Www.somuncubaba.net-2005-009-0059-aski_olmayan_gonul_misali_tasa_benzer-ozcan_unlu

  • December 2019
  • PDF

This document was uploaded by user and they confirmed that they have the permission to share it. If you are author or own the copyright of this book, please report to us by using this DMCA report form. Report DMCA


Overview

Download & View Www.somuncubaba.net-2005-009-0059-aski_olmayan_gonul_misali_tasa_benzer-ozcan_unlu as PDF for free.

More details

  • Words: 810
  • Pages: 2
Edebiyat

Aþký Olmayan Gönül Misali Taþa Benzer… Aþksýzlara verme öðüt, Öðüdünden alýr deðil

Aþksýz âdem hayvan olur, Hayvan öðüt bilir deðil. Yunus Em re

Özcan ÜNLÜ

“Aþkladýr göðün döndüðü; aþkladýr yerin durduðu. Aþktýr çarha koyan feleði; aþktýr temcit okutan meleði. Aþktýr yýldýzlarý seyrettiren; aþktýr ay ve günü devrettiren: Aþktýr nebatatý bitiren; aþktýr çiçekleri getiren. Aþktýr kaþlarý keman ettiren; aþktýr gamzelere kasd-ý can ettiren…”

Diþlerimi kýrdým O’nun aþkýndan; aþkla durdum namaza ki, çýkarsýnlar mýzraðý ayaðýmdan; kan revan içinde yollara düþtüm, O’nu aradým; yani sahibimi, yani sahibimin sesini… Uyudum titredim, soldum, uyandým… “Sen, þehv etine aþk adýný takmýþsýn; fakat þehvetten aþka kadar uzun bir yol var” diyen sesle düþtüm insanlýk kaydýndan; doðruldum, aðladým. Aþkýn aynasýnda gördüm piþmemiþ gözlerimi… Aþk deðildi gözlerimde arayan kendini. Utandým “iman kuþaðýný berk” kuþanmamýþlýðýmdan. Hamdým, piþmeliydim… Dirliðim çið idi ve “aþk odu bahane…” Yollara düþtüm. Yürüdüm ömür boyu. Semerkand’da, Buhara’da, Baðdat’ta, Þam’da, Mekke’de, Medine’de; kadîm coðrafyasýnda yeryüzünün… Bülbülü aþkla aðlatan gülün rayihasýný alabilmek, ney’i inleten aþkýn nefesini tatmak, huysuz gönlümü vuslatla buluþturacak çilehaneyi bulabilmek için… Yürüdüm…

40

“Ten kazancý için bir sanat öðrendim” amma “din sanatý” için de gayret göstermemi buyurdu güzergahýmdaki bütün diller. Ve dedi ki canlarýn caný ses: “A bu dünyanýn canýyla diri olan, utan; N eden böyle dirisin sen? Aþksýz olma ki ölmeyesin Aþkla öl ki diri kalasýn…” O gün yundum, paklandým; çýkardým üzerimden kirli libasýný dünyanýn. Bir derviþ edasýyla gülü kovaladým, nefesi aradým, dergâhýmý ve Tapduk’umu… “Ol” dedi oldum, “piþ” dedi, piþtim elhamdülillah… *** Yol uzundu; yürüdüm. Yürüdükçe dizime derman geldi, dilime ferman. Ýlhamýný aldým katrelerin, suya düþen yakamozlarýn; daha gür çýktý sesim, avazým çýktýðýnca baðýrdým ufuklara, suya O’nu anlattým; O’nu, yani aþký… “Bir bilinmez âþinâ kim adý aþk Hem safâ vü hem cefâ kim adý aþk Kendinin de âþýk u ma’þûku var

Somuncu Baba

Hem belâ hem mübtelâ kim adý aþk” diyerek geçtim sýrlardan, dünya sýratlarýndan. Eðnimde bir hýrka, elimde bir âsâ ve aradým. Suya verdim sesimi: “Hitâb-ý aþký kim anlar kiminle söyleþelim Cevâb-ý aþký kim anlar kiminle söyleþelim” Bir ses böldü yýrtýlan perdesinden sesimi. Ýçime ýtýrlar, yasemenler, zambaklar açtýran bir ses: “Beyim ârif isen yürü yolunca Bunda baþlar yiter kanlar sorulmaz Aþýk öldü deyu salâ verirlen Ölen hayvân-durur âþýklar ölmez…” *** Aþkýn ve muhabbetin küllendiði bir ülkeye kadar bu sesin kuvvetiyle yürüdüm. Kâh aþkýn güzelliðiyle bakî olan evreni hayret ve minnetle seyreyleyerek, kâh aþýk olmayan lezzetsiz gönüllerin þaþkýnlýðýndan ürkerek. Kalpleri soðumuþtu vardýðým ülkedeki herkesin... Ben.. piþtikçe aþka dönen ben, kan ve gözyaþýyla yoðrulmuþ günlerimin ve gecelerimin acýsýyla yaralanmýþ benliðimi onlara hediye etmek için gelmiþtim. Terkimde aþktan baþka bir þey yoktu. Tek hazinemdi aþk. Çünkü biliyordum ki, aþk güzel iþti ve biliyordum ki, “Aþýklarýn meclisinde bir baþka karar var”dý.

Var Eþreofoðlu Rûmî bil hakîkat Vücûdu fânî etmektir, adý aþk!” Toplandý cümle âlem. Lütfûnda olduðu gibi kahrýnda da yanýnda olduðum insanlýk. Cinler, periler ve dahasý. Nefislerini ellerine almalarýný istedim onlardan; “gülü solmayan, keþkülü dolmayan” bir âþýktým nasýlsa ve fakat bir kere olsun dinlemeliydiler beni. Fýrlattým âsâmý Nil’in öte yanýna, eðnimden çýkardým hýrkamý ve aðzýmdan geri aldým lokmamý. Ýstedim ki, bin gönle nasýl girilir böylesi fukaralýkta biline… Ve bir yudum belâ þarabýnýn nasýl aþka döndüðünü bu nâçiz bedende… Durdum ve baktým sapsarý bir yüzle gözümün içini seyreyleyen âleme. Usul usul dile geldi kalbimin damarlarý. Birbirleriyle yarýþýrcasýna sökün etti kelimeler: “Ýþidin ey yârenler; aþk bir güneþe benzer Aþký olmayan gönül misâli taþa benzer Taþ gönülde ne biter, dilinde aðu tüter Nice yumþak söylese sözü savaþa benzer.” Ve sürdürdüm kalbime ilham olan aþk yemiþ mýsralarý: “Siz þöyle sanmanýz kim, ben þimdi âþýk oldum Câným ezel gününde aþka ulaþageldi Kâlû Belâ denmeden, Elest’den ileriden Türlü mihnete âþýk anda dolaþageldi.” … “Madem ki âþýk olmuyorsun; git yün ör, iplik eðir Yüz iþin var, yüz renge boyanmýþsýn,

Aþk, imandý.

Yüz rengin var, yüz alacan…

Teslimiyetti, kayýtsýz-þartsýz.

Madem ki kafatasýnda aþk þarabý yok

Muhabbetti, O’nunla paylaþýlan, rahmetti…

Var geliri bol kiþilerin mutfaðýnda kâse yala…”

Bu vuslatýn erdemini nasýl anlatmalýydým insanlara?.. Düþündüm. Ýstiareye yattým. Ciðerlerimi delen, kalbimi yerinden söken, beynimi iðdiþ edici kâbustan kurtaran ilhamlar üþüþtü dört bir yanýmdan. Bildim ki, “aþktan hapishane gülistan olur, aþksýz olursa bahçe küllük olur.” Dönmeye baþladý dilim, sessiz bir deva yataðýnda uyur gibi yattýðý aðzýmýn kuytusunda: “Cihân-ý hîçe satmaktýr; adý aþk! D öküp varlýðý gitmektir; adý aþk! Elinde sükkeri ayruða sunup Aðuyu kendi yutmaktýr; adý aþk! Belâ yaðmur gibi yerden yaðarsa

… “Aþkladýr göðün döndüðü; aþkladýr yerin durduðu. Aþktýr çarha koyan feleði; aþktýr temcit okutan meleði. Aþktýr yýldýzlarý seyrettiren; aþktýr ay ve günü devrettiren: Aþktýr nebatatý bitiren; aþktýr çiçekleri getiren. Aþktýr kaþlarý keman ettiren; aþktýr gamzelere kasd-ý can ettiren…” *** Durmuþ dinliyordu herkes. Mest olmuþtu cümle âlem. Herkes ve her þey kendinden geçmiþ “aþk, aþk, aþk” diye inliyordu. “Olmuþtu” olmasý gereken, düþmüþtü âlemin gönlüne aþk…

Baþýný ona tutmaktýr; adý aþk!

Bencileyin, yâr-i aþk, tamam ettim sözümü:

Bu âlem sanki oddan bir denizdir

“Ýþit âþýklarýn sýrrýný tâ’n eyleme ey ihvân

Ona kendiyi atmaktýr; adý aþk!

Veren aþk u muhabbeti deðil mi Hazret-i Sübhân?”

Eylül / 2005

41