Www.somuncubaba.net 2006 006 0068 Kutsal Ve Ozgurluk

  • December 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Www.somuncubaba.net 2006 006 0068 Kutsal Ve Ozgurluk as PDF for free.

More details

  • Words: 1,090
  • Pages: 2
Kutsal ve Özgürlükler Kýskacýnda Batý Bilim ve Hikmet

Doç. Dr. Bayram Ali ÇETÝNKAYA

M

edeniyetlerin, zaman yolculuðunda daha da olgunlaþmasý ve yetkinleþmesi beklenir. Ancak yaþadýðýmýz olaylar ve ortaya çýkan geliþmeler gösteriyor ki, maalesef bu tüm medeniyetler için geçerli olmamaktadýr. Acaba medeniyetlerin çatýþma içerisinde olmaktan baþka seçeneklerinin bulunmadýðýnýn mucitleri, Bernard Lewis ve çömezi Samuel Hungtinton'un kehanetleri ve projeleri eyleme mi geçiriliyor? Dünyanýn küresel sahipleri, nemâlanmak ve "yeni düzeni" gerçekleþtirmek için sunî ve sanal artçý sarsýntýlar mý tasarlamaktadýrlar? Kutsalý ve deðerleri yok sayan, küçük gören ve görünen âlemden dýþlayan modern insan, bunun faturasýný çok aðýr bir þekilde ödemektedir. Çünkü fizik ve madde ötesini bilmeyen, algýlamayan insan için, yaþanan dünyadaki her eylem meþru ve makuldur. Bu halin sonuçlarý ise, kan, þiddet, savaþ, intihar, yalnýzlýk ve yabancýlaþma gibi düþünen ve düþünmeyen canlý ve cansýz her varlýðý yok

36

“Batý tarihi, özellikle ikinci bin yýlý, Ýslâm'ýn deðer ve kutsallarýna fiilî, sözlü ve görsel (matbu) saldýrýlar ve kýþkýrtmalarla doludur. Bu baðlamda Ýslâm'ýn peygamberi ve kutsallarýna saygý gösteren Batýlý entelektüellerin (John L. Esposito, Karen Amstrong vb dýþýnda) sayýsý yok denecek kadar azdýr.”

eden küresel sorunlardýr. Aþkýnlýðýn alanýna saygý göstermeyen, insana da saygý duymaz. Yaþanabilir bir yerküre için inanç ve deðerler taciz ve saldýrýlardan korunmalýdýr. Bu husus, insan(lýð)ýn evrensel görevidir. Aksi taktirde binlerce yýldýr süren insanýn kendi türünü yok etmesi ve ortadan kaldýrmasý kaçýnýlmaz hale dönüþmektedir.1 Batý'nýn Ýslâm'la Karþýlaþmasý Özgürlükler; tüm dinler, inançlar ve ideolojiler için olmalýdýr. Dinler ve ideolojiler, en iyinin hayata geçirilmesi, dünyanýn yaþanabilir hale gelmesi, barýþ ve tahammülün varlýk alanýna taþýnmasý için olmalýdýr. Aksi taktirde savaþ ve çatýþma yarýþýný, kýþkýrtma alaný olarak insanlara sunmak zorunda kalacaklardýr. Batý tarihi, özellikle ikinci bin yýlý, Ýslâm'ýn deðer ve kutsallarýna fiilî, sözlü ve görsel (matbu) saldýrýlar ve kýþkýrtmalarla doludur. Bu baðlamda Ýslâm'ýn peygamberi ve kutsallarýna saygý gösteren Batýlý entelektüellerin (John L. Esposito, Karen Amstrong

vb dýþýnda) sayýsý yok denecek kadar azdýr. Fikir ve düþünce özgürlüðü çerçevesinde, inançlara ve onlarýn deðerlerine saldýranlar, bulunduklarý tarafýn deðiþmesiyle, bu söylemlerinde deðiþiklikler içerisine girebiliyor ve paradokslara düþebiliyorlar. "Öteki"nin Düþünce ve Basýn Özgürlüðü Bu sözlerimizi, temellendirecek þaþýrtýcý ve bir o kadar da düþündürücü birkaç örnek olaydan bahsedeceðiz: Öncelikle, bir dönem gösterime girmiþ, Hz. Ýsa'ya hakaret eden ve Hýristiyan deðerlerini aþaðýlayan "Günaha Son Çaðrý" adlý bir filmin, Batý coðrafyasýnda uyandýrdýðý yanký ve tepkiyi hatýrlamak gerekir. Filmin sinemalarda gösteriminin baþlamasýyla, bu yaþlý kýtada yer yerinden oynamýþ, gösteriler yapýlmýþ, sinema salonlarýna saldýrýlarda bulunulmuþtur. Vatikan dolayýsýyla Papalýk ayaða kalkmýþtýr. Nihayetinde genel olarak filme gösterilen tepki ve reaksiyon, masum, makul ve Somuncu Baba

haklý bulunmuþtur. Tabii ki, filmin gösterilmesinin meþru olduðu, fikir ve düþünce özgürlüðü çerçevesinde görülmemiþ ve bu kapsamda ele alýnmamýþtýr. Yine, yakýn zamanda çekimi yapýlan ve gösterilen Ýsa'nýn Çilesi (Izdýrabý) isimli film, Yahudilerin Hz. Ýsa'ya yönelik acýmasýz iþkence ve eziyetlerini, gereðinden fazla abartýlý bir þekilde iþlemekteydi. Ancak baþlangýçta filmin gösterimi için, ABD'de sinema bulunamadý. Bununla birlikte film, bir çok Yahudi örgüt ve kuruluþ tarafýndan haklý olarak þiddetle eleþtirildi ve kýnandý. Dolayýsýyla bu filmle ilgili ileri sürülen eleþtiriler de gösteriyor ki, hakaret ve gerçekçi olmayan görüntüler, eðer Ýslâm'ýn dýþýndaki bir din için olduðu taktirde makul ve meþrudur. Diðer bir örnek, Batý'nýn düþünce ve fikir özgürlüðünün ana merkezi/üssü olarak kabul edilen ve bu çerçevede üzerinde iki asýrdan az bir zaman geçmiþ olan ihtilalin de gerçekleþtiði Fransa'da vuku bulmuþtur. Bir dönemin Fransýz Komünist Haziran / 2006

Partisi'nin genel sekreterliði görevini de üstlenmiþ olan, Sovyetler Birliði'nin emperyalist iþtahýný ve buna karþý tepkisizliðini sorguladýðý için görevine son verilen ve Parti'den atýlan; yaþadýðýmýz çaðýn ender filozoflarýndan biri, Roger Garaudy'dir. O, seksenli yýllarýn baþýnda hayat ve zihin felsefesi deðiþmiþ, Müslüman olmuþ Batýlý bir entelektüeldir. Garaudy, Yahudilerin Ýkinci Dünya Savaþýnda uðradýðý soykýrýmýn gereðinden fazla abartýldýðýný ve bu dönemdeki Hitler Almanya'sýyla Yahudiler arasýndaki ticarî faaliyetlere ve bazý gizli anlaþmalara dikkat çeken bir kitap kaleme aldý. O, kitapta; bu soykýrýmda, Yahudilerin bildirdiðinin aksine altý milyon insanýn öldürülmediðini, bu sayýnýn çok daha az olduðunu, bir

takým tarihi olay ve belgelerle ortaya koyuyor. Ancak Garaudy'nin bir özelliði de var ki, o da ikinci dünya savaþýnda Nazilerin ölüm cenderesinde bulunan bir kýsým Yahudiye yardým etmiþ ve onlarýn hayatta kalmalarýný saðlamýþtýr. Ne yazýk ki, Ýsrail, Mitler ve Terör2 olarak isimlendirdiði bu eserini, fikir ve düþünce özgürlüðünün þampiyonluðunu yapan Fransa'da yayýmlayacak bir yayýnevi bulamadý. Zirâ, Avrupa'nýn bir çok ülkesinde olduðu gibi, Fransa'da da Yahudi soykýrýmýnýn aksini iddia etmek veya küçümseyici göstermek, cezaî müeyyidesi olan bir suç niteliðindeydi. Nihayetinde Garaudy, kendi imkanlarýyla kitabýný yayýmladý. Ancak bugün Hz. Peygamber'i terörist gösteren ve aþaðýlayan karikatürlerin yayýmlanmasýna, düþünce ve basýn öz-

37

gürlüðü kapsamýnda fýrsat veren, göz yuman, hatta -abartýlý söylemezsekneredeyse alkýþlayan Fransa, kendi ülkesinin Müslüman bir aydýnýna, ayný haklarý tanýmadý ve onu büyük bir para cezasýna çarptýrdý. Bir baþka örnek, AÝHM'nin son olarak, baþörtüsü konusunda aldýðý karar, kurumun adalet mekanizmasýna, olay ve olgunun deðiþmesiyle hükmün de nasýl deðiþebileceðini gösteren þok edici bir örnektir. Diðer taraftan Yahudi bir öðrencinin cumartesi'nin (þabat) kutsal günleri olduðu; o gün yapýlan sýnava girmek istememesi için mahkemeye yaptýðý müracaat, kurumun en yüksek Yahudi din otoritesinin görüþünü esas alarak verdiði karar… Tabii ki, bu karar, din ve inanca saygýnýn en güzel örneklerinden biridir ve alkýþlanmalýdýr. Ancak adaleti bulamayanlarýn son sýðýnaðý(!) olan bir mahkemenin, baþka dinlere de (Ýslâm'a) ve onun mensuplarýna da özgürlüklerden yararlanma fýrsat ve hakkýný vermesi gerekir.

38

Yine ayný Batý, senaryo ve aktörler deðiþtiðinde, özgürlüðü Salman Rüþdi ve benzeri olaylarda da göstermiþtir. Bu çerçevede, Batý'daki fikir ve siyaset eylemcilerinin, Salman Rüþdi'nin Hz. Peygamber ve Ýslâm'a hakaret içeren eserinin yayýmlanmasýna, daðýtýlmasýna, tanýtým ve propagandasýnýn yapýlmasýna ne kadar geniþ bir imkan ve ortam hazýrladýklarý düþündürücüdür. Batý ve Tarihî-ÝÝdeolojik Takýntýlar Acaba tüm olanlarý, Batý'nýn tarihî ve ideolojik damarlarýnýn bir uzantýsý þeklinde mi okumak gerekir? Yoksa yaþananlarý, kendinden geliþen sýradan vakalar þeklinde mi görmek gerekir? Ýkincisini, ihtimal dahilinde deðerlendirmek mümkün gözükmemektedir. Zirâ birkaç ülkede (Danimarka ve Norveç) baþlayan/baþlatýlan kýþkýrtma ve tâciz, akabinde muhafazakâr ve dindar tebâsý aðýrlýklý olan, ayný zamanda Ýslâm ülkeleriyle tarihî

karþýlaþmalarý olan ülkelerde (Ýspanya ve Ýtalya) harekete geçiriliyor. Hadisenin belki çok öne çýkarýlmayan bir yönü de var ki -istenilirse buna uzak ihtimal denilebilir- nükleer enerji ve silaha sahip olan ülkelerin, bu enerji ve silaha sahip olmaya çalýþan bir Ýslâm ülkesi Ýran'a karþý uygulanacak eylem planýnýn yürürlüðe konmasýyla eþ zamanlý olmasýdýr. Þu halde bir cinnet ve hedonist kampanya þekline büründürülen bu hamlelerin hedef noktasý, Hz. Peygamber'in terörist ve kan dökücü ambalajýyla sunulmasýnýn bir gerçekliði var mýdýr? Bu soruya en güzel cevabý, Hz. Peygamber'in söz, eylem ve uygulamalarý vermektedir. Dipnotlar: 1- Bu ve bundan önceki paragraflar (3.-4. paragraflar), konunun önemine binaen, daha önce yayýmlanan bir yazýdan (Somuncu Baba, sayý: 66, s. 38) alýnmýþtýr. 2- Roger Garaudy, Ýsrail, Mitler ve Terör, çev: Cemal Aydýn, Ýstanbul 1996.

Somuncu Baba

Kültür Mah. Ayvaz Önü Mevkii No:16 Niksar/TOKAT Tel: 0356 527 20 89-90 Fax: 0256 527 20 91

Related Documents