DOSYA
Yaz›: P›nar TÜREN PATTERSON ’93 - Murat TAfiÇI ’07 Foto: Teoman GÜRZ‹H‹N
www.freeuni.edu.ge
Global kriz ve Türkiye
Türkiye acil önlem almal›... Ekonomik kriz ABD’de ilk sinyallerini vermeye bafllad›¤›ndan beri tüm dünyay› ilgilendiren bu sorunu dergimizde farkl› boyutlar›yla ele alarak yer vermeye çal›fl›yoruz. Aradan geçen bir y›l› aflk›n sürede dünya ciddi bir küreselle savafl›r duruma geldi. Türkiye, “bize dokunmayacak” denen krizle mücadele etmek zorunda oldu¤unu geç de olsa anlad›. Herkesin korkuyla bahsetti¤i 2009 nas›l bir y›l olacak, Türkiye nas›l önlemler almal›, dünyada neler de¤iflecek. Herkesi ilgilendiren bu önemli sorular›n cevaplar›n› finans sektöründen Ahmet Çimeno¤lu ’92 ve Murat Üçer ’84 ile konufltuk.
54 2009 BO⁄AZ‹Ç‹
T
ürkiye ekonomik krizlere al›fl›k bir ülke. 2001 y›l›nda yaflanan ve hepimizi etkileyen krizin üstünden çok da uzun bir süre geçmedi. Türkiye iflas›n efli¤ine geldi¤i bu krizden önemli dersler ald›, ciddi bedeller ödedi, bankac›l›k sistemini sa¤lamlaflt›rd›. Ancak bugün yaflanan mali kriz tüm dünyay› sarmalam›flken ve Türkiye’nin ekonomik büyümesi de yurt d›fl›na bu kadar ba¤l›yken “bize bir fley olmaz” söyleminin ne kadar yanl›fl oldu¤u k›sa sürede anlafl›ld›. Dünya ülkeleri önemli önlem paketleri uygulamaya bafllam›flken Türkiye’nin henüz ciddi bir paket aç›klamam›fl olmas› endifleleri art›yor. Finans sektöründen iki önemli isimle yapt›¤›m›z görüflmeler de gösteriyor ki Türkiye acilen önlem almal› yoksa flu anda yaflanandan çok daha ciddi sorunlarla karfl›laflabilece¤iz. Bu önemlerin bafl›nda da s›k› mali politikalar›n uygulanmas› geliyor.
“Endifle verici olan Hükümetin bugüne kadar sürdürdü¤ü s›k› mali politikalar yerine daha popülist mali politikalar yürütme sinyalleri vermesi”
Ahmet Çimeno¤lu bizlerle 2009 öngörülerini paylaflt›ktan sonra al›nacak önlemlerin önemi ve aciliyeti üzerinde durdu. fiu ana kadar para politikalar› ile önlem al›nd›¤›n› ancak bunun yeterli olmad›¤›n› belirten Çimeno¤lu hükümetin popülist mali politikalar sinyali vermesinin endifle verici oldu¤unu belirtti.
2009 öngörüleri Öngörüleri yaparken senaryomuzu içinde bulundu¤umuz bu aylarda baz› önlemler al›naca¤› üzerine kurduk. Bu nedenle de çok kötümser bir senaryo tahminimiz yok. Mesela büyümedeki tahminimiz sadece %1 daralma olaca¤› flekline. Elbette bu çok iyi de¤il ama 2001 krizinde %7’lerden bahsediyorduk. Bu sefer bu kadar ciddi daralma beklemiyoruz. Türkiye için %7.5 enflasyon oran›n›n ulafl›labilir bir hedef oldu¤unu düflünüyoruz. Kurlara bakacak olursak, Türk liras›n›n içinde bulundu¤u zay›f konumunu bu y›l devam ettirece¤ini tahmin ediyoruz. Dolar›n zaman zaman 1,70-1,80’lere do¤ru hareketlenebilece¤ini ama oralar› çok aflmayaca¤›n›, y›l sonunda 1,67 civar›nda bir yerde olaca¤›n› tahmin ediyoruz. 2009 için eurodolar paritesi tahminimiz 1.40 civar›nda olacak. Dolar›n biraz de¤er kaybedip, euro’nun biraz de¤er kazanmas› bekleniyor. Bunun da arkas›ndaki en temel sebep ABD’nin flu anda yaflad›¤› krizle bafl edebilmek için çok büyük miktarda para bas›yor olmas›. Ayn› zamanda, ABD bütçe aç›klar›n› da, kamu borcunu da art›r›yor; böyle bir ülkenin para biriminin de¤er kaybetmesinin beklenmesi gayet do¤al. Ekonomik olarak bakt›¤›m›zda euro bölgesi de çok parlak de¤il ama onlar ABD kadar kamu maliyetinde genifllemeye gitmiyorlar. Makro dengelerini biraz daha korumaya çal›fl›yorlar. Anlatt›¤›m tüm bu tahminler, 2009 ikinci yar›s›n›n sonuna do¤ru dünyan›n bu krizden ç›kabilece¤i senaryosuna ba¤l›. E¤er kriz ortam› bugünkü gibi devam ederse o zaman dolar›n
güçlü kalmaya da devam etti¤ini görece¤iz büyük ihtimalle. Çünkü asl›nda bugünkü dünya konjonktürü içersinde dolar›n de¤er kazanmas› ifllerin iyiye gitti¤ini de¤il, tam aksine kötüye gitti¤ini gösterir hale geldi. Önlemlerin gecikmesi... Ana senaryo bu y›l›n ilk yar›s›nda zorluk, ikinci yar›s›nda toparlanma yaflanmas›. Ancak önlemlerin hem ABD’de hem bizde gecikiyor olmas› bu senaryonun gerçekleflebilme ihtimalini azalt›yor ve ne yaz›k ki hem Dünyada hem de Türkiye’de kötü bir senaryoya do¤ru gidiyoruz. Türkiye, ABD’nin yapt›klar›n› yaklafl›k bir y›l arayla tekrar ediyor. Önce krizi kabullenmeme e¤ilimi, sonra krizi kabul etme ve para politikas› araçlar›n› kullanma. Türkiye geçti¤imiz Kas›m ay›na kadar hiçbir fley yapmad›, tamamen inkâr durumundayd›. Kas›m ay›ndan sonra Merkez Bankas› agresif bir flekilde faizleri indirmeye bafllad›. Bankalar›n Merkez Bankas›’ndan alabilece¤i borç miktar›n› art›rd›. Böylece tamamen para politikas› araçlar›yla biz baz› önlemler ald›k. Ama bizde de ABD’de yaflanan oldu ve bu paralar›n krediye dönüflmesi çok az oldu. Çünkü sorun sadece likidite sorunu de¤il, sorun kredibilite sorunu. Bankalar›n di¤er bankalara ve müflterilerine güvenlerini kaybetmifl olma sorunu. Bankalar da böyle bir devirde kendilerini korumaya ald›lar. Hükümet ‘bankalar olan paray› kulland›rm›yor’ diye yorumluyor ama asl›nda ekonomiden biraz olsun anlayan insanlar bilir ki bankalar böyle bir ortamda sorumsuzca kredi kulland›r›rsa
2009 BO⁄AZ‹Ç‹ 55
“Dünyada bizden baflka önlem almayan ülke pek az.” ABD için devletlefltirme ideolojilerine o kadar ayk›r› ki bu nedenle baz› radikal önemleri alam›yorlar. Biz 2001 y›l›ndaki krizi, o fakir halimizle gelirimizin üçte birini vererek geçirdik. Bugün bankalar›m›z sa¤lam duruyorsa bunun bedeli ödendi. ABD de bedel ödemeli. fiimdilik imkans›z gibi gelen fleylerin gerçekleflti¤ini görebiliriz, mesela Bank of America veya Citibank’in devletlefltirilmesi gibi.
Ahmet Çimeno¤lu ’92 Ahmet Çimeno¤lu 1992 y›l›nda BÜ Ekonomi Bölümü’nü bitirdikten sonra ayn› bölümde yüksek lisans›n› tamamlad›. 1995 y›l›ndan beri Yap› Kredi Bankas›’nda çal›flmakta olan Çimeno¤lu halen bankan›n Stratejik Planlama ve Araflt›rma Bölüm Baflkan› olarak görev yapmakta. 2002 y›l›nda ‹TÜ’den ekonomi alan›nda doktora derecesi alan Çimeno¤lu, Bo¤aziçi Üniversitesi ve Sabanc› Üniversitesi’nde yar›-zamanl› olarak dersler vermekte. görevlerini do¤ru yapm›yorlar demektir. Bu dönemlerde bankalar›n en büyük s›k›nt›s›, kredi kulland›rd›klar› firmalar›n bilançolar›ndaki bozulmalar yüzünden ayn› flartlarda bu firmalara kredi sa¤lamay› devam ettirememeleridir. Kredi baflvurular›nda m› yoksa kulland›rtmada m› daralma var? 2008’in Ekim ay›ndan itibaren daha önce çok h›zl› büyüyen kredilerde önce yavafllama meydana geldi. 56 2009 BO⁄AZ‹Ç‹
Sonra dönem dönem kredi kulland›rmalar›nda azalmalar yaflanmaya baflland›. fiimdi tüm kalemlerde düflüfl görüyoruz. Kredi talebi düfltü çünkü faizler önceki dönemlere göre yüksek. Hem de bir tedirginlik var, flirketler yat›r›mlar›n› erteliyor, tüketiciler ev ya da araba almaktan imtina ediyor. Talepte sorun var ama ayn› zamanda bankalar›n da kredi verme standartlar›n› s›k›laflt›rd›klar›n› görüyoruz. Bankalar›n elinde flu anda para var, Merkez Bankas› da likidite sa¤l›yor, 2001 krizinden sonra bankac›l›k sistemi düzenlendi. Yani bizdeki sorun bankalarla ilgili de¤il. Bizdeki en büyük s›k›nt› kobilerde yaflanmaya bafllanan s›k›nt›. Asl›nda Mart ay›ndan beri kobilerde s›k›nt› var. Bankalar›n büyük müflterileriyle, büyük kurumsal ya da uluslararas› flirketlerle iliflkileri hiçbir zaman kesilmiyor. Ama esas taban› oluflturan, esnaf, kobi, bayii gibi kesimlere para ulaflmas› konusunda s›k›nt› yaflan›yor. Fabrikalar›n veya büyük flirketlerin bu kesime açt›¤› imkanlarda da s›k›nt›lar var. Yani kredi kulland›rmakta çekingen davranan sadece bankalar de¤il. Büyük flirket kredisini al›yor ama kendi kredi iliflkisi içinde oldu¤u bayilerine veya tedarikçilerine bunu yans›tm›yor. Mart ay›ndan beri küçük firmalar için bankadan kredi almak zorlaflt›, e¤er iliflki içinde
oldu¤u büyük flirket de onu finanse edemiyorsa bu küçük flirketlerin hiç yaflama flans› kalm›yor. O yüzden iflsizlik dahil s›k›nt›lar daha çok küçük ve orta ölçekli flirketlerde ortaya ç›k›yor. Mesela flu anda Bursa, Denizli gibi yan sanayinin ve kobilerin a¤›rl›kta oldu¤u flehirlerde durum gerçekten kötü. Al›nmas› gereken önlemler... Dünyada bizden baflka önlem almayan ülke pek az. Türkiye bugüne kadar sadece para politikalar› ile önlem ald›. Onun d›fl›nda Hükümet 34 maddelik bir önlemler paketinden bahsediyor ama içinde ne oldu¤unu bilmiyoruz. Oysa Fiscal Stimulus (Mali Canland›rma Politikalar›) ile de önlem al›nmal›. Ancak bizim gözlemledi¤imiz Hükümetin maliye politikalar› ile de¤il, para politikas› araçlar›n› ve Merkez Bankas›’n› kullanarak krize müdahalede bulunmak e¤iliminde oldu¤u. Benim Ekim ay›ndan beri ›srarla söyledi¤im önlemler paketinin üç boyutu var. Birincisi ve bence en önemlisi genifllemeci maliye politikalar›, ikincisi para politikalar›n›n mutlaka buna uygun bir flekilde ayarlanmas›, üçüncüsü de IMF ile yap›lacak anlaflma. Faiz düflürmek kötü bir fley de¤il ama sadece faiz düflürerek bu krizi aflamay›z. IMF ile geçen program bitti¤inde anlaflma yapm›fl olsayd›k bugün IMF diye bir konumuz
olmayacakt›. Anlaflma geciktikçe IMF’nin pazarl›klarda eli güçlendi ve piyasalarda beklenti yarat›ld›. fiimdi piyasada herkes IMF anlaflmas› olmazsa Türkiye çöker gibi düflünüyor. Bence en önemlisi mali politikalarda al›nacak önlemler. Hükümetin en az›ndan önümüzdeki 12-18 ayl›k dönem için çok agresif bir flekilde tar›m, altyap›, enerji sektörlerine e¤ilmesi, ayr›ca istihdam› art›racak flekilde bir tak›m vergi indirimlerine yönelik politikalar uygulamas› laz›m. Bu noktada, al›nacak olan genifllemeci önlemlerin geçici olaca¤›n›n ve 2010 y›l›ndan itibaren, önceden aç›klanm›fl ve ba¤lay›c›l›¤› olan bir mali kural çerçevesinde, kamu maliyesindeki disiplinin sürdürülece¤inin kamuoyuna ikna edici bir flekilde taahhüt edilmesi gerekiyor. Ayr›ca bankalara ve flirketlere yurt d›fl› borçlar› için teminat vermeli ki bu banka ya da flirket yurt d›fl›na gitti¤inde ‘benim arkamda devletimin garantisi var’ diyebilsin. Bu önlemleri birçok ülke alm›flken bizim bu tip hiçbir önlem almamam›z çok ciddi bir sorun. Kredilerin geri ça¤r›lmas› Bankalar verdikleri kredi karfl›l›¤›nda teminat al›yorlar, bu teminatlar›n de¤eri düflünce banka bu a盤› kapamas›n› flirketten istemek zorunda, yoksa banka iflini do¤ru yapmam›fl olur. Bu kamuoyuna banka kredisini geri istiyor gibi yans›yor. E¤er devlet belli bir süre için (mesela önümüzdeki 12 ay için) büyük flirketlerin teminatlar›na kefil olsa, banka da o krediyle ilgili sorun yaflamaz. Devlet de flirkete, “sana kefil oluyorum ama sen de adam ç›kartmayacaks›n, üretime aynen devam edeceksin” der ve üretim de zarar görmez. Teminat güvencesi olursa bankalar yeni kredi vermekte de s›k›nt› yaratmaz. Önlemler böyle olmal› ve bugün ABD, ‹ngiltere gibi ülkeler bunlar› yapmaya bafllad›. ABD gibi biz de önlem almakta geç kal›yoruz.
Muhtemelen biz de bunlar› yapaca¤›z ama geç kalm›fl olaca¤›z. ABD’nin yapt›¤› hatalar› biz yapmayal›m ve bu sefer bir ad›m önde olal›m istiyoruz. Bankalar›m›z sa¤lam oldu¤u için kriz bizi daha az etkileyebilirdi ama maalesef art›k onu söyleyemez hale geldik. IMF ile anlaflma IMF ile yaflanan s›k›nt›n›n çok genel hatlar›yla, IMF’nin 2009 y›l›nda gevfletilecek maliye politikalar›n›n 2010 ve 2011 y›llar›nda daha s›k›laflt›r›lmas›n› istemesi ve Hükümetin de 2011 genel seçimi nedeni ile buna yanaflmamas› oldu¤unu düflünüyorum. Genelde kamu maliyesi alan›nda IMF ve Hükümet aras›nda ciddi bir anlaflmazl›k oldu¤u gözleniyor. Bugüne kadar önlem al›nmamas› kötü ama daha da endifle verici olan Hükümetin bugüne kadar sürdürdü¤ü s›k› mali politikalar yerine daha popülist mali politikalar yürütme sinyalleri vermesi. fiu anda böyle bir izlenim var. Ankâ Kuflu Mucizesi... Bölgesel veya sektörel krizler oldu¤u zaman o ülkede kredi büyümesi olmadan da krizden ç›k›labildi¤i durumlar oluyor. 2001 y›l›nda Türkiye’nin yaflad›¤› kriz veya 1998’de Brezilya’n›n durumu gibi. Buna Ankâ Kuflu Mucizesi deniliyor. Ekonomi bat›yor, sonra yavafl yavafl küllerinden yeniden do¤uyor. Büyümeyi kredinin tetiklemesi laz›m ama bu olmadan, mucizevi bir flekilde ekonomi büyüyor. Bu örnekler incelendi¤inde flu görülüyor: Mesela 2001 y›l›nda Türkiye’deki krizde para de¤er kaybediyor ve Türk mallar› ucuzluyor, bu da içerde satamayan üreticinin mal›n› yurt d›fl›nda satmas›na yard›mc› oluyor çünkü dünyada ekonomik bir sorun yok. Böylece bir anda ihracat art›yor, turizm canlan›yor ve içerde kriz olmas›na ra¤men ciddi anlamda paralar kazan›lmaya bafllan›yor ve bankalar kredi vermedi¤i halde ekonomi büyüyor.
Dünyadan baz› kriz önlemleri AVRUPA B‹RL‹⁄‹ - Avrupa Birli¤i ve Avrupa Yat›r›m Bankas›: 30 milyar Avro (6.3 milyar: Yap›sal + Sosyal Fonlar, 7.2 milyar “Ak›ll› Yat›r›mlar”, 6.3 milyar: ‹stihdam Korumalar›) - Üye Ülkelerden Beklenti: 170 milyar Avro Kas›m (31 milyar Avro) ve Ocak (50 milyar Avro) aylar›nda oylanan iki paket, 2009-10 y›llar›na yay›lacak. ALMANYA - Altyap› Yat›r›mlar›: 14 milyar Avro - Hane Halk› Vergilerinde indirim (gelir vergisi indirimi) - Araflt›rma Gelifltirme ve Temiz Enerji Sektörlerinde Odaklanma FRANSA - Altyap› Harcamalar› ve Yat›r›m Kredileri: 10.5 milyar Avro - Kurumsal Sektör Maliyesine Destek Ayarlamalar›: 11.4 milyar Avro - Endüstrilere Destek: 2.2 milyar Avro - Konut: 1.8, Otomobil: 0.2, Küçük ‹flletmeler: 0.2 - Sosyal Politikalar: 2 milyar Avro - ‹stihdam: 1.2, Gelir Seviyesi Düflük Haneler: 0.8 JAPONYA 1. Paket (A¤ustos): - Halk›n Endiflesini Azaltma: 2 trilyon Yen - Halk›n Endiflesini Kald›rma: 0.4 trilyon Yen - Sürdürülebilir Toplum Dönüflümünün H›zland›r›lmas›: 0.9 trilyon Yen - Yeni Yap›lanma ve Büyüme Potansiyeli Deste¤i: 0.4 trilyon Yen 2. Paket (Ekim): - Halk›n Günlük Hayat›n› Destekleme Ayarlamalar›: 5 trilyon Yen - Halk›n Günlük Hayat›n›n Kolaylaflt›r›lmas›: 2.8 trilyon Yen - Finansal ve Ekonomik Sa¤laml›¤›n Teflvik Edilmesi: 0.6 trilyon Yen - Bölgesel Geliflme Potansiyelini Gerçeklefltirme: 1.6 trilyon Yen 3. Paket (Aral›k): 3 trilyon Yen KANADA - Kanada Ekonomik Aksiyon Plan›: 2009’da 22.7 milyar K. Dolar›, 2010’da 17.2 milyar K. Dolar› - Altyap› Yat›r›mlar›: 11.8 milyar Kanada Dolar› - Vergi Aff› ve Sosyal Yard›mlar: 12.8 milyar Kanada Dolar› - Konut ‹nflaat›: 7.8 milyar Kanada Dolar› - ‹fl Dünyas›na, Bölgelere ve Cemiyetlere Destek: 7.5 milyar Kanada Dolar› KAYNAK: Institute of International Finance (IIF), Global Economi Monitor, fiubat 2009 say›s›.
2009 BO⁄AZ‹Ç‹ 57
Ama bugün bütün dünyada kriz var. Tüm dünya krizdeyken Ankâ Kuflu gibi küllerimizden yeniden do¤amay›z. Dolay›s›yla bankalar›n kredi verme kanallar›n› yeniden çal›flt›rmas› gerekiyor. Bankac›l›kta sadece para sermayesi önemli de¤il. Güven ve bilgi sermayesi de en az para sermayesi kadar hatta belki daha da önemli. Güven sermayesinin tekrar yerine konmas› gerekiyor. Bu da sadece d›flar›dan gelecek parayla veya para politikas› ile çözülemez çünkü daha derin bir sorun. Bu global krizden sonra dünyada ne de¤iflecek? Bankac›l›k yap›fl fleklinde de¤ifliklik olacak. Gölge bankac›l›k dedi¤imiz yat›r›m bankac›l›¤›, hedge fonlar, yat›r›m fonlar›n›n a¤›rl›¤› azalacak. Türkiye’de yapt›¤›m›z türden geleneksel bankac›l›k yani mevduat toplayan bankalar›n a¤›rl›¤› ve sistemdeki
rolü artacak. Bu da daha az riskli, yat›r›mlar›n daha az oldu¤u ama daha güvenli bir bankac›l›k ortam› olacak demek. ‹kincisi, bankac›l›k sektöründe düzenleme ve denetleme artacak. Sarkac›n bir taraf›nda afl›r› denetleme di¤er taraf›nda da s›f›r denetleme var ve bugünlerde en önemli entelektüel tart›flma sarkac›n nerede duraca¤› konusunda yaflan›yor. En korkulan ise ülkelerin bu krizi atlatmak için içlerine dönme ihtimalleri. Büyük krizlerden sonra bunun yafland›¤› görülüyor. Mesela Sarkozy geçenlerde Frans›z otomobil üreticilerine ‘Do¤u Avrupa’daki fabrikalar›n›z› kapat›n ve Fransa’ya gelin’ dedi. Bu bir e¤ilim haline gelirse dünya ekonomisi için çok tehlikeli olur. Umar›m böyle bir yap›ya do¤ru kay›lmaz ama böyle bir ihtimal var. Uluslararas› sermaye geliflmekte olan ülkelere daha az
gelecek. Bu da Türkiye gibi, kendi büyümesi ve yat›r›mlar› için yabanc›lar›n tasarruflar›na ihtiyaç duyan bir ülke için kötü bir haber. Eskiden oldu¤u kadar yabanc› sermaye veya borç çekemeyebilece¤imiz bir döneme giriyoruz. Bu Türkiye için kritik bir durum. Türkiye tasarruf edemeyen bir ülke, hane halk› da ülke de gelirinden fazlas›n› harc›yor. Bu durumda ya tasarrufumuzu art›raca¤›z ya da tüketimimizi gelirimiz düzeyine indirece¤iz. Bu bir dönem fakirleflmemiz anlam›na geliyor. Elbette kimse bunu istemez. O zaman tasarruflar›m›z› -bireylerin, flirketlerin ve ülkenin- art›rmam›z laz›m. Bence bu Türkiye’nin temel problemi. Bizde çocuklara eskiden bir tasarruf kültürü verilirdi. Art›k sadece tüketim kültürü var ama biz ABD veya ‹ngiltere gibi zengin de¤iliz, kald› ki bu ülkeler de sürekli tüketimi kald›ramad›.
“Unutmamak gerek, Türkiye’de en büyüme dostu mali politika, disiplinli mali politikad›r” Murat Üçer konuflmas›nda hükümet taraf›ndan al›nacak önlemlerin ve özellikle s›k› mali politika önlemlerinin Türkiye’nin hem kriz dönemini aflmas› hem de gelece¤i için önemi üzerinde durdu. Türkiye’nin ekonomik büyümesinin 2007 y›l›ndan beri yavafllad›¤›n› bunun da nedeninin yeni bir oyun plan› gelifltirilmemesi oldu¤unu belirten Üçer önümüzdeki en önemli sorunun gittikçe yoldan ç›kmam›z oldu¤unun alt›n› çizdi.
58 2009 BO⁄AZ‹Ç‹
Kriz Türkiye’de ne kadar anlafl›ld›? Büyük ölçüde anlafl›ld› ama bu kriz herhangi bir kriz de¤il. Kriz çok kapsaml›; finansal entegrasyonun çok artt›¤›, enstrümanlar›n çok çeflitlendi¤i bir dünyada yakalad› bizi. Hep söylendi¤i gibi bizden kaynaklanm›yor kriz, ama bu asl›nda durumumuzun iyi oldu¤u anlam›na gelmiyor; hatta benim görüflüm, krizin derinli¤i ve iyileflme h›z› anlam›nda daha kötü sonuçlara yol açabilece¤i yönünde. Dolay›s›yla ne yaparsak yapal›m krizin maliyeti çok ciddi boyutta olacak: Büyüme uzun süre negatif seyredecek, iflsizlik artacak... Nitekim 2008’in 4. Çeyrek verilerinde çok ciddi bir daralman›n iflaretlerini ald›k. Hafif
de olsa pozitif büyümeye geçifl anlam›nda ekonominin toparlanmas›, bu y›l›n son çeyre¤inde bile gerçekleflmeyebilir. Türkiye’de pozitif büyümenin yeniden sa¤lanmas› ve/veya kanaman›n durdurulmas› iki ana konuya ba¤l›; güven tesisi ve d›fl finansman. Bunun için de IMF program› çok önemli ve olmazsa olmaz bir bafllang›ç; ancak kendi bafl›na tabii ki yeterli de¤il. Hükümetin olay›n önünde gitmesi ve yap›lan program› sahiplenmesi gerekli. Aç›k konuflmak gerekirse, hükümet 2006’dan bu yana IMF program›nda anlafl›lan mali kriterleri pek tutturmuyor, yap›sal reformlar› yapm›yor; ama IMF bu duruma müdahale etmedi ve son program› May›s 2008’de tamamlad›. fiimdi IMF ile anlafl›lamamas›n›n
sebebi, Ankara’daki söylemin aksine, IMF’nin hükümeti yokufla sürmesinden dolay› de¤il bence. Gerçeklerle yüzleflmemiz gerekiyor, ancak bunu IMF’nin söylemesi iflimize gelmiyor. Gecikme ile birlikte maliyetler art›yor. Ne tür önlemler al›nmas› gerekti¤i Fazla bir seçene¤imiz yok asl›nda. Para ve mali politikalar h›zla gevfliyor zaten. Mali politikada belki biz bir canland›rma paketi aç›klamad›k ancak 2006’dan bu yana bütçeyi gevfletiyoruz -basit bir hesapla 2006-2009 y›llar› aras›nda merkezi hükümetin faiz d›fl› fazlas› (FDF), Milli Gelir’in %4’ünü, hatta bu sekilde gidersek %5’ini aflan oranda düflmüfl olacak. IMF’siz bir Türkiye, 1990’l› y›llarda oldu¤u gibi Faiz D›fl› Fazla’da yine aç›k verecektir ki bu durum oldukça endifle verici bence. Türkiye gibi ülkelerde mali gevfleme, büyüme dostu de¤ildir. Türkiye’nin Keynesyen Politika uygulama lüksünün olmad›¤› kan›s›nday›m. Özetle bu 4 sebepten dolay› böyle: 1) Kamu finansman›: Kamu kesiminin FDF’s› azald›kça, ortaya ç›kan finansman ihtiyac› için özellikle IMF ile de anlafl›lmad›¤› takdirde- itfas› gelen bonolar›n yüksek oranda döndürülmesi gereklili¤i ortaya ç›kmakta. Baflka bir deyiflle iç borç çevirme oran›n› makul düzeyde tutmak için temelde 3 kaynaktan finansman sa¤lanabiliyor, ama hepsi de sorunlu: Birincisi, mali politikalar› zaten gevflettik ve gevfletiyoruz; faiz d›fl› fazla h›zla eriyor. ‹kincisi, bu piyasada afl›r› d›fl borçlanma çok zor gözüküyor. Ancak e¤er IMF ile anlaflma yap›l›rsa olay de¤iflir. Ben de gelen paran›n Hazine’ye verilmesi taraftar›y›m. Tipik olarak IMF paras› Merkez Bankas›’na veriliyor. Bu para Hazineye verildi¤i takdirde borç ödemesi için kullan›labilecek ve böylece hükümet IMF’ten
kulland›¤› kaynak kadar az borçlanabilecektir. Böylece “crowding-in” sa¤lanabilecek ve özel sektörün finansal kaynaklara eriflimi daha rahat olacak ve ekonomik canlanma yakalanabilecektir. Son olarak, özellefltirmeden çok ciddi bir rahatlama sa¤layacak gelir elde edilmesi zor gözüküyor. 2) Saydaml›k sorunumuz var: Harcamalar tam olarak nereye, nas›l gidiyor ve daha önemlisi nerede durulaca¤› konusunda s›k›nt›lar mevcut. 3) Harcamalar› borçlanarak finanse edebilece¤imiz için, faiz bask›s› ile özel sektörü oyundan d›fllama riski çok yüksek: Hükümet borçlanma yükünün artt›¤› ortamlarda ayn› havuzda özel sektör ile yar›flmaya bafll›yor. Genellikle hükümet özel sektörden daha güvenilir kabul edildi¤i için ve faizlerin de yükselmesi ile birlikte özel sektörün krediye eriflimi olumsuz olarak etkilenmekte. Buna biliyorsunuz “crowding-out” diyoruz; bu ciddi bir sorun olacakt›r ilerde. 4) Kamu borcu halen k›sa vadeli: Bizim kamu borcumuzun düzeyi düfltü ama vadesi hala k›sa. Bu aç›dan 1-2 y›la kadar yine borç döndürebilme (rollover) riskini konuflur oluruz. Para politikas› taraf›nda Merkez Bankas›’n›n faizleri h›zla indirmesi anlafl›l›r bir fley. Ancak burada baz› riskler de oldu¤u unutuluyor. Enflasyon Türkiye’de halen bir risk. K›sa vadede kesin düflecek ama %4 enflasyonu bu sefer de göremezsek hiç göremeyiz, o yüzden temkinli davranmak laz›m. Döviz taraf›nda da risk var; TL’nin de¤er kayb› ihracat›m›z› olumlu etkiler belki ama bugün bilançosunda döviz aç›k pozisyonu tafl›yan flirketler çok fazla ve bu flirketlerin TL’nin de¤er kayb›ndan ciddi flekilde zarar görece¤i
2006 y›l›ndan bu yana IMF hükümeti mali politika konusunda çok rahat b›rakt›. Reformlar aksad›; vergi reformu, iç talep çökünce dolayl› vergilere dayanan gelir taraf› ciddi anlamda zarar gördü. Gelir vergilerinin toplam vergide rolü artmal› -hepimiz biliyoruz- vergiyi daha genifl bir tabana oturtan bir reform yap›lmal›yd›.
unutulmamal›. Merkez Bankas› fazlas›yla büyüme a¤›rl›kl› para politikas› uygulamaya bafllad›; olabilir ama bunun bizim gibi ülkelerde biraz riskli oldu¤u kan›s›nday›m. Enflasyon Türkiye’de %7-8’in alt›na kal›c› olarak indirilemedi; belirli sektörlerde fiyatlama hareketlerinde kat›l›k (inertia) var bu devam edebilir. Bu konularda biraz iyimseriz gibi geliyor bana. 2009 BO⁄AZ‹Ç‹ 59
“Amerika tasarrufu, Çin tüketimi ö¤renecek” Türkiye’de ekonomik büyüme Global krizin reel sektör üzerindeki etkileri as›l 2008’in 4. çeyre¤inde hissedildi. Türkiye ekonomisi zaten beklentiler taraf›nda global krizi hissetmeye bafllam›flt› ama genelde kendi iç dinamiklerimizle büyüme yavafllam›flt› zaten; hat›rlarsak 2008’in 3. çeyre¤inde Türkiye 0.5 büyüdü. Bunda global kriz etkisi henüz yoktu as›l flimdi gelecek. Baflka bir deyiflle büyüme hikayemiz 2007’den bu yana yavafllayan bir büyüme hikayesiydi. Neden yavafll›yor? Çünkü yeni bir oyun plan› pek yok; seçim odakl› hareket edilmeye baflland›. Reformlar› yapmad›k, neye odaklanaca¤›m›z konusunda kafalar kar›fl›k, flimdi konjonktürel iktisat politikalar›yla bu önlenmeye çal›fl›l›yor. Aç›k konuflmak gerekirse maalesef popülist bir
ekonomi bas›n›m›z oldu¤undan dolay›, bilgi kirlili¤i ciddi boyutlarda. En büyük tehlike gittikçe yoldan ç›kmam›z ve 2-3 y›lda “kay›p 1990”lara geri dönmemiz. Türkiye’de kriz reel sektöre s›çrad› m›? Krizin kesinlikle reel sektöre s›çrad›¤› görüflündeyim. Hatta bence flu anda f›rt›na öncesi sessizlik dönemindeyiz. Daha henüz “umut” ölmedi. Özel sektör kendi imkanlar›yla çark› döndürmeye çal›fl›yor ama özellikle aç›k pozisyonla yakalanm›fl flirketlerden son derece endifle duymaktay›m. Önümüzdeki 6-9 ayda talebin canlanmas› ve kurun biraz gevflemesi hayati önemde; ancak bunun olma olas›l›¤› da çok yüksek de¤il bence. Dolay›s›yla
Reel Büyüme (%)
0
0 20
1
0 20
2
0 20
3
0 20
4
0 20
5
0 20
6
0 20
*Y›ll›k Bileflik Büyüme Oran›
Kamu Kesimi Faiz D›fl› Fazlas› (Program Tan›ml›)
60 2009 BO⁄AZ‹Ç‹
7
0 20
8t
0 20
Büyüme hikayemiz 2007’den bu yana yavafllayan bir büyüme hikayesiydi. Neden yavafll›yor? Çünkü yeni bir oyun plan› pek yok; seçim odakl› hareket edilmeye baflland›. flirketler kesiminde s›k›nt›lar›n kredi arz›ndaki daralmayla da birleflip artaca¤›n› düflünüyorum. 2009 makroekonomik öngörüleriniz nelerdir? 2009’un uzun zamand›r yaflamad›¤›m›z kadar zor bir y›l olacakt›r diye düflünüyorum. Tek olumlu haber enflasyon taraf›nda. Enflasyon %6-7 seviyelerine düflebilir; ancak demin de¤indi¤imiz gibi bunun kal›c› olamayabilece¤ini düflünüyorum. Faizlerin ise h›zl› hareket yapt›¤›n› ve buralardan yeni kazan›mlar›n zor oldu¤unu düflünüyorum. Kurun düflmesinin de mümkün olmad›¤›n› düflünüyorum; çünkü dünyada d›fl talep azalmakta ve Türkiye’nin daralan cari a盤a ra¤men finansman ihtiyac› devam etmekte. Merkezi Yönetim Bütçe a盤› ve IMF ile anlaflma Anlaflma bence mali politikay› tekrar sa¤lam bir temele oturtmakta t›kand›. Mali taraftaki bozulmay› durdurmak için çok radikal ad›mlar atmak gerekiyor. Bir anlamda konjonktür de¤iflince bütçe yap›m›z›n asl›nda ne kadar k›r›lgan oldu¤u ortaya ç›kt›. Türkiye’de vergi yap›s› iç talebe çok duyarl› bir halde vergiyi genifl bir tabana yayamad›k ve gelir vergisi toplayam›yoruz. Bu genelde ahlakî bir çöküntü de yaratmakta. Hayat standard› ile ödenen vergi aras›ndaki ba¤lant› kopuk vaziyette. Harcama reformu da bir türlü
yap›lamad›¤›ndan ve hatta hükümet sa¤l›k reformu gibi maalesef biraz boyumuzu aflan reformlar yapmaya çal›fl›p harcamalar› da art›rd›¤›ndan, harcamalar›n kontrolümüzde olan k›sm› çok az. Bu durumda yap›lmas› gereken tabii ki baz› radikal önlemlerin al›nmas›d›r. Öncelikle mali disiplinin art›r›lmas›, harcamalar›n dondurulmas›, kurala ba¤lanmas›, vergi taraf›nda at›lmas› gereken yasal ad›mlar›n at›lmas› gibi bir dizi önlem geliyor. Ancak maliyet daha da büyümeden bir anlaflma yap›lsa da uygulama konusunda hükümetin yeteri kadar istekli olmayaca¤› endiflesini tafl›yorum. Yerel seçimler bittikten sonra AKP büyük bir baflar› elde etti¤i takdirde uygulad›¤› genifllemeci politikay› sürdürmeye mi devam edecek yoksa bu politikan›n sürdürülemeyece¤ini düflünüp tedbir almaya m› yönelecek sorusunun yan›t› büyük bir belirsizlikte flu an. Veya bir baflar›s›zl›k halinde do¤ru iktisat politikalar›na istekle sar›labilecek mi AKP? Unutmamak gerek Türkiye’de en büyüme dostu mali politika, disiplinli mali politikad›r. fiu anda disiplinli mali politika uygulanmamakta. 2006 y›l›ndan bu yana IMF hükümeti mali politika konusunda çok rahat b›rakt›. Reformlar aksad›; vergi reformu, iç talep çökünce dolayl› vergilere dayanan gelir taraf› ciddi anlamda zarar gördü. Gelir vergilerinin toplam vergide rolü artmal› -hepimiz biliyoruz- vergiyi daha genifl bir tabana oturtan bir reform yap›lmal›yd›. Cari Aç›k ve Do¤rudan Yabanc› Yat›r›m›’n›n 2009’daki seyri Bildi¤iniz gibi cari tarafta Türkiye’nin enerji faturas› büyük rol oynuyor -geçti¤imiz y›l cari aç›k 41 milyar ABD Dolar› seviyesindeyken enerji faturam›z da bir o kadard›; yani Türkiye enerji hariç cari tarafta aç›k vermedi. Ben bu y›l enerji faturas›n›n yar›dan fazla azalmas›n› bekliyorum. Enerji d›fl›ndaki kalemleri de bir araya
Problemler devasa boyutta ve 100 y›lda bir yaflan›r cinsten. Kapitalist sistemin kalbi olan finans sistemi flu anda en temel ifllevlerini yerine getiremez durumda. koydu¤umuzda 2009 y›l› için Cari Aç›k için 15 milyar ABD Dolar› bana flu aflamada mant›kl› geliyor. Do¤rudan Yabanc› Yat›r›m›’n›n ise 7-8 milyar ABD Dolar›’n› bile bulamayaca¤›n› düflünüyorum. 2006’da 20 milyar ABD Dolar› olarak gerçekleflen Do¤rudan Yabanc› Yat›r›m› geçen sene 15 milyar ABD Dolar› olarak gerçekleflti. 2009 y›l› için bu tutar›n en az›ndan yar› yar›ya azalmas›n› beklemek gerekir, dünyan›n hali malum. ABD’nin durumu ve bu krizden sonra dünyada ne de¤iflecek Dünya’n›n çok önemli bir de¤iflim sürecinden geçti¤i art›k gün gibi aflikâr. ABD’nin tek süper güç olmas› art›k mümkün de¤il. ABD gücünü paylaflmay› hem iktisaden hem de politik olarak paylaflmay› ö¤renecek. Obama zaten bu yaklafl›m ve programla ifl bafl›na geldi; ancak problemler devasa boyutta ve 100 y›lda bir yaflan›r cinsten. Kapitalist sistemin kalbi olan finans sistemi flu anda en temel ifllevlerini yerine getiremez durumda. Kurtarma paketinin etkin olabilmesi için ekonominin kendi bafl›nda aya¤a kalkabilecek mekanizmalar›n›n da çal›fl›yor olmas› gerekmekte. Kurtarma paketinin, finans sektörü aya¤a kalkmadan etkili olamayaca¤›, böyle bir durumda sadece borçlulu¤u artt›raca¤› ve s›k›nt›lar› derinlefltirece¤i kanaatindeyim. Bono piyasalar›nda bunun etkisini görmeye bafllad›k bile bir parça. Temel mesele, ABD tüketicisi bilançosunu düzeltmeden ve
Murat Üçer ’84 1990 y›l›nda Boston Kolej'den, 1984 y›l›nda Bo¤aziçi Üniversitesi'nden ekonomi dal›nda doktora ve lisans derecelerini ald›. Aralar›nda Uluslararas› Para Fonu, Uluslararas› Finans Enstitüsü ve Credit Suisse First Boston yat›r›m bankas›n›n bulundu¤u çeflitli kurumlarda çal›flt›. Türkiye’de özel sektör d›fl›nda, Hazine ve Merkez Bankas›’na dan›flmanl›k yapt›. 2002’den beri, Global Source Türkiye temsilcisi olarak, yabanc› yat›r›mc›lara ve çeflitli yerli kurumlara Türkiye'deki makro ekonomik geliflmeler üstüne dan›flmanl›k hizmetleri ve Koç Üniversitesi’nde yar› zaman makro ekonomi dersleri vermekte. Ekonomi alan›nda yay›nlanm›fl çeflitli makaleleri ve Türkiye’de 2001 krizi üzerine yay›nlanm›fl bir kitab› bulunmaktad›r. bankac›l›k sektörü tekrar aya¤a kalkmadan büyüme kal›c› ve güçlü olarak geri gelmeyecektir. Uzun süreli düflük bir global büyümeye haz›rl›kl› olunmas›ndan yanay›m. Bu süreçte büyümenin bileflimi d›fl talep/iç talep dengesi anlam›nda de¤iflecektir. Son 5 y›l›n aksine, baflta Çin olmak üzere Asya, daha çok iç taleple, ABD d›fl taleple büyümeyi ö¤renecektir. 2009 BO⁄AZ‹Ç‹ 61