Ergenekon Iddianamesi Sayfa 801-1200

  • Uploaded by: Birlik Televizyonu
  • 0
  • 0
  • December 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Ergenekon Iddianamesi Sayfa 801-1200 as PDF for free.

More details

  • Words: 182,626
  • Pages: 422
babasının Rusya'da kaldığı süre içerisinde PAKERLER olarak bilindiğini, dedesinin Kars'ta iken nüfus müdürlüğüne müracaat edip soyadlarını PAKER olarak kayıt ettirmek istediğini, nüfus memurunun ise siz Rusya'dan eksik geldiniz ve ecnebisiniz diyerek kimliğe soyadlarını EKSİK olarak kayıt ettiğini, kendisinin babasının vasiyeti üzerine İstanbul Barosu Avukatlarından Muhsin BAKTIR'a EKSİK olan soy adlarını PAKER olarak değiştirmek için 2003 yılında vekalet verdiğini, halen evrakları tam olarak tanzim edemediklerinden dolayı davanın Bağcılar Adliyesinde devam ettiğini, kendisinin PAKER soy adını hiç kullanmadığını, tarihten 2-3 yıl öncesi kadar Muzaffer TEKİN, Hüseyin GÖRÜM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve tanımadığı 30-40 kadar kişinin katılmış olduğu iş amaçlı olarak katıldığı bir yemekte, Muzaffer TEKİN ve yanındaki tanımadığı şahısların kendisine tanışmak maksatlı olarak nereli olduğunu sorduklarında kendisinin de Kafkasya'dan göç eden Ahıska Türklerinden olduğunu söylediğini, hangi boydan olduğunu sorduklarında PAKERLERDEN olduğunu söylediğini, ayrıca Pakerler ailesi olarakta anıldıklarını söylediğini, zaten Paker olarak soy adını değiştireceğini söylediğini, kendisinin hiç PAKER soy adını kullanmadığını fakat gıyabında PAKER soy adını arkadaşlarının kullanmış olabileceklerini, kendisinin PAKER soyadını herhangi bir resmi veya gayrı resmi bir işte kullanmadığını, İlgili Mahkeme karan gereği yapılan incelemede: İkametinde yapılan aramada ele geçen ve l'den 94'e kadar numaralandırılan dokümanlardan 71. sayfalı doküman içerisinde bulunan 17 Mayıs Alparslan ARSLAN 10:30 Danıştay, ile başlayan ve M.TEKÎN, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN, İsmail PAKER, Yurdakul isimleri ve tarih ve saat yazılar sorulduğunda; Bu dokümanda ismi geçen şahıslan tanıdığını, kendisine okunulan dokümandaki İsmail PAKER'in kendisi olduğunu, ifadesinin üst kısmında gerekli açıklamada bulunduğunu, Muzaffer TEKİN isimli şahsın İstanbul Başsavcılığında alman ifadesinde kendisi ila alakalı hususlar sorulduğunda; Hatırladığı kadanyla Danıştay'a saldın olduğu gün Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK tarafından kendisine ait olan ve şu an numarasını hatırlayamadığı telefondan aranarak Fenerbahçe Ordu Evine yemeğe davet edildiğini, kendisinin de annesinin hastalığını mazeret göstererek gelemeyeceğini Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e söylediği, bir iki saat sonra Muzaffer TEKİN'in aynı cep telefonundan annesinin rahatsızlığından dolayı kendisine geçmiş olsun dileklerini sunmak için aradığını, "Yemeğe gelebilirsen memnun olurum" dediğini, kendisinin de annesinin iyi olması durumunda "söz gelirim" dediğini, aynı gün akşam saat 20:00 sıralarında Fenerbahçe Ordu Evine gittiğini, gitmesindeki bir sebebinde ordu evinde inşaat tamir işlerinden bir iş alabilir miyim düşüncesinin olduğunu, daha sonra kendisine yemek söylendiğini, beş dakika sonra da Muzaffer TEKİN'i eşi cep telefonundan aradığını, panik halinde konuşarak telefonu kapattığını ve kendisi "eve polisler kapıyı kırmak istiyorlar. Benim ne işim olabilir polislerle." diye söylendiğini, bu esnada bir şeyler konuşulduğunu ama ne konuşulduğunu hatırlamadığım, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Muzaffer TEKİN'e "Komutanım ben bir bakıyım, durumu öğreneyim,gelirim" dediğini, kendisine de "İsmail seninde araban var gidip gelelim" dediğini, ve kendisinin de götürdüğünü, Muzaffer TEKİN'in evinin yakınlarında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü indirdiğini, kendisinin de bir köşede beklediğini, çünkü evin önünde bir çok polis olduğunu, yaklaşık 2-3 saat sonra Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK kendisini arayarak "Nerdesin gel bizi al" dediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte daha önce kardeşi Hüseyin EKSİK'in avukatlığını yapan ve şuan da kendisinin avukatlığını yapan Ertaç GİRAY isimli şahıs ile birlikte arabasına bindiklerini, Avukat Ertaç GİRAY'm elindeki belgeleri okuyarak "Ayhan PARLAK isimli şahısı tanıyor musunuz" diyerek kendilerine sorduğunu, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün bir kez ofiste gördüjüj»«0şdediğini, kendisinin de daha önce hiç görmediğimi söylediğini,daha sonra ordu evilfo, gittfflifinf&Ertaç GİRAY isimli avukat

1* .?{(r^\\ * i ^

.■■>

'f%\

*? m it.

^*

f MS

jT

i '

Muzaffer TEKIN'E "Danıştay saldırısı ile ilgili olarak ilişkilendiriyorsunuz" dediğini, bunun üzerine Muzaffer TEKİN'in "İmkansız böyle bir şey, kendimi intihar ederim." dediğini, Avukatın da kendisine gidip teslim olmasını, herhangi bir suçu yoksa 3-4 gün gözaltında kalabileceğini, bir suçu yoksa aklanabileceğim belirttiğini, Muzaffer TEKİN'in ise durum netleşinceye kadar, pazartesi günü gidip savcıya teslim olacağını söylediğini, avukat beyinde "Çocuklar beni eve bırakın" dediğini, Avukat bey ile yola çıktıklarını, Avukat Ertaç GİRAY, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'e dönerek "Beni neden çağırdın. Ben bu işin avukatlığını yapmam. Sizde bunlardan uzak durun" dediğini ve avukatı evine bıraktıklarım, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile beraber tekrar Ordu evine döndüklerini, Muzaffer TEKİN'in "nerede kalabilirim" dediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Kadıköy de bulunan bir arkadaşımın evinde kalabilirsiniz" dediğini, bu arada kendisinden tekrar rica ettiklerini, bunun üzerine kendisinin Muzaffer TEKİN ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Kadıköy de bulunan Altıyol ile Söğütlüleşme Camisinin arasındaki yola bıraktığını, Sonrada eve gittiğini, 1-2 gün sonra Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini aradığını, "Kadıköy'e gelir misin" dediğini, kendisinin de "işim var" dediğini, Onun da "arabam olsa seni çağirmazdmı Muzaffer TEKİN'e bir başçavuşu varmış ona götüreceğiz" dediğini, kendisinin de onları daha önce bıraktığı Kadıköy'e gittiğini, Muzaffer TEKİN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile birlikte Ümraniye civarında kendilerini bekleyen tanımadığı bir şahsa ait arabaya binerek uzaklaştıklarını, kendisinin nereye gittiklerini bilmediğini, daha sonra oradan ayrılarak işine gittiğini, bir gün sonra saat 10:30 gibi telefonunu açtığında ilk arayan Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu, kendisine "acele gel buluşmamız lazım" dediğini, işinin olduğunu, gelemeyeceğini söylediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün de konunun çok acil olduğunu yenilediğini, nedir bu kadar acil olan diye sorduğunda kendisine Muzaffer TEKİN'in intihar ettiğini söylediğini, kendisinin de "tamam" deyip Göztepe kavşağına Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü almaya gittiğini, beraber Çavuşbaşı'na gittiklerini, Yurdakul isimli şahıs ile telefon ile konuşarak yol tarifi aldıklarını, daha sonra Yurdakul'u yoldan alarak Çavuşbaşmdaki villaya gittiklerini, ikisinin indiğini, kendisinin arabayı park ettiğini, yukarı çıktığında Muzaffer TEKİN'i bir sandalyeye oturttuklanm, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ise Muzaffer TEKİN'e kızarak "Komutanım neden böyle bir şey yaptınız. Bizi yakıyorsunuz" dediğini, Muzaffer TEKİN'in ise "Bazı yerlere haber verdim bir takım notlarıda Mahmut ÖZTÜRK'e verdim size de bir şey olmaz" dediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ise yaralı olan yere tampon yaptığını, daha sonra da Yurdakul, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Muzaffer TEKİN kime ait olduğunu bilmediği ve Yurdakul'un kullandığı araca bindiklerini, kendisinin de kendine ait arabayla önde hareket ederek hastaneye gitmek üzere yola çıktıklarını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün yolda kendisini arayarak "Maltepe istikametine gidiyoruz" dediğini, neden hastaneye gitmediklerini sorduğunda Muzaffer TEKİN'in hastaneye gitmek istemediğini, Maltepe'de abisinin evine gitmek istediğini söylediğini, daha sonra Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN isimli şahsı arayıp Muzaffer TEKİN'in hastaneye gitmesi için ikna etmesini söylediğini, Rafet ARSLAN'm Maltepe'yi bilmediği için bir noktada beklemesini söylediğini kendisinin de bulunduğu yerden arabasıyla alarak Muzaffer TEKİN'in yanma getirdiğini, Kendisi Muzaffer TEKİN ile görüşerek Kadıköy Acıbadem hastanesine götürdüklerini, kendisinin de arabasıyla arkadan takip ederek hastaneye gittiğini, daha sonra hastaneden ayrıldığını, Muzaffer TEKİN isimli şahıs İstanbul Başsavcılığında alman ifadesinde; "Daha sonra da soruşturma ile alakalı hakkımda takipsizlik karan verildi. Hiç tutuklanmadım dedi. Daha sonra İsmail PAKER'in asıl adının Tolga PAKER olduğunu öğrendim. Kendisini devlete hizmet etmiş biri olarak lanse ettiğini hatta Tarım ve Köy İşleri Bakanlığında kadrolu olarak görev yaptığım söyledi" şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu konu hakkında bildikleri soralduğuptef*

Kendisi hakkında söylenen bu ifadeyi kabul etmediğini, hayatında hiçbir zaman Tolga PAKER ismini kullanmadığını ve devlet görevinde bulunmadığını, ifadesinin üst kısmında öz geçmişinde belirttiği gibi çeşitli özel şirketlerde çalıştığını, Tarım ve köy İşleri kadrosunda bulunmadığını, kendisinin Danıştay saldırısı olayından sonra Muzaffer TEKİN ile hastaneden sonra kendisi ile görüşmediğini, Muzaffer TEKİN'in kendisini ofisine çağırmak için defalarca aramasına rağmen ofisine gitmediğini, daha sonra geçmiş olsun nezaketinde bulunmak için evine gittiğini ve Muzaffer TEKİN'in kendisine soğuk davrandığını, o zamandan bu yana kendisini görmediğini, bu nedenle böyle bir ifade vermiş olabileceğini, Muzaffer TEKÎN isimli şahıs İstanbul Başsavcılığında alman ifadesinde ; "...İsmail PAKER ile ilişkim 2004 yılında Ankara'da Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi isimli bir oluşumun İstanbul şubesi için görüşmelerde bulunduk. Bana oluşumun başında Hasan KONDAKÇI Paşanın ulusal başkanı olduğunu söyledi. Bende bu niyetle biraz ilgilendim ancak sonra baktım ciddi ve dürüst insanların olmadığını görünce verdiği formları yırtıp attım. İki üç aylık bir süreçte birlikteliğimiz oldu. Bunun dışında daha sonra İsmail PAKER ile görüşmelerimiz oldu. Ve benim tavsiyelerim üzerine o hareketten koptu..." şeklinde beyanda bulunmuştur. Siz Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi isimli oluşumunun İstanbul şubesine ne zamandan itibaren ve ne amaçla gitmektesiniz? Ne tür faaliyetlerde bulunuyorsunuz? Göreviniz nedir'.' Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği İstanbul şubesine sizden başka kimler gitmektedir?" Bu konu hakkında bilgisi sorulduğunda; Kendisinin yaklaşık olarak 2,5 yıl önce iş ilişkisi ile tanıştığı Hüseyin GÖRÜM'ün, fabrikasına sattıkları inşaat malzemelerini görüşmek hem de "dostlarıma yemek veriyorum onlarla tanışmış olursun" diyerek davet ettiğini, Davette 30-40 kadar kişi olduğunu, bu davette Muzaffer TEKİN vasıtasıyla Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile tanıştığını, yaklaşık yarım saat kadar iş konuşulduğunu, daha sonra Hüseyin GÖRÜM'ün Kuvva-i Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği isimli derneğin birleştiğini, kendisinin de İstanbul'daki şubenin oluşturma çalışmalarını yaptığını ve oradaki insanlara dönerek kendisine destek olmasmı istediğini, kendisinin de ilk defa Vatansever Kuvvetler Güç Birliği oluşumunu orada duyduğunu, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği İstanbul şubesine hayatmda hiç gitmediğini, böyle bir şube varsa da yerini bilmediğini, kendisinin bu oluşum ile ilgili olarak bir görevi nede faaliyetinin olmadığını, kimlerin gidip geldiğini de bilmediğini, daha sonra kendilerine Hüseyin GÖRÜM'ün derneğin tüzüğünü dağıttığını, bir kenarda tüzüğü okurken Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün yanına gelerek ne iş yaptığını sorduğu, kendisinin de bir iş için burada bulunduğunu söylediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Vatansever Kuvvetler Güç Birliği isimli derneğinin başındakilerin tutarsız olduklarını söylediğini, kendisinin de böyle insanlarla işinin olamayacağını söylediği, kendisine de "sen kendi işine bak" dediğini, 2-3 ay sonra Hüseyin GÖRÜM'e ait fabrikada çalışan ve ismini hatırlayamadığı bir şahıs tarafından davet edildiğini, bir mevlit yemeğinde Muzaffer TEKİN, Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM ile tekrar karşılaştığını, Fikri KARADAĞ ile orada ilk defa merhabalaştıklarını, ondan sonra da bir daha kendisi ve Hüseyin GÖRÜM ile görüşmediğini, birkaç ay sonra Muzaffer TEKİN'in kendisini aradığını, Hüseyin GÖRÜM ile görüşüp görüşmediğini sorduğu, kendisinin de görüşmediğini ve ilişkilerini kestiğini belirttiğini, Kuddusi OKKIR'm Emniyette alman ifadesinde geçen "...ismi geçen İsmail PAKER, M. Zekeriya Öztürk, Ertaş GİRAY, Rafet ARSLAN( Rafet Paşa olarak bilirim) isimli şahıslar ile 2004 yılında daha önceden bahsettiğim gibi Vatan Sever Güç Birliği İstanbul şubesi çalışmalarında ve sonrasında tanıştım, 2,-3 „ aylık bir görüşmem olmuştur." Şeklindeki beyanları sorulduğunda;

Hüseyin GÖRÜM isimli şahsın kendisine ait olan fabrikadaki yemekte Kuddusi OKKIR'ı ilk defa orada gördüğünü ve kendisiyle tanıştığını, daha sonra da Mevlit yemeğinde karşılaştığını, birde Kuddusi OKKIR'm çalıştığı işyerinde karşılaştıklarını, bir daha karşılaşmadıklarını, yaklaşık olarak bir yıldır görüşmediklerini, yine ifadesinin üst kısmında belirttiği gibi kendisinin Vatansever Kuvvetler Güç Birliği isimli dernek içerisinde herhangi bir faaliyet ve görevinin olmadığını, İstanbul şubesinin nerede ve ne zaman kurulduğu konusunda da bir bilgi sahibi olmadığını, Devletin Yeniden Yapılanması İçin Öneriler(Mastır Plan Ön Çalışması) isimli Doküman hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, Soruşturma kapsamında haklarında işlem yapılan şahıslardan; Oktay YILDIRIM'ı mevlit yemeğinde gördüğünü, daha sonra medyada gördüğünde Oktay YILDIRIM olduğunu anladığını, Mehmet DEMİRTAŞ ve Ali YİĞİT'i tanımadığını, Muzaffer TEKİN'in evine gittiğinde evsahibi olarak medyadan öğrendiğini, Rafet ARSLAN'ı Muzaffer TEKİN vasıtası ile tanıdığını, kendisini emekli subay olarak tanıdığımMehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanıdığını, ifadesinin üst bölümünde izah ettiğini, Kuddusi OKKIR'ı tanıdığını, ifadesinin üst bölümünde ilişkisinden bahsettiğini, Gazi GÜDER, AYŞE Asuman ÖZDEMİR, Fikret EMEK, Halil Behiç GÜRCİHAN isimli şahıslan tanımadığını,

b-Savcılık İfadesinde; HÜSEYİN GÖRÜM ile bir iş toplantısında tanıştığını, fabrikasının ismini tam hatırlamadığını, tanıştıktan 7-8 ay sonra HÜSEYİN GÖRÜM'ün kendisini aradığını, "hem fabrikanın çıkardığı ürünler hakkında hem de tanışmış oluruz, belki kendine iş çıkarırsın" dediğini, kendisinin de yemeğe katıldığını, 30-40 kişinin bulunduğunu, yemekte Muzaffer TEKİN'in de olduğunu, Muzaffer TEKİN ile orda tanıştığını, Zekeriya ÖZTÜRK ile de Muzaffer TEKİN'in tanıştırdığını, herkes kendi arasında konuşurken HÜSEYİN GÖRÜM'ün "Kuvayi Milliye Derneği ve Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Derneğinin İstanbul oluşumunu yapmak istiyorum şube açmak istiyorum" "arkadaşlardan destek istiyorum" dediğini, dergi ve Kuvayi Milliye Derneğin tüzüğü vardı, tüzüğü tam okumadığını, bir hukukçu arkadaşına götürdüğünü, götürme sebebinin M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisine bunların yapılanmaya çalıştığını, buraların kendisine uymayacağını, tüccar adam olduğu için bu işin kendisine göre olmayacağını söylediğini, daha sonra avukatının kendisine "bu tüzükte silahlı kuvvet kurulabilir" şeklinde ibarelerin bulunduğunu, bunun radikal bir dernek olduğunu ve bu dernekten uzak durmasını söylediği, kendisinin de "ben görevli olsaydım bu dernek hakkında tahkikat açardım" bunun bir tüzük olmadığını söylediği, kendisinin avukat arkadaşının emekli savcı olan şu anda savunmasını yapan ERTAÇ GİRAY olduğunu, kendisinin daha sonra bunlardan uzaklaştığını, katıldığı yemekte Kuddisi OKKIR'm da olduğunu, Gazi GÜDER ve Asuman ÖZDEMİR'in olduğunu bilmediğini, bu olayın yaklaşık olarak 2004-2005 yıllan arasında olduğunu, kendisinin 3 ay kadar sonra HÜSEYİN GÖRÜM'ün fabrikasında çalışan bir personelin kendisini aradığını, kendisinin de mevlüt olduğu için gittiğini, Fikri KARADAĞ, Oktay YILDIRIM, Kuddisi OKKIR, Hüseyin GÖRÜMLER'in de bu mevlütte olduğunu, değişik askeri şahıslarında olduğunu ancak isimlerini bilmediğini, daha sonra buradaki şahıslardan Muzaffer TEKİN ve Zekeriya ÖZTÜRK dışında kimseyle görüşmediğini, 2-3 ay sonra Muzaffer'in kendisini telefonla aradığını, Hüseyin GÖRÜM ile görüşüp görüşmediğini sorduğunu, kendisinin de görüşmediğini söylediği, Muzaffer TEKİN'in de "iyi" dediğini, zaman zaman kendisinin MUZAFFER TEKİN'in yazıhanesine gittiğini, her gittiğinde yazıhanesinin kalabalık olduğunu, yazıhanede askerlerden, polislerden ve sivillerden oluşan kalabalık grup her zaman olduğunu, kendisinin "bir iş çıkarma amacıyla" gittiğini, "belki bir iş adamı ile tanışınm" diye gittiğini, genelde odasının kalabalık olduğu için kendisinin dışanda beklediğini, odadakilçri kendisine "devrem" falan filan diye tanıştırdığını, yazıhaneye 4-5 kez den fazla gitmediğim,

Danıştay saldırısının olduğu gün Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini ordu evinde yemeğe çağırdığını, "Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN ve ben yemek yiyeceğiz, sen de gel" dediğini, kendisinin kabul etmediğini, "annem hasta" dediğini, 1-2 saat sonra Muzaffer TEKİN'in aradığını ve "geçmiş olsun gelebilirsen memnun olurum" dediğim, kendisinin de "annem iyi olursa sonra gelirim" dediğini, ancak herhangi bir ihale alabilmek amacıyla Muzaffer TEKİN'in davetini kabul ettiğini, yemeğe başladıklarında Muzaffer'in eşiyle görüştüğünü, Muzaffer TEKİN'in panik olduğunu, telefonu kapatır kapatmaz "polis kapıyı zorluyor kıncaklar" dediğini, bu arada Zekeriya'nm "ben gidip bakayım" dediğini, kendisine "senin aracınla gidelim evine" dediğini, kendisinin de Zekeriya ÖZTÜRK'ü aracıyla evinin yakınma götürüp bıraktığını, 2-3 saat sonra kendisini aradığını, "bizi alır mısın kapının önünden" dediğini, , yanında avukat ERTAÇ GİRAY ile birlikte arabaya bindiklerini, Ertaç GİRAY'm "Ayhan PARLAK'ı tanıyor musun" diye sorduğunu, Zekeriya'nm bir kere Muzaffer TEKİN'in ofisinde gördüğünü söylediği, kendisinin de "ben tanımıyorum" dediğini, zaten de tanımadığını, ordu evine gittiklerini, Avukatı ERTAÇ GİRAY'm "Danıştay saldırısıyla ilgileniyorsunuz" dediğini, Muzaffer'in de "mümkün değil olamaz böyle bir şey intihar ederim" dediğini, sonra avukat beyin "tutuklama talebiniz var" dediğini, "bugün gidersiniz 4-5 gün gözaltında kalırsınız, suçunuz yoksa aklanırsınız" dediğini, Muzaffer'in de "her şey netleşsin pazartesi Savcılığa giderim" dediğini, avukatında "beni eve bırakın" dediğini, daha sonra Muzaffer TEKİN'in emekli astsubay Mahmut ÖZTÜRK'ün evinde saklandığı, sonra Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisini aradığı, Muzaffer'in intihar ettiğini söylediği ve muhakkak gelmesini söylediği, kendisinin de Zekeriya'yi götürdüğünü, Zekeriya'nm Yurdakul isimli çocukla yukarı çıktığını, kendisi de çıktığında Muzaffer'i sandalyeye oturttuklarını, Zekeriya'nm Muzaffer'e "neden böyle bir şey yaptınız" dediğini, Muzaffer'in de "size bir şey olmaz ben not yazdım sağa sola gönderim, intihar ettiğimi belirttim, size bir şey olmaz" dediğini, daha sonra hastanaye götürdüklerini, hastaneye götürmeden önce kendisinin önde gittiğini Zekeriya'nm kendisini arayarak "hastaneye gitmek istemiyor Maltepe'de abisinin evi var oraya gidelim" dediğini, kendisinin de Maltepe tarafına götürdüğünü, o arada RAFET ARSLAN'm hastaneye götürülmesi gerektiğini söylediği, ancak Muzaffer TEKİN'in "beni hastaneye götürmeyin ölmek istiyorum" şeklinde beyanlarda bulunduğu, kendisinin daha sonra Acıbadem Hastenesinin ordan ayrıldığını, kendisinin bu olayda gözaltına alınmadığını, ifadesinin dahi alınmadığını, sonra kendisinin bir sefer nezakat ziyaretine gittiğini kendisine soğuk davrandığını, niye soğuk davrandığını tam bilmediğini ancak o günden sonra bir daha kendisi ile görüşmediğini, AYHAN PARLAK'ı tanımadığını, VELİ KÜÇÜK'ü tanımadığın, Vatan Sever Kuvvetler Güç Birliği hareketinde bulunmadığını, herhangi bir oluşuma üye olmadığını, kendisinin evinde bulunan CD'ler ve filmler ile bazı kimlikleri bilgisayar kayıtlarının çocuklarına ait olduğunu, Muzaffer TEKİN'in beyanları sorulduğunda; Kabul etmediğini, kendisinin Muzaffer TEKİN'i hastaneye götürmemezlik yapmadığını, MAHMUT ÖZTÜRK 'ün ifadesi sorulduğunda; İfadede aleyhe olan bölümleri kabul etmediğini, Mete YALAZANGİL'i bir sefer Mete Hoca diye Muzaffer'in ofisinde gördüğünü, Muzaffer ŞENOCAK ve Aydın YÜKSEK 'i tanımadığını,

c-Elde Edilen Deliller Şüphelinin ikamet adresinde yapılan aramada elde edilen; CD-122 içerisinde yapılan incelemede;:Hakan YALÇINKAYA' ya ait fotoğraflı Sürücü Belgesi ön ve arka yüzü ve Sevgi YILMAZ isimli şahısa ait fotoğraf kesilmiş Marmara Ünv. Öğrenci kimlik kartının ön ve arka yüzleri, olduğu, CD-130 içerisinde yapılın incelemede: -Hasan Tamer EKSİK' e ait fotoğrafsız sürücü belgesi ön ve arka yüzü (Fotoğraf kesilmiş ) olduğu, /-*"~-^

/^

805

*

f—r-

Sevgi YILMAZ'a ait Marmara Ünv. öğrenci kimlik kartı ait ön ve arka yüzü, Fotoğrafı kesilmiş ve fotoğraf kısmı boş olan kimlikler olduğu, CD-141 içerisinde yapılan incelemede: Hasan YALÇINKAYA' ya ait fotoğraflı ehliyetin ön ve arka yüzü, Tülay KIYICI' ya ait fotoğraflı Marmara Ünv. öğrenci kimlik kartı olduğu görülmüştür. Şüpheli Doğu PERİNÇEK'e ait FUJITSU marka dizüstü bilgisayar içerisindeki, SEAGATE marka hard diski üzerinde yapılan incelemede 1-"060517 MUZAFFER TEKİN.doc" isimli bir MSword dosyası içerisinde Danıştay saldırısı ile ilgili bilgi notu niteliğinde olduğu, içeriğinde Danıştay saldırısı ve aynı zamanda Ergenekon operasyonu şüphelisi Muzaffer TEKİN'in evinin arandığı esnada yapılan gözlemler ve Ergenekon operasyonu şüphelilerinden İsmail PAKER, Zekeriya ÖZTÜRK, Bayram isimli bir istihbarat Albayı, Osman isimli Bulgar uyruklu bir şahıs, bir yüzbaşı ve bir üsteğmenin İstanbul Baltalimanmda düzenli olarak haftada iki defa bir araya geldikleri, bu birlikteliklerin birinde Glock marka tabanca satışı yapıldığı bilgisi olduğu görülmüştür. Ayrıca belgenin kayıt tarihi itibariyle Ergenekon operasyonu başlama tarihinden önce olduğu, ismi geçen kişilerin düzenlediği toplantıların bahse konu yapılanma ile ilgili olduğu değerlendirilmektedir. 2-"060517 MUZAFFER TEKİN.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde; "Varan 4" başlığı ile başlayan belgede Doğu PERİNÇEK'in yaptığı bir açıklamada; Danıştay saldırısının MİT tarafından tertip edildiği, MİT elemanlarının Zekeriya ÖZTÜRK, İsmail PAKER ve Ertaç GİRAY olduğu, Muzaffer TEKİN'in polise teslim olmasını bu şahısların sağladığını anlatmaktadır. "Danıştay suikastini ulusalcıların üzerine yıkmak için Ertaç GİRAY, ismail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahısların MİT bağlantılı oldukları ve Muzaffer TEKİN'in Danıştay olayı gecesi Fenerbahçe Orduevinde İsmail Paker, Zekeriya Oztürk ve devre arkadaşı Rafet ARSLAN'la yemekte iken eşinin telefon etmesiyle polis tarafından evinin arandığını öğrendiği, evine gitmek istediğini ancak yanındakilerin kendisini engellediği..." vb. ifadelerin bulunduğu görülmüştür. İP Ankara Genel Merkez'den çıkan, ASUS Kasa içerisindeki SEAGATE marka, seri numarası 5NF02KV8 olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede: "060517 MUZAFFER TEKİN.doc" isimli bir MSword dosyası içerisinde Danıştay saldırısı ile ilgili bilgi notu niteliğinde olduğu, içeriğinde Danıştay saldırısı ve aynı zamanda Ergenekon operasyonu şüphelisi Muzaffer TEKİN'in evinin arandığı esnada yapılan gözlemler ve Ergenekon operasyonu şüphelilerinden İsmail PAKER, Zekeriya ÖZTÜRK, Bayram isimli bir istihbarat Albayı, Osman isimli Bulgar uyruklu bir şahıs, bir yüzbaşı ve bir üsteğmenin İstanbul Baltalimanmda düzenli olarak haftada iki defa bir araya geldikleri, bu birlikteliklerin birinde Glock marka tabanca satışı yapıldığı bilgisi olduğu görülmüştür. Ayrıca belgenin kayıt tarihi itibariyle Ergenekon operasyonu başlama tarihinden önce olduğu, ismi geçen kişilerin düzenlediği toplantıların bahse konu yapılanma ile ilgili olduğu değerlendirilmektedir. Şüpheli Erkut ERSOY'a ait SAMSUNG marka seri numarası S042J10L853725 olan harici hard diski üzerinde yapılan incelemede: "DSS GIDEN-21.08.2006.pst" isimli bir E-posta arşivleme dosyası içerisinde Özel Bürodan üyelerine Doğu PERİNÇEK'in basın açıklamasının gönderildiği bir mesaj olduğu ve Mesajda; Doğu PERİNÇEK tarafından Danıştay Saldırısını Ulusalcılara yıkılmak istendiği,

bu tertipte Ertaç GİRAY, İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahısların rol aldığı, bu şahıslarında MİT ajanı olduğu şeklinde ifadelerin olduğu görülmüştür. Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'in işyerinden elde edilen SAMSUNG marka seri numarası SODWJZOL202294 olan bilgisayar hard diskinin yapılan incelemesinde: "mehmet zekeriya.rtf isimli bir MSword dosyası içerisinde ERGENEKON operasyonu kapsamında halen tutuklu bulunan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK'in Danıştay saldırısını ulusalcılara yıkma tertibinde bulunan MİT bağlantılı Ertaç GİRAY, İsmail PAKER ve soruşturmada halen tutuklu bulunan Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün olduğu belirtilmiştir. İşçi Partisi Basın Bürosuna ait, 6 Nolu Torba içinden çıkan SAMSUNG marka, seri numarası S08EJ1CP120557 bilgisayar hard diski içerisinde: "060530 VARAN 4 MİT ÜÇLÜSÜ.doc" isimli MSword dosyası incelendiğinde, "Varan 4" başlığı ile başlayan belgede Doğu PERİNÇEK'in yaptığı bir açıklamada "Danıştay suikastini ulusalcıların üzerine yıkmak için Ertaç GİRAY, İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahısların MİT bağlantılı oldukları ve Muzaffer TEKİN'in Danıştay olayı gecesi Fenerbahçe Orduevinde İsmail Poker, Zekeriya Öztürk ve devre arkadaşı Rafet ARSLAN'la yemekte iken eşinin telefon etmesiyle polis tarafından evinin arandığını öğrendiği, evine gitmek istediğini ancak yanındakilerin kendisini engellediği..." vb. ifadelerin bulunduğu görülmüştür. Şüpheli Hüseyin Kuvayı Milliye Derneğinde yapılan aramalarda elde edilen Medline ibareli Lacivert Renkli Fihrist Orta Boy ajandada: İsmail PAKER 5372635231 şeklinde yazı olduğu, Şüpheli Veli KÜÇÜK'ÜN ikametinden elde edilen Erenköy Ülkü Ocakları ajandasında; 18 Temmuz Pazartesi tarihli sayfasında; Danıştay saldırısı sırasında (akşamı) F.Bahçe ORDUEVİNDE Muzaffer Yzb nın yanında İsmail PAKER varmış. Zekeriya ÖZTÜRK tanıyor. Teslim olmamasını istemiş. (Mahmut Ast.) Şüpheli M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün ikametinde yapılan aramada ele geçen (1) adet, şeffaf dosya içerisinde 1 'den 94'e kadar numaralandırılan doküman içeriğinde; 38. sayfada, Bıçak başlığı altında; İsmail PAKER, Av.Ertaç GİRAY, Mahmudun Evi "Yurdakul yıkayıp mutfağa koyduk" ya da mutfakta eşyalann arasına koyduk. Eşyalann arasındaki kastı M.TEKİN'in eşyalan olabilir. Mahmut, Beyaz arabaya koydum dedi. Eşyalanm torbanın içinde. Yurdakul'un arabasında giderken notlannı okuduk. Gerisi defterinde kalmış olabilir demişti. Defter çantamda olabilir yada torbada, "Çete mi - Terör örgütü mü?" neden terör boyutu? Neden terörle mücadele sorunu; üyelerin sıradan vatandaş olanlan, 71. sayfada, 17 Mayıs Alparslan ARSLAN 10:30 Danıştay, ile başlayan ve M.TEKİN, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN, İsmail PAKER, Yurdakul simleri ve tarih ve saat yazılann olduğu doküman, d-Telefon Görüşmeleri 4145 no Tu iletişim tespit tutanağında: 18.07.2007 tarihinde, saat 22:55 sıralannda sistemde erkan yalçın adına kayıtlı x erkek bir şahısla yaptığı görüşmede; "x erkek şahısın aradığında baba diye hitap ederek, bir işten bahsettiği, ayhan,........isminde bir şahsın aradığı,

ismail eksik isimli şahıs ise "gebze mıntıkasında şekerpmar pelitli balçık köyünde doğru giderken bir benzin istasyonun bulunduğu bölge olduğu", x erkek şahıs ise "kişiyi tespit ettiklerini, papazın oğlu olduğunu", ismail eksik isimli şahıs ise "ciddi olup olmadığını yarın gelsin görüşelim dediğini, x erkek şahıs ise "kalabalık geleceğini duyduğunu", ismail eksik isimli şahıs ise "yarın görüşeceğini sabah sekizden sonra çocukların oraya gideceğini ama içeriye girmeyeceklerini dışarda kalacaklarını, kendisi gelene kadar kendisini gördüklerinde geri gideceklerini şahsm rahat olmasını", x erkek şahısi ise "fark etmeyeceğini kendisi hakkında gelebileceğini",devam eden görüşmede ise ismail eksik isimli şahıs ise "bu durumda ayhan.... isimli şahsa fedailik yaptıklarını, esasında x erkek şahsın ismi geçtiğinden bu konunun üzerinde durduğunu ayhan.......olsaydı belki umursamayacağını", x erkek şahıs ise "engin.... söyleyin geleceğini" ismail eksik isimli şahıs ise "engin.................. isimli şahıs ile konuşacağını başka bir dümenlerin olduğunu ayrıca son iki ayın hesabını ortada olmadığını", şeklinde görüşmenin geçtiği, 4146 no'lu iletişim tespit tutanağında; 22.07.2007 tarihinde, saat 23:54 sıralarında sistemde hasan dalkıç adına kayıtlı levent.... isimli bir şahısla yaptığı görüşmede; "levent.........isimli şahıs arayarak hocam diye hitap ederek, istanbul'da olduğunu, osman.... isimli bir şahsın yanında geldiğini, araba ile ankaraya'ya ramazan.... isimli bir şahısla gititğini, ankara'da akp'nin kazanacağını söylediklerini", ismail eksik isimli şahıs ise "tabi diyerek güneydoğu'daki bağımsız milletvekillerinin olduğunu, yakında erken seçim olacağını, karşı tarafa salı günü mutlu haber verirse önlerinin açılacağını işlere devam edeceklerini, güçlerine bakacaklarım, karşı tarafa çocukların gidip gitmediği soruyor", levent..... isimli şahıs ise "kendi çocukların mersine tatile gideceklerini parasızlıktan onlarında bir yere gidemediğni kendisini beklediklerini", şeklinde görüşmenin geçtiği, 1.

no'lu iletişim tespit tutanağında; 31.07.2007 tarihinde, saat 21:38 sıralarında sistemde mikdat kurt adma kayıtlı x erkek bir şahısla yaptığı görüşmede; x erkek şahıs arayarak "yarın baba on bir yada on iki de bayramoğlunda beklendiğini", ismail eksik isimli şahıs ise "doktora gideceğini aç söyle bana dön dediğini", şeklinde bir görüşme geçtiği,

1.

no'lu iletişim tespit tutanağında; 31.07.2007 tarihinde, saat 21:40 sıralarında sistemde mikdat kurt adma kayıtlı x erkek bir şahısla yaptığı görüşmede; x erkek şahıs arayarak " şimdi orada olmadaığmı, yarın dokuz buçukta erken olsun geç olmasın dediğini, ismail eksik isimli şahıs ise "tamam o zaman sekiz buçukta kendisini yolun kenarına aşağıya ineceğini", şekliinde görüşme geçtiği

no'lu iletişim tespit tutanağında; 01.08.2007 tarihinde, saat 11:32 sıralarında sistemde hüseyin eksik adma kayıtlı x erkek bir şahısla yaptığı görüşmede; x erkek şahıs arayarak "görüşmenin yapıldığını, mithat... ve seyfo........bırakacaklarını", ismail eksik isimli şahıs ise "telefonla konuşmamasını çıkıp gelmesini" x erkek şahıs ise "şu anda bu tarafta olduğunu, olay olunca arayacağını kendisini", şeklinde bir görüşme geçtiği, 1.

1.

no'lu iletişim tespit tutanağında; 01.08.2007 tarihinde, saat 14:04 sıralarında sistemde şahbendir kızıldaş adma kayıtlı x erkek bir şahısla yaptığı görüşmede; ismail eksik isimli şahıs arayan şahsa "saat altı otuz sıralarında tek olarak pendik olması gerektiği" şeklinde bir görüşme geçtiği, no'lu iletişim tespit tutanağında; 03.08.2007 tarihinde, saat 21:30 sıralarında sistemde hasan dalkıç adma kayıtlı x erkek bir şahısla"yaptığı görüşmede; ismail eksik isimli şahıs arayan şahsa "kendisinin aradığını telefonlarının kapak olduğundan ikisini de merak 1.

2. ettiğini, ramazanı .... arayark sorduğunu", x erkek şahıs ise "hocam yolda olduklarını otobüsle geldiklerini mola verdiği için telefonları açtıkların", ismail eksik isimli şahıs ise "paralandınız mı ondan haber verin", diye soruyor x erkek şahıs ise "paralandık hocam paralandığını", şeklinde görüşme geçtiği, 4152 no'lu iletişim tespit tutanağında; 03.08.2007 tarihinde, saat 21:30 sıralarında x erkek bir şahısla yaptığı görüşmede; x erkek şahıs "kahvede olduğunu gültekin........ve levent'in........ ankaradan dün geldiklerini, onlarla erken gelip buluşacaklarını ve onları beklediğini", şeklinde bir görüşme geçtiği, 4153 no'lu iletişim tespit tutanağında; 05.08.2007 tarihinde, saat 14:26 sıralarında sistemde hasan dalkıç adına kayıtlı levent......... isimli bir şahısla yaptığı görüşmede; ismail eksik isimli şahıs arayarak "telefonu duymadağım, bir düğünde olduğunu, belediye otobüsü ile gelmemesini, kendisinin kadıköye gelebileceğini, düğün bittikten sonra kendisini arayacağını", levent.... isimli şahıs ise "kendisinin karşıda işinin olduğunu hem onunla hemde diğerleri ile görüşeceğini", şeklinde bir görüşme geçtiği, 1.

no'lu iletişim tespit tutanağında; 20.08.2007 tarihinde, saat 18:25 sıralarında sistemde ibrahim halil keskin adına kayıtlı x bayan şahıs ile yaptığı görüşmede; x bayan şahıs arayan şahsa "on beş dakika sonra çıkacağını" ismail eksik isimli şahısi ise "kendisinden çıktığını" x bayan şahıs ise "kendisim aynı yerden başıbüyük'ün üstünden" şeklinde bir görüşme geçtiği,

1. no'lu iletişim tespit tutanağında; 20.08.2007 tarihinde, saat 18:25 sıralarında sistemde neslihan keskin adına kayıtlı ibrahim............ isimli bir şahısla yaptığı görüşmede; ibrahim....... isimli şahıs arayarak "telefon numarasının yeri belirlenmesinin gerektiğini" ismail eksik isimli şahıs ise " kendisinin ilgilenemeyeceğini acayip streste olduğunu" devam eden görüşmede ibrahim....... isimli şahıs ise "durumlarının kötü olduğunu gemiyi limana çekemediklerini, gümrüğün problem çıkardığını" ismail eksik isimli şahıs ise "oktay... isimli şahsa o kadar para verdiğinizi" ibrahim........isimli şahıs ise "onların yapacağı iş olmadığını, pislik birileri olduklannı, veli abi vasıtası ile olduğunu, veli abi ortada kalmasın diye bir şey yapmadığını, kendisini mahvetiklerini", belirttikleri anlaşılmıştır.

f-Diğer Şüpheli ve Tanık Beyanları Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Emniyette alman ifadesinde; ikametinde ele geçen l'den 94'e kadar numaralandırılan dokümanını 38. Sayfasındaki Bıçak başlığı altında; İsmail PAKER, Av.Ertaç GİRAY, Mahmudun Evi "Yurdakul yıkayıp mutfağa koyduk" ya da mutfakta eşyaların arasına koyduk. Eşyaların arasındaki kastı M.TEKİN'in eşyaları olabilir. Mahmut, Beyaz arabaya koydum dedi. Eşyalarım torbanın içinde. Yurdakul'un arabasında giderken notlarım okuduk. Gerisi defterinde kalmış olabilir demişti. Defter çantamda olabilir yada torbada, "Çete mi - Terör örgütü mü?" neden terör boyutu? Neden terörle mücadele sorunu; üyelerin sıradan vatandaş olanları, şeklinde yazı sorulduğunda; Danıştay sonrasında Doğu PERİNÇEK'in kendi sitesinde kendisi, Av.Ertaç GİRAY ve İsmail PAKER'in hakkında çeşitli iddialarda bulunduğunu, Bu notu oradan aldığını, Yine Danıştay olayında bıçağın nerede olup olmadığı gündeme geldiğini, O nedenle almış olduğum bir not olduğunu İsmail PAKER'in arkadaşı olduğunu, Sivilden birisi olduğunu, Kendisinin ticaret ile uğraştığını, . Ayda birkaç kez görüştüklerini, Bu şahısla 2005 yılında AKM'de yapılan Asılsız Ermeni İd^âTfrY^konulu konferansta tanıştığını,

istanbul Anadolu yakasında oturduğunu, . Herhangi bir bürosunun olup olmadığını bilmediğini, Ertaç GİRAY'm avukatı olduğunu, 71. Sayfadaki 17 Mayıs Alparslan ARSLAN 10.30 Danıştay ile başlayan ve M.TEKİN, Mahmut ÖZTÜRK, Rafet ARSLAN, İsmail PAKER, Yurdakul simleri ve tarih ve saat yazıların olduğu sorulduğunda: Kendisine gösterilen notu hatırladığını, Bu notu Danıştay olayında gözaltına alındığında ifadesi esnasında hatırlamak maksadıyla almış olduğu notlardan olduğunu, Olayın olduğu zamanda Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN ve ismini hatırlayamadığım birkaç şahısla birlikte Muzaffer TEKİN'in ofisinde bulunduklarım olayları hatırlamak maksadıyla çizmiş olduğum notlardan olduğunu Bu notların onu açıkladığını, Muzaffer TEKİN'in kendisi hakkında İstanbul başsavcılığında alman ifadesi ile ilgili olarak; Kendisinin Danıştay saldırısı olduğu esnada Muzaffer TEKİN isimli şahsın yanında olmadığını, intihar etmesi ve hastaneye kaldırılması konusunda bir bilgisinin olmadığını, İsmi geçen İsmail PAKER, M. Zekeriya Öztürk, Ertaş GİRAY, Rafet ARSLAN( Rafet Paşa olarak bilirim) isimli şahıslar ile 2004 yılında daha önceden Vatan Sever Güç Birliği İstanbul şubesi çalışmalarında ve sonrasında tanıştığını, . 2-3 aylık bir görüşmesinin olduğunu, Danıştay olayının olduğu gün Muzaffer TEKİN'in eşinden telefon geldiğini Muzaffer TEKİN'in panik yaptığını, eve kendisinin gitmemesi gerektiğini ne amaçla polis geldiğini bilmediğini, polislerden başkasının da gelmiş olabileceğini söyleyerek eve gitmediğini, Kendilerinden eve gidip bakmamızı istediğini, . Orada kendisi, Rafet ARSLAN ve İsmail PAKER'in olduğunu, yemekten 15-20 gün kadar önce Oktay YILDIRIM ve Rafet ARSLAN isimli şahıslan güncel konulardan dolayı azarladığını, Yemekten sonra Muzaffer TEKİN Oktay YILDIRIM'a kendisinin kötü davrandığımı ve bunu benim hep yaptığımı ve Rafet ARSLAN'a da karşı yapmış olduğum bu davranışın ayıp olduğunu kendisinin üzülebileceğini söylediğini Sonrasında da bunlan düzelt demesi üzerine kendisine ilişkileri kendim ayarlayacağını buna müdahale edilmesinden hoşlanmayacağını ve Oktay'ında genel tavırlannm hiçbir zaman hoşuma gitmediğini kendisine söylediğini, Bu andan itibaren Danıştay saldırısı gecesi yedikleri yemeğe kadar görüşmediklerini Danıştay saldırısının olduğu gün saat: 12:00 sıralannda Rafet ARSLAN veya Muzaffer TEKİN olabilir telefonla arayarak yemeğe davet ettiklerini, bu konuda ısrar ettiklerini, kabul etmeyince de ofise davet ettiklerini, Ofise gittiğini, ofiste tekrar yemek konusunu tekrarladıklannı, Bu yemeğin aradaki kırgınlığı ve soğukluğun bitirmesini düşündükleri için söylediklerini kabul ettiğini, daha sonra İsmail PAKER'ide arayıp onu da davet ettiklerini, Akşam saatlerinde de birlikte yemek yediklerini, Yemek esnasında gelen telefon üzerine Muzaffer TEKİN'in içinde bulunduğu halden dolayı Muzaffer TEKİN'in isteği üzerine Muzaffer TEKİN'in evine İsmail PAKER ile birlikte gittiklerini, İsmail PAKER'in araçta beklediğini, eve çıktığını, eve çıktığında polisin evde aramaya başlamış olduğunu, Daha sonra Muzaffer TEKİN'e telefonla durumu bildirdiğini, Daha sonra Danıştay'a yapılana saldm nedeni ile hakkında arama çıkartıldığını söylediğini, . Onun da bana ne yapabiliriz ne edebiliriz diye sorduğunu, bilemiyorum dediğini, bir avukat mı ayarlasak dediğini, Arkasından da Ertaç GİRAY gelir mi dediğini, bilmiyorum bu konuyu İsmail PAKER ile bir görüşeyim dediğini, İsmail PAKER ile görmeden sonra avukat Ertaç GİRAY'ı aradıklannı ve aramada hazır bulunmasını sağladıklanm, Arama bittikten sonra Muzaffer TEKİN'e aramanın bittiğini telefonla söylediğini, Onun da Ertaç GİRAY ile bir görüşelim dediğini, Fenerbahçe Ordu evinde Rafet ARSLAN ile birlikte beklediklerini söylediğini, kendisi, İsmail PAKER ve Av.Ertaç GİRAY olmak üzere Fenerbahçe Orduevine gittiklerini, Orada yaptıklan görüşmede Muzaffer TEKİN'in bu olayı nasıl kendisine yakıştırdıklarını kendisinin şerefli bir subay olduğunu, kendisinin adının bir terörist ile nasıl birlikte anıldığını-bunun hiç zaman kendisi tarafından kabul edilemeyeceğini, böyle bir lekeyi taşıyamayacağını "gerekirse Taksim anıtı önünde

tabancası ile kendisini intihar edeceğini bunu yapmadan öncede kısa bir açıklama yapacağını beyan ettiğini ve bu esnada psikolojisi bozuk durum olduğunu, Bu nedenle teslim olmayacağını polislerin kendisini teslim olduğu zaman 8-10 gün alıkoyacağını kendisine kötü muamele edileceğini, bunu da kendisini asla kabul edemeyeceğini beklerse ortaya yeni tanıklar ve deliller çıkar suçsuz olduğum anlaşılır ve ondan sonra teslim olurum dediğini, Konuşmanın bu eksende devam ettiğini, Olayın hukuki kısmı Ertaç GİRAY tarafından açıklandığı sırada gözaltı süresinin 8-10 gün olmayacağını 2 veya 4 gün gözaltı süresinin olabileceğini bunun sonrasında da hemen mahkemeye çıkartılacağını eğer teslim olmak isterse de polise değil de savcıya birlikte gidebileceğini söyledi. Muzaffer TEKİN'in bunların hiçbirini kabul etmediğini, beklemek istediğini ve saklanmak için yardım istediğini, İlerleyen günlerde Ankara'ya gidip savcıya teslim olacağını söylediğini, Daha sonra ordu evinden ayrıldıklarını Ertaç GİRAY'in kendi evine gittiğini, kendilerinin de Muzaffer TEKİN'e ev ayarlamak için çıktıklarını Muzaffer TEKİN yaralandığı günün sabahı Yurdakul ÇAĞMAN'dan telefon geldiğini, Muzaffer TEKİN'in kendisini kalbinden bıçaklayarak kendisini intihar ettiğini söylediğini, durumunun ağır olduğunu söylediğini, Bunun üzerine İsmail PAKER'in otosu ile beraber Mahmut ÖZTÜRK'ün Çavuşbaşmdaki villasına yola çıktıklarını Evi bulamadıkları için yolda Yurdakul'un karşıladığını, birlikte villaya gittiklerini, hemen Muzaffer TEKİN'in bulunduğu üst kata çıktığını, Muzaffer TEKİN sırtını duvara dayamış yerde oturuyor şekilde olduğunu Üstünün çıplak olduğunu, Vücudunda kurumuş kan lekelerinin olduğunu, Yarasının açık ama kanamasının olmadığını, . Kendisine orada bağırarak ölsen bizim başımız derde girer diye hitap ettiğini, Muzaffer TEKİN'in endişelenme ben not yazdım ve notlar Mahmut ÖZTÜRK'de dediğini, o notlan al ve basma ver dediğini, Mahmut ÖZTÜRK'ten notlan aldığını, ve cebime koyduğunu, Muzaffer TEKİN'e hastaneye gideceğimizi söylediğini, Yolda villaya giderken Rafet ARSLAN'ı arayarak hastane ayarlamalanm söylediğini, Acıbadem hastanesini ayarladığını söylediğini, Muzaffer TEKİN'in hastaneye gitmek istemediğini ve evde de kalmak istemediğini, Abisi Rıza TEKİN'in Maltepe'de bulunan evine gitmek istediğini, Muzaffer TEKİN ile birlikte arabaya bindiklerini yüksek sesle konuştuklannı Muzaffer TEKİN'in kendisinde olduğunu, ısranna rağmen hastaneye gitmeyeceğini söylediğini, Bunun üzerine onun isteğini mecburen kabul ettiklerini ve Maltepe istikametine yöneldiklerini Rafet ARSLAN'a durumu anlattığını, . Rıza TEKİN'in kardeşini ikna edip hastaneye götürmesini söylediğini, Rafet ARSLAN'm taksi ile bulundukları bölgeye geldiğini, iki araçla birlikte hastaneye gittiklerini . Medya ya kendisinin haber verdiğinin doğru olduğunu, ancak Muzaffer TEKİN isteği doğrultusunda bu haberi verdiğini, Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün Emniyette alman ifadesinde; Gayrettepe'deki ikametinde yapılan aramada ele geçen Erenköy Ülkü Ocakları ajandasının 18 Temmuz Pazartesi tarihli sayfasında; Danıştay saldırısı sırasında (akşamı) F.Bahçe ORDUEVİNDE Muzaffer Yzb nın yanında İsmail PAKER varmış. Zekeriya ÖZTÜRK tanıyor. Teslim olmamasını istemiş. (Mahmut Ast.)şeklinde ibarelerin olduğu sorulduğunda: Mahmut Astsubayı bilahare tanıdığını, Danıştay saldmsmm akşamı Muzaffer TEKİN'in yanında kendisi varmış aynı zamanda İsmail PAKER'de varmış şahıslan ben tanımam Zekeriya ÖZTÜRK tanır. Muzaffer TEKİN'in isminin saldınyla ilişkili olarak basında yansıdığında teslim olmaması yolunda ikna edildiği şeklinde bilgiler intikal etti, konu hassas olduğu için defterime yazmışım şeklinde beyanda bulunduğu, Şüpheli Zeki Yurdakul ÇAĞMAN'ın Emniyette alman ifadesinde; Muzaffer TEKİN'in Kadıköy'de bulunan işyeri adresinde yapılan aramada elde içerisinde örgütsel bilgilerin bulunduğu dokümanlar ve Bu dokümanlarda anlatılmak istenenler nelerdir? Bu konular hakkında detaylı bilgi veriniz sorusuna;

Bu doküman hakkında herhangi bir bilgisinin olmadığını,...........2006 Mayıs ayında Muzaffer TEKİN'in kendisini arayarak Mahmut ÖZTÜRK'ün Çavuşbaşı'nda bulunan villasına gitmek istediğini, kendisinin orayı bulamayacağından dolayı götürüp götüremeyeceğini sorduğunu, götürebileceğini söylediğini, akşam vakti kendisini Maltepe Yanyolda bulunan bir caminin önünden aldığını, yanında Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER'in de olduğunu, hep birlikte Beykoz'daki villaya gittiklerini villaya geldikten on onbeş dakika sonra Mahmut ÖZTÜRK'ün geldiğini, Mahmut ÖZTÜRK gelir gelmez, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER ile ayrıldıklarını, İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü Kadıköy'e bıraktığını, daha sonra eve gittiğini, yanımda Muzaffer TEKİN aranıyor gibi bir mevzu konuşulmadığını, Muzaffer TEKİN'in arandığını bilmediğini, Kendisinin arandığını yaralandığı sabah öğrendiğini, Muzaffer TEKİN'in Mahmut ÖZTÜRK'ün Beykoz'daki villasında kaldığı dönemde Muzaffer TEKİN'in yaralandığını Mahmut ÖZTÜRK'ün telefonla arayarak söylediğini, ve yardım istediğini, tek başına arabası ile villaya gittiğini, Orada Mahmut ÖZTÜRK'ü ve Muzaffer TEKİN'i gördüğünü, Muzafer TEKİN yaralı bir vaziyette yerde yattığını, Daha sonra villaya İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün beyaz bir arabayla geldiklerini, Muzaffer TEKİN'i ve Mahmut ÖZTÜRK birlikte üst kattan kendisinin arabasına kadar taşıdıklarını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün de arabasına a bindiğini Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Muzaffer TEKİN birlikte hastaneye gitmek için yola çıktıklarını, İsmail PAKER ve Mahmut ÖZTÜRK kendi arabalarıyla peşlerinden geldiklerini, . Yolda giderken Muzaffer TEKİN ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün Rafet ARSLAN ile telefon görüşmesi yaptıklarını, Rafet ARSLAN'nm da onlara "beni de Maltepe'den alın ve birlikte geçelim" dediğini, kendilerinde Maltepe'den Rafet ARSLAN'ı aldıklarım, Rafet ARSLAN'm kendisinin arabasına bindiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün ise arabasından inerek İsmail PAKER'in arabasına bindiğini, ve daha sonra hastaneye gittiklerini, Hastaneye gittiklerinde Muzaffer TEKİN'in abisi Rıza TEKİN'in orada olduğunu gördüğünü, Muzaffer TEKİN'i acile götürdüklerini, Şüpheli Mete YALAZANGİL'in Emniyette alınan ifadesinde; İsmail PAKER'i 2006 yılında Muzaffer TEKİN vermiş olduğu iftar yemeğinde şahsı gördüğünü, bir süre sonra Muzaffer TEKİN'in ofisine gittiğinde İsmail PAKER'i gördüğünü, Muzaffer TEKİN'in bu şahsı İsmail hoca olarak tanıştırdığını hiç merak etmediğini, ne hocasıdır kimdir diye. Bu şahısla başka bir şekilde görüşmesinin olmadığını, Şüpheli Rafet ARSLAN'm Emniyette alman ifadesinde; İsmail PAKER isimli şahsı, 2006 yılında Muzaffer TEKİN'in bürosunda Muzaffer TEKİN Denetleme kurumunda çalışmış emekli memur olarak tanıştırdığını, daha sonra samimiyetlerinin ilerlediğini, arkadaş olduklarını, ....Danıştay saldırısının olduğu akşamı Muzaffer TEKİN, Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER ile birlikte Fenerbahçe Orduevinde yemek yediklerini, Muzaffer TEKİN'i eşinin aradığını, Kapıda Polis olduğunu söyleyen birileri var dediğini, , kapıyı açayım mı diye sorduğunu, Muzaffer TEKİN de eşine Polis olduklarından emin ol ve kapıyı aç dediğini, Muzaffer TEKİN'in kendilerine hitaben Polis arama yapmak için eve gelmiş, ben eve gideyim diye ayaklandığını, Bu esnada Zekeriya ÖZTÜRK ve İsmail PAKER'de komutanım sen dur biz bir bakalım konu nedir dediklerini ve ikisinin Muzaffer TEKİN'in evine gittiklerini, Yaklaşık iki saat sonra eski Sarıyer savcısı Ertaç GİRAY ile birlikte geri döndüklerini, Mevzu karışık Danıştaya yapılan saldın ile ilişkilendiriliyorsun dediklerini, . Daha sonra Muzaffer TEKİN nasıl böyle bir şey olur, en ufak bir adım geçse canıma kıyarım dediğini, Bunun üzerine orada bulunan arkadaşlar Muzaffer TEKİN'in sakin olmasını söylediklerim, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının talimatı doğrultusunda arama karan verildiği anlaşılması üzerine avukat Ertaç GİRAY'm yann ben bu konuyu öğrenir savcıya götürür ifadeni^pjririz^seklinde konuşma geçtiğini, . Daha sonra kendisini evime gittiğini, Muzaffer TEiÇlN'ın-'. İsg*o gece kalmak için Mehmet "' ( (i

•VK fer... - •;

Zekeriya OZTURK'ün evine gittiğini, Mehmet Zekeriya OZTURK, Kendisi Rafet Paşa, Can Albay, İsmail PAKER ve ismini hatırlamadığım bir çok şahıs Muzaffer TEKİN'in iş yerine Şüpheli MUZAFFER TEKİN savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde; Kendisinin 1985 yılında Kara Kuvvetleri Komutanlığında ön yüzbaşı rütbesiyle bir olay sebebiyle resen emekli edildiğini, Danıştay saldırısının medyaya yansıdığı sıralarda orduevinde Zekeriya Öztürk, İsmail Paker, Rafet ARSLAN isimli arkadaşları ile yemek yemekte olduğunu, eşinin eve polislerin geldiğini söyleyince kendisinin de eve gitmek istediğini, ancak özellikle Zekeriya Öztürk ve İsmail Paker tarafından eve gitmesinin engellendiğini . Bunun gerekçesi olarak da evimdeki aramaya Sarıyer eski savcısı Ertaç Girayla birlikte Zekeriya Öztürk ve İsmail Paker de gittiklerini, döndüklerinde Ertaç Giray in bana seni bir gün gözaltına alınmam onurunu zedeler, ben seni kendi elimle götürücem, savcıya teslim edecem ifadeden sonra bizzat seni alıp çıkıcam dediğini Bu nedenle değişik yerlerde gizlendiğini . son olarak Mahmut Oztürk'ün villasına gittiğini. Bu evde intihar girişiminde bulunduğunu, Ertaç Giray'ı İsmail Paker vasıtası ile olaydan 1 yıl öncesinden tanıdığını, 2004 yılında İsmail PAKER ile Ankara'da Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi isimli bir oluşumun İstanbul şubesi için görüşmelerde bulunduğunu kendisine oluşumun başında Hasan Kondakçı Paşa'nm onursal başkanı olduğunu söylediğini kendiside de bu niyetle biraz ilgilendiğini Ancak daha sonra ciddi ve dürüst insanların olmadığını görünce aldığı formları yırtıp attığını, 2-3 aylık bir süreçte birlikteliklerinin olduğunu Bunun dışında daha sonra İsmail Paker ile görüşmelerinin olduğunu ve kendisinin tavsiyeleri üzerine İsmail PAKER in hareketten koptuğunu, Şüpheli MAHMUT ÖZTÜRK savcılıkta vermiş olduğu ifadesinde; Muzaffer TEKİN'in kendisinin komutanı olduğunu, Muzaffer TEKİN in Danıştay olayında Zekeriya Öztürk ve İsmail Paker isimli bir şahısla yanma geldiğini, o gece evinde tek başına kaldığını, sabah da ben kendisine kahvaltılık götürmek için gittiğinde intihar ettiğini gördüğünü, Hastaneye götürmesi için Zekeriya ÖZTÜRK'ü çağırdığım, Zekeriya ÖZTÜRK ün İsmail PAKER ile birlikte geldiğini,. Daha sonra hastaneye götürdüğünü,

g-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi Şüpheli İsmail EKSİK'in Ergenekon terör örgütünün denetiminde olan tüm derneklerin kuruluş çalışmalarına katıldığı, kilisedeki gizli toplantılara katıldığı, Danıştay olayı sonrasında Muzaffer TEKİN'in kendisini ısrarla yemek yemeğe çağırıp olayın kritiğini yaptıkları, M.Zekeriya ÖZTÜRK'e bağlı olarak örgütsel faaliyetlerini sürdürdüğü böylece Ergenekon terör örgütü ile organik bir bağ kurduğu anlaşıldığından; Şüpheli İsmail EKSİK'in ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak eylemine uyan, TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanununun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

İKİNCİ GRUPTAKİ KİŞİLERİN BİREYSEL DURUMLARI 28 -ŞÜPHELİ VELİ KÜÇÜK a-Emniyet ifadesinde özetle Şüpheli VeliKÜÇÜK'ün 25.01.2008günü alınan ifadesinde özetle; 1944 yılında Bilecik ili Gölpazan Türkmen köyünde doğduğunu, 1963 yılında İstanbul Kuleli Askeri lisesinden mezun olduğunu ve Kara Harp Okuluna girdiğini, daha sonra Piyade Okulunda okuduğunu ve akabinde Ankara Jandarma Subay Okulundan mezun

olduğunu, Bilecik, Antakya, Şırnak, Ankara, Yozgat, İskenderun, Kırkağaç, Nusaybin, Ankara,

İzmir, Edirne, Van, Eskişehir, Ankara, Ağrı, Kocaeli, Giresun, Çanakkale ve Bilecik illerinde görev yaptığını, 2000 yılında emekli olduğunu, emekli olduktan sonra müsteşar Erol ÇAKIR, Emniyet Müdür Nihat KUBUŞ, işadamı İlhan YAZGAN ile birlikte Stratejik Eğitim Okulu ve Güvenlik Şirketini kurduğunu, halen Bursa, Eskişehir ve Trabzon'da eğitim verdiğini, yeşil pasaportunun mevcut olup, çeşitli zamanlarda. Amerika'ya. Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, İran, Suriye, İsveç, Almanya, Hollanda gibi ülkelere giriş ve çıkış yaptığını. Herhangi bir kuruluşa ve derneğe üye olmadığını, herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin bulunmadığını, Vatansever Güç Birliği ve Kuva-i Milliye derneğine üyeliğinin bulunmadığını, Mehmet Fikri KARADAĞ ile bir dönem Ağrı ve Tendürek Dağlarında yapılan operasyonda birlikte görev yaptıklarını, emekli olduktan sonra İstanbul Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı toplantılarında iki kez görüştüğünü, Muzaffer TEKİN ile İstanbul'da yayın yapan Batı Trakya dergisinde görüştüğünü, bu dergide kendisinin de bir süre yayın kurulu başkanlığı yaptığını, yine bazı etkinliklerde Muzaffer'i gördüğünü, Sevgi ERENEROL'u tanıdığını, bir süre önce ölen Türk-Ortodoks Patriği Selçuk ERENEROL'un kızı olduğunu, Türk Dünyası Araştırmalar Vakfında yapılan konferanslarda görüştüğünü, ayrıca iki kez Noel davetlerine katıldığını, 2006 yılında yapılan davette Muzaffer TEKİN'i de gördüğünü, yine Sevgi'nin kardeşi Paşa Ümit ERENEROL'u toplantılarda tanıdığını, Kemal KERİNÇSİZ'i Türk Dünyası Araştırmalar Vakfında yapılan etkinliklerde tanıdığını, zaman zaman telefonda görüştüklerini, Ergun POYRAZ'ı tanımadığını, ancak yayınlanan kitaplarım aldığını, Oktay YILDIRIM, Abdullah ÇATLI, Alaattin ÇAKICI, İbrahim ÇİFTÇİ isimli şahıslan hiç tanımadığını ve hiçbir ilişkisinin olmadığını, Sedat PEKER'i Adapazarlı olan babası Ahmet PEKER vasıtası ile tanıdığını, babası rahmetli olduktan sonra birkaç kez Kocaeli de kendisini ziyarete geldiğini, başka herhangi bir bağlantı ve ilişkisinin bulunmadığını, Ali YASAK'ı Eminönü'de bulunan Hamdi Et Lokantası sahibi Hamdi ARPACTnm yanında tanıdığını, bir kez de İstanbul Avcılık ve Atıcılık Kulübüne gittiğinde karşılaştığını, bir kez de bu şahsı Yeditepe Üniversitesinde gördüğünü, Sami HOŞTAN'ı tanıdığını, bu şahsın 1983 yılında Edirne İl Jandarma komutanı olduğu dönemde, Edirne'de ticari faaliyette bulunan ve daha sonra rahmetli olan arkadaşı Mustafa BİLGİN vasıtası ile tanıdığını, daha sonra Sami'nin birkaç kez ziyaretine geldiğini, Sami HOŞTAN'dan istihbarı amaçlı yararlanmak için telefonunu da aldığını, ancak bu yönde yararlanamadığını, daha sonra şahsın Hollanda'da otel çalıştırdığı, ticaret yaptığı, DHKP-C örgütü ile çatışmaya girdiğini öğrendiğini, şahsın İstanbul da öldürülen Ömer Lütfü TOPAL ile birlikte kumarhane ve gazino işlettiğini öğrendiğini ve bu şahıstan uzak durduğunu, ancak şahsın kendisini araması ile 3-5 kez kendisi ile telefonda görüştüğünü, bunun dışında bir birlikteliğinin olmadığını, Tuncay GÜNEY'i 1992 yılında tanıdığını, bu şahsın gazeteci olduğunu ve Ağrı Alay Komutanı iken kendisini ziyarete geldiğini, daha sonra Kocaeli'ne tayinle gittiğinde, bu şahsın oraya da geldiğini, laubali olduğu için şahsı sevmediğini, kendisinin Eskişehir veya Ağrı'da görevli olduğu dönem içersinde gelerek, gazetecilik amacıyla Kuzey Irak'a gideceğini anlattığını, bu konuyla ilgili şahsa bir desteğinin olmadığını, birkaç gün sonra Tuncay'ın Irak'tan kendisini arayarak "Mesut Barzani'nin yanında olduğunu" anlatarak kendisini Mesut Barzani ile görüştürmeye çalıştığım, kendisinin de bu durumu Mehmet EYMÜR'e söylediğini, bu şekilde Mesut BARZANİ olduğunu tahmin etmediği Türkçe

konuşan biri ile konuştuğunu, ilerleyen dönemde bu şahsın adını kullanarak bazı sahtekarlıklar yaptığını tespit ettiğini, bir teğmenle bu şahsın birlikte hareket ederek kendi adına bir araç aldıklarını öğrendiğini, bu nedenle şikayette bulunduğunu ve şahıs ile ilişkisini kestiğini, Mahmut YILDIRIM'ı tanımadığını, ancak bu şahsın Bingöl Adıyaman bölgesinde zabıtaya istihbarat temin ettiği ve sakallı ismi ile tanıdığını, ancak şahıs ile hiç görüşmediğini ve halen nerede olduğunu bilmediğini, Mahmut TÜYLÜOĞLU isimli şahsı tanımadığını, Adil Serdar SAÇAN isimli şahsı Yeditepe Üniversitesi sahibi Bedrettin DALAN'm odasında gördüğünü, samimiyetinin bulunmadığını, İkametinde yapılan aramada Adil Serdar SAÇAN tarafından DGM C.Başsavcıhğma yazılan çok gizli ibareli, Tuncay GÜNEY isimli şahıs ile ilgili, dosyada kalması gereken paraflı suretinin nereden temin ettiği ve neden bulundurduğu sorulduğunda; Belirtilen belgelerin tarihini hatırlamadığı bir dönemde posta ile geldiğini hatırladığını, Adil Serdar SAÇAN'ı düşmanlık olması amacı ile gönderildiğini tahmin ettiğini, Yine Adil Serdar SAÇAN'm Mahmut TÜYLÜOĞLU ile çok yakın arkadaş olduğunu yazan belge, Adil Serdar SAÇAN ile ilgili bilgi notu şeklinde hazırlanmış belgeyi ne amaçla bulundurduğu sorulduğunda; Bu belgelerinde posta yolu ile kendisine geldiğini, Doğu PERİNÇEK'i tanıdığını, ne şekilde tanıştıklarını hatırlamadığını, ancak bu şahsın Ulusal Kanal televizyonunda röportaj yapma teklifinde bulunduğunu, ancak kabul etmediğini, oğlu Mehmet PERİNÇEK'in yanma gelip kendisi ile konuştuğunu, bu şahsın İşçi Partisi Gençlik Kollan Başkanı olduğunu, konuşmaları sırasında Türk Milliyetçiliğinden bahsettiğini, bunun üzerine şahsa 30 Ağustos'ta Ülkü Ocaklan ile beraber Taksim Meydanına çelenk koymasını teklif ettiğini, Ülkü Ocaklan başkanı Levent TEMİZ'e de bunu söylediğini ve her iki gurubunda birlikte çelenk koyma töreni yaptıklannı, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü, Güler KÖMÜRCÜ vasıtası ile tanıdığını, emekli asker olduğunu öğrendiğini, bir kez Güler KÖMÜRCÜ ile bu şahsın kendisini ziyarete geldiğini, bu şekilde görüştüklerini, şahısla bunun dışında ilişkisinin olmadığını, Muammer KARABULUT'un arkadaşı olduğunu, Antalya'da ikamet ettiğini Noel Baba Vakfının başkanı olduğunu, son bir yıldır görüşmediklerini, Semih Tufan GÜLALTAY'ı tanımadığını fakat Fetullah GÜLEN ile ilgili kitabını okuduğunu, bu şekilde gıyaben tanıdığını, İbrahim ÇİFTÇİ isimli şahsı tanımadığını. Susurluk davasında bağlantısı olup olmadığı sorulduğunda; Susurluk olayı içerisinde yer almadığını, ancak Emniyet Müdürü Hüseyin KOCADAĞ, Sedat BUCAK isimli şahıslan yakmen tanıdığını, olayın olduğu dönemde Giresun Bölge Komutanı olduğunu, Sami HOŞTAN'm kendisini telefon ile arayarak bu olayı bildirdiğini, bunun üzerine Balıkesir İl Jandarma Komutanı Albay İsa GÜNEŞ'İ aradığını, ancak kendisine ulaşamadığını, bunun üzerine Kocaeli İlinde birlikte görev yaptığı Balıkesir Emniyet Müdürü Nihat CAMADAN'ı aradığını ve onun da olay yerinde olduğunu öğrendiğini, bu şekilde Hüseyin KOCADAG, Gonca US, Mehmet ÖZBAY isimli şahsın öldüğünü öğrendiğini, olay yerinde bulunan Nihat CAMADAN'a Mehmet ÖZBAY'ın Abdullah ÇATLI olabileceğini ve dikkatli olmasını söyleyerek uyanda bulunduğunu, zira olaydan bir ay kadar önce Doğu PERİNÇEK'in basında Abdullah ÇATLI'nm Mehmet ÖZBAY kimliği ile haber çıktığını, olay sırasında Nihat CAMADAN'a olayda yaralı olduğu söylenen Sedat BUCAK'ı hastaneye götürmesini istediğini, kaza yerine gitmesi için her hangi birini göndermediğini, Abdullah ÇATLFnm cesedini almak için Sami HOSTAN'ı göndermediğini, kaza ile ilgi ve alakasının bunlardan ibaret olduğunu, 3 Kasım 1996 tarihinde meydana gelen trafik kazasında Hüseyin KOCADAG, Abdullah ÇATLI, Gonca US'un ölmesi Sedat BUCAK'm da yaralanması olayı ile ilgili

Tuncay GUNEY'in ifadesinde Veli KUÇUK Izmitte Alay Komutanı iken Abdullah ÇATLI gelip giderdi, şahsı Direj Ali getirdi, Türkiye de rahat dolaşması için Mehmet ÖZBAY kimliği verildi şeklindeki beyanı sorulduğunda; Abdullah ÇATLPnın hiçbir yerde yanma gelmediğini, Tuncay GÜNEY ifadesinde, Abdullah ÇATLI'nın bir dönem Veli KÜÇÜK ile birlikte olmasına rağmen susurluk kazası öncesinde Hüseyin KOCADAĞ ile birlikte hareket etmeye başladığı, Veli KÜÇÜK'ün de bu olaya kızdığı şeklindeki beyanı sorulduğunda; Abdullah ÇATLPyı hiç görmediğini, Hüseyin KOCADAĞ'm sevdiği bir arkadaşı olduğunu, kazada ölmesine de üzüldüğünü, Tuncay GÜNEY ifadesinde, Giresun da Veli KÜÇÜK ve bazı üst düzey askeri görevlilerle otururken susurluk kazası ile ilgili Veli KÜÇÜK'ün "Mehmet AĞAR'da ölecekti biliyorsun, o gün onlar otelde idiler, bunlar aslında hep beraber gitmeleri, o kazada olmaları gerekiyordu, bizimkiler öbür arkada ki arabada idiler, Allahtan o çantayı Direj Ali aldı" şeklinde ki beyanı sorulduğunda; Tuncay GUNEY'in beyanlarının hayal ürünü olduğunu, Tuncay GUNEY'in Susurluk kazasında ölen Abdullah ÇATLI'nın çantasını olay yerine ilk gidenlerden Direj Ali'nin alıp Veli KÜÇÜK'e ilettiği şeklinde ki beyanı sorulduğunda; Bu iddianın tamamen asılsız olduğunu, Ümraniye de bulunan el bombalan sorulduğunda; Kendisinin bombalarla ilgili basından duyduğu kadar bilgisinin olduğunu, bu konu ile ilgili Muzaffer TEKİN'i tanıdığını, Ergenekon oluşumu ve ikametinde bulunan ERGENEKON, LOBİ, Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi, Dinamik Ulusal Güç Birliği, Kuvayi Milliye Cephesi, Şirket Gizli gerçekler Gözlem Analiz gibi belgeler sorulduğunda; Ergenekon oluşumu ile ilgili her hangi bir irtibatının olmadığını, Ergenekon olanak adlandırılan dokümanlarda yaptığı incelemede, kendisinin prensiplerine ters olduğunu gördüğünü, böyle bir oluşumun Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde olacağını da kabul etmediğini, silahlı kuvvetlerin diğer bölümlerinde gayri yasal olarak böyle bir oluşuma gidildi ise de bundan haberinin olmadığını, Tuncay GÜNEY isimli şahsın böyle bir yapılanmayı hazırlamış olabileceğini tahmin ettiğini, çünkü bu şahsın hayalperest birisi olduğunu, kendisinin yurt içi ve yurt dışında bir çok toplantıya katıldığını, özellikle Dünya Azerbaycanlılar Kongresi ne katıldığını, yönetim kurulu üyesi olduğunu, ayrıca Türk Dünyası Araştırmalar Vakfının konferanslarına katıldığını, bahsedilen belgelerin bu toplantılarda verilmiş olabileceğini, ancak kendisinin hiçbir derneğe üye olmadığını, dokümanlarda geçen konuların, almış olduğu Devlet terbiyesiyle uyuşmadığını, Devletin içinde yeni oluşum ve yapılanmaları ancak Devletin kendisi veya görevlendirdiği kurumların yapabileceğini, bu tür oluşumların ülkeye ve topluma yararlı olabileceğini düşünmediğini, İkametinde bulunan "televizyon analiz yönetim ve geliştirme projesi" başlıklı belge sorulduğunda; Kesin olmamakla birlikte bu dokümanı Mehmet PERİNÇEK in kendisine vermiş olabileceğini, dokümanı incelediğini, ancak kendisini çok ilgilendirmediği için üzerinde durmadığını, İkametinde bulunan "MİT&MEDYA ve Ajan Gazeteciler" başlıklı belge sorulduğunda; kendisinin bu belgeleri hatırlamadığını, nereden ve kimlerden geldiğini bilmediğini, İkametinde bulunan "Panzehir etnik bölücü operasyonların tasfiyesi kurt hareketi ve Türk-Kürt kardeşliği" belgesi sorulduğunda; Kendisinin Jandarma İstihbarat Gruplar Komutanı olarak görev yaptığını, halk arasında yanlış bir deyim olarak yürüttüğü komutanlığına JİTEM denildiğini, görevde iken istihbarat amaçlı bilgi ve belgelerin geldiğini, kendilerinin bunu değerlendirdiğini, istihbari değeri olmayan belgeleri envantere ve işleme sokmadan kaldırdıklarını, belirtilen belgenin bu şekilde gelmiş,olabileceğini,

ikametinde bulunan "Rav Sebatay ZWI Sebataycılık ve Türkiye Sebatayları Reosta Operasyon projesi" başlıklı belge sorulduğunda; Bu belgenin nereden ne şekilde geldiğinden haberinin olmadığını, Tuncay GÜNEY isimli şahıstan el konulan "Birleşik Komün Girişim İstanbul 27 Haziran 2000-06 Operasyon" isimli belge ve ERGENEKON örgütü bünyesinde faaliyet yürüten LOBİ amaçları doğrultusunda kurulan Birleşik Komün'ün yapılanması, faaliyetleri sorulduğunda;Kendisinin Birleşik Komün hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, Birleşik Komün dokümanında "güvenlik şirketinin yönetim kurulu başkanlığına, istihbarat birimlerinde uzmanlaşmış emekli bir Albay getirilecektir" ibaresi ve bunun altındaki "Veli Kü..." ibaresi sorulduğunda; bahsedilen tarihte kendisinin General olduğunu, Jandarma teşkilatında emekli Veli... isminde bir albay hatırlamadığını, İkametinde bulunan "Uluslar arası özel güvenlik A.Ş. (Security A.Ş.) isimli dokümanın "Birleşik Komün de geçen konular" olup olmadığı sorulduğunda; Dokümanın halen yönetim kurul başkanlığını yaptığı güvenlik şirketinin, şehirler arası ve uluslar arası görev ve yetkilerinin araştırdıkları esnada çevreden edinilmiş bir belge olabileceğini, İkametinde bulunan "Protokol A.Ş. -Uluslar arası halkla ilişkiler şirketi projesi 26 Haziran 2000" başlıklı belgenin, "birleşik Komün de geçen konular" olup olmadığı sorulduğunda; Belgeyi hatırlamadığını, İkametinde bulunan "21. Yüzyılda casusluk iletişim ve bilgi çağında global istihbarat istasyonları ve değişim casusluk mesleği" başlıklı belge sorulduğunda; Belgeyi hatırlamadığını, İkametinde bulunan "Oluşum Aralık 1999" başlıklı Tuncay GÜNEY imzalı belge sorulduğunda; Bu dokumanı, Tuncay GÜNEY ile görüştüğü dönemlerde şahsın getirdiğini, yapmış olduğu araştırmaları içerir doküman olduğunu, içeriğini hatırlamadığını, İkametinden el konulan "Fabrikatör, Örtülü faaliyetler bir, Reaksiyon, Biyografi, Arenadaki Sanat Galdio Sanatçılar, Şirket&Köstebek, Ermeni sorunu kilise devleti, Masonik Bilderberk çetesi, Fundamentalist, Kanal 6 Analiz" gibi belgeler sorulduğunda; bu belgeleri tam olarak hatırlamadığını, İkametinde yapılan aramada; Mehmet Dayı isimli şahıs tarafından gönderildiği anlaşılan Osman BAYDEMİR ve onunu gibilerin cevap vermek için sabırsızlıkla beklediğin beyan eden mail çıktısı sorulduğunda; Mehmet dayı'yı tanımadığını mail'in şirketin mailine gelmiş olduğunu, mesajı okuduktan sonra endişelendiğini, şahsın Osman BAYDEMİR'e bir eylem düzenlenmesi halinde mailin ortaya çıkacağını ve kendisinin tertipçi gibi görüneceğini düşünerek bu maili ilgili makamlara gönderdiğini, İkametinde bulunan Veli Paşa ya hitaben yazılmış, Milastaki bir arazinin satışı ile ilgili Veli paşanın vazgeçen tarafa 2 milyon dolar ceza koyduğu, bu paradan 300 milyannm Veli KÜÇÜK'e iletilidiği, geri kalanının emlakçı ve Şadan ÖZKAN arasında pay edildiği belirtir mektup sorulduğunda; Bu olayın kendisi ile alakasının olmadığını, olayı duyduğunda adının kullanıldığını anlayarak Gölpazan İlçe Savcılığına müracaat ettiğini ve şikayetini Bursa savcılığına faksladığını, ayrıca Bursa Emniyet Müdürlüğü üe de görüştüğünü, adı geçen Şadan ÖZKAN'm Bilecik ili Bayırköy beldesinden olduğunu, Bursa da öğretmenlik yaptığını, kendisinin adını kullanarak dolandırıcılık yaptığını öğrendiğini, "Toplantı: İSTANBUL-17 Ağustos 2002, Toplantıya Katılanlar, Askeri Personel olduğu söylenen Çevik BİR kontrolünde Kazım ANAT, İsrailli General Gabriel LİBRAİDER, (MOSSAD), Ali ERTEN, Batmamı Ömer, Murat URSAVAŞ, Aşağıda isimleri belirtilen kişilere çeşitli yöntemlerle SUİKAST/EYLEM düzenleneceği. Planın CİA-MOSSAT Türk işbirlikçileri ile müştereken yapılacağı: Ahmet CİNALİ (Şahin Bey), Emekli General Veli KÜÇÜK, Sedat PEKER, Kemal ŞAHİN (HOCA), Tjcikistâr^Genel Kurmay Başkanı, Ticaret Bakanı Mehmet EMİNOF, (dokümanın alt kısmısa^rklttef^âzısı ile düşülen notta: "Ahmet CİNALİ getirdi. (Giresundan) Bu bilgileri vere#^uraLLipS^^ÂŞ'm arkadaşı imiş, benimle

görüştürecekler, Ahmet CINALI'ye telefon edeceğim" "Mustafa ANAT (ALBAY) 1949 Harp Okulu Mezunu, 1981 Emekli Kara Kuvvetlerinden, Kazım ANAT Cep: 0-554-6350050, Ali ERTEN 0-533-5263409, Murat İSFENDİYAROĞLU 0-535-2158498, Oğlu Kazım ANAT MOSSAT Organizasyonu içinde olduğu söylenen kişi (MEDİKOM GROUP) Ankara ve İstanbul'da mevcut büroları var. Ali ERTEN (Kazım ANAT'in şirketteki ortağı), Murat İSFENDİYAROĞLU (Kazım ANAT'm şirketteki diğer ortağı Yurt dışından fmans sağladıklarını söylüyorlar. Mehmet Emin SADOGLU Levent'te bir Albaya bilgi aktarıyor. NTV eski haber spikeri Celal'm bunlarla derin ilişkileri olduğu söyleniyor. Ankara Meydi Kom Şti. 0-312-4354430-4343030-4198608-4198610, İstanbul: 0-212-3202267-3262269" şeklinde biten belgeyle alakalı, Bahsi geçen dokümanı kendisine Giresun jandarma Bölge Komutanlığı yaptığı dönemde evrakın alt kısmında da kendi el yazısı ile ismini yazdığı Giresunlu AHMET CİNALİ isimli şahıs tarafından verildiğini hatırladığını, Evinde ele geçirilen "Jandarma Kurmay Albay M.Yahya ŞAHİN'e yapılan komplo" kapağı altında (5) sayfalık "Paşam Sizin himmetleriniz sonrası Hatay ......................" şeklinde başlayarak, son sayfasında "Emir ve Görüşlerinize arz ederim, Saygılarımla 1881-AVŞAR" imzalı dokümanda özetle; "Ocak 2006 tarihinde özellikle Vali A.KAYHAN'm gelmesinden sonra HataySerinyol'daki Jandarma Er Eğitim Alayında büyük bir şevkle çalışan Kurmay Albay Yahya ŞAHİN'in komploya maruz kaldığını, olaydan doğrudan veya dolaylı ilgileri olan (15) askeri, emniyet ve sivil şahısların isimlerinin, rütbelerinin ve görev yerlerinin sıralandığı, "İLİŞKİLER-BAĞLANTILAR" başlığı altında yapılan komplo ile Hatay'da kökü geçmişe dayalı menfaat çetesinin oluştuğu, kadronun tesisi İskenderun'da görev yapmış ve halen 3. Kolordu Komutanı olarak görev yapan Korgenarel Ethem ERDAG ile Jandarma Genel Komutanlığı Kaçıkçılık Daire Başkanı Albay Cengiz YILDIRIM'a dayandığı, Şırrak Tümen Kurmay Başkanı iken Serinyol Jandarma Er Eğitim Alayına atanan Kurmay Albay Yahya ŞAHİN'in bu ekibe dahil edilmek istendiği, olumsuz cevap vermesi üzerine tehlikeli birisi olarak görüldüğü, menfaat çetesi içersinde Albay İdris ŞAHİN, İl Jandarma Komutanı Albay Feramuz KÜÇÜK, Yarbay Mustafa YALÇIN, İstihbarat Yüzbaşı Ramazan TURAN, İl Emniyet Müdürlüğünden Şemsettin CANPOLAT'm bulunduğu, (14) askeri, emniyet ve sivil şahıslarla ilgili" istihbari mahiyette bilgiler ile"Jandarma Kurmay Albay M.Yahya ŞAHİN kapağı altında, "Sayın Paşam" başlıklı Emir ve Görüşlerinize arz ederim saygılarımla 1881AVŞAR" imzalı" (1) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanda, yaklaşık (2) yıldır birlikte çalıştıkları Jandarma Kurmay Albay M.Yahya ŞAHİN'in Ağustos 2006 tarihi itibarı ile terfi edeceği, Aİbay'm kendileri için çok önemli olduğunu terfi etmemesi halinde aynı yerinde kalması, terfi etmesi halinde ise Adana Jandarma Bölge Komutanlığına getirilmesi için, "ancak sizin himmetleriniz ve desteğinizle olabilir" şeklinde yardım talebinde bulunulduğu, ekinde bulunan "EK-1 ÖZEL ŞARTLAR" başlıklı (12) maddeden oluşan (1) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanda Kurmay Albay Yahya ŞAHİN'in özellikleriyle kendileri için öneminden" şeklinde bilgiler bulnan not sorulduğunda; Adı geçen Albay'ı tanıdığını, şuanda emekli olduğunu tahmin ettiğini, tarihte Hatay Serinyol Jandarma Eğitim Alay Komutanı olduğunu, kendi iç konusunda ve terfii konunda sıkıntıları olduğunu, AVŞAR'ı da tanıdığını, Yahya Aİbay'm yakını olduğunu, Belki Yahya Aİbay'm kendisinden tavassutta bulunmak istemediği için İskenderun'da ikamet eden İsmet AVŞAR'm kendisine yazıp gönderdiğini, bunun üzerine Yahya Albay'la görüştüğünü fakat fazla bir sorunlarının bulunmadığım ve dikkate almadığını, 2004 yılında Sami HOŞTAN ve Sedat PEKER'in 0023360 nolu iletişim tespit tutanağmdaki; Sedat PEKER'İN Veli paşa ile Korkut EKENİ'i barıştırması, Yavuz ATAÇ ile görüştürmesi konulan sorulduğunda; bu konudan bilgisinin olmadığını şahıslara sorulmasını,

2004 yılında Sedat PEKER ile kendisinin yaptığı 003264 nolu iletişim tespit tutanağında; Milli yol meselesinden ve yeni bir oluşum yapılacağından bahsedildiği hatırlatılarak sorulduğunda; konuyu tam olarak hatırlamadığını, 2004 yılında 003265 nolu iletişim tespit tutanağında; Sedat PEKER'in adamları Volkan GEZMİŞ ve İsmet..? isimli şahısların Veli Paşanın şoförüne her ay maaş gideceğinden bahsettikleri sorulduğunda; Gima yönetiminde görevli iken arabasını kullanmak üzere Caner YİĞİT isimli şahsm bir süre şoförlüğünü yaptığını, maaşı konusunda bilgisinin olmadığını, 2007 yılı 003232 nolu iletişim tespit tutanağında, Mehmet GÜLKANAT ile yaptığı görüşme sorulduğunda; Mehmet GÜLKANAT İsviçre de faaliyet gösteren Alfa şirketinin Türkiye temsilcisi olduğunu, kendisinin de bu şirkete emlak konusunda danışmanlık yaptığını, ayrıca Kayzm isimli bir İngiliz inşaat firmasına da danışmanlık yaptığını, Zincirlikuyuda Milli Emlak'a ait olan bir arsanın Kayzm firmasınca alınması konusunda Alfa şirketinin yardımcı olduğunu, fakat bu işin ihale aşamasında olduğunu, 2007 yılı 003235 nolu iletişim tespit tutanağında, Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşme sorulduğunda; Güler KÖMÜRCÜ'yü Amerika'daki toplantılardan tanıdığını, Güler'in orada gazetecilik yaptığını, Türkiye'ye döndüğünde ailecek görüşmeye başladıklarını, Güler KÖMÜRCÜ'nün evinde dinleme cihazı olduğunu söylemesi üzerine, güvenlik şirketinden emekli binbaşı Melih İŞÇAN'a dinleme cihazını bulacak bir şahsı bulmasını istediğini, aynı gün elemanla beraber Güler KÖMÜRCÜ nün evine gittiklerini, inceleme yapıldığını ancak dinleme cihazı bulunmadığını, telefon görüşmesinin bu konuyla ilgili olduğunu, İkametinde bulunan Ergenekon ve lobi isimli belgeleri Tuncay GÜNEY'de de bulunması ve Tuncay GUNEY'in alman ifadesinde Ergenekon belgesini Veli KÜÇÜK'ün talimatıyla Doğu PERİNCEK, Hasan YALÇIN, Deniz BİLGE, Emekli Albay Suphi KARAMAN tarafından hazırlandığı yine lobi isimli belgenin de Doğu PERİNCEK, Ümit OĞUZTAN, Adnan AKRIFAT tarafından hazırlanması konusu sorulduğunda; Bahsedilen belgeler ile ilgili talimatı kendisinin vermediğini, Tuncay GUNEY'in iddialarının yalan olduğunu, Ergenekon belgesi içerisinde Naylon Terör örgütü oluşturmak, mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasilere suikast yapılması yada dez-Enfermasyon yöntemlerinin kullanılması, sivil toplum örgütlerinin kontrol altında tutulması, medya, uyuşturucu ticareti gibi konularında kontrol altında tutulması, Ergenekon belgesi içeriğinde belirtilen politikalar olarak yer aldığı hatırlatılarak, bu yapının kurucuları ve yöneticileri sorulduğunda; Belirtilen konulara karşı olduğunu, böyle bir yapılanma içerisinde olmadığını, varsa da içeriğini bilmediğini, Lobi isimli dokümanın Ergenekon'a bağlı olarak faaliyet gösteren sivil unsurların örgütlenmesi olduğu belirtilmiş, örgüt politikası olarak ta, güçlü ticari kuruluşlar da kadrolaşma, mafya guruplarının denetimi ve yine güçlü kuruluşların oluşturulması, medya kuruluşları aracılığı ile kamuoyu oluşturulması gerektiği hatırlatılarak bu yapılanma ile amaçlarının ne olduğu sorulduğunda; Bu şekilde bir yapılanmanın içerisinde olmadığını, bu tür oluşumlara karşı olduğunu, 2004 yılında suç örgütü lideri Sedat PEKER ve gurubuna yönelik yapılan operasyonlarda tespit edilen telefon görüşmelerinde, Sedat PEKER'in kendisi için bir şoför tutması ve bu şoförün maaşını da Sedat PEKER'in ödemesi konusu sorulduğunda; 2001 yada 2002 yılında şoföre ihtiyacı olduğunu, Emin Caner YİĞİT isimli şahsı şoför olarak yanında çalıştırdığını, kimin tavsiye ettiğini hatırlamadığını, maaş vermediğini, sadece harçlık verdiğini, Caner YİĞİT'i Sedat PEKER'in göndermediğini, 2004 yılında yapılan Kelebek Operasyonun^^Pfp*498-l500-1501 nolu tapelerde Volkan GEZMİŞ, İsmet, Boğaçkan MURATBffl^m ganilerinde Sedat PEKER'in

talimatıyla Veli KÜÇÜK'ün şoförüne her ay para yatırılması hatta bunun için banka hesap numarası ayarlanması konulan sorulduğunda; Bahsedilen görüşmeleri kabul etmediğini, tamamen kendisinin dışında yapılan görüşmeler olduğunu, 2004 yılında yapılan Kelebek operasyonun da kayıt sına no: 1094 nolu tapede Sedat PEKER'in menejer Stelyo PİPİS aracılığı ile Veli KÜÇÜK'e bir ev alınması konusu sorulduğunda; Bir dönem kiralık ev aradığını, ancak Sedat PEKER'in böyle bir teklifte bulunmadığını, emlakçıyı tanıyor olabileceğini eve almadığını ancak kiralık bir ev bulduğunu, İkametinde bulunan Lobi adlı belgenin içeriğinde mafya guruplarının gözden geçirilmesi ve deneyimli mevcut gurupların karşısına yeni ve güçlü guruplar koşturularak denetim ve kontrol altına alınması amaçlandığı belirtilerek Muzaffer TEKİN'in mafya olarak adlandırılan suç örgütü mensupları ile ilişkilerine bakıldığında aynen lobi dokümanında belirtildiği şekilde mafya guruplarının kontrol altına almaya ve yönlendirmeye çalışması konusu sorulduğunda; Kendisinin mafya gurubu olarak belirtilen kişileri yönlendirecek her hangi bir faaliyetinin olmadığını ancak Edirne Alay Komutanı olduğu dönemde vuku bulabilecek kaçakçılık olaylan ile ilgili, o dönem yurtdışına gidip gelen Sami HOŞTAN ile istihbari faaliyetler konusunda bazı görüşmeler yaptığını, Tuncay GÜNEY'in ifadesinde, Sedat PEKER'i 23 yaşından itibaren yönlendirmesi, örgütlemesi beyanı sorulduğunda; Tuncay GÜNEY'i kendisini kurtarabilmek için her türlü yalan ve iftirayı söyleyebileceğini, bu şahsın kendisini bu derece tanıyamayacağım, söylediklerinin tamamen yalan ve iftira olduğunu, Tuncay GÜNEY'in ifadesinde, Veli KÜÇÜK ile birlikte olduğu dönemde Doğu PERİNÇEK'in referansı ile Kuzey Irak'a gittikleri, Habur'da Jitem'den subaylann da yanlanna geldiği, arkalarında silah yüklü araçlann olduğu, Ali Balkan METE, Cemal, isimli şahıslar ile görüştükleri, Cemal'in gümrük işlerini yaptığı, Jitem ve gazeteciler ile birlikte Kuzey Irak'a geçtiklerini beyan etmesi konusu sorulduğunda; Ali Balkan METE'yi tanıdığını, bu şahsın çeşitli gümrük kapılannda çalıştığını, Habur gümrüğünde de çalıştığını, yine ismi geçen Cemal KARAHAN isimli şahsı 1982 yılında Edirne Gümrük Muhafaza Müdürü iken tanıdığını, 1987 yılından sonra bu şahsı görmediğini, Tuncay GÜNEY in K.Irak'a bir defa gittiğini ve kendisini telefonla arayarak Mesut Barzani dediği bir şahısla görüştürdüğünü, bu görüşmeyi MİT'te görevli Mehmet EYMÜR e haber vererek takip ettirdiğini, ancak belirtilen iddialan kesinlikle kabul etmediğini, Tuncay GÜNEY in ifadesinde, Doğu PERİNÇEK in adamı olan muhabir Halit GÜNGÖR'ün, Jandarmada Hizbullahçılann eğitilmesiyle ilgili bazı fotoğraflar çekerek Doğu PERİNÇEK'e gönderdiği, ancak fotoğraflann yayınlanmadığı, daha sonra Halit GÜNGÖR'ün öldürüldüğü şeklindeki beyanlan sorulduğunda; Halit GÜNGÖR isimli şahsı tanımadığını, bu şekilde bir olayı duymadığını, Tuncay GÜNEY in ifadesinde, Veli KÜÇÜK ün talimatı ile Abdullah ÖCALAN m avukatı Doğan ERBAŞ ile Doğu PERİNÇEK in odasında görüştüklerini bu toplantıda Adnan AKFIRAT'm da olduğu beyanı sorulduğunda; Tuncay GÜNEY in iddialannı kabul etmediğini, hepsinin hayal ürünü olduğunu, (beyan ettiği bu konuda Doğu PERİNÇEK'in böyle bir görüşmenin olduğunu doğruladığı,) Tuncay GÜNEY in ifadesinde, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile AKŞAM GAZETESİ ne geçtiği, gazete sahibi Mehmet Ali ILICAK'm Veli KÜÇÜK'ün kontrolünde olduğu, Akşam gazetesinde Veli KÜÇÜK'ÜN isteği doğrultusunda haberler yaptıklan şeklindeki beyanlan sorulduğunda; Mehmet Ali ILICAK ile kısa süreli bir görüşmesinin olduğunu, iddialann tamamen asılsız olduğunu, Tuncay GÜNEY in ifadesinde, Cumhuriyet Gazetesinin, ERGENEKON-LOBİ faaliyetleri çerçevesinde satın alınmaya çalışılmasıyla ilgili iddialan sorulduğunda; Ulusal Sanayicileri İş adamlan Derneği USİAD da Kemal'in^sfisfflnteîiy et gazetesini almak için girişimi olduğunu, ancak maddi açıdan alamadığufî, İ3U a1rjlşrâ\ herhangi bir toplantı

yapmadığını, gazetenin alımıyla ilgili Gürbüz ÇAPAN, Ferid İLSEVER, Ümit ÜLGEN, Kemal ÖZDEN ile birlikte ENKA tesislerinde yemek yediklerini, Kemal'in daveti üzerine oraya gittiğini, orada Cumhuriyet gazetesinin alınmasıyla ilgili görüşme yapıldığını, fakat olumlu bir netice alınamadığını, Ergenekon ve lobi gibi belgelerin içeriğinde medya kuruluşlarının kontrol altına alınması ve kendi medya kuruluşlarının oluşturulması amaçlandığı hatırlatılarak sorulduğunda; Tuncay GÜNEY'i tanıdığında akşam gazetesinde çalıştığını söylediğini, Tuncay'ı gazeteye yerleştirme gibi bir durumunun olmadığını, Cumhuriyet gazetesinin alınması konusunun ise kendisinin değil Kemal ÖZDEN'in fikri olduğunu, gazeteyi hangi amaçla kullanacağını bilmediğini, Doğu PERİNÇEK isimli şahsı tanıdığını, nerede olduğunu hatırlamadığı bir yerde karşılaştığını, Ancak yakın bir ilişkisinin olmadığını, bir iki kezse Doğu PERİNÇEK'in kendisini telefon ile aradığını ve Ulusal kanalda röportaj yapma teklifinde bulunduğunu ancak prensiplerine ters bir durum olduğu için kabul etmediğini, Bir telefon konuşmasında da oğlu "Mehmet PERİNÇEK in Rus Filolojisinden mezun olduğunu, Rusyada Lenin üniversitesinde araştırma yapacağını" söylediğini, görüşmek istediğini söylediğini, kabul ettiğini ancak tarihini tam hatırlayamadığını, o vakit Gima yönetiminde bulunduğunu, Doğu PERİNÇEK'in Ümraniye ilçesinde bulunan Gimaya yanma geldiğini, sohbet esnasında Doğu PERİNÇEK'in aynı zamanda İşçi Partisi Gençlik kollan başkam olduğunu da öğrendiğini, bu tarihin kuvvetle muhtemel Ağustos ayı olduğunu, Çünkü konuşma esnasında Türk milliyetçiliğinden söz ettiğini, kendisinin de "30 Ağustos da Ülkü ocakları ile beraber, Taksim meydanına niye çelenk koymuyorsunuz" diye söylediğini, Doğu PERİNÇEK'in olayı çok sıcak karşıladığını, bilahare İstanbul Ülkü ocakları başkanı olarak tanıdığı Levent TEMİZ i çağırarak aynı teklifi ona da söylediğini ve bir araya getirdiğini, resmi prosedürü yerine getirerek, bu etkinliği beraber 30 Ağustos tarihinde Taksimde gerçekleştirdiklerini, Bu olay dahi basında gereksiz spekülasyonlara neden olduğunu, "kızıl elma ittifakım Veli KÜÇÜK sağladı" şeklinde tenkite yönelik haberler de çıktığını, Kızılelma deyimi bence, tüm Türk Halk ve topluluklarının bir bayrak altın toplanması mefkûresidir. Ancak böyle bir mefkurenin gerçekleşmesini mümkün görmüyorum. Böyle bir oluşumun içerisinde de değilim. Orhan KİVERLİOĞLU isimli şahsı bir kez Türk dünyası araştırmaları vakfında gördüm tanıştık, bana politikada belirli bir yer edinmek için uğraştığım ancak şu anda hangi partide çalışacağını bilmiyorum, beraber yardımcı olamamı istedi, benim politik bir konumum ve durumum olmadığı için kabul etmemekle beraber red etmedim, bana bu konuda bir broşürü olduğunu ve bana getireceğini söyledi, ne kadar süre olduğunu bilmiyorum ama yine aynı yerdeki toplantıda getirdi şu anda bu broşürün içeriğini hatırlamıyorum, ancak bundan sonrada hiç görüşmedim. 2004 yılında çıkar amaçlı suç örgütü kurmaktan tutuklanan Sedat PEKER'in no: 1203 nolu yaptığı görüşmede ; Güler KÖMÜRCÜ, Ümit ÖZDAĞ, Yılma DURAK gibi şahıslar ile bir toplantı yapılacağı, Güven SAZAK, Meral AKŞENER gibi şahıslarla da görüşüldüğü, yeni bir oluşumdan bahsedildiği hatırlatılarak Sedat PEKERTe bu konuyla ilgili konuşması ve bu şahsın herhangi bir desteğinin olup olmadığı sorulduğunda; Ümit ÖZDAĞ'm aile dostu olduğunu, görüşmenin yapıldığı dönemde Ümit ÖZDAĞ'ı siyasi arenada iyi bir yerde görmek istediğini, MHP içinde etkin bir yerde olmasını istediklerini, bu konuyla ilgili Sedat PEKER'in her hangi bir desteğinin olmadığını, Telefon görüşmelerinde, MHP nin yönetiminin değişmesi, Devlet BAHÇELİ nin gitmesi gerektiğiyle ilgili görüşmeler yaptığı, ERGENEKON politikaları içersinde "ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahigsiyasilere suikast yapılması yada Dez-enfermasyon yöntemlerinin kullanılması" nın,^^IÎrtı^^fe.j.hatırlatılarak, bu yöndeki çalışmaları sorulduğunda; Bu görüşmelerin tesad^^olauğunu^ünlit ÖZDAĞ'm babasından

dolayı sevdiği bir şahıs olduğunu, bu yüzden MHP içersine girmesini istediği, fikir olarak destek verdiğini, ERGENEKON içersindeki yapılanmayı kesinlikle kabul etmediğini, böyle oluşumlara tamamen karşı olduğunu, bu tür oluşumların ülkede kaos çıkartacağını beyan etmiştir.

b)- Şüpheli VELİ KÜÇÜK Savcılık ifadesinde; Veli KÜÇÜK 26.01.2008 tarihli C.Savcılığı ifadesinde özet olarak; Kolluk ifadesini tekrar ettiğini, soruşturma kapsamındaki kişilerden Ali YASAK ile Eminönü ilçesindeki Urfalı Hamdi adlı kebapçıda 7-8 sene önce tanıştığını, bundan sonra bir kere daha görüştüğünü, bir daha görüşmediğini, Sami HOŞTAN'ı 1983 yılında Edirne' de binbaşı olarak görev yaptığı sırada tanıdığını,zaman zaman görüştüklerini,ancak bu kişinin kendi adını kullanarak Azarbeycan' da iş çevirmek istediğini hissedince görüşme talebinde bulunmasına rağmen bir daha kendisi ile görüşmediğini, 2 senedir ise telefonla dahi görüşmediğini, Sedat PEKER'i çocukluğundan itibaren tanıdığını, babasının kendisinin arkadaşı olduğunu, babası ölünce kendisinin Sedat PEKER ile ilgilendiğini,5 senedir görüşmediklerini, kendisini telefonla bir iki kez aradığını, kendisinin Sedat PEKER' in Ergenekon isimli bir şirketi olduğunu bilmediğini, Emin Caner YİĞİT'in kısa bir dönem yanında bulunduğunu, S edat PEKER'in bu kişinin maaşını verdiği şeklinde spekülasyonlar çıkınca bir daha yanma gelmesine müsade etmediğini,daha sonraları kendisinin danışmanlık yaptığı Alfa Şirketinin sahibi Mehmet GULKANAT'ın yanma gidip geldiğini gördüğünü, ancak kendisi ile ilgili olmadığını, Tuncay GÜNEY' i eskiden itibaren tanıdığmı,gazeteci olduğundan ötürü zaman zaman yanma geldiğini,bir seferinde kendisini Irak'tan arayıp Barzani ile görüştürmek istediğim söyleyerek bir şahıs ile görüştürdüğünü,ancak görüştürdüğü kişinin Barzani olmadığını anladığmı,daha sonra kendisi adına bir teğmen ile birlikte birisinden jip aldıklarını öğrendiğini,kendisini emniyete ihbar etmesi sonucu tutuklandığını, hakkında dava açıldığını, daha sonra da Kanada' ya gittiğini öğrendiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ ile eski asker olması nedeni ile görev gereği tanıştığını, Muzaffer TEKİN ile 2004 yılinda Batı Trakya Dergisinde tanıştığım,daha sonra zaman zaman görüşmelerinin olduğunu, İbrahim ÇİFTÇİ 'yi tanımadığmı,Yalçm TANFER' in oğlu Osman TANFER' in konuşmasında geçtiği için ismini duyduğunu,ancak kendisi ile tanışmadığını ve görüşmediğini, Sevgi ERENEROL'u Türk Dünyası Araştırma Vakfı toplantılarında 2003 yılında gördüğünü,o günden sonra zaman zaman görüştüklerini, Noel yemeklerine davet edildiği için iki sefer eşi ile ziyaret amacı ile gittiğini,aynca babasını da önceden tanıdığmı,aile olarak tanışıp görüştüklerini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ü Güler KÖMÜRCÜ' nün yanında görererek tanıştığını, bir keresinde de Güler KÖMÜRCÜ'nün bu kişi ile birlikte evine ziyarete geldiğini,bu iki görüşme dışında görüştüklerini hatırlamadığını, Güler KÖMÜRCÜ ile Amerika'daki bir konferansta tamştığım,aile olarak görüştüklerini, Kemal KERİNÇSİZ' i tanıdığmı,Türk Dünyası Araştırmaları Vakfına Cumartesi günleri geldiğini,buradaki hukuk konusunda konferanslar verdiğini,zaman zaman telefonla görüşmelerinin olduğunu, Doğu PERİNÇEK ile eskiden itibaren tanıştığını,kendi aleyhine dergisinde ve televizyonunda yayınlar yapmış olduğunu,daha sonra kendi kanalında program yapmayı teklif ettiğini,kendisinin bunu kabul etmediğini,5-6 yıldır da kendisi ile görüşmediğini,oğlu Mehmet PERİNÇEK'i yanma gönderdiğini,Mehmet PERİNÇEK ile bir kitap vesilesi ile 4-5 kez görüştüğünü, Ayhan ÇEVİK'in Bilecek eski valisi olduğunu, bu sebeple tanıştığını ve zaman zaman da görüşerek konferanslara katıldıklarını, Fuat TURGUT'u tanımadığmı,kendisine gelen ihtilal içerikli mesajlar ile ilgisi olmadığını, gönderen kişiler ile ilgili olduğunu, Kendisinin 2000 yılının Ağustos ayında Tuğgeneral rütbesinde iken terfi edemediği için emekli olduğunu,daha sonraki yıllarda 2003 yılında Stıatejık Güvenlik Şirketini

kurduğunu, halen bu şirketi Erol ÇAKIR, Nihat KUBUŞ, İlhan YAZGAN ile 4 kişi olarak yönettiklerini,Erol ÇAKIR'm daha sonra hissesini alarak şirketten ayrıldığını, ayrıca Kaizen Şirketine danışmanlık yaptığım,bu şirketin yan kuruluşu olan Üniversal Şirketi ile ortak olarak Bilecik Türkmen Köyüne çimento fabrikası kurdurmak için çalıştığım,Kaizen Şirketi adına da çeşitli yerlerin alımı ile ilgili muhtelif çalışmalarının bulunduğunu, İletişim tespit tutanaklarındaki görüşmelerin kendisine ait olduğunu, bunlar hakkında kollukta ayrıntılı beyanda bulunduğunu, Evinde yapılan aramada ele geçen "Ergenekon belgeleri orjinal nüshalar?" ve diğer belgeler ile ilgili olarak;Bu belgeleri okuduğunda ciddi bir yapılanmanın olduğunu hayret içinde müşahade ettiğini,her önüne gelenin devlet adma ahkam kesmesi halinde ülkede bir kaos ve kargaşa çıkacağının açık olduğunu, kendisinin hiç bir dernek ve kurumda kaydı bulunmadığını,bu belgelerin evine nasıl geldiğini tam olarak hatırlamamakla birlikte ishitbaraçı olması sebebi ile kendisine bir çok belgenin geldiğini,bu belgelerin de bu şekilde gelebileceğini tahmin etttiğini, ayrıca bu belgelerin büyük çoğunluğunu Tuncay GÜNEY'in kendisine getirmiş olabileceğini tahmin ettiğim, yine tahmini olarak 3-4 ay önce Lobi isimli dokümanın eline geçtiğini, ancak tamamına vakıf olamadığım, Ergenekon tabirinin kendisinde Orta Asya ile ilgili yapılan bir çalışmayı çağrıştırdığını, kendisinin Türk Dünyasi Vakfı sebebi ile yazılar ve kitaplar yazdığından bu ortamlarda tanıştığı kişilerden de çeşitli bilgi, belge ve kitapların tarafına gönderildiğini,belgenin bu şekilde de kendisine gelmiş olabileceğini, yine evinde yapılan aramada çıkan görüşme kasetlerindeki kayıtların ailevi meseleler ve kendisinin adını kullanmaya çalışan kişilerin tespit edilip adli makamlara intikal ettirilmesi amacı ile yapıldığını, nitekim bunları tespit ettirdiğini ve yakalandıklarını, Adil Serdar SAÇAN hakkındaki bilgi notunun tanımadığı bir kişi tarafından kendisine verildiğini, içeriğini okuyup konu hakkında adli bir işlem yapılamayacağını anlayınca kendisinde kaldığını, Ergenekon yapılanmasını araştırmak için talimat içeren gizli belgenin de bu istibarat notuyla birlikte geldiğini, kendisinin Adil Serdar SAÇAN'ı bir sefer bir seminerde gördüğünü, Mehmet Fikri KARADAĞ ile 3-4 aydır görüşmediğini, kendisinin de yer aldığı fotoğrafları incelediğini, Mahfuz UZ,Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'i tanımadığını, fotoğraflarda ismi yazılı kişinin kendisi olduğunu, güncel toplantılarla ilgili görüşmelere ilişkin olduğunu, Kendisinin Ergenekon yapılanmasını kabul etmediğini,Kuva-i Milliye Dernekleri ile de ilgisi bulunmadığını, ismi geçen diğer kişileri tanımadığını beyan etmiştir.

c)-Ar amalarda elde edilen deliller; 1) Şüphelinin Gayrettepe Mahallesi Gönenoğlu Sokak Fidan A Blok No:14/9 BEŞİKTAŞ adresinde yapılan aramada elde edilen; a) Dijital malzemeler (1) adet Packart Bell marka 101570650320 seri numaralı dizüstü bilgisayar, (8) adet CD, (1) adet Üzerinde "Cengiz Anıl Açma Defteri" ibaresi bulunan disket, (4) adet özel muhafazaları içerisinde mini DVD (1) adet S IMS marka ses kayıt cihazı, (1) adet Sony marka MC 60'lık kaset, (1) adet Motorola marka (IMEI:354448001826174) cep telefonu ile, aynı telefon içerisinde takılı vaziyette (1) adet 0706280441423 seri numaralı Şimplus kart, (1) adet Siemens marka (IMEL363891005307892, -8990029258 Imei numaralı 899002925897027 930818586 nlu Vodafone sim kaçt plus.

(3) adet Sony marka, MC.öO.Mikro Kaset, 1. 6136 SK kapsamında malzemeler 1.

Ergenekon örgütüne ait olan dokümanlar

(1) adet Spiral ciltle kaplanmış "Şirket&Köstebekler" başlıklı "Saygılarımızla" ibaresiyle son bulan (59) sayfa tarafımızdan (1) numarası verilen doküman, (1) adet Spiral ciltle kaplanmış "Ermeni Sorunu" başlıklı "İsrail'in Ortadoğu ve Kafkasya Stratejileri" ile biten (95) sayfa (2) numarası verilen doküman, (1) adet Spiral ciltle kaplanmış "Masonik Bilderberg Çetesi" başlıklı "Her alanda Bilderberg vardır" ile son bulan (69) sayfa (5) numarası verilmiş doküman, (1) adet "Fundamantalist Terör" başlıklı "Komplo olduğunu öne sürdü" ibaresi ile son bulan (39) sayfasından sonrası (50) sayfalık (6) ile numaralandırılmış doküman, örgütsel içerikli belge "Özel Güvenlik Şirketi" başlıklı "Kaybedilmesi" ibaresi ile son bulan (5) sayfadan sonrası tarafımızdan numaralandırılmış (32) sayfadan ibaret örgütsel içerikli doküman, (1) adet Spiral ciltle kaplanmış, "Kanal 6 Analiz" başlıklı "Genel Değerlendirme ve Öneriler" ile son bulan (34) sayfa (8) numarası verilen doküman, (1) adet "Reaksiyon" başlıklı, "Saygılarımızla Strateji Grubu" (Strateji grubunun üzeri karalanmış) (35) sayfalık Spiral ciltle kaplanmış (10) numarası verilen doküman, (1) adet "Örtülü Faaliyetler" başlıklı "Saygılarımızla" ile son bulan (22) sayfalık, spiral ciltle kaplanmış (11) numarası verilen doküman, (1) adet "Oluşum" başlıklı, "Saygılarımızla Tuncay Güney" ibaresi ile son bulan (Tuncay Güney el yazısı ile yazılmış) (8) sayfa tarafımızdan (12) numarası verilmiş doküman, (1) adet "Fabrikatör" başlıklı, "Saygılarımızla" ile son bulan (27) sayfa tarafımızdan (13) numarası verilen doküman, (1) adet "ERGENEKON" başlıklı "En İçten Saygı ve Şükranlarımızla" ile son bulan (Strateji grubu üzeri karalanmış) spiral ciltli (24) sayfalık tarafımızdan (15) numarası verilen doküman, (1) adet "Biyografi" başlıklı "Karakter Analizi Başlığı" ile son bulan spiral ciltli (3) sayfalık, (16) numarası verilen doküman, (1) adet "Genel yapı" başlıklı, "Saygılarımızla 24.04.2000" ibaresi ile son bulan (5) sayfa spiral ciltli, tarafımızdan (17) numarası verilen doküman, (1) adet "Arenadaki sanat" başlıklı, "Saygılarımızla" ile son bulan (33) sayfa spiral ciltli, (18) numarası verilen doküman, (1) adet Kırmızı Rapor dosya-16 sırtlıklı klasör içerisinde "Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi" başlıklı yazı ile başlayıp Superonline com ibaresi ile son bulan 1 'den 445'e kadar numara verilen (40) numarası verilen dokümanlar, 1 -445 e kadar numaralandırılan dokümanların; ; Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi Dinamik Ulusal Güç Birliği & Kuvayı Milliye Cephesi isimli doküman PROJE BELGESİ, Sovyet Devlet Arşivindeki Ermeni Sorununa İlişkin Belgelerin Ulusal Amaçlar İçin Değerlendirilmesi başlıklı 4 sayfalık doküman,-EK-l Büyük Sovyet Ansiklopedisi'nde "Ermeni Sorunu" (1926) başlıklı 1 sayfalık doküman, Büyük Sovyet Ansiklopedisi'nde "Ermeni Sorunu" (1926) V.Gurko-Krvajin 5 sayfalık doküman, EK-2/a Örnek Belge-1 Sovyet Temsilcisi Mdivani'den Stalin'e Telgraf başlıklı 1 sayfalık doküman. Örnek Belge-1 Sovyet Temsilcisi Mdivani'den Stalin'e Telgraf başlıklı 1 sayfalık doküman, EK-2/b Örnek Belge-2 Sovyet Lideri Orconokidze'denJL^^^e Stalin'e Telgraf Ve Stalin'e Elyazılı Notu başlıklı 1 sayfalık doküman, Sovyet Ljâep Orçp^^ldze'den Lenin ve Stalin'e Telgraf Ve Stalin'in Elyazılı Notu başlıklı 2 sayfalı yazı, 2 sayfakkfeısça Metin,

EK-3 Belgelerin Basındaki Etkileri, başlıklı 1 sayfalık yazı, 1 Ekim 2000 Pazar tarihli Hürriyet Gazetesi Sovyet belgelerine göre Ermeni soykmmı yalan başlıklı haber yazının gazete fotokopisi. Şirket Gizli Gerçekler Gözlem&Analiz Aralık 2000/İstanbul Mu Tarih Öncesi Evrensel Uygarlık Taş Matbaası İstanbul-1978 başlıklı içerisinde çeşitli harita ve simgelerin bulunduğu tarih öncesi uygarlıklarından bahseden 36 sayfalık doküman, Bilgi Notlan 21 .Yüzyılda Kemalist Hareket isimli doküman içeriğinde; -Yakm tarihin en radikal sol örgütleri Kemalist olmuştur. -Türk/Kürt kardeşliği sloganı ile PKK'nm Kemalizme kaydırılmaya çalışıldığı, -MAFİA grupları tepeden tırnağa Kemalist kesilmiştir. -Atatürkçü Düşünce Derneğinin kurulmuştur. Bu dernek çatısı altında bir araya gelen portreler dikkat çekici olduğu gibi örtülü olarak destek olduklan portreler ve ve yöneldikleri girişimlerde dikkat çekicidir. -İvedilikle harekete geçilmesi Ulusal çapta Kemalist Hareket Cephesi oluşturulması ve sağlıklı bir yapılanma ile Zaralı unsurlara karşı önlemler alınması kaçınılmaz bir zorunluluğa dönüşmüştür ibareli, TURGAY CİNER başlıklı, Turgay CİNER'in Sabah ve ATV'yi alması ile ilgili eleştirel 5 sayfalık yazının bulunduğu doküman. Televizyon Analiz Yönetim ve Geliştirme Projesi Türkiye'de Televizyon Yaşlılar İçin Çok Yeni Gençler İçin Çok Eskidir İstanbul/Temmuz 2000 George Walker Bush başlıklı 4 sayfalık dokuman, Avrupa Birliği Katılım Ortaklığı Belgesi isimli doküman, Ulusal Medya 2001 İstanbul/Aralık 2000 isimli doküman, 21.Yüzyılda Casusluk İletişim ve Bilgi Çağında Global İstihbarat İstasyonlan ve Değişin Casusluk Mesleği Action+Oblogation=Integration! Araştırma - Gözlem- Analiz Raporu İstanbul/Aralık 2000 isimli doküman, Türk Tarih Kurumu Dergisi Temmuz 1997 sayı 6 İran ve Tarihi Stratejisi başlıklı 7 sayfalık doküman Silahlı Kuvvetler Dergisi Temmuz 1994 sayı 341 THINK TANK başlıklı 2 sayfalık yazı Alevis in Turkey-Alevwites in Syria: Similarities and Differences başlıklı 8 sayfalık İngilizce doküman. OCTOPUS (STATE ORGANİZED CRİME) MAFİA (La Costa ostra) İSTANBUL/EYLÜL 2000 SAYGILARIMIZLA İSTANBUL/EYLÜL. 2000 isimli örgütsel içerikli doküman, MİT&MEDYA VE AJAN GAZETECİLER İSTANBUL/ARALIK 2000 isimli örgütsel içerikli doküman Ermeni-Kürt İlişkileri Tarihçesi Ve Türkiye'yekarşı Stratejiler Bibliyografik İstihbarat Denemesi Hazırlayan Emrullah Tekin Öğ:Bnb. Yazan doküman, Panzehir Etnik/Bölücü Operasyonlann Tasfiyesi Kürt Hareketi Ve Türk-Kürt Kardeşliği İstanbul/l Mayıs 2000 isimli örgütsel içerikli doküman Rav Sebatay Zwi Sebataycılık Ve Türkiye Sebataylan (Dönmelik) isimli örgütsel içerikli doküman, d) Ajandalar (1) adet Haki renkli "2005" ibaresi bulunan ajanda, 3 Şubat Perşembe tarihli sayfasında; Kazakistanda ilaç sanayi için görüşeceğiz. İ. KARAMAN ile gerekirse Kazakistan'a gideceğiz. j^ffffyfe^aruk OKUR' da ilgileniyor. 18.07.05'de İbrahim ile görüştüm. ,f '''"=> *£*\

/■-/;?%m. r

15 Şubat Perşembe tarihli sayfasında Avukat Hanefi ALTAŞ Yeni Hayat Dergisini çıkanyor. 0 212 517 8006 - 0 546 273 5127 Ankaradan bir Alb. Hanefiye telefon etmiş Veli Paşa güney Azerbeycan ile ilgilendiği için Mossad ve CIA peşinde demiş Hanefi Bey ile görüştüm. Telefonlarımı verdim konu duyanlar tarafından yukarıya intikal ettirilecek. 22 Mart tarihli sayfasında; Korkmaz YİĞİT'in K.Cabioğlundan aldığı yerler İstanbul Avcılar Firuzköy Pafta 11 Parseller 2786-2787-2798 25 Mayıs tarihli sayfasında "M.Zeki ÖZTÜRK (Bnb) 0-532-3412902, 0-5423546579" 20 Haziran Pazartesi tarihli sayfasında; Haburdan itibaren Irak içine gidecek tırlar konvay olarak hareket edecek Hüsama vereceğimiz miktar tır başına 1. Bağdat 1200-1500$ 1. Güney ırak bölgesinde 1500-1700 $ 1. Ramadiye - Felluce - Tikrit 1600 - 1800 $ Konvoy 8-10 tırlık olacak bu fiatlarm üzerine kendi karımızı koyacağız. 21 Haziran Salı tarihli sayfasında; Kaan Binbaşı (Hüsamla geldi) özel kuvvetlerde eğitim için yer arıyor 0 532 367 0677 25 Haziran Cumartesi tarihli sayfasında; Behiç AŞÇI Avukat F Tiplerinin kalkması için ölüm orucunda 45 kg düştü devreye girilirse vazgeçecek. DHKP/C Terör Örgütü davalarına bakan Halkın Hukuk Bürosu Avukatlarından ve hakkında DHKP/C örgütü üyesi olmaktan İstanbul Cumhuruyit Başsavcılığınca işlem yapılıp çıkarıldığı adli makamlarca hazırlık 2004/731 sorgu 2007/33 sayılan ile tutuklanan Behiç AHÇI isimli şahıs 04.04.2006 yılında başlamış olduğu ölüm orucunu bitirmesi amacıyla devreye girdiği anlaşılmaktadır. Şahıs ölüm orucunu 23.07.2007 günü son vermiştir. 18 Temmuz Pazartesi tarihli sayfasında; Danıştay saldırısı sırasında (akşamı) F.Bahçe ORDUEVİNDE Muzaffer Yzb nm yanında İsmail PAKER varmış. Zekeriya ÖZTÜRK tanıyor. Teslim olmamasını istemiş. (Mahmut Ast.) 16 Ağustos tarihli sayfasında www.tepkimiz.net (Muammer Karabulut) 01 Eylül Perşembe tarihli sayfasında; 26 şubat p.tesi akşam savcı Ali ve Hasan ile yemek yiyeceğiz ve ortaklık görüşülecek. 08 Eylül Perşembe tarihli sayfasında; İsmail SAYAN Pilot E. Binbaşı 0 532 351 5611 Sami HOŞTAN ile görüşmek istiyor. 1. Kasım Çarşamba tarihli sayfasında; Kaizen Devolopment Taksimde alman yer için Finansbaktan 4-5 milyon $ kredi istedi. Maslak şubesi bunu beceremedi. Dosya geri geldi, tekrar dosya Finansbank Boğaziçi kurumsal şubeye gönderildi yönetimle görüşülecek. Alman yer 6 milyon $ a alındı ve teminat gösterildi. 1. Kasım Perşembe tarihli sayfasında Sedat'ın Dosyası Yargıtay 6. Dairede 07 Kasım Pazartesi tarihli sayfasında; Eylül sonunda Necabettin ERGENEKON ile görüşeceğiz. 10 Kasım Perşembe tarihli sayfasında; Ziya Bandırmalıoğlu' nun duruşması 19 Kasım Cumartesi tarihli sayfasında; Veli Paşa Can Ataklı işten çıkarıldı. Çıkartanlar senin adamınmış. Haberin var mı? (emin şirin) - 26 Kasım Cumartesi tarihli sayfasında; iyi aksamlar ben Ali Ukrayna'da arkadaşımız var. Bu ajanda içerisinde bulunan doküman; 02 Şubat 1993 tarihli ve 01.789.0879/435 sayılı Milli İstihbarat Teşkilatın'dan, Sönmez KOKSAL müsteşar imzası ile ÇOK GİZLİ ibaresi ile Başbakanlık Makamına hitaben yazılmış, imzalı, Uğur Mumcu konulu resmi belgede; "ABD'nin Ortadoğu'yu kontrol altına alıp Türkiye'nin dine dayalı bir yönetim altına girmesini önlemek amacıyla, .ABD Haberalma servisi CİA denetiminde, İsrail Kabine görevlisi HAİM BAR-LEV kontrolünde, İsrail "OADNA" bırhklcıınde eğitim gören altı kişilik özel tim "Hayre" deniz üssünden botla Türkiye'ye grrış yaptıkları, bahse konu timin

826

«T/ck crX

hedefinin Gazetesi Uğur MUMCU ve Mehmet Ali BİRAND'ı öldürtmek olduğu, gazeteci Uğur MUMCU'yu öldüren tim elemanları ikinci görevleri Mehmet Ali BİRAND'ı öldürmek için ülkemizden çıkış yapmadıklan, Tim elemanlannm İsrail Hükümetinin Ankara temsilciliğinde kaldıklanmn tespit edildiğine dair istihbarat rapora olduğu, (1) adet Kırmızı renkli "Silahlı Kuvvetler Ajandası 1998" yazılı ajanda, 18 Şubat 1998 Çarşamba tarihli sayfasında; Turgut BÜYÜKDAĞ "Arkamda Veli Paşa var şeklinde konuşmuş İst. Em. Md. Konuyu biliyor emniyet o nedenle ellemiyor" (Tuncay) 20 Şubat 1998 Cuma tarihli sayfasında; Yalçın TANFER Kürşat YILMAZ' a benim adımı kullanarak ceza evine mektup yazmış. Mektubu Ömer P.me halen Kırşehir veya Nevşehirde görevli olabilir. Turgut BÜYÜKDAĞ' m benim adamım olduğu bu nedenle üzerine gitmememi istemiş (Tuncay) Tuncay GÜNEY isimli şahıs ile ilişkilerini gösterir notlar olduğu (1) adet BM Şirketler Grubu ibareli siyah renkli küçük boy ajanda, 21 Ocak-9 Mart tarihli sayfasında "Sedat PEKER (Sonuna Kadar) devamı 11 nolu kaset B Bölümünde", 9 Şubat tarihli sayfasında "154 Sedat PEKER", 11 Şubat tarihli sayfasında "000-070 Sedat PEKER, 070-129 Sedat PEKER (53) Sedat PEKER", 21 Mart tarihli sayfasında "154 Sedat Peker", 23 Mart tarihli sayfasında " 000-070 S.Peker 286-339 Sedat Peker, 000-050 S.Peker" 1. Nisan tarihli sayfasında " 000-145 T.Güney ve Hüsamettin 145-185 Tuncay Güney" 1. Nisan tarihli Sayfasında " 000-070 Hadi Özcan 070-088 Hadi Özcan (6.6.1996), 173-253 Tuncay Güney Kuzey Irak"a gitti ve döndü (30.9.1996) 1. Nisan tarihli sayfasında 0064-098 Tuncay Güney şeklinde rakamlar ile kodlanmış isim ve notlar bulunduğu (1) adet San renkli "Türk Dünyası Araştırmalan Vakfı" ibareli ajanda, (1) adet "2005 Kabalcı Kitabevi" ibareli bordo renkli küçük ajanda, 2 Şubat tarihli sayfasında Sakarya Üniversitesi kampus ünde toplantı Sevgi Hanım gelecek el yazmasının bulunduğu, Örgüt üyelerinden sevgi erenerol ile irtibat içerisinde olduğu 20-21 Mayıs tarihli sayfasında; "20-22 Stocholm'de DAK kurultayı", işleri ve özel hayatı ile ilgili randevu kayıtlanmn bulunduğu, (1) adet Kırmızı lacivert renkli "1974" ibareli ajanda, (1) adet Siyah renkli üzerinde ibare bulunmayan 1987 yılma ait ajanda, 28 Mayıs Perşembe tarihli sayfasında; Özlem DEMİRBİLEK 1969 Denizli doğumlu. İstanbul üniversitesi kütüphanecilik ve arşiv bölümü mezunu. MİT'e arşiv memuru olarak girecek (M Çavdaroğlu'nun yeğeni Sedat PEKER istedi. İstanbul'da Başkomiser Sedat DEMİRBİLEK'in eşi) Mehmet EYMÜR ile görüşülecek. (Dilekçe yazılacak durumunu belirtecek eşinin durumunu belirtecek nüfus cüzdan suretiyle Mehmet EYMÜR' e gönderilecek. PK 360 Ulus-Ankara 15 Haziran Pazartesi tarihli sayfasında; Özel Güvenlik teşkilatı kurulacak yerlerdeki çalışmalar 5 Eylül Cumartesi tarihli sayfasında; Yakup ŞEN J. Atğm 2. Bl. Sayfa Krk çaldıran eşi p.memuru Van merkezi istiyor (S.Peker) 5 Ekim Pazartesi tarihli sayfasında; Ferda İPEK matematik Öğretmeni Erzurum Şenkaya dan Zonguldağa atandı. K. Ereğlisine atanma^^'ŞahmJ;

Z^"1

827

5 Ekim Pazartesi tarihli sayfasında; Hüseyin Topaloğlu Uz. Çvş. Buca Cezaevi Bl. de Dikili veya Selçuk ilçesine atanması (Vali) (1) adet Gri renkli 1991 ibareli ajanda, (1) adet Siyah renkli üzerinde ibare bulunmayan 1987 yılma ait ajanda, 2 Kasım Pazartesi ibareli sayfada; Mehmet EYMUR ile görüştük, Mehmet' in daha önceden çalıştığı uyuşturucu işi yapan Mustafa HOROSAN isimli adamı varmış, kendisiyle çalışmak istiyormuş, Mehmet bana vermek istedi, adresi; Orta Çeşme Bağüstü Sok. No:37 BEYKOZ Telefon Ev: 323 25 48 İş:331 35 49 (02.10.1990) el yazılarının bulunduğu * Askeri isimler, askeri programlar, günlük notların olduğu tespit edilmiştir. (1) adet Kırmızı renkli 1999 yılı Silahlı Kuvvetler ajandası, (1) adet "Ece 2006" ibareli lacivert renkli küçük boy ajanda, 9Mart tarihli sayfasında, "Galatasaray postanesi önünde saat 12.00 de K.KERİNÇSİZOĞLU'nun toplantısı şeklinde yazı Şahsın örgüt mensuplarından Kemal kerinçsiz ile ilişki ve irtibat içerisinde olduğu ve örgütün talimatları doğrultusunda gerçekleştirilecek olan toplantı ve gösterilere katıldığı 3 Ekim tarihli sayfasında, Ü. ÖZDAĞ gelecek telefon ile görüşeceğiz şeklinde yazı, 26 Kasım tarihli sayfasında, "saat 11.00 Z.Burnu kapalı spor salonunda Balkan Federasyonları şöleni var, Süheyl ÇOBANOGLU DAK gelecek Ankara'ya gidecek", 29 Kasım tarihli sayfasında, "DAK Ankara'dan gelecek" 1 Aralık Cuma tarihli sayfasında, "DAK otelde toplantı ve işleri ile ilgili randevu tarihlerinin bulunduğu, e) Dokümanlar (1) adet Spiral ciltle kaplanmış, "Sovyet Arşivinde Ermeni Sorunu" başlıklı, "Bir ek yapıldı" ile son bulan (18) sayfalık doküman, Sovyet arşivinde ermeni sorunu doğu perinçek başlıklı -sovyet arşivi türkiye'nin tezlerini doğruluyor -türk halkı öylesine çok kurban vermiş ki -türk ordusun dan ermenistan'da düşmanca hareket beklenemez -ek-1 büyük sovyet ansiklopedisi'nde ermeni sorunu -büyük sovyet ansiklopedisi'nde ermeni sorunu -v.gurko-krvajin -ek 2/a örnek belge-1 sovyet temsilcisi mdivani'den stalin'e telgraf - örnek belge-1 sovyet temsilcisi mdivani'den stalin'e telgraf -1 sayfalık el yazması doküman -2 sayfalık rusça metin -ek 2/b örnek belge -2 sovyet lideri orconokidze'den lenin ve stalin'e telgraf ve stalin'in el yazılı notu -sovyet lideri orconokidze'den lenin ve stalin'e telgraf ve stalin'in el yazılı notu -1 sayfalık rusça metin ve -abd ermeni soykırımı'nı anma ve eğitim yasası tasarısı alt başlıklı toplam 31 sayfa doküman (1) adet Şeffaf dosya içerisinde "Kurum Adı Harran Üniversitesi" başlıklı "Sempozyumda Üniversite Kınandı" ile son bulan (25) sayfa doküman, 25 sayfadan oluşan ve 15 Kasım 1996 tarihli Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Servet ARMAĞAN hakkında tanzim edilen, Başkan Kemal GÜRÜZ imzalı Yüksek Disiplin Kurulu Karan (1) adet Şeffaf dosya içerisinde "Dünüyle Bugünüyle hayal edilip de yaşanmayan bir tarihin analizi" başlıklı "Sami DEMİRKIRAN" ibaresi ile şon bulan (162) sayfa doküman, 162 sayfadan oluşan KÜRTLER , TÜRBtLER,^ VE TERÖRİZM ÜZERİNE HAZIRLANMIŞ GENEL RAPORDUR başlıklı HazırlayamSâmi.DEMİRKIRAN imzalı 21 ■'■ . - . ' : ' ■

'

rv

^——|———

Bölümden oluşan ve A.B. Genel Sekreterliği,TBMM insan Hakları Komisyonu, Gen. Kur. Baş., TBMM Dış ilişkiler Komisyonu Yetkililerine hitaben yazılmış araştırma yazısı. (1) adet La Turquıe en Europe" başlıklı, "Turgut Özal Resmi" ile son bulan (270) sayfa spiral ciltli doküman, (1) adet Mavi şeffaf dosya içerisinde (31) sayfa bilgisayar çıktısı, doküman, (1) adet Şeffaf dosya içerisinde "İŞÇİ PARTİSİ" başlıklı, doküman, (1) adet Şeffaf dosya içerisinde "İŞÇİ PARTİSİ" başlıklı, doküman, (1) adet "Milli planda genç ve gençliğimiz" başlıklı, "Saygı ile selamlıyorum" ile son bulan doküman, 1-49 YAPILAN İNCELEMEDE Milli Planda Genç Ve Gençliğimiz Başlıklı Orhan KİVERLİOĞLU İsimli yazı -Devletin Temel Harcı. Dil Birliği Bozulursa Devlet ayakta Kalamaz, Orhan KİVERLİOĞLU AKSOY imzalı yazı -Bu mektup Bütün milletvekillerine ismen gönderilmiştir. Şubat 2000 başlıklı Orhan KİVERLİOĞLU imzalı yazı -Bu mektup Nazım Hikmet Verzansk nin Türk Vatandaşlığına dönüşü kararnamesinin hükümette imzaya açılışı münasebeti ile MHP li sayın bakanlara ismen gönderilmiştir. Başlıklı 12.02.2001tarih ve Avrasya Bir Vakfı Genel Merkezi Dalyan Sokak No:23 Küçükçekmece İstanbul Orhan KİVERLİOĞLU imzalı yazı -Sayın Mehmet KEÇECİLER devlet bakanı başlıklı Mart 2002 tarih ve Orhan KİVERLİOĞLU imzalı yazı -Netice Kayıp Bir Kumar Avrupa Birliği Maceramız başlıklı Haziran 2002 tarih ve Orhan KİVERLİOĞLU imzalı yazı -05 Mart 2002 ve 12.11.2001 tarihli Değerli Komutanım başlıklı Avrasya Bir Vakfı Genel Merkezi Dalyan Sokak No:23 Küçükçekmece İstanbul Orhan KİVERLİOĞLU imzalı Hmcal ULAÇ a verdiği cevap hakkındaki metin ile yapacağı konuşmanın tetkiki için gönderildiği mektup, (1) adet Siyah renkli plastik dosya içerisinde "Telekomdaki Pazarlama Çetesi" ibaresi ile başlayan, "Ermeni Bilim adamları daveti kabul etmedi başlığı" ile son bulan, (84)'e kadar numaralandırılmış doküman, Telekomdaki Pazarlama Çetesi, Adım Adım Saltanat, Bir Taşta Üç Kuş Vurmak, George Saros'un Gerçek Hikayesi, Kürt Amazonlar (PKK'h Bayan Teröristlerin Resmi), MünFerid Hezeyan, Uluslar arası Sempozyumda Eşi Görülmemiş Sahtekarlık, İtifaye Yanarsa, AB Kıbrıs konusunda Karar Açıklayamadı, PKK Terör Örgütünün Dış Ülkelerdeki Faaliyetleri ve İç Yapısı (10 Sayfa), Akıncı Papadopulus Neyi Kanıtladı, Satın Aldığınız Her İbrahim TATLISES Kaseti Size ve Evlatlarınıza PKK Kurşunu Olarak Geri Dönmüştür, Türkiye'nin Yeni Köstence Başkonsolosu Haluk AĞCA (Şahıs Hakkında Kısa Bilgi Notu), İç Hukukun Tüketilmesi Adına, Türkiye İçin Hedef Bir Senaryo, Kurtistana Deniz Geliyor, Sabancı Rektörüne Tepki, ÇOREPER Toplantısının Rum Basınında Yankılan, YORUM-Kıbns Konusunda Ağzı Yanan Garanti İstiyor, CIA Ajanlarından ve Koç Ailesinden Türkiye'ye Federasyon Saldırısı, Ticaret Odası Tüzükler Hedefinden Saptı, GÜL: AB Çözüme Yardımcı Olmalı, TALAT: İzolasyonlar Kardmlırsa Rumlar Masaya Oturacak, AB'ya Rest İşe Yaradı, Genel Kurmay Başkanlığın Basın Açıklaması (TBMM'deki Muhafız Taburu İle Alakalı), Cumhurbaşkanı TALAT Türkiye'de, Yasa Tasarısı, Sorunsuz Geçecektir, Mülkiyet Yasası Türkiye'nin Lehine, Türkiye'nin AB Sürecinde Kriz Oluşabilir, Türk-Ermeni İlişkilerinde Tarihi Gerçekler Sempozyumu 15-16 Aralıkta Yapılacak başlıklı internetten indirildiği değerlendirilen yazılar olduğu görülmüş olup, (1) adet Siyah plastik dosya içerisinde "Gizli Çok Acele" ibareli, "Beylikdüzü Trabzon" ile son bulan, doküman, ^'^s ^~^,

01-Trabzon Valiliğine 1997 yılında Müsteşarın yollamış olduğu GİZLİ, ÇOK ACELE yazıda Fener Rum Patriğinin Trabzon, İstanbul limanım ziyaret edeceğini bildiren resmi yazı İçişleri Bakanlığının 08.09.1997 tarih ve 191080 sayılı gizli ibareli trabzon valiliğine hitaben yazılmış "Karadeniz çevre Sempozyumu ile ilgili olarak alınacak güvenlik tedbirleri"ile ilgili resmi yazı 02-Trabzon Valiliğine 1997 yılında Dışişleri Bakanlığının GİZLİ yazıda Fener Rum Patriğinin Trabzon, İstanbul limanını ziyaret edeceğini bildiren resmi yazı Dış işleri Bakanlığının 1997 yıl ve 662-9786 sayılı gzli ibareli Trabzon Valiliğine hitaben yazılmış Karadeniz çevre Sempozyumu Eş güdüm toplantısında alman kararlann belirtildiği resmi yazı. 03-Trabzon Valisi İsmet GÜRBÜZ' e yazılan Fener Rum Patriğinin yapacağı gezi ile alakalı, yerel güvenlik grubunun oluşturulmasının mümkün olup olmadığını soran 2 sayfalık Maria Beckel imzalı yazı 04-1997 Karadeniz Çevre Sempozyumuna Türkiye'den davet edilenler başlıklı yazı içeriğinde isim listesi 05-TÖMER (Dil Öğretim Merkezi) in Trabzon valiliğine yazmış olduğu yazı ve ekinde aynı kurumun yazılan, 06-Nuh'un gemisi yüksek komisyonu başlıklı 5 sayfa İngilizce yazı ekinde Ağrı il Jandarma Komutanlığının Doğubayazıt İl Jandarma komutanlığına yazmış olduğu resmi yazı içeriğinde belirtilen komisyonun kazılanna izin verilmediği için müsaade edilmeyeceği ile ilgili bilgi aktanmı, Aynca konu ile alakalı Başbakanlık bakanlık valilik yazışmalan gazete haberleri, 07-Emniyet Genel müdürlüğünün C.I.E.O isimli kuruluşun Türkiye -Ermenistan tarihi ibareli araştırma komisyonunun Ülkemizden geçiş yapacaklan gerekli tedbirlerin alınması için İl Emniyet müdürlüklerine yazmış olduğu resmi yazı aynı konu ile ilgili Ağn İl Jandarma Komutanlığının Jan. Albay Veli Küçük imzalı tedbir yazısı 1. Ağn İl Jandarma Komutanlığının Jan. Albay Veli Küçük imzalı Ağn Dağında çekim yapmak isteyen firma ile ilgili faaliyetine izin verilmeyeceği yönündeki tedbir yazısı 1. Ağrı İl Jandarma Komutanlığının Jan. Albay Veli Küçük imzalı Ağn Dağı ile yazısı, 1. Ağn Emniyet Müdürlüğünün Ağn İl Jandarma Komutanlığına yazmış olduğu tedbir yazısı, 11 - İçişleri Bakanlığının Olağanüstü Bölge Valiliklerine yazmış olduğu Avusturyalı heyetin yapacağı geziye yardımcı olunması ile ilgili yazısı, 1. Trabzon İl Turizm Müdürlüğünün Trabzon Emniyet Müdürlüğüne yazmış olduğu Yunan Bandıralı Geminin Trabzon'a gelişi ile alakalı yazı ve ekinde program ve acentenin yazısı, 1. Yunanistan içinde ve dışında bilinen Pontus dernek, kuruluş, basın yayın organlan J.Üsteğmen Metehan YAŞAR imzalı belge, Belgenin içeriği incelendiğinde 37 adet dernek-birlik-merkez vb sivil toplum kuruluşlannm ve 5 adet basın yayın organının isimlerinin belirtildiği anlaşılmıştır. 14-1997 yılında Yunanlı Rumlann Karadeniz Bölgesinde yaptıklan etkinlikler J.Üsteğmen Metehan YAŞAR imzalı 18 Haziran 1997 ve 11 mart 1998 tarihleri arasında 13 adet Yunanlı Rumlann karadeniz Bölgesinde yaptıklan etkinlikler hakkında bilgi (1) adet Siyah plastik dosya içerisinde "Doğu Meselemiz" başlıklı yazı ile başlayan, "Tamı Türk'ü Korusun" ile son bulan, doküman, (1) adet Siyah plastik dosya içerisinde, "Sn.Veli Paşamın Dikkatine" ile başlayan, "Çalı Türleri" başlığı ile biten doküman, 1-40 KADAR DOKÜMANLARIN İNCELEMESİNDE: S~

830

/*—■)<">

JL.

Veli Paşa'nm Dikkatine başlıklı, 2 sayfadan ibaret el yazısı yazıda; Emlakçı Osman BÜYÜKÇETİN'in beyanları aktanlarak; Milas'ta 4817 dönüm arazinin satışıyla ilgili vazgeçen tarafa Veli Paşanın 2 milyon dolar ceza koyduğunu, pazarlık sonucu bu paranın 500 milyar lira olarak bu cezanın kabul edildiğini, 300 milyarının Veli KÜÇÜK' e iletileceğini, geri kalanının emlakçi ve Şadan ÖZKAN'a verileceğini, bu ilişkileri Şadan ÖZKAN isimli Veli KÜÇÜK'ün arkrabası olduğunu söyleyen şahsın takip ettiğinin Veli KÜÇÜK'e iletilmek üzere yazılmış yazı olduğu, Mektubun içeriği incelendiğinde Mektubun sayın Veli Paşamın dikkatine diye başladığı 19 Eylül 2006 tarihinde Osman BÜYÜKÇETİN isimli emlakçı olduğunu söyleyen bir şahsın Bursa'daki şubeye gelip Veli KÜÇÜK ile görüşmek istediğini Milasta 4817 dönüm bir arazinin satışı ile ilgili bir konu olduğunu bu yere 115 bin dolar istendiğini Veli paşanın akrabası olduğunu söyleyen Şadan Özkanm bu işi halledeceğini bu tarihten 1 ay önce Veli paşa ile beraber Kuşadasm'na gidip yeri alacak olan Saim KESİCİ isimli şahıs ile görüştürdüğünü Veli Paşa'nm yeri almaktan veya satmaktan vaz geçen tarftan 2 milyon dolar ceza koyduğunu almaktan vaz geçen tarafın 500 milyar ödemeyi kabul ettiğini, alınacak paranın 300 milyar lirasının Veli Paşanın tarafına iletileceğini, geri kalan 200 milyar liranın emlakçı ve Şadan Özkan tarafından pay edileceği" şeklinde bilgiler içerdiği görülmüştür. 02-Veli KÜÇÜK'e Büyük iftira başlıklı internetten indirilen haber yazısı 1. Sayın Paşam başlıklı, Barış TUTKU isimli şahıs tarafından Veli KÜÇÜK'e yazmış olduğu şahsi meseleleri ila alakalı yazı, 1. Dünya Azerbaycanlılar Kongresinin (DAK) resmi bildirisi başlıklı yazıda, Türk Dünyası Genel Sorumlusu olarak Emekli Tuğgeneral Veli KÜÇÜK gösterilmiş, Hrant DİNK davasında Veli KÜÇÜK'ün isminin sıkça geçmesi konusundaki tepkilerin belirtildiği yazı, 05-Balyoz İsimli Gazetenin fotokopisi, 06-ARTI Gayrimenkul Değerleme ve Danışmanlık A.Ş. tarafından düzenlenen değerleme raporları, kroki ve tapu senedi fotokopileri, 07- Veli KÜÇÜK'e hitaben yazılmış "Konuşalım Sevgilerle 0532 287 97 51 numarasının irtibat için yazıldığı yazının içeriğinde; Bank Asya Yönetim kurulu Başkanlığına, Askeri Hakim Kıdemli Albay Atilla ÜLKÜ imzalı yazıda; Oğlunun bir yıldır Bank Asya da çalıştığını, Veli KÜÇÜK ile ailecek görüştüğünü kızının avukat olması sebebiyle Veli KÜÇÜK' ün bir davasına baktığını, evrakı da kuryeyle oğluna gönderdiğini, kapıdaki görevliye "Veli Paşanın Emanetidir" dendiğinde oğlunun sorgusuz sualsiz işten çıkarıldığını, durumun düzeltilip özür dilenmesi gerektiğini bildirir yazı 08- Büyük Türk Milletine başlıklı, Veli KÜÇÜK imzalı basın bildirisi, 09-Kürt Meselesi ile alakalı 5 sayfalık gazete yazılarının fotokopileri, 1. Stratejik Güvenlik Koruma ve Eğitim A.Ş ibaresi bulunan 2 sayfalık çizelge, 1. Radikal Gazetesi yazan İsmet BERKAN'm Yabancı Düşmanlığı başlıklı köşe yazısının internet çıktısı, (1) adet Şeffaf dosya içerisinde (56)'ya kadar numaralandırılan doküman, 1-56 DOKUMLARIN İNCELEMESİNDE; 01-Lütfı TÜRKKAN isimli köşe yazarının yazısının fotokopisi, 02- Yeşil Giresun isimli yerel gazetenin 27.12.1997 tarihli Veli KÜÇÜK hakkında yazmış olduğu yazı ile ilgili fotokopi, 03-Dinler arası Diyalog Başlıklı yapılması gerekenlerin maddeler halinde yazılmış olduğu 2 adet yazı, 04- Göreve Çağrı başlıklı Gelibolu yarımadasında dikilmesi planlanan anıt hakkında Hukukçular Birliği imzalı bildiri, altında Keşan, Uzunköprü, Enez ve İpsala belediyelerinin telefon ve mail adreslerinin olduğu 1 sayfalık yazı, Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün örgütün legal,,ala'nda faaliyet gösteren birimlerinden biri olan Büyük Hukukçular Birliği ile ilişki ve irtibat içerisinde x>lduğu anlaşılmıştır.

05- Emin ŞİRİN' in Veli KUÇUK' e hitaben yazmış olduğu, Nazlı ILICAK' m 11.12.2004 yılında Tercüman gazetesinde yazdığı yazı ve ekinde bahse konu gazetedeki yazının fotokopisi 06-Emin ŞİRİN tarafından yazılmış Zamanlamanın Bir Özel Manasımı var Başlıklı, çeşitli konularda yazı Emin ŞİRİN İstanbul Milletvekili şeklinde başlayan ve Emin ŞİRİN tarafından Veli KÜÇÜK"e hitaben yazıldığı görülen dokümanın içeriğinde; "Sevgili Veli Paşam, Nazlı ILICAK"m 11.12.2004 tarihinde yazdığı yazıyı bir yardımcım dikkatime getirdi" şeklinde başlayarak basın kanunun 19 ve 26 maddelerinin belirtildiği ve devamında "...birileri bu kanunun uygulanması için acaba savcılığa müracaat etmeyecek mi? Sevgiler, selamlar 21.12.2004 Emin ŞİRİN İstanbul Milletvekili" şeklinde son bulduğu anlaşılmıştır. Nazlı ILICAK'm 11.12.2004 tarihli "Bugünü Tanzim Edelim" başlıklı yazısının içeriğinin Cem ERSEVER ve Veli KÜÇÜK gibi jitemci subaylar PKK itirafçılarını asker kimliği vererek bazı cinayetlerde onlan kullandığı, konunun Diyarbakır 3. Ağır Ceza Mahkemesine yansıdığı şeklinde bilgiler içerdiği ve belirtilen bu iddianameye atıfta bulunularak bilgiler verildiği, jitem hizbullah gibi konularda yazıldığı görülmüştür. Emin ŞİRİN' in Veli KÜÇÜK' e yazmış olduğu 21.12.2004 tarihli yazıda "...birileri bu kanunun uygulanması için acaba savcılığa müracaat etmeyecek mi?" ibaresiyle Emin ŞİRİN ve Veli KÜÇÜK arasında bir ilişki olduğu, Emin ŞİRİN' in o dönemde milletvekili olmasına rağmen bahse konu yazı ile ilgili yasal müracaatının yapılması hususunda Veli KÜÇÜK'ü yönlendirdiği ve bu durumun örgüt içi yazışma ve ilişkiyi ortaya koyduğu anlaşılmaktadır. 1. Doğu meselemiz başlıklı 18 sayfadan ibaret içeriğinde ise Kürt meselesinden bahsedilen ve Türk Türkü, Tanrı Türkü Korusun ile biten doküman 1. Sol üst köşesinde Ümit KARDAŞ ibaresi bulunan 4 sayfadan oluşan "Tarihten Günümüze Kürtler" başlıklı içeriğinde Kürtlerden bahsedilen, Türkiye Cumhuriyetinin Kürt Politikası, Şeyh Said isyanından bahsedilen ve haksız yere birçok kişinin asıldığını bildirir yazı 10-Fatih BİLGİN, Oğuzhan BİLGİN, Alican KERİMOĞLU, Enes KERİMOĞLU isimli şahıslara ait Beykoz'da bulunan tapu senetleri ve arazi krokileri (1) adet Kırmızı renkli "Manu" ibareli klasör içerisinde şeffaf dosya parçası üzerinde "ÖZEL" ibaresi bulunan yazı ile ayrılmış, "ATABEYLER GURUBU" ile başlayan, "ANLAŞILDIĞI ŞEKİLDEKİ EY YAZISI" ibaresi ile son bulan (13)'e kadar numaralandırılan doküman, 1-13 E KADAR DOKÜMANLARIN İNCELEMESİNDE; 1) Emniyet Müdürlüğünün yapmış olduğu, Atabeyler, Danıştay, gibi operasyonların TSK'yı yıpratmaya yönelik olarak yapıldığı, Bu operasyonun Nur Hareketi ve CIA-MI6 güdümünde olduğuna dair 3 sayfadan ibaret istihbarat bilgi notu olduğu, Şüpheli Veli KÜÇÜK Emniyette vermiş olduğu ifadesinde "Söz konusu mesaj şirketimin faksına gönderilmiş, fakstaki görevli bana getirdi okudum, bizimle bir ilgisi olmadığın gördüm dosyaya koydum." Cevabını verdiği dokümanın içeriğinde; "Atabeyler grubunun Özel Kuvvetler Komutanlığı içerisinde bulunan 300'den fazla olan gerilla eğitim mangasından biri olduğu, Emniyetin bu oluşumu 6 aydir takip ettiği, amacın TSK'yı yıpratmak olduğu, Özel Kuvvetler Komutanlığı içindeki bu hareketin emniyet içindeki MI6 CIA Nurcu operasyon gücünü deşifre etmek için bilerek bırakılmış bir paket olduğu, Emniyetin mevcut kanunlara rağmen askerleri sorgulaması Emniyet içinde ihaneti ve kanunsuzluğu gösterdiği, Başbakanın adamlarının 4 yıldır bizzat İngiliz istihbarati tarafından korunmayı isteyecek kadar Türkiye'den korktuklar^ff^âlfbjakanlık danışmanlarının kendi güvenliklerini böyle sağlamak istemeleri ihanetin derifîliğinf;g«*gt|î|diğini, bu yılın sonunda da f/ % _„.,..., *#*"%'**.

fi jjfi v s \


f

Emniyet İstihbarat Şefi olan fethullahçılıktan fişli emniyet müdürünün görevi değişeceğini, Şemdinli-Danıştay-Atabeyler operasyonlarında Jan. Gen. Kom. ve doğrudan Gen. Kur. Baş bağlı olan Özel Harp dairesinin yıpranmasının tesadüf olmadığı, nurcuların ve MI6-CIA'm en büyük handikapi olan Jan. Gen. Kom ve TSK temsilen Gen. Kur. Başkaninin zor duruma düşürülmek istendiği, ingiltere Büyükelçisi Wesmacott'un üst düzey bir "rose and cross"(kizil haç) şövalyesi olduğu ve MI6'm deniz aşın ilişkiler dairesi eski başkanı olduğu ve sonununda EDELMAN gibi olacağı, yıllardır MİT tarafından ingilizler hesabına casusluk faaliyetleri nedeniyle takip edilen Dış işleri Bakanimizin Akp'yi ingiltere'de Jinsa ile görüşmeler ertesinde kurduğunu unutulmaması gerektiği, Başbakanın ve nurcu Bakanların durup dururken Avustralya ve Yeni Zellanda'ya gitmelerinin tesadüf olmadığı, 1960'lardan bu yana soğuk savaş şartlarında peydahlanan fefhullahçı -nurcu hareketin bizzat islam karşıtı ingiliz ve Amerikan istihbarat birimlerince yerleştirilmiş bir 5.kol faaliyeti olduğu ve bu faaliyetin eğitim kurumlan vasıtasıyla devletin karar organlanna sızdığı aynca tüm siyasi partilerle ilişki kurarak mecliste mümkün olduğunca geniş bir alan hakimiyeti kurmaya çalıştıklan ve yurt dışı finansörünün Chasemanhattan ve Amro Bank olduğu, Danıştay Baskmı-Şemdinli olayı MI6'tının nur hücrelerini kullanarak yaptığı bir proaktif operasyon olduğu, Şemdinli duruşmalannı sadece ingiliz elçilik görevlilerinin izlemesinin tesadüf olmadığı, aynı MI6'm bu sefer laik-Atatürkçü görünüşlü ajanlannı aktive ederek toplumdaki gerilimi arttırmak için 2. Faza geçeceği, temel amacın ingiliz güdümlü bir Ortadoğu-Amerikan etkinliğini azaltmakmuhtemel bir Iran operasyonunda Türkiye'nin gücünü kırmak 2010-2015 yıllan için planlanan Türkiye işgali öncesinde Türkiye'nin askeri-psikolojik savunma omurgasını pasifize etmek olduğu, nur cemaatinin büyük ekseriyetle Türkmen-Yörük kökenli etnik Türklerden oluştuğu ve Uşak Denizli Kastamonu Giresun Antalya Yozgat Nevşehir Konya Erzurum Balikesir gibi Türk şehirlerinde yoğunlaştığı" şeklinde bilgiler olduğu, Bahse konu dokümanın örgütün anayasası durumunda olan Ergenekon isimli dokümanın 16. sayfasında geçen " Ergenekon"un gözleri herşeyi görmeli, kulaklan herşeyi duymalı" anlayışı doğrultusunda bir istihbarat notu olduğu ve ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yapmış olduğu eylemin dezenformasyona uğratılıp gerçeğin ortaya çıkmasına engel olmaya yönelik hazırlandığının anlaşıldığı, benzer dokümanın İşçi Partisinda yapılan aramada da çıktığı anlaşılmıştır. 1. Süleyman Sefer Cihan Bey' e hitaben yazılmış 1989 yılındaki Bulgar göçü ile alakalı durum bildirir el yazması 2 sayfadan ibaret bilgi notu 1. Veli KÜÇÜK imzalı, Merkez Komutanlığına İstanbul başlıklı dilekçesinde; kendisine yapılacak bir eylemin duyumunu aldığını belirttiği 1 sayfadan ibaret dilekçe, 04-22.11.2006 tarihli Akademi Avukatlık Bürosu tarafından hazırlanan Beyoğlu 10. Noterliğine hitaben yazılmış Star Gazetesinde yayınlanan VELİ KÜÇÜK TABUT BÜYÜK konulu haberi ile alakalı 3 sayfadan ibaret tekzip metni talep yazısı, 05-Trabzon Kalkınma Derneği'nin Veli KÜÇÜK'e yapmış olduklan şölene katılmasından dolayı göndermiş olduğu teşekkür yazısı, 06- Gölpazan'nda 1260 yılından 1333 yılma kadar ki Ermeniler ile ilgili 14 ayn metin İçeriğinde Gölpazan'nda ve Türmen Köyünde yaşamış Ermenilerin kişisel bilgi ve maddi durumlanm gösterir 2 sayfadan ibaret belge olduğu anlaşılmıştır. -Hüdevandigar Sancağında Gölpazan kazasına tabi Türmen köyüne Ermeni ahalisinden katolik mezhebini kabul edenlerin ayinlerini icra edebilmeleri için katolik bir papazın tayini -Sarafhoca Hanerik'in Gölpazan kazası sabık Müdürlüğündeki alacağının tahsili vb. konulann geçtiği, (1) adet Üzerinde "DAK" ibaresi bulunan mavi klasör içerisinde "İNFO" ile başlayıp, "Profosör Q.Sebri Tebrizi" ile son bulan (227)'ye kadar numaralandmlan doküman,

1-227 Sayfa DAK isimli kuruluş ili ilgili Azerice yazılarak internet ortamında gönderildiği değerlendirilen e-mailler DAK ile ilgili yazılar yapılacaklar ve yapılması gerekenler konusunda sunumlar olduğu değerlendirilen matbu yazılar olduğu görülmüş olup, (1) adet "Stratejik Güvenlik Koruma ve Eğitim A.Ş." başlıklı kırmızı renkli dosya içerisinde (Danıştay Saldırısı) ibaresi bulunan, "Örgüt adını bulun, öyle konuşalım" başlıklı yazı ile başlayan, "Flash TV " ile son bulan, (139)'a kadar numaralandırılan doküman, 1 den 139 kadar numaralandırılmış olan sayfalardan 127. sayfada İşçi Partisi Genel Başkanlığı VARAN 1 diye başlayan 131 sayfasında İstanbul Valisi Erol ÇAKIRIN 2001 yılında Ramazan AKYUREK'E verdiği sicil notu 132 vel 33 sicil notu fotokopisi aynca görsel basından toplamış olduğu Ergenekon ile ilgili birçok haber metinleri Örgütün amaçlannı gerçekleştirmek için uyguladığı stretej ilerden biri de dezenformasyondur. Örgüt dezenformasyon yapmak suretiyle kamu görevlileri ve bazı kurum ve kuruluşlara olan güveni kırmak ve sistemi işlemez hale getirmek dolayısıyla oluşacak kaos ortamını da amaçlannı gerçekleştirmek istemektedir. Komu personelinin kendi sicil notunu görmesi mümkün değildir ve sicil notlan gizlidir. Personelin bile göremeyeceği gizlilik derecesindeki bu belgenin örgüt mensuplannm line geçmiş olması örgütün nerelerekadar sızdığını göstermekle birlikte belgesinin basın yoluyla komuoyuna açıklanmasınmn başka bir izahı mümkün değildir. 1 adet Siyah plastik dosya içerisinde "Emlak Bankası" ibaresi ile başlayan, "Yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz" ile son bulan (29)'a kadar numaralandınlan, doküman, MKEMAL ATATÜRKÜN RESMİNİN BULUNDUĞU 21. YÜZYILIN BAŞLANGICINDA YÜCE MİLLETİMİZ'E DR. Hikmet AYTEK ibaresiyle başlayan yufka yüreklilerle çetin yollar aşılmaz ibaresiyle biten toplam 26 sayfadan oluşan . Devlet yapısı, dil, din, ırk gibi konulann anlatıldığı iktisat alanında nasıl olması gerektiği devlet kuramlannm nasıl yapısı hakkında yazılmış yazılar olduğu görüldü. (Hikmet AYTEK Emlak Bankası Genel Müdür Yardımcısı) (1) adet Şeffaf dosya içerisinde "Çiğdem Evren" ibaresi ile başlayan, "Lenin'i kim vurmuştu" başlığı ile son bulan tarafımızdan (17)'ye kadar numaralandmlmış (1) adet Şeffaf dosya içerisinde "T.C.,İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi" başlıklı, "Çok Gizli" ile son bulan (5)'e kadar numaralandınlan doküman, İstanbul DGM Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz ENGİN tarafından 16.03.2001 tarih ve Hazırlık No: 1997/894 nolu Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne yazmış olduğu ve ÇOK GİZLİ ibaresi bulunan 2 sayfadan oluşan talimat yazısı görülmüştür. 15.03.2001tarih ve 2001/Adli202 sayılı Dr. Adil Serdar SAÇAN (organize suçlarla mücadele şube müdürü ) tarafından DGM C. Beş Savcılığına yazılan ÇOK GİZLİ ibaresi bulunan 3 sayfadan oluşan üst yazı görülmüştür (paraflı evrak) Şahsın ifadesinde hangiyolla ve ne amaçla evinde bulundurduğunu izah edemediği bahsekonu doküman örgütün kendi yapılanası ve mensuplanna yönelik olarak yapılacak olan tahkikatla ilgli olduğundan örgüt mensuplannca ele geçirilmiştir. Sadece ilgililerinde bulunması gereken bu resmi belgenen örgüt mensuplannca elde edilmesi ise örgütün faaliyet alanlannı göstermesi bakımından oldukça dikkat çekicidir. (1) adet Şeffaf dosya içerisinde "ADİL SERDAR SAÇAN İLE İLGİLİ DERLENEN BİLGİLER" başlıklı, "Bilinmektedir" ile son bulan (2)'ye kadar numaralandınlan doküman, ADİL SERDAR SAÇAN İLE İLGİLİ DERLENEN BİLGİLER diye başlayan hiç kimse tarafından bilinmemektedir diye biten. 2 sayfadan oluşan ve içeriğinde Adil Serdar SAÇANIN mali, ailevi ve diyer ilişkilerinin detaylı bir biçimde yazıldığı bilgi notu görülmüştür. Yukanda belirtilen dokümandan da anlaşılacağı üzere Veli KÜÇÜK isimli şahsın hiçbir resmi sıfatı bulunmamsma rağmen örgütün amaçlan ^doğrultusunda kullanmak üzere kişiler hakkında istihbarat topladığı, . '-"(.

(1) adet Şeffaf dosya içerisinde "Irak Türklerinin" ibaresi ile başlayan,

"Uygulamaya Konulacaktır" ile son bulan (3)'e kadar numaralandırılan doküman, Irak Türklerinin savaş sırasında yapmaları gereken acil faaliyetlere ilişkin değerlendirme başlığı ile başlayan Haberleşme, İstihbarat, Koordinasyon, merkezi nin kurulması ve faaliyet yürütülmesi için gerekenler, merkezin görevi alt başlıklanndan oluşan yeterli ilgi ve desteğin sağlanmasıyla teferruatlı bir acil eylem planı hazırlanarak uygulamaya koyulacağı belirtilen 3 sayfadan oluşan yazılar görülmüştür. Örgütün kendisini devlet adına hareket eden bir yapı olarak göstermek amacı ile faaliyet sürdürdüğü bu amaçla hazırlamış oldukları IRAK TÜRKLERİNİN SAVAŞ SIRASINDA YAPMALIR GEREKEN ACİL FAALİYETLERE İLİŞKİN DEĞERLENDİRME başlıklı dokümanda ırak türklerinin bölgede çıkacak olan bir savaş sırasında yapmaln gereken haberleşme, istihbarat ve koordinasyon faaliyetlerinin neler olduğu bu faaliyetler için kurulacak olan merkezin nitelikleri bu merkezin görevleri hakkında bilgiler içerdiği ve DEVLETİN EL ATMADIĞI VEYA ATAMADIĞI SAHALARDA FAALİYET YAPMAK şeklinde son bulduğu anlaşılmıştır. (1) adet Şeffaf dosya içerisinde "Avrupa Hür Demokratlar" ile başlayan "Alman vekiller Trabzon'da" başlıklı, Gazete kupürü fotokopisinin bulunduğu sayfa ile son bulan (15)'e kadar numaralandırılan doküman, "İNFO" ibaresi ile başlayan, "15.03.2007" ile son bulan (7)'ye kadar numaralandırılmış doküman, 1.sayfada Mehmet DAYI tarafından (0212 591 18 47 - 0505 616 93 87 ) [email protected] ibaresinin bulunduğu mesaj kısmında sayın komutanım diye başlayan Arz ederim emirlerinizi bekliyorum diye biten içeriğinde Osman BAYDEMİR ve onun gibilerine cevap vermek için sabırsızlıkla beklediğini beyan eden ifadelerin bulunduğu e mail çıktısı. 6.sayfada Paşam iyi günler diyerek başlayan ve içeriğinde kendisinin 19 yaşında Eyüp ARSLAN olduğunu Konya Selçuk Üniversitesi Ilgın Meslek Yüksek Okulu Makine bölümünde okuduğunu vatan millet uğruna bildiklerini paylaşmak istediğini kendisinin yardımına muhtaç olduğunu anlatan 0537 637 05 05 [email protected] biten mektip ve yine 7. sayfada Eyüp ARSLAN tarafından gönderilmiş e mail yazısı görülmüştür. Bahse konu dokümanın Eyüp ARSLAN isimli şahsın Veli KÜÇÜK'E hitaben yazmış olduğu mektup olduğu içeriğinin ise "Vatan millet için birşeyler yapabilmek uğruna bildiklerini Veli KÜÇÜK ile paylaşmak "amacı ile yazıldığı anlaşılmıştır. Örgüt mensupları kendilerinin devlet adına faaliyet gösterdikleri propagandasını yaptıkları için zaman zaman kendi ile barışık olmayan, toplumda kendine yer edinememiş, hayattan beklentisi kalmamış şahısların devlet adına hareket etmeyi bir çıkış yolu olarak gördükleri ve böylece önemli bir iş yaptıklarına kendilerini inandırarak kişilik ve kimlik kazanmaya çalıştıklan bu tip kişilerinse her türlü eylemde kullanılmaya müsait kişiler olduklan, (1) adet El yazısı ile "Sevgili vatandaşlanm" ibaresi ile başlayan, "Hakkınızı helal edin" ile son bulan doküman, (1) adet kırmızı renkli klasör içerisinde "Hatay Meselesi" ibaresi ile başlayıp "Tann Türk'ü Korusun" ibaresi ile son bulan dokümanları, 1- "Jandarma Kurmay Albay M.Yahya ŞAHİN'e yapılan komplo" kapağı altında (5) sayfalık "Paşam Sizin himmetleriniz sonrası Hatay ..................." şeklinde başlayarak, son sayfasında "Emir ve Görüşlerinize arz ederim, Saygılanmla 1881-AVŞAR" imzalı dokümanda özetle; "Ocak 2006 tarihinde özellikle Vali A.KAYFJ^^Jlı^ gelmesinden sonra HataySerinyol'daki Jandarma Er Eğitim Alayında büyük bjf*şîevkl%ç|^|:'Ş|.n Kurmay Albay Yahya ŞAHİN'in komploya maruz kaldığını, olaydan doğrulan veya,d6lşyH^,lgileri olan (15) askeri,

emniyet ve sivil şahısların isimlerinin, rütbelerinin ve görev yerlerinin sıralandığı, "İLİŞKİLER-BAĞLANTILAR" başlığı altında yapılan komplo ile Hatay'da kökü geçmişe dayalı menfaat çetesinin oluştuğu, kadronun tesisi İskenderun'da görev yapmış ve halen 3. Kolordu Komutanı olarak görev yapan Korgeneral Ethem ERDAĞ ile Jandarma Genel Komutanlığı Kaçakçılık Daire Başkanı Albay Cengiz YILDIRIM'a dayandığı, Şırnak Tümen Kurmay Başkanı iken Serinyol Jandarma Er Eğitim Alayına atanan Kurmay Albay Yahya ŞAHİN'in bu ekibe dahil edilmek istendiği, olumsuz cevap vermesi üzerine tehlikeli birisi olarak görüldüğü, menfaat çetesi içersinde Albay İdris ŞAHİN, İl Jandarma Komutanı Albay Feramuz KÜÇÜK, Yarbay Mustafa YALÇIN, İstihbarat Yüzbaşı Ramazan TURAN, İl Emniyet Müdürlüğünden Şemsettin CANPOLAT'm bulunduğu, (14) askeri, emniyet ve sivil şahıslarla ilgili istihbarı mahiyette bilgiler bulunduğu, 2- Sivil Toplum Faaliyetleri kapağı altında bulunan, (1) sayfalık "PAŞAM" başlıklı "Emir ve Görüşlerinize arz ederim. Saygılanmla İskenderun'dan Ömer" imzalı bilgisayar çıktısı dokümanda, İskenderun da Müdafai-Hukuk Derneğinin genel merkezinin bilgisi dahilinde Büyük Ortadoğu Projesi ve Misyonerlik konulu bir konferans düzenleneceği, konferansın mali yönünü Av. Mevlüt DUDU'nun üstlendiği, ihtiyaçlarımız başlığı altında etkinliğin ulusal medyada yer alması ve duyurulması için basının yönlendirilmesi, İskenderun OY AK Çimento ve İsdemir'in manevi destekleri, Vali Ahmet KAYHAN'm katılımının sağlanarak, İskenderun Müdafa-i Hukuk Derneği Başkanı İsmail KARAKOYUN ile irtibata geçmelerinin sağlanması, 3- Jandarma Kurmay Albay M.Yahya ŞAHİN kapağı altında, "Sayın Paşam" başlıklı Emir ve Görüşlerinize arz ederim saygılanmla 1881-AVŞAR" imzalı" (1) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanda, yaklaşık (2) yıldır birlikte çalıştıklan Jandarma Kurmay Albay M.Yahya ŞAHİN'in Ağustos 2006 tarihi itiban ile terfi edeceği, Albay'm kendileri için çok önemli olduğunu terfi etmemesi halinde aynı yerinde kalması, terfi etmesi halinde ise Adana Jandarma Bölge Komutanlığına getirilmesi için, "ancak sizin himmetleriniz ve desteğinizle olabilir" şeklinde yardım talebinde bulunulduğu, ekinde bulunan "EK-1 ÖZEL ŞARTLAR" başlıklı (12) maddeden oluşan (1) sayfalık bilgisayar çıktısı dokümanda Kurmay Albay Yahya ŞAHİN'in özellikleriyle kendileri için öneminden bahsedilmektedir. 4- Tekzip metnidir başlıklı 2 sayfalık Av. Serdar ÖZDEMİR Osman Feridun UĞURLU vekili tarafından yazılmış yazı olduğu, 5- Çağımızın bir kahramanı başlıklı Radikal Gazetesinin yazısı, 6- Tekzip metnidir başlıklı 2 sayfalık Av. Serdar ÖZDEMİR Osman Feridun UĞURLU vekili tarafından yazılmış yazı yazının ön sayfasında el yazmasıyla Sayın Veli KÜÇÜK Dik. (Dikkatine) ibareli yazı, 7- Stratejik Güvenlik Korum Eğt. Güvenlik Eğt. As Tel No.0212 452 58 08 numaradan gönderildiği anlaşılan 4,5,6. Maddelerdeki dokümanın aynısı olduğu anlaşılan doküman ve ekinde iki adet gazete fotokopisi Veli KÜÇÜK'ün Dikkatine şeklinde el yazması bulunan 1. 2. Sınıf Emniyet Müdürü 59936 sicil sayılı 2. Sınıf Emniyet Müdürü Ramazan AKYÜREK'e ait 2001 yılma ait devlet memurlan hakkında her yıl düzenlenen iki sayfalık üç adet sicil raporu olduğu, 1. Fener Rum Kilisesinin 8 Mayıs 2006 günü Bergama'da gerçekleştirdiği dini törenle ilgili Bergama Cumhuriyet Savcılığına hitaben yazılmış 11.05.2006 tarihli ve Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü imzalı suç duyurusu dilekçesi, 10- 08 Haziran 2006 tarihli T.C. Cumhurbaşkanı Kim Olacak konulu "Cumhuriyet Yumurta Olup Kapıya Dayanmadıkça" başlıklı Maaırîhler KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü imzalı basın açıklaması

11- SCPC (SantraLausPeaceCouncil) antetli 22 Mayıs 2006 tarihli, "Atatürkçü Yüzbaşı Muzaffer TEKİN" başlıklı Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü imzalı yazıda, Muzaffer TEKİN'i övücü mahiyette yazılar olduğu ve Milli Güç Platformunun İstanbul'da düzenlemiş olduğu hemen, hemen tüm eylemlere katıldığı, 12-21 Nisan, 23 Nisan, 28 Nisan 2006 tarihli ve Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü imzalı çeşitli kurumlara gönderilmiş, suç duyurusu dilekçesi 13-11 Mayıs 2006 tarihli, "Fransanm Türk Diline Kazandırdığı Soykırımı sözcüğü için 18 Mayıs 2006 günü İstanbul'da Fransız Başkonsolosu ziyaret edilecek" konulu "Soykırım Şöleni" başlıklı ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu, 14-13 Mayıs 2006 tarihli "Yeni Dünya Saçmalığı" konulu, "Yeni Dünya Saçmalığı, Türkler Ses Çıkartmayacak..." başlıklı ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu, 15-09 Mayıs 2006 tarihli, "Bergama Metropolit Yunan Vatandaşı" konulu ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı 8 Mayıs 2006 tarihinde Fener Rum Kilisesinin Bergama' da yapmış olduğu ayin ile ilgili basın notu 16-5 Mayıs 2006 tarihinde "Çevirin Ruhban Okulu Yanmasın" başlıklı ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu 17-9 Mayıs 2006 tarihli Fener Rum Kilisesi ve Türk Basını Konulu ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu 18-12 Mayıs 2006 tarihli, "Başpapaz Cenevre' de yine yasadışı toplantı yapacak" konulu ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu 19- Türkiye üzerinde oynan oyunları sürekli yazıyor başlıklı acikistihbarat.com internet adresinden alınmış iki sayfalık yazı ve ekinde çeşitli gazete, dergi, internet sitesinden alınmış Kıbrıs ve PKK hakkında yazılmış yazılar olduğu, 20-10 Nisan 2006 tarihli "BU EYÜP CAN SAĞLIK, O EYÜP CAN...." başlıklı ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu 21-21 Mayıs 2006 Yurdumu ve Türkiye Cumhuriyeti Savunmak Suç mu? Başlıklı Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı iki sayfalık yazı. 22- SCPC (SantraLausPeaceCouncil) antetli "Sayın Başkan" şeklinde başlayarak "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzası ile sona eren Cumhurbaşkanlığı Başbakanlık siyasi partilere dağıtımlı olarak yazılmış Finansbank' m satışı ile alakalı yazı 23-"Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzası 05, Nisan, 07 Nisan 2007 tarihli çeşitli konular hakkında yazılmış yazılar, 24- Gazeteci Yazar Hrant DİNK'in Ermeni Kimliği üzerine Ermenistan ile tanışmak başlıklı makalesinin gazeteden çekilmiş 2 adet fotokopisi, 25-Milli Göreve Çağrı" başlıklı "Büyük Hukukçular Birliği Av.Kemal KERİNÇSİZ imzalı" 11.04.2006 tarihinde saat 09:00' da duruşması yapılacak olan Ferid ORHAN PAMUK aleyhine gösteri yapmak üzere Şişli Adliyesine çağrı notu, 26-Şişli 3. asliye Hukuk Mahkemesi Sayın Hakimliğine başlıklı, Fer-i Müdahil olarak Orhan PAMUK aleyhine açılmış davaya katılmak için yazılmış isimsiz ve imzasız dilekçe 27- Büyük Hukukçular Birliği imzalı İpsala Sınırına dikilmesi planlanan anıt ile ilgili müracaat dilekçesi, 28-07.04.2006 tarihli İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılmış AK Partinin kapatılması talebi ile ilgili dilekçesi 29-...04.2006 tarihle İstanbul Milletvekili Ejpifib^RİN tarafından Genelkurmay Başkanlığına hitaben yazılmış Finansbankm yaban^fîşra sajısj^K^ ilgili bilgi istediğine dair dilekçesi " "<

1. 08.04.2006 tarihli Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzası yazı, 1. Eski Polis Müdürü ORAKOĞLU, MUMCU, APO'nun devletteki Bağlantısını buldu başlıklı internettin indirilmiş 7 sayfalık yazı, 32-Cumhuriyet Savcılığına başlıklı, Profılo dava müracaat hakkında yazılmış 16 sayfalık dosyası, 33-15.04.2006 tarihli Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzası yazı, 34-03 Aralık 2005 tarihli Basın Duyurusu başlıklı Füsun NEMUTLU-NEMUTLU VAKFI Eğitim kültür ve Sanat Merkezi Mütevelli Heyeti Başkanı imzalı terörle ilgili basın açıklaması notu 35- 12.04.2006 tarihli Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı Tecavüz ve İşgal Hortladı başlıklı yazı, 36-İnternet çıktısı 3 sayfadan ibaret Azerbaycanlı bir şahıs tarafından yazıldığı değerlendirilen yazı, 37-Ermenilerin 1992 yılında ........" şeklinde başlayarak "Minnet ve şükranlarımızı sunarım" şeklinde sona eren ve Veli KÜÇÜK DAK TÜRK DÜNYASI GENEL SORUMLUSU imzalı Taksim Meydanında yapılan etkinliğe destek verenlere teşekkür yazısı 38-Hocalı Katliamı ile alakalı Taksim Meydanında yapılan anma törene katılan dernekler başlıklı yazıda; 26 tane dernek ismi ile başkanlarının isimlerinin bulunduğu, 39- 09.08.2005 tarihinde Piyade Er Serdar SERSAN ve Piyade Çavuş Ahmet ERZURUMLU isimli şahıslar tarafından el yazısıyla yazılan "Saygıdeğer Büyüğümüz Kıymetli Paşamız" şeklinde başlayan Veli KÜÇÜK ile tanışmak istediklerine dair mektup 40- Veli KÜÇÜK imzalı 2 sayfalık Basın açıklaması 41-Azerbaycanlı bir şahıs tarafından yazıldığı değerlendirilen internet çıktısı yazı, 42-Özel Güvenlik Sektörü İşadamları Birliği başlıklı Sayın Melih Beyin Dikkatine ile son bulan 3 sayfalık İngilizce yazı 43-Zaman Gazetesinin Öldürülen özel harekat çının annesi; Oğlumun Susurluk Notlarını Çaldılar Başlıklı internet haberinin iki sayfalık çıktısı, 44-08.11.2005 tarihinde Güner DİLCİ isimli şahıs el yazısı ile yaşmış olduğu (4) sayfalık mektubunda, 12 yıldır yaprak ve Dilek ailesinin finans işlerini yaptığını Yaprak ailesinin uyuşturucu, sahte dövizden elde ettiği paralan yurt dışında istedikleri şahıslara teslim ettiğini bu şahısın genellikle İsveç vatandaşı olan Kazım İNAL olduğunu, bunlann PKK örgütüyle ilişkileri olduğunu özetle belirtmiştir 45-Hörmetli Veli Paşam dünkü metbuat konferansından size nece örnek gönderiyorum. Saygılar Cevat başlıklı, 6 sayfalık Azeri bir şahıs tarafından yazılmış karakteri bozuk okunmayan yazı, 46-Stratejik Güvenlik yazılı ve antetli DAK Belçika Komitesi tarafından yazılmış 22.02.2006 tarihinde İstanbul Taksim Meydanı, 24.02.2006 tarihinde Brüksel' de Azerbaycan gerçeklerini dünya kamuoyunda anlatmak maksadıyla yapılacak mitingle ilgili yazı 47-Ermeni Soykmmı iddialan ile alakalı internet ortamında Onarlı, Nihat CANİKLİ, Haluk SAVAŞ, Küfı SEYDALİ, Timur SÜMER isimli şahıslann internet yazı, 48-Kosova Sorunun Genel Bir Tahlili ve Türkiye'nin Balkan Politikası başlıklı Figen KAZAZ tarafından yazılmış, Şubat 2000 tarihli yazı 49-Veli KÜÇÜK ve Susurluk ile alakalı gazetelerde çıkmış 4 sayfalık yazı 50-Doğu Meselemiz başlıklı, Türkü Türk, Tann Türkü Korusun ile biten 18 sayfalık 2 adet yazı olduğu görülmüş olup, (94) adet tarafımızdan l'den 94'e kadar numaralandmlmış 100'er Amerikan Dolarlık Master Card Çeki ve bu çeklerin sanlı olduğu^lcfe&lye kadar numaralandmlmış el yazısı ile "Emekli Albay" ibaresi ile başlayıp yine el yazısr ..^usnu SAHİN"isimli şahsın

kimlik fotokopisinin bulunduğu "Yurt Dışı" ibaresi ile son bulan (2) doküman ve bu dokümanların üzerine bantla yapıştırılmış "unutmayınız" yazılı tarafımızdan 1 numarası verilmiş üzerinde el yazısı notlan bulunan doküman, 100 dolarlık mastercard çeklerinin bulunduğu ve aynı ayracın 1. sayfasında Emekli Albay Erdoğan POLAT 0232 435 35 15 - 0232 462 69 99, Serap ZENGEL 0535 286 23 77 , Eski Millet Vekili Osman KOÇER 0542 311 41 38 Veli Paşanın dostları onları koruyor ibaresi ve hemen altında çalıntı çeklerle 18.000 $ mal aldı geri almak için interpole düşmek üzereydi (15 gün önce) ibaresi bulunduğu. 2. sayfada T:C Kimlik No: 22222801098 Ali-Huriye Oğlu Kelkit 14.04.1939 Hüsnü ŞAHİN adına düzenlenmiş önlü arkalı fotokopisi çekilmiş 1 adet T:C nüfus cüzdanı ve hemen altında Serap ZENGEL 0212 417 15 75 - 0535 286 23 77 Çeklerle ilgili diye bir not bulunduğu ancak yazının tam okunmadığı aynı ayracın içinde bulunan UNUTMAYINIZ diye başlayan Emekli Albay Erdoğan POLAT 0232 435 35 15 - 0232 462 69 99, Serap ZENGEL 0535 286 23 77 , Osman KOÇER 0542 311 41 38 çalıntı çekleri getirenler benim adımı kullanmışlar ibaresinin bulunduğu tespit edilmiştir. (1) adet mavi klasör içerisinde "Turgut ÖZTAŞKIN ibaresi ile başlayan "eyanatı" ibaresi ile son bulan 1 'den 373'e kadar numara verilen dokümanlar, Turgut ÖZTAŞKIN tarafından MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ'ye hitaben yazılmış "Milliyetçi hareketi yıpratma uygulamaları konulu bilgisayar çıktısı yazısı. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünün Sağlık Bakanlığı (Teftiş Kurulu Başkanlığına) hitaben yazmış olduğu 01.11.2002 tarihli "Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayip ERDOGAN'm hasta olmadığı halde Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesinden istirahat raporu aldığı konusunda yazılan "GİZLİ" ibareli resmi yazı ve bu konudaki resmi yazışmalar, reçete ve kayıt defteri fotokopisi.(paraflı) Dr.Ayhan SANDAL ve Dr.Orhan Fevzi GÜMRÜKÇÜOĞLU hakkında açılan davanın iddianamesi ve karar. Milliyetçi Adalet Partisi Genel Başkanı Çetin ATALAY'm basın bildirisi, Tarih ve Medeniyet dergisi Haziran 1995-Temmuz 1995 tarihli sayıları. Türkiye ve Dünyada gazetesi "Hıristiyan Siyoniznıi", "Savaş ve Barış", "Yeni Uluslararası Terörizm", "Parayı Al ve Kaç", "Irak'a Saldırıyı Engellemeliyiz", "Amerika'daki Siyasi Gelenekler", "Irak Savaşı Tehdidi ve Gerçekler", "Kaybedilen Ateş İmtihanı" başlıklı yazılan. Yunanlı Profosör Dimitri KİSTİKİS'in "Türkiye Alevilik Sayesinde Avrupa'ya Girebilir" başlıklı yazısı. "Tasos PADOPULOS kimdir" başlıklı ve "Yeni Batı Trakya Dergisi kaşeli" bilgisayar çıktısı. 28/2/2003 tarihli 28.02.03.009881 sayılı GİZLİ ibareli Adalet Bakanı Cemil ÇİÇEK imzalı "Misyonerlik Faaliyetleri" konulu resmi yazı. Diyanet İşleri Başkanlığının Adalet Bakanlığına hitaben B.02.1.DİB.0.12.00.02/72 sayılı ve GİZLİ ibareli yazmış olduğu "Misyonerlik Faaliyetleri" konulu yazı. "Yeni Batı Trakya Dergisi kaşeli" ".........Ekümenlik Meselesi" başlıklı yazı. 28.02.2003 tarihinde 0-212-5800869 nolu telefondan fakslanan "ÇÖZÜM: YENİDEN KUVAYI MİLLİYE" başlıklı yazı. Yazı içeriği incelendiğinde Türkiye'nin şuan içinde bulunduğu durum "boğaziçinin hasta adamına" benzetilerek bu görüntüsünden kurtulabilmesi ve iktisadi-siyasi konularda köklü çözümün Yeniden Kuvayı Miulliye hareketi olacağı belirtilmiştir. "Ardan ZENTÜRK Kanal 6 ve Starhaber 24'ün kapatılışını yorumladı: "ULUSALCI" Medyanın Tasfiyesi" başlıklı www.diginje^gucom internet sitesi çıktısı. Veli KÜÇÜK'ün resminin de bulunduğ^^t3rtad^^^. harita değişecek" başlıklı gazete kupürü. ffu'' _ -VS\

.%

Organize Suçlar Şube Müdürlüğünün 6136 SKM suçundan Ruhsatsız Tabanca Bulundurmak" konulu ve 17.02.2003 günü Reina barda Mahmut TÜYLUOĞLU ve yayında bulunanların yakalanarak İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına sevk yazısı. Yazının alt kısmına el yazısı ile "Adil Serdar SAÇAN ile Mahmut TÜYLUOĞLU çok yakın arkadaşlar. 17 Şubat günüde Reinada berabermişler, aralarında ne olduğu belli değil. Telefon ederek ekip isteyen Adil, Mahmut tutuklandı" notu düşülmüş. "Eliyevler Esrin Mahkemesine çekilecek" başlıklı Yeni Müsavat Gazetesi internet çıktısı. İstanbul Feriköy'de bulunan Nokta Turizm Acentası sahibi bir ermenidir. Yunanistan İstanbul Başkonsolosluğunda uzun yıllardan beri vize sorumlusu Müdürü olarak görev yapmakta olan YANİ KİRYACİS 58-60 yaşlarındadır. Bu turizm Acentası Ermeni sahibi ve Yani KİRYACİS birlikte para karşılığında Yunanistan'a Türkiye'de aranan kişiler vize temin edip Yunanistan'a kaçırıyorlar...." şeklinde bilgisayar çıktısı. Hürriyet Gazetesi 16.12.2002 tarihli ve "Türk Tarikatı CIA'ya Çalışıyor" başlıklı gazete kupürü. Milliyet Gazetesi 16.12.2002 tarihli ve "Pontus Savaşları" başlıklı gazete kupürü. eni Batı Trakya Dergisi Sahibi Süleyman Sefer CİHAN'in 04 Ocak 2003 tarihli ve "İstanbul Beşiktaş Barbaros Bulvarında Cumhuriyetçi Türk Partisine bağlı Gençlik Platformu Mitingi ile ilgili bilgisayar çıktısı raporu, Kıbrıs Gençlik Platformu imzalı yazılı basın açıklaması, mitingte çekilen fotoğraflar Türkiye gazetesi 14 Ekim 2002 tarihli "Yunan'm Pontus rüyası bitmiyor" başlıklı gazete kupürü. "Menderes'in Halli" başlıklı Evlad-ı Fatihan dergisi (Eylül 2002 tarihli) Toplantı: İSTANBUL-17 Ağustos 2002, Toplantıya Katılanlar, Askeri Personel olduğu söylenen Çevik BİR kontrolünde Kazım ANAT, İsrailli General Gabriel LİBRAİDER, (MOSSAD), Ali ERTEN, Batmanlı Ömer, Murat URSAVAŞ, Aşağıda isimleri belirtilen kişilere çeşitli yöntemlerle SUİKAST/EYLEM düzenleneceği. Planın CİA-MOSSAT Türk işbirlikçileri ile müştereken yapılacağı: Ahmet CİNALİ (Şahin Bey), Emekli General Veli KÜÇÜK, Sedat PEKER, Kemal ŞAHİN (HOCA), Tacikistan Genel Kurmay Başkanı, Ticaret Bakanı Mehmet EMİNOF, (dokümanın alt kısmına farklı el yazısı ile düşülen notta: "Ahmet CİNALİ getirdi. (Giresundan) Bu bilgileri veren Murat URSAVAŞ'm arkadaşı imiş, benimle görüştürecekler, Ahmet CİNALİ'ye telefon edeceğim" yazıyor. Bahse konu doküman soruşturma kapsamında gözaltına alman kemal şahin isimli şahsın ikametinde yapılan aramada ve Ahmet CİNALİ isimli şahsa yönelik olarak Ankara Emniyet müdürlüğü'nce yaplan operasyonda şahıstan elde edilmiştir. Bu durum şahıslar arasındaki ilişki ve irtibatı ortaya koymaktadır. El yazısı ile yazılmış dokümanın ikinci sayfasında; Mustafa ANAT (ALBAY) 1949 Harp Okulu Mezunu, 1981 Emekli Kara Kuvvetlerinden, Kazım ANAT Cep: 0-554-6350050, Ali ERTEN 0-533-5263409, Murat İSFENDİYAROĞLU 0-535-2158498, Oğlu Kazım ANAT MOSSAT Organizasyonu içinde olduğu söylenen kişi (MEDİKOM GROUP) Ankara ve İstanbul'da mevcut büroları var. Ali ERTEN (Kazım ANAT'ın şirketteki ortağı), Murat İSFENDİYAROĞLU (Kazım ANAT'ın şirketteki diğer ortağı Yurt dışından finans sağladıklarını söylüyorlar. Mehmet Emin SADOĞLU Levent'te bir Albaya bilgi aktarıyor. NTV eski haber spikeri Celal'ın bunlarla derin ilişkileri olduğu söyleniyor. Ankara Meydi Kom Şti. 0-312-4354430-4343030-4198608-4198610, İstanbul: 0-212-3202267-3262269 -Azerbaycan Halk Cephesi Patisi Genel Başkanı Mirmahmut MİRALİOĞLU'nun

Sol üst köşesinde Nuray ZAHİROĞLU yazan ve "Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Beyden Kaymakam Korkut EKEN'e Derin Devletin Dört Fedaisi Başlıklı" bilgisayar çıktısı. "Müthiş iddia Mafya BDDK Başkanını Tehdit Mi Etti" başlıklı www.haber3.com internet çıktısı. Dünya Kardeşlik Birliği ambleminin bulunduğu Merkez imzalı mesajlar. [email protected] e-mail adresinden "Emekli Generel Veli KÜÇÜK'e "Ortadoğuda harita değişecek" başlıklı gelen e-mail. Azeri dilinde yazılmış yazı ve makaleler. 11 Sayfalık "T.S.K." başlıklı 11.sayfasının alt kısmında www.dersim.ipfox.com internet sitesinden alındığı yazılan ve Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki sözde alevi kadrolaşmayla ilgili bilgisayar çıktısı. 2 sayfalık "Büyük Türk Milletinin şerefli paşası ve milletimizin namus müdafi cephesinin büyük komutanı, gurur duyduğumuz insan Veli paşa" ibaresiyle başlayan ve Amerika'da Güney Azerbeycan'm tanınması amacıyla Amerikan Stratejik Araştırmalar Merkezi Kafkas Projesi Sorumlusu Zeynep BARAN ve Ceyhan bey MOLLAZEDE, Azerbaycan Dostluk Derneği Başkanı mütercimliğinde yaptıkları çalışmaların anlatıldığı, Beyaz Saray'da Bush'un İran, Rusya ve Kafkas Bölge sorumluları, Pentegan, FBI ve diğer yetkiler ile görüştüğünü belirttiğine dair rapor olduğu değerlendirilen bilgisayar çıktısı dokümanın son paragrafında Turan YAZGAN isimli bir şahsa selam söylediği. 9 Sayfalık "Stratejik Araştırmalar Merkezi Kuruluşu Proje Çalışması" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda; kuruluşun amacı, çalışma tarzının anlatıldığı doküman. 16 Sayfalık "Türk Dünyası ve Türkiye'nin İlgi Alanı Dahilindeki Ülke ve Toplumlara Yönelik Stratejik Etüd ve Araştırmalar Yapacak Örnek Bir Organizasyon Modeli" başlıklı bilgisayar çıktısı doküman ve 15. Sayfasında sonuç kısmının altında Yüksel ÖZGÜR isminin bulunduğu ve ekinde de Model Organizasyon adı altında hazırlanmış şema. 8 sayfalık "Fonksiyonel Akademik Platform Projesi Projenin Üstleneceği Başlıca Faaliyetler" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda Özellikle Avrasya tabir edilen coğrafi alan dahilinde yer alan ülkelerle Türkiye arasında mevcut ve muhtemel problemlerin etüd edilerek taraflarca kabul edilebilir hale getirilmesi amaçlandığı. 3 sayfalık "Protokol A.Ş.- Uluslar arası Halkla İlişkiler Şirketi Projesi" başlıklı bilgisayar çıktısı 26 Haziran 2000 tarihli dokümanda, Uluslararası şirketlerin ticari faaliyetlerinde protokol hizmetleri sunulmasının amaçlandığı. 3 Sayfalık "Securıty A.Ş.- Uluslar arası Güvenlik Şirketi Projesi" başlıklı bilgisayar çıktısı 26 Haziran 2000 tarihli dokümanda, özel güvenlik şirketinin kurulmasının amaçlandığı, (1) adet şeffaf dosya içerisinde "T.C.Ankara" ibaresi ile başlayan "Erol BİNGÖL DGM Cumhuriyet Savcısı" ibaresiyle son bulan 1 'den 9'a kadar numara verilen doküman, . 29.05.2002 tarih ve 2002/101 hazırlık numaralı Ankara DGM C. Savcısı Nuh Mete YÜKSEL tarafından verilmiş olan İbrahim TATLISES hakkında ki takipsizlik karan ,17.09.2002 tarihli ve 2002/366 hazırlık numaralı Ankara DGM C.Savcısı Cevdet VOLKAN tarafından İbrahim TATLISES hakkında vermiş olduğu takipsizlik kararı ve 4 sayfadan oluşan 25.09.2002 tarihli ve2002/121 karar nolu Hüdaverdi ve Güllü den olma 03.01.1948 doğumlu Salih ARAŞ hakkında Erzurum DGM savcısı Erol Bingöl tarafından verilmiş olan erteleme karan. Kişiler hakkında istihbarat topladıklan anlaşılmıştır (1) adet şeffaf dosya içerisinde "Turgut TAŞKIN"ibaresi ile başlayıp "Turgut TAŞKIN" ibaresi ile son bulan doküman, ^^BS^^^BS*^ Turgut ÖZTAŞKIN'm Devlet BAHÇELİ^yazraSlMuğu 4 sayfalık parti ile alakalı konulann anlatıldığı, yazı fi ^

:;(f%

#f

(1) adet www.ozturkler.com ibaresi ile başlayan "bekliyoruz" ibaresi ile son bulan kırmızı renkli doküman, www.ozturkler.com ibaresi ile başlayan Oztürkler isimli internet sitesinin tanıtım broşürü olduğu, 2) Şüphelinin Gayrettepe Mahallesi Hattat Halim Sokak Babadan Apt No:6 /5 BEŞİKTAŞ adresinde el koyulan; a) Dijital Malzemeler (12) adet 1 'den 12'ye kadar numaralandırılan CD, (1) adet Samsung marka s/n:s01jj50642757 seri nolu Hard Disk, (1) adet Samsung marka 01167JİFKA36914 seri nolu Hard Disk, (1) adet Seagete marka 5BF1D3R7 seri nolu Hard Disk, 3)Şüphelinin İcadiye Mah. Ayancıbaşı Bağlarbaşı/ÜSKÜDAR adresinde el konulan; a) malzemeler (2) adet kelepçe, (1) adet askeri palaska, (1) adet asker gömleği, (1) adet asker pantolonu, (8) adet askeri kask, 1. adet 4x1 metre askeri yeşil kumaş, 1. adet kütüklük tabir edilen askeri malzeme, (1) adet askeri tulum, 1. adet askeri kep, 1. adet askeri sırt çantası, Bir çift (43) numara bot, (6) adet çeşitli numaralarda askeri bot, 1. adet çelik yelek kılıfı, 1. adet çelik yelek koruma kılıfı, 1. adet çelik plaka, (2) adet askeri matara,

Sokak

B

Blok

No:3-5/5

b) Dokümanlar (1) adet kırmızı klasör içerisinde "2004/9239-2005/16118" ile başlayan "bilirkişi raporu" ile biten 1 'den 173'e kadar numaralandırılan dava dosyası, Melahat ÜZÜMCÜ(KOÇARSLAN) ve İmran ÜZÜMCÜ isimli kan - kocanın kanşıklıklı olarak açmış olduklan boşanma davalan ile ilgili toplam 173 sayfadan oluşan Mahkeme Kararlan ve evraklan olduğu görülmüştür, (1) adet 17den 80'e kadar numaralandmlmış "Chrom Gropy Gıpta" yazılı kırmızı renkli kareli harita metot defteri, CHROM-GRAPH yazısı ile başlayan kareli okul defterinin içeriğinde, "1. Sayfasında -em.yzb muzaffer tekin 7. Sayfasında -Emin GÜRSES 13. Sayfasında -.«-asa--*» Kuvvayı Milliye 50 adet 50x65=32.5 YTL ^^ ~^5^ 38. Sayfasında /l,"" ^•J&t

64. Sayfasında Vatan gazetesinin yanında on katlı plaza prellinin yeri mecidiyeköyde 17 milyon dolar 7000 metrekare 73. Sayfasında Arsa Konusu Vakfiye %20 ödeyecekler Harç kısımları ve ihale masraflarını ödeyecekler (500.000$) Ekspertiz değerleri için heyet masraflarını ödeyecekler Şubatın ortasına doğru ihaleye çıkacak İhale dosyasını el altından alacağız. Geçici teminat yatılmayacağız Bizden biri ihaleye girecek. 27.5 milyon $ çıkacak. Emsal 3 yapılacak kendileri yapacak Milli emlaktan 2,5 emsali 3 emsale çıkarmak konusunu kendileri halledecek belediyeden bu emsali alırlarsa fiat artacak. 79. ve 80. Sayfasında Handa Rehber YAMAN ve Murat YAMAN telefon işi yapıyorlar. Serkan konuyu bilmiyor sahte fatura kesiyorlar büyük miktarda ve PKK ile irtibatlılar. Kaçak cep telefonu getiriyorlar. Arkalarında Murat diye biriside var. Ağrılı ve Ermeni (Güner YILDIRIM maliye memuru) asıllı olduğunu söylemiş. Karısı Z.Burnunda mali müşavir.............G. Osmanpaşada oturuyorlar. İstihbarata (emniyet) rapor verilmiş. Poliste güçlüler. Telefon ithalatını resmi yapıyorlar. Bu konulmanı suç değil KDV den devletten alacaklan da var. Telefon konusunda her şeyleri yasal ancak sahte fatura kesiyorlar (30-40 milyon $) gibi Rehber i yönlendiren Güner Yıldırım." Şeklinde bilgiler olduğu görülmüştür. Bahse konun defterde ki el yazısı notlardan da anlaşılacağı üzere Veli Küçük isimli örgüt mensubunuun diğer örgüt mensuplarından Muzaffer Tekin, Emin Gürses, Sami Hoştan ile irtibatlı olduğu, Kuvvayı Milliye Derneğine yardım niteliğinde faaliyetlerinin olduğu anlaşılmakla ayrıca 79 ve 80. Sayfa daki kişiler hakkında çıkartılmış istihbarat notlan olduğu görülmüştür. Hiç bir resmi sıfaıt olamamısna rağmen adı geçenin bu tür notlar almaşım ileri ki aşamada örgütün amaç ve görüşleri doğrultusunda bu notlan kullanacağı anlaşılmaktadır. 73. Sayfasında arsa konusu başlığı ile geçen bölümü incelendiğinde yapılacak olan bir ihale ile alakalı bilgilerin olduğu ihale dosyasının el altından alınacağının belirtildiği ve ihalenin ne şekilde yapılacağı anlatılmıştır. (1) adet mavi föy dosyası içerisinde "Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının talimat 2006/1965 sayılı karannm bulunduğu kapağında paşam takipsizlik rica edilmekte milli yüzme antrenörü Mehmet" yazılı l'den 5'e kadar numaralandınlmış evrak, Doğu Meselemiz başlıklı "Türk Türkü Tann Türkü Korusun" ile biten l'den 18'e kadar numaralandınlmış bilgisayar çıktısı evrak, l'den 14'e kadar numaralandınlmış "Fatih İnternational Contracts co" ile başlayan Price=ExFactory Frice 9:80 USD per semi-suit-set" ile biten evrak, (1) adet ÖSYM 2007 Uzman Jandarma Okulu Giriş Sınavı belgesinin fotokopisi ve İsmail TAVŞAN 0228 411 47 11 yazılı not, (1) adet "Sayın Komutanım Vedat YENERER" başlıklı "İşlere Yol Verdiğindir" diye biten doküman, El yazması "Sayın Komutanım Vedat YENERER 25.03.2007 tarihli yazısı Melih" ile başlayan "Türkiye'nin güvenliği işgal altında" başlıklı 1 sahife yazısı, Örgüt mensuplanndan Vedat YENERER"in bir sayfalık yazısının Veli KÜÇÜK"e gönderildiği anlaşılmıştır. ..^».-s».,. (1) adet "15.03.2006 tarihli Değerli Paşan^ffye bjjşS^ı Serdar SERSAN imzalı doküman,//<•„ ^.^\

(1) adet mavi renkli "İmza Defteri" yazılı Şahin UZUN isimli kişinin bilgilerinin bulunduğu "Cevdet SARAL gönderdi Polis Me.olmak istiyor" şeklinde yazı bulunan klasör, 4) Şüphelinin Stratejik Güvenlik Koruma Eğitim A.Ş. Zafer Mahallesi Yıldırım Beyazıt Caddesi No:50/5 Yenibosna /BAHÇELİEVLER adresinde, a) dijital Malzemeler (1) adet 1 ile numaralandırılan CD 2'den 33'e kadar numaralandırılan CD, 1 'den 4'e kadar numaralandırılan disketler (1) adet Casper marka 1 Gb siyah renkli metal kapaklı flash disk, (1) adet kingston marka 1 GBTik CM10070705360-384AQİLF seri numaralı flash disk (136), (1) adet kingston marka 1 GBTik CM10070705360-384AQİLF seri numaralı flash disk (138), (1) adet kingston marka 1 GB'lik CM10070705360-384AQİLF seri numaralı flash disk (135), (1) adet kingston marka 2 GB'ilk CH 09260705360-373.A00LF seri numaralı flash disk, (1) adet (34) numarası ile numaralandırılan CD, (1) adet Maxtor marka Y21ERHQE hard disk, (1) adet olympus marka mxd512m3rg 9230 Oaac 0520mae seri numaralı 512 mb'hk Picture kartı, b) Dokümanlar 1 'den 164'e kadar numaralandırılan doküman, 1 'den 164'e kadar numaralandırılan dokümanın yapılan incelemesinde, Dr. Mehmet Şükrü SEKBAN isimli yazarın Kürt Sorun Başlıklı yazısı, DAK Dünya Azerbaycanlılar kongresi başlıklı Veli KÜÇÜK DAK genel sorumlusu imzalı yazı İdare Heyetinin Esasnamesi Başlıklı, Gü[email protected] internet adresinden gönderilmiş mail Veli KÜÇÜK imzalı el yazması hocalı katliamı anma günü davetiyesi 27.06.2006 tarihli Mehmetçik niçin savaşıyor başlıklı internetten indirildiği düşünülen yazı, Şirket oyunu başlıklı bir oyun hakkında bilgilerin bulunduğu yazı, 22 Ağustos tarihli Sesar'a ait Jeo-Kritik (www.sesar.com)Haftalık Analitik Bülteni başlıklı Türkiye'de Pentagonizasyon Sürecini anlatan TSK, Hükümet ve T.C.'nin dış ilişkilerle ilgili 16 sayfalık rapor yazısı Abdullah Altınay isimli Astsubayın fikir alışverişi için yazdığı e maili Veli KÜÇÜK' e iş konularında yardımcı ve aracı olmasını isteyen bir Uzman Çavuş'un yazmış olduğu mail olduğu görülmüş olup, DAK Dünya Azerbaycanlılar kongresi ile ilgili yazılar TBMM üyelerine Yeni anayasa taslağı konusunda açık mektup başlıklı yazı, (1) adet Yeni Batı Trakya isimli derginin 184. Sayısı, (1) adet Sivil Toplum Kuruluşları 11 Kasım 2006 başlıklı kitapçık, 1 'den 120'ye kadar numaralandırılan dokümanlar"m incelemesinde;, Güney azarbeycan milli birlik şurasının Esasnamesi başlıklı yazı DAK idare heyeti Esasnamesi başlıklı yazı El yazması olara DAK Yönetim kurulu iş^ffTıstesîîp^u listenin 1 sırasında Veli KÜÇÜK isminin olduğu, // ' "C"

I- (f^

^ÛMK^,

Atilla BOZKUR seçmen sandık bildirisi kağıdı. DAK Resmi bildirisi başlıklı yazı, [email protected] maile aliarabacı@hotmail.com'dan gelen "Üçüncü Dünya Savaşı Türkiye' den çıkabilir" konulu mail T.C adana 2. asliye Mahkemesinin kararlarının olduğu yazı Dr. Mehmet Şükrü SEKBAN isimli yazarın Kürt Sorun Başlıklı yazısı, BOZKURT Türkçü Gençlik Dergisi Ocak 2007 Sayı:34 isimli derginin fotokopisi, 1 'den 124'e kadar numaralandırılan dokümanlar ve el yazması notlar, 1 'den 124'e kadar numaralandırılan dokümanların incelemesinde; UNUTMAYINIZ ibaresi bulunan küçük not kartonlarına alınmış notlar telefon numaraları Mehmet Şerif FIRAT imzalı değerlendirme konulu yazısı, Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları birliğinin Türkçemiz İçin Can Kurtaran yok mu başlıklı basın açıklaması, Anayasa ile ilgili görüşlerin aktarıldığı yazı Üzerinde Gima ibaresi bulunan mavi renkli ilk sayfasında "Yasemin MACİT " son sayfasında "Umut Vakfı 1993" ibareleri bulunan ajanda, içerisinde telefon numaralan isimler güncel notların yazılı olduğu 1 'den 4'e kadar numaralandırılan el yazması notlar, Emre ESER isimli şahsın stratejik güvenlik şirketine gönderdiği, "Ben de sizin ideolojinizle ölene kadar yaşamak istiyorum" konulu e-posta Gültekin BALTACI isimli şahısın stratejik güvenlik şirketine yazdığı "Size dava açacağım bana bu kadar zorluk verirseniz, beni tehdit ederseniz bende böyle yapanm" konulu e-posta. Altına "Alacak durduruldu" notu el yazısıyla düşülmüş doküman, (1) adet 1 'den 4'e kadar numaralandınlan doküman, Alaattin ÖZER isimli şahsın 2600230 nolu irtibat no bırakarak Veli KÜÇÜK ile görüşmek istediğinin notu S) Şüphelinin Türkmen Köyü Gölpazaı/BİLECİK adresinde yapılan aramada; (122) adet 9.65 mm çaplı 357 Magnum tabanca mermisi, (1) adet siyah kaplı (54) sayfa "Görüş, Türkiyeli Ermeniler" başlıklı yayın, 01-54 Sayfalık Dokümanın Yapılan İncelemesinde; Görüş isimli derginin kapak fotokopisi, Zirve Gazetesi Ulusal başlıklı. Sayın İsmet METİN'in ibareli yazı ekinde 3 adet fotoğraf ve gazete haber fotokopileri, Konu: Binali ILDIRIM Hk. Başlıklı, Binali YILDIRIM hakkında bilgi notu, Binali YILDIRIM hk şeklinde başlayan dokümanın içerğinde; "Binali YILDIRIM isimli şahsın Kasım 2002 tarihinde AKF'den İstanbul birinci milletvekili seçilmeden önceki yürüttüğü ticari ilişkiler ve ailesi hakkında ki yolsuzluk iddialan" hakkında bilgiler içerdiği görülmüştür. Bahse konu dokümanın; Örgütün anayasası durumunda olan Ergenekon isimli dokümanın 16. Sayfasında geçen "Ergenekon"un gözleri herşeyi görmeli, kulaklan herşeyi duymalı" anlayışı çerçevesinde siyasi şahıslar hakkında bilgi topladıklan anlaşılmıştır DHMİ Personel Daire Başkanı Zeki ŞİMŞEK, Müdür Yardımcısı Orhan BİRDAL ve Müdür Yardımcısı Ömer GÖNÜL'ÜN konumlannı ve özelliklerini açıklayan 1 sayfalık bilgisayar çıktısı Zeki Şimşek (Ulaştırma Bakanlığı Personel Başkan Vekili ve DHMİ Personel Dairesi Başkanı) şeklinde başlayan dokümanın^i^eriğine'^^eki ŞİMŞEK (Ulaştırma Bakanlığı Personel Başkan Vekili ve DHMİ /personel B|f|g|i Başkanı) Devlet Hava

/y&fİk

Meydanları işletmesi Personel Daire Başkanı iken hükümet kurulduktan kısa süre sonra aynı zamanda ulaştırma Bakanlığı Personel Daire BŞK vekilliğine getirildi. Bakanlığın tüm birimleri ile devlet hava meydanlanndeki şeriatçı ve tarikatçı kadrolaşma hareketinin yönlerdiricisi ve yöneticisi konumunda tayinlerde ulaştırma bakanını etkileyen en önemli kişi olarak biliniyor. DHMİ Personel Daire BŞK iken bayan personellere tacizler yapıldığı belirtilmektedir. Tarikatçılığının yanı sıra mali yönden şaibeli olduğu ve atamalarda maddi çıkar sağladığı söylenmektedir. Atamalarda aradığı özelliklerden bazıları 5 vakit namaz ve ailede turban olarak öne çıkmaktadır. Orhan BİRDAL (DHMİ Genel Müdür Yrd ve Yön Kur Üyesi) 2003 Mayıs ayında DHMİ Genel Müdür Yrd ve Yön Kur Üyesi olarak atandı. Ağabeyinin AKP İstanbul İl Yönetiminde etkili olduğu belirtiliyor. Tarikat bağlantısı gündemde olup Bakanın hemşerisi ve göreve İstanbul AKP il yönetimi ve Bakanlık Personel D. Bşk Zeki ŞİMŞEK' in desteği ile geldi. Zeki ŞİMŞEK' in yönlendirdiği aşın dinci kadrolaşmanın DHMİ deki önemli ismi olup 5 vakit namaz şeriatçılığı ve maddiyata düşkünlüğü ile tanınıyor. Ömer GÖNÜL (DHMİ Genel Müdür Yrd) Çok kısa sürede daire başkanlığına mütaakip 2003 mayıs ayında genel müdür yardımcısı oldu. Ulaştırma bakanlığı personel d bşk Zeki ŞİMŞEK' in en yakın arkadaşı ve bu göreve bu sayede atandı. Yukanda ki kişiler için belirtilen aynı özellikleri taşımaktadır. Maddiyata düşkünlüğü ile tanınmaktadır. Mali yönden araştınlmasmda fayda görülmektedir. SONUÇ Ulaştırma Bakanlığı ve DHMİ deki şeriatçı fikre yakın kadrolaşmayı sağlama yönünde yukanda belirtilen ekipçe çalışmalar yapılmaktadır...............konunun bu yönünün de araştmlması laik devlet ve ülkemiz menfaatımıza olacaktır." Şeklinde bilgiler içerdiği görülmüştür. Bahse konu dokümanın; Örgütün anayasası durumunda olan Ergenekon isimli dokümanın 16. Sayfasında geçen "Ergenekon"un gözleri herşeyi görmeli, kulaklan herşeyi duymalı" anlayışı doğrultusunda istihbarat notu olduğu anlaşılmıştır. Ulaştırma Bakanlığı DHMİ başlıklı yazı, alt kısmında Suat YETKİNER 0542 677 73 95 numaralı telefonun yazılı olduğu, TCDD hakkında yazı, [email protected] isimli internet sitesinden indirildiği değerlendirilen yine Emin ŞİRİN tarafından yazıldığı değerlendirilen 8 sayfalık yazı 14.08.2003 tarihli Emin ŞİRİN' in yazmış olduğu "EKONOMİ" hakkında düşüncelerini içeren 8 sayfadan ibaret bilgisayar çıktısı İşte Uzlaşılan Uyum Paketi ve Kürtçe Eğitim konulu gazete yazılannm fotokopileri, Eski İngiliz Parlamenter Michael STEPHEN' in TBMM' de Kıbns Sempozyumu' nda 17 Ocak 2003 tarihinde yapmış olduğu 14 sayfadan ibaret bilgisayar çıktısı, (1) adet siyah kaplı (26) sayfa Türkçe ve Yabancı dillerde dergi, Üst Aramasında; (1) adet, 0705130145872 nolu smplus hazır kart, (1) adet, 000227039665 turkcell kart, (1) adet, 89902860302131110579 imei nolu avea hat, (1) adet, 357691-00-180262-3 nolu Motorola telefon, (1) adet, Nokia marka imei numarası bulunmayan cep telefonu, BELGELERİN ÖZETİ l)Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi İstanbul/29 Ekim 1999 s

Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi İstanbul 29 Ekim 1999 isimli dokümanda;

"...Bu çalışmanın amacı, Atatürk ilkeleri doğrultusunda biçimlendirilmiş, Kemalizm'in tek, gerçek ve içtenlikli koruyucu Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon'un reorganizasyonuna katkıda bulunabilmektir." Şeklinde geçen ibare ile Ergenekon isimli dokümanın; hali hazırda var olan Ergenekon isimli bir yapılanmanın yeniden düzenlenmesi amacı ile hazırlandığı belirtilmiştir. Bu dokümanın içeriğinde; Ergenekon"un her meslekten sivillerin oluşturacağı gizli ve yeni bir yapılanmaya giderek, resmi istihbarat kuruluşlarının yanı sıra, legal ve illegal örgütlenmelere karşı mücadele etme zorunluluğu ile karşı karşıya bulunduğu ve bu nedenle "Ergenekon'un gözleri her şeyi görmeli, kulakları her şeyi duymalıdır" prensibi doğrultusunda istihbarat faaliyetleri yapması gerekliliği anlatılmıştır. Terör dünyasına yön vermek amacı ile terör gruplarının kontrol altına alınması gerektiği ve ihtiyaç halinde "naylon terör grupları" oluşturulması zorunluluğundan bahsedilerek; parlamentonun içte ve dışta saygın bir etkinliğe kavuşturulabilmesi için ortak ideallere uygun siyasilerin seçim kampanyaları organize edilerek parlamentoda etkin ve güçlü bir biçimde yer alabilmeleri sağlanması istenmiş ancak ortak ideallere uygun olmayan siyasiler için ise "geriye kalan tek yol suikasttır." denerek "ortak ve benzer idealler doğrultusunda faaliyet gösteren ulusal ve uluslar arası legal ve illegal örgütler ile işbirliğine yönelmek kaçınılmaz bir zorunluluk" olarak görülmüştür. Kamuoyunun etki altına alınabilmesi için, " Türkiye' de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örgütlerini kontrol altına alma" gerekliliğinden bahsedilmiş ve "Ergenekon'un kendi kuracağı sivil toplum örgütleri" ihtiyacı belirtilmiştir. Gizlilik prensibinin devamı amacı ile, "kamuoyunda imajı zedelenmiş bir elemanı örgüt içinde tutmak ve korumaya yönelmek çok sakıncalı" olarak görülmüş ve merkez yönetiminde az eleman barındırarak, bu elemanlara hiçbir zaman sonsuz bir güven duyulmaması gerektiği ve "İllegal çevrelerden seçilecek elemanlar, etnik ve siyasal ideoloji açısından, örgüt ideolojisi ve amaçlarına en yakın uygunluk gösterenlerin" tercih edilmesi belirtilmiştir. Ergenekon"un; medya kuruluşlarını kontrol etme amacı ile "kendi medya kuruluşlarını oluşturarak mevcut ulusal ve uluslar arası oluşumları, doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini uygulamaya koyma" zorunluluğu anlatılmıştır. "İdeolojiye uygun ekonomi-politik denge" sağlanabilmesi ve finansal ihtiyaçların karşılanabilmesi için, Ergenekon"un doğrudan "kendi örgütüne bağlı holdingler ve bankaları süratle kurup" sonrasında -mutlak sahibi olması kaydı ile- üretim tesisleri, ticari holdingler ve bankalar oluşturması gerekliliği anlatılmış ve yüksek kar sağlayan ve para aklanmasının en uygun olduğu iş alanları olarak "ilaç ve kimya sanayi ile hava kargo taşımacılığı" belirtilmiş ve "orta ve büyük ölçekli A.Ş: yapılanmasında ki şirketlerden yararlanılması, onlann içine sızırması, elde edilecek banka işlemleri hesap ve şifre kodlan ile yine uluslar arası bankalar ile yurtdışındaki çeşitli ülke bankalanna sızdmlmış ajanlar aracılığı ile hesaplardan para aktanmı yapılması ve hazine arazileri üzerinde yeni organize sanayi alanları ile yeni toplu konut alanlannm oluşturulmasından spekülatif kaynaklar yaratması" finansal ihtiyaçlanm karşılanabilmesi için bir yol olarak gösterilmiştir. Belirtilen amaçlan gerçekleştirilebilmesi için; "Ergenekon, örgütün Başkanına doğrudan bağlı olan 4 daire Komutanlığı ile iki sivil Başkanlıktan oluşmalıdır. Toplam 6 ünitenin komutan ve başkanlannm bir asistanı ile bir de bölüm uzmanından oluşan iki yardımcısı olmalıdır. Ünitelerin iki komutan ve başkanlannm yanında görev alacak bölüm uzmanı, illegal faaliyetlerin yurtiçi ve yurtdışı hukuk platformunda legal gibi gösterilebilmesi düzenlemelerinden sorumlu olacaklardır.........Üniteler arasında enformasyon değerlendirmesinde ayncalık tanınabilecek

1

f

tek bölüm "Operasyon Dairesi Komutanlığı...Bu dairenin varlığından Ergenekon Örgütü Başkam - Komutanından başkaca hiç kimsenin bilgisi olmaması kesin bir gerçekliliktir...Kontrol Dairesinde görevlendirilecek ajanlar, mutlaka Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinden ve özel operasyon ünitelerinden çok dürüst, güvenilir kişilerden seçilmelidir. Bu ajanlar merhametsiz olmalı ve bağımsız görev yapabilmelidir. Emirleri doğrudan Ergenekon Komutanı'ndan almalıdırlar, üst düzey yöneticiler ve örgüt personeli ile ajanları tarafından bilinmemelidirler." şeklinde yapılanma, Ergenekon"un mevcut yapılanmasının Reorganizasyonu için teklif edilmiştir. 2-Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi Dinamik Ulusal Güç Birliği & Kuvayı Milliye Cephesi Araştırma/Gözlem/Analiz/Teori İstanbul/29 Ekim2000 Kuvayı Milliye Cephesi" adıyla, sokaklardaki başıboş, amaçsız, işsiz ve umutsuz (lümpen) gençler ile tarikat okullarında kökten dinciliğe koşullandırılarak rejim düşmanı ahinle dönüştürülen ve kapatılmasına karşın Ülkü Ocakları'nm etkisindeki gençliğin eğitilerek biçimlendirilmesi ve Kemalist ideolojiye kazandırılması hedeflenerek hazırlandığı belirtilen Kemalist Model, Ulusal Gençlik Hareketi, Dinamik, Ulusal Güç Bigliği & Kuva Ayrımlı Cephesi, Araştırma, Gözlem, Analiz, Teori İstanbul 29 Ekim 2000 isimli dokümanda; "Ulusal Güç Birliğine bağlı olarak faaliyet gösterecek olan yerel ve Bölgesel Kemalist örgütlerden başkaca, Milli Mücadele yıllarında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyet geçirilmesi uygun görülmüştür. Türk gençlik hareketlerinin re/organizasyonu, yeniden yapılandırılması, yönetim ve geliştirme projesinde; Türk gençliğinin Kemalist ideoloji ilkeleri çerçevesinde, ulusal çıkarlara aykırı her türden girişime karşı oluşturulacak direniş örgütlerinin merkezi bir yapı tarafından denetlenmesini sağlamak amacı ile "Ulusal Güç Birliği" adı verilen Milli gençlik platformu olarak tasarlanmıştır. Ulusal Güç Birliğinin, Kemalist İdeolojiye gönül vermiş ve liderlik yeteneklerine sahip bir Türk kızının üstlenmesi uygun görülmüştür. Ulusal güç birliğinin üyeleri ise; yerel ve bölgesel direniş örgütlerinin kendi içlerinden seçtikleri temsilcilerden oluşacaktır Ayrıca; armoni bilgisi olmaksızın orkestra yöneten siyasal orkestra şefleri artık misyonlarını tamamlamışlardır. Atatürk'ün kurduğu ve Ebedi başkanı olduğu C.H.P ne yazık ki işlevini yitirmiştir. Bu nedenle Türk siyasal platformunda yeni bir Atatürk'çü partinin yer alma zamanı çoktan gelmiştir. Türk siyasetine katılımda bulunmayan Kemalist gençlik mevcut siyasal oluşum karşısında ancak muhalif bir grup oluşturabilir ...Üniversite gençliği, doğudan "Ulusal güç birliğini oluşturmalıdır. Kemalist gençlik hareketini bir tek merkezde toplayacak ve "Akademik platformu oluşturacak olan "Ulusal Güç Birliğin"de Yurt dışında çeşitli ülkelerde eğitim gören Türk gençliği de aktif olarak yerini almalıdır. ...Ulusal Güç Birliği kuruluş aşamasında, kurucuları tarafından uygun görülen ve liderlik vasıflarına sahip, genç bir türk kadınını başkan yapmayı uygun bulmuştur. ...Lümpen gençlik il ve ilçelerde hızla tırmanan bölücü kurt ulusalcılığının hakimiyetinin önünün kesecektir. İstanbul un pek çok semti cadde ve sokakları ayrılıkçı kurt ulusalcılığın kontrolüne geçmiş durumdadır. Ayrılıkçı hareketler radikal fundementalist gelişmeler lümpen gençlik kitlelerinin Kemalist örgütlenme çatısı altında harekete geçmesi dinamik ulusal enerjinin korunmasında başarıya ulaşacak en sağlıklı yöntemdir. Lümpen gençliğin her mahallede örgütlenmesi yukarıda ifade edilen gelişmelerin engellenmesinde başvurulabilecek tek realist çözümdür. ^^^"^«s., iU

\\

it k

... lümpen olarak tanımlamaya çalıştığımız gençlik, genç nüfusun en geniş kitlesini

içine almaktadır. Bu geniş gençlik kitlesi içinde toplumun her katmanından insan yer almaktadır. Toplumun üretici kesiminde yer alamayan, işsiz ve son derece yalnız durumda olan bu kitle büyük bir özenle örgütlenmelidir. Türkiye'nin kendi içinde yeşeren tüm zararlı unsurlarda yer alan gençliğin bu kesimi, MAFİA oluşumlarının kaynağı, MAFİA gruplarının ham maddesi, terör gruplarının emrinde kukla, narko/dolar sektöründe maşa, köktendinci gruplarda ümmetçi fedai, her türden siyasal ve sosyal radikal olayda cephelerde gözle görülebilen 'perde'dir. Lümpen Türk gençliği, ulusal çıkarlara aykırı ve zararlı her türden oluşumların örtüsü/perdesi olmaktan kurtarılmalıdır. Bu perde ortadan kaldırıldığında gölgede kalmaya çaba gösteren ve gölgede kalabildikleri sürece güçlü olabilen tüm unsurlar yok olmaya mahkumdur. Her dönemde, umutsuz, tatminsiz, kimliksiz ve amaçsız gençlik kitleleri, parçalanma, yıkılma, yok olma gerçeğinde yer almış en tahrip edici ve kahredici kitle olmuştur." Şeklinde ibareler geçtiği görülmüştür. 3-Şirket Gizli Gerçekler Gözlem&Analiz Aralık 2000/İstanbul Mit Müsteşarları ve çalışanları olan Şenkal ATASAGUN, Miktad ALPAY, Emre TANER, Sadi SAĞLAM, Hiram ABBAS, Mehmet EYMÜR, Cevat ÖNEŞ, Cem KOCA ve Orgeneral Teoman KOMAN'm MİT'teki çalışmalarından ve atandıkları görevlerle ilgili eleştirel içerikli, Mit Müsteşarlarının son dönemlerde yapmış olduğu açıklamalar ve bunların kamuoyundaki yansımalarından bahsedilen, dil olmadan ulus, vatan ve devlet olamaz, mitoloji, kurt dili kurt kültürü ilkel aşiret dili ve görenekleri, gizli gerçekler, kurt ulusalcılık hareketi ve kemalizm, miktad alpay-abd ermeni sorunu-örtülü ödenek, asala suikastleri, asala terör eylemleri karşısında mit'in karşı girişimleri, mit'in abd çıkarması örtülü ödenek bütçesinin içi nasıl boşaltılır? ara başlıkları altında yakın tarihimizde meydana gelen bazı olayları ve MİT'in bunlara karşı çalışmaların anlatıldığı saygılarımızla ibaresi ile biten 34 sayfalık doküman. 4-Televizyon Analiz Yönetim Ve Geliştirme Projesi Türkiye'de Televizyon Yaşlılar İçin Çok Yeni Gençler İçin Çok Eskidir İstanbul/Temmuz 2000 Türkiye'de ulusal yayın yapacak olan özel televizyon istasyonunun yapılanma ve reorganizasyonuna katkıda bulunabilmek amacı ile yazıldığı belirtilen dokümanda: Cumhuriyet Gazetesi ile Ulusal TV kanalının tek bir çatı altında birleştirilmesi operasyonu sonucunda; mevcut medya yapılanması içinde yer alınarak, güçlü holdinglerin şemsiyesi altında yer alan ulusal medya kuruluşları ile rekabete girilmesi ve ulusal çıkarlara aykırı, çarpık medya yapılanmasına son verilebilmesi için; Temmuz 2000 tarihli bu çalışmanın yeniden gözden geçirilmesinde yarar görüldüğü belirtilerek Cumhuriyet gazetesi ile Ulusal TV'nin hisselerini bulunduracak olan yeni bir anonim şirket kurulması ve bu şirketin yönetim kurulu başkanlığı ile yönetim kurulu üyeliğine getirilecek olan kişiler için özenli bir seçim yapılması belirtilmiştir. Ayrıca, Ulusal TV'nin yeniden yapılandırılması ve Ulusal TV ile Cumhuriyet Gazetesinin bir anonim şirket çatısı altında birleştirilmesi, hedeflenene başarıya ulaşılmasının sağlayacak gibi, mevcut medya kuruluşları ile rekabet olanağı yaratacağı sonucuna ulaşılmıştır. 5-Avrupa Birliği Katılım Ortaklığı Belgesi AB Hakkında Bilgiler İçeren ve "Yapılması ^ggçgken özellikle ulusal gençliğin Kemalist İdeoloji doğrultusunda örgütlenmesinden ggç^fıği ÇüaM Cumhuriyet Devrimlerini

Türkiye 21. yüzyılın ilk 15 yılında süratle ve ciddi biçimde eninde sonunda karşılaşmak zorunda kalacağı büyük ve kanlı bir savaşa hazırlanmak zorunluluğu ile karşı karşıya bırakılmıştır." Şeklinde ibareler bulunan Saygılanmızla.ibaresi ile biten doküman. 6-Ulusal Medya 2001 İstanbul/Aralık 2000 İçeriğinde; "Cumhuriyet gazetesi, Yunus Nadi tarafından 1945 yılında, İstanbul/Cağaloğlu'nda, bugün de merkez yönetim binası olarak kullanılan yapıda yayın hayatına atıldı. ... Günümüzde güç koşullarda yayın hayatını sürdürmekte olan Cumhuriyet; borç batağından kurtulabilmek için, düzenlenen ticari bir operasyon sonucu, iflâsa sürüklenen "Cumhuriyet Gazetecilik ve Matbaacılık A.Ş.'"ne ait olan Cumhuriyet gazetesi bir gecede kuruluveren "Yeni Gün A.Ş."nin malı olurken, "Cumhuriyefin imtiyaz hakları da kurulan Cumhuriyet Vakfı'na devredilerek yasalarla dokunulmazlık zırhına büründürülerek günümüze değin yaşayabilmesi sağlanmıştır. ... İlhan Selçuk, donanımlı geniş bir kültürel birikimine sahip, son derece mütevazı görünümlü bir portre olmakla birlikte, benciliğe sarmalanmış büyük bir ihtiras olarak karşımıza çıkar. Cumhuriyet gazetesinin bugünlere ulaşmasında büyük ve değerli katkıları olduğu gibi, bugün içinde bulunduğu koşullarında sorumlusu olarak öne çıkan bir isimdir. İlhan Selçuk, adı Cumhuriyet gazetesine 21. Yüzyılda tiraj sağlayamaz. Çünkü, dünya sürekli gelişim ve devinim içindedir. Yerkürenin en büyük savaş ustası Cengiz Han, nasıl ki, günümüzün son derece teknik donanımlara erişmiş orduları ile savaşa tutuştuğunda kaçınılmaz olarak yenik düşecek ise; İlhan Selçuk'un gazetecilik alanında kazanacağı da yalnızca yenilgi olacaktır, bu kaçınılmaz bir gerçektir. Bugün bu gerçeği görmezden gelerek, Selçuk'un ellerinde can çekişme noktasında, bitkisel yaşama giren Cumhuriyet gazetesine Selçuk'un can verebileceği görüşünün öne sürülmesi akıl dışıdır. ... Doğu Perinçek, kamuoyu oluşturmada grubu ve partisi için çıkış yollan ararken, Cumhuriyet gazetesinden yararlanmayı da içine alan bir proje geliştirmiştir. Bu projeye göre, televizyon desteğinden yoksun olan Cumhuriyet gazetesinin de ortak olacağı bir televizyon istasyonu (Ulusal Tv) kurulmalıdır. Böylece gazete-televizyon bütünleşmesi sağlanmış olacaktır. Ekonomik sorunlar içinde boğuşan ve gün geçtikçe tiraj kaybına uğrayan, ancak kamuoyunda ve sol çevrelerde saygınlığı olan Cumhuriyet Perinçek ve grubu tarafından ele geçirilmiş olacaktır. Perinçek, İlhan Selçuk ve Gürbüz Çapan' ı bir araya getirerek, finansal sorunlannda üstesinden gelinebileceğini düşünmüştür. Ancak Perinçek'in hesabı tutmamış, kendisinden çok daha deneyimli olan İlhan Selçuk, Perinçek'i devre dışı bırakarak Gürbüz Çapan ile anlaşmayı başarmıştır. Bu anlaşmaya göre, Çapan hisselerin yüzde 40'ını satın almıştır. Daha sonra, yüzde 60 hisseyi de satın alan Çapan, Cumhuriyet gazetesinin sahibi olmuştur. Cumhuriyet gazetesinin Gürbüz Çapan'a satılması ve bu satışın İlhan Selçuk tarafından gerçekleştirilmiş oluşu, Cumhuriyet çalışanlan arasında hoş karşılanmamış ve gazeteden kopmalar olduğu görülmüştür. ...Yukanda sırası geldikçe işaret edilen nedenler dikkate alındığında Cumhuriyet gazetesinin çok az bir ömrü kaldığı ve misyonunu tamamladığı gerçeği kendiliğinden ortaya çıkar. ... Cumhuriyet gazetesinin bitkisel yaşamdan sıynlıp ulusal ölçekte güçlü ve etkin bir güce sıçrayabilmesi, "Ulusal Yayın Organı" işlev ve misyonuna uygun hale gelebilmesi için; saplantılan olmayan, değişen koşullara uyum sağlayabilme ve öngörü yeteneğine sahip gerçek bir gazeteci portresinin iş başına getirilmesi gerekmektedir. ... Günümüz Türk medya sektöründe gazeteçjjğrnliğine sahip medya patronu bulunmamaktadır. Tek bir kişi hariç. Dünya gazetesir^fsahibiSö^ih Demirkent.

Demirkent, siyasi güç odaklarının destek olduğu büyük sermaye grupları karşısında tek başına gazete çıkartmakta ve her geçen gün güçlenerek büyümeyi de başarabilmektedir. Bunun nedeni gerçek bir gazeteci oluşudur. Nezih Demirkent, ulusal yayın yapmakla birlikte, geniş halk kitlelerini kucaklamaya yönelik, yani kamuoyu oluşturmaya yönelik bir yayın politikası uygulamamaktadır. Gazetecilik prensipleri açısından doğru olan bir yayın yöntemi uygulamaktadır. Ancak Türkiye'nin bugün içine sürüklendiği koşullarda ulusal çıkarlarının gereği olarak, kamuoyunu bilinçlendirecek ve ulusal çıkarlara aykırı her konuda Cumhuriyet Türkiye'sinin yönlendirerek, Türkiye'nin güçlü sesi olabilecek bir gazeteye ihtiyaç olduğu çok açıktır. Türkiye'yi içerde Kemalizm şemsiyesi altında birleştirecek, dışarıya da bu kenetlenmeyi tek ses olarak duyurabilecek bir gazete ile televizyon, dünya kamuoyu ve dış güç odaklarına yönelik en etkin caydırıcı güç faktörünü oluşturacaktır. Cumhuriyet gazetesi, oluşturulması zorunlu "Ulusal Medya"nm yazılı yayın kanadını oluşturmaya uygun bir isimdir. Görsel yayın kanadını ise; Perinçek grubunun henüz emekleme dönemindeki "Ulusal Tv" oluşturabilir. Ancak bu televizyonun bünyesinde de ameliyat zorunluluğu vardır. Eğer gerekli ameliyat yapılmaz ise; ne Cumhuriyet ve ne de Ulusal Tv, Türk halkının Kemalist ideoloji çerçevesinde birleştirilmesini gerçekleştiremez. Çünkü, halkın gözünde her iki yayın grubu da "objektif ve "bağımsız" yayın organı olarak değerlendirilmemektedir. Ayrıca bilinen bir gerçektir ki; Perinçek grubu tarafından kurulan Ulusal TV'nin gerçekte gizli tutulan kuruluş amacı, PKK'nın yayın organı Medya TV (MEDTV)'ye alternatif bir televizyon yayıncılığının Avrupa, Ortadoğu ve Avrasya coğrafyasına hakim olabilmesidir. Bu yöntemle Türkiye'deki Kürt kökenliler İşçi Partisi ekseninde toplanacak, Kuzey Irak ve Kafkas bölgelerinde dağınık halde bulunan Kürt kökenliler ise; Batı karşıtı terör grupları olarak Kuzey Irak topraklarında (Türkiye'ye sınır bölgelerde) konuçlandınlacaktır. Böylece Asya'ya açılan kapı eşiğinde ABD'nin önünde Ortadoğu eksenli bir terör seti oluşturulacaktır. Arzulanan hedefe varılabilmesi için ise; en güçlü ve yasal propaganda silahı olan televizyon yayıncılığıdır. Cumhuriyet gazetesinin Kemalist çizgide yayma yönelmesi ve bu yayın politikasına halkın güveninin sağlanması güç değildir. Ancak, Perinçek grubu tarafından kurulan ve henüz emekleme döneminde olan Ulusal Tv'nin burada ifade edilen amaca uygun ve çizgide yayma geçmesi halinde halkın güvenini kazanabilmesi olası değildir. Cumhuriyet gazetesi ile elde edilecek başarıya gölge düşürecek ve operasyonu da riske atarak fiyasko ile sonuçlanmasına neden olacaktır. Bu nedenle önerilmesi akılcı değildir. Cumhuriyet gazetesi ile bir başka televizyon kanalının Örneğin: Kanal-6 gibi.. Cumhuriyet gazetesi ile yayıncılık evliliği yapmasının sağlanması çok daha akılcıdır. Ancak. Böyle bir oluşumun sağlanması ve süratle pratik yaşamda uygulamaya geçilebilmesi ise; beraberinde finansal sorunları da getirecektir. ...Hedeflenen amaca ulaşılabilmesi için, kurulacak hiçbir yayın organının resmi (devlet kuruluşu) olmamasına da ayrıca büyük bir özen gösterilmesi gereği vardır. Bağımsız Ulusal medya kuruluşlarının yaratılabilmesi için; Yurtta ve yurtdışında faaliyet gösteren Türk işadamları arasından seçilecek kişilerden "Medya-Finans Konseyi" oluşturulmalıdır. Medya-Finans Konseyi'nde yer alacak işadamları devlet kurumlarınca ticari faaliyetlerinde desteklenmelidir. Ulusal medya organlarında Medya-Finans Konseyi'nde yer alan işadamlarının ticari girişimlerinin ve ticari şirketlerinin ilân ve reklâmları ügçgtsiz olarak yayınlanmalıdır. Ulusal medya organları tarafından desteklenecek olan Med^Einşı%jiqnseyi üyeleri, rekabet içinde oldukları çevreler karşısında güç kazanmış olacaklardır." ŞeMirjih^bareler bulunan doküman S5Î "

6-21.Yüzyılda Casusluk İletişim Ve Bilgi Çağında Global istihbarat İstasyonları Ve Değişin Casusluk Mesleği Action+Oblogation=Integration Araştırma-Gözlem-Analiz Raporu İstanbul/Aralık 2000 İçeriğinde "Milli İstihbarat Örgütü (MİT)'in tarihsel süreç içinde misyonu ve işlevini tümüyle yitirdiği gerçeği artık görülmelidir....Türkiye'nin İstihbarat faaliyetlerinde sağlıklı ve başarılı çalışmalara ihtiyaç vardır. Bunun gerçekleşebilmesi için de yeni bir istihbarat mekanizması oluşturulmalıdır..İstihbarat merkezleri geçmişte nasıl çalışıyordu?, kanlı oyun: casusluk, rus casusların gafları, dokuz istihbarat ajansı, intihar yeminleri, istihbarat merkezleri günümüzde nasıl çalışıyor, sosyoloji casusları, davranışçılık, siyaset bilimi ve devlet disiplini, siyasal sosyolojinin türkiye'deki temelleri, siyasal bilgiler fakültesi, kamu yönetimi, anglo/amerikan siyaset bilimi, siyasal iletişim, halkoyu araştırma grubu (sihag), siyasal sosyoloji, anglo/amerikancı mülkiye kadroları cumhuriyetin günahkarları, nüfus casusluğu sleeper&köstebek, etnik grupların örgütlenmesi, cumhuruyet türkiye'sinde mülkiyeli ile mühendis çekişmeleri, şeffat istihbarat(!), açık kaynaklar, emniyet ve iç istihbarat, istihbarat özgür ortamda verimlidir, realist istihbarat ve bağımsız kaynaklar, bağımsız istihbarat kaynaklan,insan kaynakları merkezleri, bilgi bankaları oluşturulması çağdaş zorunluluktur, siyasilerin TSK'ne sızma girişimi, HEDEF ULUSAL KEMALİS ORDU, iç istihbarat araştırma şirketleri ile desteklenmeli," şeklinde ibareler bulunan TSK'ne karşı düzenlenen komplolar, ırk ve milliyetçilik uygulamaları, masonik örgütlenmeler ve gizli hıristiyanlık planı ara başlıklı konular hakkında çeşitli bilgilendirici ve eleştirel bilgilerin bulunduğu 24 sayfalık örgütsel içerikli belge . 7-Octopus (State Organized Crime) Mafıa (La Costa Nostra) İstanbul/Eylül 2000

"Ömrünün 15 yılını MAFİA gerçeğini araştırmaya ve Türkiye'nin Kriminoloji arşivini hazırlamaya adamış ayna" tarafından ve NARKO/EKONOMİK/POLİTİK prensiplere sırtını yaslamış kamu oyunda M AFİ tanımlaması ile anılan state-organized-crime (Devletçe örgütlenmiş) güç odaklarının reorganizasyonu için hazırlandığı belirtilen OCTOBUS (STATE ORGANİZED CRİME) MAFİA (La Cosa Nostra) İstanbul/Eylül 2000 isimli dokümanda; "...Bugün bunun çözüm yollan aranıyor ise; realite için aranması zorunluluğu vardır. Realitede acımasız ezici ve yalın gerçekler kabul edilerek belirebilir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti tüm kurum ve kuruluşlarının reorganizasyondan geçirmek zorundadır....Şu halde Türk MAFİA'nm çökertilmesi yok edilmesi yerine MAFİA'nm reorganize edilmesinin getireceği yararlar küçümsenebilecek veya vazgeçilebilecek ölçekte değildir....Şu halde önce yapılması gereken bir zamanlar Petagon'un yaptığı gibi Türk Genel Kurmayının denetiminde yepyeni bir MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesidir....Türkiye'de MAFİA'nm yeniden yapılandınlabilmesi mutlaka Askeri bir gelişim olarak ele alınmalıdır....Türkiye'de İstihbarat birimlerince kurulan tüm örgütler başarısız kalmıştır. ...Türkiye'de yapılması gerekli ve zorunlu olan doğrudan Genel Kurmay'a bağlı sivil bir kurul tarafından oluşturulacak MAFİA yapılandmlmasıdır. Neden sivil kurul sorusunun yanıtı şudur. Sivil kurul gizli bir operasyonun süzgeci örtüsü olmakla kalmayıp insiyatif kullanımı ve yaratıcı özgür düşünce teorileri üretimi ile bunların yaşama geçirilmesinde daha çok uygun bir yapı ortaya koyar... İnsanlık tarihindeki tüm gelişmeler sivil beyinleri üretimi olmuştur....Burada en önemli problem bu sivil kurulun kimlerden oluşacağı ve kaç kişiden ibaret olması gerektiğidir... Aklı başında hiçbir sivil Genel Kurmay'a bağlı son derece gizli ve illegal bir yapılanmanın sorumlusu olmak istemez. Çünkü daha sonra başına neler geleceğini garantisi belgesi^slaffisy^cağını bilir. Şu halde bu sivil kurul üyelerine yasalar önünde kaldırılması olanak^ bir dokâj&lmazlık zırhı verilmeli ancak bu zırhın çerçevesi net olarak belirlenmelidir.OMştbralaj^k.sıv^^ürulun üye sayısı 3 kişiden

oluşturulmalıdır. Bu üyelerden 1. kurye 2. teorisyen, 3. ise Amerikan kriminoloji tarihinde önemli bir yeri olan Luciano örneğinde olduğu gibi Ulusal MAFİA liderliği rolünü üslenecek kişi olmalıdır. Bu kişi kısa zamanda yer alabilmelidir..." şeklinde ibareler geçtiği görülmüştür. 8-Mit&Medya Ve Ajan Gazeteciler İstanbul/Aralık 2000 Sunuş kısmında "kontr/terör daire eski başkanı Mehmet Eymür'ün Türkiye'yi terk ederek ABD'de internette kiraladığı atin kodlu sitede yer verdiği bilgilere göre mit'in en önemli haber ve bilgi kaynağı Türk medyası idi.Mehmet Eymür'ün öne sürdüğü açıklamalara göre mit, gazeteciler olmasa üstlendiği çok önemli ulusal istihbarat görev sorumluluk ve yükümlülüğünü yerine getiremiyecekti. bir başka ifadeyle de türk gazeteciler mit ajanı türk medya kuruluşlanda mit'in örtülü birer bilgi toplama merkezleriydi . gelişmelerin doğal ve kaçınılmaz sonucu olarak kamuoyunda gazetecilere mit personeli gözüyle bakılmakta ve tüm gazeteciler güvenilmez kişiler ve ajan olarak değerlendirilmektedir.26 kasım 2000/pazar akşam saatlerinde ankara mit karargahına davet edilen 4 gazeteci şu isimlerden oluşuyordu sabah gazetesi Ankara temsilcisi Murat Yetkin, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sedat Ergin, Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bile ve Star Gazetesi Esen Ünür. ulusal yayın yapan onca medya kuruluşu ve onca gazete arasında özenle seçilerek açıklama yapılmış olmasada dikkat çeken önemli bir noktadır. Türkiye Sabahattin Ali'nin günahsız ve suçsuz yere öldürülmüş olmasına hiç bir zaman unutmamıştır, bu cinayetin mit'e ait olduğu ise tüm dünya tarafından bilinmektedir. Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu gibi isimlerin faili meçhul cinayetleri üzerinde de mit'in gölgesi olduğu, medya organları ustalıkla habercilikten kopartılarak kitlesel terapiye koşullandırılarak toplumdan gerçeklerin gizlinebilmesi amaçlanmış böylelikle ulusal basm-yaym organları bir anlamda kitlesel imha silahı haline gertirilerek toplum çökertilmiştir. Saygılarımızla." İbareleri geçen Sonuç kısmında "hazırlanan bu çalışma Türk medyasının bu gününü gözler önüne sermeyi amaçladığı gibi ulusal çıkarların korunması için gerekli önlemlerin ivedilikle alınmasının ne denli gerekli bir zorunluluk olduğunuda işaret etmektedir, gazetecilik mesleğini meslek ilkeleri ve onuruna yakışır hale getirmek öncelikle gazetecilerin görevi olmalıdır, ancak ulusal güvenlik sorunu haline gelen medya yapılanması ve gazeteciler hakkında gerekli işlemlerin yapılması kemalist cumhuriyet devrimlerinin korunabilmesi türkiye cumhuriyeti ulusal güvenliğinin sağlanabilmesi ve toplumsal huzurun korunabilmesi açısından müdahalayi zorunlu ve kaçınılmaz kılmaktadır.türkiyenin 21. yüzyıl dünyasında şu an sahip olduğu ulusal medya kuruluşları içinde yer alan ajan gazeteci prototipleri ile dış dünyada sorunlarının üstesinde gelebilmesi olanamsız olduğu gibi kendi içinde de ekonomik sosyal kültürel ve toplumsal istikran koruyabilmesi gerçekçilikle bağdaşmayacak bir beklentidir" ibaresi ile biten doküman. 9-Ermeni-Kürt İlişkileri Tarihçesi Ve Türkiye'yekarşı Stratejiler Bibliyografik İstihbarat Denemesi Hazırlayan Emrullah Tekin Öğ:Bnb. 10- Panzehir Etnik/Bölücü Opersayonlar Tasfiyesi Kürt Hareketi Ve Türk-Kürt Kardeşliği İstanbul 27 Mart 2000 isimli Türk-Kürt kardeşliğinin sağlam ve realist temeller üzerinde yeniden kurulabilmesi ile etnik/bölücü uluslararası operasyon programlarının tümünün tasfiyesine "olanak" sağlayıcı bir "Panzehir" teorisinin üretimi amacı ile hazırlandığı belirtilen dokümanda: 'Öcalan'm EMEKLİ OLMADIĞI HENÜZ EMEKLİ OLMAYI DÜŞÜNMEDİĞİ zamansız yakalanmasının sorun oluşturmayacağı, bundjjrjt=seaır,a medya aracılığı ile mesaj iletmesine imkân verilmesi yerine, bu anlamdaki çaMîhalar4#©6aJan'ın yazılı mesajlarının güvenilir kuryeler aracılığı ile iletilmesinin sa^ahması^^ölCldaJıa akılcı bir yöntem

olacaktır...Abdullah Öcalan'm tutukluluk sürecinden yararlanılması ve PKK Başkanlık Konseyi kadrolan süratle tasfiye edilerek yerleri elde edilmelidir. Bunun gerçekleştirilme olanağı vardır. Ve bunu Abdullah Öcalan gerçekleştirebilir... Abdullah Öcalan, beyanlarında HADEP'in çalışmalarını yeterli bulmadığını ifade etmiştir. Buradan yola çıkarak, PKK Başkanlık Konseyi'ni tasfiye ederek yerlerine önereceği yeni isimlerin görev almasını sağlayabilir. Bu HADEP kadrolan için de geçerlidir... Abdullah Öcalan'm yargı süreci içinde gerçekleşebilecek olan bu operasyonun temel hareket noktası: PKK yönetim kadrolarının başarısızlık nedeniyle tasfiye edilerek, yerlerine Türk Silahlı Kuvvetleri mensuplarından seçilecek olan genç, donanımlı ve uygun subayların atanmasından ibarettir. Böylece Pentagon merkezli AB destekli PKK Terör Örgütü tümüyle dış güç odaklarının kontrol ve yönetiminden arındırılmış olacaktır. Kontrol altına alınmış PKK terör örgütünün yanı sıra aynı uygulama HADEP kadrolan için de gerçekleştirilmelidir... Operasyon sonucu yayın organlannın denetim ve kontrolü de ele geçirilmiş olacağından etnik aynlıkçı Kürt hareketi, dünya kamuoyunda sesini duyurmaya çalışırken Pentagon talimatlanna uygun yayın politikası yürütemeyecektir.' Şeklinde ibareler geçtiği görülmüştür. 11-Rav Sebatay Zwi Sebataycılık Ve Türkiye Sebatayiarı (Dönmelik) Reosta "Operasyon Projesi" İstanbul/Mayıs 2000 Açık/gizli kaynaklar ile birlikte Sabetay cemaatinin üyeleri ile de temasa geçilerek Sabetaycılık adıyla anılan gizli/etnik/dini/ideolojik cemaat iskeletinin röntgeni gözler önüne serilmesi -Reosta Operasyonu- olarak tarif edilen dokümanda: Sabetaycılık, Cemaat üyeleri, tarihi, Türkiye'de ki durumu hakkında bilgiler verilmiş ve kurulacak olan bir sivil toplum kuruluşu vasıtası ile Türkiye"de bulunan Sabetaylarm kontrol altına alınmasının gerekliliği anlatılarak Ulusal Sabetaycılık Derneği adlı bir derneğin kurulması gerekliliği anlatılmıştır. 12-Sovyet Arşivinde Ermeni Sorunu Doğu Perinçek 13-Reaksiyon Türkiye Cumhuriyeti'ni Kuran Türk Halkına Türk Milleti Denir M.K.Atatürk Etnik/Fundamentalist/Bölücü/Yıkıcı/ Unsurlar Analiz Ve Tasfiye Projesi İstanbul/Kasım 1999 "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren "Ergenekon"un Milli Mücadele girişimlerinden günümüze Türkiye Cumhuriyeti"nin varlığını tehdit etmekte olan etnik, fundamentalist, bölücü ve yıkıcı unsurlann, kaynak ve hedeflerini belirlemesi ile tasfiye edebilmesine katkıda bulunabilmek" amacı ile hazırlandığı dokümanda; Türkiye"nin mevcut İstihbarat, Anarşi-Terör, Sivil Toplum Örgütleri, Ekonomi, Siyasi Partiler ve Eğitim alanında görülen sorunlann mevcut siyasal otorite ile üstesinden gelebilme gücüne sahip olmadığı ve "Toplum yapısına uygun olamayan devlet yaşamaz. Fakat toplum, her zaman kendi yapısına uygun bir devlet kurabilir." mantığı ile "Profesyonelleştirilmiş Türk Silahlı Kuvvetler gücü, Kemalist doğrultuda askeri bir müdahale gerçekleştirebilir mi?...Bir başka söylemle: Kemalist askeri müdahale, Türkiye bağımsızlığını tümden yitirdikten sonra, gerçekleştirilebilir mi ?" sorulanna çözüm aranarak "1924 anayasası yeniden yürürlüğe konmadıkça, Türkiye içinde bulunduğu ekonomik/siyasal/toplumsal/kültürel sorunlardan kurtulamaz" sonucuna ulaşılmıştır. 14-Örtülü Faaliyetler Bir İstanbul/önisan 2000 "ABD, girişimlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri karşısında başansızlık oranı artışı gözlemleyince, Türkiye'de "sivil hareket" başlatmış ve Türkiye'de sürdürdüğü Psikolojik Savaşta TSK karşısında yer alan bir "SİVİL CUNTA" oluşturmuştur.Bu sivil cunta hareketinin merkezi Atatürkçü Düşünce Derneği ya da Çevik Bir'in düşlerinde yer alan ve kamuoyuna açıklanan "Strateji Vakfı" adlı kuruluş olması plânlanmıştır." Değerlendirmesi ile son bulan dokümanın içeriğinde; • ,

Çevik BİR isimli şahısın hayatı, askeri dönemi ve sivil dönemi ile alakalı yazılar içerdiği anlaşılmıştır. 15-Oluşum Aralık/1999 Öngörü, Alaaddin Çakıcı Faktörü, Hukuk faktörü, Siyasi kadrolar, MHP Faktörü, Yakın çevre ve kadro ilişkileri, iş çevreleri, sonuç ve öneriler başlıkları altında yazılan dokümanda: Korkmaz Yiğit ve çevresi hakkında bilgi verilerek ve belirtilen sorunlar ile ilgili "Hukuk argümanları yeniden gözden geçirilmeli, etkin güçlü ve güvenilir bir hukukçu kadrosu hukuk platformuna hazır hale getirilmelidir. Her türden kontra kanıt oluşturulabilmesinde istihbarat çalışmalarına yönel inmeli ve organizasyonu sağlanmalıdır" sonucuna ulaşılmıştır. 16-Fabrikatör Gözlem Ve Analiz İstanbul/Şubat 2000 "Fabrikatör" tanımlaması ile Doğu Perinçek ve Aydınlık Grubu tanımlaması yapılan ve "analiz" çalışması olarak belirtilen okumanda; İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek hakkında eleştiri ve değerlendirme nitelikli bilgiler olduğu anlaşılmıştır. 17-Genel Değerlendirme Ve Öneriler 18-Turgut Özal Premier Ministre De Turquie Ma Turquıe En Europe Preface De Francis Lamand Plon Başlıklı 136 Sayfa Fransızca Doküman 18-Biyografı 18 Ocak 2000 Bir dönem Türkiye"nin en zengin 100 ailesi listelerinde de yer alan Kemal GÜLMAN, ailesi ve şirketlerine ait istihbarat nitelikli yazı olduğu görülmüştür. 19-Genel Yapı Atatürkçü Düşünce Derneğinin 10-11 Haziran 2000 tarihinde yapılacağı belirtilen genel kurul ile alakalı yapılması gerekenler ve ADD"nin mevcut yönetimini eleştirir bilgiler içerdiği görülmüş ve Eski USİAD Başkanı Merhum Kemal ÖZDEN tarafından verildiği belirtilen ADD ile ilgili durum özeti adı altında yazıya cevabi nitelikli yazı içerdiği görülmüştür. 20-Sanat-Sanatçı-Entelektüel Ve İletişim Dünyasında İstihbarat Faaliyetleri Arenadaki Sanat Gladıo Sanatçılar Türk Toplum Yapısında Değişim İstanbul/10 Nisan 2000 Sanat-Sanatçılar-istihbarat değerlendirilmesi yapılarak, "Türkiye Cumhuriyeti topraklan, halkı ve rejiminin korunması ve kollanması görevi Türk Silahlı Kuvvetlerine ait olduğu gibi; Kültür, Sanat ve Bilim'in korunup kollanması görevini de Türk Silahlı Kuvvetleri üstlenmeli ve bu amaçla alman kararlar ile uygulanışını denetim altına almalıdır" sonucuna ulaşılmıştır. 21.Yüzyılda Kemalist Hareket isimli doküman içeriğinde -Yakın tarihin en radikal sol örgütleri Kemalist olmuştur. -Türk/Kürt kardeşliği sloganı ile PKK'nın Kemalizme kaydırılmaya çalışıldığı, -MAFİA grupları tepeden tırnağa Kemalist kesilmiştir. -Atatürkçü Düşünce Derneğinin kurulmuştur. Bu dernek çatısı altında bir araya gelen portreler dikkat çekici olduğu gibi örtülü olarak destek oldukları portreler ve ve yöneldikleri girişimlerde dikkat çekicidir. ..^'

-İvedilikle harekete geçilmesi Ulusal çapta Kemalist Hareket Cephesi oluşturulması ve sağlıklı bir yapılanma ile Zaralı unsurlara karşı önlemler alınması kaçınılmaz bir zorunluluğa

dönüşmüştür ibareli, 1. 3 Sayfalık "Secunty A.Ş.- Uluslar arası Güvenlik Şirketi Projesi" başlıklı bilgisayar çıktısı 26 Haziran 2000 tarihli dokümanda, özel güvenlik şirketinin kurulmasının amaçlandığı, 1. 3 sayfalık "Protokol A.Ş.- Uluslar arası Halkla İlişkiler Şirketi Projesi" başlıklı bilgisayar çıktısı 26 Haziran 2000 tarihli dokümanda, Uluslararası şirketlerin ticari faaliyetlerinde protokol hizmetleri sunulmasının amaçlandığı. 1. Yurt dışı yapılanması için çalışma proje belgesi, Sayfalık "Stratejik Araştırmalar Merkezi Kuruluşu Proje Çalışması" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda; kuruluşun amacı, çalışma tarzının anlatıldığı doküman. 16 Sayfalık "Türk Dünyası ve Türkiye'nin İlgi Alanı Dahilindeki Ülke ve Toplumlara Yönelik Stratejik Etüd ve Araştırmalar Yapacak Örnek Bir Organizasyon Modeli" başlıklı bilgisayar çıktısı doküman ve 15. Sayfasında sonuç kısmının altında Yüksel ÖZGÜR isminin bulunduğu ve ekinde de Model Organizasyon adı altında hazırlanmış şema. 8 sayfalık "Fonksiyonel Akademik Platform Projesi Projenin Üstleneceği Başlıca Faaliyetler" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda Özellikle Avrasya tabir edilen coğrafi alan dahilinde yer alan ülkelerle Türkiye arasında mevcut ve muhtemel problemlerin etüd edilerek taraflarca kabul edilebilir hale getirilmesi amaçlandığı. AZERİCE VE İNGİLİZCE YAZILARLA YAZILMIŞ İNGİLİZCE OLANLARIN İLAÇ KONULU OLDUKLARI AZERİCE OLANLARI OKUNAMAYAN TOPLAM 26 SAYFA E-MAİLLER İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANI DOĞU PERİNÇEK MGK, TAYYİP ERDOĞAN'IN TARİHİ SUÇUNA ORTAK OLUYOR BAŞLIKLI 7 NİSAN 2004 TARİHLİ 0 212 293 48 07 NUMARALI FAKSTAN GÖNDERİLDİĞİ ANLAŞILAN 8 SAYFALIK DOKÜMAN İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI 11HAZİRAN 2003 TARİHLİ 0 212 293 48 07 NUMARALI FAKSTAN GÖNDERİLDİĞİ ANLAŞILAN SAYIN E. TUĞ.G.VELİ KÜÇÜK'E HİTABEN YAZILMIŞ 3 SAYFALIK DOKÜMAN, İŞÇİ PARTİSİ GENEL BAŞKANLIĞI 13 TEMMUZ 2003 TARİHLİ 0 212 293 48 07 NUMARALI FAKSTAN GÖNDERİLDİĞİ ANLAŞILAN AKPHÜKÜMETİ İLE ABD ARASINDAKİ GİZLİ MUTABAKATI AÇIKLIYORUZ BAŞLIKLI 5 SAYFALIK DOKÜMAN, MİLLİ PLANDA GENÇ VE GENÇLİĞİMİZ BAŞLIKLI TÜRKİYE KOMÜNİZMLE MÜCADELE DERNEĞİ ESKİ GENEL BAŞKANI ORHAN KİVERLİOĞLU İSİMLİ VE İMZALI 26 SAYFA DOKÜMAN,

d)-Telefon görüşmeleri; MAFYA İLE OLAN GÖRÜŞMELERİ Tape:1083 29.02.2004 tarihinde Volkan...? / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Paşam sesimi duyabiliyor musunuz?" "Reisimiz görüşecekti efendim." dediği ve telefon Sedat PEKER'e verdiği, Veli'inin "Sedat'ım merhaba" dedikten sonra hal hatır sordukları, daha sonra Veli'nin "Bugün bitirdik kongreyi istediğimiz gibi oldu gelince görüşürüz. Ben anlatırım. Her şey isted^miz*g1M!^itti. Çok iyi oldu." dediği, Sedat'ın "Ben o arkadaşı da ayarladım abi^Bir guz«l|kŞ^deşimiz vardı. Onu da

I•*w İn-

ayarladım abi zaten. Askerde paşa korumasıymış, üniversite terk çok onurlu, nitelikli, terbiyeli, ahlaklı. Onu özellikle çok inceledim abi." dediği, Veli'nin "Bekar mı?" diye sorduğu, Sedat'ın "Bekar abi" dediği, Tape:1094 05.03.2004 tarihinde Volkan...? / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Volkan'm Veli KÜÇÜK'ü telefonla aradığı ve daha sonra Sedat PEKER'e verdiği, Sedat'ın "Çocuk hemen hazır. Siz nasıl emir buyurursanız öyle. Sizin numaranızı ben kardeşimize versem. Size saygılarını sunsa pazartesi günü ona talimat verseniz olur mu?" dediği, Veli'nin "Tamam beni arasın." Dedikten sonra "...gelince çok güzel bir kongre geçirdik. Rusya'da istediğimiz adamı Güney Azerbaycan'da istediğimiz adamı hepsini getirdik. Şeye bakan geldi. Azerbaycan'dan Nazım geldi. Tabi ağırlığımı koydum orda. Ağırlığımı koyunca fazla kalmadı. Orda pazartesi günü paşam siz buradasınız benim başka işlerim var dedi gitti o. Ben dedim götürücem dedim kongreyi çok güzel oldu." "Ta Yakutistan'dan bile gelen vardı. Yakutistan'ın temsilcisi geldi." "Çok güzel bir ziyaret oldu yani. Ben şey yapacanı kongreyle ilgili." dediği, Tape:1203 03.08.2004 tarihinde Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Veli'nin saat 20.30'da Güler...?'in yanma geleceğinden bahsettikten sonra "Yedide beni aradılar. Gene yedide şey gelecek. Bir yemek, dışarı söyledim. Oraya gelecek şey, Ümit ÖZDAĞ." "Telefon etti. İllede buluşalım falan diye. Ümit'le görüşecez. Ümit'le oturacaz, Güler'de gelecek. Sekiz buçukta. Güler'le oturup konuşacaz bazı şeyleri şimdi." dediği, Sedat'ın "O beyefendilerden çok umutluyum. Ağabey kendisini gıyabında tanıyorum ama beyefendiden çok umutluyum." dediği, Veli'nin "Şimdi biz bir çalışmanın içine girdik. Ümit'len devamlı görüşüyoruz. Ben işte bak açık söyliyeyim gönlümden geçen neydi biliyor musun? Gönlümden geçen Muhsin'di. Benim bir dakika dayı eski dostum fakat Muhsin'in partisi şuanda bu işi götürecek yani. Muhsin demiyorum. Muhsin'in kedisi için demiyorum. Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil." "Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılmaz DURAK varya Yılma'yı tanırsın." "Yılma DURAK'ı çağırdım. Erzurum'dan Yılma DURAK geldi. 4 - 5 kere buraya aldım. Burada görüştük. Şimdi tekrar buraya gelecek geçen gün Güven, tanır mısın Güven ağabeyi Güven SAZAK'ı" dediği ve Güven SAZAK ve Yılma DURAK ile birlikte yemek yediklerinden bahsettiği, daha sonra "Bağlarbaşmdaki yere epece bir yere bir hale getirdik. 350 metrekare bir yer Yılma'yı gönderdim. Yılma orada kaldı. Ben sana onun için bana e iki tane beş tane adam getirdi. Yılma benim 3-5 kişim var güvendiğim sağlam okuyan yazar okuyanlar bu işi götürebilecek adamlar." "Yeniçağ gazetesinden arkadaşlar ile görüştüm. Onlar hepsi tanıdıklarım dostlarım. Hele Hayri geldi şimdi Trabzon'dan" "Yayın kurulunun başına Hayri KÖKLÜ çok sevdiğim bir çocuk." "E Yeniçağa, şey Ortadoğu gazetesinde Zeki var SARAÇOĞLU" "Çok sevdiğimiz birisi o da. Bir şey yapacak. Biz şimdi bir oluşum sen az önce söylediğin bir şey varya Milli yol meselesinden bu o şekilde değil o şekilde olması senin aynen katılıyorum sanki memlekete ihtilal olmuşta Türkiye parçalanmışta, dağa çıkacakmış gibi bir hava." "Öyle bir şey. Amacımız o değil. Bizim amacımız o değil ya. Türkiye nereye gidiyor. Türk Milliyetçiliği ne oluyor. Niye bu meseleler oluyor falan... beni şimdi Amerika'ya tekrar çağırdılar. Gidecem Amerika'ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yerde bu konular ile ilgili." dediği, Sedat'ın "Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahi etme." "Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey." dediği, Veli'nin "Muhsin'de şey de Ramiz'de Ramizlende konuştum ben." dediği, bir süre Veli'nin ev satın alamamasından dolayı kiraya geçeceğinden bahsettikleri, bu esnada Veli'nin "Bendir*' yerJpükiuın. Bir yer kiraladım şeyine... Yakın öyle istiyordum onu da kiraladın! İşte ontinjjfoîjtratını yapıcam. Şimdi

İt * /

)

X^

/^5r\ *">+ \

857 f\ •■'• , \..'.Sv. A>? <-JL

r

\

bir de camlar birde şeyde yol hizasında yani. Birinci kat yola yol hizasında orası. Biraz tehlike arz ediyor ama bir yerlen görüştüm. Camlarını kurşun geçirmez yapıyorlarmış. Film çekiyorlarmış. Onları da getirip işte kurşun geçirmez çektiricem. Bir apartmanın birinci katında giriş katında." "Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim. Eşyayı şey yapayım, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma'yı da çağırdım. Güven'len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral'i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi. Meral AKŞENER." "Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan..." dediği, Sedat'ın "Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsanız. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir." dediği, Tape:1042 16.11.2007 tarihinde Sami HOŞTAN ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Valla özledim bende. Köye gidiyorum yoldayım şuanda. İzmit'teyim." dediği, Sami'nin "Köye gidiyosun ne zaman... pazar salı Çarşamba." "Çarşamba günü, benim bi arkadaşım var. Onunla beraber seni ziyarete gelecem. Bu Azerbeycan'da bize bişeyler ... senden fikir alalım da ondan sonra." dediği, Veli'nin ise "Ya ben Kazakistan'daydım yeni geldim." "He Kazakistan'dan bir sürü bana teklifler yaptılar." "Bir sürü projeler verdiler. Ordaki tanıdığım ,şeyler devletin yetkilileri var orda." dediği, Sami'nin "Tanıyorsun ya... Sapancalı Adnan diye bir arkadaşım var. Onun ... yurtdışında da işleri var tekstil işleri var." dediği, Veli'nin "Tamam. Ben ne gerekirse yardımcı olurum." dediği, Tape:1465 22.11.2007 tarihinde Sami HOŞTAN ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Çarşamba günü şey yapacaktık ta yoktum orda bir sürü sıkıntılarımız oldu...onunla uğraşıyordum" dediği, Sami HOŞTAN'm "Valla paşam hep oluyo ne nedir bu sıkıntı" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Ne olacak bilmiyorum ya" dediği, Sami HOŞTAN'm "Fakat paşam biz .... ne iş yaptıysak kaybettik" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "...para kazananlar kim biliyor musun devletten çalanlar çırpanlar teşvik alanlar" dediği, Sami HOŞTAN'm "bi işlere girdim Bir buçuk milyon dolar gitti bide 600 bin dolar da borçlandım paşam" "... o .. sattım bi iş hanım vardı ya benim Güneşlide oda gitti yani bi bi tersliktir gidiyor paşam" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Bi oturalım bi konuşalım ne yapacaz ne edecez ya bi bakalım hele" "... kafanı bozma dur bakayım" "Ben hurdayım bi görüşelim bi oturalım bi konuşalım..." dediği, Tape:1068 23.11.2007 tarihinde Tayfun ILICA ile görüşmesinde özetle; Tayfun'un "Veli Amcacım senden bir bilgi almak istiyorum ya." "Bu Yaşar ÖZ'ü hiç tanır mısın?" dediği, Veli'nin "Yamuk bir adam ya" dediği, Tayfun'un "Yani o işte avukatlığını falan vermek istiyor da. Hiç tanımadığım bir adam benim." Dediği, Veli KÜÇÜKün "Biliyorsun onu bir sürü mafyacılık işleri falan var." "Bi yanlış birşey yapamaz. Benim haberim olsun, şey yapamaz. O yanlış yapamaz yani." Dediği, Tape:1069 24.11,2007 tarihinde Sema ARABACIOĞLU ile görüşmesinde özetle; Sema'nm "Mahkeme çok güzeldi baba. Ben de gittim birlikteydik zaten Deniz ablayla. Mahkeme sonrasında sıkıntılı bir süreç oldu. Bir tarafa ayırdılar mahkemeye gelen ziyaretçileri. Kimlik kontrolü üst arama yaptılar. ... Mahkemeye gelen ziyaretçilere GBT araması felan yapıyoruz dediler. Sonrasmda^b^rf avukatı aradım onlardan bir tanesi, Mahmut felan tekrar kelepçelendi. Götürüldü^eBbestlceiıf^^u.oldu dedim, Ahmet abi

götürüldü? Sema Organizedeyim ben dedi. Ben de tam olarak bilmiyorum bekliyorum dedi. ... Bu işte Mahmutlarm grubu. Tanımadığım bir sürü kişi daha enteresan bir mahkemeydi yani. Mahkeme sonrasında sanki böyle herşey mahkeme sonrasında herşey hızla gelişti." ... Ziya için sıkıntılı hiçbir şey yok." "Yani bu başka birşeye bağlamaya çalışıyorlar. Bilmiyorum bi Hacısüleymanoğlulanyla alakalı bir şeye mi bağlamaya çalışıyorlar acaba? ... Ziyadan yüzde yüz eminim. Çünkü benim telefonlarımı kullanıyor ve şeyim yani bak numaraların herşeyi bana detayı gelir. Ziya takibimde olduğu için sıkıntılı birşeyi yok..." "Onlar organizeynıiş hala" "Sabah sordum. İfadeleri felan almıyormuş. Ekrem'i aramışlar. Ekrem aradı beni. Dedi aradılar anne, beni de çağırdılar Organizeye dedi. İfade vermemi istiyorlar dedi." dediği, Veli'nin "Hiçbir şey yokken de almazlar. Vardır başka bir şeyleri onların ya." dediği, Tape:llll 12.12.2007 tarihinde Hakkı KURTULUŞ ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Ben on ikiye doğru şeyde olacam Bağlarbaşında" "Müsait olur musun?" dediği, HAKKI'nın "Olurum komutanım zaten adliyeye geçecem birazdan Üsküdar adliyesine" dediği, (2004 yılında, Sedat PEKER ve örgütüne yönelik yapılan operasyonda, Avukat Hakkı KURTULUŞ un örgüt üyesi olmaktan tutuklandığı ve mahkumiyet kararı aldığı ve dosyanın yargıtayda olduğu ve kesinleştiği.) Tape:1156 04.01.2008 tarihinde Eşref HATİPOĞLU ile görüşmesinde özetle; Bir süre sağlık sorunlanyla ilgili konuştukları, Eşref HATIPOGLU'nun "Peki birisini soracam sana ... TEKİN BAYKAL çerkez İzmir'de" "..BİR ADAM ÜLKÜCÜ ..YANİ ETRAFI OLAN BİR KİŞİ.. ŞEYİN DENGE UNSURLARINDAN BİRİSİ Tanıyor musun o seni tanıyormuş galiba" dediği, Veli KÜÇÜK'ün de şahsı tanıyamadığım söylediği, Eşref HATİPOĞLU nun ".. nasıl diyeyim sana EĞLENCE DÜNYASI BUNA HÜRMET EDİYOR, VEYAHUT İŞTE BU BENİM ADAMIMDIR BUNA AMAN YAKLAŞMAYIN DEDİĞİ ZAMAN KİMSE DOKUNMUYOR ÖYLE BİR ADAM" "bizim bacanağın oğlu var Deniz, Alsancakta bu şey var eski Rıhtım restaorant .. .çalıştırıyor programlı olarak o adamla dedi eğer biz kontak kurup iyi geçinirsek kimse bize dokunmaz burda dedi çünkü BİRAZ ÇEKİNİYOR ÇOCUK ETRAFTAN çünkü şuanda İzmirde bir numara olmuş üç senedir bu işi yapıyor" diyerek bu konuda yardım istediği, Veli KÜÇÜK'ün de şahsı araştırıp bilgi vereceğini söyleyerek bu konuda bir görüşme yapalım dediği tespit edilmiştir. Tape:1157 04.01.2008 tarihinde Hasan BAĞSIZ ile görüşmesinde özetle; HASAN'm "Benim güzel komutanım senden bir istirhamım var" "Beni ancak sen kurtarabilirsin" "Öz yiğenim halamın torunu" "...meşhur Osman DEMİRCİ diye bir çocuk" "Abdullah ÇATLI'nm falan yakın adamıymış gözü kimseyi görmeyen bir adammış" "Osman DEMİRCİ diye Karslı 1957 doğumlu bir adam" "Bu çocuk 6 sene evvel hanımını boşamış bizim yeğeninde şeydeyken bilgisayarda bunlan tanışıyo bir iki sefer buluşuyorlar ondan sonra zaten iki ay oldu ayrılmışlar SEN BU ADAM ATLIYOR GELİYOR YEĞENİMİN YAZIHANESİNE " "İŞTE BELİNDE TABANCA KAVGA EDİYORLAR ORDA KAPIŞIYORLAR FALAN" "Biraz hırpalıyorlar bizimkiler herhalde falan ama çok tehlikeli bir adammış işte istiyorsa yani özür diletelim bilmem ne yapalım bunu bi hallet benim güzel komutanım ya" dediği, VELİ'nin "Ben şimdi sana birşey diyemem bir bakalım ben TANIDIĞIM BİRİSİ Mİ RİCA ETSEM NE DERECE NEDİR KİMDİR BİLMİYORUM BEN ŞİMDİ" dediği, HASAN'm "Komutanım bak telefonlarını falan da vereyim sana bi dedilerki bunu halletse halletse bi tek Veli KÜÇÜK paşam halledebilir..," .dediği, VELİ'nin 'Bakmadan etmeden şey yapmadan öyle lap diye ben tanıdığım biriiftidir >ahut birisinden tanıyor muyum bilmiyorum" dediği, s

^T^-S^v^rri"1 ' ^

Tape:1017 11.01.2008 tarihinde Hakkı KURTULUŞ ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Bu Sefaköy de inşaat demiri memiri falan satan böyle bir adam varmış Osman DEMİRCİ eski bizim ülkücülerden falan diyorlar" dediği, HAKKI'nın "Herhalde aynı mesele olsa gerek bizim bu Fikret Albay falan söylemişti..." "....ailevi biraz sıkıntıları var aralarında yani çok ta konuşulacak bir mesele değil komutanım" dediği, Tape:3239 06.12.2007 tarihinde Muzaffer YILDIZ ile görüşmesinde özetle; VELİ KÜÇÜK'ün "Bİ TOPLANALIM Bİ ŞEY YAPTA Bİ ORGANİZE YAPTA Bİ TOPLANALIM", "BEN Bİ UĞRAYACAĞIM DA SANA BU ÖZEL Bİ GÖRÜŞELİM BAZI ŞEYLER KONUŞMAMIZ LAZIM ARTIK YANİ " şeklinde yapılan görüşmede içeriği belli olmayan bir toplantı yapacakları anlaşılmakta Tape:1133 13.12.2007 tarihinde Efendi KARA ile görüşmesinde özetle; EFENDİ'nin "Valla şimdi bu Genpa'da bizim Nihat BİBER var" "Onunla sohbet ediyoruz" "Onunla eski günleri açtık görüşüyor musun dedi bende dedim şeyi var nasıl görüşmem dedim arıyoruz telefonumuz var dedim birkaç defa aradım ulaşamadım size" dediği, VELİ'nin "Yav ben şimdi tesadüfen açtım ben tanımadığım numarayı açmıyorum biliyorsun basın masın durmadan arıyor beni hergün" dediği, EFENDİ'nin "SEN GÖREVİNİ YAPTIN HERKES SENİN GİBİ GÖREV YAPSA ben seni çok seviyorum" dediği, EFENDİ'nin "Sağolun bir emrin isteğin var mı gözüm?" dediği, VELİ'nin "Abi sağol emrin olursa ben bekliyorum sağol abi" dediği, EFENDİ'nin "Size basanlar diliyorum" "Ülke ülke işgal altında ülke felaketin eşiğinde Allah bizlere yardım etsin diyorum ne deyim bilmiyorum" dediği, VELİ'nin "Valla ülke işgal edildi şu anda bitti o" dediği, EFENDİ'nin "Peki Veli nasıl kurtulacak bu telefonla da konuşulmaz ki ne yapacaz ya" dediği, VELİ'nin "Bu Zora gelince bu memleket bu Türk milleti çok şeyler yaptı hiç merak etmeyin" dediği, EFENDİ'nin "YAPARIZ DİYOSUN" "VALLA Bİ ŞEYİN VARSA EMRİNİZDEYİM" dediği, VELİ'nin "Bugün Yeniçağ Gazetesinde benim bir beyanatım çıktı bi oku bak" dediği, Tape:3250 27.12.2007 tarihinde Kerim KANAT ile görüşmesinde özetle; VELİ KÜÇÜK'ÜN "BEN GELMEDEN HABER VERECEĞİMDE Bİ OTURUP ÖZEL Bİ GÖRÜŞME YAPALIM NE OLACAK BU İŞ DİYE" KERİM KANATIN "TAMAM PAŞAM'DA GENÇLERİ DE ORGANİZE EDEYİM Mİ YOKSA BÖYLE" VELİ KÜÇÜK'ÜN «YOK YOK ARKADAŞLARA ŞEY YAPMAYIN BİZ KENDİ ARAMIZDA" KERİM KANAT'İN, "TÜRKİYE GENELİNDE Mİ BİLECİK'TE Mİ DEDİ NASIL YAPTIĞINIZI BEN ANLAYAMADIM DEDİ" VELİ KÜÇÜK'ÜN "YOK BEN ŞİMDİLİK BİLECİK DAHA SONRA BAŞKA YERLERDE BEN YAPIYORUM ZATEN" şeklinde geçen görüşmenin gizemli konulan içerdiği, bir organizasyondan bahsedildiği, ancak detaylara inilmeden üstü kapalı olarak görüşüldüğü anlaşılmaktadır. ÖRGÜT ÜYELERİ ve YÖNETİCİLERİ Tape:1071 24.11.2007 tarihinde Sevgi...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Patrikhaneyi aradım Ragıp çıktı. Gelmediler dedi. Bir uğrayayım diyordum bi göreyim diyordum." Dediği, Sevgi'nin "... çok yazık çünkü hep istiyorsunuz uğramak. Ne tesadüf ben de o gün olmuyorum." Dediği, Veli'nin "Yarın ben öğleden sonra müsait olursam ben bir ararım ben sizi." Dediği, Sevgi'nin "Tamam, tamam bekliyorum." dediği, » "s-.""*•*.

Tape:1063 30.11.2007 tarihinde Sevgi...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Sevgi hanım merhaba Veli Paşa." "Patrikhanede misin?" diye sorduğu, Sevgi'nin onaylaması üzerine Veli'nin "...Vakıftayım Türk Dünyasında. ...Yanma bi 5 dakka uğrayacam. Ordan da müsait olursan ararım seni, bi çayını içmeye gelecem." dediği, Sevgi'nin "Tamam tamam." dediği, Tape:1064 30.11.2007 tarihinde S.Şener ALBAYRAK ile görüşmesinde özetle; Şener'in "Sen ne yapıyorsun paşam?" diye sorduğu, Veli'nin "Ben şeydeyim, Paşa beyin yanındayım, patrikhanedeyim. Patrik Türk Ortodoks Patrikhanesi." "PATRİK BEYİN YANINA GELDİM. Bİ GÖREYİM DEDİM." dediği, Tape:1030 03.12.2007 tarihinde Caner YİĞİT ile görüşmesinde özetle; Caner YİĞİT'in " komutanım Salih Albayla görüştünüz mü" dediği, Veli KÜÇÜK'ün Balmumcuda olmadığını söyleyerek 0 212 276 93 24 numaralı telefonu verdiği, Caner YİĞİT'in de arattıracağını söylediği, Tape:1031 05.12.2007 tarihinde Y.ÖĞÜTOĞULLARI ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Yasemin hanım" dediği, Yasemin ÖĞÜTOĞLULLARI nın da merhaba komutanım diyerek Göztepe de olduğunu söylediği, Veli KÜÇÜK'ün de Caner YİĞİT'i kastederek şoförümü göndereyim seni alsm dediği, Yasemin'in yanında bulunan şahsın da Caner YİĞİT 'e yolu tarif ettiği, Tape:1032 11.12.2007 tarihinde Caner YİĞİT/Mehmet., ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün karşı telefonda bulunan Caner YİĞİT ten Mehmet isimli şahsı istediği, Veli KÜÇÜK'ün "Bu bizim şeyde Balmumcuda barbarosta yerimiz var ya bi tane" ".... çimento Onun yan tarafındaki apartmanda bir yer boşalmış" "Kiralıkmış şey koymuşlar Turyaptan kiralık falan diye" "Bodrum iki üç yüz diyor dedim ki iki üç yüz çok pahalı" diyerek oraya bakmasını istediği, Mehmet'in de "Anladım paşam yarın gider oraya bakarız paşam" dediği, Tape:3332 19.12.2007 tarihinde Fuat TURGUT ile görüşmesinde özetle; "RTE/Ahdullah G. ve şürekası eliyle parçalanma sürecine itilen T.C.'ni KORUMAK için; milliyetçi/devrimci ihtilal KAÇINILMAZDIR! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT.", Tape:3211 21.12.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL'un Veli KÜÇÜK' e hitaben "....MERSİ TEBRİK EDİYORUM 25 İNDE DE BİZİM NOEL BAYRAMIMIZ..." Veli KÜÇÜK' ün de "....HA 25 İNDE NOELİNİZ TAMAM YA ORDA OLACAĞIZ İNŞALLAH...." Diyerek, görüşme ve buluşmalar yaptıkları, Tape:1001 21.12.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "Veli paşa iyi bayramlar dilerim" "25'inde de bizim Noel bayramımız İstanbul'da" dediği, VELİ'nin "Ay'ın 25'inde Noeliniz tamam orda olacaz inşallah" dediği, SEVGİ'nin "Bekliyoruz 11'inden itibaren bekliyoruz sağoîun" dediği, Tape:3197 24.11.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; VELİ KÜÇÜK'ün "...SEVGİ HANIM MERHABA VELİ PAŞA....PATRİKHANEYİ ARADIM YAKUP ÇIKTI GELMEDİLER DEDİ Bİ UĞRARAYIM DEDİM Bİ GÖREYİM DİYODUM..." dediği, Sevgi ERENEROL' un ise " TAMAM, BEKLİYORUM, BEKLİYORUM" diyerek, Veli KÜÇÜK ile buluştuklan, bahse konu şahsm telefon görüşmelerini çok sınırlı tutması nedeni ile görüşmenin içeriğinin anlaşılamadığı fakat sevgi ERENEROL isimli şahsın çalışan ve emekli askeri personel çok yakından ilgilendiği, ^^

861 ,

«

r—-p

Tape:3236 30.11.2007 tarihinde SEVGİ ERENEROL ile görüşmesinde özetle; VELİ KÜÇÜK'ün "PATRİKHANEYİARADIM YAKUP ÇIKTI GELMEDİLER DEDİBİ UĞRAYAYIM DEDİM Bİ GÖREYİM DİYODUM" Sevgi ERENEROL ile görüşmeye çalıştığı anlaşılmakta, Tape:3243 21.12.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL'UN "...MERSİ TEBRİK EDİYORUM 25 İNDE DE BİZİM NOEL BAYRAMIMIZ..." VELİ KÜÇÜK'ün de "....HA 25 İNDE NOELİNİZ TAMAM YA ORDA OLACAĞIZ İNŞALLAH..." şeklinde yapılan görüşmeden Veli KÜÇÜK ile Sevgi ERENEROL'un zaman zaman telefon ve bazen de yüzyüze görüştükleri anlaşılmaktadır. Tape:1141 25.12.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "... ne zaman gelelim ne zaman programınız" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Saat 11 den itibaren" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "iyi biz 11 den sonra geliriz öyleyse Necla hanımla" dediği, Tape:1033 31.12.2007 tarihinde Caner YİĞİT ile görüşmesinde özetle; Caner YİĞİT'in "Komutanım şey aradı Nedim başçavuş aradı bölge komutanlığından" "Osman paşa Osman Tuğgeneral Tuğgeneral Osman Tekel sizinle görüşmek istiyormuş numaranızı verdim 533'lü numaranızı verdim sizi ararlar herhalde"dediği, Veli KÜÇÜK'ün "tamam arasınlar" "tamam ben ararım" dediği, Tape:1003 09.01.2008 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; KEMAL'in "...Şişliden yine bir grup Adana dan şikayet etmişler bu sefer bu PKK lılar DTP liler ayrı bir hazırlık numarası almış Beşiktaş Ağır ceza mahkemesinden de dosya yi Şişli Cumhuriyet başsavcılığına göndermişler ikimiz hakkında yapılan şikayet Savcı Naci Kanık'ta ben şimdi az önce ifade verdim sizi de rica ettiler gelsin bir ifade bir ifade versin de dosya yi kapatalım diye bu Hrant Dink'le alakalı yine" dediği, VELİ'nin "Hrant Dink mi gene" dediği, Tape:1004 10.01.2008 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; VELİ' nin "Görüştüm ... Mecit Ceylan var savcı o gördü beni" dediği, KEMAL'in "Kovuşturma ya yer olmadığını ... kararı verdiniz" dediği, VELİ'nin "Onu da verdim onu da ifadeye eklediler koydular" dediği, KEMAL'in "Tamam zaten verecekleri yine bunlar da takipsizlik kararı verecek" dediği, Tape:3108 15.01.2008 tarihinde, Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; Hrant DİNK cinayeti ile alakalı yapmış oldukları görüşmede, Veli KÜÇÜK'ün Kemal KERİNÇSİZ'e hitaben "BEN GİTTİN O ŞİŞLİ SAVCISINA HIH HIH YA ORDAKİ O ÇOCUKLAR SAVCILAR TANIDIKLARIMMIŞ BENİM HEPSİ GELDİLER, MELDİLER ŞEY YAPTILAR GEREKLİ İFADEYİ VERDİK Bİ NETİCE ÇIKTIMI BIKTIK ŞU HIRAND DİNK DENEN HERİFTEN YA HU" söylüyor, Kemal KERİNÇSİZ' de "İYİDE PAŞAM ALLAHTAN BUNLAR BİR TEZGAH KURMADILAR BU YAKALANAN ÇOCUKLARA İKİ KELİME KONUŞTURSALARDI TAMAMDIK YANİ AMAN, AMAN YANİ HER ŞEYİ YAPABİLİR BUNLAR YAPAMAYACAĞI HİÇ BİR ŞEY YOK NAMUSSUZLARIN HER TÜRLÜ OYUN TEZGAHI KURAR BUNLAR BU DA BİR TEZGAH İŞTE Bİ TEZGAH DEYİL Mİ ÜÇ YERDEN AYNI DİLEKÇELER E DİLEKÇELERİN MAHİYETİ BİLE AYNI SATIRI SATIRINA BİR BİRLERİNE GEÇMİŞLER FAKSLARI DÜŞÜNE BİLİYOR MUSUN YANİ BİR YERDEN YAZILMIŞ HER TARAFA AYNI DİLEKÇELER GİTMİŞ ." diyerek, kendileri hakkında, Hrant DİNK cinayeti ile alakalı olarak açılan soruşturmalarla ilgili olarak görüşme yaptıkları, GAZETECİ VE MEDYA SEKTÖRÜYLE İRTİBATLARI

Tape:1073 26.11.2007 tarihinde Vedat YENERER ile görüşmesinde özetle; Görüşmeden Vedat YENERER'in yazar olduğu, görüşmede ise hükümetin politikasından ve muhalefetin buna ses çıkarmamasından, MHP Genel Başkanı Devlet BAHÇELİ'nin Koray AYDIN'm soruşturmalannm temizlenmesi için Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde AKP'ye destek verdiğinden bahsedildiği, Tape:1391 26.11.2007 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle; Güler'in "Neden beni hiç arayıp sormuyorsun?" diye sorduğu, Veli'nin "Ya öbür telefondayım. Ben seni arıyorum az sonra." dediği, Tape:1393 26.11.2007 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle; Güler'in "İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. SÖZLERİNİ TUTUYORUM MERAK ETME. DEDİĞİN BANA TEMBİH ETTİĞİN KİŞİLERLE GÖRÜŞMÜYORUM, DEDİKLERİNİ YAPIYORUM." dediği, Veli'nin "Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bir yazarsın." dediği, Güler'in "Senin söylediklerin hayır ben o zaman da izah etmiştim sana. O bambaşka bir nedendi. Tamam ben orda bişey öğrenemeyeceğimi anladım sen napıyorsun?" dediği, Veli'nin "İyiyim valla boğuşup duruyoruz. Kazakistan'daydım bende." dediği ve Kazakistan'da iş almaya çalıştığından ve oradaki devlet görevlileri ile görüştüğünden bahsettikten sonra "Engin Akçakoca var ya. Eski BDDK başkanı." "He Engin benim sevdiğim bi arkadaşımız. Engin'de ilginçtir Kazakistan dünya bankası adma Kazakistan merkez bankasının denetçisi." "Bi oturup yemek yiyecez. Konuşeaz bi Şey yapalım bakalım yani kritik bir ortam." "Azerbaycan'a gidecektim gitmedim. O şeye de kongreye." dediği, Güler'in Barzaniden bahsederek, şahsın ortadan kaybolmasıyla ilgili sorular sorduğu, Veli KÜÇÜK'ün de, Barzaninin miadını doldurduğunu anlattığı ve "Sen bu işi yazıyorsun, devamlı biliyorsun. Geçen ki yazında çok güzeldi. Büyük orta doğu projesi konusunda onları teslim etmek zorundalar." Dediği, Barzaninin yerine başka bir şahsın çıkmasından bahsederek Neçirvan dan bahsettikleri, Güler KÖMÜRCÜ'nün ""Bu hafta beni yemeğe götür." "Necla ablam olsunda. Onun dışında çok aile muhabbeti yapma. Ya biraz beni birileriyle tanıştır." "Öyle birileriyle değil. Türkiye'yi kurtarıcak yani sohbet etcek ne bileyim yani." dediği, Veli'nin "Sorma bu sabah bana bişey geldi." "Şimdi bizim bu istihbaratçılığın kötü bir tarafı Güler biz hep şeytanı teferruatlı ararız." dediği ve görüşmenin ilerleyen bölümlerinde MHP ve AKP arasındaki seçimlerden ve Koray AYDIN'm yolsuzluk suçlamasıyla hakkında açılan davalar hakkında görüştükleri, Görüşmenin son bölümünde Veli KÜÇÜK'ün (muhtemelen telefonda) başka bir şahsa adres tarifi verdikten sonra görüşme yaptığı şahsı Gül er'e "Şey bizim Eski GİMA'nm Genel Müdürü." Diye tanıttıktan sonra görüşmeye devam ettikleri, Tape:1394 27.11.2007 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle; Güler'in "Ev konusu, baktıracaktın ya eve." "Ama bu çok acil. fevkalade bi gelişme var çünkü." "Yani bu yüzde yüz öyle de. Ben dün aldım haberini. Ayrıca ekstra bir tertip yapmaya hazırlanıyorlar. Yani içeriyi temizlemeleri lazım." Dediği, Veli'nin "Tamam ben bi baktırayım şimdi." Dediği, Güler'in "Ne olur ama baktırmadan daha fazla yani ne gerekiyorsa yapalım ya. Lütfen ya senden hiç birşey istemedim biliyorsun, bu çok benim için hassas." "YA DÜN GELİP, BİZZAT SÖYLEDİ BİZZAT BİRİSİ SÖYLEDİ. SALON TAMAMEN DOLU KAYDE ALIYORLAR. AYRICA BUGÜNLERDE BİR TERTİBE HAZIRLANIYORLAR. EVE EKSTRA GİRMEYE YANİ..." dediği, Veli'nin arka planda (Günaydın Melih, ben gelcem. Biraz işlerim var dışarıda. Şey dicem şimdi çok acele hemen bugün bu evde dinleme yapılıyor. Bi tanıdığımızın birisinin evinde dinleme var. Bişey yerleştirmişler o çip dediğimiz şeyler var ya. Onların dinleme tespitlerini acele yaptırmamız lazım. Bugün hemen bi eleman bulun hemen. Bulun ben gelcem oraya tamam mı?) dedikten sonra Guler'e ''Tamam canım ben şey yapacam." dediği,

y^'

863

Tape:1379 27.11.2007 tarihinde Güler KOMURCU ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Güler. Müsait misin?" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Efendim canım." Şeklinde cevap verdikten sonra Güler KÖMÜRCÜ'nün evinde olduğunu düşündüğü dinle cihazları ile ilgili olarak "Şimdi söyle eve mi geçeyim hemen." dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Yok ben şey yapıcam birini getiricem ... buiuşturcam. Bir saat sonra bana gelecekler." Dediği ve görüşmenin Veli KÜÇÜK isimli şahsın ayarlayacağı kişiyle ilgili randevulaştıkları ve görüşmenin bu şekilde bittiği, Tape:1114 23.12.2007 tarihinde Vedat..? (YENERER) ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Bu sabah bende seni arayım diyordum be, yazını okudum internette" "Güzel çok güzel olmuştu" dediği, VEDAT'm "Ya paşam yazıyoruz da hiç bişey şey yok ki suyla yazıyoruz" dediği, VELİ'nin "Yo yo hayır bi şey yok değil oluyo, gayet güzel oluyo" dediği, VEDAT'm "Bi yararı oluyosa iyi paşam" dediği, VELİ'nin "Oluyo oluyo, oluyo ben bakıyorum, yani yavaş yavaş millet artık uyanmaya başladı ya..." dediği, Tape:1022 04.01.2008 tarihinde Vedat YENERER ile görüşmesinde özetle; VEDAT'm "Ya şeyi soracaktım ben Paşam ben bulamadığım için bu Şencan BAYRAMOGLU var" "Şehit aileleri İstanbul il başkanı derneği İstanbul il başkam Sevil ana var Sevil OSKAY var" dediği, VELİ'nin "Yok tanımıyorum ya" " dediği, VEDAT'm "Bu bomba bu bomba patladı dün Mehmet Ali Biran yayında diyor ki bu bomba çocuklara mı atıldı askerlere mi atıldı çocuklara atıldıysa durum vahim filan yani askere atılabilir" dediği, VELİ'nin "Ali Kemal ben ama bir sözüm var Ali Kemallerde vardı ama Ankara ya gitmeye kalktı İzmit ten öteye geçemedi linç edildi" "Bu olaylar da olacak yani böyle" "Er geç olacak ya bunun başka önüne geçilmez yani yani bu tarih tekerrür ise bu tekerrür edecek" dediği, Tape:1530 08.01.2008 tarihinde Vedat YENERER ile görüşmesinde özetle; Bir süre siyasi gündemle ilgili konuştuktan sonra, Veli KÜÇÜK'ün "Az önce şey geldi, o da ağlayıp duruyor Yi. geldi Yi.. Durak geldi o Ankara'dan İstanbul'a gelmiş bir oturduk konuştuk falan ağlıyordu ne olacak bu hal diyor ne olacak dedim sen başında ki adamına söyle dedim devlete söyle dedim bu işi" dediği, Vedat YENERER'in "Kuyudan çıkarttı kuyudun çıkarttı Abdullah Gül attı ipi adamı kuyudan çıkarttı" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Ama niye bak şimdi çok ilginçtir şimdi Abdullah Gül'e herkes bir şeyler söylüyor niye Cumhurbaşkanlığı yaptı diye anlaşmaları var şimdi Devlet Bahçeliden sonra DEVLET BAHÇELİNİN istemediği sevmediği ortağı olmadığı beraber hırsızlık yapmadığı bir adam gelirse basının başına ki bu gidecek belli artık zor durumda kalacak ne dedi gel dedi kardeşim, Tayyib'e ben kimi gösterirsen göster ben Meclise gireceğim dedi ama sana ... bir şartım var dedi kimi göstersen ben Cumhurbaşkanı seçecem sizin dedi ee peki o şartın ne dedi ha ben beraber hırsızlık yaptığım Koray Aydm'ı sen berat ettireceksin dedi o sağlandı iki ay sonra" "Yeniçağı gazetesinde maalesef internet sitesine gir her sabah efsane bakan diye resmi var" "..Devlet Bahçeliden sonra onu getirecekler" dediği, Vedat YENERER'in "Mümkün değil ya kapasite yok" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "... köpek" "...Devlet Bahçelinin var mı kapasitesi geldi de" "Suçsuz olsun namussuz olsun" "Amerikaya boyun eğişin tamam işte kapasite odur" dediği, Tape:3234 26.11.2007 tarihinde Vedat..? ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "bitti bu iş bitti ya, nereye gidiyoruz ya vedat, ne olacak siz bu işin içersindesiniz, takip ediyorsunuz ne olacak bu ya, adamlar her şeye meydan okuyarak gidiyorlar, ya eee kim ne diyecek bunlara" aynca "yav neyse bak ben sana anlatırım şimdi benim değerlendirmem başka şekilde ııı Koray Aydın 300 şene ile yargılanıyor 40 dosya var hepside subuta ermiş dosyalar buraya kadar gelmisjfahi ömğ^eften püften değil ha şimdi (anlaşılmıyor) geçenlerde ne oldu abdullah şeyfdedi ki MEJİBET BAHÇELİ siz kimi 864

ifl

4

A y^

*f^

koyarsanız koyun aday benim meclise geleceğim sizin istediğiniz adayı cumhurbaşkanı yapacağım dedi mi " "niye ha DEVLET BAHÇELİ gene ipler elinde olsun yarın sisteme bak sen bu sistem değil mi yani ben sizin istediğinizi cumhurbaşkanı yapacağım ama siz benim veliahtımı affettirin " "sen şey 300 sene ile yargılanan adam hepsinden beraat ediyor ya 40 dosyanın hepsinden beraat edilir mi manyakmıyız biz ben 40 sene mi verdim zabıtaya manyak mıyız biz ya" şeklinde Koray AYDIN'm davalardan beraat etmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçiminde adaylığa kimi korlarsa parti olarak destek verecekleri anlatılmaktadır. Tape:1131 12.12.2007 tarihinde Selda ÖZTÜRKTAY ile görüşmesinde özetle; SELDA'nm "Saygılar efendim Yeniçağ Gazetesinden Selda ÖZTÜRKTAY nasılsınız?" dediği, VELİ'nin "Sağolun çok teşekkür ederim sağol siz nasılsınız? Yazılarınızı okuyoruz" "Zaten başka gazete okumuyoruz bi onu okuyoruz okunacak gazete de kalmadı ya" dediği, SELDA'nm "Başbakanın söylediği biz dağdan analarının babalarının kucağına getireceğiz teröristleri dedi" dediği, VELİ'nin "Efendim ben ona karşı değilim" "Bakın kesinlikle ama af değil gelir silahıyla teslim olur" "Türk adaleti gerekli yargıyı gerekli cezayı ha hiçbir şey yoksa yargı ona karar verir" dediği SİYASİ PARTİLERİ YÖNLENDİRME AMAÇLI GÖRÜŞMELER Tape:1043 16.11.2007 tarihinde Yusuf...? ile görüşmesinde özetle; Yusufun Veli'nin nasıl olduğunu sorması üzerinde Veli'nin "...Görüyorsun Türkiye'nin halini, nasıl iyi olalım yav." dediği, Yusufun "Vallahi dediğiniz doğruda paşam ama bugünkü sürece gelinmesinde yani herkesin hatası var paşam." dediği, VEli'nin "Herkesin hatası var. Başta Devlet BAHÇELİ olmak üzere." dediği, Yusufun "Yani Devlet BAHÇELİ zaten Milliyetçi Hareket Partisini sıfırladı. Yani bitirme görevini tamamlıyor." "Evet şimdi ben, geçen bir iki genel başkan yardımcısına görüşmeye gidecektim başkanım." "Hani böyle önceden tanıdığımız, bu Türkü öncelerden böyle. 90'lardan falan tanıdığımız. ŞİMDİ ONLAR DA BİZE BİRAZ MESAFELİ DURUYORLAR DA BU KİTAP OLAYLARINDAN DOLAYI." dediği, Veli'nin "Allah'ım yarabbi ya. Atatürk'ün söylediklerini kitaba koymuşuz. Onu, geçen gün birisi bana ne diyor biliyor musun?" "...O önsöz senin yazdığın önsöz diyor kitaptaki. Eee ne oldu dedim önsöze. Dedim Atatürk'ün ağzından yazıldı o dedim ya." dediği, Yusufun "Yani MHP satışını yaptı yani. Artık bundan sonrada Milliyetçi Hareket Partisi bu Bahçeli gitmeden hiçbir şekilde düzene girmez Paşam." dediği, Veli'nin "MÜMKÜN DEĞİL AMA ONU DA GÖTÜRMENİZ MÜMKÜN DEĞİL. Çünkü padişah oldu." "Padişah oldu. DUR SEN HELE BİR ÇALIŞMAMIZ VAR. BEN SENİ ÇAĞIRACAM İSTANBUL'A TAMAM MI?" dediği, Yusufun "Biz şimdi bu Bozkurtlarm ölümü var. SİZ BİLİYORSUNUZ GÖRMÜŞTÜNÜZ." "Biz şimdi onun ... o finansmanda bi 10-15 MİLYAR GİBİ AÇIĞIMIZ VAR DA." dediği, Veli'nin "Bi süre şöyle bi 15-20 gün bekleyin." "Bir yerden ben bi haber bekliyorum, inşallah olur. Ben sana haber verecem. Başka bi konu var." dediği, Yusufun "Bu Bozkurtlarm ölümünü hani bu çizgi roman yada." "Evet bunu bi çizgi filme çevirirsek. Yani en azından şimdikileri geçelim de YENİ NESİL DAHA DUYGULU YETİŞİR." dediği, Veli'nin "Bi 15 gün daha bekleyin hele, 10-15 gün." "Tamam mı? Ben bi İngiliz firmasının danışmanlığını yapıyorum." "Burda bazı yatırımlar falan yapacaz yapılıyor da yaptıkta. Bi kısmını bizim köye de ben işte köye gidiyorum şimdi, çimento fabrikası kuruyoruz büyük bir fabrika." dediği, Tape:3248 26.12.2007 tarihinde Servet SOMUNCUOĞLU ile görüşmesinde özetle; Servet SOMUNCUOĞLU'nun "PAŞAM Bİ GÖRÜŞMEMİZ GEREKİYOR ACİLEN BİR GÖRÜŞMEMİZ GEREKİYOR III SİZE^VERMEM GEREKEN BAZI /îr

i ' • -«

BİLGİLER VAR" yapılan görüşmeden önemli ve telefonda söylenmesinin sakıncalı olduğu bir konunun olduğu anlaşılmaktadır. Tape:1096 27.12.2007 tarihinde X Bayan/Hüseyin ARSLAN ile görüşmesinde özetle; X bayan'm "... Aslan aliminyum Hüseyin Aslan bey görüşecek sizinle" diyerek telefonu Hüseyin ARSLAN'a verdiği, bir süre sohbet ettikten sonra Veli KÜÇÜK'ün "Ben de köydeydim Bilecikteydim" "Bu MHP'nin durumunu ne edecez bunu nereye gidecez" dediği, Hüseyin ARSLAN'm " Vallahi paşam burda biliyorsunuz enaz yani siz de dahil ben de çok müzdaribim burda.... sizin gibi ben de ... genel merkeze çok kızıyorum ondan sonra vallahi bilmiyorum siz ne derseniz ben sizin yanınızdayım bu hususta" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "... ben şimdi söyle düşünüyorum arkadaşlar arıyor ediyorlar falan bu Devlet Bahçelinin bu işten ayrılması lazım" "... bu kaldığı sürece MHP yani bitirecek bunu parti bitecek yani" dediği, Hüseyin ARSLAN'm "...kuruyltayda biliyorsunuz Ümit beyi ihraç ettirdi şeyden partiden .... Genel başkanlığına adaylığını koydu Ümit Özdağ" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Canım Ümit'in o şeyden bu adaylığını falan koymadan önce beni aradı gel dedim İstanbula geldi evde bizim evde toplandık" "Ben bu köşe yazarlarını falan da çağırdım..." diyerek bu konuda yaptığı çalışmayı anlattığı, devamında Veli KÜÇÜK'ün ".. ben Evet dedim mi Ümit hayır demez yani gönderdik tamam dedi gitti Devlet Bahçeli kabul etmedi bunu görüşmedi" "Aradan 3-5 gün geçti duymuş bizim evde bi toplantı olduğunu İstanbul'da" "Cumhuriyet gazetesi röportajında şaibeli kişilerle toplantılar yapıyor evlerde dedi bu şerefziz herif ".................. bu adamı pencereden aşağı atmadan bu parti kurtulamayacak bundan" "Yani bi çalışma yapmaya başladım ben açık açık" "Anladın yani bunu Devlet bahçeli gitsin kim gelirse gelsin ya ben Yunanistandan Pasoktan bir adam getirip bu MHP'nin başına koysaydım bu kadar tahribat yapmazdı vicdanı el vermezdi adamın ya" dediği, Hüseyin ARSLAN'm da "Valla Bileciğe geldiğinizde isterseniz bizim eski arkadaşlarla falan burda bizim kerim başkanla kerim reis falan orda gerekirse benim fabrikada oturalım bi toplanalım enine boyuna ondan sonra ama sadece Bilecik için geçerli değil" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Ben Türkiye genelinde çalışmaya başladım" dediği, Tape:1016 09.01.2008 tarihinde Hüseyin ARSLAN ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Ya bi bir şey söylicem benim dün şey geldi Yılmaz geldi yanıma geldi Yılmaz DURAK Ankara dan" "Şimdi oda şey yapıyor ama bazı şeyler MHP DYP CHP karışacak gibi geliyor ben den bazı konularda destek istediler bazı şeyler yaptılar" "...ben dedim ki Devlet BAHÇELİ nin dedim bundan bilgisi ..." "...önce engelleyecek olan Devlet BAHÇELİ" "...anladığım kadarıyla beni Devlet BAHÇELİ ile görüştürmek istiyorlar bende pek kabul eder gibi görünmedim ben dedim arkadaşlarla bir görüşecem dedim bizim o konuda beraber olduğumuz arkadaşlar var dedim söylemedim isimleri" "...Ahmet şimdi şeye Devlet BAHÇELİ bu Koray AYDIN ı yerine getirmek istiyor" dediği, YURT DIŞI FAALİYETLERİ İLE İLGİLİ TAPELER Tape:3125 04.09.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL'un Veli KÜÇÜK isimli şahıs ile yaptığı görüşmede; "TENZİLE'LERE DE SEVGİLER SAYGILAR" diyerek, Veli KÜÇÜK isimli şahsın Azerbaycana yapacağı ziyaret ile alakalı olarak Sevgi ERENEROL' a bilgi verdiği, Tenzile RUSTEMHANLI isimli bayanın Azerbaycan da bakan yardımcılığı yaptı, Ülkemize zaman, zaman geldiğinde Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve Veli KÜÇÜK isimli şahıslarla buluştuğu, Kemal KERİNÇSİZ' in organize e#4ğL-,hasın açıklamalarına ve anma günlerine katıldığı, /*" * ?H

|.« *Y(P^\

"^

t

Tape:1052 19.11.2007 tarihinde Erol MÜTERCİMLER ile görüşmesinde özetle; Erol'un "Paşam bu vakfın adı neydi?" diye sorduğu, Veli'nin "TESAV Vakfı Türk Devletleri ve Toplulukları Kardeşlik ve Dayanışma Vakfı." "He ben aradım. Bakü'de yarın döneceklermiş." "Yanlız cebi kapalı, cebine ulaşamazsın. Burdan şey yap." dediği, Erol'un "He tamam şimdi benim kızdan ben bi haber göndereyim tamam." "Paşam çok teşekkür ediyorum. Esat Aslan Albayın selamı var size." dediği, Tape:1053 19.11.2007 tarihinde Rasih Engin AKÇAKOCA ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Ben hafta sonuna doğru, önümüzdeki hafta İstanbul... bi arayacam da beraber bi konuyu görüşelim. Bi yemek yiyelim beraber müsait olur..." dediği, Rasih'in "Tamam olur." dediği, Tape:1065 30.11.2007 tarihinde Gültekin...? ile görüşmesinde özetle; Gültekin'in "Niye gemlisiniz? Azerbaycan'a dönmüysünüz?" "Turan YAZGAN geldi. sora o Abdullah Hali... geldi." "Bu Aralıkta, aralık 9'i, 9'i birgün orda tedbir olacağiz. Hemen geleceğim oraya." "Sizi görecem." dediği, Veli'nin "BEN AZ ÖNCE ŞEYİN YANINDAYDIM. SEVGİ HANIMIN YANINDAYDIM. TENZİLE HANIMLAN GELECEĞİNİZİ SÖYLEDİ O." dediği, Gültekin'in "Siz bize destek olmalısınız. SİZ BİZE KONGREDE DESTEK EDİN OLAR. Men size gelirde anladacağım hepsini. Tamam canim." dediği, Tape:1116 01.12.2007 tarihinde İslam....? ile görüşmesinde özetle; İslam'ın "... ismim İslam, Bakü'den geldim, babam Rıza TEBRİZİ, rica etti size telefon ediniz" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Baban Rıza Muallim nerde" diye sorduğu, İslam'ın "o şuan da Bakü'de" "onun bi zorlukları var sizden yardım bekliyo" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Tamam ben., şimdi arıyorum" dediği, Tape:1105 05.12.2007 tarihinde Kadir..? ile görüşmesinde özetle; KADİR'in "Komutanım Abuzer BAYUROV Moskovadan" "...şu anda istanbuldaymış" dediği, VELİ'nin "Hiç şey yapmayın anladım o ..." dediği, KADİR'in "Telefon numarası bıraktı" dediği, VELİ'nin "TAMAM KALSIN SENDE YARIN ALIRIM BEN O KARIŞTIRMAYA GELDİ BURAYI TÜRKİYE'Yİ" dediği, KADİR'in "Komutanım bi de" "Tamam Turgay TÜFEKÇİOĞLU aradı" "Prof.Dr. Orhan TÜRKDOĞAN" "Hayri BAŞBUĞ ile görüşmesi gerekiyormuş ancak sizin ulaşabileceğinizi söyledi bana ve bir telefon numarası bıraktı Orhan beyin" dediği, VELİ'nin "Hayri BAŞBUĞ ben tanımıyorum kim Hayri BAŞBUĞ?" dediği, KADİR'in "Onu bilemiyorum komutanım Turgay TÜFEKÇİOĞLU bana söyledi bu notu bildirdi" "Tamam komutanım birde Avşar yayıncılık İskenderun" "Kargo ile bir zarf gelmiş şu an Ayhan beyde" dediği, VELİ'nin "Öyle mi ha o önemliydi ya" "Onu ben alırım gelirim kalsın sizde" "Muhafaza edin onu iyi tamam" dediği, Tape:1125 06.12.2007 tarihinde Cevat..? ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Ne yaptınız iyimisiniz?" dediği, CEVAT'm "İyiyim sağolun heçbişey yapmamışız paşam burda demeyolar ..." "Yirmibir Azer Harekatının yıldönümüdür 60. yıldönümü" " Pişavere Harekatının onu Stocholm'da çetireceğiz" dediği, VELİ'nin "Peki Baku de ne yaptınız Baku deki toplantıda" dediği, CEVAT'm "Evet onu biz aldık onu artık avrupadakilar bize DAK'ın o aktivleri yani bütün Amerika Avrupadaçıları almışız bunun içinki biliyorsunuz paşam DAK artık dağılma arafesindedir haberiniz var bunlardan" dediği, VELİ'nin "Şimdi beni ben şey aradı Abuzer aradı Moskovadan" "Türkiye'deymiş" "Yarın benlen görüşmek istedi olur dedim ben" "Nedir bunun derdi nedir?" dediği, CEVAT'm "Paşam zaten onun derdi p^âien İteri, geri konuşuyor dün geldi bugün DAK'ın yönetimine girdi şimdi de dağıtniSya çalışıyjf y&ni.. .burda çok böyük paralarda şey oluyor oynuyor ortada hörmet|j paşan^S^tfl^hın bunlardan haberi

olmalıdır Müştak beyinde haberi var siz onlarlada bir konuşsanız iyi olur" "Ha birde bizim Muhtar Muhtar vardı Muhtar Hollanda da" "... ayında yani şubatta ve sanıyorumki sizde bize destek verecaksiniz inşallah" "...oyunlar gidiyor yani bizde kendimiz şaşırdık kaldık yani demek DAK bu kadar önemli bir teşkilatımış ki buna el koymak istiyorlar ancak biz buna müsaade edebilmeyiz ... paşam biliyorsunuz" dediği, Tape:1126 06.12.2007 tarihinde Abuzer..? ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "He ben bir saat sonra Türk Dünyasında olurum o söylediğim yerde" dediği, ABUZER'in "Ben de geîerem ora" dediği, Tape:1127 07.12.2007 tarihinde Mehmet CEYLAN ile görüşmesinde özetle; MEHMET'in "Ne yaptm Kazakistanda?" dediği, VELİ'nin "Yav Kazakistanda şeynen Ademle görüşemedim bende" "Orda yatırım için şey yaptılar ama ben Kazakistandan biraz çekindim yav" dediği, MEHMET'in "Hayır kesinlikle ben sana en ufak bir sıkıntı olsa ADEM AYIN 12'SİNDE CUMHURBAŞKANIYLA KAZAKİSTANA GİDİYOR" dediği, VELİ'nin "...bizim Engin AKÇAKOCA varya o Engin" "Kazakistanda Merkez Bankasının denetçisi" dediği, Tape:1128 07.12.2007 tarihinde Cavid VELİYEV ile görüşmesinde özetle; DAK (Dünya Azerbaycanlılar Kurultayı) toplantısıyla ilgili konuştukları, Cavid VELİYEV'in DAK içindeki sorunlardan bahsederek, taşların yerine oturması için birilerinin başa gelmesi gerektiğinden bahsettiği, Veli KÜÇÜK'ün de kim yapabilir bunu dediği, Cavid VELİYEV'in "İşte ben bakıyorumda göremiyorum kimseyi açıkçası yani SİZ KABUL ETMİYOSUNUZ DİYOSUNUZ BEN YAPAMAM" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "... GENE BANA TEKLİF EDİYOLAR, İLLA SEN TEKRAR GEL BAŞA, AMA ŞİMDİ BU TÜRKİYEDEN ZOR OLUR" diyerek bu işin Avrupadan veya Azerbaycandan idare edilmesi gerektiği, oradan birilerinin bulunması gerektiğinin anlatıldığı tespit edilmiştir. Tape:1089 13.12.2007 tarihinde Engin AKÇAKOCA ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Engin bey" dediği, Engin AKÇAKOCA'nm "...Paşam ... ben Almanya dayım şu an da" dediği ve Türkiye ye geleceğini söylediği, buluşmak için anlaştıkları, Tape:1093 14.12.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün Türkiye ye dönüp dönmediğini sorduğu, Engin AKÇAKOCA'nm da döndüğünü ve toplantılarının olduğunu söylediği, Veli KÜÇÜK'ün de Bağlarbaşmdaki şirkete çağırdığını, Engin AKÇAKOCA nm da geleceğini söylediği, Tape:1145 27.12.2007 tarihinde Cavid VELİYEV ile görüşmesinde özetle; CAVİD'in "Kurultay kararları ile ilgili olarak beni de aradılar da gelin katılın bu kurultayı yapalım SİZİN DÜŞÜNCENİZİ ÖĞRENMEK İSTEMİŞTİM" dediği, VELİ'nin "Valla ben şimdi Cevat beye söyledim şimdi bunları da konuştum da şimdi diyorlar ki Februlda yani şubat aymda şubatın 28'inde 29'unda kurultay yapalım iyide bu kurultayı yapalımda kurultayı niye erken yapıyoruz diyorlarki eski kurultay geçersiz diyorlar yani o şeydeki Köln'deki yapılan kurultay geçerli değil diyorlar" "...E tamam mayıs aymda genel kurultaya gideriz ama bu genel kurultaya da gitsek DAK şimdi büyük bir yara aldı bu" "...Köln'deki toplantıda yapılan oylamada ben SADR seçildim ben birinci en büyük oy ben aldım" dediği, Tape:1147 28.12.2007 tarihinde Sabir MUALLİM ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Bak ne diyeceğim bu DAK'ın işi iyice karıştı gene bana mailler gelmişler Palpakta danışam diyorlar ben kabul etmedim" "Abuzerle de tanıştım ha geldi beni Türkiyede burda istanbulda gördü ona da söyledim biz bunu may ayında alalını genel kurula gidelim yani ben Köln'deki toplantıda ^Sâe vaı$jş"%Almanyadaki" "Seçim yapıldı beni Sadr seçtiler başkan beni seçtiler a|na>" "Ya büıp Ğulam Rıza Tebriziye

I ^^

*..

'■"

İr Jy

ben yapamam götüremem diye verdik doğruyu ben yaptığıma inanıyorum ama" "Bunu şimdi DAK'ı bölmenin parçalamanın da bir manası yok yani" "Şimdi bölünmeye gidiliyor Sabir MUALLİM yani ben bunu bölmek istemem...şeynen görüşecem bakanla nazırla Nazım İBRAHİMOVla görüşeyim" "...Azerbaycan devletinin biz resmi görüşünün dışında çıkmayız çıkmak istemeyiz Türkiye Cumhuriyetinin devletin görüşünün dışına çıkamayız çıkmayız dedim" dediği, SABİR'in ".. .gideciyik İsveç Vergi Dairesi bundan hesabat istiyor doğru değil DAK'm hesabı orda tertemizdi hiçbir şey yoktu" dediği, VELİ'nin "Ben tekrar Sabir MUALLİM ben gene kendisine bir danışam" "Abuzerde söyledi tamam tamam oldu benim tutumum bu yani ben DAK'm sadrıysam başkanıysam benim tutumum bu" "Yani açık açık danıştım" "Yalçın METİN bi not al hele Yalçın METİN" "He bu Türkiye'den gelmiş Bakü'de ihaleler alıyom diye Bakü'de yol inşaat ihaleleri alıyorum alt yapı köprü möprü alt yapı ihaleleri alıyorum diye burda bazı adamlardan epeyce bi para mara birşeyler toplamış kimdir bu orda ne yapıyormuş Baküde bi inceleyin yav Yalçın METİN" dediği, Tape:1151 31.12.2007 tarihinde Namık MURADOV ile görüşmesinde özetle; NAMIK'ın "Ben Namık MURAT Kölnde sizle görüştük DAK kongresinde bir hoca var idi hatırlıyorsunuzsa" "Evet Hocam ben geldim İstanbul'a yerleştim artık ev aldım buradan" "Evet sizinle bir müsait bir zamanda görüşmeyi isterdim" dediği, Tape:1013 02.01.2008 tarihinde Hayrünnisa..? ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Ben de şeydeydim Kazakistan daydım" "...şimdi de Moskova ya çağırıyorlar da gidemicem herhalde ben başıma bir iş açtım da" "...ben köken biz Azeriyiz biz" "Nahçivan kökenliyim ben Dünya Azerbaycanlılar Kongresi var DAK diye bir teşkilatlanmamız var o teşkilatın başına seçtiler Almanya da beni" "Ama ben bunu götürmem mümkün değil bu Türkiye den gitmesi mümkün değil Amerika dan Yakutistan a kadar bütün dünya üzerindeki güney Azerbaycan özellikle İran Azerbaycan 30 milyon azeri yaşıyor onlar dahil nerdeyse 50 milyon yani benim bu işi götürmem mümkün değil" "...devredecem bu işi başıma büyük bir iş açtım" "...nereye gidersen DAK başkanı diye devlet şey karşılıyorlar" "Hanım da şey değil aslen Azeri değil o Selanik göçmeni" "...Makedonya ya orda çok geniş bir çevrem var benim eş dost bakanlardan milletvekilleri falan" dediği, Tape:1155 02.01.2008 tarihinde Namık MURADOV ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Benim Muhtar vardı muhtar Hollandada tanırsın muhtarı" "O şeyde mesajda rusyada gelen mesajda şey muhtarın istanbula geleceğini söylemiş yazmışlar ama muhtarın telefonu yok bulamadım ben Muhtarın sizde var mı acaba onunla bi görüşmem lazım Türkiye'ye gelecekmiş Hollandadan mesaj da geldi Rusyadan gelen bi mesajda vardı" dediği, NAMIK'm "Ben muhtar hollandadan ben onu bi araştırayım isterseniz" dediği, VELİ'nin "He oldu bi bakın eğer buralardaysa ben bi görüşecektim onunla tamam" dediği, İHALE TAKİBİ VE TİCARİ İLİŞKİLER İLE İLGİLİ TAPELER Tape:1035 12.11.2007 tarihinde Zahor...? ile görüşmesinde özetle; Zahor'un "...Paşam o Zincirlikuyu'daki yeri biz bi araştırabilir miyiz?" diye sorduğu, Veli'nin "Ben incelerim onu şimdi." dediği, Zahor'un "Bir de onun fotokopisini bir de Salih Bey'e verseniz o araştırsın. Çünkü o bu şeyleri iyi biliyor, bu emsalleri tapu işlerini." dediği, Veli'nin "Ben yarın ben yarın getiririm olmazsa, nerdesiniz siz?" "...Ben yarm gelecem, Türk Dünyasma gidecem." dediği ve buluşmak için sözleştikleri, Tape:1036 12.11.2007 tarihinde İsak BAM^ile^|j*üşmesinde özetle; İshak'ın "Sayın Paşam çarşamba günü eğer müsaitseniz J5u' Bir arsaf/ı^ih konuşmuştuk ya. 171 869

dönümlük bir avukat hanımla, bi oturuma katıldınız." "Şimdi çarşamba günü bizde bir takım detaylara girmek istiyor. Çarşamba günü İstanbul'da mısınız? Müsait olur musunuz?" diye sorduğu, Veli'nin "Oldu çarşamba 3-4 olur." dediği, İshak'm "Şimdi ama burdan ben bu anda randevuyu veriyorum avukata. Çarşamba günü teşrif edebilirsiniz?" dediği, Veli'nin "Tamam, oldu peki Çarşamba. Yarın ben gelecem, yarın öğleden sonra orda olucam. Zahor'la da

konuştuk zaten." dediği, Tape No :1037'de kayıtlı, 13.11.2007 günü saat : 14.32'de Veli KÜÇÜK ile Melih...? arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Melih'in "Rahatsız ettim. Bu Bilal Albay arayıp duruyor komutanım." dediği, Veli'nin "Ne için o şey için mi?" dediği, Melih'in "Herhalde" dediği, Veli'nin "Yok şey daha görüşüyorum ben. Ararsa görüşüyormuş de, araştırıyormuş de sen ya." dediği, Tape:1039 15.11.2007 tarihinde Kadir...? ile görüşmesinde özetle; Kadir'in "...Toplantı bi yerdeymiş yani. Bu konunun başındaki adamla ilgili şimdi telefon geldi. İstediğiniz dakika satışı yapıyoruz diyor. Emir geldi abi." dediği Veli'nin ".. .Kadir Bey bi dakika, ben sözümdeyim. Eğer yani bize tapu önüme koyarsanız." "30 milyon doları ben ödeyecem." dediği, Kadir'in "Zaten 30 bitti." "...ötesi de abimin taktirine kalmıştır. Hiç beni ilgilendirmez." "Sen ne dersen, emir demiri keser." "Hayır başlıyacaz. Sen emir verdiğin anda başlıyacaz." "Sen paşam, yarın nerdesin?" "...Ökeyi aldım, işi de bitirdim. Senin nerde olduğun, NERESİYSE HERKES SENİN AYAĞINA GELECEK." dediği ve arsa bedeli olan 30 Milyon doların ödenme şekliyle ilgili görüştükleri, Tape:104Ö 16.11.2007 tarihinde Ravi...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Bu şeyi işlemi hangi şirket üzerine yapacaz." "O bi.. alacaz ya araziyi." dediği, Ravi'nin "Zincirlikuyu mu?" diye sorduğu, Veli'nin "Hı" diyerek onayladığı ve "Kayzın üzerine mi yapacaz?" diye sorduğu, Ravi'nin "Tabi" dediği, Veli'nin "Tamam o vakit ben Kayzm üzerinden işlem yaptırıyorum." dediği, Tape:1041 16.11.2007 tarihinde Mehmet...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Bu şey işlemi, Kadir sabahleyin sordu bana." "Ben sana haber veririm dedim, sen devrede ol dedim." "Bu işlemleri Kayzın Devolapment üzerinden yapacaz." "Şey İngiliz şirketi." dediği, Mehmet'in "Tamam. Yani Kayzın girecek, ihaleyi alacak burayı." dediği, Tape:1044 16.11.2007 tarihinde Sadettin...? ile görüşmesinde özetle; Sadettin'in "Şimdi Ömer abime bişey danışmışsın. Antalya'da biyerle ilgili." "Bunlar Sungate Portrael Oteli satın almışlar." "Ruslar Miraks diye bir şirket, fakat şimdi hesap kitaplara girdiği zaman da almaktan bi kaparo vermişler. Anlaşmışlar Kazım CENGİZ'le, Mehmet Cengiz babası inşaat Ankara'da şey bi İnşaat şirketleri var." "Devlet ihale şirketi bunlarla anlaşmışlar. İşte tabi bu şaibe 340 milyona anlaşmışlar, ama gerçek olan bu yine bi dedikodu lafı daha düşük fiyata almışlar ama fiyatı yüksek tutmuşlar..." "İşte teslim almışlar. Hesap kitapları da görünce de kaparo vermişler. Tam ödeme yapmamışlar Oteli'de." "Satmaktan satm almaktan vazgeçiyoz gibi bi laf çıkmış. Bu vaziyette Antalya'daki konu bu." dediği, Veli'nin "Sen Sadettincim, onu sen bi takip et bakalım. Otel 140 milyon dolar mı?" "Yapmaz işte ama kendileri fiyatı yüksek tutmuşlar. Artık ne düşünüyorsalar, ortaklarına karşı mı, kendilerine karşı mı? Rus ordan para düzeltme açısından mı ? Ama esas satış fiyatı 160-170 civarındaymış gibi söylediler." dediği, Tape:1045 16.11.2007 tarihinde Mehmet...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Şimdi sen Kadiri bulun Abdulkadir'i" "Bu hangi firma falan diye şey yapmıştı." "Kayzmlan şey yapacaz." "Bana fiyat miyat dedi. BgoJ^atı daha önce konuştum." "10 milyon dolar civarında 7-8 milyon dolar civarınd$f|?eşmsö|jpecenı." "Onun öbür tarafını 20 kalacak. 20 milyon dolar civarında bi par^ kalacak." *^Şen, o para işine girmede.

870f:^Yf^\ **JA^ ,

&

£ (i v

T

Doğrudan doğruya Kayzın firması üzerine diye şey yap tamam." "ihaleye ben gırecem ben girecem." dediği, Mehmet'in "Kayzm ihaleye girer, bu işlemleri bitirir." dediği, Tape:1066 16.11.2007 tarihinde İshak BARUH ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "...şey dieem, o Antalya'daki otel konusu geldi Rusların aldığı otel konusu bilgi geldi." "170 milyon dolarlık oteli 350 milyon dolara anlaşmışlar." "Kaporoyu vermişler. Karapara aklamaya kalkmışlar." dediği, İshak'm "Bizim pisliklerle işimiz yok bizim. Biz şeffafız biz zaten o işi sildik efendim." dediği, Tape:1067 16.11.2007 tarihinde Şener ALBAYRAK ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Haber geldi... işi oluyo. Mustafa'nın işi oluyor." Dediği, Şener'in "Mustafa'nın işi mi?" diye sorduğu, Veli'nin "He oluyor, öyle haber geldi bana bu sabah." Dediği, Şener'in "Sağol teşekkür ederim." dediği, Tape:1046 16.11.2007 tarihinde Sadettin...? ile görüşmesinde özetle; Sadettin'in "Şimdi bunun devir işlemleri kesin bitmiş. Bu Aralığın 20'sinde oteli kesin devrediyolarmış... Şeye ... Mitaks mı Mıraks Grubuna devir işlemleri bitmiş. Burda resmi satış 145 göstermiş." "Ama bunun gerçek satışı 350'nin üstünde şey yapılmış. Ama onlara maliyeti 450 civarını bulmuş." "Ve para da şeyde 145'ten sonra kısımda İsviçre'de teslim edilmiş. Banka hesaplarına yatmış." dediği, Veli'nin "E bu karapara aklamış bunlar." dediği, Sadettin'in "Ya bilemiyorum artık nasıl yaptılar Veli abi. Ama 145 kısmını o tarafa ve parayı da ...şeye Seydişehir Alüminyum Tesislerine harcamışlar." "...Aralığın 20'sinde Rus Grubu tamamen teslim alıyormuş." dediği, Tape:1047 16.11.2007 tarihinde Mehmet GÖLKANAT ile görüşmesinde özetle; Mehmet'in "He biz akşam bi toplantımızı yaptık. Onlarlan konuştuk." "Kadirler falan geldi." "Dedim ki ya kardeşim burda sen 250 bin dolar para istiyosun. Neye istinaden istiyosun sen bunu. Bunu bi kaldır buradan." "Onlar karşılığında 250 bin dolar para filan bunları kaldırdık paşam." dediği, Veli'nin "Tek kuruş vermem ben onlara." "Benim önüme getirirler koyarlar. Tapu bi tarafa parayı verecem. 10 milyon dolar hemen verecem." dediği, Mehmet'in "Ankara'daki adamla da görüştüler ihaleye çıkaracaklar. İhaleye siz gireceksiniz veya sizin tayin ettiğiniz kişi girecek orda ... Yedi buçuk teminat mektubu var. Geçici teminat mektubu veriyorsunuz ihaleye." dediği, Veli'nin "Anladım anladım." dediği, Mehmet'in "21 milyon mu 22 milyon takribi değer biçtiler YTL olarak. Onun 7.5 milyonu geçici teminat mektubu ihaleye girmek için." "... paşam 30 milyon demişse 30 milyondur. Kardeşim bu 30 milyondan siz bu masrafları bazı masrafları bize geri ödeyeceksiniz. Kadir beylerin komisyonlanm ödeyeceksiniz. Kadir beye ek bi komisyon ödemesi söz konusu değildir." "Dedim paşamın parasıyla siz bu işi yapıyosunuz. Bide yahu 100 bin dolar kazanmak, 100 bin dolar 500 bin dolar kazanmak. 500 bin dolar ya siz neyin hesabını yapıyosun dedik anlaştık paşam. Yani 500 bin dolar masraf ödeyecekler. 30 milyonun içinden iade edecekler bize. 500 bin dolar masraf, bide Kadir beyin bütün komisyonlarını onlar üstlenecekler. Anlaştık haberiniz olsun." dediği, Veli'nin "Hayır komisyona benimde komisyonum var, bizimde şeyimiz var." "Ben ordan 8 milyon dolardan en azından 4 milyon dolarını biz alacaz. Ben onu peşin söyleyim yani." dediği, Mehmet'in "Onu zaten o şekilde söyledik yani. Burda kalanı neyse dedik yarısını paşam alacak bunun. 1 milyon kalıyosa 500 bin dolar alacak, 2 milyon kalıyosa 1 milyon dolarını alacak diye söyledim paşam." dediği, Tape:1051 18.11.2007 tarihinde Ali...? ile görüşmesinde özetle; Ali'nin "Bu çimento fabrikasının kuruluşuyla ilgili olarak şey tamamlandı. Anladığım kadarıyla da İl Genel Meclisine de gelmesi gerekiyordu. İl Genel Meclisi bu olaya olur vermesi lazım ya." "Geldi geldi. Ancak şöyle şimdilik yani öngörüş^ff^Herl^^abi olumlu görüş bildirdik yani, bilginiz olsun." "Olumlu zaten, ona ha^iir diyeclk? 2ÜJ;kolay kolay çıkmaz Veli

Paşam. Genelde de, hani ama yinede tabi ki karar karardır yani. Biliyorsunuz yani terslik çıkar..." "...Herhalde bunu fabrikanın yetkilileri istedi. Öngörüş olarak olumlu cevap verdik. Yani bilginiz olsun." dediği, Tape:1054 20.11.2007 tarihinde Mehmet...? ile görüşmesinde özetle; Mehmet'in "Bu Zincirlikuyu'daki yeri ben hepsini incelettim paşam." "Bu 4 bin 900 metrekare yer vardı ya Zincirlikuyu'da." "30 milyon dolarla alacaklardı." dediği, Veli'nin "Evet 30 milyon dolara alacaktık hu." dediği, Mehmet'in "...Paşam yani burası yatırım için bu 30 milyon çok fazla dediler, sizinkiler." dediği, Veli'nin "O bölgede metrekaresi şuanda 7 bin dolara geliyo bize oranın metresi." "Onu da 11 bin dolara metrekaresi alan oldu. Yani biz o ben 30 milyon dolara razıyım." "Evet şimdi biz orayı bi sorun çıkmazsa, tapuyu önümüze koyma durumları doğarsa, ben 30 milyon dolara alacaz biz orayı. 30 milyonu gözden çıkardı şirket." "... bilgi verin. Sen bilgilerini şey yaparsan, el yazısında da olur. Köyde faksı biliyosun benim köydeki faksı." dediği ve (414 74 52) faks numarasını verdiği, Tape:1056 20.11.2007 tarihinde Mehmet...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Mehmet şimdi beni şey aradı, Kadir aradı." "Bu Zincirlikuyu'da yukarda Levent'in orda biyer bulmuş 14 dönüm diyor." "İşte ucuza kapatırız diyor falan falan." "Ben anlamadım 3 bin, 2 bin dolar, 3 bin dolar metresine verecez diyor." "Nere neresidir bu?" dediği, Mehmet'in "Yani ne durumu nedir, şu nedir? Sadece bilgi mahiyetinde verdiler o kadar. Kadir bey biraz abartıyor yani. Milletin söylediği herşeye inanıyor Kadir bey. Biz belgeden incelemeden, Milli Emlak'tan incelemeden bu konulara girmeyiz paşam." dediği, Tape:1058 22.11.2007 tarihinde Cengiz AKBULUT ile görüşmesinde özetle; Cengiz'in "Sizin Bürodan bürodan Halit var." "HALİFE 3 TANE TELEFON YAZDIRDIM 3 TANE İSİM VERDİRDİM." "Bunlarla ilgilenmesini söyledim. Veli Beye de anlatırsınız dedim ben. Bir tanesi şey bi saniye abi, bir tanesinde 500 bin ton mazot var. Yurtdışı Türkiye'ye mal girmeyecek yurtdışından yurtdışına. Diğeri Yaşar'ın Kuzey Irak olayı. Yaşar var ya bizim Türkmen Cephesinden." "Kuzey Irak, birtanesi başka bir arkadaş. Perpada dış ticarette 500 bin ton. Her ay 30 bin ton 30 bin ton mazot istiyo, şey FUELOİL istiyo. Öbür arkadaşta İhlas Holdingde Yalçın SALDUZ. 3 tane telefon verdim. 3 kişi verdim, bunlarla randevulaşm dedim. Bunlarda iş çıkacak dedim ben. Birisi acil dedim 500 bin ton FUELOİL, diğeri Irak Irak'ta her türlü olaya girerim dedi. Şey bizim Yaşar; tanımadığım bilmediğim insan yok Cengiz, biliyorsun dedi. Öbürsü de İhlas Holdingde kordinatör bi arkadaş var, Yalçın. Oda Azeri Türklerinden benim arkadaşım." dediği, Veli'nin "Ne zaman verdin telefonları?" diye sorduğu, Cengiz'in "2 saat önce verdim." "Abi rakamlar iyi rakamlar." dediği, Veli'nin ise "Oldu inşallah hayırlısı..." dediği, Tape:1061 29.11.2007 tarihinde Melih...? ile görüşmesinde özetle; Melihin "Bu öteki tarafta ben sizi aradım da. Bunlar yalvarıyorlar, ne istersen dedim bakın; bizim Burda, BÜTÜN DEVLETTEN GELEN HERKES, bizim şirkette çalışanlar. Biz dedim devletten para alıyoruz. ... Zaten siz bu ihaleyi alacaksınız dedim. Teklifimizi verdik. Benim üzerimde siyah vardı götürdüm onu teslim ettim. O arada vakit kazandım. İhale salonuna çıktık. Getirdi adamlar şimdi en düşük fiyatı verdiler. Büyük bir ihtimalle onlara elenme şeyi fazla, komutan yani. Bu işin bize de kalma ihtimali var." "Bize maliyet olarak kar bırakacağı elbiseleri falan çıktıktan sonra, 10-11 milyar lira kar bırakıyo. Ya onlardan da kar edilir zaten elbiselerle." "Onlar hayır onlar sadece maliyetini şeyi verdi. Telsizleri bunlara fatura isteyecekler şimdi. Onlar v^j£m.gvecekler veremeyeceği içinde zaten büyük bi ihtimalle döner şey yapa..." dediğjfVeli'rMgile, "Hayırlısı olsun ya. Yani söyleseydin biz yamuk yumuk iş yapmayız, gayıavasal işimfzjrok bizim." dediği, i! «

K

I i

M

lir

——-——___

'^ğ?0^^^ % 'Â 8721 * * Vi"V &

Tape:1062 29.11.2007 tarihinde Melih...? ile görüşmesinde özetle; Melih'in "Komutanım bu Mehmet EYMÜR'ün yanma gitti Mehmet Sertaç" dediği, Veli'nin "He gitti mi?" diye sorduğu, Melih'in "Evet, 2-3 güne kadar ben dönecem sana demiş." "Ben şimdi Sapanca'ya Erikli'ye de uğradım. Vinsa'ya da uğradık. Orda zaten yetkililerle görüştük. Şimdi ben burda onlara yetişemedim, Erikliden Sapanca'ya. Bugün izmit'te kalacam yann sabahleyin... Bıraktım çıkıyoruz altıbuçukta dediler. Yann sabahleyin imzaladığım şeyi bırakıp bide o ordaki satmalmadaki adamlarla görüşecem. Geri dönecem komutanım." dediği, Tape:1079 04.12.2007 tarihinde Zahor.... ile görüşmesinde özetle; Telefona çıkan bayanın "Vatan madencilik" dediği, daha sonra telefonu Zahor... isimli şahsın aldığı, Veli KÜÇÜK'ün "Akşam herhalde bir toplantın varmış" dediği, Zahor'un "Evet bizim mimarla toplantımız var akşam ben bilmiyordum ki" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "iyi oldu hadi hayırlısı" "..beni arayan oldu... Mecidiyeköy de Pirelli nin bir şeyi var plaza" "Vatan gazetesinin yanında" "10 katlı bir plaza" dediği ve bu plazanm 17 milyon EURO ya satıldığını, ucuz olduğunu söyleyerek imar konusunu araştırayım mı diye sorduğu, Zahor un da araştır dediği, Tape:1106 10.12.2007 tarihinde Mehmet GÜLKANAT ile görüşmesinde özetle; MEHMET'in ".. .Harun bey geldi" "O Ankara'dan geldi buraya şeyde bu Prelli işinde ne oldu diye soracaktım kadınla konuşayım diye soracaktım onu öğleden sonra" dediği, VELİ'nin "... onu öğleden sonra bi şey yaparım ben oldu mu?" dediği, Tape:1107 10.12.2007 tarihinde İsak BARUH ile görüşmesinde özetle; İSAK'm "Geçen gün geçen hafta görüşecektik siz benden bir şey istediniz" dediği, VELİ'nin "Şu anda şeye geldim maslağa geldim maslaktayım Zahor beyin yanındayım" dediği, Tape:1084 11.12.2007 tarihinde X Bayan/İsak............. ile görüşmesinde özetle; X bayan'm "Vatan madencilik" dediği, telefonu İshak... isimli şahsa verdiği, Veli KÜÇÜK'ün " İshak bey merhaba" dediği, İshak'm "Merhaba emredin Paşam" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Ben Zahor beye bir CD verdim" "Seyrettin mi" dediği, İshak'm da seyredemediğini söylediği, Veli KÜÇÜK'ün önemli benim için diyerek Gebze de bin dönümlük, Denizli köyünde gölün bitişiğinde bir araziden bahsettiği, Veli KÜÇÜK'ün "Oranm Belediye Başkanıyla falan da ben tanınm" "Gerekirse görüşücem edecem" "Orası çok önemli bir yer ve ucuza da alıcaz gibi" diyerek arsayla ilgili CD yi izlemesini söylediği, konuşmanın devamında bir başka konudan bahsederek, "Bir de Zahor bey dün bu şeyin ceylanların şeyleri için söyledi" "Onu birileri devreye girmiş herhalde" "Almak istemişler yok efendim orda bir kabadayılar çıkmış" "Kimse giremez edemez bilmem ne falan" "Ben de ortak olurum şirkete ben alırım sıkarsa gelsin kimse alsın benim elimden" dediği, tekrar Gebzede bulunan arsayla ilgili CD den bahsettiği ve "Gebze olursa Gebze benim bölgem" "Bizim çocuklar orada Belediye Başkanı İbrahim Gebze nin" dediği, Tape:1094 14.12.2007 tarihinde X Bayan/İ.Baruh/Zahor... ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "İsak bey ... şey diyecem bu şimdi şey geldi ben şimdi tekrar inceledim şimdi bu zincirlikuyudaki" "Şimdi burayı Milli savunma bakanlığı" "Tahsisli ya" "Burayı satışını yapıyor nasıl? niye yapıyor" "Milli Emlak kanalıyla yaptıracak bunu bu hadımköyde bir tesisler kuruluyor" "Komando bölük taburlan" "Burda diyor ben burayı kullanamam yerim de burası dar benim işime yaramaz burayı satıp bu parayla olduğu gibi" dediği, İsak'm "Süper bizim için daha iyi sayın paşam" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "yani parayı trink verince bu iş olacak gibi" "Şimdi ben salı günü Ankara'ya gönderiyorum" "Ankaradan ilgililerle görüştürecem " "Ona göre bi girişim yapacak bana haber verecek" dediği, daha sonra telefonu Zahor'un aldığı ve koööyu öngKda anlattığı, Zincirlikuyudaki arsayı Milli Savunma Bakanlığının sattığını, mdımköyâV,araziler alındığını, Komando

^-\_

s~\

87f;NYr ıY% r——

taburları kurulacağını söyleyerek "...buraanm satışından elde edilecek olduğu gibi oraya devredilecek" "Anlatabildim mi öyle talimat vermişler şimdi Ankarayla görüşüldü tekrar ben salı günü benim burdaki adamı Ankaraya gönderiyorum" dediği, Tape:1135 18.12.2007 tarihinde Mehmet GÜLKANAT ile görüşmesinde özetle; Mehmet'in "Akşam görüşcez zaten akşam yemeğinde görüşeceğiz" dediği, Veli'nin "İyi tamam bi görüşünde bana şey yaparsın ben ararım seni olmaz mı?" dediği, Mehmet'in "Ben orda sözleşmeyi imzalayım değil mi paşam?" dediği, Veli'nin "4200 metrekare şartlar nasıl olacak sözleşme ona göre imzalamamız lazım" dediği, Mehmet'in "Evet yani bunlar çıkarırsa biz bunu alacaz şeklinde bir sözleşme imzalayacağız taahhütte bulunacağız yani onların haklarını vermek üzere" dediği, Veli'nin "Ben ona göre sözleşme yapalım yapmayalım ayrıca söylerim ben sana" dediği, Tape:1113 18.12.2007 tarihinde X Bayan/Zahor ile görüşmesinde özetle; X BAYAN'ın "Vatan Madencilik" dediği, VELİ'nin "Merhaba kızım Zahor bey orda" dediği ve x bayanın telefonu ZAHOR'a verdiği, VELİ'nin ZAHOR'a hitaben "Merhaba şeyden sonra sizle görüştükten sonra beni aradılar İstanbul'dan, bu Ankara'ynan görüşün demiştim, görüşmüşler ilgili yerlerle" "Onlar bi gelin görüşelim demişler bugün göndercem akşam yemeğe oturalım demişler akşam yemekte beraber olacaklar benim adamımnan" "Benim burdaki müdür, İstanbuldaki müdür öbür destekleyen, bana dediki bi anlaşalım bu konuda bi sözleşme yapalım ben dedimki sözleşme yapmayın" "Önce biz bi bilelim, ne istiyolar nasıl olacak biz bi garanti isteyelim" "...şimdi burayı bi işte 30 milyon dolar civarmda falan gibi bi rakam söylüyorlardı, ben rakamı uygun bulmadım," "...yani 27 milyon dolar 28 milyon doları geçmesin istedim" "Uygun olur bence o 27-28 milyon dolara bağlarsak uygun olur" dediği, Tape:1015 08.01.2008 tarihinde Gürbüz..? ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Gürbüz cüm merhaba" "Bu bizim şey kayzer firmasının yetkilileri bunlar bu ingiliz firması burda benim ben de orda işte danışmanlık falan yaptım arkadaşlarım o gelen Zahor aslen Azerbaycan kökenli de Türkiye de yaşıyor bu şirketin başında" "Öbürü İshak ı getirecem İshak BARUH o şey bizim İstanbul lu Yahudilerden" "Bizim şirketin ortaklarından" "Bunlar bir Zahor şey Van da Erciş te bir maden ocağı açmış şimdi şey Zahor Zahor ABDULLAYEV cam ama cam değil cam gibi bir mermer çıkıyor cam" dediği, GÜRBÜZ'ün "Paşam bir de Erciş bize aittir" "Bütün orası benim amca çocuklarına aittir Erciş in..." dediği, Tape:1074 30.11.2007 tarihinde Haydar...?/Caner...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin Caner'e hitaben "Ne yaptılar, çözüyorlar mı olayı?" diye sorduğu, Caner'in "Geliyorlar komutanım. Bugün bekliyoruz şu anda onları." Dediği, Veli'nin "Çözecekler yani." "Ne yaparlarsa yapsınlar kendi aralarında" "Yani değilse söyle savcılığa müracaat edecem. Savcıya şikayet edicem hepsini. Benim adımı kullandılar çünkü." Dediği, Tape:1076 01.12.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Albayım ne yaptınız" diye sorduğu, X Şahsın "Şimdi Yddıray Mehmet le görüşecek yalnız önce Fikret i bulucam" "Fikret i bulucaz onunla bir görüşecek bu 120 nin çünkü Mehmet bey onun 5 yıllık alındığını bilmiyor olayı onunla konuşacak ondan sonra dönüp geleceğiz size" dediği, Veli KÜÇÜK'ün ne kadar süreceğini sorduğu, X Şahsın ".. Fikret i nerde bulucaz çıkıcaz burdan arabayla arıcaz adamı" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Yıldıray nerde şimdi" dediği, X Şahsın "Benim yanımda burda" "İşte beraber çıkıcaz şimdi" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Köymen in yanma mı çıkıyorsunuz siz beraber" dediği, X Şahsın "Önce şeyi bulucaz Fikret i bulucaz ondan sonra çıkıcaz ondan da dinlicez çünkü onun ifadesiyle burada konuşulanlar tutmuyor birbirini yarj^fFUffiyajt-a bir tane iş 120 milyara çıkmış" "Yani 88 milyar fazla istiyorlar onu ha^d©ceklef^îz3Jyor onu hallederiz diyor

ondan sonra şey Mehmet beyle gider şey yaparız diyorlar konuşuruz" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Bakın toplantıya gidecekler Mehmet beyler karşıda önemli bu iş için burda Paşa öbür yandan bastırıyor ne yaptınız diye bu akşam benim cemiyetim var" "Albayım o kadar uzatmaya gerek yok o zaman çıkın yukarıya" "Köymen'in yanma çıkın" dediği, X Şahsın "Tamam adamı alayım ki çıkayım adamı almadan ben tek başıma" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Onu bulur komutanım" "Onu o bulur bende oraya geleyim olmazsa" dediği, X Şahsın "Tamam biz toplanalım sana alo deyim ben veyahut da bu Fikret i bulduğum anda diyeyim ki bulduk gel diyeyim" dediği, Tape:1120 04.12.2007 tarihinde Levon AKÇA ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Öyle mi istanbul'da arkadaşlarla biz yemeğe oturdukta Levon buralardaysa gel diyecektim ya" dediği, Levon'un "İstanbula gelirsem mutlaka ararım Veli ağabeycim" dediği, Tape:1142 25.12.2007 tarihinde Levon AKÇA ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Levoncuğum noelini kutluyorum canım" "İstanbula geldik de şimdi Sevgiyi aradım oraya gideceğiz Patrikaneye gideceğiz" dediği, Tape:1075 27.11.2007 tarihinde Haydar...?/Yunus...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin Haydar'a hitaben "Mehmet bey orda mıydı?" diye sorduğu, Haydar'm "Mehmet bey dışarıda" dediği, Veli'nin "Caneri bi telefona çağır oraya çağır" dediği, Veli'nin telefonu Yunus'a hitaben "Hani ne oldu geldi mi?" diye sorduğu, Yunus'un "He odada konuşuyoruz komutanım şimdi" dediği, Veli'nin "Kim var yanında başka?" diye sorduğu, Yunus'un "Bi Halit Abi var şimdi Ersanlar geldi" dediği, Veli'nin "Ne diyor ne diyor peki?" diye sorduğu, Yunus'un "Halil Alsay kendi arasında lakap takmış hesapta Ümit Albaya Paşa diyormuş ona hep" demesi üzerine Veli'nin "Yalan söylüyor" dediği, Yunus'un "Doğrusu öyle komutanım, ben de dedim ki bu olaydaki mağduriyet kesinlikle giderilecek ben bu akşam Mehmet beyin yanına çıkıyorum olayın paranın biz de olmadığını bu olayların çözüldüğünü bu paraların ödendiğini söylüyorsunuz. Dekontları veriyorum. Mağdur olan insanların mağduriyetinin giderilmesini istediğimizi söylüyorum. Bizle hiçbir işi yok bu olaym diyorum" dediği, Veli'nin "Parayı aldığını kabul etmiyor mu?" dediği, Yunus'un "Etmiyo, ben de Ersan'ı çağırdım şimdi Ersan'm yazıhanesinde kabul ediyo ama diğer yerde kabul etmiyo burda buraya gelince Halit abiyle bizi başbaşa görünce kabul etmiyo şimdi Ersan geldi" dediği, Veli'nin "Nerdeymiş para?" diye sorduğu, Yunus'un "Parayı almışlar geri ödediklerini söylüyorlar bu teminat verdikleri yere teminat verilen yer de diyor ki bize para falan gelmedi" dediği, Veli'nin "Bak Yunus sen kendisine söyle, bu şeyden de Fahri'den de para almış" "Bunların hepsini çözmezse savcılığa başvuruyorum" "BENİM ADIMI KARIŞTIRDI TUTUKLATACAM." "VE ELİNDE NE VARSA ALDIRACAM." "Sen konuştuktan sonra Ersan'ı çağır da ben evdeyim benimle görüştür" "Öyle ortalardan kaybolmakla olmaz şeylerine de el koyarım" "Eczanelerine de el koyarım" dediği, Tape:1099 28.12.2007 tarihinde X Bayan/Kamil.... ile görüşmesinde özetle; X Bayanın Vatan Madencilik diye tanıttığı, daha sonra telefonu Kamil... isimli şahsın aldığı, Veli KÜÇÜK'ün "...bizim köydeki o fabrikanın özel idareye şeyi yapıldı bi 21 milyar para çıkması lazım dün ben orda arkadaşlara da söyledim Zahor'a falan da haberi var onu bi görüşün bi planlama yapın" ".. GÖLPAZARI BİLECİK.. TÜRKMEN BİLECİK ÇİMENTO İÇİN" "Oraya makinalan çıkarmıştık ben bir köydeydim sondajlar bitti imar planını hazırlıyorlar o imar planından sonra da tekrar MALİYE'YE Bİ 21 VERECEZ AMA O ŞİMDİLİK DURSUN YALNIZ BU BİRİNCİ PARTİYİ Bİ HAZIRLIK YAPIN OLDU" dediği, ^^

^-> ^z^^^

/^

/ *W. 875 » "•^Vf^f ^\7^

Tape:1018 14.01.2008 tarihinde Emin Caner YİĞİT ile Erdal SEÇKİN görüşmesinde özetle; ERDAL'm "Sevk edilmiş adli makamlara bundan sonra top diyor adliye de" "...Caner bunlar tutmuşlar tutanakları yollamışlar" dediği, E.CANER'in "Yav şimdi Erdal bir şey söyleyim sana eğer yapılan operasyonda 5000 litre mi yazıldı hepsi mi yazıldı anladın mı buna göre hareket etmemiz lazım anladın" "...şu adliyenin sonucunu öğren bana da ona göre arayayım orayı" "...kamyona yol verirse dedik kamyona yol vermedi ki o" dediği, ERDAL'm "O saate kadar kamyon yoktu ama işin içinde" dediği, E.CANER'in "O rakam olmasın yine de söyle vereyim" dediği, ERDAL'm "Neyse canım sen ayarlamayı yap ayarlamayı" "...ağanın eli tutulmaz ağabeycim" dediği, Tape:1019 14.01.2008 tarihinde Emin Caner YİĞİT ile Erdal SEÇKİN görüşmesinde özetle; CANER'İN "Süha ya ne vericez söyle bana" dediği, ERDAL'IN "Abi sen ayarla ne olur" dediği, CANER'İN "Ya ben ona göre 12.000 dolar alamayız oradan mal gitti çünkü" dediği, Erdal'ın "gitmez dedi çünkü sebebini söyledi biliyor musun" "bu konularda dedi geri veriyor çünkü faturalı beyan" dediği, caner'in "fatura yok ki oğlum orda vermedi ki faturayı" dediği, ERDAL'IN "Geçmiş olsun dedim Nadir e" "...adama aynen şunu söyledi orada bir başçavuş vardı ben dedi ki sana bir şey soruyorum dedi şoför ne durum da komutanım bıraktık dedi tamam mı yani adam bunu benim yanımda yaptı" dediği, CANER'İN "yav şoför gitti de mal gitti mi gitmedi mi" "bekliyoruz ya gitmezse 12.000 alacaz başka bir şey yok" dediği, Tape:1020 14.01.2008 tarihinde Emin Caner YİĞİT ile Erdal SEÇKİN görüşmesinde özetle; ERDAL'IN "...Şöyle bir şey söyledi oğlum dedi mal orada kalsa bile dedi bir müddet sonra biz onu alırız oradan.." "Oğlum dedi bu adamlar böyleyse dedi iş yapmayın söyle dedi arkadaşınıza yapmasın dedi" dediği, CANER'İN "...bugün adliyeye sevk olmadı mı" "kamyonu bıraktılar mı bırakmadılar mı bunu öğrenmek istiyoruz" dediği, ERDAL'IN "abi aramadı orayı aramıyor anladın mı diyor ki oğlum diyor ismimiz bu kadar zikir olmasın oralarda diyor" "bir de kalktı ne dedi orada bana biliyor musun" "emaneti getirdin mi dedi vallah ya ben bunları anlamıyorum bunlarla iş yapmayalım caner ya" dediği, CANER'İN "yollarız onu bugün konuşuruz" dediği, ASKERİ ŞAHISLARLA İRTİBATI İLE İLGİLİ TAPELER Tape:1476 04.12.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün İl Jandarma Komutanlığını aradığı, çıkan şahsa, "Ben istanbul'dan arıyorum emekli general Veli KÜÇÜK" "Alay komutanınızla görüşebilir miyim yavrum" dediği, X şahsında Alay Komutanı İ. Albay'm yerinde olmadığını, onun yerine Y. U. Albay'm vekil olarak baktığını söylediği, Veli KÜÇÜK'ün de telefon numarası vererek aramasını istediği, Tape:1091 13.12.2007 tarihinde X Şahıs/Hüîya/Hacı AY ile görüşmesinde özetle; arasındaki telefon görüşmesinde özetle; X Şahsın "İstanbul Jandarma" diye tanıttığı, Veli KÜÇÜK'ün kendisini tanıttıktan sonra "Bölge komutanı orda mı Osman Paşa acaba" diye sorduğu, X şahsın da telefonu Hülya... isimli sekretere bağladığı, Hülya'nm O. Paşa nm olmadığını, denetlemede olduğunu söyleyerek H. A. Albayı telefona bağladığı, Veli KÜÇÜK'ün "Bir saat sonra bir saate kadar bir şeye revire bir uğrıcam gelsem bir şey görüşecektim seninle" dediği, Hacı AY'm da "Komutanım buyurun" diyerek davet ettiği, Tape:1097 27.12.2007 tarihinde Metin ALIŞ ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Metin hocam" dediği, Metin ALIŞ'm "Komutanım bir sıkıntıyla İstanbul'dan Ankara'ya tayinimiz çıktı ben de Anıttepe'de dispa^sSre*jaMİtona Dispansere Ankarada .«J**-1

başladım" dediği, Veli KUÇUK'ün "iyi Ankara'ya gelince ben seni bi görürüm uğrarım" dediği, Tape:1098 27.12.2007 tarihinde X Bayan/Uysal... ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "U. Binbaşının evi mi" dediği, X Bayan'ın da telefonu Uysal.... isimli şahsa verdiği, Veli KÜÇÜK'ün "bu şeyi aradım... Ümit paşa da şeydeynıiş izindeymiş herhalde" dediği, Veli KÜÇÜK'ün ".. .kim yapıyor sizin taburun yemeği... bizim arkadaşlar geldiler bu işin şeyleri bu ihalelere giriyorlarmış gireceklermiş bu askeriye yemeği böyle ihaleye veriliyormuş ya yeni mi oldu bu" diye sorduğu, U. Binbaşının da, ihale olmadığı, yemeği Taburda kendilerinin yaptığını, askerlerin yaptığını, ancak Tugay da böyle bir çalışma olabileceğini söylediği, Tape:1011 02.01.2008 tarihinde X Şahıs/Eyüp MENAY ile görüşmesinde özetle; X ŞAHIS'm "Kurmay Jandarma .................." diyerek telefonu açtığı, V.KÜÇÜK'ün "...ben emekli general Veli KÜÇÜK" "Alay komutanınızla görüşecektim" "Ama kimdi alay komutanı" dediği, X ŞAHSIN "Kurmay albay E. M., dedikten sonra telefonu E.M'a bağladığı, EYUP'ün VELİ'ye hitaben "Komutanım saygılar sunuyorum" dediği, VELİ'nin "Valla ya çok yoğunum ben ya emekli olduk ama yeniden artık orduya alırlarsa" "Yüzbaşılıktan devam ederim yani.... çok yoğunum ya bir sürü işe bulaştık Eyüp senden bir şey soracam ya" "Bizim İsmail in İsmail BOYNER in oğlu ordaymış Oğuz Ahmet BOYNER" "Orda kısa dönem eğitim görüyor dedi" "Anladım şimdi peki bunları nasıl dağıtım yapıyorsunuz" "Bu çocuğu nereye verirsin peki" dediği, EYUP'ün "Komutanım nereyi emredersiniz" dediği, VELİ'nin "Estağfirullah merkezde tutarsan olur ya Oğuz Ahmet BOYNER" "Bu bizim Cem in de amcasının oğlu" "Cem BOYNER in" "Sen telefonumu vereyim bak buralar da bir sıkıntın olursa İstanbul da" "Şeyi vereyim ben şirketi vereyim 0 212 452 66 88" "O benim güvenlik şirketi ordakiler zaten hepsi subay astsubay jandarma" dediği, Tape:1006 11.01.2008 tarihinde Ahmet Melih İŞCAN ile görüşmesinde özetle; AHMET'in "...bir Hakim Albay var di avukat şuanda da İlyas diye aynı zamanda Kocaeli milletvekili adayı idi" "İlyas Aktaran diye komutanım bizim devreden o sizle bir konu görüşmek istiyordu..." dediği, Tape:1021 15.01.2008 tarihinde H. A. ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "...Abdullah ŞAHİN diye bir çocuk geldi Çanakkale den asker" "Benim dayımın torunu bu" "Yani akrabam bunu şoför moför yapıyorlarmış bu şoförlük falan yapamaz ya şeydeynıiş Maslak taymış il jandarma da" "Sen bir devreye girde onu Kartal a falan versinler ya dağıtım etsinler" dediği, HACI'mn "Komutanım tamam ben bakayım durumuna" "Emredersiniz emredersiniz komutanım tamam komutanım" dediği, Tape: 1026/1027 22.01.2008 tarihinde O...? ile görüşmesinde özetle; Beşiktaş ta bulunan Jandarma Komutanlığında O ....? isimli şahısla görüşme yaptığı, Veli KÜÇÜK'ün O.... diye hitap ettiği şahsa "Şimdi ... sizin bilginiz olsun merkez komutanlığının da, genel komutanlığının da bilgisi olsun, evime geldiler sabah 6'ya doğru polisler, mahkeme kararı var arama yaptılar, BİZİM DOSYALAR, Özel Klasörler, Şüpheli Gördükleri Şeyleri Aldılar, şimdi emniyete gidiyorum" dediği, O'ın da Personel Başkanını arayarak bilgi vereceğini söylediği, Veli KÜÇÜK'ün de "Ankara'yı bi ara" dediği, ADLİ VE İDARİ GÖREVLİLERLE İRTİBATI(İLE İLGİLİ TAPELER) Tape:1118 04.12.2007 tarihinde D. G. Uj^^ftşnıesinde özetle; Dündar'ın "Paşam merhaba D. G" dediği, Veli'nin " merhabjSftr sajtıfljîwa4im, merhabalar" "Alo

s^' 877 |: «Yİ T Yh-T »r

(^i>& ^ V *\ »v %/

ı.*V

D... bey ses çok kesik geliyo arabadayım da" "Şöyle bi yarım saat sonra daha şey olur arabada şey yapıyor çok şey yapıyor, Oldu mu" dediği, Tape:1119 00.00.2007 tarihinde D. G... ile görüşmesinde özetle; Önceki konuşmalarda, Dündar GÜLTEKİN'in vali (emekli) olduğu anlaşılmaktadır. D.G. iş için sahibi Urfalı olan Bengi Grup isimli şirkete başvurduğunu, bu şirketin bölge müdürünün emekli bir subay olduğunu, referans için Veli KÜÇÜK'ün ismini verdiğim söyleyerek Veli KÜÇÜK ten yardım istediği anlaşılmaktadır. Tape:1475 10.12.2007 tarihinde Z. Ç. ile görüşmesinde özetle; Z.Ç.'m kendisini Denizli Cumhuriyet Savcısı olarak tanıttığı, kayın biraderi Tolga ERDOĞMUŞ'un Astsubay İstihkam Üstçavuşu olduğunu, subaylık sınavlarına girdiğini, tekrar mülakata alınacağım anlatarak "Sayın paşam sizden istirhamımız bu sınavda mülakatta tabiki tanıdık olanları bildik olanları etkin olanları sizin gibi şey yapıyorlar onların sözü geçiyor efendim" diyerek yardım istediği, Veli KÜÇÜK'ün de yardımcı olacağını söylediği tespit edilmiştir. Tape:1108 10.12.2007 tarihinde Z. Ç. ile görüşmesinde özetle; ZEKERİYA'nm "Alo iyi günler Veli paşam yine sizi mi aradım kusura bakmayın" dediği, VELİ'nin "Hayır bu numara benim numaram" "Bu numarayı siz şeyinize kardeşinize verin" "Beni bu numaradan arasın ben ondan bilgiler alayım" dediği, Tape:1109 10.12.2007 tarihinde Tolga ERDOĞMUŞ ile görüşmesinde özetle; TOLGA'nın "Ben Z. Ç.'m kayınbiraderiyim Tolga, Tolga ERDOĞMUŞ Komutanım" dediği, VELİ'nin "Şimdi enişten anlattı da, savcı bey anlattı da, bana bi daha izah et, nereye gidiyorsun, ne yapıyorsun sen şimdi?" dediği, TOLGA'nın "Sayın komutanım şimdi Perşembe günü 6 aralık itibari ile bu astsubaylıktan subaylığa geçiş sınavı vardı komutanım" "Evet komutanım, sınava girdik komutanım, şimdi bu puanlama, çok da burda çalışma imkanımız olmadı, Kandıra duymuşsunuzdur belki, Kandırada görev yapıyorum ben" dediği, VELİ'nin "Tamam ben yardımcı olurum canım, Tolga sen şimdi ne zaman mülakata giriyorsun?" "Ha o sınavın başardı olman da şeye bağlı, yani yazılı sınava girdin demi" "Yazılı sınava pek bi şey yapabileceğimi, ben şimdi açık konuşan bi insanım Tolga, yazılı smava artık girmişsin, imtihan bitmiş, bu şeyler okunmuş falansa pek bişey yapamayız gibi geliyor bana" dediği, TOLGA'nın "Sayın komutanım daha okunmamıştır, çünkü daha perşembe girdik" dediği, VELİ'nin "Peki neresi bakıyor bu yazılı sınava, kim ilgileniyo" dediği, TOLGA'nın "Personel Başkanlığı bakıyo sayın komutanım" dediği, VELİ'nin "Kara Kuvvetleri Komutanlığı Personel Başkanlığı" dediği, TOLGA'nın "Evet komutanım, son hakkımdı saym komutanım bu sınav" dediği, VELİ'nin "Sen şey yapma ben bi bunu bi ordaki ama bunu herkese şey yapma çünkü oğlum bu yazılı puanı yükselteyim falan diye, ben araya birilerini koyum, bi görüşeyim ben, tamam mı Tolga" dediği, TOLGA'nın "Saym komutanım faydanız olursa ömür boyu vefa" dediği, Tape:1083 11.12.2007 tarihinde A. Ç. ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Sayın Valim saygılar Veli Paşa" diyerek nerede olduğunu sorduğu, A.Ç.'in de otelde olduğunu söylediği, Veli KÜÇÜK'ün ".. Hakkı duruşmaya gitti" "Şeyde nerde Bayram şey ne o şey var ya ya yeni bir adliye ta orda" "Yenibosna nın orda bir şey var" "Oraya gitmiş ben aradım öğleden sonra yetişmeye çalışacak olmazsa ben yarın mutlaka görüşecem çağıracam yani" dediği, A.Ç.'in de "Komutanım çok makbule geçecek" dediği, TapedllO 11.12.2007 tarihinde A. Ç. ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Saym Valim nerdesiniz?" "...oteldeyseniz bi uğrayım diye^e^m^şdediği, AYHAN'm "Yok Küçükçekmece'deydim, görüşme yaptık mı?" dedj|f% VEfcİfrfon^Yok, yok yarın şey

yapacaz uğramadı, gelemedi bekliyorum yarın" dediği,

o,

tamam"

dediği, AYHAN'in "Ben

sizden

haber

Tape:1112 12.12.2007 tarihinde A. Ç.ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Ha Sayın Valim merhaba..." dediği, A.'m "...hareket ediyorum şimdi ben Beşiktaş'tan" "Ankara'ya dönüyorum" dediği, VELİ'nin "Tamam Ankara'ya, ben görüştüm, çağırdım cuma günü gidecekler görüşecekler" dediği, A.'m "Ben cuma sonuçtan haberdar olur muyuz" dediği, Tape:1477 21.12.2007 tarihinde H. Ü. K. ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Savcı bey" dediği, HAMDİ'nin "...Yalova'dayım" dediği, VELİ'nin "...köydeyiz Bilecikteyiz Gölpazarı'ndayız" "...gelecem çok özel gelecem sana" dediği, HAMDİ'nin "Bekliyorum mutlaka bekliyorum" dediği, Tape:1883 26.12.2007 tarihinde Hakkı KURTULUŞ ile görüşmesinde özetle; V.KUÇUK'ün "Hakkıcığım merhaba" "Ne yaptın görüşebildin mi" dediği, H.KURTULUŞ'un "Görüştüm ilettim ben sizin şeyinizi" dediği, V.KUÇUK'ün "Ne dedi bir şey söyledi mi" dediği, H.KURTULUŞ'un "Yok bir şey söylemedi selamları var sadece size bir şey demedi" dediği, V.KUÇUK'ün "Bu benim işim değil benlen alakası yok" "Sen öyle bir iki hafta geçtikten sonra ben değil de Vali soruyor de ne yapacaz de" "Tamam mı" dediği, H.KURTULUŞ'un "Tamam komutanım" dediği, V.KUÇUK'ün "Tamam oldu sıkboğaz etmeyin çocuğu orda zaten sıkıntılı" dediği, H.KURTULUŞ'un "He he tabi sıkıntılı" dediği, Tape:1884 26.12.2007 tarihinde A.Ç. ile görüşmesinde özetle; V.KUÇUK'ün "Sayın Valim" dediği, A.Ç.'in "Komutanım dinliyorum" dediği, V.KUÇUK'ün "Söylemiş görüşmüş dedim tamam demiş bir bakayım ben demiş herhalde bişeyler inceleyecekler bi hafta sonu tekrar görüşün bana haber verin dedi önümüzdeki görüşmede bana tekrar haber verecekler diyor bi önümüzdeki görüşmede tekrar görüşecekler" dediği, A.Ç.'in "Tamam komutanım ben şeyi söyledim size çok makbule geçecek inşallah" dediği, V.KUÇUK'ün "Tamam demiş bi bi bakayım hele falan demiş yani durumu nedir o kendi inceleyecek herhalde" dediği, Tape:3251 31.12.2007 tarihinde Osman Metin ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Osman Metin ÖZTÜRK W, "KOMUTANIM BURASI SİZİN EMRİNİZDE VE HİZMETİNİZ DE ONU ÖZELLİKLE ARZ EDEYİM", "BENDEN NE EMREDERSENİZ", "HER ZAMAN EMRİNİZDE HİZMETİNİZDEYİM" DEDİĞİ Tape:1152 31.12.2007 tarihinde Osman Metin ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün Giresunda görevli olduğu dönemde, Osman Metin ÖZTÜRK'ün Kırıkkale Üniversitesinden Doçent olarak geldiğini anlattığı ve kendisini tanıttığı, o dönemle ilgili "SİZİN GÜZEL BİR JESTİNİZLE ORDA KALDIM İKİ GÜN EFENDİM, ŞİMDİDE ALLAH BİZE NASİP ETTİ GİRESUN ÜNİVERSİTESİNİN REKTÖRÜ OLDUM EFENDİM" "...kendimi unutturmayayım efendim size tekmil vereyim" dediği, Veli KÜÇÜK'ünde Karadenize geleceğini sösylediği, Osman Metin ÖZTÜRK'ün üniversite bünyesinde bir Osman Ağa sempozyumu hazırlayacaklarını söyleyerek davet ettiği ve "Ben o konuda sizin izniniz olmadan bir adım atmayayım dedim" "Her zaman emrinizde hizmetinizdeyim" dediği, Veli KÜÇÜK'ün de ziyaretine geleceğini söylediği, Tape:1014 03.01.2008 tarihinde A.Ç. ile pö*üfntes4nde özetle; VELİ'nin "Sayın valim saygılar" "Sayın valim buyrun o öbüı^kohu içft^lnı^ "Onu bugün veyahutta /

yarın bana haber gelicek görüşmeye gidecekler tekrar dile getirecekler" "Oldu mu ben takip edecem onu" dediği, Tape:1473 04.01.2008 tarihinde Orhan ....? ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Orhancım bu şey N. H. emekli olmamış ..Bakırköy adliyesinde görevliymiş" ".. Bilecikten sordum Adliyeden adalet şeyden sordum savcılıktan sordum" dediği, Orhan'ın "He savcılıktan sordun onun karısı şeyde Bakırköy adliyesinde o da oraya mı gelmiş" "BİZİM ŞEYİMİZ Mİ BU BİZİM ARKADAŞLARIMIZDAN MIYMIŞ" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "BİZİM ARKADAŞLARIMIZDAN ALDIĞIMIZ BİLGİ ÖYLE"dediği, Tape:1472 04.01.2008 tarihinde Metin ...........? ile görüşmesinde özetle; Bir süre selamlaşıp sohbet ettikten sonra, Veli KÜÇÜK'ün "... Metincim N. H. var burda Hakim" "Ağır Ceza Reisiydi tayini çıkmış" "Nasıl birisiydi o bizim görüşümüzde olan birisi miydi" dediği, Metin'in "... hemen araştırabilirim hiçbir samimiyetim olmadı hakimlerle falan çok fazla şey yapmadım bu arada" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Anladım oldu sen bi haberin olsun da bi şey aklında olsun" dediği, Tape:1470 07.01.2008 tarihinde Semih YAVUZ ile görüşmesinde özetle; Semih YAVUZ'un kendisini avukat olarak tanıttığı ve Gölpazarlı Sibel GENÇ isimli bayan arkadaşının Hakimlik sınavlarını kazandığını, kazananlardan bir kısmının alınacağını bir kısmının eleneceğini söyleyerek "250 kişi elenecek o da şimdi korkuyor tabi bu işlerde parti işleri falanda devreye giriyor da yani belki dedik sizin o F. K. falan varya bir faydası olurmu diye düşündük paşam" dediği ve bu konuda yardım istediği, Veli KÜÇÜK'ünde Sibel GENÇ ile görüşeceğini söylediği tespit edilmiştir. Tape:1005 10.01.2008 tarihinde Mete..? ile görüşmesinde özetle; METE'nin "Şimdi Ayhan Çevik aradı beni" "Vali Bey İstanbuPdaymış" "...illa yarın görüşmek istiyorum sizinle dedi dedim valla sayın valim böyle aklınıza estiği zaman geliyorsunuz Gel diyorsunuz İstanbul burası dedim ya bir işimiz var biri dağı da biri bayırda yarın çok doluyum ben hafta sonu dedim filan" "Ya dedi beni dedi atlatıyorsunuz gibi geliyor falan Ya ne münasebet sayın valim dedim ya iş hayatına sizin hürmetiniz vardır" dediği, VELİ 'nin "Mete sen şey yapma ben onu teskin ederim..." dediği, METE'nin "Gereken her şeyi yaptım geçen sefer de arkadaşı ile geldi iki gün o otelde ağırladım her şeylerini yaptım yani" dediği, VELİ'nin "Ya onun başka sıkıntısı var siz bilmiyorsunuz..." dediği, Tape: 1023 11.01.2008 tarihinde A.Ç. ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Sayın valim günaydın" dediği, A.Ç.'m "Günaydın ben sizi bekliyorum alıcak mısınız nasıl yapalım" dediği, VELİ'nin "Ben gelicem oraya geleyim çocuklar gelmedi benim korumalar sizi gelip alacam..." dediği, A.Ç.'m "...dokuzda gelsek sizinle beraber olsak yarım saat bir saat yeter..." dediği, Tape:1024 12.01.2008 tarihinde Ayhan ÇEVİK ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Sayın valim ne yaptınız" "Ben vakıftayım yemeğe gel yukarı gel sayın valim" dediği, Aın "Komutanım oraya çıkmayalım biz ama bir görüşelim" dediği, VELİ'nin "Tamam geldiğinde içeri ben haberim olsun..." dediği, A'm "...o bizim milletvekilimiz de gelsin size bir allahısmarladık diyecek tamam" dediği, Tape:1025 14.01.2008 tarihinde A.Ç.ile görüşmesinde özetle; Ayhan ÇEVİK'in "Komutanım Allaha şükürler olsun iyiyim şimdi o gördüğünüz Ertan vardı ya. Ertan eeee bana bir şeyden bahsetti ben onun numarasını size versem de yani sizin onu bu tespit etmeniz lazım İsviçreyle ilgili bir şeyler söyledi. Ertajj. ALTUNKAYA. Bir finans kaynağı varmış. Ee işte şimdi ben telefonda çok de^fvernîâ^istemiyorum da." dediği, Veli KÜÇÜK'ün "E siz verin numarasını ben ardayım." Be|fği\ye "0533 417 69 47"

880 (ffjrflf "

* S t»

numaralı telefonu aldığı, A.Ç.'in "Ben kendisine de haber edeyim siz onu bir ararsanız bi davet edin bi sözlü bilgi alın." dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Sayın valim öbür konuyla ilgili biz bir çalışma yaptık. Yalnız eee adamlar yani buu bizim söylediğimiz gibi o rakam böyle bir şey yok diyorlar böyle bir teklif te yok böyle bir bilgi de almmadı diyorlar ve ciddiye de almamışlar açık söyleyeyim. Ben işte bu gün öğleden sonra tekrar görüşecek Ayca hanımla da görüşülecek. Şeylen de Ömer beyin kızıymış Ömer beyle de görüşecekler ama böyle almışlar. Sonra o rakam çok abartılı ben size söyledim yani mümkün değil. Ben takip ediyorum o konuyu." dediği, A.Ç. "O benim benim şeyle ilgili konu. İnşallah hayırlı haberler bekliyoruz komutanım" dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape:1009 16.01.2008 tarihinde Ayhan ÇEVİK ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "...sayın valim saygılar sunuyorum nasılsınız" dediği, AYHAN'm "İstanbul'a gelmeme gerek var mı" dediği, VELİ'nin "Yok şuanda yok bir şey yapıyorlar haber verecekler" dediği, İŞ TAKİBİNE İLİŞKİN GÖRÜŞMELER Tape:1038 14.11.2007 tarihinde Mehmet EYMÜR ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Mehmetçim merhaba. Vakıftayım ya Türk Dünyasındayım, sen ne...?" dediği, Mehmet'in "İş ihtiyacı olan kimse var mı?" "Ya bizim Sönmez beyin bi işi var da. Sönmez KÖKSAL'ın. Onda çalışacak birini şey ediyoruz ..." "...Erkek de yani birazcık bu şey banka alacaklarıylan ilgili çalışacak." "Muhasebe filan değil. Daha çok istihbarata yönelik." dediği, Veli'nin "Tamam, anladım ben. O vakit bizim emeklilerden birini bulmam lazım sana." dediği, Mehmet'in "Ya biraz da genç olursa daha iyi olur." dediği, Veli'nin "Genç işte emekli derken, Binbaşılıktan falan ayrılmış bu işi girebilecek." dediği, Mehmet'in "SENİN ESKİ KONUNA GİRDİĞİ İÇİN, onun için aklıma geldin." dediği, Tape:1129 08.12.2007 tarihinde Mehmet EYMÜR ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Hayri BAŞBUĞ tanıyosun?" "Şu zazalarla ilgili bi kitap falanda yazmıştı" "Hatırladın mı?" dediği, MEHMET'in "Hayal meyal" dediği, VELİ'nin "Onu bi şey yapsan hele" dediği, MEHMET'in "Bir öğrenmeye çalışalım kim" dediği, Tape:1048 17.11.2007 tarihinde Erdal...? ile görüşmesinde özetle; Erdal'ın "Paşam Bursa'dan Metin Bey geldi." dediği, Veli'nin "He ben Yenipazar'dayım gelecem. Yarım saat sonra çıkıyorum." dediği, Tape:1049 17.11.2007 tarihinde Osman...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "...Sizin orda Yalçınlar Tekstil diye bi yer varmış." "Orda Organize Sanayi Bölgesinde." "Kestel'de, kimdir bunlar?" dediği, Osman'ın "Yalçınlar Tekstil, neyine bakalım onun?" diye sorudğu, Veli'nin "Bide Cisi Cisiy." dediği, Osman'ın "He Çisiy Tekstil. Tamam biliyorum o şeyli Hakkâri Yüksekovalı o." dediği, Veli'nin "Ben sana birisini gönderiyorum." "Metin ŞENGÜLER diye bi çocuk gönderiyorum." "ONLARLAN GÖRÜŞTÜRÜN. Bİ TERSLİK Bİ YANLIŞ BİŞEY YAPMASIN." dediği, Osman'ın "Çisiy Tekstille bide Yalçınlar Tekstil değil mi?" diye sorduğu, Veli'nin ise "HE HE, İKİSİ DE AYNI ŞAHISLARIN ZATEN." dediği, Tape:1050 18.11.2007 tarihinde Sedef...? ile görüşmesinde özetle; Sedefin "...Filizde kalıyorum bende, boşandık Volkan'la." dediği, Veli'nin "Volkan söyledi de. Bende merak ettim, nedir ne oldu gene?" "Geldi bana geldi." "Onunla Bilal Albay, Kemal Albay falan geldiler." "Ne iş yapar o Kemal Albay?Jj;5d«diğiv Sedef in "Ne yaptığı belli değil. Mafyalara falan karıştı bi ara, bişeyler yaptjt/^'Parât-jpiracı bi adam yani." "Yani bana çok şey gelmiyor. Görüştüğü adamlar pek tekirfadamlar değifyârii." dediği,

f^I^-======^-~ y^~"

881

'' '' '' "-;

Tape:1057 21.11.2007 tarihinde Necati...? ile görüşmesinde özetle; Necati'nin "Efendim sizin talimatınızı bekliyoruz biz." dediği, Veli'nin "Yarın orda toplantılarım var. Bilahare görüşürüz. Oraya İstanbul'a döndükten sonra tamam." dediği, Tape:1060 29.11.2007 tarihinde Alpaslan...? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Ya duydum da, şey, ben farkında değildim ya." "Kafanı takma hiç yav. Biliyorsun benlen nasıl uğraşıyorlar. Benlen nasıl şey yapıyorlar basın..." "Her zaman her zaman yanındayız." Dediği, Alpaslan'ın "Sağol amca sağol, teşekkür ederim." dediği, Veli'nin "Kafanı takma, her şeyden önce. Sakın ha, tamam mı? Alpaslan biz biliyoruz." "Zamana bırak işi." dediği, Tape:1102 03.12.2007 tarihinde Fahrettin ÖZTOPRAK ile görüşmesinde özetle; FAHRETTİN'in "Nasılsınız paşam?" dediği, VELİ'nin "Yav şeyden Şarkışlayla görüştüm Ordaki Jandarmaya şey yaptım" "Tamer Üsteğmene baktı gitti" "Şubeyle inceledi bakaya kalmış" "Yav geç gönderecek değil yakalama emri çıkar şimdi bunun geçi var mı" dediği, FAHRETTİN'in "Hemen gidip teslim olsun mu?" "Yani siz halledebilir misiniz?" dediği, VELİ'nin "Gidip teslim olacak hemen sevk edecekler ben kendisiyle bi konuşayım Atillayı sen bu akşam sen bana gönder eve gönder bizim" dediği, FAHRETTİN'in "Dersinki şimdi benim lafımı dinlemiyor o hocam bana dedi dersin Turan hoca bana dedi kontrol et dedi bende kontrol ettim de" "Turan hoca Atila'nm askerlik durumunu bi kontrol et dedi dedi dersiniz" dediği, Tape:1103 03.12.2007 tarihinde Atilla Turan ÖZTOPRAK ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Sen bizim eve bi gel şu şeye bi bak bakalım bilgisayara" dediği, ATİLLA'nın "Tamam geleyim hemen" dediği, Tape:1104 03.12.2007 tarihinde Turan..? ile görüşmesinde özetle; TURAN'in "Bu Atilla'yı ne yapacaz" dediği, VELİ'nin "Atilla ben ona evde eve çağırdım" "Bilgisayara bak falan diye bu bakaya kalmış Şarkışlaylan konuştum kendi biliyo belki de Şarkışlaylan görüştüm Sivastan" dediği, TURAN'm "Şimdi gönderirsek normal olur mu cezasız falan" dediği, VELİ'nin "Ben yarın tekrar görüşecem Sivaslan Askerlik Dairesiylen" "Ben Turan hoca hoca bana şey yaptı ben onun üzerine araştırdım diyecem haberin ola" dediği, Tape:1077 04.12.2007 tarihinde Emel MÜFTÜOĞLU ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Emelcim merhaba Veli paşa" "Sen hiç o kadar şey yapmana gerek yok çocuğun ismini ver bana ne istiyor ben bir telefonla telefonu ver ben bir arayayım" dediği, Emel MÜFTÜOGLU'nun "Ben ne istiyor biliyor musunuz paşam buralara bir yere aldırabilir miyiz Mersin nüfuslu" "Kısa devre mi olacak diye bir sınava girdi" "İmtihana girdi pazartesi günü sonucu belli olacak ve dağıtılacaklar" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Onu bana daha önce bir şey yapsalardı ya neyse kısa devre olur inşallah Emel cim e sonra sınıfı belli olacak şeyi belli olacak" dediği, Emel MÜFTÜOGLU'nun "evet Serdar TAÇ adı" dediği, Tape:1117 04.12.2007 tarihinde Emel MÜFTÜOĞLU ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün Türk Dünyasında olduğunu, nezaman müsait olacağını sorduğu, Emel MÜFTÜOGLU'nun da "...paşam, kızımın sözlüsü Mersinli, çocuk askerliğe müracat etti, şimdi sınava girdi" diyerek damadının askerliğiyle ilgili yardım istediği, Veli KÜÇÜK'ünde bu konuyu yarın görüşürüz dediği tespit edilmiştir. Tape:1081 04.12.2007 tarihinde Müfit .... ile görüşmesinde özetle; Müfıt'in "Şu an da şeydeyim Kalp Vakfındayım" dediği, Veli KÜÇÜK'ün de Bağlarbaşmda olduğunu ve atölyeye uğrayacağını söylediği, Müfıt'in "... uğra j^fş^örda" dediği, Veli KÜÇÜK'ün

Müfit'in "Ya bir iş bulalım ona ya o çocuğa" dediği, Veli KUÇUK'ün "Mehmet SEYİTALİOĞLU" dediği, Müfit'in "Mehmet SEYDİALİOĞLU ŞEYDİ ALİOĞLU" "İki yıllık ee kamu" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Ben şimdi alay komutanını aradım o dışandaymış" "Diyarbakır İl Jandarma Komutanı onunla görüşecem ona söylicem bir göndericem oraya bir baksm bulursa o bulacak alay komutanı bulabilir" dediği, Tape:1121 04.12.2007 tarihinde Emel MÜFTÜOĞLU ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Ben görüştüm telefon ettim" "Konuştum kendisiyle pazartesi günü tekrar beni arayacak veyahutta ben ararım duruma göre bakacam oldu mu canım" dediği, Emel'in "Tamam paşam sağolun" "Nerdesiniz?" dediği, Veli'nin "EMİNÖNÜNDE HAMDİDEYİZ" dediği, Tape:1122 05.12.2007 tarihinde Turgay..? ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "...beni şeyden aramışın ama bana tam anlatamadı şey" "Benim ordaki şey çocuk" dediği, Turgay'm "Efendim Orhan TÜRDOĞAN" "Bu zaza Türkleri konusunda bir iki yayını çıkan soyadı BOZKURT olan bir vatandaş var" "He şimdi bu bizim Turhan hocanın ordada çıkmış bunun kitabı" dediği, Veli'nin "Bu kimin bu şey ya Orhan hocanın görüşmek istediği şahsın mı?" "Güvenç olmaz kim BOZKURT acaba ismini ben sen tanıyorsan ben bulurum ama" dediği, Turgay'm "He ben şimdi 15 dakka sonra arayım" dediği, Tape:1123 05.12.2007 tarihinde Can..? ile görüşmesinde özetle; Çan'ın "Hayri BAŞBUĞ paşam" dediği, Veli'nin "Hayri BAŞBUĞ kim bu?" dediği, CAN'm "İşte bu Turhan hocada bunun Yezidi Türkler diye bir kitabı çıkmış bi de Zaza Türkler diye de var etrafta internette falan dolaşan" "Yani bu arkadaş söylenen o ki MİT'te görevliymiş o bölgedenmiş işte buna bu kitapları yazmış" dediği, Veli'nin "Ben arkadaşlara sorarım MİT'tekiler de bilir ... sorarım bakalım" dediği, Tap:1124 05.12.2007 tarihinde Kerim KANAT ile görüşmesinde özetle; Kerim'in "Bizim yeğen sınava girdide paşam demiştik ya Balıkesir'de" "Girdi aday numarası varmış onu verdiler bana" dediği, Veli'nin "Sen beni bi arar mısın dışarıdayım ben de not alacak durumda değilim" dediği, Tape:1082 11.12.2007 tarihinde Tülay/Saadet... ile görüşmesinde özetle; Tülay isimli bayanın Türk Dünyası diye tanıttığı, Veli KÜÇÜK'ün ".. Atilla ve Fahrettin" isimli şahıslan sorduğu, Tülay'm da Atillanm olmadığını, Fahrettinin olduğunu söylediği, Veli KÜÇÜK'ün de Saadet isimli bayanı istediği, Veli KÜÇÜK'ün "Bugün şeye gidecekti o gitti mi ya kaçıyor bu seferde bu yav" dediği, Saadet'in "... kışlaya faks çekildi dedi faksın sonucunu bugün verecek" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Tamam faks çekildi biz şeye Amasya ya planladık onu" dediği, Tape:1085 12.12.2007 tarihinde Serdar TAÇ ile görüşmesinde özetle; Serdar TAÇ'm ".. Burdur a çıktım Paşa oraya gidiyorum bugün teslim olucam" "..kısa dönem" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Sen Burdur a gittiğinde taburunu bölüğünü bir de komutanların isimlerini falan bana mutlaka bir bildir yada" "Emel şeye bildir de Emel o bana bildirir" dediği, Tape:1143 25.12.2007 tarihinde Turgay TÜFEKÇİOĞLU ile görüşmesinde özetle; TURGAY'm "Paşam cumartesi günü Turhan hocamın oraya geleceksin inşallah" "Şey var Faruk Arif BUNAK" "Şimdi bu Hayri BAŞBUĞ hani ulaşmak için o gün aramıştınız" "Yalnız bunun iki Türk boyu Zaza ve Kurmançlar diye fevkalade bir kitabı geçti elime eski baskı hatta orda bu arkadaş diyor ki Zaza tarihini de hazırlıyorum diyor" "İki tane takdim edeyim size" "Bide bu kitabın idM"t™T5zel|ikle demiş ki bu kitap hazırlamakta olduğum Zaza tarihine bir ön çalışıradır" cft^ğbVELİ'nin "Geldiğinde bi

olmazsa ben bir arkadaşı da bu işe görevlendirdim o takip ediyordu" "MİT' ten onla bi şey yapalım" dediği, Tape: 1002 25.12.2007 tarihinde Sebahattin KAYA ile görüşmesinde özetle; SEBAHATTİN'in "...Muzaffer Yüzbaşı mı ne yapacak attık içeri komutanım" "Muzaffer Tekin vardı ya komutanım" dediği, VELİ'nin "Bir şey olmaz bir şey olmaz merak etme" dediği, SEBAHATTİN'in "...Hacı Albayı mı da gönderdik şeye Elazığı da" dediği, Tape:1101 28.12.2007 tarihinde Tevfik.... ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Senin bu eskilerden kalan sağlık bakanlığında adamların vardır" "... GÜMRÜKÇÜOĞLU VARMIŞ MÜSTEŞAR TANIR MISIN" dediği, Tevfık'in de "Tanımam" "Bunlar hep yeni Gümrükçüoğlu kimin adamıdır sana söyleyiyim mi CENGİZ CEL... adamıdır Müsteşar oldu o şimdi" "O Cihangirin abisi var ya Cengiz kardeşi Cengiz" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Bu Zonguldakta bi hastane Baştabibi arkadaş var bana arkadaşlar geldiler burdan da" ".. işte ordan alma malma bilmem ne falan şey yapıyorlarmış da devreye birilerini sokmamız lazım diye düşündüm sen aklıma geldin" dediği, Tevfık'in "Ama o Müsteşar pek birşey yapar mı bilmiyorum bakanın şeyinde onlar" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Ben sana bi şey isim verecem ben sana bi şey yapalım bi onu bi inceleyim oldu" dediği, Tape: 1148/1149/1150 30.12.2007 tarihinde Lütfü TÜRKKAN ile görüşmesinde özetle; LÜTFÜ'nün "KOMÜNİSTLER MOSKOVA'YA DİYE BAĞIRDIK TÜM ZAMANLARDA. BAKTIK Kİ YEŞİL KOMÜNİSTLER İŞBAŞINDA, BİZ DE BURAYA GELDİK. İYİ SENELER DİLİYORUM. MOSKOVA'DAN SELAMLAR. LÜTFÜ TÜRKKAN" şeklinde mesaj gönderdiği, Tape :1154 31.12.2007 tarihinde Mustafa ....? ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Bugün beni şey aradı ordan, Rektör ..o yeni gelen çocuk aradı" dediği, Mustafa'nın "... Osman Metin ÖZTÜRK mü?" diye sorduğu, Veli KÜÇÜK'ün de doğrulayarak kendisini iyi tanıdığını söylediği ve üniversitede yapılacak sempozyumdan bahsettiği, Mustafa'nın da "Ne kadar güzel olur paşam ya, sen bi gel de şu belediye seçimi de konuşuruz, işi yaparız, alalım şunlardan belediyeyi" dediği, Tape: 1012 02.01.2008 tarihinde Muzaffer..? ile görüşmesinde özetle; VELİ'nin "Muzaffer hocam" "Şimdi bu Oğuz un şeyini görüştüm..." "O alay komutanıymış tanıdığım bir çocuk" "...söyledim ne yapayım nereye vereyim dedi bende sizden İsmail le konuşmadığımız için merkezde tut dedim" "Tamam merkez de tutacak" dediği, Tape: 1007 14.01.2008 tarihinde Erem..? ile görüşmesinde özetle; EREM'in "CNR dan ayrıldım evdeyim şimdi CNR dan ayrıldım yani" dediği, VELİ'nin "Bu Özbek Dilaver diye birisi var" "Ceyda hanımın yanma gelip gidiyormuş oralarda şey yapıyormuş kim bu adam ya" "...benim adımı da kullanmış bir iki yerde de" dediği, EREM'in "Ya bu çocuk yani bir şeyi yok bir özelliği yok belki bir yani bir ara bu Afganistan tarafında filan galiba bir kullanmışlar veyahut da bir şey olmuş yani yani o dönemlerde onun haricinde burda fazla bir şey yok yani öyle bir" "...Zeytinburnu tarafında oturuyor" "Özbekistan'a falan da gidip geliyor bir ara bir televizyon melevizyon kurucam diyor oralarda radyo kuracağım diyordu öyle anlatıyordu" "Ceyda hanımın yanında işte geldi oraya oturdu bir oda vermişler ona biz geldiğimizde orda bulduk orda oturuyordu..." "Yok değil yok ayrıldı" dediği, VELİ'nin "Şimdi bizim arkadaşa gelmiş bizim şirket de beraber olduğumuz arkadaş var elektronik işi yapıyor" "Ona gelmiş Azerbaycan da demiş ben BakününJ##enHf.xyalisi ile görüştüm bilmem

nesinin emniyet müdürünü tanırım görüştüm ettim orada demiş şehrin demiş ...nıobil kamera sitemi ...olur sana yaptırırım maptırırım falan diye" dediği, Tape: 1008 15.01.2008 tarihinde Habip..? ile görüşmesinde özetle; HABİP'nf'Bu sizin orda memleket de Gölpazarı'nda tanıdık var mı paşam" "Benim teyzemin oğlu orda da şimdi" "Şuan orda dağıtımı var 15 gün oldu dağıtımı" dediği, VELİ'nin "Onu sen gitmeden bana haber verseydin ya ben Uysal'a oranın tabur komutanı Uysal Yarbaya söylerdim ya" "...o gittiği yerde ben yardım edeceğim en azından time sokmazdık" "Bilgisayara yüklendi gitti Ankara'ya gitti Asava gitti genel komutanlığın bilgisayarlarına girdi dağıtım bile yapmıştır yeri bile bellidir onların" "Dağıtımdan sonra şey yapalım oldu mu Habip" dediği, Tape: 1028 22.01.2008 tarihinde Nevzat..........? ile görüşmesinde özetle; Bir süre jandarmaların evin çevresinde olduğunu ve arama yaptıklarından bahsederek, Veli KÜÇÜK'ün "Önemli değil oğlum yatarım ben gider yatarım bu vatan için herşeyi yapıcam siz merak" "üzülmeyin ben herşeyi göze aldım zaten, bunu şimdiye kadar konuşmadım hep vatanım milletim konuşmadım bundan sonra bağırıcam arasınlar" dediği, *&*!

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları; (zafer kod) Muzaffer TEKİN ile irtibatları; dosyada mevcut deliler ve inceleme tutanaklarına göre Şüpheliler Muzaffer TEKİN ve Veli KÜÇÜK'ün basın açıklamalarında birlikte olduğu 1-09.03.2006 Tarihinde Hukukçular Birliği ve çeşitli dernekler adına Kemal kerinçsiz'in Van Cumhuriyet Başsavcılığı ili ilgili yaptığı basın açıklamasında Muzaffer TEKİN ve Veli KÜÇÜK'ün bulunduğu, 2-Basmdan elde edilen görüntülerde bir basın açıklaması sırasında (zafer kod) Muzaffer TEKİN 'in şüpheli Veli KÜÇÜK ün elini öperken görüldüğü, 3- Milli güç Platformu ve Hukukçular Birliği'nin Patrikhanenin Yunanistan' a gönderilmesi konulu basın açıklamasında şüpheliler (zafer kod) Muzaffer TEKİN,Veli Küçük, Sevgi Erenerol, Kemal Kerinçsiz, Zeki Yurdakul Çağman, Oktay YILDIRIM Muammer KARABULUT un birlikte oldukları tutanaklardan tespit edilmiştir. Veli küçük isimli şahsın bilecikteki ikamatinde yapılan aramada elde edilen CHROM-GRAPH yazısı ile başlayan kareli okul defterinin "1. Sayfasmda-em.yzb muzaffer tekin şeklinde kayıt bulunduğu, Dosyada mevcut telefon görüşmesinde birşahsm Veli KÜÇÜKe Muzaffer TEKİN yüz başım ne olacak halen çıkmadı demesi üzerine şüphelinin de düzelir şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmaktadır. TELEFON İDTİBATLARI (aynı numarayla görüşmeler diğer sim karta aittir) -Sedat Peker' in kullandığı 0535 7615190 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Sedat Peker' in kullandığı 0535 8771551 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Sami Hoştan' m kullandığı 0532 6376537 nolu GSM hattı ile 33 kez görüştüğü, -Sami Hoştan' in kullandığı 0532 6376537 nolu GSM hattı ile 9 kez görüştüğü, -Sami Hoştan' m kullandığı 0532 6682176 nolu GSM hattı ile 12 kez görüştüğü, -Boğaç Kaan Murathan' m kullandığı 0537 4090697 nolu GSM hattı ile 6 kez görüştüğü, -Boğaç Kaan Murathan' m kullandığı 0535 5056666 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Mete Can Kurt' un kullandığı 0533 5193535 nolu GSM hattı ile 12 kez görüştüğü, -Fuat Turgut' un kullandığı 0542 2037816 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Fuat Turgut' un kullandığı 0506 5059163 nolu GSMJjattı4k| 2 kez görüştüğü, -Cemal Yiğit' in kullandığı 0216 3599226 nolu Safoif hattı flejl'kez görüştüğü,

5

i "' \x¥%

-Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 5 kez görüştüğü, -Ertuğrul Çakır' in kullandığı 0532 3482757 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Muammer Karabulut' un kullandığı 0542 8221246 nolu GSM hattı ile 7 kez görüştüğü, -Emin Şirin' in kullandığı 0532 2626884 nolu GSM hattı ile 107 kez görüştüğü, -Emin Şirin' in kullandığı 0532 2626884 nolu GSM hattı ile 11 kez görüştüğü, -Kemal Kerinçsiz' in kullandığı 0532 2143354 nolu GSM hattı ile 65 kez görüştüğü, -Kemal Kerinçsiz' in kullandığı 0532 2143354 nolu GSM hattı ile 10 kez görüştüğü, -Kemal Kerinçsiz' in kullandığı 0533 2949190 nolu GSM hattı ile 41 kez görüştüğü -Kemal Kerinçsiz' in kullandığı 0533 2949190 nolu GSM hattı ile 54 kez görüştüğü, -Mecnun Odyakmaz' m kullandığı 0533 2711435 nolu GSM hattı ile 33 kez görüştüğü-Mecnun Odyakmaz' m kullandığı 0533 2711435 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Emin Gürses' in kullandığı 0532 2066768 nolu GSM hattı ile 11 kez görüştüğü, -Sevgi Erenerol' un kullandığı, 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 69 kez görüştüğü, -Sevgi Erenerol' un kullandığı, 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -M. Zekeriya Öztürk' ün kullandığı 0532 3412902 nolu GSM hattı ile 39 kez görüştüğü, -Vedat Yenerer' in kullandığı 0532 2457989 nolu GSM hattı ile 122 kez görüştüğü, -Vedat Yenerer' in kullandığı 0532 2457989 nolu GSM hattı ile 71 kez görüştüğü, -Güler Kömürcü' nün kullandığı 0532 2136100 nolu GSM hattı ile 414 kez görüştüğü, -Güler Kömürcü' nün kullandığı 0532 2136100 nolu GSM hattı ile 24 kez görüştüğü Şüpheli Veli KÜÇÜK'ÜN katılmış olduğu örgütsel içerikli eylemler; 1-28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi, Noel Baba Vakfı tarafından "Patrikhane Yunanistan'a" konulu protesto eylemi yapıldığı, Fener Rum patrikhanesi önündeki topluluğa önce Kemal KERİNÇSİZ tarafından kısa bir konuşma yaptıktan sonra, Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer KARABULUT'UN basın açıklamasını okuduğu, Patrikhane kapısına "Patrikhane Yunanistan'a, Hukukçular Birliği ve Milli Güç Platformu" yazılı siyah çelenk bırakıldığı, Kemal KERİNÇSİZ, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Se vgi ERENEROL, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN isimli şahısların katıldığı, 2-10.11.2005 saat 08.30 da Fener Rum Patrikhanesi önünde Hukukçular Birliği, Milli Güç Platformu, MHP İstanbul İl Başkanlığı, İşçi Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Noel Baba Vakfı, Bağımsız Türk Ortodoks Vakfı, Muharip Gaziler Derneği, Yeniden Kuvay-i Milliye Derneği ve Şehit Aileleri Derneği tarafından "Fener Rum Patrikhanesinin Lozan'a ve Atatürk'e,Türk milletine meydan okuduğu ve Rum metropolitanlarının Ekûmenik iddiası ile Balat'taki patrikhanede toplanmasının 10 Kasım Atatürk'ün ölüm yıl dönümüne rastlanmış olmasını protesto etmek" basın açıklamasını Kemal KERİNÇSİZ okuduğu,Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Muammer KARABULUT isimli şahısların katıldığı, 3-09.03.2006 saat 12.00 sıralarında Beyoğlu Galatasaray Meydanı önünde Hukukçular Birliği, Türkiye Harp Malulleri Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği tarafmdan "Org. Yaşar BÜYÜKANIT ve diğer komutanlar hakkında Van C. Savcısı Ferhat SARIKAYA'nm hazırladığı iddianameyi" protesto etmek için basın açıklaması düzenlendiği, Kemal KERİNÇSİZ tarafından basın açıklamasının okunduğu, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM'm katıldığı, 4-2007/1536 nolu soruşturma kapsamında tutuklanarak cezaevine konulan Veli KÜÇÜK isimli şahsın bilgisayarından elde edilen "2006 YILI KUVVACISI" Ödül Törenine ait olduğu tespit edilen fotoğraflardan törene Veli KÜÇÜK, Kemal KERİNÇSİZ, Vedat YENERER, Emin GÜRSES isimli şahısların katjMğîlîa'tespit edilmiştir.

i:»(f% j/^7 886

5-25.02.2007 günü Taksim Gezi Parkında Azerbaycan Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen ve dernek başkanı Timur SELÇUK'un katıldığı basın açıklamasına; Veli KÜÇÜK, Av. Kemal KERİNÇSİZ, Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Semih Tufan GULALTAY ile Rafet ARSLAN, Emre GULALTAY isimli şahıslann katıldığı mevcut incelem tutanaklanndan anlaşılmıştır. Firari şüpheliTuncay GÜNEYin şüpheli Veli KÜÇÜK ile alakalı video kaydındaki anlatımlarına bakıldığında; Veli KÜÇÜK'ün ERGENEKON ve LOBİ adı verilen örgütsel yapılanması, bu faaliyetleriyle ilgili bağlantılı olan şahıslar ve olaylar hakkında bilgiler verdiği. Tuncay GÜNEY'in anlatımlanndan 1992 yılından beri Veli KÜÇÜK'ün yanında bulunduğu, Veli KÜÇÜK adına bir çok görüşmeye katılarak bilgi ve belgeleri Veli KÜÇÜK'e ilettiğini anlattığı. Tuncay GÜNEY kendisini Veli KÜÇÜK'ün "MUTEMEDİ", Veli KÜÇÜK'ü ise, ERGENEKON bünyesindeki "HÜKÜMET SÖZCÜSÜ" olarak tanımlamaktadır. 1976-77 yılında Mukavmiye Teşkilatı olarak, "Ordu" içinde ERGENEKON adıyla bir "cunta" kurulduğunu, bu örgüt içinde askeri ve sivil üyelerinin olduğunu, Amerika'nın örgütleyip NATO'nun komünizmle mücadele zamanında kurmuş olduğu bu örgütün, Kıbrıs harekatından sonra bölündüğünü, Veli KÜÇÜK'ün de içinde bulunduğu ERGENEKON'un ayrı bir gurup olarak devam ettiğini, (12) kişilik bir yönetici üyeden oluştuğunu, Veli KÜÇÜK'ün bu gurubun "HÜKÜMET SÖZCÜSÜ" olduğunu, Evinde yapılan aramada LOBİ ve ERGENEKON isimli belgelerin çıktığını, bu belgelerin ERGENEKON örgütünün yeniden yapılanmasının bir tasanmı olduğunu, Doğu PERİNÇEK in "Yeniden Yapılanma" diye bir teorisinin olduğunu, Veli KÜÇÜK' nın onu genişleterek tasan haline getirdiğini, LOBİ çalışmalarını, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Doğu PERİNÇEK, Ümit OGUZTAN, Adnan AKFIRAT ve kendisinin de katıldığı bir ekibin yaptığını, son şeklini ise Veli KÜÇÜK'ün verdiğini, ERGENEKON'un yeniden yapılanmasıyla ilgili tezi, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile, Doğu PERİNÇEK, Hasan YALÇIN, Deniz BİLGE, Emekli Albay Suphi KARAMAN ile birlikte Bilecik'te hazırladıklarını, Lobi faaliyetleri çerçevesinde; MAFIA, MEDYA, IŞ-TICARET, BANKA, SANAT gibi kollarda faaliyet gösterilmesi, örgüte gelir temin etmek için bunlardan yararlanılması çalışmaları yapıldığını, Veli KÜÇÜK'nm "Mustafa Kemal bu ülkeyi Çeteler le kurdu" diyerek örgütlenmesini savunduğunu, anlattığına göre; Mustafa Kemalin kurduğu örgütlerden birisinin adının karakol cemiyeti olduğu, aynca Müdafa-i Hukuk, Kuvvayı Milliye gibi başka başka örgütlerin olduğunu, bütün bu örgütlerin halen devlet içinde devam ettiğini söyleyerek "çeteler le başardı bir araya gelişi" dediğini, Veli KÜÇÜK'ün de halen bahsedilen yöntemle hareket ettiğini, Sedat PEKER gibi guruplan kontrolü altında tuttuğunu, aynca iş adamlannı örgütlediğini ve soldaki örgütleri kontrol altına almaya çalıştığını, yine birbiriyle zıt gibi görünen guruplarla ilişki içinde olduğujtuf---^. ,/% W

Veli KÜÇÜKün en önemli özelliklerinden birinin, kendisine çalışan elemanlarını kontrol etmek amacıyla, özellikle gurup içinden bir şahsı kendisine bağlayarak diğerleri baklanda istihbarat aldığını, Örgütün devamlılığının sağlanabilmesi için, uyuşturucu-silah gibi herşeyin mubah görüldüğünü, bunu Veli KÜÇÜK'le birlikte olduğu dönemde fark ettiğini, Veli KÜÇÜK'ün hücre yapılanmasını çok iyi bildiğini ve çok temkinli olduğunu, başkaları ile paylaştıklarını kendisi ile, kendisi ile paylaştıklarını başkaları ile paylaşmadığını, Korkmaz YİĞİT gibi birinden birşey almayı düşündüğünde, mafia olarak SEDAT PEKER'i, gazeteci olarak ta kendisini şahsın üzerine saldırtarak, para koparacağı şahsı sıkıştırıp istediğini aldığını, Veli KÜÇÜK'ün tayinle bir yere gideceği zaman kendi ekibini kaydırdığını, fakat bu olayı çok dikkatli yaptığını, bu nedenle hiç kimsenin fark etmediğini, mesela İzmit Alay dan Giresun'a giderken İzmit Alaydaki adamlarını değil de Kars'ta ki yada Ankara' da ki adamlarını kaydırdığını, Ergenekon yapılanması içersinde Veli KÜÇÜK'ün yanında, Doğu PERİNÇEK, Ümit OĞUZTAN, Adnan AKFIRAT, Tuncay GÜNEY, Levent....? (Ülkü ocaklarında), Turan YAZGAN, Necdet SEVİNÇ (Kurultayın genel yaym yönetmeni), Zekai ÖKTE (Türk Tarih Dergisi), Timur KILIÇ, Atilla TUNÇ isimli şahısların olduğunu, Bunların yanı sıra ERGENEKON yapılanmasının; MAFİA, MEDYA, İŞ ve TİCARET camiası, Sanat ve Şarkıcı camiası, TERÖR ÖRGÜTLERİ, UYUŞTURUCU KAÇAKÇILARI ve değişik Dernek kuruluşları ile bağlantılarının olduğu, MAFİA grupları içersinden, Sedat PEKER, Ali YASAK (Drej Ali), Sami HOŞTAN ve Mahmut YILDIRIM (YEŞİL) ile irtibatlı olduğu, MEDYA kuruluşları içersinden, Aydınlık Dergisi, Akşam Gazetesi, Cumhuriyet Gazetesi ve Ulusal TV ile irtibatlı olduğu, İŞ ve TİCARET camiasından, Kemal ÖZDEN'in başkanlığını yaptığı Ulusal Saniyiciler İş Adamları Derneği (USİAD), Ali Avni BALKANER, Korkmaz YİĞİT, Adnan POLAT ile irtibatlı olduğu, SANAT ve ŞARKICI camiasından, Seda SAYAN (Drej Aliyle tanışık), Ajda PEKKAN, İbrahim TATLISES (Veli paşayla samimidir) irtibatlı olduğu, TERÖR ÖRGÜTLERİNDEN, BİZBULLAH, DHKP-C (Bedri YAĞAN gurubu) ile irtibatlı olduğu, UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI olaylarında; JİTEM, Mesut BARZANİ, Amerikan CAT şirketi bağlantısı olduğu, DERNEKLER içersinden; Kemalist hareket, Ulusal Gençlik Birliği, Atatürkçü Düşünce Derneği ile irtibatlı olduğunu beyan ettiği. MEDYANIN ELEGEÇİRİLMESİ VE KONTROLÜ Samanyolu Televizyonundan ayrıldıktan bir süre sonra, Veli KÜÇÜK'ün kendisine, HBB Televizyonunda Bülent ÖZTÜRKMEN ve Behiç KILIÇ ile görüşme yapmasını, Behiç KILIÇ in oradan ayrılarak Akşam Gazetesine geçeceğini, oraya Selahattin SADIKOGLU nu getireceklerini söyleyerek HBB TV ye gönderdiğini, orada Behiç KILIÇ ve Selahattin SADIKOGLU ile tanıştığını, Behiç KILIÇ'm "Velrabi bahsetmiştir, Akşam Gazetesine

böyle bir operasyonumuz var, orda güzel bir gazete yapacağımız inancındayız" dediğini, şahısla konuşmasından sonra, Akşam gazetesinde işe başladığını, Akşam gazetesi sahibi Mehmet Ali ILICAK'ın Veli KÜÇÜK'ün kontrolünde olduğunu, gazeteye geçtikten sonra Veli KÜÇÜKyla oturup, gazeteden kimlerin tasfiye edileceğini konuştuklarını ve bazı kişileri tasfiye ederek gazetenin kontrolünü ellerine aldıklarını, Aslan BULUT, Alev ÇUKURKAVAKLI gibi bazı gazetecilerden ekip kurduklarını, gazetede çıkacak bir çok haberde Veli KÜÇÜK'ün onayının alındığını, Akşam gazetesinde çalıştığı dönem içersinde, kendileriyle ilgili diğer gazetelerde haberlerin çıkması üzerine, Veli KÜÇÜK ile bir toplantı yaptıklarını, Veli KÜÇÜK'ün "Doğu PERİNÇEK le ilişki kuralım Adnan AKFIRAT - Ferid İLSEVER le falan bu arkadaşlara kaynaklar çok akıyor bunlardan yönlendirirsek daha iyi olur" dediğini, bunun üzerine Doğu PERİNÇEK'le irtibat kurduğunu, Ferid İLSEVER, Adnan AKFIRAT ile görüştüğünü, Aydınlık gazetesinden ve diğer yerlerden aldıkları tüm bilgileri yayınlamadan önce Veli KÜÇÜK'e gönderip onaylattığını, Yine Adnan AKFIRAT'm kendilerine yazılar hazırladığını ve bazı belgelerle birlikte verdiğini, CİA nm güneydoğuda faaliyetleriyle ilgili bazı bilgileri bu şahıstan aldığını, Veli KÜÇÜK'nm bu şekilde basında örgütlendiğini, Doğu PERİNÇEK ile Veli KÜÇÜK'ün görüşmediklerini, ancak Adnan AKFIRAT Ferid İLSEVER Ankara da Hasan YALÇIN Paris te Özcan ........................ isimli şahısların, Akşam gazetesinin mutemet elemanları gibi olduğunu, bu şahısların Doğu PERİNÇEK le birlikte hareket ettiklerini, Hasan YALÇIN İstihbarat Genel başkan yardımcısı, Ferid İLSEVEN'in Aydınlığın ve Ulusal TV nin genel yayın yönetmeni, Adnan AKFIRAT m partinin... disiplin kurulu üyesi olduğunu, Doğu PERINÇEK'in, Gülay GÖKTÜRK, Nuri ÇOLAKOGLU, Faik BULUT, Cengiz ÇANDAR gibi şahısları gazetecilikte yetiştirdiğini, Tuncay ÖZKAN'm Doğu PERİNÇEK in adamı olduğunu ve bu şahsı Doğu PERİNÇEK'in yönlendirdiğini, Veli KÜÇÜK ve ekibinin Doğu PERİNÇEK'i rahatlıkla kullandığım, Doğu PERİNÇEK'in Hukuk profesörü olduğunu ve ailesinde siyasetçi, askerlerin bulunduğunu, babası Sadık PERİNÇEK'in Adalet Partisi kurucularından olduğunu, görünenin aksine Doğu PERİNÇEK'in Türkiye nin içindeki Nato örgütünde askerlerin bir numaralı adamı olduğunu, Türkiye deki askerlerin içindeki Amerikancı kesimle beraber hareket ettiğine inandığını, bir dönem Doğu PERİNÇEK'in İsraille anlaştığı şeklinde haberlerin çıktığını, Doğu PERİNÇEK'in Amerikan düşmanı olmadığını, İsraile bölgesel hizmet ettiğine inandığını, Kendisinin Doğu PERİNÇEK ile halen birlikte olduğunu, ancak hücre yapılanması olduğu için haber kaynaklarını bilemediğini, bu konuda tek yetkilinin Adnan AKFIRAT -Ferid İLSEVER olduğunu, Bir dönem Aydınlık Dergisinin İngiltere muhabiri, Hasan YALÇIN'm danışmanı ve tercümanı Doğan DUYAR ile K.Irak'a gittiklerini, ancak Habur gümrükteki polis kontrolünde pasaportunda sorun çıktığını, bunun üzerine Silopi Tugay komutanı Tuğgeneral Nejat MÜLDÜR ün bu konuyla bilfiil ilgilenerek yanma bir yüzbaşı verdiğini, daha sonra K.Irakta Komünist Parti başkanı ile görüştüklerini, Susurluk olayından sonra, Radikal Gazetesinin, Veli KÜÇÜK hakkında "Nerede Faili Meçhul Orda Veli KÜÇÜK" diye manşet attığını, bunun üzerine Veli KÜÇÜK'ün "Doğu PERİNÇEK gitsin Aydın DOĞAN ile görüşsün" dediğini, Doğu PERİNÇEK'in Aydın DOĞAN ile bu konuda görüştüğünü, Aydm DOĞAN'm bundan sonra Milliyet Gazetesinde falan haber yapmamaya gayrete edeceğini, Radikali de damadıyla görüşüp etkileyeceğini" anlatarak "Veli KÜÇÜK'ya söyleyin Hürriyet Gazetesi her ne kadar bende görünse de Hürriyet Gazetesi benim değil KOÇ' UN^a^îgrrîk

Bu gelişmeler üzerine Veli KÜÇÜK'ün, Marmara Denizinde bulunan KOÇ'UN adasını taciz etmeye başladığını, adanın fotoğraflarının çekildiğini, bunu Behiç KILIÇ'm organize ettiğini, bu gelişmeler üzerine Rahmi KOÇ'un, Mesut YILMAZ'in danışmanı vasıtasıyla Veli KÜÇÜKyla yemek yiyelim diye haber gönderdiğini, Veli KÜÇÜK'ün Number One TV ve radyosu sahipleri Ömer KARACAN'a destek verdiğini ve bir gazete çıkarma teorilerinin olduğunu, Ali KARACAN'm bir gazette kurması konusu gündeme geldiği, ancak Veli KÜÇÜK'ün daha sonra bu şahsa desteği kestiğini, CUMHURİYET GAZETESİNİN ALINMAYA ÇALIŞILMASI; Basında kuvvetli bir şekilde yer alabilmek için Cumhuriyet gazetesinin alınmasını düşündüklerini, Özdemir SABANCI suikasti sonrasında Veli KÜÇÜK'ün Şevket SABANCI'ya olaylar hakkında bilgi vermesi nedeniyle bir güven oluştuğunu, bu nedenle Cumhuriyet Gazetesininin Gürbüz ÇAPAN'ın elinden alınması için, Şevket SABANCFnm Mete AKYOL aracılığı ile Veli KÜÇÜK'e teklif yaptığını, Sabancıların bu iş için 5 milyon dollar vereceklerini söylediklerini, Veli KÜÇÜKnm Cumhuriyeti almak için Gürbüt ÇAPAN la görüşmesi talimatı verdiğini ve "yukarının emri var dersiniz" dediğini, bunun üzerine Doğu PERINÇEK'e giderek "Hüseyin KIVRIKOGLU nun emri olduğunu, Veli KÜÇÜKnm böyle söylediğini" anlatarak Gürbüz ÇAPANLA bu konuyu görüşmesini söylediğini, ilerleyen günlerde İlhan SELÇUK'un da "ekarte edilmesi"nin konuşulduğunu, gazetenin alınması için Ulusal Sanayiciler İş Adamları Derneği başkanı Kemal ÖZDEN isimli şahıstan 3 Milyon Dollar para alınmasını görüştüklerini, konulann Gürbüz ÇAPAN ve Kemal ÖZDEN ile görüşüldüğünü, Başkanlığını Kemal ÖZDEN'in yaptığı Ulusal Saniyiciler İş Adamları Derneğinin çırağan sarayında, kapalı kapılar ardında bir toplantı yaptığını, bu toplantıya 10 kişilik elit iş adamının katıldığını, toplantıda Veli KÜÇÜK'ün "arkadaşlar grup örgütlenmesine gitmeliyiz, yani iş adamları örgütlenmesine gitmeliyiz" diyerek LOBİ'nm özetini anlattığını, bu lobi içinde "bir gazete bir tanede televizyon lazım" dediğini, televizyonu organize edebileceklerini, çünkü Doğu PERİNÇEK'in elindeki televizyonu alacaklarını ve normal televizyon hattına çevireceklerini, ancak bir gazeteye de ihtiyaç olduğunu anlattığını, bunun üzerine Kemal ÖZDEN "Cumhuriyet'i düşünüyoruz" dediğini, öbür iş adamlarının da bunu desteklediğini, Veli KÜÇÜKnm "mutlaka basın olmalı basma girmeliyiz güçlenmek için basın olmalı en büyük eksiklik şimdi basın" dediğini, Bu gurup için Cumhuriyet Gazetesinin alınmasının çok önemli olduğunu, çünkü Cumhuriyet Gazetesinin kaynaklan ve ilişkileri bakımından çok iyi olduğunu, bu ilişkinin "Cumhuriyet demek derin devlet demek, İttihat Terakki çiler demek, Alman devletinden para almak demek" şeklinde özetlenebileceğini, Konuyla ilgili ENKA tesislerinde general Veli KÜÇÜK, Gürbüz ÇAPAN, Ferid İLSEVER, Kemal ÖZDEN ve Gürbüz ÇAPAN'ın Esenyurtta bloklarını yapan Müteahhit Ümit ÜLGEN in birlikte yemek yediklerini ve hisseler konusunda görüşüldüğünü, görüşmeler sonunda Cumhuriyet gazetesinin başına Mete AKYOL, gelirler giderler müdürlüğüne Ümit ÜLGEN ve Kemal ÖZDEN'in getirileceği, içerdeki kadrolaşmayı da Doğu PERİNÇEK ile Mete AKYOL'un yapacağının kararlaştınldığı, Bu dönem içersinde Doğu PERİNÇEK'in Ulusal TV için Avprupadan 500 Milyar para getirdiğini, bu paranın bulunabilmesi için Doğu PERİNÇEK, Ferid İLSEVER, Haluk ŞAHİN (ARENA programından) gibi şahıslann, Almanya -Fransa gibi ülkelere iki kere tur yaptığını, Avrupada PKK ve İslami kesimig^para toplayabileceğini ancak Doğu PERİNÇEK'in toplayamayacağmı, bu parayı naptf^topla|jklarını bilmediğini, bu şekilde

TİCARİ FAALİYETLER Veli KÜÇUK'ün lobi faaliyetleri çerçevesinde, Kemal ÖZDEN, Ali BALKANER, Korkmaz YİĞİT, Adnan POLAT gibi işadamları ve yöneticilerden yararlandığını, Ulusal İş Adamları Derneği (USİAD)'ı, TÜSİAD gibi yapmak için çalıştığını, bu nedenle USİAD la periyodik olarak sık sık toplantılar yaptıklarım, USİAD içersinde Kemal ÖZDEN, Ümit ÜLGEN, Musa TANRIKULU, Adnan POLAT , amcaoğlu Zeki POLAT gibi şahısların olduğunu, ancak Doğu PERİNÇEK ve Veli KÜÇUK'ün sitem etmeleri sonrasında, Başkan yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olan Zeki POLAT'm USİAD dan atıldığını, Veli KÜÇUK'ün Zeki POLAT hakkında MİT ten olduğunu söylediğini, MAFİA BAĞLANTILARI SEDAT PEKER; Sedat PEKER'in 23 yaşında, Ali İhsan USKOL vasıtasıyla Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, Sedat PEKER'in ilk dönemler sokak kabadayısı olduğunu, Veli KÜÇÜK ile tanışmasından sonra, örgütlenmeye başladığını, Sedat PEKER in örgütlenmesinin öbür mafya gruplarına benzemediğini, her kurumda ve farklı konumlarda adamlarının olduğunu ve çevreye yüklü miktarlarda para dağıttığını, Veli KÜÇUK'ün "mafia" yapılanması olarak ilk sıraya Sedat PEKER'i koyduğunu, çünkü Sedat PEKER'in laftan çıkmayıp söz dinleyen, Veli KÜÇÜKnm bir dediğini iki yapmayan, oğlu gibi sevdiği bir kişi olduğunu, Sedat PEKER'in adamı olan Mecnun ODYAKMAZ'm örgütü elinde tuttuğunu, Veli KÜÇÜK ile Balmumcu Merkez Komutanlığmdaki evinde çalışma odasında otururlarken, SİMTEL (SİMENS de olabilir)'i Sedat PEKER'e aldıklarını, orada iyi bir organizasyon gerçekleştireceklerini anlattığını, Sedat PEKER'in "deprem zedelere yardım etmesi gibi" halka bazı yardımlarda bulunmasının, Veli KÜÇUK'ün teorisi olduğunu, Sedat PEKER'in de bu teori üzerinden hareket ettiğini, Veli KÜÇUK'ün Sedat PEKER gibi bir çocuğu yirmi üç yaşından beri yürüttüğünü, kendisinin Veli KÜÇÜK'le birlikte olduğu dönemde Ergenekon - Lobi yi çözdüğünü, ancak mafyada ki insanları yönetirken nasıl kendini kamufüle edebildiğini çözemediğini, SAMİ HOŞTAN;_ Veli KÜÇÜK ve JİTEM'in yaptığı uyuşturucu trafiğinde yer aldığını, ALİ YASAK (DREJ ALİ); Ali YASAK susurluk kazasında, Veli KÜÇÜK tarafından kullanıldığını, Susurluk kazası sonrası olay yerine ilk giden kişilerden olduğunu ve kaza yapan araçtaki çantayı drej Ali'nin aldığını, ayrıca cenazeleri de Drej Ali'nin aldığım, MAHMUT YILDIRIM (YEŞİL); 1993 yılında Silopi Haç Konaklama tesislerine yakın Botaş'da bulunduğu bir sırada, Ali YILDIZ ve Yüzbaşı Sebahattin....? (Zahoda Kızılay Hilal Akmerde Tim görevlisi) isimli şahıslarla sohbet ettiğini, YEŞİL den bahsedildiğini, bu şahsın itirafçı olduğu, JİTEM'in içinde görevli olduğu, memur statüsünde olmadığı, YEŞIL'in Veli KÜÇUK'ün adamı olduğunun anlatıldığını, Sebahattin Yüzbaşının İzmit'te Veli KÜÇUK'ün yanma gelip gittiğini, yine İzmit Jandarma Alay Komutanlığında ve Giresun'da Veli KÜÇÜK le beraber olan Yüzbaşı Mustafa.........? nm kendisine anlattığına göre; 1998 yılında Veli KÜÇUK'ün Giresun'da Tugay Komutanı olduğu dönemde, YEŞİL'in gelip gittiğini anlattığını, kendisinin bu konuyu Veli KÜÇÜK'e sorduğunda, "YEŞİL'in kendi elemanı olduğunu, örgüte kendisinin aldığını, bir dönem birlikte çalıştıklarını, Mehmet EYMÜR'ü^öiTE|İİ»:,ile çalıştığını, ancak YEŞİL ile çalışmak için kendisine yetki verildiğini" söyledfğihî, ' •^,""3^

Veli KUÇUK'ün, YEŞIL'in karıştığı olaylarla ilgili MIT-Mehmet EYMUR'ü suçladığını, MİT'in YEŞİL'i yanlış kullandığını anlattığım, SEMİH TUFAN GÜLALTAY; PKK'nın K.Irakta Celal TALABANİ ile uyuşturucu işi yaptığım, PKK nın yanında yer alan Akın BİRDAL'm vurulması emrini (YEŞİL) Mahmut YILDIMM'in verdiğim, Yeşil'in Veli KÜÇÜK'ün adamı olduğunu, Yeşilin adamının da Cengiz Astsubay olduğunu, Semih Tufan GÜLALTAY'm Akın BİRAL'ı vurmaktan yakalanıp ceza evine konulduğunu, Bir dönem Semih Tufan'm kardeşi Emre GÜLALTAY'm Korkmaz YİĞİT'i sıkıştırdığını, bunun üzerine Veli KÜÇÜK'ün Emre yi yanma çağırdığını, Emre GÜLALTAY'm Veli KÜÇÜK'ün karşısında "iki büklüm oturarak" bir emri olup olmadığım sorduğunu, Bunların haricinde, Veli KÜÇÜK ile ilişkili mafia gurupları olarak; altıncı filodaki Havacı OĞUZ'un olduğunu, ayrıca Şenol ACAR'm olduğunu, Şenol ACAR'm Sedat PEKER'e düşmanmış gibi bir hava vermesine rağmen böyle olmadığını, yine Veli KÜÇÜK'ün Ali İhsan USKOL'un oğlu, Levent USKOL aracılığı ile Kürşat YILMAZ'la görüştüğünü, UYUŞTURUCU KAÇAKÇILIĞI VE BAĞLANTILARI; Veli KÜÇÜK'ün İranla arasının çok iyi olduğunu, İran da MOD isminde bir örgüt olduğunu, bu örgütün İran'ın Gladyosu olduğunu, MİT yada Polis'in uyuşturucu işi yapamayacağını ancak JİTEM'in çok rahatlıkla uyuşturucu işi yaptığım, CAK (CAT) isminde bir Amerikan Şirketinin bulunduğunu, bu şirketle ilgili geniş bir araştırma yapıldığını, Doğu PERİNÇEK'in şirketle ilgili bilgileri Veli KÜÇÜK'e verdiğini, CAK şirketinin uyuşturucu işi yaptığım, Mesut BARZANİ'nin de uyuşturucu işi yaptığını, ancak BARZANİ'nin aldığı uyuşturucuyu İsrail-Türkiye paralelinde CAK firmasına verdiğini, Celal TALABANİ'nin de o bölgede uyuşturucu ticareti yaptığını, TALABANİ'nin uyuşturucuyu Afaganistan'dan alarak Fransa-Almanya-Hollanda üçgenine verdiğini, bu ticareti Kürt iş adamları vasıtası ile yaptığım, PKK terör örgütünün de TALABANİ'ye uyuşturucu verdiğini, Celal TALABANİ'nin ayrı örgütlerle uyuşturucu işi yapmasından dolayı sevilmediğini, İlerleyen dönem içersinde CAK firması, uyuşturucu kaçakçılığı konusunda Türkiye'yi yani askerleri ekarte ederek uyuşturucuyu kaynağından almaya başladığını, Afganistan'dan ek olarak uyuşturucu alınması, Burhanettin RABBANİ ile anlaşılması için, İran'ın onayının gerektiği, İran olmadan bu çalışmanın yapılamayacağını, bu yüzden CAK firmasının bu şekilde anlaşma yaparak Türkiye'de ki uyuşturucu bağlantısını aradan çıkardığını, bu yüzden Askerlerin CAK firmasıyla uyuşturucu konusunda sürtüştüğü (anlaşamadıkları), Veli KÜÇÜK'ün CAK firmasıyla ilgili ayrıntıya girmeden haber yapılmasını söylediğini, kendisinin de Akşam gazetesinde "kısır" ayrıntıya girmeden bir haber yaptığını, Ayrıca Çekiç Güç subaylarının Adana'dan yönlendirilmesiyle ilgili fotoğrafların kendilerine geldiğini, bu fotoğraflarda, Amerikan askerlerinin, KJrak ta sözde Peşmergeler için ev-kamp yaptığı, ancak bu kampları PKK terör örgütünün kullandığının yer aldığı, bu haberi Akşam Gazetesinde yayınladığını, Veli KÜÇÜK'ün bu haberleri yayınlatmasının sebebinin ise, Amerikan CAK firmasıyla ilgili Uyuşturucu dan kaynaklanan sorunlar olduğunu, ana meselenin bu olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün bu şekilde basın yoluyla Amerikalılara saldırarak uyuşturucudan gelen gelirin tamamını kaybetmemeye çalıştığını, bu olay sonrasında Amerjtefttâî^/g^^n'dan İran'dan mal aldıkları için, Türkiye ile de iyi geçinmek zoranda^ldıklaA^ uyuşturucudan gelen gelirin, eskisi kadar olmasa da devam ettiğini, #&■ ..<=-,. 1 ■«■■

^*^~~> jS^

i .u. ^ 1

80? W »> "* ■ t ■* *

Hüsamettin TÜRKMEN'in Kerküklü olduğunu ve Veli KÜÇÜK ile beraber çalıştığını, Kuzey Irak da yaşadığını, geçmişte İstihbaratlada çalıştığını, bunların içinde Amerikaya yerleşen Aziz.... isimli bir şahsında bulunduğunu, Veli KÜÇÜKnm bunları kullandığını, Hüseyin TÜRKMEN ile yaptığı sohbetlerde, K.Iraktan toplanan uyuşturucuyu İskenderunda serbest bölge limamma götürdükleri sırada Polis tarafından durdurulduğu, bunun üzerine Veli KÜÇÜK'ü aradığı, onunda Diyarbakırdan Eşref HATİBOĞLU olabilir, bazı subayları göndererek "malı" aldırıp İskenderun'a götürdüğünü, uyuşturucunun miktarını bilmediğini ancak uyuşturucunun Sami HOŞTAN'a ait olduğunu, Doğu PERİNÇEK'den Sami HOŞTAN'm HAP işi yaptığını öğrendiğini, Doğu PERİNÇEK'in isteği üzerine bu konuyu Veli KÜÇÜK'e anlattığını, onunda "ben herzaman bunun dosyasını temizleyemem, Sami'yi Ömer Lütfü TOPAL' m yerine koyarak biz hata yaptık' dediğini, Veli KÜÇÜK'ün bilgisi dahilinde, Sami HOŞTANLA ilgili olarak, Fransız İstihbaratı (OJD) Türkiye sorumlusu ile görüştüğünü, görüşme talebinin OJD den geldiğini, Doğu PERİNÇEK, Doğan DUYAR (Hasan YALÇIN'm yardımcısı ve Paris muhabiri) vasıtası ile Palas Otelinde bir görüşme yaptıklarını, Fransız İstihbarat sorumlusunun, "Sami HOŞTAN'm uyuşturucu işi yaptığı, Veli KÜÇÜK'ün de uzun zamandır buna sahip çıktığı, askerlerin uyuşturucu işine yıllardır yol verdiği, JİTEM'in uyuşturucu trafiğinde yer aldığını' anlatarak Sami HOŞTAN ile görüşmek istediğini, kendisinin de Sami HOŞTAN'm telefonundan aradığını, fakat Sami HOŞTAN'm kendisine kızarak "Veli abiye sor eğer bir şey varsa Veli abi açıklasın' dediğini, bu görüşmeden sonra şahısların yanından ayrılarak Drej Ali'nin Bakırköydeki bürosunda Sami HOŞTAN ile buluştuklarını ve konuyu anlattığını, bu arada Veli KÜÇÜK'e bilgi verdiğini, Veli KÜÇÜK'ün de "Sami HOŞTAN'a görüşme yapmamasını' söylediğini, kendisine de "Doğuya söyle fransız istihbaratından gelenleri yönlendirsin(oyalasm), askerlik yapmıyor desin' dediğini, Güneydoğudayken, Veli KÜÇÜK'den sonraki yetkili kişinin, Diyarbakır'da alay komutanı Eşref HATİPOĞLU, Tunceli bölgesinde Halil İbrahim AKAR olduğunu, uyuşturucu temasında işlenen bütün yolların Eşref HATİPOĞLU na yansıdığını, hatta Diyarbakır da bazı ihalelere Drej Alinin girmesi için, Eşref HATİPOĞLU tarafından ihaleye fesat karıştırıldığını, HATİPOĞLU'nun bir kaç defa ihaleleri iptal ettiğini, Veli KÜÇÜK'ün Karadeniz Bölge Komutanı olmasından sonra, bütün uluslar arası uyuşturucu merkezleri- istihbaratları, trafiğin Karadeniz'e geçtiğini, buradaki işaretin Veli KÜÇÜK olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün dört-beş tane dil bildiğini, Fransız istihbaratı OJD'nin bir çok defa Jitem uyuşturucu yapıyor diye belgeler (rapor) yayınladığını, Yine Nejat TAŞ ve JİTEM'in ortak olduğu uyuşturucunun Kısmetim-1 isimli gemide olduğu, Askerlerden de yüzbaşı Mustafa............nın Nejat TAŞ'm yanında olduğu, ancak polisin bu gemiye operasyon yaptığını, bunun üzerine Nejat TAŞ'm Vali Hayri KOZAKÇIOĞLU ve Emniyet Müdürü Necdet MENZİR ile anlaşarak bu mala ortak olduklarını, Kısmetim-1 de bulunan uyuşturucunun yerine ulaştırıldığını, fakat geminin batırılmış gibi yapıldığını, oysa batan geminin içinde uyuşturucu olmadığını, o süreçte Nejat TAŞ, vali Hayri KOZAKÇIOĞLU, Necdet MENZİR ve yüzbaşının oturup anlaştıklarını, bu yüzden Hayri KOZAKÇIOĞLU, Necdet MENZİR'in JİTEM ile aralarının bozulduğunu, Veli KÜÇÜK'ün anlatımlarından, Necdet MENZİR ile aralarının açık olduğunu anladığını, Veli KÜÇÜK'ün bu konulardan bahsederken yanında yüzbaşı Mustafa..........nında olduğunu, Nejat TAŞ ile yüzbaşı Mustafa çok sık görüştüğünü, bankaları kumarhaneleri olan Sedat ÇOLAK'm da Nejat TAŞ la arasının iyi olduğunu, ___^ SİLAH KAÇAKÇILIĞI VE BAĞLANTII^Ö^?5^ //

^%3/^f^^ f ti \)

Veli KÜÇÜK'ün komutan ELÇİBEY'e çok önem verdiği, ELÇİBEY in kendisinin akrabası olduğunu söyleyerek ölmeden öncede Bilecik te onun adına yemek verdiği, GATA da tedavi ettirdiği, ELÇİBEY'e silah gönderdiğini, Yine bir dönem K.Irak'a gitmek üzere Ayşe ÖNAL, Bengüç...?, Doğan DUYAN (Aydinlik Dergisi Paris muhabiri) isimli şahıslarla Habura gittiklerini, altlannda Beş yirmi (5.20) İ BMV koyu yeşil cırtlak bir araba olduğunu, haburda Gümrük Baş Muhafızı Müdürü Cemal.........? in adamlarının kendilerini karşıladığını, daha öne gümrükte Veli KÜÇÜK'ün adamı ve Jitemde çalışan Ali Balkan METE olduğunu, aynca Veli KÜÇÜKnm Cemal ......?'i de tanıdığını, arkadalarında konteynırlı iki arabanın daha olduğunu, bunlarm içinde silah olduğunu Habur Hac konaklama tesislerinde Yaşar....? isimli şahıstan öğrendiğini, JİTEM den gelen elemanlarında yanlarında olduğunu, araçlara arap plakası takıldığını, Gümrük Müdürü Cemal'in pasaport işlemlerini hallettiğini, K.Irak'a geçtikten sonra Zahoya, daha sonro Dohok'a gittiklerini, bir hafta kadar kaldıklannı ve Erbile geçtiklerini, orada altlannda bulunan BMW'nin alındığını, başka bir araç verildiğini, Kürdistan Başkanı Kosret RESUL ile görüştüklerini, orda kaldığı dönemlerde, Jitem subaylarıyla silahlardan onikibin (12000) adetini Barzaniye, (12000) adetinin Talabaniye verildiğini, ancak Kosret RESUL'un kendilerine altı bin (6.000) adet silah verildiğini söyleyerek "Tamer hep bize böyle şeyler yapıyor" dediğini, geriye kalan altı bin (6.000) silahın ise Talabaninin adamları ve Binbaşı Tamer ve diğer subayların, Kale Dizar denilen Komisin Parti binasında PKK'lı Cemil BAYIK'a teslim ettiklerini, Cemil BAYIK'm bu silahların, Doğu PERİNÇEK in organizesinde, yani üst kadro içindeki "cunta" hareketinden geldiğini bildiğini, K.Irakta muhatap olduğu şahısların kendisini "Doğu PERİNÇEK'in referansıyla Aydınlık Dergisinden geliyor" şeklinde tanıdıklarını, Binbaşı Tamer....? in soy ismini bilmediğini ancak uzun boylu sanşm bir şahıs olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in bir dönem PKK ile ittifakı bozduğunu söylediğini, ancak bu ittifakın devam ettiğini, Türk gladyosunun içinde Doğu PERİNÇEK Ömer SÜRÇİ gibi, Irak Küdistan Kominist partisi ve PKK gibi örgütlerin ilişkilerinin devam ettiğini, Daha sonraki dönemlerde, Kırıkkale Silah Fabrikasında büyük bir patlama olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün bu patlamayla ilgili kendisine haber yapmasını söylediğini, Veli KÜÇÜK'ün, Çevik BİR paşayı CIA nın adamı olarak gördüğünü, bu yüzden talimattan ile bu patlama olayını Çevik BİR gurubunun üzerine yıktıklannı, bu yönde haber yaptıklannı, haberlerin kendi istekleri doğrultusunda Aydınlık ve Hürriyet gazetesinde çıktığını, neden bu şekilde haber yapıldığını bilmediğini ancak Veli KÜÇÜK'ün Karadeniz'den Elçibey'e giden silahların ortaya çıkmasmdan korktuğunu, Kuzey Irak'a giden silahlardan korkmadığını, çünkü orasının çok kanşık olduğunu, fabrikaya yapılan sabotajı kimin yaptırdığını bilmediğini,

TERÖR ÖRGÜTLERİYLE BAĞLANTILAR

HIZBULLAH; Veli KÜÇÜK le olan birlikteliği sırasında, şahsı anlamaya çalıştığını, Veli KÜÇÜKnm çok geniş kapsamlı ve profesyonel çalıştığını, Veli KÜÇÜK'ün anlaşılabilmesi için, Veli KÜÇÜK tarafından kendisine verilen ALAMUT KALESİ ve DAĞLARIN ŞEYHİ HASAN SABBAH isimli kitaplann okunması gerektiğini, şahısla birlikte olduğu dönem içersinde edindiği tecrübe ve bahsi geçen kitapları okumasından sonra Hizbullah'ın da Teoman KOMAN paşayla Veli KÜÇÜK tarafından kurduğunu anladığını, örgütlenmenin Teoman KOMAN paşa tarafından yapıldığını, Bir dönem Doğu PERİNÇEK'in adamı olan ve Güneydoğu-Diyarbakır muhabiri Halit GÜNGEN'in, Jandarma Genel Komutanlığında Hizbullahçı İlimcilerle Menzilcilerin eğitilmesini fotoğrafladığını, Hizbulk@ffffayF*©üaya çıkardığını, fotoğraflan Doğu PERİNÇEK'e gönderdiğini, ancak JİryManr»|feâ\ Halit GÜNGÖR'ün

% $/ ^TL^KSTV

öldürüldüğünü, o dönemde Adnan AKFIRAT'm da Halit GÜNGÖR'Ü Türk Gladyosunun öldürdüğünü söylediğini, daha sonraki dönemde "Kemalist-Sosyalist" ismi ile bir ittifak yapıldığını, PKK-KONGRA/GEL; Veli KÜÇÜK'ün basında örgütlenmek için, bir çok kişiyle irtibata geçtiğini, Ferid İLSEVER ile görüşmesinde Veli Albayı anlattığını, Ferid İLSEVER'inde Veli KÜÇÜK'ü "Yüzbaşı MİT subayı" diye ilk keşfeden kişi olduğunu söylediğini, Doğu PERİNÇEK in yasaklı olduğu dönemde Sosyalist Parti nin Güneydoğu' da propaganda yaptığını, Ferid İLSEVER Sosyalist Parti başkanıyken Abdullah ÖCALAN ve Doğu PERİNÇEK'in ittifak yaptıklarını öğrendiğini, Veli KÜÇÜK'ün Karadeniz'de, Giresun'da görev yaptığı donem içersinde, DEHAP'ın Dursun KARATAŞ'la arasının iyi olduğunu, Abdullah ÖCALAN' la da arasının iyi olduğunu, bunun başında da Meral KIR' isimli bir bayanın olduğunu ve ceza evinde yattığını, bu bayanın kitaplarının da bulunduğunu, Veli KÜÇÜK'ün bu bayana haber göndererek "Meral, Dursun'a söyle, benim bölgemde PKK ile yapmış olduğu ittifakı bozsunlar" dediğini, Daha sonradan Veli KÜÇÜK'ün kendisine; Meral KIR'in Dursun KARATAŞ'a mektup göndererek, "Dursun, Veli KÜÇÜK'ün olduğu bölgede ben eylem yapmam. Siz bu hatayı Bedri YAĞAN ile beraber yapmıştınız, ben örgütümün helak olmasını istemiyorum" dediğini anlattığım, Veli KÜÇÜK ile Meral KIR'm sık sık görüştüğünü, Kendisinin bir dönem Suriye'ye gittiğini, Kilis Öncüpmar kapısından girerken polislerin kendisine ait çantayı aradıklarını ve Doğu PERİNÇEK ile Abdullah ÖCALAN' in birlikte çekilmiş fotoğraflarını bularak aldıklarını, bunları Hanefi AVCI'mn gazetelere verdiğini, Veli KÜÇÜK'ün, Hanefi AVCI'yı hiçbir zaman sevmediğini, Doğu PERİNÇEK ile PKK terror örgütünün ittifakının halen devam ettiğini, Abdullah OCALAN'ın Suriyeden çıkması sonrasında, onun avukatı olan Doğan ERBAŞ'm Doğu PERİNÇEK'e gelerek Türk Askerleriyle işbirliği yapmak istediğini ve Apo'nun teslim olacağını söylediği, Doğu PERİNÇEK'in de bunu kendisine anlattığını, kendisinin bu konuyu Veli KÜÇÜK'e ilettiğini, Veli KÜÇÜKnm talimatı ile İşçi Partisi lideri Doğu PERİNÇEK'in odasında Doğan ERBAŞ la görüşme yaptıklarını, bu görüşmede Adnan AKFIRAT'mda bulunduğunu, Doğu PERİNÇEK'in kısa bir sure kaldığını, bu görüşmede Abdullah OCALAN'ın hangi şartlarda teslim olacağının konuşulduğu, Avukatla üç kez görüşme yaptıklarını, hatta teslim olduktan sonra Abdullah OCALAN'ın sorgusuna kimin gireceği, sorguda Doğu PERİNÇEK ve diğer birçok ilişki konusunda temkinli davranılması konularının konuşulduğu, Abdullah OCALAN'ın General Veli KÜÇÜK'e iletilmek üzere "bir muhatap arıyorum" isimli kitabının verildiğini, kitabın en arkasına basılmış vaziyette Veli KÜÇÜK'e bir mektup olduğunu söylediklerini, Abdullah ÖCALAN'm şartları arasında; -Avrupa dan barış heyetleri gelecek, bunların kabul edilmesi, -Kuzey Irak tan bir kısım gerillanın bir kısmı itirafçı olarak gelecek, bunlara göz yumularak köylerine dönücekler, -Murat KARAYILAN, Cemil BAYIK gibi üst düzey yöneticiler, yurt dışına gidecekler, -Yurt dışında teröre silahlı propagandaya karışmamış öbür eğitim gönüllüleri Türkiye ye barış gönüllüleri adı altında teslim olacaklar, -Kampların kısaltılacağı, İran da bir kampın kalacağı, Suriye deki kampı, FKÖ ye Filistin Kurtuluş Örgütü ne verileceği, -PKK nm Kuzey Irak ta kalması, bu üyelerin, Tıtrkiyenin üçüncü kol gücü olarak faaliyetine devam etmesi, ^" ^ -^V -Talabani ve Barzani ye kurulan seyyar kafakollara, sfİa^^erillann yerleşmesi,

-Silahlı gerilla sayısını üç bin (3000) e düşürülmesinin teklif edildiğini, bu görüşmeleri Veli KÜÇÜK'e ilettiğini, onunda yukarıyla bu konuyu görüşeceğini söylediğini, ilerleyen dönemde Veli KÜÇÜKnm, bu işi Doğu PERİNÇEK'in takip etmesini, Doğan ERBAŞ'm MİT ve Özel Kuvvetler tarafından takip edildiğini anlattığım, kendilerinin geri çekildiğini belirtmiştir. DEVSOL - DHKP-C; Dev-Sol'da Yağan grubu ve Dursun KARATAŞ gibi iki ayrı gurubun bulunduğunu, askerlerin Bedri YAĞAN grubunu desteklediğini, çünkü YAĞAN gurubunu daha düzgün gördüklerini, Dursun KARATAŞ'ı ise, o dönem alevi Emniyet Müdürü olan Hüseyin KOCADAĞ'm desteklediğini, Bedri YAĞAN ile Dursun KARATAŞ kapıştıklarında, askerler Bedri YAĞAN'I, polisler ise Dursun KARATAŞ'ı desteklediğini, askerlere göre Dev-Sol'dan DHKP-C'ye geçiş döneminde DHKP-C'nin bütün MKYK kadrolarında polisin olduğunu düşündüklerini, Bir dönem DHKP-C'lilerin Harbiye Orduevi'ne roket attığını, daha sonra aynı roket'in Terörle Mücadelede Reşat ALTAY'a atıldığını, Reşat ALTAY'a atılan roketi askerlerin misilleme olarak attırdığını duyduğunu, Aynı dönemde kendisinin Adnan AKFIRAT ve Doğu PERİNÇEK ile oturup konuşurken, sohbetleri esnasında DHKP-C nin MKYK üyelerinin polislerden oluştuğunu duyduğunu, SUSURLUK KAZASI VE ORTAYA ÇIKAN BAĞLANTILAR Askerler ve Polis arasında, Dev-Sol terrör örgütündeki ilişkilerinden kaynaklanan bir sorun olduğunu, Dev-Sol'da Yağan grubu ve Dursun KARATAŞ gurubunun bulunduğunu, askerlerin Bedri YAĞAN grubunu, o dönem alevi Emniyet Müdürü olan Hüseyin KOCADAĞ'm ise Dursun KARATAŞ'ı desteklediğini, Susurluk kazası olmadan önce, Askeri gruplar arasındaki konuşulanlardan, Genelkurmay'm bunlara (Hüseyin KOCADAĞ) karşı bir operasyon yapacağını duyduğunu, Kaza öncesinde Mehmet AĞAR'ın ayrı, Veli KÜÇÜK'ün ayrı bir grubu olduğunu, bütün gruplann Veli KÜÇÜK le arasının açık olduğunu, Mehmet EYMÜR ile Veli KÜÇÜK'ün arasının iyi olduğunu, guruplar içersinde en güçlüsünün Veli KÜÇÜK olduğunu, Veli KÜÇÜK'le bağlantılı olan Drej Ali'nin kendisine, Abdullah ÇATLI'yı getirdiği ve bu şahsa Mehmet ÖZBAY kimliğinin verildiğini, Mehmet AĞAR'ın bunu bildiğini anlattığını, Veli KÜÇÜK'ün İzmit'te alay komutam olduğu dönemde, Abdullah ÇATLI'nm gelip gittiğini, Abdullah ÇATLI'nm Veli KÜÇÜKLE ilişkisi olmasına rağmen, susurluk öncesi Mehmet AĞAR'ın yanma gittiğini ve işbirliği yaptığını, bu konuyu Doğu PERİNÇEK'in aydınlık gazetesinin "TİP lilerin katili Türkiyede" diye yazdığını, Veli KÜÇÜK'ün bu konuyu Doğu PERİNÇEK le konuşacağını söylediğini ve Abdullah ÇATLI'dan bahsederken "ben buna yıllardır sahip çıktım, bırakıp gitti" diye konuştuğunu, Kaza öncesinde Veli KÜÇÜK'ün Teoman KOMAN paşa ile birlikte olduğu, Mehmet AĞAR ile kapıştıklarını, 28 Şubat sürecine kadar askerlerin metropollerde bulunmadığını, ancak 28 Şubat süreci sonrasında şehirlere geldiklerini, Veli KÜÇÜK'mn Sedat BUCAK'la arasının iyi olduğunu, ancak Mehmet AĞAR'ı Sedat BUCAK aracılığı ile kontrol edemediği için rahatsız olduğunu, Veli KÜÇÜK konuşmalarında, Abdullah ÇATLI'nın Mehmet AĞAR ile birlikte hareket ederek yanlış ata oynadığını, Tansu ÇİLLER'in de yanlış ata oynadığını anlattığını, Bu dönem içersinde, ele geçirdikleri Akşam gazetesinde işlerin çok iyi olduğunu, fakat 3 Kasım 1996 da Susurluk olayı meydana geldiğini, Susurluk dan sonra Veli KÜÇÜK'ün sineye çekildiğini, olayla ilgili adı çıktığı için sıkıntıya düştüğünü, Veli KÜÇÜK'mn Giresun'da olduğu dönö^e^îtt&Ete oturup sohbet ettiklerini, yanlarında oranın Kurmay Başkanı, bir de Albayın bt^^Öğunu, televizyonda Veli

h :f(r^\ •* ı^ ^—T—

KÜÇÜKLE ilgili bir haber dinlediklerini, daha sonra Veli KÜÇÜK'ün "Mehmet AGAR'da ölecekti biliyorsun, o gün onlar oteldeydiler, bunlar aslında hep beraber gitmeleri, o kazada olmaları gerekiyordu, bizimkiler öbür arkadaki arabadaydılar, Allah' tan o çantayı Drej Ali aldı, bunu ben kendi başıma mı yapmışım, bu kadar işi Veli KUÇUK olarak tek basma mı yapmışım, yani eğer beni gönderirlerse, ben de konuşacağımı konuşurum" dediğini, Veli KÜÇÜK'ün bu olayda "Genel Komutan" ile yetkili olduğunu, Rasim BETÜL yada Teoman KOMAN paşayı taktığına pek inanmadığını, o dönemde Veli KÜÇÜK'ün Hüseyin KIVRIKOĞLU, İsmail Hakkı KARADA Yi ile arasının çok iyi olduğunu, Susurlukta meydana gelen kaza sonrasında, Veli KÜÇÜK ve yanmdakilerle yaptıklan görüşmelerde, Mehmet AĞAR'ın da bu kazada gidiyor olması gerektiği, ancak Mehmet AĞAR'ı Sami HOŞTAN in uyandırmış olabileceğini anlattıklarını, Mehmet AĞAR'ın olmayışından dolayı rahatsızlık duyulduğunu, olayda Mercedesle çarpışan kamyonun sürücüsü Deniz GOKÇE'nin de kurulduğunun (kaza için özellikle ayarlandığının) ima edildiğini, Kaza yerine ilk giden şahsın Drej Ali olduğunu, Veli KÜÇÜK'nın orada bulunan görevlileri arayarak, cenazenin Drej'e teslim edilmesini söylediğini, Veli KÜÇÜK'ün olay sonrasında "Allahtan biz o çantayı şey yaptık, eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahvolurduk, bizi bertaraf ederlerdi" dediğini, Drej Ali ile bu konuda sohbet ettiğini, Drej Ali'nin "Abdullah ÇATLI yemek yediğimiz faturalardan harcadığımız fişlere kadar notlarını tutardı" diyerek bütün belgelerinin çanta içersinde olduğunu, çantayı "yukarıya abiye gönderdim" diyerek Veli KÜÇÜK'e gönderdiğini ima ettiğini, Yine aynı şekilde bu olayla ilgili Doğu PERİNÇEK ile de sohbet ettiğini, Doğu PERİNÇEK'in "Müttefik Kuvvetler, yani Genelkurmay'm içinde kendisi ile birlikte hareket eden grubun, Mehmet AĞAR ve Abdullah ÇATLI'yı tasfiye operasyonu" olduğunu anlattığım, konuşmalardan susurluk kazasında oto içersinde bulunan şahıslar ölmezse, onlara sıkacak elemanların olduğunu, bu elemanların kaza yapan otoyu arkadan takip ettiklerini "Veli paşaların, TSK'nın" takip ettiğini, şahıslara suikast yapılacağını anladığını, Kaza sonrasında, değişik basm kuruluşlarını, kendi doğrultularında yönlendirdiklerini, Veli KÜÇÜK' ün, bu olayın askerlerin üzerinden çıkartılıp, Emniyet'in üzerine yüklenmesini istediğini, Doğu PERİNÇEK'in, Türk Silahlı Kuvvetlerine, Müttefik Kuvvetler dediğini, çünkü ona göre Türk Silahlı Kuvvetleri'nin içinde bir Amerikan Grubunun bulunduğunu, Özel Kuvvetler Komutanlığı, Özel Harp Dairesini sevmediğini, Veli KÜÇÜK ile yaptığı sohbetlerde, Veli KÜÇÜK'ün "ben iki kere darbe yedim üçüncüsünü kaldıramayız arkadaşlar, birincisi bu Özal Kürdü bir gecede teşkilatımı (JİTEM) örgütümü fes etti beni de sürdüler, ikincisi Susurluk" dediğini, O dönemden sonra Mehmet Ali ILICAK'm televizyon kampanyasını başaramadığını, ancak çok büyük bir para kaldırdığını, Mehmet Ali ILICAK'm bu parayı tek başına yediğine inanmadığını, Susurluk olayından sonra, dengesiz bir havanın estiğini ve Akşam gazetesindeki işlerinin bozulduğunu, bunun üzerine gazeteden ayrıldıklarını, Gazeteden ayrılmadan önce, Akşam Gazetesinde çalışan Haluk .... isminde bir fotoğrafçının Abdullah ÇATLI, İbrahim ŞAHİN gibi bazı şahısların birlikte çektirmiş olduğu fotoğrafların dialarmı getirdiğini, Veli KÜÇÜK'e telefon açarak konuyu söylediğini, onunda hemen fotoğrafları getirmesini istediğini, ancak Haluk'un yüklü miktarda para istemesinden sonra, fotoğrafları almaktan vazgeçtiklerinL_^^tej|rafların Tuncay ÖZKAN'a satıldığını, resimlerin satılmasıyla kendisinin bir ikjfsinin obpME|jm, hatta MİT'in de bu -/#% ■■t 's> 3

konuda kendisinden bilgi aldığını, MİT le ilişkisinin Mehmet EYMUR döneminde olduğunu, daha sonra olmadığını, Selahattin ÖZKAN ile birlikte Levent'e giderek, bir şahıstan Susurlukla ilgili Ahmet BAHADIRLI, Cavit KAVAK, Mesut YILMAZ, Adbullah ÇATLI mn birlikte çekilmiş resimlerin dialannı aldığını, Adnan AKFIRAT, Nuri ÇOLAKOĞLU nun NTV den bir kadına bu resimleri kendisi vasıtası ile gösterdiğini, ancak parada anlaşamadıklannı, bu şekilde değişik yerlere gösterdiklerini, resimleri Doğruyol Partisinin milletvekilli Nevzat AKKUŞ'a 5 milyar TL ye sattıklarım, ancak daha sonra bu filmlerin fotomontaj olduğunu öğrendiklerini, Ayrıca Mehmet Ali BİRAND'm Susurlukla ilgili haber yapması üzerine, Veli KÜÇÜK'ün haber göndererek, kendileri ve Mehmet EYMÜR le ilgili haberleri kesmesini istediğini, bunun içinde Ümit OĞUZTAN dan aldıkları, Ömer KARACAN'ın travestilerle çekilmiş fotoğraflarını kullandıklarını, Mehmet Ali BİRAND'm Ömer'in babasıyla çekilmiş fotoğraflarının olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün susurluk komisyonuna da ifade vermediğini, komisyon başkanı Elkatmış'm çağırma talebine karşı, komisyonun çağırmadığını, Veli KÜÇÜK'ün gizli diplomasilerinin bulunduğunu, bir keresinde "beni çağıramazlar, Elkatmış oradan konuşsun dursun, ben komisyona gitmem" dediğini, Evinden ELDE EDİLEN DELİLERE GÖRE Aramalarda ele geçirilen Toplantı: İSTANBUL-17 Ağustos 2002, Toplantıya Katılanlar, Askeri Personel olduğu söylenen Çevik BİR kontrolünde Kazım ANAT, İsrailli General Gabriel LİBRAİDER, (MOSSAD), Ali ERTEN, Batmanlı Ömer, Murat URSAVAŞ, Aşağıda isimleri belirtilen kişilere çeşitli yöntemlerle SUİKAST/EYLEM düzenleneceği. Planın CİA-MOSSAT Türk işbirlikçileri ile müştereken yapılacağı: Ahmet CİNALİ (Şahin Bey), Emekli General Veli KÜÇÜK, Sedat PEKER, Kemal ŞAHİN (HOCA), Tacikistan Genel Kurmay Başkanı, Ticaret Bakanı Mehmet EMİNOF, (dokümanın alt kısmına farklı el yazısı ile düşülen notta: "Ahmet CİNALİ getirdi. (Giresundan) Bu bilgileri veren Murat URSAVAŞ'm arkadaşı imiş, benimle görüştürecekler, Ahmet CİNALİ'ye telefon edeceğim" yazıyor. Bahse konu doküman soruşturma kapsamında gözaltına alman şüpheli KEMAL ŞAHİNin ikametinde yapılan aramada ve Ahmet CİNALİ isimli şahsa yönelik olarak Ankara Emniyet müdürlüğü'nce yaplan operasyonda şahıstan elde edilmiştir. Bu durum şüpheliler arasındaki ilişki ve irtibatı ortaya koymaktadır. Aynı belgenin hem Veli KÜÇÜK'ün ikametinden, hem kemal Şahin in ikametinden, hem de Ahmet CİNALİ den çıkması ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN farklı alanlarda farklı kişiler olarak görüküp aynı amaca hizmet için hücre yapılanmasına gittiklerini de göstermektedir. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ten elde edilen 28.02.2003 tarihinde 0-212-5800869 nolu telefondan fakslanan "ÇÖZÜM: YENİDEN KUVAYI MİLLİYE" başlıklı yazı. Yazı içeriği incelendiğinde Türkiye'nin şuan içinde bulunduğu durum "boğaziçinin hasta adamına" benzetilerek bu görüntüsünden kurtulabilmesi ve iktisadi-siyasi konularda köklü çözümün Yeniden Kuvayı Milliye hareketi olacağı belirtilmiştir.bu belgenin de ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN genel söylemlerini yansıtmaktadır. Evinden Elde Edilen 2 sayfalık "Büyük Türk Milletinin şerefli paşası ve milletimizin namus müdafi cephesinin büyük komutanı, gurur duyduğumuz insan Veli paşa" ibaresiyle başlayan ve Amerika'da Güney Azerbeycan'm tanınması amacıyla Amerikan Stratejik Araştırmalar Merkezi Kafkas Projesi Sorumlusu Zeynep BARAN ve Ceyhan bey MOLLAZEDE, Azerbaycan Dostluk Derneği Başkanı mütercimliğinde yaptıkları çalışmaların anlatıldığı, Beyaz Saray'da Bush'un İra^^^^^aKafkas Bölge sorumluları, Pentegan, FBI ve diğer yetkiler ile görüştüğünü bertiğine daîrrM»r olduğu değerlendirilen

bilgisayar çıktısı dokümanın son paragrafında Turan YAZGAN isimli bir şahsa selam söylediği.

f)-Diğer şüpheli beyanları; l.Sami HOŞTAN'm İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde; Enver YAYLACI ile Hollanda da tekstil işi yaptığını, 1986 yılında Enver ile birlikte Edirne'ye gittiklerini, orada Enver'in arkadaşı Mustafa BİLGİN ile tanıştığını, bir ortamda Veli KÜÇÜK ile de tanıştıklarını, o dömem Veli KÜÇÜK Edirne'de Alay Komutanı olduğunu, daha sonra Hollanda'ya gittiğini,Uzun yıllar Veli KÜÇÜK ile hiçbir görüşme yapmadığını, Seneler sonra İstanbul'a geldiğinde arkadaşı Enver YAYLACI'nm Çiftkurtlar oto galerisine gittiğinde tesadüfen Veli KÜÇÜK ile karşılaştığını, mesafeli bir konuşmalarının olduğunu, sadece bayramlarda ve özel günlerde tebrikleşme amacıyla telefon ile görüştüklerini, Veli KÜÇÜK'ün açmış olduğu güvenlik şirketinin açılışına gittiğini, 2- Ümit OĞUZTAN'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde; Tuncay GÜNEY isimli şahsı 1998-1999 yıllarında Strateji dergisini yayınladığı sırada tanıdığını, Tuncay GÜNEY' in görevi gereği siyasi ve aktüel haberler yaptığını hatta bir muhabire göre iyi haberler getirdiğini, o dönemde Tuncay GÜNEY' de tüm kamu oyu tarafından bilmen ve sıkça admdan bahsedilen VELİ KÜÇÜK ile çok rahat iletişim kurabilmesinin dikkatini çektiğini, istediği zaman kolaylıkla Veli KÜÇÜK' ü arayıp sohbet edebildiğini, soru sorabildiğim, Veli KÜÇÜK dışında herhangi bir resmi şahısla sohbetini veya ilişkisini görmediğini, Tuncay' m o dönem getirdiği haberlerin herkesin elde edemeyeceği, önemli ve haber değeri olan bilgiler olduğunu, kendisine bu bilgilerin kaynağını sorduğunda çoğunlukla Veli KÜÇÜK' ü haber kaynağı olarak gösterdiğini, O dönem Veli KÜÇÜK popüler bir isim olduğu için ve Tuncay' la sık sık görüştüğü için birçok gazeteci gibi kendisinin de Veli KÜÇÜK ile tanışmak istediğini ve tanıştırması için Tuncay' a iki kez ricada bulunduğunu, fakat olumlu bir dönüş olmayınca Veli KÜÇÜK' ün tanışmak istemediğini düşündüğünü ve bir daha teklif de etmediğini ve Veli KÜÇÜK le tamşamadığım, Ancak Tuncay' m bazı gazetecileri Veli KÜÇÜK ile tanıştırdığını bildiğini, hatta o dönem gazetecilerin Veli KÜÇÜK' e ulaşmak için Tuncay GÜNEY' i aracı yapmaya çalıştıklarını, bildiği kadarıyla Nokta Dergisinin Genel yayın yönetmeni olan Ayşe ÖNAL' m Tuncay aracılığı ile Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, Veli KÜÇÜK' ü tanıyan tüm gazetecilerin Tuncay vesilesi ile tanıştığını düşündüğünü, 2001 yılında alman ifadesinde "Tuncay GÜNEY'in iş adamları ile kuzey Irak'a giderek Barzani ve Talabani ile görüşmeler yapacağını, kendisinde iş adamları ile birlikte Kuzey Irak'a gideceğini söylediğini, 15 gün sonra şahsın geri geldiğinde kendisine Veli KÜÇÜK isimli şahsın görüşmelerde bazı yardımları olduğunu söylediğini" belirttiği konu ile ilgili olarak; O tarihte vermiş olduğu ifadesinin Tuncay' m kendisine aktardığı şeyler olduğunu, Tuncay' m Akşam gazetesinde çalıştığı dönemde görev gereği Kuzey Irak'a gidip geldiğini anlattığını, sohbetlerinden birinde böyle bir konuya değis^ğk^^ ancak Veli KÜÇÜK' ün Kuzey Irak'daki bağlantıları hakkında kendisinin hiç^f^bilgft^rja.dığını, ancak Tuncay'ın kendisine anlattığı bu konu yani kuzey Irak ta bazı gjöriişmete^ap%|s1i için Veli KÜÇÜK ten ^

899

U « 1UV $«

«~f «—T™

yardım aldığı konusunun doğru olabileceğini, Tuncay ile giden diğer gazetecilerinde aynı doğrultuda şeyler anlattıklarını beyan etmiştir. Şüpheli Ümit OGUZTAN'ın alınan ifadesinde ; Tuncay GÜNEY in VELİ KÜÇÜK ile çok rahat iletişim kurduğunu, İstediği zaman Veli KÜÇÜK' ü arayıp sohbet edebilen bir şahıs olduğunu, Tuncay GÜNEY in yanında çalıştığı dönemlerde getirdiği haberler herkesin elde edemeyeceği, önemli ve haber değeri olan bilgiler olduğunu, kendisine bu bilgilerin kaynağını sorduğunda çoğunlukla Veli KÜÇÜK' ü haber kaynağı olarak gösterdiğini, Tuncay GÜNEY'e Veli KÜÇÜK ile kendisini de tanıştırmasını istediğini, ancak bu şahısla tanışamadığmı, bir çok gazetecinin Tuncay güney sayesinde Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, Tuncay GÜNEY'in akşam gazetesinde çalıştığı dönemde, görev gereği Kuzey Irak' a gidip geldiğini anlıttığım, sohbetlerinden birinde böyle bir konuya değindiğini, Veli KÜÇÜK' ün Kuzey ırak daki bağlantıları hakkında bilgisinin olmadığını, ancak Tuncay'ın anlattığına göre kuzey Irak ta bazı görüşmeler yapması için Veli KÜÇÜK ten yardım aldığını, bu konunun doğru olabileceğini, Tunay ile giden diğer gazetecilerinde aynı doğrultuda şeyler anlattıklarını, 3-Ali YASAK'ın İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde : Veli KÜÇÜK'ü 1999 yılında Eminönünde bulunan Hamdi Et Lokantasında yemek yediği sırada . Lokantanın sahibi olan Hamdi ARPACI isimli şahsın o an lokantada yemek yiyen Veli KÜÇÜK ile tanıştırdığını. Veli KÜÇÜK ile KENDİSİNİ tanıştırırken Veli Paşa diye tanıştırdığını, daha sonra kendisini senelerdir görmediğini, ancak 1-2 sene sonra tesadüfen İstinye'de bulunan Avcılık Atış Kulübünde kendisi ile bir kere karşılaştığını ve selamlaştığım, başka da Veli KÜÇÜK ile ne telefonda ne de yüz yüze görüşmediğini, Veli KÜÇÜK ile arasında hiçbir ticari bir faaliyetinin olmadığını beyan etmiştir. 4- Şüpheli Emin Caner YİĞİT in babası Cemal YİGİT'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde alman ifadesinde ; Oğlu Emin Caner YİGİT'in 2004-2005 yıllarında Veli KÜÇÜFün şoförlüğünü yaptığını, halen gözaltında bulunan şahıslardan Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını diğer şahıslan tanımadığını, Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünden ayrılmasından sonra görüşmeye devam ettiğini, Veli KÜÇÜK in oğluna ihtiyaç duyduğunda yanma çağırdığını ve şoförlüğünü yaptırdığını, halen de hem kendisi ile görüşüp şoförlüğünü yaptığını, 5-şüpheli Doğu PERİNÇEK'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde: 2003 yılında yapılan İstanbulda'ki Kıbrıs mitinginde Veli KÜÇÜK ile karşılaştığını, bunun dışında yüz yüze görüşmediğini, 2003 yılı Temmuz ayında AKP iktidannm meclisten "İKİZ İHANET SÖZLEŞMELERİ" ni geçirmesi sonrasında, İstanbul İl merkezinden dört kez arayarak bu yasalarla ilgili bilgi aldığını, emekli Generallerle toplantı halinde olduklannı, kendisinin o dönem Çankaya'da Cumhurbaşkanı ile görüşerek bu yasalarla ilgili sözlü açıklama yaptığım ve bir dosya verdiğini okuduklannı anlattığını, bu olalyla ilgili değerlendirmesini sorduğunu, kendisinin de Türkiye de etnik gruplan ve cemaatlere ayn devlet kurma, ayn eğitim sistemi kurma gibi Türkiye yi bölmeye yönelik haklar tanıdığını anlattığını, bu şekilde Cumhurbaşkanına verdiği dosyanın bir örneğini Veli KÜÇÜK'e gönderdiğini, bu olayda olduğu gibi gazetelerden de izleyerek General Veli KÜÇÜK'ü Türkiye'nin toprak bütünlüğünü, ABD ve AB devletlerine karşı savunan konumlarda olduğunu gördüğünü, (. .'

f

1

~

St \ . s* "

Aydınlık Dergisinin 25 Ağustos 1996 tarihli sayısının kapağında Veli KUÇUK ün "Eşref BİTLİS'İ ABD öldürttü" şeklindeki açıklamalarına yer verdiklerini, ancak 10 yıl ismini sakladıklarını, kamu oyuna açıklamadıklarını, Eşref BİTLİS'İ kimin şehit ettiğini içeren açıklamanın komutanların emri olmadan yapılmayacağını bildiklerini, açıklama çeşitli televizyonlarda ısrarla dile getirmesine rağmen Genelkurmay tarafından yalanlanmadığını, bu olguda açıklamanın üst komutanların bilgisi dahilinde yapıldığını gösterdiğini, bu nedenle Atlantik devletleri tarafından mimlenen generallerden biri olduğu kanısında olduğunu, basında ABD ve AB yanlısı kiralık kalemlerin sürekli Veli KÜÇÜK'e saldırmaları dikkatini çektiğini bunun dışında Veli KÜÇÜK'le hiçbir görüşme ve ilişkisinin olmadığını, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile Abdullah ÖCALAN'ın avukatı Doğan ERBAŞ ile ilgili yaptıkları iddia edilen görüşmeyi Adnan AKFIRAT'm bileceğini, kendisinin odasında kesinlikle görüşme yapılmadığını, Veli KÜÇÜK'ün Ulusal Kanal ve Cumhuriyet gazetesinin alınmasıyla ilgili yaptığı çalışma sorulduğunda; Bu yönde görüşme yapmadığını, ancak USİAD başkanı Kemal ÖZDEN'in Ulusal Kanal'in yüzlerce ortağından biri olduğunu, Cumhuriyet gazetesiyle ilgili İlhan SELÇUK ve Gürbüz ÇAPAN ile ortak bir televizyon kanalı kurulmasını görüştüklerini, fakat bunun olmadığını, Ferid İLSEVER'in Kemal ÖZDEN le bir yemekte konuşulduğu, bu yemeğe Veli KÜÇÜK'ün de katıldığını anlattığını, Veli KÜÇÜK ile hiçbir zaman hiyerarşik yapı içinde olmadığını, kendisinin "ikiz ihanet yasalan" ile ilgili mektubu dışında Veli KÜÇÜK' e hitaben yazılmış bir yazısının olmadığını beyan ettiği. 6- Şüpheli Emin Caner YİĞİT'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde: Kendisini 2004 yılı Kasım ayında İlyas TOPSAKAL ve Ahmet Hoca isimli şahıslar Veli KÜÇÜK ile tanıştırdığını. İlyas TOPSAKAL'm Türk Dünyası Araştırma Vakfında editörlük yapan bir şahıs olduğunu, İlyas TOPSAKAL kendisine "Veli Paşa bir güvenlik şirketi açacak, burada eğitim ve iş verilecek, sende ona yardım et, sertifikanı alıp bir yerde güvenlik şirketinde başlarsın" dediğini, kendiside bunun üzerine teklifini kabul ettiğini, kendisini İlyas TOPSAKAL ve Ahmet Hoca..? isimli tanıdıkları Türk Dünyası Vakfına beni davet ettiklerini. Bahse konu yere gittiğinde Veli KÜÇÜK'te orada olduğunu gördüğünü, kendisi ile görüştüğünü, Bu görüşmede Veli KÜÇÜK'ün yeni kurulacak olan güvenlik şirketi ile ilgili ofisboy olarak çalışacağını ve bu şirketten güvenlik sertifikası alacağını konuştuklarını ve bu şekilde işe başladığını, Çalıştığı zaman zarfında Veli KÜÇÜK'ten yaptığım hizmete karşılık 600 YTL para aldığını, Veli KÜÇÜK'ü ile sayede tanıdığını, Bayram ve özel günlerde kendisi aradığını, Veli KÜÇÜK ile en son 10-15 gün evvel telefon ile görüştüğünü, Veli KÜÇÜK'ün kendisini telefonla aradığını ve kendisini kullanmış olduğu 34 SB... plakalı Kia Sorento marka aracının asker korumaları tarafından lastiğinin patlatıldığım, ve lastiğin yarıldığını söylediğini ve lastik bulmak için yardım istediğini, Kendisinin de bulduğu lastikleri Veli KÜÇÜK'ün Gayrettepe'de bulunan evine götürdüğünü, lastikleri korumalara teslim ettiğini, Veli KÜÇÜK ile en son görüşmesinin bu şekilde olduğunu beyan etmiştir. Bayram ve özel günlerde kendisini aradığını, başka bir ilişkisinin olmadığını,. Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER ve Boğaçkaan MURATHAN arasındaki ilişki sorulduğunda; şahıslar arasındaki ilişkiyi bilmediğini. j^JfL samimiyetinin olmadığını, Veli KÜÇÜK'ün yanma Sedat PEKER vasıtasıyla girmedjgîjii, ^ 5=^%

7- şüpheli Emin GÜRSES'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde Veli KÜÇÜK'ü öncelikle görevlerinden ve yaklaşık 6 yıl kadar önce Kaymakam Kemal Bey'i anma törenlerinden tanıdığını, Ancak daha önce Veli KÜÇÜK'ü basından tanıdığını, Zaten bu şahıslarla genel olarak tanışmamın kaynağı ve başlangıç noktası bu olduğunu, Veli KÜÇÜK'ü vatansever bir asker olarak tanıdığını, Veli KÜÇÜK ile herhangi ortak bir ticaretinin olmadığını, En son ne zaman görüştüğümü tam olarak hatırlamadığını, Ancak ara sıra kendisini aradığını, Kendisinde Veli KÜÇÜK'ün telefon numarasının olmadığını, Ancak Veli KÜÇÜK'ÜN kendisinin telefonumu bulup aradığını, Kendisini bir kraç kez de Sakarya Üniversitesindeki birkaç öğrenciye burs ve yurt konusunda yardım etmesi için aradığını, Ayrıca isminin burada geçmesini istemediği ve armatör olan bir yakınım kendisini, kendilerinden para (haraç) istenildiğinden ve bu olayda Veli KÜÇÜK isminin de geçtiğinden bahsettiğini, kendiside bu olayı başka biri aracılığı ile Veli KÜÇÜK'e ilettiğini ve kendisinin bu iletim sonrasında olayın çözüldüğünü, Olayın çözülmesinden sonra teşekkür amaçlı Veli KÜÇÜK'ün yanma gittiğini, Görüşmelerinde Veli KÜÇÜK bana adının kullanıldığını söylediğini, ve hatta bu şahıslara Veli KÜÇÜK'ün küfür bile ettiğini, Çöregani isminde, İran Azerbayca'nmda yaşayan Azeri bir profesörün olduğunu, bu şahsın Veli KÜÇÜK'le aralannm iyi olduğunu, son zamanlarda şahsın CIA ile bağlantılı olduğunu bildiği, İran Azerbayca'nmda bağımsız bir Azerbaycan devleti kurma faaliyeti içinde olduklarını duyduğunu, bunun Azerbaycan'daki Azeri Türkleri için sıkıntı olacağını her yerde söylediğini, Veli KÜÇÜK de Azerbaycan meselesiyle yakından ilgilendiği için Veli KÜÇÜK'le irtibat kurduğu ve son zamanlarda aralannm açık olduğunu herkes tarafından sorulduğunu, Bülent isimli şahısla yaptığı görüşmede, Bülent'in Veli KÜÇÜK'ün on numaralı adam olduğundan bahsettiği, bir numaranın Şener ERUYGUR olduğunu, listede Abdullah OCALAN'ın da bulunduğunu, Mehmet AGAR'ın da listede üç veya dördüncü şahıs olduğunu, "... yalnız bunları topyekün çıkartsınlar Doğu PERİNÇEK'in anasını ağlatacaklar." Şeklinde beyanlarda bulunduğu hatırlatılarak, Bülent'in bu bilgileri nereden temin ettiği, neden kendisine bildirdiği, ismi geçen şahısların operasyon kapsamında irtibatları hakkında bilgisi sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin Bülent AKKAR olduğu, Sakarya Otobüs terminalinde büfesi olduğunu, Bülent AKAR'm bu bilgileri Mehmet AĞAR'm yanındaki, Mustafa...? isimli şahıstan almış olabileceğini, Bülent AKKAR'm Doğu PERİNÇEK'i sevdiğini, bu yüzden Ergenekon'la ilgili bütün suçlann Doğu PERİNÇEK'e yüklenebileceğini, bu şekilde Doğu PERİNÇEK'e zarar verilebileceği düşüncesiyle beyanlarda bulunduğunu, belirtmiştir. 8-Ferid İLSEVER İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde Çırağan sarayında yapıldığı söylenen ve kendisinin de katıldığı söylenen bir toplantının olmadığını ve doğru olmadığını, Ancak daha sonra Akatlar'da yapılan Gürbüz ÇAPAN, Veli KÜÇÜK ve Kemal ÖZDEN'in katıldığı bir akşam yemeğine USİAD Başkanı Kemal ÖZDEN'in davetlisi olarak katıldığım, Veli KÜÇÜK ile bu toplantı dışında başka bir görüşmesinin olmadığım, Toplantının konusunun o zaman zor durumda bulunan Cumhuriyet gazetesine destek olmak olduğunu, Bu toplantı geçtiğimiz haftalarda basında Cumhuriyet gazetesini satın almak ve bir ulusal medya grubu kurmak şeklinde yer aldığı. Bunu tamamen yalan olduğunu, Basında bu toplantıya katıldığı söylenen Ümit ÜLGEN 13 Mart 2008 tarihinde tüm basma yaptığı açıklama ile toplantıyı yalanladığını, Aynca Gürbüz ÇAPAN'nm da 14 Mart tarihinde yaptığı basın açıklaması ile h^eriö.-4ajnamen yalan olduğunu ifade ettiğini ve Ferid İLSEVER'in Veli KÜÇÜK ile bj^edy^ptö^plduğu haberinin uydurma olduğunu söylediğini,. Çapan aynca bu toplantıda^fimaljÖLZDEÇle^ahip olduğu Cumhuriyet II

„ fil ¥t

İ (

S\

'- !İ

hisselerini satmayı teklif ettiğini onun da bunu kabul etmediğini söylediğini, kendisinin Cumhuriyet gazetesini satın alarak Gürbüz ÇAPAN'la, Veli KÜÇÜK ile birlikte kuracağım medya grubunun olmadığını, olamayacağını, Bu haberlerin cumhuriyet gazetesi ile aralarını açmak için uydurulmuş haberler olduğunu, bilginin tamamen yalan olduğunu, Kendisinin aksine İlhan SELÇUK ile Cumhuriyet ve Ulusal Kanalın olanaklarını birleştirerek bir Cumhuriyet televizyonu yapılması fikrini birkaç kez görüştüğünü, Maddi güçleri el vermediği için bu projeyi gerçekleştiremediklerini, Savcılığın Tuncay GÜNEY gibi CIA'nm hizmetine girmiş bir elemanı tanık göstermesi utanç verici olduğunu, Tuncay GÜNEY'in kendisinin de söylediği gibi yurt dışına çıkış yasağı olduğu halde ABD'den 10 yıllık vize aldığını, ve ABD'ye giderek CIA Newyork İnstute adlı internet sitesinin başına şef editör olarak oturtulduğunu, buradan yaptığı yayınlarla da Türklüğe ve Müslümanlığa hakaretlerde bulunduğunu, Hıristiyanlığa ve Yahudiliğe övgüler yağdırdığını, Türk'ler Ermenileri baltalarla kestiği, Şeklinde yalanlar uydurduğunu, Fatih ALTAYLI'ya da açıkladığı gibi iftiharla Haham olduğunu ifade ettiğini beyan etmiştir. 9-Güler KÖMÜRCÜ İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde : Veli KÜÇÜK' ü 2000 yılında düzenlenen bir panelde tanıdığını, Veli KÜÇÜK'ile herhangi bir vasıta ile tanışmadığını, Panel de direk tanıştığını, Veli KÜÇÜK' ün kendisinin haber kaynağı olan birisi olmadığını, Gazeteci kimliği ile görüşlerine başvurduğu birisi olmadığını, Ancak tanıştıktan sonra ailesi ile de tanıştığını, Yılbaşı ve bayramlar veya özel günlerde telefon açıp tebrik ettiğini ve ailesi ile görüştüğü kişi olduğunu. Başka herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Ve ayrıca Veli KÜÇÜK ve Sedat PEKER' in birbirlerini tanıyıp tanımadıklarını bilmediğini, Ancak medyadan kendilerinin tanışık olduğunu okuduğunu, Bu şekilde öğrenmiş olduğunu, İkisini bir arada da görmediğini, İsmini vermek istemediği bir arkadaşının kendisine evinin içersinin dinlendiğini söylediğini. Kendisinin de bunun üzerine güvenlik şirketinden yardım almak üzere bu konuda çevresi olduğuna inandığı Veli KÜÇÜK'ten bilgi istediğini, Veli KÜÇÜK'ün de kendisine bir güvenlik şirketi önerdiğini ve gelip evde arama yaptıklarını, ve herhangi bir şey bulamadıklarını, kendisinde bilgiyi ciddiye almakla beraber emin olduktan sonra güvenlik güçleri ve adiliye müracaat etmeyi düşündüğünü, ancak asılsız çıktığı için de bir müracaatta bulunmadığını beyan etmiştir. Veli KÜÇÜK ve ailesi ile de yılda birkaç kez görüştüğünü beyan etmiştir. 10-Hayrettin ERTEKİN Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde : Veli KÜÇÜK' ün evini bilmediğini aynı zamanda karşılaşmadığını, Veli KÜÇÜK'ü kimsenin sevmediğini, Veli KÜÇÜK'ün Örgüt kuracak bir kapasite de olmadığını, Silahlı kuvvetlerde sevilen bir kişi olmadığını, Nasıl general olduğunu hala anlamış olmadığını beyan etmişsede 22/01/2008 günü saat 12:26 da KÜRŞAT isimli şahısla yaptığı görüşmede, KÜRŞAT PAŞA emekli general KÜRŞAT ATILGAN'dır, kendisi halen MHP Adana milletvekilidir, kendisi ile yaptığımız samimi bir görüşmedir dedi. Konuşmanın içeriğinde "ELLİ ALTMIŞ KİŞİ ALDILAR, KEMALİ FALAN ALDILAR, HİÇBİR ŞEY OLMAZ, ÖYLE BİR ÖRGÜT MÖRGÜT YOK, ŞİMDİ NE OLACAK... KAFALARINA GÖRE ŞEY ÇİZİP GİDİYORLAR... VELİ KÜÇÜK SİLAHLI KUVVETLERDE ÇOK SEVİLEN BİR ADAM DEĞİLDİR... KENDİ BAŞINA ÇALIŞIYOR" şeklindeki sözleri ile neyi kastettiği sorulduğunda; "KEMAL olarak bahsettiğim medyadan eylem falan yapan ve memleketi meşgul eden KEMAL KERİNÇSİZ'i kastediyorum, bunlar akıllı adamlar değiller, örgüt olamazlar, olsa olsa mafya olabilirler, onu kastediyorum, MİLLJ^SŞİLJJGİ KENDİ KAFALARINA GÖRE YAPIYORLAR diyorum, aslında milliyetgiff| vataafhn^lete faydalı olmakla olur

903j ««■>/(( LLJ ,f inx"~~"

f Jpi^ A

t !f

\ '

2i •v ^

demek istiyorum, benim Silahlı Kuvvetlerden görüştüğüm ve aldığım izlenime göre VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğüm tavır içinde olduğunu değerlendirdim, onun için bu şekilde söyledim" dediği. HAYRETTİN ERTEKİN : (ARKA PLANDA: İsmail'in soyadı neydi?) HAYRETTİN ALP : Efendim H.ERTEKİN : Alo Reisim selamünaleyküm Hayrettin ben nasılsın? H.ALP : Aleykümselam Aleykümselam Allaha şükür sen nasılsın? H.ERTEKİN : Valla iyidir be uğraşıyoruz keyfin nasıl? H.ALP : Allaha hamd olsun sen nasılsın ağam H.ERTEKİN : İyiyim bizde uğraşıyoruz hamdolsun yaramaz birşey yok H.ALP : Nasıl gidiyor? H.ERTEKİN : İyi izledin mi haberleri ne o milleti toplamışlar H.ALP : Onları izliyorum H.ERTEKİN : Ya ne oluyor Drej Mirej H.ALP : Valla Hayrettin bey bak sana da gelirler ha H.ERTEKİN : Bana da yakında bana da gelirlerde bana uzak uzak kalıyorlar biraz onlar bilirler onlar bilirler kime gideceklerini H.ALP : Ha Teyet geçerler diyorsun H.ERTEKİN : Bizden ... H.ALP : Nedir bu sence? H.ERTEKİN : Bu bu şeydir ya bu operasyon iki tane ayağı var eee bir örgüt kurmuşlar sözüm ona bunlar Malazgirt şeyi Kuvayi Milliye diye bu ikisinin işte Türkiye'de örgütlenmeye çalışıyorlar parti olacaklardı bunlar parti kuracaklardı H.ALP : Hı H.ERTEKİN : O parti işte bazı para kaynaklan şunlar bunlar 7-8 aydır takip ediliyorlardı ama Drej'in Mrej Sami HOŞTAN'm falan işi ne onu anlayamadım H.ALP : Şey mi var o tahsilat işleri de mi var? H.ERTEKİN : Tahsilat işleri de herhalde ordan geçiyor bildiğim kadarıyla onun için böyle birbirlerine ... H.ALP : Örgüt mü kurdular acaba? H.ERTEKİN : Ya işte böyle bir sistem ... H.ALP : Haram parayla helal iş yapılmaz kardeşim H.ERTEKİN : Aynen öyle aynen bunlar H.ALP : ... H.ERTEKİN : VELİ KÜÇÜK ZATEN KAFAYI YEMİŞ YANİ VELİ PAŞAYA KAÇ KERE İKAZ ETTİK DEDİK Kİ YA BIRAK BU İŞLERİ YANINA ALDIN BUNLAR OLMAZ SEN ASKER ADAMSIN DİNLEMEDİ BAKALIM H.ALP : Paşalar ikaz etmedi mi bunu? H.ERTEKİN : Yav çağırdılar korumalarını aldılar rütbeni sökeriz sıfıra düşürürüz dediler ikaz etti Genel Kurmay Ordu Evlerine sokmayız dedi git dedi Bilecekte evinde otur orda dediler BU Bİ ARA ÜÇ AY DÖRT AY TAKILDI SONRA YİNE BAŞLADI H.ALP : Evini de bitirdi ne güzel otursaydı H.ERTEKİN : Bitiriyordu orda çiftlik kurmuş H.ALP : Emekliliğin sefasını sürseydi ne işin var abicim H.ERTEKİN : Ya söyledim ona Bilecik'te otur be kardeşim dedim, 22/01/2008 tarihinde 13:47de HAYRETTİN^Afe&4ie yaptığı görüşme okundu, soruldu; *?*\ #/".o iU

!

\

%

HAYRETTİN ALP Bakırköy sahiline giderken Yedikule'de Onbaşılar Ocak Salonu isminde kebap salonu işleten şahıstır, onla yapmış olduğumuz görüşmede "REİSİM" şeklinde birbirimize hitap ederiz, ikimiz aynı yaşlardayız, yani REİSLİKTEN kasıt ben Belediye Başkanlığı olarak anlıyorum, ben DREJ ALİ'yi SAMİ HOŞTAN ı gazeteden okudum, kendilerini tanımam, VELİ KÜÇÜK'ün uyarılmasını ben İKAZ ETTİK şeklinde söylemiş isem de Genelkurmay'dan düzgün insanların kendisini ikaz ettiğini ima etmek istiyorum, yoksa benim kendisini ikaz etmem söz konusu değildir, bizim televizyonun yönetim kurulu toplantısı sırasında emekli paşaların kendisini ikaz ettikleri konusu açılmıştı, o zaman böyle bir konu konuşulduğunu duydum, yoksa benim kendisini ikaz etmem uyarmam söz konusu değildir, görüşme içinde geçen insan kaçakçısı İSMAİL işyeri sahibi olup, benim yanımda çalışan NİLÜFER ismindeki kız o yeri müşterisine kiralamak istemiş, onla ilgili araştırma yaparken oradakiler insan kaçakçısı İSMAİL demişler, öyle bir konuşma geçmiş dedi. Ben VELİ KÜÇÜK'ün normal insanlarla gezmediğini, MUZAFFER TEKİN'le, SEDAT PEKER'le illegal işlerle uğraşan kişilerle adının anıldığını gördüğüm için o şekilde konuştum. Şeklinde yaptığı görüşmeden de Veli KÜÇÜKTe irtibatlarının olduğu ve bunu gizleme ihtiyacı duyduğu anlaşılmaktadır. 11-Mehmet Fikri KARADAĞ'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde: Veli KÜÇÜK ile 1992 veya 1993 yılında Ağrı İl Jandarma Alay Komutanlığına atandığı zaman tanıştıklarını, Veli KÜÇÜK'ün Alay komutanı olarak geldiğini, . Hatırladığı kadarıyla o zamanki rütbesinin yarbay olduğunu, Yaklaşık 1 veya 2 yıl birlikte terörle mücadele kapsamında görev yaptıklarını, Eşref BİTLİS'in şehit olduğu dönemde beraber olduklanm, Eşref BİTLİS'in arkasından ağladığını gördüğünü, Komutanlıklannm aynlmasmdan sonra Veli KÜÇÜKTe hiç görüşmediğini, Veli KÜÇÜK ile herhangi özel bir amaçla görüşmediğini, Ancak görev amaçlı görüşmelerinin olmuş olabileceğini, Özel günlerde kutlama amacıyla görüşmüş olabileceklerini, Aynca emekli olduktan sonra Türk Dünyası Araştırma Vakfmdaki konferanslarda merhabalaştıklanm, Bu görüşmelerin 5-10 kez olduğunu, Tarihten bir ay kadar önce aynı vakıfta karşılaşıp selamlaştıklannı, Ancak özel bir görüşmelerinin olmadığını, Hatta kendisinin Kuvvayı Milliye çalışmalan ile ilgili de herhangi bir beyanda bulunmadığını, Veli KÜÇÜK'ün terörle mücadeledeki görevlerinde çok başanlı birisi olduğunu beyan etmiş isede Gizli Tanık 17 beyanında bizzat Veli KÜÇÜK'ün kadıköydeki Kuvayı Milliye Derneği (1919) ne gelip sol gruplarında aynı amaca hizmet eden kardeşleri olduğunu bu sebeple onlarla birdaha sürtüymemelerini beyan etmiştir. 12-Muammer KARABULUT'un İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde: Veli KÜÇÜK'ü, kendisi tarafından önerilen ve başlatılan Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan"a taşınması ile ilgili patrikhanenin önünde 2005 yılında yapılan basın açıklamasında gördüğünü, Daha sonra Finansbank"m Yunan milli bankasına satılmasında Fener Rum Patrikhanesini sponsor olarak gördüğü ve Gima"nm Finansbanka ait bir kuruluş olmasından dolayı yine Gima"nın güvenlik işinin Veli KÜÇÜK tarafından yapılmasından dolayı arama gereği duyduğunu, Bunun üzerine Sevgi ERENEROL"dan telefonunu alarak Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü, Finansbank ve sahibi Hüsnü ÖZYEGIN olayını anlattığını, Satışla ilgili yazdığım makaleleri kendisine faksladığını, 2006-2007 yılında Veli KÜÇÜK'ün kendisini Antalya Jandarma kampına davet ettiğini ve Finansbank üzerine konuşup yemek yediklerini, Daha sonra bir kez telefonla konuştuklannı ancak konusunu hatırlamadığını, Veli KÜÇÜK ile görüşmejpiaiajiep Finansbank"m satılması ile ilgili olduğunu, ^ *J>\., /:#%

En son yaklaşık 2-3 ay kadar önce Veli KÜÇÜK'ü basında hakkında çıkan yazılar ile alakalı aradığını ve fikir aldığını, bir müddet konuştuklarını ve bir daha görüşmediklerini beyan etmiştir. 13-Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde : e-mail incelemesi neticesinde coco isimli şahısla sanal ortamda görüşmesindeki geçen Ramazan AKYÜREK'e yapılacak olan suikast ili ilgili soru sorulduğunda Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını. Kendisine hiçbir kimse bu konuda herhangi bir talimat vermediğini. Kendisinin de zaten böyle herhangi bir şey düşünmediğini . Görüşme yaptığı şahısların kendisi ile dalga geçeceklerini bildiği için bu şekilde görüşme yaptığını beyan etmiştir Şüpheli İzzet YILMAZ'ın alınan ifadesinde ; Veli KÜÇÜK ismini ilk defa Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU dan duyduğunu, Vatan'm kendisine, bu şahsın Paşa olduğunu ve görüştüğünü anlattığını, başka bilgisinin olmadığını beyan etmiştir. 14-Vedat YENERER'in İstanbul Emniyet Müdürlüğünde vermiş olduğu ifadesinde : Veli KÜÇÜK ile 2003 yılında tanıştığını, kendisinin o dönemde Habertürk Televizyonunda haber programlan yaptığını, Veli KÜÇÜK'ün bu dönem içerisinde posta yoluyla Kuvai Milliye isimli dergiyi ve kartvizitini gönderdiğini, Veli KÜÇÜK'ü programa katılması için telefonla aradığını, ancak şahsın katılmadığını, 2004 yılı içerisinde Veli KÜÇÜK'ün daveti üzerine Gima'nm Ümraniye de bulunan genel merkezine gittiğini, o sırada Veli KÜÇÜK'ün Gimanın yönetim kurulu üyesi olduğunu, 2004 yılı içerisinde Veli KÜÇÜK'ün kurduğu ve Şirin Evlerde faaliyet gösteren Profesyonel Güvenlik isimli iş yerine, daveti ile gittiğini, Veli KÜÇÜK'ün özel güvenlik alanında Çinlilerle bir anlaşma yaptığını anlattığını, bu konuyu Yeniçağ gazetesinde haber yaptığını, İlerleyen dönem içerisinde, Veli KÜÇÜK ile Türk Dünyası Vakfının yapmış olduğu bir toplantıda karşılaştığını, ayrıca 2006 yılında Pusu Hikayeleri isminde bir kitap hazırlamaya başladığını, Güvenlik güçlerinin anılarını hazırladığını, Veli KÜÇÜK'ü emekli olan bir general olarak bildiği için onunla bu konuda görüşme yapmak üzere Kadıköy Bağlar Başında bulunan ve Veli KÜÇÜK'ün ortak olduğu Alfa İthalat İhracat şirketine daveti ile gittiğini, oraya emekli General Nejat MÜLDÜR'ün de geldiğini, anılarını dinlediğini, 2004-2005 ve 2006 yıllarında sahibi olduğu internetajans.com internet sitesi adına, Türkiyenin ulusal bütünlüğü, bayrak sevgisi gibi konularda medyada yer almış isimlere Yılın Kuvvacısı adı altında bir heykeltraşa hazırlattığım ödülleri dağıttığını, her yıl 20/25 kişiye bu ödüllerden verdiğini, 2006 sonuna kadar toplam 75 kişiye ödül verdiğini, bunların içinde Veli KÜÇÜK, Avukat^ Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Rauf DENKTAŞ, Burhan ÇÖMEZ, Emin GÜRSES, Yaşar Nuri ÖZTÜRK gibi siyasi, akademisyen ve gazetecilere ödül verdiğini, Veli KÜÇÜK'ün zaman zaman kendisini telefonla arayarak, basında çıkan haberleriyle ilgili tebrik ettiğini, Kendisinin herhangi bir partiye üyeliğinin olmadığını, ancak Veli KÜÇÜK'ün MHP nin içinde bulunduğu durumla ilgili serzenişte bulunduğunu, Veli KÜÇÜK'ün Devlet BAHÇELİ den hoşlanmadığı için Ümit ÖZDAG'm onun yerine gelmesini istediğini, bu yönde görüşmelerinin olduğunu, Ümit ÖZDAĞ'm 21. yy Türkiye Entstitüsü'nün başkanı olduğunu, Enstitü'nün Ankara da bir genel merkezi olduğunu, ayrıca İstanbul Ata Şehir de Ata Şehir Rezidans 22. katta bir ofisi bulunduğunu, zaman zaman tanınmış profeşjjr ye gazetecilerle burada toplantı yaptıklarını, Türk Time internet sitesinde, Star ga^fesmdell^^mtı yapılarak, Ergenekon operasyonu ile ilgili çıkan haberler de, bombalama ^bazı eyİemljpföâlgili kararların Ata şehir

7

GJ**— X

906

. 1 - - v&^sd" C^P-^--

semtinde bir evde alındığını, orda toplantılar yapıldığının yazıldığını, bu konuyu Ümit ÖZDAĞ ile görüştüğünü ve yapılan bu operasyon konusunun ofise ve enstitüye bulaştırılmak istendiğini anlattığını, ancak bahsi geçen toplantılara Veli KÜÇÜK ve diğerlerinin katıldığını görmediğini beyan etmiştir. Veli KÜÇÜK ile Koray AYDIN'm yargılanması konusunda ellerinde herhangi bir belgenin olmadığını, Ancak Veli KÜÇÜK'ün bu görüşmede bu konu ile alakalı yorum yapmış olabileceğini, bu konulan Veli KÜÇÜK ile yapmalarının sebebinin ise, Veli KÜÇÜK'ün Devlet BAHÇELİ'den hoşlanmadığı için bu türlü konuşmalar yaptığını, Gazeteci olarak ta kendisinin de konuştuğu ve yorumlar yaptığını ve bu konuda Veli KÜÇÜK'ün haber yapmasını istemediğini beyan etmiştir.. 15-Yakup Kürşat YILMAZ' alınan ifadesinde; VELİ KÜÇÜK' ü tanımadığını, VELİ KÜÇÜK ' ü ALİ BALKANER' in oğlunun cenazesinde gördüğünü kendisine geçmiş olsun demek istediğini ilettiklerini bunu kabul etmediğini, onun deyip demediğini de bilmediğini beyan etmiştir. 16-Mehmet ÖZCAN in alman ifadesinde; VELİ KÜÇÜK' ü gıyaben tanıdığını, İzmitte Alay komutanlığı yaptığını, kendisi ile 1996 yılında bir olay sebebiyle arandığı için teslim olmak sebebiyle birkaç sefer telefon görüşmesinin olduğunu, ancak hiçbir zaman yüz yüze bir görüşmesinin olmadığını beyan etmiştir. 17-S. Tufan GÜNALTAY in alman ifadesinde; VELİ KÜÇÜK' ü basından tanıdığını, kendisi ile ne yüzyüze ne de telefonla görüşmüşlüğünün olmadığını, ancak Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı' nın bir toplantısında karşılaştığını, ancak kendisi ile konuşmadığını, kardeşi olan EMRE GÜLAYTAY' m kendisi ile bir tanışıklığı olduğunu bilmediğini, hatta böyle bir şey olduğunu bilse kendisine uzak durmasını telkin edeceğini, çünkü VELİ KÜÇÜK' ün Kocaeli' nde alay komutanlığı yaptığı dönemde bir kısım kişiler ile ilişkilerde bulunduğunu, bu nedenle kendi dönem arkadaşları içerisinde dahi kabul görmediğini, bunları kendisinin dönem arkadaşı olan bir askerden duyduğunu, Veli KÜÇÜK' ün ajandasında kendi ismimin geçtiğini şu anda öğrendiğini, ne şekilde geçtiği konusunda bilgi sahibi olmadığını, kendisinin Veli KÜÇÜK' ü tasvip etmediğini herkesin bildiğini, Tuncay GÜNEY' in Yozgat Cezaevinde iken kendisini ziyarete geldiğini, Kendisini binbaşı olarak tanıttığını, Özel Harp Dairesinde görev yaptığını söylediğini, hatta kendisinin VELİ KÜÇÜK' ün emrinde çalışan istihbarat görevlisi olduğunu söylediğini, Kendisinin MEHMET FİKRİ KARADAĞ' ı Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı' nın bir toplantısında VELİ KÜÇÜK ile yanyana ve samimi bir şekilde gördüğünü, şu anda anlatamayacağı şekilde o dönemde lideri bulunduğu partiyi ele geçirme veya kontrol atlına alma çabalarının olduğunu, kendisinin onlara fırsat vermediğini, aynı dönemde VELİ KÜÇÜK' ün kendisinin de tanımış olduğu bir kısım siyasetçilere kendisi için bir suç örgütü lideri olduğu yönünde ve siyasi kimliğinin olmadığı şeklinde beyanlarda bulunduğunu duyduğunu, bütün bunlardan, lideri olduğu siyasi hareketi ele geçirilemeyince yanma gönderilen ESRA FERİDE GÖKÇİMEN ve kocası MUZAFFER GÖKÇİMEN' in iftiraları ile tutuklattınldığını düşündüğünü beyan etmiştir. 18- Sedat PEKER in alman ifadesinde; VELİ KÜÇÜK' ü babasının arkadaşı olması nedeniyle tanıdığını, 1992 yıllarından beri kendisi ile tanışıp zaman zaman görüştüğünü, kendisi ile ALBAYLIK ve PAŞALIK dönemi de dahil hem telefonla hem de yüz yüze görüşmelerinin olduğunu, Kocaeli'nde Alay'a zaman zaman gittiğini, VELİ KÜÇÜK'le irtijtetteanuı bundan ibaret olduğunu, bunun dışmda VELİ KÜÇÜK'le arasında herhangi bfrjp|ki olmadığını, kendisinin

çürük raporu almasında VELİ KÜÇÜK'ün herhangi bir etkisi olmadığını, VELİ

KÜÇÜK'e ayrı bir sempatisi olduğunu, kendisinin Devlet hizmetinde bulunmuş, küçük çocuğunun da Ermeni ASALA örgütü tarafından da öldürüldüğünü bildiği için kendisine daha fazla saygı duyduğunu, Devlet için çalışan birisi olarak bildiğini, bu sebeple kendisine saygı duyduğunu, VELİ KÜÇÜK ile arasında para alış verişi, şirket bazında bir birlikteliğinin olmadığını, EMİN CANER YİĞİT'i tanımadığını, arkadaşı BOĞAÇ KAAN MURATHAN ve YENER KESKİN' in tanıdığı olarak bildiğini, o dönem itibariyle VELİ KÜÇÜK lojmandan çıkarıldığı için ve koruması kaldırıldığı için, bu nedenle kendisine kiralık ev bulması için yardımcı olduğunu, kendisine yardımcı olunsun diye BOĞAÇ KAAN ve birkaç kişiye söylediğini, ancak CANER'i bizzat tanımadığını, ancak geçmiş tarih olduğu için maaş verilip verilmediğini hatırlayamadığını, VELİ KÜÇÜK İzmit Alayında iken altına özel araç tahsis etmediğini, cep telefonlarını ödemediğini, ancak öyle bir şey teklif etmiş olsaydı ödeyeceğini, geçmiş tarihli olduğu için tam olarak hatırlamadığı, ancak VELİ PAŞA'nm arkadaşı olduğunu bildiği ve maddi durumu iyi olmayan birine borçlarını ödemesi için o dönem 75 bin dolar para yardımında bulunduğunu ve bu parayı da şahsm durumu müsait olmadığı için geri almadığını, VELİ KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu dönemde ERGENEKON ve mafyanın yapılanması hakkında herhangi bir şey duymadığını, o dönem itibariyle VELİ KÜÇÜK' ün SAMİ HOŞTAN ile tanıştığını bildiğini, VELİ KÜÇÜK' te bulunan mafyanın yeniden yapılanması ve tekelde toplanması ile alakalı dokümanlardan haberi olmadığını, böyle bir faaliyet içinde bulunmadığını, VOLKAN GEZMİŞ' i tanıdığını, VELİ KÜÇÜK, EMİN CANER YİĞİT ve MUSTAFA OK' un ailesine maaş ödenmesi konusunu hatırlamadığını, söylemiş olabileceğini, ancak CANER YİĞİT'e maaş gidip gitmediğini hatırlamadığını, 04 Eylül 2003 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşmede polisler hakkında şikayetçi olduğu konusunu konuştuğunu, polis yetkilileri hakkında dava açtığını, "VELİ ABİ' ye söylersin" demesindeki kastın VELİ KÜÇÜK'ün de olayı bilmesini istemesinden dolayı olduğunu, çünkü kendisinin baba dostu olduğunu, 03/08/2004 tarihinde VELİ KÜÇÜK' le yapmış olduğu görüşmeyi kabul ettiğini, kendisine ÜMİT ÖZDAĞ' la yeni bir oluşum yaptıklarını Erzurum' dan YILMA DURAK' m Yeniçağ gazetesinden HAYRİ KÖKLÜ, Ortadoğu gazetesinden ZEKİ SARAÇOĞLU, GÜVEN SAZAK ve MERAL AKŞENER ile VELİ KÜÇÜK görüştüpnü söylediğini, bu oluşum MHP'ye karşı veya MHP' ye alternatif bir oluşum olursa kamuoyunda yanlış anlaşılabilir şeklinde fikir beyan ettiğini, zaten böyle bir oluşumun gerçekleşmediğini, VELİ PAŞA ile bu tür şeyleri paylaştığını, normal muhabbet konulan olduğunu ve ayrıca ÜMİT ÖZDAĞ' m MHP Genel Başkanlığına aday olup olmadığı konusunu bilmediğini, MİLLİ YOL' u KORKUT EKEN' in başkanlığında kurmayı düşündükleri bir oluşum olarak duyduğunu, hatta dergide çıkarıldığını, 21/07/2004 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşmede bahsettiği olayın bu olduğunu, bu konuşmada geçen 22 yaşında iken VELİ KÜÇÜK ile KORKUT EKEN'i barıştırma çabalarını YAVUZ ATAÇ'm da gayret sarfettiğini anlattığını, olayın anlattığı gibi olduğunu, ,---

VELİ KÜÇÜK' ü babasının dostu olması nedeniyle tanıdığı sevdiği görüştüğü, KORKUT EKEN'i de Emniyet Genel Müdürlüğü Danışmanlığı yaptığı dönemde tanıyıp sevdiğini, YAVUZ ATAÇ'ı da MİT'te görev yaptığı sırada tanıdığını, sevdiği insanlar oldukları için kendilerinin küs olmalarını istemediği için barıştırma çabalarında bulunduğunu, FERİDUN ÖNCEL' in Şanlıurfa MHP Eski İl Başkanı olduğunu, 21/07/2004 tarihinde yapmış olduğu görüşmede VELİ PAŞA' nın kendisine KORKUT EKEN'e dikkat et deyip demediğini hatırlamadığını, eski bir konuşma olduğunu beyan etmiştir. 19-Yaşar ÖZ alınan ifadesinde; VELİ KÜÇÜK'ü ilk defa SUSURLUK olayından sonra medyada ismi çıkınca duyduğunu ve kendisi ile sadece bir defa 2005 yılında PARK PLAZA'da kendi ofisinin 7-8 kat üzerinde onun sahibi olduğu güvenlik şirketinin şubesi biçiminde faaliyet göstermekte olan yerde bir nedenle uğradığında otururken uzaktan gördüğünü ve kendisi ile herhangi bir görüşmesinin olmadığını, merhabalaşmasının bile olmadığını, daha sonra gördüğü o kişinin VELİ KÜÇÜK olduğunu ZİYA BANDIRMALIOĞLU' nun söylemesiyle anladığını, VELİ KÜÇÜK' ü başkada bir yerde görmediğini ve karşılaşmadığını beyan etmiştir. 20- Şüpheli Sevgi ERENEROL'ım alman ifadesinde ; 2005 yılında Beyazıt Meydanında yapmış oldukları basın açıklamalarında tanıştıklarını, çok sık görüşmese de Türk Ortodoks Patrikhanesinde yapmış olduğu bayram törenlerine katıldığını, 21-Şüpheli Kemal ŞAHİN'in alman ifadesinde ; Ankara Emniyet Müdürlüğünün yapılan çalışmalarda ele geçen el mahsulü dokümanın içeriğinde "17.08.2002 tarihinde istanbul ilinde yapıldığı belirtilen bir toplantıya ilişkin olarak düzenlendiği anlaşılan A4 ebadına el yazısı ile şematik bir biçimde düzenlenmiş evrak içeriğinde; askeri personel Kazım BANAT, israilli general Gabriel Libraider (mossad), Ali Erkan, Batmanlı Ömer isimli şahısların bir toplantı yaptıkları, bu toplantı içeriğinde Şahinbey kod adlı Ahmet Cinali, Emekli General Veli KÜÇÜK, Sedat PEKER, hoca kod adlı Kemal ŞAHIN ve tacikistan Genel Kurmay Başkanı ile ticaret bakanı Mehmet EMINOF'A suikast veya eylem planı yaptıkları belirtilmiş, toplantıya katılan şahıslardan askeri personel Kazım BANAT'ın ve Hizbullahhn E.Orgeneral Çevik BIR'in kontrolünde olduğu belirtilen bir işaretleme yapılmış, ERGENEKON'un org. Murat Hoca ile görüştüğü botaş'ta görevli Refik NUHOGLU'nun Şahin beyin (ahmet cinali) nerede olduğunu araştırdığına ilişkin notlar ayrıca Murat hoca isimli şahsın 0533 523 20 07 ve Refik NUHOĞLU isimli şahsın kullandığı 0505 602 26 86 numaralı telefonlara ilişkin bilgiler yer aldığı anlaşılmıştır." Konu sorulduğunda; daha önceden polis memuru Birol ABANOZ vasıtası ile tanıdığı Ahmet Cinali'ye telefon açarak görüşmek istediğini, bu şahısla buluştuklarında yanlarına gelen Ali... isimli şahsın, eski istihbaratçı olduğunu, Almanya'da T.C. hükümeti adına çalışırken Alman İstihbaratı tarafından yakalanarak işkence gördüğünü, 7 yıl cezaevinde yattığını, bu şahsın İsviçre'de cezavinde olduğunu öğrendiğini, bu şahsın Ahmet Cinali'ye İstanbul'da Ahmet CİNALİ, Emekli Tuğ General Veli KÜÇÜK, Tacikistan Genel Kurmay Başkanı ve Ticaret Bakanı, Kemal hoca isimli bir kişiden bahsederek bu şahıslara karşı Mordzat Generali Gabriel Libraider komutasında CIA destekli suikast düzenleneceğini anlattığını beyan etmiştir. g) tanık beyanları 25.02.2008 günü Tanık Zihni ÇAKIR' in alman ifadesinde özetle; 1995 yılında Ankara da Milliyetçi Sanayici İş adajnfafı ve ^yöneticileri Derneğinin Basın müşavirliği yaptığını, Taner ÜNAL' ı derneğe jjfye yapmâlf ;Σİh^ davet etmeye gittiğinde /'/^™"5A--

X"~^

, 9091 « w

/ıf i.

'. 5

s\

'";

Yi

•<« v, '

İ &_____

^~"

—-

€.

I

#T"-----~-#

i

tanıdığını, kendisinin derneğe üye olmadığını, farklı bir dernek de lider olma düşüncesinde olduğunu, TÜRKELİ gazetesini yayınlamaya başladığını, gazetenin 3. sayısından sonra yazı işleri müdürlüğü görevine başladığını, bu şekilde TANER ÜNAL ile sıkı bir diyoloğa girdiğim, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Taner ÜNAL, Ahmet CİNALİ, Fuat TURGUT, Halit BOZKURT, Nihat GÜRKAN ve Sevgi ERENEROL'u tanıdığım GİRDAP operasyonuna konu olan, Veli KÜÇÜK' ü, Muzaffer TEKİN' i TÜRKELİ gazetesinin sahibi Taner ÜNAL yakın görüşmelerinden dolayı tanıdığını, Taner ÜNAL ile 1998 ılmda TURAN YAPI A.Ş ve TÜRKELİ A.Ş isimli şirketleri kurduklarını, kendisiyle 5 yıl birlikteliklerinin, 2 yıl da ortaklıklarının olduğunu, Ahmet CİNALİ' nin Taner ÜNAL' m çok yakın dostu olduğunu, hemen hemen her gün üçü birlikte görüştüklerini, kendisinin TÜRKELİ gazetesinin İstanbul dağıtımını organize ettiğini, karanlık bir kişi olduğunu, 1997 yılında Ortadoğu gazetesinin bir sorunu ile ilgili Ankara'dan İstanbul'a geldiklerini, geri dönerken kendisi, Taner ÜNAL ve Ahmet CİNALİ' nin korumalığını yapan ismini Cem olarak bildiği kişi ile Ahmet CİNALİ' nin kullandığı beyaz renkli Mercedes marka plakasını hatırlamadığı otoyu Bolu gişelerinde polisin durduğunu, kimlik sorup arama yapmak istediklerini, Ahmet CİNALİ' nin kendi fotoğrafının yapışık olduğu Jandarma amblemi bulunan bir kimlik gösterdiğini, bu kimliğin JİTEM kimliği olduğunu söylediğini, polisin bagajı açıp kapattığını, çünkü bagajda muhtelif marka ve çapta silahlar ile el bombaları olduğunu görünce şok olduklarını, kendisinin gazeteye emekli askerleri getirip Taner ve kenisiyle tanıştırdığını, Ahmet CİNALİ' nin askerlik yıllarında Hasan KUNDAKÇI' nin terörle mücadele ekibi içersinde yer aldığını anlattığını, bu görev sırasında Şahin YÜKSEL (ŞAHİN BEY) (KOD ADI) kullandığını, Veli KÜÇÜK ile irtibatının askerlikten sonra Hasan KUNDAKÇI vasıtasıyla başladığını, Veli KÜÇÜK ile Giresun da görevli olduğu döneme denk geldiğinden bahsettiğini, Giresun da birçok eylem yaşandığını, yanındaki adamlann çatışmaya katıldığını, bu adamlann teslim olmadan kaçıp Ankara'da gizlendiğini, başkalannm bu olayın faili olarak verildiğini duyduğunu, Veli KÜÇÜK' ün bölge de görev yaptığını öğrendikten sonra ilişkilerinin sadece bir JANDARMA görevlisi ve haber elemanı çerçevesinde kaldığını tahmin ettiğini, Ahmet CİNALİ' nin zaman zaman yaptığı telefon görüşmelerinden sonra Veli KÜÇÜK ile görüşmeye gideceğini söylediğini, Fuat TURGUT' u 1996-1997 yıllannda Taner ÜNAL vasıtası ile tanıdığnı, Taner ÜNAL' m çok yakın arkadaşım diyerek TURAN YAPI A.Ş ve OSMANLI YAPI A.Ş'ye ait büroda görüştüklerini, kendisini avukat olarak tanıdığını, o dönemde ideolojik nedenlerden dolayı İzmir barosundan atmaya çalışıldığından bahsettiğini, operasyon yapıldıktan sonra ERGENEKON ile bağlantısının olduğunu öğrendiğini, Nihat GÜRKAN' m Taner ÜNAL' m TÜRKELİ gazetesinin bütün faaliyetlerinde yer olan birisi olduğunu, hatta Ahmet CİNALİ ile birlikte gazetenin İstanbul dağıtımında etkili birisi olduğunu, Ülkü ocaklan ve MHP'nin gazeteye olan tepkisini ortadan kaldırmak için partide ve ocakta sürekli LOBİ çalışmalın yapan bir kişi olduğunu, Taner ÜNAL' ı askerler ve bazı üst düzey yargı mensuplanyla tanıştıranlardan biri olduğunu, Nusret DEMİRAL'in Taner ÜNAL ile tanıştıranların Ahmet CİNALİ ve Nihat GÜRKAN olduğunu, aynı zamanda Nihat GÜRKAN' m dernek çalışmasında da etkili olduğunu, Sevgi ERENEROL' u Taner ÜNAL vasıtasıyla tanıdığını, Sevgi ERENEROL' un bazı konularda kendisinin görüşünün alınarak gazetede yazılmasını istediğini, özellikle Ermeni meseli, terör konuları ve ekümelik konularında telefon açarak bilgi aldıklarını, yada Ahmet CİNALİ' nin İstanbul'a geldiğinde kendisinden gazete de yayınlanmak üzere yazılar getirdiğini, kendilerinin de Sevgi ERENEROL' un demeç vermiş gibi gazetede yayınladıklarını, kendisiyle AYMA oteldş4jygKŞ£Üz,e görüştüklerini,

X

Yine soruşturma da ismi geçmeyen, ancak yapılanma içersinde olduğunu düşündüğü avukat İbrahim GÜL' ün ülkü ocaklarının bir çok çek senet tahsilatına yönelik olaylarda yer aldığını, 1997 yılı bahar aylarında BİR NUMARANIN ve Taner ÜNAL' m yanında çalışan Mustafa'nın ülkü ocaklarının yönetiminde olduklarını, ülkü ocaklarının yönetim kurulu toplantısını teybe kaydettirdiği süreçten sonra BİR NUMARA ile sık sık gördüğü kişi olduğunu, Mustafa'nın toplantıyı kayda alması durumunda BİR NUMARANIN yardımı ile üniversiteden mezun olacağını, toplantının kayda alındıktan sonra BİR NUMARANIN Taner ÜNAL' a "İŞTE ŞİMDİ OCAĞI KUCAĞIMA ALDIM" ifadesini kullandığını, bu olaydan birkaç gün sonra Taner ÜNAL ile BİR NUMARAYI Ankara Kızılay Mediha Eldem sokaktaki otelde ziyaret ettiklerini, bu ziyarette İbrahim GÜL' ü Danıştay saldırısından sonra gözaltına alman dönemin ülkü ocakları yönetiminde bulunan avukat Tarkan TOPERİ ile toplantı halinde gördüğünü, Girdap operasyonu kapsamında Koray ÇETİNKAYA' yi da Türkeli gazetesine başlamadan yaklaşık 2 ay sonra tanıdığını, bazı ticari sıkıntılarından ve alacak verecek davalarından dolayı Hadi ÖZCAN ile Taner ÜNAL' m karşı karşıya geldiğini, burada Koray ÇETİNKAYA' nm devreye girerek ikili arasındaki çatışmayı sonlandırdığmı, TÜRKELİ gazetesine gelen ve emekli tuğgeneral olarak tanıtılan Ahmet CINALİ, Taner ÜNAL ve adını hatırlamadığı bazı astsubayların direk BİR NUMARA diye hitap ettiklerini, bazı görüşmelerde DOĞU BEY, HAYRETTİN BEY ve SADULLAH BEY gibi isimler kullanan şahıslar vasıtasıyla Taner ÜNAL' m gazeteciliğinin yanında bir vakıf yada dernek kurması görüşünün ağırlık kazandığını, BİR NUMARA ve Ahmet CİNALİ' nin etkinlerini ve nerelere nüfuz edebildiklerini özellikle 28 Şubat sürecinde çok iyi gördüğünü, BİR NUMARANIN kendisine bilgisayar ortamında yazdırdığı ve kendi el yazısından çıkma bazı metinlerin o dönem yapılan Milli Güvenlik Kurulu toplantılannda görüşülmüş konular olarak bildiri metnin de yer aldığını, BİR NUMARANIN 60-65 yaşlarında, sarı saçlı, göçmen tipli, saçları seyrek, sert mizaçlı, bıyıksız, sakalsız,nizami her gün traş olan birisi olduğunu, kendilerinin KOMUTANIM diye hitap ettiklerini, hiçbir gazete de resmini görmediğini, telefon kullandığını, ancak kendilerine telefon numarasını vermediğini, telefon makinelerini Taner ÜNAL' m alıp verdiğini, Muzaffer TEKİN' e benzediğini, ancak Muzaffer TEKİN' den daha zayıf olduğunu, 2 kızının olduğunu, 1997 yılında kızlarının birinin üniversite de okuduğunu, ancak hangi bölümde olduğunu bilmediğini, diğer kızının ise Dikmen'de lise 2. sınıf da okudğunu, Dikmen Öveçler'de birapartmanm giriş katında oturduğunu, 1998 yılı Şubat veya Mart ayında evini taşıyacağından dolayı hamal olarak 3 kişiyi araba ile götürüp bıraktığı için bildiğini, evini il dışına taşıyacağını söylediğini, Yine 1997 yılı Ocak ayında BİR NUMARAYI Ankara Bahçelievler 7. cadde girişindeki benzin istasyonuna götürdüğünü, 3-5 dakikalık beklemeden sonra telefonundaki sim kartını değiştirip bir telefon açarak "BEKLİYORUZ PAŞAM" deyip telefonu kapattığını, kısa bir süre sonra spor giyimli birisinin otoya yaklaştığını, BİR NUMARANIN hızlı bir şekilde otodan inip karşıladığını, BİR NUMARANIN daha önce kendisine yolda bazı şeyleri duymaması gerektiğini, ulusal basında çok iyi bir yere gelebileceğini, bunun için çok büyük bir destek verebileceğini, yapmamış olduğu askerlik mükellefiyetinde yardımcı olabileceğini, devletin asker istihbaratında görevli gibi gösterip dışarıda işlerini yürütmesini sağlayacağını, kışlaya gitmeden terhis olabileceğini söylediğini, otoda PAŞAM diye hitap ettiği şahsa önceden hazırlamış olduğu bir dosya teslim ettiğini, bu dosyanın TAKUNYALILARIN önüne atıldığında bütün dirençlerinin kırılacağını söylediğini, daha sonra bu olaylardan aslında gazetecilik değil Taner ÜNAL ve Ahmet CİNALİ'nin ilişkileri ile o dönem ordu'nun istihbarat değerlendirme birimi gibi çalışan Batı Çalışma Grubuna raportörlük yaptıklarını, BİR NUMARANIN görüştüğü kişinin ise DENİZ KUVVETLERİ KOMUTANySÜV^ERKAYA olduğunu, vermiş olduğu dosyayı ise daha önceden okuduğunu, içersinde; - -

Dönemin iktidar mensubu olduğu siyasi partinin il ve ilçe teşkilatlarının bazı faaliyetleri ve Milli Gençlik Vakfının muhtelif il ve ilçelerde yaptığı panel ve rapor niteliğinde iktidara atfen kaleme alınmış irticai faaliyet olarak yer aldığını, Ergün POYRAZ' in bazı gazetelerdeki yazılarının yer aldığını, ayrıca o dönem ulusal ve lokal basında iktidar aleyhinde yapılan haber yorumları ve söyleşilerin yer aldığını, bu konuşmaların oto içersinde gerçekleştiğini, Kızılay Bakanlık kavşağına geldiklerinde sola dönmesini istediklerini, Meşrutiyet Caddesi dönüşünü geçer geçmez BİR NUMARA ve Güven ERKAYA' yi indirip gazeteye döndüğünü, 1998 yılında Taner GÜNAL' m kendisiyle ortağı olduğu şirketlerdekimi zaman ekonomik kriz baş gösterdiğini, ancak krizlerin Ahmet CİNALİ ve BİR NUMARA' nm girişimleriyle bertaraf edildiğini, BİR NUMARANIN direktifleri doğrultusunda hareket edilmesi durumunda devletin örtülü ödeneğinden para alınabileceğinin konuşulduğunu, ancak örtülü ödenekten para alınılmasım hiç görmediğini, tanık da olmadığını, ancak Almanya'dan ismini şuanda hatırlamadığı ancak belgesini sunabileceği bir vakıf kanalıyla 1997 yılı Mayıs ayında 10.000 markın üzerinde para yardımı altında Taner ÜNAL' a İstanbul'daki bir bağlantı vasıtasıyla gönderildiğini, hatta dekont da Taner ÜNAL yerine Tamer ÜNAL yazılı olduğunu gördüğünü, bir fotokopisinin de kendisinde mevcut olduğunu, Ekonomik kriz sürecinde BİR NUMARA' nm ve Ahmet CİNALİ' nin de bulunduğu Taner ÜNAL' in özel olarak götürüldüğü AYMA OTEL deki bazı toplantılar da Veli KÜÇÜK' ün özellikle sıkıntıları ortadan kaldırmak için dernek yada vakıf adı altında yapılanmaya gidilmesi gerektiğini, MHP de aktif bir şekilde siyaset yapılması zorunlu olduğunu dile getirdiğini, 1998-1999 Mayıs ayındaki Türkçülük Bayramına katıldığını, bu toplantıya Veli KÜÇÜK, Ahmet CİNALİ, Taner ÜNAL ve BABA diye hitap ettikleri Nusret DEMİRAL ile birlikte 9-10 kişinin katıldığını, ancak BİR NUMARA' nm toplantıya katılmadığını, bunun sebebinin ise hepsinin üzerinde olmasından dolayı olduğunu, herkesin onun elini öptüğünü, mayıs ayından sonra Haziran ayında da İstanbul da toplantı yapıldığım, Veli KÜÇÜK' ü Taner ÜNAL ile birlikte 20'den fazla gördüğünü, Muzaffer TEKİN' i ise 5-6 defa gördüğünü, hatta Taner ÜNAL' m Dikmen caddesindeki Şekerbank Şubesinin olduğu apartmanda yer alan bürosunda samimi olarak gördüğünü, AYMA OTEL' in sahibinin Ahmet CİNALİ' nin çok yakın dostu olduğunu, toplantıların gündüz hafta sonları ve öğleden sonra gündüz yapıldığını, genelde otelin lobisinde bir araya geldiklerini, otelde geceleyip gecelemediklerini bilmediğini, 2003 yılı Nisan ayında Dikmendeki bürosuna yakın bir caddedeki sokak da bir dükkan kiralayıp Türkeli dergisini bu ofiste çıkaracağını söylediğini, ofisin alt tarafında yer alan depo halindeki kapalı alan bir anfiye dönüştürüldüğünü, dinleyici ve konuşmacı yerlerinin sabitlendiğini, bu mekanda bir oluşuma başvurduklarını, Taner ÜNAL' in kendisinden bu oluşum içinde yer alması gerektiğini söylediğini, oluşum içersinde HASAN KUNDAKÇI, VELİ KÜÇÜK, DOĞU PERİNÇEK, HİKMET ÇİÇEK' in destek verdiklerini, maddi hiçbir sıkıntılarının olmayacağım, istediği kadar maaş verebileceklerini söylediğini, Hasan KUNDAKÇI, Veli KÜÇÜK'ün de yer aldığını, Ahmet CİNALİ' nin bu ikiliye yakın resimlerinin olduğunu, hatta Muzaffer TEKİN' in de resimlerinin olduğunu gördüğünü, GİRDAP ve ERGENEKON operasyonlarında ortaya çıkan bulguları bir araya getirdiğinde, bir üst yapılanma olan ERGENEKON örgütünün alt kollarından Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ile bu yapının içinde bulunduğunu düşündüğünü, Taner ÜNAL' in bu şekilde bir yapılanmaya gitmesi için etkileyenlerin sadece Ahmet CİNALİ ve Veli KÜÇÜK değil, ordu içersinde görev aldığını bildiği isimlerini anımsayamadığı bir çok subay ve astsubayın olduğunu, Taner ÜNAL' m 12 Eylül 1980

askeri müdahalesine zemin oluşturan terör ve anarşi ortamını sık sık anlattığını, Adana Çukurova Üniversitesi Mühendislik Fakültesi öğrencisi iken katıldığı birçok eylemi iştahla anlattığını, hatta dönemin Emniyet Müdürlerinden Cevat YURDAKUL' u ortadan kaldıran süikastin hazırlanmasında yer aldığını söylediğini, Taner ÜNAL ile yaklaşık 5 yıl birlikte çalıştığını, 1998 Kasım ayında ortak olarak inşaatım yürüttükleri bir kooperatiften doğan alacakları düzenli tahsil edemedikleri için kendisinin keşide ettiği çeklerin Savcılığa intikal ettiğini, çek bedelleri ödenmeyince karşılıksız çek keşide etmek suçundan 6 ay tutuklu kaldığını, bu nedenle Taner ÜNAL ile irtibatının koptuğunu, bir süre sonra Girdap operasyonunda tutuklanan Yasin ALPARSLAN ile karşılaştığını, Taner ÜNAL' m kendisiyle mutlaka görüşmek istediğini söylediğini, kendisinin görüşmek istemediğini söylediğini, Yasin' in Taner'in ekonomik olarak rahatladığını, onun için nerede ne varsa ödemek istediğini, bu nedenle kendisiyle görüşmek istediğini söylediğini, kendisinin de ödenmeyen çeklerden dolayı vicdan azabı çektiğinden dolayı kabul ettiğini, Taner ÜNAL ile Kızılay Fevzi Çakmak 1. sokak da yer alan ofis de ve Dikmen deki ofis de müteakip kereler görüştüğünü, bu görüşmelerde Taner ÜNAL' in bir yapılanma içersinde olduğuna tanık olduğunu, 08.02.2008 günü eski Genel Kurmay Başkanı Org. Hüseyin KIVRIKOGLU' nun Kıbrıs da düzenlenen süikastin ERGENEKON'un SOL KANADI tarafından planlandığı yönünde haberler yayınlandığını, 1998 yılında BİR NUMARA' nın kendisine ORDU İÇERSİNDE BİR MEZHEP YAPILANMASINDAN söz ettiğini, 1997 yılı Ocak ayında TSK' da mezhep yapılanması başlıklı 40 sayfalık rapor getirdiğini, bu raporda tek tek isimlerin yer aldığını, belgeye göre en tepede DOĞU AKTULGA'nın yer aldığını, 1997 yılı Haziran ayında Marmaris AKSAZ Deniz Üs Komutanlığında bir toplantı yapıldığını, bu toplantıya Ordu da komuta kademesi ve istihbarat birimlerinde yer alan bazı isimlerin katıldığını, Güven ERKAYA ve Doğu AKTULGA ile bir tartışmanın yaşandığını BİR NUMARA' nın söylediğini, bu tartışmadan sonra Ankara Çayyolu semtinde bir evde 1998 yılı Ağustos ayında şekillenecek olan komuta kademesini etkileyecek bazı kararlar alındığını, bu kararların 05.11.1997 tarihinde yapılan TOROS-2 tatbikatında uygulanmak istendiğini söyleyerek, Albay Vural BERKAY' a isabet eden kurşunun asıl hedefinin Hüseyin KIVRIKOGLU olduğunu, amacının KIVRIKOGLU' nun yerine aynı mezhepten ve aynı kanada bağlı bir ismin Genelkurmay Başkanı yapılması olduğunu anlattığını, tatbikatta seken kurşun olarak anlatılan merminin bir M-16 dan çıkmış olsa bile etkili menzilinin 500 metre olduğunu, tatbikat alanı ile izleyici çadırlarının ise 1.500 metre olması nedeniyle söz konusu merminin ancak bir suikast silahından çıkmış olabileceğini, BİR NUMARA' nın 1997 yılında çok gizli bir görev için(dönemin başbakanı Necmettin ERBAKAN' m gizli bir görüşmesini kayda almak amaçlı) Antalya'da bulunması gerektiğini, bunun için bir otel organize edilmesini Taner ÜNAL ve Ahmet CİNALP nin kendisinden istediğini, Antalya Side Karagöl mevkiinde bulunan KAYA OTEL' de muhasebede çalışan tanıdığını arayark rezervasyon yaptırdığını, konaklama ücretini TURAN YAPI yada TÜRKELİ şirketlerine fatura edilerek Taner ÜNAL tarafından ödendiğini, BİR NUMARANIN gerçek kimliğini, Taner ÜNAL, Ahmet CİN ALİ ve Nihat GÜRKAN' m kesin olarak bildiklerini tahmin ettiğini, GİRDAP operasyonu ve ERGENEKON operasyonu kapsamında yazdığı kitaplardan dolayı hedef olacağı endişesi taşıdığını, hatta Taner ÜNAL' m tutukluğu sona erdikten sonra Star gazetesi muhabiri Erdal ŞİMŞEK ve kendisini hedef aldıklarını, her türlü kötülü yapacaklarını duyduğunu beyan etmiştir. 21.02.2008 tarihinde Tanık Şamil TA YY AR 'j» alman ifadesinde özetle;

23 yıldır gazetecilik yaptığını, son olarak Star gazetesi Ankara temsilcisi olduğunu, Sincan F tipi Kapalı Cezaevinde 06.02.2008 günü saat:15.00-16.55 arasında Danıştay saldırısı sanığı Osman YILDIRIM ile avukat Mehmet ENER'in yaptıkları görüşmeyi yazdığını, avukat Mehmet ENER' in gazeteye gelerek Osman YILDIRIM' in "bildiğim çok şey var konuşmak istiyorum, ancak beni engelliyorlar, mesela Cumhuriyet Gazetesine bomba atılmadan önce 27 Nisan 2006 tarihinde İstanbul Ataşehir'de bir evde gizli bir toplantı yapıldı, o toplantı da VELİ KÜÇÜK ve MUZAFFER TEKİN'de vardı, Cumhuriyet Gazetesinin bombalanması kararı o evde verildi, bende bu toplantıya katıldım, ayrıca Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaları VELİ KÜÇÜK'ün bombaları bize verdiğini Mahkemede söylesem" dediğini anlattığını, kendisinin de mahkemede bunları anlat dediğini, Ayrıca Osman YILDIRIM' in, Alparslan ARSLAN' dan dert yandığını, kendisinin Alparslan ARSLAN' m altında biriymiş gibi gösterilmesinden rahatsız olduğunu, hatta "NECİP HABLEMİTOĞLU cinayetini çok iyi biliyorum" dediğini, ancak kimler tarafından yapılığı hakkında herhangi bir bilgi vermediğini, JİTEMCİLER ile arasının iyi olduğunu, MİT' den kimseyi tanımadığını, Alparslan ARSLAN ile tahsilat işi yaptığını, ATV'den 5 Milyon dolar, Mustafa SÜZER' den 500 bin dolar alacağı olduğunu, bu tahsilat işlerinde Ankara'dan iki astsubayın kendilerine yardım ettiğini, ancak isimlerini vermediğini, Tuncay ÖZKAN' m MİT' in gizli tarihi isimli kitabım okunduğunda oradaki isimleri ulaşılabileceğini anlattığını, Osman YILDIRIM' in kahvecilik yaptığını, aynı zamanda çek senet tahsilatı işiyle uğraştığını, illegal yoldan Alparslan ARSLAN ile bu işleri yürüttüğünü de anlattığını, 11.02.2008 günü Taraf gazetesinde Neşe GÜZEL ile yapmış olduğu röportajda geçen Vatansever Kuvvetler Güç Birliği ve Kuvva-i Milliye Derneklerinin kuruluşuna ilişkin elinde ciddi belge olmadığını, ancak GİRTAP, ÜMRANİYE ve ERGENEKON operasyonlarıyla ilgili edinmiş olduğu bilgiler olduğunu, hatta Halil Behiç GÜRCİHAN' m acikistihbarat.com sitesindeki yeni milis yazısından 2023 yılında her şeyi yeniden yapılandıracaklarını, her şeyin çoktan bitmiş olacağına ilişkin faaliyetlerinin bulunduğunu anladığını, bu yazıda "kanımızın son damlasına kadar değil beynimizin son hücresine kadar savaşmak lazım" şeklinde hedefe götürücü işler yapılması gerektiğini söylediklerini, zaman zaman yazdıklan yazılar ile ilgili değişik şahısların kendilerine "siz böyle yazıları niye yazıyorsunuz, zaten Türkiye'de yakında darbe olacak siz de bu yazdıklarınızdan pişman olacaksınız" gibi sözler söylediklerini, hatta Alparslan ARSLAN' m bir duruşmasında gazetecilere hitaben "zaten yakında darbe olacak 3 gün sonra serbest kalacağım" diye söylediğini, bu şeklide söylemesinin bu tür örgütlerle işbirliği yapan şahısların beyinlerine işlendiği, kendi kanaatince darbe girişiminde aktörlük yapan, tetik çeken kişilerin cezaevinden alınarak kahraman ilan edilecekleri şeklinde yönlendirme yaptıklarını düşündüğünü, Malatya Üniversitesi rektörü Fatih HİLMİOĞLU' nun 22 Temmuz seçimlerinden önce "AKP %95 oy alsa bile iktidara getirilmez, gerekirse darbe yapılır" sözlerinin, üniversiteler arası kurulun YÖK için önerdiği Prof.Dr. CELAL ŞENGÖR'ün darbe çağrışımı yapan açıklamaları, son dönemlerde Atatürkçü Düşünce Derneği tarafından organize edilen bir panelde "Gerekirse hukuk dışına çıkılarak darbe yapılabileceği" şeklinde resmi paneller bile düzenlendiği, bununla ilgili halen adli mercilerin işlem yapmadıklarını merak ettiğini, çünkü Türkiye de İHTİLAL yapmanın en ağır bir suç olduğunu, Örneğin Danıştay Saldırısı faili Alparslan ARSLAN ile ilgili davayı çok yakından takip ettiğini, Alparslan ARSLAN' m babasının olaydan sonra mahkemeye sunduğu dilekçede, "ALPARSLAN ARSLAN'm son zamanlarda tuhaf davranışlar gösterdiğini, VELİ KÜÇÜK, MUZAFFER TEKİN gibi isimlerle irtibatlı olduğunu, bunun üzerine ALPARSLAN ARSLAN ile konuşup kendisine bu adamların görüşleri ile bizim görüşlerimiz uyuşmaz, bunlardan uzak dur şeklinde uyardığını, bu cinayetin aydınlanması için bu insanların üzerine gidilmesi gerektiğini" "Benim kızlarım başlarını

örtmez ve ALPARSLAN bir defa bile kız kardeşlerine başınızı örtün şeklinde bir telkinde bulunmadı, türban yüzünden bir cinayet işleyeceğini sanmadığını" belirten dilekçesinin olduğunu, ancak daha sonradan Alparslan ARSLAN' m tüm kardeşlerinin başörtülü olarak görüldüğünü, Kanal 24 televizyonunda sunduğu bir programdan sonra Selçuk Üniversitesi öğretim görevlisi Şaban ÇALIŞ ile yaptığı bir sohbette kendisine, tarihten 2 yıl önce Muzaffer TEKİN' in 2 yıl önce ziyaretine gelip "BİZ YENİ BİR SİYASİ HAREKET BAŞLATIYORUZ, BU HAREKETİN LİDERİ OLURMUSUN" şeklinde liderlik önerdiğini, Şaban ÇALIŞ' m da "BEN BÖYLE İŞLERİN İÇİNDE OLMAM" şeklinde teklifi reddettiğini, hatta Selçuk Üniversitesindeki bazı öğrencilerin Davutpaşa Kışlası ve Kıbrıs'a eğitime gönderildikleri, bu ekipten olan bir gencin ayağından kurşun yarası ile döndüğünü anlattığını, bu anlatılanları 04.02.2008 günü yayınladıktan sonra söylediklerini reddettiğini, bu görüşme sırasında ODTÜ Öğretim üyesi Prof.Dr. İhsan DAĞI'mn da olduğunu beyan etmiştir. 12.03.2008 tarihinde Ankara Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi' nde tutuklu bulunan Osman YILDIRIM' m tanık olarak alman ifadesinde; Veli KÜÇÜK ile irtibatı ve Necip HABLEMİTOGLU' nun öldürülmesi konusunda; Veli KÜÇÜK'ü 1993 yılından beri tanıdığını, kendisini İbrahim GENÇ'in Sirkeci ve Mecidiyeköy'deki yazıhanelerine gelip giderken gördüğünü, ancak çok samimiyetinin olmadığım, Veli KÜÇÜK ile eski suç ortağı olan Osman GÜRBÜZ'ün İstanbul Beyoğlu Sıraselvilerde bulunan yazıhanesinde Habil KÜÇÜK'e tahsis etmiş olduğu yazıhanede gördüğü zamanlarda samimi olmaya başladığını, Veli KÜÇÜK' ün kendisine İbrahim GENÇ'in Osmanbey'deki Sadıklar Pasajmdaki veya Piç Hüseyin'den kiralamış olduğu aynı cadde üzerindeki yazıhanelerinden birinde tam olarak hangisi olduğunu hatırlayamadığı 2002 yılı Aralık ayının başında Veli KÜÇÜK, İbrahim GENÇ, Esen TÜRKYILMAZ, Muzaffer TEKİN ve Osman GÜRBÜZ olduğu halde kendisine Osman GÜRBÜZ' ün Necip HABLEMİTOGLU' nu öldürüp öldürenıeyeceğini sorduğunu ve bunun karşılığı olarak bir milyon dolar teklif ettiklerini, kendisinin de Necip HABLEMİTOGLU' nu tanımadığını söylediğini, ve kim olduğunu sorduğunda bu kişinin yazar olduğunu ve öldürülmesi gerektiğini söylediklerini, kendisinin o zamanlar yeni askerden terhis olduğu ve aynı zamanda askeri cezaevinden yeni çıktığı için paraya ihtiyacının olduğunu bildikleri için bu teklifi yaptıklarını düşündüğünü ancak kendisinin bu teklifi kabul etmediğini, bunun üzerine Veli KÜÇÜK' ün Osman GÜRBÜZ'e dönerek ve ona "Osman bu iş gene sana düştü." dediğini, daha sonra basından Necip HABLEMİTOĞLU'nun öldürüldüğünü duyduğunu, ancak kimin öldürdüğünü bilmediğini, ancak İzmir'de iş yapan ve kendisine göre iş adamı olan Çerkez İbrahim lakaplı İbrahim ÇİFTÇİ' nin Osman GÜRBÜZ' e ait Balat'ta yıkılmış bir harabenin karşısında bulunan, Haliç Köprüsüne yaklaşık 500-1000 metre mesafedeki yazıhanesine o tarihlerde sık sık gelip gittiğini, olaydan yaklaşık 6-7 ay sonra İstanbul Sultanbey'de işlettiği Boy Kıraathanesinin açılışı için hazırlattığı davetiyeleri vermek için gittiği Şirinevlerin üst tarafmda bulunan Nargile Yakup isimli kulüpte karşılaştığı Osman GÜRBÜZ' ün kendisine yanında Esen TÜRKYILMAZ' m da olduğu halde "HABLEMİTOĞLU'nun parasını masalarda bitirdik." dediğini, Esen TÜRKYILMAZ' m Bahçelievler'de gayri meşru işlerle uğraşan birisi olarak bildiğini, bu olanlardan sonra kendisinin Osman GÜRBÜZ' ün Hablemitoğlu' nun öldürülmesi olayına karıştığını ve aldığı parayı jj& kumarda bitirdiğini anladığını, beyan etmiştir. / * ,

Malkara' da Turgut BÜYÜKDAG isimli şahsa ait Turgut Gıda Sanayi isimli sıvı yağ fabrikasının bu şahsın elinden tehdit ile alındığı konusunda; Turgut BÜYÜKDAG' m Malkara'da bulunan Turgut Gıda Sanayi isimli sıvı yağ fabrikasının sahibi olduğunu ve İsmail ÖZDEN'den faizle para aldığını, Veli KÜÇÜK' ün kendisine Bakırköy'de İstanbul Caddesinde bir restorantta birlikte yemek yerken İsmail ÖZDEN' in Turgut BÜYÜKDAĞ'dan genel vekaletname almasını, alırken de herhangi bir bankadan kredi çekeceğini söylemesini, İsmail ÖZDEN' in Turgut BÜYÜKDAG' dan sekiz milyon dolar alacağı olduğunu, kendisinin de bu sözleri İsmail ÖZDEN'e Mecidiyeköy'de Şişli Emniyet Müdürlüğünün aşağısmdaki Polat Holdingin önünde arabanın içinde Veli Paşanın talimatları olarak anlattığını, Onun da bir hafta sonra genel vekaletnameyi alarak geldiğini, Veli KÜÇÜK paşaya verdiğini, Veli KÜÇÜK ve beraberindekilerin de Kent Bank ve Toprak Banka fabrikayı ipotek ettiklerini, Elli Milyon Dolar aldıklarını, kendisinin de bu olaydan dolayı Beş Milyon Dolar aldığını, bu parayı kendisine İsmail ÖZDEN' in verdiğini, kendisinin de bu işin içinde olduğu için, kendi hakkı olarak beş milyon dolar aldığını, paranın kalan kısmının Çevik BİR, Veli KÜÇÜK, Hasan ÖZDEMİR, İsmail ÖZDEN, Hüseyin ÇİL arasında paylaşıldığını, bu parayı İsmail ÖZDEN' in paylaştırdığını beyan etmiştir. Danıştay Saldırısı ve Veli KÜÇÜK ile Muzaffer TEKİN irtibattan konusunda; Bu olayları Süleyman ESEN'in avukatı olan Mehmet ENER'e de anlattığını ve kendisine "mahkeme başkanı bana Veli KÜÇÜK' ü Muzaffer TEKİN'i sorsun. Bende bu olayları mahkemede anlatayım" dediğini, son duruşmada Avukat Mehmet ENER' in bazı konularda tevsi tahkikat talebinde bulunduğunu bunun üzerine duruşmaya, on dakika ara verildiğini, bunun kendisi ile ilgili tevsi tahkikat talebi olduğunu düşündüğünü, ara bittikten sonra içeri girdiklerinde tevsi tahkikat talebinin reddine mahkemece karar verildiğini, kendisine de bu konularda soru sorulmayınca bu olayları anlatmadığını, ancak şimdi anlattıklarını tüm samimiyetiyle anlattığını, daha önce bahsettiği Ataşehir'deki toplantıda el bombalarını kendisine Muzaffer TEKİN' in verdiğini, Veli KÜÇÜK' ün o toplantıda bulunmadığını, ancak kendisinin Veli KÜÇÜK' le Alparslan ARSLAN'm Üsküdar'da Katibim Restoran'ın yanındaki çay bahçesinde buluştuklarını bildiğini, zaman zaman kendisinin de yanlarında bulunduğunu beyan etmiştir. Osman YILDIRIM' m 13.03.2008 tarihinde alman ek ifadesinde; Veli KÜÇÜK ile irtibatı konusunda; ...o yıllarda kendisinin İbrahim GENÇ ve Ziya AYCAN'm Mecidiyeköy'deki factoring şirketine gidip gelirken Veli KÜÇÜK'ü ve Muzaffer TEKİN'i de orada gördüğünü, Zaman zaman gidip geldiklerini, İbrahim GENÇ ve Ziya AYCANTa sıkı bir dostluklarının olduklarını, ...İbrahim GENÇ' in Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Özer ÇİLLER ve Ziya AYÇAN isimli şahıslarla yoğun ilişkiler içersinde olduğunu, bunlann yanı sıra etrafından bir yığın mafya gruplannm bulunduğunu, bu gruplan yönlendirdiğini ve birçok cinayetler işlettiğini.....beyan etmiştir. İdris ARSLAN 20.05.2006 günü Ankara Emniyet Müdürlüğü TEM Şube Müdürlüğünde bilgi sahibi olarak verdiği ifadesinde Danıştay eylemini gerçekleştiren Alpaslan ARSLAN'm babası; Alpaslan'ın yakın arkadaşı avukat Teoman'ın kendisini cep telefonundan aradığını, geçmiş olsun dileklerinden sonra kendisine Alparslan'ın hasıl böyle bir şey yapabileceğini sorduğunu, telefonla konuşurken medyada yerf âlân ve yakalandığında üzerinde çıktığı

söylenen Ulusal Haber Kimlik kartı ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi kartvizitini ona sorduğunu, çünkü bu kartların kafasını karıştırdığını, daha önceden de bu kimlik kartını ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi kartvizitini cüzdanında gördüğünü, hatta "oğlum senin bu insanlarla ne işin var, bizim yapımıza ters insanlar bunlar" diye tepki verdiğini, çünkü oğlunun üniversitede iken sol gruplarla değil, daha çok ülkücü çevre içinde olduğunu, hatta reislik bile yaptığını, Teoman'ın da kendisine Alpaslan'ın bu kimliği bazı yerlere rahat girmek için kullandığını ve bir arkadaşının temin ettiğini söylediğini, Teoman'la telefonla konuşurken kendisine oğlunun 4-5 aydır Ulusal Haber ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ile irtibatı olduğunu, hatta Adana, Mersin ve İstanbul İllerinde adı geçen derneğin toplantılarına birlikte gittiklerini, bu derneğin Genel Başkanı Taner ÜNAL ile tanıştıklarını, ayrıca VeU KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN isimli şahıslarla bu dernek vasıtasıyla tanıştıklarını kendisine anlattığını, bunun da kendi kafasında bir takım şüphelere neden olduğunu, kızlarının da aynı konuya vakıf olmaları sebebiyle oğlunun, yukarıda ismi geçen dernek ve şahısların baskı ve tehdidi ile ancak böyle bir cinayet işleyeceğine kanaat getirdiklerini, beyan etmiştir. 12.03.2008 tarihinde Ankara Sincan 2 Nolu F Tipi Cezaevi' nde tutuklu bulunan Ahmet CİNALİ' nin alman tanık ifadesinde; Veli KÜÇÜK ile irtibatı konusunda; Veli KÜÇÜK Paşa'yi Giresun Bölge Komutanlığı yaptığı dönemden tanıdığını, bölgedeki DHKP-C ve TİKKO'nun faaliyetlerine karşı jandarma ile irtibatlı olduğu için kendisi ile tanıştığını, bir kez de 3-4 yıl önce İstanbul'da Dudulu Gima'da kendisini ziyaret ettiğini, yakalandığı zaman Giresun'da ki yazıhanesinde çıkan bir suikast konusu ile ilgili evrakı kendisine vermek için gittiğinde görüştüğünü, başkaca bir ilişkisinin olmadığını, kendisine bu dokümanın Beykoz tarafında oturan Karsh Ali (zayıf yapılı 1.75 boylarında Almanya'da bir süre yaşamış MİT ile ilişkilerinin olduğunu beyan eder) isimli bir şahıs tarafından verildiğini, Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltına alman şahıslardan sadece Veli KÜÇÜK 'ü tanıdığını, beyan etmiştir. Mehmet EYMÜR, 17,06,2008 tarihinde tanık olarak alınan İfadesinde; şahıslardan Veli KÜÇÜK'ü de tanıdığını ilişkilerinin olduğunu, bu ilişkisinin ve şahıs hakkında bildiklerinin ise ; 1983 yılında Mardin'de görevli olduğu sırada Veli KÜÇÜK'ün Nusaybin Hudut Tabur Komutanı olduğunu, O zaman tanıştıklarını, Daha ziyade görevsel ilişkilerinin olduğunu, ara sırada yemeklerde bir araya geldiklerini, Veli KÜÇÜK'ün Ermenice konuşabildiğini doğuda görev yaptığı köy halkından öğrendiğini söylediğini, daha sonraki dönemde Veli KÜÇÜK'ün Edirne'ye kendisinin de Ankara'ya tayin olduğunu, zaman zaman bayramlarda birbirlerine kart yollayıp irtibatlarını devam ettirdiklerini, kendisinin 1998'de emekli olup Antalya'ya yerleştiğini, o tarihlerde Veli KÜÇÜK'ün de yeni kurulmuş olan Jandarma İstihbarat biriminin başına geçirildiğini, bir defa kendisini Ankara'ya gidişinde Aydmlıkevler'deki iki katlı bir ev olan işyerinde ziyaret ettiğini, bir ara Van'a tayin edildiğini bildiğini, Veli KÜÇÜK ile en çok İzmit'de Alay Komutanı iken görüştüklerini, kendisinin zaman zaman İzmit'te bulunan Tüpraş tesislerine gittiğini, yeğeninin eşinin oranın genel müdürü olduğunu bu nedenle bazen İstanbul'dan annesi ve yakmlan oraya gelip orda buluştuklannı, bu vesileyle Veli Paşa'yı da gördüğünü, birkaç göreve Ankara'ya geldiğinde eşli veya baş başa yemek yediklerini, bazen kendisine Kuzey Irak'a giden ve kendisine bilgi getiren kişilerin Jandarma Genel Komutanlığına ilettiği raporlann bir^f6fm%^,lladığmı, Cem ERSEVER'in ölümünden sonra bazı kişilerin kendi hayatına da rfstsedebfî^g|^ndişesi taşıdığını, yargısız fi «*

J*^X. «v

%» "" K____________________

911U *, »

j) \ix- fi

' » » wv

infaz edilen bazı kişilerin (Behçet CANTURK, Savaş BULDAN vb,) cesetlerinin kendi bölgesine atılmasından şikayet ettiğini, kendisine o tarihlerde Abdullah ÇATLPlarm kendisiyle görüşmek istediğini ancak görüşmediğini görüşmeyi kendisinin kabul etmediğini beyan ettiğini, Paşalığa terfi etme ümidi olmadığını ve emeklilikten sonra bir iş bulma arayışı içerisinde olduğunu, O zamanlar bir dostu vasıtasıyla Ali Balkaner'in yanında Veli KÜÇÜK ün çalışması için söz aldıklarını, Ali BALKANER'in Veli KÜÇÜK'e maaş bağladığı yönünde bir duyumunun olduğunu, Veli KÜÇÜK emekli olduktan sonra Gima'da yönetim kurulunda yer aldığını, Gima'nm sahiplerinin Hüsnü ÖZYEĞİN ile bacanağı Tunç ÇAPA olduğunu, Tunç ÇAPA'nm babası olan Vecdi ÇAPA'nm kendisinin yakın aile dostu olduğunu, Vecdi ÇAPA avcı olduğu için eski tarihlerde yine avcı olan Veli KÜÇÜK ile kendisini kendisinin tanıştırdığını, Veli KÜÇÜK'ün Tunç ÇAPA ile ve dolayısıyla Hüsnü ÖZYEĞİN ile tanışıklığının babasından dolayı olduğunu, kendisinin duyduğu kadarıyla Veli KÜÇÜK işyerine şoförlü bir Mercedes ile gelip giderken şoförünün polislerce aranan şahıslardan olmasından dolayı gözaltına alındığını, şoförün Sedat PEKER'in adamı olduğu Mercedes otonun da Sedat PEKER tarafından Veli Paşa'ya tahsis edildiğini öğrendiğini, daha sonra Veli KÜÇÜK'ün bu aracı iade ettiğini duyduğunu, Ali YASAK, Sedat PEKER, Sami HOŞTAN ile ilişkileri olduğunu bildiğini, zaman zaman bir araya geldiklerini bildiğini, Bu Ulusalcılık ve Öztürkler hareketi sırasında kendisinin ABD'de olduğunu Sedat PEKER'in içerisinde olduğu bu harekette eski Kara Kuvvetleri Komutanı Muhittin FÜSUNOĞLU ve Veli Paşa'nm böyle bir oluşumda yer almasını hoş karşılamadığını ve internette yazdığı yazıda da belirttiğini, Türkiye'ye döndükten sonra bir kez Ankara'dan İstanbul'a gelirken Veli Paşanın Bilecik'teki köy evine uğradığını, Yemek yeyip yola devam ettiğini, onun dışında da birkaç kez Veli KÜÇÜK'ün kendisinin bürosuna geldiğini, son geldiğinde Maslak'ta İngilizlerle bir iş yapacağını kendisine büro araba tahsis edeceklerini söylediğini, Veli KÜÇÜK'ün galiba kendi köyünde çimento fabrikası kuracak olduğunu, bir keresinde de PERİNÇEK ile olan ilişkilerini tenkit ettiğini, Veli KÜÇÜK'ün Doğu PERİNÇEK ile Ulusalcılık faaliyetleri içerisinde basma yansıyan PERİNÇEK-Veli Paşa işbirliği nedeniyle duyduklarından dolayı rahatsızlığını kendisine anlattığını Veli KÜÇÜK ün de kendisine "her şeye rağmen en Milliyetçi bu PERİNÇEK çıktı" dediğini, 1991 yılında Milliyet yayınlarından çıkmış olan Analiz isimli kitabında Doğu Perinçek'ten fabrikatör olarak bahsetmiş olduğunu, bunun sebebi İstihbarat dilinde fabrikatör maksatlı yalan haber üreten istihbarat elemanlanna verilen isim olduğunu, o bakımdan fabrikatör kelimesini PERİNÇEK için kullandığını, Mit'e haber elemanı olarak çalışan Tank ÜMİT kaçınldığmda, İstanbul Jandarma İstihbarat'ta çalışan Astsubay Seyit Ahmet ALTUNTAŞ bu soruşturma ile alakalı MİT görevlileri ile de görüşmek suretiyle epey yol aldığını, hatta Polis Memuru Ziya BANDIRMALIOGLU ve Ayhan AKÇA hakkında elde etmiş olduğu bilgiler ışığında ifadelerine başvurmak istediğini ancak konu dönemin Özel Harekat Daire Başkanı İbrahim ŞAHİN'e intikal ettiğini, hatta Astsubay Ahmet ALTUNTAŞ İbrahim ŞAHİN'e kendisinin de ifade vermesi gerektiğini söylediğini kendisinin bunu bizzat İbrahim ŞAHİN'den duyduğunu, ancak İbrahim ŞAHİN'in kendisine Tank ÜMİT'in kaçınlması ile alakalı herhangi bir şey söylemediğini, soruşturmayı yürüten Astsubay Ahmet ALTUNTAŞ'm Diyarbakır iline tayin edildiğini, neden tayin edildiği hakkında bilgisinin olmadığını ancak bu Astsubay'm yapmış olduğu çalışmalarla alakalı konuşma konusunda çok tedirgin olduğunu öğrendiğini, Diyarbakır'dan sonra Giresun ilinde Bölge Komutanı olan Veli KÜÇÜK'ün emrine atandığını bildiğini, Veli KÜÇÜK'e bu durumu sorduğunda "evet benim emrime atadılar" dediğini, Tank ÜMİT'İ Divan Pastanesi'nden alıp götüren kişilerden bir tanesinin Ziya BANDIRMALIOGLU olduğunun tanık beyanlan ~ıle anlaşıldığını, daha sonra Ziya BANDIRMALIOĞLU'nun Veli KÜÇÜK'ün guverilık sırketırlde çalıştığını duyduğunu,

Tarık ÜMİT'in amcası Cemalettin ÜMİT bu olayda Veli PAŞA'nm bilgisi olduğunu o tarihte kendisine söylediğini, kendisi de "Veli KÜÇÜK bizim dostumuzdur öyle bir bilgisi olsa bana söylerdi" dediğini, ancak son dönemde edindiği izlenimlerden sonra Veli KÜÇÜK'ün bazı kişilerin yanında yer alması ve yukarıda belirttiği sebeplerin kendisini de şaşırttığını, Veli Paşa'nm Azerbaycan ve Irak'ta bazı yapılanmalara gittiği, Dışişleri Bakanlığı ve Mit'in bundan rahatsız olarak dış ilişkilerimizi bozduğu gerekçesiyle kendisini ikaz ettiklerini Veli Paşa'dan ve bazı arkadaşlarından duyduğunu, bu yapılanmalann Azerbaycan'da Aliyev karşıtı kişilerin yüksek makamlara gelmesi, Irak'ta Kerkük'ün Türk kimliğinin korunması gibi çalışmalar olduğunu, özellikle Kerkük'te Yusuf Ziya ARPACIK gibi bazı milliyetçi savaşçı diye tabir edebileceği kişilerle irtibatı olduğunu, bu ilişkilerin devletin üst kademelerini rahatsız ettiğini duyduğunu, kendisine bir kez beraber olduklarında "Paşam bu Türk'leri bir araya getirmeyi bırak Türkiye elden gidiyor onu kurtarmak lazım" dediğini, kendisinin Azerbaycan'da ve Kerkük'te ki faaliyetleri ile ne amaçladığını tam olarak bilmediğini, Veli KÜÇÜK ile yukarıda safahatını anlattığı gibi tanışmışlığının olduğunu, kendisi ile telefonla da görüşmüş olduğunu, Veli KÜÇÜK ile görüşmelerinin iş ilişkileri ve arkadaşlık ilişkileri içerisinde cereyan ettiğini, Susurluk kazasından sonra Veli Paşa'nm Balıkesir Emniyet Müdürü Nihat CAMADAN'ı arayıp "Abdullah ÇATLI bizim adamımız iki kişi yolluyorum onların naaşlarmı alsınlar" dediğini o tarihte Başbakan olan Mesut YILMAZ'm kendisine söylediğini, naaşları almaya giden kişilerden birinin Sami HOŞTAN diğerinin de eğer hafızası kendisini yanıltmıyorsa Mehmet ŞEHİRLİ isimli bir gazeteci olduğunu hatırladığını, kendisi bu konuyu Veli Paşa'ya da ilettiğini,, Mesut YILMAZ'a da bu bilgiyi Nihat CAMADAN bildirdiğini, beyan etmiştir.

h)-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi; Dosyada mevcut bilgi, belge, tanık beyanları ve deliller göz önüne alındığında, 1-ÖRGÜTTEKİ KONUMU Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli üst düzey yapılanması ile gizli sivil yapılanması olan LOBİ bölümü arasında köprü elemanı olarak görev yaptığı, köprü elemanı demek; ERGENEKON terör örgütünün hem üst yapılanmasını bilip bu yapılanmada alman kararlann uygulanmasının temini için Ergenekon terör örgütünün Lobi yapılanmasına getirip uygulanmasını sağlayan kişidir. Bu konumda olan insanlar ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN tüm yapısını ve işleyişini bilip ona göre diğer alt birimleri ve kendisine bağlı örgüt üyelerini organize etme konumunda olduklanndan, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN içinde önemli bir konuma sahip bulunmaktadırlar. Şüpheli Veli KÜÇÜK'te diğer örgüt üyelerinden ele geçirilen örgütsel içerikli dökümanlann neredeyse tamanmın bulunması şüpheli Veli KÜÇÜK'ün köprü eleman konumunda olmasından kaynaklanmaktadır. Aynca bu dökümanlann tamamının bu şüpheli de bulunması hatta bazı belgelerin Veli KÜÇÜK'te bulunan orijinal örgütsel dokümanlardan çekilen fotokopiler olduğunun anlaşılması da bu dökümanlann Veli KÜÇÜK tarafından diğer örgüt üyelerine verildiği kanaatini oluşturmuştur. ERGENEKON dokümanında: 4/2-a).KÖPRÜ PERSONEL BAŞLIKLI bölümde: ... yetenekli, eğitimli ve donanımlı personel.,a$asîîidan seçilecek 3 kişi Ergenekon içinde (üniteler arası) ve örgüt dışında örgütü ^ternsilen^lpireket edebilmeli ve teması

sağlamalıdır. Bu kişiler örgüt içinde görev almamalı, örgüt dışında legal bir işte istihdam edilmelidir. Böylece güvenlik sağlanmış olacaktır. Zaman içinde bu personel arasından Ergenekon bünyesinde gerekli olacak çok başarılı yöneticiler yetişecektir. 4/2-g)İLLEGAL İŞLER bölümünde, Türkiye silah üreten bir ülke durumunda olmadığından, jeo/stratejik açıdan kaçınılmaz olarak ve iradesi dışında zorunlu olarak uyuşturucu satışında köprü durumundadır. Uyuşturucu ticaretini denetim altına almalıdır. Türkiye'nin bir başka şansı da kimyasal silah üretimi olabilir. Çünkü bu alanda başarılı sonuçlar elde edebilecek insan kaynaklarına ihtiyaç vardır illegal işlerin en önemli sorunu, faaliyetlerin gizliliğidir. Bu alandaki faaliyetleri bilenlerin sayısı mümkün olabildiğince az olmalıdır. Sivil yapılanmanın prensiplerinin belirtildiği LOBİ isimli dokümanın 4.Bölüm 7.maddesinde; BOLÜM: IV 7) KADRO Organizasyonunda yalnızca sivillerin yer alacağı bu örgütlenme, köprü eleman ile Ergenekon'a bağlı olarak faaliyet gösterecektir. Organizasyonun merkezinde görev alacak beş sivil personel ile köprü personel görevini üstlenecek iki sivil, Ergenekon tarafından belirlenerek atanmalıdır. Birim başkanları ile örgütün kuracağı vakıf ve ticari şirketlerin yöneticileri ve sahipleri ise; merkezde yer alan yönetim personeli tarafından seçilmelidir. Böylelikle gizlilik esasının korunması sağlanmalıdır. 7/a). ELEMAN PROFİLİ başlıklı bölümünde ise, Lobi örgütlenmesi içinde yer alacak elemanların çağa ayak uydurabilecek donanım, bilgi ve deneyime sahip olması esası aranacağı gibi, gereğinde her tür eleman profilinden yararlanılmasından kaçınılmamalıdır. Özellikle sistemle barışık olmayan, aradığını bulamamış yapıdaki kişilikler seçilmelidir. Çünkü, bu türden kişiler sistemin boşluklarını, mekanizmanın işleyişini, oyunların kurallarını ve zaaflarını çok daha iyi bilmektedirler. 7/c). KÖPRÜ PERSONEL Ergenekon tarafından atanacak iki sivil, mutlaka başka kuruluşlarda görevli olanlar arasından seçilmelidir. Böylece gizliğin sağlanması korunmuş olacaktır. Bu kişilerin yeterli bilgi ve deneyim sahibi olmalarından sonra, organizasyonun merkez yönetiminde yer almaları sağlanmalı, organizasyonun merkez başkanı bu kişiler arasından seçilmelidir, şeklindedir. Yukarıda ayrıntıları anlatılan ERGENEKON ve LOBİ dokümanlarında geçen örgütün gizli hiyerarşik yapısında bulunan kişilerle alman kararların uygulamaya sokulup, örgütün alt kademesiyle irtibatları sağlayacak ve yine MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) dokümanında mafyanın başına sivil bir şahsın getirilmesinin kararlaştırıldığı, belirtilmiş olup, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün hem asker kökenli oluşu, yukarıda ayrıntıları verilen görüşme tutanaklarında hem örgüt üyeleriyle, hem suç örgütü liderleriyle, hem sivil toplum kuruluşlarıyla, hem iş dünyasıyla, hem de askeri ve idari görevlerde bulunan kamu görevlileriyle irtibatları ile geçmişte Jitem'in kuruculuğunu yapmış olması, her kesimle irtibata geçme kabiliyeti ve geçmiş tecrübeleri göz önüne alındığında, ERGENEKON terör örgütü yapılanması içerisinde KÖPRÜ ELEMAN görevini şüpheli Muzaffer TEKİN ile birlikte yürüttükleri, bu iki şüphelinin de geçmişte asker kökenli olmaları, hiçbir sivil toplum kuruluşuna üye olmamaları, suç örgütü liderleriyle olan yakın ilişkileri göz önüne alındığında KÖPRÜ ELEMAN görevini yürüten örgütün üst düzey ve alt düzey elemanları arasındaki

örgütsel irtibatları sağlayan kişiler oldukları açıkça anlaşılmaktadır. Tuncay GÜNEY beyanında şüpheli Veli KÜÇÜK'ün Ergenekon terör örgütünün genel sekreterliğini yaptığını söylemiştir. Bu çerçevede bakıldığında; 1-Şüpheli Tuncay GÜNEY'den ele geçirilen dokümanlar ve bu dokümanlarla alakalı olarak yaptığı anlatımların doğru olduğu, Tuncay GÜNEY'in beyanlarından itibaren (7) yıl geçmesine rağmen örgütün belgelere uygun olarak eylem ve faaliyetlerini sürdürdüğü, Tuncay GÜNEY'den ele geçirilen dokümanlann tamamının ve daha fazlasının Veli KÜÇÜK'de ele geçirilmiş olması ve Veli KÜÇÜK'ten ele geçirilen dokümanlann orijinal suretler olduğu, hatta yeşil ve mavi kâğıda basıldığı Veli KÜÇÜK'ün bu dokümanlann bir kısmını Tuncay GÜNEY'in getirdiğini, bir kısmını Mehmet PERİNÇEK'in getirdiğini, bazılannm da kendisine değişik seminer ve toplantılarda verildiğini beyan etmiştir. Örgütsel dokümanlann yazıldığı tarih itibariyle Veli KÜÇÜK'ün görevli paşa olduğu ve emekli olduktan sonra da örgütsel irtibatlarını devam ettirdiğinin anlaşıldığı, her ne kadar ifadesinde dokümanlann hiçbirini açıp okumadığını beyan etmişse de, dokümanlann içeriğindeki örgütsel yapılanmalara uygun olarak hareket ettiği, diğer şüphelilerle irtibatlanna bakıldığında üst düzey yönetici olduğu, örgütün askeri kanadıyla sivil kanadı arasında köprü eleman vazifesi olarak belirtilen konumda bulunduğu, Şüpheli Veli KÜÇÜK ifadesinde Tuncay GÜNEY ile her ne kadar 1992 tarihinden beri tanıştığını, ... menfaatçi bir tip olduğunu anlayınca yanından uzaklaştırdığını söylemiş ise de, kendi el yazısıyla yazdığı ajandasmdaki notlarda Tuncay GÜNEY ile sürekli görüştüğü, Tuncay GÜNEY'in birçok konuda kendisine bilgi getirdiği, örgütsel içerikli bilgileri kendisinin el yazısıyla not ettiği, bu notlar içerisinde 1992 tarihli bir notta Tuncay GÜNEY'in Kuzey Irak'a gittiğinin belirtildiği, yine diğer notlarda: 18 Şubat 1998 Çarşamba tarihli sayfasında; Turgut BÜYÜKDAĞ "Arkamda Veli Paşa var şeklinde konuşmuş İst. Em. Md. Konuyu biliyor emniyet o nedenle ellemiyor" (Tuncay) 20 Şubat 1998 Cuma tarihli sayfasında; Yalçın TANFER Kürşat YILMAZ' a benim adımı kullanarak ceza evine mektup yazmış. Mektubu Ömer P.me halen Kırşehir veya Nevşehirde görevli olabilir. Turgut BÜYÜKDAĞ' in benim adamım olduğu bu nedenle üzerine gitmememi istemiş (Tuncay)" şeklinde bilgiler verdiğini not ettiği anlaşılmıştır. Buradan da Şüpheli Veli KÜÇÜK'ünTuncay GÜNEY ile sürekli irtibat halinde olduğu anlaşılmaktadır. Şüpheli Ümit OĞUZTAN beyanında Tuncay GÜNEY'in Veli KÜÇÜK'le birçok gazetecinin irtibatını sağlayan kişi olduğunu Veli KÜÇÜK'ün medya ile irtibatlannı Tuncay GÜNEY üzerinden yaptığını ve Veli KÜÇÜK'le görüşecek tüm gazetecilerin önce Tuncay GÜNEY'le irtibata geçip sonra Veli KÜÇÜK'le görüştüklerini anlatmıştır. Buradan da Tuncay GÜNEY'in anlattığı olaylan bizzat Veli KÜÇÜK ve çevresi ile yaşadığı ilişkilerden öğrendiği irtibattan anlattığı anlaşılmaktadır. Yine Tuncay GÜNEY'in bilgisayannda daha sonra yapılan incelemede Veli KÜÇÜK'ün Giresun'da çalıştığı, görev yerine ait fotoğraflannm bulunduğu, görevden aynlana kadar Tuncay GÜNEY ile irtibatlı olduğunun anlaşıldığı, Tuncay GÜNEY'in 1992 yılında Ağn Alay Komutanıyken yanma geldiğini beyan ettiği ve Tuncay GÜNEY'in askerlik işini bizzat şüpheli Veli KÜÇÜK'ün hallettiği göz önüne alındığında Tuncay GÜNEY'in anlatımlannm doğru olduğu kanaatine vanlmştır. 2-Şüpheli Tuncay GÜNEY'in Beyanları ve Diğer Deliller Yapılan soruşturmada sadece Tuncay GÜNEY'in h^^arıyla yetinilmemiş, Tuncay 'den elde edilen dokümanlann incelenmesinden de "IçıJsÂERGENEKON isimli bir ^^ ■tvüL

GÜNEY

yapılanmanın olduğu, örgütün yapısının tüm ayrıntılarının bu dokümanlarda bulunduğu, şüpheliler Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Orhan TUNÇ ve Erkut ERSOY'dan çıkan ERGENEKON LOBİ isimli dokümanın Tuncay GÜNEY'den elde edilen dokümanlann devamı niteliğinde olduğu, daha sonra Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ten çıkan dokümanlann da aynı örgütsel mantık ve silsile içerisinde yazıldığının anlaşıldığı, Şüpheli Tuncay GÜNEY'den çıkan ERGENEKON isimli dokümanın daha sonra sadece Veli KÜÇÜK'te çıkması, dokümanın önem ve gizliliğinin göstergesi olduğu, böyle önemli bir belgenin Tuncay GÜNEY'de bulunması da, beyanında dediği gibi kendisinin bilgisayannm iyi olması ve Veli KÜÇUK'ün sekreteryasmı yaptığı ve yazdığı her evrakın da bir suretini gazeteci olması sebebiyle ERGENEKON terör örgütünün en önemli dokümanı olduğu anlaşılan ERGENEKONUN YENİDEN YAPILANMASI isimli dokümanın sadece Veli KÜÇÜK'te çıkması hem dokümanın önemi hem de Veli KÜÇUK'ün örgütteki üst düzey konumda görevli olduğunu göstermektedir. 3-MAFYA BAĞLANTILARI Yukanda sımflandınlan telefon görüşmelerinde şüpheli Veli KÜÇUK'ün mafya olarak bilinen ve bu hususlarda haklannda açılmış çeşitli davalan bulunan Sedat PEKER, Osman YILDIRIM, Ali YASAK, Susurluk sanığı olarak bilinen Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN, Ali Fevzi BİR, Ziya BANDIRMALIOĞLU ve Yaşar ÖZ ile sıkı irtibatlarının bulunduğu, Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY ile her ne kadar tanışmadığını beyan etmişse de, Semih Tufan GÜLALTAY'm ceza evinde olduğu dönemde Tuncay GÜNEY'i ziyaretine göndererek "kendisine bazı eylem ve fiiller yaptırtmak istediğini anlaması üzerine Veli KÜÇÜK adına gelen Tuncay GÜNEY'i cezaevinden kovduğunu" beyan etmiştir. Dosyada mevcut ifadelere göre Semih Tufan GÜLALTAY'la cezaevindeyken ilk zamanlar şüpheli Muzaffer TEKİN'in ilgilendiği daha sonraki dönemlerde de Muzaffer TEKİN'in talimatıyla Mete YALAZANGİL'in ziyaret ettiği ve kendisiyle ilgilendiği anlaşılmaktadır. ERGENEKON terör örgütünün mafyanın kontrol altına alınması yönündeki kararlann örgüt üyelerince bizzat uygulandığı anlaşılmaktadır. Aynca şüpheli Muzaffer TEKİN'in Savcılığımızda alman beyanında; Semih Tufan GÜLALTAY'ı Akın Birdal suikastından sonra cezaevine girdiği dönemde maddi ve manevi yardımda bulunduğunu beyan etmiştir. Tuncay GÜNEY anlatımlannda Emre GÜLALTAY'm Korkmaz YİĞİT'i tehdit ettiğini, bunun üzerine Veli KÜÇUK'ün devreye girerek Emre GÜLALTAY'a talimat vererek durumu hallettiğini, Şüpheli Emin GÜRSES'in dosyada bulunan 22.01.2008 tarihli görüşmeyle alakalı olarak; kendisinin VELİ Paşayı cepten aradığını ancak kendisinin çıkmadığını, çünkü VELİ Paşa'nm kendisini aradığını, numarayı kendisinin aradığı numarayı kaydettiğini, bir süre sonra aradığında ise aynı numaranın cevap vermediğini, kendisinin SÜREKLİ NUMARA DEĞİŞTİRDİĞİNİ, kendisinin bu görüşmede VELİ KÜÇÜK'e kefil değilim, ama SEVGİ'ye kefilim derken Veli KÜÇÜK'ü iyi tanımadığı için söylediğini, görüşmede geçen "VELİ paşanın büyük işlerle uğraştığı, büyük para işlerinden kasıt VELİ KÜÇÜK' ün burada değişik şekillerde para toplayıp, Azerbaycan ordusunun toparlanması için oraya gönderdiği, orada orduyu toparlamak için para topladığı, aynı görüşmedeki "yaa bizimkilerden bile rüşvet istemişler, armatörlerden, yaa Veli Paşa bu işin içindeydi, tabi 7 milyon $ istediler. Gitti Veli Paşa ile konuşayım jigdlm ki Genel Kurmay Başkanına (Kıvnkoğlu) söyleyeyim. Yoksa siz mi halledersini^'ediğmöfe^ hafta içinde işi çözdüğünü, Berber YAŞAR'm bunlarla beraber çalıştıkları.. .'M^klindeki'fe)ffl^ıamn da doğru olduğunu,

Bu konuşmada "benim tersanecilik yapan yeğenlerim var. Bunlardan SAMI HOŞTAN ve Berber YAŞAR denilen şahsın Kilis'M bir iş adamı adına bu parayı istediklerini duyduğunu, kendisinin bunu Veli Paşaya söyleyince birden sinirlendiğini ve bir daha adamları yeğenlerimi aramamış" dediğini beyan etmiştir. Buradan da Veli KÜÇÜK'ün illegal kişilerle irtibat kurduğu ve yeraltı dünyası olarak bilinen ve örgütün uluslar arası kaçakçılık işlerini yapıp, uluslararası alanda örgüte istihbarat toplayıp örgüte gelir elde etmek amaçlı olarak ERGENEKON ve MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) isimli dokümanlarda MAFİA'nm çökertilmesi yerine reorganizesinin yapılıp kontrol altına alınarak uluslararası MAFİA'yla da organize olması planlanmış olup Veli KÜÇÜK'ün Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN, REİS (Kod) Sedat PEKER, Semih Tufan GÜLALTAY, Yaşar ÖZ gibi organize suç örgütü liderleri ile ilişki kurduğu, bu ilişki düzeyi de günlük hayatın olağan akışına uygun olmayıp örgütsel içerikli bir birliktelik ve hiyerarşik yapı gereği emir komuta zincirinin oluştuğunu göstermektedir. Şüpheli Emin GÜRSES'in Veli KÜÇÜK'e şikayet etmesi üzerine Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm bir daha akrabalarından para isteme işinin olmadığı anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut GİZLİ TANIK... in Savcılığımızda alınan beyanmda Veli KÜÇÜK'ün Kocaeli'de Alay Komutanlığı yaptığı dönemde askerliğini yaptığı, bu sırada Veli KÜÇÜK'ün daha sonra adını Susurluk olayı sebebiyle Sami HOŞTAN olarak öğrendiği şahsm zaman zaman Alayda bulunan kamelyaya gelip bazı işadamlarıyla birlikte mangal partisi yaptıkları, bu partilere bazı şahısların ailecek katıldığı, böyle ortamlarda Sami HOŞTAN'm sürekli bulunduğu, kendisinin nöbet tuttuğu için bu durumu gördüğü, ayrıca Sedat PEKER'le de sürekli telefonla görüşmeler yaptığını duyduğunu beyan etmiştir. Buradan da şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ifadesinde beyan ettiği gibi Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'la sık görüşmediği ve uzun zamandır görüşmediği şeklindeki beyanının delillerle örtüşmediği, şüphelinin hem görevi döneminde hem de görevinden sonra Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'la sık sık görüştüğü, hatta bazı konulan yüzyüze görüştükleri, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm 1,5 Milyon dolar para kaybettiğini söylemesi üzerine de "oturur konuşuruz, hallederiz" şeklinde Veli KÜÇÜK'ün teskin etmeye çalıştığı tespit edilmiştir. Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in dosyada mevcut; 22/01/2008 tarihli Hayrettin ALP isimli kişiyle yaptığı telefon görüşmesinde; H.ERTEKİN: İyi izledin mi haberleri ne o milleti toplamışlar H.ALP : Onları izliyorum H.ERTEKİN: Ya ne oluyor Drej Mirej H.ALP : Valla Hayrettin bey bak sana da gelirler ha H.ERTEKİN: Bana da yakında bana da gelirlerde bana uzak uzak kalıyorlar biraz onlar bilirler onlar bilirler kime gideceklerini H.ALP : Ha Teyet geçerler diyorsun H.ERTEKİN: Bizden... H.ALP : Nedir bu sence? H.ERTEKİN: Bu bu şeydir ya bu operasyon iki tane ayağı var eee bir örgüt kurmuşlar sözüm ona bunlar Malazgirt şeyi Kuvayi Milliye diye bu ikisinin işte Türkiye'de örgütlenmeye çalışıyorlar parti olacaklardı bunlar parti kuracaklardı H.ALP : Hı H.ERTEKİN: O parti işte bazı para kaynaklan şunlar bunlar 7-8 aydır takip ediliyorlardı ama Drej'in Mrej Sami HOŞTAN'm fala^î"ne*o^Ej^ılayamadım H.ALP : Şey mi var o tahsilat işleri dejhı var? '•€?M

H.ERTEKİN: Tahsilat işleri de herhalde ordan geçiyor bildiğim kadarıyla onun için böyle birbirlerine ... H.ALP : Örgüt mü kurdular acaba? H.ERTEKİN: Ya işte böyle bir sistem ... H.ALP : Haram parayla helal iş yapılmaz kardeşim H.ERTEKİN: Aynen öyle aynen bunlar H.ERTEKİN: VELİ KÜÇÜK ZATEN KAFAYI YEMİŞ YANİ VELİ PAŞAYA KAÇ KERE İKAZ ETTİK DEDİK Kİ YA BIRAK BU İŞLERİ YANINA ALDIN BUNLAR OLMAZ SEN ASKER ADAMSIN DİNLEMEDİ BAKALIM H.ALP : Paşalar ikaz etmedi mi bunu? H.ERTEKİN: Yav çağırdılar korumalarını aldılar rütbeni sökeriz sıfıra düşürürüz dediler ikaz etti Genel Kurmay Ordu Evlerine sokmayız dedi git dedi Bilecekte evinde otur orda dediler BU Bİ ARA ÜÇ AY DÖRT AY TAKILDI SONRA YİNE BAŞLADI Ya söyledim ona Bilecik'te otur be kardeşim dedim Şeklindeki görüşmeyle alakalı olarak beyanında; "Sen VELİ KÜÇÜK'ün normal insanlarla gezmediğini, MUZAFFER TEKİN'le, SEDATPEKER'le illegal işlerle uğraşan kişilerle adının anıldığını gördüğüm için o şekilde konuştum" şeklinde beyanda bulunduğu buradan da şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ERGENEKON ve LOBİ dokümanında geçen illegal kişilerle irtibat işlerinden sorumlu olduğu anlaşılmıştır. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün Organize Suç Örgütü Lideri Sedat PEKER ile irtibatına bakıldığında; REİS (Kod) Sedat PEKER, İstanbul Asayiş Şube Müdürlüğü Organize Suç Büro Amirliği'nde 21.08.1998 tarihinde vermiş olduğu dosyada sureti mevcut ifadesinde; Uyuşturucu kaçakçılığından dolayı mahkemeye getirildiği esnada firar eden Nejat DAŞ isimli şahsın yakalanabilmesi için kendisine askeri görevlilerin gelerek yardım istediklerini, kendisinin muhbir olmadığını söylemesi üzerine ikna etmek için Albay Veli KÜÇÜK'ün yanma götürdüklerini beyan etmiştir. Şüpheli Veli KÜÇÜK, soruşturma kapsamında alman ifadesinde; "Sedat PEKERi tanıdığını, aslen Adapazan'lı olan babası Ahmet PEKER vasıtası ile tanıyor olduğunu, babası rahmetli olduktan sonra, bir kaç kez Kocaeli'nde kendisini ziyarete geldiğini ve görüştüğünü, başka herhangi bir bağlantı ve ilişkisinin olmadığını..." belirtmesine rağmen yine aynı ifadesinin devamında organize suç örgütü lideri ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinden beyanlarında samimi olmadığını, emekli olduktan sonra da halen görüştüğü anlaşılmaktadır.. Ayrıca iletişim tespit tutanaklarından anlaşılacağı gibi şüpheli Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü Sedat PEKER liderliğindeki suç örgütü içerisinde yer alan şüpheli Emin Caner YİĞİT'in yaptığı ve Sedat PEKER'in talimatıyla bu kişinin maaşının ödendiği anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut delillere göre; Şüpheli Sedat PEKER tarafmdan 22 Mayıs 2002 tarihinde İstanbul-Hilton Hotelde düzenlenen "Turan Gecesi'"ne 1500 davetlinin katıldığı, Kızıl Elma ülküsünün anıldığı gecede yaşayan Türk'çüler olarak Susurluk Davasından hükümlü Korkut EKEN ile şüpheli Veli KÜÇÜK, Muhittin FİSUNOğ2JI.ye Abdulhaluk ÇAY'a plaket verildiği,

Şüpheli Veli KÜÇÜK beyanında; şüpheli Doğu PERİNÇEK'in oğlu Mehmet PERİNÇEK ile kızıl elma birleşmesi olarak anılan birleşmenin de kendi tavsiyesi üzerine yapıldığını anlatmıştır. Geceye siyaset, sanat ve spor camiasından da bir çok şahıs katılmıştır. Soruşturma kapsamında halen tutuklu bulunan şüpheli Emin GÜRSES'in ifadesinde belirttiği Veli KÜÇÜK ile irtibatlı İran Azerbaycan'ın da yaşayan Azeri bir profesör olan Prof. Dr. Mahmut Ali COHREGANİ'nin de katıldığı anlaşılmıştır. REİS (Kod) Sedat PEKER beyanında "VELİ KÜÇÜK'e İzmit Alayında iken altına özel araç tahsis etmediğini, cep telefonlarını ödemediğini, ancak öyle bir şey teklif etmiş olsaydı ödeyeceğini, geçmiş tarihli olduğu için tam olarak hatırlamadığı, ancak VELİ PAŞA'nm arkadaşı olduğunu bildiği ve maddi durumu iyi olmayan birine borçlarmı ödemesi için o dönem 75 bin dolar para yardımında bulunduğunu ve bu parayı da şahsın durumu müsait olmadığı için geri almadığını... VELİ KÜÇÜK ile irtibatlı olduğu dönemde ERGENEKON ve mafyanın yapılanması hakkında herhangi bir şey duymadığını, o dönem itibariyle VELİ KÜÇÜK' ün SAMİ HOŞTAN ile tanıştığını bildiğini..." Beyan etmiş ise de; hem şüpheli Veli KÜÇÜK ile irtibatları hem de aralarındaki telefon görüşmelerinden şüpheli Veli KÜÇÜK'ün siyasi partilerin başkanlarının seçtirilmesi için dahi şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'e görev verdiği REİS (Kod) Sedat PEKER'in de bu görevi yerine getirdiği anlaşılmakatadır. Dev-Sol ve DHKP/C terör örgütleri içerisindeki faaliyetlerinden dolayı yakalanarak tutuklanan Semih GENÇ isimli kişinin 08.04.2008 tarihinde alman ifadesinde aynen; "Ben Romanyada bulunduğum dönemde şu anda ERGENEKON da ismi geçen Sedat PEKER'in Romanya'ya gelip gittiğini biliyorum. Kendisi örgütün hedefleri arasındaydı, bunla ilgili olarak Romanya'da bulunduğum sırada Sedat PEKER'in Türkiye'de arandığı dönemde Romanya'ya kaçtığını ve oradan GOLDEN FALCON isimli restaurantm sahibi Cemil ............... isimli şahıs tarafından saklandığını öğrendim. Cemil.........isimli şahıs Romanya'da Bükreş'te hem Golden Falcon isimli restorantm hem de Golden Falcon isimli kuyumcu dükkanının sahibidir. Bu kişiden PKK ve DHKP/C örgütleri haraç alıyorlardı Bu kişinin Bükreş'te herkes tarafından bilinen lüks bir restorantı vardı, yine büyük çapta uyuşturucu kaçakçılığı yapan Fırat ....lakaplı Tunceli'li gerçek ismini hatırlamadığım bir şahısta Romanya'ya geldiğinde mutlaka bu şahsın yanma gelirdi. Cemil..........Fırat lakaplı bu kişiyi misafir ederdi çok iyi dostlukları vardı. Sedat PEKER 1999 senesinde Türkiye'de firari duruma düşünce Romanya'ya bu Cemil .........İsimli şahsın yanma geldi, Cemil..............Sedat PEKER'e villa ayarladı ve uzun bir süre orada saklanmasında yardımcı oldu, hatta Sedat PEKER oradayken dönemin Anavatan Partisi Bakanlarından Ülkü GÜNEY ve bir milletvekili Bükreş'e geldiler Bükreş'te göl kenarında LEBADA Otelinde Sedat PEKER'le görüştüler, Sedat PEKER Türkiye'de onların bir işini halledecekmiş bunun karşılığında da Sedat PEKER'in Türkiye'ye gelip teslim olmasını ve kısa bir sürede serbest bırakılması garantisini vermişler. Yani yaptıkları görüşmede bu işin pazarlığını yapmışlar. Ben bu olayı duyunca devlet görevlileri ile bir mafya liderinin pazarlık yapması olayından dolayı bu işlerde karanlık noktalar olduğunu düşündüm. O görüşmeden kısa bir süre sonra Sedat PEKER Türkiye'ye geldi teslim oldu 3-4 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını öğrendim. Bana olayın karanlık gelen çarpıcı yanı ise; yukarda bahsettiğim Tunceli'li Fırat lakaplı kişi uyuşturucu kaçakçısıdır. O dönemde Etetefkoyjde bulunan Hasan ERKUŞ ff t»

(uyuşturucu kaçakçısı Sivaslı) ile ortak oldukları, Abdullah ÇATLI'nın da hisse sahibi olduğunu bildiğim Star Gazinosu'nda eroin işi yapıyorlar. Türkiye'de Abdullah ÇATLI ile eroin işini yapan Fırat lakaplı kişi yurt dışında da DHKP/C ve PKK örgütü mensupları ile uyuşturucu kaçakçılığını devam ettiriyor. Yukarıda bahsettiğim Romanya'daki lokantada Fırat lakaplı şahıs, yanında oranın ileri gelen işadamları ile oturduğu sırada ben ve Şemsi Şafak BAHSİ birlikte içeriye girdik. Ş.Şafak BAHSİ; yurtdışında DHKP/C örgütü içerisinde faaliyet yürüten, bir dönem Hollanda'da sorumluluk yapan daha sonra Bulgaristan'a gelerek örgüt içerisinde sorumlu düzeyde faaliyetlerine devam eden, Türkiye'ye gönderilmek üzere Bulgaristan'daki Alaydan silahları çıkarttığı sırada yakalanarak tutuklanan kişidir. Birlikte içeri girdiğimizde uyuşturucu kaçakçısı Fırat lakaplı kişi ayağa kalkarak Ş.Şafak BAHŞİ'ye hürmet gösterisinde bulundu. Bu olay çok dikkatimi çekti. Biz ayn bir masada oturarak yemek yerken ben "bu şahıs kelli felli insan, uyuşturucu kaçakçısı sana bu şekilde saygılı davranmasının sebebi nedir?" Diye sordum. Cevaben "bu kim ki, Hollanda'da bizim denetimimiz ve emrimizde olan birisidir. Bunun gibi daha niceleri bizim kontrolümüzdedir" şeklinde beyanda bulunmuştur. Gizli tanık Dilovası, 17.05.2008 tarihli ifadeside aynen; "1992 yılında DEV-SOL örgütü içerisinde faaliyet yürüttüğüm dönemde örgüt kanalıyla bana Gebze-Dilovası'nda Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi isimli firmada bulunmam talimatı verildi. Bu firma Dilovası Diliskelesi limanlarından gemiden karayakaradan gemiye yük taşımacılığı yapmaktaydı. Burayla ilgilenmemi isteyen örgüt bana burada bulunan kişiler hakkında bilgi vermemişti. 1992-1995 yıllarında burada bulundum. Dikkatimi çeken şey; eski Dev-Yol örgütü mensupları, Mafya tabir edilen gruplar, Dev-SoPla ilgili şahıslar, Jandarma görevlileri gibi aslında bir arada bulunmaları mümkün olmayan kişilerin birlikte aynı firmaya ortak olarak iş yapıyor olmalarıydı. Asıl ilginç olan ise ERGENEKON operasyonunda yakalanarak tutuklanan VELİ KÜÇÜK isimli kişinin yanında istihbarat subaylarıyla birlikte bahsettiğim Dilovası Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi'ne gelip gidiyor olmalarıydı. Veli KÜÇÜK o dönem Kocaeli il Jandarma Alay Komutanıydı, Veli KÜÇÜK ve yanındaki subayların firmaya kağıt üzerinde ortaklıkları yoktu ancak net olarak bu kişilerin oradan belli bir pay aldıklarıydı, bu firmada genellikle Rusya ve Afrika'dan gelen kömür ve orman ürünleri, içinde çeşitli eşyalar olan konteynerler gemilerden alınarak firmaların depolarına tır ve kamyonlarla götürülüyordu. Tonlarca yük gelirdi ancak küçük bir kısım gümrüklü olarak çıkar diğer kalan kısım ise sallama denen tabirle başka kapılardan gümrüğe bildirilmeden kaçak olarak çıkarılırdı. Yapılan bu kaçakçılık işlemlerinden Veli KÜÇÜK ve yanındaki subayların bilgileri vardı. Gebze'de o dönemde kooperatifte Veli KÜÇÜK, Hadi ÖZCAN, Kürşat YILMAZ, Ahmet Tekin BAYKAL, Dev-Yolcu Mehmet TERZİOĞLU (İstanbul Dev-Yol davasından yargılandı, cezaevinde yattı), Dev-Yolcu Emin ALKILIÇ (Dev-Yol örgütüne silah temin eden kişidir), Dev-Yolcu Ali ATEŞ (İstanbul Dev-Yol davasından yargılandı, cezaevinde yattı), Dev-Yolcu Engin ... (Ege Dev-Yol davasından yargılandı), şirket ortağı Cemil ATA, Nurettin ATA (Jandarma istihbarat binbaşısıydı, Cem ERSEVER'in itiraflarında JİTEM'in kurucuları arasında geçer, şirket orjgğı_ Cemil ATA'nm abisi), Hasan TORLAK (Gebzede Başkomiser) Dev-Sol örgütünü.î€rnsilen ben vardım.

Yukarıda bahsettiğim Hadi ÖZCAN, Kürşat YILMAZ, Mehmet TERZİOGLU, Emin ALKILIÇ, Ali ATEŞ, Cemil ATA isimli kişiler civarda bulunan benzer şirketlere baskı yapıyorlardı, ellerinden nakliye imkânlarını alıyorlardı, şirket sahipleri ve çalışanlarını darp ediyorlardı ancak jandarma tarafından korunuyorlardı. Gözaltı yaşamıyorlardı ya da silahı ile birlikte alınıp yine silahı ile bırakılan kişiler bile vardı. Jandarmanın bu kooperatife en büyük destek görüntüsü ve derin bağlantısı ise etraftan böyle algılanıyordu. Bu şahısların yaptıkları yanlarına kalıyordu. Dev-Sol örgütünün Veli KÜÇÜK'le bağlantılı olan bu kooperatifle ilişkisini ilk kuran kişi Zeynel ÖZARSLAN'dı. Zeynel ÖZARSLAN isimli kişi DHKP/C örgütünün Karadeniz Kırsal Sorumlusu Hüseyin ÖZARSLAN'ın abisidir. Mehmet TERZİOGLU ve Emin ALKILIÇ isimli kişiler Zeynel ÖZARSLAN'ı tanıdıklarından Dev-Sol örgütünün de kooperatife katılmasını istediklerinden ortak olmaları için teklif getiriyorlar. Örgüt onayladıktan sonra kooperatifte faaliyetlerimiz başladı. Ancak Zeynel ÖZARSLAN'ın resmi olarak hiçbir yerde kaydı olmadı. Örgüt kendi menfaati olduğu zaman herkesle ilişkiye geçer. Bunun en canlı örneği ise 1990 yılında Küçük Armuflu'da örgüt mensuplarından birisini vuran Ülkücü mafya tabir edebileceğimiz şahıslardan iki tanesi Bayrampaşa cezaevine konuldular. Bu arada cezaevinde örgüt mensupları da yatmaktaydı. Cinayeti işleyen ülkücülerin cezalandınlması için örgüt üyeleri ile Adli bölümde gasp suçundan yatan sol görüşe sempati ile bakan mafya mensubu Yakup SÜT arasında bir görüşme gerçekleşti ve örgüt Yakup SÜT'ten cezalandırmayı yapmasını istedi ancak öldürülmesini istemedi sakat kalmalarını ve böylece dışarıya bir mesaj vermeyi planlamıştı, Yakup SÜT ve adamları tarafından bu kişilerin kulakları kesilip, ayaklarından vurularak cezalandırılmışlardır. Yukarıda ismi geçen Ahmet Tekin BAYKAL'ı DEV-YOL'cu olarak bilirim. Kendisi 1990'lı yılların başından itibaren İzmit, Derince, Hereke civarında gayri meşru alemde bilinen birisidir. Polis ve Jandarma'nm o dönemde bu şahsın arkasında olduğuna dair söylentiler çıkıyordu. Bu şahsın Dilovası motorlu taşıyıcılar kooperatifini ele geçirmeye yönelik girişimleri oldu. Aramızda silahlı çatışmaya varan tartışmalar oldu. Bu tartışmaları bitirmek amacıyla kooperatifin yöneticileri olan Mehmet TERZİOGLU, Emin ALKILIÇ, Cemil ATA ve soy ismini hatırlayamadığım Mehmet EYMÜR'ün hazırladığı söylenen MİT raporunda adı geçen Süleyman.... Ve daha sonra öğrendiğim kadarıyla Veli KÜÇÜK'ün araya girmesi ile Tekin BAYKAL ile olan ilişkimiz normale döndü. Ben bugüne kadar yaşadıklarım ve yaptıklarımı zaman zaman gözden geçiririm. Bir örgüt adına faaliyette bulundum. Hatta çok uzun bir süre cezaevinde yattım, ülkede eşitlik, adalet, özgürlük olsun diye mücadele ettim. Bu mücadelenin içerisinde iken yaptıklarımın ve düşündüklerimin doğru olduğuna inanarak yaptım. Ancak daha sonra kendimi örgütü yaşadığım süreci gözlemlediğimde örgüt içerisinde çok ciddi çelişkiler gördüm. Bugüne kadar karşısmda durduğum bazı çevreler ile örgütün birbirini karşılıklı olarak kullandığını anladım." Şeklindeki beyanları göz önüne alınarak şüpheli yeli KÜÇÜK'ün illegal kişilerle resmi görevi gereği değil ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN kendi kararları ve çıkarlarının korunması için görüştüğü anlaşılmaktadır. 4-TERÖR ÖRGÜTLERİYLE OLAN BAĞL^rffît ARI

Yukarıdaki bir kısım ifadeler de geçen terör örgütü ile ilgili irtibatları, yine Gizli Tanıklar ve Tuncay GÜNEY beyanları göz önüne alındığında şüpheli Veli KÜÇÜK'ün hem görevli olduğu dönemde bir çok terör örgütü mensubuyla ilişki içinde olduğu, bazılarının cezaevinden firarlarında etkili olduğu, kendisinin JİTEM'i kurduğu dönemden itibaren olan dönemde özellikle terör örgütü mensuplarının çeşitli ceza evlerinden firar edip birçok emekli askeri şahısı öldürmeleri ve bu terör örgütü mensuplarının öldürülecek emekli askeri şahıslarla alakalı bilgileri Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde çalışan askeri görevlilerden almış olmaları ve bazı eylemlerde kullanılan patlayıcı maddeleri yine bu askeri görevli şahıslardan alınarak yapılmış olması, hususları bir dönem Türkiye de görevli birçok devlet görevlisi ve askeri şahısların DHKP/C tarafından acımasızca şehit edilmeleri ve birçoğunun firar edip yeniden eylemlere katılmalan arkalanndaki ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli yapılanması sebebiyle her türlü eylemi yapmalan, Yine, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ajandasında bulunan not ve ifadesine göre, DHKP/C terör örgütü üyelerince cezaevlerinde F tipi ceza evlerinin protestoları için açlık grevleri yapılması eylemleri sürecinde Avukat olan Behiç Aşçı'nın aynı amaçla yaptığı açlık grevinde ölüm noktasına gelmesi sonucu kendisine ulaşılması üzerine devreye girerek, tanıdığı üst düzey devlet görevlileriyle görüşüp, bu konulan düzenleyen yetkili makamlann açlık grevine ilişkin konularda geri adım atmalan konusunda girişimleri sonuç vererek, açlık grevleri sürecinde terör örgütlerinin amaçlanna kısmen uluşmalanm sağlamıştır. Tuncay GÜNEY in bu konulardaki beyanlan ve Veli KÜÇÜK'ün kendi beyanlan ile Gizli Tanık beyanlan göz önüne alındığında şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan arasında bulunan Terör örgütü kurup yönetmek, gerektiğinde yabancı istihbarat örgütlerinin bu alanda kurguladıkları oyunlann içinde mutlaka yer almak şeklindeki prensipleri doğrultusunda hareket edip türk halkının ve devletinin başına bela olan terör örgütleriyle irtibattan sürdüren kişi olarak da görevli olduğu, bu irtibatlann askeri görevli olduğu dönemde ve görevi bittikten sonraki sivil hayatında da devam ettirdiği anlaşılmaktadır. 5- İSTİHBARAT TOPLANMASI

İLİŞKİLERİ

DEVLETE

AİT

GİZLİ

BİLGİLERİN

Ergenekon terör örgütünün yazılı dokümanlanndan olan ERGENEKON ve LOBİ dokümanlannda belirtilen özel güvenlik şirketi kurulması ve bu yolla istihbarat elde edilip birçok kişi ve kurumun giremeyeceği yerlere örgütün yetiştirdiği istihbarat amaçlı olarak kullanılan özel güvenlik görevlilerin girip her türlü belge ve bilgiye rahatlıkla ulaşabilecekleri belirtilmiş olup, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün bizzat kurup yönettiği Stratejik Güvenlik A.Ş. isimli şirketin bir çok kamu kurumu ve özel fabrika ile bazı üniversitelerin özel güvenlik işlerini alıp, özel koruma sağladıklan ve bu yolla da örgütün istihbarat ihtiyacının giderilmesine katkı sağladıklan anlaşılmaktadır. Aynca birçok şüphelide ele geçirilen devlete ait gizli bilgi ve belgeleri ele geçirip örgüt adına kullanma ve bu bilgileri belli kişilerde depolamak suçlanm da işledikleri anlaşılmaktadır. Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Tuncay GÜNEY ve Doğu PERİNÇEK'ten den elde edilen ERGENEKON dokümanında "ERGENEKON benzer bir örneği kendi içinde JİTEM gerçeği ile yaşayarak yeterli deneyim elde etmiştir." ibaresi yer almaktadır. Şüpheli Veli KÜÇÜK 25.01.2008 tarihli beyanında aynen: "Ben Jandarma istihbarat Gruplar komutanı olarak Jandarma Genel Komutanlığı bünyesinde görev yaptım. Halk arasınd^syatılış bir deyim olarak benim komutanlığıma JİTEM denildi. Bu görevdeyken gilşitii ye%fe$jfigjn istihbarat amaçlı bilgi belge ve dosyalar bana bağlı istihbarat gruplarıtmaH ve ğmlefinjd&H sık. Sık geliyordu. Bu /^\ 928

teşkilatlanma tüm Türkiye yi kapsıyordu birçok belge bilgi ve dosyayı yetkili birimde inceletiyor birimin yetkilisinin vereciği bilgi neticesinde gerekli işleme tabi tutuyorduk. Ancak birçoğunun da istihbari bir değeri olmadığına karar verirsek envantere ve işleme sokmadan kaldırıyorduk. Belki bu kesin olmamakla beraber, bu bilgi dosyalarının resmi ve istihbari değeri olmadığını değerlendirdiklerimizin, bu belirttiğiniz dosyalar içersinde olduğunu değerlendirmekteyim. Sormuş olduğunuz bu en son dokümanda bunlardan birisi olabilir. " Şeklinde beyanda bulunmuştur. Buradan da JİTEM olarak bilinen istihbarat biriminin başında şüpheli Veli KÜÇÜK'ün kendisinin bulunduğu, Dolayısıyla ERGENEKON Terör örgütünün temel dayanağı olan dokümanda belirtilen ERGENEKON benzer bir örneği kendi içinde JİTEM gerçeği ile yaşayarak yeterli deneyim elde etmiştir." İbaresinden de ERGENEKON terör örgütünün kurucuları ve yöneticileri arasında jitemde görev almış kişilerin de bulunduğu ve örgütsel faaliyetlerinde devlete ait kurumların örgüt amaçlan doğrultusunda kullanıldığı anlaşılmaktadır. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün görevli olduğu dönemde Türk Silahlı Kuvvetleriyle alakasının bulunmadığı belirtilen ERGENEKON terör örgütüyle daha Jitem olarak anılan devlete ait kurumda görevli iken irtibatlı olduğu ve tıpkı Susurluk çetesi gibi devletin ve kanunların kendisine görev gereği vermiş olduğu yetkileri örgütsel amaçlı olarak kullandığı anlaşılmaktadır. Yine şüphelinin emekli olmasına rağmen birlikte çalıştığı kişilerin hala kendisi görevdeymiş gibi bazı istihbari amaçlı bilgi ve raporları kendisine göndermeleri de örgütsel konumu gereği gönderildiğini göstermektedir. Evinde ele geçirilen "Avşar" imzalı ve üzerinde sicil yazılı askeri kurum içindeki olayları anlatan rapor buna örnek oluşturmaktadır. Şüpheli Veli KÜÇÜK' ten elde edilen dokümanlarda; Mehmet DAYI tarafından (212 591 18 47 - 505 616 93 87) [email protected] ibaresinin bulunduğu mesaj kısmında "sayın komutanım" diye başlayan "Arz ederim emirlerinizi bekliyorum" diye biten içeriğinde Osman BAYDEMİR ve onun gibilerine cevap vermek için sabırsızlıkla beklediğini beyan eden ifadelerin bulunduğu e-mail çıktısı, Bahse konu dokümanın Eyüp ARSLAN isimli şahsın şüpheli Veli KÜÇÜK'e hitaben yazmış olduğu mektup olduğu içeriğinin ise "Vatan millet için birşeyler yapabilmek uğruna bildiklerini Veli KÜÇÜK ile paylaşmak "amacı ile yazıldığı anlaşılmıştır. Örgüt mensupları kendilerinin devlet adına faaliyet gösterdikleri propagandasını yaptıkları için zaman zaman kendi ile barışık olmayan, toplumda kendine yer edinememiş, hayattan beklentisi kalmamış şahısların devlet adına hareket etmeyi bir çıkış yolu olarak gördükleri ve böylece önemli bir iş yaptıklarına kendilerini inandırarak kişilik ve kimlik kazanmaya çalıştıkları bu tip kişilerime her türlü eylemde kullanılmaya müsait kişiler oldukları anlaşılmıştır. 6-SİYASETLE İRTİBATLARI ERGENEKON terör örgütünün yazılı dokümanlarında eleman profili başlıklı bölümünde toplumla ve sistemle barışık olmayan kişilerin seçilip ERGENEKON terör örgütüne kazandırılması benimsenmiştir. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün devlette hiçbir resmi görevinin olmamasına rağmen etrafına topladığı aksiyon meraklısı gençleri de örgüte kazandırıp yeri geldiğinde sansasyonel eylemlerde kuü^filrTayîf&anladığı anlaşılmaktadır,

Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün operasyonla yakalanıp tutuklanmasının ardından kendine bağlı faaliyet gösteren eylem hücresi kurmakla görevli şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun Veli KÜÇÜK'ün talimatıyla Başbakan ve Ramazan AKYÜREK'in öldürülmesi için tetikçi ve temiz silah teminine çalıştığı tespit edilmiştir. ERGENEKON DOKÜMANINDA: ...Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarları ve mevcut rejim ilkelerine aykırı ideolojilere sahip siyasileri engellemiştir. Bunun ise iki yolu vardır: 1-Suikast 2-Dez-enformasyondur. Kaçınılmaz olarak 21. Yüzyıla adım atmakta olan Türk insanı, kültürel anlamda dünya görüşü gelişmediği, okumadığı, matbaa makinesi ile icat edilmesinin üzerinde 900 yıl geçtikten sonra tanışabildiği için; kolayca yanıltılabilmekte ve her an kandırılmaya açık beklemektedir. Bu nedenle dez-enformasyon ya da bir başka anlatımla 'kara propaganda' sonuçlan bakımından negatiftir. Kişisel çıkarlar adına siyasete yönelmiş ve hedefe ulaşabilmek adına her şeyi mubah sayabılen siyasilerin engellenebilmesi için; geriye kalan tek yol SUİKASTTIR. SUİKAST OPERASYONLARINA GEREK DUYULMAMASI İÇİN, SİYASİ PORTRELER ÇOK CİDDİ BİÇİMDE ANALİZ EDİLMELİ, ortak, ideallere uygun siyasilerin secim kampanyaları organize edilerek parlamentoda etkin ve güçlü bir biçimde yer alabilmeleri sağlanmalı, bu ve benzeri faaliyetler, tüm dünyada istihbarat örgütlerinin varlık ve görev nedenleri arasında yer alır. İÇTE VE DIŞTA ORTAK VE BENZER İDEALLER DOĞRULTUSUNDA FAALİYET GÖSTEREN ULUSAL VE ULUSLARARASI LEGAL VE İLLEGAL ÖRGÜTLER İLE İŞBİRLİĞİNE YÖNELMEK KAÇINILMAZ BİR ZORUNLULUKTUR. Şeklinde olup şüpheli Veli KÜÇÜK'ün siyasi parti üyesi olmamasına rağmen ERGENEKON ve Lobi belgelerindeki siyasetçileri önceden seçmek veya yönlendirmekle alakalı bölümlerdeki örgütün amaç ve hedeflerine ulaşmak için belirtilen yollan takip ettiği, partileri bölmeye veya üst yönetim kadrosunu değiştirmeye yönelik çalışmalar yaptığı bu çalışmaları anayasal olan parti kurma ve siyasal faaliyette bulunma hakları çerçevesinde kullanmayıp örgütün amaç ve hedefleri doğrultusunda örgütün talimatları ve menfaatlerine uygun olarak yaptığı açıkça anlaşılmaktadır. Bu faaliyetler içinde zaman zaman zaman mafya ile ilişkilerini kullanıp istediği yöneticileri parti başkanı yapmayı amaçladığı, bazende Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ten elde edilen MHP kongresinde kavga ve kargaşa meydana getirip kongrelerde meydana gelecek kaos ortamından kendi adaylarını tehditle partinin genel başkanı yapmayı amaçladıkları anlaşılmaktadır. Ayrıca dosyadaki belgelerde, birçok şüpheliler de siyasi partiler ve miletvekilleriyle ilgili ayrıntılı fişlemelerin bulunduğu, bazı parti milletvekillerinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçları doğrultusuna ankete alınarak bu kişilerin partilerinden ayrılıp ayrılmayacakları konusunun tespit edilip yazıldığı görülmüştür. 7- CUMHURİYET GAZETESİNE ATILAN BOMBALAR VE DANIŞTAY OLAYINDAKİ ROLÜ, ^****^

•'

** S . " x '-.ir

i f

'

JçbtT^^i~f^Ç$rs&ı 930

«İ,:A tf

-

DOSYADA mevcut delillere göre Cumhuriyet Gazetesine atılan bombalar ve akabinde meydana gelen Danıştay saldırısı eylemleri öncesi bizzat eylem kararının alındığı toplantıda şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ve Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'in hazır bulunduğu ve bu eylem için talimatları bizzat Veli KÜÇÜK'ün verdiği ve bu iş karşılığında eylemi yapacak olan Osman YILDIRIM'a 500 bin ABD doları taahhüt edildiği, yine aynı beyanlarda Necip HABLEMİTOGLU'nun öldürülmesi için Veli KÜÇÜK tarafından Osman YILDIRIM'a para teklif edildiği kendisinin kabul etmemesi üzerine bu eylemi Veli KÜÇÜK'ün başka bir örgüt üyesine havale ettiği, tanık beyanlarından anlaşıldığı, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün hem Cumhuriyet gazetesine atılan bombalardan hem de Danıştay eyleminden sorumlu tutulmasının zorunlu olduğu anlaşılmıştır. Sonuç olarak şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ERGENEKON terör örgütünün üst düzey gizli yapılanmasında yönetici konumunda olduğu, üst yöneticilerden şüpheli Doğu PERİNÇEK'le irtibatlarını sürdürdüğü gibi, Ergenekon terör örgütünün LOBİ yapılanması yöneticilerinden, Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'le doğrudan irtibatlı olduğu, aynı yapılanma içinde şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün de Veli KÜÇÜK'ün işlerini perde arkasmdan takip ettiği, bu ilişkilerini aynı konumda olan şüpheli Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ile birlikte yürüttükleri, Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ'ın da bu işlere yardımcı olduğu anlaşılmıştır. Şüpheli Veli KÜÇÜK Ergenekon terör örgütünün Lobi yapılanması ile üst gizli yapılanma arasında köprü eleman vazifesini şüpheli Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ile birlikte yürüttükleri, hem mafya temsilcileriyle hem adli, askeri hem de siyasi kesimlerle irtibatlarının bulunması, yurt dışı faaliyetleri, tanık beyanlarma göre yabancı ülkelerin firmalarına danışmanlık yaparak stratejik öneme sahip yerlerde fabrika açmaları için önayak olması, örgütün illegal kesimiyle doğrudan irtibatları ve ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNE ait tüm örgütsel içerikli belgelerin orjinallerinin şüphelinin evinde çıkması, Cumhuriyete atılan bombaların ve Danıştay eyleminin Ergenekon terör örgütünün amaç ve ilkelerine aykırı davrandıklarını düşündükleri yönetimleri askeri bir müdahalenin sağlanmasını temin edip hukukdışı yoldan yönetimden uzaklaştırmak amacına yönelik olarak bu şüphelinin talimatlarıyla yapılması verdiği talimatlarla eylemlerin yapılması akabinde Türkiye Cumhuriyeti üst düzey yöneticilerine karşı ciddi bir saldırılar yapılıp toplum içinde yuhalanarak küçük düşürüldüğü ve ayaklanmaya yönelik eylem ve yürüyüşlerin yapılması hususları göz önüne alındığında, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN nihai amacına ulaşmak için ülkede oluşturulacak kargaşa ve kaos ortamı sonucu halkın tahrikiyle Ordunun da bu tahriklere kapılıp Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ilgaya teşebbüs suçlarını işlediği ve bu suçlar için elverişli nitelikleti eylem ve kalkışma suçları olarak mahkemece kabul edilen Cumhuriyet gazetesinin bombalanması eylemleri ile Danıştayda Görevli Üyenin şehid edilmesi bazılarınmda yaralanması suçlarının talimatlarını bizzat verdiği, Yine kendine örgüt silsilesi içinde bağlı örgüt üyelerinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçları gereğince yeri geldiğinde kullanılmak için saklanmış elbombalara patlayıcı maddeler ve suikast silahlarndan ve diğer tüm suçlardanda ayrıca sorumlu tutulmasının zorunlu bulunduğu anlaşılmakla, Sonuç olarak şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ERjGEÎgEKON terör örgütünün üst düzey yöneticisi olduğu, örgütün kuruluş aşamasından beri^içindeki tüm faaliyetlerinde /,

//

./

.

*****"»J

S, //^.Vi

%

?

»

,/(/ y .* ,s

,

____________

^__---------

yer aldığı, bu nedenle eylemlerine uyan TCK'nun 314/1, 312/1, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması, Danıştay saldırısı ve Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaların azmittiricisi olduğu anlaşıldığından; TCK'nun 82/l.a-g, 38/1 - TCK'nun 82/l.a-g, 38/1, 35 ( 4 kez) - TCK'nun 174/1,2 TCK'nun 170/1-c, 38/1 (3 kez), TCK'nun 151/1, 38/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince, Ayrıca, Şüpheli Veli KÜÇÜK, ERGENEKON terör örgütünün yöneticisi konumunda olup, 5237 Sayılı TCK'nun 314/3. maddesi "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır" ve TCK'nun 220/5. maddesi de "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı ayrıca fail olarak cezalandırıhr" hükmü gereği, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan dolayı sorumlu tutulmasının yasal zorunluluk olduğu anlaşıldığından; 1- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Muzaffer TEKİN, İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ, Mete YALAZANGİL, Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK, Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek suçundan dolayı TCK'nun 327/1. maddesi gereğince (8) SEKİZ KEZ, 2- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Mete YALAZANGİL, Aydın YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanmak suçu nedeniyle: TCK'nun 326/1. maddesi gereğince, (6) ALTI KEZ, 4- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Gazi GÜDER, Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Halil Behiç GÜRCİHAN, İsmail YILDIZ, Kemal ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL, Feridun Refik NUHOĞLU, Ergün POYRAZ, Fikret EMEK, Doğu PERİNÇEK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Habip Ümit SAYIN, Hikmet ÇİÇEK, Kemal KERİNÇSİZ, Nusret SENEM, Erkut ERSOY ve Murat ÇAĞLAR'in işlemiş oldukları, Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetmek suçu nedeniyle; TCK'nun 135/2-1,43/2. maddesi gereğince (18) ONSEKİZ KEZ, 5- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Oktay YILDIRIM, Mehmet DEMİRTAŞ ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları, silahlı terör örgütüne ait silahları depolamak suçu nedeniyle; TCK'nun 315 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ, 6- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Ayşe Asuman ÖZDEMİR ve Halil Behiç GÜRCİHAN'in işlemiş oldukları, Adil Yargılamayı Etkileme suçu nedeniyle; TCK'nun 288. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ,

1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Fikret EMEK, Hayrettin ERTEKİN, Hikmet ÇİÇEK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Hayati ÖZCAN, Ergün POYRAZ, Nusret SENEM ve Doğu PERİNÇEK'in işlemiş oldukları; Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 334/1 maddesi gereğince (8) SEKİZ KEZ, 1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: İsmail YILDIZ, Bekir ÖZTÜRK, Hüseyin GÖRÜM ve Fuat ERMİŞ'in işlemiş oldukları; Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 319/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (4) DÖRT KEZ, 1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Mehmet Fikri KARADAĞ, Hayrettin ERTEKİN ve Muhammet YÜCE'nin işlemiş oldukları; Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu nedeniyle, TCK'nun 284/1 maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ, 10- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheli Muzaffer ŞENOCAK'ın işlemiş olduğu; Ruhsatsız patlayıcı bulundurmak suçu nedeniyle, TCK'nun 174/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5/2. maddeleri, Şüpheli Ergün POYRAZ'm işlemiş olduğu; Yasaklanan bilgileri açıklamak suçu nedeniyle TCK'nun 336. maddesi, Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu; Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek veya aşağılamak suçu nedeniyle TCK'nun 216/1. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ, Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ve Aydın YÜKSEK'in işlemiş olduğu 2863 Sayılı yasalara muhalefet etmek suçu nedeniyle, 2863 Sayılı Kanunun 73. maddesi (2) İKİ KEZ, Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu 2813 Sayılı Kanuna muhalif olarak ruhsatsız telsiz kullanmak suçu nedeniyle 2813 Sayılı Kanunun 32/a maddeleri gereğince ayrı ayrı CEZALANDIRILMASI talep edilmiştir.

29- ŞÜPHELİ SEVGİ ERENEROL a)-Emniyet ifadesinde; 1953 yılında İstanbul'da doğduğunu, ilkokulu Özel Aydın, orta okulu Işık lisesi ve Papyon lisesi ve bir kısmım ise Brüksel'de, Yüksek okulu ise Fransa Paris'te okuduğunu, okuldan sonra bir dönem Fransa'da ticaret yaptığını, 1991 yılında Türkiye'ye gelerek Türk Ortodoks Patrikhanesinde basın sözcülüğüne başladığını ve halen aynı işi yaptığını, babasının vefat ettiğini, annesinin sağ olup üç kardeş olduklarını, pasaport aldığını ve bu pasaport ile bir çok ülkeye gittiğini, daha önceden hakkında adli işlem yapılmadığını, Ayasofya Derneği, Büyük Güç Birliği ve Noel Baba Konseyine üye olduğunu ve Büyük Güç Birliğinin eski adı Milli Güç Platformu olduğunu, herhangi bir terör örgütüne üye olmadığım, Ergenekon örgütü üyesi olmadığını ve bu örgüt hakkında her hangi bir bilgisinin bulunmadığını, bu örgüt içerisinde herhangi bir faaliyetinin olmadığını, Ergenekon Analiz Yeni Yapılanma Yönetim Ve Geliştirme Projesi 29 Ekim 1999 İstanbul isimli dokümanda geçen konular hakkında bir bilgisinin olmadığım, Lobi Çok Gizli Aralık 1999/ İstanbul^imli dokümanı kimin yazdığını bilmediğini,

İşyerinde yapılan aramada ele geçen LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999 İSTANBUL başlıklı doküman ile ilgili olarak; Muzaffer TEKİN'in isimli şahıs Ümraniye'de bulunan bombalar ile alakalı Haziran 2007 tarihinde gözaltına alındığım ve sonrasında tutuklanarak cezaevine gönderildiğini, Muzaffer TEKİN"in aile dostu olmasından dolayı kendisini Tekirdağ F Tipi Cezaevinde ziyarete ortalama her hafta eşi Müge TEKİN ile birlikte gittiğini, gitmelerinde Muzaffer TEKİN"in tutuklanmasına yol açan sebeplerden biri olarak gördüğü LOBİ isimli dokümandan kendisine bahsettiğini, bundan dolayı LOBİ isimli bu dokümanı merak ettiğini, ismini hatırlamadığı bir şahsa kendisine bu dokümanı internetten bulmasını söylediğini, bu şahsın da kendisine LOBİ isimli dokümanı getirdiğini ve okuduğunu, bu nedenle bu belgenin kendisinde bulunduğunu, LOBİ yapılanmasına üye olmadığını ve Lobi isimli dokümanın içeriğinde geçen konular hakkında bir bilgisinin olmadığını, Birleşik Komün dokümanı ve yapılanması hakkında bir bilgisinin olmadığını, işyerinde yapılan aramada ele geçen ve "3. sayfasında Amaç Necip'in bıraktığı yerden onun mücadelesini devam ettiren bağımsız Türkiye için aynı fedakarlık ve cesaretle mücadele eden arkadaşı, dostu, kardeşi ERGUN POYRAZ'ı da susturmaktır,3 sayfalık el yazması imzasız yazı". İbareleri bulunan doküman ile ilgili olarak; Bu yazıyı kendisinin yazdığını, içeriğinin 18 Aralık 2007 günü İstanbul Adliyesi önünde çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla yapılan basın açıklaması olduğunu, Ümraniye Soruşturmasının amacının Ergün POYRAZ'ı susturmak olduğunu düşündüğünü, Necip HABLEMİTOĞLU cinayetinin de Oktay YILDIRIM'dan çıkan bombalar ile ilişkilendirerek Ergün POYRAZ'm susturulmasını sağlamak için üretilmiş senaryodan bahsetmek için böyle bir ifade kullandığını, Ulusal Güç Birliği Hareketi hakkında bir bilgisinin olmadığını, kendilerinin Milli Güç Birliği Platformu isimli bir oluşumu olduğunu ve daha sonra bu oluşumu dernekleştirerek Büyük Güç Birliği Derneğini kurduklarını, Kemalist Model Ulusal Gençlik Hareketi Dinamik Ulusal Güç Birliği Kuvvai Milliye Cephesi İstanbul 29 Ekim 2000 isimli doküman ve içeriği hakkında bir bilgisinin olmadığını, Şüphelilerden Oktay YILDIRIM'ı tanıdığını, 2005 sonlarında bir tanıştıklarını, sadece basın açıklamalarında görüşüp selamlaştıklannı;

basın

açıklamasında

Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanıdığını, Zekeriya ÖZTÜRK"ün bir iki kez basın açıklamalarına katıldığını ve oradan tanıştıklarını, Mahmut ÖZTÜRK'ü tanıdığını, bu şahsın Muzaffer TEKİN ile cezaevinde beraber kaldıklarını ve Muzaffer TEKİN'i ziyaretleri esnasında tanıştığını, Muzaffer TEKİN'i tanıdığını, aile dostu olduğunu, 2002 yılından bu yana tanıdığını, Kıbrıs Mitinginde tanıştıklarını, ailecek görüştüklerini, Muzaffer Tekitf'i cezaevine giderek ziyaret ettiğini, telgraflaşıp mektuplaştıklarını, Rafet ARSLAN'ı tanıdığını, Muzaffer TEKİN'in arkadaşı olduğunu, 1994 yılında MHP İl başkanlığında iken Rafet ARSLAN"m Şişli İlçe Teşkilatında olduğunu ve Muzaffer TEKİN'i ziyarete beraber gittiklerini, cezaevinde Muzaf|er TEpSj^j kendisi, Rafet ARSLAN ve Kürşat RÜSTEMOĞLU"nun ziyaret edebilmekt|^duklannif ,,^.,?t

ff?"""'\\ "** \

\

Halil Behiç GURCIHAN'ı tanıdığını, www.acikistihbarat.com isimli ınternet sitesinden bildiğini ve bir kez de Kemal KERİNÇSİZ"in bürosunda gördüğünü, Bekir ÖZTÜRK'ü tanıdığını, internet sitesinden tanıdığını ancak yüz yüze hiç görüşmediğim, Ergün POYRAZ'ı tanıdığını, aile dostu olduğunu, Necip HABLEMİTOĞLU'nun cenaze töreninde tamştıklannı, o gün bugündür çok sık görüştüklerini ve kendisini cezaevine ziyarete gittiğini, Emin ŞİRİN'i tanıdığını, arkadaşı olduğunu ve birkaç kez görüştüğünü, Asim DEMİR'i tanıdığını, Büyük Hukukçular Birliği Derneğinin çaycısı olduğunu, Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını, 2005 yılında Beyazıt Meydanında yapmış oldukları basın açıklamalarında tamştıklannı, çok sık görüşmeseler de Türk Ortodoks Patrikhanesinde yapmış olduklan bayram törenlerine Veli Küçük"ün de katıldığını, birbirlerine bayram mesajlan attıklannı, Güler KÖMÜRCÜ'yü basından bildiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'I tanıdığını, bir iki kez görüştüğünü, hatırladığı kadanyla Muzaffer TEKİN"in Türk Ortodoks Patrikhanesinde yapılan bir törene Fikri KARADAĞ'I da getirdiğini aynca bu şahsı basın açıklamalannda da görmüş olabileceğini, Fuat TURGUT'u tanıdığını, 2006 yılında İzmir'de yapmış olduklan bir etkinlikte tamştıklannı, bir iki kez telefon ile görüştükleri, İhsan GÖKTAŞ'ı tanıdığım, Kemal KERİNÇSİZ'in bürosunda gördüğünü ve tamştıklannı, İhsan GÖKTAŞ"m Scientology tarikatı ile ilgili TV programına birlikte çıkmayı teklif ettiğini ancak programa çıkmadıklanm,

b)-Savcılık ifadesinde; Türk Ortodoks Patrikhanesinde aylık 1000 YTL maaş ile basın sözcüsü olarak çalıştığını,aynca Ayasofya derneğinin başkanı Noelbaba Konseyinin üyesi ve daha önceden Milli Güç Platformu olarak başlayan şu anda ise adı Büyük Güç Birliği olan derneğin kurucu üyesi olduğunu, bu dernek hakkında tüzüğünün dernekler kanunu ve ilgili mevzuata uygun olmadığından bahisle fesih davası açıldığını ancak davanın reddedildiğini ve karann kesinleştiğini, Ayasofya derneğinin kuruluş amacının Ortodoks Hıristiyanlann kendilerine ait olduğu iddialanna ve ibadete açılması yönündeki çabalanna karşı Ayasofya'nm Türk kültür mirasına ait bir müze olarak kalması için mücadele etmek olduğunu, Kuvva-i Milliye Teşkilatı ve Dernekleri ile ilgisi bulunmadığını, Büyük Hukukçular Derneğinde üyeliği bulunmadığını, VKGB (Vatan Severler Güç Birliği) denilen oluşum hakkında da bilgi sahibi olmadığını ancak bu oluşumun başkanı Taner ÜNAL'm kendisini telefonla arayarak Türkeli Dergisinin yazı kuruluna davet ettiğini, kendisinin bu teklifi kabul etmediğini, bu dernek üyeleri veya yöneticilerinin tanıtım veya büroşür vermek için kiliseye gelmediklerini, Soruşturma kapsamındaki kişilerden Muzaffer TEKİN ve Ergün POYRAZ'm aile dostu olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ ile 2005 yılındaki bir etkinlikte tanıştığını, bundan sonra görüşmelerinin devam ettiğini, aile dostu olduğunu, Büyük Güç Birliği ve Ayasofya Derneğinde birlikte faaliyette bulunduklanm, Oktay YILDIRIM ve Mehmet Fikri KARADAĞ'I basın açıklamalan yapılan toplantılardan tanıdığını, Muzaffer TEKİN ve Mehmet Fikri KARADAĞ'm bir bayramda kilisede yapılan ayine katıldıklannı, Emin ŞİRİN ile tamştıklannı, bir kaç kez kiliselerine ziyarete geldiğini, Mahmut ÖZTÜRK ile Muzaffer TEKİN'i ziyarete gittiğinde tanıştığını, Veli KÜÇÜK*ite 2005 yılındaki Mili Şehit

Kaymakam Kemal Bey'i anma törenlerinde tanıştıklarını, kendisi ile herhangi bir dernek ve vakıfta birliktelikleri olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ'yü basından tanıdığını, Asım DEMİR'i Kemal KERİNÇSİZ'in çaycısı olarak tanıdığını, Fuat TURGUT ve Halil Behiç GÜRCİHAN'ı da tanıdığını, Fikret EMEK, Gazi GÜDER, Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Sami HOŞTAN, Kuddusi OKKIR, Hüseyin GÖRÜM, İsmail PAKER, İsmail EKSİK, İsmail YILDIZ, Ayşe ASUMAN ÖZDEMİR ve diğer şüphelileri tanımadığını, Sorulması üzerine; Aramalarda ele geçen belgeler ile ilgili olarak; üstünde 2. Kolordu Komutanlığı Gelibolu yazılı resimdeki kişinin Tekirdağ'daki bir komutan olduğunu, adını bilmediğini, kilisedeki bir ayin sırasında çekilmiş fotoğrafı gösterilen Hüseyin GÖRÜM'ü tanımadığını, 7 sıra numaralı fotoğraftaki Emin ŞİRİN' in sağ tarafında bulunan beyaz saçlı kişinin Hüseyin Mümtaz BAYAZITOĞLU olduğunu, 8 sıra numaralı fotoğrafta yer alan altında Sevgi ERENEROL VKGB'ye ait plaket yazılı fotoğraftaki kişinin kendisi olduğunu, ancak bu belgeyi hatırlamayadığmı, kilisede çekilmiş bir fotoğrafı gösterilen Kuddusi OKKIR'ı tanımadığını, 3 sıra numaralı fotoğraftaki Muzaffer TEKİN' in yanındaki kişiyi tanımadığını, İçeriğinde Derin Ergenekon başlıklı Ergenekon'un hristiyan kökenli bir oluşum olduğuna, Oyun Bitince başlıklı Kurtlar Vadisinin bulunduğu özel yerin adı Ergenekon olduğuna, Ergenekon'un Türk'ün milli duruşu olduğuna, Agarta'nm bilgi işlem ve uygulama merkezi olan Ergenekon'un işlevi özel zamanlarda ortaya çıkacağına şeklindeki yazılann bulunduğu CDlerin kendi evinden çıktığının kollukça kendisine söylendiğini, ancak bu CD'lerin açılmadığını, kendisi ile de ilgili olmadığını, 1-52 sayıları arasında sıralanan belgelerin içeriğini bilmediğini, ilk defa kollukta gördüğünü, belgeleri kendisinin düzenlemediğini, nereden geldiğini de bilmediğini, belge içerisinde yazılı öğretim üyelerini tanımadığını, Ergün POYRAZ' da ele geçirilen "Sevgi ERENEROL Misyonerlik Konferansı" isimli CD' deki görüntülerin kendisine ait olduğunu, metni kendisinin yazdığını, bu konferans metnini Türkiye' nin bir çok yerinde konferanslarda anlattığını, aynı konferansı Balıkesir ilinde de verdiğini, kendisinin misyonerleri ajanlıkla suçlamasının tarihi ve kültürel gerçekliğe dayandığını, OSmanlı Devletinin yıkılmasının, Ermeni meselesinin soykırım olarak dayatılmasmm en önemli sebeplerinden birisinin misyonerlik faaliyetleri olduğunu, bu sebeple konferanslarında misyonerlik faaliyetlerini ajanlık olarak değerlendirdiğini, Afrika'ya giden misyonerlerin oradaki insanların ellerine incil verip topraklarım alması örneğinde olduğu gibi misyonerlik faaliyetlerinin dinsel amaçlı olmadığını seminerlerinde anlattığını, Azerbaycan'da Bakan Yardımcısı ve Kadınlar Birliği Başkanı olan Tenzile RÜSTEMHANLI'nm davetleri üzerine ve Azerbaycan'ı ikinci vatanı olarak gördüğü için çeşitli etkinliklere, Türkçülük bayramına, Karabağ ve ermeni meselesi ile ilgili toplantılara katılmak üzere senede birkaç kez Azerbaycan'a gittiğini, Telefon görüşmelerine ilişkin iletişim tespit tutanakları konusunda kolluktaki beyanlarını tekrar ettiğini, Kendisinin Ergenekon yapılanması ile ilgisi olmadığını, üyesi ve yöneticisi olduğu derneklerin hiç birinin de Ergenekon yapılanmasının içinde bulunmadığını, beyan etmiştir. c)- Ar amalarda elde edilen deliller;

- — -.^ ^

şüpheli Sevgi ERENEROLa ait, OKY JAPAN marka, seri numarası K80LB033806 olan 24 numaralı CD üzerinde yapılan incelemede; 1 "SELÇUK 29-04-2005 sayfa l-24.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "SELÇUK 29-04-2005 sayfa l-24.doc" isimli belge incelendiğinde ülkemizde bulunan bir takım kamu kurum ve kuruluşunun milli direncimizin kırılması veya pasifize edilerek çökertilmesi amacıyla farklı görüşteki insanlar tarafından ele geçirilmeye çalışıldığı fikri savunularak Konya Selçuk Üniversitesi bu konuda örnek olarak verildiği görülmüştür. Söz konusu dokümanda gerek üniversitede profosör, doçent, yardımcı doçent vb unvanlara sahip öğretim üyeleri gerekse üniversitenin yönetim kadrosunda bulunan şahısların Köktendinci, Nurcu, İrancı, Hizbullahçı, Selefıyeci, Rifai, Fethullaçı, Vahhabi, Bin Ladinci, İrticacı, Hak Yolcu, Kaplancı, Ülkücü gibi sınıflandırmalara tabi tutulduğu anlaşılmıştır. Ayrıca şahısların etnik kimlik ve kişisel bilgilerininde vurgulandığı belirlenmiştir.Rektör Prof. Dr. Süleyman OKUDAN'm katılmış olduğu bir açık oturum'da alman notlara ve üniversitede yolsuzluk iddialarına yer verilmiştir. Türk Devletinin ve milletinin yok edilmesi, en azından pasifize edilerek çökertilmesi amacıyla hareket eden dış güçlerin stratejik misyonerlik faaliyetleri sürerken, her seferinde bu faaliyetleri başta demokrasi, din ve vicdan özgürlüğü, insan haklan gibi popüler söylemler ve yoğun medya ve sivil toplum örgüt ağıyla meşrulaştırmayı başarabilen işbirlikçi kesimler Türkiye Cumhuriyeti kurumlannı yeni ve daha modern bir örgütlenme modelini kullanarak bir süreç yönetimi çerçevesinde çökertmekte, çökertilen veya yönetimi ele geçirilen kurumlan hareketlerine ivme kazandıran birer atlama taşı olarak kullanmaktadırlar. Yapılan çalışmanın sonuçlan Selçuk Üniversitesi'nin, Fatih Üniversitesi'nde bile yapılamayacak faaliyetlerin gerçekleştirilmiş olması sonucunda süratle çökertildiğini göstermektedir. Şebekenin ihtiyacı olan; hiçbir şekilde göze batmayacak bir Rektör adayı, tek amacı şöhret ve Rektörlük yapmak olan bir profesörün bulunmasıyla karşılandı ve Rektör adayı yavaş yavaş şebekenin ilişki ağına çekildi.... Bu anlamda Selçuk Üniversitesi'nde cemaatlerin izlediği stratejinin Erzurum Atatürk Üniversitesi, Niğde Üniversitesi (şimdi görevden alınmıştır), G.Antep Üniversitesi ve Fırat Üniversitesi'nde de izlendiği yönünde çeşitli duyumlar vardır. Bu nedenle adı geçen üniversitelerin de aynı açıdan izlenmesinde yarar görülmektedir. Daha ilkokuldan başlayarak eğitim kurumlarında, esnaf örgütlerinde, yerel idarelerde hatta emniyet teşkilatlannda konferanslar ve sempozyum etkinlikleri düzenleyerek şebekelerinin gerektirdiği düşünceleri sessiz ve derinden dönüşüm üsluplanna uygun olarak işlemektedirler. Selçuk Üniversitesi'ndeki ağ tarafından düzenlenen konferanslarda öğrencilere ve halka dünyadaki gelişmeler Türkiye'deki ulusal bütünlüğü zedeleyici bir tarzda anlatılmaktadır. işbirlikçiler, arada sırada ulusal bütünlükle uyuşan bir çerçevesi olan ATAM gibi topluluklara tanınmış ulusalcılan çağırarak diğer yıkıcı faaliyetlerini gölgelemekte, hatta onlan meşrulaştırmaktadırlar. Yıkıcı ekolleri kadrolaştıran ve üniversitenin karar mekanizmalannı onlara teslim eden Rektör bu arada sırada yapılan etkinlikler vasıtasıyla kendi vitrinini oluşturmaktadır. Böylece, bir taraftan vitrinde görünmeyenler gizlenip Rektörün işbirlikçi cemaatlerle ilişkisi saklanırken, diğer taraftan Rektör kendi konumunu ulusalcı çevrelerde güçlendirmeyi ummaktadır. Üniversitenin resmi üst yönetimi cemaatj.erin^iderleri tarafından doğrudan yönlendirilmekte, dolayısıyla da üniversite cemaatler tarafında^C"yçnetilmektedir. Denilerek 937 İp-. ■--/ ?>' s\ .•■

"

f

il

bir sürü yönetici ve görevlilerin ailevi durumlarından dini inanış ve sosyal yaşamlarının ayntılı olarak fişlendiği anlaşılmaktadır. Şüpheli Sevgi ERENEROL dan elde edilen 20 nolu cd içinde bulunan DERİN ERGENEKON... isimli yazıda ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli amaç ve hedefleri ile askeri makamlara sızılmasmm gerektiğini açıkça anlatmaktadır. ÖNSÖZ Ergenekon'un bulunduğu yer tamamen Kurtlar Vadisidir. Kurtlar Vadisine girmek bilgi ister, sabır ister, güven ister, enerji çakralarmm tam çalışmasının yanında yediden onikiye çıkan çakralarmm bilincinde olunmak ister, genetik aşılanmadan geçmek gerekirliliğini ister. Sistemde anlatılan kurtun dört ayaklı dağlarda dolaşan kurt olduğu sanısının yıkılmasının bir gerekirlilik olduğunun da bilinmesi gerekir. DERİN ERGENEKON... Türk Milleti özel bir millettir. Bu özelliğini hem yaratılışından almış, hem de sonradan eklenen üstünlüklerle onu cihanın efendisi haline getirmiştir. Bu efendilik asla kendini beğenmişlik veya başkalannı küçümsemek gibi bir oluşumu çağırmamıştır. Bu milletlerin kaderinin bir gerekirliliği durumunda olan bir oluşumu simgeler. Türk Milletinin, Sirrus Misyonunun (8.6 ışık yılı uzaklıkta olan bir yıldız) yaratılış modu ile nasıl ve neden ilişkilendirilmesi ile ilgili bazı ezoterik bilgilerin ortaya çıkması sağlanacaktır. İşe Aydınlık ve Karanlık güçlerin Gizli Yer altı Merkezleri olan Agarta ve Şamballa' dan başlamak gerekiyor. Kozmik kökenli bilgilerin Mu Kültüründen Atlantis'e geçtiğini söyleyerek konuya başlayalım. Atlantis'in yaşanan parlak dönemlerinden sonra, insanlığın aşağıya çekiliş süreçlerine uygun olan dejenerasyon gittikçe arttı. İyi ve kötü mücadelesi bütün hızıyla devam eder hale geldi. Atlantis iki kutba aynldı. "Kozmik bilgileri kötü bir şekilde insanlann zaranna kullanmaya başlayan 'Belilal'in Oğullan' yoğun bir şekilde 'Kara Maji' uygulamalanna yöneldiler. Para psişik yeteneklerini bu alanda kullanmaya başlamalan o denli yoğunlaştı ki, kıtalann fiziki ve atmosferik dengeleri ciddi bir şekilde bozulmaya başladı. Bir'in Oğullan'nın tüm iyi girişimleri sonuçsuz kaldı. Sonunda aralan iyice açılan iki gurup arasında, tarihte ilk kez majik yöntemlerinde kullanıldığı büyük bir savaş çıktı. Sayıca üstün olan Belial'in Oğullan yıllar süren savaştan galip çıktılar. Kazanan 'Karanlığın Oğullan' oldu. Kıtalann fiziki ve atmosferik dengeleri bu savaşta iyice bozuldu ve sonunda birbiri arkasına tufanlann yaşanmasına sebebiyet verdi. Kıtalann tamamen sulara gömülmesinden önce her iki gurubun temsilcileri çevre kıtalara göç ettiler. Ve kendilerine iki ayrı yer altı merkezi kurdular. Bir'in Oğullarının kurduğu merkez "Agarta", Belilal'in Oğullannm kurduklan merkez "Şambala" adıyla anılmaya başlandı. Her iki gurubun ellerinde bulunan bilgiler aynıydı ama kullanım alanlan birbirlerinden son derece farklıydı. (Ortaçağda yapılan ve şeytanı tasvir eden tablolardan birinin adı BeliaP dir.) Yeraltında merkezleşen bu iki ayrı gurup, çalışmalanm buralarda sürdürdüler. Agarta bir çok inisiyeyi ve bazı peygamberleri gizli yer altı merkezlerinde eğitti. Ezoterik bilgilerin tamamen unutulmaması için çeşitli inisiyatik merkezlerin kurulmasına ön ayak oldular. Şamballa ise dünya üzerinde yaşayan insanların bilgiden uzaklaşması için çeşitli faaliyetlere girişti. Dünya üzerinde yaşayan bizim devremiz insanlanndan bazılanyla irtibata girerek, asıl amaçlanm gizleyerek, onlan kendi felsefeleri doğrultusunda eğittiler. Çeşitli kurum, loca, gurup ve derneğin kurulmasına ön ayak oldular. Tek bir amaçlan vardı: İnsanlan 'Ezoterik Bilgi'den uzak tutmak. Bu guruplar uluslar aı ası oıgüdendiler. Hemen her ülkede merkez oluşturdular. Bazı kilit noktalan ellerine geçirdiler ""' ıı

^

..............__

m

Bütün bunlar olup biterken, dünyanın aşağıya iniş sürecinin de sonlarına gelindi. Bu süreçte 'Şambala' çok daha geniş taraftara sahip oldu. Bunun böyle olması dünyanın genel aşağıya iniş sürecine de uymaktaydı. Bunlar 'Kara Tarikat' üyeleridir. Bu tarikatın amacı şöyle bir gelişim gösterir. İnsanları bilgiden uzak tutmak ve cahil bırakmak için, bir takım sırlarla insanların karşılaşmalarını önlemek amacıyla büyük bir organizasyon oluşturmuşlardır. Bu organizasyonun üyeleri tüm dünyaya yayılmış durumdadır. Bu tarikat ezoterik bilgileri ve belgeleri yöntemlice yok etme konusunda büyük bir başanya ulaşmışlardır. Bu kara cüppelilerin uygarlık kadar eski olduklarıyla ilgili ezoterik manada ciddi belgeler bulunmaktadır.' Bunların üyelerine Kara Cüppeliler denir. Bu tarikat mensupları, tarih içinde yaptıkları inanılmaz komplolarla gündemde kaldılar. İskenderiye Kitaplığını birkaç kez yakıldığı ve ezoterik bilgiler içeren kitapların yok edildiğini ve eski Mu Kültürü ve sırlarını içeren belgelerin nasıl çeşitli entrikalarla ortadan kaldırıldığını tarih bilmektedir. İnsanlığın aşağıya iniş sürecinde ilerlemesinde önemli bir fonksiyon gördüler. Ve bunda büyük bir başanya ulaştılar. Bu açıdan bakıldığında büyük bir vazife gördükleri söylenebilir. Ama artık işlerin değişme vakti gelmeye başlamış durumdadır. Şambala'nın etkinliğinin artık sonlanna gelinmiştir. Yani insanlık, genel inişten genel çıkışa geçme arifesinin eşiğine gelmiş ve burada durmaktadır. Şambala ve onun uzantısı konumundaki gurupların etkisinden insanlık yakasını kurtarmak zorunda olduğu günlere doğru hızla ilerlenmektedir." Çok binlerce yıl önce başlayan ve günümüze kadar devam eden bu süreçten kuşkusuz ülkemiz de fazlasıyla nasibini almış durumdadır. Türk Milletinin binlerce yıldır Agarta ve Şambala ile nasıl bir diyalogu olduğunun açıklamalannı yaparken tarihin derinliğine inmek gereği doğmuştur. Ezoterik bilgilerin bir kısmının sergilenmesi bile düşünce ufkumuza açılar kazandıracaktır. Bu anlatılan bölümlerin gerçekliğini ruhunda duyanlar, yeni ve gizli bilgilerin gelmesiyle kendi milletini daha yakından tanıyacaktır. Türk Milletinin Tarihi Misyonunu incelerken genetiğine işlenen kahramanlık destanlarıyla dolu olduğu gerçeğini söylememize gerek yok sanınm. Dünya yüzünde Türk Milleti kadar düşmanı olan bir millet daha yoktur. Acılara çare olmuş, dertlilere şifa bulmuş, mazlumun yanında olmuş, güçsüzü korumuş, dünyada çok düzenler kurmuş ve bu düzenlerin adaletle pekişmelerini sağlamış, yani aklınıza gelecek ne kadar erdem varsa; Türk bunu yaşamış ve yaşatmıştır. Türk kelimesin anlam ve değerini bilen ve bunun gereğini yapan bu ulusun tek güvendiği yer İlâhi Sistem olmuş, Tek Tann fikrini genetiğine işleyen bir ulus olma özelliğini en önce Türk'ler yaşamıştır. İşte bu ayncalık O'nu destanlaştırmış, O'nu Tann'nın Kırbacı yapmıştır. Şamballa her zaman Türk Milletinin bu özelliğine darbe vurmuştur. Ara ara başanr gibi görünse de Türk Genetiği bu olumsuzluklara set olmuştur. "Verilen örneklerden de görüleceği üzere Türkler kurdu bazen soylannın kökeninde, bazen de Tann ile insan arasında görmüşlerdir. Hatta kurdu, Tann'nm yeryüzündeki şekli olarak bile ifade eden metinlere rastlanz. Türk Kültüründe "Kurf'u Tann'nın bir elçisi gibi de gören anlayışın oldukça hakim olduğu da görülmektedir. Dünya üzerinde bir çok toplumda kurt sembolünün karşımıza çıkması onun evrensel bir sembol olduğunu gösterir. Bu sırlara sahip olduğunu bildiğimiz ve daha önce bahsettiğimiz Dogon' lann varlığıyla ilgili yine birkaç söz söylemek gerekiyor. Dogon'lar, uzay gemisiyle inen mitolojik bir atalannm soylanndan geldiklerini iddia ediyorlar ve bu uzaylı atalannm geldikleri yıldızın ismini de açıklıyorlardı Bu Sirius- B idi. Ve konunun en ilginç tarafı da, bu yıldızı mitolojinin sembollerinde bir "Kurt Başı"yla sembolleştirmiş olmalarıydı.

Türkler' in, gökyüzünden gelerek bir ışık huzmesinin içinden çıkan "Gök Kurt" u ataları olarak göstermeleriyle; Afrika'nın en ilkel kabilesi Dogonlar' m uzaydan geldiğini söyledikleri mitolojik atalarım yine aynı şekilde bir kurt olarak ifade etmeleri arasında büyük bir benzerliğin ve paralelliğin olduğu böylelikle ortaya çıkmış bulunuyordu. Aslında kurt ya da dik kulaklı köpek-kurt karışımı semboller başka ulusların mitolojilerinde ve inisiyatik bilgilerinde de karşımıza çıkmaktaydı. Ancak hiç birinde, bu sembolün Sirius Takım Yıldızı ile ilintili olduğu, bu kadar açık bir şekilde dile getirilmemişti. Siriusyen Kültürüyle İrtibat GİZLİ YER ALTI MERKEZLERİ Bu bilgileri efsanelerde doğrular... Günümüze kadar gelebilen bütün ezoterik bilgilerde de bu konu dile getirilmiştir. Himalayalar' m Kuzey'inde, Hindikuş Dağlan'nm altında bazı yer altı kentlerinin bulunduğu açıkça ifade edilmiştir. Bu kentin, yukarıda da aktarılmış olduğu gibi bir çok mitolojik kayıtlarda "Yer altı Cenneti" olarak tanımlanmış olması ise, konunun asıl can alıcı noktasıdır... Ezoterik bilgilere göre; bu "Yeraltı Cenneti"nde, dünyanın yüzeyi ile nadiren irtibat kuran "Altın İnsanlar Irkı" bulunmaktaydı. Bu kişilerin zaman zaman, çeşitli yönlerden yukarıya doğru uzanan tünellerden geçerek, dış dünyaya çıktıkları ve bazı insanları özel olarak eğitmek için yanlarına aldıkları söylenir. İç Moğolistan'ın Moğol kabileleri arasında, bu gün dahi, tüneller ve yer altı dünyaları hakkında çok çarpıcı gelenekler mevcuttur. Bir Moğol Efsanesine göre: "Bu tüneller Afganistan içlerinde bir yerde, ya da Hindi kuş Bölgesi'nde bulunan ve Tufan öncesi nesilden gelen bir yer altı dünyasına uzanırlar..." Efsane buraya bir isimde vermiştir: "Agharti" Efsane, Agharti adını verdiği bu yer altı uygarlığının dünyadaki diğer yer altı uygarlıklan ile tüneller sistemleriyle bağlantılı olduğundan da söz etmektedir. Efsane bir başka önemli aynntıdan daha bahseder: Gizli yer altı dünyası, tahıllann büyümesini sağlayan ve insan sağlığına yararlı olan farklı bir tür yeşil parlak ışıkla aydınlatılmaktadır. Efsanede geçen yeşil ışık kayda değer bir özelliktir. Çünkü bir çok araştırmacı bu yeşil ışığın dünyanın çeşitli yörelerinde bulunan diğer tünellerde de görüldüğüne dikkatleri çekmektedirler. (Ezoterizm' de "Yeşif'in, inisiyatörlerin rengi olarak kabul edilmiş olması da ilginç bir paralellik gösterir.)" Dağ anlatımının Türk Milleti için öneminin ne olduğunu anlattık. Dağ ve mağara başlı başına gizemlerin ilk oluşumunu bizlere anlatan bir külttür. Şu anda Türkiye'miz Agarta'nm hızlı eğitimini tamamlamış bulunmaktadır. Şamballa' nm etkisinden büyük ölçüde kurtulmaya çalışmaktadır. Bu sebeple Türk Ulusu'nun üstün değerlerini anlamayan ya da anlamak istemeyenlere tavsiyelerimiz olacaktır.. Ayıklanma döneminin en üst seviyelerine gelindiği bu çağda her şey aniden değişecek. Aniden ölen varlık gibi spatyomda asılı kalınmak istenmiyorsa, bu çağnlanmıza kulak verin. Atalanmızm hem genetik olarak, hem de kültürel yapı olarak hangi köklere sahip olduğunu ele aldık. Türk'lerin Kurt'tan Türeyiş Efsanelerinden bazılannı ele aldığımızda, Türk'lerin "Galaktik Uygarlıklar" dan biri olan Siriusyen Varlıklar' ca genetik bir aşılanmadan geçirilmiş olduğunu artık biliyoruz.Sirius ve Mu yani bu iki öge Türk Kültür Tarihinin temel yapı taşlandır. Bize bu konuda en büyük ip uçlannı veren tarihi kayıtlann başında Türkler' in ünlü "Ergenekon Efsanesi" gelmektedir. ^^«--sa^

Bu yer, Tufan öncesine ait Mu Kıtasıdır. İşte Atatürk'ün 1930'lu yıllarda karşılaştığı en büyük gerçeklerden biri buydu... Dikkat edilirse Mu göçleri sırasında Hun' lular diye bir ulus henüz daha ortalarda yoktu... Bunun nedeni çok basit. Çünkü biz Mu Uygarlığından bahsederken fark etmiş olduğunuz gibi günümüzden 30.000 ila Mu' nun batış tarihi olarak bilinen en son 12.500 yıl öncesinden bahsettik. Buna karşılık eski tarih bilgilerimizi hatırlayacak olursak, resmi tarihlere geçmiş bilinen ilk Türk Devleti olan Hun İmparatorluğu'nun başlangıcı M.O 3. Yüzyıla dayanmaktadır. Yani günümüzden 2300 yıl öncesine... Bütün bu destansı anlatımların direk olarak Türk Milletinin oluşumuna etkide bulunan diğer fikirleri de etkilemiş midir? Diye sorulacak olursa alınacak cevapta evet olacaktır. Konunun bütünlüğü içinde birini öbüründen ayırdığınızda anlatım eksik kalacaktır. Sirrus Misyonunun Türk Milleti ile ilişkilendirmenin önemi Türk Destanlarında kendini nasıl bulduysa, Agarta ile de bizzat karşılıklı ilişkilerin en üst düzeyde olması bu değerli varlıkların bizlere vereceği mesajı daha ciddiye almamızı sağlayacaktır. Türk Milleti'nin Sirrus kökenli bir millet olduğunu, mağaralarla olan ilişkilerini, nesilden nesile aktarılan destanlarının önemini, Agarta ile olan bağlantılarını anlatmaya çalıştık. Buna ek olarak, son zamanlarda anlatılan ya da anlatılmaya çalışılan Ergenekon Misyonunun özelliklerini okült bilgi olarak kısaca vereceğiz. Ergenekon'un yukarıda anlatılan özelliklerin yanında, bilinmesi gereken en önemli yanını şöyle özetleyebilirim. "Agarta'nın merkezinde bulunan Ergenekon, bilgi işlem ve uygulama merkezi konumunda bir oluşumdur." Bunun nasıl ve neden oluştuğunun, kim ya da kimler tarafından kullanıldığının sorusu, anlatımların içinde yer alacaktır. Bu satırlar bana Ziya GÖKALP' in bir dörtlüğünü hatırlatmıştı. Bu dörtlüğü de yazarak konularla olan bağlantısını sizlerin engin görüşlerinize sunacağım. "Ergenekon yurdun adı, Börteçine kurdun adı, Dört yüz sene durdun hadi, Çık ey yüz bin mızrağımız. Evet yüz bin mızrağın çıkacağı zaman geldi. Hep beraber göreceğiz. Bu satırları yazarken, yine on iki yıl öncesi bir gazetede Arslan TEKİN' in kaleme aldığı ANKARA İMPARATORLUĞU adlı yazı, gerçekten çok ilginç bir konumla bizlere mesaj veriyor. Bu yazıyı da okuyalım ki, oturmamış zannettiğimiz taşların da yerine oturmasını sağlayalım. İşte şimdi Ankara merkezli Türkiye, bu sancılan çekiyor. Doğum saati yaklaştı, taktir, şu anda cenine sarılmış ipleri çözüyor. Filizin sürmesi için onu çevreleyen sert kabuğun çürümesi nasıl mukadderse, Ankara'da ruhundaki ilâhi mesajı sunmaya mani unsurları ayıklıyor. ...Etrafımızda cereyan eden olaylar bize de kaos ve gelecek endişesi şeklinde yansıyor. Oysa acaba gerçekten bir kaosu mu yaşıyoruz, yoksa filiz sürmeye durmuş, çekirdeğin cidarını yırtma sancılarını mı? Önce bir soru: Acaba insanoğlu tam plânladığı gibi gerçekleşmiş kaç olaya tanık oldu? Yahut insanlığın ulaştığı şu seviye, ne kadanyla onun eseridir? Bu gelişen, değişen, yenilenen olaylarda, yaratıcının hiç mi dahli yok? Şans veya taktir de diyeceğimiz üçüncü faktörün bu olaylardaki yeri ne? Ama olmadı. Bütün bir dünyanın ittifakına rağmen bu başanlamadı. Onlar bizi mahvetmek istedikçe, asıl plân sahibi, "üçüncü faktörle"paylan, gelişmeleri hep lehimize

Çevirdi.

yf

M %>

^

»»~*^

V

*

_______

Evet Ankara Başkentti Anadolu mukaddes vaatlere gebedir. Yaklaşmakta olan da sabahın ta kendisidir. Ufkumuzda parıldayan da Sabah Yıldızı... Az sonra güneş doğacak. Çektiklerimiz ve daha bir müddet çekeceklerimiz de "Faluku'l-Habbi ve'n-Nevâ" nm bütün eşyaya vazettiği "doğuş" kanununun sancılandır. Sistem kendisine yapışmış yabancı unsurları ve ayrık otlarını temizliyor. İyi ve kötü günler, Tann'nm taktiriyle, insanlar ve milletler arasında el değiştirir. Dün ümitsizlik ve cehalet yüzünden onlara kaptırdığınız "Talih Yıldızı", Tann'nm keremiyle yeniden bizim ufkumuza yöneldi. Artık tarih bizden yanadır. Kozmik takvimin bahan, bizim iklimimizde filizleniyor. Yeter ki biz ümit var olalım. Büyük bir İslâm Aliminin de belirttiği gibi "Artık Tann'nm adını yüceltmek için Mekke' de bile olunsa Anadolu'ya gelinmek gerekir". Dünya enerjilerinin yeniden şekillendiğini ve bu şeklin sürekliliğini artık bilim bas bas bağırarak insanlara duyurmaktadır. Bu süreçte dünyada en yoğun enerji alanlanmn Anadolu Toprağı olduğunu ifade edelim. Dünyaya yön verecek çok üstün bilgilerin ışığının da buradan yayılacağını hatırlatalım. Karaman-Konya-Akşehir üçgeninden yayılacak bu enerji bizleri farklı zaman boyutuna götürecek. Türkler' in bilinmeyen yurdu ERGENEKON' da bu üçgen içerisindedir. Bu üçgen içerisinde farklı boyutlara açılan sevk kapılan vardır. Bunun nasıl işlediğini kısa sürede hep beraber yaşayacağız. Zaten Türk İnsanının şuurlu yaşayanlannm bundan haberdar olduğunu biliyoruz. Hz. Mevlâna'nm bu sırlar ve sevk kapılannm bilincinde bir varlık olarak, yerin altında farklı boyutlar içinde yaşayan ve bizim dünyamızdan iki milyon yıl ileri olan güneşi SİRİUS olan başka bir dünyaya gittiğini biliyoruz. Bu farklı dünyanın adı AGARTA' dır. Agartalar Atlantis' in büyük varlığı, 'Atatürk' tarafından da araştınlmış ve bununla ilgili birkaç kitabı da Türkçe'ye çevirterek Mu ve Atlantis'i Türkiye'nin gündemine soktuğunu biliyoruz. Agarta'nm dünya ile iletişim kurduğu bir çok merkezler vardır. Dünyada ki ezoterik, (içrek) okült, (sembolik) ve inisiyatik (gizli) merkezlerden alman bilgiler bizim düşünce ufkumuzu genişletici özellikler taşır. İşte Anadolu ve Konya ezoterik ve inisiyatik merkezlerin odağında olan yerlerdir. Konya'nın bu yeni yüzyıldaki yeri çok önemlidir. İşlevler açısından görevlidir. Görevli bir şehir olan Konya bütün dünyaya ışığını buradan yayacak ve bu enerjisini herkes hissedecektir. Toplu tekâmülün kaçınılmaz sonucu olacak yüksek enerjili hayat boyut yükselişine kadar sürecektir. Anadolu' ya Horasan' dan gelmiş olan Mevlâna' nm Mesnevilik İnisiyasyonunu oluşturacağı yer olarak Konya' yi seçmiş olması, tüm ezoterizmle ilgili araştırma yapanlarca bilinmektedir ki belirli bir spiritüel coğrafya bilgisine dayanmaktaydı. Ergenekon Türk Milletinin yeniden doğuşudur. Türk sözünün aslının Tanrı'dan geldiğini bilen Türk İnsanı Ergenekon' u genetiklerinde bulduğunu bu asırda daha iyi anlayacaktır. OYUN BİTİNCE Kurtlar Vadisinin bulunduğu yerin özel adı ERGENEKON' dur. ERGENEKON TÜRK'ÜN MİLLİ DURUŞUDUR. Bu duruş Tann'nm özüne kadar gider. Ergenekon' a Anadolu topraklanndan ulaşım, Karaman Konya Akşehir üçgeni içinden yapılır. Farklı bir zaman boyutundadır. Destan zamanlanndaki ulaşımın Asya'dan olduğu doğruydu. Ama bu gün için Ergenekon' un Anadolu'ya geçmesi bir plânın gereğiydi. Yani zaman kaymalan mekânlan da etkileyerek, farklı zaman boyutuna Anadolu'dan sağlandı. Ağartanın Bilgi İşlem ve uygulama Merkezi olan ERGENEKON' un işlevi çok özel zamanlarda ortaya çıkar. Bu ortaya çıkış zamanlannı bilen varlıklar vardır. Türk'ün Yolunu aydınlatan bir özellikle mesajlar verirken de her gelişte.^gerFefrMerjne bazı işlevleri eklerler. Bu mesajlar Bozkurt Sembolü ile verilir. Yol j0'sten^il?ggfirı \yanmda bazı aralarda

yardımlarını bir ilâhilikle bu Millete Rahmet olarak verir. Bu Tanrısal bir oluşun gerçek yönüdür. Agarta' da bu sistemin gönderilişi ve hazırlanışı üç kişilik bir Ruhsal İdari Evrim Üstadlan tarafından Türkiye'de (Anadolu topraklarında) yedi kişiye ulaştırılır. Bu ökült ve ezoterik bir öğretidir. Bu evrimsel üstadlannm adı TÜRK' tür. Tanrı'yi Türk kelimeleriyle anlatan ezoterik bilgi çok az inisiye bilmektedir. Bu sebeple şöyle bir söylemi bizler kullanır olduk: "Çalış didin ve çalış yıldızlar kapacaksın, Bir Tanrı'ya bir de Türklüğe tapacaksın!" Bu ulaşımın şifreleri çözülür. Alt Birimi olan kırk kişiye dağıtılır. Kırk görevli bu sistemin dağılımını teknik bir şekilde Türk İnsanına sunar. Bu öğretinin ve uygulamanın bizzat sahibi

ERGENEKON' dur. Ergenekon' un görev alanlarının içinde Türk Ordusu'mm çok önemli yeri vardır. Türk Ordusu içinde bu görevler ve görevliler Alpler ve Erenler olmak üzere iki misyona ayrılırlar. Her birim Türk Ordusunun okült birimlerini oluşturur. Alpler, Özel Harp Dairesinin faaliyetlerini devam ettirir. Erenler ise işin Parapsikolojik spiritüel ya da başka bir anlatımla ilâhi yönünün sergilemesini yapar. Bu sistemin idarecileri çok özeldir. Sistemin başında görülmezler. Ve asla deşifre olmazlar. O öz ve çekirdek asla kaybolmaz. Çünkü Kundalini gücü nasıl ki zor zamanlarda

ortaya çıkarsa, Türk Milletinin zor anlarında da bu sistem olaylara direk el koyar. Sistem sürekli olmasına rağmen kendisini her zaman hissettirmez. Konu ATATÜRK tarafından çok iyi bilindiği ve sistemi çok iyi ayarladığı da bazı ökült ve ezoterik kaynaklar söylemektedir. Atatürk' te Mu ve Atlantis'ten gelme Özellikleriyle Agarta'da dolayısıyla ERGENEKON' da inisiye olmuş: sırasıyla Alp, Eren ve Mürşit olmuş bir Bozkurt' tur. Bu önemli konuyla ilgili bilgilerin deşifre olmaması zamanı gelmediği içindir. Hatta Atatürk'ün Türk hakkında söylediği şu sözleri de ayn bir değerdir: "Bu memleket dünyanın beklemediği, asla ümit etmediği bir müstesna mevcudiyetin yüksek tecellisine, yüksek sahne oldu. Bu sahne 7.000 senelik (en aşağı) Türk Beşiğidir. Beşik tabiatın rüzgârları ile dallandı, beşiğin içindeki çocuk, tabiatın yağmurları ile yıkandı, o çocuk tabiatın şimşeklerinden, yıldırımlarından, kasırgalarından evvelâ korkar gibi oldu, sonra onlara alıştı. Onların oğlu oldu. Bir gün o tabiat çocuğu, tabiat oldu. Şimşek, yıldırım, güneş oldu. Türk oldu. Türk Budur. Yıldırımdır, Kasırgadır, Dünyayı aydınlatan güneştir." Türk Sen'sin, Sen Türk'sün... Şu çok iyi bilinmelidir: "Oyun bitince ŞAH VE PİYONLAR aynı kutuya girerler." Devlet-i Ebed Müddet; Devlet ilelebet yaşayacaktır, kavramının altında yatan en büyük gerçek: Devlet yaşamak ve yaşatmak için oyun içinde oyunu sergiler. ÇÜNKÜ DEVLET İLÂHİ BİR ORGANİZASYONDUR. Öyle ki satranç oyunu içinde en büyük olan şah ve piyonlar kıyasıya emir komutayı yaşarlar. Ama oyun bittiğinde, en büyük ile en küçük aynıdır. Çünkü görev her şeyin üzerindedir. Türk Milletinin güçsüz gibi göründüğü anlarda bile Devletin devamını sağlayan görünmeyen güçler, aynen görev başındadır. Söylememiz gereken o kadar çok şeyler var ki, zamanı geldikçe bohçalar tet tek açılacak ve her şey ortaya dökülecektir. Bu gün için Amerika Dünya Dışı bir çok misyon ile iletişim halindeydi. Bu misyonların pozitif olan düşünce ve planlarını uygulamak için yaptığı antlaşmaların hiç birisine sadık kalmadıkları için, Amerikanın bu gücü ellerinden alınmaya başlamıştır. Bunun örneklerini her geçen gün hissederek anlayacağız. Bu programın devamının Türk Milletine verildiğini ve uygulamanın nasıl olduğunu hep ber^ösffiya'şay,açağız. Amerika bu gün için üzerinde yaşayan bütün negatifliklere izin verml'ş-^e düh$lyî\ele geçirme politikasının

943// ^^//r^xX:

temelim bu negatif güçler oluşturmuştur. Bu güçlerin arkalarında Musevilik ve İsevilik vardır. Hatta bu negatif güçleri nötrlemek isteyen yüksek boyutlu varlıklar bile bu kara majicilerle mücadele etmektedir. Bunun bilinen örneklerini Esseniler Tarikatı ikibin yıl önce vermişti. Esseniler Kumran' da kurdukları merkeze İsa'dan çok önceleri gelmişler, İsa'nın doğumuna 30 yıl kalınca bir gecede kaybolmuşlardır. Yine Esseniler İsa doğduktan 6 yıl sonra aniden ve gizemli bir biçimde geriye dönmüşlerdir. Çalışmalarını tamamlayan Esseniler İseviliğin etkinliğinin arttığını görerek birkaç yıl sonra arkalarında hiçbir iz bırakmadan kaybolmuşlardır. Essenilerin pozitif yaklaşımı bile negatif güçlerin Şambala'nın oyunlarını bozamamıştır. Şambala'nın oyunlarının bozulduğu anlar gün geçtikçe yaklaşmaktadır. Bu oyunu Bir'in Oğullarından olan Agarta'nm en güçlüsü yapacaktır. Bu güç ERGENEKON' dur. İkinci Ergenekon' dan çıkış başlamıştır. ... Şeklinde ki belge ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN milli ve tarihi mitolojik efsaneleri de kendi emellerine alet edip gizli oluşumunu savunmaya çalışmaktadırlar. a) İlimiz Beşiktaş İlçesi Arnavutköy Mahallesi Adalı Sokak No:5 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanlar; İbrahim GÜRSOY imzalı 2 Sayfalık "Sayın Sevgi Erenol" başlıklı mektupta 3 yıl önce Mesih'e iman ettiğini, Kayseri ilinde misyonerlerle tanıştığını, liderliklerini Amerika Ti misyonerler değil bir Türk'ün yapmasını istediklerini ve cemaat oluşturulmasına dair isteklerini belirttiği [email protected] adresini verdiği 01.01.2005/Kayseri şeklinde biten internet ortamında gönderilmiş yazı, Sekiz sayfalık "Göstermelik Sınır ötesi Harekâta Evet Denilecektir. Erol BİLBİLİK, E.Dz.Bnb. Araştırmacı-Yazar" başlıklı el yazımı dokümanda Genel Kurmay Başkanının Geniş Kapsamlı sınır ötesi harekata Yönelik çalışmalarına Hükümetin kayıtsız kaldığı yoğun baskılar üzerine Tezkere'yi gündeme getirdiği, yine Hükümetin Güney Doğu Anadolu'da oylarını artırmayı amaçladığını bu nedenle Tezkere'yi bir türlü çıkarmaya yanaşmadığını, Genel Kurmay Başkanlığının yoğun baskısı haklın taşan sabrı nedeniyle Hükümetin tezkereyi çıkarmaya mecbur kaldığını, Hükümetin bu tavrının iki nedeninin olduğu; Neden I: Başkan Bush Başbakanı Büyük Orta Doğu Projesinin eş başkanı olarak Cumhuriyet Rejimini Ilımlı İslam Rejimine dönüştürmek amacıyla iktidara taşımıştır. Bunun bedelini ödetmek isteyecektir... Neden II: Başkan Bush yönetimi taleplerini yerine getirmesi için AKP Lideri Başbakan ERDOĞAN'a güçlü destek vermiştir. 2007 Genel Seçimlerinde %47 gibi bir oyla galip çıkmasını sağlamıştır. Başkan Bush bunun badelinin ödenmesini isteyecektir... Şeklinde yazılar olduğu Bush-Erdoğan'm bir mutabakat üzerinde bir anlaşmanın yapıldığı iddialarının olduğu, Genel Kurmay Başkanının Sınırlı Sınır Ötesi Harekâtını kabul etmesi durumunda BOP Başkanı Bush'un Eş Başkanı ERDOĞAN'I sözde PKK'yı bitiren bir Kahraman çıkarılacaktır... Şeklinde ibareler bulunan yazı, Beş Sayfalık "Uluslar arası Noel Baba Barış Konseyi" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda Konseyin Amaçlan, Organlar, Genel Kurulu, Yürütme Kurulu gibi genel başlıklar altında yazı, Dokuz Sayfalık "Uluslar arası Noel Baba Barış _K£rjgeyi Derneği Tüzüğü" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda Derneğin kuruluşu AmacMr?^ Org^|B; Genel Kurulu, Yürütme Kurulu gibi genel başlıklar altında derneğin tüzüğü, ff 944

n

-«-«

"

İki Sayfalık "Noel Baba Vakfı" "Patrik Kudüs'te Çarpıldı. Tarihteki Kudüs-MYRA (DEMRE) İnanç Köprüsü Başka Bir Bahara Kaldı" 11 Mayıs 2005 tarihli Noel Baba Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muammer KARABULUT imzalı Ekümenlik ile alakalı basın açıklaması, Cumhurbaşkanlığı Yüksek Makamına başlıklı En derin saygılarımızla! Milli Güçler Platformu adına Temsil heyeti Başkanı Noel Baba Vakfı Muammer Karabulut ibareleri ile biten Fener Rum Patrikhanesinin Dışarıya çıkarılması için verilen dilekçe metni, [email protected] (Santa Claus Foundation-Noel Baba Vakfı) e-mail adresinden Noel Baba Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muammer KARABULUT tarafından Patrikhanenin Türkiye'ye verdiği zararlar konusunda Sevgi ERENEROL"a gönderilmiş çok sayıda e-mail, Noel Baba Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muammer KARABULUT'un 01 Ekim 2006 tarihli ve "Fener Rum Kilisesinin İrticai Ayin Faaliyetleri" konulu bilgisayar çıktısı doküman, [email protected]. Ve Noel Baba Barış Konseyi Kuruldu İbareli 1 sayfalık yazı. 91 nolu doküman içeriğinde "Türkiye"nin Papa daveti, Las Vegas"nm büyüsüne kapılarak kumar oynamak ile eş değerdir...Ortodoks kiliseleri üzerinde ekümenikliğin ne anlama geleceğini ve böylesi bir sürecin Türkiye Cumhuriyeti topraklarında başlaması ile neler yaşayacağımızın Ankara hesabını yapmamıştır!!! Yaptığı tanıtım ve benzeri hesap, ancak çocuk zekâsının kabulleneceği basitliktedir. Bizler bu hesabı yaptık, bu oyunda Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini kaybedeceğiz. Konuya tarihten edindiğimiz tecrübeler ile yaklaşmayan, sürekli kumarbaz edası ile Las Vegas da oyun oynayarak Türkiye"yi zarara uğratan Ankara"yı bir kez daha uyarıyoruz ve bu oyuna devam ettirdiği için kınıyoruz!!!... Saygılarımla Muammer KARABULUT Milli Güç Birliği Sözcüsü" ibareleri bulunan 18 Kasım 2006 tarihli "Türkiye Kumar Oynuyor" konulu doküman, "Basın Açıklamasına Katılan Kurumlar" başlıklı listede; Aydınlar Ocağı, Rumeli ve Balkan Türkleri Federasyonunu Bağlı 93 Demek, Türk Ortodoks Patrikhanesi, Ulusal Birlik ve Dayanışma Demeği, Şehit Aileleri Demeği, Birleşik Taşımacılık Sendikası, Halkın Yükseliş Partisi, Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, Gaspıralı Çayıxla Grubu, Batı Trakya Dergisi Grubu, Türk Yolu Dergisi Grubu, Töre Dergisi Grubu, Öntürk Uygarlığı Araştırma Merkezi, Kültür ve Töre Demeği, Kıbrıs Milli Koordinasyon Komitesi, Amasya İli Kültür ve Dayanışma Demeği, Ozanlar Demeği, Bakırköy Sivil Toplum Kuruluşları, Kıbrıs Milli Kültür Demeği, Çevre Dostları Demeği, İstem Vakfı, Obazite Demeği, TEMA Avrupa Yakası Temsilciliği, Büyükçekmece Türk Ocağı, Türk Dünyası İnsan Haklan Demeği, Büyük Hukukçular Demeği, Ayasofya Demeği, Büyük Güçbirliği, Şişli Atatürkçü Düşünce Demeği, Kamu-Sen ve Türk Haber-Sen Sendikası, Ufuk Ötesi Demeği Grubu, Rumeli Balkan Türkleri Gönül Birliği Platformu isimlerinin olduğu, Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığına Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevinde bulunan Muzaffer TEKİN ile görüşmesine izin verilmesi ile ilgili Sevgi ERENEROL adına yazılmış dilekçe, Muzaffer TEKİN tarafından Eşi Müge ve Kızı Özge'ye hitaben yazdığı 01 Ekim 2007 tarihli 17 sayfalık mektupta; özgeçmişini anlattığını, 21 yıl mütevazi bir şekilde yaşadığını, 1,5 yılda ikinci kez hedef alındığını, Özellikle Danıştay ve Ümraniye olaylannda kendilerini hedef alanlann gerçek çeteler olduğunu, polisin kendilerini olayın içini çekilmesi İçin ifadesini düzenleyen Ali YİĞİT isimli polis memuru tarafından alındığını, ifadeyi okumadan imzaladığını, ifadesini alan görevlinizde dan,,,â^:abı çektiğini ve ifadesini % düzelteceğim şeklinde haber gönderdiği anlatılan, ğ ^ '^

f/06 A'v 945 Ü »

//

Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi İstanbul Baş Episkoposluğu Karaköy-İstanbul ibareli İst.25.05.2006 tarihli BASIN AÇIKLAMASI BAŞLIĞI İLE BAŞLAYAN ve DANIŞTAY SALDIRISI İLE İLGİLİ OLARAK MUZAFFER TEKİN'İN GÖZALTINA ALINMASINA YÖNELİK BASINI SUÇLAYICI SAYGILARIMLA BAĞIMSIZ TÜRK ORTODOKS PATRİKHANISİ BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER SORUMLUSU SEVGİ ERENEROL imzalı ibareleri ile biten 2 sayfalık Basın Açıklaması metni, 27.10.2007 tarihli ERENEROL AİLESİ tarafından Muzaffer TEKİN'e hitaben yazılmış doğum günü kutlama içerikli mektup, 2.10.2007 tarihli SEVGİ ERENEROL tarafından MUZAFFER TEKİN'e hitaben yazılmış mektup, Sevgi ERENEROL' a ait içerisinde Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ, Veli KÜÇÜK' ün de aralarında bulunduğu birlikte çektirdikleri 23 adet fotoğraf. Üzerinde Jane-John Reel Tekstil ibareleri yazılı bulunan (19) sayfalık el yazısı ile yazılmış not defterinin; 4. sayfasının sol orta kısmında "İmza Kampanyası Ergun POYRAZ" şeklinde yazı, sağ tarafında Hrant DİNK suikastı ile ilgili ABD Dışişleri Bakanı ve Ermenistan Savunma Bakanına ait olan açıklamalar bulunduğu, Ayasofya Derneği'nin 2007 yılı içersinde yapılan genel kurulu sonucu bildiriminde "Sevgi ERENEROL Başkan, Burak GÜNEŞ, Ergün POYRAZ Cancan ERENEROL, Recep AKKUŞ, Gökhan AYGÜN, Ramazan SELÇUK, Sabri AVCI, Hacı Eyüp GÜLTEK, Necip YENİŞAN, Mehmet DEMİRLER, Turgay TÜFEKÇİOĞLU, Hüseyin Mümtaz BEYAZITOĞLU, Muammer KARABULUT, Erkan AKBULUT ve Erol ŞAHİNGİL'in isimlerinin yazılı olduğu, Adı geçen şahıslardan, Recep AKKUŞ, Erkan AKBULUT isimli şahısların derneğe müracaat formlannda aynı zamanda Büyük Hukukçular Birliği üyesi olduklan ve derneğe ait tüzüğünde yer aldığı, (16) sayfalık "Türk Düşünce Derneği" başlıklı "Türk Düşünce Hareketi Adına Hayrettin NUHOĞLU" imzalı bilgisayar çıktısı doküman, b) İlimiz Beyoğlu İlçesi Kamankez Karamustafa Mahallesi Ali paşa Değirmeni Sokak No:2 sayılı iş yerinde yapılan aramada elde edilen dokümanlar, LOBİ ÇOK GİZLİ ARALIK 1999/İSTANBUL isimli doküman, Tümgeneral Baki ÜSTÜNDAĞ, Korgeneral Koksal KARABAY, Tuğgeneral Halil HELVACIOĞLU, Oramiral Özden ÖRNEK, Orgeneral İbrahim FIRTINA, Orgeneral Aytaç YALMAN, Orgeneral İlker BAŞBUĞ, Orgeneral Hilmi ÖZKÖK, Derviş EROĞLU ve Eşi, Tümgeneral Emin ÜNAL, Binbaşı Engin BAĞBABA, Rauf DENKTAŞ ve eşi, Tuğrul TÜRKEŞ, Devlet BAHÇELİ, Ramiz ONGUN, Albay Ali AYDIN ve eşi, Arslan BULUT ve eşi, Bayram KARACAN, Cüneyt MENGÜ, Mehmet ve BEŞLİOĞLU ve eşi, Prof. Dr. İzzetin DOĞAN, Necdet SEVİNÇ ve eşi, Serdar ERTUĞRUL ve eşi, Yıldız MANDAR, Tenzile ve Sabir RÜSTEMHANLI, Muhsin YAZICIOĞLU, Şefik ÇİRKİN, Mehmet ÇİÇEK, Prof. Dr. Haydar BAŞ, Doğu PERİNÇEK (Cumhuriyetimizin 80. yılı kutlu olsun mesajı), Tuncer KILINÇ, Tuğgeneral Gafur AKSU^Faysal Bey, Hulki CEVİZOĞLU, Orgeneral Yaşar BÜYÜKANIT, Orgeneral Tunce/J^'KfLÎ^Ç^Orgeneral Çetin DOĞAN, Kurmay Binbaşı Cavit ERDOĞAN, Eşref Albay, fftgeneral HtorstfffOLON, Orgeneral Edip S , v» / trS\

'°kJr—-----------

ft;^L5^V^—*

'%. ' », î t-- '•

,,i*

9"^

BAŞER ve eşi, Genelkurmay Başkanlığı Protokol Şube Müdürlüğü, Korgeneral Şükrü SARIIŞIK, Orgeneral Faruk CÖMERT, Albay Eşref HARMAN, Değerli Aydınlık Dergisi Ekibi, Emekli Orgeneral Hüseyin KIVRIKOĞLU, Bülent ECEVİT, Tümgeneral Abdulkadir ERYILMAZ, Bağımsız Cumhuriyet partisi Kadıköy İlçe Başkanlığı, BBP İstanbul İl Başkanı İsmail TÜRK, BTP İstanbul İl Başkanı Fuat ŞENGÜL, Jandarma Kurmay Albay Ali AYDIN, MHP İstanbul İl Başkanı İhsan BARUTÇU, USİAD Genel Başkanı, Kemal ÖZDEN, İP İstanbul İl Başkanı Turan ÖZLÜ, Uğur YILDIRIM, Albay Ula ÇORUH, Arif ALTAY, Diyanet İşleri Başkanı Ali BARDAKOGLU, KKTC İstanbul Başkonsolosu Arif ATALAY, Prof. Dr. Kemal ALEMDAROĞLU, Orgeneral Fevzi TÜRKERİ, Müdafaai Hukuk Vakfı İstanbul Şubesi Zerrin BAYRAKTAR, TürkEğitim-Sen Genel Başkanı Şüayip ÖZCAN, Kahraman Meclisimizin Değerli Milletvekilleri, Yarbay Şenol AKSA, İlgili Makama, Ali Müfit GÜRTUNA, Neriman AYDIN ve Kardeşi, İlham ACAR ve eşi, Mustafa YILDIRIM, Veli KÜÇÜK (Patrikhanenin 81. yü dönümüne davetiye), Ehram SARGUN, Ferhan TEZCAN ve eşi, Ercüment ÖZER ve eşi, Malul Gaziler Der. Bşk. Gönül ALP AYDIN, Muharip Gaziler Der. Bşk. Güneş ABACI, Mehmetçik Vakfı Bşk. İsmail ARI, Mehmet ÇAMUR, Doç. Dr. Hanefi BOSTAN, Dr. Mustafa KAVLİ, Kemal BOYATLI, Mehmet TÜTÜNCÜ, İlham GENCER, Mustafa ÖZTÜRK, Sami COŞKUN, Zehra Bilge ERAY, Adil ADİLCE, Turgay TÜFEKÇİOĞLU ve eşi, Mustafa YILDIRIM,Türk Eğitimsen bşk. Şuayyip Özcan, Güneşli Balkan Türkleri Dayanışma Derneği Başkanı Bilgin PEHLİVAN, KKTC İstanbul Başkonsolosluğu Ticari Ataşesi Cahit KAYIARSLAN, KamuSen Karabük Şubesi Başkanı Ahmet TURGUT, Türk Ocağı Bursa Şube Başkanı Turgay TÜFEKÇİOĞLU, Aydınlar Ocağı İstanbul Şube Başkanı Prof. Dr. Mustafa ERKAL, BCP İl Başkanı Mehmet ÖZYAĞCILAR, Şahkulu Sultan Dergahı Vakfı, Süleyman Sefer CİHAN, Süha BALİN, Hakan KALYONCU, Veli KÜÇÜK ve Eşi (Patrikhanenin 82. yıl dönümüne davetiye), Vahap GÜNGÖR, Feride Hanım, Halil İbrahim Abdik, Kürşat KARACABEY, Halil KERTMEN ve eşi, Zekiye Hanım ve Erdinç Bey , Yıldız MANDAR, Fuat Şengül,Erhan sargın ,Neriman Aydm, Prf. İzzettin Doğan, Hulki CEVİZOĞLU isimli şahıslara çeşitli kutlama, davetiye ve teşekkür tebrikleri. Sevgi ERENEROL'e Neriman AYDIN tarafından gönderilmiş, iki sayfadan ibaret mektup, içeriğinde; "Sayın ERENEROL Türk Milleti olarak ikinci bir kurtuluş mücadelesi başlatmak zorunda kalacağımızı hiç düşünmemiştik doğrusu...........işgal atındaki Ülkemiz ve Devletimizin Salt ve Saf bir Türklük bilincinden bir hareketle muzaffer olacağına inanan bir Türk Kadını olarak bu konudaki mücadelemize güç katacağınızı düşünüyor Türk olmayan unsurların yönetimi ve işgali altındaki Devletimizi birlikte bir hareketle azınlık ruhlu işbirlikçilerden satılmış beyinlerden kurtararak yeniden bağımsız kılabileceğinimizi biliyoruz......Şeklinde yazılar bulunan 11.07.2003 tarihli yazı, Aziz Türk Milleti, Bu gün burada, 18 Aralık 2002 tarihinde evinin önünde kurulan pusuda kahpece katledilen Milli şehidimiz Türk varlığının yılmaz savunucusu, Kemal'in askeri ve öğretmeni rahmetli Necip HABLEMİTOGLU'nun aziz hatırasını yad için ibareleri ile başlayan ve 2. sayfasında Değerli arkadaşlar Rahmetli Dr. Necip HABLEMİTOĞLU Türk milletinin milli şehididir ibareleri ile devam eden ve 3. sayfasında Amaç Necip'in bıraktığı yerden onun mücadelesini devam ettiren bağımsız Türkiye için aynı fedakarlık ve cesaretle mücadele eden arkadaşı, dostu, kardeşi ERGÜN POYRAZ'ıda susturmaktır, Böylelikle bir yiğit Türk evladı daha harcanmaktadır ibareleri ile devam eden ve Türk Ölür Türklük Ebedidir, ibaresi ile son bulan sayfaların arka tarafında Msn Hotmail ibaresi ve küçük yazıların bulunduğu 3 sayfalık el yazması yazı, El yazısı ile "Sayın Sevgi ERENEROL Bü^fözt^^gj ve selamlar Emin ŞİRİN" ibareleri yazılmış, TBMM Başkanlığına başlıklı Marifeul M'jjteîvejrili Emin ŞİRİN imzalı 9471 w * ( { ( V \ \ -t-

S«%

^t~~

İçişleri Abdulkadir AKSU tarafından cevaplandmlmak üzere verilen 2 sayfalık soru önergesi metni, TBMM Başkanlığına başlıklı İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN imzalı Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK tarafından cevaplandmlmak üzere verilen 2 sayfalık soru önergesi metni, İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN tarafından cevaplandmlmak üzere TBMM Başkanlığına TBMM Başkanı Bülent ARINÇ'm cevaplandırması üzerine verdiği 1 sayfalık soru önergesi, TBMM Başkanı Bülent ARINÇ tarafından cevaplandmlmak üzere Emin ŞİRİN'in vermiş olduğu soru önergesine verilen yazılı cevap metni ve üst yazısı 2 sayfa, TBMM Başkanlığına başlıklı İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN imzalı Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK tarafından cevaplandmlmak üzere verilen 2 sayfalık soru önergesi metni. Haber Yazarlar-Emin Şirin soran milletvekilinin Fatih Altaylıya cevabı ibareli 2 sayfalık yazı, TBMM Başkanlığına başlıklı İstanbul Milletvekili Emin ŞİRİN imzalı Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK tarafından cevaplandmlmak üzere verilen 2 sayfalık soru önergesi metni. Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği/1 başlıklı dört sayfalık kuruluş isimleri, yöneticileri ve telefon numaralarının bulunduğu 4 sayfalık liste. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve koordinasyon Kurulu Başkanlığı başlıklı 8.6.2005 tarihli 3343 sayılı Soru Önergesi konulu 1 sayfalık yazı. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve koordinasyon Kurulu Başkanlığı başlıklı 2005 tarihli Soru Önergesi konulu 1 sayfalık yazı. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve koordinasyon Kurulu Başkanlığı başlıklı 2005 tarihli Soru Önergesi konulu Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK imzalı 1 sayfalık yazı. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve koordinasyon Kurulu Başkanlığı başlıklı 21.8.2005 tarihli Soru Önergesi konulu 1 sayfalık yazı. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve koordinasyon Kurulu Başkanlığı başlıklı Soru Önergesi konulu 1 sayfalık yazı. T.C. Milli Eğitim Bakanlığı Araştırma Planlama ve koordinasyon Kurulu Başkanlığı başlıklı Soru Önergesi konulu Doç. Dr. Hüseyin ÇELİK imzalı 1 sayfalık yazı. Türk genci devrimlerin ve rejimin sahibi ve bekçisidir. İbareleri ile başlayan 2 sayfalık yazı, Bursa nutku TÜRKİYE KEMALİSTLER DERNEĞİ Tüzüğü (Kuruluş: 30 ağustos 2001 başlıklı Hüseyin SAĞIROĞLU, Oğuz TANGÖR, Bülent YILMAZ, Ali Güven OTMAN, Ali Sait OĞUZ, Fikret YORO, Fikri DEMİRBAŞ, Bilal HASTÜRK ve Gündüz METİNER isimli ve imzalı 9 sayfalık doküman, Bağımsız Türk Ortodoks Patrikhanesi İstanbul.ii»aş%Em^koposluğu Karaköy-İstanbul ibareli İst.24.01.2006 tarihli AZİZ TÜRK MİLLcfİ baş^jğ^Hrant DİNK'in cenazesi

9481/ - "Of A t *r*

^ 'M

konulu SAYGILARIMLA BAĞIMSIZ TÜRK ORTODOKS PATRİKHANISİ BASIN VE HALKLA İLİŞKİLER SORUMLUSU SEVGİ ERENEROL ibareleri ile biten 3 sayfalık

yazı. Cemaat Vakıflan Yönetmenliği Faaliyette Bulunan Cemaat Vakıfları (Kiliseler) 1967 başlıklı 6 sayfalık doküman, Faaliyette bulunan gayri Müslimlere ait Cemaat Vakıflan, başlığı altında 160 Vakfın isim listesinde olduğu yazı, KATILIMCILAR ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (1) numara ile numaralandmlan 1-Av. Kemal Kerinçsiz Hukukçular Birliği Yön. Kr. Bşk. 0532 214 33 54 2-Muzaffer Yüksekdağ Hukukçular Birliği üyesi 0555 344 73 50 4-Av. Saliha Karakuyulu ADD Kadıköy 0532 587 41 61 5-Aykut Gürkan ADD Kadıköy 0555 811 32 12 6-Av. Mehmet Demirlek Türk dünyası İnsan Haklan Derneği/İst. Şb. 0533 733 80 60 7-Cemal GÜL Türk Dünyası İnsan hakları Baş. Yrd. 0532 323 23 08 8-M. Akif Alparslan Türk Dünyası İnsan Haklan Başkan Yrd. 0532 233 49 18 9-BOJİDAR ÇİPOF Bulgar Kilisesi vakfı üyesi, 10-Koustantin Kostoff T.Ortodoks Kilisesi Rahibi 11-Necmi DAYDAy ADD Şişli Y.K.Ü. 0544 343 49 24 12-Erdinç TÜRKCAN ADD Şişli Bşk. 0538 438 07 58 13-Zehra Bilge Eray K.T.K.D Başkanı 0537 831 54 80 14-Vedat TÜFEKÇİ Kıbns Gazisi E. Bnb. Vttüfekç[email protected]. 0533 338 58 32 15-Ramazan Kırkık TSTB Aksaray 0542 643 78 67 16-Mustafa E Erkal Aydınlar Ocağı 0535 220 88 66 17-Sevgi ERENEROL Türk Ortodoks Patrikhanesi 0532 367 80 60 ibaresi ile biten ve bu listede adı bulunan 17 kişinin telefon numaralann bulunduğu farklı el yazılan ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (3) numara ile numaralandmlan SEVGİ ERENEROL, ÜLKER DURUKAN, KEMAL KERİNÇSİZ, MUSTAFA ERKAL, NEFİ DEMİRCİ, BAYRAM ARISOY, ESAT GÜÇHAN, HÜNALP SABİT, CAVİT KASADAR, ASİYE HASKALE, MUALLA ERKU, HASAN YALÇIN, CEVAT ÇALIK, ÖCAL ÜNAL, ABDULLAH TAN, HÜSEYİN ERSÖZ, SALİHA KARAKUZULU, RAMAZAN KIRKIK ve ÖZCAN PEHLİVANOĞLU isimli şahıslann isimleri, telefon numaralan ve çalıştıklan yerlerin adlanmn farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (4) numara ile numaralandmlan SEVGİ ERENEROL, ÜLKER DURUKAN, SÜHEYLA ECEVİT, MEHMET ESAT GÜÇHAN, BEYHAN KATİPOĞLU, RAMAZAN KİRKİK, LEMAN BAYRAKTAR, DR. CANAN TEKİN ALTINEL, OSMAJ^ŞOYSEVER, ARMAN GÜNER, ÖCAL ÜNAL, MAHMUT GUÇER, NECDAT SE^#Ç, 4J^\N AĞAOĞLU, KEMAL KERİNÇSİZ, OSMAN TUFAN, H.SALİH AKKUftT, CAHİTİM, MUSTAFA GÖKÇEK,

MUALLA ERKUT, GÖNÜL APAYDIN, RAMAZAN BAKKAL, AHMET KURT, AV. SALİHA KARAKUZULU ve.. ÖZGÜR ZEYNELOĞLU isimli şahıslann isimleri, telefon numaralan ve çalıştıklan yerlerin adlannm farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (5) numara ile numaralandırılan, MUZAFFER TEKİN, RAFET ARSLAN, FAİK BÜYÜK............, OSMAN TUFAN, M.ESAT GÜÇHAN, MEHMET BİLGİ, ZERRİN BAYRAKTAR, ÖZGÜR AHMET ERCAN, ÖZDEN GÖNÜL, SALİHA KARAKUZULU, MUSTAFA KAVLU, ZEHRA BİLGE ERAY, HASİP AGAHAN AKIN, ERDİNÇ TÜRKCAN, EDİZ KUTAY, GÜÇLÜ ÖZUĞUREL, YAKUP TANJU ALGÜL, MURAT KAZAR VE ÖCAL ÜNAL isimli şahıslann isimleri, telefon numaralan ve çalıştıklan yerlerin adlannm farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (6) numara ile numaralandırılan, SEVGİ ERENEROL, KEMAL KERİNÇSİZ, ÖMER POLATOĞLU, MUSTAFA E ERKAL, ALEV CEDİMAĞAR, ŞÜKRAN MİREL, MUALLA ERKUT, ASİYE HAŞKIK, GÖNÜL ALP AYDIN, RAMAZAN KIRKIK, AV. NECİP YENİŞAN, AHMET KURT, CEZMİ KİBAROĞLU, ÖZGÜR ZEYNELOĞLU, CAVİT ÇOLAK, FAHRETTİN SAVAŞ KONAR, PROF. DR. ACAR SEVİM, M. BURHANETTİN ÖZGEN ve NEDİM DÜNDAR isimli şahıslann isimleri, telefon numaralan ve çalıştıklan yerlerin adlannm farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (7) numara ile numaralandırılan, SEVGİ ERENEROL, AV. ÖMER POLATOĞLU, M. ESAT GÜRKAN, MUSTAFA E. ERKAL, AHMET KURT, GÖNÜL APAYDIN, OSMAN TUFAN, HASAN YALÇIN, PROF. DR. ACAR SEVİM, FAHRETTİN SAVAŞ KONAR, MURAT CANPOLAT, AV. HACI EYÜP GÜLTEK, AV. NECİP YENİŞAN, M. BURHANETTİN ÖZGEN, ERDİNÇ TÜRKCAN, EROL BİLBİLİK ve AV. KEMAL KERİNÇSİZ isimli şahıslann isimleri, telefon numaralan ve çalıştıklan yerlerin adlannm farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (7) numara ile numaralandırılan, sayfanın arka yüzünde; SEVGİ ERENEROL, M. ESAT GÜÇKAN, MUSTAFA E. ERKAL, AHMET KURT, GÖNÜL APAYDIN, HASAN YALÇIN, AV. HACI EYÜP GÜLTEK, AV. NECİP YENİŞAN, M. BURHANETTİN ÖZGEN ve ERDİNÇ TÜRKCAN isimli şahıslann isimleri, telefon numaralan ve çalıştıklan yerlerin adlannm farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (8) numara ile numaralandınlan, SEVGİ ERENEROL, NECİP YENİŞAN, EROL BİLBİLİK, MUSTAFA E. ERKAL, RAMAZAN KIRKIK, RAFET ARSLAN, MUZAFFER TEKİN, ZEHRA BİLGE ERAY, HÜNALP SABİT, ZEKİ BİNGÖL, HASAN YENİCELER, SÜLEYMAN UÇAK, AV. SALİHA KUZULUOĞLU, AYKUT GÜRKAN, ATİLLA ÇULHA, GÖNÜL APAYDIN, ALPER CİNGE, OSMAN TUFAN, ZERRİN BAYRAKTAR ve ÖZDEN GÖNÜL isimli şahıslann isimleri, telefon numaralan ve çalıştıklan yerlerin adlannm farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (9) numara ile numaralandınlan, MAHMUT GÜÇER, ZEKİ BİKGÖJW«gLAMAZAN KIRKIK, AV. SALİHA KARAKUZULU, RAFET ARSLAN^MU^^ŞR TEKİN, FAİK BÜYÜKTEOMAN, YAKUP YAVUZER, EDİZ K#TAY,^. T-^JU ALGÜL, SAVAŞ ,95.0

3 m « f (f

%

-\

I * -» \$S *W-

AVCI, PROF. DR ACAR SEVİM, CİHANGİR ER, ÖZCAN PEHLİVANOĞLU, HALİT CAN, CEZMİ KUBANOĞLU, AHMET KURT, OSMAN TUFAN, MUALLA ERKUT, MUSTAFA E. ERKAL, NEFİ DEMİRCİ, M. ESAT GÜÇHAN, KEMAL KERİNÇSİZ, BURAK GÜNEŞ ve bu sayfanın arka kısmında SEVGİ ERENEROL, isimli şahısların isimleri, telefon numaraları ve çalıştıkları yerlerin adlarının farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (10) numara ile numaralandırılan, AYNUR SAYDAM, AHMET KURT ve KEMAL KERİNÇSİZ isimli şahısların isimleri, telefon numaralan ve çalıştıkları yerlerin adlarının farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman. 9 ŞUBAT 2007 Adı-Soyadı ibaresi ile başlayan ve ibaresi ile başlayan sağ üst köşesi (10) numara ile numaralandırılan, EROL BİLBİLİK, RAFET ARSLAN, MUZAFFER TEKİN, ZEKİ BİNGÖL, AĞAHAN AKIN, SERDAR BAĞ, CEVAT ÇALIK, KEMAL KERİÇNSİZ, GÖNÜL APAYDIN, AHMET KURT ve MUSTAFA E. ERKAL isimli şahısların isimleri, telefon numaralan ve çalıştıkları yerlerin adlannm farklı kalem ve farklı kişilerin el yazısı ile yazılmış olduğu 1 sayfalık el yazması doküman.

d- Telefon görüşmeleri Tape: 3111 23.08.2007 tarihinde. Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL'un "...KEMAL BEY ŞİMDİ BUGÜN SABAHDA, YİNE BU ALMANYA MESELESİ KALEME ALINMIŞ, YİNE KOCA BİR SAYFA HABER YAPILMIŞ, BAKABİLİRSENİZ Bİ BAKIN ONA.........." diyerek Kemal KERİNÇSİZ'den Muzaffer TEKİN'in Alman ajanlığı ve uyuşturucu kaçakçılığı yapmak suçlaması ile basın ve yayın kuruluşlannda haberlerin yer aldığını, bu konu ile ilgili araştırma yapmasını ve dosyayı incelemesini istediği, Devam eden görüşmenin sonuna doğru Kemal KERİNÇSİZ'in "... İYİCE TESLİM BAYRAĞINI ÇEKMİŞLER BAKALIM BUGÜN ŞU DOSYANIN FOTOKOPİSİNİ BİR ALABİLİRSEM ORADAN BENCE GÜZEL BELGELER OLMASI LAZIM..." diyerek Basın ve yayın organlannda çıkan haberlerde geçen soruşturma ile ilgili dosyayı ele geçirmeye çalışacağı ve Sevgi ERENEROL ile birlikte hareket ettikleri anlaşılmaktadır. Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak;Bu konuşmanın kendisi tarafından yapıldığını, dosya olarak geçen konunun Muzaffer TEKİN"e ait olan Ümraniye olayı ile alakalı dosyanın alınması konusu olduğunu, Tape: 3112 23.08.2007 tarihinde Engin Çelik KADIGİL ile görüşmesinde özetle; "...TEŞEKKÜR EDERİM İYİYİM ENGİN BEY BU GÜN SABAH GAZETESİNDE YENİ BİR HABER ÇIKTI ALMANYA İLE İLGİLİ ONA BİR BAKARSANIZ..." şeklinde beyanlan olduğu, Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuştuğu şahıs Engin Çelik Kadıgil isimli şahsın Muzaffer Tekin isimli şahsın avukatı olduğunu, konuşmanın Muzaffer TEKİN isimli şahıs ile alakalı sabah gazetesinde geçen bir konu olduğunu, Tape: 3113 24.08.2007 tarihinde Çetin ELMAS ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL'un "....TEK SORUNUMUZ İŞTE BİLİYORSUNUZ ARKADAŞLARIMIZI TOPLAYIP DURUYORLAR YİNE ÖYLE TÜRK OLUNCA KİTAPTA YAZSAN HAPSE ATILIRSIN KONUŞSAN DA ATILIRSIN SADECE MİLLETİ İZLEYİP MİTİNGLEREDE KATILSAN ATILIRSIN ÖBÜRKÜLER SAYIP SÖVERLER BÜTÜN DÜNYA SENİN TfP*NE"~fflNER..." diyerek Ümraniye soruşturması çerçevesinde tutuklanan şahıslann hâlöız yefe/tu&jklandıklanm ve ülkemiz

içerisinde sanki bir kesimin diğer kesime karşı baskı uyguladığı, bağımsız mahkemelerin vermiş olduğu kararları saptırarak kendi görüş ve düşüncesine göre yorumladığı. Çetin ELMAS isimli şahsın da "DOĞRU DOĞRU DEVLET HAİNİ OLUP ÇIKIPTA HEPİMİZ ERMENİYİZ, ERMENİ OĞLU ERMENİYİZ DİYİNCE BİR ŞEY YOK" diyerek, dinlenen şahsın kendisine vermiş olduğu saptırma haberlerden ülkemizde bir etnik ayrımcılık olduğu şeklinde beyanda anlaşılmaktadır. Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuştuğu şahsın Gazi Üniversitesinde öğretim üyesi olan Çetin ELMAS olduğunu arkadaşlarımızı toplayıp duruyorlar derken Muzaffer TEKİN ve Ergün POYRAZ'ı kast ettiğini, Tape: 3115 27.08.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; "...OLUR ABİ O TAKDİR YÜCE TAYYİP ERDOĞAN'IN İRADESİDİR O NE BUYURURSA O OLUR...." YİNE "...ŞİMDİ ERGÜN İŞİN HUKUKİ ŞEYİN DE DEĞİLDİR. TABİ FARKINDA DEĞİLDİRDE ERGÜN'ÜN TUTUKLANMA SEBEBİ TAMAMEN GİZLİ BELGELERİN TEMİNİ VE SİLAHLI ÖRGÜT ÜYESİ OLMAK İKİ GEREKÇESİ VAR ANLATABİLDİM Mİ ABİ...". Şeklinde beyanları olduğu Tape: 3118 28.08.2007 tarihinde Muammer KARABULUT ile görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuştuğu şahsın Muammer KARABULUT isimli şahıs olduğunu Ergun POYRAZ'm suçlanması ile alakalı konu olduğunu, Tape: 3119 30.08.2007 tarihinde Ferruh SEZGİN ile görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını,konuştuğu şahsın bir arkadaşı olan Ferruh SEZGİN isminde eski bir gazeteci olduğunu, Zafer Bayramı kutlaması ile alakalı konuşma olduğunu, Tape: 3120 30.08.2007 tarihinde Orhan.... ile görüşmesinde özetle; Orhan.... isimli şahsın; "O ZAMAN HERKESİ TEVKİF ET, İLERDE NASILSA BİR SUÇ İŞLER..." şeklinde konuşmasına istinaden, Sevgi ERENEROL'un "...ÖYLE ÖYLE ERGÜN'ü de O ŞEKİLDE ALDILAR, ÇETE METE DEDİLER, ONDAN SONRA DEDİLER Kİ, ŞAYET GENEL KURMAY İSTİHBARATI VEYA JANDARMA İSTİHBARATINDA ÇALIŞTIĞINI SÖYLE, SENİ SERBEST BIRAKALIM. DÜŞÜNEBİLİYORMUSUNUZ RESMEN AÇIK SEÇİK PAZARLIK YAPMIŞLAR BÖYLE ...." diyerek, Ümraniye soruşturması sonucu tutuklanan Ergun POYRAZ' m haksız yere tutuklandığını ve soruşturmayı yürütenlerce asılsız isnatlarda bulunulduğu şeklinde görüşmeler yaparak, bu konuyu sürekli olarak gündem tuttuğu, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuştuğu şahsın 0535 928 30 62 numaralı hattı kullanan Orhan ÇETİNKOL isimli bir dostu olduğunu, bu şahsın Muzaffer TEKİN'in de bir arkadaşı olduğunu, konuştuğu konunun Ergun POYRAZ'a gözaltında yapılan teklif konusu olduğunu ve sonrasında siyasi partiler ile alakalı konuştuklarını, Tape: 3121 01.09.2007 tarihinde. Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığım,Turan ÇÖMEZ isimli şahsın Patrikhanelerinin 85.Yıl dönümü kutlamalarına davet etme konusu olduğunu, Kemal

Tape: 3123 03.09.2007 tarihinde Kemal KE#NÇİfe,Jle görüşmesinde özetle; KERİNÇSİZ'in "............ŞÖYLE DİYORUM BEN, ŞEY YAPALIM BU r ;

w* T t**

C3

A

*3 ,

CUMHURBAŞKANI MESELESİNİ İŞLEYELİM BU HAFTADA...................., BOL BOL ERGÜN'ÜN KİTABINDAN EEE GÜL MESELESİNE DOKUNALIM. EVET HI HI... EEE TAM ZAMANIDIR ÇÜNKÜ BU ADAMIN NİTELİKLERİNİ SAYIP DÖKMEK, EE BÖYLEDE ERGÜN MESELESİNE DE DOKUNMUŞ OLURUZ ORDA ..." diyerek, Yeniçağ Televizyonunda Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile alakalı yapacakları programda Ümraniye soruşturmasında tutuklanan Ergun POYRAZ' ı da kamuoyu gündemine taşıyarak, gündem oluşturmaya çalıştıkları, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuşmanın Kemal KERİNÇSİZ'in Yeniçağ TV'de yapacağı bir konuşma ile alakalı olduğunu, Tape: 3124 03.09.2007 tarihinde Muammer KARABULUT ile görüşmesinde özetle; "...LEPTOP OLAYINI HALLEDEBİLİRSE HÜSEYİN..BEY.." şeklinde beyanlarının olduğu, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Bu konun Ergün POYRAZ isimli şahsın Emniyette el konulan Laptop'un iadesi ile alakalı olduğu, Sonrasında da Ergün POYRAZ isimli şahsın "Protestan Kur'an " isimli kitabı ile alakalı bir konuşma olduğunu; Tape: 3125 04.09.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle;; "TENZİLE'LERE DE SEVGİLER SAYGILAR" diyerek, Veli KÜÇÜK isimli şahsın Azerbaycana yapacağı ziyaret ile alakalı olarak Sevgi ERENEROL' a bilgi verdiği, Tenzile RÜSTEMHANLI isimli bayanın Azerbaycan da bakan yardımcılığı yaptığı, ülkemize zaman zaman geldiğinde Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve Veli KÜÇÜK isimli şahıslarla buluştuğu, Kemal KERİNÇSİZ' in organize ettiği basın açıklamalarına ve anma günlerine katıldığı, şahısların ortak dostluklarının uluslar arası arenaya kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Veli KÜÇÜK kendisini arayarak Patrikhanemizin 85. yılını kutladığını, Tenzile isimli şahsın ise Azeri Türk Kadınlar Birliği Başkanı olan Tenzile RÜSTEMHANLI olduğunu, Tape: 3127 06.09.2007 tarihinde Muammer KARABULUT ile görüşmesinde özetle; "ÖZETLE, MUAMMER KARABULUTUN YAYINA SUNDUĞU BİR İNTERNET SİTESİNDEN VE SİTEDE YER ALACAK KONULARDAN BAHSEDİYORSUNUZ. AYRICA GÖRÜŞME İÇERİĞİNİZDE, ERGUN POYRAZ, KEMAL KERİNÇSİZ, EROL BİLBİLİK İSİMLİ ŞAHISLAR HAKKINDA" şeklinde beyanların olduğunu, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Muammer KARABULUT isimli şahsın yazmış olduğu "Coca cola ve Çiş" isimli kitap ile alakalı konuşma olduğunu, Sonrasında Kemal KERİNÇSİZ isimli şahsın Tv programına Erol BİLBİLİK isimli şahsı misafir olarak davet etmesi ile alakalı konuşma olduğu, daha sonra da geçen konuşmanın "Kin Kapısı" isimli kitap ile alakalı olduğunu; Tape: 3128 08.09.2007 tarihinde Adnan ODABAŞ ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL "TABİ NE OLACAK BAŞKA AMA KİTAPTAN ALDIK DİYEBİLİRLER Mİ HEM 301'İNCİ MADDEYİ KALDIRMAK İÇİN ÇALIŞSINLAR HEM DE BİR YAZARI KİTAPLARINDAN DOLAYI HAPİS ETSİNLER", "ÖYLE ÖYLE BİRİLERİNE KİTAP YAZDI DİYE MAHKEME ÜYE ŞEY HAKİM KARŞISINA BİLE ÇIKARTIRMADAN BERAAT ETTİRİYORLAR VALMT'VATAN EVLADI OLUNCA ÖYLE DAHA SUÇ BİLE BULUNAMADAN SUŞfBVLUf^A^ KADAR TUTUKLU KALMASINA DİYE KARAR VERİYOR" Emniyett^eyanmda^flrüşme ile ilgili olarak;

%,. " İ i fi '" ,**#"

"

.~^

Adnan ODABAŞ isimli şahsın arkadaşı olduğunu ve Üsküdar Gazetesinin sahibi olduğunu, bu şahsın Ergün POYRAZ'm Ümraniye olayları ile alakalı serzenişlerini bildirdiğini, Tape: 3129 11.09.2007 tarihinde Hasan YALÇIN ile görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Hasan YALÇIN isimli şahısı tanımadığını, Bu telefon görüşmesinde tanıştıklarını, ancak konuşmanın içeriğini dinlediğini tam olarak hatırlamadığını, Tape: 3130 18.09.2007 tarihinde Ülker SALMAN ile görüşmesinde özetle; "ÖZETLE, ERTESİ GÜNÜ 09:45'TE TAKSİM ANITTA YAPILACAK BİR YÜRÜYÜŞLE İLGİLİ AYRINTILARI BİLDİRDİĞİNİZ.." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Ülker isimli şahsın soyadının DURUKAN olduğunu bu şahsın Bakırköy Çevre Dostları Başkanı olduğunu içeriğini tam hatırlayamadığı bir basın açıklamasına davet için aradığını; Tape: 3131 18.09.2007 tarihinde Ragıp .... ile görüşmesinde özetle; "ÖZETLE, ERTESİ GÜNÜ 09:45'TE TAKSİM ANITTA YAPILACAK BİR YÜRÜYÜŞLE İLGİLİ.." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak ağıp isimli şahıs soyadını hatırlayamadığını, halen şoförlüğünü yapan şahıs olduğunu Taksimde basın açıklamasına götürülmesi ile alakalı konuşma olduğunu, Tape: 3132 19.09.2007 tarihinde Beyazıt CEREN ile görüşmesinde özetle; ÖZETLE, BEYAZIT CEREN İSİMLİ ŞAHSA DAHA ÖNCE GÖNDERMİŞ OLDUĞUNUZ BİR KİTAP ÜZERİNE VE ŞAHSIN YAŞADIĞI BÖLGE VE KÖKENİ İLE İLGİLİ YORUMLARDA BULUNDUĞU, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Beyazıt CEREN isimli şahsı hiç tanımadığını, görmediğini, muhtemelen kendisinden Türk Hıristiyanlar ile alakalı kitap almış olabileceğini, Teoman ERGENE'nin yazmış olduğu kitap ile alakalı olduğunu, Tape: 3133 20.09.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'un cezaevinde, Muzaffer TEKİN'i ziyareti ile alakalı olarak "KOMUTANIMIZ NASIL MORALLERİ" sorduğunda, Sevgi ERENEROL da "İYİ, İYİ" diyerek, yapmış olduğu cezaevi ziyareti hakkında bilgi verdiği, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Kemal KERİNÇSİZ ile Muzaffer TEKİN ile alakalı yapmış olduğu konuşma olduğunu, Celal ŞEN isimli şahsın bir avukat olduğunu, Tape: 3134 27.09.2007 tarihinde Nuriye ... ile görüşmesinde özetle;Sevgi ERENEROL "BUGÜN Bİ GİR TEPKİMİZE BU REFERANDUM İÇİN Bİ ÇALIŞMA BAŞLATTIK.", OKUDUKTAN SONRA YAZIYI Bİ EMİN ÇÖLAŞAN VE MUSTAFA BALBAY İLE GÖRÜŞ BU KONUDA NASIL BİZE DESTEK VERİRLER NE YAPABİLİRİZ. ART OLARAK NE YAPABİLİRİZ. YANİ BU REFERANDUMDA EVET ÇIKARMALIYIZ VE LEHİMİZE ÇIKARMALIYIZ. YOKSA CUMHURİYET GİTTİ ELİMİZDEN. BU SON ŞANSIMIZ." Diyerek, Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile alakalı olarak kulis faaliyetlerinde bulunarak, Cumhuriyetin kendi ellerinden gideceğini söyleyerek

Cumhuriyeti ve Cumhurbaşkanlığı makamlarına kendi ideolojileri doğrultusunda birisi olması için basın yayın kuruluşlarına beyanlarda bulunduğu, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak;Nuriye isimli şahsın Nuriye ATABEY olup Avrasya TV'de program yapımcısı olduğunu, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için kadın adaylar öne sürdüklerini ve bu konu ile alakalı konuşma olduğunu, Tape: 3135 29.09.2007 tarihinde Ender ŞAHİN ile görüşmesinde özetle; "ÖZETLE, ENDER ŞAHİN İSİMLİ ŞAHIS, SİZİN MUZAFFER TEKİN>E GÖSTERMİŞ OLDUĞUNUZ YAKIN İLGİ, ÖZVERİ VE DEVAMLI KENDİSİNİ ZİYARET ETMENİZDEN DOLAYI TEŞEKKÜR ETTİĞİ Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Ender ŞAHİN'in emekli Emniyet Müdürü olduğunu, konunun ise Muzaffer TEKİN'e yapmış olduğum ziyaret için teşekkür konuşması olduğunu; Tape: 3136 02.10.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'a «YANİSTRATEJİDİR BU" dediği Sevgi ERENEROL'unda "HI HI İYİ İYİ ZATEN ONUN İÇİN BENDE BÖYLE BİR TEKLİFTE BULUNMUŞTUM SİZE ..." dediği, KEMAL KERİNÇSİZ'de; "MECBUREN BÖYLE YAPICAĞIZ ARTIK. DEDİM Kİ BAKIN ŞİMDİDEN ÇALIŞMAYA LAZIM İŞTE ÇALIŞMAK GEREKİR BEN DÖKÜMLERİN TAHLİLLERİNİ YAPACAĞIM HUKUKİ TAHLİLLERİNİ SİZDE MASTIR PLANIN TAHLİLLERİNİ YAPIN ONU BİTİRDİKTEN SİZ BANA VERİN BENİMKİNİ BEN SİZE VEREYİM. KARŞILIKLI KARŞILAŞTIRALIM. ARKASINDAN DİĞER İFADELERİN TAHLİLLERİNE GEÇELİM TEK TEK BÖYLELİKLE BİR ANA ÇATIYI KURALIM ÜÇ BÖLÜMDEN İBARET BİR TANE CD DİĞERİ MASTIR PLANI DİĞERİ DE EFENDİME SÖYLEYEYİM İFADELERİN TAHLİLLERİ OLSUN YANİ TAM HAZIRLIKLI OLALIM İDDİANAME YAZILIR YAZILMAZ HEMEN İTİRAZIMIZI YAPALIM", "BU BİR MÜVEKKİLİN DEĞİL Kİ SENİN BU MİLLİ BİR MESELE" diyerek, Muzaffer TEKİN VE Ergun POYRAZ ile alakalı olarak yeni stratejiler belirlemeleri gerektiğini, bunun bir milli mesele olduğu söyleyerek konuya ne kadar önem verdiklerini, tutuklu bulunan şahısların milli dava için tutuklandıklarını kamuoyuna lanse ederek milliyetçilerin bu ülkede tutuklandıklan şeklinde beyanlarda bulundukları, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Muzaffer TEKİN'in avukatlarının Ümraniye dosyasını incelediklerini, bu konu ile alakalı konuşma olduğunu, Tolga isimli şahsın Kemal KERİNÇSİZ'in bir avukat arkadaşı olduğunu, Tv programına kendisini davet edecek olduğunu, Mustafa ERKAU'm da TV programına davet edilecek kişi olduğunu, Tape: 3141 03.10.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; Kemal KERİNÇSİZ'in Sevgi ERENEROL'a muzaffer TEKİN ile alakalı olarak basında çıkan olumsuz haberlerle ilgili olarak "İNTİHARA SÜRÜKLETTİRMEK O YÜZDEN MÜMKÜN MERTEBE BU NAMUSSUZLARA YENİLMEYECEĞİZ" şeklinde beyanlarda bulunduğu, Sevgi ERENEROL' UN da "EVET" diyerek, konuyu doğruladığı, basın -yayın organlarında Muzaffer TEKİN ile alakalı olarak çıkan haberleri günü birlik değerlendirdikleri ve buna göre strateji belirledikleri, Tape: 3145 05.10.2007 tarihinde Erdem . .^site^gSrjişmesinde özetle; «YANİ GERİ ADIM ATMAMALIYIZ SİYASİ PARTİLERİN HMMTJ BİTMİŞTİR ARTIK BUNLAR DEMEK Kİ HEPSİ AYNI MALNI^^B0%AR ONSEKİZİNCİ 955 ö w -* l**«v_iJ-

ONDUKUZUNCU MADDEYİ TEKRAR DÜZENLEYECEKLERİNİ SÖYLEDİLER YA O TARİHE KADAR YİNE EE BİR SİYASİ PARTİ OLAYI ANAYASA MAHKEMESİ GÖTÜREBİLİR BÜYÜK İHTİMALLE CUMHURİYET HALK PARTİSİ YAPMASI GEREKİYOR ", «AMA ÖNEMLİ OLAN BÜYÜK HUKUKÇULARIN BURADA KONUŞMALARI NASIL 367'Yİ KONUŞTUYSA SABİH KANATOĞLU ŞİMDİ BU REFERANDUM MESELESİNİ DE ONUN AÇMASI LAZIM', Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Erdem isimli şahsın avukat olduğunu soyadının AKYÜZ olduğunu, referandum ile alakalı görüştüklerini, sonrasında da Cumhurbaşkanlığı seçimi ile alakalı referandum sonrası Cumhurbaşkanlığı seçimi ile alakalı hukuki süreç ile ilgili konuşma olduğunu, Tape: 3146 10.10.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ üe görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Kemal KERİNÇSİZ ile Ümraniye davasındaki gizli CD lerin basında çıkması ile alakalı yaptıkları görüşme olduğunu, Sonrasında Kurtlar Vadisi isimli diziye monte edilen Zafer karakterindeki şahıs ile alakalı hukuki yaptırımlar ile ilgili konuşma olduğunu, daha sonra Muzaffer TEKİN ile alakalı basında çıkan isim benzerliğinden kaynaklanan asılsız haberler ile alakalı hukuki müracaatlar ile Avukat Engin'in yavaş hareket etmesinden kaynaklanan serzenişler ile ilgili konuşma olduğunu, Tape: 3156 13.10.2007 tarihinde Hüseyin Mümtaz BAYAZITOGLU görüşmesinde özetle; "HABERTÜRK BİLİYORSUNUZ CIA İN TELEVİZYONUDUR. NASIL OLUYOR "LAZIM*,

ile

Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Hüseyin Mümtaz BAYAZITOGLU isimli şahsın kendisinin Trabzon'dan yazar bir arkadaşı olduğunu, bayramlaşıp HABERTÜRK'deki şehitler için toplanan yardımdan bahsettiklerini, Tape: 3163 14.10.2007 tarihinde Hüseyin..........ile görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Hüseyin isimli şahsın Yüksel MUTLU isimli şahıs olduğu, Yeniçağ Gazetesinin Haber Müdürü olduğunu, HABERTÜRK'te şehitler için toplanan yardım ile alakalı konuştuklarını, Tape: 3166 19.10.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; "KOLAY GELSİN BEN MUAMMERİ ARADIM DUYURUSUNU YAP DEDİM SİTEDEN ÇÜNKÜ OLAY ÇOK ÖNEMLİ ÖZELLİKLEDE İKİ KONUŞMACININ SÖYLEYECEKLERİ ŞİMDİ ÜLKER HANIMA DA SÖYLERİM ONUN DA ÇÜNKÜ ÇOK GENİŞ BİR ZİNCİRİ VAR ODA AYNI ŞEKİLDE DUYURUSUNU YAPSIN." , "ÜLKER HANIMA SÖYLEYELİM." , "HAYIR, YANİ RAGIP DEĞİL BEN O ZAMAN RAGIP'LA BERABER BEN ALAYIM ONU. Kemal KERİNÇSİZ' İNDE "ŞEY DEDİM IRAK'IN KUZEYİ VE TERÖR", "İSTERSENİZ Bİ ORGANİZE OLUP GİDELİM CUMARTESİ MÜSAİTTE HAVADA KÖTÜ OLMAYACAK", "O KONUYU DA ODA HER TARAFA YAYSIN Kİ SADECE BAKARSINIZ BELLİ BİR YÜRÜYÜŞTE YAPILABİLİR FATİH'E DOĞRU", "TAMAM EFENDİM ÖYLE YAPALIM PEKİ." Diyerek, Doğu ve Güneydoğu Bölgemizde devam eden operasyonların ABD nin talimatları ve verdiği istihbarat ile yapıldığını, bu operasyonun gündem değiştirmeden başka bir şey olmadığını, bu konu ile alakalı olarak Yeniçağ televizyonu ve Muammer KARABULUT isimli şahsın yönettiği tepkimiz.net isimli internet sitesinde ve yürüyüş yapma konusunda da yine kendileri ile birlikte harelçigLeden sivil toplam örgütlerinin bir araya getirdikleri AY-YILDIZ hareketinin başkan^Çter ||gfeMAN (DURUKAN) la birlikte yürüyüş yapmayı planladıkları. /^ '*V^S

Bahse konu şahısların ülke gündemi ile alakalı olarak her şeyi takip ederek bunu kendilerine bağlı basm-yaym organları, sivil toplum kuruluşları sayesinde geniş kitlelere ulaştırmak ve kaos ortamına zemin hazırladıkları görülmektedir. Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığım, Kemal KERİNÇSİZ ile Edirnekapı Şehitliğinde yapacakları bir anma töreni ile alakalı konuştuklannı, Tape: 3171 19.10.2007 tarihinde Murat ............ ile görüşmesinde özetle; "HIHI. ÇÜNKÜ NAŞI OLSA İSTEDİKLERİ NETİCEYİ BUNLAR, ŞEY YAPIYOLAR HİLE İLE ELDE EDİYOLAR. ONUN İÇİN YANİ GİDİP TE KULLANSAK TA HAYIRI, YİNE ONLAR EVET ÇIKARICAK ONUN İÇİN", Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Murat isimli şahsın Murat ÖZER olduğunu, işsiz olduğunu, telefonunun eşinin üzerine kayıtlı olduğunu, referandum ve Ergün POYRAZ ile alakalı konuştuklannı, Tape: 3172 21.10.2007 tarihinde Nuriye KAHYAOĞLU ile görüşmesinde özetle; "AMA PKK MKK DEĞİL, AMAN YANLIŞ YÖNLENMEYİN AMAN PKK DEĞİL BU ARTIK TÜRKİYE DİREKT OLARAK AMERİKA VE İSRAİLLE SA VAŞA GİRDİ ", Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Nuriye isimli şahsın Avrasya Tv'de program yapan Nuriye ATABEY olduğunu, Erol BILBİLİK'i programa davet etmek için çağırdığını Tape: 3173 21.10.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; ÖZETLE, PKK'NIN YAPTIĞI EYLEM SONUCU 13 ASKERİMİZİN ŞEHİT EDİLMESİYLE ALAKALI TÜRKİYE'NİN BAŞININ EZİLDİĞİNDEN VE BUNUN SİVİL İKTİDARLARLA HALLEDİLECEK BİR MESELEDEN ZİYADE SIKIYÖNETİM İLE ÇÖZÜLEBİLECEĞİ KONUSUNDA KARŞILIKLI BEYANLARINIZIN OLDUĞU, Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Kemal KERİNÇSİZ ile şahitlerimiz hakkında konuştuklannı, Bölgede sıkıyönetim ilan edilmesi konusunda fikirlerini paylaştıklanm, Tape: 3175 26.10.2007 tarihinde Doğaner GÖNEN ile görüşmesinde özetle; "KONU HAKKATEN BU CEMAAT VAKIFLARI MESELESİ AÇISINDAN SON DERECE ÖNEMLİ ŞUANDA BÖYLE BİR YASAĞINDA ÇIKMASI ÖNÜMÜZDEKİ GÜNLERDE ÇIKSÖZ KONUSU OLUCAĞI İÇİN NE YAPIP NE EDİP BU VAKIFLAR YASASINI ÖNLEMEMİZ LAZIM EE ŞAYET BU KONUDA BUNLARIN NE BÜYÜK SAHTEKARLIKLAR ÇEVİREREK BİRTAKIM MAL MÜLKÜ BİZDEN İSTEDİKLERİNİ ORTAYA KOYA BİLİRSEK BELKİ VAKIFLAR YASASINA DA ETKİLİYEBİLİR DİYE DÜŞÜNÜYORUZ EE SİZ BU KONUYLA İLGİLİ MUHABİRLERLE Mİ GÖRÜŞÜRSÜNÜZ YOK SA BU KONUNUN DAVACI OLAN ŞAHSA SİZİN NUMARANIZI VERSEM O SİZE DETAYLI KONUYU ANLATSIN NASIL ARZU EDERSİNİZ ONA GÖRE.", Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Doğaner GÖNEN isimli şahsın Hürriyet Gazetesinde çalışan vakıf konusu olduğunu, Balıklı Rum Hastanesinin davasının gazetede yayınlanması konusu ile alakalı konuştuklannı, ^s*83*8****

Tape: 3176 27.10.2007 tarihinde Hüseyin MÜMTAZ BAYAZITOGLU ile görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Bakü'de yapılacak olan bir Türk Kurultayı ile alakalı konuştuklarını, Tape: 3178 30.10.2007 tarihinde Tenzile RUSTEMHANLI ile görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Tenzile RUSTEMHANLI isimli şahıs ile Nisan ayında Türkiye'de bulunan Kürtlerin yaklaşık 5000 kişi olarak Türk Cumhuriyetlerine gideceklerine dair bir yazının fotokopisinin gönderilmesi konusu ile alakalı oluğunu, Tape: 3179-3180 30.10.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; Emniyette beyanında bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Amerikan Konsolosluğu önüne siyah çelenk koyma ile alakalı olduğunu, Tape: 3181 31.10.2007 tarihinde Elif Ceyda BAYRAMOĞLU ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Konuştu şahsın Şencan...................... İsimli şahıs olduğunu Şehit Aileleri Derneği başkanı olduğunu, Amerikan konsolosluğunun önüne siyah çelenk koymaya daveti ile ilgili olduğunu, Tape: 3183 31.10.2007 tarihinde Metin ÇELİK ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Metin ÇELİK'in arkadaşı olduğunu, tüccar olduğunu, Amerikan konsolosluğuna çelenk koyma konusu olduğunu, Tape: 3184 31.10.2007 tarihinde Tenzile RUSTEMHANLI ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Azerbaycan'daki Türk Kurultayında ki davetiye konusudur. Tape: 3185 01.11.2007 tarihinde Hüseyin Mümtaz BAYAZITOGLU ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Amerikan konsolosluğuna çelenk koyma ve Tenzile Hanımın davet edilmesi konusu olduğunu, Tape: 3186 01.11.2007 tarihinde İlker .... ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuştuğu şahsın Ülker SALMAN veya DURUKAN olduğunu aynı şahıslardır, evlenmiş olabilir) Amerikan konsolosluğuna çelenk koyma konusu olduğunu, Tape: 3019 01.11.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; ABD Dışişleri Bakanının Ülkemizi ziyaretini Sevgi ERENEROL ile birlikte nasıl provoke edeceklerine dair görüşmede, Sevgi ERENEROL'un Kemal KERİNÇSİZ'e hitaben; "... SİZE MÜJDE VERELİM RİCE (ABD DIŞİŞLERİ BAKANI) İSTANBUL'A GELİYORMUŞ. BÜTÜN ÇIRAĞAN'IN ÖNÜ POLİS KAYNIYOR...." Kemal KERİNÇSİZ' inde "YA YA İYİ OLDU,İYİ OLDU.BİZDE ŞİMDİ ORAYA DOĞRU" diyerek, Ülkemizi ziyaret eden ABD. dış işleri Bakanını ziyaretini nasıl provoke edeceklerini birbirlerine müjdeli haber olarak ilettikleri, Tape: 3187 01.11.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; "....IHI SİZE MÜCDE VERELİM RİCE (ABD DIŞİŞLERİ BAKANI) İSTANBUL'A GELİYORMUŞ. BÜTÜN ÇIRAĞAN'IN ÖNÜ POLİS KAYNIYOR....".», Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesin^J&daji-gprüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, ABD Dışişleri Bakj^^ice^ıfe^üjkiye''ye gelmesi konusu olduğunu İ i»

Tape: 3188 03.11.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSIZ ile görüşmesinde özetle; "....YOK CANIM HİÇ HİÇ ONUN YAPTIĞI FAYDA BU ÜLKEYE ÇOK AKILLI ÇOK DOLU HER ŞEYİ ARAŞTIRAN DENKLEMLERİ YERLİ YERİNE KOYAN BİR İNSAN SAĞ OLSUN O GÜNBENİ İŞTE ŞEYDEN GELİRKEN SİZDEN SONRA RADI BU NTV VELİ KÜÇÜK SORUŞTURMASINI VERMİŞ. VELİ KÜÇÜK'TE BENİM SORUŞTURMAYI TELEVİZYONDA İZLİYORUM DEDİ. HAYIRDIR ABİ FALAN DEDİM. İŞTE SİZ DEDİ İŞTE BEŞİKTAŞA GÖNDERMİŞLER DEDİ. BEŞİKTAŞ AĞIR CEZA MAHKEMESİNE ONDAN SONRA VELİ PAŞANIN RESİMLERİNİ KOYUYOR DEDİ. FOTOĞRAFLARINIZI KOYUYOR BAKTIM İNTERNET SİTESİNDE NTV NİN 2 HABER OLARAK GİRMİŞLER. RADYOLAR MADYOLAR VERİYOR BAŞKA BİR TELEVİZYON KANALINDA GÖRMEDİM RASTLAMADIM AMA YANİ BÖYLE BİR OLAYI PATLATMIŞLAR............." , Tape: 3190 05.11.2007 tarihinde Erkıl............ile görüşmesinde özetle; "............SAĞ OL, SAĞ OL BU GÜN NE YAPACAKSINIZ? ÇÜNKÜ BEN ŞİMDİ ERGÜN POYRAZ'A GİDECEĞİM ZİYARETE ONUN BU GÜN ZİYARET GÜNÜ BU GÜN...." YİNE SİZİN ERKIL.... İSİMLİ ŞAHSA "................ZATEN KEMAL BEYİN ORAYA GELİRİM OLMAZSA ONDAN SONRA ÇIKARIZ...." , Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını kendisinin Ergün POYRAZ'ı ziyarete gideceğini söylediğini, Tape: 3192 12.11.2007 tarihinde Nalan KARABULUT ile görüşmesinde özetle; "...... BU ARADA DUYDUNMU? VATANSEVER GÜÇ BİRLİĞİNİN HEPSİ TAHLİYE OLDU........", Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını Konuştuğu şahsın Muammer KARABULUT olduğunu, Nalan KARABULUT'un eşi olduğunu, VKGB üyeleri tutuklanırken gazetelerde manşetten verildiğini, ancak serbest bırakılırken iç sayfalarda küçük haberler verildiğini, Tape: 3193 14.11.2007 tarihinde Muammer KARABULUT ile görüşmesinde özetle; "....OLMAZ ÇOLUK ÇOCUKLA BU İŞLER YÜRÜMEZ ZATEN SORUMLULUK SAHİBİ İNSANLARA İHTİYACIMIZ VAR...." "....BİR TEK ONLARA MİLLİ GÜCÜ BIRAKTIK BİLİYORSUN ...." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını www.milligucbirligi.com isimli site ile Hakan ve Kutalmış isimli şahısların ilgilendiklerini, www.tepkimiz.com sitesi ile pek ilgilenmediklerini, Erol BİLBİLİK isimli şahsın tepkimiz.net için bir yazı yazdığını, Bu yazının halen siteye konulmaması ile alakalı konuşma olduğunu . O çocuklar denen bu yazıları koyması gereken genç arkadaşların olduğunu, bu arkadaşların Hakan ve Kutalmış isimli şahıslar olduğunu, Tape: 3194 16.11.2007 tarihinde Sema Seher BİLBİLİK ile görüşmesinde özetle; "....LÜTFEN EROL BEYE SÖYLERMİSİNİZ YAZI SİTEYE KONDU......BİRİNCİSİ KONDU TEPKİMİZ NOKTA NET...." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesirj^'lîrFgö.riişme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını kendisinin bu görüfmâyi yaft^ pahsın Erol BİLBİLİK'in eşi olan Sema BİLBİLİK olduğunu, Erol beye yazrfııfîsite>ypkQndtgu|u ilettiğini,

Tape: 3197 24.11.2007 tarihinde Veli KUÇUK ile görüşmesinde özetle; VELİ KÜÇÜK isimli şahsın "...SEVGİ HANIM MERHABA VELİ PAŞA....PATRİKHANEYİ ARADIM YAKUP ÇIKTI GELMEDİLER DEDİ Bİ UĞRARAYIM DEDİM Bİ GÖREYİM DİYODUM..." dediği, Sevgi ERENEROL' un ise " TAMAM, BEKLİYORUM, BEKLİYORUM" diyerek, Veli KÜÇÜK ile buluştukları, bahse konu şahsın telefon görüşmelerini çok sınırlı tutması nedeni ile görüşmenin içeriğinin anlaşılamadığı fakat sevgi ERENEROL isimli şahsın çalışan ve emekli askeri personel çok yakından ilgilendiği, Tape: 3196 24.11.2007 tarihinde Tenzile RÜSTEMHANLI üe görüşmesinde özetle; "......EVET EVET ONUN GÖREVİ ORALARI KARIŞTIRMAK İŞTE......ELİYLE VERİLEN GÖREVLERİ YERİNE SİZİN ANAYASALARINIZ İÇİN KIRKBİNDOLAR ALMIŞTI O ONU DA, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını Türk Demokrasi Başkanı Bülent AKARCALFnm Bakü"deki Türk Dünyası Konferansına katıldığını, Burada Ermeni meselesi ile ilgili hamaset dolu konuşma yaptığını, Kendisinin de Tenzile hanıma bu şahısla alakalı fikrimi söylediğini, Tape: 3198 27.11.2007 tarihinde Bülent ŞİMŞEKLİ ile görüşmesinde özetle; ".... VALLA ŞİMDİ BENİM BİLDİĞİM ŞEY VARDI NEYDİ SAYGI ÖZTÜRK ÖYLE İKİ Bİ KİTAP YAZMIŞTI III ŞEY YAZMIŞTI GALİBA TUNCAY ÖZKAN'DA YAZMIŞTI DEĞİL Mİ?...." YİNE DEVAM EDEN KONUŞMADA SİZİN "......Bİ KAÇ TANE ONLARDAN BULDA LAZIM KEMAL ABEYİME TAMAM MI..." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını. Muhtemelen arkadaşının telefonundan kendisini aradığını Bir kitap konusu olduğunu, Tape: 3199 28.11.2007 tarihinde Tenzile RÜSTEMHANLI ile görüşmesinde özetle; "....BÜLENT AKARCALI'NIN SOROSÇU OLDUĞU ...." YİNE "... Bİ DE TAYİP LE GELEN MEHMET..." ..." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Azerbaycan'da yapılan Türk dünyası ile ilgi kurultay ile ilgili yorumlar olduğunu, Tayip ile gelen Mehmet dediği şahsın Mehmet Ali TALAT olduğunu, Tape: 3200 28.11.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ in Ergun POYRAZ' ı cezaevinde ziyareti ile alakalı olarak yapmış olduğu görüşmede; Kemal KERİNÇSİZ in Sevgi ERENEROL' a hitaben "....ONUNDA BİZE TEKLİFİ VAR DİYOR Kİ SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI OLARAK BANA BİR ÖDÜL VERİLSİN DİYO ...." Sevgi ERENEROL' da "TAMAM" diyerek, konuyu onayladığı, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Kemal Kerinçsiz"in Ergün Poyraz cezaevinde iken sivil toplum kuruluşları olarak 0"na bir plaket vermeyi teklif ettiğini, sonrasında telefonun kesildiğini, Tape: 3201 28.11.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ'e hitaben; ....dedim hiç oralı olma yok artık onu suyuna git bunun suyuna git bu işler böyle olîiîaT~bİ7 haytımızı ortaya koyalım dedim kelle koltukta mücadele edelim ondan sonra o kırılacak bu kırılacak diye YUMUŞAK GEÇİŞLER YAPALIM OLMAZ DEDİM tenzile hanım varsın konuşmasın

eninde sonunda nasılsa konuşur...." Diyerek, vermiş oldukları mücadelede ne kadar kararlı olduklarını en açık şekilde görülmektedir. Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığım, Kemal Kerinçsiz"in Ergün Poyraz"a plaket verilmesi konusunu Ülker Salman"a da soralım dediğini, daha sonrada Cevizkabuğu programı hakkında Tenzile Rüstemhanlı"mn katılması konusundan bahsedildiğini, Cevizkabuğu programında bir izleyicinin programa katıldığını ve Pkklılann Bakü"yede yerleştiklerinden bahsederek Sabir Rüstemhanh"ya (Tenzile nin eşidir. Azerbaycan milletvekilidir) sorular sorduğunu, bu program ve gidişi ile alakalı konuşma olduğunu, Tape: 3202 30.11.2007 tarihinde, Azerbaycan bakan yardımcısı, Tenzile RÜSTEMHANLI ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL'un Tenzile RÜSTEMHANLI'ya "....hah hah valla kimin ne olduğunu türk dünyası çok iyi biliyor istedikleri kadar kudursunlar havlasınlar biri işe yaramaz onlar tabi oyunları bozuldu diye...........hı ya köpekler çok rahatsız oldular foyaları ortaya çıktı burda onların üstünü örtmek için şimdi her şeyi yapıyorlar aydınlıkta çok güzellerdi tenzile hanım.....................tabi çünkü ilk defa olarak ona bir şey tenkit oldu kimse bu güne kadar yaptıklarına bir şey demiyordu kendi aralarında konuşup gidiyordu ama bunu böyle televizyon kanallarında dillendirmek bunların oyununu bozdu üstelik şeyde tabi ellerinden kaçacak bu iş diye korkuyorlar onların asıl şeysi korkusu o en büyük para kaynakları yok olacak onlar menfaat peşindeler türk dünyası peşinde değiller TÜRK BİRLİĞİ PEŞİNDE DEĞİLLER ......... HA PAZARTESİ SEN GEL YALNIZ TENZİLE HANIM BEN BİLİYORSUN PAZARTESİ SABAHLARI ERGÜN'E GİDİYORUM ONUN İÇİN SENİ KARŞILAYAMAYACAĞIM...." Türkiye Cumhuriyetinin Başbakanı ve beraberinde ki heyete ağır ithamlarda bulunarak, resmi heyete karşı alternatif kutlama tertip ederek, Kemal KERİNÇSİZ, Hüseyin Mümtaz BEYAZITOĞLU ve Paşa ERENEROL ile birlikte Tenzile RÜSTEMHANLI' ran organizasyonu ile kutlama yaptıkları, resmi heyetin yapmış olduğu kutlamaların çok daha ilgi görmesini hazmedemeyen bahse konu şahıslar Devlet erkanı hakkında ithamlarda bulundukları, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, bu konuşmadan yaklaşık 1 hafta önce yayınlanan Ceviz Kabuğu Programı ile alakalı konuşma olduğunu, sonrasında Antalya da yapılacak olan Noel Baba Konseyi toplantısı ile alakalı konuştuklarını, Tape: 3204 30.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; "....İYİ BEN Bİ VAKIFTAYIM TÜRK DÜNYASINDA BEN Bİ YAKANA UĞRAYACAĞIM YAKANA Bİ 5 DAKİKA UĞRAYACAĞIM ORDANDA MÜSAİT OLURSAN ARARIM SENİ Bİ ÇAYINI İÇMEYE GELİCEM ...." ...." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Veli KÜÇÜK"ün kendisini ziyarete gelmesi ile alakalı olduğunu, Tape: 3236 30.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; VELİ KÜÇÜK'ün "PATRİKHANEYİ ARADIM YAKUP ÇIKTI GELMEDİLER DEDİ Bİ UĞRAYAYIM DEDİM Bİ GÖREYİM DİYODUM' Sevgi ERENEROL ile görüşmeye çalıştığı anlaşılmakta, Tape :1193 10.12.2007 tarihinde Hüseyin-/|^IKLT'|flife görüşmesinde özetle; Hüseyin ERİKLİ'nin "Ben Hüseyin ERİKLİ, İstanbujLTalatpafa Komitesinden" "Tenzile •■>i I a ■ **

hanım sizinlemiydi" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Hayır yok maalesef o Azerbaycan'da" dediği, Hüseyin ERİKLİ'nin ".. Akil vardı gazeteci orada" "Selam söyleyin dedi banada şimdi onu" "Ulusal Kanalın Azerbaycan Temsilcisi yaptılar" "..İstanbul'da Ulusal Kanalda da 2 gün bende konuşma yaptım kurultay üstüne" "Yani gene bi Avrasya Birliği bu Fethullahcılar ve Amerikanın etkisi oldu kurultayı yönlendirdiler falan diye" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Evet ben Aydınlık Dergisini gördüm zaten" "Çok güzel olmuş dergi" dediği, Tape :1194 11.12.2007 tarihinde Ekrem EKİNCİ ile görüşmesinde özetle; Ekrem EKİNCİ "Merhabalar ben Profesör Ekrem EKİNCİ Teknik Üniversiteden" dediği, Segi'inde yurt dışında olduğunu, ertesi gün kendisini aramasını söylediği tespit edilmiştir. Tape : 3207 12.12.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle;; Kemal KERİNÇSİZ' in Sevgi ERENEROL'a hitaben; Başbakan aleyhine açmış olduğumuz 3 kuruşluk davalarımızın hepsi kabul edildi" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Çok güzel tebrik ederim ..." dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in " şehit ailelerine, şehitlere yapmış olduğu hakaret niteliği de kabul edildi" "Son olarak sordu hakim neden 3 kuruş dedi? " BAŞBAKANIN BİZİM NEZDİMİZDEKİ DEĞERİ ÜÇ KURUŞTUR, BUNU MAHKEME KARARI İLE ONAYLATTIKLARINP'söylediği Sevgi ERENEROL ise "....(gülerek) ALLAH İYİLİĞİNİZİ VERSİN BUNDAN DAHA BÜYÜK BİR HAKARET OLURMU.........TABİ TABİ TABİ KABUL EDİLMESİ ONDAN DAHA BÜYÜK BİR HAKARET OLDU...." ".............VALLA SİZ KENDİNİZE BİR ÜLKE BULDUNUZ MU BEN EN AZINDAN SİZİ MACARİSTAN'A GÖTÜREBİLİRİM...." Tape: 3208 12.12.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle;Kemal KERİNÇSİZ isimli şahsın sevgi ERENEROL ile Alman Vakıflarının Ülkemiz üzerindeki yapmış oldukları faaliyetler ve Necip HABLEMİTOĞLU cinayeti ile ilgili yapmış oldukları görüşmede; ben bir iki kitap o konuda benim hiç aklıma yatmıyor alman vakıfları olay tamamen ilticacı yaklaşım gerçi teşkilatın ama kimler kullandı nasıl kullanıldı bilmiyoruz ama olay tam anlamıyla hatta vurucu güçte itirafçıların olma ihtimali var bu da gayri milli emniyetin işin içersinde olduğunun göstergesi gibi geliyor bana çok profösyonel kişiler onu yapanlar çok iyi yetişmiş ajanlar veya itirafçı aj anlaştırılmış itirafçı benim aklıma o geldi çünkü adamı öyle bir yerden vuruyor ki ikinci kez sigorta olarak kafanın üstünden vuruyor kurşunu...." Sevgi ERENEROL ise "EVET, EVET SEN ÇOK FAZLA ŞEYLER GÖRDÜN DİYE MESAJIYDI O" Kemal KERİNÇSİZ ise "... BU TÜR PROFÖSYONEL KATİLLLERİN YAPMIŞ OLDUĞU İŞ..." Sevgi ERENEROL ise "....TABİ EMİN'DE AZ ÇOK BU KONUYU BİLİR AMA ONA DA MÜSADE ETMİYORLAR ZATEN Bİ O BİLİYOR DOĞRU DÜRÜST Kİ ERGÜN BİLİYOR O KADAR................... O DA OLABİLİR CEVAT'TA OLABİLİR CEVAT'TA VAKIFTIR" Tape :1201 13.12.2007 tarihinde Ersan BARKIN ile görüşmesinde özetle; Bir süre sohbet edip Ersan'm avukatlık yaptığından bahsettiği, Sevgi ERENEROL'un "Necip beyin vefatıyla ilgili yarın akşam Avukat Kemal KERİNÇSİZ bey Yeniçağda bir program yapacak" "Telefonla bağlantı yapsa sana bağlanırmısm konuşurmusun" dediği, Ersan BARKIN'm "Onurla onurla gururla konuşurum" dediği, Tape :1208 14.12.2007 tarihinde Banu AV AR ile görüşmesinde özetle; Banu AVAR'm ".. dün Nuriye ile konuşuyordum ART' de, . JBfğfin*lÇ03(RAZ olayı ile ilgili soruyodumda, nasıl diye sen biliyormuşun galiba" dediği, Sev^^JîRENEROL'un "... 962

ziyaretine gidiyorum devamlı" "Şimdi yeni bir tane yazdı o daha yayınlanmadı" dediği, Banu AV AR'm Kanal B ve ART de programa çıktığını anlatarak, bu konulardan bahsedilmediğini anlattığı, Sevgi ERENEROL'un "... malesef her ikisininde, hem Muzaffer TEKİN' in, hem Ergün POYRAZ' m ismi geçirilmiyor artık aleyhte çok oldu..." dediği, bir süre şahıslarla ilgili açılan davalardan bahsettikleri, Sevgi ERENEROL'un, her iki şahısla ilgili Savcının iddianame hazırlamadığım, sürekli oyaladıklarını, psikolojik baskı yapıldığını anlattığı, Tape :1226 18.12.2007 tarihinde Erdinç...? ile görüşmesinde özetle; Erdinç'in "... ben geldim.. Ayasofya'nm önündeyim" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Evet ama saat 12'deydi bitti bile" "Biz Aksarayda Ordu Evindeyiz müsaitseniz buyurun" dediği, Tape: 3210 19.12.2007 tarihinde, Fuat TURGUT isimli şahsın kullanmış olduğu 0542 203 78 16 telefondan gelen mesajda; "RTE/AB.Dullah G.ve sürekasi eliyle parÇalanma s~recine itilen T.C.'ni KORUMAKiÇin; milliyetÇi/devrimci ihtilal KACINILMAZDR! Bayramnz/2008'nz kutlu... Av.FuatT." Tape :1231 20.12.2007 tarihinde Kemal.... ile görüşmesinde özetle; Kemal'in "Tekirdağa gittiniz demi ?" diye sorduğu, Sevgi ERENEROL'un "evet... çok iyiydi geçen haftada bu haftada maşallah çok iyi bide Paşa gibiydi kostümlerini giymiş bayram diye bizleri güzel karşıladı kıra vatını takmış filan onu diyorum haydutlar dış arda beyefendiler içerde" dediği, ceza evinde ziyaret edilen kişiyle ilgili vatandaşların duyarsızlığından bahsettikleri, Kemal'in "yanıbaşımızdaki insanlar bile, Ayyıldız Birliği Grubunda bitakım insanlar bana kuşkuyla ya acaba yaptımı yapmadımı ... diye soruyosa düşünün onun dışındaki insanların ne konumda olduğunu" dediği, ilerleyen görüşmelerde Fikret BİLA'nm yaptığı programla ilgili konuştukları, Tape: 3211 21.12.2007 tarihinde, Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL'un Veli KÜÇÜK' e hitaben "....MERSİ TEBRİK EDİYORUM 25 İNDE DE BİZİM NOEL BAYRAMIMIZ..." Veli KÜÇÜK' ün de "....HA 25 İNDE NOELİNİZ TAMAM YA ORDA OLACAĞIZ İNŞALLAH...." Diyerek, görüşme ve buluşmalar yaptıkları, Tape :1001 21.12.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "Veli paşa iyi bayramlar dilerim" "25'inde de bizim Noel bayramımız İstanbul'da" dediği, VELİ'nin "Ay'ın 25'inde Noeliniz tamam orda olacaz inşallah" dediği, SEVGİ'nin "Bekliyoruz ll'inden itibaren bekliyoruz sağolun" dediği, Tape:3212 21.12.2007 tarihinde Mithat KARACA ile yaptığı telefon görüşmesinde; S.ERENEROL'un "Mithat Albayım iyi bayramlar dilerim" dediği, M.KARACA'nın "Vefalı kardeşim benim çok sağol ya" diyerek yanıt verdiği ve M.KARACA'nın "Sevgi hanım şey varım sizde yav Veli Albay Paşamın telefonu yav" dediği, S.ERENEROL'un "Var şimdi aradım" "Mesaj değil de söylim çünkü mesaj atmasını beceremiyorum" "533 643 96 65" dediği anlaşılmıştır. Tape:1876 21.12.2007 tarihinde Süleyman ÖZMEN ile yaptığı telefon görüşmesinde; S.ERENEROL'un "Süleyman Yarbay" diyerek görüşmeye başladıkları ve birbirleriyle bayramlaştıklan, S.OZMEN'in "Siz nasılsınız bakalım paşa bey nasıl bütün akrabalarınız" dediği, S.ERENEROL'un "herkes iyiler herhangi bişey yok bildiğiniz gibi aynı devam ediyoruz Ülkemiz iyi değil bizler iyiyiz de Ülkemiz iyi değil" dediği, S.OZMEN'in "Doğru diyon doğru diyon" dediği, S.ERENEROL'un "Onun şeyindeyiz bakalım ne olacak" dediği analşılmıştır. ' t%

«- \

Tape:1877 21.12.2007 tarihinde Banu AVAR ile yaptığı telefon görüşmesinde özetle; B.AVAR'm "Bi kadıncağız aradı beni şimdi ona çok güldüm Altaş var ya hani ... Yenihayat m kız kardeşi" "Neyse Fikriye hanım galiba unuttum ismini şimdi" "o aradı falan yav dedi oraya dedi çıktım berbat bi yer orası biliyorum dedim ama yani bizim zaten çıkacak bi yer yok dedim o yüzden yani çağırdılar mı ben masonlara bilmem neden ... "... iyi anlattı uzun uzun yarım saatte bi şeyi anlattı bu Mümtaz Hocanın partisi işte toplantı yapmış galiba o da gitmiş ondan sonra orda işte şeyle birbirine girmişler Tuncay ÖZKAN la falan pislik herif diyor bilmem ne" dediği, S.ERENEROL'un "Tuncay ÖZKAN zaten bir felaket" dediği, B.AVAR'm "çok eğlenceli bir yer bulduk biz temelli buraya geliyoruz şeyde Silivri de bi at çiftliği var bir arkadaşım bizim belki tanırsın Orhan ERKANLI vardı bir zamanlar Milli Birlik Komitesinde onun oğlu Yavuz diye bir arkadaşımız var yazın beraberdik" dediği analşılmıştır. Tape:1878 21.12.2007 tarihinde Emin GÜRSES ile yaptığı telefon görüşmesinde; E.GÜRSES'in "O toplantıdan sonra ben Rize'ye geldim" "bir iki tane mahkeme işleri var onlara bakacam" "bizim Rizelilerin mahkeme işleri bitmez biliyorsun hocam" dediği anlaşılmıştır. Tape:1879 21.12.2007 tarihinde Yavuz...? İle yaptığı telefon görüşmesinde; YAVUZ'un "Gelmiyor musunuz Ankara'ya" dediği, S.ERENEROL'un "işte bi Azerbaycan bi Macaristan yaptım geldim" "Evet birinde Kurultay vardı Türk Dünyası Kurultayı onun için gitmiştim" "Öbüründe de noel baba konseyinin bir etkinliğiydi davet etmişlerdi onun için şey yaptık gittik geldik şimdi işte burda bazı toplantılar oldu herhalde Ocağın 15 inden sonra yine bi hareketlilik başlar diye düşünüyorum" dediği, YAVUZ'un "nasıl komutanımdan haber var mı" dediği, S.ERENEROL'un "Valla iyi dün gittik bayramlaştık açık görüş yoktu" dediği, YAVUZ'un "Sağlık sıhhati morali ?" dediği, S.ERENEROL'un "İyi iyi iyi son iki haftadır baya iyi gördük kendisini" dediği, YAVUZ'un "İyi aman aman aman çok sevindim Sevgi hanım" dediği, S.ERENEROL'un "İşte bu ay sonuna kadar bu iddianame hazırlarlarsa lütfedip" "Ondan sonra rahatlıyacaz uzatıp duruyorlar" dediği, YAVUZ'un "İnşaallah ondan sonrada çıkarlar çıkarda bidaha şeyden kurtuluruz sıkıntıdan" dediği, S.ERENEROL'un "tabi tam bir rezillik yaşadık" dediği anlaşılmıştır. Tape :1234 22.12.2007 tarihinde Bahadır BERK ile görüşmesinde özetle; Bahadır BERK'in "Ben Askeri Savcı Bahadır yarbay" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Nice mutlu güzel bayramlara" "Daha güzel bir Türkiyede inşallah kutlarız" dediği, Bahadır BERK'in "İnşallah, Ergün beyden hiç haber alıyomusunuz çıkmadı değilmi daha ..." dediği, Sevgi ERENEROL'un "Ben her pazartesi onu ziyarete gidiyorum" dediği, Bahadır BERK'in "Selamımı söyler misiniz" "Hangisinde şimdi hangi Cezaevinde?" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Şeyde Kandıra F Tipinde" dediği ve ceza evi ziyaretlerine herkezin alınmadığından bahsettiği, Bahadır BERK'in de Savcı olarak kendisinin girebileceğini ancak yanlış anlaşılma olmasın diye gitmediğini anlattığı, devamında "Siz yürekten yanında olduğumuzu söyler misiniz ben onunla çıkışta zaten görüşücem" dediği, ilerleyen konuşmalarda Sevgi ERENEROL'un da Noel Bayramı için davet ettiği, Bahadır BERK'in de Sevgiyi bir davete çağırarak "27 Aralıkta Profesör Doktor Aygün AKTAR'îa beraber" "... Dumlupınar Üniversitesindeydi" "Şimdi ordan kovdular KTÜ'ye geçti Giresun Eğitim Fakültesinde ..." "Yani canmı kurtardı diyelim Azeriydi Profesörümüz" dediği, Tape : 1237 22.12.2007 tarihinde Cafer .^^^îe^göTr^smesinde özetle; Cafer'in "... bayramlaşmadan geliyoruz, genel başkanla |^fydonoseİ^b^|and de bayramlaşma

vardı" "... güzel geçti mesajlar güzeldi, içerik güzeldi" dediği, Sevgi ERENEROL'un "MESAJ VERMEYİ BİLİRİZ DE İCRAAT ÖNEMLİ" dediği, Cafer'in "İNŞALLAH İCRAATIMIZ DA OLUR YA" dediği, Sevgi ERENEROL'un "İNŞALLAH HALA ÜMİT VAR DİYORSANIZ" dediği, Cafer'in "... bizden icraat olmazsa başka hiç kimseden icraat falan da bekleme" dediği, Sevgi ERENEROL'un "VALLA BİLMİYORUM DA, AMA ÜMİDİ SİZLERDEN ÇOKTAN BEN KESTİM" "BAŞIMIN ÇARESİNE BAKIYORUM, TIRNAĞIN VARSA BAŞINI KAŞI DERLER ADAMA EN DOĞRUSU ODUR" dediği ve noel bayramı için davette bulunduğu, Cafer'in de İhsan başkanla birlikte Avusturyaya gideceğini söylediği, Tape : 1239 23.12.2007 tarihinde Orhan....? ile görüşmesinde özetle; Orhan'ın "... ŞEYİ TAKİP EDİYORSUNUZ TABİ MUZAFFER'İ" dediği, Sevgi ERENEROL'un "tabi, perşembe günü sizi aradığımız da onun yanından ayrılmıştık, iyiydi son iki haftadır hele çok iyi gördük morali de yerinde bu perşembe de bayram münasebetiyle açık görüşü var Müge ile Özge gidecekler ziyaretine"" dediği, Türkiye'nin iyi yolda olmadığından bahsederek, Orhan'ın ... Dün baktım Bahçeli kükrüyor neyi kükrüyorsun" ".... soytarı neyi kükrüyorsun" dediği, bir süre gündemi değerlendirerek laiklik üzerine sohbet ettikleri, Tape : 3214 24.12.2007 tarihinde Cihan ÖRNEK ile görüşmesinde özetle; Cihan ÖRNEK'in "... BAYRAM MAYRAM DEMEDEN SÜREKLİ ÇALIŞIYORUZ BU KONULAR ÜZERİNDE" " ŞİMDİ SİZİN BİR İNTERNET ŞEYİ MAİL ADRESİNİZİ BİR ALABİLİR MİYİM" dediği, Sevgi ERENEROL'un da [email protected]. Şeklinde internet adresini verdiği, Cihan ÖRNEK'in "... SİZE MİLLİ GÜVENLİK GENEL KURULU BENDEN RAPOR İSTEDİ BU KONUYLA İLGİLİ ONU YAZDIM ETTİM ŞİMDİ SİZE BİR TAKIM MAİLLER GÖNDERİCEM ONLAR BİR DE BAZI BİLGİLER VAR ONLARINDA ÖZELLİKLE SİZDE DE KALMASINI İSTİYORUM" "KEMAL ABİYE DE GÖNDERDİM SİZE DE, SONUÇTA YANİ SADECE BENDE KALMASI BÜYÜK BİR RİSK TEŞKİL EDİYOR GERÇİ BELLİ BAŞLI YERLERE ULAŞTIRDIM BEN .... " "... BU BİLGİLER ÇOK DEĞERLİ BİLGİLER ANLATABİLİYOR MUYUM" "DOLAYISIYLA BÖYLE BİR RİSKLİ BİR MÜCADELEDE DE sadece bende kalması da büyük bir risk teşkil edeceğinden dolayı en azından sizde de bulunmasında fayda var" "Bir de bunun dışmda ben size bir 15 tane bunlarla ilgili aslında daha fazla karar var da bir 15 tanesini tapu ve mahkeme kararlarını size mail olarak göndericem yalnız RİCA EDİYORUM BU ŞEY TEKRAR ARADI O KANALDAKİLER TEKRAR ARADILAR YANİ ŞU AN ÇOK CİDDİ GÖZÜKÜYORLAR yani şu an gözüktükleri az önce tekrar aradı ve ISRARLA VE ISRARLA EN AZ İKİ TANE AİLEYLE BU ŞEKİLDE" "GÖRÜŞMEK İSTİYORLAR" dediği, Sevgi ERENEROL'un "... GÖRÜŞEBİLİYORLARSA TAMAM" dediği, Cihan ÖRNEK'in "Şimdi aileleri biz bulacağız onlar görüşecekler anlatabiliyor muyum" dediği, ilerleyen görüşmede, bulacakları ailenin aforoz edilmekten korkarak konuşmayacağından bahsettikleri, fransadan gelen mirasçılardan bahsedildiği, Sevgi ERENEROL'un mail kutusunun dolu olabileceğini, bu yüzden gönderilen belgeleri Kemal'den alabileceğini anlattığı tespit edilmiştir. Tape :1246 24.12.2007 tarihinde Selda ÖZTÜRKKAY ile görüşmesinde özetle; Selda ÖZTÜRKKAY'm "Merhabalar Ankara Yeniçağ Gazatesinden arıyorum ben Selda Öztürkkay nasılsınız" "Sevgi hanım... Kiliseye bağlı kurulan yardım kuruluşu karitas hakkında bilginiz var mı" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Karitas... Katolik Vatikana ait bir kuruluştur" "Normalde misyonerliğin bir yan kolu gibi çalışır yani yardım adı altında misyonerlik faaliyetleri tabi ön plandadır^jp^KonuylölgiM en iyi araştırmayı Alı

Rıza BAYZAN bey yapmıştır şeyden girerseniz internetten onun o çalışmasını bulabilirsiniz" dediği, Tape : 1247 24.12.2007 tarihinde Mithat...? ile görüşmesinde özetle; Mithat'ın "Nasılsınız ben Mithat Mithat albay" "... geldim, İstanbul dayım" "Kaçta başlıyor programınız" dediği, Sevgi ERENEROL'un "11 de" dediği, Mithat'ın "Allah tan bir şey olmazsa 11 de oradayım ben şu an da Aksaray dayım" dediği, Tape : 321 25.12.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "... ne zaman gelelim ne zaman programınız" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Saat 11 den itibaren" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "iyi biz 11 den sonra geliriz öyleyse Necla hanımla" dediği, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Veli KÜÇÜK'ün Noel kutlamasının saat kaçta başlayacağına dair araması olduğunu, Tape :1252 26.12.2007 tarihinde Yüksel MUTLU ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL'un düzenlediği noel bayramı toplantısına katılımla ilgili konuştukları, Segi ERENEROL'un Yüksel MUTLU'nun gazeteci olarak toplantıya neden gelmediğini sorduğu, Yüksel MUTLU'nun da haberinin olmadığını söylediği ve kimlerin geldiğini sorduğu, Sevgi ERENEROL'un "Kalabalıktı kimler geldi valla herkes vardı tanıdığınız bütün arkadaşlar hepsi sağ olsunlar geldiler Kemal bey de geldi o biraz geç geldi ama geldi yani sonunda" dediği, Yüksel MUTLU'nun da toplantıyı kameraya almaktan bahsettiği, Sevgi ERENEROL'un "... zaten dostların buluşması birilerini yeterince rahatsız ediyor bir de afişe etmenin anlamı yok" dediği, Tape :1254 27.12.2007 tarihinde İhsan GÖKTAŞ ile görüşmesinde özetle; İhsan GÖKTAŞ'm "... İhsan GÖKTAŞ veya namı değer isakınbeçtayn bir ara görüşmüştük sizinle hatırlıyor musunuz Kemal beyin orada" "Bu yurtdışında 2005 te Amerikalı örgüte Türk darbesi diye mevzu bahis olmuştu medyaya çıkmıştım ve rahmetli Atilla İLHAN kitap yazmıştı benim üzerime" "... üç gün önce Star Tv de ana habere bir demeç verdim iki hafta önce de tekrar gazetelere çıktık dediklerim tekrar teyitlendi söz konusu şu bu sayntoloji diye bir örgüt var" "Kendilerine Hiristiyan kılıfı adı altında ... sokmaya çalışıyorlar bu benim bildiğime göre Almanya da ki içişleri bakanlığı ve Fransa ve İngiltere de kilerinde bildiğime göre bundan Vatikan da rahatsız artı gerçek Hristiyan dinine mensup olan insanlarda rahatsız" diyerek bu konularda Kadir ÖZÇELİK'le bir televizyon programı yapmayı düşündüğünü söyleyerek Sevgi ERENEROL'u da programa çağırdığı, onunda kabul etmediği tespit edilmiştir. Tape: 3218 27.12.2007 tarihinde. Hüseyin............... ile görüşmesinde özetle; ".... İNŞALLAH İNŞALLAH HEPİMİZ BEKLİYORUZ DA DİLERİM YİNE BİR OYUN OYNAMAZLAR..." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, konuştuğu şahsın Hüseyin BUZOĞLU olduğunu, Ümraniye olayı iddianame ile alakalı konuştuklarım, Tape: 3219 29.12.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; "....YOK TEMPO'YU DÜŞÜNMENİN VAKTİ GELDİ GİBİME GELİYOR...." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesmdj^u;:görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, yıl sonu devirleri ilejşîljjfalı kp^^ıa olduğunu, Tempo TV ile alakalı olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in zaman/anıan bu tvMf^âyına çıktığını, y-j

966 \ * „" « s'v % /

*Tape:........'da kayıtlı, 31.12.2007 günü saat: 11.56 sıralarında Sevgi ERENEROL ile X Bayan/Ali...? arasında yapılan telefon görüşmesinde özetle; X Bayan'm "Kayseri Jandarma Bölge Komutanımız görüşmek istiyorlardı veriyorum Sevgi hanım" dediği, ALİ'nin "Hayırlı seneler" "Sevgiciğim nasılsın iyisin değil mi?" dediği, S.ERENEROL'un "Çok şükür iyiyim bende işte Kandıra'da Ergün POYRAZ ı ziyarete git... ondan dönüyorum" dediği, ALİ'nin "Daha bir gelişme yok değil mi mahkemesi?" "Ney ney isnat ediyorlar ki bu çocuğa?" dediği, S.ERENEROL'un "hiçbir şey isnat etmiyorlar kitap yazdı diye de diyemedikleri için öyle uzatıp duruyorlar psikolojik baskı oluşturmaya çalışıyorlar uzattıkça böyle teslim alabileceklerini düşünüyorlar" "bu milleti kurtarsın bunlardan" dediği, Tape: 3222 02.01.2008 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Sevgi ERENEROL Emniyette Alman İfadesinde bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Yılbaşı kutlaması olduğunu, Tape : 1265 02.01.2008 tarihinde Orhan..? ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "Pazartesi günü de tabi Kandıra'yı ziyaret günümdü benim hepsi üst üste gelince bir hayli şey yaptım yoğunluk oldu size iyi seneler" dediği, ORHAN'm "Bir an önce de Muzafferin Muzaffer'in özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum" dediği, SEVGİ'nin "İnşallah inşallah bütün milletin de özgürlüğe kavuşmasını" "Muzaffer Bey ile beraber onların da hepimiz özgürlüğe kavuşmasını" dediği, ORHAN'm "Milletin özgürlüğe kavuşması biraz zor" "Bütün bütün kaleleri kaptırdılar" "SİLAHLI KUVVETLER DE DAHİL" dediği, SEVGİ'nin "Ah nasıl bunun altından kalkacağız hiç bilemiyorum ama" "Evet evet vallahi birazcık gayret edilsin muhakkak gene bulunur da herkes şey hayatından memnun gibi" dediği, ORHAN'm "Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri yanında olmadan hiç bir hareket olmaz" dediği, SEVGİ'nin "OLMAZ BİLİYORUM" dediği, ORHAN'm "Hiç bir hareket olmaz ben bunları yaşadım ihtilaller darbeler mahkemeler..." Sevginin "Evet evet ondan şüphem yok ama geçen gün Erol Bilbilik SKY televizyonunda programdaydı onu izleyenler genç subaylar olarak 180 kişilik bir grup mail göndermiş demek ki bazı şeyler şeyi yapıyor yani faaliyete geçildi hani o kadar da toplumu uyutamadılar öyle görünüyor ama birileri demek ki bir şekilde bazı şeylerin farkında ama demek zaman gelmedi daha çünkü gecenin on bir buçuğu muydu neydi program başladığında ve ikiye kadar sürmüştü buna rağmen ertesi gün de yılbaşı gecesi" herkes kutlama yapacaktı oturup millet seyretti seyrettiğine göre demek ki herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor öğrenip bir şeylerin gayretindeler" "İnşallah sonunda muvaffak oluruz gene ne bileyim elbirliğiyle" Tape : 1271 02.01.2008 tarihinde Banu..? ile görüşmesinde özetle; BANU'nun "Tenzile'yi aradım onun da kocasına ödül vermiş Yahya Akengin uzun uzun konuştuk ya bunlar Fethullahçı değil mi filan diye ama değiller galiba yani onlar şey eski ülkücüler olabilir değil mi" dediği, SEVGİ'nin "Akengin onlar da aynı Fethullahçı grup aynı takımından" dediği, BANU'nun "...bu Zabir beye ödül vermişler kim bunlar dedim... Fethullah ile ilişkileri yok tam olarak bunlarm diyor bunlar eski ülkücü grubu ama içlerinde vardı bir ara dedi...Tenzileye geçtim öyle yani ben almam ödülü demesin diye çünkü alsın yani ne olacak ismi duyulsun burada da" dediği, SEVGİ'nin "YOK AMA ÖDÜLÜ KİMDEN ALIYOR O ÖNEMLİ O ZAMAN BEN BİR ARAŞTIRAYIM BEN TAM NET OLARAK" dediği, ,*****•*-

Tape :1272 03.01.2008 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "Kolay gelsin siz kimle program yapacaksınız yarın akşam" dediği, KEMAL'in "Yarın akşam çocuklarla yapacağız bu 221. maddeyi bir tartışalım diyoruz bu şey var ya etkin pişmanlık onun esnetilmesi genişletilmesi meselesi genel affa doğru adım adım ... o konuyu bizim çocuklarla beraber bir tartışalım diyoruz" "Tabi açılım olur çocuklara da rahat konuşma açısından hukuki bir konuda" "Kalabalık da sekiz on kişi gelsinler ki daha renkli olsun daha farklı fikirler" "Ondan sonra da bu Kegam Vetyam var biliyor musunuz Kegam" "Onu bir alayım ben diyorum programa Ermeni meselesi ne dersiniz" "Özellikle bizim böyle bir Ermeni cemaatinden birini çıkarmamız lazım daha hoştur" "BİZİM ESAS ETNİKÇİLİK EFENDİM VEYA BİR KİMLİK DÜŞMANI OLMADIĞIMIZIN DA ORTAYA KOYMUŞ OLURUZ O BAKIMDAN ONU ÇIKARAYIM DİYORUM" dediği, SEVGİ'nin "İyi olur iyi olur" dediği, Tape :1273 04.01.2008 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; KEMAL'in "Sağolun efendim Tekirdağ'ın yoluna yavaş yavaş gidiyoruz" "Ya ya ya bu Kelle kararını açıklamış mahkeme hakimi aman ya rabbim ne biçim karar nasıl karar" dediği, SEVGİ'nin "Öyle mi ... harika helal kadma" dediği, KEMAL'in "Helal aman ya rabbi ben böyle bir karar görmedim" "Yani bir okusanız benim gözlerim yaşardı o karar karşısında var mı dedim böyle insan var mı hele bir bayan olarak bunu vermek nasıl dert veriyor biliyor musunuz dört sayfa ... PKK konusunda aman ya rabbim" dediği, SEVGİ'nin "YA O ZAMAN HEPİMİZ TEŞEKKÜR MEKTUBU YAZALIM" dediği, KEMAL'in "Ya işte onu hemen yapmalıyız o kadar" "Basın da arıyor basın ele geçirmiş basın medya da arıyor NTVden şimdi aradılar haber konusu yapıyoruz biz bunu dediler görüşünüz ne benim katacak bir şeyimiz yok mükemmel bir karar mükemmel NTVde çıkmış herhalde saat bir haberlerini izlerseniz" Tape : 1274 04.01.2008 tarihinde Orhan..? ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "BEKLERİZ İYİ GİDİYOR MU İŞLER" dediği, ORHAN'm "VALLAHİ BİRAZ İYİ DEĞİL ASLINDA BUNU BİRE BİR KONUŞURUZ BEN GELDİĞİMDE DE DAHA RAHAT KONUŞURUZ SANIYORUM" dediği, Tape : 1275 04.01.2008 tarihinde Turgay..? ile görüşmesinde özetle; TURGAY'm "ŞEY VAR MEHMET ŞERİF FIRAT'IN TORUNU DOĞU İLLERİ VARTO TARİHİNİ YAZAN" "YAZDIĞI İÇİN DE ÖLDÜRÜLENİN TORUNU GELECEK ON DOKUZUNDA DAHA VAR" " DAHA SONRA BİR DE ÖZEL KONUŞTURDUK ONU KÜRT MESELESİ ŞENER PAŞA VARDI YA VELİ PAŞA VARDI" "On dokuzunda müsait olursanız herhalde iyi olacak bu defa" dediği, Tape: 3223 04.01.2008 tarihinde, saat: 13.37 sıralarında, Sevgi ERENEROL ile Ümraniye sanığı Muzaffer TEKİN'in eşi Müge TEKİN isimli şahıs arasında geçen görüşmede; Müge TEKİN'in "....O MİLLETİN ÖZGÜRLÜĞE KAVUŞMASI BİRAZ ZOR ...",".... BÜTÜN BÜTÜN KALELERİ KAPTIRDILAR ...",".... SİLAHLI KUVVETLER DE DAHİL ..." Sevgi ERENEROL isimli şahsında; "....BENBUNLARI YAŞADIM İHTİLALLER, DARBELER, MAHKEMELER ..." Tape :1280 04.01.2008 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "Evet evet nasıl Muzaffer bey" dediği, KEMAL'in "Çok selamları var iyi iyi" dediği, SEVGİ'nin "Dün çünkü morali çok iyiydi" dediği, KEMAL'in "Motive etmeye devam" " EN SAĞLIKLI BİR ŞEKİLDE HEM SAĞLIKLI TAHLİLLER YAPIYORUZ HEM GÜÇLÜ BİR MORAL VERMEYE GAYRET EDİYORUZ Kİ" "Çünkü insanlar dostlarıyla moralle ayakta kalır" "Herfeyicenine boyuna konuşuyoruz haftalık yorumları yapıyoruz" "Evet ... doptfsınm ^gelmesi için bir girişimde bulunucaz" "Çünkü şey daha fazla beklettirmeyelim" "B»;adafnlara kalacaksa yine biz

kendi gayretlerimizle bulacaz dosyayı" dediği, SEVGİ'nin "İnşallah sizin akşam programınız var bu kadar yorgunluktan sonra bide değilmi" dediği, KEMAL'in "Yani orda da bi kaç kardeşi konuşturalım ..." "Tabi hani belki bir hafta birini bir hafta birini yapabilirsiniz" dediği, SEVGİ'nin "İYİ AMA MUZAFFER BEY O ZAMAN ŞEY YAPIYOR GEÇEN HAFTA AÇIK GÖRÜŞTE BİLE BOŞ BULUNDU SEVGİ NİYE GELMEDİ DEMİŞ" "İnşallah öyle birşey yapabilirsek çok iyi yani olur üzülürüm çünkü hakikatten her ikisinin de ihtiyacı var her ikisine de ... şey yapmak lazım" "Çünkü açık görüşlerde aynı zamana düşücek heralde o zaman" "Yani birinin açık görüşünde en azından gideyim dicem ama o da olmıcak" Tape: 3224 07.01.2008 tarihinde Ülker SALMAN ile görüşmesinde özetle; "....YARIN TOPLANIYORUZ İŞTE DUYURU YAPTIM ARKADAŞLARA ...", şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Tape: 3225 08.01.2008 tarihinde Erdinç TÜRKCAN ile görüşmesinde özetle; "....ŞEY ŞEY BAKIMINDAN ÜÇ KURUŞ ...", "....ZATEN DAHA BEŞ PARA FAZLA ETMEZ YANİ ..." SİZİN "....NE YAPACAĞIZ NE EDECEĞİZ ONUN ŞEŞİ BU OLACAKTI ...", "....SİZE İLETİRİZ ALINAN KARARLARI ..." şeklinde beyanlarda bulunduğunu, Tape :1283 09.01.2008 tarihinde Müge TEKİN ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "İyiyim sağol iş yerindeyim evdeysen sabitten konuşalım" dediği, MÜGE'nin "Sevgicim resimleri alırken ben yalnız Papa ... kabrinin çekmiştim ya" "Onları tab ettirmeyi unutmuşum" "Vural Vural Albayın eşi ile tesadüfen karşılaştım" "Kendisi Papa... nin kabrinin ve ayakucundaki o değerli yazının" "Hah yani ben albümüme koymak istiyorum ve arkadaşlarım göstermek istiyorum dedi" "Bütünüyle bir resim var birde ayrıca yalnızca Atatürk'ün o değerli yazısını içeren bir resim var" dediği, Tape: 3226 10.01.2008 tarihinde, Emin GÜRSES ile görüşmesinde özetle; Emin GÜRSES'in "....MUZAFFER YÜZBAŞI ÇIKACAK....", "....ANKARA'DA BEN DEDİM Kİ YANİ BUNA ŞEMDİNLİ MESELESİNİ ÇÖZDÜNÜZ BUNA SIRA NE ZAMAN GELECEK ..." Dediki sıra dedilerki sıra ona geldi şimdi dediler"dediğini, Sevgi ERENEROL ise; "İNŞALLAH DİLERİZ ÖYLE OLUR.." şeklinde geçen görüşmede, Ümraniye soruşturmasıyla ilgili tutuklu bulunan Muzaffer TEKİN in, serbest bırakılması için ikili görüşmelerde bulunulduğu anlaşılmaktadır, bu görüşme ile ilgili olarak; Bu konuşmayı kendisinin yaptığını, Emin Gürses"in Sakarya Üniversitesinde öğretim üyesi olduğunu, Şemdinli meselesini çözdünüz buna sıra ne zaman gelecek şeklinde kime sorduğunu bilmediğini, konuşmanın Emin Gürses"in Avrasya TV de programa davet edilmesi konusu olduğunu, Tape : 1291 12.01.2008 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ/Gönül..? ile görüşmesinde özetle; KEMAL'in "Güzel bir katılım yaptınız" "...akşamki programda bu Ermeni Avukatı ön plana çıkararak" "Yani bizlerin aslında bir ırkçı kancı kafatasçı olmadığını" "Yani eğer bu ülkeyi seven bütün insanlarla bir ve beraber olabileceğimizi göstermek amacıyla" "O bi mesajdı o bakımdan ben onun üzerinde ..." dediği, SEVGİ'nin "Tahmin ettim tahmin ettim" dediği, KEMAL'in "Özellikle Hrant Dink duruşmasının öncesinde ölümün yıldönümünün öncesinde bunu yapmakta fayda olduğun düşünüyorum" dediği, SEVGİ'nin "...biraz Hrant'ın olayına değinseydik keşke" dediği, KEMAL'in "Hrant Dinkin konumuna bi inceleyecektik nerelerden yetişmiş olduğunu" "Kimleri yetiştirdiğini TİKKO nun örgüt üyesi olduğunu ondan sonra dağa çıktıklarını arkası MİT i Jandarmayı öldürdüğünü orada Ermeni^^öeakJıırmm yeniden devşirilip zannediyorum ki Sırp Surp Surp Haç Lisesinde v^fl^irildM^t "Yani bunları bir güzel işleseydik iyi olurdu" "...işte haftaya 301 i kafamda dJLşjmfyipfeum" dediği,

Tape :1292 14.01.2008 tarihinde Pınar..? ile görüşmesinde özetle; PINAR'm "İşçi Partisinden arıyorum genel başkan sekreteri Pınar ben" "Şimdi şöyle bişey rica edecektik biz sizden Genel Başkanımız size zannedersem Lozanla ilgili bir-iki tane kitap vermiş Seha Meray ait kitaplar zannedersem şimdi biz çalışma yapıyoruz bu çalışmamızdan dolayı bu kitaplar bize lazım mümkünse onları alabilir miyiz acaba" dediği, SEVGİ'nin "Emin misiniz bana verdi biz konuşmuştuk şey yapıcaktı bana ama vermedi bana" dediği, PINAR'm "Demek ki verecekti unutmuş olabilir şimdi kitapları da bulamadığım için ben sizi rahatsız ettim çok özür diliyorum" dediği, Tape :1293 15.01.2008 tarihinde Bojidar..? m gönderdiği mesajrda; Bojidar'm "Şimdi sana bi isim atıcam mesajla bir Azeri ismi" "Bunun hakkında hiç bilginiz var mı" dediği, Tape :1294 15.01.2008 tarihinde Bojidar..? m gönderidiği mesajda; "MARZİYE BİNNETOVA" şeklinde mesaj gönderdiği, Tape : 1295 15.01.2008 tarihinde Bojidar..? ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "Evet baktım ama tanımıyorum" "Şayet istersen yarın öğrenirim ama" dediği, BOJİDAR'm "ama onu bi araştıralım o zaman" dediği, Tape :1296 16.01.2008 tarihinde Bojidar..? ile görüşmesinde özetle; SEVGİ'nin "Sorduğun ismi bulamadım aradım Azerbaycan'ı sordum bilmiyorlarmış" dediği, Tape :1297 16.01.2008 tarihinde İhsan GÖKTAŞ ile görüşmesinde özetle; İHSAN'm "Sevgi hanım merhaba rahatsız ediyorum kusura bakmayın İhsan Göktaş" "Veya namı diğeri İS AKİ MEŞTAYN" "Şeyin dur bakayım avukat şeyin bürosunda buluşmuştuk siz söyleyin Kemal KERİNÇSİZ buluşmuştuk hatırlıyor musunuz" "Sevgi hanım şöyle bir olay var gece aramıştım sizi bir yaym için" "EKİBİMDE yani burda Türkiye'deki... kişiler haklı yere onu dile getirdiler sizin gibi o yüzden de çıkmadım iyi ki çıkmamışım çünkü onların avantajına reklam gibi yine yaym o format da yaptılar" "Biraz önce yarım saat önce haber Türk ile röportaj yaptım" "Yoksa gündeme gelmek istemiyorum ben" "Görevimi yaptım çünkü kitaplar da yazıldı" "...Sevgi Erenerol hanımı arayın çünkü konumundan ötürü bilirkişidir şu açıdan benim hani aklımın yettiğine kadar bilir kişidir çünkü bu organizasyon kendisine biz Hıristiyan'ız görünümünü vermeye çalışmaktadır bunu yaparak Hıristiyan alemine de zarar vermektedir" "Bu örgüte benim bildiğim Avrupa daki kaynaklardan doğru istihbaratlardan doğru Vatikan bile karşıdır bu örgüte" "İngiltere Fransa ve Almanya daki mesela Almanya da Kristian Gandov vardır klişe sözcüsü Almanya da" "O arkadaşımız bile hani bırakın karşı olmayı çok yüksek faaliyetler yapıyor halkı uyarmak için" "O yüzden seviniyorum ve Naziyan hanım sizi aramasını ben ricada bulundum kendisini" "Yani burda bir bilir kişi yani burda şimdi durup dururken bir Müslüman çıkıp ta bunlar Hıristiyan demesi olmaz çünkü" "Sizin numaranızı ben verebilir miyim Nazeyen hanıma sizi arasın bir it... geçsin sizinle" dediği, SEVGİ'nin "Tamam olur verebilirsiniz" dediği,

e)- örgütsel irtibatları; Şüpheli Sevgi ERENEROL"un Emniyette alman ifadesinde; Şüpheliler Oktay YILDIRIM, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Mahmut ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN, Rafet ARSLAN, Halil Behiç GÜRCİHAN, Muammer KARABULUT' Ergün POYRAZ, Emin ŞİRİN, Doğu PERİNÇEK'in^smf^MİR, Veli KÜÇÜK, M. Zekeriya ÖZTÜRK, Mehmet Fikri KARADAĞ, ^Cfc TÜft|Jt£^ve İhsan GÖKTAŞla örgütsel anlamda irtibatlarının olduğu, f; * ^r,. ^ C * \

j}0^W^r

1O

'''"'^tV^V^

§<^(H')

■$&**

rr

Diğer Şüpheliler Asım DEMİR, Atilla AKSU, Doğu PERİNÇEK, Emin GURSES, Emin ŞİRİN, Ergün POYRAZ, Ferid İLSEVER, Güler KÖMÜRCÜ, Habib Ümit SAYIN, Mehmet Fikri KARADAĞ, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Muammer KARABULUT, Muzaffer TEKİN, Serhan BOLLUK, Vedat YENERER, Veli KÜÇÜK ve İhsan GÖKTAŞ"m Şüpheli Sevgi ERENEROL"u tanıdıklarını beyan etmeleri sebebi ile adı geçen şüphelilerin Sevgi ERENEROL ile irtibatlı oldukları, Dokümanların Yapılan incelemesinde; Şüpheli Sevgi ERENEROL ile Şüpheliler Muammer KARABULUT, Muzaffer TEKİN, Kemal KERİNÇSİZ, Veli KÜÇÜK, Ergün POYRAZ, Doğu PERİNÇEK, Emin ŞİRİN ve Rafet ARSLAN"m birbirleri ile irtibatlı oldukları, Basın Açıklamalarından elde edilen görüntülerde; Güvenlik Şube Müdürlüğünün 06.03.2008 tarih ve 2008/3640 sayılı yazısı ile gönderilen dosya içeriğinde yapılan incelemede; 1-30.08.2003 Saat: 14.00 de Beyoğlu ilçesi tepebaşı Eski Tüyap önünde İP İstanbul İl Teşkilatı organizesinde çeşitli sivil toplum Kuruluşlarının katılımı ile "30. Ağustos'un 81. Yılında bir zaferin coşkusunu yaşamak ve ordu millet kaynaşmasını sağlamak" için basın açıklaması yapıldığı,bu eyleme Mehmet PERİNÇEK ve şüpheli Sevgi ERENEROL'un katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 2- 08.02.2004 günü saat 13.05 Tarlabaşı Eski Tüyap önü İP (İŞÇİ PARTİSİ) İstanbul il Başkanlığınca "KKTC Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ'a destek" için basın açıklaması yapıldığı,bu eyleme Şüpheliler Doğu PERİNÇEK ve Sevgi ERENEROL'un katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 3-24.04.2004 günü KKTC yapılacak olan referandum ile 18.04.2004 günü Ankara Abdi İpekçi Parkında "Dayan Denktaş, Uyan Türkiye" adı altında yapılacak miting ile ilgili olarak Kıbrıs Türk Kültür Derneği İst. Şubesi binasında 16.04.2004 günü saat 11.15 sıralarında basın açıklamasını yapıldığı, Şüpheli Sevgi ERENEROL'un katıldığı,Güvenlik şube müdürlüğünün çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 4-28.12.2004 günü saat 18.00 sıralarında sahipliğini Vedat YENERER'in yapmış olduğu internet ajans.com organizasyonunda Eminönü İlçesi Sirkeci Tren Garı Salonunda "YILIN KUWACISI" ödül töreni 60-70 kişinin katılımıyla yapıldığı,bu eyleme şüpheliler Emin GÜRSES, Kemal ALEMDAROĞLU ve Sevgi ERENEROL'un katıldığı Güvenlik şube müdürlüğünün göndermiş olduğu dosya incelemesinden anlaşılmıştır. Törene katılan KKTC Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ, General Necati ÖZGEN, Sakarya Ün. Doç.Dr. Emin GÜRSES, İst. Üniver. Eski Rektörü K. ALEMDAROĞLU, İ.Ü. Doç.Dr. Hacı SALİHOĞLU, Prof. Dr. Yaşar Nuri ÖZTÜRK, Sadettin TANTAN, İnönü Üniversitesi Prof. Dr. Fatih HİLMİOĞLU, Bilgi Üniv.Erol MÜTERCİMLER, CNN TÜRK ve Radikal Gazetesi yazan Yiğit BULUT, İs. Üniver. Prof. Dr. Erol MANİSALI, TV8 Programcısı Pınar TÜRENÇ, AKUT Başkanı Nasuh MAHRUKİ, ATO Başkanı Sinan AYGÜN ayrıca Türk Ortodoks Patriği Paşa ERENEROL kız kardeşi Sevgi ERENEROL, eski rahip Konstantin KOSTOF, Yeniçağ gazetesi icra kurul üyesi Ahmet YABULOĞLU, gazeteci yazar Orhan CAN, gazeteci yazar Lütfü AKDOĞAN adına kızı eğitimci Erol ALTACA, DYP Gen, Başkam Mehmet AĞAR adına DY^Mflmışkanı Faik İÇLİ, yazar Hasan PULUR adına Pınar TÜRENÇ, Hürriyet gazete#yazarfe|^%n TÜRENÇ, Bekir COŞKUN, Yalçın BAYER ve Atilla İLHAN adına da 4x& Tufip00M^ö<M verildiği,

x

Em. General. Tuncer KILIÇ, gazeteci yazar Altemur KILIÇ, Saygı ÖZTÜRK, Mustafa BALBAY, Hulki CEVİZOĞLU, İlhan SELÇUK ödüle layık görülmelerine rağmen gelmedikleri, 1.

05.02.2005 günü saat: 12.30 sıralarında Şişli İlçesi Anıttepe Sitesi Nadide Sok. No: 17 sayılı yerde faaliyet gösteren Kıbrıs Türk Kültür Derneği tarafından "KKTC'ye sahip çıkalım" konulu basın açıklamasını dernek başkanı Zehra Bilge ERAY'm yaptığı, dernek Yönetim Kurulu üyesi Atilla ÇİLİNGİR,İşçi partisi İl başkanı Erhan İLSEVER ve bu etkinliğe şüpheli Türk Ortodoks Patrikhanesi sözcüsü Sevgi ERENEROL'un da sözlü açıklamalarda bulundukları, Güvenlik şube müdürlüğünün çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 02.07.2005 günü saat. 14.00 Eminönü İlçesi Ankara Caddesi Cağaloğlu yokuşu Saadet Han No:42/409 adresinde bulunan Türkiye Sivil Toplum Kuruluşları Birliği organizesinde "Osmanlı Padişahı ikinci Abdülhamit'e yapılan suikastın 100. Yılı olması" sebebiyle Beşiktaş ilçesi yıldız cami önünde basın açıklaması yapıldığı, 50 kişilik gruba sanatçı Serdar GÖKHAN tarafından basın bildirisinin okunduğu, Hukukçular Birliği ve şüpheli Sevgi ERENEROL'un katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 7-24.09.2005 günü Bilgi üniversitesinde yapılan "Ermeni Soykırımı" panelini protesto etmek amacıyla Milli Güç Platformu ve Hukukçular Birliği tarafından Bilgi üniversitesi önünde saat 09.40 sıralarında basın açıklaması yapıldığı, bu eyleme şüpheli Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL isimli şahısların katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 8- 28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi, Noel Baha Vakfı tarafından "Patrikhane Yunanistan'a" konulu protesto eylemi yapıldığı, Fener Rum patrikhanesi önündeki topluluğa önce Kemal KERİNÇSİZ tarafından kısa bir konuşma yaptıktan sonra, Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer KARABULUT'UN basın açıklamasını okuduğu, Patrikhane kapısına "Patrikhane Yunanistan'a, Hukukçular Birliği ve Milli Güç Platformu" yazılı siyah çelenk bırakıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN isimli şahısların birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 9- 07.06.2006 Günü saat 11.25 sıralarında Eminönü ilçesi Sultanahmet adliyesi önünde Perihan MAĞDEN'in Vicdani Ret konusunda yargılanmasıyla ilgili 50 kişilik gruba Gönül APAYDIN tarafından basın bülteni okunmuştur. Büyük Hukukçular birliği yazılı pankart,Perihan sen Şehit anası değil, ancak Deniz anası olabilirsin ,vicdani retçilik PKK'ya Hizmettir-. "Her Türk asker doğar-Burası Türkiye ya sev ya terk et-Türkiye Türktür Türk kalacak-Katil ABD işbirlikçi AKP-Asker Doğduk Asker Ölürüz " şeklinde sloganların atıldığı tespit edilmiştir.. Aynı gün İstanbul adliyesi, Asliye Ceza mahkemesinde Perihan MAĞDEN'in sanık olarak yargılandığı davanın görülmesi sırasında basın açıklaması yapan gruptaki bazı şahıslarca sözlü sataşma olayının yaşanması üzerine;Adliye binası içerisindeki koridora çevik Kuvvet Şube Müd.Görevli Polisler alınarak, beklemekte olan Perihan MAĞDEN avukatları ile yanlarında bekleyen Şanar YURDATAPAN, Ayşe KULİN, Cüneyt ÖZDEMİR, Ataol BEHRAMOĞLU'nun bulunduğu grup ile Av.Kemal KERİNÇSİZ, Pakize ALPAKBABA, M.Zekeriya ÖZTÜRK, Levent TEMİZ, Sevgi ERENEROL isimli şahıslarında bulunduğu, özelliklgjsafffiatî^^/e gaziler davaya müdahil olmak için ellerinde dilekçeleri ve avukatları ile birlj^îe^elen'şllıt^şkınlanndan oluşan grup

arasında, koridorda tampon oluşturulmak suretiyle muhtemel bir olayı önlemek için gerekli Güvenlik tedbirleri alınmıştır.Grubu av. Kemal KERİNÇSİZ, Pakize ALPAKBABA,isimli şahısların yönlendirdiği ve grup içerisinde slogan atılması üzerine, herkesin duyabileceği şekilde gruba ve grubu yönlendiren şahıslara gerekli uyarılar yapılmıştır. Ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hasan EKER ve Güvenlik Savcısı Abdülaziz ÖZATLAN ile birlikte yapılan değerlendirmede, bir müdahale söz konusu olduğunda olayın büyüyebileceği, müdahalenin adliye içerisindeki düzeni ve görülmekte olan duruşmaları olumsuz etkileyebileceğinden dolayı duruşma bitene kadar alman Güvenlik tedbirlerinin devam etmesi ve fiili bir durumda müdahale edilmesi kararı alınmıştır. Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ Sevgi ERENEROL ve Oktay YILDIRIM'm birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 1.

12.06.2006 Saat 13.15 sıralarında Beyoğlu İlçesi Mete caddesi üzerinde bulunan AB Birliği Bilgi Merkezi önünde Türkiye'm Topluluğu ve Türk Ortodoks Patrikhanesi tarafından "Türkiye'nin AB üyeliği müzakere süreci" ile ilgili basın açıklaması düzenlendiği, Sevgi ERENEROL tarafından basın açıklamasının okunduğu, üzerinde Büyük Hukukçular Birliği yazılı çelengin AB bürosu önüne bırakıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM ve M. Zekeriya ÖZTÜRK'ün katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 20.06.2006 günü Atatürk hava limanı Genel binası önünde Milli Güç Platformu ve Büyük Hukukçular Birliği organizesinde "Ermenistan Katolikosu 2.Karakin'nin ülkemizi ziyaretini" protesto eylemi düzenlendiği, konuk Misafirin aracı geçerken grup tarafından yumurta atıldığı, polisin ikazına rağmen eyleme devam edildiği, Merdan AYDIN, Ferdi ÇELİK, Muammer KOCADAĞLI, Fatih SEKMAN isimli şahısların gözaltına alındığı, Şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL isimli şahısların katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 12- 20.07.2006 günü GALATASARAY Lisesinden Taksim anıtına düzenlenen yürüyüşe şüpheliler Muzaffer TEKİN, Oktay YILDIRIM, Kemal KERİNÇSİZ, Emin GÜRSES ve Sevgi ERENEROL isimli şahısların da katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 1.

24.07.2006 günü saat 10.45 sıralarında Milli Güç Platformu tarafından "Lozan barış antlaşmasının 83. Yıl dönümü nedeniyle" Beyoğlu İlçesi Kemeraltı caddesi Sevgi İş Hanında bulunan Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği toplantı salonunda panel düzenlendiği, Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü Sevgi ERENEROL, Milli Güç Birliği adına "Laik Türkiye Cumhuriyetini Patrikhaneye mi yıktıracaklar" isimli kitabın yazan Muammer KARABULUT ve Büyük Hukukçular Birliği genel başkan yardımcısı Hanefi ATINÇ'm sözlü konuşma yaptığı, 83.Yıl dönümünde Lozan Barış antlaşmasının önemi ve anlamı, Lozan antlaşmaları ve AB Dayatmaları başlıklı iki (2) adet basın bülteninin basma dağıtıldığı,bu eyleme Şüpheliler Sevgi ERENEROL ve Muammer KARABULUT 'un birlikte katıldıkları, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 20.07.2006 günü GALATASARAY Lisesinden Taksim anıtına düzenlenen yürüyüşe şüpheliler Muzaffer TEKİN, Oktay YILEpSoİvOJ^ KERİNÇSİZ, Emin GÜRSES ve Sevgi ERENEROL ) 973 isimli şafÇslarm daC|akdığı, Güvenlik şube

müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 1.

24.07.2006 günü saat 10.45 sıralarında Milli Güç Platformu tarafından "Lozan barış antlaşmasının 83. Yıl dönümü nedeniyle" Beyoğlu İlçesi Kemeraltı caddesi Sevgi İş Hanında bulunan Türk Dünyası İnsan Haklan Derneği toplantı salonunda panel düzenlendiği, Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü Sevgi ERENEROL, Milli Güç Birliği adına "Laik Türkiye Cumhuriyetini Patrikhaneye mi yıktıracaklar" isimli kitabın yazarı Muammer KARABULUT ve Büyük Hukukçular Birliği genel başkan yardımcısı Hanefi ATINÇ'm sözlü konuşma yaptığı, 83.Yıl dönümünde Lozan Barış antlaşmasının önemi ve anlamı , Lozan antlaşmaları ve AB Dayatmaları başlıklı iki (2) adet basın bülteninin basma dağıtıldığı,bu eyleme Şüpheliler Sevgi ERENEROL ve Muammer KARABULUT 'un birlikte katıldıkları, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 28.07.2006 günü Saat: 10.00 da Şişli 3.Asliye mahkemesinde "Bir milyon ermeni, 30.000 Kürt öldürüldü" şeklindeki sözleri üzerine Yazar Ferid Orhan PAMUK hakkında açılan davanın 3. duruşması esnasında protesto eylemi gerçekleştirildiği, şüpheliler Fuat TURGUT, Oktay YILDIRIM ve Sevgi ERENEROL'un birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 1. 10.12.2006 günü saat 12.30 da 10 Aralık Dünya İnsan Haklan günü olması nedeniyle, Beyoğlu İlçesi Galatasaray Lisesi önünde Büyük Hukukçular Birliği, Ayasofya Derneği, Milli Güç Platformu, Türk Dünyası İnsan Haklan Derneği, Sivil Toplum Kuruluşları Birliği, Anadolu Türkmen ve Dostluk Derneği, Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın Sözcüsü, Şehit Aileleri Derneği, Türk Tarih Vakfı, Kamu-sen tarafından basın açıklaması düzenlendiği, bu eyleme şüpheli Sevgi ERENEROL'un katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 1.

18.12.2006 günü saat 12.25 de Eminönü ilçesi Sultanahmet Adliyesi önünde Necip HABLEMİTOGLU'nun ölümünün yıl dönümü nedeniyle Hukukçular Birliği, Ayasofya Derneği, Milli Güç Birliği, Türk Dünyası İnsan Hakları Derneği tarafından basın açıklaması düzenlendiği, Büyük Hukukçular Birliği üyesi Cevat ÇALIK tarafından gruba hitaben bir basın metni okunduğu, eyleme Kemal KERİNÇSİZ,Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL ve Raf et ARSLAN 'm birlikte katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır.

1. 03.03.2007 günü saat 12.50 ilimiz Kadıköy ilçesi İskele meydanında Atatürk Düşünce Derneği organizesinde Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti değer yargılanm ve ilke ve kazanımlanm korumak adı altında basın açıklaması düzenlendiği "Çankaya Kemalin Çocuklarmındır, Halife değil Cumhurbaşkanı istiyoruz, Medreseye hayır" şeklinde dövizler taşındığı, bu eyleme şüpheli Muzaffer TEKİN ve Sevgi ERENEROL'un katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 20-11.03.2007 günü saatl2.00.Sıralannda ilimiz Beyoğlu ilçesi Galatasaray Meydanında Büyük Hukukçular Birliği, Gönül Birliği Platformu, Ulusal Jeofizik Kurumu Derneği, Atatürk Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi. Harp Malulleri Derneği, Bakıröy STK tarafından basın açıklaması düzenlendiği, Kemal KERİNÇSİZ tarafından basın açıklaması yapıldıktan sonra Taksim anıtına çelenk koymak için ı/ınsı/ yürüyüş yapılması üzerine Polis

tarafından yürüyüşün engellendiği, "Tayip El-kadı kol kola Türkiye gidiyor Karanlığa" şeklinde taşman pankartla ilgili Nöbetçi C.Savcısının talimatıyla yasal işlem yapıldığı, bu eyleme şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Muammer KARABULUT, Muzaffer TEKİN ve Sevgi ERENEROL'un katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. 21-15.06.2007 günü saat: 13.00 da Beşiktaş ilçesi Levent Camii' de yaklaşık 500-600 kişinin katılımıyla Hakkari ilinde şehit edilen P.Kd. Bnb. Murat ÖZYALÇIN ve Elazığ'da şehit edilen Jn.Uz.Erbaş Cihan KIZILTAŞ' m cenaze namazı kılınmış ve cenaze namazını müteakip cenazeler Edirne kapı şehitliğine defnedilmiş ve konu saat 14.30 da sona ermiştir. Katılan grup içerisinde; Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU, Ramazan BAKKAL, Ramazan KIRKIK isimli şahısların da katıldığı, Güvenlik şube müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosya içeriğinin incelemesinden anlaşılmıştır. Cenaze merasimi sonrası; "yan gelip yatmadı vatanını satmadı, Irak'ı basarız Barzaniyi asarız, kahrolsun pkk, şehitler ölmez vatan bölünmez, kahrolsun ABD işbirlikçi akp, kahrolsun şehide kelle diyenler, askere uzanan eller kırılsın, hepimiz askeriz pkk ya yeteriz, vatan sana canım feda, imralıyı basarız apoyu asarız, aponun piçleri yüdıramaz bizleri, Tayyip oğlunu askere gönder, kahrolsun pkk işbirlikçi Akp " Ayrıca 50-60 kişilik grup cenaze kortejinin güvenliğini sağlayan güvenlik kuvvetlerinin bulunduğu noktaya kadar gelerek, görevlilere hitaben "Satılmış Köpekler Vatan sizden Ne Bekler" şeklinde sloganlar atıldığı, 22-18.12.2007 günü ilimiz Sultanahmet Adliyesi önünde "Dr.Necip HABLEMİTOĞLU'nun ÖldürülmesPolayı ile ilgili olarak Büyük Hukukçular Birliği tarafından basın açıklaması düzenlendiği, Sevgi ERENEROL'un "Aziz Türk Milleti" başlıklı basın metnini okuduğunu, faili meçhul dosyalar hakkında Ankara C.Savcılığına gönderilmek üzere dilekçe verildiği, , Burak GANEŞ, Necip YENİŞAN, Yıldırım ÇAVUŞOVALI, Av.Eyüp GÜLTEK, Mehmet DEMİRLEK, Ramazan BAKKAL, Ülker DURUKAN, şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ ve Sevgi ERENEROL dilekçe de imzalarının bulunduğu ve eyleme katıldıkları Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. Milli Güç Platformu ve Hukukçular Birliği'nin, Patrikhanenin Yunanistan' a gönderilmesi konulu basın açıklamasında şüpheliler Muzaffer TEKİN, Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL Kemal KERİNÇSİZ, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN Muammer KARABULUT un birlikte olduğu görülmüştür. Telefon analizlerinden bir çok örgüt üyelerine ile görüştüğü -Fuat TURGUT' in kullandığı 0 542 203 78 16 nolu GSM hattı ile 11 kez görüştüğü, -Fuat TURGUT' in kullandığı 0 506 505 91 63 nolu GSM hattı ile 15 kez görüştüğü, -Kemal KERİNÇSİZ' in kullandığı 0 532 214 33 54 nolu GSM hattı ile 923 kez görüştüğü, -Muammer KARABULUT'un 0 542 822 12 46 nolu GSM hattı ile 697 kez görüştüğü, -Oktay YILDIRIM' in kullandığı 0 542 531 53 68 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Atilla AKSU' nun kullandığı 0 535 833 65 46 nolu GSM hattı ile 47 kez görüştüğü, -Bekir ÖZTÜRK' in kullandığı 0 505 451 31 29 nolu GSM hattı ile 3 kez görüştüğü, -İhsan GÖKTAŞ' in kullandığı 0 539 872 57 88 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüp, -Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün 0 532 341 29 02 nolu GSM hattı ile 7 kez görüştüğü, -Asım DEMİR' in kullandığı 0 536 528 62 18 nolu GSM hattyk4kez görüştüğü, -Veli KÜÇÜK' in kullandığı 0 506 240 06 06 nolu GSM l^ne^k^görüştüp, -Veli KÜÇÜK' in kullandığı 0 533 643 96 65 nolu GS^hattı ile 6MmWiştüğü,

1 975

y,

Ki^%^2^c+^^z^^

-Oktay YILDIRIM' in kullandığı 0 505 810 87 91 nolu GSM hattı ile 33 kez görüştüğü, -Güler KÖMÜRCÜ' in kullandığı 0 532 213 61 00 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Muzaffer TEKİN' in kullandığı 0 216 566 61 52 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Emin GÜRSES' in kullandığı 0 532 206 67 68 nolu GSM hattı ile 150 kez görüştüğü, -Kemal KERİNÇSİZ' in kullandığı 0 533 294 91 90 nolu GSM hattı ile 907 kez görüştüğü, -Emin ŞİRİN' in kullandığı 0 532 262 68 84 nolu GSM hattı ile 59 kez görüştüğü, -Muzaffer TEKİN' in kullandığı 0 532 291 92 93 nolu GSM hattı ile 112 kez görüştüğü, -Halil Behiç GÜRCİHAN' in kullandığı 0 532 595 90 46 nolu GSM hattı ile 12 kez görüştüp,

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Şüpheli ifadelerinde; ASIM DEMİR'ln alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL isimli şahsı Şişli Adliyesi önünde yazar Orhan PAMUK hakkında yapılan basın açıklamasından tanıdığını, bu basın açıklamasına kendisi ile Avukat Kemal KERİNÇSİZ"in de katıldığmı, DOĞU PERİNÇEK"in alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL 'u gazetelerden tanıdığını, Türk Ortodoks Patrikhanesi sözcüsü olarak bildiğini, mitinglerde gördüğünü, kitle örgütü yöneticileri bir grup bayanla iki yıl kadar öncesi ziyaretine geldiklerini, EMİN GÜRSES"in alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL'u vatansever bir milliyetçi olarak tanıdığını, zaman zaman telefon görüştüklerini, Patrikhanede düzenlenen kutlama tarzı programlara katıldığını, Birde İstanbul Üniversitesi önündeki Milli Şehit Kaymakam Kemal Bey'in idam edildiği yerdeki düzenlenen anma toplantılarında bir defa görüp ve görüştüğünü, Kardeşi Mustafa'nın vefat etmesi sonrasında cenaze törenine katılan şahısların isim listesi Zümrüt Rize Gazetesi tarafından kendisine maille bildirildiğini, Sedat PEKER"in cenaze törenine katılmadığını ancak Veli KÜÇÜK ve Sevgi ERENEROL cenaze törenine katılmış olduklarını, Ergün POYRAZ isimli şahsı bir defa Sevgi ERENEROL'un Patrikhanesinde gördüğünü, Emin GÜRSES "in 23.01.2008 günü saat 17.49 sıralarında Erman DUR adına kayıtlı telefondan X Şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesinde "astsubayın Sevgi ERENEROL'la bir irtibatının olmadığından, arkasındaki ekipte bulunan şahısların Sevgi ERENEROL'la irtibatlı olduğunu ancak daha sonra Sevgi'nin bu şahısları kiliseden kovduğundan " bahsettiği hatırlatılarak, konuyla ilgili alman ifadesinde: Bahsettiği kişinin Hanifi ALTAŞ olduğunu, bildiğim kadarıyla Hanifı ile Sevgi'nin bir ara aralarının bozulduğunu, Bu nedenle Sevgi'nin Hanifı'yi patrikhaneden uzaklaştırdığını ortamdaki konuşmalardan algıladığını, Emin GÜRSES"in 23.01.2008 günü saat 18.27'de Yalçın BAYER ile yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra; Bir süre Sevgi ERENEROL'la Sami HOŞTAN'in medyada fotoğraflarının yan yana konulması olayından bahsettikten sonra, yaşanan bıy^myın^^qnlusu olarak gösterilen

Emniyet Teşkilatı Mensupları için Yalçın BAYER'in "Artık bu ibne Polis her numarayı yapabilir. " dediği hatırlatılarak konuyla ilgili alman ifadesinde: Yalçın BAYER Hürriyet gazetesinde köşe yazan olduğunu, Yapılan operasyonla ilgili, Sami HOŞTAN mafya elemanı olduğunun herkesçe bilindiğini, Sevgi ERENEROL ile bu mafya liderinin basında yan yana konulmasına ben sinirlendiğini, bu konuyu söylediğini, Onun da yanlış anlamış olabileceği ve konuyu tam anlayamadığı için, basma değil de polise böyle bir küfür de bulunduğunu, EMİN ŞİRİN"in alman ifadesinde; Türk Ortodoks Kilisesinde bahsedilen toplantılara gelince, çok az bir cemaati olan ve Papa Eftim dolayısı ile Atatürk'ün bir emaneti olarak kabul ettiği bu kilisenin basın sözcüsü Sevgi ERENEROL'un daveti üzerine ağabeyi olan ve ismini hatırlayamadığım patrik ile kendilerini ziyaret ederek görüştüğünü, kendisine Patrikhanenin sıkıntılarım, Rum Fener Patriği Bartelemeos'un baskısını, otonom olması gereken Bulgar Kilisesinin Bartelemeos'tan gördüğü baskıları anlattıklarını, Vakıflar Genel Müdürlüğü ile olan bazı problemlerinden bahsettiklerini, Atatürk'ün bir emaneti olarak gördüğü bu patrikhanenin problemlerine bir Milletvekili olarak eğildiğini ve 2004-2005 Noelin"deki ayin ve yemek daveti olmak üzere birkaç davetlerine katıldığım, Patrikhanenin siyasete karışmamak kaydı ile duruşunu desteklediğini, ancak özellikle Sevgi ERENEROL'u dini bir tavırdan ziyade siyaset kokan ve aşın üsluplu demeçleri dolayısı ile de son 2 senedir görüşmediğini, ERGÜN POYRAZ"m alman ifadesinde; Behiç GÜRCİHAN ile Sevgi ERENEROLU"nun basın sözcüsü olduğu Hıristiyanlar için Özel bir günde kilisedeki davette kalabalık bir ortamda ayaküstü tanıştıklanm, FERİT İLSEVER"in alman ifadesinde; Sevgi ERENEROU'u basından tanıdığını ve bazen Ulusal kanalı ziyaret ettiğini, GÜLER KÖMÜRCÜ"nün alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL"dan yaptığı bir haber ile ilgili görüş aldığını, HABİB ÜMİT SAYIN"ın alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL ile üç yıl kadar önce öğrencisi olan Üsteğmen Levent ÇETİNKAYA"ya Misyonerlik konusunda Tez yaptmrken öğrencisi ile birlikte bir kere görüştüğünü, kendisini oradan tanımakta olduğunu, Başka bir görüşmelerinin olmadığını, ismini de telefonunu da o tarihlerde almış olabileceğini, MEHMET FİKRİ KARADAĞ"m alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL isimli bayanı Türk Ortodoks kilisesinin basın sözcüsü olarak önce medyadan tanıdığını, Selçuk ERENEROL'un cenazesinde kendisini gördüğünü ve tanıştığını, birkaç defada paskalya törenlerine ve kardeşi olarak bildiği Paşa ERENEROL'un patriklik görevine başlama törenine katıldığını, birkaç defa konferanslarda karşılaştığını ve selamlaştığını, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK"ün alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL"u Türk Ortodoks Kilisesi sözcüsü olarak tanıdığını, Nerede ve ne zaman tanıştığını hatırlamadığını, sık olarak görüşmediğini, beyan etmiş ise de, Şüpheli Sevgi ERENEROL beyanında M.Zekeriya ÖZTÜRKTe alakaİFtiffeffaL iki üç kez gördüğünü,

2005 yılında Beyazıt Meydanında yapmış oldukları basın açıklamalarında tanıştıklarım beyan etmiş MUAMMER KARABULUT'un alman ifadesinde; SEVGİ ERENEROL ile 2005 yılında Kanal B televizyonunda Ahmet MUMCU"nun da katıldığı canlı yayında tanıştığını, sonrasında benim 1991 yılından bu yana mücadelesini verdiği Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan"a taşınması konusunda İstanbuP'da başlattığı kampanyaya Sevgi ERENEROL""un da destek verip katıldığını, Bu kampanya esnasında birbirleri ile sık sık görüştüklerini ve dost olduklarını, Milli Güç Platformun da bu kampanya esnasında kurulup bu kampanyayı sahiplendiğini, kendisinin de bu platformun sözcüsü olduğunu ve çeşitli kurumlara sözcü imzası ile açıklamalar gönderdiğini, Sevgi ERENEROL ile İsparta ve Kayseri"de sempozyumlara katıldıklarını, Ayrıca Papa"nm Türkiye ye ziyareti konusunda yazılar yazdıklanm, Ayasofya Demeği ve Milli Güç Birliği Demeğini beraber kurduklanm, Ailecek görüştüklerini, Cezaevinde kendisini ziyaret etmediğini, Sevgi ERENEROL"un Noel BABA Banş Konseyi Üyesi olduğunu, Daha önceden Sevgi ERENEROL"un Türk Ortodoks Kilisesinde düzenlediği birkaç dini törene katıldığını, Beyoğlu Galatasaray Lisesi önünde düzenlenen ve Kemal KERİNÇSİZ"in de ifade verdiği basın açıklamasının olduğu gün Türk Ortodoks Kilisesinde Emin GÜRSES"i gördüğünü, Aynca Müge TEKİN isimli şahsı almak için Muzaffer TEKİN"in de gelmiş olduğunu, Antalya"da kurulan Noel Baba Vakfının ülkemizdeki kültürel değerlere sahip çıkmak amacı ile kurulduğunu, Benzer nedenlerle Ayasofya Demeğinin kurulmasını ve ülkemizi tanıtmak amacı ile faaliyette bulunulmasını Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ"e önerdiğini, Bu önerisini İstanbuP'da iken yaptığını, Sonrasında Ayasofya Demeği ile alakalı kendisine, Antalya"ya bir faks geldiğini, Bu faksm muhtemelen tüzük olduğunu, imzalayıp geri faksladığını, Böylelikle Ayasofya Derneğini kurulduğunu, 2006 yılın da www.kuwaimilliye.net isimli internet sitesine yazı göndermeye başladığını, Bu sitenin sahibinin Bekir ÖZTÜRK olduğunu, yazılan çıkmaya başladıktan sonra kendisi ile alakalı olumsuz tepkiler okuyuculardan gelmeye başladığını, Aynca sitenin konumu, fikirleri, yazarlan konusunda rahatsızlık duyduğunu, Aynı dönemde Sevgi ERENEROL"da bu sitede yazı yazdığını ve isminin olduğunu sonrasında kendisinin Sevgi Hanıma site hakkında ki olumsuz fikirlerini söyleyerek "0"nun da siteden aynlmasmı sağladığını, Oktay YILDIRIM isimli şahsı Kemal KERİNÇSİZ"in Fatih"te bulunan ofisine gittiğinde gördüğünü, muhtemelen Kemal KERİNÇSİZ"in bu şahsı tanıdığını, Bu ortamda o esnada Oktay YILDIRIM, ben, Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve avukatlık bürosunda çalışanların bulunduğunu, Aynı gün Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve aileleri ile birlikte yemeğe gittiklerini, hatta Ortaköy Polis Lokantasına gittiklerini, Buraya davetsiz olarak Oktay YILDIRIM"m da geldiğini, Oktay YILDIRIM benden Kuvva-i Milliye internet sitesinde tekrar yazı yazmasını istediğini ancak ben kabul etmediğini, Oktay YILDIRIM"ı 22 Temmuz 2006 günü ilk ve son kez gördüğünü, Muzaffer TEKİN"i 2007 yılında Beyoğlu Galatasaray Lisesi önünde Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ"in de katıldığı konusunu hatırlamadığı bir basın açıklamasında gördüğünü ve Sevgi ERENEROL"un daha^önceden Muzaffer TEKİN hakkında olumlu şeyler söylediğinden dolayı bu şahsı isır^rf^diğj^|^%v

Taç Vakfı ile alakalı bir tazminat davası olduğunu, konu Yargıtay da iken kendisine icra geldiğini, Yargıtay da bulunan dosyamız ile ilgilenmesi konusunda yardımcı olması için Sevgi ERENEROU'dan Ergün POYRAZ"m telefonunu alarak Ergün POYRAZ"ı aradığını, Finansbank"m Yunan milli bankasına satılmasında Fener Rum patrikhanesini sponsor olarak gördüğü ve Gima"nm Finansbank"a ait bir kuruluş olmasından dolayı yine Gima"nm güvenlik işinin Veli KÜÇÜK tarafından yapılmasından dolayı Veli KÜÇÜK"ü arama gereği duyduğunu, Bunun üzerine Sevgi ERENEROU'dan Veli KÜÇÜK"ün telefonunu alarak Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü ve Finansbank ve sahibi Hüsnü ÖZYEGİN olayını anlattığını, MUZAFFER TEKİN"in Muzaffer TEKİN"den elde edilen ve içeriğinde"10505 Ortodoks kilisesi isimli klasör içersinde kilisede düzenlenen ayin sırasında ve sonrasında toplu şekilde yenen yemek esnasında üzerinde vatansever kuvvetler güç birliği hareketi yazılı kartpostal şeklinde bir objeyi göstererek poz verdiği çok sayıda kişinin katıldığı görülen resimler" ile ilgili olarak alman ifadesinde; Bu resimlerin 2004 yılında Karaköy'deki Türk Ortadoks kilisesinde yapılan bir Paskalya töreninden çekilen fotoğraflar olduğunu, Bu kilisedeki törene kilisenin Basın Sözcüsü Sevgi ERENEROL tarafından davet edildiğini, bu kilisenin Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından bizzat 21 Eylül 1922 tarihinde Kayseri'de kurdurulduğunu bildiği için bu davete icabet ettiğini, Orada çekilen fotoğraflardaki karelerde kendisi ile birlikte bulunan şahıslardan bazılarımn Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketini oluşturmak için bir araya gelen şahıslar olduğunu, SERHAN BOLLUK"un alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL"u tanıdığını, Sevgi ERENEROU'u iki yıl öncesinde Ulusal Kanalda çeşitli defalar yayma çıkardıklarını, Hıristiyan misyonerlik faaliyetleri ile ilgili olarak bu tarihten sonra görüşmediğini, VEDAT YENERER"in alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL 2006 yılında Medyadan tanıdığını, Türkiye"nin ulusal bütünlüğüyle ilgili konuşmalan ve Türkiye de misyonerlerin faaliyetleriyle ilgili belge ve bilgileri olduğunu ve Sevgi ERENEROU'un Ortodoks olması, gayrimüslim olarak bu kadar açıklıkla konuşmasından dolayı dikkatini çektiğini, Bunun üzerine Sevgi ERENEROL hakkında araştırma yaptığını ve telefonunu bularak kendisini aradığını, 2006 yılı Aralık ayında sahibi olduğum www.internetajans.com adına Sevgi ERENEROL"a yılın kuvvacısı adlı bir plaket verdiklerini ve Bunun haricinde Sevgi ERENEROL ile samimiyetinin olmadığını, VELİ KÜÇÜK"ün alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL isimli bayanı tanıdığını ve Ölen Türk Ortodoks Patriği Selçuk ERENEROL"un kızı olduğunu, Türk Dünyası araştırmalar vakfında cumartesi günleri yapılan konferans etkinliklerinde ilk kez gördüğünü ve tanıştığını, bilahare iki kez her sene yapılan Noel yemeklerinde yapılan davete icabet ettiğini, 2006 yılında verilen yemekte de Muzaffer TEKİN'i bir kez orada gördüğünü, yeni patrik Paşa ERENEROL ile de orada tanıştığını, Zaman zaman Sevgi ERENEROL ile telefonda görüştüklerini, YUSUF BİRİŞİK"in alman ifadesinde; Sevgi ERENEROL"u tanımadığını, isimi basından duyduğunu, Birkaç kez de İşçi partisinin basın açıklamalarında Doğu PERİNÇEK"e destefe^frrKkaçin geldiğini gördüğünü, İHSAN GOKTAŞ"m alman ifadesinde; 979

«

t

_ *Y\

Sevgi ERENEROL"u tanıdığını, 1-1,5 sene kadar önce jandarma İstihbaratından olduğunu söyleyen ve irtibat numarası olarak 0 537 793 0685 ve 0212 285 21 05 nolu numaralan veren Jandarma olduğunu söyleyen Yavuz Kara...isimli şahıs vasıtası ile tanıştığını, Yavuz Kara..,ile bir silahlı saldın olayı ile alakalı Eyüp Jandarma karakoluna dilekçe verdiği dönemde tanıştığını, Kendisinin Sevgi Hanımın telefonunu verdiğini, Sevgi ERENEROL"u Scientology örgütünün Hıristiyanlık ile alakasının olmadığını dile getirebilmesi için telefonla aradığını, Sevgi ERENEROL"un bu görüşmede kendisini Kemal KERİNÇSİZ'in yanma çağırdığını ve buluştuklarını, Kemal KERİNÇSİZ"in de orada olduğunu, Sevgi ERENEROL ile Scientology hakkında konuştuklannı, Sonrasında Kemal KERİNÇSİZ"in kendisini boşanma konusu ile ilgili Cevat ÇALIK"a yönlendirdiğini ve aynldıklanm, Bir daha yüz yüze görüşmediklerini, En son iki hafta önce görüştüklerini, Genelde arama nedeninin Scientology örgütünün Hıristiyanlık ile alakasını olmadığını kamu oyuna duyurmak için yardımcı olmasını istediğini, ORHAN TUNÇ"un alınan ifadesinde; [email protected] adlı e-mail adresinde yapılan incelemede taslaklar başlıklı bölümde "Türk Ortodoks Patrikhanesi Basın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Sevgi ERENEROL Balıkesir "de çok çarpıcı açıklamalar yaptı. Türkiye adım adım işgal ediliyor başlıklı altı sayfalık e-mail gönderisi" ilgili olarak; Bu e-maili kendisine Balıkesir Politika Gazetesi sahibi Tank SÜRMELİOĞLU"nun gönderdiğini, Sevgi ERENEROL"un Balıkesir'de bir konferans verdiğini, bu konferansın metni olduğunu, bir okuyun ilginç bir yazı diye gönderdiğini, "[email protected] elektronik posta adresinin yapılan [email protected] elektronik posta adresi ile yapmış olduğu;

incelemesinde

Messenger Plus! İleti Geçmişi Oturum başlama: 29 Ocak Salı (21:59) tar: ERENEROL TUTUKLANMADAN ÜÇ BEŞ GÜN ÖNCE SURDAYDI (22:12) "SEVGİ ERENEROL.rtf dosyasını tar kaynağından alınamadı. (22:12) "SEVGİ ERENEROL.rtf' dosyasını tar kaynağından alınamadı." şeklinde görüşme ile ilgili olarak; Tank SÜRMELİOGLU"nun Balıkesir Politika Gazetesinin sahibi olduğunu, MSN ile onunla konuştuklannı, kendisine Sevgi ERENEROL'un Balıkesir'de konferans verdiğini söylediğini ve metni sana MSN den atıyorum dediğini ve bende aldığını,

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi; Şüpheli Sevgi ERENEROL ifadesinde "milli güç platformu güncel olaylara karşı tepkiyi ortaya koymak için oluşan bir oluşumdu ,bu platform bir birliktelik hareketi olup, ulusal konulara duyarlı çeşitli derneklerin katıldığı bir platformdur" diyerek açıklamasına rağmen ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN örgütsel içerikli dökümanlanndan birisi olan Kemalist gençlik, Milli Güçbirliği ve Kuvayi Milliye Teşkilatlanmn yeniden kurulması ve yapılandmlması ile alakalı olarak hazırlanan örgütsel dokümanlann içeriğine göre: "bir Türk kızının Milli Güç Birliğinin başına geçirilmesi uygun görülmüştür" denilmiş ve bu genç Türk kızpöfflS*ş^pheli Sevgi ERENEROL olduğu şüphelinin Büyük Güç Birliği Derneği ve dföer^tüm^lfesMcı derneklerle irtibatlı

JO.

/■""I

980

ı.

olduğu, üyesi olmasa bile bu derneklerin eylem ve faaliyetlerinin organizesine katılıp yönlendirme yaptığı, bu platformun faaliyetleriyle alakalı olarak, şüpheliler Kemal KERİNÇSİZ, Oktay YILDIRIM, Ergün POYRAZ, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN, Veli KÜÇÜK, Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ, Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU ve Doğu PERİNÇEK ile birçok örgüt üyesinin eylemlere katıldıkları, bu konuda Antalya'da bulunan şüpheli Muammer KARABULUT'un dahi talimatları şüpheli Sevgi ERENEROL'dan aldığı, Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün hiçbir dernek üyesi olmamasına rağmen Sevgi ERENEROL'un tüm örgütsel faaliyet ve derneklerin eylem ve faaliyetlerini Veli KÜÇÜK'le görüşerek organize ettikleri, şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'e bağlı olarak, bu dernekleri legal ve illegal olarak yönettiği, bu şüphelinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN sivil yapılanmasında derneklerden sorumlu yöneticisi olduğu, ERGENEKON LOBİ sivil yapılanmasında görevli yönetici konumunda olduğu anlaşılmaktadır. Mevcut telefon görüşmelerinde şüpheli Sevgi ERENEROL'UN basın sözcüsü olduğu kilisenin örgütün gizli toplantılannm yapıldığı yer olduğu, bizzat şüpheli Emin GÜRSES'in telefon görüşmelerinden anlaşıldığı, ayrıca VATANSEVER KUVVETLER GÜÇ BİRLİĞİ derneğinin de ilk kuruluş aşamasında derneğe ait broşürlerin kilisede getirilip dağıtıldığı dosyada mevcut fotoğraflar ve beyanlardan anlaşıldığı, bu gizli toplantılara Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ'in da gelip katıldığı, Gizli Tanık 17, Cumhuriyet Başsavcılığımızda verdiği ifadesinde; Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ Kuvayı Milliye Derneği (1919)'inden çıkıp gizlice Karaköy'deki kiliseye toplantıya katıldığını gördüğünü beyan ettiği, Yine dosyada mevcut fotoğraflarda şüpheliler Muzaffer TEKİN, Kuddusi OKKIR, Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ ve İsmail PAKER (Kod) İsmail EKSİK ile bir çok şüphelilerin kilisedeki gizli toplantı ve ayinlere katıldığı, Aramalarda şüpheli Sevgi ERENEROL'da ele geçen "Derin Ergenekon" isimli örgütsel içerikli dokümanda Ergenekon'un gizli bir yer altı yapılanması olduğunu ve çok eski yıllardan beri var olan bir örgüt olduğunu (sözde) Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bu yapılanmanın göz bebeği olduğunu, (sözde) Özel Kuvvetlerinin ayrı bir yerinin bulunduğunun belirtildiği, örgütün Alpler ve Erenler olarak Türk Silahlı Kuvvetlerinde örgütlendiğinin bu belgede belirtildiği, buradan ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yapısında Türk Silahlı Kuvvetlerine sızılması için hangi tür yöntemlerin kullanıldığı da açıkça anlaşılmaktadır. Örgütsel dokümanda: "Agarta'mn merkezinde bulunan Ergenekon, bilgi işlem ve uygulama merkezi konumunda bir oluşumdur" Kurtlar Vadisinin bulunduğu yerin özel adı ERGENEKON' dur. ERGENEKON TÜRK'ÜN MİLLİ DURUŞUDUR. Bu duruş Tann'nın özüne kadar gider. Ergenekon' a Anadolu topraklarından ulaşım, Karaman Konya Akşehir üçgeni içinden yapılır. Farklı bir zaman boyutundadır. Destan zamanlarındaki ulaşımın Asya'dan olduğu doğruydu. Ama bu gün için Ergenekon' un Anadolu'ya geçmesi bir plânın gereğiydi. Yani zaman kaymalan mekânlan da etkileyerek, farklı zaman boyutuna Anadolu'dan sağlandı. Ağartanın Bilgi İşlem ve uygulama Merkezi olan ERGENEKON' un işlevi çok özel zamanlarda ortaya çıkar. Bu ortaya çıkış zamanlannı bilen varlıklar vardır. Türk'ün Yolunu aydınlatan bir özellikle mesajlar verirken de her gelişte genetiklerine bazı işlevleri eklerler. Bu mesajlar Bozkurt Sembolü ile verilir. Yol göstericiliğinin yanında bazı aralarda yardımlanm bir ilâhilikle bu Millete Rahmet olarak verir^JEfeHsJTannsal bir oluşun gerçek

Agarta'da bu sistemin gönderilişi ve hazırlanışı üç kişilik bir Ruhsal İdari Evrim Üstadları tarafından Türkiye'de (Anadolu topraklarında) yedi kişiye ulaştırılır. Bu ökült ve ezoterik bir öğretidir. Bu evrimsel üstadlarmın adı TÜRK' tür. Tanrı'yı Türk kelimeleriyle anlatan ezoterik bilgi çok az inisiye bilmektedir. Bu sebeple şöyle bir söylemi bizler kullanır olduk: "Çalış didin ve çalış yıldızlar kapacaksın, Bir Tanrı'ya bir de Türklüğe tapacaksın!" Bu ulaşımın şifreleri çözülür. Alt Birimi olan kırk kişiye dağıtılır. Kırk görevli bu sistemin dağılımını teknik bir şekilde Türk İnsanma sunar. Bu öğretinin ve uygulamanın bizzat sahibi ERGENEKON'dur. Ergenekon'un görev alanlarının içinde

Türk Ordusu'nun çok önemli yeri vardır. Türk Ordusu içinde bu görevler ve görevliler Alpler ve Erenler olmak üzere iki misyona ayrılırlar. Her birim Türk Ordusunun okült birimlerini oluşturur. Alpler, Özel Harp Dairesinin faaliyetlerini devam ettirir. Erenler ise işin Parapsikolojik spiritüel ya da başka bir anlatımla ilâhi yönünün sergilemesini yapar. Bu sistemin idarecileri çok özeldir. Sistemin başında görülmezler. Ve asla deşifre olmazlar. Türk Ordusu ATATÜRK'ün deyimiyle, "ÇELİKLEŞMİŞ BİR İFADEDİR" anlatımının altında yatan gerçek ile Tannkut Mete'nin ilk düzenli orduyu kurmasıyla ordudaki sistemin devam ettirile gelmesinin ardında yatan gerçek aynıdır. O öz ve çekirdek asla kaybolmaz. Çünkü Kundalini gücü nasıl ki zor zamanlarda ortaya çıkarsa, Türk Milletinin zor anlarında da bu sistem olaylara direk el koyar. Sistem sürekli olmasına rağmen kendisini her zaman hissettirmez." Şeklinde olup; ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN oluşumumuna kaynaklık eden ERGENEKON dokümanında hem gizlilik kurallarına çok öenm verildiği, hem de oluşumun başmda 7 ayrı başkanlığın bulunduğu ve bunlara bağlı alt birimlerden de söz edildiği, bu belgeden ERGENEKON terör örgütünün Türk Silahh Kuvvetleri bünyesinde kurulmuş olmadığını ve gizlice Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yapılanma ve sızmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır. ERGENEKON dokümanmda (sözde) özel kuvvetler komutanlığında görevli şahıslardan oluşan operasyon dairesi ve kontrol dairesi için bu belgedede açıkça "Özel Kuvvetler Komutanlığının" ERGENEKON içinde özel bir yere sahip olduğu vurgulanmıştır. Dosyada mevcut telefon görüşmelerinde; şüpheli Sevgi ERENEROL'un görevli askeri şahıslarla görüştüğü bu şahısların da bazılarının kilisede yapılacak ayinlere katılacaklarını belirttikleri, buradan da ERGENEKON terör örgütünün birçok yere sızma faaliyeti içerisinde olduğu Ortodoks Kilisesinin de bu amaç ve faaliyetlere hizmet edip kilisenin özel durumu ve bizzat Atatürk tarafından kurulup desteklendiği hususları da kullanılarak örgütün gizli dini amaçlarına da uygun faaliyetlerde bulundukları, Yine, şüphelide ele geçirilen CD'de bulunan Selçuk Üniversitesi ile alakalı olarak yapılan üniversite öğretim üyelerinin ve üst düzey yöneticilerinin dini ve siyasi görüşlerinin yasa dışı olarak yazılıp rapor şekline getirilip örgüte ulaştırıldığı bu CD'nin şüpheliye gönderilmesinden de şüphelinin örgütün üst düzey yönetici konumunda olduğu ve üniversitelerdeki görelilerin fişlenmesi konusuyla doğrudan görevli olduğu kişisel verileri kaydetme suçunu da işlediği.anlaşılmıştır. Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ'le sadece Büyük^üç-Birliği Derneğine üye oldukları başkaca herhangi bir hukuki bağ bulurmıamasın4/fağmen,4p^lıeli Kemal KERİNÇSİZ'in

şüpheli Muzaffer TEKİN ve Ergün POYRAZ ile alakalı olarak her türlü hukuki gelişmeyi bu şüpheliye aktardığı, şüpheli Sevgi ERENEROL'un da bunlarla alakalı birçok talimatı Avukat olan Kemal KERİNÇSİZ'e verdiği, Kemal KERİNÇSİZ'in de bu talimatları yerine getirdiği. Avukat olan Kemal KERİNÇSİZ in MİLLİ GÜÇ BİRLİĞİ nin başında sorumlu olan Sevgi ERENEROL'dan her konuda talimat alması, birçok kişiyle yaptığı görüşmelerde televizyon kanallarında yayınlanacak programların ve bazı yazıların kendisini sorulmadan yayınlanmadığı bu konuda birçok örgüt üyesini yönlendirdiği tüm bu delilerin ERGENEKON terör örgütünün hiyerarşik yapısında şüpheli Sevgi ERENEROL'un yönetici konumunda olduğunu göstermektedir. Şüpheli Sevgi ERENEROL'un kurulacak derneklerin tüzüğünü şüpheli Muammer KARABULUT'a faksladığı ve Muammer KARABULUT'un da imzalayıp Sevgi ERENEROL'a göndermesi de Sevgi ERENEROL'un bu konudaki tek yetkili kişi olduğunu göstermektedir. Sevgi ERENEROU'un İstanbul da Muammer KARABULUT'un Antalya'da yaşadıkları göz önüne alındığında, örgüt elemanlarından Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi Başkanı Muammer KARABULUT ile irtibatlarının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğu ve bu irtibatının her türlü bilgi ve faaliyetlerin paylaşılması ve yayılması noktasında birleştiği, Basın Sözcülüğünü şüpheli Sevgi ERENEROL"un yaptığı Türk Ortodoks Kilisesine belirli günlerde ayinlere, kutlamalara Ergenekon terör örgütü mensuplannm katıldığı göz önüne alındığında, kilisenin örgütün faaliyetleri perdeleyen bir kurum olduğu ve örgütün yasal kurum olma özelliğinden dolayı kiliseye her türlü şahsm gelebileceği, gelen bu şahsılara ise örgütün propagandası yapılmak sureti ile örgüte eleman kazandırmaya çalışıldığı, hatta gizli toplantıların bile kilisede yapıldığım şüpheli Emin GÜRSES'in telefon görüşmelerinden açıkça anlaşılmıştır. Şüpheli Sevgi ERENEROL'un, 02.01.2008 tarihinde Orhan ile yaptığı görüşmede; Sevgi'nin "Pazartesi günü de tabi Kandıra'yı ziyaret günümdü benim hepsi üst üste gelince bir hayli şey yaptım yoğunluk oldu size iyi seneler" dediği, Orhan'ın "Bir an önce de Muzafferin Muzaffer'in özgürlüğüne kavuşmasını diliyorum" dediği, Sevgi'nin "İnşallah inşallah bütün milletin de özgürlüğe kavuşmasını" "Muzaffer Bey ile beraber onların da hepimiz özgürlüğe kavuşmasını" dediği, Orhan'ın "Milletin özgürlüğe kavuşması biraz zor" "Bütün bütün kaleleri kaptırdılar" "SİLAHLI KUVVETLER DE DAHİL" dediği, Sevgi'nin "Ah nasıl bunun altından kalkacağız hiç bilemiyorum ama" "Evet evet vallahi birazcık gayret edilsin muhakkak gene bulunur da herkes şey hayatından memnun gibi" dediği, Orhan'ın "Çünkü Türk Silahlı Kuvvetleri yanında olmadan hiç bir hareket olmaz ben bunları yaşadım ihtilaller darbeler mahkemeler " dediği, Sevgi'nin "OLMAZ BİLİYORUM" dediği, Sevgi'nin "Evet evet ondan şüphem yok ama geçen gün Erol Bübilik SKY televizyonunda programdaydı onu izleyenler genç subaylar olarak 180 kişilik bir grup mail

göndermiş, demek ki bazı şeyler şeyi yapıyor yani faaliyete geçildi hani o kadar da toplumu uyutamadılar öyle görünüyor ama birileri demek ki bir şekilde bazı şeylerin farkında ama demek zaman gelmedi daha çünkü gecenin on bir buçuğu muydu neydi program başladığında ve ikiye kadar sürmüştü buna rağmen ertesi gün de yılbaşı gecesi" herkes kutlama yapacaktı oturup millet seyretti seyrettiğine göre demek ki herkes bir-f eyler yapmaya çalışıyor öğrenip bir

şeylerin gayretindeler" "İnşallah sonunda muvaffak oluruz gene ne bileyim elbirliğiyle" şeklindeki görüşmeden şüpheli Sevgi ERENEROL'un ERGENEKON terör örgütünün amaçları içinde yer alan darbe yapmak için yapılan çalışmaları çok iyi bildiği ve yapılacak darbenin henüz zamanı gelmediğini ancak genç subayların bu konuda bazı çalışmalar içinde olduğunu bildirdiği anlaşılmaktadır. Şüpheli Muzaffer TEKİN'in hiçbir derneğin üyesi olmadığı halde Sevgi ERENEROL ile arasındaki ilişkinin örgütsel anlamda olduğu ve hiyerarşik yapı gereği Muzaffer TEKİN ile Ergün POYRAZ'm tutukluluktaki hukuki süreçlerinin ve yazacakları kitapların dahi talimatlannı Sevgi ERENEROL'un Kemal KERİNÇSİZ ve Muammer KARABULUT'a vererek nasıl yazdırılıp nerede yazdmlacağı soruşturmalarda yapılacak tüm süreçler ve soruşturmayla alakalı yapılacak yazılı açıklamalar ve protesto eylemlerinin nerede ve ne zaman yapılacağına da şüpheli Sevgi ERENEROL'un karar verdiği anlaşılmıştır. Şüpheli Sevgi ERENEROL'un şüpheliler Oktay YILDIRIM, Kemal KERİNÇSİZ, Muzaffer TEKİN, Veli KÜÇÜK, Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ, Kuddusi OKKIR, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, İsmail EKSİK, Muammer KARABULUT, Emin GÜRSES ve Doğu PERİNÇEK ile örgütsel irtibatlarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Şüpheli Sevgi ERENEROL'un kilisenin basın sözcüsü olduğu ve beyanında 1000 YTL geliri olduğunu söylemesine rağmen sürekli örgütün yurt dışı faaliyetlerine katıldığı yurt içinde birçok toplantı ve örgütsel içerikli toplu eylemlere katıldığı, şüphelide Lobi isimli dokümanın çıkması, birçok derneğin eylem ve faaliyetlerini organize etmesi, eski adı MİLLİ GÜÇ PLATFORMU OLAN. Büyük güçbirliği derneği ve diğer derneklerle irtibatları da göz önüne alındığında şüphelinin örgütün sivil toplum kuruluşları ve bu amaçla kurulmuş derneklerin yönetimi ve toplu eylem ve gösterilerinden sorumlu yöneticisi olduğu, örgütün amaçları doğrultusunda tertiplenen tüm protesto miting ve gösterilere bilfiil katıldığı anlaşılmıştır. Şüpheli Sevgi ERENEROL'da ele geçirilen DERİN ERGENEKON dokümanında belirtilen gizli yapılanmada askeri kesimde örgütlenme yapılması ile ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN genel stratejisi ve gizli yapılanmasıyla alakalı olan Derin ERGENEKON isimli dokümanın da sadece bu şüpheli de çıkması ve bu belgelerle ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli yapılanmasının amaçlan içinde bulunan gizli askeri yapılanma işlerinde de aktif görevli konumunda olduğu , Kendisinin bizzat gidip Genel Kurmay Başkanlığı bünyesindeki askeri kurumlarda seminerler vermesi, bazı üst düzey askeri şahıslarla yakın ilişkileri, bazı askeri şahısların kilisedeki ayinlere fiilen katıldıklanna ilişkin görüşmeler, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yurt dışı yapılanması ile ilgili birçok örgütsel faaliyeti Veli KÜÇÜK'ün talimaflanyla Kemal KERİNÇSİZTe birlikte yapması ve 1000 ytl geliri olduğunu beyan etmesine rağmen sürekli yurt dışı faaliyetlerine katılması, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN tüm amaç ve faaliyetlerine uygun olarak hareket ettiği, şüpheli Ergün POYRAZ'la yakın irtibatı ve Ergün POYRAZ'm yazacağı kitapla alakalı olarak kullanılacak cümlelerin dahi bu şüpheli tarafından belirlenmesi, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'le olan irtibatlan ve davası ile alakalı olarak Kemal KERİNÇSİZ'e birçok talimat vermesi, milli güç birliğinin oluşturulması için kendisine verilen Türk KIZI misyonuna uygun olarak yaptığı eylem ve faaliyetler ile kilisedeki gizli toplantılar ve askeri şahıslarla olan irtibatlan göz önüne alındığında şüpheli Sevgi ERENEROL'un, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN yapılanmasında yönetici konumunda olduğu, kiliseye gelen örgüt üyelerine ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN genel ideolojisi ile

^— /Z&SK- -r?^wF

nihai gizli amaçlarını ve örgütlenme yapısını anlattığı, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gizli amaçlan arasında bulunan darbe yapmak ve buna zemin hazırlamak suçlarayla alakalı olarak yaptığı telefon görüşmelerinden anlaşıldığı, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN amaçlan arasında bulunan darbe yapmak için kaos ortamı oluşturup halkı Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı isyana tahrik suçlanna da katıldığı ve yönettiği tüm örgütsel eylemlere iştirak ettiği, bu nedenle TCK'nun 313/1 maddesindeki suçlan da işlediği, Kişilerin siyasi felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykın olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlanna veya sendikal bağlantılanna ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetme suçunu da işlediği, bu alandaki suçlardan ve devlete ait gizli belgeleri ele geçirmek suçlanndan da sorumlu tutulmasının gerektiği anlaşıldığından; Şüpheli Sevgi ERENEROL'un üzerine atılı eylemlerine uyan, TCK'nun 314/1, 313/1, 3713 Saydı Terörle Mücadele Kanunun 5, TCK'nun 313/4, 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 135/2-1,43/2 maddeleri gereğince cezalandırılması, Aynca, Şüpheli Sevgi ERENEROL, yasadışı ERGENEKON terör örgütünün yöneticisi konumunda olup, 5237 Sayılı TCK'nun 314/3. maddesi "Suç işlemek amacıyla örgüt kurma suçuna ilişkin diğer hükümler, bu suç açısından aynen uygulanır" ve TCK'nun 220/5. maddesi de "Örgüt yöneticileri, örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenen bütün suçlardan dolayı aynca fail olarak cezalandmlır" hükmü gereği, örgüt faaliyeti çerçevesinde işlenen tüm suçlardan 5237 Sayılı TCK'nun 314/3 maddesi yollaması ile TCK'nun 220/5. maddesi gereğince sorumlu tutulmasının yasal zorunluluk olduğu anlaşıldığından; ERGENEKON terör örgütünün gerçekleştirmiş olduğu, 1-Cumhuriyet Gazetesine 3 kez bomba atılması nedeniyle, ruhsatsız patlayıcı madde bulundurmak ve taşımak, korku ve panik yaratacak şekilde patlayıcı madde kullanma, mala zarar vermek suçlarından TCK'nun 174/1-2 (hukuki kesinti oluşturan iddianame öncesi tüm ruhsatsız patlayıcı bulundurma eylemleri Yargıtay kararlannda tek suç sayıldığından alt sınırdan uzaklaşılması suretiyle bir kez uygulanması), 170/1-c (3 kez), 151/1(3 kez), 2-Danıştay saldırısında Türk Milleti adına yargılama görevini yürütmekte iken görevinin başında katledilen yargı şehidi Mustafa Yücel ÖZBİLGİN'in tasarlayarak öldürülmesi, mağdurlar Mustafa BİRDEN, Ayla GÖNENÇ, Ayfer ÖZDEMİR ve Ahmet ÇOBANOĞLU'nun tasarlayarak öldürülmeye teşebbüs edilmesi nedeniyle TCK'nun 82/a-g, 82/a-g, 35/2. maddesi (4 kez), 3- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Muzaffer TEKİN, İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Kemal KERİNÇSİZ, Mete YALAZANGİL, Aydm YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK, Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından, niteliği itibarıyla, gizli kalması gereken bilgileri temin etmek suçundan dolayı TCK'nun 327/1. maddesi gereğince (8) SEKİZ KEZ, 1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; İsmail YILDIZ, Ergün POYRAZ, Mete YALAZANGİL, Aydm YÜKSEK, Muzaffer ŞENOCAK ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları; Devletin güvenliğine veya iç veya dış siyasal yararlarına ilişkin belge veya vesikaları geçici de olsa, bunları tahsis olundukları yerden başka bir yerde kullanmak suçu nedeniyle: TCK'nun 326/1. maddesi gereğince, (6) ALTI KEZ, 1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Gazi GÜDER, Ayşe Asuman ÖZDEMİR, Halil Behiç GÜRCİHAN, İsmail YILDIZ, Kemal ŞAHİN, Mehmet Murat YÜCEL, Feridun Refik NUHOĞLU, Ergün POYRAZ, Fikret EMEK,

2. Doğu PERINÇEK, Mehmet Zekeriya OZTURK, Habip ümit SAYIN, Hikmet ÇİÇEK, Kemal KERİNÇSİZ, Nusret SENEM, Erkut ERSOY ve Murat ÇAĞLAR'in işlemiş oldukları, Kişilerin siyasî, felsefî veya dinî görüşlerine, ırkî kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlâkî eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin bilgileri kişisel veri olarak kaydetmek suçu nedeniyle; TCK'nun 135/2-1,43/2. maddesi gereğince (17) ONYEDİ KEZ, 6- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler; Oktay YILDIRIM, Mehmet DEMİRTAŞ ve Fikret EMEK'in işlemiş oldukları, silahlı terör örgütüne ait silahları depolamak suçu nedeniyle; TCK'nun 315 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ, 1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Ayşe Asuman ÖZDEMİR ve Halil Behiç GÜRCİHAN'in işlemiş oldukları, Adil Yargılamayı Etkileme suçu nedeniyle; TCK'nun 288. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ, 1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Fikret EMEK, Hayrettin ERTEKİN, Hikmet ÇİÇEK, Halil Behiç GÜRCİHAN, Hayati ÖZCAN, Ergün POYRAZ, Nusret SENEM ve Doğu PERINÇEK'in işlemiş oldukları; Yetkili makamların kanun ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması gereken bilgileri temin etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 334/1 maddesi gereğince (8) SEKİZ KEZ, 1. Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: İsmail YILDIZ, Bekir ÖZTÜRK, Hüseyin GÖRÜM ve Fuat ERMİŞ'in işlemiş oldukları; Askerleri kanunlara karşı itaatsizliğe teşvik etmek suçu nedeniyle, TCK'nun 319/1, 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddesi gereğince (4) DÖRT KEZ, 10- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheliler: Mehmet Fikri KARADAĞ, Hayrettin ERTEKİN ve Muhammet YÜCE'nin işlemiş oldukları; Tutuklu, hükümlü veya suç delillerini bildirmeme suçu nedeniyle, TCK'nun 284/1 maddesi gereğince (3) ÜÇ KEZ, 11- Ergenekon terör örgütünün faaliyeti çerçevesinde şüpheli Muzaffer ŞENOCAK'm işlemiş olduğu; Ruhsatsız patlayıcı bulundurmak suçu nedeniyle, TCK'nun 174/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5/2. maddeleri, 12- Şüpheli Ergün POYRAZ'm işlemiş olduğu; Yasaklanan bilgileri açıklamak suçu nedeniyle TCK'nun 336. maddesi, 1. Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu; Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmek veya aşağılamak suçu nedeniyle TCK'nun 216/1. maddesi gereğince (2) İKİ KEZ, 1. Şüpheli Hayrettin ERTEKİN ve Aydın YÜKSEK'in işlemiş olduğu 2863 Sayılı yasalara muhalefet etmek suçu nedeniyle, 2863 Sayılı Kanunun 73. maddesi (2) İKİ KEZ, 15-Şüpheli Hayrettin ERTEKİN'in işlemiş olduğu 2813 Sayılı Kanuna muhalif olarak ruhsatsız telsiz kullanmak suçu nedeniyle 2813 Sayılı Kanunun 32/a maddeleri gereğince ayrı ayrı CEZALANDIRILMASI talep edilmiştir.

30-ŞÜPHELİ MUAMMER KARABULUT a) Emniyet İfadesinde: 1980 yılında Ankara Atatürk Lisesi öğrencisi iken siyasi öğrenci grupları arasındaki olayda sol bir gurupla birlikte gözaltına alındığını, Askeri sıkıyönetim zamanında Mamak Askeri ceza evinde 17 gün gözaltında kaldığını, ,4^^^'*^,

Antalya Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi Derneği başkanı, Ayasofya Derneği ve Milli Güç Birliği Derneği üyesi olduğunu, tüzel bir kişilik olmayan Milli Güç Platformunda görev aldığını, bunun üzerine Milli Güç Birliği Derneğinin kurulduğunu, Kendisine sorulan şahıslardan; Emin ŞİRİN: 2005 yılında Kudüs Patriği, Fener Rum Patrikhanesinde Şeriat Mahkemesi kurduğunu, Bu durumun hukuksuzluk olduğunu bildiğini ve bunun üzerine devletin tüm birimlerine konu ile alakalı fakslar yolladığını, Siyasi parti görevlileri ile de görüştüğünü, Bu vesile ile Emin ŞİRİN ile tanıştığını, Hatta emin ŞİRİN"in kendisine Patrikhane ile ilgili TBMM"ye vermiş olduğu soru önergelerini gönderdiğini, Hiç yüz yüze görüşmediklerini, Patrikhane ile alakalı zaman zaman telefonla görüştüklerini, En son Emin ŞİRİN"in Fener Rum Patrikhanesi ile alakalı bir kanun tasarı hazırladığını ve bu tasarıyı incelemesi amaçlı kendisine de yolladığını ancak karşı çıktığını, "Bu sorun bizim sorunumuz değil" dediğini ve sonrasında Emin ŞİRİNP'e Fener Rum Patrikhanesisin 1922 yılında kendi meclisinde almış olduğu karan yolladığını, Bir daha da Emin ŞİRİN ile görüşmediğini, Bekir ÖZTÜRK: Hiç yüz yüze görüşmediğini, ancak 4/5 kez telefon ile görüştüğünü, Kemal KERİNÇSİZ'ln kendisine Bekir ÖZTÜRK isimli şahıstan bahsederek Bekir ÖZTÜRK"ün bir haber sitesi sahibi olduğunu ve bu siteyi kapatmak üzere olduğunu söyleyerek bu siteye yazı yollamasını istediğini, Bekir ÖZTÜRK"ün kendisini aradığını, 2006 yılın da www.kuwaimilliye.net isimli internet sitesine yazı göndermeye başladığını, Bu yazılar ile alakalı telefonla görüştüklerini, Bu sitenin sahibinin Bekir ÖZTÜRK olduğunu ancak yazılan kendisinin koyduğunu, Yazılan çıkmaya başladıktan sonra kendisi ile alakalı olumsuz tepkiler okuyuculardan gelmeye başladığını, Aynca sitenin konumu, fikirleri, yazarlan konusunda rahatsızlık duyduğunu, Fikirlerinin kendisine uymadığını, Sonra ki dönemlerde yazılanm çıkartın dediğini ve bir daha da yazı göndermediğini, Aynı dönemde Sevgi ERENEROL"un da bu sitede yazı yazdığını ve isminin olduğunu, kendisinin Sevgi Hanıma site hakkında ki olumsuz fikirlerini söyleyerek "0"nun da siteden aynlmasım sağladığını, Oktay YILDIRIM: 22 Temmuz 2006 yılında Türk Ortodoks Patrikhanesinin üç dört bina ön tarafında yazmış olduğu "Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini Patrikhaneye"mi yıktıracaklar" isimli kitabının kokteyli ve imza günü olduğunu, Bu şahıs ile burada tanıştığını, Herhangi birisinin aracı olmadığını, Bu olaydan ya önce ya da sonrasında Oktay YILDIRIM isimli şahsı Kemal KERİNÇSİZ"in Fatih"te bulunan ofisine gittiğinde gördüğünü, Sohbet ettiklerini, Muhtemelen Kemal KERİNÇSİZ"in de bu şahsı tanıdığını, Bu ortamda o esnada kendisi, Oktay YILDIRIM, Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve avukatlık bürosunda çalışanlann bulunduğunu, Aynı gün Kendisi, Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve aileleri ile birlikte yemeğe gittiklerini, Hatta Ortaköy Polis Lokantasına gittiklerini, Buraya davetsiz olarak Oktay YILDIRIM"m da geldiğini, Oturduklarını, Yemek yediklerini ve aynldıklannı, Konuşmalannda özel bir konu geçmediğini, Oktay YILDIRIM"m kendisinden Kuvva-i Milliye internet sitesinde tekrar yazı yazmasını istediğini ancak kabul etmediğini, Çünkü Oktay YILDIRIM isimli şahsı pek sevmediğim, Bu tarihten sonra bir daha Oktay YILDIRIM ile görüşmediğini, Telefonlarırıji^birbirlerine verdiklerini ancak hiç görüşmediklerini, Oktay YILDIRIM"ı 22 Temmuz^ÖQ6 güatfjîfeye son kez gördüğünü, Muzaffer TEKİN : //* ^ /?=$>. ' CA

/^miğ^^ ti

.. / ı*V "*\*

2007 yılında Beyoğlu Galatasaray Lisesi önünde Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ"in de katıldığı konusunu hatırlamadığım bir basın açıklamasında gördüğünü, Tanışma amaçlı olarak konuştuklarını, birbirlerini gıyaben tanıdıklarını, Sevgi ERENEROL, daha önceden Muzaffer TEKİN hakkında olumlu şeyler söylediğinden dolayı ismen bildiğini, Bunun dışında hiç görüşmediklerini ve konuşmadıklarını, Bir kez basın açıklamasın da gördüğünü ve tanıştığını, Halil Behiç GÜRCİHAN: Bu şahıs ile ne yüz yüze ne de telefonla görüştüğünü, Ancak sahibi olduğu www.acikistihbarat.com isimli internet sitesinde yazılannm çıktığını, Bu yazılan kendisinin vermediğini ancak Behiç GÜRCİHAN"m genelde www.tepkimiz.net den alarak kaynak gösterdiğini, Buna da hiçbir itirazının olmadığını, yapmış olduğu basın açıklamalanndan Behiç GÜRCİHAN"m kendisine uygun gördüklerini alarak ve sitesinde yayınladığını, Ergün POYRAZ: 2006 yılında Antalya Valiliğinde tanıdığı ve şu an ismini hatırlamadığı Ergün POYRAZ"m eniştesinin kendisine Ergün POYRAZ hakkında bilgi verdiğini, sonrasında Taç Vakfı ile alakalı bir tazminat davası olduğunu, Konu Yargıtay da iken icra geldiğini, Yargıtay da bulunan dosyası ile ilgilenmesi konusunda yardımcı olması için Sevgi ERENEROL"dan Ergün POYRAZ"m telefonunu alarak Ergün POYRAZ"ı aradığını, Konuştuklanm ancak yardımcı olamadığım, Bu konuşmadan 2 ay sonra Ergün POYRAZ"m bir kitabında yolladığı Noel Baba Vakfı ve Taç Vakfı sorunlan hakkında yazı yazdığını, Hatta bu yazının bir kitabında ve Kuvvai Milliye"nin internet sitesinde yayınlandığını, Sonra ki dönemde sık sık telefonla görüştüklerini ve dost olduklannı, Birer kez olmak üzere Antalya, İstanbul ve Ankara"da kendisi ile görüştüğünü, Bu görüşmelerinin genelde kendi yazdığı kitaplar ve internet sitesi kullanımı ile alakalı olduğun, Bu görüşmelerinde Ergün POYRAZ"m yazmış olduğu kitaplann kaynağı konusunda herhangi bir konuşma geçmediğini, Kendisi ile genelde telefonla olma üzere entelektüel konularda sohbet ettiklerini, Aynca Ergün POYRAZ cezaevine girdikten sonra Kandıra cezaevine giderek 3 kez görüştüğünü, Bu gitmelerim sebebinin dostu olmasından dolayı olduğunu, İlk görüşmesinde de yapmış olduğum ziyaret ile alakalı "Genel Kurmay ve Jandarma istihbaratı Çete mi?" başlıklı bir yazı yazdığını ve internette yayınlandığını, Hatta bu konu ile Genel Kurmay"a yazı yazdığını, Aynca bu konu ile alakalı Ergün POYRAZ"m avukatının bir basın açıklaması yayınladığını, Ergün POYRAZ asker tarafından korunan bir şahıs olduğunu, Bu konu ile alakalı www.tepkimiz.net isimli sitede Hakan ARIKAN "30 asker tarafından evi-kendisi korunan Ergün POYRAZ nasıl bir suça kanşır" konulu bir yazı yazdığını, Veli KÜÇÜK: Fener Rum patrikhanesinin Yunanistan"a taşınması ile ilgili patrikhanenin önünde 2005 yılında yapılan basın açıklamasında gördüğünü, Daha sonra Finansbank"m Yunan milli bankasına satılmasında Fener Rum patrikhanesini sponsor olarak gördüğü ve Gima"nm Finansbanka ait bir kuruluş olmasından dolayı yine Gima"nm güvenlik işinin Veli KÜÇÜK tarafından yapılmasından dolayı arama gereği duyduğunu, Bunun üzerine Sevgi ERENEROL"dan telefonunu alarak Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü, Finansbank ve sahibi Hüsnü ÖZYEĞİN olayını anlattığını, Satışla ilgili y|Ziâığım. makaleleri Veli KÜÇÜK"e faksladığını, 2006-2007 yılında Veli KÜÇÜK"ün ke^îi^ini Ajîjalya Jandarma kampına davet ettiğim ve gittiğini, Finansbank üzerine konuşarjfe;yemejL.yed!klettn, Daha sonra bir kez

/->,

/O

t- » f i ( A * ji ______________ 988 t * " V&S ■■«>/ fcv <\

_.

telefonla konuştuklarını ancak konusunu hatırlamadığım, Veli KÜÇÜK ile görüşmelerinin hep Finansbank"m satılması ile alakalı olduğunu, Yaklaşık 2-3 ay kadar önce Veli KÜÇÜK"ü aradığını ve basında hakkında çıkan yazılar ile alakalı fikir almak amaçlı aradığını, Bir müddet konuştuklarını ve bir daha görüşmediklerini, SEVGİ ERENEROL: 2005 yılında Kanal B televizyonunda Ahmet MUMClP'nun da katıldığı canlı yayında tanıştığını, Sonrasında 1991 yılından bu yana mücadelesini verdiği Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan"a taşınması konusunda İstanbuf'da başlattığı kampanyaya Sevgi ERENEROL"un da destek verdiğini ve katıldığını, Bu kampanya esnasında sık sık görüştüklerini ve dost olduklarım, Milli Güç Platformu da bu kampanya esnasında kurulduğunu ve bu kampanyayı sahiplendiğini, Kendisinin de bu platformun sözcüsü olduğunu ve çeşitli kurumlara sözcü imzası ile açıklamalar gönderdiğini, Sevgi ERENEROL ile İsparta ve Kayseri"de sempozyumlara katıldıklarını, Papa"nm Türkiye ye ziyareti konusunda yazılar yazdıklannı, Ayasofya Demeği ve Milli Güç Birliği Demeğini beraber kurduklannı, Ailecek görüştüklerini, Cezaevinde ziyaret etmediğini, Sevgi ERENEROL"un Noel BABA Banş Konseyi Üyesi olduğunu, Daha önceden Sevgi ERENEROL"un Türk Ortodoks Kilisesinde düzenlediği birkaç dini törene katıldığını, Beyoğlu Galatasaray Lisesi önünde düzenlenen ve Kemal KERİNÇSİZ"in de ifade verdiği basın açıklamasının olduğu gün Türk Ortodoks Kilisesinde Emin GÜRSES"i gördüğünü, Aynca Müge TEKİN isimli şahsı almak için Muzaffer TEKİN"de geldiğini, Kemal KERİNÇSİZ

:

2005 yılında Kudüs Patriğinin Türkiye"de Şeriat Mahkemesi kurması konusu ile alakalı Büyük Hukukçular Birliğinin yapmış olduğu bir eylemini okuduğunu ve dikkatini çektiğini, Bunun üzerine birliği telefonla aradığını, Telefona Kemal KERİNÇSİZ"in çıktığını ve konuştuklarını, Bu şekilde tanıştıklarını, Sonraki dönemde kendisinin önerdiği ve başlatılan Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan"a taşınması ile ilgili imza kampanyasında ilk kez bir araya geldiklerini, Bu kampanyanın çok uzun bir süre aldığını ve 2006 yılı İzmir mitingi ile son bulduğunu, Bu kampanya ile alakalı Kemal KERİNÇSİZ ile çok sık görüştüklerini, Ayasofya Derneği ve Milli Güç Birliği Derneğini beraber kurduklarını, Kemal KERİNÇSİZ"in arkadaşı olduğunu, Noel BABA Banş Konseyi Üyesi ve Avukatı olduğunu, Emin GÜRSES: Bir kez Türk Ortodoks Kilisesinde gördüğünü, Konuştuklannı, Bir kez de Antalya"da gelmiş olduğu bir panelde gördüğünü, Emin GÜRSES"in bu panelde konuşmacı olduğunu, kahvaltıda karşılaşıp selamlaştıklannı, DERNEKLER ile İLGİLİ OLARAK 1) Uluslararsı Noel Baba Banş Konseyi Demeğinin (Noel Baba Vakfı) Uluslararsı Noel Baba Banş Konseyi Demeğinin (Noel Baba Vakfı), 1996 yılında Cengiz ÇANDAR, İsak HALEVA, Niyazi ÖKTEM, Ahmet MUMCU ve ismini hatırlayamadığım arkadaşlarla kurduklannı ve başkanı olduğunu, Noel babanın ülkemize ait bir değer olduğu bilincini yerleştirmek, duyurmak ve geleneksel faaliyetler yürütmek amacı ile bu vakfı kurduklannı, bu vakıf devam ederken aynca 2005 yılında, Uluslararası Noel baba Banş Konseyi Derneği"ni Osman SİVİLOĞLU, Muhammed ADEL,Veli .... Turgay ALP ile kurduklannı, Çünkü Noel Baba Vakfının uluşlar-aras-r- .faaliyette bulunmasının yasal olmadığını, Bu nedenle Uluslararası Noel baba Banş Köfteyi'-Derneği kurduklannı, 2006 yılında maddi sıkıntılar gerekçe gösterilerek Noe|'Baba yakfiıurfT^atıldığmı, />^

Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi Derneğinin amacının 1991 yılında başlatılan Noel baba adına var edilen etkinlikleri devam ettirmek ve Noel babanın turizm alanında tanıtım ve kültürel amaçlı olarak ülkemizde faaliyette bulunmak, Noel babanın ülkemize ait bir değer olduğu bilincini yerleştirmek duyurmak ve geleneksel faaliyetler yürütmek olduğunu, Vakıf çalışmaları esnasında Turizm Bakanlığının yurtdışındaki tüm fuarlarına Noel Baba Vakfı olarak iştirak ettiklerini daha sonra Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi Derneğini kurduktan sonra yalnız Macaristan da adlarına düzenlenen etkinliklere katıldıklarını, Macaristan Uluslararası Noel Baba Barış Konseyi Derneğinin Avrupa temsilcisi olduğunu, anlattığı amaçların haricinde herhangi bir faaliyet içerisinde bulunmadıklarını, 17 yıldır geleneği olan etkinliklerinin meşru bir zeminde yapılmakta olduğunu, 2) Ayasofya Derneği Antalya"da kurulan Noel Baba Vakfının ülkemizdeki kültürel değerlere sahip çıkmak amacı ile kurulduğunu, Benzer nedenlerle Ayasofya Derneğinin kurulmasını ve ülkemizi tanıtmak amacı ile faaliyette bulunulmasını Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ"e önerdiğini, Bu önerisini İstanbuP'da iken yaptığını, Sonrasında Ayasofya Derneği ile alakalı kendisine Antalya"ya bir fax geldiğini, Bu faxm muhtemelen tüzük olduğunu, imzaladığını ve geri faxladığmı, Böylelikle Ayasofya Derneğinin kurulduğunu, Ancak bu dernek ile alakalı herhangi bir faaliyetinin olmadığını aynca bildiği kadarı ile bu dernekte bugüne kadarda her hangi bir faaliyette bulunulmadığını ama derneğin şunda faal ve üyeliğinin devam ettiğini, 3) Milli Güç Birliği Derneği Kemal KERİNÇSİZ"in 2005 yılında çeşitli sivil toplum kuruluşlarına katılım davetiyesi göndererek oluşturduğu birliğin adının MİLLİ GÜÇ PLATFORMU olduğunu, kendisi tarafından Fener Rum patrikhanesinin kapatılması ile ilgili başlatılan imza kampanyasıyla oluşan MİLLİ GÜÇ PLATFORMU"nun faaliyetlerinin İzmir"de yapılan mitingde son bulduğunu, Buna mukabil aynı isime tüzel kişilik kazandırmak üzere Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve ismini hatırlayamadığım diğer kişiler ile Milli Güç Birliği Derneğini kurduklarını, Hedeflenen ülkenin milli değerlerine sahip çıkmak olduğunu, Milli güç derneğinin kuruluşundaki yasal prosedürden dolayı aktif olarak herhangi bir faaliyetinin olmadığını, Yönetiminin de şekillenmediğini, üyeliği dışında bu dernek içerisinde herhangi bir faaliyet de bulunmadığını, Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan"a taşınması kampanyasında faaliyet yürüten Milli Güç Platformunun tüzel kişiliğe dönüşmüş halinin Milli Güç Birliği olduğunu, Ancak sonrasında bu derneğin Büyük Güç Birliği adını aldığını, Ancak bu konuda tam bir bilgisinin olmadığını, Bazı davalar açıldığını, bu derneğe kurucu üye olduğunu, ancak ve hiç ilgilenmediğini, Hiçbir faaliyette bulunmadığını, Lobi yapılanması ile alakalı bir bilgisinin olmadığını ve Başkanı ve kurucusu olduğu hiçbir derneğin Lobi ile alakasının olmadığını,

b)-Savcılık ifadesinde; Üzerine yüklenen suçlarla ilgili olarak kollukta ifade verdiğini, beyanlarının doğru olduğunu, tekrar ettiğini, Daha önceleri reklam ajansı, çamaşır yıkama fabrikası işletmeciliği, dergi yayıncılığı, Kavaklıdere şaraplarının müfettişliği gibi değişik işler yaptığım, 1991 senesinde Noel Baba etkinliği çalışmalarına başladığını, 1995 vjhndajoırulan Noel Baba Vakfının başkanı olduğunu, Halen bu vakıf çatısı altmda;^çalışmaİE{jaft^ devam ettiğini, Aynca yayınlamış kitaplan olduğunu, Bunlann telif gelirlpi ile gjejjinaiğîftı* Daha önce Noel Baba

^&*y&* n

vakfından yönetici olması nedeniyle gelirinin bulunduğunu, Ancak vakıftan sonra kurulan Noel Baba Barış Konseyi Derneğinden yasal olarak ücret almasının mümkün olmadığını, Fahri olarak bu derneğin başkanı olarak çalışmalarını yürüttüğünü, Aynı amaçla faaliyette bulunan Ayasofya Derneği ve Fener Rum Patrikhanesinin faaliyetlerine karşı halkı bilinçlendirme amacı güden Milli Güç Birliği Derneğine üye olduğunu, Emin ŞİRİN'i parlamenter olduğu dönemde Fener Rum Patrikhanesinin faaliyetlerine karşı yürüttüğü çalışmalar sırasında tanıdığını, Emin ŞİRİN"in konuyu sahiplendiğini hatta bir kanun teklifi hazırladığını söyleyerek kendisine gönderdiğini, Ancak Emin ŞİRİN"in yaptığı çalışmayı uygun bulmadığını, tanışmalarının bu şekilde olduğunu, yüz yüze görüşmüşlüklerinin olmadığını, Oktay YILDIRIM'ı Sevgi ERENEROL, Ergün POYRAZ ve Kemal KERİNÇSİZ ile katıldığı bir yemekte gördüğünü, Oradakilerin Oktay YILDIRIM'ın davetli olmadığı halde yemeğe katıldığından duyduklan rahatsızlığı hissettirdiklerini, Burada Oktay YILDIRIM"m kendisine tekrar kuvaimilliye.net sitesinde yazmasını rica ettiğini, ancak Oktay YILDIRIM"a bu site ile ilgisini sormadığını, ve tekrar yazmayacağını belirttiğini, ertesi günü aynı kişilerle Kemal KERİNÇSİZ'in ofisinde görüştüklerin, Buradan da kitabmm tanıtım kokteyline geçtiklerini, .Oktay YILDIRIM"ın burada da hazır bulunduğunu, Muzaffer TEKİN'i daha önce gıyaben tanıdığını, İçinde bulunduğu Milli Güç Birliği Hareketinin İstanbul'daki faaliyetlerine destek verdiğini, vatanperver bir insan olduğunu bildiğini, Sevgi ERENEROL'da kendisini bu şekilde anlattığını, Galatasaray Lisesinin önündeki konusunu hatırlamadığı bir basm açıklamasında şahsen tanıştıklarını, bu olayın Danıştay saldırısı olarak bilinen olaydan sonraki bir tarihten sora olduğunu, bir daha kendisi ile görüşmediklerini, Halil Behiç GÜRCİHAN'ı şahsen tanımadığını, Ancak bu kişinin sahibi olduğu acikistihbarat.com sitesinde yazılarının yayınlandığını, Kaynak olarak da m tepkimiz.net sitesinin gösterildiğini, yazılarının AKP destekçisi internet siteleri dahil olmak üzere başka yerlerde de yayınlandığı için bunu önemsemediğini, kendisi ile telefonla veya yüz yüze görüşmediğini, Bir seferinde yazısının yayınlandığı konusunda mail gönderdiğini, Ergün POYRAZ'ı Sevgi ERENEROL'un tanıştırmasıyla tanıdığını, Antalya'da Fener Rum Patrikhanesi ile ilişkili olarak faaliyet yürüten TAÇ vakfı hakkındaki beyanlarından dolayı tazminata mahkum edildiğini, Dosyanın Yargıtayda olduğunu, Bu aşamada Sevgi ERENEROL Yargıtay'da birçok davası bulunan Ergün POYRAZ'ın telefonunu vererek avukatı aracılığıyla kendisine yardımcı olabileceğini söylediğini, Bundan sonra Ergün POYRAZ ile görüşmelerinin devam ettiğini, Ergün POYRAZ'ın Yargıtay'daki davası konusunda bir katkıda bulunmadığını, Ancak mahkumiyet kararının bozulduğunu, Ergün POYRAZ"m daha sonra cezaevine girince arkadaş olarak 3 sefer ziyaret ettiğini, Bu görüşmelerinde kendisine anlattığı şeylerden dolayı "Genel Kurmay ve Jandarma istihbaratı çete mi" şeklinde bir yazı yazdığını, Yazısının tepkimiz.net sitesinde yayınlandığını, Bu konularda bilgi sahibi olmamasına rağmen Ergün POYRAZ'ın anlattıklarından yola çıkarak yazı kaleme aldığını, Veli KÜÇÜK'ü 2005 yılında Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan'a taşınması amacıyla yapılan basm açıklamasında gördüğünü, Daha sonraki tarihlerde Finansbank'm Yunan milli bankasına satılması, bu satışla ilgili^teal^jtespit ettiği usulsüzlükler ve Finansbank'm bir kuruluşu olan Gima'nm güvenljJf^Tşjnin ^e1%KÜÇÜK'ün ortağı bulunduğu şirket tarafından kanşlandığım tespit etmesi üzerim® bu kojjuaar^eii KÜÇÜK ile görüşmek

(^^^^^^^^7

istediğini,. Aynı toplantıda bulunduğu için tanıyabileceğini düşündüğünden Sevgi ERENEROL'dan telefonunu aldığını, Bu konuda kendisi ile görüştüğünü, Yaptığı araştırmalara dair yazıları Veli KÜÇÜK"e faksladım. Daha sonraki bir tarihte de Antalya'daki Jandarma kampında Veli KÜÇÜK ile bu konuyu görüştüğünü, Tespitlerine şaşırdığını kendisinin konunu bu tarafını hiç görmediğini söylediğini, Aynca bu olay ile ilgili olarak basında Finansbank'm Yunanistan milli bankasına satılmasına Genel Kurmay'dan onay çıktığı şeklinde bir haber çıkmış olduğunu, Referans gazetesindeki haberi hazırlayan kişiye ulaştığını, Haberin özensizce hazırlandığını yetkili bir ağızdan beyanat alınmadığını öğrendiğini, Daha sonraki araştırmalarında bu haberin Yunanistan kamuoyunu rahatlatmak için Yunanistan tarafından hazırlandığını tespit ettiğini, Hatta bu konuyu Genel Kurmay'a sorduğunu, Genel Kurmay'da tabii olarak bir bankanın satışı konusuyla ilgilerinin bulunmadığı konusunda açıklama yaptığını, Veli KÜÇÜK ile görüşmelerinin bu kapsamda olduğunu, Sevgi ERENEROL'u Fener Rum Patrikhanesinin Yunanistan'a taşınması konusunda başlatılan kampanya çerçevesinde 2005 yılında Kanal B televizyonunda yayınlanan bir programda tanıdığını, Her ikisinin de katılımcı olduğunu, Bundan sonra görüşmelerinin devam ettiğini, Kendisi ile 2 sempozyuma katıldıklarını, Milli Güç Platformu çerçevesinde birlikte hareket ettiklerini, Bu platformun amacının da patrikhanenin Yunanistan'a taşınması amacıyla imza kampanyası düzenlemek olduğunu, Bunun dışında bir faaliyeti olmadığını, Sevgi ERENEROL"un daveti üzerine Ortodoks Kilisesinin birkaç törenine katıldığını, Başkanı olduğu Ayasofya derneğine üye olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'i Fener Rum Patrikhanesinin Türkiye'de şeriat mahkemesi kurması konusunda Hukukçular Birliğinin basmda da yer alan girişimleri nedeniyle tanıdığını, Kendisini telefonla aradığını, Yine bu kapsamdaki kampanya sırasında yüz yüze tanıştıklarını, Birlikte Ayasofya derneğine, Milli Güç Birliği Hareketine üye olduklarını, Kemal KERİNÇSİZ"in de Noel Baba Barış Konseyi Derneğinin bir üyesi olduğunu, Bu kişilerin Ergenekon örgütü ile ilgili olarak bir eylemlerini bilmediğini, bilseydi karşı çıkacağını, Yapmış olduğu telefon görüşmelerine ilişkin iletişim tespit tutanaklarının kendisine kollukta okunduğunu, bu görüşmelerin kendisine ait görüşmeler olduğunu, Üyesi olduğu Milli Güç Birliği Demeği ve Ayasofya derneği tüzüklerinin Asım DEMİR ve Ankara Kuvayi Milliye derneğine ait bilgisayarlarda çıkmasının normal olduğunu, internette yayınlandığını, buradan almış olabileceğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanımadığını, Noel Baba heykelinin kaldırılması konusundaki yazısını internetten almış olabileceğini, Ergün POYRAZ'm bilgisayarında, cep telefonunda son kitabının ve telefon numaralarının bulunmasının doğal olduğunu, kendisi ile tanıştığını anlattığını, Erkut ERSOY'u tanımadığını, ozelburo.com sitesinde kendisine ait olan bir yazıyı isim ve iznim olmadan yayınlamış olabileceğini, Sevgi ERENEROL'a ait bilgisayarda bulunan [email protected] e-mail adresinden gönderilmiş olan maillerin kendisine ait olduğunu, Diğer [email protected] adresinden gönderilen yazıların ise kendisine ait olmadığını, kollukta kendisine ait olduğu şeklinde tutanağa yanlış geçirildiğini, ^"**TO:as::^:.

Erkut ERSOY'u tanımadığını, bu kişiye ait CD ve bilgisayarda kendisinin ismimin geçmesi konusunda bilgisinin olmadığım, Ankara'daki Kuvayi Milliye derneği genel merkezinde yapılan aramada bir bilgisayar içerisinde bulunan Behiç adlı dosya içerisinde bulunan kendisinin de ismimin geçtiği belgenin tarafına okunduğunu ve kimin tarafından hazırlandığını bilmediğim, ancak bütünü okununca tutarsız olduğu görüleceğini, Evinde yapılan aramada ele geçen ve 76 sıra numarası verilen CD hatırladığı kadarıyla halen Antalya TRT haber müdürü olan ismini hatırlamadığı arkadaşınca verildiğini, bu CD'yi bir araştırma konusunun nasıl ele alınabileceği konusunda örnek olması babında verdiğini, bu CD'yi bilgisayarında hiç açmadığını, içeriği konusunda da kollukta soruluncaya kadar bilgi sahibi olmadığını, bu CD içerisinde askeri personelce hazırlanmış bir takım tezlerin bulunduğunun iddia edildiğini, ancak CD'yi açıp bakmadığı için bilmediğini, CD'yi veren arkadaşının da bu yönde bir şey söylemediğini, CD içerisindeki konuların uğraş alanı olmadığını, Uluslararası anlamda barış faaliyetleri yürüten, bu konuda Avrupa Konseyi tarafından takdir edilmiş birisi olduğunu, Devlet menfaati söz konusu olsa bile bir insana eziyet edilmesini tasvip edemeyeceğini, sözü edilen örgüt ve amaçlarıyla bir ilgisinin olamayacağını, suçsuz olduğunu, beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller; 1) Şüphelinin Antalya İli Çağlayan Mahallesi Bakgör Yapı Kooperatifi 2017 Sokak B.Blk. Kat 2 D.6 adresinde el konulan dokümanlar, Noel Baba Vakfı -Noel Baba Barış Konseyi- Muammer KARABULUT-Noel Baba Vakfı Yönetim Kurulu Başkam -Mili Güç Platformu Sözcüsü" imzalı çeşitli kurum, kuruluş ve şahıslara gönderilmiş dilekçe, etkinlik, bilgi, bilgilendirme yazılan 20.10.1998 tarihli ve Başkan Muammer KARABULUT, 2. Başkan Mustafa YILMAZ ve 4 üye tarafından imzalanmış, toplantı kararında; "Antalya'da faaliyet gösteren vakıflar ve şubeler arasında bir güç birliği oluşturmak amacıyla kurulacak olan Antalya Güç Birliğine üye olunmasına birlik tüzüğünün imzalanmasına" karar verildi ibareli doküman, El yazısı Federal Almanya Kürdistan Komitesi; Tescil Edilmiş ittifak ibaresi ile başladığı, 07 Kasım 1991 tarihi bulunduğu, içeriğinde "Türkiye tarafından işgal edilmiş kurt bölgelerini, Kürdistan Milli Kurtuluş Cephesi (ERNK), kendi kontrolüne almakta ve gittikçe artan bir nüfusa sahip olmaktadır.......Bu bölgeye seyahat etmek isteyenlerin; Almanya"da ki Kürdistan komitesinden, ilgili seyahat belgelerini tedarik edebildiklerinin belirtmek isteriz. ...Türkiye tarafından işgal edilmiş Kürt bölgelerinde ki seyahatiniz esnasında, kendi güvenliğiniz için, böyle bir koruyucu belgenin tarafımızdan verildiğini, Alman Dışişleri Bakanlığına ilettik....saygılarımızla Federal Almanya Kürdistan Komitesi tescilli ittifak..." şeklinde ibareli doküman, 25. Kasım 2006 Muammer KARABULUT Büyük Güç Birliği Derneği Sözcüsü imzalı, Finans Bank Satışı Danıştay'da başlıklı basın açıklamasında; Finans Bank'm Yunanistan'a satışı ile ilgili basın açıklaması, 02. Kasım 2006 Muammer KARABULUT Büyük Güç Birliği Derneği Sözcüsü imzalı, TUSİAD ve Bahçeşehir Üniversitesinin ortak düzenlediği. Hâkim ve Savcılara verilecek seminerin Protesto edilmesi, yapılan seminerin yasal olmadığı yönünde basın açıklaması,

İstanbul Milletvekili Emmin ŞİRİN'in TMSF ile alakalı Bakan Abdullatif ŞENER'e ve Danıştay 2. dairesine yazmış olduğu dilekçeleri 15 Nisan 2006 tarihli Muammer KARABULT Noel Baba Barış Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı imzalı, Hüsnüyadis Kin Kapısında Hortladı (VII) başlıklı Finans Bank'm Yunanistan'a satışı ile ilgili yazı, 17. Nisan 2006 tarihli Muammer KARABULUT Noel Baba Banş Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı imzalı, Türkiye'nin Yunanlı Finans Piyadeleri Tarafından İşgal Edildiğini Anlayanlara... Hüsnüyadis Hortladı Son (VIII) (!) başlıklı basın açıklamasında Finans Bank'm Yunanistan'a satılması konusunun işlendiği yazı, 22. Mayıs 2006 Muammer KARABULUT Noel Baba Banş Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı imzalı, Yüzbaşı Muzaffer TEKİN başlıklı basın açıklamasında; Atatürkçü Yüzbaşı Muzaffer TEKİN; "...Muzaffer TEKİN Yüzbaşı rütbesi ile ordudan atıldıktan sonra sivil yaşamında çok sevildiğinden dolayı Albaylığa hatta paşalığa kadar yükseldi, Milli Güç Platformunun İstanbul'da gerçekleştirdiği hemen hemen tüm eylemlere katıldı. Siz boşuna ATATÜRKÇÜ yüzbaşı Tekin ile uğraşmayın gidin F.Gülen'i kullanan güçler ile uğraşın göreceksiniz kimlerin kanını içtiğini öğrendiğinizde sıra size de gelecek sonra Yüzbaşı TEKİNLERİN yanma geleceksiniz ve sığınacaksınız o ana da çok yaklaştık. Yerli işbirlikçi kafalar Danıştay hadisesi üzerinize gelince hedef şaşırtmak için Türkiye'deki Milli, Ulusalcı, Vatansever veya Yurdunu seven insanların üzerine bu şekilde gelmeyin bunu akıllıca bir oyun olarak görmeyin görüldüğü gibi yine sizi kandırdılar" şeklinde basın açıklaması olan yazı, 22. Ocak 2008 Muammer KARABULUT Noel Baba Banş Konseyi Yönetim Kurulu Başkanı imzalı, Üyelerimizin Tutuklanması başlıklı basın açıklamasında; Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'in gözaltma alınmasını ve tutuklanmalarını protesto eden basın açıklaması olan yazı, Kemal KERİNÇSİZ e ait ifade 11.03.2007 tarihli tutanağı,

d)-Telefon görüşmeleri; Tape :3471 28.08.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; Yazılan bir yazı - haberle ilgili eksiklikleri konuştuklan, Sevgi ERENEROL'un "Okudum yazıyı yalnız sana iki şey soracağım. Soruşturmasın da anlaşılan birincisi demişsin tamam bir soru sormuşsun ikincisi başka sorum yok dedi. Üçüncüsü bu soruya ivedi olarak yanıt verecek ne demek o yani ikincisi başka sorum yok" "İkincisi başka sorum yok diye bitmiş. Nokta konmuş sonra üçüncüsü diye geçmiş" dediği, Muammer KARABULUT'un "Ayrıca Genel Kurmay Başkanlığı konuyu değerlendirerek kendisine bağlı kuruluşların Çete olmadığını da açıklamalıdır" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Açıklamalıdır tamam şimdi burda ne demek istiyorsun ayrıca Ergün'ün tutuklanması ile diğer bir kaygısı da yazıldığı kitaplar olduğunu söylemesidir" "Ayrıca Ergün'ün tutuklanmasında kaygısı yazdığı kitaplardır. Belki öyle yapmalıydın cümleyi" dediği, Muammer KARABULUT'un "Tamam öyle yapayım cümleyi o zaman yazdığı kitaplardır. Yazdığı kitaplardır. Ayrıca Genel Kurmay Başkanlığı kendisine bağlı kuruluşların çete olmadığını açıklayacaktır diyorum. Ayrıca tutuklamasını" dediği, devamında bahsi geçen yazıyla ilgili konuşmaya devam ettikleri, , ~ ** „

■fM Tape :3472 03.09.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; Ergun POYRAZ'm ceza evinde olması ve yazdığı kitapla ilgili konuştukları, Sevgi ERENEROL'un "....

sana çok çok selam gönderdi" "iyi bol bol kitap okuyorum diyor" "Yazmaya da başlamış zaten ama tabi elle" "Leptop olayını halledebilirse Hüseyin bey" dediği, Muammer KARABULUT'un "Peki edebilecek miymiş" diye sorduğu, Sevgi ERENEROL'un "He onu edebileceğim diyor o şey yapıyor zaten haftada iki kere galibe ona yazmasına müsaade ediyorlarmıymış öyle bir şey dedi" dediği, Muammer KARABULUT'un "Peki şey konuştunuz mu o Protestan kur-an olayını" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Konuştum o dedi ki bana gelmesi lazımdı Hüseyin beye değil şimdi Hüseyin bey lede görüştüm dedi bende ben daha okuyamadım cumaya kadar okuyayım şey yaparım dedi muammere gönderirim dedi yok dedi muammere göndermeyeceksin aslında onu Ergün e götürmeniz lazım dedi" dediği, Tape :3127 06.09.2007 Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında karşılıklı hal hatır sorduktan sonra M.KARABULUT'un "Anladım, nasıl" dediği, S.ERENEROL'un "İyi iyi çok şükür zayıflamış iyicene ee şey bizde diyoruz ki sakın ha kilo alma çok yakışıklı oldun böyle heh heh" "İyi keyfi yerinde kitap okuyor bol bol ee bü sürü telgıraf mektup filan geliyor onlara Cevap veriyor" dediği, M.KARABULUT'un "Kitabı götürdünüz mü benim" dediği, S.ERENEROL'un "E şey Muzaffer beye götürdük ya kitabı" "Tabi Ergün e götürmedik Ergün e de büyük ihtimalle Hüseyin bey kitap götürecek çünkü onun istediği bir sürü kitap var çoğunu da Gürkan bulamadı dedim bulduklarını hiç olmasa götür şey ver" dedikten sonra "He yarın akşam Yeniçağ televizyonunu izle unutma" "Eee Kemal başlıyor programa Erol Bilbilik le açılış yapıyorlar" "Tavsiye ederim özellikle izle" "Eeee bilmiyorum artık o konular ne olacak ama sen bir izle enteresan şeyler anlatacak çünkü Erol bey" dediği, Tape :3474 14.11.2007 tarihinde Sevgi ERENEROL ile görüşmesinde özetle; Siteye konulmak üzere kendilerine gelen bir yazıdan bahsettikleri, Muammer KARABULUT'un "Yazı*çok güzel ve güncel bir yazı yani bizim sitemizde böyle güncelliğini koruyan ee yazıların mutlaka olması gerekiyor sürekli olması gerekiyor yani ben nereye kadar yetişiyorum işte görüyorsun" "Açıkça Ergün içeriye girdikten sonra hepsi korktu yazı yazmaya" dediği, Sevgi ERENEROL'un "Olmaz çoluk çocukla bu işler yürümez zaten sorumluluk sahibi insanlara ihtiyacımız var" dediği, Muammer KARABULUT'un "Onların sitede öyle bir sorumluğu yok" "Yani bütün sorumluluk ee bütün sorumluluk bizde" "Yani yazıları biz koyuyoruz...." "Siteye tabi onlar Hakan ....yazı bile yazmıyor yani çocuk" "Bir tek onlara Milli Gücü bıraktık biliyorsun" "Dokunmuyoruz bile bazen bizden yazı koyuyorlar şeye" "Milli Güce o kadar" "Hatta Ergün içeriye girdiğinde eğer bunu kapatalım mı dediler" "Adından dolayı" "Ben dedim saçmalamayın ha (gülüyor) öyle bir şey olabilir mi" dediği, Sevgi ERENEROL'un "... davayı atçılarda şey reddedildi dava neyi kapatılacakmış nesi varmış kapanması için" dediği, Tape : 3475 12.12.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; K.KERİNÇSİZ'in "Abi gönderiyorum" dediği, M.KARABULUT'un "Tamam bir şey söyleyeceğim bunu yalnız bana yoîluyorsun de mi sen" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Tabi şimdi bide Yeniçağ'a kısmet olursa bizim Yeniçağ televizyonu Yeniçağ gazetesine" dediği, M.KARABULUT'un "Anladım istersen Yeniçağ televizyonu ve gazetesi de buradan alsın istersen çünkü ona ben bir şeyler daha ekleyeceğim" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Ama onlar bizim şeyimiz be" dediği, M.KARABULUT'un "Kapris yaparlar şimdi" dediği, K.KERİNÇSİZ'in "Yani onların farklı anlayışları vardır" dediği,

1 "» "♦ w¥^A ■s»,,.»,,,

Tape :3476 12.12.2007 tarihinde Kemal KERINÇSIZ ile görüşmesinde özetle; Kemal KERİNÇSİZ'in "Abi geldimi eline" dediği, Muammer KARABULUT'un "Geldi yolladım bile biraz sonra da bizim sitede sana şöyle söyleyeyim Türkiye'de ki hem yabancı yayın organlarına basın organlarına hem bütün haber ajanslarına Türkiye'de ki bütün ilçede ki gazetelere gitti" "Erdoğan kelle dedi üç yeni kuruş ceza aldı" dediği ve Başbakan Tayip ERDOĞAN'a açılan dava ile çıkan karar konusunda görüştükleri, bu kararın basın yayın kuruluşlarına gönderilmesi ve kararın

muhalefet tarafından çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini anlattıkları, Muammer KARABULUT'un bu kararın nasıl çıktığını sorduğu, Kemal KERİNÇSİZ'in "O abi onu telefonla söylemeyeyim abi (Gülerek)" ".... işte bunu .. muhaliflerin iyi kullanması lazım ama nerde o muhalif ayrı bir mesele" dediği, Bir süre Coca cola ile ilgili bir davadan bahsettikleri, Kemal KERİNÇSİZ'in "... geçen gün Bakü'de şey karşılaştık SAYIN davasmı açan Sincan ağır ceza mahkemesinin başkanıyla" "beni hatırlıyabildin mi? Kemal dedi. Valla hatırlayamadım dedim efendim. Ben dedi senin yaptığın itiraza kararı veren reisim dedi. "Sincan ağır ceza" yapmayın ağabi dedim. Bende sizi ziyaret edecektim Ankara'ya geldiğimde bi gözünüzden öpüyüm dedim. Sarıldım öptüm adamı" "... Dedim Türkiye'de böyle hakimler kaldı mı? Acaba dedim. ... neyse oturduk sohbet ettik Allah razı olsun böyle aslan gibi bir çocuk şimdi sana 45-47 yaşlarında benim yaşlarda bir şey" dediği, Muammer KARABULUT'un "ana bir şey söyleyim mi? Bu kararı bütün milletvekillerine yollayacağım" dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in "hangini şeyi mi? Üç kuruşu mu?" dediği, Muammer KARABULUT'un "tabii. Bütün milletvekillerinin şeyleri var bende mailleri var" dediği, Tape : 3477 16.12.2007 tarihinde Kemal KERİNÇSİZ ile görüşmesinde özetle; Kemal KERİNÇSİZ'in "..abi hani o oparasyonlar hiç bitmiyor ya işte Şemdinli dedik enson bu Ümraniye dedik şimdi yeni bir oparasyona geçti bunlar bu namussuzlar bu dava dolayısıyla" dediği, Muammer KARABULUT'un "Şimdi bende diyorum ki o konuyla ilgili çok temkinli düzgün bir açıklama yapmamız gerekiyor tamam mı" dediği, Kemal KERİNÇSİZ'in "Sen yaz abi bana bi gönder ben bi bakayım huhuki bir sakıncasının olup olmadığına bi bakayım" dediği, "Yani şimdi Egun'la HABLEMİTOĞLU'nun ilişkisini bilmiyor mu ondan sonra o öldürülen Deniz Subayı var bitane Petrolle ilgilenen biliyorsun biliyorsun değimli onu" "Orda hedef HABLEMİTOĞLU'n dan sonda Ergun biliyorsun" ".... Ergun üç Dakka geç çıkmasa o evde onla birlikte o da öldürülecekti" dediği, ilerleyen konuşmada Cola'yi uluslar arası alanda boykota aldıklarından bahsettikleri, Kemal KERİNÇSİZ'in "Tabi şuanda örgütlü mücadele yapılamıyor mümkün değil sağlanamıyor ilerde sağlanacak o ayrı daha da sıkışacağız daha çok problem doğacak Türkiye 0 noktasına gelecek dibe vuracağız ondan sonra örgütlenmelerle ayağa kalkacağız şimdi bireysel mücadele hayırlısı Allahtan" dediği,

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları; 1- Şüpheli Sevgi ERENEROL"un Beşiktaş İlçesi Arnavutköy Mahallesi Adalı Sokak No:5 sayılı ikametinde yapılan aramada; Beş Sayfalık "Uluslar arası Noel Baba Banş Konseyi" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda Konseyin Amaçlan, Organlar, Genel Kurulu, Yürütme Kurulu gibi genel başlıklar altında yazı, Dokuz Sayfalık "Uluslar arası Noel Baba Banş Konseyi Derneği Tüzüğü" başlıklı bilgisayar çıktısı dokümanda Derneğin kuruluşu Amaçlan^gsgarılar, Genel Kurulu, Yürütme Kurulu gibi genel başlıklar altında derneğin tüzüğü, ''"n, C"

İki Sayfalık "Noel Baba Vakfı" "Patrik Kudüs'te Çarpıldı. Tarihteki Kudüs-MYRA (DEMRE) İnanç Köprüsü Başka Bir Bahara Kaldı" 11 Mayıs 2005 tarihli Noel Baba Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muammer KARABULUT imzalı Ekümenlik ile alakalı basın açıklaması, Cumhurbaşkanlığı Yüksek Makamına başlıklı En derin saygılarımızla! Milli Güçler Platformu adına Temsil heyeti Başkanı Noel Baba Vakfı Muammer Karabulut ibareleri ile biten Fener Rum Patrikhanesinin Dışarıya çıkarılması için verilen dilekçe metni, [email protected] (Santa Claus Foundation-Noel Baba Vakfı) e-mail adresinden Noel Baba Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muammer KARABULUT tarafından Patrikhanenin Türkiye'ye verdiği zararlar konusunda Sevgi ERENEROL"a gönderilmiş çok sayıda e-mail, Noel Baba Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Muammer KARABULUT'un 01 Ekim 2006 tarihli ve "Fener Rum Kilisesinin İrticai Ayin Faaliyetleri" konulu bilgisayar çıktısı doküman, [email protected]. Ve Noel Baba Barış Konseyi Kuruldu İbareli 1 sayfalık yazı elde edilmiştir. 91 nolu doküman içeriğinde "Türkiye"nin Papa daveti, Las Vegas"nın büyüsüne kapılarak kumar oynamak ile eş değerdir...Ortodoks kiliseleri üzerinde ekümenikliğin ne anlama geleceğini ve böylesi bir sürecin Türkiye Cumhuriyeti topraklarında başlaması ile neler yaşayacağımızın Ankara hesabını yapmamıştır!!! Yaptığı tanıtım ve benzeri hesap, ancak çocuk zekâsının kabulleneceği basitliktedir. Bizler bu hesabı yaptık, bu oyunda Laik Türkiye Cumhuriyeti Devletini kaybedeceğiz. Konuya tarihten edindiğimiz tecrübeler ile yaklaşmayan, sürekli kumarbaz edası ile Las Vegas da oyun oynayarak Türkiye"yi zarara uğratan Ankara"yı bir kez daha uyarıyoruz ve bu oyuna devam ettirdiği için kınıyoruz!!!... Saygılarımla Muammer KARABULUT Milli Güç Birliği Sözcüsü" ibareleri bulunan 18 Kasım 2006 tarihli "Türkiye Kumar Oynuyor" konulu doküman, Ayasofya Derneği'nin 2007 yılı içersinde yapılan genel kurulu sonucu bildiriminde "Sevgi ERENEROL Başkan, Burak GÜNEŞ, Ergün POYRAZ Cancan ERENEROL, Recep AKKUŞ, Gökhan AYGÜN, Ramazan SELÇUK, Sabri AVCI, Hacı Eyüp GÜLTEK, Necip YENİŞAN, Mehmet DEMİRLEK, Turgay TÜFEKÇİOĞLU, Hüseyin Mümtaz BEYAZITOĞLU, Muammer KARABULUT, Erkan AKBULUT ve Erol ŞAHİNGİL'in isimlerinin yazılı olduğu, Adı geçen şahıslardan, Recep AKKUŞ, Erkan AKBULUT isimli şahısların derneğe müracaat formlarında aynı zamanda Büyük Hukukçular Birliği üyesi oldukları ve derneğe ait tüzüğünde yer aldığı, 2) Şüpheli VELİ KÜÇÜK"ün Gayrettepe Mahallesi Gönenoğlu Sokak Fidan A Blok No: 14/9 BEŞİKTAŞ sayılı ikametinde; 2005 yılma ait üzerinde Erenköy Ülkü Ocakları ibaresi yazılı bulunan ajandanın 16 Ağustos tarihli sayfasında www.tepkimiz.net (Muammer Karabulut) şeklinde el yazması yazı, Fener Rum Kilisesinin 8 Mayıs 2006 günü Bergama'da gerçekleştirdiği dini törenle ilgili Bergama Cumhuriyet Savcılığına hitaben yazılmış 11.05.2006 tarihli ve Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü imzalı suç duyurusu dilekçesi, 08 Haziran 2006 tarihli T.C. Cumhurbaşkanı Kim Olacak konulu "Cumhuriyet Yumurta Olup Kapıya Dayanmadıkça" başlıklı Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü imzalı basın açıklaması, .v/fC A^Z%%.

l.^/C^'Ç*

r

-/^PWkW^ '^ L^

~'H.:S^y

)

SCPC (SantraLaus Peace Council) başlıklı 22 Mayıs 2006 tarihli, "Atatürkçü Yüzbaşı Muzaffer TEKİN" başlıklı Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü imzalı yazıda, Muzaffer TEKİN'i övücü mahiyette yazılar olduğu ve Milli Güç Platformunun İstanbul'da düzenlemiş olduğu hemen, hemen tüm eylemlere katıldığı, 21 Mayıs 2006 tarihli "Niye Kızıyorsunuz" konulu "Yurdumuzu ve Türkiye Cumhuriyeti'ni Savunmak Suç Mu?) başlıklı (2) sayfasında "Saygılarımla Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı yazıda bazı gazetelerin Danıştay olayı ile ilgili olarak hedef gösterildiklerine dair basın açıklaması olduğu değerlendirilen yazı, 11 Mayıs 2006 tarihli, "Fransa"nm Türk Diline Kazandırdığı Soykırımı sözcüğü için 18 Mayıs 2006 günü İstanbul'da Fransız Başkonsolosu ziyaret edilecek" konulu "Soykırım Şöleni" başlıklı ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu, 13 Mayıs 2006 tarihli "Yeni Dünya Saçmalığı" konulu, "Yeni Dünya Saçmalığı, Türkler Ses Çıkartmayacak..." başlıklı ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu, 09 Mayıs 2006 tarihli, "Bergama Metropolit Yunan Vatandaşı" konulu ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı 8 Mayıs 2006 tarihinde Fener Rum Kilisesinin Bergama' da yapmış olduğu ayin ile ilgili basın notu 5 Mayıs 2006 tarihinde "Çevirin Ruhban Okulu Yanmasın" başlıklı ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu 9 Mayıs 2006 tarihli Fener Rum Kilisesi ve Türk Basını Konulu ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu 12 Mayıs 2006 tarihli, "Başpapaz Cenevre' de yine yasadışı toplantı yapacak" konulu ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu 10 Nisan 2006 tarihli "BU EYÜP CAN SAĞLIK, O EYÜP CAN...." başlıklı ve "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzalı basın notu SCPC (SantraLaus Peace Council) başlıklı "Sayın Başkan" şeklinde başlayarak "Muammer KARABULUT Milli Güç Platformu Sözcüsü" imzası ile sona eren Cumhurbaşkanlığı Başbakanlık siyasi partilere dağıtımlı olarak yazılmış Finansbank'm satışı ile alakalı yazı elde edilmiştir. 1. Şüpheli MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK"ün Codegen marka bilgisayarında bulunan Asam Ermeni Araştırmalan Enstitüsü başlıklı belgenin üçüncü sayfasında içeriğinde Noel Baba Vakfı Başkam Şüpheli Muammer KARABULUT"un Aziz Nikolaus heykelinin kaldırılmasına vermiş olduğu tepkiden bahsedilen doküman elde edilmiştir. 1. Ankara Kuvvai Milliye Derneğinde yapılan aramada elde edilen Del Marka Laptop bilgisayar içerisinde; Ayasofya Derneği Tüzüğü Başlıklı Belge elde edilmiştir. 5) Şüpheli ASIM DEMİR"den elde edilen SEAGETE MARKA BİLGİSAYAR içerisinde, Dernek Kuruluş Bildirimi Büyük Güç Birliği Derneği belgesi elde edilmiştir. Şüpheli Muammer KARABULUT"un Başkanlığını Yaptığı Uluslar Arası Noel Baba Barış Konseyi

d

/""?

99

16.06.2005 tarihli Antalya İl Dernekler Müdürlüp imzalı-mühürlü Uluslar Arası Noel Baba Barış Konseyi Derneği Tüzüğünde; Derneğin adı ve Merkezi Madde 1- Derneğin adı "Noel Baba Barış Konseyi Derneği" dir. Derneğin Merkezi Antalya"dır. Şube açılmayacaktır. Derneğin Amacı ve Bu amacı Gerçekleştirmek için Dernekçe Sürdürülecek Çalışma Konulan ve Biçimleri ile Faaliyet Alanı; Madde 2- Dernek, ulusal ve uluslar arası alanda kurulu bulunan ve sonradan kurulacak olan Noel Baba ile ilgili konular üzerinde çalışma yapan sivil toplum örgütleri arasında gerekli birlik ve beraberliği sağlayarak çalışma konularının aynı amaç doğrultusunda olması nedeni ile ülkemizin turizm ve kültürel alanda çıkarları gözetilerek, bu sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını bu yöne kanalize edip bir konsey çatısı altında toplamayı amaçlar, şeklinde belirtilmiştir. Muammer KARABULUT ' un katıldığı örgütsel içerikli eylemler; 28.10.2005 günü saat 11.00 sıralarında Fener Rum patrikhanesi önünde Milli Güç Platformu, Hukukçular Birliği, Milliyetçi İşadamları Derneği, Türk Ortodoks Kilisesi, Noel Baba Vakfı tarafından "Patrikhane Yunanistan'a" konulu protesto eylemi yapıldığı, Fener Rum patrikhanesi önündeki topluluğa önce Kemal KERİNÇSİZ tarafından kısa bir konuşma yaptıktan sonra, Noel Baba Vakfı Başkanı Muammer KARABULUT'UN basın açıklamasını okuduğu, Patrikhane kapısına "Patrikhane Yunanistan'a, Hukukçular Birliği ve Milli Güç Platformu" yazılı siyah çelenk bırakıldığı, Kemal KERİNÇSİZ, Hayrettin ERTEKİN, Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Zeki Yurdakul ÇAĞMAN isimli şahısların katıldığı, 1.

saat 08.30 da Fener Rum Patrikhanesi önünde Hukukçular Birliği, Milli Güç Platformu, MHP İstanbul İl Başkanlığı, İşçi Partisi, Bağımsız Türkiye Partisi, Noel Baba Vakfı, Bağımsız Türk Ortodoks Vakfı, Muharip Gaziler Derneği, Yeniden Kuvay-i Milliye Derneği ve Şehit Aileleri Derneği tarafından "Fener Rum Patrikhanesinin Lozan'a ve Atatürk'e,Türk milletine meydan okuduğu ve Rum metropolitanlannın Ekümenik iddiası ile Balat'taki patrikhanede toplanmasının 10 Kasım Atatürk'ün ölüm yıl dönümüne rastlanmış olmasını protesto etmek" basın açıklamasını Kemal KERİNÇSİZ okuduğu,Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN, Muammer KARABULUT isimli şahısların katıldığı,

1.

günü saat 10.45 sıralarında Milli Güç Platformu tarafından "Lozan barış antlaşmasının 83. Yıl dönümü nedeniyle" Beyoğlu İlçesi Kemeraltı caddesi Sevgi İş Hanında bulunan Türk Dünyası İnsan Haklan Derneği toplantı salonunda panel düzenlendiği, Türk Ortodoks Patrikhanesi basın sözcüsü Sevgi ERENEROL, Milli Güç Birliği adına "Laik Türkiye Cumhuriyetini Patrikhaneye mi yıktıracaklar" isimli kitabın yazan Muammer KARABULUT ve Büyük Hukukçular Birliği genel başkan yardımcısı Hanefi ATINÇ'm sözlü konuşma yaptığı, 83.Yıl dönümünde Lozan Banş antlaşmasının önemi ve anlamı ve Lozan antlaşmalan ve AB Dayatmalan başlıklı iki (2) adet basın bülteninin basma dağıtıldığı

11.03.2007 günü saat 12.00.Sıralannda ilimiz Beyoğlu ilçesi Galatasaray Meydanında Büyük Hukukçular Birliği, Gönül Birliği Platformu, Ulusal Jeofizik Kurumu Derneği, Atatürk Düşünce Derneği Kadıköy Şubesi, Harp Malulleri Derneği, Bakıröy STK tarafından basın açıklaması düzenlendiği, Kemal KERİNÇSİZ tarafından basın açıklaması yapıldıktan sonra Taksim anıtına çelenk koymak içi^izlnsiz "yürüyüş yapılması üzerine Polis tarafından yürüyüşün engellendiği, "Tayip El-ka«ft kol koll^Tulfckiye gidiyor Karanlığa" // "'

wr:-i^

.J.-»^ *#*!.!*

y^"1 999İ

şeklinde taşman pankartla ilgili Nöbetçi C.Savcısımn talimatıyla yasal işlem yapıldığı, eyleme Kemal KERİNÇSİZ, Muammer KARABULUT, Muzaffer TEKİN ve Sevgi ERENEROL'un katıldığı, dosyada mevcut tutanaklardan anlaşıldığı. Telefon analiz tutanaklarında -H.Behiç GÜRCİHAN'm kullandığı 05325959046 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Kemal KERİNÇSİZ'm 05332949190 nolu GSM hattı ile 128 kez görüştüğü, -Kemal KERİNÇSİZ'm 05322143354 nolu GSM hattı ile 331 kez görüştüğü, -Sevgi ERENEROL'un kullandığı 05323678060 nolu GSM hattı ile 632 kez görüştüp, -Bekir ÖZTÜRK'ün kullandığı 05054513129 nolu GSM hattı ile 14 kez görüştüp, -Veli KÜÇÜK'ün kullandığı 05336439665 nolu GSM hattı ile 7 kez görüştüp, -Emin ŞİRİN'm kullandığı 05322626884 nolu GSM hattı ile 128 kez görüştüp, Belirtilmiştir.

f) Diğer Şüpheli ifadelerinde; Şüpheli Sevgi ERENEROL"un Emniyette Alınan İfadesinde; Muammer KARABULUT'un üyesi oldup Noel Baba Konseyinin başkam oldupnu ve Kendisini uzun süredir tanıdığını, Şüpheli Veli KÜÇÜK"ün Emniyette Alınan İfadesinde; Muammer KARABULUT'un arkadaşı oldupnu ve Antalya'da ikamet ettiğini, Noel baba vakfı başkanı oldupnu, Herhangi bir siyasi görüş ve partiye kaydı oldupnu bilmediğini, Antalya'da Jandarma kampında bulundup sırada kendisine birkaç kez gelip görüştüklerini, Bir seneden beri telefonla dahi görüşmediklerini, yazdığı bazı yazılan kendisine fikir almak için gönderdiğini, beyanında ettiği.

g)-Hukııki Durumunun değerlendirilmesi; Şüpheli Muammer KARABULUT, (Sözde) "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet gösteren Ergenekon" ERGENEKON terör örgütünün reorganizasyonun anlatıldığı ERGENEKON dokümanında; Ergenekon içinde yer alan değerli TSK mensupları ile Kemalizm'e ve ülkesine bağlı, insanlık onurunu ve kimliğini yitirmemiş, her meslekten sivillerin organizasyonu ile ortaya çıkacak olan yeni yapılanmanın, gerçekte geç kalınmış bir girişim olarak görülmesi gerektiği ve her meslekten seçkinlerin yer alacağı sivil personel kadrosu ile Ergenekon"un, iç ve dış faaliyetlerinde çok daha etkin bir pce erişerek her alanda hareketlilik, duyarlılık ve yaptırım pcü yüksek olanaklar kazanmış olacağı belirtilmiştir. Ergenekon içinde yer alması uygun görülecek sivil personelin seçiminde ise olabildiğince dikkat, titizlik ve özen gösterilmesi gerektiği vurgulanmıştır. Sivil toplum örptleri aracılığı ile kamuoyunun etki altına alınarak yönlendirilebilmesi amacı ile Ergenekon'un kendi kuracağı sivil toplum örptlerine ihtiyacı oldup ve Ergenekon"un, Türkiye' de faaliyet gösteren tüm sivil toplum örptlerini kontrol altına almasının bir zorunluluk oldup belirtilmiştir. Ayrıca; Ergenekon bünyesinde istihbarat faaliyetjjrfîgden 4>s||rçrnlu İstihbarat Dairesi (sözde)Komutanlığı adı altında bir yapılanma oluştur/ıdup görülfcüjlür. 1000

43 X)

"Ergenekon"un kontrolünde, sivil unsur olarak çalışması plânlanan Kemalist/sivil "Lobi" olarak tarif edilen LOBİ yapılanmasının anlatıldığı LOBİ isimli dokümanda ise; Lobi yapılanmasının ve tüm faaliyetlerinin mevcut hukuk plâtformu ile çerçevelendiği ve örgütlenme, yapılanma ve faaliyetlerinde legal sınırlar içinde kalacağı belirtilerek, Lobi"nin göstereceği faaliyetler ile çok daha kolay ve sağlıklı istihbarat toplayabileceği ve değerlendirme ile analizini gerçekleştirebileceği vurgusu yapılmıştır. Aynca: Lobi"nin prensip olarak; Hiçbir girişim ve eylemin içinde yer almaması, tümüyle yasal düzenleme içinde hareket etmesi, toplumsal prensiplere saygılı olması, örnek bir sivil toplum kuruluşu olarak, siyasetten tümüyle uzak bir yapı olarak faaliyet göstermesi, Merkez üyeleri dışındaki kadrolann, ilişkide bulunacağı kişiler, kurum ve kuruluşlann, Lobinin bağlı olduğu merkez hakkında bilgi sahibi olmaması, tüm çalışma ve faaliyetler de gizlilik prensiplerine sadık kalınması istenmiştir. Lobi'nin amaçlan doğrultusunda istihbarat verileri toplamak, arşivlemek ve merkeze sunmaktan sorumlu Araştırma ve Bilgi Toplama Departmanı ile elde edilen istihbarat verilerinin analiz raporlannm hazırlanması çalışmalannı yürütmekle sorumlu Analiz ve Değerlendirme Departmanının kurulduğu görülmüştür. ERGENEKON dokümanında geçen "Dünyada var olabilmiş tüm sistemler, ülke çıkarlan ve mevcut rejim ilkelerine aykm ideolojilere sahip siyasileri engellemiştir. Bunun ise iki yolu vardır: 1-Suikast 2-Dez-enformasyondur." prensibi doğrultusunda, birbirleri ile irtibatlı olduklan anlaşılan şüpheliler Sevgi ERENEROL ve Muammer KARABULUT'un örgütün amaçlan doğrultusunda dezenformasyon faaliyetleri içerisinde bulunduklan, bu faaliyetlerinde Türkiye"ye resmi ziyaret ile gelen Papa'nm ziyaretini bile "Türkiye Cumhuriyetinin Kaybedilmesi" noktasında görerek kaos ortamı oluşturup Papa"ya karşı düzenlenebilecek her türlü eylemi planlayıp yapılabilecek bir eylemde doğacak ortamdan yine örgütün amaçlan doğrultusunda faydalanarak devleti ele geçirme sürecinde kamu düzenini bozmak suretiyle örgüt amaçlan doğrultusunda aşama kaydetmeyi hedefledikleri, şüpheli Muammer KARABULUT'un bu amaç doğrultusunda dosyada mevcut yazılan yazdığı, bazı yazılarını şüpheli Veli KÜÇÜK'e faksladığı ve görüşünü aldığı, telefon görüşmelerinde örgütsel konum olarak, üstü konumundaki şüpheliler Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZ'in talimatlanna göre hareket ettiği, tutuklu bulunan şüpheli Ergün POYRAZ'm alakalı olarak, yazılacak yazılan Sevgi ERENEROL denetiminden sonra yayınladığı, yazılann içeriği hakkında Sevgi ERENEROL'dan talimatlar aldığı mevcut telefon görüşmelerinden anlaşıldığı, Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Ümit OĞUZTAN ve Doğu PERİNÇEK'ten ele geçirilen, "KEMALİST MODEL ULUSAL GENÇLİK HAREKETİ DİNAMİK, ULUSAL GÜÇ BİRLİĞİ & KUVAYI MİLLİYE CEPHESİ ARAŞTIRMA/GÖZLEM/ANALİZ/TEORİ İSTANBUL/29 EKİM2000" tarihli, Ulusal Güç Birliği ibareleri ile başlayan ve gençliğin analiz edildiği çalışma, olduğu belirtilen belgede Türk gençliğinin şimdiki durumunun 1919'dan önceki durumundan daha kötü olduğu, Dinamik adı verilen bu çalışmada Türkiye Ulusal Güç Birliği Gençlik; Dinamik unsur olarak değerlendirildiği, -Aynı düşüncelerden yola çıkılarak "Kuvayı Milliye Cephesi" adıyla çeşitli sağ fraksiyonların etkisinde olan gençliğin Kemalist İdeolojiye kazandınlmasmm hedeflendiği. -Aynca Ulusal Güç Birliğine bağlı olarak faaliyet gösterecek nlan yerel ve bölgesel Kemalist direniş örgütlerinden başka Milli Mücadele \ ularında kurulan örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesinin uygun görüldüğü.

-Türk Gençlik Hareketlerinin yeniden yapılandırılarak merkezi bir yapı tarafından toplanması ve denetlenmesi için Ulusal Güç Birliği adı verilen Milli Gençlik Platformu olarak tasarlandığı. -Ulusal Güç Birliğinin liderliğini Kemalist ideolojiye gönül vermiş ve liderlik yeteneklerine sahip bi Türk kızının üstlenmesinin uygun görüldüğü. -Ulusal Güç Birliğinin üyelerinin ise yerel ve bölgesel direniş örgütlerinin kendi içlerinde seçtikleri temsilcilerinden oluşacağının belirtildiği ve bu amaçla da belirtilen derneklerin kurulduğu, şüpheli Muammer KARABULUT'un yerel ve bölgesel direniş örgütleri içinde yer alan dernekleri kurup bunların yöneticiliği ve üyeliklerini yaptığı. Şüpheli Muammer KARABULUT'un yazdığı yazıların diğer şüpheliler Sevgi ERENEROL, Veli KÜÇÜK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Ankara Kuvva-i Milliye Derneği başkanı olan şüpheli Bekir ÖZTÜRK ve Asim DEMİR'den de çıkması, Uluslararsı Noel Baba Barış Konseyi Derneğinin (Noel Baba Vakfı) başkanlığını yapan şüphelinin, kurmuş olduğu derneğin amaçlan olarak "ülkemizin turizm ve kültürel alanda çıkarları gözetilerek, bu sivil toplum örgütlerinin çalışmalarını bu yöne kanalize edip bir konsey çatısı altında toplamak...." Olarak belirtmesine rağmen, yapmış olduğu basın açıklamaları, katılmış olduğu toplumsal eylemler de derneğin amaçlan ile ilgisi olmayan konularda faaliyet yürütmesi, Yine bu dernekle alakası olmayan Milli Güç Birliği Platformunun sözcülüğünü yapması, ayrıca Ayasofya Derneği ile Milli Güç Birliği Derneği adı altında kurulan ve daha sonra Büyük Güç Birliği derneği olan dernekle irtibattan, şüphelilerin tutuklanmalanndan sonra tutuklanmalanna ilişkin internet sitesinde yazdıklan yazılar, şüpheli Sevgi ERENEROL ile Milli Güç Birliği Platformunun internet sitesiyle alakalı olarak yaptığı görüşmeler, şüpheli Kemal KERINÇSIZ'le yaptığı Kemal KERİNÇSİZ'in "Tabi şuanda örgütlü mücadele yapılamıyor mümkün değil sağlanamıyor ilerde sağlanacak o ayrı daha da sıkışacağız daha çok problem doğacak Türkiye 0 noktasına gelecek dibe vuracağız ondan sonra örgütlenmelerle ayağa kalkacağız şimdi bireysel mücadele..." şeklinde ki görüşme de göz önüne alındığında şüphelinin eylem ve faaliyetlerinin Anayasal haklann kullanılması doğrultusunda dernek kurma ve üye olma hakkının kullanılmasından öte, şüphelinin ERGENEKON terör örgütünün amaçlan doğrultusunda kurulup yine örgütün amaçlanna hizmet eden ERGENEKON terör örgütünün talimatlanyla hareket edip toplumsal protesto, miting ve çeşitli gösteri eylemlerine, Antalya'da oturmasına rağmen örgütün İstanbul ve diğer illerde düzenlediği tüm eylemlere bu amaçla katılması hususları da göz önüne alındığında, Şüpheli Muammer KARABULUT' un ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu ve ERGENEKON terör örgütünün yöneticileri olan Sevgi ERENEROL ve Kemal KERİNÇSİZin talimatlarıyla değişik yazılar yazarak örgütün basın yoluyla amaçlarının propagandasını yapmaya yönelik yazılar yazdığı ve talimatlarıyla toplumsal eylemlere katılıp halkı hükümete karşı isyana tahrik suçlarına iştirak ettiği anlaşıldığından; Şüpheli Muammer KARABULUT'un üzerine atılı eylemlerine uyan, TCK'nun 314/2, 313/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

31-ŞÜPHELİ VEDAT YENERER a)Emniyet ifadesinde; 1965 yılında İstanbul'da doğduğu Üniverşjj^'-'rrrezunu olup Gazeteci - Yazar olduğunu, ilkokulu Hırkai Şerif ilkokulunda, Orta^v?e lise^cgkimini Fenerbahçe lisesinde 1002 fU * ( { ( ^\\ \?3

i, ^

yaptığını. Lise'den Anadolu üniversitesi iletişim fakültesine başladığını. 1989 yılında bu fakülteden mezun olduğunu, çeşitli gazete ve televizyonlarda çalıştığını, savaş muhabirliği de yaptığını, 2003 yılında evlendiğini, Pasaportunun olduğunu ve muhabir olarak birçok ülkeye gittiğini, sarı basın kartı sahibi olduğunu, şuan Yeniçağ Gazetesinde köşe yazarlığı yaptığını, 5 yıldır da internetajans.com, medya haberi verilen medyarazi.com internet adreslerinin sahibi olduğunu, hakkında daha önce herhangi bir adli işlem yapılmadığını, 0532 245 79 89 numaralı telefon Veli KÜÇÜK le 2003 yılında tanıştığını, kendisinin o dönemde Habertürk'te günlük Savaş durum ve doğrudan doğruya isimli haber programlarını yaptığını, 2004 yılı içerisinde Veli KÜÇÜK'ün daveti üzerine Gima'mn Ümraniye de bulunan genel merkezine gittiğini, Veli KÜÇÜK'ün o dönemde Gima'mn yönetim kurulu üyesi olduğunu, kendisini programına davet ettiğini. Veli KÜÇÜK ile ilerleyen dönem içerisinde; kendisini 2004 yılı içerisinde kurmuş olduğu ve Şirin Evlerde faaliyet gösteren Profesyonel Güvenlik isimli iş yerine davet ettiğini. Kendisinin de Veli KÜÇÜK ile buluşmak için yanma gittiğini, gündemdeki konular hakkında konuştuklarını Veli KÜÇÜK' ün kendisine özel güvenlik alanında Çinlilerle bir anlaşma yaptığını söylediğini. Bunun üzerine bu konu üzerine fotoğraflar alarak Yeniçağ gazetesinde haber yaptığını. İlerleyen dönem içerisinde Türk Dünyası Vakfının yapmış olduğu bir toplantıda karşılaştıklarını, 2004-2005 ve 2006 yıllarında sahibi olduğum internetajans.com olarak Türkiyenin Ulusal Bütünlüğü, bayrak sevgisi gibi konularda medyada yer almış isimlere yılm kuvvacısı adı altında bir heykeltraşa hazırlattığını ve ödülleri dağıttığını, 2006 sonuna kadar toplam 75 kişiye ödül verdiğini, Bunların içinde Veli KÜÇÜK, Avukat Kemal KERİNÇSİZ, Sevgi ERENEROL, gibi isimlerin bulunduğunu, bu anlattıklarının dışında, zaman zaman, iki ayda bir, Yeniçağ Gazetesinde çıkan köşe yazısı ile ilgili olarak kendisini telefonla arayarak yazısı ile ilgili olarak tebriklerde bulunduğunu, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRKün 2005 yılında önce Vatan Gazetesinde köşe yazılan yazdığı dönemde kendisini aradığını, emekli asker olduğunu, Doğu ve Güneydoğuda aktif olarak terör üzerine çalıştığını anlattığını, Önce Vatan Gazetesinde yazdığı köşe yazılarını, bana ait internet sitesinde yayınlayabileceğimi söyledi. Kendisinin de M.Zekeriya ÖZTÜRK'ün köşe yazılarını, gazeteden alarak ve alıntı göstererek normal haber şeklinde yayınladığını, Danıştay saldırısı sonrasında, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü televizyonda gördüğünü, Danıştay saldırısı sonrası yakalanıp serbest kaldıktan sonra telefonla kendisini aradığını ve olayda ismi çıkan tanımadığı Muzaffer TEKİN'le birlikte ilişkilerini duyduğunu söyleyerek konuyu sorduğunu, O'nun da Muzaffer TEKİN'le kendisini ilişkilendirdiklerini anlattığını, yaptıkları telefon görüşmelerinde gazeteci Güler KÖMÜRCÜ'yü tanıdığını anlattığını, Sevgi ERENEROL dan bahsettiğini ve Ortodoks kilisesinde bazı toplantılar yaptıklarım söyleyerek kendisini oraya davet ettiğini ancak gitmediğini. Sevgi ERENEROLu 2006 yılında Medyadan tanıdığını, Türkiye'nin ulusal bütünlüğüyle ilgili konuşmaları olduğunu, Türkiye'de misyonerlerin faaliyetleriyle ilgili belge ve bilgileri olduğunu, Ortodoks olması ve gayrimüslim olarak bu kadar açıklıkla konuşmasından dolayı dikkatini çektiğini, Bunun üzerine Sevgi ERENEROL hakkında araştırma yaptığını 2006 yılı Aralık ayında, sahibi olduğu internetajans.com adına yılın kp^acıst adlı bir plaket verdiklerini, bunun haricinde Sevgi ERENEROL ile samimiyeti olrfdtğını,

Güler KOMURCUnün Akşam Gazetesi köşe yazarlarından olduğunu, Kemal KERİNÇSİZi Orhan PAMUK ve 301 'le ilgili yargılama sürecinde medyadan tanıdığını, zaten bir gazeteci olarak Orhan PAMUK'un görüşlerine karşı olduğunu, Kemal KERİNÇSİZ'in de medyada Ulusal konularda ön plana çıktığı için ödül vermeyi düşündüklerini ve 2006 yılında vermiş oldukları ödül törenine çağırdıklarını, ödül verdikleri 25 kişiden birisinin de Kemal KERİNÇSİZ olduğunu, Emin GÜRSES'i tanımadığını, Sakarya Üniversitesinde öğretim görevlisi olduğunu bildiğini, 2003 yılında Karadeniz TV ve Habertürk Televizyonunda yaptığı Doğrudan Doğruya programına katıldığını, Birlikte program yaptıklarım, gözaltına alınmadan iki gün gönce kendisinin aradığını ve SKY Türk Televizyonunda katıldığı programla ilgili konuştuklannı, 2004 yılında Emin GURSES'e yılın kuvvacısı ödülünü verdiklerini, diğer şahıslan tanımadığını, Oktay yıldıranı internette yazmış olduğu yazılardan tanıdığını Ergenekon lobi ve diğer dokümanlardan bilgisi olmadığını, 26.11.2007 günü saat;12.29 sıralarında Veli KÜÇÜK ile yaptığı telefon görüşmesinde; MHP ile ilgili konuşmalar yaptığınız, bir süre konuştuktan sonra Veli KÜÇÜK'ün "şimdi benim değerlendirmem başka şekilde, Koray AYDIN 300 seneyle yargılanıyor, 40 dosya var hepsi de subuta ermiş dosyalar, buraya kadar gelmiş, yani öyle eften püften değil ha, şimdi geçenlerde ne oldu, şey dedi ki Devlet BAHÇELİ, siz kimi aday koyarsanız koyun, ben meclise gelecek sizin istediğiniz adamı Cumhurbaşkanı yapacam dedimi", "eğer deseydi ki ben bir adayı göreyim ondan sonra karar veririm deseydi" dediği, sizin de " Abdullah GÜL Cumhurbaşkanlığı adayı olmazdı" dediğiniz, Veli KÜÇÜK'ün "olmazdı, ama ne dedi, ben dedi kim olursa olsun Meclise girecem dedi, yani ben Meclise gelecem Abdullah GÜL'ü Cumhurbaşkanı yapacam, ama siz de Koray AYDIN'ı temizleyin dedi", "ama niye şimdi yarın taban çok üzerine gidiyor mecbur olacak genel başkanlıktan düşecek", "düştüğü anda kendi bir ortağını orada olması lazım" Görüşmede iddia edilen konularla ilgili, sizin veya Veli KÜÇÜK'ün elinde herhangi bir bilgi, belge ya da delil var mı? Var ise bunlan herhangi bir resmi makama bildirdiniz mi? Açıklayınız. Şeklindeki soruya Veli KÜÇÜK MHP'nin içinde bulunduğu durumla ilgili kendisine serzenişte bulunduğunu Kendisinin Devlet BAHÇELİ den hoşlanmadığını ve Ümit ÖZDAG'm onun yerine gelmesini istediğini. Bu yönde kendisiyle birkaç kez görüşmelerinin olduğunu ve kendisine düşündüklerini anlattığını, 08.01.2008 günü saat:18.03 de VeU KÜÇÜK ile yaptığı görüşme için, Ben MHP yönetimine muhalif olan bir gazeteci olduğunu Konuşmanın içeriğinde geçen Yı.Durak ta MHP içersinde bulunan Yılma DURAK olduğunu Veli KÜÇÜK'ün Devlet BAHÇELİ den hoşlanmadığını, Bu nedenle Ümit ÖZDAĞ'ı başa getirmeye çalışmış olabileceğini, 22.01.2008 günü saat:14.07 de, Özcan PEHLİVANOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesiyle alakalı, Özcan PEHLİVANOĞLU'nun kendisinin sahibi olduğu internetajans.com da köşe yazan olduğunu, Özcan PEHLİVANOĞLU'nun MHB'mn 2. bölgeden milletvekili adayı olduğunu ancak kazanamadığını, ERGENKON opçrâsyonu îlş 'ilgili düşüncelerini kendisine

söylediğini bu operasyonla ilgili medyada somut olmayan birçok haber yayınlandığını, kendisinin de bu operasyonun AKP'nin meclis dışındaki muhalefeti susturmak için yaptığı siyasi amaçlı bir operasyon olduğunu düşündüğü için bu konuşmaları yaptığını, unların ipliğini pazara çıkartıyor derken AKP'nin medyada yer alan yolsuzluk iddiaları ile ilgili bunların alındığını söylediğini, Burada Kemal KERİNÇSİZ'i kastettiğini, Kemal KERİNÇSİZ'in başbakana şehit aileleri adına " üç kuruşluk" bir tazminat davası açtığını ve bu davayı kazandığım, Bunu bildiği için ve diğer gazetelerde çıkan tuhaf haberleri de değerlendirerek operasyonun gündem değiştirmek için yapıldığını anlattığını, Bahsi geçen operasyon içeriği hakkında herhangi bir bilgimsinin olmadığını, 22.01.2008 günü saat:21.34 de Nejat.......... isimli şahısla yaptığı telefon görüşmesiyle alakalı, Konuştuğu kişinin emekli Tuğgeneral Nejat ESLEN paşa olduğunu, amacının Sadece emekli askerlerin bu olaylarla zan altında kalmasından dolayı tepki gösterilmesini istemek olduğunu, Yargı'nm tepki göstermesi derken de bir kurul oluşturulması ve yayın yasağının denetlenmesini kastettiğini, medyada yanlış bir sürü haber çıktığını kendisinin de yargıda bunun bir zaaf olduğunu düşünerek serzenişte bulunduğunu, 24 Ocak 2008 tarihli "Roma'yı da bunlar yaktı, Kennedy'i de bunlar öldürdü!" başlıklı yazıda, "ERGENEKON operasyonu ile ilgili tutuklamalar neden Hrant Dink'in anma töreni ile aynı tarihe denk getirilmiştir? Verilmek istenen mesaj veya sağlanmak istenilen faydalar nedir? Tarihi çakışmada hizmet edilen efendilerin isteğimi yoksa yaranma isteğimi rol oynamıştır." Şeklinde cümleler kullandığı, ERGENEKON operasyonunu dış güçlerin yaptırdığını mı söylemektesiniz? Bu konuda elinizde bilgi, belge bulunmakta mıdır? Açıklayınız. Şeklindeki soruya Ergenekon operasyonu ile ilgili kafamda bazı şüpheler olduğunu bu operasyonu dış güçlerin mi yaptırdığını sorduğunu, medya da okuduğum haberler ve değerlendirmeler ile ilgili bu yazıyı yazdığını, Yılın kuvvecısı ödüllerini Ergenekon operasyonundan yaklaşık bir yıl önce verdiğini, soruşturmada ismi geçen Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ, Emin GÜRSES gibi şahıslara ödül verdiklerini, ödül vermede genel kriter olarak ulusal bütünlüğü sağlamak için mücadele eden şahıslan seçtiklerini, Nejat olarak ismi geçen emekli Tuğgeneral Nejat ESLEN'dir. Gazetede "Açması Türk Medyası" başlıklı yazımı okuduktan sonra beni aramış ve bahsi geçen konuşmayı yaptığını, bahse konu kaseti kendisine Erdoğan YÜRÜTEN isimli şahsın getirdiğini, Nejat'ın kaseti kendisinden istediğini ancak kendisinin göndermediğini. 31 Ocak 2008 tarihli "Türkoğlu Türk Eftim..." başlıklı; "Ergenekon adlı pek çok yönüyle karanlık bir operasyonda" diyerek Türk Ortodoks Klişesinin Basın Sözcüsü Sevgi ERENEROL'un yakalandığını, operasyonun Yunanistan Başbakanı Karamanlis'in Türkiyeyi ziyareti sırasında yapıldığını ve "...Zamanlamadan anlaşıldığı üzere işbirliği had safhada. Bana göre bu olay cumhuriyet tarihinin en büyük rezaletlerinden biridir. AKP hükümeti, ABD ve AB'den 'Aferin' alma umuduyla Türk kilisesi yerine, yasaları ve anlaşmaları tanımamakta ısrar eden Rum kilisesini desteklemektedir" şeklindeki yazıyla alakalı, Bu operasyona karanlık demesinin sebebinin pedyada^ birçok değişik haberlerin çıkması ve birçok konunun karanlıkta kalması nedeniJîŞ.Jcafasındâkî'.düşünceleri bir gazeteci

olarak yorumlaması olduğunu, Ergenekon örgütünü veya bir başka terör örgütünü desteklemediğini, 20.02.2008 günü saat: 13.32 de Gülgün FEYMAN ile yaptığınız görüşmede; Habertürk'te yürütülen "Mehmetçiğe yardım kampanyası" dan bahsettiğiniz, sizinde "ben onun bütün pisliklerini biliyorum ama Turgay CİNER izin vermedi" dediğiniz, bu konunun Turgayla alakası olmadığını konuştuğunuz, Gülgün'ün "Melih MERİÇ'in rezidans aradığını" anlattığı, sizin de "bu satıştan cebine para girdi" dediğiniz, Gülgün'ün de "Murat ONGUN'un aldığı arabadan bahsettiği" tespit edilmiştir. Habertürk te yapılan "Mehmetçiğe yardım kampanyası" ve sonuçları hakkında ne biliyorsunuz? Konuşmanızda, Habartürk te bulunan şahısların, bu kampanyadan çıkar sağladığınımı ima etmektesizin? Böyle bir konu var ise kimler ne şekilde çıkar sağlamıştır? Şeklindeki soruya, Habertürk televizyonunda Mehmetçik vakfı adına yardım kampanyasında toplam 85 Trilyon civarında bir para toplandığını bu paranın Mehmetçik vakfına devrinin 2 ay gibi bir sürede gerçekleştiğini,. Medyada bu parayla ilgili neden dağıtılmadığının sorgulandığı, haberlerde usulsüz toplandığı bu nedenle dağıtılmasında sıkıntı yaşandığının yazıldığı, Melih MERİÇ'in avukat olmasına rağmen izin almadan bu kampanyayı başlattığı, Melih MERİÇ'in avukatı Hande ÖZIŞIK ve yine Habertürkte çalışan iki kişinin daha üzerine bankaya yatırıldığı, Hande OZIŞIK'ın banka hesabında 40 Trilyona yakın para toplandığı diğer miktannda diğer çalışanların üzerine yatırıldığı şeklinde duyumlar çıktığı, daha sonraki dönemde Mehmetçik vakfına bu paranın yatmldığım duydum, ancak paranın faizi konusunda ve nasıl transfer edildiği konusunda bilgisinin olmadığını, Melih MERİÇ'in Haber Türk'e geldiğinde gazete de yatıp kalktığını söylediği ancak daha sonrada Q7 marka piyasa değeri 110.000 Euro gibi bir arabaya bindiğini Rezidans aradığını Gülgün FEYMAN'm söylediğini, İngiliz tüfeği olduğunu tahmin ettiği tüfeği, 2000 yılında Kuzey Irak'a bir haber yapmak üzere gittiği Erbil'de bulunan bir antika dükkânın dan 75 dolar ödeyerek satın aldığını 34 VF 1985 plakalı renault marka 2005 model kül gri renkli VY Prodüksiyon San ve Tic.Ltd.Şti. adına kayıtlı otoda yapılan aramada; Fastening Product Group yazılı koli içerisinde; (30) adet CD,- (11) adet PKK örgüt mensuplarının bulunduğu resimler,- (5) adet "Atilla Doğan Firmasına Yunanistan'da Sabotaj" başlığı ile başlayan, iş makinelerinin resimleri olan bilgisayar çıktısı doküman,(4) adet "19 Nisan 2004 pazartesi Sayın Basın mensuplarına" başlıklı üç şahsa ait fotoğrafın bulunduğu sayfa ile biten doküman,- (14) sayfa el yazması doküman,- (5) sayfa "2006-2007 Seçim arifesinde Türkiye" başlıklı, "lO.Yıl marşı finale bölüm olarak konulabilir" ibaresi ile biten bilgisayar çıktısı doküman,- (3) sayfa "Doğrudan doğruya" başlıklı bilgisayar çıktısı doküman,- (1) adet harita resmi,- (1) adet Kürdistan haritası resmi,- (1) adet Sandisk marka 256 MB Compact flash hafıza kartı hakkında ifadenizi veriniz. Şeklindeki soruya Bu malzemelerin kendisine ait olduğunu bütün bu kaset, Cd ve diğer dokümanlar tamamen haber amaçlı malzemeler olduğunu, Kuzp^'lfS'l^dip haber yaptığını, Pkk

kamplarında Cemil BAYIK, Osman ÖCALAN başta olmak üzere birçok yönetici kadro üyesi insanla röportaj yaptığını, Şahsa ait Hasan Halife Mahallesi Fevzipaşa Caddesi No:49 fatih adresinde yapılan aramada elde edilen (2) adet fünye grubu olmayan taarruz tipi içi boşaltılmış el bombası,- (2) adet içi boş havan mermisi,- (9) adet değişik tip ve boyutlarda içi boş uçaksavar ve top mermisi hakkında ifadenizi veriniz. Şeklindeki soruya, Malzemelerin kendisine ait olduğunu 1991 yılında körfez savaşında gittiği Çeçenistan, Bosna ve Kosova'dan hatıra amaçlı getirdiğini, beyan etmiştir.

b)Şüpheli savcılık ifadesinde; Kollukta ifade verdiğini bu ifadeyi kabul ettiğini ve kendisine ait olduğunu, Yeniçağ gazetesinde köşe yazarlığı yaptığını internet haber sitelerinden internetajans.com ve medyarazi.com adlı internet sitelerinin de sahibi olduğunu, 0532 245 79 89 numaralı telefon hattı benim kullandığını, yapmış olduğu telefon görüşmelerine ilişkin iletişim tespit tutanakları tarafına okunduğunu ve cevapladığını Soruşturma kapsamındaki kişilerden Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını ve ilişkisini anlattığını, internetajans sitesinin her sene verdiği yılın kuvvacısı ödüllerinden birisini de Veli KÜÇÜK'e verdiğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü tanıdığını emekli binbaşı olduğunu, Önce Vatan isimli gazetede yazı yazdığını, yazılarının sahibi olan internet sitesinde de yayınlanabileceğini söylediğini, yine zaman zaman Sevgi ERENEROL'un sözcülüğünü yaptığı Türk Ortodoks Patrikhanesinde de toplantılar olduğunu buraya da katılmasını istediğini, Danıştay saldırısından sonra gözaltına alındığını bildiğini bu konu ile alakalı olarak kendisi ile görüştüğünü, Sevgi ERENEROL'u basından tanıdığını Kendisine yılın kuvvacısı ödülünü verdiğini,. Güler KÖMÜRCÜ'yü gazeteci olduğunu bilmenin dışında tammadığını,Kemal KERİNÇSİZ ile ilgili emniyet ifadesini tekrar ettiği, Emin GURSES'i Sakarya Üniversitesinde Uluslararası ilişkiler ve terör konulannda dersler veren öğretim üyesi olarak tanıdığını yılın kuvvacısı ödüllerinden birisini de kendisine verdiğini, Oktay yıldmmı internette yazmış olduğu yazılardan tanıdığını, 26.11.2007 günlü Veli KÜÇÜK ile yaptığı telefon görüşmesi ile ilgili olarak MHP' nin yapısı, genel başkanlık yarışması konusunun görüşüldüğünü kendisinin Prof. Dr. Ümit ÖZDAĞ' m genel başkan olmasını istediğini Veli KÜÇÜK' ün de kendisi düşündüğünü ancak yazmış olduğu yazıyı kendi iradesi ile yazdığım 1. günlü Veli KÜÇÜK' le yapmış olduğu görüşmeye ilişkin iletişim tespit tutanağı ile ilgili olarak; Veli KÜÇÜK zaman zaman yazmış olduğum yazılardan dolayı görüştüklerini, 1.

günü Veli KÜÇÜK ile yaptığı görüşmeye ilişkin iletişim tespit tutanağı ile ilgili olarak; görüşme konusunda yine benim ve Veli KÜÇÜK' ün MHP yönetimine ilişkin eleştirileri olduğunu,

22.01.2008 günlü Özcan PEHLİVANOĞLU' yla yjpJığı, telefon görüşmesine ilişkin iletişim tespit tutanağı sorulduğunda; görüşmeyi ke^dışinin#y^p%ğını, görüştüğü kişinin Rumeli Balkan Türkleri Konfederasyonu Başkanı v#sahibi d3uğff*î%ternet sitesinde köşe İl ■* ,

X<5\\ '"»*• V-.

yazan olduğunu, görüşmede kendisine ERGENEKON soruşturma kapsamında gözaltına alman kişileri düzgün, vatansever kişiler olarak tanıdığını, bu kişilerin siyasi iktidarın bir takım kirli işlerini ve bağlantıların ortaya çıkardıklarından dolayı Meclis dışı bir muhalefet yürüttüklerinden dolayı gözaltına alındığını soruşturmanın siyasi iktidarın yönlendirmesiyle yapıldığını söylediğini, bunların kendi düşünceleri olduğunu, görüşmede buna yargı ve Meclis tarafından tepki gösterilmesini belirttiğini, siyasi iktidarın yönlendirmesiyle yapıldığını düşündüğü için iktidar değişikliği halinde soruşturmayı yürüten savcılarında kaçacaklarını söylediğini, bu sözünün savcıların iddialarından vazgeçeceklerinden şekilde anlaşılması gerektiğini, 22.01.2008 günlü NEJAT isimli kişiyle yaptığı telefon görüşmesine ait iletişim tespit tutanağı ile ilgili olarak; Görüşmenin emekli Tuğgeneral Nejat ESLEN ile yapıldığını görüşmede yine soruşturmayla ilgili endişelerini dile getirdiğini ve emekli askerlerin tepki göstermelerini istediğini, 22.01.2008 günlü Nejat isimli kişiyle yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; görüştü kişinin Emekli Tuğgeneral Nejat ESLEN olduğunu, görüşmede bahsedilen seks kasetinin yaklaşık bir buçuk - iki ay önce Haber TÜRK eski müessese müdürü olan Erdoğan YÜRÜTEN tarafından bir dönem bu televizyonda çalıştığından orada kalan eşyaları ile birlikte kendisine gönderildiğini, bu kasetin gönderilen kasetler içerisinden çıktığını, çekim tarihi olarak üzerinde 2001 yılı yazdığını, kasette bu kanalda çalışan iki kişi arasındaki görüntülerin olduğunu, birinin yönetici diğerinin tecrübesiz bir muhabir olmasından dolayı bu ilişkiyi yadırgadığını, "Açması Türk Medyası" başlıklı bir yazı yazdığını, yazıda isim belirtmediğini, yazıdan sonra Nejat ESLEN merakından dolayı arayarak bana konuyu sorduğunu, kendisinin de anlattığını ancak istemesine rağmen kaseti vermediğini, 08.02.2008 görüştüğü kişinin bahsettiği 21.Yüzyıl Türkiye Enstitüsünün ve Vakfının Başkanı Ümit ÖZDAĞ olduğunu, kendisinin bu enstitüye rapor hazırlayıp sunduğunu, Basında, Danıştay saldırısından önce Veli KÜÇÜK' ün de aralarında olduğu bir grubun İstanbul ili Ataşehir' de bir toplantı yaptıklarının yer aldığını, hatta cinayet kararının burada alındığından bahsedildiğini, sözünü ettiği enstitüsünün bir şubesin de Ataşehir' de olduğu için bu konuda bir komploya bulaştırılmak istenilip istenmediğini sorduğunu, Ümit ÖZDAĞ'm o konunun eski olduğunu, sadece semtin benzediğini, öyle bir şeyin söz konusu olamayacağını söylediğini, Enstitüde bir kısım toplantılar yapıldığını, bunlarında kamuya açık toplantılar olduğunu, 2 sefer katıldığını ve katıldığı toplantılarda Veli KÜÇÜK'ün olmadığını, ismi geçen diğer şüphelileri de görmediğini, 31.01.2008 tarihli "Türkoğlu Türk Eftim" başlıklı yazı ile ilgili olarak; Yunanistan Başbakanın Türkiye ziyareti ile Sevgi ERENELOL' un yakalanmasının manidar bulduğu için bu yazıyı yazdığını, 20.02.2008 günlü Gülgün FEYMAN ile yapmış olduğum telefon görüşmesi sorulduğunda, görüşmede HABERTÜRK' ün yapmış olduğu "MEHMETÇİK' e YARDIM" kampanyasmdaki şaibelerin konuşulduğu, Melih MERİÇ' in Haber Türk televizyona geldiği zaman maddi durumunun iyi olmadığını kendi ağzından duyduğunu, daha sonra ise Gülgün FEYMAN'm telefonla kendisine Melih MERİÇ' in rezidans aradığını söyleyince kendisinin 110 bin dolarlık arabaya bindiğini duyduğunu toplanan yardım paralarının komisyon alabileceğine dair şüphesini söylediğini, ancak daha sonra bu işin aslının olmadığını öğrendiğini, 20.02.2008 günlü Emin GÜRSES' le yapmış olduğum telefon görüşmesi ile ilgili olarak; görüşmeyi Emin GÜRSES' le yaptığını, daha öa^lsahp^^ğu Internet sitesi olarak ödül verdikleri 3 kişinin soruşturma kapsamında oldujfu için bu şikjldj^bir konuşma yaptığını,

y^ 1008 j*sk. ^4.

r

Bu ödülleri verdikleri kişilerin soruşturmaya dahil olacağı ve olayın sulandmlacağı konusunda yapmış oldukları bir ironi olduğunu, bahsettiği maddi yetersizliğin ise konuşmayı kısa kesmek için yaptığı bir ekleme olduğunu yoksa ödül törenin ve verilen ödülün büyük bir maliyetinin olmadığını, görüşmede askerin soruşturmaya tepki göstermemesi ve buna tepki olarak bir Generalin istifa etmesi sözlerinin ise kendisi ile görüşen kişi tarafından söylendiğini, Evinde yapılan aramada çıkan Emin GÜRSES ve Nejati ÖZGEN ile yaptığı bir programa dahil CD' deki görüntülerde bulunan tüfeği 1999 veya 2000 yıllarında savaş muhabiri olarak Kuzey ırak' m Erbil kentinde bir antikacı dükkanından satın aldığını Türkiye' ye dönüşte yanımda getirdim, gümrük beyan etmediğini, soranda olmadığını, bu silahı birkaç sefer savaş fotoğraflan sergisinde dekor olarak da kullandığım, Sonrada annesinin evine bıraktığını, silahın burada bulunduğunu, ilk aldığm tarihten itibaren silahın mermisinin bulunmadığını, balistik inceleme de bunun belli olduğunu, Silahın 135 yıllık antika bir silah olduğunu ve bu kapsamda değerlendirilmesini istediğini, Aracında yapılan aramada ele geçen PKK örgütü üyesi ve liderleri olan kişiler ile ilgili fotoğraflan gazetecilik görevinden dolayı haber amaçlı olarak çektiğini, Yine aramalarda çıkan boş havan, uçak savar ve top kovanlan savaş muhabirleri yaptığı dönemde aldığı hatıra amaçlı eşyalar olduğunu ve zaten kullamlmayacağmı,boş olduklannı, kendisine yüklenen suçlamalan kabul etmediğini beyan etmiştir.

c)Aramalarda elde edilen deliller; Şüphelinin ikametinde yapılan aramada Taki DOĞAN isimli şahsın bir Gülin YILDIRIM KAYA isimli bayan ile müstehcen görüntülerinin yer aldığı video kaseti elde edilmiştir. 25.02.2008 günü şahsın beyanlan doğrultusunda ilimiz Kadıköy ilçesi Göztepe Ömer Paşa caddesi güven sokak NO: 10 sayılı ikamette yapılan aramada 1 adet "8742E" ibareli mavzer tabir edilen tüfek ele geçirilmiştir. Şüphelinin 34 VF 1985 Plakalı Otosunda yapılan aramada elde edilen (11) adet fotoğrafın, Bir (1) nolu resimde; Vedat YENERER ve PKK/KONGRA-GEL Terör Örgütü liderlerinden Osman Öcalan isimli şahıs ile birlikte kırsal alanda birlikte çekilmiş görüntüsünün olduğu, İki (2) nolu resimde; PKK/KONGRA-GEL Terör Örgütü mensubu olduğu değerlendirilen çok sayıda kişinin ellerinde otomatik silahlarla kırsal alanda çekilmiş görüntüsünün olduğu, Dört (4) nolu resimde; Vedat YENERER ve PKK/KONGRA-GEL Terör Örgütü liderlerinden Osman Öcalan ve yanlannda başka bir silahlı şahıs ile birlikte kırsal alanda birlikte çekilmiş görüntüsünün olduğu, Yedi (7) nolu resimde; Vedat YENERER ve Celal Talabani isimli şahsın birlikte çekilmiş görüntüsünün olduğu, Dokuz (9) nolu resimde; Vedat YENERER ve PKK/KONGRA-GEL Terör Örgütü liderlerinden Cemil Bayık ve yanlannda çok sayıda silahlı şahıs ile birlikte kırsal alanda birlikte çekilmiş görüntüsünün olduğu, _v_ Bahse kon u tüfek ile ilgili olarak İsta-öfml krMrJlîa^Polis Laboratuvan'nm 25.02.2008 tarihli raporlannda bahse konu silalfia " jraelçai^t^^isteminde yer alan

parçalarının çalışır durumda olduğu ve 6136 sayılı yasanın 12/4 maddesinde belirtilen vahim silahlardan olduğunun ekspertiz raporunda belirtildiği. DİJİTAL İNCELEME RAPORUNDA Vedat YENERER isimli şahsa ait, FUJITSU marka, seri numarası NT61T6C2H9M6 olan Dizüstü bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede 1.

"14 ŞUBAT 2008.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "14 ŞUBAT 2008.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde, "Irak Türkleri Kültür ve Yardımlaşma Derneği"nde konuşmacı olarak davet edilen Vedat YENERER'in konuşma sonrasında 'Bahattin Salihi' isimli şahısla arasında geçen ve Talabani'nin okul yıllarında Atatürk'e hakaret ettiğinde yediği dayağın konu edildiği sohbeti kaleme aldığı, bu sohbetten yola çıkarak herkesin ne olacağını gençliğinde ortaya koyduğu vurgulanarak hükümetin eleştirildiği bir metin olduğu anlaşılmıştır.

1.

"24 ocak 2008.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "24 ocak 2008.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Hrant Dink'in öldürülmesi neticesinde düzenlenen törenler ve diğer faaliyetlerin vatan evlatlarına gösterilmediğin vurgulandığı, "Ergenekon" operasyonunun ABD Ankara Büyükelçisi Ross Wilson'un başbakanı program dışı olarak ziyaret etmesi ve 40 dakika görüşmesinin ertesinde "vatansever ve sadece AKP yönetimini işbirlikçi olarak niteledikleri için hayali cinayet senaryoları" üretilerek başlatıldığının konu edildiği anlaşılmıştır.

1.

"MEHMETÇİK TV.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "MEHMETÇİK TV.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Cumhuriyet düşmanlarının istihbarat uzantılı yabancı kanalların ya da büyük medya tekellerinin kontrolündeki etkin Türk medyasının gerçek görevinden uzaklaştığı belirtilerek kurulacak bu yeni kanalın özellikle her derecedeki öğrenciye en doğru ve ciddi bir kaynak belirtildikten sonra askeri konulardaki tanıtım, magazin, söyleşi ve operasylan kapsayan program içeriği planlandığı anlaşılmıştır."

1.

"20 ocak 2008.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "20 ocak 2008.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde bir TV kanalının Ankara'da yaşayan ve kokteylden kokteyle dolaşan orta yaşın üzerindeki "akil" ve " babacan" olması gereken yöneticisi ile mesleğe yeni başlayan genç bir kadının ağır porno görüntülerinin eline geçtiğini belirten Vedat YENERER'in Türk Medyasında bunun yaygınlaşmış olmasından duyduğu endişeleri kaleme aldığı anlaşılmaktadır

1.

"necati paşa kitap.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, "necati paşa kitap.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Vedat YENERER'in Orgeneral Necati ÖZGEN'in çıkan yeni kitabının tanıtımı ile ilgili olduğu anlaşılmıştır.

1.

"21 şubat 2008.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "21 şubat 2008.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde yabancılara satılan kurum ve kuruluşların listesi ve hangi ülkelere satıldığı, bazı işbirlikçiler ile bu vatanı parçalamaya soysuz dedeleri gibi and içmiş olanlar bu iddialara paranoya deselerde Türkiye'nin tam bir sömürge haline getirildiği belirtilerek, çözüm olarak "aydmlann önderliğinde halk ayaklanması" sunulduğu anlaşılmıştır." 1.

"13 OCAK 2008.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "13 OCAK 2008.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Mehmet METİNER, Şerafettin ELÇİ gibi bazı medya mensuplarının Diyarbakır'da patlayan bombadan sonra Barzani ve Talabani'yi öve öve bitiremedikleri, ancak Prof. Dr. Ümit Özd^fif^öîöaçın maskelerini indirdiği konularının yer aldığı anlaşılmıştır. Ayrıca metinde B^rcani'nirf^âçaf çılık yaptığı konusunda bilgiler verilmiştir. ff ^ ■-, ". s '1'' %-

1010 1

1.

"27 eylül 2007.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "27 eylül 2007.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde 783 Türk'ün 15 yıldır Ermenistan'da esir olduğu ancak bu konuda Aliyev diktatoryasımn 1992'den beri yaptığı hiçbir görüşmede gündeme getirilmediği, bunun da Ermenilere hizmet eden bir zihniyetten beklenecek bir davranış olduğu belirtilmiştir.Aynı konuda Türkiye'nin sessizliğinin nedeni de "Türk milletini yönetenler Türk mü" diye sorarak kendi kendine cevaplamıştır.Yazının sonunda ise 2007 yılı içerisinde Azerbaycan'a gerçekleşen "Kürt Göçü" ele alınmış ve bu Kürtlerin aslında Ermeni dönmeleri oldukları ve ileride pek çok soruna neden olacakları belirtilmiştir

1.

"31 ocak 2008.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "31 ocak 2008.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Ergenekon soruşturması kapsamında Sevgi ERENEROL ile Erkut ERSOY'un tutuklanması eleştirilmiş, Sevgi Erenerol'un dedesi Eftim Erenerol'un milli mücadeledeki katkısı övülmüş ve Rum Patrikhanesi'ne karşı hükümetin sessiz kalışı ele alınmıştır.

1.

"17 şubat 2008.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "17 şubat 2008.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Emniyet'in ele geçirdiği patlayıcı ve mühimmatın tamamını tutanaklara geçirmeyip, bir kısmının gizlice depolandığı yolunda fısıltılar duyduğu, bunu teşkilata kangren gibi yayılmış cemaatin işi olduğu yönünde iddiaların olduğu, bu silahların cinayetlerde ya da vatan haini bölücü ve dincilerle mücadele içinde olanların evinden çıkmış gibi kullanılacağı yönünde ciddi endişelerinin olduğunu belirten bir yazı olduğu anlaşılmıştır.

1.

"16 EYÜL YAZISI.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "16 EYÜL YAZISI.doc" isimli MSword belgesi incelendiğinde Türkiye'nin en büyük sorunun Türk olmadığı halde, Türk adı, soyadı taşıyan hain ve işbirlikçiler olduğu, Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu'nun binlerce ismi ve etik kimlilerin yer aldığı bir listeyi ortaya çıkartmasından sonra bu kimliklerin bazılarını deşifre eden ve yazan Ergun Poyraz'm apar topar hapse atılmasını da içeren, genelde Anayasa çalışmalarının değerlendirildiği bir yazı olduğu anlaşılmıştır.

1. çok sayıda resim dosyaları tespit edilmiştir. Bahsi geçen resim dosyaları incelendiğinde operasyon kapsamında göaltma alman bazı şahıslarla ilgili muhtemelen internetten alınmış fotoğraflar olduğu görülmüştür. Şeklinde olduğu,

d)Telefon görüşmeleri; 28.08.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; hal hatır sormadan sonra M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :E okudun mu gazeteleri haberleri interneti falan dediği, Vedat YENERER'İN :Ne oldu yeni bir şey mi var? Diye sorduğu, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Ege Ordu Komutanı 101 pare top atışı ile kutluyor kardeşim dediği, Vedat YENERER'İN:Yani nasıl oluyor bu 101 pare böyle bir gelenek mi var nedir ben anlamadığım askerler dediği devammda,M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Bak şimdi Vedat'cığım sen ee bu Anadolu İnsanı Halkını çok seversin öyle bir noktaya getirirsin ki şimdi Anadolu'da bir deyiş vardır. Sahibinden önce ağıra girmezler devamla ...:Ha bu şunu gösteriyor geldiğimiz nokta şunu gösteriyor bir Laikçiler var bir Kemalciler var dediği Vedat YENERER'İN:Ordunun içinde dimi? Diye sorduğu, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK' ÜN :Evet İkinciler var İkinci Cumhuriyetçiler bir Gülenciler var dediği, Vedat YENERER'İN :Kesin Gülenciler var bu da Gülenin işidir dediği M.ZEKERİYA ÖZTÜRK' ÜN :Ya tabi ki yani canım bu da ee şeyi İkinci Ordu Komutanı pardon Ege Ordu Komutanı dediği, Vedat YENERER'İN :Ege Ordu Komutanı öylgpe-iafası gider yani alırlar görevden dediği, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Nereye gidjyor Allah/aş/kma ya (sinirleniyor) şura Vedat yapma takip ediyorsun şuradan sonra ne#açıklandı,,2ül-3,t§, Genelkurmay Başkanı

Ih */'(?'*- > ■ "'■ <. _____

olarak açıklandı adam dediği, görüşmenin devamında ege ordu komutanlığında yapılan karşılamayı eleştirel mahiyette görüşmeler yapıldığı,Vedat YENERER'İN: Dediğin gibi neyi ben bilmediğin gibi ben bir şey yapamıyorum derin bir analizde yapamıyorum talimat gereğimi ne gereği belki Ankara'dan verdiler belki Cumhurbaşkanlığı için 101 taneyi attılar dediği, görüşmenin devamında Vedat YENERER'İN::Ege Ordu Komutanı zaten diyorsun potansiyel bir adamdı diyorsun normaldir dediği, M.ZEKERIYA ÖZTÜRK'ÜN:Bana öyle gözüküyor evet dediği, Vedat YENERER'İN :Kimdir bu adam? Diye sorduğu M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Vallahi hiçbir özelliği vasfı başarısı olmayan bir tane adam dediği Vedat YENERER'İN:Hı (tamam anlamında) peki yarın öbür gün Cumhurbaşkanı dediği, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :2013'te Genelkurmay Başkanı dediği Vedat YENERER'İN :BÜYÜKANIT'ı görevden alırsa da hiç şaşırma dediği, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Kimi? Diye sorduğu dediği Vedat YENERER'İN: Ben BÜYÜKANIT'm istifa etmesini bekliyorum M.ZEKERİYA ÖZTÜRK' ÜN : O bunak istifa etmez algılamaz bile yani dediği Vedat YENERER'İN :Ben e mevcut diye yazdım bu ihtimal dahilinde görüyorum diye dediği devamında Vedat YENERER'İN Genel Kurmay Başkanı'nı Abdullah GÜL görevden alırsa hiç birşey olmaz dediği görüşmenin devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün:Şimdi söyle şu andan sonra hemen 2013'te Genelkurmay Başkanı Ege Ordu Komutanı Necdet ÖZER dediler dediği, görüşmenin devamında Vedat YENERER'İN:Ne oldu bu Emin ŞİRİN'i bile gözaltına aldılar bu nasıl iş Ümraniye sayesinde herkesi gözaltına alıyorlar ya dediği, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :ya Muzaffer çok alçak bir adam çok şerefsizmiş Muzaffer çok aşağılık dediği Oktay YILDIRIM için ise gazi olduğunu söyleyerek bir şeyler yapmaya çalıştığı aslında gazi olmadığını, devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Sen Kemal'le görüşüyor musun? Diye sorduğu Vedat YENERER'İN :Telefonla konuşuyoruz bazen dediği, M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün:Yok Kemalle bir sorunum yok Muzaffer yönelince ben uzaklaştım dediği, görüşmenin devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Piyadeydi ben komandoydum ya dağlarda dolaştım Vedat ya hangi köpeğin emri ile gittiğimi merak ediyorum şimdi daha hangi soysunuzun emri ile gittiğimi merak sorguluyorum daha anlatabildim mi dediği, devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Ha ordunun bir kişi değil tümü şey ben Ordunun büyük kısmını temsil ediyorum ya duygularımız bizim böyle biz Kurmay filan değiliz biz rugan ayakkabı giymedik terledik bitlendik yamalı elbiselerle dolaştık yırtık elbiselerle dolaştık Vedat yani ben yukarıdaki parlak cilası olanlardın bahsetmiyorum karar vericiler beni bu hale getiriyorsa sorguluyorum şimdi doksanı sorguluyorum doksan üçü sorguluyorum doksan beşi sorguluyorum dediği devamında M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'ün :Doksan dokuzu sorguluyorum şimdi o zaman doksan beşten bu zamana kadar başlayan süreç 2005 yılında bir Şemdinli skandalıyla bir başka bir yere geldi bu günkü tablo ortada neyi neyi soruyum Vedat Allah aşkına başka ya ne bu ya kim bu soysuzlar ya ben o kadar ödlek bunak bir adam değilim ki sorgulayım ha Devleti hali sağol gönderdin Devlet baba sağol diyecek durumda değilim şuan Vedat değilim yani bireysel anlamda söylemiyorum kitlenin bu gün gelmiş olduğu noktayı söylüyorum ya bu kavgayı çıkartmasın GÜL'ün türbanıydı adetteydi diye konuşmasın tamam mı? Ya da arkasından durursun şeklinde görüşmeler geçtiği anlaşılmıştır. Tape:1073 26.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; MHP ile ilgili konuşmalar yaptığı, bir süre konuştuktan sonra Veli KUÇUK'ün "şimdi benim değerlendirmem başka şekilde, Koray AYDIN 30i) seneyle yargılanıyor, 40 dosya var hepsi

de subuta ermiş dosyalar, buraya kadar gelmiş, yani öyle eften püften değil ha, şimdi geçenlerde ne oldu, şey dedi ki Devlet BAHÇELİ, siz kimi aday koyarsanız koyun, ben meclise gelecek sizin istediğiniz adamı Cumhurbaşkanı yapacam dedimi", "eğer deseydi ki ben bir adayı göreyim ondan sonra karar veririm deseydi" dediği, kendisinin de " Abdullah GÜL Cumhurbaşkanlığı adayı

olmazdı" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "olmazdı, ama ne dedi, ben dedi kim olursa olsun Meclise girecem dedi, yani ben Meclise gelecem Abdullah GÜL'ü Cumhurbaşkanı yapacam, ama siz de Koray AYDIN'ı temizleyin dedi", "ama niye şimdi yann taban çok üzerine gidiyor mecbur olacak genel başkanlıktan düşecek", "düştüğü anda kendi bir ortağını orada olması lazım" dediği ve aynı siyasi içerikli konularla ilgili konuşmalar yaptığı, Tape:1114 23.12.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "bu sabah bende seni arayım diyordum, yazını okudum internetten" "güzel çok güzel olmuştu" dediği, kendisinin de "ya paşam yazıyoruz da hiç bişey yok ki suyla yazıyoruz" "bir yayan oluyosa iyi paşam" dediği, Veli KÜÇÜK'ün de olduğunu ve milletin uyandığını söylediği, Tape:1530 08.01.2008 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Hal hatır sormadan sonra VEDAT'IN dün Sebahattin ÖNKİBAR'ı okudunuz mu diye sorduğu VELİ'NİN okuduğunu beyan ettiği, VEDAT'IN Taha Akyol'ım amcasını gördünüz dimi kim olduğunu diye sorduğu veli'nin Okuduğunu söyleyerek doğru ya Taha Akyolun amcası Boğazlryan kaymakamı ...dediği VEDAT'm Vatan haini dediği,Veli'nin Ha aynısı yani dediği VEDAT'IN Yani resmen taşlar yerine oturuyor biliyor musunuz paşam dediği,VELİ'NİN ... o Hulisinin evet dediği, konuşmanın devamında VEDAT'IN: Yani bizim söylediklerimizin hepsi çıkıyor paşam yani birileri alıyor bunları buralara getiriyor bu bilerek yapılan bir şey VELİ'NİN Tabi tabi tesadüf değil dediği, devamında VEDAT'IN ve AYDIN DOĞAN bunlara hizmet ediyor olamaz bu kadar yani bu kadar olamaz yani Aydın Doğan Kukla gibi ya kukla bütün gazeteleri ve televizyonlan ... vaziyet de dediği,VELİ'NİN Hayır hayır kukla hayır kukla değil o da görevini yapıyor dediği, VEDAT'İN Yani hayır hiç bir gücü filan yok onun yani o kadar güçsüz ki onlann karşısında onu anlıyoruz yani dediği,VELİ'NİN O da görevini yap görevini yapıyor Onun görevi de öyle bir şey ya maalesef dediği VEDAT'IN Çok ilginç ya ve bunu hiç kimse yazamıyor paşam ne internet de yazıyorlar ne bir şey hiç kimse dediği devamında Boğazlayan Kaymakamı'nm idamı konusunda görüştükleri, ilerleyen bölümlerde veli'nin Az önce şey geldi o da ağlayıp duruyor Yi. geldi Yi.. Durak geldi o Ankara'dan İstanbul'a gelmiş bir oturduk konuştuk falan ağlıyordu ne olacak bu hal diyor ne olacak dedim sen başında ki adamına söyle dedim devlete söyle dedim bu işi dediği, VEDAT'IN Kuyudan çıkarttı kuyudun çıkarttı Abdullah Gül attı ipi adamı kuyudan çıkarttı dediği, VELİ'NİN Ama niye bak şimdi çok ilginçtir şimdi Abdullah Gül'e herkes bir şeyler söylüyor niye Cumhurbaşkanlığı yaptı diye anlaşmalan var şimdi Devlet Bahçeliden sonra DEVLET BAHÇELİNİN istemediği sevmediği ortağı olmadığı beraber hırsızlık yapmadığı bir adam gelirse basının başına ki bu gidecek belli artık zor durumda kalacak ne dedi gel dedi kardeşim, Tayyib'e ben kimi gösterirsen göster ben Meclise gireceğim dedi ama sana ... bir şartım var dedi kimi göstersen ben Cumhurbaşkanı seçecem sizin dedi ee peki o şartın ne dedi ha ben beraber hırsızlık yaptığım Koray Aydın'ı sen berat ettireceksin dedi o sağlandı iki ay sonra dediği, evammda, İnemez inemez yok yok öyle bir şey yok yani öyle bir kapasitesi yok onun dediği, VELİ'NİN Hayır hayır Devlet Bahçeliden sonra onu getirecekler dediği, VEDAT'IN mümkün değil ya kapasite yok dediği, VELİ'nin, ... köpek dediği, devamında, VELİ'NİN Devlet Bahçejiaffi"^|^mı kapasitesi geldi de, Amerikaya boyun eğişin tamam işte kapasite odur .dediği, 1013

J^£ı, ^V^nh;^

Tape:1531 22.01.2008 tarihinde Özean PEHLİVANOĞLU ile görüşmesinde özetle; VEDAT'IN Valla bende bilmiyorum anlamış değilim Sevgi Erenerol'u serbest bırakmışlar dediği, Özcan PEHLİVANOĞLU'nun Hı psikolojik bir operasyon herhalde ya dediği, VEDAT'İN Ya ne iş bence hiç bir şey çıkmayacak bu işten bu sadece şimdi Dinci Fettullahcı başı bunu günlerce malzeme yapacak iyicene bunları hani isimleri halkın önüne koyuyorlar ki yarın öbürgün bunlar bir şey söylediği zaman bir önemi kalmasın güvenilirlikleri kalmasın anladın mı dediği,devammda VEDAT'IN Çünkü bunların pisliklerine baksana gözaltına alınanların hepsi Akıllı herifler hepsi ciddi bilgi belgelere ulaşan insanlar bunları her gün bunların iplerini pazara çıkartıyor bundan rahatsızlık duyuyorlar dediği, VEDAT'IN Bunların bu isimler diyorum her gün bilgi belge ulaşan insanlar Yani Güler Kömürcüsü Kemal Kerinçsizi susu busu dediği, Özcan PEHLİVANOĞLU'nun: Güler Kömürcü ne maksatla şey yapıyorlar ki dediği, VEDAT'İN: Kim bilir yani diyecekler ki Çete diyecekler bilmem ne diyecekler yarın seni de alırlar beni de alırlar bunların keyfine göre Fetullahçılar almış başını gidiyor .. ülkeyi DTP liler PKK lılarla iç el ele vermişler kimse hiç bir savcı hareket etmiyor dediği,devammda VEDAT'IN Ha bu böyle mi gidecek yo bunlar hani bir amaca mı ulaşacaklar yani bir zafer mi elde edecek hiç bir şey olmayacaklar 5 sene sonra bu adamların bu savcıların hiç biri ortada kalmayacak bu AKP İkdidarı gittiği gün korkunç şeyler olacak yani bunlarm hiç biri çalışamıycak hepsi çoğu mesleği bırakıp ayrılmak zorunda kalacak korkularından ayrılacaklar çünkü verdikleri zararı biliyorlar kaçacaklar gözlerini yummuşlar vatana millete zarar dediği,devammda, içimiz dışımız Hrant Dink oldu ya , YA BU ŞEREFSİZ ÖLDÜRÜLDÜ bu kadar olay oldu her gün vatan evladı şehit oluyor hangisi için hangisi için bir gün bir kişi ... töreni düzenledi ya yani bu anlamadım ki üstelik bu Hrant Dink vatan için öldürüldü ölmedi hayatını vatan için vermedi bu millet için gidip bu millet adına dağlarda can verenleri bu millet bir gün bir gün bile anmadı bir tanesini 30 bin tane şey var cenaze var dediği, devamında, VEDAT'IN Şimdi böyle bir dönem yaşıyor Türkiye ama bunun sonu aydınlıktır ben hiç bunların Türkiye yi karartacak güce sahip olduklarına inanmıyorum yani Veli Küçük var şu var bu var şuanda göz altına almanlar ee aldı bu kadar mı 70 milyon da vatan evladı Babayiğit zannediyorlar binlercesi çıkacak şimdi onları nasıl bulacaklar dediği devamında MHP'nm tutum ve davranışlarından duydukları rahatsızlıktır üzerine konuştukları konuşmanm devamında, VEDAT'IN : Yırtındık anlattık bunlar iş birlikçi dedik bunlar AKP ye muhalefet yapaz dedik ha işte çıktı bizim dediklerimiz her şeye evet diyor adam ya her şeye aldı ip attı şeyi kurtardı ya Abdullah Gül'ü Cumhurbaşkanı yaptılar bu ülkeye bak her şeyi onaylıyor her yasayı onaylıyor öyle zarar veriyorlar ki 20 yıl boyunca Türkiye bu gün rejim değişse 20 yıl boyunca bu pisliği temizleyemezler dediği, devamında, VEDAT'IN, Ve felaket bir şey ya bakalım ne olacak yani yarın öbürgün beni de alabilirler seni de alabilirler herkesi göz altına da alabilirler yani Ha hatta diyebilir yani sen bide çok ilginç Cumhuriyet tarihinde görülmemiş bir suçlama başladı devlet sırlarına ulaşmak suç lan gazetecisin sen gazeteciye bile ulaşıyorsa artık bu devlet sırrı değildir ki dediği devamında Ergenekon operasyonu ile ilgili konular görüştükleri VEDAT'IN Ne oluyor kardeşim diye en az 10 milletvekili bunların hepsi şerefsiz bunlarm hepsi basiretsiz orospu çocuğu çok afedersin o kadar ağrıma gidiyor ki o kadar ağrıma gidiyor ki bu kadar bu kadar mı kişiliksiz olur ya ya bu zamanda bile bu kadar mı kişiliksiz insanlar gider Milletvekili olur ya bunları kim seçiyor ya lan 70 tane Milletvekilinden üç tanesi bağımsız mış İstanbullu ne oluyor kardeşim diye bir Emniyet müdürüne telefon dahi açmıyor ya buna CHP liler de dahil ya ya olacak şey değil ya ya bir şeyi kafayı kuma gömerek zanediyorlar ki bizim haberimi/ yok \eya ne anlama geleceğini düşünüyorlar ben bilmiyorum ya bu kadar serefsızit olmaz ya Gelsin kardeşim 10 Milletvekili gerekirse 70 Milletvekilini İstanbul Emniyet müdürlüğüne yıkarım ben,

>p^J^^nF^ 1014

Ama deki ne oluyor kardeşim de ne oluyor de aç Emniyet müdüründen bilgi al basın toplantısı düzenle Emniyet müdürü ile görüştüm konu açıklanacak yani filan gibi bir şey de o da yok hiç bir şey yok çok ilginç yani çok ilginç ben Emniyetteki şimdi bir sürü vatansever milliyetçi polisin ne kadar daraldığını gözümün önüne getirebiidim yani emir kulu ne yapacak şeklinde görüştükleri anlaşılmıştır. Tape:1532 22.01.2008 tarihinde Nejat ESLEN ile görüşmesinde özetle; NEJAT'IN, İyi çok şükür ne o toparladılar milleti ya nedir bu, devamında PKK lılar mecliste dolaşıyor vatan severleri topluyorlar dediği, VEDAT'IN Ve göz altına alınanlar için de aralarında trafik cezası bile yememiş insanlar var ve terör örgütünün adını da Ergenekon olarak koymuşlar yazışmalarda da Ergenekon terör örgütü diye söz ediyorlarmış dediği, devamında NEJAT'IN Evet Vedat GÜLER KÖMÜRCÜ de onların içlerinde dediği devamında Vedat'ın Ya çok özel dosyalar bilgiler devamlı yayınlıyor nerden geliyor bilmiyorum ama dediği devamında VEDAT'IN Yani orta da aynı Ergün Poyraz'a yapılan oyun var efendim devletin gizli sırrına ulaşmak dediği devamında NEJAT'IN Bundan bir şey çıkmaz ama bi onların burnunu sürterler yani o olur dediği, görüşmenin devamında TAKİ DOĞAN isimli şahsın Gülin YILDIRIMKAYA isimli kişi ile çekilmiş seks içerikli bir kasetini olduğu konusunun görüşüldüğü, devamında Ergenekon operasyonu hakkında eleştiri yaptıklan, VEDAT'IN Daha bir vahim ben ama yani Türk silahlı kuvvetlerine şey olmaya başladım gıcık kapmaya başladım dediği NEJAT'IN Eee gözdağı veriyorlar şimdi netice de bir emekli general'i içeri aldılar dediği, VEDAT'IN Susarsan sıra sana gelir mantığı var yani artık bana göre Türk silahlı kuvvetleri kendisini tabi savunacak sivil de bulamıycak bu kafayla giderse devamında NEJAT'IN Yalnız Fox Tv çok iyi yaymlar yapıyor ha Yani şeyi askerlerin propagandasını yapıyor haberler dediği, VEDAT'IN Korkuyorlar da ondan dediği, devamında VEDAT'IN Mahkeme kararını redetti şey Hrant Dink diyorum Orhan Pamuk tekrar yargılanacak dediği, NEJAT'IN Ya yargılansın Eşeoğlu eşek ya dediği VEDAT'IN Şerefsiz şerefzis bu Orhan pamuğun davasına gidecek adam kalmaz bunların hepsini içeriye aldılar dediği devamında, Yani demokratik hakkını kullanmak bile bu ülkede şey suç ve bu Hrant Dink bakın yok birinci anma yılı bilmem ne Hrant Dink kimdir bu vatan için mi öldü hayır peki bu vatan için binlerce şehit verdik dediği, görüşmenin devamında NEJAT'IN Ya bilmiyorum bende merak ediyorum dün gece Güler Kömürcü beni aradı ,Dedi ki Paşam dedi sizin yazınızı ben yazı yaptım yarm yayınlayacağım dedi devamında, NEJAT'IN Onu söyledi ondan sonra da bak Akşama gir bu gün Güler Kömürcü yü oku benden bahsediyor ondan sonra da sabah baktım toparlananlann içersinde dediği, VEDAT'IN ROSS WİLSIN dün gece gece saat dokuzda on da başbakanlık konutuna gitti ya program di... 40 Dakika görüşme yaptılar sabah erken saatinde de bunları topladılar dediği, NEJAT'IN Ya Ross Wilsm elinden gelse bizi de aldırır içeri ha dediği, devamında NEJAT'IN Cami duvarına işemeye başladılar Vedat dediği VEDAT'IN Çok fena ama yani Türk silahlı kuvvetleri hala tavır koyamıyor hiç bir şey yok yargı taydan tavır yok cumhuriyet ya şuanda adam ne diyor siz kim oluyorsunuz diyor Yargıtay'a Cumhuriyet başsavcılığına devamında Kapatma nedeni ya bu kapatma nedeni dediği, devamında VEDAT'IN Peki yani Cumhuriyet savcıları kimden korkuyorlar paşam dediği NEJAT'IN Onların içinde de Fettullahçılar var dediği, VEDAT'IN Tamam da anayasa şey Yargıtay Cumhuriyet başsavcısı da mı Fetullahçı dediği nejat'm Valla bilmiyorum dediği, VEDAT'IN Kapatmak için ne bekliyor bunu kapatsa Türkiye de kaos yani olay olur dediği NEJAT'IN: Vedat CNN TÜRK de internet siteleri ile ilgili şey var bir program var bu Ahmet Hakan nasıl bir adam ya dediği, VEDAT'IN : Şerefsizin en önde gideni dediği, devamında. NEJAT'IN Fatih Altaylı da öyle şeklinde görüşmelirde bulunduklan anlaşılmıştır. *r " , -, „ 4 •'

Tape:1534 08.02.2008 tarihinde Ümit ÖZDAG ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında Ümit ÖZDAĞ Vedat YENERER 'İN Yılmaz ERDOĞAN hakkında bir yazısını okuduğunu bundan dolayı hukuki bir proplem olup olmayacağını sorduğu, VEDAT'IN Yılmaz ERDOĞAN, Mustafa ERDOĞAN diye yazın googlda özgür gündemin Ankara temsilcisi diye çıkar dediği, devamında vedat'm Bide şöyle birşey var hocam o haberde bu adam Mustafa ERDOĞAN Ankara temsilcisiyken kamplara gittiği gazeteci arkadaşımı söylemedim bizim Hürriyetin Diyarbakır temsilcisi Faruk BALIKÇIN lan beraber gidip gelirlerdi şimdi Gümrükten birşey istese bütün girişleri çıkışları gümrükten gözükür Haburdan , Yani kaç tane gazeteci şahit beraber Zanıp kampmda,Zamp kampında yatıp kalkıyordu bu yerel kıyafetlerle hocam bu o zaman ünlü falan değildi, Ve bugün şimdi girerseniz o zaman Özgür gündemin sahibi yaşar kayanm bile googlede yazısını görürsünüz onla ilgili dediği, Ümit ÖZDAĞ'IN Biliyorum Ankara büro şefiyken Ankara bürosu bombalanmıştı hatırlıyorum dediği konuşmanın devamında ; Türk Time de çıkan ERGENEKONUN sırlan çözülüyor başlıklı haberle ilgili konuştukları Vedat'ın Birde şeyi Talat ATİLLA Yi okudunuz mu bugün hocam Türk Time, Talat ATİLLA galiba, şey yazmış Talat ATİLLA mı Şamil TAYYAR mı tam emin değilim işte Ergenekonun bağlantıları çözülüyor dün toplantıda bide başka bir yerde toplantı vardı,HAPLEMİTOĞLU bilmem ne bütün cinayetleri işte Ataşehirde ki toplantıda kim verdi emri filan diye böyle acayip saçma sapan birşey bu nedir yani... neyi kasdediyor yani, Yani hayır döndürüp dolaştırıp şimdide bizim Enstitüye çıkartmasınlar dediği Ümit ÖZDAĞ'IN Tamam da o zaman Enstitü yoktu ki dünyada Devamında VEDAT'IN: Sadece HAPLEMİTOĞLU değil işte bir sürü bişe var orda diyor ki şey 2006 da diyo, Ataşehirde Mayıs 2006 da bilmem kaç yıl işte toplantıda ne konuşuldu bilmem ne filan ne yani Ataşehirde ne var ki ben düşündüm düşündüm bişey bulamadım bi tek bizim Enstitü vardı o geldi aklıma dediği Ümit'in Bizimki Ataşehirde mi dediği VEDAT'IN Bizimki Ataşehirde evet hocam dediği, devamında Vedat'ın Dedim ki yav bunlar bunlar böyle hayali seneryolarlan nerelere varacaklar yav ÜMİT'İN : Şey birkaç gün önce de Muzaffer TEKİN Cumhurbaşkanı ondan sonra Parmaksız şey dediği,Vedat'ın : Evet aradım işte böyle bir rezalet yok yav dediği, ÜMİT'İN: Sayın Genelkurmay başkanı dediği, VEDAT'IN : Darbe yapacaklarmış Ümit'in: Valla rahmetli babamın darbe yapması ihtimali Muzaffer TEKİN den daha güçlü ha şeklinde görüşme yaptıkları anlaşılmıştır. Tape:1588 20.02.2008 tarihinde Emin GÜRSES ile görüşmesinde özetle; Emin GÜRSES in "bu sene ödül veriyor musun hocam" dediği, kendisinin de "Maddi yetersizliklerden dolayı, terör listesine girerler başlarına sıkıntı gelir diye de o konuda da biraz rahatsız oldum vermedim" dediği, daha sonra Celalettin CERRAH'a soruşturma açıldığı ve Hırant Dink cinayetinden bahsettiği, konuşmanın devamında, Veli Paşa'nm tutuklanmasıyla ilgili askerin sessiz kaldığı, buna tepki olarak ta "Tuğgenaral" in ayrıldığını konuştuğu, 20.02.2008 günü saat:13.32 de Gülgün FEYMAN ile yaptığı görüşmede; Habertürk te yürütülen "Mehmetçiğe yardım kampanyası" dan bahsettiği, kendisinin de "ben onun bütün pisliklerini biliyorum ama Turgay CİNER izin vermedi" dediği, bu konunun Turgayla alakası olmadığını konuştuğu, Gülgün'ün "Melih MERİÇ'in rezidans aradığını" anlattığı, kendisinin de "bu satıştan cebine para girdi" dediği, Gülgün'ün de "Murat ONGUN'un aldığı arabadan bahsettiği" 21.02.2008 (14:40) günü VEDAT YENERER ile YUSUF ATEŞ saat 2'de dediği, Vedat'm: görüşmelerinin olduğu,

Tamam tamam

arasında yapılan

tamam

görüşmede özetle Yusuf un: Abi cumartesi günü Ümit bey İstanbul'da olacak

şeklinde

e)Diğer Şüpheliler ile irtibatı; Doğu PERİNÇEK: Vedat YENERER'i basın içerisinden gazeteci olarak bildiğini ifade etmiştir. Emin GÜRSES:Vedat YENERER'i medyadan tanıdığını, bir defa da TV programına katıldığını, bu programdan sonra tanıştığını, birbirlerini telefonla arayıp görüştüklerini. İbrahim BENLİ:Vedat YENERER' i gazeteci kimliği ile tanıdığını, köşe yazılarını okuduğunu, tanışıklığı olmadığını, Mehmet Adnan AKFIRAT: Vedat YENENER'i gazeteci olarak bildiğini ve Ulusal Kanal'da programa katılmak amacıyla geldiğinde görüştüğünü ifade etmiştir. Veli KÜÇÜK: Vedat isimli şahsın Yeniçağ Tv'de yazan Vedat Yenerer olduğunu, kendisini tanıdığını ve arkadaşı olduğunu, Hayrettin ERTEKİN :VEDAT YENERER'i televizyoncu olması nedeniyle CAN ATAKLI'nın yerine televizyona almasının söz konusu olduğunu ve isminin geçtiğini, ancak yönetim kuruluna ismi sunulduğunda biografisini gördükten sonra ekonomi kanalı oldukları için Vedat YENERER'i kabul etmediğini, Soruşturma kapsamında gözaltına alman şüphelilerin rehber bilgileri dökümü alınmış ve alman rehber dökümleri diğer şüphelilerin rehber dökümleri ile karşılaştmldığmda şüpheli Vedat YENERER'in telefon numarasının şüphelilerden; Ahmet CEYHAN, Emin ŞİRİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Oktay YILDIRIM, Ümit OĞUZTAN,Veli KÜÇÜK 'da kayıtlı olduğu, Tape : ... 22.02.2008 tarihinde Ferid İLSE VER ve Serhan BOLLUK iie görüşmesinde özetle; Ferid İLSEVER'in "Abi ben Doktor Kemal İÇMEN aradı" "Ben hastanedeyim SSK hastanesinde fakat şöyle bir az önce İstanbul Emniyet 7-8 kişiyi gözaltma aldı dedi ee Emin GÜRSES Alo" dediği, Serhan BOLLUK'un "Emin GÜRSES'i mi ?" dediği, Ferid İLSEVER'in "... gözaltına almış internetten takip ettim gördüm dedi Vedat YENERER 7-8 kişiyi gözaltma almışlar" "...bana öyle söyledi şimdi telefonla aradılar beni bunlar bunlar gözaltına alınmış dedi senden ricam aklıma geldi şimdi Vedat YENERER'i haber yapıyoruz adını geçireceğiz vs. falan filan geçirmeyelim şimdi onu söylemek için aradım seni" dediği, bu görüşme ile ilgili olarak şüpheli Serhan BOLLUK savcılık ifadesinde; Ferid İLSEVER derginin yayınlanacak olan sayısında Vedat YENERER hakkında bir haber çıkacağını bildiğini, Şuanda bunun neyle ilgili olduğunu hatırlamadığmı,bu esnada Ergenekon soruşturması kapsamında gözaltma alınınca haberin çıkmasının uygun olmayacağını değerlendirerek kendisini bu konuda aradığını,Bu konuda konuştuklarmı,soruşturmanın siyasi yönlendirmeyle yürütüldüğü konusunda neredeyse kesin bir kanaate sahip olduğu için soruşturmayı başından itibaren yürüten Savcı Zekeriya ÖZ hakkında siyasi eğilimleri, ne yapıp yapmadığı konusunda bir araştırma yapma konusunda konuşmaları olduğunu, ancak bunu dergi kapağı yapmaya karar vermediğini beyan etmiştir. Telefon analiz raporuna balcılığında, -Kemal KERİNÇSİZ' in kullandığı 0 533 294 91 90 nolu GSM hattı ile 50 kez görüştüğü, -M. Zekeriya ÖZTÜRK' in kullandığı 0 542 354 65 79 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Kemal KERİNÇSİZ' in kullandığı 0 532 214 33 54 nolu GSM hattı ile 10 kez görüştüğü, -Ferid İLSEVER' in kullandığı 0 533 277 15 64 nolu G^M*MtM|e 1 kez görüştüğü, -Mecnun OD YAKMAZ' in kullandığı 0 533 542 92 jj/faolu G^f]|$ı ile 1 kez görüştüğü,

-Kemal Yalçın ALEMDAROĞLU' mm 0 532 357 07 81 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Halil Behiç GÜRCİHAN' in 0 532 595 90 46 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Veli KÜÇÜK' in kullandığı 0 533 643 96 65 nolu GSM hattı ile 121 kez görüştüğü, -Veli KÜÇÜK' in kullandığı 0 506 240 06 06 nolu GSM hattı ile 71 kez görüştüğü, -Ümit OĞUZTAN' in kullandığı 0 533 271 72 96 nolu GSM hattı ile 6 kez görüştüğü, -Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' in 0 532 341 29 02 nolu GSM hattı ile 69 kez görüştüğü, -Ümit OĞUZTAN' in kullandığı 0 533 272 72 96 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüğü, -Oktay YILDIRIM' in kullandığı 0 505 810 87 91 nolu GSM hattı ile 13 kez görüştüğü, -Emin ŞİRİN' in kullandığı 0 532 262 68 84 nolu GSM hattı ile 191 kez görüştüğü, -Emin GÜRSES' in 0 532 206 67 68 nolu GSM hattı ile 34 kez görüştüğü, tespit edilmiştir.

f)Hukuki değerlendirme; Şüpheli Vedat YENERER'in Örgüt mensuplarından Veli KÜÇÜK, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Emin GÜRSES, Oktay YILDIRIM, Ümit OĞUZTAN, Kemal KERİNÇSİZ ve FERİT İLSEVER ile ilişki ve örgütsel irtibat içerisinde olduğu, irtibatlarının gazetecinde alakalı olağan irtibatlardan bulunmadığı, ERGENEKON terör örgütünün yapılanması içinde iletişim ve propaganda biriminde görevli olduğu, şüphelilerden Veli KÜÇÜK, Sevgi ERENEROL ve Emin GÜRSES'e internet ajans.com adına yılın kuvvacısı ödülünü verdiği, Şüpheli Veli KÜÇÜK ifadesinde; gazeteci bir arkadaşı olarak beyan etmiş olmasına rağmen adı geçen şüpheli ile dosyada mevcut 26.11.2007 tarihli iletişim tespit tutanağında şüphelinin Veli KÜÇÜK ile kendi görüşleri doğrultusunda ileriki zamanda kullanmayı planladıkları MHP'nin genel Başkanlığına Ümit ÖZDAĞ'm getirilmesini planladıkları, Şüpheli Vedat YENERER'in Ö. P. ile yaptığı 22.01.2008 tarihli telefon görüşmesinin bir bölümünde; "5 sene sonra bu adamların bu savcıların hiç biri ortada kalmayacak, bu AKP İkdidarı gittiği gün korkunç şeyler olacak yani bunların hiç biri çalışamıycak hepsi çoğu mesleği bırakıp ayrılmak zorunda kalacak korkularından ayrılacaklar çünkü verdikleri zararı biliyorlar kaçacaklar gözlerini yummuşlar" dediği, 22.01.2008 günü saat:21.34 de paşam diye hitap ettiği N. E. isimli şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinin bir bölümünde Vedat YENERER'in: Daha bir vahim ben ama yani Türk Silahlı Kuvvetlerine şey olmaya başladım gıcık kapmaya başladım dediği, N. E.'in: Eee gözdağı veriyorlar şimdi netice de bir emekli general'i içeri aldılar dediği, Vedat YENERER'in "Susarsan sıra sana gelir mantığı var yani artık bana göre Türk Silahlı Kuvvetleri kendisini tabi savunacak sivil de bulamayacak bu kafayla giderse" şeklindeki görüşmeleri ile emekli askeri şahıslar üzerinden Şüphelinin Türkiye Cumhuriyeti hükümetine karşı askeri şahıslan isyana tahrik ettiği, Şüphelinin ikametinde yapılan aramada elde edilen T. D.isimli şahsın G. Y. isimli bayan ile müstehcen görüntülerinin yer aldığı videokaseti ile ilgili olarak T. D. her ne kadar kendisine bu kasetten dolayı şantaj yapılmadığını beyan etmişse de, şüphelinin Yeniçağ gazetesinde 20.01.2008 günü yazmış olduğu "Açması Türk Medyası..." başlıklı köşe yazısının, " Gün geçmiyor ki bir gazetecinin ya da televizyon yıldızının kaseti piyasaya çıkmasın... Ankara'da yaşayan ve kokteylden kokteyle dolaşan orta yaşın üzerindeki "akil" ve "babacan" olması gereken yöneticisi ile mesleğe yeni başlayan genç bir kadının en hafif tabirle uygunsuz görüntülerini görünce yıldırım çarpmışa döndife/r^l^eklinde olduğu yazının üstü kapalı bir tehdit niteliğinde olduğu anlaşılmakladır. ,/'.-, *^p "H İl

' İ( ""? V

Ayrıca şüphelinin dosyada mevcut 22.01.2008 tarihli iletişim tespit tutanağında emekli Tuğgeneral N. E. isimli şahsa elinde T. D.'ait kasetin olduğunu söylediği, Şüphelinin köşe yazısından ve iletişim tespit tutanağından anlaşılacağı üzere bahse konu kaseti örgütün amaçlan doğrultusunda şantaj amaçlı kullanmayı planladığı anlaşılmaktadır. Şüpheli Vedat YENERER'in telefon numarasının, diğer şüphelilerden Ahmet CEYHAN, Emin ŞİRİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Oktay YILDIRIM, Ümit OĞUZTAN ve Veli KÜÇÜK'ün telefonlannda kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Aynca şüphelinin yazacağı haberleri yazmadan önce örgütün üst düzey yöneticisi konumunda olan şüpheli Veli KÜÇÜK'ü arayarak onun talimatlanna göre haber yaptığı, yapılan operasyonlara kızıp anormal tepki verdiği, hatta kendisinin de alınabileceğini telefonda söylemesinden de aralanndaki örgütsel ilişki sebebiyle böyle bir endişe taşıdığı Veli KÜÇÜK'le yaptığı görüşme içeriklerinde örgütün yapısına uygun liderlerin siyasi partilerin başına geçirilmesi için faaliyetlerde bulunduklan buradan da şüphelinin ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu, Şüphelinin evinde ruhsatsız uzun namlulu vahim nitelikte tüfek bulundurduğu, bu tüfeği Türkiye'ye Kaçak olarak Kuzey Iraktan getirdiği ve gümrükte beyan etmediği bu sebeple Türkiye'ye Silah İthali suçunu da işlediği, Şüphelinin 34 VF 1985 Plakalı Otosunda yapılan aramada elde edilen (11) adet fotoğrafın şüpheliye ait PKK terör örgütün kamplannda çekilmiş fotoğrafın bulunduğu bu şüphelinin PKK kamplanna gitmesinin bir tesadüf olmadığı, aynı örgüt adına faaliyetlerde bulunan diğer şüpheliler Doğu PERİNÇEK, Hayati ÖZCAN ve Ferid İLSEVER'in de PKK kamplannda ve Terör örgütü elebaşısı Abdullah ÖCALAN'la çekilmiş çeşitli resimlerinin bulunduğu, örgüt kamplanna her gazetecinin gidemeyeceği göz önüne alındığında şüphelilerin PANZEHİR isimli örgütsel içerikli dokümanda da belirtildiği gibi PKK terör örgütü ile yakın irtibatlarını ortaya koymaktadır. Bu nedenle, şüpheli Vedat YENERER'in üzerine atılı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak, Türkiye'ye kaçak silah ithal etmek ve vahim nitelikli ruhsatsız tüfek bulundurmak eylemlerine uyan, TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanununl2/1 13/2 (Yargıtay kararlarına göre kişisel ihtiyaç için yurtdışından yasal olmayan yollardan getirilen bir adet silahın 6136 sayılı Yasanın 12/1 maddesi kapsamına girmediği belirtildiğinden sevk maddesi bu şekilde gösterilmiştir), TCK'nun 54/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

32-ŞÜPHELİ GÜLER KÖMÜRCÜ a)Emniyet ifadesinde özetle; Kendisinin 17 yıldır basın yayın dünyasında olduğunu, 1997 yılından itibaren Akşam gazetesinde görev yaptığını, 2001-2005 yıllannda akşam gazetesinin Amerika Birleşik Devleti Washington temsilciliği yaptığını, Ergenekon terör örgütü kapsamında kendisi ile birlikte gözaltına alman Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile şahsen tanıdığını, Kemal KERİNÇSİZ'i gazeteci olması sebebiyle telefon görüşmelerinden tanıdığını, tam olarak hatırlamadığını, Sevgi ERENEROL'u yaptığı haberle ilgili görüştüğünden dolayı tanıdığım, Sami HOŞTAN ve Ali YASAK' ı Susurluk sebebiyle çıkan haberlerden dolay^isimlerini duyduğunu, Hüseyin GÖRÜM' ü televizyonlardan ve internetteki haberden dojayı, bildiğini, Mehmet Fikri KARADAĞ'I da hakkında çıkan medya haberlerinden, bildiğinC dığcrsşahısları tanımadığını,

Akşam gazetesinde 1997 yılında Milliyet haber ajansı meydan gazetesinden transfer olarak başladığını, kendisinin akşam gazetesinde işe başladıktan sonra yazar kadrosunda bir değişiklik olup olmadığını hatırlamadığını, Sedat PEKER' i tanıdığını, 1999 yılında akşam gazetesindeki köşesinde Sedat PEKER ile ilgili yazı yazdığını, yazının içeriğinden Sedat PEKER ve benzerleri için mali suçlarla araştırma kurulunu da göreve davet ettiğini, bu yazıdan sonra Sedat PEKER ile görüştüğünü, kendisinin yazmış olduğu yazı ile ilgili yazı gönderdiğini, kendisinin de tekzip yayınlamamak için görüşme yaptığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, gazeteci okur ilişkisinin olduğunu, Veli KÜÇÜK'ü hatırladığı kadarı ile 2000 yılında düzenlenen bir panelde tanıdığını, kendisinin haber kaynağı olduğunu, ailesi ile de tanıştığım, özel günlerde ve yılbaşlannda telefon ile görüştüğünü, Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER' in tanıştıklarını medyadan okuduğunu, ikisini bir arada görmediğini, Muzaffer TEKİN' i tanımadığını, ancak gazeteci olduğu için çeşitli toplantılara katıldığını, bu toplantılara herkesin geldiğini, bu şekilde aynı ortamı paylaşmış olabileceğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü bir buçuk yıldır tanıdığını, erkek arkadaşı olduğunu, aynı evi paylaşmadıklarını, ortak birlikteliklerinin olmadığını, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile Muzaffer TEKİN arasında ilişki olup olmadığını tanıştıktan sonra Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' e sorduğunu, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ün görüşmediklerini söylediğini, bütün arkadaşlıklarının bittiğini, sebebinin ise çeşitli anlaşmazlıklar olduğunu söylediğini, ancak sebebini sormaya gerek duymadığını, Veli KÜÇÜK, Fikri KARADAĞ, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile kendisinin ilişkileri sorulduğunda, "Sorduğunuz soru ile ilgili fikrim ve bilgim yoktur" şeklinde cevap verdiği, Ergenekon ve lobi kelimelerinin kendisine ne hatırlattığı sorulduğunda ise, bu kavramları ve ilgili haberleri ilk defa Saygı ÖZTÜRK' ün imzası ile yayınlanan tempo dergisinde okuduğunu, haberin tarihinin ise 4 ay kadar önce olduğunu, Ergenekon ile ilgili 4-5 aydır medyada çıkan haberlerden öğrendiğini, bunun dışında herhangi bir bilgisinin ve duyumunun olmadığını, bunun haricinde özel bir bilgisinin olmadığını, Milli Yol diye bir yapılanmayı da duymadığını, Türk Ortodoks Patrikhanesinde tanıdığının olmadığını, ancak Sevgi ERENEROL ile bir haber hakkında görüştüğünü, Veli KÜÇÜK' ün de Türk Ortodoks Patrikhanesinde tanıdığının olup olmadığını bilmediğini, Korkut EKEN' i medyadaki haberler vasıtası ile tanıdığını, başka bir ilişkisinin olmadığını, yani şahsen tanıdığını, Ümit ÖZDAĞ' ı şahsen tanıdığını, kamuoyunda akademisyen olarak bildiğini, zaman zaman siyasi konuların değerlendirilmesinde görüşlerine başvurduğunu, Korkut EKEN, Veli KÜÇÜK, Ümit ÖZDAĞ ve Sedat PEKER ile ne gibi bir ilişkisinin olduğu veya bu şahısların aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda ise, "bilmiyorum, hiçbir bilgim de yoktur" şeklinde cevap verdiği, 15.07.2004 günü saat: 14.10 sıralarında Sedat PEKER ile Veli KÜÇÜK'ün yaptıkları telefon görüşmesi ile ilgili Ümit ÖZDAĞ'ın kim olduğu, ne gibi bir ilişkisinin olduğu sorulduğunda; Ümit ÖZDAĞ' in kim olduğu hakkındaki görüşlerini ifadenin başında söylediğini, Veli KÜÇÜK ile Ümit ÖZDAĞ arasında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda; bu kişilerin kamuoyunda tanınmış kişiler olduğunu, buJanaşMığm detayını ve kapsamını bilmediğini, /f, -, * !?>%.

X"^

jf 1020

Veli KÜÇÜK liderliğindeki yapılanma içersinde şuandaki BBP lideri Muhsin YAZICIOĞLU'nu da katmak istedikleri, ancak Sedat PEKER Muhsin YAZICIOĞLU'nun ülkeye faydası olan her şeye dahil olur deyip bu yapının içersinde dahil etme dediği ile ilgili ise; bu yoruma katılmadığını, okunan telefon kaydında ERGENEKON gibi bir gizli bir yapıdan bahsedilmediği, anladığı kadarı ile siyasi yada sivil legal oluşum olduğu, dolayısı ile ben vurgulanan ERGENEKON hakkında o ana ve şu ana kadar bir bilgiye sahip değilim dediğini, Veli KÜÇÜK ile bir araya geldiler ise bu toplantıda kimlerin ne amaçla bulundukları sorulduğunda; görüşmenin yapıldığı tarihte Amerika da bulunduğunu(ancak POLNET sistemindeki yolcu kayıtları incelendiğinde şüpheli Güler KÖMÜRCÜ' nün 05.07.2004 tarihinde ülkeye GİRİŞ yaptığı, 29.09.2004 tarihinde ülkeden ÇIKIŞ yaptığı tespit edilmiştir), bu şekilde bir toplantıya kesinlikle katılmadığım, davet de almadığını, hiçbir bilgim yoktur şeklinde beyanda bulunduğu, 12.03.2004 günü saat:00.52 sıralarında Sedat PEKER ile yaptıkları telefon görüşmesinde, Sedat PEKER'i özellikle arayıp gazete de çıkacak yazısını okumasını istemesinin sebebi sorulduğunda, kendisinin yalnız Sedat PEKER değil, kamuoyundaki değişik kesimlerdeki çeşitli isimlere yazılarını gönderip eleştiri ve yorumlarını istediğini, bundaki amacmında geniş kitleler adına kamuoyu nabzını ve reflekslerini öğrenmek olduğunu, bu arada Sedat PEKER'in bahsedilen tarihte aranan suçlu bir şahıs olmadığını, dolayısıyla hakkında iddialar bulunan her şahsı suçlu olarak kabul edilmesi durumunda, toplumun bir bölümü ile şu anda kesinlikle konuşulmaması gerektiğini, örnek olarak adi bir suç işleyen hırsızlık iddiaları bulunan birisinden tutunda kamu bankalarını dolandıran iddia edilen siyasi kimlikleri ile çeşitli iddialar bulunan ve benzeri hakkında bulunan kişilerin hepsinin izole mi edilmesi gerektiğini beyan etmesi üzerine avukat Dilek DOĞU, müvekkilinin gazeteci olduğu için aksine hakkında bu tür iddialar olan kişi kurum ve kuruluşlarla ilgili araştırma yapmak ve yazı yazmakla meşgul olduğunu beyan ettiği, 21.07.2004 günü saat:17.56 sıralarında Sedat PEKER ile yaptıkları telefon görüşmesinde özetle; SEDAT'm "...Bu Korkut abiler filan varya." "Bu Korkut filan bu Milli Yol diye bişey diyodun ya sen. Bahsediyodun ya hani. Benim haberim yok diyodun ..herşeyden." "...Sen demiştin ya biraz karışıklıklar isteyelim. Ben sana o gün orda masal anlatmadım. Çok eskiden ben böyle pas geçmiştim. Dedim abi şuan ülke sıkı durumda yani. Ülkenin Polisi görevini yapıyo. Adliyesi yapıyo. Askeri yapıyo. Şuan bu ülkede kaosa ihtiyaç yok." "Ben zaten böyle bi tip bişeylerin içersinde zaten bulunmam. Oda yapalım derken böyle yuvarlak ortada bırakmıştı hani. Şöyle yapmak böyle yapmak lazım filan diye." dediği bir süre K.EKEN'in kardeşi ile arasını açmaya çalıştığından bahsettikten sonra "... meğerse bu kendini bi parti gibi görüyolarmış." dediği, G.KÖMÜRCÜ'in "Korkut EKEN ve etrafı, tabi tabi." dediği ve bir süre sohbet ettikten sonra, Sedat'ın "Eskidendi ya. Pavyonlarda kadınlarla yatardı. Güler bigün biz İbrahim ŞAHİN bana dediki. İşte sen dedi. Bu olaylar dedi, konuşuluyo filan piyasada ilk böyle karşılaşıyoz aramızda bi sorunlar var, geçmiş. Dedim ki ne konuşuluyo kardeşim ben yaşadığımız bişeyi konuşmam. İçinde olduğum hiç bişeyi de konuşmam ki kaldıki bunların içinde de diğilim ben dedim. Bu pavyonda karılar, manitaları var bunların. Onun manitası diyoki işte falanca kez kaçırıldı. Öldürüldü diyo ya. Uyuşturucu kaçakçılığı işte. Benimki sıktı, senin ki sıktı yapıyorlar. Birbirlerine hani şimdi Ayhan ÇARKIN." "Ya bide Politik lider diğil Güler. Ayhan ÇARKIN'ı cezaevine ben yolladım Cezaevine gittik işte Sen gerçekten çok özelsin. Abdullah ÇATLI'yı bi tanımıştım, sevmiştim "Bı de hayatta değer verecek seni gördüm. Bizim kimse elimizden tutmadı, cezaevinde Bak bizle ilgilendin. Bütün Polislerle

sen ilgilendin. Söyle oldu, böyle oldu." "... Torba torba para getirip bırakıyom. Mahkumlara dağıtın... Savcıyı da en son adamı da yaktılar. Adama havuz yaptırmışlar. Kendileri cezaevine adamı yaktılar. Adam birinci sınıf savcıya ayrılamıyo artık. Ceza aldı. Çok değerli Türkçü bi adamdı." "... Rahmetli Çatlı'yi bunlar Kokain'e alıştırıp, öldürdüler çocuğu yani. Korkut abi zaten alkolik." dediği, bir süre şahısların oluşturacağı Türkçülük hareketinin içersinde yer almak istemediğinden, Güler'e de çevresindeki herkese kendisinin bu konunun içinde olmadığını söylemesini istedikten sonra, SEDAT'm "Veli abi beni on sene evvel uyarmıştı biliyor musun? Bide kibar kibar uyarmıştı. Yani direkmen söyliyemiyodu bende bunları barıştırmak için napıyodum biliyon mu Güler" "Bi Korkut abinin yanma giderdim. Abi Veli abi seni ne kadar seviyo, söyle seviyo, böyle seviyo, sonra Veli ağabeynin yanma giderdim. Abi seni böyle seviyo, şöyle seviyo, sonra tuttu dediki tam ben bunları yan yana getirdim. Başladı Veli abinin arkasından konuşmaya, niye dedim. Yavuz ATAŞ bişeyler söyledi dedi. Yavuz ATAŞ'ı aradım. Abi sen böyle bişey söyledin mi dedim. Sonra dedim ki yüzleşelim bak ben 22 yaşında çocuğum. Onlar yetmiş yaşında adam. Herkes yan yana gelip yüzleşsin dedim. Bu ne demek dedim ya benim adımı siz, ben siz birbirinize yakın olun diye şey yapıyorum dedim. Tutuyosunuz dedim, beni de işin içine çekiyosunuz dedim. Siz napıyosunuz dedim. Yüzlesin abi kim yalan söylüyorsa çıksın. Sonra Veli Paşa'ylan, Korkut Abiylen, Yavuz ATAŞ'ı görüştürdüm." "İşte yüzleşmediler. Üçü yan yana yüzleşmediler. Birbirleriyle konuştular ama üçü yan yana gelmediler." "Ya ben bu tip Hareketin içersinde dedim olmaz zaten ya." "Yani ne maddi ne manevi desteklemem dedim. Kardeşim bi sene önce söyledim." "Şimdi napıcaz yani. Onu soruyorum. BİDE BUNLAR CAHİL. BİDE TUTAR Bİ KAHVE MAHVE TARATTIRIRLAR. Bİ İKİ GENÇ ÇOCUĞUN ELİNE VERİP." dediği, Güler'in "Yok canım yapmazlar öyle şeyler. BUNLAR 40 KİŞİLER AMAN YANİ HİÇ ZANNETMİYORUM. Böyle yollara sapacaklarını umut etmiyorum. O tür illegal şeylere sapmazlar." dediği, SEDAT'm "...On sene evvelinde olan olayların içinde Güler aklı başında insanlar vardı. Devlet kararı, Hükümet kararı vardı." dediği, G.KÖMÜRCÜ'in "...Bizim ülkemizde son derece güçlü bi İstihbarat, son derece gerekli makamlar var. Onlarda bunun haberini alırlar tahmin ediyorum. Bunlar bu türlü bir gayri resmi yapılanmaya girerse." dediği, SEDAT'm "...Yok zannetmiyorum orda bi iki kişi de bulabilirler. Kendilerini ayarlayabilirler zaten Güler hep söyliyen benim yani. Şu ülkenin istikrara ihtiyacı var. Eskisi gibi diğiî. Polis işini yapamıyordu. Adliyeler yapamıyordu. Mecburen eskinden bişeyler oluyodu. Artık eskisi gibi diğil ülke... oturuyo zemin güçleniyo Devlet güçleniyo, Polis güçleniyo, yani böyle bişey yok diyodum. Yav anlamadım Güler yani napıcaklar." dediği, bir süre Sedat'ın bu oluşum içinde olmak istemediğinden bahsettiği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde SEDAT'm "O senin arkadaşında onlarla birleşcekmiş biliyomusun?" "Hani senle görüşmeye gelmiş ya bir beyfendinin oğluydu, ölmüş. Ben çok iyi şeyler söylemiştim masada, hatırlıyor musun?" dediği, G.KÖMÜRCÜ'in "Ümit BOZDAĞ, Korkut EKEN'le birleşcek." "Yok canı Ümit'in adını kullanıyorlardır. Zannetmiyorum öyle bişey..." dediği, Sedat'ın "...Turan YAZGAN Hoca" "İşte Mehmet AĞAR filan bunlar birleşceklermiş" dediği görüşme ile ilgili, Sedat PEKER'e milli yol'dan ne şekilde bahsettiği sorulduğunda; bahsedilen görüşmenin 4 yıl önceki bir röportajı olduğunu, dolayısı ile 4 yıl önceki bir röportajının an ve an içinde geçen bütün kelimelerle hatırlamasının mümkün olmadığını, ancak uzun uzun bu telefonla yapılan röportajdan bahsedince karşılıklı öğrenildiği gibi Sedat PEKER'in milli yol diye bahsettiği bir sivil oluşum bir siyasi demokratik yapı olduğunu, PEKER bu konuşmada kendince belirlediği sağın alternatif lider adaylarını ve önde gelen isimlerini milli yol adını vereceğini siyasi parti çatısı altında yada demokratik bir jpakûlvuşum içinde değerlendirmek istediğini söylediğini, kendisinin de bu röportajda bir^prüş btfİfireîk değil dinleyen ve soru i J' •.

/^^k-^^y

soran konumda olduğunu, bahsedilen konuşmada milli yol illegal bir yapılanma anlamında kullanıldığını, Ülke de ne gibi bir kaos çıkartmak istedikleri sorulduğunda, yukarıda soruya cevap verdiğini, ülkede kaos çıkartmak isteyen olmadığını, bu röportajın cevap kısımlarının muhatabı Sedat PEKER'in olduğu, yani Sedat PEKER' in cevaplarının kendisini ilgilendirmediği, Sedat PEKER ile bu görüşmeden önce bu konu ile ilgili röportaj veya bir sohbetinin olmadığını, Korkut EKEN'in Mehmet AĞAR'a 2 milyon dolar verilmesi konusundan bilgisinin olup olmadığı veya böyle bir para verilip verilmediği sorulduğunda, bu bilgileri Sedat PEKER ile yaptığı telefon röportajından öğrendiğini, Sedat PEKER'in kimlere ne amaçla para verdiği sorulduğunda, Sedat PEKER' in ne amaçla para verdiğini bilmediğini, Veli KÜÇÜK ile Korkut EKEN'in aralarının neden açıldığı, Sedat PEKER'in Veli KÜÇÜK ve Korkut EKEN'in arasını yapmak için bu kadar çaba sarf etmesinin sebebi sorulduğunda, bu konudan hiçbir bilgisinin olmadığım, bahsetme sebebinin röportaj olduğunu, Sedat PEKER, Korkut EKEN ve askerlerin ne gibi bir ilişkisi olduğu sorulduğunda, burada bahsedilen belirli bir grubun asker olmadığını, kastettiği detayını yine kendisine değil, sorunun muhatabı olan Sedat PEKER' e sorulması gerektiğini, kendisinin bilgisinin sadece röportajdaki cevapla sınırlı olduğunu, SEDAT PEKER BUNLAR BİR KAHVE MAHVE TARATTIRIRLAR dedikten sonra kendisinin "yok canım bunlar kırk kişiler zannetmiyorum" dediği ile ilgili kırk kişi diye kimleri kast ettiği, neden bu şahısların kahve taratacağı sorulduğunda, bahsedilen 40 kişi genel bir tanımlama olduğunu, Korkut EKEN, Ayhan ÇARKIN ve diğerlerini kastettiğini Sedat PEKER' in cevabından anlaşıldığını, On sene evvel derken 12 eylül'ü kastedip etmedikleri sorulduğunda, bu röportajın 2004 yılında yapıldığına göre, on sene evvelde kastmın 1994(1995 yılıda Gazi olaylarının olduğu dönemdir) yılındaki siyasi sürecini kastedildiğini, yani 12 eylül sürecini kastedilmediğini, Bir süre seyredeceğiz demesindeki kasıt sorulduğunda, buradaki bahsettiği bir sivil siyasi bir oluşum demokratik bir platformda herhangi bir yapı için sürecinin izlenmesi gerektiğini kastettiği, Ümit ÖZDAĞ, Korkut EKEN ve Mehmet AĞAR'ın hangi konuda birleşeceği sorulduğunda, bunlar sağ cephede siyasi bir parti yani sağda yeni bir oluşum, sağ cephenin birleşmesi için bir araya getirmek istediğini söylemekte olduğunu, Bu kişilerin birleşmesini neden korkunç olarak değerlendirdiği sorulduğunda, o tarihte kastetmek istediğinin, bir birinden alakasız insanların bir siyasi parti kurmaya kalkarlarsa bu siyasi partinin gelişme büyüme şansı olamayacağını, bununda umut adına korkunç demek istemiş olabileceğini, Tape :1341 24.10.2007 tarihinde Ökkeş ŞENDİLLER ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "EFENDİM EMREDİNİZ" dediği, X Şahsın "Ne yapıyon Reisim" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "...sevdiğim bir şey söyle bundan sonra ben Leyla Halitim" dediği, X Şahsın "Sana bir iki belge buldum da" "Om^^rfffla^elden teslim etmem lazım" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ne belgesi Mersmle/4güi nfljîöffâ, X Şahsın "Yok yok

~!"'5T«e«$0f'

1023

fl

"*

f sl

A

l

yok Hükümetle ilgili" "Manşet olacak bir şeyler ya" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Tamam geleyim Cuma günü geleyim sabah döneyim o zaman akşam döneyim" "Sen maşallah bunu böyle söylersen uçakta bile sorun çıkar biraz sonra memur bey gelir neymiş o belge görelim diye" dediği, X Şahsın "Tamam yani öyle o belgeyi alabilecek babayit memur varsa bizi dinleyen onlara her an ulaştırabilirim" dediği ile ilgili, Görüşmeyi yaptığı şahsın kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda, Görüşmeyi yaptığı kişinin BBP eski genel başkan yardımcısı Ökkeş ŞENDİLLER olduğunu, okur siyasi gazeteci kimliğinde görüşmüşlüğü olduğunu, Başka bir ilişkisinin olmadığını, Bu şahısla görüşmesine efendim emredin diye başlama sebebi sorulduğunda, Espri mahiyetinde söylediğini, Şahsın bahsettiği belgenin ne olduğu, bu belgeleri neden elden vermek istediği sorulduğunda, son TRT genel müdürü atanması sırasında yapıldığı iddia edilen usulsüzlüklerle ilgili belge ve bilgiler verdiğini, onun ile ilgili görüştüğünü, Tape;:1343 24.10.2007 tarihinde ÜMİT ÖZDAĞ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu sen misin ya vav seninle gurur duyuyorum seninle gurur duyuyorum" "Tabi sonuna kadar seyrettim senin hatırına seyrediyorum ha inanılmaz başardısm ve yemin ederim ki ta artık şey ne istersen okey" dediği, Ü.ÖZDAĞ'm "Şimdi Barzani Talabani meselsi" "Onlardan bahset tamam mı canım" dediği görüşme ile ilgili, Ümit ÖZDAG'm Talabani ve Barzaniden bahsetmesini istemesinin sebebi sorulduğunda, Avrasya TV de Nuriye ATABEY' in hazırlayıp sunduğu canlı yayın programının konuğunun ümit ÖZDAG olduğu, verilen reklâm arasında kendisinin Ümit OZDAG' ı telefonla bulup ikinci bölümde görüş ve tavsiyelerini dile getirdiğini, Tape:1347 25.10.2007 tarihinde Saniye... ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu gün metal bir ÇAKMAK gördün mü evde" dediği, SANİYE'nin "Yok nasıl bir ÇAKMAK" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Tamam canım yok tamam peki teşekkür ederim sağol" dediği görüşme ile ilgili, Saniye'nin kim olduğu, ne gibi ilişkilerinin olduğu sorulduğunda, Saniye'nin evinde çalışan yardımcı bayan olduğunu, Saniye'ye sorduğu çakmak konusunun ne olduğu soruldu, çakmak diye bahsettiği konunun, eve gelen bir misafirinin evde unuttuğu zippo marka bir çakmak konusu olduğunu, yardımcısını aramasının sebebi evde kaybolan zippo marka çakmak ile ilgili olduğunu, Tape:1348 25.10.2007 tarihinde Z.ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Buldum" dediği, Z.ÖZTÜRK' ün "Nerdeymiş" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Yatağın altında ..." dediği, Z.ÖZTÜRK' ün "Alayım hemen" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Gel o zaman hemen" dediği görüşme ile ilgili, Biraz önceki görüşmede Saniye'ye sorduğu çakmak'm Zekeriya ÖZTÜRK'e ait olduğu anlaşıldığı, Zekeriya ÖZTÜRK'ün bu çakmak'ı hemen almak istemesinin sebebi sorulduğunda; bir önceki görüşmede Saniye hanım ile görüştüğü kayıp zippo çakmak ile ilgili olduğunu, çakmağın sahibi misafiri olarak söylediği Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu, Suç örgütleri kendi aralarında yaptıkları telefon görüşmelerinde tabanca yerine çakmak kelimesini kullandıkları, kendilerinin de bu manada kullanıp kullanmadıkları sorulduğunda; suç örgütlerinin tabanca yerine çakmak kelimesini kullandıklarını ilk defa ifade sırasında öğrendiğini, çakmağın ne olduğunu bir önceki görüşmede açıkladığını, „.,«,.._ Tape :1524 26.10.2007 tarihinde ZekerijCOZTÜjp^^. görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "Çok başardı çok beğendim'#Kurtiaft^â%SiB|" "Yani ... yani işte İt .» "* / /V"^ \

y^)

fes

1024 İ ^ * t A x<M «-J f~~T~~~

bundan sonrasını uzatmaya gerek yok o Zafer yada Muzaffer karakterini derhal vatan haini çetecisi bunun söyleyip hepse göndermek lazım önümüzdeki ... bu ... sızdırılan bölümde aynı şekilde enselenip aynı hapse atılması lazım ki içerde bir birlerinin hesaplarını görsünler" "İşte orda söylüyor zaten bi Hüseyin diye bir karakter var Hüseyin denilen karakter kuvvetle muhtemel Mit'in içerisindeki bir grubun sızdırdığı karakter" diyerek diziden bahsettiği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün de, Hüseyin ismiyle kendisine mesaj atmasının bu yüzden mi olduğunu sorduğu görüşme ile ilgili, Zekeriya ÖZTÜRK'ün Zafer karakterinin para peşinde olduğunu vurguluyorlar mı diye sormasının sebebi sorulduğunda; kendisinin Kurtlar Vadisi ile ilgili heyecanla izlediğini, heyecanla yorum yaptığını, bunun hiçbir özel dizi dışında hiçbir gerçek kişiyi kastetmediğini, söz konusu sadece dizi film eleştirisi olduğunu, Tape :1352 26.10.2007 Murat.... ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "ha bu amerikan büyük elçiliğinde şeyle buluşacağız janet ray" dediği, MURAT'in "tammıyom ki" dedikten sonra G.KÖMÜRCÜ' nün "sen zaten hiç kimseyi tammıyon ama orası için çalışıyon bu da ayrı bir mevzu" dediği görüşme ile ilgili; Murat'ın kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı kişi Demokrat partinin vitrinde olan bir siyasi aynı zamanda iş adamı olan Murat KOÇAK olduğunu, kendisinin Ankara'ya Büyükelçi siyasi ateşe ile görüşmeye gideceğini, Ankara da yaşadığı için onunla görüşme talep ettiğini, Tape :1523 26.10.2007 tarihinde Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Z.ÖZTÜRK'ün "....Kurtlar Vadisini Muzaffer yok Hüseyin bana niye öyle iyinıisin Hüseyin diye çekiyorsun benim Hüseyin'le ne ilgim var" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Ya açık konuşmak gerekirse Hüseyin tiplemesini sana benzetmeye çalışıyorlar" dediği, Z.ÖZTÜRK'ün "Hüseyin in orda ki Hüseyin in orda ki rolü ne" diye sorduğu, G.KÖMÜRCÜ'nün "Söylüyorum ya teşkilatın içerisine bir grubun sızdırması" "Zaferin yardımcısı" "Sonra diyorlar ki bak bunu sızdıranlar hakim olamazsak öldürür müsünüz öldürürüz deniyor" dediği, Z. ÖZTÜRK'ün "Ha anladım o yüzden de kalkıp telefonda da diyorsun ki hepinizin içeriye tıkılması lazım" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Hayır Hüseyin ve adamlarının ve Zaferin ve bilmem neyin" dediği, bir süre daha bu konudan bahsettikleri, Z. ÖZTÜRK'ün "Sen böyle bir şey konusunu niye böyle telefondan böyle yayın yapıyorsun" dediği görüşme ile ilgili, Hüseyin karakterinin Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu ima etmesinin sebebi sorulduğunda; böyle bir ima yapmadığını, aynı şekilde dizi filmin eleştirisini ironik bir dilde karşısındakine ifade ettiğini, kullandığı bu esperili üslup çeşitli yanlış anlaşılmalar meydana geldiğini, yani gelmiş olabileceğini, Zekeriya ÖZTÜRK'ün devletin üst kademesini kurumun içini biliyorsun diye söylemesinin sebebi sorulduğunda; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK bu ifadesi ile kendisini alaycı bir üslupla eleştirdiğini, bir benzetme üzerinde kendisi ile şaka yaptığını, Hangi kurumdan bahsettikleri sorulduğunda, Kurum sözcüğünü konuşan Mehmet bey olduğunu, dolayısıyla muhatabın Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olduğunu, Tape :1307 26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Güler'in mail adresine gelen mailleri kastederek "Sapık okurlarım eksik." "Güler Hanım çok güzel gözüküyorsunuz. Tahlillerinizi de beğeniyorum. Aynı zamanda sizi sizinle..." "Tanışmak istiyorum. Bir meslektaş olarak iyi anlaşabileceğimize eminim ne dersiniz? Ulaş ÇELİKHAN." "Çelikhan ulaş Çejjlihan 72 hotmail.com" dediği, Zekeriya'nın "Hı yani çoluk çocuk ismi yani." Dedfğf, Gü|epr>4'Camm yani öyle olması

gerekiyo mu" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Dedim ya o karşı tarafın şeyidir o" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bıyığı terlememiş memur bey" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yani memur olduğu belli canım işte yani" dediği görüşme ile ilgili, Ulaş ÇELİKHAN'm kim olduğu sorulduğunda, kendisine gelen bir mail deki ismi olduğunu. Okuru olduğunu, tanımadığını, Zekeriya ÖZTÜRK'ün şahıs için karşı tarafın şeyidir diye bahsetmesinin sebebi sorulduğunda, kendisine gelen maille ilgili kendince bir yorum yaptığını, ne demek istediğini anlamadığını, Bıyığı terlememiş memur diye kastetmesinin sebebi sorulduğunda, kendisinin de anlamadığı için aynı şekilde espri ile cevap verdiğini, Tape : 13.10 28.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; "e@ D 8 @cok öfkeliyim sana ve senm gibi oynayan bir gruba, hepmız aynısınız kandırdığınız kendmızsınız. rekabetiniz kendi ıcmızde. allah belanızı versin, gi" yazdığı mesaj ile ilgili, Bahsettiği grubun ne olduğu, ne gibi oyun içersinde oldukları, kim veya kimlere karşı oyun içersinde oldukları ve bu grupların kendi içersinde rekabet halinde olmaların sebebi sorulduğunda, bu mesajı kadınsı duygulan ile çektiğini, tüm grup derken de tüm erkekleri kastettiğini, Tape: 1353 30.10.2007 tarihinde SS. ALTINOK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün"EV TEL 2122913638 BUNU ARAMAN DAHA GÜVENLİ. BEKLİYORUM" yazdığı mesaj ile ilgili, Mesajı gönderdiği kişinin kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu, bu şahıs ile daha güvenli olduğunu düşündüğünüz ev telefonunuzdan görüşmek istemesinin sebebi, ev telefonunun hangi yönden daha güvenli ve kendisinin tabiriyle daha güvenli görüşmek istemesinin sebebi sorulduğunda; "hatırlamıyorum" şeklinde beyanda bulunduğu, Tape :1354 01.11.2007 tarihinde S.S.ALTINOK (Selahattin) ile görüşmesinde özetle; Selahattin .... İsimli şahsın Genel Kurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Gölbaşı Ankara dan konuştuğu anlaşılmaktadır. G. KÖMÜRCÜ'nün "İçicem de yani uyuşmazlık olmasın" dediği, Selahattin'in "Hayırdır ne oldu" diye sorduğu, G.KÖMÜRCÜ'nün "Bak çok sevdiğim benim için çok değerli biri kişisin yanlış bir değerlendirme yapılması yapmış olması söz konusu senin yanlış değerlendirmen yüzünden hep sanıyorum" "Sana dün gelen mailler için ..." "Sana gönderdiğim" ".. ŞİMDİ BİZ AİLEYİZ BÖYLE ŞEYLER OLUR AİLE ARASINDA yalnız benim için çok çok çok çok çok değerli bir ailem bireyimin yanlış bir değerlendirme yaptığını düşünüyorum yanlış bir değerlendirme sunulduğunu düşünüyorum yanlış ..." dediği, Selahattin'in "Yanlış değerlendirme sunuldu diyorsunuz da hangi konuda sunmuş kim sunmuş nasıl sunmuş niye benim" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Bunları geçelim istersen yani telefonda 2 milyon kişi konuşuyoruz" "Senin başının altından çıktığım düşünüyorum Selahattin" dediği, Selahattin'in "Ha bir dakka bir dakka önce şu CD mevzunuz niye iptal ettin" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Ya bak ... biz aileyiz aile arasında böyle şeyler olur" "Önemli değil BİZ HÜSEYİN'İ KATMAYALIM İŞİN İÇERSİNE boş ver ya biz aileyiz olur böyle şeyler" "Kızdım küstüm misketlerimi geri alıyorum" "Senle oyunu bozdum" dediği, Selahattin'in "CD- mizi de hazırlamıştık yarın gönderecektik her gön..." dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "20ûkîşi dinliyor telefonu herhalde

yani onu söylemeye çalışıyoz yan yana getirecek olayı getirmesine neden oluyorsun" dediği görüşme ile ilgili, Selahattin'in kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda, Selahattin'in çocukluk arkadaşı olabileceğini, Selahattin'in kendisini kimlere karşı yanlış değerlendirme yaptığı sorulduğunda, kendisinin dost çevresi içersinde bir gereksiz dedikodu kulis üzerine sitemini ilettiğini, Şimdi biz bir aileyiz derken neyi kastettiği sorulduğunda, Aileyiz derken dost grubunu ve arkadaş grubunu kastettiğini, Hüseyin derken kimi kastettiği, Hüseyin'i hangi işe katmamaları gerektiği sorulduğunda, Hüseyin diye kastettiği kişi telefonunun dinleme yapıldığını düşündüğünü, telefonunu dinleyen görevliye de Hüseyin adını koyduğunu, bu espri bütün çevresince bilindiğini, Selahattin'in göndereceği cd'nin ne olduğu sorulduğunda, O tarihte başka bir arkadaşının doğum günü olduğunu, Selahattin'in arkadaşına Bocelli isimli sanatçının müzik CD alıp vermesini rica ettiğini, Tape :1356 08.11.2007 tarihinde Ahmet RESNELİOĞLU ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "Şimdi akşamda 32. günde olucam" ".. konu kaçırılan askerler" "Askerlerimiz DTP milletvekilleri falan olacak göz atarsanız da beyefendiyi de sorarsanız Nahit beye ... tamam" dediği, A. RESNELİOGLU'nun "Tamam 32 şeyin dimi Mehmet Ali Birand'm" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Sizin bu estağfurullah SİZİN GRUPTA BAŞKA KİMLER VAR" dediği, A. RESNELİOGLU'nun "Bizim grupta işte en yeni Orgeneral emekli ŞENER ERUYGUR var" "Şener jandarma komutanı onların listesini ben size şey yaparım email olarak geçerim" dediği ile ilgili, Ahmet RESNELİOGLU'nun kim olduğu, ne gibi bir ilişkilerinin olduğu sorulduğunda, iş adamı olduğunu, sivil toplum oluşumunun içersinde yer aldığını, bunun ile ilgili görüştüklerini, kendisini konuşmacı olarak davet ettiklerini, Tape :1357 09.11.2007 tarihinde Recep Rıfkı DURUSOY ile görüşmesinde özetle; X Şahsın NATO Karargahı Hareket Başkanlığı Şirinyer Buca İzmir den konuştuğu, X Şahsın, bazı konularda sakin olmasını tavsiye ettiği, G. KÖMÜRCÜ'nün bir sürü mesaj geldiğini söylediği, X Şahsın "Onlar güzel şey ... işte organize olmayan güç güç değildir" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Doğru doğru aynı organize" dediği, bir süre bu şekilde sohbet ettikleri, G. KÖMÜRCÜ'nün "...Bir şey söyliycem bak o Hayrettin ERTEKİNİ araştırdım hani o gün diyordu ya gideceği yerde o ne yapıyormuş biliyor musun şimdi bazı çok detay vermiyeyim sana ben BİR NUMARANIN KANKASIYIM deyip dolandırmadığı adam kalmamış son dönemde" ".. o gidecekse onun yani olmaması lazım yani Ethem bey orda olacaksa öbürünün olmaması lazım adını kullanır" dediği, X Şahsın "Ulaştırma bakanı Ethem'in hemşerisiymiş" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Binali... evet olabilir doğru" dediği, X Şahsın "Erzincanlı işte bir yemeye davet etmiş Ankara'ya" "Dedim ki giderken haber ver ... yani konuşmayı bilmezsin onlarla dedi" dediği ile ilgili, Görüşmeyi yaptığı şahsın kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda, görüşmeyi yaptığı kişi emekli tümgeneral Rıfkı DURUSOY olduğunu, çok yakın aile dostu olduğunu, Organize olmayan güç güç değildir dftgfcen n^^kastettikleri, hangi amaçla organize olmak istedikleri sorulduğunda, baffisedılen srvi^%fcjşumlann çoğaltılmasına 1021$ * * \J% rtJ

h^&

toplumun ihtiyacı olduğu demokratik platformda ne kadar çok sivil oluşum olursa ülkenin o kadar kalkınacağı yorumunu yaptığı, Hayrettin ERTEKIN'in kim olduğu, nereden tanıdığı ve aralarında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda, Hayrettin ERTEKİN çeşitli iddialardan dolayı hakkında işlem yapılan Business Kanalın yöneticisi olduğunu, hakkındaki iddialarla ilgili konuştuklarını, Bir numaranın kankası derken bir numara olarak kimi kastettikleri, Hayrettin ERTEKIN'in bu şahsın kankası olduğunu söylemesinden maksadının ne olduğu sorulduğunda, Hayrettin ERTEKIN'in işleri ile ilgili ortağı ile arasındaki sürtüşmeleri hakkında konuştuklarını, Tape:1361 14.11.2007 tarihinde Serdar... ile görüşmesinde özetle; SERDAR'm "... Salman Kurtulan Para alıyormuş ya devletten" "Şu PKK' lı" diyerek şahsın Kahramanmaraş Pazarcık Ziraat Bankası Şubesinden 16 yıldır para aldığını, aslında bu şahsın PKK içinde Devlet adına çalıştığını, yapılan haberlerle bu şahsın deşifre edildiğini anlattığı ve "Sana bir şey vermiştim hatırlıyor musun aynı Kahramanmaraş Pazarcık diye" " ha Kahramanmaraş Pazarcık anladm mı?" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Onun ne alakası var bu doktorla Kahramanmaraş'ta doktorun ... hatırlamadım ne söylemiştin onla ilgili doktor ne ..." "yani hep bilgiler aynı yerden geliyor on altı yıldır devlet bu adama para ödüyor çünkü salaktı devlet o kadar" "Yapılan ne biliyor musun?" "..izim PKK nın içinde ki adamımızın deşifre edilmesi" "... gündür bekliyorum senin bunu uyancağm konusunda yani ordan uyanman gerekirdi o dediğim şahsa gitseydin bunlarm hepsini biliyordu zaten" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Dediğin şahsa nasıl gidecektim ALMANYA da yaşıyormuş adam" diyerek şahsın adını soyadını bir daha söylemesini istediği, SERDAR'm "Yok söyleyemem kesinlikle söyleyemem ama sabit telefondan ararsan veya verirsen sabit telefonda söylerim" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Peki onu neden YANİ BİZİM KENDİ ADAMIMIZI NİYE DEŞİFRE EDİYORLAR" dediği, SERDAR'm Devleti yıkmak için uğraşanların olduğunu söylediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Yani o kadının kocası bize mi çalışıyormuş" dediği, SERDAR'm "Bence başka ne olabilir ki yani devlet bu kadar salak mı?" "... Ziraat bankasının içinde BURAK EKE var Mitin has adamı müdürlük yapıyor bilmem ne yapıyor atlanır mı böyle şeyler Ziraat bankasında" dediği, ilerleyen konuşmada, MİT in DTP nin mecliste temsil edilmesini istediğinden bahsettikleri, SERDAR'm "Ya ben ... iken bizim başımızda Ünal Tuzcuoğlu vardı bu Cemal Dündar'a bağlı" "Askerdeyken ben ya" "Bize hep mesela ... işte özel harpçiîer hep böyle müdürlerdi merkez komitenin içindeyiz ... derlerdi aklımda takılı kalmış hep söylüyorum yani Mit böyle... Mitin başka şansı yok ki" "Ya hep derdi ya merkez komite de adamımız var PKK'nın içinde diye" "Buda onun gibi bir şey yani bu PKK'mn içerisinde bizim adamımızın olmaması mümkün mü mümkün değil yani mümkün değil bence adam infaz edilecek eğer ben yanlış okumuyorsam bence adam yakında infaz edilir" dediği ile ilgili, Serdar isimli şahsın kim olduğu ve nereden ve nasıl tanıdığı sorulduğunda, Serdar SEMENT olduğunu, Ekonomi ve siyasi konularda danışmanlık yaptığını, Serdar'm Salman KURTULAN ile ilgili bilgileri nereden ve ne şekilde temin ederek kendisine aktardığı sorulduğunda, Serdar SEMENT'in kendisine bilgi verdiğini, bu konuda haber yapması için bu bilgileri aktardığını, Serdar'm kendisini gönderdiği ve Almanya da yaşadığını söylediği şahsın kim olduğu, bu şahsın yanma gidip gitmediği, gitti ise ne konuştukları sorulduğunda, Serdar SEMENT'in Almanya ve Kahramanmaraş Pazarcık arasındaki bir ticari irtibatından bahsettiğini, Detay bilgileri bilahare vereceğini söylediğim, "ancajç vfcraıedığını,

/^ 1028

Tape:1362 14.11.2007 tarihinde İsmail .... ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "Bak şimdi şöyle bir haber geldi bana Salman Kurtulan yani kadının kocası dağdaki" "En son yazdılar ya gazeteler işte Ziraat bankası Pazarcıktan para alıyor nasıl olur" "Şimdi bilgi şu devletin içerde kendi elemanı ve biz kendi kendimize deşifre ettik adamı yani Ziraat bankası kendi kendine buna kaç yıllık çiftçi parası vermesi imkanı var mı teşkilatın içerde ki adamı ne maaş alıyor anladın mı" ".. sen buna bir bakta bu çok önemli yani" "Büyük ihtimalle bunu deşifre etmişiz ve ya biz ... birisi servis yaptı da deşifre ettik yani Türkiye Cumhuriyeti ve içerdeki eleman deşifre edilmiş oldu bilgisi geldi" dediği, İSMAİL'in "Tamam peki ben bakarım ..." dediği ile ilgili, İsmail'in kim olduğu aralarında ne gibi bir ilişki olduğu ve Serdar'dan almış olduğu bilgileri İsmail'e aktarıp kimden teyit almaya çalıştığı sorulduğunda, İsmail'in gazetenin Ankara temsilcisi olduğunu, kendisi ile haber konusu üzerine konuştuklarını, Tape :1363 14.11.2007 tarihinde Serdar...........ile görüşmesinde özetle; PKK üyesi Salman KURTULAN dan bahsederek SERDAR'm "Aynı ekip aynı ekip" "Bunun amcaoğlu ölüyor tamam mı?" "Salmanın" "Ve bunun bu para işlerini yürütüyor bankası örgütün" "Salman" "... örgütün para işlerini yürütüyor ama aynı zamanda da" "Ziraat bankasından maaş çekiyor ufak ufak" "Bir ikincisi şu sana diyorum ki aynı yerin nüfusuna kayıtlı Doktor kod adlı olan ise" "Getiriliyor" diyerek, büyük miktarlarda para geldiğinden bahsettiği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Doktor orda mı hala" ".. bende ki bilgi de Almanyaydı" dediği, SERDAR'ın "Hayır Almanya dan buraya geldi oraya yerleşti memleketinde oturuyor dedim ya" "Hatta sana dedim ya parayı nerden çektiğini maaş alıyor adam maaş aldığı yeri" "Doktorun da aynı banka yani dolayısıyla Ekip Ekip" "Parayı alıyor" "Televizyon da kuruyor TUNCAY'LA beraber tamam mı Ekip dinliyorsa da ta götüne koyayım DOKTOR HÜSEYİN NAZLIKUL'UN parasını alıyorlar" "Bu MİT'teki Ekipten bizimkiyle beraber tamam mı paralarla televizyon kuruyorlar ama kurdukları televizyonun paralarını getiren adamın yanındaki en büyük para sahibi adam da neden... Ziraat bankasından maaş alıyor" "Ya BENCE EKİP PATLADI TAMAM MI BUNUN BİZE YANSIMALARI GEÇTE OLSA ... BİZ İŞİN ORTASINDA DEĞİLİZ SONUNA DOĞRU ÖĞRENDİK anladın mı" dediği ile ilgili, Aynı ekip derken kimlerin kastedildiği, Doktor Hüseyin NAZLIKULU'nun kim olduğu, Hüseyin NAZLIKULU'nun parasını Tuncay'ın ne şekilde aldığı, Tuncay isimli şahsın kim olduğu ve ekip patladı derken kimlerden kastedildiği sorulduğunda, yine bir haber konusu ancak detayını hatırlamadığını, Tape:1388 15.11.2007 tarihinde S.S.ALTINOK (Serdar) ile görüşmesinde özetle; SERDAR'm "... teşekkür etmek için aramıştım." dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Beni dinler misin? Adının, kimliğinin ne olduğunun hiç önemi yok! Bulunduğun yer itibariyle, benim saygı duyduğum bir insansın." "O isimler değişebilir, şahıslar değişebilir, hiç önemi yok. Ülkemi sevdiğim içinde hep saygı duyucam." "Ama senin sorgulaman, beni çok şey yapıyor, ivite ediyor." "SEN BİLİYORSUN OLAYIN NE OLDUĞUNU" dediği, SERDAR'm "Sizin de bu şekilde, bu üslupla konuşmanız beni ivite eder." dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Sen boşver o üslubu ya. O üslubumdan dolayı söylediğin an, ben hemen özür diledim zaten. Çünkü tabi ki böyle bir hakkım yok ama içeriğine bak" "...O beni kırıyor. O sorgu; ben sana onu, başka istersen A protokol söylerim." dediği, SERDAR'm "... Sizin bakışınızdan sorgu da. Benim açımdan o sorgu değil yani." dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "A BRAVO! ZATEN HEP MERKEZE SİZİ KOYACAZ. Yani karşındakinin önemi yok." "SANJ^AYGI DUYUYORUM. SEN SORUMLUSUN SEN ÖNEMLİSİN." dediği, bnj^lure bS^Ng üzerine konuştukları, G.KÖMÜRCÜ'nün "Bende orda neye bak kızıyorfm biliyor nifipltt? Sana değil. Şimdi o

^=^^— / >y^^v,*?^4r^

)

adam devreye girince durduramıyorsun. Çünkü egosu var, .. Bunlar bu kadar böyle bi MANTIK İÇERSİNDE, BİR AKILLI KURGU İÇERSİNDE OLACAK ŞEYLER. Hop hemen medyayı arıyor. Belki medya hemen aranmıcak, 10 dakika sonra aranacak" "BİLEMİYOR Kİ BENİM NE YAPMADIĞIMI!" "Onla en azından 4 kere daha önce de program yaptık. Dördünde de kendini ortaya attı." "Sen bi şey bakıyorsun. YANI DİREKT BÖYLE KUŞKUCU BUDA SİZİN MESLEĞİNİZ GEREĞİ napayım. Bende buna alışmam gerekiyordu. Alışamıcam" "O YAPINIZ ARTIK SİZİN ELİNİZDE DEĞİL!" dediği, SERDAR'm "Bu tür tespitleriniz beni yaralıyor, haberiniz olsun." dediği, bir süre Güler'in kırılmasından bahsettikleri, daha sonra Serdar'm "Yargılarınız çok katı. Ben diyorum ki sizi sorgulamak için söylemedim" dediği G.KÖMÜRCÜ'nün ".. .Hiç teşekkür etmene gerek yok. Ben sana saygı duyuyorum. Önem veriyorum. Değer veriyorum. Konumun" dediği, Serdar'm "BANA DEĞİL MAKAMIMA." dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "...ADINI DAHİ BİLMEDİĞİM SEVGİLİ ARKADAŞIM. ŞAHSINA ÖNEM VERİYORUM.".."Sinirimin niye bozuk olduğunu, sana yine yüz yüze anlatıcam. Bugün sabah bi toplantı yaptım." "Bana e çok enteresan o toplantımdaki şahıs işte Irak - Türkmen politikasıyla ilgili bişey anlattı." "Ve o Türkmen politikasıyla ilgili yorumunu aktardı." "... O yorumun içinde bazı şeyler, beni çok rahatsız etti." "ŞUANDA ANLADIĞIM KADARIYLA, SENLE KAYDA DEVAM EDİYORUZ HEP BERABER SÖYLİYİM." "Ümit ÖZDAĞ'la görüştük." dediği, SERDAR'm "Ümit beyin söylediği o ilginç şeylerden bir iki kelime bahsedebilecek misiniz?" diye sorduğu, G.KÖMÜRCÜ'nün "Kurultayı iptal ediyormuşsunuz. Kurultay yaptırmaya çalışıyormuşsunuz falan gibi şeyler." "Kurultay ne anladın yani! SİYASİ BİTANE ARACI KULLANDIM. ITC İLE İLGİLİ." "Senin tarafmdakilerin hepsi benim ailem ama ŞUANDA EV TELEFONUM DA HASSAS OLABİLİR İSTERSEN DETAYLANDIRMAYALIM HA." "Yani diğerini e insanlar kafasına göre dinliyorlar ama bunda belli bir kayıt gerekebilir ya da kayıt gerekmese bile burda o kadar olmasa bile daha azdır burda." dediği, Serdar'm "Tamam yani acil bişey var mı diye ben sordum." dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Yani bizim şeylerimiz, yo acil bişey olsa, merak etme ben seni ya da bulmam gerekeni bir şekilde bulurdum" dediği ile ilgili, Adının ve kimliğinin ne olduğu hiç önemli değil demesindeki kasıt, Serdar'm kendisini hangi konuda ve ne amaçla sorguladığı, o adamdan kastının kim olduğu, hangi konuda devreye girdiği, merkezde olanların kim olduğu, hangi merkezden bahsettiği, kendisini rahatsız eden konularm ne olduğu, Ümit ÖZDAĞ ile ne konuda görüştüğü, ITC'nin ne olduğu, ne gibi bir ilişkisi olduğu, Ev telefonunun hassas olduğunu söyleyerek konuşmayı detaylandırmak istemediği, bunun sebebinin ne olduğu ve insanlar kafasına göre dinliyor derken neyi kastettiği sorulduğunda, bir önceki sorudaki haber konusu ile ilgili detay olduğunu, Tape:1364 16.11.2007 tarihinde S.S. ALTINOK (Serdar) ile görüşmesinde özetle; SERDAR'm MSB LOJ. Ahmet KONUKSEVER N:95 D:3 Oran Çankaya, ANKARA dan görüştüğü anlaşılmaktadır. G.KÖMÜRCÜ'nün "Şimdi o dünkü ifadeyi merak ettiğini bilmen gerekiyor sanıyorum sana kısaca aktarayım" "Ümit'in bahsettiğinden" "ha Marta kadar Mart Nisan ayına kadar Sadettin beyi değiştirmek istiyorlar, bende buna karşı çıkıyorum böyle bir şey olabilir mi gibi bir ifade kullandı" dediği, SERDAR'm "nerden öğrenmiş böyle bir şeyi biz bu işle" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "O Ahmet'le çok yakındır" "Anladın mı yani ben şey yapmayayım yanlış yönlendirmeyeyim şimdi tahmin bu" dediği, SERDAR'm "Ama hiç öyle bir şey de gündemde yok yani ben bilmiyorum" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "İşte şey bu bunun olmaması lazım işte referandum var referandum öncesi orda kurultay yapıp işte ismini olabilir mi ve pozisyon şey yani böyle sanki birf^sel davr^jhfbr bireysel mi diyelim' J^^tTi^fe^lışıyorlar böyle bir şey X^ 1030

dediği, SERDAR'm "Çok teşekkür ediyorum yani birden sohbetiniz olursa doğru bilgileri veya doğru nasıl diyelim doğru tahminlerinizi bilgi olmasa bile iletirseniz kendisine memnun olurum" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Ben zaten ilettim şüphesiz" "Ama hayır yani benim kanaatim böyle bir şey olduğunu zannetmiyorum dedim o da bana dedi ki Yarbay seviyesinde artık olay gidiyor ne acı falan gibi yaptı ya ben zannetmiyorum o arkadaşı iyi kötü biraz tanıyorum öyle hani acı bir durum yok öyle bir şey söz konusu değil dedim bide sen kimden bahsediyorsun dedim ben ona belki hani ayrı kişilerden bahsediyoruz ben o kadar durumu bilmiyorum dedim bunun üzerine bana Halil diye bir isim verdi" "... soyadını da söyledi de şimdi söylemeyeyim sana yani telefonda artık soyadını" ".. yani tüm şey budur veya baya yani şey LOBİ yapıyor yani o benim nezlimde değil belli ki bu konu da bir genel lobi yapıyor" dediği, SERDAR'm... sizle konuşurken de düşünüyorum başka nerden böyle bir şey duyabilir tabi bakacağız gerekirse kendisi ile görüşürüz" "..çok teşekkür ederim bu bilgiler çok değerliydi bizim için" "... bu işi karşılıksız olarak yapan veya bu işe karşılıksız olarak katkıda bulunan ben bir tek sizi gördüm Türkiye de" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Çünkü ben siyaset hedeflemiyorum arkadaşım kendi servetimle hiç çalışmadan ömür boyu yaşayabilirim" dediği, ilerleyen konuşmada, G.KÖMÜRCÜ'nün "O uluslar arası toplantı nerde" diye sorduğu, SERDAR'm "Azerbaycan da şimdi uçağa gidiyorlar binecekler" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "ee nasıl Ceviz kabuğuna katılacaklar" diye sorduğu, SERDAR'm " Sadettin bey katılmıyor Ahmet bey" dediği ile ilgili, Saadetin'in değiştirilmesine neden karşı çıktığı, bahsettiği Halil'in kim olduğu, bu şahsm isminin kendisine neden verildiği, Serdar'a verdiğiniz ve Serdar'm değerli olarak nitelendirdiği bilgilerin ne olduğu, Serdar'a sizden hariç değerli bilgiler verip de karşılığında bir beklenti içinde olanların kim olduğu, kendisine kimlere karşı sorumlu olduğu ve bahsettiği uluslar arası toplantının konusunun ne olduğu, toplantıya kimlerin katıldığı ve toplantının amacı sorulduğunda, Ümit ÖZDAG ve Kerkük ve Türkmen politikaları konusunda genel bir görüşme olduğunu, Tape :1366 21.11.2007 tarihinde Serdar .... ile görüşmesinde özetle; SERDAR'm "Bir tane hani sana bir zarf dağıtıyorlar emniyet de." diye sorduğu, G.KÖMÜRCÜ'nün de bahse konu mektubu okuduğunu, Serdarın böyle bir mektup dağıtımının olup olmadığını sorduğu G.KÖMÜRCÜ'nün de "Bilmem herkesin adına mı dağıtıyorlar sadece Tuncayın hakkında mı" dediği, SERDAR'm "Tuncaym hakkında doğru ben gördüm zarfı" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün mektupta ne yazdığını sorduğu, SERDAR'm "İçinde yazman gereken bölümler var vericem sana bir kısmını şimdi ayıklıycam onları o kısımları seni ilgilendiriyor kesin yazarsın sen onları iddiaya girerim yani." dediği, devamında yine SERDAR'm "Yani bu memleket de bir takım orospu çocukları ile beraber olup MİT de çalışanlarla iş birliği yapıp PKK paralarını gasp edip haklayıp haklayıp usulsüzce bir şekilde üstelik PKK lı ile arkadaş olup o arkadaşlığa da ihanet edip devletin hazinesine aktarılması gereken paralarla televizyon kurup Maliyetçilik satan orospu çocuklarının haberini yazmayacakmısm. HÜSEYİN NAZLIKULUN paralarını yemişler. Hüseyin Nazlıkul Salman Kurtulanın paralarını çalmışlar PKK nın pazarcık taki şubedeki ziraat bankasındaki paralarına el koymuşlar HÜSEYİN NAZLIKULU silahı dayamış MÜFİTTE beraber SARIGÜLÜN korumalarıyla TUNCAY'IN KANKALARI ve TUNCAY paraları yemişler televizyon kurmuşlar. Belediye başkanları... içine sıçayım ben böyle ülkücülüğün ... tamam mı" dediği ile ilgili, Serdar'ın emniyette dağıtılan zarf ile ilgisinin ne olduğu, Serdar'm kendisine vereceği belgelerin ne olduğu, yazması gerekenlerin ne olduğu, PKK ile birlikte olup, MİT de çalışanlarla hareket edip paraları gasp edip' televizyon kuran şahsın kim olduğu

ve Hüseyin NAZLIKULU, Müfit, SARIGÜL ve Tuncay arasındaki ilişkinin ne olduğu, Ziraat bankası Pazarcık şubesinden ne kadar para gasp edildiği sorulduğunda, yukanda bahsettiği içeriğini hatırlamadığı haber konusu ile ilgili olduğunu, Tape :1390 22.11.2007 tarihinde Tevfık YAMANTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "Şimdi benim çok sevdiğim abim var. Aynen senin gibi sevdiğim bi dostum." "Silahlı Kuvvetler Akademisi komutanıydı bu. Geçen sene işte Edirne'deyken emekli oldu. Tümgeneral ve onlar şuanda Silahlı Kuvvetler Akademisi'nin desteğiyle bir TERÖR ETÜDÜ MERKEZİ oluşturuyorlar." "AMA BU SİVİL YAPI OLUCAK DA, KOORDİNELİ ÇALIŞACAK AKADEMİYLE." dediği, T.YAMANTÜRK'ün "Tabi konuşuruz." dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Tamam Rıfkı DURUSOY paşa" "O zaman ben bi irtibatlandırayım sizi." "Ne olabilir çünkü böyle bişey bu yani artık bizde yok." dediği, T.YAMANTÜRK'ün "Tamam tuğ muydu dedin?" "TÜM. Onları da evden gelen büyük baskılar sonunda, ayıp oluyor demelerinden sonra öğrendim artık." dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Ben hala bilmiyorum biliyor musun?" dediği, T.YAMANTÜRK'ün "Ben öğrendim tuğ tüm diye gidiyor." dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "İşte evet onu şey yapıcam koordine edicem. Bi şekilde irtibatlandırıcam ve bende olucam o projenin içinde. Çünkü Türk aslında. Bu biraz Rant Cooperation'm millisi." Dediği ile ilgili, Tevfik YAMANTÜRK'ün kim olduğu, ne gibi bir ilişkileri olduğu ve Terör Etüt Merkezinin ne olduğu, bu şeklide bir kuruluşun olup olmadığı, oldu ise kimler tarafından ne amaçla kurulduğu sorulduğunda, Terör Etüt Merkezi adı altında stratejik araştırma merkezi hakkında GÜRÜŞ holdingin sahibi Tevfik YAMANTÜRK ile görüşme yaptığını, yani karşılıklı görüş alışverişi olduğunu, Tape :1372 22.11.2007 tarihinde Alev................ile görüşmesinde özetle; ALEV'in "Güler konuşmamız lazım.Biz evel ki akşam şeyde beraberdik Amerikan konsolosu ile.Beni mi dinliyorsun dur telefonda olmaz görüşmemiz lazım.... yani bir konuşmamız lazım durum çok kötü." dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Evden arasana beni " dediği, ALEV'in "Bir şey diyeceğim ya çok kötü duruyorlar diyor yani durum çok kötü diyor tanıdıklar falan.Yani gittikçe Türkiye kötüye gidiyor ." dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Ee bölünüyorsun işte şakır şakır." dediği ve bir süre ülke gündemi ile ilgili görüştükleri, devamında G. KÖMÜRCÜ'nün "Bende geçen gün siyasi ateşe ile beraberdim büyük elçi. Amerikan büyük elçi ile Ankara'da da aynılarını söylemişiz ya ulusal menfaatler dedim gereği belirli yerde buluşmak zorundayız bu sizin de menfaatiniz gereği" dediği bir süre G.KÖMÜRCÜ'nün özel hayatından bahsettikten sonra G.KÖMÜRCÜ'nün ALEV'e bir ingilizce metin göndereceğinden bahsettiği ve görüşmenin bu şeklide sona erdiği görüşme ile ilgili, Alev'in kim olduğu aralarında ne gibi bir ilişki olduğu, ülkenin ne şekilde bölündüğü, bu ülkenin türbanlı olan insanlarına neden farklı şeklide baktığı, hatta buna kurbağlama aşılama yöntemi diyerek aşağılamakta olduğu ve devletin ali menfaatleri için yeni MEMO aranıyor demesindeki kastın ne olduğu sorulduğunda, Devlet eski bakanı Yaman TÖRÜNER' in eşi olduğunu, yakın dostu olduğunu, kendisinin eşi Alev TORUNER ile yurtdışından geldikten sonra görüştüğünü, sohbetin günlük siyaset üzerine olduğunu, Tape:1393 26.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. SÖZLERİNİ TUTUYORUM MERAK ETME. DEDİĞİN BANA ,TEMBÎÇ[ ETTİĞİN KİŞİLERLE GÖRÜŞMÜYORUM, DEDİKLERİNİ YAPIYOR.uk." dediği, V.KÜÇÜK' ün "Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bi^'yazarsın,?' dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün X"~}

1032

£/6^

'

"Senin söylediklerin hayır ben o zaman da izah etmiştim sana. O bambaşka bir nedendi. Tamam ben orda bişey Öğrenemeyeceğimi anladım sen napıyorsun?" dediği, V.KÜÇÜK' ün "İyiyim valla boğuşup duruyoruz. Kazakistan'daydım bende." dediği ve Kazakistan'da iş almaya çalıştığından ve oradaki devlet görevlileri ile görüştüğünden bahsettikten sonra "Engin Akçakoca var ya. Eski BDDK başkam." "He Engin benim sevdiğim bi arkadaşımız. Engin'de ilginçtir Kazakistan dünya bankası adına Kazakistan merkez bankasmın denetçisi." "Bi oturup yemek yiyecez. Konuşcaz bi Şey yapalım bakalım yani kritik bir ortam." "Azerbaycan'a gidecektim gitmedim. O şeye de kongreye." dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün Barzaniden bahsederek, şahsın ortadan kaybolmasıyla ilgili sorular sorduğu, V.KÜÇÜK'ün de, Barzaninin miadını doldurduğunu anlattığı ve "Sen bu işi yazıyorsun, devamlı biliyorsun. Geçen ki yazında çok güzeldi. Büyük orta doğu projesi konusunda onları teslim etmek zorundalar" dediği, Barzaninin yerine başka bir şahsın çıkmasından bahsederek Neçirvan dan bahsettikleri, G.KÖMÜRCÜ'nün ""Bu hafta beni yemeğe götür." "Necla ablam olsunda. Onun dışında çok aile muhabbeti yapma. Ya biraz beni birileriyle tanıştır." "Öyle birileriyle değil. Türkiye'yi kurtarıcak yani sohbet etcek ne bileyim yani." dediği, V.KÜÇÜK'ün "Sorma bu sabah bana bişey geldi." "Şimdi bizim bu istihbaratçılığm kötü bir tarafı Güler biz hep şeytanı teferruatlı ararız." dediği ve görüşmenin ilerleyen bölümlerinde MHP ve AKP arasındaki seçimlerden ve Koray AYDIN'ın yolsuzluk suçlamasıyla hakkında açılan davalar hakkında görüştükleri, Görüşmenin son bölümünde V. KÜÇÜK'ün (muhtemelen telefonda) başka bir şahsa adres tarifi verdikten sonra görüşme yaptığı şahsı G.KÖMÜRCÜ'nün "Şey bizim Eski GİMA'nm Genel Müdürü." Diye tanıttıktan sonra görüşmeye devam ettikleri görüşme ile ilgili, İstanbul Ankara arası gidip gelmesini Veli KÜÇÜK'ün mü istediği, bu şekilde bir isteği ne amaçla istediği sorulduğunda, Veli KÜÇÜK'ün hiçbir zaman bu şekilde bir talep te bulunamayacağını, bulunsa da kendisinin kabul etmeyeceğini, Gazeteci bağımsız olduğunu, haber konusunu kendisinin seçeceğini, telkin de kabul edemeyeceğini, Veli KÜÇÜK'ün Azerbaycan ülkesi ile ne gibi bir ilişkisinin olduğu ve Barzaniyi Veli KÜÇÜK'ten sormasının sebebi sorulduğunda, Azerbaycan'a bir konferans için gidip geldiğini bildiğini, bu konferansın haberini yapması için ricada bulunduğunu, Barzani ile ilgili yazdığı yazıları yazması için Veli KÜÇÜK'ten mi talimat aldığı sorulduğunda, Barzani'nin o dönemde kayıp olduğunu, bütün dünya basını bu haberle ilgilendiğini, kendisinin de bilgisi veya duyumu olup olmadığını sormak için aradığını, Veli KÜÇÜK'ün kendisini bu yönü çok önemli derken neyi kastettiği sorulduğunda, Bölge politikası ve BOP ile ilgili analiz yeteneğinin olduğuna dikkat çekmek olduğunu, Türkiye'yi hangi durumdan kurtaracak olanm kim olduğu sorulduğunda, Ülkedeki siyasi platformda muhalefet yapacak yeni liderlerin ortaya çıkarılmasına dikkat çekmek olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün Ümit ÖZDAG'ı MHP'nin başına geçirmek istemesinin sebebi sorulduğunda, Böyle bir konu duymadığını, Tape :1376 27.11.2007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; G. KÖMÜRCÜ'nün sinirlerinin çok bozuk olduğunu söylediği, Turan ÇÖMEZ'in ne olduğunu sorması üzerine G. KÖMÜRCÜ'nün "Yok söyleyemem canım benim 2000 kişi dinliyor kötü bir tertip var Turan. Allah şahidim olsun parça parça yapıcam hiç tahmin ettiğin şahısla bireyle ilgili değil tamamen Ankara ile ilgili pap^p^ga, yapıcam. Ben bunu hakketmiyorum yani insan olmam mı canım ya ben^uHfem ififiwfiyle çalışacağım ve birilerisi kalk kapat artık ... deme çalışacak ben bum^lışkk^toiyî^» hakketmiyorum 1033

« » -« f~A İt

'J*s- " I~s^ |? r

hiç kimsenin bilmediği bir şey var. Kimse de olmayan bir şey bende var..İnsanlar beni korumak yerine bana tertip düzenlemeye kalkıyorlar." dediği ve bir süre daha sıkıntısından bahsettiği, Turan ÇÖMEZ in konunun ne olduğunu öğrenmek istemesine rağmen Güler KÖMÜRCÜ'nün konuyu açıklamadığı, devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün evinin dinlendiğini bildiğini ve bu dinleme görevini yapanları kastederek"Ya Olur ya bu orospu çocukları şuanda kayıttayken sana hissettireyim." dediği ve bir süre daha aynı sıkıntısından bahsettikten sonra görüşmenin sona erdiği ile ilgili, Hiç kimsenin bilmediği ve kimsede olmayan diye bahsettiği konunun ne olduğu ve kendisine tertip düzenleyenlerin kim veya kimler olduğu, neden kendisine tertip düzenlendiği sorulduğunda, Hatırlamadığını, sıradan bir günlük bir değerlendirme olduğunu, diğer konularda espri amaçlı söylendiğini, Tape :1377 27.11.2007 tarihinde Murat KOÇAK ile görüşmesinde özetle; G. KÖMÜRCÜ'nün "Kargo ile mi göndereyim yoksa ben gelince mi getireyim şeyi." Diyerek teslim almayı beklediği bir malzemeden bahsettiği ve bu malzemenin normal kargo yolu ile gelmesinin sakıncalı olabileceğini belirttikten sonra G.KÖMÜRCÜ'nün evinin ve telefonlarının dinlendiğini söyleyerek "Sinirim bozuk. Herifler salonuma dinleme koymuş durumdalar düşünebilormusun." Dediği, M.KOÇAK'm "Niye koysunlar gerek yok ki... dinlerler ya" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün Tamam peki yalan söylüyorum şimdi yani bununla ilgili bilmem bu gün başbakanla görüşücem en üstü düzeyde şey başlatıcam tespit ettirdim" dediği ve bu dinleme yüzünden sinirlerinin bozulduğunu belirttiği, konuşmanın devamında G.KÖMÜRCÜ'nün Murat'tan bir ev bulmasını istediği ve kendisinin bulunduğu yerin çok hareketli olduğunu ve bununda kendisini yorduğunu söylediği ev görüşmenin bu şekilde bittiği ile ilgili, Murat KOÇAK'm kim olduğu, aralarında ne gibi bir ilişki olduğu, İsmail'e para göndermesini istemesinin sebebi ve salonuna dinleme koyanların kim olduğu, neden evine dinleme cihazı koyulduğu, bu durum için nereye müracaat ettiği sorulduğunda, görüşme ile ilgili yukarıda cevap verdiğini, Ankara temsilcisi İsmail KÜÇÜKKAYA' ya 100 YTL borcu olduğunu, arkadaşından bunu vermesi için rica da bulunduğunu, arkadaşının da bu parayı İsmail'e ödediğini, Tape :1394 27.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "Ev konusu, baktıracaktın ya eve." "Ama bu çok acil. fevkalade bi gelişme var çünkü." "Yani bu yüzde yüz öyle de. Ben dün aldım haberini. Ayrıca ekstra bir tertip yapmaya hazırlanıyorlar. Yani içeriyi temizlemeleri lazım" dediği, V.KÜÇÜK' ün "Tamam ben bi baktırayım şimdi" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Ne olur ama baktırmadan daha fazla yani ne gerekiyorsa yapalım ya. Lütfen ya senden hiç birşey istemedim biliyorsun, bu çok benim için hassas." "YA DÜN GELİP, BİZZAT SÖYLEDİ BİZZAT BİRİSİ SÖYLEDİ. SALON TAMAMEN DOLU KAYDE ALIYORLAR. AYRICA BUGÜNLERDE BİR TERTİBE HAZIRLANIYORLAR. EVE EKSTRA GİRMEYE YANİ..." dediği, V.KÜÇÜK' ün arka planda (Günaydın Melih, ben gelcem. Biraz işlerim var dışarıda. Şey dicem şimdi çok acele hemen bugün bu evde dinleme yapılıyor. Bi tanıdığımızın birisinin evinde dinleme var. Bişey yerleştirmişler o çip dediğimiz şeyler var ya. Onların dinleme tespitlerini acele yaptırmamız lazım. Bugün hemen bi eleman bulun hemen. Bulun ben gelcem oraya tamam mı?) dedikten sonra G.KÖMÜRCÜ' nün "Tamam canım ben şey yapacam" dediği ile ilgili, Evinin dinlendiği bilgisini kimlerden aldığı, kendisi hakkında kim veya kimlerin ne tertiplediği ve evinde yapıldığını söyledi&'tÖnleme konusunu veli küçük ile paylaşmasının sebebi sorulduğunda, ismini vermek/ıstemedığl bir arkadaşının kendisine evinin içersinin dinlendiğini söylediğini, bunun üzenfnâ* güvenlik şirketinden yardım almak y^ 1034 ^^

V*

üzere bu konuda çevresi olduğuna inandığı Veli KÜÇÜK' ten bilgi istediğini, Veli KÜÇÜK'ün de bir güvenlik şirketi önerdiğini, gelip evde arama yaptıklarını, herhangi bir şey bulamadıklanm, bu bilgiyi ciddiye almakla beraber emin olduktan sonra güvenlik güçleri ve adiliye müracaat etmeyi düşündüğünü, asılsız çıktığı için de bir müracaat yapmadığını, Tape:1378 27.11.2007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; G. KÖMÜRCÜ'nün evinin dinlenmesi ile ilgili olarak "Dün akşam Ankara'dan Ankara emniyetinden benim okurum olduğunu iddia eden hakikaten samimi seninle konuştuğumuz işte o saatten bir saate önce üç kişi geldi çat kapı. Kimliklerini gösterdiler. Dediler ki yani biz size son derece saygı duyuyoruz ve bunu yaparken de şuanda risk altındayız yani duyulduğu an hepimiz mesleğimizden oluruz direk işte daire başkanının talimatı ile salonunuz eviniz sizin olmadığınız zamanlarda girildi cihazlar yerleştirildi aynca evinize bu günlerde bir şey konacak suç unsuru. Söylediler Tamam. Şimdi bu gün tespit yaptmcam evdeki cihazlarla ilgili onlan bekliyorum" dediği ve evine yakın zamanda bir tertip düzenleneceğinden bahisle bu konudaki şikayetini dile getirdiği ve görüşmenin bu konu etrafında devam ettiği ve sona erdiği ile ilgili, Evine gelen üç kişinin kim olduğu, bu kişilerin evine ne amaçla geldiği, psikopat diye bahsettiği kişinin kim olduğu, bu şahsın kendisini niye dinlettirdiği, kendisinin hangi konuda soğukkanlı davrandığı ve evinde daha sonra dinleme cihazı bulunup bulunmadığı sorulduğunda, yukanda evinin dinlenmesi ile ilgili gelen duyumu anlattığını, Tape:1379 27.11.2007 tarihinde VELİ KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; V.KÜÇÜK'ün "Güler. Müsait misin?" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Efendim canım." Şeklinde cevap verdikten sonra G.KÖMÜRCÜ'nün evinde olduğunu düşündüğü dinle cihazlan ile ilgili olarak "Şimdi söyle eve mi geçeyim hemen." dediği, V. KÜÇÜK'ün "Yok ben şey yapıcam birini getiricem ... buluşturcam. Bir saat sonra bana gelecekler" dediği ve görüşmenin Veli KÜÇÜK isimli şahsın ayarlayacağı kişiyle ilgili randevulaştıklan ve görüşmenin bu şekilde bittiği ile ilgili, Evindeki durumu neden güvenlik güçlerine veya adli mercilere değil de Veli KÜÇÜK'ten yardım istediği ve Veli KÜÇÜK'ün daha sonra evine gelip gelmediği, geldi ise kim veya kimlerle birlikte geldiği sorulduğunda, yukanda evinin dinlenmesi ile ilgili gelen duyumu anlattığını, Tape:1386 28.11.2007 tarihinde Mehmet EYMÜR ile görüşmesinde özetle; M.EYMÜR'ün "Artık VELİ PAŞAYLA haşır neşirmişiniz her gün berabermişiniz." dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Bişey istedim ondan sağolsun Allah razı olsun adamcağız sahip çıktı" dediği, M.EYMÜR'ün "Araştırmalar yapıyormuşunuz" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Eve baktırdı eve. Yani evdeki dinleme olup olmadığına baktı" dediği ve M.EYMÜR'e bunu nereden duyduğunu sorduğu, Mehmet EYMÜR'ün buna cevap vermekten kaçındığı, daha sonraki konuşmalarda piyasada bulunan dinleme cihazlanndan bahsettikleri ve gidecekleri bir sergiden konuştuktan sonra görüşmenin sona erdiği ile ilgili, Mehmet EYMÜR ile ne gibi bir ilişkisinin olduğu, Veli KÜÇÜK ile hergün birlikte olmasının sebebi, Veli KÜÇÜK ile Mehmet EYMÜR arasında ne gibi bir ilişki olduğu, Neden Mehmet EYMÜR ile telefonda değil de yüz yüze anlatmak istediği konu sorulduğunda, yukanda evinin dinlenmesi ile ilgili gelen duyumu anlattığını, Mehmet EYMÜR'ün kendisinin eski bir aile dostu olduğunu, Amerika da yaşadığı dönemde kendisi ile komşuluk yaptığını, Veli KÜÇÜK ve ailesi ile hergün birlikte olmadığını, kendisini yılda birkaçkez gördüğünü, Mehmet EYMÜR'ün bu konuda bir mptff.aptığmı,

L-9

A

s.

Tape :1395 28.11.2007 tarihinde Veli KAÇÜK ile görüşmesinde özetle; V.KÜÇÜK'ün "Bi sıkıntı olmadı de mi?" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Yok çok teşekkür ederim bin kere teşekkür ederim..." dediği ile ilgili, Veli KÜÇÜK'e hangi konuda teşekkür ettiği sorulduğunda, evindeki yapılan incelemedeki özel şirketi bulduğu için teşekkür ettiğini, Tape :1323 06.12.2007 tarihinde Tuncer KILINÇ ile görüşmesinde özetle; T.KILIÇ'm "Evet Güler hanım şimdi bu cumhurbaşkanı şeye giderken bir şeyler konuştu biliyorsunuz işte birilerini suçlamak babında mıydı neydi bilemiyorum hani çarşaf marşaf hikayesi" "YÖK le ilgili" "Şimdi tabi sormak gerekiyor bu servisi yapan efendim cezalandırıldı mı cezalandırılmadı mı YÖk diyor ku tabi YÖKte böyle bir şey olması mümkün değil ondan sonra cumhurbaşkanı ne tedbir almış hukuk devletiysek biz yoksa acaba bu servisi yapan tercih edilsin diye mi yaptı çünkü bunların sağlık bakanları da o şekilde geldi şeye göreve bunu kaleme alabilirsiniz gibi geliyor bana" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "tabi tabi çok güzel işaretiniz kesinlikle çok haklısınız" dediği, T.KILIÇ'm "Evet yani acaba tercih sebebi olsun diye mi yaptılar çünkü dediğim gibi bunların sağlık bakanları aynen çarşaflı bir hanımdı geldi efendim sonra çarşafını çıkardı bilmem türbana büründü falan filan" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Sağlık bakanının eşi mi efemdim" dediği, T.KILIÇ'm "Evet evet yani bunu kendi camialarında hep söylerler yani hanım şey olana kadar bakan olana kadar kara çarşaflıydı YANİ BU ŞEKİLDE BİR ŞEY BENCE SİZ O KALEMİNİZLE GÜZEL SÜSLERSİNİZ" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "... doğru efendim ben bunu hemen gündeme getiririm ..." "Yani artık gelinen noktada yeni bir psikolojik hareket başlattılar ve bunu sürekli televizyonlardan bu ... sunuyorlar insanlara" dediği ile ilgili, Tuncer KILIÇ'ı ne zamandır tanıdığı, ne gibi bir ilişkisinin olduğu, kaleminiz ile güzel süslersiniz diyerek kendisini yönlendirmesinin sebebi ve gelinen noktanın ne olduğu, kim veya kimlerin psikolojik harekât başlattığı sorulduğunda, kendisinin Milli Güvenlik kurulu eski genel sekreteri olduğunu, bir gazeteci olarak kendisine güncel stratejik değerlendirmelerini sorduğunu, Onun da yorum yaptığını, Tape :1324 06.12.2007 tarihinde Cihan YAVUZ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "bak şimdi sana amerikan kronikol diye bir şeyden bugünkünden bir bilgi gönderiyorum üzerinde ne olduğu yazıyor zaten internet adresi ... bu Amerikan kronikolda beşte yani beş aralıkta çıkan doktor Muhammet bilmem kimin makalesinde Abdullah Gülün frimason olduğunuz yazıyor" dediği, C.YAVUZ' un "mason olduğunuz yazıyor" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "evet al aynen sen hiç kimse bir şey diyemez buradan alıntı yapıp kullanabilirsin" "şu anda gönderdim bir de hotmail miydi" dediği ile ilgili, Cihan YAVUZ'un kim olduğu, ne gibi bir ilişkilerinin olduğu ve Cumhurbaşkanı Abdullah GÜL ile ilgili çıkan haberi kendisinin yazmayıp da Cihan YAVUZ'a yazdırmasının sebebi sorulduğunda, kendisinin müzik dinlemeyi çok sevdiği için uzun süredir tanıdığı bir dostundan müzik CD si koleksiyonu istediğini, adı da İstanbul Sarkılan olduğunu, Tape :1327 09.12.2007 tarihinde Erol............ ile görüşmesinde özetle; Bir süre, gündemde olan araç yakma gibi provokasyonlardan bahsettikten sonra, G.KÖMÜRCÜ'nün bir iş adamının çiftlik evinde verdiği, elli, ellibeş kişilik davete katıldığından bahsettiği, orada ".. ..yanıma geldiler işadamları şey işte bir tanesi geldi işte ben sizi şefkatle ve saygıyla okuyorum şefkatle okumak jjeffe" yaıfjay bilmem kim Çorluda sizinkiler beni pek seviyor" "Ondan sonra neyse/ojr sürü ışrfaajhı vardı böyle tek sıra

~ /yâ^^Şt fB

halinde onlarla müthiş popilerdim yanıma gelip resim çektirdiler VE BOMBA BAŞHEKİM VARDI BİLİYOR MUSUN" "DOĞU PERİNÇEK" dediği, EROL..................'un "... vakit kaybediyorsunuz böyle toplantılarda Güler hanını" dediği, ilerleyen görüşmesinde EROL'un "Avrupa'da bu Nurettin Demirtaş'ın bir takım demeçleri var, şu anda İstanbul karıştı ama Yüksekova'dan insan Yüksekova'dan da adımızı listelere karıştırmayalım diye serzeniş" "... sonra Gazi mahallesi Kağıthane ve Okmeydanı'nda KARŞI TEDBİR ALMAYI DÜŞÜNÜYORUM" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "E peki nasıl yani" dediği, Erol'un "Onu daha sonra konuşuruz" dediği ile ilgili, Doğu PERİNÇEK' ten başhekim diye bahsetmesinin sebebi, Erol'un bu şekilde toplantılarla vakit kaybediyorsunuz demesinin sebebi, Erol'un Kağıthane, Gazi mahallesi ve Okmeydanında karşı tedbir almak istemesinin sebebi ve kimlere karşı tedbir almayı düşündükleri sorulduğunda, Erol'un yurt dışında yaşayan arkadaşı ve bir inşaat şirketinde yöneticisi olduğunu, hafta sonu yaptığı bir seyahate dair arkadaşı Erol ile değerlendirme yaptığını, Başhekim diye bahsetmediğini, başka kim diye dediğini sandığını, telefonu dinleyen arkadaşların yanlış çevirmiş olabileceğini, İş adamı ve tekstilci İbrahim BENLİ Çatalca daki evinde bir grup siyasi akademisyen sanatçıya verdiği yemek daveti olduğunu, kendisinin de orada bulunduğunu, bu davet de Doğu PERİNÇEK' in de olduğunu, bu yemek daveti üzerine arkadaşıyla genel bir sohbet yaptıklannı, bu sohbetin herhangi bir haber değeri olmadığını, özel bir sohbet olduğunu, Tape :1328 09.12.2007 tarihinde Murat ............ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "Çatalca'da İbrahim Benli diye bir işadamı var onun bir atmış yetmiş kişi vardı" diyerek İbrahim BENLİ isimli şahsın Çatacadaki bir çiftlikte yaptığı toplantıya katıldığını, MURAT'm "Neyse anladım yine adamakıllı bir adamın çiftliğine gitmişsiniz ya başka çiftliğe gitseydiniz yazacaktım valla" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "...BİR SÜRÜ İŞADAMI VARDI SAVCI VARDI EMNİYET MÜDÜRÜ VARDI DOĞU PERİNÇEK DE VARDI" dediği, MURAT'm anlaşılamayan bir konuyla ilgili ".... gitmedin değil mi" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Git lan manyak onların çiftilkleri de mi oralarda" dediği, MURAT'm "Gürpınar'da" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "Bak senden daha iyi kim bilecek işte bak nasıl biliyorsun sen nasıl biliyorsun onları" dediği, MURAT'm "Çatalca bölgesi YÜZDE DOKSANI İMALATHANEDİR onun için çiftiklere dikkat edin yani" dediği, ilerleyen konuşmasında, G.KÖMÜRCÜ'nün Kuzey Irakla ilgili yazdığı haberlerin aynen çıktığından bahsettikleri ile ilgili, İbrahim BENLİ'nin kim olduğu, ne gibi bir ilişkilerinin olduğu, İbrahim BENLİ'nin çiftliğinde yapılan toplantının konusunun ne olduğu, bu toplantıya katılanların kimler olduğu, Murat'ın Çatalca bölgesinin %90'nın imalathanedir onun için çiftliklere dikkat demesindeki kasıt, Kuzey Iraktaki gelişmeleri nereden ve ne şekilde öğrendiği ve Murat'ın boşunamı yetiştirildik diye neyi ima ettiği sorulduğunda, Görüşmeyi yaptığı kişinin yukarı da da bahsettiği Demokrat partinin o tarihte vitrininde olan genç bir iş adamı olduğunu, yukarıda bahsettiği toplantı ile ilgili aynı zamanda arkadaşı olan Murat ile güncel bir sohbet yaptığını, imalathane benzetmesini yapan Murat olduğunu, sorunun muhatabının da Murat KOÇAK olduğunu, Tape :1399 09.12.2007 tarihinde Erol ............... ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Bak ne söylicem sana şimdi şimdi ne oluyor biliyor musun seninkilerin hepsi benden anormal bir şekilde şüphe^diyoflar konuşurken" dediği, EROL' un "Seninkiler derken" dediği, G.KÖMjÜRCÜ' hjjii "Arkadaşların hani

n/*

O

bahsetmiştim ya Serdar falan dahil olmak üzere yani adını bilmiyorum Serdar olarak biliyorum neyse öyle kalsın veya ne biliyim işte" "Yani benim kimseyle sorunum yok ve böyle olunca da şöyle Güler ne yapıcak Güler bize sızıyor mu Güler bişey mi öğrenmek istiyor ee işte Güler ne yapıyor hayatta en nefret ettiğim şey bu ben hiç bişey yapmıyorum tamamen duygusal davranıyorum umurumda da değil yani böyle bakıcak olursan ee konuşup konuşmamak falan görüşmemek ben tamamen duygusal yapıyorum bunları ve inan o kadar yoruldum ki çok vallahi kendimi ikide bir anlatcam ben casus değilim ben kimse için çalışmıyorum kimseye haber götürmüyorum gazeteci değilim ya normal insani konuşuyorum sürekli ama bişey tamam mı ve bişey daha sezdim ee Mehmet'le hepsi görüşüyorlar" dediği, EROL' un "Mehmet'le yok imkanı yok mümkün değil" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Güler bizi sızıcak Güler size sızmıcak siz bana sızma yapıyorsunuz yiyor gözüküyoruz Kezban gözüküyoruz 8 aydır bişey yokmuş gibi davranıyoruz 8 aydır konuyu çözmeye çalışıyoruz tamam tamamladık çemberi gördük neyin ne olduğunu" "Tabi çünkü kendi kendilerine karar alamıyorlar ortada bir iki tanede abi olduğu için herşeyi abilerede anlatıyorlar ve ben bu arada rakı sofrasında meze olmuş durumda ee bir değerlen bir üst kurula girmiş durumdayım" "... ben 8 aydır peşinde olduğum bi konuyu aa bir hafta önce tamamladım 8 gün önce çemberin hepsini tamamladım ve benim için önemli olan bütün cevaplar alındı bitti" "Ekip ekip olarak şizofren masa olarak şizofren karar verdim" "... 8-9 aydır Güler 'dim kimseye ötmem ve hiç bişey yokmuş gibi davranmam gerekiyordu şimdi artık Güler Kömürcü'yüm" "Yani önce insan olarak doğdum yaklaşık olarak ta 30 yaşma kadar gazeteci 28-27 yaşma kadar gazeteci değildim şuanda da ülkeme gazetecilik aracılığıyla faydalı oluyorum yarm öğretmenlik yapmam gerekiyorsa öğretmenlik yaparım" dediği ile ilgili, Erol'un kim olduğu, ne gibi bir ilişkisinin olduğu, seninkilerin hepsi benden şüphe ediyor derken kimleri kastettiği, neden kendisinden şüphe edildiği, Mehmet'in kim olduğu, kimlerle ne amaçla görüştüğü, 8 ay süre ile tamamladıkları çemberin ne olduğu, neden 8 ay uğraştıkları, hangi kurulda iken bir üst kurula terfi ettiği, terfi ettiği kurulda kim veya kimlerin olduğu ve 8-9 aydır kimseye ötmeme durumunda olmamasının sebebi, şimdiki durumundan sonra nelerin değiştiği sorulduğunda, Erol'un yurt dışında yaşayan inşaat firmasmdaki yönetici arkadaşı olduğunu, yukarıdaki diyoloğlarda kast edilen Erol'un çalıştığı inşaat firması ve kendilerinin arkadaş grubunu ait özel sohbetler içerdiğini, hiçbir siyasi veya sakıncalı bir içeriği olmadığını, Tape :1402 20.12.2007 tarihinde Erol...............ile görüşmesinde özetle; Bir süre sohbet edip bayramlaştıktan sonra, G.KÖMÜRCÜ'nün "Orda bayram yok değil mi" dediği, EROL'un da "Burda bayram yok millet yatıyor biz çalışıyoruz" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün halen çalışıp çalışmadığını sorduğu, Erol'un da istirahat verdim çekildim diyerek "Üç saat ilerdeyiz sizden" dediği (yurt dışında olabilir), G.KÖMÜRCÜ'nün "kuşçu Eşref le ilgili yazı yazdığını, okuyup okumadığını sorduğu, Erol'un da okumadığını söylediği, G.KÖMÜRCÜ' nün kendisine gelen bir mesajdan bahsederek "Şimdi okursun Üşüyoruz Eşref Bey diye ondan sonra şey geldi Eşref çete Eşref Atatürk düşmanı Eşref çete aslında Derin Devlet niye bunu övüyosunuz" ".... ikinci yazıyıda yazdım ikinci yazı ben inadına yine övdüm işte çete derin devlet bilmem ne yeraltı sonra şöyle bir mesaj geldi" "....mesaj aynen şöyle, Sevgili Kardeşim Güler uzun süredir işsizliğinden dolayı duydun mu..Uzun süredir işsizliğinden dolayı sırtına yük olan Eşrefini Borusana soktuk hadi sana geçmiş olsun" "MEHMETTEN (Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olabilir) BAHSEDİYO Eşrefi Derin De Çete olarak kabul eden Mehmetide kimden bahsedicek..." dediği, EROL'un "... şimdi Mehmetle ilgili bi gelişmemi var" "...bunu küfür olarak mı at..." dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "KüM kurüf;-ediyo bana" "Memet yani farkındayız uzun süredir işsiz olan oda hani Eşrelygibi'zamâlııfi^Ğşrefi küfrediyo bana ya"

"... konuyu bilen birisi yani şey resmi kurumsal bişey herhalde yani ne biliyim ben bilmiyorumki" "...Ama bak şu DEMEK YALNIZ UZUN SÜREDİR İŞSİZLİĞİNDEN DOLAYI SANA YÜK OLAN NE DEMEK BİZ HERŞEYİN FARKINDAYIZ OSANA YÜK OLDU YANİ O SANA ASLINDA SIZDI O SANA SENİ ASLINDA KULLANDI DEMEK YA BORUSANA GEÇMİŞ OLSUN NE DEMEK ARGOSU BUNU SANA GEÇTİ DİYOR" dediği ile ilgili, Kuşçubaşı Eşref ile ilgili hangi konularda yazı yazdığı, bunun ile ilgili yazıları ne amaçla yazdığı sorulduğunda; Kuşçu başı Eşref Atatürk'ün çalışma arkadaşı kurtuluş savaşının kahramanlarmdandır. Bu kahraman üzerinden güncel siyasi konulara dair görüş alış verişi yapmaktayız. Kendisine bu konuda kimlerin mesaj gönderdiği, Kuşçubaşı Eşrefin Mehmet diye tanımlanmasının sebebinin ne olduğu ve Mehmet'in kendisine ne şekilde yük olduğu veya hangi konuda kendisine sızma yaptığı sorulduğunda, Bir okurunun kendisine gönderdiği hakaret dolu e-maili kendisine gönderdiğini, kendisini rahatsız eden bu tuhaf maille ilgili fikrini sorduğunu, Kendisine gönderilen bu mesajdaki hedeflenenin Mehmetçiklerin yani erlerin askerlerin mi olduğunu söylediğini, hedefi anlayamadığı için arkadaşından yorumunu istediğini, Tape :1331 20.12.2007 tarihinde İbrahim BENLİ ile görüşmesinde özetle; Bir süre bayramlaştıktan sonra, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Aynı şekilde aynı şekilde ben de bayramını kutluyorum... çok selam bir de İbrahim o günkü hani tanışmıştık Berk yarbay Berk" dediği, İbrahim BENLİ'nin "EVET SAVCI YARBAY" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Adı neydi Bahattin yok neydi adı" dediği, İbrahim BENLİ nin "Şimdi o yarbayımız bir başka dostun vasıtasıyla" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Selam söyle" dediği görüşme ile ilgili, İbrahim BENLİ'nin çiftliğine gelen bahadır berk'i sormasının sebebi ve Bahadır BERK'in davete kimin aracılığı ile geldiği sorulduğunda; İbrahim BENLİ' nin davetinde tanıştığı bir konuk olduğunu, İbrahim BENLİ'ye konuğu hakkında detay bilgi sorduğunu, Tape : 1333/1334 22.12.2007 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Alo ben 34 BK 3360 plakalı bir arabayla beraber gidiyorum şu anda" "İstanbul 34 BK 3360 plakalı bir arabayla beraber 3360 BK onunla beraber gidiyorum şu anda tamam" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Karşı tarafın arabası o"dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Ben şu anda Caddebostan'dayım eve gidince arayacağım seni hayatım" dediği, 00.22 sıralarındaki görüşmede, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu BK 33601a köprü yoluna beraber girdik" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Ya tamam anladım yeter devam et" dediği görüşmelerle ilgili, 34 BK 3360 plakalı aracın kime ait olduğu, bu araç ile gittiğini Zekeriya ÖZTÜRK'e bildirmesinin sebebi, bu oto ile yoluna devam ederken Zekeriya ÖZTÜRK'e bilgi vermesinin sebebi ye Zekeriya ÖZTÜRK'ün bu durumu bildirmesine neden sinirlendiği ve devam etmesi gerektiğini söylediği sorulduğunda, Zekeriya ÖZTÜRK'ü Maltepe'ye annesinin evine bıraktığını, kendi evine dönerken kendisine sorulan oto tarafından takip edildiğini fark ettiğini, bu rahatsızlığını arkadaşına bildirdiğini, Tape :1403 22.12.2007 tarihinde Erol ,............. ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "...geçen hafta sana söyledim sanıyorum bunu evet senle o gün akşam konuşmuştuk bu DOĞU PERİNÇEK'İN ŞEYLERİNDEN SPONSORLARINDAN bir iş

adamı Çatalca'da evinde davet verdi söyledim mi sana" ".. .orda bi tane birisi geldi yanıma işte ben sizi şeyle okuyorum şevkatle okuyorum diye" ..Yarbay Savcı Yarbay" "Bahadır Berk diye birisi" ".. dünde mesaj atmış sizi yakından tanımak istiyorum falan diye ben tabi memnuniyetle kardeşim falan yaptım" dediği, EROL'un "Kolordu var Çorluda" "Orda normal... Askeri Mahkemede var" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "... bugün görüşücem öğlen sonuda yani şenlen biraz ön bilgi alayım neyin nesi diye" dediği, EROL'un "Yani Harp okulu mezunu olupta sonradan dışarıdan ... hukuku bitirmiş olabilir" "Mesafeli ol da bir de araştır bakalım" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "... daha çağırmadım ki daha randevu vermedim önce araştırmadan randevu verir miyim" "Önce bi soriyim Ankaraya da tabi öyle biri vardır adını kullanıyordur ben onu nasıl emin olucam önada bir yöntem öğret" dediği, Erol'un "Görüştükten sonra emin olduktan sonra bile maksadı önemli öncelikli maksadını tespit etmeye çalış" dediği görüşme ile ilgili, Doğu PERİNÇEK'in sponsorluğunu yapan şahsın kim olduğu, hangi konuda Doğu PERİNÇEK'e sponsor olduğu, yemekli toplantı bulunan Savcı Yarbay Bahadır BERK'i Erol'a sormasının sebebi ve Erol'un Bahadır BERK'e mesafeli olmasını ve Bahadır'ı araştırmasını istemesinin sebebi sorulduğunda, İbrahim BENLİ' nin davetine gittiğinde tanışmış olduğu Bahadır BERK ile ilgili bazı davranışlarından dolayı oluşan merakını arkadaşıyla paylaştığını, Tape :1404 22.12.007 tarihinde Recep Rıfkı DURUSOY ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Özür dilerim tekrar özür bin kere, ya bişi sorcam, şimdi geçen sana söylemişmiydim, bu Doğu PERİNÇEK in hani sponsoru bi davet vardı, orda bi Yarbay Savcıyla tanıştım" dediği, R.R.DURUSOY' un "Yes" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Askeri savcı Bahadır BERK, adam şimdi üç gündür bana sürekli mesaj atıyor bi görüşelim, bi görüşmemiz lazım falan diye, şimdi adamla bugün öğleden sonra görüşecem de öğlen falan gibi fakat bişeyden huylandım, yani biraz bana bişeyler anormal geldi" dediği ile ilgili, Bahadır BERK'i Recep Rıfkı DURUSOY'dan araştırmasının sebebi ve Bahadır BERK'ten hangi konuda huylandığı sorulduğunda, Emekli paşa Recep Rıfkı beye Bahadır BERK' e görev yaptığı Çorlu daki santrale nasıl ulaşacağını sorduğunu, Recep Rıfkı DURUSOY' un 118 kaydından alıp arayabileceğini söylediğini, kendisinin de daha sonra tavsiye ettiği yöntem ile Bahadır BERK' e ulaştığını, bu konu tamamen gazeteciliğinin dışında hiçbir haber konusu teşkil etmediğini, arkadaş çevresiyle ilgili bir detay olduğunu, Tape :1335 22.12.2007 tarihinde Bahadır BERK ile görüşmesinde özetle; B.BERK'in "... Günaydın efendim ben Bahadır yarbay nasılsınız" "..kısa zamanda görüşmemiz lazım .. ELİMDE ÇOK MÜTHİŞ BİR HABER VAR SİZİN İLGİLENECEĞİNİZİ DÜŞÜNÜYORUM" "Son bir yıldır hem askeri hakimler hem sivil hakim savcılar üzerinde Avrupa birliği adı altında Avrupa birliğinin yardım fonları adı altında korkunç bir baskı var hep es geçiliyor mesela arkadaşlarım katıldı insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda seminerler veriliyor ..." "Evet İngiliz büyük elçiliğiyle ...Türkiye Cumhuriyeti adalet bakanlığının sponsorluğunda bakın üstünü bir daha vurguluyorum" "BÜYÜK ELÇİLİK İLE ...BAĞIMSIZ BİR DEVLETİN BAKANLIĞININ BERABER SPONSORLUĞUNDA YANİ YOKSA İNGİLİZ HÜKÜMETİ DEĞİL BÜYÜK ELÇİLİK KOCAMAN KOCAMAN BROŞÖRLER BASILIYOR BİR DE HAKİMLER SIRAYLA BİRER HAFTA İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA İKİ TANE ÜÇ TANE İNGİLİZ AJANI TARAFINDAN BİLGİLENDİRMEK ÜZERE İSTANBULDAN NOV OTELE DAVET EDİLİYORLAR SİZİN BU KONUDA MUHTEMELEN BİLGİNİZ YOKTUR İLK DEFA duyduğunuza eminim" "... ORAYA KATJLAN ARKADAŞLARIMDAN ALDIĞIM BİLGİLER İNANILMAZ BOYüriA... vjjfoi İN TARTIŞMASINI



1040LJT »

GEÇMİŞLER, ARTIK ABDULLAH ÖCALANIN ASILMAYIP NEREDE BESLENECEĞİ KONUSUNA KADAR GİTMİŞLER" "... Zorunlu tabi bakanlık görevlendiriyor" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün de bunu haber yapacağını söylediği, B. BERK'in, 27 Aralık ta Dumlupmar Üniversitesinde Azeri kökenli Profesör Aygün ATTAR'm geleceğinden bahsettiği ile ilgili, Bahadır BERK'in özellikle elindeki haberi kendisine vermesinin sebebi sorulduğunda, Hollanda ve İngiltereden bazı diplomatlar Türkiye de Hakim ve savcılara brifing vermeleri ile ilgili rahatsızlıklanm dile getirdiğini, bu konuda detaylı bilgi aktaracağını söylediğini, Tape :1407 22.12.2007 tarihinde Erol .......... ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ'nün "...telefonla konuştum şey adamcağız haber veriyor önemli bir haber insanları avukatları savcıları on beş günlük zorunlu kursa sokup İngiliz Büyükelçiliği tarafından gelen işte bilmem ne AB ile ilgili bilgilendiriyolarmış mecburi işte" "Yani federasyondu yok oydu yok buydu gibi falan böyle yani tamamen Türkiyenin dokusuna ters bir kursa tabi tutuyolarmış ve İngiliz Büyükelçisi" "..Güler diyo nolur bunu yazar mısınız Güler Hanım benim adımı vermeden tabi diyo telefonla konuştum yüz yüze görüşmedim" "evet düşünebiliyomusun artık ne hale geldik hakimlerimize savcılarımıza İngiliz Büyükelçiliğinden şey yapıyolar bilgilendiriyolar" dediği ile ilgili, Hangi konuda haber verdiği, bu konuda neden kendisine haber verildiği sorulduğunda, yine yukarıdaki konu ile ilgili arkadaşı ile görüştüğünü, haber konusu yada gazetecilik değeri olmayan bir konu olduğunu, Tape :1336 26.12.2007 tarihinde Yaşar KARAGÖZ ile görüşmesinde özetle; Y.KARAGÖZ'ün "Ben emekli Tümgeneral Yaşar Karagöz efendim" "... PSİKOLOJİK HAREKÂTI SİZ ÜSTLENDİNİZ bunlar hani MGK'yı tarumar ettiler Psikolojik harekâtı da derin devlet zannettikleri için orayı da kaldırıp bütün o uzmanları dağıttılar ortada işte kimse kalmayınca Allaha bin şükür ki sizler üstlendiniz ağzınıza sağlık ne diyeyim yani bunlar da hiç merak etmeyin bunlarda kısa bir zaman sonra inşallah Türkiye Cumhuriyetinin gücünü anlayacaklar Amerikalılar bile anlamaya başladılar ama o içerdeki iş birlikçisi efendim satılık adamlar anlamıyor bizim duygularımızı da ifade ediyorsunuz çok teşekkür ediyorum" "Ben Edip paşanın yardımcısıydım" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "Biliyorum efendim ... konuştuk" dediği, Y. KARAGÖZ'ün "... MGK daki bu toplumla ilişkiler başkanlığı yaptım Tunceli güvenlik komutanlığı yaptım yani her olayın içindeyim içinde olmaya da devam ediyorum" "Elimden gelen bir şey olursa çok büyük memnuniyetle" dediği ile ilgili, Hangi konuda kim veya kimlere karşı psikojik harekatı üstlendikleri, psikolojik harekatı kimlerin adına üstlendikleri sorulduğunda, Yaşar KARAGÖZ' ün Amerika Türkiye arasında kurulan Terörle Mücadele Koordinasyon kurulunun başkan yardımcısı olduğunu, kendisinin yazılarıyla ilgili takdirlerini dile getirdiğini, Tape :1337 27.12.2007 tarihinde Hikmet ........... ile görüşmesinde özetle; HİKMET'in "Şimdi geçen hafta Sabahattin Önkibar yazdı bugün sen yazdın Önkibar şeye söyle İlker Türkmene MİTe Mitle ilgili dizide söylediğine şey yapıyor nedir MİT şeyi düşmanlığı herhalde diyor babasınm Yassıadada MİT müsteşarı olarak CİA ile işbirliği yapmaktan yargılandığını hatırladı filan diye şey yapıyor bugün de sen yazdm bunlar değiştirmek mi istiyorlar bunu" dediği, G.KÖMÜRCÜ'nün "... tabi görmüyor musun ya da herhalde bir şeye zorluyorlar yani kadro değişimi" "O çucuk da baksana dikkat et Ferhat bilmem kime Fetoşun işte işi kalem|e1f|*ben Âjnerika'dayken yani 2003 yılı falan mıydı acaba 2002 de olabilir patkır bu ejnıg ziyarete^ldi bu ondan sonra işte // *

n

1041

N

y^^ı

iki üç gün kaldı Eymür'de sonra Eymür'de kalmadı da Eymür'le Eymür'ü ziyaret etti Eymür'le oldu ondan sonra gittikten sonra bir sene sonra Eymüre bindirdi yani o Fetoşiye kalemlerindendir" "Ferhat Ünlü" dediği, Sabah gazetesinde çıkan haberlerden, MİT in kadrosunun değiştirilmesi için çalışma yapıldığı şeklinde siyasi gündemi değerlendirdikleri, ilerleyen konuşmalarda Doğu PERİNÇEK ten bahsettikleri, ayrıca Koray AYDIN'ın BAHÇELİ ye karşı MHP de adaylığa hazırlandığından bahsettikleri, konuşmanın devamında G.KÖMÜRCÜ'nün "en iyi dostum kim biliyormusun" diyerek iş adamı İbrahim BENLİ olduğunu söylediği, HİKMET'in de İbrahim BENLİ nin kim olduğunu sorması üzerine, G. KÖMÜRCÜ'nün "Sizin adamınız a a bismillah işadamı yok mu hani" dediği, bu şahsın evinde verdiği davetten bahsederek "...geçen iki hafta önce evinde yemek davet verdi" "...içeride bir sürü işçi partili Doğu bey bir şey söylüyor eşi falan da var işte ne bileyim Kemal Alemdaroğlu şey işte Fikret ne hoca Ercan hoca ondan sonra Yaşar Hacısalihoğlu eşleri falan böyle kalabalık bir işçi partili gruplar işte piyano çalıyorlar arya söylüyorlar ben de içeride nasıl... biliyorlar bilior musun beni görmen gerekiyordu" diyerek toplantıdan bahsettiği, HİKMET'in de "Şimdi genel başkan Ankara'da bugün birazdan yola çıkar" "...Ufuk Söylemez geldi bir sohbet ettiler şey bunlar Ufuk Söylemez Mehmet Haberal bir kişi daha şimdi aklıma gelmiyor Hasan Ünal fîlnan yani bu ekip Kamuran İnan ha pardon Kamuran İnan" "... Ufuk Söylemez bir şey yapıyorlar yani ulusalcı akil adamları bir araya getirme toplantısı gibi bir şey" dediği ile ilgili, Hikmet'in kim olduğu, ne gibi bir ilişkilerinin olduğu, kadro değişimine zorlayanların kimler olduğu, Ferhat ÜNLÜ'nün kim olduğu, ne gibi bir ilişkilerinin olduğu, Doğu PERİNÇEK'in hangi dönemdeki mücadelesini görmek zorunda olduğu, Doğu PERİNÇEK'in şu anda hangi mücadele de yer aldığı, Koray AYDIN beraat ettikten sonra yeniçağ'ın devamlı kendisinin propagandasmı yapmak istemesinin sebebi, Koray AYDIN ile Veli KÜÇÜK arasında herhangi bir ilişki olup olmadığı, var ise ne gibi bir ilişkisinin olduğu, Veli KÜÇÜK'ün yeniçağ gazetesi ile resmi veya gayri resmi ilişkisinin olup olmadığı, İbrahim BENLİ için Hikmet'e sizin adamınız demesindeki kasıt ve buralarda yapılan toplantıların amacının ne olduğu sorulduğunda; Hikmet'in Aydınlık dergisinin yönetici kadrosunda görev yaptığını, iki gazeteci olarak güncel konulan değerlendirdiklerini, Tape :1338 28.12.007 tarihinde İbrahim..............ile görüşmesinde özetle; Bir süre Pakistan da Buttonun öldürülmesi konusuyla ilgili konuştukları, ilerleyen konuşmada G.KÖMÜRCÜ'nün "...garip bir şey hissediyorum biliyor musun Ermenilerde tuhaf bir hareketlenme var Türkiye'deki Kripto Ermenilerde gizli Ermenilerde" diyerek Türkiyedeki gizli Ermenilerin yönetimi ele geçirmeye çalıştığından bahsettiği, Faruk SÜREN'in de Kripto Ermeni olduğu, bunun gibi bir çok iş adamı ve şahsın bulunduğunu anlattığı, G.KÖMÜRCÜ'nün "... ben kime yazı yazıyorum benim yazımı Güruh anlar mı" ".. sana uyan diyorum bende zaten sen Güruhu boş ver" "SANA NE HALKTAN YA ÇOK AFFEDERSİN YANİ BU İŞÇİ PARTİSİ OLABİLİRSİNİZ AMA HALK BENİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR %5 BENİ İLGİLENDİRİYOR" "%5 uyansın işte uyanması gereken SEN BEN O DÜN AKŞAM" "konuşan arkadaşın boş ver sen Güruh'u sen Güruh le ne olmuş hiç önemli değil sen önemli yerdesin ben önemli yerdeyim arkadaşın önemli yerde akıl olarak ruh olarak cesaretli olarak bizler farklıyız bizim Organize olmamız lazım sen Güruhu boş ver" dediği, İBRAHİM'in "Nasıl organize olacağız" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün de teknolojik imkanları kullanmaktan bahsederek "..türbanı serbest bırakamıycak KRİPTO ERMENİ'SİNE KRİPTO YAHUDİSİ TÜRKİYE Yİ TEMSİL EDEMİYCEK FETHULLApp^ DÖNÜŞTÜREMİYCEK PEKİ NASIL YAPACAĞIM BEN SEN O ŞİMpfpUKJJS^^ İÇERİSİNDE SENİN BENİM GİBİ DÜŞÜNEN YOK MU YÜZLEjfSE HAKÎMAVCI VAR POLİSİN

İÇERİSİNDE SENİN BENİM GİBİ DÜŞÜNEN YOK MU YÜZLERCE VAR" "Böyle demorilize bırak halk uyansın HALKTAN BANA NE BEN HALK'A YAZI YAZMIYORUM Kİ SİZE YAZI YAZIYORUM BEN" dediği, İBRAHİM'in "Öncü öncü tabi ki yani hiç bir devrim deyin öncüsüz olmaz" dediği, G. KÖMÜRCÜ'nün "işte onu demek istiyorum bu kadar" "Aynı aynı öncü bu sefer %3 ,%5 olacak" "Tek kişi değil öncü bu sefer öncü bu sefer 10 bin kişi 20 bin kişi olacak bukadar" "Odan sonra halkı dönüştürürüz biz ama şu 10 bin kişi yan yana gelemiyoruz 10 bin kişi arasında" "Sen çok etkili bir adamsın hem de çok güzel ruhu olan bir adamsın" dediği ile ilgili, Kripto Ermeniler derken kimleri kastettiği, bu şahısların ne gibi hareketlenmeler içersinde olduğu, kendi misyonun ne olduğu, misyonunu kim veya kimler tarafından ne şekilde belirlendiği, yazdığı yazıları kim veya kimlere yazdığı, bu ülkenin vatandaşının kendisini ilgilendirmeyip %5 lik kısmının ilgilendirmesinin sebebi, kendisinin gazeteci olarak kamu görevi yaptığı, bu nedenle kamu görevini yerine getiren bir kişi olarak türkiye cumhuriyeti vatandaşlarını küçümsemesinin sebebi, bu ülkeyi sadece kendisinin de içinde bulunduğu %5 lik kısmının mı yönetebileceğini düşünmesinin sebebi, sen önemli yerdesin ben önemli yerdeyim arkadaşın önemli yerde akıl olarak ruh olarak cesaretli olarak bizler farklıyız bizim organize olmamız lazım demesinin sebebi, bu şekilde hareket etmelerinin sebebi ülkeyi bölüp parçalamak ve bu şekilde nemalanma düşünce olup olmadıkları, kripto Ermeni'sine kripto yahudisi Türkiye yi temsil edemeyecek Fethullahçı ya dönüştüremeyecek peki nasıl yapacağım ben sen o şimdi hukuğun içerisinde senin benim gibi düşünen yok mu yüzlerce hakim savcı var polisin içerisinde senin benim gibi düşünen yok mu yüzlerce var derken kimleri kastettiği, demokratik ülkeleri, o ülkenin seçtiği insanlar tarafından yönetildiği bilinmektedir, kendisinin bu şekilde bir oluşum içersine girerek ülkenin demokratik ortamını yıkamaya çalıştıkları değerlendirilmektedir, halktan bana ne ben halk'a yazı yazmıyorum ki size yazı yazıyorum ben diyerek bu durumu açıkça ortaya koyduğunuz görülmektedir, bu yapılanmayı açıklaması, kastettiği 10 bin kişilik grubu kayıt etmek istemelerinin sebebi ve İbrahim'in nerelerde etkinliği olduğu sorulduğunda, İbrahim'in AKP eski Afyon milletvekili olduğunu, kendisinin siyasi tecrübelerinden yararlanmak için güncel konularla ilgili görüş alış verişi yaptığını, Tuncay ÖZKAN'ın Kanal Türk kanalının tamamı şeyki derken neyi kastettikleri sorulduğunda, İbrahim'in bu konuda ne demek istediğini anlamadığını, ancak özel manada söylendiğini tahmin etmediğini, Tape :1339 28.12.007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Şimdi olağan üstü güzel ve şimdi sana bir düğmeye basıyoruz şuandan itibaren nokta operasyona başlıyoruz o da şu bundan sonra ki bütün konuşmalarımızda Güruh bizi ilgilendirmiyor ama Güruh bizi ilgilendirmiyor demiyoruz diyoruz ki" dediği, T.ÇÖMEZ' in "Ben sana hemen döneyim mi" dediği ile ilgili, Hangi konuda kimlerle birlik de düğmeye bastıkları ve operasyonlara başlıyoruz demesindeki kasıt sorulduğunda; İbrahim'in bahsettiği sivil bir hareket yada geniş katılımlı bir panel veya konferanstan bahsettiğini, bu konunun detaylan ile ilgili konuştuklarını, Tape :1417 08.01.2008 tarihinde S.S.ALTINOK (Serdar) ile görüşmesinde özetle; SERDAR'ın "Dünde Mecliste böyle sordular bana sen Amerikaya kaç sefer gittin falan diye ben Iraktan başka bir yere gitmedim" ^."JŞe^, sapalım Biz böyle gariban yaşıyoruz gidemiyoruz" dediği, G.KÖMÜRCÜ^^îun ^2pfttiğine eminimde niye söylemiyorsun bunu anlamadım hı" dediği, SERjp%RTın "Ben Jj|g£% gün önceki bi yazınız /^\

y^

10431-W İC

v

)_*

vardı bir okurunuzun mu daha doğrusu mailiymiş galiba o" "Tayyiple ilgili o çok güzel bir yazıydı gerçekten" dediği ile ilgili, Serdar'a mecliste Amerika'ya kaç kere gittiğini soranların kim olduğu ve Başbakan ve hükümet ile ilgili yazı yazmasının özel bir sebebi olup olmadığı, veya bu konuda yazı yazılması için kendisine talimat verilip verilmediği sorulduğunda, Türkmenlerle iş yapan Kuzey ırakta yatırım yapmak isteyen bir iş adamı arkadaşıyla yine bölgesel günlük konular üzerine görüş alış verişi yaptıklarını, Tape :1421 09.01.2008 tarihinde Alev TÖRÜNER ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında G.KÖMÜRCÜ A.TÖRÜNER ile karşılıklı sohbet ettikten sonra G.KÖMÜRCÜ' nün telefonu yanında bulunan M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e verdiği, A.TÖRÜNER' in M.Z.ÖZTÜRK'e hitaben "Biz öğlen yemek yedik hanımlar bu Atatürkçü Düşünce Derneğinin şeyi Yeniköy Şubesine üye kaydediyorlarmış bizim arkadaşlar onlarda" "Bugünde onların en yüksek başındaki Orgeneral kim" dediği, M.Z.ÖZTÜK' ün "Şener Eruygur Paşa" dediği, A.TÖRÜNER' in "Kaç milyonda iki yiz kırk kişiyiz diyo şey iki yüz kırk bin kişiyiz diyo ayıptır yani diyo" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "Doğruda ama birazcık o zaman şikayet ediyorlarsa dışarıyı bi dinlesinler kulak versinler ne oluyo İşçi Partisinin arka bahçesine döndü orası" "E tabi yani bu yıllardır bilinen gerçek bu" "Asker İşçi partisi o yüzden zaten orayı arka bahçe haline getirdi geliyor onlardan iki kelime öğreniyor gidiyo Aydınlıkta yazıyo Ulusal kanalda yayınlıyor" "Onlar gibi düşünen adam oluyor askerlerde oraya sinek gibi üşüşüyo yani emeklileri" "Yani acayip bir döngü yarattılar Masonik bir yarım bir yaklaşım bile olabilir yani orda" "Ha yani nedir Atatürkçü Düşünce Derneği ben bir kısmımı gördüm Ankara Hiltonda Tuncay Özkan geliyodu Cumhuriyet Kadının olarak çıkmışlar yaşa Tuncay hoşgeldin iyiki geldin iyiki sen varsın sen olmazsan biz mahvolmuştuk diye sloganlar atıyolardı" dediği, A.TÖRÜNER' in "Zaten biliyosun ADD İnglizcede ADD Dikkat Dağınıklığı ,Dikkat Bozukluğu demek hastalık adı" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "Doğru söylüyosun yani öyle ... Allahtan Halk ingilizceyi bilmiyor" "Çok kişinin haberi yok yo bayrak hareketinde olay böyleydi zaten Tuncay Özkanın militer şeyleri geldi paramiter güçleri geldi" "Koruma halkası oluşturdular CHP ile ADD ile falan böyle yani buraya hizmet ediyor artık..." dediği ile ilgili, M.Zekeriya ÖZTÜRK'ün işçi partisinin arka bahçesi diye kastettiği yerin ne olduğu, burasının işçi partisinin arka bahçesi olmasının sebebi, Alev'in zaten biliyosun ADD inglizcede ADD dikkat dağınıklığı dikkat bozukluğu demek hastalık adı dedikten sonra M.Zekeriya ÖZTÜRK'ün doğru söylüyosun yani öyle ... Allahtan halk İngilizceyi bilmiyor demektedir. Türkiye Cumhuriyetinin halkına karşı bu kadar hakaret etmelerinin sebebi ve Tuncay ÖZKAN'm militer güçlerinin kimler olduğu sorulduğunda, Alev'in yakın bir arkadaşı olduğunu, kendisi ile hiçbir haber değeri taşımayan siyasi bir anlamı olmayan bir ev kadını olarak günlük endişelerini aktardığı bir sohbet yaptıklarını, Ülkemizin insanlarını bu kadar küçük görmelerinin sebebi sorulduğunda, Şahsı olarak ülkedeki insanların hepsini eşit aynı değerde aynı kıymette kabul ettiğini, bu diyoloğun sahiplerinin Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ve Alev TÖRÜNER olduğunu, konunun onların arasındaki diyoloğ olduğunu, kendisini ilgilendirmediğini, Tape:1319 09.01.2008 tarihinde Alev TÖRÜNER ile görüşmesinde özetle; GÜLER'in ALEV'e hitaben "...Yaman'a şey göndereceğim Çetin Doğan paşanın çok güzel bir analizi var onu göndereceğim e-mail atacaj|ımî^1Kîî*eok güzel bir analiz göndermiş bayılacaksın, önümüzdeki sene 3.Dünya Saj^şı%eklryj^ını4iyor" dediği,

Tape :1422 11.01.2008 tarihinde Bahadır BERK ile görüşmesinde özetle; B.BERK'm "Salı günü itibariyle emekli olma kararı verdim" "Milli Savunma Bakanlığı benim makalelerimi siyasi bulmuş soruşturma başlatmış" "Evet Atatürkçülüğün yani Devletin resmi ideolojisinin siyasi kapsamda değerlendirildiği bir ülkede yaşıyoruz bende bu bakanlığın bünyesinde daha fazla görev yapacağım dedim" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Senin makalelerin nerde yayınlandı" dediği, B.BERK'm "Jeopolotikte ben iki yıldır yazıyorum" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "...en son iki aylık yazılarını görmek istiyorum" dediği, B.BERK'in "Bu ülkeye en büyük zararı ılımlı İslam vermiyor ılımlı Atatürkçülük veriyor ben bunu ısrarla vurguluyorum" "Ilımlı Atatürkçülük en zararlısıdır" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Aynı görüşte harika" dediği ile ilgili, Bahadır BERK'in son iki aylık yazılarını kendisine göndermek istemesinin sebebi, Bahadır BERK hakkında soruşturma açılmasının sebebi ve siyasi düşüncelerini neden bir siyasi parti kurarak açıklamadıkları sorulduğunda; Kendisinin Jeostratejik dergisinde yazı yazdığını söylediğini, kendisinde yazılarını okumak istediğini, Bu nedenle yazılarını göndermesini rica ettiğini, Tape :1423 11.01.2008 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK üe görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Duyurmuşlar Güler Kömürcüde katılıcak diye" "Tanınmış gazteci Yiğit Bulut,Güler Kömürcü,Emin Çölaşan da aramızda olacak ve Bekir Coşkun aynı zamanda" "Şener Eruygur,İzzettin Doğan,Mehmet Haberal,Mustafa Özbek,Hasan Kondakçı,Tuncay Kılıç ,Hurşit Tolon" "Tanıyon mu bunları Vural Savaş,Sadi Somoncuoğlu,Tantan,Yaşar Okuyan" "Ufuk Söylemez onun için yani ... Kamuran İnan" "Ufuk Söylemez dalga geçtik hatta bu böyle olur mu Sharten da diye" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Ekırtlar Tekkesi" dediği ile ilgili, Yapılacak toplantının konusunun ne olduğu ve toplantıya gidip gitmediği, gitti ise neler konuşulduğu sorulduğunda, Ankara da katıldığı bir toplantı ile ilgili özel görüşleri olduğunu, bunların hiçbir haber değeri taşımayan görüşlerini arkadaşı ile paylaştığını, Tape :1424 11.01.2008 tarihinde Ali .............. ile görüşmesinde özetle; ALİ'nin "...ben Hakkı Yılmaz Şentümler'in emir astsubayı" "Bugün Yurtiçi Kargoya gönderirse Ali Siner olan bir paket ilettim bilginiz olsun" "Gönderen Ali Siner yazıyo ..." dediği ile ilgili, Hakkı Yılmaz ŞENTÜMLER'in kendisine ne ile ilgili paket gönderdiği sorulduğunda, kendisine doğum günü ile ilgili bir arkadaşının hediye gönderdiğim, bu da bir müzik CD si olduğunu, Tape :1415 11.01.2008 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Hani biri vardı bana mesaj atmıştı hatırlıyor musun birinin davetinde görmüştüm Sizi yakından tanımak istiyorum diye" "Şimdi aradı biraz önce Güler dedi sana bir şey söyleyeceğim dedi söyle dedim bak söylemiştim dedi seni yakından tanıyacağım paylaşacak çok şeyimiz olacak diye artık rahatlıkla olacak çünkü hakkımda soruşturma başlatıldı bende bugün emekli olmaya karar verdim ayrılıyorum dedi" "O Jeopolitikte yazıyormuş oradaki yazıları jeopolitikte" "Oradaki yazıları kamu düzenini bozucu bozulduğu için şey Savunma bakanlığı tarafından soruşturma başlatılmış" "Tanışacaksınız kamu düzenin bozucusu olarak" "Nerden acaba rüşvet falan mı diyosun" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yok Yakın temastan" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bence de .. öyle tahmin ettim siyasallaşmak demek istiyorsun değil mi" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Tabi ^^cffiCB»^. "AKSAK TİMURLA YAKINLAŞMAKTAN" dediği ile ilgili, ,/^ *İ,

Hakkuıda soruşturma başlatılan Bahadır Berk ile ilgili konuşmalarının sebebi, yakın temas derken neyin kast edildiği, Aksak Temur diye kimi kastettikleri ve Bahadır BERK'in bu şahıs ile yakınlaşmasının sebebi sorulduğunda, görüşmeyi hatırlamadığını, Tape :1425 13.01.2008 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "...Dinç Bilgin açıklıyo yine bütün manşetleri bize Paşalar attırırdı Sabahta" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "İyi aferim güzel Paşalarda attırmasaymış" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Her neyse canım bişey okudum paylaşıyorum ..." dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "Salak adam" "Paşalar da ondan salak" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Hayır öyle bişey olduğunu zannetmiyorum çamur atıyo demek istiyorum" dediği, M.Z.ÖZTÜRK'ün "neyse durup dururken atamazsın yani" "O Paşalar zaten Eks şimdi canım" dediği ile ilgili, Dinç BİLGİN'in 28 Şubat süreci ile ilgili beyanatlarından rahatsızlık duymalarının sebebi, ülkede bir dönem hizmet etmiş paşalara hakaret ederek konuşmalarının sebebi ve o paşalar eks şimdi derken kimleri kastettikleri sorulduğunda, bu sohbetleri fazla ciddiye almadığı için aklında tutma ihtiyacı duymadığım, görüşler kendisinin olmadığını, muhatabı Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ün olduğunu, kendisini de ilgilendirmediğini, Tape :1426 14.01.2008 tarihinde Tuğrul TÜRKEŞ ile görüşmesinde özetle; T.TÜRKEŞ' in "Sen Gölbaşındasın" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bi toplantıdayım anlatırım sana gelince MEMET ... DİAOLOG KUR..." dediği, T.TÜRKEŞ' in "Hay şimdi ben Turgut Paşayla yedi şey yaptım dur bi Dakka" "...iki laflarız ya Turgut Paşada yabancı değil" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu Mehmet Haberal in oteli Pata" "Orada hep beraberiz zaten şu anda hayatım siyasi parti vesair gibi bişeyin oluşumu söz konusuda bu amaçla yani" dediği ile ilgili, Tuğrul TÜRKEŞ'ten Mehmet ile irtibata geçmesini istemesinin sebebi sorulduğunda, kendisinin yukarıda Ankaradaki bahsettiği toplantıda bulunduğu sırada Tuğrul'un aradığını, kendisinin de görüşmek istediğini söylediğini, aynı gün akşam güncel konular üzerine görüştüklerini, Tuncay GÜNEY'i tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise ne gibi bir ilişkisinin olduğu sorulduğunda, Tanımadığını, ilk defa şu anda ismini duyduğunu, Tuncay GÜNEY ile Veli KÜÇÜK arasında herhangi bir ilişki olup olmadığı, biliyor ise ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda, yukarıda tanımadığını beyan ettiğini, bu nedenle bilgisinin olmadığını, Tuncay GÜNEY ile akşam gazetesinde bulunduğu süre içersinde beraber çalışıp çalışmadıkları sorulduğunda, Hiçbir bilgisinin olmadığını, Akşam gazetesinde kendisinin işe başladıktan sonra ayrılan gazetecilerin ayrılmasında kendisinin bir etkisinin olup olmadığı, bu gazetecilerin ayrılması yönünde bir çalışma yaptı ise herhangi bir kimseden talimat alıp almadığı, talimat aldı ise kim veya kimlerden ne şekilde talimat aldığı sorulduğunda; Böyle bir iddiayı kabul etmediğini, Tamamen asılsız olduğunu, Gazeteye başladığında tek etkili ve yetkili kişi gazetenin o günkü sahibi Mehmet Ali ILICAK'm olduğunu, kendisi dışında gazete de bir başkasının söz sahibi olmasının mümkün olmadığını, Şube Müdürlüğümüzce 2001 yılında gözaltına alman Tuncay GÜNEY'den elde edilen dokümanlarda Veli KÜÇÜK liderliğinde ERGENJ3»KpN isimli bir yapılanmanın olduğu, bu yapılanma içersinde medya ile ilgili böK^u ak|aât gazetesi, aydınlık gazete ve dergisi ile ulusal kanal'm oluşturduğu, Tuncay*jGUNEY*m^ehiç KILIÇ'tan Akşam 3 * -» ^^SRN ^» Oj/^ ?

1046 i w ^ { {{ /-]

-^ xV a r*

1046 i» >; rjf n •*.

gazetesinde bir operasyon yapılacağı, bu şekilde bazı yazarların tasfiye edileceğini öğrendiğini, Aslan BULUT ve Alev ÇUKURKAVAKLI'nın ekip kurduklarını, Mehmet Ali ILICAK'm Veli KÜÇÜK'ün kontrolünde olduğunu beyan ettiği ile ilgili, Akşam gazetesine kim veya kimlerin refansı ile işe başladığı, Aslan BULUT ve Alev ÇUKURKAVAKLI'nın halen hangi gazetede çalıştıkları, Akşam gazetesinde genellikle hangi konular üzerinde yazı yazdığı, kendisinin derin devlet ile ilgili yazdığı kamu oyunca bilindiği, ancak bu güne kadar susurluk olayı, Hrak DİNK cinayeti gibi bazı olaylarda ismi geçen Veli KÜÇÜK ile ilgili hiç yazı yazıp yazmadığı, Veli KÜÇÜK ile ilgili köşesinde yazı yazmadı ise bunun bir nedeni olup olmadığı sorulduğunda; Tuncay GÜNEY' i tanımadığını yukarıda beyan ettiğini, iddialardan bilgisinin ve haberinin olmadığını, şu anda bu iddiaları ve söz konusu tüm konulan ilk defa duyduğunu,

b)Savcılık ifadesinde; Güler KÖMÜRCÜ'nün 26.01.2008 tarihli C.savcılığı ifadesinde özetle; Kendisinin tanınan bir köşe yazarı olduğunu, yazılarında ülkenin birlik ve bütünlüğünü, düzenin korunmasını savunduğunu, illegal yapılara yaşamı boyuncu karşı çıktığım, Tempo dergisinde çıkan Saygı ÖZTÜRK'ün yazısından edindiği bilgi dışında ERGENEKON isimli bir örgütlenmeden haberi olmadığını, olsa idi güvenlik güçlerine haber vereceğini, Sedat PEKER ile ilgili olarak 1999 yılında bir yazı yazdığını, kendisinin bu yazıya tekzip gönderdiğini, ancak bunu yayınlamadığını, bu yazıdan sonra kendisi ile zaman zaman görüştüğünü, Veli KÜÇÜK ile 2000 yılında bir panelde tanıştığını, bundan sonra kendisi ve ailesi ile görüştüğünü, Veli KÜÇÜK'ün ERGENEKON ile bir bağlantısı olup olmadığı bilmediğini, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile yaklaşık 1,5 yıl önce bir yemekte tanıştığını, asker emeklisi ve gazeteci olduğunu, Önce Vatan isimli gazetede yazı yazdığını bildiğini, gazeteci olarak kendisi ile görüştüğünü, arkadaş olarak kendisi ile bağlantısı olduğunu, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün kendisine Muzaffer TEKİN ile görüşmediğini söylediğini, ancak daha önceden tanışıp görüştüklerini, kendisinin Muzaffer TEKİN'i tanımadığını, Telefon görüşmelerinin kendisine ait olduğunu, birbuçuk ay kadar önce polis memuru olduğunu söylen bir kişinin evine gelerek kendisine evin dinlendiğini söylediğini, ancak yapılan araştırma sonucu evinin dinlenilmediğinin ortaya çıktığını, 11.01.2008 tarihli görüşmede kendisine kargo kargo gönderdiği şeklinde geçen Hakkı Yılmaz ŞENTÜMLER'i tanımadığını, kendisine gönderilen kargonun ise İstanbul sarkılan ile ilgili CD olduğunu, bir kız arkadaşının arkadaşı olan Ah' Başçavuş'un kendisini tanıtırken Hakkı Yılmaz ŞENTÜMLER ismini kullandığını ve bu kişinin emir subayı olduğunu söylediğini, 09.01.2008 tarihli görüşme içeriğinin Tuncay ÖZKAN'a yönelik eleştiriler olduğunu, 11.01.2008 tarihli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile olan görüşmesinin güncel içerikli olduğunu,

26.12.2007 tarihli Hurşit TOLON ile olan görüşmesinin, kendisinin MİT ile ilgili yazacağı yazı öncesi MİT müsteşarının atanması kulisleri ile ilgili olarak yaptığı güncel içerikli bir görüşme olduğunu, yine MİT müsteşarının değişmesi üzerine aynı gün Mehmet EYMÜR ile de güncel içerikli bir görüşme yaptığını, 24.12.2007 tarihinde Hurşit TOLON ile yaptığı görüşmesinin güncel içerikli olduğunu, 20.12.2007 tarihli EROL GÖLMAN ile yapmış olduğu görüşmenin, kendisinin Kuşçubaşı Eşref ile ilgili yazmış olduğu yazı hakkında arkadaşı olan Erol GÖLMAN ile yaptığı bir görüşme olduğunu, 27.11.2007 tarihli Veli KÜÇÜK ile yaptığı görüşmenin, evinde gizli dinleme yapıldığı iddiası üzerine özel güvenlik şirketi sahibi Veli KÜÇÜK'ten kendisine yardımcı olması amacı ile yapıldığını, 26.11.2007 tarihli Veli KÜÇÜK ile yaptığı görüşmede kendisinin "unsurun seni seviyor, çok özledi unsur seni ya" şeklindeki sözün ne amaçla söylendiğini hatırlamadığını, konuşma bütünlüğünden cımbızla çekilerek sorulan bu cümlenin espri mahiyetinde değerlendirilmesini istediğini, 28.11.2007 tarihli Mehmet EYMÜR ile olan görüşmenin de evinin gizli olarak dinlenmesi iddiası ile ilgili olduğunu, okurları olduğunu ve görevli bulunduklarını söyleyen ki kişinin evine gelerek evinin hem içinden hem de dışından dinleme yapıldığını söylediklerini, bunun üzerine Veli KÜÇÜK'ü aradığını ve sonrasındaki gelişmeleri Mehmet EYMÜR ile bu görüşmede paylaştığını, 28.11.2007 tarihli Tevfık YAMANTÜRK ile yaptığı görüşmede kendisinin bahsettiği konunun özel bir proje çerçevesinde stratejik araştırmalar ve terör etütleri merkezi oluşturma şeklinde önde gelen kişilerin oluşturduğu bir kamuoyu projesi olduğunu, 27.11.2007 tarihli Veli KÜÇÜK ile olan görüşmesinin evinin dinlenmesi ve güncel konular ile ilgili olduğunu, 22.11.2007 tarihli Rıfkı DURUSOY ile yaptığı görüşmesinin stratejik araştırmalar merkezi ile ilgili olduğunu, 14.11.2007 tarihli Serdar SEMEN isimli kişi ile yapmış olduğu görüşme konusunun, bu kişinin haber kaynağından aldığı bir haberle ilgili olduğunu,görüşmede geçen Dr. Hüseyin NAZLIKULU'nu tanımadığını, 09.11.2007 tarihinde Rıfkı DURUSOY ile yaptığı görüşmenin yine stratejik araştırmalar merkezi ile ilgili olduğunu, 30.10.2007 tarihli görüşmede SMS nin daha güvenli olmasından kastedilenin telefonun daha rahat kullanılıyor olması ve iletişimde sıkıntı çıkmaması olduğunu, 28.12.2007 tarihli görüşmeyi açık kimliğini bilmediği İbrahim isimli AKP milletvekili ile yaptığını, görüşmede sivil toplum örgütü olarak mücadele edilmesi gerektiğini söylediğini, görüşmenin vatandaşın aydınlatılması şekli ile algılanması gerektiğini, 26.12.2007 tarihli Yaşar KARAGÖZ ile yaptığı görüşmede, medyanın psikolojik harekatı üstlendiğinin konuşulduğunu, Kendisinin gazeteci olduğunu, haber toplama anpgk. olarak bazen bir gün içerisinde değişik çevrelerden haber kaynaklan olan 70-80 kişi^^görüştjjğO^ü, telefon görüşmelerinin bir kısmının seçilerek ve özellikle gizem katılmak'sureti i] e*'örgütsel faaliyet yürütüldüğü

/^\ —\

/° ,

i? * *-• /7/-^ \ <• t

1048

:

r

1* %Ars ^ °l~~^^

şeklinde yansıtıldığını, kendisinin bazı görüşmelerinin alınıp bakanlar, diplomatlar yabancı kişiler, iş adamları ve diğer kişiler ile ilgili görüşmelerinin dosyaya konulmadığını, dolayısı ile dosyanın hazırlanış tarzının uygun olmadığını,beyan etmiştir.

c)Aramalarda elde edilen deliller; Şişli ilçesi Teşvikiye mahallesi Hostes Rona ALTINAY sokak Çiğdem apartmanı 94/7 sayılı ikametinde yapılan aramada; Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'ye ait, TRAVELSTAR marka seri numarası X6HJ11PG olan bilgisayar hard diski üzerinde yapılan incelemede; l-"kapadokya-evdeki görüntüler 031.jpg", "kapadokya-evdeki görüntüler 066.jpg", "resim 3 005.jpg" ve "DSCN2439[1].JPG" isimli resim dosyalan içerisinde; "kapadokya-evdeki görüntüler" isimli klasör içerisinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıs ile birlikte çekilmiş fotoğraf görüntüleri olduğu görülmüştür, "resim 3" isimli klasör içerisindeki "resim 3 005.jpg" isimli resimde ise bir araç içerisinde Turhan ÇÖMEZ isimli şahıs ile birlikte çekilmiş bir adet resim olduğu, Güler KÖMÜRCÜ isimli şahsın sağ kol omuz kısmında siyah hilal içerisinde siyah gamalı haç dövmesinin bulunduğu görülmüştür.

d)-Telefon görüşmeleri; Tape :1203 03.08.2004 tarihinde Sedat PEKER ve Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli'nin saat 20.30'da Güler...?'in yanma geleceğinden bahsettikten sonra "Yedide beni aradılar. Gene yedide şey gelecek. Bir yemek, dışarı söyledim. Oraya gelecek şey, Ümit ÖZDAĞ." "Telefon etti. İllede buluşalım falan diye. Ümit'le görüşecez. Ümit'le oturacaz, Güler'de gelecek. Sekiz buçukta. Güler'le oturup konuşacaz bazı şeyleri şimdi." dediği, Sedat'ın "O beyefendilerden çok umutluyum. Ağabey kendisini gıyabında tanıyorum ama beyefendiden çok umutluyum." dediği, Veli'nin "Şimdi biz bir çalışmanın içine girdik. Ümit'len devamlı görüşüyoruz. Ben işte bak açık söyliyeyim gönlümden geçen neydi biliyor musun? Gönlümden geçen Muhsin'di. Benim bir dakika dayı eski dostum fakat Muhsin'in partisi şuanda bu işi götürecek yani. Muhsin demiyorum. Muhsin'in kedisi için demiyorum. Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil." "Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılmaz DURAK varya Yılma'yı tanırsın." "Yılma DURAK'ı çağırdım. Erzurum'dan Yılma DURAK geldi. 4-5 kere buraya aldım. Burada görüştük. Şimdi tekrar buraya gelecek geçen gün Güven, tanır mısın Güven ağabeyi Güven SAZAK'ı" dediği ve Güven SAZAK ve Yılma DURAK ile birlikte yemek yediklerinden bahsettiği, daha sonra "Bağlarbaşmdaki yere epece bir yere bir hale getirdik. 350 metrekare bir yer Yılma'yı gönderdim. Yılma orada kaldı. Ben sana onun için bana e iki tane beş tane adam getirdi. Yılma benim 3-5 kişim var güvendiğim sağlam okuyan yazar okuyanlar bu işi götürebilecek adamlar." "Yeniçağ gazetesinden arkadaşlar ile görüştüm. Onlar hepsi tanıdıklarım dostlarım. Hele Hayri geldi şimdi Trabzon'dan" "Yayın kurulunun başına Hayri KÖKLÜ çok sevdiğim bir çocuk." "E Yeniçağa, şey Ortadoğu gazetesinde Zeki var SARAÇOĞLU" "Çok sevdiğimiz birisi o da. Bir şey yapacak. Biz şimdi bir oluşum sen az önce söylediğin bir şey varya Milli yol meselesinden bu o şekilde değil o şekilde olması senin aynen katılıyorum sanki memlekete ihtilal olmuşta Türkiye parçalanmışta, dağa çıkacakmış gibi bir hava." "Öylebir şey. Amacımız o değil. Bizim amacımız o değil ya. Türkiye nefeycf'ğ'Miyor. Türk Milliyetçiliği ne oluyor. Niye bu meseleler oluyor falan... beni şimdi,^n1erıka*yja*tekEar çağırdılar. Gidecem Amerika'ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yeıpe%u konular İle"ilgili." dediği, Sedat'ın il x "" / fr

-"7*V

^ '** "•

"Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahi etme." "Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey." dediği, Veli'nin "Muhsin'de şey de Ramiz'de Ramizlende konuştum ben." dediği, bir süre Veli'nin ev satm alamamasından dolayı kiraya geçeceğinden bahsettikleri, bu esnada Veli'nin "Ben bir yer buldum. Bir yer kiraladım şeyine... Yakın öyle istiyordum onu da kiraladım. İşte onun kontratını yapı cam. Şimdi bir de camlar birde şeyde yol hizasında yani. Birinci kat yola yol hizasında orası. Biraz tehlike arz ediyor ama bir yerlen görüştüm. Camlarım kurşun geçirmez yapıyorlarmış. Film çekiyorlarmış. Onları da getirip işte kurşun geçirmez çektiricem. Bir apartmanın birinci katında giriş katında." "Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim. Eşyayı şey yapayım, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma'yi da çağırdım. Güven'len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral'i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi. Meral AKŞENER." "Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan..." dediği, Sedat'ın "Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsamz. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir." dediği, Tape :1177 21.07.2004 tarihinde Gaffar KARADEMİR / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "...Bu Korkut abiler filan varya." "Bu Korkut filan bu Milli Yol diye bişey diyodun ya sen. Bahsediyodun ya hani. Benim haberim yok diyodun ..herşeyden." "...Sen demiştin ya biraz karışıklıklar isteyelim. Ben sana o gün orda masal anlatmadım. Çok eskiden ben böyle pas geçmiştim. Dedim abi şuan ülke sıkı durumda yani. Ülkenin Polisi görevini yapıyo. Adliyesi yapıyo. Askeri yapıyo. Şuan bu ülkede kaosa ihtiyaç yok." "Ben zaten böyle bi tip bişeylerin içersinde zaten bulunmam. Oda yapalım derken böyle yuvarlak ortada bırakmıştı hani. Şöyle yapmak böyle yapmak lazım filan diye." dediği bir süre Korkut EKEN'in kardeşi ile arasını açmaya çalıştığından bahsettikten sonra "... meğerse bu kendini bi parti gibi görüyolarmış." dediği, Güler'in "Korkut EKEN ve etrafı, tabi tabi." dediği ve bir süre sohbet ettikten sonra, Sedat'ın "Eskidendi ya. Pavyonlarda kadınlarla yatardı. Güler bigün biz İbrahim ŞAHİN bana dediki. İşte sen dedi. Bu olaylar dedi, konuşuluyo filan piyasada ilk böyle karşılaşıyoz aramızda bi sorunlar var, geçmiş. Dedim ki ne konuşuluyo kardeşim ben yaşadığımız bişeyi konuşmam. İçinde olduğum hiç bişeyi de konuşmam ki kaldıki bunların içinde de diğilim ben dedim. Bu pavyonda karılar, manitaları var bunlarm. Onun manitası diyoki işte falanca kez kaçırıldı. Öldürüldü diyo ya. Uyuşturucu kaçakçılığı işte. Benimki sıktı, senin ki sıktı yapıyorlar. Birbirlerine hani şimdi Ayhan ÇARKIN." "Ya bide Politik lider diğil Güler. Ayhan ÇARKIN'ı cezaevine ben yolladım. Cezaevine gittik işte. Sen gerçekten çok özelsin. Abdullah ÇATLI'yı bi tanımıştım, sevmiştim. Bi de hayatta değer verecek seni gördüm. Bizim kimse elimizden tutmadı, cezaevinde. Bak bizle ilgilendin. Bütün Polislerle sen ilgilendin. Söyle oldu, böyle oldu." "... Torba torba para getirip bırakıyom. Mahkumlara dağıtın... Savcıyı da en son adamı da yaktılar. Adama havuz yaptırmışlar. Kendileri cezaevine adamı yaktılar. Adam birinci sınıf savcıya ayrılamıyo artık. Ceza aldı. Çok değerli Türkçü bi adamdı." "... Rahmetli Çatlı'yı bunlar Kokain'e alıştırıp, öldürdüler çocuğu yani. Korkut abi zaten alkolik." dediği, bir süre şahısların oluşturacağı Türkçülük hareketinin içersinde yer almak istemediğinden, Güler'e de çevresindeki herkese kendisinin bu konunun içinde olmadığını söylemesini istedikten sonra, Sedat'ın "Veli abi beni on sene evvel uyarmıştı biliyor musun? Bide kibar kibar uyarmfstı Yani direkmen söyliyemiyodu bende bunları barıştırmak için napıyodum biliyonjrıu3 Güler ** 56ı Koıkut abinin yanma

o

giderdim. Abi Veli abi seni ne kadar seviyo, söyle seviyo, böyle seviyo, sonra Veli ağabeynin yanma giderdim. Abi seni böyle seviyo, şöyle seviyo, sonra tuttu dediki tam ben bunları yan yana getirdim. Başladı Veli abinin arkasından konuşmaya, niye dedim. Yavuz ATAŞ bişeyler söyledi dedi. Yavuz ATAŞ'ı aradım. Abi sen böyle bişey söyledin mi dedim. Sonra dedim ki yüzleşelim bak ben 22 yaşında çocuğum. Onlar yetmiş yaşında adam. Herkes yan yana gelip yüzleşsin dedim. Bu ne demek dedim ya benim adımı siz, ben siz birbirinize yakın olun diye şey yapıyorum dedim. Tutuyosunuz dedim, beni de işin içine çekiyosunuz dedim. Siz napıyosunuz dedim. Yüzlesin abi kim yalan söylüyorsa çıksın. Sonra Veli Paşa'ylan, Korkut Abiylen, Yavuz ATAŞ'ı görüştürdüm." "İşte yüzleşmediler. Üçü yan yana yüzleşmediler. Birbirleriyle konuştular ama üçü yan yana gelmediler." "Ya ben bu tip Hareketin içersinde dedim olmaz zaten ya." "Yani ne maddi ne manevi desteklemem dedim. Kardeşim bi sene önce söyledim." "Şimdi napıcaz yani. Onu soruyorum. Bide bunlar cahil. Bide tutar bi kahve mahve tarattırırlar. Bi iki genç çocuğun eline verip." dediği, Güler'in "Yok canım yapmazlar öyle şeyler. Bunlar 40 kişiler aman yani hiç zannetmiyorum. Böyle yollara sapacaklarını umut etmiyorum. O tür illegal şeylere sapmazlar." dediği, Sedat'ın "...On sene evvelinde olan olayların içinde Güler aklı başında insanlar vardı. Devlet kararı, Hükümet kararı vardı." dediği, Güler'in "...Bizim ülkemizde son derece güçlü bi İstihbarat, son derece gerekli makamlar var. Onlarda bunun haberini alırlar tahmin ediyorum. Bunlar bu türlü bir gayri resmi yapılanmaya girerse." dediği, Sedat'ın "...Yok zannetmiyorum orda bi iki kişi de bulabilirler. Kendilerini ayarlayabilirler zaten Güler hep söyliyen benim yani. Şu ülkenin istikrara ihtiyacı var. Eskisi gibi diğil. Polis işini yapamıyordu. Adliyeler yapamıyordu. Mecburen eskinden bişeyler oluyodu. Artık eskisi gibi diğil ülke... oturuyo zemin güçleniyo Devlet güçleniyo, Polis güçleniyo, yani böyle bişey yok diyodum. Yav anlamadım Güler yani napıcaklar." dediği, bir süre Sedat'ın bu oluşum içinde olmak istemediğinden bahsettiği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Sedat'ın "O senin arkadaşında onlarla birleşcekmiş biliyomusun?" "Hani senle görüşmeye gelmiş ya bir beyfendinin oğluydu, ölmüş. Ben çok iyi şeyler söylemiştim masada, hatırlıyor musun?" dediği, Güler'in "Ümit BOZDAĞ, Korkut EKEN'le birleşcek." "Yok canı Ümit'in adını kullanıyorlardır. Zannetmiyorum öyle bişey..." dediği, Sedat'ın "...Turan YAZGAN Hoca" "İşte Mehmet AĞAR filan bunlar birleşcekîermiş." dediği, Tape:3271 05.08.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; O sıralarda İtalya'da bulunan GÜLAY KÖMÜRCÜNÜN "BURADA YAŞAYABİLİRMİYİZ MEHMET, BEN TÜRKİYE'YE AİTLİK DUYGUMU KAYBETTİM " VE "ARTIK BEN HALK DÜŞMANIYIM" dediği MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ÜN DE; "HUKUK HUKUK, DİLEKÇEM HAZIR. ŞU AN HUKUK KISMI BİTSİN. VATANDAŞLIKTAN ÇIKMAK İÇİN DİLEKÇEMİ GÖNDERCEM" şeklinde ki görüşmeden yapılan Milletvekilliği seçimi sonrası kendi siyasi fikir ve görüşlerini benimsedikleri siyasi partinin basan elde edememesi ve iktidara fikirlerini benimsemedikleri bir partinin gelmesi neticesinde artık Türkiye'de yaşanamayacağı ve Türk vatandaşlığından çıkarak yurtdışında yaşama düşüncelerinin olduğunu anlaşılmaktadır. Tape :1341 24.10.2007 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "EFENDİM EMREDİNİZ" dediği, X Şahsın "Ne yapıyon Reisim" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "...sevdiğim bir şey söyle bundan sonra ben Leyla Halitim" dediği, X Şahsın "Sana bir iki belge buldum da" "Onu ama elden teslim etmem lazım" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ne belgesi Mersinle ilgili mi" dediği, X Şahsın "Yok yok yok Hükümetle ilgili" "Manşet olacak bir şeyler ya" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Tamam geleyim Cuma günü geleyim sabah dönej4m o zSi-şıan akşam döneyim" "Sen maşallah bunu böyle söylersen uçakta bile sorfn Şikar MraE^sonra memur bey gelir

neymiş o belge görelim diye" dediği, X Şahsın "Tamam yani öyle o belgeyi alabilecek babayit memur varsa bizi dinleyen onlara her an ulaştırabilirim" dediği,

Tape :1342 24.10.2007 tarihinde S.S.ALTINOK ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "... bir şey soracağım sana şuanda burda yani Türkiyede yayınlanan yazılı basın olarak AZADİYE VELAT türü başka hangisi var" "... yayınlanıyor di mi halen yazılı basında var" dediği, Taha'nm "Valla şimdi tam bilgi sahibi ..." dediği, Güler KOMURCU'nün "... bir şey yazacağım da ... emin olamadım başka hangisi var yazılı basın diye" dediği, Tape: 1343 24.10.2007 tarihinde Ümit ÖZDAĞ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu sen misin ya vav seninle gurur duyuyorum seninle gurur duyuyorum" "Tabi sonuna kadar seyrettim senin hatırına seyrediyorum ha inanılmaz başarılısın ve yemin ederim ki ta artık şey ne istersen okey" dediği, Ü.ÖZDAĞ'm "Şimdi Barzani Talabani meselsi" "Onlardan bahset tamam mı canım" dediği Tape:1347 25.10.2007 tarihinde Saniye........... ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu gün metal bir ÇAKMAK gördün mü evde" dediği, SANİYE'nin "Yok nasıl bir ÇAKMAK" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Tamam canım yok tamam peki teşekkür ederim sağol" dediği Tape: 1348 25.10.2007 tarihinde Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Buldum" dediği, Z.ÖZTÜRK' ün "Nerdeymiş" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Yatağın altında ..." dediği, Z.ÖZTÜRK' ün "Alayım hemen" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Gel o zaman hemen" dediği Tape :1350 25.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "Buldun mu?" diye sorduğu, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Evet evet buldum" dediği, Güler KOMURCU'nün "Yoksa yarın getireyim" dediği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Yok yok buldum canım gerek yok" ".. taksideyim şimdi" dediği, Güler KOMURCU'nün "Aklım sende" dediği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Ya tamam neyse kes şunları lütfen haa tamam" dediği, Tape :1524 26.10.2007 tarihinde Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "Çok başarılı çok beğendim" "Kurtlar Vadisini" "Yani ... yani işte bundan sonrasını uzatmaya gerek yok o Zafer yada Muzaffer karakterini derhal vatan haini çetecisi bunun söyleyip hepse göndermek lazım önümüzdeki ... bu ... sızdırılan bölümde aynı şekilde enselenip aynı hapse atılması lazım ki içerde bir birlerinin hesaplarını görsünler" "İşte orda söylüyor zaten bi Hüseyin diye bir karakter var Hüseyin denilen karakter kuvvetle muhtemel Mit'in içerisindeki bir grubun sızdırdığı karakter" diyerek diziden bahsettiği, Zekeriya ÖZTÜRK'ün de, Hüseyin ismiyle kendisine mesaj atmasının bu yüzdenmi olduğunu sorduğu, Tape :1352 26.10.2007 tarihinde Murat,............ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "ha bu amerikan büyük elçiliğinde şeyle buluşacağız janet ray" dediği, MURAT'm "tammıyom ki" dedikten sonra G.KÖMÜRCÜ' nün "sen zaten hiç kimseyi tanımıyon ama orası için çalışıyon bu da ayrı bir mevzu" dediği Tape :1523 26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Güler'in Zekeriya'ya Kurtlar Vadisi Pusu dizisindeki Hüseyin'e benzetildiğini söylediği, Zekeriya'nm ise "Peki sen bunları söylemeden önce. İşte bu şeyi izlemişsinde Kurtlar Vadisini. Muzaffer yok. Hüseyin bana ni^^eo^le^ benimsin Hüseyin diye çekiyosun. Benim Hüseyinle ne ilgim var." Dediği, Ji^er'in^'^p^çık konuşmak gerekirse, Hüseyin tiplemesini sana benzetmeye çalışıyolatv" Dediği'^e^triya'nm "Hüseyin'in II * "^ /f/^S\ *•* v.

(ti .4 \"}K s*f

ordaki rolü ne?" diye sorduğu, Güler'in "Söylüyorum ya Teşkilatın içerisine bir grubun sızdırması." "Zafer'in yardımcısı. Sonra diyorlar ki bak bunu sızdıranlar hakim olamazsak öldürür müsünüz? Öldürürürüz deniyor." Dediği, Zekeriya'mn "Kime diyolar bunu? Diye sorduğu, Güler'in "Hüseyin'e" dediği, Zekeriya'mn "Ya Muzaffere hakim olamazsak öldürür müsün diyolar? Dediği, Güler'in onayladığı ve "Şimdi bu böyle uzatılır. Senin Hüseyin olmadığını, kendin bilmiyor musun?" dediği, Zekeriya'mn "Ben Muzafferin yardımcısı olmadım ki hiç bi zaman." "... böyle bi konuda niye ...telefondan böyle yaym yapıyosun?" dediği, Güler'in "Allah Allah ne gerek yani, ben dizi film anlatıyorum." Dediği, Zekeriya'mn "YO DİZİ FİLM ANLATIYOSUN DA" "Bİ TARAFTAN İMA EDİYOSUN YANİ" dediği, Tape :1307 26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Güler'in mail adresine gelen mailleri kastederek "Sapık okurlarım eksik." "Güler Hanım çok güzel gözüküyorsunuz. Tahlillerinizi de beğeniyorum. Aynı zamanda sizi sizinle..." "Tanışmak istiyorum. Bir meslektaş olarak iyi anlaşabileceğimize eminim ne dersiniz? Ulaş ÇELİKHAN." "Çelikhan ulaş Çelikhan 72 hotmail.com" dediği, Zekeriya'mn "Hı yani çoluk çocuk ismi yani." Dediği, Güler'in "Canım yani öyle olması gerekiyo mu" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Dedim ya o karşı tarafın şeyidir o" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bıyığı terlememiş memur bey" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yani memur olduğu belli canım işte yani" dediği, Tape :1308 26.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Konuştun mu şeyle bilmem ne anneyle" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Yok daha konuşmadım ya" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Ya ne gerek var dimi oraya gitti geri zekalı" ".... televizyona" "Sen mi gariban ..." dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Hı bilmiyorum şey demişler ülkücülerin televizyonu falan demişler" "Tuncay'ı dinliyoruz şimdi Tuncay'da" "İşte Talabani üzerinden olayı değerlendiriyorlar" dediği, Tape :1310 28.10.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; "e@ D 8 @COK ÖFKELİYİM SANA VE SENİN GİBİ OYNAYAN BİR GRUBA. HEPİNİZ AYNISINIZ KANDIRDIĞINIZ KENDINIZSINIZ. REKABETİNİZ KENDİ İÇİNİZDE. ALLAH BELANIZI VERSİN. Gi" şeklinde mesaj gönderildiği, Tape:1353 30.10.2007 tarihinde S.S.ALTINOK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün"EV TEL 2122913638 BUNU ARAMAN DAHA GÜVENLİ. BEKLİYORUM" yazdığı Tape :1312 18.11.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; KEREM' in "İyidir iyidir, Memleketi toparlayabilecek miyiz Mehmetcim ... napacaz..." dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün" Yani siyahı artık yeşil olarak algılayan toplum nasıl... şey değişir" dediği, KEREM' in "Abi şimdi telefonlar dinleniyormuş onun için ben çok rahat konuşamıyorum" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün ".. çok doğru ... şey yapmıştım Güler'e bir soru göndermiştim espiri olsun diye içimizdeki kanaat önderleri" "Tahlillerini... onu öğrenmek istiyorum da o yüzden sordum yani" dediği, Tape :1520 31.10.2007 tarihinde Ahmet RESNELİOĞLU ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Aldınız mı size bir mesaj attım" "Kuşçubaşı Eşrefle ilgili bir yazı" dediği, Ahmet RESNELİOĞLU'nun "Evet çok teşekkür ediyorum" Bunu ben diğer telefonda da Nahit paşamla görüşüyordum zatalinizin icabet etmesi hususunda" dedi i S' ^-»«^ Tape:1519 01.11.2007 tarihinde Sinan/^ahıs üf^^mesinde özetle; Sinan isimli şahsın "Güler Hanım Albay Sinan" "Mİrtebala*^mC/ "komutanıma aktarmak

^-\

y^~\

1053 % Z - ÜK^f

ff

zorundayım acil bir durumlar var hemen" dediği ve telefonu X Şahsa aktardığı, Güler KÖMÜRCÜ'nün X Şahsa hitaben "sizinle gurur duyuyorum" dediği, X Şahsın "Sağolun bizde sizinle şimdi bir tane mailiniz var bana geldi bu şeyde Fenerbahçe ordu evinde ki" "Eski komutanlarımız" "Bir defa çok güzel yazmış adamcağız belli ki" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ben kabul ettim gidiyorum konuştum çok heyecanlandım hatta" dediği, X Şahsın "Şimdi yalnız bir sıkıntı yaratır ben kendilerine de söyliycem yani orda tamam toplanın derler ama şimdi yarm derlerse efendim Güler Kömürcüyü dinledik de bir de onun karşıtını dinleyelim" ".... sizle ilgisi yok işin yani biz prensip olarak bu tür onlar kendi aralarında toplanırlar o başka ama orda değil de bunu dışarı da bir yerde yaparsanız bizim için daha uygun olur" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Onların hepsi yani bence yetmiş yaş üstü o Nihat Bey beni aradı" "Ve çok heyecanlılar bir tanesi ... Niyazi'nin torunuymuş bende hatta ona Kuşçubaşı Eşrefe olan aşkımı anlattım işte ne kadar seviyorum falan ya orda bir olmasında bir sakınca görüyor musun?" dediği, X Şahsın "Tamam Yani ordu evi bünyesinde bu tür şeylerden hep biz rahatsızlık duyuyoruz çünkü herkes sizin gibi devletine milletine bağlı kişiler olmuyor oraya gidenler maalesef bu seferde" "...DİYORLAR Kİ ORDUEVİNDE SİYASİ TOPLANTILAR YAPILIYOR ÇETELER KURULUYOR BİLMEM NELER YAPILIYOR BİLMEM NE YAPILIYOR" dediği, Tape :1354 01.11.2007 tarihinde S.S.ALTINOK (Selahattin) ile görüşmesinde özetle; Selahattin .... İsimli şahsın Genel Kurmay Başkanlığı Özel Kuvvetler Komutanlığı Gölbaşı Ankara dan konuştuğu anlaşılmaktadır. Güler KÖMÜRCÜ'nün "İçicem de yani uyuşmazlık olmasın" dediği, Selahattin'in "Hayırdır ne oldu" diye sorduğu, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Bak çok sevdiğim benim için çok değerli biri kişisin yanlış bir değerlendirme yapılması yapmış olması söz konusu senin yanlış değerlendirmen yüzünden hep sanıyorum" "Sana dün gelen mailler için ..." "Sana gönderdiğim" ".. ŞİMDİ BİZ AİLEYİZ BÖYLE ŞEYLER OLUR AİLE ARASINDA yalnız benim için çok çok çok çok çok değerli bir ailem bireyimin yanlış bir değerlendirme yaptığmı düşünüyorum yanlış bir değerlendirme sunulduğunu düşünüyorum yanlış ..." dediği, Selahattin'in "Yanlış değerlendirme sunuldu diyorsunuz da hangi konuda sunmuş kim sunmuş nasıl sunmuş niye benim" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Bunları geçelim istersen yani telefonda 2 milyon kişi konuşuyoruz" "Senin başının altından çıktığını düşünüyorum Selahattin" dediği, Selahattin'in "Ha bir dakka bir dakka önce şu CD mevzunuz niye iptal ettin" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ya bak ... biz aileyiz aile arasında böyle şeyler olur" "Önemli değil BİZ HÜSEYİN'İ KATMAYALIM İŞİN İÇERSİNE boş ver ya biz aileyiz olur böyle şeyler" "Kızdım küstüm misketlerimi geri alıyorum" "Senle oyunu bozdum" dediği, Selahattin'in "CD mizi de hazırlamıştık yarm gönderecektik her gön..." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "200 kişi dinliyor telefonu herhalde yani onu söylemeye çahşıyoz yan yana getirecek olayı getirmesine neden oluyorsun" dediği, Tape :1356 08.11.2007 tarihinde Ahmet RESNELİOĞLU ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Şimdi akşamda 32. günde olucam" ".. konu kaçırılan askerler" "Askerlerimiz DTP milletvekilleri falan olacak göz atarsanız da beyefendiyi de sorarsanız Nahit beye ... tamam" dediği, Ahmet RESNELİOĞLU'nun "Tamam 32 şeyin dimi Mehmet Ali Birand'm" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Sizin bu estağfurullah SİZİN GRUPTA BAŞKA KİMLER VAR" dediği, Ahmet RESNELİOĞLU'nun "Bizim grupta işte en yeni Orgeneral emekli ŞENER ERUYGUR var" "Şener jandarma komutanı onların listesini ben size şey yaparım email olarak geçerim" dediği, Tape :1357 09.11.2007 tarihinde Recep Rıfiı DppSSOY ile görüşmesinde özetle; X Şahsın NATO Karargahı Hareket Başkanlığı ^ŞJrinyer Buca İzmir den 1054

konuştuğu anlaşılmaktadır. X Şahsın, bazı konularda sakin olmasını tavsiye ettiği, Güler KÖMÜRCÜ'nün bir sürü mesaj geldiğini söylediği, X Şahsın "Onlar güzel şey ... işte organize olmayan güç güç değildir" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Doğru doğru aynı organize" dediği, bir süre bu şekilde sohbet ettikleri, Güler KÖMÜRCÜ'nün "...Bir şey söyliycem bak o Hayrettin ERTEKİNİ araştırdım hani o gün diyordu ya gideceği yerde o ne yapıyormuş biliyor musun şimdi bazı çok detay vermiyeyim sana ben BİR NUMARANIN KANKASIYIM deyip dolandırmadığı adam kalmamış son dönemde" ".. o gidecekse onun yani olmaması lazım yani Ethem bey orda olacaksa öbürünün olmaması lazım adını kullanır" dediği, X Şahsın "Ulaştırma bakanı Ethem'in hemşerisiymiş" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Binali ... evet olabilir doğru" dediği, X Şahsın "Erzincanlı işte bir yemeye davet etmiş Ankara'ya" "Dedim ki giderken haber ver ... yani konuşmayı bilmezsin onlarla dedi" dediği, Tape :1358 11.11.2007 tarihinde Ahmet Hurşit TOLON ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "BENİ EMRETMİŞSİNİZ EFENDİM BUYRUN" dediği, Ahmet Hurşit TOLON'un "Estağfurullah saygılar sunanm nasılsınız" "Şimdi bu şey pek çok konu varda iki şey çok can sıkıcı bir tanesi bugün Tercümanda mutlaka görmüşsünüzdür bu Tercümanın manşetinde parlamento da olanların eşkıya ile olan PKK ile olan bağlantıları" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ee o şeyde de var efendim Hürriyet de akşamda diğer gazetelerde de var" dediği, A.Hurşit TOLON'un "... o bahsettiğiniz birinci gazeteyi BİZ BÜTÜN 97 KURULUŞU OLARAK PROTESTO ETTİK OKUMUYORUZ" "... ama esas ben sizi niçin aradım biliyor musunuz bu Suudiarabistan" "Kralının gelişi 10 Kasımda tesadüfe bakın yani 10 Kasımı o mu tercih etti biz mi o tarihte davet ettik ve Atatürk'e bir tepki gösterdi bu adam" diyerek Anıtkabiri ziyaret etmemesinden duyduğu rahatsızlığı aktardığı, devamında ".. şimdi ben size bir şey arz edecem BİZİM ANADOLU ULUSAL UYANIŞ VE DAYANIŞMA PLATFORMU" "...biz bunu Tel'in eden bir bildiri yayımladık" "..özellikle iki arkadaşım var benim onlara gönderirsiniz dedim biri sayın Mustafa Balbay" "Diğeri de sizin adınızı verdim" "... 97 kadın kuruluşunun müşterek kanaati olarak bir bildiri yayımladılar sizin emeil ineze postalamalarım söyledim" dediği, Tape :1360 14.11.2007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; Turan ÇÖMEZ'in "Şeyle konuştum Anıl hocayla" "Anıl Çeçen le" "Anıl hocaya her yerden ambargo var" ".. çünkü o büyük Ortadoğu projesi şöyledir böyledir dediği için" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Herhalde başlıyor artık ileri harekat dimi" "Yani çok farklı şeyler anlatılıyor bu konuda ee tartışmalar var çok farklı yorumlar yapılıyor bir birinden çok farklı yorumlar var bir sürü E paşayla konuştum" "E paşa bir birinden faklı şey söyliyor onun için E olmayan paşaya sormayı düşünüyorum o E olmayan paşanın da aklı karışık" dediği, Turan ÇÖMEZ'in "E olmayana sor ... onun da aklı karışık" "İŞİMİZ ZOR" dediği, görüşmenin devamında, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Medyanın halleriyle ilgili bir şey yani acilen medyaya müdahale edilmesi gerekiyor bütün hepsi asker ve şey oldu farkında mısın strateji uzmanı yani şuanda ... kim mesela ee biliyorsun dimi 2005 yılında muhabirdi polis adliye muhabiri Şamil Tayyar" "Şuanda çıkıyor terörle mücadele böyle olması lazım ileri hareket böyle olması lazımdır" dediği, Turan ÇÖMEZ'in "Ee tamam ona ... İhsan Aslan onu söyleyeceksin diyor o da onu söylüyor" dediği, Tape :1515 14.11.2007 tarihinde Sinan.... ile görüşmesinde özetle; Sinan................. isimli şahsın Genelkurmay Başkanlığı Muhabere ve Bilgi Sistemleri Destek Komutanlığı Balgat Çankaya Ankara adresinden aradığı anlaşılmaktgdjt^inan'm kendisini "Albay Sinan" diye tanıttığı, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... ban^Vereo^i^^r şey var mı?" "Ha dergi mi?" dediği, Sinan'ın "Gönderdim ....Cumaöfösi'günü curfaVtainü gönderdim onu | * *» /y^vN "*** * • 1055 II* * ( - Vi vj_„

n

kargo ile adrese teslim" "...cuma günü perşembe gece geldi Cuma günü sabahtan seninle birlikte 3-4 kişinin vardı hepsini gönderdi" dediği, Tape :1514 14.11.2007 tarihinde Yaman KALE ile görüşmesinde özetle; "Güler hanım ben Genel Kurmaydan arıyorum Yaman Kale, Sinan Albayım bir emir vermişti size gönderdiğimiz paketle ilgili biz Araş kargo ile görüştük eve uğrayıp sizi bulamadıklarını söylediler şuan da paket Teşvikiye şubesinde Araş kargonun oraya gidip bizzat almanız gerekiyormuş iyi günler" şeklinde mesaj çektiği, Tape :1361 14.11.2007 tarihinde Serdar.... ile görüşmesinde özetle; Serdar'm "... Salman Kurtulan Para alıyormuş ya devletten" "Şu PKK' lı" diyerek şahsın Kahramanmaraş Pazarcık Ziraat Bankası Şubesinden para 16 yıldır para aldığını, aslında bu şahsın PKK içinde Devlet adına çalıştığını, yapılan haberlerle bu şahsın deşifre edildiğini anlattığı ve "Sana bir şey vermiştim hatırlıyor musun aynı Kahramanmaraş Pazarcık diye" " ha Kahramanmaraş Pazarcık anladın mı?" dediği, Güler KOMURCU'nün "Onun ne alakası var bu doktorla Kahramanmaraş'ta doktorun ... hatırlamadım ne söylemiştin onla ilgili doktor ne ..." "yani hep bilgiler aynı yerden geliyor on altı yıldır devlet bu adama para ödüyor çünkü salaktı devlet o kadar" "Yapılan ne biliyor musun?" "..izim PKK nın içinde ki adamımızın deşifre edilmesi" "... gündür bekliyorum senin bunu uyancağın konusunda yani ordan uyanman gerekirdi o dediğim şahsa gitseydin bunlarm hepsini biliyordu zaten" dediği, Güler KOMURCU'nün "Dediğin şahsa nasıl gidecektim ALMANYA da yaşıyormuş adam" diyerek şahsın adım soyadını bir daha söylemesini istediği, Serdar'm "Yok söyleyemem kesinlikle söyleyemem ama sabit telefondan ararsan veya verirsen sabit telefonda söylerim" dediği, Güler KOMURCU'nün "Peki onu neden YANİ BİZİM KENDİ ADAMIMIZI NİYE DEŞİFRE EDİYORLAR" dediği, Serdar'm Devleti yıklak için uğraşanların olduğunu söylediği, Güler KOMURCU'nün "Yani o kadının kocası bize mi çalışıyormuş" dediği, Serdar'm "Bence başka ne olabilir ki yani devlet bu kadar salak mı?" "... Ziraat bankasının içinde BURAK EKE var Mitin has adamı müdürlük yapıyor bilmem ne yapıyor atlanır mı böyle şeyler Ziraat bankasında" dediği, ilerleyen konuşmada, MİT in DTP nin mecliste temsil edilmesini istediğinden bahsettikleri, Serdar'm "Ya ben ... iken bizim başımızda Ünal Tuzcuoğlu vardı bu Cemal Dündar'a bağlı" "Askerdeyken ben ya" "Bize hep mesela ... işte özel harpçiler hep böyle müdürlerdi merkez komitenin içindeyiz ... derlerdi aklımda takılı kalmış hep söylüyorum yani Mit böyle... Mitin başka şansı yok ki" "Ya hep derdi ya merkez komite de adamımız var PKK'nın içinde diye" "Buda onun gibi bir şey yani bu PKK'nın içerisinde bizim adamımızın olmaması mümkün mü mümkün değil yani mümkün değil bence adam infaz edilecek eğer ben yanlış okumuyorsam bence adam yakında infaz edilir" dediği, Tape :1362 14.11.2007 tarihinde İsmail .... ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "Bak şimdi şöyle bir haber geldi bana Salman Kurtulan yani kadmm kocası dağdaki" "En son yazdılar ya gazeteler işte Ziraat bankası Pazarcıktan para alıyor nasıl olur" "Şimdi bilgi şu devletin içerde kendi elemanı ve biz kendi kendimize deşifre ettik adamı yani Ziraat bankası kendi kendine buna kaç yıllık çiftçi parası vermesi imkanı var mı teşkilatın içerde ki adamı ne maaş alıyor anladın mı" ".. sen buna bir bakta bu çok önemli yani" "Büyük ihtimalle bunu deşifre etmişiz ve ya biz ... birisi servis yaptı da deşifre ettik yani Türkiye Cumhuriyeti ve içerdeki eleman deşifre edilmiş oldu bilgisi geldi" dediği, İsmail'in "Tamam peki ben bakarım ... Tape :1363 14.11.2007 tarihinde Serdar .... ile görüşmesinde özetle; PKK üyesi Salman KURTULAN dan bahsederek Serdar'm "Aynı ekjj^fnTlJMp^' "Bunun amcaoğlu ölüyor tamam mı?" "Salmanın" "Ve bunun bu /ffafâ işlerjjû Sürütüyor bankası

ff *

* * «*** "*

örgütün" "Salman" "... örgütün para işlerini yürütüyor ama aynı zamanda da" "Ziraat bankasından maaş çekiyor ufak ufak" "Bir ikincisi şu sana diyorum ki aynı yerin nüfusuna kayıtlı Doktor kod adlı olan ise" "Getiriliyor" diyerek, büyük miktarlarda para geldiğinden bahsettiği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Doktor orda mı hala" ".. bende ki bilgi de Almanyaydı" dediği, Serdar'm "Hayır Almanya dan buraya geldi oraya yerleşti memleketinde oturuyor dedim ya" "Hatta sana dedim ya parayı nerden çektiğini maaş alıyor adam maaş aldığı yeri" "Doktorun da aynı banka yani dolayısıyla Ekip Ekip" "Parayı alıyor" "Televizyon da kuruyor TUNCAY'LA beraber tamam mı Ekip dinliyorsa da ta götüne koyayım DOKTOR HÜSEYİN NAZLIKUL'UN parasını alıyorlar" "Bu MİT'teki Ekipten bizimkiyle beraber tamam mı paralarla televizyon kuruyorlar ama kurdukları televizyonun paralarını getiren adamın yanındaki en büyük para sahibi adam da neden... Ziraat bankasından maaş alıyor" "Ya BENCE EKİP PATLADI TAMAM MI BUNUN BİZE YANSIMALARI GEÇTE OLSA ... BİZ İŞİN ORTASINDA DEĞİLİZ SONUNA DOĞRU ÖĞRENDİK anladın mı" dediği, Tape :1512 14.11.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; X Şahsın Genelkurmay Başkanlığı Muhabere ve Bilgi Sistemleri Destek Komutanlığı Balgat Çankaya Ankara dan telefon açtığı anlaşılmaktadır. X Şahsın "Ya 4 buçuk 5'i iptal edeceğim ya 5- 5 buçuğu iptal edeceğim sizi alabilmek için hangisini iptal edeyim" "4 buçuk 5 yani 4 buçukta geleceksiniz 5'te çıkacaksınız" "Tamam 4 buçukta bekliyoruz ben o dört buçuk beş programını iptal ediyorum sizi alıyoruz" dediği, Tape :1511 14.11.2007 tarihinde Gülay.............. ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Gülaycığım şimdi Ankara büroya söyle de BENİ HER ZAMAN GÖTÜREN GENEL KURMAYA GÖTÜREN ARKADAŞ GELSİN dördü çeyrek geçe dördü on geçe hatta Hilton'dan alacak" "Aynı kişi gelsin de güvenlikli o..............tamam mı" dediği, Tape :1510 14.11.2007 tarihinde Tuğrul TÜRKEŞ ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ne yapıyorsun gelecek misin?" diye sorduğu, Tuğrul TÜRKEŞ'in de gelmeyeceğini, uçakla bir yere gideceğini söylediği ve "Mehmet'e (Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olabilir) de selamları var" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Mehmet yok Mehmet ne alakası var" "... şeyle beraberiz sizin şu Canpolat Kurtlar vadisinin yapımcısı ile" "Ona ... Tuğrul karakteri koyduralım diyom ben Mehmet'i o kadar çok sık görmüyorum ayrıca arz ederim" dediği, Tape :1388 15.11.2007 tarihinde S.S.ALTINOK (Serdar) ile görüşmesinde özetle; Serdar'm "... teşekkür etmek için aramıştım." dediği, Güler'in "Beni dinler misin? Adının, kimliğinin ne olduğunun hiç önemi yok! Bulunduğun yer itibariyle, benim saygı duyduğum bir insansın." "O isimler değişebilir, şahıslar değişebilir, hiç önemi yok. Ülkemi sevdiğim içinde hep saygı duyucam." "Ama senin sorgulaman, beni çok şey yapıyor, ivite ediyor." "SEN BİLİYORSUN OLAYIN NE OLDUĞUNU" dediği, Serdar'm "Sizin de bu şekilde, bu üslupla konuşmanız beni ivite eder." dediği, Güler'in "Sen boşver o üslubu ya. O üslubumdan dolayı söylediğin an, ben hemen özür diledim zaten. Çünkü tabi ki böyle bir hakkım yok ama içeriğine bak" ".. .O beni kırıyor. O sorgu; ben sana onu, başka istersen A protokol söylerim." dediği, Serdar'm "... Sizin bakışınızdan sorgu da. Benim açımdan o sorgu değil yani." dediği, Güler'in "A BRAVO! ZATEN HEP MERKEZE SİZİ KOYACAZ. Yani karşındakinin önemi yok." "SANA SAYGI DUYUYORUM. SEN SORUMLUSUN SEN ÖNEMLİSİN." dediği, bir süre bo konu üzerine konuştukları, Güler'in "Bende orda neye bak kızıyorum biliyor musun? Sana değil. Şimdi o adam devreye girince durduramıyor.sj^Cünkü egosu var, ...Bunlar bu kadar böyle bi MANTIK İÇERSİNDE, BİR^^KI]® KURGU İÇERSİNDE

OLACAK ŞEYLER. Hop hemen medyayı arıyor. Belki medya hemen aranmıcak, 10 dakika sonra aranacak" "BİLEMİYOR Kİ BENİM NE YAPMADIĞIMI!" "Onla en azından 4 kere daha önce de program yaptık. Dördünde de kendini ortaya attı." "Sen bi şey bakıyorsun. YANİ DİREKT BÖYLE KUŞKUCU BUDA SİZİN MESLEĞİNİZ GEREĞİ napayım. Bende buna alışmam gerekiyordu. Alışamıcam" "O YAPINIZ ARTIK SİZİN ELİNİZDE DEĞİL!" dediği, Serdarın "Bu tür tespitleriniz beni yaralıyor, haberiniz olsun." dediği, bir süre Güler'in kırılmasından bahsettikleri, daha sonra Serdar'm "Yargılarınız çok katı. Ben diyorum ki sizi sorgulamak için söylemedim" dediği Güler'in ".. .Hiç teşekkür etmene gerek yok. Ben sana saygı duyuyorum. Önem veriyorum. Değer veriyorum. Konumun" dediği, Serdar'm "BANA DEĞİL MAKAMIMA." dediği, Güler'in "...ADINI DAHİ BİLMEDİĞİM SEVGİLİ ARKADAŞIM. ŞAHSINA ÖNEM VERİYORUM.".."Sinirimin niye bozuk olduğunu, sana yine yüz yüze anlatıcam. Bugün sabah bi toplantı yaptım." "Bana e çok enteresan o toplantımdaki şahıs işte Irak -Türkmen politikasıyla ilgili bişey anlattı." "Ve o Türkmen politikasıyla ilgili yorumunu aktardı." "... O yorumun içinde bazı şeyler, beni çok rahatsız etti." "ŞUANDA ANLADIĞIM KADARIYLA, SENLE KAYDA DEVAM EDİYORUZ HEP BERABER SÖYLİYİM." "Ümit ÖZDAĞ'la görüştük." dediği, Serdar'm "Ümit beyin söylediği o ilginç şeylerden bir iki kelime bahsedebilecek misiniz?" diye sorduğu, Güler'in "Kurultayı iptal ediyormuşsunuz. Kurultay yaptırmaya çalışıyormuşsunuz falan gibi şeyler." "Kurultay ne anladm yani! SİYASİ BİTANE ARACI KULLANDIM. ITC İLE İLGİLİ." "Senin tarafmdakilerin hepsi benim ailem ama ŞUANDA EV TELEFONUM DA HASSAS OLABİLİR İSTERSEN DETAYLANDIRMAYALIM HA." "Yani diğerini e insanlar kafasına göre dinliyorlar ama bunda belli bir kayıt gerekebilir ya da kayıt gerekmese bile burda o kadar olmasa bile daha azdır burda." dediği, Serdar'm "Tamam yani acil bişey var mı diye ben sordum." dediği, Güler'in "Yani bizim şeylerimiz, yo acil bişey olsa, merak etme ben seni ya da bulmam gerekeni bir şekilde bulurdum." dediği, Tape :1507 16.11.2007 tarihinde Ahmet.... ile görüşmesinde özetle; Ahmet'in "Oo merhaba efendim nasılsınız dün gece galiba çok meşhur olmuşsunuz" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... şimdi ben onu size de söyleyeyim de yanınızda mı Sadettin bey hazır belirteyim" dediği, Ahmet'in "Şimdi şey Kanal Türkten bu günkü biz programa çıkıyoruz ya o programda" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çok güzel şimdi ben dün akşam dün akşam Sadettin Zeyid'e siz o zaman iletin lütfen bende bir ara ararım kendisini dün akşam ben Ahmet Davutoğlu ile görüştüm yani Turanın ortağı" "Koruma görevlisini araması değildir konu siz bunu bilin ve" "Lütfen Sadettin bey'e de iletirseniz çok sevinirim" "Ahmet Davutoğlu derhal devreye girdi bu arada Serdar beyde bilgi verdi bunlardan tamam" "Siz ne demek istediğimi anlıyorsunuz" dediği, Ahmet'in "Hangi Serdar bey" diye sorduğu, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Onu bir ara konuşacağız" ".... Müdahale eden Ahmet Davutoğludur" dediği, Ahmet'in ".. Ahmet Davutoğluna bazı biçim için yardımlarda bulundunuz ya Amerika da" "Orda bir şeyler yaptılar ters oldu" "Yani biz bazı konularda hassas yani girdiği zaman dış işleri belli şeyde bir ters işler yapıyorlar" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "İşte ama dün akşam o dışişlerini aradı" "Yani dış işleri ile beraberdi zaten" dediği, Ahmet'in "Tamam bende bir araya gelelim mi bende de bazı şeyler var" dediği ve Haber Türk te Türkmenlerle ilgili bir programa çıkacağını söylediği, Tape :1506 16.11.2007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün Milliyet gazetesindeki bir haberden bahsettiği, Turan ÇÖMEZ'in de "Gördüm birisi söyledi gördüm yalnız bir şeyi unutmuşlar oraya yazmaya" "Olayın olduğu esna da TBMM dış ilişkiler komisyonu Mura|?!ftfrclte^ynı salonda olmasına rağmen kılını kıpırdatmadı diye yazmamışlar" dediğ\ Ğuler'mJte%İurumu biliyormuydu

/y02$

\ o t « ti v ^- /

diye sorduğu, Turan ÇÖMEZ'in "Bilmiyordu ama ilgilenmedi" diyerek bir olaydan bahsettiği, ilerleyen konuşmada DTP ve PKK terör örgütünden bahsettikleri, Tape :1364 16.11.2007 tarihinde S.S.ALTINOK (Serdar) ile görüşmesinde özetle; Serdar'ın MSB LOJ. Ahmet KONUKSEVER N:95 D:3 Oran Çankaya, ANKARA dan görüştüğü anlaşılmaktadır. Güler KÖMÜRCÜ'nün "Şimdi o dünkü ifadeyi merak ettiğini bilmen gerekiyor sanıyorum sana kısaca aktarayım" "Ümit'in bahsettiğinden" "ha Marta kadar Mart Nisan ayma kadar Sadettin beyi değiştirmek istiyorlar, bende buna karşı çıkıyorum böyle bir şey olabilir mi gibi bir ifade kullandı" dediği, Serdar'ın "nerden öğrenmiş böyle bir şeyi biz bu işle" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "O Ahmet'le çok yakındır" "Anladın mı yani ben şey yapmayayım yanlış yönlendirmeyeyim şimdi tahmin bu" dediği, Serdar'ın "Ama hiç öyle bir şey de gündemde yok yani ben bilmiyorum" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "İşte şey bu bunun olmaması lazım işte referandum var referandum öncesi orda kurultay yapıp işte ismini değiştirme çalışıyorlar böyle bir şey olabilir mi ve pozisyon şey yani böyle sanki bireysel davranılıyor bireysel mi diyelim" dediği, Serdar'ın "Çok teşekkür ediyorum yani birden sohbetiniz olursa doğru bilgileri veya doğru nasıl diyelim doğru tahminlerinizi bilgi olmasa bile iletirseniz kendisine memnun olurum" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ben zaten ilettim şüphesiz" "Ama hayır yani benim kanaatim böyle bir şey olduğunu zannetmiyorum dedim o da bana dedi ki Yarbay seviyesinde artık olay gidiyor ne acı falan gibi yaptı ya ben zannetmiyorum o arkadaşı iyi kötü biraz tanıyorum öyle hani acı bir durum yok öyle bir şey söz konusu değil dedim bide sen kimden bahsediyorsun dedim ben ona belki hani ayrı kişilerden bahsediyoruz ben o kadar durumu bilmiyorum dedim bunun üzerine bana Halil diye bir isim verdi" "... soyadını da söyledi de şimdi söylemeyeyim sana yani telefonda artık soyadını" ".. yani tüm şey budur veya baya yani şey LOBİ yapıyor yani o benim nezlimde değil belli ki bu konu da bir genel lobi yapıyor" dediği, Serdar'ın... sizle konuşurken de düşünüyorum başka nerden böyle bir şey duyabilir tabi bakacağız gerekirse kendisi ile görüşürüz" "..çok teşekkür ederim bu bilgiler çok değerliydi bizim için" "... bu işi karşılıksız olarak yapan veya bu işe karşılıksız olarak katkıda bulunan ben bir tek sizi gördüm Türkiye de" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çünkü ben siyaset hedeflemiyorum arkadaşım kendi servetimle hiç çalışmadan ömür boyu yaşayabilirim" dediği, ilerleyen konuşmada, Güler KÖMÜRCÜ'nün "O uluslar arası toplantı nerde" diye sorduğu, Serdar'ın "Azerbaycan da şimdi uçağa gidiyorlar binecekler" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "ee nasıl Ceviz kabuğuna katılacaklar" diye sorduğu, Serdar'ın " Sadettin bey katılmıyor Ahmet bey" dediği, Tape :1365 16.11.2007 tarihinde Serdar.... ile görüşmesinde özetle; Serdar'ın Özel Kuvvetler Komutanlığı Genelkurmay Başkanlığı Gölbaşı, Ankara adresinden görüştüğü anlaşılmaktadır. Serdar'ın "Az önce araştırdım yanımda bir arkadaşım vardı çok rahat konuşamadım" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Fark ettim hissettim sesini duydum zaten" dediği, Serdar'ın "Şimdi bu konuları da telefonda görüşmek istemezdim ama duyan duysun önemli değil ben şunu size ifade etmek istiyorum doğru bilgi açısından" "Biz 2003 ten itibaren bazı tabirlerimi de lütfen hoş görü ile karşılayın 2003 ten itibaren aşağıda ilgilendiğimiz bu toplumun" "Kendi kararlarını kendilerinin almasmı prensibi ile iş yapıyoruz" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ben ondan hiç şüphe etmiyorum ki zaten" dediği, Serdar'ın "... şöyle ben bunları anlatıyorum ki o arkadaşınıza" "İşte bu bilgi veren şahsa" "O profesör makamına ulaşmış şahsa" "dün daha önce bunları anlatmıştık kendisine ama hala yanlış bilgi üzerinden prim yapmaya çalışıyor biz bir insanı.." dediği, Tape :1504 18.11.2007 tarihinde SERDAR..? ile göjaişmisinde özetle; Serdar'ın "Ya şimdi benim bir arkadaşım kırımdan telefon açtı Jb^ânV Kırfi^tpan kırımdan. Serdar abi bizi kırıyorlar dedi tamam mı silah sesleri geldi M%pattı telefSnjr«0%dan sonra Cevat [i •*• -" /%Xs\ V1* ?'$-

&A 105^

•'

"

"

Dönmezer aradı beni Sulhi Dönmezer'in oğlu Serdar dedi böyle bir." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Serdarcığım bir şey söyleyebilirmiyim çok mu acil ben şimdi bir kahvaltıdayım ve yanım kalabalık yani masadan kalktım bir saat sonra arasam olur mu seni." Dediği, Serdar'm "Bak şimdi beni dinle tamam mı senin ... geniş internetten radyo dinleyen bir arkadaşını bul meydan FM ... burda canlı yayın da Ruslar ateş açıyor Türklere diyorum sana kafayı yeme Kırımda katliam var şuanda." dediği ve görüşmenin sona erdiği, Tape :1366 21.11.2007 tarihinde SERDAR..? ile görüşmesinde özetle; Serdar'm "Bir tane hani sana bir zarf dağıtıyorlar emniyet de." diye sorduğu, Güler KÖMÜRCÜ'nün de bahse konu mektubu okuduğunu, Serdarın böyle bir mektup dağıtımının olup olmadığını sorduğu Güler KÖMÜRCÜ'nün de "Bilmem herkesin adına mı dağıtıyorlar sadece Tuncaym hakkında mı." dediği, Serdar'm "Tuncaym hakkında doğru ben gördüm zarfı." Dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün mektupta ne yazdığını sorduğu,Serdar'm "İçinde yazman gereken bölümler var vericem sana bir kısmını şimdi ayıklıycam onları o kısımları seni ilgilendiriyor kesin yazarsın sen onları iddiaya girerim yani." dediği, devamında yine Serdar'm "Yani bu memleket de bir takım orospu çocukları ile beraber olup MİT de çalışanlarla iş birliği yapıp PKK paralarını gasp edip haklayıp haklayıp usulsüzce bir şekilde üstelik PKK lı ile arkadaş olup o arkadaşlığa da ihanet edip devletin hazinesine aktarılması gereken paralarla televizyon kurup Maliyetçilik satan orospu çocuklarının haberini yazmayacak mısın. HÜSEYİN NAZLIKULUN paralarını yemişler. Hüseyin Nazlıkul Salman Kurtulanm paralarını çalmışlar PKK nm pazarcık taki şubedeki ziraat bankasındaki paralarına el koymuşlar HÜSEYİN NAZLIKULU silahı dayamış MÜFİT'LE beraber SARIGÜLÜN korumalarıyla TUNCAY'IN KANKALARI ve TUNCAY paraları yemişler televizyon kurmuşlar. Belediye başkanları... içine sıçayım ben böyle ülkücülüğün ... tamam mı." Dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape :1503 21.11.2007 tarihinde Serdar..? ile görüşmesinde özetle; Bir önceki görüşmeden devamla Serdar'm "Evet bu işler bitecek Güler bitecek yani sen kaç para alıyorsun PKK karşıtı Barzani karşıtı yazdığın yazılarda maaşın haricinde para mı alıyorsun." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Manyak mısın kafa atarım ha geri zekalı üstüne 200 milyar da para vericem.Kimseye şey yapmamak için götürdüğüm yemekleri bile insanlar vermesinler yemek hesap parası onu bile ben vereyim diye biliyor musun bir sene de 80 bin dolar evi satıp para harcıyorum Türkmen bilmem ne seyahati yapıyorum cebimden harcıyorum insanları yemeye götürüyorum cebimden harcıyorum biliyor musun." dediği, Serdar'm "Ee ben sana ne diyorum haram zıkım olsun bunlara eğer benim kanımdansa ve ben gece karşılaştığım da eğer çoluğumla çocuğumla görüşme imkanımı kısıtlamıycak çocuğumun hakkını yemiycek olsam gece karşılaştığım da kanımla kafasına sıkmayan Serdar namerttir tamam mı bunlar böyle yani bunları böyle bil yani." Dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape :1389 22.11.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; X Şahsın "Evdesin galiba." "Bu gördüğüm numaradan ariyayım ben. Daha rahat konuşuruz." dediği, Tape :1390 22.11.2007 tarihinde Tevfık YAMANTÜRK ile görüşmesinde özetle; Güler'in "Şimdi benim çok sevdiğim abim var. Aynen senin gibi sevdiğim bi dostum." "Silahlı Kuvvetler Akademisi komutanıydı bu. Geçen sene işte Edirne'deyken emekli oldu. Tümgeneral ve onlar şuanda Silahlı Kuvvetler Akademisı'nin desteğiyle bir TERÖR ETÜDÜ MERKEZİ oluşturuyorlar." "AMA B&fM^ YAPI OLUCAK DA, KOORDİNELİ ÇALIŞACAK AKADEMİYLE." (|e€ği, TÖ$öhn "Tabi konuşuruz."

m

dediği, Güler'in "Tamam Rıfkı DURUSOY paşa" "O zaman ben bi irtibatlandırayım sizi." "Ne olabilir çünkü böyle bişey bu yani artık bizde yok." dediği, Tevfik'in "Tamam tuğ muydu dedin?" "TÜM. Onları da evden gelen büyük baskılar sonunda, ayıp oluyor demelerinden sonra öğrendim artık." dediği, Güler'in "Ben hala bilmiyorum biliyor musun?" dediği, Tevfik'in "Ben öğrendim tuğ tüm diye gidiyor." dediği, Güler'in "İşte evet onu şey yapıcam koordine edicem. Bi şekilde irtibatlandıncam ve bende olucam o projenin içinde. Çünkü Türk aslında. Bu biraz Rant Cooperation'm millisi." dediği, Tape :1371 22.11.2007 tarihinde Recep Rıfkı DURUSOY ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Efendim Salı günü saat bir de Park Şamdan bisse İBRAHİM KEFELİ." Rıfkı'nm "Tamam bu Salı" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Yamantürk salı günü öğlen İbrahim Kefeli." Dediği, Rıfkı'nm "Tamam salı öğlen şeyi de ... getiririm. Ben onları bir birine vurdururuz biz kaçarız. Siz burda konuşurken biz şu şeyde Beymen de bir şey vardı deyip oraya gideriz." dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape :1372 22.11.2007 tarihinde Alev..? ile görüşmesinde özetle; Alev'in "Güler konuşmamız lazım.Biz evel ki akşam şeyde beraberdik Amerikan konsolosu ile.Beni mi dinliyorsun dur telefonda olmaz görüşmemiz lazım.... yani bir konuşmamız lazım durum çok kötü." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Evden arasana beni " dediği, Alev'in "Bir şey diyeceğim ya çok kötü duruyorlar diyor yani durum çok kötü diyor tanıdıklar falan.Yani gittikçe Türkiye kötüye gidiyor ." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ee bölünüyorsun işte şakır şakır." dediği ve bir süre ülke gündemi ile ilgili görüştükleri, devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün "Bende geçen gün siyasi ateşe ile beraberdim büyük elçi. Amerikan büyük elçi ile Ankara'da da aynılarını söylemişiz ya ulusal menfaatler dedim gereği belirli yerde buluşmak zorundayız bu sizin de menfaatiniz gereği" dediği bir süre Güler KÖMÜRCÜ'nün özel hayatından bahsettikten sonra Güler'in Alev'e bir İngilizce metin göndereceğinden bahsettiği ve görüşmenin bu şeklide sona erdiği, Tape :1391 26.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Güler'in "Neden beni hiç arayıp sormuyorsun?" diye sorduğu, Veli'nin "Ya öbür telefondayım. Ben seni arıyorum az sonra." dediği, Tape :1392 26.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Güler'in "Ay hemen ben telefondayım. Paşamı hemen arıyorum şimdi tamam." dediği, Veli'nin "Bu numaram çıktı mı?" diye sorduğu, Güler'in "Çıktı arıyorum, arıyorum şimdi." dediği, Tape :1393 26.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Güler'in "İyi canım Ankara İstanbul gidiyorum geliyorum. SÖZLERİNİ TUTUYORUM MERAK ETME. DEDİĞİN BANA TEMBİH ETTİĞİN KİŞİLERLE GÖRÜŞMÜYORUM, DEDİKLERİNİ YAPIYORUM." dediği, Veli'nin "Yanlış şeyler döner yani. Sen kendini kabul ettirmiş bir yazarsın." dediği, Güler'in "Senin söylediklerin hayır ben o zaman da izah etmiştim sana. O bambaşka bir nedendi. Tamam ben orda bişey öğrenemeyeceğimi anladım sen napıyorsun?" dediği, Veli'nin "İyiyim valla boğuşup duruyoruz. Kazakistan'daydım bende." dediği ve Kazakistan'da iş almaya çalıştığından ve oradaki devlet görevlileri ile görüştüğünden bahsettikten sonra "Engin Akçakoca var ya. Eski BDDK başkanı." "He Engin benim sevdiğim bi arkadaşımız. Engin'de ilginçtir Kazakistan dünya bankası adma Kazakistan merkez bankasının denetçisi." "Bi oturup yemek yiyecez. Konuşcaz bi Şey yapalım bakalım yani kritik bir ortam." "Azerbaycan'a gidecektim gitmedim. O şeye de kongreye." dediği, Güler'in Barzaniden bahsederek, şahsın ortadan kaybolmasıyla ilgili sorular sorduğu, Veli KUCLK-'un de, Barzaninin miadını doldurduğunu anlattığı ve "Sen bu işi yazıyorsun, devamlı biliyorsun. Geçen ki yazında çok güzeldi. Büyük orta doğu projesi konusunda qpll»rı teslim ettnçk zorundalar." Dediği,

Barzaninin yerine başka bir şahsın çıkmasından bahsederek Neçirvan dan bahsettikleri, Güler KÖMÜRCÜ'nün ""Bu hafta beni yemeğe götür." "Necla ablam olsunda. Onun dışında çok aile muhabbeti yapma. Ya biraz beni birileriyle tanıştır." "Öyle birileriyle değil. Türkiye'yi kurtarıcak yani sohbet etcek ne bileyim yani." dediği, Veli'nin "Sorma bu sabah bana bişey geldi." "Şimdi bizim bu istihbaratçılığm kötü bir tarafı Güler biz hep şeytanı teferruatlı ararız." dediği ve görüşmenin ilerleyen bölümlerinde MHP ve AKP arasındaki seçimlerden ve Koray AYDIN'ın yolsuzluk suçlamasıyla hakkında açılan davalar hakkında görüştükleri, Görüşmenin son bölümünde Veli KÜÇÜK'ün (muhtemelen telefonda) başka bir şahsa adres tarifi verdikten sonra görüşme yaptığı şahsı Güler'e "Şey bizim Eski GİMA'nm Genel Müdürü." Diye tanıttıktan sonra görüşmeye devam ettikleri, Tape :1483 26.11.2007 tarihinde Mehmet EYMÜR ile görüşmesinde özetle; Güler'in "Benden de iyilik. Ya sana 1-2 dakka ihtiyacım var. Bişey sorucam Mesut Barzani'nin oğlu var mı, var tabi?" dediği, Mehmet'in "Var var bitanesi zaten Amerika temsilcisiydi." dediği, Güler'in "Hangisi Ferhat mı?" dediği, Mehmet'in "Vallahi şimdi hatırlamıyorum." dediği, Güler'in "Ferhat onun yeğeni ya. Ben onla tanıştım." "Bizim evin ordaki ... tanıştım. Büyükelçilikte." Dediği, "Ferhat değil diyorsun ha. Buda yani şeye etkili mi?" dediği, Mehmet'in "Etkili, etkili tabi ama şey yeğen daha çok etkili." Dediği, Güler'in "Neçirvan değil mi?" dediği, Mehmet'in "Evet" diyerek onayladığı, Güler'in ise "E peki ben bikaç kişiyle konuştum da. Mesut'un bu kaybolmasıyla ilgili. Mesut'un artık raf ömrünün dolduğu. Neçirvan tarafından Mesut'a suikast yapıldığı ve önümüzdeki günlerde Neçirvan'm öne çıkanlacağı, Mesut'un geri çekileceği." "E bir de Ahmet Çelebi tekrar galiba etkinleştirilmek isteniyor." Dediği, Mehmet'in "Vallahi Barzani şey, Ahmet ÇELEBİ bi ara şeylen çalışıyordu. Bizim meslektaşlarla." Dediği, Güler'in "Biliyorum yani bizde de." Dediği, Mehmet'in "Savaşın nedeni olarak şey etti. Yanlış istihbarat vermekle filan kandırmakla filan." dediği ve çeşitli güncel konularla ilgili görüştükleri, Tape :1375 26.11.2007 tarihinde Bade/İ.KEFELİ ile görüşmesinde özetle; Telefonu Bade..? isimli şahsın açtığı daha sonra Bade'nin telefonu İbrahim KEFELİ'ye verdiği,aralannda bir süre merhabalaştıktan sonra Güler KÖMÜRCÜ'nün "Yarın şeyde gelecek o projenin gene başında olan ETHEM ERDAĞ Korgeneral.O da bu sene Ağustosta ayrıldı İstanbul'da bir komutanlarımızdan." dediği, İbraihm KEFELİ'nin de onayladığı ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape :1376 27.11.2007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün sinirlerinin çok bozuk olduğunu söylediği, Turan ÇÖMEZ isimli şahsın ne olduğunu sorması üzerine Güler KÖMÜRCÜ'nün "Yok söyleyemem canım benim 2000 kişi dinliyor kötü bir tertip var Turan. Allah şahidim olsun parça parça yapıcam hiç tahmin ettiğin şahısla bireyle ilgili değil tamamen Ankara ile ilgili parça parça yapıcam. Ben bunu hakketmiyorum yani insan olmam mı canım ya ben ülkem için böyle çalışacağım ve birilerisi kalk kapat artık ... deme çalışacak ben bunu hakketmiyorum hakketmiyorum hiç kimsenin bilmediği bir şey var. Kimse de olmayan bir şey bende var..İnsanlar beni korumak yerine bana tertip düzenlemeye kalkıyorlar." dediği ve bir süre daha sıkıntısından bahsettiği, Turan ÇÖMEZ in konunun ne olduğunu öğrenmek istemesine rağmen Güler KÖMÜRCÜ'nün konuyu açıklamadığı, devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün evinin dinlendiğini bildiğini ve bu dinleme görevini yapanları kastederek"Ya Olur ya bu orospu çocukları şuanda kayıttayken sana hissettireyim." dediği ve bir süre daha aynı sıkıntısından bahsettikten sonra görüşmenin sona erdiği, Tape :1482 27.11.2007 tarihinde Kerem DOKSAT ile görüşmesinde özetle; Güler'in ".. bu aşağılık, işte Memlekette telefonun dmleniy«t^£.vim dinleniyor. Kerem bunlar bi şaka değil bak." dediği, Kerem'in "Ne yapmaya çalışıyorlar7" dediği, Güler'in

"Boşver bunları şimdi söyleyemem. SÖYLERSEM YANİ YAPACAKLARIMA ENGEL OLUR. Ya bunu, bu kadarını hakketmiyorum ben. Hesabım ortada, evim ortada, her bir yerimi dinliyorsun..." dediği, Kerem'in "...Kim dinliyor abi seni?" diye sorduğu, Güler'in "Polis" "Bende onu söylüyorum. Dinliyor, biliyor. Buna rağmen tertip yapmaya kalkıyo." dediği, bir süre aynı konuyla ilgili görüştükleri, Kerem'in "Sen evde yalnız mısın?" diye sorduğu, Güler'in "17 yaşından beri ben yanlızım ve 17 YAŞINDAN BERİ BEN BU İŞİN NASIL OLDUĞUNU BİLİYORUM." dediği, Tape :1377 27.11.2007 tarihinde Murat KOÇAK ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Kargo ile mi göndereyim yoksa ben gelince mi getireyim şeyi." Diyerek teslim almayı beklediği bir malzemeden bahsettiği ve bu malzemenin normal kargo yolu ile gelmesinin sakıncalı olabileceğini belirttikten sonra Güler KÖMÜRCÜ'nün evinin ve telefonlarının dinlendiğini söyleyerek "Sinirim bozuk. Herifler salonuma dinleme koymuş durumdalar düşünebilormusun." Dediği, Murat KOÇAK'm "Niye koysunlar gerek yok ki ... dinlerler ya." Dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün Tamam peki yalan söylüyorum şimdi yani bununla ilgili bilmem bu gün başbakanla görüşücem en üstü düzeyde şey başlatıcam tespit ettirdim." Dediği ve bu dinleme yüzünden sinirlerinin bozulduğunu belirttiği, konuşmanın devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün Murat'tan bir ev bulmasını istediği ve kendisinin bulunduğu yerin çok hareketli olduğunu ve bununda kendisini yorduğunu söylediği ev görüşmenin bu şekilde bittiği, Tape :1394 27.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Güler'in "Ev konusu, baktıracaktın ya eve." "Ama bu çok acil. fevkalade bi gelişme var çünkü." "Yani bu yüzde yüz öyle de. Ben dün aldım haberini. Ayrıca ekstra bir tertip yapmaya hazırlanıyorlar. Yani içeriyi temizlemeleri lazım." Dediği, Veli'nin "Tamam ben bi baktırayım şimdi." Dediği, Güler'in "Ne olur ama baktırmadan daha fazla yani ne gerekiyorsa yapalım ya. Lütfen ya senden hiç birşey istemedim biliyorsun, bu çok benim için hassas." "YA DÜN GELİP, BİZZAT SÖYLEDİ BİZZAT BİRİSİ SÖYLEDİ. SALON TAMAMEN DOLU KAYDE ALIYORLAR. AYRICA BUGÜNLERDE BİR TERTİBE HAZIRLANIYORLAR. EVE EKSTRA GİRMEYE YANİ..." dediği, Veli'nin arka planda (Günaydın Melih, ben gelcem. Biraz işlerim var dışarıda. Şey dicem şimdi çok acele hemen bugün bu evde dinleme yapılıyor. Bi tanıdığımızın birisinin evinde dinleme var. Bişey yerleştirmişler o çip dediğimiz şeyler var ya. Onların dinleme tespitlerini acele yaptırmamız lazım. Bugün hemen bi eleman bulun hemen. Bulun ben gelcem oraya tamam mı?) dedikten sonra Güler'e "Tamam canım ben şey yapacam." dediği, Tape :1378 27.11.2007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün evinin dinlenmesi ile ilgili olarak "Dün akşam Ankara'dan Ankara emniyetinden benim okurum olduğunu iddia eden hakikaten samimi seninle konuştuğumuz işte o saatten bir saate önce üç kişi geldi çat kapı. Kimliklerini gösterdiler. Dediler ki yani biz size son derece saygı duyuyoruz ve bunu yaparken de şuanda risk altındayız yani duyulduğu an hepimiz mesleğimizden oluruz direk işte daire başkanının talimatı ile salonunuz eviniz sizin olmadığınız zamanlarda girildi cihazlar yerleştirildi ayrıca evinize bu günlerde bir şey konacak suç unsuru. Söylediler Tamam. Şimdi bu gün tespit yaptırıcam evdeki cihazlarla ilgili onları bekliyorum." Dediği ve evine yakın zamanda bir tertip düzenleneceğinden bahisle bu konudaki şikayetini dile getirdiği ve görüşmenin bu konu etrafında devam ettiği ve sona erdiği, Tape :1379 27.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; VELİ KÜÇÜK'ün "Güler. Müsait misin?" dediği, Güler KpMÜRCt|%ı^n "Efendim canım." Şeklinde cevap verdikten sonra Güler KÖMÜRCÜ'nü^f evinde olfli^nu düşündüğü dinle

i< C 1063

|Z

*'*"'''''

cihazları ile ilgili olarak "Şimdi söyle eve mi geçeyim hemen." dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Yok ben şey yapıcam birini getiricem ... buluşturcam. Bir saat sonra bana gelecekler." Dediği ve görüşmenin Veli KÜÇÜK isimli şahsın ayarlayacağı kişiyle ilgili randevulaştıklan ve görüşmenin bu şekilde bittiği, Tape :1384 28.11.2007 tarihinde TEVFİK YAMANTÜRK ile görüşmesinde özetle; Merhabaaştıktan sonra Tevfik YAMATÜRK'ün "Yarın akşam bizim bir yine Asker aynı rütbede emekli dostumuz daha var bir sorsana Paşaya rahtsız olur mu davet etsek. Seyfettin Seymen Havacı Tümgeneral emekli." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün bahse konu yemeğin dostluk veya tanışma yemeği olmadığı için ve bir proje ile ilgili görüşmelerin gerçekleşeceği için buna sıcak bakmadığını beyan ederek "Ethem Erdağ Paşa Korgeneral Ethem Erdağ ve Rıfkı Durusoy bunlar o akademinin hazırlığını yapıyorlar yani özel bir proje çerçevesinde." dediği ve görüşmenin bu şekilde bittiği, Tape : 1386 28.11.2007 tarihinde Mehmet EYMÜR ile görüşmesinde özetle; Mehmet EYMUR'ün "Artık VELİ PAŞYLA haşır neşirmişiniz her gün berabermişiniz." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Bişey istedim ondan sağolsun Allah razı olsun adamcağız sahip çıktı." Dediği, Mehmet EYMUR'ün "Araştırmalar yapıyormuşunuz." Dediği,Güler KÖMÜRCÜ'nün "Eve baktırdı eve. Yani evdeki dinleme olup olmadığına baktı." dediği ve Mehmet EYMÜR'e bunu nereden duyduğunu sorduğu, Mehmet EYMUR'ün buna cevap vermekten kaçındığı, daha sonraki konuşmalarda piyasada bulunan dinleme cihazlarından bahsettikleri ve gidecekleri bir sergiden konuştuktan sonra görüşmenin sona erdiği, Tape :1395 28.11.2007 tarihinde Veli KAÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli'nin "Bi sıkıntı olmadı de mi?" dediği, Güler'in "Yok çok teşükkür ederim bin kere taşekkür ederim..." dediği, Tape :1499 05.12.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "BİR E-MAİL GELDİ PAŞADAN fakat saat 14'te toplantıda olduğunuzu toplantıya girdiğinizi gördüm" "Ve tereddüt ettim ettim e-mail ondan mo değil mi" "Tamam panik oldum birden yani 14te toplantıyı görünce şey oldum KENDİ ADIMA DEĞİL ONUN ADINA PANİK OLDUM" dediği, X Şahsın "Yok yok 13:45 13:45'te çıktık" dediği, Tape :1323 06.12.2007 tarihinde Tuncer KILINÇ ile görüşmesinde özetle; Tuncer KILIÇ'm "Evet Güler hanım şimdi bu cumhurbaşkanı şeye giderken bir şeyler konuştu biliyorsunuz işte birilerini suçlamak babında mıydı neydi bilemiyorum hani çarşaf nıarşaf hikayesi2" "YÖK le ilgili" "Şimdi tabi sormak gerekiyor bu servisi yapan efendim cezalandırıldı mı cezalandırılmadı mı YÖk diyor ku tabi YÖKte böyle bir şey olması mümkün değil ondan sonra cumhurbaşkanı ne tedbir almış hukuk devletiysek biz yoksa acaba bu servisi yapan tercih edilsin diye mi yaptı çünkü bunların sağlık bakanları da o şekilde geldi şeye göreve bunu kaleme alabilirsiniz gibi geliyor bana" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "tabi tabi çok güzel işaretiniz kesinlikle çok haklısınız" dediği, Tuncer KILIÇ'm "Evet yani acaba tercih sebebi olsun diye mi yaptılar çünkü dediğim gibi bunların sağlık bakanları aynen çarşaflı bir hanımdı geldi efendim sonra çarşafını çıkardı bilmem türbana büründü falan filan" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Sağlık bakanının eşi mi efemdim" dediği, Tuncer KILIÇ'm "Evet evet yani bunu kendi camialarında hep söylerler yani hanım şey olana kadar bakan olana kadar kara çarşaflıydı YANİ BU ŞEKİLDE BİR ŞEY BENCE SİZ O KALEMİNİZLE GÜZEL SÜSLERSİNİZ" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... doğru efendim ben bunu hemen gündeme getiririm ..." "Yani artık gelinen noktada yjgni bir psikolojik hareket başlattılar ve bunu sürekli televizyonlardan bu ... sunj*yî)rîaFîn\anlara" dediği,

Tape :1498 06.12.2007 tarihinde X Şahıs/H.Y. C. ile görüşmesinde özetle; X şahsın "Efendim müsaitseniz H. Y. C. tümgeneralim döndüler" diyerek telefonu H. Y. C'a verdiği ve "Merhabalar efendim nasılsınız" dediği, Güler KOMURCU'nün "Merhaba fevkalade çok teşekkür ederim" "Şey kitabım için teşekkür ediyorum" dediği, H.Y. C'm "Tahmin ediyorum beğendiniz bilmiyorum daha önce okuyup okumadığınızı da bilmiyordum" dediği, Güler KOMURCU'nün "Bir dahaki sefere unsurunuz olarak dünyaya gelmek istiyorum" "Ben valla sohbetinizi özlemişim çok mutlu oldum sesinizi duyduğuma" dediği, Tape :1324 06.12.2007 tarihinde Cihan YAVUZ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "bak şimdi sana amerikan kronikol diye bir şeyden bugünkünden bir bilgi gönderiyorum üzerinde ne olduğu yazıyor zaten internet adresi ... bu Amerikan kronikolda beşte yani beş aralıkta çıkan doktor Muhammet bilmem kimin makalesinde Abdullah Gülün frimason olduğunuz yazıyor" dediği, C.YAVUZ' un "mason olduğunuz yazıyor" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "evet al aynen sen hiç kimse bir şey diyemez buradan alıntı yapıp kullanabilirsin" "şu anda gönderdim bir de hotmail miydi" dediği Tape :1500 07.12.2007 tarihinde İbrahim............. ile görüşmesinde özetle; İbrahim'in "...pazar günü seni arkadaşını alabilirim aldırabilirim" dediği, Güler KOMURCU'nün "Yok yok kroki gönder bana istersen" dediği, İbrahim'in "Hayır hayır niye kroki göndereyim şimdi şöyle bir teklifte bulunayım sen Nişantaşı'nda olacaksan pazar günü orada ulusalcı ressamımız Ekrem Kahraman da orada oturuyor yalnız gelecek arabasıyla" "Ulusalcı ressamlarımızdan geçen sene de yılın plastik sanatçısı Ekrem abi Ekrem Kahraman" dediği, Güler KOMURCU'nün ".. şimdi siz o gün pazar günü tüm gün siyaset yaparsınız falan değil mi" dediği, İbrahim'in "Hayır hayır siyaset yok bir dakika aramızda bir tane siyasetçi olacak başka siyasetçi yok hepsi" dediği, Güler KOMURCU'nün "Yani ondan sonra ulusalcı şeyler işadamları" dediği, Tape :1497 07.12.2007 tarihinde Rıfkı DURUSOY ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "Beyoğlunda gene yürüyüş yapıyoruz" "Resepsiyon vardı da Franfurkt konsolosluğunun resepsiyondan çıktık" dediği, Rıfkı DURUSOY'un "İyi Allaha şükür Filiz de iyi ben de iyiyim" dediği, Güler KOMURCU'nün "Yanında mı çok selam söyle" dediği, Rıfkık DURUSOY'un "İ.. patron yanımda yanımda" "İ.. patron var da onu yemeğe alacağız" dediği, Güler KOMURCU'nün "Nereye gidiyorsunuz yemeğe" dediği, Rıfkık DURUSOY'un "Sardunya benim yerim biliyorsun" "Para vermek gerekmediği zaman buraya geliyorum" dediği, Güler KOMURCU'nün "Kimler geliyor" diye sorduğu, Rıfkı DURUSOY'un "3. kolordu komutanı var ya şimdi yenisi" dediği, Güler KOMURCU'nün "İyi tamam sen ne zaman istersen ben size uyarım emrinizdeyim" dediği, Rıfkı DURUSOY'un ".. tamam bir kaç gün evvel söylerim ki adamın günü uygundur değildir" "Ben sivil yer ayarlayacağım yalnız" "... ordu evi diyor ama ne işimiz var ordu evinde" dediği, Tape :1496 08.12.2007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "şey var mı dünkü görüşmelerle ilgili netleşen bir şey yok değil mi" "..yani ben şeylerimi devreye soktum çünkü" "..Evet olmaması yönünde" "Şeyle konuştuk Tantanla dün epey bir sohbet ettik" "... çok seviyor seni" "... ne dilde derman var ne elde takat ne takatimiz var ne dilimiz söz yeteneğimiz" dediği, Turan ÇÖMEZ'in "Ben de Demirelle gittim görüştüm yani o da hiç bir şey yapılamaz diyor sendi seyrinde mecrasında akacak diyor" dediği, Güler KOMURCU'nün "Yani merak etme su çatlağını bulur akar ya" "Yani biraz da şu günlerde artık biat edip teslim olmakta fayda var" "Teslim olmak biat etmek kadere teslim olmak Allaha teslim olmak lazım" dediği,

Tape :1327 09.12.2007 tarihinde Erol .... ile görüşmesinde özetle; Bir süre, gündemde olan araç yakma gibi provokasyonlardan bahsettikten sonra, Güler KÖMÜRCO'nün bir iş adamının çiftlik evinde verdiği, elli, ellibeş kişilik davete katıldığından bahsettiği, orada ".. ..yanıma geldiler işadamlan şey işte bir tanesi geldi işte ben sizi şefkatle ve saygıyla okuyorum şefkatle okumak neyse yarbay bilmem kim Çorluda sizinkiler beni pek seviyor" "Ondan sonra neyse bir sürü işadamı vardı böyle tek sıra halinde onlarla müthiş popilerdim yanıma gelip resim çektirdiler VE BOMBA BAŞHEKİM VARDI BİLİYOR MUSUN" "DOĞU PERİNÇEK" dediği, Erol...............'un "... vakit kaybediyorsunuz böyle toplantılarda Güler hanım" dediği, ilerleyen görüşmesinde Erol'un "Avrupa'da bu Nurettin Demirtaş'm bir takım demeçleri var, şu anda İstanbul karıştı ama Yüksekova'dan insan Yüksekova'dan da adımızı listelere karıştırmayalım diye serzeniş" "... sonra Gazi mahallesi Kağıthane ve Okmeydanı'nda KARŞI TEDBİR ALMAYI DÜŞÜNÜYORUM" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "E peki nasıl yani" dediği, Erol'un "Onu daha sonra konuşuruz" dediği, Tape :1328 09.12.2007 tarihinde Murat............ ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "Çatalca'da İbrahim Benli diye bir işadamı var onun bir atmış yetmiş kişi vardı" diyerek İbrahim BENLİ isimli şahsın Çatacadaki bir çiftlikte yaptığı toplantıya katıldığını, Murat'ın "Neyse anladım yine adamakıllı bir adamın çiftliğine gitmişsiniz ya başka çiftliğe gitseydiniz yazacaktım valla" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "...BİR SÜRÜ İŞADAMI VARDI SAVCI VARDI EMNİYET MÜDÜRÜ VARDI DOĞU PERİNÇEK DE VARDI" dediği, Murat'ın anlaşılamayan bir konuyla ilgili ".... gitmedin değil mi" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Git lan manyak onların çiftlikleri de mi oralarda" dediği, Murat'ın "Gürpınar'da" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Bak senden daha iyi kim bilecek işte bak nasıl biliyorsun sen nasıl biliyorsun onları" dediği, Murat'ın "Çatalca bölgesi YÜZDE DOKSANI İMALATHANEDİR onun için çiftiklere dikkat edin yani" dediği, ilerleyen konuşmasında, Güler KÖMÜRCÜ'nün Kuzey Irakla ilgili yazdığı haberlerin aynen çıktığından bahsettikleri, Tape :1399 09.12.2007 tarihinde Erol .................. ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Bak ne söylicem sana şimdi şimdi ne oluyor biliyor musun seninkilerin hepsi benden anormal bir şekilde şüphe ediyorlar konuşurken" dediği, EROL' un "Seninkiler derken" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Arkadaşların hani bahsetmiştim ya Serdar falan dahil olmak üzere yani adını bilmiyorum Serdar olarak biliyorum neyse öyle kalsın veya ne biliyim işte" "Yani benim kimseyle sorunum yok ve böyle olunca da şöyle Güler ne yapıcak Güler bize sızıyor mu Güler bişey mi öğrenmek istiyor ee işte Güler ne yapıyor hayatta en nefret ettiğim şey bu ben hiç bişey yapmıyorum tamamen duygusal davranıyorum umurumda da değil yani böyle bakıcak olursan ee konuşup konuşmamak falan görüşmemek ben tamamen duygusal yapıyorum bunları ve inan o kadar yoruldum ki çok vallahi kendimi ikide bir anlatcam ben casus değilim ben kimse için çalışmıyorum kimseye haber götürmüyorum gazeteci değilim ya normal insani konuşuyorum sürekli ama bişey tamam mı ve bişey daha sezdim ee Mehmet'le hepsi görüşüyorlar" dediği, EROL' un "Mehmet'le yok imkanı yok mümkün değil" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Güler bizi sızıcak Güler size sızmıcak siz bana sızma yapıyorsunuz yiyor gözüküyoruz Kezban gözüküyoruz 8 aydır bişey yokmuş gibi davranıyoruz 8 aydır konuyu çözmeye çalışıyoruz tamam tamamladık çemberi gördük neyin ne olduğunu" "Tabi çünkü kendi kendilerine karar alamıyorlar ortada bir iki tanede abi olduğu için herşeyi abilerede anlatıyorlar ve ben bu arada rakı sofrasında meze olmuş durumda ee bir değerlen bir üst kurula girmiş durumdayım" "... ben 8 aydır peşinde olduğum bi konuyu aa bir hafta önce tamamladım 8 gün önce çemberin hepsini tamamladım ve benim için önemli olan bütün cevaplar alındı bitti" "Ekip ekip olarak şi/ofren masa olarak şizofren karar

verdim" "... 8-9 aydır Güler 'dim kimseye ötmem ve hiç bişey yokmuş gibi davranmam gerekiyordu şimdi artık Güler Kömürcü'yüm" "Yani önce insan olarak doğdum yaklaşık olarak ta 30 yaşma kadar gazeteci 28-27 yaşma kadar gazeteci değildim şuanda da ülkeme gazetecilik aracılığıyla faydalı oluyorum yarın öğretmenlik yapmam gerekiyorsa öğretmenlik yaparım" dediği Tape :1491 12.12.2007 tarihinde Kerem DOKSAT ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMURCÜ'nün "bir şey soracağım sana" ".. .bir insanın aynı zamanda Fethullahçı ve mason olması mümkün mü" dediği, Kerem DOKSAT'm "Yani neden olmasın ki" dediği, Güler KÖMURCÜ'nün "Tabi Abdullah Gül mesela" dediği, Kerem DOKSAT'm "Yok canım mason filan değil" "Teorik olarak mümkün değil çünkü masonun en temel vazgeçilmez unsurlarmdan biri laiklik inancı" "Laiklik inancı derken laiklik inancım bizim gibi görmek değil bilakis inanca sahip olmak hatta tercan bir dine mensup olmak ama onun yobazı olmamak laiklikten asla ödün vermemek bunlar için yemin ediyorsun masonlar gibi" "Tabi ki bizim aramıza da sızanlar vardır hatta kürtçülerden de vardır sonuç olarak da adamın kromozonuna bakıp bir şey göremiyorsun ki takip ediyorsun araştırıyorsun mesela ben on altı on yedinci seneme girdim bir kişi teklif ediyordum sonradan onun çürük olduğunu son anda fark ettim vazgeçtim ama bazı kardeşlerimiz bir gün evvel kendisi tanıştı kendisi vergi borcundan kurtaran herifi cart diye teklif ediyor eminim ki sızmışlardır" "AMA ABDULLAH BEY O OLAMAZ YA" "Bizim orada olamaz ya" "Bu söylediğim aynen doğrudur espri değil yani" "Sen de gel hatta beraber senle TOKSAN@KÖMÜRCÜ masonlar derneği .." dediği, Tape :1490 18.12.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMURCÜ'nün "...bak ensteresan mesaj geldi de merak ettim şöyle diyor" "Email sevgili kardeşim Güler işsizliğinden dolayı bir süre sırtına yük olan Eşrefini borusana soktuk" "Borusana soktuk işsizliğinden dolayı sırtına yük olan Eşrefini borusana soktuk sana da geçmiş olsun" dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "Eşrefini" dediği, Güler KÖMURCÜ'nün "Ya Kuşçubaşı Eşref tiplemesinden yola çıkıyor" dediği, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün "kapat tamam" "Kapat ya aman bokunu çıkarttılar vallahi nedir bunlar ya" dediği, Tape :1330 19.12.2007 tarihinde Şaban KALAFAT ile görüşmesinde özetle; Şaban KALAFAT'm "Şimdi geçen hafta büyük şehir belediye meclisi sona erdi geçen aym toplantısı peş peşe büyük imar dosyalan çıkarıldı fakat bunların içinde çok önemliler vardı ben de ... söyledim akşam ama yazmadı çarşamba günü Turgay CİNER'in kaçak oteline plan tadilatı verildi resmileştirildi perşembe günü ümraniyedeki Aydın DOGAN'a iki yüz milyon dolarlık rant sağlandı rezidans verilerek cuma günü de Ferid ŞAHİN'in Maslakta yani imar dosyası geçti oraya da üç emsal rezidans verildi Kadir Topbaş halka mı çalışıyor medyaya mı çalışıyor önce Turgay CİNER sonra Aydın DOĞAN en sonunda Ferid ŞAHİN tabi hattatları toprakların geçen plan tadilatları onlar ayrı TMSF başkanı bir yandan bağırıyor biliyorsunuz kırk dört milyar dolar alamadık diye Kartalda Halis TOPRAK'ı öyle bir plan tadilatı geçti ki" dediği, Güler KÖMURCÜ'nün "Ya bir şey söyleyeceğim ama bunları söylüyorsun söylüyorsun sonra kayboluyorsun lütfen şunu bana not atsana bak yazayım bunu ben bugün" dediği, Tape :1331 20.12.2007 tarihinde İbrahim BENLİ ile görüşmesinde özetle; Bir süre bayramlaştıktan sonra, Güler KÖMURCÜ'nün "Aynı şekilde aynı şekilde ben de bayramını kutluyorum... çok selam bir de İbrahim o günkü hani tanışmıştık Berk yarbay Berk" dediği, İbrahim BENLİ'nin "EVET SAVCI YARBAY" dediği, Güler KÖMURCÜ'nün "Adı neydi Bahattin yok neydi adı" dediği. İbrahim BENLİ nin "Şimdi o "-

T

yarbayımız bir başka dostun vasıtasıyla" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Selam söyle" dediği, Tape :1402 20.12.2007 tarihinde Erol ............ ile görüşmesinde özetle; Bir süre sohbet edip bayramlaştıktan sonra, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Orda bayram yok değil mi" dediği, Erol...'un da "Burda bayram yok millet yatıyor biz çalışıyoruz" dediği, Güler'in halen çalışıp çalışmadığını sorduğu, Erol'un da istirahat verdim çekildim diyerek "Üç saat ilerdeyiz sizden" dediği (yurt dışında olabilir), Güler KÖMÜRCÜ'nün "kuşçu Eşref le ilgili yazı yazdığını, okuyup okumadığını sorduğu, Erol'un da okumadığını söylediği, Güler'in kendisine gelen bir mesajdan bahsederek "Şimdi okursun Üşüyoruz Eşref Bey diye ondan sonra şey geldi Eşref çete Eşref Atatürk düşmanı Eşref çete aslında Derin Devlet niye bunu övüyosunuz" ".... ikinci yazıyıda yazdım ikinci yazı ben inadına yine övdüm işte çete derin devlet bilmem ne yeraltı sonra şöyle bir mesaj geldi" "....mesaj aynen şöyle, Sevgili Kardeşim Güler uzun süredir işsizliğinden dolayı duydun mu..Uzun süredir işsizliğinden dolayı sırtına yük olan Eşrefini Borusana soktuk hadi sana geçmiş olsun" "MEHMETTEN (Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK olabilir) BAHSEDİYO Eşrefi Derin De Çete olarak kabul eden Mehmetide kimden bahsedicek..." dediği, Erol'un "... şimdi Mehmetle ilgili bi gelişmemi var" "...bunu küfür olarak mı at..." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Küfür küfür ediyo bana" "Memet yani farkındayız uzun süredir işsiz olan oda hani Eşref gibi zamanın Eşrefi küfrediyo bana ya" "... konuyu bilen birisi yani şey resmi kurumsal bişey herhalde yani ne biliyim ben bilmiyorumki" "...Ama bak şu DEMEK YALNIZ UZUN SÜREDİR İŞSİZLİĞİNDEN DOLAYI SANA YÜK OLAN NE DEMEK BİZ HERŞEYIN FARKINDAYIZ OSANA YÜK OLDU YANİ O SANA ASLINDA SIZDI O SANA SENİ ASLINDA KULLANDI DEMEK YA BORUSANA GEÇMİŞ OLSUN NE DEMEK ARGOSU BUNU SANA GEÇTİ DİYOR" dediği, Tape :1333/1334 22.12.2007 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Alo ben 34 BK 3360 plakalı bir arabayla beraber gidiyorum şu anda" "İstanbul 34 BK 3360 plakalı bir arabayla beraber 3360 BK onunla beraber gidiyorum şu anda tamam" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Karşı tarafın arabası o"dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Ben şu anda Caddebostan'dayım eve gidince arayacağım seni hayatım" dediği, 00.22 sıralarındaki görüşmede, G.KÖMÜRCÜ' nün "Bu BK 33601a köprü yoluna beraber girdik" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Ya tamam anladım yeter devam et" dediği Tape :1403 22.12.2007 tarihinde Erol ............. ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "...geçen hafta sana söyledim sanıyorum bunu evet senle o gün akşam konuşmuştuk bu DOĞU PERİNÇEK'İN ŞEYLERİNDEN SPONSORLARINDAN bir iş adamı Çatalca'da evinde davet verdi söyledim mi sana" ".. .orda bi tane birisi geldi yanıma işte ben sizi şeyle okuyorum şevkatle okuyorum diye" ..Yarbay Savcı Yarbay" "Bahadır Berk diye birisi" ".. dünde mesaj atmış sizi yakından tanımak istiyorum falan diye ben tabi memnuniyetle kardeşim falan yaptım" dediği, Erol'un "Kolordu var Çorluda" "Orda normal ... Askeri Mahkemede var" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... bugün görüşücem öğlen sonuda yani şenlen biraz ön bilgi alayım neyin nesi diye" dediği, Erol'un "Yani Harp okulu mezunu olupta sonradan dışarıdan ... hukuku bitirmiş olabilir" "Mesafeli ol da bir de araştır bakalım" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... daha çağırmadım ki daha randevu vermedim önce araştırmadan randevu verir miyim" "Önce bi soriyim Ankaraya da tabi öyle biri vardır adını kullanıyordur ben onu nasıl emin olucam önada bir yöntem öğret" dediği, Erol'un "Görüştükten sonra emin olduktan sonra bile maksadı önemli öncelikli maksadım tespit etmeye çalış" dediği, ,,-

1068

Tape :1404 22.12.007 tarihinde Recep Rıfkı DURUSOY ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Özür dilerim tekrar özür bin kere, ya bişi sorcam, şimdi geçen sana söylemişmiydim, bu Doğu PERİNÇEK in hani sponsoru bi davet vardı, orda bi Yarbay Savcıyla tanıştım" dediği, R.R.DURUSOY' un "Yes" dediği, G.KÖMÜRCÜ' nün "Askeri savcı Bahadır BERK, adam şimdi üç gündür bana sürekli mesaj atıyor bi görüşelim, bi görüşmemiz lazım falan diye, şimdi adamla bugün öğleden sonra görüşecem de öğlen falan gibi fakat bişeyden huylandım, yani biraz bana bişeyler anormal geldi" dediği, Tape :1405 22.12.2007 tarihinde X Şahıs/Y Şahıs ile görüşmesinde özetle; X Şahsın "Kolordu iyi günler" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "67 02 santral mi?" dediği, X Şahsın "evet santral" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Bağlar mısın" dediği, Y Şahsın "Merkez Komutanlığı" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Evet bağlayabilir misin" "Bahadır BERK di mi?" dediği, Y şahsın da onayladığı, Tape :1335 22.12.2007 tarihinde Bahadır BERK ile görüşmesinde özetle; Bahadır BERK'in "... Günaydın efendim ben Bahadır yarbay nasılsınız" "..kısa zamanda görüşmemiz lazım .. ELİMDE ÇOK MÜTHİŞ BİR HABER VAR SİZİN İLGİLENECEĞİNİZİ DÜŞÜNÜYORUM" "Son bir yıldır hem askeri hakimler hem sivil hakim savcılar üzerinde Avrupa birliği adı altında Avrupa birliğinin yardım fonları adı altında korkunç bir baskı var hep es geçiliyor mesela arkadaşlarım katıldı insan hakları ve ifade özgürlüğü konusunda seminerler veriliyor ..." "Evet İngiliz büyük elçiliğiyle ...Türkiye Cumhuriyeti adalet bakanlığının sponsorluğunda bakın üstünü bir daha vurguluyorum" "BÜYÜK ELÇİLİK İLE ...BAĞIMSIZ BİR DEVLETİN BAKANLIĞININ BERABER SPONSORLUĞUNDA YANİ YOKSA İNGİLİZ HÜKÜMETİ DEĞİL BÜYÜK ELÇİLİK KOCAMAN KOCAMAN BROŞÖRLER BASILIYOR BİR DE HAKİMLER SIRAYLA BİRER HAFTA İNSAN HAKLARI VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KONUSUNDA İKİ TANE ÜÇ TANE İNGİLİZ AJANI TARAFINDAN BİLGİLENDİRMEK ÜZERE İSTANBULDAN NOV OTELE DAVET EDİLİYORLAR SİZİN BU KONUDA MUHTEMELEN BİLGİNİZ YOKTUR İLK DEFA duyduğunuza eminim" "... ORAYA KATILAN ARKADAŞLARIMDAN ALDIĞIM BİLGİLER İNANILMAZ BOYUTTA ... 301 İN TARTIŞMASINI GEÇMİŞLER, ARTIK ABDULLAH ÖCALANIN ASILMAYIP NEREDE BESLENECEĞİ KONUSUNA KADAR GİTMİŞLER" "... Zorunlu tabi bakanlık görevlendiriyor" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün de bunu haber yapacağını söylediği, Bahadır BERK'in, 27 Aralık ta Dumlupmar Ünmiversitesinde Azeri kökenli Profesör Aygün ATT AR'm geleceğinden bahsettiği, Tape :1301 22.12.2007 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZÜRK ile görüşmesinde özetle; GÜLER'in "Hayatım arıyorum seni evden arıyorum burdan rahat konuşamıyorum tamam" dediği, Tape :1407 22.12.2007 tarihinde Erol............. ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "...telefonla konuştum şey adamcağız haber veriyor önemli bir haber insanları avukatları savcdarı on beş günlük zorunlu kursa sokup İngiliz Büyükelçiliği tarafından gelen işte bilmem ne AB ile ilgili bilgilendiriyolarmış mecburi işte" "Yani federasyondu yok oydu yok buydu gibi falan böyle yani tamamen Türkiyenin dokusuna ters bir kursa tabi tutuyolarmış ve İngiliz Büyükelçisi" "..Güler diyo nolur bunu yazar mısınız Güler Hanım benim adımı vermeden tabi diyo telefonla konuştum yüz yüze görüşmedim" "evet düşünebiliyomusun artık ne hale geldik hakimlerimize savcılarımıza İngiliz Büyükelçiliğinden şey yapıyolar bilgilendiriyolar" dediği, Tape :1527 23.12.2007 tarihinde Adil SerdâŞÇSAÇ^rMle görüşmesinde özetle; Bir süre aralarında merhabalaştıktan sonra Adil Ser^âj, SAÇÂNSB^CTATÜRK'Ü rüyasında

1069

(i * " {.İL .y—

gördüğünden bahsettiği ve rüyanın etkisinde kaldığını belirttikten sonra "VATANA VE MİLLETE HAZIR HİZMET ETMEYE HAZIR DURUMA GELDİM ARTIK YAKINDA HİZMETE BAŞLAYACAĞIM GİBİ GELİYOR." diyerek görüşmenin sona erdiği, Tape :1409 24.12.2007 tarihinde Hurşit TOLON ile görüşmesinde özetle; Telefon görüşmesinde, Güler KÖMÜRCÜ'nün bir konuyla ilgili daha önce Hurşit TOLON ile görüştüğü anlaşılmaktadır. Bu görüşmede de, daha önce görüştüğü konunun devamı olarak söze başladığı tespit edilmiştir. Güler KÖMÜRCÜ'nün " Şimdi ... şeyde kaldık en son.. bunuda yani benim düşüncem bir şekliyle artık kamoyunda bilinç ... bunu sunmak lazım" dediği, Hurşit TOLON'un "Şimdi bu acaba uyuyan yılanın uyandırmak mıdır bilemem ama hiç aklınıza mutlaka mutlaka geliyor" "53 tane belediye başkanı var bu oluşumun bu siyasi partinin" "Bunların 53 ü belediye genel meclislerinde bir karar çıkarsınlar şimdi buyurduğunuz konuda" "Şimdi sizin ifade ettiğiniz konuda referanduma gidiyo gitmekistiyoruz desinler ortalığı ayağa kaldırırlar mı" "Peki bunu nereye dayandırırlar bensize söyliyiyim 4 Haziran 2003 tarihinde kabul ettiğiniz iki sözleşmede bu hakkımız var derler başka bir şey daha söyliyim size bunları yan yana getirirseniz denklemi çözersiniz" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Ama işte efendim onları azınlık olarak kabul etmedik ki" dediği, Hurşit TOLON'un "..elbette etmediniz bizim ülkemizin mevzuatı içerisinde, 4 Haziran tarihine kadar azınlık denen statü bizim Lozan Antlaşması ile yükümlülük altına ve güven altına aldığımız gayrimüslümlerdir ulusal azınlıklarımız onlardır Ermin Cemaati,Rum Cemaati,Yahudi Cemaati tamam mı" "siz yıllardır imzalayarak kabul edip getirip reddetmediğiniz reddetmediğiniz Avrupa Parlementosu Kararları var daha Kasım ayında bir tanesini kabul ettiniz onun içindeki azınlıklar kimi söylüyor bu şeylerimi söylüyor Rumları ,Ermenileri mi söylüyor" "Alevilerin hakkını tanıyın kimi kastediyor neyi söylüyor bunları söylüyorlar işte peki siz niye otuz dört sene imzalamadınız da gittiniz otuz beş sene imzaladınız bu sözleşmeleri başka şey daha söyliyim hep şunu gündeme getirdiler en sonunda o Dışişleri Bakanlığı yapmış o köşe tutucuda efendim hidayete erdi geçen sene tam tarihin anımsayamıyorum ama onuda bulurum dediki evet bu azınlıklar meselesini Avrupa Parlementosu" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Asker yapar diyo niye asker yapsın canım o o miskin laiklikle devam ediyor o kesimi bi lokal çalışmayla daha belki ortak kültür grubuyla altı kültür grubunu ortasında olup ama duyarlılığı yüksek kesimi tetiklenmesi gerektiğini düşünüyorum iradenin uyandırılması gerektiğini düşünüyorum" dediği, Hurşit TOLON'un "Yüzde yüz katılıyorum size" dediği ve Avrupa Birliği, Azınlıklar konusu ve Doğuda bu konuyla ilgili yapılan düzenlemeler konusunda konuştukları tespit edilmiştir. Tape :1488 25.12.2007 tarihinde Bekir COŞKUN ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "...nice güzel bayramlar nice güzel yıllar diliyorum HER ZAMAN TELEFONUN UÇUNDAYIM NE ZAMAN NE EMREDERSENİZ NE İSTERSENİZ" dediği, Bekir COŞKUN'un Ankaraya geldiğinde uğramasını söylediği ve 4685191 nolu telefon numarasını verdiği, Emin ile birlikte cep telefonu kullanmadıklarını anlattığı, Güler'in de cep telefonunun dinlenme konusundan bahsettiği ve "... sizlerin sayesinde biz hepimiz her zaman iyi olacağız hiç hiç bir şekilde YANİ ESİR DÜŞSEK DE TESLİM OLMAK YOK" ".... bizler çok güçlüyüz ve bu dönemler hepsi tarihte yaşanmış bu devlet de çok güçlü devlet aslında biraz bu mislik(miskin) laiklere uyanış açısından da iyi oluyor onlar fazla biraz aymazlaştılar biraz da onları böyle tetiklemek için iyi oluyor yani ölümü görüyorlar belki biraz ülkelerine sahip çıkarlar yani bir avuçuz öyle değil mi efendim bir avuç kaldık" dediği, Tape :1487 25.12.2007 tarihinde T. T. üe görüjmesinde özetle; T. T...................'in "Şimdi sana tepki gelecek şöyle hayır bu eskiden ülkü ocağında yöneticiydi" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Hiç gelmiyor" dediği, T.. T.'ın/'Abdullah Çatlının yönetimindeydi

diye" "Şimdi zaten ben de onu bekliyorum yani orda hadi Muhsin'i dışında tutalım onların orda olması zaten ayrıca bir diğer soru işaretidir yani" dediği, Güler KOMURCU'nün "Peki onlar hakikaten bu Abdullah Çatlının yönetiminde miydi" dediği, T.. T...'in "Tabi tabi Abdullah Çatlının yönetiminde Mümtezel entelektüel ülkücü değil o artist o çok güzel olmuş eline sağlık" "Ben onu bilerek yönetici değildir diyorum konuşsun da ona göre ağzının payını vereyim" dediği, Tape :1336 26.12.2007 tarihinde Yaşar KARAGÖZ ile görüşmesinde özetle; Yaşar KARAGÖZ'ün "Ben emekli Tümgeneral Yaşar Karagöz efendim" "... PSİKOLOJİK HAREKÂTI SİZ ÜSTLENDİNİZ bunlar hani MGK'yı tarumar ettiler Psikolojik harekâtı da derin devlet zannettikleri için orayı da kaldırıp bütün o uzmanları dağıttılar ortada işte kimse kalmayınca Allaha bin şükür ki sizler üstlendiniz ağzınıza sağlık ne diyeyim yani bunlar da hiç merak etmeyin bunlarda kısa bir zaman sonra inşallah Türkiye Cumhuriyetinin gücünü anlayacaklar Amerikalılar bile anlamaya başladılar ama o içerdeki iş birlikçisi efendim satılık adamlar anlamıyor bizim duygularımızı da ifade ediyorsunuz çok teşekkür ediyorum" "Ben Edip paşanın yardımcısıydım" dediği, Güler KOMURCU'nün "Biliyorum efendim ... konuştuk" dediği, Yaşar KARAGÖZ'ün "... MGK daki bu toplumla ilişkiler başkanlığı yaptım Tunceli güvenlik komutanlığı yaptım yani her olayın içindeyim içinde olmaya da devam ediyorum" "Elimden gelen bir şey olursa çok büyük memnuniyetle" dediği, Tape :1410 26.12.2007 tarihinde Mehmet EYMÜR ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "Sana kısa bir şey sorucam" "Bu son günlerde neden MİT e saldırıyolar" dediği, Mehmet EYMÜR'ün "Valla bilmem kim saldırıyor" dediği, Güler KOMURCU'nün "Yani anladığım kadarıyla ben Emre Beyi çok değerli buluyorum onu değiştirmek için her türlü zemini hazırlıyorlar yanılıyomuyum" "Sabah Gazetesi canım benim kaç gündür" dediği, Tape:1411 26.12.2007 tarihinde Hurşit TOLON ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "Okuyabildiniz mi yazdıklanmı" "Becerebiliyo muyum" dediği, Hurşit TOLON'un "Harükulade Harükulade" dediği, Güler KOMURCU'nün "Şimdi bişey sorucam yine efendim bu son günlerde çok fazla MİT aleyhine yazılar yazıyolar sabahta özellikle görüyorsunuz yok lastik patlatmaktan öteye geçemez yok işte Eşref vatan haini yok vesair türü şeyler yani kuruma sürekli saldırıyolar anladığım kadarıyla burda başkalarını değiştirimek için yapıyolar Müsteşarı değiştirmek için zemin hazırhyolar ben yanlış mı tespit ediyorum yani Sabahta olması Fettullahçı grubun olması" dediği, Hurşit TOLON'un "Doğrusunu söylersek mutlaka yanlış bişey tespit etmiyo yada tespit etmiyorsunuz ancak tabi yalnız başına değiştirmek değil MİT i fonksiyonsuz kılmakta var bunlar tabi kendi hedeflerine yürürken kendi önlerindeki bariyerlerden çok ciddi çok önemli olanlardan biri MİT" "Onun için tabi MİT i kendi koşullan tarzındaki bir kurum haline getirmek amacıylada yapılmış olabilir" dediği, bu konu üzerine sohbet ettikleri, Tape :1412 26.12.2007 tarihinde Ümit ÖZDAĞ ile görüşmesinde özetle; Güler KOMURCU'nün "MİT e niye saldınyolar" "Sabah gaztesini görüyorsun kaç gündür nerdeyse tekerlek patlatmaktan başka bir şey yapamaz lastik patlatmaktan öteye gidemez yok efendim kurum o kötü bu kötü şu kötü" "Değiştirmeye çalışıyolar anladığım kadanyla onun içinde zemin hazırhyolar" dediği, Ümit ÖZDAG'm "Şey yani yönetimimi değiştirmeye çalışıyolar" dediği, Güler KOMURCU'nün "hayır efendim iki sene uzatma var onu yapmak istemiyorlar" "2937 sayılı Devlet İstihbarat Hizmetlerinin 13. maddesine göre normal şartlarda 67 yaşma kadar görevini sürmesi lazım" dediği, Ümit ÖZDAĞ'm "Ya sizin teşkilatta öyle demek ha" dediği, ^A-***~* ^„

Tape :1337 27.12.2007 tarihinde Hikmet.... ile görüşmesinde özetle; Hikmet'in "Şimdi geçen hafta Sabahattin Önkibar yazdı bugün sen yazdm Önkibar şeye söyle İlker Türkmene MİTe Mitle ilgili dizide söylediğine şey yapıyor nedir MİT şeyi düşmanlığı herhalde diyor babasının Yassıadada MİT müsteşarı olarak CİA ile işbirliği yapmaktan yargılandığını hatırladı filan diye şey yapıyor bugün de sen yazdm bunlar değiştirmek mi istiyorlar bunu" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... tabi görmüyor musun ya da herhalde bir şeye zorluyorlar yani kadro değişimi" "O çucuk da baksana dikkat et Ferhat bilmem kime Fetoşun işte işi kalemleri ben Amerika'dayken yani 2003 yılı falan mıydı acaba 2002 de olabilir patkır bu emri ziyarete geldi bu ondan sonra işte iki üç gün kaldı Eymür'de sonra Eymür'de kalmadı da Eymür'le Eymür'ü ziyaret etti Eymür'le oldu ondan sonra gittikten sonra bir sene sonra Eymüre bindirdi yani o Fetoşiye kalemlerindendir" "Ferhat Ünlü" dediği, Sabah gazetesinde çıkan haberlerden, MİT in kadrosunun değiştirilmesi için çalışma yapıldığı şeklinde siyasi gündemi değerlendirdikleri, ilerleyen konuşmalarda Doğu PERİNÇEK ten bahsettikleri, ayrıca Koray AYDIN'm BAHÇELİ ye karşı MHP de adaylığa hazırlandığından bahsettikleri, konuşmanın devamında Güler KÖMÜRCÜ'nün "en iyi dostum kim biliyormusun" diyerek iş adamı İbrahim BENLİ olduğunu söylediği, Hikmet'in de İbrahim BENLİ nin kim olduğunu sorması üzerine, Güler KÖMÜRCÜ'nün "Sizin adamınız a a bismillah işadamı yok mu hani" dediği, bu şahsın evinde verdiği davetten bahsederek "...geçen iki hafta önce evinde yemek davet verdi" ".. .içeride bir sürü işçi partili Doğu bey bir şey söylüyor eşi falan da var işte ne bileyim Kemal Alemdaroğlu şey işte Fikret ne hoca Ercan hoca ondan sonra Yaşar Hacısalihoğlu eşleri falan böyle kalabalık bir işçi partili gruplar işte piyano çalıyorlar arya söylüyorlar ben de içeride nasıl ... biliyorlar bilior musun beni görmen gerekiyordu" diyerek toplantıdan bahsettiği, Hikmet.. .'in de "Şimdi genel başkan Ankara'da bugün birazdan yola çıkar" "...Ufuk Söylemez geldi bir sohbet ettiler şey bunlar Ufuk Söylemez Mehmet Haberal bir kişi daha şimdi aklıma gelmiyor Hasan Ünal filnan yani bu ekip Kamuran İnan ha pardon Kamuran İnan" "... Ufuk Söylemez bir şey yapıyorlar yani ulusalcı akil adamları bir araya getirme toplantısı gibi bir şey" dediği, Tape :1484 28.12.2007 tarihinde Nejat............? ile görüşmesinde özetle; Nejat'ın "Şimdi size bir evrak yolladım" "CFR'nin 4 Aralık tarihli" "Bir politika teklifi kağıdı önemli bir kağıt" "Bu günkü bana özellikle sonunu okursanız Butto'nun ne için öldürüldüğünü anlayabilirsiniz" dediği ve Pakistan'ın enerji yolu üzerinde olması, Jeopolitik konumu ve Nükleer bombalanndan dolayı Amerikanın hedefinde olduğu, Amerikanın nükleer bombalan Müşerref ile kontrol edemediği ve bü yüzden Müşerref in gitmesini istediği, onun gitmesini sağlamak için de iç kanşıklıklar çıkartılacağını anlattığı, ilerleyen konuşmada, Nejat'ın "Bakın şimdi Türkiye de Karadeniz de Kafkasya'dan gelenler Balkanlardan gelen şu etnik gruplar var" "... Boşnaklar" "..Çerkezler balon Erol MÜTERCİMLER bir program yaptı Çerkezlerle ilgili" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün de Erol MÜTERCİMLER'in 111 denilen özgür mason locasında olduğunu anlattığı, Nejat'ın "Şimdi bakın Erol MÜTERCİMLER ajan" dediği, Erol MÜTERCİMLER'in ulusalcı geçinmesine rağmen, yazdığı kitaplann kafa karıştıkmak için yazdığını anlatarak "...bakın şimdi Çerkezlerle Türklerin arasını açma misyonu nu vermişler onu" "Çok kötü yani çok ajan var şuan" ".... Erol MÜTERCİMLER'i deşifre etmek lazım" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün de "Aynı görüşteyim efendim" dediği, Tape :1338 28.12.007 tarihinde İbrahim.... ile görüşmesinde özetle; Bir süre Pakistan da Buttonun öldürülmesi konusuyla ilgili konuştuklan, ilerleyen konuşmada Güler KÖMÜRCÜ'nün "...garip bir şey hissediyorum biliyor musun Ermenilerde tuhaf bir hareketlenme var Türkiye'deki Kripto Ermenik^dff^gîzii Ermenilerde" diyerek Türkiyedeki gizli Ermenilerin yönetimi ele geçirmeye''çahştfğfndan bahsettiği, Faruk

SÜREN'in de Kripto Ermeni olduğu, bunun gibi bir çok iş adamı ve şahsın bulunduğunu anlattığı, Güler KÖMÜRCÜ'nün "... ben kime yazı yazıyorum benim yazımı Güruh anlar mı" ".. sana uyan diyorum bende zaten sen Güruhu boş ver" "SANA NE HALKTAN YA ÇOK AFFEDERSİN YANİ BU İŞÇİ PARTİSİ OLABİLİRSİNİZ AMA HALK BENİ HİÇ İLGİLENDİRMİYOR %5 BENİ İLGİLENDİRİYOR" "%5 uyansın işte uyanması gereken SEN BEN O DÜN AKŞAM" "konuşan arkadaşın boş ver sen Güruh'u sen Güruh le ne olmuş hiç önemli değil sen önemli yerdesin ben önemli yerdeyim arkadaşın önemli yerde akıl olarak ruh olarak cesaretli olarak bizler farklıyız bizim Organize olmamız lazım sen Güruhu boş ver" dediği, İbrahim'in "Nasıl organize olacağız" dediği, Güler'in de teknolojik imkanları kullanmaktan bahsederek "..türbanı serbest bırakamıycak KRİPTO ERMENİ'SİNE KRİPTO YAHUDİSİ TÜRKİYE Yİ TEMSİL EDEMİYCEK FETHULLAHÇI YA DÖNÜŞTÜREMİYCEK PEKİ NASIL YAPACAĞIM BEN SEN O ŞİMDİ HUKUĞUN İÇERİSİNDE SENİN BENİM GİBİ DÜŞÜNEN YOK MU YÜZLERCE HAKİM SAVCI VAR POLİSİN İÇERİSİNDE SENİN BENİM GİBİ DÜŞÜNEN YOK MU YÜZLERCE VAR" "Böyle demorilize bırak halk uyansın HALKTAN BANA NE BEN HALK'A YAZI YAZMIYORUM Kİ SİZE YAZI YAZIYORUM BEN" dediği, İbrahim'in "Öncü öncü tabi ki yani hiç bir devrim deyin öncüsüz olmaz" dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün "İşte onu demek istiyorum bu kadar" "Aynı aynı öncü bu sefer %3 ,%5 olacak" "Tek kişi değil öncü bu sefer öncü bu sefer 10 bin kişi 20 bin kişi olacak bukadar" "Odan sonra halkı dönüştürürüz biz ama şu 10 bin kişi yan yana gelemiyoruz 10 bin kişi arasında" "Sen çok etkili bir adamsın hem de çok güzel ruhu olan bir adamsın" dediği, Tape :1339 28.12.007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Şimdi olağan üstü güzel ve şimdi sana bir düğmeye basıyoruz şuandan itibaren nokta operasyona başlıyoruz o da şu bundan sonra ki bütün konuşmalarımızda Güruh bizi ilgilendirmiyor ama Güruh bizi ilgilendirmiyor demiyoruz diyoruz ki" dediği, T.ÇÖMEZ' in "Ben sana hemen döneyim mi" dediği Tape :1340 28.12.2007 tarihinde Turan ÇÖMEZ ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün "... Güruh bunu da düzeltmemiz lazım artık insanlar vatandaş uyuyor biz artık bunu söyleyeceğiz okey vatandaşın bir bölümü uyuyorsa vatandaş uyuyor diye şikeyet eden olayın farkındadır önce hadi bakalım sen aksiyon ol" "... ne yapacağını sorma kızdın mı imza kampanyası yap çekinme telefon aç faks aç hesap sor yüksek sesle düşün ya bide bunu da arkasına eklemek lazım vatandaş uyuyor diyen sen bak uyanmaya başlamışsın hadi önce sen kendi adına yap bırak o uyusun biz yüzde beş olalım" "... bundan sonra bu yüzde beşi hiç çekinmeden söylemeliyiz AKP %60'a kadar aç artık %60 AKP'nin olsun benim benim % 3 'fim % 5'im Türkiye'yi uçurur birinci lige çıkarır yani bunların aynen böyle adını koyacağız sen ... verdiklerimi öğrendin mi okudun mu bu arada işsiz kızıyor artık" dediği, Turan ÇÖMEZ'in "İnternete girmedim ... randevularım vardı daha yeni bitti işim" dediği, Tape :1417 08.01.2008 tarihinde S.S.ALTINOK (Serdar) ile görüşmesinde özetle; SERDAR'm "Dünde Mecliste böyle sordular bana sen Amerikaya kaç sefer gittin falan diye ben Iraktan başka bir yere gitmedim" "Ne yapalım Biz böyle gariban yaşıyoruz gidemiyoruz" dediği, GULER'in "Gittiğine eminimde niye söylemiyorsun bunu anlamadım hı" dediği, SERDAR'm "Ben iki üç gün önceki bi yazmız vardı bir okurunuzun mu daha doğrusu mailiymiş galiba o" "Tayyiple ilgili o çok güzel bir yazıydı gerçekten" dediği, Tape :1421 09.01.2008 tarihinde M.Zekeriya QZ*ÜRK ile Alev TÖRÜNER ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında Güler KOMtJRCU 4WTORUNER ile karşılıklı

sohbet ettikten sonra Güler'in telefonu yanında bulunan M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e verdiği, ALEV'in M.ZEKERİYA ÖZTÜRK'e hitaben "Biz öğlen yemek yedik hanımlar bu Atatürkçü Düşünce Derneğinin şeyi Yeniköy Şubesine üye kaydediyorlarmış bizim arkadaşlar onlarda" "Bugünde onların en yüksek başındaki Orgeneral kim" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Şener Eruygur Paşa" dediği, ALEV'in "Kaç milyonda iki yiz kırk kişiyiz diyo şey iki yüz kırk bin kişiyiz diyo ayıptır yani diyo" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Doğruda ama birazcık o zaman şikayet ediyorlarsa dışarıyı bi dinlesinler kulak versinler ne oluyo İşçi Partisinin arka bahçesine döndü orası" "E tabi yani bu yıllardır bilinen gerçek bu" "Asker İşçi partisi o yüzden zaten orayı arka bahçe haline getirdi geliyor onlardan iki kelime öğreniyor gidiyo Aydınlıkta yazıyo Ulusal kanalda yayınlıyor" "Onlar gibi düşünen adam oluyor askerlerde oraya sinek gibi üşüşüyo yani emeklileri" "Yani acayip bir döngü yarattılar Masonik bir yarım bir yaklaşım bile olabilir yani orda" "Ha yani nedir Atatürkçü Düşünce Derneği ben bir kısımmı gördüm Ankara Hiltonda Tuncay Özkan geliyodu Cumhuriyet Kadınm olarak çıkmışlar yaşa Tuncay hoşgeldin iyiki geldin iyiki sen varsın sen olmazsan biz mahvolmuştuk diye sloganlar atıyolardı" dediği, ALEV'in "Zaten biliyosun ADD İnglizcede ADD Dikkat Dağınıklığı ,Dikkat Bozukluğu demek hastalık adı" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Doğru söylüyosun yani öyle ... Allahtan Halk ingilizceyi bilmiyor" "Çok kişinin haberi yok yo bayrak hareketinde olay böyleydi zaten Tuncay Özkanın militer şeyleri geldi paramiter güçleri geldi" "Koruma halkası oluşturdular CHP ile ADD ile falan böyle yani buraya hizmet ediyor artık..." dediği, Tape :1422 11.01.2008 tarihinde Bahadır BERK ile görüşmesinde özetle; BAHADIR'm "Salı günü itibariyle emekli olma kararı verdim" "Milli Savunma Bakanlığı benim makalelerimi siyasi bulmuş soruşturma başlatmış" "Evet Atatürkçülüğün yani Devletin resmi ideolojisinin siyasi kapsamda değerlendirildiği bir ülkede yaşıyoruz bende bu bakanlığın bünyesinde daha fazla görev yapacağım dedim" dediği, GÜLER'in "Senin makalelerin nerde yayınlandı" dediği, BAHADIR'm "Jeopolotikte ben iki yıldır yazıyorum" dediği, GÜLER'in "...en son iki aylık yazılarını görmek istiyorum" dediği, BAHADIR'm "Bu ülkeye en büyük zararı ılımlı İslam vermiyor ılımlı Atatürkçülük veriyor ben bunu ısrarla vurguluyorum" "Ilımlı Atatürkçülük en zararlısıdır" dediği, GÜLER'in "Aynı görüşte harika" dediği, Tape :1423 11.01.2008 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; G.KÖMÜRCÜ' nün "Duyurmuşlar Güler Kömürcüde katilıcak diye" "Tanınmış gazteci Yiğit Bulut,Güler Kömürcü,Emin Çölaşan da aramızda olacak ve Bekir Coşkun aynı zamanda" "Şener Eruygur jzzettin Doğan,Mehmet Haberal,Mustafa Özbek,Hasan Kondakçı,Tuncay Kılıç ,Hurşit Tolon" "Tanıyon mu bunları Vural Savaş,Sadi Somoncuoğlu,Tantan,Yaşar Okuyan" "Ufuk Söylemez onun için yani ... Kamuran İnan" "Ufuk Söylemez dalga geçtik hatta bu böyle olur mu Sharten da diye" dediği, M.Z.ÖZTÜRK' ün "Ekırtlar Tekkesi" dediği Tape :1424 11.01.2008 tarihinde Ali..? ile görüşmesinde özetle; ALİ'nin "...ben Hakkı Yılmaz Şentümler'in emir astsubayı" "Bugün Yurtiçi Kargoya gönderirse Ali Siner olan bir paket ilettim bilginiz olsun" "Gönderen Ali Siner yazıyo ..." dediği, Tape :1415 11.01.2008 tarihinde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; GÜLER'in "Hani biri vardı bana mesaj atmıştı hatırlıyor musun birinin davetinde görmüştüm Sizi yakından tanımak istiyorum diye" "Şimdi aradı biraz önce Güler dedi sana bir şey söyleyeceğim dedi söyle dedim bak söylemiştim dedi seni yakından tanıyacağım paylaşacak çok şeyimiz olacak diye,-âîtık rahatlıkla olacak çünkü hakkımda soruşturma başlatıldı bende bugün emekli ojnıaya kara/Verdim ayrılıyorum ,1

*

dedi" "O Jeopolitikte yazıyormuş oradaki yazıları jeopolitikte" "Oradaki yazıları kamu düzenini bozucu bozulduğu için şey Savunma bakanlığı tarafından soruşturma başlatılmış" "Tanışacaksınız kamu düzenin bozucusu olarak" "Nerden acaba rüşvet falan mı diyosun" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Yok Yakın temastan" dediği, GÜLER'in "Bence de .. öyle tahmin ettim siyasallaşmak demek istiyorsun değil mi" dediği, M.ZEKERİYA'nm "Tabi canım" "AKSAK TİMURLA YAKINLAŞMAKTAN" dediği, Tape :1425 13.01.2008 tarihinde M.Zekeriya ÖZTÜRK ile görüşmesinde özetle; GÜLER'in "...Dinç Bilgin açıklıyo yine bütün manşetleri bize Paşalar attırırdı Sabahta" dediği, M.ZEKERİYA'nm "İyi aferim güzel Paşalarda attırmasaymış" dediği, GÜLER'in "Her neyse canım bişey okudum paylaşıyorum ..." dediği, M.ZEKERİYA'nm "Salak adam" "Paşalar da ondan salak" dediği, GÜLER'in "Hayır öyle bişey olduğunu zannetmiyorum çamur atıyo demek istiyorum" dediği, M.ZEKERİYA'nm "neyse durup dururken atamazsın yani" "O Paşalar zaten Eks şimdi canım" dediği, Tape :1426 14.01.2008 tarihinde Tuğrul TÜRKEŞ ile görüşmesinde özetle; TUĞRUL'un "Sen Gölbaşındasın" dediği, GÜLER'in "Bi toplantıdayım anlatırım sana gelince MEMET ... DİAOLOG KUR..." dediği, TUĞRUL'un "Hay şimdi ben Turgut Paşayla yedi şey yaptım dur bi Dakka" "...iki laflarız ya Turgut Paşada yabancı değil" dediği, GÜLER'in "Bu mehmet Haberal in oteli Pata" "Orada hep beraberiz zaten şu anda hayatım siyasi parti vesair gibi bişeyin oluşumu söz konusuda bu amaçla yani" dediği, Tape :1427 14.01.2008 tarihinde İbrahim Hakkı AŞKAR ile görüşmesinde özetle; GÜLER'in "Şimdi bak Doğu Perinçek,Mehmet Haberal,ondan sonra Yaşar Okuyan işte ne biliyim Anıl Çeçen daha sayiyim bir sürü isim böyle" dediği, İBRAHİM'in "Doğu Perinçek demedi mi ki benim parti var işte buyrun gelin burda ..." dediği, Tape :1528 15.01.2008 tarihinde Adil Serdar SAÇAN ile görüşmesinde özetle; Aralarında merhabalaştıktan sonra Güler KOMURCU'nün İtalya'ya tatile gittiğinden bahsettiği ve bunun üzerinde kısaca konuştuklan, Güler KOMURCU'nün Adil Serdar SAÇAN'a ne yaptığını sorması üzerine Adil'in "VALLA KİMSEYE BİR ŞEY YAPMIYORUM DAHA buralarda oturuyoruz ZAMANI GELECEK YAPARIZ İNŞALLAH ne yapıyorsun sen nasıl gidiyor durum." dediği, devamında Güler KOMURCU'nün "Ilımlı bir şekilde işte süreç tamam ilerliyor." dediği, Adil Serdar SAÇAN'ın "Evet din devletine dönüşüyoruz yani." dediği, Güler kÖMÜRCÜ'nün "Biraz daha fazlası oluyor bence ve tam. AK PARTİ daha hiç bir parti yok ülke de ne bileyim bir terör örgütü işte şeyi spor futbol takımı hepsi taşeron. Valla Fetuîlahın yani üzerinden bir şeye dönüştürüyorlar bizi ama korkunç korkunç." dediği, Adil Serdar SAÇAN'ın "Sizin Akşam gazetesinden bir dangalak benle röportaj yapmak istiyor ama neydi herifin ismi bilmiyorum ki unuttum şimdi hem de bakayım dedim falan." diyerek görüşmenin son bulduğu, Tape :1529 15.01.2008 tarihinde Adil Serdar SAÇAN ile görüşmesinde özetle; Bir önceki görüşmede muhabir konusu ile ilgili olarak Adil Serdar SAÇAN'ın "Bülent ŞANLIKANLI öyle biri." dediği, Güler KÖMÜRCÜ'nün böyle bir muhabiri şahsen tanımadığını belirttikten sonra, Adil Serdar SAÇAN'ın "Gazate hala Kara Mehmet'in mi." diye sorduğu, Güler KÖMÜCÜ'nün onaylaması ve kötü bir şey olacağını zannetmediğini belirtmesi üzerine Adil Serdar SAÇAN'ın "Kötü bir şey olsa ne olacak ya hayatım Allah Allah topu topu ağzına vururum yumruğu çeker giderim artık^polis değilim. İşkence değil artık." dediği, devamında yine "Baksana hiç olmazsa muhafazakâr ibne değiliz ya." dediği ve bir süre Fetoş diyerek Fettullah gülen den bahsettikleri, Adif Serdar SAÇAN'ın

"Onların konuşmasına BAKMA SEN, BİR TANE BİZDEN OLAN ADAM BUNLARDAN 50 TANESİNİ HALLEDER YA, bunlar kim ya bunlar köpek ya PARA BUNLARDAYMIŞ NERDE PARA BUNLARDA OLSUN LAN ÖLÜ ADAMIN PARAYA İHTİYACI OLMAZ YANİ." dediği, devamında "Mecliste Türbanlı kadınlar için ayrı şey açılıyor nedir o berber açılıyor kuaför açılıyor, dün ben falan filan bu şekil .. gider ondan sonra BİR BAKARSIN Kİ AĞAÇLARDA SALLANMALAR VAR AZ KALDI ÇOK AZ KALDI yani sabırları çok zorluyorlar bunlar, Bunlar Türk devletinin Refleksini bilmiyorlar o refleks yalnız yakınlaşıyor onu sana söyleyeyim bir gece de bütün her şey değişebilir yani ha bu millet de direnir mi bu millet güç nerdeyse ona tapar ertesi gün bakarsın o Refleksif hareketi yapanların yanında yer almış hepsi Cemil İpekçi de ben ibneyim ya ne muhafazakarlığı demeye başlamış." dediği ve görüşmenin bu şekilde sonlandığı, Tape :1480 22.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Güler KÖMÜRCÜ'nün Ankara Milli İstihbarat Teşkilatında olduğu anlaşılan X Şahsı arayarak "Ülay hanıma söyler misiniz Güler Kömürcü, beni acil arasın çok acil" dediği, X şahsın "Ülay Şenlier" dediği tespit edilmiştir.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları; -Veli Küçük' ün kullandığı, 0506 2400606 nolu GSM hattı ile 24 kez görüştüğü, -Veli Küçük' ün kullandığı, 0533 6439665 nolu GSM hattı ile 408 kez görüştüğü, -Bekir Öztürk' ün kullandığı 0505 4513129 nolu GSM hattı ile 122 kez görüştüğü, -Olgun Peker' in kullandığı, 0533 7681102 nolu GSM hattı ile 3 kez görüştüğü -İsmail Yıldız' m kullandığı 0533 3131898 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüğü, -İsmail Yıldız' m kullandığı 0312 4660171 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğü, -Sedat Peker' in kullandığı 0535 7615190 nolu GSM hattı ile 13 kez görüştüğü, -Sedat Peker' in kullandığı 0535 9232769 nolu GSM hattı ile 32 kez görüştüğü, -Sedat Peker' in kullandığı 0535 8771551 nolu GSM hattı ile 30 kez görüştüğü, -Sedat Peker' in kullandığı 0535 7255634 nolu GSM hattı ile 13 kez görüştüğü, -Emin Gürses' in kullandığı 0532 2066768 nolu GSM hattı ile 19 kez görüştüğü, -Erkut Ersoy' un kullandığı 0543 5331769 nolu GSM hattı ile 2 ez görüştüğü, -Kemal Kerinçsiz' in kullandığı 0533 2949190 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü, -Kemal Kerinçsiz' in kullandığı 0532 2143354 nolu GSM hattı ile 32 kez görüştüğü, -Mehmet Zekeriya Öztürk' ün 0542 3546579 nolu GSM hattı ile 53 kez görüştüğü, -Mehmet Zekeriya Öztürk' ün 0535 2604705 nolu GSM hattı ile 339 kez görüştüğü, -Mehmet Zekeriya Öztürk' ün 0532 3412902 nolu GSM hattı ile 11322 kez görüştüğü, -Mehmet Zekeriya Öztürk' ün 0539 7971107 nolu GSM hattı ile 150 kez görüştüğü, -İbrahim Benli' nin kullandığı 0533 6388434 nolu GSM hattı ile 105 kez görüştüğü, -Emin Şirin' in kullandığı 0532 2626884 nolu GSM hattı ile 211 kez görüştüğü, -İsmail Yıldız' m kullandığı 0533 7138603 nolu GSM hattı ile 13 kez görüştüğü, -İsmail Eksik' in kullandığı 0539 8187804 nolu GSM hattı ile 4 kez görüştüğü, -Halil Behiç Gürcihan' m kullandığı 0532 5959046 nolu GSM hattı ile 33 kez görüştüğü, -Sevgi Erenerol' un 0532 3678060 nolu GSM hattı ile 2 kez görüştüğü tespit edilmiştir,

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Şüpheli Emin Caner YİĞİT; şahsen tanımadığını, ancak köşe yazan olduğunu bildiğim, Şüpheli Emin GÜRSES; medyadan tanıdığım#;#herrıanS^ir samimiyetinin

Veli KÜÇÜK - Sedat PEKER - Güler KÖMÜRCÜ arasındaki ilişkinin ne olduğu, şahısların aralarındaki irtibatları hakkında bilgisi ile ilgili; Güler KÖMÜRCÜ'nün gizli örgütlenmeler ve mafya gibi konularda gazetelerde yazıları çıktığını, Güler'in bu bilgileri alabilmek için bu şahıslarla görüşmüş olabileceğini kastederek bu şekilde beyanlarda bulunduğunu, Güler KÖMÜRCÜ'nün Sedat PEKER'le görüştüğü gazetelerde haber olarak çıktığını, Emin GÜRSES Savcılıkta alman ifadesinde, görüşme içeriğinde GÜLER KÖMÜRCÜ' yü hiç görmediğini, VELİ KÜÇÜK ün başka bağlantıları da olabileceğini söylediğini, ancak bu bağlantılar lafının ne olduğunu bilmediğini, 22.01.2008 tarihli (saat 11:55) görüşme ile ilgili, bunların gizli toplantığım, gizli toplantılarında bile Güler KÖMÜRCÜ' yü görmediğini, demekki bunun haricinde kendisinin gitmediği ayrı bir iş çevirdiklerini, Şüpheli Habip Ümit SAYIN: 2002 yılında zihin kontrolü ile alakalı fikir sorduğunu, oradan tanıdığını, bir daha da görüşmediğini, Şüpheli Hayrettin ERTEKİN; görüşmüşlüğünün de olmadığını,

Kendisini

tanımadığını,

hiçbir

şekilde

09/11/2007 tarihli GÜLER KÖMÜRCÜ ile X şahsın yaptığı görüşme sorulduğunda; öğrendiğine göre X şahsın emekli tümgeneral olduğunu, uygunsuz olmayan şeyler konuştuklarını, onlarla ilgili görüşmeye şahit olmadığını, Güler KÖMÜRCÜ'yü tanımadığım, kendisinin bildiği kadanyla Güler KÖMÜRCÜ Amerika ya çalışan ajan bir gazeteci olduğunu, görüşmedeki BİR NUMARAYI tanımadığını, kim olduğunu bilmediğini, herkes olabileceğini, 09.11.2007 günü saat:20.51 sıralarında Güler KÖMÜRCÜ ile x şahıs yaptıkları telefon görüşmesine; Can ATAKLI'nın televizyonda bir program yapmak istediğini, kendisinde Can ATAKLI'ya Güler KÖMÜRCÜ' yü televizyona sokmamasını söylediğini, Güler KÖMÜRCÜ' nün aleyhine bu şekilde davranmış olabileceğini, Güler KÖMÜRCÜ' nün görüşme ile ilgili beyanlarına ise; Rıfkı DURUSOY'u tanımadığını, Business tv'nin ortağı ve yöneticisi olduğunu, hakkımda herhangi bir iddia olmadığını, sadece Business tv'de program yaptırmadığı için bu şekilde konuştuğunu, Güler KÖMÜRCÜ generalleri televizyona getirip program yapmak istediğini Can ATAKLI'nın kendisine söylediğini, televizyonun ekonomi kanalı olduğu için kabul etmediğini, Şüpheli Kemal KERİNÇSİZ; Güler KÖMÜRCÜ'yü basından gazeteci olmaları nedeniyle tanıdığlm, hatırladığı kadanyla Güler KÖMÜRCÜ ile son iki yıl içersinde ülke meseleleri ile ilgili yazacağı bir konuyla ilgili olarak kendisini araması nedeniyle bir iki kez telefon görüşmelerinin olduğunu, Şüpheli Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK Savcılık ifadesinde; Güler KÖMÜRCÜ ile gazeteci olmalanndan dolayı tanıştığını, aralannda duygusal bir ilişki de bulunduğunu, Kendisinin 0 532 341 29 02 numaralı telefonu kullandığını, 32-68, 32-69, 32-70 numaralı tapelere ilişkin telefon görüşmelerinde kullanılan numaranın kendisine ait olduğunu, ancak telefonla görüştüğü bu kişileri tanımadığını ve bu kişiler ile herhangi bir yerde görüştüğünü hatırlamadığını, Güler KÖMÜRCÜ ile olan görüşmelerinde geçen katolik nikahı konusunun espiri mahiyetinde bulunduğunu, 32-72,32-73S;Sirıumaralı tapelerdeki görüşmelerinde Genel Kurmay Başkanına hakaret etmek istemejiîğini, G;ü||^KÖMÜRCÜ ile

olan görüşmesinde "Kurtlar Vadisindeki Hüseyin isimli şahıs beni anlatmıyor" şeklide söylediğini, Şüpheli Veli KÜÇÜK; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü gazeteci Güler KÖMÜRCÜ'nün tanıştırdığı, bir kez Güler KÖMÜRCÜ'nün ev ziyaretine geldiğinde yanında Mehmet Zekeriya ÖZTÜR'ü de getirdiğini, bir süre oturup gittiklerini, bu şahısla bilahare Güler KÖMÜRCÜ nün yanında telefon ile görüştüğünü, 21.07.2004 günü saat 17:56 sıralarında, Güler KÖMÜRCÜ ile Sedat PEKER arasında yapılan telefon görüşmesinde "..........GELİN YÜZLEŞELİM ABİ. KİM YALAN SÖYLÜYOSA ÇIKSIN. SONRA VELİ PAŞAYLAN KORKUT ABİYLEN YAVUZ ATAÇ'I GÖRÜŞTÜRDÜM.... " şeklinde beyanları ile ilgili, kendisinin Korkut Eken ve Yavuz Ataç ile görüşmediğini, kendilerinden de bu öğrenibileceğini, bu konuşmanın muhatabı olmadığını, Güler Kömürcü'den de öğrenilebileceğini, Veli KÜÇÜK'ün 27.11.2007 günü saat 09:58 sıralarında Güler KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşme ile ilgili; Güler Kömürcü'yü Amerika'daki toplantılardan tanıdığını, orada gazetecilik yaptığını, bilahare Türkiye'ye döndüğünde tekrar ailece görüşmeye başladıklarını, Telefon konuşması gününde kendisini aradığını, daha önce oturduğu evde başkaları tarafından dinlenildiği endişesine kapıldığını, evde elektronik işleri yapan bir kişi tarafından dinleme araması yapılmasını istediğini, bu konu yardımcı olmasını istediğini, fakat unuttuğun için telefonla konuştuğu gün tekrar hatırlattığını, kendilerinin güvenlik şirketinden emekle binbaşı Melih İşcan'a bu işi yapabilecek bir elemanı piyasadan bulmasını istediğini, aynı gün elemanla beraber Güler Kömürcü'nün tarifiyle evine gittiklerini, eleman evde inceleme yaptığını, ancak bir dinleme olmadığın söylediğini, Güler KÖMÜRCÜ yü Amerika -Washinton da yapılan bir toplantıda tanıdığını, Eşiyle birlikte kendisinin misafir ettiğini, toplantının 2001 senesinde olduğunu, Güler KÖMÜRCÜ'nün Türkiye ye taşındıktan sonra zaman zaman görüşmelerinin olduğunu, halende görüştüklerini, 15.07.2004 tarihinde Sedat PEKER le yaptığı görüşme ile ilgili, Ümit ÖZDAG'm aile dostu olduğunu, rahmetli babasını çok iyi tanıdığını, Ümit ÖZDAG ile de çok iyi görüştüğünü, görüşmenin yapıldığı tarihlerde Ümit ÖZDAĞ'ı siyasi arenada iyi bir yerde görmek istediklerini, yani Ümit ÖZDAĞ'ı Milliyetçi Hareket Partisi içinde belirgin etkinliğe girmesini arzu ettiğini, kendisinin de tercihi olduğunu, Ümit ÖZDAG'm daha önceden MHP içersinde bir faaliyeti olmadığını, ancak babası Muzaffer ÖZDAG'm olduğunu, kendilerinin Ümit ÖZDAG'm da burada faydalı olabileceğini düşündüklerini, bu nedenle gerekli desteği verebileceğini söylediğini, bu konuyu görüşmede ismi geçen tüm gazetecilerle görüştüğünü, Ümit ÖZDAĞ a destekçi olmalarını istediğini, bunun kendisinin siyasi tercihi olduğunu, görüşmede bahsedilen "oluşum" Ümit ÖZDAG'm MHP içersinde bir yere getirilmesi için olduğunu, Sedat PEKER'in bir desteği olmadığını, Savcılık ifadesinde; Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ü Güler KÖMÜRCÜ' nün yanında görererek tanıştığını, bir keresinde de Güler KÖMÜRCÜ'nün bu kişi ile birlikte evine ziyarete geldiğini, bu iki görüşme dışında görüştüklerini hatırlamadığını, Güler KÖMÜRCÜ ile Amerika'daki bir konferansta tanıştığını, aile olarak görüştüklerini, Şüpheli Hüseyin GAZİ OĞUZ, Tanimadiğım, Şüpheli Hüseyin GÖRÜM gazeteci olduğunu ve m@öfaaâ7ç^^ığmı duyduğunu, ancak şahsın nerede çalıştığını bilmediğini, herhangi bir bağMnti&nın d#î)ta3Mığını,

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi; Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün, şüpheliler Veli KÜÇÜK, REİS (Kod) Sedat PEKER, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Habip Ümit SAYIN, Sevgi ERENEROL, Kemal KERİNÇSİZ ve Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ile örgütsel irtibatlarının bulunduğu, ayrıca şüpheli Doğu PERİNÇEK'in gizli toplantılarına da katıldığı, şüpheli İbrahim BENLİ'nin Çatalca'daki çiftliğinde yapılan askeri savcıdan-emniyet müdürüne kadar İşçi Partisinin düzenlediği örgütsel içerikli toplantılara katıldığı, şüpheli Hikmet ÇİÇEK ile irtibatının bulunduğu, şüpheli Veli KÜÇÜK'le görüşürken kendisini "UNSUR" olarak tanımlayıp örgütsel olarak bağlılığını bildirdiği, Şüpheli Emin GÜRSES'in hem telefon görüşmeleri hem de beyanlarında Ergenekon terör örgütü mensuplarının gizli toplandığını, gizli toplantılarında bile Güler KÖMÜRCÜ' yü görmediğini, demek ki bunun haricinde kendisinin gitmediği ayrı bir iş çevirdiklerini, yani Veli KÜÇÜK'ün Güler KÖMÜRCÜ ile ayrı ve gizli toplantılar yaptıklarını, beyan etmiş olması da şüphelinin Veli KÜÇÜK'ün özel grubu içinde yer aldığı, Tuncay GÜNEY in beyanlarının bu konuda doğru olduğu anlaşılmıştır. Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün Kuvvai Milliye Demeğini kuran Bekir ÖZTÜRK'ü yönlerdirdiği, Kuvvai Milliye Demeğini kurmak için Bekir ÖZTÜRKün tayinini Ankaraya yaptırdığı, Güler KÖMÜRCÜnün bu tayin işi içinde Sinan Aygün vasıtasıyla Abdüllatıf Şener'i devreye soktuğu, Bekir ÖZTÜRK ile yaptıkları e-mail görüşmesinde, Bekir ÖZTÜRK'ün benim tayinimi bir kürde yaptırma diyerek kendi ırkçı zihniyetini ortaya koyduğu, Kuvvai Milliye Demeği ile Güler KÖMÜRCÜ'nün görünüşte alakasının olmamasına rağmen Güler KÖMÜRCÜ'nün talimatlarına göre Bekir ÖZTÜRK'ün hareket ettiği, yine Güler KÖMÜRCÜ'nün talimatıyla Kuvvai Milliye Demeği'ni kurduğu, birçok konuda talimatları şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'den aldığı, şüpheli Güler KÖMÜRCÜ hem Veli KÜÇÜK hem de Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK ile yaptığı görüşmelerden bu yönlendirmeleri yaptığı, hatta Kuvvai Milliye Derneğinin kurulması için tutulacak ofis yerinin Güler KÖMÜRCÜ tarafından Sinan AYGÜN'e iletilerek halledilmesini Bekir ÖZTÜRK istediği, Bu konudaki e-maile bakıldığında, 1 l/Aralık/2006 tarihinde şüpheli Bekir ÖZTÜRK tarafından Güler KÖMÜRCÜ'ye gönderilen Söz konusu E-postada demeğin internet sitesinin başansı açıklanarak Güler KÖMÜRCÜ'ye demeğe katkılannm boş olmadığı hatırlatılmış ve demeğin bu başansmdaki katkılanndan dolayı teşekkür etmiştir. Ayrıca demek için bir ofis kiralanması konusunda Sinan Bey ile görüşmesi ve kendisinin Ankara'ya tayini konusunda gayrette bulunması için ricada bulunmuştur. Ofis ve tayin konulanm şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'ye havale etmesini de 'Biz Türkler her işi (Yolda) büyüklerimize bırakmayı severiz' sözüyle açıklamıştır. Buradan da Bekir ÖZTÜRK ERGENEKON terör örgütünün içerisinde kendinden önceki tarihlerden beri faaliyette bulunan Güler KÖMÜRCÜ'yü örgütün büyüğü olarak nitelediği ve şüpheli Halil Behiç GÜRCİHAN vasıtasıyla tanıdığı şüpheli Habip Ümit SAYIN'ı yine Güler KÖMÜRCÜ'ye sormak suretiyle aralanndaki örgütsel ilişkiyi ortaya çıkardığı anlaşılmaktadır. Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ nün, Kuvvai Milliye Derneği derneğinin kuruluş aşamasında Bekir ÖZTÜRK yönlendirip gerekli lojistik desteği sağladığı bu konuda birçok imeil çıktısının Dernekler raporun ekindeki dosyasına konulduğu anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut REİS (Kod) Sedat PEKER'in cJ^atıld^ıjŞlgütün 2004 tarihli gizli toplantılarına katıldığı, bu toplantılarda karışıklık cikarılması llajaMarının alındığı,

şüphelinin hem Veli KÜÇÜK'ün grubu hem Doğu PERİNÇEK'in grubu ile sıkı irtibatlarının bulunduğu, emekli askeri şahıslarla gizli bir oluşum içinde bulunmaları ve bu oluşumun gizli toplantılarına katılması, yine şüphelinin görevli birçok askeri şahıslarla yaptıkları görüşmeler, emekli askeri şahısların talimatlarına uygun Pisikolojik harekat yapma göreviyle görevlendirilmesi, konuşmalarında bizden değil bizim içimize sızmaya çalışıyor şeklinde bazı görüşmelerinin bulunması, ayrıca şüpheli Veli KÜÇÜK'ün ve bazı emekli askeri şahıslarla yaptığı 26.11.2006 tarihli görüşmelerde "ben senin unsurunum, unsurunuzum, hizmetindeyim" dediği, bir çok kurumla irtibatlarının bulunması, aynı zamanda Doğu PERİNÇEK'in gizli üst düzey örgütsel toplantılarına katılmıası, REİS (Kod) Sedat PEKER olan ilişkisi ve konuşmaları Veli KÜÇÜK'le olan örgütsel irtibattan, tüm görüşme tutanaklan göz önüne alındığında; şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu ve ERGENEKON terör örgütünün amaçlan doğrultusunda faaliyet gösterdiği anlaşılmıştır. Görüşmelerinde kendisinin Mit adına ve Genelkurmay adına çalıştığı imajını yermeye çalışmakta ise de; doğrudan Veli KÜÇÜK'e bağlı olarak ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN gazeteci kadrosunda yer aldığı ve Veli KÜÇÜK'ün talimattan doğrultusunda yazılar yazıp örgütün amacına hizmet ettiği Veli KÜÇÜK ile İşçi Partisi arasındaki irtibatı sağladığı, yine Veli KÜÇÜK ile Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK arasındaki irtibattan da sağladığı, geçmiş dönemde de aynı irtibattan REİS (Kod) Sedat PEKER ile sağladığı, yine Veli KÜÇÜK'ün talimatlanyla Kuvvai Milliye Derneği kuruluş aşamasında ve sonrasında dernek başkanı Bekir ÖZTÜRK'ü yönlendirip irtibattan sağladığı, ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hertürlü gizli ve açık amaçlanm bildiği anlaşılmış olmakla, Şüpheli Güler KÖMÜRCÜ'nün üzerine atılı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

33-ŞÜPHELİ EMİN CANER YİĞİT a) Emniyet İfadesinde; Veli KÜÇÜK'ü 2003-2004 yıllannda tanıdığını, 2004 Kasım-2005 Ocak ortasına kadar Stretejik Güvenlik Şirketinin kuruluş aşamasında evrak götürüp getirme işlerine yani şirketin ayak işlerine baktığını, bu sayede kendisini tanıdığım, bayramda ve özel günlerde kendisi aradığını, başka kendisi ile herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Güler tanımadığını,

KÖMÜRCÜ'nün

gazetede

köşe

yazan

olduğunu

bildiğini,

şahsen

Mehmet Fikri KARADAG'ı sadece basından tanıdığını, basından duyduğu kadan ile emekli albay olduğunu bildiğini, Cemal YİGİT'in öz babası olduğunu, diğer şahıslan tanımadığını, isimleri ilk defa duyduğunu beyan etmiştir. Veli KÜÇÜK ile ne zaman, kim vasıtası ile tanıştığı sorulduğunda; Veli KÜÇÜK'ü 2004 yılının Kasım ayında Türk Dünyası Araştırma Vakfında editörlük yapan İlyas TOPSAKAL ve Ahmet Hoca..? vasıtasıyla tanıdığını, İlyas TOPSAKAL'm kendisine "Veli Paşa bir güvenlik şirketi açacak, burada eğitim ve iş verilecek, sende ona yardım et, sertifikanı alıp bir yerde güvenlik şirketinde başlarsın" dediğini, bunun üzerine teklifini kabul ettiğini, daha sonra Üja&aTGîP SAKAL ve Ahmet Hoca..? nın kendisini Türk Dünyası Vakfına davet ettiklerinj^akfa gitÖgS^de Veli KÜÇÜK'ün de orda olduğunu gördüğünü, burada Veli KÜÇÜK â\e görüjtuğ^fB^ görüşmede Veli 1080

KÜÇÜK'ün yeni kurulacak olan güvenlik şirketi ile ilgili ofısboy olarak çalışacağı, daha sonra da bu güvenlik şirketinden güvenlik sertifikası alacağını konuştuklarını, bu şekilde işe başladığını, Veli KÜÇÜK'ün ortağı olduğu Stretejik Güvenlik şirketinin açılması döneminde şirketin tadilat işlerini, evrak işleri yani elektrik, doğalgaz türü işlere baktığını, bu şekilde yaklaşık 1,5 ay kadar çalıştığını, ancak Veli KÜÇÜK'ün ortağı olan ancak ismini hatırlamadığı bir ortağı ile maddi konuda anlaşamadığından dolayı münakaşa ettiğini, bu yüzden işten ayrıldığını, çalıştığı zaman zarfı içersinde Veli KÜÇÜK'ten yaptığı hizmete karşılık 600 YTL para aldığını, Veli KÜÇÜK ile en son ne zaman görüştüğü, bu görüşmenin nerde ve ne şekilde yapıldığı sorulduğunda; Kendisi ile telefonda 10-15 gün evvel görüştüğünü, Veli KÜÇÜK'ün telefonla arayarak kullandığı 34 SB... plakalı Kia Sorento marka aracının lastiğinin asker korumaları tarafından patlatıldığmı, ve lastiğin yarıldığını söylediğini, kendisine "lastiği nerden bulabileceğini" sorduğunda, jipi aldığı yere sormasını istediğini, ancak Veli KÜÇÜK'ün jipi almış olduğu yerde lastiğin olmadığını söyleyerek lastik bulmasını istediğini, bunun üzerine Altunizade Kia Anadolu Bayiinden aynı tip lastiği alarak Veli KÜÇÜK'ün Gayrettepe'de bulunan evine götürdüğünü, lastiği korumalarına teslim ettiğini, Veli KÜÇÜK'ü görmediğini, Veli KÜÇÜK ile en son görüşmesinin bu şekilde telefonda olduğunu, bunun haricinde bayram, doğum günü gibi özel günlerde telefon açtığını, Sedat PEKER'i tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise ne zamandan beri ne şekilde tanıdığı sorulduğunda: Sadece ismini duyduğunu, hiç tanışmadığını, kendisini bir defa Adapazannda depremzedeler için açmış olduğu çadır aşevinde gördüğünü, o dönem Adapazarı'nda yaşadığını Boğaç Kaan MURATHAN'ı tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise ne zamandan beri ne şekilde tanıdığı, aralarında ne tür bir ilişki olduğu sorulduğunda; Kendisi ile bir kere selamlaştığını, samimiyetinin olmadığını, sadece Yener..? i tanıdığını, Yener sayesinde Boğaç ile bir kere konuştuklarını, Boğaç'ı en son 2004 yılı eylül ortasında gördüğünü, Boğaç'm bir otosu olduğunu söylediğini ve satmasını istediğini, kendisinin de araç satışında aracılık yaptığı için Boğaç'm aracını problemi olmaması şartı ile satabileceğimi söylediğini, bunun üzerine Boğaç'm 34 BGJ ... plakalı BMW marka aracını bıraktığını, daha sonra bu aracı Ankara'da ismini hatırlamadığı bir galeriye 57.000 Euro karşılığında sattığını, bu iş karşılığında 2000 Euro para kazandığını, paranın geri kalanını Boğaç'a verdiğini, Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER ve Boğaç Kaan MURATHAN arasındaki ilişki ile ilgili bildikleri sorulduğunda; Aralarındaki ilişkiyi bilmediğini, çünkü şahısları fazla tanımadığını, samimiyetinin olmadığını, Veli KÜÇÜK'ün yanında çalışmaya başlamasında kesinlikle Sedat PEKER'in bir alakasının olmadığını, 29.02.2004 günü saat:21.18'de Sedat PEKER ve Veli KÜÇÜK'ün yapmış olduğu telefon görüşmesinde; Sedat PEKER'in "ben o arkadaşı ayarladım abi bir güzel kardeşimiz vardı onuda ayarladım abi zaten askerde paşa korumasıymış üniversite terk çok onurlu nitelikli terbiyeli ahlaklı onu özellikle çok incelejdim^abi'' dediği görüşme sorulduğunda, ^J % ^% 1081

Kendisi ile alakası olmadığını, Veli KÜÇÜK'ün yanında çalışmasında aracı olanları yukarıda beyan ettiğini, ayrıca hiç üniversiteye de gitmediğini, Tape:1498 11.03.2004 tarihinde Volkan GEZMİŞ ile İsmet..? ile görüşmesinde özetle; ; Volkan GEZMİŞ'in birkaç tane isim vererek her ay bir milyar para gönderilmesini söylediği, ayrıca "ondan sonra veli paşanın şoförüne her ay maaş gidecek abi" dediği, İsmet'in "kardeş biz ne kazanmıyoruz nerden ödicez bu şeyde ben mahfoldum ya" dediği, Tape:1501 12.03.2004 tarihinde Volkan GEZMİŞ ile Boğaç Kaan MURATHAN'm ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "abi bu veli amcanın yanındaki arkadaşın bide rahmetli Mustafa OK... eşinin üzerine iki tane hesap numarası açılacakmış abi" dediği, Boğaçkaan'ın "mustafa abiyi anladım öbürü" dediği, Volkan'm "veli amcanın yanındaki arkadaş varya" dediği, Boğaçkaan'ın "ya bizim caner'in numarası bide şeyin numarası" dediği, Her iki görüşme kendisine sorulduğunda; Görüşmelerin yapıldığı tarihlerde İstanbul dışında yani Düzce'de çalıştığını, Düzce'de kaplama, kereste işi yaptığını, görüşmede bahsedilen Caner..? in kendisi olmadığını, zaten o dönem Boğaç'ı tanımadığını, sadece simaen tanıdığını, Üsküdar ilçesi İcadeyi Mah Ayarcıbaşı Sokak B Blok No:35/5 sayılı adresin kime ait olduğu sorulduğunda; Bu adresin Hanımeli Turistik Tesis isimli şirkete ait olduğunu, bu şirketi aldığı zaman şirketin Üsküdar ilçesinde olduğunu, sonra şirketi Etilere taşıdığını ancak Hanimeli isimli şirketin adresinin halen Üsküdar'da göründüğünü, 0216 530 19 93 numaralı telefon hattının kime ait olduğu sorulduğunda, Telefon hattının kendi adına kayıtlı olduğunu, Hanımeli Turistik Tesisleri isimli şirketi 2005 yılı Aralık ayında devr aldığını, bu şirket hizmetlerinde kullanılmak üzere 0216 530 19 91-92-93-94 numaralı telefon hatlarını aldığını, Etilere taşıdığını beyan ettiği Hanımeli şirketinin Üsküdar'daki yerinde şu an hangi firmanın faaliyet gösterdiği sorulduğunda; NOVEREY isimli bir firmanın faaliyet gösterdiğini, bu şirketin kullanmış olduğu telefon hattının kendi adına kayıtlı olduğunu, yani 216 530 19 91-92-93-94 numaralı telefon hatlarını şu an NOVEREY isimli firmanın kullandığını, en azından öyle bildiğini, Noverey isimli firmanın Veli KÜÇÜK ile bir ilgisinin olup olmadığı sorulduğunda; Bilmediğini beyan etmiştir. Veli KÜÇÜK ile Hanımeli Turistik Tesisleri isimli şirketin bir alakasının olup olmadığı sorulduğunda; Kendisinin bu şirket ile bir alakasının olmadığını, Hanımeli turistik tesisleri isimli şirketine ait olduğunu daha sonra şirketini taşıdığı için şu an Noverey isimli firmanın Üsküdar ilçesinde faaliyet gösterdiğini, Noverey isimli firmanın şu an kendi adına kayıtlı yukarjda beyan ettiği numaraları kullandığını, bu firmalar ile Veli KÜÇÜK'ün ^h^SırJî^^nin olmadığı beyanı hatırlatılarak. 1082

Yapılan teknik takip çalışmalarında O 216 530 19 93 numaralı telefondan 10-15 gün kadar önce hemde bir kaç defa Veli KÜÇÜK'ün görüşme yaptığının tespit edildiği söylenerek, bu durumda halen Veli KÜÇÜK'ün yanında olduğunun anlaşıldığı, neden bu durumu saklama ihtiyacı hissettiği sorulduğunda; Hanımeli isimli firmayı Üsküdar'dan kira parası çok fazla olduğu için, ayrıca kira borcu olduğu için Etiler'e taşıdığını, şu an Noverey isimli firmanın faaliyet gösterdiğini, sadece mal sahibine yeri bıraktığını, telefon numarasının kendi adına kayıtlı olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün kendi adma kayıtlı telefon numarasından görüşme yapmasına bir şey diyemediğini, kendisi ile alakasının olmadığını beyan etmiştir. Veli KÜÇÜK'ün yanında çalıştığı süre içersinde, Veli KÜÇÜK'ün Sedat Peker, Sami HOŞTAN, Ziya BANDIRMALIOĞLU, Ayhan ÇARKIN yada benzer suç örgütü mensupları ile herhangi bir görüşmesine şahit olup olmadığı sorulduğunda; Şahit olmadığını, bilmediğini beyan etmiştir. ERGENEKON ve LOBİ yapılanması hakkında bilgisi sorulduğunda; Hiç duymadığını beyan etmiştir. 27.11.2007 günü saat:17.06'da Veli KÜÇÜK ile Haydar..?/Yunus...?'un yapmış oldukları telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra; telefon görüşmesinden, görüşmenin yapıldığı yerde olduğunun anlaşıldığı söylenerek, görüşmede geçen Mehmet..?, Halit..?, Ersan..? isimli şahıslarm kim olduğu, görüşmede geçen para konusunun ne olduğu, kimin kimden ne kadar alacağı olduğu, bu olaya ne şekilde müdahil olduğu sorulduğunda; Ersan..? isimli şahsın soyadını hatırlamadığını, şahsın Maltepe'de oturduğunu, 6-7 aydır arkadaşı olduğunu, Maltepe'de bulunan bir çay bahçesinde tanıştıklarım, ortak yaptıkları herhangi bir işin olmadığını, Haydar..? ve Yunus..? isimli şahıslan tanımadığını, Ersan..? isimli arkadaşının, bir şahsın kendisinden para istediğini söylediğini, Ersan'a gelen şahısların "hacizdeki olayımız var, arabuluculuğu yapıyoruz, bu iş için para lazım" dediklerini, Ersan'm da bu şahıslara para verdiğini, ancak ne kadar para verdiğini bilmediğini, bu olayla ilgili başka hiçbir ilgisinin olmadığını beyan etmiştir. Görüşmede Veli KÜÇÜK'ün görüşme yaptığı şahıslara kendisini sorması, görüşme yaptığı Haydar'mda yanında olduğunu söylemesi üzerine, görüşmenin yapıldığı zaman Haydar ve Yunus isimli şahıslarla birlikte olduğunun anlaşıldığı söylenerek, bu şahısları neden tanımadığını beyan ettiği sorulduğunda; Orda olmadığını, Haydar ve Yunus isimli şahıslan tanımadığını, 30.11.2007 günü saat:13.14'de Veli KÜÇÜK ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde; Veli'nin "ne yaptılar çözüyorlar mı olayı?" dediği, Caner'in "geliyorlar komutanım bugün bekliyoruz şu anda onları" dediği, Veli'nin "çözecekler yani" "ne yaparlarsa yapsınlar kendi aralarında" dediği, Caner'in "tamam paşam" dediği görüşme sorulduğunda; Hatırlamadığını beyan etmiştir. 16.01.2008 günü saat:19.35'de X şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra; görüşmede geçen Numan>
/-i

1083

f/6*t&

V*

Görüşme yaptığı kişinin Koray..? isimli şahıs olduğunu, görüşmede bahsedilen Numan..? isimli şahsın yurt dışında gemi brokırlığı yapan bir kişi olduğunu, 5-6 yıldır tanıdığını, Numan'm kendisine gemi taşımacılığı için kuru yük, konteynırlar ve tankerlerinin olduğunu, "gemi bulabilirsen para kazanırsın" dediğini, bunun üzerine Koray..? isimli arkadaşını arayarak bu konu ile ilgili görüşme yaptığını beyan etmiştir. 16.01.2008 günü saat:20.22'de Uğur..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra; Uğur..? isimli şahsın kim olduğu, aralarında ne tür bir ilişki olduğu sorulduğunda; Uğur..? isimli şahsın tekstil boya ham maddesi satışında aracılık yapan bir kişi olduğunu, kendisini telefondan tanıdığını, Uğur ile Bursa'da bulunan Ergin DEMİRKOL isimli arkadaşı vasıtası ile tanıştığını, görüşmede geçen varil ve litre olarak bahsettiğinin sodyum sülfat olduğunu, yani tekstil boya ham maddesi olduğunu, bu işte de aracılık yapacağını ancak fiyatlar tutmadığı için aracılık yapamadığını beyan etmiştir. 19.01.2008 günü saat:15.39'da Mehmet GÜLKANAT ile yapmış olduğu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra; görüşmede bahsedilen Ümit ALBAY'ın kim olduğu, "yakaladım eczanede yakaladım" derken ne kastettiği sorulduğunda; Ümit Albay diye bahsettiğinin, mahalleden tanıdığı emekli bir albay olduğunu, bu albayın herkesten para alıp geri ödemeyen bir kişi olduğunu, bununla ilgili konuştuğunu, Kendisinin de Ümit Albay'dan 2500 Dolar alacağı olduğunu, Ümit Albay'm gelininin ameliyat olacağını söylediği için bu parayı verdiğini, ancak geri alamadığını, "eczanede yakaladım" derken, eşine ait olan eczaneyi aradığını ve kendisi ile telefonda görüştüğünü beyan etmiştir. İkametinde yapılan aramada bulunan (1) adet 7,65 çaplı ruhsatsız tabanca, şarjör ve (5) adet 7.65 çapında fişek, (1) adet boş glock marka tabancaya ait şarjör, (1) adet şok cihazı sorulduğunda; Tabancayı 4-5 sene önce Düzce'de Recep YILDIZ isimli bir çiftçiden 150-200 milyon karşılığında aldığını, geçmiş zaman olduğu için hatırlamadığını, tabancanın evde durduğunu, silaha merakı olduğu için aldığını, hiçbir eylemde kullanmadığını, şok cihazının av bayilerinde satıldığını, alarak eve bıraktığını, İkametinde yapılan aramada bulunan Boğaç Kaan MURATHAN ve Yener KESKİN'e ait pasaportlar sorulduğunda, Pasaportların Boğaç'm kendisine satması için bıraktığı BMW marka aracından çıktığını, bu pasaportları aracı satmış olduğu kişilerin, aracın sağ alt koltuğu içersinde bulunan çekmece gibi bir yerde bularak kendisine verdiklerini, hatta pasaportlar ile birlikte 1 adet şarjör ve 3-5 tane kağıtta verdiklerini, Boğaç'a ulaşamadığından dolayı malzemelerin kendisinde kaldığını, İkametinde yapılan aramada bulunan (7) adet Sedat PEKER ve Veli KÜÇÜK'ün ayrı ayrı resimlerinin ve başka şahısların bulunduğu resimler, Veli KÜÇÜK adına yapılmış (3) adet havale dekont, mahkeme tutanakları, şirket bilgileri ve çeşitli şahısların isim ve rütbelerinin bulunduğu (7) adet doküman sorulduğunda; Fotoğraflardan Veli KÜÇÜK ile yan yana çekilmiş olan fotoğrafın kendisine ait olduğunu, diğer fotoğrafların kardeşine ait olduğunu, mahkeme tutanaklarının da büyük ihtimalle Boğaç'm arabasından çıkan evraklar olduğunu, Veli KÜÇÜK adına yapılan havele ile ilgili dekontların Stretejik güvenlik şirketinde çalıştığı döneme aitjo]d.uğunu,

İkametinde yapılan aramada bulunan, üzerinde 0533 725 27 16 Hüseyin BALCI patentli not bulunan 0533 363 47 77 numaralı ve 8990010706010236689 seri numaralı hazır kart ve zarfı, üzerinde Ali YAVUZ ibaresi bulunan içi boş turkcell hazır kart sorulduğunda; Hüseyin BALCI isimli şahsın arkadaşı olduğunu, kendisine telefon hediye ettiğini, paketin üzerinde Hüseyin BALCI yazdığını, Ali YAVUZ'un kim olduğunu bilmediğini, İkametinde yapılan aramada bulunan, laptop bilgisayar, cd ve disketler sorulduğunda; Laptop bilgisayarın kardeşi Taner YİĞİT'e ait olduğunu, Cd'lerin çoğunun akrabalanna ait düğün cdleri olduğunu, yani cd'lerin ailesinin ortak kullanımında olduğunu beyan etmiştir. b) Savcılık ifadesinde; Emin Caner YİĞİT (..Klasör Dizi...te yer alan) 25.01.2008 tarihli C.savcıhğı ifadesinde özet olarak; Kolluk ifadesini tekrarladığını, soruşturma kapsamındaki kişilerden Veli KÜÇÜK'ü tanıdığını, Cemal YİĞİT'in ise babası olduğunu, daha önceleri Düzce'deki aile şirketinde çalıştığını, depremden sonra İstanbul'a gelip serbest ticaret yapmaya başladığını, bu sırada Marmara Üniversitesinde eğitim görevlisi olarak çalışan arkadaşı İlyas TOPSAKAL'm kendisine "Veli Paşa güvenlik eğitim şirketi kuruyor, onun yanında çalış, sertifikanı al, onun yanında güvenlik amiri olarak çalışabilirsin" dediğini,bunun üzerine Yenibosna'daki güvenlik ve eğitim şirketinin kuruluş aşamasında yaklaşık 1,5 ay süreyle ofısboy olarak çalıştığını, sonrasında ise Veli KÜÇÜK'ün ortaklarından birisiyle anlaşamadığını ve ayrıldığını, bundan sonra ise kendi gıda şirketi ve restaurantını açtığını, 15-20 gün önce İtalya'da yük brokerliği yapan Numan isimli arkadaşının bu işle ilgili şirketinin İstanbul Şubesini kendi adına açma teklifinde bulunduğunu , kollukta kendisine sorulan telefon görüşmelerinin bu konu ile ilgili olduğunu, Sedat PEKER ve Boğaç Kaan MURATHAN ile samimi olmadığını, Sedat PEKER'i 1999 depreminden sonra Adapazarı'nda gördüğünü, o tarihten sonra kendisini hiç görmediğini, Boğaç Kaan MURATHAN'ı ise Yener isimli arkadaşından dolayı tanıdığını, bu kişinin arabasını sattığını, hatta bu arabada kalan bir kısım evraklarının 3-4 ay sonra kendisine geri döndüğünü, evinde yapılan aramada bu evrakların bulunduğunu, Veli KÜÇÜK, Sedat PEKER, Sami HOŞTAN ve Boğaç Kaan MURATHAN arasında nasıl bir ilişki olduğunu bilmediğini, Sedat PEKER'in kendisinin Veli KÜÇÜK'ün yanında işe girmesine aracı olduğunun doğru olmadığını, bu konuda kollukta kendisine okunan telefon görüşmesinde geçen Caner isimli kişinin kendisi olmadığını, o tarihlerde Düzce'de bulunduğunu, Sami HOŞTAN'ı görmediğini ve tanımadığını, Evinde yapılan aramada ele geçen 7.65 mm çapındaki ruhsatsız tabancanın kendisine ait olduğunu, Düzce'den satın aldığını, Glock marka şarjörün Boğaç Kaan MURATHAN'a ait olup kendisinin sattığı araba kalarak daha sonra kendisine gönderilen evrakların arasında bulunduğunu beyan etmiştir. c) Aramada elde edilen deliller; Şüpheli Emin Caner YİĞİT'in ilimiz Kadıköy ilçeşijjuadiye Mahallesi Açelya Sokak Gazi Apartmanı No:5/28 sayılı ikamette yapılan arâ|nadaj~?^v

(1) adet VZOR 70 cal 7.65 ibareli Çekoslovak yapımı ruhsatsız tabanca, tabancaya ait; (1) adet şarjör, şarjöre basılı vaziyette;

(5) adet MKE yapımı 7.65 çapında fişek, (1) adet boş vaziyette Glock marka tabancaya ait şarjör, (7) adet l'den 7'ye kadar numaralandırılmış, Sedat PEKER ve diğer şahıslarla çelikmiş fotoğraf, (1) adet Boğaç Kaan MURATHAN adına düzenlenmiş 231521 seri numaralı pasaport, (1) adet Yener KESKİN adına düzenlenmiş 231521 seri numaralı pasaport, (1) adet Nokia marka 353968/01/681159/9 seri numaralı cep telefonu, telefona takılı vaziyette; (1) adet Avea 899028603011 3880027112K 0505 816 05 40 GSM numaralı sim kart, telefonun arka kısmında; (1) adet 0604290449199 seri numaralı sim kart, (1) adet Nokia 1112 marka 353648/01/836158/3 seri numaralı cep telefonu, telefona takılı vaziyette; (1) adet 889028603572111309203012 K seri numaralı Avea sim kart, (1) adet üzerinde 0533 725 27 16 Hüseyin BALCI patentli notu bulunan 0533 363 47 77 numaralı ve 8990010706010236689 seri numaralı hazır kart ve zarfı, Üzeri l'den 2'ye kadar numaralandırılmış Ali YAVUZ ibaresi bulunan içi boş Turkcell hazır kart zarfı, (3) adet Veli KÜÇÜK adına yapılmış havale dekontu, (7) adet 1 'den 7'ye kadar numaralandırılmış mahkeme tutanakları, Şirket bilgileri ve çeşitli şahısların isim ve rütbelerinin bulunduğu doküman, (1) adet seri numarası belli olmayan şok cihazı, (7) adet Sedat PEKER ve Veli KÜÇÜK'ün ayrı ayrı resimleri ve başka şahısların resimlerinin bulunduğu, Bulunan resimlerin bir çoğunda türk bayrağı üzerinde silah ve mermi resimlerinin bulun duğu, bayrak üzerinde silah olan resmin üzerinde. ÖLÜM ALLAHIN EMRİ BİZ EMİR KULUYUZ TİT yazısının bulunduğu, dosya şüpheli lerinden Semih Tufan GÜLALTAY nin de geçmişte TİT adına eylemlerde bulunduğu, yi şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOGLU'nu n TİT adına hareket edip silahlı eylem yapma teessüsünde oılması hususlan da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN kendi bünyesinde oluşturduğu bir silahlı hücreye TİT adını verdiği anlaşılmaktadır (1) adet Toshiba marka 45379674K seri numaralı laptop bilgisayar, d) Telefon görüşmeleri; Tape :1030 03.1.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK U^follştt^dnde özetle; Caner YİĞİT'in " komutanım Salih Albayla görüştünü^mn" dtcjfgT^Veli KÜÇÜK'ün .--o

1086

lw>frwb^w

Balmumcuda olmadığını söyleyerek 0 212 276 93 24 numaralı telefonu verdiği, Caner YİĞİT'in de arattıracağını söylediği, Tape :1031 05.12.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Görüşmenin başında Veli KÜÇÜK'ün Yasemin'e nerede olduğunu sorduktan sonra, Yasemin'in Göztepe'de olduğunu söylediği, V.KÜÇÜK'ün "He o vakit ben sizi göztepe'den aldırayım arabayı göndereyim ben çocuğa vereyim siz tarif edin" "(Arka Planda Veli küçük ,Canere hitaben : Caner oğlum gel hele) bak ben şoföre veriyorum şoföre tarif edin gelince o sizi ağırlasın" dedikten sonra telefonu Caner YİĞİT e verdiği, Caner YİGİT'e adresi Yasemin'in yanında bulunan şahsın tarif ettiği, görüşmenin sonunda Veli KÜÇÜK, Yasemin'e hitaben "He geliyor çocuk gönderiyorum ben" dediği, Tape :1032 11.12.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün karşı telefonda bulunan Caner YİĞİT'ten Mehmet isimli şahsı istediği, Veli KÜÇÜK'ün "Bu bizim şeyde Balmumcuda barbarosta yerimiz var ya bi tane" "....çimento Onun yan tarafındaki apartmanda bir yer boşalmış" "Kiralıkmış şey koymuşlar Turyaptan kiralık falan diye" "Bodrum iki üç yüz diyor dedim ki iki üç yüz çok pahalı" diyerek oraya bakmasını istediği, Mehmet'in de "Anladım paşam yarm gider oraya bakarız paşam" dediği, Tape :1033 31.12.2007 günü saat:17.07'de Veli KÜÇÜK ile Caner YİĞİT arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Caner YİĞİT'in "Komutanım şey aradı Nedim başçavuş aradı bölge komutanlığından" "Osman paşa Osman Tuğgeneral Tuğgeneral Osman Tekel sizinle görüşmek istiyormuş numaranızı verdim 533'lü numaranızı verdim sizi ararlar herhalde"dediği, Veli KÜÇÜK'ün "tamam arasınlar" "tamam ben ararım" dediği, Tape : 1018 14.01.2008 tarihinde Erdal SEÇKİN ile görüşmesinde özetle; ERDAL'm "Sevk edilmiş adli makamlara bundan sonra top diyor adliye de" "...Caner bunlar tutmuşlar tutanakları yollamışlar" dediği, E.CANER'in "Yav şimdi Erdal bir şey söyleyim sana eğer yapılan operasyonda 5000 litre mi yazıldı hepsi mi yazıldı anladın mı buna göre hareket etmemiz lazım anladın" "...şu adliyenin sonucunu öğren bana da ona göre arayayım orayı" "...kamyona yol verirse dedik kamyona yol vermedi ki o" dediği, ERDAL'm "O saate kadar kamyon yoktu ama işin içinde" dediği, E.CANER'in "O rakam olmasın yine de söyle vereyim" dediği, ERDAL'm "Neyse canım sen ayarlamayı yap ayarlamayı" "...ağanın eli tutulmaz ağabey cim" dediği, ifadesinde Erdal SEÇKİN'in kim olduğu, görüşmede bahsedilen "yapılan operasyonun" ve "5000 litre" yazılanın ne olduğu sorulduğunda; Erdal SEÇKİN'in Gebze'de esnaflık yapan bir kişi olduğunu, emlakçilik yaptığını, 11,5 yıldır tanıdığını, arsa emlak işinde aracılık yaptığı için Erdal'ı tanıdığını, görüşmeyi hatırlamadığını beyan etmiştir. Tape :1019 14.01.2008 tarihinde Erdal SEÇKİN ile görüşmesinde özetle; CANER'İN "Süha ya ne vericez söyle bana" dediği, ERDAL'IN "Abi sen ayarla ne olur" dediği, CANER'İN "Ya ben ona göre 12.000 dolar alamayız oradan mal gitti çünkü" dediği, Erdal'ın "gitmez dedi çünkü sebebini söyledi biliyor musun" "bu konularda dedi geri veriyor çünkü faturalı beyan" dediği, caner'in "fatura yok ki oğlum orda vermedi ki faturayı" dediği, ERDAL'IN "Geçmiş olsun dedim Nadir e" "...adama aynen şunu söyledi orada bir başçavuş vardı ben dedi ki sana bir jpyşpruyorum dedi şoför ne durum da komutanım bıraktık dedi tamam mı yani a|feŞfn bumikbenim yanımda yaptı"

dediği, CANER'İN "yav şoför gitti de mal gitti mi gitmedi mi" "bekliyoruz ya gitmezse 12.000 alacaz başka bir şey yok" dediği, Süha isimli şahsın kim olduğu, Süha'ya verilen paranın ne olduğu, faturasız olan ve mal diye bahsedilenin ne olduğu sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını beyan etmiştir. Tape :1020 14.01.2008 tarihinde Erdal SEÇKİN ile görüşmesinde özetle; ERDAL'IN "...Şöyle bir şey söyledi oğlum dedi mal orada kalsa bile dedi bir müddet sonra biz onu alırız oradan.." "Oğlum dedi bu adamlar böyleyse dedi iş yapmayın söyle dedi arkadaşınıza yapmasın dedi" dediği, CANER'İN "...bugün adliyeye sevk olmadı mı" "kamyonu bıraktılar mı bırakmadılar mı bunu öğrenmek istiyoruz" dediği, ERDAL'IN "abi aramadı orayı aramıyor anladın mı diyor ki oğlum diyor ismimiz bu kadar zikir olmasın oralarda diyor" "bir de kalktı ne dedi orada bana biliyor musun" "emaneti getirdin mi dedi vallah ya ben bunları anlamıyorum bunlarla iş yapmayalım caner ya" dediği, CANER'İN "yollarız onu bugün konuşuruz" dediği, hangi maldan bahsettikleri, bu malı nereden ve kim vasıtası ile almaya çalıştıkları sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını beyan etmiştir. Tape :1175 16.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Caner YİGİT'in ".... Numan'ın iki sene daimi taşıma yük işi vardı ya gemi" "Bi konuş abi hemen bağlıyım onuda" "Nerden nereye ne olucak ne bitcek bana özelliklerini al pazartesi bağlıyım imzayı attırırım ben..." "Ona göre ama Yarm ve ya cuma günü de ben Vedat beyle tokini ihale komisyon başkanıyla yemeğe çıkıyorum" "Olayı anlatıyorum ondan sonrada senle konuşup karşı tarafı onunla karşı karşıya getirtiyorum" dediği, Tape :1176 16.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Caner YİGİT'in "Dayı dün sana hani bişey sordurmuştum ya" "... UG 4312" "Bi sordursana onu ordamı mahalli idaredemi" ".. nerdelermiş bi bak bakalım" dediği, X şahsın adamın ismini istediği, Caner YİGİT'in de "İrfan Softa İbrahim Softa mı İbrahim öyle bişeydi ya" dediği, İbrahim SOFTA isimli şahsın kim olduğu ve "ug 4312" diyerek sordurduğunun ne olduğu sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını beyan etmiştir. Tape :1161 16.01.2008 tarihinde Uğur..? ile görüşmesinde özetle; UĞUR'UN "Avcılara geçiyorum da" dediği, CANER'İN "Tamam adrese gidiyon işte" dediği, UĞUR'UN "eecvarili 310 ytl." dediği, CANER'İN "varil ne kadar" dediği, UĞUR'UN "185 litre" "ne kadar alacaksın, kaç ton alacan abi" dediği, CANER'İN "haftada 100 ton, 150 ton" dediği, Tape :1163 16.01.2008 tarihinde Erdal..? ile görüşmesinde özetle; CANER'İN "Ne oldu, öğrendin mi?" dediği, ERDAL'IN "Yo daha dönmedi onuda sabah bildirecek orda mı değil mi diye" "valla şimdi bu arkadaşım maltepede görevli terörle mücadelede" "sabah öğrenip dönecek bana" dediği, CANER'İN "Öbürü aradı mı görüştün mü sen onla ?" dediği, ERDAL'IN "Senden önce jgğrjiştüm seni aramadan önce görüştüm onla dönecem dedi erdal sana bekliyorume^er" djs2|ğj,

Tape :1164 16.01.2008 tarihinde Mehmet..? ile görüşmesinde özetle; MEHMET'in "..misafirleri yolcu ettim" "Kapıda karşıladılar beni" "Anladın değil mi ne demek istediğimi?" "Arkadaşımızın biri resmi kıyafet ile gelmiş" "muhabbet ettik gidin ya işiniz mi yok dedim..." "Panik oldu bizimkisi" "...karşıya hiç geçmeyelim bugün" "Arkamızdan gelecekler" "Sinirlerim bozuk köpek çektim birazda" "dedim kendisine yarın sabahtan konuşalım tamam abi dedi şimdi ben görevdeyim biraz sonra bırakıyorum dedi on iki'de bırakıyormuş..." "İyi değil bu akşam ki misafirler onların gelmesinden itibaren geldi anladın mı sende çok telefonlarda çok konuşuyorsun bu işler böyle olmaz bu işler racon kesilerek olur" dediği, CANER'in "O zaman abi 10 bin dolar alacağım var tez parayı yolla" dediği, Mehmet'in "misafirleri yolcu ettim" "kapıda karşıladılar beni" "anladın değil mi ne demek istediğimi?" "arkadaşımızın biri resmi kıyafet ile gelmiş" "muhabbet ettik gidin ya işiniz mi yok dedim..." "panik oldu bizimkisi" "karşıya hiç geçmeyelim bugün" "arkamızdan gelecekler" dediği görüşme sorulduğunda; Mehmet'in dış ticaret yapan bir kişi olduğunu, bildiği kadan ile yurtdışından kömür ve hurda getirdiğini, Mehmet ile ile Arşen..? isimli bir arkadaşı vasıtası ile Taksimde bir restorantta tanıştığını, görüşmenin içeriğim hatırlamadığını beyan etmiştir. Tape :1166 17.01.2008 tarihinde Uğur..? ile görüşmesinde özetle; UĞUR'un "Şimdi öbür şey inmiyor varil hesabı alınmıyor bi yer daha var oraya sordurucam ona göre şey yaparsın varil olarak dökmesini de alsan varili de alsan diyor hesabını ona göre yaparsın ordan o rakkamı verilir diyo yani binsekizyüz818009 dolarlara geliyor anlata biliyor muyum" dediği, Tape :1168 17.01.2008 tarihinde X Şahsın ile görüşmesinde özetle; X ŞAHSIN "Beraat etti Boğaç abi" dediği, CANER'in "Biliyorum abisi sen ne yapıyorsun?" dediği, görüşmede Boğaç Kaan'ın beraat etmesi ile neden ilgilendiği, kendisine neden haber verildiği sorulduğunda; Hatırlamadığını, kendisi ile alakasının olmadığını, herkesin bu konuyu konuştuğunu beyan etmiştir. Tape :1171 17.01.2008 tarihinde Uğur..? üe görüşmesinde özetle; CANER'in "Dört kamyonu hazırlasın 30 lira düşsün aşağı hemen 80 ton alayım" "100 ton çıkarsa 100 ton da alırım hemen" dediği, UĞUR'un "100 ton ama günlük 15 ton 15 ton verebiliyoruz" dediği, CANER'in "Tamam her gün 15, alırım ondan" dediği, görüşmede geçen 100 tonluk alacağının ne olduğu sorulduğunda; Yukarıda beyan ettiği Tekstil boyasında kullanılan tuz ile ilgili bir görüşme olduğunu, Tape : 1179 17.01.2008 tarihinde Mete..........? ile görüşmesinde özetle; Mete'nin "Bizimkiler berat etmiş" dediği, Caner YİĞİT'in "Aynen öyle çok şükür gözümüz aydın" dediği, Tape :1180 18.01.2008 tarihinde Ömer....? ile görüşmesinde özetle; Ömer'in, bir şahsın eniştesinin dükkanını aradığını, kendisini Vedat PEKER diye tanıttığını ve eniştesinden 500milyon lira istediğini, bu şahsın Sedat PEKER'in kardeşi olup olmadığını sorduğu, şahsın 0 535 458 28 15 numaralı telefonunu verdiği ve bu şahısla ilgilenmesini söylediği, Görüşmeyi yaptığı Ömer'in kim olduğu, görüşmede "numarayı veriyorum ilgilen" diyerek konu ile ilgili ne yaptığı sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını beyan etmiştir. Tape :1181 18.01.2008 tarihinde Ethem (ÖZDAYAN) ile görüşmesinde özetle; Caner YİĞİT'in "Şey nerde aşağıda mı" diyerek muhtemeJ^ffWa»teÇEKER den bahsettiği, Ethem'in de "Aşağıda" dediği, Caner YİĞİT'in "Görj^füh°mü Hîjpâkara" diye sorduğu, Ethem'in de görüşmediğini söylediği, Caner YİĞİT'in#¥a43Wdbikin%fl^ıyor, onun o diye

^O

^-

1 nco

» - -4 JI "M

3

konuşuyor, 500 milyon istiyor, bir baksana şu mesele nedir? Gebze de birilerini aramış dükkanı aramışlar" diyerek Ömer isimli şahsın kendisine anlattığı konuyu aktardığı, Ethem'in de "Yok canım öyle şey yapar mı ya hiç alakası yoktur" "Öyle bir şey olsa benim haberim olur" dediği, Caner YİĞİT'in de "Bir söyle o zaman, yine ismini kullanıyorlar, yine bir sıkıntı yapacaklar ... başımıza" dediği, Ethem'in de "Ya söylesem yani küfür eder" "... bizim ne işimiz olur 500 milyonla 10 milyonla ..." diyerek parayı isteyen şahsın Vedat PEKER olmadığını, isminin kullanıldığını, kendilerin bu miktar parayla işinin olmayacağını anlatmaya çalıştığı tespit edilmiştir. f) Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün Emin Caner YİĞİT ile ilgili beyanları; Emin Caner YİĞİT'in şoförlüğünü yapıp yapmadığı, yada yanında başka bir işte çalışıp çalışmadığı, çalıştı ise ne kadar süre ile çalıştığı, halen yanında çalışıp çalışmadığı ve aralarındaki ilişki sorulduğunda; Hatırladığı kadarıyla 2002 yılında tahsisli şoförünün izne gittiğini, bunun üzerine Emin Caner YİĞİT'in yaklaşık 1,5 -2 ay kadar şoförlüğünü yaptığını, ayrıca değişik zamanlarda şoförünün olmadığı günlerde, 3-5 gün şoförlüğünü yaptığını, şoförlük haricinde kendisinin yanında başka bir işte çalışmadığını, fakat danışmanlığını yaptığı ve hafta da birkaç kez uğradığı merkezi Üsküdar ilçesinde bulunan ALFA Şirketinde bazen Emin Caner YİĞİT'i gördüğünü, şu an yanında çalışmadığını beyan etmiştir. Emin Caner YİĞİT'i nasıl tanıdığı ve nasıl işe aldığı, şahsı kendisine kimin tavsiye ettiği sorulduğunda; 2001 yada 2002 yılında bir şoföre ihtiyacı olduğunu, bu yüzden şoför aradığını, Emin Caner YİĞİT'in yanma nasıl geldiğini ve kimin tavsiye ettiğini hatırlamadığını beyan etmiştir. Emin Caner YİĞİT'in yanında çalıştığı süre içersinde herhangi bir şekilde maaş verip vermediği, verdi ise ne kadar verdiği sorulduğunda; Caner YİĞİT'e herhangi bir maaş vermediğini, sadece harçlıklarını ve harcamalarını verdiğini, 2004 yılında düzenlenen "KELEBEK" kod adlı operasyon kapsamında Emin Caner YİĞİT'i yanına Sedat PEKER'in gönderdiği ve hatta maaşını da Sedat PEKER'in verdiği hususu sorulduğunda; Caner YİĞİT'in Sedat PEKER'in yanında çalışıp çalışmadığını bilmediğini, Caner YİĞİT'i kendisine Sedat PEKER'in göndermediğini, kendisinin de Sedat PEKER'den böyle bir talepte bulunmadığını beyan etmiştir. 2004 yılında düzenlenen "KELEBEK" adlı operasyon kapsamında dinlenen telefonlarda; *Tape:001498/001500/001501 nolu tapelerde volkan gezmiş, İsmet...?, Boğaçkaan Murathan ile görüştükleri, Volkan GEZMİŞ'İN Sedat PEKER (reis) in talimatı ile, İsmet (Sedat PEKER'in muhasebecisi) ni aradığı, bu şahsa, Veli KÜÇÜK'ÜN şoförüne her ay bir milyar para göndermesini istediği, bu konuyla ilgili Boğaçkaan MURATHAN la da görüşerek, paranın yatması için bankada bir hesap numarası açılmasını görüştükleri tespit edilmiştir. Sedat PEKER'İN, kendisi için temin ettiği şoföjcjbfcdaıaaşını ödemesinin sebebi

Bu görüşmeleri kabul etmediğini, tamamiyle kendisi dışında yapılan konuşmalar olduğunu beyan etmiştir. 2004 yılında düzenlenen "KELEBEK" adlı operasyon kapsamında dinlenen telefonlarda; Volkan GEZMİŞ ve İsmet..? in yaptığı Tape.003265 nolu telefon görüşmesi yüzüne karşı okunduktan sonra; Volkan'm " ...............BİLMİYORUM Kİ ONDAN SONRA VELİ VELİ PAŞANIN ŞOFÖRÜNE HER AY MAAŞ GİTCEK ABİ.................... " şeklinde beyanlar sorulduğunda; Gima yönetiminde görevli iken arabasını kullanmak üzere geçici olarak bir şoför bulduğunu, Caner YİĞİT'in bir süre şoförlüğünü yaptığım, ancak uzun süreli olmadığını, maaş konusunda bir bilgisinin olmadığım beyan etmiştir. Şüpheli Cemal YİĞİT'in, Emin Caner YİĞİT ile ilgili beyanları; Emin Caner YİĞİT'in Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığını beyan etmiştir. İkametinde yapılan aramada bulunan Sedat PEKER ve Veli KÜÇÜK'ün fotoğraflarını, oğlunun, Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığı için fotoğrafları alıp eve getirmiş olabileceğini, fotoğraftan ne zaman eve getirdiğini bilmediğini, Oğlu Emin Caner YİĞİT'in ne zamandan beri, Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığı, maaşını kimden ve ne kadar aldığını bilip bilmediği sorulduğunda; Oğlu Emin Caner YİĞİT'in, Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü 2004 ve 2005 yıllarında düzenli olarak yapmaya başladığını, daha sonra ayrıldığını, fakat görüşmeye devam ettiğini, bu tarihten sonra ise Veli KÜÇÜK'ün, oğluna ihtiyaç duyduğu an yanma çağırdığını ve şoförlüğünü yaptırdığını, halen de oğlu Emin Caner YİĞİT'in hem Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü, hem de şoförlüğünü yaptığını, şoförlük karşılığında kimden ne kadar maaş aldığını bilmediğini, aralarında güven ilişkisi olduğunu beyan etmiştir. g) Hukuki durumun değerlendirilmesi; Şüpheli EMİN CANER YİĞİT İletişim Tespit Tutanakları göz önüne alındığında şüpheli Emin Caner YİĞİT'in organize suç örgütü lideri olan REİS (Kod) Sedat PEKER'in elemanı olduğu, REİS (Kod) Sedat PEKER tarafından şüpheli Veli KÜÇÜK'ün şoförü olarak görevlendirildiği şüpheli Veli KÜÇÜK'ün bu şüpheli adına kayıtlı telefonu kullandığı, yaptığı görüşme içeriklerinden hem iş takibi yaptığı hem de REİS (Kod) Sedat PEKER'in kardeşi Vedat PEKER'in adamlarıyla irtibat kurup onlar adına kuryelik yaptığı, bazı önemli görüşmeleri hatırlamadığını, Veli KÜÇÜK ile bayramlarda görüştüğünü beyan etmişse de mevcut görüşmelerde Veli KÜÇÜK'ün işlerini takip ettiği Veli KÜÇÜK'ü arayanların dahi önce bu şüpheliyi aradıkları sonra Veli KÜÇÜK'ün telefonunu arayanlara verdiği ve Veli KÜÇÜK'ü bu konuda bilgilendirdiği anlaşılmıştır. Şüpheli Veli KÜÇÜK ifadesinde; "Emin Caner YİĞİT'in yaklaşık 1,5 -2 ay kadar şoförlüğünü yaptığım, ayrıca değişik zamanlarda şoförünün olmadığı günlerde, 3-5 gün şoförlüğünü yaptığını, şoförlük haricinde kendisinin yanında başka bir işte çalışmadığını Emin Caner YİĞİT'in yanma nasıl geldiğini ve kimin tavsiye ettiğini hatırlamadığını.. Ayrıca "Emin Caner YİĞİT'e herhangi bir maaş vermediğini, sadece harçlıklarını ve harcamalarını verdiğini Caner YİĞİT'in Sedat PEKER'in yanında çalışıp çalışmadığını bilmediğini, Caner YİĞİT'i kendisine Sedat PEKER'in göndermediğini, kendisinin de Sedat PEKER'den böyle bir talepte bulunmadığını" beyan etmiştir. Şüphelinin babası da oğlu Emin Caner YİĞİT'in Veli KttÇÖ^Iün şoförlüğünü 2004 ve 2005 yıllarında düzenli olarak yapmaya başladığını./f|taha soj5a\ayrıldığım, fakat

\ % * jî kt '* H

_

-' *

".

görüşmeye devam ettiğini, bu tarihten sonra ise Veli KÜÇÜK'ün, oğluna ihtiyaç duyduğu an yanma çağırdığını ve şoförlüğünü yaptırdığını, halen de oğlu Emin Caner YIGİT'in hem Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü, hem de şoförlüğünü yaptığını, şoförlük karşılığında kimden ne kadar maaş aldığım bilmediğini, aralarında güven ilişkisi olduğunu beyan etmesine karşılık, Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yapmadığını ve bu hususta REİS (Kod) Sedat PEKER adamlarından maaş almadığını beyan etmiş ise de; gerçekte şüphelinin uzun zamandan beri Veli KÜÇÜK'ün yanında olduğu ve kendi adına kayıtlı telefonları Veli KÜÇÜK'ün kullandığı, halen REİS (Kod) Sedat PEKER adamlarıyla alakalı işleri takip ettiği, birçok kişini kendisini "arayıp bizimkiler beraat etmiş Aynen öyle çok şükür gözümüz aydın" şeklinde görüşmelerden Boğaç Kaan MURATHAN adına düzenlenmiş pasaportu evinde bulundurması, beraat eden bu şahsm davasmı takip etmesi, yine bu şahısların talimatlarıyla Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığı dönemde örgütten maaşını alması hususları da açıkça irtibatının bulunduğu, bu şüphelinin REİS (Kod) Sedat PEKER ve adamlarıyla şüpheli Veli KÜÇÜK'ün arasındaki irtibatları sağladığının da açıkça ortaya koymuştur. Şüpheli Emin Caner YİĞIT'in; şüpheli Veli KÜÇÜK'ün şoförlüğünü yaptığı halde inkar etmesi, Veli KÜÇÜK'ün örgütsel irtibatlarının sekreteryalığmı yapması, halen de Veli KÜÇÜK'ün danışmanlığını yaptığı şirkette çalışmış olması ve ruhsatsız silah ve mermi ile glock marka tabancaya ait boş şarjörü evinde bulundurması, bayrak üzerinde silah olan resmin üzerinde: "ÖLÜM ALLAHIN EMRİ BİZ EMİR KULUYUZ TİT" yazısının bulunduğu, yine bir çok resimde bayrak üzerine dizilmiş silahlar ve mermilerin olduğu resimlerin bu şüpheli de çıkması, aynca telefon görüşmelirinde kendi yaptığı işle alakalı olmayan ve ekonomik durumuna uymayan işlerin takibini yapıp bazı şahıslarla konuşmalarında şifreli konuşmalar yapıp talimat vermesi, hususları göz önüne alındığında, Şüpheli Emin Caner YİĞİT'in ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu şüpheli Veli KÜÇÜK'ün emrinde görev yapıp, ceza evinde olan REİS (Kod) Sedat PEKER grubuyla Veli KÜÇÜK arasında irtibatları sağladığı anlaşıldığından eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1-3 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

34-ŞÜPHELİ ÜMİT OĞUZTAN a)-Emniyet ifadesinde özetle; 1956 yılında İstanbul da doğduğunu, çok küçük yaşta anne ve babasının ölmesi sebebiyle öz halaları tarafından yetiştirdiğildi, bu nedenle ortaokulu yarıda bırakarak Ses ve Hayat dergilerde muhabir olarak çalışmaya başladığını, 3 yıl sonra Çetin EMEÇ' in talebi ile Hafta sonu dergisinde çalışmaya başladığını, 6 yıl sonra da Günaydın gazetesinin sahibi Haldun SIMAVI'nin talebi ile gece muhabiri olarak çalışmaya başladığını, hemde fotoğraf sanatçısı Gültekin ÇİZGEN ile çalıştığını, 2 yıl sonra işlerinin yoğunluğu nedeniyle Günaydın gazetesinden ayrıldığını, 1980 yılında Sivas ve Çanakkale de askerliğini yaptığını, askerden sonra istanbul' da Vizyon Yayın Evi isimli şirketi kurduğunu, 3-3,5 yıl bu şirketi çalıştırdıktan sonra Günaydın ve Tan gazetelerinde genel yayın yönetmenliği yaptığını, bir yıl çalıştıktan sonra bu işinden ayrılıp kitap ve roman yazmaya başladığını, 3 belgesel romanının yayınlandığını, yaklaşık 6-7yıl bu şekilde çalıştığını, 1997-1998 yıllarında Turgut BÜYÜKDAG'm finansörlüğünde STRATEJİ isimli haftalık siyasi aktüel bir derginin yayın yönetmenliğini y^pİTglhJf^&^ay çalıştığını, daha //

-4;

^

sonraki süreçde üç yıl işsiz kaldığını, budönem içersinde çeşitli gazete ve televizyonlarda özel haberler, belgeseller ve hikâyeler yaptığını, 1999-2000 li yıllarda, eski gazeteci arkadaşı Muharrem DEMİR ile birlikte NEFES isimli siyasi, akütel bir dergi çıkarmaya başladıklarını, bu derginin ikinci sayısında derginin yayınevinin kapısına bomba konulduğu için üçüncü sayısını dağıtım şirketinin dağıtmadığını, bu nedenle kapatmak zorunda kaldıklarını, 2001 yılında Muharrem DEMİR ile eski fırları restore edip dürüm tırları haline getirip kiraladıklarını, 2,5 yıl bu işi yaptıklarını, 2003-2004 yıllarından 2007 yılına kadar basın yayın kuruluşlarına parçabaşı haberler yaptığını, 2007 yılında ŞİŞLİ GAZETESİ' nde 8 ay yayın yönetmenliği yaptığını, son olarak istanbul Chanele geçtiğini, buradanda iş ortamından memnun olmadığı için ayrıldığnını, 1990 yıllarında yayınlanan üç kitabının mahkeme kararıyla imha edildiğini, bu üç davadan müstehcen neşriyat suçu nedeniyle ağır para cezası aldığını, parayı ailesinin yatırmasından sonra aranmasının ortadan kalktığını, 1972 ve 1989 yıllarında iki evlilik yaptığını, birer yıl evli kaldıktan ayrıldığını, 0533 272 72 96 - O 533 271 72 96 numaralı telefonların kendi adına kayıtlı olup, yaklaşık 5 yıldır kullandığını, O 536 646 33 34 numaralı açık hat tabir edilen telefonunu da yaklaşık olarak 4 yıldır kullandığını, herhangi bir gelirinin olmadığnıı, birikimleri ile geçimini sürdürdüğünü, herhangi bir menkul ya da gayri menkulünün olmadığını, Veli KÜÇUK'ü hiç tanımadığını, ancak kendisini basından tanıdığını, herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Güler KOMURCU'yü basın sektöründe çalışması sebebiyle ismen tanıdığını, tanışıklığının olmadığını, ilişkisinin de olmadığını, Ali YASAK'ı yahtığı bir haber nedeniyle gıyabında tanıdığnı, bir ilişkisinin olmadığını, Kemal KERÇSIZ'i gazeteci arkadaşı Yüksel MUTLU vesilesi ile iki yıl önce karşılaştığını, herhangi bir diyoloğunun olmadığını, Yüksel'in röportajı sırasında yanında bulunduğunu, Kendisine sorulan diğer şahısları tanımadığını, ERGENEKON veya LOBİ adı ile bilinen illegal örgütlenme hakkında tüm bildiklerini anlatması istendiğinde, Ergenekon ismini, Erol MÜTERCİMLER' in yapmış olduğu araştırmalar neticesinde yayınladığı kitabında, söyleşilerinde, televizyon ve gazetelerde 1997 yıllarında dile getirmesi ile duyduğunu, o tarihe kadar ERGENEKON ve LOBİ gibi oluşumlardan haberinin olmadığını, aynı dönemde SUSURLUK kazası olarak bilinen olay meydana geldiği için, bütün gazeteciler gibi bu konu ile ilgili haberler yaptığını, o dönemde yayın yönetmeni olduğu NEFES DERGİSİ'nde konu ile ilgili haberler yayınladıklarını, Geçmişinizde ERGENEKON örgütünün varlığı hakkında bir takım çalışmalar yapıp TBMM araştırma komisyonuna sunduğu tespit edilen; *Ülkemizde böyle bir örgütün varolduğunu düşünmesine neden olan olayların neler olduğu, ERGENEKON isimli bir örgütünün varlığından somut olarak ne zaman ve ne kimler sayesinde emin oldunu, TBMM komisyonuna sunduğu örgüt ile ilgili bu bilgileri ne şekilde ve kimlerden temin ettiği ve ERGENEKON yapılanması hakkında bu güne kadar eline hiç belge geçip geçmediği, geçti is^«&HS«^ne şekilde temin ettiği sorulduğunda; Bir gazeteci olarak NATO ya bağlı/Jifkelerd&jS£^YO yapılanmasının

Z2.

deşifre olmasını Avrupa basınından takip ettiklerini, meydana gelen bu kaza Türkiye'de de böyle bir yapılanma olabileceği izlenimi uyandırdığı için kendisinin o dönem TBMM de kurulan Araştırma Komisyonuna bir rapor sunduğunu, Erol MÜTERCİMLER in konu ile ilgili beyanlarını ve yayınlarını kaynak alarak hazırladığı raporda Türkiye deki GLADYO benzeri yapılanmanın ERGENEKON adı altında olabileceğini düşündüğünü, ERGENEKON ismini Erol MÜTERCİMLER in kitaplarından ve söylemlerinden tespit ettiğini, Erol MÜTERCİMLER' in eserlerinde kaynak olarak emekli bir generalin adını verdiğini, kaynağa göre ERGENEKON' un ordu içerisinde, silahlı kuvvetler içerisinde GİZLİ BİR GRUP, GİZLİ BİR CUNTA OLDUĞUNU iddia ettiğini, daha sonraki yıllarda öğrendiği kadarıyla söz konusu cunta grubunun kurucusunun Necabettin ERGENEKON isimli bir subay olduğunu öğrendiğini, bu bilgileri derleyerek SUSURLUK komisyonuna gönderdiğini, susurluk kazası öncesinde sıkça yaşanan faili meçhul cinayetlerin böyle bir oluşum tarafından gerçekleştirilmiş olabileceğine işaret ettiğini, konunun üzerine gidilmesi gerektiğini belirttiğini, O dönem Erol MÜTERCİMLER, Can DÜNDAR, kendi kitaplarından ve diğer basın yayın organları aracılığı ile ERGENEKON'un telaffuz edilmeye başlanıldıktan kısa bir süre sonra hiç ismi geçmeyen JITEM isimli bir oluşumun tüm medyada kamuoyuna sunulmaya başlandığını, Nefes Dergisinde de bu konuya değindiğini, derginin bu yayınından sonra, dergi binasının kapısında bir ses bombası patladığını, dağıtıcı fırmanında hiçbir gerekçe göstermeden dergiyi dağıtamayacağını söylediğini, JITEM ismi ortaya atıldıktan sonra kamuoyunda ve araştırma komisyonunda ERGENEKON'un unutulduğunu, aynı dönemlerde Cem ERSEVER'in öldürüldüğünü, bu şekilde gündemin dağıldığını, olayların sorumlusu olarak JITEM gösterilmeye başlandığını, JİTEM kavramının ERGENEKON'un unutturlması için o dönemde sıkça dile getirildiğini, her olayda sorumlu olarak gösterilmeye çalışıldığını düşündüğünü, komisyona sunduğu raporda ERGENEKON ismini kullandığını, bu örgütün varlığına ilişkin Erol MÜTERCİMLER' in bilgi ve yayınları dışında herhangi bir kaynağı olmadığını, 2001 yılına kadar da böyle bir örgütün varlığına dair eline bir belge geçmediğini, ERGENEKON örgütü ile ilgili herhangi bir isim duymadığını, örgütün gerçekleştirdiği somut bir eylem ispat edemediğini, şu anda da edemeyeceğini, Susurluk Komisyonu ve aynı dönemde kurulan Uğur MUMCU komisyonuna sunduğu raporlardan sonra mesleki kariyerinde dikkat çekici bir duraklama ve düşüş başladığını, şöyle ki o döneme kadar yayınladığı tüm kitaplar, bütün basın yayın organlarında manşet olurken, kitapları her yayın evinde basılırken bu olaylardan sonra kitapları yayınlanmamaya, dergilerinin dağıtılmamaya başladığını, işsizlik nedeniyle yayın evi kurmak zorunda kaldığını, aynı konu ile ilgili olarak haber yapan gazetecilerinde akıbetinin kendisiyle aynı olduğunu, o dönemde ciddi mevkilerde bulunan Türkiye de ki Gladyo-Derin Devlet-Faili Meçhul Cinayetler konusuna değinen meslektaşlarının çoğunun işsiz olduklarını, Türkiye de ki basın yayın organlarının çoğunun ERGENEKON ve diğer gizli devlet veya resmi birimlerin etkisi altında kaldığını herkesin görebileceğini, Uğur MUMCU suikasti ve susurluk kazası ile ERGENEKON örgütü arasında ne tür bir bağlantı olduğu, bu sonuca nasıl ulaştığının açıklaması istendiğinde; NATO ülkelerindeki Gladyo yapılanmasının deşifresinden sonra ülkedeki meydana gelen faili meçhul cinayetleri incelediğinde oluş biçimi açısından ERGENEKON tarzı bir örgütün eylemi olabileceğini değerlendirdiğini, ancak yaptığı çalışmalara rağmen buna dair somut bir kanıt bulamadığını, zaten bu dönemden sonra basın sektöründe iş bulmakta bile güçlük çekmeye başladığını, Tuncay GUNEY'i tanıyıp tanımadığı, tanıyojs^e ne ^S^şndan beri tanıdığı, aralarındaki ilişkin detaylarını açıklaması istendiğmde; Tuncefy fiUNEY'i 1998-1999

yıllarında Strateji dergisini yayınladığı sırada tanıdığını, o dönem derginin muhabir aradığını, Akşam Gazetesinde çalışan Alev ÇUKURKAVAKLI arkadaşının Tuncay GÜNEY' in muhabir olduğunu ve boşta olduğunu söyleyerek kendisi hakkında olumlu referans verdiğini, bunun üzerine Tuncay ile yaptığı görüşme sonrasında işe aldığını, dergi siyasi ve aktüel bir dergi olduğu için Tunay 'in görevi gereği siyasi ve aktüel haberler getirdiğini, bir muhabire göre iyi haberler getirdiğini, Tuncay da dikkatini çeken şeyin tüm kamuoyu tarafından bilinen ve sıkça adından bahsedilen Veli KÜÇÜK ile çok rahat iletişim kurması olduğunu, istediği zaman Veli KÜÇÜK' ü arayıp sohbet ettiğini, soru sorabildiğim, Veli KÜÇÜK dışında herhangi bir resmi şahısla sohbetini veya ilişkisini görmediğini, Tuncay' in o dönem getirdiği haberlerin herkesin elde edemeyeceği, önemli ve haber değeri olan bilgiler olduğunu, kendisine bu bilgilerin kaynağını sorduğunda, çoğunlukla Veli KÜÇÜK' ü haber kaynağı olarak gösterdiğini, o dönem de Veli KÜÇÜK'ün popüler bir isim olduğunu, Tuncay la sık sık görüştüğü için birçok gazeteci gibi kendisinde tanışmak istediğini, tanıştırması için Tuncay' a iki kez ricada bulunduğunu, fakat olumlu bir dönüş olmayınca şahsın tanışmak istemediğini düşündüğünü, bir daha teklif de etmediğini, bu nedenle Veli KÜÇÜK ile tanışmadığını, Ancak Tuncay' in bazı gazetecileri Veli KÜÇÜK ile tanıştırdığını bildiğini, hatta o dönem gazetecilerin Veli KÜÇÜK' e ulaşmak için Tuncay GÜNEY' i aracı yapmaya çalıştıklarını, bildiği kadarıyla Nokta Dergisinin Genel yayın yönetmeni olan Ayşe ON AL 'in Tuncay aracılığı ile Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, Veli KÜÇÜK' ü tanıyan tüm gazetecilerin Tuncay vesilesi ile tanıştığını düşündüğünü, Tuncay GÜNEY ile dergi kapanana kadar yani 8 ay kadar birlikte çalıştıklarını, maddi nedenlerden dolayı dergi kapanınca Tuncay ile yollarının ayrıldığını, o dönem kendisinin bir süre işsiz kaldığını, daha sonra nerelerde çalıştığını bilmediğini, 2001 yılına kadar Tuncay GÜNEY ile hal hatır dışında görüşmediklerini, 2001 yılında Tuncay GUNEY'in Beyoğlu 'nda 3 katlı bir bina aldığını, burayı haber ajansı olarak kullanacağını söylediğini, bu binanın bir katını düşük bir kiraya kendisine verebileceğini söylediğini, kendisinin de binanın bir katını ofis olarak kiraladığını, yaklaşık 3 ay kadar bu binada çalıştıktan sonra Tuncay 'in sahte plaka ile araç satmak suçundan Polis tarafından yakalandığını, kendisi ile aynı binada çalışıyor olması nedeniyle durumunu merak ettiği için bir gün sonra gözaltında bulunduğu Gayrettepe Emniyet Müdürlüğüne gittiğini, ancak buraya geldiğinde görevli memurların kendisini de gözaltına aldıklarını, öğrendiği kadarıyla Tuncay 'in sahte plaka tanzim ettiğini, bir otoyu satmaya çalışırken kendisini de polis olarak tanıttığından yakalandığını, ifadesi sırasında oto karşısında aldığı paranın 500 milyonunu kendisine verdiğini söylediğinden gözaltına alındığını, Gözaltında iken Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne getirildiklerini, Tuncay' in neden bu tür bir iddiada bulunduğunu bilmediğini, yakalandığım sırada isnat edilen suçu öğrendiğinde suçlamayı kabul etmediğini, Tuncay ile yüzleştirildiğini, Tuncay' a tekrar sorulduğunda 500 milyonu kendisine verdiğini iddia ettiğini, Tuncay' a neden böyle bir şey yaptığını sorduğunda, herhangi bir cevap vermediğini, Mahkemeye sevk edildiklerinde Tuncay samimi ikrarda bulunarak kendisinin alakası olmadığını söylediğinde serbest kaldığını, Tuncay'a neden bu tür iddialarda bulunduğunu sorduğunda ağlayarak ""bana çok baskı yapıldı, böyle ifade vermek zorunda kaldım" dediğini, o sırada cezaevine teslim edileceği için konuşma fırsatı bulamadığını, gözaltında kaldığı sırada İSTİHBARATÇILARIN Tuncay' in konu ile ilgili ifadesini aldıklarını görevli polisler konuşurken duyduğunu, polisin daha sonra ifade aldığını, Tuncay'ın bu konudan tutuklandığını, olaydan sonra Tuncay ile ne yüz yüze ne de telefsmlasjğprüşmediğini, Amerika da olduğunu duyduğunu, ancak tam emin olmadığını, ^^

*» Sf

vi:.*\y

Tuncay GÜNEY ile tanışma tarihinden ERGENEKON yapılanması ile ilgili olarak TBMM komisyonuna sunduğu çalışmalardan sonra olduğu, Tuncay GÜNEY'in Veli KÜÇÜK'e yakınlığı ve Veli KÜÇÜK admm ERGENEKON oluşumu ile birlikte anıldığı düşünüldüğünde tanışmalarının ve birlikte çalışmalarının tesadüf olamayacağı değerlendirildiği, bu nedenle Tuncay GÜNEY ile tanışmaları ve birlikte çalışmaya başlamaları kimlerin vesile olduğu sorulduğunda; şu an düşünüp geriye baktığında Tuncay ile tanışmalarının bir tesadüf olmadığına inandığını, Tuncay GÜNEY' in bir dönem rahatsız ettiği ve varlıklarını deşifre etmeye çalıştığı ERGENEKON isimli illegal yapılanmanın bir üyesi olduğunu düşündüğünü, bu yapılanmanın Tuncay'ı bilerek kendisiyle tanıştırdığını, birlikte çalıştırdığını düşündüğünü, ilerleyen zamanda gözaltına alınmasına neden olan olayın da önceden tasarlandığını düşündüğünü, mesleki kariyerine bakıldığı zaman ne kendisinin ne de herhangi bir gazetecinin böyle bir hata ve risk almayacağını düşündüğünü, Tuncay ile tanıştıran Alev'in bu örgütle bir ilgisinin olduğunu sanmadığını, Tuncay'ın Alev ÇUKURKAVAKLI ile bir dönem çalıştığı için Alev ile tanıştığını, bu şahsı kullanarak kendisiyle tanıştırıldığını düşündüğünü, Bu güne kadar ERGENEKON örgütü adına Veli KÜÇÜK yada başka şahısların talimatı ile haber yapıp yapmadığı, makale yada kitap yazıp yazmadığı, bunun için kimlerden, ne şekilde talimat aldığı sorulduğunda; kesinlikle bu güne kadar hiç kimsenin talimatı ile yazı yazmadığını, haber yapmadığını, haber yaparken muhabirlerin hazırladığı tüm haberleri inceleyerek yayınlandığını, maksatlı bir haber yayınladığını düşünmediğini, Tuncay GÜNEY yakalandığı sırada evinde yapılan aramada çıkan LOBİ isimli belgelerin Bilecik'te yapılan LOBİ, ERGENEKON plan ve projeleri olduğunu, bu belgelerin ERGENEKON örgütünün yeniden yapılanmasının bir tasarımı olduğunu, Doğu PERİNÇEK'in "yeniden yapılanma" adlı bir teorisinin olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün onu genişleterek tasarı haline getirdiğini, bu kapsamda LOBİ çalışmalarını, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile, Ümit OĞUZTAN, Doğu PERİNÇEK, Adnan AKFIRAT ve kendisinin katıldığı bir ekibin yaptığını, son şeklini ise Veli KÜÇÜK'ün verdiğini belirtmiştir. Doğu PERİNÇEK'i tanıyıp tanımadığı, bu şahsın yeniden yapılanma teorisi hakkında tüm bildiklerini, Adnan AKFIRAT'ı tanıyıp tanımadığı, Doğu PERİNÇEK ve Adnan AKFIRAT ile aralarında ne tür bir ilişki bulunduğu, bu şahıslarla birlikte yapılan tüp çalışmaları açıklaması ve iddia edilen konu hakkında ifadesini vermesi istendiğinde; Doğu PERİNÇEK'i mesleği gereği tanıdığını, ancak şahısla bir diyalogu, sohbeti ve herhangi bir ilişkisinin olmadığını, kendisinin bir paneline gittiğini hatırladığını, ama hiçbir ortak çalışmalarının olmadığını, Adnan AKFIRAT'ın gazeteci olduğunu, basın toplantılarında karşılaştıklarını, ancak hiçbir diyalogu ve ilişkisinin olmadığını, Doğu PERİNÇEK' in de böyle illegal bir şey yaptığını sanmadığını, kendisinin iyi bir hukukçu olduğunu, mesleki kariyeri bu şekilde riske atacağını sanmadığını, iddiayı kabul etmediğini, hiç kimsenin talimatı ile herhangi bir çalışma plan proje yapmadığını, ERGENEKON örgütünün gerçekleştirdiğini düşündüğü eylemler sorulduğunda; bu şekilde bir tahminde bulunmasının şu an doğru olmadığını, çünkü emin olduğu herhangi bir olayın olmadığını, .-s**»*030»**^

TUNCAY GÜNEY'in 2001 yılında alman ifadesinde; Mehmet Ali BİRAND'm Susurlukla ilgili haber yapması üzerine, Veli KÜÇÜK'ün bu şahsa haber göndererek, kendileri ve Mehmet EYMÜR le ilgili haberleri kesmesini istediğini, bunun içinde Ümit OĞUZTAN'dan aldıkları Ömer KARACAN'm travestilerle çekilmiş fotoğraflarını kullandıklarını, Mehmet Ali BİRAND'm Ömer'in babasıyla çekilmiş fotoğraflarının olduğunu ifade etmiştir. Bunun üzerinde; Ömer KARACAN'ı tanıyıp tanımadığı, Veli KÜÇÜK ya da başka bir şahsa Ömer KARACAN'm uygunsuz fotoğraflarını verip vermediği, bu fotoğrafları ne şekilde temin etti ve kimlere, ne amaçla verdiği sorulduğunda; Ömer KARACAN'ı tanımadığını, Milliyet Gazetesinin varislerinden biri olduğunu bildiğini, şahsın travestlilerle çekilmiş fotoğrafları şahsın yanında çalışan hizmetçisi tarafından ele geçirilmiş ve bir şekilde o dönem çalıştığı Nefes Dergisinin sahibine ulaştırıldığını, haber değeri olduğunu düşündüğü için bu fotoğrafları dergide yayınlayarak bir sayıda haber yaptığını, Fotoğrafları kullanarak kimseye şantaj yapıldığını bilmediğini, böyle bir olay duymadığını, böyle bir şeye de ihtimal de verilemeyeceğini, çünkü o dönem Tuncay GÜNEY'in kendilerini tanımadığını, fotoğrafları da görme şansı olamayacağını, Tuncay GÜNEY'in alınan ifadesinin devamında, Cumhurbaşkanları ve adaylarıyla ilgili yapılan çalışmalar konusunda, Ümit OGUZTAN'ın katkılarıyla bir çalışma yapıldığını ifade etmiştir. Veli KÜÇÜK ve ERGENEKON oluşumu için cumhurbaşkanlığı adayları hakkında herhangi bir çalışma yapıp yapmadığı, bunu ne amaçla yaptığı sorulduğunda; mesleki kariyeri boyunca hiçbir Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi yada sonrası kendisinin böyle bir çalışması olmadığını, ayrıca hiçbir şahıs yada gurubun talimatı ile herhangi bir çalışma yapmadığını, ifadesinin başında ERGENEKON konusuna değindikten sonra mesleki kariyerinin hızlı bir düşüş başladığını belirttiğini, Tuncay' in iddialarına bakıldığında neden mesleki kariyerinde düştüğünü ve kendisi gibi haber yapan diğer meslektaşlarının da neler yaşamış olabileceğini tahmin edilebileceğini, gazeteci meslektaşlarına çalışmaları nedeni ile zaman zaman uygulanan andıçlamalar buradaki iddialar göz önüne alındığında sistemin nasıl işlediğinin anlaşılabildiğini, kendisine göre söylenen ve isnat edilen asılsız suçlamalar ERGENEKON örgütün yıpratma politikalarından açık örneğini teşkil ettiğini, Ümit OĞUZTAN' m 2001 yılında alman ifadesinde, "Tuncay GÜNEY'in iş adamları ile Kuzey Irak'a giderek Barzani ve Talabani ile görüşmeler yapacağını, kendisinde iş adamları ile birlikte Kuzey Irak'a gideceğini söylediğini, 15 gün sonra şahsın geri geldiğinde kendisine Veli KÜÇÜK'ün görüşmelerde bazı yardımları olduğunu söylediğini" belirttiğinin tespit edildiği, Veli KÜÇÜK'ün Kuzey Irakta bulunan yönetimlerle, Talabani ve Barzani ile ne tür ilişkileri olduğu ve konu ile ilgili bildiklerini detayları ile anlatması istendiğinde; o tarihte vermiş olduğum ifadelerde de belirttiği gibi söylediği şeyler Tuncay' in kendisine aktardığı şeyler olduğunu, Tuncay'ın akşam gazetesinde çalıştığı dönemde görev gereği Kuzey Irak' a gidip geldiğini anlattığını, sohbetlerinden birinde böyle bir konuya değindiğini, ancak Veli KÜÇÜK' ün Kuzey Irak daki bağlantıları hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, Tuncay' in anlattığı bu konu, yani kuzey Irak ta bazı görüşmeler yapması için Veli KÜÇÜK ten yardım aldığı konusu doğru olabileceğini, Tuncay ile giden diğer gazetecilerde aynı doğrultuda şeyleri anlattıklarını, Kuvayı Milliye Derneği ile bir ilişkisinin olup olmadığı, Derneğin kurucusu ve yöneticilerinden kimleri tanıdığı, bu derneğin faaliyetlerinin neler olduğu sorulduğunda; Kuvvayi Milliye Derneği hakkında basından dju^d^m^dışında herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu dernekle herhangi bir ilişldsipm^olmâll^mş, derneğin yemin törenleri ile ilgili olarak gündemde olduğu dönemde İstanbul chjmgljelşvHztyonun da bir iki

ıw7

o m&r

haber yaptığını, bu haberlerde de derneğin yemin törenini eleştirdiğini, bu noktada dernekle hiçbir ortak yönünün olamayacağını, hatta kendisini sevmediklerini bile söyleyebileceğini, Şişli ilçesi Meşrutiyet Mahallesi Akkirman 3.çıkmazı köşe apartmanı No: 1/4 sayılı ikamette yapılan aramada; (650) adet müstehcen içerikli diapozitif film negatifi, (26) adet bilgisayar disketi, (6) adet cd, (84) adet ses kaseti, (25) adet video kaseti, (1) hp marka cnu5310y7qseri nolu diz üstü bilgisayar bulunarak el konulduğu, söz konsu müstehcen görüntülerin kime ait olduğu, mesleğiyle ilgili bu tür görüntüleri kullanıldığı bir çalışmasının olup olmadığı ve ele geçirilen bilgisayar, disket, cd, ses ve video kasetlerinde ne tür kayıtlar bulunduğu sorulduğunda; Söz konusu (650) adet görüntülerin kime ait olduğunu bilmediğini, televizyonda çalıştığı dönemde porno CD baskınları ile ilgili yapılan haberler sırasında muhabirlerin görevlilerinin bilgisi dahilinde aldığı doküman niyeti ile kullanılan şeyler olduğunu, konu ile ilgili haber yapılacağı zaman bu negatiflere ihtiyaç duyulduğunu, mozaiklenip kullanıldığını, televizyonda çalıştığı dönemden kaldığını, 26 adet disketlerin içeriğinde ne olduğunu hatırlamadığını, tahminine göre boş olduklarını zannettiğini, 6 adet CD içerisinde ise yapmış olduğu roman ve kitap çalışmaları ile ilgili metinlerin kaydedildiği CD ler olabileceğini, 84 adet ses kasetinde ise yapılan röportajların kaydedildiği kasetler olduğunu, konu ile ilgili yazı çıktıktan sonra şahsın "ben böyle bir şey söylemedim " diyebildiğini, bu nedenle yaptığı röportajların kayıtlarını sakladığını, 25 adet video kasetlerin ise müzik küpleri ve belgeseller olduğunu hatırladığını, katıldığı televizyon programlarının kayıtlı olduğu kasetlerde olabileceğini, Yapılan aramalar sonucunda ele geçirilen toplam 8 sayfadan oluşan belge incelendiğinde; Dursun ÇINAR kod adı: ÇARLİ, Ramazan AKDOĞAN kod adı: HANİFİ, Ali TAŞKIN, Mehmet YAŞAR kod adı: MUSTAFA, Adülhakim ETE, Muzaffer TAHTA kod adı: FIRAT, Yusuf YILMAZ kod adı: POLİSTE Yakup YİĞİT İstanbul da İbrahim Hoca - PKK da Heybet, Tacim DAŞ, Cihangir SANAL kod adı:HIDIR, Hikmet KARA, Kasım ÖZDEMİR kod adı: FEYZİ, Cengiz POLAT kod adı: MEVLÜT, Vecdi ELİTAŞ kod adı : CİMŞİT, Bekir ÇAYPINAR kod adı :HAYRİ, Vakkas ÇAYPINAR kod adı :MEHMET EMİN, Fevzi AÇIKGÖZ kod adı :HALİL, Bayram KOÇ, Mehmet DAĞADEVİREN, Mazlum DENİZ, Mehmet GÜLERYÜZ kod adı:HOCA, Toros, Halit AKYÜZ isimlerinin yazlı olduğu, bu şahıslar hakkında detaylı bilgilerin verildiği, adı geçen bu şahısların örgütlere sızarak ajanlık yaptığı, kaç yılında ajanlığa başladıkları ve nerelere gittikleri vs. belirtildiği görülmüştür. Yukarıda isimleri yazık şahısların kim oldukları, bu şahısların neden bir kod adı olduğu, bu bilgilere nasıl ulaştığı, bu şahısların isimlerinin kayıtlarının tutulmasının sebebinin ne olduğu, bu bilgiler kimin talimatıyla ne amaçla ve hangi kaynaktan temin^edüdiği ve bu bilgileri neden muhafaza ettiği sorulduğunda; J^T « ^>\

1098

&2 *

sorulan belgenin STRATEJİ isimli dergide çalıştığı dönemden kalan bir belge olduğunu, belgede isimleri geçen isimlerin muhtemelen o dönem yapmış olduğu bir çalışma nedeni ile almış olduğu notlar olduğunu, ancak şu an bu isimlerinin hiç birini hatırlayamadığını, aradan yaklaşık 10 yıl gibi bir zaman geçtiğini, evde çok fazla doküman olduğu için dikkatini çekmediğini, normalde atılması gereken gereksiz bir belge olduğunu, Ele geçen belgeler içerisinde; Abdullah ÇATLI, Behçet CANTÜRK ve Ahmet Cem ERSEVER isimli şahısların isimlerinin bir şemaya bağlı olarak bulunduğu belgelerin bulunduğu, bu belgenin ne amaçla ve kimin talimatı ile tanzim edildiğini sorulduğunda; dergi zamanından kalan bir belge olduğunu, muhtemelen muhabirlerin mahkemelerden yada belirli kaynaklardan temin edip yayınlanması için getirdiği şeyler olduğunu, Behçet CANTÜRK ile ilgili olarak şemayı "Elçiye Zeval Olmaz " kitabında yayınladığını bildiğini, diğer şahıslarda dergilerin bir sayısında yayınladığını hatırladığını, bunların gizli belgeler olmadığını, herhangi bir şahıs tarafından istenen belgeler olmadığını, her adliye muhabirinin talep etmesi durumunda ilgili mahkemeden alabileceği belgeler olduğunu, Ele geçirilen dokümanlardan bir kısmında; Tolga Şakir ATİK, Ömer Lütfü TOPAL, Sedat DEMİR, Nurullah Tevfik AĞANSOY, Medet SERHAT, Adnan YILDIRIM, Hacı KARAY, Savaş BULDAN, Yusuf EKİNCİ, Behçet CANTÜRK, Lazem (lazim) ESMAEİLİ, Asker (asko) SİMİTKO, Neval BOZ, Mustafa DENİZ, Hüseyin DUMAN, Ahmet Cem ERSEVER (AHMET AYDIN KOD), Ali YASAK (drej Ali), Ayvaz GÖKDEMİR, Alaattin ÇAKICI, Haluk KIRCI, Abdurrahman BUĞDAY, Mehmet AĞAR, Sedat Edip BUCAK, Abdullah ÇATLI, nm ayrıntılı bir biçimde bilgisi ve hangi suçları işledikleri ayrıntılı bir biçimde yazılmış bulunan belgeler ile ilgili, isimleri yazılı şahısların kimler olduğu, bu şahıslara ait bilgilerin tutulmasının sebebinin ne olduğu, bu bilgileri kimin talimatıyla, ne amaçla ve hangi kaynaktan temin ettiği, ve bu bilgileri neden muhafaza ettiği sorulduğunda; dergi zamanında yaptığı bir haberle ilgili olarak elde ettiği bilgiler olduğunu, bilgilerin bütün gazetelerde yayınlandığını, temin edilmesi için özel bir çaba sarf edilmediğini, Çalıştığı dergide de yayınlandığı için evinde bulunmuş olması gayet normal olduğunu, Çok gizli ibaresi bulunan giriş 16 sayfadan oluşan ve içeriğinde susurluk davasının anlatıldığı, kaza sonrasında olay yerinde bulunanların, davada adı geçenlerin birbirleriyle olan ilişkileri, davanın değerlendirilmesinin yapıldığı belgeler ile ilgili, bu belgenin düzenlenme amacının ne olduğu, belgediki bu bilgilerin kimin talimatı ile ne amaçla ve hangi kaynaktan yararlanarak düzünlendiği veya temin edildiği sorulduğunda; böyle bir belgenin varlığından haberinin olduğunu, susurluk olayı ile ilgili olarak dergide yayınlayacağı haberlerle ilgili olarak muhabirler tarafından temin edilen bilgiler olduğunu, bu belgenin çok gizli ibaresinin resmi olduğunu düşünmediğini, çok gizli ibaresi grafik olarak konulmuş olduğunu, Bu belgeleri kesinlikle tarafından tanzim edilmiş belgeler olmadığını, dergi döneminden kalan muhabirler tarafından derlenen dokümanlar olduğunu, Sol üst köşesinde yeniden dergisi yazılı olan ve başlığında "ERGENEKON" diye bir örgüt başlığıyla başlayan, toplam 4 sayfadan oluşan ve sayfaların arkasında konuyla alakalı olmayan çeşitli gazete haberlerinin bulunduğu belgeler ile ilgili, ERGENEKON ile ilgili bu belgelerin kendisinde bulunmasının sebebi ve bu belgeleri kimin talimatı ile ne amaçla ve hangi kaynaktan yararlanarak düzenlendiği ya da temin edildiği sorulduğunda; yeniden dergisi isimli bir ytgunm^fotokopisi olduğunu, ERGENEKON ile ilgili bir haber olması nedeni ile dikkatim çek^ği^in alıp sakladığını,

a

kendisinin tanzim ettiği bir belge olmadığını, piyasada bulunan bir dergi olduğunu, gazete haberlerinin ne olduğunu bilmediğini,

b)Savcılık ifadesinde; Şüpheli Ümit OĞUZTAN'm 26.01.2008 tarihli savcılık ifadesinde özetle; Tuncay GÜNEY'i 1998-1999 yıllarında çıkan dergiden dolayı tanıdığını, istediği zaman Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü bildiğini, dergi kapanınca ayrıldıklarını, Tuncay GÜNEY ile tanışmasından önce Susurluk olayı ile ilgili olarak Sususluk Olayını Araştırma Komisyonuna ifade verdiğini, bu ifadesinde Ergenekon yapılanmasından bahsettiğini ve komisyona söz konusu yapılanmanın Türkiye'de faili meçhul cinayetler işlediği kanaatinde olduğu yönünde ayrıntılı bir rapor sunduğunu, bu raporu daha sonra Nefes isimli dergide de yayınladığını, raporun dergide yayınlanmasından 1-2 gün sonra derginin önünde ses bombası patladığını, kendisinin bir daha bu konu ile ilgilenmediğini, dağıtım şirketinin derginin bir sonraki sayısını dağlamayacağını söylediğini, dergiyi kapatmak zorunda kaldıklarını, Kendisinin Ergenekon Yapılanmasını fark ettikten sonra Tuncay GUNEY'in elinde LOBİ belgesini gördüğünü, belgenin kendisinin susurluk komisyonuna verdiği raporla ilgili olduğunu anladığını, bir suretini aldığını, bundan bir hafta sonra Tuncay GUNEY'in dolandırıcılık suçundan tutuklandığını, adını verdiği için kendisinin de aynı dosyada yargılandığını, Tuncay GUNEY'in Kanada' da olduğu için ifadesi alınamadığını, bu nedenle davanın bitir elemediğini, kendisinden Özel Kuvvetler Komutanlığı antetli belge çıkmadığını, ERGENEKON yapılanması içinde yer almadığını beyan etmiştir.

Şüpheli Ümit OĞUZTAN'm 06.02.2008 tarihli C.savcılığı ek ifadesinde özetle; Daha önce önce gözaltına alındığı, 4 günlük gözetim süresi sonunda ifadesine müteakiben serbest bırakıldı, ancak gözaltına alınması ile alakalı olarak alman mahkeme kararma istinaden ikametinde yapılan aramalarda bulunarak el konulan bilgisayar, cd ve disket incelemesinde ERGENEKON yapılanmasının hiyerarşik yapısında mevcut Veli KÜÇÜK, Tuncay GÜNEY, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL gibi şahıslardan elde edilen aşağıda ayrıntıları belirtilen bir çok örgütsel hiyerarşi içindeki yazışmalara ilişkin belgenin disketlerinde word olarak yazılmış halinin bulunduğu, belgelirinin yazılma tarihlerinin bilgisayarda kayıt tarihleri ile yakınlık arzettiği dosyadaki inceleme tutanaklarından anlaşıldığı, bu belgelerin; "disket -11" olarak adlandırılan dosya içeriğinde "NBC silahlan üretim analiz" başlıklı yazının, 22 ve 23. sayfalarında, "Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde faaliyet göstermekte olan ERGENEKON un dikkatlerine sunulan bu analiz ve öneri çalışmasının amacı, kimyasal ve biyolojik silah üretimine yönelmenin kaçınılmaz gerekliliğine olan inaneımızdır" şeklinde yazıldığı, kimyasal ve biyolojik silah üretmenin Türkiye açısından gerekliliğinin vurgulandığı, raporun ERGENEKON örgütüne sunulmak üzere hazırlandığı anlaşıldığı, Raporu strateji grubunun hazırladığı, kendisininde daha önceki ifadesinde strateji gurubunda çalıştığını beyan ettiği, belirtilen raporu kendisinin hazırlayıp hazırlamadığı, hazırlamadı ise kimlerle hazırladığı, raporun hazırlanmasındaki amacın ne olduğu, raporun ERGENEKON örgütünden kimlere sunulduğu,

"disket -13" olarak adlandırılan dosya içeriğinde "TV analiz raporu , "USIAD Ulusal iş adanılan derneği" ibareli belgelerin özellikler kısmına bakıldığında, yazan olarak kendisinin isminin geçtiği, "disket -14" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "2 sayfadan oluşan fareler ve insanlar, 3 sayfadan oluşan gelecekler hepimizi yok edecekler" ibareli belgeler den oluşan yazılar, "disket -16" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "3 sayfadan oluşan ajan sanatçılar, 21 sayfadan oluşan armegeddon, 76 sayfadan oluşan masonik bilderberg çetesi" ibareli belgeler den oluşan yazılar, "disket -19" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "5 sayfadan oluşan güvenlik, 3 sayfadan oluşan güvenlik şirketi" ibareli dokümanlardan oluşan yazı, "disket -20" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "kurt hareketinin tasfiyesi" ibareli 129 sayfadan oluşan yazı, ve örgütsel içerikli diğer dokümanlar ile......... "disket -26" olarak adlandınlan dosya içeriğinde "biyografi" ibareli 66 ayrı belgede, Semdin SAKIK, Lütfullah KAYALAR, Mehmet EYMÜR, Mehmet KENGERLİ, Necbettin ERBAKAN, Nesim MALKİ, Seda SAYAN, Sedat PEKER, Sedat Edip BUCAK, Süleyman DEMİREL, Seren SERENGİL gibi şahıslara ait özgeçmiş bilgileri ve şahıslann yaşadığı olaylarla ilgili bilgilerin olduğu sorulduğunda; Ergenekon örgütü ile bir alakasının olmadığını, evinde yapılan aramada çıkan disketlerdeki fabrikatör, NBC (Nüklüer Biolojik Kimyasal Silahların üretim analizi), bu silahların üretimine gelir elde etmeye yönelik yazı ve Prf. Dr. Ahmet Taner KIŞLALI suikasti başlıklı yazıları kendisinin yazmadığını, bilgisayarından ve disketlerden çıkmasının mümkün olmadığını, Kendisinin araştırmacı gezeteci yazar olduğu, aramada evinden disketlerdeki çıkan belgeleri daha önce hiç görmediğini, bu belgeleri VELİ KÜÇÜK' den çıkan belgelerle benzer olup olmadığını bilemediğini, daha önce TUNCAY GÜNEY ile birilkte haklarında dava açıldığını, o dava ile alakalı yapılan aramalar sırasında kendisinden de TUNCAY GÜNEY' den de bazı belgeler alındığını, evindeki bu disketleri muhtemelen TUNCAY GÜNEY' in disketleri olabileceğini, çünkü TUNCAY GÜNEY' in bilgisayarında da benzer belgeler çıktığını, TUNCAY GÜNEY ile aynı ofisi kullanmadan ötürü bir ilişkisi olduğunu, ancak bu ilişkiden ötürü hakkında da TUNCAY GÜNEY ile birlikte dolandırıcılık suçundan dava açıldığını, bu davada sanık olarak dolandırılcılıktan yargılandığını, 3 klasör halinde olan TUNCAY GÜNEY, ÜMİT BAĞBEK ve ÜMİT OĞUZTAN' m yargılandıklan dosya içerisinde İstanbul 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 26.03.2003 tarihinde şüpheliden yapılan aramalar sonucu ele geçirilen ve daha sonra avukatının talebi üzerine mahkemece şüpheliye iadesine karar verilen belgelerle alakalı 04.07.2003 tarihli tutanakta belirtilen ve kendisine teslim edilen 44 adet bilgisayar disketi, muhtelif bilgisayar ve ses kasetleri, TBMM Susurluk Komisyonu Raporu içerikli siyah renkli klasör, Ergenekon içerikli san renkli klasör, bir adet suikastler içerikli sarı renkli klasör, bir adet araştırma içerikli san renkli klasör, bir adet TCK istihbarat birimleri içerikli san renkli klasör TBMM Susurluk Komisyonu Raporu içerikli siyah renkli klasör, Doküman içerikli san renkli klasör, Ergenekon içerikli san renkli klasör, Bir adet suikastler içerikli san renkli klasör, Bir adet Araştırma içerikli san renkli klasör, Bir adet TCK İstihh^af^rAîinleri içerikli san renkli klasör, ve Strateji isimli 3 adet ansiklopedinin kedisine t^|Örri\edildiği görüldüğü

sorulduğunda; tutanaktaki imzanın kendisine ait olduğunu, belirtilen klasörlerin kendisinin medyadan kesip oluşturduğu haber klasörleri olduğunu, halen evinde olduğunu, Klasörlerin kendi araştırmaları olduğunu, gazetelerden kestiği haberler olduğunu, bu konularda yazılarda yazdığını, Kendisine gösterilen istihbarat, fabrikatör, gazetenin yapılanması, ulusal medya, NBC silahlar başlıklı rapor yazılarını yazacak kadar kültürlü biri olmadığını, TUNCAY GÜNEY' in bu konudaki anlatımlarını kabul etmediğini, VELİ KÜÇÜK namına bu belgeleri kendi bilgisayarında yazmadığını, Örgütsel içerikli dokümanlardaki belgeler ile daha önce kendisine mahkemede teslim edilen klasörlerdeki içeriklerin örtüştüğü hususu sorulduğunda; bilgisayarında bu yazılar çıkmış olsa da TUNCAY GUNEY'in de yazmış olabileceğini, ofisindeki yüzlerce klasördeki bilgileri TUNCAY GÜNEY' de kullandığını, kendisindeki dokümanlardan faydalanıp yazmış olabileceğini, ancak kendisinin yazmadığını, TUNCAY GÜNEY ile kendisi hakkında açılan dolandırıcılık davası devam ettiğini, TUNCAY GUNEY'in yurt dışında olduğundan dolayı bitmediğini, VELİ KÜÇÜK ile hiç tanışmadığını, daha önce de hiç görüşmediğini, Belgeleri kabul etmediğini, Ergenekon yapılanmasının içinde de bulunmadığını, Önceki ifadesinde de bahsettiği gibi VELİ KÜÇÜK kendisi aleyhinde olan bir şahıs olduğunu, ama TUNCAY GÜNEY kendisinin patronu olan TURGUT BÜYÜKDAĞ ' ı VELİ KÜÇÜK ile görüştürdüğünü, ancak kendisini görüştürmediğini, Mahkemeden kendisinin bu disketlerin kendisine verilmiş ise de kendisinin hiç açıp bakmadığını, Dosyada mevcut bilişim suçları şube müdürlüğünün inceleme tutanaklarının okunduğu, raporda bütün disketlerinin bir çoğunun 28.07.2003 tarihinde disketlerde oynama, kopyalama ve silmelerine maruz kaldığının teknik olarak görüldüğü, dosyaların yazılım tarihlerinin ve kayıt tarihlerinin 1999-2000-2001 yılları olmasına rağmen şüpheliye mahkemece teslim edildiğinden itibaren dosyalara giriş ve yeni oluşturmalar ile bazı silmelerin yapıldığı, access tabirinin ingilizce de dosya oluşturma createt' in de yeniden yapma manalarına geldiği, savunmasında beyan ettiği aksine dosyaların kendisine teslim edildiği tarihten itibaren hepsinde oynama ve bazılarında da silinme yapıldığına ilişkin belge ve raporlar okunup sorulduğunda; kesinlikle bu disketlerle oynamadığını, içini açıp bakmadığını, 1 Nisan 2001 tarihli 16/715 sayılı Yeni Aydınlık Gazetesinin 5. sayfasında yayınlanan "WASHİNGTONG POST İŞARET VERİYOR, İSTANBUL ORGANİZE SUÇLAR MÜDÜRLÜĞÜ UYGULUYOR" başlıklı yazı içeriğinde ADİL SERDAR SAÇAN' m Süper Nato ile ve Fethullahçılar üe sıkı bağlantıda olduğu, ERGENEKON yapılanması ile alakalı olarak ordu aleyhine beyanlarda bulunmaya zorladığı şeklinde ayrıntılı 2-3 sayfalık yazısı sorulduğunda; O dönem kendisini hiç kimsenin ordu aleyhine ifade vermeye zorlamadığını, hiç bir şekilde bu konu ile alakalı işkence görmediğini, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhinde bulunması için hiç bir teklif yapılmadığını, bu haberin o tarihlerde gözaltına alınıp serbest bırakılmasından sonra TUNCAY GÜNEY' in tutuklu olduğu dönemde çıkmış bir yazı olduğunu, içeriğini gerçeğe uymadığını, Yukarıda disketlere bakmadığını söylemiş ise de d@kaxxŞgnra ifade sırasında hatırladığına göre, Marko Paşa isimli gazetede bu disketl^n*incefa1piİ£ş,i için çalışanlara 1102

'/M^t

verdiğini, onların oynama yapmış olabileceğini, bunları boş disket diye verdiğini beyan etmiştir.

c)Aramalarda elde edilen deliller; Şişli ilçesi Meşrutiyet Mah. Akkirman 3.Çıkmazı Köşe Apartmanı No:l sayılı ikametinde; (650) adet müstehcen içerikli diapozitif film negatifi, (26) adet Bilgisayar disketi, (6) adet CD, (6) adet Teyp Kaseti, 1. adet Video Kaseti, 1. adet (2) adet Rox, (1) adet Panasonic, (1) Toshiba marka VHS Video Kaseti, (7) adet (6)' sı Maxvell marka, (1) adet Betacom SP Büyük Video Kaseti, (1) adet Sony Marka M729V Seri Nolu ses kayıt cihazı, (78) adet Ses Kaseti, (1) HP Marka CNU5310Y7QSeri Nolu diz üstü Bilgisayar, 1. adet Kuvayi Milliye dergisi (Eylül-Ekim 2000 Tarihli) 1. yapay çiçekler ve Kontrgerilla...- Çetin ALT AN 18.06.2000 tarihli doküman, (4) sayfa Yeniden Dergisi "Ergenekon diye bir örgüt" ibareli doküman, Samsung marka 357999/00/457913/4 İMEİ numaralı cep telefonu ve bu telefona takılı vaziyette 0401270547013 seri nolu Sim Kart, Samsung marka SGHE600 model 351982/00/9792222/1 imei NOLU Cep Telefonu ve bu telefona takılı vaziyette 9911291052307 seri nolu Türkcell Sim Kart, (8) sayfa Dursun ÇINAR yazısı ile başlayan ................Halit AKYÜZ ile biten doküman, (51) sayfa Abdullah ÇATLI sırasıyla başlayan 34. sayfa numarasında biten doküman bulunarak el konulmuştur. El konulan dijital verilerin 14.04.2008 tarihinde yapılan incelemesinde; Şüpheli Ümit OĞUZTAN' a ait SEAGATE marka seri numarası 3LF16A9W olan PC hard diskinde yapılan detaylı inceleme neticesinde İşletim Sistemi tarafından kullanılmayan alanda (Unallocated Cluster) bazı belgeler tespit edilmiştir. Belirtilen belgeler hard diskten farklı teknikler sonucu silinmiş olduğundan dolayı, belgelerin tamamının hard diskte bulunması mümkün olmayabilmektedir. Çünkü Unallocated alanda bulunan veriler işletim sistemi tarafından görülemez ve kullanılan özel yazılımlar vasıtasıyla bu bilgilere ulaşılabilir belgenin hard diskte bulunduğu sektörler üzerine başka dosyalann yazılması sonucu Unallocated alanda bulunan dosyalar bütünlük arz etmeyebilir. Örneğin bazı dosyalann sadece başlangıcı, bazı dosyalann sadece sonu, bazı dosyalann da sadece belli bir bölümü veya bölümleri olabilmektedir.

Bu noktadan hareketle Ümit OĞUZTAN' a ait SEAGATE marka seri numarası 3LF16A9W olan PC hard diskinin Unallocated alanında tahkikata esas olduğu değerlendirilen 3 ayrı belge tespit edilmiştir. Hard diskin D yerel diskinin Unallocated alanında "13. KABİLE" ifadesi ile başlayan bir metin tespit edilmiştir. Belirtilen metin incelendiğinde şüpheli Veli KÜÇÜKte elde edilen "Maxell marka, seri numarası MF-2HD olan 5 numaralı" disketten tespit edilen "Alevi.doc" isimli belge ile aynı içeriği sahip olduğu anlaşılmaktadır. Ancak "Alevi.doc" isimli belgede bulunan metinlerin tamamı değil bir kısmı hard diskte bulunmakta bu da "Alevi.doc" isimli veya benzer içeriklere sahip bir dosyanın bilgisayar hard diskine kaydedildiği ve silindiği/kaldırıldığı sonucunu doğurmaktadır. Hard diskin Unallocated alanında tespit edilen bahse konu metin MSword dosya formatma dönüştürülerek okunabilir hale getirilmiştir. Örnek teşkil edebileceği düşüncesiyle bahsi geçenHard diskin D yerel diskinin Unallocated alanında Ümit OGUZTAN'a ait 20. ve 24. disketlerinde bulunan "Lobi.doc" dosyası ile benzer içeriklere sahip bir metin tespit edilmiştir. Belirtilen metin incelendiğinde "Lobi.doc" isimli belgede yer alan metinlerin bazı bölümlerinin bulunduğu, bazı bölümlerinin ise bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu da "Lobi.doc" isimli veya benzer içeriklere sahip bir dosyanın bilgisayar hard diskine kaydedildiği ve silindiği/kaldırıldığı sonucunu doğurmaktadır. Hard diskin Unallocated alanında tespit edilen bahsi konu metin MSword dosya formatma dönüştürülerek okunabilir hale getirilmiştir. Hard diskin D yerel diskinin Unallocated alanında Ümit OGUZTAN'a ait 13. diskette bulunan "Tv Analiz Proje.doc" dosyası ile benzer içeriklere sahip bir metin tespit edilmiştir. Belirtilen metin incelendiğinde "Tv Analiz Proje.doc" isimli belgede yer alan metinlerin bazı bölümlerinin bulunduğu, bazı bölümlerinin ise bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu da "Tv Analiz Proje.doc" isimli veya benzer içeriklere sahip bir dosyanın bilgisayar hard diskine kaydedildiği ve silindiği/kaldırıldığı sonucunu doğurmaktadır. Hard diskin Unallocated alanında tespit edilen bahsi konu metin MSword dosya formatma dönüştürülerek okunabilir hale getirilmiştir. Örnek teşkil edebileceğiYukanda ekran çıktısı verilen metin "Tv Analiz Proje Benzer Metin.doc" ismiyle oluşturulan bir MSword belgesine kaydedilmiş ve İnceleme Raporu CD'sinin "SEAGATE_3LF16A9W " isimli klasörüne kaydedilmiştir. Ayrıca yine hard diskin Unallocated alanında birbirlerinden bağımsız bir metin tespit edilmiştir. Söz konusu metinde; o

CIA - Vehhabilik ilişkisi,

o Türkiye'de ılımlı İslam modelinin CIA tarafından planlandığını ve MGK kontrolünde uygulamaya konduğu, o Afganistan'ın -Suudi Kraliyet mezhebi Vehhabi üyesi- Başbakan Yardımcısı vekili Prof. Dr. Ahmed Şah Ahmed Zeyd ile yapılan bir röportaj verilerek bu şahsın Türk resmi kurumlan ve mafıası aracılığıyla uyuşturucu ticareti yaptığı, o Afyon, eroin, esrar ve kokain sevkıyatını CIA'in operasyonlarını perdelemek için, kurdurduğu 'CAT' unvanlı uçak şirketi ile gerçekleştirilirken, dizginler perde ardında ABD'nin kontrolünde ve korumakta büyük özen gösterdiği son derece zeki entrika teorisyenlerinin elinde olduğu, o Türkiye'de 1988 yılında gerçekleştirilen "Babalar Operasyonu"nun Amerika tarafından talep edildiği, o Türkiye'deki uyuşturucu baronlarının birbirleri iİe^&a^yerli/yabancı resmi kurumlarla ve bürokratlarla irtibatı, # > * •">?'•:» o KISMETİM 1 gemisi hakkında ayrıntılı bilgıj

o

Yazmış olduğu kitapların toplatıldığı ve yasaklandığı,

o

Çıkarmış olduğu "Nefes" dergisine ses bombası konduğu,

o 1995 değerlendirme, o

tarihinde

gerçekleştirilen Azerbaycan

darbesi

ile

ilgili

geniş

Orgeneral Eşref BİTLİS'in ölümü üzerine bazı iddialar,

o Uğur MUMCU'nun öldürülmesi, Cumhuriyet gazetesi ve JİTEM üzerine değerlendirmeler, o

Uyuşturucu maddeler hakkında genel bilgi,

o

Özel Harp Dairesinin GLADİO olduğu yönünde değerlendirmeler,

o

Kontra-Gerilla ve enformasyon kaynaklan,

o Özdemir SABANCI cinayeti hakkında değerlendirmeler ve MİT'in almış olduğu ifade üzerinden çelişkilerin vurgulandığı görülmektedir. o

Bilderberg isimli belgenin 9. sayfasından itibaren bir çok bölümünün olduğu

o

"Adolf Hitler ve zaman yolcuları" başlıklı belge

o

"Casus, Keşiş ve Papazlar" başlıklı belge,

o

Sibirya başlıklı belge,

0

Siyonizm başlıklı belge,

lerin bulunduğu, ayrıca disketlerin incelemesindede, 1 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU , Disket numarası 1 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Reaksiyon.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Reaksiyon.doc" dosyası Veli KÜÇÜK çıkmış" 2 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU "Reosta Operasyonu.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Reosta Operasyonu.doc" dosyası Veli KÜÇÜK . "Reosta Operasyonu.doc Söz konusu dokümanda "Sebataylar" olarak bilinen grup incelenmiş ve bu gizli etnik dini ve ideolojik cemaatin nasıl kontrol altma alınacağı yönünde operasyonel bir projeli çalışma yapılmıştır. Bu çalışma yapılırken Sebatay cemaait üyeleriyle de temasa geçilmiş ve onlardan doğrudan bilgi alınmıştır. Sebatay grubu ile ilgili yapılan en önemli vurgu yüzyıllar boyunca korumuş oldukları gizliliktir. Dokümanın büyük bir kısmını Sebatay grubunun kurucusu Sebatay ZWİ'nin hayatı oluşturmaktadır. "Reosta Operasyonu" ile gizli/etnik/ideolojik Sabetay Cemaati'nden yararlanılması pratikte olumlu açılımlar sağlayacağı görüşüne varılmıştır. Ayrıca Disket Numarası 2 olan dijital medya üzerinde "MİT çi Gazeteciler-l.doc", "NBC Silahlan.doc", "Örtülü Faaliyetler Çevik Bir.doc" ve "Redaktör casuslar.doc" dosyalarında olduğu. 3 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU

a a v *."*'/

"Şirket ve Kostebekler-2.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Şirket ve Kostebekler-2.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslardan da çıktığı 4 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OGUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 4 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Türk ve Kürdü Birlikte Örgütleme tasanmi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. 6 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 6 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Kemalist Hareket.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir Yukarıda ekran çıktısı verilen belge incelendiğinde, Türkiye Cumhuriyetimizin, Cumhuriyet tarihi boyunca bir hukuk devleti olamadığı, devletin çeteler tarafından yönetilir hale geldiği, hukuk devleti isteyenlerin rejim muhalifi olarak değerlendirildiği belirtilerek, Mustafa Kemal ATATÜRK'ün Bursa Nutku olarak bilinen metne yer verilmiştir. Bursa Nutku'na atıfta bulunularak, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ihanet çemberi içinde olduğu, bu çemberden ulusal gençlik aracılığı ile çıkılabileceği, bu gençliğin yaşamın her alanında yer alması gerektiği, yabancı istihbarat örgütlerine sızması gerektiği, dernek çatısı altında ulusal/uluslar arası faaliyetler yürütülmesi gerektiği, bu hareketin l,iderinin bir kadının olmasında büyük yarar olduğu, hareketin merkezinin İstanbul olması gerektiği ve Dernek yönetiminin GİZLİ KOMİTE tarafından yürütüleceği, beş kişilik bu gizli komite içinde köprü personelin yer alacağı ve bütün faaliyetlerde hukuka uygun davranılarak DİRENİŞ'in meşruluğuna gölge düşürülmeyeceği ifade edilmiştir. Günümüz Türkiye'sinde rejim, tarih içinde sürüklendiği en büyük ihanetle karşı karşıyadır. İhanet ve çıkar çeteleri, fundamentalist örgütler, MAFİA grupları, GLADİO yapılanması ve uzantıları devlet içinde kadrolaşabilmiştir. Sosyoloji ve nüfus casusları kendi içimizde örgütlenerek güç kazanmış ve sözde demokratik sistemin birer parçası olmayı başarmışlardır Bir başka gerçek de Türkiye'de sahneye çıkmış ne kadar legal ve illegal örgütlü siyasal oluşum var ise; tümünün ardında yine çeşitli ülkelerin istihbarat örgütlerinin varlığı bilinmektedir. Şu halde Kemalist Hareket, ülkelerin istihbarat örgütlerinin içine sızmayı başarmak zorundadır. Kemalist Hareket, kurulacak yasal bir 'Dernek' çatısı altında, 'Evrensel Sivil Toplum Örgütü' olarak, faaliyete geçirilmelidir. Dosyanın 15. sayfasında Kemalist Hareket Derneği'nin yönetimi üretilecek 'teorik, stratejik ve doktriner' argümanlar ile sağlanacaktır. Bu türden üretimler, dernek dışında oluşturulacak, beş kişilik 'gizli' bir komite tarafından üretilecektir. Böylece gerçekte derneğin yönetimi bu gizli komite tarafından yürütülmüş olacaktır. Söz konusu gizli komite üyelerinin birbirlerini tanımalarında herhangi bir sakınca olmamakla birlikte, müşterek toplantılar düzenlenmesi gizlilik prensiplerine aykırıdır. Komite üyeleri arasında iletişimi sağlayacak olan bir köprü personel yer alacaktır. Dernek Başkanı, talimatları köprü personelden alacak ve uygulamaya koyacaktır.

Dernek, ülke içinde her alanda 'kitlesel' ve kurumsal faaliyetlerde bulunarak, Kemalizm'e aykın her konuda 'direnç' gösterecektir. Ancak tüm faaliyet ve girişimleri mevcut yasalara uygun olarak düzenlenecektir. Derneğin faaliyetlerinin herhangi bir engelle karşılaşmaması ve girişimlerinin başarısızlıkla sonuçlanmaması 'hukuk'a göstereceği bağlılıkla orantılı olarak gelişecektir. Hukuk'a aykın her girişim ve faaliyet direnişin meşruluğuna gölge düşürür. Bu nedenle dernek çatısı altında yer alacak yöneticilerin hukuk platformundaki sicilleri büyük önem taşımaktadır. Dosyanın 15. sayfasında Kemalist Hareket Derneği, sıradan bir sivil toplum örgütü değildir. Meşru Direnme Hakkı'mn en geniş biçimde hayata geçirileceği bir direniş hareketidir. Dosyanın 15. sayfasında Önemi Türkiye Cumhuriyeti'nin geleceğinden kaynaklanan Kemalist Hareket Derneği'nde oluşturulacak yönetim kadroları, gizli komite üyeleri tarafından dikkatle ele alınmalı ve özenle seçilmelidir. Gizli komitede yer alan her üye, derneğin yönetim kadrosunda görev alacak üyeler için ayn ayn ve bağımsız olarak görüş bildirme hakkına sahip olmalıdırlar. Aynı şekilde hareketin liderliğine getirilecek olan kişi hakkında da görüş beyan edilmeli, bu görüşler değerlendirmeye alınarak lider üzerinde gizli komite üyelerince müştereken bir karara ulaşılmalıdır. Dosyanın 16. sayfasında Kemalist Hareket Derneği'nin Gizli Komite Üyelerinin çeşitli alanlarda hareketin liderine 'danışman' kadrosu olarak görevlendirilmesi çok daha uygun ve sağlıklı olan yol olacaktır. Dosyanın 17. sayfasında Anadolu topraklan üzerinde yer alan çok kültürlü toplum yapısı parçalanmak istenmiştir. Bu doğrultudaki umutlar henüz sönmüş değildir. Dış güç odaklan yerli işbirlikçiler bulmakta hiç güçlük çekmemiş ve her alanda 'sivil toplum örgütleri' adı altında legal kurumlar oluşturarak hükümetleri güç duruma sokmuş, siyasal, toplumsal ve ekonomik alanlarda büyük basanlar elde ederek, iç huzuru ve toplumsal bütünlüğü paramparça edebilmeyi başarmışlardır. 7 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 7 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Fabrikator.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Fabrikator.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan da çıkmış, Söz konusu dosyada Amerikan İstihbarat Servisi tarafından kişisel ve siyasal amaçlar için gerçek dışı ve abartılı haber üreten kişi ve gruplan tanımlayan fabrikatör terimi İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu PERİNÇEK ve Grubu model alınarak incelenmiş ve Doğu PERİNÇEK ve Grubunun Türkiye'deki faaliyetleri irdelenmiştir. Çalışmanın büyük bir kısmını Doğu PERİNÇEK'in özel ve siyasi hayatı oluşturmaktadır. Bu çalışma içinde Doğu PERİNÇEK'in istihbarat belgelerine ne kadar çabuk ulaştığı aynca vurgulanmıştır. 8 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 8 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Cumhuriyet Gazetesi.doc" isimli bir M^Sfu^Tfesyası tespit edilmiştir.

1107

"Cumhuriyet Gazetesi.doc" isimli belge incelendiğinde, Doğu PERINÇEKte ele geçirilen "Ulusal Medya 2001" başlıklı belgenin içinde yer alan bir bölüm olduğu anlaşılmıştır. Cumhuriyet Gazetesinin Cuhhuriyet Devrimlerinin onurlu sesi haline getirileceği, Gürbüz ÇAPAN ile görüşüldüğü, Gazetedeki hisselerin bedelsiz olarak devredilmesi ve gazetenin 'Ulusal Medya'nm 'merkez üssü' olmasını ve bu operasyon içinde yer almayı kabul ettiği ifade edilmiştir. Dosyanın 1. sayfasında Cumhuriyet gazetesi, bugüne kadar sürdürülen yayın politikasından arındırılarak Cumhuriyet'in kuruluş değerleri ile temellendirilmiş, ulusal bütünlüğü savunan bir çizgiye çekilecek özetle: Cumhuriyet gazetesi, Cumhuriyet'e taraf olacaktır. Aksi halde Kemalist rejim içinden çıkılması olanaksız sıkıntılara sürükleneceği belirlenmiştir. Yukarıda işaret edilen amacın gerçekleşebilmesi için, atılacak her adım ve uygulanacak her yöntem yalnızca araçtır. Amaçlanan hedefe ulaşılması için, araçların birincil önemmiş gibi öne çıkartılması ise; provokasyon ve sabotaj olarak değerlendirilecektir. Amaç belirli ve nettir. Yönetim amaca uygun olarak programlanmış olup uygulama safhasına geçilmiştir. Buna göre; Sayın Gürbüz Çapan'a yapılan öneri net ve anlaşılır olarak intikal ettirilerek soruldu: Cumhuriyet gazetesi 'Ulusal Medya'nm 'merkez üssü' olarak seçilmiştir, bu operasyon içinde yer almayı kabul ediyor musunuz? Çapan: Evet Hisselerinizi parasız devretmeyi kabul ediyor musunuz? Çapan: Evet. Gereğinde para bularak desteğinizi sonuna değin sürdürmeyi kabul ediyor musunuz? Çapan: Evet. Dosyanın 1. ve 2. sayfalarında Görüşme sonucu; Sayın Gürbüz Çapan'm ulusal medya merkez üssü oluşumuna özveriyle katkıda bulunmada içtenlikli olduğu kesinlik kazanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda; %10 halka açılım hissesi, %10 Vakıf (İ.Selçuk) hissesi çıktıktan sonra kalan %80 ya da %90 hissenin en az %51 hissesi tarafımıza aidiyetine geçmesi kararlaştırılmıştır. Dosyanın 2. sayfasında 1). Günay Çapan'a ait hisselerin bir bölümünün devrinin Kemal Özden ile Ümit Ülgen'e yapılması, 2). Gürbüz Çapan aktaracağı 1,5 milyon dolar ile (önce taahhüt edilen sermayenin dörtte biri konacağından) Kemal Özden ile Ümit Ülgen'in 375.000$'lık sermaye ödemeleri gerçekleşecek, bir süre sonra bakiye 750.000$ da içeriye teslim edilmesi, 3). Bakiye 1,5 milyon dolar, tüm bu işlemlerin gerçekleşmesinin ardından sermayeye eklenecek ve bunun tarafımıza gerçekleştirilmesi,

4). Gerek holding, kuruluş evrakları, gerekse vakfın ve Yeniğim A.Ş.'nin ve aralarında gerçekleştirilen sözleşmelerin birer kopyası ile şimdiki mali durumu gösterir raporların birer kopyalan süratle yönetime verilmesi, 5). Bilinmesi gerekli tüm evrak foto-kopileri 'set' olarak milli kuvvetlere ulaştırılacak ve bu teslimin eksiksiz, ileride hiçbir sürprize olanak tanımayacak biçimde gerçekleşmesi, 6). Şu an çalışanların tam listesi (isim, soyad, görev, aldığı net maaş tutan) bir an önce çıkartılarak tarafımıza teslim edilmesi kararlaştınlmıştır. Bu girişim, 21. Yüzyılın değişim gösteren konseptlerinin bir gereği olarak ulusal bir dizi karann stratejik önem taşıyan unsurlan arasında yer alan 'ulusal medya oluşumu'nu amaçlamaktadır. Hiçbir şekilde belirlenen amaçtan sapıtınlamayacak derecede öneme sahiptir. İkinci bir gazetenin yayma sokulması, Tv kanalının inşası ve benzer atılımlar için, gereken finansal desteğin sağlanması ise; önceden ve kesin olarak karara bağlanmıştır. Bilgil erinize.. Saygılanmızla, Dosyanın Dipnot Kısmında Anılan ifadeler tarafımıza toplantı görüşmeleri sonucu iletilen bilgileri içermektedir Yine Disket numarası 8 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Dergi Proje Analiz.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "Yukanda belirtilen "Casus.doc", "Dinamik.doc", "Cumhuriyet Gazetesi.doc" ve "Dergi Proje Analiz.doc"isimli dosyalann orijinali ve tamamı İnceleme Raporu CD'sinin "Disket 8" isimli klasörüne kaydedilmiştir. 9 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OGUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 9 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Gizli Gercekler.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Gizli Gercekler.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan da çıktığı. aynca "Güvenlik Şirketi.doc", "Halkla İlişkiler.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Halkla İlişkiler.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ten de çıktığı, Dosyada tespit edilen Lobi.doc isimli belgede örgütün amacına ulaşmak için kullanacağı araçlardan birisi olarak yer bulan Halkla İlişkiler şirketinin amacının ne olacağı ve nasıl kurulacağının belirtildiği dosya olduğu. Aynı diskette "GLADIO Sanatcilan.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "GLADIO Sanatcilan.doc" dosyası Veli KÜÇÜKten de çıktığı, Söz konusu dokümanda sanat dünyasının gizli örgütlerin amaçlanna ulaşmak için nasıl kullanıldıklan örnekleri ile anlatılmış olup Türkiye'de bazı ünlü sanatçılann isimleri ile ve bağlantılı olduklan bürokratlann konumlan ile beraber belirtilerek hangi alanlarda kullanıldıklan anlatılmış olup Ergenekon isimli örgütün de sanat camiası ile ilgili nasıl hedefler koyabileceği konusunda değerlendirmeler yapılmıştır. "Fundamentalis Terör.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Fundamentalis Terör.doc" dosyası Veli KÜÇÜK 10- NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU

Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 10 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "İstihbarat Arenasında Sanat.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Söz konusu dokümanda sanat dünyasının gizli örgütlerin amaçlarına ulaşmak için nasıl kullanıldıkları örnekleri ile anlatılmış olup Türkiye'de bazı ünlü sanatçılann isimleri ile ve bağlantılı olduklan bürokratlann konumlan ile beraber belirtilerek hangi alanlarda kullanıldıklan anlatılmış olup Ergenekon isimli örgütün de sanat camiası ile ilgili nasıl hedefler koyabileceği konusunda değerlendirmeler yapılmıştır. Disket Numarası 10 olan dijital medyada bulunan "İstihbarat Arenasında Sanat.doc" isimli belgenin aynısı yine Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait Disket Numarası 19 olan dijital medyada tespit edilmiştir. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 10 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Hizbullah Dosyasi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Disket Numarası 10 olan dijital medyada bulunan "Hizbullah Dosyasi.doc" isimli belgenin aynısı yine Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait Disket Numarası 19 olan dijital medyada bulunmaktadır. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 10 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Kürt Hareketinin Tasfiyesi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Kürt Hareketinin Tasfiyesi.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ten de çıkmış. 11 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 11 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Örtülü Faaliyetler Çevik Bir.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Örtülü Faaliyetler Çevik Bir.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan çıkmış. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 11 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Ulusal Medya.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Ulusal Medya.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK isimli şahıslardan çıkmıştır. Ulusal Medya 2001 isimli dokümanda örgütün hedeflediği amaca ulaşabilmesi için kendilerinin güdümünde olan bir basın yayın kuruluşunun ele geçirilmesi için izlenecek yol ve yöntemler belirtilmiştir. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 11 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "MİT çi Gazeteciler-l.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "MİT çi Gazeteciler-l.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan çıkmış. Aynca Disket Numarası 11 olan dijital medya üzerinde "Kürt Hareketinin Tasfiyesi.doc" isimli belge de tespit edilmiştir. Bahsi geçen belge hakkında detaylı bilgi İnceleme Raporu'nun değişik bölümlerinde belirtilmiştir ve İnceleme Raporu CD'sine aktanlmışıtır. 12- NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 12 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Redaktör casuslar.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Redaktör casuslar.doc" dosyası Tuncay GÖ'NTEY $e Veli KÜÇÜK isimli şahıslardan çıkmış

Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 12 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Nato.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. belge incelendiğinde, Uluslar arası bir kuruluş olan NATO'nun mevcut durumu ve politikaları ile ilgili değerlendirmeler yapıldığı ayrıca ülkemizin söz konusu kuruluş ile ilgili olarak gelecekte izlemesi gereken politikalarda önerilerde bulunulmuştur Dosyanın 11. sayfasında Başka bir ifade ile, 'Ulusal Savunma' uluslar arası bir örgüte aktarılmış olmaktadır (!) Çok Uluslu Kuvvetler aracılığı ile gerçekleştirilecek NATO askeri müdahalelerinin bu kuvvete güç veren devletlerle, müdahaleye konu olan devlet ilişkilerini zaafa uğratacağı çok açık ve net olarak anlaşma metinlerinde yer almaktadır. Dosyanın 15. sayfasında Görüldüğü gibi Atatürk'ün, "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesi, NATO'cu Atatürkçülük' ile hiçbir şekilde örtüşmüyor. Türkiye'de Atatürk devrim ve ilkelerinin neredeyse tümü rafa kaldırılmıştır. Türkiye'yi bölmek ve sömürgeleştirmek isteyen Yeri Dünya Düzeni egemenleri ve onların işbirlikçileri ülkeyi yeniden Kurtuluş Savaşı öncesi koşullarına sürüklemişlerdir. Atatürk'ün tam bağımsızlık için ana koşul olarak gördüğü ekonomik bağımsızlık yok edilmiştir.... Türkiye'de yerleştirilmeye çalışılan NATO'cu Atatürkçülüğün, devrimle kurulmuş Cumhuriyet'in temel ilkeleriyle bağdaşır olması olanaksızdır. Türkiye'yi Cumhuriyet mevzilerine NATO'cu Atatürkçüler değil, devrimci Atatürkçüler çekeceklerdir. Dosyanın 16. sayfasında Avrasya Bloku'na ilişkin politikalar; yeni dış politikalar, stratejiler, ekonomik/politikalar, askeri politikalar, teknolojik politikalar, sosyal ve kültürel politikalardan oluşan bir bütündür. Bunlar gerçekte Milli Demokratik Devrim politikalarıdır. Durdurulan Milli Demokratik Devrimin yeniden başlatılmasıyla Avrasya Seçeneği yaşama geçirilebilir. 50 yılı geride bırakan Kuzey Atlantik İttifak'ı, yeni yüzyılın tehditlerine ve fırsatlarına hazır olmak zorundadır. Yeni Stratejik Konsept, İttifak'm amaçlarmın kalıcılığını teyit eder ve temel güvenlik görevlerini açıklar. Değişen NATO, demokrasiye ve sorunların barışçıl yollarla çözümüne ortak bağlılığın gücüyle, güvenlik ve istikran destekleyerek, güvenlik ortamının gelişimine katkısını sağlar. Yeni Stratejik Konsept, İttifak'm güvenlik ve savunma politikasına, operasyonel konseptlerine, konvansiyonel ve nükleer güçlerinin durumuna ve kolektif savunma düzenlemelerine yön verir. Yeni Stratejik Konsept, güvenlik ortamındaki gelişmelerin ışığında, her aşamada yeniden gözden geçirilecektir. Belirsiz bir dünyada, etkin bir güvenliğe duyulan ihtiyaç kalıcıdır; ancak, bu yükümlülüğünü teyit eden İttifak, birleşmiş ve özgür bir Avrupa vizyonunu besleyerek ve teşvik ederek, bölünmemiş bir gezegen kurmaya yardımcı olacak her fırsatı sonuna kadar kullanmayı sürdürecektir. NATO'nun 21. Yüzyıl Yeni Stratejik Konsepti'nin Kemalist Cumhuriyet Devrim İlkeleri temelinde ve Ulusal Devlet yapısının korunarak, Tam Bağımsızlık temelinde; 'globalleşme' yolunda ve Avrupa Birliği'ne tam üyelik ile Avrasya Birliği ilişkileri çerçevesinde, ulusal güvenlik ve çıkarlar doğrultusunda 'alternatif yorum kazanımı' elde edilebilmesi doğrultusunda üzerinde ciddi çalışmalar yapılarak ' avantaj Tar üretilmesine ihtiyaç olduğu açıktır. jssasss-,

Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 13 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "USİAD.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "USİAD.doc" dosyası Doğu PERİNÇEK isimli şahıstan da çıkmış, Soruşturma kapsamında ele geçirilen Ergenekon isimli belgede "Ergenekon'un kendi kuracağı sivil toplum örgütlerine ihtiyacı olduğu" denilmektedir. Bu bağlamda USİAD başlıklı belgede kurulacak sivil toplum örgütü ile ilgili detay çalışmanın yapıldığı görülmektedir. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 13 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Tv Analiz Proje.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Tv Analiz Proje.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan da çıkmış, Operasyon kapsamında ele geçirilen Ergenekon isimli belgede "ERGENEKON'unda medya kuruluşlarını kontrol etme yönündeki faaliyetlerini kendi medya kuruluşlarını oluşturarak mevcut ulusal ve uluslar arası oluşumların doğal işleyişi içinde örtülü bir biçimde etkileme, denetleme ve kontrol altına alma yöntemini uygulamaya koyması gerektiği belirtilmiştir." Ergenekon dokümanında ele alman diğer bir çok konuda olduğu üzere "Televizyon Analiz" isimli belgede medya ile ilgili de detay çalışmanın yapıldığı görülmüştür. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 13 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Yezidilik.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. belge incelendiğinde, Yezidilik ve adavilik isimli inançların tarihi, özellikleri, hangi temellere dayandığı, ülkemizde hangi bölgelerde yaşadıkları, sayılan, dini kuralları ile ilgili detay bilgiler içerdiği görülmüştür. 16 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 16 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Anti Dinamik.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Anti Dinamik.doc" dosyası Veli KÜÇÜK isimli şahıstan da çıkmış, Örgüt lideri Veli KÜÇÜK'ün ikametinde doküman olarak, örgüt üyesi Ümit OĞUZTAN'm ikametinde de disket ortamında dijital olarak ele geçirilen dokümanın incelenmesinde Ergenekon Terör Örgütü tarafından hazırlanan "Kuvayi Milliye" hareketinin günümüzde devam ettirilmesi gerekliliği belirtilen 29 Ekim 2000 tarihli teze karşı Doğu PERİNÇEK tarafından verilen cevabi düşüncelerin eleştirildiği görülmüştür. Bu dokümanda Ulusal gençliğin örgütlenmesi adı altında Ergenekon Terör örgütü ile irtibatlı olarak faaliyet gösteren Kuvayi Milliye ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği derneklerinin temellerinin atıldığı anlaşılmaktadır. Ulusal Güç Birliği'ne ulaşmanın yolu olarak "Kuvayi Milliye" örneğinden yola çıkılması gerektiğini vurgulamaya özen gösterdiğimiz, 29 Ekim 2000 tarihli tez, Doğu Perinçek'e iletilmiştir. Perinçek tarafından kaleme alman "Ulusal Gençlik Birliği Üzerine Görüşler" adıyla ileri sürülen düşünceler; objektif olarak entelektüel birikim süzgecinden geçirildiğinde, örtülü anti/tez niteliği taşıdığı kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 16 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Bilderberg Çetesi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi

Ümit OGUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 16 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "ajan sanatcilar.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 16 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Ahtapot.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Ahtapot.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK isimli şahıslardan çıkmış Belgede Türkiye'de yapılması gerekli ve zorunlu olan doğrudan "Genelkurmay"a bağlı "sivil" bir kurul tarafından oluşturulacak MAFİA yapılanmasıdır. Neden sivil kurul? Sorusunun yanıtı şudur: Sivil kurul gizli bir operasyonun süzgeci, örtüsü olmakla kalmayıp "inisiyatif kullanımı ve yaratıcı özgür düşünce teorilerinin üretimi ile bunların yaşama geçirilmesinde çok daha uygun bir yapı ortaya koyar. İllegal dünyanın yeniden yapılandırılmasında bilinen kurallar değil, yepyeni metotlara ihtiyaç olduğu kesindir. Asker, Polis, İstihbaratçı, veya kamu kurum ve kuruluşlarında "memur" olarak koşullanmış beyinlerin üretimleri ile özgür ve yaratıcı beyinlerin yaşama ve insanlara uyum sağlayabilme ve dünya insanlığına entegrasyonu çok büyük farklılıklar ortaya koyar. Bu nedenle mevcut MAFİA yapılanmasının tasfiyesi ile yeni MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesinde mutlaka "sivil kurul" oluşturulmalı ve bu kurul tarafından yönetilmelidir. Burada en önemli problem, bu 'sivil kurul'un kimlerden oluşacağı ve kaç kişiden ibaret olması gerektiğidir. Bir başka problem de belirlenerek seçilecek bu kişilerin böylesine 'bulaşık' ve 'riskli' bir işte 'neden' yer almak isteyecekleridir. Aklı başında hiçbir sivil, doğrudan Genelkurmay'a bağlı, son derece gizli ve illegal bir yapılanmanın sorumlusu olmak istemez. Dosyanın 29. sayfasında Oluşturulacak sivil kurulun üye sayısı üç kişiden oluşmalıdır. Bu üyelerden birisi 'kurye', ikincisi 'teorisyen' üçüncüsü ise, Amerikan kriminoloji tarihinde önemli bir yeri olan Luciano örneğinde olduğu gibi, ulusal MAFİA liderliği rolünü üstlenecek kişi olmalıdır. Bu kişi kısa zamanda uluslararası MAFİA ailesinde yer alabilmelidir. 17 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 17 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Ermeni Dosyasi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Ermeni Dosyasi.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK isimli şahıslardan da çıktığı Kamuoyuna açık bilgiler ve son Ermenistan parlamento baskını değerlendirildiğinde; ulusal güvenlik istihbaratının baş sorumlusu MİT'in "21. Yüzyıl Avrasya Entrikası" ile tezgahlanmak istenen oyunu deşifre ederek görevdeki Hükümet'i uyarması gerekirdi. Ancak, MİT sokaktaki simitçileri fişlemeyi ve Türk aydınlarının yaşamlannı zindan edip müebbet ekmeksizliği mahkûm etmeyi temel görevi sanmaya devam etmiştir. Türkiye'nin ulusal çıkarlarını doğrudan ve derinden etkileyebilecek bir konuda MİT'in görevini yerine getirememiş olduğu çok açıktır. Ümit OGUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 17 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Guvenlik.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Guvenlik.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK isimfcföfeı^lardan çıkmış,

Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 17 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Guvenlik.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Guvenlik.doc" dosyası Veli KÜÇÜK ve Doğu PERİNÇEK isimli şahıslardan çıkmış, belgede Öneriniz üzerine; dikkatlerinize sunulan bilgiler ve gelişmelerden yararlanılarak "Uluslararası Özel Güvenlik Şirketi" kuruluş çalışmalarının başlatılması, "LOBİ" koduyla tanımlanan faaliyet alanı içinde yer alması uygun görülen projenizin hayata geçirilmesinin yararlı olacağı görüş birliği ile kabullenilmiştir. Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 17 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Gözlem-Analiz.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. "Gözlem-Analiz.doc" isimli dosyanın adı, özellikleri ve örnek teşkil edeceği düşüncesiyle ilk sayfasına ait ekran çıktısı aşağıya çıkartılmıştır. Yukarıda ekran çıktısı verilen belge incelendiğinde, Fabrikatör başlıklı belgede yazılı olan hususların "Gözlem-Analiz"isimli belgeyi kapsar nitelikte olduğu anlaşılmıştır. 18 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 18 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Eymür.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir, konusu örgütsel dokümanda Milli İstihbarat Teşkilatının lav edilerek ülkemizde gizli olarak sıfırdan bir istihbarat mekanizmasının kurulması planlanmaktadır. Disket Numarası 18 olan dijital medyada bulunan "Eymür.doc" isimli belgenin aynısı yine Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait Disket Numarası 7 ve 19 olan dijital medyada bulunmaktadır. Ayrıca Disket Numarası 18 olan dijital medya üzerinde "Ermeni Dosyasi.doc", "Fabrikator.doc" ve "GLADIO Sanatcilari.doc" isimli belgeler de tespit edilmiştir. Bahsi geçen belge hakkında detaylı bilgi İnceleme Raporu'nun değişik bölümlerinde belirtilmiştir ve İnceleme Raporu CD'sine aktanlmışıtır. 20 NOLU DİSKETE ait İNCELEME SONUCU Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 20 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Lobi.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. Bahsi geçen "Lobi.doc" dosyası Veli KÜÇÜK, Doğu PERİNÇEK, Muzaffer TEKİN, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Sevgi ERENEROL, Oktay YILDIRIM ve Erkut ERSOY isimli şahıslardan çıkmış Ümit OĞUZTAN isimli şahsa ait, Disket numarası 24 olan dijital medya üzerinde yapılan incelemede "Nikola Tesla-HAARP-NBC.doc" isimli bir MSword dosyası tespit edilmiştir. belge incelendiğinde, Nikola TESLA isimli şahıs ve ABD'nin HAARP olarak bilinen Yüksek Frekans Aktif Aurora Araştırma Programı ile NBC silahları (Nükleer Kimyasal ve Biyolojik) hakkında teknik detay bilgiler içerdiği görülmüştür. Ayrıca Disket Numarası 24 olan dijital medya üzerinde "Lobi.doc" isimli belge de tespit edilmiştir. 5, 21, 22, 23, 25 ve 26 NOLU DİSKETLER Disket numarası 5, 21, 22, 23, 25 ve 26 olan dijital medyalar üzerinde yapılan inceleme neticesinde İş dünyasından, medya dünyasında^f^cemaly*n^ensuplanndan, Türk Silahlı Kuvvetler Mensuplarından, Emniyet Mensuplanp,€ah,"Bür6kfaşi,^k"enasından, Siyaset ı

1114

*' '*'• '"'' ' u^~~^~\

'" f

/

/

dünyasından, Organize Suç Örgütü üyelerinden bazı şahıslar hakkında hazırlanmış istihbari

bilgilerden oluşan MSword belgelerinin arşivlendiği tespit edilmiştir. Bahsi geçen MSword belgeleri İnceleme Raporu CD'sinin "5_21_22_23_25_26 Nolu Disketler" isimli klasörde kayıt altına alınmıştır. Şeklinde özeti alman inceleme raporunda tüm teknik ayrıntılar ve belge içerikleri ayrıntılı olarak anlatılmıştır.

d-Hukuki durumunun Değerlendirilmesi Şüpheli Ümit OĞUZTAN, her nekadar aşama beyanlarında kimseyi tanımadığını ve ERGENEKON örgütü ile alakasının olmadığını beyan etmiş ise de; ikametinde yapılan aramalarda bulunarak el konulan bilgisayar, CD ve disketlerin incelemesinde; ERGENEKON yapılanmasının hiyerarşik yapısında mevcut şüpheliler Veli KÜÇÜK, Tuncay GÜNEY, Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK, Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL gibi şüphelilerden elde edilen birçok örgütsel içerikli doküman ve örgüt içindeki yazışmalara ilişkin belgelerin disketlerinde word olarak yazılmış halinin bulunduğu, belgelerinin yazılma tarihlerinin bilgisayarda kayıt tarihleri ile uygunluk gösterdiği, dosyadaki inceleme tutanaklanndan anlaşılmıştır. Şüpheli Ümit OĞUZTAN bu dokümanlardan haberinin olmadığını, kendisinin de yargılandığı davada yapılan aramalarda el konulan belgelerin teslimi sırasında boş zannederek aldığı disketlerden çıktığını ve bu disketlere hiç bakmadığını içeriğini bilmediğini beyan etmişse de; 28.07.2003 tarihinde disketlerde oynama, kopyalama ve silmelerine maruz kaldığının teknik olarak tespit edildiği, dosyaların yazılım tarihlerinin ve kayıt tarihlerinin 1999-2000-2001 yılları olmasına rağmen şüpheliye mahkemece teslim edildiğinden itibaren dosyalara giriş ve yeni oluşturmalar ile bazı silmelerin yapıldığı, inceleme tutanaklarında geçen teknik terimlerden access tabirinin ingilizce de dosya oluşturma createt'in de yeniden yapma manalarına geldiği, savunmasında beyan ettiğinin aksine dosyaların kendisine teslim edildiği tarihten itibaren hepsinde oynama ve bazılarında da silinme yapıldığına ilişkin teknik inceleme raporları ve yine haberinin olmadığını beyan ettiği bazı örgütsel içerikli belgelerin bizzat bilgisayarında silinmiş dosyalar arasında bulunduğu, bazı dosyaların birden fazla disketlerde bulunmasıda tüm yazılı dosyaların kaybolma ve silinmelere karşı olarak birden fazla yedeklerinin alınarak örgütsel içerikli belge kaybolmasının önüne geçilmek istendiği anlaşılmaktadır. Yine şüphelide ele geçirilen diğer belgelerin normal word dosyası olarak kaydedilenlerin örgütsel içerikli belgelerin içeriğinde geçen yazı ve belgeler olması da şüphelinin örgütsel içerikli belgelerin yazım işinde bizzat görevli olduğu, örgütün strateji bölümünde görevli örgüt üyesi olduğu anlaşılmıştır. Şüpheli Ümit OĞUZTAN'ın üzerine atılı Ergenekon terör örgütü üyesi olmak eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

35-ŞÜPHELİ SAMİ HOŞTAN a) Emniyet ifadesinde özetle; 1947 yılında Üsküp'te doğduğunu, ilk okul mezunu olduğunu, 1967 yılında Kayseri, Bursa ve Antalya illerinde askerlik hizmetini yaptığını, terhis^fetetea^onra yaklaşık 2 sene kahvecilik yaptığını, daha sonra ki dönemde Haseki'de ba^kıamarh*^%^tığını, 1972-1973

yıllarında Almanya'ya işçi olarak gittiğini, Almanya'da bulunan Hasan ERİNER isimli arkadaşıyla kulüpçülük yaptığını, Almanya'da bulunduğu dönemde İsmail KOLAYİŞ isimli şahsa ait olan 4 kilo baz morfinin kendisine ait olan ancak İsmail..? isimli şahsın kaldığı evde yakalandığını, bu suçtan dolayı 38 ay kadar cezaevinde tutuklu kaldığını, Cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul'a gelerek Aksaray'da bir kumarhane açtığını, 1980 yılında Hollanda'ya giderek Hakan SOLEZ isimli arkadaşı ile kumar oyunları oynatmaya başladığını, daha sonra Ali DÖNMEZ isimli arkadaşı ile tekstil işine girdiğini, 1987 yılında Naturel ayakkabı çanta imalathanesi açtığım, 1992 yılında Türkiye'ye döndüğünü, 1993-1994 yıllarında Tarabya Gazinosuna ortak olduğunu, 1995 yılında Ömer Lütfi TOPAL ile birlikte Shereton Gazinosunu işletmeye başladıklarını, 1996 yılında Susurluk davasından 2-2,5 sene cezaevinde tutuklu kaldığını, Cezaevinden tahliye olduktan sonra Güneşli'de bulunan Nokta Gıda isimli şirketi açtığını, daha sonra bu iş yerini kapattığını, şu an Fulya'da bulunan Nuriye İş Hanında bulunan otoparkın kira geliri, ayrıca Bahçelievler/Yayla'da bulunan bir marketin geliri ile geçimini sağladığını, Pasaportunun olduğunu, bu pasaport ile Fransa, Rusya, Macaristan, Romanya, Sırbistan, Moldovya ülkelerine seyahat amaçlı gittiğini beyan etmiştir. Yakalanan diğer şahıslar sorulduğunda; Veli KÜÇÜK'ü 1986 yılından beri tanıdığını, şahıs ile Mustafa BİLGİN isimli bir arkadaşı vasıtası ile tanıştığını, Veli KÜÇÜK ile arkadaşı Enver YAYLACPnm galerisin de tesadüfen birkaç defa karşılaştığını, bunun haricinde emekli olduktan sonra bayramlarda birkaç defa telefonla görüştüğünü, ayrıca şahısla yaklaşık 1,5-2 senedir görüşmediğini, Veli KÜÇÜK ile ortak hiçbir hukukun olmadığını, şahsın açmış olduğu güvenlik şirketinin açılışına katıldığını, aralarında mesafeli bir diyalogun olduğunu, Ali YASAK'ı 1990'h yıllardan beri tanıdığını, Ali YASAK'm kardeşi Mehmet YASAK'm düğününde ortak dostları olan Ömer..? isimli şahıs sayesinde tanıştıklarını, O zamandan sonra sadece merhabalaştıklarını, başkaca bir ilişkisinin olmadığını, Anatoli MADJAR isimli şahsın yaklaşık 1,5-2 yıldır yanında bekçilik yaptığını, kendisine sorulan diğer şahıslan tanımadığını, Veli KÜÇÜK ile tanışması ve aralarındaki ilişki sorulduğunda; Kendisinin Hollanda da birlikte tekstil işi yaptığı Enver YAYLACPnm arkadaşı olan Mustafa BİLGİN Edirne de tanıştığını, daha sonraki bir dönemde Edirne'de iken yemek yada düğün tarzı gibi bir ortamda Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, o dönemde Veli KÜÇÜK'ün Edirne'de Alay Komutanı olduğunu, Şahısla tanıştıktan sonra yurt dışında yaşadığı için Hollanda'ya gittiğini, uzun yıllar Veli KÜÇÜK ile hiçbir görüşmesinin olmadığını, uzun bir süre sonra İstanbul'a geldiğinde arkadaşı olan Enver YAYLACI'nm Çiftkurtlar galerisine gittiğinde tesadüfen Veli KÜÇÜK ile karşılaştığını, orada kısa bir süreliğine Veli KÜÇÜK ile mesafeli bir konuşmasının olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün Doğu'ya tayini çıktığından arabasını satmak için Enver'in yanma gittiğini öğrendiğini, şahıs ile sadece bayramlarda ve özel günlerde tebrikleşme amacıyla telefon ile görüştüğünü, Ergenekon ve Lobi adlı yapılanma hakkında bilgisi sorulduğunda; Ergenekon ismini sadece gazetelerden duyduğunu, ne olduğunu da bilmediğini, ismini bile telaffuz edemediğini, Yine aynı şekilde Lobi ismini de ilk defa duyduğunu, bu tür bir yapılanma ile kendisinin hiçbir alakasının olmadığını, Tuncay GÜNEY'LE yapılan mülakatta; HÜS^CTüŞ^ffiN'İN K.Iraktan topladığı uyuşturucuyu İskenderuna götürdüğü bir suma* yolda p^nsçfe durdurulduğu, Si « ^ f-Jf_______il ■* S "^SSSgjX/

1116

**' "^«s.^9

Hüseyin'in VELİ KÜÇÜK'Ü arayarak yardım istediğini, VELİ KÜÇÜK'ÜN de bazı subaylar vasıtası ile uyuşturucu yu güvenli bir şekilde İskenderun limanına ulaştırdıklarını, aslında bu malın SAMİ HOŞTAN'A ait olduğu yönündeki beyanı sorulduğunda; Böyle bir şey mümkün olmadığını, Hüseyin TÜRKMEN isimli şahsı kesinlikle tanımadığını, böyle bir iddiayı kabul etmediğini, Hatırladığı kadarı ile o dönemde cezaevinde olduğunu, DOĞU PERİNÇEK VE DOĞAN DUYAR'I tanıyıp tanımadığı, tanıyor ise aralarında ne tür bir ilişki olduğu sorulduğunda; Sorulan şahıslan tanımadığını, Tuncay GÜNEY'LE yapılan mülakatta; Fransız istihbaratı'nm uyuşturucu ticareti konusu ile ilgili Sami HOŞTAN ile görüşmek istediklerini, bunun üzerine Sami HOŞTAN'ı telefonla aradığını, Sami HOŞTAN'm kızarak "Veli abiye sor bir şey varsa veli abi açıklasın" dediğini, bu telefon görüşmesinden sonra Ali YASAK (DREJ ALİ) nin Bakırköydeki bürosunda Sami HOŞTAN ile buluştuğunu, konuyu Sami HOŞTAN'a anlattığını, bu arada Veli KÜÇÜK'E bilgi verdiğini, Veli KÜÇÜK'ÜN de Sami HOŞTAN'a "Görüşme yapmamasımı" söylediği şeklindeki beyanı sorulduğunda; Kendisinin bu söylenenlerle hiçbir alakasının olmadığını, iddiaları kabul etmediğini, ayrıca Tuncay GÜNEY'i de tanımadığını, TUNCAY GÜNEY in mülakatında geçen Susurluk kazası ile ilgili bölümle hakkındaki beyanı sorulduğunda; Mehmet AĞAR'ı tanımadığını, Kaza öncesi kesinlikle Mehmet AĞAR'ı aramadığını, iddiaları kesinlikle kabul etmediğini, 26.10.2007 Günü Saat: 13.45'TE RIZA..? isimli şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını, 26.10.2007 günü saat:17.28'DE ORHAN KALKUZ ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Emin isimli şahsın kendisine 35 milyar kumar borcu olduğunu, borca karşılık Emin..?'in kendisine bir çek verdiğini, ancak bu çekin karşılıksız çıktığını, Emin'in, borcun biraz daha ertelenmesi için Orhan KALKUZ isimli şahsı araya soktuğunu, Orhan KALKUZ'un kendisine telefon açarak Emin ile görüştüğünü ve biraz daha zaman istediğini söylediğini, Yine Emin..? isimli şahıs borcunu ödemeyince Orhan KALKUZ'un kendisine ödemeyi yaptığını, kesinlikte alacağına karşılık Orhan KALKUZ'u kimsenin yanma göndermediğini, 31.10.2007 günü saat:16.46'da Habip..? isimli şahıs ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde; "Ne yaptın görüştün mü DREJLE" diyerek hangi konu ile ilgili görüşme yapılacağı ve "ABİ arkada konuşursunuz" şeklindeki görüşmesi sorulduğunda; Habip ASLANTÜRK'ün kendisinin eski şoförü olduğunu, şahsın bel fıtığından dolayı çalışamadığını, görüşmeyi hatırladığını, görüşmede geçen konunun bir yemekle ilgili olduğunu, 31.10.2007 günü saat: 18.43'TE SEDAT BUCAK ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırladığını, Mehmet TATAR'm kendisine televizyonda görüp haber verdiği dava ile ilgili konuştuğunu, kendisine başka bir senaryoyla karşı karşıya gelebileceği noktasında uyardığını, 16.11.2007 günü saat:12.46'DA VELİ KÜÇÜK ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını, 16.11.2007 günü saaat:15.16'DA MEHMET ŞEHİRLİ ile yapmış olduğu ve içeriğinde Uğur DÜNDAR'm geçtiği telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi hatırladığını, Uğur DÜNDAR'ı eskiden beri tanıdığını, Mehmet'in kendisine Uğur DÜNDAR'm yaptığı bir haberi söylediğini, kendisinin de bu^M6eresfeiüdüğünü, kendisinin Uğur DÜNDAR'ı aramadığını, , * \

16.11.2007 günü saat:15.24'DE UĞUR DÜNDAR ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Bu görüşmeyi hatırladığını, görüşmede Uğur DÜNDAR'm kendisine Ayhan ÇARKIN ile görüşmek istediğini ilettiğini, kendisinin de bu talebi Ayhan ÇARKIN'a söylediğini, Ayhan ÇARKIN ise görüşme fırsatı olursa görüşürüz dediğini, "Beraber olduğum insanlar" derken Ayhan ÇARKIN, Sedat BUCAK'ı kastettiğini, 18.11.2007 günü saat:01.40'DA HİKMET..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Hikmet isimli şahsın soyadını bilmediğini, şahsın İzmirli olduğunu, İzmir'de kumarhane işlettiğini, Görüşmede geçen diğer isimleri bilmediğini, görüşmenin sadece Hikmet'in alacağı para ile ilgili olduğunu, 20.11.2007 günü saat:15.09 ve 22.11.2007 saat:12.32'DE MURAT..? ve X Bayan ile yapmış olduğu ve içeriğinde kimlik ve pasaport çıkartılması ile ilgili konuştuğunuz; Murat..? kendisinin yanında çalışan bir kişi olduğunu, Ihlamur'da bulunan otoparkında çalıştığını, Nüfus cüzdanının kendisine ait olduğunu, diğer ceketinde kaldığı için bu şekilde kimlik hakkında konuştuklarını, Tuba..? isimli bir bayan tanıdığına resmi yollardan pasaport çıkartmak görüşmede bu konuya değinidklerini, 22.11.2007 günü saat:14.42'de VELİ KÜÇÜK ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmeyi kısmen hatırladığını, bir ara kumarda çok para kaybettiğini, Veli KÜÇÜK'ün kendisine "Moralini bozma" şeklinde telkinde bulunduğunu, ancak herhangi bir yardımının olmadığını, 1. günü saat:16.39'da GÖKHAN..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Ali AVŞAR'ı 1994'ten beri tanıdığını, şahsın borsa işi yaptığını, kendisinin de değerlendirmek amaçlı bu şahsa 800.000 dolar para verdiğini, ancak şahsın 3 ay önce vefat ettiğini, parasının onda kaldığını, bu parayı nasıl alacağını konuştuğunu, Gökhan..? ve Ertan..? isimli şahısların da eski borsacı olduklarını, samimiyetinin olmadığını, 1. günü saat:15.08'de Adnan..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde geçen rüşvet konusu sorulduğunda; Görüşmeyi hatırlamadığını, 03.01.2008 günü saat:19.28'DE AYHAN ÇARKIN ile yapmış olduğu telefon görüşmesi sorulduğunda; Bir dönem yanma bir bayan ve bayın yanma getirildiğini, ancak getiren şahsı da gelenleri de hatırlamadığını, bu şahısların kendisine Ayhan ÇARKIN isminin kullanılarak paralannm alındığını söylediklerini, kendisinin de bunu üzerine Ayhan ÇARKIN'ı aradığını, ayrıca Nihat VURAL isimli şahsı tanımadığını, 16.01.2008 günü saat:19.29'DA HABİB..? ile yapmış olduğu telefon görüşmesinde "ÇATLININ ÖLECEĞİNİ BİLEN KADIN" diye bahsettikleri konu sorulduğunda; 1996 yılında Abdullah ÇATLI'nın kendisini Kumkapıya yemek yemeye çağırdığını, yanlarına gittiğinde masada Abdullah ÇATLI, Ayhan ÇARKIN ve hatırlamadığı birkaç kişinin olduğunu, ayrıca masada sarı saçlı bir bayanın bulunduğunu, bu bayanın yemek yedikten sonra fal baktığını, baktığı falda Abdullah ÇATLI'ya "Bu yıl sonuna kadar büyük bir kaza geçireceksin, bu kazadan kurtulursan sana bir şey olmaz" dediğini, kendisine de hastalık geçireceğini söylediğini, bu yüzden o zaman fal bakan kadını bulmak için bu görüşmeyi yaptığını, Operasyon kapsamında yapılan aramalarda ele geçirilen çek, senet ve pasaportlar sorulduğunda; Çek ve senetlerin kendisine ait olduğunu, ancak hepsinin eski çek ve senet olduğunu, TOPRAK soy isimli şahısların kendisinin eski kiracıları olduğunu, o zamanlar da aldığı ve ödenmiş senetler olduğunu, Hilmi SAATÇILAR isimlLjşabs^a kendisinin eskiden ortak bir iş yaptığı arakadaşı olduğunu, söz konusu paraya alamadağış^Ceylan AYTEK isimli şahsa ait pasaport kızının arkadaşına ait olduğunu,J)* kişinin kıg*w\ birlikte birçok

//

(^^y

/^ -

1118

t

^^a

sefer yurt dışına gittiklerim, şahsın kendi evine sık sık gelip gittiğinden dolayı orada unutmuş olabileceğini, diğer pasaportun ise yengesine ait Romanya pasaportu olduğunu Aramalarda el konulan ve üzerinde "ŞİŞLİ 3. İCRA HAKİMİ CİHAN YÜKSEL HATİPOĞLU KONYA- BEYŞEHİRLİ ŞİMDİ DAVAYA BAKIYOR.ESKİ HAKİM DAVUT VARLI DİYARBAKIRLI BİZİM DOSTUMUZDUR" ibareleri bulunan (1) sayfadan oluşan not kağıdı sorulduğunda; Not kâğıdının ne olduğunu hatırlamadığını beyan etmiştir.

b) Savcılık İfadesinde özetle; Sami HOŞTAN (..Klasör Dizi.. .te yer alan) 25.01.2008 tarihli C.savcılığı ifadesinde özet olarak; Kolluk ifadesini tekrarladığını, soruşturma kapsamındaki kişilerden Veli KÜÇÜK ile 1986 yılından itibaren tanıştığını, 1,5-2 senedir yüzyüze hiç görüşmediklerin, telefonla görüştüklerini,kendisi ile ahbap-dost ilişkisi dışında her hangi bir ortak işi olmadığını, iddia edildiğinin aksine susurluk olayında Veli KÜÇÜK ' ün talimatı ile çanta almaya gitmediğini, bu davada Abdullah ÇATLI' yi tanıdığı için mahkum edildiğini, Tuncay GÜNEY,Sedat PEKER ve Yakup Kürşat YILMAZ' tanımadığını,Sedat ŞAHİN ve Burhanettin SARAL'ı tanıdığmı,ancak samimi olmadıklarını, bu kişiler arasındaki husumetin kaldırılması yönünde kendisine arabuluculuk yapma talebi geldiğini,ancak konunun kendi boyunu aştığı için devreye girmediğini, Drej Ali lakaplı Ali YASAK ile kardeşi Mehmet YASAK'm düğününde tanıştıklarını, kendisi ile herhangi bir işi olmadığını, susurluk olayı nedeni ile yattığı cezaevinden 2002 yılında çıktıktan sonra Bakırköy' deki ofisine geçmiş olsun demeye geldiğini, Orhan KALKUZ' u tanıdığını,daha önceleri aralarında bir çek ve borç para alış verişi işi olduğunu,bu konu ile ilgili olarak zaman zaman görüştüklerini, Tekin BAYKAL' ı İzmir' den tamdığmı,ancak bu kişinin kumarhanesinde oyun oynamadığını, Ömer Lütfi TOPAL ile 30 sene öncesinden tanıştıklarını, bir süre ortak iş yaptıklarını, 1996 yılında öldürülmesi olayından dolayı kendisinin de yargılanarak beraat ettiğini, İbrahim ÇİFTÇİ' yi eskiden itibaren tanıdığmı,bu kişinin Çeşme' de kumarhanesi bulunduğunu, burada ara sıra kumar oynadığmı,ancak ileri sürüldüğü gibi kumarda bir milyon dolar kaybetmediğini ve kredi kartından ödeme yapmadığını, ölmesinden bir ay önce kızı Aşkm'm evlenme törenine katıldığını, Çeşme ' ye gittiğinde kendisini ağırladığını, aralarında bir husumet bulunmadığını, kendisini sevdiğini, bu kişinin cenaze törenine de katıldığını, öldürülmesi ile ilgisi bulunmadığını, gizli tanığın bu konudaki beyanları kapsamında kollukta ayrıntılı ifade verdiğini, Evinde yapılan aramada çıkan küçük tabancanın kurusıkı olduğunu, diğer tabancaların ise kendisinin şoförü olan soyismini bilmediği Murat'a ait olduğunu, bu silahların kendisine ait olmadığını, Kendisine sorulan telefon görüşmelerine ilişkin iletişim tespit tutanakları hakkında kollukta beyanda bulunduğunu, bu beyanlarını tekrar ettiğini, Daha önce Ökkeş KOYLAN isimli kişi ile husumetlerinden dolayı yargılanarak 15 sene ceza aldığını, ancak bu kararın temyizde bozulduğunu, iddia edildiği gibi beraat etmesi için Yargıtay' da her hangi bir kimseyi ayarlamadığını, dosyada adı geçen Hacı Musa ÖZDEMİR' i tanımadığını,

Kendisinin yurt dışında kumarhanesi olmadığını, Türkiye ' de ufak tefek kumar işleri ile uğraştığını, bunun da telefon görüşmelerinde geçtiğini, uyuşturucu ticareti ile ilgisi bulunmadığını, Ergenekon isimli oluşumun mafya yapılanması içinde yer almadığını ve bu oluşumu lanetlediğini,beyan etmiştir.

c) Armalarda elde edilen deliller; Şüphelinin Şenlikköy Mahallesi Çatal Sokak Fly İn Residence 1 Evleri A-l Blok No:4/9 BAKIRKÖY sayılı ikametinde yapılan arama da; Üzerinde Sony 60 ibaresi bulunan 1,2,3 ve 4 ile numaralandırılan kamera kaseti, Üzerinde İntel İnside Pentium 4 yazılı J.NO:050587148 seri numaralı 16Xdvd Combo sürücüsü bulunan bilgisayar kasası, Dell İnspiron marka PP20L model Ref.No: 05099 ibaresi bulunan dizüstü bilgisayar, (7) adet 17den 7'ye kadar numaralandırılmış CD, Üzerinde Silican Power ibaresi bulunan USB Bellek, (1) adet Canon Ixus 800 marka fotoğraf makinesine ait (1) adet 1 GB'lık Treme ibareli hafıza kartı, (1) adet Canon Ixus 850 marka fotoğraf makinesine ait (1) adet 512 MB'lık Trancend ibareli hafıza kartı, (1) adet Sony marka fotoğraf makinesine ait (1) adet 1 GB'lık Scandisk ibareli hafıza kartı, 1,2,4 ile numaralandırılan Canon marka ve 3 ile numaralandırılan Sony marka dijital fotoğraf makinesi, Film negatifleri, Aytek CEYLAN numaralandırılmış pasaport

adına

tanzim

edilmiş

913017

seri

numaralı

(2)

ile

009521 seri numaralı yabancı şahsa ait 1 ile numaralandırılmış pasaport, TDK HS ibaresi bulunan ve 1 ile numaralandırılan VHS video kaseti, (1) adet BLOW Mini Mod 2003 5-15839 ibaresi bulunan kurusıkıdan bozma tabanca, tabancaya ait (1) adet şarjör, Sami HOŞTAN'a ait 6310 Nokia model 350841201340802 IMEİ nolu telefon ve telefona takılı vaziyette 0701110140618 ibareli sim kart, Toprak Giyim tarafından hamiline kesilmiş (55.250) ABD Dolan meblağlı Halkbank 3455 Perpa Şubesinin 1162073 0123455000155833 sayılı çek, Begüm Hazır Giyim tarafından kesilmiş (50.000) ABD Doları meblağlı Pamukbank 0816 Yenigüneşli Şubesinin 2085977056081610100250 numaralı çek, Borçlu hanesinde Toprak Giyim yazılı Kefil hanesinde Erol TOPRAK yazılı 155.250 ABD Dolan meblağlı ödeme tarihi bulunmayan pullu imj&l^şenet, Begüm Hazır Giyim kefil hanesinde Erol TOPRAK yazfh'%000 A.BD Dolan meblağlı ödeme tarihi bulunmayan pullu senet, >

Q

Borçlu hanesinde Hilmi SAATÇILAR yazılı 600.000.000.000 TL. Meblağlı ödeme tarihi bulunmayan imzalı senet, Borçlu kısmında Hilmi SAATÇILAR alacaklı kısmında Sami HOŞTAN yazılı 400.000.000.000 TL. meblağlı (4) adet senet, Protokol başlıklı (4) sayfadan ibaret belge, (3) sayfa Sevgili Sami Ağabey başlıklı belge, Şişli 3. İcra Hakimi yazılı kağıt parçası, Yavuz Selim Mah.Sena Caddesi No:6 Çavuşbaşı/BEYKOZ sayılı ikametinde yapılan arama da; (1) adet Heckler 8 Koch GMbH Made in Germany ibareleri bulunan 25-025755 seri nolu 45 Calibre ruhsatsız tabanca, (1) adet takılı vaziyette şarjör, şarjöre basılı vaziyette (11) adet çapma uygun muhtelif marka dolu fişek, (2) adet video kaseti, (12) adet CD, (1) adet Acer marka SNID:64259285316 numaralı dizüstü bilgisayar, bu bilgisayara ait şarj cihazı ve çantası, (36) adet muhtelif marka kısa (9) tabir edilen dolu fişek, (1) adet 0506200893186 seri numaralı Turkcell Muhbbet sim kart, (1) adet 0404090634250 seri numaralı Turkcell sim kart, (1) adet GLOCK mark GDN638 seri numaralı ruhsatsız tabanca, tabancaya takılı vaziyetti (1) adet şarjör, şarjöre basılı vaziyette (12) adet MKE yapımı dolu fişek, 1. adet S/n62204545 Nolu bilgisayar kasası, 1. adet VHS kaset, (1) adet Dysan ibareli CD, (1) adet Sedat Edip BUCAK adına otel kaydı belgesi, (1) adet Anatoli MADJAR adına düzenlen Moldovya pasaportu bulunarak el konulmuştur. Doküman inceleme tutanakları; Şüphelinin, İlimiz Bakırköy İlçesi Şenlikköy Mahallesi Çatal Sokak Fly İn Recidance Evleri Al Blk. No.4/9 sayılı ikametinde yapılan aramada elde edilen dokümanların yapılan incelemesinde; 1-Mustafa YALÇINKAYA müşteki, henüz ifade vermemiş, İbrahim bey bu kişiyle görüşürse lehe ifade vermesi sağlanacak ibareli bir adet not olduğu, 2- PAMUKBANKA ait Begüm Hazır Giyim San. Tic. Ltd. Şti tarafından 50.000 U.S $ Elli bin hamiline kesilmiş çek ve aynı çekin arkası Erol TOPRAK ve Sema TOPRAK tarafından imzalanmış olduğu,

3-Yine aynı sayfa üzerinde HALKBANK ait Toprak Giyim San ve Dış Tic A Ş tarafından 155.250 U.S $ Yüz Elli Beş Bin İki Yüz Elli amerikan dolan hamiline kesilmiş çek ve aynı çek arkası, Erol TOPRAK tarafından imzalanmış hemen altında isimsiz bir imza ve onun altında Sami HOŞTAN yazılı ve altı imzalı bir adet çek olduğu, 4-Hilmi SAATÇILAR adına düzenlenmiş ve altı imzalatılmış 600.000.000.000 TL Altı Yüz Milyar TL değerinde senet. 1. Hilmi SAATÇILAR adına düzenlenmiş ve imzalatılmış Alıcısı Sami HOŞTAN olarak belirtilmiş 400.000.000.000 TL Dört Yüz Milyar TL değerinde senet olduğu, 1. Begüm Hazır Giyim Sanayi TİC. LTD. ŞTİ. adına düzenlenmiş ve altı Erol TOPRAK tarafından imzalanmış 50.000 USD Elli Bin amerikan doları değerinde senet olduğu, 1. Toprak Giyim San ve Dış Tic A Ş adına düzenlenmiş altı Erol TOPRAK ve isimsiz olarak ikinci bir kişi tarafından imzalanmış .155.250 U.S $ Yüz Elli Beş Bin İki Yüz Elli amerikan dolan değerinde senet olduğu, 1. Bir sayfa Alacaklı Sami HOŞTAN, Alacak vekili Banş KONACAK, Borçlu Hilmi SAATÇILAR tarafından yazılan ancak altı imzaya alınmamış bilgisayar çıktısı protokol metni olduğu, 1. Mecidiyeköy Mahallesi 9088 ada 37 parsel 244 metrekare arsa tapusu olduğu, 10- İstanbul Silivri P.m.paşa mahallesi kargaburun sokak yazılı ve Hilmi SAATÇILAR'A ait Kat Mülkiyeti Tapu senedi olduğu. 11-İstanbul İli Şişli İlçesi 2.Bölge Bucağı Mecidiyeköy mahallesi 246DY2A Pafta numaralı 9088 Ada nolu 12 Parsel numaralı ve Hilmi SAATÇILAR adına düzenlenmiş Tapu Senedi olduğu, 12-İstanbul Cumhuriyet Savcısı F.Y. tarafından Alman Hastanesi Baştabipliğine yazılmış ve Sami HOŞTANIN sağlık durumunu soran üst yazı 13- Sayfa seri numarası A 2991231 olan ve birçok kere ülkemize giriş çıkış yapıldığı anlaşılan , yazı karakteri sebebinden kime ait olduğu belirlenemeyen MOLDOVA pasaportu olduğu, 14-4 sayfadan oluşan ve yazı karakteri sebebinden ne olduğu anlaşılamayan ancak bir bayan resmi bulunan resmi bir belge olduğu sanılan evrak olduğu, 1. 1985 Şişli doğumlu Kamil-Belgin kızı Ceylan AYTEK adına düzenlenmiş sayfa Seri No: TR-I NO: 913017 olan 31/1738994/96 Sayılı bir adet T.C pasaportu olduğu, 1. Sevgili Sami ağabey deye başlayan sevgi ve saygılanmla Kerem diye biten içeriğinin ticari ilişkilerinin ve bir projeden bahsedilen bilgisayarda yazılmış. 3 sayfadan oluşan mektup olduğu, 1. Şişli 3. İcra Hakimi Cihan Yüksel HATİPOGLU Konya- Beyşehirli şimdi davaya bakıyor. 18-Eski hakim Davut VARLI Diyarbakırlı bizim Dostumuzdur ibareleri bulunan 1 sayfadan oluşan not kağıdı olduğu görülmüştür.

Tape : 1436 26.10.2007 tarihinde Rıza............? ile görüşmesinde özetle; Rıza'nm ".. .sen ne demeye çalışıyon şimdi anlamadım yani" "... sana dedim ki abi dedim böyle böyle bu adam bugündür para 150 bana geçti 140 dedim ona şey oldu dedim .. .ben kendisine dedim ki .... Sami bu ara dedim sıkıntıda dedim dedi tamam bişey olmaz dedi" dediği, Sami HOŞTAN'm "bugün Metin'i aramış ne demiş" dediği, Rıza'nm "Bişey yapabilir mi ya bu gayet normal" dediği, Sami HOŞTAN'm "Nasıl normal... şimdi amma koyayım 2 tane Bİ GÜNDE 3 GÜN ARAYLA AÇILIŞ YAPACAK 3 gün arayla bi lira kimseye ödemeden ondan sonrada işte ne zaman ödemiş 3 gün sonra para hayatında" "Onun bacısını bak bak Rıza işler kötüye gidiyor bak teşkilat yapılıyor gibi geliyor bana" "Şimdi yani bu adam nasıl telefon açar Metin'e" dediği, Rıza'm da "Ama ne yapabilirim ben bu adam telefon açtıysa ... ben bunu sikmeye çalışıyorum, BU ADAMI KOPARMAYA ÇALIŞIYORUM, bu adam benim adamın değil ki benim kardeşim değil ki" "Sevgili ağabeycim... sana orospu çocuğu olduğun söylüyorum ben, dinle dedim Remzi dedim ayarla dedim tamam mı Remzi'yi ayarla ..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Bak onu ara Rıza ... anam avradım olsun herkes zarar görecek bazı işlerden ..." dediği, Rıza'nm "Bazı mesajlar veriyorsun yanlış yere ... ben senin adamın değilim, ben sana dostluk yapıyorum abi diyorum sana" dediği, Sami HOŞTAN'm "... sen ne zaman çağırdıysan ben geliyorum" dediği, Rıza'nm "Sevgili abicim bak bu benim orta.. ben bunun koparmanın peşindeyim, sende bunu biliyorsun tamam mı, ... 80 bin lira o çakal Enis şey yaptı... bunun sayesinde Enis'e şey geçirdim çek ve evrak ... geçirdim şimdi benim BUNA TAM OLDU BORCUM 230 BİN DOLAR , BEN ŞİMDİ BUNUN KOPARMANIN PEŞİNDEYİM, nasıl koparcıcaz tamam da bugünde konuştum belki şey ÇAĞIR REMZİ'Yİ BEN SEN REMZİ 4 KİŞİ TAMAM MI BUNUN AMINA KOYARIZ ..." "Enis'e benim 90 şey oldu, Enis'e ya 4 bin lira ... borcum kaldı 20 lira verdim 80'de Şerife geçirdim dün" dediği, Sami HOŞTAN'm "bak buna söyle aklına başına alsın Rıza" dediği, Rıza'nm "... beni dinle abi, ben sana diyorum Remzi'yi çağır vurur koparır ..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Ona söyle yalandan numaralar yapmasın Rıza ... Metin beni arasın, .. .ben ona parayı göndericem, ona bak nasıl para göndereceğimi görecek amma koyduğumun çocuğu" "... bak onu... eğer ben kafamdan silersem kumarbaz olarak bana bu onun şeyi olmaz bak yemin ediyorum araya kim girsede olmaz yani bak o zaman kasıtlı yapmış oluyor bana bunlan yani o zaman bende başka türlü düşüncem" "50 50 kapatıyorum hesabımı, sana 50 50 50 kendi senedimi veriyorum, 50 50 bide 40 veriyorum ondan sonra onla görüşcez biz" dediği, Rıza'nm "Sen şimdi telefon açıpta desen ki, İbrahim 15 gün sonra senin işini kapatıcam bişey derse kuran çarpsın" dediği, Sami HOŞTAN'm "ama bak Rıza biz görüyorsun ne vaziyetteyiz zaten patlamaya yer arıyoruz bide o bize bu şekilde şey yapıyor yani" dediği, şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape :1437 26.10.2007 tarihinde Orhan KALKUZ ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Sen o gün bizi aradın biz bu adam için söyledik şimdi bu yavşak aramış bu Emin yavşağı bizim şeyi aramış ee Metin'i aramış" ".... abi ne olur söyle ...sik ona söyle o yavşağa" dediği, Orhan KALKUZ'un "Abi diyemez öyle ya sana der bana diyemez, bugün gelcek o bana" "Ben o adamı tanımıyorum, dün akşam parayı almaya Beşiktaş'ta yazanesi..." "Oraya gittim parayı almaya, bana çek verdi baba anladın mı, uyuz oldum" dediği, Sami HOŞTAN'm " Yalancı ben yauv dansöz gibi ibnenin biri" dediği, Orhan KALKUZ'un "... abi sen hiç karışma ... ben de Orhan'dan parayı alırım de" "Abi be sana bişey söyliyim mi telefonda söylemek istemiyorum, o bu akşam parayı getirmesin ben onu bak nasıl gektiriyorum sen görcem abi" "Bu akşam hallolcak diye bana söz verildi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Sen o şeye söyle Ahmet giren arkadaşa söyle" "Deki sen bizi hallere sokuyorsun de" dediği, Orhan KALKUZ'un "Aynen söylicem abi şimdi" dediği, Tape : 1438 26.10.2007 tarihinde Adnan...,? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "şimdi Orhan'la konuştum ben, ... ben dedi Ahmet'i arıyor dedi sen karışma

dedi abi dedi o işe bu işlere sen" dediği, Adnan'ın "Metin'i aramış da demiş böyle böyle salıya şey yapalım" "Biz şimdi arada racon kesersek olmaz onu Orhan konuştu, Orhan kessin raconu" dediği, Sami HOŞTAN'm ".... zaten ... Orhan diyor ki sen karışma abi diyor" "bu göt oğlanın dedi şimdi bak onu bi hoplatayım dedi bunun amma koyayım dedi" "Giresun'dan adam mı çıkarmı" dediği, Adnan'ın "Tamam Orhan kessin raconu .." dediği, Tape :1440 26.10.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Bir süre X şahsın kıbrısa gideceğinden bahsettikleri, X şahsın "Mehmet'in işine şey ettiğinde bi abi önümüzdeki hafta bişey edek abi onaya" dediği, Sami HOŞTAN'm "Ben senle öyle bi şeye gitmek istiyorum ki yani cırcık adamlarla değil" "Gittiğin zaman ...o şerefsiz şeyede gönderdik yani o Şadan'a" ".... o onun memleketlisi ya" "... aman ne olur demiş, beni mazur görsün, yani öyle bir adam sokmak istiyoruz var da cırcır adam yani... 2 tane adam buldum bitanesi iyi" "... bak canım abi sen bu işleri daha iyi bilirsin" "Şimdi sen adamla oturduğun zaman o adamla yann öbür gün yanlış bişey olduğu zaman hesap sorman lazım adama" "onun için yani öyle bir adam lazım ki bana" "Kelimesi oturcak dicek ki kardeşim bu bitmişti isteyerek zaten sizde biliyorsunuz böyle bişey yok" "Yani mahkemede bi şov yapsalar bile gücümüze gider" "... abi diyor, biz diyor kardeşini abisini çağıralım Tuncay bilmem ne kardeşim nereye kadar şey yaparsın o bitane şey vardı dedim ya Sedat'ın" "Peker'in bi.. o dedi ki abi benim kankardeşim ben telefon açayım ama dedim kardeşim bana sen dedim söyleyebilir misin" "Yani araya giren adam dicek ki bu iş burda bitmiştir" ".. .onlar biliyorlar benim bu işle uğraştığımı" ".. .yanlız ben sadece bitane adam istiyorum karşıma" dediği, Şüpheli İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape : 1441 31.10.2007 tarihinde Habip.............? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Ne yaptın görüştün mü Drej'le" dediği, Habip'in "Görüştüm abi haber bekliyorlar istiyorsan bağlıyım" dediği, Sami HOŞTAN'm "Pole gelsin" "... sen dükkanda mısın" dediği, Habip'in "Dükkandayım hurdayım şimdi geldim abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Kurban geldimi" "... ben sen Kurbanla işim var onun için yani" dediği, Hasan'm Kurban'm da dükkanda olduğunu çağıracağını söylediği, Sami HOŞTAN'm "Dükkanda konuşsak olurmu acaba ya" dediği, Habip'in "... abi arkada konuşursunuz yani salonda da oturursun" dediği daha sonra Pole de buluşmak üzere anlaştıkları tespit edilmiştir. Tape : 1442 31.10.2007 tarihinde Mehmet TATAR ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm zaman aşımından beraat etmesiyle ilgili, televizyonda çıkan haberlerden konuştukları, ilerleyen görüşmede Mehmet TATAR'm "... burda biliyorsun bizler savaştayız valla" dediği, Sami HOŞTAN'm "Şımak'tasm demi" diye sorduğu, Mehmet TATAR'm "Evet Şırnak'tayım daha abi" "biz nasıl kurtarırız burdan göç mü edelim mücadele mi edelim" dediği, Sami HOŞTAN'm " biz oralarda kalacaz biz hep orda kalacaz" dediği, Mehmet TATAR'm "sağolasm var olasın bize moral verdin" dediği, Tape :1443 31.10.2007 tarihinde Sedat BUCAK ile görüşmesinde özetle; Bir süre zaman aşımına uğrayan mahkemelerden konuşup sohbet ettikleri, ilerleyen konuşmalarda, Sedat BUCAK'm "Abi yalnız özellikle bundan sonra dikkat et, hiç ummadığın bir yerde bişey daha çıkar" "YANİ BUNLAR ÖZELLİKLE ÇIKARTACAKLAR HABERİN OLSUN ABİ" "Evet abi yani hiç belki ilgin alakan bile rüyanda görmediğin bişey" "EVET OLUCAK YANİ ABİ HABERİN OLSUN" dediği, konuşmanın devamında, yargılandıkları mahkemelerden dolayı çocuklarının zarar gördüğünü anlattıkları Sedat BUCAK'm çocuklarını, ailesini Amerikaya götürüp orada yaşamaya başlayacağını anlattığı ve "Oldu abi emirlerini bekliyorum" diyerek telefonu kapattığı tespit edilmiştir.

Tape :1444 04.11.2007 tarihinde Yaşar.............? ile görüşmesinde özetle; Yaşar'ın bir süre sohbet ettikten sonra hava alanında olduğunu söylediği ve Swiss otelin lobisinde buluşmak üzere sözleştikleri tespit edilmiştir. Tape :1445 04.11.2007 tarihinde Rıza..............? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm " ... ne oldu biliyor musun? birisi var şimdi, Yaşar abiyle bu otelci yok mu ZÜRİH OTELLERİN SAHİBİ" "Şimdi birini getir birinden 7 - 8 bin alacağı var bende araya girdim bakarsın 300-400 yolumu bulurum anlıyor musun onun için adamı evden çağırttık geliyor yani" dediği, Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığım beyan ettiği Tape :1446 06.11.2007 tarihinde Yaşar..............? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "... bugün ancak beni o çocuk ..." dediği, Yaşar'ın "Ethem aramışlar galiba" "Demiş ki , 14'ünde mahkeme ... demiş, ... ondan sonra şeyedek demiş ... kardeşi, bende Ethem'e dedim ki, ... çocukları da varmış mağdurmuş ...14'ün den evel hiç olmazsa dava mavada olmaz, davacı mahkeme kanun önünde anlıyormusun" "... Sami kardeş beraber gideriz" dediği, Sami HOŞTAN'm "Şimdi ben ... Ethem'e gidiyorum abi tamam mı" "Ama böylesi daha uygun olur yani ondan evel bu iş olsun" dediği, Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape:1447 12.11.2007 tarihinde Yaşar...?/Mehmet..?' ile görüşmesinde özetle; YAŞAR'm "Bu arkadaşlar mahkemeye gelmişler inşallah abi" dediği, SAMİ'nin "O günkü konuşmamızda gerek yok hatta Ethem'de konuştu bizde yok yolcu ederken" "Dedim ki kardeşim benim kardeşimi böyle bişey olsa ben" "Gelmem çünkü yani barış herşeyden evvel elini uzatan şeydir" "Abi ne gerekirse yapacam" "Bende onlara bi söz vermiştim elbise sözü" "Yarın yarın abi biliyo mu ayın 14'ünü" dediği, YAŞAR'm "Doğrudur 14'ünde" dediği, Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape :1042 16.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK üe görüşmesinde özetle; Veli'nin "Valla özledim bende. Köye gidiyorum yoldayım şuanda. İzmit'teyim." dediği, Sami'nin "Köye gidiyosun ne zaman... pazar salı Çarşamba." "Çarşamba günü, benim bi arkadaşım var. Onunla beraber seni ziyarete gel ecem. Bu Azerbeycan'da bize bişeyler ... senden fikir alalım da ondan sonra." dediği, Veli'nin ise "Ya ben Kazakistan'daydım yeni geldim." "He Kazakistan'dan bir sürü bana teklifler yaptılar." "Bir sürü projeler verdiler. Ordaki tanıdığım ,şeyler devletin yetkilileri var orda." dediği, Sami'nin "Tanıyorsun ya... Sapancalı Adnan diye bir arkadaşım var. Onun ... yurtdışında da işleri var tekstil işleri var." dediği, Veli'nin "Tamam. Ben ne gerekirse yardımcı olurum." dediği, Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape :1448 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİ ile görüşmesinde özetle; Mehmet ŞEHİRLİ'nin "Bu orospu çocuğu Ufuk var ya" "... Yardım ettik ya hani ettin ya yardım orospu çocuğu bu Tercüman'da şimdi eski Ufuk" "... bizi iki gündür beni yazıyor şimdi" ".... Ömer bi davada savcıya komplo yapmıştı diyor ceza evine düştü ondan sonra bi de bugün yine yazmış şey diyor yani, ... bundan aldık mı biz o verdiğimiz parayı" dediği, Sami HOŞTAN'm almadığını söylediği, Mehmet ŞEHİRLİ'nin "Beni yazıyor şimdi savcıya diyor şey yapmıştı diyor şantaj yapmıştı diyor" dediği, konuşmanın devamında Sami HOŞTAN'm gazetecinin telefonunu istediği tespit edilmiştir. Tape :1449 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİ ile görüşmesinde özetle; Tercüman gazetesindeki Ufuk... isimli gazetecinin kendilejtyîe"ilşfrî*-yazdığı haberlerden bahsettikleri, daha sonra Mehmet ŞEHİRLİ'nin Sami HOŞTAN'a gazetâcîye ait olan "0 533

112

% V^%y*^

738 57 07" nolu telefon numarasını verdiği, Sami HOŞTAN'm "... şimdi ben bunla konuştuğum zaman, yarında bunu yazmasın" dediği, Mehmet ŞEHİRLİ'nin "... ne diyecekler borcu var sana abi ne demek ya borcumu istiyorum de" dediği, Tape :1450 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİ ile görüşmesinde özetle; Tercüman gazetesinde gazeteci olan Ufuk.... Un yazdığı yazılarla ilgili konuştukları, Sami HOŞTAN'm Ufuk'u arayarak konuştuğunu, Ufuk'un Ankara da olduğunu ve yazılarla ilgisinin olmadığını söylediğini anlattığı, Sami HOŞTAN'm "Ben bide Uğur beyle görüşmek istiyorum, Uğur Dündar'la yani, dün bir televizyonda susurluk ilen beni tehdit etmişti bilmem ne işleri, Susurluk onu ne zaman tehdit etmiş, bunu pek anlamış değilim, hem dost oluyoruz hem ..." dediği, daha sonra Mehmet ŞEHİRLİ'nin Uğur DÜNDAR'ın telefonunu vereyimmi dediği tespit edilmiştir. Tape :1451 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİ ile görüşmesinde özetle; Mehmet ŞEHİRLİ'nin "Ne diyor bak" "Uğur Dündar Tansu Çiller'in başbakan olduğu yıllarda yıllan kendi için kabız günler olarak nitelendirdi o günlerde öldürülme korkusununda olduğunu söyleyen başanlı televizyoncu Dündar tabi onlar için söylemiyorum ama o dönemde Susurluk çetesine benim öldürülmem için emir verilmişti eğer yakalanmasalardı demiş" dediği, Sami HOŞTAN'm "Vay be çok üzüldüm onun için ben kendisine söylicem ama" dediği, Tape :1452 16.11.2007 tarihinde Uğur DÜNDAR ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Dedim ki şeyle ilgili dedim bi anyayım bu Mehmet demişti ki Ayhan Çarkınla bi görüşmüştü" ".... ben tabi Mehmet bişey söyleyince ben bi anda algılayamadım dedim bide ..size sorayım dedim böyle bişey" dediği, Uğur DÜNDAR'ın "Var valla yani o konuşmak isterse ben de konuşurum" dediği, daha sonra Susurluk olaylanndan konuştukları, susurluk çetesinin Uğur DÜNDAR'ı öldüreceği yönünde gazete de çıkan haberlerle ilgili Sami HOŞTAN'm "İnanın sizde o gün de ben kendimde görüşmüştüm Tansu Çiller'in yanında ki Mehmet Üstünkaya'nm zamanında" "Ama sizle ilgili hiç bir öyle mevzi bile ..." dediği, Uğur DÜNDAR'ın bu konuyu Emniyet Müdürü Kemal YAZICIOĞLU dan duyduğunu, Hanefi AVCI nmda bunu söylediğini anlattığı, Sami HOŞTAN'm da "Ben bu insanlarla beraber tam 15 sene beraberim iç içe ve hala bu insanlar benim yanımdalar nasıl biliyorum mesela Ayhan olsun" "Ben bir güne birgün sizin isminiz zikredilmedi ve niye zikredilmedi sizin siz sadece elinizdeki belgeye göre hareket ettiniz yani araştırdınız onu yazdınız" dediği, Uğur DÜNDAR'ın "Hakkatten öyle Sami bey vallahi öyle bide ben bi de akşam konuşurken şunu söyledim ben dedim artık bunlan affettim dedim yani Tansu Çiller'ide affettim kocasını da affettim olup bitenleri de affettim dedim" "Tansu hanımla kocası bana bana inanılmaz işkenceler yaptılar ya" dediği, Sami HOŞTAN'm "Başka birileri tarafından belki yaptırma bak ona bişey diyemem" dediği, bu konu üzerine konuşmaya devam ettikleri tespit edilmiştir. Tape:1453 16.11.2007 tarihinde Mehmet ŞEHİRLİOĞLU/Baki..? ile görüşmesinde özetle; MEHMET'in "Uğur Dündar'la konuştun mu" dediği, SAMİ'nin "Konuştum çok memnun oldu" "Aynen böyle dedi sana inandım dedi yann SamatyaTılarla beraber yemek yiyoruz dedi görüşelim dedi işte Ayhan Çarkınla ilgili sesini duyduğuma çok teşekkür ederim dedi" dedikten sonra Mehmet'in telefonu yanında bulunan BAKİ'ye verdiği, SAMİ'nin BAKİ'ye hitaben "Bakicim sen benim canımsım canımsm ama ibne bi meslek bu gazetecilik insan arkadaşını yemek yediği bi adamı okur mu ya" dediği, BAKİ'nin "Biz saygıda kusur etmedik ... ne ben ne Mehmet Şehirli" "Parası olmadığında cebinde Mehmet Şehirli cebinden" dediği, SAMİ'nin "Benden aldı verdi" dediğL^^KJ^nin "Evet abi parası olmadı biz verdik Serdar abi vermedi de parayı sonra" "/fyg biz^ağhlferıdisi yazdırmıştır özellikle yani" dediği, SAMİ'nin "Sen geçen gün görmedjhani bizjm içtff^ttıklan başlıklan

s^i

X"7

1126

l^Hİk%f

JL *s*s/

görmedin mi geçen gün ya deli olmak içten Ayşe yapıyor ya" dediği,

değil Baki ya" "Bunu hep yapıyor o bunu o

Tape : 1454 16.11.2007 tarihinde Yaşar....? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Yarın saat 2'de burda müsait misin" "Onları çiftliğe çağırdım" "... bunlar çiftliğe gelecekler dedim ki Ethem aradı" "Yaşar abide gelsin tabi daha iyi olur dedi" dediği, Yaşar'm "tamam abi yarımda sendeyim" dediği, Tape : 1455 18.11.2007 tarihinde Hikmet ....? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "... kumar çok güzeldi 15'e 10'a" dediği, Hikmet'in "Kaybettikten sonra güzel olsa ne olur abi ya" "...bu ibne ya bugün Kocaoğlu'yla Erol gelmiş biz kardeşiz biz dostuz falandır filandır" "... Aslan diyorki tamam ben borcu üstleniyorum" "... 3 aydan sonra ben bi ödeme planı çıkaracam" dediği, Sami HOŞTAN'm "... şimdi diyeceksin ki ona öyle olmaz bi defa o senetleri çekleri verecek ondan sonrada 300 bin lira getirecek" dediği, Hikmet'in de oyun yapmayacağını, kulüpçülüğüde bırakacağını söyleyerek "...insanlar ölecek dedim, ne yapalım ölecekse ölecek kardeşim biz paramızı istiyecez haklıyken paramızı isteyecez insanlar mı ölecek ölsün ne yapalım yani var mı abi böyle bişey ben sana söyleyim Sami abi" "Bu kimdir bu çakaldır ya Laz Aslanmış çakalın biri" "Çıkmış piyasaya almış 3-4 tane laz gelmiş neymiş o diğeri yok mu topal" "Diyor ki Tilgil köyü komple geldi ya dedim kimse ağaç kovuğundan çıkmamış gerek yok bu kelimelere" "Abi ikili oynuyorlar konuşurken bize farkı konuşuyorlar biz kan dökülmesini istemiyoruz ee tamam bizde istemiyoruz kim istiyor kan dökülmesini dedim biz paramızı istiyoruz para istemekle kan dökülecekse dökülsün ne yapalım yani böyle bişey var mı abi" ".. şimdi şey çıkarmışlar Hasan Günaydın diye biri varmış benim yanıma geliyormuş benle o Varvar'da milleti kopanyormuşuz lensle" "Demişki Hasan Günaydın diye biri var Hikmet'in yanında süper şey oynuyo ne oynuyo varvar oynuyo lensle varvar oynuyo şimdi Kıbrıs'ta ceza evinde .... ya biz kaybediyoruz ev veriyoruz arabalarımızı veriyoruz bunlar kaybediyor böyle yapıyorlar abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "şimdi 270 bin lira kaybettim şimdi ne yapıcaz ne edicez yani millete" dediği, Hikmet'in "Sende de , beni kopardınız ver 2 milyon dolar geri ver nasıl olsa millet bize öyle yapıyor abi bizde öyle yapacaz millete" dediği, Tape :1456 18.11.2007 tarihinde Rıza..............? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Şimdi oraya şimdi şimdi şey döndü tekrar bizim oynadığımız zarlarımı getircez oraya" "...Rıza her konuşacağımız da ben 300-500 kaybediyorum bişey söylicem sana şunu söylim şimdi bizim bizim oynadığımız o Kıbrıs'ta ki o boydaki zarlarımı getireyim" dediği, ilerleyen konuşmalarda da oynanacak kumarda kullanılan zarlarla ilgili konuştuklan tespit edilmiştir. Tape :1457 18.11.2007 tarihinde Rıza...........? ile görüşmesinde özetle; Rımaz'nm "Çaktırma abi kağıdını şeyden kes kağıt ortak hangi kağıt lazım benim ayağıma vur ee birli bi sefer ikili iki sefer üçlü üç sefer vur dörtlü dört sefer vur beşli beş sefer vur altılı altı sefer vur bunun amma koyalım içeri atalım" diyerek, kumar sırasında yapacaklannı konuştuklan tespit edilmiştir. Tape : 1458 20.11.2007 tarihinde Rıza..............? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "... Rıza bak sen muhatap değilsin şeydeki kumarlar muhatap İbrahim biliyorsun de mi" diyerek oynanan kumarla ilgili konuşup küfür ettiği "Borcum morcum yok benim haberin olsun Rıza ... borcumu İbrahim biliyor" "İbrahim gelecek benim açılışımda yanm saat oynayacak onun çocuğunu sikecem" "O şov yapacak İbrahim bana 4 milyon borçlu" "Sami Hoştan nasıl parayı alçağını bilir" diyerek uzun bir süre oynadıklan kumarla ilgili konuştuklan tespit edilmiştir.

Tape:1461 20.11.2007 tarihinde Murat..? ile görüşmesinde özetle; MURAT'in "Abi o şeyler kimliği verdi mi size acaba" dediği, SAMİ'nin "Verdi verdi" "Ben sana vermedim mi" dediği, MURAT'in "Yok abi de" dediği, Tape:1462 22.11.2007 tarihinde X Bayan ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "Hazırladın mı pasaportunu" dediği, X BAYANIN "Pasaportumu yok diyorum ya sen hazırlıcaksın diyorum" dediği, SAMİ'nin "Tamam nüfus kağıdını 4 tane resim ver yeter" dediği, Tape:1463 22.11.2007 tarihinde Yaşar..? ile görüşmesinde özetle; YAŞAR'm "Fatih'te geliyor avukat Fatih" dediği, SAMİ'nin "Tabi onları da getir abi ben onlara" dediği, YAŞAR'm "Onun onun avukatı da gelecek mi acaba" dediği, SAMİ'nin "Ben getir dedim abi" dediği, Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape :1465 22.11.2007 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli KÜÇÜK'ün "Çarşamba günü şey yapacaktık ta yoktum orda bir sürü sıkıntılarımız oldu...onunla uğraşıyordum" dediği, Sami HOŞTAN'm "Valla paşam hep oluyo ne nedir bu sıkıntı" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Ne olacak bilmiyorum ya" dediği, Sami HOŞTAN'm "Fakat paşam biz .... ne iş yaptıysak kaybettik" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "...para kazananlar kim biliyor musun devletten çalanlar çırpanlar teşvik alanlar" dediği, Sami HOŞTAN'm "bi işlere girdim Bir buçuk milyon dolar gitti bide 600 bin dolar da borçlandım paşam" "... o .. sattım bi iş hanım vardı ya benim Güneşlide oda gitti yani bi bi tersliktir gidiyor paşam" dediği, Veli KÜÇÜK'ün "Bi oturalım bi konuşalım ne yapacaz ne edecez ya bi bakalım hele" "... kafanı bozma dur bakayım" "Ben hurdayım bi görüşelim bi oturalım bi konuşalım ..." dediği, Tape :1466 24.11.2007 tarihinde Recep....? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "...birileri birbirlerini öldürmüşlerdi de iki iki tarafı da banştırdım da çiftliğe getirdim yemek veriyorum" "Barıştırdık işte yemek memek şimdi avukatlarını da çağırdım ifade bişeyler yapsınlar yani" "Birbirinden haberi yok ta Ortaköyde bir Gazinoda ateş etmiş ona gelmiş yani nihayetinde onunda şeyi oymuş yani" dediği, Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape :1467 26.11.2007 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "....hani bişeyler araştıracaktın ya, döneceksin diye Seni bekledim ... telefon" dediği, X şahsın "Şimdi adam uğraşıyor diyor ki uğraştın telefon ettim diyor" "Biliyorum ben hiç bırakmıyorum peşini sen merak etme" "...fonun ismini bulamıyor çok uğraşıyor çocuk" dediği, Sami HOŞTAN'm "Çünkü parayı kaçırdı abi yani bu belli" dediği, X şahsın "Para şimdi fonda" "İşte onu bulmaya çalışıyor, çok yaman bi gazetecidir" "...bişey var kambiyodan birisini elde edersin" "Ama oda bilmez isimleri ordan bilir" "Fondaki isimleri , yani ben uğraşıyorum" dediği, Sami HOŞTAN'm "Ama çok ... verme yani detayları" dediği, Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape :1469 30.11.2007 tarihinde Gökhan..........? ile görüşmesinde özetle; Gökhan isimli şahıs 30.11.2007 saat: 16:36 da sanıi HOŞTAN'ı aradığında, Amerikada olduğunu anlatıyor, daha sonra yaptıkları bu telefon görüşmesinde ise, Gökhan'ın "... o telefondan konuşamıyorum abi o telefon biraz arızalı çıktı" "...biraz karışık" ".. akşam ararız seni anlatırım Emre'yle beraber" diyerek tekrar aradığında konuyu anlatacağını söylediği, Sami HOŞTAN'm "...biz de büyük sıkıntıya girdik BİRİNDEN AL^©?^HMIZ VARDI ODA RAHMETLİ OLDU ONLA ŞİMDİ PROBLEMLERİMİZ V^TçOK*]StaK PARAMIZ VAR bizim yıllardır biriken paramız ondaydı ben sürekliden şeyirt^ıı3^1îiuydun" "Ali /O

1128

li^hrtk

*r

AVŞARI rahmetli oldu bundan bir buçuk ay İki ay evvel" "Onunla beraber beraber olan adam insanlar var mı tanıdık onun onda seneti var çünkü bende" dediği, Gökhan'ın da tanıdık şahısların olduğunu söylediği, Sami HOŞTAN'm da bu şahıstan alacağının çok büyük rakamlar olduğunu söyleyerek "... 13 senelik birikim olan bi param benim, 13 senelik duran param aramızda gizli hesap devamlı senet tazeleyip hesap kapattığımız bi insan" "Yani bu iş 94'ten beri devam eden gizli bi ortaklık, istemiyordu ismimin duyulmasını işte abi" "İyi bi borsacıydı ama biliyorsun o" dediği, Gökhan'ın da "Evet büyüktü çok büyüktü" dediği, ilerleyen görüşmede, Gökhan'ın İlker isminde bir şahıstan bahsederek bu konuyla ilgili görüşme yaptırabileceğini söylediği, Sami HOŞTAN'm da alacağı para hakkında bilgi vererek "Dışarıdaki fondan çalıştığı için yani 3-4 Trilyona çıkıyor burda biz araştırdık avukatlarım ama benim alacağım para büyük rakam yani" "...böyle 20 milyon Euro" dediği, ilerleyen görüşmede ise alacaklı olduğu kişinin kansımn 3 0 - 2 0 milyon dolarlık köşkte oturduğunu, parasını alacağını anlattığı, Gökhan'ın da Ertan .... İsimli bir şahıstan bahsederek onunla görüştürmeyi teklif ettiği ve "Fakat Ertan'm bi telefonları dinleniyor" dediği, Ertanla yüz yüze görüştürme konusunda konuştukları tespit edilmiştir. Şüphelinin İfadesinde bu görüşmenin ayrıntılarım hatırlamadığını beyan ettiği Tape :1851 02.12.2007 tarihinde Emre/Gökhan ile görüşmesinde özetle; Aralarında bir süre merhabalaştıktan sonra Sami HOŞTAN'm Gökhan isimli şahsı sorduğu, Emrenin'de "Gökhan abinin öbür telefonu öbür telefonları dinleniyormuş şimdi burdan öbüründen konuşamıyordum abi rahatça diyor." dediği, Sami HOŞTAN'm bunun sebebini sorduğunda Emre'nin "Birşey yapmamışta işte incelemeye almışlar kredi kartları dökümleri falan telefonlarını." dediği, Sami HOŞTAN'm "...biz dünya ayağa kalktı gene ayaktayız hep." dediği, daha sonra telefona Gökhan..? isimli şahsın geldiği, Sami HOŞTAN'm Gökhan'a Ertan..? isimli şahsı sorduğu, Gökhan'ın "Abi Ertan'ı şöyle arayamadım Ertan'm telefonları dinleniyor abi onları iki yıl evvel içeriye aldılar ya onları 4 gün onların davası var." Dediği, sami HOŞTAN'm "Ya ne olur amma koyum benim şey gece gündüz dinleniyor bu telefon gece gündüz dinleniyor.." Gökhan'ın "Abi şimdi herkes herkes senin gibi mangal yürekli değil abi herkes şey." dediği, Sami HOŞTAN'm "lan polisin amma koyayım ulan telefon dinleniyor ulan karılarını dinlesinler ilk önce beni değil avradını sikerim ha. Polis yani polis dinleyecekse kanlarını kendi kanlanm dinlesin bizi ne dinliyor. Ulan bu kadar korkak yok 2 sene evvel yatmışta maliyede ne olmuş yani yatsa ne olur biz hergün hergün polislik iş yapıyoruz hergün." dediği, bir süre daha günlük konuşmalar yaptıktan sonra görüşmenin sona erdiği, Tape :1852 04.12.2007 Halil..? ile görüşmesinde özetle; Görüşmede uzun bir müddet ticari konulardan bahsettikleri, devamında Sami HOŞTAN'm sağlık problemlerine değindikleri bu bağlamda Sami HOŞTAN'm "Kendi hatamızı yaşıyoruz biz çok büyük hatalar yaptık Halil." dediği, Halil'in "Abi yok yok hata yapmadan sen önem vermedin sağlığına" "Bak Mehmet AĞAR m yarısı kadar yapamıyorsun sen. Kimse götürmüyor parayı bir yere" dediği, Sami HOŞTAN'm "Mehmet AĞAR senin başkanındı Mehmet..." "Mahvoldu zaten. Ama mahvolurken de zenginleşti." dediği, Halil'in "Ya abi en son 60 milyon dolar almış hangi paraya ihtiyacı var." dediği, Sami HOŞTAN'm "60 milyon dolar almış en son Tayipten. Adam satar dedim." dediği, Halil'in "Ya sanki paraya ihtiyacı var." dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape :1854 04.12.2007 tarihinde Selviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Bak bak Selviye hanım sana son defa söylüyorum yann o senet şeye verilecek. Yann o senet verilsin o aile ile o aile ile ben görüşeceğim^s#î«a4^ Dediği, Selviye'nin "Tamam bak Sami bey. İkide Ender geliyor size geliyoram^îpkü v?e|^îetnameyi ekleyecek

işlemi tamamlayıp direk Sultanahmet'e geçeriz beraber." dediği, Sami HOŞTAN'm "180 Milyarı gidin şirkketten alm yatırın." dediği, Selviye'nin "Hı hı 190 Milyar tuttu ..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Neyse işte alm onu gidin yatırın yarın yarın bu verilsin bu tamam mı?" dediği, selviye'nin "Tamam oldu tamam oldu" dediği, Tape :1858 06.12.2007 tarihinde Serviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Ne yaptın yazdırdın mı?" dediği, Selviye'nin "Yok şimdi onlarla buluşacağım şeyde Dedemanm orda." dediği, Sami HOŞTAN'm "Kimlerle?" diye sorduğu, Selviye'nin "O Recep denen adam geliyor." Dediği, Sami HOŞTAN'm "Parayı getirdin mi parayı ben şimdi onların oraya 4-5 kişi gönderdim." Dediği, Selviye'nin "He ben dedim parayı getirmiyorsanız hiç gelmeyin para getiriyorlar bakalım nasıl geliyorlar bilmiyorum." "Ben bak şimdi ben bilseydim gelmezdim şeye geldim onların ofisine 5-6 kişi gönderdim.." dediği, Selviye'nin 2025 dakka içinde Dedeman da buluşacaklarını, gerekli evrak hazırlıklarını yaptıklarını belirtiği, Sami HOŞTAN'm "Hemen hemen şimdi..." "Ben karar aldım yani yani çünkü benim ben perişan vaziyetteyim benim paramla kimse yalılarda oturamaz." Dediği, Selviye'nin de "Tamam ben şimdi onların yanından seni arıyorum." Dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape :1862 09.12.2007 tarihinde Selviye..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Verdiniz mi şeyi?" "Verdiniz mi o ?" dediği, Selviye'nin "Ee para para tamamlayamadık verecek işte Hüsrev abi bu çocuklar getiriyorlar 10 bin 10 bin 100 küsürü vardı 130 milyarı mı ne vardı bundan gelende işte dolarlarlada onu kapatacak Cuma da gitti İhsandan belgelerini aldı." dediği, Sami HOŞTAN'm "Aldı mı hepsini?" dediği, Selviye'nin "Aldı aldı" dediği, Sami HOŞTAN'm "Benim yanımda benim yanımda ... şey olacak." Dediği, Selviye'nin "Senin yanında yutacakta abi.." "...ben dedimki sakın yırtma Sami beyin yanında yırtarız." Dediği, Sami HOŞTAN'm "Hiç katiyetle. Katiyetle yırtmayacak yanımda yırtacak." dediği, sSelviye'nin "20 vereceğim dedi işte bana eve getirdiler hatta dediler ki abla biz bu cumartesi şirket kapalı sana 21 getiremiyoruz ama pazartesi telafi edeceğiz pazartesi 10 vereceklerdi 21 verecekler." Dediği, Sami HOŞTAN'm "O zaman halloluyor mu işimiz bizim?" dediği, Selviye'nin de "Hı hı tabi tabi işte 40.000 dolar olduğuna göre 40.000 dolar 44 milyar para yapar. 150 var 190 filan tutuyor işte ..." dediği, ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape :1863 10.12.2007 tarihinde İlknur..? ile görüşmesinde özetle; Aralarında merhabalaştıktan sonra Sami HOŞTAN'm "Hiç iyi değil valla ya şimdi Ankara'ya gidiyorum belki bu öğleden sonra. Sedat BUCAKla bir işimiz varda." "Yargıtay'da bir olay vardı o bitmiş gibiydi herhalde bi ufak bir canlanma var yani herhalde birisi bir parmak sokuyor herhalde bir parmak parmaklan kırılacak beyinleri pis olan birileri beyinleri karıştırmak istiyor yani." dediği, İlknur'un "Tehlikeli birşey yok değil mi?" dediği, Sami HOŞTAN'm "Yok yok ta ama yani hiç bitmiş olaylar hiç ilgimiz olmayan olaylar tekrardan tekrardan tekrardan yani moral bozukluğu başka birşey değil ama bizim moralimizi kimse bozamaz benim çünkü hiç öyle taviz verecek moralimi moralimi bozacaklar bi saçmalık yapacağım falan öyle bir şansları yok yani." dediği, İlknur'un "Yani bu insanlar niye kaşınıyorlar ya." dediği, Saim HOŞTAN'm "Vallahi kaşınıyorlar billahi kaşınıyorlar tallahi kaşınıyorlar." dediği, Tape :1864 10.12.2007 tarihinde Erkan..? ile görüşmesinde özetle; Erkan'ın "Abi bugün müsait misin?" dediği, Sami HOŞTAN'm "Bugün müsait değilim çünkü mahkeme var bugün Sedat ŞAHİN in oraya gideceğim" dediği, ""* ""*""

Tape :1865 10.12.2007 tarihinde Yusuf..? ile görüşmesinde özetle; Yusuf un "Hah abi şimdi bu benim şey var ya rahmetlinin eşi var ya abi?" "O şimdi o düğünde bu resim mesim çekildiydi." "Onu diyor ben vereceğim mereceğim diyor bilmem ne diyor şimdi saçmalayıp duruyor abi bu yav bu durup dururken bizi.." dediği, Sami HOŞTAN'm "Hangi kimi?" diye sorduğu, Yusuf un "Şey ya Selma abla ya" "Ne bileyim işte abi diyor ki bu birisiylen mi görüşmüş bu kanal televizyoncularla mı görüşmüş ne yapmış" dediği, Sami HOŞTAN'm "Resmi verse ne olacak yani?" dediği, Yusuf un "Benimde canım sıkıldı şimdide dedim abla bir dakka dedim ya ne yapıyorsun dedim sen," "Tamam abi yani abi benimde canım sıkıldı dedim abla bir düşün ne demek dedim ya bu dedim gelmişiniz misafirimiz olmuşsun oturmuşsun kocanla resim çektirmişsin" dediği, Tape :1866 12.12.2007 tarihinde İlknur..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Çok güzel bir gelişme oldu bugün saat işte beşte bir karar çıkacak ve bitti olay bitiyor yani dün gece birileri ile beraber bir yemeğe gitmiştik." "He bugün bu akşam saat beşte karar çıkacak." "Yani benim benimle ilgili öbür arkadaşlarla ilgili tamamen takipsizlik alıyorum yani o olay takipsizlik alıyoruz tamam mı" "Yüz yüze geldiğimiz zaman anlatırım yani telefonda değil de tamamen olay bitiyor tamam mı" dediği, İlknur'un "Sevgilim çok sevindim" dediği, Sami HOŞTAN'm "Ancak işte bugün benim kalmam lazım burda avukatta benim yanımda artık yann uçakla geleceğim yann saat 10'da 12 uçakta böyle doğru arabayla gelmemek lazım niye biliyor musun bir ton kaza olmuş şeyde Bolu'da. Otobüsler kaymış birbirine girmişler bildiğin gibi değil o bi zincirleme kazalar olmuş yolda şeyde gidenler vardı onlarda telefonla geri dönmüşler zaten bu haberi de aldılar sevindiler şimdi beşte karan alacağız diye bir daha bitiyor yani tamamen takipsizlik yani veriyor yani." "Vallahi inan ben çok niye çok sevindim biliyor musun yani en azından benle ilgili birde öbür arkadaşlarla da ilgili çok önemli yani benim için onlarda kurtuldular yani çünkü onlarda onlar da haketmemişti bu cezayı yani." Dediği ve bir süre kendi aralanndaki özel ilişkilerinden bahsettikleri, devamında Sami HOŞTAN'm aynı konu ile ilgili olarak ".. .biraz sonra yemeğe götüreceğiz o arkadaşlan da çok çok çok sevindim ama yani yani çok sevindim biraz yorulduk ama en azından en az birilerine birşey yapabildik ..."".. .sabaha kadar işte avukatla bazı şeyler dosyalar mosyalar kanştırdık ... yani hepsini yani yerli yerine otutturduk ondan sonra gittik yani" "...otelin şeyinde lobisinde oturduk konuştuk ettik birilerini çağırdık yani mecbur yani.." dediği, İlknur'un "Birşey söyleyeceğim geleceğe dair herhangi bir sıkıntı var mı?" diye sorduğu, Sami HOŞTAN'm "Hiç hiç yok kalmadı." Dediği, İlknur'un "Senin cezan yok zaten değil mi?" dediği, Sami HOŞTAN'm "Yok yok 15 sene vardı o da zamanaşımına girmişti fakat başka bir olayla hiç ilgisi olmayan bir yerde ismim geçmişti onunla ilgiliydi bu dava ve hepsi bitti yani." dediği Tape :1867 12.12.2007 tarihinde Sedat BUCAK ile görüşmesinde özetle; Sedat BUCAK'm "Abi merhaba" şeklinde hitap ettiği, Sami HOŞTAN'm "Merhaba ağa nasılsm" dediği ve bir şahsın askerlik hizmeti ile ilgili olaraka birliğine teslim edildiğinden bahsettikleri, Sami HOŞTAN'm"Bir yaramazlık yok ya başka" dediği, Sedat BUCAK'm "Yok abi bana bir emrin var mı abi?" dediği ve gr8üşmenin bu şekilde son bulduğu, Tape :1870 18.12.2007 tarihinde Engin..? ile görüşmesinde özetle; Sami HOŞTAN'm "Biz bunu 5 yapalım çünkü VELİ KÜÇÜK PAŞA GELİYOR ONUNLA GÖRÜŞMEM LAZIM 5'te buluşalım biz." dediği, Engin'in "Tamam tamam tamam üstadım 5'te ordayım" dediği, Tape :1873 26.12.2007 tarihinde Aziz..? ile görüşmecinde ö^zflte^ Aralannda bir süre merhabalaştıktan sonra Aziz'in "Büyük kulüpteyi" "K^füpteyimJCtflü^tl^üyük kulüpte

okey oynuyoruz" dediği, Sami HOŞTAN'm "Yav senle geçen hani o 5-6 ay evvel bişey konuşmuştuk helalleştiler dedin o küçüklerle." "Hani şey vardı ya bir yer yok rahmetli şeyin öldüğü geldi" dediği, Aziz'in "O biraz şey oldu Ankara da da o şey ... gider o geçende şey aradı biraz daha ihtiyaçları vardı verdirttirdim ben onu" "O biraz daha şey vardı o senin yeğen var ya çocuk aradı" "Oraya gönderdim bide işlerini hallettirdim..." dediği, Sami HOŞTAN'm "Yav bakacaz derken söyle at deve değil neyse işte bi tane dedim bizde aynen neyse şeyine şey yapacam dedim" "...bazen yani bunlara bişeyler yani durumları sıkışık olmasa aramazlar bunlar zaten yani..." Aziz'in "Anladım anladım " dediği ve görüşmenin bu şekilde bittiği, Tape :1874 26.12.2007 tarihinde M.ŞEHİRLİOĞLU ile görüşmesinde özetle; M. ŞEHİRLİOĞLU'nun "DGM de abi" "Bizim DGM de hakim Metin di değil mi Metin abiydi değil mi" diye sorduğu, Sami HOŞTAN'm "Evet evet" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun" Onu aldılar kim gelmişti abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Vallaha başkası geldi o bize cezayı verdi o ..." dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Metin abi vermedi cezayı bize cezayı Metin abi mi verdi abi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Metin verdi Metin" "O ondan ondan evvel ki adam aslan gibiydi"dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Metin ÇETİNBAŞ değil mi abi he" dediği, Sami HOŞTAN'm "Evet. Çok iyi adam vardı o bizi zaten tahliye ediyordu... Emekli oldu onu aldılar. Ne oldu ki" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Ben bi savcı arkadaşımla oturuyorum da ona sordum Sedat Sedat'tı demi abi." dediği, Sami HOŞTAN'm "Evet Sedat KARAGÜN dü Sedat KARAGÜN dü" "İyi adamdı o" dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "He o iyi adamdı o şeydi ama bu Metin operasyona geldi" dediği, Sami HOŞTAN'm "Onu Reisi onu Reisicumhur gönderdi ya" "Ya dosyayı bilmiyordu ya dosyayı bilmiyordu adam dosyadan haberi yoktu 9 tane dosyadan ceza verdi ya Allah m cezası mı diye sordum yok dedi devletin cezası dedi şey dedi adalet dedi öyle istiyor dedi." dediği, M.ŞEHİRLİOĞLU'nun "Şimdi bi şey bu Barby operasyonunda da o şeylere 26 şar yıl vermiş bi tane şey hakim. O da bi Sultanahmet teki şey bu cezalan veren. 11 .Asliye Ceza Mahkemesinde yapılmış pezevenklere 20 şer 6 yıl vermiş." dediği, Sami HOŞTAN'm "Neyse geçti" dediği ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği, Tape:1431 03.01.2008 tarihinde Adnan..? ile görüşmesinde özetle; ADNAN'm "Şimdi bu Komserlen ben burda muhabbet etimde" "Diyorki biz diyo mühürlüyecez polisi çağıracağız polisde görecek diyo ondan sonra biz evrakları alıp geri dönecez yanlız diyo evrakları bizde öyle yaptık evrakları diyo mahkemeye yollamamak için diyo biz mahkemeye yollarsak diyo bu şey için Murat için mahkeme ceza verir diyo biz diyo dosyayı şeyde tutuyoruz yollamayız diyo içerdeki çocuklara bir şey vermek lazım diyo yani o şeye yollamayacaklar mahkemeye" dediği, SAMİ'nin "Ne verilecekmiş Adnan ?" dediği, ADNAN'm "Bu şeylere bir sakal işte ya" dediği, SAMİ'nin "Tamam ben Muratı gönder Muratı Muratı gönderdim beklesinler orda bir yere gitmesinler" "Bunu açma durumu nasıl oluyor peki Adnan ikinci bir kontratmı oluyor?" dediği, ADNAN'm "Onu işte ben sonra konuşuruz onu" dediği, Şüphelinin İfadesinde bu görüşmeyi hatırlamadığını beyan ettiği Tape: 1432 03.01.2008 tarihinde Murat..?/Ayhan ÇARKIN ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "Şu Çarkm'ı bağlasana bana" dediği, telefon bağlanırken X ŞAHSIN "Nihat Vural senedi imzalattıran bu" dediği, X BAYAN'm "... imzalatmış Oflumu imzalattırmış" dediği, SAMİ HOŞTAN'm "Ya bu benden benim kontrolümdeki bir adam benden habersiz bişey olmazya zaten böyle şeyler yapmaz yapmaz yapamaz yapamaz çünkü Nihat ne bu Nihat ?" dediği, telefonun AYHAN ÇARKIN^teğ^nması ile SAMİ'nin AYHAN'a hitaben "Nihat VURAL Oflu Nihat VURAj^llye T&jfa&myor musun?" "Antalyada bir yere gitmiş 50 bin dolar almış" "İşte Ayhaı>C^RKIj^...*.''b#f||eriz falan filan" 1/ -s» ** /}Çs&\ \^L———

1

,S'

"w^^^î^^-:*'r'

dediği, AYHAN'in "İlk defa hiç tanımıyorum öyle bir isimde duymadım abi" "O şey vardır o şey vardır o şerefsiz bir tane bi Konyalı bir Ayhan vardır O eksoz Ayhan diyorlardı" "He orospu çocuğu Antalya Sidelerde oralarda onun bi isimlerimi kullanabilir o şerefsiz" dediği, Tape:1433 12.01.2008 tarihinde Yaşar..? ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin ".. .ne zaman mahkeme kağıdı?" dediği, YAŞAR'm "Abi işte bugün yarın konuşmamız lazım yeniden ... yani ona göre ayarlamamız lazım öbür haftanın içinde pazartesi falan konuşursak iyi olur" dediği, SAMİ'nin "Pazartesi konuşacağız pazartesi yanma giderim" dediği, Tape:1434 15.01.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "...cenazeye çıktım Burhanettin SARAL'm" "Burhanettin SARAL'm annesi rahmetli oldu" "Gelecemde senlede özel başka bir işimde var abi" dediği, X ŞAHSIN "E tamam ben o Hüsrevin bi 250.000 dolar borcu var işte" "Seneti de var neyse bende senedide ben aldım yanıma seneti" dediği, SAMİ'nin "... bir lira yok biliyormusun 100.000 lira geçen gün bir yerden faizle para alacaktık alamadık" dediği, X ŞAHSIN "Hani sen birde bana bi söz vermiştin Hüsrevi okşayacaktın" dediği, SAMİ'nin "Aaa Hüsrevi okşamaktan başka bir şeyler yapıldı" "Anlatırım geldiğin zaman" dediği, Tape:1435 16.01.2008 tarihinde Habib..? ile görüşmesinde özetle; SAMİ'nin "Ya Habib aklıma bir şey geldi" "...hani rahmetli ÇATLININ HANİ BİLİYOSAN ÖLECEĞİNİ SÖYLEYEN BİR KADIN VARDI" "HANİ KAZAYI BU KADINI BİZ NASIL BULABİLİRİZ HABİP" dediği, HABİB'in "Abi bilmiyorumki onun kızı vardı ..." "Ataköydeydi en son ama bilmiyorum o bir Tuncer vardı şeyin vardiya Drejin şoförü" "Ona bi sorayım o görüyorum mu ne yapıyor" dediği, SAMİ'nin "Ya bi öğrensen ya o kadın baktıralım diyorum Habip ya bir uğursuzluktur gidiyor ya" dediği, Tape : 001179 21.07.2004 tarihinde Gaffar KARADEMİR / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "... Abi hareketin varlığından bile haberim yoktu. Gasteci söylemişti. İsmin bunlarla anılıyo diye. Ben demiştimki, benim ismim bunlarla anılcak bişey yok demiştim yani." "Bilmiyorum o yapıyı hareketi bilmiyorum işte. ...Sağ taraf toparlanacakmış. Korkut EKEN işte başa geçecekmiş yani. Neymiş nasıl olacakmış da, partiler birleşecekmiş. İşte MHP, DYP veya onlar birleşmezse şey birleşcekmiş. Bu Turan YAZGAN hoca varmış. Bilmem birileri varmış işte yani. Böyle bi ... Korkut abiyi biz tüm internet sitelerinde, tüm gastede, tüm televizyonlarda onu bunu yaptık. Onla ilgili devamlı biz bişeyler yaptık, yaptık ta..." "Yaşadıklarımız var yani. Yaşanan o kadar şey varki." "Şimdi ben de dedimki olmaz dedim. Yani Korkut abi olmaz dedim. O işi yapamaz dedim. Öyle yani Parti kuracak Partinin başına geçecek şeyapacak." "Ya böyle bişi olur mu abi. Komedi olur yani. Böyle bir hareketin içinde işte ben Mehmet AĞAR'a 2 Milyon dolar vermişim." dediği ve bir süre Korkut EKEN'in parti liderliğini yapamayacağından bahsettikleri, daha sonra Sedat'ın "Şimdi bende çıkıp şöyle mi söylesem veya Sami abi işte falanca kez adama on sene evvel Korkut EKEN bana demişti ki. ...Filanca kez adamı ara. Bu adam eroin satıyo. Uyuşturucu işi PKK'lılarla da beraber hareket ediyo. PKK'ya para veriyo diyo abi. Bu adam yapmaz dedim de. Israr ettiğimde adama açıp küfür edin deyip sonra iki gün sonra beni arayıp ya senin dediğin doğruymuş. Adam yapmaz, işte kalbini kırdık. Bi kalbini al diyo. Biz kalbini alıyoruz. Ondan sonra da Atilla abi diyoki senden önce o adam geldi diyo. Çantayıda ben taşıdım. Atilla abinin arkadaşı parayı getirdim, bıraktım diyo. Ben bi lira kimseden aldıysam Allah'ımın üzerine yemin ederim ki Sami şimdi herkez." "Şimdi bunları mı konuşalım oturalım." "Kürtlere savaş açcaz deyip, kurt Ahmet'le ortaklık yapmak naşı bişey abi." "Bide Kürt Ahmet'le yaptığı ortaklıkta otopark ortaklığında bile." "150 Bin doları ben vermiştim. O otoparkı alırken on Sami Abi." dediği, Sami'nin "...Bu anlattığın şeyler hiç bişey diğil." dediği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde, Sedat'ın "Şimd^rfe^it^çmişte duyuru falan oluyodu. Sedat'çım bana arkamdan iftira atıyolar. Diyojark? KofS^rlyı bi hostes kızla

ilişkin varmış. İşte benim hakkımda kötüleme şeyi yapıyolar. Ben Veli Paşayla Korkut abiyi barıştırmak, Yavuz ATAÇ'ı. Hepsine uğraştım. Veli abiye gidiyorum, abi diyorum Korkut EKEN böyle böyle. Ya diyoduki bana boşver filan. Be diyodum abi böyle böyle sonra Korkut EKEN'e anlatıyodum. Sonra onları barıştırdım. Ertesi gün abi bi konu oldu. Yavuz ATAÇ bana dediki. Diyo Veli KÜÇÜK benim için şöyle yapmış, böyle yapmış. Veli Abiyi aradım. Dediki ya ben böyle bişey yapmadım ama sana söylemedim mi dedi. Yani biz bunla görüştüğümüzde böyle olucak bu işini sonu diye yani sen bilmiyo musun dedi. Bu işin sonu ne olacağını. Yavuz bu seferde, Yavuz abiyi aradım. Dedimki abi bakın ben yaşı genç bi insanım. Siz belli yaşta, aynı..." "Benim gelecekte itibarım, haysiyetim, şerefim var. Ben sadece sizi dost yapmak isterken siz böyle böyle bi acayip olaylar oldu. Gelin yüzlesin, kim kime ne dedi abi dedim. Yani ben kaldıramam böyle şeyi dedim. Yavuz abiyede dedim. Yavuz abi üzüldü filan tamam dedi. Ben şunu bi arım Korkut abiyi aradı. Veli Paşayı aradı. Hepsi aradı ama gelmediler. Yan yana yüzleşmeye. Veli baba bana dediki. Ya nolur bırak bu işleri dedi. Ya sen işine gücüne bak. Sen saf temiz insansın dedi. Sen bak dedi işine gücüne bak. E şimdi Sami ben düşünüyom da." dediği, Sami'nin "Bize de zamanında ne söyledi biliyo musun? Bunu bize de, rahmetliyle bana da söyledi. Veli Paşa bana da söyledi. Rahmetliye de söyledi yani yani..." dediği, Sedat'ın "Ya bunlar abi bak yemin ediyorum planlayıcı filan olmadan. Bunlar olay molay yaparlar. Giderler bi kaç tane dandik dundik adama ateş mateş ederler. Bunlar Kürtçü diye. Gerçi Kürtlerle ortaklık yaparlar ama böyle saçma bide bi olay filan yaparlar abi gine..." "Ya abi düğünde Feridun ÖNCEL'i çağırma dedi. Ben dedimki Feridun Başkan iyi bi adam işte. Drej'le arası olmayabilir veya rahmetli Çatlı" dediği ve bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Sami'nin "... kendini fazla yorma. Kendine ait diğilsin. İstediğin zaman, istediğin şeyi yapamazsın. Çünkü birileri ille gelecek. Umut olmuşun, birileri senden umut bekliyor. Bunlar için kafanı takarsan." dediği ve kısa bir süre Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir haberin yeri hakkında konuştuklan, Sedat PEKER'in "Onu okuyun abi. Onu okuduktan sonra zaten inan sinir sisteminizin bozulacağını tahmin ediyorum. Abi Ayhan beyfendi demişki benim ismimin mafya babası olan Sedat PEKER'le beraber anılmasından üzüntü duyuyorum demiş ya böyle." dediği, Sami'nin "Kim demiş?" diye sorduğu, Sedat'ın "Ayhan ÇARKIN" dediği ve haberin Cumhuriyet Gazetesinin 3. sayfasında çıktığından bahsettikleri,

e) Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Gizli tanık 6 29.02.2008 tarihli savcılık ifadesinde Askerliğini İzmit İl Jandarma Komutanlığında yaptığını, Veli KÜÇÜK'ün bu dönemde alay komutanı olduğunu, o dönem içerisinde Sami HOŞTAN'm Veli KÜÇÜK'ü sık sık ziyaret ettiğini, hatta Veli KÜÇÜK'ün başka bir birliğe tayini çıktığında düzenlenen uğurlama partisine bile geldiğini, aynca o dönemde Hadi ÖZCAN' la bir kere Kriptolu telefonla görüştüğünü duyduğunu, bir kere de Sedat PEKER' ile görüştüğünü duyduğunu, aynca Veli KÜÇÜK'ün ajandasında Sedat PEKER, Ali İhsan USLUKOL ve Rahmi SEYMEN isimli şahıslann bulunduğunu ve bu şahıslann Veli KÜÇÜK ile sık sık görüşen şahıslar olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün Ali İhsan USLUKOL, Sami HOŞTAN ve Rahmi SEYMEN ile daha çok yüz yüze görüştüğünü, ancak Sedat PEKER' in kendisinin askerlik yaptığı bu dönemde Veli KÜÇÜK ile yüz yüze görüşmek için geldiğini hiç görmediğini, ancak Rahmi SEYMEN"in ailece geldiğini, Sami HOŞTAN' m da yalnız geldiğini beyan etmiştir. Sami HOŞTAN' m mafya vari insan olduğunu Susurluk kazasında öğrendiğini, o dönemde ne iş yaptığını bilmediklerini, beyan ettiği. ^gsal>lls^^ Gizli tanık C savcılığımızda alman25.01.2008 tarih^l^yanında^.^%

kendisinin sık sık İbrahim ÇİFTÇİ nin kumarhanesinde oyun oynadığ. Bu oyunlar esnasında arkadaşlar arasında yaptıkları sohbetlerin birinde İstanbul gayri meşrusunda önde gelen isimlerden biri olan SAMİ HOŞTAN isimli şahsın burada 3.000.000 Dolar para kaybettiğini, bu paranın ödenmesi noktasında İbrahim ÇİFTÇİ ile aralarında bir husumetin oluştuğunu duyduğunu. Ayrıca Sami HOŞTAN isimli şahsın İzmir bölgesinde kumar işi yaptırmak istediğini, ancak İbrahim ÇİFTÇİ nin Ege bölgesinde, diğer bölgelerden gelerek kumar oynatmak isteyen şahıslara engel olduğunu, bu sebepten dolayı Sami HOŞTAN' m İzmir ve çevresinde kumar oynatmasına izin vermediğini duyduğunu. Beyan ettiği, Gizli Tanık 17 beyanında Mehmet Fikri KARADAĞ' in derneğe gelen kişilere ekip kurmaları yönünde talimat verdiğini duyduğunu, MEHMET FİKRİ KARADAĞ'ın bir seferinde NİYAZİ KIYAK' a zarf verip SAMİ HOŞTAN' a gönderdiğini, SAMİ HOŞTAN' in da NİYAZİ KIYAK ile MEHMET FİKRİ KARADAĞ' a para gönderdiğini duyduğunu, bunların hepsinin dernekte konuşulduğunu, Şüpheli murat çağlar beyanında, Kuvayı Milliye Derneği (1919) derneğine gelen kişi olarak Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ı resminden teşhis ettiği, Şüpheli Ali YASAK alınan ifadesinde; Sami HOŞTAN'ı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; Sami HOŞTAN'ı kardeşi Mehmet YASAK'm düğününe geldiğinde tanıdığını, bayramlarda ve özel günlerde kendisi ile ara sıra telefonla görüştüğünü, 3 Kasım 1996 tarihinde meydana gelen Susurluk Kazası sorulduğunda; Hatırlamadığı birinin telefonla aradığını ve kazanın olduğunu söylediğini, bunun üzerine Tuncer..? isimli şoförü ile birlikte Susurluk'a gittiğini, cenazelerin alınıp Susurluk Adliyesine götürüldüğünü duyunca adliyeye gittiğini, adliyeye gittiğinde Sami HOŞTAN, Ayhan ÇARKIN ve şu an isimlerini hatırlayamadığı kalabalık bir grubun orda olduğunu beyan etmiştir. Şüpheli Veli KÜÇÜK alman ifadesinde; Sami HOŞTAN'ı tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; 1983 yılında Edirne İl Jandarma Komutanı iken daha önce Edirne'de ticari faaliyetlerde bulunan ve rahmetli olan arkadaşı Mustafa BİLGİN'in yanında tanıdığını, daha sonra bir iki kez daha ziyarete geldiğini, Mustafa BİLGİN'den Sami HOŞTAN'ı sorduğunda Hollanda'da otel çalıştırdığını ve ticaret yaptığını söylediğini, Edirne kritik bir bölge olması dolayısıyla, Sami HOŞTAN'dan hudut bölgesinde istihbarat elde edebileceğini düşündüğünü, ancak düşündüğü gibi istifade edemediğini, Hollanda da DHKP-C örgütüyle çatışmaya girdiğini haricen öğrendiğini, İstanbul'da gazino çalıştırdığını, bu gazinoyu öldürülen Ömer Lütfı TOPAL ile çalıştırdığım öğrendiğini, bu gazinonun kumarhane şeklinde çalıştırıldığı şeklinde bilgiler alınca Sami HOŞTAN'dan uzak durduğunu beyan etmiştir. Sami HOŞTAN ile yapmış olduğu telefon görüşmeleri sorulduğunda; Sami HOŞTAN'm görüşmek için kendisini aradığını, amacının ne olduğunu bilmediğini, kendisi ile görüşme talebini reddederek görüşmediğini, yine Sami HOŞTAJ^m^ işlerinin bozulduğu yönünde kendisini aradığını, Sami HOŞTAN'm kendisinin ç^^smdgr^^fade etmek için yaklaştığını tahmin ettiğini beyan etmiştir.

(yW'

/"^ 1135

/-i

Susurluk Kazası sorulduğunda; Olayın olduğu zaman Giresun Bölge Komutanı olduğunu, olay günü Sami HOŞTAN'm telefonla arayarak kazanın olduğunu bildirdiğini, kaza yerine gitmeleri için kimseye herhangi bir şey söylemediğini, basında ve kamuoyunda Abdullah ÇATLI'nın cesedini almak üzere Sami HOŞTAN' ı gönderdiği yönünde haberler çıktığını beyan etimiştir. Şüpheli Emin GÜRSES alman ifadesinde; 22.01.2008 tarihli saat: 11.52 deki görüşme sorulduğunda; Kendisinin tersanecilik yapan yeğenlerinin olduğunu, SAMİ HOŞTAN ve berber YAŞAR denilen şahsın Kilis' li bir iş adamı adına yeğenlerinden para istediklerini duyduğunu, bunun üzerine kendisinin Veli Paşaya durumu söylediğini, Veli KÜÇÜK'ün de sinirlendiğini ve bir daha adamların yeğenlerini aramadığını beyan etmiştir. Şüpheli Anotoli MADJAR'in alman ifadesinde; Sami HOŞTAN'm Beykoz'daki villasında bekçi olarak çalıştığını, Sami HOŞTAN'm şoförü ve Etiler semtinde kumarhane ile ilgili bir yerin sorumlusu olarak bildiği Murat'ın yaklaşık altı ay önce kendisine güvenliği sağlaması için bir silah bıraktığını, Sami HOŞTAN'm Murat'ın kendisine silah verdiğini bilmediğini, Sami HOŞTAN'm üzerinde hiç silah taşımadığını, evde yapılan aramada ele geçirilen ve üzerinde Savcı Fevzi YILMAZ'm isminin yazılı bulunduğu kağıdın Sami HOŞTAN'm odasında bulunduğunu, video kasetler ve sabit bilgisayarın Sami HOŞTAN'a ait olduğunu, Sami HOŞTAN'ı iş sahibi olarak bildiğini, ancak ne iş yaptığını ve iş yerini bilmediğini, Sami HOŞTAN'm her hangi bir örgüt ile ilgisi olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.

f) Şüphelinin hukuki durumunun değerlendirilmesi; Şüpheli Veli KÜÇÜK, savcılık ifadesinde; "Arnavut Sami HOŞTAN'ı 1983 yılında Edirne' de binbaşı olarak görev yaptığı sırada tanıdığını, zaman zaman görüştüklerini, ancak bu kişinin kendi adını kullanarak Azarbeycan'da iş çevirmek istediğini hissedince görüşme talebinde bulunmasına rağmen bir daha kendisi ile görüşmediğini, 2 senedir ise telefonla dahi görüşmediğini..." beyan etmiş ise de; dosyada mevcut 22.11.2007 ve 16.11.2007 tarihli iletişim tespit tutunaklarnda, beyanında dediği hususun gerçek olmadığı, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi görüştükleri, hem yurt dışı hem yurt içi konulan görüştükleri, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN nm "bi işlere girdim Bir buçuk milyon dolar gitti bi de 600 bin dolar da borçlandım paşam" "... o .. sattım bi işhanım vardı ya benim Güneşli'de o da gitti yani bi bi tersliktir gidiyor paşam" dediği, şüpheli Veli KÜÇÜK'ün "Bi oturalım bi konuşalım ne yapacaz ne edecez ya bi bakalım hele" "... kafanı bozma dur bakayım" "Ben burdayım bi görüşelim bi oturalım bi konuşalım ..." diyerek birlikteliklerini telefonda beyan ettiği. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün beyanının aksine Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi görüştükleri ve Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'ı para kaybetmesinden ötürü teselli edip ben daha buradayım bi görüşelim diyerekte kaybettiği paraların kurtarılmasında yardımcı olacağını taahhüt ettiği anlaşılmaktadır. Şüpheli Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ifadesinde; "bir süper market ile bir otoparkın geliri ile geçindiğini" beyan etmesine rağmen hatırlamadığını beyan ettiği görüşme içeriklerinde yaklaşık 20 milyon euroluk bir parasının Ali AVŞAR isimli şahısta kaldığını ve bu şahsın da ölmesi sebebiyle parayı başka türlü tahsil edebilmenin yollarına baktığı, anlaşılmaktadır. Yine kendisinden çıkan senetler ve çeklerin kiracılannca verildiğini beyan etmesine rağmen yaptığı işler itibarıyla legal olarak bu kadar paranın kira ilişkisine dayalı olarak borçlanılması hayatın olağan akışına uygun düşmediği deJşefîe^aİTttîm^tir.

i-

1

,4

'

Şüpheli Veli KÜÇÜK ifadesinde; Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm kumar işi yaptığından uzakta durduğunu beyan ettiği, Ancak dosyada mevcut gizli tanık beyanlarında "Veli KÜÇÜK İzmit'te görevli olduğu dönemde Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile çok samimi oldukları mangal partileri düzenledikleri, hatta veda yemeğine bile Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm geldiğini" beyan etmiştir. Yine gizli Tanık C olarak ifade veren tanığın beyanında "Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm İbrahim ÇİFTÇİ'ye kumarda 3 milyon dolar borcunun bulunduğu, bu sebepten aralarında husumet oluştuğunu bildiğini, Ayrıca Sami HOŞTAN isimli şahsın İzmir bölgesinde kumar işi yaptırmak istediğini, ancak İbrahim ÇİFTÇİ'nin Ege bölgesinde, diğer bölgelerden gelerek kumar oynatmak isteyen şahıslara engel olduğunu, bu sebepten dolayı Sami HOŞTAN'm İzmir ve çevresinde kumar oynatmasına izin vermediğini duyduğunu" beyan etmiştir. Buradan da Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN sadece İstanbul'da değil Ege bölgesinde de kumar oynatmak için faaliyetlerde bulunduğu, bu hususun İbrahim ÇİFTÇİ ile aralarını açtığı anlaşılmaktadır. Şüpheli Veli KÜÇÜK'ten (reorganizasyonu) dokümanında;

elde

edilen

MAFİANIN Yeniden Yapılanması

"... Şu halde Türk MAFİA'nm çökertilmesi, yok edilmesi yerine, MAFİA'nm re organize edilebilmesinin getireceği yararlar küçümsenebilecek veya vazgeçilebilecek ölçekte değildir. Bir başka ifade ile Türkiye'nin çıkarları MAFİA'nm re organize edilmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkartmaktadır. Şu halde öncelikle yapılması gereken, bir zamanlar Pentagon'un yaptığı gibi Türk Genelkurmay'mm denetiminde yepyeni bir MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesidir. Türkiye'de MAFİA'nm yeniden yapılandınlabilmesi mutlaka 'askeri' bir girişim olarak ele alınmalıdır. Bu uluslararası savaş alanında konuşlandırılacak Türk MAFİA'sı dağılan Sovyet Rusya'sı örneğinde görüldüğü gibi istihbaratçılardan oluşturulması halinde zarar görecek olan yine Türkiye'nin kendisi olacaktır Türkiye'de istihbarat birimlerince kurulan tüm örgütler başarısız kalmıştır. İstihbarat birimlerinin naylon örgüt kurulması, denetim ve yönetiminde başarısız kaldıkları belgeler ve adli arşiv dosyalan ile açığa çıkmış ve tüm dünya literatürlerinde yer almıştır. Türkiye'de yapılması gerekli ve zorunlu olan doğrudan "Genelkurmay"a bağlı "sivil" bir kurul tarafından oluşturulacak MAFİA yapılanmasıdır. Neden sivil kurul? Sorusunun yanıtı şudur: Sivil kurul gizli bir operasyonun süzgeci, örtüsü olmakla kalmayıp "inisiyatif kullanımı ve yaratıcı özgür düşünce teorilerinin üretimi ile bunların yaşama geçirilmesinde çok daha uygun bir yapı ortaya koyar. İllegal dünyanın yeniden yapılandırılmasında bilinen kurallar değil, yepyeni metotlara ihtiyaç olduğu kesindir. Asker, Polis, İstihbaratçı veya kamu kurum ve kuruluşlarında "memur" olarak koşullanmış beyinlerin üretimleri ile özgür ve yaratıcı beyinlerin yaşama ve insanlara uyum sağlayabilme ve dünya insanlığına entegrasyonu çok büyük farklılıklar ortaya koyar. Bu nedenle mevcut MAFİA yapılanmasının tasfiyesi ile yeni MAFİA örgütlenmesinin gerçekleştirilmesinde mutlaka "sivil kurul" oluşturulmalı ve bu kurul tarafından yönetilmeJJJi#s*>.^

X^

1137

İ^W#i-*'-$

Burada en önemli problem, bu 'sivil kurul'un kimlerden oluşacağı ve kaç kişiden ibaret olması gerektiğidir. Bir başka problem de belirlenerek seçilecek bu kişilerin böylesine 'bulaşık' ve 'riskli' bir işte 'neden' yer almak isteyecekleridir. Aklı başında hiçbir sivil, doğrudan Genelkurmay'a bağlı, son derece gizli ve illegal bir yapılanmanın sorumlusu olmak istemez. Oluşturulacak sivil kurulun üye sayısı üç kişiden oluşmalıdır. Bu üyelerden birisi 'kurye', ikincisi 'teorisyen' üçüncüsü ise, Amerikan kriminoloji tarihinde önemli bir yeri olan Luciano örneğinde olduğu gibi, ulusal MAFİA liderliği rolünü üstlenecek kişi olmalıdır. Bu kişi kısa zamanda uluslararası MAFİA ailesinde yer alabilmelidir." şeklinde olup, ERGENEKON ve MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) dokümanlarında mafyanın çökertilmesi yerine konrol altına alınıp başına da uluslar arası mafyayala irtibata geçebilecek bir Türk'ün getirilmesinin kararlaştırıldığı, şüphelinin konumu ve sürekli yurt dışına gidip gelmesi ve yurt dışındaki irtibatları, REİS (Kod) Sedat PEKER ile olan diyalogları, mafya grupları arasındaki husumetlerde araya girip barıştırma rolünü üstlenmesi, Susurluk döneminden ve o davada yargılananlar ile hem geçmişte hem de şu anki irtibatları, bir çok çek senet tahsilatı işlerinde kendisine müracat edildiğine ilişkin bir çoğunun içeriğini hatırlamadığını beyan ettiği telefon görüşmeleri ve kendi mal varlığına ilişkin olarak yaptığı görüşmeler, gizli hesaplannda milyon dolarlık paralann bulunduğuna ilişkin görüşmeler ve beyanında belirttiği küçük çaplı kumar işi yaptığını beyan etmesine rağmen kaybettiğini söylediği rakamlann yüzbin dolarla ifade edilmesi hususlan göz önüne alındığında, Gizli Tanık 17'nin beyanlanna göre Paşa (Kod) M. Fikri KARADAG'm yönetimindeki Kuvayı Milliye Derneği (1919) ne para yardımı yaptığı ve bazı dernek toplantılanna katıldığı anlaşılmıştır. Şüpheli Murat ÇAĞLAR da fotoğraf teşhisinde, Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ı dernek toplantılannda gördüğünü, beyan etmiştir. Şüpheli Sami HOŞTAN, her ne kadar savunmasında ikametinde bulunan biri GLOCK diğeri HECKLER marka iki adet ruhsatsız tabanca ve mermilerin kendisine ait olmadığını, soyismini bilmediği Murat isimli şoförüne ait olduğunu beyan etmiş ise de, silahların sıradan tabancalar olmadığı piyasa fiatlan yüksek olan tabancalardan olması ve şüphelinin ikametinden elde edilmesi hususları göz önüne alındığında her iki tabancanın da şüpheliye ait olduğunun kabulünde zorunluluk bulunduğu anlaşılmaktadır. Yine şüpheliden elde edilen 2 adet kuru sıkıdan çevrilmiş tabancanın elde edildiği, Şüpheli Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN'm ERGENEKON terör örgütünün mafya ile irtibatlannı sağlayan ve şüpheli Veli KÜÇÜK'e bağlı olarak bu ilişkilerini sürdüren ilişklerin uluslar arası düzeyde sürdürülmesinden de sorumlu örgüt üyesi olduğu, hem yurt içi hem yurt dışı irtibatlannm bulunduğu, mevcut telefon görüşmelerine göre büyük para işleri ve tahsilat işleriyle uğraştığı, aramalarda birsürü çek ve senet ile bazı tapılann bulunduğu, kazandığı paralan Veli KÜÇÜK'ün talimattan doğrultusunda ERGENEKON terör örgütünün amaçlan doğrultusunda kullanılması için harcadığı, Arnavut Sami (Kod) adım kullandığı ve ruhsatsız (Glock) tabanca bulundurma suçlannı işlediği anlaşılmış olmakla, Şüpheli Sami HOŞTAN'm üzerine atılı ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak ve 6136 Sayılı Kanuna muhalefet etmek eylemlerine uyan TCK'nun 314/2, 6136 Sayılı Kanunun 13/1 (Yargıtay 8 CD. uygulamalarına göre 5 adet silah bulundurmanın 6136 sayılı Kanunun 13/2 maddesi kapsamında miktar bahmındary#&fâm^arzettiğinin kabul edilmesi karşısında şüphelide ele geçen 4 adet ruhsatsız tabanca ğotf'vfcüne alınarak üst 1

*'

*■» V

1138 ■V.

' «

"* " ,r

i t, '"

'"

~s'-

sınırdan ceza tayini talebi ile) ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

36-ŞÜPHELİ SEDAT PEKER a) Emniyet ifadesinde; Emniyet ifadesi yok

b) Savcılık ifadesinde; 19.03.2008 günü C.Savcıhkta alman ifadesinde; CEL REKLAM üzerine şirketinin olduğunu, aylık 20 milyar TL gelirinin olduğunu, kardeşi ATİLLA PEKER ile ortak olduklarını, 2004 yılının Ekim ayından beri Çıkar Amaçlı Suç Örgütü Kurup Yönetmekten tutuklu bulunduğunu, 2007 yılı Ocak ayı itibariyle de istanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinden aynı suçlardan 14,5 yıl hapis cezası aldığını, cezasının Yargıtay'da olduğunu henüz kesinleşmediğini, İlk defa 1988 yılında silahla yaralama suçundan (1) yıl ceza evinde kaldığını, 1998 yılında da çete suçundan (9,5) ay kadar tutuklu kaldığını, ancak o davadan beraat ettiğini, 2002 yılında Tekirdağ F Tipi Cezaevine girdiğini, (6,5) ay tutuklu kaldığını, daha sonra bu dosyadan mahkum olduğunu, 1994 ve 1998 yıllarında askeri heyete girdiğini ve psikolojik nedenlerle çürük raporu verildiğini askerliğini yapmadığını, o tarihten itibaren ticari işleriyle uğraştığını, ERGENEKON yapılanmasını medyadan duyduğunu, bu yapılanma ile herhangi bir alakasının olmadığını, ERGENEKON'da yakalanıp tutuklanan şahıslardan; VELİ KÜÇUK'ü babasının arkadaşı olması sebebi ile tanıdığını, 1992 yıllarından beri zaman zaman görüştüğünü, ALBAYLIK ve PAŞALIK dönemi de dahil hem telefonla hem de yüz yüze görüşmelerinin olduğunu, Kocaeli'nde Alay'a zaman zaman gittiğini, bunun dışında VELİ KÜÇUK'le aralarında herhangi bir ilişkinin olmadığını, çürük raporu almasında VELİ KUÇUK'ün herhangi bir etkisinin bulunmadığını, VELİ KUÇUK'e ayrı bir sempatisinin olduğunu, Veli KUÇUK'ün Devlet hizmetinde bulunmuş, küçük çocuğununda Ermeni ASALA örgütü tarafından da öldürüldüğünü bildiği için kendisine daha fazla saygı duyduğunu, Devlet için çalışan birisi olarak bildiklerini, bu sebeple kendisine saygı duyduklarını, VELİ KÜÇÜK ile aralarnıda, para alış verişi, şirket bazında bir birlikteliğinin bulunmadığını, EMİN CANER YİĞİT'i tanımadığını, arkadaşı BOĞAÇ KAAN MURATHAN ve YENER KESKİN'in tanıdığını, VELİ KÜÇÜK'ün lojmandan çıkarıldığı ve korumasının kaldırıldığı dönemde, kiralık ev bulması için yardımcı olduğunu, ayrıca Veli KÜÇÜK'e yardımcı olması için BOGAÇ KAAN ve birkaç kişiye söylediğini, ancak CANER'i bizzat tanımadığını, geçmiş tarih olduğu için maaş verilip verilmediğini hatırlamadığını, VELİ KÜÇÜK'ün İzmit Alay'da iken altına özel araç tahsis etmediğini, cep telefonlarını ödemediğini, ancak Veli KÜÇÜK'ün öyle bir şey teklif etmiş olsaydı ödeyeceğini, geçmiş tarihli olduğu için tam olarak hatırlamadığını, VELİ PAŞA'nın arkadaşı olduğunu bildiği ve maddi durumu iyi olmayan birine borçlarını ödemesi için, o dönem 75 bin dolar para yardımında bulunduğunu ve bu parayı da şahsın durumu müsait olmadığı için almadığını, MUZAFFER TEKİNİ 1997 yılından buyana, cemiyet ortamlarından tanıdığını, kendisi ile zaman zaman görüştüğünü ancak samimiyetiniı\^J3&t&mmadığını, Muzaffer TEKİN'in ofisine gitmediğini, //^^ ^■'^S*

1139

S Vf^^K^f2^7

ERTUGRUL YILMAZ mahalleden çocukluk arkadaşı olduğunu, daha sonraki yıllarda kendisi ile görüşemediğini,Ertuğrul YILMAZ'in cenazesinde kendisinin tutuklu olduğunu ancak cenazeye çelenk gönderdiğini, Gazeteci TUNCAY GÜNEY'i tanımadığını, kendisini hiç görmediğini, ismini hiç duymadığını, METE YALAZANGİL, GAZİ GÜDER, KUDDUSİ OKKIR'ı tanımadığını, FİKRİ KARADAĞ'I MUZAFFER TEKİN vasıtasıyla tanıdığını, samimiyetinin bulunmadığını, villasına Fikri KARADAĞ'in gelmediğini, geldiyse de hatırlamadığını, 1996 yılında Almanya'ya gittiğini, eşi ve çocuğunun Almanya'da doğduğuğunu, Bulgaristan'a kereste ticareti yapmak amaçlı 1996-1998 yılları arasında gittiğini, VELİ KÜÇÜK'le irtibatlı olduğu dönemde ERGENEKON ve mafyanın yapılanması^ hakkında herhangi bir şey duymadığını, o dönem itibariyle VELİ KUÇUK'ün SAMI HOŞTAN ile tanıştığını bildiğini, ÖMER LÜTFÜ TOPAL ve ABDULLAH ÇATLI'yı tanımadığını, AYHAN ÇARKIN'ı gıyaben tanıdığını, daha sonra 2003 yılında da Antalya'da tanıştıklarını, herhangi bir samimiyetinin bulunmadığını, YAKUPKÜRŞAT YILMAZ'ı 1993 yılında cezaevinde tanıdığını, daha sonra zaman zaman görüştüklerini, herhangi bir ortak işlerinin olmadığını, ZIYA BANDIRMALIOĞLU'nu tanımadığını, Soruldu; 2003-2004 yıllarında memlekette karışıklık çıkarılmasına yönelik bir toplantıya katılmadığını, böyle bir olaydan haberinin olmadığını, GÜLER KÖMÜRCÜ ile tanıştığını, hakkında bir haber yayınladığını, , zaman zaman kendisi ile görüştüğünü, GÜLER KÖMÜRCÜ ile bir toplantıya katılmadığını, VELİ KÜÇÜK te bulunan mafyanın yeniden yapılanması ve tekelde toplanması ile alakalı dokümanlardan haberinin olmadığını, böyle bir faaliyet içinde bulunmadığını, SEMİH TUFAN GÜLALTAY'ı da semtinden tanıdığını, AKINBİRDAL olayından önce ve sonra görüşmüşlüğünün olmadığını, eski yıllardan tanışıklığının bulunduğunu, AYHANPARLAK'ı tanıdığını, ERTUĞRUL'unyakını olduğu için tanıdığını, ancak DOĞUŞ Factroring konusunu bilmediğini, VOLKAN GEZMİŞİ tanıdığını, VELİ KÜÇÜK, EMİN CANER YİĞİT ve MUSTAFA OK'un ailesine maaş gidecek konusunu hatırlamadığını, söylemiş olabileceğini, ancak CANER YİĞİT e maaş gidip gitmediğini hatırlamadığını, OSMAN YILDIRIM, OSMAN GÜRBÜZ, KOKSAL KARABAYIR 'ı tanımadığını, DREJ ALİ'yi uzaktan tanıdığını, samimiyetinin olmadığını, ZAHİT ALBAY olarak geçen şahsı ZAHİT BİNBAŞI olarak bildiğini, şuanda emekli olduğunu, bir fabrikanın güvenlik müdürü olduğunu, 1423 nolu tapede VELİ KÜÇÜK'ün bir seminer verdiğini, arkadaşlarının öğrenciler gönderdiğini, telefon görüşmesinde bu konuyu görüştüklerini, HAYRETTİN ERTEKİN'i balıkçı ZEKİ S ÖZER vasıtasıyla tanıdığını, kuyumcu olarak bildiğini, ancak telefon konuşmalarında geçen altın tespihleri bu şahsa yaptırmadığını, KÜRŞAT YILMAZ'layaptığı görüşmelerin doğru olduğunu, YILMAZ KATMERCİ nin bir factoring ve fınans şirketinin sahibi olduğunu, bu konuyla alakalı görüştüklerini, ALİ FEVZİ BİR'i mahalleden tanıdığını, 1117 nolu tapede geçen görüşme içeriğindeki SAMİ ABI ile birlikte yemek yiyelim şeklinde konu konuşulduğunu, ancak içeriğini hatırlamadığını, s**"*''**"19***»^ /-

HARUN ÇAKIR'ı tanımadığını, niçin REİSİM diye hitap ettiğini bilmediğini, yaptığı görüşmeyi hatırlayamadığını, İletişim tespit tutanakları okundu, sorulduğunda; 04 Eylül 2003 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşmede polisler hakkında şikayetçi olduğunu, polis yetkilileri hakkında dava açtığını, VELİ ABI ye söylersin demesindeki kastın ise VELİ KÜÇUK'ün de olayı bilmesini istemesinden kaynaklandığını, çünkü Veli KÜÇUK'ün baba dostu olduğunu, 03/08/2004 tarihinde VELİ KÜÇÜK'le yapmış olduğu görüşmeyi kabul ettiğini, Veli KÜÇUK'ün ÜMİT ÖZDAĞ'la yeni bir oluşum yaptıklarını, Erzurum'dan YILMA DURAK'in Yeniçağ gazetesinden HAYRI KÖKLÜ, Ortadoğu gazetesinden ZEKİ SARAÇOĞLU, GÜVEN SAZAK ve MERAL AKŞENER ile görüştüğünü Veli KÜÇUK'ün anlattığım, kendisinin de bu oluşum MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum olursa kamuoyunda yanlış anlaşılabilir şeklinde fikir beyan ettiğini, zaten böyle bir oluşumumun gerçekleşmediğini, VELİ PAŞA ile bu tür şeyleri paylaştıklarını, ÜMİT ÖZDAG'ın MHP Genel Başkanlığına aday olup olmadığı konusunu bilmediğini, YAVUZ ATAÇ'ı ATİLLA YILDIRIM vasıtasıyla tanıdığını, MİT'te görevli olduğunu, zaman zaman kendisi ile görüştüklerini, son olarak 2003 yılında görüştüklerini, İBRAHİM ŞAHİN'i Özel Harekat Dairesi Başkan Vekili olması nedeniyle tanıdığını, kendisi ile samimi olduklarını ancak, Susurluk kazasından sonrasında, cezaevine girip çıktığını, daha sonra ibrahim ŞAHIN'in bir kaza yaptığını, ondan sonra görüşmediklerini, saygıdan dolayı bu şahsa abi dediğini, MİLLİ YOL 'u KORKUT EKEN'in başkanlığında kurmayı düşündükleri bir oluşum olarak duyduğunu, 21/07/2004 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığı görüşmede bahsettiği olayın bu konu olduğunu, konuşmada geçen 22 yaşında iken VELİ KÜÇÜK ile KORKUT EKEN'i barıştırma çabalarını YAVUZ ATAÇ'ın da gayret sarfettiği şeklinde anlattığını, VELİ KÜÇÜK'ü baba dostu olmasından dolayı sevdiğini, KORKUT EKEN'i de Emniyet Genel Müdürlüğü Danışmanlığı yaptığı dönemde tanıyıp sevdiğini, YAVUZ ATAÇ'ı da MİT'te görev yaptığı sırada tanıdığını, bu şahısları sevdiği ve küs kalmalarını istemediği için, barıştırma çabaları içinde bulunduğunu, FERİDUN ÖNCEL'in Şanlıurfa MHP Eski il başkanı olduğunu, 21/07/2004 tarihinde yapmış olduğu görüşmede VELİ PAŞA'nın, KORKUT EKEN'e dikkat et deyip demediğini hatırlamadığını, askerlerin de KORKUT EKEN'e dikkat etmesi hususunda uyardıklarını hatırlamadığını, 21/07/2004 tarihinde GÜLER KÖMÜRCÜ ile yaptığım MİLLİ YOL ile ilgili "BUNLAR CAHİL BİRDE TUTARLAR KAHVE MAHVE TARATTIRIRLAR ..." şeklinde görüşmeyi şuanda hatırlamadığını, böyle bir görüşme yapmış olabileceğini, 21/07/2004 tarihinde SAMİ HOŞTAN ile KORKUT EKEN hakkında konuştuğunu hatırladığını, içeriğini hatırlayamadığını, YAVUZ KAYRAL'ı tanıdığını, Fenerbahçe'de yöneticilik yaptığını, Ankara'da mobilya üzerine işyeri olan bir iş adamı olduğunu, 25/07/2004 tarihinde YAVUZKAYRAL ile telefon görüşmesini hatırladığını ancak içeriğini hatırlayamadığını, HÜSEYİN NALBANTOGLU'nu ATILLA'nın arkadaşı olması nedeniyle tanıdığını, son zamanlarda birkaç yerde adını kullandığı için bu şahsı^lfihıyete'^ikgyet ettiğini,

n_

ATİLLA YILDIRIM'ı Trabzonspor'un eski yöneticisi olması nedeniyle tanıdığını, KELEBEK operasyonundaki telefon görüşmelerinde cezaevinde yatmasına sebep olan aleyhine yaptığı konuşmalardan dolayı bütün ilişkilerini kestiğini, 1173 sayılı tapede AYHAN YILDIRIM ile yaptığı görüşmede, Cumhuriyet gazetesinde çıkan MİLLİ YOLCULARI SEDAT PEKER FİNANSE EDİYOR başlığı altındaki haberde AYHAN ÇARKIN'ın açıklamalarının yer aldığını, daha sonra Alanya'da kendisi ile görüştüklerini, böyle bir açıklama yapmadığını söylediğini, MEHMET FİKRİ KARADAĞh MUZAFFER TEKİN vasıtasıyla tanıdığını, Mehmet fikri KARADAĞ'ın kendisini ziyaret ettiğini söylemesi konusunda, bu konunun doğru olduğunu, 3 yıldır cezaevinde olduğum için bazı şeyleri unuttuğunu, 56 sayılı tapede MEHMET FİKRİ KARADAĞ ile HÜSEYİN NALBANTOGLU arasındaki telefon görüşmesinde kendisinin REİS NASIL İYİ Mİ diye sormasının normal olduğunu, çünkü kendisine arkadaşlarının REİS diye hitap ettiklerini, ORHAN PAMUK la herhangi bir husumetinin olmadığını, COŞKUN ÇALIK, MUHAMMET YÜCE, AYHAN ÇELİK ve SELİM AKKURT ismindeki şahısları tanımadığını, kesinlikle hiçbir kimseye ORHAN PAMUK'u öldürmeleri halinde cezaevinde sahip çıkacağını, rahat ettireceğini söylemediğini, hiçbir kimseye suikast yapılması yönünde talimat vermediğini, 09/04/2003 tarihinde İFFET isimli şahısla yaptığı görüşmenin doğru olduğunu, manevi kardeşi konumunda olan OLGUN PEKER'in eşinin annesi olduğunu, polislerin kendisine kurmuş olduğu komployu anlatırken daha önce polisler tarafından böyle bir komplo yapılacağını beklediğini anlattığını, TURAN YAZGAN HOCA 'yi tanımadığını, konuşmada geçen AYTÜL, OLGUN'un eşinin kız kardeşi olduğunu, görüşmede geçen ÖZEL BİR GEMİ, ASKERİYEDEN 4 KIŞI konuşmalarını hatırlamadığını, ALAADDİN ÇAKICTyı 1996-1997 yılından beri, ortak tanıdıkları vasıtasıyla tanıdığını, en son 2003 yılında evine ziyarete gittiğini, orada görüştüklerini, kendisi ile iş ortaklığının bulunmadığını, SEDAT ŞAHİN'i 1995 yılından beri tanıdığını, fazla bir samimiyetinin olmadığını, cemiyetlerde cenaze törenlerinde karşılaştıklarında selamlaştıklarını, BURHANETTİN SARAL'ı da cemiyetlerden tanıdığını, fazla bir samimiyetinin olmadığını, AYVAZKORKMAZ'ı tanımadığını, RAMAZAN ÖZARSLAN'ı tanımadığını, ERDAL KARA'yı bir defa cemiyette gördüğünü, fazla bir samimiyetinin olmadığını, SONER ŞENGÜLLER'i tanımadığını, HALUK KIRCI'yı hatırladığı kadarıyla 1998 yılında Bayrampaşa cezaevinde tutuklu olduğu sırada tanıdığını, daha sonra görüşmediklerini, OKTAY YILDIRIM, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK, MEHMET ÖZTÜRK, MAHMUT ÖZTÜRK, SEVGİ ERENEROL, KEMAL KERİNÇSİZ, HÜSEYİN GÖRÜM, İHSAN GÖKTAŞ, AYDIN YÜKSEK, MUZAFFER ŞENOCAK, ERGÜNPOYRAZ, EMİN GÜRSES, VEDAT YENERER, HABİP ÜMİT SAYIN, ABDULLAH ARAPOĞULLARI, SATILMIŞ BALKAŞ ve diğer şahısları tanımadığını, Soruldu; ERGENEKON örgütü ile ilgi ve alakasının bulunmadığını, çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan dolayı halen Kandıra 2 Nolu F Tipi Kapalı Ceza infaz Kurumunda tutuklu olduğunu beyan etmiştir.

d) Telefon görüşmeleri;

^s^**58^

SEDAT PEKER ORGANİZE SUÇLARLA MÜCADELE ŞUBE MÜDÜRLÜĞÜNCE TESPİT EDİLEN TAPELER Tape 1417 06.02.2004 tarihinde Mecnun OTYAKMAZ ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "Tamam ordan çıkınca yetişirsin. Veli Paşaya bir emanet yollayacaktım da. Bu vakıf işi için Veli Paşayı arayayım, bahsedeyim. Birde Veli Paşa bir konferansa katılacak sen Veli Paşayla görüş konferansa kalabalık bir grup yaparsm. Dinlemeye giderken böyle öğrenci gençlerde olursa da olur. Git Veli Paşayla da şey yaparsm şimdi ben söyleyeyim ona." "Şimdi telefonunu veriyorum. Sen yaz. Veli Paşayı birazdan sen ara ben arayıp görüşecem. Veli Paşayla konuşursun..." dediği ve 537 350 99 88 numaralı telefonu verdikten sonra "Sen kalabalık bir grup yap. Böyle genç arkadaşlardan. Konferansı dinlemeye kalabalık geçersin." dediği, Tape :001083 29.02.2004 tarihinde Volkan...? / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Paşam sesimi duyabiliyor musunuz?" "Reisimiz görüşecekti efendim." dediği ve telefon Sedat PEKER'e verdiği, Veli'inin "Sedat'ım merhaba" dedikten sonra hal hatır sorduklan, daha sonra Veli'nin "Bugün bitirdik kongreyi istediğimiz gibi oldu gelince görüşürüz. Ben anlatırım. Her şey istediğimiz gibi gitti. Çok iyi oldu." dediği, Sedat'ın "Ben o arkadaşı da ayarladım abi. Bir güzel kardeşimiz vardı. Onu da ayarladım abi zaten. Askerde paşa korumasrymış, üniversite terk çok onurlu, nitelikli, terbiyeli, ahlaklı. Onu özellikle çok inceledim abi." dediği, Veli'nin "Bekar mı?" diye sorduğu, Sedat'ın "Bekar abi" dediği, Tape : 001094 05.03.2004 tarihinde Volkan...? / Sedat PEKER ile görüşmesinde özetle; Volkan'm Veli KÜÇÜK'ü telefonla aradığı ve daha sonra Sedat PEKER'e verdiği, Sedat'ın "Çocuk hemen hazır. Siz nasıl emir buyurursanız öyle. Sizin numaranızı ben kardeşimize versem. Size saygılarını sunsa pazartesi günü ona talimat verseniz olur mu?" dediği, Veli'nin "Tamam beni arasın." Dedikten sonra "...gelince çok güzel bir kongre geçirdik. Rusya'da istediğimiz adamı Güney Azerbaycan'da istediğimiz adamı hepsini getirdik. Şeye bakan geldi. Azerbaycan'dan Nazım geldi. Tabi ağırlığımı koydum orda. Ağırlığımı koyunca fazla kalmadı. Orda pazartesi günü paşam siz buradasınız benim başka işlerim var dedi gitti o. Ben dedim götürücem dedim kongreyi çok güzel oldu." "Ta Yakutistan'dan bile gelen vardı. Yakutistan'm temsilcisi geldi." "Çok güzel bir ziyaret oldu yani. Ben şey yapacam kongreyle ilgili." dediği, Tape : 001498 11.03.2004 tarihinde Volkan GEZMİŞ ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Bu şey var ya abi Hasan KOÇAR... Ziya" "O Ziya abi herhalde galiba cezaevine girmiş." "Onun ailesine her ay bir milyar sabit gönderecez abi" dediği, İsmet'in "Ben mi gönderecem onlara?" diye sorduğu, Volkan'm "Bilmiyorum ki ondan sonra Veli Paşanın şoförünü her ay maaş gitcek abi." dediği, İsmet'in "Kardeş biz ne kazanmıyoruz. Nerden ödicez. Bu şeyde bende mafoldum ya." dediği, Volkan'm "Bir tane daha söylim mi abi?" "Bide Mustafa OK'un ailesine rahmetli Mustafa OK varya." "Ziya PEHLİVAN bi milyar." "Ailesine" "... Veli Paşanın şoförü." dediği, İsmet'in "Kim o? Adı ney?" diye sorduğu, Volkan'm "Onu bilmiyorum abi. Bizim çocuklardan bir tanesinin şeyi Boğaç'm yanındaki çocuklardan bir tanesinin abisi galiba. Mehmet OK'un şey ailesine." "Onda rakam söylemedi. Net bişey söylemedi. Bunları not almadı söyledi abi." dediği, Tape : 001500 12.03.2004 tarihinde Volkan GEZMİŞ ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Resi derki abi. O size verdiğim isimler var ya." "Veli bey, Mustafa OK rahmetlinin eşine ve diğer Ziya beyin ailesine her ay ne olursa olsun, birer milyar muhakkak gidecek." "Banka hesabı araştırım abi ben şimdi şeye.".4ediği, İsmet'in "Valla ben aslında yani şimdi bunları söylüyosunda konuşmanj^fazını Rftjğlf* Yani şimdilik >{ * *» / ıf '» \ "** >L__—■—■——

bişey diyemiyorum." "Bunları yatırma gibi bi şansımız yok. Ben 14 - 15 milyar lira hariçten para yatırıyorum. Yani yetiş, olmuyo, yürümüyo." dediği, Tape :001501 12.03.2004 tarihinde Boğaçhan MURATHAN ile görüşmesinde özetle; Volkan'm "Abi bu Veli amcanın yanındaki arkadaşın, bide rahmetli Mustafa OK..eşinin üzerine iki tane hesap numarası açılacakmış abi." dediği, Boğaç'm "Ya bizim Caner'in(emin Caner yiğit) numarası bide şeyin numarası." dediği, Tape : 000056 01.07.2004 tarihinde Fikri KARADAĞ ile Hüseyin NALBANTOĞLU ile görüşmesinde özetle; Hüseyin'in "Ben Hüseyin NALBANTOĞLU. Atilla Beyin yanından ben." "Komutanım saygılar ellerinizden öpüyorum." diyerek kendisini tanıttığı, Fikri'nin "Bir arayıp sorayım dedim. Ne oldu bu çocuklara hiç ses soluk çıkmıyor dedim. İyiler mi dedim." dediği, Hüseyin'in "İyiler Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Reis nasıl iyi mi?" diye sorduğu, Hüseyin'in "İyi Allah'a şükür." dediği, Fikri'nin "Hepsine selam söyle." dediği, Tape : 001177 21.07.2004 tarihinde Güler KÖMÜRCÜ ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "...Bu Korkut abiler filan varya." "Bu Korkut filan bu Milli Yol diye bişey diyodun ya sen. Bahsediyodun ya hani. Benim haberim yok diyodun ..herşeyden." ".. .Sen demiştin ya biraz karışıklıklar isteyelim. Ben sana o gün orda masal anlatmadım. Çok eskiden ben böyle pas geçmiştim. Dedim abi şuan ülke sıkı durumda yani. Ülkenin Polisi görevini yapıyo. Adliyesi yapıyo. Askeri yapıyo. Şuan bu ülkede kaosa ihtiyaç yok." "Ben zaten böyle bi tip bişeylerin içersinde zaten bulunmam. Oda yapalım derken böyle yuvarlak ortada bırakmıştı hani. Şöyle yapmak böyle yapmak lazım filan diye." dediği bir süre Korkut EKEN'in kardeşi ile arasını açmaya çalıştığından bahsettikten sonra "... meğerse bu kendini bi parti gibi görüyolarmış." dediği, Güler'in "Korkut EKEN ve etrafı, tabi tabi." dediği ve bir süre sohbet ettikten sonra, Sedat'ın "Eskidendi ya. Pavyonlarda kadınlarla yatardı. Güler bigün biz İbrahim ŞAHİN bana dediki. İşte sen dedi. Bu olaylar dedi, konuşuluyo filan piyasada ilk böyle karşılaşıyoz aramızda bi sorunlar var, geçmiş. Dedim ki ne konuşuluyo kardeşim ben yaşadığımız bişeyi konuşmam. İçinde olduğum hiç bişeyi de konuşmam ki kaldıki bunların içinde de diğilim ben dedim. Bu pavyonda karılar, manitaları var bunların. Onun manitası diyoki işte falanca kez kaçırıldı. Öldürüldü diyo ya. Uyuşturucu kaçakçılığı işte. Benimki sıktı, senin ki sıktı yapıyorlar. Birbirlerine hani şimdi Ayhan ÇARKIN." "Ya bide Politik lider diğil Güler. Ayhan ÇARKIN'ı cezaevine ben yolladım. Cezaevine gittik işte. Sen gerçekten çok özelsin. Abdullah ÇATLI'yı bi tanımıştım, sevmiştim. Bi de hayatta değer verecek seni gördüm. Bizim kimse elimizden tutmadı, cezaevinde. Bak bizle ilgilendin. Bütün Polislerle sen ilgilendin. Söyle oldu, böyle oldu." "... Torba torba para getirip bırakıyom. Mahkumlara dağıtın... Savcıyı da en son adamı da yaktılar. Adama havuz yaptırmışlar. Kendileri cezaevine adamı yaktılar. Adam birinci sınıf savcıya ayrılamıyo artık. Ceza aldı. Çok değerli Türkçü bi adamdı." "... Rahmetli Çatlı'yı bunlar Kokain'e alıştırıp, öldürdüler çocuğu yani. Korkut abi zaten alkolik." dediği, bir süre şahısların oluşturacağı Türkçülük hareketinin içersinde yer almak istemediğinden, Gül er'e de çevresindeki herkese kendisinin bu konunun içinde olmadığını söylemesini istedikten sonra, Sedat'ın "Veli abi beni on sene evvel uyarmıştı biliyor musun? Bide kibar kibar uyarmıştı. Yani direkmen söyliyemiyodu bende bunları barıştırmak için napıyodum biliyon mu Güler?" "Bi Korkut abinin yanma giderdim. Abi Veli abi seni ne kadar seviyo, söyle seviyo, böyle seviyo, sonra Veli ağabeynin yanma giderdim. Abi seni böyle seviyo, şöyle seviyo, sonra tuttu dediki tam ben bunları yan yana getirdim. Başladı Veli abinin arkasından konuşmaya, niye dedim. Yavuz ATAŞ bişeyler söyledi dedi. Yavuz ATAŞ'ı aradım. Abi sen böyle bişey söyledin mi dedim. Sonra dedim ki yüzleşelim bak ben 22 yaşında çocuğum. Onlar yetmiş yaşmd^fa^m^^ıkes yan yana gelip yüzleşsin dedim. Bu ne demek dedim ya benim adımı siz, Meri Biz bifb^nj^ yakın olun diye şey yapıyorum dedim. Tutuyosunuz dedim, beni de j$îjT i-çİH^&kifös'ü%uz dedim. Siz ti ,„ » / if V» '•* 1 144

n

napıyosunuz dedim. Yüzlesin abi kim yalan söylüyorsa çıksın. Sonra Veli Paşa'ylan, Korkut Abiylen, Yavuz ATAŞ'ı görüştürdüm." "İşte yüzleşmediler. Üçü yan yana yüzleşmediler. Birbirleriyle konuştular ama üçü yan yana gelmediler." "Ya ben bu tip Hareketin içersinde dedim olmaz zaten ya." "Yani ne maddi ne manevi desteklemem dedim. Kardeşim bi sene önce söyledim." "Şimdi napıcaz yani. Onu soruyorum. Bide bunlar cahil. Bide tutar bi kahve mahve tarattırırlar. Bi iki genç çocuğun eline verip." dediği, Güler'in "Yok canım yapmazlar öyle şeyler. Bunlar 40 kişiler aman yani hiç zannetmiyorum. Böyle yollara sapacaklarını umut etmiyorum. O tür illegal şeylere sapmazlar." dediği, Sedat'ın "...On sene evvelinde olan olayların içinde Güler akü başında insanlar vardı. Devlet kararı, Hükümet kararı vardı." dediği, Güler'in "...Bizim ülkemizde son derece güçlü bi İstihbarat, son derece gerekli makamlar var. Onlarda bunun haberini alırlar tahmin ediyorum. Bunlar bu türlü bir gayri resmi yapılanmaya girerse." dediği, Sedat'ın "...Yok zannetmiyorum orda bi iki kişi de bulabilirler. Kendilerini ayarlayabilirler zaten Güler hep söyliyen benim yani. Şu ülkenin istikrara ihtiyacı var. Eskisi gibi diğil. Polis işini yapamıyordu. Adliyeler yapamıyordu. Mecburen eskinden bişeyler oluyodu. Artık eskisi gibi diğil ülke... oturuyo zemin güçleniyo Devlet güçleniyo, Polis güçleniyo, yani böyle bişey yok diyodum. Yav anlamadım Güler yani napıcaklar." dediği, bir süre Sedat'ın bu oluşum içinde olmak istemediğinden bahsettiği, görüşmenin ilerleyen bölümlerinde Sedat'ın "O senin arkadaşında onlarla birleşcekmiş biliyomusun?" "Hani senle görüşmeye gelmiş ya bir beyfendinin oğluydu, ölmüş. Ben çok iyi şeyler söylemiştim masada, hatırlıyor musun?" dediği, Güler'in "Ümit BOZDAĞ, Korkut EKEN'le birleşcek." "Yok canı Ümit'in adını kullanıyorlardır. Zannetmiyorum öyle bişey..." dediği, Sedat'ın "...Turan YAZGAN Hoca" "İşte Mehmet AĞAR filan bunlar birleşceklermiş." dediği, Tape : 001179 21.07.2004 tarihinde Sami HOŞTAN ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "... Abi hareketin varlığından bile haberim yoktu. Gasteci söylemişti. İsmin bunlarla anılıyo diye. Ben demiştimki, benim ismim bunlarla anılcak bişey yok demiştim yani." "Bilmiyorum o yapıyı hareketi bilmiyorum işte. ...Sağ taraf toparlanacakmış. Korkut EKEN işte başa geçecekmiş yani. Neymiş nasıl olacakmış da, partiler birleşecekmiş. İşte MHP, DYP veya onlar birleşmezse şey birleşcekmiş. Bu Turan YAZGAN hoca varmış. Bilmem birileri varmış işte yani. Böyle bi ... Korkut abiyi biz tüm internet sitelerinde, tüm gastede, tüm televizyonlarda onu bunu yaptık. Onla ilgili devamlı biz bişeyler yaptık, yaptık ta..." "Yaşadıklarımız var yani. Yaşanan o kadar şey varki." "Şimdi ben de dedimki olmaz dedim. Yani Korkut abi olmaz dedim. O işi yapamaz dedim. Öyle yani Parti kuracak Partinin başına geçecek şeyapacak." "Ya böyle bişi olur mu abi. Komedi olur yani. Böyle bir hareketin içinde işte ben Mehmet AGAR'a 2 Milyon dolar vermişim." dediği ve bir süre Korkut EKEN'in parti liderliğini yapamayacağından bahsettikleri, daha sonra Sedat'ın "Şimdi bende çıkıp şöyle mi söylesem veya Sami abi işte falanca kez adama on sene evvel Korkut EKEN bana demişti ki. .. .Filanca kez adamı ara. Bu adam eroin satıyo. Uyuşturucu işi PKK'lılarla da beraber hareket ediyo. PKK'ya para veriyo diyo abi. Bu adam yapmaz dedim de. Israr ettiğimde adama açıp küfür edin deyip sonra iki gün sonra beni arayıp ya senin dediğin doğruymuş. Adam yapmaz, işte kalbini kırdık. Bi kalbini al diyo. Biz kalbini alıyoruz. Ondan sonra da Atilla abi diyoki senden önce o adam geldi diyo. Çantayıda ben taşıdım. Atilla abinin arkadaşı parayı getirdim, bıraktım diyo. Ben bi lira kimseden aldıysam Allah'ımın üzerine yemin ederim ki Sami şimdi herkez." "Şimdi bunları mı konuşalım oturalım." "Kürtlere savaş açcaz deyip, kurt Ahmet'le ortaklık yapmak naşı bişey abi." "Bide Kürt Ahmet'le yaptığı ortaklıkta otopark ortaklığında bile." "150 Bin dolan ben vermiştim. O otoparkı alırken on Sami Abi." dediği, Sanır'nin "...Bu anlattığın şeyler hiç bişey diğil." dediği, görüşmenin ilerleyen bölümj^Tnde, SşBa^ın "Şimdi mesela geçmişte duyuru falan oluyodu. Sedat'çım bana ark^nıdah iftır^ajkolar. Diyolarki

Kolombiyalı bi hostes kızla ilişkin varmış. İşte benim hakkımda kötüleme şeyi yapıyolar. Ben Veli Paşayla Korkut abiyi barıştırmak, Yavuz ATAÇ'ı. Hepsine uğraştım. Veli abiye gidiyorum, abi diyorum Korkut EKEN böyle böyle. Ya diyoduki bana boşver filan. Be diyodum abi böyle böyle sonra Korkut EKEN'e anlatıyodum. Sonra onları barıştırdım. Ertesi gün abi bi konu oldu. Yavuz ATAÇ bana dediki. Diyo Veli KÜÇÜK benim için şöyle yapmış, böyle yapmış. Veli Abiyi aradım. Dediki ya ben böyle bişey yapmadım ama sana söylemedim mi dedi. Yani biz bunla görüştüğümüzde böyle olucak bu işini sonu diye yani sen bilnıiyo musun dedi. Bu işin sonu ne olacağını. Yavuz bu seferde, Yavuz abiyi aradım. Dedimki abi bakın ben yaşı genç bi insanım. Siz belli yaşta, aynı..." "Benim gelecekte itibarım, haysiyetim, şerefim var. Ben sadece sizi dost yapmak isterken siz böyle böyle bi acayip olaylar oldu. Gelin yüzlesin, kim kime ne dedi abi dedim. Yani ben kaldıramam böyle şeyi dedim. Yavuz abiyede dedim. Yavuz abi üzüldü filan tamam dedi. Ben şunu bi anm Korkut abiyi aradı. Veli Paşayı aradı. Hepsi aradı ama gelmediler. Yan yana yüzleşmeye. Veli baba bana dediki. Ya nolur bırak bu işleri dedi. Ya sen işine gücüne bak. Sen saf temiz insansın dedi. Sen bak dedi işine gücüne bak. E şimdi Sami ben düşünüyom da." dediği, Sami'nin "Bize de zamanında ne söyledi biliyo musun? Bunu bize de, rahmetliyle bana da söyledi. Veli Paşa bana da söyledi. Rahmetliye de söyledi yani yani..." dediği, Sedat'ın "Ya bunlar abi bak yemin ediyorum planlayıcı filan olmadan. Bunlar olay molay yaparlar. Giderler bi kaç tane dandik dundik adama ateş mateş ederler. Bunlar Kürtçü diye. Gerçi Kürtlerle ortaklık yaparlar ama böyle saçma bide bi olay filan yaparlar abi gine..." "Ya abi düğünde Feridun ÖNCEL'i çağırma dedi. Ben dedimki Feridun Başkan iyi bi adam işte. Drej'le arası olmayabilir veya rahmetli Çatlı" dediği ve bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Sami'nin "... kendini fazla yorma. Kendine ait diğilsin. İstediğin zaman, istediğin şeyi yapamazsın. Çünkü birileri ille gelecek. Umut olmuşun, birileri senden umut bekliyor. Bunlar için kafanı takarsan." dediği ve kısa bir süre Cumhuriyet gazetesinde çıkan bir haberin yeri hakkında konuştukları, Sedat PEKER'in "Onu okuyun abi. Onu okuduktan sonra zaten inan sinir sisteminizin bozulacağını tahmin ediyorum. Abi Ayhan beyfendi demişki benim ismimin mafya babası olan Sedat PEKER'le beraber anılmasından üzüntü duyuyorum demiş ya böyle." dediği, Sami'nin "Kim demiş?" diye sorduğu, Sedat'ın "Ayhan ÇARKIN" dediği ve haberin Cumhuriyet Gazetesinin 3. sayfasında çıktığından bahsettikleri, Tape : 001176 21.07.2004 tarihinde Feridun ÖNCEL ile görüşmesinde özetle; Sedat'ın "...Ben bu Korkut abiye zamanmda uğradığımda bu böyle muhabbet filan ediyodukta." "Böyle işte biraz aklı havalardaydı. İşte şöyle yapmak lazım. Böyle yapmak lazım. Hani OLAY filan. Bende dedim ki yani şuan bu ülke istikrara ihtiyacı var gibi bende bu yönde görüş belirtmiştim." "Daha sonra bu bize böyle bi soğuk filan olmaya başladı. Bu Ayhan ÇARKIN'larla filan görüşüyomuş herhalde." "Onlarla beraber Milli Yol diye bi hareket yapmışlar." "Dünde Cumhuriyet Gastesinde bir yazı çıkmış işte. Sedat PEKER Milli Yolu organize ediyo diye." "İşte bugünde böyle işte Ayhan ÇARKIN açıklama yapmış yani. Biz Sedat PEKER'le beraber hareket etmiyoruz. Yani rahatsız oldu. Anılmaktan gibi şeyapmış. Şimdi bu ibneyi ben cezaevine girdiği zaman bunları cezaevine filan hep ben Sami abiyle bunun cezaevini hep ben organize etmiştim abi." "Şimdi geçenlerde bi gasteci bi millitvekiliyle oturuyoduk. Bana diyorlardı ki işte bu Yeni Sağ toparlanacak işte. Bunun başına kim geçecek işte. Diyorlardı ki Mehmet AĞAR refagat etcek. O Muzaffer ÖZDAĞLAR'ın oğlu geçcek. Şu geçcek, bu geçcek. O gitcek, şu gitcek. İşte o an orda konuşuyoduk. İktidar partisi milletvekili ve gasteci. Bende dedimki hani bu hareketin başına geçmesi belli olan bi insan var. Oda yani bu işte bana şey diyorlar. Sizin isminizde çok geçiyo. Yapılan araştırmalarda filan dijgla&s^ "... O Muzaffer ÖZDAG beyin oğlu olan beyfendi o Araştırma Vakfı'nın Mfkam otaipiedim gasteciye." "Yani Korkut abi filan böyle bişey olmaz dedim yani." "l^febide b^lAif®%diyim. Bunlar

cahil yani. Bunlar bi kaç kişi o Ayhan ÇARKIN, Korkut EKEN, Semih filan." "Böyle sağda solda bikaç tane kahveye maveye ateş edip ortalığı karıştırıp. Gasteci diyoduki amaç ortalığı karıştırmak." "...Öyle üç beş tane faili meçhul cinayet yapacaz. Ortalık karışacak. Bide

bunların sonu kötü olacak ya." "Tabi bunlar... Politik bi hareket gibi yola çıkacaklarda. Sonradan bu iş Mafya'ya o öbür işe Para'ya filan dönücektir." "Ayhan yamyam paranın peşinde." "Korkut abinin şeyini biliyon. Bana niye küsmüş biliyon mu?" "Ben iki milyon dolar vermişim Mehmet AĞAR'a. Atilla'ya demişki işte bize vermiyo da Mehmet AĞAR'a iki milyon dolar para vermiş." "... Bende dedim ki ya ben Mehmet AĞAR'ı tanımam, etmem, bilmem..." dediği ve bir süre aynı konu ile ilgili görüştükleri, daha sonra Sedat'ın "... Korkut abi de kendisinin gerçekten öyle bi adam olmadığına inandı." dediği, Feridun'un "Kahraman, kahraman." dediği, Sedat'ın "Harbinden ya bütün bu işleri biz organize ettik ya." "Bana falanca kez kişiyi ara diyodu. Napıyo bu falanca kez kişi PKK'ya para veriyomuş. Daha o zaman çocuğ... Adam arıyoz. Kardeşim sen PKK'ya para veriyosun hesabı. Ulan ibne bizde arkadaş biliyoduk. Seni adamda adamda tanıdığımız ismini söylemim. Türkiye'nin büyük zenginlerinden biri. Sonra getiriyolardı Ankara'ya bana diyo ki üç gün sonra. Ya Sedat'çım bu PKK'dan gerçekten para almamış. Sen doğru söylemişsin. Çok iyi adammış. Adamla karı koca gibi oluyolar. Adam Atilla abi sonra bana diyo ki. Sen görmedin diyo. Falanca kez kişi Ceymis Bond çantayı getirdi diyo. Beni dışarıda beklettiler, çantayı baktım. Bıraktık gittik diyo orda." "O Millet öîdürülüyodu ya..." "Ahlaksız götveren ibneler böyle bi terbiyesizlik olur mu başkan. Kim bu ibneler ya kendireni ne sikim zannediyo bunlar ya." "Aklının amma soktuklarımmın yok onu yaptık. Bunu yaptık. İbne milleti inandırdık biz. Kahraman diye buyur şimdi la..." "Veli Paşa bana ne demişti biliyo musun? Bu Korkut EKEN'e dikkat et demişti ya." "Bu Korkut EKEN'e dikkat et demişti ya." "Bütün Generaller demişlerdiki bana sende demiştin." "Ama bunlar menfaat için demiştim. Vatan için diğilki." "Demiştimki hatırlarsan. Ayıplarını örtmeliyiz. Ankara hatırlıyon mu. Kahraman yaratmalıyız. İnsanlar o kahramanın peşinden gitsin diye. Buyur amma koyum. Projenin sahibi ben yarattık. Karaman döndü bize herhalde." dediği ve bir süre Korkut EKEN ve yanındaki şahıslar hakkında görüştükleri, ilerleyen bölümde Sedat'ın "... Bütün dostlarımızı arayıp, bizim bu Milli Yol denen hareketle ilgili uzaktan yakından hiç bi ilgimizin olmadığını." "Ülkenin huzura ihtiyacı olduğunu. Bu arkadaşların bu ülkenin huzurunu bozmak için maceraperest düşünceler içinde olduklarını, bunların cahil olduğunu dikkatli olmak lazım olduğunu. Yani abi düşünsene eskiden Camiyi Ülkücüler bombalarmış. Sonra istiflerlermiş ya." "Komünistler bombaladı. Gidip komünist mahallesini basalım. İnan Kürt - Türk savaşı çıkaracaklar abi. Dikkat etmek lazım." dediği, Tape : 001202 02.08.2004 tarihinde Şerif...? / Harun ÇAKIR ile görüşmesinde özetle; Bir süre hal hatır ettikleri, Şerefin "Komutanım, Harun komutanımla da kulağınızı çınlatıyoruz." "Tamam Reisim veriyorum komutanımı." "Harun komutanım. Harun ÇAKIR komutanım. Bir ara bir mevzu şey yapmıştık. Uğrayacaktık ağabey." dediği ve telefonu Harun ÇAKIR'a verdiği, Sedat PEKER'in Harun'a hitaben "Benim için çok büyük bir onur. Benim için çok büyük bir şereftir. Hakkınızı helal edin sizin de gıyabınızda kulağınızı çmlatmıştık." dediği, Harun'un "... O sizin yanınızda şey falan vardı. Boğaç falan var." "Onlar çok tanırlar. Biz Harun ağabey, Harun komutan dediğin, onlar bilinir." "Biz beraber görüştük. Hatta ben a bir avukatınız vardı. Bülent olması lazım." "O konu vardı. O KONU İLE İLGİLİ ÇOK ÖZEL BİR YERDEN ÇOK BÜYÜK BASKILAR VARDI. GEREKTİĞİ GEREĞİ YAPILSIN DİYE. BİZ O EVRAKLA«*ALAN DA HEPSİNİ İMHA ETTİK. Şimdi üstatla onu konuşuyorduk işte..." deuiği, 4 'W\ fi '*"

^t2>. '"#***%

Sedat'ın "Benim yapabileceğim bir şey her ne olursa olsun sadece bana bir selamınız gelmesi yeterdir ağabey." dediği, Harun'un "Bil mukabil. Ankara boyutunda bizim boyutta ne zaman, ne yapılması gerekirse biz de yaparız. Çünkü biz bir araya gelmesek de gönüller birdir. Gıyaben arkadaş selam da olmasa gereken, üstümüze ne düşüyorsa önümüze bir not geldiğinde onu yapıyoruz." "Ben Ankara'ya dönüyorum. Ben Ankara'da, esas yerim orası." dediği, Sedat'ın "İstanbul'a geliş tarihiniz var mı ağabey" diye sorduğu, Harun'un "Bizim için şereftir zevk duyarız. Başkası ne derse desin. Bu ülke bizim. Başkası anlamaz bu işten. Siyasiler hiç anlamaz." "Evet, evet... bizim ağabeyimizle berabersiniz herhalde zaten." "Veli Paşa" dediği, Sedat'ın "Doğrudur, doğrudur ağabey. İnşallah yaşadığım sürece kendisinden çok şeyler öğrendim her zamanda..." dediği, Tape : 1203 03.08.2004 tarihinde Veli KÜÇÜK ile görüşmesinde özetle; Veli'nin saat 20.30'da Güler...?'in yanma geleceğinden bahsettikten sonra "Yedide beni aradılar. Gene yedide şey gelecek. Bir yemek, dışarı söyledim. Oraya gelecek şey, Ümit ÖZDAĞ." "Telefon etti. İllede buluşalım falan diye. Ümit'le görüşecez. Ümit'le oturacaz, Güler'de gelecek. Sekiz buçukta. Güler'le oturup konuşacaz bazı şeyleri şimdi." dediği, Sedat'ın "O beyefendilerden çok umutluyum. Ağabey kendisini gıyabında tanıyorum ama beyefendiden çok umutluyum." dediği, Veli'nin "Şimdi biz bir çalışmanın içine girdik. Ümit'len devamlı görüşüyoruz. Ben işte bak açık söyliyeyim gönlümden geçen neydi biliyor musun? Gönlümden geçen Muhsin'di. Benim bir dakika dayı eski dostum fakat Muhsin'in partisi şuanda bu işi götürecek yani. Muhsin demiyorum. Muhsin'in kendisi için demiyorum. Partisi için götürecek şeyde değil, durumda değil." "Onun için biz şimdi seni, onun için seni ısrarla arıyorum. Biz şimdi bir oluşum yaptık. Bu uğurda şeyde ben Yılmaz DURAK varya Yılma'yı tanırsın." "Yılma DURAK'ı çağırdım. Erzurum'dan Yılma DURAK geldi. 4-5 kere buraya aldım. Burada görüştük. Şimdi tekrar buraya gelecek geçen gün Güven, tanır mısın Güven ağabeyi Güven SAZAK'ı" dediği ve Güven SAZAK ve Yılma DURAK ile birlikte yemek yediklerinden bahsettiği, daha sonra "Bağlarbaşmdaki yere epece bir yere bir hale getirdik. 350 metrekare bir yer Yılma'yı gönderdim. Yılma orada kaldı. Ben sana onun için bana e iki tane beş tane adam getirdi. Yılma benim 3 - 5 kişim var güvendiğim sağlam okuyan yazar okuyanlar bu işi götürebilecek adamlar." "Yeniçağ gazetesinden arkadaşlar ile görüştüm. Onlar hepsi tanıdıklarım dostlarım. Hele Hayri geldi şimdi Trabzon'dan" "Yayın kurulunun basma Hayri KÖKLÜ çok sevdiğim bir çocuk." "E Yeniçağa, şey Ortadoğu gazetesinde Zeki var SARAÇOĞLU" "Çok sevdiğimiz birisi o da. Bir şey yapacak. Biz şimdi bir oluşum sen az önce söylediğin bir şey varya Milli yol meselesinden bu o şekilde değil o şekilde olması senin aynen katılıyorum sanki memlekete ihtilal olmuşta Türkiye parçalanmışta, dağa çıkacakmış gibi bir hava." "Öyle bir şey. Amacımız o değil. Bizim amacımız o değil ya. Türkiye nereye gidiyor. Türk Milliyetçiliği ne oluyor. Niye bu meseleler oluyor falan... beni şimdi Amerika'ya tekrar çağırdılar. Gidecem Amerika'ya tekrar konferanslar vericem. Birkaç yerde bu konular ile ilgili." dediği, Sedat'ın "Muhsin ağabey gerekirse ileriki zamanlarda ağabey Muhsin ağabeyi de bu yapının içersine dahil etmek." "Yani Muhsin ağabey öyle liderlik hırsı olan bir insan değil. Ülkeye faydası olan her şeye dahil olur Muhsin ağabey." dediği, Veli'nin "Muhsin'de şey de Ramiz'de Ranıizlende konuştum ben." dediği, bir süre Veli'nin ev satın alamamasından dolayı kiraya geçeceğindjpjbahsettikleri, bu esnada Veli'nin "Ben bir yer buldum. Bir yer kiraladım şeyine... Y>â|pn öfteıstiyordum onu da kiraladım. İşte onun kontratım yapıcam. Şimdi bir de ca^nlâr birde*ş"eyde yol hizasında

yani. Birinci kat yola yol hizasında orası. Biraz tehlike arz ediyor ama bir yerlen görüştüm. Camlarını kurşun geçirmez yapıyorlarmış. Film çekiyorlarmış. Onları da getirip işte kurşun geçirmez çektiricem. Bir apartmanın birinci katında giriş katında." "Bu sıkıntımı bir atlatayım bir yerleşeyim. Eşyayı şey yapayım, oturayım yani eve. Ondan sonra bu işleri de ben devam ediyorum. Yılma'yı da çağırdım. Güven'len de konuştuk. Güven ağabey ile konuştuktan sonra ben Meral'i aradım. Meral ille bir görüşelim dedi. Meral AKŞENER." "Meral da aynı şey söyledi. Tamamen yanındayız. Beraber olucaz dedi. Sen telefon olmaz. Sen geldiğinde oturucaz. Her şey dört dörtlük çok güzel bir planlama yaptık. Konuşacaz ben şunu söyliyim. Ben hiçbir partiye üye değilim. Hiçbir partide kaydım yok. Ben Türk milliyetçisiyim. Türk milletine hizmet edicem. Bunun içinde ille bir partide bir sembol olmak veya bir pay edinmek gerekmez. Ben o açıdan çalışıyorum. O açıdan..." dediği, Sedat'ın "Veli ağabey bir şey söyleyim. Eğer yanlış anlamazsanız. Bu kurmuş olduğunuz oluşumu direk ben MHP'ye karşı veya MHP'ye alternatif bir oluşum gibi kurarsanız. Bence kamuoyunda yanlış anlaşılabilir." dediği,

e) Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları; Tape:1113, 11.03.2004 günü saat:16.26'da Volkan GEZMİŞ/Sedat PEKER ile Hayrettin ERTEKİN arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Volkan'm "Hayrettin bey" "Reisimiz görüşecek" dedikten sonra telefonu Sedat PEKER'e verdiği, Hayrettin'in "Reisim başka yerde duruyorum ben böyle geldi diye fırladım geldim" dediği, Sedat'ın "Misafiriniz var kapıdan girdik çıktık.. .hiç görünmedin elden geldiğince şey yaptın" dediği, Hayrettin'in "He ben hayır çıktım şimdi.................çıktık beraberde" dediği, Sedat'ın ise "Nasılsın iyi misiniz abi siz" dediği, Hayrettin'in "İyiyim hamdolsun yaramaz bişey yok ben geldim çünkü şimdi., merak ettim... duyunca yani dedim ne var diye bişey yokmuş Allah'tan" , "Buyurmazsınız Beşiktaş'a ben şeydeyim Ofisimdeyim" dediği, Sedat'ın "Abi ben yola doğru geçiyorum şuan çıktım bu Tekirdağ tarafma doğru abi yol güzergahmdayım sahili takip ediyorum" "Önümüzdeki günlerde abi ama..." dediği, Hayrettin'in "Çok sağol çok memnun olurum yani bende şimdi çıktım keşke görseydim iyi olurdu ama" dediği, Sedat'ın "Abi önümüzdeki günlerde önümüzdeki hafta yapalım mı abi Büroya ben ziyaretinize gelim sizin" dediği, Hayrettin'in "Tamam oldu bekliyorum çok memnun olurum." dediği, Sedat'ın "Saygı sunuyorum size" dediği, Hayrettin'in ise "Sağolun saygı bizden görüşürüz sağ olasın" dediği, Örgüt üyelerinden Muzaffer TEKİN Paşa(kod) Fikri KARADAĞ, Veli KÜÇÜK'ün Hayrettin ERTEKİN', Arnavut sami kod Sami HOŞTAN, la irtibatlarının bulunduğu, Veli KÜÇÜK'ün şoförünün parasını ödediği. Veli KÜÇÜK'e değişik zamanlar maddi yardımda bulunduğu anlaşılmıştır.

f) Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Tuncay GÜNEY'in 02.03.2001 tarihinde, Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğündeki mülakatında; Veli Paşa'nın "Mustafa Kemal hu ülkeyi Çeteler le kurdu" diyerek örgütlenmesini savunduğunu, anlattığına göre; Mustafa Kemalin kurduğu örgütlerden birisinin adının karakol olduğu, ayrıca Müdafa Hukuk, Kuvvayı Milliye gibi başka başka örgütlerin olduğunu, bütün bu örgütlerin halen devlet içinde devam ettiğini söyleyerek "çeteler le başardı bir araya gelişi" dediğini, Veli KÜÇÜK'ün de halen bahsedilen yöntemle hareket ettiğini, Sedat PEKER gibi gurupları kontrolü altında tuttuğunu, ^s^" /fi „ / -J

1149

'

Veli Paşa'nın hücre yapılanmasını çok iyi bildiğini ve çok temkinli olduğunu, başkaları ile paylaştıklarını kendisi ile, kendisi ile paylaştıklarını başkaları ile paylaşmadığını, Korkmaz YIGIT gibi birinden birşey almayı düşündüğünde, mafia olarak SEDAT PEKER'i, gazeteci olarak ta kendisini şahsın üzerine saldırtarak, koparacağı şahsı sıkıştırıp istediğini aldığını, Sedat PEKER'in 23 yaşında, Ali İhsan USKOL vasıtasıyla Veli KÜÇÜK ile tanıştığını, Sedat PEKER'in ilk dönemler sokak kabadayısı olduğunu, Veli KÜÇÜK le tanışmasından sonra, örgütlenmeye başladığını, Sedat PEKER in örgütlenmesinin öbür mafya gruplarına benzemediğini, her kurumda ve farklı konumlarda adamlarının olduğunu ve çevreye yüklü miktarlarda para dağıttığını, Veli KÜÇÜK'ün "mafia" yapılanması olarak ilk sıraya Sedat PEKER'i koyduğunu, çünkü Sedat PEKER 'in laftan çıkmayıp söz dinleyen, Veli paşanın bir dediğini iki yapmayan, oğlu gibi sevdiği bir kişi olduğunu, Sedat PEKER'in adamı olan Mecnun ODYAKMAZ'ın örgütü elinde tuttuğunu, Veli KÜÇÜK ile Balmumcu Merkez Komutanlığındaki evinde çalışma odasında otururlarken, SİMTEL (SİMENS de olabilir)'i Sedat PEKER'e aldıklarını, orada iyi bir organizasyon gerçekleştireceklerini anlattığını, Sedat PEKER'in "deprem zedelere yardım etmesi gibi" halka bazı yardımlarda bulunmasının, Veli paşanın teorisi olduğunu, Sedat PEKER'in de bu teori üzerinden hareket ettiğini, Veli KÜÇÜK'ün Sedat PEKER gibi bir çocuğu yirmi üç yaşından beri yürüttüğünü, kendisinin Veli KÜÇÜK'le birlikte olduğu dönemde Ergenekon - Lobi yi çözdüğünü, ancak mafyada ki insanları yönetirken nasıl kendini kamufüle edebildiğini çözemediğini, Veli KÜÇÜK ile ilişkili mafia gurupları olarak; altıncı filo daki Havacı OĞUZ'un olduğunu, ayrıca Şenol ACAR in olduğunu, Şenol ACAR'in Sedat PEKER'e düşmanmış gibi bir hava vermesine rağme,. ^öyle olmadığını, yine Veli KÜÇÜK'ün Ali ihsan USKOL'un oğlu, Levent USKOL aracılığı ile Kürşat YILMAZ'la görüştüğünü beyan etmiştir. 6 nolu gizli tanığın 29.02.2008 günü İstanbul C. Başsavcılığında alman ifadesinde özetle; Askerliğini izmit II Jandarma Komutanlığında yaptığnı, Veli KÜÇÜK'ün bu dönemde alay komutanı olduğunu, o dönem içerisinde Sami HOŞTAN'in Veli KÜÇÜK 'ü sık sık ziyaret ettiğini, hatta Veli KÜÇÜK'ün başka bir birliğe tayini çıktığında düzenlenen uğurlama partisine bile geldiğini, ayrıca o dönemde Hadi ÖZCAN' la bir kere Kriptolu telefonla görüştüğünü duyduğunu, bir kere de Sedat PEKER' ile görüştüğünü duyduğunu, ayrıca Veli KÜÇÜK'ün ajandasında Sedat PEKER, Ali İhsan USLUKOL ve Rahmi SEYMEN isimli şahısların bulunduğunu ve bu şahısların Veli KÜÇÜK ile sık sık görüşen şahıslar olduğunu, Veli KÜÇÜK'ün Ali İhsan USLUKOL, Sami HOŞTAN ve Rahmi SEYMEN ile daha çok yüz yüze görüştüğünü, ancak Sedat PEKER' in kendisinin askerlik yaptığı bu dönemde Veli KÜÇÜK ile yüz yüze görüşmek için geldiğini hiç görmediğini, ancak Rahmi SEYMEN"in ailece geldiğini, Sami HOŞTAN' in da yalnız geldiğini beyan etmiştir. Süleyman ESEN'in İstanbul C. Başsavcılığınca 13.03.2008 günü Sincan 2 Nolu F Tipi cezaevinde tanık sıfatıyla alınan ifadesinde özetle; Alpaslan ARSLAN'ın Osman YILDIRIM'ın davalarına baktığını nezarethanede öğrendiğini, ayrıca Alparslan'ın Hakkı KURTULUŞ isimli bir ayukatın yanında staj yaptığını, Avukat Hakkı KURTULUŞ'un Sedat PEKER'den dol0fgözaltı^e^ındığım beyan etmiştir. U50

Tanık Osman YILDIRIM'ın 13.03.2008 tarihinde Ankara Sincan 2 nolu F tipi cezaevine alman ek ifadesinde özetle; İbrahim GENÇ'i 1993 yılından beri tanıdığını, İbrahim'in o dönemlerde tefecilik yaptığını, tefecilik işinde Azeri uyruklu ZİYA AYÇAN ile ortak olduğunu, İbrahim GENÇ'in tefecilikten kaynaklanan alacaklarını etrafındaki kişilere tahsil ettirdiğini, ibrahim GENÇ'in 0 dönem yanında Abdullah SÜLÜK, Sedat PEKER, Erdal KARA, Kenyalı Soner, Abdullah ÇATLI, Aykut SEZER, Ahmet..?, Süleyman..?, Serhat..? ve bir çok itirafçı, Osman GÜRBÜZ, Esen TÜRKYILMAZ, 2004-2005 yıllarında Bahçelievler Spor kulübü başkanı Bahri..?, ve hatırlayamadığı nice isimlerin olduğunu, ayrıca Özer ÇILLER'in de ibrahim GENÇ ve Ziya AYÇAN'in ortağı olduğunu, Mecidiyeköy'deki GENÇ FACTORİNG'e her gittiğinde Özer ÇİLLER'i gördüğünü, İbrahim GENÇ'in bu kişilere çok sayıda çek senet tahsilatı yaptırdığını, bu tahsilatlar sırasında çok sayıda insanın silahla yaralandığını ve öldürüldüğünü, bütün bu olayların Ziya AYÇAN ve ibrahim GENÇ'in talimatıyla yapıldığını beyan etmiştir. Durmuş ANUÇİN'in 28.02.2008 günü C.Savcılıkça (Ceza evinde) alman ifadesinde; 26.12.2002 tarihinde Kandıra ceza evine girdiğini, 2003 yılında yapılan ilk duruşmada, Necip HABLEMITOGLU'nu İbrahim ÇİFTÇI'nin talimatı ile öldürdüğünü anlattığını, genelde ALAATTİN ÇAKICI, SEDAT PEKER, SAMİ HOŞTAN gibi adamlarla çok sık oturduğunu, muhtemelen de bu adamlarla birlikte hareket ettiğini, Cezaevindeyken, mahkemede bazı şeyler anlattığını duyan SEDAT PEKER'in kendisine aracıları vasıtasıyla yüklü miktarda sus payı olsun diye, iki defa 300 bin YTL para gönderdiğini, parayı iade ettiğini, ikinci seferde cezaevine gönderdiği için almak zorunda kaldığını, iki defa telgraf çektiğini, telgrafların yanında mevcut olduğunu, Telgrafı ve parayı gönderen YUNUS isimli soy ismi KARAKULAK olarak hatırladığı, telgrafta net olarak belli olan şahsın da patronunun SEDAT PEKER olduğunu, AYDIN ÖZBEY in araştırılması halinde, şahısların para kaynaklarının nerden geldiğininin öğrenilebileceğini, AYDIN ÖZBEY 1 milyar dolara yakın paranın kaynağı olduğunu, AYDIN ÖZBEY'in de SEDAT PEKER ve MUZAFFER TEKİN ile irtibatının olduğunu, MUZAFFER TEKİN'e MUZAFFER KOMUTAN diye hitap ettiklerini, Ümraniye'de, Çavuşpaşa'da ve Beykoz Konaklarında SELİM diye bir arkadaşın kahvesinde buluştuklarını, genelde jandarma mıntıkalarında buluştuklarını, Hayrettin ERTEKİN'in 25.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alman ifadesinde; Sedat PEKER' i tanımadığını, hiçbir ilişkisinin olmadığını, bir kere Sedat PEKER olduğunu söyleyerek birinin telefon açtığını, ancak o olup olmadığını bilmediğini, uçağa binmek üzere olduğu için telefonu kapattığını, gazete haberinde geçtiği gibi Sedat PEKER ile fikir alış verişinde bulunmadığını beyan etmiştir. Hayrettin ERTEKİN'in 25.02.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; 22/01/2008 günü saat 12:26 da KÜRŞAT isimli şahısla yaptığı görüşme okundu, sorulduğunda; Silahlı Kuvvetlerden görüştüğü şahıslardan edindiği izlenime göre, VELİ KÜÇÜK'ün SEDAT PEKER le şunla bunla, illegal işlerle uğraşan kişilerle meşgul olan bir kişi olarak bir generale yakışmayacağını düşündüğü tavır içinde olduğunu değerlendirdiğini, onun için bu şekilde konuştuğunu, SEDAT PEKER'i tanıyıp tanımadığı, kendisi ile bir ilişkisi olup olmadığı sorulduğunda; SEDAT PEKER'i tanımadığını, kendisi ile yüz yüze veya telefonla görüşmediğini, ancak bundan yaklaşık 8 veya 10 yıl önce Ankap^nisgi$t$<2k için tam uçağa bineceği sırada birisinin cep telefonundan arayarak SEDArj 0£KER*$duğj4nu söylediğini, 1151

| A

1

"

^

I-

kendisinin de inanmayarak telefonu kapattığını, kendisiyle ilgili internette SEDAT PEKER in fikir alışverişinde bulunduğu kişiler HAYRETİN ERTEKİN, VELİ KÜÇÜK, KORKUT EKEN ve YAVUZ KAYRAL şeklinde çıkan haber üzerine, Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca Fatih 1.Asliye Ceza Mahkemesine tekzip için başvuruda bulunduğunu, Arama sırasında evinde ele geçirilen 22 nolu CD içerisindeki SEDAT PEKER ile birlikte bir şahsın elinde silah ve Türk bayrağı olan şahsın kim olduğu sorulduğunda; SEDAT PEKER'i basından tanıdığını, o şekilde teşhis ettiğini, elinde silah olan şahsın kim olduğunu bilmediğini, CD nin depodan çıktığını, 1996 yılında gözaltına alındığında bilgisayar ve diğer malzemeler adli emanete alındığını, malzemelerinin iade işlemleri sırasında bu CD nin karışmış olabileceğini beyan etmiştir, Coşkun ÇALIK'm 23.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde alman ifadesinde; 02.10.2007 Günü SAAT:20.11/20.12 de Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşmede, Orhan PAMUK'a yönelik suikast düzenlenmesi konusuyla ilgili olarak, Sedat PEKER'in arkalarında olduğunu konuşmaları sorulduğunda; Orhan PAMUK'u vurma eylemiyle ilgili, Muhammet YÜCE'nin eylem sonrasında Sedat PEKER ve Alaatin ÇAKICI kendilerine cezaevinde sahip çıkacağını anlattığını, 12.06.2007 günü saat: 20.09/20.10 da Muhammet YÜCE ile yaptığı görüşme sorulduğunda; görüşmede Sedat PEKER 'in emrini bekliyoruz derken neden böyle dediğini bilmediğini, Halil lakaplı Selim AKKURT, Balıkesir'deki eylem için azmettirici şahıs ile görüşeceğini, bu şahsın Sedat PEKER olup olmadığını bilmediğini beyan etmiştir. Coşkun ÇALIK'm 25.02.2008 günü İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığında alman ifadesinde; Geçen yaz Bilecik'te iken Muhammet YÜCE nin yanına geldiğini, Balıkesir'de bir iş adamı varmış, onu öldüreceğiz, 1 trilyon para verecekler, bu işi yapacak 4 kişiyiz dediğini, ancak isimlerini vermediğini, iş adamının ismini de söylemediğini, Muhammet YÜCE'nin şahsı öldürmeleri halinde SEDAT PEKER'in kendi koğuşuna, yanına aldıracağını anlattığını, aynı görüşmede, Muhammet'in Balıkesir'de mafya olarak bilinen Mesut... ismindeki şahıs ile görüşüp plan yapacaklarını da konuştuklarını beyan etmiştir. Emin Caner YİĞİT'in 24.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şubesinde alınan ifadesinde; Sedat PEKER 'in ismini duyduğunu, tanışıklığının bulunmadığını, kendisini bir defa Adapazarında, depremzedelere yardım amacıyla açmış olduğu çadırda gördüğünü, Veli KÜÇÜK, Sedat PEKER ve Boğaçkaan MURATHAN arasında ne gibi bir ilişkinin olduğunu bilmediğini, Veli KÜÇÜK'ün yanında çalışmaya başlamasında, Sedat PEKER'in bir alakasının bulunmadığını beyan etmiştir. Emin Caner YİĞİT'in 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Sedat PEKER ve Boğaç Kaan Murathan ile herhangi bir samimiyetinin olmadığını, Sedat Peker'i 1999 depreminden sonra Adapazarı'nda gördüğünü, o tarihten sonra kendisini hiç görmediğini, Boğaç Kaan Murathan'ı ise Yener isimli arkadaşından dolayı tanıdığını, Veli Küçük ile Sedat Peker, Sami Hoştan, Boğaç Kaan Murahtan arasında bir ilişki olup olmadığını bilmediğini, Sedat Peke'in, Veli Küçük'ün yanında işe girmesine aracı olduğu konusunun doğru olmadığını, bu konuda Emniyette bir telefon tutanağı okunduğunu, o tutanakta geçen Caner isimli şahsın kendisi olmadığını, o tarihlerde Düzce'de olduğunu beyan etmiştir. Güler KÖMÜRCÜ'nün 25.01.2008 günü Organize/^ffipll^Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde; f * * "^ »

„|

fi ** - i,

1999 yılında Akşam gazetesindeki köşemde Sedat PEKER ile ilgili bir yazı yazdığını, yazının içeriğinde Sedat PEKER ve benzerleri için Mali Suçlarla Araştırma Kurulunu da göreve davet ettiğini, bu şahısların bütün mal varlıklarının veya gelirlerinin incelenmesinin gerektiğini belirttiğini, yazıdan sonra Sedat PEKER ile görüştüğünü, yazmış olduğu yazı ile ilgili Sedat PEKER'in açıklama gönderdiğini, tekzip yayınlamamak için kendisi ile görüştüğünü, bu şekilde tanıştıklarını, Veli KÜÇÜK ve Sedat PEKER' in birbirlerini tanıyıp tanımadıklarını bilmediğini, medyadan tanışık olduğunu okuduğunu, 21.07.2004 günü saat:17.56 sıralarında Sedat PEKER ile yaptıkları görüşme sorulduğunda; 4 yıl önceki bir röportajını an ve an içinde geçen bütün kelimelerle hatırlamasının mümkün olmadığını, Sedat PEKER'in milli yol diye bahsettiği bir sivil oluşumun, bir siyasi demokratik yapı olduğunu, Sedat PEKER 'in bu konuşmada kendince belirlediği sağın alternatif lider adaylarını ve önde gelen isimlerini milli yol adını vereceği siyasi parti çatısı altında yada demokratik bir sivil oluşum içinde değerlendirmek istediğini söylediğini, ülkede kaos çıkartmak gibi bir niyetlerinin olmadığını, Sedat PEKER 'e kimlerin ne amaçla para verdiğini bilmediğini, Sedat PEKER 'in Veli KÜÇÜK ve Korkut EKEN'in arasını yapmak için neden çaba sarf ettiğini bilmediğini beyan etmiştir. Güler KÖMÜRCÜ'nün 26.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; SEDAT PEKER ile ilgili 1999 yılında bir yazı yazdığını, bu yazıya Sedat PEKER 'in tekzip gönderdiğini, onu da yayınlamadığını, yazı sonrası kendisi ile bu güne kadar arada sırada görüştüğünü beyan etmiştir. Oğuz Alparslan ABDULKADİR'in 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Bir telefon görüşmesinde dernekteki yolunda gitmeyen şeylerle ilgili olarak "ihtilal yapalım" tabirini kullandığını, Hüseyin Görüm'e saldırı düzenlemek için Sedat Peker grubundan adam ayarlayacağını söylemediğini beyan etmiştir. Orhan TUNÇ'un 25.02.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Sedat PEKER'e ait olduğu bilinen "öztürkler.com" ve "gençtürkler.com" adlı internet sitelerinde bir dönem yazılar yazdığını, çünkü bu sitenin yöneticisi Ahmet ORAK ile arkadaş olduklarını, Ahmet ORAK ile orada çalışan İLKAY isimli kişinin arasının açıldığını, bundan dolayı İLKAY'in Sedat PEKER'e mektup yazarak, kendisinin sitede yazmamı sağladığını, Sedat PEKER 'i tanımadığını, Semih Tufan GÜLALTAY'm 20.03.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; MECNUN ODYAKMAZ ile SEDAT PEKER arasındaki görüşmede SEMİH ismi geçmesi nedeniyle 21.07.2004 tarihli görüşme okunarak sorulduğunda; Görüşen kişilerle ilgisinin olmadığını, görüşme içeriğinde geçen KORKUT EKEN ile AYHAN ÇARKIN' ı basından tanıdığını, başlatmış oldukları iddia edilen Milli Yol hareketi ile de hiç bir ilgisinin olmadığını, görüşmede geçen SEMİH ismi sadece bir isim benzerliğinden ibaret olduğunu beyan etmiştir. Mehmet (Hadi) ÖZCAN'm 21.03.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; SEDAT PEKER in dayısını ve babasını tanıdığını, kendisini tanımadığını, Yakup Kürşat YILMAZ'm 27.03.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Silahlı çıkar amaçlı suç örgüt kurmak suçundan 3 yıldır tutuklu bulunduğunu, SEDATPEKER'i geçmiş dönemden cezaevinden tanıdığını, ERGENEKONoluşumu ile hiç bir alakasının olmadığını, geçmiş dönemde sadece SEDAT PEKER ij^^elefonda görüşmüş olabileceğini, SEDAT PEKER ile 1995-2002 yılına kada.p^azı .^s^bmlerden ötürü

o 1153

^

görüşmediğini, ÖMER YEŞİLYURT hadisesinden ötürü kendisi ile görüşmediğini, daha sonra da tavsiyesi ile dost olduklarını, aralarında husumet olmadığını, Veli KÜÇÜK'ün 25.01.2008 günü TEM ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde; Sedat PEKER isimli şahsı tanımadığını, aslen Adapazarlı olan babası Ahmet PEKER vasıtası ile tanıdığını, babası rahmetli olduktan sonra, bir kaç kez Kocaeli de kendisini ziyarete geldiğini ve görüştüklerini, başka herhangi bir bağlantısının ve ilişkisinin olmadığını, Sedat PEKER'in şoför temin etmesi ve parasını da ödemesi konusu sorulduğunda; Sedat PEKER ile babası kanalıyla bir diyalogu olduğunu, ancak Caner YİGİT'in Sedat PEKER'in yanında çalışıp çalışmadığını bilmediğini, Caner YIGIT'i Sedat PEKER in göndermediğini, Tape:001083/001094 nolu tapelerde (2004 yılı); Sedat PEKER le görüşme sorulduğunda; Böyle bir konuşma yaptığını hatırlamadığını, fakat Almanya nın Köln şehrinde iki kez DAK toplantısı yaptıklarını, Tape:001094 nolu tapede (2004 yılı); Sedat PEKER ile yaptığı görüşme sorulduğunda; Konuyu hatırladığını, kiralık eve ihtiyacı olduğundan birkaç emlakçının ev tavsiye ettiğini, Sedat PEKER in böyle bir teklifte bulunmadığını, kendisini gezdiren emlakçıyı tanıyor olabileceğini, o zaman ev alamadığını ve kiraya çıktığını, Tuncay GÜNEY'in Veli KÜÇÜK ile Sedat PEKER in yoğun ilişkileri olduğu, Veli KÜÇÜK'ün Sedat PEKER'i 23 yaşından itibaren yönlendirdiği şeklinde beyanları sorulduğunda; Tuncay GÜNEY kendisini kurtarabilmek için yalan ve iftira attığını, Tuncay GÜNEY'in şahsıyla ilgili söylediği her şeyin tamamen yalan ve iftira olduğunu, 15.07.2004 tarihinde Sedat PEKER le yaptığı görüşme sorulduğunda; Görüşmede bahsedilen "oluşum" Ümit ÖZDAG'ın MHP içersinde bir yere getirilmesi çabası olduğunu, bu konuda Sedat PEKER 'in bir desteğinin olmadığını beyan etmiştir. Veli KÜÇÜK'ün 26.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; SEDAT PEKER' i babasından dolayı tanıdığını, Sedat PEKER'in babası ölünce SEDAT ile ilgilendiğini, 5 senedir görüşmediklerini, telefonla bir iki kez aradığını, EMİN CANER YİĞİT kısa dönem yanında bulunduğunu, uzun süredir kendi arabasını kendisinin kullandığını, SEDAT PEKER bunun maaşını veriyor şeklinde bazı sipekülasyonlar ortaya çıkınca bir daha bu şahsın yanına gelmesine müsade etmediğini, CANER YIĞIT'in daha sonraları, danışmanlığını yaptığı Alfa şirketinin sahibi MEHMET GÜLKANATyanına gidip geldiğini gördüğünü, kendisiyle alakalı bir şahıs olmadığını, SEDAT PEKER' in şirketinin adını bilmediğini, SEDAT PEKER' in şirketinin adının ergenekon olduğunu ilk defa duyduğunu, Sami HOŞTAN'm 25.01.2008 günü C.Savcılıkta alman ifadesinde; Sedat PEKER'i tanımadığını, hiç kendisiyle görüşmediğini beyan etmiştir. Emin GÜRSES'ın 24.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünde alman ifadesinde; Sedat PEKER 'i basından tanıdığını, Güler KÖMÜRCÜ'nün gizli örgütlenmeler ve mafya gibi konularda gazetelerde yazıları çıktığını, Güler 'in bu bilgileri alabilmek için bu şahıslarla görüşmüş olabileceğini kasteddiğini, bu şekilde beyanlarda bulunduğunu, Güler KÖMÜRCÜ'nün Sedat PEKER 'le görüştüğü konusu gazetelerde haber olarak çıktığını, Kardeşi Mustafa 'nın vefat etmesi sonrasında cenaze törenmgtJmü.lan şahısların isim listesinin Zümrüt Rize Gazetesi tarafından kendisine maille bjMwJldiği^i>^dat PEKER 'in

cenaze törenine katılmadığını, ancak Veli KÜÇÜK ve Sevgi ERENEROL 'un cenaze törenine katıldığını beyan etmiştir. Mehmet Fikri KARADAĞ'm 25.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alınan ifadesinde; Ertuğrul YILMAZ'ı PKK'yla savaşan bir vatan evladı olarak bildiği için şehit olduğunu düşündüğünü bu yüzden cenaze törenine katıldığını, cenaze törenine gittiğinde Muzaffer TEKİN'i gördüğünü, Düzce tarafındaki bir yerde Ertuğrul YILMAZ'in köyüne Muzaffer TEKİN ve Ertuğrul YILMAZ'in akrabalarıyla birlikte mevlüt merasimine gittiklerini, orada Sedat PEKER 'in kardeşi Atilla PEKER 'i gördüğünü ve tanıştığını, Muzaffer TEKİN vasıtasıyla Sedat PEKER 'le tanıştığını, Sedat PEKER 'in kendisini ve Muzaffer TEKİN'i Beylerbeyi sahilinde yalıdan bozma bir yere davet ettiğini, orada birkaç saat sohbet yaptıklarını, görüşmelerinin vatan millet kurtarma ekseninde geçtiğini, ilerleyen dönemde Muzaffer TEKIN'in, Sedat'ın kendilerini yemeğe çağırdığını anlattığını, yemeğe gitmek için Muzaffer'in bürosunda beklediklerini oraya Boğaç isminde bir şahsın geldiğini, birlikte Beykoz 'da bulunan büyük bir bahçe içerisindeki eve gittiklerini beyan etmiştir. Muhammet YÜCE'nin 24.01.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde; Orhan PAMUK'un öldürülmesi konusu sorulduğunda; Sedat PEKER'le hiçbir alakasının bulunmadığını, eylemlede hiçbir ilgisinin olmadığını, laf olsun diye söylenmiş sözler olduğunu, Muzaffer TEKİN'in 18.06.2007 günü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünce alman ifadesinde; Sedat PEKER ile ilk olarak tarihini tam olarak hatırlayamadığı bir dönemde istanbul Hilton otelinde ÖZTÜRKLER gecesinde, rahmetli Mustafa OK vasıtasıyla tanıştığını, ondan sonra bir sefer Kadıköy'de Morgın kafede karşılaştıklarını, bir seferde Kadıköy'de Dalyan kafede 3-4 sene önce bu kafenin sahibi aracılığı ile görüştüklerini, bir iş adamı olarak tanıdığını beyan etmiştir. Ayhan ÇELİK'in 27.02.2008 günü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğünce alınan ifadesinde; Orhan PAMUK'a suikast düzenlenmesi konusu sorulduğunda, Sedat PEKER'i tanımadığını, olayı gerçekleştirmeleri halinde Sedat PEKER ve Alaattin ÇAKICI nın arkalarında olduğu konusunda herhangi bir şey bilmediğini beyan etmiştir. Dev-Sol ve DHKP/C terör örgütleri içerisindeki faaliyetlerinden dolayı yakalanarak tutuklanan Semih GENÇ isimli kişinin 08.04.2008 tarihinde alman ifadesinde; "Ben Romanyada bulunduğum dönemde şu anda ERGENEKON da ismi geçen Sedat PEKER'in Romanya'ya gelip gittiğini biliyorum. Kendisi örgütün hedefleri arasındaydı, bunla ilgili olarak Romanya'da bulunduğum sırada Sedat PEKER'in Türkiye'de arandığı dönemde Romanya'ya kaçtığını ve oradan GOLDEN FALCON isimli restaurantm sahibi Cemil .............. isimli şahıs tarafmdan saklandığını öğrendim. Cemil.........isimli şahıs Romanya'da Bükreş'te hem Golden Falcon isimli restorantm hem de Golden Falcon isimli kuyumcu dükkanının sahibidir. Bu kişiden PKK ve DHKP/C örgütleri haraç alıyorlardı Bu kişinin Bükreş'te herkes tarafmdan bilinen lüks birjgsstefarıtı vardı, yine büyük çapta uyuşturucu kaçakçılığı yapan Fırat ....lakaplı Tunceli'^'gerçefeflfrıîri^hatırlamadığım

bir şahısta Romanya'ya geldiğinde mutlaka bu şahsın yanma gelirdi. Cemil..........Fırat lakaplı bu kişiyi misafir ederdi çok iyi dostlukları vardı. Sedat PEKER 1999 senesinde Türkiye'de firari duruma düşünce Romanya'ya bu Cemil ......... İsimli şahsın yanma geldi, Cemil...................Sedat PEKER'e villa ayarladı ve uzun bir süre orada saklanmasında yardımcı oldu, hatta Sedat PEKER oradayken dönemin Anavatan Partisi Bakanlarından Ülkü GÜNEY ve bir milletvekili Bükreş'e geldiler Bükreş'te göl kenarında LEBADA Otelinde Sedat PEKER'le görüştüler, Sedat PEKER Türkiye'de onların bir işini halledecekmiş bunun karşılığında da Sedat PEKER'in Türkiye'ye gelip teslim olmasını ve kısa bir sürede serbest bırakılması garantisini vermişler. Yani yaptıkları görüşmede bu işin pazarlığını yapmışlar. Ben bu olayı duyunca devlet görevlileri ile bir mafya liderinin pazarlık yapması olayından dolayı bu işlerde karanlık noktalar olduğunu düşündüm. O görüşmeden kısa bir süre sonra Sedat PEKER Türkiye'ye geldi teslim oldu 3-4 ay tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakıldığını öğrendim. Bana olayın karanlık gelen çarpıcı yanı ise; yukarda bahsettiğim Tunceli'li Fırat lakaplı kişi uyuşturucu kaçakçısıdır. O dönemde Bakırköy'de bulunan Hasan ERKUŞ (uyuşturucu kaçakçısı Sivaslı) ile ortak oldukları, Abdullah ÇATLI'nın da hisse sahibi olduğunu bildiğim star gazinosu'nda eroin işi yapıyorlar. Türkiye'de Abdullah ÇATLI ile eroin işini yapan Fırat lakaplı kişi yurt dışında da DHKP/C ve PKK örgütü mensupları ile uyuşturucu kaçakçılığını devam ettiriyor. Yukarıda bahsettiğim Romanya'daki lokantada Fırat lakaplı şahıs, yanında oranın ileri gelen işadamları ile oturduğu sırada ben ve Şemsi Şafak BAHSİ birlikte içeriye girdik. Ş.Şafak BAHSİ; yurtdışında DHKP/C örgütü içerisinde faaliyet yürüten, bir dönem Hollanda'da sorumluluk yapan daha sonra Bulgaristan'a gelerek örgüt içerisinde sorumlu düzeyde faaliyetlerine devam eden, Türkiye'ye gönderilmek üzere Bulgaristan'daki Alaydan silahları çıkarttığı sırada yakalanarak tutuklanan kişidir. Birlikte içeri girdiğimizde uyuşturucu kaçakçısı Fırat lakaplı kişi ayağa kalkarak Ş.Şafak BAHŞİ'ye hürmet gösterisinde bulundu. Bu olay çok dikkatimi çekti. Biz ayrı bir masada oturarak yemek yerken ben "bu şahıs kelli felli insan, uyuşturucu kaçakçısı sana bu şekilde saygılı davranmasının sebebi nedir?" Diye sordum. Cevaben "bu kim ki, Hollanda'da bizim denetimimiz ve emrimizde olan birisidir. Bunun gibi daha niceleri bizim kontrolümüzdedir" dedi DHKP/C örgütü üst düzey sorumlusu Şemsi Şafak BAHSİ ile uyuşturucu kaçakçısı Fırat lakaplı kişi birlikte lokanta sahibi Cemil....'in beyaz Shoreke jeepi ile dışarı çıktılar yaklaşık iki saat dolaşıp konuştuktan sonra tekrar geri geldiler. Star gazinosunda bir dönem Müdürlük yapan Ateş............. isimli kişi Romanya'ya geldiğinde Cemil.........in dükkanında görüştük. Bu şahsın anlatımlarından Abdullah ÇATLI'nın star gazinosuna hissedar olduğunu öğrendim. Abdullah ÇATLI ile eroin kaçakçılığı işi yapan Fırat lakaplı kişinin DHKP/C örgütü denetiminde yani maddi olanak karşılığında yol vermesi ile yurtdışında uyuşturucu kaçakçılığını devam ettiriyor olması, yine Sedat PEKER'e barınacak yer ayarlayan kişinin DHKP/C örgütüne yardımda bulunuyor olması normal mantıkla izah edilemez. Pazarlanan uyuşturucu maddesinden yani aynı partinin mallarından Abdullah ÇATLI ile DHKP/C örgütü ortak rant elde etmektedirler. Türkiye'de DHKP/C örgütü kendisine kitle temin etme maksadıyla fuhuşa ve uyuşturucuya HAYIR diye kampanya düzenlerken, uyuşturucu kullandığı tespit edilen şahıslara yönelik eylemler yaparken örgüt yurtdışında uyuştu^cWİ£aÇâl^çılığı üzerinden büyük rantlar elde etmektedir. 1156 ;

Şunu rahatlıkla söyleyebilirim; yurtdışında Mafya, PKK ve DHKP/C örgütlerinin denetimi dışında uyuşturucu işinin dönmesi olanaksızdır" şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

g) Hukuki durumunun değerlendirilmesi; Şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in örgütün üst düzey sorumlarından Veli KÜÇÜK, Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ ile yakinen görüştükleri, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ'm Beykoz'daki yalısına dahi gelip örgütsel içerikli toplantılar yaptıkları, şüpheli Veli KÜÇÜK'le küçük yaşlardan beri tanıştığını, askerliği konusunda Veli KÜÇÜK'ün kendisine yardımcı olduğu, şüpheli tarafından ERGENEKON adında bir şirket kurulduğu, Tuncay GÜNEY beyanlarında REİS (Kod) Sedat PEKER'in tamamen Veli KÜÇÜK tarafından eğitilip yönlendirildiğini, şüphelilerin tüm suç örgütü liderleriyle irtibatlarının bulunduğu, Arnavut Sami (Kod) Sami HOŞTAN ile görüşürken çok saygılı davrandığı Veli KÜÇÜK'le görüşürken sürekli "abi" diye hitap ettiği, normalde herkesin Veli KÜÇÜK'e "paşam" diye hitap ederken çıkar amaçlı suç örgütü liderlerinin kendisine "abi" diye hitap ettikleri. Şüphelinin genç yaşta suç örgütü lideri olması ve genç yaşma rağmen üst düzey askeri görevlerde bulunan şüpheliler Veli KÜÇÜK ve Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ'la doğrudan irtibatları, ceza evlerine düşen şahısların maddi olarak finanse edilmesini sağlamaları, Necip HABLEMİTOĞLU cinayetini işlediğini iddia eden başka suçtan tutuklu Durmuş ANUÇİN'in beyanında kendisine REİS (Kod) Sedat PEKER tarafından para gönderilmesi hususları ve ERGENEKON yapılanmasının illegal kişilere ihtiyaç duyup mafya dokümanında belirtildiği gibi mafyanın çökertilmesi yerine MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu)'nm karara bağlanması, hususları göz önüne alındığında, mafya dokümanında mafyanın uluslararası kullanılıp, hem istihbarat elde etme hem de örgüte gelir elde etme amaçlarına uygun olarak MAFİANIN Yeniden Yapılanması (reorganizasyonu) hususlarına uygun yapılanmada şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in Ergenekon terör örgütüne bağlı olarak ve örgütün talimatlarıyla hareket edip gerektiğinde tetikçi temin etmek, ya da ceza evlerine düşmüş insanlara ceza evinde yardım edip daha sonra bu kişileri örgüte kazandırıp çeşitli suçlan işletmek için örgütün bünyesinde barındırdıkları, Şüpheliler Veli KÜÇÜK, Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M.Fikri KARADAĞ ile hiçbir hukuki ve siyasi birliktelikleri olmamasına rağmen bir araya gelip örgütsel içerikli toplantılar düzenlemeleri, kendileri şerefli bir kurum olan Türk Silahlı Kuvvetlerinde önemli vazifeler yapmış olmalarına rağmen, hem görevde oldukları hem de emekli oldukları dönemde suç örgütü lideri olarak bilinen REİS (Kod) Sedat PEKER'le irtibatları hayatın olağan akışına uygun düşmemekte olup, Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli bir albayın REİS (Kod) Sedat PEKER birçok defa ceza evine girip yagılanan kişilerle olan ilişkilerinin tamamen ERGENEKON terör örgütü bünyesinde örgütçe alman kararların uygulanmasına yönelik kararlardan kaynaklandığı anlaşılmıştır. Şüpheli REİS(kod) Sedat PEKER'in ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN dokümanlarında bulunan MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) belgesine göre mafyanın yok edilmesi yerine yeniden yapılandırılmasının benimsendiği ve bu çerçevede irtibat kurulan ve yönlendirilen kişiler arasında bulunduğu, Bu sebeble şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in, ERGENEKON terör örgütünün üyesi olduğu ve örgütün illegal kişiler bölümünde tarif edilen MAFİA Yapılanması içerisinde bulunduğu, bu görev gereği kurmuş olduğu çıkar amaçlı suç örgütünü _de-yöne,ttiği, dosyada mevcut telefon görüşmelerinde örgütün tabanındaki kişilere eylerp^y^pılraaş^ karşılığında (Orhan PAMUK'un öldürülmesi vs.) Sedat PEKER'in adamı olacağı çe.za -Q\mde onun 1157

koğuşuna alınacağı lanse edilmek suretiyle de şüphelinin yeraltı dünyasındaki isminin örgütçe bu şekilde kullanılmak suretiyle de suç işlettirilecek kişilere bu şekilde güvence verildiği, Şüphelinin çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten ceza aldığı ve bu kararın Yargıtayca onandığı, yaptığı eylemleri çıkar amaçlı suç örgütü adı altında aslında ERGENEKON terör örgütünün çıkarları doğrultusunda yaptığı, her ne kadar 4 yıldır tutuklu olduğunu beyan etmişse de hem telefon görüşmeleri hem de halen bazı örgüt üyelerine para göndermeye devam etmesi ve ceza evlerine düşen örgüt üyelerine yardımda bulunması hususlarından da ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜ ile irtibatlarını devam ettirdiği bu haliyle Ergenekon terör örgütü üyesi olmak suçunu işlediği anlaşıldığından; Şüpheli REİS (Kod) Sedat PEKER'in üzerine atılı ERGENEKON terör örgütünün üyesi olmak eylemine uyan, TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

37- ŞÜPHELİ SEMİH TUFAN GÜLALTAY a)-Savcılık ifadesinde; 1989 yılında ruhsatsız silah yüzünden 2-3 ay cezaevinde kaldığını, daha sonra 1998 yılında AKIN BİRDAL olayı olarak bilinen olaydan ötürü tutuklandığını, 4,5 yıl ceza yattığını,tahliye olduktan sonra bir dönem Ulusal Birlik Partisi'nin genel başkanlığını yaptığını, ancak daha sonra sabıkası nedeni ile bu partiden ayrılarak Ulusal Birlik Platformu adı altındaki platformu kurduğunu, Bu platformun dernekler kanununa göre oluşturulduğunu, 50'ye yakın dernek tarafından platformun oluşturulduğunu, bu derneklerin başkanlarının almış olduğu karar ile platform olarak birlikte hareket ettiklerini, Ulusalcı olarak bilinen Kuvva-i Milliye dernekleri türünden derneklerin kendilerine müracaat etttiklerini ancak bunlan üyeliğini kabul etmediğini. KEMAL KERİNÇSİZ'in Büyük Hukukçular Birliği Derneği adına müracaat ettiğini ancak kendisinin kabul etmediğini, bir çok konuda yazılmış toplam 11 adet kitabı olduğunu, YEŞİL kod MAHMUT YILDIRIM ile daha önce bir iki kez görüşmüştüğünü, görüştüğü dönemde YEŞİL'in aranan biri olmadığını, şahsı istihbaratçı olaraktanıdığını, Ergenekon soruşturmasında ismi geçen şüphelilerden; METE YALAZANGİL' i 1984 yılında Tekel' de güreş takımında olduğu dönemden tanıdığını, zaman zaman görüştüklerini, kendisinin tutuklu olduğu dönemde Yozgat ve Kastamonu Cezaevine ziyaretine geldiğini, MUZAFFER TEKİN'i AKIN BİRDAL olayından dolayı tutuklanan emekli Binbaşı NAMIK OZANSOY isimli arkadaşını cezaevinde ziyarete geldiğinde tanıdığını, NAMIK OZANSOY'un Muzaffer ile devre arkadaşı olduklarını öğrendiğini, MUZAFFER TEKİN ile daha sonra kendisinin cezaevinden çıkmasından sonra geçmiş olsun ziyaretine geldiği zaman görüştüğünü, arada sırada Küçükyalı' daki bürosuna çay içmeye geldiğini, FİKRİ KARADAĞ' ı da MUZAFFER TEKİN vasıtası ile tanıdığını, MUZAFFER TEKİN ile iş yerine geldiklerini, FİKRİ KARADAĞ' ile sohbetlerinde görünüşte olduğu gibi Türklük anlayışına sahip bir kişi olmadığını, aksine konuşmalarında marksist bir hava olduğu kanaatini edindiğini, 2004 senesinde Ulusal Birlik Partisinin kongresinde genel başkan olduğunu, ancak 1158 ■A

siyasi partinin kendisinin başkanlıktan ayrılınca yönetim tarafından fesedildiğini, Bu siyasi partiye genel başkan olduğu zaman MUZAFFER TEKİN ' in de kendisini partiye üye olmak

için çağırmamı beklediğini hissettiğini, ancak kendisinin susurluk olayında ismi geçen İBRAHİM ŞAHİN ile yakın arkadaşlığı olduğunu bildiğinden dolayı davet etmediğini, MUZAFFER TEKİN' in UBP (Ulusal Birlik Platformu) ile bir alakası olmadığını, UBP' nin resmi web sitesi ubhareketi.com olduğunu, kendisinin bu platformun kurulmasına önayak olduğunu, Bu platformun aynı isim ile siyasi harekete dönüştürme amacını güttüğünü, Bu konuda platform üyesi dernek başkan ve üyeleri ile fikir bazında tartışmaları olduğunu, Herkes aynı görüşte olmadığını, örneğin platformun Ankara başkanı, aynı zamanda Atatürkçü Düşünce Dernkeleri Genel Başkanı olan ŞENER ERUYGUR platformun sivil toplum hareketi olarak tasvip edilmeyen hükümet politikalarına karşı sivil muhalefet yapılmasından yana olduğunu, siyasi partiye dönüşmenin uygun olmayacağını düşündüğünü, MUZAFFER TEKİN' in daha sonra Danıştay saldırısı olayında isminin geçtiğini, Bu davada ifade veren kişilerden MUSA ÇAKMAK'm yukarıda verdiği ifadeye benzer şekilde MUZAFFER TEKİN' in parti üyeliğine davet etmediği için aramızın açık olduğu şekilde ifade verdiğini, SEVGİ ERENEROL' u MUZAFFER TEKİN'in telefon açarak milliyetçi vatansever bir kuruluşun bir gecesi var, senin de FETHULLAH GÜLEN ile ilgili kitabını okumuşlar, seni de o geceye davet ediyorlar dediğini, MUZAFFER ile birlikte Taksim' de Türk Solu' nun binasına gittiklerini, SEVGİ hanımın da orada konuşmacı olduğunu, kendisi ile orada tanıştığını, sevgi 'nin daha sonra Paskalya Yemeğine kendisini davet ettiğini, Türk Solu dergisinin kendisine ait "Fethullah Gülen müslüman mı" isimli kitabını basmak istediklerini duyduğunu, ücreti mukabilinde bastıklarını, hatta korsan baskısını da yaptıklarını öğrendiğini, daha sonra da görüşmeyi kestiğini, o olaydan 5-6 ay kadar sonra da SEVGİ ERENEROL' u UBP ( Ulusal Birlik Partisinin) İstanbul il binasının açılışına davet ettiğini, GÜLER KÖMÜRCÜ' nün kendisi hakkında yazı yazdığını ve bunu kendisi aleyhine olması sebebi ile kendisini dava ettiğini, dosyada GÜLER KÖMÜRCÜ' ye ait resimlerin gösterildiğini, bu resimlerdeki gamalı haçın ne ifade ettiğini bilmediğini, ancak Almanya ile irtibatlı bir konu olabileceğini, VELİ KÜÇÜK' ü basından tanıdığını, kendisi ile ne yüzyüze ne de telefonla görüşmüşlüğünün olmadığını, ancak Türk Dünyası Araştırmalar Vakfı' nm bir toplantısında karşılaştığını, ancak kendisi ile konuşmadığını, kardeşi olan EMRE GÜLAYTAY' m kendisi ile bir tanışıklığı olduğunu bilmediğini, hatta böyle bir şey olduğunu bilseydi kendisine uzak durmasını telkin edeceğini, nedeninin ise VELİ KÜÇÜK' ün Kocaelinde Alay Komutanlığı yaptığı dönemde bir kısım kişiler ile ilişkilerde bulunduğunu, bu nedenle kendi dönem arkadaşları içerisinde dahi kabul görmediğini, kendisinin dönem arkadaşı olan bir askerden duyduğunu, VELİ KÜÇÜK'ün ajandasında isminin geçtiğini bilmediğini, TUNCAY GÜNEY' in Yozgat Cezaevinde iken kendisini ziyarete geldiğini, kendisini binbaşı olarak tanıttığını, Özel Harp Dairesinde görev yaptığını söylediğini, hatta kendisinin VELİ KÜÇÜK' ün emrinde çalışan istihbarat görevlisi olduğunu söylediğini, TUNCAY GÜNEY'in kendisinde bazı işler yaptırabilecek türde insanlar aradığı şeklinde izlenim bıraktığını, MEHMET ZEKERİYA ÖZTÜRK'ü 2007 yılı Şubat ayı sonlarında başkanı olduğu Ulusal Birlik Platformunun ofisine tanışmak için geldiği zaman tanıdığını, kendisinin araştırmacı yazar olduğundan, ordu emeklisi olduğundan bahsettijpaî^-,^ ERKUT ERSOY'u kendisinin yağma suçu ile ithprr 8dip şü^Jtaklu bulunduğu

isimli internet sitesinin sahibi olarak avukatlarının kendisine anlattığını, ayrıca bu kişinin MEHMET FİKRİ KARADAĞ ile irtibatlı olduğunu anlattıklarını, şahsen ERKUT ERSOY' u tanımadığını, ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in onun yanında hangi pozisyonda çalıştığını da bilmediğini, FUAT TURGUT hakkımda şikayetçi olan ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in avukatıdır, aynı zamanda yargılandığım dosyanın şikayetçilerinden biri olduğu, kendisinin Küçükyalı semtinde sahibi olduğu plazasının olduğunu ve bu plazamn diğer katlarını KEMAL BUBLİŞ isimli kişiye kiraya verdiğini, KEMAL BUBLİŞ'e açıktan para verdiğinden dolayı da alacağının olduğunu, ESRA FERİDE GÖKÇİMEN ' de FUAT TURGUT' un kardeşi SUAT TURGUT, KEMAL BUBLİŞ' e ortak olduklarını, ortaklıklarının resmi olduğunu, kendisine olan kira borçlarını ve KEMAL' den olan şahsi alacağını ödemediklerinden dolayı haklarında icra takibatı başlattığını, bu dönemlerde ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in kendisini Kuvva-i Milliye Derneğinin Çamlıca' daki bir toplantısına davet ettiğini ancak katılmadığını. KEMAL KERİNÇSİZ ile şahsen tanışmadığını, ancak geçmişte başkanı olduğu Ulusal Birlik Platformunun üye derneklerinden olan Bakırköy Çevre Derneği başkanı ÜLKER DURUKAN'a KEMAL KERİNÇSİZ'in; Ulusal Birlik Platformuna katılma isteklerinin kendisinin engellemesi nedeni ile gerçekleşmediğini söylediğini, kendisinin KEMAL KERİNÇSİZ ve başkanı olduğu Büyük Hukukçular Birliği ile MEHMET FİKRİ KARADAĞ ile irtibatlı olduğu, Kuvva-i Milliye Dernekleri hakkında, kendisinin Türklük görüşüne paralel bir çizgide olmadıkları kanaatine vardığını, ÜLKER DURUKAN'mn da kendisinin bu yaklaşımımdan gücenerek başkanı olduğu derneği platformdan çektiğini bundan dolayı Büyük Hukukçular Birliği, Kuvva-i Milliye Dernekleri ve ilgili olan kişilerin kendisine husumet beslediklerini düşündüğünü, çünkü kurmuş olduğum platform kısa zamanda Taksim' de binlerce kişinin katılımı ile miting yapacak düzeye ulaştığını, Tüm Türkiye' de yaygın ilgi gören Cumhuriyet mitingleri için gerekli sinerjiyi oluşturduğunu. ESRA FERİDE GÖKÇİMEN hem bu hem de aleyhine icra takibi başlattığımdan dolayı hakkında asılsız iftiralarda bulunduğunu, kendisinin Ergenekon soruşturması kapsamında ismimin geçmesi de ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in ve FUAT TURGUT' un ifadeleri ile olduğunu, Soruşturma kapsamındaki diğer kişiler tek tek tarafına okunduğunu, bunlardan tanıdıkları hakkında yukarıda ayrıntılı beyanda bulunduğunu, diğer ismi geçen kişilerden önemli bir kısmının ismini hiç duymadığını diğerlerini ise sadece basından duyduğum kadarı ile tanıdığını, Dosyada mevcut 2 nolu tape sorulduğunda; görüşme yaptığı kişilerden AHMET FULİN kendisinin başkam olduğu UBP' nin üyesi Elazığlılar Derneği Başkanı olduğunu, bu görüştüğü NECDET ATIŞ'm ise akrabası olduğu, yine platform üyesi Azerbeycan Dernekleri Federasyonunun genel başkanı olduğu, Hocalı katliamını telin amacı ile Taksim' de düzenlenen miting organizasyonu konusunda konuştuklarını, Dosyada mevcut 3 nolu tape sorulduğunda; görüşme yaptığı EMRE GÜLALTAY kendisinin kardeşi, görüşme yaptığı ŞEMSETTİN isimli kişiyi tanımadığını, ancak kendisinin yaptığı araştırma ile ŞEMSETTİN ' in Danıştay saklısında ismi geçen OSMAN YILDIRIM ile geçmişte birlikte cezaevinde kaldıklarını, bu nedenle tanıştıklarını duyduğunu, EMRE ile ŞEMSETTİN isimli kişinin nereden ve ne şekilde tanıştığını bilmediğini, ayrıca ŞEMSETTİN konuşmada OSMAN YILDIRIM ile geçmişte cezaevinde kaldjjgnj^ Allah dediğini bile duymadığını, türban nedeni ile böyle bir saldırıyı gerçekJ^irmiş^S|^dleceğini ihtimal vermediğini veya bu anlamdaki sözleri söylemektedir dediği/^, -^\

^^X— X" • i160

w^^f^7~

Dosyada mevcut 7 ve 9 nolu tapeler sorulduğunda; görüşen kişileri tanıdığını, Diyarbakır' daki bombalı saldın olayı ile benim ve dolayısı ile kurmuş olduğum iddia edilen Türk İntikam Tugayları örgütünün ilgisi olduğuna dair özellikle Kanal 7 ve Samanyolu isimli TV.' lerde haberler çıkması üzerine yapmış oldukları görüşmeler olduğu, Dosyada mevcut 1 nolu tape sorulduğunda; kendisine mesaj gönderilen FERİT ERBAĞCI ' yi tanımadığını, mesajın içeriğinden bilgisinin olmadığını, her hangi birilerinin ORHAN PAMUK' u öldürmek üzere plan yaptıkları konusunda bilgi sahibi olmadığını, kendisinden de bu konuda kimsenin yardım istemediğini, Dosyada mevcut 6 nolu tape sorulduğunda; görüştüğü GÜRKAN TEMELLİ' nin arkadaşı olduğunu, kendisi geçmişte Ulusal Birlik Partisinde görev aldığını, Dosyada mevcut 11 nolu tape sorulduğunda; AHMET FULİN eşi NURCAN FULİN ile star tv' deki Diyarbakır' da gerçekleşen bombalı saldın olaymıkonuştuklanm, Dosyada mevcut 13 nolu tape sorulduğunda; bu görüşme Ulusal Birlik Platformu konusunda rutin bir görüşme olduğu, Dosyada mevcut 15 nolu tape sorulduğunda; SELÇUK ORHAN ile görüştüğünü, kendisi platformun doğrudan üyesi olmadığını, ancak Yahya Efendi Vakfının kuruculanndan olduğu, SELÇUK ORHAN Kuvva-i Milliye ve Büyük Hukukçular Birliği gibi oluşumların da platforma üye olmasını savunduğunu, Görüşmenin devamında platformun bir toplantısına katılan ŞENER ERUYGUR' un yanında ARİF AKDENİZ isimli Türk Ocaklan Bakırköy İlçe başkanı olan kişinin münasebetsiz şekilde Kadiri tarikatinden olduğunu söylediğini, ŞENER ERUYGUR' un da bundan rahatsız olması hususlannın konuşulduğunu, Dosyada mevcut lönolu tape sorulduğunda; bu görüşme bir önceki görüşmenin devamı olduğunu tartışmalanmn devam ettiğini, kendisinin sürekli asılsız iftiralara maruz kaldığını, ilgisi olmadığı halde Diyarbakır ve Şemdinli 'de dahil olmak üzere bir takım olaylarda isminin geçtiğini söylemiştir. Görüşmede platformun önceki adresi 1980 öncesi Jandarma Genel Komutanlığında emekli olan ŞAHAP YARDIMOĞLU paşanın oğlu BARIŞ YARDIMOĞLU'nun Harp Akademileri Sitesindeki ev adresinin değiştirilmesi konusunun geçtiği, bunu da ŞENER ERUYGUR böyle bir adresin yer almasının platformun askeriye tarafından desteklendiği yönünde yanlış anlamalanna sebebiyet verebileceğinden değiştirilmesi isteği nedeniyle adresin değiştirildiği, Dosyada mevcut 17 nolu tape sorulduğunda; AHMET FULİN ile platformun rutin faaliyetleri konusunda yapmış olduğum bir görüşme olduğu, Dosyada mevcut 18 nolu tape sorulduğunda; DURSUN GÜLER' in Pendik Türk Ocaklan Derneğinin 2. Başkanı olduğu, bu derneğin platforma üye olması amacı kendisinin yaptığı görüşme olduğu, Dosyada mevcut 19 nolu tape sorulduğunda; ALİ ŞİBİROGLU kardeşi EMRE' nin arkadaşı, iş adamı olduğu, görüşmede Rumelili İş adamlan derneği başkanı emekli tuğgeneral İDRİS KORALP paşa ile platforma üye olmalan konusunda randevu almak içn konuşma yaptığı, Dosyada mevcut 20 nolu tape sorulduğunda; bir önceki görüşmenin devamı olduğu, ALİ ŞİBİROGLU Bulgaristan daki büyük çapta ihalelerin taşeronluğunu almak istiyordu, kendisi de bu konuda İDRİS KORALP paşa ile görüştüğünü, kendisi aynı zamanda Çalık Grubunun danışmanı olduğu, .---'■*•;:- -1 .

Dosyada mevcut 21 nolu tape sorulduğunda; VELİ KILIÇ' in Şair ve Ozanlar Derneği başkanı olduğu, kendisinin de arkadaşı olduğu, VELİ KILIÇ' m Tercüman gazetesi yazan SERVET KABAKLI ile bir fikir münakaşası içerisinde olduğu, İnternet sitesinde SERVET KABAKLI' nın gazetedeki yazısına cevap vereceğinden konuşulduğu, Tape 29 sorulduğunda; OSMAN MELEK kardeşi olan EMRE GÜLALTAY' in arkadaşı olduğu, Görüştüğü SELİM isimli kişiyi tanımadığını Görüşme konusunda da bilgi sahibi olmadığını OSMAN MELEK Türk Dünyasından ve Ulusal Birlik davasından görüştüğü kişiye hava atmak amacı ile bahsetmiş olabileceği, Tape 32 sorulduğunda; GÜRKAN TEMELLİ'nin arkadaşı olduğu, SAVAŞAN TOSUN ise parti çalışmaları sırasında gelip giden kişilerden olduğu, AKIN BİRDAL olayında AYHAN isimli birisinin isminin geçmediği, Tape 42 sorulduğunda; bu görüşme içeriğinden bilgi sahibi olmadığını, aralarındaki bahsettikleri banka hesabı ve para konuları hakkında bilgisinin olmadığı, Tape 46 sorulduğunda; bu görüşme içeriğinden bilgi sahibi olmadığını, kendisinin ciarsler marka aracının olmadığı, kardeşi EMRE' nin olduğunu, AHMET FULİN' in tavır ve davranışlarından platform içerisindeki diğer kişiler rahatsızlık duyduğunu, dışlanmışlık hissine kapılmış olabileceğini, bu nedenle bu tür bir görüşmeyi yapmış olabileceği, Tape 86 sorulduğunda; CİHAN KARADAĞLI ' yi tanımadığını, kendisi tutuklandıktan sonra AHMET FULİN' in bir akrabası ile emekli general KOKSAL KARABAY arasında bir ticari ortaklık bulunmakta olduğunu öğrendiğini, bundan kaynaklanan bir alacak borç meselesi olduğunu, görüşmenin buna ilişkin olduğunu düşündüğünü, Tape 87 sorulduğunda; görüşme yapan SELAHATTİN isimli kişiyi tanımadığını, görüşmenin AHMET FULİN' in akrabası ile KOKSAL KARABAY arasındaki ticari ortaklığın sona ermesinden kaynaklanan konular çerçevesinde geçtiğini düşündüğünü, görüşmede ismi geçen EYÜP GÜL ve HÜSEYİN ÖZDEMİR isimli kişileri tanımadığını, Tape 97 sorulduğunda; görüştüğü kişinin o tarihte 1. Orduda görevli iken Samsun' a tayini çıkan HAŞİM isimli albay olduğu, yeğeninin ekonomik durumunun kötü olduğundan bahisle kendisinden yardım talep ettiğini, Tape 99 okundu, sorulduğunda; görüşen kişilerden OSMAN KAYI' yi ve görüşme konusunu hatırlamadığını, bu görüşmede geçen Edremit ile komutan sözlerinden neyin kasdedildiğini bilmediğini, Tape 171 sorulduğunda; görüşme içeriği konusunda bilgi sahibi olmadığını, DURSUN GÜLER' in Irak' a gönderdiğini söylediği mallar konusunda da bilgi sahibi olmadığını, kendisi ALİ ŞİBİROĞLU* nun elektrik borusu üreten fabrikasında çalıştığını, urlara yüklenen mallardan bunların kasdedildiğini düşündüğünü, Tape 491 sorulduğunda; görüşme yapan kişilerden ŞÜKRÜ' yü tanımadığını, görüşme benim tarafımdan yapılmadığı için içeriği konusunda bilgi sahibi olmadığını, ancak AHMET FULİN gayrimeşru işi olan birisi olmadığını,konuşmalarmda argo kelimeler kullanmış olabileceğini, Tape 495 sorulduğunda; GÜRKAN TEMELLİ ve SAVAŞAN TOSUN' nu tanıdığını, diğer görüşen NUH CEMAL isimli kişiyi tanımadığını, bu görüşmeden anlaşılan ortaklar arasında bir ticari anlaşmazlık bulunduğu, Kardeşim EMRE' nin bu kişilerle bir

ortaklığının olmadığını, yine görüşmede SAVAŞAN' m MUZAFFER TEKİN' e yardım istemek için gideceği konusunda da bilgi sahibi olmadığını, MECNUN ODYAKMAZ ile SEDAT PEKER arasındaki görüşmede SEMİH ismi geçmesi nedeniyle 21.07.2004 tarihli görüşme sorulduğunda; bu görüşen kişilerle ilgisinin olmadığı, görüşme içeriğinde geçen KORKUT EKEN ile AYHAN ÇARKIN' ı basından tanıdığını, başlatmış olduğu iddia edilen Milli Yol hareketi ile de hiç bir ilgisinin olmadığı, görüşmede geçen SEMİH ismi sadece bir isim benzerliğinden ibaret olduğu, 2006/1203 sayılı soruşturma kapsamında yapılan ulusal birlik harekatı platformunun kullanımındaki iş yerinde yapılan aramada bilgisayarında ele geçen belgeler okundu, soruldu ; öncelikle bu belgeler platformun kullanımındaki bir bilgisayardan ele geçirilmediği, hakkında yağma iddiası suçu nedeniyle şikayetçi olan ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in emniyete teslim ettiği bilgisayar ve dokümanlar olduğu, Platform merkezindeki bilgisayarlarda bana şu anda okumuş olduğunuz MUZAFFER TEKİN' in de 36. sırada yer aldığı 53 kişilik ulusal birlik komitesi kurucular kurulu şeklinde bir dosya bulunmadığı, bu iddiayı şikayeti ile birlikte ESRA FERİDE GÖKÇİMEN'in intikal ettirdiğini, ŞENER ERUYGUR' un ulusal platformun başkanı seçildiği şeklindeki tutanağın platformun yönetim kurulu karan ile aldığı bir karar olduğu, ' ESRA FERİDE sorulduğunda;

GÖKÇİMEN

ve

MUZAFFER

GÖKÇİMEN'in

ifadeleri

ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in ifadesinin yalan ve iftiralarla dolu olduğunu, ifadenin alındığı 11.07.2006 tarihinde kendisinin ulusal birlik partisinin genel başkanlığı görevinden alındığını, www.ulusalbirlikkomitesi.com isimli internet sitesi kendisi adına bir site olmadığı, bu dönemde binada kiracı olarak bulunan KEMAL BULBİŞ ortağı olan ESRA FERİDE GÖKÇİMEN' in web tasarımcısı olduğunu, yardımcı olabileceğini söyledi, daha sonradan öğrendiğime göre binaya gelip giden kişilerin fotoğraflarını kuruluş yapıyoruz diyerek topladığı, benim ve başkanı olduğum platform ile hiç bir siyasi birlikteliği olmayan kendisi, kocası, ortağı KEMAL BULBİŞ ve yanlarında çalışan ilgisiz kişilerin isimlerin Ulusal Birlik Komitesi kurucular kurulu şeklinde internet sitesine yazmış olduğunu, yaklaşık 15-20 gün sonra kendisinin bundan haberi olduğu ve siteyi tamamen kapatmasını istediği, bunun üzerine sitenin kapandığı, bütün bu olayların Danıştay saldırısı olarak bilinen olaydan yaklaşık 3-4 ay önce olduğu, MUZAFFER TEKİN kendisinin bürosuna ara sıra çay içmeye geldiği, daha doğrusu 5-6 ay gibi uzun aralıklarla gelirdi. SAVAŞAN TOSUNOĞLU ve onun arkadaşı olan MAHMUT AYDIN' m da an sıra yanma geldikleri, bunun dışında bu kişinin ifadesinde ismi geçen başka bir MAHMUT' un yanma gelip gittiğini bilmediği, hatta hiç görüşmediğini, ESRA FERİDE GÖKÇİMEN aynı zamanda MEHMET FİRKİ KARADAĞ' m genel başkanlığındaki Kuvva-i Milliye Derneği ile ilgili kendi internet sitesinde ERKUT ERSOY' un yanında çalıştığını tespit ettiğini, kendisi MEHMET FİKRİ KARADAĞ' ı Türk Dünyası Araştırmalan Vakfının bir toplantısında VELİ KÜÇÜK ile yanyana ve samimi bir şekilde gördüğünü, aynı dönemde VELİ KÜÇÜK'ün kendisinin de tanımış olduğu bir kısım siyasetçilere kendisi hakkında bir suç örgütü lideri olduğunu, siyasi kimliğinin olmadığı şeklinde beyanlarda bulunduğunu duyduğunu, bütün bunlardan lideri olduğu siyasi hareket ele geçirilemeyince kendisine gönderilen ESRA FERİDE GÖKÇİMEN ve kocası MUZAFFER GÖKÇİMEN' in iftiralan ile tutuklattınldığmı beyan etmiştir.

b)-Telefon görüşmeleri; 1163

^^it^f^f^.'

Semih Tufan GÜLALTAY hakkında çıkar amaçlı suç örgütü kurmaktan ötürü açılan iddianameye konu dosya içinde mevcut telefon görüşmeleri, 21.07.2006 günü saat 22.29'da Emre GÜLALTAY ile Şemsettin...? arasındaki telefon görüşmesinde; Şemsettin'in "Bizim Osman deliyi gördün mü ne yaptı?" dediği, Emre'nin "Gördüm şerefsiz herif ne işin var senin" dediği, Şemsettin'in "Yazık ya kendini gerçekten batırdı ya" dediği, Emre'nin "İt herif yüzünden bizim ismimizde geçti" dediği, Şemsettin'in "He biliyorum ya zaten ben kaç sefer basından hep takip ediyordum ya. Ama yemin ederim var ya çok dua edin. Dedim inşallah size doğru gelmez bişey abi ya" dediği, Emre'nin "YA BU PEZEVENGİN MÜSLÜMANLIĞI DA YOKTUR. NE İŞİ VARDI BUNUN BU İŞLERLE BEN ANLAMADIM Kİ." "Sen bunun hiç müslümanlığmı falan biliyor musun? ... Sene yattın sen bu pezevenkle" dediği, Şemsettin'in "Beş altı ay beraber kaldık karşıda." dediği, Emre'nin "Hiç Allah dediğini duydun mu?" diye sorduğu, Şemsettin'in "Yok valla duymadım" dediği, Emre'nin "Bu pezevenk peki niye bu işi yapmış" diye sorduğu, Şemsettin'in "Bilmiyorum ki abi bu ne yapmaya çalışıyor. Kendim bile şok oldum. Arkadaşlanm bana söyledi. Ben geldim baktım. Ne şok oldum ya. Bana kim söyledi biliyor musun?" "He Canip bana söyledi Kağızman'da" dediği ve Canip isimli şahısla hapishanede yaşadıkları olayları anlattığı, 15.08.2006 günü saat 15.40'ta Semih Tufan GÜLALTAY ile Haşim...? arasındaki telefon görüşmesinde; Haşim'in "Semih Bey merhabalar Albay Haşim." Şeklinde kendini tanıttıktan sonra bir süre hal hatır ettikleri, daha sonra Haşim'in "...Özkan'ın durumu hiç iyi değil ne oldu ya?" diye sorduğu, Semih'in ise "Bi ara uğra da bi konuşalım." dediği ve ertesi gün görüşmeye karar verdikleri, 13.09.2006 günü saat 19.09'da Semih Tufan GÜLALTAY ile Gürkan TEMELLİ arasındaki telefon görüşmesinde; Gürkan'm "Başkanım hemen Starı açar mısın hemen." dediği, Semih'in "Ne var son dakika?" dediği, Gürkan'm "Şeyi diyor ... İNTİKAM TUGAYI ÜSTLENDİ DİYOR. Diyarbakır'daki olayı diyor, Akın BİRDAL suikasti falan onlardan bahsediyor." "Bi izleyin başkanım hala devam ediyor şuan devam ediyor." dediği, Semih'in "Herhalde yine birileri bana kuyu kazıyor" dediği, Gürkan'm "Tamam NORMALDEN GÖRÜŞÜRÜZ birazdan Başkanım." dediği, 13.09.2006 günü saat 19.15'te Ahmet FULİN ile Emre GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde; Emre'nin "Televizyonlar yine bangır bangır be, Diyarbakırdaki olayları." dediği, Ahmet'in "...7 tane çocuk ölü 4 tane de şey kardeş, vatandaş." dediği, Emre'nin "Son son haber olarak geçerek ne demişler Türk İntikam Tugayı yaptı falan." dediği, Ahmet'in "İyi tamam neyse konuyu kapatalım yarın görüşürüz" dediği, 13.09.2006 günü saat 19.51'de Ahmet FULİN ile Nejdet ATIŞ arasındaki telefon görüşmesinde; Ahmet'in "E Nejdet haberleri takip ettin mi sen" "Akın BİRDAL olayını yapanlar yapmış demişler. Beni şimdi aradılar." dediği,

Ahmet'in "Sabah izlemedin mi?" "Diyarbakır'daki olaylarla ilgili." "...Ne demişler biliyo musun? Akın Birdalı yapanlar yapmış." "Tabi kaçta gece kaçta açılacak o haberi izle takip edelim." "Herkes he herkes rahatsız şu anda." dediği, 25.09.2006 günü saat 16.04'te Gürkan TEMELLİ ile Osman KAYI arasındaki telefon görüşmesinde; Osman'ın "Gürkan bey rahatsız ediyorum" "BAŞKAN'a ulaşamadığım için sizi aradım. Ben Mahmut'la gelmiştim bizim bu Edremit'le ilgili Bİ KOMUTANIMIZIN bi sorunu vardı, onla ilgili bi..." "Onlan ilgili hiç bi gelişme olmadı." dediği, Gürkan'm Osman'ın adını soyadını aldıktan sonra görüşüp tekrar döneceğini söylediği, Osman'ın ise "Çok teşekkür ederim BAŞKAN'a hürmetler ediyorum" dediği, 27.09.2006 günü saat 16.12'de Gürkan TEMELLİ ile Savaşhan TOSUN arasındaki telefon görüşmesinde; Savaşhan'm "Bu bizim Emre'nin yanında Ayhan diye bi çocuk var mı?" diye sorduğu Gürkan'm "Ayhan var abi evet" dediği, Savaşhan'm "O bizim Fahri abi var. Fahri YAYLA'ya gider mider yapıyo. Ona söyle akıllı olsun." "Faruk YAYLA benim halamın oğludur yabancı değil." dediği, Gürkan'm "...AYHAN BU HANİ BAŞKANIN ÇOK YAKIN ŞEYİ, İÇERDE AKIN BİRDAL OLAYINDA BERABER YATTIKLARI ÇOCUK ABİ." "ŞEYİ ATEŞLEYEN, YANİ TETİĞİ ÇEKEN" dediği, Savaşhan'm "Her neyse, deki Fahri abi söyle Savaş abin halasının oğlu, yani yanlışlık yapmasın yani" dediği, Gürkan'm "Ama ben onla da görüşmüyorum ki abi. ONLAR ŞEYİN EMRE'NİN GURUBU yani ha söylim." dediği, 27.09.2006 günü saat 16.17'de Gürkan TEMELLİ ile Savaşhan TOSUN/ Nuh Celal...? arasındaki telefon görüşmesinde; Savaşhan'm "Oğlum bunlar hep yanlış yollara bulaşıyorlar ya." "Şimdi bizim yeğene BİZ DERİN DEVLETİZ hesabına bazı." "Hareketler yapmış, Emre yapıyo bunları. Ya ben sana bişey söylim mi çok ayıp ya" "Sen sen gel buraya bakim ismin neydi senin Nuh Celal YAYLA." "Trabzon Vakfıkebirli ha" "Arabasını alıyo bak Gürkan'a anlat bakim bi dakka bi dakka dinle" dediği, telefonu Gürkan'm aldığı, Nuh Celal'in "Peugeut 407 Emre'nin de ortağında yani ortağının kardeşinde bu araba ama Emre konuyu iyi biliyo iade etceklerdi etmiyolar" "Bi 45 milyar lira benim şahsi çeklerim var buda iade edilecekti bunu da iade etmediler." "Ya ben bu Emre'nin ortağının kardeşiyle ortaklık yaptım..." "Fatih MELEK'le" dediği, Gürkan'm da "MELEK'le evet Osman MELEK'in abisi" dediği, Savaşhan'm "Muzaffer abiye gidiyorum de. TEKİN'e oraya gelecekler hepsi ben sana söylim." "Benim yiğenime böyle tahsilat olurmu ya. Muzaffer TEKİNTAY'a çağıracam Emre'yi... bunuda çağıracam böyle bişey olurmu oğlum ya he" dediği, Gürkan'm "Ya Savaş abi Muzaffer abi ne yapabilir ki Emre'ye ya. MUZAFFER ABİYİ PATLATIRLAR İKİ DAKKADA." "İKİ DAKKADA PATLATIRLAR MUZAFFERİ, MUZAFFER KİM ABİ." dediği, Savaşhan'm "AMA BİZİM YAKINLARI MI KOPARTACAK OĞLUM." "Ben tahsilata çıkmadım oğlum ya anla yani ben sana de diyosam ... ben tahsilata çıkmadım bizi de Allahtan başka kimse kopartamaz Gürkan bunu bil yani biz dostuz anla" "Bak biz dostuz, Gürkan BEN ADAMLARI ALIRIM Gürkan ben alırım bak biz dostuz diyorum sana madem dostuz yanlış olmasın diyorum oğlum" "Konuş bakalım Emreylen selam söyle Savaş abin öz yiğeni söyle ya ba amcası benim teyzemin çocuğu ya" dediği, 02.10.206 günü saat 13.57'de Ahmet FULİN ile Veli KILIÇ arasındaki telefon görüşmesinde; ^e»*®*^

Bir süre Ahmet'in yaşadığı maddi sıkıntılardan bahsettikten sonra "Ben sana söyledim ben hani bi şekilde tamam yani şuanda yani bilsem ki orası oturmuş yani oturmuş derken oturmasını beklemek mümkün değil." "Ki oturası oturmaz millet oraya yani MAFYA GÖZÜYLE bakıyor korkuyor insanlar gelmiyor." "İmajı bozuk şimdi bizim sıkıntımız zaten kendimize yetiyor kendimizi kimseye anlatamıyoruz." "MİLLETTE BİZE O GÖZLE BAKIYOR." "Yani şimdi insan üzülüyor yani len ne ulan biz mafya olsak ulan hani paranın içerisinde yüzeriz ulan" "Harçlığımız yok cebimizde elimizde harçlık yok." "Ya BU NASIL MAFYACILIK KARDEŞİM bu nasıl iş." "Hani teşkilatız NE TEŞKİLATI KARDEŞİM nasıl HANİ PARTİCİLİK, TEŞKİLATÇILIK?" "Ha o Chreslerle geziyor öbürü tamam gene iyi kötü bi arabayla geziyor Chreslerle gezen kendine göre Nejdet kendi kafasına göre" "GELEN PARALARI KİM GETİRİYO KİM GÖTÜRÜYO ne oluyor ne bitiyor bizim ne kadarımız var nereye şeyimiz var kendi başımıza bi iş yapamıyoruz sanki şimdi ben yani bişey yapmaya çalışsam da tabi onu bağlayacak bişey yok ta fakat yapmıyoruz çünkü diyoruz lan biz birlikteyiz birbirimizden habersiz bi iş yapmayalım ama Onlar hep habersiz yapıyor." "He biz de hala diyoruz ki yav bi İŞ YAPARSAK YANİ ... YANİ HEP BİLGİLERİ DAHİLİNDE YAPALIM." dediği, 27.11.2006 günü saat 12.01'de Ahmet FULİN ile Şükrü...? arasındaki telefon görüşmesinde; Bir süre doktor olarak bahsettikleri kişi hakkında görüştükten sonra Ahmet'in "...Bizim bunlardan öyle benim bi beklentimiz de yok. Öyle bi kalkıpta ben onlar içinde kendimi feda etmiş değilim. Biz parti amacıyla biz kölelik yapmışız, onun dışında arkadaşız dostuz. Her türlü sıkıntımız olursa yani para durumları olduğu zaman da yardımcı olmuşlardır. Ya şükür benim ya öyle şey değil ama dostluklarımız geçerli bizim yani şimdi. Herşey para değil ki ne olmuş biz ayn bi gücüz o ayn bi güç ne olmuş. Yani sonuçta o da arkadaş da biliyorsun kendine göre bi ismi olan bi delikanlı." "Dolayısıyla nedir Bİ GÜÇ TEŞKİL EDİYOR. Başka bişey yok yani İstanbul'da da bu gerekiyor..." dediği ve bir süre yaşanan olaylardan bahsettikleri, 16.12.2006 günü saat 13.10'de Necdet ATIŞ ile Semih Tufan GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde; Necdet'in "Başkanım ben şimdi o şeyleri yapayım ulusal birlik..." dediği, Semih'in "He yaz derneğimiz adına." "ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMU hareketi platformunda derneğimizi temsile yetkilidir." dediği, Necdet'in "Yani her hangi bir dernek üyeleri de bunu ben dışardan bir insan ayarlayacağım için başkanım bir derneğe üye olan bir kişi böyle bir yazıyı kendi derneğinden alıp bizim ulusal birlik platformumuza üye olur." dediği, Semih'in "O kadar o kadar o kadar" Semih "Yani temsile yetkili olduğunu kaşeli bir mühürle dernek başkanı şey yapacak" "Ziya da kooperatif başkanlanm organize edecek." "He kamyoncular kooperatiflerinin başkanına da." dedikten sonra aynca Semih'in "Sen Sedat la da konuş." "Sedat'ta derneğimizin onursal başkanı olarak, Semih Tufan Gülaltay'ı derneğimize ulusal birlik hareketi platformunda temsil etmeye diye kaşeli bir yazı göndersin." "Ziya yi da böyle organize et." dediği, Necdet'in "Ben şimdi bakmaya geldim. Ali Rıza beyi bekliyorum." dediği, Semih'in "Ali Rıza ile konuştuğun zaman beni bir arayın da ben Ali Rıza ile görüşeyim." "O da orda derneklerden bir tanesinin başkanıyla otursun." "Tamam mı farketmez derneğin hangi dernek olduğu tanıdığı birinden rica etsin" dediği, Necdet'in "... Şimdi aklıma geldi dernekler genel başkanı Ziya'nm iyi bir dostuydu. İşimize yarar değil mi başkanım?" diye sorduğu, Semih'in "Çok önemli o adam bize." "O çok ağır bir top o bize çok lazım." dediği, 21.12.2006 günü saat 21.59'da Semih Tufan ^fl^AUTÂŞf ile Selçuk arasındaki telefon görüşmesinde; / to " *f,

;4N 7T t I (s V^ Âr1

Bir süre sohbet ettikten sonra Semih'in "Şimdi dün akşamki toplantıda; ben Kemal beyle bu şuan da imzalanmasın vakıflar imza atamaz gibi çıkışınızdan ben bir şey anlamadım." "Madem böyle bir çıkış yapılacaktı, orda bizim daha evvelden konuşmamız gerekirdi." "Ve işte ben bugün hukuki olarak arkadaşlara çalışma yaptırdım." "Deklarasyon metnine vakıflar imza atabilir. Böyle bir sakınca yok. Ankara'yla da konuştum. "Şartı bile yok 6 tane 6 tane kuruluşun vakıf veya dernek" "Ortak bir deklarasyon metnini imzalaması kuruluş kabul ediliyor isterse valiliğe dilekçe veriyor ki Ankara'daki platform" "Selçuk abi sen gelmeden evvel ben Kemal Atay'a şunu söyledim." "Orda herkesin içinde söyledim dedik ki Selçuk ORHON sen ben bir şey konuştuk." "Ben size bir şey söyledim dedim ki benim zaten bir hedefim ve bir projem var yürüyorum birlikte yürüyelim" "BEN KUTLU BİR DAVA YOLUNDA YÜRÜYORUM SELÇUK ABİ. Bana yardımcı olun bana köstek olmayın..." "Üç dört gündür kendi kendimi yiyorum" "Şimdi bir dakika son derece rahatsızım üç dört gündür kendi kendimi yiyorum. Orada bir kelime bahane edildi. BURDA DEDİLER DİN KELİMESİ GEÇMİYOR YANİ MANEVİ DEĞERLER." "ONU ULUSAL DEĞERLER OLARAK TADİL ETTİK." dediği ve bir süre toplantıda ve sonrasında yaşandıkları hakkında görüştükleri, daha sonra Semih'in "Şimdi dün akşam ben deklarasyon metnini imzaya açacaktım. Kemal Ata'yla siz madem bir söz birliği yaptınız, bana niye sormuyorsunuz? Şuanda bu imzalanmasın... Selçuk abi ve bu iş benim için her şeyden üstün. BEN BU İŞİN SONUNDA KAN DÖKÜLMESİNİ İSTEMİYORUM." dediği, Selçuk'un "Yani kimse kimseye memurluk yapmıyor. Bu işe ben inanmasam zaten ben bu işe girmezdim." dediği, Semih'in "Ben bu platformu kuracağım. Bunun başkanı olarak bu işi, BU OPERASYONU BEN YÜRÜTECEĞİM. Ben orda bana muhalif olacak adanım AĞZINA MERMİYİ SIKARIM. Bana destek olacak bana ağ sakal insana ihtiyacım var." "Şimdi Selçuk abi bunlar açık anlatılmaz. Ben size dedim ki; benim bir yolum var, bir hesabım var, ben yürüyorum dedim mi" "Birlikte yürüyelim dediniz peki" dediği, Selçuk'un "Konuştuğumuzda böyle konuşmadık." dediği, Semih'in "Şimdi bir dakika sen o gün gecikiyorsun. Her gün toplantıya geç kalan Kemal Ata erken geliyor, Arif Akdeniz erken geliyor." "Beyler ... yere vuruyor. Vay efendim burda din kelimesi vaaz edilmemiş. BİR SONRAKİ TOPLANTIDA BEN PAŞAYI ÇAĞIRIYORUM. Bu sefer mealen diyorsunuz ki; yav öyle bir organizasyon kuruyorsun da paşanın senden haberi var mı tabi" "... BU SEFER ERTESİ GÜN PAŞA GELİYOR. Diyorum kalk gel buraya paşa diyorum arkadaşlarla görüşelim." "Paşa geliyor toplantının bitimine doğru. Sen dönüyorsun diyorsun ki Arif bey bir söyleyeceğin var mı?" "Arif bey kalkıyor, din tasavvuf dergah tarikat. Yav biz ne kuruyoruz ya" dediği ve bir süre aynı konu hakkında görüştükten sonra "... bir kaç gündür ben rahatsızım. Ya yollarımızı şimdiden ayıralım ya da konuşun aranızda... BEN BU YOLDA YÜRÜYECEĞİM. BU YOLDA DA BABAM SIRRI GÜLALTAY'I KURBAN EDERİM TANIMAM. EMRE Yİ YATIRIR BAŞINI KESERİM." "Bak ben şimdi bu saatte gidiyorum 6 tane dernek başkanıyla toplantı yapmaya. 6 dernek davası kazanırım diye ben yırtmıyorum." "Selçuk abi, Arif Akdeniz gibi bir adam, bir kuvvet komutanının yanında bunları konuşması hiç tesadüfi bir şey değildir." "BEN ŞİMDİ BİZ ŞİMDİ O ADAMI RAZI ETMİŞİZ BU PLATFORMUN BAŞKANLIĞINA GETİRMİŞİZ." dediği, 21.12.2006 günü saat 22.18'de Semih Tufan GÜLALTAY ile Selçuk...? arasındaki telefon görüşmesinde; Görüşmenin başında telefonun kesildiğinden bahsettikleri ve bir önceki telefon görüşmesinde bahsettikleri deklarasyonun imzalanmaması ile ilgili görüşmeye devam ettikleri, bu çerçevede önceki görüşmenin devamı olarak Semih'in "Selçuk abi açık söylüyorum. BU İŞİN KELEYİ KOLTUĞUNA ALMIŞ OLAN ADAM BENİM. Benim askere ihtiyacım var. Benim kendime komutana ihtiyacım,^«teE©a;na akıl verecek adama ihtiyacım yok. Hele beni engelleyecek insana hiç ihjjy*aeım foj> Lütfen bana destek

verilecekse bundan sonraki toplantıya gelin." "Bak Selçuk abi aynen politika yapmadan neyse söylüyorum çünkü bu benim namus meselem namus namus burada yolumuzu ayırdıktan sonra da İNTİKAM ALIRIM HEPİNİZDEN aynen söylüyorum." "Ailemi koymuşum her şeyi mi koymuşum bu yola." "HERKESE TETİK KESERİM" "Yani ben bu işin boyutlarını anlatıyorum. ÖLÜMÜNE YÜRÜYORUM BU İŞTE..." "Benim bu işle uğraşmamın sebebi BEN ULUSAL BİRLİK HAREKETİ PLATFORMUNU KURUP BUNUN BAŞKANI OLARAK MÜCADELEYİ HEDEFE ULAŞTIRMA AZMİNDEYİM..." dediği ve bir süre aynı konularla ilgili görüştükten sonra Semih'in "YANİ BEN ORADAKİ... HADİ HARP AKADEMİLERİ ADRESİ OLMASIN. BUNU BİR YERDE BİR KAÇ SEFER TEKRARLADIKTAN SONRA... OLABİLİR YANİ MAKUL." dediği, Selçuk'un "Yani olumsuz adledilir yoksa... Olumsuz yani okuyanlar evet ........Kalmasın." dediği ve deklarasyonun imzalanamaması konusunda görüştükleri, 08.01.2007 günü saat 10.31'de Ahmet FULİN ile Gürkan TEMELLİ arasındaki telefon görüşmesinde; Ahmet'in parayı yeni yatırdığından bahsettikten sonra Gürkan'm Nejdet isimli şahsın kendisine ulaşmaya çalıştığından ve buluştuklarından bahsettiği, buluşmada geçen konuları Gürkan'm "GÜRKAN DİYOR BİZ DÜŞÜNDÜK TAŞINDIK DİYOR SENSİZ BU İŞLER OLMUYOR." "Ondan sonra işte SENİN MUTLAKA BAŞKANIN YANINDA OLMAN lazım Alper bir yana bizim Cengiz aptaldır şudur budur işte bir yere gidilmesi gerekir birileri ile konuşulması gerekir onun yanında DİK DURAN BİRİ OLMASI LAZIM işte senin mutlaka." "Senin başkanın yanında olman lazım." "Ya dedim bişey söylüyecem Nejdet dedim hı başkan demiş ki Gürkan bize küstü galiba BİZDE ONA MI KÜSELİM." "BİZİ KÜSTÜRMESİN" "Ondan sonra sabahleyin BAŞKANLA BERABER BİSMİLLAH DİYİP ŞEY YAPIYORSUNUZ yanından LÜTFİ'Yİ DE UZAKLAŞTIRIN bilmem ne yapın bakanz dedim ben anlıyor musun?" dediği ve bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Gürkan'm "Sana bişey söyilim mi bu problemler yani şu GÜNDEME GELEN MEVZULAR BAŞKANDAN KAYNAKLANMIYOR HE EMRE İLE NEJDET ORGANİZE YAPIYOR." "Onun da haberi var aslında." dediği, Ahmet'in "Ya tabi bunlar hepsi istişareli be abi baktılar ki BU İŞLER YÜRÜMÜYORLAR BİZSİZ anlatabiliyor muyum" "İşte dernek kuracaz dernek ... dernekten yetki ver YA ABİ YANİ SEN, ULUSAL BİRLİK HAREKETİ BİLMEM NE BANA BİR DE MESAJ GELMİŞ. ULUSAL. BARIŞ BEY GÖNDERMİŞ." dediği, Gürkan'm Yine mi HAREKETE GEÇMİŞİZ ABİ ULUSAL BİRLİK HAREKETİ DİYE." diyerek şahıslarla arasındaki memnuniyetsizliği anlatmaya çalıştığı, 17.01.2007 günü saat 18.23'te Ahmet FULİN ile Cengiz...? / Semih Tufan GÜLALTAY arasındaki telefon görüşmesinde; Semih'in "Ya bak Fulin telefonunu kapatma kardeş bak" "BAK DİNLE KOŞTURUYORUZ HER TÜRLÜ. HER YERE GİRİP ÇIKIYORUZ. HER TÜRLÜ FAALİZ." "Yani imkanlar kısıtlı da olsa" dediği, Ahmet'in "Başkanım hi önemli değil biz imkanlanmızı." dediği, Semih'in "HERŞEYİ YAPIYORUZ. HER TÜRLÜ YÜRÜYORUZ. Ahmet FULİN hiç canını sıkma." dediği, Ahmet'in sıkıntılarını aştığından ve geleceğinden bahsettiği, Semih'in "ŞİMDİ CUMA AKŞAMI 6*DA TOPLANTIMIZ VAR." "Bizim yazanede temsil heyetini seçiyoruz." "Ocak ayının ilk haftası da büyük bir kurultay topluyoruz. Salon malon işlerini hallettiriyorum." dediği ve deklarasyon metninin dernek başkanına imzalatmasını istediği, ayrıca Ahmet FULİN'i icra heyetine aldığını söylediği, 23.01.2007 günü saat 11.18'de Ahmet FULİN ile DUKŞUÖ^GÜLER arasındaki telefon görüşmesinde; ^ ff/'\

f^^Z^

Ahmet'in "Ya yok kardeş biliyorsun Ermeni vatandaşımız öldürüldü. Dolayısıyla hani televizyonlarda da o NTV'DE YOK İŞTE AKIN BİRDAL SUİKASTÇİLERİ HARAÇ MARAÇ TOPLUYORLAR FALAN FİLAN DİYE GEÇİYOR BİLİYOR MUSUN?" "Gerekte yok biz geçen gün gittik BENİMDE MAHKEMEM VAR." "Belli değil hele beni çağırmışlar. Semih Tufan, Emre GÜLALTAY, Nejdet ATIŞ ondan sonra Gürkan TEMELLİ." "BU SUAT TURGUT YOK MU MAVİ MEDYA" "ŞİKAYETTE BULUNMUŞ BİZLERİ." "Hı işte geçen günde gençlik başkanı geldi beni aldı." "Ofısde yer yapmış bana işte yerimi gösterdi burası senin dedi." dediği, Ahmet'in Elazığ'a gideceğinden ancak para sıkıntısı olduğundan bahsettikten sonra ".. .yani sen fabrikadan para çözemiyor musun?" diye sorduğu, Dursun'un "Nasıl biliyor musun bu kırk ayaklar var ya 12 teker" "Onlardan paso mal yüklüyoruz Irak'a" "Dün gittim şeye Emre Bey falan ordaydı işte" "Dimes'teki yere gittim. Ali ŞİBİROĞLU falan ordaydı." "Seni dediler halledecez dedim ki abi benim harcamalanm var bari bunları şey edin e halledecez sıkıntımız var dedi bende sinirlendim çıktım geldim." dediği, 26.01.2007 günü saat 12.43'te Semih Tufan GÜLALTAY ile Dursun GÜLER arasındaki telefon görüşmesinde; Semih'in "Dursun bu BAŞKOMSERLER DERNEĞİNİN BAŞKANI döndü mü onla bi görüş de" "... Platformu biraz şey yap çalışma yap destek ver Dursun." "O deklarasyon metnini de tanıdığın bi dernek başkanına imzalattır tamam mı?" "Senide platforma üye olarak alalım." dediği, 19.02.2007 günü saat 11.25'te Ahmet FULİN ile Necdet ATIŞ arasındaki telefon görüşmesinde; Necdet'in "...Önümüzdeki pazar günü Taksim de miting var Azerbeycan'lılar Derneğinin" "... BAŞKAN SÖYLEDİ ŞEY GÖNDERECEZ OTOBÜS. Abi işte güzel bi organizasyon. Abi bi otobüs dolusu..." dediği, Ahmet'in "Tamam ... YEVMİYELERİNİ VERİK, HAMALLARI TOPLARIK." "Ne işler çıkardız gene" dediği, Necdet'in "Şey ya bizim TİMUR ABİNİN BASIN AÇIKLAMASI MİTİNG ŞEKLİNDE..." "ORDA ÇOK KALABALIK OLMAMIZ GEREKİYOR." dediği, 16.02.2007 günü saat 11.26'da Ahmet FULİN ile Cihan KARADAĞLI arasındaki telefon görüşmesinde; Cihan'm "İyidir abi bu ... heralde Hüseyin Ankara'dan beni aradı KARABULUT Hüseyin abiyle görüştürdüm. Dün akşam Hüseyin abi aradı. Ahmet beni bi arasın dedi." "Abi bana bak sen gene bu KARABULUT'U GÜZERGAHINDAN KAÇIRMA. Yani o biraz dengesiz bişeyler yapıyor heralde şimdi BURDA NE YAPACAĞI DA BELLİ DEĞİL." dediği, Ahmet'in "Şimdi burdan ben İstanbul'a geldim ya Cihan burda bi kardeş var Eyüp GECREK şimdi" "Bİ TAKIM İNSANLARLA DEVREYE GİRMİŞ O EYÜP KOKSAL PAŞALAR FALAN HEPSİ ŞEYDELER ANKARA'YA GEÇMİŞLER." dediği, Cihan'm ".... Bana KARABULUT dedi ki; BEN O PAŞA FİLANLA SEN DEDİN Kİ NERDEN GÖRÜŞECEKLER GÖRÜŞTÜ ÖYLE TAHMİN EDİYOM." "GEÇMİŞTİ DÜN GÖRÜŞTÜLER HERALDE" "Hüseyin abiyi aradı şimdi Hüseyin abi de dedi ki Ahmet beni bi arasın benim demek istediğimi sen anlamadın şimdi Hüseyin abi gider orda adam bulur bulamaz bu yanda maksat bu firmayı sen temize çıkarasm ki aklı başında ondan sonra zaten ömürlük bişey eğer" dediği, 16.02.2007 günü saat 11.29'da Ahmet FULİN ile Selahattin...? arasındaki telefon görüşmesinde; ^#*!SSS^ "■//«.

f )

y^ " / 71169

-'•

H|^ :*%JS») S :

Ahmet'in "Adapazarı'ndaydım abi bi Adapazarı na geçmiştim bi yerde işlerim vardı. Benim olduğum bölgede de çekmiyordu. Sen ne yapıyorsun abi geçtin mi Ankara'ya" diye sorduğu, Selahattin'in geçtiği söylemesi üzerine Ahmet'in "Ne yaptın görüşmeler yaptın mı abi" diye sorduğu, Selahattin'in "YAPTIM BİR İKİ GÖRÜŞMELER VAR Bİ GELİŞMELER." dediği, Ahmet'in "KİMLE GÖRÜŞTÜNÜZ ABİ KOKSAL PAŞAYLA MI?" dediği, Selahattin'in "Yok Koksal Paşa ayrı Koksal Paşa" dediği, Ahmet'in "Hüseyin beyle o Amerika'dakiyle" dediği, Selahattin'in "He he onla görüştük Koksal Paşa di bana 400 milyar verin dedim anan güzel mi şirketi komple devredek borçlan ... sıfır işte bunlar var bizde dedik öyle bişey yok kardeşim" dediği, Ahmet'in "Abi sen onu Hüseyin'le görüş ya Hüseyin ÖZDEMİR'len de görüş o olaylara vakıf ya Hüseyin ÖZDEMİR'de bu aynntılan." dediği, Selahattin'in "Hüseyin şeyde işi yok. Bu Ankara şeylen o şey GÜL'e, Eyüp GÜL o Koksal Paşa ...." "Geldim burda adam di ben İstanbul'dayım o Koksal Paşa'yla konuşim di. Ben İstanbul'dayım yani bi çelişkiler var ha" dediği, 17.02.2007 günü saat 10.21'de Semih Tufan GÜLALTAY ile Ali ŞİBİROĞLU arasındaki telefon görüşmesinde; Semih'in ".. .ALİ BEY SAAT 1' DE İDRİS PAŞAYLA RANDEVUMUZ VAR." dediği ve Taksim'de bulunan Ramada otelin adresini tarif ettikten sonra "Sen bi dosya kataloklar broşür falan hazırla." dediği, 17.02.2007 günü saat 14.50'de Semih Tufan GÜLALTAY ile Ali ŞİBİROĞLU arasındaki telefon görüşmesinde; Semih'in "Şimdi Ali bey" "ÇIKTIKTAN SONRA SAYIN PAŞAMLA DA KONUŞTUK." "Bu Bulgaristan'daki iş 430 kilometre otoban işi" "BUNUN IŞIKLANDIRMASI, AYDINLATMASINI SANA VERİCEKLER." "Ora diyor çok iş var diyor. Bide orası artık Avrupa Birliği'ne girdi." "ŞEY KONUSUNA DA, ÇALIK KONUSUNA DA SİZİ GÖRÜŞTÜRECEK." dediği, Ahmet'in "YANİ ZATEN BİZİM GELMEK İSTEDİĞİMİZ NOKTAYI ÇOK HIZLANDIRACAK BİR OLUŞUM OLMAKTA VE HAYIRLISI OLSUN BU GERÇEKTEN ÇOK ÖNEMLİDİR." dediği ve yorumlan sonraya bırakmak istediğini belirttiği, 19.02.2007 günü saat 11.25'te Ahmet FULİN ile Necdet ATIŞ arasındaki telefon görüşmesinde; Necdet'in "...Önümüzdeki pazar günü Taksim de miting var AzerbeycanTılar Derneğinin" "... BAŞKAN SÖYLEDİ ŞEY GÖNDERECEZ OTOBÜS. Abi işte güzel bi organizasyon. Abi bi otobüs dolusu..." dediği, Ahmet'in "Tamam ... YEVMİYELERİNİ VERİK, HAMALLARI TOPLARIK." "Ne işler çıkardız gene" dediği, Necdet'in "Şey ya bizim TİMUR ABİNİN BASIN AÇIKLAMASI MİTİNG ŞEKLİNDE..." "ORDA ÇOK KALABALIK OLMAMIZ GEREKİYOR." dediği, 10.03.2007 günü saat 17.24'te Semih Tufan GÜLALTAY ile Veli KILIÇ arasındaki telefon görüşmesinde; Bir süre hal hatır görüşmesi yaptıktan sonra Semih'in "... BİZDE İKİTELLİ'YE GİDİYORUZ TOPLANTIYA." dediği, Veli KILIÇ'm "Başkanım ben yazıyı hazırladım, akşam yaymlicam." "Bakalım ne cevaplar alacaz. Bakalım efendiler bunlarla ... gibi oynayacam. Bana bi eğlencelik çıktı başkanım o" dediği, Semih'in ise "Onun bunun serveti ya." dediği, Veli KILIÇ'm "Evet başkanım ama buna şimdi başka başkalanna da yazı yazdıracam. Başka arkadaşlara da tembihliyim." dediği, Semih'in ise "Tabi rüsva edecez onu." dediği, Veli KILIÇ'm ise bazı şahıslarla görüştüğünden \.e--onlarında yazılar yazacaklanndan bahsettiği, bunun üzerine Semih'in "Bölücülük yapıyor namussuz." dediği, bir süre aynı konuyla ilgili görüştükten sonra Semih'in "Ozanım'herkes haddini bilecek."

dediği, Veli KILIÇ'm ise "Evet başkanım bildiricez." dediği ve Semih'le konuşmasından dolayı rahatladığından bahsettiği, Semih'in ise "Az kaldı az" ".... BU SİPERDE 3-5 AY DAHA ZATEN DAYANIRIZ." dediği,

d)Aramalarda elde edilen deliller Şüpheli Ümit OGUZTAN'dan ele geçirilen disketlerin incelenmesi sonucunda elde edilen JİTEM'Cİ VE MİT'Çİ GAZETECİLER isimli dokümanın MİLLETVEKİLİNE DE FOTOĞRAF SATMIŞ bölümünde; JİTEM'ci gazeteci diyologda önemli bir başka bilgi daha verdi. Mesut Yılmaz ile Abdullah Çatlı'nm birlikte olduğu resmi DYP Ti bir milletvekiline sattığını söyleyen JİTEM'ci gazeteci, fotoğraflardan yüklü para aldığını söylüyor. Abdullah çatlı ile Mesut Yılmaz'm birlikte olduğu fotoğraf basında yer almadı. Sadece 1998 yılında Radikal gazetesinde manşetten yayınlanan bir haberde Mesut Yılmaz-Abdullah Çatlı ve Eyüp Aşık'm birlikte olduğu fotoğrafları kendilerine satmak için bazı kişilerin getirdiği yer almıştı. Radikal gazetesi fotoğrafın orijinalini değil, bilgisayarda hazırladığı kopyasını yayınlamıştı. Bu haberin yayınlanmasının ardından Akşam Gazetesi'nde görev yapan iki gazetecinin bu olay nedeniyle gazeteyle ilişkisi kesilmişti. Fotoğrafı arın Denizli Milletvekili Kemal Aykurt'a satıldığı ileri sürülüyor. Çünkü Aykurt, 23 Haziran 1998 tarihinde TBMM kürsüsünde yaptığı konuşmada, Mesut Yılmaz ile Akın Birdal suikastının azmettiricisi Semih Tufan Günaltay'm birlikte çekilmiş fotoğraflarını kamuoyuna açıklamıştı. Şeklinde isminin geçtiği, Tutuklandığı dosyada el konulan bilgisayarında, Ulusal Birlik Komitesi.doc bilgisayarların yapılan incelemesinde; 53 Kişilik ulusal birlik komitesinin kurucular kurulunun listesi olduğu ve bu listenin ilk sırasında Semih Tufan GÜLALKAYTN 36. sırasında ise Muzaffer TEKİN isminin bulunduğu, Aynı bilgisayarda kayıtlı bulunan ÇOK GİZLİ333.doc Word formatmdaki metin dosya bulunmuş, bulunan bu dosyanın incelenmesinde genel merkezi Kadıköy'de bulunan Kuvayi Milliye derneği ve yöneticileri hakkında istihbari mahiyette geniş kapsamda bilgilerin olduğu anlaşılmıştır. 1-Derneğin genel başkanı Fikri KARADAĞ 2-Hüseyin GÖRÜM, 3Prof. Burhan Omay 4-İbrahim ÖZCAN 5-Kahraman ŞAHİN 6-Ali ÖZOĞLU,7-Hatice BAHTİYAR 8-Ahmet TÜRKYILMAZ 9-Nuri VARDARBAŞI isimli şahıslar hakkında istihbarı nitelikte bilgilerin olduğu görülmüştür.

e)-Diğer şüphelilerle örgütsel irtibatları; şüpheli Muzaffer TEKİN'in İstanbul Organize Suçlar Şube Müdürlüğünce suç örgütüne yönelik gerçekleştirilen PİYON (K) planlı operasyonda örgütün liderliğini yapan TİT'in kurucularından Semih Tufan GÜLALTAY ve halen firar olarak ARANMAKTA olan örgütün yöneticisi konumunda bulunan Emre GÜLALTAY ile irtibatının olduğu tespit edilmiştir. Soruşturma kapsamında halen tutuklu bulunan örgüt üyesi Hayrettin ERTEKİN'in Semih Tufan GÜLALTAY'm tutuklu bulunduğu ve liderliğini yaptığı suç örgütü ile ilgili dosyada hakkında yakalama karan çıkarılan örgütün yöneticisi konumunda bulunan Emre GÜLALTAY ile telefon görüşmelerinin olduğu. 01.02.2008 günü saat:13.55'de Hayrettin ERTEKİN ile emre gülaltay arasındaki telefon görüşmesinde özetle; _ _ „.„

1171

Emre'nin "abi şimdi katara gideceğim ordaki işlere bakip ondan sonra da buraya geleceğim..." "şimdi burda ortam uygun" "burda o diyorum derneği kuruyorum" "burda bide kasap oturmaya başladi" dediği, hayrettin'in "hi dur murat'i bir gicik edeyim firin açmayi düşünüyoruz diyeyim bizden önce hemen şey yapsinlar" "patentini aldik diyeyim" dediği, emre'nin "şey yapariz abi yarisini senle benim olur yarisi da bunlarin olsun" dediği, hayrettin'in "tamam baba ben varim" dediği, emre'nin "çünkü hiç olmazsa bunlar başinda da durur" dediği, hayrettin'in "ya yok onlara hiç güvenme onlar kendi kendi evlerinde ki işini yapamıyorlar onlardan bir şey bekleme bak onlara güvenirsen şey olmaz" "onu da biz yapariz ben oraya bir tane adam koyarim" dedikten sonra görüşmenin ilerleyen bölümlerinde hayrettin'in "bomba gibiyiz devam ediyoruz işte burda bir türban sikintisi var burda bu adamlar okuyorsundur şeyden mhp destek verdi bunlara onlarla ilgili bu gün bir yazi yazdim güzel bir böyle bunlara bir ufak yazmiyordum uzun zamandir şimdi ortalik yine hop oturup hop kalkacak böyle" dediği, emre'nin "ben sana bir şey söyleyeyim mi vatan için uğraşiyorsun sonra vatan hayini oluyorsun" "abi bizden vatan hayini olmaz da vatan hayini muamelesi görüyoruz" dediği, hayrettin'in "...en iyi kurt ölü kurttur dediğim için 301. maddeden dgm'de yargilaniyorum inşallah ceza verirler de ben de tarihe geçerim..." "...biz ya biz türk ırkinin türk milliyetçisinin ant içmiş yemin etmiş olan insanlar için çünkü bizim yeminler genlerimizde taşiniyor..." "...ben seni taniyorum yani seni biliyorum sen insana ne derlerse desinler seni bak biliyorum diyorum ki yanindayim sonuna kadar her zaman yani bunu bilesin" "...ne derlerse desinler organize çete desinler bilmem hain desinler... güleceksin şöyle bakacaksin diyeceksin ki bunun bir hedefi var bunun bir amaci var amacinin karşisinda duran benim" dediği, emre'nin "şu on beş günden beri çikarmadiklari şey kalmadi" "yok haplemin torunundan tuttular ya daha ankara'daki araçlara tut yok malatya'da olayi yok" dediği, hayrettin'in "genel kurmay başkani gibi bir tertemiz ... seçilmiş bir adama bile kalktılar fezleke düzenleyip çete diye dava açmaya kalkan milletten insanlardan ne beklenir onların bir amacı var onu niye yapıyorlar onu bu memlekete yıkmak için memleketin ilerlemesini" dediği, emre'nin "ya utanmıyorlar dün şu başlığı gördün mü gülmekten öldüm ya şey çete tetikçi dizilerden seçmiş diye ya bu kadar olmaz ya" "yalnız ben sana bir şey söyleyim mi çok büyük strateji hatası yapıyoruz biz yapıyoruz biz başından beri" "bu hem ak partiye hem bu İslamcı kanada karşi strateji hatası yapıyoruz" "biz aslında abi bunları devşirebiliriz ..." "abi en büyük tehlike kim biliyor musun bunlar değil bunlar yine bir noktada gelirler mecburen de olsa yani bunların içindeki kamuluşlari yani bu yüzde kırk yedinin içinde en fazla böyle kemikleşmiş böyle şey olan kısmi yüzde ondur geri yüzde otuz beşini biz kendi safımıza çekeriz ama en tehlikeli olanlar ikinci cumhuriyetçiler" "bak biz biz şimdi bunlan köşeye sıkıştınyoruz zannediyoruz bu ak parti ve o adamın ismi esasmda ikinci cumhuriyetçiler bunlan kullanıyorlar biz bunlan korkuttukça bak bizi öcü diye gösteriyorlar bunlar diyorlar sizi kesecek öyle yapacak böyle yapacak anlatabiliyor muyum bunlar sizi şöyle yapacak böyle yapacak diyorlar onlarin üzerinden bize operasyon yapiyorlar" "abi bütün basini ele geçirmişler" "ya şimdi bunlar sivil toplum biz sivil toplum örgütü kuruyoruz çete oluyor" "şimdi sivil toplum örgütü kur meydana çik sen çetesin abi olmayan bağlantilar olmayan suçlamalar ya o gazeteci kadini ne hale getirdiler güler kömürcü'yü" "... ekibi sedat peker'e telefon açmiş ya kadin sedat peker ile yatmiş da olabilir ne olacak yani bu kadini şey mi yapar" "ya o garibim o sevgi erenerol'a yaptiklari ya" dedikten sonra görüşmenin sonlarina doğru türk-çin işadamlari adi altinda bir dernek kurmayi planladikiari, türkiye'deki dernek başkaninin hayrettin ertekin olmasi, yurtdişindaki dernek başkanin da ibrahim..? isimli şahis olmasi yönünde konuşmalar yaptiklari tespit edilmiştir. İsmail yıldız'm işyerinde elde edilen bilgisayarda; Uluş^jUdfelik.. Hareketi Platformu; İnsan Haklan Derneği'nin eski Genel Başkanı Akın BirdaM cl 998 syjMÎSasilahlı saldmda bulunulması eylemini organize eden Semih Tufan Günafey, 4.^4qf '^z^evinde a * "* / / /* ""\ \

f- v,-

yattıktan sonra 2005 yılında Ulusal Birlik Partisi'ni (UBP) kurdu. Günaltay, Muzaffer Tekin'le Türksolu'nun düzenlediği bir etkinlikte tanıştı. Kitaplarını da Türksolu tanıyordu. Günaltay, Yargıtay kararıyla başkanlıktan ayrılınca UBP de kapandı. Günaltay, uzun bir sessizlikten sonra 11 Şubat'ta Ulusal Birlik Hareketi Platformu'nu (UBHP) kurduğunu açıkladı. Kağızman Gençlik Derneği'nin başkanlığını da yürüten Günaltay'm oluşumunda 38 kuruluş var. UBHP'nin Ankara'daki temsilciliğini ise Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı ve eski Jandarma Genel Komutam Orgeneral Şener Eruygur yürütüyor. UBH'ya destek veren kuruluşlar arasında Temiz'in UHB'si ve avukat Erkut Şahin'in İlerici Aydınlar Derneği (İAD) de yer alıyor. İlerici Aydınlar Derneği: Semih Tufan Günaltay'm Akm Birdal suikasti sonrası avukatlığını üstlenen Erkut Şahin, İlerici Aydınlar Derneği'ni (İAD) kurdu Hüseyin GÖRÜM; 27.05.2006 tarihinde danıştay davasında yakalandığında ankara c.başsavcılığmda alman ifadesinde; Muzaffer TEKİN'in Semih Tufan GÜNALTAY'm cezaevinde bulunduğu dönemlerde bu şahsa yardım ettiğini kendisine söylediğini,

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Mehmet Hadi ÖZCAN; hakkında bir kaç sefer çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan tutuklandığını, halen ayrı bir çıkar amaçlı suç örgütü kurmak suçundan Kandıra Cezaevinde tutuklu olduğunu, ERGENEKON ile alakalı olarak geçmişte bazı tanıdığı şahıslar olmuduğunu, ancak örgütün içinde fiilen bulunmadığını, VELİ KÜÇÜK'ü gıyaben tanıdığını, İzmit'te Alay komutanlığı yaptığı dönemde kendisi ile 1996 yılında bir olay sebebi ile arandığı için teslim olmak için birkaç sefer telefon görüşmesi olduğunu, ancak hiçbir zaman yüz yüze bir görüşmesinin olmadığını, SEMİH TUFAN GULALTAY'ı arkadaşı olan SAVAŞ UZUN ile aynı cezaevinde yatmasından dolayı tanıdığını, SEDAT PEKER in dayısını ve babasını tanıdığını, kendisini tanımadığını, kendisinin SUSURLUK Meclis Araştırma Komisyonuna ve ilk yakalandığında emniyet müdürlüğünde geçmiş dönemde ifade verdiğini, Ergenekon örgütü üyesi olmadığını, Tuncay güney mülakatında; SEMİH TUFAN GÜLALTAY ile ilgili olarak; PKK'nm K.Irakta Celal TALABANİ ile uyuşturucu işi yaptığını, PKK mn yanında yer alan Akm BİRDAL'm vurulması emrini YEŞİL(Mahmut YILDIRIM'in verdiğini, Yeşil'in Veli KÜÇÜK'ün adamı olduğunu, Yeşilin adamının da Cengiz Astsubay olduğunu, Semih Tufan GÜLALTAY'm Akm BİRAL'ı vurmaktan yakalanıp ceza evine konulduğunu, Bir dönem Semih Tufan'm kardeşi Emre GÜLALTAY'm Korkmaz YİĞİT'i sıkıştırdığını, bunun üzerine Veli KÜÇÜK'ün Emre yi yanma çağırdığını, Emre GÜLALTAY'm Veli KÜÇÜK'ün karşısında "iki büklüm oturarak" bir emri olup olmadığını sorduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ; SEMİH TUFAN GULALTAY'ı Elazığ'da görevli iken İHD başkanı Akm BİRDAL'm tetikçilerini azmettiren kişi olarak duyduğunu, Şahısla hapisten çıkana kadar herhangi bir görüşmesinin olmadığını, Semih Tufan GÜLALTAY hapisteyken Semih Tufan'm kardeşi Emre GULALTAY'ı Muzaffer TEKİN'in bürosunda tanıdığını, Emre'yi kendisine Muzaffer'in Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olarak tanıştırdığını, Emre'yi Muzaffer'in yanında 3-4 defa görmüş olabileceğini, Semih Tufan cezaevinden çıktıktan sonra Muzaffer^^neyas^yrı ayrı en az 10 defa görüştüğünü, Şahısla Ulusal Birlik Partisi kurulması aş^n^mdalg^u'şKahşverişlerinin

olduğunu, Hatta partinin ismini birlikte koyduklarını, resmi olarak da birkaç defa yanma gittiğini, Şahısla Muzaffer TEKİN'in bürosunda da görüştüğünü, şahısla Ulusal Birlik Partisinin kurulması çerçevesinde Ankara'ya gittiklerini, İlerleyen dönemde Semih Tufan ticari ve gayri menkul faaliyetlerinin devlet tarafından engellendiğini söylediğini, bu söylemlerde bulunurken bu olayların kendisinden kaynaklandığını ima etmeye çalıştığını anladığını, Bunun üzerine kendisinin de şahsa kızarak "Bugüne kadar senle görüştüğüme yazık." diyerek şahsın yanından ayrıldığını bir daha görüşmediğini, Atilla AKSU savcılık ifadesinde; Ergenekon Terör örgütü operasyonu kapsamında halen tutuklu bulunan Avukat Kemal KERİNÇSİZ'in zaman zaman kendisinden Türklüğe hakaret, Atatürk'e hakaret, Recep Tayyip ERDOĞAN'm damadı, Abdullah UNAKITAN, Ali ÜLKER, Murat ÜLKER ve Türk İntikam Tugayından Semih Tufan GÜNALTAY'm tehdit edilmesi ile ilgili evrakları ve bunların sayı numaralarını istediğini, kendisinin bunlardan bazılarının numaralarını ve kesinleşmiş takipsizlik kararlarının birer örneğini, UYAP'tan ulaşabildiği kadarı ile istediği şeylerin, 301 madde ve Atatürk'e hakaret davaları ile ilgili liste suretlerini çıkartarak göndermiş olduğu ismini bilmediği elemanına verdiğini,kendisinin yasadışı Ergenekon terör örgütü ile bir bağlantısı olmadığmı,sadece görevi ile ilgili hatalar yapmış olabileceğini belirtmiştir. Muzaffer TEKİN Ankara Emniyet Müd.Tem Şube Müdürlüğü 26.05.2006 günü vermiş olduğu ifadesinde; Kendisini 1988 yılında Mete YALAZANGIL vasıtasıyla tanıdığını,1988-1998 yıllan arasında iki veya üç defa görüştüklerini, Bir ara bir güvenlik şirketi kurduğunu, bir ara da yurtdışında tahsil için bulunduğunu duyduğunu, Akın BİRDAL olayında beş sene ceza evinde yattığını bildiğini, Bir dönem Ulusal Birlik Partisini Kurduğunu,bu hareketin içinde yer almamı yönetim kuruluna gelmesini istediğini, Ancak kendisinin kabul etmediğini, Muzaffer TEKİN' savcılığımızda alman ifadesinde C.savcılığına posta ile gelen Sulhi CANACAR imzalı mektup içeriği sorulduğunda; Akın BİRDAL suikastı ile ilgili olarak aranan Semih Tufan GÜLALTAY'ı evinde saklamadığını, ancak bu kişiyi saklayan Emekli Binbaşı Mahmut Zihni OZAN'm kendisinin arkadaşı olduğunu, Semih Tufan GÜLALTAY' ı sözü edilen olaylardan 2-3 sene önce Mete YALAZANGİL aracılığı ile tanıdığım,olayı basından duyduğunu ve olayla ilgili olarak kendisinin ifadesinin alınmadığını, Doğuş Factoring Şirketinin hissedarı olduğunu, Ahmet ÇEKENKIRAN'm da bu şirketin sahibi olduğunu, İlhan PARLAK ve Hasan PARLAK'm Danıştay soruşturmasında kendisi ile birlikte ismi geçen Ayhan PARLAK'm kardeşleri olduğunu, Nezahat KELEŞ ve Erdoğan KELEŞ' i tanımadığını ve Doğuş Factoring Şirketinin 2003 yılında kapatıldığını, SEMİH TUFAN GÜLALTAY'IN CEZAEVİNE GİRMESİNDEN SONRA AİLESİ İLE İLGİLENDİĞİNİ, bu kişi 2003 yılında cezaevinden çıktıktan bir müddet sonra tekrar irtibat kurduklannı,yaklaşık 3 senedir görüşmediklerini, beyan etmiştir. Hayrettin ERTEKİN;Semih Tufan GÜLALTAY' ı tanımadığını, Emre GÜLALTAY' ı tarihten iki ay önce Çin de fuarda tanıdığını, Çin'de tercümanlığını yapan Murat KILIÇ vasıtası ile tanıştığını, Semih Tufan GÜLALTAY'm kardeşi olduğunu bilmediğini, kendisi ile hiçbir ilişkisi olmadığını, ara sıra telefonda görüştüklerini, bir kere Çin'de Çin-Türk iş adamları derneği kurmayı teklif ettiğini ancak kendisinin kabul

Osman YILDIRIM 21.05.2006 günü Ankara Emniyet Müdürlüğü'nde Danıştay saldırısından dolayı alman ifadesinde; Semih Tufan GÜNALTAY ile hemşeri oldukların, 1995 yılından beri kendisini tanıdığını, Yozgat Cezaevinde 1999 yılında birlikte yattıklarm,2000 yılında cezaevinden çıktığımdan beri kendisi ile bir görüşmesinin olmadığını, Esra Feride GÖKÇİMEN 11.07.2006 Organize Suçlarla Muadele Şue Müdürlüğü'nde Vermiş olduğu ifadesinde; "... binaya sık sık gelen şahıslardan birinin Danıştay binasında yapılan silahlı saldırıda adı geçen Muzaffer TEKİN olduğunu, bu şahsını Muzaffer olarak bildiğini, soyadını Danıştay saldırısından sonra gazetelerden öğrendiğini, bu şahısın geldiğinde sadece birinci katta bulunan parti kısmına çıktığını„orada Semih Tufan GÜLALTAY ile baş başa görüştüklerini, bu şahısın son olarak Danıştay'da yapılan silahlı saldırıdan iki gün önce 4-5 kişilik kalabalık bir grup ile geldiğini ve Semih Tufan GÜLALTAY ile saatlerce toplantı yaptığını, Danıştay saldırısının yapıldığı gün gece geç saatlerde Veli KILIÇ kendisinin kullanmış olduğu, 0533 681 74 05 ya da 0533 300 74 40 numaralı telefondan arayarak "şimdi beni dikkatlice dinle ,sana söyleyeceğim isimleri not al ve bunları www.ulusalbirlikkomitesi.com isimli siteden sil, bu acil bi durum, bunları bu gece mutlaka sildir" dediği, kendisinin de bunu yapamayacağını bu işlerle benim uğraşmadığını söylediğini bunun üzerine veli'nin "Bu Semih Tufan GÜLALTAY'ın talimatıdır,o zaman bu işle kim uğraşıyorsa onu bul ve bu işi hallettir,sabah olmadan bu işin hallolması lazım" dediği, sonra tekrar kendisini arayarak Sami Alper EREN isimli şahsı 0216 489 13 70 numaralı telefondan acil araması gerektiğini söylediğini, kendisinin de bu numarayı aradığında Sami Alper EREN'in Veli KILIÇ 'm kendisine verdiği ve silmesini istediği isimleri tekrar yazdırarak bunlarm parti kurucu üye listesinden silinmesi gerektiğini söylediğini, silmem istenen isimlerin ise ; 01.MUZAFFER TEKİN, 02.SAVŞHAN TOSUNOĞLU, 03.MAHMUT AYDIN ve soyadını hatırlamadığı ama kurucu üye listesinde olan MAHMUT....isimli başka bir şahıs olduğunu,aynca Danıştay da yapılan silahlı saldın eylemi gerçekleştiren Avukat Alparslan ARSLAN 'm bu binaya kalabalık bir grup ile geldiğini gördüğünü,o dönemde adını bilmediğini, fotoğraflarını gazetelerde görünce Semih Tufan GÜLALTAY'ın yanma gelen şahıslardan biri olduğunu kesinlikle hatırladığını, Muzaffer GÖKÇİMEN 11.07.2006 Günü müşteki sıfatı ile vermiş olduğu ifadesinde; "... Ulusal Birlik isimli internet sitesinde isimleri olan şahıslardan bazılarının Danıştay cinayeti olunca cinayete adı kansan Muzaffer TEKİN, Alpaslan ASLAN, 2 tane Mahmut, isimli kurucu üyenin siteden işitiminin silindiğini, Semih GÜLALTAY'ın yanma Muzaffer TEKİN ,Alpaslan ARSLAN gibi cinayetle bağlantılı olduğu iddia edilen şahıslar gelip gittiğini, Mete YALAZANGİL İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde 25.08.2007 günü alman ifadesinde; 19.06.2007 GÜNÜ MUZAFFER TEKİN İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINDA SİZİNLE İLGİLİ OLARAK "... Akın Birdal suikastı konusuyla alakalı olarak da sadece eylemi yapanlan azmettiren Semih Tufan Gülaltay isimli şahsı evinde saklayan emekli binbaşı Namık Zihni Ozansoy isimli bir alt devrem olan arkadaşımı ben tanıyorum. Semih Tufan Gülaltay'ı da Mete Yalazangil vasıtası ile tanıyorum. Bu olaylardan 2-3 sene öncesinden tanıyordum. Olayı yaptıklannı basından duydum. Benim bu olaylarda ifadem alınmadı." şeklinde beyanda bulunduğu sorulduğunda; Semih Tufan GÜLALTAY'ı çocukluğundan beri tanıdığını Mikail SARI'nın Akm BİRDAL suikastından dolayı arandıklannı basın ve medyadan öğrendiğini, Mustafa GÜLEN'e olayın aslını sorduğunda Semih Tufan GÜLALTA^Pr^ikajl SARI ile SER şirketinde tanıştırdığını kendisinin bu olayla ilgisi olmadığını ş^yîediğihl^/5' ^

1988-89 yıllarından önce Tekel'de çalıştığım dönemlerde Muzaffer TEKİN'de ile tanıştığım, zaman zaman Muzaffer TEKİN'in Kadıköy Kuşdilinde bulunan bürosuna gidip geldiğini, 1998 yılı içerisinde Muzaffer TEKİN'in Semih Tufan GÜLALTAY ve arkadaşı Namık Zihni OZANSOY'ım Kastamonu cezaevinde olduklarını ve görüşmeleri gerektiğini kendisine söylediğini, Muzaffer TEKİN ile birlikte Kastamonu'ya giderek Semih Tufan GÜLALTAY ve Namık Zihni OZANSOY ile cezaevinde görüştüklerini, Bu görüşmeden yaklaşık 1,5-2 ay kadar sonra milliyet gazetesinde Akm BİRDAL suikastı sanıklarından birisinin de kendisi olduğu yönünde haberler okuduğunu bunun üzerine Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne gidip teslim olduğunu,Ankara DGM savcılığınca serbest bırakıldığını, 2001 yılında bir gün Semih Tufan GÜLALTAY'm yeğeni olan Necdet ATIŞ isimli şahısın Semih Tufan GÜLALTAY ve bu olaydan dolayı yakalanan bütün arkadaşlarının Yozgat cezaevine nakledildiklerini ve Semih Tufan GÜLALTAY'm kendisi ile görüşmek istediğini Muzaffer TEKİN'in Yozgat cezaevine gidip Semih Tufan GÜLALTAY ile görüşmesini istediğini, ancak kendisinin bunu da kabul etmediğini. Mehmet EYMÜR, 17,06,2008 tarihinde tanık olarak alman İfadesinde; Semih Tufan GÜLALTAY'ı şahsen tanımadığını, ancak Alpaslan Cemal ERTUĞ bu şahsın milliyetçi bir kişi olduğunu ve faydalı olabileceğini söylediğini, Kendisinin bu gibi konulardan biraz dilinin yandığı için bu şahsı bir müddet kontrole aldığını, Semih Tufan GÜLALTAY'm tahsilat işleri yaptığı, kirli işlerle uğraştığı, ağzının çok bozuk olduğu hususlarını öğrendiği için bu şahıstan faydalanmayı düşünmediğini, Ancak buna rağmen Semih Tufan iki veya üç defa birisi Kendilerinde eskiden şoförlük yapan bir teşkilat mensubu vasıtasıyla Mersin'de olan bazı olayları anlatmak üzere görevli arkadaşlarla görüştüğünü bir de İran'la ilgili bir konuda Mit mensubu personelle görüştüğünü bildiğini, bunun dışında kendisi Amerika'dayken Türk İntikam Tugayları adı altında örgütlenerek eski İnsan Haklan Derneği başkanı Akın BİRDAL'a saldın düzenlediklerini duyduğunu, bu eylemde Semih Tufan'la irtibatlı olan Mikail SARI sahte kimlikli Cemal KULAKSIZOĞLU' nun 1995-96 yıllanndan sonra teşkilatta haber elemanı olarak görevli bir kişi olduğunu, Cemal KULAKSIZOĞLU Yavuz ATAÇ tarafından teşkilata getirilmiş bir kişi olduğunu, Mit tarafından yurtdışında görevlendirildiğini, ancak daha sonra captagon işleri ile ilgilendiği, sınır girişlerinde kendini Mit mensubu olarak tanıtıp arattırmadığı gerekçesiyle Kendisinin talimatıyla ilişiğinin kesildiğini, ancak daha sonra kendisine bu hüviyetlerin verildiğini ve operasyon başkanlığının bu şahıstan faydalanmaya devam ettiğini öğrendiğini, ancak eylem hakkında teferruatlı bilgiye sahip olmadığını beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi; Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm Akm Birdal suikastının sanıklanndan olduğu bu konuda kesinleşmiş hapis cezasının olduğu ve cezaevinden çıktığı, dosyadaki belgelere göre bu suikastı Yeşil (Kod) Mahmut YILDIRIMIN talimatıyla yaptığı dosyadaki delillerden anlaşıldığı, 11.02.2007 tarihinde saat 11.00'de Beyoğlu İlçesi Savoy Otel'de toplanan gruba Ulusal Birlik Hareketi Platformu Başkanı şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY tarafından Yüce Türk milleti başlıklı basın bildirisinin okunduğu, Güvenlik şube müdürlüğünün konu ile ilgili göndermiş olduğu dosyanın incelenmesinden anlaşılmıştır. 25.02.2007 günü Taksim Gezi Parkında Azerbaycan Dayanışma Derneği tarafından düzenlenen ve dernek başkanı Timur SELÇUK'un katıldığı basın açıklamasına; şüpheliler Veli KÜÇÜK, Av. Kemal KERİNÇSİZ, Bağımsız Türk Orta0^P&ri^anesi Basın Sözcüsü Sevgi ERENEROL, Muzaffer TEKİN, Semih T0üh GÛim^HJ Ue Rafet

/0^=^ X^ / U76 ı

i ^4%vi ^^r^

ARSLAN ve Emre GULALTAY'ın katıldığı Güvenlik şube müdürlüğünün olay esnasında çekmiş olduğu kamera görüntülerinin incelenmesinden anlaşılmıştır. Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm bilgisayarında kayıtlı bulunan ÇOK GİZLİ333.doc Word formatmdaki metin dosya bulunmuş, bulunan bu dosyanın incelenmesinde; genel merkezi Kadıköy'de bulunan Kuvayi Milliye Derneği ve yöneticileri hakkında istihbari mahiyette geniş kapsamda bilgilerin olduğu anlaşılmıştır. 1 -Derneğin genel başkanı Fikri KARADAĞ 2-Hüseyin GÖRÜM, 3-Prof. Burhan Omay 4-İbrahim ÖZCAN 5Kahraman ŞAHİN 6-Ali ÖZOĞLUJ-Hatice BAHTİYAR 8-Ahmet TÜRKYILMAZ 9-Nuri VARDARBAŞI isimli şahıslar hakkında istihbarı nitelikte bilgilerin olduğu görülmüştür. Şüphelinin hem Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN hem de Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ ile yakinen görüştüğü halen çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten tutuklu bulunduğu, bu dosyadaki delillerden de şüphelinin halen bazı görevli ve emekli askeri şahıslarla görüşmeler yaptığı, bu görüşmelerin hayatın olağan akışına uygun görüşmeler olmadığı, ERGENEKON terör örgütünün yapılanmasına uygun ve gizli ilişkilerle örgütün hedefine varmak için oluşturulun illegal kişilerle irtibat olarak örgütün nitelediği kişilerden olduğu, ERGENEKON terör örgütünün amaçlarına ulaşmak için ne kadar çok olursa o kadar etkili güçlü lobi oluşturulacağı ayrıca baskı unsuru ve istihbarat toplama faaliyetlerinde başarılı olunacağını belirten LOBİ ve ERGENEKON dokümanlarında önemle vurgulanan sivil toplum kuruluşları kurulması zorunluluğuna şüphelinin de uyarak, önce siyasi parti kurduğu, akabinde UBP adı altında ULUSAL BİRLİK PLATFORMU isimli birçok dernek ve sivil toplum kuruluşunun aynı çatı altında örgütleneceği sivil platform kurma çalışmaları yaptığı, bu çalışmada önemli bir yeri bulunan emekli Paşa M. Şener ERUYGUR'un bulunması hususlan da şüphelinin ERGENEKON terör örgütünün talimatlan doğrultusunda örgütlenmeye gittiği, görüşmelerde; kendisinin bir hedefi olduğunu bu hedefte önüne babası dahi çıksa öldüreceğini, karşısına çıkana acımayacağını yakın arkadaşlarına söyleyerek sivil toplum kuruluşu olarak adlandırdığı oluşumların bu kadar önemli olduğunu anlatmaya çalıştığı, Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm bu tür sivil toplum kuruluşulan için adam öldürecek kadar önemli amacının dernek kurma ve düşünce özgürlüğü kapsamından çok ERGENEKON terör örgütünün amaçlan için çalıştığını göstermektedir. Yine Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN ve Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞ' m sürekli kendisiyle irtibat halinde olmalan ve görüşmeleri ve Danıştay saldırısından sonra Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'in ismini UBP listelerinden sildirmesi de kendisinin deşifre olmamak için bu şekilde davrandığını göstermektedir. Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm Türk Ortodoks patrikhanesinde yapılan ERGENEKON terör örgütünün gizli toplantılanna katıldığı, fikir ve düşünce olarak ülkücü görünmesine rağmen kendi yazdığı kitaplann Türk Solu dergisince yayınlandığı, Ceza evinde olduğu dönemde Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN'in kendisine maddi destek sağladığı, şüpheli Mete YALAZANGİL'in ceza evinde kendisini ziyaret ettiği, Paşa (Kod) M. Fikri KARADAĞTa Zafer (Kod) Muzaffer TEKİN' in ofisinde tanıştığı, Aynca Hayrettin ERTEKİN'le kardeşi Emre GÜLALTAY'm hakkında yakalama karan bulunmasına rağmen telefonla görüşmeleri, Veli KÜÇÜK'ü tammadıklannı beyan etmelerine rağmen Tuncay GÜNEY'in Emre GÜLALTAYTa Veli KÜÇÜK'ün arasındaki ilişkiyi anlatması Veli KÜÇÜK ile Mahmut YILDIRIM arasındaki ilişkiler, kendisinin de Yeşil (Kod) Mahmut YILDIRIMTa görüşmeleri göz önün#s*aimarak, şüphelinin ERGENEKON terör örgütü ile organik bir bağ kurduğu anlaşılırfşıır. *.^>T%

Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm çıkar amaçlı suç örgütü kurup yönetmekten yargılandığı, yaptığı eylemleri çıkar amaçlı suç örgütü adı altında aslında ERGENEKON terör örgütünün çıkartan doğrultusunda yaptığı, ERGENEKON terör örgütü ile irtibatlarını devam ettirdiği tüm belge ve beyanlardan anlaşıldığından; Şüpheli Semih Tufan GÜLALTAY'm üzerine atılı ERGENEKON terör örgütü üyesi olmak eylemine uyan, TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

38-ŞÜPHELİ ALİ YASAK a) Emniyet ifadesinde; 1958 yılında Şanlıurfada doğduğunu, Yüksekokul mezunu olduğunu, Şanlıurfa'da Öğretmenlik Eğitim Enstitüsünü bitirdiğini, bu bölümü bitirdikten sonra istanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesini kazandığını ancak 2.sınıfta okulu bıraktığını, 1983 yılında askere gittiğini, askerliğini izmir ilinde yaptığını, askerden döndükten sonra Sultanahmet'te Derviş Çay Bahçesi'ni işletmeye başladığını, halen bu çay bahçesinin faaliyette olduğunu, askerden döndükten sonra ayrıca canlı hayvan ithalatı yaptığını, 1991 yılında Ukrayna'ya gittiğini, Türkiye'de üretilen Pak-maya'nın Ukrayna distribütörlüğünü aldığını, ayrıca kendisine ait bir fabrikada kompozit ürünleri yaptığını, Sabıkasının olmadığını, Ukrayna, ingiltere, Amerika, Suuidi Arabistan, İtalya, Rusya gibi çeşitli ülkelere iş amaçlı ve seyahat amaçlı gittiğini, 2003 yılında adam yaralamaya azmettirmek suçundan Tekirdağ Cezaevinde 8,5 ay tutuklu kaldığını, Ukrayna ülkesinde kompozit ürünleri yaparak, Ayrıca PAK-MAYA şirketinin Ukrayna distribütörlüğü ve Sultanahmet'te çay bahçesinin olduğunu, başka bir gelir kaynağının olmadığını, 0532 702 05 05 numaralı telefon hattını yaklaşık 2 aydır kullandığını, bu telefon hattının soyadını hatırlamadığı Uğur..? isimli bir şahsın adına kayıtlı olduğunu, Uğur..? isimli şahsın şirketinin Türkiye'de bulunan pazarlama ofisinde çalışan işçisi olduğunu, hattın Uğur'un kullandığı bir numara olduğunu, numaranın güzel bir numara olduğunun ve onun için kendisinden bu numarayı aldığını, kendisi adına kayıtlı olupta bir başkasının kullandığı telefon hattının olmadığını, Kendisine Drej Ali dediklerini, Drej'in anlamının uzun olduğunu, Veli KUÇÜK'ü tanıdığını, 1999 yılında Eminönünde bulunan Hamdi Et Lokantasında yemek yerken lokantanın sahibi olan Hamdi ARPACI'nın o an lokantada yemek yiyen Veli KÜÇÜK ile kendisini tanıştırdığını, daha sonra Veli KÜÇÜK'ü senelerdir görmediğini, ancak 1-2 sene sonra tesadüfen İstinye'de bulunan Avcılık Atış Kulübünde kendisi ile bir kere karşılaştığını ve selamlaştığını, Başka da Veli KÜÇÜK ile ne telefonda ne de yüzyüze görüşmüşlüğü olmadığını, Sami HOŞTAN'ı tanıdığını, kardeşi Mehmet YASAK'ın düğününe geldiğini, kardeşi Mehmet'in Sami HOŞTAN'ı davet ettiğini, bu şekilde düğünde Sami HOŞTAN ile tanıştığını, bayramlarda ve özel günlerde kendisi ile ara sıra telefonla görüştüklerini, ortak yaptıkları herhangi bir işin olmadığını, Diğer şahısları tanımadığını, isimlerini ilk defa duyduğunu beyan etmiştir. Ergenekon ismini ilk defa duyduğunu, böyle bir yapılanma hakkında hiçbir bilgisinin olmadığını, Tuncay GÜNEY ile yapılan mülakatta; Güneydoğu'da Veli Paşa'dan sonra yetkili kişinin diyarbakırda alay komutam olan Eşref HATİPOĞLU, Tunceli bölgesinde de Halil ibrahim AKAR olduğunu, uyuşturucu temasında işlenen bütün yolların Eşref HATİPOGLU'na yansıdığını, hatta Diyarbakır da bazı ihalelere Drej ALİ'nin girmesi için, Eşref HATİPOĞLU tarafından ihaleye fesat kanştuıld^^SS^POĞLU'nun bir kaç defa ihaleleri iptal ettiğini beyan etmiştir. / ° ^C^\

Bu bağlamda Diyarbakır'da Eşref HATİPOĞLU vasıtasıyla ihaleye girip girmediği, girdi ise hangi ihalelere girdiği sorulduğunda; Şahısları tanımadığını, güneydoğuda hiçbir ihale işinin olmadığını, şahsın iddialarını kabul etmediğini, Susurluk kazası ve Mercedes içersinde bulunan Hüseyin KOCADAG, Abdullah ÇATLI, Gonca US ve Sedat BUCAK sorulduğunda; Tam olarak hatırlamadığını ama telefonla birisinin aradığını ve kazanın olduğunu söylediğini, bunun üzerine Tuncer..? isimli şoförü ile birlikte plakasını hatırlayamadığı siyah Mercedes aracıyla Susurluk'a gittiğini, cenazelerin alınıp Susurluk adliyesine götürüldüğünü duyduğunu ve direk olarak adliyeye gittiğini, adliyeye gittiğin de Sami HOŞTAN, Ayhan ÇARKIN ve isimlerini hatırlayamadığı kalabalık bir grubun olduğunu gördüğünü, yaklaşık 3 saat sonra bu kalabalık grup ile birlikte Abdullah ÇATLI'nın cenazesini alarak Nevşehir'e gittiklerini, cenazeyi defnettikten sonra istanbul'a döndüğünü, Sedat BUCAK'ı Urfa milletvekili olduğu için tanıdığını, Sedat BUCAK'ın babasını tanıdığını, zaten bu nedenle Sedat BUCAK'ı da uzun yıllardır tanıdığını, ortak ticari bir faaliyette bulunmadığını, Abdullah ÇATLI'yı 1978 yılında tanıdığını o dönem Şanlıurfa Ülkü Ocakları Yönetim Kurulunda olduğunu, Abdullah ÇATLI'nın da Ankara Ülkü Ocakları Genel Başkan yardımcısı olduğunu, Urfa'ya ocak olarak geldikleri için bu şekilde kendisini tanıdığını, tanıdıktan sonra birkaç defa kendisi ile görüştüğünü, ancak o dönem ülkü ocaklarında faaliyet gösterdiği için görüşmelerinin bu çerçevede olduğunu, daha sonra Urfa'dan ayrıldığını, ülkü ocağı ile ilişkisinin kesildiğini ve 1979 yılından sonra Abdullah ÇATLI ile hiç görüşmediğini, Abdullah ÇATLI'nın Mehmet Özbay kimliğini kullandığını bilip bilmediği sorulduğunda, Abdullah ÇATLI'nın Mehmet ÖZBAY kimliğini kullandığını bilmediğini, Abdullah ÇATLI olarak tanıdığını, Tuncay GÜNEY'le yapılan mülakatta; Veli KÜÇÜK'le bağlantılı olan Drej Ali'nin kendisine, Abdullah ÇATLI'yı getirdiğini ve bu şahsa Mehmet ÖZBAY kimliğinin verildiğini beyan etmiştir. -Bu bağlamda Abdullah ÇATLI'yı, Tuncay GÜNEY'e kendisinin götürerek Mehmet ÖZBAY kimliği verildiği anlaşıldığı söylenerek ifadesindeki çelişki sorulduğunda, Böyle bir durumun olmadığını, iddiaları kabul etmediğini, Tuncay GÜNEY'i tanımadığını, Kaza günü Abdullah ÇATLI'nın içersinde bulunduğu mercedes marka aracı takip edip etmediği, etti ise kimlerle birlikte takip ettiği sorulduğunda; Böyle bir şeyin olmadığını, istanbul'dan Susurluk Adliyesine gittiğini, olay yerine gitmediğini, Kaza olduktan sonra Mercedes marka araçtan bir çanta alıp almadığı, aldı ise bu çantayı ne yaptığı, çantanın içersinde ne olduğu sorulduğunda; Bu konuda hiçbir bilgisinin olmadığını, Tuncay Güneyle yapılan mülakatta; Veli Paşa'nın Giresun'da olduğu dönemde, birlikte oturup sohbet ettiklerini, yanlarında oranın kurmay başkanı, bir de albayın bulunduğunu, televizyonda Veli KÜÇÜK'le ilgili bir haber dinlediklerini, daha sonra Veli KÜÇÜK'ün "Mehmet AĞAR'da ölecekti biliyorsun, o gün onlar oteldeydiler, bunlar aslında hep beraber gitmeleri, o kazada olmaları gerekiyordu, bizimkiler öbür arkadaki arabadaydılar, Allah'tan o çantayı Drej Ali aldı, bunu ben kendi başıma mı yapmışım, bu kadar işi veli küçük olarak tek başına mj^^pmışım, yani eğer beni gönderirlerse, ben de konuşacağımı konuşurum" dediğMt »"S^V

Kaza yerine ilk giden şahsm Drej Ali olduğunu, Veli paşa'nm orada bulunan görevlileri arayarak, cenazenin Drej'e teslim edilmesini söylediğini, Veli paşa'nm olay sonrasında "Allahtan biz o çantayı şey yaptık, eğer çanta başkalarının eline geçseydi mahvolurduk, bizi bertaraf ederlerdi" beyanları sorulduğunda; Kesinlikle reddettiğin, böyle bir şeyin olmadığını, Abdullah ÇATLI'nın cenazesini teslim alıp almadığı sorulduğunda; Abdullah ÇATLI'nın cenazesini teslim almadığını, zaten hukuki olarak ta bunun mümkün olmadığını, sadece cenazenin Nevşehir'e götürülmesinde eşlik ettiğini, Tuncay GÜNEY ile yapılan mülakatta; Drej Ali ile bu konuda sohbet ettiğini, Drej Ali'nin "Abdullah ÇATLI yemek yediğimiz faturalardan harcadığımız fişlere kadar notlarını tutardı" diyerek bütün belgelerinin çanta içersinde olduğunu, çantayı "yukarıya abiye gönderdim" diyerek Veli KÜÇÜK'e gönderdiğini ima ettiğini beyan ettiği söylenerek; bu bağlamda Tuncay GÜNEY hakkında olan beyanları sorulduğunda; Kesinlikle bu beyanın yalan olduğunu, çünkü o tarihte Veli KUÇÜK'ü tanımadığını, Korkut EKEN'i tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; 1982 yılında Ankara ilinde Kent Otelde tanıştığını, daha önceden tanımış olduğu emekli hakim olan Tahir İLHAN vasıtası ile Korkut EKEN'le tanıştığını, Tahir İLHAN ile birlikte Kent Otele gittiğini, Lobide Korkut EKEN ile karşılaştıklarını, daha önceden kendisini tanıyan Tahir ILHAN'ın Korkut EKEN ile tanıştırdığını, ara sıra özel günlerde telefonlaştıklarını, ayrıca 1991-1992 tarihlerinde istanbul'a geldiğinde bir kere görüştüklerini, bu görüşmede yemek yediklerini, Korkut EKEN'e araba lazım olduğu için bir araba ve şoför verdiğini, işini gördükten sonra aynı günün akşamı geri geldiğini, belki bir iki sefer daha görüşmüş olabileceğini beyan etmiştir. *31.10.2007 günü saat:12.10'da Korkut EKEN ile yaptığı telefon görüşmesinde; A.YASAK'm "ahilerin abisi nasılsın?" "şimdi gene, bize bir vazife çıktı, senle bana" "abi gene vatan millet sakarya" dediği, K.EKEN'in "nedir" diye sorduğu, A.YASAK'm "şeyleri kurdular ya, sana bahsetmiştim atm makinası, bankamatikler vardı" "benim Hakan diye bir kardeşim var orda. hem şirketin yüzde 36 hissedarı hem de orda şirketin ceosu" "Hakanla bir şey geliştiriyoruz, mehmetçik vakfına nasıl faydalı oluruz, şimdi bu ATM'leri Mehmetçik Vakfına para kazandırmak kaydıyla mehmetçik vakfı üzerinden ordu evlerine, askeriyelere kurmak, bir hesap çıkardılar şimdi bir fizibilite çıkardılar." "her sene her sene 10 milyon dolar civarı mehmetçik vakfına 1 lira koymadan para kazandıracağız, varsa türkiye'de böyle bir kuruluş mehmetçik vakfma para kazandıran, "ben istiyorum sen de bu işin içinde ol" "ben istedim ki bu iş senin benim vasıtamla olsun, en üst seviyede olsun, bu paralar daha böyle bir şey yok bir de bunu daha da arttıracağız birşeyler yapacağız, tamam mı abi? faydamız olsun abi. illa silahı alıp dağa çıkmakla olmuyor" dediği telefon görüşmesinde; Görüşmede geçen Hakan..? m kim olduğu sorulduğunda; Hakan'ın; ingiltere'de okuyan oğlunun ingiltere'de kaldığı evin sahibinin teyzesinin oğlu olduğunu, oğlunun bu şahısların evinde kalması sebebi ile Hakan'ı tanıdığını, Hakan'ın ingiltere'de ATM makineleri kurduğunu, Görüşmede bahsi geçen ATM konusu ve böyle bir konu için Korkut EKEN'den yardım istemesinin nedeni sorulduğunda; Hakan'ın Türkiye'de bir şirket kurduğunu, bu şirketin bağımsız olarak ATM makineleri sattığını, kendisinin de bir bölge bayiliği almak istediğini, Atmlerin tanesinin 12.000 Dolara satıldığını, belli bir komisyonun makineyi satan kişiye verildiğini, ayrıca makinenin kurulu olduğu yerde yapılan bir işlemden küçük bir miktarda km^^r^h^^maya aktarıldığını, görüşmede mehmetçik vakfına gidecek para olarak bahsetm'ği' olayın işe; Mehmetçik Vakfı bu 1180

ATM'leri almada aracı kuruluş olursa veya çeşitli yerlere kurulmada aracı olursa bu şekilde Mehmetçik Vakfına para gideceğini konuştuklarını, daha sonrasında projenin olmadığını, çünkü teklifi verdikleri şirketin kabul etmediğini, İlimiz Bahçelievler ilçesi Çalışlar Caddesi Neyzen Sokak Ahmet Engin Apartmanı No:6 Daire: 10 sayılı ikametinde yapılan aramada bulunan; -(1) adet Pietro Beretta marka 7.65 mm çaplı, Sema YASAK isimli şahıs adına düzenlenmiş ruhsat tarihi geçmiş tabanca, (2) adet bu tabancaya ait şarjör ve şarjörlere basılı vaziyette toplam (20) adet fişek, -(20) adet 7.65 mm çaplı dolu fişek, -(2) adet Aselsan marka 404059406 ve 4004059521 seri numaralı el telsizi, -(31) adet cd sorulduğunda; Tabancanın eşine ait ruhsatlı tabanca olduğunu, ruhsat süresinin geçtiğini, ancak karakola ruhsat süresi geçmeden önce müracaat ettiklerini, evrakın tamamlanmasını beklediklerini, fişeklerin de bu tabancaya ait olduğunu, Telsizlerin ise, çocuklarının kullandığı küçük mesafeli 1 km'den fazla çekmeyen oyuncak telsizler olduğunu, İkametinde bulunarak el konulan 55 numarası verilen cd'de telsizli ve silahlı şahısların görüntülerinin olduğu görülmüş, Cd'deki görüntüler A-4 kağıdına bastırılıp şahıslar Ali YASAK'a gösterilerek sorulduğunda; Resimdeki şahısların oğlu Halil YASAK'ın arkadaşları olduğunu, resimdeki yerin de eskiden sahibi olduğu Saroz'a bağlı Sazlıdere köyünde bulunan çiftliği olabileceğini,

b) Savcılık ifadesinde; Suçlamayı reddettiğini, böyle bir örgüt ile her hangi bir irtibatının olmadığını, böyle bir terör örgütü ile irtibata geçmediğini, bu örgüt tarafından kendisine sunulmuş bir proje yada kendisinin örgüte sunduğu bir projenin olmadığını, kendisine gelen bir yazının da olmadığını, 1991 yılında Ukrayna ya iş yapmak için gittiğini, Pak mayanın disbiritörlüğünü aldığını, Pak mayanın sahibinin ENGİN PAK olduğunu, Gözaltında bulunan kişilerden VELİ KÜÇÜK ve SAMİ HOŞTAN ı tanıdığını, SAMI HOŞTAN'in Beykoz'da ki evine hiç gitmediğini, Sami HOŞTAN'ın, kardeşinin düğününe geldiğini, bu nedenle düğünde gördüğünü, özel günlerde telefonlaştıklarını, bildiği kadarı ile SAMI HOŞTAN'ın gazinoculuk yaptığını, herhangi bir iş ilişkisinin olmadığın, VELİ KÜÇÜK ile Eminönü'nde bir lokantada karşılaştığını, Veli KÜÇÜK'ün o zamanlar resmi elbiseli ve görevde olduğunu, ancak nerede görev yaptığını bilmediğini, onun dışında başka bir ilişkisinin olmadığını, bunun dışında Veli KÜÇÜK ile daha derinlere dayanan bir ilişkinisin olmadığını, bu kapsamda Susurluk kazası sonrası ABDULLAH ÇATLI'nın kaza yaptığı çantayı VELİ KÜÇÜK'e götürmediğini, Veli KÜÇÜK'ün talimatı ile hareket etmediğini, Kaza olduğu esnada istanbul da olduğunu, SEDAT BUCAK'in şoförü GANI'nin kendisine telefon açarak, "Ağa gil kaza geçirdi. Ağabey gelebilirseniz gelin" dediğini, Gani'nin, SEDAT BUCAK'in babasın yakın dostu olduğunu bildiği için kaza sonrası kendisini aradığını, İstanbul dan şoförü TUNCAY KALAYCI ile birlikte Susurluk'a gittiğini, yolda her hangi bir yerde durmadığını, olay yerine gitmediğini, direk adliyeye gittiğini, gece saat 3-3,5 civarında susurlukta olduğunu, kaza mahalline hiç gitmediğini, şoförünü de hiç göndermediğini, SEDAT BUCAK'ın şoförünü görmediğini, çünkü SEDAT'ı istanbul a naklettiklerini, şoförün de onunla gittiğini, kendisinin de ABDULLAH ÇATLI'nın cenazesin eşlik ederek Nevşehir'e gittiğini, Nevşehir'e ABDULLAH ÇATLI'nı cenazesini götürdükten sonra yani öğleden sora cenaze defnedildikten sonra akşama doğru istanbul a döndüğünü, kaza mahallinden her hangi bir şey almadığını, VELİ KÜÇVK'e btr-_şey teslim etmediğini, zaten o tarihte VELİ KÜÇÜK 'ü tanımadığını, VELİ KÜÇpK'cmeM-ı hlduktan sonra İstinye

OL

1181

f *> * 'ft^t V-T

V

de Avcılık ve Atılıcılık kulübende bir kez görüştüğünü, Istinye Avcılık ve Atıcılık Kulübüne hayatı boyunca 3-4 sefer gittiğini, VELİ KÜÇÜK ile SAMİ HOŞTAN arasındaki diyalogu bilmediğini, birbirlerini tanıyıp tanımadığını bilmediğini, aynı ortamda hiç bulunmadığını, TUNCAY GÜNEY'i tanımadığını, İsmini de ilk kez duyduğunu, ülkenin Anayasa düzeninden her hangi bir rahatsızlığının olmadığını, TUNCAY GÜNEY ile yapılan mülakatta söylediği örgüt ile ilgili bir ilgisinin ve alakasının olmadığını, EŞREF HATİPOĞLU VE HALİL İBRAHİM AKAR 'ı tanımadığını bu şahıslar vasıtası ile de her hangi bir iş takibi yapmadığını, bu kişileri aracı olarak kullanmadığını, Susurluk kazası sonrası Susurluk Adliyesine gittiğinde SAMI HOŞTAN, AYHAN ÇARKIN ve isimlerin hatırlamadığı bir çok insanın olduğunu, SAMI HOŞTAN'ın da kendisi gibi haber alıp oraya geldiğini, Kaza sonrası kendisinin ve Sami HOŞTAN'ın orada olmasının hayatın olağan akışına ters olmadığını, nomral olduğunu, TUNCAY GUNEY'in hakkında verdiği ifadelerin hiç birisini kabul etmediğini, Susurluk kazası esnasında kaza yapan aracı takip ettiği iddiasının doğru olmadığını, olay yerinden her hangi bir şekilde çanta veya örgütsel doküman alıp olay yerinden uzaklaştırmadığını, 1982 yılında KORKUT EKEN'i tanıdığını, KORKUT EKEN'in askerde yarbay rütbesinde olduğunu, bunu kendisine tanıştıran TAHİR İLHAN'ın söylediğini, Ankara 'da kent otelde tanıştıklarını, kendisi ile telefonla görüştüğünü, Bu yönde 31.10.2007 günü bir iş münasebeti ile KORKUT EKEN ile görüştüğünü, bu görüşmenin bir iş görüşmesi olduğunu, Ruhsatlı yada ruhsatsız silahının olmadığını, silahsız dolaştığını, herhangi bir düşmanının da olmadığını, ERGENEKON ve LOBİ yapılanmalarını duymadığını, karşı olduğu ve benimsemediği bir grupla huzurda olmak istemediğini, bu durumdan utandığını, bu şekildeki bir örgütlenmeyi tasvip etmediğini, gözaltına alınan kişilerin çoğunu gözaltına alınınca gördüğünü, Ayhan ÇARKIN VE ZİYA BANDIRMALIOĞLU'nu SEDAT BUCAK'ın yanında resmi koruma olmasından dolayı tanıdığını, kazadan sonra kendileri ile her hangi bir şekilde görüşmediğini, telefon irtibatının olmadığını beyan etmiiştir.

c) Aramada elde edilen deliller; İlimiz Bahçelievîer İlçesi Çalışlar Caddesi Neyzen Sokak Ahmet Engin Apartmanı No:6 Daire: 10 sayılı ikametinde yapılan aramada; -(1) adet Pietro Beretta marka 7.65 mm çapında F 1418200 seri nolu Sena YASAK isimli şahıs adına düzenlenmiş bulundurma ruhsatlı tabanca (Ruhsat tarihi geçmiş) -(2) adet bu tabancaya ait şarjör, -(10) adet şarjöre basılı MKE yapımı 7.65 mm çaplı dolu fişek, -(10) adet şarjöre basılı MKE yapımı 7.65 mm çaplı dolu fişek, -(20) adet 7.65 mm çaplı dolu fişek, -(2) adet Aselsan marka 404059406 ve 4004059521 seri numaralı el telsizi, -(31) adet 1 'den 31 'e kadar numaralandırılmış CD, -(1) adet Nokia 6161 marka 352743016419367 IMEİ numaralı cep telefonu, bu telefona takılı vaziyette 0507010063630 seri numaralı 0538 840 63 63 GSM numaralı Turkcell sim kart, -(1) adet Nokia 3110 model 355523018755415 IMEİ numaralı cep telefonu, bu telefona takılı vaziyette 0701220061621 seri numaralı 0532 702 05 05 GSM nolu sim kart, İlimiz Kartal ilçesi Şamandıra Abdurrahmangazi Mahallesi Rahmet Caddesi Ağaoğlu Villaları (My Village) P3-Pa No:7 sayılı ikametinde yapdan aramada; -(1) adet Nokia 1112 marka 352298/01/314625/7 IMEİ numaralı cep telefonu,

d) Telefon görüşmeleri;

-=

31.10.2007 günü saat : 12.10'da Ali YASAK ile Korkut EKEN arasındaki telefon görüşmesinde özetle; Ali'nin "Amcaların amcası, abilerin abisi nasılsın?" "ŞİMDİ GENE, BİZE BİR VAZİFE ÇIKTI. SENLE BANA." "ABİ GENE VATAN MİLLET SAKARYA." dediği, Korkut'un "...Ali nedir, hayırdır iş?" dediği, Ali'nin "Hayır, şimdi biz bu şeyleri kurdular ya benim. Sana bahsetmiştim bu ATM makinası falan filan bankamatikler vardı." "Şimdi benim o Hakan diye bir kardeşim var orda. Hem şirketin yüzde 36 hissedarı hem de orda CEO şirketin CEOSU." "Şimdi biz bir hafta on gündür bu Hakan kardeşimlen bir şey geliştiriyoruz. Bu Mehmetçik vakfma nasıl faydalı oluruz. Şimdi bu ATM'leri Mehmetçik Vakfı üzerinden Mehmetçik vakfma para kazandırmak kaydıyla, Mehmetçik Vakfı üzerinden ordu evlerine, askeriyelere kurmak. Bu yapılan bir hesap çıkardılar şimdi bir fizibilite çıkardılar." "Her sene her sene 10 Milyon Dolar civarı Mehmetçik vakfma 1 Lira koymadan para kazandıracağız. Varsa Türkiye'de böyle bir kuruluş Mehmetçik Vakfma para kazandıran. "Ben istiyorum sen de bu işin içinde ol. Bir katkımız olsun. Şimdi bunun başında Hasan MEMİŞOĞLU diye bir emekli Korgeneralimiz varmış." dediği, Korkut'un "Hasan MEMİŞOĞLU değil, emekli Tümgeneral var Melih TUNCA diye." dediği, Ali'nin "Esas işler Melih Paşa da bitiyor diyorsun." "Şimdi Hakan'ın gidip en üst seviyede, şimdi alttan bize ulaşmaya çalışıyorlar ama ben istedim ki bu iş senin benim vasıtamla olsun. En üst seviyede olsun. Bu paralar daha böyle bir şey yok bir de bunu daha da arttıracağız birşeyler yapacağız. Tamam mı abi? Faydamız olsun abi. İLLA SİLAHI ALIP DAĞA ÇIKMAKLA OLMUYOR." dediği, Korkut'un "Ali döneyim de onu bir buluşalım biz." dediği, Ali'nin "Yani bu işe biraz çok ciddi eğil ve bu taraf hazır." dediği, Korkut'un "Merak etme sen." dediği,

e) Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Şüpheli Veli KÜÇÜK'ün, Ali YASAK ile ilgili beyanları, Ali YASAK'ı tanıdığını, iki kez karşılaştığını, birincisinin Eminönünde bulunan Hamdi Et lokantasında, lokanta sahibi, Hamdi ARPACI nın yanında gördüğünün, bir kez de istanbul avcılık ve atıcılık kulübünde gittiği bir yemekte karşılaştığını, ayrıca Ali YASAK'ı Yeditepe Üniversitesinde de bir kez gördüğünü, ama ne amaçla orada olduğunu bilmediğini, Şüpheli Sami HOŞTAN'm Ali YASAK ile ilgili beyanları, Drej Ali lakaplı Ali YASAK'la, kardeşi Mehmet YASAK'm düğününde tanıştıklarını, kendisi ile herhangi bir işi olmadığını, susurluk olayı nedeni ile yattığı cezaevinden 2002 yılında çıktıktan sonra Bakırköy' deki ofisine geçmiş olsun demeye geldiğini beyan etmiştir. Şüpheli Fuat TURGUT'un, Ali YASAK ile ilgili beyanları; ALİ YASAK'ı (DREJ ALİ'yi) mafya faaliyetleri içinde olan birisi olarak basında yazılan çizilenlerden okumuş duymuşluğu olduğunu, onun dışında görüşmesinin olmadığını, Sultanahmet'te kafeteryası olduğunu duyduğunu, Ali YASAK'a mafya diyeninde olduğunu, işadamı diyenin de olduğunu, yakınen kendisini tanımadığını,

f)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi; Şüpheliler Tuncay GÜNEY ve Veli KÜÇÜK ten elde edilen BİRLEŞİK KOMİN isimli örgütsel içerikli dokümanda, Birleşik Komün Girişim İstanbul 27 Haziran 2000-06 operasyon isimli dokümanın yapılan incelemesinde: "Saym Ali YASAK Öncelikle son derece memnuniyet verici içten yaklaşımlarınızın titiz ve ciddi bir dikkatle değerlendirmeye alındığını bilmenizi isteriz. Ticari girişim önerileriniz kurumumuza bir rapor olarak sunulmuştur Raporîâîda yer alan önerdiler dayanışma prensipleri ile değerlendirilmiştir. ' ^-———^ ,

Özetle ifade edilen hususların dikkate alınması önemle rica edilir. Başarılı çalışmalarınızın devamlılığını dileriz EK"de bilgilerinize sunulan "LOBİ" kodlu doküman "Birleşik Komün"ün amaçlarını açıklıkla ortaya koymaktadır. Saygılarımızla Birleşik Komün" Şeklindeki örgütsel içerikli dokümanlardan da şüpheli ali Yasak m ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN içerisinde bulunduğu ve yazı içeriğinden şüphelinin ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNE teklif mahiyetinde projeler ibraz ettiği ve bu projlerin ERGENEKON tarafından değerlendirilip kendisine olumlu cevaplar verildiği gibi ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN sivil yapılanmasını anlatan LOBİ dokümanında kendisine gönderildiği yazı içeriğinden açıkça anlaşılmaktadır. Şüpheli her nekadar beyanlarında Veli KÜÇÜK'ün ile irtibatlarının bulunmadığını beyan etmişisede, Tuncay GÜNEY in beyanlarını şüpheli kısmen kabul etmektedir.gerek Tuncay GÜNEY beyanları gerek sede Arnavut sami kod Sami HOŞTAN la olan örgütsel irtibatları zaman zaman Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ile görüşmeleri, MAFİANIN Yeniden Yapılanması(reorganizasyonu) belgesine göre mafyanın kontrol altına alınıp tek elden yönetilmesi, Arnavut sami kod Sami HOŞTAN m yukarıda Mafya bölümünde anlatılan lider konumunda olması ve tüm illegal işlerle uğraşan kişilerin Arnavut sami kod Sami HOŞTAN ile irtibattan, susurluk kazasında cenazeyi almaya gitmesi ve Tuncay güneyin beyanları göz önüne alındığında, Şüpheli Ali YASAK'm ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğu, mafya yapılanmasında yer aldığı anlaşıldığından; Şüphelinin eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir..

39-ŞÜPHELİ VATAN BÖLÜKBAŞOĞLÜ a) Emniyet ifadesinde özetle; Kendisinin, 1984 yılında Çanakkale ilinde doğduğunu, ilk orta ve lise öğrenimimi Çanakkale ilinde tamamladığını, 2004 yılında askere gittiğini, Askerlik hizmetini Kütahya ve Ankara illerinde yaptığını, 2005 yılında terhis olduğunu, terhis olduktan sonra izmir ilinde Sarı Zeybek özel güvenlik kursundan Silahlı Özel Güvenlik Sertifikası aldığını, ancak özel güvenlik dalında herhangi bir işte çalışmadığını, 2 yıl süre ile çeşitli işlerde çalıştığını, 2007 yılı Nisan veya Mayıs aylarında Yıldız Mühendislik isimli inşaat Şirketinde işe başladığını, geçimini bu şekilde temin ettiğini, bu işe arkadaşı olan Murat YILDIZ' in vasıtası ile girdiğini, çalışmış olduğu şirketin arkadaşı olan Murat YILDIZ' in dayısı Cihat YILDIZ' a ait olduğunu, halen Çanakkale ilinde ikamet ettiğini, pasaportunun olmadığını ve hiç yurt dışına çıkmadığını beyan etmiştir. Kullanmış olduğu elektronik posta (E-Mail, Messenger) adresleri sorulduğunda; Kendisinin çok fazla elektronik posta adresinin olduğunu, bunların sayısının yaklaşık olarak 150-200 civarında olduğunu, sık olarak kullandığı 3 tane elektronik posta adresinin; [email protected], [email protected] ve [email protected] adresi olduğunu Herhangi bir dernek, vakıf, siyasi parti vb. bir oluşuma üye olup olmadığı sorulduğunda; Tarihten yaklaşık olarak 3,5 ay kadar önce Çanakkale AK Paçti II Teşkilatına üye olduğunu, AK Partinin siyasi geleceğini iyi gördüğünü ve ilende siyasete atılabileceği

^£2—/^/rj/nL n^*~

düşüncesi ile bu partiye üye olduğunu, başkaca bir dernek veya bir kuruma üyeliğinin bulunmadığını, Kendisine sorulan şahıslardan; Haydar ÖZÇELİK'ın kendisinin Çanakkale deki çalıştığı iş yerinde kalfası olduğunu, şahıs ile 2007 yılı yaz aylarında tanıştığını ve yaklaşık olarak 3 ay birlikte çalıştıklarını, Hakan KURBAN'ın sanal ortamda tanıştığı bir kişi olduğu ve yaklaşık olarak 1-2 aydır tanıdığını, şahıs ile herhangi bir şekilde yüz yüze ve telefon ile görüşmesinin bulunmadığını, şahıs ile birlikte yabancı siteleri hacklediklerini, İzzet YILMAZ ile sanal ortamda yaklaşık olarak 1 yıldır görüştüğünü, şahıs ile yüz yüze görüşmediğini, ancak telefon ile birkaç defa görüşmüş olabileceğini, bu şahıs ile de hack işleri yaptıklarını, Mehmet Samet KARŞANBAŞ isimli şahıs ile de yaklaşık olarak 8-9 aydır sanal ortamda tanıştıklarını, şahıs ile yüz yüze görüşmediklerini, telefon ile görüşmelerinin olabileceğini, sorulan diğer şahısları tanımadığını, Veli KÜÇÜK'ü internette çıkan haberlerden dolayı tanıdığını, şahıs ile herhangi bir tanışıklığının ve görüşmesinin olmadığını, Sevgi ERENEROL' u internette çıkan haberlerden tanıdığını, Ali YASAK'ı Kürt Mafyası olarak okuduğu haberlerden bildiğini, Sedat PEKER'i Öztürkler.com'dan bildiğini, siteyi Sedat PEKER'in kurduğunu öğrendiğini, bunu öğrenmesi üzerine siteden ayrıldığını, "ERGENEKON" adlı oluşum hakkında bilgisi ve ilgisi sorulduğunda; Ergenekon 'un herkesin bildiği gibi Türk Milletinin çıktığı yer olarak bildiğini, mail adresinin de bu nedenle "Ergenekon"olduğunu, ayrıca Ergenekon isimli oluşum hakkında internetten okuduğu haberlerden dolayı bilgisinin olduğunu, Okuduğu haberlerden Ergenekon'un aşırı ırkçı Türk Mafyası olduğu kanaatine vardığını, ancak kendisinin kesinlikle böyle bir oluşumla ilgisinin olmadığını, "LOBİ" isimli yapılanma hakkında bilgisi ve ilgisi sorulduğunda; Kendisinin "Lobi" olarak anılan oluşumdan herhangi bir bilgisinin olmadığını, Kuvayı Milliye Derneği ve Vatansever Kuvvetler Güç Birliği hakkında bilgisi ve derneğe üye olup olmadığı soruldu; Sorulan dernekler hakkında internetten haberler okuduğunu, ancak herhangi bir üyeliğinin ve ilgisinin olmadığını, söz konusu derneklerin yapmış olduğu faaliyetlere de katılmadığını, "ÖZEL BÜRO" isimli oluşumla ilgilisi ve bilgisi sorulduğunda; Özel Büro isimli oluşumla ilgili herhangi bir bilgisinin olmadığını, 31.01.2008 günü saat 01.10'da "Rose Alone" ile sanal ortamda yapmış olduğu görüşme sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin Gülnihal SÖZAY olduğunu, şahsın Çanakkale lisesinden arkadaşı olduğunu, Görüşmede neden "ARTIK YAZAMIYORUM. ERGENEKON DAVASI SEBEBİ İLE" şeklindeki yazı sorulduğunda; Kendisinin beyanlarının tamamen hayal gücü olduğunu ve bu beyanları tamamen salladığını, Aynı görüşmede geçen "GERÇEK İSMİM GÜVENLİK SEBEBİYLE AYRIK." derken neyi kastettiği sorulduğunda; Kendisinin olaya gizem katmak için hayal gücüyle bu tür şeyleri sallamış olabileceğini, kendisinin Ergenekon isimli örgüte üye olmasının soz konusu bile y olamayacağını, yf -

fi

// -a ■Vt

\

S*

Aynı görüşmede geçen "Gizlenen gerçekler. Fethullahçı Polislerin, ASKERİ KURUM ERGENEKON'U KARALAMASI HAKKINDA" şeklindeki yazı sorulduğunda; Kendisinin bahsi geçen yazıyı acikistihbarat.com 'dan aldığını, konunun tamamen hayal gücünden ibaret olduğunu, Aynı görüşmede geçen "RAMAZAN AKYÜREK. EGM İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANI VAR İŞİN İÇİNDE." "SAKLANAN GERÇEKLER, HEDEFİMİZE AZ KALDI..." yazısı sorulduğunda; Bu yazıyı da aynı şekilde açık istihbarat.com 'dan kopyaladığını, hiçbir amaç gütmediğini, Ruhsatlı veya ruhsatsız herhangi bir silahının olup olmadığı sorulduğunda; Kesinlikle kendisine ait ruhsatlı veya ruhsatsız bir silahının olmadığını, ancak 2002 yılında babasının aldığı ve halen ikamet ettiği adreste bulunan ve hiç kullanmadığı bir adet havalı tüfeğin bulunduğunu, 37.01.2008 günü saat 01.20'de "Yaşlı Ruh(st)" ile sanal ortamda yapmış olduğu görüşme içeriğinde geçen "EGM İSTİHBARAT ŞB. BAŞKANINA SUİKAST YAPICAZ. BAZI BİLGİLER LAZIM, İLERİ DOĞRU. ZAMANI GELDİ. VELİ PAŞA İÇERİ ALINDI. BU ŞART OLDU." Şeklindeki içerik sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı kişinin Abdülsamet KARŞANBAŞ olduğunu, görüşme esnasında Ramazan AKYÜREK'in isminin aklına geldiğini, ve tamamen gırgır amaçlı yapıldığını, herhangi bir ciddiyetinin olmadığını, görüşmenin tamamen hayal gücü olduğunu, 31.01.2008 günü 01.21 sıralarında "CaCa" ile sanal ortamda yapmış olduğu görüşmenin içeriğinde geçen; "KONU MÜHİM. VELİ PAŞA'NIN EMRİ İLE DEVLET SIRRIDIR. VELİ PAŞA ŞUAN İÇERİDEDİR." Konusu sorulduğunda; Görüşmeiyi İzzet YILMAZ ile yaptığını, Veli KÜÇÜK'ü tanımadığını kendisine hiçbir kimsenin bu konuda herhangi bir talimat vermediğini, görüşme yaptığı şahısların kendisiyle dalga geçeceklerini bildiği için bu şekilde görüşme yaptığını, görüşmeyi gır gır ve gizem amaçlı devam ettirmek için bu şekilde görüşmeler yaptığını, "Bizimkiler" diyerek kastettiği herhangi bir kimse veya grubun kesinlikle olmadığını, Yine aynı görüşmede CaCa'mn "ABİLERİMİZ DE UĞRAŞMAK İSTEMİŞ AMA BİZİM BÜYÜKLER ENGEL OLMUŞ, SÖYLENİLENE GÖRE." yazdığı, kendisinin ise "ABİNLER UĞRAŞMAK İSTEMEDİLERSE, BİZE YOL AÇSINLAR." "BİTİRELİM İŞİ." şeklindeki görüşme içeriği sorulduğunda; izzet'tin görüşmede kendisine ayak uydurmak için bu şekilde, ciddiyeti olmayan beyanlarda bulunduğunu, Abi diye birisinin olmadığını, bu görüşmenin tamamının hayal ürünü olduğunu, Görüşmenin ilerleyen bölümlerinde CaCa'm "ABİ" olarak bahsedilen kişi hakkında "BÜYÜK KENTLERDEN BİRİNİN ÜLKÜ OCAK BAŞKANI" diye bahsettiği kişinin kim olduğu sorulduğunda; Görüşmenin yine gırgır amaçlı, ciddiyetsiz bir görüşme olduğunu, Izet YILMAZ 'in kendisine bu şekilde bir beyanda bulunduğunu ancak kendisinin izzet 'e inanmadığını, Aynı görüşmede tabanca temin etme konusu sorulduğunda; Kendisinin izzet'in "Abi" olarak beyan ettiği kişiye inanmadığını, bu nedenle izzet 'in söylediklerini teyit etmek amacıyla bu şekilde bir beyanda bulunduğunu, Silah temin etmek veya almak gibi bir amacının olmadığını, T.İ.T. olarak bahsettiği ve 13 kişinin yakalandığını beyan ettiği olayın ne olduğu ve T.İ.T hakkında bilgisi ve ilgisi sorulduğunda; Kendisinin Türk intikam Tugayı isimli örgütü internetten okuduğunu, başkaca herhangi bir bilgisinin olmadığını, bu örgüt içersinde kesinlikle yer almağjığmi^görüşmede izzet'i etkileyebilmek için bu şekilde beyanlarda bulunduğunu, lŞ0aşinin ^a%alanması şeklinde de herhangi bir olayın kesinlikle olmadığını,

Aynı görüşmenin sonlarına doğru "6,35 BULSAM, TORNADA KENDİM SUSTURUCU YAPICAM." "BOZMA YAPSAM, OLAY ANINDA PATLAMAZ DİYE KULLANMAK İSTEMİYORUM." Şeklindeki beyanı sorulduğunda; Kendisinin hiçbir zaman silah yapmadığını ve yapmayı da bilmediğini, beyan ettiği gibi bu sözlerim tamamen hayal ürünü olduğunu, herhangi bir kişiye suikast yapmasının söz konusu olmadığını, 31.01.2008 günü saat 01.25'te LazurixTM ile sanal ortamda yapmış olduğu görüşme içerisindeki "VELİ PAŞA'NIN EMRİDİR. 1 KİŞİ KALDIRILACAK. DEVLET SIRRI. BU DEVLET OPERASYONUNDA GÖREV ALACAK MISIN?" şeklindeki beyanı sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı kişinin Hakan KURBAN olduğunu, görüşmeden izzet'inde bilgisinin olduğunu, ancak tamamen hayal ürünü ve gırgır amaçlı olduğunu, Hakan KURBAN'in izzet YILMAZ'a kendisinin beyanlarımı söylediğini, Aynı görüşmede geçen "BAŞARIRSAK... GÜN BİZİM GÜNÜMÜZ, DEVLET BİZİM DEVLETİMİZ, KANUN BİZİM KANUNUMUZ OLACAKTIR." yazdığı, Lazuriştm'nin ise "O DEDİĞİN ANCAK BAŞBAKANI KALDIRIRSAK OLUR." Şeklindeki beyanı sorulduğunda; Görüşmede geçen ve kaldırılacağı düşünülen kişinin Ramazan AKYÜREK olduğunu, ancak böyle bir olayın kesinlikle gerçeğe dönüştürülmek amacıyla yapılmış bir görüşme olmadığını, sadece gırgır amaçlı yapılmış bir görüşme olduğunu, Mehmet Ali BİRAND'a karşı herhangi bir suikast hazırlığı yapıp yapmadığı sorulduğunda; Kendisinin Mehmet Ali BİRAND 'in sunduğu haberleri izlemekten hoşnut olmadığını, şahsı kesinlikle sevmediğini, bunu birçok kişiye söylediğini, durumu Ailesinin ve yakın arkadaşlarının bildiğini, sanal ortamda yapmış olduğu görüşmelerde de bu şekilde beyanlarının olabileceğini, Tıpkı Ramazan AKYÜREK 'te olduğu gibi, Mehmet Ali BİRAND hakkında da makara amaçlı görüşmesinin olabileceğini, kendilerinin bir çok kişi hakkında bu şekilde gırgır amaçlı görüşmelerinin olduğunu, kendisini hiç kimsenin yönlendirmediğini ve kimseden talimat almadığını, 28.11.2007 günü 12.45 ve 13.04 saatlerinde, 08.12.2007 günü saat 17.25'te, 22.12.2007 günü 12.40, 14.33 ve 14.38 saatlerinde, 01.01.2008 günü saat 15.24'te, 02.01.2008 günü 13.29, 13.40 ve 15.42 saatlerinde Haydar ÖZÇELİK ile yapmış olduğu telefon görüşmelerinde geçen Haydar ÖZÇELİK'TEN silah ve fişek temin etme konusu sorulduğunda; Kendisinin bir inşaat şirketinde çalıştığını, çalıştığı yer ile kaldığı yer arasında 20 km kadar bir mesafe bulunduğunu, kendisinin her gün üç defa o yoldan gidip geldiğini, Bu şekilde gidip gelirken birkaç defa aracının bozulduğunu ve yolda kaldığını, Bu nedenle kendisini korumak için ses çıkartacak bir tabanca almayı düşündüğünü ve bu görüşmeyi yaptığını, başkaca herhangi bir amacının olmadığını, Haydar ÖZÇELİK'in silah temin edeceği kişi sorulduğunda; Haydar ÖZÇELİK'in kendisine silahı başka birinden alacağını söylediğini, ancak bu şahıs hakkında kendisine bilgi vermediğini, hatırladığı kadarıyla bu şahsa bir defa "REİS" ve "VEIS" diye hitap ettiğini, ancak net olarak hatırlayamadığını, kendisinin herhangi bir kişiden silah temin etmediğini, 08.12.2007 günü saat 18.14'te Ferdi COŞKUN ile yaptığı telefon görüşmesin de geçen "Bana bak bin lira, 6.35 Bin lira temiz. ÇOK VAR ELİMDE TAMAM." şeklindeki beyanı sorulduğunda;

1187

Bu olayda herhangi bir silah ticareti konusunun olmadığını, kendisinin silah almak konusunu Ferdi 'ye de açtığını, kendisinin kesinlikle silahının olmadığını, herhangi bir silah alım satımı yapmadığını, böyle bir girişiminin de olmadığını, 22.12.2007 günü saat 14.40'ta Tamer...? isimli şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesin de geçen "Tamer makinenin sahibi orda değilmiş. Bursa işi donduruldu beni. Vallahi makineyi ayarlayabilseydim gelecektim oraya." Şeklindeki beyanı sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin Tamer YİĞİT olduğunu, konunun Haydar 'la görüştüğü ses tabancası olduğunu, Tamer YİĞİT'in Bursa'da olmasından dolayı şahıstan silahı alıp kendisine getirip getiremeyeceğini sorduğunu, ancak silah işi olmadığı için böyle bir olayın gerçekleşmediğini, 24.01.2008 günü saat 15.45'te X Şahısla yapmış olduğu telefon görüşmesin de geçen "ÇEKİRDEK - ÇEREZ" tabirlerini kullanarak 7.65 tabanca mermisi istedikten sonra "ANKARA'DA KARIŞIK ZATEN. BEN ERGENEKON'DAN BİR AYARLAYAYIM DEDİM DE NEYSE. BEN BAKARIM O ZAMAN." Şeklindeki beyanı sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin izmir'de bulanan dayısı Tayfun AKA olduğu, kendisinin dayısından Gürbüz USTAOĞLU'na hediye etmek için 7.65 silah mermisi istediği, Gürbüz USTAOGLU'nun kendilerinin beton aldığı, beton santralcisi bir şahıs olduğu, şahsın 7.65 mm çaplı ruhsatlı tabancasının olduğunu ve bu silahı kendisine bir defasında gösterdiğini, kendisinin de şahsa hediye etmek amacıyla dayısından fişek istediğini, bildiği kadarıyla dayısının resmi olarak mermi aldığı yerlerin olduğu, bunun için dayısını aradığını, 21.12.2007 günü saat 22.31'de Cihat...? isimli şahısla yapmış olduğu görüşmesinde "Normal ve temiz hat" konusu sorulduğunda; Görüşmeyi yaptığı kişinin patronu Cihat YILDIZ olduğunu, patronunun bu şekilde beyanda bulunmasının amacının telefonda çok fazla kontür harcanması olduğunu, Cihat'in şirket sahibi birisi olduğunu, bu tür bir düşünceyle böyle beyanlarda bulunacak birisi olmadığını, görüşmede geçen araç konusunun Haydar 'dan almayı planladığı ses tabancası konusu olduğunu, Cihat'in eşine de bir tane alacakları için bu görüşmeyi yaptığını, Ses tabancasını neden bu şekilde temin etme ihtiyacı duyduğu sorulduğunda; Kendisinin Haydar'dan normal bir kuru sıkı tabanca istemediğini, kendisinin tabancasının ucu açılmış bir tabanca olduğu, gerektiğinde kullanabilmek amacıyla bu tür bir silah almak istediğini, Bu tür konulan özellikle sanal ortamda görüşmesinin sebebi sorulduğunda; Kendisinin sadece MSN'de görüşme yaptığını, telefonda sadece annesi, babası ve patronuyla görüştüğünü, bunun haricinde sanal alemde kendi içinde bir dünyasının olduğunu, bu şekilde görüşme yapmasının özel bir amacının olmadığını, El konulan bilgisayarların yapılan incelemesi sonucu tespit edilen dosyalarla ilgili ifadesi sorulduğunda; Kurdish Dil Eğitim Ajanlık Türkiye adlı dosyayı bölücü örgüt adına propaganda yapan siteleri hacklemek için bilgisayarına indirdiğini, _turan_parlak-sen_daha_cocuktun-roman adlı dosyayı nereden ve ne amaçla aldığını hatırlayamadığını, Ihd adlı dosyayı bölücü örgüt adına propaganda yapan siteleri hacklediklerinde koyduklarını, başkaca bir amacının olmadığını, 01AwcAXlTY5N4AAAAB AAAAAAAAAAAJl] adlı dosyayı resmi kendisinin yapmadığını, bilgisayarına da nereden geldiğini bilmediğini, Bbbb adlı dosyayı kendisinin tasarladığını ve yaptığını, ancak tamamen hayal gücünden ibaret olduğunu, herhangi bir yerde kullanmadığını, ERGENEKON adlı dosyayı kendisinin tasarladığını, basında çıkan jıaj^gzler üzerine kendisinin böyle bir tasarım yaptığını, 4^''^ uÂ^\-

Hackedvtnturk adlı dosyayı siteleri hacklediğinde koyduğunu, başkaca bir amacının olmadığını, 45 adlı dosyayı bir internet sitesinden indirmiş olabileceğini, şahsı ve konunun ne olduğunu bilmediğini, SKY TÜRK "YEREL SEÇİMLER" 29 MART 2004" adlı belgeyi ne amaçla hangi siteden indirdiğini hatırlayamadığını, musa[l] adlı belgeyi bazı yerde kitabını gördüğü için merak ettiğinden indirdiğini ancak okumadığını, 6_7_eylul, 16_mart_1978, beyazJhtilal, denizlere, johnsonjnektubu ve Sivas^cehennemi isimli video dosyalardan denizlere isimli videoyu müziği hoşuna gittiği için indirdiğini, ancak diğer videoları ne amaçla indirdiğini hatırlayamadığını,

b) Savcılık ifadesinde özetle; Emniyette vermiş olduğu ifadeyi tekrar ettiğini, Çanakkale' de evinin olduğunu, İstanbul' da inşaat şantiyesinde şef olarak çalıştığını, Çalıştığı yerin sahibinin CİHAT YILDIZ olduğunu, çaylıştığı yerin isminin Yıldız Mühendislik olduğunu, askerden terhis olduktan sonra İzmir' de bulunan Sarı Zeybek Güvenlik Kursuna gittiğini ve orada silahlı eğitim sertifikası aldığını, Kendisinin Ergenekon ismini askerde komutanı olan Üsteğmen ÖMER ERGENEKON olmasından dolayı bildiğini, komutanının kendisine özel kuvvetlerden geldiğini söylediğini, bundan etkilendiğini, kendisine T.C.ERGENEKON isimli email adresini aldığını, bu adresi bütün yazışmalarında kullandığını, bunun dışında 150 tane daha değişik email adreslerinin olduğunu ancak 3 tanesini kullandığını, CACA8YAZMAYIN adresi İZZET YILMAZ isimli msn arkadaşının olduğunu, şahsı 1 -2 kez telefonda aramış olabileceğini, SAMET KARSANBAŞ isimli şahsıda internetten tanıdığını, şahısla geyik muhabbeti amaçlı msn görüşmeleri yaptığını, Kendisinin her hangi bir akli hastalığının olmadığını, emailler de geçen "Ergenekon örgütü", "Veli Paşanın talimatı", "Ramazan Akyürek ve başbakanın öldürülmesi" konulan tamamen kendisinin hayal dünyası ile ürettiği şeyler olduğunu, Kendisinin emailler de geçen tabanca alma-verme olayı ile alakalı olarak da çalıştığı şantiyenin şehir dışında olduğundan şantiyede kendi güvenliği için tabanca temin etmeye çalıştığın, Kendisinin "Gaz tabancası olmasın, şöyle iyi bir tabanca olsun, bir koli mermi var" derken hayal mahsulü şeyler yazdığını, Kurtlar vadisini kendisine örnek almadığını, ancak güzel senaryo yazmayı becerdiği için çevresindeki arkadaşlarını öyle kandırdığını, Şu anda kendisinin görüştüğü her hangi bir komutanın olmadığını, dosyadaki tüm telefon görüşmelerinin ve emaillerin kendisine ait olduğunu, ERKUT ERSOY u tanımadığını, şahısla her hangi bir irtibatının olmadığını, VELİ KÜÇÜK' ü tanımadığını, RAMAZAN AKYÜREK hakkında internet sitelerinde emniyetten atıldığı şeklinde yazılar gördüğü için şahıs ile alakalı bilgi toplayıp Ramazan AKYÜREK'e karşı eylem yapacakmış gibi kendisine bir rol verdiğini, ancak her hangi bir kimseden talimat almadığını, "Hoca" denilen ve Prf. Doktor olarak bildiği, tahribat.com' da tanıdığı şahsın ne iş yaptığım bilmediğini, Kendisinin emailler de görüştüğü ve VELİ PAŞA dediği kişinin, JİTEM ve Ergenekon'un kurucusu VELİ KÜÇÜK olduğunu, ancak şahsı tanımadığını, Ergenekon örgütünden de kimseyi tannmadığım, Kendisinin ACIKİSTİHBARAT.COM sitesine girdiğim-; oradaki haberleri okuduğunu, sabotajcılar ve masonlarla alakalı ve matogladyo ile alakalı "yazı lqn^ okuduğunu,

Dosyada mevcut email bilgileri tekrar okunup sorulduğun da; Kendisinin bunları espiri olsun diye hayal mahsulü olarak yazdığını, Telefon tapeleri sorulduğunda; CİHAT YILDIZ'm kendisinin patronu olduğunu, şahısla yapmış olduğu 7 numaralı görüşmede orada geçen "Araba" lafından Kurusıkı tabancanın kastedildiğini, "800 Lira" lafının da kurusıkı tabanca için istenen parayı kastettiğini, Dosyada mevcut görüşmelerden "Sen beni normal bir hattan ara bakayım, temiz bir yerden ara" tabiri ile kontörünün bitmemesi için söylenmiş bir şey olduğunu, 8 numaralı tape sorulduğunda; HAYDAR ile yapılan bu görüşmenin, şahısla pastanede buluşmak için yaptığı bir görüşme olduğunu, 8-9-10-11-12 numaralı tapelerin silah temin etmek için yaptığı görüşmeler olduğunu, bu tapeler den TAMER isimli şahıs ile yaptığı görüşmenin söz konusu tabanca ile ilgili olduğunu, Tamer'in görüşmede silahın Bursa'da olduğundan bahsettiğini 13 numaralı tape de Patronu Cihat ile silahtan bahsettiğini, 14-15-16-17-18 numaralı tapeler de yine silah ve mermi temini ile alakalı görüşmeler yaptığını, Kendisinin SERVET isminde tek birini tanıdığını, o şahsında Çanakkale' de benzincilik yaptığını, 20-21- numaralı tapeler de yine 1000 YTL' ye alacağı ses tabancası ile ilgili konuştuğunu, FERDİ COŞKUN ile olan görüşmesinin tamamen hayal mahsulü olduğunu, kendisinin silah satmadığını, 23 numaralı görüşmede "DAYI" denilen şahsın TAYFUN AKA olduğu nu, şahsın kendisinin öz dayısı olduğunu, GÜRBÜZ USTAOGLU denilen beton firmasının sahibinin 7,65 mm. çapında mermiye ihtiyacının olduğunu şahsa hediye etmek amaçlı dayısından mermi istediğini, Kendisinin Ergenekon örgütü üyesi olmadığını,

c) Aramalarda elde edilen deliller; Şüphelinin yapılan üst aramasında; (1) adet Nokia 2100 marka 351478605846008 imei numaralı cep telefonu, bu telefona takılı vaziyette; (1) adet 0 506 286 27 57 numaralı Avea sim kart, (1) adet 0 545 892 20 30 numaralı Vodafone sim kart, (1) adet Nokia N70 marka 356963019501567 İMEİ numaralı cep telefonu, bu telefona takılı vaziyette; (1) adet 0 534 430 68 59 numaralı Türkcell sim kart, (1) adet MMCMMOBİLE marka 1Gb hafıza kartı, Şüpheliye ait Ankara ili Beypazarı ilçesi Kurtuluş Mahallesi Örnek Sokak No:8 Kt.3 adresinde aynı gün saat:21.45 sıralarında yapılan aramada; (1) adet HP marka diz üstü laptop bilgisayar, (1) adet PRETEC marka 512 MB Flaş bellek, 03.02.2008 günü saat 22.20 sıralarında yine şüpheliye ait Çanakkale ili ismet Paşa Mah. Gök Sok. Pelin Yapı Koop. A Blok D. 5 sayılı ikametinde yapılan aramada; (1) adet beyaz renkli Intel inside Pentium 4 ve CD-Rom kısmında LG ibaresi bulunan arka bölümünde, Made in China yazan bilgisayar kasası bulunarak el konulmuştur.

İnceleme tutanakları; Şüphelinin yapılan dizüstü bilgisayar incelemesinde, ERGENjiKpN adîfcdjjsyanın içeriğinde, Vatan BÖLUKBAŞOGLU nun fotoğrafları ile "T.C. ERGE$mKONM0%ERÖR

h

m

ORGUTU" yazdığı, ayrıca değişik dosyalar içerisinde, bayrak, silah ve bomba resimlerinin birlikte yer aldığı resimlerin olduğu, ayrıca küçük yaşta çocuklarla cinsel ilişki halinde çekilmiş video görüntüleri ve hayvanlarla insanların cinsel ilişki halinde iken çekilmiş pornografik video görüntüleri olduğu tespit edilmiştir.

d) İletişim tespit tutanakları; Tape :0019 28.11.2007 tarihinde Servet...? ile görüşmesinde özetle; Vatan'ın "Şeyi soracam sana. Bu memleketten getirdin mi?" dediği, Servet'in "Ayarlamışım ben gidecem oraya." "...annemi götürecem. ONU GETİRİP GELECEM." "Sen geldiğinde hazır olmuş olur herhalde." dediği, Tape:0020 28.11.2007 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Vatan'ın "Benim senden istediğim vardı ya." "Onlar nasıl? Geldi mi?" diye sorduğu, Haydar'm "O HAZIR YA." Dediği, Vatan'ın "Tamam abi bana bi fiyat söylede. Ben Burda bi kaç candaş daha buldum." Dediği, Haydar'm "Ya sana bi milyarın altında falan şey ayarlarız onu." Dediği, Tape :0021 28.11.2007 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Vatan'ın "Abi şeyi soracam ya. Bu içine koymağa seyide var mı bunun elinde." "Çekirdeği falan." Dediği, Haydar'm "Var var." Dediği, Vatan'ın "TAMAM ABİ. BEN Bİ

TANE DAHA ALACAM. ONDAN İKİ. KONUŞURUZ YÜZ YÜZE KONUŞURUZ ABİ GÖRÜŞÜRÜZ." Dediği, Tape :0025 08.12.2007 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Haydar'm "Senin şey hazır." Dediği, Vatan'ın "Of çok iyi abi." "Kaç abi bana" dediği, Haydar'm "İşte dedim ya. Birin altında ben ayarlarım onu." dediği, Tape:0022 08.12.2007 tarihinde Ferdi COŞKUN ile görüşmesinde özetle;Vatan'm "Bana bak bin lisa 6.35" "Binlira temiz." "Çok var elimde tamam." Dediği, Ferdi'nin "Sıfır mı?" diye sorduğu, Vatan'ın "Sıfır sıfır" dediği, Ferdi'nin "Tamam bakarız. Dur ben bi sorayım sağa sola." Dediği, Tape:0007 21.12.2007 tarihinde Cihat...? ile görüşmesinde özetle; Vatan'ın "Abi ben gördüm arabayı" "Çok sağlam bi şeye benziyo nabalım" "Bize 800 falan gibi bi şey konuşuyorla abi" dediği, Cihat'in "SEN BENİ NORMAL Bİ HATTAN EVDAN ARASANA BAKİM." "TEMİZ Bİ YERDEN TAMAM." Dediği, Tape:0008 21.12.2007 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Haydar'm "Ben Esenlerdeyim." Dediği, Vatan'ın "Tamam abi nereye geleyim, seni alayam." Dediği, Haydar'm "Nar fırının oradayım." Dediği, Vatan'ın "Tamam abi oraya geliyorum. Ben ancam seni." Dediği, Tape:0009 22.12.2007 tarihinde Tamer...? ile görüşmesinde özetle; Vatan'ın "Tamam ancam. Ona göre şu saatte çıkıyorum dicem." Dediği, Tamer'in "Tamam onu bana bildir de. Bende ona göre işimi hazırlayayım." Dediği, Vatan'ın "ŞİMDİ NOLUR NOLMAZ YOLDA, BİLMEM NE YAPMASINLAR HADİ GÖRÜŞÜRÜZ." Dediği, Tape:0010 22.12.2007 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ı5j|t?^örüşm||inde özetle; Vatan'ın "Konuştun mu abi adamla?" diye sorduğu, Haydar'm "Falla konuşfifajjtpş," Dediği,

Vatan'm "TAMAM ABİ ONA GÖRE Bİ BENİ ARARSAN YOLA ÇIKACAM BENDE. ARAÇ BİLETİ ALAYIM." Dediği, Tape :0011 22.12.2007 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Haydar'm "ADAM ŞUANDA YALOVA'DAYMIŞ." "ORDAYMIŞ, O DEDİM BOLE BOLE Bİ SORUN VAR. ODA DİYOR, BEN ŞUANDA BURSA'YA GELEMEM." Dediği, Vatanın "O ZAMAN ABİ Bİ DAHAKİ GELDİĞİMİZDE BAKAYIM VEYA SEN ANKARA'YA GELİRSEN O ZAMAN İKİSİNİ BİR GETİR." "O DAHA RAHAT OLUR BİZİM İÇİN." Dediği, Tape:0012 22.12.2007 tarihinde Tamer...? ile görüşmesinde özetle; Vatan'm "TAMER MAKİNANIN SAHİBİ ORDA DEĞİLMİŞ. BURSA İŞİ DONDURULDU BENİM." "VALLAHİ MAKİNAYI AYARLAYABİLSEYDİM GELECEKTİM ORAYA" dediği, Tamer'in "Tamam MSN'den görüşelim." Dediği, Tape:0014 01.01.2008 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Vatan'm "... HABER VAR MI ABİ TELEFONDAN." diye sorduktan sonra, "... ŞEYLE FALAN OLMAZ MI ABİ? KARGODUR İŞTE VESAİREDİR." Dediği, Haydar'm "O ÖYLE OLMAZ. BİRİ O TARAFA DENK GELİRSE Bİ ARKADAŞ DENK GELİRSE BEN SANA GÖNDERİRİM." Dediği, Vatan'm "Süper olur abi." "İKİ TANEYDİ DE Mİ?" dediği, Haydar'm "HE HE TAMAM" dediği, Tape :0015 02.01.2008 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Vatan'm "Abi ben gelemiyom. Şimdi benim yeğen Çanakkale'de Ankara'ya gelecek." "O bugün gelecek büyük ihtimal. Sana uğrayıp gelecek." "Onla bi buluşsan diyorum." Dediği, Tape:0016 02.01.2008 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Vatan'm "Abi ben yeğeni aradım. Arıycak seni ulaşacak." "Kontür falan da vermeyi unutma abi." "Tamam abicim ellerinden öperim." Dediği, Tape:0017 02.01.2008 tarihinde Haydar ÖZÇELİK ile görüşmesinde özetle; Haydar'm "... Ee SEN O ÇOCUĞU ŞE YAPTIN PARA VAR MI ONDA?" diye sorduğu, Vatan'm "Yok abi." "Sen dedin ya, o konuda sorun olmaz diye." Dediği, Haydar'm "Yav sorun olmaz da. İşte o adam da diyo para peşin." Dediği, Vatan'm "Peşin mi diyo abi o zaman" "O zor iş ya şimdi görmeden de Burda da bizim abi." Dediği, Haydar'm "YA SEN BURAYA GELDİĞİN ZAMAN GÖRÜRSÜN ZATEN." Dediği, Vatan'm "YA BENİM GÖRMEM GEREK DEĞİL ABİ. ONUN GÖRMESİ GEREK." Dediği, Haydar'm "Ya hayret bişey.... E ELLİ TANE ATAYIM SANA." Dediği, Vatan'm "Yav abi ben sana güvenirim de. İşte benimle alakalı değil konu yani. YA BU ADAM BİZE KIYAK GEÇEMEZ Mİ BU ŞEKİLDE." "...Bana vade yapacağm var mı?" dediği, Haydar'm "Ya benim olsa ben zaten sana şe yaparım. Öbür tarafta olduğu için." Dediği, Tape :0023 24.01.2008 tarihinde X Şahsm ile görüşmesinde özetle; Vatan'm "7.65 BİLYON ONU ÇEREZİ LAZIM BANA" "ÇEKİRDEK BULAMAZ MIYIZ İZMİR'DEN" dediği, X Şahsın "Bu aralar karışık buraları." Dediği, Vatan'm "ANKARA'DA KARIŞIK ZATEN. BEN ERGENEKON'DAN BİR AYALAYAYIM DEDİM DE NEYSE. BEN BAKARIM O ZAMAN. SEN GELECEN Mİ DAYI. BİR AY İÇİNDE BURAYA." Dediği, X Şahsın "Bilmiyom ki bakarı/ du-Füfnâ göre ayarlarız." Dediği,

<^V&*^'

Tape :0024 tarihinde Ferdi COŞKUN ile görüşmesinde özetle; Vatan'm "Kardeş bana bak 7.65 lazım bana mühimmat." "14'lü de lazım. Sen bi çevreyi araştır sizin..." dediği, Ferdi'nin "Çevreyi araştıranı bulursam sana haber vereyim." Dediği, Vatan'm "Mutlaka haber ver alacağım dayıya tamam mı?" "Yüz kutu yüz elli kutu alacağım." "Oğlum bak telefonların dinlenildiğini biliyon. Götveren 7.65'in mermisi lazım tamam mı?" dediği,

d-1) MSN görüşmeleri; *Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU; [email protected] *Mehmet Samet KARŞANBAŞ; [email protected](Yaşlı Ruh(st) * rumuzlu) İzzet YILMAZ; [email protected] (CaCa (8) Y-A-Z-M-A-Y-I-N rumuzlu) *Hakan KURBAN; [email protected] (LazurixTM rumuzlu) Tape :0002 31.01.2008 tarihinde [email protected] ile Rose Alone takma isimlerini kullanan şahıslar arasındaki görüşmede özetle; Bir süre Tcergenekon'un Rose Alone'yi görüşme listesine nereden eklediği konusunda görüştükten sonra; Tcergenekon'un "Buldum" ":) Gülnihal" "Bende diyorum... nereden ekledim." "Kusura bakma rose'cum." "GERÇEK İSMİMİ GÜVENLİK SEBEBİYLE AYRIK." Yazdığı, Rose Alone'nin "Hayırdır" diye soruduğu, Tcergenekon'un "ARTIK YAZAMIYORUM." "ERGENEKON DAVASI." "SEBEBİ İLE" "İnşaat müdürü" "Diyeyim" "Hatta mezuniyet balosuna seninle gelen sana kavalyelik eden kişi" yazdığı, Rose Alone'nin "Hangi mezuniyet" yazdığı, Tcergenekon'un "Vatan.. .için" yazarak kendisini tanıttığı, Tape:0003 31.01.2008 tarihinde [email protected] ile Hoca takma isimlerini kullanan şahıslar arasındaki görüşmede özetle; Tcergenekon'un "http://tcergenekon. blogspot.com" internet adresini gönderdikten sonra "Okuyunuz hocam..." "Gizlenen gerçekler" "Fetullahçı Polislerin, Askeri Kurum ERGENEKON'U KARALAMASI HAKKINDA." "İşin için büyük isimler var..." "Ramazan AKYÜREK" "EGM İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANI VAR İŞİN İÇİNDE" "Saklanan gerçekler" "Hedefimize... az kaldı..." yazdığı, Tape:0001 31.01.2008 tarihinde [email protected] ile Yaşlı Ruh(st) takma isimlerini kullanan şahıslar arasmdaki görüşmede özetle; Tcergenekon'un "EGM İSTİHBARAT ŞB. BAŞKANINA" "SUİKAST YAPICAZ." "BAZI BİLGİLER LAZIM İLERİDOĞRU" "ZAMANI GELDİ." "VELİ PAŞA İÇERİ ALINDI." "BU ŞART OLDU." yazdığı, Yaşlı Ruh (st)'nin "Abi valla dayım bu işlerin erbabı." "İst'ye kısmetse." "Yurt dışı görevi bitince." yazdığı, Tcergenekon'un "BANA BİLGİ LAZIM." yazdığı, Yaşlı Ruh (st)'nin "Emniyet müdürü olarak." "Atancak." yazdığı, Tcergenekon'un "1 HAFTA KADAR SÜREDE." "RAMAZAN AKYÜREK" "EGM İSTİ. D. BAŞKANI" yazdığı, Yaşlı Ruh (st)'nin "Dayımın arkadaşı" "Türkiye'deki vilayetlerin çoğundaki" yazdığı, Tcergenekon'un "BU BİLGİLER GELİR Mİ? SEN BANA ONU SOLE." yazdığı, Yaşlı Ruh (st)'nin "Yok abi doğal olarak gelmez." Yazdığı, Tape:0004 31.01.2008 tarihinde [email protected] ile CaCa (8) Y-A-Z-M-A-YI-N ([email protected] hesap adresli) takma isimîçp»*ssi§i||lanan şahıslar arasındaki görüşmede özetle; Tcergenekon'un "Caca, az bak^rmsm a@ BİLGİ LAZIM..." "1 HAFTA İÇERSİNDE" "BİR/EGEJL GM%VLİSİNİN 1193

t^HpCij'

•"

BİLGİLERİ" "ÇOK UST DÜZEY" "FETULLAHÇI" yazdığı, CaCa'nm "Tam açar mısın konuyu?" diye sorduğu, Tcergenekon'un "EGM İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANI" "RAMAZAN AKYÜREK" "BİLGİLERİ ŞART" yazdığı, CaCa'nm "Çalışırım" "Bana da sorarlar" "Konu ne?.." yazdığı, Tcergenekon'un "KONU MÜHİM..." "VELİ PAŞA'NIN EMRİ İLE DEVLET SIRRIDIR" "VELİ PAŞA ŞUAN" "İÇERİDEDİR" yazdığı, CaCa'nm "Veli kim :S" diye sorduğu, Tcergenekon'un "ERGENEKON VE JİTEM'İN KURUCUSU" "İÇERİDE OLMASININ SEBEBİ RAMAZAN AKYÜREKTİR" "BAĞLANTILAR GENİŞ, BUNU BURADA YAZAMAM" "TRABZON EGM'DEN SİKTİR EDİLDİ" "HRANT DAVASI YÜZÜNDEN" "ŞUAN GÖREVİ EGM'DE İSTİHBARAT DAİRENİN BAŞKANLIĞI" yazdığı, CaCa'nm "Nasıl bir bilgi istosun?" diye sorduğu, Tcergenekon'un "BU ADAM HAKKINDA HER ŞEYİ" "EN BASİTİNDEN EV ADRESİNİ..." "BU SAKLI TUTULUR" "BENİMKİLER ULAŞAMADI..." "EGM kayıtlarında da yok..." "CACA EGM SANA SORDUĞUMU ASLA BİLMEMELİ" "CIA VE FETULLAH GÜLEN İÇİN ÇALIŞIYOR" "SÜPER NATONUNDA TÜRKİYE'DEKİ 1 NUMARALI UŞAĞI" "Bilgiler gelir mi? Senden duymak istediğim tek cevap bu." yazdığı, Caca'mn "Şuanda tüm bilgiler var EGM'de" "Daha geçen hafta evinden alınmış" "2 gün daha ifade vermiş" "Karışma dediler bana da :S" "Ne ayak anlamadım :D" yazdığı, Tcergenekon'un "Sen birisi mi soruyor dedin..." yazdığı, CaCa'nm "Evet ama sıradan bir insan deil" "Abime" yazdığı, Tcergenekon'un "ASLA VE ASLA" "SANA BU SORULARI SORDUĞUMU SÖYLEME" yazdığı, CaCa'nm "Aksunun sağ kolu diolar" "Kolay kolay bişi yapılmazmış" yazdığı, Tcergenekon'un "GÖRECEKLER KOLAY MI ZOR MU" "TÜRKİYE SAHİPSİZ DEĞİL" yazdığı, CaCa'nm "Ahilerimiz de uğraşmak istemiş" "Ama bizim büyükler engel olmuş" "Söylenilene göre" yazdığı, Tcergenekon'un "Abinler uğraşmak istedilerse" "Bize yol açsınlar" "BİTİRELİM İŞİ" yazdığı, CaCa'nm "Bizimkilerin söylediine göre sadece bi maşa imiş" "ve dibi bilinen bi adam" "Yani yapabilecekleri belli diolar" "ama bunu ortadan kaldırırsan yada bişi getirirsen basma" "bu adamlarda maşa çok" "Daha derin bi adam getirebilirler" "Düşmanın bilineni makbul diolar" "Sana da söylememi istediler" "Daha ii düşünün" yazdığı, Tcergenekon'un "Abinler" "şuan senle" "Konuştuğumun bilincinde sanırım" "Bişey diyor mu..." "Hedef göstersin..." "Veli Paşa içeride" "Emir bekliyoruz" "Bize yararlı olabilecek hedef versin" yazdığı, CaCa'nm "Sanırı inziva da diolar" "İstemdışı bi olay deilmiş" "Sadece biraz bizim üstümüzden bulutların gitmesi için diolar" .................."Bi nevi vatan için feda etmiş kendini" "Çok yatırmayz diolar" "Ama artık görevini tamamlamış" "Afganistan'da fin iyi işlere imza atmış" yazdığı, Tcergenekon'un "BİZİM BİRİLERİNE SIKMAMIZ LAZIM" "BUNUN ACISINI" "ÇIKARMAMIZ LAZIM AMA KİME" "O ÇOK BİLEN ABİN BİZE BİR HEDEF GÖSTERSİN" "AKLIMIZI YİCEZ" yazdığı, CaCa'nm "SORAYIM" "Daha dün gelip odasında ağlamış 21 yaşmda bi genç" "Göster birini die" "SANA DA AYNI CEVABI VERİORMUŞ" "SIKMAYA KALKSAN MERMİ YETMİYO" "BUNLARI BİRBİRİNE DÜŞÜRECEKSİN." yazdığı, Tcergenekon'un "İşi gücü tüm şantiyeyi bıraktım." "İzine çıktım maaşlı." "Cephanede tedarik ettim." "İzzet, Görev versin..." yazdığı, görüşmenin ilerleyen bölümünde CaCa'nm abisi olarak bahsettiği kişinin (Galerici, şekerci... vb) birçok iş yaptığını ancak devlet bağlantısı olmadığını söylediği, Tcergenekon'in "Bana sicil numarası silinmiş ve fabrikadan yeni çıkmış 7.65 bir tabanca bulabilir mi?" "yada 6.35" yazdığı, CaCa'nm abi olarak bahsettiği kişi için "Büyük kentlerden birinin ülkü ocak başkam" yazdığı, Tcergenekon'un "BANA TABANCA LAZIM. BİLDİĞİM HERKES TUTUKLANDI." "ÇANAKKALE'DE BASKIN." "TİT ALAKALI DİYE" "13 KM?L"6.35 BULSAM, TORNADA KENDİM SUSTURUCU YAPICAM" "BOZ^^YAÎp-AM, OLAY ANINDA PATLAMAZ DİYE KULLANMAK İSTEMİYORUM." ^CÜÎVSIKIDAN |) Jj,

1194

I %

)

lif! t •/

^k%

ÇEVİRMEYİ" yazdığı ve bir süre temin edilen silahın temiz olup olmayacağı konusunda yazıştıkları, Tape:0006 31.01.2008 tarihinde [email protected] ile LazurixTM (colaq [email protected] hesap adresli) takma isimlerini kullanan şahıslar arasındaki görüşmede özetle; Tcergenekon'un "LAZU ZAMANI GELDİ..." "SENİN YANINA UĞRAYACAĞIM, İŞ BÜYÜK" yazdığı, LazurixTM'nin "Neyin zamanı geldi abi?" diye sorduğu, Tcergenekon'un "VELİ PAŞANIN EMRİDİR." "1 KİŞİ KALDIRILACAK." "DEVLET SIRRI" "BU DEVLET OPERASYONUNDA GÖREV ALACAK MISIN?" "BUNUN İÇİN 2 GÜN DÜŞÜN..." "Bu süre içinde seninle irtibatım olmayacak." "Her şeyi göze alabileceksen... bu yolu seç..." yazdığı, LazurixTM'nin "Olayı pek anlamadım." "Kaldırılacak dediğin şeyi ben mi yapıca." diye yazdığı, Tcergenekon'un "BİR NEVİ AMA TEK OLMAYACAKSIN" yazdığı, LazurixTM'nin "Ne zamana kadar vaktim var?" diye sorduğu, Tcergenekon'un "2 gün içinde varım ya da yokum diyeceksin." "BAŞARIRSAK... GÜN BİZİM GÜNÜMÜZ, DEVLET BİZİM DEVLETİMİZ, KANUN BİZİM KANUNUMUZ OLACAKTIR." Yazdığı, LazurixTM'nin "Anladım. O dediğin ancak Başbakanı kaldırırsak olur." " ben sana cevabımı veririm abi." yazdığı, Tcergenekon'un ise "2. HEDEF BAŞBAKAN ZATEN" yazdığı, Tape :0005 31.01.2008 tarihinde [email protected] ile P;P;) takma isimlerini kullanan şahıslar arasmdaki görüşmede özetle; P;P;)'nin muhtemelen Tcergenekon'un internet üzerinden göndermiş olduğu bir yazılı ile ilgili olarak "Neyle ilgili buuu" yazdığı, Tcergenekon'un "Oku ve bu ülkeye hizmet et." "En azından bunu okumakla yap." "Her şeyi bilin..." "VELİ PAŞA İÇERİYE ALINDI." "CIA VE FETULLAH GÜLEN KOMPLOSU" "Türkiye esir almıyor." yazdığı,

e) Diğer şüpheli ve tanık beyanları; Hakan KURBAN alman ifadesinde özetle; Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ile arasındaki ilişkisi sorulduğunda; Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU' nu tanımadığını, TCERGENEKON@GMAİL.COM sitesini kullanan kişiyi tanımadığını, bu MSN adresi kullanıcısı ile son bir aydır yazıştığını, kedisini Vatan nickiyle tanıtan kişinin siteden kendisinin adresini alarak kendi sitesine ekleme yaptığını, şahsın kendi ismini söylemediğini, şahsın kendisine sitenin diğer yöneticileri olan CACA, Gürkan 142, Doublekicx nickleri kullanan şahıslarla aynı sitelerde görev yaptığını söylediğini, bu sitelerin www.alfahack.com, www.milli-harekat.org sitelerinde ortak yöneticilikler yaptıklarını söylediğini, Vatan nickini kullanan şahsın yazışmaya başladıkları günlerde kendisini üsteğmen olarak tanıttığını, kendisinin de buna inandığını ve konuşmalarına biraz daha dikkat ederek ciddi olmaya başladığını, diğer sanal ortamlardaki gibi ciddiyetsiz konuşmadığını, bunun sebebi olarak şahsın askeri bir kimlik sahibi olmasından kaynaklandığını, Bazen kafasına takılan soruları sanal ortamda görüşmeye başladıklarını şahıs ile hafta da bir ya da iki defa yazıştıklarını, operasyondan önceki akşam Vatan nickini kullanan şahsın kendisine "Veli paşanın emridir. Ortadan biri kaldırılacak, bu devlet operasyonunda varmışın, ikigün boyunca düşün, her şeyi göze al, bana cevap ver." yazdığını, şahsın söylemlerini pek ciddiye almadığımı, şahsa kaldırılacak kişinin kim olduğunu sorduğunda, kendisinin işi Kabul etmesi durumunda ismi söyleyebileceğini söylediğimi, kendisinin de gülümseyerek "Başbakan mı öldürülecek" diye sorduğunu, şahsw^âif^ffcmr 2. hedef Başbakan " şeklinde cevap verdiğini, bu şahsı Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU olaraknezarethanede tanıdığını,

Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ve izzet YILMAZ arasında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda; Bu şahısların arasında ne gibi bir ilişki olduğunu bilmediğini, ancak bir birlerini tanıdıklarını sanal ortamdan bildiğini, yine ikisinden öğrendiği kadarı ile ortak sitelerde 4 yıl yöneticilik yaptıklarını bildiğini, Vatan BÖLÜKBAŞOGLU'nun Ergenekon operasyonu kapsamında yakalanarak haklannda işlem yapılan Veli KÜÇÜK ve diğerleri ile ne gibi bir irtibatlanmn olduğu sorulduğunda. Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU' nun Ergenekon operasyonu kapsamında gözaltına alınan şahıslarla bir ilişkisinin olup olmadığını bilmediğini, ancak operasyon yapıldıktan sonra sanal ortamda görüştüklerinde Vatan'in çok sinirli olduğunu gördüğünü, neden sinirli olduğunu sorduğuda ise kendisine "Bizim başlar alındı, ucu bana da dokunabilir" dediğini, TCERGENEKON@GMAİL.COM adresini kullanan Vatan'm Hoca, Yaşli Ruh, Caca ile yaptıklan sanal ortamdaki görüşmelerinden istihbarat daire başkanı Ramazan AKYÜREK'E karşı silahlı eylem hazırliğı yapmak için bilgi topladıklan, silah temin etmeye çalıştıklan hatırlatılarak, kendisinden bu suikast girişimi ile ilgili herhangi bir talep gelip gelmediği sorulduğunda; Bahsedilen konudan bilgisinin olmadığını, şahıslardan bu şekilde kendisine böyle bir talebin gelmediğini, Haydar ÖZÇELİK, alman ifadesinde özetle; Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nu ne zamandan beri kim veya kimler vasıtası ile tanıdığı sorulduğunda; Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU' nu 2007 yılı Eylül ayında Çanakkale ilinde tanıdığını, Vatan ile birlikte Cevat.. ? isimli şahsın sahibi olduğu inşaatta çalıştıklarını, Vatan 'in inşaatın taşeronluğunu yaptığını, inşaatta sadece bir aylık tanışıklığının olduğunu, başkaca herhangi bir ilişkisinin olmadığını, Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU, Hakan KURBAN, Mehmet Samet KARŞANBAŞ ve izzet YILMAZ arasında ne gibi bir ilişki olduğu sorulduğunda. Kendisinin sadece Vatan BÖLÜKBAŞOGLU'nu tanıdığını, sorulan şahıslar arasında ne gibi bir ilişki olduğunu bilmediğini, bu şahısları Vatanı tanıdığı ve birlikte olduğu süre içersinde yan yanana görmediğini, Vatan BÖLÜKBAŞOGLU'nun Ergenekon operasyonu kapsamında yakalanarak haklannda işlem yapılan Veli KÜÇÜK ve diğerleri ile ne gibi bir irtibatının olduğu sorulduğunda. Vatan ile sadece bir iki kez telefon görüşmesinin olduğunu, Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ile birlikte olduğu süre içersinde kendisine isimleri sorulan şahıslardan hiç bahsetmediğini, Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ile yapmış olduğu telefon görüşmeleri soruluduğunda; Vatan ile Çanakkale de çalıştığı dönemde kendisinden bir kuru sıkı tabanca istediğini, ancak silah alıp verme gibi bir durumun olmadığını, Vatan 'in kendisine sorduğu şahsın arakadşı Ağrı ili halkından soy ismini hatırlayamadığı, Reis isimli bir şahıs olduğunu, Vatan'ın Reis'i tanımadığını, Reis isimli arakadaşında bir kuru sıkı tabanca olduğunu, Reis'in bu tabancayı Vatan'a vereceğini, kendisinin Vatanla Reis 'i görüştürmeyi planladığını ancak böyle bir görüşmenin olmadığını, 22.12.2007 günü saat: 14.38'de Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Vatan'm telefon açıp Reis isimli arkadaşı ile görüşmek istediğini, kendisinin de Bursa da olduğunu söylediğini, bunun üzerine Vatan'm kendisim tekrar adradığını, kendisinin de Vatan'a Reis'in Yalova da olduğunu söylediğini, aslında ^kendisinin Vatan'a yalan söylediğini, çünkü Reis'in o zamanlar Ağn da olduğunu, Vatafî',m sureklr-kendısıni arayıp

görüşmek istediğinden dolayı böyle konuştuğunu, Vatan'm kendisinden iki tane silah istediğini, silahlardan bir tanesini patronunun karısına vereceğini, bir tanesini ise şantiyede bekçilik yaptığı için kendisine alacağını söylediğini, 01.01.2008 günü saat: 15.24'TE Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun silahlan kendisimden kargo ile istediğini, Vatan'm telefonda kafasına göre konuştuğunu, ancak kendisinin Vatan'a kesinlikle silah temin etmediğini, 02.01.2008 günü saat: 15.22'de Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Görüşmede "Reis" isimli şahsın kuru sıkı silah getireceğini, Vatan'a bu silah için yeğeninin para getirip getirmeyeceğini sorduğunu, paranın olmadığım söylediklerini, kendisinin de Reis'in parayı peşin istediğini söylediğini, kuru sıkı tabancanın fiyatının ise 250300 YTL olduğunu bildiğini, Reis'in bu kuru sıkı tabanca için 600 YTL istediğini, 28.11.2007 günü saat: 12.45'TE Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Bu görüşmede de kuru sıkı tabancalardan bahsettiklerini, telefonunda İbrahim diye kayıtlı olan şahsın İzmir de ikamet ettiğini, İbrahim'in kendisini birkaç kez telefonla arayarak elinde bir kaçtane kuru sıkı tabanca olduğunu, 250-300 YTL ye satıp satamayacağmı sorduğunu, kendisininde Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU' nun silah istemesinden dolayı "hazır" dediğini, ancak İbrahim den silah almadığını ve Vatan' a silah temin etmediğini, 28.11.2007 günü saat: 13.04'te Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ile yaptığı telefon görüşmesi sorulduğunda; Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun bahsettiği silahın ne olduğunu bilmediğini, Vatanın fazla mermi bulunup bulunmadığını sorduğunu, kendisininde mermi olmadığı halde var dediğini beyan etmiştir. izzet YILMAZ, alman ifadesinde özetle; Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; Vatan..? isimli şahsı tanıdığını, s oy ismini gözaltında bulunduğu sırada öğrendiğini, tarihten 1,5/2 yıl önce kendisinin kurmuş olduğu Heyqirs.org sitesinde tanıştıklarını, Vatan 'in kendisini bisiklet pompacısı olarak tanıttığını, kendisinin gözaltına alınmadan 1 hafta kadar önce Vatan 'in kendisine bazı şeyler söylediğini, bunlardan bazılarının "Eski Trabzon emniyet müdürü olan ve şu an istihbarat müdürü olan emniyet müdürünü vuracağını, Hatta bu emniyet müdürünün kendi ayağına kadar geleceğini, MOSSAD 'in adamı olduğunu, operasyon yapacağını, bu iş için kendisine 1 milyon dolar verileceğini söylediğiini, kendisinin de Vatan 'a neden seçildiğin sorduğunu, Vatan 'in "Bana Balıkesir 'de ve büyük illerde operasyon düzenlendi. Benim gizliğim çok iyi" şeklinde cevap verdiğini, Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun kendisinden plandığı bu iş için 7,65 çapında silah istediğini, kendisinin bunu kabul etmediğini, bunun üzerine Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun "Bende mermilerden kasa kasa var" dediğini, şahsın Msn yazışmalarında "operasyon zamanı" tarzında nickler kullandığını, Veli KÜÇÜK ismini ilk defa Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'ndan duyduğuunu, Vatan 'in kendisine Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü ve o şahıstan emir aldığını söylediğini, Emniyet Genel Müdürlüğü istihbarat Daire Başkan Ramazan AKYÜREK'I tanıyıp tanımadığı, Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'NUN kendisinden Ramazan AKYÜREK hakkında bir talebinin olup olmadığı sorulduğunda; Ramazan AKYÜREK ismini sadece internetten t^o*g^ğfMiğini, Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun kendisinden Ramazan AKYÜREK'in adresim buffîh^ın%Jstediğini, kendisinin de Vatan 'a. adresi hulamavacavmı sövledipini.

kendisinin de Vatan 'a adresi bulamayacağını söylediğini,

ı'f ■*. *.. ^-2S^ "JJ»%

31.01.2008 günü saat: 01.21'de [email protected] ile caca (8) y-a-z-m-a-y-i-n ([email protected] hesap adresli) takma isimlerini kullanan şahıslar arasındaki görüşme sorulduğunda; Tüm bu görüşmelerde geçen ve kendisine ait konuşmaların Vatan BOLUKBAŞOGLU'nu fikrinden caydırmmak ve korkutmak amaçlı olduğunu, Vatan'ın kendisine sadece istibaratçı bir müdürü vuracağını söylediğini, bunun haricinde başka bir şey anlatmadığını, Yine aynı görüşme içerisinde geçen "fjj1" örgütünü ilk defa Vatan BÖLÜKBAŞOĞLUNdan duyduğunu, bu örgütle ilgili başkaca bir şey anlatıp anlatmadığını hatırlayamadığını, Vatan BOLUKBAŞOGLU'nun kendisinden silah istemesinin sebebi sorulduğunda; Kendisinin Vatan ile olan görüşmesinde "Abi" diye birinden bahsettiği için kendisinin silah bulabileceğini düşünmüş olabileceğini, kendisinin kesinlikle şahsa silah temin etmediğini, Mehmet Samet KARŞANBAŞ, alman ifadesinde özetle; Vatan BOLUKBAŞOGLU'nu tanıyıp tanımadığı sorulduğunda; Vatan..? isimli şahsı tanıdığını, şahıs ile tarihten yaklaşık 1 yıl kadar önce internet ortamında Hayqirs. org isimli sitede tanıştığını, sitede yaptığı görüşmelerde Vatan 'in Ermeni Soykırımı gibi konulardan bahsettiğini, Vatan BOLUKBAŞOGLU'nun kendisinden bir keresinde bazuka istediğini, kendisinin bu isteği kaale almadığını, Vatan 'in kendisine internet ortamından bir resim gönderdiğini, bu resmi gönderdikten sonra resimdeki şahıs için "Ben bu şahsı eğitiyorum, bu şahsa Mehmet Ali BIRAND 'ı vurdurtmak istiyorum " dediğini, Vatan ile MSN görüşmelerinden birinde kendisinin silah sattığını ve kendisine bir silah aradığını söylediğini, kendisininde polis çocuğu olmasından dolayı silahın ruhsatlı mı ruhsatsız mı olduğunu sorduğunu, Vatan'ın silahın ruhsatsız olduğunu söylemesi üzerine şahsı uyardığını, bu silah konusu konuşulurken Vatanın, kendisinin karanlık ilişkileri olan biri olduğunu söylediğini, kendisinin ise bu duruma güldüğünü, Yine bir keresinde Vatan BOLUKBAŞOGLU'nun kendisine bir gazeteci ismini söylediğini, ancak kimi söylediğini hatırlamadığını, Vatanın bu şahsı da vuracağını, çünkü görüşlerinin hoşuna gitmediğini kendisine söylediğini, bir keresinde de MOSSAD'dan 1 milyon dolar para geleceğini söylediğini, Veli KÜÇÜK ile Vatan BÖLÜKBAŞFNIN ne tür bir ilişkisi olduğu sorulduğunda: Vatan 'in kendisine Veli Paşa diye birinden bahsetmediğini, 31.01.2008 günü saat: 01.20'de [email protected] ile yaşli ruh(st) takma isimlerini kullanan şahıslar arasındaki görüşme sorulduğunda Bahse konu görüşmeyi Vatan BÖLÜKBAŞOGLU ile yaptığını, şahsın kendisine yine saçma sapan konuşarak bir suikast yapacağını söylediğini, kendisinden bilgi ve belge istediğini, ailesinde çok sayıda polis olduğunu Vatan7ın bildiği için böyle bir yola başvurduğunu, fakat kendisinin kesinlikle bilgi vermediğini, zaten böyle bir bilgiye ulaşma imkanının olmadığını, Vatan'ın kendisine Ergenekon.blogspot.com isimli sitenin adını göndererek, "Ergenekonun gerçekleri bu sitede yazıyor, bana bu site için bilgi ve belge lazım " dediğini beyan etmiştir.

g) Hukuki durumunun değerlendirmesi; "%-

i*

***

fi J» % />-^ "

r

7

-

I &i

3*. +**%..

Şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun dosyada beyanları mevcut arkaşlan ve internet Şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun dosyada beyanları mevcut arkadaşları ve internet gruplarıyla yaptığı yazışmalarda, kendisini ERGENEKON terör örgütünün bir üyesi olarak tanıttığı, Hakan KURBAN'la yaptığı görüşmelerde Vatan nickini kullandığı, kendisini üsteğmen olarak tanıttığı, daha sonra bu tür yazışmalarla inandıncı bir hava oluşturduğu, bu şahsa "Veli paşanın emridir. Ortadan biri kaldırılacak, bu devlet operasyonunda var mısın, ikigün boyunca düşün, her şeyi göze al, bana cevap ver diyerek 2. hedefin Başbakan" şeklinde telkinlerde bulunduğu, Ergenekon terör örgütüne yönelik yapılan operasyondan sonra şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun çok sinirli olduğu neden sinirli olduğu sorulduğuda ise "Bizim başlar alındı, ucu bana da dokunabilir" şeklinde kendini ele verdiği, şüphelinin Haydar ÖZÇELİK'le silah bulması için telefon görüşmeleri yaptığı, İzzet YILMAZ'la Heyqirs.org sitesinde tanıştıkları Ramazan AKYÜREK'i öldüreceğini, Balıkesir'de ve büyük illerde operasyon düzenlendiğini kendisinin gizliğinin çok iyi olmasından ötürü bu işi yapabilecek durumda olduğunu, kendisinde mermilerden kasa kasa bulunduğunu söyleyip, Msn yazışmalarında "operasyon zamanı" tarzında nickler kullandığı, Bu şahsa Veli KÜÇÜK ile görüştüğünü ve ondan emir aldığını söylediği, Mehmet Samet KARS ANB AŞ'tan bir keresinde bazuka istediği, bir seferde internet ortamında bir resim gönderip resimdeki şahısı eğittiğini ve bu şahsa Mehmet Ali BİRAND'ı vurdurtmak istediğini söylediği, dosyada mevcut beyanlardan anlaşılmıştır. Şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU ifadesinde Ergenekon terör örgütü üyesi olmadığını kendisinin şaka yaptığını, özenti içinde olduğundan bu tür yazışmaları yaptığını beyan etmiş isede; Şüphelinin tüm görüşme ve yazışmalarında ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN üyesi olduğunu, Veli KÜÇÜK'ten emir aldığını Ramazan AKYÜREK veya BAŞBAKANIN öldürülmesi emrini aldığını, bu konuda gereğinin yapılması için hem istihbari bilgi toplayıp hem de temiz bir silah temin etmek için girişimlerde bulunması hususlan, "abi" dediği şahsın büyükşehirlerden birinde eskiden ülkü ocaklan başkanlığı yaptığını söylemesi, yazışmalannda süper nato ve Ermenilerle alakalı söylemleri arkadaşlarına iletmesi, bilgisayar üzerine uznıanlaşıp Hacker Grubu oluşturması, Veli KÜÇÜK'ten emir aldığını ve Veli KÜÇÜK'ün tutuklanmasından sonra bir şeyler yapılması gerektiğini vurgulaması hususlan ve Tuncay GÜNEY'in Veli KÜÇÜK için adamın rütbesi önemli değildir, işini kime yaptıracaksa onunla ilgilenir demesi ve yine son zamanlarda meydana gelen Dost tarikatı lideri olarak bilinen İhsan GUVEN'in öldürülmesi, Hrant Dink'in Öldürülmesi, Rahip Santoro cinayeti ile Malatya' daki misyonerlerin öldürülmesi olaylannda yaşı küçük kişilerin olaylann faili olarak yakalanmalan, şüphelinin de yaşı küçük olan Hakan KURBAN'a cinayet işlenmesi için teklifte bulunup süre vermesi ciddi olarak da silah temini için görüşmelerde bulunması hususlan göz önüne alındığında, Şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun ERGENEKON TERÖR ÖRGÜTÜNÜN hücre yapılanması içinde kendi beyanında belirttiği gibi Veli KÜÇÜK'e bağlı eylem grubunda görevli örgüt üyesi olduğu, Veli KÜÇÜK'ün yakalanması sebebiyle kendisine verilen emir gereği eylem yapmak için girişimlerde bulunduğu ve kendisini "TİT TÜRK İNTİKAM TUGAYI'" içerisinde tanıttığı, suikast için hazırlık yaptığı sırada yakalandığı, ERGENEKON terör örgütünün üyesi olan ve Veli KÜÇUjK4i%|öförlüğunü REİS (Kod) Sedat PEKER verdiği maaşla yapan şüpheli Emin Çjtfföa YİĞ^Tfl^ele geçirilen, üstünde silah olan bayrak resminin üzerinde; "ÖLÜM vfLfeAHIN HVffijkBİZ EMİR 1199 İIIİJ&^\

s w..

KULUYUZ TİT" yazdığı ve yine ERGENEKON terör örgütü üyesi olan Semih Tufan GÜLALTAY'm Akın BİRDAL'a yönelik suikast eyleminin de yine TİT (Türk İntikam Tugayı) olarak üstlenilmesi, ERGENEKON terör örgütünün içerisinde küçük hücre yapılanması içinde şok suikastler için TİT adında silahlı eylem birliğinin bulunması hususları göz önüne alındığında, Şüpheli Vatan BÖLÜKBAŞOĞLU'nun Ergenekon terör örgütünün üyesi olduğu, sansasyonel eylem ve suikast yaptırmak için örgüt adma hücre yapılanması oluşturmaya çalıştığı ve suikast yapılması için çalışmalar yaptığı anlaşıldığından, şüphelinin eylemine uyan, TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri gereğince cezalandırılması talep edilmiştir.

40-ŞÜPHELİ ORHAN TUNÇ aEmniyet İfadesinde özetle; Orhan TUNÇ'un 27.01.2008 günü Emniyet'te vermiş olduğu ifadesinde özet olarak; 1961 yılında Bornova'da doğduğunu, üniversite mezunu olduğunu, babasının asker olması nedeniyle ilkokulu Diyarbakır ilinde Ortaokulu Çorlu'da lise öğrenimimi Ankara'da Askeri lisede okuduğunu, 1980 yılında Astsubay olarak göreve başladığını, değişik görev yerlerinde çalıştığını, 1982 yılında Gülseren (ÖZDEMİR) TUNÇ ile evlendiğini, iki çocuğunun olduğunu, 2001 yılında emekli olduğunu, araştırmacı gazeteci yazar olarak Bandırma'da ilk haber, Balıkesir Birlik Gazetesi, Ankara Anayurt, Bandırma Son Kurşun isimli gazetelerde köşe yazarlığı yaptığını, piyasaya çıkmış "KUTSAL SAVAŞ" isimli bir kitabının olduğunu, bir kitabının da hazır çıkmak üzere olduğunu, aynı anne ve babadan olma 5 kardeşinin olduğunu, 2000 yılında Malatya Emniyet Müdürlüğünden Yeşil Pasaport aldığını, yurt dışına çıkış yapmadığını, illegal yoldan da çıkışının olmadığını, kendisi ve ailesi hakkında güvenlik güçleri tarafından herhangi bir işlem yapılmadığını, (TEMAD)'a Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği üyesi olduğunu, Güney Marmara Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı yaptığını, halen bu cemiyetin yönetim kurul üyesi olduğunu, ANAP Bandırma İlçe Başkanı olduğunu, herhangi bir terör örgütüne üyeliğinin olmadığını, Ümraniye'de ele geçen el bombaları ile herhangi bir ilgisinin ve bilgisinin olmadığını, evde ikamet eden Ali YİĞİT isimli şahsı tanımadığını, Başkanı olduğu Büyük Türkiye Lobisi ile ilgili; LOBİ'yi tarihten 5 ay kadar önce DYP eski milletvekili Tevfık DİKER isimli şahsın kurduğunu, kendisine konuyu e-mail yolu ile açtığını, amacının merkez sağ partilerinin birleşmesini sağlamak olduğunu kendisine söylediğini, kurucu üyelerin çoğunluğunun Tevfık DİKER'in DYP'li siyasi arkadaşları olduğunu, Tevfik Bey'in bu aşamada Sinan AYGÜN, Süleyman DEMİREL, Hüsamettin CİNDORUK, Çetin ÖZAÇIKGÖZ, Süleyman SOYLU, Erkan MUMCU, Abdüllatif ŞENER, Mehmet Ali BAYAR, Çağrı ERHAN, Aytunç ÇIRAY ve DP ve ANAP il başkanları başta olmak üzere bu şahıslar ve merkez sağ ile ilgili bilgileri Büyük Lobi'nin internet sitesine e-mail olarak gönderdiğini, buradan herkesin takip ettiğini, amacın Türkiye'deki merkez sağ partilerinin bir araya gelmesinin olduğu, Tevfik DİKER'i tanıdığında kendisinin Genç Parti Genel Başkan Yardımcısı olduğunu, Tevfik DİKER ile kendisini emekli astsubay Erol ERDEM isimli arkadaşının tanıştırdığını, Erol ERDEM'in halen ANAP teşkilat başkan danışmanı olduğunu, Nuri YILMAZ ;Kendisinin iş adamı, Lobi'nin başkan yardımcısı olduğunu, bütün hayatının DYP de geçtiğini, y^f*^"^2**^^ Ahmet ORAK ;Kendisinin Bilgisayar uzmai^ "Başkan^Jphîşmanı ve s siteyi hazırladığını, ?f ■*■ to //Ş=Ş\ Lf |

îĞ%

Related Documents

Ana Sayfa
November 2019 6
Sayfa 4
November 2019 3

More Documents from "Birlik Televizyonu"

December 2019 8
December 2019 0
December 2019 4