " *<*Xj4U j»\a,

jj

t \j*

-

C em iy et-i H ay riy e V ekil-i U m um isi D oktor H üsrev P aşa B ey S ultanov N ezaretinde U n D ağıtılırken

H a rp z e d ele re Y ardım E d en K öm ekçilerden (C em iyet-i H ayriyc T em silcileri) B ir H eyet

ü—

—-

f ' jr* '

***r -

K a rs ’ta B a k ü M ü slü m an C em iyeti H ay riy esi Ş ubesi K arşısm d a T oplanm ış H arpzede M ü slü m an lar D eftere K ay d ed ilirken

»'

ı&d»Jw jXm-J fT 0

ı .

-v» ,

**1■*'/

H arpzede M üslüm anlara Yardrnı G ötüren H eyetlerden Birisi

K urban B ay ram ı M ün aseb etiy le M üslüm an A sk erlere V erilen Z iyafete A itB irG ö rü n ü m

B akü Y etim ler Y urdunun Y em ek O dası

H arp zed e M üslüm anlara Y ardım G ötüren H eyetlerden B irisi

C em iyet-i H ayriye D efterh an esi

B İB L İY O G R A F Y A

I. KAYNAKLAR A. ARŞİVLER - Azerbaycan Cumhuriyeti E1 Yazmalan Enstitüsü Arşivi - Azerbaycaxı Cumhuriyeti Merkezı Devlet En Yeni Tarih Arşivi - Azerbaycan Cumhuriyeti Merkezı Devlet Siyası Partiyalar ve İçtimaı Hareketler Arşivi - Azerbaycan Cumhuriyeti Merkezi Devlet Yeni Tarih Arşİvi - Başbakanlık Osmanlı Arşivi - Genelkurmay Başkanltğı Askeri Tarih ve Stratejik Etüd Dairesi Başkanhğı Arşivi (ATASE) - T.C. Kızılay Dem eği Arşivi (Etimesgut Merkez Deposu).

B- YILLIK, RESMİ RAPORLAR VE BELGE İÇEREN ESERLER - Rusya Üsera Murahhası Yusuf Akçura B e y ’in Raporu, Dersaadet, Matbaa-i Orhaniye, 335. - Dokumenti Vneşney Politiki SSSR, I. Moskova 1957. - 335 Senesi Temmuz Ayı Zarfında K afkasya ’da İsläm lara K arşı İcra Olunan Ermeni Mezalimi, Osmanlı Erkän-ı Harbiye-i Umumiye Dairesi, İstanbul, 335. - 335-36 Seneleri Kafkasya ’da İcra Olunduğu Tayin Eden Ermeni Mezalimi, TBMM Hükümeti Şark Cephesi Kumandanı Käzım Karabekir Paşa’nın Raporu, Kars, 337 (1921). - Kafkazski Kalender, Tiflis 1858, 1852, 1913.

- R e v o lü ts io n n o y e D v ıje n iy e v A r m e n ii 1 9 0 5 -1 9 0 7 S b o r n i k D okum entov i Materialov, Yerevan, 1955. - B akü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi Nizamnamesi, Bakü, 1913. - K afkas M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi ’nin 1915 ’inci Yılda O lan G elir Giderinin Sayısıdır, Tiflis, 1916. - O sm anlı D e v le ti ile A zerb a y ca n T ü rk H a n lık la rı A r a s ın d a k i Münasebetlere D air Arşiv Belgeleri, Ankara, 1992. - E rzu ru m V ilayetinde Vuku B ulan E rm e n i M e za lim in i T a h k ik H ey ’eti ’nin Raporu, Emniyet-i Umumiye M üdürlüğü, İstanbul, 1918. - Osmanlı Belgelerinde Erm eniler (1915-1920), Ankara, 1994. - Islä m A h alisinin D ü ça r O ldukları M ezalim H akkında V esaike M ü sten id Malumat, - Erm eni Komitelerinin A ’m äl ve Hareketi İhtiläliyesi, İstanbul, 1332. - 1918 Senesinde M ünakıd Hiläl-i Ahm er M eclis-i Umumisi H e y ’et-i U m um iyesi’ne Takdim Edilen M erkez-i Umumi M azbatası, İstanbul, 1334. - Yüzbaşı İvan Gokilaviç P ilyat ’ın Mektubu, (Rus İhtiläli B idayetinden İtibaren 27 Şubat 1918’de Osmanlı Kıtaatımn Erzurum’u İstirdat Ettikleri Tarihe Kadar Ermenilerin Erzurum Şehri ve Havalisi Türk Sekinesine K arşı Tavır ve Hareketlerine Dair). C. SÜRELİ YAYINLAR 1. G AZETELER A çık Söz (Bakü) Azerbaycan (Bakü) Azerbaydjan (Rusça-Bakü) Bakü (Rusça Bakü) Basiret (Bakü) D oğru Söz (Bakü) Dünya Edebiyat ve İnce S en’et Gazetesi (Bakü) Ekinci (Bakü) H ayat (Bakü) İkbal (Bakü) İkdam (Bakü) K ardaş Kömeği (Bakü) K aspi (Rusça-Bakü)

Millet (Bakü) Odlar Yurdu (Bakü) Sada-yı Kafkaz (Bakü) Sebil-ür reşad (İstanbul) Son Haber (Bakü) Sövkat (Bakü) Şenkaya Tan Tasvir-i Efkär Taze Haber (Bakü) Vatandaş (Bakü) Yeni Gün Yeni İkbal (Bakü) 2. D E R G İL E R Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih - Coğrafya Fakültesi Dergisi Askeri Tarih Belgeleri Dergisi Atatürk Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkıläp Tarihi Enstitüsü Dergisi Azerbaycan Azerbaycan Yurt Bilgisi Babä-yı Em ir (Bakü) Belleten Doğuş Ergenekon Yolu Evrak-ı Nefıse (Bakü) H azar (Bakü-Rusça) K ardaş Edebiyatlar K ardaş Köm eği (Bakü) K ars Eli K ars İli Kurtuluş M illi Azerbaycan “M üsavat” Halk Partisi Bülteni TanY ıldızı (Bakü) Tarih Enstitüsü Dergisi Tarih Yolunda Erzurum T ürkK ültürü T ürk Yurdu Yeni Kafkasya

II- TELİF ESERLER A . H A TIRALAR A hm et İzzet Paşa, Feryadım , II, İstanbul 1992. A hm et Refik (Altmay), K ajkas Yollarında, İstanbul 1919. A li K em ali, Erzincan, İstanbul 1932. C ihangiroğlu İbrahim B e y ’in Haltercümesi. ERDOGAN, Fahrettin, Türk Ellerinde H atıralarım, İstanbul 1954. F a ru k T elli’nin H atıraları. GÖKÇAY, Hayri, B ir T ü rk’ün H atırat ve İntikam ı, İstanbul 1958. G ÖZE, Ahm et, R usya'da Ü çE saret Yılı, 2. Baskı, İstanbul 1991. H acı M ustafa K a n ta rc ıza d e’nin H atıraları. H alj P aşa (KUT), İttihat ve Terakki’den Cumhuriyete: Bitmeyen Sdvaş, Haz: T.Sorgun, İstanbul 1972. 'H A Ş İM O Ğ L U , Yasin, Oltu ’nun Yakın Tarihine A it Kısa Hatıralarım. K A R A B EK İR, Käzım , B irinci Cihan H arbine N asıl Girdik.?, cilt 2, İstanbul 1994. ------------------ , D o ğ u n u n K u r tu lu ş u -E r z in c a n ve E rzu ru m ’un K urtuluşu Sarıkamış, K ars ve Ötesi, Erzurum 1990. K E Y K U R U N , N a k ı (Ş e y h Z a m a n lı), A ze r b a y c a n İ s t i k l ä l M ücadelesinin Hatıraları, İstanbul 1964. LER M İO Ğ LU , M uzaffer, Akçaabat-Akçaabat Tarihi ve Birinci G enel Savaş-H icret Hatıraları, İstanbul 1949. R efik Savaşçı ’nın H atıraları (SAVAŞÇI, R efık S abır Taşı, İstanbul 1981). SABİS, Ali İhsat\JH arp Hatıralarım, II, Ankara 1951. S E L Ç U K , S a d i / E saretin A cı H atıraları ve 37.K afkas F ırkasının T rabzon’u D üşm andan İstirdadı, K onya 1955. Süleym an Sarni A h u n d o v ’un H atıraları (E1 Y azm ası), A zerbaycan Cumhuriyeti E1 Yazm alan Enstitüsü Arşivi (Bakü) SÜLEYM AN OV, M anaf, Eşittiklerim , O kuduklarım , Gördüklerim, B akü 1987. TARAKÇIOĞLU, M .Reşit, fra b zo n ’un Yakın Tarihi, Trabzon, 1986. T O N G U Ç , F a ik , B ir in c i C ih a n H a r b in d e B ir Yedek S u b a y ın Hatıraları, A nkara 1960. T U G A Ç , Hüsamettin, B irN eslin Dramı, İstanbul 1975.

B. K İTA PLA R AKÇURA, Yusuf, Türk Yılı, İstanbul 1928. -----------------, T ürkçülük ve Türkçülüğün Tarihı G elişim i, İstanbul 1978. -----------------, Yeni Türk D evletinin Öncüleri, (1928 Y ılı Y azılan), Basım a Hazırlayan: N ejat Sefercioğlu, A nkara 1951. AKŞİN, Sina, Jön Türkler ve İttihat ve Terakki, İstanbul 1987. A L L E N .W .E .D .-M U R A T O F F , P a u l, 1 8 2 8 -1 9 2 1 T ü rk K a fk a s Sınırındaki Harplerin Tarihi, Ankara 1966. ARM AOĞLU, Fahir, Siyasi Tarih 1789-1960, A nkara 1960. A rm y a n o -T a ta rska y a S m u ta na K a vka ze , K a k A d in iz F a z is o v Arm yanskogo Vaprosa, Bakü 1993. ASLAN, Yavuz, Türkiye K om ünist Fırkası ’nın K uruluşu ve Mustafa Suphi, Ankara 1997. AYDEMİR, Şevket Süreyya, E nver Paşa, İstanbul 1978, cilt .III. Azerbaycan D em okratik Respublikası (Tarih, İçtim aı-Siyası ve Edebi Hayat), Bakü 1992. Azerbaycan D evri M atbuatı 1832-1920, B akü 1987. Azerbaycan Edebı D ili Tarihi, Bakü 1991. Azerbaycan M atbuatının 50 Yıllığı, Ekinci (1875-1925), Bakü 1926. Azerbaycan Tarihi (En Kadim Zamanlardan X X esredek), I. cilt, (Z.M. Bunyadov ve Y.B.Yusufoğlu’nun redaktesiyle), B akü 1994. Azerbaycan TürkEdebiyat Tarihinde Abide Şahsiyetler, II, İstanbul 1987. A zerbaydjan v Godı P ervo y R u ssko y R evolütsii, (Z b o m ik Statey), Baku 1966. BABAYEV, Riad, Ekonom içeskiya Predpasılki i Sotsialniye Osnovı F orm irovaniye N eftyonoy B urjuvazii v A zerb a yd ja n e (60-70 godı X I X Veka), Bakü 1979. BADDELEY, John F., R usların K a fka sya ’y ı İstilası ve Şeyh Şamil, Çeviren: SedatÖ zden, İstanbul 1992. BAKİH ANOV, A bbas K uli-A ğa, Gülistan-ı İrem, Yay. Haz. Z. M. Buneyatov, Bakü 1991. Balkan H arbi (1912-1913), I.cilt, Gen. Kur. Bşk. Yay., A nkara 1993. BAŞAR, Zeki, Ermenilerden Gördüklerimiz, Ankara, 1974. BAYAT, A li Haydar, “Azerbaycan ’ın Yığit E vla d ı" A li B ey Hüseyinzade (Prof.D r.H üseyinzäde A li Turan) ve T ü rkiye’d e Yayınladığı Eserleri, İstanbul 1992.

BAYKARA, Hüseyin, Azerbaycan İstikläl M ücadelesi Tarihi, İstanbul 1975. ----------------- , A ze rb a y c a n ’da Yenileşm e H a rek etleri (X IX .Y üzyıl), A nkara 1966. BAYUR, Hikmet, T ürkİnkıläp Tarihi, cilt I, II, K .l, Ankara, 1983. BELEN, Fahri, Birinci Cihan Harbinde Türk Harbi, cilt IV, A nkara 1966. B E N N İG S E N , A .-L E M E C İE R , C. Q ELQ U EJA Y , Step 'de E za n Sesleri, Çeviren: Nezih Uzel, İstanbul 1981. B irin ci D ünya H arbi ’nde Türk Harbi, K afkas C ephesi 3ncü Ordu Harekätı,cilt I-IV, Genelkurmay Yay., Ankara 1993, B irinci Dünya H arbinde Türk Harbi, cilt III (Deniz Harekätı), Gen. Kur. Yay., Ankara 1976. BLANCH, Lesley, Cennetin Kılıçları, Çeviren: İzzet Kantemir, İstanbul 1978. ÇAĞLAYAN, M ustafa Yılmaz, Şu Bizim İspir, İstanbul 1981. DAYI, S. Esin, Elviye-i Seläse (Kars, Ardahan, Batum) ’de M illi Teşkilätlanma, Erzurum 1997. D E M İR E L , M u am m er, B ir in c i D ü n y a H a r b in d e E rzu ru m ve Çevresinde Erm eni Hareketleri, A nkara 1998. DEVLET, Nadir, İsm ail Bey (Gaspıralı), A nkara 1988. _________ , R usya Türklerinin M illi M ücadele Tarihi (1905-1917), A nkara 1985. DEVLETŞİN, Tamurbek, Soyvet Tataristam, (Çeviren: Mehmet Em ircan), Ankara 1981. DİM ANŞTEYN, S., Revolütsiya i Natsionalnıy Vapros, Moskova 1930. Ekinci, (1875-1877), Tertip Eden: Turan Hasanzäde Bakü 1979. ELOĞLU, Sebahattin, Zengezur Hadiseleri, Bakü 1992. EM İRCAN, A.Ali-GERGER, M .Emin, B üyük Ermenistan Hayali ve K a r s ’tan K a ra b a ğ ’a Erm eni Vahşeti, İstanbul, 1992. E rm eniler Hakkında M akaleler-Derlemeler, cilt II, (Atatürk Ün.Yay.) A nkara 1978. GOLOĞLU, M ahmut, Trabzon Tarihi, A nkara 1975. GÖKALP, Ziya, Türkçülüğün Esasları, İstanbul 1976. G Ö K D E M İR , A. Ender, C enub-i Garbi K afkas H üküm eti, A nkara 1989.

GÖRGÜ LÜ, İsm et, On Yıllık H arbin Kadrosu 1912-1922, A nkara 1993. GÖZTEPE, Tarık M ümtaz, İmam Şamil, İstanbul 1961. GÜRSEL H aluk F., Tarih Boyunca T ü rkR u s İlişkileri, İstanbul 1968. GÜRÜN, Kämuran, Erm eni Dosyası, 2. Baskı, A nkara 1983. __________ , Türk Sovyet İlişkileri (1950-1953), A nkara 1991. HOVANNİSİAN, Richard G., Arm enia on the R o a d to İndependence 1918, University o f Califom ia Press, Berkeley and Los Angeles 1967. HÜSEYİNOV, Ş., Azerbaycan Bolşevik M atbuatı, B akü 1981. HÜSEYNOV, Geydar, İz İstorii Obşestvennoy i F ilosofskoy M ısli v A zerbaydjane X IX veka, Bakü 1958. İBRAHİMOV, M .D., Predprinimatelskaya D eyetelnost G.Z. Tagiyeva, Bakü 1988. İBRAHİM OV, Z., S osyalist İnkıläbı Uğrunda A zerbaycan Zehmetkeşlerinin M übarizesi, Bakü 1957. İSM AİL, M ahm ud, Azerbaycan Tarihi, Bakü 1993 İSMAYİLOV, Reşit Bey, Azerbaycan Tarihi, B akü 1993. İstoriya Azerbaydjana, I. B akü 1954. KAHRAMANOV, Bahış, D oktor Nerimanov, Bakü 1990. Karabağnameler, İkinci Kitap, Bakü, 1991. KARAL, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, 4.Baskı, A nkara 1983. ' K A ZE M Z A D E H , The S truggle F o r Trans C aucasia (1917-1921), New York 1951. KILIÇ, Selami, Türk-Sovyet İlişkilerinin Doğuşu-Brest-Litovsk Müzakereleri ve Barışı (17 Aralık 1917-3Mart 1918), İstanbul 1998. ' KIRZIOĞLU , Fahrettin, Edebiyatımızda Kars, II. Kitap, İstanbul 1958. _________ , K a rs İli ve Ç evresinde E rm eni M eza lim i (1918-1920), A nkara 1970. _________ , K ars Tarihi, cilt I, İstanbul, 1953. _________ , K ars, CHP Halkevleri Bürosu Yaymlarından, İstanbul 1943. KIYASİ Cafer-BOZYEL, İbrahim, Erm eni K ültür Terörü, A nkara 1996. KOCABAŞ, Süleyman, Tarihte Türk-Rus Mücadelesi, İstanbul 1989. KONUKÇU, Enver, Selçuklulardan Cumhuriyete Erzurum, Ankara 1991. K ORSUN, N .G ., Erzurumskaya Operatsiya, M oskova 1938. __________ , P e r v a y a M ir a v a y a Vayna na K a v k a z s k o m F ro n te, M oskova 1946.

K U R A N , A hm et B edevi, Inkıläp Tarihim iz ve İttih a d ve T erakki, İstanbul 1948. KURAT, Akdes Nim et, Rusya Tarihi (Başlangıçtan 1917’y e K adar), 3. Baskı, A nkara 1993. _________ , Türkiye ve Rusya, A nkara 1990. K U S H N E R , D a v id , T ürk M illiy e tç iliğ in in D o ğ u şu (18 7 6 -1 9 0 8 ), İstanbul 1979.

RESU LZÄDE, M ehm et Emin, A zerbaycan C um huriyeti K eyfıyet-i Teşekkülü ve Şimdiki Vaziyeti, İstanbul 1339. ------------- , Azerbaycan Teşekkülünde M üsavat, B akü 1920. _________, Millı Tesanüd, A nkara 1978. ________ , O Panturanizme, Oxford, England 1985. Russko-Turetskiy Slovar, M oskova 1989. RÜSTEMOVA, Solmaz, Azerbaycan Devri M atbuatı 1875-1990, Bakü

LA RCHER, B üyük H arpte Türk Harbi, II, İstanbul 1928. LEVEN D, A gäh S n n , Türk D ilinde Gelişme ve Sadeleştirme E vreleri, A nkara 1972.

1993. S A D IK L I, M u rtu z , O tv e t T ebye D a s t İs to r iy a (G e n o s id Azerbaydjantsev v Stifrah, Faktah, D okum entah-X V vek), Bakü

LUDŞUVEYT, E .F., Turtsiya v Godı P ervoy M iravoy Vaynı 19141918 gg. (Voyenno-Politiçeskiy Oçerk), M oskova 1946. M ASLOFSK İ, U m um i H arpte Kafkas Cephesi, Çeviren: Nazm i, A nkara 1935.

1995. SARAY, M ehmet, Azerbaycan Türkleri, İstanbul 1993. _________, R u sya ’nın Türk İllerinde Yayılması, İstanbul 1975. _________ , Türk D ünyasında E ğ itim R eform u ve G aspıralı İsm a il Bey (1851-1924), Ankara 1987. SARINAY, Yusuf, Türk M illiyetçiliğ in in Tarihi G elişim i ve Türk Ocakları (1912-1931), İstanbul 1994. SARKİSYAN, E.K., Ekspansionistskaya Politika Osmanskoy İmperii v Zakavkaze, Yerevan 1962. SEVÜK, İsmail Habib, Yurttan Yazılar, A nkara 1987. SEYİDZADE, D.B., Azerbaydjanskiye D eputatı ve Gosudartsvennoy

M İR Z A -B A L A , M ehm et-Z ade, A zerbaycan T ürk M atbuatı, B ak ü 1922. MUSTAFAYEV, D .M ., Severniye H antsva Azerbaydjana i R o ssiya (Kanets XVIII-N açala X IX v.) Bakü 1989. NEM A N ZA D E, Ö m er Faik, Seçilmiş Eserleri, B akü 1991. N erim an Nerimanov, Seçilm iş Eserleri, Tertip Eden: Teymur Ahm edov, B akü 1985. N EZİRLİ, Ş., Azerbaycan Generalleri, Bakü 1991. OLDENBU RG , S.S., Çarstvovaniye İm paratora Nikolaya-II, M oskova 1992. O R D U B A D İ, M eh m ed S e id , K a n lı İ lle r (1 9 0 5 -1 9 0 6 cı İlle r d e K afkazda Başveren Erm eni-M üselman D avasım n Tarihi), B akü 1991. ÖZDER, Adil, A rtvin ve Çevresi 1828-1921 Savaşları, Ankara 1971. ÖZDEŞ, Oğuz, Şeyh Şamil, A nkara 1977. ÖZEL, Sebahattin, M illi M ü cadele’de Trabzon, A nkara 1991. PAGOSYAN, A.M., Karskaya Oblast v Sostave Rossii, Yerevan 1983. PARİN, Fahri, K ahramanların Elinden E rm eni Zulmünün Canlı Tarıhi. P erio d içe ska ya P e ç a t A zerb a y ca n a (1852-1920), (R edaktörleri: R asim Tagiyev), Çılgm Ahm edova, Bakü 1987. P o d vig i Russkih Vaynov v Stranah K avkazskih c 1800 p o 1834 gg, C.I, K .l, Sem petersburg 1835. P rogram s o f the M uslim Political Parties, Oxford, England 1985.

D um e Rossii, Bakü 1991. SUNY, R onald Grigor, Bakü Komünü, Türkçesi: K udret Em iroğlu, *' lstanbul N 90, . ~ SÜNBÜL, Tahir, Azerbaycan Dosyası, I, A nkara 1990. SW IETOCHOW SKİ, Tadeusz, M üslüman Cemaatten Ulusal Kimliğe Rus Azerbaycanı 1905-1920, (Türkçesi: N uray M ert), İstanbul 1988. Ş E H İD O Ğ L U , S ü re y y a H a m i, B ir in c i D ü n y a H a r b in d e İ s p ir M üdafaası, Erzurum 1957. Ş İM Ş İR , S eb ah attin , M e h m et E m in R e s u lz a d e ’nin T ü r k iy e ’d e k i Hayatı, Faaliyetleri ve D üşünceleri, A nkara 1995. TALİBOVA, Saide, K ulturno-P rosvetitelskaya i B lagotvoritelnaya D eya teln o st A zerb a yca n sko y B urjuazii, (K onets X IX -N a ça le XX V), (D issertatsiya na Soiskaniyeuçenoy Stepeni K andidata İstoriçeskih Nauk), Baku 1994. TANSU, Sam ih N afiz, Çarlara Boyun E ğm eyen Türk: Şeyh Şam il, A nkara 1973.

TOPÇUBAŞOV, Ali M erdan, A zerbaycan’ın Teşekkülü, 1334 (1918). TUNAYA, Tarık Zafer, Türkiye'de Siyası Partiler, İstanbul 1952. U RAS, Esat, Tarihte Erm eniler ve Erm eni M eselesi, İstanbul 1987. ÜLKEN, Hilmi Ziya, T ürkiye’de ÇağdaşDüşünce Tarihi, İstanbul 1966. VAHAPZADE, Bahtiyar, M oskova ’nın Siyaseti Tavşana Kaç, Tazıya Tut (Azerbaycan Olaylarının İç Yüzü), Türkçeye Aktaran: Yasin Aslan, Ankara, 1990. Velikiy Oktiyabır i Turtsiya (Zbom ik Statey), Tiflis, 1982. VELİYEV, Tofık-MEMMEDOV, Fahreddin, İnkıläb Barrikadalarında, Bakü, 1987. W H E EL ER -B EN N ETT, J.W ., B rest-L itovsk The Forgotten P e a c e (March 1918), New York, 1966. Yakın Tarihimizde Van Uluslararası Simpozyum u, Van, 1990. Y ER A SİM O S, S teftnos, Türk Sovyet İlişkileri, Ekim D evrim inden “M illi M ücadeleye”, İstanbul, 1979. YILDIRIM , Dursun-ÖZÖNDER, M .Cihat, K arabağ Dosyası, II.B askı, A ritara, 1991. ZENK OVSKY, A., K u sy a ’da Pan-Turkizm ve M üslüm anlık, Çeviren: İzzet Kantemir, Ankara, 1971. ZEYNELOĞLU, CiÄttgİr, M uhttsar Azerbaycan Tarihi, İstanbul, 1924. ZEYNELOV, N erim ta, Azerbaycan M atbuatı Tarihi, İkinci Hisse, B akü, 1974. 3. M A K A L E L tÄ A B İD , E., “Azerbaycan fro le ta r Gazeteciliği Tarihine Bir Bakış”, Tan Yıldızı, n o .l, Bkkü, 1928, s.22-24. “Acı Günlerim iz”, İkrih Yolunda Erzurum, sayı 11-12, (12 M art 1962), s .12-14. Ahm et Cevat, “T iflil’teki Yetimler Evi-Gördüklerim, Duyduklarım, A ç ık Söz, 12-13, Yanvar/Ocak 1916, no.83-84. AKÇURA, Yusuf, “Hüseyinzade Ali Bey” Türk Yurdu, cilt VIII, s. 25502556. AKÜZÜM Feyzi, “Hasan Bey Zerdabi (1877-1907)”, Azerbaycan Türk Edebiyat Tarihinde A bide Şahsiyetler, II, İstartbul 1987, s. 77-85. ALESKEROV. M ., “M ejdunarodnaya Protivopravnost Gulistanskogo i Türkm ençayskaya D agavarov”, Hazar, no. 1 (2), (Mart 1990), Baküs.133-135. Ali Fehm i, “Verin Zavallılara”, İkdam, 2 Fevral/Şubat 1915.

ALİYEV, Mevsüm, “Hüsrev Bey S u ltanof’, Odlar Yurdu (Bakü), 1991, no. l l , s . 11-13. ARAN, M ehmet Sadık, “Kardaş Köm eği”, Ergenekon Yolu, sayı 1 (1 Temmuz 1951), s.1-7. ASLAN, Yavuz, “Bugünkü Ermenistan Arazisinden Türklerin Çıkanlması M eselesi” Türk Kültürü, XXXII/372, (Nisan 1994), s. 193-200. -----------------, “Birinci Dünya M uharebesi Zam am nda Bakü M üslüman Hayriye Cemiyeti’nin Şarkı Anadolu Türklerine Ettiği Yardımlar”, M illet (Bakü), 23, M ay/M ayıs 1992. ---------------- , “Erzurum’da Ermeni Mezalimi Hakkında Kantarcızäde Hacı M ustafa’nın Hatıralan”, Atatürk Üniv. AİİTED, 1/6, (1993), s. 85103. “Azerı M atbuatınm 50.Senesi M ünasebetiyle”, Yeni Kajkasya, sayı (37) 9, (1 Mart 1926), s. 1-5. “Azeri M atbuatınm M uhtasar Tarihçesi”, Yeni Kafkasya, sayı 9 (57), (1 M art 1926), s. 5-9. CA FERO Ğ LU , Ahrrtet, “A zerbaycan’da M aa rif H areketleri”, Türk Kültürü, sayı 18, (1964), s. 134-136. ----------------- , “İsmail Bey G asprinski”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, cilt II, (1933), s. 165-169. ----------------- , “M irza F eth-A li A hundzade H ak k m d a B ir V esika” , Azerbaycan Yurt Bilgisi, cilt III, (1934), s.41-45. CAFEROV, M ehmed Yusuf, “M üslüman H arpzedelerine Yardım İşi ve M üslüman Vekilleri”, K ardaş Kömeği, B akü 1917, s.40-43. ELİYARLI, Süleyman, “Azerbaycan Milli Hareketinin İlkin Dönemleri”, Azerbaycan, sayı 298, (Temmuz-Ağustos 1994), s. 10-17. Fatih Kerimi, “Millet Sağ Olsun”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s. 11 -13 “Gülistanskiy Dagavor” , Hazar, no. (2) (M art 1990), s .135-139. GÜNAL, Mehmet, “Erzurum Tarihini Tamtma ve Araştırma Demeği Sayın Başkanlığına”, Tarih Yolunda Erzurum, sayı 4 (Aralık 1959), s.7. H. R., “Türkiye ve Avrupa M uharebesi”, İkbal, 10 A ğustos 1914. H AD İZADE, Ahund Abdurrahim , “Cemiyet-i Hayriye Mukaddes Bir M ekteptir”, Sada-yı Kajkaz, 29, Dekabır/Arahk 1915, no.174. Halil İbrahim, “M uharebe ve K adınlar”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s. 66 - 68 . HAŞİM OĞLU, Mecit, “Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi ve Oltu M illı İsläm Kom itesi”, Tarih Yolunda Erzurum, sayı 2, (1 M art 1959), s. 13-22.

HÜRBAŞ, Ahmet, “ 1918 Erzurum Katliam ı N eden ve Nasıl O ldu?”, E rm eniler H akkında “M akaleler-D erlem eler”, cilt II, A nkara, 1978, s. 72-74. HÜSEYİNZADE, A li Bey, “İttihat ve Terakki Nasıl Kuruldu: Ubeydullah Efendi’nin Oynadığı Roller”, Tan, 4-5, Mart, 1938. “İm paratorluğun Sım rlannda R usya’nın K afkasya’daki Politikası (M oskova Gazetesinde Yaymlanan Gizli Rapordan Parçalar)”, (Çeviren: H. Kerim), Türk Yurdu, sayı 76, (Aralık 1993), s. 41-43. “İmparatorluk Haricindeki Türklerin Osmanlılara Yardımlan”, Türk Yurdu, 111,(1329), s.159. K ARS T. T. D A raştırm a Kolu, “Posoflu M illı M ücadele Kahram anlanm ızdan M üftüoğlu Hafız Altun-Hoca (1874-1934)”, Kars İli, özel sayı 1, A nkara, 1966, s.66. KA R S T. T. D, A raştırm a Kolu, “Çıldırlı K ahram anlar”, Kars İli, özel savı 1. Ankara. 1966. s.59. KASIM OV, Hacı İbrahim, “Cemiyet-i H ayriye’nin O n Yıllığı”, Basiret, l T Oktıyabır/Ekim 1915,no. 35. ----------------- , “Kars Felaketzedegänı ve B akü M üslüm anlan”, Basiret, 17 Yanvar/Ocak 1915, no. 36. ----------------- , “K öm ek Läzım ”, İkdam, 29 D ekabır/A rahk 1914, no.7. ----------------- , “N evruz Bayram ı” , İkdam, 9 M art 1915. K IRZIOĞLU, Fahrettin, “Karslı Kahram anlar”, K ars Eli, sayı 16, 19, 2 3 ,2 4 , (Kasım 1965, Şubat, Haziran, Temmuz 1966). ------- -------- . “Karslı Kahram anlar”. Kars Eli, savı 22, fMavıs 1966V ----------------- , “Y.Mühendis Osm an Server Atabek (1886-196?)” , K ar.c İli, özel sayı 1, Ankara, (Kars Turizm ve Tanıtma Demeği Yayınlan), s a y ı 5 ,1965, s.54-58. ----------------- ,“A nadolu’da İlk Türk Cumhuriyeti: Cenub-i Garbı Kafkas Cum huriyeti (Kars M illi-Şura H üküm eti)”, Türk Kültürü, sayı 72 (Ekim 1966), s.948-968. KÖPRÜLÜZADE, M. Fuat, “İsmail Bey G aspirinski”, Azerbaycan Yurt Bilgisi, cilt II, (1933), s. 154-155. (K öseoğlu Cafer Erçıkan), “Kurtuluşun Beşinci Haftasında Erzurum ’u A n la ta n B ir M e k tu p ” , E r m e n ile r H a k k ın d a “M a k a le le rD erlem eler", cilt II, Ankara, 1978, s.302. K ÖY CÜ , Hüseyin “Oltu İsläm Komitesi, Kars Millı Şurası ve Cenub-i Garbi Hükümeti”, Şenkaya, 1 Eylül 1950,no.4.

KURAT, Akdes Nimet, “Kazan Türklerinin M edenı Uyanış Devri”, A. Ü. DTCF, XXIV/3-4, (1966), s.95-194. KUZU, M am aşlı M. (Fahrettin Kırzıoğlu), “A rdahan Sancağım ızda M oskofların Kırgın ve Zulüm leri”, K ars İli, özel sayı 1, Ankara, Kars Turizm ve Tamtma Dem eği Yayınlan: 5 ,1 965, s. 23-25. 7M İL M A N , A .Ş ., “ Ç arsk iy G a su d o rtsv e n n ıy A p p a ra t v B arb e s Revolütsionnım Duıjeniyev v Azerbaydjane v Godı Pervoy Russkoy R evolütsü”, A zerbaydjan v Godı P ervo y R u ssko y Revolütsii, Bakü, 1966, s.233. M İREHM EDO V, A ziz, A zerbaycan M ütefek k irin in M illi İntibah A rzulan”, Azerbaycan D em okratik Respublikası (Tarih, İçtimaiSiyası ve Edebi Hayat), Bakü, 1992, s. 19-29. M İR ZA B A LA , M ehm ed-zäde, “A zerbaycan İstik läli ve O ktabır İnkıläbı”, Kurtuluş, nos 13-14, (1 Kasım 1935), s. 362-364. -----------------, “Cafer Cabbarlı, Diriliği, Yarattıkları, ve Vakitsiz Ölümü (1899-1934)”, Kurtuluş, no.4, (Şubat 1935), s.109-112. MUGAN, “Çarlığın Türkleri Uyuşturma İşi (Babamm Anlattıklanndan)”, Doğuş, sayı 9 (50), (Şubat 1940), s.31-32. MUSTAFA, Nazım, “Bakü M üslüman Hayriye C em iyeti’nin I.Dünya M uharebesi Devrindeki Faalıyetı’', Vatandaş (üaKuj, 12 Uktıyabır/ Ekim 1993. ~ -----------------------------(Odlu Türk), “Bakü’den”, Türk Yurdu, cilt III, s.24-30. ORLOVSKİ, K„ “Erivan”, Kavkazski Kalender, Tiflis, 1852, s.433-440. ORTAYLI, İlber, “Çarlık Rusyası Yönetiminde K ars”, TED., sayı IX, ____ (1978), s.343-362. Oruç Oruçof, “N argin’de Türk Esirlerinin H ali”, A çık Söz, 30 Noyabır/ Kasım 1918, no. 617. Ö m er Faik Nemanzäde, “Ben K im im ”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s.6-11. -----------------, “Çok Utandık”, Yeni İkbal, 3 İyul/Temmuz 1915. R ESU LO Ğ LU , M ehm et Ali, “M üsavat Partisinin K uruluşu”, M illi Azerbaycan “M usavat”, H alk Partisi Bülteni, sayı 4, (Özel Sayı), 1962, s.9-14. R ESU LZA D E, M ehm et Em in, “Bizim N okta-i N azardan R usya’da Cum huriyet İnam ” , Kardaş Kömeği, Bakü, 1917 s.17-19. ----------------- , “Cemiyet-i Hayriyenin On Y ıllığı”, A çık Söz, 15 N oyabır/ Kasım 1915,no.35.

-----------------, “Dikkat Olunulacak İki M esele”, İkbal, 22 D ekabır/A rahk 1914,no.820. -----------------, “İhtiläl H atıralan”, Dünya, 1 Haziran 1954, Tefrika no. 11. -----------------, “Millı Azerbaycan Hareketinin Karekteri”, Azerbaycarı Yurt Bilgisi, cilt III, 1934, s. 163-166. Seyyid Hüseyin, “Hazin Bir Hatıra İsmailiye”, Azerbaycan, 20,25 Ağustos 1919, no.256-260. Seyyitli M ir A ziz, “28 M ayıs İstikläl Y olunda A zerı T alebeleri” , Azerbaycan Yurt Bilgisi, cilt II, (İkinci Kanun). SULTANOF, Hüsrev Paşabey, “Bakü M üslüman Cemiyet-i H ayriyesi „___ _Harpzedeİ£gLYardım Şubesinin Faaliyeti”, Kardaş Kömeği, Bakü, 1917, s.44-49. SUPHİ, M ustafa, “Türkiye’nin Dahili İşleri”, Basiret, 9 Ağustos 1914. SÜSLÜ, Azmi, “Van Z eve’deki Türk Katliamı” , Yakın Tarihimizde Varı Uluslararası Simpozyumu, Van, 1990, s.25-36. ŞA M SU TTD İN O V , A .M ., “Velikiy O kU yabır i T urtsiya”, Velikiy Oktiyabır i Turtsiya (Zbom ik Statey), Tiflis, 1982. TANSEL, Fevziye Abdullah, “Arap Harflerinin Islahı, Değiştirilm esi Hakkında İlk Teşebbüsler ve Neticeleri (1862-1884)”, Belleten, XVII/66, s. 224. “Türkm ençayskiy Dagavor”, Hazar, no. 1 (2), (M art 1990), s. 140-146. V ELİY EV , Ş am il, “Y aşlı K alem E d eb i C em iy etin in F a a liy e ti” , Azerbaycan D em okratik Respublikası, Bakü, 1992, s. 143-144. YILDIRIM , Hüsam ettin, “R uslann Van Üzerindeki Emelleri”, Yakın Tarihimizde Van Uluslararası Simpozyumu, Van, 1990, s. 241-250. Y usuf Ali, “Felaket Karşısında K adınlanm ız”, Kardaş Kömeği, 11 Mart 1915. YUSUFZADE, Reşit, “Ruhanilerim iz”, Kardaş K ömeği, Bakü 1917, s. 70-71. YÜKSEL, Zuhal, “Gaspıralı İsmail Bey’in Anadolu Türklüğüne Tesirleri”, TürkKültürü, XXIX/337-338, (M ayıs-Haziran 1991). s. 383-384.

DİZİN

A Abbasof, Hacı Ağa, 122. Abdullah Saik, 52. Abdullahoğlu, öm er, 226. Abdulrahimov, Hacı, 23. Abdülm abud Bey, 278, 309, 315. A bdüsselam Bey, 104. Abilov, 1. M .,41. A cara, 99, 131, 244, 252, 265, 267, 268. A caralı Temur Bey, 260. A carski, Zekeriya Bey, 83, 214, 244. A ç ık Söz gazetesi, 55, 73, 79, 112, 115, 149, 169, 173, 184, 188, 220, 281, 315. A dana, 5. A frika, 46. A fşar, 5. A gayev, A hm et Bey, 57, 58, 61. A ğ a İsm ail, 125, 129. A ğaçeri, 2. A ğaoğlu, Ahmet, 26, 34, 37, 38, 44, 45, 46, 67, 312. A ğ ao ğ lu , D oktor Hasan, 34, 57.

Ağcaova, 242. Ahalsıh, 137. Ahılkelek, 83, 205, 214, 226, 230, 259. Ahısha/Ahıska, 111, 205, 219, 249, 256. Ahıskalı Osman Server Bey, 205. Ahmed Cevad, 52, 82, 120, 124. Ahmed Cevdet, 121, 220. Ahmed Safa, 285. Ahmet Ağayev, 26, 62, 72. A hm etC evad, 178. Ahmet Cevat, 146, 147, 157, 192, 215, 219, 315. Ahot, 253. Ahund, Kadı M olla Cevat, 53. Ahundov, Asadullah, 40. Ahundov, Doktor Abdülhalık, 57. Ahundov, Mehmet Sadık, 38. Ahundov, SunaH am m , 144. Ahundzade,İdris,221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 253. Ahundzäde, M irza Feth Ali, 23. Ahundzäde, Reşid Bey, 259.

Akayev, G., 180. Akçura, Yusuf, 35, 46, 124, 165. Akdam, 315. Akhun, 2. Akkoyunlu, 4. Akpirikli Hacı Necip Bey, 293. AksakTim ur, 19. Akusov, İdris, 288. Aleksandroviç, Mihail, 260. Ali A sker Bey (Haramoviç), 34, 176. Ali Ekber Refı Beyli, 178. Ali Fehmi, 94. Ali İhsan Paşa, 75. Ali Kemal Bey, 50, 51. Ali Kemali, 308. A liM işan, 121. Ali Rıza Bey, 204, 208. A liŞevki, 121. Alibekov, M ustafa Bey, 171. Aliyev Bey, 252. Aliyev, Daşdemir, 253. Aliyev, M övsüm, 124. Aliyov, Hasan, 262, 263. Aliyov,İsmailBeySefer,57, 153, 181. A lm anya,68, 69, 70, 71, 124, 210. Alparslan, 3. Alplu, 5. Altmordu, 4. Amasya, 5. Am ele ve Saldat Vekilleri Şurasının Hususı Komites, 166. Amiral Souchon, 74. Anadolu, 3, 4, 5, 40, 53, 55, 73, 76, 78, 81, 86, 91, 96, 101, 103, 104, 108, 109,111,112,113, 114, 115, 116,117,118,119, 120, 122, 123,124,127,135, 137, 149, 156,163,174,176, 177, 178, 181,182,185,210,

211, 244, 254, 262, 263, 264, 268, 277, 292, 297, 298, 306, 315. Andranik, 294. Antalya, 5. Antranik, 280, 282, 283. Aramyantlar, 31. Aran, M ehmet Sadık, 87. A rasN ehri, 1, 11. Ardahan, 75, 76, 77, 78, 81, 82, 83, 84, 86, 91, 92, 94, 96, 99, 100, 101, 115, 127, 131, 133, 134, 137, 139, 149, 165, 177, 186, 194, 196, 198, 204, 206, 210, 212, 213, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 221, 230, 243, 246, 248, 258, 260, 261, 264, 270, 313, 314, 315. Ardanuç, 75, 76, 77, 91, 214, 244, 245, 246, 248, 249, 250, 252, 257, 258, 260, 313. Ardcevan (Ercivan(, 253. Arhavi, 245, 246, 253. Arkım, 245. Armeşen, 253. Artvin, 75, 76, 77, 78, 91, 186, 244, 245, 246, 247, 249, 251, 252, 253, 257, 258, 260, 261, 273, 313. Arzu ile Kamber, 5. Aslanov, İ. Amir, 126. Aslanov, N ecef Emir, 57. Aşık Garip, 5. Aşurbekov, 126, 180, 182. Aşurbeyli, İsa, 37. Aşurof, Hacı Aslan, 57. Atabek, Server, 219, 307. Atabeylikler Yönetimi, 3. Atalar, Kadir, 87, 311.

Atamaliyev, Hacı Hasan, 57. Atropatana, 1. Atropates, 1. Avagel,215. Avrupa muharebesi, 121. Avrupa, 20, 23, 26, 37, 45, 46, 49, 65, 69, 71, 101, 116, 121. Avukat Halil Beyzäde Ali Bey, 205. Avusturya-Macaristan, 68, 69, 71. Ayaz, Mehmed, 121. Ayestefanos, 186, 230. A zerD un Alvir, 177. Azer, 1, 177. A z erb ay c an İlim le r A k a d e m isi Prezidyum, 130. Azerbaycan, 1, 2, 3, 4, 5, 7, 8, 9, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24, 25, 26, 31, 32, 33, 34, 35, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 48, 50, 51, 52, 53, 54, 56, 58, 61, 62, 63, 64, 65, 66, 67, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 76, 78, 79, 80, 81, 82, 84, 85, 86, 87, 89, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 98, 99, 100, 101, 103, 104, 105, 106, 109, 110, 116, 121, 122, 123, 124, 125, 127, 129, 130, 131, 132, 133, 135, 143, 148, 151, 152, 158, 159, 161, 163, 164, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 178, 180, 181, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 198, 201, 202, 205, 210, 211, 212, 214, 215, 216, 217, 220, 222, 231, 243, 246, 247, 251, 257, 259, 260, 262, 269, 270, 273, 274, 276, 280, 284, 286, 302, 307, 309, 311, 312, 313, 314, 315.

Azerbaycanlı A rslan Bey, 242. Azerbaycanlı Ayşe Hanım, 158. Azerı, 1, 4, 274, 276. Azgur, 205. Azizbekov, M eşhedi,41, 89. Azort, 234. Azurbazagan, 1. Azurket Uyezdi, 249.

B Baba Bey, 217. Babayev, Ali Haydar, 59, 60, 91. Baba-yı E m ir dergis'ı, 96. Babil, 2. Bağdayev, 241, 242. Bahar köy, 293. Bahçecik, 231. Bahçesaray, 20, 23. Bakradze, 239, 240, 241. Bakü Cemiyet-i Hayriyesi, 82, 111, 146, 211, 262, 264. Bakü İnäs Cemiyet-i Hayriyesi, 175. Bakü Kadısı, 100, 102. Bakü M üslüman Cemiyet-i Hayriyesi Trabzon Şubesi, 306. Bakü Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, 44, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56, 63, 66, 76, 77, 80, 81, 85, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 95, 96, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 106, 108, 109, 111, 122, 124, 125, 126, 127, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 140, 141, 142, 143, 148, 152, 153, 155, 159, 160, 161, 168, 170, 171, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 180, 181, 183, 184, 185, 186, 187, 190, 191, 193, 194,

195, 196, 198, 199, 201, 202, 204, 205, 206, 211, 216, 217, 221, 223, 225, 228, 229, 231, 232, 237, 243, 246, 247, 249, 253, 254, 255, 256, 259, 260, 262, 263, 265, 266, 267, 269, 270, 273, 284, 286, 287, 291, 295, 297, 299, 306, 307, 308, 309, 311,314, 315.' B a k ü M ü slü m a n İn ä s C em iy e t-i Hayriyesi, 174. Bakü Şehir Duması, 167. Bakü Şehir Gılavası, 79. Bakü, 10, 11, 12, 13, 18, 21, 23, 24, 29, 31,32, 33, 34, 39, 41, 42, 43, 44,46, 50, 51, 52, 53, 54, 55, 56,57, 58, 60, 61, 62, 63, 64, 65,66, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 76,77, 79, 80, 81, 82, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 106, 108, 109, 111, 122, 123, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 138, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 146, 147, 148, 149, 150, 151, 152, 153, 154, 155, 157, 158, 159, 160, 161, 162, 163, 165, 166, 167, 168, 170, 171, 172, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 198, 199, 201, 202, 203, 204, 205, 206, 210, 211, 212, 216, 217, 219, 220, 221, 223, 225, 228, 229, 231, 232, 234, 236, 237, 239, 240, 243, 246, 247, 248,

249, 252, 253, 254, 255, 2 5 6 , 259, 260, 262, 263, 264, 2 6 5 , 266, 267, 268, 269, 270, 272, 273, 274, 284, 286, 287, 288, 291, 292, 295, 296, 297, 299, 300, 306, 307, 308, 309, 311, 314, 315. Balakani, 29. Balaken, 9, 13, 14. Balhan, 2. Balkan Harbi, 52. Balkan, 12, 26, 46, 47, 48, 49, 50, 52, 53, 61, 67, 313. Bardız, 78, 233. Barhal, 253. Basiretgazetesi, 69, 71, 85, 97, 134, 145, 218. Basra Körfezi, 187. Baş Katip Ahmet, 282. Baş Kömekçi, 111, 122. Başkurtlar, 68. Batum Harbi Valisi Romanofski, 249. Batum Oblastı, 244. Batum Okruğu, 244. Batum, 74, 75, 76, 78, 81, 86, 88, 108, 111, 137, 149, 194, 206, 210, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 253, 254, 256, 258, 259, 260, 264, 265, 270, 273, 299, 314. Bayat, 5. Bayburt, 5, 293, 304. Bayezid/Beyazıd, 111, 280, 294, 295, 296. Bayındır, 5. Baykara, Hüseyin, 34. Bedasor, 253. B edbahtB ala, 172. Bedreddin E1 Hüseyni, 121.

Beğdili, 5. Bekov, Habib Bey Mahmud, 91. Bekov, Hasib Bey Mehmed, 60. Belçika,21, 117. BerlinAntlaşması, 186, 213, 244. Beybekof, 47. Beyoğlu, Hacı Ömer, 226. Beyov, Yusuf Han Mehmed, 176. Beyzäde, Abbas Naki, 264. Bibi-Eybat, 29. Bibinoğlu, Ahmet Cevdet Bey, 220. Bibinov, Ahmet Bey, 265, 296. Bitlis, 295. Bizans, 2. Boğazören, 77. Bolşevikİhtiläli,292, 301. Bolşevik Rusya, 242. Bolşevik, 29, 41, 129, 165, 242, 277, 292, 301. Borcum, 260. Borçka, 75, 76, 186, 244, 245, 246, 249, 253. Bosna-Hersek, 49. Brest-Litowsk Antlaşmasıyla, 210. B ulgar,2, 47. Bulgaristan, 65. B ükreş antlaşması, 10. Bünyadzade, D., 41. B üyük İskender, 1.

C C afer Bey, 308. C aferi, 2. C aferov, 86, 112. C aferov, A. İ., 68, 86, 88, 105, 106, 112, 182, 198, 199, 217, 260, 266. C aferzäde, Ağa M ir M ehmed Kerim H acı, 100.

Camiikebir, 279. Canik Efendi, 288. Car-Balaken, 9, 13, 14. Cavanşir, 123. Cebrail, 123. Cemalov, Hüseyin M irza, 91, 121, 216. CengizH an, 19. Cerit-Silsüpür, 5. Cerrahzäde (Cilonun) Hasan Efendi, 292. Cevad Han, 9. Cevanşir, 8. Cihangiroğlu, İbrahim, 182. Cihangirzäde, Aziz Bey, 205. Civanşir, Behbud Ağa, 91. Colakir, 77. Conkerli Ekşioğlu H acı Süleym an, 293. Cücürüs, 242. Ç ağn Bey, 3. Çakvi, 137. Çanakkale Cephesi, 301. Çanakkale, 78, 301. Çar Hükümeti, 14, 15, 16, 18, 21, 22, 25, 28, 42, 44, 48, 51, 66. Ç arN ikola, 29, 260. Ç arR usyası, 10, 11. Çatak, 233. Çavçereli, 250. Çıldır, 76, 77, 83, 198, 213, 214, 215, 217, 218, 234. Çikuf,215. Çilçim,253. Çin, 27, 28, 150, 164. Çoruh, 76, 185, 245. Çorum, 5. Çöverib, 249.

D Dadaşov, Y. A., 23, 127. Dağgirli Şakirzäde Ahmed, 238. Dağgirli Taştan Efendi, 238. Dağıstan, 1, 10, 70, 72, 220. Dandanakan, 3. Danilet, 253. Danim arka, 165, 167. Daşkov, K ont Vorontsov, 29, 32, 33, 41, 54, 78, 160, 257, 258, 259, 261. Daşnak Partisi, 170. D avet Koch, 38. Davut Ziya, 226. Dedegül, 215. Defter M ollaları, 17. Değirm endere, 303, 306. Delican, 269. Derbend, 15, 18. D ere M ahalle, 279. Deviskel, 249. Devlet Dum ası, 36, 68, 83, 86, 87, 88, 105, 106, 107, 111, 112, 142, 191, 198, 214, 217, 247, 260, 266. Devlet Sovyeti, 107. Difai Fırkası, 178. Difai/Difaı, 33, 34, 61, 72, 178, 189. Digor, 194, 226. Dikanlı Hafız Efendi, 219. D irlik dergisi, 39. Divan-ı H arb, 78. Diyadin, 111, 266, 268, 294, 295, 296. D oğru Söz gazetesi, 94, 253. Döğer, 5. Dr. A nebikyan, 166. Dr. B aha Şakir, 44.

Dr. Bahadır Bey (Ali Verdibekov), 194, 217. Dr. Bahattin Şakir, 245. Dr. Esat Bey, 206. Dulkadırlu İli, 5. Dulkadırlular, 5. Durmuş Paşa Cam ii, 279. Dünya Savaşı, 42, 53, 55, 56, 60, 63, 67, 114, 120, 122, 124, 125, 126, 128, 150, 164, 174, 175, 176, 177, 178, 180, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 189, 190, 211, 214, 230, 244, 245, 246, 261, 291, 297, 301, 314. E Ebül Gazi B ahadır Han, 20. Eçmiyadzin, 10, 139, 265, 266, 267. Edime Antlaşması, 261, 312. Efendiyev, S. M., 40. Efendizäde, Şefika, 121. Ekberov, Ali M uhtar Ali, 95. Ekinci gazetesi, 24, 25, 57. Ekinlik (Oğdabed), 77. Elbistan, 5. ElektrikM atbaası, 109. Eleşkirt, 74, 268, 269. El-İshaki, 121. El-M üeyyed gazetesi, 44. Eloğlu, Sebahattin, 124. Elviye-i Seläse, 75, 76, 206, 242, 245. Elyasov,*Hüseyinov, 91. Emircan, A ., 161. Enver Paşa, 70, 71, 72, 74, 75. Er Şurası İcra Komitesi, 238. Erbil, 11. Erciş, 266, 268, 294, 296. Erçıkan, Cafer, 272.

Erdoğan, Fahreddin, 50, 51, 125, 127, 147, 153, 154, 158. Ergenekon Yolu dergisi, 87. Erivan Cemiyet-i Hayriyesi, 184, 262, 263, 264, 265, 268, 296. Erivan G ubem iya Komitesi, 265. ErivanG ubem iyası, 15. Erivan Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, 183, 262, 263. Erivan, 10, 11, 12, 15, 16, 18, 30, 32, 33, 36, 72, 87, 89, 93, 98, 108, 137, 165, 1 8 2 ,0 8 3 , 184,^ 190, 229, 254,1261, 262, 263, 264, 265, 2 6 6 ,/6 7 , 268, 289, 2963 Erivanski, Han, 87. Ermeni Asker İttihädı, 301. Ermeni Devrim Federasyonu, 29. Ermeni Hayriye Cemiyeti, 53. Ermeni Millı Şurası, 280. Ermeni Taşnak Komitesi, 241, 301. Ermeni, 1, 3, 16, 22, 26, 29, 30, 31, 32, 33, 34, 38, 40, 44, 47, 53, 54, 56, 61, 65, 70, 76, 77, 78, 80, 84, 85, 86, 104, 123, 129, 130, 138, 141, 149, 150, 157, 160, 161, 185, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 195, 196, 197, 198, 199, 201, 204, 205, 206, 208, 209, 210, 211, 214, 217, 219, 221, 223, 224, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 244, 245, 246, 257, 258, 259, 260, 261, 265, 268, 269, 270, 271, 274, 275, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284, 286, 287, 288, 289, 291, 292, 293, 294, 295, 297,

298, 299, 300, 301, 302, 303, 304, 305, 306, 307, 308, 311, 312, 313, 314, 315. Ermenistan, 1, 3, 31, 32, 77, 123, 280, 315. Erzincan M ütarekesi, 301, 311. Erzincan, 78, 149, 153, 205, 209, 277, 280, 297, 301, 307, 308, 309, 311, 314. Erzurum, 72, 76, 77, 78, 111, 139, 148, 149, 153, 186, 210, 243, 245, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 276, 277, 278, 279, 280, 282, 283, 284, 286, 294, 297, 301, 303, 304, 305, 307, 308, 311, 314, 315. Esadullah Ali, 52. Esadullayev, M irza, 57, 58, 59, 80, 89, 91, 95, 98, 106, 109, 126, 127, 312. Esadullayev, Şemsi, 22, 50. Esat Bey, 204, 206. Evliya Camisi, 202. Eymür, 5. Eyüplü (Deli) Halit Beğ, 219. F Fatm aH anım , 145, 146, 147. Fethi Bey, 164. Fransa, 117, 124. Fransız,21, 117. Fuzuli,315. Füyuzat dergisi, 38, 39, 43. G Gacırof, İsrafil, 158. G aibov.NadirBey, 142, 176.

Gümgüm, 137. Gaspra, 20, 21, 23, 35, 46. Gümrü, 139, 210, 269. G aspralı İsm ail Bey, 20, 21, 23, 35, Gümüşhane, 304. 46. Gündüzlü Afşarlan, 5. Gediksatılmış, 209. Gence Azerbaycan Millı Hareketi, 34. Gürcistan, 1, 8, 9, 10, 14. Gürcistan-İmeretiya Gubemiyası, 14. Gence G ençlik Teşkilatı, 155, 173. Gürcü Cemiyeti, 253. Gence Hanlığı, 8, 9. Gürcükapısı, 279. Gence Kalesi, 9. Gence Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, Gürşeken, 233. 155, 177, 179. H Gence Türkler, 178. Gence, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 18, 30, 33, 34, 72, 79, 81, 87, 89, Hacı Abbasoğlu Kerbeläyi M ehm ed Bey, 204. 90, 91, 98, 108, 122, 131, 132, Haci Hafız M ustafa, 292. 137, 148, 155, 156, 157, 172, 173, 177, 178, 179, 190, 193, Hacı Hafızzäde M üştak (Çağlayan), 293. 194, 216, 219, 223, 230, 232, Hacı Hayri Efendi, 278. 234, 259, 266, 273. Hacı İmamlı M escidi, 104. General D ro, 123. Hacı Käzım, 282. General Liyahov, 247, 248, 249. Hacı M ir M ahsun Ağa, 59. General M ayor Han Talişinski, 271. Hacı Selim, 121. General M ayör Tamamşev, 136, 137. Hacıbeyli, Üzeyir, 38. General Yolicin, 260. Hacıçelebioğullan, 8. General Yudeniç, 270. Hacıoğlu, Esat, 238. Gerekgerek Camii, 308. Hacıyev, Dr. Samed, 234. Gerger, E., 161. Hacıyev, İ., 126. Gina,211. Hacıyev, Kerbelayı İsrafıl, 57. Gizlİ İsläm Komitesi, 204, 205, 236. Hacıyev, Musa, 22. Göçerli,F., 121. Hacinski, Cemu Bey, 252, 254, 262. Gökçay, 24. Hacinski, İsa Bey, 57. Göktürk, 2. Hacinski, Mehdi Bey, 59. Göle, 76, 77, 83, 213, 215, 217. Hacinski, M ehmed Hasan, 59, 60. Gönüllü Milis, 209. Haciyev, İsrafıl, 58. G öze,A hm et, 158. Hadizäde, Ahund Abdurrahim, 128. Gregoryan, 32. Hafız Davut Bey, 278. Guba Hanlığı, 8. Hafız Hakkı Paşa, 75. Gubematorlar, 107. Hafız Kurban (Yurtseven) Efendi, 200, G ülek,253. 201, 206, 225. G ülistanA ntlaşm ası, 10. Hahafi (Hanak), 195. Gülistan, 10, 312.

H ahçevanski, C afer Kulihan, 89. H ahud, 234. H akkıM ehm et, 158. Hakkı Paşa, 75, 278, 282, 284. Hakverdov, A ., 121. Halep, 5. Halfin, İbrahim , 19, 20. Halil Paşa, 70, 71. Halit Bey, 252. H am azasp, 295. H am sioğlu A rslan Bey, 219. H anak, 195, 212, 220. Handrof, 18. Hanım Esadullayev, 174. H anoğullan, M ustafa, 8. Hanov,M irzaYusuf,54, 90, 250, 262. Harbi Reis, 208. Harezm şah, 3, 4. Harkov, 149. Harzem , 45. Hasan Efendi, 292, 293. Hasan İzzet Paşa, 75. Hasan ve Ali Beyler, 292. Hasanbasri, 279. Hasankale, 282, 284, 285, 286, 287. Hasanoğlu, 238. Hasanov,A li, 302. Hasanov, H asan Ağa, 57, 59. Hasanov, M ehm et Hasan, 90. H asm ehm etli A li Ekber, 34. Hasm em m edov, Halil, 36. Haşim oğlu,Yasin,236, 238, 239, 240. H aşm et, 282. H avdos, 76, 77, 231. H ayat gazetesi, 37, 38, 40, 57, 63, 64. Hazar, 1, 2, 5, 71, 129, 151, 153, 158, 163. H azar-Ö tesi T ürkm en İli, 5. H em şioğlu C elal Bey, 204.

Hınçak Partiler, 29. Hınıs, 111, 137, 139, 256, 271, 287, 288, 289, 290, 291, 297, 314. Hırtıs, 205. Hilafeti Osmaniye, 49. Hiläl-ı Ahmer, 48. Hindistan, 1, 20, 185, 254. Hivan, 215. Hoca Ahmet Efendi, 278, 282. Hoca Hayrullah Efendi, 293. Hoca İbrahim Efendi, 282, 284. Hocah,315. Hopa,219, 244, 245, 246, 253, 254. Horasan, 3, 90, 226. Hoyski, Em ir Arslan Han, 72. Hoyski, Fethali Han Hoyski, 72, 87, 123. Hoyski, Fethali Han, 36. Hoyski, Rüstem Han, 126. Hristiyan,7, 16, 17, 18, 19, 26, 30, 47, 117, 138, 187, 190, 193, 224, 232, 283, 298, 312. Hristiyanlığı Yayma Cemiyeti, 16. Hudafrin Köprüsü, 173. Humuszäde Halis ile Ramiz, 77. Hunlar, 2. Hunut, 291, 292, 293. Hunutlu Mehmet Efendi, 293. Husrev ve Şirin, 5. Hümmet Fırkası, 167. Hümmet gazetesi, 38. Hümmet, 38, 40, 41, 42, 167, 168. Hüseyin Feyizhanı, 20. HüseyinHilm i Efendi, 162. Hüseyinov,T.,91, 234. Hüseyinzäde Ali Bey, 26, 37, 38, 39, 43, 44, 45, 46, 52, 62, 67, 312. Hüseyinzäde, A. Sabur, 121. H üsnüEfendi, 103.

I-İ

I. Aleksandreyevski, 39. I. Alexander, 9, 10. Iğdır, 137, 139, 209, 270, 314. II. Abdülhamid, 43. II. Nikola, 28, 29, 74, 107, 159, 198, 217, 260, 261. Irak, 315. İaşeM erkezi, 195. İbrahimov, Abdurreşid, 35. İbrahimov, A ğaM ehm ed, 168. İkbalgazetesi, 69, 72, 81, 95, 113, 133, 215. İkdam gazetesi, 79, 83, 84, 89, 92, 93, 94, 95, 159, 215. İlhanhlar, 1, 4. İlyasov, 271. İm am zade, Öm er Lütfu, 226. İm anlu A fşarı, 5. İmerhov, 244. İngiliz, 21, 185, 254. İran, 1, 2, 8, 9, 10, 11, 16, 24, 25, 27, 30, 41, 45, 65, 71, 72, 73, 162, 163, 173, 256, 261, 294, 312. İriağaç (Pem ik), 77. İrkutsk, 149, 150. İrşa d gazetesi, 38. İsläm K om itesi,204, 205, 206, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 308. İsläm, 2, 3, 4, 25, 26, 37, 45, 47, 49, 64, 65, 66, 70, 73, 77, 94, 100, 117,118, 124, 128, 131, 132, 145,146, 148, 153, 154, 155, 178,180, 204, 205, 206, 207, 209, 212, 226, 227, 228, 229, 233, 236, 237, 238, 239,

240, 241, 242, 243, 252, 253, 255, 273, 275, 277, 283, 285, 288, 289, 290, 300, 301, 308. İsmäiliye, 103, 122, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 132, 134, 163, 170, 173, 182, 183. İsmailiye, 50, 58. İspir Şürälar Cemiyeti, 293. İspir, 5, 233, 234, 291, 292, 293, 294. İstanbul Andlaşması, 187. İstanbul Hükümeti, 69. İstanbul Kapısı, 280, 282. İstanbul,21, 41, 42, 44, 45, 46, 49, 51, 52, 61, 63, 64, 65, 67, 69, 70, 72, 124, 181, 182, 187, 206, 245, 280, 282. İstihkak Kooperatifleri, 217. İstikläl gazetesi, 210. İsveçli Nobel Kardeşler, 21. İsviçre, 72. İşhan, 245. İtalya, 46. İttihatveTerakki,43, 44, 45, 46, 70, 71, 149.

J Japonya, 28.

K Kabulov, İslam Bey, 94. Kaçarlar, 5. Kaçkm lar Kanunu, 250. Kaçkınlar M eselesi, 105. Kafkas, 33, 52, 63, 73, 74, 76, 77, 78, 79, 80, 85, 86, 88, 91, 93, 94, 95, 96, 98, 99, 100, 101,

102, 104, 105, 106, 108, 109, 112, 114, 118, 122, 127, 128, 130, 131, 133, 134, 136, 137, 138, 139, 140, 141, 142, 143, 145, 149, 150, 151, 152, 156, 159, 160, 164, 175, 176, 177, 178, 180, 182, 183, 185, 189, 190, 195, 216, 221, 228, 229, 230, 243, 245, 247, 257, 267, 270, 273, 274, 277, 301, 304, 313, 314. Kafkasya, 8, 11, 14, 15, 16, 17, 29, 31, 32, 33,43, 44, 49, 51, 54, 55, 56, 64,65, 67, 68, 70, 71, 75, 76, 78,79, 80, 87, 88, 90, 91, 92, 94, 98, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 107, 109, 114, 117, 129, 131, 132, 135, 136, 143, 150, 152, 154, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 169, 172, 174, 176, 185, 186, 190, 191, 194, 198, 199, 200, 201, 202, 203, 217, 221, 226, 256, 258, 260, 273, 274, 280, 296, 300, 301, 303, 309, 314. Kağızman, 77, 82, 137, 139, 196, 204, 206, 208, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 261, 270, 288, 313, 314. Kağızmanlı Ali Bey, 206. Kaleboğazı, 74. Kaleiçi, 302. K aluga, 149. K am endant, 13, 14. K änlı Saadettin Hoca Efendi, 293. K antarcızäde Hacı Mustafa, 273, 274, 282. K antem irov, A liH an , 194, 195, 197, 198, 200, 204, 205, 217, 223, 294.

Kantri, 137. Karabağ, 8, 10, 11, 12, 13, 30, 33, 123, 163, 173, 303. Karabekir, Käzım, 284. Karabekov, Karabayev, 44, 182. Karacasu (Peneskirt), 77. Karaçayır, 209. Karadeniz, 8, 55, 74, 76, 78, 149, 185, 313. Karagözov, M ahm ud Nedim, 95. Karagözov, M ehm et, 234. Karahamza, 194, 195. Karakoç Boğazı, 293. Karakoyunlar, 2. Karakoyunlu, 4. Karakurt, 226. Karamanhlar, 5. Karaşarov, Alı Rıza, 202, 204, 205, 206, 207, 208, 217, 219. Karaurgan, 74, 294. Karavel Köyü, 218. Kardaş Kömeği, 53, 56, 77, 85, 87, 88, 91, 94, 95, 96, 97, 98, 99, 105, 109, 110, 111, 112, 113, 116, 117, 121, 122, 124, 174, 175, 184, 185, 186, 211, 213, 216, 246, 263, 296, 313, 314. Kars, 73, 74, 77, 79, 80, 81, 82, 83, 84, 85, 86, 88, 90, 91, 92, 93, 94, 96, 99, 100, 101, 106, 108, 111, 115, 120, 127, 131, 133, 134, 137, 139, 146, 149, 165, 177, 181, 182, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 203, 205, 206, 207, 208, 209, 211, 212, 213, 214, 216, 219, 221, 223, 230, 231, 232, 233, 234, 243, 247, 248, 249, 252, 257, 260, 261, 264, 270,

271, 273, 294, 295, 313, 314, Kinzodamad,215. Kisha, 240, 241. 315. Kasımof, Hacı İbrahim, 79, 80, 84, Koblıyan, 205. Koca Hacı, 98. 85, 145. Kasımov, Ali, 254. Kocağolu M ehm ed Bey, 204. Kasımov, Kasım, 126, 180. K om iserK üçük Ali Efendi, 278, 282. Konya, 5, 299. Kasımzäde, 121. Kom ak, 215. Kaspi gazetesi, 26, 57, 129. Kaspi Viläyeti, 14. Kotanlı, 209. Kastenskiyold Larsay Heyeti, 165. Koyulhisar, 5. Köprüköy, 75, 214, 271. K avkazski Slov gazetesi, 83. Kaym akam Mürsel Bey, 243. Köroğlu, 5. Kuba Hanhkları, 10, 12. Kayyum N äsın, 20. Kayzer II. Wilhem, 70. Kubişef, 151. Kazaklar, 28, 218, 227. Kuliyev, Ağa Bala, 87, 90, 191. Kuluyov, 153. Kazan, 7, 19, 20, 21, 35, 47, 48, 149, 151, 192, 208, 220, 292. Kurän-ı Kerim, 52, 66. Käzımzäde, Abbas, 40. Kurban M ehmed, 238. Keban, 77. K urdK apısı, 122. Kefe, 74. Kurdski, Aslan Bey Safı, 90, 91, 259. Kemal Paşa, 244. Kursavi, Abdülnasır, 19. Kenarbel, 214. Kuşnara, 253. Kenkis, 215. Kuşoğlu M ehmed Efendi, 212. Kerap, 293. Kutaisov, P. I., 13. Kerbelayı M irza Ağa, 54. K üçükH ök, 253. Kerem ile Aslı, 5. Kürdemir, 98, 103. K erim ,Fatih, 116. Kerimov, Abbas Ali, 60. L Kerimov, Settar, 22. Laçin, 122. Keşful Hakaik, 52, 66. L ahof (Liyahov), 308. Keykurun, Naki, 34, 155, 157, 164, 173. Lenin, V. İ., 169. Lenkeran Kamendantı, 13. Kınık, 5. Lermioğlu, Muzaffer, 300, 303. Kınm , 19, 21, 48, 69, 188, 189, 220, Leyla ve M ecnun, 181. 223. Liazanovlar, 31. Kırzıoğlu, Fahrettin, 218. Liberalizm, 17, 19, 37. Kızıl Haç, 68, 139, 140, 141. Litvanya, 108. Kiev, 48, 143. Liyahov, 76, 247, 248, 249, 308. Kintrişski, 244, 256.

M M a a rif C em iyeti, 63, 94, 103, 180, 285. M acar, 107. M acaristan, 68, 69, 71. M açahi (M açahel), 249. M ahal N aibleri, 13. M ahm udbekov, Mirza Habib, 59. M ahm udov, A . B. Has, 91, 259. M ailovlar, 31. M akedonya, 2. M alakan, 18. M alazgirt, 3. M anafzäde Sabit, 121. M ançurya, 28. M aradid, 249. M araş, 5. M avera-yı Kafkasya, 129. M averä-yı Kafkasya, 79, 80, 143. M avsum ov, M. G., 40. M azhar Bey, 308. Mazlumi, A hm ed, 220. M ecingert, 74. M eçnikov, E. I., 13. M ehm ed H üseyin, 211. M ehmed M olla Ağazade Tevflk, 282. M ehmed Yusuf, 86, 88, 111, 112, 198, 260. Mehmedov, Abdülbaki, 87, 91, 167, 184. M ehm ed-zäde M irza-Bala, 34. M ehm et Ç avuş, 238. M elikov, H asan Bey, 57. M elikşah, 3. M elikzäde H asan Bey, 21. M elo, 237, 240, 245, 252, 253, 254. M em edov, R ıza Bey, 73. M en şe v ik , 29.

Mentaşyanlar, 31. Mercani, Şahabettin, 20. M erim,215. Mesrop, 258. Meşedi Samed Ağa, 204. Meydancık, 249, 250. M ısır,44, 65. Mızıkapur, 253. Mihailzade Kerbelay, 41. Mihmandarov, Samed, 69. M illiyet gazetesi, 68. Milos, 111, 254. M oğol,2, 4. M ollaBiläl,238. Molla M ustafa, 209, 218. Molla M ustafaoğullanndan Deli Ağa, 218. M ollaNasreddin, 39, 188. Mondros M ütarakesi, 315. Mondros M ütarekesi, 243, 314. Moskova, 8, 25, 28, 30, 42, 47, 48, 74, 75, 143, 149, 184, 186, 191, 209, 269, 277. Muhittinov, 140. Muhtarov, M urtaza, 22, 38, 50, 60, 126, 127, 180, 182, 252, 312. Muradov, 23. Murat Paşa, 279. Murgul, 254. M usafA ğa, 129. M ustafa Kamil Paşa, 44. Mustafa Suphi, 69, 149. M ustafaoğlu, Ahmed, 23. Mustafayev, Hasan, 8, 181. Musun, 74. Muş, 111, 256, 266, 268, 288, 294, 295, 296, 297. Müftü M ustafa Efendi, 292, 293. M üftüoğlu Hafız Altun Hoca, 218.

M ühendis Server Bey, 204. M üsavat, 38, 41, 42, 48, 49, 51, 123, 166, 167, 169. M üslüm an,2, 7, 12, 15, 16, 17, 20, 21, 23, 24,25, 33, 35, 36, 37, 38, 41, 42,44, 47, 48, 49, 50, 51, 52, 53,54, 55, 56, 57, 58, 60, 61, 62,63, 64, 65, 66, 67, 68, 70, 71,72, 73, 74, 75, 76, 77, 79, 80,81, 82, 83, 84, 85, 86, 87, 88,89, 90, 91, 92, 93, 94, 95, 96, 97, 99, 100, 101, 102, 103, 104, 105, 106, 108, 109, 111, 112, 113, 114, 115, 116, 117, 118, 121, 122, 124, 125, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 134, 135, 136, 137, 139, 140, 141, 142, 143, 144, 145, 148, 151, 152, 153, 154, 155, 159, 160, 161, 162, 163, 164, 168, 170, 171, 173, 174, 175, 176, 177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, 185, 186, 187, 188, 190, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 202, 204, 205, 206, 210, 211, 212, 214, 215, 216, 217, 218, 219, 220, 221, 222, 223, 224, 225, 226, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 233, 235, 236, 237, 243, 244, 245, 246, 247, 248, 249, 250, 251, 2 5 2 , 253, 254, 255, 256, 257, 258, 259, 260, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 267, 268, 269, 270, 271, 272, 273, 274, 275, 276, 278, 279, 280, 284, 285, 286, 287, 288, 289, 290, 291, 292, 294, 295, 296, 297, 298,

299, 300, 301, 302, 303, 304, 305, 306, 307, 308, 309, 311, 313, 314, 315. N N adir Şah, 8, 19, 20, 176. Nagiyof, M usa, 128. Nahçivan, 10, 11, 12, 14, 33, 89, 98, 261. Nahçivanski, Hüseyin Han, 69. Nakaşidze, V. İ., 32. Nakiyev, A ğaM usa, 52, 58, 59, 60, 61, 125, 126, 220. Nakiyev, M usa, 52, 58, 59, 60, 61, 125, 126, 127, 182, 312. Nargin, 73, 127, 150, 151, 152, 153, 154, 158, 159, 161, 162, 163, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 171, 172, 175, 184, 309. Narman, 77, 238, 240, 242, 282. N asreddin Hoca, 5, 291. Nasturi, 187. Nazaraliyev, İsm au, ıy:>, z04, 205, 219, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 243, 271. N azm i,A ., 76, 117, 121. Nebioğlu Kämil Ağa, 218. Necat M aarif Cemiyeti, 94, 126, 180, 181. Nemsler, 233. Nerimanov, Dr. Neriman, 23, 38, 40, 41, 121, 167, 169, 170. N esip Yusuf Beyli, 178. Neşri M aarif Cemiyeti, 63, 180. N eşri M aarif M ektebi, 103. N evruzBayram ı, 92, 93, 94, 95, 96. Nijni Novgorod, 35, 36. Nikolayev, Naçalniki, 107, 198, 217, 261.

N ikolayeviç, N ikola, 261. N ikoloyevski Caddesi, 61. Nikzavan, 253. N ikzevan,253. N im e tB a sri, 121. N orgäh, 293. N ovgorod, 35, 36, 149. N ovorossiski, 74. N ovorossiysk, 149. N uha, 23, 137. N usuncul, 253.

44, 45, 46, 47, 63, 64, 65, 66, 68, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 77, 87, 101, 104, 130, 131, 165, 185, 186, 190, 192, 227, 228, 229, 230, 231, 242, 244, 245, 261, 294, 295, 301, 312, 313. Osmanlı-Rus Savaşı, 131, 186, 294. ö d ü k,241. öm erFaikN em anzäde, 81, 113, 133. ö m erN aci, 71, 72.

P O -Ö Oblast, 88, 186, 195, 196, 197, 198, 199, 201, 213, 216, 227, 230, 232, 244. Odesa, 74. Of, 133, 297. Oğdan, 254. Oğuz, 1, 2, 3, 5, 14, 45, 311. Oldenburg, 159, 160, 161. Oltu, 47, 76, 77, 82, 86, 91, 99, 137, 139, 182, 186,194, 196, 204, 206, 209, 221,230, 232, 233, 234, 235, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 242, 260, 261, 273, 292, 313, 314,315. Omsk, 149. Ordubad, 14, 15, 33, 121, 194. Ordubadı, M ehm ed Seyyid, 121. Ordubadski, 194. Orenburg, 116, 149, 151, 188. O rtaA sya, 1, 2, 75. Orta Hanak, 220. Ortahisar, 299, 302, 307. Orucov, Oruç, 121, 170. O sm anlı,2, 4, 5, 8, 10, 12, 19, 21, 24, 25, 27, 31, 32, 37, 39, 43,

Panislämist, 70. Pan-Slavist, 26, 46, 312. Pan-Türkizm, 21, 26. Paris, 44. Parthlar, 2. Pasin, 77, 214, 242, 286. Paskiyeviç, 17. Persler, 2. Petersburg, 28, 29, 36, 260, 277. Peterson, N. L., 247. Petrograd, 80, 143, 185. Polkin, 233. Polonya, 108. Port-Arthur Kalesi, 28. Posof/Poshov, 83, 194, 213, 214, 215, 217, 218, 219, 220. Pozat, 211. Prens Grigori Golitsin, 32. Purut, 218.

R Ravas, 215. Refibeyli, 34, 87, 179. Resulov, Hacı M ustafa, 58. Resulzäde, Mehmed Emin, 26, 38, 41,

45, 81, 92, 95, 109, 113, 157, 169, 312. Revan, 210. R ew ädiler, 2. Rize, 149, 245, 297, 299. Rodziyanko, 86. Roma, 2, 117, 249. Romanya, 117. RSDİP, 29, 41. R udenko,162. Ruhani M escit Cemaati, 104. Rumen, 117. Rus Baronu Gon, 17. Rus Generali Şwartz, 298. Rus Tatyana Komitesi, 251. Rus Topçu Komutanı Çiçeri, 280. Rus, 1, 2, 7, 8, 9, 10, 11, 12, 13, 14, 15, 16, 17, 18, 19, 21, 22, 25, 26, 27, 28, 32, 33, 34, 36, 39, 41, 45, 47, 48, 51, 53, 54, 55, 56, 61, 62, 63, 64, 66, 68, 69, 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 77, 78, 79, 80, 85, 86, 87, 88, 91, 96, 101, 104, 105, 106, 108, 110, 112, 113, 122, 127, 130, 131, 137, 138, 139, 140, 141, 143, 149, 150, 151, 152, 153, 156, 159, 160, 163, 164, 165, 169, 171, 172, 173, 174, 178, 184, 185, 186, 187, 188, 189, 190, 191, 192, 193, 196, 197, 198, 199, 200, 201, 204, 205, 207, 208, 209, 211, 214, 216, 219, 221, 222, 223, 224, 227, 228, 229, 230, 231, 232, 236, 237, 238, 239, 240, 241, 244, 245, 246, 247, 250, 251, 252, 257, 258, 260, 261, 262, 264, 265, 266, 270, 271, 272,

273, 274, 275, 277, 278, 280, 281, 282, 283, 285, 286, 287, 288, 289, 290, 291, 292, 294, 295, 296, 297, 298, 300, 301, 302, 303, 304, 305, 306, 307, 308, 309, 311, 312, 313, 314. Rus-Japon savaşı, 28. Rusya, 1, 7, 9, 10, 11, 12, 16, 17, 18, 19, 20, 21, 25, 26, 29, 30, 32, 35, 36, 37, 43, 46, 47, 58, 62, 64, 65, 66, 68, 69, 71, 72, 74, 77, 80, 86, 87, 101, 104, 105, 107, 110, 111, 112, 113, 116, 139, 160, 169, 176, 186, 187, 199, 205, 230, 242, 253, 258, 260, 266, 289, 290, 294, 297, 301, 312, 315. RuşenBeyEfendizade, 138, 139, 155, 193, 222, 232, 234, 237, 256, 266, 267, 269, 291, 292. Rüstembekov, Fetullah Bey, 59, 91. S SaadetH anım , 146. Sabirler, 2. Saciler, 2. Sada gazetesi, 95. Sada-yı K ajkas gazetesi, 128. Sadıkov, Kerbelayı Necefkuli, 57. Sadıkov, M ehmed Cevad, 59. Sadi Selçuk, 299, 300, 302. Safa Cemiyeti, 182, 183. Safeviler, 2, 4. Sahid, A .,121. Sakalar, 2. Salleriler, 2. Salm an Mehmed Emin Oğlu Turhan,

121.

Salur, 5. Salyan, 11. Samara, 149, 151. Saragur, 2. Sancevan, 253. Sangöl,245. Sankam ış, 71, 73, 75, 76, 77, 78, 79, 90, 91, 92, 94, 149, 154, 164, 172, 178, 185, 191, 194, 200, 204, 205, 208, 209, 210, 211, 214, 231, 238, 245, 246, 261, 270, 284, 313. Sasaniler, 1, 2. Savaşçı, R efık, 274. Sayışvili, 253. Sazara, 215. Sebilülreşad, 49. Sefer Efendizäde Ahm ed, 238. Seferaliyev, İ., 127. Seferaliyev, İsm ail Bey, 58. Seferaliyev, K äm il Bey, 57. Sekerek, 215. Selçuklu, 2, 3. Selimhanov, Esad Bey, 57. Selimhanov, Zeynel Bey, 126. Selimiye Cami, 52. SenihaH anım , 159. Seyidov, 254, 272, 273, 274, 276, 277, 278, 279, 280, 281, 282, 283, 284. Seyitli Mir Aziz, 163. Seym, 123, 205, 206. Seyyid Hüseyin, 121, 125. Sıhhiye Destesi, 88, 194. Sıknak ve Zokdik Uyezdi, 248. Sırb, 117. Sırbiya, 117. Sır-Derya, 3.

Sibir-KazakTugayı, 214. Sibirya, 172. Simbad, 294. Sisianov (Tsitsianof), 9. Sivas, 5, 74. Sivastopol, 74. Siven,215. Slav, 47. Slovckiye, 18. S on H aber gazetesi, 100, 131, 132. Sovhom, 111, 249. Söğütlü, 249. Stavropol Gubematoru, 73. Stolipin, 36, 37, 62. Sultanov, Abdullah, 227, 271, 284, 285, 286, 287, 288, 297. Sultanov,DrHüsrev,77, 91, 111, 122, 123, 124, 136, 137, 138, 139, 140, 143, 144, 178, 179, 191, 192, 193, 194, 195, 196, 200, 205, 213, 216, 217, 219, 221, 222, 223, 224, 225, 227, 232, 235, 247, 248, 249, 250, 251, 254, 256, 259, 264, 265, 266, 267, 268, 271, 272, 280, 284, 285, 286, 287, 288, 289, 297, 309, 311, 315. Suphan, 209. Suriye, 117. Suskap, 220. Suşa, 234. Suşi, 111. Süleyman Efendi, 238. Sünni,25. Sürbahan, 241. Sürmeli, 111, 261, 262, 263, 264, 265, 266, 295.

Ş Şadvatı,215. Şafİ, 238. Şahbazi, Taki, 121. Şahsevenlu, 5. Şahsuvarov, 91. Şahtahtinski, M. A., 36. Şair M ehm et Hadi, 44. Şakar, Fikri, 162. Şamahı Müslüman Cemiyet-i Hayriyesi, 185. Şamhor, 11. Şamlu, 5. Şamsutdinov, A. M., 150. Şark Kitaphänesi, 124. Şavşat (Şavşalı), 76. Şavşat, 83, 214, 244, 248, 251, 258. Şçendrikov, 29. Şeddadiler, 2. Şehidoğlu, Süreyya, 294. Şekerli, 242. Şeki, 8, 10, 11, 12, 13, 14, 137. Şelale dergisi, 39. Şemşedil, 9. Şenkaya, 186, 242, 273. Şerifoğlu M ehm ed Bey, 238. Şeyh Şamil, 14. Şeyhin Hacı Bey, 293. Şeyhzäde Hacı M ehmet Efendi,, 292. Şihlinski, Ali Ağa, 69. Şii, 23, 25, 46, 276. Şü,4. Ş irvan,4, 8, 10, 13, 33. Şirvanşahlar, 4. Şuşa, 11, 12, 14, 33, 123, 124, 137, 148. Şükrü Şaban, 162. Şüregel, 204.

T Tagiyev, A ğa Hasan, 59. Tagiyev, Hacı Zeynelabidin, 22, 23, 26, 36, 37, 38, 39, 50, 52, 54, 57, 58, 59, 60, 61, 63, 64, 65, 66, 68, 69, 70, 73, 97, 103, 126, 127, 158, 172, 180, 181, 212, 235, 252, 312, 315. Tagiyev, Hüseyin, 181. Tagiyev, Ismail, 36. Tagizäde, Käzım G., 234. Tahran, 11. Takiyev, A. Hüseyin, 87. TalibzädeAbdullahŞaik, 121. Talibzäde A hund Yusuf, 44, 52, 61, 63, 65, 66. Taliş, 10, 13, 271. Taliyov, Cemil, 262. Tamrut, 242. Tanzot, 250. Tarpını, 293. Tarsus, 5. Tasvir-i Ejkar gazetesi, 307. Taşkent, 21. Taşnak, 29, 31, 32, 33, 34. Taşnaksütyun, 29, 31, 33. Taştan Efendi, 238, 242. Tatar, 16, 19, 20, 39, 68, 111, 301. Tavas, 77. Tavetasyanlar, 31. Tavusker, 76, 214, 231. Taze H ayat gazetesi, 63, 64. TBMM Hükümeti, 315. Tebriz, 10, 11, 71, 72, 163. Tekämül gazetesi, 38. Tekelüler, 5. Terakki gazetesi, 38. Tercüman gazetesi, 20, 21, 23.

Türk, 2, 3, 4, 5, 7, 16, 19, 20, 21, Terek, 72. 22, 23, 24, 26, 30, 32, 33, 34, Ter-Gukasov, 22. 37, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, Terpinik, 76, 231, 238. 46, 47, 48, 50, 51, 52, 53, 54, Terpinikli M olla Veysel, 238. 55, 58, 61, 62, 65, 66, 68, 69, Teşkilät-ı M ahsusa, 74, 245. 70, 71, 72, 73, 74, 75, 76, 78, Tiflis, 14, 15, 18, 31, 79, 81, 83, 87, 79, 80, 81, 84, 85, 86, 88, 91, 93, 98, 100, 101, 102, 108, 111, 94, 95, 96, 99, 100, 101, 104, 122, 132, 133, 134, 136, 137, 105 109, 110, ı ı ı , 113, 114, 138, 139, 142, 143, 145, 146, 116 117, 118, 119, 123, 127, 147, 148, 152, 155, 156, 176, 128 130, 131, 134, 135, 137, 177, 188, 190, 193, 194, 210, 138 140, 141, 144, 145, 148, 215, 216, 219, 222, 224, 225, 149 150, 151, 152, 153, 154, 232, 234, 235, 247, 248, 252, 155 156, 157, 158, 159, 160, 253, 257, 258, 259, 260, 266, 161 162, 163, 164, 165, 166, 267, 268, 270, 272, 280, 284, 168, 169, 170, 171, 172, 167 288, 292, 299, 300, 309. 173 174, 175, 178, 179, 180, Tigranyum, 301. 181 182, 183, 185, 186, 187, Timur, 4. 188 189, 190, 191, 192, 193, Tokat, 5. 194 195, 196, 197, 199, 200, Tom sk, 149. 201 202, 203, 204, 205, 206, T onguç,F aik, 152, 155. 207 209, 210, 211, 212, 213, Topal Ali Bey, 204. 214 215, 216, 219, 220, 226, Topçubaşov, Ali Merdan, 21, 26, 35, 227 228, 230, 231, 236, 237, 36, 37, 50, 57, 58, 61, 62, 87, 238 239, 240, 242, 243, 244, 153, 180. 245 246, 247, 252, 257, 258, Tortum, 111, 233, 237, 240, 271. 259 260, 261, 269, 270, 271, T rablus,46, 49, 67. 273 274, 276, 277, 280, 282, Trabzon,78, 124, 149, 245, 273, 282, 283 284, 285, 291, 292, 293, 297, 298, 299, 300, 301, 302, 294 297, 299, 300, 301, 302, 303, 304, 305, 306, 307, 314, 303 304, 305, 306, 307, 309, 315. 312, 313, 314, 315. 311 Transkafkasya, 11, 13, 14, 15, 18, 25, 29, 30, 31, 36, 37, 41, 72, Türkçe, 16, 24, 25, 35, 38, 53, 54, 65, 66, 72, 110, 144, 145, 152, 86, 260. 157, 202, 223, 224, 225, 276, Tugaç, Hüsamettin, 150. 298. TuğrulB ey,3. Türkistan Ordu M ahkem eleri, 200. Turgutlular, 5. Türkistan, 3, 4 8 , 51, 116, 140, 200, Türk Demeği, 45. 211, 233, 273, 274. Türk Yurdu Dergisi, 46.

Türkiyö Şehbenderi, 189. Vekilov, Sefer Ali Bey, 54. Türkiye, 1, 7, 16, 21, 26, 30, 40, Vezirov, Haşim Bey, 38, 95. 42, 43, 44, 45, 46, 48, 49,50,Beyannämesi, 62. Viborg 51, 52, 53, 56, 58, 61, 63, 66, Vorontsov, M., 15, 29, 32, 41, 54, 67, 68, 69, 70, 71, 72,73,77, 257, 258, 259, 261. 80, 117, 124, 149, 150, 161, 163, 164, 173, 176, 184, 187, Y 188, 189, 198, 205, 209, 210, Yabgu, Arslan, 3. 229, 230, 245, 246, 249, 257, 258, 261, 264, 280, 285, 290, Yahudi, 22, 117. 294, 297, 309, 312, 313, 315. Yakup M ustafa Efendi, 162. Türkmen, 1, 2, 3, 4, 5, 8, 11, 12, Yakuti, 3. 30, 45, 261, 312. Yaşıl (Yeşil) Kalem Demeği, 130. Tüxkmençay, 1, 11, 12, 30, 261, 312. Yavuza’nın Şükrü Efendi, 293. Yaylabaşı, 77. U Yeni Füyuzat dergisi, 39. Yeni İkbal gazetesi, 133. Udav, 254. Yenibahçeli Yakup Cemil, 245. Yenigazi, 238. Um um R usya Zemstva İttifakı, 139. Um ur-u Hayriye Nezareti, 173. Yetim Yurt, 236. Ur, 215. Yezidiler, 187. U ralsk, 149. Yılan Adası, 165. Urmiye, 11. Yoldaş gazetesi, 38. Urumiye, 65. Yoncalık, 279. Uşhum ,253. Yora, 215. Uzunharm an (Havdos), 77. Yozgat, 5. Yulak İstasyonu, 173. V Yunan, 2, 21, 199, 315. Yusufİbrahim Efendi, 162. Vahaboğlu, Hacı Kerim, 22. Yusufbekov,45. Vahidof, Hacı Ağa, 121. Yusufbeyli Nesip Bey, 34. Van, 78, 266, 268, 294, 295, 296. Yusufeli, 231, 252. Vama, 65. Yusufzäde A liR ai, 115, 118, 121. Varsaklar, 5. Yusufzäde, Reşid, 115. Yüzbaşı Bedros, 301, 303, 305. Vehip Paşa, 304. Yüzbaşı İzzet, 162. Vekilov, Doktor Mehmed Rıza Bey, 57, Yüzbaşı Tapeyev Farad Bey, 162. 90. Vekilov, İbrahim Bey, 176. Vekilov, M ustafa, 216.

Z Zakajkas Skayerec gazetesi, 253. Zakafkasya, 123, 186, 215, 216. Zakatala, 17. Z akirB ey, 278. Zanos Köprüsü, 307. Zar, 253. Zarşat, 204. Zavihal,253. Zem evan, 253. Zem skiSoyuz, 107, 233, 234. Zem stva İttifakı, 139, 140. Zengezor, 123. Zengezur Hadiseleri, 124.

Zerdabi, Hasan Bey Melikzäde, 24, 25, 26, 53, 312. Zerdüşt, 1. Zeynelov, A ğa Kasım, 176. Zeynelov, Zeynel, 36. Z igbum u, 163. Zivin, 294. Z iyaB ey,206, 239, 242, 243. ZiyaEfendi, 162. ZiyaGökalp, 37, 45. Ziyadoğlular, 8. Zokdik, 248. Zovar, 253, 254. Zumal, 212. Zülfıgarovlar, 22.

More Documents from "Bosna Sandzak"